"ipucu" veriyor evet, ancak vadeli işlemlerde gördükleriniz çoğu zaman sizi yanıltabiliyor da...

uzun vadeli yatırımcılar hisse almak istedikleri zaman mevcut duruma bakıyor daha çok, dünya genelinde belli dönemlerde belli sektörler çok öne çıkar örneğin günümüzde yenilenebilir enerji yatırımları global ölçekte önem kazanıyor. Sonra bir şirket seçersiniz, bunu da daha çok bilanço analizleri, iş anlaşmaları ve elinizden geldiğince o şirketlerin "karakterini" tespit etmeye çalışarak yaparsınız. Bu aşamada endekslere dayalı teknik analizlerin size çok katkısı olmaz. Fiyatlama yöntemleri daha işe yarardır, şirkete bir fiyat biçmeniz gerekir bunun için de en tutarlı görülen yöntemlerden biri aslında indirgenmiş nakit akışları yöntemi ancak enflasyonun çok yoğun olduğu bir dönemde nominal olarak aşırı kazançlar görüldüğü için şu anda bu ne kadar sağlıklı sonuç verir bilemiyorum. Neticede fiyat sizin biçtiğiniz fiyata yaklaşınca şirketin hissesini alıp kenra koyarsınız.

Kısa vadede ise bence vadeli kontratlardan faydalanabilirsiniz ancak sadece vadeli kontratlardan değil. Temel analiz yöntemleri ve teknik analiz yöntemlerini bir arada götürmek en sağlıklısı. Örneğin bir merkez bankası başkanının konuşmasından sonra ya da bir ekonomik veri açıklandığında bu seçtiğiniz indikatörler parelel tepki veriyorsa bu destekleyici olur. Örneğin ABD gibi ülkelerde bu paralellikleri çok sık görürsünüz ancak bizim ülkede borsada duygusal hareketler çok yoğun yaşandığı için teknik analiz yöntemlerinin sizi yanıltma olasılığı da çok yüksek, çünkü mantığa dayalı hareket etmiyor çoğu zaman. Temel analizlerden elde edeceğiniz veriler dahi beklentiler doğrultusunda sonuç çıkarmayabiliyor.

Siz kafanızda bir mantık kurarsınız ancak çok alakasız bir şeyle karşılaşırsınız. Bu sizin kurduğunuz mantığın yanlış olmasını gerektirmez. Onun için işte herkes diyor ki borsaya gözden çıkarabileceğiniz kadar para yatırın, ya da aylık sizi etkilemeyecek tutarlarda taksit taksit alımlar yapın.

İkisinin de alıcısı farklı açıkçası fakat boyasız olan daha çok talep görür.

boyasız çok hoşmuş

ikisi de güzel, boyasızı daha çok sevdim. ama güzel ve doygun bir mavi arka plan üstüne beyaz yazılı da olurmuş, gözüm öyle bir renk aradı

Boyasız <3

boyasız

Boya hiç lüzum yok zaten lazerin yanığı gerekli kontrastı sağlamış bence.

bile bile iki kez paket almışsın. burda operatör veya btk ne yapsın?

h264 mov isteyenler ne istediğini biliyor mu emin değilim ben. Bir dönem bu vardı ama problem yarattığı için çoğu yazılımdan kaldırıldı. Mesela DaVinci Resolve böyle çıktı alabiliyor ama renkler değişiyordu en son denediğimde.

Sonuçta codec h264 olduğu için, ben illa mov isteyenlere .mp4'ü silip .mov yapıp gönderiyordum ve hiçbir olumsuz dönüş yaşamadım. Ki reddit'te oku bak, böyle yapan çok var çünkü mov containerında h264 garip bişey.

1527 piksel olayı da... eğer codec buna izin vermiyorsa yapabileceğin bir şey yok ki. Ekranı yapan bunu bilmiyormuş demek ki, yazılım donanım uyumsuzluğu. Madem öyle illa 1:1 piksel gerekiyorsa jpeg sequence gibi bişeyi gösterme yoluna gidebilirler veya 2x çözünürlüklü video alıp onu downscale edip gösterse?

@nhk ni youkosu

kioskun sitesinde kabul ettiğini söylediği formatlar;

Supported formats
Video
.mp4
.m4v
.mov, encoded with H264

mov(h264) olsa bile tek sayılı piksel problemi belli ki orada da yaşanacak. kioska mail atıp senin dediğin gibi upscale downscale ya da fit the screen gibi bir seçeneğin olup olmadığını sordum yazılımında. bakalım dönüş belkiyorum.

@nhk ni youkosu

teşekürler yanıt için bu arada.)

Valla yerini bilmem de kumru diyebilirim. Başka yerde zor

kardeşler büfe kumru, maharet mantı. söğüş. kemaraltı hisarönü şamballicisi. asım usta kokoreç. yani izmirde her türlü alternatif mevcut.

Nokta atisi tavsiyeler super oldu valla cok tesekkurler

hisarönü şambalicisine gitmeyin. abartılmış bir balon. Jün Taiwanese Kitchen'dan
sushi ve wanton yiyebilirsiniz. burgerde de gece yiyen adamı beğenerek yiyorum. üzerine Pastel Patisserie'da bir sade cheesecake yiyebilirsiniz. zemin meksika yemeklerine de gidebilirsiniz. orası da fena değil. kumru dediğiniz olay ekmek arası sosis sucuk gibi zararlı bir ton yiyecek. ekmeğinden dolayı öyle diyorlar. söğüş de yiyebilirsiniz ama ben onu genelde ara sokaklarda yiyorum.

Sogus icin nereye gidebiliriz? Kemeralti civarinda olacagiz

güzelbahçede taze kalamar. başka yerde zor bulursun.

Urla'da yengec restoran

Kardeşler büfede dilli, yumurtalı, kaşarlı sandviç,
Dostlar fırınında Boyozlu kahvaltı,
Aco Bostanlıda söğüş,
Midyeci Ahmet ustadan Midye
Sasalıda bir seyyar kokoreççi vardı. Onu internette bulamadım.

Söğüş Çankaya elektronik çarşısı girişinde (kemeraltına çok yakın) Söğüşçü Hüseyin Usta. Hiç riske atmayın foodie arkadaşla henüz İzmir'de söğüş turuna çıktık sonuç bu :D

öğlen olsaydı zaim usta acılı güveç derdim
eğer kapatmadıysa kokoreççi asım
ya da en iyisi güzelbahçe'de deniz ürünleri ve rakı.

Kaçak akım rölesini ON konumuna getirin. Pense ile kaçık akım rölesinin üstüne hafifçe vurun. atıyorsa ömrünü tamamlamıştır.

15-20sn süreli otomatik sigortalar mevcut. bunlardan taktırabilirsiniz. google'da "yeniden kapamalı sigorta" diye aratırsanız çıkar. ama o 15-20snlik süreler için de ups'e ihtiyacınız olaacaktır.

ikinci seçenek şimdiki sigortanız üzerine bir de 300ma kaçak akım rölesi bağlatırsınız, böylece iki sigorta arasına güvenlik kamerası vb ekipmanları bağlayabilirsiniz.

aga kaçak akım rolesi atıyorsa kullanılan el aletlerinden falandır devreye girince cortluyor 40 amper az değil. b mi c mi onu da yazarsan güzel olur. tmş her zaman daha iyi. en olmadı kontaktör ile çözebilirsin sistemi. biz böyle durumlarda her ihtimale karşı elektrik kesintisinde cctv elemanlarıo etkilenmesin deyu ups kullanıyoruz.

tehlikeli olabilir, tavsiye etmiyorum ama kaçak akım rölesini söktürebilirsiniz.

20 küsür senedir kaçak akım rölesi olmayan eski yazlığa (yapılışı daha da eski) geçen sene kaçak akım rölesi taktırdık. sürekli atmaya başlayınca söktürmüş babamlar.

Kaçak akım rölesi gerçekten ihtiyaç duyulan özel durumlar olmadığı sürece baş belasıdır diyebilirim. 1-2 haftalığına evden buzdolabı açık ayrılırsınız, döndüğünüzde kabusla karşılaşırsınız. Üzerindeki 40A yazısı, 40A kaçak olduğunda atar anlamına gelmez. O işi zaten normal sigortalar yapıyor. Kaçak akım çok az, mA seviyesindeyken attırır. Rastgele zamanlarda olduğu takdirde sebebini bulmak da çok zor olabilir. Ben söktürdüm. Ya söktürün ya da röle öncesinden ayrı bir hat çekin kritik cihazlar için. Evin tesisatı ve kullanılan cihazlar standartlara uygunsa, evde fazla meraklı küçük çocuk yoksa, kaçak akım rölesinin güvenliğe ekstra bir katkısı olacağını sanmıyorum.

Kaçak akım rölesi oğlumun hayatını kurtardı. 2 yaşındayken priz duvardan sarkmış, farketmedikç. Bizimki parmağını değdirdiği gibi kaçak akım rölesinin atması bir oldu.

Bence sıkıntı eski bir beyaz eşyadan kaynaklı, muhtemelen buzdolabı veya motor içeren bir eşya. Bu eşyaların fişlerini söküp diğer yönde bağlamanızı öneririm.

KAKR hem insan hayatı hem de yangın güvenliği için çok önemli, sizdeki 300 mA olan saat panosunda olmalı. Bu değer yangın güvenliği içindir, insan güvenliği için daire içinde sigorta kutusunda 30 mA bir tane daha olmalı.

Sizin soruna gelince, KAKR eskimiş ve kendi kendine atıyor olabilir ya da evdeki bir alet atmasına sebep oluyor olabilir.

Namussuzlar çok pahalandı, trifazeler 600-700 tl civarındaydı en son. Emin olmadan yenisini alıp boşuna masraf yapmayın.

Başka bir KAKR ile yer değiştirip deneyebilirsiniz, ya da evdeki her şeyin fişini sırayla çekip belirli süreler test edebilirsiniz.

Bu tür durumlarda en büyük namussuzluk fırınalrda ve ocaklarda olur, nemden ya da yağdan dolayı fırın ve ocaklar devreyi açtırabilir.

Ocağın, fırının ve davlumbaz/aspiratörün fişlerini çekip test edin.

keza apartmanın belki de bu yarıklardan dolayı su aldığını düşünüyorum çünkü apartmanın içi sürekli rutubet kokuyor. apartmanın kapısını açık bırakmamıza rağmen geçmiyor. genel olarak bir firmayla anlaşalım ve tüm bu sorunları tespit edip gidersin istiyorum. var mı kolay bir yolu? yoksa her sorun için ayrı ayrı birilerini mi bulmak gerekiyor?

Twiti bilmem de bahsettiğiniz koltuklar Normod marka modüler koltuklar ise oradan yola çıkabilirsiniz belki.

tweet gözümün önünde gerçekten, neredeyse her sahnesi aklımda. ama ben de bulamadım. yabancı bir hesaptan paylaşıldığını anımsıyor gibiyim

google görsellerde "modular couch" olarak aratmayı deneyin, resminden tanıyabilir ya da benzerini bulabilirsiniz.

baska kombinler yapildigi icin ikea söderhamn serisi olabilir mi acaba koltuklar?

Geçen Nişantaşı'nda yürürken turist simcard diye bir şey gördüm, galiba Turkcell idi

normal bir turksel, turk telekom vs ofisine gidip kontorlu kart alacak. fiyatlar benzer. ben babam falan degilse kendi adima hat almazdim kimseye, cok gereksiz.

Annem geçen hafta ishal olduğu için doktora gitmişti, ishal salgını olduğunu söylemiş doktor.

Evet etrafımdaki herkes geçiriyor,

Bu aralar herkes ishal sanırım. Aynı durum bizde de var.

Evet, bir hafta Reflor kullandım yeni yeni geçiyor.

Sıfır sorumluluk sigortası ve lastik/cam sigortası olmadan kiralık araca elinizi sürmeyin.

başımıza bir şey gelmeden o 500'ü kullandık biz hatta indirimli park yerine park edince 100 lira düşünce 500'ü düşmedi. müşteri hizmetlerini arayınca iade ettiler bedavaya yolculuk yaptık neredeyse.

O kampanya ile en fazla 2 saat/30Km kullanabiliyorsunuz. 500 lira diyince aklınıza büyük bir şey gelmesin

Modem için 800-900 TL civarına Tunçmatik Modem UPS alabilirsiniz. 5-6 saat sorunsuz çalışacaktır.

laptop için ise yeni batarya (gömülü ise) veya harici batarya (yedek batarya) alırsanız bu işi yarı fiyatına çözmüş olursunuz. Sıfır bir batarya güç tasarruf modunda ve ekran ışığı kısık olarak ortalama 4-5 saat götürür.

Aksi takdirde Laptop ve modem açık kalacak şekilde bir UPS almaya çalışırsanız minumum 2000-3000 bin lirayı gözden çıkartmanız gerekecek.

4-5 kez farkli yerden belki bir kac kezi ayni yer olabilir kiraladik bisiklet, hepsinde prosedur ayniydi kimligi verip aliyosun bisikleti sikinti cikmamisti hicbirinde.

Hic bahsettiginiz gibi sorunlar olmuyor. En basiti burada cift simkartli bir telefon alin. Takin hattinizi, oraya gidince de o telefona ikinci hatti takin oldu bitti. Kac yildir benzer sekilde yapiyorum, tr hattim hep acik telefonumda, hicbir sikinti yasamadim banka islemlerinde. Bir de skype hesabi acin, kendi telefon numaranizi tanimlayin, turkiyedeki banka call centerlarini ararken de numaraniz cikar, oldu bitti.
Her ay Tr kredi kartlarimi, uzaktan para transferlerimi 2-3 bankayla duzenli olarak kullaniyorum bu arada, tek seferlik bir ornek degil.

Cogu zaman telefon numarasina gerek bile olmuyor, her sey bankanin app'i ustunden halloluyor. Gerekirse de app'ten isleme onay ya da tek seferlik sifre ilsmeleri gerceklesiyor.

Sadece gitmeden her seyi SMS olmadan yapabilecek hale getirin, cunku bunun icin bazen son bir SMS onayi isteyebiliyor.

Olur da SMS gerekirse de dunyanin sonu degil, Turk kartinizi orada bir telefona taktiginizda SMS'leri alirsiniz. Yeter ki hattiniz iptal olmus olmasin.

Yurtdışında TR telefon numaramı ve TR telefonumu (eski cihazımı) kullanıyorum. Sürekli uçuş modunda ancak wifi olan her yerde yada diğer lokal hattımdan paylaşımla Turkcell Wifi şebekesine bağlanıyor. Böylece hem smsler geliyor hemde arama yapıp alabiliyorum roaming ücreti ödemeden.

Türkiye'deki paketimi Turkcell'deki yıllık bol dakika ve internet veren pakete çevirdim, böylece ay sonunda kullanmadığım internet ve dakika kaybolmuyor, izne geldiğimde aylık epey fazla internetim olmuş oluyor.

Eğer ikinci telefon kullanmak istemezsen Türkiye'de sim kartını e-sim'e çevirerek bunu taşındığın ülkedeki telefonuna tanımlayabilirsin. Akbank ve Garanti mobil şubesinde sim veya telefon değişikliğinde TC kimlik kartını iphoneda nfc ile okutma yaparak açılabiliyor. Diğer bankalarda da vardır muhtemelen.

"Sonuçta Tr'de kullandığım tanımlı telefonu orada farklı bir numara ile kullanıyor olacağım. Belki yeni cihaz almış olacağım. Oraya gittiğim zaman telefon yetkisi olmadığı için ve Tr'ye bizzat dönüp yeni numaramı ya da cihazımı yetkilendiremeyeceğim için erişimsiz kalır mıyım?"

Evet kalirsin. Ben yeni telefon almadim ama mesela is bankasi uygulamasi guncelleniyor, bazen kendi kendine yetkiyi iptal ediyor. Bu durumda aktivasyon icin yeni sms yollayacak hattina. Boyle bir durum oldugunda turk hattimi takiyorum telefona sms almak icin birkac dakikaligina.

Sadece SMS almak icin akilli olmayan telefon goturun. Bazi islemlerde SMS isteyebiyor

Ram 4gb çok düşük, yani yazı yazarsınız tabi ama sadece yazı yazarsınız. Atıyorum ofiste anti virüs yazılımı falan da kullanıyorsanız ya da mesela internet tarayısında birkaç sekme arkaplanda açık olacaksa (ya da benzeri ek yazılımlar çalışacaksa) bir müddet sonra sıkıntı olmaya başlar. Seneye başka laptop bakmaya başlarsınız heralde.

16gb'a kadar artırılabilir diyor gerçi, eğer yapabilecekseniz alıp ram artırın ancak bence hazır alıyorken minimum 8gb rami olan bir bilgisayar bakın.

Alınır. Office için yeterli ve kullanımda bir sorun olmaz.
İsterseniz geriye dönük olarak win 10 da yüklenebilir.
Yok bu haliyle kullanımda kalsın diyorsanız maksimum desteklenen ram boyutu 16 GB yazıyor ayrıntılı bilgilerinde. Ek olarak cihazda bulunan aynı ram modelinden 4 GB daha (Toplamda 8 GB olur) kuracağınız anti virüs yazılımıyla hayli hayli yeterli olur.

Bu modelin Windows işletim sistemsiz (freedos) olanından bulursanız daha ucuz olabilir.
Sonrasında kendiniz işletim sistemini kendiniz de kurabilirsiniz.

3d oyun veya 3d tasarım hariç yine bir çok şey yapılabilir bu sistem ile.

Benim tahminim 10 ile 13 arası ederi var. Casper marka olması, işlemcinin 9. Nesil olması, ekran kartının ise tarihi eser olması sebebiyle

Maalesef 10 bin den fazlasına verme şansınız pek yok gibi. elektronik olayı maalesef 2 ele düştüğü zaman, hele ki aradan 2-3 yıl geçtiyse muadili bir ürünün yarı fiyatı civarına olur.

işlemci olarak i3/12. nesil veya i5/10-11. nesile denk bir işlemci.
GTX 1650 şuan oyun bilgisayarı olarak satılan uzuz giriş seviyesi laptoplarda hala kullanılıyor.

kozmetik olarak bir sıkıntısı yoksa, kutusu, kağıtları falan duruyorsa +1000/1500 TL daha ekleyebilirsiniz

tersi belki.
30e de sıkıntı var bence. kendini bi sorgulasın.

30e yokluk içinde ve kendini çekim mekim diye kandırıyor bence.

Ek olarak, 10 sene sonra 55k resmi olarak yaşlı sayılacakken, 30e'nin yaşlı sayılması için önünde hala 25 sene daha vakti olacak. kararı siz verin artık.

Etrafımda böyle iki ilişki var, birinde kadın sanırım 15 yaş kadar büyük, diğerinde sizin yaş farkı civarında. Her iki çift de yıllardır beraber ve mutlular.

Yaş farkı, özellikle bir taraf 24-25'in altındaysa (çünkü beynin gelişimi 20'lerin ortalarına kadar sürüyor) güç dengesi olmayan bir ilişkiye varabiliyor ama 30 yaşında insan ne istediğini, neyi çekici bulduğunu bilecektir. İki tarafın beklentileri, hayatları uyuşuyorsa kime ne?

Kime ne konusunda kobuzchu kizla hemfikirim.
Ancak, iki tarafı birbirine bağlayan, para, kariyer gibi bir etken yoksa,
Ya da hayata bakış konusunda neredeyse yüzdeyüz hemfikir değillerse, aynı çatı altında bir seneden fazla yürüyeceğini sanmıyorum.
Çekim falan denilen şey bir anlık heves bence.

Saygısızlık etmek istemem ama cevabını bildiğiniz bir soru sormuşsunuz. Cevabı siz biliyorsunuz bence. İyice düşünüp size göre doğrunun ne olduğunu bulun ve onu yapın derim. Bol şans.

5 sene sonra cevabı daha net olur. 1-2 yıl iyi bir benchmark değil bence.

Yaş farkı olsun 5-6 tamam ama daha üstü makul gelmiyor bana da. Aynı zamanın yolcusu olmak gerek gibi.

Kadın 25 yaşındayken erkek daha yeni doğmuş. “Merak” ettiğiniz deneyimleri yaşayın. Sonra zaten olmayacağını siz göreceksiniz.

Kültür dediğine göre yabancı. Bunu evlilik yoluyla vatandaşlık almak isteyenler yapıyor. Boşanmayla sonuçlanır.

Merhaba, yaşamadan bilemezsiniz. Toplumsal ahlaki yargılar, bir yerlerde yüzleşmek durumunda kalabileceğiniz bir gerçek. Özel alanlara saygı, böyle bir yargıyla karşılaştığınızda vereceğiniz tepkiler, vb. konuları çiftler birlikte konuşmalı düye düşünüyorum.

muhtemelen linçleneceğim lakin cinsiyetten bağımsız olarak arada 25 yaş yaş farkı olan bir ilişkide ama duygusal ama maddi ama fiziksel mutlaka bir istismar vardır. istismar rıza inşaası, manipülasyon, duygusal zayıflık ve açıklıklardan faydalanma vb. konuları da içerir. insanlar bunu bilinçli yapabildikleri gibi tamamen kendi şema örüntülerine bağlı olarak farkında olmadan da yapabilirler. kültürel kodlar, toplumsal normlar falan değil bahsettiğim şeyler.

belli ki arada gayet dürtüsel bir fiziksel çekim var, bunun da temelinde yine psikolojik etmenler yoksa ben de phoebe değilim. salt seks belki ama ilişki bence nein.

evlenilmeyecekse neden olmasın bir süreliğine

Bunun tersini deneyimlemiş biri olarak cevap vereyim.
Gittiğiniz her ortamda garipseyen, hatta tiksiniyormuş gibi bakışlarla karşılaşacaksınız.

Birbirinizin arkadaş ortamına adapte olamayacaksınız. Yadırgayacak yadırganacaksınız. Sonuçta asosyalleşeceksiniz.

Ailelerle ilişki biraz anormal olacak. Abisine Abi deseniz olmayacak 'çocuğum bakar mısın' deseniz hiç olmayacak.

Genç olanın enerjisi yaşlı olanı yoracak.

Yolda eski bir arkadaşını göreceksin, Tanıştıramadan gelen 'Oğlun mu?' sorusu bir anda ortamı buz gibi yapacak.

Otel resepsiyon işlemleri hep kabus olacak.

İnsanoğlu bir başına değil. Sosyal bir canlı. Hep etkileşim halindesin ve en azından bakışlarla senin mutluluğunu engelleyebiliyorlar.

transit vize olayı biraz karışık. almanya için tuerkei.diplo.de

her ülkede ve ülkelerin havalimanlarında farklı uygulamalar oluyor. ama dikkat etmek lazım çünkü yanlış bir durumda ceza yiyebilirsiniz. genelde havayolu çalışanları kontuarda bu durumu incelerler ama yine de dikkatli olmak lazım.

valiz konusunda da size belirtilmediği sürece sorumluluk havayoluna aittir. ancak farklı bir firmaya olan aktarma ise sorun olabiliyor.

Ben genelde bavulu teslim ederken soruyorum, bavulu diger ucus öncesi almam gerekiyor mu diye. Normal sartlarda, bavul otomotikman diger ucaga gecmesi gerekiyor.

Yok. Smartphone olayından sonra kalmadı.

13 mini güzel alınır. daha da güçlüsü yok o boyutta. se yine gelir muhtemelen ama 13 mini her türlü daha iyi.

Samsung S23 6.1 inch. Ben küçük diye aldım.

S23 boyut olarak iphone 6-7-8-SE kasasına çok benzer büyüklükte ama full ekran olduğu için 6.1". Ben de küçük telefon seven biri olarak düz S23 aldım.
www.phonearena.com

13 miniden aşırı memnunum ben yaklaşık bir yıldır kullanıyorum. Bugün de hala öneririm.

şiddetle tavsiye edilir

www.asus.com

samsung a 54 biraz küçük gibi.

büyük markalarda küçük ekran yok
apple mini hariç alcatel ve nokianın var 1 2 modeli
türkiyeye de getirmiyorlar
www.gsmarena.com

bedava. çıkarım.

Oda ise çıkmam. Ev ise çıkarım.

çıkarım

unkapanı perdeciler çarşısı

Yasin Perde'yi tavsiye ederim.

www.n11.com
Ben buradan almıştım çok ilgililer, ürünler kaliteli ve piyasaya göre uygun.

anlatanadam'ı da severim ama İlker Gümüşoluk'a giderdim ben olsam. (standuplarını izlemedim)

ilker gümüşoluk güzeldir.

ek olarak
özgür turhan
nevzat can ünsal
salih tıraş

bunlara gidebilirsin baya iyidir. özgür is the best

ben de ikisini de severim ama İlker Gümüşoluk'u tercih ederdim.

Corolla sedan için iyi diyebilirim. Şehir içinde neredeyse hiç yakıtınız gitmiyor bence.

Yaris de güzel. Teste gidip hacim bakın. Sürün derim.

Hibridin yıllık kontrolunde yetkili servis pillerin testi geçtiğini söyledi.
Bu, bu piller daha x zaman daha gider demek değilmiş
Bu, pil ömrüyle ilgili bir tahmin yaptırmazmış.
Bu, sadece pillerin şu anda geçer durumda olduğu anlamına gelirmiş. Geçer'in %bilmem kaç olduğu fikri/bilgisi vermiyormuş.
Ezcümle, 2. el hibrid al-satarken alıcı da satıcı da pillerin ömrüyle ilgili bilgi sahibi olamıyor. Ama, en azından yetkili serviste test ettirirseniz ve testi geçti derlerse pilleri yenilemek çorunda olmadığınızı anlayabilirsiniz

2015 Toyota Yaris hybrid ilk sahibiyim. Çok memnunum, aldığım günden beri yetkili serviste yıllık bakımını ve hibrit kontrolünü yaptırırım. (Denilene göre elektrik/elektroniksel bir sıkıntı olmadığı sürece piller ömürlükmüş.) Dolayısıyla ne kadar derlerse veriyorum, bakım fiyatının benzinli araçlardan farklı olduğunu düşünmüyorum. (Benzinlilere göre sadece hibrit kontrolü için fazladan cüzi bir miktar veriyorum)
2015 yılında benzinli ve hibrit araç arasında %10 fiyat farkı vardı. Şu ana kadar çoktan amorti ettim ama şimdi sıfır araç alacak olsam fiyat farkının çok olduğunu düşünüyorum.
Eğer sakin araç kullanan birisi iseniz ve yollarınız çok dik yokuşlu değilse yakıt tüketiminin 3,5-4lt/100km olduğunu göreceksiniz.

Eger balkon mahremiyeti olan, koltuk takimi koyup cay, kahvalti yapabilecegim bir balkonsa ikincisi. Yoksa 1.si.

Bağımsız mutfak varsa +10 ekle. Gerisi hiç önemli değil.

Balkon çok büyükse teras balkonsa vs belki 2.seçeneği düşünürdüm.
Ama yok eğer büyük değilse düşünmeden 1 derim

Bağımsız mutfak +1
Salona bir metre tezgah koyup "al mutfak" diyorlar, çok bozuluyorum.

Kapalı otopark benim için önemli. Ama her araç için özel bir yer var mı? 40 daireye 3 arabalık kapalı otopark var. Emlakçı kapalı otoparklı daire diye pazarlıyor.

Ev nerede? Ege ve akdenizde balkonsuz evde oturmam. Ama balkon da en az iki sandalye bir masayı alabilecek büyüklükte olmalı.

Mutfak, aynı zamanda yemek odası da olabilecek büyüklükte ve ferahsa olsun. Yoksa açık mutfağı tercih ederim. Salon yemek kokuyormuş, koksun. Benim yemeğimin kokusu. Ayıplayacak misafir gelmeyiversin.

araç varsa kesinlikle kapalı otopark. ikinci seçenekte eğer aracınız varsa hem aracınız hem de balkonunuz sürekli toz olacak (cam balkon yaptırmadığınız sürece). dolu yağışlarında aracın alacağı muhtemel hasarı saymıyorum bile.

yeterince bilgi yok maalesef. balkonun detayları, hangi il olduğu gibi.
Erzurum'sa kapalı otopark önemli, izmir muğlaysa balkon. balkonun büyüklüğü de önemli tabi. sadece çöp koyabildiğin bir alansa ona da değmez.

semt daha önemli şehire göre.

Sadece bu kriterler finale kaldıysa balkondan taviz verip kapalı otopark + bağımsız mutfağı tercih ederim.

Balkon biraz keyif işi çok fonksiyonel değil olmasa da olabilir.

Kapalı otopark dediğin zaman aracın güvenli yerde, yazın aşırı ısınmıyor, kışın buz gibi olmuyor, dışarının tozuydu kuşuydu ağacıydı bunların sonuçlarıyla uğraşmıyorsun. Ciddi konfor sağlıyor, özellikle yerin daireye tahsis edildiyse otopark aramıyorsun ve direk evine asansör ile çıkıyorsun. Büyük nimet.

Açık mutfaklı evde salonlar yemek kokuyor. Her daim çok temiz tutmak zorundasın, yoksa en ufak açıkta bıraktığın ürün veya bulaşık salonun temiz olmadığı izlenimi veriyor ben rahatsız oluyorum. Mutfak ayrı olduğunda evin içinde ayrı bir yaşam alanı oluyor ki bu da çok kıymetli.

Bağımsız mutfak ve kapalı otopark hayat kalitesini gerçekten yükseltiyor. Sırf bu sebepten bile balkondan taviz verilir ki zaten Türkiye'de balkonun tadını çıkartabileceğin semt sayısı da fazla değildir. Birinciyi seçerdim.

diğerinin tek avantajı balkon gibi gözüküyor.

şu an oturduğumuz yerde 3 tane balkon var 10 aydır hiç kullanmadık.

balkon balkon diye yataklara düşüp nöbet geçirmiyorsanız 1.si

Konya Akseki Antalya

Antalya'nın ne tarafı Alanya'ya doğru ise üstteki tarif, kemer tarafı ise Burdur yolu.

@mirty,

Belek tarafı. Sanırım ortada kalıyor.

afyon ve ısparta. serik için burdur olmaz.

Kulu-Konya-Seydişehir-Akseki-Manavgat-Serik

Afyoncular ve konyacilar arasindan secimimi yaptim;

Polatli - afyon - sandikli - burdur - bucak

Rotasini kullanacagim. Danke.

bu kadar odedim bak demek istemis herhalde.
farkinda olmadan bile yaptiysa cok ayip bir sey. ben daha gorusmezdim.

Kac paraydi ki hesap? 2000 lira geldiyse acisini paylasmak istemistir belki :)

Valla belki çoğu insan için ilk günlerde böyle şeyler yapılması ayıp geliyordur ama bence tam tersi ilk zamanlar para konusunda hassas olmak daha iyi. Neye ne kadar ödediğini bilmek isterdim ben de şahsen.

Belki hiçbir şey düşünmeden vermiştir, belki görün diye vermiştir, belki ödeyin diye ima etmiştir ya da belki tamamen gevezelik olsun diye yapmıştır o anı yaşayan sizsiniz sonuçta, siz bilirsiniz. Bu kişinin karakterine bağlı bu.

Cok sacma bence. Diger ozellikler mukemmel degilse ben muhtemelen date seviyesinde devam etmezdim. Hesabi bolusmek istiyorsa, fazla geldiyse falan acikca soylesin. Bu ne boyle ergen gibi.

Cok saçma ve yanlış bi hareket. Eger diger her bakimdan gayet iyiyse, ben amacını sorar, ikna edici bir şey (gayri ihtiyari olmustur belki bilemiyorum) duymazsam iletişimi keserdim.

İlginçmiş.
"Kesinlikle ayrılmalık" bir olay değil ancak sebebini ben de merak ettim.

fişi mi verdi yoksa adisyonu mu?
yani üzerinde sadece tutarın yazdığı slip fiş kağıdı verdiyse çok saçma, bak ne kadar girdi der gibi olmuş. çok ayıp bir şey.
ama adisyonu verdiyse bir nebze anlaşılır. yine saçma olur gerçi ama belki fiyat tahmin ettiğinizden farklı gelmiştir, yemekte de bunun muhabbetini yaptıysanız belki göstermek istemiştir, bilemedim.

Bana da gerçekten çok ilginç geldi. Aklıma gelen ise fiyatlar yüksekti hanımefendi buna serzeniş etmek istemiş olabilir gibi geliyor.

@drako ben kadın tarafıyım, beyefendi yaptı bu hareketi bana.

yani seni ödediğin hesap kadar bende ödedim ödeştik demek istemiş olabilir.
aklına ben daha çok ödedim sen daha çok ödedin gelmesin diye bişeyler düşünmüş olabilir

Türkiye'de 2 kişilik hesap ödemek büyük masraf. O yüzden ödeyen kişiyi rahatsız etmiş olabilir. Dışarıda yemenin oldukça ucuz olduğu bir yabancı ülke şehrinde yaşıyorum. Buna rağmen herkes kuruş hesabı yapıyor.

7 yıllık evlilik dahil ilişkim de eşim hiç hesap ödemedi. Boşandıktan sonra anladım ben nasıl salak yerine konduğumu. Siz konmayın. Önceki bıluşmada ben ödedim diyen sizsiniz ve buna rağmen bu muameleyle karşılaştınız. İnanılmaz.

Yol yakınken ayrılırdım ben. Sevmiyorum bu tür hareketleri.

Date'e devam da edilebilir seviyorsam bi tabi ama buraya bir soru işareti koyardım ben.

nerden buluyorsunuz bu tipleri merak ediyorum.
ilk bulusmalarda yapilacak bir davranis degil bu, normalde de degil ama o artik sizin iliskinize bagli.
fisi alip ne yapacaksin ki?
fis hala duruyorsa parayi öde, yol ver. :D

Valla ben ki ikili ilişkilerde paranın hep lafını yapmış birisiyimdir.

Yani bölüşelim, bu seferlik sen öde, bütçem kalmadı şu an vs vs. gibi.

Hesap kitap da çok yaparım. Ama karşımdaki insan zaten ona göre davranıyorsa lafını bile etmem. Veya hesap yapmayı gerektirmeyecek çoğunlukta cebimde para varsa yine etmem. Ama huydur hesap yapman gerekiyorsa karşıya da yansıtabilirsin yani erkek şöyle cömert olsun böyle cömert olsun deyip de asıl hesabı kendileri yapan kadınlardan da hiç haz etmiyorum. Kendisi de öyle olsun o zaman.

Neyse yine de öyle ödeyip de bunu göze soktuğumu hiç hatırlamıyorum. Eğer o amaçla yapılmış bir şey ise, ödeme daha iyidir yani bence bir kadının gözünde. Çok saçma geldi bana bile.

Ne amaçla olduğunu da anlamadım yani acaba hani üstündekileri eşine verirsin ya cüzdan kart falan onun gibi düşünüp mü uzattı veye çöp kutusu olarak görüp elinize mi tutuşturdu yani hasbelkader mi gelişti yoksa başka çirkin bir çaba mı var ben de anlayamadım valla.

altinda bir sey aramak istemedim acikcasi, cunku sacma bir hareket olmus. acaba fis/fatura toplayan biri misiniz? bu nedenle yapmis olablir mi?
cok sacma cunku, boyle bir nedeni olmali.

bence rezil bir şey. bazen sadece küçük bir hareket bir insanın yanlış olduğunu anlamak için yeterlidir bu da o türden bi hareket bence.

çocuğa zarar gelmediğini nereden biliyorsunuz ki, kaç yaşında bu çocuklar daha?

ileride belki bağışıklıkları düşük olacak, astım olacaklar, ülser olacaklar, adını anmak istemediğim daha tehlikeli hastalıklar için yüksek risk grubunda olacaklar; belki kafaları pek çalışmayacak, fiziksel olarak güçsüz ve çelimsiz kalacaklar vs...

çevrenizdeki kadınlar inanılmaz sorumsuz ve iradesiz insanlarmış bence.

Sigara, alkol ya da gebelikte kullanılması kesin yasak olan ilaçlar gebelikteki sorun riskini yüksek oranda artırıyorlar ama kesin sorun çıkacak diye kaide de yok. Yani şimdi alkol ve sigaradaki yüzdeleri net hatırlamıyorum ama genelde bu oranlar genelde %5-10 gibi değerler oluyor. Normalde %1 olasılıkla sorun çıkacaksa %10'a çıkması çok büyük bir risk artışı ama her 10 bebekten 9'u yine de sağlıklı doğacak bu hesapla. Dediğim gibi sigara ve alkoldeki risk daha yüksek ya da daha düşük olabilir, bu oranları örnek olarak verdim.

Herhangi bir şeye sebep olmak istemem ama gelişim psikoloji dersinden hatırlıyorum. Embriyon dönemi bittikten sonra bebeğin dış etmenlerden etkilenmediğini hatırlıyorum. Hatta bu dönem bitene kadar içmeyenler, sonra içmeye başlayanlar varmış falan gibi muhabbetler olmuştu.

Bu insanlar da bebek nefes alıyorsa sağlıklı zannedilor. Sıfır bilinç. Mark greg sputnik gayet güzel açıklamış.

Bu biraz da şeye benziyor; "benim dedem sigara içiyor ama 90 yaşında", "20 yıldır sigara içiyorum ama bağımlı değilim" gibi.

Sigaranın en büyük şerefsizliği insanı bir anda hasta etmemesi. Buna aldanan da sigara içip ölmeyince "e bu zararlı değil" diyor.

Bilinçsiz ve düşük zekalı ailelerde görünen bir durum bu. Hamile kadının bırakın sigara alkol tüketmesini sigara içilen ortamda bile durmaması lazım. Bir kadın hamileligi sırasında içtigi suyun ph seviyesine bile dikkat etmeli. Anne ne yer ne içer ne olursa çocukta onu o narin vucuduna alır. Ve bunun etkisini o yavrucak bir ömür çeker. Farzı misal şimdi çıkmasa da evlendiğinde çocugu olmadıgında çıkar. Veya 8 yaşında kansere yakalanmış bir çocuk oldugunda çıkar.

kusura bakmasınlar diyicem de bence kusura baksınlar bu yaptıkları kötülükten başka bir şey değil.

Çocuğa zararını anında gözlemleyemezler zaten. Benim çevremde yok bu şekilde insanlar ama olsaydı iletişimimi keserdim. Kendi çocuğu için sigarayı içkiyi bırakamayan, kendini tutamayan bana neler yapmaz.

(bkz: fetal alkol sendromu)
gebelerde alkolün bilinen güvenli bir sınırı yok. zeka geriliğine ve çeşitli malformasyonlara sebep olabiliyor.

Yazik. Ne denilecegini bilmiyorum acikcasi boyle kisiler icin. Kotuluk deyip gecelim. Akil fikir diyorum baska da bir sey demiyorum. 1 kisi alkol aldi cocuguna bir sey olmadi senelerdir, o zaman bu ici bos bir soylenti demek cok cok yanlis.

www.youtube.com

Fetal alkol sendromu ile ilgili bu videoyu izleyebilirsiniz(kanalin diger videolari da gayet kaliteli)

1) Söylediğiniz özelliğin adı "always-on display". bazı saatlerde bu özellik varken bazılarında yok. bu özellik açıkken ekranda ne görüneceği de her saat için aynı değil, bazı saatlerde yalnızca analog bir saat görünümü sürekli açık kalırken bazılarında özelleştirilebiliyor. yani öyle kendinizin ekranı sınırsızca açık tutabileceğiniz bir özellik yok, ekran açık kalma süreleri sınırlı. always-on display olan saatlerde sürekli açık ekran özelliği var ama söylediğim gibi ekranda görünecek şey o saate özel olarak değişebilir. gidecek şarj da saate bağlı olarak değişir. o saati kullanananların yorumlarına, videolarına, saatin teknik özelliklerine vs bakabilirsiniz.

2) Huawei, Samsung ve Apple harici sizi kesmeyebilir, paranız varsa bunlara bakabilirsiniz. Ben mesela pek param olmadığı için geçen yıl 600 liraya Aliexpress'ten Apple Watch 7 görünümlü bir saat almıştım. Arama yapma, cevaplama, kulaklıkla entegre şekilde müziği değiştirme vs vardı ama GPS'i yoktu, telefondan çekiyordu veriyi.

Telefonunuz Samsungsa Samsung alın bence. Ben de kullanıyorum, memnunum. Kötü tarafı muadillerine göre pil ömrü daha az.

Saydıklarınız dışında telefondan uzaklaşınca titremesi, sabah alarmı saatten kapatmak, telefon kaybolunca saatten alarmı çaldırabilmeniz (sessizde de olsa çalıyor) gibi şeyler de var. Always on display var evet ama renkler gidiyor, siyah beyaz alternatif bir görünüm çıkıyor ekranda.

İlk dediğinizi always on display ile yalnızca apple yapıyor henüz sanıyorum tazeleme hızını çok düşürerek.

Diğer cihazlarda aod genelde oled ekranların yalnızca belli bir kısmı çalıştırma özelliğinden faydalanılarak siyah beyaz minik saat gösterme şeklinde oluyor. (Gördüğüm kadarıyla bütün cihazlardan haberim yok tabii)

Dediğiniz diğer özellikler de çoğunda var. Redmiwatch 3 var bende fiyatı (günümüze diğer ürünlere göre) makul. Kendi gps'i var telefonu bırakıp spora gittiğinizde lokasyon track ediyor, çağrı cevaplayıp saat üzerinden konuşturabiliyor (bu low end ürünlerin çoğunda yok) müzik kontrolü, bildirim, çağrı görme vs zaten pebble'dan beri olan şeyler.

güvendiğiniz bir alışveriş sitesinde xiaomi, redmi, amazfit, garmin, samsung arasından özelliklerine bakarak bir şey alsanız üzülme ihtimaliniz düşük.

Always on ıstersen e-paper teknolojili bir şeyler alırsan, rahatça açık kalır

Bütçe takibi uygulaması değil ama basitçe iOS notes ya da platformdan bağımsız Google sheets ile yapabilirsiniz, senkron da çalışır. Sheets için hazır şablonlar da var, hatta Google’ın kendi şablonu da olması lazım.

splitwise

normalde ortak seyahat vs masraflari vs paylasmak icin yapilmis ama normal kullanmak icin bir engel yok bence. biriniz acip digerini davet edecek.

Selamlar

Birkaç ay önce tam olarak sizin sorduğunuz soruyu sormuştum, şu duyuruya bakabilirsiniz.
www.eksiduyuru.com

Ayrıca yanıtlarsam:
2-3 yıl kadar kendi tasarladığım Google Sheets Tablolar (Excel) kullandım. Kendi içinde pek çok hesaplama barındıran, ihtiyaçlarıma yönelik özelleştirilmiş bir çözümdü ancak bir noktadan sonra yeterli gelmemeye başlıyor. Bende bu süre 3 yıla kadar sürdü, belki sizde daha uzun çalışabilir. Deneyimlerime göre söylüyorum ki bir noktada sıkışabilirsiniz.

Ben paylaştığım duyuruda "Wallet by Budgetbakers" uygulamasını beğendiğimi söylemiştim ama sonra "Board by Budgetbakers"ı rastlantı eseri keşfettim. Bu gene Budgetbakers tarafından geliştirilmiş olan bir program. "Wallet" bireysel kullanıcılara odaklanırken "Board" kobiler için geliştirilmiş görünüyor. İşin güzel yanı; "Wallet" ücretsiz sürümü kısıtlı kalabilirken "Board" sağladığı özellikler ücretsiz sürümde dahi ihtiyaçlarınız fazlasıyla karşılıyor. Dolayısıyla tavsiyem kesinlikle "Board by Budgetbaker" olacaktır. Kendi adıma çok uzun süre kullanacağımı düşünüyorum. Tabi siz gene de araştırın, ben deneme yaparken her uygulamanın artı ve eksi yönleri olduğunu gördüm. Nokta atışı bir çözüm mevcut değil ki zaten insanların ihtiyaçları göz önüne alındığında bence mümkün de görünmüyor. Daha ziyade ideale en yakın çözümü sunan, geniş yelpazede özellikleri olan uygulamalara bakmak gerekli.

Evet, baz tutardan ikisi ayrı ayrı hesaplanacak demek.

Aslında hepsini bırakıp nemlendirici ve peeling kullansanız zaten çok belirgin, tanımlanmış bir problem yoksa her şey için yeterli. Nemlendirici ciltle ilgili her şeyin başı, arasından sadece tek bir şey kullanmanız gerekecekse nemlendirici olmalı. Peeling de fiziksel olarak ölü deriyi temizlemek için bir araç yine somut faydası çok yüksek.

Ancak tonik, yüz temizleyici vs gibi ürünler özellikle erkekler için gereksiz. Bunlar daha çok makyaj için yüzü hazırlama ve sonrasında temizleme aşamasında faydalı.

Bence bu kadar kompleks hale getirmeyin günlük nemlendirici ve haftalık belli günlerde peeling rutini hem basit ve sürdürülebilir hem de etkili. Tabi gözle görünür bir sonuç almak için birkaç yıl devam etmeniz lazım, yoksa sadece iyi vakit geçirdiğinizle kalırsınız. Eğer siz etkili bir başlangıç yapmak istiyorsanız bir dermatoloğa gidin eğer cidden hızlı bir peeling ihtiyacınız varsa evde uygulayacağınız hafif bir kimyasal peeling yazar salisilik asitle, doktorun yazdığı orana göre eczanede hazırlıyorlar.

edit: bu arada diğer sorunuza cevap yazılmıyor ilginç şekilde. Orada kokusu olgunlaşıncaya kadar demek istiyor, yani çiğ kokmamalı. İçeri biri girince "oo ne pişiyor" diye soracak gibi kokmalı.

Kadınım ve bunların hiçbirini kullanmıyorum. Cilt ve yaşlanma emareleri genetik.

Bu tür ürünlerle haşır neşir olup da cildi güzel olan bir insan görmedim. Benimse yüzümde en son lisede sivilce çıkmıştır.

Bence bir cildiyeciye gidin ve güneş kremi kullanmayı ihmal etmeyin hocam.

gunes kremi eksik bu denklemde, gunes kremi olmadan ne yapsaniz bos gibi bir sey. ben yuzumu cok iyi bir zeytinyagli sabun ile yikiyorum, temizleyici kullanmiyorum. tonik yerine dogal su kullaniyorum simyevi ve badecanlar gibi markalarin, nemlendirici yerine de yine benzer markalardan yag. kadinim. bence kil maskesini haftada bir 10 gunde bir yapsaniz yeter.
ayrica yuz yogasi.

Gözeneklerin büyüklügünü degistiremezsiniz, görünümlerini gecici olarak degistirebilirsiniz. Niacidamine kullanacaksınız.

Fiziksel peeling kullanmayalı cok oluyor. Kimsayasal peeling candir.

Hem slow aging hem de iyi temizleme icin kimyasal peeling diyorum. Bu ürünleri her gün kullanmıyorsunuz zaten. Özellikle baslarken, haftada bir ya da on günde bir gibi araliklarla kullanin.

Fiziksel peelingi hicbir sekilde kullanmiyorum. AHAli ürünleri koluma bacagima da sürüyorum. Ordinary'nin kirmizi AHAsi cok güclü bir peeling mesela, yüze kullanmiyorum onu. İyi bir günes koruma hepsinde gerekli tabii ki.

Hayir, salisilik kullanirken üstüne fiziksel peeling yapmaya gerek yok.

çok teşekkürler cevaplar için. güneş kremini eklemeyi unutmuşum. kil maskesini de her gün yapmayacağım tabii, onu da belirtmemişim.

@akhenaten: bilmeden gereksiz zorlaştırmış olabilirim, ama aldığım ürünleri muhtemelen en azından bir süre kullanırım boşa almış olmayayım diye :ı

@buf-e kür: teşekkürler, salisilik asit kullanılırken kimyasal peeling'e gerek var mı peki? aldığım ürünlerden içeriğinde salisilik asit bulunanlar şunlar:

www.trendyol.com
www.trendyol.com

1. Salisilik asit kullaniyorsan bence yeter.
2. Olu tabakayi sokup atmak temizlemek falan o kadar gerekli bir sey degil. Arac kaportasi gibi degil yani.
3. Cildin iyiyse iyidir. Peeling sana normalde sahip olmadigin bir cilt vermez. Faydasi duz gorunumde bir fark yaratmaktan ziyade cildi daha purussuz hale getirmesi, oyle olunca da uzerine makyaj daha iyi gidiyor. Onu da sen yapmiyorsun sanirim.
4. Peeling yaparsan/yaptirirsan cildin gunese daha hassas hale gelir. Cok disiplinli bir sekilde gunesten korunmuyorsan (ki %90 korunmuyorsun) cildinde daha fazla leke vs olusabilir, bu da 1 adim ileri 3 adim geri bir durum.
5. Nemlendirici ciltle ilgili her şeyin başı +1

Siyah nokta için fiddy methoduna bakın. Bir de yaşlanma hususunda genetik şans önemli ama en en önemlisi güneşten korunma.

Eliniz biraz yatkın ise gayet kolayca değiştirebilirsiniz. Bununla ilgili dikkat etmeniz gereken konuları da içeren bir çok youtube videosu mevcut.

Zaten ekranı değiştirmek istiyorsanız önce sökmeniz gerekiyor. ekranın arkasında 8-10 karakter içeren ve versionu gösteren bir koda var o koda göre ekran siparişi vermeniz lazım xxxxxxxx v.01 - v.02 gibi . aksi takdirde aynı model için pin sayısı farklı bir ekran alırsınız ve elinizde kalır. soketi takamazsınız.

Salçayı tavaya koyunca kendine has bir kokusu çıkar. O koku gidene kadar işte.
Yemek yapma tecrübeniz varsa koku almaya gerek yok, bilirsiniz.
Ek olarak küçük bir tüyo vereyim, içine salça ve veya domates koyduğunuz her şeye bir tutam şeker atarsanız hem o salça ve domatesin ekşiliğini alır hem Keskin kokusunu bertaraf eder hem de güzel bir tat katar.

Göçük düzeltme işleminde değer kaybı olmaz doğru söylüyorlar. Fakat boyada çatlama varsa maalesef değer kaybı oluşur. çatlak boyayı onarmak için zımparalama, macun ve lokal boya işlemi yapılacak.

haaa göçük düzeltme işlemi için 12 bin TL çok geldi bana. farklı semtteki bir kaç yerden daha teklif alsanız iyi olacak.


Dilerseniz sigorta firmasına bildireyim onlar ilgilensin derseniz değer kaybının allahı'nı görürler :)

@janavarorion kaskom olmadığı bilgisine sahipler, bir de sigorta şirketleri ancak trafik kazası varsa değer kaybı olayına giriyorlar ne yazık ki.

Daha önce ben de i20 için göçük düzeltme işlemi yaptırdım. Ama Bu denli fiyatlar ödememiştim. Boya da oluşan çatlağı yakından görmek lazım. Bir de bazen kaportada katlanma olduğu için gözük düzeltme işleminde boya çatlayabiliyor. bu duruma göre lokal boya işlemini gerektirebiliyor (zımpara,macun,boya,pasta/cila)

benzer durumda benim ön kaputta olmuştu. kılcal bir çatlak olduğu için ince bir epoksi ve rötuş boyası yapılmıştı. işlemi aşamalarını göremedim. ama neredeyse yakından bakılmadığı sürece belli olmuyordu. eğer öyle bir işlem yapılacaksa bence de değer kaybını konuşmazdım.


şuan 2012 hyundai i20 ler 500 bin civarı. 12 senelik araç için de bahsedilen hasar nazarlık olsun der geçebilirsiniz. ilerde satacaksanız da alacak kişi 12 yıllık araçta ona dikkat etmez. yeterki işlem düzgün yapılsın .

12 bin TL göçük düzeltme işlemi olmaz hocam, baska yerlere de sor. Ki güneşe çıkınca kendine gelen göçükten bahsediyorsun:)

@primetime kdv dahil bu fiyat, bu miktarı ben ödemeyeceğim.

Valla ne guzel komsulariniz var :) benim park halindeki araca carpip kapiyi icine gocertti, israrla ben yapmadim diyor.

Ben olsam parayi alip bu sekilde satardim.

Ben hayatımda hiç bir göçükçünün fatura veya fiş kestiğini görmedim. Hatta kredi kartı bile geçmez. Çok enteresan.


2-3 farklı mühitte yere sorun. Aynı muhittekiler anlaşmışlardır fiyat konusunda. Hemen hemen aynı fiyatı verirler. O yüzden farklı mevkii de bir yere sorun. 12 bin TL yi nakit alın. Daha uygun yere siz yaptırın. Aradaki farkı da çatır çatır yiyin

10 12 bin göçük için nasıl bir para ben çözemedim? autoking tarzı bir yer mi? siz 12bini alın yaptırıp yaptırmamak size kalır.

Ben olsam once taksiye biner en yakin havaist otobusune giderdim. Mesela taksim de havaist.

23:45 veya 00:25 Kadıköy otobüs duraklarından Havaist - 120 dakikadan biraz daha az bir sürede havaalanında olur.

1. Efektif alan kullanimi: bataryayi oyle bi bagliyorlar ki telefon alani max verimle kullaniliyor.

2. Sizdirmazlik: toz ve suda dayaniklilik icin telefonun acilmamasi lazim.

3. Onarimi zorlastirma: firmalar urunlerinin omurleri uzun olsun istemiyor.

Avrupa Birliği sürdürülebilirlik kapsamında bu konuda bir yasa çıkarmaya hazırlanıyor. Eğer yasa geçerse telefon üreticileri değiştirilebilir bataryalı telefonlar üretmek zorunda kalacak. Takoz telefonlara geri dönebiliriz.

Ticari strateji, sadece faydaya dayalı yorumlanamaz bence. Elbette cihazın kullanımı üzerinde olumlu yönleri vardır ancak buna benzer şeyler çok yayılıyor. Örneğin neden batarya koymadıkları sorulunca "zaten herkesin evinde batarya var" gibi bir cevap verebiliyor şirketler.

İlla eski klasik telefonlardaki gibi komple telefonun kapağı sökülüp çıkacak bir batarya olmasına gerek yok aynı sim kart çıkışı gibi sürgülü bir sistem de yapabilirler aslında ki @amortisman'ın dediği gibi yasa çıkarsa aynen böyle bir şey olacaktır.

floydian +1

Sorun entegre oldugu kadar tamir edilemez de olmasi. Mesela apple bataryalarda artik anakarta kodlama var, yetkili servis tarafindan degistirmeyince sorun cikariyor, veya bazi ureticiler oyle bir takiyor ki pili, degistirmek imkansiza yakin oluyor. Samsung galaxylerin bir jenerasyonunda ekrani kirmadan herhangi bir tamir yapmak imkansizdi mesela. Ben 6 yil iphone 6 kullandim ve 5 kere falan pili degistirdim kendi basima, 10 dakikadan daha kisa suruyor islem ama yenilerde daha zor, su ve toz gecirmezligi dolayisiyla cok fazla yapiskan var vs...

Merhaba excimer demişsiniz ama tam teknolojisini yazmamışsınız. İyileşmeniz uzun sürdüğüne göre PRK olduğunuzu farzediyorum. Ben 1.5 sene lasik operasyonu geçirdim. Lasikte iyileşme PRK ya nazaran daha hızlı oluyor.1 haftada ben komple iyileşmiştim. Ancak PRK olan bir arkadaşım 1 ay rapor aldı sizin gibi. Ama sonunda düzeldi.
Çok fazla evham yapmayın. Bu tarz operasyonlarda sıkıntı çıkma ihtimali gerçekten düşük. Sıkıntı çıkmaz demiyorum ama gerçekten düşük ihtimal.

2 ay once lasik oldum, hala gece bulanik gorme var bunlar bir sure sonra geciyor - azaliyor.

excimer olayini bilmiyorum ama su saatten sonra olabilecek en en kotu sey gozluk takmaya devam etmek olur, onun disinda daha kotu olabilecek bir sey yok 15gun gectikten sonra. cift gorme gececektir, bulanik gormek de ara ara gidip geliyorsa o da gecer. eger hep varsa belki numara kalmistir

neyin evhamini yaptigini anlamadim, 0 olmazsa ameliyat cok basarili olmamis demektir, gozluge devam. bunun disinda olabilecek bir sey var mi bu saatten sonra bilemiyorum. on binlerce / yuz binlerce kisi oluyor bu ameliyatlari ve sikinti cikma orani nuevo'nun dedigi gibi cok dusuk ihtimal. 1 aylik iyilesme surecinin bitmesine daha var, 1.5 ay da olabilir duruma gore, sabredip biraz beklemek lazim.

cok cok gecmis olsun, cesaret icin de tebrikler :)

Çok teşekkür ederim.

İster istemez evham oluyor işte... :) İşime ve işimin paralelindeki günlük rutinlerime geri dönmek istiyorum, belki de o yüzden yapıyorumdur...

1 numara 2 numara da olsa da sorun değil ama tabii 0 olsa sorunsuz bir şekilde ne mutlu olur...

@nuevo: Teknolojisini bilmiyorum...

İlaçlar da:

Bivoxa (1 kutu kullandım geçen gün bitti, daha kullanmıyormuşum)
Maxidex (1 kutu bitti, 1 - 1.5 kutu daha bitirmem gerekiyormuş, göz tansiyonu yapan buymuş)
Thealoz Duo (3-4 ay devam edilecekmiş bu damlaya da)
Depores (henüz başlanmadı, 15 eylül'de başlayıp 4-5 ay kullanacakmışım)

Lasek oldun büyük ihtimalle. 1.5-2 ay sürer. 3.ayda en yüksek performanslı görüşüne gelirsin sonra yine bozulmaya başlar :D damlalarını düzenli kullan. Ekrana bakarak çok yorma kendini geçer yakında. Arkadaşla birlikte aynı hocadan lasek olduk. Benim iyileşmem ona göre daha hızlı oldu. Onun bi gözünde biraz astigmat kaldı. Lasek olduğu için düzeltme ameliyatında bi sıkıntı olmuyormuş sanırım. Arkadaş istemedi alışırım dedi. Alıştı da :D

üzücü şeyler söyleyeceğim.
maalesef bende sıfırlanmadı bir gözde astigmat bir gözde miyop kaldı.
3 kişi olduk ikinci sırada ben oldum benden önceki sıfırladı benden sonraki sıfırladı benim sıfırlamadı. tamamen kişi ile alakalı diğer iki arkadaş akşama netliği kazandı ama bende dönmedi 15 günde normale dönmemesi normal gelmedi bana ama doktor ne derse onu yapın tabi.

bu markaya bakar mısın bu belki yardımcı olacaktır;

buenos.com.tr
<a href="buenos.com.tr">koku makinesi</a>

Benzer bir seyi yurt disinda yaptirdim, o yuzden fiyat bilgisi cok faydali olmaz ama diyecegim su ki rulo cimin altindaki topragin kalitesi de cok onemli. Eger verimli, kaliteli bir toprak degilse rulo cimden beklediginiz sonucu alamazsiniz. Bu konuya da dikkat etmenizi oneririm.

Salihli'yi geçtiniz mi? Salihli'den az önce, ana yoldan çok uzaklaşmadan Sart antik kenti var, ufak bir müze mağazası var girişinde.
Olmazsa Kütahya'da çevre yolunun hemen yanında porselenciler var, Kütahya porselen falan ya da ufak mağazalar var. Mesela: goo.gl

Kula'dan geçtik, Salihli'ye hiç dikkat etmemiştim gidiş yolunda da.
Teşekkür ederim.