başka yerden bi sorun yaratmaz ama hani olur da su basarsa biraz sorun çıkartabilir.

o da şöyle su baskınlarında zaten o giderler genel olarak yetmiyor, yani gider var su basmaz diye bişey düşünmeyin. biraz da şans meselesi

onun dışında hiç bişey olmaz. zaten silikonu da istediğiniz zaman kolayca sökebilirsiniz. kuru olmasına dikkat edin çekerken, kuru değilse saç kurutma makinası ile kurutun ki silikon iyi yapışsın.

bir de normal silikondan bahsediyorum, sıcak silikon değil, sıcak silikonu sökmek çok bela bir iş.

ailemin 30 yıldır oturduğu evde banyoda gider yok, hiç de ihtiyaç olmadı.

@killerbee,

valla abi ben hangi silikonu kastediyorum onu bilmiyorum :)

urun.n11.com

şunu falan sıkmayı düşünüyordum

silikondan önce bez vs ile kapatmayı deneyebilirsin. büyük oranda çözüm oluyor

Gider kapağı al tak.

Bizim evin 20 küsür yıldır kapalı. Hiç de sorun olmadı.

Gerektiğinde açılacak şekilde kapatın. Benim banyoda kullanılmayan bir çamaşır makinesi gideri var mesela (duvarda). Deliğe gazete kağıdı sıkıştırdım önce, üstüne de koli bandı yapıştırdım en sonunda da plastik tıkaç taktım görüntüyü de kurtarmış oldum. Gerektiğinde açarım nasılsa.

Bir milyoncularda camdan üretilmiş nazar boncuğu ya da hayvan meyve figürlü vs gider kapakları var.

Onlardan bir tane alıp kenarlarına silikon sürüp yapıştırın.

Su basma riski hariç başka risk yok.

Yekün silikon ile kapamak yerine üzerini örtecek kadar ufak bi fayans ve o fayansın etrafını silikonlarsanız hem daha makul gözükür asıl önemlisi geri dönüşü çok daha kolay olur.

~Ahaha ben bunu yazarken John Bloor da birebir aynı şeyi yazıyormuş :D

Arada icine su dokersen kokmaz.
Su orada durup tikac gorevi yapiyor klozet gibi.

Su buharlasinca kokmaya basliyor.

bence sakızla kapat.
6-7 sakızı çiğne, oranın deliğini kapatacak şekilde yapıştır geç.

Benim banyodaki gideri eski bir corabi buzdolabi posetine koyup oyle tikadim. Geri donulebilir sekilde olmasi onemli. Buradaki tehlike banyo klozet flex hortumlari ya da lavabo altindaki hortumlarin patlamasi ile tahliye sikintisi. O yuzden risk olusturuyor.

Klapeli kapaklar var su gelince aciliyor yoksa kapaniyor. Suzgec bunu takmaya uygunsa en uygunu boyle bisi.

Tek.

fark eder. ikisinin de artısı eksisi ve kiracı tipi de farklıdır. mesela sitede güvenlik yeşil alan vs çocuklu aileler için cazip olabilir. ama aidatı yüksektir. yine kiracı bulamadığınızda aidatı siz ödeyeceksiniz. bunlar düşünmek gerek..

sitede otopark imkanı can alıcı noktalardan.

Mesela biz de bu ikilemde kalmıştık ama ilerde çocugun park olayını felan düşündüğümüzde çok iyi yapmışız diyorum biz iki bloklu bi siteden aldık ama ortada yürüyüş alanı basket ve tenis sahası ve cocuk parkı var ve en önemlisi güvenlik var cocuklar gece kaça kadar dışardalar ve aklın kalmıyor. Büyük bir site olmasa da sosyal alanı olan ve güvenliği olan bölgeler daha iyidir

site içinde olması çoğu insan için tercih nedenidir. aynı semtte bulunan iki evden sitede bulunanı, kira bedeline + yazar. ödenen aidat miktarı daha fazla olsa da güvenlik, düzgün çevre (peyzaj ve insan), yeterli otopark alanı gibi olumlu faktörler mevcuttur.

kendim oturacak olsam siteden almam. Kira kadar aidat oduyorsun su an site olayi tamamen dolandiriciliga dondu.
Adamlarin her ay topladigi paraya ayni siteden ev ediyor.
Sana verdigi de siradan bir guvenlik iluzyonu, calistirdigi adam disardakinden daha kriminal.

Ha bizim burada eski tip sitelerden var, 3 apartmandan olusuyor guvenlik yok ama varmis gibi kapilari var, yabanci insan girmiyor. Bu tip bir siteyse otururum. Bunlarin ekstra personeli olmuyor.

Kiraya vereceksem beyaz yaka potansiyeli olan bir yerdeyse site alirim.
Aidati cok odemekle ovunen kitle kosa kosa gelip tutacaktir.

konuşma akıcı denmiş geçi ama yine de bir cambly ile en azından cümle yapınızda mı sorun var yoksa kelime terchiniz mi abuk öğrenebilirsiniz gibi duruyor.

dili teknik olarak öğrenmişsiniz, tebrikler zorlu bir eşiği aşmışsınız. Ama bundan sonra kullanmanız gerekiyor. Eğer mevcut iş yerinizde yabancılar ile çalışmıyorsanız, online veya yüzyüze bir ortamda kullanmanız gerekiyor. Ayrıca işinizi yaparken kullandığınız dilin, günlük konuşma dilinden oldukça uzakta kalması nedeni ile teknik konularda yetersiz veya günlük dil sınırları içerisinde kalıyor olabilirsiniz.

Sık sık tecrübe etme şansınız olmasa bile belirli metinleri (mümkünse elinizde nativelerin ses kaydının bulunduğu metinleri) okurken ses kaydınızı alın ve dinleyerek, telaffuzundaki farklılıkları inceleyin.

Yabancilarla çalışıyorum. Zaman Zaman beni anlamadiklarini farkettim. İngilizceyi iyi kullanmadığımi düşündüm tabiiki. Fakat sonra anladım ki, konuşma şeklim onlara karmaşık geliyor. Yabancılar daha direkt anlatıyor biz kültürden mi nedir uzatıyoruz ve dolandiriyoruz lafı. Kendi adıma, basit anlatım, konuyu derli toplu dağıtmadan, aşama aşama ifade ederek çözdüm.

Hollanda’da yaşıyorum. Daha önce abd’de yaşadım. Abd’de native oldukları için aksanlı olsam da beni anlamama gibi sorunlar yaşamamıştım ama burada kendileri de aksanlı konuşuyorlar ve native değiller. Almanlar daha aksanlı konuşuyorlar Hollandalılara göre ama birbirlerini anlamada sorun yaşamıyorlar diller yakın olduğu için. Onlar native olmadıkları için zaman zaman ben onları anlamakta zorlanıyorum onlar da beni anlamakta. Dil konusunda iyiler sahiden ama saçma bir havaları var. Mesela burada bir üni -Leiden- bazı programlar için 113 toefl istiyor. İnanılmaz gerçekten. Söylediği şey özgüveninizi düşürmesin, native konuşulan bir yerde yaşamadan aksan kolay kolay düzelmez. Anlaymamak biraz da onun sorunu açıkçası.

@ya volna+1
Bizim dilin gramer biraz ters oldugu icin direkt olaya girmek yerine once diger bilgileri vs verip sonradan soylemek istedigimizi soyluyoruz. Bu da bazen yabanci dilde kullandigin cumleyde kendini gosterebiliyor ve hal boyle olunca da karsi taraf icin anlasilmaz olabiliyor. Onun disinda dil dedigin kullana kullana gelisen bisey o yuzden elinden geldigince speaking kasmaya calis.

Ben de benzer bir duyuru açmıştım 1-2 gün içinde , oraya da bakabilirsiniz.
Cambly önerildi genel olarak.

Hollandalılar bizden pratik olarak bence de iyi, benim tanıdıklarımda aksan da azdı. Biz daha çok akademik İngilizce öğreniyoruz TR'de okullarda, benim okuduğum üniversitenin İngilizcesinin özel bir adı bile var :))

İlk olarak önerim eğer seni rahatsız eden taramanın kendisi değil de bildirimler ise virüs korumasını kapatmak yerine bildirimleri kapat. Yoksa 1 hafta sonra burada "bilgisayarıma virüs bulaştı, nasıl silerim :(" diye duyuru açarsın. Antivirüsler bulaşmayı engeller. Virüs bulaştıktan sonra taratmanın pek bir anlamı kalmıyor. Virüsün bilgisayara verdiği zararı ortadan kaldıramıyor çoğu zaman.

İkinci olarak şöyle yapılıyor:
- Sağ altta saatin orada kalkan şeklinde Windows Güvenliği simgesi var ona tıkla
- Açılan pencerede Virüs ve tehdit korumasına tıkla
- Bu sayfada da Virüs ve tehdit koruması ayarları altında 'Ayarları yönet' bağlantısı var ona tıkla
- Gelen sayfada Gerçek zamanlı koruma ve Bulut tabanlı koruma ayarlarını kapat.

Tekrar söylüyorum: Önermiyorum. Nasıl olsa bilinmedik siteye girmiyorum, virüs bulaşmaz diye düşünme. Bulaşır.

Zaten yemek yiyip su ictikten sonra yarim saat icinde yapiyorlar cis ve kakayi. Takip edip ona gore cikarip oynayin citten.

odada çit dışında bir yere daha ped koyun çitin içine girmek istemiyorsa. yalnız o odadan çıkınca gidip başka yerlere de yapabilir tuvaletini. yavru köpeklerin alan algısı dardır o yüzden evin içinde gezerken şu odada ped vardı gidip oraya işeyeyim demez yani. bana sorarsanız evde deneyimlediği alanları yavaş yavaş büyütün. çitin salonda durduğunu varsayalım, çit dışında bir ped daha koyup salon kapısını kapatıp sadece orada takılmasına izin verin. büyüdükçe ve alan algısı genişledikçe evin diğer bölgelerini de açarsınız.

bir de geçen bir şey okudum aklım gitti o konuda uyarımı da yapayım. evinizde robot süpürgeniz varsa köpeğiniz çitin dışındayken sakın çalıştırmayın, kuyruklarını kaptırabiliyorlarmış. aman dikkat!

Hep otomatiğe alışmış birisi yarı otomatikte ne gibi zorlukla karşılaşır yani…

Kullanım olarak yarı otomatik ile otomatik arasında fark yok. Mekanik olarak şöyle bir fark var. Yarı otomatikte debriyaj sistemi ve manuel vitesteki gibi dişliler var ve debriyaj otomatik. Yani araç senin yerine debriyaja basıyor ve vites geçişini yapıyor. Eski tip tek kavramalı sanzimanlarda bu vites geçişini fark ediyordun. Şimdi çift kavramalı sanzimanlarda geçiş fark edilmeyecek kadar hızlı ve akıcı oluyor.

Tam otomatik sanzimanlarda ise karşılıklı konik iki kasnak var ve vites aralıkları bu kasnakların hareketine bağlı. Teorik olarak vites aralığı ve kademeli bir geçiş yok aslında. Sürekli değişkenli vites sistemi (CVT) olarak geciyor bu tip sanzimanlar. Ama yeni tip tam otomatik sanzimanlarda sanki vites aralığı varmış gibi bir sistem var. Ama debriyaj sistemi ve dişliler arası geçiş yok bu sanziman tipinde. İki kasnak arası hareket ile vites büyüyor ya da küçülüyor.

10 yıldır hep otomatik kullanıyorum dediğin sanziman muhtemelen yarı otomatiktir. Örneğin DSG yarı otomatik bir sanziman tipi.

Piyasada gordugun otomatik diye gecinen arabalarin %90'i falan yari otomatiktir.

Firma icin uretimi daha ucuz, daha cok ariza cikarir servis daha cok kazanir. araba firmalari bunlari otomatik diye ittirir.
Wv,seat,skoda,opel bunlarin alayi boyledir. Alman firmalari sever.

Otomatik vitesin ayri bir mekanigi vardir, yari otomatiklerde ise vites bildigin duz vitestir.
Bir tane mekanizma senin icin debriyaja kendi basar, sonra o vites cubugunu kendi itip cekerek degistirir.
Genelde kararsiz kaldigi icin vitesi cabuk bozar.

Gercek otomatikler daha stabil sistemler kullanir. Debriyaj falan yoktur bunlarda.

@alperz

O dediğin olay tam tersi için söyleniyor. Ama o da doğru değil. Araç D'de iken ışıkta durduğunda frene tam basarsan baskı tamamen ayrılır. Araç bunu kendi yapıyor zaten. N'ye almanın hiçbir esprisi yok. Hatta sürekli N/D arasında geçiş yaparsan şanzımanı daha çabuk eline alırsın. www.youtube.com

@divit

Opel Alman değil bu arada. Yıllar önce PSA'ya satıldı. Fransız markası şu an. Şanzıman olarak da Peugeot ve Citroen gibi CVT ya da AT kullanıyor.

Tam otomatik şanzımanlar eski teknoloji, @himmet dayı'nın anlattığı gibi CVT bir de yazmayı unuttuğu tork konvertör sistemler vardı.

CVT görece daha azdı piyasa da, genelde japon arabalarında olurdu yanlış hatırlamıyorsam.

Tam otomatik olarak bildiğimiz otomatik arabalar genelde tork konvertörlüdür, yapı olarak yüksek güce ihtiyaç duyarlar, yakıtı manuele göre daha fazla harcalar.

Son 20 yıldır üretilen hemen her otomatik araç aslında hep yarı otomatik, çalışma mantığını anlatmış arkadaşlar.

Tam otomatiğe göre avantajları çok, yakıt tüketimi manuelden bile az bir çok araçta, güçlü motor istemediği için her motor hacminde kullanılabiliyor.

Artık tam otomatik araç istesek de bulamayız, çünkü teknoloji buna göre evrildi. Son 15-20 yılda üretilen bütün lüks ve pahalı araçlarda vitesler hep tam otomatiktir.

Ben üreticilerin "daha ucuz" olduğu için tercih ettiği savına pek anlam veremiyorum.

Neden dersek, son 20 yıl içinde bütün büyük markalar yarı otomatik şanzımanlı araç üretirken, Hyundai - Kia gibi bazı markaların bazı ucuz modellerinde 4 vites tam otomatik şanzıman kullanması tuhaf değil mi?

yukarıda arkadaşlar teknik bilgileriyle, örnekleriyle tam otomatik nedir, yarı otomatik nedir açıklamışlar. işin doğrusu yukarıda yazılanlar.

ben de şimdi amele stili yanlış bilinenini söyleyeyim. piyasada ve ortalama üstü olmayan otomobil kullanıcıları arasında, fites kolunu sola çekip manuele alıyorsun ya hani istediğin zaman manuel kullanma imkanı da sunuyor, yarı otomatik diye ona diyorlar. yani "yarısı otomatik, öteki yarısı da manuel" hesabı. çok duydum öyle zanneden, o yüzden yazmak istedim.

neyi kast ettiğini bahseden kişiyi birkaç cümle dinleyerek anlayabilirsiniz.

@alperz

tork konvertörlü şanzımanlarda motor ile şanzıman arasında mekanik bir bağlantı yok ki. sıvı (şanzıman yağı) ile bağlı birbirine. araç durduğunda (vites boşta da olsa D'de de olsa) pompa döner ama türbin dönmez. Pompa ve türbin araç dursa da gitse de hiçbir zaman eşit hızda dönmüyor. Dolayısıyla ışıkta durduğunda, rölanti devirde pompa döner, türbin durur ise bu bir sorun değildir. Bu yüzden boşa almanın bir etkisi yok.

www.youtube.com

@himmet dayi biliyorum opelin alman olmadigini ama alman kafasindayken easytronic kabusuyla dunyayi opel tanistirdi. Yokusta kaydirirdi arkaya kabus gibi bir seydi.

Almanliktan kurtulan yari otomatikten de kurtuluyor.

Bir de bence cvt bambaska bir vites. Onu yari otomatik saymak sacma geliyor, tork konvertöru varsa otomatik degilse yari otomatiktir dusuncesi yuzunden hakki yeniyor.

CVT yarı otomatik diye geçmiyor ki?

Herkes yazmış zaten. Bir farkı yok kullanıcı için. Vitesi yana geçirince manuele dönüyor.

farkı, yarı otomatik robot ile debriyaja basarak vites değişimi yapıyor. tam otomatiklerde debriyaj yok.

trafiğin yoğun olduğu bir yerde yaşıyorsanız tork konvertörlü ve cvt şanzımandan şaşmayın.(tam otomatik) arıza ihtimali en düşük olanlar bu ikisi. zf ve aisin bu işte en iyi üreticiler.

yarı otomatik denen dsg edc dct powershift gibi viteslerden uzak durun.

edit: hatta ben artık kullanacağım aracın önce şanzımanına bakıp sonra modeline karar veriyorum.

Dönemin MB başkanı agbal in görevden alınması ve 128 milyar USD olayı.. t

Tabii başka faktörler de vardır elbet

Brunson krizi.
Dolar 3 liradan 8'e firladi.
Birikmis enflasyon bi anda tokatladi bizi.

Ondan oncesi 2008 krizi. 2008den 2018e sıkısmıs bir kriz vardi aniden patladi.

Valla nasıl anlatsam bilmiyorum o kadar uzun bir konu ki bu...
Herkesin kırılma noktası farklı. TR geneli kırılma Ekim 2010'dur ama kimsenin bu tarihten haberi bile yok. Bir daha düzelememek üzere kırılma ise Mayıs 2013'tür. Kur açısından ise 2017'nin sonlarıdır, 3.5'tan 9.5'a tam 4 yılda gitti.

berat albayrak dönemindeki para basarak kredi dağıtma olayı bence son 10 yıldaki en kritik olaydı. enflasyonu ve kuru zıplattı durduk yere, hala etkilerini yaşıyoruz.

Başkanlık sistemi referandumunda Evet çıkması. Diğer her şey bunula bağlantılı.

Bizi 'teget gecen' 2008-2009 krizi ve 2013 sikilastirmasi. Bunlara ek olarak politik saflari degistirmek sonucu gelen darbe olayi, brunson gibi sarsintilar. 2019 krizlerinden sonra zaten kimsenin tadi tuzu yok. Butun bunlarin yaninda kan emici yiyici grubu unutmamak lazim, refahinin dusuk olmasinda buyuk katkilari var.

Yani çok olay var da hepsinin etkisinin görüldüğü somut durum bence de rahip brunson olayı. Tam o sırada avrupa gezisindeydim, 20 günde euro 5'ten 8'e çıkmıştı

2 senenin mevzusu değil bu. elbette 2017 referandumu, brunson krizi gibi olaylar hızlandırmıştır. Ancak 2001 krizi sonrasında yapılan reformlar ve dünyada para bolluğu yaşanması sebebiyle ekonomiyi iyi yönetiyorlar algısı oluştu. halbuki o rüzgara iyi ayak uydurup günü kurtardılar.

en serti evet brunson olayıydı.

son dönem için diyorsan naci ağbal'ın görevden alınması kesinlikle. piyasalara güven veren adamı direkt asıyorsun...

piyasaların bildiği isimler (ali babacan, mehmet şimşek, naci ağbal) ne zaman sahneden çekildiyse, sonrasında çöküş geldi.

berat'ın gelmesiyle çöküş başladı kısacası tam olarak.

six senses kocataş'ta 2 gecelik konaklama esnasında güzel manzarada güzel yemek, güzel manzarada güzel seks, güzel spada güzel bir masaj ve rahatlama...
otelden çıkmadan gayet sakin ve baş başa bir hafta sonu oldukça verimli bence. illa bir sürü şey yapmaya gerek yok.

@bruce gecelik 4300 tl???

iphone se tabii ki. 5-6 yıl çok rahat kullanır. iphone'a geçsin, kolay alışır.

A52 tavsiye ederim. Uzun süre kullanır muhtemelen.

A72 aldim memnunum. Ekranı 6.8 inch. Büyük olması belki gozleri için daha iyi olur. Çok büyük derseniz a52 var.

S20 fe (snapdragonlu model) ya da a52.

S20Fe(snapdragonlu) bomba gibi, A52 almiskene A52s alin derim performansi düz A52 biraz daha iyi, zaten düz A52 kalkacak piyasadan.
Iphone a da hemen alisabilir kulanmasi kolay en ucuzu iphone se 2020 ama ekrani ufak.

Okulların yüz yüze öğretime geçmesi de etmenlerden.

öğrencilerin gelmesi + zincirleme kira artışı(ev yapımının azalması, kiralar arttıkça kiracıların evden çıkmak istememesi dolayısıyla daha az olan boş evlerin kiralarının artması)

Suriyelisi, afganı, kaçak göçmeni. Pandemi sonrası öğrencilerin gelmesi vs vs.

Sayılanlara ek olarak boş arsa yok. Yeni ev yapılamıyor.

Ama durmadan üniversite açılıyor.

Ev sahipleri ve emlakcilar arz talep dengesizligini aniden fark etti.

Talep hep vardi ama fiyati 2 katina cikarsak evi yine tutarlar mi denemesi yapmamislardi.
Yaptilar yamulduk.

son 6-8 ayda fiyatı uçmayan bir şey göster, ona göre bunun da açıklamasını yapalım. emlak piyasasını özellikle etkileyen bir şey yok. her şeyde olduğu gibi fiyatlar aşırı arttı, enflasyon bu demek zaten. yoksa yatırım olarak mesela dolar bazında bile baktığında fiyatlar aynı hatta yer yer daha düşük. yani eve milyonlar gömen adam çok mantıklı bir yatırım yapmış olmadı bile diyebiliriz.

Asıl olay fiyat artışları sebebiyle gelen malzeme fiyatı artışı. 6 liralık çivi 12 lira oldu. Beton, demir, boya filan herşey uçuk şekilde zamlandı. Bu yüzden yeni inşaat yok gibi birşey. İyi Müteahhitler yarım kalan işlerini bitirmeye çalışıyor. Culsuz müteahhitler onu da yapamıyorlar.

Ev arzı çok düştü, neredeyse durdu. 2018 inşaat krizinde çok müteahhit battı, batmadan yakayı kurtaranlar yeni işe girmedi, ev üretilmedi doğal olarak.

Sürekli artan nufus, artan göç, artan öğrenci sayısı ama talebe göre üretilmeyen ev sayısı. Sonuç kaçınılmaz.

(bkz: müteahhitler battı mutlu musunuz) başlığında güldük eğlendik, ama gülüp eğlenen bu insanların ev ihtiyacı olduğunda, bu ihtiyacı karşılayacak olanlar manavlar ya da kuruyemişçiler değildi bunu düşünmedik.

Kacak gocmenlerden oturu. Sen olmadigini dusunsen de zamaninda Suriyeliler gelince de bir benzeri olmustu. Ek olarak zaten yuksek enflasyon var.

pandemide evler bos kaldi. okullar kapaninca universitelere yakin evler (zaten oralari anca is/okul yakinligi icin tutarsin, o muhitlerden bahsediyorum yani) ya hic tutulmadi ya da "2 ogrenci kalacak bolussunler" diyip yuksek fiyat cekenler bunu tekil kiraciya yapamadi.

bir de insanlar ev degistirecekse de pandemi var diye yer degistirmedi.

bunlar ucuk fiyatlarin aciklamasi degil ama.

asil olay su, bazi semtlerdeki adeta komisyon sayesinde para basan emlakcilar parasiz kaldi bir anda. ayni sekilde ev sahipleri de zora dustu.

ve el birligiyle bi kampanya baslatip fiyatlari yukselttiler zarari kapamak icin. pr yaptilar resmen. baktilar olay tuttu devam ettiler...

obur semtlerde de insanlar e biz de arttiralim diyip zincire dahil oldular. olay bu bence.

tabi ki suriyelilerin katkisi devam ediyor, insaat masraflari olayi devam ediyor ama asil olay gizli kapakli baslatilan bu kampanyaydi maalesef. kimse de bu uyanikliga (!) dur diyemedi.

ben şirket değiştirmedim ama şirket el değiştirdi ve yeni şirketteki l&d imkanları çok güzel görünüyor. kendi udemy'si var gibi bişi ve ek eğitimlerin bir kısmına başvurmak için o portaldaki eğitimleri başarıyla tamamlamak gerekiyor. keza kendi departmanımın eğitim bütçelerini hazırlarken entegrasyon sürecinde olduğumuz için ek bütçe şansı verildi, kendime seçtim güzel bişiler. tl'nin değer kaybetmesinin tek avantajını burada gördüm diyebilirim, eskiden olsa çok para denilecek eğitimleri 10'a bölünce bütçeye çok şey sığıyor.

Şirketin kendi eğitim portali var. Yoneticilikten excele (5-6 farklı dilde), sap/oracle, iletişim, tedarikci yönetimi vs bir sürü alan için. Burada hem şirket tarafindan yapilmis hem de external eğitimler var.
Misal yeni yönetici olanlar için hem ülkede belirlenen şehirde toplu egitim ya da online eğitim var.
Buna ek yoneticiler için haftalik egitim kitapciklar geliyor, farkli konularda.
Buna ek her ay zorunlu eğitim oluyor bu portal üzerinden.

Buna ek Fransa'da sirketin sizin eğitiminiz için kenara yatirmasi gereken para var. Bazilari dil, bazilari excel vs baska şeyler icin kullaniyor. Bende su an 2bin 500 euro var 4 sene sonunda.

Benim kendi açımdan şirket beni lider gelistirme programina aldi. Cok farkli egitimler, workshoplar falan baya şey ogrendim.

Kısacası evet, şirket öğretiyor. Buna ek öğrenmek isteyen icin cok firsat var.

keyfim yok pek. güneşli açık havalarla şarj olan biri olduğum için kış ayları moralimi bozuyor. yine de sürekli 'down' değilim tabii. iş yoğun, o yüzden pek bir şeyle uğraşamıyorum son zamanlarda. işte değilsem evdeyim, evdeysem de ya film/dizi izliyorum ya da bi şeyler okuyor oluyorum. muazzam derecede sade bi hayat şimdilik. çözemeyeceğim dertlerim de yok gibi.

Valla kisin gelmesi benim acimdan guzel bir olay. Yalniz resmen soru bombardimanina tutmussun. Neyse, hepsine cevap vermeye calisirsam

1- Keyfim normal.
2- Hayatim da bisekil gecip gidiyor.
3- Oyle bos bos seylerle ugrasiyorum.
4- Simdilik derdim de aksama patatesli yumurta mi yoksa menemen mi yesem kararsizligi.

havalar bir sıcak, bir yağmurlu, bir soğuk. ard arda gerçekleşen genleşme ve büzülme yüzünden bir gün şiddetli bir rüzgarda parçalanıp savrulacak gibi hissediyorum.
egelilik sebebiyle film-dizi-kitaba hasret kaldım. temmuz'dan beri kış hazırlıkları devam ediyor. bu aralar da hafta sonları zeytin kır/çiz-kur şeklinde geçiyor.
"Dertleriniz neler?" aile büyüklerinin kronik rahatsızlıkları ile "ne olacak bu memleketin hali?" arası bir şeyler.

@adse, ben de iyiyim, teşekkür ederim. Ben de yaz sıkınca kış gelsin diyorum ama kış gelince de yaz geri gelsin diyorum. Klasik insanoğlu nankörlüğü. Yaz <3 ben.

www.rtings.com burası fikir verebilir.

hayır. daha çok istiyorum :D

bazen çıkıyorum kar cebe yakışır deyip, sonra daha çok ekliyorum. batıyorum.

uygulayamadığım için 1 günde 2500 tl yi beğenmedim şimdi 2 aydır 20.000 tl zararı çıkarmaya çalışıyorum.

bu yüzden robota geçtim, günlük %1 imi alıp çekiliyorum.

zaten asıl mevzu o, psikolojiyi yönetebilsek kazanmak kolay kazandığını elinde tutmak zor.

(bkz: iz süren stop)
edit: ekşi'deki açıklama tam olarak benim kastettiğimi anlatmamış. eğer teknik analiz biliyorsanız dalga bozulduğu anda kârı alıp çıkmalı veya en azından 10 birim kâra geçtiyseniz kendi tercihlerinize göre 5-6-7-8 lira kâra düştüğünde SL çaıştırırsınız.

bu arada belçika şu sıralar gözlenen ülke konumunda :P özellikle ev fiyatları uygun, fransızca veya almanca öğrenebilirim, diğer durumlar nasıl acaba... var mı birileri oralardan?

Hollanda. Çok memnunum diyebilirim.
Daha önce Fransa, Almanya, Abd’de 1 yıldan az yaşadım.

belçika'yı hollanda'ya tercih etmemin nedeni flemenkçe ve ev fiyatları aslında. ne kadardır yaşıyorsunuz? öğrenci olarak mı expat olarak mı? utrecht'te bile 30-40 m2 ev için 500 bin euro'dan düşük fiyat bulmak neredeyse imkansız. bunun yarı fiyatına belçika'da bağımsız evler var. hem de şehir merkezine çok yakın. dediğim gibi niyetim kalıcı olmak olduğundan bunlar önemli, yoksa birkaç yıl takılıp dönmek olsa problem olmaz.

ev satın alma takıntını kenara bırakırsan diğer kriterlere uyan bir sürü yer var. paranı orada kazan, kirada otur, evini türkiye'den alırsın ama tr'de olduğu gibi biraz çalışıp araba alıp satıp en büyük semtlerden ev alırım gibi bi kafa avrupada seçkin yerlerde imkansız gibi bir şey.

Fransa; çok memnunum.
Nerede yasadiginiza bağlı ev olayi. Benim yaşadığım 500-600 bin kişilik şehir. 3+1 70-80m2 300 bin euro civari. Ama ne is yaptiginiz nerede yasadiginiza göre çok değişir yani. Ama ev alma olayi neden bu kadar önemli ben de anlamadim.

Fransa'da çalışıyorum. 4 sene oldu.

20 senedir kanada kirsalindayim.

A$iri memnunum, aile doktorum acil bir romatolog gormen lazim ama en iyi ihtimalle 2 sene surer sira gelmesi o yuzden ya amerika'ya git ya da yallah arabistana diyince memnuniyetim daha da artti.

Kesinlikle Kanada'yi tavsiye ederim. Esrar yasal, hava guzel. Kuslar bocekler. Zaten insanin baska birseye ihtiyaci yok.

bir Türk her halükarda (özellikle batılı ülkelerinin) sağlık ve banka-kağıt-kürek işlerinden nefret edecek. Çok yavaş ve eski kafa çalışıyorlar.

Fakat geri kalan kafa rahatlığı, siyaset düşünmeden yaşam, orta sınıf hayatına dönüş gibi şeyler için Hollanda'da, Kanada'da, Fransa'da ve İngiltere'de yaşayan arkadaşlarımın hepsi çok mutlu ve asla dönmeyi düşünmüyorlar. Ama dediğim gibi atıyorum diş için bişey gerekse, bir operasyon yapılması gerekse belki de Türkiye'ye gelirler. O ayrı.

@sour
Herkes -ama herkes- İngilizce konuşabiliyor burada. Sosyal ilişkikerde Hollandaca bilmemek bir sorun olabilir ama expatler genelde expatlerle takılıyor malum.
Utrecht pahalı bir yer, Ben de Utrecht’te yaşıyorum ve evimiz 40 metrekareden küçük 1+1 bile değil 1000 euro ödüyoruz. Hollanda’nın en büyük sorunu bu. Büyük bir ev krizi var. Her hafta protestolar oluyor ama mesele kolay kolay çözülecek gibi durmuyor. Ev fiyatları son 1 yılda %16 arttı.

@roket adam turkiye'de evim var zaten. araba hic satin almadim. avrupa'nin pek cok ulkesinde ev almak cok da zor degil. ornegin cekya veya macaristan'da vergi %15 oldugundan ve orta sinif gelirleri cok sapmadigindan ev almak gorece daha kolay. bunlar seckin degil dersen almanya'da da gorece kolay. bugun berlin'de 250-300 bin euroya ev bulunabiliyor. kreuzberg taraflarinda daha uyguna da vardir sanirim ama oralar da cok "sey." pek cok yerden nereyi onerirsin ornek olarak?

@sivrisinek cok haklisin. abd'de yasadim. abd ciddi anlamda pahali bir ulke. abd'de her sey para. biraz klasik olacak ama olmek uzereyken ambulans cagirsan bile binlerce dolar borc cikiyor. aslinda turklerin genelde abd'yi anlayamadiklarini dusunuyorum. tuhaf bir ekonomik sistemleri var. turkiye'de abd'ye gitmek icin can atanlar, devletimiz bize bakmiyor diye kiziyor. enteresan. iste burada avrupa ulkeleri benim acimdan one cikiyor. avrupa ulkelerinde genelde vergiler %50 civari hatta asanlar bile var. fakat fakir, evsiz, saglik ve egitimden mahrum kalan insan sayisi abd'ye gore cok daha az. abd'de eger 15-20 saat calisirsan iyi para kazanirsin fakat bunun aynisini avrupa'da yapamazsin. birincisi calistirmazlar, ikincisi bir anlam ifade etmez pek. cunku kabaca yilda 150 bin euro kazaniyorsan 75 bin eurosu devlete vergi olarak gider. daha cok yazilir ama uzatmayayim.

kanada ve avustralya'da gundemimde ama avrupa'da bir alternatif olusturmaya calisiyorum.

@nhk ni youkosu aynen oyle. ben de o yuzden turkiye'ye donmeyi dusunmuyorum zaten. hic 'burada kurulu duzenimiz var yegenim' edebiyati yapacak durumum yok. gecen sene dis operasyonu icin turkiye'ye gittim dedigin gibi :D

@but that was just a dream cok iyi. utrecht'i cok arastirdim. eger hollanda olacaksa oraya gecis benim icin cok daha kolay (isimle ilgili nedenlerden oturu). fakat dedigin durumlardan haberdarim.

Memnunum, hatta keşke daha önce taşınsaydım.

Dil öğrenmek belli bir yaştan sonra özellikle iş için gerekmiyorsa angarya geliyor ama artıları eksilerinden fersah fersah fazla.

Şimdiye dek canımı sıkan iki şey oldu: 1) Kalifiye çalışan maaşlarının düşüklüğü (bu aslında biraz refah seviyesinin yüksekliğiyle de alakalı ama Amerikan şirketlerinde çalışıp çözmek mümkün) 2) Ergen solcu kafasıyla koyulan aşırı yüksek araba vergileri (sırf bu yüzden etraf 10+ yıllık çevreye zararlı arabalarla dolu ve Almanya'dan ikinci el araba getiren şirketler var)

Hepsini geçtim sırf şehirlerin güzelliği ve sessizliği bile bir ömür geçirmek için yeterli benim için.

cekmekoy sancaktepe. gebze asiri uzak ama cekmekoyde metro vs var. gebzede marmaray var ama yine de istanbula ulasmasi epeyi uzak kaliyor

mobilden ediyleyenedim de cekmekoyde zaten soylediginiz fiyata ev yoktur

Çekmeköy de o fiyata ev yoktur

Gebze Mutlukent fena değil. Amaç İstanbul'a yakın olmaksa bulabilirseniz Tuzla.

San Marino dediğin hala varlığını koruyabilen dünyanın en eski devleti.

Batı Roma yikildigindan ve feodalizm yayılmaya başladıktan bu yana yüzlerce hanedan, soylu aile ortaya çıktı. Bazıları çok güçlendi prenslik, krallık oldu bazıları dukalik,kontluk olarak kaldı. Prusya baskın gelene kadar Almanya bunlar gibi 400 devletcikten oluşuyordu, zamanla güçlü olanlar diğerlerini yuttu. Bunlar da bir şekilde ayakta kalanlar, aile bağları, maddi zenginlik vs sayesinde.

Neden olmasın? Ben olsam hepsinin tarihini açar okur anlarım. Mesela lihtenstayn yüzlerce alman prensliginden birisi. Almanya ile sınırı olmadığı için pusuya tarafından Almanya imparatorluğu kurulunca dışarıda kalmış. Zorla bir yere mi bağlansın yani.

daha guzel. gordugun gibi cogunlugu zengin, refah ulkeleri.

taksit yapılmıyor ama bazı bankaların kartlarıyla cep telefonu alışverişini sonradan taksitlendirebiliyorsunuz, hangi bankalar bilmiyorum ama. şirket kartlarıyla taksitle alınabiliyor. en temizi tüketici kredisi.

faturaya yansıtma olayı oluyor

Bireysel kredi kartı ile hayır, şirket ile evet. Bir de hemen kredi kullandırma opsiyonu var.Örneğin mediamarkt denizbank ile anlaşmış. Vade farksız taksitlendirerek hemen kullandiriyor. 3500 TL altı 10 taksit, 3500 üstü 3 taksit, faizsiz.

Turkcell Vodafone falan faturaya yansıtma fahiş fiyata geliyor.

Fantastik sevebiliyorsanız kalmaz, zaten seri ilerledikçe yetişkinlik seviyesi de artıyor ilk kitap gibi kalmıyor mevzu. (keza film)

Fakat fazla çocuksu kaçsa ne ziyanı var ki, ne güzel işte severseniz izleyin gitsin.

Biri sırt çantası takıyor diye çocuk der, beriki dijital saate çocuk der, öbürü baskılı t shirt'e çocuk der. :/

Kitabını okumadıysanız asıl onu tavsiye ederim. Pek çok yetişkin tıpkı bizler gibi Harry Potter serilerini beklemiş, "Yaşasın! Bu sefer de 1000 sayfadan fazla. Oley!"demiştir. Ve de acayip hızlı okunan bir seridir, su gibi akar gider. Eşinizle fıstık gibi muhabbetini yaparsınız.

Filmlerine gelirsek, ben kitabını okuyan biri olarak izleme heveslisi gibi bakmadım hiç. Sinemada 1-2 kez izledim, sonrakileri denk gelirse biraz baktım o kadar. Doğrudan filmleri izlerseniz pek sarmaz ama hem okuyup hem izlerseniz oldukça içine çeker.

Aha buldum! En iyisi siz sırayla kitapları okuyun, ardından da onun filmini izleyin. İşte muhteşem kombinasyon budur. Aklın yolu birdir.

Sadece ilk iki filmde çocuklar. Üçüncü ve dördüncü film ergenlik. 5, 6, 7 yetişkinler. Bence izleyin.

Ay cok guzeldir, kesinlikle izleyin

Bir her sene belirli zamanlarda izliyoruz, izleyin.

Kitapları okuyun +1
Filmleri sonra izleyin, hatta bence izlemeseniz de olur.

eşim de geçen haftalarda kitaplarına başladı. her kitaptan sonra o kitabın filmini izliyor. ben de eşlik ediyorum. açıkçası filmler (çocuksu olmasından bağımsız) dandik, izlemeyen bir şey kaybetmez ama izlenmeyecek kadar kötü de değiller. eminim ki kitapları daha zevklidir.

bildigin cocuk filmi abi ne gerek var, vakit kaybi resmen.

Bitiremedik :/

Mad parfümün armani code’unu deneyebilirsin.

forum.donanimhaber.com

Sahibi eser; bu işin hakkını vererek yapan ender insanlardandır. Yıllardır alışveriş yapar ve tavsiye ederim daha yanılttığı veya mahçup ettiği olmamıştır.

Bunun kuyruğu kısa

labradordan hallice sokak köpeği. kuyruğu da kesilmiş/kopmuş.

Bizde kuyruğunun koptuğunu düşünüyorduk. Taa ki, yavrularının da kuyruklarının aynı olduğunu görene kadar.

kisa kuyruk geni tasiyan bir sokak kopegidir. Kisa kuyruk geni kopeklerde baskin gendir. Yani tek alelin olmasi kisa kuyruk olmasi icin yeterlidir. Zaten iki alelli olanlar daha dogmadan rahim icinde oluyorlar. Eger atalarindan biri kisa kuyrugu olan cins bir kopekse nesiller boyu gen aktarilmis, yavrularinda da cikmis olabilir.

Kunduracıya götür kalıba sokup bi numara büyütür.

www.climbing.com

belki hatirlatir :) meru olma ihtimali var eger everest kesin degilse

yok meru da değil, baya bir liste baktım ama bulamadım.

İlginç. Sayilari okurken ayirma noktaları farklıymış.
Bizdeki karşılığı: 1.252.230
Biz 1 milyon 252 bin 230 derken, onlar 12 x, 52 y, 230 z diye okuyorlarmis.
O virguller sayinin nasil okunacagini gosteriyor yani.
İndian numbering system ya da indian numeral system diye aratırsan ayrıntılari da ogrenebilirsin.

Ben de pek sık arayıp soran biri değilim. Aylarca arkadaşlarımı aramadığım oluyor.
Soğuk ve mesafeli davranışa bir kere maruz kaldım. Neden soğuk davrandığını sordum. Arayıp sormadığım sürede aile büyüklerinden biri rahatsızlanmış, aylarca hastane hastane dolaşmışlar. Ben kendisini haklı buldum. Özür diledim. Hala en yakın arkadaşlarımdan biridir.

Koltuklarda eğim var fakat küçük bir sahne olduğu için kenarda olunca da öyle çok problem olmuyor.

Sorumluluk almamak adına öneride bulunmuyorum ama ben olsam 2. Sıra kenardan almayı tercih ederdim sanırım. .

Valla küçük bir sahne. Ben neredeyse en arkadan bile izlemiştim, sıfır sorun.
Eğimli bu arada.

Tiyatro ilk 4-5 sıradan geriye gitme ve kenardan alma. Onlerden ve ortalardan.

Bizim lojistik endustrisi saglam, ic piyasada hep yerliler hakim zaten.

Transitte Avrupa-Ortadogu yollarinda genelde Turk-Polonyali-Romanyali gibi balkan milletleri var.

Insanlar depo kiralayip icine esyalarini tikiyorlar, sonra unutuyorlar/oluyorlar.

Kirasi odenmeyen depo acik arttirmada satisa cikiyor. Burada anahtar nokta deponun icindekilerin bilinmemesi. (Bazilarinda deponun resmi cekiliyormus satistan once)

Bu depolari acik arttirmada almayi is edinmis insanlar var iste. Cikanlari satiyorlar.

bizim ulkeye uyarlarsak sen evin kirasini odemeden birakip kaciyorsun. Ev sahibide biryerlere ilan veriyor, winstoncu kirayi vermedi kacti esyalarini satacam diyor. 3-5 kisi geliyor, senin evin kapisini aciyorlar. Iceri girmeden millet fiyat veriyor, en yuksek parayi veren senin esyalari toplayip iceriyi bosaltiyor. Icerdeki zuladan yuklu miktarda altin/doviz de cikabilir, sadece kokulu coraplarin da. O da alicinin riski.

feyyazın repliği dizinin adını bilemedim

apple olmayacak'a kadar m1 macbook air'i tarif etmişsin ama, apple olmayacaksa yeni nesil işlemcili ideapad'den yana kullanıyorum oyumu.

matebook serisine bi göz atabilirsin. pahalı aralığın apple kadar ise uygun kalıyor bayağı

bütçe belirtmemişsiniz ama şu işinizi görür gibi:
www.hepsiburada.com

(bkz: Deniz De Courton)

hocam aslında fransızcada dönis nasıl yazılıyor onu merak ediyorum.

youtu.be
yukarıda firdevs hanım deniz demiyor, dönis diyor ya onu soruyorum.

Fransız adları arasında Dennis var. Belki olabilir.

Fransızca'da Denise ismi var (fr.wikipedia.org)

Sınırsız YouTube çalışır.

Telefonu sürekli olarak tablet ya da tvye modem yapsam da telefonu rahat rahat kullansam olur mu?

Olur.

Telefonu tvye modem yapınca sınırsız YouTube olmuyor. Hem de baya çok GB gidiyor. Sadece smart view ile oluyor e onda da telefon iptal.

Üç kez Sinovac olanlar için süreç tamamlanmış görünüyor. Dördüncü doz yok.
Ama üçüncü doz Biontech ise açılması gerekir.

Enabız'a girip covid aşı durumunu tıklayınca altta seyahat nedenleriyle 4. dozu istiyorum gibi bir seçenek çıkıyor, ona tik atınca 4. doz için randevu açılıyor.

markalar genelde yedek parça sağlıyor hatta bazıları eve gelip tamir edip gidiyor. rampage ile iletişime geçin en kötü parça satarlar.

cdn.dsmcdn.com şu parça mı bozuldu? ona göre cevap vereceğim.

Ta kendisi @false pretension

koltuğun garantisi varsa bu parçanın değişmesi lazım. değiştirmesi zor değil. sen bile değiştirebilirsin.

garantisi yoksa google'a ofis koltğu yedek parça olarak aratınca çıkan parçalarda bu parçayı göreceksin. seninkisiyle aynı boyutta olan parçayı sipariş ver.

nasıl söküp takacaksın : www.youtube.com

önce amortisörden sökeceksin rahat takabilmek için. istersen amortisörden sökmeden de yapabilirsin ama zor olur, direkt koltuğa bağlı vidaları sökebilirsin.

bu parçayı koltuktan söküp takmak için lokma vidalama takımına ihtiyacın olabilir. vidaları biraz farklı.

garantisi olmasi lazim. bir arastirayim bakalim. cok tesekkurler!

tr.ifixit.com

Son yıllarda hiç alışveriş yapmadım ama eskiden güzel bi siteydi.

Yan sanayi macbook bataryası üst üste 5 tane iade eden arkadaşım oldu. Genelde kötü oluyorlar.

Hocam paypal ayarlarsan ancak ebay’dan alabilirsin. Yan sanayiden uzak dur, tr’de oem bulmak aşırı zor.

apple urunlerinde yansanayi batarya kesin sikinti cikartir, yan sanayi kabloyu bile sevmiyor aletler. pahali ama oem tak gec diyorum, early 2015 seni 2-3 sene daha goturur.

dataservis.net

ben buradan aldım değiştirdim, bende bi sıkıntı çıkmadı ama buradan alıp değiştiren arkadaşların bazıları memnun kalmamış.

en önemli şey pil kalibrasyonunu doğru yapabilmek, bunu yapamazsanız pil çöpten farksız oluyor.

orjinal değl tabi benim söylediğim, apple parça satmıyor çünkü.

11 aydır kullanıyorum ve çok memnunum,

@jingle isimli sözlük yazarının güzel bir entrysi var macbook pro başlığında

Yanlis hatirlamiyorsam ilk gecis Bizans icindeki bir taht savasina yardim icin oluyor, o arada Trakya'ya yerlesiyor geri donmuyor elemanlar, Sonra ordan sagi solu ele gecirmeye devam.

Istanbul alinana kadar iki taraf arasinda iletisim ve lojistik gemilerle ama kocaman ordulari gecirmek zor oldugundan Osmanli hangi tarafa sefere gittiyse karsi tarafta da acil durumlar icin bir guc bulunduruyor.

Merhaba 7,8 bine 35 m2 isitilamiyor galiba. Btu hesabını yapabilirsiniz netten.
Gecen hafta arastirdigim kadarıyla yazıyorum. Soğutmayi her klima yapar ama ısıtma için iyi bir şey olmalı yazıyordu. Mitsubishi Electric, Toshiba, Panasonic, Mitsubishi Heavy, fujitsu, hitachi, daikin falan oneriliyordu forumlarda.
Ben mitsubishi heavy aldim. Direkt bayi fiyatının 1000 TL altına trendyoldan. Bayi bizden başka satan olmaz falan diyordu ama gayet de satılıyor. Hem kupon vardı hem puan geldi. Hem de iklimsa garantili.

www.trendyol.com

400B takipçi yapıp hala işbirliği nasıl olur bilmiyorsanız sanırım takipçileri satın aldınız daha yeni?
Organik, severek takip eden insanlar olmadıkça Trendyol ve benzeri platformlardan iyi kazanç beklemeyin derim.

Bir şekilde emeğinizle oluşturduğunuz bir takipçi kitlesi varsa Trendyol, Hepsiburada.

400k takipciyle firmalar mesaj atmaya baslamadiysa bir gariplik var.

Bunlar 12v ile calisir powerbank 5v verir oradan zaten patliyor.

Powerbank'lerin cogunda karsi taraftan cevap alamiyorsa akimi kesiyor elde var 2.

12v motosiklet akusu ve sarj cihazi alabilirsin ya da aku takviye cihazlari oluyor 12v kaynagi.

çakmaklık 12 volt, prize de adaptörle bağlıyorsunuz o da 12 volt.

power bankler 5 volt, bir çeviriciyle vs yapılabilir belki ama amper yetmezse power bank zarar da görebilir.

Şarjlı pompalar var, bütçe müsaitse onlardan alınabilir belki.

Biraz overkill olabilir ama ecoflow delta gibi cihazlar istediğini yapar.

çalındı kredi kartlarıyla twitch yayıncılarına para gönderiyorlar. yayıncılarla anlaşıp komisyon karşılığında yapıyorlar bunu. yani yayıncılar paranın bir kısmını dolandırıcılara geri yolluyor kripto para ile. böylece çalıntı para aklanmış oluyor twitch üzerinden.

bazı yayıncılar da bu dolandırıcılığa ortak olmuş oluyor para için. 100-200 izlenen yayıncılar aydan 2-3 bin dolar kazanabiliyor bu sistem ile.

Twitch hacklendi, bilgileri sizdi. Bilgileri inceleyenler bir suru ilginc sey buldular bunlardan biri de bu hadise.

Cesitli ceteler kredi karti hirsizligi ve kara para aklama yapmislar Twitch yayincilari ustunden. Bu yayincilarin buyuk kismi 50-60 izleyicili yayincilar ve kayitlara gore kazandiklari para izleyici sayilari ile uyumlu ve gercekci degil. Zaten sucunu itiraf edenler de oldu arada.

Kredi karti hirsizi ceteler yayinciya gelip, sana twitch uzerinden bagis yapalim, o paranin %20sini al 80ini bize bitcoin olarak yolla diyor.

Sonra kopyaladiklari kredi karti bilgileri ile twitch uzerinden yayinciya bagis atiyorlar. (Ikinci yontem de aklanacak kara para ile bot farm kiralayip o botlara reklam izletip yayinciya oyle para kazandirmak)

Bu sekil cok cilgin paralar kazanan kucuk ve buyuk yayincilar var. Bir suru yayinci rezil oldu. Bu is mahkemeye giderse bir suru insan hapis alir ama gider mi bilmiyorum.

Bu arada bu hadisenin Twitch'de olmasinin sebebi, Twitch'in para kaybetmemek icin ek kredi karti guvenligi kullanmamasi.

Twitch anne-babasinin kredi kartini kullanip bagis atan bir suru 18 yas alti veletten beslendigi icin, kredi karti olayina ek guvenlik koydugu anda para muslugunu kaybeder.

Ben de kaynak yapayım. Peki jahrein denen kullanıcının ve shiftdelete'in yandaş sahibinin olayla bağlantısı ne? Bu olay üzerinden bi atışma olmuş sanırım.

Jahrein temiz oldugu icin diger yayincilara cakma firsati buldu ondan ekstra reklam yapiyor, ama asil olarak durust bir bicimde saatlerce ugrasip iki kurus kazanan yayincilar kazan kaldirdi tabi #temiztwitch diye.

forumtr'de ilk biri başlık açmış, bir de kara para aklama değil bu dolandırıcılık/hırsızlık

şimdi şöyle en özet ve detaylı biçimde yazacağım.

twitch database'i bir süre önce hackleniyor. bilgiler açığa çıkıyor.

bir süre geçiyor;

knight online'da kişiler kendi aralarında twitch'te kazandıkları paraları inceliyor. bunlar incelenirken çok az takipci ve seyirciler knight online yayıncılarının 1500-2500 dolar arası aylık kazancının olduğu ortaya çıkıyor.

sonra bu olayın açığa çıktı frmtr sitesinde insanlar tek tek yayıncıları irdeliyorlar ve bu aklama operasyonunda yüzlerce yayıncı ağa takıldı. knight online yayıncıları dışında esportcu kişiler de ağa takılıyor.

bunlar nasıl oluyor da bu kadar para kazanıyor derken birileri itirafçı olup durumu anlatıyor. ajans altında çalışan bir grup insan çalıntı kredi kartlarıyla anonim olarak anlaştıkları yayıncılara bağış atıp, atılan bağışın bir kısmını geri alıyorlar. bu sayede kara para aklanmış oluyor. kara para aklayanlar bu paranın bir kısmını kripto para olarak geri istiyor.

Tek başıma gittiğim tiyatroda yanımdaki kişiyle oyun başlamadan numaralaştık etkinlik arkadaşı olduk:D
Kütüphanede birkaç gün göz aşinalığı sonrası günaydınlaştığımız biriyle de 1 hafta sonra arkadaş olduk:D
Yine çalışma salonunda masasında ilgimi çeken bir kitaba binaen sorduğum soruyla arkadaş olduk:D Sanırım en eskisi bu oldu 2013'ten beri çok sevdiğim bir arkadaşım.

En yakin arkadasimla kutuphanede tanistim, olabiliyor bazen

Ev arkadaşı ararken eve bakmaya gelen kız, bu şehirdeki işle anlaşırsam yerlesebilirim dedi. Bu arada diğer taliplerle görüştüm ama onda kaldı aklım. Karar öncesi aradım, işi olmamış ama bir şeyler içelim mi dedi. Yıllardır da farklı şehirlerde olsak da denk geldikçe görüşüyoruz.

üniversitedeyken cafede tanışıp arkadaş olduğum insanlar oldu. üniversite sonrası olmadı hiç.

iki kişi var(dı), ikisi de yabancı. biri mısır'dan expat, diğeri tataristan'dan öğrenci. ikisiyle de otobüste tanıştım ve tanışma hikayem neredeyse aynı. yüksek lisans yaptığım sıralar, sırtımda çanta, elimde bavul+ poşetler/bilgisayar çantası. memlekete gideceğim. terminale gitmek için şehiriçi otobüse binerken biri ingilizce bir şeyler söyleyip kaptı bavulu, otobüse çıkardı. mısırlı ile böyle tanıştık.
yine aynı sahne. bu sefer bavulu kendim çıkarmıştım, otobüsün ortasına doğru ilerliyorum. biri kalktı hatasız bir türkçeyle "lütfen, siz oturun." dedi. bu da tatar öğrenci oluyor.
ikisine de o gün bana niye yardım ettiniz diye sordum. biri o kadar yükle otobüse bindiğimi görünce kendisi gibi expat olduğumu sanmış, diğeri de bizim oranın insanlarına çok benziyorsun dedi.
1.5-2 yıl kadar arada buluştuk. kendi grupları vardı zaten, onlarla takıldım. sonra mısırlı dubai'ye gitti. 3-4 ay sonra da ben memlekete taşındım.
eksisozluk.com

Yol soran turiste ayni yone gittigim icin eslik ettim. Simdi Facebooktan muhabbetimiz var.

Los Angeles'tan bisikletiyle yola çıkıp dünyayı dolaşmaya başlayan bir gezginle tanışıp üç dört gün evimde misafir etmiştim. Hâlâ mailleşir, hâl hatır sorarız birbirimize.

Kalabalık caddenin kenarında, bir ağacın altında kocaman haritasına bakınan biriydi. Yanına gidip yardıma ihtiyacı olup olmadığını sormuştum, sonra sohbet muhabbet derken başladı arkadaşlık :)

Olmaz mı?! Çok oldu çünkü rasgele insanlarla muhabbet etmeyi seviyorum :)

Turda tanistigim arkadasim var sayilir mi bilmiyurum. 10sene oldu bu yıl itibariyle, hala da gorusuruyoruz.

Onun disinda tek seferlik karsilasma ile arkadas olduklarim kalici olmadi.

Üniversite ortamında bu tarz durumlar çok olur. Bir gecede bir sürü kişiyle tanışır kaynaşırsın ve sonra birkaç hafta içinde o insanların izine bile rastlamazsın.

Ofansif algilanmasin da tinder'a bir kizin ihtiyaci yok zaten.
Girenler de takipci kasiyor iste.

Kadınlar ve erkeklerin beklentileri arasında farklılık var çokça. Bu da dengesizleştiriyor uygulamayı. Ama sonuçta herkes arayıp ihtiyacı beklentisi ölçüsünde kişi bulabilir

cevabı kendin vermişsin zaten

" Ya abi sen oraya Instagram'dan takipçi kasmak için mi kaydoldun? "

e evet.

Instagram takipçi sayısına göre "iş birliğinden" oturdukları yerden para kazanmanın kolay olduğunu gören kadınlar tinder vs. açıp takipçi kasıyor. en kolay takipçi arttırma yöntemi :) kullanması bedava, hiçbir şey yapmıyorsun takipçi geliyor. illa ki tinder'ı date için kullananlar da vardır ama en az %80'i tamamen Instagram takipçisi kasıyor.

bizde yok galiba hakikaten, meraktan okcupid konumunu ingiltere vs. gibi yerlere değiştirdiğimde kadınların en azından profillerini doldurduğunu görüyorum bizde büyük çoğunluk ya "eğlenceli" yazıyor ya da instagram adresini

Turkiye, Hindistan gibi yerler arz talep dengesizligi arsa vardigi icin guzel bir ortam sunamiyorlar bu konuda.

Ama komik olan diger yerlerde de durum anlatildigi kadar gunluk guneslik degil. Corona ile birlikte insan iliskileri konusunda garip bir doneme girdik. Herkes yalniz ve butun ortamlar toksik. Hayirlisi diyorum.

Tahminlerimi yürüteyim, asla gerçekci dayanak değildir yazdıklarım;

Beylikdüzü Tuzla'dan 3 kat büyük yaklaşık, en başta yüz ölçümü farkı var.

Bir diğer aklıma gelen ise Tuzla eskiden beri bilinen bir yerleşim yeri, sanırım 70-80'lerin sayfiye bölgesi. İnsanların baya yazlıkları filan varmış, eski Yeşilçam filmlerinde denk gelirsiniz bahsine.

Beylikdüzü ise daha bakir, yeni yapılaşmaya hem altı hem üstü daha müsait bir bölgeydi.

Bilemeyeceğimiz ama tahmin edeceğimiz bir ihtimal daha var, o da Beylikdüzü'nde büyük arsa sahiplerinin beledeyilerde ve hükümette hatırı sayılır birileri olma olasılığı.

avrupa yakası olması sebebiyle diye düşünüyorum. bir de beylikdüzü, avcılar ve büyükçekmece arasında nispeten oturmuş ilçelerin arasında kalıyordu. bununda etkisi olabilir.

edit: bir de metrobüs etkisi.

avrupa yakasinda oturacak yer yoktu oraya dogru ittiler sehri.

Anadolu yakasi da simdi maltepeden itmeye basladi hem kuzeye hem doguya dogru itiyor.

Onceden kimse maltepeyi begenmezdi simdi kartal'dan ev tutmak zorunda kaliyorlar. Tuzla'ya akacak kalabaligi kurtkoy diye bir yer yaparak emdiler 10 sene once.

tuzla eskiden beylikdüzü'ne göre daha pahalı bir semtti. beylikdüzü ise bomboş bir araziydi, o yüzden.

avrupa yakasi+1 beylikduzunde otururken kalabalik diger semtlere ulasim 40 dk surebilir toplu tasima ile. yani is merkezlerine daha yakin. tuzladan kalabalik bi ilceye gitmek icin nerde calisip tuzlada kalinir anca sabiha gokcende falan calismak gerekir. onun disinda 40 dkikada kartal'a variriz. beylikduzune yapilan seyin bir kismi kurtkoye yapildi

USDT TRC20 ağı ile 25 centten daha ucuza mal oluyor.

algo 0.1 fee'si, 18 cent civarı yani. işlemi borsa onayladıktan sonra ortalama 4snde chaine yazılır.

xlm-stellar lumens önermişlerdi bir de. onun avantajı nedir?

btt'ye çevirerek yapıyorum şahsen.

ptt en ucuzu. takip nolu yollayın tabi.

Pttye bu ay uluslararası kargoda %35 falan zam geldi. Maalesef o sektörte de kur cok fark yaratiyor

Mesaj attım.

5600x kullanıyorum benzer bir sorun hiç yaşamadım.