selam duyuru apaçileri, konuşmanın bitiminde şöyle >.< bir işaret geldi. var mı bir anlamı? soramadım da yazan kişiye.

iyi geceler. merak ettim hiç yurtdışına çıkmamış biri olarak, bu damsız girilmez yasssaağı sadece türkiye'ye özgü bir şey mi? bildiğiniz yerlerde olup olmadığını yazsanız da aydınlansam.
teşekkürler.

merhabalar. biraz uzun olabilir, okuyanlara şimdiden çok teşekkürler.

(git: 176733) burada da yazmıştım bir şeyler. şimdi aradan geçen 4 yıl sonrasında durduk yere mesaj attı bu hala unutamadığım "sevgili". nasılsın sorusuna verdiğim "iyi sen?", cevabı yeterli gelmemiş olacak ki, "gerçekten nasıl olduğunu, hayatının nasıl geçtiğini merak ediyorum. işte ben şunları şunları yapıyorum." falan diye yazmış. ben de bir şeyler yazdım ve maçımıza gelmek istediğini söyledi. geldi de, ama çok fazla dersi falan olduğunu söyleyerek yaklaşık 1 saat sonra gitti.

o gün karar verdim, artık ne var ne yok her şey anlatacağım, hala onu sevdiğimi falan her şeyi işte. ve arkadaş kalmak gibi bir niyetle yazdıysa o mesajları bir daha karşıma çıkmamasını rica edeceğim, çünkü çok kötü olduğumu falan anlatacağım.

bu kararımı durumu bilen üç arkadaşımla da konuştum, ikisi git konuş rahatlarsın dediler. diğeri de, ki bu kızı hepsinden daha çok tanıyor diyebilirim, "siktir et olum, kız boşluğa düşmüştür, bakmıştır kim var diye. msne salağı hala beni seviyodur dur bi ona mesaj atayım demiştir, atmıştır. hiç sallama, boşuna da götünü kaldırma. ha illa konuşacam diyosan da ara çok acil konuşmam lazım de. baktın zamanım yok falan diyor, siktir et. içimde kaldı dersen de yaz içindekileri yolla gitsin." dedi.

ben sanki konuşsam rahatlayacağım gibi geliyor, ama tam emin de değilim. bir de tamamen dışardan insanlar ne düşünür acaba diye buraya yazayım dedim. sizce ne yapsam? bu hafta finalleri bitiyor, arayıp konuşmamız lazım mı diyeyim yoksa bir daha o arayana kadar salllamayayım mı sizce?

tekrar teşekkürler buraya kadar okuma sabrı gösterenlere.

merhabalar. 1. vizelerin bittiği şu günlerde ciddi ciddi şüphelenmeye başladım bu durumdan. 3. sınıf elektrik-elektronik müh. öğrencisiyim. 6 ders 3 de labım var.

bu derslerden 2 tanesine düzenli devam ediyorum. diğerlerine ilk zamanlar girdim, fakat gördüm ki hiçbir şey anlat(a)mıyorlar. hele bir tanesi mıy mıy konuşuyor, 2. sıradan geridekiler mümkün değil duyamıyorlar. zaten girdiğim 2 ders dışındakilerde yapılan şu ki hoca geliyor ya slaytta yazanları okuyor ya da notlarını tahtaya geçirip gidiyor. ben de bunlara kendim çalışıyorum. zaten bu zamana kadar 1 ve 2. sınıflarda da aynı taktiği uygulamıştım.

fakat bütün konuları biliyor olmama, kitap arkalarındaki soruların tamamını çözmeme rağmen bütün sınavlar patladı gibi, gibi de değil aslında da hiçbirinin sonucu açıklanmadığı için öyle söyledim. sınavda öyle sorular geliyor ki neredeyse kalem oynatamıyorum. diğer insanların sınavlarının nasıl geçtiği konusunda zerre fikrim yok çünkü sınavlardan sonra direkt evin yolunu tutuyorum.

zaten bölümü nefret ederek okumaya çalışıyorum, bir an önce bitse de kurtulsam derdindeyken bu sınavlar aşırı derecede moralimi bozdu. hayatımda ilk defa bu kadar çaresiz hissettim kendimi. olur olmadık zamanlarda gözlerim dolmaya başladı, sürekli beş karış suratla dolaşıyorum. okulun uzama ihtimali bile beni bu hallere soktu, sizce bu saatten sonra düzeltme şansım var mıdır? ne yapsam ne etsem? bir de ankara'da iyi bir psikolog var mı bildiğiniz? ilk defa psikologa gitmem gerektiğinin farkına vardım, çünkü cidden saçma sapan düşünceler geçiyor bazen kafamdan.

biraz uzun oldu kusura bakmayın. teşekkürler şimdiden.

selamlar. benim dizüstünde dvi çıkışı var. tv'ye bağlamak istiyorum. bunun için de dvi - hdmi adaptörü mü yoksa dvi - hdmi kabo mu kullanmak lazım? bir de marka model tavsiyenizi söylerseniz çok makbule geçer.

son olarak da tv'nin kullanma kılavuzunda dvi-hdmi için bir de ses kablosu bağlamak gerektiği yazıyor. bu kablo dvi-hdmi dönüştürücü/kablo içinden çıkıyor mu yoksa bunu da ayrıca almak mı gerekiyor? ayrıca almak gerekiyorsa nasıl bir şeydir bu? bunun için de marka model tavsiyenizi bekliyorum. teşekkürler.

merhabalar. koşarken belli bir süre sonra çok yorulup sonra tekrar enerji kazanmamın sebebi nedir?

yani atıyorum 30 dk'nın bitmesine 2 - 3 dk. kala artık tamamlayamayacağım heralde falan derken, pes etmeyip 30 dk'yı biraz geçirince bacaklarımdaki yorgunluk falan kalkıyor sanki bıraksalar sabaha kadar koşabilirmişim gibi bir enerji geliyor. bacaklarım artık kendi kendilerine gidiyor gibi oluyor, hiç yorgunluk hissetmiyorum.

nedendir bu? bir de bu süreyi düşürmenin bi yolu var mıdır ki? ne güzel olurdu rahat rahat koşardım.

merhabalar. saç diplerimde dışardan bakıldığında aynı sivilce gibi, yani böyle ortası beyaz kabarcıklar çıkıyor. fakat sivilceden farkı, patlattığım zaman yapış yapış bir şey çıkıyor, yani tam sivilce içinden çıkan gibi değil. kanıyor da tabi ki ve kaşıdıkça yayılıyor sanırım.

seboreik dermatit en benzeyen şey gibi geli bana, fakat kepeklenme falan denmiş bende öyle bir şey olmuyor. sadece çok fazla yağlı bir cildim var ve 1 gün bile dayanmıyor saçlarım yıkadıktan sonra.

birkaç doktor gezdim, ilki roaccutane muadili zoretanin diye bir hap verdi, fakat tam olarak ne olduğunu söylemedi. burnumun da yağlı olduğunu ve sürekli burnuna dokunuyor ve saçınla da oynuyor musun dedi, ben de evet dedim. ondan olduğunu hatta eskiden kendisinde de olduğnu falan söyledi. ama karaciğer enzimleri ila nedeniyle yükseldiği için devam edemedim. aslında çok iyi gelmişti hatta 3 gün içinde tamamen geçirmişti.

sonra tekrarladı bıraktığım için, başka bir doktora gittim o da boğaz kültürü alınan ucuna pamuk sarılı çubukla saç düplerimdeki sivilcemsi şeyleri patlatarak örnek aldı. ondan da bir şey çıkmadı ve o da ne olduğunu söyleyemedi. şu an adını hatırlamadığım bir antibiyotik verdi. ayda 3 gün 3 ay boyunca almamı söyledi. bunun yanında bir de sivilce losyonu verdi roll-on tarzı sürülüyordu. ilk ay işe yarar gibi oldu sonra tırtladı o da.

sorum şu ki bu seboreik dermatit olsa bunu fark edememiş olabilirler mi, yani tanısı zor bir şey midir? bir de google görsellerden baktım da tam ayrıntılı bir fotoğraf bulamadım. kendiminkiyle karşılaştırabileceğim düzgün birkaç fotoğraf var mıdır? çarşamba günü yine doktora gideceğim de seboreik dermatit olabilir mi diyeceğim, ama önce iyice araştırayım diyorum boş yere söylemeyeyim alakasız bir şey.

kusura bakmayın uzun oldu. teşekkürler şimdiden.

ekleme: bir de bu sivilce gibi şeyler bazen acı da veriyorlar yastığa başımı koyunca falan. bir de kışın hiç kaşınma falan olmuyor da yazın birazcık terlesem ki çok da terleyen bir insanım kaşınmaya başlıyor.

merhabalar. benim şöyle bir sorunum var ki, koştuğum ya da hızlı tempo yürüdüğümde kaval kemiğinin dış-ön kısımlarındaki kaslar feci şekilde kasılıyor ve bırakın koşmayı yürümek bile işkence haline geliyor. herkes ayakkabıdan olabilir dedi, bir de koşu ayakkabısı alayım da geçmezse doktora giderim artık.

neyse, hayatım boyunca basket ayakkabısı dışında bir şey kullanmadım, hatta günlük kullanımda bile desem yalan olmaz. o yüzden koşu ayakkabısından falan anlamam. adidas sağlamlık konusunda hep tercihim olmuştur, ama koşu ayakkabılarında farklı/daha iyi markalar vardır belki. o yüzden bana güzelinden koşu ayakkabıları önerseniz.
teşekkürler.

merhabalar. bu yaz yaz okuluna kalmam gerekti ne yazık ki, ama stajı da ayarlamış bulundum. durumum şöyle,

4 temmuzda yaz okulu başlayacak ve 8 ağustosta da staj başlayacak. yaz okulunun bitiş tarihi de 19 ağustos. yani 2 haftalık son kısım çakışıyor ve sanırım bu dönemde de 2. midtermler yapılacak. sizce sınavlara girmek için izin verirler mi 2 gün? bir de bu midtermler stajın ilk haftalarına da denk gelebilir. ilk haftadan 2 günlük izin kullanmak garip kaçar mı? yaz okuluna gitmemeyi düşündüm, ama yaz okulunda, alacağım dersleri çok iyi hocalar açıyor, yani yüksek not alabilmem daha olası yaz okulunda.
teşekkürler.

not: staj yapacağım yer tai bu arada.

merhabalar. (bkz: #15484944) burada yazıldığının tam tersini yapıyordum normalde, ama acaba yanlış mı yazmış yoksa bunun manığı nedir?

ben arabanın burnu aşağı bakıyorsa geri vitese alıyordum, araba ileri hareket edeceğinden dolayı. arabanın burnu yukarı bakarken de tam tersi şekilde düşündüğümden 1'de bırakıyordum. gerçi çok da önemi yok sanırım ama en azından benim düşüncemin kendi içinde bir tutarlılığı olduğunu sanıyordum, ama o entrydeki mantığı anlayamadım.

merhabalar. ilk midterm ortalama 34 ben 24 aldım.
ikinci midterm ort. 45 ben 44 aldım. finalden ortalamanın ne kadar üstü alırsam geçerim? hocanın ortalamaya ne verdiğini bilmiyorum bu arada.
teşekkürler.

merhabalar, kompleks analiz konusunda türkçe kaynak önerebilir misiniz? hatta elinde olan varsa yollayabilirse daha da iyi olur. teşekkürler.

merhabalar. şimdi ekrem dağ, beşiktaş futbolcsu olan, avusturya milli takımında oynuyor. o zaman avusturya vatandaşı olması gerekmez mi? peki öyleyse nasıl yabancı kontenjanına katılmıyor beşiktaş'ta, türk gibi oynuyor? yok türk vatandaşıysa nasıl avusturya milli takımında oynuyor? madem böyle bir şey var neden bazı yabancıları milli takımda oynatmak için türk vatandaşı yapıyoruz? ya da ben mi bir şeyleri yanlış biliyorum?
teşekkürler.

merhabalar. koşuya başladım ve bu ağrı rahatsız etmeye başladı. şöyle açıklayayım, hızlı hızlı yürüyünce ya da yavaş tempo koşunca, diz ile ayak bileği arasında kalan kısmın ön tarafındaki kaslar kısa süre sonra taş kesiliyor. ve bu da dayanılmaz bir ağrı/acıya sebep oluyor. biraz durup dinlenince ya da hızlı koşmaya başlayınca geçiyor bir süre sonra. bir de her zaman olmuyor, yani bazen oluyor bazen de hiç olmuyor rahat rahat koşuyorum.

düz taban değilim, koşu öncesi biraz yürüyüş ve esneme hareketleriyle ısınıyorum yine de çözüme ulaşamadım. ayakkabıdan ya da yanlış koşudan olabilir mi acaba diyeceğim ama internetten araştırdım biraz doğru koşuyorum gibi geldi. yine de siz de bildiğiniz teknikleri yazarsanız sevinirim.

doktora gitmeye üşeniyorum açıkçası, nasıl olsa geçiyor kendiliğinden. şimdi bir ton sıra bekle, yüz tane test yaptır, ondan sonra da bir şeyin yok diyecekler iyice çıldırırım.

teşekkürler şimdiden.

merhabalar. elektrik-elektronik müh. okuyorum, bu yüzden ele - eo müh.leri cevap verirse daha makbule geçer, ama diğer bölümlerden örnek verecek olanların da yorumlarını severek okurum.

sorum şu, okulu bitirince işe başlayaabilirsem ne yapacağım? yani derste gördüğümüz gibi tutup da devre analizi yaptırmayacaklar herhalde ya da ne biliyim oturup da integral almayacağız herhalde. örneklerle tam olarak ne yaptığınızı anlatabilirseniz çok sevinirim. inanın hiçbir bilgim yok bu konuda. hangi alana yönelmek istediğime dair de hiçbir şey yok kafamda, o yüzden siz genel olarak hangi alandaysanız onunla ilgili örnekler verirseniz bir şeyler şekillenir sanırım kafamda.

daha bunu bile bilmiyorsun nasıl müh. olacaksın demeyin lütfen, çünkü bu benim seçimim değildi. neyse bu başka konu zaten.pek ilgi de duymadığımdan hiç araştırmadım ve şimdi aklıma geldi bir sorayım dedim.

teşekkürler şimdiden.

merhabalar. ayda 1, o da belki maç yapan biriyim. normalde eski basket ayakkabılarıyla oynuyordum, ama hepsi iyice yırtıldı ben de bu sefer bari halı saha ayakkabısı alayım dedim. öyle nike f bilmem ne gibi pahalı bir şey istemiyorum. var mı tavsiyeniz?

nerede bulabilirim? fiyat hakkında bilginiz varsa da yazarsanız sevinirim.
teşekkürler.

merhabalar. laplace dönüşümü konusunu doğru düzgün anlatan türkçe kitap falan var mıdır?

hatta şu konuları da içerse çok daha güzel olur,

* Doğrusal Cebir ve Matris Teorisi: Vektörler, Matrisler, Doğrusal Denklem Çözümleri, Özdeğerler ve Özvektörler, Diyagonalleştirme
* Vektörel Türev Çözümlemesi
* Vektörel Tümlev Çözümlemesi
* Karmaşık Çözümleme: Karmaşık Analitik Fonksiyonlar, Karmaşık Tümlev, Güç Serileri, Taylor Serileri, Laurent Serileri, Tümlevlemede Artık Yöntemi, Açıkorur Gönderim ve Uygulamalar
* Fourier Çözümlemesi ve Kısmi Türevsel Denklemlere Giriş

çok teşekkür ederim şimdiden.

merhabalar. iş bankası'nda herhangi bir hesabım yok. bir alışveriş için birinin iş bankası hesabına 45 tl havale etmem gerekiyor. ne kadar ücret alıyorlar bunun için? bir de 20 tl için ne kadar alırlar?

teşekkürler.

başlık biraz anlamsız oldu farkındayım ama yazacak bir şey bulamadım. sorum şu,

sözlükte yazar olup uçurulanlar buraya gelip neden uçuruldum falan fiye soruyorlar, yazarlar da bir yerden bakıp söylüyorlar ya. nerden bakıyorlar ona?

bir de yeni gelen yazarların nick altlarına, bazı eski yazarlar hoşgelmiş falan yazıyor. nerden bakıyorlar da buluyorlar kimlerin yeni geldiğini?

www.youtube.com

9.55'te çalan şarkının adı nedir?

merhabalar. burayı google maps üzerinde göterebilirseniz çok daha işime yarar. olmadı eryaman'dan çevre yolundan İncek'e döndükten sonrasını tarif edebilirseniz de çok işime yarar. arabayla gideceğim. Anayasa Mahkemesi falan var oralarda mı acaba?

'ni kim oynuyor?

teşekkürler.

bu bşrayı ankara'da nerede bulabilirim? hatta kesin şurada var, gördüm vs. gibi cevaplar daha da iyi olur. teşekkür ettim.

soru başlıkta aslında. ama biraz açacak olursam, daha önce hiçbir tecrübem olmadı bu iş hakkında. kokteyl falan yapmayı da bilmem. ama bu işe girmek istiyorum. okul bitene kadar yazları, okul bittikten sonra da sürekli yapsam diyorum. olur mu ki? nasıl başlanır? hatta ankara'dayım, gel ben senin elinden tutarım, öğretirim işi diyen olursa da akşamları gelebilirim, okul yok nasılsa.

teşekkür ederim şimdiden.

aslında tam olarak sormak istediğim, sınav zamanları dışında ders çalışmak değil. hadi o zaman yapılacak daha eğlenceli şeyler var, sınava daha çok var, vs. diyebiliriz. ama sınav yaklaşmış şurda, çalışmazsam içimde patlayacak ama bir türlü başlayamıyorum çalışmaya. hep erteliyorum, saçma sapan filmler falan izliyorum. ben bölümümü sevmediğim için böyleyim sanıyordum, ama sözlükte de "ders çalışmamak için yapılan saçma şeyler" gibi bir başlık gördüm. dedim yalnız değilmişim, belki onlar da sevmiyotdur benim gibi diyeceğim ama herhalde hepsi de benim gibi değildir.

neyse çok uzatmayayım, nedeni nedir bu durumun? belki çıkan sonuçlardan yola çıkarak ders çalışmaya motive edici bir şeyler geliştirebilirim.

teşekkür ettim.

iyi akşamlar adsız alkolikler,

şimdi votka, bira, rakı, cin ve likör denemiş biri olarak,

- votka pek hoşuma gitmedi. sanki biraz acı gibi geldi.

- rakı, sadece beyaz peynirle, yanında biraz dda kuruyemişle denedim. fena değildi, biraz daha meze çeşidiyle uzun bir akşama eşlik edebilir gibi.

- bira, öyle çok fazla kafa yapmıyor, yapması için çok fazla içmek gerekiyor ona da gerek yok. yani amacımıza pek uymuyor.

- likör, sütle karıştırıp içtim sabah dehşet bir karın ağrısı ile uyandım, mideyi bozmuşum. lanet olsun dedim.

- ve favorim, cin tonik. mükemmel bir şey. hayatım boyunca içebilirim. kokusu, tadı süper bir içki.

şimdi bu değerlendirmelerimden yola çıkarsak bunlar dışında hangi içkileri tavsiye edersiniz?

teşekkür ettim.

merhabalar. daha önce defalarca istemediğim bir bölümde okuduğumu, kurtulmak için elimden geleni yaptığımı fakat beceremediğimi falan yazmıştım.

vizeler başladı, benim ders çalışmam gerekiyor fakat bir türlü oturup da çalışamıyorum. hep bir isteksizlik var. biliyorum bu normal diyeceksiniz ama değil. bölümümü seviyor olsam inanın şu an burada değil kitaplarımın başında olurdum.

2 vizeye girdim, çok iyi hazırlandığıma emindim, geçmiş bütün sınav sorularını da kolaylıkla çözebiliyordum, fakat cenabetlik midir nedir bu sene hocaların alakasız sorular soracağı tutmuş ve sınavlar içimde patladı. daha doğrusu birinin sonuçları açıkland ve baya moralim bozuldu. diğerinden de sınavdan çıktığımda etrafımdaki herkes sınavın çok zor olduğunu ve hiçbir şey yapamadıklarını söylüyorlardı.

neyse efendim bu 2 sınav sonrası moralim epey bozuldu ve çalışsam da fayda etmediğini, dersleri geçemeyeceğimi düşünmeye başladım.

ayrıca son zamanlarda, bana bu bölümü ve üniversiteyi hiç yazmayacağım halde yazdırdıkları için ailemi de suçlamaya başladım. bütün gün odamdan çıkmıyorum, sürekli yatıyorum, okuldan eve, evden okula saçma sapan bir hayatım oldu. her sabah yataktan, "ulan yine mi yeni bir güne başlıyorum." diye kalkıyorum. ciddi manada bir bıkkınlık var üzerimde. dini inançlarım olmasa ölmeyi düşünebilirdim ama merak etmeyin öyle bir düşüncem yok. ama bir trafik kazası, vs. ile bir an önce göçüp gitmeyi de çok isterim.

ne yapmak istediğim konusunda ise, sporla iç içe bir işim olsun istiyorum. antrenörlük, muhabirlik, spikerlik, vs. ama şu an için pek mümkün değil. okulu bitirmem ve işimi elime almam gerek bunları yapabilmem için. çünkü ailem okulu bırakıp da böyle bir alana yönelmeme izin vermez.

şimdi siz bana bir akıl verin, ne yapayım ben? en azından okulla birlikte bu spor işlerine yavaştan bulaşayım diyorum ama nasıl olacak hiçbir fikrim yok. antrenölük, muhabirlik, vs. için okulla birlikte götürebileceğim bir şeyler var mıdır? ya da ne biliyim başka öneriniz?

sorduğum soruya cevap dışında herhangi bir yorum yapmak isterseniz de zevkle okurum. zamanınızı çaldığım için özür diliyorum. biliyorum insanların dertleri yanında seninki de dert mi diyeceksiniz ama benim derdim de bu ne yapayım?

teşekkür ederim şimdiden.

ekleme: bir de şu var, babam şimdiden not ortalamanı yüksek tut da benim yerime seni sokalım ....'ya gibi hayallere başladı. ya not ortalamamı yüksek tutamazsam - ki bu gidişle zor görünüyor - ve babamın yüzünü kara çıkarırsam diye düşünüp iyice strese giriyorum. allah'ım delireceğim.

yav hala etkisinden çıkamadım. kızla sevişirken eli sürekli arkama gidiyordu, araya falan sokmaya çalışıyordu engelliyordum. sonra kulağıma eğilip, "en büyük fantezim bir erkeği becermek" dedi. kızı hemen evden şutladım ve kendimi banyoya attım. hani şu filmlerde tecavüze uğrayan kadınların da banyoya girip temizlenme sahneleri olur ya aynen onu yaşadım. kendimi acayip kirlenmiş hissediyorum lan. ne nalet bi kızmış bu ya. nedir bu kızın derdi? erkek mi sanıyor kendini nedir anlamadım. ulan kendimden tiksindim be. ööhhh.

merhabalar. şu an bir üniversitede okuyorum ama sevmeyerek. neyse bu sırada en azından ilgi duyduğum ya da duyabileceğime inandığım konuda da eğitim alayım diyorum. aklımda şu üç bölüm var,

Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Programı
Medya ve İletişim Programı
Radyo ve Televizyon Programcılığı Programı

bunlar hakkında açıklamalar yazmışlar internet sayfalarında, ama yine de daha detaylandırabilecekler var mıdır aramızda. yani bunlardan mezun olsan şunları yapabilirsin, bu bölümlerde şunları öğretirler gibi.

mesela fotoğrafçılık programında okusam alır yürür müyüm fotoğrafçılıkta? yoksa o iş başka şekilde mi oluyor?

ya da radyo ve televizyon programcılığı ileride spor muhabiri olabilmemde ne gibi katkılar sağlar ya da hiç alakası yok mudur?

kafamdakileri de hemen hemen anlamışsınızdır sanırım. bu bölümler dışında verdiğim örneklerde ilerleyebilmem, o meslekte çok iyi olabilmem için yetenek dışında ne gereklidir? ne biliyim bir ara güler olmak hayal midir? ya da bir kenan onuk?

son bir soru daha, bu bölümler 2 yıllık önlisansmış sonradan dikey n-mikey geçiliyor mu ya da bırak 2 yıllık kalsın mı dersiniz?

biraz uzun oldu kusura bakmayın. teşekkür ederim şimdiden.

merhabalar. vizelerin başladığı şu günlerde evde ders çalışamadığımdan bir de farklı mekanları deneyeyim dedim. şöyle rahat rahat ders çalışabileceğim, zırt pırt bir şeyler ister misiniz diyen garsonları olmayan cafe ya da aklınıza gelen başka bir mekan var mıdır? kütüphane önermeyin lütfen denedim olmuyor. çok sessiz çünkü.

merhabalar. öncelikle durumumu özetleyeyim, hiç sevmediğim bir şehirde(ankara) hiç istemediğim bir üniversitenin(hacettepe) hiç istemediğim bir bölümünde(ele - elo müh.) okumaktayım.

derseniz ki neden yazdın o zaman? onu da kısaca açıklayayım, gata'yı yazmıştım en başa, çocukluk işte, nasıl olsa tutacaktı ve altındaki tercihleri çok da sallamamıştım o yüzden. aslında istanbul'da okumaktı hayalim, alt tercihlere itü de yazmıştım ama babamlar illa hacettepe'yi de yaz falan dediler ve ben de dediğim gibi nasıl olsa gata tutacak diye önemsemedim ve yazdım itü'nün üstüne.

sonra gata'yı kazandım tabi, fakat hiç bana anlatılan gibi değildi ve dayanamadım ve intibak döneminde ayrıldım ve malesef bir alt tercihime, yani şu an ki bölümüme yerleştim. ve hayat bu andan itibaren kabusa dönüştü.

önce hazırlıkta okula gitmek istemedim. zaten okula 1 ay geç başlamıştım ve başlar başlamaz da bütün devamsızlık hakkımı kullandım, ve zar zor 2 ay falan annemin de ısrarıyla kalmamak için devam ettim ve yarım dönem sonunda atladım hazırlığı.

neyse, kafaya koymuştum tabi ve öss'ye girecektim. o yüzden ikinci yarım dönemde ders almadım ve okula gitmedim(böyle bir hakkımız var bu arada, dondurmaktan farklı biraz.) ikinci sene de ilk dönem dersleri aldım ama hepsinden sınvalara girmediğim için kaldım, ikinci dönem de dondurdum. bu 1 sene boyunca gerçekten elimden gelen yaptım ve çalıştım ama öss'den istediğim puanı alamadım ve bölümümde kaldım.

geçen sene 1.sınıftan tekrar başladım fena olmayan bir not ortalaması da tutturdum ve 2. sınıfa geçtim bu sene. şu an 2'deyim ve artık cidden dayanamıyorum. sınavlar da başladı, fakat zar zor çalışıyorum. hayattan en ufak bir zevk almıyorum, şu okul bir an önce bitse de kurtulsam diye dersleri geçmeye çalışıyorum sadece.

son zamanlarda sınavların başlamasıyla iyice gerildim ve bu gerginliğimi etrafıma da yansıtıyorum. evde bir karış suratla dolaşıyorum. bir yandan ailemi suçluyorum burayı yazdırdıkları için, bir yandan da iyiliğimi düşündüklerini bildiğim için kızamıyorum.
sadece arkadaşlarımlayken biraz kendime geliyorum ama sonrasında yine saçma sapan bir ruh haline giriyorum.

aklınıza ne geliyorsa (yorum, tavsiye, vs.) yazın lütfen. bu arada tekrar öss'ye gir demeyin lütfen şu an için imkansız benim açımdan. ailem de artık biran önce bitirmemi bekliyorlar okulu. ben de daha fazla uzatmak istemiyorum. ama şunu kesin olarak söyleyebilirim, okul biter bitmez ilk işim öss'ye girmek olacak.

dağınık yazdıysam kusura bakmayın, kafamın dağınıklığından kaynaklanıyor.

zamanınızı dertlerimle çaldığım için de lütfen kızmayın ama cidden kimseyle paylaşamıyorum bu sorunumu. en azından içimden geçenleri bu kadar açık ve rahat kimseye söyleyemiyorum.

teşekkürler şimdiden.

iyi akşamlar. linkteki ayakkabıyı almak istiyorum da türkiye sınırları dahilinde gören olmuş mudur acaba?

cgi.ebay.com


yoksa da mecburen ebay'den alacağım da gümrükte falan sorun olur mu? ek vergi zart zurt biner mi? kargo ücretiyle toplam 80$.

teşekkür ettim.

iyi geceler ahali. linkteki ayakkabıyı almak istiyorum da türkiye sınırları dahilinde gören olmuş mudur acaba?

cgi.ebay.com


yoksa da mecburen ebay'den alacağım da gümrükte falan sorun olur mu? ek vergi zart zurt biner mi? kargo ücretiyle toplam 80$.

teşekkür ettim.

merhabalar. elimize bir tane iphone 4 geçecek de şimdiden öğrenelim dedik. jailbreak yapılmış bir cihaza uygulama, film, vs. nasıl atılıyor? jailbreak yapılmamış cihazlara atıldığı gibi olmuyordur herhalde? şu iphone cahillerini bir bilgilendirseniz. internette aramaya çalıştık, fakat zibilyon tane şey çıktı ve biri birini tutmuyor gibi geldi ya da anlamadığımızdan öyle sandık. biri appsync le atılıyor doğrudan diyo, biri bir sürü şey yaptıktan sonra oluyo diyo, ifunbox'la olur diyo biri, öbürü riskli diyo. anlamaadık gitti. şurdan düzgünce anlatan biri çıksa ya da doğru düzgün bir link falan veren olsa çok makbule geçecek.
teşekkürler şimdiden.

futbol yorumcuları devamlı söyleip duruyorlar ya, pozisyon bilgisi eksik falan diye. ne ki bu tam olarak? örnek falan verseniz de anlasam. teşekkürler. tatlı rüyalar.

iyi biliyorsanız, onun tarzında müzisyenler önerseniz ya. jazz mı oluyor bir de tam olarak ne oluyor? teşekkür ettim şimdiden.

iyi akşamlar herkese. biraz içimi dökeyim de rahatlayayım bari.

sürekli arkadaşlar bir yerlere çağırıyorlar. iyi güzel, evde oturmayayım, çıkayım hem hava da almış olurum diyorum ama belli süre sonra sıkmaya başlıyor. hele bazı zamanlar öyle ki arkadaşların davetlerine yetişemiyorum, farklı arkadaş grupları fazlalığından dolayı. bu tür zamanlarda artık bi rahat bırakın lan diye bağırmak geliyor içimden ama olmuyor tabi. çeşitli bahaneler üretip evde kalmaya çalışıyorum, kafa dinlemek için. ama yalan söylemeyi de sevmediğimden ve son zamanlarda artık ne olursa olsun hiç yalan söylemeyeceğim konusunda kendime söz verdiğimden, bugün canım istemiyor diyorum. bu sefer de ne ne biçim arkadaşlığım kalıyor ne asosyalliğim kalıyor.

sonra, evde hep odamın kapısını ve perdeleri kapatarak otururum, sadece kalktığımda hava yağmurlu ya da karlıysa ve çok karanlıksa pencereleri açık bırakırım. anlayacağınız karanlık hoşuma gidiyor günün her saatinde. hatta güneşten nefret ediyorum diyebilirim. bu durum anne babama yanlış geliyor sanırım, çünkü sürekli ne kapatıyorsun her yeri falan diyerek açmaya çalışıyorlar. bir tek ben miyim böyle? illa herkes güneşli havaları sevmek, baharda enerji dolup taşmak mı zorundadır? ben böyle mutluysam ötesi var mıdır? bu psikologlar insanları belli bir kalıba sokmaya çalışmaktan bıkmadılar mı hala?

biraz uzun oldu kusura bakmayın. okuyanın da okumayanın da gecesi istediği gibi geçsin diyor gözlerinizden öpüyorum.

merhabalar. internetteki bir videosundan başka hiçbir yerde bulamadığım bir şarkıyı flsagot'la indirdim. şimdi bunu ben mp3'e atıp dinlemek istiyorum. nasıl yapsak ki bunu? bu arada mp4 formatında şu an.

merhabalar. burada ilk defa tıbbi soru sormanın heyecanı içerisindeyim. sorunum şu, hani çişimizi tutmak için sıktığımız kaslar var ya onlarla anüsteki -artık adları her ne ise- kasları sürekli kastığımı fark ettim. hatta bazen uzandığımda karın kaslarımı da kasıyorum. bazen farkına varıyorum bu durumun serbest bırakıyorum ve acayip bi rahatlama oluyor, ama sorun şu ki uzun süre serbest bırakamıyorum -bu durum karın kasları için geçerli değil yalnız-. yani ancak istemli şekilde gevşetebiliyorum, ama kısa süre sonra tekrar kasılıyor kendiliğinden ya da ben kasıyorum bilmiyorum. var mıdır bir çözümü bunun?
teşekkürler.

La vie en rose tarzında şarkılar önerin. acayip hoşuma gitti, hep dinleyeyim istiyorum.
hepinize teşekkür ediyorum şimdiden.

merhabalar. son birkaç gündür akşamları youtube, diziport vs. gibi yerlerden bir şey izleyemez oldum. gündüzleri rahatlıkla izliyorum ama akşamları takıla takıla eziyer haline dönüşüyor. bildiğim bütün dns'leri denedim ama düzelme yok malesef. bunun dışında torrent'te falan sorun yok, 1MB - 1.2MB ile indiriyorum. siz de yaşıyor musunuz bu sorunu? ya da hangi dns'leri kullanıyorsunuz?

teşekkürler. bu arada superonline fiber internet kullanıyorum.

merhabalar, fransa'dan biri kontratlı iphone getirecek bana. pasaport kaydını onun pasaportu ile halledecektik. fakat bugün, bir arkadaş, oradan kontratlı alabildiğine göre ya işçi ya da öğrenci statüsündedir, o zaman da onun pasaportuyla yapacağınız kayıt 6 ay içinde geçersiz olur ve telefon elinde kalır bir daha da kayıt ettiremezsin dedi. nedir bunun aslı astarı?
teşekkürler şimdiden.

merhaba. biriyle anlaştık, iphone 4 getirecek. kendisi fransa'da yaşıyormuş, oradan kontratlı alacak, bana satacak kendisi ödemeye devam edecek orada kontratı. bu kontratlıların diğer simlock iphone'lardan farkı var mı? unlock çıktığında bunlar da unlock edilebilecek mi? çok ucuza veriyor çünkü kaçırmak istemiyorum:) teşekkürler şimdiden.

merhabalar. soru başlıkta aslında. açmak gerekirse, nedir koşulları? yaşım 21 geç mi kaldım ya da belli bir yaş var mı başlamak için? öyle süper yakışıklı falan değilim ama elim yüzüm düzgündür diyebilirim, önemli mi bilmiyorum ama. yaklaşık 1 sene falan düzgünce spor yapıp adam gibi bir vücuda sahip olduktan sonra başvurayım diyorum, o yüzden kilomun pek önemi yok şu aşamada, ama 1 senede rahatlıkla mankenlerin vücuduna ulaşabilecek durumdayım:) boyum 1.90m, erkeğim. yardımlarınız için şimdiden teşekkür ediyorum. kurtarın beni şu mühendislik belasından.

merhabalar. şimdi bu derse nasıl çalışmak lazımdır? okula gidip geliyorum öyle mal gibi, hiçbir şey de anlamıyorum açıkçası. millet kolay falan diyor, anladık diyor iyice mal hissediyorum kendimi. daha kitap açıp bakmışlığım yok gerçi, bugün başlamaya karar verdim. buraya da bir sorayım dedim.

nelere çalışmak lazım? az çok gördüğüm kadarıyla, denkleme göre çözüm teknikleri var sanırım ve hangisini uygulayacağımızı bulup uygulamamız gerekiyor. homogeneous eq., initial value, bernoulli eq., vs. kafam çorba gibi. en son da bernoulli'ye geldik derste zaten.

yalnız en gıcık olduğum şey de bir konuyu ezberlemek ve sonra unutmaktır. örnek olarak, türevin anlamını öğrenmemiş olsaydım, şimdi nerede kullanmam gerektiğini ve kullandığımda neyi bulduğumu bilemeyecktim. sadece "üs başa atılır sonra da üssün bi eksiği üs olarak yazılır" gibi saçma bi bilgiden ibaret olacaktı kafamdaki.

özet olarak, bana şu konunun mantığını açıklasanız, bir de nasıl çalışmam gerektiğini söyleseniz ne süper olur.

çok teşekkürler şimdiden.

merhabalar. yardım edebilirseniz çok sevinirim.

İşte bu nedenle direncin üzerinden halihazırda bir akım geçiyorsa cihaz bu akımı da hesaba katacak ve sonuç sapacaktır. Hatta bu akım cihazın kendi sağladığı akımdan çok daha büyük olacağı için gösterge tavan yapacaktır.

bu 2 cümleyi ingilizce'ye çevirebilirseniz çok mutlu olurum. teşekkürler şimdiden.

merhabalar. tekrar soruyorum kusura bakmayın ama düzgün bir ingilizce çeviri yapamadım ohmmetre ile ölçüm yaparken güç kaynağını neden devre dışı bırakmamız/kapatmamız gerektiğinin cevabını ingilizce olarak yazabilecek birileri olsa ne güzel olur. teşekkür ederim şimdiden.

merhabalar. ohmmetre ile ölçüm yaparken güç kaynağını neden devre dışı bırakmamız/kapatmamız gerektiğini ingilizce olarak yazabilecek birileri olsa ne güzel olur. yok ben ingilizceye çevirmekle uğraşamam diyorsanız türkçe de yazabilirsiniz en azından düşündüğümle karşılaştırabilirim. teşekkür ederim şimdiden.

merhabalar,

futbol muhabiri nasıl olabilirim diye bir duyuru açmıştım (git: 186574), birkaç kişi sağolsunlar cevap vermiş. buna eklemek istediğiniz olursa her türlü yorumunuza açığım.

neyse şimdi şöyle özetliyim, ele - elo müh. okuyan, fakat bölümünü hiç sevmeyen bir gencim. girdim, fakat bir türlü kurtulamadım bu lanet bölümden. ben de artık oluruna bıraktım, bari mezun olunca zevk alabileceğim bir iş yapayım diyorum.

şimdi sorum şu, bölümümle çok da alakalı olmayacak, hatta hiç alakalı olmayacak hangi işleri yapabilirim mezun olunca? ve bunlar için şimdiden hangi hazırlıkları yapmalıyım?

çok teşekkürler şimdiden.