Stopka değil.

palinka bardağı

palinka+1

attığın resimin tanımında da palinka hungary diye hashtaglemiş adam. palinka bardağı o evet

palinka içerken kullanılan bardak olabilir ama onun özel bir adı var. rusya'da filan da kullanılıyor. adı bukra, buçka öyle bir şeyler. biliyordum ama unuttum. hatırlayınca ya da bulunca yazacağım.

çarka veya çaşka diyor olabilir misin? çünkü bardak palinka bardağı, rusya'da bardak ismi altında başka bir isim veriliyor olabilir.

@lesmiserables çarka veya çaşka fonetik olarak benziyor ama bunları yazınca (shot glass gibi eklemelerle) bir şey çıkmıyor.

şurada birkas palinka olarak geçmiş; www.hungariangoods.com.au ama ben birkas olarak değil biraz daha farklı biliyordum. şu anlık en yakın birkas/birka ama bu rusça ve macarca için farklı olabilir. o yüzden ufak tefek fark vardır. sanırım birkas.

rusça değil macarcadır o büyük ihtimalle. bu bahsettiğim kelimeler rusça ama palinka bardağı macaristana has bir şey çünkü palinka macar içeceği. macar kültürüyle ilgilenen biri daha iyi bilir.

yök liste yayınladı diyor, liste filan yok.

Not denkliği mi?
Yurtdışı okul denkliği mi?
Kapatılan cemaat üniversitesi denkliği mi? Artık Tanrı bilir..

yurtdışı okul denkliği

yök denkliği denince not denkliğinin akla gelebileceğini düşünmedim. cemaat üniversitesi denkliği kısmını da anlamadım.

Lisans ise YOK'un denklik sitesi var. Lisans ve yuksek lisans denkligini YOK, doktora denkligini UAK veriyor. Bahsettigin liste olayi degisti. Artik su listelere gore yapiliyor:

"Academic Ranking of World Universities (ARWU), CWTS Leiden Ranking Academic Ranking, QS World University Rankings, Times Higher Education (THE) World University Ranking, University Ranking by Academic Performance (URAP) olarak belirlenmiş olup belirlenen dilimlerin ise Kurulumuzca tanınan ilk 1000 sıradaki yükseköğretim kurumları olmasına karar verilmiştir."

Doktora denkliginde liste olayi gecerli degil.

Listeyle ilgili duyuru asagidaki linkte 1 Temmuzda yayinlanmis.

www.yok.gov.tr

doktoraydı, teşekkürler.

yaptırabilirsin. yazı olayını bilmiyorum.

Yaptırırsın, sadece belli günlerde yapıyorlar bildiğim kadarıyla.
Ne yazısı? Sonuçları veriyor zaten eline.

peggy yoktur diye yazı yazılmasını istemişler de sanırım sonuçların yanında bir de öyle bir şey yazılmasını istiyorlar.

bence aile hekimliğinde yaptırma. devlet hastanesinde yaptır. çünküm doktor(aile hekimi olan) birinde demişti, biz de sadece neye bakılıyor devlet hastanesinde şuna ve şuna da bakılıyor diye. onların ne olduğu aklımda kalmamış. daha detaylı inceleniyormuş hastanede.

O zaman doktora önceden söylersen, şuraya verilecek diye, ona göre bir yazı hazırlar sanırım. Sağlık raporu falan yazıp veriyolar ama sen yine de testleri yaptırmadan önce bir teyit al.

Bir de aldıkları kanı hastanedeki laboratuarlara gönderiyorlar zaten, tahliller hastanede yapılıyor, ondan belli günler kan alabiliyorlar. En son Mayıs'ta gittim, prosedür böyleydi, değiştiyse bilmiyorum.

Eger vaktin varsa devlet hastanesine gidip enfeksiyon bolumunden iste.

aile hekimini mutlaka ara, hangi günler test yapılıyor diye. her zaman yapılmıyor.

bu arada kim istiyor bunu? iş için falan istiyorlarsa yasal olarak böyle bir hakları yok. özel bilgilerdir bunlar.

subliminal stimuli. 25th frame effect filan diye de bakabilirsin.

en.wikipedia.org

Kategori isimlerini değiştirebilirsiniz diye tahmin ediyorum. Fakat ücretsiz verilmişse bazı detayları kullanmayı engellemişlerdir. İstiyorsanız pro satın alın diyebilir.

edit: @la rana bazı detayları dedim deluganlı.

Oluyor. Kategorileri ve sayfaları oluştur, kullanacaklarını appearance->menus kısmından hallet.

Edit: Cevabımı yollayınca @teknikekip'in cevabına denk geldim. O özelliği kullanmayı engelleyecek bi babayiğit yok, kullanırsın her türlü. Eğer yapamazsan bana bilgileri at 2 dakikada hallederim. Olmadı teamviewer yaparız.

1. şimdi önce kahve çekirdeğin var bunu öğütüyorsun diğer bütün versiyonlar bunun üzerinden şekilleniyor. espresso kahvesi diye bir şey var evet. ama bence atıyorum kolombiya çekirdeğini de öğütsen onu da espresso şeklinde pişirsen olur. farklı bir aroma yakalamış olursun. espresso özünde pişirme şekli yani.

2. espresso ile americano farklı. espresso kahvenin en basit hali. çok çok az suyla hazırlanıyor makinadan çıktıktan sonra bir şey ilave edilmiyor. americanoda espressoyu suyun üzerine çekersin yoğunluğu azalır.

3. latte=bol süt+espresso
cappuccino=az süt+espresso+bol süt köpüğü(italyan usulü için geçerli)
macchiato=orta karar süt+espresso+süt kreması (süt ısıtılırken ortaya çıkan çok ince köpüklü hali)

Uzmani degilim ama bildigim kadariyla:

1- kahvenin nasil cekildigi onemli. Turk kahvesinden moka potta kahve yapamazsin mesela, suzgecten asagi duser. Ama espresso seklinde cekilmis kahveyle yapabilirsin. Guney amerika kahvesi vb sey demek oradan geliyor demek cekirdekler.

2- americano "uzun" espresso. Su koyarak seyreltiyorsun, uzatiyosun iste.

3- cappucinoda sut kopugu cok oluyor.
Macchiato farkli, espresso macchiato ise espresso shot uzerine cok az sut koyarsin. Direkt koyarsin, kopurtme vb olmaz. Espresso agirliktadir yine.

Latte'de %80i suttur.
Cappucinoda sut kopugu agirlikli suttur, latteye gore daha serttir.

Su görselleri şuraya bırakıyorum :) :

www.google.com.tr

www.google.com.tr

Birbiriyle çelişmeyen iki poster/resim kopyalamış olmam lazım, kaç tane çıktı ki? Yanlış mı yaptım acaba?

Pek bildiğim bir konu değil ama 2-3 yazar ismi biliyorum onları vereyim.

Ali şeriati ve muhammed arkoun. Hem çağdaş batı felsefesine hem de islam tarihine hakimler. İslam felsefesi ile ilgili bir derste okumuştum ikisini de, oldukça başarılılardı.

Daryush shayegan islam toplumlarındaki (özellikle iran) kültürel şizofreni ile ilgili yazıyor. O da iyidir. Okumadım ama fethi benslama'nın islamın psikanalizi kitabı da islam toplumlarının psikolojisini inceleyen başarılı bir esermiş.

Bunlar dışında bir de konu ismi önereyim islam'da bilim üstüne. Gazali-İbn Rüşd karşıtlığı. İtalya'da ortaçağ rönesansı denen epochu ibn rüştçüler başlatırken, neden islam dünyasında onun gibiler unutulmaya yüz tuttular?

Çok geniş bir yelpaze..Fuat Sezgin (İslam Bilim Tarihi), İsmail R. Faruki (İslam Kültür Atlası) Bedri Gencer (İslam'da Modernleşme), Mahmut Erol Kılıç, İhsan Fazlıoğlu, İsmail Kara... Aklıma gelen isimler.. Bunlara bakılabilir kanaatimce...

bodum olanlar gayet güzel ve sağlam. ben memnunum. fiyat hatırlamıyorum ama.

Bodum güzel+1 buyuk olanlar 50 lira civarıydı yanlış hatırlamıyorsam.

bodum kullanıyorum, tavsiye ederim. bende yarım litreliği var. şöyle bir şikayetim var.
kahveyi koyup demledikten sonra press yapıyoruz ya hani, press in süzgecinin sapı tam anlamıyla dibe kadar inmiyor, arada biraz boşluk kalıyor. o boşluktan da bardağın içine kalıntılar geliyor. ben bunun önüne geçmek için üst kapağı çıkardım direk çubuk ve süzgeç i kullanıyorum, böylelikle dibine kadar basıyor boşluk kalmıyro.

Bodum gayet iyi +1

bodum satıyorlar, kullanıyorum. alabileceğin en iyi french press'lerden biridir. filtresi oldukça sıkıdır. bir french press'te aranan en önemli özelliktir bu.

küçük olanları 24 lira gibi bir parayadı.

yok benim bildiğim kadarıyla. ama farik ve mümeyyiz olmak hali ceza hukukunda 12-15 yaş arası olanlar için daha ziyade kullanılıyormuş. isnad yeteneğinde ayırım yapmıyoruz hiç.

Şarkı benziyor mu bilmiyorum ama jimnastikçi kadınlı şu var:
www.youtube.com

kendi alanlarıyla alakası yok hegel'in. anlamıyorlar kısaca. sol düşmanlığı da var, özellikle şengör tam bir sosyalizm düşmanı. halbuki hegel'in devlet hakkındaki düşünceleri, şengör'ün ordu hayranlığıyla gayet örtüşür, ama dediğim gibi şengör hegel'İ anlayabilecek bir adam değil.

www.youtube.com

şöyle bir videosu var diyalektiğin mantıki açıdan zırva olduğunu söylüyor konuya hakim olmadığım için bir şey diyemeyeceğim ama eğer bir itirazınız varsa söylediklerine hotmail adresine mesaj atın hemen geri dönüş yapıyor kendisi.

hegel diyalektiğini çok basit bir şemaya indirgenmiş tez-antitez-sentez zannediyor da o yüzden anlamıyor.

Şımartıldıkları ve bu şımartılma sonucu alanları dışındaki her konuda otorite olduklarını sandıkları için. Çıkartalım iki siyaset bilimciyi, felsefeciyi, çok daha dolu bir tartışma olur. Ama o zaman da reyting almaz.

Aysever in bir programında tartışıyodu Celal Şengör Enver Aysever le bu konuda Hegel e Marx a laf atınca Aysever direk olur mu öyle şey filan dedi diyalektiği buldu ama dedi Şengör mantığa göre p artı p nin değili eşittir q diye yazıp bunu biliyomusun dedi Enver Aysever bir sosyalist olarak bunu bilmeyince adam orda ne dese haklı olacaktı yani karşısında böyle insanlar oldukça bu adamlar onlardan daha fazla bilgiye sahip olduklarından konuşur yerer yapacak bir şey yok umarım daha bilgili bir adam karşısında bu konu hakkında bir program yaparlar.

Tamamen ideolojik. Şengör ve Ortaylı ideolojik olarak avrupa'da 20.yy'ın başında sonu gelmiş bir aydın tipini temsil ediyorlar. Ethico-politik ve kritik bir süzeçten geçmemiş ve tikel olanı evrensel olarak sunma eğilimindeler. Türkiye'de hem halk eğitiminde hem de akademik düzeyde çok düşük olan bir alanın ekmeğini yiyorlar. Şengör'ün jeoloji bilgisi muhtemelen Türkiye'nin çok çok üzerinde. Ancak Ortaylı'nın tarih metodolojisi ve Şengör'ün sosyal bilim bilgisine bakınca her ikisi de dünya standartlarının oldukça altında. Mesela Ortaylı ne tarih felsefesi ne de metodolojisi üzerine yazabiliyor. Tarihin en basit alanı olan siyasi tarihte dolaşıyor. Arşive inip araştırma yapmak tarihte yetmez, ne kültürel ne de toplumsal tarihe yönelik bir eser üretemiyorlar.

Hegel'in devam eden iki kolu ise (bir yanda bütün alt dallarıyla marxism diğer yanda bütün alt dallarıyla postmodernizm/posyapısalcılık) yukarıdaki paragrafta özellikleri sıralanan aydın tiplemesinin aşılması üzerine kurulu. Ancak bu yeni aydın profilini ve bu profilin sosyal bilimlerdeki teorik karşılığını (interdisipliner, yapısalcılık ya da radikalleşmiş yapısalcılık) vb. tamamen reddettiklerinden dolayı modern felsefe (ve Hegel yorumları) biraz boylarını aşıyor. Çünkü tarihin zaten vasat bir alanına dayanıp (siyasi tarih); bütün siyasi ideolojilerini, toplumsal görüşlerini ve aydın tiplemelerini buradan çıkartıyorlar. Sonuç daha büyük vasatlık; bir de tarihin en ağır metinlerini (mesela hegel) anlayamama.

Sonuç olarak; çoktan yıkılıp gitmiş bir düzeni (hem günlük hayattaki (siyasi değil) ideolojileri hem de sosyal bilimlerde yaslandıkları teoriler) korumaya çalışan kişiler olduklarından bu kadar nefret.

not: Elbette Hegel eleştirilemez gibi bir şey demiyorum. Hem marxism hem de postmodernizm/postyapısalcılık; kendi içlerinde ve birbirleriyle çatışan sayısız farklı teorik duruş üretmişlerdir.

üşenmedim buldum.
5. sezon 8. bölüm.

bölümden hatırladığım bir replik yazdım, çıktı direkt.
rica ederim, iyi seyirler.

2 şekilde yapabilirsin. İlkinde kaynak gösterirken parantez içine "aktaran" ifadesi koyup okuduğun kaynağı verebilirsin. İkincisinde ise orijinal kaynağı bulup, doğrulayıp, doğrudan orijinal kaynağa gönderme yapabilirsin.

peki aktaran dersem o asıl kaynağı da eklemem gerekir mi? yani aktaran ama nereden aktaran gibi :) sadece okuduğum yeterli olur mu?

x:aktaran, y: aktarılan kaynak

y'e dair bilgiler önce verilir, sonunda sayfa ..'den aktaran x diyerek bilgileri verebilirsin.

protector'un dediğinin tam tersi oldu. okuduğum kaynağı değil asıl kaynağı verip aktaran eklemiş oluyorum şimdi de :)

Örnek bir kılavuzdan bakarak da yazabilirsin, dosya.marmara.edu.tr s.33'te belirtildiği gibi

tez yazım klavuzunda işine yarar bilgiyi bulabilirsin. Benim dediğim de @candanag'a benziyor. Daha açık bir örnek kullanayım. Foucault deliliğin tarihi kitabında descartes'ın meditasyonlarından bahseder. Ben bunu kullanmak istediğim zaman: "Descartes'ın dediği gibi (...) (aktaran Foucault, 2010: 63)" ya da "Foucault'nun aktardığı gibi, Descartes (...) (Foucault, 2010: 63)" kalıpları kullanılabilir.