doktora git, ne cins mantar oldugunu nasıl bilelim burdan.

trosyd

imazol ama mantar olduğundan emin olabilmek için doktora gitmeniz gerek

canesten

doğal yoldan geçmesi için sık sık banyo yapmalı ve orayı temiz tutmalısın. diğer türlü kremle geçirmek istiyosan "travazol" adlı antifungal krem her türlü işini görür.

doğal 25 günde geçerse krem kullanarak 3 günde geçer. üstelik doğal yoldan geçmesini beklersen o tatlı kaşıntı seni esir alır ((:

tavsiyeyle ilaç kullanımı için en yanlış bölge bence :) Candida albicans filansa uzun süre uğraştırır bence gidiverin doktora. akıntı var mı kokulu mu rengi nasıl gibi sorular soracak ve reçete yazıp sizi kurtaracak muhtemelen. geçmişler olsun...

www.farmvillehile.com bir de aynı kareye 4 ürün ekme bug ını kaldırmışlar onu arıyosan kasma fazla.

yok asıl aradığım fv cash ile alınan ürünleri coin ile alabilmek tarzı birşey.

öyle bi hile yok.

tamamen yalan dolan. gösterdiği resimler de paintle yapılmış. facebookta listenin %50sinin gelmesi durumunda hile yükleme linki açılması vs tamamen yalandır. kanmayınız.

evet o listenin gelmesi durumunun yalan dolan olduğunu biliyorum. o yüzden sayfaya falan da katılmadım. ama bu tarz programlar olduğunu da biliyorum. kullananlar varsa aramızda link atabilir mi diye sormuştum.

farmville bot var herşeyi otomatik yapıyor, en etkili program bildiğim kadarıyla.

link patlaktır önyargısı. çok az o da. (bazen vermiyo ya hani) gerçi bu aralar çok nobrain yiyorum.

hayır.

yok

(bkz: virtualdub) ve (bkz: avidemux)

sourceforge.net

fixounet.free.fr

ulead video studio version 11

%100 faydalanamaz. Hatta sanırım hiç faydalanamaz. Tam çekmez çünkü. Karşı komşuma gidince bile az çekiyor kendi evimdeki kablosuz modemim

Arada çok fazla ve kalın duvar yok ise çoğu modem 30 metre öteye sinyal gönderir, yeni nesil çoğu alet de o sinyali alır. Sinyal seviyesi azalsa bile taşıma kapasitesi 1-2-3-4mbps den süksek kalacaktır yani tahmini internete bağlantı hızınızdan yukarıda.

Sinyal kaybının yaratabileceği tek sorun 2 bilgisayar arasında dosya transferi olacak ise bunun hızını düşebilir.

istiklal leman kulture bi soruver, yoksa bile beyoglu'nda nerde bulabilecegini soylerler..

walla baktım. yok dediler. hiç beklemediğin bir yerden çıkıyor işte bu tarz yayınlar. araması zevkli ama ızdırap dolu.

altunizade capitolde görmüştüm.

tuşları değiştirmen gerek, bunun için de klavye komple blok halinde değişecek bu da notebook'unun markasına göre 200 tl'ye kadar para vermen anlamına gelir. sony vaio tuş klavye takımı 200 liraydı.

hiçbi şekilde eski haline getiremezsin.yeni bi klavye alabilirsin.zaten çok da pahalı değil artık.10 milyona bile bulabilirsin çoğu yerde.yok klavye almam dersen de beyaz ojeyle tekrardan yaz:D o da olmazsa beyaz yazan çıkmayan kalemler var.onlarla yazarsın..ama sana kesin çözümüm var.yeni klavye alırsın ve bir daha o yazılar çıkmaz. nasıl olur biliyo musun..pes oynamayarak :D

ayyyy notebook muş..ben de otomatiğe bağladım masaüstü klavye sanıp..evet notebooklarda klavye tamamen değişiyo malesef.

şey yapabilirsiniz mesela, klavye çıkartmaları var. bildiğiniz klavye tuşları gibi sticker ama. yapıştırıyosunuz tuşların üstüne miss gibi oluyo. dökülmezler de. her rengi var :)

bir tane dandik klavye alın kafanıza takıyorsanız, bu tür işlemleri onunla halledin. daha fazla zarar görmesin notebook.

renksiz ojeyle koruma zırhı oluştur bir sonrakine;)

joystick 3 tane var ama okulda 4 kişi oynuyoruz :D

1. tur icin:
philips xenium mutlaka bakin.

2. tur icin:
philips xenium serisinde de boyle cihazlar var.

sony ericson w300i m var. Şarjı 4 gün gidiyor. Diğer özellikler de iyi.

Taksim, Sarmaşık Cafe'de Filiz isimli bi bayana fal baktırmıştım.
Gayet iyi bakıyor. 24 liraya mı ne patlamıştı bana tek kişi tam hatırlamıyorum. Kurban bayramında gittim.
Teyzemin kanser olduğunu bilmişti ve hatta öleceğini bile önceden bilmişti. Aylar önceden bi ben biliyodum yani. Başka şeyler de bildi de çok özele girer burda ifşa etmeyeyim. İyi biliyor kadın benim ağzım açık kaldı şahsen.

1. i bilemicem.
2. gerek yok kurcalamasınlar babalarının netbooku mu?
3. Evet gönderin ben laptopumu servise verdim arayıp şarj aletini istediler

Şimdiye dek servise verdiğim laptopum her seferinde orijinal haline dönüştürülerek geri verildi. Bilgisayar iki harddiskli olduğundan ikinci harddiske hiç dokunmadan geri veriyor, ama birinciye orijinal windows kurup veriyorlar(en azından benim durumumda). O yüzden ben artık vermem gerektiği zaman, yedeklerimi alıp, formatı basıp öyle veriyorum. Dolayısıyla her hangi bir şey için endişelenmem gerekmiyor. Ha isteseler Recovermyfiles tarzı bir programla silinen dosyalara ulaşabilirler, ama o kadar da manyak olduklarını zannetmiyorum.
Tavsiyem bas formatı yolla servise...
(Ayrıca ben şimdiye kadar şarj aletini hiç vermedim)

1.Her ihtimale karşı yedekleme yapın. Zaten servise gittiğinizde artık "biz sizin bilgisayarınızdaki verilerinizden sorumlu değiliz aga" diye kağıt imzalatırlar. Tüm servislerin düsturudur bu. Ha zaten öyle format atmaları gerekmezse atmazlar, sadece önlem.
2.Şifreniz varsa onu da isteyeceklerdir muhtemelen.Guest hesabı olmaz kanımca, bilgisayarınızla ilgili işlem yapması için her bir şeyine ulaşabilmeli(yani gereken yerlere tabi).Benim şifremi istemişlerdi.(Hp servisi)
3.Onu da isterler, getirin bence.
Bir de garantisi falan bitmediyse şurası şöyle eskidi yıprandı falan diye gösterin. Benim laptopun hoparlörün olduğu ön panel bir de touchpad baya yıpranmıştı. Sağ olsunlar değiştirdiydiler yepisyeni olduydu, garantisi bitene kadar laptop -veyahut netbook- candır :)

senin resmin bi türlü yüklenmiyor.

img19.imageshack.us burdan indirebilirsiniz.

mouse olmadığı için biraz acemi işi oldu ama başka yapan olmazsa idare eder en azından.

i1002.hizliresim.com

fiyatı çok uygun yerlere bakmayın bence. sınavlardan bırakarak bi şekilde çok para alıyorlarmış.

caps olsa?

Sistem geri yükleme yapmayı deneyin?

tema değiştir geçer..

kuzenimin evine hırsız girdi. bilgisayarı çalındı markasını hatırlamıyorum hpdi sanırım o da. söyledikleri şey, eğer bilgisayar bozulur da bizi ararlarsa buluruzdu. çalan birinin arayacağını sanmıyorum. satar zaten o bilgisayarı e alan kişi de aldığını kanıtlar vs. zor yani.

çok geçmiş olsun..

benim arkadaşımınki çalınmıştı ve başka şehirde satmaya çalışırken yakalandı adam, laptop da döndü. geçmiş olsun, umarım döner.

mac adreslerinden bulunacağı söyleniyor ama çalınan arabayı plakasından bulamayan insanarın görev yaptığı bi ülkedeyiz. geçmiş olsun sana

Ne sorduklarını bilmiyorum ama. Kendinizden emin, sakin, tane tane anlaşılır bi biçimde konuşun. Sordukları sorulara çelişkili cevap vermeyin, cevap verirken çok düşünmeyin. Çünkü bi çağrı merkezi elemanı bu şekilde olmalıdır. Kendiyle çelişmeyen, tutarlı konuşan, cevap verirken çok düşünmeyen. Zaten bunları anlamak için mülakat yapıyorlar.

iyi düşün, başka bir imkanın yoksa çağrı merkezinde çalışmayı kabul et. belirli bir süre sonra çağrı merkezinde çalışmış birini başka hiçbir işe kabul etmiyolar bilesin. uyarılarımı yapayım da pişman olma;

rahat ol ve kendin ol, tribe girme.
dürüst ol.
bankanın tarihçesini öğren.
alternatif dağıtım kanalları nedir araştır.
çağrı merkezini bankacılığa atılan ilk adım gibi gördüğünü, işin mutfağına girmek isteğini, en iyi bankacılık eğitiminin çağrı merkezinde olacağını anlat.
son olarak eğer işe alınırsan ve bir kaç ay sonra bana küfür edersen yanen iade ederim bilmiş ol :)

başka bi iş bak dostum son çaren çağrı merkezinde çalışmak olsun.

neden bankacılık derler, diksiyonuna bakarlar, bide genel görünüşüne bakarlar.

küçüklükten beri bankacı olmak istiyorum de, eski türk filmlerinde ki gibi değil ama olabildiğince şivesiz ve aksansız konuş, ve çok şık ol ama dozu kaçırma. sonra %0.89 la insanlara kredi verebilirsin. şimdiden kolay gelsin..

git kırtasiyeden al

merhaba, bende geçen seneden öss tarih ve coğrafya kitapları var. bil dershanesinin. bu sene sınava girmeyeceğim isterseniz elden ulaştırabilirim. soru bankaları da var ama bi kısmını çözdüm ben.

he valla, 7-8 milyon fdd,fem, birey soru bankaları, konu anlatımlılar

geri dönüşü yok ne yazık ki

saçmasapan bişeler daha yollayın üstüste.
hesabınızı kaptırdığınızı falan düşünsün.

geri dönüşü olamazda. bi şey de olmaz nolcak. en kötü hocaya tekrar bi mail at yanlışlık oldu kusura bakmayın icerikli. o mail hocaya küfür etmediyseniz tabi xD

mp3 yollamıştım arkadaşa...

ne yapalım attım bi mail daha hocam böle böle diye... durduk yere salataya malzeme olduk lan..

gmail labs da geri al özelliğini aktifleştirebiliyorsun. Mail attıktan 3-5 saniye sonrasına kadar geri alma seçeneği çıkıyor ekranda onu etkinleştir bi daha sorun yaşamazsın.

ya ben bir şey duymuştum tamamen uyduruyo da olabilirim. google veya buna benzer bi mail hizmeti veren site, eğer gerekli ayarları yaparsanız attığınız mailleri 24 saat bekletiyordu. sarhoşken manitaya mail atmayı engellemek için yaptık falan diye de bi geyik dönmöüştü.

wehrmacht sağolasın... bir bakayım şu olaya..

yahu mp3 yollamaktan bir sey olmaz, en kotu ihtimal bi laf yersiniz "dikkatli ol bir dahaki sefere" falan diye. ki o da en en kotu ihtimal. belli ki bir yanlislik olmus. benim hocalarim olsa güler gecerdi.

ha iceriginde cumleler varsa sakincali o feci iste. gecmis olsun. "cruor" un yaptigini yapmistim benzer bir olayda, ise yarar.

Kendini unutturma, biz size dönücez diyenleri bi daha ara. Hatta ısrarcı ol de ki derginin hangi sayfasına reklam istiyodunuz.
Finans bank müşteri hizmetleri gibi davran, hızlı ve akıcı konuş.
Reklam vermedik ki biz derlerse, vermeyi düşünür müydünüz?
Çevrenizde reklam vermek isteyen var mı? de gerçekten ciddiyim. İnsanların üstüne gidip ikna etmezsen yapamazsın. Uğraş başar. Israrcı olman gerek. Eğer ısrar etmezsen unutulursun / ya da ben dinlediğim müziklerin gazına geldim kanım kaynıyo. Ama bence bi dene bişey kaybetmezsin üstüne bi de yöneticilerin gözüne girersin..
Kolay gelsin.

Müşterilerinin samimi gibi olanlarıyla güzel bir muhabbet kur, isimlerini mutlaka öğren ve unutma. Sırf hal hatır sormak için bile ara, kendini untuturma hakikaten. Ama sakın sakın yavşak olma. 2,5 yıl reklamveren olarak çalıştım, çok acayip lazım bir dergi olmadıkça beni bir kere arayıp da tekrar aramayanları unuttum gitti. Ama sürekli arayanlar bir şekilde kopardı ilanı. Hiç hoş değil, biliyorum, eskiden ben de öyle düşünürdüm. Ama inan kötü niyetten, kötü kalkmışşıktan değil çoğu zaman, unutup gidiyorsun işte arada derede.

ok ozaman ısrarcı olmakta zarar yok.. sürekli arıcam ve yavşak olmucam. tam uygulamayı düşündüğüm davranış biçimine uygun yardımlar aldım. yorumlar için artı !

reklam verenlerin en büyük sıkıntısı kıytırık dergilerin kendilerini salak yerine koymasıdır ve artık bu ekonomide ilk kesntiler reklamlarla başlar şirketlerde ama bu kötü ekonomi kafayı çalıştıranlarada fırsattır bu sektörde..
ikna edebileceğin tek yön firmanın ulaşabileceği insan sayısı ve satışlarına etki edeceği orandır,bunu ciddi bi şekilde belirtirsen ve geri dönüşünün reklama vereceği ücretin katbe kat üstünde oalcağını anlatabilirsen alırsın işleri...

(sektörden bir vatandas)

kriz ortamında size 10.000 lira reklam kotası uygulayan zihniyetin anasını satın bence.

Ya da o gidip 5.000 liralık alsın da görelim.

dergi var, dergi var. bunu bilmiyorlar sanırım.

asıl amaçları kotaları yüksek tutup sizlerin emeğini sömürmektir. Para vermeyecekler ve sizin $imdiye kadar aldığınız 900 liralık reklamın parasını direkt cebe atacaklar.

Afedersiniz ama İbnelikten ba$ka bir $ey değildir bu.

son yoruma bende katılıyorum . ikna kabiliyetim guclu ancak insanlar net bi şekilde dinlemez bir tavır sergıleyınce moralman ister istemez cokus yasıorum ama caktırmıyorum tabikide. hepsi kendi içimde :) bugun bi yere cat kapı gıdıcem .. yuzumude gostericem ki iyice akıllarda kalıyım.. en azından 5 bın tamamlasam mart 1 e kadar k.cımı saglama almıs olucam .. destek için teşekkürler !

inekler olmuyor benim bildiğim.

Hayvanlarda da insanlarda olduğu gibi menstruasyon döngüsü yaşanır mı? Varsa hangi canlılardır? (Şenol Cevher)

Menstruasyon döngüsü, çok kısa ve genel bir tanımla, eşey hormonlarının etkisiyle belirli zaman aralıklarıyla yumurtalıklardan yumurta hücrelerinin salınması anlamına geliyor. Bu salınım sonrasında ya döllenme olursa gebelik gerçekleşiyor, döllenme olmadığında da yumurta hücreleri bozularak dışarıya atılıyor. Plasenta oluşumu görülen memeliler sınıfında, döllenme gerçekleşmediğinde, olası bir döllenme durumu için hazırlanmış olan uterus içi dokusu (endotelyum) kanamayla dışarı atılıyor.

Dolayısıyla, eşey hormonları ve yumurtalık dokusu bulunan her canlıda bir anlamda menstruasyon döngüsü yaşanıyor. Bazı canlılarda, “üreme dönemi” kavramının bulunması nedeniyle, yumurtlama yalnızca yılın belli dönemlerinde gerçekleşiyor. Bazı canlılarda refleks yumurta şeklinde, her iki cinsiyet karşı karşıya geldiği anda yumurtlama gerçekleşiyor. Ancak, bunların hepsi de belirli dönem ya da koşullarda eşey hormonlarının etkisiyle gerçekleşen olaylar olması bakımından (balık, amfibi, sürüngen ve kuşlar gibi kabuklu yumurta bırakan canlılar da dahil) “bir anlamda” menstruasyon sayılabilir. Gerçek anlamda (ya da menstruasyon döngüsü dendiğinde bizim aklımıza gelen anlamda) menstruasyon döngüsüyse memelilerde görülüyor.

Bu döngüyle ilgili olarak daha önce cevaplamış olduğumuz soruların cevaplarına, arama motorumuzu kullanarak erişebilir ve ayrıntılı açıklamaları okuyabilirsiniz.

Deniz Candaş

menstruasyon olmaz hayvanlar. onların kanamaları farklıdır. ineklerde metöstrüs (kızgınlık sonrası) kanaması olur. köpelerde proöstrus (kızgınlık öncesi) kanaması olur ama bunların hiçbiri menstruasyon değildir. yani insanlardaki gibi yumurtanın atılması kanama ile beraber seyretmez. bilindiği gibi insanlarda adet kanamaları döllenmeyen yumurtanın atılması ile ilgili iken hayvanlarda sadece rahmin kızgınlık döneminde yaşadığı değişikliklere bağlı kanamalardır. en fazla bir veya iki damla şeklinde görülür ki köpekler çoğunlukla yaladığı için görünmez bile.

hepsinde olmuyor benim bildiğim, tavşanların insanlar (bayan olanlar tabii :) ) gibi adet olduğunu hatta alevilerin bu yüzden tavşan eti yemediğini söylemişti bi alevi arkadaşım konuyla alakasız ama bu da böyle bi anımdır.

ssg ye mail at.

mail adresi nedir?

[email protected] mu?

yeb

14-5-2010 kadar kayıpsın, yani 3 ay izin almışsın

eyvah eyvah. bunun değişebilme ihtimali var mı? gerçi kayıp olmanın geri alınamadığıyla ilgili bir entry vardı, onu okumuştum. ama yanlışlık sonucu böyle oldu. iyi yine 1 seneyi seçmemişim. :)

ya biz çaylaklıktan terfi edelim diye bekliyoruz siz kafa iznine çıkıyosunuz :)

Benim bildiğim kadarıyla yapıcak bişey yok ama sen yine de bi ssg ye danış.

yek yea, ssg değiştirebilir muhtemelen. tanrı kaldıramayacagı tası yaratır mı ?

ssg'ye mail attım, durum değişmedi. sağlık olsun.

ne zamana kadar kayıp olunduğu nerede yazıyor? he hasanikisalakosmandört moderatörse bilemem tabi.

(bkz: #18187659)

@sanal uyku; dambil'in entry'sindeki gibi yazarın kimdir nedir'inde kayıp yazısının üstüne gelince ne zaman kadar kayıp olduğu yazıyor.

sozluk.sourtimes.org

vay be teknoloji ilerlemiş, eskiden yoktu böyle şeyler.

ultimatum mu?

o zenci shaggy deil. aradığın şeye gelince

Sonali Vajpayee Feat. Cheshire Cat - Teri Meri Dori

evet hatta linki de bu
www.youtube.com

çok saolun teşekkürler ben shaggyy biliyordum allah razı olsun

emin olduğun şeyleri bize yaz.

"paran varsa ödicen lan ibibik" tarzı yorumlara açıksan bunlardan birini yapmak istiyorum.

Ben bi kızın çok ısmarlamasına maruz kaldım "ne de olsa evlencez lan her türlü öderim ki, karım olcak bu benim, ne parası ne pulu..." diyerek (saftım o zamanlar evet, işin kötü tarafı hâlâ safım) sonra biz ayrılınca içime evlat acısı gibi oturdu.

Ha, allah var genelde onun ısrarıyla oluyordu bu işler, benim param olmadığı için de doğal olarak o ödüyordu. Ama keşke hiç yemeğe içmeye çıkmasaymışım, ısrarlara kapılmasaymışım hatta zaman zaman durumu doğallaştırıp bizzat ben harcatmasaymışım...

Sonrasında sayın arkadaşım sen yine "erkeksen ödiceksin lan bitti" tarzı yorumlara açıksan bunlardan da bi tane yapmak istiyorum. ya da adam gibi hiç çıkmıcaksın. bak zaten o ödese bile sonrasında hoş olmuyor.

"vereceksin olum neyin var neyin yoksa, öğrensiysen de paran kadar vereceksin" tarzı yorumlara açıksan onlardan da bi tane yapıyorum.

Yav sen açık olmasan da ben bu yorumları yapıyorum.
Para konusunda kıza açık ol, aş bunları ya. ha sonra kız "bu fakir geldi fakir gidecek ıyy dur lan gideyim ben" derse de desin zaten öyle karıyla işin ne.
ha bu arada zaten kızda o ışık olsa çoktan farkederdi.
ışıklı bi kız bul.
gerçi bu soruyu soran adama da böyle kız müstahak.

seviyorum seni
ama i love you

EK: Şimdi farkettim "hesap öde ulan" diyen adam hesap ödemediği örneği üzerinden gitmiş. siz frenchler nasıl diyor, ironik? ama valla böyle daha iyi. bırak ya, hediye mediye al, paran yoksa o an için al, ama ne borç al ne de bi şey ısmarlat. hesaba falan ortka olmak gibi de abesliklere girmesin. neden ödemiyorsa da boşver. vallahi böyle daha iyi ama sen de para konusunda açık ol "yok para yarraam" deme tabii de... kız zorla mı çıkartıyor seni kardeşim, çıkma?

mükremin yılmaz'dan: etme! kim çıkartıyor sizi dışarı? hem çıkıp hem ne şeysi.
bak mükremin yılmaz'ı da sevmiyorum zaten, ama iyi işler yapabiliyor, ama sevgi farklı bi şey.

jötem.

daha once tartisilmisti bu ama bulamadim "ara" dan aratip. ama herkesin ortak dile getirdigi bisey vardi, ben yine tekrarliyim onu.

bu tur seyler "konusularak" cozulur oncelikle. bi kere adi ustunde, "iliski".. sorunlarinizi dile getirmezseniz cozemezsiniz. para konusunda bi erkek olarak ben de hassasim, ama bundan daha hassas ve delirten bisey varsa da, o da karsi tarafin "umarsizligi" olurdu.

durumunu cok iyi biliyor olmasina ragmen (ogrenci oldugunu vs. saklamadigini farz ediyorum ondan) bunu paylasmayi teklif etmemesi 1)daha onceki iliskilerindeki aliskanliklarindan , 2)karakterinden oturu olabilir.

"acaba onu kaybeder miyim" endisesi gutmeksizin bu konuyu dile getir derim nacizane. zaten buna ragmen de anlayis gostermiyorsa, dicek bisey yok size.


edit'in uzerine edit:
ne demesini bekliyosun bi kizin buraya gelip? erkek parasi yemek daha hosuma gidiyo o yuzden mi? ya da karakterim bu, mu demesini? veya adettendir mi?

Hesabi erkek oder diye bir sey olur mu yahu?

Hayat musterektir sozunu isine gelen her firsatta dile getiren hanim kizlarimiz masaya gelen hesaba da ortak olmalidir elbet. Su anda ogrencisin, yarin-oburgun ayrilip gideceksiniz baska taraflara, sen de harcadigin paralarla, verdigin emeklerle kalacaksin ve daha fazla uzuleceksin harcadiklarin miktarinca. Kendinden cok fazla sey verme, herkes esit miktarda bir seyler koymali ortaya, oteki turlu bir taraf cok daha fazla uzuluyor bu isin sonunda.

kiz olsam "senin gibi kerizi bulmusum, niye odiyim mal" derdim. ama kiz degilim. o yuzden bu duruma dusmemek icin "hadi bunu da sen ismarla" diyebilirsin. zaten ilerledikce boyle seylerin lafi olmayacak. aranizda dengeyi saglarsiniz.

tickin anlami,

"siz istediginizi diyin ben kendi bildigimi okurum" sanirsam : )

tickte bile bu kadar bencillesebiliyorken nasil olur da kiza odetemiyorsun hesabi hayret. sevgiler.

hep ödemek zorunda değilsiniz elbet, kız arkadaşınız halden anlamıyorsa feministler ne yapsın, direk olarak söylemek istemiyorsanız, arada bütçenizin kısıtlı olduğunu, harçlığınızın yetmediğini falan söyleyin bari, belki üsütne alınır da ben ödeyeyim der.

ne alaka lan.
sen de babanın parasını yiyorsun, o da babasının parasını yiyor. niye senin baban onun babasına katkıda bulunsun ki?
Diye bir bakış açısı sunsam da parayı kendin kazanıyor olsan da sırf kromozom farkı var diye para ödememek gibi kel alaka bir şey olamaz, olmamalı.

aga madem ilişki diyorsun açıkca söleyeceksin. bende öğrenciyim ve ben çok rahat söylüyorum böyle şeyleri.yüzüne söyleyemiyorsan bile mesajda söyle biryerde söyle ama yoksa ilerde soğursun haberin ola.
paranı ona harcadığın için yapamadıgın birşey canını acıtırsa sogumaya başlarsın çünkü onun hatası içinde büyür sürekli nacizane fikrimdir.

ben genellikle erkeğin biraz daha fazla ödemesinden yanayım ama hepsini değil. misal yemeği erkek ısmarladı başka mekanda da birayı hatun ısmarlar gibi. günlük giderin %60'ı erkek %40'ı kız gibi=) (ula ne kastım ya ekonomist gibi) he hatun ödemiyorsa ve sen de bu tarz bi konuda hatunu uyarmayı sevmiyorsan (herşeyi rahat konuşan bi insan değilsen) ayak yap biraz. param yok ya dışarı cıkmayalım falan veya yemek yerken "bu ay sıkışığım harcamalarıma dıkkat etmem lazım vs" de mesaj alınır bence. hoş zaten bu tarz para muhabbetlerı ılk evrelerde oluyor. eüer uzun süreli bi ilişki yaşıyorsan böyle bi sorun olmaz (olmamalı) bence.

ödemesi gerek. ben de çok sık ödemem ama öderim de yani ayda 4 kez buluşuluyosa misal bi kere de mutlaka ben öderim. yol parası vermişliğim bile vardır. böyle şeyler karşılıklıdır. karşımdakinin kendini kullanılmış hissetmesini istemem. eğer param yoksa (ben de öğrenci insanım) sinemaydı, avmde bowlingdi falan hiç girişmem. gider sakin bi cafede çayımı içer muhabbetimi ederim.

hafız, kız seni aradığında, şuraya buraya gidelim dediğinde param yok gelemem de. böylece anlar. öyle yüzüne karşı denmez, benim paramı yiyorsun muhabbetine döner olay, çirkinleşir. param yok de. zati seviyorsa seni parkta da oturursunuz, illa starbucksa gitmeye gerek yok.

bi yere cagirdiginda param yok diyerek gitme. toparlar kendini.

kızın maddi durumu yoktur. sen gidip babana "hacı zam yap harçlığa hatunu çıkarmam lazım" diyebilirsin. en fazla "siktir git" çeker peder bey. büyük ihtimalle "aslan oğlum" nidaları arasında parayı fazlasıyla koparırsın. ben pedere 20-30 lazım dediğim de fix soru "ne yapacaksın" olurdu. hatunla çıkacağım dediğim zaman peder 100 lira verirdi hem de 10 sene evvel o zamanın parasıyla.

şimdi aynı diyaloğu bir kızın babası ya da annesiyle yaptığı düşün? mümkün mü? değildir. bir kızın borç para bulması, harçlık alması, gelir kaynağı yaratması bir erkeğe nazaran daha zordur aslında. şimdi kız ailesiyle yaşıyorsa evden aldığı 5 liranın bile hesabını vermektedir. eğer ailesinin maddiyatı pek yoksa kendisi de yatılı öğrenciyse kesesi, masrafı bellidir.

elbette yaptığını onaylamıyorum. bana göre olan alman usulüdür. sağılacak damızlık buldum ile maddiyatım yok ve bunu arkadaşıma hissettirmek istemiyorum arasında ince bir çizgi vardır. bir bakışla da anlayamazsın. soramazsın da alınganlık yapar.

yapabileceğin dışarı çıkışlarınızı ertelemek mümkünse evlerinizde falan buluşun, film seyredin, değilse masrafsız aktiviteler içine girin. ya olur mu hacı diye düşünme. seninle vakit geçirmekse hoşuna giden, sahilden boş boş deniz seyretmekte hoşuna gider, maldiv adalarında tatil yapmak da.

bence de çok sık çıkmayın yetmiyorsa paran ya da bi kaç kere param yok çıkamam de ama tutup da ödesene lan sen de deme.

dizgici olması lazım. çünkü dizgi, diziyosun yani o nerde olucak bu nerde olucak falan.

Grafikerler yapar bu işi. dizgici 10 parmak yazı yazan insanlara denir. sadee hızlıca yazıyı bilgisayara aktarırlar..

(bkz: mizanpaj)

eğer yanlış bilmiyorsam bu şirketler telekomun altyapısını kullanıyorlar. sabit telefondan kurtulmak istiyorsan 3g veya uydunet gibi alternatiflere yönelmelisin.

hiç başvurma, 4-5 ayda bağlamaya gelmiyolar. bi çok şey okudum smile adsl ile ilgili

not: smile zaten tt nin alt yapısını kullanıyo. bi sorun çıktığı zaman boku ttnet e atıyo. ki ttnetciler çatır çatır girerken nete...

gg nedeniyle, sadece ttnet ile ilgili yazdığınız olumlu şeylere katılmadığımı belirtmek istiyorum.

son sorunuza yanıt: Türk Telekom yer yer kota sayımları yapmamış olabiliyor. O açıdan 8mbps'e kadar paketi denenebilir. Ancak paketin adı "8mbps sınırsız" değil "8mbite kadar" hizmet alırken bu ayrıntıya dikkat etmenizde fayda var.

kolay gelsin

Bir de şimdi Quiknet Fiber diye bir marka gördüm. 10mbit sınırsızı 49tl'den veriyorlar ama hangi illerin hangi bölgelerine bu bağlantıyı verdiklerine dair hiçbir belirtileri yok. İzmir Bornova Atatürk Mah. sine bu bağlantı gidiyor mu bilen var mı?

Hocam şöyle bi site var
www.smiledankurtul.150m.com

ben bu siteyi gördükten sonra iyi ki üye olmamışım dedim yani :)
hem internette çeşitli forumlarda da var bu tip siteler smile adsl le ilgili.
erkek arkadaşımda da Quiknet var. Onun da haftada 1 gün nete girememe problemi oluyor.

Telefon açıp öğreneyimn öyleyse. Bornova atatürk mahallesi diye geçiyor ama bornovanın biraz ucunda kalıyoruz yine de. MEsela evka-3 de bornova içinde olmasına rağmen onu ayrıca yazmışlar. Umarım vardır :S

Smile ADSL almayın, zira mağdurları pek bi fazla.

şu fiber olayı benimde ilgimi çekti. kullanan eden bir şeyler yazsın?

anladım. yani üstteki arkadaşın verdiği superonline linkinde bizim mühit var ama önemli olan orada olmak değil benim gibi bağlamak isteyen birkaç kişi bulmak.

yasal olarak kağıdınızı görme hakkınız var, ısrar edin bakana kadar inat edin.

idare mahkemesi galiba bakiyor o işlere, mahkemeye veriyorsunuz. genellikle farkli bir üniversiteden ayni bölüm hocalari okuyor kagidi. eger hocanizin eşi dostu, tanidigi coksa oradan da birsey cikmayabiliyor uyaralim.

idare mahkemesi evet.

kagıdını gostermemek gibi bi luksu yok hocanın o dilekceyi verdikten snra. bizde dilekceyi verince kagıdı dersin hocalarından olusan kurul okuyordu. oyle bisiler de olaiblir. yonetmeligi cok ıyı okuyun. ogrenci islerıne de sorun bi bu durumları. aranın ıyı oldugu hoca varsa onla da konus. idari meselelerde yonlendırebilirse cok nefis rahat edersın.

itirazın reddedilkten sonra 60 gün içinde bölge idare mahkemesinde dava aç.yürütmeyi durdurma istemli olsun vermezler ama istemiş ol sen.kağıdı görme hakkına sahip olup olmadığından emin değilim ama dava actıktan sonra mahkemenin belirlediği hocalar(bilirkişi)kağıdını inceler

ulead videostudio 11. türkçe yaması da mevcut. ben kullandım çok memnun kaldım. tavsiye ederim şiddetle

Sony Vegas (Pro)

"Anne ben senin gözü kapalı güvenebileceğin kadar emin, iyi yetişmiş, ahlaklı, dürüst bir insanım... Bana inanmıyor musun?"

Bu durumda kullanılabilecek yalan budur. Ama insanın kendine yedirebilmesi önemli tabi... Bol şans...

soyle ki,

aksam 10-11 civarinda disarida olun.
yalani soyleyen kizin bi kiz arkadasini veya erkek arkadasinin herhangi bir kiz arkadasini bi on dakikaligina disarda yaninizda olmak icin ikna edin.

anne sizi aramadan siz anneyi arayin kalabalik bi ortamdan. (ister okanin program saati, ister baska saat) cok rahat konusun, gulun edin, selami var "ayşenin fatmanin xin de sana anne" diyin. hatta o sirada kizlardan biri bagirsin "selam söööyleeeee" diye.
(not: o kiz arkadsin numarasini verin, nasilsa aramaz onu geri anne)

kissadan hisse: yalan kotu bisey ama bazen elzemdir.

fanınızım, başka yok mu?

bu arada kızlardan herhangi birini o saatte alıkoyamayız çok ters bir gün.

disko kralına gidiyoruz diye yalan söyleyecekseniz,okanın programında olabilmek için çok erkenden stüdyoya girmeniz lazım bunu göz ardı etmeyin.program sırasında cep telefonlarınızı kapatmanızı isteyeceklerdir.bu yüzden annenize telefonlarımızı kapatmak zorundayız falan deyin.böyle ayrıntılarla telefon açmaktan yırtarsınız.saat 8-9 gibi herhangi birinden bile annenizi aramasını isteyebilirsiniz.o sizi geri aramaz.sonra da telefonunuzu kapatın.ayrıntılara önem vermek sorundasınız:))
bi de tabii ki disko kralını sözlükten ve internetten takip edin.yalanınız ortaya çıkmasın

@böhü

çok teşekkürler. ilettim ancak esaskızdan, yaa hiçbiri tamam budur dedirtmedi bana. tarzı bir cevap geldi.

annenin, oo piti piti yapıp kızlardan birini aramasını bekliyor sanırım.

disko kralını izlemiyorum ama bildiğim kadarıyla 3-4 gibi bitiyor. anne kişisi de bunu bilirse yatar uyur o saate kadar beklemez.

@matilda
sorun 12 den öncesi.

Zaten yayında olacaksınız. Telefonu kapatmamız istendi desin. Program reklama girse bile orda konuklarla falan konuşmaya, ayarlar yapılmaya devam ediliyo desin. Stüdyo yönetmeni istedi biz naapalım desin.

O kızlardan biri ben olabilirim. Sahip olmam gereken ismi ve ne dememi istiyorsanız bunu belirtin, size telefon numaramı vereyim. Annesi ararsa sakin sakin istediğinizi söylerim.

(bkz: telekonferans)

annen iyi ki kızın ev numarasını istememiş. Neden bu kadar acemice yalanlar söylüyosunuz? Annen de farkındadır aslında herşeyin.

ne kadar klişe yalanlar bunlar :)

diğer 3 kızı ayarlasa da kızlar yanındaymış gibi idare etse olmuyor mu?

efendim hepinize çok teşekkürler, çeviremedik olayı özetle. beni acemi yalanlarının içine katmayan sevgilim esaskız kişisi de batırdı olayı, riski göz önüne alamadı tabii sonrasında.

lazor
la_traviata
böhü
matilda
serafettinn
beltedmanatee
jeanne hebuterne

çok teşekkürler.

endless_dream'e ise güvenip işbirliği teklifi ettiği için özel minnet duyuyorum.

yakında bir sonraki hafta bu işi nasıl kotarırız adlı bir duyuru açacağım. kendinize iyi bakın.

evet, ekleme talebinden vazgeçebilir.

frends kısmında bi ayarı vardı onun karşınızdaki kabul etmeden iptal edebiliyorsunuz.

mailin facebook'tan geldiğine emin olun, spam mail de olabilir.

spam değil, facebooktan gelmiş.

talebi geri çektiğinde,yada yazılan bir yorum silindiğinde mail gelmesine rağmen görünmez.

once cerceve takılıyor sonra cam. boyasız yerlerde cam olmadıgı anlamına geliyor. taktıkları camları da boyuyorlar.

yıllardır aklıma gelirdi zaman zaman. ama sormayı unuturdum hep birilerine. bu akşam öğrendim sayenizde :)
teşekkürler.

anlamadım ki, taktıkları camları niye boyuyolar

Benim duyduğum iki şey var

-Boş evde camlar patlıyormuş. Sadece muş bilmiyorum valla öyle duydum.
-Kuşlar çarpmasın diye.

kuşlar değil işçiler çarpmasın diye. bir bün önce orayı camsız bırakıp giden angut bir inşaat işçisi, kendisinden sonra cam takılmış olabileceğini düşünmeyip orada hala cam yok zannederek önüne bakmadan yürüyüp cama girmesin diye boyuyorlar.

olay angutlukla ilgili degil aksine,
yeni takilan cam özellikle üzerinde macun vs. lekesi yoksa, bir nevi gorunmez olur. yeri zaten daha once bos olan biryere siz neredeyse gorunmez birsey takarsaniz bunun fark edilmesi icin biseyler yapmaniz gerekir. insaat ortaminda da en kolay yapilabilen sey beyaz cizgilerdir. oyle s harfi olsun diye falanda kasmazlar.

sık elektrik kesintisi yaşamıyosanız cıkartın bataryayı
ama yaşıyosanız suyu çıkana kadar takılı tutun

kesinti çok nadir ama evde yokken keinti olursa bütün download mundar oluyor, riske girmek istemiyorum. fiyatlar nasıldır? aradım bulamadım ben.

ben dışada tutuyom çünkü elektrik sürekli war. içerde tutarsan ısınır ömrü tükenir.

laptop, netbook giib cihazların bataryalarını cıkarmadan kullanın efenım.

@buryan
nedenkine?

Bataryalari cikarmadan kullanin en son aciklamalarda zarari olmadigi soylendi ama eger kesinti olmuyorsa kesinti cok sk oluyorsa bataryada oluyor ufak tefek kesintilerden birsey olmaz

(git: 111949)
pili yarısına (tam olarak %40 doluluk seviyesine) kadar boşaltıp sökün, sonra da buzdolabında saklayın.

onun anlami karsi tarafin anladigi kadardir...

"bu gozyasi acaba benim icin degerli mi?" diye soruyorsan, "senin icin" degerli degildir.

kucuk dusmesinin ya da dusmemesinin ne onemi var ki? hem kime karsi kucuk dusucek? erkek arkadasinin gozyasinin ne anlama geldigini anlamayan birine mi? hic sanmiyorum.

bir dişi olarak sölüorum , kızın içi parçalanır ama fikrinden caymaz.kendimden biliorum :(

benim erkek arkadaşım her şeye ağlıyo.
kavga ediyoruz ağlıyo, ayrılma noktasına gelsek ağlıyo, hata yapsa ağlıyo, özlese ağlıyo, canı sıkılıyo ağlıyo,canımı sıkıyo ağlıyo

bana sorarsan ben o kadar çok sıkıldım ki ağlamaktan ben bile bu kadar çok ağlamıyorum, ağlasam da ya sinirden ya çok üzüldüğüm için. hem ben bi bayanım sürekli ağlasam da garip karşılanmaz.

başta hoşuma gidiyodu, gözyaşlarını saklamıyo, erkekler ağlamaz diye düşünmeden ağlıyo diye.
ama böyle olmasaydı da dediğin gibi olsaydı eğer kız vicdanlıysa kıyamaz. aslında vicdanla da alakalı değil ya, düşünüyorum da sevgilimi hiç sevmesem isterse ağlamaktan göz pınarları kurusun yine devam etmem.
şöyle diyeyim eğer seviyosa ağlayınca kıyamaz, ayrılmaktan vazgeçebilir. ama gözyaşları bi ilişkinin bitmesine engel değildir eğer sevmiyosa..

(bkz: kız arkadaşının yanında ağlayan erkek modeli)

bence bunun için soğuyacaksa varsın soğusun kız kısmısı.
bence çok içten ve bi o kadar da üzücü bi sahne..
benim içim parçalanırdı,tabi seviyorsam.
ulan ne çok seviyo adam beni derdim,demişliğim de oldu.
+ want2die a katılıyorum

bıldıgım kadarıyla adrenalın bagımlısı olmandan kaynaklı bu hareketlerın cogu. bu tarz durumları acıklayan bır yazı okumustum , aratıp bı bak ıstersen..

strese bağlı bir durum olabilir, bu hareketleri yaparken nasıl bir durum/duygu içerisinde olduğuna dikkat et mesela. sonuçta beynin senin bu hareketlerin üstesinden gelebilirsin. (tabi bunu seğirme dışı söylüyorum, yazdıklarına göre hiçbir hareketin kas seğirmesi şeklinde olmuyor)

bir de kahve bağımlısı mısın, onla alakalı olabilir. mesela gün içinde sürekli kahve içiyorsan, günün kahve içmediğin 1-2 saatinde bunlar oluyor olabilir.

büyük ihtimalle yerinizde duramayan birisiniz. enerjinizi o şekilde atmaya çalısıyosunuz.
ya da bulunduğunuz ortamda stres altındaysanız bu şekilde, ritm tutma, dudak içi ısırmak başlı başına stres belirtisi, bacak sallama da öyle hele bi de elinize bi cisim alıp onla oyalanma vs. bunlar stres göstergesidir.

çok fazla anlamam ama parazit olabilir. benim kedimde vardı parazit kusuyodu. ama ondan solucan gibi bişeyler çıkıyodu. üşütmüş olabilir. ilgi çekmek için kusuyo olabilir.

Yediği bir şey dokunmuş olabilir mi acaba? Bizim kuçu bebekken bize çaktırmadan bir kase şeker yemiş ve tüm gün kusmuştu.

büyük ihtimal yediği bir şeyden dolayı oluyo bu olay. veterinere götür bi baksın ( senin veteriner olması zorunlu değil en yakında birine ) köpeğim gece 1 den sabah 7 ye kadar aralıksız senin dediğin gibi kusuyodu. ( o köpükler artık midede bi şey kalmadığının habercisi ) dediğim gibi fazla telaş yapma en yakın veterinere götür.

karaciğeriyle alakalı bi şey olabilir, hemen veterinere götür. aynısı benim köpeğime de olmuştu, serum falan vermişlerdi. belki bu kadar ciddi bi şey olmayabilir ama yine de dediğim gibi veterinere götürmekte fayda var.

ben biliyorum bunu ya. dur bulacam şimdi.

Richard Pryor oynuyordu diye hatırlıyorum ama bulamadım. afro amerikan bi herifin oynadığından eminim ama.

hatırlar gibiyim ya... hatta bütün şehire çorba fln ısmarlıyordu. günde 1 milyon dolar mı ne harcaması gerekiyordu... zencili mencili bi filmdi...

ekşiden buldum arkadaşlr, linkini veremediğim için entryi kopyalıyorum

#

# me myself & irene 'de jim carrey'nin zenci çocuklarının izleyerek büyüdüğü ve onların günlük konuşma dillerindeki bariz! etkisini bütün film boyunca hissettiğiniz stand-upçı
ayrıca adını hatırlayamadığım bir filmde, bir ay içinde 30 milyon$ harcamayı başarabilirse kendisine 300 milyon $ lık bir miras kalcaktı*. ama bahtsız eleman batacağı kesin işlerde bile para kazanıp duruyordu

edit: hayırsever yazar arkadaşlar hatırlattılar saolsun brewsters millions'muş filminin adı

bu mu?
www.imdb.com

edit: bulmuşlar zaten.

günde 1 milyon dolar harcaması gerekiyordu ama kendisine hiçbir şey almaması gerekiyordu. ev alamaz üst baş alamaz. o parayı harcayamazsa mirası alamıyordu ama harcarsa bilmem kaç yüz milyon dolarlık mirasın üstüne binecekti.

benim dediğim adam çıktı ama ingilizce açıklamayı okumayınca böyle salak gibi bulamadım filmi.

Mümkünse Sony almayın.

canon ixus serisi iyidir.

illa sony olacaksa dsc-s serisi almayın.

leica derim başka bir şey demem.

Sony bilmiyorum da,
gündelik çekim için istiyosan yani vay içmeye gidicez, gezmeye gidicez fotoğraf makinesi lazım diyosan erkek arkadaşımda vardı gayet iyiydi, el koymaya niyetlendim başaramadım :)
şaka bi yana Samsung L700 fiyatı da netten baktım 310 lira. Gayet güzel, kullanışlı.
Zaten alacak olursanız bi kontrol edersiniz makineyi çekimini falan.
Teknosalara bi uğrayın orda kimse karısmadan kontrol edersiniz rahat rahat.

İstanbul'da Siyami Ersek hastanesi var. Bu konuda uzman.

Çok geçmiş olsun.

Siyami Ersek Türkiye'de 1 numaradır. Sosyal güvencesi varsa para da almaz. Gerçi son düzenlemeler ne götürdü bilmiyorum.

ankara yuksek ihtisasi da ben tavsiye edeyim siyami ersek ile birlikte turkiye'nin en iyisidirler. arkalarindan istanbul kosuyolu gelir. ankara ise yuksek ihtisas, istanbul ise siyami tercih edilmeli. gecmis olsun...

Ankarada Kardiyoloji Merkezi var. sanırım ankara üniversitesine bağlı. halam orda ameliyat olmuştu.Mamak yolunda.

Hattınız Cep Öğrenci ise öğrenemiyo zaten.
444 0542 arayın, yardım edeecekler

internetten de yapılabiliyor.

Kötü bi tavsiye olacak belki ama
Anadolu yakasında Çekmeköy'ü falan bilirsen ordan biraz daha ilerde Sarıgazi var. 11üsler falan geçiyo üsküdardan kalkan.
Hafta içi bi kişi 6 TL, 2 kişi 12 TL yapar. Normal şartlara göre biri bedavaya gelmiş olur.
Bahsettiğim yer Fabulist AVM diye bi yer ama pek Avm ye benzetemiyorum.
1 ve 2. katı ve 5. katı faal. Diğer katlarda ses yankı yapıyo :)
Yemek olayı için pizzacı falan vardı ama yakınlarında Dominos falan var.
Belki hoşlanmazsın tavsiyeden ama yine de aklında bulunsun.
İnternet sitesinden bakabilirsin gösterimdekilere.
Küçük bi sinema olduğu için pek bişi olmuyo.

benim bildiğim doğum kontrol hapları regl düzenleyici etkidedir. bence az da olsa bi şüphe var.

hamile olduğunu zannetmiyorum
haplarını 7 gün geçtikten sonra almalıydın
ayrıca ilk aylar adet düzensizliği çok normaldir, 3 ayda oturur.

doğum kontrol hapları seni ilk ay değil sonraki ay korumaya başlar. tabi ilk ay her gün düzenli bir şekilde kullanırsan.

@fundamental, eğer adet başladığı zaman alınırsa koruyuculuk sağlar. öyle olmasa idi zaten prospektüslerde yazardı. bu tamamen hurafedir.

kullandığım hap etkisini bir hafta sonra gösteriyormuş. ikinci kutuya hiç başlamadım zaten, sadece bir kutu bitirdim.

işte ne yazık ki bu bir hata. adetin gelirse tekrar başla bence. ya da bir doktora danış. belki de bir rahatsızlığın olabilir bilmediğin (kist vb)

umarım önemli bir sorun yoktur, ilginiz için teşekkür ederim.

@clementine,

ben de prospektüsten okuduğumu söylüyorum zaten.

3 marka hap kullandım, prospektüste katiyen öyle bir şey yazmıyor.

çok şükür bizde öyle bir der yok

zaten cevap verilmiş ama şöyle bir özet geçmek istedim
bir kutu yani 21 adet hapı bitirdikten sonra 7 gün hapsız geçecek 8. gün tekrar hapa başlanacak
ilk 2 kutuda kesinlikle ek yöntem kullanılması gerekiyor(prezarvatif gibi)
adet olsun olmasın 8.gün diğer kutuya geçilecek
ilk aylarda ara kanama yada düzensizlik yapabilir genelde 3-4 kutu sonra düzene girer
doğum kontrol hapları kanama miktarınızda azalma yapabilir
bu hapı uzun süre kullanmanla doğru orantılı olarak artar
bir de kısa süreli bir korunma düşünüyorsan hormonal bir yöntem kullanma
yani birkaç kutu içer bırakırım diyorsan hiç bulaşma
bide bu haplar lipidoda ciddi düşüş yaşatıyor
önerim
önce hamile olmadığından kesin emin ol
sonra ikinci kutuya sıfırdan başlıyormuş gibi yani adetinin ilk günü başla

@ozlemka
aynen dediğin gibi kısa dönemli bir kullanım düşündüm bir kutuyu bitirdim ve bıraktım. benim bildiğim kutu bitince bir hafta içinde adet olmam lazımdı. işte sorun bu aradan 8 gün geçti bir kere kanamam oldu ve hemen geri kesildi. şu an 15. gün ve hala kanamam olmadı.

niye bu ısrarcılık anlamıyorum. ilk iki ay ek koruma falan lazım değil. adetin başladığı gün alıyorsan korumaya başlar ilk ay. zaten ilk 3 ay vücudun alışma sürecidir ve adet olamaman anormal değil. yasmin, yazz ve ginera'nın prospektüslerinde "2 ay korunun, ilk ay korumaz" gibi bir şey yazmıyor.

ama zırtapozcuğum ne yazık ki kısa dönem için kullanmamalısın bunu, biraz uzun vadeli düşün. dediğim gibi adet görmemen çok anormal değil. mesela ben görmüştüm 1,5 ay sonra ama benimki de 20 gün sürmüştü. sonra yerine oturuyor her şey. adet göreceğin günü bile biliyorsun. zaten d.k. hapları adeti çok azaltır. belki de o 8. gün görmüşsündür ya da bir ara kanamadır.

çok kıllandıysan eczane tipi gebelik testi alabilirsin.

tuik.gov.tr ye baktınız mı?

üfe= 5,93
tüfe= 6,53

oranların ortalaması: 6,23

oral-b pulsar diye pilli titreyen bi dis fircasi var 9 10 lira arasi pili de 3-4 ay gidiyor ki bu arada zaten firça elden çikiyor tavsiye ederim.

Uzun yıllar kullanmayı göze alıyorsan Oral-B'nin çıkardığı ama aslında Braun'un üzettiği üst model fırçalar var. Fiyatları genellikle 30 liradan başlar ve özelliklere göre değişir. 2 pille çalışanlarını tavsiye ederim, yaklaşık 8 senedir kullanıyorum bir kere sorun çıkarmadı. Diş taşı, plak, sigara kullanımından oluşan sarılıklar vs herşeyi ciddi ciddi ancak bu fırçalar temizler. Başlıkları değişebildiğinden bir tane alıp ailecek de kullanabilirsiniz.

daha uygun(ucuz) olsun diyorsanız banat ve signal.

diş fırçasını 3 ayda bir değiştirmek gerekir. eğer 3 ayda değiştirilecekse, birbirinize çok alışacağınız ve pahalı olan bir şey alma derim. oral b expert iyidir. 3 ay boyunca da kendi kıllarını mikroba, bakteriye karşı protect ediyormuş.

oral b pulsar kesinlikle. ilk başlarda azına vibratör almış hissi verebilir ama hemen alışıosun.

banat tavsiye ederim tanesi 50 kuruş.

oral-b pro expert pilli diş fırçası kullanıyorum ben. çok memnunum.

cinsiyet?

2 senedir hiç kestirmediyseniz saç beslenmez. Yaza doğru nemsizlikten mısır püskülü gibi olur. Uzama hızı da durur. 2 ayda 1 cm anca uzar. 3-4 ay aralıklarla 1 cm falan kestirin.

@jeanne hebuterne
erkek.

bence kadın&erkek karışık bir kuaför salonuna gidin. erkek berberleri öyle uçtan almayı falan pek beceremiyor.

Nerden başlasak:)
makyaja yeni başlayacaksan bence önce kendini de çevrendekileri de buna yavaş yavaş alıştır. yoksa kendini itici bulup bi anda makyajı bırakma kararı da alabilirsin:)
Alıştıra alıştıra başlamak derken mesela standarttır, allık ve maskara kombinasyonuyla hem yeteri kadar doğal hem de istediğin gibi "makyajlı" gözükebilirsin. dudakların dolgunsa basit bi parlatıcı bile sende fark yaratacaktır zaten. gece çıkmadıkça veya yüzünde yara izi dışında lekeler v.s yoksa hele ki yağlı ciltliysen fondöten zaten kullanma sivilce veya aşırı yağlanma gibi sorunlara yol açabilir. ürün tavsiyelerine gelince:
öncelikli olarak maskara illa ki sürmelisin, doğal kızılsan yani saçların turuncu tonuna yakınsa kahverengi veya bordo rimel kullanmalısın rimelde paraya kıymak önemlidir, pahalıdan ucuza marka tavsiyeleri
-Dior diorshow (bordo renk mevcut)
-Max factor 2000 calorie (bir klasiktir)
-Loreal telescopic
-Maybelline

*illa fondoten kullanıcam diyorsan Clinique in sıkıştırılmış pudrası var epey popüler sorsan hemen gösterirler, biraz tuzlu ama memnun kalırsın

* eğer turuncu saçlıysan şeftali/ bakır tonları allıklar kullanabilirsin, saçların kırmızı tonlarındaysa rahatlıkla uçuk pembe allıklar kullanabilirsin, türkiyede satılmıyor(fakat popüler alışveriş sitelerinde bulunabiliyor )revlon golden affair (merlot at midnight tonu) mükemmel bir allık. onun dışında yine aynı fiyat aralığında lorealin Blush Delicieux Allıkları var revlon kadar iyi değil ama idare eder.

*göz farına gelice bence makyaja iyice ısınmadan kullanmasan iyi olur, açık ve uçuk renkler gözleri küçük gösterir, beyaz ve pembe tonları özellikle çok küçük gösterir ama ten rengin açıksa sonuç iyi olmayabilir. denemek için ucuz bi markanın göz kalemlerinden alıp yakışıp yakışmadığını test edebilirsinveya çok açık bir mavi göz kalemi alıp kirpik diplerine ince çizgiler çizmek de iyi sonuç verebilir.
netice itibariyle bu tarz şeyler biraz deneme yanılma yoluyla oluyor insan yavaş yavaş kendine neyin gittiğini saptayabilecek duruma geliyor. başka soruların olursa onları da yanıtlayabilirim bu konu eğlenceli :)
kolay gelsin:)

Krem fondoten sürebilirsin. Benim de cildim yağlı. Testerlarını cildinde dene. Örneğin bileğinde. Teninin üstünde rengini görünce anlarsın kapatıp kapatmayacağını.
Siyah göz kalemi cekebilirsin. Yalnız gözlerine çek. İç kısmına. Beceremem diye korkma. Gözüme kalem girer diye de korkma. Çok ama çok kolay. Gözlerini küçük gösterir. Göz kapağına, kirpik diplerine sürersen gözlerini daha iyi gösterir. Farı da giydiğin kıyafete göre seçebilirsin. Göz kalemi işini görecek küçültme konusunda. Benim tercihim Flor Mar
Kırmızı ruj itici durabilir. Dudak rengine yakın bi ruj tercih etmelisin.
Şeftali tonlarında allık sürebilirsin oldukça doğal duruyor.

Ben makyaj malzemesi olarak Alix Avien tercih ediyorum.
bol bol da promosyonları oluyor.

strawberry'den şaşmayın kozmetik malzemesi için.

farın gücüne inanın, değişik renkler deneyin, evde yalnız olduğunuz günlerde olmadık renkler sürün, işe yarar..zaten strawberry'den birşeyler sipariş verince, hediye falan geliyor 18/24/36'lı far setleri.

kırmızı rujdan da korkmayın :)

allık için, yorgunken şeftali rengi canlı gösterir.

evet, konu zevkli, seve seve paylaşırım..

hatta bir gün, "makyaj zirvesi" mi yapsak?

+ yağlı yüz için en iyi fondotenlerden biri shiseido'nun pureness serisindeki kompakt pudrası. yüzdeki renkleri çok iyi dengeliyo, oldukça kapatıcı ve kesinlikle sivilce yapmıyo, hatta sivilceyi önlüyo. zaten yağlı cilt bakım serisinin özel pudrası kendisi.

biraz daha porselen görüntü için ise "mac studio tech"i öneririm, kremsi dokulu ama yine yağsız ve benim şimdiye kadar profesyonel görünüm sonucunu en iyi aldığım fondoten.

+ gözlerinin pörtlek kısmı neresi acaba? göz kapağın mı geniş ve görünür? yoksa gözün kendisini mi küçük göstermek istiyorsun?

eğer göz kapağın, bayhan'ın göz kapakları gibi (o kadar diildir tabi ama abartılısını örnek verelim) genişse: 1-ışıltılı göz farı asla kullanma. 2- likit eyeliner kullanma. net çizgiler daha da vurguluyor kapağı. buğulu bir görüntü vermesi için crayon tarzı göz kalemlerini tercih et. kahverengi tonları kızıl saçlar için iyidir, koyu renk göz makyajı istiyorsan sana yine mac'ten harika bir öneri: mac technakohl'un "photogravure" rengi. piyasadaki en koyu kahverengi bu, hem koyu hem yumuşak bir makyaj için mükemmel.

gözlerinin kendisini küçültmek istiyorsan, hileyi gözünün alt kısmında yapmalısın: sadece gözpınarına koyu kahve bir kalem çek. kirpiklerin altına ise kalem değdirme. daha açık renk ve belki biraz ışıltılı farlarla hafif oynayabilirsin kirpik altlarınla.

+ allıkta en güzeli şeker pembesi tonları olacaktır daha önce de söylendiği gibi. açık ve çok doğal bir pembe için: benefit'in dandelion rengini öneririm. fiyatı baya yüksek bunun, ama hali hazırda makyaj malzemelerine zaafın yoksa ve hepsinden birer tane istemiyosan, bence sürekli kullanacağın bir ürün için paraya kıyabilirsin. çok uzun zaman dayanan ve bazılarının pudra olarak bile kullandığı çok doğal bir ürün bu.

bir de: göz makyajının herhangi biyerinde ışıltı kullandıysan allığın mat olsun, allığın ışıltılıysa göz makyajın mat olsun, en hoş sonuçları böyle alırsın.

+ ruj konusu tam bir deneme yanılma işi, dene dur bence. dudakların kalın olduğu için "çıplak" tonlara takılıp kalma, koyu renkleri de kaldırabilirsin. ama hangi renk olduğunu fotoğrafın olmadan söylemek çok zor, hatta fotoğrafın olsa bile baya zor :) yine pahalı fakat her ten-saç-göz rengi kombinasyonuna uymasıyla ünlü bir seçenek söyliyim yine de: nars'ın dolce vita'sı. tam anlamıyla güvenli ve şık bir renk.

kolay gelsin :)

cevaplar süppper, kendimi strawberrynet'in ve ebay'in kollarına attım hemen :)
aklıma gelen diğer sorular;
- oje sürdüğümde kendimi çok garip hissediyorum. bi de hayatta uzun tırnak bırakamıyorum, kırılıp gidiyor. kısa tırnakta da oje iğrenç duruyor. ama ojeler çok ilgimi çekiyor. ne yapsam?
- gözlerim kahverengi. böyle kahverengi diye bağıran göz makyajı nasıl yapılır? örnekse;
www.targetwoman.com

- son olarak da, bence en önemli sorunum: gün içinde yüzümle gözümle sık sık oynarım. bi de lens kullanıyorum, yani gözlerimle illa ki temasım oluyor. makyaj akar veya bulaşmaz mı? en büyük korkum bu :)

kemik rengi ojeden başkasını sürünce garipsiyorum hala ben de. eğer tırnaklarını kısa kullanıyosan, renkli oje sürerken bütün tırnağı boyamak yerine sağdan ve soldan ince bir şeridi çıplak bırakmaya bak. uzun havası yaratır.

ben de lens kullanıyorum, ne mutlu ki piyasadaki ürünlerin bir çoğu lensli gözleri irite etmiycek şekilde hazırlanmış vaziyette artık. göz pınarına süreceğin kalemi dikkatli seçmen lazım en çok, özel olarak "anti alerjiktir, lensli gözlere uygundur" notu düşenlerden şaşma. göz pınarına ucuz kalem yasak :) şahsen maskara sürmediğim sürece hiç sorun yaşamıyorum göz makyajımın dağılmasıyla gözüme kaçmasıyla vesaire. maskarada da waterproof'lara bakmak lazım.

gözünün kahverengisini vurgulamak istiyosan eğer, sıcak kahve tonlarına diil, soğuk kahve tonlarına bakmalısın. siyah da tabi bir seçenek. ama bitter çikolata rengi göz kalemleri, gözündeki kahve pigmentleri iyice parlatır. ben yine mac'in photogravure'u diyicem o konuda.

belki sadece göz pınarına da göz rengine en yakın olan kahveyi uygulayabilirsin.

bunlardan bağımsız olarak: sen endişelerini anlattığın zaman görevli kadınlar direkt primer filan önericek muhtemelen. makyaj bazı olarak kullanılan ve makyajın dağılmasını çok uzun süreler için önleyen primerlar var. ama bence bunlara para akıtma hiç, iyi bir nemlendirici ve kalıcılığını test edip onayladığın ürünler ile mutlu mesut yaşayabilirsin.

bir de fırça mevzusu var, makyaja yeni adım atan birini gördüler mi 5 tane farklı boyda fırça almassan asla makyaj yapamazmışsın gibi konuşuyo bu kadınlar. fırçaları da boşver şimdilik, ürünlerin yanında gelen aplikatörlere, kulak pamuklarına, ve çıplak parmaklarına güven. ne istediğini iyice anladıktan sonra alırsın 1-2 fırça, zamandan kazanmak için. "bende koca bi fırça seti var" de gitsin kadınlara da.

böyle :)

aksine kısa tırnakta koyu renk ojeler çok hoş olur. lens takınca gözüne temasın niye oluyor anlamadım. lensi takacaksın sonra makyajını yapacaksın hepsi bu.

ben hep koyu kırmızı, bordo, bitter red vs gibi renkler kullanıyorum ojede.tırnaklarım da kısa french manikür. böylesi güzel duruyor, hem de kullanışlı.uzunlar itici bence. siz de bi deneyin.şuna benzer:

farm4.static.flickr.com

fondoten e alternatif olarak renkli nemlendirici kullanabilirsiniz. lensli göze fazlaca toz far kullanmayın, krem far, kalem far kullanın.

Ben de kahverengi gözlüyüm.Bence makyaj işini çözene kadar pahalı makyaj malzemelerine veya siparişle getirteceğin/türkiye de bulunmayan şeylere hiç girme.

Sana önerim birer tane siyah,kahve ve koyu yeşil(kahverengi gözleri daha çok ortaya çıkarır) göz kalemi al.Aldığın göz kalemleri MAC,Clinique,Dior ne kadar güzel ve kaliteli olursa olsun; Alix avien,flor mar,oriflame,avon gibi markalardan olmalı.Eğer makyaj istediğin gibi olmazsa ve silersen,veya sadece nasıl durur diye bakmak için makyaj yaptıysan boşu boşuna o kadar pahalı malzemeyi harcadığına yanmazsın.

Malzemeleri alırken alman gereken en önemli şey makyaj temizleme sıvısıdır.Herşey dandik olabilir ama o olmamalı.Neutrogena nın gerçekten iyi makyaj temizleme sıvısı var.Önerebilirim.Pahalı olduğunu sanmıyorum.

Makyaj yapmayı youtube'dan öğren-ciddiyim!.Youtube da bir sürü nasıl makyaj yapılır videosu var.Saçma gelse bile onları izle,teknikler kap,boş zamanında otur, ucuza aldığın makyaj malzemeleriyle kendine makyaj yapmayı dene.Makyaj yapmak resim çizmek gibi bir şey.Elin alıştıkça daha iyi yapıyorsun.

Kırmızı ruj candır ama öncelikle hafif renkli parlatıcıları önereceğim.Çünkü kendini çok belli eden bir ruj rengi,kendisini tamamlayan bir makyaj kombinasyonunun içinde güzel durur.Yoksa saçma görünür.

Makyaj bloglarını incele.İnsanlar oralarda bir sürü ürünü deniyorlar,bazıları yaptıkları makyajları gösterip nasıl yapıldığını anlatıyor vs.Nasıl yapacağın konusunda seni eğiten veya ilham verecek herşeyi kullanabilirsin.

Sephora,vs. gibi yerlerdeki kızların seni yönetmesine izin verme.Bir sürü saçma sapan şeyi fahiş fiyata satarlar.En güvenlisi ne istediğini bilip "Şuna ihtiyacım var." diyip alıp çıkmak.

ve "Üüüf yapamıyorum ben bunu, palyaço gibi oldu!" diyip vazgeçme.Bu iş kolay gibi görünse de gerçekten kolay değil.Dışarda bir sürü kendini güzel sanan badana boya yapmış gibi dolanan kokona karı dolaşıyor.Makyaj konusundaki asıl kuralı ise asla unutma:
"Less is more!"-"Az çoktur!"

Eğer yeniyseniz, bilmediğiniz ürünleri almadan önce uzun uzun araştırın. En büyük hata zank diye parfümerilere girip bilmediğiniz ürünleri alıp, tonla parayı vermiş olmaktır. Eğer ürünlerde çok ucuza kaçmayacaksanız, MAC, INGLOT gibi markalarda uygulama yaptırarak alacağınız ürünleri bu şekilde seçebilirsiniz. MAC'teki görevlilerin çoğu uygulama isteğinizi reddetmez.

Google size yardımcı olacaktır. Ingilizceniz varsa yüzlerce makyaj blogu var fikir/uygulama görebileceğiniz, en meşhurlarından birisi ise temptalia.com.

İngilizceniz yoksa, türkçe makyaj blogları ve yazarları da bir yere kadar size yardımcı olacaktır. Birkaç popüler türkçe makyaj blogu:

www.just-makeup.net
www.makyajcantam.org
lifewithhk.blogspot.com
vespagirlmakeup.blogspot.com
marjoontheblog.blogspot.com

mahallenin muhtarlarının yönetmeni neydi.. o :S

kubrick.

tarkovski

werner herzog, james cameron bunlar ilk aklima gelenler

chan-wook park

.......spolier.......

oldboy'daki canlı canlı ahtapot yeme sahnesini 4 kere mi ne çekmiş içine sinmediği için.

.......spoiler.......

fizy.com

şu var. gerçi sadece insan sesi değil arkada müzik de var ama belki işine yarar diye düşündüm.

Günde 3 doz tok karna alabilirsin;

www.youtube.com

anadolu ninnileri albümünde bar bar genem olur
dol film müziklerinde muhayyer şarkı olur
arto tunçboyacıyan'dan yine o an geldi aklıma olur
shahram nazeri'den fanayam man 2 olur

olur da olur.

Santiago

www.amazon.com

şu albüm. mesela 7. parçada müzik yok :)

bu yeni çağın ilahisiymiş galiba. ilginç biraz

kilise müziği gibi değil yani:)

tara fuki

ben yaklaşık bir yıl önce swatch un bi modelini almıştım şimdi model numarasını hatırlayamayacağım ama zaten artık üretilmiyordur. hem takım elbise hem de spor kıyafete gidiyor arkadaşları mda beğenmişti mesela ve 130 tl para vermiştim. bu markayla ilgilenebilirsiniz iyi seçenekleri var.

giriş seviyesinde bir swatch alabilirsin. ancak saat&saat vs gibi firmaların sitelerine girip kampanyadaki ürünlere de bi göz at derim. 300-350'lik bi saati, o fiyata inmiş bi şekilde yakalama şansın var.

markafoni'de şu günlerde çok güzel cok ucuz saatler war oraya bak derim benç

Casio- Edifice.

Tavsiye ederim :)

www.saatvesaat.in Ürünler

burada 150 tl civarında süper saatler bulabilirsin.

ebay den fossil veya diesel alabilirsin

bu arada mailim [email protected] :)

ikiniz de alternatipe hoşgeldiniz o zaman

ben de istiyorum [email protected]

çok üsper oldu işte bu :) teşekkür ediyorum aybarsabi!