www.kararara.com

bulunur da ben bumble öneririm. daha kaliteli insanlar var. tinder çok leş kalıyor. okcupid de olur.

okcupid dene. tinderdan biraz daha kaliteli bir yer.

benim eski ev arkadasim sevgilisiyle tinder'dan tanismisti. basta arkadas olarak muhabbet ettiler, iyi anlastilar, sonra sevgili olmuslardi. hatta benim tinder on yargimi kiran sey (kendim kullanmasam da) onlarin iliskisi olmustu: gayet akilli, donanimli, tatli insanlarin da bu uygulama vesilesiyle birbirlerini bulabileceklerini gormus oldum.

ha bunun olma ihtimali bence tinder'da cok dusuk, orasi ayri. bence "sevgili aramak" da sacma. sevismek icin, sohbet etmek icin, hayatinda birileri olsun diye istek duymayi anlarim da "birileriyle tanisayim ve sevgili olalim" dusuncesi sagliksiz geliyor bana. bunun dogal gelisen bir surec olmasi gerekmez mi? o yuzden simdilik iyi anlasabilecegin kafa dengi birini bulmaya calismak daha mantikli sanki, sonrasina bakarsiniz zaten.

%99 ihtimalle one night stand ya da hayatının aşkını arıyor gibi davranıp 3 gün sonra ghosting yapacak tiplerden oluşuyor tüm uygulamalar. Ancak, %1 ihtimalle düzgün birine de denk gelebilirsin.

o uygulamaların çoğunda kültür ve eğitim düzeyi düşük insanlar fink atıyor. bir tane düzgününe denk geleceğim diye 99 tane nargile kafe müdavimi kısa paçalıyı elemek zorunda kalırsınız, zamanınıza yazık. hiç mi arkadaşınız yok, sizi, anlaşabileceğinizi düşündüğü birileriyle tanıştırsın? böylesi çok daha güvenli

her şey her yerde bulunur ve bulunmaz.

sevgili arıyorum diye ortalarda dolaşırsan karşına seni dolandıracak 100 kişi çıkar bunun suçlusu da uygulama yada senin tecrübelerinden oluşan belirli bir kitle olur.

hiç bir şey aramıyorum karşıma ne gelecek hayat ne getirecek dersen önüne bir sürü iyi insan çıkar, kimiyle sevgili olursun, kimiyle sevişirsin kimiyle arkadaş olursun.

Biz tinderda tanışıp evlendik ama 5 sene önceydi. Güncel durumunu bilmiyorum uygulama ortamının :)
Hiç de kezban demedik birbirimize aahahsj

Tinder değil de bumble ya da okcupid diyorum. Benim şu anki sevgilim bumble’dan tanıştığım bir kişi, sevgili bulma niyetiyle bile girmemiştim. Tinder’dan tanışıp evlenen arkadaşım da var, başta gayet takılıyorlardı bir de. Olabiliyor yani kezban vs böyle kalıplara sokmayın kendinizi:)

kötüleşme olmadığı sürece bol bol c ve d vitamini, dinlenme dışında yapılacak bir şey yok. geçmiş olsun.

Annem covid. Belirttiğiniz semptomları gösterdi aynı şekilde. Şu anda daha iyi.

Birkaç doktor tanıdık ek destek olarak Solgar Quercetin Complex'i önerdiler. Onun haricinde günlük 2000 mg kadar C vitamini, d3/k2 vitamini vb... Ecopirin'i de özellikle tavsiye ettiler kan sulandırıcı olarak. Hastanedeki doktor da Augmentin, Parol, Bricanyl, ibucold C yazmıştı. Hepsini kullanıyor. Oksijen 90'ın altına düşüyorsa bir doktora görünmek iyi olabilir.

Geçmiş olsun.

frekans aralıkları farklı olduğu için normal bir anfiyi yırtabilirsiniz bas gitarla.

@anten o zaman bas gitara uygun önerin var mı ?

www.zuhalmuzik.com

Her amfi önerisinde söylediğim şeyi yazmaya geldim :D

İkinci el en az 20 watt bir Roland Cube (bas) tavsiye ederim.

Akustik gitarı elektrik gitar amfisinde kullanabilirsiniz fakat bas amfisi ve elektrik/akustik gitarları karıştırmamanızı öneririm.

Bası elektrik amfisine zaten girmeyiniz, akustiği de bas amfisine girerseniz (amfiden amfiye değişmekle birlikte) genellikle muffled kapalı tercih etmeyeceğiniz bir ton alırsınız.

Şöyle bir opsiyon var klavye amfisi alıp (behringer'inkiler iş görür seviyede) mikrofon, akustik (line çıkışlı preamp olma şartıyla) bas gitar da girebilirsiniz.

www.sescibaba.com

şu listeden K serisi olan amfilere bakarsanız birden fazla inputları var sokak müziği için ideal. Akü ile ne kadar manalı sonuç verir tecrübem yok.

yıllarca bu yaş grubuna özel ders verdim.

öncelikle çocuğun dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu gibi yani bu ve "benzeri" eğilimlerini meslek erbabı hekimlerle görüşüp analiz edin. hiçbir şeyi yoksa da diğer mineral ve vitaminlerine b12,D,nero nutrients gibi -kan tahlili yaptırarak- kontrollü şekilde takviye aldırın gerekirse.

aileler, çocuklarındaki algı bozukluklarını asla ama assssla kabul etmemeye yatkın oluyorlar. olan çocuklara oluyor, bu tuzağa düşmeyin.

ders dışında mutlaka bir hobisi olsun (mümküse bir spora) devam etsin. spoar olacaksa takım sporları, örneğin müzik olacaksa çok sesli çalışmalar vb olursa daha iyi. bunları hobi olarak değil, düzenli ve disiplinli (elbette süper performans göstermesi şart değil) ve iptal edemeyeceği bir uğraş olarak görmesi lazım.

matematiği neye göre iyi? okuldaki notlara göre mi yoksa bağımsız bir şekilde ölçebiliyor musunuz seviyesini?

mutalaka sık ve bol molalı çalışmalı. pomodora gibi düşünün. örneğin gündüzleri kısa süreli bir mini çalışma (1-2 yaprak testi) akşamları hep aynı saatte ve sürede çalışmalı bir program olmalı. 30 dakikadan fazla aynı pozisyonda oturmamalı, gerekirse bi meyveyle, kuruyemişle siz yanına gidip bölün. her gün mutlaka kaç dersten kaç soru çözdüğünü yazıp not alacak kendisi, bu alışkanlığı erkenden edinmeli.

hap bilgi diye birşey yok, bu sınav artık düşünsel sürecini ölçüyor çocukların. antrenman yapıp kas veya esneklik kazanan sporcular gibi, çocuğun düşünme ve akıl yürütme becerisinin gelişmesi gerek.

konuları iyi anlamasına faydalı olacak hoca, kurs vs bulun. youtube'ta (matematik)şenol hoca klasiktir. çocuk hiçbir derste konuyu kavrayamama çaresizliğine düşmemeli. stres hep optimumda olmalı, stres faktörü aşırı artarsa vazgeçer, nasılsa olmuyor der.

ayrıca sınavda süre kullanımı ve diğer her şey için sevdiği "şeyleri" okumasını teşvik etmelisiniz. uykusuz, penguen veya başka süreli yayınlar da olur, dünya klasikleri veya stephan king gibi şeyler de. ama evde okuyan ebeveynler "görmeli". okuduğu şeyler üstüne arkadaşlarıyla veya olmadı sizinle konuşup tartışabilmeli, bu bir ders gibi değil günlük hayatın parçası olmalı.

bulabildiğiniz tüm sınavlara girmeli. x dershanesi sınavı da olur, özdebir, töder gibi sınavlar da olur, bilmem ne okulu bursluluk sınavı da olur. maksimum sayıda prova olsun. bir de her sınavın bütünlüklü bir üslubu oluyor, farklı yaklaşımları görüp toslasın biraz.



kaynak olarak örneğin matematikte hız yayınları ve şenol hocanın (farklı seviyelerde tüm kitapları) iyidir, karekök yayınları daha temel seviyedir. onlarca kaynak var zaten. size ciddi bir maddi yük olacak, şimdiden bütçe araştırması yapın. bazı toptancılar veya sahaflar daha uyguna satıyor. ama aldığınız şeye iyi bakın, karekök diye; hem 3 sene öncenin hem düşük seviyede olan yanlış karekök test kitabını trendyoldan ucuz diye almayın.


özetle; düzenli her gün her gün çalışacak. çocuğa bunun sadece bir yıl süreceğini, onu büyüten bir sorumluluk olacağını vs telkin edip gazlamak lazım. güven ve huzur vermek lazım. stresinizi gizleyin. mutlaka ders dışı bir uğraşı olacak. disiplin derste veya formal (okul) dersle kazanılmaz. çok (kitap) okumalı. gerçekçi hedefi olmalı, kendi kendini ölçüp kaç puan aldığını, istediği okula gidebilmek için kaç puan alması gerektiğini falan bilmesi gerek. ankarada devam edecekse tevfik fikreti falan gezdirin mesela. istanbula gelme ihtimali olursa, saint josephi gezsin veya neresiyse işte. şimdiki çocuklar enayi değil; alivelimustafa paşa anadolu lisesi için kimse çalışmıyor :D sorry but not sorry.

eyorlamam bu kadar,
gencimize en çok da size kolaylıklar diliyorum : ))

Bir şeylee yazmaya, önermeye gelmiştim. Tamamını @rewlack yazmış, baştan sona da okudum.

rewlack +111 diyorum o nedenle :)

Duz memurluk kadrolari icin yas siniri yok. Ama ortaogretim icin memur kadrosu cok istisnai acilir. Hizmetli, kaloriferci, sofor gibi kadrolar olur genelde ortaogretim grubuna.

merkezi atamalarda olmuyor genelde.. ayrıca adalet bakanlığı vs alımlöarında 35 şartı var.
ayrıca üstteki arkadaşın dediği gibi düz lise ise çok az kadro var.. o haberlerdeki 96 puanla hizmetli oldu vs. durumlar genelde lise kpss ile atananlarda oluyor. 96 puanlı adama yer sildiriyolar vs.

cahillik

@Sopiro+1 kesinlikşe cehaletten başka açıklaması olamaz.
Umarım hafif atlatırsınız, acil şifalar.

Baban olmasaydı bireyler derdim Cahillik hafif kalmiş

gecmis olsun. babanizinkinin cahillik olduguna katiliyorum, hakaret olarak demiyorum. bilmiyor demek ki, veya anlamiyor durumu. kapali alan olduktan sonra uzak durmanin anlami olmayan bir hastalik, 2 senelik pandemi hastaligi, bulasma yolunu falan biliyoruz artik.

ama uzatacaksak, su durumda asisiz olmak da asisizken tatile gidip kapali alanda digerleriyle karismak da, agir akciger rahatsizligi gecirmis birinin de kapali alanda baskalariyla karismasi da cahillik. su anda basiniza gelen anneniz 0 belirti gosterirken de ayni sekilde gelisebilirdi. hic bir fark olmazdi yani. sadece kilpayi kurtulabilecek bir firsat olmus (belirtili hastalik) o firsat kullanilmamis, ufak bir fark bence.

kötü niyetli mi degil mi onu sen bilirsin.

yabanci biri olarak, ortalama yorumum, cahillik + sanki ne yapacagini bilememis gibi davranmis.

benim babam olsa müge anli'ya verirdim, bizi öldürmeye calisti diye.

cahillik +1

yaşı büyük olan çoğu kişi dikkat etmiyor zaten. "amaan nolucak" kafası.

Ekocemberine gerek yok. Ikiniz de ayni zamanda ayni hastaliktan rahatsizlandiysaniz muhtemelen donmeden 4-5 gun once bir yerlerden beraber kapmissiniz ve ondan once 10 gun kadar kimseye bir sey olmamis. Toplamda baban sayesinde iki hafta boyunca hep beraber tatil yapmissiniz.

klasik yaşlı cahillikle soslanmış cesareti.

Annen de haber verebilirdi veya kalkıp kendisi teste gidebilirdi. Kabak niye babanın başına patladı anlamadım.

Baba cahillik yapmış tamam da, astım hastasıyken (aşı yaptırmamak için geçerli bir tıbbi nedeni yoksa) aşı yaptırmamak ya da bu kadar tedbirsiz gezmek de cahillik. Suçun 1/4'ü babadaysa kalanı da sizde, ablada ve annede.

ben en çok şu cümleye takıldım ve hatta çok ama çok üzüldüm: Ben oradayken tüm ısrarıma rağmen babam annemi hastaneye pcr için göndertmiyor.

kadının kendi sağlığıyla ilgili söz hakkı yok ve hepiniz için bu durum normal mi? ısrar etmekle mi yetindiniz? alıp kadıncağızı götüremediniz mi teste? kendi istese giderdi vesaire diyenlerde olacaktır, özellikle belli bir yaş grubu kadın için durum hiç öyle değil.

ayrıca hepiniz hatalısınız + 1 milyon

bos bir excel acip data>from other sources yaparak denediniz mi? ekran sizi yonlendirecektir zaten prnt.sc

bence zor. istanbul, ankara vs belediyelerde gittiler de o iş hükümete gözdağıydı. hdp falan desteğini çekince oldu hep bence. kolay kolay gideceklerini sanmam. ülkede hala körü körüne inanan ve inadına destekleyen bu işi gelecek ya da siyaset değil de namus meselesi haline getirmiş bir güruh var ne yazık ki.
konyada bir gezin, iç anadolu güneydoğu vs bir kafanızı çıkarın o sıcak yuvalarınızdan neler göreceksiniz.
3-5 belediye almakla olmaz o iş ne yazık ki.
çok üzgünüm ve umarım yanılırım ki bence en az 2 seçim daha gitmez iktidar.

gidecekleri muhtemel de alacakları oy az olmayacak, gittiklerinde bir şeylerin iyiye gideceğine inancımsa yok benim, en çok üzen bu beni.

anketlerde en akp aleyhine olan sonuçları bile ele alsanız yine 1.parti. şu an 30 küsür oyları var, seçimde 27'ye düşseler bile 1.parti kalmaya devam edecek gibiler.

çevrem vakti zamanında full akp'ye vermiş insanlarla dolu. bir çok şeyi benden senden iyi görüp farkındalar ama "muhalefet ne öneriyor" soruları hep kafalarında. haksız da değiller. ülke ekonomik açıdan yangın yeri hala 6 parti toplanıp güçlendirilmiş parlementer muhabbetinde oldukları için kararsızlar oraya gitmiyor ya da akp'den oy koparamıyorlar.

ne olacak sonunda bilmiyorum

gidecek.

gidecek.

Koalisyon olur. Gidecek derken tamamen değil yani

Valla her seçim dönemi gidecekler muhabbeti dönüyor ama bu defa durum farklı. Hiç bu denli ağır bir kriz yaşanmamıştı daha önce bu hükumet döneminde. Seçimde gitmeleri muhtemel fakat seçilemeyip "tamam biz gidelim o zaman" derler mi ondan emin değilim. işler karışabilir.

Valla benim düşünceme göre de ortalık bayağı karışacak son seçimde. NŞA da gitmelerini gerektirecek sonuç çıkacak ancak gitmemek için değişik şeyler yapacaklar. Bakalım ne olacak.

korkarim ki gitmez. bu sekilde sandigimizdan daha cok var konya'da yapılan akıl dışı röportaj

bu arada gitse bile yerine gelecek yonetimin de elinde sihirli degnek olmayacak. biz aynen devam...

gitmez yüzbinlerce suriyeli ve afgan vatandaş yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. seçimde erdoğana oy verecekler.

Öyle olmaz. sağdaki çakma hücrelerin her biri gerçek hücre olmalı. Sol tarafları 'hücreleri birleştir' diyerek birleştirmen lazım. Örnek göndereceğim.

heh cok iyi dedin hocam, o cakma hucreleri gercek yapmak istiyorum. cikti alinca sorun olmuyor da böyle doldurulmuyor ya

Şöyle yap: streamable.com

sen nasil bir insansin ya!!!!. cok tesekkur ederim. ellerine saglik.

Normal bi insanım, abartmayalım :)

1- Noax otel yeni açıldı, f/p gayet iyiydi.
2- Gaziantep Novotel'de kalmıştım birkaç ay önce, f/p olarak memnun kalmıştım.

Bu arada şimdi fiyatlarına baktım ikisi de bir hayli artmış birkaç ay önceye göre.

Gaziantep Divan.

Kayseri/Aksaray arasında tercih yapacaksan Kayseri'de veya ikisinin arasında olan Nevşehir'de konakla. Turistik yer olduğu için Nevşehir'de sınırsız otel seçeneği var. ucuza da pahalıya da istediğin kategoride otel bulursun. Aksaray o konuda çok zayıf, kalınabilecek 3-4 otel ancak var.

Nevşehir'de de Ortahisar beldesinde Mahzen Cave House veya Göreme'de Tulip Cave House tavsiye ederim. Kayadan oyma oteller bunlar, değişik bir tecrübe de olur daha önce kalmadıysan. Kararın bunlardan biri olursa yardımcı da olmaya çalışırım.

not : memleket Nevşehir, ikamet Aksaray

Mersin grand bulut otel
Çok lüks değil ama güzel ve hesaplı

Kayseri fier otel bu biraz pahalı ama benim en sevdiğim otellerden

Haftada 3 gün otellerde kalıyorum. Ortalama bir otel 200-250 arası oldu. Biraz daha iyiler 350 civarı
Lüks otelleri bilmiyorum

Rezervasyon için aradığında firma çalışanlarına ne kadar yazıyorsunuz odayı diye sorarsın. Firmacilara indirimli yazarlar.

Bosch, Siemens, Profilo üçlüsünden o an fiyatı uygun olanı. Zaten üçü birbirinin aynı, sadece logosu değişik. Profilo nispeten daha ucuz (sebebi pazarlama bütçesi daha düşük, reklamı vs. pek yok). Ama Siemens'te ya da Bosch'ta özel bir kampanyaya denk gelirseniz daha ucuza bulma ihtimaliniz var.

samsung'un bulaşık makinesinden değil ama çamaşır makinesinden çok memnunum.

miele alacak bütçeniz yoksa ya samsung ya da siemens diyorum.

ben 4-5 senedir LG kullanıyorum, çok iyi fiyata almıştım ve şu ana kadar hiç sıkıntı yaşamadım. performansından memnunuz. evde 3 çocuk olduğundan çalışma sıklığı da epey yoğun diyebilirim.

Bosch, Siemens, Profilo üçlüsünden o an fiyatı uygun olanı + 1

Alternatif olarak Arçelik-Beko-Altus üçlüsünden biri.

Her iki marka grubunun Türkiye'de servis hizmetleri çok iyi. İstisnalar dışında memnuniyet yüksek. Zaten ikisi grup da Türkiye'de üretim yapıyor.

Bütçeniz el veriyorsa, Miele'ye de yürüyebilirsiniz.

komşum tamirci, servise en az gelen ürün arçelik der.

170'le giderken ansızın ıslak bi zemine denk geldiğinde nasıl kaza yapmadan arabayı kurtarırsın onu öğretiyorlar.

Arabanin sinirlarini vs ogreniyorsun. Hangi hizla hangi yol kosullarinda kayiyorsun vs

stake edilenler oluyor mu bilmiyorum, sistemden sisteme değişiyor, ama evet tam anladığın gibi. (bankalardaki gibi olmayan parayı çekmiyorsun, ama var olan coinini kilitleyip %60-80 arası çekebiliyorsun)

Mesela bende btc, eth vs. bilimum coin var ve uzun süre bozmak istemiyorum gerçekten. Ama dolar lazım oldu veya hatta bu geçen düşüşte yeni alım yapmak istedim ama dolarım yok, etherimi binance'te teminat gösterip %60 kadar falan kredi alıp onunla coin alabilirim. Kar edersem kar cebime kalır, borcu öderim falan.

Merkezsiz borsalarda da var bu, zaten "decentralized finance-defi" denen nanenin en güzel olaylarından biri bu. Ben Terra/Luna ağındaki Anchor App'i çok kullanıyorum böyle.

Burada dikkat etmen gereken şey, genelde oynak bir teminat verip (stablecoin değil BTC-ETH VS. coin) stable çekiyorsun. Yani teminatın 1000 dolarlık ETH olsun, 600 dolar çektin. ETH düşerse yatırdığın teminat 800 dolara düşmüş olabilir. Bu yüzdeyi panelde görürsün. Borsasına göre coinine göre değişebilir ama %60 veya 80 oluyor genelde. Diyelim %60'ı kadar çektin ve %80'de liquidate ederim diyor borsa. ETH düşerse oran %80'e gelirse tüm eth'i satıp borcu öder, sadece çektiğin USDT/USDC vs. neyse onunla kalırsın. Bu likidizasyonu engellemek istersen daha fazla ETH (veya hangi coinse) ekleyip borç oranını azaltabilirsin. Tam tersi piyasa uçarsa coinin değeri yükselirse oran düşer, istersen daha fazla para çekebilirsin. Gibi gibi.

telifler her şarkı için tek tek ödenmiyor. o yüzden -müyap'tı sanırım- telifi ödedikten sonra istediği şarkıyı çalabiliyor. playlist zenginliği / fakirliği tamamen radyonun kendi vizyonu, yayın politikası ve hedef kitlesi ile alakalı. misal bizim power fm ve metro fm'de gün içinde 40 şarkıyı dinlersin. gece 23 sonrası bu liste genişler sabah 7ye kadar da öyle gider.

dj'ler "dur bu şarkıyı çalayım" diyemezler ulusal radyolarda. ellerinde liste vardır, nerde anons olacak, nerde hangi şarkı girecek, reklam arası ne zaman vb.. o listeye sadık kalınır. yerellerde ise öyle bir durum yok. dj manitasını arayıp "bak radyoda bizim şarkımızı çalıcam şimdi" der.

mesut süre rock fm'de istediğini çalardı, sanki şuan virginde de yok yok onu çalmicam bunu çalcam yaptığını hatırlıyorum?

Bildiğim kadarıyla telifi sanatçıya değil yapım şirketine ödüyorsun.
Bir arkadaşım doğan muzik'de çalışıyordu. (DMC) yaptığı iş kafe, mağaza, disco, bar, yerel radyolara filan gidip kendi bünyesindeki sanatçılar, şarkılar vs. için anlaşma yapıyordu.

bu bence zeytinyağı

zeytinyağı veya ev yapımı birşeye benziyor.

Sanki üzerinde lio yazıyor. Lio zeytinyağı şişesi olabilir.

www.google.com

ahsdhas bu net zeytinyağı.

rengi buna yakın içki absinthe var ama zor bulunur. zaten tadı da bok gibi, zeytinyağı daha makbule geçer :)

nane likorü de olabilir, belki kivi likörü de olabilir ama ev yapımı fln.

Sahiden zeytinyağı ya bu :D Hiç mi tadına bakan falan olmadı? Şişeyi çok beğendiyseniz yağı başka yere aktarıp içini iyice yıkadıktan sonra piyasada bulduğunuz en ucuz viskiyi doldurup verin istediğinize, kimse anlamaz içindekinin hangi marka olduğunu.

cevabı ytube ömer bağcı vidyosunun detayında buldum

süslü parantez ve ortaya gelen semicolon, 2 farklı ölçütün/criteria nın toplamını veriyormuş
=ETOPLA(B1:B4; {"x";"y"} ;A1:A4)

fakat bu yine sadece "x"lerin toplamını veriyor. bu formülün başına bir de =topla getirince "x" ve "y" toplamını veriyor nihayet.
=TOPLA(ETOPLA(B1:B4; {"x";"y"} ;A1:A4))

Diğer bir seçenek de iki farklı kritere göre formülleri toplama işlemiyle toplamak.

Yani:

=ETOPLA(B1:B4; "x"; A1:A4)+ETOPLA(B1:B4; "y"; A1:A4)

Çoketoplada niye olmuyor anlamadım?

Criteria range'de B sütünunu 2 kere göstermek mi istemiyorsun?

Çok Etoplanın farklı bir işlevi var.

aynı sütundaki birden fazla ölçüt/criteria yı düz Etopla ile toplayabilmek lazım, bunu ben bile düşünüyosam var böyle bi şey ve öğrenmek istedim.

ve <Çok Etopla'da Criteria range'de B sütünunu 2 kere gösterince> yine toplayamıyor sonuç Sıfır çıkıyor. üstte oluyor yazmışım ama olmuyor.
=ÇOKETOPLA(A1:A4; B1:B4; "x"; B1:B4; "y") böyle yazdım

Dalağına göre kimi nasıl filtreleyeceksin merak ettim :D

Eski evlilik peşinen söylenmesi gereken bir şey. Ciddi bir sağlık sorunu varsa onu da lafı oraya getirip söylemek lazım.

Ciddi sağlık sorunu ya da eski evlilik gibi şeyler çok bariz ama geçmiş travma dediklerin günlük hayatını etkileyen ya da gelecekte etkilemesi muhtemel şeylerse bu da karşı tarafı ilgilendirir ve söylenmesi lazım. Neyin söylenip neyin zamana bırakılacağının kararını o balansı yakalayıp senin vermen lazım.

dalağın bir etkisi yok yani normal hayata ama yok yani dsfds
eski evlilik ise eski ilişki gibi en azından benim yaşadığım
dk. 1'de söylemek boşuna ön yargı
çocuk yok sonuçta

Her zaman açık olmaktan yanayım. Seven böyle, olduğum gibi sevsin isterim. Tüm travmalarımı, yaşantımı ortaya döküp darlamak da istemem elbette ama konusu açılırsa hiçbir şeyi de gizlemem.

gizleyerek devam etmek değil elbette
x sefer ya da x saat görüştükten sonra bunları anlatmak

Karsinizdakiyle bir iliskiniz olmasi halinde onu da etkileyecek seyleri soylemeniz mantikli tabii. Misal onun da dikkat etmesi gereken bir saglik sorununuz varsa (nobet geciriyorsunuzdur, cok siddetli reaksiyon gosterdiginiz bir allerjiniz vardir, bazi fiziksel aktiviteleri yapmaniz mumkun degildir, zaman alan yogun ve duzenli tedaviler gormeniz gerekiyordur vs) soylemeniz cok normal ve gerekli. Ornegin herbir kac aya bir dort bes gun hastanede kalacaksaniz vs belki baska bir sehre gidecekseniz, onun da yaninda epipen bulundurmasi gerekiyorsa falan. Ama dalaginizin olmamasi hayatinizin akisini etkilemiyorsa ve onu da etkilemeyecekse soylememeyi tercih etmemek de normal.
Lens kullanmak gibi bir detayin beyan verilir gibi soylenmesi luzumsuz. Zaten bir sekilde gundeme gelir birlikte kalininca vs.

Psikolojik travma da cok belirsiz bir sey. "ben cocukken bir keresinde kopek isirmisti ve alti ay boyunca altima kacirmistim' luzumsuz bir detay olabilir ama yasam tarzinizi veya davranislarinizi etkileyen bir seyse soylemekte fayda var tabii.

Fakat, ben bir keresinde bir speed dating aktivitesine gitmistim. Adamlardan biri daha zaten dort dklik sohbetin ortasinda, 'sopiro, sana anlatmak istedigim o kadar cok sey var ki... Butun hayatimi, butun gecmisimi...' falan diye konusmaya basladi. "Ay hic gerek yok bence" falan demistim. Yani rahatsiz edici, garip ve zamansiz yapmamak lazim diye dusunuyorum.

Tüpraş, BİM, Bankalar, Anadolu Hayat, Anadolu Efes, Borusan, Deva, Ecilc, Koç, Kardemir, Kervan Gıda, Tofaş, Şişe, Ülker, Vestl, Vesbe

Tüpraş ve BİM ayrı, diğerleri ayrı sınıfta hatta ligde.

Oo, sıralı tam liste gelmiş galiba, sağol. Geri kalanları hangi ligde peki? Uzun vadede uzak dur ya da 3 metre çubukla dokanma ligi varsa onlar da işe yarar. Bazı kamu ilişikli hisseler çekici duruyor çünkü arada. Zaten ilk 30 ya da 50'ye bakıyorum genelde. Yine yönetimi açısından soruyorum.

Aksayı da o sıralı tam liste içine dahil edebilirsin

Hocam mesela ben prensip olarak yeşil sermayeye yanaşmıyorum. İhlas falan yüzde yüz getirecek olsun almam, dipte olduğunu bildiğim gördüğüm halde almıyorum. Doğan grubuna uyuz oluyorum onların şirketlerine de yanaşmıyorum.

Bizim borsa spk'ya rağmen bir sürü dolandırıcı ve manipülatörle dolu. Daha bugün ARDYZ tokatladı mesela milleti. Öncesinde halka arzlardan TUREX'te çok alengirli şeyler oldu. HALKB falan da almam mesela Amerika'daki davalar vs. sebebiyle.

@gabe'nin dediği hisseleri ben de güvenilir buluyorum.

Hocam tartışmayı şirketlerin yönetimine sınırlayalım. Diğer kriterler konusunda uzaktan fikrim oluyor ama yönetimini hiçbir şekilde değerlendiremiyorum şirketlerin içini bilmeden.

Kötü yönetilenleri yazmakla bitmez.

İyi bilinip aslında kötü yönetilenlere örnek Eczacıbaşı şirketleri diyebilirim.

Hocam e yukarıda ecilc yazdın ya iyi yönetilenlere?

Ecilc istisna.

Alarko grubu.

yabancı payının yüksek olduğu hisselere bakarım
ör: norveç fonunun girdiği hisse şirket iyi yönetiliyordur gibi..

Koç ve oyak grubu şirketleri her zaman iyidir.

Fikri takip yapmak gerekirse kervan gıda bugün durduk yere taban olmuş. Son çeyrekte kur zararı açıklamış -ki halka açılmadan önce de kur borcu çok olan bir şirketmiş- ve yeni bilançoya göre yurtdışı operasyonlarının karlılıkları çok düşükmüş. Şimdi bu şirket nasıl bahsedilen diğer bist30 şirketlerinin yanında anılacak kadar iyi yönetiliyor olabilir? Eğer gerçekten öyleyse gözden kaçan ne?

olur mu öyle şey. bilançosuna, gelir tablosuna, dipnotlarına bak.

Kervan International AB aracılığıyla PWC Odra S.A.’nın ayrıca %26.25’ini 3,7000,000 Euro’ya satın almıştır. Satın alma sonucunda 56,007,783 TL tutarında negatif şerefiye meydana gelmiştir.

PWC Odra şirketini satın almış ve negatif şerefiye çıkmış. yani değerleme bedelinden 56 milyon tl daha az para vermiş. net sermayesi 219 milyon tl olan şirkete 158 milyon tl ödemiş.

bunun dışında 13-14 milyon eur'luk daha şirket satın almış.

240 milyon TL'lik sermayesi var. net karı 150 milyon tl. bir tane benzer şirket göster.

bu şirketin yönetimini özel bir sebeple de tanıyorum. yönetim çok agresif, çok gelecek vaat ediyor. geçen sene şirket hisselerini geri alma taahhüdü verdi ve düştükçe sürekli geri alıyor.

geri alma taahhüdü olduğu için şirketin hisse değerinin düşmesi şirket lehine.

şirket çok agresif bir büyüme politikası güdüyor. son bir senede aktiflerini katlamış.

390 milyon stoklara hammadde almış. hammadde krizinde bu çok normal. biz de 2-3 katına çıkardık. hammadde bulduysak aldık, stokları tepeleme doldurduk. bunların hepsi karlılıklarına ileride yansıyacak.

5 milyon tl marka teşvik almış.
13 milyon tl polonya'dan vergi indirimi almış.

hisse fiyatının taban yapması başka bir konu. bilançosu nakit fışkırıyor. nakit akışlarına bak. her yerden bir şey çıkıyor. 18 milyon verilen avansı var. yurtdışı satışı 2020'de 621 milyon, 2021'de 1.343 milyon, 200 milyon ticari kur farkı geliri, 200 milyon kredilerden kur farkı gideri. nette sıfır.

rise of nations oynar gibi şirket yönetiliyor. geleceği konusunda hiç endişem yok.

bende hisse var mı yok. halka arzda aldım ve ilk tavan bozmada sattım. sonra bir kaç alış satış yaptım ve bıraktım. ama şirket bist şirketleri arasında bambaşka bir yerde.

Kervan USA LLC %50 payı 1,6 milyon USD'ye satın alınmış. Dipnotlarını oku oku bitmiyor. maşallah diyorum.

evet ciddi kredi almış ama bununla şirketler satın almış ama hala çok likit bir şirket. faiz, kur farkı çok iyi yönetiliyor. şirket iyi yönetiliyor mu, evet. bu yönetim hisse fiyatına yansıyor mu? hayır. bu yatırımların meyvesi 2022'de gelir. hatta yıldan yıla daha da güzel haberler alırız. heyecan yaptırdın akşam akşam. bir yerden girmek lazım ama nereden.

Çok övdüğün için ben bugün bastım hocam. Altından skandal çıkarsa senden artık.

enerjisa'da var.

ustte 2 solda, 1 sagda disim cekilmisti. 5 sene sonra implant yaptirdim. sinusler asagi sarkmis ve kemik azalmis, sinusleri kaldirdilar ve kemik yerine greft denilen bir malzemeyle doldurdurlar, o sekilde yaptilar implantlari. ama altta oldugunda durum nasil olur bilmiyorum.

çok düşük ihtimal doktorunuzun dediğinin olması. alttaki diş çekilince üsttekinin sarkma yapması yani. yani 7 yaşında değilseniz dişleriniz zaten daha da uzamaz.

20'lik dişleri ve bir üst bir alt arkalardan 2 tane dişi de çekilmiş biri olarak böyle bir sorunla karşılaşmadım. 15+ yıl.

Doktorunuzun dediği doğru.

14 yaşında çekilen dişin yeri ile 30 yaşında çekilen dişin yeri aynı şekilde etkilenmez. Diş alındıktan sonra oradaki kemik doku güçsüzleşmeye başlar. Özellikle de spontan kemik erimesi olan yaşlara gelindiyse implant yaptırıp oradaki kemiği korumak lazım. Yukarıda yazılmış zaten aynı durumun yaşandığı.

abov yine bilgisiz fikir sahibi olunuyor.

hekiminiz doğru söylemiş.

bu kaybetme-sarkma durumu bir ihtimaldir, risktir. ille olcak diye bir şey yok. riski almaya değer mi? bence hayır.

diş hekimiyim, sarkan dişlerle cidden çok uğraşılıyor ya da kıytırık iş yapmak zorunda kalıyoruz. iyisi mi işler daha kötü olmadan bir çözüm düşünün.

diş uzaması 7 yaşındaysanız da olmuyor. diş uzamaz. hareket eder. uzama kelimesi boyun uzaması için kullanılmıyor. kelime seçimi yanlış.

İlla ki Türk de bilinmiyor pek kimdir nedir.

hayır.

Bütçeyi ne kadar sarsar, sarmaz bilmiyorum ama yine de yazayım çünkü baya iyiler.

Tatar Salim. Kadıköy'de ve Ataşehir'de şubeleri var.

So sorry: Benim neden kebapçıyı döner diye algıladım.

dedecan ocakbaşı ( son zamanlarda yediğim en iyi kebaplardı )
içerenköy-ataşehir.

tatar salim kebapçı değil sadece döneri var fyi
fiks menülü kebapçı bilmiyorum ama nakkaş kebap iyidir pahalı da değildir ve lezzetlidir

Evim Ocakbaşı.

Kolcuoğlu var uzun zamandır gitmiyorum ama eskiden fix menüsü vardı. (Ataşehir, Kartal, Maltepe sahilde şubeleri vardı.)

Ataşehirde ve Kalamışta Develi var burada fix menü yoktu yediğini ödüyordun.

fenerbahçe alef ocakbaşı
fenerbahça saca ocakbaşı

Ataşehir, Hatay Gurme.

merhaba.
yıllardır platinum tarifesindeydim. geçen hafta bitmiş sürem. ben de aynı dertten muzdaripken, platinum dışında yıllık internetli 2-3 tarife daha gördüm ve onlardan birine geçtim. (siz nasıl göremiyorsunuz onları anlamadım)

65 tl sanırım. tek farkı, aylık internet kotası değil, yıllık internet kotası veriyor. 12 aya bölünce önceki kullandığımdan bir miktar daha az çıktı, problem değil benim için.

lütfen 532'yi arayın ve o tarifeyi de öğrenin detaylarını. her ay 110 tl bayılmaktan kurtuldum ben.

not: benim hat da 10-15 yıllık olması lazım.


tarife şu sanırım:
m.turkcell.com.tr

Tekrar iletişime geçeyim o zaman ama gerçekten bu kadar kısıtlıyıcı olmanın bir anlamı yok yav çok saçma. Bana o zaman 30 gb lazımdı o aboneliği aldım şimdi lazım değil çıkacam diyorum hala beni o sistem içinde tutmaya çalışıyorlar ne kadar saçma.

belki tam anlaşma süreniz dolmadığı içindir. benim sürem dolduğu hafta deli gibi arayıp durdular hiç açmamıştım : )
sonra kendim turkcell applikasyonundan bu tarifeye indim kendim. ama telefonla da yine de sonradan sordum merak ettiklerimi.

"dijital operatör" appindan bakın dilerseniz ne zaman sözleşmeniz bitiyor bu tarifede?
(gerçi şey hatırlıyorum. sözleşme bitmese bile, bir kere downgrade hakkı veriyorlardı sanki alt bir pakete)

ısrar edin. ağlamayana meme yok : )

Teşekkür ederim hocam çirkef modunu açayım o zaman kendimi bu yüzden uzun zamandır eşek gibi hissediyorum çünkü :)

Her tarife herkese açık olmuyor. Yine baktım, bana önerdiği en düşük tarife 80 lira.

Eğer başka gsm'den gelirsen dünyanın en leziz tarifelerini veriyorlar ama ben 20 sene önce ilk aldığım hattı kullanıyorum hala bana 2-3 tarife verip al sen bununla oyna diyorlar çok enteresan. Medeni şirketlerde yav bunlar bize sadık deyip el üstünde tutarken bunlarda tam tersi :)

faturasıza geçin. bu geçişte size 30 tl tutarında ceza benzeri bir şey uygulayacaklar.

sonrasında şu paketi alın. 320 liraya 1 sene boyunca kullanabileceğiniz 70gb 25.000dk 12.000 sms içeren paket. kullanabildiğiniz kadar kullanın 1 senenin öncesinde bitirirseniz sonra bir şekilde başka tarife bakarsınız veya tekrar faturalıya geçersiniz.

www.turkcell.com.tr

Faturasız hatta veya başka bir operatöre geçerseniz, tekrar geri döndüğünüzde çok daha iyi ve hesaplı tarifeler veriyorlar.
Bu yöntemi bi deneyin.

Öyle bir hakkı yok. Sözleşmeden cayma halinde kiracı için yasal sorumluluklar ne ise aynen geçerli olur. İşsiz kalmak bu durumu değiştirmez.

mahkemeye verirseniz boşta kaldığı sürenin kirasını alabilirsiniz fakat geliri yoksa onu da alamazsınız.

genel de kapora iade edilmiyor ve boş kaldığı süre talep ediliyor.
hukuken tümünü talep edilebilir.

rutracker.org

(bkz: soulseek)

Gitarda Jimmy Page

bas gitar, İlker Özalp, Alp Ersönmez, Ric Fierabracci, Cahit Kutrafalı, Esperanza Spalding bi de bizim Utku

saksafon M Brecker

ayrıca soru çok saçma, 1 tek tür müzik yok, bin tane müzik türü var.

mesela anthony jackson, hiç sevmem ama latin jazz da tekel adam.

Lead gitar - Andrew Latimer. Tekniğini değil, duygularını notaya dökmesi hasebiyle.

Piyano: Valentina Lisitsa

Lead elektro gitar: Jeff Loomis

Klasik gitar: John Williams

Trompet - ibrahim maalouf
Caglama - volkan incuvez
Baglama - muhlis berberoglu
Mizika - tuncay korkmaz

Ustune tanimam degil de, tarzlarini seviyorum diyeyim.

farid farjad-kemanı ağlatan adam derler.

www.youtube.com

Trompet ibrahim maalouf

çok daha riskli bir bölgedeyse neden doktora gitmiyorsunuz ki? kıl dönmesinde erken teşhis yapılacak operasyonun boyutunu ve sonrasındaki iyileşme dönemini çok kısaltıyor.

"Kıl dönmesi olduğuna emin olmadan doktora gitmek de istemiyorum çünkü çok riskli bir bölgede kendisi."

düşünce çok yanlış. kıl dönmesi olduğuna emin olmak için gitmen gerekiyor asıl.

riskli bölge derken? git ve kesin tanıyı koydur işte nesi riskli?
büyük ihtimal kıl dönmesi bu arada. (bence)

kıl dönmesi %90

çoğu kıyafetim polyester içerikli. spor giyimde polyester yaygındır. polyester sıcak tutar terletir.

Polyester içerikten nefret ediyorum. Spor dışında kullanmam. Rahatsız edici.

polyester candır. tüm sporcular polyaster giyer

Spor giyimde tabii ki polyester kullanılır ancak modelini, duruşunu beğendiğim günlük giysiler de polyester çıkarsa göz yumuyorum. Zaten uzun süre giymediğim için bir problem yaşamıyorum.

stresli bir işte çalışıyorum. sık terliyorum bu sebeple pamuklu kıyafetler giyiyorum. polyester beni inanılmaz boğuyor ve koltukaltı halkaları oluşturuyor hemen.. Evden içeri sokmam polyesteri.

bir miktar olması ürünün düzgün durmasını sağlıyor. çünkü %100 pamuk şeyler gün içinde hara gibi oluyor bollaşıyor ve kollar uzuyor falan. ama içinde bir miktar polyester olunca daha düzgün duruyor üstte. ama akrilik olmasın akrilik koku yapıyor koltuk altından :)

www.isaora.com
bu markanın bir çok ürünü polyester ve türevi mesela. Giydiğim en rahat giysiler. Önemli olan dokuması nasıl? Genel olarak kaliteyi ve rahatlığı dokuma belirler.

bende almıyorum polyester, acayip terletiyor, pamuklu keten vs.. alıyorum hep

%100 pamuk kazak sizi sıcak tutmaz. Yün veya kaşmir olması gerek içeriğinde sıcak tutması için. Kaşmir kullanıp on katına üretmektense polyester basıp maliyeti düşürüyorlar.

Abiyedir, spordur, su iticiliği olması için dış giysidir bunlarda polyester mecburi ama tenime değen ürünlerde mümkün mertebe tercih etmiyorum.

Pamuk, doğal ve geleneksel bir ürün olmasına rağmen sağlığımız için o kadar da iyi olmayabilir. Düşündüğünüz kadar iyi nefes almaz ve terlediğinizde de sıvının hızla buharlaşmasına izin vermez. Uzun süre ıslak kalır ve bu yüzden de hasta olursunuz.

Sizin aradığınız şey *yün* olabilir. Hem daha iyi nefes alır, hem de çok daha hızlı kurur ve uzun süre ıslak kalmamış olursunuz.

Polyestere gelince, polyester var, polyestercik var. Spor ürünleri ve iyi markaların ürünlerindeki polyester yünü taklit eder şekilde üretiliyor. Dokuma şekli sebebiyle de iyi nefes alıyorlar, terletmiyorlar. Olur da terlerseniz suyu çok hızlı dışarı atıp sizi kuru tutuyorlar. Bu şekliyle pamuktan daha sağlıklılar.

Psikolojik olarak polyester malzeme hala kafanıza yatmadıysa, belki M&S gibi markaların %50 yün %50 pamuk ürünlerini düşünebilirsiniz.

Yerine göre değişiyor. Mesela iç çamaşırı ve pijama gibi giyimlerde pamuklu tercih ederim. Polyesterle uyuyamam yakar beni. Ama gündüz kıyafetleri, gömlekler, bluzler, pantolonlarda sırf pamuklu olmayabiliyor. Mesela eşofman altında Polyester olmazsa aşırı sünüyor. %100 polyesteri de günlük hayatta pek tercih etmem, ya sporda ya da özel gün kıyafetinde falan ancak kullanırım.

Yılanlarla ilgili böyle bir efsane var ama gerçekte öyle olduğuna dair bilimsel bir veri yokmuş.

moviecultists.com

Burada mesela bir mürekkepbalığı türü olan 'broadclub' mürekkepbalığı hakkında avını hipnotize etmek için çeşitli renk ve ışık dalgaları yakarmış. Ama ona da tam olarak hipnotize diyemiyormuşuz. Çeşitli hayvanlar -kimisine göre- insandaki hipnotizeye benzetilen bir hale girebilirmiş.

sıralatırken tüm sutunları seçip sıralatmanız lazım,

Bana gelen dosyada, her sütunun ilk satırına bir küçük buton eklenmiş (aşağı ok), bu sayede tüm sütunları sıralayabiliyor oradan. Ben bunu 5. sütuna nasıl eklerim?

aralığı tabloya çevirirseniz işiniz daha rahat olur aslında.

aralıktaki bir hücre seçili iken ctrl+* a basın tüm aralığı seçer, daha sonra yukarıdan tablo olarak biçimlendir diyin. ordaki biçimlerden birini seçin, ilk satır başlık seçeneğini işaretleyip tamam diyin. işlem tamam.

Veri altında Filtre var. Oradan filtreyi kaldırıp 5 sütunun ilk satırını seçip (ya da tüm satırı en soldaki 1'e basarak seçip) tekrar filtre ekleyeceksin.

Kankacim ekranı tam cekmemissin galiba. Ekranın en altında olacak diğer sekmeler.

aa çok sağol :D ekrana tam uymuyor. çözünürlükle alakalı sanırım. o yüzden alt tarafı göremiyormuşum. view kısmından düzelttim ama yine de tam oturmuyor ekran. bunu düzeltebilmemin yolu var mı?

Laptopta isen belki desteklemiyordur o çözünürlüğü. Yoksa da vincinin uymadığı ekran diye birseye denk gelmedim.

1366 x 768 tarzı bir çözünürlükse sığmıyor olabilir evet. DaVinci ölçekleme konusunda sıkıntılı biraz.

Bu arada, üstten Workspace -> Switch to Page -> Color (senin istediğin), Edit vs. hepsine bakarsın.

doktorun uzmanlığına göre şekilleniyor okuyup okuyamaması, yetkin doktorlar bile radyolog ile inceliyor görüntüyü, isterseniz raporu bekleyin veya görüntüyü alıp başka bir radyolog bulursanız okutturabilirsiniz.
Lakin MR cihazıda önemli çoğu ücretli okuyan radyolog görüntü kalitesini beğenmeyip daha iyi cihazın olduğu bir yerde çekim isteyebiliyor.

Geçen hafta beklemeden gittim aynen dediğiniz gibi, doktor raporu görmeden tam bir şey söylemeyeyim rapor gelince tekrar gel dedi. Gittim sordum rapor ne zaman çıkacak diye 2-3 gün en fazla ama şu an ekranda yok dediler. Hastaneden iş yerine geldim, sonra bi mesaj:rapor çıkmış :(
Hala tekrar gidemedim…

Radyolojiye gitmeyin, nöroloji veya beyin cerrahiye gidin. Hatta direkt beyin cerrahına giderseniz daha iyi yorumlar. Onlar zaten rapora hiç bakmıyor bile. Nörologlar biraz daha rapora bakma eğilimli oluyorlar.

NS oturmamış olabilir mi? veya bazen hosting panelinden girilen NS'yi cpanel veya pleskdeki NS ayarları ezebiliyor, karşı tarafa sormak lazım.

Pandemi ve saglik kaygilarini one surerek gorusmek isterdim ama riske atamam diyebilirsin. Bu arada avukatlar meslek geregi sanirim hep boyleler. Takma kafana

şöyle bencil insanlara istediklerini vermeyin, açın telefonu kendisi en son size nasıl bir bahane sürdüyse aynısını sizde ona yapın. o utanmıyorsa siz neden utanacaksınız

ararsa geldiğinden haberin yokmuş gibi davranarak açıp müsait olmadığını söyle.

En çok berabere kalmış takımla sanırım

f) 5-4-1 veya 4-5-1 ile oynayan deplasman takımı.

g) forvet/santraforları sakat-cezalı olan iki takım

h) aykut kocaman takımlarına martingale sistemiyle her hafta beraberlik oynamak

takımların isimleri form durumları daha önemli benim için.

timewarple.com wordle'in eski kelimelerini oynayabilirsin en basindan beri sirayla, bir sure idare eder.

nerdlegame.com

eksisozluk.com

www.mathler.com

wordlegame.org 6 harflisi çıkmış.

worldle.teuteuf.fr Coğrafyaya ilgisi olanlara.

O ekranda en alta in. Düzenle butonu var. Ona bastıktan sonra sol üstte + simgesi çıkacak. Ona basınca o ekrana getirebileceğin widget'lar çıkacak. İstediğin widget orda bulunuyor.

couchsurfing işe yarayabilir

Merbaba ben psikoloğum.

Yaşı çok küçük. Psikolojik olabilir mi? Hiç çocuk psikiyatristine götürdünüz mü? Bu yaşlarda çocukların kaka problemi olabiliyor ve destek almaları gerekebiliyor.

Çok iyi bi çocuk psikiyatristine gidip tanı için yardımcı olmasını isteyin, sonra da oyun terapisi vs olabilir.

Anne çok katı ve kuralcıysa mesela kakayla alakalı problem olabiliyor, atıyorum. Yine de bağlama bakmak gerekir, anne nasıl; aile nasıl, çocuk ne durumda vs.

Kakasını tutma, kakasındna korkma vs durumları söz konusu olabilir. Belki de biyojiktir tamamen tabii, bilemiyorum

anatomik olatrak bağırsak uzun olabilir. çatlak, tarzı canını acıtan bir şey olabilir. Daha detaylı incelenmesi lazım. Ama yukarıdaki yazara katılıyorum. Kendim de 15 yaşına kadar yaşadım bir hafta yapamadığım çok oldu. kesinlikle psikolojik alt nedenleri oluyor. Ben kendi başıma ergenlikle yendim ama 15 yıl çektim bu sıkıntıyı.

Geçmiş olsun. Yetişkinlerde kabızlığın çözümü magnezyum. Zaten olay kaka yapamamak değil, yaparken çıkmaması, dışkının kaskatı olması vb. Magnezyum bağırsaklara su çekiyor ve olayı çözüyor. Ama 12 yaşından küçüklere yasak, herhalde gelişimleri ile ilgili bir şeylere mi neden oluyor nedir? Bu işlerin en iyisi doktoru araştırın, başka şehirdeyse de oraya götürün ve ikinci bir görüş alın. Ameliyat diyen doktor devlet hastanesi doktoru ise yapacak bir şey yok.

Küçük kızım 12 yaşında ve ara ara 1-2 gün kaka yapmadığı olabiliyor. Küçükten beri maalesef böyle. Ama sizin bahsettiğiniz yaş tam da ailenin tuvalet alışkanlığını verdiği yaş olduğundan dolayı acaba fizyolojik değil de psikolojik olabilir mi diye düşündüm. Acaba ailesi kakasını beze yapmaması konusunda baskı uyguluyor mu? O yaş çocukları çişini çok rahat tuvalete yaparken kaka konusunda bez isteyebiliyorlar (büyük kızımda öyle olmuştu). Ne zaman kendinden 1,5 yaş büyük kuzenini tuvalete giderken gördü, ondan sonra kakasını tuvalete yapmaya başladı. Eğer ailede de baskı varsa "e hiç yapmam ben o zaman" tutumuna girebiliyor minnaklar.
Eğer sorun psikolojik değilse o zaman benim küçük kıza uyguladığım "her güne bir kayısı" yöntemini uygulayın. Ama öncelikle ilaçla boşalsın bağırsakları sonra her sabah akşamdan suya koyduğunuz bir kayısıyı (doğal günkurusu) yesin (suyunu da içsin). Tabii ki beslenmesi de sebze ağırlıklı olmalı. Düzeliyor bu şekilde. Gün içinde hareket etmesi ve yeterli su içmesi de olmazsa olmaz.

nasıl bir tuvalet eğitimiyle başladı bilmediğimizden net bir cevap verilemez buna ama aklıma gelen şeyleri yazayım. bebekken, bez kullanırken kabızlık sorunu yaşamadığını varsayarak yazıyorum..

öncelikle ilaçları kesin. bir buçuk-iki haftada sonuç alacağınızı umuyorum. tuvalete giderken 'hadi kakalarımızı yolculuğa çıkaralım' deyip oyunmuş gibi bir algı oluşturun. oturduğu klozet soğuksa (malum kış mevsimindeyiz) tuvalet/banyo için önlem alın, ısıtın, bir şekilde ortam sıcak olsun ve artık oranın sıcak olduğunu bilsin, bunu çocuğa duyurun.

yediklerine dikkat edildiği söylenmiş ama ufak bir ara öğün tarifi vereceğim, biz adını "papara" koyduk. muz, yoğurt, az biraz yulaf, çiğ badem/ceviz, birazcık çökelek peyrini, cici bebe bisküvi, birazcık bal. bunları ezerek karıştırın. kahvaltıdan 2-3 saat sonra paparasını yesin. su içme alışkanlığı da önemli bol bol su içsin. şeker çikolata veriliyorsa minimuma indirin. hemen hemen her gün içine az ekmek doğranmış bir çorba içsin ve mutlaka her gün "elma" yesin. yemiyorsa değişik figürler halinde kesin, eğlenceli olsun falan ama bi şekilde elma yesin, elma çok önemli.

üstüne de çok düşmeyin unutun, "kakan geldi mi" sorusunu rafa kaldırın. zaten kakası gelince söyleyecek ve gidip yapacak. konumuz her daim kaka olmasın yani. kaka sözcüğünden de utanmayın çocuk söylemesin sağda solda diye bunu törpüleyenler var, bunu yapmayın çocuk ne olduğunu bilsin, kaka işte ayıp falan değil. diğer aile bireyleri de tuvalete giderken kaka yapmaya gittiklerini duyursun çocuğa. hmm herkes yapıyor, normal bir durummuş bu düşüncesi yerleşsin aklına çocuğun.

çok ilaç verme taraftarı değilim. ilaçlık bir sorun değil bu. alışkanlıkları biraz sekteye uğramış bence. siz ne yiyorsanız çocuk da aynılarını yesin, sofraya beraber oturun. düzenli beslenmede unutulan bir detay da yemek saatlerinin de düzenli olmasıdır. ana öğünleri aynı saatlerde yesin.

Hala bezlendiğini belirtmeyi unutmuşum.

Benim oğlum da aynı durumdan muzdarip. Yukarıda ilacı kesin demişler ama ben de bu kadar ilaç içilmez diyerek kestiğimde ters etki yapıp tedavi sürecimizi en başa çektim malesef.
Kaka yumuşatan ilaçlar var kana karışmayan sabah öğlen akşam içiriyoruz. Bu ilaç kakayı yumuşattığı için çıkarken acımıyor ve artık tutma problemimiz kalmadı. İlacı birden bırakırsak yine aynı sert kaka problemi ile başa saracağımız için beklemedeyiz. Yaklaşık bir senedir var bu problemimiz aniden çözüm üretmek zor malesef.
Bizim hikayemiz kabız makatta çatlağa sebep olduğu için her dışkılamada daha da can acıması sonucu 10 güne varan kaka tutma problemi idi. Tuttukça yine kabız oluyor yapamıyordu oğlum kakasını. Bu da iştahsızlık ve kilo kaybını beraberinde getirmişti hatta.
Sorunu tespit etmek önemli, sıvı tüketimine önem verin elbet ama kesinlikle bir doktora gidin siz hikayeyi anlatınca onlar yolu gösteriyor.

kaliteli bir probiyotiği en az 1 ay kullanarak denediniz mi ?

Google’a yazınca şu çıkıyor;
www.suvakfi.org.tr

Bir kere konum Beyoğlu ise en yakın su kaynağına ulaşmak ciddi bir yakıt tüketimi ne neden olacaktır.

Size en yakın ormanlık alanlar Sarıyer, Kemerburgaz, Arnavutköy, Çatalca gibi yerler aklıma gelen.

Şehir merkezinde kaynak suyu olmaz, varsa da sakın içmeyin bizim şehrimizin alt yapısı malum, neler neler karışıyordur ona.

Bir gidişte en az 100 litre su doldurmak lazım, ortalama 5 damacana ya da 20 adet 5lt şişe. Ancak gidiş geliş yakıtı karşılarsınız. Fazlası ancak kara geçirir.

o cesmeler genelde koy gibi yerlerde oluyor onları da cakal koylu dışarıdan gelenlere parayla satıyor.

örn. akalan

Mesela şimdi gece koşusuna çıktım. Speedy Gonzales gibi koştum geldim. Ara ara testesteron yüklemek lazım.

Ben de senin gibiyim. Eskiden daha beterdim ama bırakıp kacmiyorum ya da terketmiyorum artık o hevesimin kaçtığı şey neyse. Çünkü ısrar ettikçe o bitirme anı sonuç ne olursa olsun büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu farkettim. Ama motive kalmak yine aynı düzeyde zor mu zor. Yorucu geliyor. Çözümünü bilmiyorum bu kısmının.

Motivasyon 'overrated' bir sey bence. Genelde once hazir olup sonra bir seyi yapmiyoruz, once o seyi yapiyoruz yaptikca ve sonuc aldikca motivasyon hissediyoruz, hazir oluyoruz.

Yani motivasyon beklemektense, cok fazla sorgulamadan planli programli hareket etmek en iyisi. Yani ders calismaniz mi gerekiyor, aksam 5-7 arasi ders saati diye planlamaniz gerekiyor onu.

PLanladiniz ama organize olacak enerjiniz yok ise ortaminizi ona gore hazirlamaniz gerekiyor. Calisma alaninizda kitaplariniz, not kagidiniz, su siseniz, bilgisayariniz vs hep duracak diyelim ki.

Organize olacak enerjiniz yoksa misal her sabah veya gunun uygun oldugunuz bir zamaninda on dk saat kurup 'hazirlanma' aktivitesi yaparsiniz. O kagitlar bulunur, defter cikarilir, kalemler masaya koyulur, bir sandvic yapilir vs. O an ders calisma aniniz degildir yani, ama ders calismaya hazirlanirsiniz.

Yasinizi bilmiyorum, kastettiginiz seyler bu gibi aktiviteler degil de gym'e gitmek, ilaclarinizi almak falan gibi seylerse yine ayni prosedur. O seyi yapmayi kolay hale getirmek ve cok da eglenmek motive olmak mukemmel sonuc almak gibi seyleri beklemeden yapmayi deneyebilirsiniz. Duygular sonradan gelir zaten.

Ayrica fitness, temizlik, organizasyon gibi seyleri sevdiginiz bir aktiviteyle birlestirerek yapabilirsiniz. Podcast dinlemek, bunlari yaparken dizi izlemek falan gibi.

Bir de kendinize takvim belirleyebilirsiniz. Yani bazen bazi seylerin hakikaten yarim birakilmasi gerekiyor, cunku fikrimiz degisiyor, planimiz degisiyor, sandigimiz sonucu alamadigimizi fark ediyoruz. Bir seyi bir ay iki ay yapmaya calisip sonra degerlendirme yapabilirsiniz, 'bunu hala yapmam gerekiyor mu?' gibi. Misal ben bir donem tenis oynamaya basladim, cok eglenceliydi, guzel kondisyon sagliyordu. Keyif de aliyordum, ogrenmeye de baslamistim. Fakat tenis oynayacagim alana gidebilmek icin taksiye binmem gerekiyordu ve ders/kort uygunluk saatleri baska kisilerin plan programina bagliydi. Bazen oglen ikide bazen sabah 9 da musait oldugundan istedigim rutini oturtamiyordum. "E peki aradigim sonuca beni sadece tenis mi goturecek, bu benim icin o kadar onemli mi" diye dusunup birakmaya karar verdim. Simdi kosuyorum, yuruyorum, baska fitness aktiviteleri yapiyorum onun yerine.

Gibi.

sopiro +1

Hayatımın 3 senesine yakınını hiçbir şeyi yapacak motivasyona sahip olmadan, depresyonda geçiren biri olarak önemini anladığım en temel şey disiplinli olmak. Bir aktivitenin alışkanlık haline gelmesi için en az 3 hafta düzenli bir şekilde o aktiviteyi yapmak gerektiği söylenir. Tecrübelerim bana bu görüşün doğruluğunu gösterdi :) Alışkanlığı oturtmak için başta daha kısa sürelerle başlayıp günden güne o işe ayırdığınız süreyi artırabilirsiniz. Mesela uzun vadede günde 2-3 saatinizi ayırmanız gereken bir eyleme 1 saatle başlayıp her gün bir önceki güne 10 dakika ekleyerek ilerleyebilirsiniz. Ek olarak bana özgü bir şey mi bilmiyorum ama düzeni oturttuktan sonra o programı uygulamak kendimi iyi hissetmemi sağladı.

Sonuç olarak planlı programlı davranmanın ilk 1-2 haftası uğraştırıcı olabilir ama sabırlı olursanız faydalarını kesinlikle göreceksiniz.

Kökten almak etkiyi düşürür. Jilete devam.

olmadi

Hayatı o kadar sevmediğimiz için yapılmadı, bununla ilgili duyuru açan arkadaşı da linç ettik.

deme öyle deme. hediye yok bu yıl. seneye gel
:)
yok, sen bana bir tur daha mı dayak yedirmek istiyorsun
sen hayırdır :)
(git: www.eksiduyuru.com)