nane limon içme,daha kötü yapar.1 su bardağı suya çay kaşığının yarısından daha az karbonat ekle,karıştır ve yavaş yavaş iç.benim gastritim var.midem yandığında bu iyi geliyor.bir de mide koruyucun varsa sadece onu içsen de olur.ben lansor içiyorum.o da iyi geliyor

eczaneden rennie satın al, çiğne.

soda içmeyi deneyebilirsin, ben öyle yapıyorum. ama daha kötü de yapabilir, uyarmadı deme. rennie daha garanti.

@starborn talcid içtim etki etmedi.

geçici çözüm:
1) kekik suyu
2) peynir-ekmek (az miktar)
3) yoğurt-haşlanmış patates
hepsi birden değil yani, birinden biri yeterli olur.

kalıcı çözüm:
hassas bir mideniz varsa böyle cipsdir, krakerdir, muzlu süttür bunlarla vedalaşmanız gerekli. işlenmiş gıda bunlar hep. yanan mideye muzlu süt mü içilir :( ancak belki kendiniz hazırlarsanız içilir.

geçmiş olsun.

asidik ya da tam tersi şeyler yemeyin..

limon ya da soda gibi şeyler tüketmeyin..

yoğurt mideye iyi gelen bir şey bir kase kaymaksız yoğurt yiyin bence..

yeni yapılan kanunlar teknik terimler dışında sadeleştiriliyor zaten. sadeleştirilemeyenler de kalıp olarak o halde kullanılageldiğinden kalıyor. yani doktrinde kendisine o isimle yer bulan kavramlar o halde kalabiliyor.

ama temelinde eskiden yapılmış olmaları var tabii. 1930lardan kalma kanunlar var hala yürürlüke günümüz türkçesiyle yazılmasını bekleyemezdik elbette.

fikir yürütüyorum sadece.
bizler günlük dilde kelimeleri kullanıyoruz ama çoğunun içi boş olduğunu fark etmiyoruz.yani yaşam diyoruz ama hayat kelimesini kast ediyoruz halbuki.tam karşıladığını düşünsek de kavramları tam bilmiyoruz çoğumuz.

hukukta da adaletin tam sağlanması adına yanlış anlaşılmayı engellemek için doğru kavramlar kullanılmak istenmiştir belki.vazgeçmeyi sen farklı ben farklı nitelendirebilirken cayma kelimesini herkes tek bir anlamda kullanıyor da onun içindir.
bir de yasalarımızın en temelden farklı ülkelerden alıntılar,uyarlamalar olması da etkilidir bu terimlerin oluşumu ve kullanımında.

Türkçe bilmedikleri için. Ciddiyim. Açın bakın herhangi bir yasa maddesine, Osmanlı'dan kalma Arapça-Farsça bir sürü sözcük bulursunuz. Türkçeleri var elbette ama kullanmıyorlar.

kanunlar ilk çıkarıldığındaki dile uygun olarak hazırlanıyor. üzerinde oynanma olmadığı sürece kanun metni sabit kaldığı için hukuk derslerinde ya da davalarında aynen kalıyor. ayrıca bazı terimler sadesinden daha iyi karşılıyor anlamı...
mesela icra kelimesini karşılayacak türkçe bir kelime yok...
bazıları da öztürkçesi karışıklığa yol açabileceği için tercih edilmiyor.

insanlar anlamasın ve hukuku kendilerinden "üstün" görsünler diye.
Bilgi, bu şekilde bir tahakküm aracına dönüşür.
Bu şekilde de devletler kendi çıkarlarına dokunacak ya da bürokrasilerine ve onun itibarına dokunacak her şeyi gerektiğinde aklamak için açıkkapı bırakmış olurlar.

evet. insanlar anlamasın diye öyle karmaşık bir türkçe. bu yüzden biz avukatlar, internetteki ve piyasadaki bütün hukuk sözlüklerini yok ediyoruz ki insanlar bu terimleri asla anlayamasınlar. boru mu lan? fakülteye girerken kafama yerleştirilecek "eski türkçe az bilinen hukuk terimleri v. 2.4" çipine 20.000 dolar saydım. hukuk terimi bilmeyenlere tahakküm kuramayacaksak, biz ekmeği nereden kazanacağız?,

sarkazm bir yana, şu entryde güzel anlatıldığını düşünüyorum. okumanızı tavsiye ederim: eksisozluk.com

mühendislikte neden teknik terimler varsa, tıpta neden teknik terimler varsa aynı sebeple: yani ihtiyaçtan. bir de hukukta birtakım terimleri basitleştirmenin mümkün olduğunu kim söyledi? sözgelimizilyetlik sözcüğünün yerine ne diyeceğiz? böyle bir olguyu karşılayacak bir sözcük gerekli. tıpkı demans sözcüğünün tıpta gerekli olduğu gibi. ayrıca deneyimle sabittir ki yasanın dili tamamen açık bir dille yazılsa bile hukukçu olanların anlamadığı veya daha kötüsü yanlış anladığı bir sürü şey oluyor. ve bu yanlış anlamaların çoğu da "hukuk dilini basitleştirelim" çabası yüzünden meydana geliyor.

bir de türkiye'deki halkın çoğunun sözcük dağarcığının dar olmasının da etkisi var. bu arada dilimizde halihazırda bir sürü arapça-farsça kökenli sözcük var. bu sözcükler olmasa insanlar türkçe konuşamaz hale gelirdi. ayrıca söz konusu olan teknik bir terim olunca bir şey değişmiyor. zilyetlik yerine elmenlik desen de insanlar bir şey anlamaz. veya temyiz kudreti yerine ayırtım gücü, ya da müeyide yerine yaptırım. ki ben yasa metninin ve hukuk dilinin anlaşılır olmasından yanayım. ama teknik terimlerle dolu bir alanı da 300-500 sözcüklük düz adam dağarcığıyla kotaramazsınız.

6

7'de ötesiyim, 5-8-9-13-15 dinlemem, 14'te knockin on heaven's door Guns n' roses cısıyım.

kalan numaralardaki tanımlamalar cuk oturur üstüme...

8

1 ve 5 im. bazılarını ya hiç dinlemiyorum da tüm parçalarıyla dinliyorum.

windowpane (ya da toptan damnation diyelim) opeth'çisi atlanmış, kınıyorum.

beni genelleyemen. hepsinden biraz birazım. acık ondan acık bundan

5
12
13
15

bi saat düşündüm,

creep den değil ama radiohead,
du hast tan değil ama rammstein,

en sevdiğimizi soruyorsan 13.

7.

15
fretless remcisi desen 1 olcaktım

yalanım yok.
1
12
13

1. 2. 3.

ben schism tool'cusuyum. başka şarkılarını bilmiyom. illa bunlardan seçeceksek 3 numero. diğerlerinin bazılarının sülalesini sayarım bazılarını da hiç dinlemem.

Give it to me baby aha aha Offspringcisi
(bkz: pretty fly) for a white guy

1,2,3,4,5,8 radiohead(karma police),10,11,12,
9,15 hiç dinlemedim.
diğerlerini de dinleyip sevmedim.

2-4

2, 6, 8'im.
10, 11 değişir.
14'te patience guns n' roses'cısıyım.

14

15 ve a tout le monde megadeth'çisi

1-3-9. 5 diyemem, yıllarımı verdim. hakaret olur :)

SSekizsaat zaten fazla, bir de siesta ile hayatini mahvetme derim. Illa ihtiyac duyuyorsan 6 saat uyku+1 saat siesta yapabilirsin. Bir de android veya iphone sahibiysen ssleep tracker tarzi progranlari tavsiye ederim ise yariyorlar.

sekiz saat niye fazla ya? spor yapıyorum çok yoruluyorum eve gelince. sanki o an uyumazsam günümün geri kalanı hiç verimli olmayacakmış gibi geliyor. yarım saat 1 saat uyusam her şey düzelecekmiş gibi. (tabii abartıyorum ben 3 saat falan uyuyorum 1 saat yerine)

edit: iphone'um falan yok da o dediğin şey çok güzelmiş. aklımı aldı.

20'Li 30'lu yaşlardaysan 8 saat tamdır, fazlasına gerek yok

caffeine nap diye bi şey var. iyi bir kahve içiyorsun. kafein etkisini göstermeden uykuya dalıyorsun ve 15 dakika sonra uyanıyorsun. bayağı iyi diyorlar. ben beceremem şahsen.

Firstly, we'd like to thank you for choosing xxx for your elegant organisations.

Our offer regarding the organisation which you are planning is attached for your evaluation and approval.

We hope that you'd find our menu choices and prices suitable, hereby wishing continuation of our colloboration and friendship.

www.fotomoz.com çok iyi o konuda.

dilekçenizde ıslak imza olması şartı aranıyorsa, zaten olmaz. onun için gidip elden teslim etmeniz, ya da kargo ile göndermeniz gerekir.

öyle bi şart yoksa, dediğiniz gibi, fark olmaz.

fotokopicilerde genellikle faks makinesi olur. gidip, numarayı verdiğinizde o numaraya gönderirler.

ilgili yer dilekçe yazıp faskla göndermemi istemişti. o zaman bilgisayarda yazıp çıktısını alıp göndermem yeterli herhalde, nolur nolmaz çıktı aldıktan sonra imza da atayım mı?

elde de yazabilirsiniz. bilgisayar çıktısı alacaksanız, çıktıyı aldıktan sonra imza atın faksı öyle çektirirsiniz.

bilgisayar ciktisi al ya da eklinle yaz hangisi kolayina geliyorsa. ciktiyi alip imzani bas ve faks cektir.

sorun olmaz

www.memurlar.net

malesef bu da çalışmıyor

çalışıyodu valla, ben indirdim?

speedy.sh

burdan oldu teşiekkürler

alka setzer vardı bir ara. varsa ondan iç iyidir.

zor olacak ama güzel bi kahvaltı faydalı oluyor.

bol su + kahvaltıda en çok ne yemeyi seviyorsanız ondan bol bol + ağrıkesici.

dalga geçmek için söylemiyorum, bol bol tuvalete çıkmanız lazım. büyük abdest daha iyi geliyor

bir adet mide ilacı ile bi tane apranax fort.

Ben avukatlik yapıyorum. Bir inşaat firmasında çalışıyorum. Gelirim eh işte, gelen vekalet ücretleriyle falan ortalama üzerine çıkıyor.

Abi ben de soracaktım böyle bir soru ama utanıyorum. Sen de mi hukuk fakültesinde okuyorsun? Çok soru işaretleri var kafamda gelecekle ilgili ya.

- avukatım. fikri ve sınai haklar alanında (marka ve tasarım özellikle) çalışıyorum. daha önceden icra'dan, iş hukuku'na kadar geniş bir yelpazede çalıştım. tiksinmediğim ve hatta sevebildiğim tek hukuk alanı bu olduğu için bunu tercih ettim.

- ankara'da çalışıyorum. kendi bürom yok. başkasının yanında çalışıyorum. kendi büromu açmak için, büronun açılmasını izleyen ve 3-5 seneyi bulabilen ölü zamanı finanse edecek bir kaynağın bulunması gerektiğini düşünüyorum. kendi bürosunu açan pek çok avukat arkadaşım da aynı şeyi söylüyor. ne var ki benim böyle bir finansmanım veya "gel yeğenim, bizim şirketin işlerini sana verelim." diyen bir tanıdığım yok.

- büronun işleri ortalama üzerinde; ama iyi kazanmıyorum. kısa meslek hayatımda şunu farkettim: çok maaş için çok fazla çalışmak gerekiyor (uu, adeta bir dahiyim). yani ortalama üstü bir maaş istiyorsanız yeri geldiğinde gecelere kadar çalışmayı, yeri geldiğinde de haftada 4-5 kere şehirdışına çıkmayı filan kabullenmeniz lazım. benim gibi "ımmh akşam da arkadaşlarla bira içecektik, ne mesaisi" diye mızmızlanırsanız, az maaşa tamah edersiniz. iş görüşmesinde maaş konuşulurkenki özgüveniniz veya özgüvensizliğiniz de maaşı belirleyen önemli etkenlerden birisi.

Hayırdır abi ne bu adrenalin?

olum gidin biraz ayrı kalın milletten, biraz zor ulaşın birbirinize, telefon sırası bekleyin, seslerini duyunca içiniz titresin.. nedir bu herkeste telefon sokma merakı.. sözüm sadece sana değil de kardeş, sana da ama bi yandan.. nedir bu kadar önemli olan.. allah korusun, ailenden birinden sağlık sorunu falan olmadıkça gerek yok, ki hani olsa bile komutanların anlayış gösterirler sürekli araman için..

ha diyorsan ki illa götürücem ben bunu, sokarsın ayrıca içeriye bir şey olmaz.. çantanda sok sen onu ama içeri, kolunda direkt dikkat çeker başta.. ama götürme, nostalji yaşa, telefon kartı kullan..

acemiye telefon götürmek kadar yanlış bir hareket olamaz herhalde. kurt adam değilseniz gittiğiniz yerdeki uzunlar taciz eder bu bir, ikincisi ilk günden pişti olursanız gereksiz olur, ceza almazsınız zaten acemisiniz. ama hiç gerek yok böyle şeylere. kitap alın, bulmaca alın... aramayın kimseyide kendinizle olun. bi ton adam var etrafta onlarla kaynaşın.

güzel reklam tebrik ederim.. senaryo çok uygun. ama biraz daha çalışıp daha iyilerini bulabilirsin..

yüksek ihtimalle acemilikte şarj ettirmezler. bi şekilde şarj ederken görürlerse de komutana söylerler. aynen paket.

@Sucre
5500 giriş yapmış, 3000 cevap vermiş reklamcı buldun he? Sen yenisin galiba.

kızılay/güvenpark'tan hoşdere dolmuşları kalkıyor. kime sorsanız gösterir ama yer olarak, hosta piknik'in tam karşısından kalkıyorlar diyebilirim. binince dolmuşçuya söyleyin, önünde indirir. kızılay meydanındaki duraklardan geçen otobüslerden 185 numaralı olanı da hoşdere'ye gidiyor.

eğer arabayla gidecekseniz meclis'i solunuza alın. bi miktar gittikten sonra ilk sola dönün. yokuş tırmanacaksınız. yokuşun bittiği yerden sağa döndüğünüzde hoşdere caddesi'nin başındasınız. oradan yaklaşık 1 km sonra olması lazım ama yine de hoşdere'deki birilerine sorsanız daha iyi.

Bozulduğunu zannetmiyorum ama bayatlamıştır elbette. Genede içine şöyle bir bak bir şeyler var mı diye. Bu kaşık işi kahvenin içim yumuşaklığı ve senin damak tadına göre değişir. Bence 1 fincan için 1,5-2 tatlı kaşığı kahve koy.

öğütülmüş kahve zaten dakikalar içinde bayatlamaya başlıyor, dolayısıyla yapacak bir şey yok. önce bi kokla. eğer kahve içmezsen ölecek durumda değilsen, starbucks, tchibo ya da benzeri bir yerden 100 gr filan kahve çektir kendine. zira öğütülmüş kahve çok çabuk bayatlamaya başlıyor.

tchibo'da, üzerinde mavi bi fil resmi olan kahve var. o iyi bence.

fincan başına 1,5 tatlı kaşığı atıyorum ben.

starborn'un dediği Tchibo'daki üzerinde fil resimli olan kahvenin adı African Blue Tchibo'da satılan en sert kahve ama bence o kadar da sert değil. Orda birde Guatemala Grande var oda orta sertlikte. İstersen 2'sinden de 100'er gr. al dene. Ben arada ikisini karıştırıyorum güzel oluyor. Birde aromalı seviyorsan Kahve Dünyası'nda nane aramolı var oda lezzetli baya. Ben genelde African Blue ve nane aromalıyı karıştırıyorum.

gin-vit kullandım. gün içinde, çalışırken hissettiğim yorgunluk konusunda biraz yardımcı oldu; ama akşam dışarı çıktığımda filan yine uykum geldi. pratisyen hekim olan bir arkadaşım solgar'ın ürünlerini önermişti ama kutusu 60 tl filan, gereksiz pahalı geldi bana.

10 - 15 gündür filan pharmaton kullanıyorum. gözle görülür bir değişiklik olduğunu söyleyemeyeceğim.

abdi ibrahim'in var muadil olarak. sitesine bakarsaniz, hemen hemen pharmaton formuna yakin urunleri var.

solgar dan kore ginseng i almanı tavsiye ederim. yeşilli sarılı bir şişesi var. eczanelerden temin edebilirsin.

health-zoom.worldwideshoppingmall.co.uk

ilgili saldırıları bir şekilde kaydetmeli, ispatlamalı ve adli mercilere gitmekle hocasını uyarmalı. devam ederse suç duyurusunda bulunmalı ve olayın medyaya yansıması için elinden geleni yapmalı.

videosunu falan çeksin.

ispatlamak için aynen görsel ya da işitsel kayıt altına alsın. oradan hareket etmesi gerekiyor. açık şekilde ispat edilirse isterse rektör olsun, gönderirler bu alçağı.

çok sağlam basması lazım arkadaşınızın o yüzden şikayet bir çözüm getirmez ve dediğiniz akademik engeller çıkar karşısına fakat ispatı bir video olursa olay tamamen kopar. mesai saatleri içinde çekilmiş olması gerekir sanırım. böyle bir video kopartır kafayı.

mutlaka başkasından da akıl alın, güvenilir su sızmayacak bi insan evladı avukat, polis varsa daha uygun olur.

görüntü ya da ses kaydı biraz ince bir buz. öncelikle şu makaleyi okumanızı tavsiye ederim: www.turkhukuksitesi.com

önce doktora gidin. farklı yerlerin tıkanmasıyla çeşitli söktürücü verilir. genelde nac verilir ama kafanıza göre ilaç kullanmayın derim

bulduğunuzda burada da paylaşır mısınız? bu arada aktarlardan karabaş otu ve okaliptus alarak çayını yaptığınızda biraz işe yarıyor.

bronpax 900 alın. nac 600 de iş görür zaten aynı madde var ama biri 900 biri 600 mg. kaynaklar 600 mg için yeterli dese de reçete ederken 900 vermek benim içime daha çok siniyor.

söylediğin ve söylemediğin her şey olabilir. gidip almadan bilemezsin. ancak şu var.. bu günlerde "rastgele" tebligat gönderip "borcunuz var" sahtekarlığı türemiş durumda. buna 7 gün içinde itiraz etmen lazım (tebligatı aldıktan sonra) etmezsen sıkıntıya düşersin. dikkat et. kim olduğunu gerçekten bilmediğin birisi ise itiraz et 7 günde.

konuyla ilgili fikir vermesi açısından tebligat kanunu'nun ilgili hükmünü aşağıya yazıyorum. özetle: posta memurunun kapınıza kağıdı yapıştırdığı tarih, tebligatın yapıldığı tarih sayılmaktadır.

tavsiyem, bir an önce muhtarlığa giderek, gelen kağıdı incelemenizdir.

Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina:

Madde 21 – (Değişik : 6/6/1985 - 3220/7 md.)

Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.(1)

(Ek fıkra: 11/1/2011-6099/5 md.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

(Ek: 19/3/2003-4829/5 md.) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkra uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar. (2)

trafik cezası olabilir.

insan var olduğu için.

Tanrı bir kavram aslında. Dinlerin temelinde toplum kuralları, yasalar, erdemli davranışlar yatar. Şimdi değil belki ama o devirlerde bir simgeye ihtiyaç vardı, bu da Tanrıydı. Tek tanrılı dinlerde tanrının birden fazla ismi vardır. Örneğin islamiyette 99 taneydi sanırım yanlışsam düzeltin. Lakin çok tanrılı dinlerde sayısız tanrı vardır, her tanrının nitelikleri farklıdır. İnsanlar bu tanrıları örnek alırlar. Örneğin budizm, şintoizm.

Neticede hepimiz özünde iyi insanlar olmak istiyoruz lakin izin vermiyorlar :)

olduğuna neden bu kadar eminsin?

@mayhemdemon Allah herseye sahipse, kadirse bilinmek istemesi saçma değil mi?

Inanmaya muhtac zihnimizin on ayak olmasi tanri kavraminin dogusu

Hice mi inanmak kolay bir uluya mi
Uluya inanmak kolay ve emin.

tanrı "neden"in sonucu değil, tüm sonuçların "neden"idir. bu sebeple sual çok manalı olmuyor müslümana göre.

bir deist olarak cevabım şudur:
çünkü matematik ve fizik bilgimiz yeterli değil.

Tanrının varlığına inanan biri için -müslüman yada deist- "Tanrı neden var?" sorusu pek mantıklı değildir. Çünkü Tanrı varolmasaydı eğer bu soru sorulamayacaktı, doğal olarak Tanrı varolmasaydı hiçbirimiz de olmayacaktık.

Dolayısıyla Tanrı'nın olduğu ön kabülüyle hareket edersek bile "Neden var?" sorusu anlamsız kalır.

"Varolması gerektiği için vardır, varlığı başka hiçbir ön şarta dayanmayan tek varlık olduğu için vardır" diye cevap verilebilir ama bu da pek tatmin edici olmayabilir bazılarını.

insanda akıl neyse evrende tanrı odur demiş ibrahim hakkı erzurumi.

tanrının varlığı, nedensellik olgusundan daha üst bir kavramdır.Böyle bir soru olmaz.Buna cevap verebilmemiz için tanrının dışında,tanrıdan bağımsız,tanrıyla ilişkili kavramları da düşünebilmemiz gerekir.Böyle bir şey mümkün olmadığı için böyle bir soru olmaz.Soru mantıksız yani.

Malum, her şeyin bir nedeni vardır, ama fiziksel olarak o nedenin de dayandığı başka bir neden vardır. "Allah" kavramı başka bir nedene dayanmayan ve kendisine dayanan diğer her şeyin nedeni olan bir başlangıç noktası kavramıdır. Kur'an'da geçen
-"Evvel" adı, "Varlığı öncesiz olan, varlığının zamansal başı olmayan."
-"Kayyum" adı, "Ayakta tutan."
-"Samed" adı, "Her şey kendisine muhtaç olan, kendisi ise hiçbir şeye muhtaç olmayan."
-"Vacid" adı, "İcâd eyleyen, varlığı kendinden olan."
bu bağlamda tanımlar getirir.

İslam felsefesine göre, her şeyin bir sebebe dayanması gibi, Allah -her şeyin nedeni olan ve kendi varlığı kendinden olup başka bir şeye dayanmayan- da madde ve varlığın bir kanunudur. Müslüman veya kitap ehli dinlerden olmayan biri de böyle bir "bütün sistemi ayakta tutan ana dayanak noktası" kavramını kabul edebilir, ama İslam'da bu dayanak noktası kavramının karşılığı "Allah"tır. Sonuç olarak, Allah'ın varlık nedeni diğer varlıkların varlığıdır. Allah'ın evreni çekip çevirmesi madde ve tabiattaki değişimin (hayatın) devamlılığıdır.

hayır, bildiğim kadarıyla hiçbir üniversite böyle bir şey yapmıyor. bizimkiler zamanında beni arayıp "derslere hiç gitmiyormuşsun, bölüm sekreterliğinden aradılar." demişti. ahahaha şeklindeki gülüşümden sonra bir daha böyle bir iddiada bulunmadılar. sizinkilerin de zarf atmadığına emin misin?

Universite oyle bise yapmaz. Baban arasa bilgi bile veremezler. Adamlar aradiginda bile telefona cevap vermiyorlar kaldi ki senin durumunu gozlemleyip haber verecekler. Peh.

sana garezi olan biri seni zor duruma düşürmek istemiş bence.
hayır, okul böyle bir şey yapmaz. hocalardan biri seni zor durumda bırakmak için böyle bir şey yapacak kadar da çocuk değildir sanırım.

okula gidip gitmemen üniversitenin umrunda bile olmaz.

yapsa bile gizli numaradan yapmaz. sabit hatla gizli no yapiliyor mu yapilmiyor diye biliyorum yani biri cep tel.inden gizli noyla ugrasip arayacak aileyi. ööeh yani. dahinnotha +1 sonuc olarak

teşekkür ederim. ben de sizin gibi düşündüm fakat emin olmak istedim. arkadşalarım arasında bunu yapacka olan yok. sanırım yakın zaman önce pek de hoş ayrılmadığım eski ev arkadaşım yaptı. malum aynı evden telefonumadan, pederin numarayı da almış olabilir.

@starborn hayır pek zarf atacak tpiler değiller. öyle bir düşünceleri osla bilinemyen numara demezler, direkt ünviersiteden aradılar derlerdi.

arkadaşların yapmıştır.

Solcularin aileleri her zaman aranir. Yok universite aramazmis, bilgi vermezmis. Aksam kiz yurdunda kalmayan kizin ailesini ariyor yurt hemen ve bu olay hacettepede oluyor. Baska bir ogrencinin ailesine zarf gidiyor, oglunuz 1 mayisa katilmis haberiniz var mi, onu bu yoldan dondurun vs. Ha tamam devamsizlik durumundan aranmazsin ama universite istedi mi pislige bulasir, cirkeflik yapar.

@chavez yurtlarda oyle bir uygulama zaten var. ozel yurtlarda bile var. gece yurda gelmeyecekse ailesinin yurdu arayip gelmeyecek diye bildirmesi lazim. boyle bir ulkede yasiyoruz maalesef. ogrenci yurdunda oyle is mi olur lan yurda giris saati diye bir uygulama var bi de.alkol yasak bilmem ne yasak. askeriye mubarek. geri bir ulkeyiz yapacak bir sey yok.
1 mayis ilgincmis ama..
hangi okul oldugunu da bilmiyoruz gerci ama gizli no.dan aramazlar arkadaslari yapmistir yani

galatasaray. yurtta kalma durumu falan yok. zaten okula da gitmediğim için okulda siyasi aktivitelerde de bulunmuyorum. ki zaten her ne kadar vatana millete hayırlı bir siyasi duruşum olmasa da solcu da değilim.

@chavez onu üniversite değil egm yapıyor. Yurt olayı ise bambaşka bir konu bu konuyla hiç bir ilgisi yok.

bir arkadaşımın annesi okulu arayıp oğlunun bir dönem boyunca derslere girmediğini öğrenmişti. okul:deu

ben bu işin hukuk kısmındayım. şöyle ki: bu işle ilgilenen oldukça büyük bir şirkete bağlı bir hukuk bürosundayım ve neredeyse tamamen marka&patent&tasarım uyuşmazlıklarına bakıyoruz.

bu konudaki gördüğüm örnekler bizim şirkette çalışanlar. her şirket farklıdır diye tahmin ediyorum. ama benim tanık olduğum kadarıyla marka patent danışmanlığı güzel bir iş. maaş konuşulmadığı için çalışanların ne kadar aldığından emin değilim; ama komik rakamlarla çalışmadıklarını söyleyebilirim en azından.

müşteri bağlama kısmının başlangıç için ağırlıklı olmayacağını düşünüyorum. başlangıç için bülten/dergi takibi (markaların yayınlandığı yer), tpe (türk patent enstitüsü) nezdinde işlemlerin gerçekleştirilmesi, marka başvurusunun hazırlanması, markalar için itiraz ve karşı görüşlerin hazırlanması gibi işler öğretilecektir muhtemelen. anladığım kadarıyla henüz marka vekili değilsin. dolayısıyla 2 senede bir gerçekleşen ve bu kasım civarında muhtemelen yapılacak olan marka vekilliği ve patent vekilliği sınavlarına hazırlanman da istenecektir diye düşünüyorum. bu sınavları kazanmadan marka ve patent alanlarında başvuru, itiraz, karşı görüş vs. gibi işlemleri kendi imzanla yapamazsın.

işi biraz öğrendikten sonra ise, müşterilerle görüşeceksindir diye düşünüyorum. zira benimle beraber müvekkil görüşmelerine gelen marka vekilleri bolca mevcut. bu noktada işe biraz pazarlama dahil oluyor.

sınavlar yakında yapılacağı için, iş konusundaki kararını bir an önce verip, hazırlanmanı tavsiye ederim.

daha soruların olursa cevaplayabilirim. kolay gelsin.

@starborn

vekilliğe şu aşamada gerek yok sanki? firmalar öyle yeni işe başlayan adama müşterilerini teslim etmez (vekillik anlamında)

arkadaşın yapacağı iş az çok belli. firma için potansiyel müşterileri arayacak veya yerinde ziyaret edecek.
mevcut müşterilerden yenileme veya itiraz işleri olursa onlarla ilgilenecek. ve tüm bunları ilgili firmanın vekilinin imzasıyla yapacak.

tabi vekilliğin zararı olmaz o ayrı konu.

şu sıralar işe gireceği için vekilliği öneriyorum. zira bir sonraki sınav 2015'te yapılacak. bu alanda çalışmaya başlayacak birisinin bir an önce bu sınavı alması faydalı olur düşüncesindeyim. alınacak maaşın da bununla orantılı olarak artacağını ve iş imkanlarının çoğalacağını düşünüyorum. ama evet, yapılacak işlemler firma vekillerinin imzasıyla yapılacaktır.

Arrested Development

six feet under ve spartacus serisi

1. sfu
2. the wire
3. oz

it's always sunny in philadelphia
the office
dexter
misfits
six feet under

rome, game of thrones, spartacus

six feet under
carnivale
battlestar galactica
dexter
friends

ne tür sevdiğine göre değişir tabii; ancak benim için:

1) californication
2) carnivale
3) battlestar galactica

şeklindedir. bunun yanı sıra friends, lost, how i met your mother, big bang theory, game of thrones, dexter, the office ve mad men de pek çok ortamdaki geyiklere yabancı kalmamanı sağlayacaktır bence. ama ben, kendi zevkime göre bunları efsane olarak görmüyorum.

ne tür sevdiğine göre değişir tabii; ancak benim için:

1) californication
2) carnivale
3) battlestar galactica

şeklindedir. bunun yanı sıra friends, lost, how i met your mother, big bang theory, game of thrones, dexter, the office ve mad men de pek çok ortamdaki geyiklere yabancı kalmamanı sağlayacaktır bence. ama ben, kendi zevkime göre bunları efsane olarak görmüyorum.

24

Parks and Recreation

heroes
kyle xy
house

doctor who
friends
that 70's show

hayret nasıl yazılmamış;

lost (2004)
lost room (2006)

nasıl kimse breaking bad yazmamış yaauv.

kesinlikle spaced zaten toplam 14 bölüm kaç gündür etkisinden kurtulamadım.
mutlaka izlemelisiniz.

millet cool görüncem ayağına yazmıyor, kırarım ağzınızı yüzünüzü akıllı olun

(bkz: prison break)
(bkz: lost)
(bkz: how i met your mother)
ve tabi ki; (bkz: ezel)

Adamın ismini nickim olarak kullanıyorum buraya dizinin adını yazmamışım;
the x-files

The order with the date ..., which is instructed by x, has been submitted.

"The order in regard to the order letter of x, dated _____ is placed due to x's instructions."

olabilir sanki hocam. order letter'ın tam olarak ne olduğunu bilmiyorum; ancak siparişin hem x'in order letter'ına istinaden verildiğini, hem de x'in talimatı üzerine verildiğini söylemek sanki aynı şeyi iki kez söylemek gibi geldi bana.

@starborn yazınca bana da bir acayip gözüktü cümle.

"x'in imzaladığı/gönerdiği x tarihli order letter'a istinaden sipariş verilmiştir" şeklinde değiştirilebilir mi cümle? işiniz kolaylaşmış olur hem.

@kül. evet, değiştirilebilir.

The order is now complete according to the order letter which has been sent on 24th of June 2013 (attım) by x.

gibi yazdım ya ama ne biliyim bi düşüklük var gibi hala.

o vakit

"The order is placed due to the order letter of x with the date _____"

şeklinde düzeltip&basitleştireyim az önceki çeviri önerimi.

o zaman "order has been placed upon request of x, submitted by order letter dated x" falan olabilir mi ki?

"has been" daha doğru bir kullanım, evet.

gatehouse dediğiniz, mimari bir yapı. bu yapı hangi anlamda hafifmeşreplikle bağdaştırıldı da lakap olarak kullanıldı tam anlayamadım. zira kale benzeri yapıların girişinde yer alan bir yapı ve açıkçası "içeriye girişi kolaylaştırma" rolünü üstlenmiyor. nerede ve tam olarak hangi şekilde kullanıldığını, öncesi ve sonrasıyla paylaşma imkanınız var mı?

örn: "man, did you see abby? she's a total gatehouse, she totally blew matt." şeklinde.

sekse ve arkadaşlarınla playstation turnuvası yapıp 1. gelmeye ihtiyacın var senin

kendine bi ugras bul. Kafan doluyken bisey dusunmezsin.
rapon +1.

"Mama" filmine git ama sinemada izle, pop corn al yanında cola buz gibi. Gece seansına git altına zıçmaya endekslen öyle git mutlaka. Okuldaysan okuduğun ortamda böyle kafa olan bir kızla ya da erkekle adam gibi ilişkiye başla beni yorar dersen, güzel popolu ya da memeli bir kızla ya da geniş omuzlu erkeksi bir erkekle yat. Dini inancın çok yoksa ( yani alkol haram lan gibisinden ya da zina beni 70 bin sene sker öte taraflarda demiyorsan ) git bulunduğun şehirde ( misal İstanbul) barlar mekanına, İstiklal falan filan gibi, al alkolunu, fena muhabbeti olmayan bir arkadaşını da çağır, oh missss... Yok hacı öyle şeylerde benim tasım tarağım dersen, Mama şıkkı halen geçerli zira korkmak daha günah değil, adrenalin iyi gelir, onun dışında kilo problemin yoksa gir subway'e varsa şayet yaşadığın ilde italyan baharatlı mı ne var susamlı ekmekle muhteşem ondan al, çaklıt çip kuki de al yanında, o yeahhh baby. Yoksa burger murger mc falan yap. Hayatta "zevk" veren şeyler sınırlı;
skiş
yemek
kaka yapmak
pileysıteyşın
sineme
müzik
vb.
Yane çok yok ama seç beğen al ve sonra Allah'a şükret belamı mı arıyorum diye ? !1.bp.blogspot.com

benim kadar mutsuz ve benim kadar toplumdan nefret eden biri yoktur burada, üstelik çevremde ki benim iyiliğim için uğraşan insanları da üzüyorum fakat ben bütün bu mutsuzluk şeysini pazartesi günü yapacağım bisiklet macerasıyla atlatmayı düşünüyorum
HERKESDEN ve HER ŞEYDEN uzak bir kaç hafta yalnızlığın beni kurtaracağına inanıyorum ve ben ciddiyim yapıcam bunu.

işe yararsa sana da tavsiye ederim.

aynı durumdayım. bi şeyler yaratmanın bi nebze iyi geldiğini düşünüyorum. 9gag postundan heykele, ikea sehpasından kısa filme kadar. ne olursa. önemli olan yaratmış olmak.

sahip olamadiklarimi degil sahip olduklarimi dudunmeye calisiyorum

malesef yok. hepsi ücretli abonelik istiyor. bu durumda en büyük yardımcınız google olacaktır. o da zor.

emsal.yargitay.gov.tr

artık var :)

yapamaz, çünkü avukatlık kanununa göre adliye stajını yapmakta olan stajyer avukat mesai saatleri içinde adliyede bulunmalıdır. stajyer avukatın tutanağa imza atması, mesai saatlerinde adliyede olmadığına delil teşkil eder. şikayet eden olursa sorun çıkar.

peki bu işlemlerin geçerliliği ne durumda olur? dosya borçluları veya iş yerlerinde/evlerinde arama yapılan şüpheliler bu işlemlere karşı herhangi bir şey yapabilirler mi? avukat, böyle bir şey yaptırdığı için disiplin cezası alabilir mi?

STAJYERLERİN YAPABİLECEĞİ İŞLER
Madde 26.- (Değişik madde ve başlığı: 4667 - 2.5.2001 / m.15) Stajyerler, avukat yanında staja başladıktan sonra, avukatın yazılı muvafakati ile ve onun gözetimi ve sorumluluğu altında, sulh hukuk mahkemeleri, sulh ceza mahkemeleri ile icra tetkik mercilerinde avukatın takip ettiği dava ve işlerle ilgili duruşmalara girebilir ve icra müdürlüklerindeki işleri yürütebilirler.
Bu yetki, staj bitim belgesinin verilmesi veya staj listesinden silinme ile sona erer.

Bu maddeye göre yalnızca stajın 2. altı ayında avukatın sorumluluğu söz konusu. bu konuda disiplin kararı var mı bilmiyorum ama ilk altı ayda yaptığınız işlemlerden siz sorumlu olmalısınız. Haciz tutanağında stajyer avukat sıfatıyla borçludan taahhüt alırsanız bu geçersiz olur.

CMK'nın aramayla ilgili hükmünün 4. fıkrasında ise " İstemesi halinde, bu yedekten bir kopya çıkarılarak şüpheliye veya vekiline verilir ve bu husus tutanağa geçirilerek imza altına alınır." Burada şüphelinin vekilinden bahsediliyor. Buna göre aramada hazır bulunacak ve tutanağı imzalayacak kişi avukat ya da onun yetkilendirdiği bir başka avukat olabilir. Bence stajyer avukatın böyle bir yetkisi olmamalı. ( Bu benim yorumum)

114 kırkkonaklar
408 göltepe olması lazım
109 farabi

bu arada 427 gidişte geçmez, dönüşte geçer sadece bilginiz olsun.. ayrıca ulaşım konusunda pek sıkıntı olmaz, rahat bir yerdir..

çok teşekkür ederim cevaplarınız için.