büyük baş hayvan bakmanın zor olduğunu biliyorum arkadaşlarımdan.
şöyle ki arkadaşın babası bildim bileli inek bakar.
kendi tarlaları var bayağı büyük, hem satmak için buğday, sebze falan ekiyor.
hem de hayvanlara yem yapmak için mısır ekip, sonra onu slaş makinasında işleyip bişeyler yaparak yem yapıyor.
yani hayvan bakacaksan yem önemli, hazır yem verdikten sonra sattığın süt parasını bile karşılamıyormuş.
ikincisi 1 inek bakmakla 10 inek bakmak pek farklı değil, çünkü elini ayağını bağlıyor, her gün mutlaka yemini vermen, temizliğini yapman, sütünü sağman, hava güzelse dışarı çıkartıp otlatman falan gerekiyormuş.
veteriner ücretleri de yük oluyor. hayvandan çok iyi anlamak lazım, her şeye veteriner çağırırsan olmaz, anlamadığın için çağırmazsan hayvan ölebilir, mundar olabilir.
tabi kapalı ahır olmak zorunda. arkadaşların hem kapalı yeri hem de bayağı geniş belki 10 dönüm kadar çitle çevrilmiş inekler otlasın diye yaptıkları bir alan vardı.
mesela inekler olmasa orada tarım da yapabilirlerdi sonuçta ceviz ağacı ektiler aralıklı olarak.
küçük baş nasıldır bilmiyorum.
geçenlerde ineğin birisinin ayağı kayıp bacakları ayrılmış, çok ağır yaralanmış yani, kasap çağırıp al bunu demişler 1000 lira veririm demiş. arkadaşın babası da hayvan kesemiyor, acı çekmesin diye 1000 liraya vermiş koca ineği.
yani düşün bak, hayvan canlı, mundar değil, normal kesilecek hayvandan bir farkı yok buna rağmen 1000 lira ne demek.
çevre olayı da önemli, sattığın süt 3 kuruşa gidecek, eğer eti de pazarlayamazsan o da öyle olacak.
arazi varsa ceviz ağacı gibi değerli bieşyler ek. yeni tür bir sürü ağaç çıktı, bodur kiraz, bodur ceviz, bodur bilmemne. ekiyorsun 1 sene sonra ürün vermeye başlıyor, 2 3 sene sonra tam kapasiteli ürün veriyor. az buz da vermiyor bodur ağaç olmasına rağmen.
0