Ekşi Duyuru

@knoxoverstreet hayır benim kişisel bilgisayarım

ofisi bedava kullanmak için üniversite mailini kullanmıştım bi dönem. o mu işleri karıştırdı acaba

kullanirsin. sorun olmuyor.

spotify: uyeligim varken yurtdisina tasindim. hic umursamadi bile ip mip. ne zamanki aile reisimiz odemeyi kacirdi, yeniden almak icin bolge degistirmemi istedi. o ara turkiyeye gidiyordum zaten yine aldim yine kullaniyorum.

Youtube/Google (ayri ayri) bunun icin odeme yontemi akbank kart da olsa ip'den nerede oldugumu bildi sanirim ve yurtdisi ucreti aldi. Youtube tespit edebiliriz bilmem ne diyor bu arada ama bence en fazla uyeligi degistirirsiniz olur biter.

Amazon Prime. bu uyeligi zaten burada kullanmak icin degil TR'de kardesime bir seyler almak icin aldim, (burada amazon'dan siparis verilmiyor bile)
Turk karti girerek TR fiyatiyla abonelik baslattim. Prime izlemiyorum ama izleniyor bildigim kadariyla sorunsuz.

Bahsettiğin haliyle onu yapmak mümkün değil. Ancak eğer bu kesintiler sürekli olacak olsa ve ben fabrika sahibi olsa ve gerçekten ihtiyaç olacak olursa sadece ofisleri vb. besleyecek şekilde jeneratör ile ofis elektriğini verebilirim. Sanayi elektriği gelince jeneratör devre dışı kalır, tüm fabrika sanayiden beslenir. Gidince jen devreye girer sadece ofisleri besler vb.

Benim bildiğim şöyle bir şey var. Ev elektriğinin gerilimi 220 V, sanayi elektriğinin gerilimi 380 V. İki hat varsa ve sadece 380 V olan kesilirse, 220 V olan kesilmezse o elektrikle aydınlatma, ısıtma sağlanabilir. Üretim için dediği şey büyük ihtimalle makineler için olan 380 V hattı.

soruyu çok uzatmışım. yani asıl sormak istediğim şu.

"sadece üretim için elektrik kesintisi yapılacak. aydınlatma, ısınma, ofis vs" için elektrik verilecek" diye çıktı haberlerde.

fabrikada tek bir elektrik sayacı varken böyle bir şey mümkün mü? hani makinelerin sayacı ayrı, diğerlerinin sayacı ayrı olsa birini kesersin de, tek sayaçla bu nasıl oluyor? nasıl olacak ki böyle bir açıklama yapılıyor?

Evimde trifaze sayaç kullanıyorum. Ayrıca 220yi ölçen bir saat yok. 220 ve 380' i aynı sayaç ölçüyor yeni gelen faturaya baktım 220-380 olarak ayrılmamış. 220v dediğimiz zaten trifazenin bir ucu ve nötr hat. Bunun ayrımını saatten yapabileceklerini sanmıyorum.


Ayrıca şunu eklemekte fayda var. Teiaş elektriği kesmiyor osb ye diyor ki şu günlerde osb genelinde kurulu gücünün %10 unu geçme geçersen osb elektriğini, gaz santralleri tekrar elektrik üretinceye kadar keserim. Osbler anlık %10u üyeleri arasında paylaştıramayacağı için teiaşın belirttiği tarihlerde şalteri komple üyelerine indirttiriyor.

Örnek bir osb duyurusu: www.aso2osb.org.tr

Her yerde öyle mi bilmiyorum ama bazı yerlerde elektriknkesilmemiş, işletmelere %10 ü geçmeyin denmiş. Yani 100 makinen varsa 10 unu kullan denmiş.

OSB kesintisi mevzusuna hakim değilim beni ilgilendirmediği için hiç okumadım.

Ama dediğiniz pratikte mümkün, işletmeye trifaze elektrik gelir sayaca kadar. Hatta uzun süredir evlerde bile trifaze elektrik geliyor sayaca kadar.

Sayaçtan sonra trifaze enerji isteyen makinelere kadar trifaze hat çekilir, normal ışıklandırma ve ofis için ise monofaze hat çekilir.

Eğer elektrik şirketi dediğiniz gibi 3 fazdan ikisini keserse kalan 1 faz ve nötr ile 220 volt olan tüm aydınlatma ve cihazlar çalışmaya devam edebilir.

Ama tabiki bize lazım olan 220 cihazlar ve aydınlatmanın hattı bu kesilmeyen faza denk gelmeli. Denk gelmediyse elektrik panosundan kabloların yerini değiştirerek kolayca sağlanabilir.

Ama dikkatli olmak gerekli, makinelere giden fazların yönü değişirse ve makinelerin panosunda faz sırası rölesi yoksa motorlar terse döner.

'sadece üretim için elektrik kesintisi yapılacak. aydınlatma, ısınma, ofis vs.' böyle birşey yok. Bizim fabrikaya da kota verildi. Detayını bilmiyorum ama X KW diyelim bu kotaya mesela. fabrikanın günlük elektrik tüketimi ise 100X kw. bu 100X kw'nın zaten 95'ini falan üretim bölümleri harcıyor. sana nereye harcayacağını söylemiyor sen karar veriyorsun kapatmak istediğin bölümlere, verilen kotayı geçmemek için.

Merhaba;
İşin direkt Osb tarafında bu işlerin sorumlusu olarak cevap vereyim;
Bu kısıntılarda ki amaç üretimin durdurulmasından kaynaklı elektrik tüketiminin düşürülmesi yoluyla ulusal şebekede ki elektrik arzının dengelenmesidir.

Osb'lerde herbir fabrikanın parsel beton köşkünde, fabrikanın beslendiği trafo binasınında ki og hücresi üzerinde sayaçları ve hat koruma röleleri bulunmaktadır, bu sistemler üzerinden anlık tüketimler izlenebilmektedir. (bunu yapamayan osbler komple kesintiye gitti genel olarak)

Biz bildirim yaparken firmaların aralık ayındaki en yüksek demand tüketimleri baz alarak %15 civarı bir kapasite belirledik ( bu da sadece bahsettiğiniz aydınlatma, ısınma, sevkiyat işleri için yeterli bir miktar, üretim yapmak amacıyla tezgah, cnc, pota, fırın, kaynak makinası v.s prosesleri devreye aldığınız anda bu limitleri aşıyorsunuz, bu durumda osb tarafından kesinti yapılabilir demek ki bu da büyük bir risktir.

Ayrıca osb tarafında hiçbir şey yapılmasa dahi tüketimi olan sistemler vardır, dm trafoları ve parsel trafolarının boşta ki yükleri, çevre aydınlatma, arıtma tesisleri, su depoları kuyuları, doğalgaz istasyonları, iletişim merkezleri v.b bunlarda TEİAŞ tarafından belirtilen kapasite sınırın içinde hesaplanmaktadır) bunu firmalara tebliğ ettik, bu değerlerin üzerinde çıkıldığı tespit edildiğinde uyarı, uyulmadığı takdirde kesinti yoluna gidileceğini belirttik.

Şu ana kadar tüm firmalar bu uyarıları dikkate alıp üretimlerini durdurdular ya da komple fabrikayı kapattılar.

Bu sınrlama işlemleri scada istemleri üzerinden otomatik olarak da limit, güç sınırlaması tanımlanarak da yapılabilir ancak işletme açısından ilk tercih değil, anlık tüketim takibi daha sağlıklı mevcut durumda, ayrıca dağıtım şebekesi 34.5 kv 'tur, 380v düşümü parsel trafosundan sonra olur.

Küçük sanayi sitesi tarzı atölye ve dükkanlar genelde ag şebekesinden beslenir, 3 faz 380V direkt dm binasındaki trafo çıkışından gelir bu sebepten scada sistemlerine dahil edilemez(edilebilir de mantıklı birşey değil yatırım maliyeti yüksek olur, basit enerji analizörü tarzı cihazlarla bunlarında takibini yapan yerler var) çünkü bir trafodan 50'den fazla dükkan beslenebilir.
Bu tip üretim yapan yerlerin tüketimleri osos(otomatik sayaç okuma sistemi) tarafından takip edilir bu da yatırım maliyetlerinden dolayı çok tercih edilmez, birçok sanayi sitesinde bu sistemler kurulu değildir.

Sizin bahsettiğiniz durumda olayın faz sayısı 220-380 v olması ile bir ilgisi yok, konu OSB'nin tüketimi kontrol altına almak amacıyla direkt kesinti yoluna gitmesinden kaynaklı, istenilirse limitler dahilinde ofis ve sevkiyat kullanımı için enerji tüm fabrika ve atölyeler beslenebilir.

@john bloor'un yazdıklarına ek olarak og şebekelerde faz kesintisi yapılmaz sistemin çalışma mantığına ters bir durum, bir fabrikada düzgün projelendirme ve uygulama yapılmışsa adp ana dağıtım panosundan sonra fazlar dağıtım panolarında yüke göre ayrılır zaten, makine beslemeleri, priz kombinasyonlar, aydınlatma, ups, ofis prizleri v.s enerji olması durumunda panolar(sigorta ve şalterler) üzerinden istenilen yerler kapatılıp açılabilir.

3 fazli sistemlerde, tek fazla calisan cihazlarin tumu ayni faza baglanmaz. Yuklerin 3 faza esit dagitilmasi hedeflenir, aksi taktirde faz dengesi bozulur. O yuzden tek fazi aktif tutsalar bile baglanti durumuna gore cihazlarin (yuk bazinda) 3te 1i calisir teorik olarak.

En önemli şeyi yazmamışsınız; şehir.

Ankara'da iseniz kışlık lastik alın derim. Ben Petlas kışlık lastikten çok memnunum.

@mezarkabul İstanbul ama ailemin güvenliği için istiyorum.

şu dışarıdaki karda dört mevsim lastiği ile patlarsınız.

ama bu havada çıkmam, çok da araba kullanmam ama kullandığım zaman da soğuklardayazlık lastik gibi yolda bırakmasın derseniz dört mevsim lastiği kullanabilirsiniz.

cumartesi akşamı ankara'nın karında bridgestone lm005 ile kütür kütür yokuş çıktım. patinaj bile çekmedi.

Bütçeniz varsa kış lastiği alın. Yazın da yazlık lastik takarsınız.

Arabanın belki de en önemli parçasında eli korkak alıştırmamak lazım diye düşünüyorum, kişisel görüşüm.

4 mevsim arada derede bi şey ne yazın çok performans veriyor ne de kışın çok soğukta karda tutuyor.

4 lastiği 5 sene kullanırsınız o yüzden bence kış-yaz için ayrı lastik alın. hem kışın kafanız rahat olur. istanbulda karda - derecede dışarı çıkmam derseniz çok sorun olmaz ama.

nokian ve bridgestone öneririm.

araçta 4 mevsim michelin crossclimate takılı, şu an izmir'deyim ancak geçen seneki karda istanbul'da test ettim gayet iş görüyor. ancak bu karda istanbul'da olsaydım kesinlikle çıkmazdım, yüksek seviyeli karda kış lastiği de 4x4'ün de kurtarmadığını gördük, bir de esas risk bence sabah erken saatlerde oluşan buzlanma onun için kış lastiği de fayda etmez. kış lastiği alınca depolama, tak sök gibi operasyonları oluyor, 4 mevsim de sürekli takılı olduğu için her yıl performansı düşüyor. sonuç olarak normal kış şartlarında 4 mevsim istanbul da iş görür.

4 mevsim yere hafif yagan bir kar serpintisinde bile kayiyor

çok araştırdım. 4 mevsim lastik bence verimsiz. kışın performansı normal kış lastiklerine göre kötü, yazın yol tutuşu ve ses olayı kötü. her gün araç kullanıyorsanız kış lastiği almak çok daha güvenli.

yine çok araştırmış birisi olarak bu sene yine goodyear ultragrip 8 aldım. çok memnunum. (-8, kar, buz gördüm bu sene) hem fiyatı da kalitesine göre bence uygun.

4 mevsim lastik kışında kullanılan bir lastik olarak algılanmamalı. kış lastiği ve diğer lastikler olarak bakılmalı.

www.tyrereviews.com

20+ senedir agir kis sartlarinda araba kullaniyorum, yasadigim yerde 6 ay kis var. Senelerce dandik araclarla paket servis yaptim, 50cm-60cm yagdigi gunlerde sehir ici 150km yol yaptigim oldu. Onlarca farkli lastik markasi denedim, ozet geciyorum:

+ Bizde dort mevsim diye bilenen lastiklerin aslinda iki turu var. Biri bizdeki bilindik all season. Digeri de daha agresif disleri olan "all weather".
All season'a ornek: Continental Extremecontact DWS06 PLUS, Pirelli Scorpion Verde
All weather'a ornek: Nokian WRG4

+ Kis lastigi karda iyi performans verir. Uzerlerinde kar tanesi amblemi vardir. Bunlarinda kendi aralarinda cesitleri var, mesela derin disli olanlar surekli cok kar yagisi alan yerlerde tavsiye edilir. Ornekler:
Derin disli ornek: BRIDGESTONE BLIZZAK DM-V2, Michelin X-ice
Daha hafif disli: Nokian HAKKAPELIITTA R3

+ Dort mevsim ya da kis fark etmez, eger lastik civisiz ise buzda tutmaz. Nokta.
Her lastige civi takilmaz ve civilerin lastik sifirken takilmasi gerekir.

+ Bir de simetrik/asimetrik mevzusu var. Benim tecrubem asimetrik lastiklerin yere daha saglam bastigi yonunde.

+ En iyi kis lastigi: Nokian butun testlerde onde.

+ Iyi bir dort mevsim lastik, dandik isimsiz bir kis lastigini karda kafalayabilir. O yuzden marka cok onemli, lastik almadan once mutlaka testlere bakmak lazim.

+ Turkiye'de bence ankara cizgisinin dogusuna gecmedigin surece iyi kalite bir 4 mevsim isini gorur. Ankara'nin dogusunda ben olsam iki set lastik edinirim, dort mevsim + kis. Ege ve Akdeniz kiyilarinda ise buyuk ihtimal yazlik lastiklerle butun sene gezinilebilir.

+ (Bonus) Sehir ici agir kis sartlarinda en uzmeyecek araba: Iyi kalite kisliklarla herhangi bir Audi Quattro. 4matic, xdrive, 4motion falan henuz o seviyede degil.

nokian waterproof iş görür. Ancak 5. senede keain değiştirmelisin. Yakıtı arttırır. Kullanım durumunuza göre tak çıkar ve lastik oteli masraflarıyla karar verin.

Ben zamanında çok araştırmıştım bu konuyu. 4 mevsim alcaksan ya Nokian ya da michelin crossclimate al. Herkes bu ikisini tavsiye ediyor.

Fakat marmara, karadeniz, i. anadolu ya da d. anadolu'da yaşıyorsan kış lastiği al 20 dakikalık iş lastikçi hemen değiştiriyor. Ben riske atmam ailemin güvenliği için.

1 - büyük ihtimalle sadece güç kaynağı ya da gk + anakart cozutmuştur. Geri kalan parçaların sağlam olma ihtimali yüksek ama %100 değil.

3 - (bu biraz tahmin + tecrübe) tamirci bence cevap veremez ama verse de güvenmeyin bence.

aynisi bana oldugunda guc kaynagi ve anakart yanmisti

Güç kaynağı kesin yanmıştır. Anakartın da olumsuz etkilenme durumu yüksek.

Harddiskin ise başka bir PC de denenmesi lazım içindeki veriler için. Verilerin kurtarıllma imkanı da olabilir.

kulak üstü denilmiş.

fiyat performans olarak anker q10 vardı bende, sevdiğim birine hediye ettim sonra.

malzeme kalitesi fiyatının birkaç gömlek üstü. elinize aldığınızda o kadar "ucuz" bir kulaklik olduguna inanmiyorsunuz.

ses kalitesi ve yüksekliği orta seviyelerde. zaten iyi seviyeler için 4 bin lira veya daha fazla vermeniz gerekiyor.

ben anker q10'u aldığımda 300 küsur liraydı, şimdi ne kadar bilmiyorum. zaman zaman indirime giren bir ürün ama.

bu arada mobildeyim editleyemiyorum, spor için kulak üstü kulakliklar biraz ağır ve hantal bence. anker de hafif bir kulaklik degil.

sol üst;

Steam>Ayarlar>İndirmeler>İndirme Ön Belleğini Temizle

bu adımları yaparsan sorun kalmaz düzelir.

Brawl stars

Clash royale

Bullet echo

call of duty mobile,

moba seviyorsan da;

lol wild rift,
mobile legends bang bang

uyku modu ile ekran kapatma kavramlarını karıştırıyor olabilir misiniz? farklı programlar / ayarlar kullandığınızı düşünürsek, arada böyle bir farktan sebep problem yaşıyor olabilirsiniz

yok, ekran koruyucu devreye giriyor ve arka planda bir dosyayı indirmeye devam ediyor mesela, ama youtube çalışmayı durduruyor. ekran koruyucu'yu "yok" olarak ayarlıyorum yine olmuyor.

www.hurriyet.com.tr

@jamswety, kapağı kapatmak istemiyorum :(

kimse gülmesin ama powerpoint aslında çok güçlü bir program. nasıl bir logo istediğinizi bilmiyorum ama freepik gibi bir siteden vektörel şekiller indirip, powerpoint'te de üzerine hesap isminizi yazabilirsiniz.

Teknosa vatan mediamarkt piyasadan yükseğe satıyor, bi farkları yok

1) 2 yıldır elinde kalan telefon olsa nolur?
2) samsung mağazasından alınca 2 yıldır depoda beklemiş ürünün verilmeyeceğini nereden biliyorsun.

Online alışverişte çürük çarık malları sattıkları için uygun, fikrini kafandan atarsan rahat edersin.

mağazalar geçiriyorlar.

avm'de çok merkezi bir yerde kocaman dükkanları oluyor. ne zaman teknosaya girsem müşteriden çok çalışanlar görüyorum. hepsiburadaki maliyet (depolama, kargo, komisyon vs) ile teknosa ya da benzeri mağazaların maliyetleri kıyaslanamaz bence.

ben tüm telefonlarımı ve yakınlarımın telefonlarını online aldım.

White noise cihazları var uykuya yardımcı ya da bebekler icin satılan, ama ne kadar etkili olur emin degilim. Telefondan white noise acınca böyle titreşimleri bastırmıyor deneyimledigim kadarıyla. Fan güzel bi icat bence, yazın tavandaki fan açıkken böyle sesler çok kesiliyor.
Kulak tıkacı olarak ben moldex kullanıyorum, basarılı bence baya. Saçma bi gürültü varsa da moldexi itekleyip üstünü silikon tıkacla kapatıyorum:d muhtemelen cok saglıksız, ama zaten nadiren yaptıgım bisey ve iyi geliyor o gürültü durumunda. Belki deneyebilirsiniz 3m üstüne silikon kapatmayı.

tikaclarin nasıl kullanildigini cok az kisi biliyor; o yüzden herkes ise yaramıyor diyor.

bence materyal olarak yumuşak hacmen büyük tıkaclar is gorur. elinizle en üst kisim hariç iki parmaginizla sikistirip diger elle kulagi ustten cekip ice sokuyorsunuz. iceride sisip kapatacak her yeri.

bunu zaten biliyorsanız, alternatif olarak sleep band olabilir.
www.youtube.com

yada yastik var
www.youtube.com

Benzer sorunları yaşayan biri olarak sorunun kaynağına inmek adına inceleyebilirsiniz. Bilginiz vardır ancak yine de buraya bırakayım (bkz: mizofoni)

Ps klonu olmasından yola çıkarak yazıyorum photopea kullanmıyorum.

Sizin değiştirdiğiniz yer layer'in ismi asıl yapmanız gereken yer araç kutusundan text tool'u seçip (ya da muhtemelen T kısa yolu) çalışma alanınızdaki değiştirmek istediğiniz text'in üzerine tıklayıp editlemek.

1. dr. house'un meshur bir lafı var. "everybody lies" diye. bunun temel olarak aklında tut.
2. kullanıcının verdiği bilgileri esas alıp çözüm üretmeye başlama. sana verilen bilgileri teyit.
3. çözüm süresine başlamadan önce problemi tanımla.
4. ürettiğin çözümü basamaklar halinde uygula veya uygulandığından emin ol.

madde 1 ve 2'den edeceğin her feragat, işinin daha da uzamasına yol açar.
madde 3 ve 4'ün sırasının değiştirirsen, 10 dakika da çözeceğin 30 dk. da çözülmeyebilir. madde 3 genelde en çok atlanan şeydir. tavsiyet etmem atlamanı.

son olarak, bir süre sonra bilinen hatalar gibi bir durum oluşacak kafanda, buna da çok kapılıp kullanıcıyla inatlaşma, madde 1'deki herkes yalan söyler önermesinde, "kimse doğru söylemiyor" sonucuna ulaşılmaz. bazen bilgili kullanıcı, size daha çok şey öğretir.

Eski teknolojiler kullaniyor, fiyat bile site yuklendikten 2 saniye sonra geliyor.

Elemanlarini diger siteye kaptirdi.

bende de öyle, mobilde ürün fotosu nile açılmıyor.

Yavaşlığı sorun değil de ürün fotoları açılmıyor. Opera'da da denedim.

Bende sorun yok şuan ama ara ara denk geliyorum.

Web tarafını çok bilmiyorum fakat tek bildiğim hepsiburada yazılımda mikro mimariye geçiş yaptı. Bir sayfa açılmaya çalışırken birçok birimden yanıt bekliyor. Hepsinin aynı hızda gelmesi biraz zor. İyileştirmeye çalışıyorlardır fakat örneğin search kısmı, sepet kısmı, ürün detayları, ürün önerileri, yorumlar vs. hepsi ayrı ekipler tarafından geliştiriliyor.

Ve farkındaysanız çoğu siteye göre hb nin arayüzü güzeldir. Kullanım ve özellik bakımından da dolgundur. Fakat her akla gelenin uygulanması, sayfayı şişiriyor. Mesela amazonun bana göre igrenc bir arayüzü var. Kullanışsız da. Ama teknik olarak daha hızlı ve sorunsuz çalışıyor olabilir.

HB'de her alanı böldüleri çünkü hem ayrı ayrı geliştirilmesi daha kolay hem de bir taraf patlarsa bütün sayfa çökmüyor, sadece o kısım çöküyor.

Saat 22:23’de sipariş verdim 22:47de kargoya verdiler. Bu yönden hızlılar.

Tabi arayüz çok yavaş. Sepet bazen hiç açılmıyor. Ürün yüklemesi ölüm.

Mobil uygulamada son zamanlarda hiç yavaslik yaşamadım.

Makaleye referans verirken şehir belirtmiyoruz ki? Farklı bir format mı kullanıyorsunuz acaba?

Kullanmam gerekse contact kısmındakini kullanırdım.

www.sosyalarastirmalar.com

yazar soyad ad. makale ismi, dergi adı, cilt no, sayı no, tarih.
şeklinde yazılabilir künye. şehir yazmanıza gerek yok

Son APA'ya göre artık şehir belirtme olayı kalktı APA kullanıyorsanız.

Ubuntu'nun nesi var? :)

Bayadır linux kullanmadım ama şu iki dağıtımı baya beğenmiştim:

manjaro.org
trisquel.info

Ama sıkıntıları, desteklemedikleri bir sürü driver var. Onları kontrol etmek lazım denemeden önce.

ya da soruyu daha da kısaltayım; ubuntu mu linux mint mi?:)

Elementary nin de youtube daki incelemelerine bak istersen

Ubuntu

ubunt

linux'un güzelliği de bu bence, distroları deneyip sana uyanı bulmak. linux serüvenimdem aklımda kalan distrolar arasında hızlıca dolaşabilmemdi.

ubuntu, fedora gibi en bilindikleri dillendirmeye gerek yok.

şurada güzel bir liste var:
www.techradar.com

KDE severim dersen:
kde.org

debian iyidir :)
Arch ileri degilde orta seviye
Bir üstu gentoo
En üstte slackware :)

arkadas ben ne yaptiysam ubuntu'yu sevemedim. :))) debian adamdir debian kur

Ekran çözünürlüğü diyelim ki 500x1500. Dolayısıyla sağa doğru bir kere gittiğinizde toplam masaüstü alanı 1000x1500 olacak. Siz bu çizimi bu ölçüde bir kanvasa yapıştırıp telefona atarsanız istediğiniz gibi olur. Anlatabilmişimdir umarım.

Üstteki cevapta tek sorun görüntünün ortalanması. Onun da ayarlanması gerek.

Diğer seçenek olarak resim ikiye bölünür ve karakterlerin ekranda görünmesi gerektiği kadar kesilir kırpılırlar. birinci ekrana ilki diğer ekrana ikincisi eklenir. Fade in - fade out geçişlerle de konu tamamlanır.
(Telefondan telefona değişebilir bu ayarlama ve belki de yoktur.)

kombinin bacası aşağı doğru mu bakıyor? az da olsa bir açıyla yukarı bakması gerekli değil mi?

edit büdüt: yoğuşmalı olanlar yukarı bakıyormuş

benzer ama ayni durum değil basıma gelmişti. yetkili servisi degil mahalledeki servisi cagırmıstım. bacayı duvar kısımı olan yeri iyice bantlamişlardi. ilk yapıldığında yapmamışlar bu işlemi. halledince düzelmişti.

bacanın aşagı bakması normal. içinde su birikip (yoğuşma vs) içine akmasını önlüyor.

Konvansiyonel kombide baca aşağı, yoğuşmalıda yukarı bakar.

urun.n11.com Fikir yürütebilmek adına , böyle bir alet uygulanabilir mi ?

aynı sorun bizde de vardı. servis daha kuvvetli bir fan motoru taktı sorun çözüldü.

Herkese teşekkürler, suprise nickli arkadaşın önerisini deneyeceğim.

yıllardır hp marka yazıcımda muadil toner kullanıyorum. paketten çıkan demo toner bittiğinden beri de orijinal toner almadım. hiç de bir sıkıntı yaşamadım. kırk yılda bir kullandığım da sanılmasın, on binlerce sayfa basmışımdır. nazlı bir yazıcı değilse sıkıntı olmayacaktır.

yazın 40 lira olan muadil, 100 lira olmuş. isterseniz dolduralım dedi ama istemedim. dolumu önermiyorum. ilk seferden itibaren bile kağıdı lekeliyor, iz bırakıyor vs.

ankara demirtepe'de bir tonercim var, hep oradan alırım, bir sıkıntı yaşamadım.

Zaman tasarruf zamanı.
çıktılar çoğunlukla siyah renk ise dolum yaptırın. İkinci seçenek muadil.

Baskıda renk konusu önemliyse orjinal almak iyi olur ama sonraki dolumlarda baskı kalitesi de düşecektir.
Bir de sonradan doluma izin vermeyen yazıcılara yapılan bir yazılım ayarı ile o baraj da aşılıyor türünden bilgi var.

tradingview'de hisse değerini usd olarak değiştirebiliyorsun. grafiğin sağ üst köşesinden değiştirebilirsin.

kodlama işine gelirsek nasıl yapılacağını tam bilmiyorum ama twitterda Kıvanç Özbilgiç bu konulara çok hakim. kendisine sorabilirsiniz, cevap verir.

knox bu alt+ 7 ler olmadı ama?

excel yapısı gereği böyle bir listeyi bir hücrede tutmaz, tutamaz. excel'de her hücre bir bilgidir. neden farklı farklı hücreler ile yapmıyorsunuz ki? alt alta hücrelere liste halinde yazın, yandaki hücreleri de birleştirin ..

@cos2s2 bence de saçma benden öncekiler böyle yapmış o yüzden.

Xr ve 11’in çerçevesi çok kalın, ekran çözünürlüğü de düşük. Bence bu saatten sonra en azından 12 almak lazım. Performans açısından anormal farklar yok ama yine de en az 12 diyorum.

Hocam 12 de cok pahalı ya. 14bin bir telefona veremem gibi geliyor. 12 mini zorlarim en fazla. 10 bin bile fazla aslında ama malum ülke :(

ilk 2 sorunun cevabı internette yazıyo
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
2013 ve 14 çıkışlı iphone 5 ve 6, eylül 2021'de güncelleme almış.
ondan sonra çıkanların hepsi son sürümde.

alınmaz. elinde olanların da iyi bir paraya satmaya çalışacağı son tarihler bu zamanlar.

parasına göre iyi bir şey almış olmazsın.

Ben kullanıyorum . Memnun değilim. iphone kullanıyor gibi hissetmiyorum. Fakir iPhone’u gibi. Ekran ışığı parlaklığı yeterli değil bence, x modellerinin ekranı daha net. Lcd tv ekranı ve oled tv ekranı farkı gibi. Nisan 2019’da aldım şuan pil sağlığı %89. İlk başlarda uzun süre yetiyor gibiydi ama sonraları kısa zamanda şarjı bitiyor. Kamera modları diğer iPhonelara göre az. Slowmotion modu berbat. Portre çekerken arka planı flulama özelliği yetersiz kalitede. Portre modunda değilken kişi kameraya çok yakında değilse arkasındaki derinliği flulamıyor. Arkayı flulamak için çok yakına girmek gerekiyor bu da istediğiniz kadrajdan çıkmanız anlamına geliyor. Genel olarak kamerası yetersiz yani. Bir diğer kötü tarafı ağırlığı. Yatakta uzanırken serçe parmaklarımla alttan destekleyerek tutuyorum belli bir zaman sonra parmaklarım uyuşuyor ağırlıktan. Mesela bu yazıyı serçe parmaklarda hafif uyuşma ile yazıyorum. Çünkü telefon ağır. Tek elle kullanmak için de uygun değil. Ağır bir telefon. Titreşim özelliği garanti süresi biter bitmez bozuldu. Önceden de titriyor muydu hatırlamıyorum gerçi. Almayın bence

Se2 alınabilir

xr ile 11'de apple diğer telefonlarında kullanmadığı nispeten daha ucuz bir teknoloji kullanıyor, diğer modellerde ise oled ekran var. o yüzden gerçekten tatsız cihazlar bence. 12 mini almanı tercih ederim en temizi o olur.

Oled ekranı ve 3lü kamerasından ötürü iPhone11 Pro tercih edebilirsiniz belki*

Iphone'da geriden gelinmez. 13 dışındakiler alınmaz

Hacmi düşük coinler için böyle.

o anki eth (ya da hangi ağ ise) ağının yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Tabii almak istediğiniz coinde ne kadar likidite var, siz ne kadar slippage belirliyorsunuz, bunlara göre de değişir, karmaşık yani biraz. Standart değil yani.

bir borsada varsa borsadan al, yoksa 50 dolara alamazsın.(fee çok daha fazla tutar)

Uniswap önce etherini satabilmek için bir transaction isteyecek (approve), sonra değişim için. Ether ağı aşırı pahalı,
etherscan.io
şuradan uniswap swap fee'yi anlık olarak (yaklaşık olarak) görebilirsin.

Ayrıca milletin bol sıfır sevdasını anlamıyorum. Düşük market cap'li desen anlarım da bol sıfır kendi başına hiçbir şey ifade etmiyor.

bu evdeki unite sanirim? dis kapidaki unitede de sorun olabilir.

çalmayan sadece sizin zil mi ? bu modelde zil sesi zil panosundaki kart üzerinden üretiliyor. bağlantıları unuttum ama audionun sitesinde kablo bilgileri vardı. daire girişindeki zil butonundan gelen kabloları bu kart girişinden kısa devre ederek bir deneyin. bu cihazlarda genelde röleler bozuluyor.

hatırladığım kadarıyla dış kapıdaki zil de adresleme olmayan sistemlerde gene daireye kadar gelen bi kabloyla tetikleniyor. bu girişi bulup kısa devre ederek test edin.
bundan yola çıkarak kart mı arızalı, sistemde kopuk bir kablo mu var yoksa bina girişindeki zil panosunda buton mu arızalı yorum yapabilirsiniz.

Bu sistemde bina girişinden her daireye ayrı ayrı hat gelmez, aşağıdan yukarı tek bir 6'li kablo hattı çıkar, ve bütün dairelerin şubeleri ve ana ünite bu kabloya paralel bağlanır.

Sonra şubelere ve merkeze sviç ayarı ile adresler tanınır.

Bina girişinden basınca daire içinde zil çalmıyor, daire kapısındaki zile basınca çalıyor mu?

Bu şekilde de çalmıyorsa daire içi ünitede problem vardır. Peki diğer dairelerde sorun yok di mi? Herkesin zili çalıyor siz hariç.

Fotoğrafa bakınca kartın ortasındaki büyük iki tane esnek papuç var, sanırım üst kapakta karşılığı vardır, oraya denk geliyordur bir iletim için.

Bu papuçlar oldukça kirli gözüküyor, belki burada devreyi tamamlayan, ahizenin açık/kapalı olduğunu anlayan basit bir sviç varsa sorun bundan olabilir.

O papuçları biraz aşındırıp metali görün, karşılığını da kontrol edin, biraz da öne/dışarı doğru esnetin ve üst kapağı yerine takıp bir daha deneyin.

Ben yardımcı olurum. Zaten normal işim early-stage startup'lara teknik destek sağlamak. İstersen mesaj at, istersen buradan yaz ben de buradan cevaplayayım, başkaları da faydalansın.

Ayrıca şunlara da bakabilirsiniz:

(bkz: startup kuracaklara tavsiyeler/@plutongezegendegilmi)

hocam güzel yazmışsın, ben de bu konularda araştırma yapıyorum

ekipte kod bilen biri olması mantıklı ama bir ekibim yok. Kendim koz yazmayı öğrenmem ise çok uzun sürecek bir süreç. o yüzden teknik kısımda biraz shortcut bulmaya çalışıyorum.

0dan bir fikir ile, hiç kimsenin çözmediği bir sorunu çözmeye çalışacak bir girişim yerine halihazırda işleyen bir sistemin benzerini yapmak istiyorum. Tabii ki bir google olamam ama pastadan pay alabilmek umuduyla, çünkü pasta son birkaç senede epey büyüdü.

online marketplace fikri. diğer büyük aktörlerden daha düşük komisyonla (en azından ilk etapta) rekabet etmeyi düşünüyorum. Sonrası için aklıma olan birkaç feature da var.

MVP olarak çok aşırı para dökmeden Sharetribe ın düşük ücretli seçenekleri makul görünüyor. Ama hiç para kazanamadan aylık masraflar altında boğulma riski de var. Başlıkta yazdıklarıma göre ne tavsiye edersin? clone script daha mı kolay olur, daha mı zor olur?

Sharetribe daha iyi bir seçenek bence burada.

Bu hazır script'ler daha ucuz ama hem kuracak birisi lazım, hem de bir sorun çıkarsa (ki kesin çıkar) müdahale edecek birisi lazım. Bunlar hem masraf, hem de operasyonu kilitleyebilecek şeyler. Ki Sharetribe kadar kaliteli olma ihtimalleri de yok.

E-Ticaret için Getir falan gibi "yeni" bir şey yapmıyorsan kendi sistemini yazmamak lazım, içinden çıkılacak bir iş değil.

Aylık masraf konusunda da, en küçük iş için bile aylık 200-300$'ı gözden çıkarmak lazım maalesef.

Ama illa o da olmasın, ben aylık 50$ üstü harcamak istemiyorum dersen Sharetribe open source'muş. Yani kodu alıp kendi sunucuna kurabiliyorsun. Kurulumun kolay olacağını sanmam, yine birinden profesyonel destek alman lazım ve bence riskli bir şey (sunucu çöktü, nolacak?) ama kod burada açık: github.com

Girişimin içeriği ve ihtiyaçlar önemli burada? Yani bir e-ticaret sitesi mi açacaksınız? Sadece ürün tanıttığınız bir site mi olacak?

Rezervasyon mu alacaksınız? İhtiyaçlar ve çözümleri farklı.

Maalesef ucuz etin yahnisi yavan olur sözünü doğrulayan alanlardan birisi burası.

Ne kadar kaçarsanız kaçın, bir şekilde teknik destek almanız gereken durumlar olacaktır.

Sharetribe fena görünmüyor benzeri çok da sistem var. Ama bu sistemler çok da kısıtlayıcı olabiliyor. Çünkü aslında lego blokları gibi kuruyorsunuz uygulamayı. Ve sistemin size verdiği blokların işlevi kadar esneyebilirsiniz. Farklı bir şey isterseniz orada birinin kolları sıvaması kod yazması gerekiyor. Bu da maliyet, hem sharetribe'a ödeme, hem yazılımcıya ödeme...

2 konuda daha kısıtlayıcılığı var. Mesela bir yazılımcı sistemi size istediğiniz şekilde modifiye edebilir. Ama her şeyi bu sistemin kullandığı yazılım dili ve library ile götürmeniz gerekiyor. Bu da kısıtlayıcı, çünkü belki sizin ihtiyacınızı daha uygun ya da daha ekonomik yöntemlerle de çözebilirsiniz.

Bir diğer kısıtlayıcılık seo, site hızı vb. konular. bu sistemler herkesin kullanabileceği, her ihtiyaca yönelik çözümlerle geliyor. O yüzden kullanmayacağınız kod yığınları, özellikler vs oluyor. Bunlar da sisteme yük. Seo için de zorlayıcı. Haliyle birinin bunları da ayıklaması iyi olur.

Clone uygulamalar var evet. themeforest ya da envato elements üzerinde birçok ihtiyacınızı çözecek uygulamayı bulmak mümkün. Ama şöyle bir şey var. Bu şekilde kuracağınız her sistem, eklentilerin uyumlu çalışması vb için işi bilen birinin kontrolünden geçmeli yine.

shopify da düşünülebilir. İş modelinizi bilmiyorum ama kullananların memnun kaldığı bir uygulama.

Ne olursa olsun bu sistemlerin türkiye'ye uyarlanması gerekecek. En temelde ödeme sistemleri, kredi kartı ödeme yöntemlerinin eklenmesi, bankalarla eşlenmesi vs. E-ticaret olacaksa kargo entegrasyonu falan. bunlar da iyi tasarlanması ve kodlanması gereken konular.

Ben asıl girişimcilik üzerine bir şey söylemek isterim. Maalesef ne kadar ekmek o kadar köfte durumu var. Bu yüzden bütçenizi falan çok iyi kurmanız lazım. Evet gelir elde etmek için biraz bütçeye ihtiyacınız olacak.

Ne iş olursa olsun reklam ve tanıtım için bütçeniz olmalı mesela. Siteyi açtım duyan gelsin diye bir şey olmayacak. Seo da bir yere kadar. Seo tek başına yeterli olsaydı trendyol bu kadar reklama bütçe ayırır mıydı? Türkiye'nin en büyük reklamvereni öyle düşünün.

Bu arada işiniz ne olursa olsun www.shopify.com bir bakın derim. Özellikle business için.

@plutongezegendegilmi

Evet, sharetribe'taki destek olayı güzel. Oradan devam ettiğim takdirde teknik meselelerle ilgili destek sağlayabilirler. Open source alıp kurması ve sürdürmesi de zahmetli olur bence de.

@anten, sharetribe ihtiyacım olanları sağlayabilecek gibi. Tabii ki her özellik yok ve customization gerekli. Orada ya onların ekibinden ya da dışarıdan destek almam gerekecek. Bu customization işi için ne kadar büyük ihtiyacım olacak, onu çözmeye çalışıyorum onların free trial üyeliğiyle.

Bunların iyi yanı da Stripe ve Paypalla entegrasyonu epey kolay. Bu deneme sitesinde Stripe bağladım bile. Zaten şu parayı havuzda tutma özelliği ihtiyacım olan bir şey.

Öte yandan fiziksel operasyonu, kargosu vs olmayacak bir site. O yüzden o tarafları dert etmiyorum. Shopify benim ihtiyaçlarımı karşılayamayacak gibi görünüyor.

Tanıtımın önemine katılıyorum. Çok aşırı paralar dökmeden MVP yi launch edebilirsem bütçeyi ve emeği tanıtıma harcama düşüncesindeyim bir süreliğine. Bir sürü feature eklemeye çalışıp para kazanamadan batmaktansa

macbook :')

macbook +1

Macbook ama 16gb ram 512 ssd'li olsun. Macbook alacam diye 8gb ram alırsan uzun süre dayanmaz.

Bir de bu kadar uzun vadeli düşünme derim. Zaten pil değişimi olacak. 3 defa pil değişimi ve içini temizletme yapsan bir laptop parasına yakın masraf çıkar.

Fiyatina gore degisiyor, ucuzlari o kadar ise yaramiyor.
Pahalisi yok ediyor ekrani.

Yine de hangi sitede oldugunu gorur arkadan yaklasan biri.
Artik bazi laptoplarda default geliyor dugmeyle aciyorsun.

Soketi bozuktur veya bataryası.

@aeroknight şarjı 8 saatte dolsa da batarya performansı yine de çok iyi. %100 gösterirken fişi çektiğim anda %98'e düşüyor. Yüzde 2 lik bir kayıp var sanırım.

O zaman sokete mi odaklanmak lazım sanırım.

başka bir usb kablo + min 2A şarj cihazı ile dene.

Bluetooth receiver alip hoparlore baglayabilirsiniz. Telefonla da bluetooth uzerinden sarki acarsiniz hem de kabloya bagimli olmazsiniz.

usb büyük ihtimalle yalnızca güç sağlıyor, telefonun şarj adaptörüne takıp deneyiniz.

@knox katılıyorum görüşüne. Ben kendime alsam m1 altına inmem. Hatta biraz daha beklerim yeni nesillerin çıkmasını.

Gel gelelim ki bu pc'yi kullanacak insan işlemci gücünü asla kullanmayacak. Dediğim gibi en fazla office'de 2 satır yazı + sosyal medya. Hani önceki sürümler daha ucuz olur mantığı ile zaten bu talep oluşuyor. Air'lerde 13 inc gözleri için iyi olmayabilir. Macbook prolar 20k olmuş. Onun yerine önceki versiyonlardan bir macbook pro işini görür gibi gelmişti 5-6 sene.

pt.com.tr'den alınabilir, m1 işlemcili alsın, intel almasın

Yaş olarak ileri insanlar genelde masada sabit kullanıyor diye düşünüyorum, yanılıyorsam düzeltin.
O yüzden 4-5 yaşında bir iMac'i ikinci el olarak almak da güzel bir çözüm olabilir.

İkinci ele güvenemem derseniz sanırım garantili ikinci el satan bazı dükkanlar var. Yani resmi bir garanti yok ama sorun olursa biz geri alırız, tamir ederiz diyen yerler.

iMac çok uzun süre boyunca tarif ettiğiniz kullanıcının işini görür.

Sıfır alacağınız bir intel mac cihaz daha ucuz olmaz.

Macmini yahut m1 2020 macbook air alınacak en ucuz ve makul bilgisayarlar.

Elinde 2015 stoğu kalmış bi yer aramanız lazım fiyat farkı için o da zor gibi.

Tek şansınız alkol banyosu IPA alıp temizleyeceksiniz, ya da degreaser spray ile tuşların içine içine sıktırmaca basınçla. Apple uzun süredir yapıştırıyor klavyeleri açıp temizlemek gibi bir durum yok.

Hoş eski kablolu imac klavyeleri bozulunca bulaşık makinesine atıp düzeltiyordu insanlar bi ara öyle de bir şey var :D

Wd40 tavsiye etmem yağlı bir şey olduğu için dolayısı ile de iletken, normalde bir elektroniğe wd40 ile girişmek gerektiyse yekün alkol ile çok sağlam arındırmak lazım sizin senaryonuzda kapalı sistem olduğundan bu mümkün değil. O yüzden wd40'a bulaşmayın diyorum.

sırasıyla pirinç, alkol banyosu, bunların hiç biri olmazsa diş fırçası + wd40 ile girişirim. onun dışında o klavyeye artık güvenilmez, bugün çalışsa bile 2 gün sonra ortada bırakırsa şaşırmam.

fiberoptik kablo

ben ne demek istedigini tam anlayamadim. reklamları veren, kendisine musteri istiyor amacı o. google ads kullanıyorlar, google da dogru kisiye dogru reklamı gosteriyor, boylelikle reklam veren kisiye ulasan artıyor ve adam mutlu oluyor. reklamı sitesine koyan zaten google ads ile anlasıyor, sitesinde bir bölüm veriyor ve sadece o kadar.

kim coin mine edecek bu durumda?
sitelere girdigimizde calisan javascript kodları bizim cihazımızda calisiyor. yani "kim" coin mine edecek? kim yararlanacak?

Benim bi sitem var. Siteme girdiğinizde, sizin browser'ınız üzerinden, kendim için coin mine ediyorum. Parayı böyle kazandığım için reklam göstermeme gerek kalmıyor.

Kullanıcıya da haber veriyorum kardeş böyle böyle, haberin olsun diye. İllegal bi durum ya da bi exploit durumu da yok.

Malware değil yani, benim sitemi kullandığın sürece CPU'nun bir kısmını alıyorum haberin dahilinde.

Sen muhtemelen sadece sitenin gideri icin kasiyorsun.
Reklam geliri ise astronomik bir gelir.

Adam bir banner kotup tak diye 50bin aliyor. Niye boyle atraksiyona girsin.

@divit, aynen, böyle kamu hizmeti gibi gönüllü yürütmeyi planladığım bi site var, aylık 100-200$ masrafı olacak gibi, bi de gelenin uzun süre kalacağı bi site.

Reklam almak istemiyorum, kimsenin bağış yapacağını da sanmam. Bari böyle çıkarsın masrafını dedim.

Legal sekilde yapip cok abanmazsan olur bence.
Su an haber siteleri bile islemciyi %50'ye getiriyor bazen.

Belki aletin ne oldugunu fingerprintten yakalayip ona gore abanmak iyi olur.
Gariban pc'lere mobile yuklenme

güvenlik perspektifinden bakıldığında antivirüs tarzı güvenlik yazılımları siteni direkt zararlı diye işaretleyebilir, global reputasyon veritabanlarında sitenin puanı düşer, dolayısıyla ziyaretçi deneyimin ciddi oranda negatif etkilenir diye düşünüyorum.

Giriş yerlerinin uyumundan çok şarj aletinin hangi volt ve amperde şarj ettiği önemlidir.

Zarar vermez. Typec'nin olayı o zaten. Bir kabloyla hem telefonu hem laptopi hem diğer ıvır zivirlari şarj etmek. Ekstra kablo taşımamak.

Tersini de ben sorayım, telefonun type-c şarjıyla macbook şarj edilir mi?

bende dell lap top var, şarj cihazı usb-c ve telefonumda da aynı şarj cihazını kullanıyorum. Hiç sıkıntı olmadı 1 yıldır.

@KnoxOverstreet Telefon şarjımın kaç watt olduğunu bilmiyorum. Yavaş şarj etmesinde sorun yok, zarar vermediği sürece. Yani sıkıntı olmaz değil mi sonuç olarak?

vermez.

@kitap gibi sessiz, oluyor ama cok yavas. yani pilin dolmasi icin herhalde bilgisayarin kapali olmasi lazim. (zaten uyariyor yavas sarj diye)

Cross reference gibi bir buton var, sayfa sayısı vs belirtmiyorsan aynı kitapsa örneğin o şekilde olabilir. Tez falansa kılavuzda söylemişlerdir nasıl olacağını

bir de a.g.e. şeklinde adı geçen eser diye de belirtilebiliyor eğer footnote ise.

Kitap değil de bir makaleye referans vereceğim. Cross reference butonu işime yarar mı o zaman @passion rules?

Aynı numara kullanılacak.
Tekrar tekrar aynı kaynak yazılmaz.

Gazlı ocak olması (evle birlikte gelmeseydi kesinlikle gazlı alırdım). Hem temizliği hem pişirme açısından gazlı ocaklar bence çok önde.
Fırında elektrik tüketimi önemli, millet fırın açmaya korkuyor artık.

(Benimkiler Franke marka, önceki evimde Teka vardı; ocak için düşüncelerim aynı)

Abla hepsi ayni, gram teknoloji gelismedi o yonde.

Elektrikli alma yoksa gulse birsel faturasi odersin.

'Onun sesini çekeceğime yemeğin kokusunu çekerim.' deyip genelde çalıştırmadığım bir aspiratörüm var. Bence sessiz çalışıyor olması en önemli konu. Bu konudaki yorumlara dikkat etmeni öneririm.

ocağın gazlı olması daha iyi ama onun dışında pek bir numarası yok, görüntüsü iyi olduğu sürece en ucuzunu da alabilirsiniz.
temizlerken çok fazla çizilmeyecek, temizliği kolay bir malzeme olsun yeter.
ocağa yapacağınız yatırımı fırına yapın, fırın daha önemli.
bazı fırın var, normalde 20 dakikada pişecek şeyi 30-40 dakikada pişiriyor.
tavuk pişiriyor, içi iyi pişmiyor, keklerin içi ıslak kalıyor vb.

hem pişirme performansı, hem de elektrik sarfiyatı, servisi vb. açısından fırın önemli.
ben ocağı ferre, fırını siemens almıştım mesela.
çok da memnunum.

kimse söylememiş ama bu ocağın üzerindeki demirler büyük dökümlü ağır demir olsun, o dandik ince olanlardan alma. inox alma çünkü leke belli ediyor ve çiziliyor.

mi5s var bende >>> recorded calls 1702

miui forumlarina konu acsan sanki daha iyi cevap bulursun gibime geliyor hocam

üsttekiler monofaze alttakiler trifaze sayaç. monofaze olanlar merdiven otomatiği koridor aydınlatma gibi ortak kullanım alanlarına ait olabilir. fotodan ancak bu kadar anlaşılıyor.

Üsttekiler Satera marka monofaze sayaç, alttakiler Luna marka trifaze sayaç.

Bina 6 daire, ya da 5 daire + merdiven otomatiğidir. 3 daire trifaze tesisat vardır, diğer3 daire ya da 2 daire + merdiven otomatiği monofaze tesisattır.

Daha önce sadece 3 saat/3 daire vardı da bu üsttekiler onlara ek mi takıldı? (mantıksız)

Edit: @delikedidilimiyedi uyarınca fotoğrafı büyütüp tekrar baktım, eve Lunalar da monofaze, üzerinde yazıyor zaten tek fazlı diye. Boyutu şaşırttı beni.

Orada 1 tane bile 3 fazlı sayaç yok, alttakiler de üsttekiler gibi tek fazlı. Bina iskanı yeni mi alındı ?

Turkcel Vınn kullanabilirsiniz. Ben kullanıyorum. Daha uygun oluyor. Modem varda mesela, 100 GB 139 TL falan.

Kullanımınıza göre Vodafone Res tarifeler

kullanacagin frameworke karar verdiysen ona gore bulabilirsin bence. nodejs ciplak olarak nadir kullanilir, php icin nasil laravel kullandiysan nodejs icin de bir framework kullanacaksin muhtemelen. sadece api degil ssr istiyorsan hatta iki framework kullanacaksin. js ekosisteminde "batteries included" framework az var o yuzden tam istedigin sey biraz daha zor, cok fazla moduler parca var ve senin istedigin kombinasyon icin ozel bir egitim bulman zor olabilir. batteries included bir cozum pesindeysen ben hic sevmesem de Angular bakabilirsin (o zaman typescripte de kayman gerekir ki ne kadar erken typescript ogrenirsen o kadar iyi bence). ben modern bir servisin API + SPA frontend olmasi gerektigini savunanlardanim, o yuzden mesela API icin bir framework secip (express olur ne bileyim fastify olur) bir de frontend framework sectikten sonra bunlarin egitimlerine tek basina bakabilirsin. tabii burada yine daha once bahsettigim javascriptteki "modulerlik" ve getirdigi ogrenme problemleri devreye giriyor - fastify ogrendin diyelim ama fastify gibi bir framework tamamen veritabani agnostiktir. hangi veritabanini kullanacaksin? onu secmen lazim. peki veri tabaniyla iletisim icin hangi adapteri kullanacaksin? ORM kullanacak misin? bunlar hep cevaplaman gereken sorular olacak ve yine tam senin tercihlerini kullanacak bir egitim bulman biraz zor olacak. js ekosisteminde laravel gibi, ne bileyim rails gibi, django gibi senin icin tercihlerin baskasi tarafindan yapilmis oldugu hazir cozumler, inanmasi guc de olsa yok diyebiliriz (yani var da 1 sene sonra support devam edecek mi bilemezsin).

frontend-backend ayrımına ben de okeyim.

ön tarafta react (lazımsa nextjs), arkada da laravel api kullanıyorum. orada laravel'in avantajı, backendin yönetim panelini de laravel ile kullanıyorum. ondan vazgeçmek gerekecek bir tek.

nodejs'i rest api olarak kullanıp ön tarafta react ile devam etmeyi düşnüüyorum tüm sene.

ama bu durumda da observerlar, providerlar, authorization ve yetkinlendirmeler, middlewarelar hepsini derli toplu yapmaya anlamaya ihtiyacı mvar.

Profiline / yazdığın yoruma bakan insanların lokasyonu o :)

@archmage , sanki öyle değil.
bu başlık altında, berlinden londradan, çoğunlukla istsanbuldan insan görünüyor. iskenderun sıfır :D

Garip bir şekilde İstanbul'u Greater Iskenderun olarak gösteriyor bazen.

haha yaw ben de sadece bende boyle saniyordum :D linkedin ingilizce, lokasyon istanbul, ama nedense greater iskenderundan insanlar profiline bakti diyor

el cevab: mahmut hakli, sana bakanlarin lokasyonu o

içerik dediği şey dosyada makro var sanırım veya dış bağlantı var. içeriği etkinleştir demezseniz makrolar bağlantılar çalışmaz. onun dışında düzenlemeleri falan yapabilirsiniz

İşlemci teknolojisi 8. Nesilden sonra ciddi anlamda gelişti. Bu bilgisayarın anakartı 7. Nesili desteklediğinden, alabileceğinizin en iyisini alsanız bile performans olarak geri olacaktır.

Ayrıca r7 240 kullanıyorsanız, güç kaynağınızın da düşük olduğunu ve yeni parçalara uygun biçimde onu da yükseltmeniz gerektiğini varsayıyorum. Ramler de benzer şekilde, düşük frekanslı olacaktır.

Önerim, bunu satın, ne kadar paranız olduğuna bağlı olarak soruyu tekrar sorun. Bu bilgisayara yatırım yapmayın.

ben 2012'de kurduğum pc'yi upgrade ettim ve halen kullanıyorum. i7 2700k 4.5 ghz, 16 gb ram vardı. ekran kartı ve ek olarak 2. bir ssd aldım. halen kullanıyorum.

şu sistemde bana kalırsa ram ve ekran kartı iyi görünmüyor. işlemciniz kaç ghz'de çalışıyor? overclock açık mı? psu kaç watt? anakartınızın çip seti ne? bunlar da önemli.

İnternet dediğimiz şey kablolarla birbirine bağlı bilgisayarlar. Bu bağlantıları koparırsanız interneti kesmiş olursunuz. Ama artık okyanuslar arasında, ülke içlerinde ve uydularla bağlantılar sağlandığı için koparmak öyle çok kolay olmayacaktır. Koparsanız bile datalar bir yerlerde fiziksel disklerde kalmaya devam edecektir.

Silmekten kasıt dataların yok edilmesi ise, o da mümkün bir yerde fakat imkansıza yakın. Örneğin facebook'un her kıtada data serverları var. Yedeklerin yedekleri var. Hangi birini sileceksiniz? Daha google ın microsoftun, veya devletlerin kendi serverlarını saymadım bile. Evde kendinizin bile bir server ı olabilir, hangi birini sileceksiniz?

bütün serverlardaki bütün verileri silmen gerekir yani bütün serverları yakman gerekir

dünyanın farklı noktalarına eş zamanlı olarak atom bombası gibi emp bombası atarsan tüm serverları yakacağın için mümkün

ama eş zamanlı olması lazım yoksa malum herkes japonya serverına veya avustralya serverına geçer.

nereden sileceksiniz? aklima su sahneler geldi :)

m.imdb.com

Mumkun.
Hepi topu birkac kabloyu koparsan tum dunya agini cokertirsin.

Gecmiste amerika akdeniz kablosunu yanlislikla(!) koparip bizim agi bile dalgalandirmisti.

Divit'in dediği gibi şu an tüm internet kablolarınının neredeyse tamamı okyanus-deniz altı yollardan geçiyor uydu ile iletişim %1 bile yoktur, bunları yok edersen interneti de bir şekilde? silmiş olursun, elde data vs olsa bile bu kablolar gittikten sonra bir işe yaramaz, kabloların geçtiği yolların haritası da var bu arada Marmara denizinin altından da bikaç kablo geçiyor. Kabloların uzunluğu da şu an 1 milyon km'yi geçmiştir sanırım en son 800 bin civarındaydı.

Bir de dns olayi var.
Dns sunuculari cokse zaten google.com bosa cikiyor.

Bu yuzden hepimiz(dns adminleri) ayni anda ucaga binmeyelim muhabbeti yapiyorlardi 2 sene once.
Internet normalde merkeziyetsiz bir ag olmasi lazimken 5 tane sirket altina girince su an cok kirilgan vaziyete geldi.
Sadece amazon cokse abakusler hesap donemine geri doneriz.

@in vino veritas, asıl merak ettiğim de buydu. diğer arkadaşlar da çok değerli bilgiler vermiş ama benim aklıma takılan, bunu sağlayacak bir virüsün tasarlanabilirliğiydi.