notr (-) uca bağlıyorsunuz. çünkü 4ncu bacak hem notre hemde devreye bağlanmış

2. bacağa direnç bağlanacak, direncin diğer bacağı da toprağa gidecek. 5. bacağa kapasitörün + bacağı girecek, kapasitörün - bacağı da yine toprağa bağlanacak.

Şemalarda saat yönünde 90 derece yatmış E işareti eksi anlamına geliyor.

T harfi gibi olan sembol de genelde (+) veya (-) kaynakları sembolize ediyor.

mallık olur.
mavi jeans'da kampanya var.
137 tl olan kotlar seri sonu diye 2 tanesi 99 tl'ye düşmüş.
ve harbiden dehşet kotlar.
gittim 4 tane aldım misal. 200 lira verdim.

O pantolonun tasarimi ve marka degeri nedeniyle o parayi ettigini varsayarsak almazdim ben. Baska ucuz alternatiflere bakardim. o paraya okuz alinir.

alırdım, zaten iyi bir kot pantolan o kadar. 470 tl ise asıl fiyatı o pantolon alınır , yıllarcada giyilir.

ben de alırdım. o kadar istediğim bir şeyin fiyatı o kadar indiyse almamak mallık olur.

en iyi kot bile ayagimda 1 yilda yirtiliyor.

outletim.com tarzı web sitelerindeki fiyatlara dayanarak 400 küsür tl'den düştü diyorsan o yalan. o kotun satış fiyatı zaten 150tl civarıdır. o tarz web sitelerinin olayı bu. mağazada daha önce 470tl'ye görmediysen alma derim. kalanı senin tasarrufun, ekonomik durumun falan filan..

tavsiye : yabancı markaların web sitelerinde "sale" bölümü var. oralara takıl tabi kot risk olabilir internet üzerinden beden konusunda, gömlek t-shirt tarzı ürünlerde bir şekilde oturuyor üzerine.

@il padrino, yok öyle tongaya düşecek değilim zaten. Hem kendi orijinal sitelerinden hem de diğer mağazalardan bakıp da söylüyorum. Olmadı değiştirme ihtimalim de var. Lakin 150TL işte meret..

kesinlikle alınır.. %50 den aşağısı kurtarmaz.
bu arada marka neydi öyle bi indirim kolay olmaz çünkü. diesel, g-star, replay, energie, lacoste, soda; hangisi!?

o paraya öküz alırız be (:

şaka bir yana daha hesaplısını bulurum illa ki. @blue1809 +1 yani.

Ben almazdim. 150 lira bir kot icin fazla panpa. Markasi ne olursa olsun. Blue'nin dedigi gibi Mavi on numara kotlar uretiyor. Onlara bir bakin ozellikle Bayrampasa fabrika satis magazasina. Iki kotu 90'a bile alabilirsiniz. Yine orada LTB var. Iki tanesini 50'ye satiyorlar. Levi's var bir de, fiyatlar ortalama 70-90 arasi. Bu fiyatlari goz onunde bulundur ve tekrar dusun bence.

mavi konusunda: sanirim gecen hafta su en begenilenlere veya formul 50sine girmisti: (bkz: #27739025)

ben yıllardır 20-40 tl arasında fiyata aldığım kotlar giyiyorum. sandığınız gibi boktan bir görünüşüm de yok. 470 tllik pantolonda kaç para kaliteye kaç para markaya veriyorsunuz? bi düşünün.

Sayın abiler, ablalar; bu kadar mesajdan sonra kısa bir cevap vermeli. Kiminizin de dediği gibi, marka ve tasarıma para verecek olmam bir bakıma doğru. Ama gözü kapalı değil. Markanın gerçekten kaliteli, modelin de çok hoşuma gitmesi sebebiyle bunda ısrarcıyım. Ayrıca ben, fiyatından ötürü Mavi'den kot almamış insanım. Sanmayın ki giydiğim her pantolon bu ayarda. Tek bi kere.

git 2 fakir.exe doyur amk

alırım ben. ucuz alternatiflerin sonu hep dolap köşesi oluyor. kesimleri değişiyor, hepsi kot kumaşı, biri 30 lira biri 130 lira diye bakmamak lazım. insanın üzerinde çok kötü duruyor kesimi iyi olmadığı için çoğu ucuz alternatif.

"uzun zamandır almak istediğiniz" ben alırdım.

Genel de ne için kullanılıyor ağda ? Nasıl bağlanıyorsunuz ?

Ağdan direk görüntüleme yapabileni görmedim hiç ama belki kaçırdığım bişey vardır.

aleykümselam.

d1203.hizliresim.com ağdaki görüntüsü böyle kardeşim.

tamamen varsayımlarla hareket ederek ; ethernet video dosyalarını oynatmak için bence. vga dışında bir alternatif yok gibi.

server taraflı bir sorun bu

çerezleri ve önbelleği sil.

@bonjurkes, başka kişiler rahatça giriş yapıp post yazabiliyor ama foruma

@deniztarafinabakankale, işe yaramadı :/

cache temizledin mi , ftp den girip cache i komple sil.

ne ftp'si @pipbull, site benim değil, kullanıcıyım ben sadece

ben admin olarak giremiyorsunuz zannettim. yöneticiye mesaj at bir şekilde. benim phpbb forumum vardı, sık patlar login olayı.

tek tavsiyem parayı bölmeyin.

şehir neresi? nerede yatırım yapıcaksınız.

Eğer bir işyeri açıp başında duracaksanız parayı bölmeyin tabi, parayı bölecekseniz menkul değerlere yatırım yaparak bölebilirsiniz. Fonlar, tahvil, repo, hisse senedi, döviz, emtia, opsiyonlar gibi.. Almayı düşündüğünüz franchise masrafları elinizdeki paradan düşük maliyetteyse fazla paranızı yastık altına koymanın bir anlamı yok :)

Neyin franchiseını işletmenizin doğru olacağı fikri bir çok değişkene bağlı. işyerinin muhiti, muhitin sosyal ihtiyaçları, talep, rakipler gibi bir çok şeyi analiz etmeniz gerek.

big chefs açın.

burger king. net.

o parayla kendi markanı yarat

Bana göre; C# öğreniyorsanız Asp.Net'e yoğunlaşın. Ama php öğrenmek için; kendinize bir proje belirleyin (blog, forum sistemi, içerik yönetim sistemi gibi...) ve bu projeniz üzerinde çalışmaya başlayın. İnternetten araştırarak pek çok şey öğrenebilirsiniz. Belli başlı bir kaynağa ihtiyacınız pek olmaz.

edit: imla.

www.prototurk.com videolu derslerden öğrenirsin. php derslerini izledikten sonra örnek uygulamalarla pekiştirirsin.

ben pekiştirdim yani. muhteşemim demiyorum ama aşağı yukarı her istediğimi yapabiliyorum artık.

not: bence php derslerini izleyip mantığı anladıktan sonra, BBSY derslerini izleyin aynı siteden.

ctrl + s ile php yi değil html kodlarını görürsün bir işine yaramaz. php.net yeterli olur senin için. ayrıca forumlardaki scriptleri inceleyebilirsin. mesela üyelik scripti ile, form mantığı, db ye kayıt, db den okuma konusunda bilgi sahibi olabilirsin. ve unutmadan okuyarak hiçbir şey öğrenilmiyor, tekrar tekrar yazarak çalıştırarak öğrenebilirsin ancak

natro olabilir, kendince bişeyler yapmak istiyorsan da blogger yeter

domaini de hostingi de kebirhost'dan güvenle ve cazip fiyatlarla alabilirsin. reklam metni gibi söyledim biraz ama gerçekten de iyiler. zamanında işimi gördüler.

(bkz: isimtescil)

türk firmalardan alma sakın. godaddy iyidir. hosting için sadecehosting.com iyi, yurtdışında ise hostony.com çok iyi.

sadecehosting

borçlanma değil ona eminim,

iktisatçı değilim ama bildiğim şey cari açığın olması borcunun olmaıs kadar önemli değil.

ailenin bankada 100bin tl si var. bu aileye her ay 1000 tl faiz veriyor banka ve bu aile 2000 tl harcıyor her ay, fazla parada bankadaki anaparadan gidiyor.

borç tabiri yanlış olur tabi ama şöyle diyebiliriz sanırım bir ailenin çeşitli işlerden 1000 TL gelir elde ediyor. Bu gelirin bir kısmıda üretip sattığı ürünlerden (örneğin 200 TL kadar olsun). Diğer taraftan ürettiklerinin bir kısmı için gerekli hammadde için, üretim dışında lüks yaşamak için aldığı ürünler için vs. vs. 500 TL harcamış olsun bu noktata 300 TL açık vermiş olur ama 1000 TL lik toplam geliri düşünürsen herhangi bir borcunun olmadığını görürsün. Böyle bişi işte.

Bunun ithalat-ihracat için uyarlanmışınada dış ticaret açığı deniyor. Cari açık daha fazla alışveriş kalemini kapsıyor, ama mantık aynı.

borçlanmıyorsun. Para araçtır. Elindekini makarna olarak düşün şimdide.
Sen adamdan her yıl 100 kilo makarna alıp 500 kilo makarna veriyorsun. Yani evinde ki makarnayı tüketiyorsun(stoktan).
Yada evinde makarna yoksa komşudan borç alıyorsun. Yada dur bunu unut karıştırmayalım konuyu.

bi zaman sonra donunu vermeye başlarsın. Dımdızlak kalırsın ortada.
Edit: Okudum da çok ters olmuş bu. Ne alaka makarna alıp vermek falan :).
Şimdi sen ve komşun.
Senin elma ağaçların var
Onun nohut tarlası
Senden 100 kilo elma aldı 100 dolara
Sende ondan 500 kilo nohut aldın 500 dolara.
Ben bu yıl naptım diyosun?
400 dolar para çıkmış cebimden diyosun...
Adama borçlandım demek değil işte.
Ha bu arada miras var üzerinde, dedenden gelen, onu harcıyorsun.
Paran azaldıkça daha çok elma satayım derdi değilde, daha çabuk kazanayım derdine düşüyorsun. Sattığın elmaların fiyatını düşürüyorsun yada arkadaşım almayabilirim senden elma diyor komşu. Miras bitmek üzre, para yok cepte. Tamam diyip 100 kilo elmayı 50 dolara satıyorsun artık. Bu son kısmı çok takma kafana. Senin çocukların kısmında da denklem sıçıcak birazdan. O sebepten bu konuyu burda noktalıyorem.

hazır nuggetler dönerler filan var ilk aklıma gelen iglonunkiler güzel oluyo he çok mu sağlıklı değil ama elin mecbur.

üniversite yemekhanesi yok mu?

şu marketlerdeki dana hindi karışımı köfteler ucuz. tadı da güzel . yani en az 10 tane yarım ekmek arası köfte çıkarır. Öğünü 1 liraya getirmiş olursun ama hergün de yenmez.

yumurta yap sahanda. ben denemedim ama mikrodalgada yapan varmış. konserve fasülye masülye alabilirsin de fiyatlarını bilemiyorum onların. ısıtılıp yenebilir. bi de bi dilim ekmek üzerine kaşar koyuyosun, üstüne bi dilim domates varsa biraz kekik falan serp hatta. mikrodalgada kaşarları eriyene kadar ısıt m.dalgada. oh mis. ama ne kadar sağlıklı bunlar tartışılır.

mikrodalgada pilav yapma kapları vardı bir bakın. pilav oluyorsa makarna da olur ayrıca

öf abi belli aralıklarla böyle gerizekalı bir furya başlıyor. geçenlerde sözlükte de olmuştu. "yok efendim ne olup bittiği iyi ki sözlükten çıkmadı" falan. bir sikim olduğu yok, sazan avı falan filan.

550 kişi yapınca bir tadı kalmıyor tabii. hadi ilk yapan birkaç kişiyi anlarsın da, sonradan bu furyaya kapılıp "neşeye ortak olayım, hem de sazan avlarız kehkeh" diyenler ne kadar basit insanlar onu anlamıyorum.

kabak tadı vermeye başladı artık...

yıl olmuş 2012 hala yiyenlerin olması daha da acı.

mesaj da atamam, 20 marttaki olay yuzunden dışarıya kapandı sözlük. iyi ki duyulmadı

liselilerin yeni espri anlayışının ürünü. aynı şeyi 100 kere yapınca komik olduğunu sananlar var

www.youtube.com

@pipbull montajsa? Ayrıca ben bunu görüyorum da... Slow motion falan da değil

var tabii ki, bu artık çok bilinen birşey. Ben özellikle filmin sonunda-jenerikten önceki erkek cinsel organını(yarrak afedersin) görünce çok şaşırmıştım. Fincher reyis gözümüze sokmuş. Ama bu filmdekilerin amacı tüketimi artırmak vs. değil, yönetmen fantezisi ve filmin hikayesi diyelim.(brad pitt'İn gelip gitmesi falan, "o aslında yok" demek istemiş olabiir mi? :)

parça parça ilerliyorum.
1-gözün algı hızından kaynaklı olarak saniyenin 25te biri ve altında anlık belirgin olmayan bir imgeyi göremezsiniz. fark edemezsiniz. insansınız siz.
www.uludagsozluk.com gibi kaynaklarda bazı örnekler bulunabilir benzer isimle aratın şimdi uzun uzun bakamadım.
2-fight clubda yer alan ilk tyler durden'ın belirdiği kısımlarda belli bir alt metin yok. sadece işin zevki olması amaçlı tyler durden hep oradaydı imajı veriyor ve filmi daha gizemli kılıyor. dayanışma grubunda görevlinin omzuna kol atmış tyler sırıtmaktadır benzer görüntü uyuyamıyorum dedikten sonra doktorun asıl acı görmemişsin dediği sahnede tylerın belirmesi de yine bu olmayan adamın dürtüşüdür. yine ara sokakta marlanın arkasından belirmesi aynı amaç uğrunadır. bunun nedenleri incelenirse röportajlardan hatırladığım şey yönetmen ekibinin bunu izleyiciye bırakmasıydı. benim kendimce çıkarımıma göre filmin başından beri belirtilen zincirlerini kır ve ancak dibe battığında özgür olursun mesajı aslında her insanda yer aldığı teoridir. anlıık olarak (ironic bir şekilde gizli tyler'lar gibi anlık) anlık bir şekilde insanların bu yolu düşündüğü düşledikleridir. yani aslında bu adamlar manyak desenizde onlardan bir parçayı zaten taşımaktasınızdır. ancak tabi ki filmi anlamak yerine kısaca yönetmenin fantezisi yorumuda yapılabilir. ancak aksi ya da haklılığı ispatlanamaz görecedir. sizin ne anladığınıza bağlıdır.
3-youtube'da fight club hidden frames yazarsanız hepsine ulaşabilirsiniz.
4-fight club'ın reklam amaçlı bir manipulasyon mevcut değildir zaten film mentalite olarak tam ters düşüncededir.
5-ancak bu görüntülerin üzerinizde susuzluk ya da açlık gibi etkiler yaratabildiği ya da sex vs gibi arzuları harekete geçirebildiği bilinmektedir. uydurma değil araştırma sonuçlarıdır. vaktim olursa ve isterseniz özelden de araştırabilirim ama şu an için uğraşamayacağım.

yeterlidir umarım

ikiside hapse girmeyecekler orası kesin.

Hapse girmeyecekleri kesin derken? AA tutuklu, BB tutuksuz yargılanıyordu. İlk duruşmaya katılmayınca yakalama kararı çıktı onun da hakkında.

Biraz ezbere mi konuşuyoruz ne?

2 yıl aıtındaki cezalara erteleme verildiği için öyle söyledim.

"aaa sert". AA, 15 defa hırsızlıktan sabıkalı. O da mı yatmayacak?

BBnin sicili temiz idi.

size akk uygulanmadığı için mi dilekçe vereceksiniz

www.superoffline.net

hayır

olmaz

dans kursuna yazılmış ol mesela cuma akşamları.

ben de öyle bi heves kabul edip sonra düşününce istemediğime karar vermiştim, sonra gittim konuştum internetten araştırdım bu işlerin fiyatları şu kadardan başlıyomuş diye, bi daha çağırmasın diye de lcw de işe başlıcam arkadaşım beklediğim bi iş ayarladı falan diye sallamıştım sen de öyle bişey yapabilirsin

@cakabo'nun fikri çok mantıklı bence. eğer "ama söylemedin" derse de ki, "hocamız değişmiş, bu yüzden dersimi cumaya almışlar artık" falan de.

bir kez daha git bir daha da gitme

artık bir kursla anlaşmışsın,orda ders veriyomuşsun veya 'american british english cart curt' sertifika sınavlarına hazırlanmaya başlamışsın, hiç zamanın yok falan.

cclenaer dı sanırım, o gösteriyordu.

uymaz, kutuyu getirmesi lazım

Digi eski çalışanı olarak hemen konuya açıklık getireyim.

Sizin cihaz Digiturk Plus, yani siz Eutelsat'tan yayın alıyorsunuz? Peki arkadaşınız da Eutelsat'tan mı yayın alıyor? Turksat kullanıcısı ise o maçı izleyemezsiniz.

Eğer ikiniz de Eutelsat'tan yayın alıyorsanız, @bambalak'ın dediği gibi Receiver'da gelecek mecburen. :)

Digiturk 2010-2011 yılları arasında Cyriptoworks güvenlik sisteminden IRDETO güvenlik sistemine geçti, bu da artık bir kart sadece bir kutuya özel demektir anlamına geliyor.

Başka sormak istediğiniz bir konu olur ise yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. :)

daha once benim de başıma benzer bir olay gelmisti, banka subesi herhangi bir sekilde olusan kayiplari calisan memura yansittigi icin kesinlikle kusurlarini kabul etmezler. biraz forumlari sözlügü falan dolasirsan göreceksin ki, banka calisanlarinin bir kismi, bir sekilde kabul ettikleri sahte parayi bankamatik icin ayiriyorlar ki, kolayca elden ciksin ve ceplerinden ödemek zorunda kalmasinlar.

bir zamanlar garanti bankasi magdurlarinin olusturdugu bir site vardi, tüm banka magdurlari icin bir mekan olmustu. sonradan kapandi site. yapabilecegin tek sey, müsteri hizmetlerini arayip, avukat oldugundan ve mahkemeye taşiyacagindan bahsetmen. sikayet sitelerine konuyu aksettirmen. 100 lira icin bankadaki şube personeli cirkeflik yapip seni oradan attirabilir ama banka merkezindekiler icin 100 lira hicbirsey degil, nasil olsa onlar da sube personelinden alacaklar parayi.

umutsuz vakadadır, daha önce yaşanmıştır ama uğraşmanın kimseye faydası yok sonuçsuz kalırsınız

çok kötü bir durum. parayı alır almaz kontrol edip sahteyse bankaya gireceksin, şimdi çektim kamera kayıtları orada diyeceksin. bankanın açık olduğu zamanları kollamak gerek tabi.

rondo alla turca

bankamatiğin paranın sahte olduğunu anlayıp imha etme ihtimali de var, bu durumda elde değiştirilecek bir banknot da kalmaz; ayrıca bankamatik parayı kabul etse bile bu seferde bu parayı başka birisine verecek ve aynı mağduriyeti başka birisi yaşayacak; böyle durumlarda topu başkasına atmaktan ziyade sorunun köküne inmek daha mantıklı olur, bence de yapılması gereken o paranın o bankamatiğe nasıl girdiği konusunda ısrarcı olmak ve parayı bankadan talep etmek.

dediğim gibi dilekçe yazdım ancak sadece sorunun cihazlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştıracaklarmış. paraları bankamatiğe yatıran arkadaşlarına çok güveniyorlarmış. memlekette güvenilmeyecek bir ben varım herhalde.

bankamatiğe yatırmak benim de aklıma geldi ama aynı sonuca vardım, bankadan da öyle söylediler kendiliğinden zaten. yapabilecek tek şey başkaları mağdur olmasın diye yazıp çizmek sanırım.

savcılığa gidip suç duyurusunda bulunun

Bana da 3-4 sene önce Garanti Bankası atm'sinden bir kaç banknotun arasından tek bi' 50 TL sahte çıkmıştı. Gittiği ile kalıyor, bankaya hiç bir şekilde ispatı mümkün olmuyor. Para konusunda bankalara bile güvenemeyeceksek ne yapacağız bimiyorum.

@ dungangadunganga

aynı şeyi ben de yüzlerine karşı söyledim. güven üzerine iş yapıyoruz biz diyorlar :)

ama gerçekten atm den sahte para çıkması imkansız, paraların sayıldığı wincorlar sahte para ayırt etme özelliğine sahip, bir yanlışınız var iyi düşünün paraya başkasının eli değdi mi, eğer öyleyse o kişi değiştirmiştir.

@ pipbull

%100 eminim başkasının değmediğine. cüzdanımda hiç para yoktu çekene kadar ve cüzdana koyduktan sonra hiç çıkarmadım. makineden sonra elle konuluyor bankamatiğe, kimse o kısmını hesaba katmıyor maalesef..

Bu ara benzer olaylar artmış.

www.sikayetvar.tv
www.memurhaberleri.net
haberevet.com
www.millihaber.gen.tr

6 gün önce milliyet'te yayınlanan haber;

ekonomi.milliyet.com.tr

kurumsalını bilmemde burası sağlamdır yayın olarak..www.ustream.tv

kendi internet sitemiz üzerinden yayın yapmak istiyoruz ancak.

embed kodlarıyla kendi sitene koyabilirsin..

qik de bayağı iyi.

www.justin.tv de iyidir. kendi sitenin üzerinden yayın yapcaksan siteden stream yapıp, embed codeları sitene koyman lazım.

bu arada 1 mbitten takılmadan izlemek için görüntü kalitesinin 500-600 kbps olması lazım. yani VBV max bitrate kısmına 500 600 arası değer girmen lazım. Zaten 8mbit hızın varken uploadın 1 mbit yani 800 kbps eş değer geliyor.Ayarları yaptıktan sonra test bandwith yaparak stream durumunu takılıp takılmadıgını ögrenebilirsin. Yeşil yanarsa ok, sarı yanarsa fena değil, kırmızı cıkarsa takılma çok olur. xsplit programıyla canlı video yayını yapabilirsin.

ücretli olsun derseniz profesyonel çözümleri araştırın bence. şimdi aklıma gelmeyen bir kaç şirket var bunu yapan.

Bu link sanırım sana yardımcı olur referanslarda iyi : tvhosting.gen.tr

Tv hosting İnternetten anlık canlı ses ve görüntü akışı yapmanızı sağlayan hosting hizmetimizdir.Konser, konferans görüşmeleri, spor etkinlikleri, gösteriler, toplantılar, tanıtım, eğitim, eğlence, dini aktivitelerinizi internetten online olarak yayınlayabilmenizi sağlayan en iyi çözümdür.Web tabanlı Türkçe Kontrol paneliniz sayesinde kolayca 7/24 limitsiz trafik sunucularımızda hedef kitlenize ulaşabilirsiniz.Tv Hosting hizmetinde kontrol panelinizi kullanarak, izleyici nereden geldi (Google Maptan izleyici takibi), hangi videoyu kaç defa izledi, izleyici sayısı kaç gibi ayrıntılı istatistikleri görebilir, Flash Media Player, QuickTime, Real Player, VLC, Microsoft Silverlight, iPhone, iPad, iPod, masa üstü cihazlar, mobil cihazlardan (3g ve internet bağlantısı olan telefonlardan) sabit ip ve port açmanıza gerek kalmadan yüksek kalitede veri akışı sağlayıp yayınınızı izletebilirsiniz.Yayın yapacağınız birbirinden farklı oynatıcıların embed kodunu kontrol panelinizden kolayca alabilirsiniz.Tv Hosting (Streaming) paketlerimizde trafik kısıtlaması yoktur.Aşağıdan size uygun paketi seçip Satın Al butonuna tıklayarak sistemin sizi yönlendirmesini izlerek online olarak satın alabilirsiniz.Siparişinizi tamamlandıktan sonra tv hosting bilgileriniz sistem tarafından sipariş esnasında girmiş olduğunuz mail adresine gönderilir. Müşteri panelinizden kurulum hakkında ilgili departmanımızla, sipariş sonrası iletişim kurararak gerekli desteği alabilirsiniz.

bir kere özel sektör denen bir şey var.adam sana istemiyorsan kullanma diyor zorla değil ya.ister 10 lira yapar ister 100 lira yapar.
mesela ben de mercedes almak istiyorum ama niye parası bu kadar niye pahalı diyor muyum.

@kelepir

arkadaşım devlet ne iş görür onu bile bilmiyorsun daha. devletin tüketiciyi koruma imkanı vardır. hele böyle özel tekeller asla kafasına göre fiyat artırıp indiremez, indirmemeli. bahsettiğin mercedes'in 250 tane alternatifi varken telekom gibi şirketlerin alternatifleri yok. dolayısıyla devlet üst sınır koymalı fiyatlara.

eğer koymuyorsa da devlete ihtiyaç yok. ne sikime vergi ödüyoruz? diye sorarım ben.
yol yapar, yol paralı olur.
okul yapar, okul paralı olur.
kendi halkını özel tekellere karşı korumaz.

ama paşa paşa vergisini almaya devam eder. anlıyorsun demi şuan bu ülkede devletin aslında varolmadığını?

"özel sektör abi, serbest piyasa ekonomisi" diye viyaklamaya bayılırsınız. ancak devletin bulunduğu bir ortamda devletin piyasaya yön vermesi gerektiğini es geçersiniz. devlet ne boka yarıyor. bunu soruyorum. devlet hiç kimseye karşı halkını korumuyorsa ne boka yarıyor?

bu şirketlerin suçu değil arkadaşım.
adamın elinden gelse 250tl de yapar interneti.
265kbps interneti de 50tl'den satar. SİKE SİKE ALIRSIN 256kbps 'yi çünkü adam tekel. çünkü interneti kullanmak zorundasın.

devlet HOP KARDEŞİM DUR. demezse sike sike alırsın. ama devletin görevi de budur. halkına karşı yapılan haksızlıklarda HOP KARDEŞİM DUR. diyebilmektir. kapiş?

telekomun nasıl alternatifi yok ben hayatımda hiç türk telekom kullanmadım.superonline kullanıyorum.telefona hattına gerek yok internet için.o yüzden tekel olmadığı için istediği fiyatı koyma hakkına sahip.pahalı olursa fiyatı indirmek zorunda kalır doğal rekabetin olduğu yerde.

elektrik,su gibi devletin tekel olduğu yerlerde tüketici korunmalı onda sorun yok zaten.

arkadaşım gözünü seveyim devletin görevlerini bilmeden duyduğun iki satırlık "serbest piyasa abi istediğini yapar" mantığınla konuşma burda yav. bak gözünü seveyim diyorum. devlet ne iş yapar, az satıcı çok alıcı olan piyasalarda nasıl politikalar izler bilmeden gözünü seveyim konuşma yav.

@kelepir: Ben de burada bir bilgi vermek istiyorum. Telekom tekeldir. Bu konuda yanlış bilgiye sahipsiniz. Superonline, gücünün yettiği yerlere "özel hizmet" götüren bir firmadır. Bir firmanın tekel olmaması için, verdiği hizmetin aynısını verebilen başka bir firma olmalıdır. İstanbul'un orta yerinde, gelin buyrun Mecidiyeköy'de superonline fiber kullanın eğer bulursanız.
Superonline harici, diğer adsl hizmet veren firmaların tamamı ise, telekom altyapısı kullanmaktadır ve telekoma kira ödemektedir.. Her şey telekomun elindedir..
Durum düşündüğünüz gibi değil..

@kelepir uydu net ve superonline her yerde yok.

@kameramotor: devletin piyasayı yönlendirmesi nasıl olacak peki hacım? zannetme ki vergilerden, pahalılıktan, ttnet gibi soyguncu şirketlerden memnunum. ama devlet nereye kadar karışabilir özel şirketlere? karıştığı takdirde bunun da kendine göre sakıncaları çıkmaz mı ortaya?

ha "devlet ortamı neden rekabete uygun hale getirmiyor, tekelciliğe göz yumuyor?" dersen haklısın.

temel olarak adaletli gelir dağılımı olmadığı sürece, ülke olarak ürettiğimizden fazlasını tükettiğimiz sürece vergiler de girecek götümüze, fahiş fiyatlı hizmetler de.

devlet ttnet'e "hop kardeşim, şu fiyatları dizginle bakalım" demiyor diye kızmaktansa neden her boku ithal ediyoruz, neden kendi enerjimizi üretemiyoruz, neden bazı sektörlerde adam akıllı rekabet yok, tekelleşme var diye kızmak lazım mesela.

bir de şu entry hoşuma gitti: (bkz: #27754517)

tamam büyük şehirde superonline kullan, kablonet kullan vs. ama çoğu anadolu şehrinde yok bunlar.

@beyler
telekomun hala tekel olduğunu bilmiyordum ayrıca biraz düşününce devletin az satıcı çok alıcı olan yerlerde tüketicinin yanında olmasından yanayım.

kardeşim o devletin 2. planda yapması gereken şey.
devletin tekele rakip çıkarmaya çalışması 2. plan bir olay.

devletin ilk yapması gereken halkını korumak kollamak. nasıl ki fırıncılar federasyonu bir sabaha "bütün ekmekleri 4tl yaptık" diye uyanamıyorsa, devlet engelliyorsa, telekom gibi şirketlerin de, internet gibi artık "zorunlu" hale gelen bir hizmeti de kafasına göre her sabah uyanıp "bugün 75tl" "öbür ay 75tl lik paketi kapattık artık her paket 50tl" "bu aydan itibaren 85tl ödeyeceksiniz" diye değiştirememesi gerekiyor. en azından bir ülkede devlet varsa durum böyle olmalı.

tüketiciyi koruma diye bir şey var. topu topu 2 tane internet alt yapısı olan bir ülkede, bu iki şirketin "gel kartel olalım fiyatı biz belirleyelim" demesi işten bile değildir. hele hele ülkenin yarısından fazlasına, bu internet sağlayıcılarından biri ulaşmıyorsa hiiiiç işten bile değildir.

telekomun zararı yok. telekomun altyapı geliştirme faaliyeti yok. telekomun düşen kâr oranı bile yok.

ama telekom bu sabaha "zam yaptık" diye uyanabilme hakkı var. nasıl oluyor yahu bu? sahiden açıklayın olm bana. devlet böyle şeylere nasıl izin verebiliyor?

telekom yarın sabah çıkıp "bundan sonra tüm internetler 510kbps olacak ve buna 50tl ödeyeceksiniz. eğer 8mbit istiyorsanız 200tl'yi gözden çıkaracaksınız" dese yine 'abi serbest rekabet ortamı" mı diyeceksiniz? ülkenin yarısından fazlasına internet altyapısını tekel olarak satan telekom yarın bunu dediğinizde de tepkiniz aynı mı olacak?

eğer aynı olmuyorsa tepkiniz, kafasına göre zam yapmalarına da aynı olmamalı. çünkü bu acaipliktir. enteresanlıktır. halk sikiciliktir. çok net.

ama şüpeyonlayn vay diyenler. superonline babasının hattını mı kullanıyor, telekomun omurgası üzerinden sunuyor hizmeti, ttnete sike sike para ödüyor, ttnet fiyatları aşağı çekse bu kadar para ödemeyeceğiz. fiber derseniz de heryerde fiber yok.

tamam ama fırıncılar odası tesk'in bünyesinde ve tesk ne kadar "bağımsız örgüt" olsa da devletle organik bağı var.

devlet özel sektöre doğrudan fiyat ayarı çekmeye başlasa o piyasaya yatırımcı girer mi bir daha? 2.plan diyorsun ama bence asli gerekliliklerden biri bu.

Ağzına sağlık. sonuna kadar haklısın.

Soruna gelince, hayır devlet var ama bize kadar var, sana yok.

telekom satılırken götümüzde pireler uçuşuyodu. Şimdi ortada dönen yaraklardan sakınıyoruz götü. Suç bizim.

hiç yok değil ama. devlet rekabet kurumu var. Yeni kuruldu, geçenlerde baya inceledim. Mesela şu vodafon, avea turkcell i çok sıkıştırıyor bu konuda. Hatta bir kararda; Turkcell'in fiyatlarını aşağı çekmesini engellemişler. Tekel oluşturabilir piyasada diye. Ya... Turkcell ne zman indirime geçse rekabet kuruluna dayanmış firmalar.

Ama; gel gör ki bu ülkede her evin içine giren, devletin milletin telekominikasyon ağını başkasına satarsan, sikerler hacı seni.

herkes adil kullanım dalgasını uyguluyor bazı 8mbite kadarlarda hız düşmüyormuş (muhtemelen bir hata nedeni ile)

bir de şimdi nette okuyorum eleman gayet iddialı bir şekilde "adsl'de akk'yi uygulayamazlar o bi şekilde kırılır. fiber olmadığınız sürece akk'yi kıracak yöntem illa ki vardır" falan diye konuşuyor.

o yöntemi bulalım 16mbite geçelim bari en temizi yav.

bu arada akk nedir sorması ayıp :\

adil kullanım

turk.net akk uygulamıyor.

ttnet de uygulayacağını yazıp uygulamıyor.

edit: şom ağızlılık bu olsa gerek.

kesinlikle uydunet öneriyorum

her ay 100 tl biriktirebilecek disipline sahipseniz bes 'e gerek yok bence. aynı fonları sizde alabilirsiniz pekala. ayrıca stopaj ıvır zıvır kesintiniz de olmaz.

Vergi avantajını kullanırsan, kenara atmaktan cok daha karlı,

Ortalama %20 vergi veriyorsun diyelim.

Kenara 100 lira attın toplam 1200 liran oldu cebinden 1200 lira çıktı.
Beste ise cebinden 80 lira çıktı yatırıma 100 lira yönlendirme toplamda 1200 liran oldu. Ama cebinden çıkan para 960 lira hiç birşey yapmadan paran deger kazandı.

10 yıl sonunda direkt çıkmak istedin % 10 kesinti yapılır. Ancak zaten girdiğin andan itibarendaha fazla kar ettigin için fazlasıyla telafi eder. Getiri oranlarına hiç Girmedim, ayrıca bes fon getirileri stopaja tabi değil.

vergi avantajını kullanmak icin brut maas almak gerekiyor bu kısıma dikkat etmek lazım. net maas alan biri icin bir getirisi yok bu acıdan.

ayrıca evet her ay kenara 100 tl atacak disipline sahip kişi bu şartlarda BES de biriken paranın 2 katını vadeli hesaptan alabilir. faizler bu konuda etkili. yukselirse vadeliden alacagın para daha da katlanıyor.

satıscıları dınlemeyın onlar satmak ıcın bazı seylerı sıze ıyı gosterecektır. işin aslı şu sizin verdiginiz paralardan yönetim gider kesintisi yapılıyor ve bununla firma giderleri saglanıyor. bu noktada bir nevi tırtık olarka degerlendirilebilir bu. ayrıca sistemden cıkma ile ilgili olarak devlet cok saglam stopaj kesintileri yapıyor. daha önce benzer duyurularda cok detaylı anlattım aratıp bakabilirsiniz.
neyse sadece gelelim , kendı kendıne para biriktirebiliyorsan her kosulda daha fazla paran olur aynı sure sonunda.

BES en iyi şu şekilde olur; minimum prim tutarından emekli olana kadar prim yatırılır. Bu primler maaşının yattığı günün ertesinde hesabından otomatik çekilecek şekilde ayarlanır. ayrıca her ayda minimum 50 TL gibi bir tutar da altın hesabında biriktirilir. Yaşın geldiğinde emekli olmadan bir iki ay önce kadar altın hesabındaki tüm biriken para çekilip BES hesabına aktarılır. emeklilik talebi verilir. Emekliliğin kabul edildiği anda hesabındaki paraya göre maaş verilir. bu mantıkla minimum olan 120 TL'lik prim ve her ay kenara konulan 50 TL'lik altın parası ile en iyi birikimi yaparsın.

Guzel kardesim, BES'in 2 temel avantaji vardir:

1) Eger bordrolu calisiyorsan vergi iadesi alirsin.
2) Seni uzun sureli yatirim yapmaya tesvik eder. O yuzden uzun yillar cikmamani saglamak icin kurallar vardir.

aslında tene sıkılır ama alerjin var veya rahatsızlık duyuyorsan kıyafetine sıkmalısın. ben öyle yapıyorum.

Vücuda

Edit : cevabımı görünce vücut kelimesine yabancılastim bir anda. Vücut ne lan.

direk saça.

savurdukça koku daha bi yayılıyor

edit: tabi saçlar rapunzel o sebeple savurma

iki kere bileklerin icine slklp kulak arkasina surersin

onemli olan parfumun ten kokunla birlesip daha essiz bir hal almasldlr

en ulasilabilir feromon yerlerde kulak arkasi ve bilek olunca

boylesi ideal

sac olabilir zaman zaman veya gogus olabilir dekolte varsa aciksa onlerin erkeklerde bence illa vucuda degmeli

kiyafete slkilmamali

1- kiyafeti lekeleyebilir
2- koku daha cig kalir

parfumle alakasi olanlar ne demek istedigimi anlayacaktir

gövdeye.

parfüm; kulak arkalarına, bileklere ve dirsek içlerine sürülür. parfüm sıkılmaz.

eau de parfüm'ü ya da eau de toilette'ı nereye sıkarsan sık. ama şahsi önerim havaya 3-4 el sıktıktan sonra altında bir süre durman.

eau de parfüm vücuda, eau de toilette elbiseye sıkılır.

nabız yerlerine sıkacaksın ki daha etkili olsun.

@lorenzen +1

2 kez havaya sıkılır, içinden geçilir.sonra istenirse tekrarlanır.

göğüslere sıkılır.

update table_name
set bıdı = 20
where hebe = 'ahmet'

ama hmm sanırım yeni anladım. değişip değişmediğini kontrol edeyim diyorsan şöyle olabilir:

update table_name
set bıdı = 20
where hebe = 'ahmet' and bıdı != 20

jquery ile yapacaksın.

www.egonomik.com

Ahmet'i Mehmet'i unique olarak tanımla. Eğer ad, soyad varsa, ikisini birden tek şekilde unique yapman lazım (ayrı ayrı yaparsan olmaz). Böylelikle az sonra yapacağımız şeylerde Ahmet'in değeri değiştiğinde, eski Ahmet'e ek olarak yeni bir Ahmet daha ortaya çıkmasın.

Ardından hiç bir veri yokmuş da sıfırdan tablolara insert ediyormuşcasına bir INSERT sorgusu oluştur.

Sorgunun sonuna şunu ekle;

ON DUPLICATE KEY UPDATE guncellenecek_sutun_adlari = values(guncellenecek_degerleri)

Örnek olarak şöyle bir şey olmalı;

INSERT INTO tablo (adi, yasi) VALUES ("ahmet", "22") ON DUPLICATE KEY UPDATE yasi = VALUES(yasi)

ahmet, ve 22 yerine $adi, $yasi gibi şeyler kullanacaksın bu arada...

Bu çok performanslı bir öneri olmayabilir (olabilir de), ama çalışmalı.

öncelikle bu mektup birçok kişiye yanlış gönderildi.
www.memurlar.net

hukukçu değilim ancak, e-devlet şifresi ile annenizin üzerinde bulunan gayrimenkulleri görüntüleyebiliyorsunuz. tapu kadastro müdürlüğü dijital ortama geçti artık.

bu beyannameye gerek bile yok sizin bu tespitiniz için. kanuna göre eşin miras payı 1/4, çocukların tümünün toplam miras payı 3/4'tür. yani anneniz tek çocuksa 3/4, kardeşleri varsa 3/4'ü o sayıya bölerek bulacağınız rakam onun miras payıdır. ama genelde bizim ülkemizde bu rakamlara uyulmaz. büyükanne ya da baba ölünce, sağ kalana gider tüm paylar, o da öldükten sonra çocuklar paylaşır.

şimdi dedeniz ölmüş ve siz verasetini çıkartmamışsanız hala, gelir idaresi anneannenize, annenize ve varsa diğer kardeşlerine bu mektubu yollayıp, hepsini birden sorumlu tutar. çünkü mal paylaşımı yapılıncaya kadar tüm mirasçılar tereke üzerinde elbirliği mülkiyetine sahiptirler. birinin rızası olmadan diğeri satamaz, yiyemez.

özet; anneanneyle anlaşamıyorsanız veraseti çıkartıp mal paylaşımı yapın. yok anlaşıyorsanız bırakın yesin, gelir idaresine itiraz işe yaramaz, anneanne vergisini de ödesin. o ölünce size zaten.

Coca cola muhtemelen buzdolabı da vermiştir mekana. Ve eğer yanlış bilmiyorsam o tip dolaplarda sıcaklık ayarlanabiliyor. Rica edip bakın bakalım kaç dereceymiş.

uzaktan kumanda gibi çalışan termometreler var. hızlıca kullanırsınız.

bildiğim kadarıyla o dolaplar 4.7c derecede çalışıyor.

39F

°C = (°F – 32) / 1.8 çevriminden
(39-32)/1.8=3.88c

kesinlikle o sıcaklıkta suyun tadı bile farklı, şimdi burda 4.7 yazınca aklıma geldi, o içtiğim enfes sıcaklıktaki suyun dolabı da sıcaklığı 4 ya da 5 derece idi.
suyun hacminin en fazla olduğu derece bu. belki bunla alakalı bir özellik olabilir.

alınır.

yaşım tutsa ben alırdım ama vermiyorlar işte bana.

tableti inceledim, çok iyi ve fiyatıda çok uygun. İnternet paketi işe yaramaz, marketten bi araba dolusu alış veriş yapıp,kasiyerin al bu sakızda bizden olsun demesi gibi, ama paket olmasada alınır tabikide

ben tavsiye etmem, o fiyata tegra işlemcili tabletler var.

@pipbull 3g'li tablet var mı 720 liraya? gerçekten soruyorum, varsa alacağım :)

3g'li yok tabiki, ama ileride bir güncelleştirme olduğunda bir htc yada samsung gibi değil vodafone. Çünkü bu aletin asıl markası huaweii gibi birşeydi.

huaweii ne farkeder ? huaweii en ince çift çekirdekli telefon, ilk dört çekirdekli tablet, en uzun batarya ömürlü android telefon ünvanlarına sahip aletleri var, artık kaliteyi arttırıyor zte de huaweii de

Aynı şeyleri ben de düşünürüm ve en sonunda istese ödemeli atabilirdi falan da derim,ama bu biraz da benden kaynaklı :)

şayet davranış yineleniyorsa art niyet ararım,bir kere geri dönmedi ok.iki kere geri dönmedi eyvallah üçüncüsünde ben de siklemem.

çok lazımsam bi daha arar diyorum ben genelde.
nolduk şimdi?

ne kendini kas bu kadar, ne de başkalarını. başkaları hakkındaki beklentilerini bu kadar yüksek tutma.

arayan kişi ailemden biri değilse ve uc beş defa aramamıs, mesaj falan atmamıssa "beni ara" diye mesela, %99 geri dönmem. iyi bir insanım.

bence böyle durumları genellendirmemek gerekir. kişinin karakterine bağlı bu durum. sadece işi düştüğünde arayıp soran, insanları küçük gören bir tipse bunu yapan git amına koy. ama mesela ben hiç dönüş yapmam arayanlara. bazen açmam bile. nedenini bilmiyorum gıcıklık değil mi amk. ama hiçbir zaman böyle bi nedenden dolayı arkadaşlarımla sıkıntı yaşamadım. velhasıl kelam, karaktere bağlı

beni tarif ettin. tanımadığım numaraları açmam. önce kim olduğunu mesaj atıcak. ayrıca neden geri döneyim. bana mesaj olarak "ben xxx , ararmısın müsait olunca" derse ararım

devlet hastanesine git

@2 haklı. gazan mübarek olsun panpa

eğer istanbuldaysan uygun fiyatlı ve gerçekten fayda görebileceğin birini tavsiye edebilirim.

obezite kliniği olan devlet hastanesine git
ya da etrafta yoksa en azından açlık tokluk şekeri tiroid hormonları filan ölçtür dahiliyede bi doktora göster

yok bence diyetsiyene hiç gitmemek gerekir.

manken çakması ağır makyajlı birisine gideceksin ve sana "belki yağsız yoğurt, belki yağsız süt, kepekli ekmek, bol su, tüketmek, -ebilir" kelimelerinden oluşan cümleler kuracak. ayrıca emin ol hiçbiri beslenme ilmi ile ilgili zerre şey bilmiyor.

bunlar benim görüşüm.

istanbul daysan cerrahpaşa da beslenme anabilimdalı başkanı ahmet aydın var. ona git.

hiçbir şey yapamıyorsan al canan karatay ın karatay diyeti kitabını oku. gidip mümessil-manken kırması yeniyetmelere çuvalla para dökmenden iyidir.

esasinda ben kendim zayiflamayi dusunuyordum ama kaslarin erir dedi bir arkadasim ki kaslarimi seviyorum bi buzdolabini 6 kat sirtimda tasiyabiliyorum.Sizce kaslar erir mi?

Kas kaybı olur ama minimuma indirebilirsin uzman yardımıyla. Benimkiler artmıştı kas inşa ederken kilo verdiğimden mesela. Ama zaten belli bir kas kütlen varsa kayıp olur biraz.

1) önce diyetisyen kliniği olan bir devlet hastanesi buluyorsunuz.
2) ardından o hastanenin iç hastalıkları (dahiliye) kısmından randevu alıp tedaviye gidiyorsunuz (online randevu da alınıyor artık www.hastanerandevu.gov.tr adresinden)
3) doktora diyet yapacağınızı söyleyip sizi diyetisyene sevketmesini rica ediyorsunuz.
4) dahiliyeci doktor sizi laboratuvara gönderiyor, kan tahlili yaptırıyorsunuz (mümkünse sabah erkenden ve aç gidin, kan verdikten sonra tahlilin çıkması çok uzun sürmüyor)
5) tahlil çıkınca dahiliyeciyi tekrar görüp tahlilinizi gösterin. bir sıkıntı varsa sizi uyaracak ya da gerekli takviyeleri reçeteye yazacaktır. diyetisyene sevk edilirsiniz.
6) diyetisyene gidip kişisel durumunuzu anlatın, boy kilo ölçümlerinizi yaptırın, size özel bir diyet programı hazırlatın. her gün hafif hafif hareketle diyetinizi uygularken, dahiliyecinin yazdığı takviyeleri (demir/folik asit/kalsiyum vb.) düzenli olarak almayı ihmal etmeyin.

mümkün. css ile.
ancak ekşiduyurunun ki logo.
sttc1.eksiduyuru.com

<style type="text/css">
span.renk {background-color: red; font-family: "Arial Black"}
</style>


<p> <span class="renk">


DENEME
</span>


Yaptım oluyor fakat yazının rengini beyaz nasıl yapabilrim?

background-color: red; font-family: "Arial Black"; color:#fff;

www.photoshopmagazin.com

contact form dan bahsediyorsanız, ya database'e kaydedilecek yada mail göndericek. tam olarak istediğiniz nedir.

mail de atabilir, database'den daha kolay olacağını düşünüyorum fakat en sağlam çözüm hangisi olur?

verdik ya. indir, asp dosyasini notepad ile acip satirlari kendine gore ayarla tamamdir.

@lostandloser Tamamdır, niye kızıyorsun yahu :)

Ayrıca teşekkür ederim.

en sağlam databese 'e kaydetsin. sonradan isterseniz databaseden çekip mail gönderen sistemi ayrı yazarsınız. uçup gitme gibi bir durum olmaz sağlam olur.

elinizde form varsa gönderin ona uygun php olarak yazıp gönderiyim.

Teşekkürler, herşeyi hallettik.

güncel kasa, 2012 model sıfır km olanlarından bahsediyorum:

performans: fiesta çünkü aralarında 20bg'e yakın güç ve 15nm'ye yakın tork farkı var. ayrıca yol tutuşu da puntoya göre daha iyidir.

konfor: punto çünkü daha donanımlı ve aralarında çok fazla kalite farkı yok. üstelik punto daha geniş ve süspansiyon sistemi daha yumuşak olduğu için daha rahat hissettirir.

tüketim: punto görece daha iyidir ama otomatik vites ve benzinli bir otomobilden şehir içi kullanımda mucize beklemek doğru olmaz.

eğer mümkünse daha donanımlı bir fiestayı aynı donanımdaki bir puntoya tercih ederim. ancak seçenekler sadece bu ikisi ise punto günlük kullanım açısından daha cazip.

annemde fiesta var ve şehir dışına çıktığımda punto kiraladım şansıma da daha yeni sıfır modelini verdiler. karşılaştırma yaparsam punto özellik olarak fiestanın eline verir resmen. kullandığım punto triptonicti. start &stop özelliği bana göre çok iyiydi, yakıt açısından da faydalı. stop edip tekrar çalışma süresi çok kısa ve hissetmiyorsun. iki farklı vites modu var. bu modlar aynı zamanda direksiyonu da ayarlıyor. city modunda direksiyon hafifleşiyor daha yumuşak oluyor. diğer modda sertleşiyor ve uzun yol yüksek hızda avantaj sağlıyor. fiesta da bunlar yok bir tek cruise control ön planda. konsol dizaynı olarak da fiestanın ağır ve havalı puntonunda daha modern ve teenage havası var.

intvd.gib.gov.tr

MTV Ödeme sayfasından trafik cezalarını görebiliyorsun.

vergi dairesi ödeme sayfasında trafik cezaları hemen gözükmüyor maalesef.

eve ceza kağıdı geldiğinde 7 gün içerisinde itiraz hakkınız var.

moderatorler güzel cevaplar alana kadar yukarıda tutarlarsa çok sevinirim.1 hafta içinde yurt dışına çıkıcam o zaman kadar yapmak gerekli ne yapmam gerekiyorsa.

Kayit dondurman lazim ama bunu okudugun üni. nin ögrenci islerine sormalisin.
Ve iyi birde mazeretin olmali. Avusturya ya gidecem falan deme salla biseyler.

Harci yatirirsan, ders secmek ve ders kaydi yapmak zorundasin ( benim zamanimda öyle idi)

hmm. dondurmak için fakirlik belgesi yada heyet raporu almak lazım.onlarıda alamam.o zaman harçlarımı yatırıp online ders kaydı ders seçmem lazım. en iyisi öğrenci işlerini arayayım ben.

bu arada belli bir süre sınıfta kalınca okuldan atılma vardı,artık o yok sanırım.

Okuldan atılma kalktı artık. istediğin kadar ara verip dönebiliyorsun. Ancak senden ödemediğin harçları zamlı olarak alıyorlar.

Okuldan atılma kalktı ama sen hazırlık okuyor olduğun için eğer bu yıl da başarısız olursan aynı bölümün türkçesine yollarlar seni ki bu da çoğu üniversitede epey fark ettirir. Hazırlığı bitirdikten sonra isterseniz yıllarca devam edersiniz ama bu durumunuzla sene sonunda türkçe bölüme yollanma ihtimalinizi yüksek görüyorum ben. Ama tabi korkutmak istemem.

dogru adres hocam.

Barceloneta var. Orası daha güzel bence. Hem denize de çok yakın.

barselona 2 milyonluk şehir ve metro hattı çok iyi. dediğiniz yer istanbulun istiklaline denk düştüğü için çok pahalı olacaktır. uzun süreli kalacaksanız buna deyip deymeyeceğine karar vermek lazım..

girona civarı olabilir.

tamamen parasını verip vermemen ile alakalı bi durum.

alınmaz , o fiyata doğubank civarı daha iyileri var.

hayir bi de lcd. firsat neresinde bunun?

asla verilmez. h.sonları vatanda filan %25 indirim oluyor. takip et bu fiyata çok daha iyisini alırsın. donanımhaberde filan bakın az

millet LED 3D ye geçmiş bu hala LCD bir de HDREADY diyor. ha full hd ile hd ready arasında über bir fark olmasada teknoloisi günümüze göre eski.

bir de ne yapacaksın bu tv ile onu söylersen aslında daha net cevap alırsın. 100 liralık uydu receiver takıp, dvd player ile film izleyeceksen al. ancak ps3,hd receiver, bluray 1080p filmler ile takılacaksan sana az gelir hem ekranı hemde tepki süresi.

vatan ta ta ta tan. :)

aynı kılavuzun 132. sayfasına da (görseldekinden iki sayfa sonrası) bakınız.

s ye alırsan, devirler yükselecektir ve vites küçülecektir. yani 5 vitesten 4 e inecektir bizimkinde böyle. c zaten şehir içi kullanımı, normali yani

ya kablo çekilecek yada ara kata falan access point kurulup bağlantı aktarılacak.

access pointer o işe yaramıyor mu yav?

peki bu access pointer ' ı modem olmayan eve mi takacaz ? nasıl olacak ? hiç anlamam bu işlerden :)

Access Pointer modem olmayan evde olacak. Ama her halükarda modemden kablo çekilecek.

Modemden kablo çekilmesine gerek yok , wireless internet alır ve wireless dağıtır zaten. Ha modem sadece kabloluysa o başka.

genelde turksat ve hotbird kullanılıyor. uydudan güncellemeli bir model almanız yararınıza olur zırt pırt elle eklemek zorunda kalmazsınız kanalları. ayrıca dreambox denilen ayrı bir dünya bar ki sözlükte fazlasıyla anlatılmış.
(bkz: dreambox )

next'in minix hd receiver var televizyonun arkasına takıyorsun her bir özellik var.
www.chip.com.tr

en basiti, isim vererek başlayabilirsiniz

vermemeyi tercih ederim su an.

sineye çekmen lazım projenin haklarını hukuksal olarak alsaydın senden izin alarak yapmak zorunda kalırlardı ve paranı alırdın. eğer onlarda farkındaysa bu projenin senden çıktığını sana yapacakları en iyi şey referansları olur.

Bu tur islerde hak hukuk bastan belirlenmemisse sonradan ters dusmenin ego tatmini disinda pek bir faydasi olmaz. Ancak sus pus beklemek de olmaz. Rahatsizligini ve beklentini uygun bir dille projenin tum paydaslarina ac. Bazi alternatifler;

- okulda atolye calismasini duzenleyen hocalarina danis
- projeyi yapacak firmaya konuyu samimiyetle ac, ogrenci oldugunu, senin hak ve hukukunu da gozetmelerini bekledigini acikca soyle.
- belediyedeki ilgili kisileri de devreye sokabilirsin

demek artık hırsızlık bukadar aleni oldu ama yazılı kanıtın yoksa birşey çıkaramazsın adamlar koskoca yayınları bile çalıp yayınlıyorar yine birşey olmuyor şahidin var mı kanıtın var mı yoksa sen bile suçlu çıabilirsin hatta sana bir de ifitira davası açarlar bu işlerde yapmayacağın şeyi ağzını sıkı tutacan bu sana hayat dersi olsun aldığın en pahalı ders

dostum adamlar "akbil" i bu şekilde yaptılar aynen. akbili icat eden çocuk az mahkeme peşinde koşmadı ne elde edebildi koca bir "sıfır". zannediyorum ki tek avantajı otobüslere bedava binebilmek olmuştur.

Simdi, direk pratikten basima geldigi icin sana bilgi vereyim. 5 yil once , ben ve diger bes kisiden olusan grubumun, uyguladigi bir proje hollanda da birinci oldu ve hatta avrupa finallerine gitme hakki kazandik, ve hatta bir iki odul daha aldik(en iyi sosyal urun vs).

Bu proje bir senelik bir okul dersi seklinde basladi, bir urun veya hizmet bulup gelistirim bunu sirket haline getirip satmayi kapsiyordu. Bir muhendislik ogrencisi oldugumuz icin fazla kafaya takmadim, onlarca okuldan degisik branslarda onlarca urun hizmet katiliyordu. ofis vs hizmetleri okuldan olmak uzere bir sirket kurduk, hepimiz bir gorev ustlendik.( urun muduru, finans muduru vs). 1 er cent maas bile aldik. daha sonra urun birden once bolge sonra ulke finallerine cikti. Bir baktik amsterdamda Fortis bankin genel merkezinde abilerin karsisindayiz. Neyse bu urun tasarlanirken herkesin bir hissesi var idi.
Fakat patent hakkini iki kisiye( proje muduru ve urun mudurunun uzerine aldik. sanirim en fazla iki kisi alabilirdu, ve bizde takmadik, bu arada hrpsi hollandali ben turk, neyse kazandik ettik. Bir sene sonra urunu koyduk ortaya ders olarak 8 kredilik dersti zaten gectik , hemde isletme okullarinda filan konferanslara gittik. fakat proje yani ders bitince kurdugumuz sirket fes edildi. sonra o ara aramizda kim devam etmek istiyor bu ise vs diye konustuk tabiki sermaye lazim adam basi en az 10 k. neyse sonucta arada bir surtusme oldu grup icinde, urunun patentini alanlardan birisi, avukata vs gitmis bayagi bir kanunla hasir nesir olduk. sonucta ben pensini biraktim. Ha alinabilirmiydi? evet ama tonla masraf para, Urun su anda tanesi 20 euro dan piyasada. satis ne bilmem fakat eleman okulu birakti vs.


Simdi senin meselen;

urun icin bir patent alindi mi? alinmadiysa sen git direk kendi parcalarini patentlendir. ayrintili teknik cizimleri vs. mesela projede bir cozum mu buldun bir vana diyelim. onun teknik resimleri vs , git hepsini patentle. Bunlari ilk once arastir ve ayrica patent danismanlarina vs sor. yani teknik olarak senin buldunun herseyin patentini al onlar almadan. sonra projenin butununde en fazla hakkin 5 kisi iseniz zaten 5 te bir. onun pesine dus. fakat dedigim gibi tekrar arastir patent prosedurlerini. Yani bu benim diye soyleyince olmuyor. Eger bir vida buldu isen oraya uygun onun teknik resimleri vs herseyinin olmasi lazim. ve daha once replikasinin olmamasi lazim.

eger bunlari ve bulduyun seylerin hemen butun varyasyonlarini patentlendirebilirsen, kimse o projede onlari kullanamaz. fakat bunlari yaparken, once patent konusunda sonuna kadar bilgilen. projenin isminin bile patentliyebilirsin.

eger derse baslarken bizim gibi yapip biriniz gidip uzerine aldi ise, o hak onundur iste o zaman, mahkemede hakkini arayacaksin ki , uzun is maddi beklentine bagli.


Ama sunu unutma, hic ummadigin birseyde hakkin olabilir urunun isminin dizayninda bile.

suradan okumaya basla
www.agahpatent.com

hocam eminmisin, 31 ocak itibari ile bakanlar kurulu kararı ile kaldırıldı bu olay, hatta ilk dönem ödenen fazla paralar iade ediliyor.

ne yazık ki 2 ay öncesine kadar doğruydu ancak orada biriken paralara "birileri" göz dikmiş olmalı ki fonu başka bir fona devrettiler adını hatırlamıyorum. dolayısıyla yukarıdaki saydıklarınızın kapsamları daraltıldı.

diyebliriz.

belki şüphe etmiştir, bryan fury +1

sigorta da sıkıntı yok, kombide problem bence.

kombinin el kitabindan sorunu arastirin, genelde o kitaplar ise yaramaz gibi gorunur ama ise yaradigi da oluyor, arkasinda bir yerde gerizekaliya anlatir gibi problem soyle soyle olursa sorun bundan kaynaklaniyordur diye bir tablo olur genelde orayi okuyun. error hatasi (!) vermistir ne bileyim yogusma yapamamistir kendini bilmemne moduna almistir vs vs.

eyvah ki ne eyvah. bilirkişi raporu isteyin.

ne eyvahı ya arkadşaım korkma o işler öyle gönderildi ağzına sıçıldı durumu olmaz. sen eğer emin isen gönderilmediğinden zaten bir şey olmaz bilirkişi istemene gerek yok zaten savcılık hotmail e yazı gönderecek bunun cevabını isteyecek gerçekten bu adresten gitmişmi die sahtme mail ise zaten cıkar ortaya ama birileri mail sifreni biliorda öyle gönderdiler ise o zaman kötğ

peki sana nasıl ulaştılar ki, yani mail gönderilen kişiye gelen maillerin ip sinden ulaştılarsa o maili sen göndermişsin demektir bu. bu durumda sahte mail değil, senin mail hesabın hacklenmiş ve senden gönderilmiş. Bu durumda hotmail den hesabına yapılan girişlerin ip lerini istemek daha mantıklı gibi, özellikle maillerin gönderildiği gün yapılan girişler. Bence bürokrasinin ağırlığına takılmamak için girişimi sen yap. hotmail e ip activity on account tarzı bir mail gönder , maillerin gönderildiği tarihteki hesabına yaptığın ip girişlerini iste.

ya arkadaşlar ne demek savcının kendi başına karar alabileceği bir konu değildir savcı ulan bu istediği bir bilgiyi istediği yerden talep eder ediyorda savcı hotmail e yazı yazacak gönderecek gelen cevaba göre bilirkişilere durumu inceletecek sonra kararını verecek yoksa savcı hacker değil tabi bence acele etme istanbul anadolu yakasında ise yardımcı olabilirim bu konuda.

ulan eyvah dedik de durun bi sakin olun.
siz daha teknolojiye ayak uyduramamış bir hukuk sistemimize nasıl bu konuda bu kadar çok güveniyorsunuz olum? Çok zor değil açın bakın, II. ergenekon iddianemesi, savunmalarda o kadar gülünç şeyler söylenmişki; Tübitak'ın teknik incelemesinde gözaltından sonra dosyaların harddiske eklendiğini bildirmesine rağmen götü kurtaramıyorlar halen.
Siz şimdi böyle yoz beyinlere sahte mail adresi ile benden gönderilmiş gibi gösteriyorlar efenim mi diyeceksiniz? Güldürmeyin beni.
Eybah dememin sebebi budur, aile filtrelemerinin, hukuğu mastürbasyon ve ego aracı olarak kullananların ben ta amına koyayim. Hukuğa güven mi kaldı ki rahat ol kardeşim, sen yazmadıysan elbette yazanı bulurlar diyebilelim!?. Bırakın onu rimednac spesifik bi komplonun altına yatırmış da olabilirler. Neyse çok teferruatlı düşündüm bi an ama amınoğulları kızdırdı gene beni, insan düşünmeden de edemiyor.

Öncelikle cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Soruşturma aşamasından savcılıktan delil tayin talebi aklıma yattı. Mail hesabıma başkasının giriş yapmadığından ve benim mail hesabımdan gönderilmediğinden eminim. Soruşturma evrakları ekinde Türk Telekomdan alınan yazı vardı. Bu yazıda da sadece mail hesabıma giriş yaptığım saatler yazıyordu. Zaten son bir yıl içinde sadece 2 kez giriş yapmışım. Maillerin benim hesabımdan gönderildiğine dair bir delil göremedim dosyada da. Benim tek istediğim mail adresimden oturum açılıp mail gönderilmediğinin ispatını sağlamak. Umarım savcılığa delil toplanması için başvuruda bulunmak yeterli olur.

zaten örgün öğretimde okuyan birisi için 2 yıl üst üste kalma durumunda askerliğe bir etkisi yok. tamamen aöf lüler için geçerli. askerliği kaldıramayacakları için dolaylı yoldan bu şekilde yapmaya çalışıyorlar sanırım.

bu henüz ham fikir aşamasında. kanun tasarısı bile olmadı henüz, ne zaman olur orası da meçhul. o zamana kadar çok detay değişir, şimdiden ne desek boş olacak.

Bazı forumlarda imzaya sunuldu gibi söylemler geçiyor, açıkçası ben de pek takip edemedim olayı.

onu diyenler bir zahmet www.tbmm.gov.tr sayfasından tasarıyı bulabilirlerse biz de okuyup yorum yaparız üzerine.

ekleyip göreceğiz o zaman.

en iyi ucuz mantıklı:

www.protein7.com

bayrampaşa yıldırım mahallesinde var yakınsan

takla atarsın baştan söyliyim, sultançiftliğinde sürücü kursu pistleri var ama ben yıllardır o el frenini çekerim, karlı havada bir kere çektim, az daha kardeşimin ölümüne neden oluyordum. tavsiye etmiyorum

Anadolu yakasında aradık aradık bulamadık. Salı pazarından carefour'a, otopazarlarına vs... Bulamadık. Elde gps&google maps, boş gördüğümüz her yere gittik, hep çit/bekçi vs ile karşılaştık.

Avrupa da olimpiyat stadının otoparkında şansını deniyebilirsin. Çit/bekçi vs varmıdır bilmiyorum ama drift academy'nin antrenmanları orada yapılıyor, çok geniş güzel bir alan.

benim aklımda londra metrosu vardı hep.

(bkz: londra metro haritası)
(bkz: london underground)
(bkz: moskova metrosu vs londra metrosu)

paris

Paris +1

romanın iki metro hattı var ama bayıldım, para vermeden binmek güzel çünkü.

paris diyenler neden paris?

direk paris derim ben. metronun gitmedigi yer yok, gece 1de kapanmasi sikinti ama 5te aciliyor hemen. otobus sistemleri de duzgun. ustelik guvenilir, aylarca bir kez bile bozuldugunu gormedim. pis mi, pis. daha iyisi var midir, kesin vardir, ama ben gormedim.

Bence Paris, Moskova, Viyana

alakasiz olacak belki ama turkiyedeki sehirlerden de karsilastirma yapin dedigin icin yaziyorum. bence metrobus metrodan daha basarili. hemen ulasabiliyorsun. keza tramvayda oyle. metroda dakikalarca duraga varmak icin cabalamak bana olumcul geliyor. zaman ve enerji tuketiyorsun, in in bitmiyor, daha da kotusu cik cik bitmiyor. evet metro daha uzun mesafeleri cok kisa surelerde gidiyor belki ama metroya binis alanina ulasim acisindan cok daha rahat.

Paris dedim çünkü metronun şehri resmen bir ağ gibi kuşatması,her yere ulaşması hayranlık uyandırıcı...İstanbul'un raylı sistemlerini de severim ben ama tek sorun aktarma yapılacak duraklar arası yürüme mesafesinin uzun olması bana göre

ben olsam sandviçi alırım fişiyle birlikte notere giderim. noterde ölçtürürüm. sonrası dava açmaktır heralde ya da tüketici derneklerine başvurmak.

reklam denetm urulu mu reklam ust kurulu mu ne var oraya sıkayet edebilrisin web den.

ya da tuketıcı hakem heyetıne. onlar da el atarlar.

peki ihbarda bulunduktan sonra ya da dava açıldıktan sonra ne gibi cezai yaptırımlar uygulanır? tahmininiz ya da fikriniz var mı?

aslında özeti; canın sıkılıyordu , ekşi'de yazacak macera arıyordun kendine, içeri girip kadın seni yerin dibine sokunca ,nasıl intikam alırıma döndü iş. işimiz gücümüz yok millet olarak uğraştığımız şeylere bak.

duyuruyu kullanıcılara kapatmayım diyorum. ama habire yeni mallar çıkıyor. işin garip yanı toplum olarak kandırılmaya öyle alışmışız ki kandırılmak istenmeyen biri çıkınca canın sıkılıyordu deniliyor.
ayrıca ekşi'de yazmadım. duyuruda yazdım. gidip subway başlığına yazsam farklı olurdu bura farklı.
subway'lerde içeri girmezsin. restaruant gibi değildir. kumpir alır gibi söylersin. bilip bilmeden sallamamak gerek.
kadına da gerekli cevabı verdim. yerin dibine giren ben değildim. cezai yaptırım istemek farklı hırs yapmak farklıdır.
mal mal konuşmamak gerek.

neden hakaret ediyosun ki adama? adam eleştri yapmış hakaret etmeden hemen gaza gelip mal falan diyosun.

bence seni azarlayan kadın az bile yapmış şu yorumunu gördükten sonra. keşke yaka paça kovsaydı.

cevabına gelirsek. reklam denetleme kuruluna şikayet edebilirsin fakat herhangi bir sonuç çıkmaz.

çocuğa bir seçim hakkı veriyor. iyi bir şey.

2- hiç zikimde değil.

1- karı koca arasında kimse baskın gelemeyince ikisinin de istediği isim veriliyor (babalar dedeler falan)
2- ben de uyuzum çok anlamsız buluyorum bankada orda burda hayatın boyunca baska isimle sana seslenebiliyorlar ve aval aval bakabiliyorsun.
tek isimliyim gayet memnunum oooh :P

ali ve can ile birleştirilen isimlere tahammül edemiyorum....

örnek:alican, alikemal, alimert, canberk, cansel, berkcan, berkecan saysam daha bitmez. ha entel dantel isimleri de unuttun.

örnek:ada,atlas,rüzgar,bulut .. . .

bende çift isimliyim, çocuğum olursada çift isim koyarım.

isim karışıklığı yüzünden çocuğun başı derde girmesin.

birilerini üzmemeye çalışmak gibi bir amacı var sanki. yok annemin adını koymazsak anısına hakaret, yok bizde mutlaka paşa dedemin adı konulacak hayrullah olmazsa babam kalp krizi geçirir, o zaman bi de modern bir ad verelim de arkadaşları dalga geçmesin, gibi..
not: tek isimliyim, hatta adım 3 harfli* ve oldukça mutluyum.

çift isimliydim, ilkokul ve ortaokul yaşamım boyunca dalga konusu oldum, 16 yaşında babama dava açtık falan bir isme indirdik onu.

sonra efendim neden asosyal bu çocuk, efendim neden çekingen.

ben de keşke tek isimli olsaydım , çocuğumu keserim yine çift isim koymam :)
içim rahatladı benim gibi uyuz olanları görünce , yalnız değilmişim.

benim de hoşuma gitmiyor.

mehmet ali gibi (memedali bey bi yardım edin), ali rıza gibi, halil ibrahim gibi ikisi birden okunan isimlerden değilse, çevrendekilere nasıl hitap edecekleri konusunda ikilem yaratıyor. örneğin ismin "mehmet serdar tantunioğlu". sen serdar ismini kullanıyorsun. mehmet sadece göbek adı. ama nüfus cüzdanında ve bütün resmi belegelerde önce mehmet yazdığı için seni ilk defa görenler mehmet diyor. herkes serdar diye tanıyor, ama nüfus cüzdanı ile kayıt yapılan yerlerde herkes mehmet diyor. bir hastaneye yattığında mesela, mehmet tantunioğlu diye kaydediyorlar seni. serdar tantunioğlu diye ziyarete gelen kimse uğraşmadan bulamıyor seni. bütün doktorlar gelip "mehmet bey nasılız, mehmet bey şöyle, mehmet bey böyle" diyip duruyorlar. senin adın serdar, herkes sana mehmet diyor.

ilkokula başlarken kayıttaki görevli seni mehmet s. tantunioğlu diye yazıyor. bütün sınıf listelerinde adın mehmet oluyor. ilkokul arkadaşların seni mehmet diye tanıyor. liseye kayıt yaptırıyorsun, oradaki görevli de m. serdar tantunioğlu yazıyor. bütün lise arkadaşların ve öğretmenlerin de seni serdar diye tanıyor. liseden arkadaşın ilkokuldan ortak tanıdık birine senden serdar diye bahsedince, ilkokuldaki mal gibi kalıyor, "serdar kim lan" diyor, aslında çok iyi tanıyor ama tanıyamıyor. çok salak saçma bir durum.

ben tek isimliyim, çok memnunum. ama 55 yaşındaki iki isimli ve ikinci ismini kullanıp o isimle tanınan kuzenim, hala yakınır bu durumdan "ali bey diyip duruyorlar" diye. en yakın arkadaşım iki isimli. bu adam benim liseden arkadaşım. yakın arkadaşım olması sebebiyle hangi ismini kullandığını biliyorum. ama lise sınıf defterinde diğer isimi yazdığı için az görüştüğümüz sınıf arkadaşlarımız adamın o ismini neredeyse bilmiyor. ben liseden biriyle sokakta karşılaşıyorum, "kimlerle görüşüyorsun" falan muhabbeti geçiyor, "serdar'la görüşüyoruz sık sık" diyorum adam andon gibi kalıyor "serdar kimdi" diye, "hani vardı ya mehmet serdar, senin arkanda otururdu" diye açıklamak gerekiyor. gün oluyor hep birlikte buluşuyoruz, benim dışımda herkes adama "mehmet" diyor. ne gerek var tek isimle tanınmak bilinmek varken?

rapçilerin a.k.a. olayı gibi.

dedenin, ananenin ismi, hadi bi tane de yeni isim olsun. bebeğe abdurrahim demek garip geliyor, yaşlı birine de burak dede demek aynı şey gibi.

1- Kadın başka istiyor, adamın aklına yatıyor; adam da başka istiyor ve o da kadının aklına yatıyor, bu sayede ikisini birden koyuyorlar.

2- İki isimli biri olarak diyeceklerim var. Bu iş çok yararlı valla. Neden, a. google'da / fbook'ta benden sadece bir tane var ve o da benim. biri gogıla ismimi yazarsa direkt bana ulaşır, telefon numaramı alır. Veya nerde ne yapmışım yapıyorum görür.
b. İsmim A B C. Üniversiteye kadar ismim hep B C idi. Okulda yaşadığım bir takım ağır olaylar ve o olayları yaşayan adamı geride bırakma düşüncesi ağır basınca ne yaptım? Artık A C dedim kendime ve yeni çevrelerime. Ailem ve okul öncesinden beni bilen herkes hala B dese de, artık dünya beni A Bey olarak biliyor. Ve asla B piçinin yaptığı hataları yapmıyorum, bir daha B olamam - B'nin yaşadığı ve yaşattıklarını yaşatamam.
c. Benim A B C'de olduğu gibi ağız dolduran bir isminiz varsa hem kartvizitte hem de sorana söylerken hoş oluyor, ağır görünüyor. Berkcan Şekerpaşa gibi sırıtmıyor (lafım meclisten dışarı, Berkcan Şekerpaşa'lardan özür dilerim)

artık eskisi gibi çok çocuk yapılmadığı için insanlar isim heveslerini almak için koyuyorlar bence. yap 4 çocuk homojen olarak dağıt isimleride değil mi ama?

çift isimliyim
birbiriyle alakasız 2 ismim var ikisi de entel/ideolojik değil -yani okulda hocayla vs sorun çıkacak türden değil-
liseye kadar ikincisini kullanmıştım hep ondan sonra fark ettim neredeyse 2 ismim olduğunu. şimdi insanlara seçme hakkı veriyorum istediğinizi kulllanın diyorum her ikisini de sevip benimsedim
benimki babaanne adı olduğu için mecburi ama zevk için de olsa olurmuş bence hiç sorun değil. durup dururken muhabbet açılıyor işte niye 2 isim aa o arapçamı farsça mı yok şuralı mısın buralı mısın....

i.neden koymasınlar... ii.güzel birşey.

Nasıl tek isim koymak ayıp bir şey oldu yahu? Ne alaka?

çift ismi var diye kimlik bunalımına girecek insanı zaten hiçbişey kurtaramaz. tek ismi olsa da zor. ayna filan görünce de kimlik bunalımına girer o.

çift ismim olmasını isterdim, hem seçim hakkı veriyor hem de kulağa dolu dolu hoş geliyor.

iki ismim olsun isterdim ben de.

iki isimliyim kibritsuyu'nun dedikleri tamamen gercek. 1.5 yildir ev sahibim karsilastikca ilk ismimle hitap edip duruyor 20 kere duzelttim hala anlamiyor :)