stand kurduk, bir müşterimiz var orda. bence en gidilesi fuarlardan.

kızılay a bağışlasan?

Kan tahlili yaptırsan?

anadolu yakasında var.

sülük yabıştırsan?

yılda en az bir kez yaptırmaya çalışıyorum çok faydasını gördüm. kızılay falan demişler onların hacamatla hiç alakası yok. kızılay'a da kan bağışı yap tabii ki ama hacamat bambaşka bir şey. İstanbul için bildiğim yer yok malesef :/ Manisa ve Kütahya'da yaptırdım.

anadolu yakasında bildiğim bikaç iyi haccam var ama avrupa yakası bilmiyorum maalesef. ben de yılda bir kez yaptırmaya çalışıyorum. en fazla 6 ayda bir de kan bağışlarım, ikisi birbirinden çok farklı şeyler ve ikisi de faydalı.

hacamatın ne olduğunu biliyorum Kütahya da annem yapıyor hatta önce doktora git kan ver derse kızılaya bağışla yok olmadı ise istanbulda ben sana hacamat yapan bulurum.
Ancak her ay yapılmaz hacamat ona göre.

hayatımda duyduğum en saçmasapan şeydir hacamat. aşırı dinciler falan yaptırır bunu genellikle.

kanım aksa rahatlayacakmışım gibi falan hissetmek ne demek ayrıca ya allah allah.

hakim oynayin dedi
yaptırana kadar ben de senin gibi düşünüyordum malesef, kendim için değil bir arkadaşın sıkıntısı için gittiğim yerde onu cesaretlendirmek için ben de yaptırdım ve anladım boşuna önyargı beslemişim onca zaman. aşırı dincilikle falan alakası olmayan bir şey kaldı ki dünyanın başka yerlerinde müslüman olmayan insanlar bile bunu bir tedavi şekli olarak kabul edip uyguluyor.

@ yue

bi faydası ?

bence senin sorun daha çok piskolojik. hacamata ddeğide mahsar osmana gitsen daha yararlı olabilir.

@yue
kimler yaptırıyormuş yurt dışında bunu?

hangi ülkeler?

dünyanın en gelişmiş ülkelerinde avrupa ve kuzey amerikada var mı? hindistanda yapılır elbette, adamların yapmadığı şey yok.

kısaca demem odur ki hacamat saçmalıktan ibarettir.

sülüklerin mikrocerrahide küçükte olsa yeri var.

hakim oynayin dedi
ben baş ağrılarımdan kurtuldum.

kurnaz
bbc de belgeselini izlemiştim arayıp bulabilirsin. Amerika ve İngiltere de hacamat, sülük, arı vb. tedaviler yapan merkezler var. Tabii alternatif tıp şeklinde uygulanıyor. bizde de hastanede yaptıramıyorsun sonuçta.

@kurnaz

ne kadar doğru bilemem ama şuradaki fotoğraflara bi göz at istersen www.ahaber.com.tr

itiraz etmeme rağmen eşim ve ablası yaptırdı maalesef :( ilk başta iyi hissettiler sözde. tamamen plasebo etkisi. bi boka yaradığı yok.

ben de buradaki insanlar gibi düşünüyordum hacamat konusunda, kızılaya kan vermenin daha mantıklı olduğunu.

şimdi kararsızım. henüz hiç yaptırmadım ama yaptıranlar çok memnunlarmış. bir de açıklamaları hoşuma gitti.

kızılay'a kan verirsen ana arterlerden veriyosun, zaten dönen, temiz kan arterlerdeki. ama hacamatta vücudun uç noktalarında, deriye yakın kısımda biriken görece pis kanları boşaltıyorsun. böyle düşününce mantıklı duruyor hacamat. ama mutlaka steril ortamda yapılması lazım.

hacamat yapan doktor falan bulunsa süper olur aslında.

bilimsel acidan ise yarayip yaramadigini soruyorsaniz, hayir bir ise yaramiyor, tamamen para tuzagi. sizde yaramissa bile tesaduftur, plasebo etkisi ya da diger faktorler sebebiyledir :

skeptics.stackexchange.com

acemi
normal şekilde kan vermek benim migrenime hiçbir şekilde fayda etmedi malesef. bana da söylemişlerdi hafifletiyor diye özellikle kaç kere verdim ama bir işe yaramadı.

Placebo etkisi diye bir sey duydunuz mu? Boyle kandiriliyorsunuz para tuzagina.

kawaye
Kafandan yaptırmak zorunda değilsin. ben sırttan yaptırıyorum. internetteki korkunçlu videolara bakma o kadar abartacak bir şey yok.

İlk gidişimde eşim bana sana yapmazlar bence saçın pembe demişti :D

Benzer sebeplerle cocuklarin alnini kesip kan akitmaktan pek bir farki yok, ha bu hacamati desteklemissiniz, ha bunu:


www.mirror.co.uk

modern tıbbın bile yontemleri surekli degişirken binlerce yıldır süregelen bişeye kafadan gömmek bence cok makul degil. ben hacamat yaptırmadım ama cok merak ediyorum. temiz ve guvenilir bi yer bulsam yaptırırım. hatta duydugum kadarıyla bazı hastanelerin bünyesinde acılmıs boyle merkezler.
öte yandan yine belki modern tıp müritlerinin sevmeyecegi 2 konu ile ilgili de cok olumlu seyler tecrube ettim. sülük tedavisi ve bioenerji.

modern tibba bok atanlar, alternatif tip yuzunden hastalarin boynunur kirildigini, felc gecirdiklerini ve hatta hayatini kaybettiklerini bir ogrenseler fena olmaz.

Var.

www.spyderco.com

aynısını bulamadım ama şuna çok benzer:
www.sportcity.com.tr

ve bunun aynısı var:
www.webdenal.com

şu var.
www.moraofsweden.se

img1.etsystatic.com

www.sipahiler.com

sayılır mı acaba :(
www.geocachingshop.nl

*- mutlaka victorinox rescue tool. abarti olmasa da cok sayida caki ve multitool sahibiyim, bunun gibisi yok.
(git: www.victorinox.com)

*- genel hizmet icin traditional opinel. 9 boyu idealdir.
(git: www.opinel.com)

*- her gun cebinde tasimak icin ise wenger evogrips557. malzeme kalitesi bir victorinox degil. plastik cerceve yer yer ezildi kirildi mesala. lakin daha iyi bir kucuk caki bulamadim ben. kullandiklarim arasinda en iyisi.

(git: www.swissknifeshop.com)

kimse fotoğrafını çekip koyamamış

Eppek bıçağı, satır ve dalgıç arkadaşın dalış bıçağını kullanıyoruz. Beğenip alamadım bi tane kendime.

kamp falan olduğunda daha düzgün şeyler toparlanıp götürülüyor ama çantamda taşıdığım çakı ve kardeşleri
hizliresim.com

kamp icin denemez ama kucuk ve keskin. hep yanimda tasirim.

i.hizliresim.com

normal iş gününde ofisin içinde belimizde 23 cm'lik av bıçağıyla gezmediğimiz için kendi resmini koyamadık haliyle. ama çok merak ediyorsan eve geçince yollarım sana sadegazoz kardeş.

bende bundan var

g02.a.alicdn.com

Güncel değil ama;

instagram.com

Eşkıya myız biz niye bıçak taşıyalım

www.ydsshop.com

buraya baktin mi?

@1917 güzel ve hesaplıymış bunlar. sanırım şuan askeriyede dağıtılan bir kaç markadan biri bu, değil mi?

marka olarak ilk aklima gelenler yeşil deri , sümerbank, özkan
bunları da arastirabilirsin.

evet ..urunleri gayet kaliteli ve saglam. size yakin magazasi varsa gidip gorebilirsiniz.
simdi baktimda 3 magazasi varmis.

Ildır'da var güzel yerler. Çeşmealtı'nda da mevcut. Aliağa taraflarında nemrut limanında sakin yerlerde var tabiki. Ayrıca Karaburun'da Balıkova hep kamplık alan.

suluklugol aradiginiz yer olta balikciligindan bahsediyorsaniz

sülüklügöl'de balık avlamanın yasak olduğunu okumuştum bir çok yerde. olta balıkçılığı yapabiliyor muyuz?

ben her gittigimde 5 6 balikci oluyor girisinde bekci de var yasak olsa mudahale ederlerdi dite dusunuyorum

handel sarabande
www.youtube.com

Fiyatla ilgili bir sey diyemem ama su an iphone 5alinmaz bence hele 16gb. Hem 16gb hafizali iphone alinmaz diyorum hem de yeni ioslari testeklemesine ragmen (simdilik) hem gucleri yetmiyor hem de onunuzdeki senelerde desteklemeyecek.

Annemde iphone 5 var ios 9 da bile sıkıntı yok alınabilir aslında. Yalnız 750 bana çok geldi hiç değilse 700 yapsın.

temizse fiyatı çok iyi bence. alınır.

1- 700e alınır.
2- Aktif olarak kullanacaksanız 16gb asla yetmez.

1-16gb çok az
2-kayınço telefonu kaktırmaya çalışıyor
3-500 ver bu iş huzur içinde çözülsün de yoksa alma. 500'den fazla etmez benim gözümde iphone 5'ler

ben 5'leri komple sevmiyorum ama illa alacağım dersen 500'den yukarı çıkma.

781263781278 tane kupon yapıyorlar,

bir tanesi tutunca da fotoğrafını paylaşıyorlar.

4 tane maç buluyorlar ve bu 4 maçın tüm sonuçlarına 50 liralık kupon yapıp iptal ediyorlar. zaten coğu ya iddaa bayii ya da bir bayiye cok yakın biri.
zaten dikkat edersen tüm kuponlar maçlar bittikten sonra gösteriliyor. maç başlamadan kupon gösterene rastlamadım henüz.

tutturmuyor. arkadaşların dediği gibi, çakallık sadece. birincisi, bahisten para kazanmak isteyen ve bu işe yatırım yapan birisi iddaa gibi salak bir firmadan oynamaz. ikincisi, bahisten para kazanan biri tahmin satmaz. 50 yatıracağı kupona 100 yatırır. bahiste çatır çatır 2/1 biliyorsan, 20-30 liraya üyelik satmak için neden kıçını yırtarsın ki?

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

Tatildeyim annemi dinliyorum. Dedikodu... :)

Ders çalışmam lazım ancak bilgisayarda generals diye bir oyun oynayıp sixto rodriguez dinliyorum.

çalışmaya çalışıyorum.
0 motivasyon.
sabahtan beri karşıma acaip acaip şarkılar çıkıyor.
üzülüyorum. :(

lolipop emiyom

bugün oturup randevu almam gerekiyordu müşteri ziyaretlerim için, hiç kimseyi aramadım salaklanıyorum. çok sıkıldım.

Budva - kotor arası hareket halindeki bir otobüste en arkada oturuyorum. Çok sıcak.

Nikahtan geldim revolver'i izledim. Sıcak anam sıcak.

Şu anda ayrı yazılır şu anda ona takıldım.

Şu an*

Sörf yapıyorum.

under the dome izliyorum
birazdan köfte yapıcam sonra da spora gidicem

sınava girdim çıktım okulumu bir tam sene uzattım. sonra da işe geldim. öyle mal mal takılıyorum.

45000 TL olan borcumu ödeyebilmek için para bekliyorum..

işteyim, resim çiziyorum.. detaylı olaraksa tam şu an köpek, kulübe ve et çiziyorum, birazdan da kedi ve kemik çizeceğim yanlarıan sdfs

Uyudum uyandim. Karnimi doyurup geri yatcam heralde. Mayışıklığım tuttu. Işe yarar biseyle ugrascak gram beynim yok bugun.

kürdanla kulagımı kurcalıyorum.tatil bölgesinden kalma toz kum neler çıktı neler.

saatin 17:00 olmasını bekliyorum bitse de gitsek mode on.
giderken 3-4 bira alıp balkona kurulsam mı diye düşünüyorum

insanlar ne garip hepsi, başka bir şey yapıyor :)) kendimi bir sürü pencereyi gözetleyen biri gibi hissettim.

ben ise bizim büyük çaresizliğimiz i daha detaylı izliyordum. az önce nihal'e sövdüm.

odev var. sabahlayabilirim ya da en azindan 3e 4e kadar oturabilirim. bir tane makale bulsa gerisini getirecegim de iste.

boş boş takılıyorum. mesai bitse de gitsek modundayım. bu arada yalnız olmadığımı hissediyorum. herkeste bi motivasyon düşüklüğü.

Hayatta her şey olabilir. En iyisi tevekkül edip akışına bırakmak.

bence ciddi ciddi bu tip eğilimleri olan biri

Beni sikmesinde naparsa yapsın.

Çok tırmalıyor.

bu konulara ilgisi var belli, reel hayatında yaşadığınıda tahmin ediyorum. ama gram bilgim varsa bu konularda; hiç bir master uluorta ve bu derece abartı bir perdeden, ben masterımmmmmm, eğilin önümde kaltaklarrrrr filan diye çığırmaz. maçolukla/hanzolukla master olmayı karıştıran yurdum abazan wannabe'lerinden birisi sadece. bunun kadın versiyonlarıda, ben eskort değilim mistressim ve seanslarım zavallı köle ve ayak fetişistlerine ücretli diye dolanıyor.

birsürü sexshop var kadıköy'de falan kafanı kaldırsan görürsün. Kilosu 12 liraya satıyolar.

geçenlerde periscope'da gördüm kadının bir tanesi banyoda vajinasına krem şişesi sokuyordu. baya büyük kalabalık izledik sonra ben yayından çıktım belki başka şeyler de sokmuş olabilir. onu görünce dildo sahibi olan çoktur diye düşünüyorum. ama başucu kitabının yanında durmaz tabii. açık açık dildom var benim denmez. evin derinliklerine bir yere saklanır. evdeki altın bulunur dildo bulunmaz. açık değiliz böyle şeylere. dildosu olmasa bile ona benzer şeylerle üstteki örnekte oldugu gibi işlerini görenler vardır. gayet normal şeyler bunlar ya. ayrıca epey sexshop var olmadı internet var oralardan temin edilebilir.

yahu neden harbi harbi diye bir belirteç kullanılır ki? sanki illegal ya da büyülü bir şey. internet diye bir şey yaratmış yüce tanrı, girip alması 3 dakika sürmüyor.

eski kız arkadaşımda da vardı. öyle aman amanlık bir olay değil.

Oo erkekler soruyo erkekler cevaplıyo cok güzel. Harbi harbi var. Dayım almanyadan dönüşte getirdi.

o ne demek?

Emlak konutun bu şekilde satışları var. atıyorum evi 300 bin TL'den sözleşme imzalıyorsunuz. Taksitleri eşit olarak bölüyor ancak taksit tutarı ve evin değeri yılda 2 kere tefe tüfe oranına göre artıyor.

kalan taksitler artıyorsa neyse de, eğer evin toplam değeri artıyorsa o taksitler deli gibi artar.

Krediyle alıp ne ödeyeceğini bilmek daha mantıklı bence. Hem o tefeler tüfeler çok artıyor bizim ülkemizde. Japonya'da olsak mantıklı olabilirdi dediğiniz.

saat hayvan gibi önemli, italya'da, özellikle de yazın, müze ve ören yerleri önünde hayvani devasa kuyruklar oluyor içeri girmek için 2 saat beklemek gerekiyor. biletinize saat yazın, o saatte orada olun, kuyruklara takılmadan paşa paşa gezin.

Ben de Eylül'de orada olacağım, sorduğum hemen hemen herkes Roma Pass almam gerektiğini söyledi. Çoğu yer yürüme mesafesinde gerçekten ama toplu taşıma dışında iki müzeye (Vatikan hariç) ücretsiz giriş verdiği için ben almayı düşünüyorum açıkçası çünkü müze giriş fiyatlarını düşününce mantıklı oluyor Roma Pass. Tabii bir de kuyruk beklememe durumu var ekstra. Kolezyum'un içini gezmeyecekseniz ya da başka bir müzeye girmek istemiyorsanız o zaman sadece toplu taşımaya yönelik günlük vs biletlerden alabilirsiniz.

Ben romapass almamistim, yuruyerek gittim cogu yere, bir anlami yoktu almanin. Saatinde gidin muzeye.
Ben de cok kuyruk oluyor diye internetten almistim bileti ama ben aldim ya, gittigimde kuyruk falan yoktu:) Tabi Vatikan muzesini kuyruk az iken yakalama ihtimali cok dusuk, siz yine de alin bileti derim. Floransa'da da 100m lik kuyruga girdim, bilet 10eur iken kuyruklar arasinda dolasip "fast tickets" diye rezervasyonlu biletleri 20euroya satan guzel bir kiz vardi, Floransa'da da son gunumdu ve David heykelini gormeden gitmeye niyetim yoktu, kuyruk da bitecek gibi degildi ben de aldim bileti direk girdim. Kiz bileti satarken bana nereli oldugumu sordu, Turkey dedim. Aaa bizim oraliya cok benziyorsun dedi, ben bilmemnereliyim dedi, 2 kez tekrar sordugum halde anlayamadim hangi ulkeyi soyledigini, hee iyiymis diyip gectim. Iyi de bunu neden anlattim ki simdi? :)

vatikan'da romapass geçerli değil.

www.romapass.it

dag başında degilse ev eksper zaten degerinden fazla fiyatlandiriyor. % 75 oranina takılan pek kimse yok istanbul'da. krediye uygun olmayan ev biraz zor ipotek olur. dd mortage'yi biraz arastirin ipotekli 120 ay ihtiyaç kredisi veriyor. bddk onayı var dogan holding bünyesinde.

kredilenebilen bir ev ise yapabilirsiniz.banka şubesine gidip konuşunuz.

exper ile fiyatı, dolayısıyla kredi miktarını yükseltmek mümkün ama doğru yaklaşmak lazım. bankacınızdan da fikir alın mutlaka. kalan kısım için de tüketici kredisi çekebilirsiniz.

vardı ben de bir yerlerde. sözlükten e-posta adresini gönderirsen yardımcı olayım

www.scribd.com

buldum gencolar sağolun

app.box.com

prag kışın, roma yazın güzel.

Romayı görmedim ama prag diyorum. Hatta Avrupa'nın en güzel 2. şehri olduğunu düşünüyorum.

Not: Birinci Amsterdam

prag.
geceleri daha hareketli. yapıları vs daha etkileyici. hem haziranda fazla soğuk olmaz da.

Prag sıkar kasvetli romayı tercih edin.

prag +1

Haziran'da kesinlikle roma

roma'nın taşralarına da gidersiniz.
her ne kadar beklentimi karşılamasa da çift olarak roma'da gezmek daha güzel bence.

kesin roma.

çift için Roma, daha romantik kanımca

Yemek için Roma, gezmek için Prag. Biz eylülde pişmiştik Roma'da bir de..

Roma tabii ki. Prag da sehir mi Roma'nin yaninda?

Camussar +1

Uzun uzadıya yeniden yazmak istemiyorum. Kendimden tiksindim aynı şeyi yaza yaza. O yüzden şuradaki başlıklardaki tartışmalara gönlendiriyorum.

www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com

Olaylar: der meister ve mea maxima kulpa uçuruldu. hollowlife gitti, isimsiz bir kahraman olarak dönecek. Ayrıntılar için
www.eksiduyuru.com

Yalan değil sevindim. Hiç tanımam etmem kendisini ama tam bir ajitasyon makinesi. Ortalığı karışmakta ona buna sardırıp kaçmakta, sinir bozmakta üstüne yoktu.

aychovsky'nin yönlendirdiği duyuruları okudum ama yine de anlamadım bu yazarların niye uçurulduklarını...

hepsi o kadar mı? yoksa silinen duyurular mı var?

@ whimsical
der meister'i dün gece hollow uçurdu. biz genel olarak başka bir duyuru için uçurulduğunu sanmıştık ama değilmiş
bütün muhabbet burada www.eksiduyuru.com
kendisi love'li bir 2.nickle yine burada zaten
sonra olay büyüyünce compü kendisi buralara geldi :P biz kaçıştık. hollowlife'ı şimdilik görevden aldığnı açıkladı

bununla ilgili tam olarak şu duyurunun altında geyik sürerken

www.eksiduyuru.com
compü mea'nın 240 tane cevabı silinmişken hala aynı şekilde yazıyor olmasının kuralları takmaması anlamına geldiğini düşünüp kendini uçurmuş, hatta ben ilk bi an farketmeme rağmen inanamadım.
durum bu başka uçan yok.

sök bak içinde 2,5 luk standart bir dd varsa takarsın.

benim elimde boşta duran bir hdd vardı, kutusundan söküp ps3 taktım, hiç bir sıkıntı olmadan kullanıyorum. dikkat etmen gereken bir kaç nokta var sadece, birde ps3 e hard disk takarken "orjinal kızak alman gerekebilir" diyenler çıkar, ama hiç gerek yok, boşluklara gazete kağıdı şıkıştırırsan taş gibi oluyor

harici hdd dediğin şey bildiğin hddye usb ve power portlarının bağlanması, başka bir olayı yok. istese hdd 20 inç olsun ps3ün sata portuna kablo çekersin hddyi cihazın dışına da atarsın.

evet sökersin, aynıdır. Bazı harici disk üreticileri hayvanlıkta sınır tanımayıp kendileirne özgü bir bağlantı aparatını harici diskin içine lehimlerle iki yanından. o tip bir durumda biraz uğraşmak gerekebilir sökmek için.

Ufak bir motor ve bileme taşı alman lazım. Taş önemli.

bi ara baya sardım. bi forum vardı müthiş bilgiler bulmuştum. uzun zaman önce. orayı bi araştır bul. paticik içindeki bi konu da olabilir, ayrıca bi forum da olabilir.

Senin için online oldum. Bicaksanati forumuna gir, üye ol aramıza katıl. Bıçaklar konusunda her türlü bilgiyi bulabilirsin.

yemek yap becerebiliosan

hii tam benim duyurumun altında çıkmış şimdi farkettim :)
evet yemek süper fikir
yapmayı bilmiyorsan bence daha da güzel olur.

Evdeki malzemelerle güzel bir sofra kurarsın, romantik bir ortam yeter işte. Zaten eşin senin paran olmadığını biliyordur herhalde? Sorun edeceğini sanmam. Çok muhabbetine de girme, param yoktu alamadım falan filan uzatınca boka sarıyor bu işler :D.

börek yap.

ay sonunu getirebilecek kadar bir paran varsa; özel bir kağıt alabilecek kadar da paran vardır. bu özel kağıda, çok çok özel bir mektup yaz. eşine hissettiklerini, güzel cümlelerle anlat bu mektupla. mektubu şimdiden oluşturmaya başla, ancak yazarsın, kağıdı da al bu arada bir de bağcık.

sevgililer günü sabahı eşinden önce uyan, kahvaltı hazırla ikiniz için, tepsiyle(yatak için sehpa da olur, hangisi varsa) yatağına götür. öperek uyandır. mektubun da tepside olsun. mektubun kağıdı rulo şeklinde, güzel bir bağcık olsun kağıdın üzerinde. mektup rulosunun içinde de tek bir kırmızı gül(önceden al, sakla bir yere) olsun. sonrası size kalmış, bilemiyorum.

bir şey almasan bile mutlu olması gerek. sevgi budur.

dostoyevski'nin insancıklar kitabını al. fakirlikte sevgi nasıl olurmuş okusun, çok duygusal bir kitap. üstelik de ince; 7-8 lira falan.

oinone pe+1
paranın olmayışını önemseme. para verip hediye alman onun mutluluğunu artırmaz. mektup yazman daha mutlu eder.

limonlu kek tarifi veriyorum sana kendi notlarımdan, bilal'e anlatır gibi yazmışım, sen de her türlü yaparsın:

1-önce kek kalıbını yağla kenarlarını(sıvıyağ[ayçiçek] veya tereyağı, tereyağı tercihtir), sonra üstüne elinle un serp ki yapışsın un kalıba diye, ama un fazla olmayacak, unun fazlasını boşaltacaksın dibinde birikirse. kısacası elinle serpeceksin o kadar.

2-sonra bir kaba 3 yumurta ve 1,5 su bardağı(yalnız bardak ortalamanın üstü bir büyüklükte olmalı, küçük su bardağı kullanma) toz şekeri karıştıracaksın/çırpacaksın, ta ki beyaz bir renk alana kadar.

3-sonra onun üstüne bir bardak sıvıyağ ve bir bardak süt koyup karıştırıyorsun yine.

4-onun üstüne bir adet limonu veya keyfine göre iki adet limonun sarı kısımlarını rendeliyorsun rendenin küçük kısmında, beyaz kısımlarına gelince rendelemeyi bırak çünkü acılık verir. sonra limonu ortadan ikiye kesip bir yarımın suyunu da içine sıkıyoruz, karıştırıyoruz.

5-ayrı bir kapta üç bardak un bir paket kabartma tozu ve bir çay kaşığı karbonat(tercihen) karıştırıyoruz. bu kısmı elinle karıştırıyorsun, kaşığa miksere girme hiç.

6-un kabını diğer kaba katıyoruz bundan sonra tahta kaşıkla karıştırıyoruz, metal değmeyecek bu kısımdan sonra. iki kabı birbirine karıştırdıktan sonra karıştırıyoruz böyle katı bir muhallebi kıvamına gelene kadar.

7-bu arada fırını aç ki ısınsın fırın, ısınmış fırının içine koy kek hamurunu.

8-sonra o hamuru kek kalıbına döküyoruz ve 175 derecede 42 dakika pişiriyoruz. sonra 42.dakikadan sonra 150 dereceye çevir fırını ve 5 dk daha pişsin.

sikko tarif değil, denendi.

senin için ne kadar kıymetli olduğunu, onu ne kadar sevdiğini, hayatına değer kattığını, onunla birlikte olmak senin için ne ifade ediyor vb. duygularını paylaştığın güzel bir mektup yaz. kenarına da bir çiçek iliştirebilirsen pek güzel olur.

uyurken başucuna bırak kaç :)

gülü buzluğa koy, goncası kapanacak... sevgilin eline aldığında yavaş yavaş açacak.. aşkın gücü bu dersin hem...

aynı evi paylaşabiliyorken parayla alınacaklardan daha etkili şeyler yapabilirsin ona. yemek yap ama mutfağı dağınık bırakma olur mu sonra o toplamasın :) o gün onun eli ayağı olabilirsin hiç bir şeye dokundurmayıp. ondan hoşlandığını ilk anladığın anda ne hissetmiştin, bu hissi hala sürdürebilmenin kıymetini hem ona hatırlat hem kendin hatırla.öperek uyandırmak da güzel fikirmiş.

çok güzel abhazya sofra şarabım var lanet olsun kimse istemiyor istanbuldaysan bilabedel elden teslim edebilirim.

Sadece 10 tl varsa www.bionluk.com sitede guzel fikirler var

herkesin cc'si var ama herkesin paypal, payu vs. hesabı yok.

paypal tamamda payudan da ödeme yapabilmek için payu hesabı mı gerekli?

müşteri açısından: (git: 876102)
(bkz: iyzico), (bkz: payu) okumuşsundur sanırım. payu için müşterinin hesabı olmasına gerek yok.

Iyzico kullaniyorum memnunum. Zaten iyziconun magento entegrasyonunu da biz yaptigimiz icin ihtoyaca gore degistirip gucelleyebiliyoruz kaynaklari.

Bir sürü yapacak iş var, ama sözlük - duyuru - ebook arama vs dolanıp duruyorum.. ki geç de geldim ofise zaten.

İşe saat 12'de geldim, 3 saati zor devirdim. Zaman geçmiyo. Şimdi de toplantı saatinin gelmesini bekliyorum. Ağliycam valla bitmiyolar.

aynı ben de. bir de gece uyumadım uyukluyorum bilgisayar başında

goygoygoygoygoygoy...

Otobus bekliyom.

Bulasik yikiycam. Psikolojik olarak hazirliyorum kendimi.

işim bitti. öyle internette vakit geçiriyorum. faydalı bi link veren olursa okumalık iyi olurdu.

ders çalışmam lazım ama hannibal'ı 5.ye bitirdim -iki sezonu birden- şimdi hannibal'la ilgili haberleri okuyorum (richard armitage franscis dolarhyde'ı oynayacakmış 3. sezonda) bir yandan da kahvaltı eden ev arkadaşımla konuşuyorum -hannibal'ı tekrar bitirdiğimi söyleyince, kendisi ayakta sütlü nesquikli mısır gevreği yerken "bi haber okudum, meksika'da insanlar içme sularının koktuğunu söylemişler, yetkililer araştırınca suyun içinde bir senedir ölü olan oyuncu bir kız bulmuşlar." dedi hiç midesi bulanmadan -ben yeni kahvaltı etmiştim az daha kusuyordum ki hamburger yerken hannibal izleyebilen bir insan olarak, niye kusuyordum ben de anlamadım? ki demin kahvaltı ederken izledim son bölümü..- ben "aman tanrım didim" diyemeden "insanlar bir sene boyunca kızı içmişler, haşlama suyu gibi lan!" diyebildi bir de elinde kaseyle 0_o neyse gerçi hepimiz karbonuz, hepimiz yıldız tozu! XD bir yandan da şunu dinliyorum: www.youtube.com bilen bilir silence of the lambs'den. ha bir de, bu şarkıyı geçende hannibal fanı -ama filmlerinin- erkek arkadaşım da paylaşmamış mıydı diye profiline bakıyorum. böyleyken böyle. hayatımız hannibal!

Tiramisu yiyip türk kahvesi içiyorum, müzik dinliyorum. Evet ofisteyim, beklerim ^_^

www.youtube.com dinliyorum mesai saatimin bitmesini bekliyorum, buralarda takılıyorum.

Yapacak is bulamıyorum, mesainin bitmesini bekliyorum.
Yalnız saat üçten beri zaman akmıyor.Bak hala 36 geçiyor :/

pilav.
edit: toruklu pilav.

İyi gecen bir final sınavından çıktım.
Metrobüsün BZ seferinde yolculuk yapmaktayım. Yolculuk tuzla yolluk mu alsaydım acaba diye düşünüyorum.

Uykum acilsin diye tanriya dua ediyorum

Load & Trim Sheet çiziyorum. takıldığım yerler var ve soracak kimsem yok.

ne yapsam diye düşünüyorum. geç kalktım biraz, öyle zombi gibi dolanıyorum.

kıçının soğuktan klozet kapağına yapışmasını da özledin mi? sobalı ev gerçekleri vol 238787

soba yanan kafeler filan var. oralara git bence. isim olarak bilemiyorum ama. google'dan araştırabilirsin.

@Marcus arkadaşın her yerde işe yarayacak bir altın bileziği olduğu için çok şanslıymış. Bazı meslek grupları var ki İstanbul'dan başka hiç bir yerde 5 para etmiyor. Maalesef benimki de onlardan. Eğer daha kırsala taşınmaya çalışırsam çok alakasız bir iş yapmak durumunda kalacağım.

ben öğretmenim, altı ay bir kasabada çalıştım. fakat okul ekonomik sebepler yüzünden kapanınca tekrar istanbula döndüm. gayet de mutluydum kasabada. ilk fırsatta yine kaçacağım.

Ben de 7 ay önce İstanbuldan Mersine taşındım(ailemle birlikte annem istediği için).Ki Mersin de büyük şehir yani bırak köyü. Alışkın olduğum bir yerdi çünkü babam Mersinli ve yaz tatillerinde gelip gidiyorduk. Benimde mesleğim her yerde geçmiyor ki kendi mesleğimi yapmıyorum.7 aydır iş arıyorum ve en basit bir satış danışmanlığını veya bir markette kasiyerliği bile bulamıyorum neden ? Çünkü burada ki insanlar bir yerde emekli olana kadar çalışıyor.Başvuru yaptığım yerler de cv ler bildiğiniz apartman gibi olmuş kendi gözlerimle gördüm ve o anda anladım ki İstanbuldan taşınarak ÇOK BÜYÜK hata yapmışız, geri dönme şansım da yok malesef :( o yüzden iyi düşün taşın. İstanbul ( iş bakımından) bulunmaz bir nimetmiş ben değerini anlamamışım.

evet telaşlısın. o zaman sokağa da çıkmasın. bu tür insanlar sokakta da var.

bi de eşin şöförlük tecrübesinin olması iyidir. yoksa her yere senin götürmen gerekir. bazen üşenirsin, bazen işin olur vs.

cevap: evet kullandırtıyorum. cevabı verirken maço olduğunu farkettim. benim ne haddime, isterse kulllanır isterse kullanmaz.

selam. çok telaşlısın evet. eşin yeterince tecrübe, sabır, özgüven sahibi olana kadar sen yanında seyahat et. destek olursun. bu çok işime yaramıştı benim. şak diye tek başına kalınca afallıyo insan. o yüzden alışana kadar sen ya da sakin biri olsun yanında. bi iki aya kalmaz kurdu olur :) ayrıca o magandalar falan her yerde. sakınan göze çöp batar biraz gevşe :)

BEnce de telaşlı ve paranoyaksın kardeş. İnsan içine çıkmak zorunda herkes yani. Kendini bu fikre alıştır derim.

telaşlısın evet.
eşimin kendi arabası var, kullanıyor. onun arabasıyla biyere gidersek kendi kullanır, ben alayım süreyim demem. başka türlü öğrenemez trafiği.

Ben büyük bir ameliyat geçirdikten sonra eşim gözünü karartıp İzmir trafiğinde önce babasıyla sonra tek başına trafiğe çıktı. Bu sayede ben de bundan faydalandım, ameliyatlı olduğumdan dolayı araç kullanmam yasaktı ve muayene için sürekli beni eşim götürdü.

Yeri geldiğinde çok güzel kavga eder, korna çalar, selektör yapar ve acayip makas atar. Evet tüm bunları 6 ay içinde kendi başına öğrendi.

çok telaşlısın.

eşim 4 yıldır tek başına trafiğe çıkıyor ve iddia ediyorum bir çok erkek şoförden çok daha iyi ve seri araba kullanıyor. bahsettiğin konuların alayı senin de başına gelir ve sen de bir halt edemezsin.

başından 3 tane kaza geçirdi kendisnin 0/8 hatalı çıktığı ve hepsi ticari araçların karıştığı kazalardı. hiçbirinde de panik yapmadı ve tutanakları tutup yoluna devam etti.

burada bu sakinliği aşılama konusunda sana da iş düşüyor.

bırakın kadın çıksın dolaşsın. ileride çocuk olduğunda eşinin araba kullanmasının ne kadar müthiş bir şey olduğunu göreceksin.

Bu arada başlığın açılma şekli çok yanlış. Eşiniz malınız mı sizin? Sizin izninize mi bağlı araba kullanıp kullanmaması?

Ha keza sokakta düz yürürkende bunlar başına gelebilir. En iyisi siz evden çıkarken evin kapısını kitleyip gidin, evde otursun kadın, ne gerek var dışarı çıkmasına.

telaşlanmakta haklısın. ben bundan yıllar önce küçükbakkalköyde sokakta kız arkadaşımın arabayla gelmesini beklerken (ki 1 saat falan bekledim ve telefonunu da bende unutmuştu) sonunda geldi ve arabanın içinde korkudan tir tir titriyordu ve konuşamıyordu. 5 serseri önünü kesmiş (artık bali mi ne çektilerse), kız da yavaşlamış, sonra ortaları biraz açılınca basmış gaza geçmiş, geçerken bildiğin 30 santim uzunluğundaki kaldırım taşını camdan içeriye atmışlar, araba yamulmuş ve camlar tuz buz olup aracın her yerine yayılmıştı. Saatlerce kendine gelemedi bu olayın üstüne. Tabi korkutmak gibi olmasın, bu belki de milyonda bir yaşanacak bir olay ama olabiliyor.. Ben de o kaldırım taşı kafasına gelseydi de olay yerinde bayılsaydı neler olurdu düşünmek bile istemiyorum. Ağır travma.

Not: gece vakti ve arabasında en az 2 numara cam filmi vardı. Bu hem taşın içeri girmesini engelledi (ki arabanın kapısı yamuldu) hem de görünmemesini sağladı. Kız olduğunu görmedikleri halde bu şekilde davrandılar yani. Karakola gittiğimizde ise polisler "esmer vatandaşlar işteh.." tarzında konuştular. İfade verip çıktık.

abartmışsın.

İzmir'deyim, kız arkadaşımın arabası var, benim yok. Birlikteyken arada ben kullanırım, ben kullanırken sıkıştırmaya çalışan, muhabbet açmaya çalışan denyolar yokken kız arkadaşım tek kullanırken sıkıştıran mı ararsın, üstüne kıran mı ararsın her türlü mal çıkıyor.

Korkunda bir nebze haklısın ama bu amına kodumun çocuklarına karşı güçlü durabilmesi için alışması lazım. Sadece nasıl davranması gerektiğini öğütle, kısa sürede taksici kıvamına gelir :)

Abartma bence, korkar eli ayağına dolaşır nazlı çiçeğimim edebiyatini bırak. Vahşi doğada hayatta kalmayı öğrensin. Kullanıp kullanmamak ona kalsın.

eşinizi taksiciye ya da minibüsçüye ve dolayısıyla minibüs ahalisine emanet etmek daha rahat mı geliyor?
açıkçası ne zaman minibüse binse bir olay oluyor, otobüs çok uzun sürüyor, arabayla bir yere gidip gelmesi kesinlikle daha mantıklı. akacak kan damarda durmuyor zaten o sıkıştırma vs. dertlerini de daha büyük bir araç alarak çözdük. artık bizimki milleti sıkıştırıyor. a ve b sınıfı araçları kadın arabası olarak gördüklerinden kendilerini ayarlıyor bu şerefsizler ama c ya da d sınıfı bir aracı tahmin edemediklerinden aynada kadın gördükten sonra iş işten geçmiş oluyor.

Abartmayın bu kadar

İşine servisle gitme şansı varsa onu tercih etsin. Toplu taşımaya göre bir kadın için araba daha güvenli bence. Kadın şöför kitlesinden illallah etsem de gerçek bu.

eşiniz, "eşiniz" olacak yaşa geldiyse kendini magandalardan koruma yöntemleri geliştirmiştir çoktan, boşuna endişe ediyorsunuz. arkadaşların dediği gibi, bunların hepsi sokakta da var. sen "bile" erkek "başına" bazılarıyla başedemiyorsun ya, biz kadınlar çok erken yaşta öğreniyoruz baş etmeyi.

he önlem olarak camlara film çektirirsiniz, o mantıklı olabilir.

imza:10 senedir aktif araç kullanan kadın şöför.

abartıyorsunuz 19 yasımda ehliyet aldım ilk 4 ay kadar babam yanımdayken şehir içi ve uzun yol kullandım. özellikle hatta liseye giderken sabah trafiğine sokuyordu beni. o gün bu gündür istanbulda, yurt içi uzun yol yurt dışı uzun yol vs kullanırım. özellikle gece çıkacaksam çok rahat ediyorum sabahın köründe taksiyle eve dönmek zorunda kalmıyorum.
eşiniz de hevesliyse kullanmak istiyorsa fırsat tanıyın ne zaman ne olacağı belli olmaz, kendisine de size de kolaylık olur.
29k

eşim değil ama ablam kullanıyor. çok da iyi kullanıyor arabayı, erkek gibi yani öyle "ay kedi geçti" falan değil çoğu erkekten de iyi kullanıyordur. hatta kadınlar erkeklerden daha iyi araba kullanıyor. istanbul trafiğinde sinyal verene, diğer insanlara saygılı olan kişilere çok az rastlıyorum. en azından kadınlar biraz daha insaflı oluyor. yaya geçidinin sembolik olduğu memleketimizde inadına yaya geçidine atıyorum kendimi. erkekler üzerime sürüyor ama kadınlar duruyor mesela

endişe tabii ki var ancak bu herkesin başına gelebilir. hayatta araba kullanmayı bilmek bir ihtiyaçtır, hobi falan değil. yarın öbürgün ne olacağı belli olmaz eşinin arabayı kullanması gerekir ama sen ona kullandırtmadığın için şoförlüğü körelir ve öyle kalırsınız. örnek vereyim, arkadaşımın babası ailede tek ehliyeti olan kişiydi. kaynak işi yapmış bir gün, gözlük takmamış herhalde gözleri yanıyormuş eve geldiğinde. adamın gözleri yanıyor, hastaneye gidecekler ve arabayı da adam kullanıyor. düşün daha kötüsü de olabilir

eşin trafikte abuk subuk hareketler yapmadıkça kimse tepesine binmez. tepesine binse bile arabadan aşağı inmeyecek, pek sorun olacağını düşünmüyorum. türkiyedeki erkekler sadece sözde erkektir gerçi, karşısında güçsüz birini veya bir kadını görünce horozlanmaya başlarlar ama öyle abarttığın kadar da bir olay olacağını düşünmüyorum. ablam 5 senedir kullanıyor arabayı, henüz bir şey olmadı

opencart için türkiye forumlarında sanalpazar vb modül ve temalar vardı araştırdınız mı? içeriği bende bilmiyorum sadece gördüm.

@tears maalesef o şekilde bi modül bulamadım. sanalpazar, n11 ile ilgili bulduğum her şey entegrasyon modülü

@fanila abi pardon o zaman armut gibi atladık

Magentonun bunun için bir modülü var :) www.magentocommerce.com

Ülkede dönen paranın %70 i İstanbuldaymış hacı. Geçen bir haberde gördüm. Göt göt üstüne işte bu yüzden sanırım.

bunu az cok gecinebilen kisilere degil de, anadoludan gocup asgari ucret alan insanlara sormak lazim bence. bunu ben de cok merak ediyorum.
burada dogup buyuyen bir muhendis olarak ben bile gelecekte burada yasayabilecegimi dusunmuyorum. insanlar bir duzenleri varken gocup geliyor. anlamasi guc.

burada doğdum büyüdüm, ailem de yaklaşık 50 yıldır burada yaşıyor, ondan sanırım :(

bir de ben şehir içinde yaşamıyorum, dağın başında ve karadenize yakın bir kıyıda yaşıyorum, şehir içine -misal taksim- gidince deliriyorum. yoksa cidden yaşanacak gibi değil.

ha, ailemin yaşadığı semt şehir içi olmasına rağmen nispeten yeşillik ve sakin denilebilecek bir yer, bir de kardeşimin de benim de okullarımız burada, annemin babamın da işleri burada, tüm akraba ve arkadaşlarımız da burada. memleketteki insanların çoğu buraya göçtüler küçük yerde iş bulamadıkları için. aslında artık kimse istemiyor göçmeyi büyük şehirlere, çok duyuyorum ama iş yok küçük yerlerde de, sanayi zaten yoktu, tarımı ve hayvancılığı da bitirdiler, ne yapsın bu insanlar aç mı kalsınlar? yoksa inan kimse evini bırakmak istemiyor artık, bizim memlekette kalan çok az bir akraba buraya geldiklerinde "s..erim istanbulunu da şehrini de!" diyerek ziyareti kısa kesip geri dönüyorlar, artık zevk veren bir tarafı da kalmadı yani. -ha s&m desek o da değil, bıkkıntı veriyor, acı da değil :( -

Benim için en iyi ücret ve imkanı istanbul'da veriyorlar mesela ama ben bin lira az alıp istanbul harici yerlerde yaşamayı tercih ederim kesinlikle. Ayda yılda bir gidiyorum kafayı yememek elde değil. Ankara'da büyüdüğüm halde bunu diyorum, İstanbul'da yaşamak gönüllü olarak hayat standartlarını düşürmek bence. Ne bileyim, eskişehir, bursa, antalya bir yığın güzel büyükşehir var. Kültürel etkinlik, eğlence vs her şeyi buluyorsun üzerine yayla gibi evlerde 400-600 liraya oturuyorsun falan. geçen biri ekşi sözlük'te 1500 lira alıyorum ve hayvan gibi mutluyum para bile birikiyo demişti gaziantep'te. 400 lira kira yazmıştı yapılı evi için ki normal, istanbullu pek çok kişi yalan ya 400 lira kira mı olur bu devirde demişti.

Arkadaşın dediği gibi asgari ücretle hele İstanbul'da yaşayanları hiç aklım almıyor zaten.

Başka yere gitmek için sebebim yok. Olsa giderim. İstanbul dışı kısmetlere göz kırpıyorum burdan kıps kıps

Gitmiyoruz zira burada doğduk büyüdük, işimizi gücümüzü burada kurduk. Bir de mutluyuz burada olmaktan. Onun dışında, bu tür şikayetleri olan insanlar genelde üniversiteyi kazanıp son birkaç senesini İstanbul'da geçiren, ömrünün ondan önceki kısmını birkaç bin nüfuslu köyünde geçirmiş olan insanlar oluyor genelde. Bu kişiler genelde İstanbul'un trafiğinden havasından suyundan şikayet edip o şirin sahil kasabasına gitmekten bahsederler ancak ekseriyetle hala oturduğu mahallesine en yakın mezarlığa gömülürler. Yani gidemezler bir türlü. Halbuki bi gitseler o şikayet ettikleri kalabalık hiç olmayacak, biz kalanlar da rahat yaşayacağız ama olmuyor bir türlü. Olamıyor.

İstanbul benim kardeş, sülalem rahat burda :D

Mesleğimi İstanbul'dan başka bir şehirde yapma şansım yok, mesleğimi değiştirmeye de hiç niyetim yok. Gerçi şansım olsaydı gider miydim ondan da emin değilim. Seviyorum İstanbul'u, yorucu evet ama 'öldürücü' gelmiyor bana.

istanbulu çok seviyorum nalet girsin ki.
ha ne kadar görüyorum istanbul'u? valla çok az; ev-iş genelde. bağımlıyım galiba ühühüh

buradan bir iş teklifi aldım. şehrin haşmeti cazip geldi. koşullarından bağımsız, sadece şehir dolayısı ile kabul ettim işi. hızlı yaşam, hareket, "enerji" özlemim vardı bir süredir. 2 ay olmak üzere ve memnunum geldiğime. ömür geçer mi? geçmez galiba.

Kıl iyice derinde olabilir, sürtünürken üstüne birtakım iltihaplar toplamış ve onlar kılı örtmüş olabilir.

çözümü uzun kilot giymek...kasık arasının etlerinin sürtünmesini engeller bunlar çıkmaz...

kıl dönmesinde kıl çıkamıyo zaten bence bu kıl dönmesi

normal sivilce bence. rahat ol.

Kıl dönmesi +1

Plot twist: Op is a female.

direkt doktora git. rahatsız ettiği için çıkartırlar.

Evet, soruya cevap olmadı ama bunu yapmalısın.

kıl kökü iltihabı

65 tl'ye gitmişsin işte daha ne olacak. Bujileri temizletsen, yakıt filtresini değiştirsen 5-10 tl kazanırsın. ikinc el arabalarda aldıktan sonra mutlaka bir servise baktırmalı arabayı. rölanti filan düzeltilirse de daha verimli olur.

zaten biraz fazla yakan bir araç lacetti. ama tek ışığa düşmesi çok bir şey ifade etmiyor, kitlerin ışık yakma mantığı farklı olabiliyor. mevcut kitimde son ışık kaldıktan sonra ilk üç ışıkta yaptığı toplam yol kadar yol yapıyor neredeyse.

toplam kaç km sürdü istanbul edirne?

@zam sampiyonu domates tam olarak 224 KM

km'de 29 kuruş yakmış. biraz fazla. bende 2006 1.4 otomatik polo var. şehir içi 26-29 kuruş yazıyor.

satan sahibi "lpg 85 tlye fullüyor, bi depoya 400-450 km gidiyor" deyip satmıştı, ona kandım

Chevrolet çok yakan bir araba. Cruze vardı abimde o da lpg ile bile çok yakıyordu. Satan yalan söylemiş gibi.

lacetti az yakan bir araç, Bence iyi bir otogazcıya götürün, belki beyni falan eskimiştir değiştirin, gaz ayarı yaptırın falan,
o gazcı zaten size diğer yakıt artırıcı olasılıkları da sayacaktır, bujiydi vs. ona göre gerekenleri yaparsınız.
lacetti güzel ve az yakan bir araçtır yani, kandırıldıgınızı düşünmeyin...

Lale savascilari,

Dedim ama bu daha fantastik biseylerdi..

Byzantine turkce miydi? Benim akilda ingilizce kalmis o.

byzantine: the betrayal

nwnd, zamanında bir dergi (level muhtemelen) türkçe halini "sırlar labirenti" mi ne öyle sikkotik bir isimle vermişti. türkçeydi ama yani. orjinali ingilizcedir muhtemelen

laptop mı dandik acaba?

aynısı bende de oldu, testte 20 ama sanarsın ki 56 k modem. müşteri hizmetleri ile 152 konuşma sonrasında modeme güncelleme yolladılar derken düzeldi.

@vfgerty ben de başta öyle düşündüm ama ipadde de aynı problemi yaşıyorum. 2 üst kattaki çocukla paylaşıyorum interneti (modem benim evde) o velet sömürüyo desem onun evde zor bela çekiyordur internet

bagaja

Kabine 100 ml'den büyük şişelerle sıvı ile binemezsiniz. Hatta yarı akışkan bir şey (örneğin bal-reçel) ile de binemezsiniz.

duty freeden ise kabine alabilirsiniz. diğer hallerde hayır.

inek pirzolası al iki kilo

cemaati topla, adak adadık kurban kesicez de. ineği kesip kanını alnına sür.

Geçen sefer Yunanlı bir akademisyene çini götürdüm, beğendi. Bunun dışında İspanyol olan Paşabahçe'nin Ihlamur ve Çay kolonyasına bayıldı, diğeri her geldiğinde pişmaniye istiyor. Hintliler ise renkli renkli şeylere bayılırlar. Global bir şirket Amerika için çok sade yaptığı web sitesini, Hindistan için lunapark arabasına çevirmişti. Onun kültürü ile ilgili olmaz ama bol renkli bir çiniyi sevebilir. Onun dini ile kültürü ile ilgili şeylerde şöyle bir sıkıntı var: O bulacağını zaten orada buluyordur; atıyorum onlarda körinin hası var; sizin köri götürmeniz saçma olur o yüzden. Bu cümledeki köriyi değiştirebilirsiniz. Orada olmayan seveceği bir şeyi, oranın kültürüne uygun bir şekilde hediye etmek daha anlamlı olabilir.

Ben şu paşabahçe'nin çok şık çay bardaklarından birini almıştım. Adam çok sevmişti. Hindistan'da bu şekil çay bardağı hiç yokmuş.

nisantasi'nda uzakdogu hediyelikleri sata nbir yer vardi adini unuttum. orada bircok hindu tanri figurleri ve masklari da olmasi lazim.

hindistanın bağrından kopmuş gelmiş adama çin malı hindu tanrı / tanrıça heykeli , maskesi hediye etmek de süper zekice bir fikirmiş..
hindular altın sever. kapalıçarşı'dan altın kol düğmesi - kravat iğnesi gibi şeyler alabilirsin.
www.dw.de

@the imp cin mali oldugunu bilmiyordum orada satilan urunlerin. ben hint arkadaslarimin hepsiyle amerika'da tanistim. onun icin onlara amerika'dan hediye aldim. turkiye'de hint isi hediye alacagim hint arkadasim olmadigi gibi, soruyu soran arkadas istanbul'da oldugu icin bildigim tek hint figurleri satan yeri fikir olarak soyledim. yoksa bu isi senelerdir yapan, ankarali Civgin var. cok da tatli insanlar ve bizzat hindistan'a gidip kendileri secer ve getirirlerdi bu seneye kadar. ki su anda da kendileri gitmese de hindistan'dan getirtiyorlar.
nisantasi'ndaki yer de onlarindi. demek ki birkac sene once el degistirdikten sonra bozulmus.

ignelemeye ya da laf sokmaya gerek kalmadan, karsi tarafin zekasini sorgulamadan yapici olarak da orasi cin mali urunler getiriyor diyebilirsin, boylece ben de bir sey ogrenmis olurum.
bu sekilde hicbir yere varamazsin. yaptigin sadece satasmak oluyor.

benim tanidigim hint arkadaslarim asiri derecede zengin (bunu yoneticim dedin diye soyluyorum, hani sosyo-ekonomik olarak bir belirtec olsun diye soyluyorum) ama ateist olani bile tanri figurlerini ve bereket figurlerini seviyor. en sade dosenmis evde bile cok orjinal figurler koyuyorlar. anneme de sordum, eminonu'ne baksin dedi. cogu istanbul'da bulmasi zor olan objelermis. ve su pinterest sayfasina bakmayi onerdi: www.pinterest.com burada da hint lamba ve aynalarini ozellikle tavsiye etti.

benim nacizane fikrim, onun kulturunden bir hediyenin yaninda turk kulturunden ufak bir hediye de alabilirsin. aynen @aychovsky'nin dedigi gibi. bence cok hosuna gider.