Giriş
(18)

Mark Zuckerberg?

kamera motor
şimdi bu sik kafalı, siktiriboktan html, css, php kodlarıyla bir site kurdu ve site başarılı bir pazarlama veya şans ile tuttu.sorum şu: bu sik kafalının nesi deha oldu şimdi? google gibi, farklı bir arama algoritması mı yarattı ya da bir şeyler mi üretti? ya da ne bileyim çığır açacak bir yazılım m
şimdi bu sik kafalı, siktiriboktan html, css, php kodlarıyla bir site kurdu ve site başarılı bir pazarlama veya şans ile tuttu.

sorum şu: bu sik kafalının nesi deha oldu şimdi? google gibi, farklı bir arama algoritması mı yarattı ya da bir şeyler mi üretti? ya da ne bileyim çığır açacak bir yazılım mı yarattı naptı?

benim bildiğim bi bok yediği yok. bildiğin, hepimizin yaptığı html,css,php üçlemesiyle bir site açtı ve tuttu. budur yani, öte bir şeyi yok da.

niye bu pezevenge dahi gözüyle bakılıyor? vallahi çıldırıyorum ya.
0
kamera motor
(24.10.13)
Ben ona dahi gözüyle bakmıyorum, sadece abd doğumlu şanslı birisi o kadar. Aynı sistemi farklı bir ülkede oluşturmuş olsa ya da farklı bir ülkede doğmuş olsaydı muhtemelen bu kadar popüler olmayacaktı..
0
EkimBebesi
(24.10.13)
dahi diye abartmamak lazim ama kesinlikle zeki birinden daha ileride herif. her yil kac insan farkli konseptlerle oyun, sosyal veya bilgi amacli site aciyor. kac tanesi internet denen okyanusta yitip gidiyor, kac tanesi bir halta donusuyor ama kibrit gibi cabuk parlayip sonuyor. kac tanesi bir parlayip kotu yonetimde heder oluyor(myspace). bu adam butun bunlari yapmadan facebook u buralara kadar getrdi. hos simdi facebook pek oyle ilerliyor gibi gorunmuyor bana kalirsa. ama gidip de internet mecrasinda devlerin liginde ilk 10 a girmek her adamin yapabilecegi sey degil.
0
charlotte blanc
(24.10.13)
bana kalırsa evet ekşisözlük daha büyük bir çığır, sonuçta web 0.2 nin etkisini internet üzerinde ilk gösteren sitelerden birisi..

teknolojide inanılmaz büyük buluşlar yapabilirsiniz ama eğer pazarlayamazsanız ve alıcı bulamazsanız bu iyi bir buluş değildir..

hocalarımız bize hep inanılmaz bir kod yazabilirsiniz muhteşem olabilir ama onu kimse almazsa bir işe yaramaz der..

adam deha değil bence,, şanslı..
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin
(24.10.13)
2 milyar insana sorsan tesla'yı değil edison'u bilirler. google'ın arkasındaki dehaları biliyor musun? ya da ne kadar insan biliyordur?

sana gösterilen ile gerçek arasında fark var. mark bir public figür öyle birine öyle bir siteye ihtiyaç vardı oldu. çerezlik bir site zaten bir bilim adamının hayatını anlatan romancının herhangi bir bilim adamından daha ünlü olması daha çok para kazanması daha çok repütasyona sahip olması gibi bir durum bu. bu şekilde benzetebiliriz.
0
sparkle kiddle
(24.10.13)
bence de dahi değil. uyanik. ayrıca fikrin çalıntı olduğu da çok aşikar. kendi bile kabul etti milyon dolar tazminat ödedi...
0
aklimdakisorular
(24.10.13)
Mark Bey hakkında lütfen düzgün konuşunuz
0
facebook
(24.10.13)
ssg ne yaptı ile aynı şey bu dediklerin.

ssg'de yeni bir şey yapmadı sonuçta. zaten vardı sözlük olayı.

herif zeki işte amk kabul et. deha olup olmamayı siklediğini sanmıyorum.
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(24.10.13)
ssg ne yaptı ile aynı şey değil.

ssg'ye hiçbirimiz dahi demiyoruz. dahi gibi de davranmıyoruz, ki ssg zuckerberg'den cok daha yaratıcı bir projeye sahipti.

şimdi social network'ü izliyorum, sanarsın marsa atılan füzenin yazılımını yazdı pezevenk. bi hareketler, bi tavırlar, buna karşı bi "ağbi yaklaşmayın dahi o :s" tripleri. siktiriboktan bir html site, neyin tribi bu kadar? dahi mahi.
0
🌸kamera motor
(24.10.13)
100milyon dolar kazan.

sanada dahi gözüyle bakılır. olay o.
0
efrasiyab87
(24.10.13)
HTML, CSS, PHP üçlemesi olarak almak inanılmaz derecede yüzeysel bir bakış açısı. Her 'bitti' denilen anda da yeni şeyler ortaya sunuyorlar, büyüdükten sonra halen bir çok alanda kullanılan bir sürü teknolojinin de mimarı oldular. Epey bi süre daha da gidecekler gibi, ben çok başarılı buluyorum kendilerini.

İki kelimeyi bi araya getirmekle başarı çok ayrı şeyler. IT sektörünü klasik iş dünyası bakış açısıyla yorumlamayın. Öyle adamlar var ki hayretler içerisinde kalırsınız.
0
roket adam
(24.10.13)
abi filmi nasıl izliyon? herif filmde resmen fikri çalıyor ve sonra ortağına da tazminat ödemek zorunda kalıyor.
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(24.10.13)
filmleri izleyip izleyip burda bahırmayın. Belki de adam gerçekten bir yazılım dahisidir. En zor yazılım problemlerini hemen çözebiliyordur falan. Nasıl facebboka bakıp bu adam dahi diyemez isek. Facebooka bakıp bu adamın neresi dahi de diyemeyiz. Adamla şahsen tanışmış biri varsa çıksın anlatsın o ayrı.

Ayrıca bir insan iki lafı bir araya getirip şahane konuşuyorsa ,en fazla şahane konuşuyordur. Ve büyük ihtimalle bütün şovmenler ve siyasetçiler gibi kafası az çalışan insanlardandır. Dahiler öyle fazla konuşmazlar.
0
orhan tv
(24.10.13)
@bu nick tam yirmi alti karakter:

ssg yeni bir şey yapmadı da sözlük olayı var mıydı? orada bir sıkıntı var. yabancı bir site vardı çok benzeriydi ama yine de bu anlamda bir sözlük yoktu.

---

zuckerberg olayı da şu:

the social network'ü izlemelisiniz.

bu facebook'un tüm cinliği şu, o güne kadar istediğin bir siteye girip istediğin profili açıyordun.

jonya dır şudur budur neyse artık.

adam insanların GERÇEK OLMAK ZORUNDA oldukları bir mecra oluşturdu. bunun ispatı da sadece okul maili ile kaydolma zorunluluğu idi. yani facebook'ta gerçeksindir sen sensindir. sonra sitenin kültürü yerleşince okul maili zorunluluğu kalktı falan filan.

marc zuckerberg de bu fikri winklevoss ikizlerinden aldı - çaldı.

her neyse, sonra şirketi yönetmesi yürütmesi devam ettirmesi de az iş değil.

filmi izleyin göreceksiniz.

---

ssg'ye gelince. sözlüğü tanıdığım 2001'den beri aralıksız sözlükte takip ettiğim tek yazardır. akıllı cici efendi nerde ne yapacağını bilen yeri gelince keskin ve net adamdır. 21 22 yaşında sözlüğü kurdu. sonuçta kod yazmak 4-5 dakika ama sözlüğü yürütmek devamlılığını sağlamak oradaki ışığı görmek önemli.

sözlük tarihçesine OLDUKÇA HAKİM birisiyimdir zamanında çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor şimdiki gibi. entry silme gerekçeleri götümüze girebilirler yok efendim sözlükte ssg sorunsalı gibi başlıklar şunlar bunlar.

bakıyorsun ssg o yaşta iyi kıvırmış olayları. mesela, kanzuk'la tanışmaları. şu an size basit gibi geliyor ama o yıllarda daha ortada türk internet hukuku bile yokken, adamın "dur yahu profesyonel hukuki destek alalım" demesi, bunun için hukukçu gönüllüleri (preatörler...) oluşturması falan çok zekice.

---

ssg ve mark'ın olayları da benzer aslında. mark harvard'da okuyor ailesi de okumuş falan. sonuçta sen harvard'da olunca o ilginç fırsatlar ayağına geliyor, sen yozgat'ın köyündeysen kısmet seni bulduğunda millet çoktan çöpe atmış oluyor.

ssg'ye bakıyorsun kardeşleri okumuş yok efendim 5-6 yaşında evine commodore bilgisayar geliyor adam program yazıyor iyi kötü sağda solda tırmalıyor.

sektör boşken tırmalıyor ve bir yerden de olaya giriyor. bildiğin kadarıyla guru falan da alaylı ama şimdi iyi bir yerde. ssg de etrafındaki ilk arkadaş çevresi de cici tabir edilecek adamlar sözlüğün tohumu da buradan geliyor. mal salak tipler olsalar tutmazdı, bu bile önemli. bakıyorsun bir sürü kaliteli rock metal grubudur, ilk entryler hep ssg ve arkadaşının. bir de şu anki gibi internet imkanları da yok, o zamanlar o albümleri grupları bulmak zor iş, yani çok kaliteli nezih bir ortamları varmış.

---

alakasız ama michael jackson'dan tut, tarkan, bach, barış manço, arnold schwarzzeneger'de de bunlar var.

"dur lan sesim iyi" diye jackson olmuyorsun adamın tüm sülale müzikçi. veya bach desen 7 kuşak müzisyon. veya tarkan'ın teyzesi şarkıcı baba tarafı da osmanlı zamanında paşa, barış manço desen annesi ses sanatçısı vs vs.

yani durduk yere etrafa bakarken kısmet ayağına gelmiyor. kısmet de lazım bunları iyi yönetmek de lazım.

bakıyorsun tarkan'a, sesi süper ama hep doğru hamleleri yaptı. kariyeri 2-3 kez sıkıntıya girdi ama sıyrıldı bir şekilde. arnold desen açlık pahasına amerikaya gitti çünkü avusturya'da ilerleme olmayacağını gördü hem de 21 yaşında.

yani konuyu şuraya bağlıcam, ssg olsun marc olsun, adamlar hem doğru zamanda doğru yerde olmuşlar, kısmet diplerine kadar gelmiş, adamlar da açmışlar gözlerini kaçırmamışlar, hem de olayları iyi yönetmişler. mark mesela, filmde de var bu,

***spoiler***

siteyi büyütmeye karar verincearkadaşını satıp diğer adamı alıyor yanına.

***spoiler***

yine mark kısmına çok hakim değilim elbet ama ssg kısmına tekrar döneyim. sözlüğün "arka" planında ne sıkıntılar döndü - dönüyor. kolay iş değil amatör bir web sitesini 16 yıldır ayakta tutmak, ayda yüzmilyarlar kazanan bir şirket - marka haline getirmek. moderatörleri bulmak, hem siyasi hem format açısından doğru adamı seçmek, twitter facebook vs vs gibi alternatifler çıkmışken trafiği düşürmemek, tam rağbet azalırken toplu yazarları almak vs vs bunlar dikkat isteyen şeyler.

mesela eskiden çalışmayan linkler silinirdi ekşi'de veya sayfalarca izah edilen hatalı bkz örnekleri silinirdi vs vs. hem sayısından hem bunlar düzeltiltilip hemen geri geldiği için modlara felaket yük oluyordu adam yavaş yavaş kaldırdı çünkü "bunlarla boğuşmaktansa göte giren entryleri kaçırmayalım başımız derde girecek site kapanacak" mantığını çalıştırdı. "aynı başlıkta daha önce yazılmış zaten" ispiyonu bile kalktı, en sonunda sözlük moderasyonsuz kaldı ama hala bir şekilde gidiyor.

işlerin teknik yönünü bilemiyorum ama, sözlük hep çok hızlıydı, hele hele 10 12 sene önceki zamanları biliyorum, 56kb ile girerken de anında açılırdı, çoğu zaman çok stabildi, veri kaybı bilmem vs vs olmazdı (zamanında bir kez oldu biliyorum..). ssg bir roportajında demişti bunu, "kullanıcı emek vereceği sitenin yok olmayacağına emin olmak ister.." evet bu.

***************************

sonuç:

yazı dağınık oldu ama::

ssg için de mark için de: kısmet ayaklarına gelmiş mi gelmiş ama onlar da kısmetin ayağına gitmişler, çabalamışlar bir şekilde "bingo"yu yakaladıklarında bunu fark o yaşlarında (ikisi de 20-21) etmişler (fark etmek de kolay değil) ve bence en önemlisi işler büyüdüğünde işi İYİ YÖNETMİŞLER.

bakıyorsun ssg'ye, ardından gelen bilmem kaç tane sözlük klonu tıpta tıp adamın yaptıklarını kopyalıyorlar. demek ki adamda bir vizyon var ki, önden gidiyor.
0
hypnosis
(24.10.13)
adam bulduğu bir şey için dahi diye anılmıyor zaten, 5 parası yokken dünyanın en zenginleri arasına girdiği için dahi deniliyor.
0
ayin yazari
(24.10.13)
Sıradan, farklı olmayan bir şeyi bu kadar insanların hayatının içine sokmak, buralara getirmek zeka isteyen bir iş değil mi ?
0
materyalist imam
(24.10.13)
farkı şu sen asgari ücrete çalışıyon herif milyon dolarlık.sen yapaydı sana da diyeydik gardaş
0
kendihalindekiyaratık
(24.10.13)
cevap burada :

www.idefix.com
0
orpheus
(24.10.13)
kodlamadan ziyade fikrin para ettiğini düşünüyorum,fikirde arak olduğu ödediği tazminatlarla kanıtlandı..büyütmemek lazım..
0
metalman
(24.10.13)
(23)

Bir MANDALDAN beklentileriniz nedir?

april12th
Bildiğimiz çamaşır mandalı. Proje konum:( Neyse, mandal yapacağım işte. Bir mandal nasıl olsa daha iyi olurdu sizce? Çift taraflı kullanılabilsin ister miydiniz?Veya başka nasıl olsa daha iyi olur dersiniz? Aynı duyuruyu yarın da açacağım, bu saatte çok kimse yok diye. Ayrıca artık mandal kullanan v
Bildiğimiz çamaşır mandalı. Proje konum:( Neyse, mandal yapacağım işte. Bir mandal nasıl olsa daha iyi olurdu sizce?

Çift taraflı kullanılabilsin ister miydiniz?
Veya başka nasıl olsa daha iyi olur dersiniz?

Aynı duyuruyu yarın da açacağım, bu saatte çok kimse yok diye.

Ayrıca artık mandal kullanan var mı aranızda? artık şı çek aslardan kullanmıyor mu herkes?
0
april12th
(23.10.13)
üstüne çiçek böcek koy.
geçen discoveryde belgeselını ızlemıstım. 1800 kusurda icat edilmiş hala aynı tipsiz şey.
0
tadutadu
(23.10.13)
@tadutadu, işlevsel açıdan yapacağım şeyler daha önemli. Çiçeklisinden batman kanatları olanına bir sürü yapmışlar zaten.
@straight gigolo, o aklımda nasıl çözeceğimi henüz bilmiyorum ama :D
0
🌸april12th
(23.10.13)
Mandali gec, camasir asmiyoruz ki biz artik kurutma makineleri var.

Cabuk kirilmayan, iz birakmayan ( hatta cok sacma olabilir ama mıknatısli olsa nasil olur diye dusundum su an), ,cift tarafli kullanimi olan bir mandal olabilir.
0
fraise
(23.10.13)
MANDALİNA gibi koksun
0
ermanen
(23.10.13)
@fraise, di mi ya? ben de kullanan çok azdır diye düşünüyordum ama kurutma makinesini geç o çek asın bile lüks olduğu ülkeler çokmuş.

@cigerdelen <3 mandalı bırakıp onu yapabilirim, süpersin. Konu zaten sıkıştırma prensibi, o da sıkıştıracak sonuçta. hoca ille de mandal yap dedi diye mandal yapayım demiştim. ama kulaklık işi cidden şu an öyle güzel bi fikir oldu ki beni mandaldan kurtarabilir :)
0
🌸april12th
(23.10.13)
nelson MANDELa bile mandal kullanmıyor artık.

neyse, güneş paneli olsun, aldığı enerjiyle ısıtsın çamaşırı?

ya da titreşimli olsun çamaşırlar sallandıkça daha çabuk kurur?

ya da nem ölçer olsun üstünde, çamaşır kuruyunca sinyal versin.

ya da sıkıştırma hissi kaybolunca, çamaşır düşünce yani, sinyal versin ?

ama bana kalırsa mandal kendi evrim ağacında durmuş bir nesne. köpekbalığı gibi, daha ordan öteye gelişmez.

edit: ben cevaplaya tıkladıktan sonra bayağı geç yazdım. cosmicstring'inkini görmemiştim evet, nem ölçer olsun.
0
hypnosis
(23.10.13)
çek as dediğin ne tam bilmiyorum. ama mandalı piyasadan silecek şekilde çamaşırlık yapabilirsin. çamaşırın üzerine kitlenecek şekilde bir şey yaparsan mandalın işlevini görür hem de geniş yaparsan çamaşıra uygulanan basıncı geniş yüzeye yayar, iz bırakmaz. bilmem tam anlatabildim mi. mandalı geliştirmek yerine piyasadan silmek daha mantıklı bence. ekstra ekleyebileceğin pek bir şey yok gibi çünkü.
*edit: varmış :))
0
bass solo take one
(23.10.13)
kaybolmaması.
0
achtundsiebzug
(23.10.13)
kaybolmaması, bir arada durabilmesi, iz bırakmaması, bir de ötmesi :) şu an listede. mandalı silecek şeyin de sıkıştırma prensibine sahip olması gerekiyor. sıkıştıran bir şey yapmam gerek yani yine.

bir de bu saatte beklediğimden çok cevap geldi, teşekkür ederim cidden :)
0
🌸april12th
(23.10.13)
öğrenci evlerinde hala mandal kullanılıyor. kurutma makinesi mi var. bir de mandalın içinde yay gibi demir var ya, hah işte o demir paslanıyor bazen ondan hiç memnun değilim.
0
gaian
(23.10.13)
ben mandal askı istiyorum. tepesi normal bildiğimiz askı altında dev mandal olucak. mandalın içi de pedli olacak.
0
kediebesi
(23.10.13)
@kediebesi, bu da aklımda. Kuruturken de kırışmaz mis gibi kurur hem.
0
🌸april12th
(23.10.13)
kullanım anında bir kolaylık sağlayabilirsin. o görüntüyü göz önüne getirirseniz bir elde çamaşır diğer elde en az iki mandal çok pratik olmuyor. bunun yerine bir arada dursa omuzdan aşağı asılıp birer tane kolayca alınabilse çok pratik olur gibi.
0
spadram
(23.10.13)
şekil alabılsın, sırf çamasırlar ıcın degıl, un paketının agzını da mandallayabılelım. kablolar ıcın de ıs gorsun
0
anneke
(23.10.13)
evdeki modeme wifi ile bağlanabilsin ve çamaşırların ve havanın durumunu mailime rapor etsin. yağmur yağacak gibiyse uyarı versin, yağmak üzereyken ya da yağıyorken acil alarm versin. çamaşırlar kuruyunca filan da mail atsın. çamaşarın ipten düşmesi gibi bir durum olursa acil alarm versin. hatta birisi balkondan çamaşırın birini çekip çalmışsa anında fotoğrafını çeksin polise haber versin alarm çalsın ilgili birimlere fotoğrafı göndersin. hatta bak bu mümkün olabilir mi ya da zor mu olur bilmiyorum ama yağmur yağdığında anında büyük bir şemsiye de açılabilir çamaşırların üzerine güzel olur. belki ileriki versiyonlarında konulabilir böyle bir özellik de. şimdilik bu kadar aklıma gelenler.
0
cthulhu
(23.10.13)
radyo veya mp3 çalma özelliği mi eklesem her mandala? böylece her mandalın ayrı bir sesi de olur. takarken kimi trink der, kimi biuuuv, biri de tardis sesi çıkarır.

Aslında sorum hala ciddiyetini koruyor.
0
🌸april12th
(23.10.13)
uçsun ve kendi kendine çamaşırlara asılsın.
yağmur, kar falan yağarsa çamaşırları toplayıp içeri koysun.
çamaşırları kurutacak şekilde ısı yaysın.
uydulara bağlansın rapor versin.
seslensin. telefonları bağlansın. app'si olsun.
bazı küçük aletlere dönüşebilsin. kalem, makas gibi vs.
parmak izi ve retina taraması yapabilsin.
bütün dilleri anlayabilsin.
0
ermanen
(23.10.13)
çok yaratıcı arkadaşlar var, valla bravo. çamaşır asmaktan nefret ederim, hiç işim olmaz ama bazen toplamak zorunda kalıyorum. toplarken de denk gelen tombul mandallar elimi hemen doldurup işimi yavaşlatıyor. işim yavaşlayınca da karşı apartmandaki mahalle teyzeleri yakalayıp sorularıyla kitliyorlar beni. o yüzden mandal dediğin ince yapılı olucak arkadaş, bütün sıra çamaşırın mandalı sığsın lazım ele, larç lurç toplayıp kaçayım içeri.
Bide yapıldı mı bilmiyorum, defter yaprağı tutturulan ataş formunda da mandal olabilir gibi geldi fikir olarak aklıma.
0
kenar
(23.10.13)
nipple fetiş saymayacaksan astığımı tutması yeter.
0
Solem
(23.10.13)
Isıtıcılı yap çamaşırı daha çabuk kurutsun diye veya bukelamun gibi çamaşırın rengini alsın, mümkünse ortasındaki paslanan demir olmasın da isterse boş zamanlarında aya gitsin..
0
redeath
(23.10.13)
çamaşırın, ipin ortasına (sarkan kısmına) doğru kaymasını engellesin.
0
nereye bu gidis
(23.10.13)
uçların birbirine teması mıknatısla yapabilirsin mesela
iz bırakmaması açısından fikir verici olabilir

yazdıktan sonra gördüm, başkası yazmış..
0
facebook
(23.10.13)
çamaşırın kuruduğunu anlasın bi kere. kuruduktan 5 saat sonra çamaşırlar hala toplanmamış olursa mandal açılsın ve çamaşırlar yere düşsün. (procastination insanları için)
0
inawen
(23.10.13)
(6)

açlık

denizrocket
2gündür aşırı derecede acıkıyorum duyuru değişen bişey yok spor beslenme saatleri uyku falan hepsi aynı ama acayip bi yemek yeme isteği var içimde az önce 4yumurta kırdım dolapta dünden kalma yarım çevirme tavuk vardı onuda ısıtıp yedim ama hala dolaptaki peynir ve domatesle bakışıyorum ne lan benim
2gündür aşırı derecede acıkıyorum duyuru değişen bişey yok spor beslenme saatleri uyku falan hepsi aynı ama acayip bi yemek yeme isteği var içimde az önce 4yumurta kırdım dolapta dünden kalma yarım çevirme tavuk vardı onuda ısıtıp yedim ama hala dolaptaki peynir ve domatesle bakışıyorum ne lan benim sorunum
0
denizrocket
(23.10.13)
aynı şeyi ben de düşünüyorum bu 2-3 gündür aşırı bir acıkma söz konusu. ne uyku düzenimde ne bir şeyde değişiklik var ama mevsimseldir belki diyerek geçiştirdim.
0
kirazıseviyorum
(23.10.13)
müdür spor bizi bozuyor bence. aynısı bende de var. günde 10 öğün yemek yiyorum. işin tuhafı daha fazla da yesem yerim yani.
0
papillon7
(23.10.13)
Mevsimsel olmasını umuyorum yoksa spor yaparak yağ oranını artrıran ilk insan olucam
0
🌸denizrocket
(23.10.13)
bende de aynı durum var. 9 günlük tatil'e bağlıyorum şimdilik. aslında şu an açım ama sırf fazla yemiş olmamak için tutuyorum kendimi. tatile bağlayış sebebi, baba ocağındaki bolluktan öğrenci evi yokluğuna dönüş.
0
ete summer
(23.10.13)
bu gün 1.5kg tavuk 1 kilo ton balığı yedim. oluyor bunlar.
0
hypnosis
(23.10.13)
kadınsan ve regl dönemin yaklaşıyorsa da olabilir.
0
april12th
(23.10.13)
(4)

izdivaç şeysi

lawist
http://www.milliyet.tv/nevidyo/video-izle/Boyle-gelin-adayi-gorulmedi--vvfCvn0GyF5O.html Bune Abi adamın nesi yakışıklı ?Kızın da açık sözlülüğü nedir ?
www.milliyet.tv Bune Abi adamın nesi yakışıklı ?Kızın da açık sözlülüğü nedir ?
0
lawist
(23.10.13)
yanlız kızın konuşma şekli iğrenç ötesi. o nası itici bir ses tonudur yarabbim. evlerden ırak
0
Wolfware
(23.10.13)
bildiğin iğrenç yaw. hani hiç abartmıyorum ben yerin dibine girdim.

vacayna değil anüs doğumlu bunlar
0
GibsonRules
(23.10.13)
kız için => aile hekimi oradan psikiyatri. durum vahim, evlerden ırak, hatta evlerden kuzey ırak.

benim için => kulağım akordu ayarı bilmem nesi kaydı. oturup vivaldi bach falan dinlicem ki yerine gelsin.
0
hypnosis
(23.10.13)
kız troll.
0
nereye bu gidis
(23.10.13)
(12)

sokak köpeğini besledim, ölür mü?

degilim
soru garip gelecek. açıklayayım. dün akşam evde tavuk yedik. dışarıda sokak köpekleri yer diye de tavuğun kemiklerini, derilerini ve suyunu bir torbanın içine koyup dışarı koyduk. köpekler su neyin bırakmamış torbada.bunu her gün devam ettireyim diyordum, yani sokak köpekleri için kapı önüne yemek-s
soru garip gelecek. açıklayayım. dün akşam evde tavuk yedik. dışarıda sokak köpekleri yer diye de tavuğun kemiklerini, derilerini ve suyunu bir torbanın içine koyup dışarı koyduk. köpekler su neyin bırakmamış torbada.

bunu her gün devam ettireyim diyordum, yani sokak köpekleri için kapı önüne yemek-su koymayı. ne yerler, ne yemeliler derken "asla tavuk kemiği verilmemesi gerektiği" yönünde yazılar okudum. gerçekten böyle midir, tavuk kemiği köpekleri yaralar mı? epey kötü hissettim.
0
degilim
(21.08.13)
illa ki yaralayacak diye bir şey yok ama bir olur iki olur üçüncüde bağırsağını delebilir. bir kere olmuş bir hata, bir daha vermeyin yalnız. verecekseniz de iyice kemikler yumuşıp hamurumsu olana kadar kaynatıp öyle verebilirsiniz.
0
physcos physcos
(21.08.13)
vallahi kemik bağırsaklarını yırtıyor diye biliyorum ama biz mesela et bulyon alıp ekmeği o suyla ıslatıyoruz ve bir güzel yiyorlar. ciğer, tavuk vb. gibi kemiksiz parçalarını alıp veriyoruz gene. birde tanıdık market, kasaplardan artıkları alıyoruz yesinler diye.

kemik verme ya ne olur ne olmaz can nihayetinde.

edit: ben bir de kendimi düşünerek bakıyorum olaya. sen olsan kemik yer misin? hayır. ee o zaman hayvana da verme yani...
0
synche
(21.08.13)
aç köpek fırın yıkar derler. ekmeği ıslatıp koysanız bile olur. tahıl yemeleri iyi oluyor. sevaptır.
0
nereye bu gidis
(21.08.13)
teşekkürler arkadaşlar. bundan sonra en azından ekmek vereceğim, hatırladığım kadarıyla annem tavuğu epey ısıtmıştı. yani kemiklerin kaynaması için yeterli olmuş mudur bilmem. ama bundan sonra yapmam.
0
🌸degilim
(21.08.13)
illa ölecek diye bişey yok. düşük ihtimal zaten de siz yine de vermeyin.

tavuk kemikleri çok kolay kırılabilir olduğu için yerken gırtlağını falan kesebilir, ya da nefes/yemek borusunu. bağırsak keza öyle.
0
brotha b
(21.08.13)
yıllardır köyde köpek beslerim tavuk kemiğinden ölen köpek hiç görmedim. katır kutur yiyorlar, nerden çıkıyor bunlar anlamıyorum.
0
dahili meddah
(21.08.13)
Dahili meddah +1
0
balpolen
(21.08.13)
Dahili meddah söylemiş ama tekrar edeyim;dedemin koydeki evinin önünde köpekler vardı,tavuklarla etlerle uzun süre beslediler,bir sorun olmadi.Yine de zararlıysa siz daha dikkatli davranın tabii.
0
fraise
(21.08.13)
tavuk kemiğinin zararlı olma nedeni, pişen kemiğin esnekliğini yitirmesi.
dolayısıyla kırıldığı zaman (kırılınca sivri sivri olur uçları biliyorsunuz) boyutlarından dolayı bağırsak ya da midede delinmeye yol açabiliyor.

çok insan "amaan n'olucak" diyerek verir, ama ben gerçekten tavuk kemiği yüzünden kurtarılamayan ve ölen bir köpeğin varlığına şahitlik etmiş biri olarak şehir efsanesi olmadığını söyleyebilirim.

yani "nereden çıkıyor bunlar?" demek yerine, "insanlar söylediğine göre bir bildikleri var" demek daha mantıklı.

vermenizi tavsiye etmem.

bu arada pişmişi zararlı, pişmemiş yani çiğ olan herhangi bir kemikten zarar gelmez.
hatta çiğ beslenme diye bir şey var sadece çiğ et ve kemik üzerine kurulu olan.

pişmiş kemikle çiğ kemik arasında esneklik ve sertlik farkı var.
asıl zarar da ondan kaynaklanıyor zaten.
verecekseniz çiğ verin daha iyi ve çok daha güvenli.
0
hypnosis
(21.08.13)
maalesef insanların söylediklerinde o kadar az bildikleri oluyor ki. bu yüzden bu tepkiyi verdim. ancak siz birebir böyle olayla karşılaşmışsanız samimiyetinize inanıyorum o halde vermeyelim. ben gerçekten hiç denk gelmedim.
0
dahili meddah
(21.08.13)
bir de şöyle bir sorun oluyor; çöpe atsanız bile torbaları falan parçalayıp yine yiyorlar aslında.

bence o açıdan en akıllıcası böyle tavuk suyuyla iyice kaynatıp, kemikleri pamuk gibi yapmak ve içine ekmek falan doğrayıp öylece vermek.

eğer imkanınız varsa böyle de yapabilirsiniz.
hem kışın falan hayvanlar ısınmış oluyor, hem de 1 köpeklik kemikten 3-4 köpeğe yemek çıkıyor.
0
hypnosis
(21.08.13)
hypnosis+1
beş yıldır tavuk kemiklerini(göğüs kafesi)düdüklü tencerede pişirip içine ekmek doğrayıp o şekilde veriyorum herhangi bir sağlık problemi de olmadı dana baya yarıyor hayvanlara gibi oldular şimdi.
0
sealth
(21.08.13)
(3)

Kısırlaştırılmış Kediler Sevişir Mi?

aggromela
bir süredir aynı kafeste kalıyorlar, birbirlerine alıştılar bir nebze. dişi 4, erkek 5-6 aylık sanırım. ikisi de kısırlaştırıldı. bu iki kedi aynı evde yaşarsa nasıl olur? kısır erkek kedinin bazı çabaları devam ediyormuş sanırım. şimdi daha küçükler ama ilerde oğlan yanaşır kız istemezse kavga ede
bir süredir aynı kafeste kalıyorlar, birbirlerine alıştılar bir nebze. dişi 4, erkek 5-6 aylık sanırım. ikisi de kısırlaştırıldı. bu iki kedi aynı evde yaşarsa nasıl olur? kısır erkek kedinin bazı çabaları devam ediyormuş sanırım. şimdi daha küçükler ama ilerde oğlan yanaşır kız istemezse kavga ederler mi? iki dişi kedi daha mı uygun olur?
0
aggromela
(15.08.13)
erkeklerde içgüdüsel olarak o yanaşma olayı devam edebiliyor bazen.
ama teknik olarak bir şey yapamazlar.
zaten dişi yanına yaklaştırmaz.

kavga edebilirler, ama yani en fazla 1-2 kovalamaca ve 1-2 pati darbesi olur.
öyle çılgınca kavgalar olmaz yani.

genelde iki dişi kedi de çok iyi anlaşamaz.
bu durumda pek fark etmez.

erkek kediler arkadaş olma açısından birbirlerine daha uyumludur.
mesela benim erkek kedilerimin bazıları sarmaş dolaş uyurken, dişiler hep ayrı ayrı takılır.

illa iki erkek olursa öyle arkadaş olacak diye bir şart da yok, olmayabilir de.
o yüzden kesin bir şey söylemek zor.

ama aynı evde rahatlıkla kalabilir dişiyle erkek yani sorun olmaz.
0
hypnosis
(15.08.13)
yaşlar ufak alışabilirler birbirlerine diye düşünüyorum. ama dendiği gibi bir kedi diğerine benzemiyor, kediler genellemeye pek uymayan hayvanlar.

dişi ve erkekde içgüdü kalır ancak hormonal bir hareketlenme olmayacaktır. sürekli birbirlerine sataşmalarına çok olasılık vermiyorum. olsa dahi geçici bir süre için devam edecektir sadece. bu da yeni durumun onda dengesizlik yaratmasındandır muhtemelen.
0
wiillii
(15.08.13)
dişide 4. ay kızana gelmek için çok erken, erkekte de 5-6 yine erken diye düşünüyorum ki bi de kısırlaşmışlar, oyun oynuyor olmasınlar?

bir de şu var, kedilerde kısırlaşma olduktan sonra da bir süre vücutta dolaşan hormonlar atılmıyor diye biliyorum. ama bir süre.
0
physcos physcos
(15.08.13)
(27)

kim haklı sizce/2. çocuk

gates
şimdi 5 yıllık evli genç bir karı koca var. kadın da adam da çalışıyorlar ve iyi sayılabilecek bir işleri var. oturdukları evin kredisini ödüyorlar falan fıstık. bu çiftin 3 yaşında erkek bir çocukları var. kadın tarafı bir çocuk daha yapılması gerektiğini düşünüyor, amaç diğerine arkadaş olması, te
şimdi 5 yıllık evli genç bir karı koca var. kadın da adam da çalışıyorlar ve iyi sayılabilecek bir işleri var. oturdukları evin kredisini ödüyorlar falan fıstık. bu çiftin 3 yaşında erkek bir çocukları var. kadın tarafı bir çocuk daha yapılması gerektiğini düşünüyor, amaç diğerine arkadaş olması, tek çocuğun yalnızlık çekeceği, belki bu da kız olur umudu falan filan, aileden ve arkadaşlardan da 2. baskısı da var tabi. erkek tarafı ise 2. çocuğa tamamen karşı sebebini de şöyle sıralıyor; "ben bu çocuğu ileride en iyi okullarda okutmak ve cebine doğru düzgün bir harçlık koymak istiyorum, eğer 2. çocuk da olursa ona yapacağım harcamalar nedeniyle iki çocuğuma da sunacağım hizmet kalitesi düşer, ileride 1 çocuğumu 20 bin tl'lik bir okulda okutmak varken ikisini de 10'ar bin tl'Lik okulda okutmak istemiyorum. 2 yarım olacağına 1 tanesini bolluk içinde yetiştireyim."

sizce hangi taraf haklı, sebep belirtirseniz sevinirim.
0
gates
(14.08.13)
erkek tarafı geleceği düşünüyor, kadınsa annelik iç güdüleriyle konuşuyor.

ikisi de kendince haklı, bence olaya başkaları katmadan karşılıklı konuşsa daha doğru olur.
0
bunaldım a dostlar
(14.08.13)
Tamam kardeşlik çok güzel bir duygu ama önemli olan çocuklara olabildiğince güzel bir gelecek sunmak. Eğer durum bir çocuğa imkan sağlıyorsa kesinlikle diğer çocuğa gerek yok.
0
antepfıstıklıbaklava
(14.08.13)
şuanda kardeşim olmasaydı en fazla bir arabam olurdu. kardeş mi araba mı diye kıyaslamaya gerek yoktur sanırım?
0
c1b2k3
(14.08.13)
Adam haklı bende de aynı düşünceler hakim.

Fakat şöyle de bi şey var; kardeş arkadaş gibi oluyo. Duygusal bakınca kardeş olmalı. Bi yere gidildiğinde iki arkadaş oluyolar, sıkılmıyolar. Tek çocuklar ilerde kuzen ilişkisi de yaşayamıyor yalnız kalıyor. Ama bi taraf istemiyosa zorlamanın da bi anlamı yok.

Ayrıca bi çiftin yapacağı, bakacağı çocuk sadece iki dakika agu bugu yapıcak çevreyi hiç bağlamaz
0
gupon
(14.08.13)
ikinci çocuk her halükarda mantıklı. 3. çocuk için erkeğin savları mantıklı.
0
diggity
(14.08.13)
anne haklı. ayrıca devlet okulunda okumanın nesi varmış?

ek: benim de bir kardeşim var ve değişmem kendisini hiçbir mala mülke. değil eşdeğer, yakın bile değiller.
0
devilred
(14.08.13)
bence erkeğin bakış açısı yanlış. kardeşi, üç yaşındaki çocuğunuz için yapmalısınız diye düşünüyorum. ileride o, hayatta yalnız kalmasın diye, size bir şey olunca acısını, yorgunluğunu kardeşiyle paylaşsın diye.

ben kardeşim olmadan gideceğim yirmi bin liralık okulu napayım. akıllı bir çocuksa zaten devlet okulunda bile başarılı olur, kendini kurtarır. ama iki kardeşin dayanışması, sevinci de üzüntüyü de paylaşmaları, buna bir paha biçemezsiniz.
0
inawen
(14.08.13)
erkek haklı.çocuğuna mükemmel bir hayat yaşatmak istiyor.o çocuk dört dörtlük yetişsin istiyor.
0
rock n roll
(14.08.13)
2 tarafın da haklı yanları var. ama tek çocuk bence biraz sıkıntı. 2 çocuk en ideali. çünkü 50-60 sens sonra siz olmicaksınız kardeşi olacak. 3.yü sakın yapmayın. ben 3. ve sonuncuyum ailemin verdikleriyle de hiç mutlu değilim çünkü çocuk demek masraf demek
0
metehan01
(14.08.13)
kardeşimle aramızda çok yaş farkı var, bizimkiler baba gibi düşünüp tek çocuk olmama karar verip sonra fikir değişmişler. Etrafta oyun arkadaşı olacak tek bi çocuk bile olmadığı için çocukluğumın o dönemi okula başlayana dek sıkıcı geçti ve okulda da bi süre arkadaş edinmekte zorlandım. Tabi bunun başka sebepleri de olabilir ama etkenlerden biri de bu kesinlikle.
Çevrede arkadaşlık edebileceği birileri varsa, ya da buna ortam; olmayabilir de kardeşi, fazla farketmez. Ama öteki türlüyse üzerinde düşünmeliler. Tek sebep arkadaş olayı da değil, sorumluluk ve paylaşma duygusu da gelişir. İkisi de çalışıyorlarmış bir de o var yani.
0
dafaiss
(14.08.13)
yaş ilerlemeden bir an önce küçük çocuklarını da yapmamlılar! hemen. söyle ve bu gece sevişsinler bu doğrultuda
0
gloria
(14.08.13)
tek çocuk olursa sürekli üzerine düşerler. baskıdan ilgiden bunalır. aile yönlendirmesinde özgür olmayan biri olur. şımartılır bu da karakterini etkiler ona zorluk yaşatır.
0
sttc
(14.08.13)
Kardeş, net. Bi' kere insanın kardeşi dolayısıyla öğrendiği o kadar çok şey var ki. Paylaşma, empati, yardımlaşma, dayanışma, arkadaşlık vs. Daha uzatsan yazarsın baya olumlu şeyler. Ayrıca kötü durumlarda dertleşebilecğin. Anne&baba dahil kimseye anlatamayacağın şeyleri anlatabildiğin insan bazen kardeş. İyi bi' gelecek için paradan çok daha önemli şeyler.
0
tunachu
(14.08.13)
Ben de kendim için eşiniz gibi düşünüyorum. Ama anneliğin nasıl bir duygu olduğunu bilmiyorum, hani günün birinde çocuğum olursa fikrim değişir mi bilemem.

Bir de etraftaki baskıyı umursamayın, hayat sizin. Başkalarının değil.
0
orange coffee
(14.08.13)
ülkenin ve eğitim sisteminin bu halinde bile "devlet okulunun nesi varmış?" gibi yorumlar yapabilenlere hayret etmekle birlikte babayı haklı buluyorum.
bir tane olsun, tam olsun.

materyalist düşünmek falan değil bu.
mantıklı düşünmek.
evet, tek çocuk olsun, kazanırsa robert college'da okutulsun.

ya da yurtdışında üniversite okusun, master yapsın vs.

ben tek çocuk olarak büyüdüm, etrafımda gördüğüm herkesten daha normalim merak etmeyin.
sosyal ilişkilerimde de, duygusal ilişkilerimde de son derece tutarlıyım.

3-4 çocuk isteyen biriyim, ama bunu ancak hepsine aynı yaşam kalitesini sunabileceksem gerçekleştiririm.
öbür türlüsü bu devirde maalesef cahillik oluyor.

kardeş duygusal olarak destek, arkadaş falan olabilir de, çocuk "sıkılmasın" diye kardeşi olduğunda robert yerine ara sokaktaki bir okulda okuyacaksa bence sıkılsa da olur.
o kadar sıkılmaktan bir şey olmaz.

(örnekler bilerek abartılmıştır)

bunu bir kadın olarak yazıyorum.

kardeş güzel bir şey olsa da, tek çocuk olmanın da abartılacak kadar kötü bir yanı yok.
ikisine de kendinize göre en iyi standartları sunabileceğinizi düşünmediğiniz sürece ikincisini yapmak "bu devirde" dünyanın en saçma işi.


ekleme:

"ben kardeşimi x'e değişmem" tarzı yorumlar soruyu ve cevapları çarpıtıyor.
elbette var olan bir kardeşi başka bir şeyle değişmezsiniz.
ama ben olmayan bir kardeşin özlemini de duymuyorum mesela.

yani mutlaka hasreti çekilecek olan bir şeyden bahsedilmiyor.
bu tarz cevaplar son derece subjektif ve kişisel bence.
sorunun yanıtı "ben kardeşimi arabaya değişmezdim" olmamalı.

sonuçta herkesin büyüdüğü çevre ve idealleri farklı.
idealler doğrultusunda düşünülmeli.


edit2:

tek çocuğum ve hayatımda (ilkokul dahil) devlet okulunda okumadım.
maddi durumu çok iyi olan bir ailenin çocuğuydum.
tenis oynadım, golf oynadım, yediğim önümde-yemediğim arkamda oldu vsvsvs.

ailem ben 20 yaşındayken iflas edince üni'yi uzatıp çalışmaya başladım, ailemin borçlarını tek tek ben ödedim ve her şeyi ben sırtlandım.
bütün borçları kapadım, şimdi de millet iş arama vs stresindeyken ben kendi kariyerimi çoktan yaptım.

hayatı tanımak ve olgunluk gibi kavramlar "sadece" kardeşle kazanılmıyor.
ya öyle ya da böyle değil yani.

diğer çocuğun yaşam standardı düşecekse ya da hayatında kardeşi olmasa daha ileri gidebilecekken geride kalacaksa ona yazık değil mi peki?
haksızlık değil mi yani?


edit3:

gelen mesaj üzerine yazma gereği duydum.
"başarılı çocuk her yerde başarılıdır" kavramı doğruluk payı olmakla birlikte biraz aşırı bence.
ben kazanılarak girilen özel bir okul mezunuyum.
şu misyoner okulu diye tabir edilenlerin almanca eğitim verenlerinden birinden.
kazandım, ama sonuçta parayla okudum.
burs alacak kadar da muhteşem başarılı bir öğrenci değildim.
yani ailemin parası olmasa her yerde başarılı olamayacaktım.
tıpış tıpış gidecektim bir anadolu lisesine.
iki yabancı dil falan da rüya olacaktı bu durumda tabii.

yani her açıdan düşünmek gerek.
0
hypnosis
(14.08.13)
özel okullarda okuyan, her istediğini elde eden, hazıra alışan çocuk tam olmaz zaten, yarım olur. kendi ayakları üzerinde zor durur. onun yerine 1 kardeş daha yapsınlar, paylaşmayı, biraz hayatın zorluğunu ve kardeş sevgisini-desteğini yaşasın çocuklar.

ekleme: özel okullarda okuyup da apartman yöneticisi mi olacakmış? kardeş candır.
0
icim urperiyor
(14.08.13)
şu zamanda 1 çocuk bile fazlayken ikincisi hiç olmamalı.
0
rock n roll
(14.08.13)
bir çocuğa sadece maddi imkan sağlayarak "tam" yapamazsınız.
0
c1b2k3
(14.08.13)
tek çocuk olup "ailemin o kadar parası vardı ki bunlarla övünmeyi kendime görev bildim" yerine, "iki kardeşiz, kardeşimle geçirdiğim o güzel zamanlar olmasa asla bu kadar tam ve mutlu olamazdım" demesini tercih ederim çocuğumun.
0
devilred
(14.08.13)
Eğer yeniden çocuk bakma kahrı çekmek istemiyorlarsa hak veririm, ama "ilk çocuğa en iyi imkanları sağlamak" gerçekten çok sığ bir düşünce.
Mutluluk yalnızca başarıya bağlı değildir, 20 bin liralık okula gitti diye muazzam bir hayat yaşayacağının garantisi yok, tersine paylaşım, yaraları onarabilme, yardım etme, yardım edilme gibi duygular hayatın daha anlamlı geçmesini sağlar. Hatta yirmi binl liralık okula gidecek çocuk mazallah seri katil bile çıkabilecek steril ve robotik bir görüntü veriyor. Azıcık defo, azıcık arızadır insanı insan yapan.

Bir de olayın rantabl boyutuna bakarsak genelde şunu gördüm, ikinci çocuk kısmen seri üretime giriyor, hem anne daha lakayt ve gerilimsiz yetiştiriyor çocuğu, hem de ekonomik olarak fazla yükü olmuyor, okula kadar tabii..
0
firez
(14.08.13)
yahu bu özel okulda okuyanlar uzaylı ve sevgisiz yaşayan farklı ırklarmış gibi davranmanın mantığını çözemedim.

ülkenin 5 yıl sonraki hali belli değilken, "çocuğum kardeş sevgisini yaşasın" diye romantik düşünmenin ne gibi bir yararı olabilir?
çok çocuk düşmanı değilim, ama sorulan soru ekseninde böyle düşünüyorum.

zaten her lise imam hatip bilmemne yapılıyor yavaş yavaş.
imkanın yok diye bütün bunlara boyun eğmek yerine çocuğunun geleceğini az da olsa kendi gücünle çizmeye çalışmanın nesi yanlış?

hayat kadınları bile çocuklarını okutabilmek için mücadele ediyor.
"aman okusun, kendini kurtarsın" diyor.
nicelik değil, niteliktir önemli olan.
hayatı tanımak = parasızlık da değildir.
özel okulda okumak yardımlaşmayı sevmeyen insan olmak anlamına da gelmez.

hayat paralıyken de tanınabiliyor gayet güzel.
ya da paran bitince.
bir şekilde kendini tanıtıyor sana yani.

"çocuk sümüklü sümüklü mahallede top oynasın, canının istediğini yiyemesin, yırtık donla dolaşsın da hayatı öğrensin." benzeri düşünceler kimseyi 2 adım ileri götürmez.

eğer maddi gücün yoksa bir tane çocuk yapacaksın ve ona nitelik kazandıracaksın ki kendini kurtarsın, bu kadar basit.

sanki özel okulda okumak, yabancı dil bilmek, kendi ayaklarının üzerinde durmak vs kötü şeyler.

bu özel okul ve yaşam kalitesi düşmanlığı kimseye bir şey katmaz.
özel okul kimseye hiçbir şeyin garantisini vermez, ama bir ebeveyn olarak çocuğunuz için elinizden gelen maddi manevi her şeyi yaptığınızı bilirsiniz yatağınıza yattığınızda.

ayrıca herkesin en iyi dostu kardeşi olmuyor.
benim annem kardeşlerinden biriyle görüşmüyor.
annemin tanıdığının kardeşi yüzünden evliliği bozuldu.
başka birinin kardeşi kumar borcu yapıp bütün ailenin iliğini kemiğini sömürdü.
yani özel okulda okuduğunda bir şeyin garantisi yoktur, ama kardeşinin de iyilik perisi olmasının garantisi yok eğer böyle düşünürsek.

çocuğuna elinden gelen en kaliteli geleceği sunmanın garantisine sahip olmayı istemek hayatı tanımamak değildir.
hayatı tanımak, altından kalkamayabileceğini düşündüğün şeyin altına girmemektir.
0
hypnosis
(15.08.13)
yahu sanki adam bir çocuğa zor bakıyormuş gibi cevap verilmiş, ama bir çocuğu 20000lik okula göndermekle iki çocuğu 10000erlik iki okula göndermek o kadar da fark yaratacak mı?

adam sanki tek göz odada yaşıyor da, biz gene de kardeş sevgisi tatsın diyoruz. ikisine de türkiye ortalamasının üzerinde eğitim verebilecek gibi anlatmış kendisi.

eğer türkiye bundan beş yıl sonra ne olacak diye çocuk yapmayacaksak, ülkeyi iyice yobazların eline bırakmış olmuyor muyuz acaba? eğitim seviyesi yüksek kişilerin tek çocuk yapması, o rahatsız olduğunuz imam hatipliler karşısında sizi azınlık haline dönüştürmüyor mu gitgide?
0
inawen
(15.08.13)
inawen +1

steril kabuklarımızdan, elit hayatlarımızdan çıkmayalım aman biz; halkın içine karışırız maazallah. neymiş, ülke imam hatiplere kalıyormuş. sen ve senin gibiler yüzünden kalıyor canım kardeşim, artık farkına var bunun. bize dokunmadığı sürece bin yaşasın yılan dersen bunu hak ediyorsun demektir. sen kendini çek günlük hayattan, sonra da gel "ama her yerde imam hatip var :(" diye ağla; mantıklı mı sence?

bir insanı "tam" yapmak istiyorsan maddiyatın yanına maneviyat da eklemelisin. kardeş ise bunun için mükemmel bir yoldur, inan bana.

ah bir de özel okulda okumayan yabancı dil bilip kendi ayaklarının üzerinde duramıyor muymuş? mucizeyim o halde.
0
devilred
(15.08.13)
@inawen:

20 binlik okulda değil, 10 binlik okulda okusun demek belirsiz bir yaklaşım.
önemli olan aman sırf özel okul olsun diye tırt bir koleje vermek değil.

ama diyelim ki bu adamın çocuğu üsküdar amerikan'ı kazandı ve orada okumak istiyor.
kardeşi olduğu için üsküdar amerikan'da değil de, x anadolu'da okuyacak.
x anadolu kötü demiyorum, burada ağzından salya saçanlar bazen anlayamıyor dediklerimi, ama iyi okuyun.
kötü demiyorum.
adam çocuğunu 20 binlik okulda, yani üsküdar amerikan'da okutmak istiyor.
üsküdar amerikan 20 binlik, istek acıbadem 10 binlik belki.
ama arada uçurum var.

ben "kazanılan" bir okuldan bahsediyorum.
şimdi o çocuk üsküdar amerikan'ı ya da alman lisesini kazanmışken maddi imkansızlık yüzünden orada değil de, x anadolu'da ya da başka bir x okulda okuduğunda, bu çocuğun istikbaliyle oynanmış olmayacak mı?
ben bunu söylüyorum.
"kazandım, ama gidemedim" demeyecek mi?

mesele "özel okul" değil, bunu bir anlatabilsem.
özel okul var, özel okul var.
şimdi ted'le robert bir mi yani?

adam: çocuğum robert'i kazanırsa, maddi imkansızlıktan ted'e vermek istemiyorum diyor işte.
kötünün iyisi olsun, idare etsin istemiyor.
en iyisini sunmak istiyor.

ya da çocuğum robert'i kazanabilecekken ona özel ders aldırıp, dersaneye yollayamadığım için daha düşük seviyeli bir okulda okusun istemiyorum, bütün yatırımımı birine yapayım, ama tam yapayım diyor.
istikbal bu yani, şaka değil.

cerrah yetiştirmek varken bankacı ya da özel sektörde maaşlı çalışan herhangi birini yetiştirmek istemiyor gibi bir şey.
bankacı olmak kötü demiyorum, ama adam bunu "istemiyor".
bunu anlamanın nesi zor?

edit:
bu arada bu devirde yabancı dil bilmemeyi özellikle savunmanın mantıklı en ufak bir yanı yoktur.
bilmeyen bir yere gelebilir mi? elbette gelebilir.
ama bunun gereksizliğini savunmaya kompleks diyoruz.
0
hypnosis
(15.08.13)
"ileride 1 çocuğumu 20 bin tl'lik bir okulda okutmak varken ikisini de 10'ar bin tl'Lik okulda okutmak istemiyorum. 2 yarım olacağına 1 tanesini bolluk içinde yetiştireyim." diyen arkadaş keşke ilkini de yapmasaymış. Çocuk sahibi olup onlara en iyi hayatı sunmak böyle birşey değil. Zor şartlarda büyüyen dört kardeş çeyrek mi oluyor yani? Çocukların kaliteli bir hayat yaşaması maalesef sadece "20binlik okula gitmeye", bolluk içinde "tam" yetişmeye bağlı değil. Birçok kriter var ve bunların bir kısmı anne-babanın yönetemeyeceği şeyler.
0
battal gemalmaz
(15.08.13)
inatla anlayamıyorsunuz.tamam doğurun doğurabildiğiniz kadar.
0
rock n roll
(15.08.13)
cosmicstring,yani ne biliyim çocuksa sözkonusu olan insanların çok iyi düşünmesi gerekiyor.ben çocuğumu çok iyi yetiştirebileceğimi garanti edemiyosam,anne olma hakkımdan fedakarlık etmeliyim,herkes de bu mantıkta olmalı.bu işler oyuncak değil.
0
rock n roll
(15.08.13)
(6)

oğlum kediden parazit kapar mı?

kibritsuyu
oğlum ege bir yaşını doldurdu ellerinizden öper. biz kendisini her zaman hayvan sevgisi ile büyütüyoruz. şimdi geçen hafta da yazlıktaydık. sitede de bizim arkadaki evin bahçesine yavrulamış bir kedi var. sokak kedisi. yavrular da öyle sevimli ki. ege ile hoplaşa zıplaşa oynadılar. ege gitti kediler
oğlum ege bir yaşını doldurdu ellerinizden öper. biz kendisini her zaman hayvan sevgisi ile büyütüyoruz. şimdi geçen hafta da yazlıktaydık. sitede de bizim arkadaki evin bahçesine yavrulamış bir kedi var. sokak kedisi. yavrular da öyle sevimli ki. ege ile hoplaşa zıplaşa oynadılar. ege gitti kedileri sevdi. hatta bir tanesi (en maskara olanları oydu) geldi ege'nin ağzının kenarına bulaşmış mama kalıntılarını yaladı. güldük eğlendik falan. lakin birkaç gün sonra yalayan yavru kediyi kucağıma almış severken bir de ne göreyim, kedinin poposundan bildiğin bağırsak kurdunun yarısı dışarı çıkmış sallanıyor.

şimdi bu kedi benim oğlumun ağzını yaladı. aşılı falan ev kedisi değil, sokak kedisi. bir şey kapar mı çocuk bundan? ne gibi tedbirler alalım?
0
kibritsuyu
(14.08.13)
O kadar kisa etkilesimde bir sikinti olacagini dusunmuyorum. Ayni evde yasiyor olsaniz tedbir amacli haplar var ama bence endise etmeyin siz.
0
kegums
(14.08.13)
Kapar tabi ki bu yaşlarda özellikle sokak hayvanlarından uzak tutun temiz olsa bile kedinin kılı tüyü bile hasta eder hayvan sevdirecez diye çocuğu hasta etmeyin.
0
fuerteventura
(14.08.13)
hayvanların dışkısıyla haşır neşir olmadıkça bildiğim kadarıyla iç parazit anlamında bir sorun yok. dış parazitlerden daha çok korkun, kene, pire vs gibi, bu hayvanlar da parazit veya hastalık taşıyıcı olabiliyor, matruşka misali. ancak anne kedi ve yavrularını bu konuda korumaya alamazsınız emzirirken.
0
kediebesi
(14.08.13)
hayvanların aşısı olsa da kılı tüyü hasta falan etmez, önce bunu düzelteyim.
birçok kişi doğduğu andan itibaren kedisiyle köpeğiyle bir arada büyüyor.

dışkısıyla muhatap olmadığı sürece kapmaz.
ama yüzde 1'lik bile olsa bir ihtimal var sonuçta.
isterseniz tedbir olarak ne yapabileceğinizi doktorunuza sorun.
yani belki bir ilaç vs vardır.

bunun dışında kediebesi +1
0
hypnosis
(14.08.13)
paraziti bilemiyorum ancak 3-4 yaşına kadar her tür hayvandan uzak durması solunum sistemi sağlığı açısından daha iyi çocukların.
bilhassa kedi ve köpeğin yol açtığı bir solunum sistemi rahatsızlığı var şu an adını ve içeriğini tam hatırlayamadığım, kıl tüyden dolayı.
0
dafaiss
(14.08.13)
Çocukların doğayla iç içe büyümesinin, toz toprakla olsun hayvanlarla olsun etkileşim halinde olmasının, bağışıklık sistemi açısından daha faydalı olduğunu düşünenlerdenim. Alerji olsun astım olsun bu hastalıklar hep şehirde doğadan uzak büyümüş çocukların hastalıkları ve yaşam kalitesini çok olumsuz etkileyen tedavisi olmayan hastalıklar. Kediden kapacağı parazit belki onu hasta edecek ama kalıcı bir etkisi olmayacak.
Bu tabiki kediden kapacağı parazit için ihmalkar davranmak anlamına gelmiyor. Kedi yalanarak temizlenen bir hayvan olduğu için parazit yumurtaları her tarafına bulaşmıştır. Eğer çocuğunuz ellerini yıkamadan bir şeyler yediyse parazit bulaşmış olma riski çok yüksek. Bir test yaptırmanızda fayda var.
0
zombi
(14.08.13)
(4)

kedi sahiplenmek istiyorum da becerebilir miyim ki?

misszorro
daha önce kedi beslememiş ama pek hevesli yalnız yaşayan bi insana ne tür tavsiyeleriniz olabilir? günlük bakım için neler yapılmalı mesela? ya kedicikle karakterlerimiz uyuşmazsa? malum bunların herbirinin şahsına münhasır karakterleri oluyormuş:)bi de denizlide yavru kedi sahiplendirecek birileri
daha önce kedi beslememiş ama pek hevesli yalnız yaşayan bi insana ne tür tavsiyeleriniz olabilir? günlük bakım için neler yapılmalı mesela? ya kedicikle karakterlerimiz uyuşmazsa? malum bunların herbirinin şahsına münhasır karakterleri oluyormuş:)

bi de denizlide yavru kedi sahiplendirecek birileri çıkar mı ki buradan? :)
0
misszorro
(14.08.13)
kedilerde sahipleriyle karakterlerinin uyuşması vs konusu köpeklerdeki gibi değil.

kediyle birbirinizi olduğunuz gibi kabul ediyorsunuz zaten.
yavruyken ilk etapta aşılarını yaptıracaksınız.
bunun dışında günlük bakımdan ziyade dönemsel bakımları var.

-tırnakları uzadıkça tırnaklarını keseceksiniz/kestireceksiniz.
(eğer dışarı salıyorsanız kestirmeyin tabii, sadece evde yaşayanlarınki kesilebilir. çünkü dışarıda kendini koruması gerek.)

-uzun tüylüyse arada bir taramanız gerekebilir. iran kedisiyle bu her gün mecburi olur.

-kumunu temizleyeceksiniz. bu da 3-4 haftada bir olur.


günlük olarak yapacağınız şey mama-su vermek.
kediler taze suyu sever, o yüzden suyu her gördüğünüzde bile değiştirin.
yani günde 2-3 kere falan değiştirebilirseniz süper olur.
ama o olmuyorsa en azından her gün yeni su koyun.

bunun dışında, kediler köpekler gibi değildir.
karınları doyunca bırakırlar.
o yüzden bizim kedi mamaları hep mama kabında duruyor, acıkan gidip yiyor.
illa köpek gibi saatli beslemenize gerek yok yani.
mama kabı boşaldıkça da koyabilirsiniz.

6-12 ay arasında bir dönemde kısırlaştırmanız gerekecek.

bunun dışında birlikte yuvarlanıp gideceksiniz.
o kadar.


yavru kedi sahiplendirmelerine gerek yok.
tam üreme dönemleri.
kapın sokaktan gözünüze kestirdiğiniz bir yavruyu.
ama tabii çok küçük olmasın.
yani 2-3 aylık civarı ideal sahiplenmek için.
tam annesinin de bıraktığı dönem oluyor.


ilk ihtiyaçlarınız:

kum, kum kabı, kum küreği, mama kabı, su kabı, mama olacak.


kedi eve geldiğinde kum kabındaki kuma koyun, patilerini kuma sürtün, hemen anlar oraya çiş-kaka yapması gerektiğini.
eve ilk getirdiğinizde yaklaşık 2-3 hafta ya da bir ay boyunca bir odada izole etmenizi tavsiye ederim.
yani odanın birini kapatıp ona içeride bakın.
kum kabı falan yanında dursun.
o süreçte aşılarını olur, piresi varsa falan onlar da ölür.
eve alışması da daha kolay olur.
birden bire çok büyük bir yabancı ortam daha korkutucu gelir.
size de daha kolay alışır bu süreçte.
çünkü küçük alanda olacağı için siz içeri girdiğinizde iletişim kurmak zorunda kalır.

koca evin içinde sizden kaçmak için daha çok alanı ve imkanı olur.
o yüzden önce kendinize alıştırın, aşıları falan bitince evin içine salarsınız.
0
hypnosis
(14.08.13)
hypnosis çok güzel yazmış ama kumu 3-4 haftada bir temizlemeyecek, değiştireceksiniz. Her akşam kürekle kedinin kakasını temizlemeniz lazım ki kokmasın ama çok basit bişi. Bir de kum için leğen gibi açık değil kapalı kedi tuvaleti alın, çok işinize yarar.

Eğer hiç dışarı çıkmıyorsa ilk yıl aşılarından sonra her yıl 3-4 aşı yaptırmayın, gereksiz ve tehlikeli olduğu söyleniyor, deneyimlerime göre çok sorun yaratmıyor ama asla dışarı çıkmıyorsa.

Yavruyken mamayla birlikte ev yemeklerine de alıştırın eğer yapıyorsanız. Benim önceki kedim fasulye ve mercimek yemeklerini pek severdi, şimdiki de kabak yemeğine hasta. Kuru mamayı da kaliteli alın, market mamasına yaklaşmayın bile. Yaş mamaları sevmiyorum, ağzını çok kötü kokutuyor. Ayda bir falan kedinizin morali kötüyken verebilirsiniz.

Sonrasında aynen yuvarlanıp gideceksiniz. Ne kadar kedi sahibi varsa o kadar kedi bakım yöntemi var, o yüzden herkesten farklı bir ses çıkabilir. Önemli olan en başta düzgün eğitebilmek. O yüzden kediye hayır dediğinizde tek bir sert ses tonu kullanın. Ayrıca bu da benim fikrim ama ismiyle beraber kızmayın, "hayır zeytin" yerine sadece "hayır" deyin kızarken yoksa sonra isimlerini yanlış algılıyorlar.

Bir de bence yatak odanıza sokmayın eğer imkanınız varsa. Sonrasında ağzınız burnunuz kıl dolu uyanabilirsiniz. Gerçi kediden kediye değişiyor, bazıları kapalı herhangi bir kapıya dayanamayıp miyavlar, bazısı hiç sallamaz.
0
whoosie
(14.08.13)
Denizli hayvanları koruma sayfası: www.facebook.com
0
gebere jackson
(14.08.13)
kumu temizlemek derken değiştirmek demek istemiştim zaten.
uyku sersemliği.
0
hypnosis
(14.08.13)
(4)

bahçesiz evde köpek beslemek

runlolarunn
ben evde yokken terasta, yada balkonda bulunsa ben akşam geldiğimde gezdirmeye çıkarsam yeterli olur mu? balkon yeterli olur mu?kışın içeri almam gerekir mi? 2-3 saat gezinti yeter mi? evde yaşayacağı için eğitimde şart tabi,bu eğitim ne kadar sürer, yavruyken edinsem bir köpeği...
ben evde yokken terasta, yada balkonda bulunsa ben akşam geldiğimde gezdirmeye çıkarsam yeterli olur mu? balkon yeterli olur mu?kışın içeri almam gerekir mi? 2-3 saat gezinti yeter mi? evde yaşayacağı için eğitimde şart tabi,bu eğitim ne kadar sürer, yavruyken edinsem bir köpeği...
0
runlolarunn
(13.08.13)
terasta ya da balkonda köpek bakılmaz.
elbette yazın da kışın da içeri almanız gerekir.
normal şartlarda bir evde yaşayan köpek için günde 2-3 saat gezinti yeter.
eğitim şart ama eğitime yollamak şart değil, eğitimi kendiniz vereceksiniz.

bahçesiz evde besleyecekseniz, evin içinde beslemeniz lazım.
0
hypnosis
(13.08.13)
Balkon olmaz, kocaman terasa sahibim ama çok zor oluyor.

çünkü kışın evin içine alman gerekir. Sabahları ve akşamları çıkartıyorum ben ve eğitim şart tabii ki...
0
huzunbaz palyaco
(13.08.13)
evde büyük köpek beslemeyin. hem köpeğe eziyet, hem de eve. o köpeğin koşup enerjisini atması lazım. ve eğer köpek büyükse evi harap ediyor, ev kokuyor falan.

eve köpek alacaksanız küçük cins alacaksınız. en büyük jack russell, spanish cocker filan. hatta daha küçük ırklar var.

küçük köpeklerin diğerleri gibi çok gezdirilmesi gerekmiyor. hatta en küçükleri kedi gibi tuvaletlerini eve yapabiliyorlar.

iyice düşünmeden almayın.

balkon fikri çok sakat bence. yazıktır hayvana. bahçeli eviniz, çiftliğiniz yoksa balkonda terasta büyük eziyet.
0
mea maxima culpa
(13.08.13)
eve köpek almayın, sonra sıkılıp bırakıyorsunuz. dışarıya alışkın olmayan hayvan telef oluyor dışarıda.
0
nereye bu gidis
(13.08.13)
(5)

Sahiplenmelik Golden Yavruları

april12th
Merhaba,Babam bir süre iş için tek yaşayacak. Yaşayacağı yer de bahçeli bir müstakil ev. Burda yanına arkadaş olabilecek bir golden yavrusu arıyoruz, tarçın renklileri çok seviyor. Yavrusu olanlar veya olacaklar benimle iletişime geçerlerse çok mutlu olurum.Ailemin evinde 1 kangal bir de kedi var am
Merhaba,

Babam bir süre iş için tek yaşayacak. Yaşayacağı yer de bahçeli bir müstakil ev. Burda yanına arkadaş olabilecek bir golden yavrusu arıyoruz, tarçın renklileri çok seviyor. Yavrusu olanlar veya olacaklar benimle iletişime geçerlerse çok mutlu olurum.

Ailemin evinde 1 kangal bir de kedi var ama annem oğlumuzu götürmesini istemiyor. Bu yüzden hem orda babama arkadaşlık edecek hem de o iş bitince (yaklaşık 2 yıl kadar sonra) tekrar babamla annemin yanına gelip ailemize katılacak sahipleneceğimiz yavru.

25 yaşındayım ve kendimi bildim bileli köpeğimiz oldu. Bu kangalımız 3. diğer ikisi yaşlılıktan aramızdan ayrıldılar.

Babam hayvanlarını bizden daha çok sever öyle söyleyeyim.
0
april12th
(11.08.13)
golden çocuk gibi ilgi ister yalnız.
sabah git akşam gel bir işte çalışacaksa yazık hayvana.
0
kayranin kedisi
(11.08.13)
geçen gün burada ermanen'in paylaştığı bir duyuru vardı.
bir bakabilir misiniz?
ben bulursam ben de yollarım.

hamile olduğu için bırakmışlar muhtemelen golden'ı, o da bir yere sığınmış doğurmuş, yavrular safkan gibi görünüyordu.
gerçi safkanlık meselesiyle ne kadar önem verirsiniz bilmem ama...
linki bulursam yollayacağım.


edit:

buldum! eksiduyu.ru
0
hypnosis
(11.08.13)
babam da sürekli orda olacak, yalnız bırakmaz.

bakıyorum hemen duyuruya da teşekkür ederim.
0
🌸april12th
(11.08.13)
facebook'ta hayvansever sayfalarında hergün bir sürü sahiplendirilen köpek oluyor.
0
r_u_h
(11.08.13)
babanız köpeğe yalnız bakacak ve gün boyu işte olacak ise bir golden sahibi olarak yavru köpek almamanızı tavsiye ederim. goldenlar gerçekten çok hassas köpekler. üzülüp hasta olabiliyorlar. yalnız kaldıklarında ağlayabiliyorlar. bunlarla ilgili daha detaylı bilgi edinmenizi tavsiye ederim. www.minikpati.com veya barınaklardan evsiz bir köpeği de sahiplenebilirsiniz.
0
madarch
(12.08.13)
(10)

Kedim camdan ayrılmıyor

megerse
Şimdi 4-5 aylık bi kedim var, vakt-i zamanında sokaktan almıştım. Şimdi beyfendi cam açıkken pencerenin önünden ayrılmıyor, biraz yüksek (1.kat) olduğu için de korkudan kaçamıyor ama sürekli orda mırrr mırrr yapıp duruyor. Sizce onu evde hapis mi tutuyorum? Gitmek mi istiyor? Ne yapmalıyım?
Şimdi 4-5 aylık bi kedim var, vakt-i zamanında sokaktan almıştım. Şimdi beyfendi cam açıkken pencerenin önünden ayrılmıyor, biraz yüksek (1.kat) olduğu için de korkudan kaçamıyor ama sürekli orda mırrr mırrr yapıp duruyor. Sizce onu evde hapis mi tutuyorum? Gitmek mi istiyor? Ne yapmalıyım?
0
megerse
(01.08.13)
Kediler gece hayvanlarıdır, dışarı çıkması gerekir, sürekli evde hapsetmek yanlıştır.
0
ecarpar
(01.08.13)
evde hapis tutmuyorsunuz, güvende tutuyorsunuz.
bence cama bir sineklik yaptırırsanız işi garantiye almış olursunuz.
bizim tüm camlar sineklikli mesela.

çünkü kediler atlayabiliyorlar.
özellikle başka bir kedi ya da kuş vs gördüklerinde.

benimkiler de mesela camın önünde oturup dışarıyı izliyorlar, sonra gidip uyuyorlar, oynuyorlar vs.
siz neye alıştırırsanız ona alışır.
0
hypnosis
(01.08.13)
Bizimkiler de öyle. Bizim camda sineklik var, camda mırmır oturuyorlar. Sonra da mutlu mutlu yalanıyorlar, bir sıkıntı yok bence. Sineklik taktırın, hava alsın bıcır.
0
alicia dominica
(01.08.13)
1. kat olduğu için korkudan kaçamıyor demişsin ama dışarı çıkmak istiyorsa o 1. kat onu çok fazla tutamaz. Bir arkadaşımızın kedisine geçici olarak bakıyoruz ve 1. katta evimiz. Hiç sokakta yaşamamış olmasına rağmen camdan dışarı bakıyordu sürekli ve geçen atlamış aşağı. Yani o korku çok uzun sürmez haberin olsun.
0
Dr_Stat
(01.08.13)
Kuş görüp ona yapıyordur. Öyle aşırı bir sokak özlemleri olmuyor, kendinizi üzmeyin.
0
whoosie
(01.08.13)
benim kedimde sürekli pencerede hatta balkonda ama evim 4 kat arada güvercinlere bakıyor orada güneşte oturuyor sen onu güvende tutuyorsun sineklik taktırırsan hava alır sürekli iyi gelir ....
0
pati darbesi
(01.08.13)
dışarı salsan eve gelmek isteyecek, evde tutsan dışarı kaçmak. kedi böyle bi hayvan.
0
orpheus
(01.08.13)
Kuşlara mırlıyodur o, konuşuyodur :)

Evde hapis tutmuyosunuz iyi hoş çıkıp gezsinler arada doğru ama tekme ayan psikopatı mı dersin, kovalayan köpeği mi dersin, ezip kaçan sürücüleri mi dersin tonla tehlike var. Gider kaybolur dönmez falan. Ev en güvenlisi istediği kadar mırlasın. Bizimki de kapının önünde haykırıyodu ama kapıyı açınca da koşarak saklanıyodu mal evin içine, çok dertlenmeyin yani. Ama sineklik taktırsanız fena olmaz.
0
gupon
(01.08.13)
bu cancişler nerede ses, hareket var oraya takılırlar.. başka kedi sesi, kuş cikciklemesi, kanat sesi, yoldan geçen insan sesi, hareket, hava sıcaklığının farklı olması falan hep ilgilerini çeker.
sineklik iyi fikir, şimdiye kadar oturduğum evlere taktırdım, yazın sıcakta sinekliğin dibinde yatıyorlar.. en azından bir yere taktırın, hem siz de rahat edersiniz.
0
mayalilithowsky
(01.08.13)
O zaman ben bir sineklik taktırayım -oy birliğiyle- o da havalansın yavrucak. Teşekkürler, benim ki biraz fazla evham olmuş demek :)
0
🌸megerse
(01.08.13)
(6)

kızlar yardım (makyaj malzemesi)

dogumdansancili
cumartesi ingiltere'ye gidiyorum. kız arkadaşım mac marka makyaj malzemesi istiyor. allık, fondoten, eyeliner, rimel, ruj vs. bazılarının ne işe yaradığını bile bilmiyorum.tek bildiğim mac'in bayaa pahalı olduğu. şimdi bunu havaalanında freeshop'tan mı alsam? (eğer freeshoptan alacaksam türkiye'deki
cumartesi ingiltere'ye gidiyorum. kız arkadaşım mac marka makyaj malzemesi istiyor. allık, fondoten, eyeliner, rimel, ruj vs. bazılarının ne işe yaradığını bile bilmiyorum.

tek bildiğim mac'in bayaa pahalı olduğu. şimdi bunu havaalanında freeshop'tan mı alsam? (eğer freeshoptan alacaksam türkiye'dekinden mi ingiltere'dekinden mi? bi de o var)

yoksa e-bay gibi sitelerde daha mı ucuzdur?

ya da londra'dan ucuza makyaj malzemesi satan bir mağaza bileniniz var mı?

set mi alayım, hangi ürünleri iyidir? soru çok, zırcahiliz, ama öğrenicez işte.
bir yardımediverin, sevaptır.
0
dogumdansancili
(31.07.13)
ben de mac ciyim. hemen hemen herşeyinden vardır. ilk tercihimdir.
ingiltereye gidiyorsan kalite olarak direk muadili olan blush professional a yönlendiriyim seni.

www.blushprofessional.com

yamulmuyorsam ingiliz markası idi. şimdi araştıramicam ama öyle.

yapacağın şey şudur ki . kız arkadaşını mutlu etmek.

yani buradan iki tane palet. bir tane de fırça seti en çoklusundan alıyorsun. türkiyeye çok gönderim olmamasından kaynklı bilinmiyor gibi olsa da iyidir.

ve de aşırı ucuz. yapacağın şey bu. ihtiyacın olan bu. sakın fırça setini unutma ama
0
gloria
(31.07.13)
Turkiyedeki dutyfreede mac var mi ki? Ben gormedim hic.

Kiz arkadasinin mevcutta kullandigi mac urunu varsa onlardan al tekrar.
Yoksa mac in sitesinden en cok satan urunlere soyle bir bakabilirsin.

Ingiltere fiyatlarini bilmiyorum da turkiye'de de cok asiri pahali diil ki zaten.
0
demoniclewinsky
(31.07.13)
açıkçası makyaj malzemesi konusunda belli bir marka seçimim varken ve özellikle onu istemişken, adını bilmediğim-duymadığım ya da duymuş olsam bile istememiş olduğum bir şeyin getirilmesine sinir olurdum ve zaten kullanmazdım da.

işgüzarlık çünkü.
bence demonicle'ın dediği gibi kullandığı ürünlerden alman en doğrusu-mantıklısı.
zaten sana siparişini vermiş anladığım kadarıyla.

allığının, fondoteninin, eyelinerının, rimelinin, rujunun numarasını vs. not al ve git aynılarından satın al.

makyaj malzemelerinin farklı numaraları-isimleri vardır.
mesela bir markanın birkaç farklı serisi olabilir.
ruj, allık vs gibi şeylerin de numaraları vardır renk tonuna göre değişen.
sen kız arkadaşına söyle, sana onları yazsın.

git bak, hepsini alamayacak bile olsan bir rimel, bir ruj al hiç değilse.
ya da ne istersen.

ama mac al dendiyse mac al.


ha, kız bir şey demediyse ve sen kendi kendine "alayım" diye düşündüysen o zaman başka marka alabilirsin.
ama anladığım kadarıyla kız sana özel olarak sipariş vermiş?
0
hypnosis
(31.07.13)
hypnosis +1 kesinlikle senden mac istemiş mac al hatta şu an koleksiyon ürünlerinden de alabilirsin çünkü koleksiyon ürünleri sınırlı sayıda üretim ve dolayısı ile daha önemliler

türkiyede şu an mac'in tropical taboo colour koleksiyonu var büyük ihtimalle yurt dışında da öyledir. bu koleksiyon içerisinde ürünler almalısın.

ama mutlaka bir fırça da al özellikle kız arkadaşında mac 217 gibi işlevsel fırçalar yoksa al derim.

eğer maddi açıdan sorun olacaksa koleksiyondan bir tane ürün bile alsan mac inanılmaz mutlu edersin.
0
tuborg yesili
(31.07.13)
mac'ten tek bir ürün alma durumun varsa ya allık, ya da ruj al. bilhassa rimel olayına girişme.
0
le fate ignoranti
(31.07.13)
çok teşekkürler güzel cevaplarınız için.
0
🌸dogumdansancili
(31.07.13)
(1)

pelit cizkek

condom kurşunu
Pelitin cIzkeki güzel mi? Newyork mi neydi adı hatta
Pelitin cIzkeki güzel mi? Newyork mi neydi adı hatta
0
condom kurşunu
(29.07.13)
new york cheesecake, cheesecake çeşitlerinden biri.
bizim türkiye'de yediğimiz cheesecake'lerin yüzde 90'ı new york zaten.
yani o pelit'in koyduğu isimden ziyade, cheesecake'in usulünü gösteren bir şey.

bu usül işi yapılma şekline göre değişiyor.
pişeni var, pişmeyeni var, farklı şekilde pişeni vsvs var.
bu new york "style" olan işte.

bunun dışında pelit iyi bir pastanedir, güzel olduğunu tahmin ediyorum.
0
hypnosis
(29.07.13)
(14)

Dizi önerebilir misiniz?

degisim90
İyi geceler, House Md ve Six feet Under dizilerini izledim.İkisini de çok beğendim. Aksiyondan çok, diyaloglara önem veriyorum. Bu bilgiler ışıgında bana ne önerebilirsiniz?
İyi geceler, House Md ve Six feet Under dizilerini izledim.İkisini de çok beğendim. Aksiyondan çok, diyaloglara önem veriyorum. Bu bilgiler ışıgında bana ne önerebilirsiniz?
0
degisim90
(28.07.13)
suits
0
spadram
(28.07.13)
csi las vegas
0
sensor1um
(28.07.13)
breaking bad.

diğerlerini boşver, buna ilk 5 bölüm şans tanı, sonra gel bana teşekkür et.
0
icim urperiyor
(28.07.13)
ben de oz diyorum eğer diyolog diyorsan
dexter ı da öneririm
0
high hopes of the sozluk
(28.07.13)
(bkz: downtown abbey)

(bkz: carnivale)
0
mea maxima culpa
(28.07.13)
downton abbey
0
feykalade
(28.07.13)
dexter
0
texaco
(28.07.13)
suits
0
anashil
(28.07.13)
shameless diyeyim bende
0
born to be lazy
(28.07.13)
dexter.
0
hypnosis
(28.07.13)
Dexter
0
albayrak
(28.07.13)
(bkz: perception)
(bkz: elementary)
0
norek
(28.07.13)
nip/tuck
0
mushtopus
(28.07.13)
Dexter
Breaking bad
0
0dy
(28.07.13)
(6)

Almanca altyazılı Almanca dizi-film

nurigagarin
Guten Abend, Goethe sevdalıları, Alamanca öğreniyorumda, almanca altyazılı almanca dizi-film arıyorum, özellikle alman dizilerine almanca altyazı bulmak istiyorum, mesela Alarm für Kobra' ya aradım bulamadım, var mı bilen,eden?
Guten Abend, Goethe sevdalıları, Alamanca öğreniyorumda, almanca altyazılı almanca dizi-film arıyorum, özellikle alman dizilerine almanca altyazı bulmak istiyorum, mesela Alarm für Kobra' ya aradım bulamadım, var mı bilen,eden?
0
nurigagarin
(23.07.13)
@normal sacli orkestra sefi yapma :(
0
🌸nurigagarin
(23.07.13)
lola rennt vardı film, bulursunuz alm altyazı da. çok diyalog da yok yeni öğreniyorsanız bunu izleyebilirsiniz.
0
kaputt
(23.07.13)
2013 yapımı unsere mütter, unsere vater diye ikinci dünya savaşı konulu bir mini dizi var.

indiremezsen dizimagdan izleyebilirsin.
0
hypnosis
(23.07.13)
not, ünsere mutter ünsere vater ,izlendi.
0
🌸nurigagarin
(23.07.13)
normal sacli orkestra sefi hakli... www.kinox.to ' ya bak, orda mesela bazen german subbed oluyo bazi filmlerin. ayrica daha önce izledigin yabanci dizilerin almancasini izlemek de ise yariyor- ki yine orda var aynen.
0
dilaraa
(23.07.13)
elementarteilchen filmini almanca altyazı ile izlemiştim, altyazısı da şu konusunu beğenirsen izleyebilirsin.
subscene.com
0
austenn
(24.07.13)
(7)

çeviri fiyatı

megafon
70 sayfalık bir çeviri var, 164 bin karakter. engelliler ve işverenler konulu, aşırı zor bir metin gibi görünmüyor. 20 gün içerisinde istiyorlar.1000 karakterine 6 lira istesem çok mudur, ne dersiniz?
70 sayfalık bir çeviri var, 164 bin karakter. engelliler ve işverenler konulu, aşırı zor bir metin gibi görünmüyor. 20 gün içerisinde istiyorlar.

1000 karakterine 6 lira istesem çok mudur, ne dersiniz?
0
megafon
(11.07.13)
aynen öyle, çok mu olur normal midir tereddüt ettim
0
🌸megafon
(11.07.13)
70 sayfalık bir çeviri nasıl 164bin karakter edebilir yahu? Boşluksuz sayısına baktığınıza eminsiniz değil mi? Hesap boşluksuz baz alınarak yapılır.
0
gonulsever
(11.07.13)
hesabın boşluksuza göre yapıldığını biliyorum da iş tanımı bu şekilde geçiyor. her halükarda bu boyutta bir çeviri için 1000 karakter 6 lira çok mudur?
0
🌸megafon
(11.07.13)
sen 7 de, kesin pazarlık yapıyolar zaten, 6ya düşersin.
0
trachemys scripta elegans
(11.07.13)
ingilizce'den türkçe'ye mi, türkçe'den ingilizce'ye mi?
0
hypnosis
(11.07.13)
ing-tr
0
🌸megafon
(11.07.13)
ingilizce'den türkçe'ye "genelde" 3-4 lira normal çeviri ücreti.
yani tıbbi, teknik vs bir şey değilse.

eğer bütçesi geniş biriyse belki kabul ettirebilirsin, ama pazarlık yaparsa da 3-4'e kadar inebilirsin.
ben olsam 3'e inmezdim, ama o senin bileceğin şey.
0
hypnosis
(11.07.13)
(12)

Kedimdeki ilginç hal ve davranışlar neye işarettir şeysi...

matrix
- 2010 haziran doğumlu bir karakedim var.- hiç bir zaman veterinere götürmedim. hiç bir aşısını yaptırmadım. buna siz diyin tembellik, ihmalkarlık... ben diyeyim doğada nasılsa o şekilde devam etsin isteği... - sadece düzenli olarak damla olayını yerine getiriyorum. o da şöyle gelişti. bu kedi gün g
- 2010 haziran doğumlu bir karakedim var.

- hiç bir zaman veterinere götürmedim. hiç bir aşısını yaptırmadım. buna siz diyin tembellik, ihmalkarlık... ben diyeyim doğada nasılsa o şekilde devam etsin isteği...

- sadece düzenli olarak damla olayını yerine getiriyorum. o da şöyle gelişti. bu kedi gün geldi odadan, gün geldi evden sıkıldı, camları tırtıklayarak kas yaptı vs vs ve bir gün balkondan yan bahçeye kaçtı.
sonra boynunun altında epey kabuk farkettim. parazit şeysi diye düşündüm. damlayı ilk kullanışım o zaman idi. damlanın ensesine sürülmesinden 1 saat sonra deliler gibi rahatladı. kısa sürede de iyileşti.

- gel zaman git zaman bu böyle kaçıp geliyordu. bazen de ben ısrarlarına dayanamayıp camı açıyordum geceleri. her şekilde gidip gezse de geliyor eninde sonunda.

- bunca zaman sonra ilk kez 2-3 ay öncesinde çiftleştirdim. evde bir erkek kedi kaldı 1 hafta kadar. bir süre takıldılar. son 2-3 gün ise erkek kediyi hep dövdü, çok dövdü. güzelim kediye daha fazla yara açmasın diye sahibiyle yolladık. sanırım hamile kalamadı. neden bilmem.

- kedi bana çok düşkün. benden başkasına pek taviz vermiyor. kafasında azılı düşman ilan ettiği akrabalarım, arkadaşlarım var. daha ellerini kediye uzattıkları an tırmığı atıyor. <

- bu soruyu sormama neden olan son duruma geliyorum. şu anda ensesinde, arka bacaklarının arkasında hafif kelleşmeler var. çok sık yalanıyor. yarı oranda da kaşınıyor. değişik bölgelerinde ince kabuklar var. 2 gün önce yine damla işlemi yaptım. değişmedi gözlediklerim.
iştahı daha az.
meme uçları eskiye oranla daha iri.
(tamam şimdi kesin, hamile olabilir diyeceksiniz ama karnında en ufak bir şiş yok...)
acayip bir yoğunlukta benim yanımda duruyor. saatlerce bilgisayar masamda elimin, kolumun, faremin, klavyemin üstünde duruyor. oradan kucağıma geçiyor.
sürekli ciyaklıyor. böyle nazlanma ile yalvarma arası karışık bir "yaaaaaa ama, hadiiii" şeklinde. sürekli birşey istiyor modda. oysa yemi, suyu, kumu tertemiz...
koltuktan kalktığım an o da fırlıyor ve yanımda dolaşıyor. (tamam genel hali hep benim olduğum odada takılmak idi ama bunu artırdı...) (mesela tam şu anda 2 kolumun arasında yarı oturmuş şekilde duruyor ve çeneme kafa atıyor, ciyaklıyor..) miyavlıyor.
bütün gece örtümün altında yatıyor. saatlerce yataktan çıkmazsam, o da çıkmıyor.

mesela ona doğru bakıp "neeee" dediğimde hemen "yaaaaaa" diye tepki veriyor. elimle ona hamle yapıp kenara ya da kendime doğru çektiğimde de anında hemen "yaaaaa" diye tepkisini koyuyor.


el mahkum bu durum devam ederse bir veteriner yolu gözüküyor bana ama önceden bir önbilgi olsun diye sormak istedim. burada da az kedi deneyimlisi yok çünkü.

bu da azcık fikir vermesi adına vine vidyosu:

vine.co
0
matrix
(11.07.13)
anladığım kadarıyla kediniz kısırlaştırılmamış, ve muhtemelen kızgınlık dönemine girdiği için bu şekilde miyavlıyor. poposu da havada geziyor mu? artık yaşı gelmiş zaten. kısırlaştırmadığınız sürece bu dönem sürekli tekrarlayacaktır.

ama bu yara ve kelleşme konusunu bilemedim ya geçen gün biri daha yazmıştı bu şekilde olduğunu ona depresyon demişler. siz de gün içinde yalnız mı bırakıyorsunuz?

(bkz: kızışgınlık dönemi)
0
kaputt
(11.07.13)
Şimdi ilk olarak doğada kedi yok, kedi evcil bir hayvan. Ormanda mesela kedi gördün mü hiç? Kedi artık doğallığı falan kalmamış bir kent hayvanıdır ve haliyle doğada öyle yav argümanı geçersizdir. Sen evde o kediye bakıyorsan aşısını neyim yaptırmak durumundasın. Kaldı ki sokak kedilerini bile kısırlaştıryorlar, seninkinin durumu ortada.

Ense damlası öyle kafana göre damlatılacak bir şey değil. Dozajı, ne kadar sıklıkla damlatılacağı önemli. Boynunun altında kabuk fark edince de damlatılacak bir şey değil çünkü nerden biliyorsun o kabuğun parazit yüzünden olduğunu? Belki hayvan bi yere sürttü? Onun üzerine bi de ilaç damlatıyorsun yani.
Kediye böyle bakılmaz. Kendi keyfin için allah bilir ne kadar para harcıyorsundur, nelere üşenmiyorsundur, neleri ihmal etmiyorsundur. Ama yanında yıllardır yaşayan hayvanı veterinere götürmekten, yılda bir kere aşısını yaptırmaktan imtina ediyorsun, pes.
Hayvan kaşınıyor, dökülmeler var tüylerde demişsin. Uyuz olabilir, mantar olabilir, egzama gibi bir şey olabilir. Veterinere götürmek bence şart ama sen bunlara ne çözüm olur diye internetten araştırıp evde kendin uygulamayı da deneyebilirsin.

Ve evet, kedin büyük ihtimalle hamile. Karında şişme çok belli olmayabilir daha yeniyse, meme uçlarında büyüme karın şişmesinden daha belirgin oluyor. Yazık hayvana, bakalım yavruları ne yapacaksın.
0
buff
(11.07.13)
@kaputt:

yok yok kesinlikle o dönemle alakası yok. onu 1. elden bizzat yaşamış, çileler çekmiş biri olarak :) çok iyi bilirim her anını. çiftleştirme döneminden sonra zaten bir daha kızgınlaşmadı. kızgınlık döneminin hiç bir belirtisini göstermiyor. bunu ben ilk kez yaşıyorum. kızgınlıktaki çıkardığı seslerle de hiç alakası yok. onda yalvarma ön planda oluyor. bunda daha böyle bir acındırma ve çemkirme hali var.

normalde gündüzleri evde hep tek olur işler güçlerden dolayı.

şu an mesela klavyenin önünde yarı uyuma modunda. bunu hiç yapmazdı. yani masada hiç takılmazdı asla. şimdi yakınına parfüm bile sıksam, kaçıyor ve 10 dk sonra yine geliyor.
0
🌸matrix
(11.07.13)
buff haklı gözüküyor bu durumda, veterinere muhakkak götürün, demek ki bir sorunu var. zaten tüylerin dökülmesi filan sıkıntılı.. yazık hayvana böyle acı çektirmeyin. belki de hamile hakkaten.. ihmal etmeyin lütfen.
0
kaputt
(11.07.13)
@buff:

beni tanımadan, gözlemlemeden biraz haksız eleştiriler yapmış olsan da eyvallah. en azından cevap vermişsin, fikir vermişsin.

laf olsun diye hayvan besleyen birileri değilim. az mücadele vermedim evimde kedi beslemek adına. 1. kedi besleme operasyonumdan sonra ailem ile yine çatışsam da bir müddet sonra külahları değişip, bu kediyi sahiplenmek için istanbul'dan ankara'ya günü birlik gidip gelmiştim. üstelik trenle. trenlere kedi alınmadığı da ortada iken siz düşünün neler çektiğimi.

hatta okumak isterseniz ilk kedi maceramın hikayesini "herkese açık" yaptım.
buyrun ve şaşırın !

www.facebook.com

www.facebook.com


doğadan kastım "ortada veteriner, ilaç milaç olmadığı" zamanlarda kediler nasıl takılıyorlardı şeysi..

bu arada açık bir yaranın/kabuğun üstüne damla damlatacak kadar da cahil ya da acımasız değilim. kedi uyuyor diye yatağıma girmek yerine, kanepede uyumayı kaç kere göze almış bir insan olarak bu tarz eleştiriye gülüyorum. panter emel tadında gelmeyin bana. işin o boyutundan tiksiniyorum...

yavruları da dağıtırız. normalde kısırlaştırma işlemini "en azından bu hissi bir kere yaşasın" diye erteledim. bunu da not düşerim...
0
🌸matrix
(11.07.13)
tartışmaya sonradan dahil oluyorum ama:

iyi niyetinizden şüphem yok, ama kedilerde analık-babalık duygusu sadece 2 ay devam eder.
yavrularını büyüttükten sonra tekrar çiftleşme isteği başlar.

mesela köpekler eğer yavrularından ayrılmazsa ömür boyu yavrusuyla birlikte yaşar, analık-babalık duygusu daha kuvvetlidir.
ama kedilerde maalesef böyle değil.

madem hayvan sever bir insansınız, kedinizin 2 ayda unutacağı bir his yüzünden o yavrucukların da sefil olmasına ya da sokakta olan, çoktan doğmuş, bir yuva ihtiyacı içindeki kedilerin haklarını azaltmayın.

sizin kedinin yavrusunu alacak olan, sizinkini almazsa sokaktan ya da ihtiyacı olan başka bir kediyi alır.

ki bu sahip bulma durumunuzda olacak olan şey.
bir de sokaklarda sefil olma ihtimalleri var.
artık çok acımasızca da olsa, maalesef onların iyiliği için bunları düşünmek lazım.

yenisini dünyaya getirmeye vesile olacağımıza, var olanı düzgün yaşatmaya çalışalım.
çünkü dediğim gibi, sadece 2 ay sürecek olan bir duygu kedinizinki.

üstelik yavrular da alanlar tarafından kısırlaştırılmazsa ve hatta sokakta kısırlaşmadan büyürlerse, yüzlerce yavrunun bu kaderle yaşamasına vesile olabilirsiniz.

kimse kedilere düşman olduğu için kısırlaştırın demiyor, o kadar sefil oluyor ve gariban yaşıyorlar ki, nüfus kontrolü olsun, olanlar düzgün yaşasın, hiç değilse tok yaşasın diye uğraşıyorlar.

yani eğer kediniz hamileyse yazık.
eğer hamile değilse lütfen doğurtmadan kısırlaştırmayı tekrar düşünün.
0
hypnosis
(11.07.13)
@hypnosis:

peki. hamile değilse aynen böyle davranacağım. siz de haklısınız. ama evrensel olarak bir kedi gibi genelde 4 ayak üstüne düşüyorum. paylaştığım 2 facebook anısını okuduysanız anlamışsınızdır zaten.

bu sebeple; acaba diyorum, hamile ve 1 yavrusu olacak diye mi belli değil hiç birşey. çünkü ben 1 tane yavruyu zaten kendime ayırmayı düşünüyorum. anne - çocuk olarak evde en azından insan yokken birbirlerine yoldaşlık yapsınlar diye...
0
🌸matrix
(11.07.13)
Bence de kzışmış. Ayrıca buff çok yüklenmişsin Tanımadan etmeden..
0
sormayın bana sen o musun diye
(11.07.13)
@sormayın bana sen o musun diye:

hocam imkansız. :) yani 3 yıldır o kadar çok kızışma dönemini gözledim ki o konuda kedimi gözü kapalı tanıyorum. :) en bariz özellik popoyu dikip size doğru geri vites yaklaşması ki ondan zerre bir an yok. popo sakin. inlemiyor hiç bir şekilde. artık sadece epey fazla konuşuyor, sesleniyor. mesela sizi boş boş dururken görünce de "hey ilgilensene benle, x birşey yaşıyorum şurada" dercesine. :)
0
🌸matrix
(11.07.13)
@matrix

Valla kedi görmeye tahammülüm olsa videosunu da izlerdin de, bana uzak sana yakın olsun :)

O zaman canı sıkılıyodur belki. Kör cahilim bi fikir işte salladım tutmamış :)
0
sormayın bana sen o musun diye
(12.07.13)
Bence siz yine de bir veterinere goturun iciniz rahat etsin
0
anyelios
(12.07.13)
Benim kedim de 2009 haziran doğumlu, kara kedi, dişi ve ben de henüz kısırlaştırmadım. Fakat hypnosis'in de gayet net açıkladığı gerekçeleri göz önüne alarak çiftleştirmeyi hiç düşünmedim. Eğer "anneliği tatsın" fikriniz değiştiyse ve kedinizin hala sokağa gidip gelmesine izin vermek istiyorsanız lütfen kısırlaştırın. Bir evi olsun, araba altında ezilmesin, tok uyusun diye çırpındığımız yavruların yuvalanma şansını azaltmayın.
Garip davranışları ile ilgili olarak da bir veterinerde ultrasonla hamile olup olmadığını öğrenebilirsiniz.
Kedinizin miyavlamaları ve durgunlukla karışık size aşırı ilgisi varolan bir sıkıntısıdan, ağrıdan da olabilir.
örneğin dışarı gidip geliyorsa sokakta iç parazit kapmış olabilir ve bu yüzden karnı ağrıyor olabilir. 3 ayda bir iç parazit hapı yutturmayı ihmal etmemek hem sizin hem onun sağlığını koruyacaktır.
tüy dökülen yerleri sokakta yaşadığı boğuşma kaynaklı da olabilir. Fakat kaşıntılı ise mantar, uyuz ya da egzama da olabilir. Durumu netleştirebilmek adına olabildiğince vakit geçirmeden veterinere gitmenizi öneririm.
0
pis poke
(13.07.13)
(10)

Şehirler arası Kedi taşıma

the wizard
Evde iki 2 bucuk aylık iki adet kedi var, biri erkek biri dişi olduğu için ayırmak zorundayım. Dişi olanı yarın anneme götürmek istiyorum. Yol otobüsle 10 saat. Uçağa alırlar mı almazlar mı, ne olur ne biter emin değilim. Daha önce kedi taşıyan biri akıl verirse sevinirim. Şu aşamada sakinleştirici
Evde iki 2 bucuk aylık iki adet kedi var, biri erkek biri dişi olduğu için ayırmak zorundayım. Dişi olanı yarın anneme götürmek istiyorum. Yol otobüsle 10 saat. Uçağa alırlar mı almazlar mı, ne olur ne biter emin değilim. Daha önce kedi taşıyan biri akıl verirse sevinirim.
Şu aşamada sakinleştirici verip, sepetine koyup otobüste yanımda götürmeyi düşünüyorum ama kıyamıyorumda. Uçak yolculuğunda da havaalanıydı, servisiydi derken nerden baksanız 6 saat elimde kedi sepetiyle gezmek zorundayım.
Ne yapmak lazım?
Ayrıca istanbul içinde sahiplenmek isteyen olursa verebilirim. Tatlı, oyuncu ve bir o kadar sakin bir hayvan.
0
the wizard
(11.07.13)
otobüsle hayvana 10 saat eziyet etmeyin. bagaja alıyorlar sonuçta. yolculuk sonunda da sersemlemiş ve çok korkmuş bi hale geliyorlar yapmayın. uçak biraz daha iyi kalıyor yanında. uçakta da ne kadar iyi gittiği tartışılır ama otobüsten iyi olduğu bi gerçek. büyük ihtimal uçağa alırlar. arayıp konuşun bi.
0
katredin
(11.07.13)
uçakta veya otobüste hayvanı yanımda taşıma imkanım yok mu?
bagaja koyma ihtimalini düşünmemiştim bile.
0
🌸the wizard
(11.07.13)
maalesef. en uyduruk otobüs/uçak firması bile bunu kabul etmez. başka yolcular var sonuçta. otobüs/uçak düşünüyorsanız öyle ya da böyle bagajda ya da başka bi bölmede sizden ayrı gidecek. ki kimse orada ne olacağının garantisini veremez. bizim kedide uçak korkusu var mesela. 1 saatlik bişey de olsa indikten 5-6 saat sonra bile hala kendine gelememiş oluyor. hiçbir şey olmasa hayvan o kapalı yerde korkusundan, heyecanından ölse vicdan azabı yaşarsınız. geçici olarak bakacak birini bulmanız daha iyi olur cesaret edemiyorsanız.
0
katredin
(11.07.13)
Uçakta kafesinde taşıyabilirsin. Hatta ben yurtdışından gelirken kadının biri çantasında taşıyordu, zor ikna ettiler kafese koymaya. Dediğine göre genelde öyle çantasında getiriyormuş.
0
adoramer3ku
(11.07.13)
Atlas Jet'in sitesinde bunu buldum :


Kabin içinde hangi hayvanlar taşınabilir?
Kabin içinde taşınabilen hayvanlar kedi, köpek ve kuş ile sınırlıdır.

Uçak içinde evcil hayvan taşıma koşullarınız nelerdir?
Uçak kabininde evcil hayvan taşınması, ancak rezervasyon yapılması ile mümkündür.

Evcil hayvanlar mutlak surette 45x35x23 cm ölçülerindeki muhafazasında taşınmalıdır. Kedi hariç 2 köpek-2 kuş aynı kafeste taşınabilir. (30 günü geçmeyen yavrular da 6 kiloyu geçmeyecek şekilde 5 adete kadar birlikte taşınabilir.)

Evcil hayvanın, muhafazası/kafesi ile tartıldığında 6 kiloyu geçmemesi gerekir.

Gerekli belgelerin ibraz edilmemesi ve muhafazanın uygun olmaması durumunda Atlasjet Havayolları evcil hayvanı uçuştan alıkoyma yetkisini saklı tutar.

Kıbrıs uçuşlarında, varışta evcil hayvanlar 3 haftaya kadar karantinaya alınmaktadır.

Gözleri görmeyen ve işitme engelli yolcuların refakatçisi olan köpekler rezervasyon yapılmak kaydıyla ve ağızlığı takılmış olarak kilolarına bakılmaksızın kabinde uçurulur ve kabin içerisinde uçurulmasına izin verilen evcil hayvan kontenjanının dısında değerlendirilirler. Aynı zamanda evcil hayvan ücretiyle taşınır.

Uçak içinde taşınan evcil hayvan için ücret nedir?
22 Mayıs 2008 itibariyle evcil hayvan taşınması, iç hat ve Kıbrıs uçuşlarında 20 TL'lik sabit ücrete tabidir.
0
🌸the wizard
(11.07.13)
ayırma nedeniniz sadece birinin erkek, birinin dişi olmasıysa ayırmayın, kısırlaştırın.
bu da bir seçenek.

bunun dışında uçakla da otobüsle de götürmek tartışılabilir, ama 2,5 aylık olması çok büyük dezavantaj.
yani normalde bir şey olmayacak bile olsa henüz çok küçük olduğu için götürmemenizi tavsiye ederim.

genelde o kadar küçük olduklarında ölüyorlar maalesef.

eğer biraz büyüyünce anneme götürürüm diyorsanız o zaman bekleyin birkaç ay.
henüz çok küçükler, 4-5 aylık olsalar da çiftleşmezler zaten.
en azından o zamana kadar bekleyin.
0
hypnosis
(11.07.13)
kısırlaştırma işini veterinere sordum malasef 4-5 aylıkken çiftleşebiliyorlarmış. hatta bi tanıdığın bu yüzden fazladan 3 kedisi daha oldu.
ve 4-5 aylıkken kısırlaştırılamıyormuş. 7-8 aylık olması lazım dedi en az kısırlaştırmak için.
0
🌸the wizard
(11.07.13)
yani bi şekilde ayrı odada falan izole etmeye çalışın da, bari 4-5 aylık olunca götürün mümkünse.
2,5 aylıkken yolculuk sırasında ölme ihtimali çok yüksek.
0
hypnosis
(11.07.13)
trenle götürün.
0
mea maxima culpa
(12.07.13)
vazgeçtim götürmüyorum takılsınlar
0
🌸the wizard
(12.07.13)
(10)

Aşk filmi

kamera motor
sevimli bir aşk filmi arıyorum.yani izlerken tebessüm yüzümden eksik olmasın.romantik komedi dersiniz, gençlik filmi dersiniz ne derseniz diyin farketmez.başroldeki kız sevimli olsun, seksi değil. hikaye sevimli olsun,ihtiraslı değil
sevimli bir aşk filmi arıyorum.
yani izlerken tebessüm yüzümden eksik olmasın.

romantik komedi dersiniz, gençlik filmi dersiniz ne derseniz diyin farketmez.

başroldeki kız sevimli olsun, seksi değil. hikaye sevimli olsun,ihtiraslı değil
0
kamera motor
(11.07.13)
my sassy girl
0
hermann
(11.07.13)
bu soruya amelie yanıtını verebilecek 1 milyon kişi bulabilirim.
hadi bi de voksne mennesker diyim.
0
tepedeki psychedelic adam
(11.07.13)
Safe Haven
(2013)
0
kedidir o kedi
(11.07.13)
buffalo 66.
0
lesmiserables
(11.07.13)
50 ilk öpücük: www.imdb.com
0
neyleyim
(11.07.13)
only you.
www.imdb.com

biraz eski, ama aklıma ilk bu geldi.
0
hypnosis
(11.07.13)
Sevimli bilemem ama süperdir.

virgin snow
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(11.07.13)
seksenlerden:
(bkz: dirty dancing)
(bkz: pretty in pink)
(bkz: can't buy me love)

daha eskilerden:
(bkz: cactus flower)
(bkz: play it again sam)
(bkz: the roman holiday)
(bkz: love in the afternoon)
0
linuswithnoblankets
(11.07.13)
Eskilerden geldi aklıma Pretty Woman ne filmdi ama :) www.vazgectimsenden.com

Bi de tabi ki kasımda aşk başkadır .... www.vazgectimsenden.com
0
white35
(11.07.13)
what happens in vegas Cameron diaz ve ashton cutcher oynuyor ve tam aradığın gibi bir film bence.

17 again buna da bir bak istersen, bu da sevimli.
0
ben ne bilim ben ne dedim
(12.07.13)
(6)

Almanca Bilenlere Düzenli Sorular Soracağım

burka
Merhaba dostlarBen Almanca öğreniyorum, daha doğrusu kursum bitti (A1) seviyesindeydi, şimdi kendi başıma çalışmaya çalışıyorum. Şu anda Avusturya'dayım lakin bazı dilbilgisi kurallarını danışıp, açıklaması ile anlamam lazım. Avusturyalılar açıkcası biraz farklı bir yapıda konuşuyorlar, bana tam anl
Merhaba dostlar

Ben Almanca öğreniyorum, daha doğrusu kursum bitti (A1) seviyesindeydi, şimdi kendi başıma çalışmaya çalışıyorum. Şu anda Avusturya'dayım lakin bazı dilbilgisi kurallarını danışıp, açıklaması ile anlamam lazım. Avusturyalılar açıkcası biraz farklı bir yapıda konuşuyorlar, bana tam anlamıyla yardımcı olamıyorlar. Aklıma takılan şeyleri sorsam yanıtlar mısınız ?

Bu dili öğrenirken neler önerirsiniz, ne şekilde daha kolay adapte olur, pratik kazanırım.

Düzenli olarak sorularımı yönelteceğim, umarım sizin açınızdan bir sıkıntı olmaz :)
0
burka
(11.07.13)
merhaba, ben de almanca öğreniyorum hazırlık okudum bir yıl, çok hakim olduğumu söyleyemem dile ama gramer konusunda sıkıntın olursa yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.
kendi başına almanca öğrenmek bana çok zor olur gibi geldi, ama yapan vardır tabi. sen de biliyorsun bu dil kuralından çok istisnası olan bir dil, fazlasıyla ezber, ezber için de vakit lazım. tüm bunlar için de bol bol heves. ezberlediğin şeyleri de bol bol kullanmaya çalış, kafana oturmaz başka türlü, unutup gidersin yoksa.
pratiği de en iyi çevrende Almancası sağlam olan insanlarla konuşarak yaparsın veya yazışarak.
kelime bilgini artırmak için de bol bol kitap ve müzikle haşır neşir olmanı öneriyorum. şimdilik aklıma gelenler bunlar.
0
things will never be the same
(11.07.13)
almanca'yı öğrenmenin en iyi yolu yazmaktır.
normalde yabancı dil öğrenmenin en iyi yolu da odur, ama özellikle almanca için bu geçerli.

çünkü ingilizce falan gibi esnek bir dil değil.
son derece kurallı.
böyle kurallı cümle yapılarını oturtmak için de yazmak en verimli yoldur.

ayrıca almanca'dan almanca'ya olan (yani türkçe anlatımlı falan değil) bir alıştırma kitabı alıp, sürekli dilbilgisi alıştırması yap.
otur çalış yani.
en garanti öğrenme şekli.
dilbilgisinde sorunun olmazsa konuşman da düzelir otomatikman.

avusturya lisesi mezunuyum, istediğini sorabilirsin.
0
hypnosis
(11.07.13)
Eyvallah, şimdiden sağolun.

@hypnosis
Dediğiniz gibi anlatımı Almanca olan kitabımı hatim edip, neredeyse tamamıyla yazarak çalışıyorum. Zaten bulunduğum yerdekiler Avusturya'lı. Konuşma imkanım şüphesiz ki var :) Bana yardımcı oluyorlar.

Şimdi uyguladığım çalışma metodları şunlar :
1. Yeni kelimeleri artikeli ve çoğul hali ile öğreniyorum.
2. Dediğiniz gibi yazarak, zihnime yerleştirerek tekrar ediyorum.
3. Günlük gazetelere göz gezdiriyorum.
4. Fatih Akın filmlerini Almanca seyrediyorum :) Daha önce seyrettiğim için işe yarıyor biraz.

İlk sorularım
1. Bestimmter ve unbestimmter artikel kurallarına hakim değilim. Tam olarak nerede hangisi kullanmak gerektiğini kavrayamadım.

2. Sözlükte "istatistiksel olarak en çok kullanılan 100 Almanca fiil" diye birşeye rastladım. Gerçekten de çok fazla kullanılan, ihtiyaç duyduğumuz şeyler. Onlara çalışıyorum.. Sizin "Şuna eğilirsen oldukça işine yarar" dediğiniz işlevsel, pratik konular var mıdır ?

Sağolun, varolun :)
0
🌸burka
(12.07.13)
1- belirli/belirsiz artikel ingilizcedeki a/an-The ile aynı. Yani bahsettiğin nesne, mesela bira olsun. "Ein Bier" dünya üzerindeki herhangi bir biradan bahsederken, mesela
"Ein Bier ist %90 Wasser." Biranın %90'ı sudur.
Ama diyelim Efes'ten bahsediyorun.
"Ich finde Efes nicht gut. Das Bier ist total scheisse" Efesi beğenmiyorum. o bira tam anlamıyla bok gibi." Bu sefer bestimmter artikel kullandık çünkü herkes hangi biradan bahsettiğimizi biliyor.

2- o fiil listesi çok güzel. Onları mümkün olduğunca kısa sürede ezberle, trennbaren verben'e dikkat et. einkaufen, einpacken vs. vs.
0
dampire
(12.07.13)
Sıradaki sorum geliyor.

Şimdik, ingilizceden örnek verirsek in, to, into, on gibi ön eklerin kullanımı Almanca'da nasıl oluyor ?

Gördüğüm kadarıyla zu, zum, in, im, nach, von (ulan yaz yaz bitmiyo) gibi ön ekler var. Birkaçını ingilizceden bildiğimden kullanıyorum ama tüm kullanım alanlarını bilmiyorum.

Ayrıca @dampire size bir sorum olacak, bu fiil listesi gibi başka listeler de var mıdır gözünüze çarpan ? Onlardan da yararlanayım.
0
🌸burka
(17.07.13)
Almancada çok fazla fiil var. ÇOK FAZLA. Sana verebileceğim tavsiye, eline bir sözlük alıp, ön ekli -mesela vor- fiilleri en azından bir baştan sona okuyup ön ekin fiile ne anlam kattığını kafana yerleştir. Çünkü bau, yapmak, anbau, büyütmek anlamında, aufbau, üstüne koyarak yapmak, abbau da bir şeyi demonte etmek mesela. O yüzden fiili bilsen de ön ekleri iyice anlamazsan anlamlarını çok karışıtırırsın. anbau ve abbau mesela iki neredeyse zıt kelime.
Onun dışında bir fiil listesi öneremem ama bir yayıneevinin güzel bir kelime kitabı vardı, a1-c1 şeklinde. Ne kadar etkili olur bilmiyorum ama bir bakın. Belki bulursun.

Bir tavsiye daha, almancayı ingilizceden çevirmeye çalışma. Doğru gibi gelir ama sonunda çoğu zaman yanlış yaparsın. Şu an sana o eklerin hepsini açıklayamam ama dediğim gibi birleşik fiillerin ekleri olarak da kullanılıyor onlar, o şekilde ezberlersen daha kolay olur.
0
dampire
(19.07.13)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.