Bilen birisi ile git. O paraya canon ae1 alabilirsin. Pentax da olur ama minolta olmasin.

@thewizardofearthsea minolta neden olmasın? 2-3 ay önce başlamış olan bi arkadaşım olacak sadece, o da pek uzman değil tabii.

ben şu aralar canon a1 kullanıyorum. analog makinalar arasında baya iyi diye bilinir. çok memnunum ve kesilinlikle tavsiye ederim. dediğinden daha pahalıydı ama. lensleriyle birlikte 400 müydü acaba şimdi tam hatırlayamadım. gerçi ae1 de iyidir.

hayyam'da da girdiğin gibi alt kata inen merdivenler var. o merdivenler bittiği gibi solunda miniminnacık bir dükkan var, içeride ali abi var, çok güvenilir bir adamdır. dotoğraftan da makinalardan da anlar. zaten analog makinalar kolay kolay bozulmaz, bozuğunu da hayyam'da kimse sana satmaz merak etme. adamlar tam bir esnaf. bir süre kullan, beğenmezsen gel başka bişey vereyim der çoğu.

canon ya da zenit güzel markalar diye geçer. benim marka model bilgim çok yok, zenit ve canon kullandım sadece, ikisi de iyiydi. zenit siyah beyaz fotoraf çekmede canonun baya önüne geçiyor, hatta zenitle çektiğim siyah beyaz fotoraflar o kadar iyiler ki bunları ben mi çektim diyorum bazen :) böyle bir özel ilgin varsa zenit al derim.

lens konusu çok çok önemli. istediğin makinayı kullan, fotoğraf kalitesinde önemli olan aldığın lens oluyor. neyin fotoğrafını çekmek istiorsan ona göre bir lens almalısın. (macro/portre/manzara vs)

fotoğraflarını çektikten sonra da filmleri gidip herkes gibi sirkecideki kristal foto'da yaptırma, pek güzel yıkayamıyorlar filmleri bence. biraz daha ilerisinde bir pasaj var, onun içinde pamuk ticaret var. orada yaptır fotoraflarını. sahibi şahap amca bu konuda baya iyi.

analog makine aldıktan bir süre sonra lens derdine düseceksin. minolta icin uygun lens bulman zor olur, pentax lensleri daha iyi ve piyasada görece daha uygun fiyatlarla bulunabilir lenslerdir. canon bu ücü arasında en uygunudur.

su adrese git

www.flickr.com

almak istedigin makineyi arat ve o makine ile cekilmis fotograflari göreceksin. makinede gövde degil lens önemlidir, alacagin makinenin lensine de bak öyle al.

amalia hostelde kalmistim ben. fiyati cok uygundu ve yeri de iyiydi. son dakkada plan yapmistim ve bulabildigim en iyi yer orasiydi. bi bakabilirsin.

Karfas tarafında kalırsan araba kiraladığın takdirde çok rahat edersin, zira tüm yolların ortasında. Komi, Lithi, Mesta, Glari falan her yere rahat rahat ulaşırsın. Biz Erytha'da kalıyoruz hep, fakat Sea View Hotels ve Plaka Studios için de çok iyi şeyler duydum arkadaşlarımdan.

Bilet dediğin feribot bileti ise Sunrise'dan aldık hep. Öneririm.

ostria diye bir yerde bir gece kaldık. çok güzel bir apart otel. her şey tertemiz. odada duş tuvalet mutfak balkon var ve her odası hayvan gibi deniz manzaralı. merkeze arabayla 15-20 dakika falan, katarsis diye bir bölgede. önünden denize girilmiyor, ama zaten adım başı muhteşem koylar var. booking'den iki kişi/1 gece 35 euroya kiraladık. dünya tatlısı göbekli bir sahibi var, biz çıkarken "bir daha gelirseniz booking'den kiralamayın, mail falan atın, çok daha ucuza ayarlarım" dedi.

tavsiyeler:

1. sunrise lines'ın internet sitesinden 25 euroya gidiş dönüş bilet alınabiliyor. birkaç şirket daha var aynı fiyata bilet satan ama en hızlısı bu sunrise'ın feribotlarıymış.

2. toplu taşıma hafta sonları yok. bildiğin yok. hafta içi de yok denecek kadar az. o yüzden kesinlikle bir araba kiralayın. [ben gitmeden bi hafta önce, internetten mail adreslerini bulabildiğim tüm araç kiralama şirketlerine mail atıp "şu tarihlerde gelicez, araba kaça olur" dedim, en ucuz fiyatı veren smart car chios'tan 35 euroya aracı kiraladım. (aracı teslim almaya gittiğimizde bir müşteri geldi, kaça kiralarım dedi, 50 Euro dediler. önceden rezervasyon önemli.)]

3. en güzel plajlar:

ayia dinami (tesis/şezlong/yeme içme yok)
elintas (tesis/şezlong/yeme içme yok)
glari (tesis/şezlong/yeme içme var)
lithi (tesis/şezlong/yeme içme var)
mavra volia (tesis/yeme içme var)

4. ada merkezi ve merkeze yakın olan karfas denilen sözde popüler bölgede gerçekten hiçbir şey yok. ama özellikle güneydeki ve batıdaki koyların hepsi birbirinden muhteşem. arabaya atlayıp günde 2-3 koy gezmek en mantıklısı.

5. mesta köyüne mümkünse akşamüstü bir uğrayıp sokaklarında gezmeyeni dövüyorlar. ama haklılar, gerçekten inanılmaz bir yer.

6. ana yollar hariç diğer yolları gerçekten kötü. arabayla giderken Google maps'te yolmuş gibi gözüken kestirmelere fazla güvenmeyin ve yolu kısaltayım diye daracık yollara girmeyin. çünkü tünelin sonu bir yere çıkmayabiliyor, sonra bir hiçliğin ortasında kalıveriyorsunuz.

7. biz sadece bir gece otelde kalıp sonraki gecelerde yukarıda yazdığım koylarda çadırımızla kamp yaptık. böyle bir imkanınız varsa mutlaka ama mutlaka tavsiye ederim.

8. gitmeden önce araştırdıklarım arasında en çok şu sitenin yararı dokundu.
www.nereyekacsak.com

sakız hayatımda gittiğim en güzel, huzurlu, romantik ve kafa dinlemelik tatil yeriydi. bence 2 gün yetmez. en az bir hafta derim ben. iyi dinlenmeler :)

çok teşekkür ederim çok faydalı paylaşımlarınız için @invinoveritas, @polifonikosuruk , @istanbulkanatlariminaltinda bir an acaba daha uzun günlere mi yaysam diye düşünceye daldım.

3 gece 4 günden fazlasına çok gerek yok bence.. hep 3 gece gittik, ama son gidişimizde 4 yaptık ve açıkçası gerek olmadığını da gördük... long weekend için ideal, uzun tatil için insandan kaçayım da yatayım deliler gibi diye bir derdin yoksa çok da gerek yok. ama öte yandan 15 gün boyunca kumsalda takılacaksın deseler hayır da demem. tamamen sana kalmış.

up??

çok kuru bir dönemimde hergün uyguladım, yağ bezesi yapıyor göz çevreme sürdüm şuan o yağ bezesi hala bir anıt gibi gözümün kenarında :(
ama çok kullanan var göz çevresine aşırı kullanım olmadığı sürece çok etkilemez diye düşünüyorum.

cildim çok kuru olduğu bir aralar ben de günlük nemlendirici olarak kullanmıştım gayet de memnundum ama eczacı tüylenme yapar çok kullanılırsa dedi, direkt bıraktım.

zaten ben 4 5 gunden bahsediyorum sadece aftersun niyetine kullanicam belki bi de yatarken. yuz icin uygun iyi bi aftersun bulamadim burada aklima o geldi. o kadar zarar vermez oyleyse? iyi bari tesekkur ederim.

yakın zamanda ciddi şekilde güneş yanığı oldu yüzüm. önce eczacının verdiği karışımdan sürdüm bikaç gün. şimdi durumun ciddiyeti gidince bepanthol sürmeye başladım.
edit: zaten üzerinde yüz ve vücut için gibi bir ibare var. gözün içine sürmeyin demek istiyor.
bu arada ben evde bepanthenin ampülünü buldum (saç güçlendirsin diye almıştık, kalmış) o ampülü kırıp yüzüme sürdüm. cildim çabuk iyileşsin diye. açık yara yok ama güneş yanığı sonrası yüzüm naylonla kaplanmış gibi oldu.

4-5 günde bir zararı olmaz canım, faydası olur hatta bence besler cildini, bıraktım dediysem arada sürüyorum ben de hala kışın çok kuruyabiliyor yüzüm. eczacının çok kullanmaktan kastı 1 ay her gün falandı zaten.

bephantol yıllardır tüm vücudumda kullandığım tek nemlendirici. (pembe değil mavi olanı.) duş aldıktan sonra yüzüm de dahil olmak üzere sürüyorum her gün. hiçbir yan etkisini görmedim, üstelik ergenlikten kalan sivilce izlerimi geçiren şey bence bu oldu.

eğer soyulacak kadar çok aşırı yandıysan bunu sürünce daha çabuk ve daha çok soyulursun. (hücre yenileme özelliği çok fazla olduğu içinmiş.) ama zaten soyulacağın varsa, 2 hafta boyunca ağır ağır soyulacağına bunu kullanıp 3 günde soyulmak daha mantıklı.

makyajdan önce yüzüme sürünce de makyaj çok rahat yapılıyor bi de.

Bephantol benim günlük nemlendiricim, göz cevreme de kullanıyorum. Ve buradaki goruslerin aksine çok hafif ve yağsız bir krem olduğunu dusunuyorum. Yıllardır kullanirim kıllanma falan da yapmadı.

trende ot sarıp içmediğin sürece hiçbişeycik olmaz, kimse aramıyor.
denemediysen ve ilgin varsa, öğlen vakti mantar deneyebilirsin. örneğin senin yerinde olsam sabah kahvaltımı edip, 1-2 saat orda burda takılıp sonra da mantar yerdim bi miktar. sonra parklar bahçeler gezersin çok keyifli olur. en fazla 5 saat sonra hiçbişey olmamışcasına normale dönersin. sonra vondelparkta güneş batana kadar kestirirsin. aa vallahi canım çekti :)

Amsterdam'a gece 1'de vardim, pasaport kontrolden gectigim gibi trene gittim. Trendekiler in yarisi ayik degildi, ayik olanlar da tam ayik degildi. Benim gibi saglam birkac kisi vardi ama azdi:) Kimse karismiyor, herkes kendi halinde. Trende koridorun ortasinda yatmis sizan bile var, sikinti yok. Trende icme ama:)

12saatte, bir kanal turu, biraz bisikletle Vondelpark, muzelerden hosuna giden varsa onlar, aksam da red light'a gider hayat kadinlarini gorur Amsterdam'a ayak basan tum turistlerin izlemeyi bir borc bildigi live sex show'u 50euro bayilarak izler ve donuse gecersin.

Ek bilgi;

Bisiklete binmeyi bilmiyorum
ot denemeim hic ama tek basima olucam parkta falan sakata gelmeyeyim
Peki ordan kek mek alip trye getirmeye calissak nolur?

öyle türkiyeye getirmek gibi risklere girme bence. amsterdamdan türkiyeye gelen uçaklar türkiye sınırında özellikle iyi kontrol ediliyor diye duymuştum. sadece trenle bir yerlere geçirirsen sıkıntı yaşamazsın.
daha önce ot denemediysen otu aldığın arkadaşa bunu söyle sana uygun bir şey verir. bir sıkıntı da yaşamazsın. yanında çikolata portakal suyu ve su bulundur, kötü hissedersen yersin iyi gelir.

neler yapılmaz ki..

sabahtan müzeleri dam meydanını falan bitirip gece de gece hayatına akabilrsin falan falan. amsterdam biraz spontan bir şehir aslında

heh ikisinin de sarısı var evet, ama sarı olduğu sürece fark etmez mi led ya da tasarruflu olması? loş olsun istiyorum ya hani o açıdan.
bir de düşük watt'lı bir şey almalıyım sanırım?

sarı herhangi bir ampul + dimmer

Sarı led olanların tasarruflusu var. Ben geçen 100'lüğünü aldım, 17 Watt harcıyormuş. Sanırım sizin işinizi 75'lik olanı halleder.

merhaba, rihtim'da kahvalti yapilabilecek mekanlarin hepsi birbirinden dandik. hepsinin calisanlari/sahipleri mafya kilikli tipler. manzara da yok ki, otobus ve dolmus izliyorsunuz. huzursuz ve gurultululer. yalvaririm oyle yerlere para kazandirmayin. rihtim'i bos verip moda'ya cikin. amac iyi manzaraysa moda teras'i deneyin yalniz pahali gelebilir uyarayim. manzara sart degilse istanbul'un en iyi kahvalticilarindan biri olan cay tarlasi'na gidin. orasi da yogun oldugunda cok dertli oluyor gerci ama sansiniza.

kesinlikle modaya çıkmanızı tavsiye ederim. orada benim en sevdiğim kahvaltıcı mekan muaf. yemekler muhteşem, hem üşümeden dışarıda oturabiliyorsunuz ufolarla falan sıcacık oluyor, hem müziklerini çok seviyorum.

sonraa güzel havalarda da khalkedona bayılırım, hem ucuz, hem manzarası muhteşem, yemekler de baya iyi.

bunlar dışında moda van kahvaltıcısı, kırıntı, dodo cafe, naga putrika da diğer güzel kaliteli mekanlar. bi de moda iskelesi var, denizin orta yerinde oturabiliyorsunuz. buranın da manzarası fiyatları vs çok iyidir ama kalite açısından orta diyebilirim.

daha hesaplı bişey için de, en yakın pastaneden en güzel simitleri poğçaları vs alıp, marketten 200 gram tam yağlı beyaz peynir kestirerek moda çay bahçesinde çayın yanında yumulabilirsiniz. burası kelimenin tam anlamıyla huzur.

Moda'ya çıkın +1.
Manzara sart degilse hopeless'in dedigi gibi cay tarlasi'na gitmenizi oneririm, hayatimda yedigim en guzel menemeni yapiyorlar. Manzara sart ise yine moda'da khalkedon'a gidebilirsiniz.

rıhtıma gitmeyin bence de. Süreyya Operasının tam karşı sokağından girip dümdüz gidince eski istanbul evi tarzı bir yer göreceksiniz. Muhteşem pancake kahvaltısı var çok da kaliteli. Çayı da güzeldir. Adını unuttum şu an ama:(

+2'mle katilabiliriz belki, kesinlesince editlerim :)

moda sahilde çok fazla denyo olması muhtemel olduğu için caddebostan sahile davet ediyorum arkadaşları 2 şişe şarabım da yanı başım da.

denyo olsa ne olacak dostum iki saat oturup gidicez zaten. benim gibi teee istanbul'un diğer ucundan (avcılar ) gelecekler için çok uzak kalıyor caddebostan. moda'ya bile 2 saatte ulaşacağız, orayı tahmin edemiyorum.

sen gel şarabınla birlikte :)

Yaaaağz beni de.

Edit: pardon yazmissin zaten eheh:)

ben de gelebilirim gibi bi aksilik olmazsa. bişeyler görünse bari.

Benim geleceğimi kim dedi ya yok öyle bir şey

@kahin ahtapot; sms işfası yapınca uçuruluyor muyduk?

belki ben de gelirim. moda`da arkadasimin terasinda olacaktik aslinda. oradan gorunmezse yaniniza ugrariz. soz vermiyorum yuzde elli ihtimal.

oha oha ben gelirim. + yok yalniz bende. varligimla gelecegim.

Net olarak gozukecek miymis peki?

Gelicem ben de ama hattım bir dizi saçma olay sonucu kapalı. Bana bi işaret söyleyin orada sizi bulayım.

@fakyoras; net olarak gözükecek ama şehrin ortasından ne derece gözükür bilmiyorum ama ben göreceğimize inanıyorum.

@mistreated, ben sahili çok iyi bilmediğimden işaret veremem ama özelden yazıyorum, bir çaresini buluruz.

gördünüz mü?

@safe etkinlik bu akşam :)

@tolga asp haha ilan tarihine bakıp 11 ağustos görünce dün oldu sandım. tüh ya bugün imkanı yok gelemem :(

ben de istedim ama gelemiyorum. gene de şunu belirteyim dedim. moda sahil dün akşam ve bu sabah itibariyle gene dayanılmaz derecede kötü kokuyordu. hep kokuyor zaten de bu sabaha karşı uykumdan uyandım kokudan dolayı. (kurbağalıdere) (allah belanı versin ibb) canınızı sıkmak gibi olmasın da öyle yani.

küçüklüğünden beri birçok kez Akdenizin şehir ışıklarından uzak 1400 m rakımlı doğal ortamında meteor yağmuru izlemiş biri olarak bu şartlarda doğru düzgün bir şey görülebileceğine yada gördüklerimin beni tatmin edebileceğine inanmadığım için gelmeyeceğim.

ama sosyalleşmek güzeldir, iyi eğlenceler gideceklere :)

ha bir de kadıköy rıhtımdan itibaren kokuyor gençler

@gis
evet kurbağlıdere feci durumda ama koku kadıköy rıhtıma kadar da gelmiyor yaa.. kadıköyde yaşıyorum. alla allaaa enteresan acaba ben mi farketmiyorum.

@jam koşuyolu'nda yaşıyorum dün kadıköye uğradım ihtiyaç dolayısıyla ve minibüsten indiğim andan itibaren ciddi rahatsız oldum bence senin burnun alışmış :) öyle olur ya bi noktadan sonra farketmezsin.
ha belki öğlen vakti olduğundan sıcaklıkla buharlaşma fazla olduğundan koku daha fazlaydı filan filan bilmiyorum ama beni rahatsız eden bi koku vardı.

o tarafları pek bilmediğim için soruyorum, kadıköy sahil nasıl peki? aynı çimlerden orada da var mı? orada yapabilir miyiz kokusuz bir şekilde?

kadıköy rıhtımda çim yok ama haydarpaşa garının içine girebilirsiniz belki bi ihtimal gerçi orda da ışıklandırma bol olur.

moda iyidir yaa belki benim kadar rahatsız olmazsınız :)

@gis dediğin gibi öğle sıcağına bağlıyorum.
@tolga asp rıhtımda öyle bir alan yok maalesef. kadıköyde bir tek moda sahil var, aynı şerit üzerinde fenerbahçe parkı, caddebostan şeklinde ilerliyor.

zaten 1-2 saat duracağız, sıkılırsak döneriz o zaman sorun değil de bir de bana metrobüs'ten moda sahil'e nasıl giderim onu açıklayabilir misiniz? yeni duyuru açmak istemedim.

çok yolu var ama bence ünalan durağında in metroya gir metroyla rıhtımdaki iskelenin önünde inmiş oluucaksın daha yakın.

öğrenciysen aktarma filan hem ucuza gelir.

yok ünalanı bilmem diyorsan altunizadede in goldun ilerisindeki altunizade camiinin köşesinden minibüse bin son durakta in yürü

ben de moda'da oturuyorum, dün akşam normalden daha fazla hissettim kokuyu. öyle ya da böyle bi koku olur orası kesin. ne kadar ağır olur onu bilmem.

sosyallşmek güzel tabii ama hiçbişey izleyemiceksiniz maalesef biliyosunuz dimi=)

Ben de geleceğim, bir yazar ve bir muggle ile +3 olacağız.

yalniz en iyi gorulecegi Saat dilimi gece 3-5 arasiymis sanirim. biraz ertelemeyi dusunebilirsiniz.

bu arada denize doğru değil ter tarafa bakmanız gerecek. kuzey-kuzey doğu yönlerden gözükecek.

Biz geliyoruz kesinlesti ama yemek yiyecegiz 21.30 gibi falan orada oluruz sanirim, sizi nasil bulacagiz :)

Gelen varsa gelsin birkaç tane görüldüüüü

6 7 sene evvelkinde dağa çıkıp izlemiştik fakat saatte 2 tane falan denk gelmişti çok sıkıcıydı. Şimdi durum nedir adadayım çıkıp bakayım mı.

sohbet ve adres tarifi yapmaktan pek izleyemedim ama 3 tane gorebildim anca, benden daha fazla goren olmadi ama :)

ben olsam kendim yapardım. 6 köşe :) hem güzel bir aktivite olur hem de kendi yaptığın uçurmayı uçurmak daha fazla keyif ve gurur verir.

bunlardan 2.diyorum.

www.decathlon.com.tr
bunu yeni aldık hanıma.

Bende de bu var;
www.decathlon.com.tr

Kırmızı olan müthiş zevkli, güzel rüzgarda ayakları sürüklüyor. rüzgar az bile olsa bir kamerayı havalandırabiliyor. Ha çocuk için falan düşünüyorsan bu ikisi de uygun değil.

Senin gösterdiğin üçgen olan da 2 ipli bu arada. bendekinden farkı ipler birbirine barla bağlı değil. Eğer alırlarsa hafta sonu itü de ki uçurtma şenliğine ikisini de götürcem. gelirsen bi tur veririm =)

her ne kadar sahibinden nefret etsem de, üsküdar da uçurtma müzesi var.
Gidiyorsunuz önce müzeyi geziyorsunuz (sahibinin dünyanın her yerinden getirdiği uçurtmalara bakıyorsunuz, hayran kalıyorsunuz). Daha sonra aşağıda atölye ye inip size uçurtma yapmayı öğretiyorlar , dilerseniz siz yapıyor satın alıyorsunuz, dilerseniz onlar size yapılmış uçurtma veriyorlar.

Bu bahsettiklerim geçen sene 20 25 tl civarı bir şeydi.
Değer.

@kakao ben de kendim yapmayı düşünüyordum ama bir türlü gaza gelip de yapamadım, bahar da bitti zaten. bu gidişle yapacağım yok =)
@theli çocuk konusunu iyi ki söyledin çünkü işin içinde bir çocuk da var. asıl amaç onun eğlenmesiydi hatta başlarda ama şu an kırmızı için ayakları yerden kesiyor dedin ve ben bir heyecanlandım. cidden tehlikeli mi sence 3-4 yaşlarındaki bir çocuk için? yeni aldık dediğin renkli olan sanki daha tehlikesiz olur gibi gerçi bir ucundan da biz tutarsak.
pekii iplerin birbirine barla bağlı olması neyi değiştiriyor?
uçurtma şenliğinden haberim var, gelebilirsem mutlaka haber vericem, çok teşekkür ettim =)

@kahramanikarus uçurtma müzesi çok güzel plan, söylediğin için çok teşekkürler. hem orada ne tarz uçurtma almam gerektiği hakkında baya bilgi edinebilirim gibi duruyor. cumartesi sabah öncelikle gidip oraya bir bakacağım muhtemelen. çıkarken sahibine de bi dil çıkarırım senin yerine.

3-4 yaşında bir çocuğu, o kırmızıya ortalama rüzgarlı bir havada verirseniz, o çocuğu komşu semtlerde muhtemel iniş yerlerinde aramaya başlayabilirsiniz.

barlı olanlar, kitesurf, landboarding gibi aktiviteleri yapabilesin diye diğer elinin boşta olabilmesini sağlıyor.

Decathlon'daki kırmızı ile çektiğim video;

youtu.be

rossman, watsons, migros...

watsons'larda rebul kolonya satılıyor.

watsons +1 yeni aldık

happy center'larda da var.

okdir is cikisi aliyim, tesekkurler

tarihi rebul eczanesi' ne git. istiklal caddesi, meşelik sok. no.3 fransız konsolosluğu karşısı.

Bir sürü eczanede bulunuyor.

Mandalinalı çok başarılı

hem mandalina hem ice alicam. Cok iyiler cidden aftershave dus jeli tum urunlerini alicam :D :D

green tea'de güzel :)

incir ve mandalina da cok guzel

kendi sitelerinde desatis yapiyorlar.

Dövme dağılmış, ki parmakta çok normal bu sürekli kullandıgı için. Başıma geldi, maalesef geçmiyor. Beyaz vb bi dövme boyasıyla temizlettirebilir belki.

tattoo spreading diye arattım google'da, siz de bir aratın, bana bundan olmuş gibi geldi, örneğin: i.imgur.com

sanırım derinin belli bir derinliğine mürekkep enjekte edilmesi gerekiyormuş dövme yapılırken, normalde çok derine inilmemesi gerekiyormuş ama ele yapılan dövmelerde derinin üst tabakaları mürekkebi tutamadığından biraz daha derine inilmek zorunda kalabiliyormuş, o derin tabakadaki bir şeyler de taşıyormuş mürekkebi, bu dağılma efekti ortaya çıkıyormuş.

shejia da türkçesini söylemiş zaten, geçmiyor demek ki, böyle dağınıklık oluştuğunda görülebilecek ince çizgilerden oluşan dövmeler vücutta bazı yerlerde tavsiye edilmiyor bu sebeplerden dolayı bildiğim kadarıyla, boyun da bunlardan biri.

hadi ya demek çıkmaz diyosunuz.. cevaplar için çok sağolun, her ne kadar inanılmaz moralimizi bozsalar da :/ başka örneklerine bakmıştık oysa yaptırmadan önce, onlarda böyle bi sorun olmamıştı ona güvendi arkadaşım da. neyse yarın gidip bi konuşalım en iyisi dövmeciyle, bi çözüm bulunamayacak gibi duruyor ama şansımızı deneyelim en azından.

1 ay bedava premium. deneyebilirsin.

parasız olarak da kullanabilirsin. istediğin müziği dinleyemezsin ama o zaman. spotify'ın kendi listeleri var, listeleri seçersin ordan karışık olarak çalar. ama bu listelerin oldukça tatmin edici olduğunu söyleyebilirim.
bir de arada bir reklam girer şarkıların aralarında, işte "spotify'ı premium kullanın" temalı. çok rahatsız etmez ama.
premiumda istediğin şarkıyı dinleyebiliyorsun, veya bir listeyi dinlerken sevmediğin şarkı olursa başka şarkıya geçebiliyorsun. bir de istediğin listeleri kaydedip daha sonra telefonunun internetinden yemeden offline olarak dinleyebilme özelliği var. ve reklam yok tabii.

enpara spotify premium ücretinin yarısını iade ediyor

ben arkadaşın telefonunda kullanıyordum düz sürüm. allah belasını versin, şarkı atlamaya belirli bir limit koyuyor günlük, atlama sıralı değil shuffle, reklam koyuyor..

eğer flac ve taşınabilir ekipman hastası değilsen en iyi çözüm olur.

moda'da muaf diye bir cafe var. bitirme projesini orada yaptık diyebilirim, müzikler yemekler vs de harikadır.
klasik olacak ama moda'daki nero'yu da çok severim. hava güzelse balkonu muhteşem oluyor.

herkes çok hırsızlık olduğunu, çantalarımıza asma kilit takıp gezmemiz gerektiğini falan söyledi bize ama hiç öyle bir durum yaşamadık. gene de dikkat etmekte yarar var tabi.
bir de katalanların çok yoğunlukta olduğu şehir ve katalanlar çok milliyetçiler. ispanyolları sevmiyorlar, ispanyollar da onları. o yüzden yeni biriyle tanıştığınızda bu konulara girmemeye ve "sen şimdi ispanyol musun katalan mı/ne farkı var ki ispanya'da yaşıyorsun ispanyolsun işte/nasıl ya siz ispanyolca konuşmuyor musunuz/oha çok saçma/aa bizde de türkler ve kürtler böyle biliyo musun" gibsinden şeyler söylememeye özen gösterin-bu kadarını da demezsiniz tabiki zaten işte ben biraz abarttım =)
onun dışında güzel şehir, gecesi gündüzü ayrı keyifli. marketlerde satılan içkileri duty free'den bile ucuz. bir çeşit meyveli şarabımsı bir şey olan sangria içmeyeni, bizdeki mezelerden çok da bir farkı olmayan tapas'lardan ve midyeli bulgur pilavına benzeyen paella'dan yemeyeni dövüyorlar. bir denersiniz hepsinden.

bu olay ot unutmak olarak görülmez. ülkeye uyuşturucu sokmakla suçlanırsın. miktarı yüzünden kurtarabilirsin belki paçayı ama bir süreç yaşanacağı kesin. sabıkanı artık yanında taşırsın bu konuda.

uyusturucu kacakciligindan hukum yersin

sabıkanı yanında taşırsın derken? sabıkaya işleyecek kadar ciddi bir olay mı

sınırdan uyuşturucu sokmaya çalışıyorsun tabi ciddi bir olay.

o kadar miktarla hapis yatmazsın. eğer daha önce böyle bir ceza almadıysan aldığın ceza da ertelenir, yani sabıkanda bile gözükmez. tabi bu ilk yakalanışında olur.

"bir tanıdığım" gerçekten unutmuştu. dediğin gibi azıcık bir şeydi zaten, ama hiç kimseler aramadı havaalanında allahtan. eve geldiğinde çantayı boşaltırken fark etti. yakalansaydı hiç de dediğin gibi ucuz kurtulabileceğini zannetmiyor. bence 5-10 gram için riske girmesin dedi senin için =)

herkes yazmış birşeyler de. net bilgiyi yazıyorum. bi ardaş cebine koyup geldi, köpek olmadıkça korkmana gerek yokki ben hiç denk gelmedim narkotik köpeklerine istanbulda. cebinde fındık fıstık karşımı yapmış onun içine atıp geçmiş.
hapis filan yazmış da insanlar bunun daha denetimi var vs vs öylek olay değil ot içiyor diye adamı hapise atmak.

birde son tr ye gelince geçtiğin xray gümrük oluyor. ihbar olmadıkça kimse ota bakmaz.

türkiye'ye cebinde tadımlık getirmiş biri olarak tavsiyem panik yapmaman. sanırım ordaki otların güzelliğinden eşini dostunu haberdar etmek için yapıyorsun bunu:) nasıl ki sen kimseye "lan acaba ot mu taşıyor bu gavat" önyargısıyla yaklaşmıyorsan onlar da sana yaklaşmayacak ve hiçbir şey olmadan geçeceksin. köpekle arama sadece ihbar üzerine yapılır. aynı uçakta bir uyuşturucu kaçakçısıyla gidecek kadar bedeviysen bilemem ama normal şartlarda dikkat etmezler. zaten kötü niyetli adamın da alının orta yerinden anlarlar gibi geliyor bana.

en azından ben sadece tr'de öyle güzeli yok, eş dost faydalansın niyetiyle cebime koyup getirmiştim.

siteye üyeyim ve kabul ettiğim insanların onaylı olup olmaması beni hiç ilgilendirmedi bu güne kadar. önemli olan profillerinin doluluk oranı, aldıkları yorumlar, arkadaş sayıları ve fotoğrafları-yani şöyle eğlenceli ama eli yüzü düzgün en az 5-6 adet fotoğrafı olan tipler olmaları. genellikle misafir kabul edenler senin onlarda sırf beleş diye kalmak istemediğine inanmak istiyor, senin beraber zaman geçirilebilecek kafa dengi biri olduğunu düşünmek istiyorlar. inandır kendini =)
önümüzdeki yıl seyahat planlıyorsan belki bu yıl içinde bikaç kişiyi misafir edip onların yorumlarını alabilirsin. onaylı olmak için para vermekten çok daha garanti bi yol ev bulabilmen için.
kimseyi misafir edebilecek durumda değilsen arkadaşlarına sor, siteye üye olan varsa seni eklesin ve ingilizce yorum yazsın.
hiçbirini yapamıyorsan bile çok dolu ve güzel bir profilin olsun. profil çok önemli, sorulan tüm soruları cevapla, her alanı olabildiğince doldurmaya bak. "ne gerek var en unutulmaz anımı veya hobilerimi yazmaya" falan diye düşünme, aklına geleni yaz.

çok teşekkürler. profili mümkün olduğunca doldurmaya çalışacağım, bana yaz deme zaten yaz allah yaz anama babama kadar yazarım yani. facebook hesabımı da şeyaptım, bolca fotoğrafıtr odur budur onlar da oldu.

öğrenci evinde olduğum ve kendi yatağım bile olmadığı için ne yazık ki birini ağırlama şansım yok. siteye üye olan arkadaşım da yok bildiğim. ama kendimden samimiyetle bahsetmem faydalı olacaksa problem yaşamam herhalde. gerçi çok uzun yazıyorum, okumaya üşenip istemezler belki :p

Verified olmasan da mümkünse birilerini konaklat ki profilinde yorum olsun. Ben birilerinde kalmak için kullandığımda da, birilerini konaklattırdığımda da hep yorumlara baktım.

ek: pardon konaklatma imkanım yok demişsin. O zaman kahve için, etkinlik için ilan verenlere bakabilirsin belki.

Referans önemli, verifiye kullanıcı olmak değil. Serie B'den kupon yap, kazanırsak referans yazarım.

@humblebirth, kupon değil de maç versem olmaz mı? italya'nın çoğu bölgesinde bayağı yağış var, serie b'de zeminler normal zamanda bile kötü. şimdi her türlü şey çıkabilir. transfer dönemi yeni kapandı, çoğu takımın kadrosunda önemli değişimler oldu vesaire.

frosinone-virtus lanciano 2.5 altı. yarın yüklü gireceğim ben buna tek.

küçük küçük salatalık turşuları çok güzel oluyor.

patates var klasik.

beyaz leblebi de çok seviyorum ben.

acili cips veya beyaz leblebi

beyaz leblebi dediginiz su cerez tabaginin dibinde kalan, kimsenin yemedigi sert kabuklu kucuk leblebiler mi?

elmadilim pattis fırında ama bi de kaliteli beyaz peynir

turşu +1

havucu ince kesip limonlu bardağa koyarsan güzel olur,eski kaşar güzel oluyor.

lay's fırından, yoğurt ve mevsim yeşillikli. bi de arnavut ciğeri ve kalamar tabii.

beyaz leblebiyi öyle tadım, peyman cart curt güzel yapamıyor. büyükçene olacak kuruyemişçiden alınacak. ben de sevmiyorum onları çok sert oluyor. atatürk de beyaz leblebiyle içermiş rakıyı mesela, pek yabana atılacak bir şey değli çok lezzetli oluyor doğru yerden alınca.

Çiköfte

soslu mısır ve kaju

jelibon!
bir de alkol şekerle alınınca çabuk kana karışıyor, hemen sarhoş oluyorsun muhabbeti var ama bana kalırsa çok bir etkisi yok o konuda.

biranın yanında burger aramıyorum ama, burger yerken bira içmeyi tercih ediyorum.

doritos, yeşil ambalajlı olanından.

abi ben çikolata yiyorum:(

doritosun ayak kokulu cipsi. cipsi tek el ile yiyip, birayı diğeri ile içmek önemli. cips bittiğinde parmakları yalamak gerekiyor.

Şokta amigo var cips onun mavisi güzel. Pizza bir de. Ince hamurlu ama.

Beyaz leblebi - özellikle stoutlarla ile birlikte
Soğan halkası
Kornişon turşu

trakya meyhanelerinde biranın yanına eski kaşar, limonlu dilim salata, isli et gibi mezeler de verirler alışık olandan farklı.

ikisi arasında tercih yapamıyorum ama turşu ya da patlamış mısır.

google faydalı bir besin olduğunu söylüyor tabi organik yağsız vs olacakmış

www.facebook.com

yoğurdun kediye bir zararı dokunmaz, aksine çok faydası olur. süt için aynı şey geçerli değil mesela, kedinin midesi veya bağırsağı şimdi tam bilemiycem, bizim içtiğimiz sütü sindiremiyor. ama yoğurt için aynı şey geçerli değil. veteriner arkadaşımın dediğine göre her gün versen de bir sıkıntı olmaz. bizimkiler yıllardır yiyor, turp gibiler.

bir de yumurta sarısı için aynı şey geçerli, o da çok iyiymiş. haftada bir-iki kez yumurtayı haşlayıp sarısından veriyorum, deliye dönüyorlar.

bilimsel bir bilgim yok, 2 ev kedisi ve sayısız bahçe kedisine dayaranak şunu diyebilirim ki, kedinin sağlığını olumsuz etkilemez, kakasının şeklini kıvamını değiştirmez, düzgün sindirilir. ha market yoğurtları insanlar için de kedi için de çok besleyici değildir ama, çok tuzlu bir yoğurt olmadığı sürece ve tek besin olarak verilmediği sürece, ben haftada 3 gün falan yoğurt yiyorum, tabağın dibinde 1 kaşık kadar da 1 adet kediye düşecek şekilde bırakıyorum, bazen sadece 2 dil atıyor. o kendi ihtiyacına göre yer zaten.

gastriti yoksa sikinti yasamaz. faydalidir. kalsiyum kaynagidir.
gastriti varsa kusturur, kediyi de kopegi de. kedilerimin ikisi yiyince bir sey olmuyor biri kusuyor. gastrit icin antiasit kullaniyor zaten. kopeklerimde de yine gastritli olan yogurt yiyince kusuyor. laktik asidi bol ya.

Faydalı ama mümkünse ev yoğurdu olsun.

sistit olmuş olabilir işerken kambur duruyorsa kuvvetle muhtemel sistit olması.. yine de bir veteriner hekim görse iyi olur.. yılını devirdiyse ergen olmuş da olabilir..

eksiduyu.ru

11 aylık henüz, anusten değil uretra acikligindan geliyor gibi. Arka taraf tertemiz, ponponlarina bulaşmış bu her neyse. Poposunda da herhangi bir şişlik falan yok. Çiş yaparken bakayım bir duruşuna.

Çok geçmiş olsun.
Kediyi aldığınızda internette falan "kedi besleme" diye aratsaydınız keşke, her yerde dev harflerle market maması, whiskas alınmaması gerektiği yazıyor.
Umarım çabucak iyileşir kediniz.

Almadan önce ekşi sözlük başlığına bakıp vazgeçtiğim mamaydı. Uyarı için teşekkürler.

sözlükte zaten bas bas bağırıyorlardı almayın diye 2 yıldır.

Geçmiş olsun. Umarım çabucak iyileşir. Sizin için değil, genel olarak söylüyorum, kesinlikle 3 kuruş az vereceğiz diye, whiskas, goody, bonny, champion vb gibi market maması almayın, aldırmayın lütfen. Hem hayvancağız sağlığından olur hem de çok para vermeyeyim derken, veteriner masrafları dolayısıyla astarı yüzünden pahalıya çıkar. Ayrıca hayvan acı çekiyor diye siz de üzülürsünüz.

Şöyle düşünün: Sizin her gün 3 öğün hamburger yemeniz gibi, hiç bir besleyiciliği olmayan, böbreklere ve vücuduna zararlı, endüstriyel mamalar bunlar. Onların da dengeli beslenmeye ihtiyacı var.

Kedim 8 yıldır benimle internette ilk 4-5 yıl pek etkin olmadığımdan farkına varamadım whiskasın zararlarının, farkına vardığımda da geç olmuştu

reklamlarda falan çıkıyor diye herkes iyi zannediyor malesef.
zaten gerçekten sağlıklı birkaç mama var. ben N&D, orijen ve Acana yı tavsiye ediyorum. hem kedi hem köpeklere.

Royal canin kullanıyorum bu aralar, öneren var mı?

öncelikle çok geçmiş olsun ve yazdığın için teşekkürler. çoğu insan whiskas'ı ucuz olduğu için değil iyi olduğunu zannettiği için alıyor bir de.
ben de sözlükten görmüştüm whiskas'ın iyi olmadığını. kırk yılda bir değişiklik olsun diye alıyorum, seviyorlar çünkü whiskas'ı. ama royal canin veya proplan'dan şaşmamak lazım.
proplan'ı daha çok seviyorlar gözlemlediğim kadarıyla. bir de royal canin tavuklu ama proplan somonlu, ve tavuklu mama daha çok tüy döktürüyor. ama ben biri bitince diğerinden alıyorum hep aynı şeyi yemesinler diye.
ikisini de açık alıyorum ve kilosunu 17-18 liraya bulabilirsiniz.

böbrek hastalığı geçiren kedilere hills sd ve onu takiben hills cd mama veriyor veterinerler. bizzat böbreğe dair mevzular için üretilmiş bir mama. ben de bikaç gün önce aldım şimdi kedi iyi, öncesinde idrar kesesi patlamak üzereydi kıl payı kurtardık hayvanı, bir süre hastanede yattı vs :(

Royal canin kilosu 20 TL'den açık alıyorum bende.
Hills bulabilirsem deneyeceğim umarım tekrar sorun yaşamaz

Evet

çok romantiksin ondan.

az duygu çok mantık

sanırım öyleyiz. biz erkekler yüzünden.

Neden ben de bilmiyorum inan. Genelinin zeka seviyesinden olabilir.

şüpheciler ve korkuyorlar. ama aynı zamanda aşık olunca en saçma yalana inanacak kadar da saflar.

duygu otomatları cinsiyetten bağımsız olarak samimiyetsizler.
çözdüm ırkınızı, tau cetiden dayımgiller gezegeninizi istilaya geliyor. birkaç parsek ötedeler şu an.
asimile edileceksiniz.

ilgiye aşıklar. ilgi gösteren her erkeğe koşarak, aşırı ilgi gösteren erkeğe tuzu alıp hıyara koşar gbi koşuyorlar.

erkek elde edince ilgiyi azaltıyor, rutine bindiriyor (öyle kadına erkek elde edene kadar emek harcar). sonra da kadınlar krize girip tırnaklarını uzatıyorlar. istedikleri gitmeyen ilişki bitince de bundan sonrakilerde korkuyorlar, güvenmiyorlar, sürekli olmayan senaryoları kafalarında kurup şüpheci olup seni anlamıyorlar.

sonuç: Bekledikleri ilgiyi, aslında ilgi beklemediği(hayalinde olmayan karakterde erkekler) insanlar gösteriyor ve bu tuzağa her seferinde düşüyorlar.

öneri: Anlaşılamayacaksın ve anlamayacaksın hiç bir zaman. kadınlar anlamak için değil sevmek içindir; zorlama o kısımları sadece sev birader..

umutların da tükenmesin.. ne istediğini bilen, erkeğin amsalağı gibi davranıp sadece ilgi kovalamayan düzgünleri de var az da olsa.

annen de samimiyetsiz.varsa teyzen,bacın da öyle.
ama baban falan harika adam,hatta uu beybi.

şu insan ilişkilerinde problemin sadece karşısındakinden kaynaklandığını düşünecek kadar kibirli insanları anlamıyorum.

Ya bir olur, iki olur, üç olur. Nedir bu arkadaş ya. Her seferinde her halde ben çok safım diyorum. Ama açtıkları yara her defasında daha da büyüyor. Belki de çok az konuştuğumdan diyorum hep. Ama iyi yazarım konuşamasamda. Yazsam da boş, yazmasam da boş amk. Silahlarım belimde, polise yakalanmazsam dört kutu mermi boşaltasım var gök yüzüne, kafamın ta orta yerine...

"Neden o kadar özveriye karşı bırakıp giderler?"

Erkekten önce davranmak için tabi. Birini bulsam, yapacağım ilk iş ondan önce davranıp terketmek.

Lilith soyuyuz biz, guvenmeyin bize. Çapraz şekilde birbirinize geçirin.

havvanın kerimelerisiniz ekseriya.

ne bu ya ahmet altan kitabından mı çıktınız aq. beraber film izleyin, yemek yapın, seyahate çıkın. neler peşindesiniz be kardeşim. arabesk aşklarınızı seviym sizin ya. o kadar insan tanıdım hiç böyle yok kadınlar şöyledir erkekler böyle ediyorlu ilişkim olmadı. ben çok zeki çok relax insanlarla mı yaşıyorum, bu hayatı aşk romanı, selvi boylum al yazmalım tarzında yaşayan insanlarda mı sorun var bilemedim.

samimi oluyorum genelde reelde ama nedense öyle bulunmuyorum. yani bilemedim.

ben sadece egolarının fazla yüksek ve kibirli olduklarını düşünüyorum. ama ülke şartlarında çok normal ilgi, alaka ve talep maksimum kimin burnu havaya şahlanmaz ki.

çoğunuz hâttâ hepiniz haklısınız. cin olup çarpacağım. hep art niyetli düşüneceğim. yıl olmuş ikibin bilmem ne. bir salak ben kalmışım. konsensüs bu yönde. işin özü anlaşılmıştır. saflığın, temiz duyguların yeri yok, bas geç... (zaten hiç olmamış amk. "money talks").

biri de şu ilişkileri "kadınlar samimi değil", "erkekler hödük", "geyler geveze" diye kategorize etmese kulağımı kesip van gogh gibi gezeceğim.

insanın kişiliğine bağlı bu dediklerin. bazıları durduk yere ayrılabilir, bazıları aşırı bağlanır, kimisi çok hırslıdır sırf ayrılmayı kendine yediremediğinden saçma sapan ilişkilerini aylarca yıllarca devam ettirir, bazısı romantiktir, kimi sevgilisine çiçek almayı sevmez, kimi kendine içki ısmarlanmasından hoşlanmaz vs vs.

yani olur öyle. birisi terk eder, birisi terk edilir, zaman geçer, herkes kendisini anlayan birini bulur.

bunu da gömmek lazım sabah olmadan. ram'i boşaltmak kolay da hdd formatlamak o biraz zahmetli işte. hep bir bad sector kalıyor şansıma. bunlar birleşip bir gün komple hdd'yi elime alacağım ya hayırlısı...
sevdiğim insanlar da olmasa yemin ederim bir dakika çekilmez bu gezegen. astronot olup ISS'ye ruhen de olsa gidesim var.

Bence sen olayi detaylarıyla anlat,ona gore yardimci olmaya calisalim.

@damdanakan yanımda olsan anlatırdım vallahi. ancak ok yaydan çoktan çıkmış, faydası olmaz. benimki biraz iç dökme gibi görülebilir. isteyen billur geçer, isteyen kalaylar, isteyen beni suçlar, isteyen samimi bir şeyler çiziktirir. doğru bir yerimiz yok zaten. bir birini tanımayan insanlardan ne beklenir ki daha fazla. sen onu tanımazsın, o da seni tanımaz. ki görülüyor zaten.
yeri gelmişken sizler de fena trollersiniz sayın duyuru sakinleri.

@istanbul kanatlarimin altinda


''ya da bulamaz'' diye eklemen gerekiyordu bence. amk şu optimizmi anlamıyorum, sanki herkes muradına eriyor. yok böyle bir dünya. hikayenin sonunda herkes beklediği biriyle beraber oluyor sanki filmerdeki gibi.

buda tıpkı ''zaman ver, beklediğin gibi biri elbet karsına cıkacaktır'' gibi sacma laflardan.

Bu tarz basliklari trollemeye genel olarak meyilliyiz, doğrudur.

Butun gün "Kadınlar şöyle günahkar", "Erkekler boyle kalpsiz" muhabbetine maruz kalip duyurunu görünce çok da saglikli şeyler yazamadim.

Durumu bilsek, bir faydamiz dokunurdu belki.

İyilik, kötülük tamamıyla bicak sorti konular. Basindan geçenleri farklı bi perspektiften cozumlemeni öneririm nacizane.

taraflardan her biri bu anlaşmanın amaçları uyarınca diğer taraflara ifşa edilebilecek olan bilgileri gizli tutmakta, üçüncü kişilere ifşa etmemekte ve kendi amaçları için kullanmamakta anlaşırlar.

award, stipulate kelimelerine bakmak zor geldi onu da başkası çevirsin

a) Taraflardan her biri bilgileri tamamen saklı tutmayı, üçüncü şahıslarla paylaşmamayı ve kendi amaçları doğrultusunda kullanmamayı kabul eder. Anlaşmanın amaçları doğrultusunda bu bilgilerin başka taraflarla paylaşılması gerekebilir.

b) bu çok karışık sanki.

b) Hizmet sözleşmesi hükümlerine göre, nihai müşterek bir görüşme yapılır.
Bu görüşmede taraflar arasındaki ilişkilerin nasıl olacağına ilişkin ayrıntılar hizmet sözleşmesine göre ve tarafların karşılıklı rızasına göre belirlenir.

kimse yoğğğ mu? :(

Aslında yanlış ifade ettim. Takıldığım konu daha çok "bor madeni ve numuneleri" kısmıydı. Burada gösterilen bor madeninin kendi içi değil çünkü. "Bu durumda numuneleri için sample mı demek gerek, madenin kendi yapısındaki örnekler zaten numune anlamına gelmiyor mu bir de?" diye panik olmamış bir zaman diliminde bu şekilde açıklayabilirim :)

boron and its samples, information and pictures about head office and operation directorates, information about boron, a model of an open pit and industrial products made of boron.
bor madeni numunesi için sample uygundur.

Çıkardığı ses çiftleşme dönemine girdiğinden olabilir. Sıvı konusunu bilemeyeceğim.

ek olarak;
- kedinin dışkısı normal, kanlı filan değil.
- o sarı sıvıda da kan yok.
- kedinin anal bölgesinde de bir şey yok (kızarıklık, şişme vb.)

hayır , dişi. çiftleşme döneminde olması ihtimalini düşünmüyorum çünkü kısırlaştırıldı.

aynı şey başıma geldi yakın zamanda, daha doğrusu 7-8 ay önce. 2 yaşındaki dişi kedim (kısır değil) tam anlattığın gibiydi, hatta biraz da halsizdi uyuyordu genelde. neyse ben bir veteriner arkadaşa sordum önce, bana panik yapmamamı söyledi, bir şey olmazmış hemen yani. bu sıvının kedinin kakasını yaptığı yerden mi, yoksa idrarını yaptığı yerden mi geldiği önemliymiş. kakasını yaptığı yeden geliyorsa daha sıkıntıymış, ki bizimkinin orasından geliyordu. neyse, arkadaşım kediyi bir ara bir veterinere götürmemi söyledi. ben hemen götürdüm tabi. veteriner baktı, kan testi ve idrar testi falan yaptı işte sonra bir hafta boyunca her gün iğne yapalım geçer dedi. gerçekten de geçti. gerçi gene tekrarlayabilirmiş ama şimdiye kadar tekrarlamadı neyse ki. sonuç olarak, korkulacak bir durum yok =) eğer çok panik yaparsan 24 saat açık veterinerler var, oraya bir götürebilirsin. ben öyle bir tanesine götürmüştüm istanbul'da.

simdi anal kese dedigimiz seyden o sari renkli sivi akar zaten genelde diskilarken akar ama biz gormeyiz. bu sivida birikme ya da iltihap olunca boyle sacma zamanlarda akabiliyor. akmasi iyi bir sey. bizimkinin akmiyordu mesela.gotu kafasi kadar olmustu ve defalarca igneyle alindi o sivi.

anal kese problemi evet ama cok sikintili gelmedi bana. sabah gidin bir klinige. bir de sivinin gelisini videoya alin, hatta sividan da ornek alip kurumayacak bir kaba koyun koyabilirseniz. sabaha kadar gecmesi durumunda hekiminize gosterirsiniz.

endiselenmeyin. gecmis olsun.

teşekkür ederim hepinize :)

Tuzak ve MazeUp
ikisinin de kendine göre güzellikleri var. Bunun dışında 3 tane daha oynadık. Bu ikisi güzel.

istanbulda 16 tane var bu evlerden

sevdiklerim; tuzak, görevin, tescaper, the room, defuse the bomb.
sevmediklerim; crypt locked, escapeplanet.
idare ederler; maze up, kusursuz kaçış.

fırsat sitelerinde çok var bunlardan bu aralar. grup başına toplamda 50 lira vererek alabiliyorsun, ki normalde fiyartları 150 lira. bence ilk olarak o fırsatlı olan oyunlara bir göz atın, zaten hiçbirinin "gerçekten çok kötü" çıkacağını zannetmiyorum ama bazıları mükemmel, bazıları da eh işte.
örneğin the room'un konsepti çok başarılıydı.
bir de taksim'de odadan kaçış var. o da güzeldi ve başlangıç için sanki daha ideal gibi, daha kolay çözülüyor diğer oynadıklarımıza göre.
son olarak, ben gitmedim ama herkes istrapped diyor, en kısa zamanda ona da gitmek lazım.

Şu an Türkiye'de 180 adeti geçti ev sayıları. Ve hala da oyun açılıyor :D Cage404 var fena değil www.kacis-oyunlari.com bakırköyde numara 13 var o da güzel konsept gidebilirsiniz. www.kacis-oyunlari.com