Giriş
(18)

Sevgilimin mesajlaştığı kız

Mossy
Sevgilimle 1 buçuk yıldır beraberiz. Başta uzak mesafeydik 8-9 aydır o da İstanbulda yaşıyor genelde boş vakitlerimizi beraber geçiriyoruz. Gel gelelim o buraya yeni taşındığı için hiç arkadaşı yoktu. Kendisinin öyle bir kaygısı yoktu ama bütün zamanını benimle geçirmesi başka hiç sosyal ortamı olma
Sevgilimle 1 buçuk yıldır beraberiz. Başta uzak mesafeydik 8-9 aydır o da İstanbulda yaşıyor genelde boş vakitlerimizi beraber geçiriyoruz.

Gel gelelim o buraya yeni taşındığı için hiç arkadaşı yoktu. Kendisinin öyle bir kaygısı yoktu ama bütün zamanını benimle geçirmesi başka hiç sosyal ortamı olmaması falan bana uzun vadede mantıklı gelmedi ve sevgilimi arkadaş edinmeye teşvik ettim. Neyse bu arada kıskanç bir insan değilim normalde. Ama benim sevgilim instagramdan kendisini takip eden (kendisi çok iyi bir elektrogitarist olduğu için bir takipçi kitlesi var) bir kızla müzik muhabbeti yapmaya başlamış sonra da bestelerini atmış, Instagram o formatları desteklemeyince whatsappa geçmişler vesaire. Bana da kızdan arkadaşım arkadaşım diye bahsedipduruyordu. Bugün dikkatimi cezbetti sordum kaçtır bahsediyorsun kimmiş bu arkadaş diye. Anlattı işte, sen bana arkadaş edin diyordun ben de insanlarla sohbet ediyorum ilgi alanlarımı paylaşıyorum falan dedi. OKEY HER SEY COK GUZEL BU NOKTAYA KADAR. Sevgilim yokken bi whatsappını kurcaladım içime kurt düştü. Yapacağım iş değil normalde. Ama kızla 2 haftadır her gün kısa kısa da olsa muhabbet etmişler, herrr gün. Bunların bazılarında sabah uyanır uyanmaz kıza yazmış günaydınlaşmışlar. Mesaj yerine ses kaydı atmış ki huyu değildir ses atmaz. Zaten hobileri müzik olduğu için bir dünya şarkı atılıyor karşılıklı. Atılan emojiler affedersiniz bi hoşuma gitmedi anlatabiliyor muyum. Okurken bi kıskandım, ilk kez kıskandım kendisini.

Sevgilim de şöyle bir insan çok iyi tanıdığım için söylüyorum, iyi niyetli cidden bazen saf denecek kadar. Etik değerleri çok güçlü ve bana aşık olduğunu herkesin bildiği bir adam. Bugüne kadar hiçbir güven sorunu yaşamadık. Simdi durup dururken yılmazı msnden sileceksin triplerine girmek istemiyorum ama rahatsız oldum yani yeni tanıştığı biriyle bu şekilde samimiyet kurmasına. Sevgilimi tanımasam ve gelip kendisi bana anlatmasa şüphe edicem ama edemiyorum da.

Ne tepki vermeliyim sizce çok asabım bozuldu.
0
Mossy
(26.10.23)
Şüphe varsa şüphe yoktur. Amma bu aşamada ne yapılır bilmem
0
olaylar olaylar
(26.10.23)
uyuyan arıyı siz uyandırmışsınız anladığım kadarıyla, çiçeklerin tadını aldı mı bal toplamaya başlar artık :D

ne yapacaksınız, karşınıza çekip konuşacaksınız rahatsızım diye. erkekler de kadınlar gibi daha iyisini bulduklarında ya da sandıkları zaman çekilmeye eğilimliler, o yüzden konuşurken karşıdakini çok büyütmemeye dikkat edin derim. onun ilgisi üzerinden belirtin rahatsızlığınızı.
0
gule gule
(26.10.23)
Açıkçası sevgilimin konuşmalarını okumuş olmamı tasvip etmiyorum ve bunu gidip ona açıkça söylemek istemem çünkü benlik bir hareket de değil. İkincisi böyle bir konuşma birbirimiz üzerinde fazladan hak iddia etmemize ve ilişkiyi boğucu bir noktaya götürmemize sebep olur diye endişeliyim. Bundan sonra her arkadaş dendiğinde birbirimizi sorguya çeker konuma gelmek istemiyorum.

O yüzden de iki arada bir deredeyim
0
🌸Mossy
(26.10.23)
tekrar konusu gecince arkadasim dedigi kisiden ne aekilde bahsediyo? arkadaslar ama yazisarak mi sadece? bizim de sanal sohbetlerimiz oluyor ama instadan takipledigim biri falan diye aciklarim arkadasim demem. normalde asosyalse ayari tutturamaz ipin ucu kacar. tek edindigi arksdas bu mu? bence silceesin yerine bunun siradandan fazla oldugunu niyetinden emin oldugunu ama karsi taraf bunu ilgi olarak gorecegini vs konusmalisin. onun sana gostermesini saglaman lazim tabi konusma sıklıgını
0
mess
(26.10.23)
Kimse arkadaşına durduk yere sabah uyanıp günaydın diye mesaj atmaz. Bazı şeyler nettir bence. Ben bunu hoşlantı kabul ederim, geri kalan şeylere bakmama gerek kalmaz.

Diğer taraftan, insan hoşlanır bu elinde olmayabilir ancak bunun ilişkisine zarar verecek boyuta ulaşmasına izin verip vermemek kendi seçimi ve kendi elinde olan bir şeydir. Sizin sevgiliniz baya muhabbete dalmış görünüyor. Daha diğer taraftan 1,5 yılda ve bu 1,5 yılında daha kısa süresi beraber geçmişken böyle bir şey oluyorsa o ilişkiye umut bağlamazdım ben.

Burada karar sizin, onun yaptıklarını değiştiremezsiniz. Ya buna göz yumup daha ileriye taşınmasını beklersiniz ya da uygunsuz bulup bitirirsiniz.
0
akhenaten
(26.10.23)
İlişkiler başlar, gelişir ve zamanı geldiğinde son bulur. Önce bunu kabul etmek lazım bence. En kötü taraflardan biri öldüğünde bitecek, ben böyle bakmaya başlayınca biraz kafam açıldı. Eğer zaten ilişkiniz sizin müdahaleleriniz, çabalarınız ve yoğun bakımınız sayesinde yürümeye devam edecekse; bunları sağlayamadığınız ilk an yine bitecek. Bir noktada bitecek ilişkiden şu an güzel vakitler biriktirmek yerine, ileride olabilecek kötü bir ihtimalle bugünlerdeki güzellikleri de hiç etmemenizi öneririm. Anın keyfine varın derim.

Süper kahraman değilsiniz, ilişki içerisinde bir bireysiniz. Karşı taraf nasıl sizi zorla ilişkide tutması etik değilse, sizin de tutmanız etik olmayacaktır. Zaten bu etik sınırlar ihlal edildiğinde ilişki toksik bir tarafa doğru gidiyor.

Bahsini etmişsiniz zaten, partneriniz iyi ve sizi seven biri. O zaman buna odaklanıp anın kıymetini bilin. Olası bir gönül kayması durumunda yaşayacağınız (ve belki hiç olmayacak) duygu hırpalanmaları ile kendinizi bugünden hırpalamayın. Burada en temel olgu sizin iyi olma halinizin zarar görmemesidir. Kendi kendinizin iyi olma haline zarar veriyorsunuz gibi gördüm şu anda. Bunun bir ileri adımı daha sık whatsappları kontrol etmek, sosyal medyada darlamak, bazen gözünüze çarpmayacak şeylerin artık batıyor olması vs. bunlar giderek büyüyecektir.

Partnerinizin belli ki tutku duyduğu müzik gibi bir alan var. Bu alanda tutkusunu paylaştığı kişilerle normal kişiler arasındaki ilişkilerden daha yoğun ilişkiler olabilir. Ama bu illa arkadaşlık ötesine geçecek diye bir durum yok. Arkadaşlık ötesine geçecek bir duruma gelirse zaten partneriniz o kadar da ilişkiye sadık biri değilmiş demektir ve ne yaparsanız yapın bunu değiştiremezsiniz. O anda da yol vermek en iyisi olacaktır. Ama bunları şimdiden düşünüp kendinizi hırpalamayın.

Kendinize iyi bakın <3
0
ManikD
(26.10.23)
hocam ben bu konudan dili yanmış biri olarak, hatta ne dili kalbi komple kendisi yanmış biri olarak fikir beyan edeyim. benim de böyle dünyalar kadar güvendiğim o kadar ki sorsalar kendinden herkesten çok kime güvenirsin deseler direkt aklıma gelen isim eski sevgilimdi. o dünya iyisidir, dürüsttür, yalanı dolanı olmaz, aldatmaz vs vs imkansız yani ben yaparım o yapmaz derdim. ilişkimiz sürerken bu sevgili kişisinin bi arkadaşı vardı, mesajlaşıyorlardı zaman zaman. bi keresinde bana başka bir konuyla alakalı olarak mesajlaşmalarını göstermişti bu kızla. kız samimi samimi konuşuyordu, benimki de terslemiyordu. ama hani arkadaşlarıyla samimi olanlar okusa belki ne var bunda da denebilecek tarzda konuşmalar. ben o gün ona insan arkadaşıyla böyle konuşur mu diye sormuştum da işte arkadaşıdır, benimki de nasılsa güvenilir diye uzamamıştı konu. gel zaman git zaman biz ayrıldık, biliniz bakalım sevgili kişisi hemen kiminle sevgili oldu? :) yani sizi doldurmak vs katiyen istemem de sevgilisi olan insanın karşı cinsle sürekli ve samimi iletişimi, münasebeti hayra alamet değildir. bu kadar güvenmeyin, sonra daha çok üzülüyorsunuz. bence sevgilinizle konuşun, sizi de rahatlatacak şekilde kendisine çeki düzen verirse ne ala, ama yok sevgilisi dururken arkadaşım da arkadaşım diye tutturursa (hem de yeni tanıştığı biri için) geçmiş olsun yol yakınken ayrılmak en güzeli.
0
nic cage
(26.10.23)
Az tanıdığın ve de ustelik internetten tanisigin insanla her gun mesajlasma gunaydinlasma flörttür. Sarki paylasimi zaten olayı romantik boyuta cekmeye cok musait. Kıza senden bahsetmis mi hic bu konuşmalarda?
0
instant crush
(26.10.23)
benim de çok sevdiğim kız arkadaşlarım var. hiç biriyle ayda 3 kere wsp'den konuşmadık. dışarda buluşmamız wsp'de konuşmadan fazladır.

ciddi bir şey olmasa bile, günlük flörtvari konuşmalar, sürekli günaydınlaşmalar ilişkiyi yıpratan, insanın başkasına olan değerini törpülemesine neden olur.

yapacağın şey basit, bir defa kız yazdığında "ben mossy, sevgilisiyim kendisi müsait olunca size döner" dersin ya da aradığında açarsın buyrun kendisine iletmemi istediğiniz bişey varsa söyleyin dersin olur biter. kızın da kafası çalışıyorsa, iletişimi azaltır
0
avatar is back
(26.10.23)
Hic kimse arkadaslarina her gun gunaydin mesaji atmaz +1
Sevgiliniz de olaylarin farkinda olmali ki sucluluk psikolojisiyle bu yeni arkadasini sizinle paylasmaya calisiyor ama bu sonucu degistirmez.
Politically correct kasmaya gerek yok.Sevgilinizi karsiniza alip konusacaksiniz rahatsizliginizi ileteceksiniz.Baska bir yolu yok bu isin.
0
turkuaz
(26.10.23)
Gitaristler aldatır. Çoktan boynuz yemiş olabilirsin. Yemediysen de dikkat et yakındır.
0
adwokat
(26.10.23)
ummadık taş baş yarar.
yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur.
bir elin nesi var iki elin sesi va.. dur bu yanlış oldu.

tepki vermeye gerek yok bu tip durumlara bırakacaksın, bir halt yerse hah diyeceksin bu da elendi, yoluna bakacaksın.
0
ananiyimioguz
(26.10.23)
Ya bunun şüphe duyulacak yanı kalmamış ki.
Sor bakalım kaç kişi sabah uyanınca karşı cins arkadaşlarına günaydın mesajı atıyor. Sadece ve sadece hoşlandığın kişiye atarsın. Başka bir açıklaması yok. Ben çok sevdiğim çok iyi anlaştığım arkadaşlarıma bile her sabah günaydın yazıp her gün sektirmeden mesajlaşmam

Geçmiş olsun.
0
Gradient_tabanlı_mor
(26.10.23)
"Partnerinizin belli ki tutku duyduğu müzik gibi bir alan var. Bu alanda tutkusunu paylaştığı kişilerle normal kişiler arasındaki ilişkilerden daha yoğun ilişkiler olabilir. Ama bu illa arkadaşlık ötesine geçecek diye bir durum yok. Arkadaşlık ötesine geçecek bir duruma gelirse zaten partneriniz o kadar da ilişkiye sadık biri değilmiş demektir ve ne yaparsanız yapın bunu değiştiremezsiniz. O anda da yol vermek en iyisi olacaktır. Ama bunları şimdiden düşünüp kendinizi hırpalamayın "

Kaşe imza mühür sirküler ektedir.
MannikD çok güzel yazmış.
Bu kadar güvendiğin bir erkek arkadaşını şu aşamada öcüleştirmek ikinize de haksızlık olur.
Aralarındaki iletişim sıklığını ve gücünü daha legal yollardan ortaya dökebilirsin, gözünün önünde yaşanmasını sağla ve bunun böyle devam etmesi durumunda masum bir kıskançlık belirtisi göster. Bunda kezbanlık da yok, çok masumane bir şey. Tepkisi ne olacak, mesafe mi koyacak yoksa üste mi çıkmaya çalışacak, içini mi rahatlatacak gör.
0
Bruce
(26.10.23)
Haklısın sizin iş bitmiş uzatmadan bitir
0
basond
(26.10.23)
sen internetten tanıştığın bi erkekle her gün gün mesajlaşsan, günaydınlaşsan o ne düşünürdü? bence hoş karşılamazdı. normal bi durum da değil zaten. erkekler ve kadınlar arkadaş olabilir tabi ki ama her gün mesajlaşacak kadar değil ki bunlar çocukluk arkadaşı değil, daha dün internetten tanışmışlar. erkek arkadaşını saf, iyi niyetli filan gibi tanımlaman komiğime gitti :D saf olan sen olabilirsin bunu düşündün mü?

okuduğunu açık edemeyeceksen gel şu arkadaşınla bi tanışalım filan deyip akışına bırakacaksın.
0
elorelia
(26.10.23)
Çocuğun gönlü biraz o tarafa doğru kaymış. Bu senden vazgeçtiği ya da vazgeçeceği anlamına gelmez.
Al karşına konuş. Bu durum sana normal geliyorsa ki öyle değil, benim gözüme hoş görünmedi ve ben buna müsaade etmem de. Kem küm edebilir ama anlayacaktır hatasını. Sonra yolunuza devam edersiniz.
Öyle bir kafa karışıklığı oldu diye ilişki sonlandırılmaz. Ama göz yumulacak bir durum da yok ortada.
0
Tina
(26.10.23)
Bence üçümüz buluşalım diye bir teklif et bakalım ne yapacak, senden bahsetmiş mi kıza bunu bi anlamaya çalış, 1-2 hafta çaktırmadan üzerine git, bir şeylerin farkında olduğunu ancak gözlem yaptığını hissettir, dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır, önümüzdeki maçlara bakacağız.
0
turuncu tonlarda
(26.10.23)
(11)

Kız arkadaşım manipülasyoncu mu gerçekci mi?

marjinal kereste
Merhaba sevgili hafiyelerve stalk konusunda pro olan kız arkadaşlar. İçinde bulunduğum durumda hafiyelik ve ajanlık statüm yetersiz kaldığı için size danışayım.Şimdi haftasonunda cumartesi günü san francisco Amerika'dan İstanbul'a kız arkadaşım gelecekti. Bana Uçak biletinin fotosunu atti ve direkt
Merhaba sevgili hafiyelerve stalk konusunda pro olan kız arkadaşlar.

İçinde bulunduğum durumda hafiyelik ve ajanlık statüm yetersiz kaldığı için size danışayım.

Şimdi haftasonunda cumartesi günü san francisco Amerika'dan İstanbul'a kız arkadaşım gelecekti. Bana Uçak biletinin fotosunu atti ve direkt uçuş yerine san francisco'dan katar doha aktarmali. Katar'dan da sabiha Gökçen dedi ve Bende farklı şehirde olduğum için havaalaninda karşılamak için 700 km yol gittim. Cumartesi ve pazar günü 24 saat 2 koca gün bekledim ve doha'dan gelen uçuşlarda içinde o kız yoktu.

Bana dün kendisini doha'da katar'da memur olarak tanıtan birisi xxx xxxx adlı kız yanında en az 200 dolar nakit para olmadan seyahat etmek, ve aktarmalı bir uçuş olarak havaalanından çıkmaması gerekiyordu, ancak kendisi Katar havaalanı yakınındaki alışveriş merkezine giderken yakalandı ve şuan tutuklu maili geldi.

Ve aynı gün içinde bu sefer tanımadığım bir kadın mail hesabından ben xxx xxxx şuan tutuklandim ve bana sözde katar memurundan gelen benzer bahanelerle şuan an itibariyle tutuklandim diyen mail attı.

Şimdi dananın kuyruğu burada kopuyor. Her aklı başında insan gibi bende kızın tezinin doğruluğunu çürütmek için sorular sordum.

-Aynı aktarmayla gelen her yolcuları da tutukladilar mi? Hayır ben ve başka kişi dedi.

- Bana sözde katar'da memur olduğunu söyleyip mail atan adami face, instagram, linkedin'de stalk yaptım ama teyit edeceğim kişi çıkmadı.

- Ben cia, fbi, mi6 veya ingiliz konsolosu değilim (kendisi ingiliz) sen ingiliz vatandaşı olduğun için bir katarli kolay kolay ingiliz vatandaşını neden kaçak mülteci olarak tutuklasin. Kendi ülkenin konsoloslüğundan yardım iste dedim.

- şuan çantam ve telim dahil olmak üzere her seyimi aldılar dedi. Bende eğer yanındaki yyyy yyyy kadininin mail adresinden mail atabiliyorsan onun telini almadilar da sadece senin telini mi aldılar dedim? O burada çalışan bir kadin ve çok ağladığım için bana yardımcı olmak için telini verdi. Onun mail adresinden sana mail attım dedi.

- Aynı şekilde o kadının da adını şanını google'da stalkladim ama doğruluğunu teyit edecek bir gerçek kişiye ulaşamadım.


- Ben hayatımda katar'da yanında 200 dolar nakit bulundurmama suçu olduğunu duymadım. Madem paran yoktu neden havaalanindan çıkıp doha dışında avm'ye alışveriş yapmaya gittin dedim. Acıktım ve yiyecek için dedi.

Kendisi İngiltere vatandaşı olup malum ingilizlerin meşhur manipülasyon yeteneği çok olduğundan hala daha gerçek mi fake mi kararsizim.

An itibariyle hala daha durum devam ediyor ve olayın bana kalırsa %60 fake ama %40 gerçeklik olduğuna inanıyorum.

Durumun gerçek olup olmadığını nasıl teyit edebilirim? Başka hangi soruları sorarak veya resmi kanallardan teyit edip etmeme hakkında siz değerli hafiye arkadaşlarımdan yardım bekliyorum.

Son 5 gündür dallas dizisi içindeyim gibi hissediyorum.

Bir el atın please.
0
marjinal kereste
(25.10.23)
ilk buluşmanız mı olacaktı? öyleyse geçmiş olsun dolandırılmaya çalışılıyorsunuz. yok, kız arkadaşım derken baya canlı kanlı görüştüğünüz güvendiğiniz vs bi kız arkadaşsa ve sizden para istiyorsa yine geçmiş olsun bi dolandırıcıyla sevgili olmuşsunuz. inanmayın hocam saçma sapan şeyler.
0
nic cage
(25.10.23)
Bence bu kız ingiliz vatandaşı da değil. Bir ingiliz vatandaşını telefonunu falan vermeden, telen açmaya izin de vermeden hapse atacaklarına ben inanmıyorum.

Ayrıca bu kızın nasıl hiç parası olmaz. Yani banka hesabında bile 200 dolar yokken nasıl yola çıktı bu kız, nasıl avm ye gidip yemek yedi. Avmye de taksiyle gitmiştir falan. Ayrıca büyük ihtimalle pasaport polisinden geçip ülkeye gitmiştir. Eğer sorun olsa onun hava limanından çıkmasını engellerlerdi.
Yok eğer hesabında para varsa ama yanında nakit olması gerekiyorsa senin attığın paranın da bir paydası olmayacak.
0
zimbirik
(25.10.23)
Bu arada başlığa ithafen

“Senin bir kız arkadaşın yok”
0
zimbirik
(25.10.23)
Yani hikaye kolpa da kanitlamak istiyosan pnr numarasini isteyip ucusunu sorgula (soyadini biliyorsundur zaten).

Gercekten ucuslarini gerceklestirmis mi onu gorursun en azindan.

Ha tabi cevabi da hazirdir simdi, "telefonumu aldilar, emailme giremiyorum" diyecek. Tabi sana mail atan kizin telefonundan girmek de aklina gelmeyecek vs vs.
0
brkylmz
(25.10.23)
Yemin ediyorum bu ingilizlerde manipülasyon ata sporları olsa gerek.

Artık eminim %99 fake taxi :))
0
🌸marjinal kereste
(25.10.23)
bu olayın ingiliz milletinin karakteristik özellikleriyle falan alakası yok yalnız. sakin kafayla okuyunca senin de farkedebileceğin üzere klişe dolandırıcılık öykülerinden biri. yarın bir gün nijerya prensinden mail gelirse ona da inanma mesela, o da dolandırıcı.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(25.10.23)
Benim merak ettiğim soruyu ne siz bu kıza sormuşsunuz ne de cevaplayanlar size sormuş.

Bu kişi neden size ulaşıyor? Yani sizin yanınıza geliyor olması bir bahane değil ki? Kaç yaşında insan; annesi, babası, kardeşi, yakın arkadaşı bilmem nesi yok mu da daha hiç yüz yüze gelmediği birinden yardım istiyor? Hem de emanet telefonla. Yapmayın allaşkına ne yüzde kırk gerçekliği. Düpedüz bir işler karıştırıyor işte.
0
akhenaten
(25.10.23)
kereste karde$

aktarmali ucusta, havaalanindan cikmamasi gereken birisi nasil pasaport kontrolunu asip cikiyor?

Sazan.avi
Umarim para kaptirmamissindir.
0
cooperr
(25.10.23)
manipülasyon değil ki bu dolandırıcılık
yalan söylediğini düşündüğünüz birine soru sorarak gerçekleri öğrenmeye çalışmanız dipsiz kuyu
0
bir soru sorcam
(25.10.23)
Kankam bu çok çok yaygın bir dolandırıcılık yöntemidir.
0
adwokat
(26.10.23)
Hala kimse “elimde kelepir köprü var” esprisini yapmadı mı?

Dolandırıcık ile karşı karşıyasın.
0
Gradient_tabanlı_mor
(26.10.23)
(5)

Evli kadın iş arkadaşımın çok düzgün kadın arkadaş çevresi var

useless
Usulüne uygun şekilde beni biriyle tanıştırır mısın nasıl derim? söylersem gözünde küçük duruma düşer miyim sizce?
Usulüne uygun şekilde beni biriyle tanıştırır mısın nasıl derim? söylersem gözünde küçük duruma düşer miyim sizce?
0
useless
(23.10.23)
aradaki yakınlığa bağlı.
0
jelly bear
(23.10.23)
Insta hikayelerde birini paylaşırsa güzel kızmış bekar mı diye sor, o değilse başka yok mu diye sor. Instasında ekli olmayacak kadar uzaksan hiç bu muhabbeti açma.
0
Bruce
(23.10.23)
30'a yakın veya üstü iseniz gayet normal, kibarca konuyu açıp söyleyebilirsin. ama 25'lerindeki insanlar böyle şeylere pek sıcak bakmıyor.
0
nhk ni youkosu
(23.10.23)
Nhk+1

Beni aynı gönderiye etiketliyorlar ekseriyetle. Henüz o buzu kıran bir güzel göremedim. Sizi çok iyi anlayabiliyorum. Bence iletişim kurup sorun samimiyetiniz varsa. Benle o samimiyete sahip olduklarından onlar etiketliyor mesela. Önce arkadaş olun derim.
0
baldan kaymak
(23.10.23)
o şekilde olmaz ya. o arkadaşların katıldığı bir görüşmeye (doğum günü olur, başka bir kutlama vs. olur) kendini bir şekilde atman ve altını çizerek söyleyeyim "herhangi bir yürüme olayına girmeden" normal bir şekilde tanışman lazım insanlarla önce. efendi, düzgün erkek imajı çizmek için ekstra çaba da sarf edebilirsin. zaten ilgilenen biri olursa arkadaşına sorar bu kimdir, necidir diye.
0
hrskrs
(24.10.23)
(2)

işsizlikle mücadele

gergedan
Çok motivasyonsuzum son zamanlarda. Mayıs ayında işimden ayrıldım. Biraz dinlenmeyi planlarken babama kanser teşhisi kondu ve sürecim onu iyileşmek üzerine geçti. Ameliyat, tedavi vs her şeyi çok şükür hallettik ama sonrasında İstanbul'da neresi ile görüştüysem olumlu dönüş alamıyorum. Türkiye'nin b
Çok motivasyonsuzum son zamanlarda. Mayıs ayında işimden ayrıldım. Biraz dinlenmeyi planlarken babama kanser teşhisi kondu ve sürecim onu iyileşmek üzerine geçti. Ameliyat, tedavi vs her şeyi çok şükür hallettik ama sonrasında İstanbul'da neresi ile görüştüysem olumlu dönüş alamıyorum. Türkiye'nin büyük holdinglerinden birinden ayrıldım. Eğitim ve background kısmı kötü değil. Motivasyonel ve maddi olarak çöküşte gibi hissediyorum kendimi. Yakın çevreme çaktırmamaya çalışmaktan da yoruldım sanırım bu durumları. Paraya ihtiyacım olduğunu, sürekli red almanın beni yıprattığını, kendime dair bir hayalkırıklığı ile down olmaya başladığımı.
0
gergedan
(23.10.23)
öncelikle geçmiş olsun, zor süreçlerden geçmişsin ve geçiyorsun.
olumlu dönüş alamama durumu daha başvuru aşamasındaysa evet bir tık düşük yerlere başvurabilirsin tekrar iş hayatına girmiş olmak için.
eğer mülakatlardan sonra olumlu geri dönüş alamamaktan bahsediyorsak, durum mülakattaki enerjinle alakalı olabilir gibi geldi bana. şu an üzerindeki olumsuz havayı mülakatlara yansıtmış olabilir misin? işe alımlarda çok durgun, yorgun görünen adaylara sıcak bakmazlar diye düşünüyorum. gelecek mülakatlarında yalandan da olsa daha enerjik bir görüntü vermeye çalışabilirsin.
0
hrskrs
(24.10.23)
Cevaplar için teşekkür ederim. Birkaç cümle bile çok iyi geldi. Hep son dakika olmuyor işler, short list'e kaldığım söyleniyor ama sonrasında ne oluyorsa olumlu olumsız dönen kimse yok. Sorduğumda cevap veren kimse yok bu kadar yok sayılmak da üzüyor açıkçası.
0
🌸gergedan
(26.10.23)
(7)

Tuvalete telefonla mı gidiyorsunuz

ikikerekac
Daha doğrusu telefona bakmıyor musunuz tuvalette
Daha doğrusu telefona bakmıyor musunuz tuvalette
0
ikikerekac
(21.10.23)
evet telefonla gidip twitter yutub takılıyorum

çocukluktan beri tuvalete dergi ve kitapla giderim, bu iş deterjan kutularını okuyarak başladı :) ne bileyim dışardan tuhaf görünüyor ama tuvalette bir şeyler okumanın ayrı bir keyfi var
0
freebird5406_2
(21.10.23)
telefonsuz gitmiyorum
0
hrskrs
(21.10.23)
Su an tuvaletten yazıyorum:)
0
mirty
(21.10.23)
Aklıma gelirse telefonla gidiyorum, ama genelde gelmiyor :D
0
akhenaten
(21.10.23)
uzun kalacaksam telefonu alırım yoksa aklıma bile gelmez
0
basond
(21.10.23)
Hicbir zaman, belki 1-2 kez girmisimdir. Erkeklerin tuvalete nasil telefonla girdiklerini de pek anlamadim acikcasi :)
0
songforsomeone
(21.10.23)
küçüklüğümden beri tuvalete okuyacak bir şeyle giderim.. hatta sıkıştığımda o acil durumda bile sağa sola koşturup tuvalete götürmek için okuyacak bir bulmaya çalıştığım olur.. daha doğrusu olurdu.. daha çok gazete ve dergi bakardım..

şimdi ise banko telefon :D
0
tabudeviren
(22.10.23)
(12)

Sabahları sevmeyen var mı?

playing star again
Ben hayatımın önemli kısmını çoğunuz gibi sabah kalkıp okula gitmekle geçirdim. Mecburen erkenden kalkar yarı uyur yarı uyanık okula giderdim. Üniversitede falan sabah ders yoksa pek erken kalkmazdım veya uyansam da yatakta bir iki saat debelenirdim, sabahları ne yapılır bilemezdim. Hiçbir zaman sab
Ben hayatımın önemli kısmını çoğunuz gibi sabah kalkıp okula gitmekle geçirdim. Mecburen erkenden kalkar yarı uyur yarı uyanık okula giderdim. Üniversitede falan sabah ders yoksa pek erken kalkmazdım veya uyansam da yatakta bir iki saat debelenirdim, sabahları ne yapılır bilemezdim. Hiçbir zaman sabah kalkıp ders çalışan biri olmadım mesela, genelde gece çalışırdım herkes uyurken.

Sonraki dönemlerde mecburiyet yoksa pek erken kalkmadım. Sabah erken kalkmak beni huzursuz ediyor sanki. Mesela pandemide bir ara çalışma düzenim 20.00-00.00 arası idi. Gündüz saat 12 gibi kalkar evde kitap mitap okurdum. Toplantı falan varsa öğleden sonra onlara girerdim, ıvır zıvır işim varsa onları hallederdim ama aktif çalışmaya saat 20.00'de başlardım. Hatta bir ara ramazan da denk geldi ve aktif çalışma düzenim gece 12.00-04.00 oldu. Gece sessizliği daha verimli çalışmamı sağlıyor sanırım. Sabahları çok fazla dikkat dağıtıcı şey var sanki ve yataktan çıkıp hayata başlamak zor geliyor açıkcası.

Neyse şu an yine belli dönemler dışında erken kalkma zorunluluğum yok çoğunlukla. Kalksam da sabahları kös kös duruyorum ne yapacağımı bilemeden. Sabahın köründe pc açıp iş başına geçmem çok zor verimli şekilde. Hadi hazırlanıp gideyim ofise erkenden bitireyim işleri diyorum ama tatsız tutsuz sası sası geliyor o vakit ve yoğun bir anksiyete basıyor. Bir de sanki sabahları kafam çalışmıyor gibi geliyor. Bu durumu daha gençken sürdürmek kolaydı ama şu an o kadar kolay değil. Tabi bir de normal insanların çalışma düzeni 09.00-17.00 olduğu için hayata adapte olmak, insan içine karışmak, partnerle saatleri denkleştirmek zorlaşıyor.

Ey 09.00-17.00 çalışıp kafanızı yormanız gereken işler yapanlar (biraz da özdisiplin gerektiren işler yapanlar özellikle), siz sabah normal çalışabiliyor musunuz? Hani kağıt kürek vs işler yine yapılıyor sabahları da analiz sentez, yaratıcılık, çözüm gerektiren şeyler sanki patlıyor gibi.. çözüm de istemiyorum aslında ama sadece merak ettim benzer şeyler hissedenler var mı diye.
0
playing star again
(19.10.23)
11'e kadar beynim çalışmıyor benim, hele ki az uyuduysam ve hava kötüyse iş konusunda kimseyi yanıma yaklaştırmıyorum.
Öğle yemeğini yiyip sigara kahve yapıp öyle girişirim kafa yormalı işlere.

Bu arada bence saatle değil uyandıktan sonra geçen süreyle ilgisi var. 5te kalksan 9'da verimli çalışırsın bence.
0
Bruce
(20.10.23)
hocam tam olarak ben de böyleyim, sabah güneşinin açısını duvara yansıyan rengini bile sevmiyorum, sarısı bile çiğ geliyor bana yani bu kadar sevmeyen yoktur :)

uykumu alsam da kafam henüz açılmış olmuyor güne başlayamıyorum

bazıları da sabahı daha çok seviyor enerjik oluyor zihinleri açılmış oluyor onları da anlıyorum
0
freebird5406_2
(20.10.23)
Tam tersini dusunuyorum.
Kafa patlatma gerektiren isleri sabah erken yapiyorum. Sabah 8 den oglene kadar beynimi patlatacak isteri yapiyorum. Cok da verim aliyorum.
Oglersn sonra kagit kurekler ve 5 gibi bitiris.
Sonrasi sosyallesme, oyun, yemek vs.

Ama ben universitede de boyleydim. Yani iki tip insan var bu konuda ertesi gune yetistirmesi konu varsa gece uyumayip calisanlar ve gece uyuyup erken kalkip calisanlar.

Ben 2. Gruba giriyordum. Suanda da ben ogleden sonra kafa batlatacak bie isi cok zor yapiyorum. Hele de 7 den 8 den sonra asla yapamam.

Ama bu hayat duzeninde uzun suredir bulunmanin verdigi sartlanmislikta var biraz. Yani belki bu sartlanmisligi asabilsek ben aksam daha verimli olurum sen sabah daha verimli olursun. Ama arrik tercihler oturdu.
0
zimbirik
(20.10.23)
Ben de tam tersi durumdayım. Tatillerde bile 5:45-6:00 civarı uyanırım. Şu sıralar günler kısaldı diye 6:30'u buluyor, o saatten sonra yatak batıyor bana.

Uyandığımda da hiçbir problem yaşamam, uyanmam için nadiren alarm gerekir. En verimli olduğum zamansa öğle yemeğine kadarki zaman. Yemekten sonra gün geçmez.
0
akhenaten
(20.10.23)
Çok klişe iki sınıf var işte baykuşlar ve tavuklar diye. Bu sınıflandırmanın bilimselliği ne kadar var tartışılır ama olayı basitleştirmek için etkili bir yöntem. Siz baykuşsunuz, ben de öyleyim. Lisede, üniversitedeyken yaz tatillerinde sabah 6 gibi uyuyup öğlen 2 gibi uyanırdım ve hayatımda en keyif aldığım dönemdi. Sabah gün doğarken uyumanın keyfine bayılıyordum.

Üniversite bitip tus çalıştığım dönem pandemiye denk geldi ve zorunluya gitmediğim için evdeydim. Gece 10'da çalışmaya başlayıp sabah 6'ya kadar ufak molalarla çalışıyordum ve en etkili çalışabildiğim dönem oydu günlük 6-7 saat ortalamalarla. Normal şartlarda 4 saati geçemiyordum pek (tus'a günde 10 saat ortalamayla çalışan insanlar oluyor yani çok abartı değil benimki :D )

Şimdi çalışırken de sabah kalkmaktan NEFRET ediyorum. Çalıştığım bölüm gereği öyle çok erken kalkmama gerek yok. 8'de kalkıp 9 gibi işte olsam yeter. O 8'de kalkmak bile bana zulüm geliyor. 5 tane alarmla anca uyanabiliyorum, uyansam da yataktan çıkmaya üşeniyorum tekrar uyuyakalıyorum falan dsjds zaten öğle arasına kadar da ayılamıyorum düzgün. Ama geceleri de en verimli olduğum zamanlar oluyor.

Burada sabah erken işini halledip verimli çalışan arkadaşlar da yorum yapmış. Onlar da tavuk grubunda işte (hakaret olarak tavuk demiyorum ki çok özeniyorum da kendilerine, günümüz dünyası daha çok onlara uygun şekilde dizayn edilmiş durumda). Sabah erken kalkıp güne başlamaktan keyif alan, gece 11'den sonra önemli bi şey olmaz diyip kafasını vurup yatan insanlar var ve bu hayattan maksimum verim alabiliyorlar gibi geliyor bana :D

Şu an yaptığım işte bu dönemde spesifik olarak beynimi kullanmam gereken pek işim yok ama olduğu dönemler sabahları bir şekilde kendimi zorlayarak yapabiliyorum ama yine de çok keyifli olmuyor tabii ki :D
0
nundu
(20.10.23)
Herkese teşekkürler.

@nundu ben de büyük oranda böyleyim. Sabah iş varsa uyanırım, hatta önemli bir iş varsa kaygıdan kendiliğimden uyanırım ama sabahları salgılanan kortizol seviyesinden mi bilmiyorum ama aşırı mutsuz kaygılı uyanıyorum. Ve direkt kafam dağılsın diye bişiler dinlemeye (bu ara fatih altaylı mesela xd) başlıyorum hazırlanırken.


Mesela bugün 09.30 gibi uyandım ama hala yataktayım. İşler de var aslında ama kalksam kafamı toplayamayacağımı biliyorum az çok, tabi motivasyonsuzluk da var biraz inkar etmeyeyim.

Yine öğleden sonraya ve akşama kaldı bizim işler...


Bu arada bu tavuk ve baykuş olayının biyolojik temeli vardı diye hatırlıyorum. Sirkadyen ritmi farklı oluyordu sanırım baykuş diye tabir edilen bizim gibilerin.
0
🌸playing star again
(20.10.23)
Sabahları seven var mı?
Var gerçi biliyorum birkaç tanesini ama çoğunluk sabah erken kalkmaktan şikayetçi.
0
SiyamkedisiZorro
(20.10.23)
Başlıpa cevap Acun Ilıcalı var benim bildiğim en son bu minvalde açıklamalarına denk geldim.
0
AlsterWasser
(20.10.23)
Ben sizin gibiydim, tüm öğrencilik hayatım geceleri ders çalışarak, geceleri proje hazırlayarak, geceleri yazı yazarak geçti. Neredeyse on yıldır çalıştığım sektörde de (bir yıl dışında) sürekli uzaktan çalıştığım için, toplantı koordinasyon vs derdim de olmadığı için sabah kalk, kahve iç, bi şeyler izle, oyalan, sonra bir ara otur işe başla... şeklinde çalışıyordum.

Son birkaç aydır çoğu sabah en geç 6'da (en erken 4.30'da) uyanıyorum, baktım ki uykumu almışım ve kafam da çalışıyor gibi, kalkıyorum. O saatte kalkınca da "e çalışayım bari" diye bilgisayarı açıp işin başına oturuyorum. İşim rutin değil, her an kafamın çalışması gerekiyor ve sabahın karanlığı da bana gece herkes yattıktan sonra karanlıkta çalışmakla aynı hissi veriyor. Bazen sabah 10'da o gün yapmam gereken bütün iş bitmiş oluyor, eşim mesaisini bitirene kadar ayaklarımı uzatıp dizi izliyorum. 39 yaşımdan bildiriyorum: sabah erken kalkıp çalışabilmek aslında şahane bir şeymiş.
0
kobuzchu kiz
(20.10.23)
sabah erken kalkmaktan nefret ediyorum. sırf bu yüzden, iş hayatımı buna göre kurgulamak için senelerce farklı girişimlerde bulundum. tam rayına girdi, artık erken kalkmamı gerektiren bir durum yok diyordum ki, bir bebeğimiz oldu. sanırım yine aynı kısır döngüye geri döneceğim gibi duruyor :/
0
silent enigma
(21.10.23)
Bol kahve ve bol şekerli birşey yersem sıkıntı olmuyor. Sabah kahvaltısıyla sorunum var. Yumurta, peynir sevmiyorum.
0
roe
(22.10.23)
sabahları apar topar kalkıp işe veya okula giden birinin sabahtan nefret etmesi çok doğaldır. ama sabah keyifli bir yere gitmek, veya evde rahat rahat kahvaltı edip bir şeyler içmek bambaşka. bence geceleri de eğer yalnızsanız ve yapacak bir şeyiniz yoksa daha kötü, sabahın koşuşturması vs. derken çabuk geçiyor ama geceleri depresif mod, yalnızlık daha kötü etkiliyor.
0
babemsi
(23.10.23)
(14)

Hobileriniz neler?

lapaz
Hafta ici icin hobim azaldi gibi hissettimBi sorayim neye baslayabilirim diye.
Hafta ici icin hobim azaldi gibi hissettim
Bi sorayim neye baslayabilirim diye.
0
lapaz
(18.10.23)
Motosiklet sürmek. Hatta şu an sürdüm, bi kafedeyim.

Futbol. Kombine sahibiyim. Galatasaray nerde ben orada.

Youtube içeriği ve sosyal medya içeriği. Güzel anılar biriktirdim.

Eksisözlükte yazıyorum. Beğenisiz 1 tane entry'im yok. Hobi amaçlı olmak zorunda değil, amaçsız hobi bu sonuncu.

Yakında spor'a ve karavan life başlamayı umuyorum, şu latte'm bitsin de. Swh.

Valla işin aslı sevdiğin şeyi bulmak için denemek lazım. Ama yüzde yüz bu yaptıklarım hobi midir? Değildir. İşte zamanı doldur.

Çok kaliteli aktiviteler bile bir yerden sonra monotonlaşıp sıkıyor. Sürekli yeni şeyler denersen iyi gelir.

Mesela yakında hiç ilgim olmamasına rağmen keman kursuna yazılıp 3 ders gidicem sadece.
0
baldan kaymak
(18.10.23)
bu tür her soruya ilk verdiğim cevabı veriyorum, puzzle yapmak. ama bende biraz hastalık haline gelmiş durumda. 1000 parça puzzle ı en yavaş halimle bir günde bitiriyorum, mutsuzken, mutluyken, canım sıkılmışsa, rahatlamak istediğimde, sakinleşmek istediğimde hep kendimi puzzle yaparken buluyorum.

onun dışında klasik müzik dinlemeyi seven biri olarak hayatımda hiç operaya gitmemiştim, 6-7 ay önce deneyimlemek istedim operaya aşık oldum, şimdi sürekli opera etkinlikleri peşinde koşuyorum, müthiş bir şey.

çok fazla vakti olan biriyim ve boş boş oturunca depresyona giriyorum o yüzden bunlardan birini yapmıyorsam evde makas, silikon tabancası, vidalama aleti, boya vs elime ne geçerse do it yourself yapıyorum. bazıları berbat oluyor bazen güzel şeyler çıkıyor. tabi amaç keyifli vakit geçirmek.

yıllar geçtikçe kitap, müzik film vs den uzaklaşıp kendi kendime bişeyler yapmaya yöneldim sanırım. hiç birşey bulamıyorsam yeni yemek tarifleri vs deniyorum. tam olarak sıralaması ile en çok vakit ayırdığım şeyler bunlar.
0
hypathia
(18.10.23)
son zamanlarda darta ve briçe sardım. ikisinin de sıkıntısı başkalarına ihtiyaç duyulması maalesef. onun dışında film, dizi, oyun ve futbol gibi klasik şeyler var bunlar yalnız da hallediliyor şükür.

bir de "Çok kaliteli aktiviteler bile bir yerden sonra monotonlaşıp sıkıyor. Sürekli yeni şeyler denersen iyi gelir." demiş arkadaş. bu bakış açısını çok doğru bulmuyorum. insan yapısı gereği dönem dönem sıkılacak, içinde bir boşluk hissedecek. bunu her yaşadığında eskisini boşvereyim yeni bir şey bulayım kafasına girerse hem yanlışa sürüklenebilir, hem de bu işin sonu yok yani yorar. sadece hobi konusunda söylemiyorum birçok şeyde (iş, eş, arkadaşlar vb.) yaşanabilicek bir durum bu. o hisse çok kapılmamakta ve bunun normal olduğunu kabullenmekte kabullenilemiyorsa da profesyonel bir yardım almakta fayda var. önemli olan temelde sevdiğiniz şeyleri bulmak. zamanla insanın zevkleri, tercihleri değişebilir tabi o ayrı.
0
semaforo de medianoche
(18.10.23)
Ben puzzle yapıyorum hocam inanılmaz keyifli oluyor. Öncesinde çok zor bi puzzledan başlamamak lazım ben de basitten zora doğru ilerledim.
0
overthinker
(18.10.23)
deri ürünler yapıp eşe, dosta hediye ediyorum. hem ortaya bir eser çıkmış oluyor hem de sevdiğim birini sevindirmiş oluyorum.
0
sinek kral
(18.10.23)
1/24 ölçekli maket araba yapmak, antika bir araba ve motosikletim var bunların mekanikleriyle uğraşıyorum. Akvaryumum var aquascaping ile uğraşıyorum bi taraftan. 5 yıldır düzenli olarak
boks ile uğraşıyorum. Çocuğum olana kadar trombon çalıyordum her haftasonu çalışmamız vardı ama artık oraya gidemiyorum vakitsizlikten onu özlüyorum ama yapacak birsey yok.
0
mirty
(18.10.23)
fotoğraf çekmeyi ve düzenlemeyi seviyorum.
gitar çalmayı ve söylemeyi de.
bir de film - dizi - oyun var hayatımda. youtube kanallarını da sık takip ediyorum. bilim-tarih-haber-eğlence kanalları.

nadiren frizbi ve badminton oynuyoruz.
yine nadir de olsa balık tutmaya gidiyorum.
kitap da çok nadir okuyorum onu artırmam lazım.
0
ananiyimioguz
(18.10.23)
Bireysel hobi: Kanaviçe yapıyorum, dikiş öğreniyorum, ekmek-kek-pasta yapıyorum, operaya baleye gidiyorum.
Aile boyu hobi: Lego yapıyoruz, Duolingo'dan İspanyolca öğreniyoruz, tiyatroya konsere gidiyoruz, arkadaşlarla kutu oyunları oynuyoruz, zor yemekleri evde yapmayı deniyoruz. Bir de şehre yakın yerlere keşfe gidiyoruz, antik kent, müze, restoran, park, sahil falan geziyoruz ama hafta içi hobisi değil tabii bu.
0
kobuzchu kiz
(18.10.23)
havuza gitmeye calisiyorum her hafta.
0
mess
(18.10.23)
resim yapmak
uzun alp yürüyüsleri ve kamp
denizde yüzmek
dag fotograflari cekmek
bu aralar bir de tirmanisa merak saldim ama cesaret edemiyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.10.23)
birkaç aydır tığ işine sardım. iş düşünmemek için mükemmel yöntem. yazın crop'lar yapıyordum, şimdi çanta yapıyorum. ilk çantamı bir arkadaşıma hediye ettim, çok mutlu oldu, ben de mutlu oldum.
0
nonik
(18.10.23)
- tenis
- yelken
- bitki bakımı
0
elvan abeyiylegezse
(18.10.23)
3d tasarım yapıp 3d printer ile basmak.
hazır tasarımları da basıyorum çocuğa oyuncak yapıyorum seviyor kırdıkça yenisini basıyorum.
0
basond
(18.10.23)
Örgü örmek. Hediye işlerini de bu şekilde hallediyorum.
0
peki madem
(19.10.23)
(17)

Evli erkeğim arabam yok normal mi

semsettin
Selam arkadaşlar.33 yaşında evli bir kardeşinizim. Ne eşimin ne benim arabamız yok. Alırız alırız dedik erteledik, şimdi de fiyatlar çok arttı alamıyoruz. Ayrıca sürüşüm çok iyi olmadığından araba kullanmaya da çekiniyorum. Eşim de araba kullanmayı bilmiyor.Arabamızın olmadığını öğrenenler çok şaşır
Selam arkadaşlar.
33 yaşında evli bir kardeşinizim. Ne eşimin ne benim arabamız yok. Alırız alırız dedik erteledik, şimdi de fiyatlar çok arttı alamıyoruz. Ayrıca sürüşüm çok iyi olmadığından araba kullanmaya da çekiniyorum. Eşim de araba kullanmayı bilmiyor.

Arabamızın olmadığını öğrenenler çok şaşırıyor, bildiğin ezikliyor. Biz gerçekten anormal miyiz? Arabasız evli erkek yok mu?
0
semsettin
(16.10.23)
Abi sen 4-5 senedir bu soruyu soruyorsun araba artık bi ihtiyaç ama arabanın olmaması da anormallik değil Türkiye şartlarında normal hatta, takma bu kadar kafaya.
0
Bir ben var benden şurada
(16.10.23)
Biz de evliyiz arabamız yok, o eziklemw tavrı bize de yapılıyor ya, evlenirken altınlarımızı filan ev yatırımına koyduk araba alacak para kalmadı :D
0
turuncu tonlarda
(16.10.23)
arabaya vereceğim parayı kiralama, taksi vs. şekilde çözüyoruz diyin geçin.

genelde çocuk oluncaya kadar arabaya pek ihtiyaç yok.

eziklemeye kalkan olursa bir kapıt parçasını yuvarlak hale getir karşı tarafa da sana araban olduğun için madalya takıyorum dersin.
0
selam
(16.10.23)
Bugün zorunlu taşıt sigortasıyla kaskoyu yeniledim. 9288 lira tuttu.
Hiç üzülme bence arabam yok diye.
0
Mirket
(17.10.23)
15 milyon tane binek oto varmış
aileleri 5 kişilik kabul edip 80milyon/5= 16 milyon aile
1 milyon ailenin arabası yok

ortalama 4 kişi desek arabası olmayan aile sayısı daha çok artıyor

bunların önemi yok, işin gücün sağlığın olduktan sonra alınmayacak bir şey değil
0
bir soru sorcam
(17.10.23)
cocuk yoksa çok ta elzem değil.
0
nuisance
(17.10.23)
Ne alakası var yahu. Bizim de yoktu geöen sene aldık. Bunda eziklenecek ne var? Çevremde çoğu kişide de yok araba. Zira insanlar zor geçiniyor ne arabasından bahsediyorlar? Zamanında almıştır çoğu alan da. Onun harici bence eziklenmeyin kesinlikle. Tam tersi bu piyasada araba almanın akıllıca olmadığını ve kendinizin tercih etmediğini, gideceğiniz yer için de taksi kullandığınızı söyleyin.
0
drako
(17.10.23)
araba alırsın da benzini nasıl alacaksın? benim araba mahallede yatıyor hergün otobüs metro işkencesini çekiyorum.
0
ayseee
(17.10.23)
maddiyat üzerinden eziklenmek çok saçma hatta böyle bir bakış açısına sahip olmak ezikçe.
diğer yandan araba sürme işini muhakkak çözün. gün gelir kiralamak gerekir acil durumlar için eşin dostun arabasını kullanmak gerekir vs.
0
lazpalle
(17.10.23)
olur mu öyle şey. bu bakışa sahip insanlar, araba kullanmayı, araba almayı bir statü görüyorlar maalesef. keşke toplu taşıma ile her işimizi görsek de arabaya ihtiyaç duymasak.
0
kondansator
(17.10.23)
valla ben bekarim, arabam yok alsam alirim ama cok ihtiyac duymuyorum. ama evli olsam alirdim mutlaka hele ki buyuk sehirde. anormal degil ama cok daha rahat olurdu alma imkani da varsa.
0
bay b
(17.10.23)
Araban yoksa evin yoksa türk standartlarına uygun değilsin. Hatta mutfakta veya herhangi bir odada 2. Tvin yoksa gene standartlara uymuyorsun. Türk mahalle geleniği budur. Düğünde 5 bilezik ev araba en sonda çocuk olacak yoksa evli sayılmazsın.
0
mikahakkinen
(17.10.23)
Esin arac kullanmayi bilmiyor senin de surusun cok iyi degilse bence ilerisi icin sikinti.

Yerinde olsam 10-15 yasinda da olsa bir arac alir, kapinin onune koyar arada dolasirdim. Ilerde olur da coluk cocuk islerine girerseniz arac lazim olacak ve o zaman keske daha onceden alsaydim diyeceksin.
0
cooperr
(17.10.23)
arabasız insan ne yazık ki günümüzde pek olmuyor.

erkek kadın farketmeksizin durum bu.

Metronun önünde oturuyorsunuzdur o ayrı ama dışında mesafeli yer için araba şart. Bir kez alın bir daha vazgeçemeyeceksiniz zaten. Hatta 2 tane gerekecek.
0
baldan kaymak
(18.10.23)
yaşadığın yere göre bence ihtiyaç araba,
olmaması çok da abes değil şaşıran boş yapıyordur.
0
basond
(18.10.23)
araba olması şart değil, ama araba kulanmayı bilmemek sıkıntı bence de...
0
SiyamkedisiZorro
(19.10.23)
eziklikle filan ne alakası var konunun anlamadım da araba şart bence. yani imkan varsa uygun bir şey alın, illa sıfır almak zorunda da değilsiniz. hem pratiğiniz artmış olur. özellikle çocuk planı varsa arabasız çok zorlanırsınız.
0
elorelia
(19.10.23)
(2)

Mental sağlık ve stresten kaçınma için gelecek planları

Rao
Bu konuda geleceğe dönük ne gibi planlar yapıyorsunuz, doğa içinde yaşam vb gib ülkede yaşam vb gibiTeşekkürler.
Bu konuda geleceğe dönük ne gibi planlar yapıyorsunuz, doğa içinde yaşam vb gib ülkede yaşam vb gibi

Teşekkürler.
0
Rao
(11.10.23)
Uzak gelecek planım doğası güzel köy olmayan denizden uzak sakin bir ilçeye yerleşmek.
Yakın gelecek planları da haftada bir kaç kez ormanda yürüyüş veya bisiklet. Ses gürültü görüntü vb her türlü kirlilikten her hafta bir miktar uzak kalmak için aktivite planları yapıyoruz yani. Gelecek kontrolü o kadar da kesin olmadığı için günü kurtarmak mantıklı geliyor. Zengin olup bir köye villa yapayım bu arada yaşam enerjimi satayım kafası çekici gelmiyor hiç bana. Ülkemizde bir sıkıntı yok sorun büyükşehir insanlarının stres yükü bence.
0
hasmetizm
(11.10.23)
Egede nüfusu yüksek bir ilçede yaşıyorum. Büyükşehirde büyüdüm Ankarada okudum.Trafik muabbeti olmasa kesinlile büyükşehirde yaşarım ama bu artık planlarım arasında değil.Tarla toprak işlerini sevmem 20 dönüm tarlamız var çiftçilik bana göre değil.Havalimanına yakın sahil kasabası gelecek planımda var.Fırsatım olsa Türkiyede yaşamak istemem ama şu an öyle bir seçeneğim yok.
0
mikahakkinen
(11.10.23)
(21)

Kaç tane arkadaşınız var

sanguine
Bu öyle sabah kalktım şunu yaptım, bunu yedimden öteye gitmeyen sohbetleri yaptığınız insanlar değil. Böyle onlarca var zaten.Kötü hissettiğimiz zaman aradiginiz, Travmalarınizi paylasabildiginizManevi olarak Sırtınızı dayayabileceginiz Hakkımızda kötü düşünmediğinden emin olduğunuzSizi asla -tartis
Bu öyle sabah kalktım şunu yaptım, bunu yedimden öteye gitmeyen sohbetleri yaptığınız insanlar değil. Böyle onlarca var zaten.

Kötü hissettiğimiz zaman aradiginiz,
Travmalarınizi paylasabildiginiz
Manevi olarak Sırtınızı dayayabileceginiz
Hakkımızda kötü düşünmediğinden emin olduğunuz
Sizi asla -tartisma sirasinda dahi- rencide edecek şeyler söylemeyecek
Sizi mevcut ozelliklerinizle kabul eden

Vb vb

Kaç tane arkadaşınız var

Kaçını 30 yasindan sonra edindiniz
0
sanguine
(10.10.23)
Bende hiç yok gibi. Zamanımın çoğu iş harici yalnız geçer.

Hoşa giden şeyleri değil de ister istemez toplumda herkesin bildiği ama herkesin dillendirmediği olumsuz gerçekleri ifade etmekten dolayı sanırım.
Ne de olsa toplum içinde herkes dürüst,temiz,saygıdeğer(!)
İyilikler bile artık gönülden değil, karşılığında alınacak şeyler için yapılır hale geldi.
Bu aslında, kir bulaşmış bir alış veriş.

Neyse.. yine de tavsiyem,
30-35 yaşa kadar vakti olan o tür değerli insanları arasın bulsun. Yoksa sonrası zaten daha zor olur.
0
diyecevaplandı
(10.10.23)
4 max
0
olaylar olaylar
(10.10.23)
sıfır.

30 olmadım daha
0
Erestor
(10.10.23)
1- 3
2- 0
0
akhenaten
(10.10.23)
hiç yok, 29
0
mark greg sputnik
(10.10.23)
4-2
0
mor oje
(10.10.23)
0.

Ablam ve kız kardeşim olduğu için hiçbir zaman en yakın arkadaşa ihtiyaç duymadım.
0
ruhen hastayim ben
(10.10.23)
4.
Biri lise, 2si üniversite, 1'i de 28 sonrası.

Henüz 30 olmadım.
0
Amaranta ursula
(10.10.23)
bahsettiğiniz tüm kriterleri sağlayan dört kişi sayabildim. bunlardan ikisiyle 21, ikisiyle 29 yaşımda tanışmışım.

bir de çok iyi dost olabilecekken flört olaylarına girip ziyan ettiğim insanlar var.
0
sailor
(10.10.23)
2
0
zimbirik
(10.10.23)
Kaç tane arkadaşınız var
> yazdığınız anlamda 1 tane, üniversiteden..

Kaçını 30 yasindan sonra edindiniz
> 0
0
tabudeviren
(10.10.23)
eski bir arkadaşım var ama onu da dert keder konularında aramam. Hiç yok maalesef.
0
kondansator
(11.10.23)
kendileri icin bo$ kagida imza atabilecegim 4-5 kisi var.

hepsi 30 oncesi, en az 15 senedir tanidigim elemanlar.
0
cooperr
(11.10.23)
Yaşlandıkça azalıyor. Benim 5-6 tane.
0
prole
(11.10.23)
3_1
Not: Birisine hazmedeceğinden iyi veya kötü davranınca bozulur. Bu üç kişiyle ayarlarımızı biliyoruz. Kaçırdığımızda otomatik fabrika ayarlarına dönebiliyoruz. Saygı duymadığınız insanlarla arkadaşlık etmeyin.
0
sadegazoz
(11.10.23)
5 kişi var. 1 tanesini 30'dan sonra edindim. 1'i üniversiteden. Kalan 3'ü, 20'lerin ortasında çalıştığım iş yerinden.
0
inawen
(11.10.23)
1 tane, çocukluk arkadaşım.
+ annem ve eşim
+ kızım :)
0
snd88
(11.10.23)
1 tane var. Tanıştığımızda 29 yaşındaydım bir yılla kaçırdım hahaha
0
peki madem
(11.10.23)
eskiden 4 5 taneydiler, şu an bilmiyorum 1 2 galiba. yakın arkadaşlarımla zor dönemlerden geçiyorum. evet hepsiyle aynı anda
0
Mossy
(11.10.23)
30larıma yeni geçtim
ve hiç yok.
0
alaimisema
(12.10.23)
2 tane. Henüz 30 değilim
0
jjimyl
(13.10.23)
(9)

kadınlara soru: bir erkek sizin yanınızda heyecanlanıyorsa

sorusoranadam
eli ayağına dolaşıyor, saçmalıyor, kızarıyor bozarıyor..dolayısıyla hoşlanma olduğunu anladınız. bu durumda ona bakışınız nasıl olur?hoşunuza gider mi, acınacak bir durum olarak mı görürsünüz?
eli ayağına dolaşıyor, saçmalıyor, kızarıyor bozarıyor..
dolayısıyla hoşlanma olduğunu anladınız. bu durumda ona bakışınız nasıl olur?

hoşunuza gider mi, acınacak bir durum olarak mı görürsünüz?
0
sorusoranadam
(10.10.23)
Niye aciyayim ki? Cok tatli bi duygu. Acimam icin sevilecek biri olmadigima inanmam gerekir benim bakis acima gore
0
mor oje
(10.10.23)
Yakışıklıysa hoşuma gider
0
personaa
(10.10.23)
Hoşlanıyorsam hoşuma gider hoşlanmıyorsam Allah’ın eziği derim.
0
yenibirgüzelnick
(10.10.23)
Hoslaniyorsam hosuma gider. Hoslanmiyorsam herhangi bir his belirmez, fikir olusmaz, en fazla gulumser gecerim.
0
nic cage
(10.10.23)
bana hitap etmez hayirdir kardes ilk defa mi bayan goruyorsun diye dusunurum malesefkk
0
mess
(10.10.23)
Güzel bir şey, kaldı mı öyle erkekler.
0
babemsi
(10.10.23)
hoşlanıyorsam hoşuma gider ama çok da şapşaloza bağlamasın
0
Mossy
(11.10.23)
çok insanca bulurum, sempatik gelir.
0
elma
(12.10.23)
duygum nolursa olsun, hoşuma gider. acımak ne kelime!? :)
0
cccbehzatccc
(12.10.23)
(1)

basit bir diyalog

bir soru sorcam
bir konuda bilgi almak için soru sordumsorduğum kişinin deneyimleri üzerinden kendim için çıkarım yapacaktımcevaplayan kişi de benim tecrübemi merak ettiğin için değil kendin için sormuşsun anlamına gelecek bir cümleyle bitirdi(neden sorduğunu şimdi anladım gibi)bu durum sitem içeriyor mukonuyu abar
bir konuda bilgi almak için soru sordum
sorduğum kişinin deneyimleri üzerinden kendim için çıkarım yapacaktım
cevaplayan kişi de benim tecrübemi merak ettiğin için değil kendin için sormuşsun anlamına gelecek bir cümleyle bitirdi
(neden sorduğunu şimdi anladım gibi)


bu durum sitem içeriyor mu
konuyu abartmaktan ziyada empati/psikloji açısından fikirlerinizi öğrenmek istedim :)
0
bir soru sorcam
(09.10.23)
sitem icerip icermedigini bunu soyleyen kisi disinda kimse gercekten bilemez. burada alacaginiz cevaplarin tamami kendi hayat deneyimlerimiz uzerinden varsayimlarimiza dayanir.
bu konuda benim varsayimim, karsinizdaki kisinin deneyimini merak etmeden, onu paylasmasi icin alan yaratmadan, ben ne alabilirim diye sormussunuz ve dinlemissiniz, karsinizdaki de bunu anlamis. durum tespiti de olabilir, sitem de olabilir. eger surekli insanlardan ne alabilirim diye 'dinliyor', ki bu dinlemek olmuyor, alan acmiyorsaniz, karsinizdakinin de deneyimi sizle bu yonde ise sitem etmis olabilir. zira, beni de, bana ve yasantima alan acmadan, bir sey alma enerjisi ile dinleyen insanlar da beni rahatsiz ediyor ve paylasimimi azaltiyorum. alan acarak sadece dinlemek 'bence' cok zor bir sey degil.
0
songforsomeone
(09.10.23)
(1)

bu akşam-gece ne yapayımn?

durbakalim
Selamlar, yaş kırk, cinsiyet erkek. bu soruyu on yıl önce sormazmdım, kendimi dışarı atıp takılmayı sevdiğim irish publarda iki üç bira içer, gece de rock/metal canlı müzik yapan (taksim pulp, eski taksim dorock vs) yerlere giderdim. şimdi nere gidem bilmiyorum. en önemli kriter mekan girişyinde dam
Selamlar, yaş kırk, cinsiyet erkek. bu soruyu on yıl önce sormazmdım, kendimi dışarı atıp takılmayı sevdiğim irish publarda iki üç bira içer, gece de rock/metal canlı müzik yapan (taksim pulp, eski taksim dorock vs) yerlere giderdim. şimdi nere gidem bilmiyorum. en önemli kriter mekan girişyinde damsız almıyoruz beyefendi demeyecekleri bir yer olması. kadıköy ağaç evde yaptılar bunu. kadıköy, beşiktaş, taksim tarafları için tavsiyelere açığım, teşekürler
0
durbakalim
(07.10.23)
kadıköy satranç okulunda güzel sakin bir vakit geçirilebilir.
alkol olsun derseniz, rakı içilir sakince kadıköyde.
0
erty_ksk
(07.10.23)
(9)

intikam iyi bir sey mi kotu bir sey mi?

duyurukullanıcısı
Biri bize bir sey yaptiginde unutmali miyiz? Yoksa bizde benzer bir sekilde denk bir sey yapmali miyiz?Etik ve ahlak acisindan da degerlendirebilirsiniz
Biri bize bir sey yaptiginde unutmali miyiz? Yoksa bizde benzer bir sekilde denk bir sey yapmali miyiz?

Etik ve ahlak acisindan da degerlendirebilirsiniz
0
duyurukullanıcısı
(06.10.23)
Ben kendime yapılmasını istemediğim birşeyi başkasına yapmam.

Biri bir hata yaptıysa yutmak zor iş. Birşeylerden ödün veriyorsunuz. İçeriğine göre hareket ederim hep.

Yani tamamen örnek; sevgiliysem ciddiyse devam istemediyse eyvallah derim. Daha kötüsü yaşanmadığı için devam ederim. Yada söz verdi tutmadıysa, kârdır derim. Sonuçta tüm insanlar değerli şeyleri ellerinde tutamıyorlar. Ama yalan söylendiyse, yüzleşirim. İçimdekileri söylerim ve bir daha dikkate almam.
0
baldan kaymak
(06.10.23)
bir faydası olcaksa, fazla efor gerekmiorsa, pskilojik açıdan yormayacaksa yapılabilinir
zaten yaşatılan yaşanır
0
bir soru sorcam
(06.10.23)
Ingilizce varsa su videoda cok detayli bir sekilde masaya yatiriliyor bu sorun:
www.youtube.com
0
hot potato
(06.10.23)
bence unutmak enayilik

ama intikam alma duygusunu sürekli taşımak çok yıpratıcı

kafaya takmamak, zamanı ve sırası geldiği zaman golü atıp intikam almak en güzeli. ne de olsa intikam soğuk yenilen bir yemektir. intikam duygusunu sıcak bir şekilde uzun süre taşımak kötü bir şey

etik ve ahlak açısından değerlendirmedim
0
abelardo
(07.10.23)
intikam, hukukun üstün olmadığı, düzgün uygulanmadığı ülkelerde daha çok hissedilen bir duygu bence..

Eğitim ve hukuk sistemi düzgün işleyen bir ülkede intikam hissi serserice bir his...
0
digits
(07.10.23)
siz bir eylemde bulunmuşsanız bile kişi yaptığının karşılığı bir şekilde , bir zamanda bulacaktır, eğer buna inanıyorsanız, rahatlarsınız, eğer degilse enerjinizi kurban etmeye hazırsınız demektir
0
Rao
(07.10.23)
İntikam iyi bişey mi kötü bişey mi? - kötü bişey

İntikam alır mıyım? Yapana, yapılana, bana etkisine göre değişir. Yapmam diyemem. Psikolojimin ne kadar bozulduğuna da bağlı olarak değmez deyip çok affetmişliğim var.
0
naksidil
(07.10.23)
birinin bize bir şey yaparkenki ruh hali ve koşullarını muhakkak değerlendiriyorum kendi adıma. hepimiz insanız, bazen hiç farkında olmadan, gayet insani içgüdülerle de başkalarını üzüp kırabiliyoruz. hayat ve insan psikolojisi lineer bir çizgiden oluşmuyor. böyle durumlarda niyete odaklanıyorum ben. gerçekten insani bir tökezlemeyle mi yaptı o davranışı, yoksa bir irade göstererek bıçağı sokup üstüne bir de çevirdi mi. davranış derken gündelik yaşama dair şeylerden bahsediyorum bu arada.

insani bir tökezlemeyse bu konudaki kırgınlığımı, kızgınlığımı düzgün ifadelerle paylaşıyorum. karşı taraf yapıcı biriyse iletişim ve paylaşım onarılıyor, yapıcı değilse elenip gidiyor, bu durumda da zaten çok umursamıyorum.

irade göstererek bana o hareketi yaptıysa, şiddet veya öfke sorunu yoksa yine düşüncelerimi kısa ve öz, tartışmaya ve spekülasyona kapalı bir şekilde paylaşıp iletişimi sonlandırıyorum. bahsettiğim problemleri varsa, tartışmaktan beslenen negatife odaklı biriyse, benim düşünce ve duygularımı paylaşmam, öfkemi yansıtmam beni daha büyük bir kaosa, toksik bir zemine, seviyesiz bir noktaya çekeceği için sıfır tepkiyle iletişimi derhal sonlandırıyorum. bir süre kendi içimde öfkemi, kırgınlığımı taşısam da bununda bir deneyim olduğunun idrakiyle bunları ardımda bırakıyorum. bunları taşımak çok gereksiz yükler olarak geliyor bana.

bu yazdıklarımı her seferinde tabi ki %100 uygulayamıyorum ama mümkün mertebe bu yol haritasıyla ilerlemeye gayret ediyorum.
0
Phoebe
(07.10.23)
ben alıyorum bir akrep burcu olarak, ben almazsam ilahi adalet alıyor.
0
babemsi
(08.10.23)
(11)

ayakkabı stoğunuz var mı kaç tane var?

baldan kaymak
bi ben mi hiç giyinmediğim ayakkabılara sahibim merak ettim sevdiğim modelleri aldım ama fırsat gelmedi henüz sb.
bi ben mi hiç giyinmediğim ayakkabılara sahibim merak ettim sevdiğim modelleri aldım ama fırsat gelmedi henüz sb.
0
baldan kaymak
(05.10.23)
Benim bi an boş bulunup aldığım, ama sonra yıllarca hiç giymediğim bi sürü ayakkabım var. Boş boş yer kaplıyorlar dolapta. Belki bi 20 tane vardır.

Edit: aynısı tişört, pantolon, gömlek vs. bilumum tekstil ürünleri için de geçerli. Alışveriş yapmayı sevmediğim için bunalıp, ilk elime geleni alıp çıkıyorum dükkandan, sonra kullanmıyorum, kalıyorlar öyle.
0
plutongezegendegilmi
(05.10.23)
0
0
playing star again
(06.10.23)
1 botum var. Diğer ayakkabım öldü. Kışı botla geçireceğim. Yani 0.
0
Bir cebinde das kapital
(06.10.23)
stogum 0. Normal kullandigim sandalet/yazlik/kislik seklinde ayakkabilarim var.
0
hot potato
(06.10.23)
copculuk denince de ben. sadece kendi aldigim ve giymeyeceklerimin yaninda es dostun giymedigi verdigi ayakkabi, canta coplugum var. eviniz kucukse stres kaynagi disinda bi vasfi yok
0
mess
(06.10.23)
Bot ve spor ayakkabım var. Bir tane de terlik.
0
allah yazdiysa bozsun
(06.10.23)
hiç giymediğim ayakkabılarım yok, stok gibi tutmuyorum yani. ama yazlık kışlık yedeklerim hep var. hepsi yıllar içinde alınmış bazıları daha az giyilmiş bazıları daha çok giyilmiş ama sağlam şeyler oldukları için tutuyorum, atmıyorum, illa ki lazım oluyorlar. sizinki gibi güzel diye alıp kenarda beklettiğim yok. ama bu şekilde ayakkabı alan insanlar tanıyorum, siz tek değilsiniz :)

bende tekstil ürünleri var bu şekilde. severek alınmış ama yeri gelmeyip bir türlü giyilememiş elbiseler falan özellikle.
0
nimberjack
(06.10.23)
1-2 tane ayakkabim olur genelde. Bot falan sevmiyorum. Yaz kis farketmeksizin spor ayakkabi giyerim. 2 tane gayet yeterli.
0
roe
(06.10.23)
Hayatım boyunca yaz için bir çift, kış için bir çift olmak üzere iki çift spor ayakkabı ve çok yağmurlu günlerde giymek için bot şeklinde 3 çift ayakkabıdan fazlasına sahip olmadım açıkçası. Durmadan ayakkabı alan insanlar da bana tuhaf geliyor. Hadi duruma göre bi tane resmi davetlerde giymelik ayakkabı gibi daha ekstralar da alınabilir ama mesela tişört değiştirir gibi işe giderken farklı farklı ayakkabılar giyenler garip geliyor. He yargılamıyorum tabii bu da bir keyif yani sadece benlik değil.

Kışlık ayakkabım biraz eskidi, havalar iyice soğumadan bir çift almayı düşünüyorum. Onun dışında belki seneye de bir yazlık alırım. Botum daha idare eder.
0
nundu
(06.10.23)
cevap yazan arkadaşlar erkek sanırım, kadınım ayakkabı stoğum var, hiç giymediğim spor ayakkabılarım, klasik ayakkabılarım, sandaletim vs.. vardır. beğendikçe alırım, bazı markalarda sürekli giydiğim modeller var, yeni renkleri çıkınca onları alırım nasıl olsa bir gün giyerim.
0
benaslinda
(06.10.23)
uzun zamandır yeni ayakkabı almıyorum diyebilirim ancak buna rağmen kullanmaya başladığım 6-7 çift spor ayakkabım, minimum 10 civarı sandaletim, 3-4 tane mevsimlik daha resmi ayakkabım, 7-8 farklı botum var. bunlar dışında da yıllar önce alıp sıfır durumda bekleyen 2-3 bot, 1-2 sandaletim ve 2 çift de converse im duruyor günün birinde giyerim diye. bunlara rağmen ben genelde 1-2 ayakkabıya takılıyorum haftalarca saedce onları giyiyorum. onlar giyilmeyecek duruma gelince diğerine geçiyorum genellikle. benim yaptığım aslında stok değil de yeni aldıklarımı benimseyip sevmem uzun sürüyor.
0
hypathia
(06.10.23)
(18)

Ev arkadaşının sevgilisi

Mossy
Ara sıra gelip kalıyor diyelim, bazen 2 3 haftada bir gün bazen de daha sık gelip birkaç gün boyunca kalıyor. Kaldığı süreçte odadan sadece tuvalete gitmek için çıkıyor, onun dışında su almaya bile çıkmıyor. Yemeği odada yiyorlar vb. Evde siz varken duş falan almıyor. Bu kişinin varlığından rahatsız
Ara sıra gelip kalıyor diyelim, bazen 2 3 haftada bir gün bazen de daha sık gelip birkaç gün boyunca kalıyor. Kaldığı süreçte odadan sadece tuvalete gitmek için çıkıyor, onun dışında su almaya bile çıkmıyor. Yemeği odada yiyorlar vb. Evde siz varken duş falan almıyor. Bu kişinin varlığından rahatsız olur musunuz?
0
Mossy
(05.10.23)
olurum, evde yabancı biri olunca nefes almasa bile insan kendi evi rahatlığında hareket edemiyor
0
freebird5406_2
(05.10.23)
birisinin bana dis kapinin mandali muamelesi yaptigi her yerde rahatsiz olurum. belli bir yastan sonra eger finansal olarak mumkunse yalniz yasamak en sagliklisi.
0
cooperr
(05.10.23)
Yani bu olabildiğince rahatsızlık vermeme çabası iyi niyetini gösterir ama uzun süre kalması can sıkıcı olabilirdi.2-3 hafta uzun bi süre
0
olaylar olaylar
(05.10.23)
"Ev arkadaşıyla" yaşadığım yerde bu kadarından rahatsız olmam.

Evde gayet rahat hareket etmeye başlarsa rahatsız olurum. Rahat hareket derken, örneğin gürültü patırtı artarsa ya da ortak alanları sanki evde yerleşik biriymiş gibi kullanmaya başlarsa rahatsız olurum.
0
akhenaten
(05.10.23)
akhenaten +1

belli ki size saygılı, iyi niyetli şekilde minimum miktarda rahatsızlık vermeye çalışıyor.
ortak alanlarda hiç zararı yok. ev arkadaşınızın odasına da müdahale etmeye girer dahası.
0
patronaj1
(05.10.23)
@olaylar olaylar 2-3 hafta kalmıyor, bazen 2 3 haftada bir gün geliyor, bazen haftada 2 3 gün geliyor belli olmuyor.
0
🌸Mossy
(05.10.23)
Rahatsız olmam, zaten rahatsız etmemek için baya özen gösteriyorlar gibi. Senin mutfağı banyoyu bir yeri kullanmanı kısıtlayacak veya rahatsız hissettirecek davranışı varsa o zaman rahatsız olunur.
0
nhk ni youkosu
(05.10.23)
Olmam herhalde.

Ama ben duş alacağım zamanı ona göre belirliyorsam olurum. Absurd bir durum.

Kadın olsaydım kesin rahatsız olurdum.
0
baldan kaymak
(05.10.23)
en azından benim tecrübeme göre ev arkadaşlığıyla ilgili bütün meselelerde kuralları baştan nasıl koyarsanız öyle devam ediyor. siz bir kere tamam gelsin dediğiniz anda olay buna dönüyor. ben olurdum, eve iki kişi çıktım sonuç olarak haftada 2-3 gün üçüncü kişiyi görmek istemem ama bir kere tamam demişsiniz. yine de sizi olabildiğince rahatsız etmemeye çalışıyormuş. yine de evde ev arkadaşınız varken bile istediğiniz her şeyi yapamayabiliyorsunuz -en basitinden sesli bir şekilde müzik açıp dans etmek gibi- üçüncü bir kişi olunca da aynı rahatsızlığı hissetmeniz normal, hissediyorsanız.
0
black holes in the sky
(05.10.23)
Para varsa bu rezillik çekilmez. Ev arkadaşlığı zaten kötü bir şey üzerine sevgilisi geliyor.
0
ruhen hastayim ben
(05.10.23)
Bu anlattigindan rahatsiz olup ev arkadasini yollarsan yerine gelen eskisini cok aratir o kadar soyliyeyim.
0
hot potato
(05.10.23)
Ruhen hasta biraz abartmıyor musun sen de :d
0
🌸Mossy
(05.10.23)
Ev arkadaşının eklentisi gibi olduğu için rahatsız olmazdım, tam tersi ben ev arkadaşımın her arkadaşıyla konuşmak zorunda değilim sonuçta.
0
sanguine
(05.10.23)
yarın öbür gün senin sevgilin geldiğinde sen de aynı haklara sahip olacaksın. %80 öğrenci evinde de bu işler böyle ilerler. bir dönem sevgilisi olur ilk aylarda gelir kalır vs. yani geliyor 10 gün gitmiyor desen, içiyo ses çıkarıyo desen anlarım ama şu durumda senin kendi çekingenliğin dışında seni rahatsız edeceği bir olay yaşanmıyor.
0
orpheus
(05.10.23)
Sen erkeksin ve ev arkadaşının kız arkadaşı iki seks arası senle de muhabbet etsin mi istiyorsun, boşta bekar arkadaşı vardır belki? Böyle bi rahatsızlık mı? Yoksa sen kızsın ve evde bir adam var yiyeceğime içeceğime ilaç katıp bana tecavüz eder mi diye mi rahatsızlık?
0
sifir
(05.10.23)
Ev içinde fazla dolaşmayarak, göze görünmeyerek gösterdikleri saygının aynısını cinsel aktivitelerinin ses sınırları konusunda da gösteriyorlarsa eğer gayet tolere edilebilir bir şey. Rahatsız olacağımı sanmıyorum.
0
beyfendi
(05.10.23)
Benim eski ev arkadaşımın sevgilisi de böyle geliyordu, haftada en az 3 gün gibi, duş da alıyordu hahahaha. Ben de kendim odaya kapanmıştım evde. Yemekleri falan da dışarıda yiyip geliyordum çünkü ikimiz de çalışıyorduk ve ben geldiğimde ev arkadaşım mutfakta ikisine yemek yapıyor oluyordu (mutfağımız çok küçüktü). O zaman çok takmayıp idare ediyordum ama şimdi yalnız yaşıyorum ve geri dönüp düşününce ne saçma işmiş diyorum.
0
peki madem
(06.10.23)
Valla beni rahatsız eder. Sevgilisi olan birlikte ev tutabilir. Hem sevgilisiyle yaşar hem de kirayı bölüşür.
0
roe
(07.10.23)
(11)

Kıskançlık krizi sonrası

Unde bach canim
Kız arkadaşım benden önce kendisi ile görücü usulü evlenmek isteyen kuzenini tabii ki reddetmiş fakat kuzeni ve ailesi fransada yaşıyorken buraya da ziyarete geliyorlar. Annesinden bunların geleceğini öğrenmiş ve bana haber verdi. Tabii ki adamın ayağına ket vuracak halim ve kız arkadaşımı bu sebepl
Kız arkadaşım benden önce kendisi ile görücü usulü evlenmek isteyen kuzenini tabii ki reddetmiş fakat kuzeni ve ailesi fransada yaşıyorken buraya da ziyarete geliyorlar. Annesinden bunların geleceğini öğrenmiş ve bana haber verdi. Tabii ki adamın ayağına ket vuracak halim ve kız arkadaşımı bu sebeple suçlayacak durumum yok kıskançlık yapıp. Fakat bunu duyunca akrabası olması nedeniyle “onunla görüşecek misin diye sordum.
Bu arada öylesine bir ilişki değil bizimkisi, evlilik planlıyoruz.

Her neyse, soruya cevaben bana “bilmiyorum” dedi ve ben sinirlenmeye başladım. “Hayır” dese benim için hiçbir problem olmayacak şekilde konu kapanacaktı fakat bilmiyorum diyerek, zoraki de olsa beni zor durumda bırakacak (daha önce de benzer sorunlar yaşadık) bir şey.
Facetime üzerinden konuşurken kendime engel olamayarak normalde hiç yapmadığım bir şekilde suratına telefonu kapattım. Daha sonra bana zaten görüşmeyeceğini fakat kendi evlerine gelirse görüşmek zorunda kalacağını falan söyledi.

Kendisi de benim gibi çok kıskanç biri. 10 dk cevap vermesem başlıyor işin yoktu neden yazmadın ne yapıyordun demeye. Ben böyle bir durumda kalmak istemediğimi söylüyorum ama tamam deyip yine benzer ve başka bir durumun içinde buluyorum kendimi. Biliyorum büyük bir sorun değil ama kıskançlığıma bu konuda engel olamıyorum. “Ben çocuğu umursamıyorum neden sorun ediyorsun” dediğinde daha çok sinirleniyorum. Etraf zaten sapık dolu.

Neyse, siz olsanız nasıl davranırdınız? Çok mu tepki veriyorum?

Edit: soru silindi tekrar ekledim.
0
Unde bach canim
(04.10.23)
ben olsam soruyu size gelirlerse çok muhattap olmazsın di mi diye sorup ön alırdım. siz biraz yanlış yerden girmişsiniz sanki.

fakat şu noktada çok fazla üstüne gitmeyip dillendirmeden ilerlemek daha sağlıklı görünüyor. sonuçta akrabalık var ve yurt dışından gelinecek denk gelme mecbur olacaktır. üstüne çok giderseniz ters tepebilir.
0
golgi aygıtı
(05.10.23)
İletişim problemi olmuş olabilir mi? Anladığım kadarı "ben görüşmeyi tercih etmem ama akrabamız olduğu ve eve misafir olacağı için isteğim dışında mecburi bir görüşme olabilir" demek istemiş. Bu görüşmenin olmamasına yönelik bir fikriniz varsa onu iletirsiniz. İletişime kapalı olmak evlilik sonrası da çok problem yaratabilir bence.
0
havadakarada
(05.10.23)
Kız arkadaşınızı ne sebeple suçlayacak durumunuz yok anlayamadım. Yani bir akraba grubu uzak bir yerden ziyarete geliyor diye mi suçlayamazsınız? E tabi ki suçlayamazsınız? Yoksa görüşmek durumunda kalabileceği için mi suçlayamam dediniz, ancak suçlamışsınız davranışınızla.

Gördüğünüz gibi içinde olduğunuz durum standartların dışında. Bu kişi yabancı biri değil, kız arkadaşınızın çevresinin bir parçası. Bu ilişkiyi bunun farkında olarak sürdürmelisiniz. Bu durum ne kadar normaldir, ne kadar değildir farklı bir tartışma konusu, sizin sorunuz bununla alakalı olmadığı için hiç değinmeyeceğim ama eğer bu ilişkiyi bu durumu sorun ederek ilerletmeyi düşünüyorsanız bu durum yıllar boyunca bir problem olarak tekrar tekrar karşınıza çıkacaktır. Yani kız arkadaşınız özellikle bu misafirliklere eşlik etmese bile bu durum her gündeme geldiğinde daha bir yük olmaya başlar.

Kız arkadaşınız sizden bu geçmişini gizlememiş, kız arkadaşınız bu kişiyi de istememiş zaten. Aynı şekilde kız arkadaşınız bu ziyareti de gizlememiş. Bence üstüne düşeni yapmış. Bu şartlar altında kıskanıyor olmanız anormal değil, ancak bu kıskançlıktan doğan hislerinizi sinirli şekilde karşıya yansıtmanız anlamsız geldi bana.
0
akhenaten
(05.10.23)
çok tepki veriyorsunuz. standart erkek niteliklerinden negatif yönde uzaklaşıyorsunuz. hayır dese sonra kuzeni ve ailesi annesinin evine gelse size yalancı durumda kalacak. toksik bir ilişkidesiniz ve ilişkinizi acilen düzeltmeniz gerektiğinin de farkındasınız.
0
gold gold gold
(05.10.23)
hayır demesini beklerdim ben yaşıyor olsaydım, Fair olmamış hissederdim sizin paylaştığınız yanıt gibi bir yanıtı ben alıyor olsaydım.

Görüşeceğim ama böyle şeyler olmaz, biz buluşalım mı? demesi normalde duymam gereken olurdu bence.
0
baldan kaymak
(05.10.23)
Abartmışsn, çünkü 20-26 aralığında olan ve sevgilisi olduğunu bilmeyen akrabalar tarafından bir kız için görücü olunabilir bu çok çok normal, bana ve kız kardeşlerime de haber gelmişti yurtdışındaki akrabalardan vs.ama annem şu an evli olduğum eşimi bildiği için yok diyordu, (bu arada ben kim haber göndermiş vs onu bile hatırlamıyorum şu an) konu kapanıyordu, o zamanlar türkiye tatiline geldiklerinde bizim eve gelseler ne yapacağız mecbur misafiri ağırmak zorundasın.
Ha ben gidip bana haber gönderen adamla bize geldiklerinde başbaşa görüşemem yürüyüşe filan gidemem ya da bir yerde buluşup oturamam bu mümkün değil zaten. Ama aileler öylesine oturmaya gelmiş, çay içmiş bi yemek yenmiş gitmişler bunda bişey yok.

Dediğim gibi zaten okul bitmisse 22den sonra her kıza haber gelir yani gelmeyen yoktur bence. He haber gelmesi de ailelerin ısrarı ile olan bi şey konu kişilerin konuşup görüşmesiyle olN bi şey olmadığı için kız yok istemiyorum diyince olay kapanır kimse hatırlamaz bile bi daha.
0
turuncu tonlarda
(05.10.23)
Cenaze değil, düğün değil, zorunlu bir hal değil, toplu bir organizasyon değil. Kıza talip olmuş kişi ve ailesi ile kızın ailesinin misafirlik durumu bu. Haliyle kabul edilemez. Yorumları okuduğumuzda “e akraba neticede ne yapsın” falan diyenleri görüyorum. Sapla samanı karıştırmaktır bu. Akraba ise akrabalığını bilip akraba gibi davranılacak. Hem kıza talip olup, hem de iş olmayınca akraba ayaklarına yatılmayacak. Bu ikisini bi kere ayıralım.

Ben (elemanın da gelip gelmeyeceğini sormadan) öncelikle ailesine onların misafir olarak çağırılmamasını söylemesini ister ve beklerdim. Bunun için koşullar uygun değil ise, misafirlik süresince evde bulunmaması yahut ortaya çıkmaması, her ne olursa olsun o insanlarla (yalnızca kuzen değil aile de talip oluyor unutma) kesinlikle muhatap olmamasını ister ve beklerdim.

Dediğim gibi talip olduktan sonra, karşındakine “kadın” gözüyle baktıktan sonra, statün artık değişiyor. Eski işyerinde sevgiline yazan ama reddedilen adamın misafirliğe gelmesiyle AYNI şey bu. Yurtdışıymış, akrabaymış geç artık. (Bir de burada bile bitmek Üzereyken senelerce Avrupa’da yaşayıp hala daha kuzenine talip olabilmek nasıl bir cehalet, nasıl bir köylülüktür? İnsan biraz olsun etrafına bakmaz mı? Bunlar kafa diye ne taşıyor?)

Hasılı, makul olan aslında hiç gelmemeleri. Ama eğer buna müdahale edemiyor ise kız arkadaşın kendisini izole etmekle YÜKÜMLÜ. Kendisi rahatsızlık duymayacak yahut sabır gösterebilecek olsa bile sana karşı sorumluluğundan ötürü böyle yapmalı. Yok ayıp olur, yok babam kızar falan gibi şeyler söylerse kendisine de ilişkisine de saygısı olmayan, sınırlarını belirleyemeyen bir insanlar karşı karşıyasın demektir. Yarın öbür gün ailesi evliliğine de burnunu sokacak cesareti bulur.

Kesinlikle abarttığını düşünmüyorum ve eğer kız bu hassasiyetlere karşılık vermez ise pekala da kızılacak şeyler var. İlişki karşılıklı sorumluluklar da demek aynı zamanda.

Eleman eve geldiğinde sessiz sessiz içinden neleri hesap edeceğini anlatıp seni ekran başında deliye döndürmeyeyim. Ya onlar gelmiyor ya kız görünmüyor. Bu kadar net.
0
hüseyin aga
(05.10.23)
Bu durumda eğer akraba tarafı hala evlilikte ısrar etmiyorsa, talebinden vazgeçmişse, görüşmelerinde bir sıkıntı yok. Herkes, herkesle evlenmek isteyebilir. Taleplerini dile getirmişler, kız arkadaşınız reddetmiş, konu kapanmış.

Çok gereksiz bir kıskançlık olmuş.


.
0
kartallar yuksek ucar
(05.10.23)
@
Görücü usulü şu. Akrabaları çocuklar doğduğundan beri zaten fransada. Bu yüzden çok yakın değiller. Tabii ki biliyorlar birbirlerini ama görücü usulü teklif bu yanıma daha çok uyuyor olsa gerek.

Ayrıca hayır dendikten sonra konu kapanmış. Benim takıldığım nokta kendini adamdan izole etme/etmeme noktasında hemfikir olamamamızdı.
0
🌸Unde bach canim
(05.10.23)
toksik bir iliskiye donmus, iki taraftan
bu kadar kiskanclik, gereksiz sanki
0
foster
(05.10.23)
@tnz evet daha ailesiyle tanışmadım, kız arkadaşıma güveniyorum zaten. Ama erkek tarafının bu akrabalık ilişkisini suistimal ederek yavşaması ihtimali var. Kendisini tanımıyorum ama bazı erkekler maalesef böyle. Daha önce de iki yan dükkan sahibinin taciz etmeye çalışması nedeniyle polislik oldu. Hiçbir zaman bu olaylardan dolayı kendisini suçlamadım hatta destekledim. Çünkü hiçbir suçu yoktu. Hatta çocuk birkaç gün hapis yatıp çıktığında bile “başka bir iş bul lütfen” demekle yetindim. O da kabul etti fakat hiç bir girişimde bulunmadı ve ben de kendisine bu yönde baskı yapmadım. Bu arada çalıştığı yer akrabasının restaurantı ve orada yönetici olduğu için daha korunaklı diye de çok baskı yapmadım. Başka yerde patronu bile sapık çıkabilir. Her neyse ben sadece bilmiyorum lafına takılmıştım. Mesela “ben buluşmam/buluşmak istemem ama zoraki denk gelebiliriz dese yine anlaşılabilirdi. Bir de biraz gülerek söyledi bunu kıskanç olduğumu bilerek sanki inadına söyler gibi gelmişti.
0
🌸Unde bach canim
(05.10.23)
(19)

Nasıl tepki vermeliyim? Alışveriş eş durumu.

Fritz-X
Nasıl anlatsam eşimin tüm isteklerini karsılamaya çalışıyorum yogun tup bebek dememelerimiz oldu vs vs.Alisverisi cok seviyor ama artık abarttigini dusunmeye başladımÖnce bir güneş gözlügü aldık osse marka güneş gözlugu aldık sonda hawk aldı şimdide rayban alcam diye tutturuyor. Tabi ben fittirdim
Nasıl anlatsam eşimin tüm isteklerini karsılamaya çalışıyorum yogun tup bebek dememelerimiz oldu vs vs.

Alisverisi cok seviyor ama artık abarttigini dusunmeye başladım

Önce bir güneş gözlügü aldık osse marka güneş gözlugu aldık sonda hawk aldı şimdide rayban alcam diye tutturuyor. Tabi ben fittirdim 2 tane var ihtiyaç degil abartma artık diye. Ama kafaya koymuş alacak

Yeni eve taşındık nakliye, tadilat boya vs 30 bin çıktı cebimden portmanto yaptiriyorum oda 16 bin. Mutfak tadilatı banyo derken 60 bin gidecek.

Tutturdu dyson alalım v10-11 model bakarız dedi, nisan ayı gibi elime 12 gram altın geçecek demez mi bana bilezik yapalım üstüne para koyup.

Tüm taşınma sürecinde diş teli tedavisine başladık 15 bin tutacak taksitli halde

Telefonu donuyor kapanıyor dyson yerine telefon alalım tlf daha acil ihtiyaç diyorum hayır dyson istiyorum. Tlf idare eder diyor biliyorum ki 3-4 ay içinde tamamen açılmayacak

Bitmeyen istek ve alışveris listemiz var. Artık sinirlenmeye başladım nasıl bir tavir almalıyım. Kendime ait özel bir harcamam yok ama eşimin harcama durumu dusunduruyor.

Alabilecek maddi durum olsa bile birikim yapmamız lazım artı bu surecte tup bebek harcamamiz olacak bir dunya

Hastane masrafinin boş yere gitmesi beni sinirlendiriyor. Diş teli çok elzem degildi neyse dedim. Biraz uzun oldu ama bu örneklere ek irili ufaklı seylerde var. Eşim çalışmiyor aileden eskiden gelen zenginlik vardı şimdi kendi ailesi normal yani.
0
Fritz-X
(03.10.23)
Kardeşim yanlış anlama 2 arkadaşım var. Biri bu sebepten boşanma aşamasında ikincisi de 2 çocuk olduğu için kafası karışık. Bu harcama muabbeti seni yoruyorsa ilerde daha büyük sorun olur. Ayrımcılık cinsiyetçilik muabbeti vs. Bilmem ama bayanlar bu çocuk yapma muabbetini kullanabiliyor. Sürekli bu ilişkide veren taraftaysanız, bir kaç kez vermeyi kesin tepkisini ölçün.
0
mikahakkinen
(03.10.23)
Neden çalışmıyor. İşi varken işsiz kalabilir, bu ayrı bir şey ama çalışmamak 2023 yılında mantıksız bir şey. Çalışma konusunu çözün önce.
0
dissendium
(03.10.23)
Gitsin çalışsın yahu insan utanır böyle habire kocasının eline bakmaya. Hangi devirde yaşıyoruz adam getirsin ben yiyeyim diye bir şey mi var.

Tüp bebek olayını da tekrar gözden geçirin bence.
0
kaptan maydanoz
(03.10.23)
@dissendium tüp bebek tedavimiz devam ediyor, belirgin bir yapabilecegi iş meslek vs yok.
0
🌸Fritz-X
(03.10.23)
Bazi duygusal ihtiyaclarini alisverisle kompanse ediyor gibi geldi bana yani bu surecteki duygularla bas etme bicimi olabilir. Bisey almak yerine bi terapiye baslasa daha iyi olur sanki
0
mor oje
(03.10.23)
Meslek yok ama olabilir. Kasiyer olabilir. Kursa gidebilir. Okul okuyabilir. Hayatının sonuna kadar çalışmadan yaşaması her şeyden önce kendisi için kötü bir şey. Kadının çalışması, kimseye muhtaç olmaması önemli bir şey. Bu bakış açısı artık kalmadı. Bunu değiştirmeniz gerekiyor. Çocuk olunca masrafınız artacak. Çocuk hep aynı kalmıyor. Bez parası bir süre sonra okul masrafına dönüşüyor. Çalışmasına engel bir durum yoksa çözüm çalışması.
0
dissendium
(03.10.23)
mutfak masrafı + parti-time harçlık ver gerisine karışma
biriktirip alsın
0
bir soru sorcam
(03.10.23)
Çalışmıyor olmasını anlarım. Kendi alanında iş bulamamıştır ama gereksiz harcamaların bir açıklaması yok. Ömür boyu onun istediklerini mi yapacaksınız? Yapmazsanız ne olur mesela?
0
Kahvedesu
(03.10.23)
kesinlikle çocuk yapma. eşine iş bulmasını, kazandığı paraya göre harcama yapması gerektiğini anlat. 1 sene bak duruma kezbanlığı devam ederse boşan.
0
ayseee
(03.10.23)
Bu tip kadınlara bebek gibi davranılması çok saçma. Karşınızda yetişkin bir insan var. Bir şeyleri düşüncesizce istemek tutturmak vs çocuk davranışıdır. Bunun için karşınıza alıp özel olarak konuşma yapmaya ikna etmeye gerek yok bence. Ne kadar kazandığınızı biliyor olmalı, ona göre isteklerde bulunması gerekir. Kendisine yetişkin olduğunu hatırlatıp gereksiz harcamalara hayır demeniz yeterli olmalı.
0
dfn4
(03.10.23)
yukarıdakiler +1 ve de belirgin bir mesleğinin olmaması hiçbir zaman olmayacağı anlamına gelmez ki. ben de şu an mezun olduğum bölümün işini yapamıyorum ve vasıfsız işçi konumuna düştüm bir süre. idareten bulduğum bir işte çalıştım sonrasında hızlıca bir nitelik kazanmaya çalıştım ve bir profession edindim. hele ki sizin maddi desteğiniz varken bunu yapması daha kolay. hayatınızın sonuna kadar başka birinin bitmek bilmeyen arzularını tatmin etmeye mi kendinizi adayacaksınız? ha diyorsanız ki zaten çocuk olunca eşim bakacağı için meslek edinmesine falan gerek yok, o kısmı bilemem.

Önerim: bence birkaç sefer elinizdeki parayı kendi isteklerinize ve ihtiyaçlarınıza ayırmak istediğinizi, bir güneş gözlüğü de kendinize almak istediğinizi ya da ihtiyacınız olan pahalı bir şeyi alacağınızı falan söyleyin. bir sana bir bana gibi. bakalım ne tepki verecek. ona göre aksiyon alırsınız.

ya da tüp bebek olayını askıya alma fikri mantıklı ama bu nasıl söylenir, ilişkiye zarar verir mi bilemiyorum. kenara para koymadan çocuk olayını düşünmenin sizi kaygılandırdığını, çocuğa güzel bir gelecek sunmak istediğinizi ve bu şekilde savurgan harcamalarla bunun mümkün görünmediğini falan açıklayabilirsiniz.

ikisi birbiriyle çelişen öneriler oldu ama hangisini yapsanız sonuçta belirleyici bir tepki alacaksınızdır zaten.
0
Mossy
(03.10.23)
İnstagram hesaplarınızı silin beraber bence, instagrama fotoğraf koymayınca masraflar ciddi oranda azalıyor bilginiz olsun.

Belirli bir harçlık verme fikri en makul olanı +1

"Paranız varken gereksiz eşyalar alırsanız, paranız yokken gerekli eşyaları satmak zorunda kalırsınız" gibi bir söz vardı, israftan kaçının. Bunu karınıza da anlatın, gereksiz küçük harcamalar yapmamayı parayı biriktirip mantıklı harcamalar yapmayı önerin.

Mesela "birikim yapalım sana araba alırız" diyin, kandırmayın tabi cidden birikim yapınca alın mesela.
0
John Bloor
(03.10.23)
birlikte oldugunuz kisinin duygusal kapasitesi ve olgunlugu, sizin duygusal kapasitenizin ve olgunlugunuzun gostergesidir.

neden sadece kadin sorgulaniyor anlamis degilim, meslegi olmayan, calismayan ve calismayi dusunmeyen ama cok harcamak isteyen (ya da neyse iste) biri ile evlendiyseniz bu beklentiler ve bu hal tavir size normal geliyor olmali. ya da bunlari, bir aile butcesi olacagi, harcamalarin nasil yapildigi/nasil yapilacagi ya onceden konusmus olmaniz lazim ya da rahatca konusabiliyor olmaniz lazim. tanimadan mi evlendiniz? evlilige hazir mi degildiniz? bence bunlari dusunmekle baslayin. birine kapasitesinde olmayan bir seyi dusunmuyor ya da yapamiyor diye sinirlenmek yerine ben neden boyle biriyle birlikteyim, benim kapasitem ve durusum ne diye sormak daha guzel bir baslangic olur.
0
songforsomeone
(03.10.23)
buradan aldığınız yorumlarla eşinizin neyi doğru neyi yanlış yaptığına karar vermeyeceğinizi umarım. kim bilir nasıl bir ilişki dinamiği vardı da eşiniz çalışmıyor. dışardan kadın erkek çalışsın demek güzel ama ne neden oluyor ya da olmuyor bilmiyoruz. zaten eşim çalışsın mı diye bir arayış veya soru da görmedim. belli ki böyle bir beklenti yok, belki de buna uygun ortam ve koşullar da yok. o yüzden eşe yüklenmenin anlamı yok.

eğer bütçenizi zorlayan ve gittikçe ağırlaşan bir yük oluşturmaya başladıysa eşinizi karşınıza alıp bunu konuşacaksınız. şu şu isteklerin bizi şöyle etkiler, şunu şunu yapmasan tüp bebek için elimiz daha rahat olur, hiçbiri olmasa da birikime ihtiyacımız var o yüzden harcamalarımızı kısalım. başka bir sorun yoksa veya anlayışsız biri değilse herhalde bu konuşmadan sonra bir değişim olur. yok olmazsa ve sorun da devam ederse (ve eşinizin sağlığı çalışmasına imkan veriyorsa) o zaman sevgili eşim acaba sen de çalışsan daha mı iyi olur ekonomik olarak elimiz de güçlenir temalı bi konuşma yaparsınız. hiçbir şekilde orta yolu bulmaya çalışmıyorsa da geçmiş olsun, umarım zaten bunları bilerek evlenmiş ve birbirinizi böyle seviyorsunuzdur.
0
nic cage
(03.10.23)
Buradan yorumla hareket etmeyin +1
eşinide dinlemek lazım
Şu an çocuk işini öteleyip işleri yokuna koyun
İşleri yoluna koymadan çocuk yapmayın
0
basond
(03.10.23)
patolojik bir alisveris bagimliligi var. cocuk olursa cok daha berbat bir hal alacak zira cocuga alinacak cok daha fazla ivir zivir var gelisme surecinde, yetiskinlere gore. direkt ayril demiyorum ama en azindan cocuk isini bir daha dusun.
0
hot potato
(03.10.23)
Babasının prensesi miymiş yoksa onyomani mi?
Onyomani konusunu araştırın.
HAYIR demeyi öğrenin.
Sorunu çözmeden çocuk yapmayın. Çözemezseniz boşanın.
0
Tina
(04.10.23)
ne kocalar var ya sürekli şaşırıyorum mehmet şimşekvari bir kocayla yaşıyorum.

biz wishlist oluşturuyoruz. sırayla alıyoruz ihtiyaçları.

ben de ev çok tozlanıyor dikey süpürge istiyorum diye ağladım ahahahaah gitti araştırdı benimki bosch series 6 aldık 5700 liraya iş görüyor çok memnunuz.

bence eşiniz tüp bebek tedavisi mental yorgunluğunu alışverişle atıyor. alışveriş bağımlılığı çok kötü bir şey.
0
Hallegadola
(04.10.23)
sıkıntılarını kimi yemeğe vuruyor kimi alışverişe.
0
parka
(04.10.23)
(13)

Bugun nasıl vakit geçirdiniz?

baldan kaymak
Sb. Evdeyken neler yapıyorsunuz? - çamaşır falan filan dışında.
Sb. Evdeyken neler yapıyorsunuz? - çamaşır falan filan dışında.
0
baldan kaymak
(01.10.23)
Ev isi nerdeyse hic yapmadim, hepsi de bana bakiyor shshsjsj. Podcast dinledim, videocast izledim, kitap okudum (2 tur), kedimle oynadim, candy crush oynadim, sosyal medyada takildim, yagmuru izledim.

Ben bugunden raziyim, bayagi dolu dolu oldu. Bi de ev isi veya film/dizi ekleniyor iste. Onlar kaldi. Mubi’den bi film izlerim herhalde.
0
mor oje
(01.10.23)
biz pek evde zaman geçiremiyoruz evi otel gibi kullanıyoruz.

sadece pazarları komple evde olabiliyoruz.

o da film/dizi/youtube, xbox ve cilveleşme ile geçiyor eğer dışarı planı yapamadıysak.
0
ananiyimioguz
(01.10.23)
Bosch'un 3. Kitabini bitirdim.
Generation kill kitabina başladım.
3 km kostüm.
In our time podcastini dinledim.
Hanimla temizlik yaptik, Şimdi tuvaleti temizliyorum. Ardından şömine için odun keseceğim stok olsun diye.
0
logisticsmanager
(01.10.23)
Geç uyanma
Kahvaltı
Antrenman
Hafta içi için yemek yapma
Yüzeysel temizlik
Akşamımı aylak aylak geçireceğim tüm hafta bunun hayalini kurmuştum
0
ruhen hastayim ben
(01.10.23)
Sabahtan akşama toplanti. Simdi de ucagin rotar yaptigini ogrendim. Lanet bir sehirde havalimaninda bitkin bi halde ucagi bekliyorum.
0
nic cage
(01.10.23)
Tembellik tembellik temizlik müzik. Sonra metroya gidip midye aldım şimdi de midyeli pilav yapıyorum
0
kisa
(01.10.23)
sabah cocugu tekvandoya goturdum, sonra hanima teslim ettim.
simdi ofise geldim biraz calismam lazim.
isim bitince bir dukkana ugrayip tahta parcasi alacam.
sonra eve gidip garajin cati arasi kapagini yapacam, kapagi kirdim kis gelmeden duzeltmem lazim.
0
cooperr
(01.10.23)
Saat 11de uyanma, 1-2 saat tembellik. Öğle yemeği. Biraz ps5'te oyun sonra cem yılmaz'ın son filmini izledim, biraz daha tembellik ve sanırım biraz uyudum da arada. Çamaşır ve bulaşık ve şimdiye ulaştım. Akşam yemeği yiyesim yok pek, bu saatten sonra da sosyal medya, dizi vs yapıp günü bitiririm
0
nundu
(01.10.23)
Çok erken kalktım. Eker i run’a gittim 4 gibi eve geldim. Bişeyler yiyip uyudum biraz önce uyandım. Günüm böyle geçti.
0
naksidil
(01.10.23)
Gezdim.
0
dissendium
(01.10.23)
çamaşır dışında diğer temizlik işleri ve uyku
0
cccbehzatccc
(01.10.23)
Kahvaltı
Yürüyüş, market alışverişi
Kek yapma,
Akşam yemeği hazırlığı,
Dizi izleme
Yemek yeme,
Yürüyüş,
Maçı olan arkadaşları izlemeye halısaha,
Nette, takılma
Kitap okuma ve yatış.
0
Amaranta ursula
(01.10.23)
Dünden boğazım acıyordu güne hasta uyandım. Ihlamur limon vs klasik içecekten yaptım. Biraz sağa sola yığılıp halsiz halsiz takıldım. Sonra eşimle do not disturb ı izledik. Çok beğendim tam da havaya uygundu yağmur sesi ve puslu havayla iyi gitti. Sonra ilaç aldım ve yemek yedik. Dünden temizlik yapmıştım bugün yapmadım ama ütü bekliyor mutfak ayaklandı yürüyo, toplayamadım. Güya makalemi yazacaktım ama hastalık planımı bozdu. Biraz youtube a bakıp uyuyacağım.
0
buzbebek
(02.10.23)
(10)

Böyle bir ortamdan nasıl sağ çıkılır?

sekizdokuzon
Selamlar, bir önceki duyurumda genç, yakışıklı bir abimizin bana orantısız kur yaptığını ve nasıl düşünmem gerektiğini sormuştum. Birtakım gözlemler sonucunda durumun tam olarak öyle olmadığı anlaşıldı. Daha tehlikeli ve sıkıntılı mevzular söz konusu gibi ve kendimi ne şekilde koruyacağıma tam olara
Selamlar, bir önceki duyurumda genç, yakışıklı bir abimizin bana orantısız kur yaptığını ve nasıl düşünmem gerektiğini sormuştum. Birtakım gözlemler sonucunda durumun tam olarak öyle olmadığı anlaşıldı. Daha tehlikeli ve sıkıntılı mevzular söz konusu gibi ve kendimi ne şekilde koruyacağıma tam olarak karar veremedim.

Şimdi size olan biteni kısaca özetleyeyim. Bir öğretmenler odası düşünün, 8-10 kadınız, iki kişi evli, iki kişi inanılmaz içine kapanık ama diğerleri gayet iletişime açık ve nitelikli, sağlam kadınlar. Hayatta aradıklarını bulamadıkları için bekarlar ve çoğunun sağlıklı bir flörte ve karşılıklı yoğun bir etkileşime ihtiyacı var.

İşte tam bu noktada bu yakışıklı abimiz devreye giriyor ve adeta eve düşen yıldırım gibi bu dişil enerji sığınağına bütün erkeksiligi, flörtözlüğü ve umut tacirligiyle iniyor. Ben biraz bu işlerin kompedani olduğum için adama benimle iletişim kuracağı, flört edeceği alan yarattım. Benle bir pasını attı. O ivmeyle diğer hanım ablalarla da muhabbet etmeye başladı odada. Adamın dokunduğu hayat doluyor, umutlaniyor. Bütün bu olup biteni izlemesi sapık bir zevk verse de bir tık, aşırı yorucu. Ve bu abi yoğun flörtü ve zamansız ilgisiyle beni de manipüle ediyor. Adama en yakın kadın ben olduğum için diğer kadınlar benle aralarını iyi tutmaya çalışıyor sonrasında. Gün içinde bütün enerjimi bu azmisliklar almaya başladı.

Bu ortamdan kendimi nasıl çekip çıkarırım?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(30.09.23)
O adamı umursama ve bambaşka ortamlara açıl ablam.
0
sifir
(30.09.23)
E siz de dahil herkes halinden memnun görünüyor, niye telaş yaptınız?
0
beyfendi
(30.09.23)
Ben halimden hiç memnun değilim ki, onun için akıl arıyorum burada.
0
🌸sekizdokuzon
(30.09.23)
Yatıp hayatınıza devam etmek sizin psikolojinizi bozacaksa iletişimi minimuma indireceksiniz yapacağıniz şey bu.

Böyle adamlarla sadece yatılır, gülünür, içilir, ciddi bir şey konuşulmaz.
0
sanguine
(30.09.23)
Abi, küçük büyük demeden her çiçekten bal almak isterken siz diğer çiçeklerin ayak altından çekilmesini istiyorsunuz.
Yaş farkını da düşünürsek ilerde üzülmemek için abimizden uzaklaşmalısınız. Bırakın diğer çiçlere yönelsin.
0
Tina
(30.09.23)
@Tina: aynen, olay rekabete dökülürse ben kaybederim muhtemelen. O topa hiç girmemem lazım. Sürekli kanka, bro mu çekeyim, iş çıkışı çağırdığında işim var diyeyim ama çok da soğuk yapmayayım ki üzerime çok düşmesin gibi bir uzak durmaktan bahsediyoruz değil mi?
0
🌸sekizdokuzon
(30.09.23)
Çünkü tuhaf bir bağlılığı da var bana. İlgim başka bir şeye kaysin istemiyor. Yani onun klasmanında güzel, bakımlı, o kadar genç olsam bir dk düşünmezdi. Kafalar inanılmaz uyuşuyor, bir saniye sıkılmıyoruz yan yana. Ama işte abimiz çok kadın görmemiş, gül bahçesine düşmüş, benle yetinmez yani. Benim bu denklemden kendimi ona hissettirmeden usul usul çıkarmam lazım.
0
🌸sekizdokuzon
(30.09.23)
Ben sizin bu denklemin dışına çıkmak istediğinize ikna olamadım.
İşyeri arkadaşları arası ilişki bana hep yanlış gelmiştir.
Hele ki öğretmenler odasında.
Bir de örnek olmanız gereken gözlerin hep her hareketinizi didiklediği konumunuzu düşününce tamamen yanlış buluyorum.

Size akıl verebilecek yetkinlikte de görmüyorum kendimi.
0
Tina
(30.09.23)
Allah kuran çarpsın ki istiyorum, Kur'an'a el mi basayım? Bir de öğretmenlerin libidosu, özel hayatı yok mudur sizce? 12 senedir bu isteyim6, çalıştığım her yerde insan tabiatı gereği böyle meselelere şahit oldum. Her meslekte, insanın olduğu her yerde olduğu gibi.

Konu başka yerlere gidiyor, ben nokta atışı taktikler almak için açmıştım duyuruyu. Teşekkür ederim zamanınız için.
0
🌸sekizdokuzon
(30.09.23)
Libido ve özel hayat konusunda sanırım yanlış ifade ettim kendimi. Aynı hukuk bürosunda çalışan avukatlar ilişkisini de, aynı üç harfli markette çalışan kasiyer ilişkisini de yanlış görüyorum.
Dünyada her gün bulunmak zorunda olduğunuz mekan dışında da çok fazla erkek var.

Nokta atışı tavsiye olarak Abiyi bir gün dışarıda bir yere çaya davet edersiniz. (Seninle kesinlikle alakası yok da bir dedikodu geldi kulağıma, konu onunla ilgili. Ben iş arkadaşlarımı kardeş olarak görüyorum ama sanırım farklı gözlerle bakmışlar. Çok rahatsız oldum. Lütfen bugünden sonra iş ilişkisi dışında asla görüşmeyelim.) dersiniz. olur biter.
0
Tina
(30.09.23)
(10)

sadece kadinlarin oldugu bir dunyada

douglas
yasamak istermiydiniz? (soru sadece kadinlara)
yasamak istermiydiniz? (soru sadece kadinlara)
0
douglas
(28.09.23)
Yooo. Gayet çok sevdiğim erkekler var (kardeşim, eşim, kuzenlerim, dayilarim, kedim vs.). Onlar olmasa hayat çok sıkıcı olurdu.
0
fraise
(28.09.23)
No.
Ben sadece kadinlarin oldugu bir ekipte bile calismak istemiyorum. :))
0
mor oje
(28.09.23)
Hayır.
0
Kahvedesu
(28.09.23)
Istemezdim, erkek kontrastı perspektif katıyor.
0
sekizdokuzon
(28.09.23)
İsterdim.
Şekilciyim, erkek formundan çok hoşlanmıyorum.
0
Dağcı
(28.09.23)
evet
0
sonsuz
(28.09.23)
çok isterdim. bazen böyle ütopik bir evren hayal ediyorum adsfasda
0
alaimisema
(29.09.23)
İstemezdim. Erkekler çok tatlı.
0
Gradient_tabanlı_mor
(29.09.23)
Güzel olurdu <3
0
Tina
(30.09.23)
Jane Hannigan diye bir yazarin Moths kitabinda bu konu isleniyor. Sadece erkekleri etkileyen bir salgin sonucunda dinamikler degisince dunya nasil degisiyor vs.
0
sopiro
(05.11.23)
(10)

sıkılıyorum, bunalıyorum

kixo
Taşrada memurlukta ikinci ayımı doldurdum, üçe yaklaşıyorum. Taşradan kastım hem kadrom taşra, hem de yaşadığım yer taşra. Bir şekilde büyükşehir sıfatı almış bir yer aklınıza gelmesin. Ancak en azından şehir merkezindeyim.İşten bahsetmek gerekirse, bir halt yaptığım söylenemez. Üç ayda iki üç hafta
Taşrada memurlukta ikinci ayımı doldurdum, üçe yaklaşıyorum. Taşradan kastım hem kadrom taşra, hem de yaşadığım yer taşra. Bir şekilde büyükşehir sıfatı almış bir yer aklınıza gelmesin. Ancak en azından şehir merkezindeyim.

İşten bahsetmek gerekirse, bir halt yaptığım söylenemez. Üç ayda iki üç hafta yoğun geçiyor gibi görünüyor, onun haricinde bir şey yok. Sabah bilgisayarı açıp kurum internet ağının izin verdiği ölçüde vakit öldürüp akşam eve geliyorum.

Ev ise 50 m2 bile değil. Üç kişi aynı anda evin herhangi bir yerinde yan yana duramaz. Teknik olarak mesken bile değil, ikametgah alamıyorum. İyi yanı yok mu, var. Faturalar dahil. Eşyalar dahil. Masrafı maaşımın tam çeyreği denk geliyor ve iş yerime yürüyerek 8-10 dakika mesafede.

Eve kedimi köpeğimi getiremedim. Hem ev sahibi sıkıntı, hem ev küçük. Ancak en büyük etken, en iyi ihtimalle 8 saat olan yolculuğu kaldırabilecek durumda değiller. Açık olmak gerekirse onlardan uzak olmak muhtemelen beni şu anda, ne kadar kabul etmek istemesem de, çok fazla etkiliyor sanırım.

İş konusunda şanslı mıyım, şanssız mıyım bilmiyorum. Çok alakasız işlerle görevlendirilip çok yoğun çalışanlar da var, benim gibi boş takılanlar da meslektaşlarım arasında. Bu durum biraz da benim çalıştığım yerin müdürü olsun, diğer çalışanları olsun genel olarak oldukça iyi, anlayışlı insanlar olmasından da kaynaklanıyor olabilir. Açıkçası bu yönüyle memnunum, başlamadan önce bayağı bir gözüm korkuyordu, şans işte. Ancak iş olduğunda da neyin nasıl yapılacağı belli değil. Kervan yolda düzülür kafasında gidiyoruz.

Yaş ortalaması çok yüksek hem çalıştığım yerde hem şehirde. En yaşlı şehirlerden biri zaten. Tamam, bende yirmilerinin başında delikanlı değilim ama bana göre bile yaşlı. Konuşacak ortak bir şeyler bulmakta çok zorlanıyorum iş yerinde. Diyalog kurabileceğim üniversite mezunu iki kişi var sadece. Üniversite mezunu olmak çok matah bir şey değil, biliyorum, sadece durum bu. Onlar da hem yaşlı hem de biraz fazla kafa açıyorlar.

4 kişi aynı odadayız. Tek erkek benim. Bol bol yerel dedikodu dinlemekten, nereden uydurulduğu belli olmayan mankibe dinlemekten kusacağım artık.

İşin anlamsızlığı da ayrı üzüyor. İş yüküm olsa da anlamsız olmasa da anlamsız. Varlığı da yokluğu da bir şeye iş demişler. Hiçbir zaman büyük adam olacağım derdim olmadı. Ancak bu kadar önemsiz bir işle meşgul olmak canımı sıkıyor. Bir şeyler öğrenir, kendime ya da kuruma bir katkım olur mu diye bakıyorum ama pek imkan görünmüyor.

Eve geliyorum, yapacak bir şey yok. Kitap okumaktan, dizi izlemekten sıkıldım. YouTube deseniz tüketecek bir şey kalmadı.

Üç kere tiyatro oyununa gitmeye niyetlendim. Üçü de iptal oldu, yetersiz bilet satışından. Çevre illerde oluyor güzel etkinlikler ama en fazla 2 saatlik bir etkinlik için git gel en az 5-6 saat yol, en az iki bin lira para harca ne mantıklı geldi ne içime sindi.

YDS kursuna gideyim dedim, kurs yok. Derdim en azından günlük boş muhabbet birilerini bulabilir miyim, kurs bahane. Tiyatro kursu buldum, onlar da sadece çocuk grubumuz var, yetişkin grubumuz yok deyip yolladılar.

Her tuşa basıyorum ama olmuyor. Akşamları dışarı çıkmaya niyetlendim. İki tane caddesi var. Aslında bir tane de sizin güzel hatrınıza iki dedim. Şehir hâlen ezan vakitlerine göre yaşıyor. Akşam ezanına kalmadan her yer kapanmış oluyor. Bar falan yok tahmin edersiniz ki. Bir iki tane pavyonla restoran arası yer var.

Uzun bir işsizliğin sonunda iş bulduğum için mutluyum. Deprem sonrası daha da artan borçlarımı kapatabileceğim için mutluyum. Bunlar güzel şeyler, kabul ediyorum. Ama bu yaşam tarzını ne kadar sürdürebilirim bilmiyorum. Şartlarımı iyice zorlayıp yurtdışına gidebilirdim, yapmadım. Belki de yapamadım. Şu anda bunun bir önemi var mı, onu da bilmiyorum.

Daha önce benzer süreçler beni içinden çıkmamın yıllar aldığı maddi ve manevi çukurlara itmişti. Bu sefer tekrar düşürsem o çukurlara çıkabileceğimi sanmıyorum. Memuriyetten devam edersem üç yıl daha sike sike buradayım. Sonrası belli değil. Bir yılın sonunda istifa etsem ne yapacağım belli değil.

Kendi varlığımdan sıkılma noktasına geldim. Bir akıl verin.
0
kixo
(27.09.23)
Hoacm yanlış anlama ama daha 2 ayda bu kadar bunaldıysan bence sıkıntıyı kendinde araman lazım.

Muhtemelen çok büyük önyargı ile gittin oraya, yani "zaten küçük şehir, insanlar şöyle böyle, benim ilgimi çekmez" diye başlarsan sıkılırsın tabi. İşte diyorsun ya mesela "bar yok" diye. Küçük şehre gitmişsin, bar olmayacağı belli, beklentiyi "bar olması" noktasında tutarsan tabi mutsuz olursun. Aynı şey "büyük adam olacaktım ama anlamsız iş yapıyorum" düşüncesinde de var, hala yurtdışı düşünmende de...

Bi kaç sene önceye kadar benim TR'nin "kaymak tabakası" diyebileceğin bi arkadaş çevrem vardı. Ben bundan sıkıldım ve sosyal çevremi biraz değiştirmeye karar verdim, başka ortamlara girdim falan. Başta inanılmaz sıkılıyordum çünkü kimse benim ilgilendiğim şeylerle ilgilenmiyordu, biriyle oturup yarım saat muhabbet etmekte bile zorlanıyordum.

Bi noktada çevreyi değiştirmeye karar verip, beklentiyi hala eskiden alışık olduğum şekilde tutmanın ne kadar anlamsız bişey olduğunu idrak ettim. Ondan sonra düzeldi. Karşıdakini merak etmeye, söylediklerini baştan "kafa açıyorlar" diye değil de içten bi şekilde dinlemeye başladığında, aslında orada da öğrenebileceğin ve keyif alabileceğin bişeyler olduğunu farkediyorsun.

Yani yapman gereken arabayla 6 saat ötedeki şehre gitmek değil, kendinle uğraşmak biraz. Onu yapmazsan koskoca youtube bile biter tabi.
0
plutongezegendegilmi
(27.09.23)
Valla iki ayda bu kadar dolduysan sıkıntın büyük.
Yeteneğin veya tecrüben veya spesifik bir konuda bilgin varsa yeni iş aramaya başla şimdiden.
Ama bunlar yoksa kendini değiştirmen gerekecek, beklentilerini düşür, asosyalliği sindir, bulunduğun yerdeki ortama ve yaşayışa ayak uydur.
İnternette bir fotoğraf dolanıyordu bir ara, çölün ortasındaki bir tren istasyonunda görevli memur, istasyonun etrafına diktiği ağaçlarla 50 yılda görüntüyü tamamen değiştirmiş şekildeydi. İş yerinde de böyle bir şey yapman lazım. Bence her zaman yapılacak bir iş vardır, sen görevi bekleme görevler seni beklesin yapılmak için. Guzellestir etrafını, iş yerini evini, ev sahibini, iş arkadaşlarını...
0
etna
(27.09.23)
Öncelikle içinde bulunduğunuz durumdan sıkılmaktan haksız değilsiniz. Ama ben değişebileceğini düşünüyorum henüz 2-3 ay çok erken, memurum demişsiniz, yeni memurlar gelebilir gidebilir, 4 kişi aynı odadayız demişsiniz, sürekli aynı şeyleri yapmak yerine değişik bir şeyler yapmayı teklif edin bu kişilerle. Sürecin geçici olduğunu kabullenin, 3 seneyi verimli geçirmeye çalışırken farklı iş imkanları veya yurtdışına gitme imkanı arayın eğer bu kadar çekilmez bir durum ise. Tekrar işsiz olsaydınız bunların hiçbirisini de göremeyecektiniz ve inanın daha kötüdür.
0
babemsi
(27.09.23)
Eger ilgilendiginiz konu ile ilgili grup yoksa siz kurmayi deneyin? Belki sizin gibi tiyatro yapmak isteyen ama ayni cevabi alan insanlar vardir? Yas ortalamasi buyuk olabilir ama sizin yasiniza yakin insanlar mutlaka vardir. Mansur ark'a katiliyorum ve boyle hissetmekte haklisiniz, ona da katiliyorum

Eger ilgilendiginiz bir sey varsa mutlaka ilerletin, mesela ingilizce bilmiyorsaniz mutlaka haftada 2-3gununuzu ona ayirin, sadece ingilizce altyazili dizi film izleyerek inanilmaz ingilizce ogrenen insanlar var, onemli olan ciddiye almak. Onunuzde oradan dolu dolu bir insan olarak cikmak icin 3 yiliniz var, oyle dusunun. Ama ne yapacaksaniz ciddiye alarak yapin. Yazmaya merakiniz varsa, muhtesem atolyeler var online, onlara katilin. Online etkinlik olarak sizin yerinizde olsam 1 tane secer, emek verir, onun disinda mumkun oldugunca fiziksel dunyaya karismaya calisirdim. Belki hangi konulara ilgi duyuyorsunuz, hangi alanlarda gelismek istiyorsunuz, mesleginiz ne, ve neredesiniz yazarsaniz buradan cok guzel oneriler bile cikabilir?
0
songforsomeone
(27.09.23)
Ben de istanbulda yaşarken 1 yıl için ailemin yanına küçük bir ilçeye gitmiştim, sonra evlenip geri istanbula geldim, küçük yer insanlarının böyle küçük bi dünyası oluyor. Mesela dizi izlemeyi çok seviyolar. İşyerinde dizilerden bahsediyolar heyecanlı heyecanlı, bence onları biraz gözlemleyip onlar gibi dizi izlerseniz vs ertesi gün konuşacak konunuz olur gayet. Ne bileyim kendinizi geliştirmek isterseniz online kurs da var bissürü. Bi de küçük yerlerde belediyenin açtığı veya halk eğitim merkezlerinde gitar kursu filan oluyor. Öyle bir şey bakabilirsiniz. Ya da sizin bildiğiniz bir şey varsa siz gidip halk eğitimle konuşup kurs açabilirsiniz. İlkokul çocuklarına ing öğretmek gibi ya da matematik dersi vermek vs. Bunlar hem vakit geçirmenizi sağlar hem de çevre yaparsınız.

Bence 2 ay henüz çok erken o yüzden henüz kafa dengi arkadaş bulamamış olabilirsiniz umutsuz olmayın. İnsan tanımaya odaklanın bence.

Son olarak küçük yerlerde insanların siyasi partiye katılma eğilimleri baya yüksek oluyor. Oy verdiğiniz ve kitlesini sevdiğiniz bir parti varsa ilçe yönetimine gidip üyelik yapıp ordan insanlarla tanışabilirsiniz
Siyası parti arkadaşlıkları çok içten oluyor. Aynı partili olunca kadın kolları teyzeleri çok iyi davranıyor.
0
turuncu tonlarda
(27.09.23)
Ya pardon memur olduğunuz için üyelik yapamıyorsunuz unuttm bi an. Ama yine de gidip tanışabilirsiniz resmi üyelik olmasa bile.
0
turuncu tonlarda
(27.09.23)
evlen
0
bir soru sorcam
(27.09.23)
önyargı ile gitsin gitmesin ne fark edecek? önyargı ile gitmese gittiğinde farklı bir şey mi bulacaktı?
yeni bir yere taşındım, nasıl yeni birilerini bulurum diye burada her hafta min. bir tane duyuru açılıyor. hepsinde de aynı cevaplar var. dil kursunua git, o kursunu git bu kursuna git. içilecek bir yer vardı oraya git. eee, gitmiş işte? siz yazmadan bu alternatifleri denemiş ama yok.
kaldı ki ilk etapta sıkılacak zaten. üçüncü yılında mı sıkılacaktı?
sağda solda anadolu irfanı geyiği yapıp burada ama anadolu'da işte böyle ya ne olacaktı sorun sende, önyargılı gitmişsin demek komik olmuyor mu?
tek şehirli caddede çevreni ne kadar değiştirebilirsin? ne katabilirsin oraya? taşrayı anca nbc filmlerinde görmüşsünüz atın tutun kafanıza göre.
ama büyük bir mallık yapıp evlenme. gider oradan biriyle evlenirsin sonra tabutun bile gelmez üç yıla kurtuluyorum derken.
git xbox+ultimate al en f/p çözüm bu. mis gibi de vakit öldürürsün. bir de bira kiti falan al, senden kralı olmaz.
allah kurtarsın.
0
koxy
(28.09.23)
Bu süreyi kendinizi geliştirme ve para biriktirme süreci olarak değerlendirin.

Artık her şey online. Her türlü kursu online alabilirsiniz. İş yerinde online işlem yapamıyorsanız kitap alın.

Bahaneler ardına sığınmayın. Kendinizi biraz zorlayın.


.
0
kartallar yuksek ucar
(29.09.23)
mobil oyun ve ilgi alanınıza göre online kurslar aklıma geldi. adaptasyon sürecindesiniz biraz kendinize zaman tanıyın.
0
elvan abeyiylegezse
(29.09.23)
(7)

Yaşamınızda hiç ciddi belirsizliklerin olduğu dönemler oldu mu?

psmstc
Aynı anda büyük belirsizlikler yani. Uzun süreli hapis cezası alma ihtimalimizin olması, sevdiğinizin kanser olma ihtimali vb gibi birden çok belirsizlikten bahsediyorum. bu süreçleri ve stresini nasıl oldu da yönettiniz? Teşekkürler.
Aynı anda büyük belirsizlikler yani. Uzun süreli hapis cezası alma ihtimalimizin olması, sevdiğinizin kanser olma ihtimali vb gibi birden çok belirsizlikten bahsediyorum. bu süreçleri ve stresini nasıl oldu da yönettiniz? Teşekkürler.
0
psmstc
(27.09.23)
Bu ara hepsi üst üste geldi ve yönetemiyorum. Kafası çalışan birinden tavsiye alman iyi olacaktır.
0
prole
(27.09.23)
Çok yönetemedim. Sağlık sorunları peşinden geldi.
0
Kahvedesu
(27.09.23)
Çok oldu ve felaket kötü etkiledi beni, yönetemiyorum. Tek diyebileceğim şey bu belirsizliklerin ardından “bomm” diye kökten değiştirici bir olay oluyor ve o şekilde son buluyor.
0
babemsi
(27.09.23)
Prole +1 ama yönettim.
0
baldan kaymak
(27.09.23)
Bu kadar ciddi bir sorun yaşamadım ama işyerinde baya olaylar olmuştu. Tehdit filan almıştım, psikolojim bozulmuştur işten ayrılmıştm bulunduğum şehirde başka iş bulma imkankm da pek yoktu, evde 5-6 ay kaldım her gün ağlama krizi geçiriyodu, ve evlenme sürecinde ailemle birbirimize girmiştik. Evlenmek ve şehir değiştirmek kurtuluş oldu. O kaos dönemini atlattm, istanbula geldim, işe girdim, eşimle normal bir rutine döndü hayatımız. Ama o belirsizlik kavga ve gözyaşı ile geçen 5-6 ayı gel bana sor. Artık keşke araba filan çarpsa da ölsem diye düşünüyordum, hatta kanser olup ölsem diye dua etmişliğim bile var.
0
turuncu tonlarda
(27.09.23)
İki tane olmuştu.

Birinde askerde fetö kumpası içinde kaldım (fetö kumpası olduğunu sonradan ogrendim) kaçakçılıkla suçlamaya çalıştılar, kanıtlar da dolabima yerleştirilen eşyalar. Uzun hikaye ama bir şekilde Tem, kaçakçılık sube sorguları sonucu aklandım. Ama o arada geçen 3 ay ve sonrasındaki altı ay (bu kısmı lan aklandik ama ya yine bir kulp bulurlarsa kuruntulari) müebbet hapis hazırlığı ile geçti içimde herkesle vedalaştım öyle diyeyim. Sonra alt devrelerden birinden öğrendim ki bu konuda beni ihbar edip suçlayan kişiler fetoden alınmış. Orada sakinlesebilmistim.

Bir de gunceli: paylaşımlı ofis + home office tarzı çalıştığım bir isim var. İşler epeydir iyi gidiyordu artik kendi yerime geçeyim dedim geçtim. İşler birdenbire yüzde 50 düştü. Kira faturalar ve biraz yeme içme ancak cikisiyor. Buna da neyse en kötü batar sokakta yaşarım falan diyorum kendime. Galiba kendimi sakinlestirme tarzım da bu genelde, en kötüsünü düşünmek.
0
encokbenisevinnolur
(28.09.23)
su anda var. amerika'da calisiyorum ama ogrenci vizesiyle. cunku calisma vizesini hintliler mahvetti artik cikmiyor. 2 sene sonra iznim bitiyor.

acaba amerika'da mi kalirim, baska ulkeye gitmem mi gerekir, turkiye'ye donulur mu, baska ulkeye gitsem nereye gitmeliyim? yas da 30'u gecti artik vs. gibi dusunceler.
0
antikadimag
(29.09.23)
(10)

mesleği sevememek, işsizlik, depresyon ve birçok şey

ne desem bilemedim ki
merhaba,yazım biraz uzun olabilir, kusura bakmayın. bunları insanlarla konuşamıyorum ve yalnız hissettiğim bir dönemdeyim, o yüzden içimde ne varsa dökmüş olabilirim.31 yaşındayım, neredeyse 6 senedir avukatım ve bir süredir aktif olarak avukatlık yapmıyorum. (evden dilekçe, sözleşme, ihtarname vs.
merhaba,

yazım biraz uzun olabilir, kusura bakmayın. bunları insanlarla konuşamıyorum ve yalnız hissettiğim bir dönemdeyim, o yüzden içimde ne varsa dökmüş olabilirim.

31 yaşındayım, neredeyse 6 senedir avukatım ve bir süredir aktif olarak avukatlık yapmıyorum. (evden dilekçe, sözleşme, ihtarname vs. yazıyorum/revize ediyorum iş geldikçe)

açıkçası hayatımın hiçbir döneminde avukat olmak gibi bir dileğim olmadı. mesleğin prestijli görülmesi, büyük paralar kazanabilme ihtimali gibi hususlar hiç ilgimi çekmedi, öyle bir arayışı olan bir insan olmadım hiçbir zaman.

sınava girdiğim vakit de puanım ytü iktisat'a tutuyordu. bizimkilerin de iktisat okuyup "hiçbir şey" olmamamı engellemek için zamanında gösterdikleri o zamanki ağır psikolojik baskıya yenik düştüğüm için, saçma sapan bir vakıf üniversitesine gitmemek şartıyla hukuk okumayı kabul ettim. (zengin çocuğu falan değilim. eğitim eşitsizliği ile ilgili eleştiriniz varsa bana yöneltmeyin lütfen.)

okurken çok da zevk almadım (çeşitli sebepleri var) ama mesleğin kendisine duyduğum saygıdan ötürü etik kaygılarım ve iş disiplinim oldu. ancak piyasadaki -kısmen- haklı önyargılardan ötürü de hiçbir zaman potansiyelimi karşılayacak bir iş bulamadım. nerede profesyonel davranmayan, müvekkili nasıl kandırırız kafasında hareket eden adam var, onların yanında çalışmak durumunda kaldım. özellikle son çalıştığım yerde de son ofisi tek başıma çekip çevirecek seviyeye gelmeme rağmen maaşım da doğru düzgün yatmayınca ve izne de çıkamayınca istifa etmek durumunda kaldım. açıkçası meslekten de soğumuştum çıkarken.

aslen niyetim birkaç ay tatil yapıp bir iş bulmaktı ama sonrasında kayınpederimin kanseri ağırlaştı, onunla uğraşmak durumunda kaldık, ölümünden sonra da evden iş yapabildiğimi görünce bir süre de böyle devam ettim ama artık iş gelmiyor ve evde oturmak beni gerçekten depresyona soktu. doğru düzgün yemek yemiyorum, uyuyamıyorum, bazı günler koltuktan saatlerce kalkmadığım oluyor. sosyalliğim ise kalan 2-3 arkadaşımla arada sırada görüşmekten ibaret. eskiden her şeye rağmen hayatı sevebiliyordum fakat bunca şeyi devam ettirmek için hayatımda bir anlam bulamıyorum.

bir yerde çalışmayalı 2 sene oluyor, açıkçası yaşım geçtiği için (kurumsallar genelde 30 yaş altı alıyor) ve aktif çalışma sürem, benim kıdemime sahip insanlara göre az kaldığı için tekrardan bir yere girme ihtimalim yok gibi bir şey benim gözümde. zaten eskiden çalıştığım yerde iken iş arardım zaman zaman, bir tane iş görüşmemde açık açık "bir sene sonra hamileyim diye gideceksen gelme" demişlerdi, şimdi ne derler hiç düşünemiyorum. serbest çalışacak bir çevrem de yok, kaldı ki muhasebeciye, bağ-kur'a ya da sanal ofise vereceğimiz bir para da yok. onu da geçtim, özgüvenim de yerlerde artık.

o yüzden bu deftere kapalı gözüyle bakıyorum. hiç çalışmayıp, ömrümün sonuna kadar ev hanımı olmak fikri de rahatsız ediyor beni, hem maddi hem de manevi olarak. herkesin genç insanları çalıştırdığı bir piyasada sıfırdan nasıl başlayabileceğim hakkında hiçbir fikrim yok ve bu beni karamsarlığa sürüklüyor.

yakın bir arkadaşım, yapacak başka bir işin yoksa bir tiktok ya da instagram sayfası açıp hobilerini (kültür sanattır, kozmetiğidir, video oyunudur vs.) gelir kaynağı haline getirmeye çalışabilirsin diye bir tavsiye vermişti.

lisenin son dönemlerinde ve üniversitede iken bazı bloglara müzik, edebiyat vs. yazıları yazardım, bir dönem de bir internet radyosunda program yapıyordum ama bunlara elimi sürmeyeli o kadar uzun zaman oldu ve sosyal medya o kadar farklı noktalara gitti ki, hızına yetişemezmişim gibi hissediyorum. hani gelir kaynağı olmasa bile bana iyi gelir mi diye düşünüyorum ama ruh halim şu an psikoloji kitapları okumaktan başka bir şeye izin vermiyor. (onu da hayatımdaki anlamsızlığa nasıl çözüm bulurum diye yapıyorum.)

bir tarafım da bunca senenin emeğini tamamen çöpe atmak istemiyor. hukukçu sıfatıyla çalışmayacağım fakat hukuk bilgimi kısmen de olsa kullanabileceğim, yaşa da takılmadan sıfırdan başlayabileceğim bir iş var mıdır diye düşünüyorum ama aklıma hiçbir şey gelmiyor.

yukarıda yazdıklarıma dönüp bakınca aslında sorunun kümülatif bir sorun olduğunu görüyorum, bunca soruna sadece bir şeyin çözüm olmayacağının da farkındayım fakat hayatımı sürdürebilmem için ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmediğim bir noktadayım ve her türlü tavsiyeye açığım.

buraya kadar okuduysanız, bu yazıya vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
0
ne desem bilemedim ki
(26.09.23)
1. Kpss çalışın.

2. Mali müşavirliği, gümrük müşavirliğini araştırın. Yasaları takip etmek önemli bu işlerde.

3. İngilizce biliyorsanız çeviri yapabilirsiniz.

4. Kadınmışsınız. Sınava hazırlanıp güzel bir bölüm okuyabilirsiniz. Okul öncesi öğretmenliği gibi.

5. İcra müdürlüğü sınavına girebiliyorsanız girin.

6. Polis olabilirsiniz. Kadın ve avukat polis iyi yerlere gelebilir.

31 yaş bu kadar umutsuz olmak için çok küçük bir yaş.
0
dissendium
(26.09.23)
issizlik ve gorunurde bir perspektif'in olmamasi kadar insani yipratan bir sey yok.

fikir olarak kendi sektorumden onerebilirim: sivil toplum orgutlerinde calisabilirsin.

Sivil toplum orgutlerinde uni egitiminden bagimsiz olarak insanlarla icice calismani gerektirecek pek cok pozisyon var: dosya calisani, saha calisani, destek birimleri vs. Bunlari cogu icin illa sosyal bilimler mezunu olmana gerek yok. avukat oldugun icin hukuki metinleri anliyor olabilmen bile diger adaylarin bir adim onune gecmen demek. Yasin oldukca genc, ben buna takmazdim. kadin olman avantaj; cok fazla erkek siddeti magduru kadin ve cocuk var. genelde bu insanlarla kadinlarin ilgilenmesi tercih ediliyor.

bu kurumlarda direkt avukat ilanlari da oluyor ki, maaslari da diger departmanlara gore yuksektir. ama girmesi daha mi zordur bilemedim.

genelde iyi ingilizce bilmek gerekiyor, ama sart kosmayan kurumlar da var.
gaziantep, kilis, sanliurfa gibi sehirlerde is olanaklari istanbul, ankara, izmir'e gore cok daha fazla. bir kac sene tecrube sonrasi uc buyuk sehire gelmek mumkun (ki direkt bu buyuk sehirlerden de baslanabilir).

bu tarz kurumlarda kar amaci gudulmedigi icin "baskasina para kazandiriyorum" duygusu daha az, mesleki tatmin duygusu oldukca fazladir.

uluslararasi kurumlar'da calisma ortami cok ama cok iyidir, maaslar da guzeldir. Kurum kuculdukce biraz sikintilar baslar ama yine de genel olarak ozel sektorlerden iyi oldugunu dusunuyorum.

Ilanlara gelbasla'dan bakabilirsin. kendine dogru isi bulman bir kac ayi alabilir.

biraz hizli yazdim. umarim anlasilabilir olmustur
0
lamartin
(26.09.23)
burada iki sorun var gibi.
1- evde olmak
2- bugüne kadarki iş tecrübelerinin olumsuz sonuçlanması

evde olmak meslekten ve çalışma durumundan bağımsız bir problem. 2+ senedir remote çalışıyorum, ev boğuyor. ofisten çalışmanın, hava değişikliğinin, oradaki insanlarla üç beş laflamanın ruha ne kadar iyi geldiğini bunların yokluğunda anladım. o yüzden bu konuyu meslekten bağımsız değerlendirmeli. sonuçta evde oturmak ruha kötü geliyor, evet.

yeni mezunların tecrübesi olmadığı için iş bulamadığı dünyada siz x yıl tecrübem var, yaşıma göre az diyorsunuz. avukat iş piyasası bu konuda diğer beyaz yaka işlerden nasıl farklılaşıyor bilmiyorum ama bu sorun görünmedi bana. 2 senede hem kendi müvekkilleriniz olmuş ve çalışmışsınız, hem de bağlı çalışmamak için sağlık gibi kritik bir sebebiniz varmış. iş görüşmesinde gap-year söz konusu olduğunda bunun hangi sebeple olduğu önemli. altını geçerli sebeplerle doldurabilirseniz, bunun iletişimini de sağlıklı yaparsanız birlikte çalışmak isteyebileceğiniz kalitede insanlar bunu zaten anlayışla karşılar.

bir de, sizi mutsuz eden avukatlığın kendisinden ziyade çalıştığınız yerler ve insanlar olmuş sanki. o yüzden ben sizin yerinizde olsam memuriyet vs. düşünmem, doğru iş yerini/insanları aramaya devam ederim, mesleğimden vazgeçmem.
bu esnada da yüksek lisans yapabilir ve/veya kendinizi hukukun gelecek vaat eden ve çok talep gören bir alanında geliştirebilirsiniz.
0
gloomy
(26.09.23)
Hukuk fakültesinin pratikte işe yarayacak verdiği bir skill yok. Hukuk fakültesine nedense gereksiz bir anlam yüklendi.

Neyi seviyorsan o alana yönelik bir beceri elde etmeye bak. Zamanında iktisat yazsan çok fazla seçeneğin olurdu. Hiçbir şey yapmamak olmaz. Maddi imkan nedir, motivasyon nedir, kimsin nesin bilmeden şunu yap demek de yanlış. Genel öneri olarak sevdiğin şeyler için çabala derim ben
0
roe
(26.09.23)
hakim-savcılık?
etik ve ahlak olarak sorun yaşatmaz
0
bir soru sorcam
(27.09.23)
Mesleginizi sevmemenizden bagimsiz olarak paraya ve iyi para kazanan ve sizin gozunuzde varlikli olan insanlarla ilgili inanclarinizi gozden gecirmenizi tavsiye ederim, ben karsiniza enteresan isverenlerin cikmasinin baska bir nedeni var.

Hayati siyah beyaz gormek psikolojik olarak zor durumda oldugunuzun en buyuk gostergesi bence, imkaniniz varsa yardim alin. 'Baska bir sey yapmak' icin siyah beyaz gormeyi birakabilmek bunun icin de once depresyonu tedavi etmek lazim
0
songforsomeone
(27.09.23)
31 yaş daha yolun o kadar başı ki; umutsuzluğa kapılmanız için hiçbir sebep yok. Ama isterseniz bir doktora görünün, D mi B mi olur bilmem bir vitaminlerinize baksın ve iç disiplin konularını bir araştırın.
İş konuları kısmını dissendium çok güzel yazmış, bunlara uyum yöneticiliğini, ihracat kontrol yöneticiliğini ve kişisel veriler konusunu da ekleyeyim ben. Sadece diplomanız bile bir sürü sivil toplum kuruluşunda gönüllü çalışmanız için işe yarar, oradan çevre edinir sonra başka alanlara kayarsınız. Sadece ataleti atın üzerinizden.
0
SiyamkedisiZorro
(27.09.23)
Ben de uzun süredir bırakmayı düşünüyorum. Ama sizin gibi cesaret edemiyorum. Halen çalışmaya devam ediyorum.

Önerebileceğim maalesef hukuk mezunu için KPSS. Başka da alternatifimiz yok..
0
drako
(27.09.23)
yaşınız bu kadar umutsuzluğun sebebi olacak bir yaş değil, daha çok gençsiniz.

yüksek lisans ve doktorayı sevdiğiniz bir alanda yaparak akademi düşünebilirsiniz veya sevdiğiniz bir bölümü okumayı düşünebilirsiniz.

4 yıl sonra bunları yapsanız da yapmasanız da 35 yaşında olacaksınız.

ben de sevmediğim bir bölümü okumaya zorlanıp daha sonra tekrar başka bir bölüm okudum. yaptığım için de çok memnunum. yaş 35
0
glore
(05.10.23)
ben sizin iktisat okumuş halinizim.Yas da aynı .2 üni bitirdim. okuduğum 2 bölümle de alakalı bir işe giremedim hep farklı işler. yani bu yasta sabit bir mesleğim yok. bir süredir yazılım öğreniyorum ama onda da junior olarak işe girmek şu anki piyasada cok zor.boşa giden yıllara mı ,geleceğin belirsizliğine mi ,arkadasların hepsinin düzenini kurup hayatını yasıyorken senin elinde hiçbir şey olmamasına mı üzüleyim bilemiyorum.inanılmaz bir iç sıkıntısı her gün boğuşuyorum
0
mr deadman
(18.10.23)
(2)

Ayda kenara 60bin atabilseniz...

idexo
Soruyu gonul islerine actim, cunku biraz hayalgucu ve beyin firtinasina ihtiyacim var. asiri ciddiye almadan cevaplarsaniz sevinirim. kendinize gore dusunun.farz-i misal: kenara ayda ortalama 60 bin attiginiz bir calisma ve yasam duzeniniz var. bir bucuk yil sonra, isterseniz bu duzenden cikabilecek
Soruyu gonul islerine actim, cunku biraz hayalgucu ve beyin firtinasina ihtiyacim var. asiri ciddiye almadan cevaplarsaniz sevinirim. kendinize gore dusunun.

farz-i misal: kenara ayda ortalama 60 bin attiginiz bir calisma ve yasam duzeniniz var. bir bucuk yil sonra, isterseniz bu duzenden cikabilecek rahatliga kavusuyorsunuz.

eviniz arabaniz yok.

is ve yasam dengesi biraz zorlayici. gunluk 10 saat calisma, haftada 58 saat gibi. eglenmeye az vakit kaliyor. sinirli sosyallik, fakat isin kendisi kismen rahat.

bir bucuk yildan sonra isten ayrilmaya karar verseniz nereye giderdiniz? ne yapardiniz?

herhangi bir meslek olabilir, yani kendi mesleginize gore dusunebilirsiniz.

herhangi bir lokasyon olabilir, yani kendi hayallerinize gore dusunebilirsiniz.
0
idexo
(26.09.23)
Bir buçuk yılda o parayı borsada zaten 2.5 milyon TL yapmış olurum. O parayla bir iş kurar. İşi takip eder ve keyfime bakarim
0
alimcgraw
(26.09.23)
ABD, Meksika gezisi.

Mühendisim. İş kurardım.
0
dissendium
(26.09.23)
(10)

Erkekler icin cocuk mevzusu

karanlik yanim
Ben 40'larina yaklasan bir erkek olarak cocuk yapmak istiyor muyum sorusu gündeme geldiginde bunu potansiyel partnerimden bagimsiz cevaplayamiyorum. Cok iyi giden bir iliski icindeysem, cok sevdigim, güvendigim, hayat boyu dostluk kurabilecegimi hissettigim birisiyle cocuk yapmaya sicak bakabilirim.
Ben 40'larina yaklasan bir erkek olarak cocuk yapmak istiyor muyum sorusu gündeme geldiginde bunu potansiyel partnerimden bagimsiz cevaplayamiyorum. Cok iyi giden bir iliski icindeysem, cok sevdigim, güvendigim, hayat boyu dostluk kurabilecegimi hissettigim birisiyle cocuk yapmaya sicak bakabilirim. Kendi basima icgüdüsel olarak cocuk sahibi olmak istiyorum hissiyati tasimiyorum. Ama son yillarda bir sekilde hoslandigim, kendilerine cekim hissettigim kadinlar (genelde benle yasit oluyorlar ya da bir tik kücük, 33-38 yas araliginda) cocuk istediklerini en bastan belli ediyorlar ve daha tanismamizin ilk ayinda net cevaplar duymak istiyorlar. Yukardakine benzer bir cevap yeterli gelmiyor, sanki bu konuda o kadar net degilsen seninle vakit kaybetmiyim seklinde bir hava olusuyor, isin keyfi kaciyor. Bu konuda düsünceleriniz neler? Ben mi kacak güresiyorum? Evet isterim, ya da hayir istemiyorum seklinde net bir cevap vermem mi daha iyi olur? Yukarda hissettigim sekilde devam ettigim sürece cocuk istekleri cok net olan kadinlarla daha en bastan hic baslamamak mi en dogrusu?
0
karanlik yanim
(26.09.23)
belirttiğin yaş aralığındaki kadınların (ki bence erkeklerin de) zaman kaybetmek istememesi çok doğal, çocuk yapmak ve büyütmek yaş ilerledikçe çok zorlaşıyor. kendi kafanda netleştirmediysen konuyu pas geç, kimseyi oyalamaya gerek yok.
0
hrskrs
(26.09.23)
insan olarak, kadin ya da erkek farketmez, hayat amaci ediniriz. bu amaclardan bir cogu sosyal olarak bize hissettirilen amaclardir. ornegin kariyer, para vs. ama diger taraftan cocuk sahibi olmak bizim genlerimize islemis ureme ve genlerimizi devam ettirme ic gudusu nedeniyle sahip oldugumuz bir amactir. bu amaci oteleyebilir veya baskilayabiliriz. ozellikle genclik donemimizde ve baska agir basan amaclarimiz varsa. (daha cok para kazanmak, kariyer, eglence vs.) bu hissiyat gecikir.

bu durum erkek icin de kadin icinde benzer ama biyolojik olarak bir fark olusur. kadinin dogal sartlarda dogurgan oldugu yaslar genclik yaslaridir. zaman gectikce dogurganlik hizla duser. bu dusus erkekte de vardir ama cok daha yavastir. iste bu nedenle bir noktada kadin veya erkek cocugum olsun ister ama kadinda bu nokta cok daha erken donemde olur genellikle. zamanin hizla akmasi nedeniyle bunu hakli olarak da dillendirir. bu "acik ol, gereksiz zaman kaybetmeyim" anlamina da gele bilir. erkekte cocuk sahibi olmak, ozellikle rasyonel hareket eden bircok erkek icin, guven duygusu ile ilgilidir. bu guven duygusu erkegin kendine olan guveni, esine olan guveni, veya esinin kendisine olan guveni olabilir. bunlari saglamadan cocuk sahibi olmak istemez, buna ragmen yine istiyorsa yine ic guduseldir, rasyonel degildir.

bu konuda en dogru olan karsilikli net olmaktir, kadin net bir sekilde istegini belli ettiyse erkek de net bir sekilde buna hazir olup olmadigini yapici ve kirici olmamak sartiyla belli etmesi en dogrusu. cunku kimsenin kimseden bir hayat calmaya hakki yok. onemli bir karar cunku.
0
emrahday
(26.09.23)
Sen kaçak güreşiyorsun evet.
Konuştuğun görüştüğün kişilerin de seninle aynı yaş aralığında olduğunu farz edersek, o yaştan sonra artık zaman kaybetmeden her şeyin adı net bir biçimde konulmalı.
Ergen ilişkiler gibi lafın çok, icraatın az olduğu ilişkiler gibi olmaz.
0
etna
(26.09.23)
evet kadınlarda ilerleyen yaşlarda hamilelik riskli ve bazen istese de olmayabiliyor.. karşındaki insana zaman kaybettirmemek ve baştan net olmak en doğrusu.
0
tabudeviren
(26.09.23)
İnsanların çoğu çocuk yapmak için evleniyor, karşındakini sevdiği için evlenip çocuk yapmıyor.
0
signore
(26.09.23)
sizi anliyorum, cocuk yapmazsam - su anda - kaybedecegim bir sey oldugunu dusunmuyorum ancak diledigim gibi bir partnerim olursa da yaparim diyorsunuz.

burada soyle bir durum var, 40 yasina gelmis birinin ne istedigine karar vermesinin beklenmesi normal bir yaklasim. kadinlar icin de erkekler icin de.
karsinizdaki kadin, cocuk istedigine karar vermis, bu sizden bagimsiz bir durum, karsinizdaki kisi size, seninle tanistik ve ben senden cocuk istiyorum demiyor. Cocuk yapmak benim istedigim seylerden biri, eger sen de istiyorsan seni tanimaya ve seninle olup olmak istemedigimi gormek icin emek harcamaya hazirim diyor. Bu sizden bagimsiz bir durum, benim belli basli degerlerim ve beklentilerim var yasamdan ve yasamimi bu ortak degerler ve beklentiler uzerine kurabilecegim birini ariyourm diyor. Siz, kendi kendinize belki bunu bilerek gorusmeye basladigim icin 'kesinlikle bu iliski bir nihayete ermeli gibi bir stres yaratiyor olabilirsiniz.
Eger istemiyorsan, vakit kaybetmek istemiyorum diyor. Hakli, bu biyolojik yastan da bagimsiz bir durum, ne istedigini bilen, ruhsal ve duygusal gelisimini tamamlamis biri eger en temel seylerde anlasamiyorsaniz sizinle vakit kaybetmek istemez. Mesela, ben kesinlikle yurtdisina tasinmak istiyorum ve bunun icin caba gosteriyorum diyen biriyle tanistiniz ve siz hicbir sekilde, hayatinizin herhangi bir noktasinda tasinmak istemiyorsunuz, bu insanla birliktelik kurmak icin caba harcar misiniz? Ya da benim icin iliskide yalan soylemek onemli degil diyen biriyle tanistiniz, ama bu sizin icin vazgecilmez bir deger, bu kisiyle iliski kurmak icin caba harcar misiniz? bu 20 yasinda da boyle 25 yasinda da 55 yasinda da. 25 yasinda cocuk istedigini net bilen evlenmek istedigini net bilen insan sayisi, ya da kisisel degerlerinin ne olduguna dair farkindaligi olan sayisi daha az oldugu icin ya bi bakalim iste nereye giderse tadinda iliskiler daha cok oluyor.

Ruhsal ve psikolojik gelisimini tamamlayamamis insanlar ozellikle cocuk ve evlilik konusunda, kendi psikolojik sorunlarindan oturu, karsilarinda ne istedigini bilen ve bunu ozgurce dile getiren kadinlar gorduklerinde cok sagliksiz etiketlemelere ve yargilamalara gidiyorlar. Bu kendi sagliksizliklarindan kaynaklaniyor. Siz boyle yapiyorsunuz demiyorum ancak toplumun bu hastalikli kafa yapisina kendini kaptirmak cok kolay, etrafinizdaki guzel insanlari bu yuzden harcamayin.
0
songforsomeone
(26.09.23)
3. ay cocuk muhabbetine girmek istemiyorsan 28-33 havuzundaki hatunlara bak, yanlis havuzda yuzuyorsun.
0
cooperr
(26.09.23)
yasimiz gidiyo yasimiz :D
kaybedicek zaman yok. tanidim taniyamadim evlilik derken zaten 2 yil atiyor en az daha sonra bi de iyi anlasip sonradan cocuk istemedigini fark edip yoldan dönmek istemiyoruz galiba
cocuk istedigi halde cocugu olmayan bi adami ölsem terk etmem ama cocuk istemeyen adamla askimdan ölsem bi dakika durmam. durum malesef bu.

kadinlarin yumurta sayisi kisitli olmasi bir yana 35 yasindan sonra dogumlar riskli hale geliyor. bence cocuk isteyen her kadin icin böyledir: 25den sonra düsünmeye basliyorsun okul, is, para, ehliyet, yasadigin yer vs.

siz cocuga karsi degilsiniz diye anliyorum bence bunu aciklayabilirsiniz neden cekiniyorsunuz?
0
sonsuz
(26.09.23)
@cooperr +1
0
ruhen hastayim ben
(26.09.23)
yakın zamanda 3 tane erkek çocuk istediğini ilk buluşmada söyleyen 27 yaşında bir kadınla karşılaştım. ben de ona "o zaman 7 koltuklu araba bakmam lazım." dedim. 32 yaşındayım ben de.
0
rain when i die
(29.09.23)
(7)

takintili ruh halimi duzeltmek

karaca2
Merhaba, is yerinde efendiligiyle nam salmis isinde gucunde biri var. Is disinda muhabbetimiz yok zaten cok kendi halinde, ekibindeki insanlarla da cok takilmiyor. Kadin olarak ilk adimi atmak gibi bir sey yapmak istemiyorum cunku geri teperse calisirken iletisim kurmaya cok utanirim. Benden hoslani
Merhaba, is yerinde efendiligiyle nam salmis isinde gucunde biri var. Is disinda muhabbetimiz yok zaten cok kendi halinde, ekibindeki insanlarla da cok takilmiyor. Kadin olarak ilk adimi atmak gibi bir sey yapmak istemiyorum cunku geri teperse calisirken iletisim kurmaya cok utanirim. Benden hoslanip hoslanmadigina iliskin bir emare olsaydi anlardim sanirim. Sorun su ki cocugu asiri takinti haline getirdim. Birlikte olsak ne guzel olurdu diyorum ve bu durumun gerceklesmemesine ciddi ciddi icerliyorum :( Ne zaman online oluyor, nerede yemek yicek gibi sacma salak seyler pesindeyim. Bu ruh halinden kurtulmak icin ne yapmaliyim :(
0
karaca2
(25.09.23)
dışarı çıkmayı teklif et gelirse devam gelmezse uzak durursun.
0
skr1292
(26.09.23)
konusacaksin, olumsuz olursa da hic konusmamis gibi yapip devam edeceksin.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(26.09.23)
kahve içmeye davet edebilirsiniz bence.
0
drako
(26.09.23)
Bence uzak dur, hoşlansaydı belli ederdi. Ama şu yapılabilir, partneri var mı diye vs biraz muhabbet açmaya çalışıp hakkında bilgi toplayabilirsn. Belki konuştuğu biri vardır, o yüzden sağa sola pas vermiyodur. Öyle pat diye kahve içmeye çağırmazdm ben olsam.
0
turuncu tonlarda
(26.09.23)
çok efendiyse (bkz: badak) olabilir. çok somut bir ilk adım atmana gerek olmasa da biraz ittirmen gerebilir. ufak ufak bir iki muhabbet açmayı dene bence, akıyorsa ne ala, akmazsa da olmuyormuş der geçersin.
0
hrskrs
(26.09.23)
Kadin olarak ilk adimi atma +1
Ortak etkinlik kovala, ilk adimi attirmayi dene, olmuyorsa he is not that into you
0
WithWorth
(26.09.23)
Bahsedilen erkek profili genelde utangac olur.Bu iliskiyi istiyorsan ilk adimi atmak zorundasin.YOksa hic bir yere varmama ihtimali %100
0
turkuaz
(27.09.23)
(5)

Bu insanın benden hoşlanıyor olma ihtimali nedir?

sekizdokuzon
Benden dokuz yaz genç, aşırı fit, aşırı şık giyiniyor ve bayağı yakışıklı. Işe başladığım ilk gün şöyle bir baktım, &quot;Bu bana bakmaz&quot; dedim, eledim kafada. Bir süre hiç muhabbet kurmadık. Sonra ortak bir muhabbette karşılıklı şakalaştı,. Dedim olmaz ya, yine de bir deneyeyim. Flört becerile
Benden dokuz yaz genç, aşırı fit, aşırı şık giyiniyor ve bayağı yakışıklı. Işe başladığım ilk gün şöyle bir baktım, &quot;Bu bana bakmaz&quot; dedim, eledim kafada. Bir süre hiç muhabbet kurmadık. Sonra ortak bir muhabbette karşılıklı şakalaştı,. Dedim olmaz ya, yine de bir deneyeyim. Flört becerilerimi geliştiririm. Böyle böyle son geldiğimiz noktada her gün mesajlasiyoruz, çay, kahve içmeye çıkıyoruz, arada atisiyoruz. Ben hala inanmıyorum, bu çocuk bana niye baksın?


Çocuk 8/10, ben zorlasan 6/10.


Siz ne diyorsunuz, teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(25.09.23)
neden bakmasın? :) bakıyor işte
0
gadlemler
(25.09.23)
Seks yaptıktan sonra sormalısın bence bunu.
0
Bruce
(26.09.23)
sadece arzularına hitap etmiş olabilirsin.
0
dnzy 1
(26.09.23)
insanların dış görünüşlerinden içlerinde bulunan psikolojik şemaları bilemezsiniz. doğru veya yanlış bu tartışılır ama o kişide bir şemaya uyuyor ve bu yüzden ilgi görüyor olabilirsiniz. bunu her zaman olumsuz algılamayın. çünkü aslında çoğu ilişki fark etmeden kişilerin birbirlerinde bazı boşluklaır doldurması ile yürütülür. yani yakışıklılık ve güzellik ve cinsellik işin bir boyutu bbu psikolojik arayışlar daha güçlü bir boyutu.
0
orpheus
(26.09.23)
(önce afınıza sığınarak şakaya vurayım) abla demeyeyim lazım olur demiştir :) genç kızların nazı, niyazı baymış olabilir. ne istediğini bilen, daha sakin ve net bir şey arıyor olabilir. siz ilişki ararken o takılmak istiyor olabilir. yani her şey olabilir. bunu en iyi siz hissedebilirsiniz. İlgisini çekmenin hoşunuza gittiği birinden ilgi gördüğünüz için bu ibareleri göz ardı ediyor olabilirsiniz.
0
elvan abeyiylegezse
(27.09.23)
(12)

özellikle kadınlar için soruyorum, huylarınız annenize benziyor mu?

playing star again
Yaşım ilerledikçe bazı huylarımı annemden birebir kopyaladığımı fark ediyorum. Hatta annemde kızdığım birkaç huy var, ben de aynı şeyi yapıyormuşum meğerse aynı durumda kalınca. son zamanlarda iyice net fark ediyorum. Sizler de bunu gözlemlediniz mi?
Yaşım ilerledikçe bazı huylarımı annemden birebir kopyaladığımı fark ediyorum. Hatta annemde kızdığım birkaç huy var, ben de aynı şeyi yapıyormuşum meğerse aynı durumda kalınca. son zamanlarda iyice net fark ediyorum.

Sizler de bunu gözlemlediniz mi?
0
playing star again
(24.09.23)
30+ yaşlara gelince bunu fark ediyorsun, aynısı erkekler ve babaları için de geçerli.(Ben erkeğim bazı şeylerde bunu fark ediyorum, eşim de annesine benziyor bazı açılardan)
0
nhk ni youkosu
(24.09.23)
Annemin iyi, babamın kötü huylarını aldığımı düşünüyorum. Annemle aram iyi, babamla iyi değil.
0
personaa
(24.09.23)
annemden de babamdan da bazı kötü huylar almışım. özellikle anne değil. yaşadığınız şey normal, büyürken ebeveynlerimizden gördüğümüz muameleyi içselleştiriyoruz ve başkalarına öyle davranabiliyoruz. içgörünüz bunu farkedecek kadar kuvvetliyse muhtemelen düzeltebilecek adımları da atacaksınızdır zamanla. pskikonet yayınları şema terapi kitabı dikkatinizi çekerse bakmanızı öneririm.
0
Mossy
(24.09.23)
Dunyanin en cool, tasasiz, eglenceli, candan kadini. Umarim benzerim, su an alakam yok.
0
nic cage
(24.09.23)
Evet. Annem de annesinin sevmediği huylarını taşıyor. Önemli olan farkına varıp kontrol etmek.
0
ruhen hastayim ben
(24.09.23)
Yaşım ilerledikçe+7
0
abuzer
(25.09.23)
İyisiyle kötüsüyle annemi kopyasıyım. Bazı huylarının yanlışlarını görüp kendimde düzeltmeye çalışıyorum, o kadar.
0
SiyamkedisiZorro
(25.09.23)
Hayır, kendimden nefert ederdim herhalde.
0
Kahvedesu
(25.09.23)
34 yasindayim hicbir huyum benzemiyor sanirim.
0
instant crush
(25.09.23)
Geçenlerde evde kaybolan kedimi ararken "bir ses ver" diye seslendim, tam olarak o an dedim ki annem oluyorum galiba çünkü bir süre konuşmamışsak öyle der.
0
peki madem
(25.09.23)
Ev içi işleyişle ilgili kesinlikle annemin bir kopyasıyım. Onca iş ve okul derdinin arasında tek başıma yaşadığım halde kavanozlarca yazlık konserve ve marmelat işine girişmemin başka hiçbir izahı yok sanırım. Kendi kendime ev hissini annemleşerek veriyor olabilirim...
0
silverleaf
(25.09.23)
Benzeyen huylarım vardı, 30umdan sonra daha da arttı
0
gadlemler
(25.09.23)
(5)

2.el kolye hediye olur mu

karahan01
Doğum günü için dolaptan alınan 2.el pandora marka kolye hediye olur mu? Takılar eğer kalitesiz olursa deriye zarar verebiliyormuş hem de kolye güzel bi model bi tık bize özel bi anlam da çıkarılabilir. Fakat manita anlar tabi bi kolyeye 2.1k veremeyeceğini (inş okul bitince daha iyilerini veririz).
Doğum günü için dolaptan alınan 2.el pandora marka kolye hediye olur mu? Takılar eğer kalitesiz olursa deriye zarar verebiliyormuş hem de kolye güzel bi model bi tık bize özel bi anlam da çıkarılabilir. Fakat manita anlar tabi bi kolyeye 2.1k veremeyeceğini (inş okul bitince daha iyilerini veririz). Siz ne düşünürsünüz? 2.el hediye olur mu?
0
karahan01
(24.09.23)
Olmaz.
Neden olmaz? Kendi eşim çok iyi biri. Böyle pahalı şeyler istemez, istemedi. Ama istediği şey alınan şeylerin birinci el olmasi, misal kitap. Çünkü eşyanın hikayesinin kendisi ile başlamasını istiyor.

Bu noktada kolye gibi özel hediyeleri ikinci el almak, böyle antik vs bir şey değilse bana garip gelir.

Benim kendi fikrim bu.
0
logisticsmanager
(24.09.23)
Olmamalı
0
cccbehzatccc
(24.09.23)
Bence de olmaz, kitap olur benim icin ama kolye, butceniz yeten bisi alin, aynen buraya yazdiginiz gibi okul bitince daha iyilerini verecegim deyin. Ikiniz de ogrenciyseniz zaten pandora kolye beklentisi olmamali, sizin caniniza yazik. Bu arada o pandoralar swarovskiler filan, ozellikle zincirleri hic tahmin ettiginiz kadar kaliteli degil, metal alerjim var benim, direk alerji yapiyor.
0
songforsomeone
(24.09.23)
Eşim bana öğrenciyken ikinci el e-kitap okuyucu almıştı. O mantıklıydı hem temiz az kullanılmış hem de öyle hijyen ürünü değil.

Bence öğrenciyken pahalı hediye almak aşşırı gereksiz ve saçma. Ben e kitap okuyucuya bile çok kızmıştım, neden paranı harcıyorsun diye.

Siz ona gayet uygun fiyatlı güzel bir kolye alabilirsiniz takıcıya gidip, ben pek takı takmadığım için bilmiyorum ama sanırım şimdi çelik diye bişey çıkmış. Çelikten takı satılıyor kararma solma filan olmuyormuş, bileklik küpe falan var öyle. Bu tür bişey alırsanız hem severek takar hem de mutlu olur gayet.
0
turuncu tonlarda
(24.09.23)
2.el alacaksan mutlaka temizlet. sıfır gibi olacaktır.
0
tantunisultansuleyman
(26.09.23)
(3)

Bir arkadaslik sorunsali

kafamdabiseyvar
Sizi olumsuz etkileyen bir durumunuzu yakin oldugunuzu dusundugunuz biriyle paylassaniz ve bu kisi sonrasinda sizi bir sure arayip sormasa ne hissedersiniz? Yakin arkadasim oldugunu soyleyen biriyle bir gonul isi sorunumu paylastim ve bana destek olacagi yerde uzaklasti. Bir ay gecti nasilsin ne yap
Sizi olumsuz etkileyen bir durumunuzu yakin oldugunuzu dusundugunuz biriyle paylassaniz ve bu kisi sonrasinda sizi bir sure arayip sormasa ne hissedersiniz? Yakin arkadasim oldugunu soyleyen biriyle bir gonul isi sorunumu paylastim ve bana destek olacagi yerde uzaklasti. Bir ay gecti nasilsin ne yaptin diyor agzimdan yeni bilgi almaya calisiyor. Boyle insanlara deger vermemek gerekiyor sanirim.
0
kafamdabiseyvar
(23.09.23)
Ben direkt boyle bir sey yasamadim ama

- x'in arkadasi kocasindan bosanmis, simdi x'e surekli dert anlatiyor

İfadesine cevaben

- ay cok kotuuuu

Diyen duydum. Bu tiplerin yaklasimi "ugrasmak zorunda degilim" oluyor. "niye birinin derdini dinliyim" diyorlar. E bunlardan da arkadasin a'si olmaz.

Bu tipte birine benziyor. Emin oldugunuz an siz de onunla ugrasmayin, selami sabahi kesin.
0
ahm1
(23.09.23)
Bu arkadaşların gönül işleri konuları cidden çok yoruyor zaman çalıyor, açıkçası ben de byle konularda ölü taklidi yapıyorum

Herkesin geçmişi beklentisi duyguları yaklaşımı farklı, bu yüzden herkes kendi kafasını gözünü yararak bazen doğru bazen yanlış yaparak bu işleri kendi kendine yaşamalı öğrenmeli :)
0
freebird5406_2
(23.09.23)
Kendisi de zor bir donemden geciyor olabilir,
Diyecek bir sey bulamamis olabilir,
Ya da, ben bunu 2-3 kisiye yapiyorum, hep ayni teraneyi mi anlatiyorsunuz acaba, bunu yaptigim kisiler son 3-4 yildir ayni dongude, sadece insanlarin isimleri farkli, yasadiklari seyin temel sebebi ayni, ben de sinir koydum, profesyonel yardim almalari gerekiyor ve ayni seyi farkli karakterlerle dinlemek icin artik yerim yok.
0
kassiopeia
(23.09.23)
(23)

Bir zamanlar seviştik ama şimdi arkadaşız erkeği

rewlack
Başlık, bana değil “arkadaşlarına” hitaben..Okunması şart değil ama şunu buraya bırakayım https://www.eksiduyuru.com/duyuru/1559107Bu duyurunun üstünden zaman geçti, çok şeyler, tartışmalar, güzellikler vs yaşandı derken iki taraf da birbirini daha iyi anlar oldu, daha çok yakınlaştık vs.Özellikle,
Başlık, bana değil “arkadaşlarına” hitaben..

Okunması şart değil ama şunu buraya bırakayım www.eksiduyuru.com
Bu duyurunun üstünden zaman geçti, çok şeyler, tartışmalar, güzellikler vs yaşandı derken iki taraf da birbirini daha iyi anlar oldu, daha çok yakınlaştık vs.
Özellikle, gördüm ki iki tarafın da birbirinden “başka” sebeplerden kaynaklı karşı tarafa tam güvenememe durumu var(dı). Neyse bunlar da konuşuldu, karşılıklı güven inşaası için el sıkışıldı falan.
Derken hooop yine yeni bir şey öğreniyorum ve başa sarıyor her şey.

Hayatımdaki insanın eskiden seviştiği, platonik aşık olduğu, bir süre sevgili olduğu vs vs insanlarla arkadaş olarak kalmalarını elbette anlarken, arkadaşlıklarını düzenli şekilde sürdürmelerini kabul edemediğimi hatta anlayamadığımı farkettim. Ancak bu durum beni neden üzüyor gerçek cevapları ifade edemiyorum. Karşı tarafa da gerçekte neden üzüldüğümü anlatamıyorum. Burada şundan bahsediyorum, sadece sevişmiştik daha önce dediği kişi hayatında düzenli görüştüğü ve tıpkı hepimizin normal arkadaşları gibi sosyalleşmek için düzenli haberleştiği biri haline geliyor. Bu, tüm herkesle böyle.. tabi kızlar da bu duruma okeyse.

İlk duyuruda eski sevgilisi/gerçek bi ilişkisinden söz etmiştim. Geçenlerdeyse bi takım arkadaşlarıyla hep birlikte tatile çıktık. Biz çiftiz, bir çift daha var(eskiden beri duyuyorum bu insanları, hep görüştüğü bir çift) ve de iki single arkadaş. Neyse bi sonraki hafta başka bir konuyu sorarken tesadüfen öğreniyorum ki bu çiftteki kız tarafıyla daha önce sevişmişler, yazık kızım sevgilisi de biliyor mu emin değilim. yaa biz tatile çıktık mesela bana neden söylemedin diyorum, “e date bile değildi sadece seviştik, ayrıca durduk yere biz zamanında sevişmiştik mi diyeceğim” diye cevapladı.

Konu zaten farkettim ki bana neden söylemedi falan değil. Bi insan neden arkadaşlık sınırı duygusal,cinsel olarak aştığı biriyle sürekli görüşmek,hayatında yer almasını/kalmasını ister? Konu bu yani. Ben bunu bunu yapmanı istemiyorum deyince beni manipüle ediyorsun/hayatıma arkadaşlıklarıma müdahale ediyorsun oluyor. Bu anlamda haklı olabilir ama al kardeşim hayatını bildiğin gibi yaşa o zaman demeden önce yapılacaklar listesi ne?:D beni neden incittiğini anlayabileceği dilden anlatmak istiyorum.

*sevgi, sadakat vs bu konularda endişem yok, böyle bi kaygı hissetmiyorum, o da hissettirmiyor. Ama şu tablo yüzünden çok yazık gerçekten:(
0
rewlack
(20.09.23)
Bu kafayla baş edemezsin. Bence yol yakınken ayrılmak senin hayrına olur. Senle ayrılsa muhtemelen diğer kızla yine bi şeyler yaşanacak, böyle potansiyeli olan insanlarla aynı ortamda bulunmak istememen de çok normal. Ayrılık harici çözüm göremiyorum.
0
asap raki
(20.09.23)
Ayrıl, hiç boşuna vakit kaybetme. Sizin kafa yapınız farklı. İkna edemezsin.

Arkadaş baya cıngılbört tadında birisi. Bize gelmez bacım :(
0
yenibirgüzelnick
(20.09.23)
Bazı farklılıklar ilişkiye engel ne yazık ki.

Bakın şimdi bilemiyorum, belki bu kişi eski sevgilisiyle ya da birlikte olduğu kişiyle size sadakatini zedelemeden bir arada vakit geçirebiliyordur. Böyle insanlar var, ilişki sonrası arkadaş olarak devam etme kararı alsam ben de bu kişilerden biri olurum örneğin, aldatmak aklımın ucundan geçmez. Ancak ayrılık sonrası arkadaş kalmak hem duygusal sebeplerle benim için imkansıza yakın hem de kendim birlikte olduğum kişinin eski sevgilisiyle görüşsün istemem.

Hal böyle olunca bu karakter farkı devasa bir sorun oluşmasına sebep oluyor. Ben bunu asla kabul etmem şahsen.

Benim için güven problemi oluşturur. Etrafta görüp duyduklarımdan dolayı insanlara inancım fazlasıyla zedelenmiş vaziyette zaten, bir de bu tip konularda riske girmek istemem. Yaşlar +30 demişsiniz, bu yaştan sonra hiç istemem. Bu yaştan sonra heyecan değil, bu yaşıma kadar oluşturduğum kendi karakterimle boğuşmak zorunda kalmadan kafam rahat bir hayat geçirmek isterim.
0
akhenaten
(20.09.23)
fazlasiyla kultur farkliligi gibi duruyor, guven, iletisim, sevgi, saygi problem yok gibi. AYrica iliski sonrasi arkadas olarak devam etsem ben de kendimde hic sadakat sikintisi gormuyorum +1, yani bir kere sevistik diye kimseyle boyle bir rutine girme gibi bir durumu yok bir cok insanin. Isvecliler icin de bu konu, benim anladigim kadariyla, cok normal sanirim. bununla birlikte dutch demissiniz, avrupa'da kucuk yerler hakkaten cok kucuk oluyor ve bu kucuk yerlerde arkadasliklar cok eskiye dayaniyor, dolayisiyla adam tek tek hepsini cikarmak istese arkadas grubunun 3/4'unu hayatindan cikarmak zorunda kalacagi icin herkes bu sekilde takiliyor olabilir. diger kizin sevgilisi biliyor olabilir, bilmiyor ve hic umrunda olmayabilir. fazlasiyla kulturel kodlanma rahatsiz oldugunuz sey, sordugunuz yer de bu kodlanmalarla yogrulmus insanlarla dolu ve bir cogu daha da kotuye giden bir ortamda yasiyor (turkiye'de kadin erkek iliskileri ve iki cinsiyetin de birbirine bakisi fazlasiyla sagliksiz bir hal aldi). sizin yerinizde olsam, illa ki baskasinin fikrini almak istiyorsam, reddit ya da yasadiginiz yerine expat gruplarina dutch kulturunde bu normal mi gibisinden bir sey sorardim sanirim.
bununla birlikte ne bizim, ne de dutchlarin dusundugunun bir onemi var, saglikli iliski sevgi, guven ve nese gerektirir (bence). nasil hissettiginize bakmak ve bunlari insa edip edemeyeceginizi dusunmek daha saglikli olacaktir.
0
songforsomeone
(20.09.23)
Çok güzel açıklamışsınız,
Daha da yazın arkadaşlar.. lütfen :(

@akhenaten aman aldatır mı gibi bi derdim yok, yani galiba doğrudan yok. Çünkü bu insanlara gerçekten nötr. Öyle bi endişe hissetirmiyor. Ve bu durum benim, bu insanlardan neden vazgeçemediğini daha da çok anlayaMAMAMA sebep oluyor. Yani kaşı gözü oynayan çapkın bi tip olsa arkadaş ayağına kızları cepte tutsa diyeceğim aha bunun rengi böyle. Belki “sevişmelik” lazım olur dediği yok.
E o zaman neden arkadaşlığı sürdürmek, yardıma koşmak, sosyalleşmek vs vs peşinde olur bi insan?!

Bu son örnekteki kızın sevgilisi var zaten çift geldiler diyorum tatile. Belki evlenecekler falan öyle bi çift ama konu bu değil.
0
🌸rewlack
(20.09.23)
yani su son yazdiginizdan anladigim, bu kisinin sevdigi insanlarla belki bir iliski yasayip deneyip, olmadigini gorup ama arkadas olarak keyifli vakit gecirdigi icin, insan olarak deger verdigi icin neden arkadasliklarina devam ettigini anlayamiyorsunuz? yani ne bileyim, biriyle uc bes birlikte olursunuz, ama ikili iliskide inanilmaz cekilmez biri oldugunu anlarsiniz ama arkadas olarak iyidir, mesela hobileriniz benzerdir, onlar uzerinden gorusmeye devam edersiniz. bu bana cok garip gelmedi acikcasi. guven sorunu da yok? insanlar arkadaslik iliskilerinde baska sevgili iliskilerinde baska olabiliyorlar, ve birliktelik deneyip cift olarak olmayacagini gorup, arkadas olarak cok keyifli neden olmasin ki birisi? benim oyle bir arkadasim var mesela, 1-2 ay filan dating yaptik, sevistik de, ama gordum ki hayatta birlikte olamayacagim bir insan, hala ara ara gorusuyorum cunku muhabbeti, olaylara bakis acisi cok hosuma gidiyor, degisik fikirler veriyor vs. Ama bu kisiyle bir birliktelik dusunmem, tekrar sevismem de, elbette gorusmek istemezse zorlamam o da beni zorlamaz ama hicbir sevgilisine de bir tehdit olusturma durumum yok. hatta bazi eventlere giderken yazar arada, ben de giderim vs. Su anda cok sevdigim bir arkadasimla onun araciligiyla tanistim mesela.
0
songforsomeone
(20.09.23)
@songforsomeone,
Son yoruma cevaben;
Çünkü insan mı yok? :D bütün bunları yapabileceği/çok iyi anlaştığı başka kızlar da bulabilir ve sevişmeden hayatına/arkadaşlıklarına devam edebilir pekala. İnsan silmek demiyorum ama belli ki sevişme odağıyla hayatları kesişmiş çok kafayız iyi vakit geçiririz motivasyonuyla değil. Bu ikisi farklı.

Bir de öte yandan o zaman bu çocuk sevişme potansiyeli olduğu her arkadaşıyla (ilgisini fiziksel/cinsel anlamda çekme potansiyeli olan) sevişmeden duramıyor mu? Düz arkadaş olamıyor mu endişesi de yaratıyor.

yaparım ederim birinci tekil kullandığınız için soruyorum, hayatınızda biri var mı? Hayat rutininizi, kendi rızanızla bi sevgili edindiğinizde o var diye kendiliğinden otomatik olarak veya onun beklentileri doğrultusunda değiştirir miydiniz?
0
🌸rewlack
(20.09.23)
karakterini değiştirip tanıdığı insanların yarısının hayatından çıkmasını istiyorsun. bence mantıklı değil. olduğu gibi kabul edebiliyorsan et (bence kabul edilecek bir tarafı yok) edemiyorsan ayrıl. belli ki çok temel konularda bambaşka düşünen insanlarsınız.
0
elorelia
(20.09.23)
yani birincisi hakkaten (belki hepsi ile degil ama bazilariyla) insan olmayabilir, bunu bilemiyorum, bir onceki yorumda da yazdim. kucuk yerdir bisidir.

ikincisi, eminim bunu konusmussunuzdur ama sekste atfettigi anlam ozellikle de ciddi olmayan iliskilerde sizden cok farklidir. ki oyle gibi duruyor. seks bir ihtiyactir, o anda ihtiyaci olmustur, karsidakinin de olmustur, gidermislerdir, bitmistir gibi bir kafada olabilir. ama bu arkadasligini ilerletmesi icin bir engel degildir. iki taraf da ayni derecede umursamiyordur, birlikte tatile gittiginiz cift gibi. bunlari kesin dogru olarak yazmiyorum elbette boyle de olabilir mi diye yaziyorum.

ucuncusu, su yazdiginizla 'Yani kaşı gözü oynayan çapkın bi tip olsa arkadaş ayağına kızları cepte tutsa diyeceğim aha bunun rengi böyle. Belki “sevişmelik” lazım olur dediği yok.' su, bence biraz celisiyor, "Bir de öte yandan o zaman bu çocuk sevişme potansiyeli olduğu her arkadaşıyla (ilgisini fiziksel/cinsel anlamda çekme potansiyeli olan) sevişmeden duramıyor mu? Düz arkadaş olamıyor mu endişesi de yaratıyor." acaba guven sorununuz var mi hala?

dorduncusu onaylanma ihtiyaci olabilir, bunu bu yolla karsilamak ilk iliski kurma bicimi olabilir karsi cinsle, bilemiyorum.

son olarak, elbette hayat rutinimi degistiririm, insanlari silmek vs degil ancak elbette birlikte olmak istedigim kisiye yer acmak icin, onunla iliskimi derinlestirmek, gelistirmek ve deneyimlemek icin kesinlikle hayat rutinimi degistiririm ve bazi seylerden kademeli olarak, ya da azaltarak vazgecerim. hepimiz bunu yapariz zaten, yoksa derin iliski kuramayiz. cunku hem herkese, hem kendimize hem sevdigimize yetmemiz cok mumkun degil. dolayisiyla oncelik siralamam kesinlikle degisir ve karsimdakinden de bunu beklerim. bu demek degil ki tek hayati ben olayim, kendi hobilerine ve arkadaslarina da vakit ayirmasini beklerim ve isterim ancak elbette haftanin 7 gunu arkadaslariyla bulusan biri hem buna devam edip hem birisiyle derin bir iliski kuramaz.
0
songforsomeone
(20.09.23)
ya bir de dutchlar cok garip insanlar, belki de hakkaten yasama bakisiniz cok farkli yani.
bir ara internette bunlarin evine misafirlige giden cocuga yemek yedirmediklerine, aksam yemegi ikram etmediklerine dair cok geyik yapilmisti. denk geldiniz mi bilmiyorum. :D

www.reddit.com
0
songforsomeone
(20.09.23)
"bu insanlardan neden vazgeçemediğini daha da çok anlayaMAMAMA sebep oluyor." sebebi malum. hoşuna gidiyor.
"Yani kaşı gözü oynayan çapkın bi tip olsa" böyle olmayanların sexual drive'ı eksik değil.
cevabı biliyorsunuz, aslında her yer, her ilişki bununla bezeli de de bunu itiraf etmek sosyal intihar.
0
lambırcek
(20.09.23)
Bence de kültür farkı. Mesela şöyle demişsiniz: "Bi insan neden arkadaşlık sınırı duygusal,cinsel olarak aştığı biriyle sürekli görüşmek, hayatında yer almasını/kalmasını ister?" O da sırf yattık diye niye insanlarla arama mesafe koyayım diye düşünüyor büyük ihtimalle. Onun normali ile sizin normaliniz farklı. Sizin bu konuda farklı olduğunuzu kabullenmeniz ve devam edip edemeyeceğinize karar vermeniz lazım bence. Çünkü bizim veya sevgilinizin söyleyebileceği ve size vahiy gelerek konuyu çözeceğiniz bir açıklama yok. Temel bir farklılık var.
0
peki madem
(20.09.23)
sevişti diye dünyanın en iyi insanı olsa bile selamı sabahı arkadaşlığı kesse daha mı doğru olacak?
siz nasıl hala berabersiniz ben anlamıyorum. ayrı dunyaların insanlarısınız resmen
0
abelardo
(20.09.23)
Selamı sabahı kessin mi diyorum? Açıklamalarda özellikle belirttim, böyle bişeyi ben de saçma bulurum. Soruda düzenli olarak aramak sormak, plan yapmak, davet etmek veya kendini davet ettirmek gibi şeylerden bahsediyorum.
0
🌸rewlack
(20.09.23)
hollandalıymış. kültürel farklılığa takılacaksınız gibime geliyor ama o kişi, türk bir kadın ile birlikte olup bu konuyu çok rahat aşabilirdi. belki siz de bu vesileyle kendi dünya görüşünüzü aşabilirsiniz. bu tip konularda tek bir doğru yok.

evet, durup dururken "bak ben şunlarla seviştim" mi diyecek? bu arada size hangi vesileyle söyledi, onu merak ettim şu an.

olay şöyle oluyor: bir kişiyle 3 sene arkadaşsın mesela, sonra bir gün denk geliyor, bir şey oluyor, sevişiyorsun. ondan sonra yine arkadaş olarak takılıyorsun. onunla seviştiğin aklına bile gelmiyor.

dolayısıyla ben de bir sorun göremiyorum.

"onunla seviştiğin aklına bile gelmiyor" kısmının altını çiziyorum.

edit: "yazık kızın sevgilisi de biliyor mu acaba" demişsiniz ama bu öyle bir şey değil :) "yazık" denecek bir konu değil fark etmediniz mi hala? :) biliyordur, bilmiyorsa da çok gerekirse söyler kız.
0
ahm1
(21.09.23)
DIkkatli sekilde okudum.Adamin hatasi sevistigi kisileri size soylemesi olmus bence. Ciftler ne kadar yakin olursa olsun birbirlerine anlatacaklari konularda belli sinirlar olmali.Önceki iliskileriyle ilgili gereksiz fazla detaylardan kacinmalilar
0
turkuaz
(21.09.23)
@ahm1'in soyledigi sey benim de dikkatimi cekti, soyle yazmis : edit: "yazık kızın sevgilisi de biliyor mu acaba" demişsiniz ama bu öyle bir şey değil :) "yazık" denecek bir konu değil fark etmediniz mi hala? :) biliyordur, bilmiyorsa da çok gerekirse söyler kız.

ben de katiliyorum, ne kadar farkindasiniz ya da kabul etmek istersiniz bilemem ama bence cinsellik konusuna ve yasanmis cinselligin iliskilerdeki etkisi konusunda duygulariniz ve dusunceleriniz partneriniz ile cok farkli. siz yasanmis bitmis bir cinselligin bir iliskiyi artik etkilemeyebilecegini tahayyul edemiyorsunuz, yazdiklarinizdan o anlasiliyor, bu iyi ya da kotu bir sey degil, bu konudaki fikriniz bambaska, muhtemelen sizi etkiliyor ve hic etkilemedigi hic olmamis ki, karsidaki ya benim icin onemli degil dese de anlamiyorsunuz. o da sizi anlayamiyor. yani ikinizin de, digerinin inandigi sey hic deneyimlemedigi bir sey, bu nedenle ikiniz de birbirinizi anlayamiyorsunuz gibi geldi bana. burada varilacak nokta birinin digerini ikna etmesi degil, iliski boyle bir sey degil, birbirini anlamak onemli. siz ikna etmeye ugrasiyorsunuz, anlamadiginiz, deneyimlemediginiz bir seye nasil ikna olabilirsiniz. olamazsiniz.
0
kassiopeia
(21.09.23)
dolayisiyla bu 'talebiniz' havada kaliyor gibi geldi bana, onun yerine nasil hissettiginizi anlatmaya calisin, belki yardimci olur. bunu kiskaniyorum, bu beni digeri ile yarisiyormusum hissine sokuyor, bu beni guvensiz hissettiriyor gibi. nasil hissediyorsaniz yani. bilemiyorum ne hissettiginizi. bence kendiniz hislerinizden kopuk, daha cok bu beni rahatsiz ediyor, bunu anlasin uzerinden gitmissiniz. kadin erkek beyni farkli calisir, olaylara bakisimiz ve kendimizi iliskilendirmemiz farkli seyler uzerinden oluyor. sizi nasil etkiledigini anlamadigi bir sey icin davranisini degistirmesini istiyorsunuz ama adamin kafasina yatmiyor cunku onun icin oyle bir deneyim mevcut degil, nasil hissettiginizden giderseniz daha rahat edebilirsiniz belki.
0
kassiopeia
(21.09.23)
Çok teşekkürler, son yorumalar da yukarıdakiler gibi açıklayıcı olmuş.
@banach tabiiki, var böyle kız arkadaşları da.

@ahm1, tek türk ilişkisi ben değilim. Ama öncekiler date veya ilişki gibi değil pek. Örneğin benden önce bir bumble datei vardı, önce bana aramızda klik olmadı direkt arkadaş olabileceğimizi anladım diye anlatmıştı, baya zaman sonra ısrar edince evet seviştik dedi. Örneğin bu örnekteki kızla da whatsapptan vs iletişim kurmaya bir tür “arkadaşlık(?)” inşaa etmeye devam ediyor. Üstelik kız amerikada yaşıyor şu an, belki hayatları boyunca karşılaşmayacaklar bir daha (en azından benim mantığımda) yani çevresinde sosyalleşmek için arkadaş yoksunluğundan bunu yapıyordur savı bu noktada çürüyor(siz söylemediniz ama yukarıdaki yorumlarda vardı).

Hangi vesileyle öğrendim kısmı ise; neredeyse bir yılın sonunda bana sürekli kankam,bestiem, en yakın arkadaşım dediği ve sürekli baya baya sık görüştüğü kişinin hayatındaki tek ciddi ve en önemli ilikisinden exi olduğunu kızın evine yemeğe gittikten sonra sorarak öğrendim. Bu hassas durum zaman içinde bende ekstra bir güven eksikliğine yol açtı.
Evde bir davet veriyorduk geçen hafta ve ben de konukların arasında böyle biri olup olmadığını nasılsa söylemez diye sordum.

Yazık dememin sebebi ise durumu acınası veya utanılacak bişey olarak görmem değil (ya da çoğunlukla değil diyeyim) eğer bu bilgi o çocukla paylaşılmadıysa; bu paylaşmaya değer görmeme hali. Çünkü bana bunun gibi intim meseleler, zaten intim olduğu için sevgiliyle paylaşılabilir gibi görünüyor. Bir anlamda yakınlık ve güven belirtisi yani. Bi de çocuk da türk belki o da bana yakın tepkiler verebilirdi gibi bi noktadan bilinçaltım bi destek arıyordur belki. O yüzden öyle yazdım.
0
🌸rewlack
(21.09.23)
@ahm1
Bir de en önemli konuyu atlamışım sizin yorumunuzda.
“Bir kişiyle 3 sene arkadaşsın mesela…”
Bu kızlarla olan ilişkisi bu değil işte, arkadaşlık için değil gönül işleri için biraraya gelinmiş, öncelik ve ana hedef bu olmuş sevişilmiş ve/veya aşk yaşanmış sonra o zaman arkadaş olalım’a dönmüş. Bu bana farklı yollar gibi geliyor. Sizin söylediğiniz gibi olsa daha kolay anlardım sanırım.

Daha açık olsun diye bunble date örneğini kullanacağım. Zaten sevişmek olursa da bi süre sevgili olmak için biraraya gelmiş tanışmış takılmışsın. E bunlar olmamış, arkadaş olabilirsin elbette tamam ama neden yani? İnsan mı yok? Hayatında olmasa nr oluuur olsa ne olur? Ama zaten zero noktasında duran bi arkadaşlığı “inşaa etme” ve sürdürmeye çalışma çabası neden? Bunu anlamıyorum. Git sıfırdan sevişmediğin ve bi zahmet sevişmeyi düşünmeyeceğin (en azından planda) bi kızla arkadaşlık inşaa et.
0
🌸rewlack
(21.09.23)
Cevaplarınızın daireselliğinde çıkardığım sonuç ayrılmanız gerektiği. Çünkü belli ki bu aklınıza takılmaya devam edecek ve aşamayacaksınız. Bana öyle geliyor ki asıl amacınız sadece sevgilinizin neden böyle yaptığını anlamak değil, bu bilgiyi kullanarak onu aslında sizin haklı olduğunuza ikna etmek. Bu da belli ki olmayacak.

Büdüt: Mesela benim en yakın arkadaşım da uzak mesafe ilişkisinde ve sevgilisi eski eşi ile takılıyor hatta arkadaşım ziyarete gittiğinde beraber vakit geçiriyorlar. Hiç güvensizlik duyduğundan bahsetmedi, hatta hep ne kadar eğlendiklerini anlatır. Bu hikayedeki kişiler farklı Doğu Avrupa ülkelerinden ama bu tür ilişkiler olabiliyor yani. Örnek olarak vermek istedim.

Büdüt 2: Bu arada hislerinizden dolayı sizi kınadığımı düşünmeyin. Böyle bir ilişki duygusal olarak bana da çok göre değildir. Kimsenin suçu olmayan bir durum bence.
0
peki madem
(21.09.23)
"İnsan mı yok? Hayatında olmasa nr oluuur olsa ne olur?"

yok belki de? bu soruyu sizin için de sorabiliriz. aylarca yıllarca bir adamla uğraşıp farklı kafalardayken hala beraber kalmaya çalışmak yerine neden bu adamda ısrar ediyorsunuz? insan mı yok? :)
0
ahm1
(21.09.23)
"Yazık dememin sebebi ise durumu acınası veya utanılacak bişey olarak görmem değil (ya da çoğunlukla değil diyeyim) eğer bu bilgi o çocukla paylaşılmadıysa; bu paylaşmaya değer görmeme hali."

Belki de paylasmaya deger gormeme hali degildir de, olayin kendisini cok onemsiz gordugunden dolayi "bunu soylememe ne gerek var ki" dedigi icindir? Bence ikincisi.
0
ahm1
(21.09.23)
(9)

Kendimiz gibi biriyle er geç karşılaşacak miyiz?

sanguine
Bunu sadece romantik anlamda söylemiyorum geniş kapsamlı, sevgili, arkadaş, is arkadaşı vs. Kendimiz gibi biri derken yanlış anlaşılmasın, aynı şeyden hoşlanmak, aynı dünya görüşü değil kesinlikle.Davranış konusunda benzer; ben kimseyi rencide etmem mesela, vefaliyimdir, yakın arkadaşlarımı asla yal
Bunu sadece romantik anlamda söylemiyorum geniş kapsamlı, sevgili, arkadaş, is arkadaşı vs.

Kendimiz gibi biri derken yanlış anlaşılmasın, aynı şeyden hoşlanmak, aynı dünya görüşü değil kesinlikle.

Davranış konusunda benzer; ben kimseyi rencide etmem mesela, vefaliyimdir, yakın arkadaşlarımı asla yalnız bırakmam, her türlü dertlerini dinlerim, maddi olarak da elimden geleni yaparım, kötü anlarını paylaşırım

30 yaşındayım, 15 yıllık arkadaşlarim saçmalamaya başladı. 4-5 yıldır tanıdıklarim da keza. Rencide edici şeyler duyuyorum, ya da iş dusulunce araniyorum, dert anlatilacagi zaman araniyorum. Bu son ikisiyle ilgili gene çok önemli değil demek ki güveniyorlar da paylaşıyorlar ama bir üstüne rencide edilmek çok koymaya başladı.

Insanları iyi tanırım zannediyordum onun da şaşkınlığı içindeyim. Benimle çok yakın derin paylaşımlar yapan benim de yaptığım insanlar bazen öyle bir söz söylüyor ki şaşıp kaliyorum. Bu densizlikleri ben kimseye yapmıyorum .Ve iletişimi kesiyorum direkt. Özür gelmeyince de engelliyorum, bu insanlarla sık sik aynı ortamı da paylaşıyoruz. Şimdi uzun vadede etkilerini bilmiyorum belki dönüp barışmak isterler ama gene bir anlamı yok, yüz göz olduktan sonra soğuyorum zaten


Ama hep böyle mi olacak, gerçekten yıldım. Kendimi açabileceğim bir insan olmayacak mı bu arkadaş da olur sevgili de başka bir şey de
0
sanguine
(19.09.23)
Yabancılaşıyorsunuz. Doğal akışı hayatın... Bu devirde insanlar ekonomik olarak ne kadar bağımsız ve güçlü olurlarsa o kadar tahammülsüz oluyorlar. Kopuyorlar insanlardan. Birçok insanda durum aynı. Yaşınızdan ötürü doğal bu... Arkadaşlıklar bitiyor, tanıdıklıklar başlıyor.

Üzülerek söylüyorum, kafanıza göre bir insanın hayatınıza girme ihtimali daha da azaldı. Ama bitmiş değil. Bir tane kafa dengi insan sizi uzun müddet idare edebilir. Nasip meselesi.

Yani anlaşma potansiyeliniz olan insan dünyada çok var ama yaş, hayat koşuşturması, tercihler vs. imkan tanımıyor...
0
yadigar
(19.09.23)
Bende siz gibiydim, bunun altında gizli bir egoistlik olduğunu düşünüyorum. Gizli egoistim bence ben. Kendimi sürekli diğer insanlardan daha vefali, daha iyi niyetli gördüm ve yalnız kaldım. Şu an çok ağır bi hatası olmadığı sürece daha az insan siliyorum, herkesle beklentisiz şekilde iletişim kuruyorum. Kötü bir tepki alırsam şaşırmıyorum, iyi tepki alırsam seviniyorum. Beklentiyi düşük tutmak hayat kurtarır. Kimse olduğu haliyle kalmıyor, kendimiz de öyle. Hayat insana yeri geliyor yapmayacağı şeyler yaptırıyor. Kişilik olarak daha tutarlı davranışlar gösteren insanlarla daha çok vakit geçiriyorum, fakat yine de insanların değişebileceği ihtimalini göz ardı etmiyorum.
0
personaa
(19.09.23)
malesef hayat hassas insanlar için zor oluyor. insanların büyük kısmı sizin istediğiniz gibi değiller ve kibar insanı eziyorlar, hadleri bildirilince insafa geliyorlar. cabası güçlünün yanında olmayı tercih ediyorlar. dilerim istediğiniz gibi insanları bulursunuz ama bulana dek beklentiyi düşük tutun ve üzülmeyin
0
abelardo
(19.09.23)
Sanmıyorum. Ben yakında şöyle olurum www.instagram.com
0
Kahvedesu
(19.09.23)
bence yaşın ilerlemesi ile alakalı. ben de birkaç ay sonra 27'ye giriş yapacağım. üniversite bittikten sonra yavaş yavaş böyle oluyor. iş hayatı başlıyor, sonra evlilikler falan istesen de istemesen de kopuluyor arkadaşlardan. benzer durumdayım ama ufaktan kabullenmeye başladım, hayat böyle. insanların öncelikleri farklılaşıyor ve pek çoğunun da arkadaşları umrunda olmuyor çünkü zaten bir eşi var o bana yeter kafasında oluyorlar. bir de çocuk varsa hepten yoklar yani. bir de iş hayatı var sabahtan akşama kadar çalışma vs.

sonuç olarak yalnızsanız ve evlenmeyecekseniz aşırı berbat bir durum.
0
candide
(19.09.23)
Ben bunu oldum olası hissettim, şuanda da 28 yaşındayım. Günümüzde insanlar karakteristik olarak daha berbat bir hale geldi, kaçınılmaz bir gerçek. Karşındakinin menfaatlerini karşıladığın sürece varsın, seni kullanamadığı anda yok oluyor. Ancak her zaman iyi insanlar olduğunun kanaatindeyim ve bu insanlarla tanışmanın belli bir zamanı olduğuna inanıyorum. Yani bizim hayatımızın her şeyi oturmuş (maddi manevi çok büyük bir problem yoksa) ve karşı tarafın da bu anlamda bir eksiği yoksa, o zaman insan ilişkileri daha sağlam oluyor. Tabi bu çok nadir bir durum. En önemlisi düzgün insan bulmak ve bu da zor, artı şans meselesi.

Bir de derler, hayatı tren gibi düşünürsek, herkesin bizimle kalacağı bir süre vardır. Kimisi 1 durak 2 durak derken kimisi daha fazla gelecektir. Bizi yaralarken bize öğretecekleri şeyler de vardır. Ama yanlış istasyona bindiğimizde inmeliyiz çünkü dönüş maliyeti o kadar artar. 20li yaşlarda ne kadar iyi seçimler yaparsak hayatımızın geri kalanını o kadar iyi geçireceğimizi düşünüyorum. Siz 30 yaşındasınız ki yeni başlıyorsunuz sağlam bir hayata. Seçtiğimiz insanlar önemli faktör ve asıl o kötü insanları hayatınızda tutmayarak iyi bir seçim yapıyorsunuz. Hayatınızdan çıkarın ki yenilerine yer açılsın.
0
babemsi
(20.09.23)
Insanlardan kopmak, arkadaslarin zaman icinde sekil degistirmesi baska, en hassas benim, en kibar benim herkes kotu demek baska. Personaa'nin dediklerine buyuk oranda katiliyorum.

Ayrica kendini degersiz gorup, sevilmek icin, ihtiyac duyulmak icin sinirlarinizi alt ust edip ve belki de baskalarinin sinirlarini cigneyip, sonra herkes bana ayip ediyor diyerek kurban ucgenine girmediginizden emin olmanizi tavsiye ederim. Ne yazik ki sinir koymanin ne oldugu (ve buna benzer bir cok gerekli bilgi) hicbir yerde bizlere ogretilmiyor.

Bir seye kirilip, bunu kibarca ifade edip sinir koymak ve iliskiyi saglikli bir yerden devam ettirmek de bir secenek. Beni rencide etti, ben de sildim, sonra da ozur dilemedi demek de bir secenek. boylesine aslinda yanlis bir yerden iliski kurmadiginiza/iliskilerinizi bitirmediginize emin olun. Sinir koymak duvar ormek degil aksine benimde daha derin ve daha saglikli iliskiler kurabilmen icin yollarim budur demektir. Once sinirlarinizin ne oldugunu belirlemeyi deneyin, kendini gercekten seven, bagimli degil bagli iliski kuran insanlarin sinirlari vardir, sonra kibarlikla ve sevgiyle sinir koymayi ogrenin, yine sinirlariniz ihlal ediliyorsa o zaman yavas yavas insanlari hayatinizdan cikarirsiniz. Son olarak, herkese ayni sinirlari koymayabiliri, sinirlarimiz iliskimiz gelistikce ve derinlestikce esneyebilir ve degisebilir. Bunlarin hepsi mumkun.
0
songforsomeone
(20.09.23)
otuz yaşındaymışsın, on beş yıllık arkadaşlarım diyorsun. muhtemelen onların ve senin kalbinin kararmadığı ergenlik zamanında tanıştınız. ergenlikte ne yapsan mübah. karşındaki deccal olmadığı sürece arkadaşlığını sürdürüyorsun çoğu zaman. devam ettikçe de sevdiğinden ve yılların hatrından kopamıyorsun. ama hepimiz değişiyoruz. aradaki on beş yıl insanın hayatındaki ciddi dönüm noktalarını barındırıyor. o noktaları geçince neye dönüşeceğini sen bile tahmin edemiyorsun. belki senin de eski inceliğinde olmadığın, çevrene tatsızlık veren farkında olmadan yaptığın şeyler vardır. gururuna dokunuyorsa açıkça söyle, çözümcül olmaya bak bence niye böyle oluyor diye buraya yazacak kadar dertleniyorsan. bunu yaptığın halde beklediğin gibi davranılmıyorsa da boşver gitsin.
0
black holes in the sky
(20.09.23)
Başlığa cevap; mümkün değil…
0
hayalhayal
(20.09.23)
(16)

Ne yaparak deşarj oluyorsunuz?

baldan kaymak
Sb.
Sb.
0
baldan kaymak
(14.09.23)
Assassin's Creed Odyssey
0
compumaster
(14.09.23)
bu ara scooter suruyorum desarj olmak icin. sagini solunu sokup takiyorum falan, ufak bir dukkan tutup bu isi mi yapsam diye de dusunuyorum.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(14.09.23)
deşarj hem fiziki hemde psikolojik anlamda doğa ile olur, çıplak ayak ile sahilde yürümek veya toprağa basmak.
Ormanda yürüyüş, yüzme, vb. diğerleri , özellikle büyükşehirlerde radyoaktif kirlilik çok fazla o nedenle
doğa ananın şefkatli kollarına..
0
Rao
(14.09.23)
Strength training.
Viski puro.
Mortimer and whitehouse gone fishing izlemek.
Twitch/youtube karşısında uyuya kalmak.
Hanimla, köpekle dağda yürüyüşe çıkmak.
0
logisticsmanager
(14.09.23)
*Spor, egzersiz
*Bol bol kültür sanat etkinlikleri
*Dostlar arkadaşlar
*Bitki, çiçek bakımı, çoğaltması
*Geziler
0
Phoebe
(14.09.23)
oyun oynarak,
sevdiklerimle takılarak,
sempatik bir kadınla konuşarak,
ve sanırım en çok kötü alışkanlıklarla...
0
kesmekes laleler
(14.09.23)
gule gule
(14.09.23)
Araba kullanarak, hiz yaparak
0
balpolen
(15.09.23)
Araba kullaniyorum, yuruyus yapiyorum, denizi izliyorum, bira iciyorum, sevdigim bir diziyi izliyorum, kedimle vakit geciriyorum, spor yapiyorum, kitap okuyorum, firsatim varsa tatile gidiyorum, yoksa da outdoor plan yapiyorum konser, stand up vs gibi
0
mor oje
(15.09.23)
köpegimi bunaltacak kadar severek.
0
buf-e kür
(15.09.23)
* Bisiklete binmek, daha iyi deşarj olma ve kendime gelme yöntemim yok, muhteşem!
Hem fiziksel aktivite hem de şahane bir keşif hissi veriyor.

* Denizde yüzmek, suyla bir olmak. Evrimsel kökenimizle ilgili midir bilmiyorum ama dalgalar ve deniz suyu kendimi çok iyi hissettiriyor.

* Kitap okumak, sevdiğim bir evrene dalıp gitmek. "Kaçış Edebiyatı" hakkını gerçekten de veriyor.

* Bilgisayar ve video oyunları ama gece gündüz oyun oynayan bir gamer değilim. Daha çok bazı oyunlardaki (Fortnite, Lol Dominion gibi) kaosun içindeki sakinliği seviyorum. Mesela Battle Royale oyunlarında elalem birbiriyle kapışırken ben gidip bir köşede balık filan tutuyorum.

* Lezzetli yiyecekler ve kaliteli bira eşliğinde Premier Ligi futbol maçlarını izlemek.
0
burka
(15.09.23)
Hikayeli, evrenini sevdiğim oyunlar oynuyorum. Bazen puzzle yapıyorum. Arkadaşlarımla sohbet falan zaten klasik. Hiç olmazsa defalarca izlediğim comfort zone olan youtube videolarım var, onları izleyip uyuyorum
0
nundu
(15.09.23)
Spor

Kendime minik minik görevler veriyorum, böyle oyun oynarken verilen görevler gibi yaptıkça ilerlersin ya.
Ben de beslenme konusunda, spor konusunda, harcama konusunda kendime minik minik görevler veriyorum.
Faydasını gördükçe deşarj olup daha hırsla devam ediyorum.

İşte aralıksız 5 gün spor
21 gün şekersiz yaşa
10 gün gereksiz alışveriş yapma gibi şeyler.

Bunlardan bağımsız dış etken olarak deşarj olmamı sağlayan şeylerden biri sokakta bir kedinin ya da köpeğin kendini bana sevdirmesi, tüm günüm güzel geçiyor.
0
mutekebbir
(15.09.23)
Kedimin kafasını kaşımak
Örgü
Mahallede küçük bir yürüyüşe çıkmak
0
peki madem
(15.09.23)
Müge anlı izliom
0
abuzer
(15.09.23)
Bir arkadaşımın köpeği bir ay bende, hayvan sahibi olmak harika bir duyguymuş gerçekten tüm stresimi alıyor.
0
overthinker
(30.09.23)
(8)

Önce kirip sonra özür dileyen yeni sevgili

polopan
Son 4-5 haftadir görüstügüm kiz her sey normal ve güzel giderken olmayacak bir seyden dolayi maraza cikartip telefonda "bana saygisizca davraniyorsun, kendimi kullaniliyormus gibi hissediyorum" tarzi kirici seyler söyledi. Ben sükunetimi koruyup seni anliyorum deyip konusmayi sonlandirdim. Biraz yen
Son 4-5 haftadir görüstügüm kiz her sey normal ve güzel giderken olmayacak bir seyden dolayi maraza cikartip telefonda "bana saygisizca davraniyorsun, kendimi kullaniliyormus gibi hissediyorum" tarzi kirici seyler söyledi. Ben sükunetimi koruyup seni anliyorum deyip konusmayi sonlandirdim. Biraz yeni iliski anksiyetesi belirtileri gösteriyordu zaten, bir seylerden tetiklendigini düsündüm ve uzatmadim. Bugün uzunca bir sesli mesaj gönderip özür diledi, asiri reaksiyon verdim, büyütülecek bir sey degildi cok üzgünüm, buzlari eritip kaldigi yerden devam etme fikrine acik misin dedi. Ben duygusal ve hassas bir insanim böyle inislerim cikislarim olabiliyor dedi. Daha önceki görüsmelerimizde de arada bir duygularinda cabuk yükselisler ve düsüsler yasadigini söylemisti. Bazen hizli reaksiyon veriyorum, olgunlasmamis insan davranisi gösteriyorum, sonradan düsününce farkina variyorum demisti. Kenara not alip devam etmistim, simdi uygulamali görmüs oldum.

Acikcasi bu sikintisiyla aktif olarak basa cikmaya calismadikca kendisiyle saglikli bir iliski kurulabilecegi konusunda pek bir umudum yok. Öte yandan kendini taniyip anlamaya calismasi, bazi seyler karsisinda olgun davranamadigini acikca paylasmasi, özür dileyip telafi etmeye calismasini da görmezden gelmiyorum. Iyi bir terapistten yardim almasi gerekir gibi hissediyorum ama ben psikolog degilim, üstten bakarak konusmak ve teshiste bulunmak istemiyorum. Sadece kendim uzun süre terapi almis biriyim, kendisinin hic terapi deneyimi yok söyledigi kadariyla. Yaslarimiz da az degil, 30 üstüyüz ikimiz de.

Bu tarz bir durumda nasil davranmak gerekir?

Edit: Araya bir kac ekstra detay ekledim.
0
polopan
(11.09.23)
bir defa şans tanınabilir diye düşünüyorum. esas bundan sonraki davranışları önemli zaten. istikrarsız bir insansa sağlıklı bir ilişki kurulamaz evet. "normalde" 30 yaşını geçmiş bir insan böyle hataları bir ilişkinin toplam süresi boyunca 1 ya da 2 kez yapar. O hakkını başta kullanmış olsun.
0
sanguine
(11.09.23)
Kişisel olarak hatasız ve mükemmel olduğunuzu düşünüyorsanız, hanımefendi hayatınız boyunca aradığınız partner değilse, aşık olmadıysanız, hayal kurmuyor, heves dolmuyorsanız, uğraşması zor bir durum olacaktır. Otomatik tepkiler (eylem ve söz) çocuklukta kazanılmış şeyler oluyor genelde, psikolojiye merakınız yoksa, destek olmak sizin için yük ise vedalaşın derim. Profesyonel destek de alsa süreci tek kişilik olmayacaktır, tüm farkındalıklarının suçlamasını en yakınındaki kişiye yapar insanlar kendini keşfetme ve baştan sevme aşamasında. Buna alanı olmayan veya bu alanı yaratacak tecrübesi olmayan birisi için zor bir deneyim olacaktır.
0
hasmetizm
(12.09.23)
Ingilizce cok guzel bir ayrim var, emotional vs sensitive. Ikisi ayni sey degil. Hepimiz hassas olabiliriz ancak duygusal olgunluk verdigimiz tepki ile ve nasil bas ettigimiz ile ilgilidir. Bunun yaninda sizin de tetiklendiginiz durumlar vardir ve baskalarina gore gereksiz ya da fazla olabilecek tepkileriniz olabilir. Ikili duygusal iliskiler genellikle yaralarimizla en cok sinandigimiz iliskiler oluyor, bag kurma ihtiyacimiz, kendimize dair inanclarimiz vs hepsi gun yuzune cikiyor. 4-5hafta karar vermek icin, bence, yeterli bir sure degil, konusa konusa devam etmeyi tercih ederdim. Bunun yaninda hem onun hem sizin tarafinizdan boyle olaylar yasanmasi gayet normal, hepimiz koca bir gecmisle, sorunlarla doluyuz, kimse copsuz uzum degil. Kim icin caba gostermeye, sabirli olmaya deger, kim sizin icin bunu dusunecek, bunlari zaman gosteriyor.
0
kassiopeia
(12.09.23)
Sizin için overanalyze modumu serbest bırakayım iki dakka :D

Senaryo 1- Alındığı durum gerçekten kendi açısından ya da genel görüşe göre haklı görülebilecek bir sebepti ancak çeşitli nedenlerden (yaş, kaybetme korkusu, hatalı bağlanma biçimi vs.) geri adım atıp kafasında sizin ilişkiyi bitirme ihtimalinizin korkusundan kendini kurtardı. Bu çok kötü bir durum, tehlike çanları çalıyor.

Senaryo 2- Alınma sebebi kendi açısından haklı olmasına rağmen sizin kendisini yeterince tanımadığınızı kabul ederek size ılımlı yaklaşma yolunu seçti. Bu anlaşılır bir şey, ancak konuyu sohbet havasında ele alıp açıklaması iyi olurdu.

Senaryo 3- Alınma sebebinin haksız olduğuna inandığı için özür dileyip konuyu tatlıya bağlamak istedi, bu olumlu ama dengesiz bir durum. Gelecekte bunun tekrarı muhtemelen olacaktır.

Senaryo 4- Alınma sebebi genel kabule göre haksız görülebilecek bir durum ve kendisi de aslında böyle düşünüyor ama karakter yapısı haksız olduğunu düşünmesine engel oluyor ve konuyu kapatmak istiyor, bu durumda büyük ihtimalle sizi alıştıra alıştıra duruma adapte etmeye çalışacaktır bilinçli ya da bilinçsiz şekilde.

Senaryo 5- Başka ufak nedenler vardı, bunları sizle konuşmadı zaten alınmış haldeyken üstüne bir şey daha olunca fazla tepki verdi ve verdiği tepkinin o olay bazında abartılı kaçtığı belliydi o da tatlıya bağlamak istedi. Her insan saçmalayabilir, bu tatlıya bağlama tavrı gelecekte alacağı tavra göre olumlu ya da olumsuz olabilir.

Velhasıl: Ortada belli ki konuşulmayan bir şey var. Bu şey büyümeden konuşsanız iyi olur. "Arada böyle olabilir" demek bunun altında bir sebep yatmadığı anlamına gelmiyor. Neden arada böyle olabildiğini, hangi korkusunun bunu tetiklediğini, o an ne hissederek böyle yaptığını konuşup anlamaya çalışın. Eğer ilişkide gelecek görüyorsanız sert yapmak yerine bu korkusunun endişesinin yersiz olduğunu telkin ederek ilerleyin. Bunun için psikolog olmak gerekmiyor aslında, bu da temel insani bir yaklaşım. Şu zamanda sorunsuz insanı kim görmüş ki siz bulasınız :D
0
akhenaten
(12.09.23)
4 / 5 hafta içinde henüz yeni tanışıyorsunuz. Arıza (!) çıkardıktan sonra üzerine düşünen, yazmak yerine de sesiyle (tonlama) sizden özür dileyen ve bu esnada da hatasını kabul eden birisi candır bana kalırsa. İyi anlaştığınız, heyecanlandığınız birisini bulmak kolay değil ki hemen atalım, yerine yenisi gelsin...
0
charbiel
(12.09.23)
Gercegi soylemek gerekirse bu sekilde toksik cevap veren kisiler sonradan duzelmiyor.Iliski gelecege evrilirse muhtemelen 15 sene sonra da bir seylere bozulup surat asan bir karakterle birlikte olacaksin.
0
turkuaz
(12.09.23)
Yaşlarınız kaç olursa olsun; şimdiye kadar ilişki içerisinde bulunduğunuz bireyler ki; aileler dahil, bazen olaylar karşısında alınan aksiyonlarda belirleyici olabiliyor. İlişkilerin başlarındaki heyecan yerini rutinlere bırakmaya başladığında ezber tepkiler de ortaya çıkıyor. İlişkiyi yaşadığınız kişiyle de buraya içinizi döktüğünüz gibi konuşursanız, birbirinizin ihtiyaçlarını daha bet duyar ve karşılamaya hevesinizin olup olmadığını anlayabilirsiniz. "Her türlü konforsuz duygunun temelinde, karşılanmamış ihtiyaç vardır." der Marshall Rosenberg. "Olmayacak bir şeyden dolayı mazara çıkarttı" olarak yorumladığınız şey, onun için karşılanmamış bir ihtiyacının sonucunda ortaya çıkan duygu ve beden dili olarak size yansıdı. Bu olayı sizin "kırıcı" olarak adlandırmanız da sizin karşılanmamış bir ihtiyacınız ve sonrasında yaşadığınız duygudur. Düşünceleri duygulardan ayırmak, kendini ifade edebilmek, o an kişide ve karşısındakinin iç dünyasında ve bedeninde neler olup bittiğini daha iyi anlamak için kullanılan çok sade ve etkili bir iletişim metodu var. Bazen terapiye gerek kalmıyorx bazen de terapi alabilmek için ilk adım olabiliyor. İlginizi çektiyse Şiddetsiz İletişim'i araştırabilirsiniz.
0
from where i ride
(12.09.23)
uzak dur. yol ver gitsin.
0
ayseee
(12.09.23)
(6)

2 yıllık sevgiliye doğum günü hediyesi ne olsun?

rhan
yamaç paraşütü düşündüm ama bilemedim.kolye, küpe vs sıradan geliyor.
yamaç paraşütü düşündüm ama bilemedim.

kolye, küpe vs sıradan geliyor.
0
rhan
(10.09.23)
İhtiyacı varsa iyi bir spor ayakkabı.
0
Amaranta ursula
(10.09.23)
Az önce bir oyunda gördüm. Adam gizli gizli bir şeyler çiziyordu ama yeteneği konusunda kararsızdı, kimseyle çok paylaşmıyordu. Hanım arkadaşı doğumgününde çizim yapabileceği bir defter almıştı. Bu tarz bir şey olabilir. Kimsenin görmediği taraflarını görüyorum ve sana inanıyorum, seni destekliyorum hissi veren.
0
sekizdokuzon
(10.09.23)
kaliteli bir saat ve ya çanta. farklı bir şey düşünmeye çalışmaya gerek yok kadınların hepsi bu yazdıklarıma tav olur.
0
erifik
(11.09.23)
5 Sevgi dilinden hangisine sahip olduğunu bilirseniz hediye seçiminiz nokta atışı olacaktır.

Pahalı hediye

Başbaşa kaliteli(bol sohbet, anlatma ve dinleme) zaman gecirme aktivitesi

2 senedir size neler kattığına dair sevgi, onay ve takdir dolu bir mektup

Fiziksel temas için yeni bir oyuncak veya roleplay deneyimi

Tüm gün boyunca sizin tarafınızdan hazırlanmış ve uygulanacak olan hizmet verme deneyimi(yemekler, masaj, ve istenen diğer her şey)

Yazar, konuşmacı ve danışman Gary Chapman, 5 farklı sevgi dilinden bahseder; onay sözleri, kaliteli zaman, hediye alma, hizmet eylemleri ve fiziksel temas. Bu 5 sevgi dili, sevgiyi ifade etmenin ve almanın beş farklı yoludur.
0
hasmetizm
(11.09.23)
Bence kucuk bir tatil, istedigi bir kurs varsa o, guzel bir selfcare day (masaj, spa, yemek, guzel bir elbise) gibi gibi seyler bence hos olur.
0
mor oje
(11.09.23)
Hocam yamaç paraşütü güzel, oradan devam.

Kıyafet, çanta, ayakkabı falan çok sıradan. Ayrıca onun almak istediği şeyi denk getirmeniz çok zor.

Mektup falan çok sıkıcı bana göre. Seveni vardır bilemiyorum. Ama bence doğum günü değil yıldönümüne anca hediye olur o, onda bile uyduruk bulabilirim.

Romantik güzel yemek yemek için doğum gününü beklemeyin. Bana böyle bi hediye gelse, hediye almamışım gibi hissederim. Güzel bir akşam olur tabi ama pek bi hatıra kalmaz aklımda.

Tatil, paraşüt, kurs, dalış, uçak bileti vs hüzel hediyeler
0
zimbirik
(11.09.23)
(10)

Ciddi ilişkisi olanlara bir soru

sasailic
Ciddi düşündüğünüz adı henüz konulmamış bir ilişki de olabilir veya evlenmiş olabilirsiniz. Ne kadar sıklıkla tartışıyorsunuz? Ne kadar sıklıkla birinizin özür dilemesi gereken bir şey oluyor? Uzun süreli ciddi de düşündüğüm bir ilişkim var ama neredeyse her gün geriliyoruz ve çok sıkıldım bu durumd
Ciddi düşündüğünüz adı henüz konulmamış bir ilişki de olabilir veya evlenmiş olabilirsiniz. Ne kadar sıklıkla tartışıyorsunuz? Ne kadar sıklıkla birinizin özür dilemesi gereken bir şey oluyor? Uzun süreli ciddi de düşündüğüm bir ilişkim var ama neredeyse her gün geriliyoruz ve çok sıkıldım bu durumdan. Çevremde bu konularda fikir alabileceğim birisi yok size sormak istedim.
0
sasailic
(09.09.23)
Bu kisiye ve iliski dinamiklerine gore cok degisir. Kimi bu gerilimden kavgadan beslenir, iliskiyi de canli tutar bu durum. Kimisi de (ben mesela) kavga gurultu sevmez, konusarak cozmeye calisir.

Her gun diyorsaniz bu iliskinin dinamiginden ote bir sorun varmis gibi geldi. Iliskinin kendisinde olmayabilir ama kisilerde bir ruhsal sorun olabilir, iliskiye yansiyor olabilir. Evlilik dusunceniz varsa cift terapisi iyi gelebilir.
0
mor oje
(09.09.23)
4 Yıldır birlikteyiz, ayrılmak gibi bir düşüncem yok ondan da buna yakın bir his hiç almadım. Böyle tarif edince garip oldu :D Anlatmak istediğim, gelecek planında ayrılık konusunun acabası yok kısaca.

Zaman zaman ciddi tartışmalarımız oldu. Bunların hepsi ilişkiyi bir üst aşamaya taşıma dönemlerinde gerçekleşti ya da bunların sonucunda ilişki bir üst noktaya taşındı bilemiyorum. Zannedersem ben de o da arada "ben git gitde kendimi bağlıyorum bu ilişkiye ama acaba onun için öyle değil mi?" Hissiyle alınganlıklar yaşadı. Neticede hepsinin sonunda iki tarafın da ilerleme arzusunda olduğu görüldü. Checkpoint noktaları gibi bir şey sanırım bu. Bu tarz tartışmalar git gide azaldı. 1,5 yıldır falan bu tarz bir şey yaşanmadı, arada evlilik göndermeleri gibi şeyler yapılıyor artık, sanırım bir kriz evresi daha kapıda :D

Tartışmalar hiçbir zaman suçlamaya dönük olmadı, daha ziyade "neden böyle yapıyorsun anlamıyorum, anlamam lazım." eksenindeydi. Tartışmalar hiçbir zaman sessizlikle bitmedi "evet tamam anlaşıldı" hissiyatıyla bitti. Zaman zaman birkaç güne yayıldıkları oldu ancak sonraki tartışmaların hiçbiri öncekilerden temel alarak ikinci defa gündeme gelmedi. Kimsenin kırmızı çizgisinin diğerininkiyle ayrıkırı kaldığı olmadı ve bence en önemlisi kimse çirkinleşmedi.

Rapor böyle :D size yazarken kendim de düşünmüş oldum bir taraftan.

Tartışmaların olması doğal ancak hemen hergün olması bence biraz sakince oturup birbirinizi anlamaya çalışmanızı gerektiriyor. Birbirinizi anladığınızda anladığınız şey kabul edebileceğiniz bir şeyse bu güzel, yok değilse daha bu tartışmalar çok devam eder ve muhtemelen iyi bitmez, bunu da yaşadım.
0
akhenaten
(09.09.23)
Tartışmaların ya da gerginliklerin ilişkiyi diri tuttuğuna katılmıyorum. Beraber olduğum insan, her ne kategori altında olursa olsun, yanında en rahat ettiğim insan olmalıdır her zaman. Tam tersi gerginsem onu görünce sakinlesmeliyim.

Fikir ayrılıkları tabi ki olur, iki bambaşka insanız sonuçta, herkesin yediği şeyler, sevdiği renkler farklı. Bu olumlu anlamda tartisma, esas ilişkiyi besleyen şeyler iki insanın farklılıklari. Bunlar kısa vadelidir, kin ya da kazanma/kaybettirme duygusu yoktur, bunlarda özür dilenmez, sonraki güne sarkmaz gerginlige dönüşmez


İnsanlar, çoğunluk, partnerlerine kendi iradelerini empoze etmeye çalışıyor, bu da gerginliğe tartismaya yol aciyor. İşte gereksiz kıskançlik, sonra fazla müdahale, gereksiz hesap sorma, benim dediğimi yapsin/dinlesin tavrı, temelsiz ve sık alinganliklar, güvensizlikler. Normal bir ilişkide bunları çokça yaşıyorsam o ilişki sağlıklı değildir, iki tarafı da zehirler zaten.
0
sanguine
(09.09.23)
tartışma var tartışma var, aslında özür boyutuna gidiyorsa taraflar hata yaptıklarının farkında demekki. bizde çok olmuyor ya, x bir konuda tartışabiliyoru ancak öyle özürlük bir durum olmuyor. tartışmayı yaratan konuların temeline inmekte fayda var. atıyorum, ben x konusunu aşırı abartıyor olabilirim ve bu yüzden tartışma çıkartıp özür diliyorumdur
0
kondansator
(09.09.23)
Şimdi düşündüm ayda bir mi desem dedim ama o da çok net gelmedi. Yani o kadar az ve önemsiz şekilde oluyor ki aklıma bile gelemiyor.

Her gün gerildiğim bir ilişkim oldu, özellikle beraber yaşadığımız 6 ayda. Her gün rahatlamak için ailemle falan konuşurdum çünkü daraliyordum :) olmadi. Her gün ben yapamam.
0
logisticsmanager
(09.09.23)
Biz ilk sene o kadar sık o kadar şiddetli tartıştık ki benim önceden toplamda 8 yıllık bir ilişki deneyimim vardı farklı insanlar ile. Onların toplamından daha fazlasını o 1 sene içerisinde yaşamışımdır. Çok değişik bir deneyimdi.

Dedim herhalde toksik ilişki dedikleri bu oluyor çünkü hiç normal değil. Ben sesimi yükseltmem, şiddet uygulamam. Sesimi yükseltmeye, neredeyse şiddet uygulama noktasına geldim.

Biraz daha devam etseydi sonlandıracaktık. Fakat karşınızdaki insan afaderseniz mal değil ise, tartışmalardan bir şeyler kapıyor, özeleştiri yapıyor veya karşı tarafı öyle kabul ediyor, bir şeyleri sorun etmemeye başlıyorsa ya da soruna yol açacak yola girmiyor, yol açacak şeyleri ortadan kaldırıyor ise kavgalar azacaktır.

Birbirini iyi tanımamaktan da kaynaklanıyor. Çünkü ister istemez aile veya çevreden gördüklerimizle bir takım çıkarımlar yapmak durumunda kalıyoruz karşı taraf için. Kimisi tecrübe ile sabit nokta atışı şeyler oluyor. Kimisi de boşuna günahını almışım, boşuna kuruntu yapmışım, kekoluğumdan yapmışım, eski kötü tecrübelerimden ötürü böyle davranımışım.. gibi farkındalıklarla sonuçlanıyor.

İlk 1 yılda her gün, gün aşırı veya 2 günde 1 olan kavgalar ilk 1 yıldan sonra haftada 1 olarak devam etti. Şu an ya 2-3 haftada 1 ya da ayda 1 şeklinde devam ediyor ki bu da normal yani insan yeri geliyor kendisi ile bile tartışıyor anlaşamıyor. Eşimde öfke sorunu vardı onu da baya dizginledi. Kavga etsek de yükselmiyoruz artık.

Yani burada önemli olan, kavgalar size bir şey katıyor mu? Verilen savaşların sonu aydınlık mı? Eğer böyle bir gelişim gözlemleyemiyorsanız yolu ayırmakta fayda var ister sevgili olsun ister eş olsun.
0
ananiyimioguz
(09.09.23)
1 sene sevgili olup evlendik, 1 seneyi de evli olarak devirdik. sevgiliyken sadece 1 kez kavga etmiştik. evlenince de 4 5 olmuştur. 2 senede toplam bu kadar. hiç biri 3 saatten uzun sürmedi, özür dilenip kapandı.

ben huzur seviyorum böyle rahat ediyorum ama normali budur diyemiyorum çünkü bu biraz da karaktere bağlı. kimi arkadaşlar var ki kavga ettikçe evliliği daha tutkulu sürdürdüğünü iddia ediyor. kendilerini öyle iyi hissediyorlardır.
bu işin normali yok hangi şekilde iyi hissediyorsan senin normalin o.
0
kaptan maydanoz
(09.09.23)
Tartışma ve kavga arasında büyük farklar var ancak yine de "her gün" fazladan da fazla bana kalırsa. Bir insan her gün neye gerilebilir ki? Hayat kötü, zor bla bla da insan sevdiğinin yanında onu o gün mutsuz eden şeyden bahseder, çok lazımsa şikayet eder, beraber dertleşilir istiklal marşı ve kapanış... Fakat her gün sevdiği insana geriliyorsa orada bir durup dışardan bakmak gerekir bence.

Tartışmalara da gelince, çiftler elbette tartışırlar. Normal bir ses tonuyla, çözüm odaklı ve açık iletişim ile halledilemeyecek hiçbir konunun olduğunu düşünmüyorum. Bizim tartışmalarımız genellikle kahkahalarla bölünüyor. Ciddi ciddi tartışırken arada mutlaka birimiz şaklabanlık yapıp konunun buharını alıyoruz. Konularda genellikle "anladım, dikkat ederim, haklısın, bu konu değişmeyecek ama orta yolda buluşalım" cümleleriyle bitiyor.

Durum raporuna da gelirsek 2 yıl, 0 kavga, gülüp eğlenmeli nice tartışma (10'u bulmamıştır o da).
0
charbiel
(09.09.23)
20+ senedir evliyim, 20 defa tartışmışızdır belki, o da adabıyla, kırmadan, karşılıklı hissettiklerimizi paylaşarak. Sık tartışma illa kötü değildir belki, nasıl tartıştığınıza bağlı. Gerginlik kesinlikle iyi değil, insan sevdiceğinin yanında huzurlu hissetmeli.
0
SiyamkedisiZorro
(11.09.23)
Bu arada, bu tartışmaların yarısını evlenmeden önce ve evliliğin ilk senesinde yapmışızdır.
0
SiyamkedisiZorro
(11.09.23)
(4)

Boş adam enerjisi

bluewhale
Bu gercekten benim dikkatimi ozellikle suan tatilde iyice cekmeye basladi. Espirili şakali falan olmaya calismiyorum: hani ben tatildeyim kafamda birsuru sey var adamlar yaş fark etmeksizin hop kop falan seri bos muhabbet. Bos insan enerjisi diye bir fenomen var mi :) ? Ekside bulamadim.
Bu gercekten benim dikkatimi ozellikle suan tatilde iyice cekmeye basladi. Espirili şakali falan olmaya calismiyorum: hani ben tatildeyim kafamda birsuru sey var adamlar yaş fark etmeksizin hop kop falan seri bos muhabbet. Bos insan enerjisi diye bir fenomen var mi :) ? Ekside bulamadim.
0
bluewhale
(08.09.23)
Boş adam enerjisinden ziyade kafası rahat adam enerji diyelim. Aşırı relax derdi tasası olmayan insan.
0
olaylar olaylar
(08.09.23)
Kafasi rahat adam diyemem, paralari da yok. Finansal kaygin, varolus krizi falan olmaz mi abi insanin.
0
🌸bluewhale
(08.09.23)
Depresif realizm diye bi kavram var mesela. Gereksiz mutlu olan adamlar gerçekliği depresiflerden bile daha çarpık değerlendirebiliyor olumlu anlamda. Anda kalmak güzel bir şey elbette ama uzun vadeli anlık yaşayan tipler kendileri mutlu olsa da acısı başkalarından çıkabiliyor(aileleri gibi)
0
personaa
(08.09.23)
hocam, iş, aile, aşk, huzur vs. derdi hepimizin var, her an deprem korkumuz var, adalet korkumuz var, par derdimiz var, bunca senedir çalışıyorum daha kendi emeğimle doğru dürüst bir şeye sahip olamadım onun derdi var, bunları uyurken ruyamızda bile düşünüyoruz, kafamızın bir kenarında hep dönüyor bunlar.

senede bir hafta 15 gün bu dertlerden sıyrılmak bir normalimizin dışına çıkmak lazım. yoksa kafayı yeriz ve hatta yiyoruz da.


hani ecnebinin carpe diem dedikleri var ya, hani an'ı yaşamak diye bizde bahsi geçiyor işte biraz o bu dediğin.
0
selam
(08.09.23)
(7)

insanlara karsi daha samimi nasil olunur?

my pink
mesela isyerinde. ben konustugumuzda belirli olcude sicak davraniyorum fakat sonra ofisime gecip kendi halime donuyorum. uzun konusmuyorum. aklima soyleyecek birsey gelmiyor. kisa kesiyorum. birsey soracaksam sorup hemen kaciyorum vakitlerini almamak icin. ama istedigim uzun uzun konusmak ve samimiy
mesela isyerinde. ben konustugumuzda belirli olcude sicak davraniyorum fakat sonra ofisime gecip kendi halime donuyorum. uzun konusmuyorum. aklima soyleyecek birsey gelmiyor. kisa kesiyorum. birsey soracaksam sorup hemen kaciyorum vakitlerini almamak icin.
ama istedigim uzun uzun konusmak ve samimiyet kurmak.yeni birileri geldi ofise ornegin. onlarla iletisim kurmak istiyorum.

iz nasil yapiyorsunuz?
0
my pink
(07.09.23)
vakit oldukça türk kahvesi partisi yapıyoruz genelde. herkes aynı anda mola veriyor beraber oturuyoruz. sen de hadi kahve yapayım birlikte oturalım azcık diyip insanları molaya davet edebilirsin. eğer ekibe yeni biri geldiyse de hadi kalk bize kahve yap da iki oturalım diye mutfağa yolluyoruz :D
0
theseachange
(07.09.23)
içinizden gelmiyorsa bence olmayın, sonra gereksiz bir rol yapma sürecinin içinde bulabilirsiniz kendinizi.
0
lüzumsuz adam
(07.09.23)
Yani iş yerinde bi süre sonra herkes sıkılıp iki muhabbet çevirip boş yapmak ister bence. Gün içinde başınızdan geçenleri anlatmaktan başlayabilirsiniz. Aynı iş yerinde herkesin benzer anıları oluyor. Oradan muhabbet alıp yürüyor zaten bizim işte.
0
benoyledemekistemedim
(07.09.23)
Lüzumsuz adam +1
İçinizden gelmiyorsa neden zorlayasınız ki kendinizi? Neticede kaba saba davranmadığınız sürece insanlarla aradaki mesafeyi korumak, ölçülü olmak ayıp değil. Bu da sizin karakteriniz kime ne
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(07.09.23)
Ben de siz gibiyim çünkü yaşadığım ilginç bir durum varsa anlatıyorum genelde, günlük iletişimi sürdürmekte zorlanıyorum. Mesela annem aşırı konuşkan biri, market alışverişini bile tüm betimlemesiyle anlatır. İnsanları sıkıyor muyum diye düşünmeden konuşmak lazım ama ben çabaladığımda daha çok kastığımdan doğal akışına bıraktım.
0
personaa
(07.09.23)
Mış gibi yapıyorum. Bir süre sonra beyin buna inanıyor. Sürekli tekrar eden şeyler alışkanlık haline dönüşüyor.
0
ruhen hastayim ben
(07.09.23)
zorlama asla. zaten zorlama ihtiyacı duyuyorsan belli ki karşındaki de konuşkan değil. göz temasını bırak, diğer insanlara doğru yüzünü çevirmek bile istemeyen insanlarla bir şey paylaşamazsın. insanın modu düşük olabilir ama bu bir özellik haline geldiyse vah vah.

özet: yabani ve buz gibi insancıklardan mümkün olduğunca uzak olun, sıcak kanlılar zaten gelir sizi bulur. öyle bir modelleyken de ne söylesem diye düşünmezsiniz, sohbet bir şekilde akar.
0
isveperver
(08.09.23)
(19)

Bu samimiyet mi yoksa densizlik mi?

sekizdokuzon
Dün daha önce tanismadigim biriyle yüz yüze bir görüşme yaptık iş için. Kariyerim ve yapmak istediklerim hakkında konuştuk, karşımdaki kadın hem yaş hem de deneyim bakımından benden yukarıda. Konuşmanın bir yerinde "Sen şu şu işleri yapamazsın, sende o enerji yok. Enerjin düşük, hatta konuşmanın baş
Dün daha önce tanismadigim biriyle yüz yüze bir görüşme yaptık iş için. Kariyerim ve yapmak istediklerim hakkında konuştuk, karşımdaki kadın hem yaş hem de deneyim bakımından benden yukarıda. Konuşmanın bir yerinde "Sen şu şu işleri yapamazsın, sende o enerji yok. Enerjin düşük, hatta konuşmanın başında benim de enerjimi aşağı çektin. Ama samimi, iyiniyetli birisin. Seninle bir şekilde çalışmak isterim." dedi. O an bir tık şok oldum, enerjici kadınlar da vardır neticede. Sonra kendimi doldurmamak için "E yorgundum, iki gündür çocuk bakıyordum. Kadın gördüğünü söyledi" diye düşündüm ama bir taraftan da bir tık kırıldım. Ben bunu bu şekilde söylemezdim. Sonra da aslında ustalastigim bir alan olmadığını, bu yasta mesleksiz olmanın büyük sıkıntı olduğunu falan söyledi. İnsanların karşısındakinin gardini düşündükten sonra dört koldan saldırması da yine sık karşılaştığım bir tavır. Ve daha kötüsü kendimi bu tip durumlarda savunamiyor olmam. "He evet ben gerçekten de işe yaramaz biriyim, haklısın. Zamanını aldım." kafasına giriyorum.


"Kadın dürüst, gördüğünü söyledi ve sana yardım etmeye çalıştı sekizdokuzon" ile "İnsanların patavatsızlıklarindan, kaba saba tavirlarindan ve hal bilmezliklerinsen bıktım." arası bir yerdeyim. Ya bir de burcumu sordu, balık dedim diye daha bir acıdı. Eve geldim, CV'mde doğum tarihimi değiştirmeyi falan düşündüm. Kendisi de başak burcuymus, çok hareketli, canliymis. Aslında balık burcu insanları onu sakinlestiriyormus. Bir de burç ırkçılığina maruz kaldım. Ha bir de Nişantaşı'nda oturuyormuş kendisi, bu bilgiyi de araya sıkıştırdı. Sultangazi onun için karadelikmis, her türlü insan varmış (ben Sultangazi'de oturuyorum).

Tarafların ikisi de kadın ve aralarında 15 yaş fark var.

Nasıl yorumlamali bu durumu? Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(07.09.23)
Apaçık densizlik
0
olaylar olaylar
(07.09.23)
enerjici kadın falan değil bu bildiğin narsist kişilik bozukluğu. karşısındakinin gardını düşürüp -bir de üstüne iyi niyetlisin derken sen istesen de bana zarar veremezsin diyor- daha rahat kontrol edecek aklı sıra. aynı ortamda çalışacak olsan bile bu insanla direkt olarak çalışmamanı öneririm.
0
william morris
(07.09.23)
Burç konusuna değinmeye bile gerek görmüyorum ama bu enerji konusu çok rahatsız edici olmaya başladı gerçekten.

Yani doğru düzgün bir karakter tahlili yapamayıp eksik gördüğü yönleri söyleyemeyen herkes enerjisi düşük deyip geçiyor gibi geliyor. Aynı şekilde birinin iyi ve öne çıkan yönünü tahlil edip bulamayan, enerjisi çok iyi deyip geçiyor. Ayrıca bunun ölçülebilir bir kıstası da yok, kişisel olarak mı beğenmiyor, gıcık mı oldu, çekici mi buldu, itici mi buldu da diyor yoksa işe uygun olmayan farklı bir durum mu gördü bilemiyorsunuz daha kötüsü kendi de bilemiyor, enerji işte :D

Birilerinin buna bir dur demesi lazım artık cidden çok saçma. İnsan kaynaklarına falcı falan alsınlar oldu olacak, onlar daha bi insan sarrafı.
0
akhenaten
(07.09.23)
nasil bir is hic bilemiyorum, burcun ne alakasi olabilir bu is muhabbetinde onu da bilemedim. yukardaki arkadaslara bir dereceye kadar katilmakla birlikte, onemli olan sizin tavriniz. kendinizi savunup savunmamaktan ziyade, neden bu kadar merkezinizden cikip CV'nizdeki dogum tarihini degistirmeyi dusunebilecek hale geliyorsunuz. buraya bakmaniz lazim. bu tur densiz, terbiyesiz, kendini bilmezler her yerde var, ama her biri icin kendinizi degistiremezsiniz ve bu kadar etkilenmemelisiniz.
soyledigi sacmaliklari duydugunuz anda verdiginiz tepkinin de bir onemi yok, hepimiz insaniz, sok oldugumuz anda bir tepki veremeyip sonrasina 'ne yasadim ben ya' diye dusunebiliriz ve kirilabiliriz bunlar insanca, bunda sorun yok. ama siz sonrasinda kendi merkezinizden cikmissiniz. buraya bakmayi dusunebilirsiniz. ayrica siz kadindan yardim istememissiniz, 'yardim etmek istedim' bahanesi altinda istenmeden verilen tavsiyeler, insanlara densiz densiz konusmalar bir bitse keske.
0
kassiopeia
(07.09.23)
Hiç sevmem böyle muhabbetleri. Enerjim düşük olmasa bile düşerdi.
0
Kahvedesu
(07.09.23)
Burcumu farklı söyleyip enerjici bayanların tavırlarındaki değişikliği deneyimlemek istedim. Ne kadar subjektif ve iş bilmez olduklarını görüp içimi rahatlatacaktım. Gerçi bir sonrakine "Reis de balık burcu ama pek sakin değil yani, ayık olmakta fayda var" da diyebilirim. Ay ne bileyim, yıldım ya.
0
🌸sekizdokuzon
(07.09.23)
İş yerlerine eğitim vermeye gidiyorum. "İnsanların cinsiyetine, ırkına, dinine ve yaşına göre ayrım yapamazsınız" diyordum, bunlara "burcuna göre" maddesini de eklemeliyim.
Şöyle söyleyeyim, bu şekilde konuşan bir insan kaynakları bana o şirket hakkında olumlu intiba vermez.
Sultangazi / Nişantaşı hikayesi ayrı komedi. sizin üzerinizden ego tatmini yaşamış.
Şimdi ben desem ki "benden 15 yaş büyüksün, derin pörsümüş, bana enerji muhabbeti yapıyorsun" ayıp olur mu, olur. Onun yaptığı da ayıp.
Ama işe girdikten sonra o kadınla çalışmayacaksanız o zaman değerlendirebilirsiniz işi.
0
SiyamkedisiZorro
(07.09.23)
burç vesaire dediyse he deyip geçin. insanları burç üzerinden analiz eden hiç kimsenin hiç bir yorumunu dikkate almam.

nişantaşı ve sultangaziden bahsetme şekli de doğrudan faul.

örtülü kibir, hiç üzülmeyin. hayat hepimiz için eşit koşullarda ilerlemiyor. kaldı ki sizi gerçekten tembel, mesleksiz vesaire görüyorsa bile motivasyon konuşması, mentörlük böyle yapılmaz.
0
Phoebe
(07.09.23)
sadece burç mevzusuna değineceğim.
burç değil, doğum haritası önemli deseydiniz de öyle kalakalsaydı :)
ayrıca başağın enerjisi yüksek değildir, sadece çok çalışmayı bilirler.
bir de oldukça eleştirel ve memnuniyetsiz tiplerdir, hareketleri normal yani. üstüne, suratsız ve sıkıcıdırlar. bir daha görürseniz bunları iletin kendisine. ayrıca "evde kalmış kız kurusu" tarzı bir tip olma ihtimali bayağı yüksek :)
0
candide
(07.09.23)
kadin sizin enerjinizi dusurmus ama farkinda bile degil. kendi enerjisini yukseltmek icin baskalarinin enerjisini emiyor sanirim. hic umursamayin, bence o kadinla calisilmaz ama siz bilirsiniz.
0
Sour
(07.09.23)
Leş birisi gibi duruyor. Birlikte çalışma meselesini bilemem de böyle tiplerin bu saldırgan tavrını iyiye yorarsaniz kendinizi çok hirpalarsiniz.

Zamanında şu kavram kafamı çok açmıştı bu tavra dair:
(bkz: saldırganla özdeşim)
0
encokbenisevinnolur
(08.09.23)
Burçlardan bahseden biri fizik prof.u bile olsa bı daha dikkate almam
0
abuzer
(08.09.23)
abuzer +1

ayrıca insanların sizin hakkınızda ne düşündüğünü bu kadar ciddiye almamanızı tavsiye ederim. hele de yeni tanıştığınız halde oturduğunuz yer ya da karakteriniz ile ilgili böyle patavatsız yorumlar yapanları.
ben de enerjisi hep aşırı yüksek olan insanlarla çalışamıyorum mesela, napayım şimdi o hanımefendiyi gördüğüm yerde "of bu yaşta bu enerji allah etrafınızdakilere sabır versin" mi diyeyim.
0
felfela
(17.09.23)
kadının yaptığı dengesizlik.

tamamen seni manüpüle etmeye çalışıyor.
bakma sen bunlar kıskanıyor bile olabilir. arada 15 yaş var az değil.
sen modunu düşürme tam tersi hırslı ol bunlar seni daha hırslı yapsın.
kendini ''daha iyisini yapacağım sen de izleyeceksin'' gibi hırslandır.
0
alt4y
(13.11.23)
muhatap bile olma. saçma sapan bir tip. kendini iyi hissetmek için karşıdakini aşağı çekmeye çalışan kompleksli biri. çok belli.

ayrıca sour'un da dediği gibi senin enerjini düşürmüş. e kendi insanların enerjisini çeken biri? söylesen bu tipler hatasını da kabul etmez. uzak durulması gereken insanlardan.
0
blackkmamba
(13.11.23)
okurken o kadar sinirlendim ki. hadsizlik, densizlik, terbiyesizlik.

bu tipler karşıdakini aşağılayarak kendilerini yüceltme eğiliminde sürekli. iğreniyorum bu tarz insanlardan. içine bir iki küçük güzel sözümsü bir şeyler söylüyo ki sizin gibi kendinizi sorgulayın ben mi acaba kötü düşünüyorum diye.
0
chanandler bong
(13.11.23)
aklıma birden geçenlerde yaptığım iş görüşmesi geldi:) kadın nedense başından beri konuşmama taktı, yavaş konuşuyormuşum. sesim tam gitmiyormuş falan. bu şekilde verimli görüşme olmaz, istersen başka zaman görüşelim falan dedi ısrarla. halbuki konuşmamda falan bir şey yoktu. tabii ki baştan sona zordan konuşmayla geçen bir görüşme, sonuç da olumsuz geldi:) bana çok tuhaf geldi, nasıl bir şey bekliyor bu insanlar anlamıyorum. sinir oldum nedense.
0
nothing in my way
(13.11.23)
Hatun tipik balatayi siyirmis bir beyaz yaka. Etiketci, kartvizitci.
Mesleksizlik baska, bir konuda ustalasmamis olmak baska. Kafasi karisik baya.

Ozetle, salla diyorum...
0
cooperr
(13.11.23)
ya bir şey diyeceğim çok kaba konuşmak istemiyorum ya da keskin bir cevap vermek istemiyorum ama ego mastürbasyonu yapan geri zekalı bir kadını okumuşum gibi geldi şu an bana. gece gece sinirlendim. böyle geri zekalılarla muhatap bile olmak istemiyorum şahsen. böyle insanlarla çalışmak zorunda kalanlara da üzülürüm açıkçası.
0
cenkay burker
(13.11.23)
(14)

Bunu kızkardeşime nasıl söylerim?

sekizdokuzon
Selamlar,Annem doğduğundan beri yeğenime bakıyor, iki buçuk sene oldu. Üç gün çocukla yalnız kalıyor ve bütün enerjisini çocuğa harcıyor. Altmış yaşında, çok genç bir kadın değil ve bayağı gergin bir insan. Bugün yeğenim ve annemle birlikteydim. Yeğenim biraz hareketli ve bu aralar bütün duygularını
Selamlar,

Annem doğduğundan beri yeğenime bakıyor, iki buçuk sene oldu. Üç gün çocukla yalnız kalıyor ve bütün enerjisini çocuğa harcıyor. Altmış yaşında, çok genç bir kadın değil ve bayağı gergin bir insan.

Bugün yeğenim ve annemle birlikteydim. Yeğenim biraz hareketli ve bu aralar bütün duygularını bir şeylere, bize vurarak gösteriyor. Durup dururken cat diye yüzüne tokat atıyor, şok oluyorsun ama sonuç olarak küçük bir çocuk. Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek. Bugün annemin de çocuğa vurduğunu gördüm. Bayağı hincla tokat attı iki buçuk yaşındaki çocuğa. Bizi de döverdi çocukken ve anlamadan, dinlemeden sırf hırsını çıkarmak için döverdi. Çocuk hiçbir şey demedi, ağlamadi. Tepki hile vermedi. Annem ilk defa olduğunu söyledi ama çocuğun tepkisi bunun tam tersini söylüyor. Yediği tokadı çok umursamadı, daha önce yaşamış olabileceğini düşünüyorum.

O görüntü gözümün önünden gitmiyor, annemin bize yaşattığı şeyleri yeğenime yaşatmasından korktum. Kızkardeşine söyleme dedi ama içim hiç rahat değil. Bu çocuk bence annemle baş başa kalmamalı. Kızkardeşime bu durumu nasıl anlatabilirim? Bir yandan da çocuk annemin elinde büyüdü, ortada tabii ciddi bir emek var ve kardeşim de anneme güvenip tiyatroya, doğumgünü partilerine gidiyor. Kendince deşarj oluyor.

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(04.09.23)
Kendisi baksın ablanız ya da bakıcı tutsun. Annenize baktırması adil değil en başında. Tiyatroya, doğum günü partilerine gitmek zorunda değil.
0
birgumuspeni
(05.09.23)
"Annem artık dinlensin bence" derseniz kötü olan siz olacaksınız. "Annemin sinirleri kaldırmıyor artık." derseniz bu sefer "neden bir şey mi gördün?" sorgulamasına maruz kalabilirsiniz. Bence en doğrusu annenizle konuşun, o da artık yorulduğunu söylesin kardeşinize. Kendi konuşsa daha doğru olur gibi geldi bana. Aynı şartlarda büyüdüğünüze göre, kardeşinizin bu durumu tahmin edebilmesini beklerim...
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(05.09.23)
abla bencil. anne kişisinin yaşlı olduğunu biliyor. çocuğuna bir bakıcı tutar, anne gözetmen olarak orada olur.
çocuk dediğin elbet tükürür, ısırır, vurur ama hiçbir tepki vermemek çocuğa, davranışının yanlış olmadığı mesajını verir. vuran çocuk uyarılmalı. davranışı düzeltilmeli. öyle, hiçbir tepki vermemeli diye bir şey yok.
çocuğa elbette vurulmamalı. 60 yaşında bir kadının harcı değil üç yaş çocuğuna bakmak. sinirleri artık kaldırmıyordur ama alışşkanlıkları da vardır. siz anne ile konuşun, ablaya o söylesin. bir şey derseniz siz kötü olursunuz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.09.23)
çocuk o tokata bu derece tepkisiz kalıyorsa kardeşinizin de çocuğa vuruyor olma olasılığı çok yüksek sanki ya? bu açıdan da düşünmekte fayda olabilir. bu durumda kardeşinize bunu söylemeniz durumu daha çıkılmaz bir hale sokabilir.

siz en fazla annenizin yaşı ve gergin mizacı nedeniyle çocuğa bakmasının olumsuz sonuçları olabileceğini düşündüğünüzü, buna dönük hareketler gözlemlediğinizi söyleyebilirsiniz. her şekilde bunu annenizle kardeşiniz kendi arasında halletmeli.
0
Phoebe
(05.09.23)
Abla bencil falan değil. Annesine güvenmeyecek de kime güvenecek? Tabi deşarj olacak, en büyük hakkı. Ama evet, annesiyle açık konuşup (çocuğuma bakmak istiyor musun?) bakıcı tutabilir(di).

Ancak ortada ciddi bir sorun var. Bence anneniz kendisi "yoruldum" diyerek çekilmeli. Gerekirse annenize "eğer sen çekilmezsen ben vurduğunu söylerim" diyebilirsiniz, acımasız ama gerekli. Zaten okul yaşına gelmiş çocuk, 3 yaşından itibaren verebilirsiniz.

Yeğeniniz şu an vurmanın bir iletişim biçimi olduğunu öğrenmiş. Bu nedenle "Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek" sözünüz doğru değil. Anneannenin özür dilemesi, kendi davranışlarının yanlış olduğunu çocuğa ifade etmesi lazım. Sonra da çocuk her vurma davranışı sergilediğinde bunun yanlış olduğunu, kabul edilemez olduğunu duyması lazım. Okula başladığında çok sorun yaşarsınız.
0
fotrsapka
(05.09.23)
Kızkardeşimin sosyal hayatına devam etme inadını haklı buluyorum ben, çocuk yetiştirme stresi azımsanacak bir şey değil çünkü. Hamile olduğunda annem çocuğa bakacağına dair söz vermişti, aralarında anlaşmışlardı. Hatta annem işini bıraktı. Kızkardeşimin çocuğa şiddet uyguladığını düşünmüyorum açıkçası, inanılmaz sabırlı ve yapıcı çocuğa karşı ve sevgi dolu. Ama annem herhalde panik anlarında fabrika ayarlarına dönüyor. Kendi çocuklarına yaptıklarını yapıyor (yirmilerinin başında üç küçük cocuga tek başına bakmış ve bir noktada kontrolü kaybetmiş ve şiddeti çözüm olarak benimsemiş bir noktada. O zamanlar herkes için geçerli bir çözümdü). Çocuk hırçınlığı dışında sağlıklı, mutlu ama şiddete egimlimli bir fıtratı da var, bence doğuştan. Bu davranışlarının okula başlamadan sönümlenmesi lazım yoksa işimiz iş açıkçası. Bunun için de aynı tonda en ufak bir tepki almaması lazım, yukarıda bir arkadaşın da dediği gibi şiddeti bir iletişim yolu olarak kodlamaması lazım. Kritik bir dönemecte olduğumuzu hissediyorum. Buradaki insanların sagduyusuna, tecrübelerine güvenirim. Herhangi bir aksiyon almadan önce size danışmak istedim. Zaman ayırıp cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
0
🌸sekizdokuzon
(05.09.23)
aynı çocukluğu yaşayan kardeşin çocuğunu annenize bırakıyorsa muhtemelen şiddeti normalleştirmiştir ve kendi de uyguluyordur...
0
anna sun
(05.09.23)
"Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek."

bence bu yanlış bir davranış
0
duyurukullanıcısı
(05.09.23)
Kızkardeşine söyleme dediyse mutlaka söyleyin. En kızdığım şey ya, siz de annenize tokat atsanız ne yapar acaba? El kadar çocuk.
0
Kahvedesu
(05.09.23)
Açıkçası annesinden şiddet gören bir kadın çocuğunu annesine baktırıyorsa bunu da az çok tahmin edebilmeli.
Ben sizin yerinizde olsam ya söylerdim ya da annenin söylemesini sağlardım. Kadın bunu bilmeli. Öğrendikten sonra da devam ederse valla çocuğa yazık çünkü çocuğun bunu normal karşılaması sanki sadece annenizden tokat yediğini değil kendi annesinden de yemiş olabileceğini gösteriyor gibi.
Çok üzüldüm çok yazık daha küçücük tamam hırçın ve yaramaz olabilir ama çocuk işte alıp karşına anlatman konuşman gerek bunu da yapamayacaksan ya çocuk yapma ya da çocuğa bakmaya gönüllü olma.
0
Dağcı
(05.09.23)
Muhtemeldir ki bakıcı tutacak paraları yoktur.
Bakıcı tutsalar dahi bakıcının daha hoşgörülü olacağını kesinlikle garanti edemezsiniz.

Şu an herkes mutlu görünüyor. Susun bence.
0
Mirket
(05.09.23)
bu sorunuz beni çok üzdü. çocuğum var. annemle aynı şehirde olsak ve bakabileceğini söylese bırakırım ben de. ama zaten neden bu kısım üzerinde durmuş herkes, mesela bu da beni üzdü. ben konuşurdum, bilmek de isterdim annem bunu yapsa. bilmiyorum, ablanızın vurup vurmadığı buna razı olup olmadığı bana ikincil meseleler gibi geliyor şu an. siz içiniz nasıl rahat edecekse onu yapın, herkesi siz tanıyorsunuz bu hikayedeki. ama işte söz konusu olan tokat yemenin de atmanın da iyi bir şey olup olmadığını bilemeyecek kadar küçük bir çocuk olunca biraz eli taşın altına koymaya değer derdim yerinizde olsam.
ben sanmıyorum tek defalık bir şey olduğunu, anlattıklarınızdan. herhalde ilk dea olsa ve istemeden olsa çocuktan özür dilerdi nasıl yaptım vs gibi bir havası olurdu.
0
mner
(05.09.23)
Tereddüt bile etmeden bunu kardeşinize söylemelisiniz. Ortada dayak yiyen bir çocuk var ve küçücük. Bir anne olarak canım yandı o yavruya, lütfen sessiz kalmayın. Annenizin yaptığı korkunç bişey.
0
vecihi ile fikret
(05.09.23)
Hem sizin ona hizmet etmeniz gerekirken, o yaşta kadını bedava bakıcı, hizmetçi olarak tutmuşsunuz, hem de kadını yargılıyorsunuz.

Bakıcı tutmasını söyleyin kardeşinize.
0
Tina
(05.09.23)
(12)

Arkadaş grubuyla iletişimi kesme

gnosis
10 yıllık bir arkadaş grubum var. Lisede tanıştık o zamandan beri arkadaşız. Hayat hepimizi farklı illere dağıttı ama hala Whatsapp, sosyal medya üzerinden iletişimimiz devam ediyor, yılda 2-3 kere buluşuyoruz. Şimdi yazacaklarım çok çocuksu gelecek belki ama bu 10 yıllık arkadaş grubu doğumgünümü u
10 yıllık bir arkadaş grubum var. Lisede tanıştık o zamandan beri arkadaşız. Hayat hepimizi farklı illere dağıttı ama hala Whatsapp, sosyal medya üzerinden iletişimimiz devam ediyor, yılda 2-3 kere buluşuyoruz.
Şimdi yazacaklarım çok çocuksu gelecek belki ama bu 10 yıllık arkadaş grubu doğumgünümü unuttu ve ben çok kırıldım. Doğumgünüm Ağustos ayının ilk haftasında. Ağustos ayı boyunca bir arama ya da mesaj bekledim ama gelmedi. Ağustos sonunda bir buluşma planımız var, orada kutlarlar herhalde dedim ama buluşmada bahsi bile geçmedi. Birinin iş arkadaşının yakın zamanda doğumgünüymüş, ona hediye seçtik hep birlikte ahahaha...
Bu sabah sonunda biri hatırlayıp Whatsapp grubuna senin doğumgününü unuttuk galiba, geçen aydı dimi yazmış. Çok meşgulüm bu aralar her şeyi unutuyorum gibi mesajlar atmışlar.
Şimdi ben bu "arkadaşlar"la iletişimi aniden mi keseyim, yavaş yavaş mı keseyim?
0
gnosis
(04.09.23)
ben de bir kere unuttuklarında çok kırılmıştım ama sonra iş-aile-sosyal hayat derken ben de istemeyerek unutunca dedim ki insanlık hali bazen unutuluyormuş demek ki.
0
ananiyimioguz
(04.09.23)
kutlansa güzel olurdu ama kutlanmaması arkadaşlığınızı oluşturan temel taşları (güven, dayanışma-destek v.b.) zedeleyecek boyutta değil. bir de 25+ olup doğum gününe bu kadar anlam yüklemeye gerek yok bence. kutlanması çok tatlış evet ama kutlanmıyor diye de bu kadar kırılmak, ne bileyim, aşırı bir reaksiyon sanki.

insanlık hali + 1

ama yine de sizin için bu çok önemliyse konuşmayı deneyebilirsiniz, tekrarlanması halinde kesersiniz iletişimi.
0
Phoebe
(04.09.23)
en iyisi insanlık hali +1 deyip sineye çekmek.

arkadaşlığınız, yaşadıklarınızı, anılarınızı ve onların sevdiğiniz yönlerini terazinin bir kefesine koyun, doğum gününüzü unutmalarını diğer kefeye. hangisi ağır basıyorsa ona göre davranın
0
yemrem
(04.09.23)
Bu sebepten arkadaşlık bitirilmez. Insanlık hali deyip geçmek lazım.
0
nic cage
(04.09.23)
Artık muhabbetler sarmıyorsa, eskisi gibi tadı yoksa, kafalar çok farklılaştıysa birden kesin gitsin.
Ama arkadaş ortamını seviyorsanız, eğleniyorsanız böyle bir şeyden dolayı iletişim kesmek fazla.
İnsan yeri geliyor kendi doğum gününü fark edemiyor ben şaşırmıştım bir kere kutlanınca aa bugün müydü diye. Herkesin günlük hayatında bir sürü derdi tasası var ya takılmayın böyle şeylere bu kadar.
0
Dağcı
(04.09.23)
Bir kişi unutunca ben de insanlık hali, önemli değil diyorum ama bir kişi değil dört kişi unuttu. Her gün Whatsapp'ta yazışıyoruz, birinin bile aklına gelmedi. Sonuçta gözden uzak olan gönülden de uzak oluyor demek ki dedim. Herkesin bulunduğu yerde yeni arkadaşları var. Uzun süredir birbirimizi tanıyor olsak da yanındakiler hayatında daha etkili ve önemli oluyor.
Hala kararsızım ama kendileriyle sosyal medyada ekli ama sokakta karşılaşınca kafasını çeviren tanıdık seviyesine inmeyi planlıyorum.
0
🌸gnosis
(04.09.23)
10 yıldır herkes herkesin doğumgününü kutluyor mu ki ya? Çok şaşırdım valla :D Bence çok da büyük bir olay değil. Sizin kendi dinamikleriniz sonuçta, bu kadar önem veriyorsanız bitirin tabi ama her yıl doğumgününüzü kutlayacak tarzda bir çevre edinebilesiniz sanmıyorum.

Ayrıca bir daha ergen olmayacaksınız, ergenlikten beri süregelen arkadaşlıkların yeri çok farklı. İyi ya da kötü bilemem, ancak 30 yaşında tanıştığınız insanlardan çok daha farklı bir iletişim olur eski arkadaşlarla.

Bence farklı sorunlar yoksa sırf doğumgünü için çok büyük israf.
0
akhenaten
(04.09.23)
Evet, 10 yıl boyunca herkes herkesin doğumgününü kutladı.
Bu ay birinin doğumgünü var, o zamana kadar ne tavır alacağıma karar vermem lazım.
0
🌸gnosis
(04.09.23)
belli ki sizin icin onemli ve kalbiniz kirilmis. 10 yillik arkadasligimi ben bunun icin bitirmem ama sizin icin bu kadar onemli ise, iletisim, iletisim iletisim... mutlaka kibarca soyleyin, bir sonraki bulusmada arkadaslar benim dogum gunumu unuttunuz, bu benim icin onemli, kirildim demek inanin zor degil, kirilgan olmaktan o kadar korkuyoruz ki, oyle bir hale geldik ki, yapici tartisma yapmayi, yakinlik kurmayi, iletisimi tamamen unuttuk. eminim arkadaslariniz, hepsi degilse bile, yeterince bir kismi anlayacaktir. kirildiginiz bir seyi 10 yillik arkadaslarinizda soylemekte bir sorun olmamali, eger cocukca oldugunu dusunuyorsaniz kirildigin seyin de cocukca oldugunu ve kirilmamaniz gerektigini dusunuyorsunuzdur muhtemelen. oncelikle kendinize buna kirilma ve uzulme hakki verin, uzuldugunuzu kabul edin, bunun icinde biraz durun, bu izni kendinize verin, sonra insanlik hali olabilecegini ve dunyanin sonu olmadigini, insanlarin size deger verdigini kendinize hatirlatin, sonra paylasin ve ozulerini kabul edip, yola devam edin. insanlara duzeltmek icin sans vermeden hayatinizdan cikarmak sizi daha cok uzebilir.

eger 10 yillik arkadasim, surekli baska bir hata yapmiyorsam, dogum gununu unuttum diye aniden beni hayatindan cikarsa, elbette uzulurum, yas tutarim ama arkadasimi ve arkadasligimi sorgularim, bunu benimle konusacak kadar yakin gormedigini, arkadasligimiza deger vermedigini dusunebilirim. bana onemli gelen size gelmeyebilir, ve tersi de gecerli ama bana bunu soylemezsiniz bunu bilemem, dolayisiyla ingilizce cok guzel bir deyis var 'set up for failure', kendimi o kadar da suclu hissetmem sanirim.
0
kassiopeia
(04.09.23)
18 senedir 8 kisilik grubumuzda hepimizin dogum günü ayri ayri kutlanir. bence saskinliga mahal yok :)
bu ay birinin dogum günü varsa sen de onun dogum gününü kutlarken whatsapp'tan saka ile karisik, gönül kirmadan yazarsin derdini. grupta bes kisiyseniz, bu sene de sadece dört kisinin dogum gününü kutladik bu grupta, gibi bir seyler. güzel ce düsün yaz. bence mesaj ulasir yerine.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.09.23)
öncelikle evet çok çocuksu geldi.
lisenin üzerinden 10 yıl geçtiğine göre üniversiteler bitmiş, millet iş-güç-(Ağustos ayı olduğunu da düşünürsek)-tatil telaşına kapılmıştır. Yaş ilerledikçe doğum gününe verilen önem giderek azalacak. belli ki sen diğerlerine göre daha çok önemsiyorsun ama bu hep böyle gitmeyecek.

arkadaşının iş arkadaşına hediye aramasını da şöyle yorumlayabilirsin: iş yerinde sürekli farklı insanların doğum gününü kutlamak ve onlara hediye almak, doğum günlerini arkadaşının gözünde artık keyif alınan bir kutlama olmaktan çıkarıp yapılması gereken bir görev haline getirmiş. buradan yola çıkarak çalışmadığına veya diğerlerine kıyasla çok rahat bir işin olduğuna dair bir iddia ortaya atacağım :D

sonuç olarak, insanlık halidir unutulur demek lazım. he ille ben arkadaşlığımı keseceğim diyorsan da doğum gününü unutan arkadaşlar mı daha iticidir yoksa doğum günü unutulduğu için arkadaşlık kesen kişiler mi onu da iyi düşünmek lazım.
0
hrskrs
(05.09.23)
Bu duyuruya gelen cevaplardan sonra arkadaş grubumdakilerin doğumgününlerini kutlamamaya karar verdim:)
Hangimizin işi daha rahat, hangimizinki daha yoğun bilmiyorum ama evet üçü o sırada yıllık izindeydi. Bütün gün sosyal medyada olan insanların meşguliyet bahanelerine inanmıyorum.
Bu konuda başka forumlarda benzer sorulara verilen cevapları okudum. Kendinizi birinci plana koyun gibi şeyler yazmışlar. Ben de ailemi ziyaret için memlekete gideceğim tarihi planlarken bu arkadaşlarımın organizasyonlarını dikkate almamaya karar verdim. Tarihler denk gelirse buluşuruz olmuyorsa ekstra bir çaba sarf etmeyeceğim.
0
🌸gnosis
(06.09.23)
(9)

İş hayatını hiç sevemedim

abelardo
Yok mu benim gibi olan. Mezun olduğum günden beri nefret ediyorum iş hayatından. Yarın pazartesi ve yine sendroma girdim.
Yok mu benim gibi olan. Mezun olduğum günden beri nefret ediyorum iş hayatından. Yarın pazartesi ve yine sendroma girdim.
0
abelardo
(03.09.23)
Ben de bayılmıyorum açıkçası ama çok sevmem lazım kafasına da girmemek gerekiyor. Ben sevdiğim işi yapıyorum mesela, ama bir şeyi bir zorunluluk olarak yapınca işn kendisini sevseniz de olmuyor o. Hayatınızdan 5-6 günü 6-8 saati iptal edip zorunlu olarak verdiğiniz şeyi bir yere kadar sevebilirsiniz.

Belki böyle düşünürseniz en azından nefret etmemeye başlarsınız.
0
akhenaten
(03.09.23)
Is hayatından değil de iş arkadaslari ve onların çoğunlukla değişmez oluşu beni çıldırtıyor, anlasamiyorsan yandın.
0
sanguine
(03.09.23)
Fransa'daki ilk isimde pazar günleri zor uyurdum, stres/anksiyete tarzı. Insanlar iyiydi ama yaptığım iş bana Uygun değildi (kısa dönem üretim planlaması, sürekli gelecek 48 saat planlaniyor). Karakterime uygun olmayan bir yapiydi is.

Risk aldim ve uzatmak istemedim. Adamlar üzüldü çünkü iyi yapıyordum ama maliyeti neydi yani bana.

Neyse 3-4 ay is aradıktan sonra su anki isime güle oynaya gidiyorum. Ha tabi yukseldim ettim ama hep aynı şekilde gidiyorum. Bir kere bile lanet olsun demedim, yarın pazartesi demedim.

Kısacası bu biraz yapilan is ya da calisilan insanlarla alakali da olabiliyor.

Ha bazen harbiden sevilmiyor calismak yalan yok :)

Bu arada cok sevmek zorunda da değilsiniz. Misal benim bazi çalışma arkadaslarim benim kadar sevmiyor kesin çünkü ne yükselmek istiyorlar ne başka bir şey. Ömürleri sonlarina kadar bu şekilde devam etmek istiyorlar. Ki bunda yanlışlık yok, genel olarak hepimiz vaktimizi satiyoruz.
0
logisticsmanager
(03.09.23)
Benzer durumu yaşadım. İş yeri değişikliğine git. Yeni iş yerinde çalışmaktan nefret etmediğimi aksine gergin bir iş yerinden, işten dolayı sevmediğimi kavradım.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(03.09.23)
Çatıştığın şirket ile alakalı olabilir. Daha mutlu olacağın alternatif ilanları kovala. Bu arada bir de mesleğin ile alakalı sertifika, eğitim vb araştır derim
0
kondansator
(03.09.23)
tersi işsizlik. o daha berbat birşey :)

ben işimin sevmediğim yanlarının üstüne gidiyorum. sürekli mızmızlanamam hadi öğrenelim neymiş bu iş diyorum kendime. yoksa zihnimde yük olmaya devam edecek.
0
error522
(03.09.23)
İşsizlik en kötü işten bile daha kötü bir şey. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey başkasına muhtaç olmaktır herhalde.
0
ruhen hastayim ben
(04.09.23)
evet. iş değiştirmek bana iyi geldi, çalıştığım yer çok iyiydi ancak iş tanımı bana uygun değildi.

neden sevmediğini kendine sor, ne olsa mutlu olurdun veya daha rahat çalışırdın vs
0
william morris
(04.09.23)
Ben de böyleydim hocam işten ayrıldım maalesef sonunda. Ama iyi mi yaptım kötü mü belli değil maalesef.
0
overthinker
(30.09.23)
(4)

sigara içme rekorunu nedir?

tabudeviren
günde şu kadar içerdim/içebilirim gibi..
günde şu kadar içerdim/içebilirim gibi..
0
tabudeviren
(02.09.23)
3 paket içerdim.
Bir gün şak diye bıraktım.
0
Mirket
(02.09.23)
2 paketten fazla içerdim.
Bir anda bıraktım, 2 yıl hiç içmedim. Sonra elektronik sigaraya başladım.
0
gallienus
(03.09.23)
Yarım paket içerdim, sonra bir anda şak diye bıraktım.
0
prole
(03.09.23)
1.5 paket

bırakmayı düşünmüyorum
0
rain when i die
(04.09.23)
(21)

olmekten korkuyor musunuz

Kittie
ve ne olacagini dusunuyorsunuz? ben karanlikta kalacagimi, yalnizliktan aglayacagimi falan dusunuyorum nedense. bir de birisi 1 yasinda, bir digeri 100 yasinda oluyor. cok garip degil mi?bana cok garip geliyor.peki ruha inaniyor musunuz, yani hepimizin bir ruhu var da, hayalet hikayelerine? akli bas
ve ne olacagini dusunuyorsunuz? ben karanlikta kalacagimi, yalnizliktan aglayacagimi falan dusunuyorum nedense.

bir de birisi 1 yasinda, bir digeri 100 yasinda oluyor. cok garip degil mi?
bana cok garip geliyor.

peki ruha inaniyor musunuz, yani hepimizin bir ruhu var da, hayalet hikayelerine? akli basi yerinde bir akrabam, olen kocasinin bir gun eve geldigini soyluyor. once soke olmus, sonra bir anda kendine gelmis dua okumus. bir anda kaybolmus adam. ne dindar biri kendisi, ne paranormal seylere inanan biri. ruya da degilmis, ondan da emin.

*marsa falan gidecegimize keske biri olumu, olum sonrasini arastirsa assf

bonus soru :) birkac hayat yasiyor olabilir miyiz? yani birileri fakir, birileri zengin. birileri abdde doguyor, birileri afrikada aclik cekiyor gibi seyler neye gore belirleniyor. yoksa bunlarin hepsi farkli zamanlarda deneyimleniyor olabilir mi?

mistik bi seyler konusasim, okuyasim var. ister hepsine, ister birine cevap verin, ister bi paragraf yazin iste oradan buradan alakali.

tesekkurler
0
Kittie
(02.09.23)
Nedense ben ölüm anının acılı olacağını düşünüyorum. Bu ve bilinmezlik beni korkutuyor.
Bir de bunu izlemek iyi gelir belki

youtu.be
0
kisa
(02.09.23)
Bu hayatta tamamlayamadigim işler için tekrar tekrar dünyaya geleceğime inanmıyorum, bir tık biliyorum.
0
sekizdokuzon
(02.09.23)
Korkmamız gereken ölüm değil layıkıyla yaşamamak.
0
sekizdokuzon
(02.09.23)
Değer verdiğimiz bir şeyi kaybedince bile çok üzülebiliyoruz. Bir insan canını nasıl kaybedebilir? Bana akıl almaz geliyor. Korkuyorum. Umarım hayırlı bir ölüm olur.
0
dissendium
(02.09.23)
Ölümden korkmuyorum, hayatla ilgili beklentim baya düşük sanırım ondan. Hayallerimdeki gibi hayat yaşasam belki daha çok korkardım. Ruha hiç inanmıyorum, bilinci ruhla özleştirmiyorum yani. İnsanı diğer canlılardan çok ayrı bir varlık olarak göremiyorum, alet yapabilen ve dil geliştiren bir primatız çok özel bulamıyorum. İnancın toplumsal düzeni sağlamak için evrilmesi oldukça mantıklı, benim gibi inançsızların hayatını kendi kendine anlamlı hale getirmesi gerekiyor. Dine inanmayı, sığınmayı isterdim ama mantığıma yatmıyor. Yine de araştırdıkça fikrim değişebilir bilmiyorum.
0
personaa
(02.09.23)
Ruha inanmıyorum. Bence zaten tüm dinlerin çıkış noktası insanların ölümden sonra hayat arayışları, buna bağlı olarak ruh kavramını geliştirmeleri. Ama bence ne ruh var ne de ölümden sonra hayat. Ölünce bilinç gidecek. Fişi çekilmiş bilgisayar gibi olacağız yani :)

Ölümden korkma değil de ben öldükten sonra yaşanacak olayları kaçırma korkum var. FOMO'nun ekstrem seviyesi gibi :d yani öldükten sonra ne kaçırmışsın tabii umrunda değil de ölmeden olabildiğince şeye şahit olmak istiyorum. Ölümden ziyade uzun ve acılı süreç yaşamaktan korkuyorum. Felç, depremde enkaz vs vs. Öyle bir ölüm yaşamadıktan sonra ölümle ilgili çok korkum yok.

Hatta yıllar önce yine sanırım burda bi soruya denk gelmiştim. Bir tuş var ve basarsanız tüm dünya bir anda yok olacak acısız bir şekilde, basar mıydınız diye. İlk okuduğumda 18 yaşlarındaydım sanırım ve niye basayım ya demiştim. Şimdi en azından basan niye basar onu anlayabiliyorum :d

Edit: çocukluktan beri tamamen pozitivist kafada, tüm metafizik konuları reddeden, bilim takıntılı biriyim. O yüzden ölü geldi, hayalet falan hepsi ya yalan ya halüsinasyon. Birinin 1 birinin 100 yaşinda ölmesi de enteresan bir şey değil. İnsan sadece neokorteks geliştirmiş, baş parmağını kullanabilen bir hayvan. Herhangi bir hayvan nasıl bebekken de ölebiliyor yaşlanınca da, bizde de durum farklı değil
0
nundu
(02.09.23)
hem de nasıl
0
estranged
(02.09.23)
Hayatı seviyorum ölmekten korkmuyorum acaba nolacak diye merak içindeyim :)

Bu akşam mistik bir kafadaysan andy weir'ın the egg diye bir öyküsü var, kurzesagt kanalı bunu 7 dakikalık bir animasyon haline getirmişti sana uygun
youtu.be

Türkçe altyazısı da var seçeneklerde
0
freebird5406_2
(02.09.23)
başlarda inançlıydım baya ahiret inancım da vardı haliyle. Ona hazırlık yapıyoruz zannediyordum.

sonra bir dönem dogmatik bilgilerimizin geçmiş yaşamlarımızdan geldiğini veya yaşadıklarımızın atalarımızın yaptığı şeyler yüzünden olduğunu falan düşünmeye başlamıştım.

yakın geçmişte de hiç bir inancım yok. bu tarz kurguların tamamen insan beyninden çıktığını düşünüyorum. kitleleri inandırabildiğin, mantığa yatırabildiğin kadar yayılıyor bu tarz düşünceler.

ölüme gelirsek, korkum değişken ya. bazen hiç korkmuyorum, sadece ben ölürsem üzülecek insanların üzülmesini düşünmek bir miktar üzüyor. Keşke ölümlere alışsak da kimse üzülmese.

bazen de geleceği görememek, son, bilinmezlik, hiçlik gibi şeyler korkutuyor.

ve de uçlarda da olsa, tamam dinlere inanmıyorum insan icadı olduğu için ama içimde bir yerlerde evrenin kendi kendine oluşması mantığını çok yatıramıyorum. Yani bir yaratıcı olmuş olabilir ve farklı bir gerçekliğe uyanabileceğimizin ihtimalini de bulunduruyorum.

Tabi bunun alışageldik öbür dünya tasvirlerinden farklı olacağını düşünüyorum eğer olursa da.
0
ananiyimioguz
(02.09.23)
Hiç mal varlığım yada borcum kalmadı bugün. Hiç korkmuyorum artık.
0
baldan kaymak
(03.09.23)
hiç umrumda değil. zerre korkmuyorum.
sadece çaresizce veya öleceğini bilerek ölmek istemiyorum. örneğin depremde bir enkaz altında kalıp ölümü beklemek gibi. veya yoğun bakımda bilinçli olarak kalmak, ölümü beklemek şeklinde olursa...
0
tabudeviren
(03.09.23)
Yunus emre'nin ruhunu cagirip muhabbet etmisler. Erol sayan anlatiyor. murat bardakci da az degil o da zamaninda katilmis 30 40 kere seanslara.

Ilginc bi muhabbet; youtu.be
0
brkylmz
(03.09.23)
jsgflkjhsdf hayatimda ilk kez olum korkusunu bu sabah 5te yasadim. normalde korkmazdim hic. optimistik bilimkurgu gorunce dun gece ters tepki yapti bende.

dindar degilim ruha da inanmiyorum o yuzden yok olacak olma fikri delirtti beni. ne hakla yani madem yok olucam neden varoldum.

mesela yetmedi, eger benim canim bu kadar kiymetliyse, diger canlilarin da oyle degil mi dedim. sabahtan beri et yiyemedim ki bir gun uzun bir sure. 2-3 gune et yemeye donerim ama hos degil.

bi tik da anne babama sinir oldum neden beni boyle bir sonucla randevulasmak uzere dunyaya getirdiler ki. bilmiyorum. korkunc. yok olma fikri bence cok aci bi sey
0
aguen
(03.09.23)
karanlıkta kalıp acı çekeceğimizi hiç düşünmüyorum. ölümden sonra bir bilinç-ruh devam eden bir süreç bence yok. var olduğuna inanıyor olmamız tamamen insan egosu ve dinlerin ölümden sonraki hayatı pazarlayarak çıkar elde etme stratjisi.

birkaç hayat yaşama da hindistandaki kast sistemi-sömürü düzeni. şimdiki hayatta sürünüyorsun ama sabret bak bir sonraki haytatta kral olacaksın yalanı.
0
orpheus
(03.09.23)
Caner taslaman ruh ölüm diye youtube ta aratinca guzel seyler var.
0
halk
(03.09.23)
olum anindan degil de olume giden yolun farkindaligindan korkuyorum. sanirim olumun kendisi bir daha uyanmayacagin bir uykuya dalmak gibi olacak. hissedecegimizi falan da sanmiyorum. ama mesela kanser oldun ve 3 ay icinde yavas yavas oluyorsun. hayatin muhasebesi falan. iste o kotu. veya enkaz altinda yavas yavas olmek...

olumden sonra bir sey olacagini sanmiyorum, ruha inanmiyorum. vegas'ta olan vegas'ta kalacak gibime geliyor. kainat, varolus bunlar askin kavramlar ve asil devam edenler bunlar olacak. biz bu karmasikligin anlik kopuklerinden ibaretiz gibi geliyor.

yani dalgali denizde olusan kopukler gibi. denizin kendisi devam ediyor ama olusan kopukler patliyor ve yerine yenisi olusuyor. sonsuza kadar devam eden bir bilinc fikri cok asiri absurd. asla patlamadan devam eden bir kopuk gibi. kaldi ki bilincimiz, benligimiz ve ben dedigimiz sey materyal dunya ile etkilesimler sonucu degisen, gelisen; dolayisiyla maddeden farkli bir varolus duzeyi olsa da bir yandan da nedensellik bagiyla onlara da siki sikiya bagli.

bazen yuksek farkindalik anlarinda, yalniz basima dusuncelere kapilmisken oha lan bir an gelecek ve butun bu bilinc olmayacak, ben dedigim bu seyin sonu gelecek diye anlik bir aydinlanma yasadigim oluyor. bu fikir bireysel olarak korkutucu tabi, ama hayatin karmasikligi bu korkunc gercekle yuzlesmemizi erteliyor. gercekten olumle yuzlesmeden olumle yuzlesebilecegimizi sanmiyorum. o yuzden bunlarin cogu laf. olumden korkmuyorum diyen adami elinin ayaginin bosalmasi ufak bir kazaya bakar.
0
antikadimag
(03.09.23)
Doğumdan öncesini hatırlamadığım için ölümün de aynı olacağını ve fişi çekilmiş bir makine gibi bir anda olmayacağım ve bunun da farkında olmayacagim.

Ben de yavaş yavaş ölmek ve olecegimi bilmekten biraz korkarim. Ama bir anda olsem bunda korkacagim tek sey esim, ailem ve yapamadigim şeyler olur.

Ne ruha ne farklı hayatlara inanıyorum. Farklı hayatlarin falan zenginlerin ve güç sahiplerinin şükür etmek, karla, öteki dünya gibi fakirleri kontrol altinda tutmak için çıkardığı şeyler olduğunu düşünüyorum. Başka dünya olmadığı inanilan bir düzende insanlar daha çok reaksiyon verirdi. Ya da şükür etmek gerekmediği zamanda. Bunlar hep işte topluluklarin kontrolu.
0
logisticsmanager
(03.09.23)
Hepimizin ortak bilincten geldigi ve ortak bilince gidecegimiz, bu dunyadaki gorevimiz tamamlanana kadar defalarca dunyaya gelecegimiz dogu felsefesinde fazlasiyla anlatilmis, deneyimlenmis ve kabul edilmis bir gorus. Ben de katiliyorum. 'Near death experience' yasarsaniz fazlasiyla huzurlu bir sure olacagini gorursunuz, o asamaya kadar aci cekip cekmeyecegimizi bilemeyiz. Kendi adima tam olarak Anita Moorjani'nin anlattigi gibi deneyimledim.
0
kassiopeia
(04.09.23)
Korkuyorum. Ölümsüz olmak istemem; ama uzun yaşamak istiyorum.
10 yıl kadar önce ölümün ucundan döndüm. Bilincim kapanmadan önceki son anlarda en büyük endişem "ya Tanrı yoksa, ya her şey bitiyorsa" kaygısıydı. İnançlı bir insanım; ölüme o kadar yaklaşmışken şüpheye düşmek çok ilginç gelmişti sonradan. Genelde tam tersinin olacağı farz edilir.
0
auroraaurora
(04.09.23)
evet olumden korkuyorum ciddi sekilde. Olumden sonra nasil bir ortama gidecek olursam olayim olumden korkarim. Normal olan olumden korkmaktir zaten bana sorarsan.

Yani su hayaytimda olumden daha cok korktugum bir sey yok, bununla kiyaslanabilecek bile bir korkum yok.
0
stavro
(04.09.23)
ölü olmaktan korkmuyorum.

ölüm sürecinin kendisinden, öldüğümde sevdiklerimin yaşayacağı üzüntüden çok korkuyorum ama. çaresi olmayan bir hastalığımın olması, 3-5 ay veya 1-2 yıl sonra öleceğimi bilmek; arkamda bırakacaklarımın yaşayacağı acılar... bunun kadar ürkütücü, perişan edici çok az şey var bence. bu cepte.

ama "ölüp gitme" fikrinden korkmuyorum, zaman zaman özgürlük ve güç verici nitelik taşıdığını bile söyleyebilirim benim için. düşünsene türlü türlü şey. gurur, kibir, aşk, meşk, geçim sıkıntısı, şu, bu... bir gün geliyor zort. üstüne toprak atıyorlar, artık yoksun. baybay. bitti gitti. şahane bi olay bence.
0
mark greg sputnik
(04.09.23)
(5)

Memur olmak

dissendium
Merhaba arkadaşlar. Bir kariyer sorum var. 30 yaşında makine mühendisiyim. Bir fabrikada çalışıyorum. Cumartesi de işe gidiyorum ve dinlenemiyorum istediğim şekilde. Memurluk çalışma saati ve günü olarak istediğim gibi. Ama özelde tecrübe kazandıkça sorumluluğum, maaşım artıyor. Bir haftaya yakın ür
Merhaba arkadaşlar. Bir kariyer sorum var. 30 yaşında makine mühendisiyim. Bir fabrikada çalışıyorum. Cumartesi de işe gidiyorum ve dinlenemiyorum istediğim şekilde. Memurluk çalışma saati ve günü olarak istediğim gibi. Ama özelde tecrübe kazandıkça sorumluluğum, maaşım artıyor. Bir haftaya yakın üretim müdürlüğü tecrübem bile oldu. Bölümümde genelde Doğu'da yer oluyor. Kocaeli'de yaşıyorum. İzmir, Antalya falan olabilir ama kalkıp Kars'a gitnek bana mantıksız geliyor. Kısaca hem memur olmak istiyorum hem memur olmak istemiyorum. Bu da Kpss motivasyonumu düşürüyor. Ne yapmam mantıklı sizce? Kişisel bir soru olduğu için gönül işlerinde açtım. Sağ olun. Son olarak DHMİ gibi yerler için kafam yetmez. 98 falan alamam. :D
0
dissendium
(01.09.23)
seni tanimadan kimse bu cevabi veremez bence, bugun kitapta okudum insanlar genelde ne istemedigini bilirler ve ne istedikleri hakkinda fikirleri yoktur diyor. bir seyler benim istedigim gibi olsun ama ben karar vermeyeyim gibi. iliskiler de boyle ne istiyorsun diye sorulunca cevaplar biri olsun ben soylemeden ne istediklerimi bilsin ona gore davransin seklinde oluyor. ve dogal olarak umduklarini bulamiyorlar.

kisaca oturup ne istemedigindense ne istedigine odaklanman en iyisi olur bu mu su mu olsun diye dusunmeden. ihtiyacini buldugun zaman soyledigin motivasyon kaybi yerine strateji gelistirmeye daha kolay baslarsin istediklerinle ilgili. yoksa su soyle boyle diye alinan motivasyon pek kalici olmuyor.
0
gule gule
(01.09.23)
Şu hayatta isteyeceğim son şey.
Ama kişiden kişiye değişir. Misal annem bir daha dünyaya gelirse memur gelecekmis.

Hocam ben senin milyon tane farklı fikrini gördüm, gule güle dediği gibi ne istediğini bulup ona odaklanman lazım.

Yani şu anki çalışma sartina bakarsak zaten ne yaparsan daha iyi olacak gibi de benim memur gibi çalışan fabrika tanidiklarim var. Onlara sorsan banane derler misal. Yani biraz bulunduğun konum ile alakalı. Sallıyorum bugün mercedes'te calissan eminim "memur mu olsam" demezsin.

O yüzden biraz düşün; kariyer istiyorsan bunun gerekliliklerini yerine getir ve su an çalıştığın yerden kacmaya bak. Yok kafa rahat olsun diyorsan da memurluk dene ama memurluğun olayi tabiki garip sehirlere gitmek, üstlerinde garip tiplerin olması ve torpille gelmeleri vs demek. Bunlara da hazır ol.
0
logisticsmanager
(01.09.23)
Memurum. Çalışma koşulları gerçekten rahat ama o bedeli bir şekilde ödüyorsun. Ya ağrıya giderek, ya istanbulda maaşının yarısını kiraya vererek. Rahat, sakin, yormuyor ve memnunum ama paranın yetme olasılığı yok yani eskisi gibi değil memurluk da. Ben mesleğimdeki yığılma sebebiyle mecbur seçtim. Ya asgari ücretle günde 25 saat çalışacaktım ya da memurluk. Aileden falan bi destek de olmayınca mecbur. Kısacası az maaş ve sakin hayat da insanı bi süre sonra sıkıyor 50 yaşında olsam neyse de insan çabasının sonucunda hiçbir maddi karşılık almayınca motive olamıyor. Yl yapmaya başlıcam mesela, doktora falan da istiyorum. Ee sonuç cebime fazla 1 kuruş girmeyecek. Tatil önemli tabi ama para olmayınca boş vaktin çok bir anlamı var mı emin değilim
0
personaa
(01.09.23)
ben de 30 yaşında kamuda mühendisim. özele göre çok rahat olduğuna hemfikirim ancak hem maddi hem manevi tatmin açısından düşündüğüm kadar uygun bir yer değil. sizin yerinizde olsam yurtdışı kovalardım
0
gizemli dede
(01.09.23)
memurluk artık yapılacak iş değil. maaşı yerlerde. yükselme imkansız. sen 2 senede özelde müdür olursun devlette 20 senede şef olamazsın.
0
sizofren06
(08.09.23)
(4)

Bugün Benim Doğum Günüm

infernalcadre
8. Geleneksel Ekşi Duyuru Doğum Günü Kutlama Törenine hepiniz hoşgeldiniz.Diğer senelerde olduğu gibi, bana hediye vermek isteyen sevgili arkadaşlarım aşağıdaki linklerden bağış yapabilirler veya sadece buradan iyi dileklerini iletebilirler. Teşekkürler. Sevgiler.LÖSEV: https://www.losev.org.tr/bagi
8. Geleneksel Ekşi Duyuru Doğum Günü Kutlama Törenine hepiniz hoşgeldiniz.
Diğer senelerde olduğu gibi, bana hediye vermek isteyen sevgili arkadaşlarım aşağıdaki linklerden bağış yapabilirler veya sadece buradan iyi dileklerini iletebilirler. Teşekkürler. Sevgiler.

LÖSEV: www.losev.org.tr
TEMA: www.tema.org.tr
TEGV: tegv.org
0
infernalcadre
(01.09.23)
TEGV’e bağışımı yaptım. Doğum gününüz kutlu olsun, mutlu yaşlar <3
0
ruhen hastayim ben
(01.09.23)
Nice yıllara, pastalar benden:
www.google.com
0
halanne
(01.09.23)
Dgko
0
2027
(01.09.23)
Mutlu yıllar.
0
aydogank
(01.09.23)
(4)

Severek ayrılmak

personaa
Severek ve sevginin ilişkiyi ayakta tutmak için yeterli bi sebep olmadığını düşünerek bitirdiğiniz sağlıksız ilişkilerin ardından, zaman geçtikçe doğru karar verdim içim rahat diye mi düşündünüz? Yoksa içinizde bir ukte kaldı mı ya da keşkeleriniz oldu mu?
Severek ve sevginin ilişkiyi ayakta tutmak için yeterli bi sebep olmadığını düşünerek bitirdiğiniz sağlıksız ilişkilerin ardından, zaman geçtikçe doğru karar verdim içim rahat diye mi düşündünüz? Yoksa içinizde bir ukte kaldı mı ya da keşkeleriniz oldu mu?
0
personaa
(31.08.23)
Evlendim çocuğunm oldu. Yıllar geçti. O evlendi. Hala kararimin arkasındayım. Doğru bir karardi ayrılmamız. Hala da içimde uktedir kendileri. Hala acaba demekten kendimi alamıyorum.
0
allah yazdiysa bozsun
(01.09.23)
Bir buçuk ay önce tam da bu hislerle ilişkimi sonlandırdım. Onu, bile bile sağlıksız bir ortamın içinde bulundurmanın ileride daha fazla sorunlar doğuracağını düşündüm.

İlk günler/haftalar pek takmıyordum. "Tamam bitti. Hayırlısı böyleymiş" diyordum ama son birkaç gündür düşündükçe hep kendimi suçluyorum, "Doğrusu bu muydu?" diye. Daha farklı olabilir miydi, bilemiyorum açıkçası.
0
deveyidiken
(01.09.23)
Uktenin kralını yaşıyorum, sırf benden daha iyi birine layık hayatı daha iyi olabilir diye severek ayrıldım oda öyleydi, sonuç olarak şuan konuşsam yine birlikte oluruz 2 yıl geçmesine rağmen bu süreçte biriyle de tanıştım ama onun gibi tutmadı maalesef bu kişiden de aayrılmayı düşünüyorum çünkü çekilmiyor. Keşke seçimleri ben yapmasaydım da devam etseydik o bitirseydi diyorum çoğu zaman .
0
madurumdamadurum
(08.09.23)
ukte show tabii ki
0
ineffablebeam
(13.09.23)
(12)

30 vs 55 yaş ilişkisi?

ikiicidisibirkisi
nereye varır sizce?30 e 55 k bu arada.muhteşem bir çekim var arada fakat kültürel kodlar sorgulatıyor insanı.iki tarafta kendisini zoraki frenliyor bir yıldır fakat ilgi değişmiyor.
nereye varır sizce?

30 e 55 k bu arada.

muhteşem bir çekim var arada fakat kültürel kodlar sorgulatıyor insanı.

iki tarafta kendisini zoraki frenliyor bir yıldır fakat ilgi değişmiyor.
0
ikiicidisibirkisi
(31.08.23)
tersi belki.
30e de sıkıntı var bence. kendini bi sorgulasın.
0
nuisance
(31.08.23)
30e yokluk içinde ve kendini çekim mekim diye kandırıyor bence.

Ek olarak, 10 sene sonra 55k resmi olarak yaşlı sayılacakken, 30e'nin yaşlı sayılması için önünde hala 25 sene daha vakti olacak. kararı siz verin artık.
0
synesthesia
(31.08.23)
Etrafımda böyle iki ilişki var, birinde kadın sanırım 15 yaş kadar büyük, diğerinde sizin yaş farkı civarında. Her iki çift de yıllardır beraber ve mutlular.

Yaş farkı, özellikle bir taraf 24-25'in altındaysa (çünkü beynin gelişimi 20'lerin ortalarına kadar sürüyor) güç dengesi olmayan bir ilişkiye varabiliyor ama 30 yaşında insan ne istediğini, neyi çekici bulduğunu bilecektir. İki tarafın beklentileri, hayatları uyuşuyorsa kime ne?
0
kobuzchu kiz
(31.08.23)
Kime ne konusunda kobuzchu kizla hemfikirim.
Ancak, iki tarafı birbirine bağlayan, para, kariyer gibi bir etken yoksa,
Ya da hayata bakış konusunda neredeyse yüzdeyüz hemfikir değillerse, aynı çatı altında bir seneden fazla yürüyeceğini sanmıyorum.
Çekim falan denilen şey bir anlık heves bence.
0
Tina
(31.08.23)
Saygısızlık etmek istemem ama cevabını bildiğiniz bir soru sormuşsunuz. Cevabı siz biliyorsunuz bence. İyice düşünüp size göre doğrunun ne olduğunu bulun ve onu yapın derim. Bol şans.
0
bhhs
(31.08.23)
5 sene sonra cevabı daha net olur. 1-2 yıl iyi bir benchmark değil bence.

Yaş farkı olsun 5-6 tamam ama daha üstü makul gelmiyor bana da. Aynı zamanın yolcusu olmak gerek gibi.
0
baldan kaymak
(31.08.23)
Kadın 25 yaşındayken erkek daha yeni doğmuş. “Merak” ettiğiniz deneyimleri yaşayın. Sonra zaten olmayacağını siz göreceksiniz.
0
andy kaufman
(31.08.23)
Kültür dediğine göre yabancı. Bunu evlilik yoluyla vatandaşlık almak isteyenler yapıyor. Boşanmayla sonuçlanır.
0
dissendium
(31.08.23)
Merhaba, yaşamadan bilemezsiniz. Toplumsal ahlaki yargılar, bir yerlerde yüzleşmek durumunda kalabileceğiniz bir gerçek. Özel alanlara saygı, böyle bir yargıyla karşılaştığınızda vereceğiniz tepkiler, vb. konuları çiftler birlikte konuşmalı düye düşünüyorum.
0
from where i ride
(31.08.23)
muhtemelen linçleneceğim lakin cinsiyetten bağımsız olarak arada 25 yaş yaş farkı olan bir ilişkide ama duygusal ama maddi ama fiziksel mutlaka bir istismar vardır. istismar rıza inşaası, manipülasyon, duygusal zayıflık ve açıklıklardan faydalanma vb. konuları da içerir. insanlar bunu bilinçli yapabildikleri gibi tamamen kendi şema örüntülerine bağlı olarak farkında olmadan da yapabilirler. kültürel kodlar, toplumsal normlar falan değil bahsettiğim şeyler.

belli ki arada gayet dürtüsel bir fiziksel çekim var, bunun da temelinde yine psikolojik etmenler yoksa ben de phoebe değilim. salt seks belki ama ilişki bence nein.
0
Phoebe
(31.08.23)
evlenilmeyecekse neden olmasın bir süreliğine
0
gizemli dede
(31.08.23)
Bunun tersini deneyimlemiş biri olarak cevap vereyim.
Gittiğiniz her ortamda garipseyen, hatta tiksiniyormuş gibi bakışlarla karşılaşacaksınız.

Birbirinizin arkadaş ortamına adapte olamayacaksınız. Yadırgayacak yadırganacaksınız. Sonuçta asosyalleşeceksiniz.

Ailelerle ilişki biraz anormal olacak. Abisine Abi deseniz olmayacak 'çocuğum bakar mısın' deseniz hiç olmayacak.

Genç olanın enerjisi yaşlı olanı yoracak.

Yolda eski bir arkadaşını göreceksin, Tanıştıramadan gelen 'Oğlun mu?' sorusu bir anda ortamı buz gibi yapacak.

Otel resepsiyon işlemleri hep kabus olacak.

İnsanoğlu bir başına değil. Sosyal bir canlı. Hep etkileşim halindesin ve en azından bakışlarla senin mutluluğunu engelleyebiliyorlar.
0
Mirket
(31.08.23)
(17)

hesabı ödeyip fişi göstermek

emenius sleepus
bu aralar dateleştiğim biri var. daha ikinci kez buluştuk. çok da pahalı olmayan bir şeyler yedik. neyse sonra hesap masaya gelmiyormuş, gidip ödememiz gerekiyordu. ben de ben öderim dedim ama o yok ben ödeyeceğim yaptı. ben de çok üstelemedim bu sefer çünkü önceki buluşmamızda da ben ödemiştim. öde
bu aralar dateleştiğim biri var. daha ikinci kez buluştuk. çok da pahalı olmayan bir şeyler yedik. neyse sonra hesap masaya gelmiyormuş, gidip ödememiz gerekiyordu. ben de ben öderim dedim ama o yok ben ödeyeceğim yaptı. ben de çok üstelemedim bu sefer çünkü önceki buluşmamızda da ben ödemiştim. ödemeyi yaptı sonra geldi fişi bana verdi al diye. o an aklımdan hicbir şey geçmedi hatta bir saniyeliğine komik bile buldum, sonra unuttum gitti. ama eve gidince fişe baktım ve garibime gitmeye başladı.

şimdi bu kişi bu hareketi sizce öylesine mi yaptı? yoksa bunun altında anlam aramam gerekiyor mu? yani bak hesabı ödedim vurgusu mu yapmaya çalıştı sizce? ne yapardınız böyle bir durumda, bu kişiyle tekrar buluşur muydunuz?
0
emenius sleepus
(30.08.23)
bu kadar odedim bak demek istemis herhalde.
farkinda olmadan bile yaptiysa cok ayip bir sey. ben daha gorusmezdim.
0
Kittie
(30.08.23)
Kac paraydi ki hesap? 2000 lira geldiyse acisini paylasmak istemistir belki :)
0
brkylmz
(30.08.23)
Valla belki çoğu insan için ilk günlerde böyle şeyler yapılması ayıp geliyordur ama bence tam tersi ilk zamanlar para konusunda hassas olmak daha iyi. Neye ne kadar ödediğini bilmek isterdim ben de şahsen.

Belki hiçbir şey düşünmeden vermiştir, belki görün diye vermiştir, belki ödeyin diye ima etmiştir ya da belki tamamen gevezelik olsun diye yapmıştır o anı yaşayan sizsiniz sonuçta, siz bilirsiniz. Bu kişinin karakterine bağlı bu.
0
akhenaten
(30.08.23)
Cok sacma bence. Diger ozellikler mukemmel degilse ben muhtemelen date seviyesinde devam etmezdim. Hesabi bolusmek istiyorsa, fazla geldiyse falan acikca soylesin. Bu ne boyle ergen gibi.
0
hot potato
(30.08.23)
Cok saçma ve yanlış bi hareket. Eger diger her bakimdan gayet iyiyse, ben amacını sorar, ikna edici bir şey (gayri ihtiyari olmustur belki bilemiyorum) duymazsam iletişimi keserdim.
0
nic cage
(30.08.23)
İlginçmiş.
"Kesinlikle ayrılmalık" bir olay değil ancak sebebini ben de merak ettim.
0
etna
(30.08.23)
fişi mi verdi yoksa adisyonu mu?
yani üzerinde sadece tutarın yazdığı slip fiş kağıdı verdiyse çok saçma, bak ne kadar girdi der gibi olmuş. çok ayıp bir şey.
ama adisyonu verdiyse bir nebze anlaşılır. yine saçma olur gerçi ama belki fiyat tahmin ettiğinizden farklı gelmiştir, yemekte de bunun muhabbetini yaptıysanız belki göstermek istemiştir, bilemedim.
0
abelardo
(30.08.23)
Bana da gerçekten çok ilginç geldi. Aklıma gelen ise fiyatlar yüksekti hanımefendi buna serzeniş etmek istemiş olabilir gibi geliyor.
0
drako
(30.08.23)
@drako ben kadın tarafıyım, beyefendi yaptı bu hareketi bana.
0
🌸emenius sleepus
(30.08.23)
yani seni ödediğin hesap kadar bende ödedim ödeştik demek istemiş olabilir.
aklına ben daha çok ödedim sen daha çok ödedin gelmesin diye bişeyler düşünmüş olabilir
0
basond
(30.08.23)
Türkiye'de 2 kişilik hesap ödemek büyük masraf. O yüzden ödeyen kişiyi rahatsız etmiş olabilir. Dışarıda yemenin oldukça ucuz olduğu bir yabancı ülke şehrinde yaşıyorum. Buna rağmen herkes kuruş hesabı yapıyor.
0
roe
(30.08.23)
7 yıllık evlilik dahil ilişkim de eşim hiç hesap ödemedi. Boşandıktan sonra anladım ben nasıl salak yerine konduğumu. Siz konmayın. Önceki bıluşmada ben ödedim diyen sizsiniz ve buna rağmen bu muameleyle karşılaştınız. İnanılmaz.
0
andy kaufman
(31.08.23)
Yol yakınken ayrılırdım ben. Sevmiyorum bu tür hareketleri.

Date'e devam da edilebilir seviyorsam bi tabi ama buraya bir soru işareti koyardım ben.
0
baldan kaymak
(31.08.23)
nerden buluyorsunuz bu tipleri merak ediyorum.
ilk bulusmalarda yapilacak bir davranis degil bu, normalde de degil ama o artik sizin iliskinize bagli.
fisi alip ne yapacaksin ki?
fis hala duruyorsa parayi öde, yol ver. :D
0
durgunfoton
(31.08.23)
Valla ben ki ikili ilişkilerde paranın hep lafını yapmış birisiyimdir.

Yani bölüşelim, bu seferlik sen öde, bütçem kalmadı şu an vs vs. gibi.

Hesap kitap da çok yaparım. Ama karşımdaki insan zaten ona göre davranıyorsa lafını bile etmem. Veya hesap yapmayı gerektirmeyecek çoğunlukta cebimde para varsa yine etmem. Ama huydur hesap yapman gerekiyorsa karşıya da yansıtabilirsin yani erkek şöyle cömert olsun böyle cömert olsun deyip de asıl hesabı kendileri yapan kadınlardan da hiç haz etmiyorum. Kendisi de öyle olsun o zaman.

Neyse yine de öyle ödeyip de bunu göze soktuğumu hiç hatırlamıyorum. Eğer o amaçla yapılmış bir şey ise, ödeme daha iyidir yani bence bir kadının gözünde. Çok saçma geldi bana bile.

Ne amaçla olduğunu da anlamadım yani acaba hani üstündekileri eşine verirsin ya cüzdan kart falan onun gibi düşünüp mü uzattı veye çöp kutusu olarak görüp elinize mi tutuşturdu yani hasbelkader mi gelişti yoksa başka çirkin bir çaba mı var ben de anlayamadım valla.
0
ananiyimioguz
(31.08.23)
altinda bir sey aramak istemedim acikcasi, cunku sacma bir hareket olmus. acaba fis/fatura toplayan biri misiniz? bu nedenle yapmis olablir mi?
cok sacma cunku, boyle bir nedeni olmali.
0
65 derece
(31.08.23)
bence rezil bir şey. bazen sadece küçük bir hareket bir insanın yanlış olduğunu anlamak için yeterlidir bu da o türden bi hareket bence.
0
melodramaticfool
(02.09.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.