'Blind date' tarzı buluşmalardan yana değilim; insanların 'Bu benim kedim, bu senin kedin. Hadi çiftleştirelim' demesiyle aynı geliyor bana. Bir de, onlar kafasına göre yakıştırabiliyor ama senin kafan apayrı olabiliyor; bu nedenle de ne ayarladım ne gittim. Bir kere gitmiştim, 2005 yılı idi galiba, adamın ne düşündüğünü hiç bilmiyorum ama ben açıkçası zaten o şekilde buluşulduğu için baştan hevessizdim. Yine de, 'Yaşasın, insan göreceğim, insanla laflayacağım' diye gittim. Öyle arkadaşla konuşur gibi laflamaya başladım, kısa bir süre sonra da 'Bir şey olmayacak, istersen gidebilirsin. Zamanın varsa da oturur laflarız. Kibarlık etmek için kalmana gerek yok' demiştim. Sonra 2-3 saat lafladık ve o arada adamın kafasına da olmayacağı yattı ama neşeli bir muhabbetten sonra ayrıldık. Açıkçası, 'Merhaba. Benim adım şu, şurada çalışıyorum ve şuralıyım' gibi başlayan konuşmalar baştan kaybediyor bende, çünkü bunun az sonrası konuşacak konu bulamayıp garip bir sessizlik içinde oturma. Örneğin, eski bir sevgilim binanın tavanından gelen sese 'Tavanda yüzlerce fare var, birazdan düşecek hepsi' demişti ve oradan konuşma almış yürümüştü, bence daha eğlenceliydi. Özetle, planlı tanışmalar ve tanıtmalardansa, spontane konuşmalar ve konunun konuyu açması iyidir. En azından bana öyle geliyor.
Beni öyle birileri ile tanıştırmadılar ama tanımadığım kişilerle konuşmam, onlara kendimi anlatmam gerekti. Başka bir okuldan bir hoca benim konumda proje yapıyordur ve onunla da bir konferansta karşılaşmışızdır. O projeye ya da o hocanın başka bir projesine ben de katılmak istiyorumdur ve bunun için kendimi takdim etmem gerekmiştir; o zaman korka korka gidip konuşuyorum ama kendimi tanıttıktan sonra korkaklık geçiyor, derdimi anlatıyorum. Konferanslarda tek kaldığımda insanlarla tanışmam gerekiyor; o zaman bir ortak konudan dalıyorum. 'Burası ne güzel değil mi, nereleri gördünüz', vb. gibi bir yerden dalıyorum genelde.
0