Yahu adaletli diye, yardım ediyor (?) diye, duaları kabul ediyor diye, her istediğimizi yerine getirmek gibi bir mecburiyeti yok ki. Dediğin gibi olsa, başına kaza bela gelen, işinden kovulan, borçlarını ödeyemeyen vs. herkes dinden çıksın.
İyi günde Allah'ım, Rabbim; kötü günde "hani öyleydi hani böyleydi" diyince olmuyor o :) Kaldı ki bazen sıkıntılar da yaşamak gerekiyor hayatta.
Bana böyle bir şey olmuyor. Bir ara çok kötü bir dönem geçirdim, başımdaki belayı hiç kimseye (ama hiç) anlatma imkanım yoktu. Öyle bir durumda daha da yakın hissettim mesela kendimi. "Bu nedir yeaa niye başıma bunlar geliyor?!!" diye isyan etmek gelmedi aklıma.
Bir de şöyle bir şey; en yakın arkadaşlarımdan biri, uzun zamandır çalıştığı iş yerinden ayrılıp başka (şartları daha iyi) bir iş buldu. 2 ay kadar sonra işten çıkarıldı. Patrona yalvar yakar ı-ıh. Usta olduğu için maaşı da yüksekti, saklamadılar kovdular. Arkadaş da günlük olağan haşarılıkların yanında, kendince namazında niyazında idi.
Kovulunca, "hani Allah vardı? e bu kadar dua ettik? Ne oldu dualar? Demek ki yokmuş oğlum.. Demek ki hepsi kandırmacaymış. Marx, Darwin falan haklıymış.(Marx, Darwin = Ateizm bu örnekte) İnsanlara anlatalım, yokmuş din, iman, Allah kitap falan" demiş kendi kendine.. Kovulduğunda ramazandı (oruçlu da tabi). Kendi anlatıyor, çıkmış gitmiş bakkala, susuzluktan yanıyor, almış bir ice tea, dikmiş, bir tane daha, onu da dikmiş. Sigara migara. "OTurdum bir köşede içtim" diyor. O Ramazan boyunca, aile ile sahura kalkmış, sabah evdan çıkınca sigarasını yakmış vs.vs.
Sonradan, bir yere daha girdi. Oradan da ayrıldı. Daha sonra, şimdi hala çalıştığı yere girdi. Kovulduğunda üzüldüğü yerden daha iyi bir yermiş. Haliyle yeniden imana geldi, benim "Müslümanlığımı" hafife almaya başladı.. :)
[Edit: "İbretlik Öyküler" gibi oldu bu da. Sır Kapısı falan. Ama gerçek :) Biraz da şeyi andırdı, "bu mektubu yollayan fakir şöyle şöyle zengin oldu; yollamayan zengin, 1 haftada her şeyini kaybetti" :)]
Bana olmadı çok şükür. İnşallah da olmaz. Günaha sevaba titizlenmiyorum ama, imanı kaybetmek büyük sıkıntı. Ama işte olana oluyor. Ne düşünülüyor bilmiyorum. Nasıl geliyor insan bu noktaya. Belki de sıkıntının da hayatın olmazsa olmazı olduğunu kabul etmek gerekiyordur. Sonradan başına bir sıkıntı geldiğinde "bu da nerden çıktı şimdi, neden Allah korumadı beni bundan" dememek için. Ayrıca şu var; Allah kimseye bu dünyada sıkıntısız bir hayat sözü vermemiş ki.. Peygamber Efendimiz de çok sıkıntılar çekmiş bir insan. Ki ismi bile "Resulullah" diye geçiyor. Sıkıntısız bir hayat mümkün olsaydı bu dünyada, bence bu ilk olarak Allah'ın elçisine verilirdi. Sadece Efendimiz de değil, tüm peygamberler büyük zorluklar yaşadı.
Düşünsene birinin çıkıp da "Allah benim, elçisinin, zorluk yaşamasına neden müsaade eder ki? Bırakıyorum ben elçiliği falan!" dediğini. Saçma olurdu di mi? Öyle bir peygamber olsa, tüm dinlerde alay konusu olurdu :)
Öyle yani. Başına gelen sıkıntıların suçunu kimseye (hele ki Allah'a) atma. Hayat sıkıntısız geçemez. Hele ki finaller falan diyorsun, onları basit, mikroskobik bir örnek olarak, anlatımı basitleştirmek adına söylediğini ümit ediyorum. Aksi halde, daha finallerde böyle olacaksan, ooooo-hooooo... =))
0