profesyonel yardım almaya çalışırdım.

Tüp mide ameliyatı

Önce bu zamana kadar aklim nerdeydi diye hayıflanir sonra spor+diyete başlardım.

Şu an olduğu gibi çoğu zaman TLC'deki Ağır Yaşamlar programını izliyorum. Adamlar 300 kilodan 80 kiloya düşüyorlar. Özetle adımlar şunlar:

Doktor önce dağlık taraması yapıyor. Ardından bir diyet listesi veriyor ve şu kadar kiloyu vermen lazım diyor. Bunu söylemesindeki esas amaç çaba gösterip başarabilecek psikolojiyi sağlayabilmeleri.

Ardından bazen ikinci bir hedef veriliyor. Diyete uyarak ve spor yaparak bu hedef de başarılıyor. Ardından bunlar aşırı kilolu olduğundan mide ameliyatı oluyorlar. Daha sonra deri ameliyatı. Tabi 147 kilo insan için bunlar şart değildir.

Bunları başarmak için önce kişisel irade gerekiyor. Bununla birlikte gereken diğer şey ise size destek verecek birisi. Daha iyi yol alınabiliyor.

Diyet yapmak zo degil, karar vermek zordur. Yarin sabah gitmek icin doktordan randevu alirdim. Ama yarin olmali. Sali degil.

wassaptan kızlara kedili smaylili mesajlar atardım sonra istenen etki gelmediğinden, türk kızları niye böyle diye duyuru açardım.

şaka şaka lazer yazıcı satın alırım.

1) önce zayıflama karar verir ve irademi buna göre şartlarım
2) sonra da tüccar spor salonlarına değil emin ellere kendimi teslim eder, sözlerinden çıkmam www.bobgym.com

eksiduyurudan akil almazdim. zira internet kotu bir yer ve insanlar hic gormeyecegi insanlara acimasiz yorumlar yapmaktan cekinmiyor.

147 kg (boyun da onemi olmakla birlikte) ciddi bir agirlik. sadece dis gorunus de degil konu.

instagramda kilo verenleri goruyorum ben mesela. asiri motive edici. gaza gelmek istiyorsan (yani kendinden bahsediyorsan) onlara bak derim. kayla itsines diye asiri tas vucutlu bir trainer hatun var mesela. o arada paylasiyor. son bi tane paylasti gecen. alkisladim oturdugum yerden kadini. acin bakin pls.

Lazer yazıcı emerdim. Veya nowzaradan reyize emdirirdim (yazıcıyı)

önce güvenilir bir kaç hekime gider tüm değerlerime baktırırdım.
her şey yolundaysa diyetisyene gider çok az kalorili bir diyet listesi hazırlatırdım.
sonra akıllı telime kalori hesaplayıcı indirir o diyet listesine uyardım
sonra aç karnına yürüyüş yapardım
sonra neden çok yediğmi anlamak için terapiste giderdim
sonra bununla ilgili kitaplar okurdum
sonra etrafımda zayıflamak isteyen insanlarla iletişime geçer neler yaptıklarını öğrenirdim
sonra kendime ufak hedefler koyar o hedefe varmaya çabalardım

230 cm olsaydım kafama takmazdım. 170 cm olsaydım spora başlardım.

mesela elimde lazer yazıcı ile her gün 1 saat gezerdim.

2 ay önce 155tim, şu an 142'ye indim ve inmeye devam ediyorum. Boyum 189.

Kilolu olmadığım bir vakti hatırlamıyorum ama şu ana kadar bir şekilde sağlıklı geldim. Artık şansımı daha fazla zorlamamam gerektiğini bildiğimden daha ciddi gidiyorum.

fiziki olarak altın alırsan saklama mevzusu sıkıntılı.
altın hesabı alırsan çalınma veya kaybolma durumu yok. bu durumda altın hesabı açmak mantıklı. altın hesabında dikkat edeceğin tek şey, haftasonları ve hafta içi piyasanın kapalı olduğu saatlerde alım satım yapmayacaksın.

bir farkı yok diye biliyorum ben, hatta her an elin altında olması ve anında satabilmek gibi avantajları da var.

banka konusunda ise, çalıştığınız yani maaşınızın yattığı bankada durmasında fayda var, en hızlı giriş çıkış yapılabildiği için. faizler sanırım hepsinde aşağı yukarı aynı.

Bankadan almak istediginde altin vermiyor. Once onu o kurdan bozup veriyor. Onun disinda bir fark yok.

denizbank veya teb'de altın hesabı açtır. ayda 1 gittiginde mevduat bağla, %1-2 arası ek getirisi olur.

nakit ödeyecekisin.

Multineti de kopyaliyorlar mıdır acep?

Hayır nakit olmuyor ki üstümde. Olsa keşke.

İnternetten odeyin yemeksepeti falan siparis verdiginizde? Kurye yemegi biraksin gitsin. Yemegi begenmezseniz yemeksepetinden sikayet acin, uygun bulunursa size yemeksepeti iade ediyor. Firmayla muhatap olmuyorsunuz.

manyetik şeridi kullanarak işlem yapmayın. çipli kart kullanın, çipi kullanarak işlem yapın. kartta ve posta varsa temassız işlem yapın. çipli kartlar kopyalanamıyor (çipi kopyalanamıyor, manyetik şerit yine kopyalanabilir). manyetik şeritli kartları kopyalamak çok kolay.

şifrenizi girmeden şifrenizi kopyalamazlar. şifrenizi girerken dikkatli olun, diğer elinizle tuş takımının üstünü kapatın gerekirse.


atmleri kullanırken kart taktığınız yeri elinizle kontrol edin, kolayca sallanıyorsa veya hareket ediyorsa kart kopyalama cihazı yerleştirilmiş olabilir. o atmyi kullanmayın. yine şifrenizi girerken kamera yerleştirilmiş olması ihtimaline karşılık tuş takımının üstünü kapatın.

multinette de manyetik şerit kullanılmıyor, manyetik şerit var ama için boş. multinet emv kullanıyor mu emin değilim ama çip olduğu için kopyalanamaz diye düşünüyorum.

Online ödeme +1

Ayrıca mobil app kullanarak kartsız para çekiliyor çoğu banka için. Ben hiçbir ATM'ye kartımı yerleştirmiyorum. Cep telefonundan referans koduyla ya da barkodla para çekiyorum.

alköhöl sekis ve drgus.

Rusya devlet televizyonu gida depolayin dedi. Princ 7 yil dayaniyormus. Sekerli yiyecekleri bosverin dedi ve de su. Onemli olan su galiba. Siginagim yok ama evi su ve bakliyat doldurmayi dusunuyorum.

Lazer yazıcı ama.

Gitar, alkol, Antepsin, Prozac, kokain, Macbook, kefir.

Bir de en son intihar etmek istersem golden shot için eroin.

kartuş

- su
- gercek bal
- düşük asitli konserve ton balığı
- kuru baklagiller
- siyah (bitter) cikolata
- seker ve tuz
- beyaz pirinc

Snickers, galiba önerilen aburcubur buydu az yer kaplaması ve çok enerji vermesi bakımından.

su, sigara :P ve yiyecek birşeyler

Cloverfield Yolu No:10'daki sığınakta neler varsa tıpatıp aynıları olurdu.

onun yerine direkt döviz al abi?

ghillenthemist
sanırım portföy cesitlendirmesinden haberin yok :(

buralarda bir yazıcı sever var. o görmesin bu duyuruyu :))

evet hesaplanıp düşünülebilir. tüketim hızına da bağlı.

edit : madem yazıcı sever sensin, neden olmasın :)

gerçek portföy çeşitlendirmesi bu değil XD

Eger yurtdisindan ithal edecekseniz mantikli yani olabilir ama toptancidan alacaksaniz anlamsiz. Magazadan ise duymamis olayim.

agavasdfa adamın lazer yazıcı fetişi var ya :)

Bence mantıksız. Benzin artarken depoyu fullemek gibi. Bugün 1 lira kar ettim ne güzel diye tatmin olmak sadece.

Perdeleri yikadin mi? Guzel kokulu yer temizliyiciden birkac damla akitip duvarlari silebilirsiniz calisir bence. Ama koltuga da sinmistir o. Karsilikli pencere acip havalandirmak gerek bi sure.

o koku muhtemelen duvarlardan geliyordur :/ yani duvarları silmeniz lazım.

kokulu mum yak uzun sure sonra havalandir.

Annem evde sigara içen misafir gittikten sonra perdeleri ve koltuk kanepe kiliflarini örtulerini komple yıkar. Akabinde sirkeli suyla toz alır duvarları siler.

sıkıntı perdelerde bence. perdelere operasyon düzenle.

sigaraya iyi gelir mi bilmem ama evdeki balık kokusunu hızlıca yok etmek için bir tencerede tarçın kabuğu limon karanfil kaynatmıştık kısık ateşte 2-3 saat ev çok güzel kokmuştu balık kokusu da gitmişti belki sigarada da işe yarayabilir.

DAWES derim ama senin butceye zor. ingiltere fiyatlari 500 pound civari ama alirsan 20 sene binersin rahat.

Carraro sportive 225 aldim cok memnunum.

@ykyt satıcı carraro onermisti ama bilmedigim icin birsey diyenedim. bianchi’nin yan markasıymıs galiba. bir bakayım tesekkurler cevaplar icin :)

Shimanonun alt segmenti olsa da altus yine de noname lerden daha iyi. Hd fren maşadan kilitlemeli amortisor. 2018 modelini pazarlikla 1600 e aldim.

ya peki o vitesinde pembe ibresi olmayanı nerden bulacagım?
sizinki de oyle mi? nerden almıstınız?

ramada bornova

Merkezde Yumukoğlu otel,Susuzlu otel,Kaya Otel

Fiyat alabilirsiniz

Şirince'ye uğrayabilirsin. Oteller konak/alsancak/basmane civarındadır genelde. Karşıyaka/Egekent civarlarında site içinde rezidans'lar var 1+1 2+1, otel yerine tercih edersen daha konforlu ve ucuz olabilir.

Konak'taki ramada'da fena degil

Bavulların uçakta konulduğu yer oldukça soğuk oluyor, erime sıkıntısı olmaz ama 4 saat dediğinize göre yurt dışına gidecek. Ülkelerin çoğuna et ve süt ürünleri sokmak yasak, hedef ülkenin gümrük kurallarını kontrol edin yakalanırsanız sıkıntı olmasın.

@crown çok az bir miktar, yani bir paket margarin kadar götüreceğim. Herhalde sorun olmaz.

Ucagin altina verecekseniz sorun olmaz, soguk oluyo oralar

Buzluk posetler var metalik renk. Dondurup o posete koyun

ben internetten alınca tereyağı, kuru buzla beraber köpük kutuya koyup yolluyorlar. elime geçmesi en az 20 saat sürüyor, geldiğinde hala erimemiş oluyor. kuru buza baktım şimdi, önceden izin alınmak kaydıyla 2,5 kiloya kadar yasalmış uçakta bavul kısmında. izin işi ayrıca uzun prosedür gerektirmiyor anladığım kadarıyla, haber verilsin yeter manasında görünüyor açıklamalar.

dondurun öncesinde. biz erzincan'dan istanbul'a arabayla getiriyoruz bagajda (temmuz yada agustos ayında hemde) çözünmüyor bile doğru düzgün. mutlaka donmuş olsun ama.

İsik aliyor mu? Maydonoz tohumu ekin.

nane.

maydonoz, aloe vera ve nanenin büyüme hızları nasıl peki? ektikten ne kadar sonra filizlendi mesela?

tohumdan yetiştirecekseniz fesleğen ya da maydanoz. nanenin tohumdan yetişmesi meşakkatlidir.ama marketten taze alıp bir bardağa az suyla birlikte koyup bekletirseniz kök verir, sonra onu toprağa dikebilirsiniz. bu şekilde yaparsanız nane hızlı büyür.

kaktüs, böyle top gibi olan değil de çubuk gibi olan. Ofiste sekreterimiz ufacık bir baş verdi aklıma geldikçe 4-5 günde bir suladım deli gibi arsız oldu bütün masamı kapladı :)

Subede askida kalir. Subeyi arayip durumu anlatin, tl’ye cevirip hesabiniza aktarirlar. Doviz hesabi acarsaniz da ona aktarirlar

Subenizdeki mt yi arayin durumu anlatin. Size doviz hesabi acip oraya gecmesini saglayacak islemleri yapsin. Oraya gecincr gonlunuzce bozdurun internet subesinden.

Aslında banka bu fırsatı kaçırmayı güzel bir kurdan onu TL'ye çevirirdi normalde.

Altin alin siz. Arada bir altin alin. Koyun kenara.

sepet paket riski dagitmak icin kullanilabilir. %40 dolar %30euro %30digerleri gibi

1. uygunu zamanı yok. her ay 50 EUR atıyorum. 15 şubatta 4,67'den almıştım. şimdiki fiyatına bakarsın.
2. dolar olur, euro olur, sana kalmış. ben avrupa tatiline çıkarım her sene, bu yüzden ara ara attığım euroları kullanıyorum ve euro biriktirmek avantajlı geliyor. burada önemli olan lira dışında herhangi bir para birimine birikimleri yönlendirerek enflasyondan korunmak.

sen siyasilere bakma. döviz dahi olsa birikimlerini sistem içerisinde (banka hesabı) tutarsan ülke ekonomisi dahil herkesin işine yarar. milyarlarca dolar döviz borcunu hem devlet hem de özel sektör, senin bankada sakladığın döviz birikiminle ödüyor.

Kardiyo.

Edit: ayrica beslenme.

Beslenmem çok dengesiz, sabah çok erken çıkıp akşam geç geliyorum. Düzeltebileceğimi düşünmüyorum.

beslenme bu işin %70'i, bunu düzeltmeden bir şey olmaz, sonrasında spor düşünün, ayrıca beslenmenin dengesizliği değil beslenirken ne yediğiniz önemli, dengesiz bir şekilde sağlıklı beslenirseniz yine işe yarar.

Beslenme yoksa sonuç imkansız

doğum sonrası için soruyorsan alt göbek çalışman lazım ama bu işin esas kısmı beslenme. beslenmesiz hiçbir işe yaramaz malesef.

Yani arada çok aç kalıyorum, geçiştirdiğim zamanlar oluyor, bu şekilde de olmaz demiyorlar mı? Ben pek anlamam bu işlerden de ondan böyle soruyorum. Kulaktan dolma bilgim var.

Yes be annem. Kesinlikle sebep o. Sutten birsey olmaz da probis beni de mahvediyor.

Probis ile aksam yemegi mi es gecilir? Sebebi neydi ki? Proteinli yazmasina mi kandiniz?

bazı besinler şeker de buna dahil reflüyü çok azdırıyor.
bir de siz reflü olduğunuz için sık sık az az yemelisiniz, bence bayağı yanlış besleniyorsunuz.
önce reflüyü azdırmayan besinleri bulup bunları az az iki üç saatte bir tüketin, aç kalmamanız gerekli.

Git-gel yerine havaalanı içinde oturup içseniz?

havaalanı içi bence de daha mantıklı. yeşilköyde vardır muhakkak ama yine de havaalanı.

Sağolun gece otelde kalınacak, oteli de ona göre ayarlarım diyordum ama karışık olacak galiba biraz.

Saatleri yazin ona gore bakalim. Hem o aksam disarida takilacaksiniz. Otele gececeksiniz. sabah aktarmaniz var ve istanbul'dayiz. Mumkun mu bi degerlendirelim.

22.30 atatürkteyiz. ertesi gün 12.20 de uçağımız. ben aslında hiç otel mevzuuna falan girmezdim de, turist arkadaşlar ısrar edince bir plan yapmak lazım geldi.

Gec mi oldu bilmiyorum ama eger yollari biliyorsaniz yesilkoy sahile gidin taksi ile. Otel nerede olacak?

i.hizliresim.com

Pilden bulamazsaniz elektronikci bulun. Bataryayi calisir hale getirir. İcini degistirerek

uzun yola gitmeyecekseniz pahalı bir şey almaya gerek yok. getz polo golf paranızın yettiğini alın bence. aldığınız arabanın piyasasının olması önemli ki kolay ve değerinde satılsın.

Sikilmazsin, ucuz bir sey al. Renault falan ama kazali olmasin ucuz derken. Yani agir kazasi olmamis olsun.

en fazla 2-3 saatlik mesafelere gideriz uzun yol olarak -ki o da istanbul'la kıyaslanırsa neredeyse günlük kullanım gibi.

Clio falan al bisiler. Illa ufak tefek kazalar olacağı için parçaları ucuz olmalı.

Clio symbol gibi eski bi araba al. 20 25 bin civarı. 1 yıl kadar kullanıp satar sonra daha iyisini alırsın.

Ilk araba için mümkün olduğunca ucuz yollu seçenekleri değerlendirin bence. Neticede o araba illa ki değiştirilecek bir üst modeli almak isteyeceksiniz ...

mümkün olduğunca ucuz al diyenlere bakma. İlk araban da olsa gerizekalı değilsin gta oynar gibi arabayı vuracakmışsın gibi düşünme. Ne kadar ucuz alırsan o kadar masraf çıkarbilir onu göz önüne al.

ucuzdan ziyade temiz makul bir araç bulmaya bak.

Arabaya servet verenleri anlamıyorum konforlu ve saglam olsun yeter. Sonuçta hiçbiri kanatlanip uçmuyor ve hız sınırını aşamıyorsun

İlk arabansa bence cok da pahalı bir şey alma. İstanbul’da yasıyormussun da İlla ki vuracaksın bir yerlere. Her vurduğunda üzüleceksin çünlü

1. evet. toplu kullanılabilir. 60 saat 2.5 gün değil 1 hafta yapar.
2. evet baştan şirkete yazılı iletmen gerek. istifa dilekçesinde de olur, ayrı da olur. yazmazsan sıkıntı çıkarabilirler.
3. hayır. o sizin kazanılmış hakkınız, izni kullanmak gibi bir zorunluluk yok, ancak erken ayrılmak için pazarlık konusu yapabilirsiniz.
4. net bilgim yok. ama muhtemelen noter aracılığıyla bir şeyler yapılıyordur.
5. zararı da yok faydası da yok. şahit, ispat vs. varsa mahkemeye vermek lazım. sürünsünler.

1. Toplu kullanilir.
2. Belirtmelisiniz.
3. Erken cikmak icin izinleri koz kullanin ya da parasini istediginizi dilekcede belirtin parayi vermek zorundalar.
4. Mail sistemi varsa bir de makl ile atin, onun ciktisini alin. Verdiginiz tarihte baslar, isleme gec koymak falan diye bir sey yok.
5. Mobbing i firmaya soylemenin anlami ne? Yapan zaten o degil mi? İstifa etmeden mobbing kanununu okuyun. İspatlayabiliyorsaniz sahitlerinizle daha acin. Yada istifaya bir sey yazmayin. Laf soktum ciktimin hicbir anlami yok.

Editleyemedim daha:dava acin.

Muhasebeye verdim desen belki olur oyle dene şansini

markaya bağlı. bazı markalar fatura istemeden de değişim/iade yapıyor. fotokopiyle olur gibi düşünüyorum ama.

büyük ihtimal afyondan geçeceksiniz. afyon ikbal dinlenme tesislerinde durabilirsiniz. yakınında afium avm vardı. güzel bir yemek ve kahve içebilirsiniz bence orda :)

ankara girişi muhteşem tesisleri ballı gözleme olabilir.

Tuvalet ihtiyaclarini opetlerde durarak gider. Tuvaletleri hep temiz.

afium

Cumleler hep ozneyle baslamis. Baglac eklesen biraz daha iyi olur.

Biraz fazla Türkce olmus metin.

Bazi yerlerde artikel hatali kullanilmis, grammer hatalari da var. Mesela gecmis zamanda "als sie ein Kind war (...)" olmaliydi "wenn" degil. Ya da fiil cekiminde, ücüncü tekil kiside "heiratet" olmali.

"Prüfung nehmen"? "taking an exam"den gelme sanirim. "Prüfung machen, an der Prüfung teilnehmen, eine Prüfung absolvieren vs. vs. Alternatifiniz cok o cümleyi düzeltmek icin.

gece sefası al. yoldan geçerken tohumlarını bile alıp ekebilirsin. alacağın herhangi bir saksı ve toprak olur.

A101 e git orda toprak var. Evde pet siseyi kes 5litrelik. Sarimsak tanelerini ek. Cikar onlar. Sulamayi unutma. Ya da lale sogani al. Onu ek. Ya da maydonoz tohumu al. Youtube dan saksida maydonoz,de. Oyle oyle basla.

Tayland

ABD tabii ki.
Imza: Bir Uluslararasi iliskiler mezunu.

USA

10dk cok kisa bildigim kadariyla. 30dk uzeri gezmek gerekiyor

Akünün ne zaman değiştirildiğine bağlı. 10dk çalışmayla şarj olmaz, arabayla yol yapmana gerek yok, çalışır halde bırakman yeterli. 1 saat bırakırsan bir sonraki marşta çalıştıracak kadar şarj olur.

10 dk az olmuş.

tavan lambası 500ma falandır normalde o aküyü bitirebilmesi için 100 saat açık kalması lazım. aküde ya da şarj sisteminde de bi sorun var gibi.

orpheus +1, akü zaten bahane bekliyormuş sanıyorum. o aküden hayır gelmeyebilir.

1 haftalık aküm ben de tepe lambasını 35-36 saat açık unuttuğum için bitmişti. yine de güç bela arabayı çalıştırdığımda min. 5-10 dk. bekledim akünün yeniden dolması için.

biraz fazla dolaş. olmadı aküyü şarj ettir. en son olarak akünü değiştir.

Dolasmalisin.

yakınlarda atölye falan varsa aküyü çıkar ver şarj etsinler, 10 20 lira bişey isterler muhtemelen.

Rölantide düşük voltaj üretir, biraz devirlenince 14.4 volta çıkar. Ya aküyü şarj ettir, ya da 1 saat kadar dolaş.

Denildiği gibi akü bahane bekliyorsa ömrünü tamamlamış olabilir, 3-4 yıl sonra süpriz yapar aküler.

İs kanunu is yeri tasinmasi diye google a yazdim. Baya sonuc cikti ozetle anladigim baska ile tasinmasi gerek tazminat icin.

Mesela ali tezel yorumu :
m.haberturk.com

ali tezel'in yazısında şöyle bir bilgi var. ama sanırım bu bilginin yasal net bir karşılığı yok. bu konuda tecrübe yaşamış olan var mıdır?

Bu arada hizmet akdinde gitmek zorunda olduğunuz yazıyorsa da işveren yeni adrese göre işe gidip gelmek zorlaşmışsa uygun yol masrafları vermek zorundadır. Yoksa hizmet akdinde yazsa bile gitmek zorunda değilsiniz. Bakın bu konuda Yargıtay ne güzel bir karar vermiş.
Yargıtay 9'uncu Hukuk Dairesi'nin 2004/27850 esas, 2005/18819 karar ve 17.05.2005 günlü kararına göre;
* Kıdem tazminatının ödetilmesi
* İş sözleşmesinde nakil serbestisinin bulunması
* Nakille iş koşullarının ağırlaştırılması
Taraflar arasında iş sözleşmesinde her ne kadar nakil serbestisi var ise de, davacının önceki işyerinden 35 km. uzakta bir işyerine kendi ücretinden fedakârlık yaparak yol parasını karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla iş sözleşmesinin esaslı bir unsurunda aleyhine değişiklik olmuştur. İş koşulları zorlaşmıştır. Davacının Pınarbaşı'na yol parası verilmediğinden gitmediği bu durumun iş şartlarında ağırlaştırma olarak kabulü gerekir. Bu durumda davacının iş akdinin 1475 sayılı yasanın 16/II-e maddesi uyarınca feshi nedeniyle kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekir. (1475 s. İş K. m. 14, 16) (4857 s. İş K. m. 17, 24)

iş koşullarında esaslı değişiklik nedeniyle iş akdinizi tek taraflı olarak feshetme şansına sahipsiniz ama detayları bilmek gerekiyor. bu her durumda uygulanabilen bir şey değil ama sizin durumunuza uygun olduğunu düşünüyorum.

hidrolik yagina ve pompasina bir baktir yakin zamanda bakilmadiysa. yag eskimis olabilir, yada pompa gidiyor olabilir.

tamamdir hocam, arabayi bi yere vurdu diye falan olmaz heralde bu? gecen arabayi almadan actigim konuda da baya yardimci olmustunuz. tesekkür ederim, yarin baktirayim bi.

bidakka ya bu bizim avusturalyali dizel mk4 mu? :)

bence buyuk ihtimal ya direksiyon hidroligi yagi eski, ya eksik, yada pompa gidiyor. genelde yag eksikse yada pompa gitmeye yakin tam kirinca direksiyonu anirir boyle. vurma falan yok bence.

tamirci degilim ama sifir alacak param yok eski arabalarla cok hasir nesir olduk, o yuzden sorular genellikle basima gelmis yerlerden geliyor :)

Büyük ihtimal ile ses zaten vardı ve siz yeni fark ettiniz, ya da tesadüf şimdi çoğaldı ses. Arkadaşınız ile alakası yok, direksiyon pompası arızalanacak büyük ihtimal ile.

Tofaşlarda sık sık arıza yapardı, direksiyonu tam sağ tam sola dayamamaya çalışırdım ki pompa zorlanıp kolay bozulmasın :)

Yağını bir kontrol edin, eksik olduğu için motor zorlanıyor da olabilir.

Son bir not, tamamen bozulana kadar elleme bence. Ama yine de bu konuda tecrübesi olan bir ustaya göster, belki de bir önlemi vardır.

Arac durdugu yerde direksiyonu cevirerek siz de zorluyorsunuz. Direksiyon pompasindan geliyor ses. Bir anda olmaz. Bak bakalim direksiyon yagi tam mi?

Eski bir mk4 gti sahibi olarak net olarak söyleyebilirim ki arkadaşın bir tümseği farketmemiş ve uçarak geçmiş. Direksiyon körüğü ve pompasında sıkıntı var, çaresine kısa sürede bakman iyi olur, azıcık zaman geçirirsen hidrolik devre dışı kalır, acil manevra yapman gereken bir ana gelir ve büyük sıkıntı yaşarsın. Aynı problemi 2 kere yaşadım.

Bir tavsiye olarak da ses direksiyon pompasından veya keçelerinden geliyor. Yani basınç sonucu oluşan zorlanma sesi bu. Eğer tam sağ veya sol yapınca geliyorsa, mümkün mertebe tam sağ veya sol çevirmekten kaçının. keçeleri patlatırsınız en iyi ihtimalle. Yolda kalırsınız iki liralık parça yüzünden. Bir de hidrolik yağı seviyesini kontrol edin arada sırada. Ayrıca arabayı geceden park ettiğinizde, sabah park yerinden ayrılınca arabanın altından bir yağ damlamış mı diye kontrol edin. Benim bildiğim bir çok araba da bu ses var. Ama sonuna kadar direksiyonu zorlayınca arıza yapıyor direksiyon pompası. Ama iki yılda, ama üç günde.

cevaplar icin tesekkürler arkadaslar, tamirciye götürdüm, direksiyon yagi cok azalmis dedi, koydu. baktik hala ses var, biraz daha koydu, ses baya azaldi, zamanla gecer dedi. gecmezse 2-3 güne tekrar getir dedi, ücret almadi.
umarim gecer, bir daha da asla birine vermem arabayi =) ders oldu bu bana.

Yerli yabancı jeologların ortak görüşü Marmara'nın kıyı şeridi harap olacak yönünde. İç kesimde oturmama rağmen tedirginim. İnsanlarda sıfır eylemsizliği anlamıyorum.

İlk düşündüğüm şey. 99 depremi öncesi yapılmış bir binada oturmam.

Büyük İstanbul depremi kesinlikle meydana gelecek er ya da geç, bu bir gerçek.

Suan almayacaksaniz ev bakmayin. Siz alana kadar deprem de olmus olabilir, emlak balonu da patlamis olabilir. Yapmayacaginiz sey icin neden tedirgin oluyorsunuz?

yeni yapılan evlerin de depreme dayanıklı olacağının garantisi yok. benim her zamanki kuşkuculuğum, ucuza kaçmak için o kadar pis işler dönüyor ki. inşaatçılar sağlam ev yapmak yerine en ucuza kapatıp en yüksek ücrete satma derdindeler.

ev almayacağım ki zaten, kiralık bakıyorum onlar da 1500-1600 bandında. pahalı değiller yani şu an satın almadığım için.

Mimarım, yeni yapılanlara da güvenmiyorum +1
45 yıllık, insani boyutlarda odaları olan bir evde, merkezi yerde yaşıyorum. yeni yapılan evlerin bir kısmı bizimkinden çok sorun çıkarıyor, insanlar ev alıyor ve uğraşmadıkları tesisat sorunu kalmıyor. mutfağa iki kişi sığmıyor, salona bir yemek masası bile koyamıyorsun.

bireysel olarak bu şekilde bir ev seçiminin beni depremden koruyacağını düşünmüyorum, büyük ölçekte önlemler alınması gerekiyor. sürekli deprem korkusu ile de yaşanmaz, düşünmemeye çalışıyorum.

Teorik olarak betonarme yapının maksimum mukavemeti 49 yılda oluşuyor. Tabii 15 yıl önce inşaat mühendisliğinde öğrenmiştim bunu.

Bu ne demek? Bir yapı eğer düzgün yapılmışsa 2007 yönetmeliğine ya da öncesine göre yapılmış olması farketmiyor demek.

Misal müthiş düzgün bir apartmana taşınıyorsunuz. Yanınızdaki bina depremde sizin binaya bir vuruyor hop depremden değil yandaki binadan dolayı enkaz altındasınız. İstanbulda tek tek yapılara bakarak depremden kaçmak -bana göre- mümkün değil.

www.nuveforum.net

İşin içinde olan bir müteahhit olarak bazı şüpheleri gidereyim.

"99 depreminden sonra yapılmış bina sağlamdır" mantığı şuradan geliyor; depremden sonra uzun bir süre inşaatlar durduruldu, yönetmelik değişene ve sistem oturana kadar aradan kaçanlar! olabilir ama genel olarak depremden sonra yapılan binalar sağlamdır diyebiliriz. Hatta deprem esnasında yarısına gelmiş ve daha çıkacak bir kaç katı olan inşaatlara bile (depremden önce aldığı imar durumu iptal edilerek) kat çıkması için müsade edilmedi. Hemen çatılarını kapattırdılar.

Ama en garanti yolu 2005-2006 yıllarından sonra yapılmış bir binada oturmaktır.

Peki bu yıllardan sonra yapılan bina sağlam mıdır? Ya müteahhit malzemeden çaldıysa?

Müteahhit hırsız ise ince kalemlerden çalar/kalitesiz yapar. Betonarme yapıyı oluşturacak hiç bir şeyden çalamaz.

Betonun sınıfı belli, sağlamlık sorumluluğu beton üreticisinde. Eğer bilmeden bile gönderdiği betonda problem olursa bütün masrafı betoncu yükleniyor. Müteahhitin elinde değil, beton numunesini de yapı denetime çalışan laboratuar alıp inceliyor.

Laboratuar ve yapı denetim asla betoncuyu kollamaz, aksine numunenin sınırın hemen altında çıkması halinde ipnelik yaparlar ki bir de karot numunesi alıp betoncudan para koparsınlar.

Aynı şeyler demir için de geçerli, demirin de numunelerini alınıyor ve çekme testleri yapılıyor.

Son olarak da önemli nokta demirin bağlanma anı, projede ne yazıyorsa birebir uygulanır. Belki proje ile uygulama arasında küçük bir fark olursa demiri belli ölçü aralığı ile bağlanırken bir sıra eksilebilir. Bir de eksilse iki de eksilse emin olun hiç önemi yok, o akdar sık demir bağlanıyor ki içine beton zor giriyor.

Bunun kontrolünü de yapı denetim mühendisleri yapıyor, fotoğraflayıp belgeliyor da bir çok firma. Çünkü sahada çalışan bir mühendisin ihmalkarlığı yüzünden ruhsatından olmak istemez yapı denetim.

Bakın duvarı dandik olabilir, götünüzle vursanız yıkılabilir belki. kapısı düşer, mutfak kapağı kapanmaz, alçıpanı yamuktur, parkesi dandiktir, pencereler su alıyordur. Bunların hepsi olabilir, çünkü kontrol ve kalite mekanizması yok. Bu saydıklarımın hepsi müteahhit ve üretici ustaların keyfiyet ve bütçesi ile ilgili.

Ama binanın ana iskeletinden korkmayın, saygılar.

2007den sonra yapılmış evleri tercih edin daha yakında yapılmış olanlar daha iyi tabi su elektrik tesisatları bakımından. Eşim inşaat mühendisi, bu konuda önerdiği tek şey 2007 sonrası yapılanlarda oturmak. Deprem olsa evden çıkmam diyor.

binalarda "cikma" oldugu surece sahil seridinin tumu riskli, ne zaman yapildiginin pek onemi yok. asmolen doseme falan tiriviri isler, hala nuhnebiden kalma sistemlerle insaat yapiliyor.

deprem yonetmeligi yetmez, komple bina yonetmeliginin degisip cikmalarin falan yasaklanmasi lazim.

Geri dönüşüm bir ihtiyacı karşıladığında anlamlı oluyor. Kendi ihtiyacınıza göre yaratıcılığınızı konuşturun. Pet şişeler bugüne kadar en fazla bağ bahçe işlerinde işime yaradı. Evde ihtiyacımı karşılamayacaksa farzı misal ip haline getirmek, dekoratif saksı yapmak kadar gereksiz. Şişe olarak duracağı yerde ip olarak duruyor. İhtiyacınızı karşılayacak bir çözüme hizmet etmiyorsa biriktirip büyük çaplı geri dönüşüm girişimlerine dahil edebilirsiniz.

Evde bir seyler yapmak icin fikir sormuyorum. Halihazirda dunyadaki geri donusum fikirlerini soruyorum. Yoksa bu aletten alip ip yapip saklayayim mi demedim. Yoksa benim en cok isime yarayacak sey filament. 3d printerdan cok baski aliyorum.

afrikada ipe dönüştürüp fırça yapılıyor.

3d filamenti olarak pek sağlıklı olmayabilir materyal pla ya da abs değil.

Anladım. O çapta geri dönüşüm çıktısı olarak tekstil elyafı, yalıtım malzemesi gibi ürünler elde edildiği söyleniyor.

www.pagev.org

Soylediklerinize gore visne votka karisimi yaparak(evde) baslayabilirsiniz.

Hangi marka? Bu da önemli.

Absolut olur istanblue olur smirnoff olur. Butcenize gore birini alin. Visne suyu seviyorsaniz begenirsiniz hem de ickiyi karisim yaparak daha uzun sure icebilirsiniz. Yoksa raki da cok guzeldir, digerlerinin kafasina benzemez.ya da viski bardagin dibine koydugunuz birkac cl lik miktari sizi butun aksam cakirkeyif yapar. Ama fiyatlar oyle ucuk ki, oneride bulunmasi da cok zor.

şu şartlarda hesaplayamayız, veriler eksik. şöyle hesaplanmalı:

1) depoyu doldurduğunda kilometre sayacını sıfırlayacaksın.
2) 2.kez yakıt aldığında sayaca bakacaksın. (X km gitmiş olduğunu düşünürsek)

50 TL / X = çıkan değer km başına kaç kuruş yaktığındır

Yedek depo: yakıt göstergesi depodaki benzini gösterir. bazı araçlarda yaklaşık 10-20 lt yedek depo olur. Gösterge depodaki yakıtı gösterir. Yakıt bitse bile ilk istasyona gidene kadar seni kurtarmak için yedek depodan yakıt harcar araç.

edit: soruyu yanlış okumuşum yav, gidilen km'yi yazmışsın.
cevap: klasik içler dışlar çarpımı; 170 km'de 50Tl ise, 1 km'de kaç TL?
50/170= 29 kuruş (1 km'de yakılan yakıt tutarı)

50 / 170 = 29 kuruş.

Yakıt LPG ise tek seferde net bulunmaz. LPG pompalarında bar göstergesi vardır, her zaman aynı basınça basmıyorlar, dolayısiyle her sefer aynı miktarda dolmuyor. Bazen az dolduruyor az ödüyorsun, bazen çok dolduruyor çok ödüyorsun. Bu yüzden LPG hesaplarında 4-5 fullemenin ortalamasını almalısın.

Yedek depo diye bir sey yok. Varsa aracin kitapcigina bak. Orada yaziyorsa vardir. Ama genel olarak yedek depo dedikleri sey depoda hava boslugu olarak birakilan seydir.

10 20 lt diye yedek depo tabiki yok ona inanma:) zaten deponun kendisi 40 50 tl alıyor, 10 20 yedek olmaz :) yedek depo denilen havasını alınca biraz daha yakıt koyuyor oda olsun olsun 2 3 lt olur

yedek depo vardır; adı da genleşme tankıdır!

normal şartlarda genleşme tankına yakıt girmez. ağızda swich vardır, pompanın ucuyla ona basıp deponun gırtlağındaki yakıtı genleşme kabına aktarıyor pompacı. ve araç fazla yakıt alır. her araçta yoktur, olan araçlarda depo kapağı açılıp dikkatli bakıldığında yan tarafta 2.bir delik görülecektir.

ek bilgi: genleşme tankı depo hacminin %15-20'sine tekabül eder. Yani 45 litrelik deposu olan bir araçta yaklaşık 7,5-8 lt ek alır.

yedek depo uydurma bir şey. aynen dedikleri gibi güvenlik önlemi olarak bırakılan hava boşluğu o. pompa attıktan sonra benzin koyudrma.

Maslaktan metrobuse atarsan kendini yakin ucu kadikoy uzak ucu avcilar iu kampusu. Bebek'i bilmiyorum. Kadikoy'de inince bir de kisa bi otobuse bincen. Ziverbeyden gecen.

en kolayı boğaziçi

maslak metro - levent
levent metro aktarma boğaziçi üniversitesi metro.

-----------------

sonra metro gayrettepe
gayrettepe metrobüs bz biniyoruz güzelce oturuyoruz.
avcılar üniversitede iniyoruz.

------------

metro gayrettepe
gayrettepe'de metrobüs'e biniyoruz
söğütlüçeşme'de iniyoruz.

ordan otobüse biniyoruz. çıktığımız yerden minibüs caddesinden giden tüm otobüsler marmara üniversitesine gider. 3 durak gidilecek yaklaşık yürüyerek 20 dakika otobüsle 5 dakika sürüyor.

Trafik
Yoğunluğuna bağlı araba veya metroyla bebeke gidersin. Sonra yine trafiğe bağlı metrobüse veya beşiktaş iskeleye geçip bapurla marmara üniye gidersin. Ordan kadıköye geçip, bakırköy vapuruna binip metrobüsle avcılara doğru yollanırsın.

almanıza gerek yok aslında. nerede yapacağınıza da bağlı biraz ama genelde kamp yapacağınız yerde bir sürü odun bulabilirsiniz. ağaçtan kesin demiyorum ama yerlere düşmüş veya daha önce başkalarının kestiği odunlar olabiliyor.

edit: jimicik +1

yani evet. internetten almak yerine kamp yerine giderken milyon tane odun alabileceğiniz yer görürsünüz bence.

kamp icin odunu internetten almayin ya hu! yolda en yakin koyde durur odun sorarsiniz. cogu zaman para bile istemezler. siz uygun bir sey verirsiniz, koyluye de kazanc olur.

küçük ilçelerde genelde kömür satan depolar olur. ben genelde bu depolardan çuvalla meşe odunu alıyorum, çuvalı 15-20 lira oluyor. kalın seçersen uzun süre yanar. genelde haftada bir çuval ancak bitiyor, mangal ve semaver sürekli yanıyor.

Abi internettem alinca kargoyla gelecegini mi dusundunuz:)

Gittiginiz yerin ilcesinde kesin oduncu vardir.

Normal. Kosmaya henuz hazir degsiniz ve hizli kosmaya calistiniz. 6 km/sa hizla yuruyorsaniz isindiktan sonra 5km/sa hiz ile kosun bir de. Yavas yavas alisirsiniz.

Tempolu yürüyüş hiçbir halta yaramayan normal hir aktivitedir. Doğru anladıysam sporunuzun amacı ciğerleri açmak, sağlıklı ve dinç olmak. 1 saat koşacağına 30 dakika hiit antrenman yap daha faydalı.

@ykyt ,

Yürüyüş hızımdan daha yavaş yani? Nasıl olur bilemedim yerinde sayar gibi mi olur acaba :) Dur deneyim bi yarın..

normal +1,

koşu ile yürüyüş sanki aralarında biraz level farkı olan iki yakın şeymiş gibi görünse de öyle değil.

temponuz koşu sırasında nasıldı bilmiyorum fakat eğer amacınız koşmaksa düşük hızlarda (jog) başlayın. ama hakkaten düşük hızlarda. yani yürüyüşün bir tık üstü. tempolu yürürken fıtı fıtı bacaklar hareket ediyor ya hani, bir noktaya geliyorsunuz tam o noktadan bir fırt daha hızlanmak için bacakları daha hızlı hareket ettirmek artık komik oluyor da hafif koşuya geçiyorsunuz, heh işte tam o nokta sweet spot. orası ile başlayın.

5-10 dk civarı koşun, sonra durmayın, tempoyu düşürüp yürüyün, 15dk yürüyün misal. sonra tekrar hızlanıp o sweet spot'ta koşun. 5-10 dk koşun ve tekrar yürüyün.

bunu zaten bir kaç gün yapınca sonra aradaki yürüyüşlere ihtiyacınız kalmayacak. 30-40 dk derken 1 saatin üstünde koşu sıradanlaşacak.

"Doğru anladıysam sporunuzun amacı ciğerleri açmak, sağlıklı ve dinç olmak" aynen doğrudur.

"hiit" antrenman nedir bilemedim ama araştırıcam.

@levpontryagin,

Aydınlatıcı bir yanıt oldu benim için çok teşekkürler.

Evet yerinde sayar gibi. 0.1lik hizlarla arttirin ama bu hiz bile yavas bana dediginiz noktada devam edin. amac devamlilik, uzun sure o tempoyu koruyabilmek. Yoksa 12 km/sa hizla 2 dk kosmak degil. O da olacak(hiit) ama daha sonra. Şinav gibi dusunun ilk cektiginizde 2 tane cekip nefes nefese kaliyorsunuz gunler gectikce artiyor. Kosu da oyle. Yavas yavas.

Ben koşarken bir durum var, bazen başlarda çok tıkanıyorum, zorluyorum kendimi, en sonunda nefesim açılıyor mu diyim ne oluyorsa o ilk bitkinliği üstümden atıyorum koşarken ve devam edebiliyorum uzunca süre. Yani kesilince hemen bırakmak yerine biraz daha deneyin yavaş da olsa.

Bir de yürümek gereksiz bir aktivite yazan olmuş da, orta yaş veya obez veya overweight kişiler için yürümekten daha iyi bir kalori yakma aktivitesi ben bilmiyorum. Çünkü koşacak kondisyon veya bacak sağlığı herkeste yok ama hemen hemen herkesi yürütebilirsiniz kilometrelerce durmaksızın. Bu da kalori harcamak demek.

normaldir, sizin gerçek bir antrenmana ihtiyacınız var. yürüyüş bu noktada çok yardımcı olmayacaktır.

normal. düzenli koşarsan temponu bulman 6-7 ayı bulur. koşmak keyif veriyor ve koşma hevesi aynen seninki gibi yürüme kesmeyince böyle böyle başlıyor. aramıza hoşgeldin. :)

Normal. Koşuya başlanıçta koş+yürü şeklinde antrenmanlar yapmak gerekiyor.

Koşunuzu geliştirmek istiyorsanız tavsiyem nike run club uygulamasını telefonunuza indirip oradan "antrenörüm" seçeneği ile kendinize bir koşu programı belirlemeniz. Sizin verdiğiniz yanıtlara göre bir program belirlenecek ve sizi yönlendirecek. Kafanıza göre ilerlemekten çok daha iyidir, mutlaka tavsiye ederim.

Soruya tam cevap olmayacak ama liseliler zaten telefona bağımlı yaşıyorlar. Powerbank alırsanız onu teknolojiye daha çok bağlarsınız. Bu yaşlarda gençlerin kafasını bilgisayardan, telefondan kaldırması gerekiyor. Ben olsam en yakın arkadaşıyla birlikte gidebileceği bir tiyatro oyununa ya da sinema filmine iki bilet alırdım. Birkaç klasik eser de alınabilir. Özellikle Rus edebiyatını tavsiye ederim. Duyar kasmış gibi oldum ama direkt başlığa yanıt vermek gerekirse böyle düşünüyorum. Bunlardan biri olmalı diyorsanız akıllı bileklik daha iyi.

Abi ben gecen ukulele aldim kiz arkadasima. 250 liralik bir ukulele alin.

E-book

kindle olabilir belki

İnstagramda seramik yapanları bulun onlara gösterin. Yardımcı olabilirler.

İkeada vardi bu tarz caydanlik. Seramik ureticileri tekli urun yapmaz. Porselen caydanlik calismis birisi tornadan ceker. Kalipli uretime benziyor gorseldekiler. Kaliplida da tek bir urun icin kalip yapilmaz.

Lavaş fena olmuyor. Evet tost olmuyor ama sadece ekmek yemis olmuyorsunuz.

Gobit olabilir, içini kesebilirsin de inceltmek için.

Gobit değil aslında o ekmek galiba ama adını unuttum.

ben de aynı sorundan muzdaribim. bu tostçuların kullandığı ekmeklerden bulmak lazım.

ihe ayvalık tost ekmeği süper. yarım yarım kullanılabilir.

Karabaş otu. Bir kitapta çok bahsediliyordu bundan

Ben de bir dönem sarıkantaron otu hapı kullanmıştım.

Bu otlari bilmeden kullanmayin. Yararini birakin zarari olur. Antidepresan etkisi spor ile elde edilir. İlaca alisma donemi gibi spora da alisma donemi vardir o da 2-2,5 aydir. Duzenli 100 gun spor yapin. ( doktor tavsiyesi ile verilmis ilaclarinizi da birakmayin.)

Anlattigin sey sele ayari gibi gozukuyor. Asagidaki videoyu izleyerek gorunur yanlisin varsa duzeltebilirsin. Onun disinda sorumluluk almamak adina bir uzmana gozukmen gerekebilir diye ekleyeyim.

m.youtube.com

Başlamadan germe açma yapın muhakkak. Sele boyu konusu çok önemli. Uzun yol yapıyorsunuz ara verin muhakkak yolda. Bir de beslenmenize dikkat edin, kemiktir, ilik suyudur vs. He bi de akşamları dize soğuk kompres

Fizyoterapiden once bi ortopediste gorunebilirsiniz. Akut durumlarda randevusuz gidilecek ortopedist mutlaka vardir.

Sele ayari onemli bir de bhrada biri bana "dusuk vites, yuksek kadans" demisti, 4.vitesin ustune artik pek cikmiyorum artik

sele ayarıyla baya uğraştım, şu an doğru olması lazım ama bir yanlış var mı emin olamıyorum. Belki de aldıktan sonraki birkaç gün pek iyi değildi ağrı girince ve ben yeterince dinlenmeyince iyileşemedi daha :/

Merhaba.
Öncelikle geçmiş olsun.

10 yıllık bisiklet sürücüsü ve bir pratisyen hekim olarak cevaplıyorum.

Sorunun kaynağını bilmeden tedavi etmeye çalışmak ya da bisiklet sürmeye devam etmek yanlış olur. Bisiklete binmeye ara verip bir ortopedi uzmanına gözükmelisin. Muayene ardından muhtemelen MR isteyecektir. Onun sonucuna göre seni yönlendirecektir (sonucu paylaşırsan ben de yardım ederim.)

Bir de yaşın, kilon ve varsa ek hastalıkların nelerdir?

Menüsküstür.

@the kene, teşekkür ederim.
Bir uzmana görünmek için randevu bakıcam tekrar. Yaş 26, kilo 85 bildiğim kadarıyla ek bir hastalığım yok.

hayatimi muhtemelen oyle geciremem ama bir suresini oyle gecirebilirim. bir de isin ne olduguna bagli, tanidikca seversin durumu da olabilir.

Sevebilirsin ama soyle bir durum var. Ofis ici is yapiyorsan ve istemedigin bir is takibiyse sevebilirsin ama ofis ici is yaparken hadi cik pazarlama yap kapi kapi dolas, abi cek, yaltaklan, yuzlerine gul gibi bir durum olursa ve karakterine aykiri ise yapamazsin. Ne kadar sevmedigin bir is senin bahsettigin?

hayatin boyunca istemedigin seyleri yapmak zorunda kalacaksin. o acidan olaya profesyonel bakip + - olayi yap. ve de kendini motive edecek bir seyler bul.

1 senedir sevmediğim bir işi yapıyorum. Daha doğrusu sevmediğim bir mesleğim var, hangi alanında olursam olayım mutlu olmayacağımı biliyorum.

Hayatımı bu işi yaparak geçirmeyeceğimi biliyorum ama çok net planlarım yok şu an. Bir süre daha bu mesleği yapıp doğru zaman gelince tamamen bırakabilirim diye umuyorum.

Geçici bir süre dişimi sıkabilirim de, bu süre boyunca neyi sevdiğimi, nerede yetenekli olduğumu keşfetmeye çalışır; o alana nasıl yöneleceğimi planlarım. Sonunda sevdiğim işe döneceksem, bu uğurda bazı yılların çöpe gitmesine razı olurum.

Şu anda anam ağlasa da sevdiğim bir işi yapıyorum, parmağımın ucuyla yapabileceğim kadar rahat ama sevmediğim işe tercih ederim.

2 senedir benzer durumun içindeyim.

Y.dışı ve belki de bir daha hiçbir yerde kazanamayacağım bir para aldığımı düşünsem bile, yok yani bu şekilde hayat geçmez kafasındayım.

Bazen her şey gerçekten para değil. Her sabah, bir an önce akşam olsalar ile geçmiyor, geçmez.

Hakkımızda hayırlısı.

hayır. hemen iş değiştirmek için girişimlere başla.

mesleğini kullanarak girebileceğin yeni mecralar var mı? şu anki işin bu konuda yardımcı olabilir mi? avantaja çevirebilir misin?

en önemlisi de, hangi işi yapmak istiyorsun? heyecan yapıp anında bırakma, ama fırsat kolla. uygun zamanı bulunca da geçiş yap.

bu geçişi sert bir şekilde yapmak zournda değilsin, yumuşak geçiş de olabilir...

Hayatımı sevmediğim bir iş ile geçiremedim. Ve tüm şartları zorladım. En son istifa ettim.

şartlar beni o işte çalışmaya zorluyorsa çalışırım. ancak karşılığını mutluluk olarak alamıyorsam, daha fazla para olarak almayı beklerim. iyi bir para karşılığında sevmediğim bir işte çalışırım. kazanacağım parayı, daha iyi bir hayat/iş için kullanma imkanım yoksa, kendimi mutlu edebilecek şeyler için harcamaktan çekinmem. ancak para her şey de değildir.

insanların yüzde doksanı, belki daha fazlası yaptığı işe bayılmıyor. mecburiyet. sevmek zorunda değiliz.

Sevilen iş diye bir şeye inanmıyorum sevilecek bir şey olsa karşılığında para almazdık.

İş sevilmeyen bir şeydir

Karaköy civarı (olta ve misina için)

kadıköy barış manço kültür merkezinin tam karşısında bu tarz bir yer vardı. hala orada mı bilemiyorum ama

Karakoy +1

decathlon - web siteleri mevcut mağaza listesi orada var.

Karaköy iskelenin olduğu meydanın bir arka sokağında var. Yeraltı camii nin olduğu sokak.

üsküdar'da da hayli var, uncular cad. ve doğancılar cad. civarında

Hayır tek kartla iki kişi binemezsiniz. İkinciye kart basmıyor.
Ve sistem o kadar kötü olmuş ki turnikeden geçebilmek için kartınızda en az 10 tl olması gerekiyor. gişeler genelde kapalı oluyor o yüzden bozuk paranız yoksa makinadan yatıramıyorsunuz.
ikinci kişinin kartı yoksa tek basımlık kart almanız gerekiyor o da 10 tl.
indiğiniz durakta geri iade alıyorsunuz ama binene kadar sinir krizi geçiriyorsunuz.

Bir kart daha alin. İclerine 10 ar tl atin. İndiginiz yerde iade makinesine kartinizi okutun.

Bir kere bastığınızda 30 dakika beklemeniz gerekiyormuş geçen hafta güvenlik görevlisi söyledi.

Yeni kart alıp yüklemek hem daha az maliyetli hem de daha az uğraştırıcı. İnternetten de yükleme yapılabiliyor.

Hepi topu 2 günlüğüne gidiyoruz. Araba kiralatacaklar bana zorla. Bu ne zorluk böyle.

200 nolu havaalanı otobüsünü de düşünebilirsiniz, 20 geçelerde kalkar, ücreti biraz daha yüksek yalnız.

İzban'da kartı ikinci kerz okutmat için 5 dakika beklemek gerekiyor sonra ikinciyi okutabiliyorsunuz yok 5 dakika bekleyemem derseniz gişelerden veya kartmatiklerden 3 bnimlik kart alıyorsunuz ama iade yok ve kartı tek binimlik olarak kullanabiliyorsunuz, kent kart alın iine para yükleyin.

Son olarak Havaş veya 200 ile gidebilirsiniz.Havaş 13 tl olması lazım 200 numara ise 2 binim ücreti alıyordu.

bence ilk önce bir kuruş km rakamı yakala ortalama kullanımın ile misal 1 haftalık falan.

misal 100 lira gaz aldın, 50 lira da benzin. sonuçu not et.

sonra işe gidiş geliş kmden fiyatlandır.

Bence o yolun masrafını üçe hadi olmadı ikiye bölerek alman lazım madem böyle küçük hesaplar yapıyoruz.

Para verceklerini sanmiyorum sahsen.

Minibus parasi gibi kulluge 3/5 atin diyin. Gunluk 5 tl falan ayip.

kiloya göre hesap yap. ağır olan daha fazla yaktıracak arabayı zorlayacağından dolayı. şaka bir yana arkadaşların arada 50-100 atsınlar yakıt için. günü gününe olmaz minibüs için.

Günde ortalama 5 TL masrafı var, ayda kaç gün gitiğinizi hesap edip üçe bölün. Kişi başı ortalama 35 TL yapar aylık, siz dahil.

ilk lpg alımında, depoya bi 50-100 arası bişi atsınlar. sen de önümüzdeki senelik abonmandan say bunu, bi sene getir götür.

mesela bir ay biri 50 liralik lpg atsib, diger ay biri atsin, öbur ay onlar bisi atmasin. böyle döndurun iste kucuk hesaplara gerek yok.

Bence ilki.

İstanbul sinirlari dediginizden diger degisken peki baska nerelerin sinirlari olmali. Sinir kavrami il siniri oldugundan 81/1 diyorum.

Ilki.

Bir torba market torbasi buyuklugunde ve icinde bes top olsun. Digeri endustriyel boy cop torbasi buyuklugunde ama icinde uc top olsun, Rasgele cekilen bir topun ilk torbadan gelme olasiligi 5/8. Elimizde sayi bilgisi varsa, torbalarin boylari anlamli bilgi vermiyor. Rasgele bir insanin da Istanbul'da yasama olasiligi nufusa bagli. Ikinciyi kullanabilmemiz icin Turkiye'nin her yerinde nufus yogunlugunun ayni olmasi gerek.

elbette ilki. haha.

(bkz: arz)
(bkz: talep)

Sektor nedir?

piyasa kötü azizim,hükümet politikaları,gelişmişlik,disiplin,düzenleme denetleme hiç biri tam değil.Tüm etkenlere karşın en rahat ülkeyiz.

bunun sebebi tez konusu olur. işe alım sürecinde herkes binbir türlü yalanla kendinde olmayan nitelikleri sayıyor, ingilizcesi ingiliççe seviyesinde olan insanlar genelde "orta" diye yazıp geçiyor. veya xxx bir konuda niteliksiz ama fikri olan insanlar "işe bi gireyim de pratik yapa yapa öğrenirim" mantığıyla o konuda cidden bilgi sahibiymiş gibi cv dolduruyor ve/veya işverenle konuşuyor.

işveren tarafından baktığımızda ise "hiç" tanımadığı bir adama 3 4 k maaş vermek çok mantıksız. işe bir girsin "çalışan at yemini arttırır" kafası hakim. asgari ücret kötü bir para değil. çalıştığım şirkette yazılımcıları 2 bin maaşla işe alıp ilk 6 ay içinde maaşlarını 2 katına çıkarıyoruz. çünkü ilk 6 ayda belli oluyor ak göt kara göt. yoksa her gelene 4 5 k verseler adamın nitelikli olup olmadığını anlayana kadar 30k para gitmiş oluyor. ben şirket sahibi olsam ben de asgari ücretle işe alım yapardım, veya şu anki durum göz önüne alınırsa 2k ile. ilk 6 ayda maaş zaten olması gereken seviyeye gelir, gelmiyorsa sıkıntı büyük oranda çalışandadır. eğer hala o maaşa orada duruyorsa çalışan da aslında çalışmadığını ve niteliksiz olduğunu biliyordur :)

Tears'ın dediği doğru
sadece beyaz yaka da değil mavi yaka da öyle
elektrik ustası alıyorsun, bak usta bu güya, onu biliyor musun "biliyorum", bunu yapabilir misin, "yaparım".
Adamı 1 işe gönderecek oluyorsun "abi yapamam" neden koçum? "abi ben o işten anlamam".
işe girene kadar herkes her şeyi bildiğini iddia ediyor.
ben freelance çalışıyorum o yüzden sürekli bir iş alma/yapma yaptırma durumu var
öyle şeyler görüyorum ki
adam iş istiyor CV'si yok, CV'ye baksan kraliçe Elisabeth halt etmiş öyle İnglizce biliyor, 2 satır yazısını okuyunca görüyorsun ki anadolu lisesi terk.
Tabi ücretler düşük, üniversite mezunu insanların asgari ücrete çalışması acı ama insan kalitesi de düşük, çok kalifiye insan çalıştıracak yaratıcı/üretici bir iş piyasası da yok.

istanbulun avrupa yakası bak anadolu bile değil avrupa yakası. 5 yıllık deneyim sahibi mühendise 2000-3000 lira arası teklif ediyorlar.. ailenle yaşamıyorsan, kira falan vermeye kalkarsan yaşayamazsın ölürsün.

bak mühendislik bitirmiş adam öküz olsa 5 yıllık bir deneyimi varsa işi öğrenir ama aç gözlü patron ya da ik her kimse 2000 lirayı teklif ediyor utanmadan sonra iş arayanlar çok rörörö.

@rentts İktisattan hiç bu kadar nefret etmemiştim.

@j rr tolkien hayranı Amaçları oysa bile biraz göstermeden sömürmeliler. Bunlar resmen göstere göstere sömürüyolar.

@ykyt Genel olarak sordum, sektör fark etmiyor. Çünkü her sektörde var.

@kayranca-konarga Şirketlerle devlet arasındaki bu boş beleş ilişkiye "Tam dayanışma" deniyor sanırım.

@tears of devil Görüşünüzde yer yer haklı olduğunuz noktalar olmasına rağmen tam bir "şirket yetkilisi" görüşünü aktarmışsınız. Adayların olmadıkları halde kendilerini daha üstün göstermeleri, "hele bi kapağı atayım da sonra bakarız" kafaları falan bilinen bir gerçek ama burada biraz ciddi oranda genelleme mevcut bana göre. Mesela "İlk 6 ayda ücret artışı olmadıysa sıkıntı büyük oranda çalışandadır." demişsiniz ama ülkemizde esnaf kafasındaki işverenlerin çoğunlukta olduğunu da unutmayalım.Çoğu "Bu eleman üzerinden nasıl daha çok kazanç elde ederim?" kafasında oluyor.Diğer görüşünüze gelirsek "Bir süre geçtikten sonra hala düşük ücretle çalışmaya devam eden eleman niteliksiz olduğunu kabul ediyordur." demişsiniz ama ya iş bulamamaktan korkup kalıyorsa? Asgari ücret konusuna gelirsek 1600 TL nedir ki? Temel şeyleri hesapladıktan sonra geriye kalan para kalıyor mu? Kalsa da ne kalıyor?

Tecrübeli aday kısmına gelirsek de bence bazı uygulamalı test geçirilmeli adaylar.

@niye ama Bence Tears of Devil' a dediğim gibi bol keseden atan adaylar çok ama bence bunun önüne uygulamalı testlerden geçirilmeli adaylar.

@blue eyes white dragon Adamların tek amacı karın doyasıya adam çalıştırmak. İş etiği denen bir şey yok. O kadar sene okuyorsun, o kadar yıl çalışıyorsun, adamın teklif ettiği ücret küfür gibi. Bunu yapmaktaki motivasyonları ne çok merak ediyorum.

tahminimce:
-akıllı bir patron iyi elemanını kaybetmek istemez, şartlarını piyasa üstünde tutar.
-asgari ücret ve bi tık üzeri çalışan adam zaten belli bir know how gerektiren kritik bir iş yapmıyordur, yani o gitse bi başkası aynı fiyata çalışacaktır ( ofis işleri, hizmet sektörü , veri girişi vs.)

eğer düşük ücretle girdiğinizde piyasa ortalamasının altındaysanız konuşun artış isteyin verilmiyorsa siz artık tecrübe kazandınız, daha iyi bir yere geçebilirsiniz demektir.

unutmayın 2 bin net alıyorsanız, patrona maliyeti ( yol ve yemeği de ayrıca veriyorsa) aylık kabaca 3500 civarıdır.

www.istanbulunmetrosu.com

Kartal- ataturk 81dk diyor 95 e kadar cikar bence cunku bekleme ve gecis surecleriniz var. Bir de is saati. Olabildigince rayli sistemden cikmayin o saatte. Cunku metrobus kopru trafigine girecek. Sonra sirinevler'de metrolar dolu gelio binememe sansiniz olabilir.

saatler denk geliyorsa e-9 ile bostancı'ya oradan da ido ile bakırköy'e geçilebilir. sonrasında taksi. süreyi kestiremedim ama alternatif olsun.

İnanma kargo paketini açacak.

belki işinizle ilgili birşey danışacaktır. bilemedim bende...

Ya iş ariyor, ya da iş atiyor.

Bunu yapan kadın olsaydı da şikayet etmeyi düşünür müydün?

En kötü ihtimalle adam şansını denemiştir. Bunda ne var ki? Reddersin, olur biter. Hatta "Ulan hemcinsimi bile cazibemle etkilemişim." diye sevinilecek bir durum bence :D

Adam 1-2 selam verdi veya fazla samimi oldu diye işten mi attırmaya çalışacaksınız? Bu fazla kötü niyetli bir tepki değil mi? Konuşmak istemiyorsanız soğuk davranın, yanıt vermeyin, bloklayın ya da "müsait değilim, meşgulum" vs deyin, o gider zaten.

Sadece kaydetmek istedim diyerek tam sinirda birakmis. Olur da devam ederse duruma gore tavir takinin. Simdilik bisey yok gibi, abartmayin. Ha normal mi? Degil :)

niye karar veremediğini anlayamıyorum. o kadar türk milyoner aptal mı da yatırımları yurtdışına kaydırıyor? mesele gayet açık, yurtdışına yatırım yapıp geçeceksiniz, kafanız rahat olacak...

Milyoner degilim sorun orada. Turkiye'de bir isin ucundan tutuyoruz ancak ileriyi kestiremedigimizden isimizle ilgili de yatirim yapamiyoruz. Esas kaygimiz multeci mi olacagiz? Savasacak miyiz? Kime karsi?

@ykyt: yurtdışına yatırım yapmak için milyoner olman gerekmiyor. olanakları iyi araştır derim.

diğer kısmını bilemiyorum, kimse bilemiyor. sadece bir plan doğrultusunda bir hazırlık yaptıklarını sanıyorum. gerisine dair bir fikrim yok.

depresyona giriş.

İgrenc

1 hafta yaşayacağım dersen tamam ama sonrası işkence.

İcinde yasamak guzel fakat araba nerede duracak. Turkiye'de bu is zor. Merakli insanlar, kizli erkekli kaliyor diyenler, sikayet sonrasi gecede 10 kere gelen polis, hirsizlik denemeleri sizi bezdirir. Esas dusunmeniz gereken bunun icinde yasayabilir miyim, degil. Bunu nereye koyacagim? Olmali.

Sürekli yaşamak zor, yazın 2-3 ay gezicem çok param var dersen olabilir.

@ykyt çok haklı, ona ilave olarak..

karavan ile karavan parkları dışında uzun süre kalmak problem. karavan parkları dışındaysanız eğer,

karavanın hijyeni için 4 günü aşmayacak şekilde atık suyunu boşaltmanız gerekir. bu öyle her yere bırakabileceğiniz bir pislik değil (sadece musluk suyu değil tuvalet atıkları da var)

3-4 günde bir temiz su deposunu doldurmanız gerekebiliyor bazen.

ben çıkarım ormanın içinde kalırım 3-4 gün bağımsız derseniz, düz bir zemine park etmeniz şart. engebeli zemine park ettiğinizde yamuk bir yatakta uyuyorsunuz ve bu size bel ağrısı olarak geri dönüyor.

muhtemelen çamaşır makinesi çalıştıracak kadar elektrik üreteyemeceksiniz (üreten dev otobüs kamyon karavanlar var) çamaşır dert. (karavan kampında kalırsanız elektriği dışardan alabiliyorsunuz gerçi)

ha bir de unutmadan. ülkemizde kaç tane karavan kampı varmış bir araştırın:)) fiyatlarına değinmedim bile.

Yani araciniz yari elektronik 2000 sonrasi daha elektroniklesto golf 4 ler.
Bence tek sikintisi yere fazlasiyla yakin olmasi. Turkiye icin biraz sikinti yaratiyor ama sizin nerede yasadiginiza bagli. Bende 1995 golf 3 var. Ondan 2 gomlek daha ust bir araba. O fiyatlara burada olsa gozum kapali alirim. Eger aracta bir problem yoksa, alinir. Hem cok yakmayan bir arac hem de konforu iyidir. Gule gule kullanin.

yari elektronikten kasit ne bilmiyorum, ama 99-2000-2001 modellerinin de ici ayni gibiydi.dizel motorlarin ömrünün daha uzun oldugunu duydum, o sebeple aliyorum, dizel motor olunca fiyat 1,5 katina falan cikiyor. golf 4 motorlari cok iyi diyorlar zaten, beni 1 sene götürse yeter, cevabiniz icin tesekkür ederim.

Almanya falansa araç dizel ve eski, eski tip dizel üstelik, senelik vergisi çok yüksek çıkar. İsveç'te mesela senelik 500+ euro çıkar almanya için de çok farklı olmaz.

Aynı araçtan kullandım, yolda kaldığım da oldu ama genel olarak çok severek kullandım geçmişte. Kaza yapıp takla attıktan sonra çalışır halde iken sattım.

Motor bloğu çok arıza çıkartmaz belki fakat turbo ne durumda bilmek gerek, değişim avrupa'da mümkün olmaz servis maliyeti nedeniyle çöpe gider araç direkt.

Eğer adam Türk değilse al derim.

Bir de muayene kağıdına bak bakalım hafif kusur olarak ne yazmışlar öğren

ülke Avusturya, aynen sigortasi senelik 600 civari falan olacak, satan adam TÜRK, icime kurt düsürdün simdi. kontrol eden arkadas hic bir motor sorunu falan yok demisti halbuki, simdi gel de cik isin icinden :)

muayene kasim‘da yapilmis, 2018 kasima kadar da gecerli.

2000 le beraber yol bilgisayari elektronik fren basinc dagitim vs gibi seyler eklendi comfortline a. Sizinki comfortline mi? Aracta ufleme var mi? Yag kapagini acip baktilar mi? Bir de arkadan siyah duman atiyor mu dururken veya giderken?

Ayni zamanda araci bilgisayara baglayip hata kayitlarina bakildi mi? Orada km dusurmek gibi seyler yapmazlar ama bilgisayar ile de km sine bakabilirler beyinde yazana.

bildigim kadariyla motorlari uzun omurlu, manuel olsaydi pek sikinti cikartmaz derdim ama mk4 otomatiklerin problem cikardigini duymustum.

20 yasinda 260bindeki bir arac icin kimsenin soyle disardan bakip cok rahat 70bin daha gider diyebilecegini dusunmuyorum. 70 degil 100 de gidebilir, 2-3bin km sonra motoru/sanzimani eline de alabilirsin.

20 senelik arac alacaksam ben olsam japon alirdim, Honda/Toyota. Bunlari oldurmesi cok zor.

tamamdir arkadaslar, cok saolun, yarin hepsini titizlikle inceleyip, adamdan garanti isteyecegim, yok ben sorumluluk almiyorum derse almam o zaman zaten. siyah duman falan yoktu gördügüm,yag kapagini falan acsam ben anlamam zaten, arkadas hepsine baktim dedi. cok tesekkür ederim hepinize. bakalim ne olacak yarin :)

arabanin 2016 muayenesinde turbonun düsük seviyede yag kacirdigi yaziyordu, ancak bu problem 2017 muayenesinde cözülmüs. araba dediginiz gibi yari elektronikmis, kac kilometre falan daha gider, benzin ne kadar kaldi bunlar yazmiyor. aracta 3 bölgede cok hafif pas var, bunu muayenede de yazmislar, altinda da birazcik pas varmis, ama muayenesi 2019 mart ayina kadar gecerli, zaten 1 seneden fazla kullanmayi düsünmüyorum simdilik. arabayi 20 dakika sürmeme ragmen hararet göstergesi yerinden oynamadi, adam dedi motor daha isinmamistir, ben de tamam dedim, ise gelmek zorundaydim ve arabayi evde biraktim, aksam tekrar bakacagim. frenler gayet iyi, ara sira debriyaja tam basmadigimdan olsa gerek, 1. vitese gecerken zorlandim 2-3 kere. satar miyim 1 sene sonra bilmiyorum, ancak büyük ihtimalle 1 sene sonra cöp olur bu araba, zaten istedigim de beni 1 sene götürmesi, bir dahaki muayeneye sokar miyim, bilmiyorum. beni 1 sene tasisin, seneye 1-2 yasinda, ya da 0 bir araba alirim leasing ile. araba devirlerini 2000-3000 arasinda degistiriyorum, ancak bir arkadasim 3000-4000 arasinda degistir en az demisti, turbo motor oldugu icin. motoru gayet iyi, sadece hafif pas lekeleri canimi sikti, ancak 20 yasinda ve 1600 euroluk arabadan da cok sey beklememek gerekli diye düsünüyorum. umarim tamirciye hic yolum düsmez. araba ile ilgili önerileriniz varsa ya da nelere dikkat etmem konusunda bilgili iseniz(motor yagi falan filan) ve bunu benimle paylasirsaniz cok sevinirim. simdiden tesekkürler.

1600 avroluk araba icin fazla detayli dusunuyorsun. patladigi yere kadar bineceksin, patladigi yerde cekiciyi cagirip cope atacaksin. zamanin bu sekilde 3-4 araba cope atmisligim var, 500-600 dolara alip 1-2 sene binip atiyorduk. yagi azaldikca ekle iste, devirini turbosunu falan da fazla dert etme :)

aynen öyle, eyvallah sagolasin :)

başımıza gelen benzeri durumlarda yakında bir hastaneyi arayıp acil doktoruna
danışıyorduk. aklınızda olsun.

ALO 114 ULUSAL ZEHİRLENME MERKEZİ de yardımcı oluyormuş. İhtiyacı olanlar için kalsın burada.

Sorun muymus peki? Onu da yazsaydiniz keske.

@ykyt, ilacına göre değişebiliyor.
Konu tıbbi olduğu için net cevabı buraya yazmamam daha doğru, birileri benzer durumda yanlış yorumlayıp yanlış karar verebilir.

Her durumda doğrudan uzmana danışmak gerekli.
Zaten max 5 dk içinde yanıtladı UZEM doktorları.