sıfırdan deluxe aldım indirimli. herhangi bir sorun çıkmadı.

mevcut üyelerle ilgili bilgim yok.

Yurt dışında yaşıyorsan ve TL üzerinden almak istiyorsan buna VPN'le dahi izin vermiyor plus alırken. Hesabına kayıtlı kredi kartı varsa Türkiye'de bulunan bir yakınından girip almasını isteyebilirsin. Ben öyle yaptım Plus alırken. Oyun alırken sorun olmadı.

işime entegre ettim

Hem iş hem eğlence için kullanıyorum. Kendimi zombi ve goblin yaptım bir fotoğrafımda bugün, eğlence kısmı. Bir görseldeki metni okuyup Word dosyası olarak hazırlamasını istedim, iş kısmı. Ahım şahım şeyler değil, ama ciddi vakit ve emek tasarrufu sağlıyor iş konularında. ChatGPT ve CoPilot dışında ne var ne yok pek bakmıyordum. Şirkette giriş seviye bir eğitim aldık. Kullanabileceğim ne çok model varmış.

ben claude ile seviyeli bir birlikteliğe sahibim.
gemine pek az kullanıyorum, kullanmıyorum sayılır.
chatgpt ile aram iyice soğudu, aklıma bile gelmiyor.

claude code'u kullanıyorum.
terminal uygulaması var. iterm2'yi de çalışma ortamıma göre dizayn ettim, yeni bir sekme açıp claude yazıyorum console'a, hemen işimi yaptırıyorum. artık nereye bakması gerektiğini de biliyor. bir süredir sıfırdan bir iş geliştirmek değil, varolan projeye bakım ve bugfix yapıyoruz. o yüzden çok işime yarıyor ve başarılı da.

claude kullanımımı biraz daha genişlettim.
mesela rar uzantılı bir dosya vardı, uygun bir program yoktu, rar uygulaması aramak yerine claude code'a söyledimi, açık kaynak kodlu basit bir rar app'i indir diye. indirdi.

300e yakın şarkı olan bir çok albüm vardı, isimlerinde (remastered) falan gibi bir sürü ifade vardı. grup adı - şarkı adı olsun isimleri, metatag'lerinde de böyle ifadeler yer almasın düzelt dedim. bir iki yanlış işlem yaptı önce, sonra hatasını farkedip düzeltti.

bunlara şarkı sözü ekle metatag'larına dedim, python ile bir fetcher yazdı, api'ye bağlandı, şarkı sözlerini indirdi ve teker teker ilgili dosyalara ekledi.

iş ve böyle işler için çok kullanıyorum claude code'u.
ama izin verirken dikkat, ben al sana tam yetki çalıştır kodu demiyorum çoğunlukla.

Soru yazdırıyorum ama şimdilik işimi elimden alacak kadar yetenekli değil. Sürekli şunu şöyle yap, bunu böyle yap diye geri bildirim vermem gerekiyor. Yine de işimi kolaylaştırıyor. Onun dışında yemek tarifi de alıyorum sık sık.

Hiç kullanmıyorum. Sadece bişeyler çevirmem gerektiğinde.

Ben sık kullanıyorum, gemini'ye güzel gem tanımlayınca çok başka bir boyuta geçiyor. Eğitim / hobi amaçlı kullanıyorum. Botanikçi gemim var mesela bitkinin fotosuna bakıp morfolojik tanımını yapıp, evrimsel geçmişine, ilginç anatomik detaylarına, endüstriyel, tıbbi, mutfak kullanımlarına falan değiniyor. Bunun gibi mineraloloji ve sedimantoloji gemi, taksonomi gemi, çeşitli tarihçi gemleri falan bir sürü şey var. Üniversite kurdum.

İşle alakalı çok işime yaramıyor, sadece gramer imla kontrolü yaptırıyorum bazen. Bir de okumaya vaktim olmayan makaleleri kitapları notebooklm'e atıyorum geceden, sabah podcast olarak dinliyorum yolda falan, çok ilgimi çeken olursa okuyorum, bu olay çok iyi.

bugün şükran günü yemeği için pişirilecek yemekleri ve yancıları aşamalara göre planlamasını ve zamanlamasını istedim. her şey aynı anda hazır olacak şekilde listeledi.

part time emlakcilik yapmaya basladim, listing hazirlarken isime yariyor.
yaptigim isleri elimden alma olasiligi sifir.

Hiç kullanmıyorum. Sıfır. Tabii, hiç kullanmamayı marifet de saymıyorum. İhtiyaç duymuyorum sadece.

profesyonel kariyerinizi bilmediğimden birşey söyleyemeiyorum ama genel olarak önerim finansal okuryazarlık, borsa, trade üstüne gelişebilirsiniz.

Ticaret yapmayı dene. Niş bir ürün bulup satabilirsin, basitbir ürünü kendin üretip satabilirsin, el yapımı ürün satabilirsin, ev hanımlarına bebek kıyafeti ördürüp satabilirsin vs.

30 ülke gezdim, yüzlerce uçuşum oldu ama bugüne kadar Black Friday ya da "Vay be, iyi bir indirim oldu!" dediğim bir anı hatırlamıyorum. En iyisi, Google Flights'teki fiyat parametrelerini kontrol etmek, oradan gerçekten fiyatın ucuz mu yoksa pahalı mı olduğu anlaşılıyor.

pegasus ayda bir kampanya yapıyor neredeyse ayrıca bugün sana özel %40 indirim tanımladık diye mail atıyor yine ayda bir. Diğer firmalardan da sık sık indirim maili geliyor. İstediğim tarihleri kapsayan bir kampanya henüz olmadığı için hiçbirinden alamadım ama havayolu firmaları zaten çok sık kampanya/indirim yapan firmalar değil mi ya? İlla black fridayde yaparlar mı bilmiyorum ama son bir ayda bile iki üç kampanya maili geldi

gaggia var bizde çok memnunuz. gaggia new classic pro olsa gerek

sage bambino kullanıyoruz biz de 1 yıl oldu gayet güzel memnunuz. enplus'ta geçen sene black friday zamanı outlet mağazası kurdulardı natilius'da, aşırı ucuza almıştık. Bu sene olursa bakın.

Ben de shark ninja nın kahve makinesini araştırıyorum
www.sharkninja.com.tr

Gaggia Classic Pro +1. bunu almadan once Sage'e bakiyorduk ama bulundugumuz yerde Gaggia'nin daha cok parcasi vs vardi, makinayla oynamak istersen (iste isi olceri olsun, basinc olceri olsun, ekran takayim vs) daha cok esneklik taniyor. Super bir hobi makinasi.

Fırtına yoksa gidilir. Nubi gölü ydü galiba. Gitmeniz şart değil. Türkiye de daha güzel yerler var. Alışveriş için avm var. Fiyatlar avantajlı değil. Buraları eleyin bence.
Roma harika şehir. Gitmeyen eksik kalır.

bubilet
biletix
biletinial

bu 3 siteden dönüyor. kadıköydeki standuplar için tuz biberin sitesine bakabilirsin.

@jelly bear +1


Ayrıca gösterilerini beğendiğim komedyenlerin sosyal medya heaplarını takip ediyorum.

adhd ile öğreneyim diye öğrendiğin herşey boş. gerçekten işe yarar çıktılar üreten seni kendi kendine sürükleyip götüren konular bulmalısın. ya da bir şekilde başını belaya sokup kendini mecbur bırakacaksın.

bitirmek gereken bazı sıkıcı işlerde pomodoro tekniği ve bazı adhd relief tonları işe yarıyor.

dikkat dağıtıcıları kaldırıyorum. günde düzenli 4-5 saat. study rutinim var

bana yıllar önce disleksi ile birlikte obsesif yavaşlık teşhisi konmuştu. anlayacağın öğrenme güçlüğünü dibine kadar yaşıyorum. bu konuda yöntemler kişiden kişiye değişir, benim mücadelem kaynak araştırmasını çok kısa yapmak ile başladı. X konusunda yeni şeyler öğreneceksem kesinlikle 10-15 dakika hızlı kaynak veya video tutorial araştırması yapar ve 2-3 seçenek arasındandan en uygun olanını ile devam ederim. seçenek olarak gördüğüm diğer kaynakları kesinlikle bookmark veya tarayıcıda pinleme vs yapmam. odaklanma konusu zaten kafanız rahat olduğunda başlıyor. kendime bir süre tanımam ama konuya başladığım zaman eğer öğrenemiyorsam konu gerçekten ilgimi çekmiyordur; o zaman 45 dakika 10 dakika gibi bir periyod belirlerim. obsesif yavaşlık olduğu için dürtüsel olarak öğrenme aşamasında bilmediğim bir konsept terim vs ile karşılaştığımda not alırım ve bunu bir kaç gün sonra araştırırım; burada amaç zaten o bağlantıyı beyinin kendisini kurmasını sağlamak. zaten kaynak tüketimi ilerdikçe bu bağlantıyı kurabiliyorsun ve o bağlantı daha kalıcı oluyor. eskiden öğrenme aşamasında hemen girip internetten bakıyordum; bakarken başka birşey ile karşılaşıyordum yine başka bir şey vs bu böyle gidiyordu. bu durumun önüne böyle geçtim zaten bir kaç gün sonra o listeye baktığında bir çok şeyi öğrenmiş oluyorsun elinde gerçekten bilmediğin şeyler kalıyor.

5 yaşındaki kedimizi çocuğumun doğumundan 1 ay sonra böbrek yetmezliği ile kaybettik. kedimizi veterinerden almıştık, manyağın biri kediyi dövmüş dövmüş veterinerin kapısına bırakmış. dünyanın en şapşal en uysal kedisiydi ve kızımızın onunla büyümesini çok istiyorduk. ben hamile iken gelip göbeğime yatar mırıl mırıl ederdi. kaybedeli 2 yıl oldu, acısı hafifledi ama asla unutmadık. hala fotoğraflarına bakıyoruz, eskiden her baktığımda ağlardım, şimdi yaptığı şapşallıkları komiklikleri anıp gülüyoruz.
geçecek demiyorum, geçmiyor ama hafifliyor. bir de yaşadığı kısa süre için ona en güzel hayatı verdin, onun kısa hayatının her şeyi oldun. bu yönden bakmaya çalış, bir nebze de olsa hafifletiyor.
başın sağolsun

Başınız sağ olsun. Daha yeni kedimizi kaybettik ve sizinle aynı şeyi yaşıyoruz.
İnsanların empati yapamaması ayrı anlamaması ayrı umursamaması ayrı üzüyor. Kimseye bahsetmiyorum ben. Çoğu insanda eksik olan şeyler var. Bunları düzeltmek mümkün değil ne yazık ki.
Alışıyorsunuz ama. Geçmiyor ama alışılıyor.

Daha yaşlı olsaydı acın daha büyük olurdu. Kedim 2 yaşındaydı 13.kattan aşağı düştü, evdekilerin dikkatsizliği... belki 2 yıl evde işte yolda belde ağladım, her aklıma geldiğinde ağladım, olur olmaz her şey onu hatırlattı, müzik yaparken ağladım sohbet ederken ağladım. O sadece 2 yaşındaydı. Şimdiki kedim 10 yaşında, şükürler olsun çok sağlıklı, olabildiğince çok ömürlü olsun diliyorum ama bir gün öleceği aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum. 2 yaşında ölen kedimin aşağı düşmesini ben görmedim ama görmüşüm gibi rüyama giriyor, uykuya dalarken gözümün önüne gelip beni çıldırtıyor, başka şeyler düşünmeye çalışıyorum, o histen kurtulmaya uğraşırken uykum kaçıyor.

Çok özür dileyerek bir ihtimalden bahsetmek istiyorum. Veteriner hekimlerin de doktorların da farkında olmadıklarına, olsalar müdahale edeceklerine inandığım bir ilaç görünümlü hastalandırıcı madde kullanımı olduğunu düşünüyorum. 10 yaşındaki kedim ve diğerlerine sadece ilk aylarda yapılan karma ve diğer aşılar yapıldı, bir de kısırlaştırma ameliyatı geçirdiler. Bunlardan başka hiçbir şekilde rutin aşı yaptırmadık. Veterinere götürmedik. Bugüne kadar hiç hastalanmadılar. O iç ayda bir yapılan aşılar yapılsaydı eminim üç kedimiz de ayrı ayrı hastalanacaklardı. Çünkü veterinerler de ilaç sektörünün de mama sektörünün de bir şekilde varlığını sürdürmesi lazım. İnsanlar için de geçerli bu. Bunu kabul etmek veya etmemek gibi bir baskıda bulunmuyorum, sadece dikkat çekmek istiyorum.

Köpeğin ölümüne çok üzüldüm. Umarım en yakın zamanda alışırsın, sakinleşirsin, umarım bir an önce durulur üzüntün...

Yazdıkların resmen benim içimi acıttı. Başın sağolsun ama kendini suçlamanın bir anlamı yok çünkü sen elinden geleni yapmışsın. Kendi haline bırakıp ne olacaksa olsun ya da aman bir şey olmaz dememişsin. Her türlü masrafı etmişsin gözünden sakınmışsın ama hastalık gelmiş minnoşu bulmuş. Dayanamamış çocuk demek ki ne yazık ki. Sen veteriner veteriner gezdirsen de sonucun değişeceğini zannetmiyorum çocuk dayanamamış yoksa vet eminim elinden geleni yapmıştır. Bizim de kedimiz var ve veterinere çok güveniyorum eminim yapılabilecek bi şey olsa yaparlardı.

Sana şöyle bir örnek vereyim, hafta sonu komşumun kedisi 1.kattan düşmüş gece, kapıyı açık unutmuşlar kedi de camı açık odaya girmiş gece. Ordan atlamış gece muhtemelen dışarda kalmış, sabah korkudan sinmiş bi halde buldular hayvan bütün gün kafasını kaldırmadan yatıp uyudu, ve bir gözü küçüldü. Yine de vete götürmediler çünkü paraları yok. Neyse kedi birkaç gün sonra kendine geldi, şu an normal gibi duruyo. Ama yani patisi vs bi yeri kırılmış olabilir belli etmiyor olabilir. Herkes senin gibi böyle ilgilenmiyor emin ol buna. Sen elinden geleni fazlasıyla yapmışsın kendini suçlama.

araba ile gidiş için başvurdum 2 sene önce. süreye bir etkisi var mı bilmiyorum ama ondan önceki vizem başka bir ülkeden 3 aylıktı yine 3 aylık verdiler.

3 yıl önce araç ile yolculuk göstererek başvurdum. vizeyi verdiler. araç ile de girip çıktım.
sonraki yıl da aynı şekilde araçla yolculuk yapacağımı belirterek başvurdum. reddettiler :D bir kriterleri yok bu konuda bence.

sakız 3-4 gün için gayet ideal.

samos güzel öneririm. kuşadası ya da seferihisardan gidilebilir.

arabayla halkidiki olabilir bence de. illa farklı yer olsun diyorsanız bence kos da olur. bodrum'dan geçersiniz. bence 3-4 gün için memnun eder. gerekirse leros vs de burdan geçebilirsiniz.

Bu yaz korfu+halkidiki yaptık. Halkidiki’yi öneriyorum.

pelion ve volos. 14 yazdır her sene gidiyorum, uzun süredir ilk konaklamamı kesinlikle selanik ötesinde yapıyorum.

Radisson Blu Qualia
Belediye Yüzme Havuzu Fulya

buralarda çalışacak eğitmen bulursun.

Beyoğlunda belediyenin havuzu var ama nasıl bilmiyorum.

lavanta kolay diyolardı.

harita 305km gösteriyor. daha önce 100km ve üstü yolculuklar yaptıysanız zor olmaz gibime geliyor. ben de iki tekerlekçiyim ama motorsuz olanından. her ne olursa olsun defansif sürün. bırakın öncelik hep diğer araçların olsun yol hakkı sizin bile olsa. temkinli hareket edin.

mont da giymenizi tavsiye ederim. bilhassa sırt, omuz ve dirsek koruması olan montlardan. uzun yolda kullanmak şehir içinden daha kolay. viraj tekniklerini bilmeniz önemli, tecrübeniz çok değilse youtubedan videolar izleyin mutlaka. büyük araçların sağına girmeyin, kör noktasında kalmayın. sık sık mola verin, yol hipnozu kötü bişey. yola çıkmadan lastik hava basınçlarını kontrol edin. motorla uzun yol kadar keyif aldığım çok az şey vardır. yolunuz açık olsun.

Motosikletle geçen hafta Bozcaada yaptım istanbuldan

Ekipmanın tam olacak

Montta terler miyim deme, yağmur bile yersin.

İlk kez uzun yola çıkıyorsan birkaç tavsiyem olacak;

-Yazlık motosiklet mont ve pantolonu giymeni tavsiye ederim. Güvenliği söylemiyorum bile ama uzun yolda şort tshirt ile sürersen yoldaki arılar mermi gibi kolunda bacağında patlar. Bir anda irkilip dengeni kaybedersen asfalta domates salçası gibi sıvanırsın. O yüzden ekipmana para veremem şu an diyorsan bile üzerinde vücudunu kapatacak kıyafetler olsun.

- kaskının vizörünü kapalı tut. yine arı çat diye kaskın içine dalarsa motoru kontrol edemeyebilirsin.

-ipsalada kapıya gelmeden önce benzini fulle. Yunanistan'da benzin bizden daha pahalı. Litresi 1.73 Euro civarı.

-ipsalaya geldiğinde en sağ perona gidiyorsun. Valilik kararıyla motorlar, otobüslerle aynı perondan giriş yapabiliyor. sıra beklemene gerek yok. Motordan inip önce pasaportunu veriyorsun (çıkış harcını ödemiş olmalısın. orada da ödeyebilirsin) sonra da yeşil sigorta ile motosikletinin kaydını yaptırıyorsun.

- Türk sınırından çıktıktan sonra araç konvoyunu bekleme. Sağdan devam edip en öne git. Beklersen millet klimalı arabalarında sıra beklerken sen sıcakta havale geçirip bayılırsın. Gişelere geldiğinde motordan inip evraklarını hazırla ve öndeki araçtan izin isteyip işlemlerini bitir. Bu sıra konusunda avrupadaki nereyse her ülkede motosikletlere herkes yol verirken sadece türklerden arıza tipler çıkabiliyor. Takılma, kimseyle tartışma.

-sınırı geçtikten sonra dümdüz gidersen otobana girersin. ya da soldan ayrılan ücretsiz yola girebilirsin. Otobana girersen gişeye geldiğinde kredi kartını okutup geçersin. 1-2 euro civarı ücretleri oluyor her gişede.

-dedeağaç zaten sınırdan sonraki ilk şehir. yakın gayet. zorlanmadan gidersin. 450cc için bir endişen varsa o motorla dünya turu bile atarsın.

Elden borç bul. Kredi çekme.

Sıfır faizli yüksek meblağlı kredi reklamları var hangikredi'de. Onlardan şansınızı deneyin bence. 75-80 bin tl görmüştüm geçen.

Hocam daha dün garanti mobilden 2.99 orandan 100k 13 ay vade ile kredi çektim. Toplam geri ödemesi 13 ayda 129k. İhtiyacım olduğundan değil, oran iyi olduğu için hemen çektim. Garanti mobilden bir kontrol edersin eğer çıkıyorsa yapıştır geç.

ben de geçen hafta garantiden 2,99'dan 3 ay ertelemeli + 33 ay vadeli 90k kredi çektim. garanti sürekli bu oranlara düşüyo. takip ederseniz yakalarsınız.

yani daha önce çekmediğimden oranları da kestiremiyorum en düşük 3.89 bulabildim
garanti bana 4.50 civarı başlatıyor

"Yatırımların bir kısmından da yedim ama geri koyamayacağım korkusu ile artık orayı da ellemek istemiyorum." un gerekçesi ancak getirisi bankaya ödeyeceğin kredi faizinden yüksekse mantıklı olur.
ben olsam elimdekiyle mümkünse hepsini temizlerdim ve krediye ödemeyi düşündüğüm taksit miktarı kadar birikim yapardım. ha hastalık falan vardır acil durum bütçesi tutuyorum dersen başka tabi...

Arçelik aldık kmx 800 müydü 900 mü ne, gayet memnunuz. 1 sene geçti.

Arçelik var, 3 yıldır bir sorun yaşamadım.

bosch almıştım kendi kendini temizleyen az enerji harcayan sınıf çünkü kıyafetlerin çekmemesi için 3 saatlik program kullanmak lazım o da enerji tüketimini arttırıyor o yüzden az yakan ve kendi kendini temizlemesi önemli öbür türü 1-2 senede 1 servis çağırıp içini açtırtıp temizletmek lazım, 2.5 sene oldu tabi aldığımda u kadar pahalı değildi.

evde kedi köpek varsa kurutmanın ne kadar ihtiyaç olduğunu aldıktan sonra anlayacaksınız, bende bu sebeple almıştım

www.bosch-home.com.tr

arçelik var bende de 7-8 yıldır kullanıyorum, memnunum sorun yaşamadım.

13 yıllık bir kurutma makinem var 1 haftadır kullanıyorum çıkan pisliğe toza inanamayacaksınız Arçelik

www.hepsiburada.com


geçen hafta aldım, fiyatı da 3000 tl düşmüş, şaka gibi.

Samsung almıştım çünkü o zaman Arçelikten daha ucuzdu. Ben çooook memnunum, bugüne kadar çekme de hiç yapmadı. Sorunsuz çalışıyor ve evet haklılar, ayrı ayrı almak lazım maalesef.

Ben ilk senesinden itibaren aralıklı olarak 3 kez yıllık abone oldum. Ayrıca 5-6 arkadaşıma da hediye ettim.

Kendim çok faydalandım, en az 100 tane eğitim tamamlamış, sertifika almışımdır.

Fiyatı da şöyle hesaplayın, mesela şarap eğitim kursu var, bu kursun bir tanesi bile bugün 4000-5000 liraya satılıyor. Siz sadece bu kursu değil, yıl boyu tüm kursları 1200 liraya alıyorsunuz.

Ortalama olarak haftada bir kurs bitirebilirsiniz, bu da yılda 50 tane sertifika demektir. Sertifika başına 24 liraya geliyor. Şu anda sertifikanın değil eğitimini, karton kağıda çıktısını kırtasiyede bu paraya bastıramazsınız.

Ayrıca her bir eğitim ortalama 6 saat sürüyor, ders saati başına da 4 lira tutuyor. Bugün bir özel ders matematik bile alsan 500 liradan aşağı ders yok.

Pahalı mı, kesinlikle değil. Sen yeter ki zaman ayır.

c30 kullanıyorum, memnunum. klasik nespressonun muadil kapsülleri bulunabiliyor. ama vertuo serisinin sanırım yok. o yüzden normal nespresso makinelerinden birini alabilirsiniz. sütlü falan içiyorsanız süt aparatlı modelleri de var.

amaç kolaylıksa tam otomatik espresso makinelerini de düşünebilirsin...

hatta daha kolay bence, her kahve için her seferinde yeni kapsül koyma derdi bile yok... bi kere kahve çekirdeklerini dolduruyorsun, onlarca kahve çıkıyor. en ucuz tam otomatikler en ucuz nespressolardan daha pahalı ama çekirdek kahve istersen uygun fiyata alıp aradaki farkı çıkarabileceğin, istersen kaliteli çekirdek alıp daha kaliteli kahve içebileceğin bir sistem sunacak. kapsül sistemi sınırlayıcı...

10-12 bandına philips/delonghi vs. alınabilir
www.amazon.com.tr
www.hepsiburada.com

ben linklediğim philipsi aldım. çok büyük fark yok arada ama philipsin demleme ünitesini arada bi yağlaman gerekliymiş delonghide gerekmiyormuş. önerilen kullanım yoğunluğuna göre değişiyor ama 2-3 ayda bir yağlarım yeter muhtemelen.

otomatik süt köpürtücülü olanlar sütlü kahve yaparken daha pratik, ama temizlerken biraz daha uğraştırıcı. çubuklu olanı kullanmak da yeterince basit ve süt miktarını/sıcaklığını kendin ayarlayabildiğinden bence daha avantajlı. fiyat aynı olsa bile otomatik köpürtücülüye tercih ederdim kendi kullanımım için.

hayır en pratik nespressolar ama kapsülleri pahalı.

tam otomatiklerin temizliği ve bakımı bence zor. ama kahve maliyeti düşük.

karar sizin.

kendini temizleyen tam otomatik kahve mekileri de normallerin 2-3 katı.

@ananiyimioguz zor olan ne?
haftada 1 filan demleme ünitesini lavaboda duruluyorsun, yine drip tray, atık kahve haznesi, su haznesi vs. durulanabiliyor veya makinede yıkanabiliyor... ek olarak philipsi birkaç ayda bir yağlıyorsun ki o da basit. delonghide gerekmiyormuş...

ek olarak ihtiyaç duyarsan şunlarla demleme ünitesini vs. kahve yağından arındırıyorsun yine otomatik olarak www.amazon.com.tr

nespresso makinesi de aynı oranda kirlenecek zaten?

içme suyu veya önceden arıtılmış su kullanırsan aqua clean filtresini değiştirmene de gerek yok, kireç oluşumunu önlemek için o. çeşme suyu kullanacağım dersen filtre de düzenli değişmeli... ama aynı şartlarda nespresso makinesinde de kireçlenme olur zaten.

basit temizliğini kendisi her kullanımda yapıyor zaten. makineyi açınca kahve yapmadan önce ve kahveyi yaptıktan sonra kapanırken bir miktar sıcak su akıtarak kendini duruluyor. bu tabletli temizlik ve parçaları yıkama olayı her kullanımda yapacağın işler değil.

özetle, kullandığın su kireçli değilse kireç çözücüye ve filtreye gerek yok. sadece çıkarılabilir parçaları arada bir lavaboda duruluyorsun ihtiyaç olursa da yağ çözücü tabletle otomatik temizliğini yapıyorsun.

@ konetsu, bu saydıkların zor değil mi?

nespressoda yaptığın su koyup kahve takmak, en fazla birikeni atıyosun.

tam otomaik kahve makinalarının kuru kahve haznesini arada bir temizlemen lazım,
toz kahve haznesini kullan kullanma öğütücüden kanala aktığı için o kısmı arada bir temizlemen lazım,
kahve ister istemez demleme ünitesinden etrafa saçılıyor, demleme ünitesini elde yıkamak da ayrı amelelik de... neyse onu yaptın diyelim, cihazın içini de dip köşe temizlemen gerekiyor onu çıkartıp.
Alt hazne büyük, suyunu dökeyim geri koyayım olmuyor. kahve posalarını da atık su haznesini de bulaşık yıkar gibi temizlemen gerekiyor.
su haznesi yüzeysel olarak büyük, dibinde tortu veya yosun oluşabiliyor, onu da diğerine göre nispeten daha zahmetli temizlemen gerekiyor.
Kireç solüsyonu döküp içini devir daim yaptırmak gerekiyor. tablet koyup yine temizlik yaptırmak gerekiyor. bunu süreleri uzun ama zahmetli.
süt kabı kendi kendine temizlenmiyor onu da ayrı temizlemen lazım da süt şuan konumuz değil onu katmıyorum.

2 yıla yakın tam otomatik makina kulanıyorum bununla ilgili incelemei, tanıtım videoları da çektim.

eğer para hesabı yapmasam nespresso alır geçerdim.

benim temizlediğim kadar hanım hiç temizlemiyor veya unutuyor.. hijyeni düşüyor falan. ben onlarla uğraşılmaz diyorum. ben uğraşırım, sen uğraşırsın.. ama herkes uğraşmaz.

bir kullanıcı yoruma yazmıştı geçenlerde aa içindeki şeyi temizlemek mi gerekiyor ben 6 aydır içindeki şeyi çıkarmıyorum hep kahve birikmiş diye... öh dedim.

hadi o onun cahilliği de.. sonuç olarak o kadar da tam otomatik değil.

yok yağ sürücen falan... bunun bi tık üstü ben motosikletime uğraşıyorum zaten.

@ananiyimioguz zor mu?

superautomaticlerde yaptığın da suyunu ve kahvesini koymak. kullanım açısından daha zor değil. hatta belirttiğim gibi, daha kolay. çünkü tek kullanımlık kapsülü her fincanda yeniliyorsun ama bunlarda onlarca fincanlık çekirdeği tek seferde doldurabiliyorsun.
kullanım kolaylığında ufak farkla da olsa superautomatic kazandı diyorum, tebiki nespresso da kolay :D

temizlik konusuna gelelim... nespresso makinelerinin kolayca temizlenebilir olmaması, düzenli temizlik yapmanızı üreticinin önermemesi kirlenmedikleri anlamına gelmiyor... örnek sözlükte paylaşan bi arkadaş: eksisozluk.com twitterda bolca görsel var temizlik işleminden.

belirttiğin gibi, superautomaticleri de temizlemeden aylarca kullananlar var, makine çalışabiliyor mu? evet... ideal mi? hayır. çok büyük problem mi? kısmen hayır...
nespressolardaki gibi sıcak suyla durulamayı yine yapabiliyorsun, bu işlemin temizlemediği kısım da, yaptığı kahveyi etkilemeyecek bölgelerdeki pislikler... fincanına doldurduğu kahve ile temas etmiyor içindeki öğütülmüş kahve artıkları genel olarak.

nespresso makineleri daha az kirleniyor diyebiliriz. kahve öğütme işlemi olmadığından, öğütülmüş kahveyi bir yerden diğerine aktarmadığından vs. evet kirlenmesi daha uzun zaman alıyor. ama kirlendiğinde temizlemesi çok daha zor çünkü düzenli temizlik yapılacak şekilde tasarlanmış cihazlar değil bunlar... ben şahsen daha sık ama kolay temizliği tercih ederim, ki sıklık da tercih meselesi biraz, önerilen haftalık durulama ama daha uzun aralıklarda da yapılabilir bu işlem. sizin titizliğinize bağlı. ben çok titizim diyorsanız ideal olarak nespresso makinenizi de düzenli temizlemeniz gerek(haftada bir olmasa da birkaç haftada/ayda bir...)

su ve atık haznelerini günlük yıkaman gerekmiyor, durulayıp geçebilirsin. derin temizlik için de haftalık makinede yıkanabiliyor. makinede yıkayabileceğin su haznesi için de içinde yosun oluşabiliyor demezsin...

kahveni kireçli su ile yapmıyorsan veya filtreyi düzenli değiştiriyorsan kireç solüsyonu kullanmana gerek yok, zaten belirttim. aqua clean filtresi olmadan musluk suyu kullanırsan gerekli bu. aynı kullanımda kireçlenme nespressoda da olacak? farkı ne?

yağlama işi sık yapılan bir şey değil ve yine belirttiğim gibi yağlamaya ihtiyaç duymayan modeller de var.

süt hazneliler yerine zaten çubuklu modeli önerdim onun temizliği de kolay. her kullanımdan sonra muslukta durulamak 10 saniye :D önce sütü köpürtüp kahve fincana dolarken de çubuğu duruluyorum. yine derin temizlik gerektiğinde makinede yıkanabiliyor o da...

sana zor geliyor, bence kolay... en doğrusu sanırım arkadaşın internette birkaç video izleyip kendi kararını vermesi. ama ilk yatırım maliyetini aştıktan sonra kahve çekirdeğinin daha ucuz olması, daha çok seçenek sunması ve farklı kahveleri, sütlü kahveleri yapabilme imkanı sunması büyük artı sağlıyor.

Ben olsam Walkingpad'in global sitesindeki iletişim adresine mail atıp sorardım.

ya da asıl insta hesabına mesaj atıp sorabilirsin. cevap alırsan bize de yazar mısın pls <3

Ben annem ve bir arkadaşım buradan aldık. 2022 ve 2023’te. Resmi distribütör bu kişiler olması lazım zaten.

bence sitesi çok da dandik değil, gayet alınabilir.

İPhone’da öyle bir özellik olduğunu zannetmiyorum ama whatsapp da var. Ayarlara girin isminizin yanında qr kod var.

bildiğim kadarıyla oluşturulan qr başlığında ne tür veri tuttuğunun bilgisi var, wifi kullanıcıadı ve şifresi olabilir, contact olabilir, lokasyon olabilir, web sitesi olabilir, custom bir uygulama için bir kod olabilir.
contact olarak oluşturduğunuz qr kodları iphone ve android tanıyacaktır. webden aratırsanız bulabilirsiniz. örn. www.qr-code-generator.com

Bahsettiğiniz kod bir *.vcf uzantılı bir vCard dosyasına direkt indirme bağlantısı içerir. Siz de yapabilirsiniz. Önce www.vcfgenerator.com adresindeki form ile iletişim bilgilerinizi doldurun. Türkçe karakter kullanmazsanız daha az karakter ile daha okunur bir QR kod edinirsiniz. Oluşan dosyayı indirip direkt indirme bağlantısı verebilecek bir sunucuya yükleyin. Bu bağlantıyı www.qr-code-generator.com adresine girerek QR kod haline getirin. Sonra bu QR kodu isterseniz telefonunuza duvar kağıdı yapın, isterseniz sosyal medyada paylaşın. Karşı taraf kamerasına bu kodu okuttuğunda sizin iletişim bilgileriniz onayıyla doğrudan onun rehberine kaydedilir. Hepsi bu kadardı, kolay gelsin.

vsf generator'a araya koymaya gerek yok alsında direk www.qr-code-generator.com ile yapabilirsin, oluşan qr okutursanız diğer bilgileriniz görünür.
Yukarıdaki uyarılar önemli. QR'a gereğinden fazla bilgi gömüp okunmaz olmasına neden olmaması için
- Mümkün olursa Türkçe kararkterlerden kaçının (diğer harflerden daha fazla yer kaplıyorlar.)
- web sayfası falan eklemeyin :D az ve öz kalsın.

Eğer daha çok bilgi eklemek isterseniz, o zaman işte yukarıdaki öneriye geliyoruz: www.vcfgenerator.com'dan vcf oluşuturup, o vcf'nin oluşan linki için qr oluşturun. Ama bu zaman arada 3rd party olarak vcfgenerator'u kullanmış olacaksınız.

Samsung'da, kişileri açınca en üstte siz görünüyorsunuz. Dükununca açılan sayfada da qr oluşturuluyor.

türknet kendi kablosunu ve kutusunu çekiyor, şayet bizim mahalle için öyleydi ve bu sayede başka firma 100mbit verebilirken türknet 1000mbit verebiliyor.

Az önce başka bir soruya da yazdım, Beyhan Budak'ın videolarını izle. Arada sıkılmak lazımmış. Her anımızı sanki bir şeylerle doldurmak zorunda hissediyoruz diyor. Bence çok haklı.

Sen de madem iş yerinde sıkılıyorsun, sıkıl yani. Benim yanımda hep kitabım olur mesela. Şu an çalışmıyorum ama çalıştığım zamanlarda boş zamanlarda kitap okuyordum.Tavsiye ederim.

hayata bağlanmak sosyallikten geçiyor. sevdiğin dostların olunca, onlarla plan yapınca, flörtün veya sevgilin olunca, spor yapınca inan olumsuz düşünecek vaktin bile olmuyor. bol bol insan biriktirmek lazım. yoksa her şey çok sıkıcı.

weird flex but ok

yazılım öğren

Sorduğunuz soru "siz de sıkılıyor musunuz?" olduğu için cevaplayayım sıkılmaya vaktim olmuyor genelde. Sabah akşam ölene kadar çalıştığım için değil ama ara verebildiğim zamanlarda haber okuyorum, kitap okuyorum, burada çürüyorum, zaman bir şekilde geçiyor

Ben de işimi sevmiyorum bu arada ama çalışmak zorunda olduğum için çalışıyorum. İş dışında yaptığım şeylerden zevk almaya çalışıyorum. Sizde o da mı yok? Hobi vs?

Tek başına iş insana cidden cinnet getirtiyor. İnsanın ilgisi, yeteneği olan başka bir uğraş bulması bayağı hayati. Yoksa sıkıntıdan ölünür de bence.

Ben tembellik iznindeyim, hiçkimseye ilişmeden kendi başıma takılıyorum. Çok iyi geldi.

Mevsimin tadını aldım resmen. Balkabakları, kremalı yemekler, kış çorbaları, tarçınlı tatlılar falan yapıyorum. Battaniyeye sarılıp dizi film izliyorum. Yağmur yağıyor camın önünde çay kahve içiyorum. Duş alıyorum üşümüyorum. Evi tertemiz yaptım. Orman yürüyüşü falan yaptım, yapraklar falan harika.

Çıldırdım resmen, yaşamak böyle bir şeymiş :D kesinlikle tavsiyem.

ben de araştırma aşamasındayım yabancı youtuberların evinde falan levoit görüyorum son zamanlarda.

Evde Philips Ac3033 10 kullanıyorum oldukça memnunum. Evdeki hava kalitesini oldukça arttırıyor, dışarı çıktığımda hapşırmaya başlıyorum.

Şirkette dyson ve xiaomi de var, xiaomi oyuncak gibi kalıyor bunların yanında.

Philips Air Performer var bende. Hava temizleyici olarak çok başarılı. Soğutma özelliği de olduğu için tercih etmiştim; ama bu özelliğinden çok memnun kalmadım. Vantilatörden hallice.

winix araştırdığımda en iyisiydi, alırken filitrede al zaten onlar pahalı bunları 2-3 ayda 1 değiştirmek gerek.
ps a plus hastanede de bunu kullandıklarını görmüştüm benim için o yüzden öncelikli oldu bu marka

Filtre değişimi istemediği için Daikin aldım. Evde kedi var, halı yokken bile tozuyordu ortalık hapşırıyordum vs. onlar geçti. Geçen halıları serelim dedik halı daha serilirken hapşırmaya başlardım kaç gündür yerde yine bir şey yok bende.

Diğerlerini de araştırmıştım Levoit falan iyi hoş da sürekli bir filtre değişim masrafı çıkaracağı için eledim hepsini. Daikin 10 sene sülalen rahat diyor, bakalım göreceğiz.

ben ucuz yollu bir sey alayim diye Xiaomi aldim. su linkteki. filtre degistirme olayi hos degil evet. cihazin yari parasi filtre...

www.mi.com

artilari
sesi uyku modunda yok denecek kadar az, bence auto mode'da da sorun teskil etmiyor. manuel yani tum gucuyle calisirken baya aspirator calisiyormus gibi sesi cikiyor. mutfakta yumurta kirsan yatak odasindan hissedip hizli calismaya basliyor. sac duzlestiriyorum, yine sinirlenip basliyor. deodorant sikiyorum, ayni sey vs vs.

uygulamadan kontrol edilebiliyor. hava kalitesini gosteriyor. ac kapa, uyku moduna al. ekran isigini kapat. otomasyon yapilabiliyor. misal ben benimkini 12:30'ta uyku moduna gecmesi icin ayarladim. sabah da uyanmak icin tum gucuyle calissin diye ayarladim.

eksisi, bence sapi olmamasi tasimasi zorlastiriyor, koli tasir gibi tasiyorsun. ama tabi asiri hafif. diger eksisi de iste filtresinin pahali olmasi...


benden kiskanan erkek arkadasim da evine almak istedi ama ona levoit al, burda olsa ben kesin onu alirdim diye gaz verdigim icin onu aldi. ama hicbir indikator yokmus onda yani hava kalitesi sensoru yokmus. yani havayi temizliyo ama kalite iyi mi kotu belli degil, sadece istedigin gibi calistirman icin uygulama yapmislar bir de. su arkadas: amzn.eu

simdi iade edip benimkinden aliyor o da.

www.suzuki.com.tr

Suzuki tavsiye ederim. Vstrom modelleri, ihtiyacına göre bulursun. İkinci elde de iyidir.

Yeri gelmişken rahmetli barkın bayoğlu nu analım
youtu.be

Hayaline adım adım yaklaş derim, motor kullanma deneyimini ağır ve büyük motorda değil ufaklarda kazanmak daha sağlıklı.

Scramblerlar uygun bunun için ama 400'den başlama derim. Honda CL250'yi çok beğendim ben yeni model sayılır tuttu diye biliyorum yollarda da görmeye başladım.

b ehliyetim var 50cc motorum var. hayatımda 35 sene hiç motor kullanmaıştım şu an kullanıyorum. araba kullanmaktan daha kolay. xmax ve forza diğerlerine göre hantal ama kullanması kolay.

honda pcx le başladım , cl250 aldım, şimdi nc750 kullanıyorum, şimdi geri adv 350 yemi dönsem diyorum ,
şehir içi her gün 10 km işe git gel yapacaksan büyük motor alma , küçük al
amacına uygun bak

oyun kısmını bilemiyorum ama macbook air m1'in sıfırı 26.500 şu an. (pt'de)

rtx4050 yeterli. tabii rtx4060 olsa daha iyi olur, aralarında yaklaşık %20 performans farkı var, buna rağmen rtx4050 de işinizi görür.

ilgili fiyat bandında en mantıklı cihaz bu gibi görünüyor.
www.akakce.com
psref.lenovo.com

ben olsam şunu alır, üzerine daha sonra 8 gb ram ilave ederdim.
www.akakce.com
psref.lenovo.com

Bosch Gsb 13 Re Professional Darbeli Matkap bu cihaz 1500 watt gücünde. çoğu iş için yeterli olacaktır. daha ucuza daha düşük watt değerinde olan cihazlar var ama ben olsam tercih etmem.

Bir iş için bana acil matkap lazım oldu, mağazadaki en ucuz ve indirimli ürün olan mac allister'ı aldım. Mandren dediğimiz uç kısmı falan plastik, normalde işe yaramaz diyeceğim bir ürün çünkü iş yerinde DeWalt, Makita falan kullanıyoruz. Ama yine de 5 yıldır evde her işimi görüyor: Mac Allister Darbeli Matkap 600 Watt MSHD600.

Bosh yeşil seri işini görür.

Bosch EasyImpact 600 Matkap.
www.bosch-diy.com
yeter de artar. hayırlı olsun.
www.epey.com

5 yıldır black&decker beh710 kullanıyorum, taşındığım zamanlar aktif kullandığım zamanlar da oldu, beton vs. deldim, hiç yolda bırakmadı. Bu seviyedeki çoğu ürün işinizi görür.

Çıkan kameralardan en büyük eksiği dokunmatik ekrandan odaklama olmaması, netleme noktasının az olması ve hızlı çekim performansı. Video demediğin oraya girmiyorum, aslında esas fark orada.
Sokak ve manzara fotoğrafçılığı için gayet iş görüyor yani.

En önemli detay lens, ihtiyacına göre bir lens yatırımı ile işini görürsün.
sigma 24-70 öneririm, iki lens zaten taşımazsın gibi. Prime lensle sokak zor, illa Bi zum istiyor insan.
40k civarı olması lazım, al dursun, ileride yeni makineye geçersen oraya da uyar.

a6000 özellikle fotoğraf için baya iş yapar ya. Video deseniz yine yapar ama sonraki modellerin videoda inanılmaz ekstra artıları olduğu için acaba mı derdim.

FE 50MM F1.8 falan alsanız tekrar gaza gelme ihtimaliniz var gibi geldi bana.

video ile işim yok ya. sigma 24-70 pahalı açıkçası daha uygun bir şey isterim
fe 50mm güzel de crop ile 75mm gibi iş görecek?
geniş açı lazım bana

bir de benim prime'ın AF'yi nasıl düzeltebiliriz?

Birkaç ay önce a6100 aldım taş gibi makina, kesinlikle iş yapar

Her gün ya da iki günde bir süpürtürseniz, bizdeki dolmuyor. Ev 90 metrekare, uzun tüylü köpeğimiz. Roborock s5 var 4 yıldır sorunsuz kullanıyoruz.

kuzenimde uzun tüylü köpek var her gün çalıştırıyor ve her gün haznesini boşaltmak zorunda kalıyor hazne küçük roborock 5 veya 7 modeliydi.
bütçe varsa istasyonlular konfor sağlıyor.

tek fırçalı olanlarda (roborock s5 mesela) uzun saçlar fırçaya dolanıyor, sık sık fırçayı temizlemek gerekiyor. çift fırçalı olanlarda (roborock s8) böyle bir sorun yok.

evimde üç kedi olduğu için roborock q5 pro+ aldım, şimdilik sorun yok gibi. istasyonlu, yani gidip haznesini istasyona boşaltıyor. s8'deki gibi çift fırçalı, ve toz haznesi büyük, ancak bunun karışılığı olarak paspası yok sayılabilir, sadece doldurduğunuz suyu bezine damlatıp geziyor, herhangi bir paspas kontrolü (halıya geldiğinde kaldırma falan) yok. ama toz haznesi zaten epey büyük, ve istasyona da boşaltınca epey uzun süre dayanır gibi geliyor. istasyonsuz q5 pro bile alsanız diğerlerinin 1,5-2 katı hazne kapasitesi var gibi.

geçen sene eylülde aldı eşim fuar için. 2 hafta verdiler.
bir de yeni aldı, yine iş ziyareti olarak sanırım. 3 ay verdiler.
ikisi de almanta.

Sizin sektöre çok uzağıım.
Aynı maaş veya %10 artış için iş değiştirmek pek aklıma yatmadı. Hem de title'ınız düşerek.

%25 fark olmazsa bence iş değiştirmeyin. Teklif geldiğinde teklifi maaşınızı %30 geçecek şekilde artırmalarını isteyin, bakalım neler olacak.

Havacılık sektörünü benden daha iyi biliyorsunuzdur ama benim bildiğim kadarıyla THY'de çalışırsanız siyaset sayesinde göreve gelmiş yöneticilerin ilginç kararlarıyla boğuşacaksınız ve o baskıyı hep hissedeceksiniz. THY dışındaki şirketlerde ise hem geliriniz hem de iş güvenceniz ve huzurunuz daha az olacak.

Bir arkadaşınız bu şekilde bir iş değişikliği yapmayı düşündüğünü söyleseydi ona önerir miydiniz diye de düşünün.

pass öyle beklediğin gibi güzel bir şey değil. orada da pass'ı olanları sıraya koyuyorlar. kıdeme rütbeye göre. sana sıra gelirse alıyorsun. ciddi bir yan hak değil bana göre.

sektör değiştirmek istiyorsam parayı ikinci planda tutardım.

Eğer gireceğiniz şirket Thy emirates katar gibi şirketler ise tercih edin. Çünkü iş güvenliği de önemli huzur getirir.
Aldığınız para yurt dışında tatile yetmiyor ise oralara ucuz gidebilmenin bir mantığı yok zaten.

Bir de gerçekten istiyor musunuz bunu kendi kendinize kalıp düşünün.

Pek mantıklı bulmadım.
Yüzde 10 fark için bilmediginiz bir ortam ve sektör riskine girip pozisyon duseceksiniz. Malum sirkette garip garip tipler yoneticiniz olacak.

Yüzde 10 hatta o bile degil; mantıklı değil bu risk için. Hayır siz ahmet otelcilikte calisiyorsaniz neyse ama iyi yerdeyim diyorsunuz.
Riske değmiyor.

Değişiklik için yetersiz bir iş.

değişiklik için yeterli değil +1

yıllık izni kıdemi sıfırladığına değmez
anca mevcut iş yeri haklarını veriyoruz derse düşnünülebilir

o biletleri kullanacak tatil imkanı olacak mı o da önemli

no-go.
hem rutbe kaybin var, hem de maas artisi cok dusuk.

yakin zamanda ben de sektor degistirdim. uzmanliktan yoneticilige yukseldim ki zaten birincil amacim buydu. Maas artisi da ciddi boyutta oldu ki 2 hafta pazarligi surdu zaten, kapiyi yaklasik %80 artistan actim, ben dustum onlar yukseldi ortada bir yerde bulustuk.

"davaya katılmanız gerekmiyor" ne çakal bir hareket...

İtiraz ettiğiniz noktada icra hukuk mahkemesinde davacı konumda oluyorsunuz ve davacı olarak davanızı takip etmediğiniz noktada hmk 150/2 ye göre ya dosya işlemden kaldırılır ya da yargılamaya yokluğunuzda devam edilir ve sonuca bağlanır.

En baştan beri yapmanız gereken bir avukata gitmek...

çalışırsan her çalgı kolay. çalışmazsan hepsi zor.

sevdiğin her çalgıda ilerlersin. ama her gün pes etmeden çalışman lazım. azim ve sebat olmazsa hiçbir çalgıyı çalamazsın.

internetten de öğrenemezsin. seni kontrol edip hatalarını düzelten biri olmalı muhakkak. müzik meşk ile öğrenilir.

saksafon en zoru saydıklarının içinde. ritm duygunun olmadığını düşünüyosan davul da zor gelir aslında davul diycektim en azından başladıktan çok kısa süre sonra 4-4lük ritm atar gaza gelirdin. handpan deneyebilirsin, çok emek harcamadan çalıyorsun hissi verir :) çünkü armoni bilmen gerekmiyor bunun için. eğer kolay öğrenmek istiyorsan böyle bişey seçmelisin yoksa gitar vs öyle kolay değil maalesef. ya da 3-4 akor öğrenip plaj gitaristi olabilirsin tabi.

Belki elektronik müzik deneyebilirsiniz. bir bilgisayar ve bir kulaklık başlangıç için yeterli, udemy gibi yerlerden kurs alabilirsiniz, hoşunuza giderse devam edersiniz.

Lisede müzik hocası sınıfın önünde 'Sende müzik kulağı yok' deyip karizmayı kötü çizmişti.

Yıllar sonra sırf bu olaya inat, bir kısa sap bağlama aldım ve özel hoca tuttum. Hoca ilk derste peşpeşe 5 nota basıp bunu yap dedi. Yapamadım. Adam 'Ya nasıl yapamazsın, bak şöyle yapacaksın.' diye üstüme geldikçe daha çok gerildim, hiç yapamaz oldum ve dersi yarım kestim. Akşam eve gidince önce bir nota basıp, oldukça bir ekleyerek 10 dakikada 5 notayı basar hale geldim. Hocaya telefon edip 'Bak böyle yapınca oluyor ama bu yolu senin değil de benim bulmam abes. Senden hoca olmaz.' deyip adam yol verdim.
Daha sonra sadece internetten istifade ile bir halk türküsünün basit notalarıyla baştan sona çaldım ve 'Bu kadar müzik yeter' deyip bıraktım.

Eğer bir adam ıslıkla bir parçayı çalabiliyorsa her tür müzik aletini çalabilir.

Azim ve her gün parmak egzersizi şart.

müzik aletleri satan bi mağazaya giderek gitar ve bateriyi deneyebilirsiniz (saksafonla ilgili bilgim yok). elektro gitar çok güzel ve de çok yönlü bi enstrüman, klavyesi de ince olduğu için rahat. yanında amfi almanız gerekiyo tabi. amfinin kalitesi seste çok belirleyici o nedenle denerken alacağınız amfiyle deneyin.

ben bi de klavye denemenizi öneririm.

ama sesi hoşunuza gitmeyen enstrümanı almayın bence. saatlerce aynı hareketleri deneyip dururken güzel bi işitsel tepki almak istiyor insan.

kurs için belediye kurslarına da bakabilirsiniz.

10'dan fazla enstrümanla haşır neşir oldum. profesyonel değilim tabii ki ama "ben bile istediğim birçok şeyi çalabiliyorsam herkes çalar" diyenlerdenim.

ben minik bi ukulele ile başlamıştım. youtube videolarıyla. onunla yapılacak çoğu şeyi yapıp artık o yetmediğinde yavaş yavaş büyüttüm enstrümanları.

hatta ukuleleci bana nota dizesini göstermişti, o kadar basit bir şeyi yapamadığım için @mirket gibi laf yemiştim. şimdi ensemde görmeden freestyle atıyorum.

istisnasız her gün 10 dk bile olsa egzersiz yapmak çok önemli.

ek olarak ufak tefek dersler de veriyorum. tutku olmadan "ben öğreneceğim" geyiği yapmak işe yaramıyor. aşırı yetenekli ve uygun olunsa bile işe yaramıyor. sevdiğin şarkıları çalabilmenin güzelliğine kapılmak lazım.

koroya gidiyorum 13 yıldır beni tanıyan konservatuarda hocalık yapan şefimize aynı soruyu sordum klasik kemençe cevabını aldım. hem öğrenmesi kolay hem de fazla rağbet olmadığı için çalanlar kıymetli :) dedi hocamız.

en kolay öğreneceğin enstrüman gitar. YouTube video dolu.

o risk alınacak zaman değil, yılbaşından sonra kitlenir de kaydettirmek zorunda kalırsan 6 bin tl olacak harç bedeli. son 19 gün! fakat kaydettirmek için son 3 ay içinde yurtdışına çıkış-giriş yapmış olmanız lazım. çıkmadıysanız kıbrıs ya da gürcistan yapıp gelin.

Son üç ay değil son bir yıl içerisinde yurt dışından TR'ye giriş yapmış olmanız lazım.

sistemlerinde bir sorun var evet. banim de 4 ayı geçmesine rağmen kapanmadı. e-sime de hiç sms gelmedi. imeiyi sorguladığımda normalde kayıtdışı olduğu tespit edilen cihaz yazması lazım ama kayıt bulunamadı diyor. ama kaydettireceğim bugün yarın.

@croswell hattı ters çevirmek ne demek?

Böyle durumlarda ısrar edilmesini aşırı mantıksız buluyorum. İki gün önce almışsınız bitmiş, iki gün sonra zam da gelebilir.

Bütün kataloglara, satış sözleşmelerine falan şu cümlenin yazılma sebebi budur zaten. O sürekli gördüğümüz cümleyi hatırlayalım: "Teknosa fiyatlarda değişiklik yapma hakkını saklı tutar"

Hiçbir firma nerede ne koşulda indirim yapacağını açıklamak zorunda değil maalesef. Ha size cuma indirim gelmez derler. Gerçekten de öyledir bu arada o ürüne indirim tanımlanmaz. Cuma sabah genel müdürlükte derler ki bunu da indirime alalım, fiyat bir anda değişir.

Bir de firma o topa girmez. O zaman 1 gün önce sattığı televizyonun da indirimini karşılaması gerekir. 3 gün önce alan adam da başlar. Bunun kriteri ve sonu yok.

Ha firma zam yaptım ve son 1 hafta içinde TV alanlardan da farkı istiyorum da diyebilir bu mantıkla bakınca.

Yani bir şey çıkmaz ordan.

bi ara çok araştırdım kesinlikle samsung yada lg varken philips alma diyolardı. sadece amblight için aynı fiyata kötü tv almış olursun..

philips kullanıcısyım ama kardesimin samsungu var onu tavsiye ederim

8-9 ay önce LG'nin Nano serisinin en iyisi olan kodu 91 ile başlayan 65 inç bir televizyon aldım.

Teknik terimi unuttum ama "bölgesel aydınlatmama" gibi bir terim olsa gerek, o canımı sıkıyor.
Satın almadan önce de haberim vardı. Simsiyah bir ekranda ortada birkaç kelimelik bir beyaz yazı varsa mesela bu yazı ekranın %3'ünü kaplıyor diyelim, bu yazının etrafındaki siyah kısım yani ekranın yaklaşık %15-%20'si hafif beyaz oluyor.

Satın almadan önce bu durumdan haberim vardı ama pek de umursamayacağımı düşünüyordum ama umursuyormuşum. Belki de panel büyük olduğu için daha çok dikkatimi çekiyor.

Oyunlar ve filmler sık sık karanlık ortamlarda geçiyor, o yüzden böyle bir sorun canınızı sıkabilir. Şimdiki aklım olsa 65 değil 60 veya 55 inç ama OLED bir televizyon tercih ederdim.

Mümkünse sadece mağazada değil de varsa bir arkadaşınızdaki Oled TV'yi de görüp o şekilde karar verin. Mağazada baktığınızda da siyahın yoğun olduğu filmlerde test etmeye çalışın.

Fiyatları, diğer markaları, teknolojileri, kumandaları vs. pek bilmiyorum şu anda. Samsung Q serisi ile ilgili ekşisözlük'te kötü yorumlar görmüştüm ama her marka model hakkında arayınca kötü yorum bulmak kolay.
Bu bahsettiğim sorun dışında LG Nano916 televizyonumuzun görüntü kalitesinden, ses kalitesinden, işlemcisinden, kumandasından vs. gayet memnunuz.

şu anda fiyatları bilmiyorum ama LG'nin giriş seviyesi oled'lerinden birini alın derim.

sony 55x90j almıştım. x91 ve x92 de aynı tvnin farklı ayaklı versiyonları. bir sene olacak neredeyse, oldukça memnunum.
rtings.com dan yola çıkmıştım seçerken.

çözüm sorunun içinde.. hdd demişsin 3 yıl demişsin ee bide laptop diyosun. sen o hddye scandisk yapsan iyi edersin. yavaşlık kısmını bu şekilde aşabileceğini düşünüyorum.

ssd takıp 2 sene daha idare edebilirsin. hdd'yi de optik sürücüye takmak için adaptörler var, o şekilde 2 disk kullanabilirsin.

o şekilde 7 yıllık dell n5010'um hala sağ vaziyette babam tarafından tepilerek kullanılıyor. bi de windows 10'un özellikleri çok umrunda değilse windows 8 kurabilirsin daha stabil ve hızlı çalışıyor bence. (tabi donanıma göre farklılıklar gösterebilir)

toz pislik de fanların tıkanmasını ve işlemcinin ısınmasına neden olur bu takılmalara neden olabilir, işlemci sıcaklığını ölçen bir uygulama ile takip et takılma sırasında sıcaklıklar ne durumda deyü

1. farklı hdmi kablo ile
2. farklı modem ile
3. farklı bilgisayar ile
4. farklı tv ile
deneyiniz. bunları yapınca hangi maddeden kaynaklanıyor ortaya çıkar. %90 pc %10 modem diye tahmin ediyorum. pc ise, çözüm bulmak şart, kablo veya modemse onları değiştirirsiniz.

elektriksel bir sorun var sanki. topraklı priz vs. lazım olabilir mi?

www.facebook.com

tavsiye ederim dinlemek isterseniz kendisi yakın bir arkadaşım mesela küçük bronxta bu hafta..

En sevdiğim: www.facebook.com

Divine Jazz Bar tabii ki.

Fransız Lape Hastanesi var cevahirin yanında. gayet güzel bir yer.

cogunu kendin bulursun da o kirmizi kollu alet ile alengirli plastik boruyu nereden bulabilirsin bilmiyorum.

Toplarsın da aynı paraya gelir, Başlangıç için ve sonrasında kullanacağın ekipmanlar oradakiler. Bazıları çok da gerekli değil ya da evde zaten vardır fakat sanitasyon sıvısı önemli
İstersen sanitasyon malzememesi alırsın, hava kilidi alırsın, şişe kapatacaksan kapatma aleti ve kapak alırsın yoksa pet şişe kullanırsın ki ben tavsiye etmem, fermanter olarak da plastik su damacanası kullanırsın, daha uyguna gelir
Daha fazlası için sözlükte yeşillendirebilirisin

sanitasyon ve temizlik malzemelerini önemli. her şeyi bulsan bile bu kadar uygun olmaz bence.

kırmızı renkli şişe kapatma aleti bazı şişeleri kırıyor demişler yabancı sitelerde, onun yerine şunun gibi bir şey alabilirsin. www.burakzuccaciye.com.tr

mutlaka bir çadır bulup kaş camping'de kalın. sessiz sakin, mis gibi yer. kimse kimseye karışmıyor. hava durumunu bilmiyorum ama denizi de çok güzeldi.

pınar pansiyon a bir bak istersen

şiddetle tavsiye www.booking.com

Pinar pansiyon +1 ali beye selam.

eksisozluk.com

biz de gittiğimizde kaldık, gerçekten harikaydı:)

sadece son 2 gecemizde bizim odamız dolacağı için çıkmak zorunda kaldık. 2 gece de airbnb'den bulduğumuz tam merkezde çok şirin bir evde kaldık. ev sahibi biraz indirim yapmıştı pazarlıkla.

Pınar ve kuytu da yer yok

zaten hepsinde yer yok :)

en güzeli galiba çadır almak 90 tl ye decathlonda çadır var ama nereye kurucaz.

olymposa falan da geçerizx

budapeşteye wizz air. ordan minibüs tarzı araçlarla belgrad yapabilirsin.

yeriniz varsa şuradan izleyin; www.youtube.com

(almanca sorun olursa altyazı yapabilirim) ;)

MMT- Sevmek İstiyorum