Küçük dostumuzun fermuara sıkışmaması için.

günlük hayatta giydiğin kıyafetler sürekli hareket ediyor. bacakların vs bu sürtünmeden etkilenmese de hassas organların etkilenir.

büyük dostumuzun fermuara sıkışmaması için.

Çok çok büyük dostumuzun fermuara zarar vermemesi için

devasa dostumuzun fermuarı yutmaması için

Biri gelip benim hint okyanusu gibi vajinam var, afrikadan filipinlere kadar diyecek cevap veremeyeceksiniz. Hepnize cetvel göndereyim de yarışın galibini belirleyelim.

Ciddi cevap: temiz tutmanın ve tahrişi engellemenin en kolay yolu.

Yüce dostumuz paçamızdan çıkmasın diye.

Kısacası, bunlar olmadan iki gün geçirirsek kendi giyme sebebimizde ortaya çıkar.

tek dostumuz fermuar sıkışmak.

Dostsuz kalasınız.

ustteki camasirlar kirlenmesin diye.

hijyen

şahsen bir keresinde yazlıkta don giymeden şortla gezmeye kalkmıştım, bildiğin kalkıyor nedense. heralde çok serbestlikten.

temizlik, teri alması, ayrıca erkekler için skrotal torbaların otururken sürpriz yapmaması.
dostumuzu fermuara sıkıştırmak çocukken yapılabilecek bir şey veya sarhoşken, normalde pek sorun değil, ayrıca düğmeli pantalon var olm, benimkiler düğmeli mesela:)

kucuk ejderha pantalonu yakmasın diye

Üsküdardan da bakabilirsin.

HO metroya yürüme mesafesi kira olarak oldukça yüksektir ve 1+1 pek yoktur.. Ferahevler'e bak derim HO metroya dolmuş - otobüs çok zamanın varsa yürüyerek ulaşabilirsin, kiralar daha ucuzdur..

Selam, ev arkadasi olmayi dusunurseniz taksime cok yakin evimde 1 odami kiraliyorum. Dusunurseniz detaylari konusabiliriz.

Ilan gunceldir.

psikolog olurum diyordum, psikolog olacağım (~1 yıl)

hep düşündüm, psikoloji dışında ne okuyabilirim diye ama hiç tatmin edici bir cevap veremedim. şimdi hedefime çok yakınım ama mutsuzum. direkt olarak çalışmak bana göre değil galiba.

10 yıl önce üniversite 3. sınftaydım 3.80 filan ortalamam vardı o dönem. akademisyen olacaktım ben. heidelberg'ten staj kabülü almıştım haziran başında gitmek üzere hazırlanıyordum. hey gidi günler.
gittim, sonrasında burslu doktora kabulü de aldım, oraya da gittim.
ama akademi sarmadı sonra. :)
Halbuki hakketen böyle mutlu olcam sanıyordum yahu. kaç senelik hedefimdi. tee çocukken bu kız profösör (köyde) olacak derlerdi.
Neyse akademiye belki daha sonra dönmek üzere ara verdim. şimdi akademik yayınlar için editörlük filan yapıyorum yine okuyorum, çeviriyorum, sürekli makalelerle boğuşuyorum ama laboratuvara girip deney yapmıyorum, işin mutfağında yokum orasını özlüyorum. Öte yandan geçirdiğim hastalık sonucu kokulara filan aşırı hassasım zaten kimyasallardan uzak durduğum iyi diyorum.
bi garip çelişkilerdeyim. iyi kazanmasam kesin depresyona girerdim.

türkçe ve edebiyatla ilgili bir şeyler yaparım diyordum, onlarla ilgili bir şeyler yapıyorum şu an

10 yıl önceki hedefimdeyim %95 oranında ama uykum var. Birçok uykuya mal oldu.

Acik hava timarhanesi +1

12 yaşındaydım çizgi film çizeri olmak istiyodum 22 yaşındayım öğretmen oluyorum.
(bkz: tünelin ucu bombok bir yere çıktı)

10 yıl önce aklım bir kaç karış havadaydı. dolayısıyla bir hedefim filan yoktu.

beyleyken beyle.

şimdi önümüzdeki 10 yıllara bakıyoruz.

hedefım yoktu hala yok ne olcam bılmıyorum

10 yil once 9 yasindaydim, bisi dusunduysem de hatirlamiyorum

10 yıl önce 4 yaşındaydım hedefim bir an önce 18ime basmaktı daha gerçekleştiremedim ):

10 yıl once insanlara faydamın dokunabileceği bir meslek istiyordum. mezuniyete yakın pekçok yerden iş teklifi aldım, hatta biri sektöründe sağlam bir şirketin yeni açılan bölümünde müdür yardımcılığıydı, ama ben para için çalışmak istemiyorum, insanlara faydamın dokunacağı bir meslek istiyorum dedim.

akademisyen oldum, şimdi ay sonunu getirmek için binbir hesap yapıyorum, potansiyelimin çok altında çalışıyorum.

9'dum, pilot olmak istiyordum. 19'um, bi seyler yaptim ama tam anlamadim daha, ne tarafa dogru gittigimi seneye anlayacagim sanirim.

10 yıl önce tek derdim daha çok kazanmaktı. Şimdi daha çok kazanıyorum ama bütün kazancımı kredi ve kartlara yatırıyorum. 10 yıl öncekiyle aynı oranda nakit para kalıyor cebime.

Bir vakfın yönetici kadrosuna girmek ve sosyal sorumluluk projeleriyle uğraşmak.en azından hem sevdiğim işimi yapmış olurum hemde işe yaramışlığın ve memlekete yeni cevherler,yeni umutlara kol kanat germiş olurum.Şuansa bunlar ne derece gerçekleşir ne kadar zaman alır,akademik hayat içinde en iyi sekilde nasıl aktif olunur onun üstüne çalışmaktayım

yaptığım işte işveren durumuna gelip kendi işimi yapmaktı bunu da gerçekleştirdim şükür.

planladığım hiç bir şey olmadı

10 yıl önce:

iç ses: lan fizik mi yazsam? Ya beceremezsem? olm çok zevkli görünüyor. Yok lan ya işsiz kalırsam? Ya benden bi halt olmazsa. En iyisi itü inşaat yazayım hehe hem fizikle hem matematikle alakalı çok zekiyim afferin lan iyi düşündüm bunu helal olsun bana.

bugün:

iç ses: Fizikte yüksek lisansa başlasam lan. Becerebilir miyim ki? İnşaatta doktora devam ediyor daha. Ama çok zevkli görünüyor lan. Evet evet başlayayım. Yok lan dur şu şeyleri de öğreneyim sonra başlarım.


kıssadan hisse: Yapacaksan yap bir şeyi kardeşim. Bıdı bıdı etmemek lazım.

hiç hedefim olmadı benim :'(

hedef1: mesleğimde yükselmek, gelişmek. kariyer.
hedef2: para biriktirmek.
hedef3: ülke değiştirmek.


durum1: mesleğimi yapmıyorum. bambaşka bir sektörde bambaşka bir iş yapıyorum. bu işi de ne bu işle ne de mesleğimle alakası olan bambaşka bir iş kurmak için geçici olarak yapıyorum.
durum2: evet, akmasa da damladı. müsrif olmamayı öğrendim.
durum3: olmadı. halen istiyorum.

okulun son senesiydi, bitirir bitirmez o zaman çıktığım ilk kız arkadaşımla evlenip küçük bir şehirde çoluğa çocuğa karışıp kıt kanaat geçineceğim mütevazi bir hayat kuracaktım. şu anda tam tersi.

saveonfun.com

10 yil once standart bi yasamim olur diyordum. Okulu bitirir, yuksek yapar, evlenir bi yerlerde muhendislik yapar coluk cocuga karisirim diyordum.

Ama oyle mi oldu? Elbette hayır. Kırmadigimiz ceviz, taş atmadıgımız dal kalmadi. Kac defa tum hayatımı sıfırlayıp yeni bastan kararlar aldım hatırlamıyorum. Bir cok insana cilginca gelen seyler yaptim. Tutkulu aşklara karşılık feda edilen masumiyet, dunyayi gorme arzusuna karsilik feda edilen kariyer, anlik verilen kararlar sonucu feda edilen onca para....

Bakalim hayat bi on sene sonra ne getiricek :)

rock star olacaktım muhasebeci oldum mk

valla seni ne rahatlatıyorsa öyle yapta hastalıklara dikkat et bence, sonucta ileride ''acısı cıkacak olursa'' en kötü bu şekilde çıkabilir, tabii dediğin kadar çok kişiyle beraber oluyorsan.

dikkat etmek lazım :/

ben sizin gibileri anlamıyorum valla, hikaye anlatıyomuşsunuz gibime geliyo açıkçası. ben 10 kilo verdiren, hayatımı dağıtan bir ilişkinin ardından iki sene boyunca bırak aşık olduğum kızı, onun yaş grubundaki insanlara bile yaklaşamadım. yakın bi arkadaşım dışında kimse giremiyodu hayatıma.

her akşam başkasıyla sevişip ruhsuzum, hissizim geyiği yapmak garip geliyo o yüzden. gayet de bi şeyler hissediliyor, bi "his" var ki eyleme geçiliyor. bedenin ruhsuz salınımını pek görmemişsiniz gibi.

özelden yazıcaktım ama belki benzer durumda olan vardır... aynı dönemi geçirdim. 5 senelik ilişkim bittikten sonra her şey boş gelmeye başladı. sürekli yeni adam, yeni yer... kiliğimi değiştirmiyordum gerçi ama kafayı kırmıştım baya. umrumda değildi yatmışız kalkmışız vs. sokaktan adam çevirsem, garip olmazmış gibi geliyordu. üzülemiyordum, pişman olamıyordum. his yoktu. benimki 2 sene filan sürdü. sonrasında nihayet takıldığım bi adama karşı bi şeyler hissettim. tamam canım yandı kabul. çok aşık oldum, o ilişki istemedi falan filan ama nihayet bi şeyler hissedebildim. o hoşlanma ve üzüntü, önceki boşluğu yenmemi sağladı. güzelce acımı çektim. geçmiş muhasebesi de yapmadım. o hissiz dönemin golünü sonradan yemedim yani. olan oldu. önümüzdeki maçlara bakıcaz dedim.

şu anda tabii ki özlediğim bazı şeyler var ama uzundur bu kadar iyi olmamıştım.

neyi yaşaman/tüketmen gerekiyorsa; yap. gerekirse, acısını da çek.

bunun sonu kendini tanımaya varıyor. hepsi bir yolculuk. insanlar, olaylar, dönemler... tadını çıkart hepsinin. dibe vurmanın bile!

ya HIV pozitif olursun,
ya Cervix kanseri olursun,
ya alkolik olursun,
ya toksikoman olursun,
ya hepatit B olursun,
ya da antidepresanlara abone olursun

özet: pişman olursun

Ya arkadaş istediğinle yat kalk da hakkaten şu "ruhsuzluğun salınımı" vs geyikleriniz yetti be. Hayatta gerçekten hiç mi acı görmediniz? İçinizden geçen bir şeyleri yapmak için, birileriyle yatıp kalkmak için boktan bahaneler uydurmayın. Canınız ne istiyosa onu yapın ama bunu yaparken "3 yllk ilişkm bitti boşluktym :/"ın arkasına sığınılması gerçekten berbat. Bi yandan gönlünce yaşarken diğer yanadn "acaba mutsz olr mymm"un hesabını yapıyorsan zaten yaşadığını söylediğin bütün eğlence yalandır. Sana tavsiyem, adamları gerçekten beğenene kadar "adımı bile uyduruyorum" diyip, beğendiğin bi adam karşına çıktığında tüm iki yüzlülüğünle kapağı atmaya çalışmaman. Bu söylediğim doğrudan şahsına değil elbette. Sadece gözlemler sonucu bir ufak tavsiye. Bi de bin bir türlü hastalık var amk. Kolay gelsin.

Benzer bir durumu ben de yasadim. 2 yil kadar once ilginc bir tesadufle tanistigimiz bir kiz arkadasım olmustu. Bir sure mutlu birlikteliktan sonra gecmisten gelen asamadigi problemler nedeniyle gitmek ayrılmak zorunda kaldik. Ondan sonra hayatımı tamamen degistirdim. İşimden ayrılarak sahip oldugum ne varsa satip dunya turuna cıkmıstım. Yollarda farklı insanlarla tanıstım, farklı hayat hikayeleri dinledim ve sacmasapan tek gecelik iliskilerin icerisinde buldum kendimi. İçimde bir yerlerde hala onu sevdigimi hissediyordum ama onunla yasamak zorunda olduklarımıza karsı hep bir ofke vardi icimde, dinmek bilmedi. Farklı tenlerde onun kokusunu aratti bana hep. Kendimi igrenc hissettim her ilişkinin ardindan. Senin durumunun sonu ne olacak bilmiyorum ama ben soyle yaptim. %100 olecegimi dusundugum bir maceranin pesine takıldım. 9 ay boyunca ordan oraya amacsizca dolastiktan sonra Tayland'da tanistigim bir dagci ile Everest'e tirmanmaya karar verdim. Bunun ugrunda tum parami harcadim. Tirmanis 3 ay surdu ve her gun icin ayrı bir vidyo hazırladım burdan kurtulamazsam aileme beni anlayacaklari bir hatıra kalsın diye. Defalarca olumden dondum, zirve tirmanisi sonrasinda yetersiz oksijen ve soguk nedeniyle ayak parmaklarım donma belirtisi gosterdi, sonrasinda basinc odasi tedavisi gordum bir sekilde duzeldiler. Ama bana geriye onlarca macera ve bir cok insanın cesaret edemedigi bir yoldan yurume firsatini gerceklestirmis oldum. Onu unuttum mu? Hayır onu halen deliler gibi seviyorum, yalnizca gecen zamanda yasadıklarım aslında bir insanın daha ne kadar acıya tahammul edebilecegini kanıtlamıs oldu.
Umarim sen de bir an once karanligindan kurtulursun.

anlayabiliyorum. açıkçası bu ruh halinin veya umursamazlığının 2 sebebi var, biri 3 senedir yaşamaya alıştığın düzenden ve hayattan kurtulunca ne yapıcağını cidden bilemeyebiliyor insan. ne bileyim o 3 sene içinde sevgilin olduğu bilinciyle ister istemez kontrollü yaşıyorsun. diğeri de gerçekten karakter olarak değişmiş olman. ben de 16-20 arası baya liseli aşık modunda takılıyordum, 1-2 kişi için o olmazsa yaşayamam kafasına bile girmiştim. ama sonrasında bir şeylerin senin sandığın gibi değerli olmadığını görüyorsun. sonrasında da daha serbest ve rahat yaşamaya başlıyorsun.

o yüzden ne olcak nereye kadar böyle gidicem diye düşünme. mutlu olduğun şeyi yapmaya devam et. kendini böyle hissediyosan böyle yaşa. zamana bırak.

hangi barlara takılıyorsun:)

ya kusura bakma ama kendim dahil herkesi içine alarak söylüyorum terk edilmek, aşk acısı çekmek, hayatı sorgulamak one night stand'ın veya kendini dağıtmanın bahanesi değildir. benim gördüğüm baskı altında, dar bir çevrede yetişenler daha çok bu eğilimdeler. üzerine alınma, dediğim gibi kendim dahil etrafımda gözlemlediğim bu. dolayısı ile benzer bir dönem geçirmiş birisi olarak sorunun ayrılmak değil maalesef daha derinlerde...

Caterpillar al 5-7 sene giy

harley davidson botların fiyatı 200'ü biraz geçer ama belki bahar yaklaşıyor diye indirime girmiş olabilir. onlara da bak derim.

merrel'in bir botunu alin, ne zaman aldiginizi unutana kadar giyersiniz, asla su gecirmez, hafiftir vs vs. ama turkiye'de bilmiyorum nerede satiliyor. ama biraz da hos gorunsun diyorsaniz, performansi biraz azalsa da lumberjackler idealdir. ama 200'u cok gecebilir.

dockers onermem, bir en fazla iki kis giyersiniz.
harley hic onermem, cok agirlar.
greyder ve kinetix hic giymedim.

merrel +1

tipini beğenmeyebilirsin belki. istersen örnek vereyim: www.hepsiburada.com

bu merrel denen markanın botlar çok biçimsiz değil mi?

spxshop.com surada var, sanirim dukkanı karakoy de idi. Merrel ve Salomon ozellik bakimindan yukarida sayılan bir cogundan daha iyi. Bir greyder,lumberjack ile agir trekking faaliyetleri zorlu olur ama bir merrel le eglenceye donusebilir.

cevaplar için teşekkürler. bursadayım. deridene gittim timberland columbia düşünmüştüm baştan 400 tl civarı indirime girse belki.

Bir şey olmaz.

yumurtanın akından zarar gelmez de, günde 2 yumurta sarısından fazlası zarar eder.

kolesterol yapar yahu!

bir şey olmaz sarısını az ye ama.

sakata gelir misin bilemem ama yakında tavuk çıkar içinden arkadaş 5 yumurta nedir ya :)

@pampalar "5 yumurta nedir ya :)" diye sorulmasin diye keyifle yemedigimi kisaca anlatmistim.

hacım yumurta sarısı bakımından fazlası kolesterol yapar doğrudur ama o enerjiyi ben yakıp kavuruyorum zaten diyorsan sorun yok. ye gitsin.

her şeyin fazlası zarar. 3-5 güne belli olmasa bile uzun dönemde elbet ters bir etkisi vardır.

Paran oldugu zamanlarda da ye, cok saglıklıdır. Ama sarılarını mutlaka ayır, 5 yumurtada sadece 1 tane sarı kullan tatlandırmak icin. Yumurta alırken rafta cok beklememis olanları secmeye calis, yumurtalar bekledikce protein degerleri azalir. Ayrica mutlaka buzdolabinda beklet, acikta durdukca da besin degeri azalir. Bu mevsimde domates alma salataya yuklen bence, bu mevsimdeki domates baska birseydir :) Son tavsiye pilav ve corbayi ogle yemeklerinde yeg, aksamlari daha hafif seyler gotur, tabii spor yamiyorsan.

Günde 5 yumurta kolestrol arttırır. Ancak yaşın genç ise o zaman şimdilik büyük sıkıntı olmaz çünkü kolestrol zaten vücuda lazım. Ama çok uzun süre de böyle gitmemeli.

Alternatifler bulmaya çalış.

5 yumurta çok dostum 2 den fazla tüketme.

kolesterol diye bir hastalık yok, ilaç şirketlerinin uydurması. milyar dolarları götürerek dünya medeniyet tarihinin en büyük vurgununu yaptılar.

beşinin de beyazını, ikisinin veya üçünün sarısını ye. lor iy fikir.

bunda utanacak bi şey yok. hırsızlık, dolandırıcılık yapmadan hayatta kalmaya çalışıyosun Türkiye şartlarında.

fazla protein kanda aminoasiti arttıriy.. kanda asit olunca ph düzenlemesi için kemiklerden kalsiyum çekiliy. çekilen kalsiyum su ile böbreklerden atıliy. börbek taşı yapiy. üre ya da kalsiyum kökenli taş dökmen yakındır. bol su iç. kara işediğinde iz göstermeyecek kadar açtır çişin rengini.

günde 9 tane yiyen arkadaşlarım var. madem keyifle yemiyorsun mecburiyetten yiyorsun, yarım saat bi saat de olsa spor yap günlük. bedavadan vücut da yapmış olursun işte.

dedem kahvaltı yapmazsan erken yaşlanırsın derdi.. adam akıllı yapmak lazım.

akşamdan ekmek arası domates falan hazırla sonra hemen ısıtıp ye eğer imkanın oluyorsa.

O bisküvilerdeki yağlar bir yerden sonra reflüye davetiye çıkarıyor. Pastane poğaçaları falan da, her sabah yiyince bir yerden sonra mideyi fena yapıyor. En azından sandviç götürün.

Bisküvide şeker var aç karnına hızla şekerini yükseltir sonra daha çabuk acıkırsın.

Raf ürünü olup sağlıklı olan pek bir şey bilmiyorum.

www.ekicipeynir.com

hiç sağlıklı değil. bir domatesin bi peynirin yerini tutar mı? kahvaltı en önemli öğün. işyerinde buzdolabı varsa. üçgen peynirlerden al, bir paket zeytin, 1 kilo domates falan yiyeceğin şeylerden götür koy. bir paket de sandviç ekmeği al. bir haftada tüketirsin ekmeği. süt de götürebilirsin. korn fleks yaparsın arada. işte çeşitlendirirsin.

ablamlar İspanya'da yaşıyor, her sabah kahve ve o tip değişik bisküvilerden yiyorlar. bir de yanında meyve. gayet sağlıklılar. tek kahvaltı tipi bizim Türk kahvaltısı değil.

Yulafli biskuvi degil de yulaf ezmesi saglıklıdır. Biskuvi de bir suru ek madde tatlandırı vardir arkadasların dedigi gibi seker vucuda girince kolay kolay cikmaz ve zamanla sagligi kotu yonde etkiler. Sut+yulaf ezmesi hızlica her ortamda hazirlanip tuketilebilecek saglikli besinlerdir.

1 sene önce sizin gibiydim, evet çok sağlıksız ve alışkanlık yapıyor. şimdi mecburiyetten yiyorsunuz gibi geliyor size ama sonra o bisküvileri aramaya başlıyorsunuz. başka seçenekleriniz olsa da yani.
evde niye edemiyorsunuz kahvaltı? edebilirsiniz gerçekten isterseniz.

bir de, sabah hiçbir şey yemeyebilirsiniz de aslında. bunu da bir düşünün.
ezber normları tamamen yoksayarak, yaşam stilinize hangisi uygunsa ona göre bir sistem oturtabilirsiniz.

abartildigi kadar sagliksiz degil ama seni rahatsiz ediyorsa yeme. anliyorum hem vaktin yok hem de usengecsin. onerim bir adet yesil elma ve bir avuc kuruyemis. badem, findik ya da ceviz vs. hem tok tutar, gereken enerjini alirsin hem de o mutlaka yap dedikleri hormonlu domates, beyaz ekmek, boyanmis zeytin ve fabrika peynirlerinden daha saglikli bence.

insan kibirli bir varlıktır. bence kendine karşı biraz daha eleştirel bak. sonuçta kimse kusursuz değildir, sen de insansın. hayatına da bir robot girmeyecek en nihayetinde.

"doğru insan" dediğin şeyde de "doğru" insan'ı değil, "insan" doğruyu belirler. değişimeyi ve değişimi kabul et.

ayriyetten sevgilisizlik ve aşksızlık da bir sorun değil. tadını çıkar:)

Neden mutsuzlugunun nedenini hayatında biri olmamasina baglıyorsun ki? Hayatında biri olmadigi zaman kendini gucsuz mu hissediyorsun? Onsuz enerjin mi tukeniyor da hayatta mutlu olabildigin dusunceleri yapmaktan kendini alıkoyuyorsun? Elbette paylasmak bircok seyin degerini arttirir ama kendi basına da mutlu olabilirsin. Ozetle mutlulugu bir baskasının varligina baglama. Kendi varliginla mutlu ol. Onun varligi da bonus olsun.

mutsuzluğumu hayatımda biri olmamasına bağlamıyorum.. mutsuzluğum bi belirsizlik, uzun zamandır bi boşluk duygusundan kaynaklı.. @lifeoverip kendimi bu durumdan dolayı güçsüz hissetmiyorum.. mutluluğumu da birine bağlamıyorum.. mesele mutluluk da değil zaten.. esas sorun eskilerden kalma önyargılarımı nasıl yıkabilirim? örneğin "erkekler güvenilmezdir" cümlesi beynime yer etmişken ben bunu nasıl aşabilirim.. ben bu cümleyi aşamadığım için mi hep karşıma güvenilmez adamlar çıkıyor? bunu aşsam kendime göre uyum sağlayabileceğim bir karşıma çıkar mı? gibi gibi gibi... dört dörtlükten kastım benle uyum içinde biri olması her açıdan.. umarım anlatabilmişimdir.. çünkü anlaşılamadığımı hissettim =)çünkü benim dört dörtlükten kastım işte zengin olsun yakışıklı olsun değil=)

Oyle olmasi bir nebze daha iyi en azından duzeltmen gereken psikolojik problemler yok, sadece belki dusunce seklini degistirmen gerekebilir ve biraz daha mesguliyet. Karsina cikanlar/cikmayanlar, guvensizliklerin konusunda yorum yapmayacagim zaten neler yasadıgını da bilmiyorum muhtemelen iskembeden sallamis olurum. Fakat sana muthis bir tavsiyem var eger yapabilirsen. Nepal/ Kambocya / Hindistan bu uc ulkeden birini soyle turist kafasiyla degil de gezgin kafasiyla gorme firsatini yakalarsan eminim tum dertlerin cozulecek, hayatının ne kadar da mukemmel oldugunu dusunmeye baslayacaksin.

Kaldi ki simdiye kadar hangi hikaye mutlu sonla bitmedi ki?

Zırt pırt senin hesabından bir de! eski sevgilisini dikizleyen bir adam seni ne kadar çok sevebilir kusura bakma ama? Bu anlattığın 3 olay da saygı ile değil bence direkt sevgi ile alakalı. Seven ne yapmaz sorusunun cevabı resmen bunlar.

@yahveyire ya o konuda gerçekten inanıyorum ona ben neden diye sormadım ama o işte vicdani sebeplerden dolayı(onu birazda beni tanıdığı için bıraktı gibi bişeydi çok iyi bir ayrılık yaşamadılar) , onun hayatından bir iz görebilir miyim nasıl acaba diye baktım falan dedi.Ama gerçekten sevgisinden kuşku duymuyorum.Gerçekten böyle mi düşünüyorsunuz :(

Gerçekten böyle düşünüyorum, üzülerek böyle düşünüyorum. Ama elbette ki, burada bilirkişi ben değilim, sensin. Lakin, gerçekleri görememe ihtimalin çok yüksek gibi, ne dersin? Benim de 2 senedir bir uzak mesafe ilişkim var, fakat senin anlattığın şeylerin saygıdan ziyade sevgiyle alakası var. Olay 1- Seni neden saklamış acaba? Kabullenememek diye bir şey yok yahu, sen onun sevgilisiysen bitmiştir, herkese anlatmasın elbette ama yalan söyleyerek gerçeği saklamasın. Hayatım ben seni burada kimseye anlatmadım, o yüzden açmıyorum desin erkekçe. Seven bir adam hiç sevgilisini saklar mı ya benim aklım almıyor? Bazı durumlarda gerekir ama otel olayında gerekiyor muydu sen söyle? Olay 2- Dediğin gibi mevzu ilişki yapma olayı falan değil, sen resmen denemişsin oğlanı farkında olmadan ve oğlanda aslında rengini belli etmiş. Ne demek eski sevgilisi üzülürmüş? Burada "yeni" sevdiceğin üzülsün daha mı iyi? Adam senden çok eski sevgilisini önemsiyor resmen ya, laf olurmuş demesi de resmen hikaye, neyin lafı olacak? İnsanlar ayrılır ve başkaları ile birlikte olur. Yemeyip içmeyip sizi mi konuşacak insanlar, bahane hep bunlar. Olay 3- Yemin ediyorum, bak burada ben sinirlendim yazarken:) Bunun izahı nasıl olur, bunun aynısı bir biz yapalım bak ne oluyor? Ben yapsam benimki, beni vurur. O yapsa ben de onu vururum. Bir kere bakarsın hadi, şeytan dürttü merak ettin. Ama sen diyorsun ki defalarca bakmış? Bunun saygıyla ne alakası olabilir? Gerçekten görmek istemiyorsun bence ama bunun saygıdan daha derin nedenleri var bence.

Çok üzgünüm ama dost acı söylermiş, en yakın dostuma söyler gibi yazdım ama kusura bakma. İnşallah ben yamuluyorumdur.

neredeyse birebir hatta üstüne başka mevzuların da olduğu bi ilişki yaşadım kısa bi süre önce. hayvanlar gibi aşık olduğum için hepsini görmezden geldim ama karşı taraf kalkıp eski sevgilisiyle görüşmeye başladı, ben her şeyden taviz vermişken hem de. şu an düşünüyorum da bu ilişki çok öncesinden bitmeliymiş, aşk gerçekten insanın gözünü kör edebiliyomuş. ilişkinin böyle olucağını söylemiyorum ama bu şekilde sürücekse kaldırabilir misin onu düşün ve ona göre karar ver derim.

@yahveyire Bu düşüncelerini aklımda biraz düşünmeliyim ve sonra da gidip ona söyleyeceğim.Ama objektif olarak böle düşünmene gerçekten üzüldüm:(. Bu arada karşısı kız tarafı garip oldu böle biraz :)

@sheeper bu sölediklerini dikkate alıcam.Ya ama ben gerçekten bana olan sevgisinde herhangi bir şüphe duymuyordum şimdiye kadar.En iyi bu sölediklerinizi onunla yüzyüze tartışmak başka bir çözüm gelmiyor aklıma çünkü gerçekten birbirimizi çok sevdiğimizi düşünüyorum :(

bana da pek abartıyormuşsunuz gibi gelmedi açıkçası. bi kere, kimseye sevgilisi olduğunu söylememek ne demek? insan bunu ne için yapar bunu bir düşünmenizi tavsiye ederim.

bu ablamızda sanırım en büyük çaba, kimselere ve özellikle de eski sevgilisine ilişkinizi duyurmamak. normal şartlarda bir kız, herkese özellikle de eski sevgilisinin kulağına gidecek şekilde duyurur ki adam (veya etrafındaki birisi) tekrar yanaşmaya kalkıp olan ilişkiyi bok etmesin.

bir iki kere insan facebooktan merak edip bakabilir, sonuçta insan sevgili olunca bir yandan da arkadaşlık ediyor. naaptı ne etti keyfi sağlığı yerinde mi vs. kırk yılda bir bakar, olabilir. ama bir ay içinde defalarca bakmak nedir? bir de kendi profilinden değil de neden sizden bakmış? onun profilinde görseniz kıyamet kopar ama kendi profilinizi karıştırmak aklınıza gelmez diye mi? bu nasıl bir kötü niyet, nasıl bir çakallık?

bence kendinize kızmanız gereken tek nokta, şu muameleye izin vermek, başka da bir şey değil.

sert olduysa kusura bakmayın, samimi olmaya çalıştım.

@physcos physcos yok efendim sert olmadı gayet de güzel ve acı şekilde doğruları yazmışsınız.benim hesabımdan bakması muhabbeti onu engellemiş galiba o yüzden benden bakıyor.yani engellemese belki de öğrenemeyip aylarca böyle devam edicekti bu durum :(.Ama gerçekten benim göremediğim noktalara değinmişsiniz hepiniz de ama ne yaparım bilemiyorum daha çok üzülüyorum :( En iyisi sizin bana aktardıklarınızı toparlayıp düzgün bir konuşma yapmak gibi geliyor ona göre bir çözüm oluşur zaten.

Sevgiyi kelimelerde yasıyor, dusuncelerde kayboluyorsunuz. Karanlıklardasınız.

yahveyire+1

eski sevgilisine geri dönmek istiyor, ama bu arada eski sevgili kızın yeni sevgili yaptığını öğrenirse sorun çıkartır, o yüzden saklanıyor.

Abartmiyorsun, ayrilmaman hata.
Ayril, sana geri dönecektir. Dondugunde de siktiret.

Karşı taraf erkek tarafı olsaydı, pek büyütülecek bir olay olmadığını düşünürdüm açıkcası. Erkekler senin kadar düşünmezler sen kafanda kurmuşsundur falan derdim.

Ama karşı taraf kız ise... Açık konuşmak gerekirse senin yerinde olsaydım o ilişkiye devam etmezdim.

+Bir kız olarak söylüyorum:

1- bi kız ilişkisini saklıyorsa. ya sevgilisini beğenmiyordur, ya da beğenmiyordur.

2, 3- bi kız eski sevgilisine göre iş yapıyorsa, sürekli arıyorsa. ya unutmamıştır ya da yerini dolduracak yeni birisini bulamamıştır.

Ben bunları karşı tarafı erkek olarak düşünerek yapmıştım ama, erkek x2 etkisinde doğrularken söylediklerimizi kadın x22 gücünde doğrular :(

bir kadın olarak bildiriyorum.

ya bilmiyorum en kötü çok saçma da olsa çözüm olarak face de ilişkisi var yaptırmaya çalışıcam.aslında bu da çok hoşuma giden bi durum değil birilerine zorla bir şey yaptırmak ama ne biliyim başka bir yol da bulamadım gibi:(.

ya kimse bilmiyor değil en yakın arkadaşları iş arkadaşları bizim birkaç ortak arkadaşımız biliyor o kadar da değil yani :) ama gene de sıkıntı ya :(

her eve senin gibi mülayim bir adam lazım o zaman =)

kurtar kendini abi en kısa zamanda.

haha ilahi yahveyire:) ya ben insanlara dürüst ve saygılı davranmaya çalışıyorum, içimden nasıl gelirse öle davranıyorum ama karşı tarafın samimiyetinde herhangi bir terslik oldu mu da çöküyorum.Neden onlar da bana öyle yaklaşmıyorlar anlamıyorum çok mu zor?

@ron dennis bakalım haftaya buluşucaz ciddi güzel bir konuşma yapıcam.Umarım kötü sonuçlanmaz çünkü gerçekten çok seviyorum :( ama bunları da konuşmazsam kafayı yerim kendi kendime.

İkili ilişkilerde aldığı kadar veren biri daha görülmedi bence, çok düşünme o yüzden. Bol şans diliyorum sana, inşallah yamulan bizler oluruz :p

Bir de demişsin ya, eskisini benim için bıraktı gibi bi'şey oldu diye, buna rağmen hala eskisini dikizlemesinin sebebebi pişmanlıklar, acabalar olabilir mi acaba? ^^ iyi haberlerini beklemedeyiz.

seviyorum yok abi, burada da çok kişinin anlattığı gibi o seni sevmiyor işte. sen de saf saf gidip facebook şifreni vermişsin. bu işten bir an önce kurtulmazsan ileride tüm kızlardan tiksinebileceğini biliyor musun? "ya bu kadar sevdiğim bana ne yaptı, kimbilir bunlar ne yapar en iyisi bulaşmamak" der öyle kalırsın.

@yahveyire bende öle düşünüyorum ve onun da beni sevdiğine hâlâ inanıyorum.Bakalım gerçekten öyleyse ona göre bir çözüme ter tepmiycektir.Haberleri ulaştırırım :) düşüncelerin ve tecrübelerin için çok sağol :)

@ron dennis böle konuşma çok üzülüyorum :( olsun ben umudumu koruyorum ciddi bir şekilde yüz yüze konuşmadan da hiçbir şeyi bitirmek istemiyorum.onun sonucunda ayrılırsak da bir hafta daha beklemiş olucam.Gelişmeleri bildiririm artık .

insan seviyorken gerçekten gözünde perde oluyor. hatta bitti bu ilişki dedikten sonra da o perde zaman zaman geri geliyor. kendini kandırma ihtimalin çok yükseliyor. saygısında sıkıntı gördüğüm için ayrıldım ben çok yakın zamanda. hala o perde geliyor ulan seviyorsa diyorsun. ancak yapılanlar saygısızlıktı. ne kadar özür dilese de affetmiyorsun. tabi benimki artık son raddeydi. bundan önce defalarca kez sineye çekmişliğim vardı. ama bu kez son olacak dedim. bana yaşattığı o duyguyu kolay kolay unutamayacağım. ayrılışımız da film sahnesi gibiydi. ayrılmıştık, ben onu evine kadar bıraktım taksideydim, bu anı hiç unutmuycam sen de unutma dedim. evine gelince indi. devam ettim.

hahaha şimdi sardım olayımı paylaştığım kimse olmadığı için burada anlatasım gelmiş demek ki :)

bilmiyorum yazdıklarım ne kadar cevap olur ama benim başımdan böyle bir olay geçti. böyle bir karar aldım. hee ama yine bi aralık bırakıyorum kapıyı ama zor gibi. aralık bırakma sebebin ise bazen o perdenin geri gelmesi dostum.

kolay gelsin.mutlu ol.

edit: yukarıdakileri yazdıktan 10 dakka sonra o kişiden mesaj gelir. şimdi ben ne yapayım amk. sana cevap verirken biz cevaba muhtaç kaldık.

@ferrytikki2 abi seviyorum bizim gibi insanları sen hiç üzülme emi :)

ilk iş olarak bu soruyu kendine sormamakla başla

mutlu olmaya calisma. anı yasa.

öğreticem ama patates ol lan. bayağı. patates ol. var mısın?

olayım başkan üstüme yumurta bile kırabilirsin

İyi hissetmek, Sevme Sanatı, bir de The Happiness Hypothesis.

Bunları oku. Seni ne üzüyor, ne sevindiriyor bir kağıda yaz. Defalarca oku.

Denedim %100 çalışıyor. Kitaplara da "öeeahh kişisel gelişim lean bu, ohumam" dersen sen kaybedersin. Hepsi bilimsel ilimsel insanlar. Mevzuya iyi bir metodolojiyle yaklaşıyorlar.

Not: The happiness hypothesis'ten emin değilim. Ama Fil ve Binicisi metaforu diye birşeyini okudum, mantıklı geldi.

açıklamasında Della Miles diye yazmış.

Dikkat etmemisim, tesekkurler :)

yanlış hediye seçimi. kafa yapısına tam oturmayan kask basit bir kazada boynunu kırabilir. bütçen çok az vs.

en kötü bedeni bir şekilde denemesini sağlayıp bedeni öğrenirim. peki kask sizce güvenli bir marka mı veya model mi ?

yakın zamanda arkadaşımın 850 liralık kask aldığını düşünüyorum ve sanırım fiyatla kalite arasında doğru orantı var. emin değilim gerçi.
bir mağazaya gidip ayrıntılı biçimde öğrenmeni tavsiye ederim.

ya da evvelden seçenekleri belirleyip ardından kız arkadaşını alıp gidebilirsin, "sana bir kask hediye etmek istiyorum lakin başına uygun olanını birlikte deneyelim." dersen de gayet hoş hem de güvenli olur. arkasından bir de yemek yersiniz, oh mis.

güzel düşünülmüş bir hediye bu arada. tebrikler.

(bkz: #16803138)
(bkz: #25450476)
www.youtube.com

linkler ve tavsiyeler için teşekkürler.

Kask alirken parayı genellikle konfora odersiniz. Sharp diye bir site vardir, kask modellerine guvenlik testi uygular. LS2 nin 150 liralik bazi kaskları 4 yildiz alirken 1000liralık bazı kasklar 3 yildiz aliyor. Kask alirken buradaki degerlere bakilarak tercih edilebilr, yani guvenilirdir. Ayrica sccoter kullanılacaksa fullface herhangi bir kask bile kullanılabilir bence.

sitenin tam adresini verebilir misiniz ?

sharp.direct.gov.uk

bazı modeller bulunamıyor ama yine de çok güzel bir siteymiş teşekkür ederim.

Bir şekilde konuşabilecgin en üdt düzeydekilerle konuş geçer. 1-2 aya geçer

Ben de aynı durumdayım, görmeden konuşamıyorum. Konuşacağın kişinin fotoğrafını bul telefon açmadan önce, arada ona bakarak konuşmayı dene.

manita bulup onunla saatlerce telefonda konuşmak bu sorunu çözüyor.

iş hayatında telefon ile konuşmak kolaydır aslında. çünkü yapacağınız iş bellidir. konuşulacak konular bellidir. konuşma bitince iyi günler der kaparsın.

örneğin bankada akşamlar 5.30'dan sonra kredi kartı ve kredi pazarlamak için müşterileri arayacağım. bilgisayardan boş bir word dosyası açıyorum (kalem kağıtt olur). Plan hazırlıyorum.

Merhaba.
Ben CLIQUOT. ABCÇD bankasından arıyorum. Nasılsınız?
....
Sizi yeni ürünümüz/kampanyamız/yatırım olanağımız hakkında bilgilendirmek için aradım. Müsait misiniz? (İlginç bir soru bu, 10 aramadan 7-8'i evet müsaitim diyor. Kibar hem.)
Sonra ürün hakkında bilggi vermece...
İşte en önemli nokta burada başlıyor. Ürün hakkında bilgi sahibi miyim? Eğer bu soruya "biraz" cevabı veriyorsam bittim. Elim ayağıma nasıl dolaşıyor!!!
Müşteri hakkında bilgi sahibi miyim? Eğer bu soruya "hayır" cevabı veriyorsam bittim. Elim ayağıma nasıl dolaşıyor!!!
Aramadan önce kısa bir istihbarat yapıyorum. Müşteri neci, nerede oturuyor, ne kadar geliri var, kredi kartı kullanıyor mu, nerede kullanıyor, eşi çocuğu var mı, parası pulu var mı,... Bunları araştırmam banka sistemi ile ancak 2 dakikamı alıyor. Sonuç, kafam rahat ;)

Örneğin STK'da gönüllüyüm. Elimdeki listedekileri etkinliğe davet edeceğim.
Aynı şekilde hazırlıklı olup arıyorum.

Telefonda ki sesimin karşı tarafa gülerek gitmesi gerekiyor. Motivasyon yoksa o iş zor. Bu yüzden aramaya başlamadan önce dışarı çıkıp temiz hava almak, ılık bir çay/kahve içmek, yüz yıkamak iyi gelir.

Son olarak; HATA YAPMAKTAN KORKMAYIN.
Bir kaç arama boşa gitsin, arayın, rezil olun, yanlış yapın... Ölmezsiniz...

cliquot cok yardimci oldu, cok tesekkur ederim.

@cliquot
Her defasında kendime artik musait degilim diyip yuzlerine kapatacagim desem bile ben de sanirim o kitlenin icindeyim ve cok merak ediyorum. İlgili urun/hizmet icin onay alinirsa telefonu kapattiktan sonra "oley bir kurban daha" diyerek sandalyede donup sevinc gosterisinde bulunuyor musunuz? :)

@lifeoverip oley yerine;

"500 kişilik liste göndermiş allahsızlar, bir de utanmadan;
'mesai saatleri içinde de arayın, müşteri önünüzde form doldururken de arayın, sürekli arayın,...'
diye baskı yapıyorlar. zaten aradığım adama da laf söyleyemiyorsun. sürekli küfür edip suratıma kapatıyorlar. nalet olsun, şu işten kurtulduğum gün bayram günümdür."

şeklinde lanet okuyoruz. inan hepimiz bunu yapıyoruz...

Eğer size sunulan teklifi kabul etmeyecekseniz, kibar şekilde;

* bir bahane bulun. yalan olabilir. atıyorum kredi teklifi ise sakın ödediğim kredi var, kredi kartı taksitim var demeyin. onları görüyoruz biz. eşim, babam, kardeşim kredi taksitine girdi, ona destek oluyorum falan deyin.
* sakın ihtiyacım yok demeyin. o zaman ekranımdaki kayıtı başarısız kapatmak zorunda kalırım ve hesabını vermekle uğraşırım. sizin ihtiyacınız olmayabilir. ama bizim bir nedene ihtiyacımız var.
* müsait değilim demeyin. tekrar aramak zorunda kalırız. 500 kişilik listenin 50 si müsait değilim derse, bu mesai yapacağımız anlamına gelir. mesaiye para vermiyorlar. çünkü adamların müsait olmaması senin kabahatin sayılıyor.

ve lütfen ahkam kesmeyin. yaptığımız iş ahlaksız bir iş değil.
o 500 kişilik listenin hepsini arayıp teklif sunduğunuzda 50'ye yakın satış yapabilirsiniz. mümkün.
Satış, tekliften ibarettir.

ahlaksızlık, 1 aylık mesai dönemine 500 kişilik arama kotası koyan, satamadığınızda rencide eden yöneticilerde.

Zor is, kolaylıklar.

(bkz: rsync)

wget -r -l 10 ftp://oldusername:[email protected]:21 -I HOSTED_SITES | tee -a ~/transfer_logs/transfer.log

şu kombinasyonu denedim, fakat olmadi. rsync ile diğer hostun user pass ini de girebileceğim bir örnek bulamadım. acaba yazabilir misin nasıl olduğunu?

stackoverflow.com

scp -r <folder> user@dhost:/

datçada ki koyları mutlaka bi uğra kahve iç. bu mevsim çokgzel oluyor.

Kıprıs'a git...

otostop + couchsurfing daha eglenceli olabilir, paranı da eglenceli aktivitelere yatırma sansını yakalarsın.

Notere gitmelisin.
30dk da hallediyorlar.
100TL civari
Hayır

herhangi bir cezası borcu haczi yok ise noterde sıra size geldikten sonra 5 dakikalık iş, 117 tl gibi bir ücreti var alıcı için. 50 cc 500 tl lik bir motor yada 3000 cc 500 binlik bir jip, işlemler ve fiyatlar aynı.

son 3 araç satış-alışımda 80 lirayı geçmedi masrafı

96 tl verirsin yarım saati geçmeden biter gider..

online olarak www.irctc.co.in veya www.yatra.com adreslerinden birine üye olarak biletini alabilirsin.. eşim (hintlidir kendisi) diyor ki, normal yataklı vagondan almasın aşırı kalabalık olur ve tuvaletler de felakettir.. "a.c. 3 tier" denilen vagonlardan alırsan biletsiz kimsenin giremediği hem klimalı hem de temiz tuvaletli vagonlarda yolculuk yapmış olurmuşsun..

web sitesi yerine direk seyahat acentalarından da alabiliyormuşsun..

tabi direk gidip tren istasyonundan da alabiliyorsun, ki o en genel yöntem tabi buradaki gibi..

Eger Delhi de isen tren istasyonunun 200 metre yakinlarinda bilet alabilecegin satis ofisi var. Hindistan da sehirlerarasi biletler tren istasyonlarindan alinamiyor. Mutlaka satis ofisinden alman gerekiyor. Bir forum veriyorlar sana nerden nereye gideceksin trenin sefer numarasi nedir felan gibi bilgileri girmen gerekiyor. Ustelik deli gibi kalabalik oluyor. Eger hotelde kaliyorsan resepsiyona durumu bahset kucuk bir komisyon karsiliginda biiletini alip sana veriytorlar. Hic ugrasma saatlerce yuzlerce insanin itis kakis icinde bilet almaya.

Ek olarak biraz macera yasayayim. local insanlar nasil seyyahat ediyor bi goreyim, aralarinda sohbet edeyim, biraz egleneyim zaman zaman da sinirleneyim diyorsan Sleeper Class al :)

İlla tren olmayacaksa otobüsü de deneyebilirsin. Tam saatini hatırlamıyorum ama bir mola ile 5-6 saatti galiba. Kalktiği yer bikaner house.

ulaşım aracı olarak ne kullanacaksınız? araba, otobüs, tren, bisiklet, otostop? rota önerirken bunları bilmemiz lazım

benzer bir düşüncem vardı. öncelikle uçakla nasıl gezebilirsiniz bilemiyorum. buradan japonya'ya kadar en azından 6-7 ülke görmek isteyeceksinizdir. o yüzden uçak işi yalan olur. benim tavsiyem tren+otobüs kullanmanız.türkiye'den iran'a geçen bir tren var. yolculuğa türkiye'den başlarsınız, vangölü'nü feribotla geçersiniz ve de iran'a devam edersiniz. iran'dan sonra ise kuzey ya da güney yolunu seçmelisiniz. ben olsam, güney'den devam edip, hindistan, pakistan, nepal, bhutan,tibet ve çin üzerinden japonya'ya geçerdim. benim ilgimi daha çok çeken coğrafyalar orası. zaten genelde rotanız üzerinde tren yolu olacak ama mesela bhutan ya da nepal'i görebilmek için otobüs kullanmak zorunda kalacaksınız. ayrıca yolculuk maliyetli olacaktır. bunu da göz önünde bulundurun. sonuçta az bir yol değil. iş güç yüzünden henüz gerçekleştiremedim ama ben bu rotayı yapacağım yakın zamanda.

japonya çok pahalı bir ülke pek tavsiye etmiyorum. bütçenizin büyük bir miktarını orada harcamanız olası. bence çin'e gidin direkt. sonra beijing - shanghai - guangzhou rotasını izleyebilirsiniz. sonra kuzey hindistan'a geçin derim. akabinde tacikistan ve semerkant üzerinden buhara'ya. oradan türkmenistan ve kuzey iran üzerinden iran'a giriş yapın. aşkabat - şirvan - tahran - tebriz ve van şeklinde bitirebilirsiniz. bu yaklaşık 3 haftanızı alır.

Birincisi zaman sıkıntın var, o kadar zamanda gitmeye kalkarsan sadece gitmis olursun.

Sadece Ankara-Tahran arasi tren yolculugu 2 gun suruyor. Oradan sonra 2 rota var ya Zahedan'a ulasip Pakistan'a gecip Lahor'dan Hindistan'a geciceksin ya da Turkmenistan uzerinden Turki cumhuriyetlerini gezip, Cin'e ulasacaksin.

1. rota daha eglenceli soyliyim. Ben su anda o ratayi yapiyorum. Yuruyerek ve otostopla ilerliyorum. Kambocya'ya kadar ulastim.

Masraftan kısmak icin uyku tulumu, cadir ve kamp malzemeleri alarak maliyeti dusurebilirsin ya da couchsurfing kullanabilirsin heryerde.

Iran'da Tebriz'li kardeslerin sofralarında yemek yiyip muhabbet etmeden, Isfahan'ı gormeden gecme. Daha Guney'de Shiraz var harika bi yerdir, ama zamanın kısıtlıysa es gecilebilir. Iran'da otobusler cok ucuz otostopa gerek yok. Pakistan'da insnların yasam tarzlarından baska gorulecek cok sey yok, Zahedan'dan Quetta'ya direk otobusle gecilebilir, Oradan Lahore ve Amritsar'dan Tac Mahal'i gorup direkt Nepal'e gecebilirsin.

Ama Nepal'den geri donus ya tekrar Hindistan'a olur ya da ucakla nereye gideceksen. Kara yolu kullanıcam dersen cift girisli Hindistan vizesi almalisin. Ya da Everest'e tirmanip Cin'den inmen lazım :)

Karadan devam etme kararı alırsan Bangladesh ve Myanmar'dan gecmen lazım ki vizeyi biraz zor veriyorlar. Bu sorunları asarsan gerisi cok kolay Tayland-Kambocya-Laos da dogal yasamı iliklerine kadar hissedip, doga ile basbasa harika zamanlar gecirebilirsin.

Japonya ve Guney Koreye ulasmak icin Cin tarafindan'da Vladivostoktan'da vapurlar var ama en ucuz vapur 200$ sadece gidis, bunun donusu ve yeme icme ile hostel ucretleri de var ki bir backpackerin tum ekonomisini altust edebilir.

Laos tarafindan Cin'e ulasip guney sahillerinden Vladivostok'a ulasarak oradan siberian express ile 7 gunde Moskova'ya gecebilir, Oradan da zaten artik ister havayolu ister Karadan TR'ye donebilirsin. Donerken yine 2 rota olucak ya Ukrayna-Romanya taraflarına geciceksin ya da Vladikavkaz-Gurcistan tarafina.

Gurcu tarafları guzeldir, tavsiye ederim. Tblisi guzel bir sehir.

Aklına takılan soruların varsa yanıtlayabilirim, su anda cok detaylı yazmak istemedim. Rotanı bi sekillendir ona gore konusabiliriz.

Ben de su anda yaklasık 28bin km katettim. Gunlerce dogada kamp yaptım yurudum belki 650km yurumusumdur simdiye kadar. Binlerce kilometre otostop cektim.

Yazdıklarından bisiklete pek de ihtiyacın olmadığını çıkardım. Alma bence, böyle gayet iyisin.

tabanvaya devam.

sen kimsin ya?
bir blogun falan varmı?

Bisikletle daha eglenceli olurmus gibi geldi bi an.

Blog da var, face de sayfa da var.

asiri imrendim su an. bence uzun süreli düsünmek yerine gittigin yerlerde 2.el bak,kullanabildigin kadar kullanir sonra ya satar ya bi yere birakirsin.

tesekkurler yonlendirme icin

@aband0ned

Ucagin rengini begenmedim ben de yurumeye karar verdim :) Siyah renkte ucak bulsaydim bu kadar yurumez direk giderdim.

öncelikle eğer bu şekilde seyahat ediyorsan, iyi bir bisiklete bindiğinde sana uçan daire ile mars'tan kopup dünyayı feth ediyormuşsun hissi verebilir. daha önce yürüyerek seyahat denemiş bir bisiklet sever olarak bunu rahatça söyleyebilirim.

önerebileceğim başlangıç bisikleti şu olabilir:
www.cannondale.com

ben amerikan bisikleti seven bir insan olarak (gerek açıları, gerek üreticinin malına güveni ve garantisi) cannondale öneririm. trek markasının 2013 modellerinin kadrolarında sıkıntı olduğuna dair söylemler kulağıma gelmekte. trek kullanıp sevmiş biri olarak yakıştıramasam da durum bu. eğer yok hocam ben bisikleti lök diye oradan oraya götürürüm dersen sana önerim dahon marka katlanabilir bisiklettir. sağlam ve hafif bisikletleri vardır. sadece katlanabilir bisiklet üreten bir firmadır. uzun bisiklet turları ile ilgili donanım, ekipman, sürüş tekniği, uzun yolda konaklama/planlama tarzında deneyimlerimi paylaşabilirim.

gerçi yol deneyimi olan bir insan olduğun için çok da fikre ihtiyacın yok ama unutma bisiklet, koşmak, yürümek, barfiks çekmek gibi bir spor değil, tamamen kendine has bir spordur. yani her sabah 25km koşan bir insan 50km pedal çevirebilir diye bir durum pek yok. bisiklet ile kısa turlara başlamadan uzun tur önermemekteyim. ayrıca uzun turlarda (özellikle asya turlarında) herkes çelik kadrolu ağır bisikleti tercih eder. bisikletin üzerindeki donanım $10000 dahi olsa fiyatını göstermez, kırılırsa çelik her yerde kaynaklanır. ama aliminyum ya da karbon bir bisiklette bu şans yoktur. ha tamiri mümkün ama kamboçya'da, gürcistan'da mümkün değil.

iyi yolculuklar

cok detayli bir cevap olmus, kafamdaki bir cok soruya cevap vermissin, cok tesekkurler.

Evet katlanabilir olması bana da avantaj gibi geldi. Ama 25kg yuk + bisikleti de sırtlayıp yol almak cok efektif olmaz gibi sanki. Surekli ana yollardan degilde genelde biraz daha non-turist diyelim yerlerde geziyorum dolayisiyla hani bazen dere yataklarını, bazen hafif dik kayalıkları ya da çol gibi kurumus toprakları yuruyerek geciyorum. Bu gibi yerlerde katlanabilir olmasi belki avantaj saglayabilir.

Celik olmasi tavsiyesi evet cok mantıklı geldi bana da, ama agirlik onemli tabi kiloyu ne kadar arttiracak, arastirmam lazım oncelikle.

Ekipman ve donanim icin ayiracak param yok acikcasi en fazla belki bir kask alabilirim ucuzundan.

Uzun turlara alisana kadar zaten tıkandıgımız yerde cadiri kurup yatariz, o da kisa tur olur alisana kadar :)

Sirtcantami bir sekilde monte edebilecek bir aparat var mi yoksa tamamen sırtcantasini da satip bisiklet icin ozel tasiyici ekipman mi almam gerekir? Bunun icin bir trick var mi? Cantami satmak istemem acikcasi.

Sagol cevaplar icin simdiden.

çanta denince benim de kullandığım ortlieb marka alman çantalar gelir bisiklette. türkiye'de bulmak mümkün. zor ama mümkün. tamamen su geçirmezdir. biskletler için backrack denilen bir aparat var. bildiğin bagaj. şimdi buna ilk seçenek ortlieb tarzı tak sök çantalardan takabilirsin, çok pratiktir. ya da heybeler var ama kullanmış ve yuh amk demiş biri olarak söküp takması uğraştıran genelde sentetik kuamştan üretilmiş çantalar var. ortlieb çantanın çifti 110€ civarında olmalı. ön kısma da takarsan küçük çantalar 80€ idi galiba. aynı markanın 30-40€ civarında hurcu var. camera castle var gidona takılan $90 idi galiba fiyatı. içine herşeyi koyabilirsin. kamera ile kaza yapabilirsin, sağlam kalır. üreticisi zixtro. iyidir.

bunun dışında 10tl zil, 100tl arka + ön flaşörler (ilumenox iyidir ya da sigma), donanım olarak dağ komponenti öneririm dağ tepe bayır gitmek için ki deore xt iyi bir donanımdır ancak fiyatı 1000tl civarında olmalı. sele altı çanta ve tamir seti ek olarak 100tl tutar tahminen. dış lastik schwalbe marathon plus tour lastikler ile neredetse hiç patlamadan binlerce kilometre yol katedebilirsin ama tanesi yanlış hatırlamıyorsam 120tl civarında olmalı.

üzülerek söylüyorum türkiye'de parça üretimi neredeyse olmadığı için ve bütün büyük markalar (ki onlarda 3-4 tane var ya da yok) dışarıdan ithal ediyorlar. fiyatlar genelde euro ya da dolar piyasada. bu açıdan pahalı bir spor.

alivio donanım ile de yola çıkabilirsin, altus gibi alt bir donanımla da. ama çok uzun yolda ne kadar güvenli olur sana kalmış. eğer bisikleti güzel kullanır, vitesleri ağlatmaz, bakımını güzel yaparsan her bisiklet seni dünya turuna çıkarır aslında. daha bunun giyimi, özel kıyafetleri var hiç girmiyorum. yemeğin dibi tutmadan ocaktan alayım devam ederim. :D

Aman allahim sadece bisiklet, cantalar ve zaruri bir kac malzemeyle bir kac bin liraya cikti. O kadar parayi bisiklete yatirirsam 2 gun ac 1 gun tok olarak gezmem gerekecek :)

Peki soyle ucuzundan bir dag bisikleti alsam, yanına yolda beni destekleyecek bir kac malzemeyle cok sıkıntılı bir yolculuk mu olur? Rahat ettirmez mi?

evet pahalı bir spor. bunu kabul ediyorum. basit ucuz bir dağ bisikleti alınabilir. ama muhtemelen italyan olacaktır ki o italyan kadroların çoğu bana göre merdiven altı üretim kalitesinde. isim vermeyeyim ama türkiye'de en çok bilinen markalardan birinin (italyan) üretim yeri izmir'in bir kasabası.

ikinci el çelik düz üst boruya sahip bir bisiklet iş görebilir. üzerine schwalbe lastik yakışır. donanım olarak da alivio donanım falan takılabilir. iş görür. ama vitesi nazik kullanmak gerekir ve bilinçli tabii.

bagajda ise paradan kaçmamak gerek çünkü kırılınca ele almak mümkün. kırılmasın, kalpler de kırılmasın isterim ben. çanta işine gelirsek bu kadar macerayı bir kenara bırakıp deriden el yapımı bir çanta yapılabilir. ya da eski sırt çantalarının içine sunta yerleştirerek heybe yapılabilir. yağmurlu havada üzerine çöp poşeti geçirip, eşyaları poşetleyerek çantaya koyarsan su geçirmez olurlar.

gore-tex kumaş yerine sentetik bir kıyafetin üzerine gazete yerleştirip üzerine sıcak tutan bir yelek giyersen rüzgar yiyip göğsünü üşütmezsin, rüzgarda ve serinleyen havada rahatsız olmazsın. keçeden yapılmış halı gibi birşeyin kafa kısmı için ortasında bir delik açar ellerini kapatır sırtını da kapatırsan çoban gibi rüzgar geçirmez bir yağmurluğun olur ama yağmurda biraz yükün artar.

bunlar hep çoook eski bisikletçilerin teknoloji gelişmeden önceki teknikleri. şimdi bisikletin akla hayale gelmedik şeyleri var. mühendislik sıradışı. ayrıca alman focus (işçiliği iyidir), merida (kadrosu iyidir) gibi markalar da tercih edilebilir. türkiye'de dağıtıcıları bulunmakta bu markaların. ama amerikanın köpeğiyim bisiklet konusunda. ayrıca kask konusunda ucuza kaçmamalısın.

gecen kfc'nin yanindan asagi inerken bir pasaj girisinde yazi gormustum. orada var.

aşağı inerken tam olarak nerede? orada bir pasaj hatırlayamadm

bahcesehir uninin karsısındaki tekel bayii de var. 15 tl
karakoyde bir seyyar saticida 12tl oldugunu duymustum.

V for Vendetta'yi tavsiye ederim, ufuk acici konusmalar geciyor.

gosford park

Pride and Prejudice.

1- sleuth
2- sunset limited

bi görelim demiş nedir ne değildir.

calismasini gormek istemis bence de.

Poc istemis, yani proof of consept.

Gel kur, calistir ben bir goriyim sonra isime yaradigina emin olursam alirim demek istemis.

calisirken görmek istemis.

Attack yapacaginiz host list'i vermemissiniz, ona kiziyor :)

yapilir fakat ugrastirir sizi biraz, win7 ntfs kullanir default olarak, 9x ise fat32. ntfs kurulmus bir sistem uzerine fat32 uzerinde calisan bir sistem kuramazsiniz, iki farkli disk bolumu ayirmak ve bu disk bolumunu fat olacak sekilde bicimlendirip, yeni bolume kurabilirsiniz.
ancak kurulum bittikten sonra master boot record da degiseceginden oturu win7 acilmayacaktir bu sefer, onu da onarmaniz gerekecek, cd ile boot edip ya repair ediceksiniz ya da yine cd ile kurtarma modunda bootmgr gibi komutlarla mbr yi yeniden olusturacaksiniz.

zahmetli bir is, hic gerek yok. sanal sistem uzerinde calistir. vmware, virtualbox vs.

o kadar zor değil, bir fat32 bir de ntfs partitionun oldu mu tamamdır. once 98 kurup sonra win 7 kurunca sorun cıkmaz.

@3

fifa 2000 fifa 2001 vs. tarzı oyunlar xp ve ötesinde çalışmıyor. ayrıca win98 e karşıda bir sempatim var özledim yani. o yüzden.

@1 sanal sistem nedir?

win7 ye virtualbox ya da vmware kurup onun icine win98 kurabiliyorsun. partitionfln istemıyor.

peki anladığım kadarıyla sen bu wmware yi iyi biliyorsun yüklerkende yardımcı olabilirmisin? :D

oyunlari cali$tirirken uyumlulugunu degi$tirebilirsin belki de. daha dun ba$ima geldi, arkada$im cm 01-02 istedi benden yukledik sonra cali$mayinca sadece uyumlulugunu 98 yaptik cart diye acildi oyun.

denedim olmadı.

www.howtogeek.com

surdaki adımların aynısı fekat win98 kuruyorsun fark olarak