geçtiğimiz ülkeler daha maçlarını yapmadılar. bizimki artarken onlar olduğu yerde saymayacaklar. sadece biz erken oynadığımız için kısmı bi yükselme oldu.
ama tabii güzel puan topluyoruz.

Şampiyonlar Ligi'nden 30 milyon Euro almak varken konferans liginden 3 milyon Euro almayı ne kadar tercih ederler bizimkiler?

Öyle bir tercih mümkün değil.

thy'den fiyat korumali yapabilirsin. vize cikmazsa en fazla 50-60 liran yanar.

neredeyse her havayolu bu tarz "tamamen geri ödemeli" / "fully refundable" biletler satıyor ama fiyatları pahalı olduğu için hiç dikkate almıyoruz. yani aslında alabilirsiniz. hem kendiniz alıyorken, hem de acente üzerinden alıyorken özellikle belirtmeniz / seçmeniz lazım.

pegasus'ta kalkıştan 24 saat öncesine kadar ücretsiz bilet değiştirme kampanyası var şu sıralar. tabii farkı ödüyorsun yeni aldığın bilet için ama ceza ödenmiyor en azından.

ama vize yetişmeyince gitme ihtimaliniz de kalkıyorsa üstte yazan arkadaşların tavsiyesi daha mantıklı.

geçen ay pegasus sitesinden yaptığım rezervasyonla başvuru yaptım sorun olmadı.

thy 24 saat geçerli ücretsiz rezervasyon yapabiliyorsun.

macaristan'dan suan vize alabilirsin; ama multiple verirler mi bilemem.

macaristan'dan 2 kere aldım ama hep uçak bileti kadar gün verdiler bir daha almam.

Ben Almanya 1 yıllık aldım geçen ay

salona giriş ve masaj ücretleri birbirinden farklı, içerisinde havuz, sauna, buhar odası dinlenme odası vs var. rezervasyonunu önceden yaptırmak kaydıyla gidip bu olanaklardan faydalanıp masajını yaptırır, dinlenir çıkarsın.

internetten bi araştırın, internet sitelerinde belki paketlerinin ücretleri falan vardır.

Masaj ve ıslak alan kullanımı dahil 1 li 10 lu paketleri olabilir. Havuz kullanım paketleri olabilir.

İstediğiniz tarzda bi paket seçer, sonra bikini mayonuzu yanınıza alarak bu alanları kullanıp masajınızı yaptırabilirsiniz.

Telefonda masaj paketlerini sorun, suna vs kullanımı bu ücrete dahil mi, havuz kullanımı bu ücrete dahil mi, masaj sonrası tesisten ayrılmanız gereken bir süre kısıtı var mı? bunları sorabilirsiniz.

garenta moov da kullanabilirsin.

benim şu an başvurum içeride. geçen hafta salı günü bulunduğum şehirden başvurdum. ertesi gün kargo konsolosluğa ulaştı. hala işlemde görünüyor. çıkarsa yazarım ama 1 hafta da çıkar diyorlar

araba hala sendeyse bir pasta-cila yaptırsana.

Hic ugrasma, oldugu gibi gotur. Zaten belirli orana kadar kendileri karsiliyorlar. Kiralama sozlesmesinde olmasi lazim.

tabii ki söyleme. hesaplayan program vergi vs. bir sürü hesaplama yapıyor ve yuvarlama farkından kaynaklanıyor.

Sakin dostlar,nedenini merak ettim sadece. Tabiki olay bir kuruş değil

Muhasebedeki bordro programı muhtemelen kusurat hesaplayıp excele atarken bu şekilde yapmıştır.
Maaşı bankaya gönderen kişi de dikkat etmemiştir ve direkt bu şekilde ödenmiştir.

Net maaş üzerinden anlaştıysanız vergi dilimi olmaz. Yukarıda bahsedilen sebeplerden biri olabilir. Veya gerçekten hata yapmış olabilirler.
Benim şu an çalıştığım yerde ilk bordromda bir hata vardı. Benden alınması gerekenden fazla vergi alınmıştı. Bordro hazırlayan kişiye söyledim düzeltti. Ama geçen gün (bu olaydan 1.5 sene sonra) duydum ki, bu hatayı yapan kişi arkamdan konuşmuş mesela bu konuyla ilgili. Yaşına hürmetim olmasa “sen önce dört işlem öğren” derdim.
Yani bence bordro hazırlayana sor ve de “1 kuruşun peşine düşmüş” dedikodusuna da hazır ol…

bircok ulke hala turistik ucuslara kapali. su an bir tek bulgaristan yesil gorunuyor ve zorunlu karantina uygulamiyor. orada deneyebilirsin sansini.

edit: ab'ye girdi otomatikman shengen'e dahil saniyordum. aydinlandim.

almanya başvuru almaya başladı.

biz bütün varyantlar dekltalar pluslar ülkeye karantinasız aquaparktaki kaydıraktan girer gibi kabul ediyoruz adamlar vize başvurusu bile almıyor. delirmelik.

arveles muadili kuvvetli bir ağrı kesici

kullandığım en etkili ağrı kesiciydi. midemi de kötü yaptığını hatırlamıyorum..

Ne hatası veriyor? Kablo ile her şeyi alabiliyor olmanız lazım. Google photos da olur ama upload hızınız muhtemelen düşük olduğundan uzun sürüyor, yeterince zaman verirseniz yedekler. Aynı şekilde iCloud photos da yedekler, sonra yedeklenen fotoğrafları web arayüzü üstünden indirebilirsiniz. Hızlı ama pahalı bir çözüm de iPhone için sd kart adaptörü alıp her şeyi sd karta atmak.

telefonda ayarlar/fotoğraflar/ mac veya pc ye aktarma seçeneğinde özgünleri tut seç.

evet mümkün. kartlardan birisini e sim karta çevirirsin. ikisini de kullanabilirsin.

operatörün ile görüşüp bir hattını eSim e çevirebilirsin.

olur cok da guzel olur rodaj yapmis gibi olursun.

gerci yeni arabalarda buna pek gerek yok da.

arabayi cok sikistirmayin. zaten kitapciginfa yaziyor. 3000 deviri gecmeyin yazar.
kisacasi nazik kullanin frende de gazda da zorlamayin.
guzel denk gelmis. iyi yolculuklar fariniz da yolunuz da acik olsun.

çok zaman uzak şehirlerden sıfır araba alıp geldim. hiçbir problem olmaz.

3000 devir ustune cikmayin +1.
iyi yolculuklar.

ilk 1000 km sonrası serviste yağının değişmesi ve genel bir kontrolden geçmesi gerekmiyor mu? yağı değiştikten sonra bir şey olmaz.

yani neden çıkılmasın ki? 0 araç ne sıkıntı yaratacak ki? araba sonuçta bas git. bin km bakımı falan vs. çok da önemli değil.

Ramazan Bayramı yasaklarında sıfır arabayla 2000 km uzun yol yaptım, sorun yok. 1000 km bakımına 2300 kmde gittim. bakımdan ziyade kontrol amaçlı o, fabrika çıkışında görülmeyen bir hatası varsa çıksın diye.

Uzun yola çıkılmamalı. Çıkılacaksa da dikkat edilmeli. Uzun araştırmalarım sonucu notlar almıştım aşağıda sıralıyorum. Bu arada yapmasanız da olur ama rodajı tertemiz tamamlamak için yapılması gerekenler şöyle;

-ilk 150-500km arası komple yağ değişimi yapılmalı çünkü pistonlar yataklarda çalışmaya başladığında aşındırarak demir tozları atabiliyormuş. Aracı yüksek devirde kullanmak bu demir tozlarının çizikler oluşturmasına sebep oluyormuş. O yüzden ilk km'lerde yağı değiştirerek temizlemek gerekiyormuş.

-ilk 1000km de bu yüzden uzun yol tavsiye edilmiyor. 2000-3000 devri geçmemek gerekiyor. Motora zarar vermemek için. Yavaş yavaş kıvama getirmek gerekiyormuş. Öyle basayım vereyim gazı, vereyim devri de bir kendine gelsin düşüncesi yanlışmış.

-ortalama 1000km sonrası değişken vites koşullarında, artık 4000 devri geçmeden mümkünse şehir içinde kullanmak gerekiyor. 1500km ye kadar gaza abanılmamalı. Yeni spor araçlarda bilinçsiz kullanıcılar alıp ooh bir basıp deneyip uzun yolda dediği için motoru eline aldıkları çok oluyormuş daha piston kendi yatağını tam oluşturmadığı için.

-1500den sonra biraz daha performanslı kullanılabilir. 1500 ile 5000km arası 6-7-8. devirlere kademeli olarak çıkılabilir.

-5000km sonrası istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

cevaplar ve iyi niyet temennileri için teşekkürler.

uzun yola çıkmadan önce ilk yağı değiştirmeyi planlıyorum zaten. ilk konulan yağ daha kalın olduğu için ve ilk aşınma partiküllerini içereceği için değiştirmek mantıklı geliyor.

sonrasında ise, fazla devire girmeden, ani hareketlerden kaçınarak sürüş planlıyorum zaten.

Abi herkes uzman masallah.

Rodajda degisken devir tavsiye edilir, uzun yolda sabit devirle kullandigin icin yeni arabayla uzun yola cikilmaz.

Ha ciksan ne olur senden sonraki 10. Sahibi falan uzulur sen uzulmezsin.

Hatta uzun yola cikacak motorcular arkadasina veriyor al bunu sehir ici kullan biraz motoru yipransin diye.

abi ne alakasi var. yeni motor diyor.
yeni motorda ilk 1000 km yag degisimine falan gerek yok. kac yil oncesinin geyikleri bunlar.
ha sen kendin motor yaptirirsin o zaman ustan uyduruksa capak kaldi diye evet 1000 km'de dersin yagi degistir diye.

sifir arabada capak olmaz aksilik olmadigi surece. her motor zaten deneniyor test ediliyor.

yeni motorla uzun yola cikilmaz ne demek.

650.000 tl para saydim astra aldim. uzun yolda mal cekecem diye. iyi o zaman araba yeni diye kirkayagi yola cikarmayayayim yatsin garajda, tirlar da ilk 10.000 km sehirici dolassin, oyle bi sey olabilir mi?

parca kalacakmis capak atakmis. ben o zaman arabadaki yag filtresini atiyorum cope demek ki bir ise yaramiyor bir daha da para odemem almayacam yag filtresi mazot filtresi.

trabzonda satilan opelleri de geri getirin arkadaslar. 20 senedir kimseye uzun yol yapmayin demedik. motor omrunden yetkilisi servis kaynakli azalma yasatmisizdir. geri getirin araclarinizi :)

uzun yola sıfır araçla çıkmaktan daha mantıklı bir şey düşünemiyorum.

@turbo sadık, bu mühendis arkadaş başka bir gezegendeki motorlardan mı bahsediyor peki;

youtu.be

Asıl mit olan bence "yeeenim sen bi uzun yola çık bas" dır bence. Zaten faydalı olanı öğrenip açıklamaya çalışıyoruz. Yoksa isteyen istediğini yapsın. Öyle de kullanılır ama mükemmel şekilde tamamlanmamış olur rodaj yani.

bunlar hep kullanma klavuzlarında yazıyor ama okumuyorsunuz
www.seat.com.tr

Yeni bir motor, ilk 1500 kilometre (1000 mil) boyunca rodaj ile sürülmelidir. İlk birkaç çalışma saati esnasında, motor iç sürtünmesi ileride meydana gelecek sürtünmeye nazaran çok daha fazladır

Aracın ilk 1500 km’de (1000 mil) sürülme şekli gelecekteki motor performansını etkiler. Aracın kullanım ömrü boyunca (özellikle motor soğukken) orta hızda sürülmelidir, bu motor aşınmasını azaltacak ve kullanım ömrünü artıracaktır. Aracı asla son derece düşük motor Çalıştırma ve sürüş devirlerinde sürmeyin. Motor “düzensiz” çalışırken her zaman daha düşük bir vitese alın.

İlk 1000 km veya 600 mil için, dikkat edin:
● Tam gaz kullanmayın.
● Motoru maksimum hızının üçte ikisi üzerine
çıkmaya zorlamayın.
● Römork çekmeyin

1000 ile 1500 kilometre arasında (600 - 1000 mil) gücü, kademeli olarak maksimum
hız ve yüksek motor devirlerine ulaşana dek artırın.

bence şehir dışı ideal

www.youtube.com

bu abi mükemmel anlatmış

Valla benzer bir senaryoda ben e-scooter kullanıyorum xiaomi scooter pro, acayip memnunum. Eğer çok dik bir yokuş değilse kesinlikle tavsiye ederim, hafif yokuşları rahatlıkla çıkabiliyor, pili de 40-50 km gidiyor. Evde de saklanabildiği için park derdinden de kurtulmuş olursun.

bende elektrikli motosiklet de scooter da var gerçi hepsi scooter da, bence de bildiğimiz martı tipi scooter daha iyi olur. park derdi falan olmaz.

50cc lik benzinli scooterları araç ehliyetiyle kullanabilirsiniz. Bütçenizi bilmemekle beraber vespa biraz pahalı ama baya şık.

b sınıfı ehliyetle kullanılabilen motor derseniz birçok motor markasında var böyle araçlar. Tabii belli yollara köprüye falan çıkamıyorsunuz onla:) ama evden işe işten eve ara sokaklarda çok işe yarar.

Martı tarzı scootlerlar çok rahat olmakla beraber, türkiye'de şöyle bir sorun var. Kaldırımdan gitsen yayaya çarpma riskin var, yola çıksan arabaların seni ezmesi riski var.

O yüzden düşük motorlu araba ehliyetiyle kullanılabilen bir scooter almak daha mantıklı kaskını takar en azından trafiğin bir parçası olursun.

Vespa falan lüzumsuz pahalı işler:) kuba vb. gibi markaların hem çok şık hem de uygun motorları oluyor.

Stmax'ın şu tip Elektrikli ve 50cc benzinli motosikletlerimi tavsiye ederim. bikestore.com.tr

Sym orbit 50 al. Ehliyet istemiyor.

Spigen aldım 1 hafta sonra en ufak darbede çatladı.
gittim Çin malı aldım 3 aydır ilk günkü gibi. Onlarca darbe ve düşmeye rağmen. Bence markaya kanıp gereğinden fazla para verme. Kendin yaparsın yapıştırma işini. Zor bir şey değil.

mediamarkt da cam hizmeti var. 140 liraya 5 yıl garantili cam takıyorlar. 5 yıl cama para vermezsin.

mediamarkt'tan almıştım, ne zaman çizilse vs garantisi var, hemen ücretsiz değiştiriyorlar

4-5 yıl moka pot kullandım, son 3 yıldır delonghi marka iyi bir kahve makinesi kullanıyorum. çokkkk fark var. bi defa kahve makinesi çekirdeği kendisi çekiyor, acılık yok, köpük çok iyi. espressonun olayı mümkün olan en kısa sürede basınçlı bir şekilde kahvenin içinden geçmesi.

Moka pot kahveyi yakıyor, güzel kahve yapmak için daha çok uğraşmak gerekiyor. Sonuçta çıkan kahve de espresso olmuyor. Bütçe varsa espresso makinesi alın.

espresso makinelerinin fiyatları uçmuş biri 200 liracık bir şey diğeri 5000'den başlıyor. @kobuz +1 bütçe varsa güzel bir makine + değirmen harika olur

metro marketlerde var.

tc kimlik numaran varsa görebilir (muayene ücreti çıktığı için)
silemezsin.

İş bulduğumda.

İlk istifama işyerindeki bütün işler üstüme yıkıldığında karar vermiştim. Bir de çok az zam yapmışlardı. Patronum kurşun kalem ve tükenmez kalem arasındaki farkı bilmiyordu (eğitim sektörü) ve bu kişinin kafa yapısıyla bir yere varamayacağımı anlamıştım.

İkinci istifamın kararını içerde aylardır param kaldığı için vermiştim. O kadar bekleyip duygusal olarak yıpranmadan daha erken etseydim diye düşünürüm bazen.

Üçüncü istifama, patronumun üslubunu beğenmediğim ve mesai saati/özel hayat kavramı ortadan kalktığı için karar verdim. Ancak istifa etmedim. Sözleşmemin bitmesine az vakit kaldı ve onu bekliyorum. İşyeri kafada bitince pek çok şey de bitiyor zaten.

Tamamen farklı bir sektörde çalışmak istediğimi fark ettiğim zaman.

Aklımda hiç yokken iş bulduğumda

gereğinden fazla çalışmıştım, her şey yolunda gibiydi ama sıkılmıştım bi defa. öyle olunca gözden çıkarttım biraz hareket katmak için iş bulup söyledim.
sadece söylerken vazgeçirmeye çalışmışlardı o çok zor olmuştu o kadar hukukun üstüne yok demek.

yurt dışında 5.5 sene sonunda kenarda hiç birikimim olmadığını farkedince.

"Sen şimdi bu birimde başla, beş altı ay sonra istediğin bitime alırız, hem işleyişi de öğrenmiş olursun"

7 ay sonra birinin torpilli akrabası o birime getirilir ve karar o an verilip 1 hafta sonra dilekçe verilir.

Şu anki iş yerine de uzak olduğu için soğumuştum başlarda, şu an 7. yılım (yakına taşındı 2 yıl önce, ama bayağı yakına). Şimdilik devam.

Her sabah mutsuz uyandığımda.

fazla konforlu hissedince, babamin isyeri gibi gidip gelmeye baslayinca.
ogrenme durunca.
beni ucuza calistirdiklarini anlayinca.
yukselmenin neredeyse imkansiz oldugunu anlayinca.
vs

Tanınan bir marka olan eski işyerimden ,

-patronlardan biri odamıza gelip “bayanlar topuklu ayakkabı giysin bundan sonra.” Dediğinde
- malum partiden birini işyerinde ağırlayıp kadına çiçek vermeye zorladıklarında.
- erkek çalışana özel araç tahsis edilip kadın çalışanların metrobüsle işe gelmek zorunda bırakıldığında.
- telefonda sorduğu kişiyi tanımadığım için “ siz zaten bi bok bilmezsiniz” diye ik müdürü beni azarladığında..

Sikerler diyip istifa ettim.

patron, yonetim surekli isler cok kotu, batiyoruz, piyasa, sektor berbat, is yok muhabbeti yapiyordu hepsi 5 karsi surat falan surekli(kovid movid yok o aralar). Klasik patron muhabbetidir bu, isler kotu falan derler surekli, zam istenmesin, sukretsinler, extra calissinlar vs diye ama bizimkiler .okunu cikarmisti, resmen enejimi emiyorlardi yeter diyip bastim istifayi, isimde de basariliydim ve cok disiplinli, siki calisirim ben, epey sok oldular hepsi niye diye soruyorlar, patronla da gorusturduler gitme falan cektiler bayagi, dedim isler kotuymus, kuculmeye gideceksiniz sanirim ben size yardimci olayim, gelecek goremiyorum burada. sonra demezler mi bana yok oyle bir sey, nasil boyle bir izlenim edindin:) Senden memnunuz yok o mevkiye atayacagiz, oranin basina gececeksin, ogullarimdan sonra sen geliyorsun falan hayir dedim biraktim iste isi, iyi oldu yasam enerjimi emiyorlardi

edit: baslik altindaki yazilardan istifa iyi bir sey gibi algilamasin kimse. Kimse de istifa gazina gelmesin cok gerekli nedenleri yoksa. En kotu is, issizlikten iyidir, cok kalifiye oldugunuz ise basvuruken bile bosta olan aday dezavantajli durumda oluyor mevcut isi olan adaya gore cogunlukla

Ilki istifa sayılmaz, ülkeden ayrilacaktim.
Ikincisinde ise pazar aksamlarim zehirdi, zor uyurdum. Aksamlari zor uyurdum stresten. Isi yapamadigimdan değil ama bana uygun değildi (fmcg firmasinda planlama, hayatlar 2-3 saatlik stres icinde. Her gün farkli. Sabah 30 dk gec gelsen büyük sıkıntı çünkü cek cumhuriyetindeki fabrika senin planlamani bekliyor. Ama su anki isimde tedarik suresi 3 ay kadar haliyle böyle 20 dk erken başladın gec basladin önemi yok. Bu bile farkli birşey)

Neyse böyle olunca esime dedim, ben burada yapamayacagim. O da tamam dedi. Sirkete sözleşme uzatmak istemedigimi söyledim, onlar üzüldü ama anlayisla karşıladı (bahane uydurdum, yaşadığımız sehir esimin ailesine uzak vs diye). Sozlesmemi yerine getirdigim icin sözleşme tazminatı aldım 2 bin euro falan ayrildim.
Iyi ki ayrilmisim. 1 sene sonrasinda 7.20de ise başlamak, 45 dk öğle arası yerine 9da ise başlama, 2 saat öğle arasi ve yaklaşık 300-400 euro fazla maasla ise başladım.

Ama hayatımda oyle stres yasamamistim ya. Uyuyamazdim acaba üretim hatti gene patladı da 8 saatlik uretim plani yalan mi oldu diye...

Valla ben bir gecede karar vermistim.

24 saat çalışan seri üretim fabrikada stresin bitmeyeceğini anladım. alternatif buldum. istifa ettim.

Hayat her ay ucu ucuna geçinmekle geçmez diye düşündüğümde. İyi ki de sektör değiştirmişim.

Haftanin 2 gunu calisiyorum sadece, istifa etmek gereksiz su anda ama yakin bir sektore gecmeye karar verdim.

Su anda projesinde arastirmaci olarak calistigim hocanin safi havagazi oldugunu anladigim anda kendisine karsi olan butun saygimi yitirdim. Nasil anlatsam. Islerin kendi anlamadigi kisimlarinda anlatilana guvenmez, sunu soyle yapin bunu boyle yapin diye mudahale eder. O isten anlamaz ama anlayani da yerer, kafasinin dikine gidip isleri sarpa sardirir. Yapilani unuttugu icin ve not almadigi icin 2 adim ileri gidersek 5 adim geri gideriz. Uyardiginda da tartismaya girer. Sebep sunmadan sunlari yapin der, kesik basli tavuk gibi yolunu bulmaya calisirsin.

Akademiyi komple birakip ozel sektore gecmeyi dusunuyorum. Zaten akademiye devam edersem arastirmayi birakip derslere zaman ayirmam gerekecek. Efendi gibi gider arastirma-gelistirme projelerinde calisirim daha iyi.

son ayrıldığım iş yerinde (5 sene önce) karı kocalardı ve basketbol oynayanların çok iyi bildiği bir web sitesinin sahipleri. adam bildiğin manyaktı. bipolar falan herhalde. bir gün iyi, bir gün kötü. ofise gelir bas bas müzik açar, asla çalışamazsın. hele işin muhasebeyse dikkat ister yani. gecenin köründe ayakkabı linki atar, bunları bul der. bir şey sorar şu şu oldu mu diye, şu şu yüzden olmadı ya da olmayacaktı ama şunu şunu yaptım oldu diye izah etmeye kalksan bağırır ben sana açıklama yap dedim mi, oldu mu, olmadı mı onu sordum diye bağırır, sonra mesela olmadı dersin, niye olmadı der açıklama bekler. herkesi dolandırır ama telefonlara benim bakmamı ister vs vs.
en son bir gün işe gitmek için kalktığımda keşke deprem olsa da işe gitmem gerekmese diye düşündüğümü fark ettim ve o gün anahtarlarını verip ben daha gelmiyorum dedim. benden sonra gelen eleman bunları tokatlamış. bir sürü ayakkabılarını çalıp kendi site kurup satmış. karısı da bak sen bizi bırakıp gittin başımıza neler dedi diyor. karısı iyi biriydi hala çok severim ama adam ıyyy. oh iyi ki kurtuldum ondan.
iyi ki kurtulmuşum. 5 yıldır çok severek yaptığım bi işim var.

şirketim daha doğrusu yöneticim zam sözünü tutamadığında. ardından da iş bulup kağıdı önüne bıraktım. o andan itibaren söylediği her şey bi kulağımdan girdi öteki kulağımdan çıktı. hatta 2 senelik periyot içinde maaşımın iki katına çıkacaklarını bile söylediler ama ilk söz benim için kıymetliydi. bi kere yalan söyleyen sözünü tutamayan her zaman böyle yapar.

Hadi ben de yazayım madem...

Bundan 5-6 sene önce bir ajansa girerken "Bakın ben dünyayı gezmek istiyorum. Seçiminizi yaparken bunu da göz önünde bulundurun çünkü bir zaman sonra işten ayrılmam gerekebilir" diye belirttim ve yöneticilerin çok hoşuna gitti. Sonra gel zaman git zaman baktım ben dünyayı filan gezemiyorum. İşsiz güçsüz halimde çok büyük bir risk alıp "Burada ne uzar ne kısalırım, amaçladığım yolda da ilerleyemiyorum. Bu yüzden işten ayrılmayı planlıyorum." dedim. Benden oldukça memnunlardı, maaş zammı ve çalışma saatlerimde düzenleme teklif ederek yarı zamanlı şekilde öneri getirdiler ancak kibarca reddettim. "İleride fikrini değiştirirsen kapımız sana açık." dediler ve ben de ayrıldım.

Ondan sonraki süreçte çok ilginç gelişmeler oldu ve adeta film gibi geçen birkaç ay içerisinde; işten ayrılmamın üzerinden 1 sene geçmeden cruise gemilerinde iş buldum ve 4 yıldır çalışıyorum. Acayip mutluyum :)

ilk özel sektör işimde zaten maddi olarak ailecek zorda kaldığımızdan girmiş olduğum bir iş olduğu için, durumumuz düzelince ve yüksek lisansa da başlamak istediğim için istifa etmiştim. sonrasında uzun yıllar akademide çeşitli üniversitelerde çalıştım, bazen asistan olarak bazen proje burslu olarak bazen okul burslu olarak vs vs ama akademide en azından bana yer olmadığını görerek, yılllarrr sonra kendi alanımda tekrar özel sektöre döndüm. asıl bahsetmek istediğim de bu.

müdürümüz sağ olsun, dışarıdan böyle modern gibi görünen bir arkadaş. iş yeri de öyle. alanında da türkiye'de az bulunan bir firma. ama,

1. aynı departmanda bir kısım insanı eşşşşek gibi çalıştırırken, bir kısmını ise kaçmasın diye az işle çalıştıran, ama aslında bu iki tarafa da ne hak ettiği iş yükünü ne de maaşı verebilen bir departman müdürü ve firma bu bahsettiğim. ama türkiye'deki çoğu yer böyle zaten. özellikle de kurumsal değilse.

2. kurumsallığa gitmekte olan bir firma ama hala aile bağları ile yönetiliyor tabi. bu da bir etken. firma karmaşa içinde.

3. ayrımcılık. sadece cinsiyetten bahsetmiyorum, din, mezhep, ırk ve etnik köken ayrımcılıklarından da bahsediyorum.

4. iş güvenliğinin sıfır olması. hatta sıfır bile fazla yani.

5. fikirlerinin çalınması veya karşılığını alamaman. bir de güya fikire karşı prim sistemi var. bu arada bazıları patentlik fikirler ha.

6. sana hiç değer vermemeleri de bunların hepsinin üstüne fındık olarak dökülüyor aşjdksaidadka

neyse, sinirim bozuldu. yazsam daha neler yazarım da, bu altı madde şimdilik yeterli. ha türkiye'deki çok firma böyle, o ayrı.

çok fazla kilometre yapmıyorsanız bence güzel seçenecek. ayrıca peugeot 2008 de düşünebilirsiniz. ekteki ilan özelinde konuşursam antepte galeriden araba almak bana çok ürkütücü geliyor. daha dürüst olanını görmedim.

Peugeot 2008 active 1.2 eat8 alabilirsiniz sıfır. Bayileri arayın tek tek, alanlar oluyor. 240'a filan mal edersiniz.
Crossland için bayilerle görüşün 1.2 otomatik yine veriliyor sıfır. Seat arona olabilir. Skoda scala 1.0 tsi dsg olabilir premium paket. 2017 2018 grandland x 1.2 enjoy eat8ler 250ye kadar alınabiliyor c-suv.

yakın zamanda yeniden yapılandırma veya kapatma düşünceniz varsa 12 aylık çekmek mantıklı olmayabilir. 36 ay kullanın, ödeyeceğiniz faiz daha az tutarlarda olsun ama yine de iyi hesaplamak lazım. simülasyonunu kendiniz bi yapın

Bu çok değişkenli bir soru,
Kredinizin hayat sigortası, risk sigortaları olacak mı?,
Dosya masrafı ödeyecek misiniz?
Kredi’nin faiz oranı ne?

Her taksit tutarınızda anapara tutarına faiz binecek. Bu durumda 36 ay kredi çektiğinizde taksit başına düşen ana para düşüşü daha az olacağından ödeyeceğiniz faiz sana fazla olacak.
12 ay çektiğinizde dosya masrafı, hayat sigortası vs derken yine yapılandırmaya değmeyecek.
Her iki durumda x2 dosya masrafı, sigorta bedeli ödeyeceksiniz. O yüzden astarı yüzünden pahalı olacak ya da uğraşmaya değmeyecek bir kazanç sağlayacaksınız eğer ki faiz oranı %1.3lere gelmezse. Yakın zamanda bu faiz oranına geleceğini de düşünmüyorum.

ben de daha çok gece yatarken oluyor. olabilecek bütün olumsuzluklar aklıma gelip karamsarlık kaplıyor. Freud un rüya yorumları kitabını okudum, orada bahsediyor bu durumdan. beyin uykuya geçmek üzereyken olumlu ve umut doğuracak bütün sinyalleri kesiyormuş. normalmiş.

ters yazdin sanirim, asil gece basini yastiga koydugunda tum sorunlar ustune coker, gun icinde sunu soyle yapsaydim, surda sunu deseydim, kariyerim nereye gidiyor, ciddi iliskim yok, birikimim yok bilmemne tum dertler ustune cullanir. Sabahsa bir uyanirsin yeni bir gun, gun aydinlaniyor yeni bir baslangic, cam acarsin temiz hava alirsin, resmen sarj edilmis gibi yeni gune baslarsin

Valla bende aynen böyle var. Gece yatarken şunu şöyle yapayım bunu böyle yapayım diye düşünüp gaza geliyorum, sabah motivasyon sıfır. Farkedince şaşırmıştım epey.

Bende de var aynısı. Gece uykusu olması gerekmiyor. İçinden çıkamadığım bir durumdaysam saat kaç olursa yatıp uyuyorum hangi kararı almalıyım diye düşünerek. Düşündüğüm karar anlamsız geliyor uyanınca. Sakin, temiz bir kafayla tekrar düşünmüş oluyorum bu sayede.

Geceleri duygusal sabahlari mantiksal dusunmeye meyilli insanoglu, bu yuzden gece akliniza gelen parlak bir fikir sabah cok anlamsiz gelebilir. Gece gaza gelirsiniz yeni planlar yaparsiniz sabah sacma gelir vs.

coppetta baileys yap ))
250 gr krema
250 gr mascarpone
50 gr pudra şekeri
100 gr baileys
100 gr kurabiye

baileys konsantre hale getir ateşte, kurabiyeleri poşette ez.
başka bir kasede mascarpone, krema ve şekeri çırp.
kaselerin içine biraz krema, üstüne konsantre baileys üzerine süs kurabiye ))

Condensed sut sekerli ayni zamanda, tatlinin ne olduguna gore tolere etmeme durumu var. Cafe fernandonun condensed sut yerine muadil bir tarifi vardi, arastirip bakabilirsiniz

süt reçeli satılıyor marketlerde. süt çok cıvıltır.

condensed süt yoğunlaştırılmış süt aslında. skyangel'ın dediği gibi alternatif olarak süt reçeli kullanabilirsiniz

illa da condensed milk olsun diyorsanız hepsiburada da var. nasıl bir şey diye merak ettim aldım, henüz gelmedi.

www.hepsiburada.com

Kıvamı da tadı da farklı.

www.peysangelsin.com
Peysan diye bir marka süt reçeli diyerek yoğunlaştırılmış süt satmaya başlamış. (Bizim süt reçeli dediğimiz dulce de leche'yi de süt karameli olarak satıyor.) Daha dün gördüm, henüz alıp denemedim ama condensed milk isteyen tarifler için aklımda, alıp deneyeceğim. Banabi'de satılıyormuş şu aralar.

Yolda yürürken bıçaklamazlar ama genele göre sıkıntılı. Zaten sık sık uyuşturucu, terör baskınları oluyor.

Gezmek için de gidilecek bir yer değil. Binalar gecekondu şeklinde, sokaklar dar. Bi estetiği yok. Yalnızca girişinde Zeugma müzesi var orada da bir şey olmaz.

abartmış. o ilçenin kendi merkezi çarşısı vs bile var. Antebin en meşhur kebapçılarından çorbacılarından vs orada olanlar var. yine aynı yerde öğretmenlik yapan kız arkadaşlarım var gayet mutlular.

Çok tekin bir yer değil ama gündüz saatlerinde gezerken bişey olmaz ama gece geç saatler için bişey diyemem. Eğer zeugma için gidiliyorda müze zaten ana yol üzerinde mahalle aralarına girmenize gerek kalmaz.
@skyangel bu arada Karşıyaka ilçe değil mahalle.

Depozito iade olur 5-10 gün içinde.
Araçta hasar yoksa paniğe gerek yok.

20 isgunu suruyor dostum avis. Acele etme 1 aya hallolur mail atmana gerek yok

Cok zor, avrupa yakasi trafigi, canakkale feribot trafigi 5 daha iyi bir secenek sanki.

Google Maps 5 saat 59dk veriyor.
Kesinlikle 5te çıkmak gerek.

6 ay- 1 sene idealdir bence

"Turkiye ye bayilij verecegiz"

diamo = dare'nin biz cekimi. bayilik veriyoruz turkiye'de diyor. senin soruna cevap olmamis pek sanirim.

@kassiopeia haklısın ben dedimki güvenilir sizin makarna makinenizi nerden alırız soruyu çok tersten anlamış.

böyle bir kullanim yok. bayilik veriyoruz da bu sekilde soylenmez ama onu demeye calismis muhtemelen.

güneyli bir kro olabilir.

Bir uyari italya otobablari cok pahalidir ve trafik cezalari agirdir. Kiralamadan bunlari dikkate al

100'den fazla kiralamisimdir. devamli kiraliyorum. sorulari alayim

kesinlikle roma

Para problem değilse Venedik. Roma'ya göre daha pahalı ama bence Roma'dan kat kat daha güzel bir yer Venedik.

Milano dan roma baya uzak ve tren pahali olur. Venedik guzeldir

roma + trenle floransa mümkünse

venedik tek günlük şehir, roma her türlü.

olur da trenle floransaya giderseniz bileti internetten alın ve business farkına bakın. ben 3 avro kadar bi farkla business + sessiz vagon almıştım. ikram da dahildi çok rahattı (250 km yaptı valla kontrol ettim telefondan :) )

oraların tek denize girilecek noktası arsuz. haritadan bak yolu sana uygun mu

Tasucu

İskenderun arsuz

akçakıl camping
www.google.com.tr

mersin incekum
www.google.com.tr

İncekum +1

denizin kokusu, dalga sesi yok ama su sesi isterseniz doktorun yeri/kayacı vadisi de var. www.google.com.tr haftasonu aşırı kalabalık oluyor. hafta içi sakin. küçükken simide, deniz yatağına binip minimal rafting yapardık orda.
limonlu'nun kuzeyinde.
denizli piknik için de akyar olabilir. üsttekiler cevaplar da güzel. erdemli'yi geçtikten sonra her yer pikniklik

baklava > kureyşoğulları

Daha önce bir kullanıcıya mesaj olarak yaptığım öneriyi buraya olduğu gibi yapıştırıyorum:

"Kesinlikle İmam Çağdaş'tan uzak durun. Ekşici tabiriyle "abartılmış bir balon" ya da "overrated" :) Karagöz caddesinde Piknik Kebap vardı, salaş bi yer, direkt dürüm veriyorlar. Köşem Kebap diye bir yer var, onların ciğer şişi (cağırtlak/cartlak kebabı) iyidir. Çulcuoğlu başarılıdır. Farklı bir tat isterseniz "beyran" deneyin mutlaka. Beyran için de Metanet'i öneririm. Kelebek ve Yesemek de başarılı restoranlardandır.

Baklava için tartışmasız Koçak. Alternatif yine Karagöz cd.'de Ünlüler Baklava da başarılıdır. Seç Turizm'in Seç Baklavaları vardır, otogarda satıyorlardı eskiden, tereyağ tadını yoğun seviyorsanız onlarınkini de önerebilirim.

Kalenin oradan girip Karagöz Caddesinden çıkabilirsiniz, Bakırcılar Çarşısını da gezmiş olursunuz. Oradan yürürken Yeşilsu'ya gelip bi mola verebilirsiniz, Yeşilsu'ya yürürken sol tarafta bir ara sokakta 5-6 tane eski Antep evi vardır, onların hepsi kafe olmuş durumda, öneririm, otantik bir ortamları var. (Papirüs ve Beyoğlu Cafe)"

kebap: çulcuoğlu (eski çarşıdaki yeri)
baklava: çelebioğlu
kadayıf: erçelebi
küşleme: halil usta (öğlen)
şöbiyet: zeki inal

Baklava: Ayıntap diyorum ben de...

İmam Çağdaş.. Hiiiç gerek yok.

Beyran: Metanet
Katmer: Zekeriya...

öncelikle hoşgeldiniz.

imam çağdaş'a misafirlerimi götürürüm çünkü standart bir lezzet vardır yemeklerinde pişman olmam ancak kendi başıma dur hele imam çağdaşa gideyim demem. o yüzden gidersen denemiş olursun ama antepliler olarak orayı lezzet olarak aramayız.

çulcuoğlu denmiş. doğrudur lezzetlidir ama sadece adana ve kıymasından uzak durun. onun dışında lokum gibi etleri vardır. dürüm için piknik kebapta güzeldir.

beyran için metanetten şaşmayın.

baklava içinse tuğcan otelin yanındaki zeki inal'ı öneririm. adam her gün kapasitesinde ürün çıkarıyor bitince dükkanı kapatıp çıkıyor. o yüzden genelde akşama kalmaz kapanır.

Sanirim market metro idi, yaninda kusleme yapan biyer var, adini sanini hatirlamiyorum ama lezzeti hala damagimda. Bi de yemek disinda bi yer goreyim derseniz zeugma muzesini tavsiye ederim.

eksisozluk.com

off hala zekeriya usta diyen var meh. bu cevabımı bi arkadaşa yazmıştım aynen kopyalıyorum.

efenim bilinen yanlışlarla başlayalım önce, katmer nerede yenir? sorusuna zekeriya usta diyenlerin ağzına kürekle vuruyoruz, zekeriya usta bozdu arkadaşlar, istanbul'dan gelip oraya gittiniz diye en iyisi orası sanmayın lütfen, abdo bile daha iyidir zekeriya'dan ama ben size en iyisini önereceğim AKŞAM SİMİT, anneler parkına gidiyorsunuz ibrahimli'de AKŞAM SİMİT'İ buluyorsunuz, burası antep'in yeni yüzü, tarihi bi şey yok ama sizi garanti ederim yiyebileceğiniz en iyi katmeri burda yersiniz, ayrıca peynirli poğaçası ve su böreği ve kol böreği de(istanbul'dakiyle alakası yok böreklerin) çok güzel bence gitmişken tadına bakın.

Kahvaltıyı yaptık peki şimdi napacağız, seçeneklerimiz müze gezileri olabilir; kale'nin civarına giderseniz oyuncak müzesi var, atatürk'ün geldiğinde antep'te kaldığı ev var, yemek müzesi var, bi de kızılay taraflarına gelirseniz bayazhan'ın üst katı gezilebilir, asıl seçeneğimiz ise zeugma müzesi (çingene kızı orda işte). Şimdi burda ben şunu öneririm, eğer arzu ediyorsanız buraları görmeyi önce gidin ilk saydığım müzeleri gezin sonra gidin öğlen HALİL USTA'da küşleme* ve kebap yiyin. HALİL USTA'dan da çıkıp Zeugma müzesini gezin.

Oooo akşam oldu bile, akşam da gelin TAHMİS KAHVESİ'nde birer menengiç kahvesi (türk kahvesi opsiyonel o da olur, ben sevmem mesela) için. Bu menengiç'ten sonra hala açsanız İMAM ÇAĞDAŞ'a gidiniz ehueheh, lahmacun, ali nazik, adana ve yine küşleme* kebap kişisel tavsiyelerim, Kebabın üstüne de efenim 1 fıstık sarma (a.k.a. dolama), 1 kare baklava ve 1 şöbiyet olacak şekilde 1'er tabak tatlı isteyiniz, kesin yiyemezsiniz de paket yaptırırsınız üzülmeyin. Şimdi bu basic antep turu, ilk gelene bunu yaptırıyoruz biz.

*Küşleme normalde baharatsız geliyor, çok et tadını sevmezseniz baharatlı istediğinizi belirtiniz.

eğer seveceğinizi düşünüyorsanız beyran deneyiniz, adres yine eski çarşı civarı METANET BEYRAN SALONU.

Şimdi detaylı ek bilgilere geçelim;

tatlı için ek adres KOÇAK BAKLAVA (çağdaş mı koçak mı sorusu adeta bir canon mu nikon mu sorunsalına dönüştü, hangisi iyi yorum yapmıyorum artık), künefe yemek isterseniz ERÇELEBİ KÜNEFE, çok acaip şekilli kadayıflar yemek isterseniz (muzlusu bile var abv) ÖZİKİZLER KÜNEFE'ye mutlaka uğrayınız.

Ciğer vs. için adres yine kale civarında LÖKÜS CİĞER, emek mahallesi akın bulgur'un yan sokağına girince URFA TİKE CİĞER. (bunlar ciğeri küçük küçük ve urfa usulü yaparlar.

Arkadaşlar tost demiş, tostçu erol değil de sanayide tostçu kadir öneriyorum, fıstığı künefeye nasıl döktüğüne youtube'dan bakalım youtu.be lol. Da bunlar iki güne sığmaz, tost yemeyin ya 2 gün gidince, aşağıda sucuk önerim var onu alın kendiniz yaparsınız aynısını, olayı orda bu tostların.

Tüm bunların dışında minik üç öneri; akşam simit'te yenen katmerden sonra birisine valove çikolatanın yerini sorun, fıstıklı cuplarından, fıstıklı makaronlarından mutlaka deneyin veya alın istanbul'da yersiniz, bunca zaman biz makaron mu yemişiz ya dedirtme garantili makaronlar. Bu makaroncudan da çıkın yine çok yakın kuzucular şarküteriye gidin ve kasap sucuğu alın, pınar maret haltetmişler, bi daha onları yemek istemeyeceksiniz ^^. Son olarak da tahmis kahvesinden çıkınca yine birisine sorun, size GÖRAL KURUYEMİŞLERİ'Nİ göstersin, burdan ceviz sucuğu, fıstıklı muska, antep fıstığı falan alın, istanbul'da oturup tv/film izlerken yersiniz, güzel olur.

Evet bir turumuzun daha sonuna gelmiş bulunuyoruz, afiyet olsun, iyi gezmeler, fazla yemeyin. ^^ Ek sorular için olveyz yeşillendirebilirsiniz, tşkler.

*: İmam çağdaş bir simgedir, ilk defa gittiysen bi yiyeceksin sonra 2. , 3. seviyelere geçebilirsin :D

Merhaba, telefonu taktığınızda havalandırma kanallarının hareketini engellemiş olacak telefon, bu yüzden sandığınız gibi bir sorun yaşamazsınız. Ben kullanmadım ama Ford'ların yuvarlak hava kanallı modellerinde kullanıldığını gördüm.

benim aracınki de yuvarlak şunlardan;
www.google.com.tr

ben de dün şunu aldım bu daha güzel diye düşünüyorum. senin dediğin ürün çok iyi tutmuyormuş galiba.
www.hepsiburada.com

Çekilin bu konuyu onlarca telefon tutacağı alarak master degree biliyorum :)

1- bu alet telefonunuzu tutacak en iyi üründür, benimki o marka değil ama o mantıkla çalışıyor
2- havalandırmanın o kalın X şeklindeki metaline sağlamca oturur

bildiğim kadarıyla içerisinde toluen vs. bulunması ihtimaline karşı ötv beyannamesi gibi işlerle uğraşabilirsin. sıkıntı.

italyan çiçek sitelerine girip yolla işte.

www.interflora.it

www.floraqueen.it

şunlara bakabilirsin.

Muhasebedersleri.com da video var orada anlatiyor

aktif hesaplar senin varlıklarındır. (nakir paran, bankada ki paran, çeklerin dükkan, arsa, işyeri vb) bunlarda ki olacak bir artış sol tarafta gösterilir. Pasifler de varlıkların nasıl elde ettiğini gösteren kaynaklarındır.(borçlar, ortaklara borçlar, sermaye vb.) bunlarda ki artık da sağ taraflarında gösterilir. x bankasından 100 tl borç aldığında banka hesabının borç tarafına 100 tl, krediler hesabının sağ tarafına 100 tl gibi.

A_____P
1__|__3
2__|__4
7__|__5
-__|__6

ile başlayan hesaplarda bir değer artışı oluyor bulundukları tarafa, azalışta ise ters tarafa yazılır. (Eksi hesaplar hariç örneğin 103 Verilen çekler ve ödeme emirleri gibi)
Sen basit birşey istiyorsun anlaşılan, en akılda kalıcı yöntem bu sayılır ama tabi tek düzen hesap planını, hesapların işleyişini bilmeden fazla bişey olmaz.

kısa yolu kendi cebini düşünmek.
mesela harçlık aldın yani cebine para girdi, cep hesabı (kasa hesabı) borçlandı baba hesabı alacaklandı.
harçlığınla bisiklet aldın, cep hesabı alacaklandı, bisiklet hesabı borçlandı.
bisikleti %10 karla sattın parasını bankaya attın. banka borçlandı bisiklet hesabı alacaklandı.
sonuç; bankadaki para aktifte, baba hesabı ve bisiklet alış satış farkı pasifte.

İyi etmişsin, yarasın.
Yalnız vize işi uzayabilir.

Konsolosluktan 3 gün sonraya randevu alman, krediye onay almadan daha zor olacak muhtemelen. Vize mevzusu şu süreçte biraz uzar. Hem yılbaşı da geliyor.

Vize 1 haftada cikar. Iyi tatiller.

Kufre gerek yok gezmeyip ne yapacaksin.

şimdi küfür edip kötü olmaya gerek yok, krediyi öderken sen edeceksin zaten yeteri kadar. bankaya kaptırdığın toplam maliyeti (faiz, masraf, sigorta, vb.) hesapla, sonra başla küfür etmeye.

ha giren girmiş zaten, eğlenmene bak. en azından tadını çıkar.

güle güle git gel. hakettiğini düşünüyorsan neden olmasın. herkesin tatile ihtiyacı vardır.

iyi etmişsin, para bekle bekle nereye kadar. bizim için de gez.

www.hepsiburada.com

sunun daha uzununu ve genişini marangoza kendim yaptırdım. hem daha uygun oldu hem de çok güzel duruyor. neden begenilmez ki

kitaplık dediğin salonda olur. hem babamın evinde öyleydi, benim evimde de öyle.. ha kendi evimi satın aldığımda boydan boya kitaplık yaptıracam o ayrı konu ama şimdilik yetiyor..

Yok fakat ikea nın camlı kütüphanelerinden olsun isterdim

basitleştirmek mi aa asıl karakter katıyor. salonumdaki kitaplığı çıkarsan geriye otel odası gibi dümdüz bişey kalır :) kitap ve ıvır zıvır biblo çiçek vb dolu.

Şöyle ettik www.instagram.com

Hayır. Çalışma odasında kütüphanem.

Benim hoşuma gitmiyor salonda kitaplık olması. Öğrenci evi gibi bi olmamışlık, iğretilik katıyor eve bence. Belki bir iki ufak kitap rafı olabilir ama direkt kitaplığın salonda olmasını ben uygun bulmuyorum. Bir de çok kitap olan kütüphaneler için salon zaten olmaz. Koltuk takımı, televizyon ünitesi, masa, sehpa falan zaten bi ton şey var. Bi de kocaman kütüphane girince iyice kalabalık olur.

Salona koymak isterseniz salona koyarsiniz.

Ben mesela baska yer olmadigi icin salona koyacagim, calisma odam olsaydi oraya koyardim.
Belki raf yaptirir, okuduklarimi bazaya kaldiririm. Kararsizim.

Ben çok seviyorum salonda kitaplık,kütüphane şeklinde olanları ama salona koyamiyorum kitaplarını,goren 'AA ben bu kitabı okumadim,alayim okuyayim' diyor ve kitap yok.

Yaa kardeşim bütün kitaplarım benim bebeklerim ben gözümden sakinirken millet okuyacağım ayağına alıp götürüyor.okusunlar cokta mutlu olurum ama yetine ben istemeden getirip koysunlar.o yüzden koymam ama severim.

evimizde bir odayı ayırdık (ama artık oraya da sığmıyorlar, azaltıyorum).

İki ayrı odada boydan boya kütüphane var zaten de ben sırf sevdiğim için bir kaç minik rafla kütüphane yapacaktım. Yanına da sallanan sandalye ve yer aydınlatması ekleyip köşe gibi bir şey oluştururum diye düşünüyorum.

Salon geniş zaten öyle tıklım tikış duracağını sanmıyorum.

stüdyo dairede kaldığımdan kitaplığım da salonda :)
ama salona kitaplık koyulmaz diye bir şey yok.
ben de tekzenden alıp kendim birleştirmiştim :)

Sizin eviniz sizin salonunuz. Guzel de düşünmüşsünüz raf olayini. Ben salonuma kitaplık koyarim gayet de severim. Ama bunun icin kimseden fikir almam. soylemeden edemeyecegim nickinizi yanlıs hatirlamiyorsam buraya sectiginiz hali ve perdeyi bile sormustunuz. Çok severek almistiniz ama herkes desenli diye moral bozmuştu. Boyle fikirler heves kaçırır. Icinizden nasil geliyorsa oyle yerlestirsenize evinizi. burada zevkini tarzini bilmediginiz insanlar olarak birlesip salonda kitaplik olmaz desek koymayacak misiniz yani. Bosverin, guzel olur salon iyidir.

insanlardaki bu algının sebebi zamanında kendi ailelerinin veya yakın çevrelerinin kitaplığı bir süs eşyası olarak salona koyup içini hiç okumadıkları kitaplarla doldurması büyük ihtimalle. basitleştirmekten kasıtları aslında modası geçti demek istiyorlar onlar. eh bu insanları dinlemezsen de pek bir şey kaybedeceğini düşünmüyorum.

Aquarium, kitaplığı sipariş verdim bile ben. Sadece insanlardaki bu algının sebebini merak ettim.

O hali, perde duyurusu da benimdi evet ama onda da ben beğenmediğim için ne yapabilirim diye sormuştum hatırlarsanız :)

Var. Klasik eskitme mobilyalarla birlikte beyaz modern 16lı küp şeklindeki Ikea kitaplık duruyor. Alakasız ama kimin umurunda. Zaten evin her yerinde kitaplık var. Kitapları koyacak yer kalmadı, taşıyorlar artık.

bi tane kitaplık odamda var neredeyse tüm kitapların içinde olduğu. salonda da tv üzerinde 2 tane niş var içi kitap dolu. benim için sıkıntı değil elimin altında olsun yeter.

şimdilik ailemleyim. kendi evime çıkınca rahşan ecevit in kitaplığından istiyorum :(
belki de celal şengör ün :(

Zaten ondan bahsediyorum. Siparis vermeden once sorulur fikir alinir belki ama kafanizda planlayıp siparisini verip aldiginiz seyler icin birileri olumsuz yorum yapinca akliniz takiliyor gibi geldi bana. Hali ve perde de oyle kalmis aklimda. Cok severek almistim ya :/ gibi. Takmayın, içinize sinsin diye soyledim. Neyse guzel gunlerde oturun evinizde :)

Başka odada da var salonda da. Hatta evde kendimiz tasarlayıp marangoza yaptırdığımız tek gerçek ağaç mobilya da o.

Salonda tv nin altı ikea nın kare şeklinde olan kitaplığı şeklide bence hoş duruyor :D
Ayrıca bir tane daha kitaplık var salonda normal olanlardan ve bir de halatl asma rafı var ve hala kitaplar tam olarak sığmıyor.

ikeanın ahşap, açık raf sistemlerinden ufak bi kitaplığımız var güzel oluyor. hem şık da duruyor, hem kitaplar elimizin altında

ailemle yaşadığım, neredeyse varaklı (avangard zart zurtu) mobilyaların olduğu salonumuzda bulunan camlı vitrin ve dolaplardaki asla kullanmadığımız bardak, çanak, süsü püsü çıkartıp içlerini kitapla doldurdum. mis gibi oldu. ayrıca salonumuzda televizyon da yok onun yerine de 700 lt lik akvaryum yaptık.onun da üstüne raf yaptık( gerçi kullanamadık onu kitaplar nemlendi ve koku problemi vardı) basit basit yaşıyoruz.

Evet var.Öğrenci evi gibi durmaz düzgün yerleştirirseniz.

ideastand.com

ideastand.com

ideastand.com

bir nöroşirurji uzmanı ağrı kesici çok içince kendi ağrısını yarattığını söylemişti.

artık işe yaramaması. daha büyük dozlara ihtiyaç duyarsın. eskiden novalginin kestiği bir ağrıyı artık apranax bile kesmez olur.

bir kerelikten bir şey pek olmaz ama bunu sürekli tekrarlarsan organların iflas edebilir. voltaren bu açıdan ölümcül mesela.

ve sallamasyon bilgi değil tamamen gerçektir.

vücut duyarsızlaşır ve ağrı kesici etki etmemeye başlar bir süre sonra. 1 ayı geçerse süreç böbrek ve karaciğere de zarar veriyor diye duymuştum.

doktor tarafından günde 5 tablet parol alabilirsin dediler bana. 500mgdan 2500mgda sıkıntı olmuyor heralde. 1 tane voltaren alacağına parol al dediler yani. 2 tableti geçmedim ben.
bir de alacağın ağrı kesicinin adı ne?

barca sr ve biofenac

midenin canına okuyabilir. bunlardan fazla almamaya çalış.

kadın mı erkek mi? sevgili mi değil mi? yaşı kaç? bütçe ne?

lokum?

mevlanali bardak alti

klasik: nazar boncuklu duvar süsü

koşullu biçimlendirme - simge kümeleri ile yapılıyor sanırım. kontrol edemiyorum çünkü şu an excel'im yok bi bakın

www.excelblog.org

Duzeltme: sase no

Bir de bu arabada stepne cidden yok mu?

genelde ön camın altında oluyor.

Sağ ön camın altında olabilir, sağ ön kapının kenarlığında olabilir.

runflat lastik kullanılan bmw - mercedes markalı araçlar stepne koymuyorlar. run-flat lastiğin özelliği yanaklarının kalın olması. lastik patlasa da bir süre (söylenene göre fazla hızlanmadan yani 60-70 km/h geçmeden 30 km civarı) gidebiliyor. sonra şişirip tekrar gidebiliyor. ilk fırsatta tamir ettirmek lazım tabii ki.

kapının kenarlığında oluyor.

örnek:
shop.autohaus-scharrer.de

Anladığım an çekip gidiyorum oradan.

Sizden hoslanmis olabilir bu normal ama tarzi yanlis. Bu bile orayi terk etmek icin sebep. Haa siz de cok hoslandiysabiz denenebilir ama eziklik gibi geldi bana

Ne yontemler varmis vay ameke

3 sene önce tamamen aile şirketi olan dönemin sektör lideri bugünün batık firmasında arkadaşım yapmıştı aynı şeyi. o da zaten arkadaşım değil şu an. şöyle ki;

şirkette ik bile yok muhasebe elemanı cv'leri falan görebiliyordu neyse bi kız geldi adı ayşe diyelim. fakat kız öyle böyle değil su gibi güzel. neyse bu geri zekalının aynı şirkette yazdığı bi kız var onun da adı ayşe. bu iş görüşmesine gelen kızın cv'sinden numarasını aldı whatsapp'dan yürüdü buna.

tabi öyle kız boş kalır mı lan? kız sevgilisine gösteriyor bizim elemanın yürüdüğünü falan adam kıza soruyor sen bugün nereye gittin falan x firmasına iş görüşmesine gittim. arıyor firmayı o elemanın yürüdüğü ayşe açıyor. adam diyor şu şu şu numaradan kız arkadaşıma mesaj geldi falan sizi şikayet ederim vs. kız zor ikna ediyor ama numarayı da tanıyor tabi.

bu elemana diyor böyle böyle hayırlı olsun ayşe'leri ikilemişsin :) aynı zamanda da kızın sevgilisi elemanı arıyor ''bi şey yapmayacağım sadece yerini söyle'' minvalinde bi şeyler söylüyor tabi bu geri zekalı içe doğru sıçmaya başlıyor. aşağı 1 ay öyle diken üstünde oturdu eleman hak etti tabi. diğer ayşe'ye ne mi oldu? o gece o ayşe ile yatacaklarmış tabi bu olay patlayınca ayşe ne onunla yattı ne de onunla evlendi yine aynı şirketten o elemanın en yakın arkadaşı ile evli şu an :)

buna şahit olduğumdan adriana lima gelse bile cv de numarasını görsem dönüp bakmam allah düşmanıma yaşatmasın böyle utanç verici durumu.

Cok yanlis.
En azindan paranin %60-70ini tamamlamafan sakin boyle birseye kalkisma. Hem zaten Durumlar kotu daha da kotu olacak gibi.

Ödediüiğim kredinin bi kısmını kiracı karşılasa?

6 bin lira gelirim var?

Arti olarak zaten kredi de butun tutara cikmiyor. Belirli bir oranini alabiliyorsun

Ben 4 yıl birikim yapayım o zaman.d

Odemeyi dusundugun kadar tutara her ay doviz al. Su krediye bulasmayin artik. Varsin ev olmayiversin.

Abi ben 1+1 almam o zaman,güzel bir villa alırım yayladan

peşinatsız alamazsın zaten.
200bin TL'lik ev için en az 50-60 bin TL peşinatın olması gerekiyor.
bunu aşmanın yolu var ama illegal ve yapanı bulmak zor.

en temizi altın al koy kenara aga.

Toki'den al. Ayda 150 lira taksitle.

seyler.eksisozluk.com

eksiduyu.ru

depeyi isimli abinin hemen hemen tüm entry'leri.

eksisozluk.com

eksisozluk.com

kelevelelis +1

o adamı uludağdayken de okurdum. orada da çok koparmışlığı vardır. oradaki nickini hatırlamıyorum şu an. uludağda sirkecidentrengider vardı bi de. o da iyidir. güldürür de üzer de. bu ikisinin uludağdaki entrylerini tavsiye ederim. bizim sözlükteki popileri önerirler zaten.

ya biri vardi askerlik anisini falan yazmisti asiri uzun ama hic hatirlamiyorum biri onu bulabilir mi anladiysa baya komikti

@tiredpanda şunu diyor olabilir.

eksisozluk.com

Bir de @real eyes realize real eyes adındaki yazarın entry'leri de komiktir.

Hatta inşaatta ayağına çivi falan batıyordu. Ona bayağı gülmüştüm.

aracın değeri ocak tan sonra artacak. şimdi git sıfırı al. kredi seni zorlamıyorsa tabii.

araç ne bu arada?

3.20 gibi duruyor.

Bence git sıfır skoda superb al.

shenergy+1

Shenergy +2

3.20i

130 bin liraya gayet güzel sıfır araçlar bulunur. borçlanmaktansa, bir alt arabaya binmek bence daha iyi, kafan rahat oluyor.

yok ille aynı arabaysa sıfır almak daha mantıklı bu fiyatlarla.

sıfır için 154 bin rakamı son fiyat mı? bmw iyi indirimler yapıyor yıl sonlarında, ama bu yıl için kriz şartları ne derece etkiler belirsiz. birkaç yerden fiyat almakta fayda var.

Bir de finans desteği sağlıyorlarsa iyi oranlarda kredi imkanı sunabilirler.

ikinci el araç almak borca girmemek açısından avantajlı. tamamen aynı araç, bakımları vs. yapılmışsa, sorunsuzsa sıkıntı olmaz. gerekli kontrolleri yaptırıp kazasız, hasarsız vs. km'si oynanmamış vs. olduğuna emin olunduktan sonra alınabilir. Ayrıca 2015 model dediğiniz aracın ne zaman trafiğe çıktığını da sorgulamak gerek, 2015 sonlarına doğru çıktıysa, yaptığı km fazla gibi.

özetle öncelikle sıfır için kredi de dahil tam maliyeti netleştirmenizi, zorlayıp huzursuz edecekse yukarıda belirttiğim şartlar dahilinde ikinci seçeneği seçmenizi tavsiye ederim.

1lt 16€

fiyatlar çok arttı diye biliyorum. 16 euro olması imkansız sanki!

selam,
tek bildiğim ve tecrübem kendi çoçuğumuz. Ne kadar güvenebilirsiniz bilemem.
Eşim bu konuda son derece sabır ediyor ve karanlık odadan çoçuğu dışarı çıkarmadan tekrar uykuya dalmasını sağlıyor.
Gece 7 yatıp sabah 7 kalkması bu yaş için çok normal bir uyku ve günde bir veya 2 saat fazla uyuması gece uykusu için engel değil. Az uyutmaya çalışmayın derim ve sabır edip uykuyu kaçıracak konuşma,ışık açma gibi şeyler yerine uykuya tekrar girmesi için zorlayın.
Yoksa bir işkence oluyor hayat hem çocuk uykusuz, hem huysuz ve sizde aynı oluyorsunuz.

odaya şu otel perdelerinden alın. gün ışığını içeri sokmayan cinsten. dediğin saatler tam gün doğumu galiba. belki uyanma süresini uzatabilirsiniz.

want2die +1, kedi köpek gibi bunların da enerjisini almak lazım. sabahtan akşama kadar yatıyor zaten, hayatın zorluklarına alışsın pezemenk.

Benim kuzenim kurutma makinesini açıyor böyle anlarda. Gülmeyin. Youtube'da açıp bakın isterseniz. Bebekleri uyutan bir beyaz ses olanarak biliniyor.

Kalın otel perdeleri var zaten sıfır ışık yada çok az ışık farketmiyor

Pışpış hiç bir ile yaramıyor. Ağlayıp bağırmaktan öksürüyor, halsiz kalıyor. Daha fazlası çocuğa zarar.

Bütün gün oturmuyor, zira tv ve telefon olayı yok. Deli dana gibi koşturuyor bütün gün

Beyaz gürültü bebeklerde işe yarıyor, sorın uykuya dalması değil erken uyanması

"white noise baby" diye bir arama yapın. belki sizde de işe yarar.

beyaz gürültü yazanlar keşke mesajımı adam akıllı okusalardı. Çünkü bahsettiğim şeyin zerre alakası yok.

behol, keşke sen de bunca cevap veren insana saygı gösterip bir tik atsaydın.