en güzeli koltuk altına sürülen şu leydisipidsitik gibi olan katı koltukaltılardan sürmek, ağız kokusu için, ağzı fena yakan metal kutuda naneli mint şekerlerden almak, ve sabah akşam sıcak duş alıp kıyafetleri mümkün olduğunca değiştirmektir.
evet.
bence tabii.
afiyet olsun.

kilosu 44 liralık şey yemişsin hava at işte negzel asdasdas
www.youtube.com

süt için, koku falan kalmayacaktır.

yapabileceğin hiçbir şey yok ne yazık ki. 3-5 gün kokacaksın artık.

en fazla 1-2 gün kısaltmak adına günde tükettiğin suyu 2 katına çıkartarak bolca tuvalete çıkmak olacaktır. ayrıca yine bolca spor yapıp terleyerek atmak olacaktır.

30 dk tempolu kos, sonra 15 dk sauna. En iyi cozum.

bol limonlu maydanoz ye kardesim

bol sarımsaklı yoğurt ye ve gerekirse saçlarına falan sarımsak sür.. hem saç çıkartır hem diğer kokuyu bastırır

Pastırma kokusunu bastırabilen tek şey köridir.
Köriye abanırsan pastırma kokusunun yerini köri alacaktır.

Kararı sen ver, pastırma mı kokmak istersin köri mi?

pastırma kokusu garip bir biçimde terle çıkıyor. koşu bandında bir 20 dakika ve sonrasında güzel bir duş senin sorununu çözer. bunu yapmazsan terledikçe pastırma kokarsın.

Theatrical kesinlikle, diğerini sonra seyredersiniz.

Theatrical.

Diğer sonları theatrical versiyonunu izledikten sonra youtube'dan bulabilirsiniz.

ispanya alır, tgs de 2-3 olur bence.

Maç sonucu İspanya alır gibime geliyor.
Üst biter. En az 3 gol olur.
İlk yarı sonucu hakkında bir tahminde bulunamayacağım maalesef.

en az 3 deme üzme beni müdür. 3te kalsın o iş, tüm parayı tgs 2-3 e yatırdım.

tüm dünya, hayretler içinde ispanya'nın elenişini izliycez bu maçta :)

senin istediğin tengen toppa gurren lagann
mecha olayında code geass da fena değildir.

hocam cevap icin tesekkurler ama diziymis bu ya. bana tek film lazim.

Öyleyse Hayao Miyazaki'nin "Rüzgarlı Vadi" filmine bir bakın. Fazlasıyla makine, uçak bulunuyor. Üstüne devasa böcekler de cabası ;)

Yazarken aklıma geldi, gene Miyazaki'nin "Laputa" var, onda da gökyüzünde uçan kocaman bir şehir var. Bir yerlerde okuduğuma göre bu adam uçan araçlar çizmekten çok keyif alıyormuş..

Appleseed ve Appleseed Saga Ex Machina var ama çok kaliteli yapımlar olduğunu söyleyemeyeceğim. İzlenir ama. Normal animeden farkının 3D gibi bir şey olduğunu söyleyebilirim.

Kore yapımı Wonderful Days güzel bir yapımdır. Ama mecha var mıydı varsa da ne kadar vardı hatırlamıyorum.

Laputa: Castle in the Sky olabilir.

Evangelion ve Ghost in the Shell serilerinin filmleri çok güzeldir ama onlardan önce diğer bölümleri izlemek gerekiyor.

metropolis var

Arkadaslar tavsiyleeriniz icin cok tesekkurler. Yalniz miyazaki demeyin bana. ustadin butun filmlerini zaten ezbere biliyorum, o derece. yine de izlerim ama.

@gyroscope' dediklerinin cogunu izledim zaten. wonderful days'e bakayim bir.

gantz ve hellsing ile baslayabilirsin.

death note elbette!

Karanlık atmosfer deyince aklıma ilk olarak Aoi Bungaku geldi. 5 farklı kısa hikayeden oluşuyor.

Hellsing ve Hellsing ultimate yeterince karanlık.

Texhnolyze, Serial Experiments Lain de oldukça güzel ve karanlık atmosfere sahip seriler.

Kenpuu Denki Berserk iyidir.

Farklı tarzda sayılabilecek ve Japon kılıç kullanma sanatını oldukça güzel gösteren Shigurui var.

xxxHOLiC serileri fena sayılmaz.

Bunlar dışında Bounen no Xamdou, Black lagoon, Fullmetal Alchemist ve yeni yapımı Fullmetal Alchemist: Brotherhood, Claymore, Mobile Suit Gundam 00, Mobile Suit Gundam 00 Season 2, Terra e..., Shinseiki Evangelion, Freedom, Ergo Proxy, RahXephon izlemenizi tavsiye edeceğim animeler.

Aklıma şimdilik bunlar geliyor.

ghost in the shell 2
berserk
ergo proxy
claymore
elfen lied
akira
code geass
grave of the fireflies
blade of the immortal

ayrıca kesinlikle
great teacher onizuka
slam dunk , izlenmelidir ( bu son ikisi çok eğlencelidir pek isteğiniz dahilinde değil ama tavsiye etmeden edemedim )

iyi seyirler şimdiden

@gyroscope

yav şeyi sorcam ben , bu fullmetal alchemist brotherhood u takip edemedim ben ilk 20 sini izledim diye hatırlıyorum sonradan araya kaynadı , ilk seriden çok farklılaşıyo mu yoksa aynı çerçevede mi devam ediyo ?

FMA bayağı uçuor, ilk seriyle alakası kalmıyor neredeyse. Ayrıca başlarda çok tutmamıştım, sonradan güzelleşiyor.

aynı şey benim vaio'da da oldu, o ses servise gitmeden düzelmiyor.

Ayrıca şimdi fark ettim, bataryayı çıkartınca ses büyük ölçüde azalıyor ama hala rahatsız edici düzeyde bir ses var.

Anladım.

Peki bu serviste ne kadar kalır tahmini olan var mı? İnternette 1 ayı geçtiği halde alamadığını söyleyen var. Cidden bu kadar uzun sürer mi ki?

eğer hp'den gelen bir güç yönetimi software tarzı bişey varsa onu kullanmanı öneririm. ben asus kullanıyorum quite office modunda o ses kesiliyor komple. fakat high performance falan actıgımda sese tahammül olmuyor.

Ayrı Türkçe altyazısı yok ama istersen animanist adlı grubun harsub Türkçe altyazılı bölümlerini indirebilirin.

animanist.com

elimde bölümler vardı aslında, bu yüzden üşeniyorum tekrar indirmeye. topluca indirmiştim bir zaman. teşekkürler

torrentse port açtın mı_? bir de utorrent'in son versiyonunda sıkıntı var. download full kapasiteye ulaşmıyor. eski versiyonu kurun deneyin.

arayuzde baglantiniz ne olarak gorunuyor? 192.168.1.1 veya 2.1 den girerek bir bakin.

ttnet'in kendi hiz olcme seyinde bile oyle cikiyorsa sorun sizden degil telekomdan kaynaklidir. inatla ugrasin, port degisimi istediginizi belirtin. bir sekilde cozmek zorundalar. her turden bozuk atmayi yapabilirsiniz.

Bu port değiştirme işi özetlersek nasıl yapılıyor? Yani herhangi bir makama dilekçe falan yazmak gerekiyor mu yoksa müşteri hizmetlerini arayıp değiştirmek istediğimi belirtmem yetiyor mu?

google'a port açma yaz. her modem için anlatılmış bir sürü resimli yol var.

(bkz: livemocha)

www.fransizcadili.com

(bkz: rosetta stone)

(bkz: tell me more)

(bkz: michel thomas )

(bkz: mangolanguages)

Evet ithalattır.
Evet, sokulan mal için vergi ödenir.

Her mal için aynı olmayabilir. Kimi mallar vergi muafiyetinden ya da indiriminden yararlanabilir.

uluslararasi ticarette malin kimligi (kafa kagidi) mense sehadetnamesidir (bkz: certificate of origin) dolayisi ile cin'de uretilen bir mal cin kimligi tasidigi icin diger herhangi bir ulkede satilmasi ithal statutusune girer.

ama turk kokenli firma, cin'de urettigi mali, burda degisiritip satacaksa (misal pamuk aliyor cinden, burada gomlek yapacak) bu "dahilde isleme" adinda ayri bir rejime tabi tutulur, dolayisi ile ithalat olmaz. onun haricinde bir de transit ticaret var ona hic girmeyeyim.

gumruk vergileri malin mensene ve cinsine gore degisir, misal muz; tropik ulkelerden gelen muzun gumruk vergisi %143 iken, arnavutluk'tan gelen %0'dir (tabi arnavutluk'ta ithal edilebilecek muz bulursan)

anime.thehylia.com

bu adresten animeleri indirebilirsiniz.gerçi niye tekrar indiresiniz dimi:) sadece bilgi olsun diye söylüyorum.bu sitedeki animelerin hepsi ingilizce altyazılı ve altyazılar vidyoya gömülü.

animeaddicts.hu

İngilizce altyazı konusunda güzel arşivleri var ama arama yapmak için üye olmak gerekiyor. Site Macarca. Sağ üstteki kereses'e tıklayıp animenin adını yazıyoruz, aradığımız animeyi bulursak "felirat" yahut "angol felirat" başlıklarının içinde aradığımız altyazıyı bulmak mümkün.

subs.com.ru

Rusça altyazılar çoğunlukta ama İngilizce altyazı bulmak mümkün.

Bu iki site benim tüm anime altyazı ihtiyacımı karşılıyor. Kimi zaman DP'a da yüklüyorlar, oradan da bakabilirsiniz.

Ne kadar yardımcı olur bilmem ama Uzakdoğu'dan gelen kozmetik ürünlerini gümrüklerde kimyaneye [Adı üstünde kimyasının ne olduğu, zararlı madde ya da beyanda belirtilenin aksine farklı bir şey olup olmadığı anlamak için yapılan testler] gittiği vakit genel olarak temiz raporu verildiğini söyleyebilirim. Ne yazık ki uzun zaman geçtiği için markaları pek hatırlamıyorum. Bilinen bir marka olduğu sürece herhalde bir sorun çıkartacağını sanmıyorum.

Ama unutmamak gerekir ki özellikle gümrüklerde her şey "manifesto" ile halledilebilir.

1. strawberry güvenilir.

aynısını gıdada yapanlar var türkiye'de. "toptancı üstü" toptancı olarak biliniyorlar. piyasa düşükken, nakit paraya spot ürün topluyor eli sıkışık olan yerlerden. sonra, satıyor. nasıl ki, onların bakkala çakalla sattığı kola, orjinal kola ise, strawberry'nin sattığı ürünler de öyle. hatta eğer kullanım süresinin bitimine az kalmışsa, bunu da belirtiyor. ve ona göre indirim veriyor.

2. uzakdoğudan rastgele bir firmadan gelene güven olmaz. muhtemelen taklittir. olmayanı da, kurunun yanında yanan yaştır.

1. strawberrynet için hep güvenilir dedim herkese üstelik gerçekten orijinal ürünler de kullandım (clinique, kinerase, bare escentualstan pek çok ürün), fakat son 2 makyaj ürünüm (lancome & bobbi brown'dan) bariz sahte çıktı. o yüzden alışverişi kestim.

2. google'da "how to spot fake cosmetics on ebay" yazın resimli bazı karşılaştırmalar çıkıyor belki yardımcı olur. satıcıya yazılmış yorumlara da bakın. özellikle çok popüler olan mac ve nars gibi markaların sahtelerinden geçilmiyor ortalık.

google'da da aratacağım da, sizi yakalamışken de sorayım. bir ürünün sahte olup olmadığını, geldikten sonra nasıl anlarım? kutusundan mı, fırçasından mı vs...?

rujlarda bildiğiniz eski yıllanmış/kalitesiz ruj kokusu vardı. fakat ürün yeni lanse edilen bir üründü. üstelik kesinlikle farlardan allıktan iyi performans alamadım, iki rengi düzgün karıştırmak bile mümkün olmuyordu. bunlar zaten uyduruk malzeme belirtisi.

bunun haricinde marka logosunun çok ince yazıldığını fark ettim ki bu da sahte ürünlerde çok olan bir şey, fontların kalınlığını/boyutunu tam tutturamama durumu.
dolayısıyla ürün elinize geçince internetten adıyla aratıp resimleri elinizdekiyle karşılaştırın, ambalaj tutmuyorsa, hoşunuza gitmeyen bir koku alırsanız veya kaliteli marka olduğu halde bariz kötü bir sonuç alıyorsanız ürün sahte olabilir.

bi de ayıptır söylemesi, eşşek kadar nars seti aldım birkaç ay önce, 10$'a. hong kong'dan geldi tabii ki. farların renk vermesi için 5 kat falan sürmem gerekiyor. ama kutusu falan gaaayet orijinal.
tanınız nedir? :)

amanın derim :) iyi cesaret valla onu almak :) şuna bir bakın derim:

www.bellasugar.com

bs player pro nun son sürümünü deneyin. o gereken codecleri kendi bulup indiriyor ve hemen hemen tüm hd leri açıyor. tavsiye ederim.

BS player bir vakitler kullanıyordum ama .ass uzantılı altyazıyı desteklemiyor. VLC, Gom player, Zoom player gibi programları da ben sevmiyorum.

Media Player Classic olmazsa olmazım.

Bütün codecleri kaldırıp MPC-HC (Home cinema) ya da KMPlayer kurun. Bu ikisi de kendi codecleriyle gelirler, sistemin her tarafına codec yüklemezler.

Üstelik ekran kartınız da oldukça iyi, bu yüzden DXVA kullanıp decoding işlemini GPU üzerinden halledebilirsiniz. Örnek olması açısından söyleyeyim: evde çok daha düşük konfigürasyonlu bir HTPC kullanıyorum, sırf bu iş için topladım. Athlon II x2 240 işlemci ve onboard Radeon 4200 ile hiçbir 1080p videoyu takılmadan izleyebiliyorum.

Şahsen kullanmadım ama NetLimiter isimli program ne kadar upload ve download yapıldığını gösteriyor olması lazım. İstenirse programla upload ve download hızı kısıtlanabiliyor da.

www.netlimiter.com sitesi. Sınırsız kullanım için malum sitelerden indirebilirsiniz.

mentalist
lost

desdinova, tşkler.yazmayı unutmuşum.lost'u izledim.mentalist'e bakıyim.

(bkz: carnivale)
(bkz: rome)
(bkz: friends)

Kesinlikle Nip/Tuck derim.2 plastik cerrahın maceralarını anlatıyor.Madmen var 1960larda bir reklam ajansında geçiyor..Entourage ve Dirt ile güzel zaman geçirirsin.Prison Break de özellikle ilk 2 sezonuyla muhteşemdir.

ezel'i izle işte olum.

Coupling
Married with Children
ER
Scrubs
House M.D.

Hepsi çok güzeldir.

the office(amerikan)

the prisoner

Nip/Tuck
spartachus blood and sand
boşuna yazmış olmayayım hocam izle bunları duacım olucaksın,temin ediyorum seni.

Film bilgilerini kopyalayın, google translate ile ingilizce yahut türkçeye çevirin. Gerekli bilgiyi alacaksınız.

ayrinti sayfasinda nfo karsisinda view nfo diye bir bolum var. orasi genelde ingilizce olur, oraya bakin bu gibi durumlarda.
zaten yakinda bulgarcayi kaparsiniz.

Emin olamıyorsan link at bana bakarım. Baya ilerledim bu torrent işinde. Bulgarcayı da söktüm sökücem:D

Will & Grace olabilir mi?

yok "Will & Grace" değildi malesef. daha yenice bir şey. gay olan abimiz sarı-turuncu arası, gözlüklüydü. bir ip ucu olarak bu geldi aklıma bir de :)

"head case" olmasın

www.imdb.com

gerçekten işe yarıyor. en basitinden akşam evde çalışın. bırakın size ister oyun gibi ister boşuna çaba gibi gelsin. ama çalışın ve sırasıyla gidin. zamanınızı onla geçirin. ertesi gün eğer çalışıyorsanız, işyerinde bi 10 dakika ayırıp hatırlamaya çalışın. komik ama hatırladığınıza şaşıracaksınız.

şimdi sırada Magic Bullet - 10 Saniyeden Kısa Sürede Doyumsuz Lezzetlerle karşınızda olacaz.
(birinci paragafta ciddiydim)

Ben Korecesini kullanıyorum.

2 seviye bitirdim ve Korece metinleri genel olarak takılmadan okuyabiliyorum. Selamlaşmaları, basit cümle kurmasını, gramerini falan öğrenmemde oldukça yardımcı olduğunu söyleyebilirim.

Ama tek başına yeterli olmuyor. Başka kaynaklardan da faydalanmak gerekiyor. Kendimden örnek vermek gerekirse hangıl'ı -kore alfabesi- rosetta stone'dan değilde yabancı siteleri kurcalayarak öğrendim. Yine bazı kelimeleri yabancı kaynaklardan öğrendim.

Nasıl bir dil ile karşılaşacağınızı görmek açısından tüm dersleri bitirin. Arada böyle bildiğiniz kelimeleri yakalayınca seviniyor insan.

Başarılar dilerim.

Ben ispanyolcasını kullanmıştım. Başlangıç için oldukça güzel ama ileriki kurlarda başka kaynaklardan da destek almanız gerekicektir.

karşılıklı biri ile konuşmada kendi kendine bir yere kadar öğrenirsin. adam akıllı dikkatini verisen derdini anlatacak kadar öğrenebilirsin ama öyle çatır çatı konuşamasın sürekli birileriyle, mümkünse yabancı biri, konuşmak şart yani.
bol bol kelime ezberle ilk etepta.

Giriş için oldukça yeterli. Ama ileride başka kaynaklar ve dersler almanız gerekli.

British English [İngiliz İngilizcesi] olanı ile başlamanızı tavsiye ederim.

madem üniversite mezunusun kendine yakın bulduğun bir alanda yüksek lisans yapmak da düşünülebilir bence. hem öyle olunca daha çabuk mezun olursun gibi geldi bana. tabi yine de şahsi fikrin.. he ama açık öğretim demişsin o durumda benim tavsiyem uygun olmuyor pek sanırsam.

madem okudunuz artık kendinizi daha çok iş anlamında geliştirmeyi denemelisiniz

Açık Öğretim'in size veya cv'nize kaydadeğer bir şey katacağını düşünmüyorum. Maddi durumunuz uygunsa tezsiz yüksek lisans programlarına bakmanızı tavsiye ederim. Devam zorunluluğu konusunda daha esnektirler.

Bir fikir daha: Çince gibi, ticaretin çok yapıldığı bir ülkenin dilini öğrenin a.ö.f. okuyanacağınıza. Daha çok işinize yarar.

Not: Evet, dil kursunu kastetmiştim. AÖF vakit kaybı olur. Ona harcayacağınız zamanı yabancı dile ayırmanız daha iyi olur diye düşünüyorum.

Benim de önerim dil okumanız olur.

Çok kişi tarafından konuşulan İngilizce ya da Almanca değil de Çince, Korece, İtalyanca, Japonca gibi bir dili öğrenmenin a.ö.f bitirmekten daha yaralı olacağı kanaatindeyim.

Karar sizin.

Slam Dunk
Hajime no Ippo
Detroit Metal City
Lucky Star
Jungle wa Itsumo Hare nochi Guu
Gintama
Soul Eater

Aklıma bunlar geldi.

Türk espri anlayışına yakınlığı tartışılır ama eğlenceli seriler:

Oruchuban Ebichu
Golden Boy
Azumanga Daioh

(bkz: Hajime no Ippo) tam olarak ihtiyacınız olan şey. Yalnız kazayla ikinci sezon olan New Challanger'ı önce indirmeyin.

madem bol bölümlü ve ilerlemeli istiyosun "one piece" için hazırsın sanırım. şu an 400+ larda ve hala hikaye devam ediyor.
yok o kadar olmasın dersen bi çırpıda izlenebilecek "death note" var.
ruroini kenshin var o da iyidir.

aaaa slam dunk var onu unuttum bak

@hiko seijuro,

yahu gerçekten de sözlüge bakınca benim söylediğim şeyi birebir yazmışlar :) güzel bir alternatife benziyo...tek sıkıntısı spor animesi konsepti :/

ama %100 göz atıcam.. teşekkürler.

başka birşeyler? daha naruto vari bşyler?

Ne kadar tatmin eder bilmem ama Inuyasha var fena olmayan.

Karakterin kendini geliştirmesi konusunda Gantz, Claymore ve Berserk güzeldir ama bu üçünü manga olarak takip etmek gerekiyor. Anime yarıda kesiliyor çünkü. Berserk'in mangası mükemmeldir ama.

D.gray-man var. Ama pek güzel bir anime değil.

Gundam serilerine bakabilirsiniz. Mobile Suit Gundam 00 izleyip de sevmeyeni görmedim [Her sezonu 25 bölümden oluşan 2 sezonu vardır]

Yine Gundam serilerinden Gundam SEED ve devamı olan Gundam SEED Destiny sizi tatmin edecektir sanıyorum.

Rurouni Kenshin yine aynı şekilde. Yamulmuyorsam 95 bölümdü.

Kült haline gelmiş olan Death Note vardır. İzlemeyeni dövüyorlar artık.

Aklıma şu an bunlar geliyor.

one piece aradığın cevap. başkahraman luffy son gokudan bile azimlidir, artık kalanını sen düşün.

''avatar: the last airbenden'' animeden sayılmıyo sanırsam.

atsizcilar.com falan duruyodur belki:)
haci isin asli bence su ki, bozkirda yari gocebe mitoloji zor biraz.
yerlesik toplum olmasi lazim, eski yunan gibi mesela, siniflar mulkiyet olmali, kanbagi asiret yerine mulkiyet merkezli "hukuk" olmali filan.

bozkırda mitoloji olmaz diye bir şey yok. Türk mitolojisi oldukça ilginçtir. Alev Alatlı'nın burda kimse yok mu serisindeki kitaplardan birinde, türk mitolojisi ile grek mitolojisinin çok güzel bir karşılaştırmalı incelemesi vardı. Eğer akşam fırsat bulursam bakar söylerim hangi kitapta olduğunu. Ama tabi o gerçek bir kaynak değil, sadece bir inceleme yazısı.

Gök tanrı ile konuştum, var Türk mitolojisi. Sadece bilinmiyor, bilinmesi gerek görülmüyor, unutuluyor.

Yarı göçebe yaşamak neden mitolojinin oluşmasını engellesin ki? Göçebe yaşayan adam inanacak bir şeye ihtiyaç duymuyor mu? Bir gök tanrı vardı, sonra bizimkiler "islama çok benziyor" diye islamiyeti mi kabul ettiler? Bunun ötesi yok mu? Onlarca yazılmış destanlar var, motifler çizilmiş; ejderhalar, ying-yanglar, kurtlar, kartallar yapılmış. Nasıl bunlara yok diyebiliriz ki? Kim peki o zaman bu Umay? Asena, Ülgen, Yer Su, Erlik han kim? Tengricilik inancını nasıl yok sayabilirsiniz?

Sorum hala geçerli. Her türlü kaynak, bilgi kabulüm.

dede korkut hikayelerini okuyabilirsin roman tarzı ama içinden bilgi de edineblirsin

Mitoloji hakkında okumak ve düşünmek niyetiniz varsa, bir de Bedrettin Cömert'in Mitoloji ve İkonografi kitabına bakın; Türk mitolojisine değinmese de bakış açısı, anlayış vb. bakımından yetkin sayılmaktadır.

Hepsini bilmiyorum ama gümrüklerde F kullanmadıklarını söyleyebilirim. Onlarca gümrük gezdim hepsi Q klavye kullanıyor.

Askerde q kullanıyorduk, benim gördüğüm tüm bilgisayarlarda. Uzun dönem askerlerden birisi intihar etti, öldü. İfade falan almak için savcı geldi, yanındaki memur mu katip mi işte herneyse o, benim kullandığım bilgisayarı yanında getirdiği f klavyeyi takarak kullanmıştı.

meb ve okullar f sanırım.

emniyette f de var q da...

mahkemelerde de f kullanılıyor.

trt ısrarla F kullanmaya devam edıyor

ben q gördüm çoğunlukla

10 milyonla 1 milyar arası kişide görülen bir hastalık sık mıdır seyrek midir.. soru net olarak anlaşılmıyor bence..

(bkz: fıtık)
(bkz: diyabet)

istatistiğini bilmiyorum ama yaygın olduğunu su götürmez gerçek.

dunyadaki en yaygin hastalik dis curugu.

dunyadaki en yaygin bulasici hastalik hepatit b. (nezleden sonra belki)

dunyadaki en yaygin genetik hastalik orak hücreli anemi.

yaşamak en büyük hastalık değil mi? 7 milyarda 7 milyar tam oran hem.

hipertansiyon olabilir,bi dene.

ZoneAlarm aradığınız cevap olabilir.

ikisinede bakayım. teşekkürler.

firewall ın basiti nasıl bilmiyorum ama ücretsiz türk yapımı Comodo var. gayet de başarılı.

comodo var, bu aralar baya popüler ama kaspersky ile çalışır mı bilmem, bir de sunbelt var o da iyi diye biliyorum www.sunbeltsoftware.com

kaspersky'i kapattığım zamanlar çalıştıracağım firewall'u. sorun olmaz heralde.

comodo'ya bakayım bir de. ücretsiz olması daha iyi.

(bkz: torrent)

(bkz: bittorrent)
(bkz: utorrent)

(bkz: mininova)
(bkz: zamunda)
(bkz: btjunkie)

six feet under ve house var bende. sana satabilirim . [email protected]

istanbul'da kadıköy, kadife sokak, orta dünya'da her türlü dizinin her bir şeyini alabilirsin

eztv ekleyerek aratırsan divxplanet'teki altyazılarla sorunsuz biçimde izleyebilirsin. yok bulamadım dersen, subtitle workshop indirir, altyazılara ufak dokunuşlar yapar izlersin. torrent derya denizken gidip almak ne kadar makul olur bilemem.

Mimarsa gelecekte işine çok yarayacak olan italyanca ile ilgili bir şey olabilir. Konuşma kitapları, CD falan. Çok saçma bir öneride bulunmuşta olabilirim. Aklıma bu geldi.

kupa al. şimdi değerini anlamaz ama hazırlıktan sonra geceler boyu süren proje çalışmaları sırasında kahve en iyi dostu olacaktır.

pasabahce'de 'canim istanbul' isminde tealight mumluk var. siyah, metal cizim gibi istanbul silueti, kisa ya da uzunu var. istanbul'daysa ya da seviyorsa guzel bir hediye kanimca. sahsen kendime hediye ettim, mimar adayi icin en guzel hediye midir, gorup siz karar verin.
tahta kuslar, metal kuslar falan da var, bence bir pasabahce'ye ugrayin ( hediye alincak kisinin cinsiyeti + + diye dusunuyoruz, degil mi?)

ben olsam en iyi 100 mimari falan temasında bir kitaba cok sevinirdim.
ya da birsürü rekli çizim kalemine de çok sevinebilirdim

butce, zevk, yas, cinsiyet?

yine de cevap:
-ilginc dizayni olan ev esyalari
-mimarlikla ve tasarimla ilgili kitap
-dunyadaki ilginc mimari yapilarin maketleri oluyor, sen kuruyorsun tabi, 3d puzzle maket gibi

hediye alacak kişi de verecek kişi de erkek. yav kupa, pcf'nin önerdiği şey falan güzel de daha mimarlık içerikli bişi olsun istiyorum.

böyle mimarlık temalı eğlenceli bir roman falan gibi.

@gyroscope italyanca ne alaka yav? ben de mimarlık hakkında hiç bişi bilmediğim için soruyorum. kusura bakma.

@purpurum o dediğin iyiymiş. sağolasın.

@ermanen süpersin :)

neufert al. seveni var sevmeyeni var ama bence işe yarar.

maket olabilir.

gemi veya bina

cetvel al kullandıkları, çizim tahtası falan olabülür. paran varsa mac al en çok o işine yarar:)

bu erkekler de hediye isinden hic anlamiyo :s bi kere kitap alma. daha hazirlikta, tamam severek okuyacak olsa bile maket, kitap gibi seyler ders hatirlatan mevzular. yani icinde ozel bir incelik yok. gayet risksiz hediye tadinda. sayet hoslandigin biriyse bunu gozardi etme derim.
hatun kismisinin sevecegi 2 sey vardir; guzel, dekoratif ya da fonksiyonel bir obje; digeri de canta. kullandigi cantalari bir gozunun onune getir, tarzina karar kil ve ona uygun canta al bence. mesela hanim isi seyler mi takiyo, daha siportik mi, yoksam tribal, alternatif tatta mi? ya da dedigim gibi isine yarayacak bir obje al. :)

@alchemistt mac pahalıdır yav.

@pcf yukarıda da belirttim ama görmedin herhalde. hediye alacağım kişi erkek :)

www.amazon.com

autocad for dummies

ayn rand'ın fountainhead romanı olabilir.

en basta niye demedin, ben de arabulmak icin ugrastim :)
ama olsun en azindan okuyan erkekler hediye alma hususunda aydinlandi.

www.tchibo.com.tr

resim yapiyosa, burdaki firca seti fena durmuyo.

erkekse, o zaman plastik maketlerden alin. hatta bulabilirseniz asker arazi mutfagi var, 2 tane at cekiyor. guzel bir maket, oneririm.
( hala kitap almayin bence, seneye kendi alsin)

kitap.ntvmsnbc.com burada var bir iki güzel kitap mesela.

eğer aboneliği yoksa bir tane mimarlık dergisine abonelik hediye et ( XXI, Yapı, Tasarım...)

fotograf cekmeyi seven bir mimar ise makinasina uygun "tilt shift" lens:

www.bhphotovideo.com

deviantart.com'da birçok dövme modeli bulabilirsiniz mesela.

direk tarif etsen burdan da bilen çıkar.

bmezine.com

şurup:)

uww yirim ben onu yavrııım :) mira diorum ben annesi (parmak ojeli ondan bayan oldugunuzu varsaydim)

kimyon :))

patice

suşi

ponçik

Götelek olabilir.

Serkan Altuniğne'nin bir karikatüründe geçiyordu. Çok sevdim, bütün evcil hayvanlarımın adını götelek koydum.

"Sündüz" olabilir.

benim kedim olsa adını "zoro" koyardım hiç düşünmeden. ama dişi kediye olmayabilir

mercan olsun. veya ponçik. veya suşi. hmm sütlaç da güzel isim tam yemelik. pek güzelmiş tatlıymış bu yavru bu arada :)

direkt kiki diye doğdu içime

azman

çapak

ya da "mandu" cat-mandu gibi :)

"pisst". hani şu kedileri ortamdan kovalamak için çıkarılan ses.

hem eğlenip hem de bi deney yapmış olursun. eğer isme alışırsa süper de geyik çıkar.

psişik :)

poşet!

tekirsu :)

Marla tabiki tereddute mahal yok

resimi görünce aklıma ilk maya geldi :)

tırtıl

pıtırık :)

mırıl

meril

mışık

cezve

tütün olabilir zaten tütün rengi kediniz

pisinoza

euehueh isimler süper :D katıkılarınızdan dolayı hepinize teşekkür ederizz

ne koydun adını?

büyük kutularda problem çıkartıyorlar yamulmuyorsam . hediye paketi ile gelsin aksi takdirde vergi zart zurt . bence hiç amerikaya gerek yok 100 liraya gayet hoş ccihazlar var.

Bölge kodu 1 okutan dvdler arıyorum onun için

100 euro üstünde gümrükte problem oluyor.

Satıcı ile anlaşıp faturayı düşük kesmesini sağlayabilirseniz ve hediye olarak işaretletirseniz sorun olacağını sanmam. Yanılmıyorsam 100 USD üstü eşyalar vergiye tabii. Hediye olursa 300 USD üstü vergiye tabii oluyordu.

Ha, tabii yasal bir yöntem değildir ama yakalanma şansı düşük.

artık alacağınız pek çok dvd playerda bölge sınırlaması olmaz, illa amerikadan getirtmek şart değil.

Hangi akvaryun sever bir insana sorarsanız sorun fanuslara karşı çıkar. Şekil ve boyut olarak bir balığın yaşamasına elverişli değildir. İçinde bir ekolojik sistem oluşturmak pek mümkün değildir. Balıklara eziyet etmiş olursunuz.

Onun yerine 50 litrelik bir hazır akvaryum alın. Bir adet iç filtre -şelale filtre de olabilir- ve iyisinden bir yem. Hem sizin için hemde balıklar için en rahatı bu olacaktır.

Hakikaten "al yaew ne olacak" diye cevap verilmesine deli oluyorum. Kardeşim akvaryum ve balık, kaplumbağa, karides, semender vs. gibi canlıların bakımı "koy suyu içine ama damacadan olsun, yemini ver, suyunu değiştir yete" denilecek kadar basit değildir. Her balık türünün istediği belli bir sertlik oranı, su sıcaklığı, taban malzemesi gibi çok farklı koşullar vardır. Denizdeki kadar rahat edemeseler de, asıl yaşadıkları ortamı taklit ederek en azından düzgün ve kaliteli bir hayat sunabilirsin. Yoksa aldığın balığın iki ay sonra gözleri siyahlaştığında, şiştiğinde, rengi kaybolduğunda azıcık vicdanın varsa üzülürsün ve ölümünü seyretmekten başka şansın kalmaz.

Japon balıkları gayet dayanıklı balıklardır, fanusa atsan işkence çekerek de olsa yaşar, ancak sadece yaşar. seni kendi odanda yemeğini ve suyunu vererek de yaşatmak mümkün örneğin, ancak ne kadar mutlu olabilirsin bir düşün.

Ufak, 40 litrelik akvaryumlar var, fiyatları da gayet uygun. Ucuzundan bir iç filtre, kum ve ısıtıcı alırsın (japonlar için gerek yok pek ısıtıcıya) 50 liraya fanustan çok daha iyi bir koşul sunarsın hayvanlara, hem de keyif alırsın. paran oldukça iç filtreyi şelale filtreyle değiştirisin (ben 16 liraya internetten devasa bir tane aldım 3-4 ay önce), yerin ve imkanın varsa akvaryumu büyütürsün, yeni ve japonlarla uyumlu balıklar alırsın. ama fanusta bakarak hayvanın yaşam koşullarını zorlama. hiçbir şey olmazsa fanusta havasızlık büyük sıkıntıdır ve dibe çöken yemler ve dışkısı o küçücük fanusta nitrat patlaması yaratır hayvanı zehirden götürürsün.

sen kulak asma "at yaew ne olacak" diyenlere. zaten biraz vicdan sahibisin ki buraya yazmışsın, o yüzden de kulak asmayacağına eminim. bende 3 tane bildiğin tatlısu midyesi var ve o hayvanlar kum kalın, kendilerini gömemiyorlar diye bugün gittim ince silis kum aldım. Hayvanlar anında rahat biçimde doğalarında olduğu gibi gömüldüler. küçük de olsa mutluluk verir insana başka canlıları mutlu etmek.

Büyükçe bir fanusun içinde 2-3 yaşattığım bir japon balığım oldu. Daha da yaşardı belki ama komşunun ufak çocuğu "sevecem" diye eline alıp mıncıklamasaydı...

Akvaryumun daha sağlıklı olacağına katılıyorum. Sizin için de daha az yorucu olacaktır çünkü fanusun içinde suyu temizleyecek hiçbir alet bulunduramayacağınız için çok dikkatli ve titiz bakmak zorundasınız. Suyu sık sık yenilemeniz, su ısısını korumak için de suyu gün içinde yavaş yavaş değiştirmeniz gerekecek. Yani sadist bir kişi değilseniz balığın tırtmaması için suyun ufak bir miktarını boşaltıp taze su eklemeniz gerekiyor. Bunu fanus'un içindeki su temizlenene kadar yavaş yavaş yapmanız gerekiyor.

Anlayacağınız yaşatmak mümkündür. Balıklar için yaşadıkları mekanın büyüklüğünden çok doğal yaşam şartlarının ne ölçüde sağlandığı önemlidir. Çoğu insanın fanusta balık bakamamasının sebebi aynı suyun içinde balığı bir hafta tutup, haftada bir kez balığı çıkartıp fanusun içindeki suyu tamamen döktükten sonra yeni doldurdukları suyun içine hayvancağızı atıyorlar. Bir defa hayvan sürekli ortam değiştirdiğini zannediyor(ısı farkından dolayı) ve strese giriyor, ikincisi o su bırak bir haftayı 2 günde bir değiştirmezsen leş gibi olur. Gözleri kocaman ve kıpkırmızı bir balıkla karşılaşırsın.

Fanusta balık beslenir ama gördüğün gibi senin için çok zahmetli olacak. En temizi orta ölçekte bir akvaryum al temiz temiz bak balıklarına:)

Fanus gerçekten balıklar için çok kötü bir şeydir. Oval duruşlarından dolayı balıkların gözlerini de çok ciddi bir şekilde etkiler. Fiyat farkı çok olmayan 30-40 cm lik bir akvaryum alın, hele bir de filtre motoru da alırsanız, sık sık su değiştirmeyeceğinizden, çok neşeli ve hoş balıklarınız olur.

IMDB top 250 listesini tamamlayabilirsiniz.

www.imdb.com

imdb'ye pek itibar etmiyorum.

mesela o listede olmayıp da benim top 10 umda olan iki film var. gene de teşekkürler ilgine..

hemen dün indirdiklerimi söliyim sana

(bkz: Palombella rossa)
(bkz: Ils se marièrent et eurent beaucoup d'enfants)
(bkz: Auch Zwerge haben klein angefangen)
(bkz: My Life Without Me)

@hikaye mesture

güzelmiş. werner herzog'unkine bi bakiyim. sen bunları hangi siteden indirdin acaba?

full hd 1080p porno filmler indirin?

je vais bien, ne t'en fais pas (2006)
12 angry man (1957)
bombon el perro (2004)
rushmore (1998)
laberinto del fauno (2006)
13 tzameti (2005)
amadeus (1984)
hot fuzz (2007)
shaun of the dead (2004)
se7en (1995)
stay (2005)
o homem que copiava (2003)
my left foot: the story of christy brown (1989)
the royal tenenbaums (2001)
taegukgi hwinalrinyeo (2004)
glory (1989)
eastern promises (2007)
the darjeeling limited (2007)
masumiyet (1997)
korkuyorum anne (2004)
yazıtura (2004)

çok havalısın. o zaman bunları izle.

urga
kin dza dza
le battement d'ailes du papillon
arşivinde miyazaki olduğunu umarak listeme devam ediyorum.
stranger than fiction
the secretary (üsttekiyle bunda aynı kız oynuyo diye)
tron

eh artık aklıma geldikçe eklerim buraya.

Kardeş bende de 120 iyi filmden oluşan bi arşiv mevcut. Biliyosun acılar paylaştıkça azalır, filmler paylaştıkça çoğalır. Harddisklerimizi gösterelim mi birbirimize? [email protected]

bende 1500 film var. 450 filmlik türk sineması koleksiyonumun haricindekilerine koleksiyon bile diyemiyorum. çook çalışmam lazım çççok:)

ben de farklı bir liste veriyorum:
*society
*death race 2000
*scanners
*dead or live: hanzaisha
*scrapbook
*shogun assassin

(bkz: total video converter)

Resimler ile Xvid4PSP ile kodlama;

tinyurl.com

Video eşliğinde VirtualdubMod ile kodlama;

tinyurl.com

Ben Xvid4PSP kullandım. Gayet güzel bir program.

hemen baktım insanlar ne demiş diye. oralarda buralarda verilen en mantıklı cevap şu, mantıklıları gördükçe ekleyeceğim. geçmiş olsun çok..

"fazla suyla yıkaman pek bişeyi değiştirmez,japon yapıştırıcıları organik bazlı yapıştırcılardır,yapacağın şey epinefrin sürmek,nerden bulacam diyosan,epinefrin adrenalin salgılanmasına neden olan bir maddedir,açıkcası bazıkişiler tarafından uyuşturucu madde olarak da kullanılır o yüzden heryerde bulamazsın ama sana basit bir yol söyleyim burun spreylerinde epinefrin bulunur bundaki senin için yeter de artar bile pamuğa sür ve yapıştırıcının kaldığı yere sür ya da temin edeblirsen epinefrin i doğrudan sür ama bulman zordur bulursan da sakın içmeye koklamaya falan kalkma:) çok uyarcı bir maddedir ve tüm genital bölgeler uyarılır afrodizyak etkisi wardır. kalp atışların hızlanır o yüzden sadece lokal olarak bölgeye uygula..."

alınan yer: www.kadinlarkulubu.com

ek 1: sözlükteki başlıkta mortifera diş macunu sürerek soymayı biraz kolaylaştırabilirsiniz demiş.. (bkz: #4819236)
ek 2: aseton da sonuç vermiş (bkz: #8893757)
ek 3: aseton süper demiş baya kişi sözlükte. ilk seçenek bunu denemeli sanki..

benim başıma cok geldi.ponza taşı varsa evde onunla hafif hafif sürt o yapışan yerlere.sıcak suyun altında yaparsan hemen cıkıyo.geçmiş olsun..

Uçak maketi yaparken benimde ellerimin her yeri kaplanmıştı. Aseton sökse de tamamını çıkartamıyor. Ben ellerimi sıcak suda 5 dk beklettikten sonra zımpara ile kazıdım. Su zımparasından biraz daha kalın olan zımparalar var. Deriyi kaldırmayacak sertlikte kazıyın.

(bkz: ben yaptım oldu)

Ekleme; KoukLa ponza taşı demiş. Sanırım ponza taşı kullanmak daha isabetli olur.

geçmiş olsun.. benim elime yapışan şu sprey katalizörlü olan yapıştırıcılardandı. parmak uçlarımda donarak kalmıştı, sıcak su içinde 5-10 dakika bekleterek deriyi yumuşatın.. kabarıyor deri...sonra fazla örselemeden tabaka tabaka çıkartmaya çalışın.. bu şekilde deriyi beraberinde sökmeden temizlemeniz mümkün. sizinki sıradan japon olduğu için daha ince tabaka halinde ellerinize bulaşmıştır. fazla sert davranmayın. kabuk kabuk atıyor.. yanma-kızarma yapar evet...

yuklenir. nur topu gibi bir tane hackintosh'unuz olmus olur.

www.osx86project.org
www.hackint0sh.org

adreslerini ziyaret ediniz.

not: o kadar da kolay bir surec degildir ve datalarinizin yedegini almayi unutmayin.

kuruluyor da biraz meşakkatli bir iş(miş)...
nette anlatımı ve videoları dolaşıyor, bakarak yapılabilir yani.
ilk bulduğum:
forum.ceviz.net

pek tercih edilmemesinin sebebi ne sorun mu çok oluyor? benimde oyunlardan kurtulmam lazım sadece photoshop illustrator kalsın onlara odaklanayım istiyorum aklıma bu fikir geldi.

Kurabilirsiniz ama bilgisayarınızın bazı özellikleri -mesela işlemcinin uygun olması- desteklemesi gerekiyor. İnternette ararsanız gerekli özellikleri bulabilirsiniz.

Şayet bilgisayarınız uyumlu ise kurulum kısmı windows kurar gibi. Yalnız şöyle bir şey var; kurma işini yaparken bir yerde "kurulum ayarları" gibi bir yer var. İşte o yer çok önemli. Bilgisayarınızın donanımına göre özellikleri seçmeniz gerekiyor. Yoksa ileride bazı sorunlar yaşayabilirsiniz.

Ayrıca hatırlatmak isterim; ne kadar iyi ayarlarsanız ayarlayın, mac işletim sistemi en iyi performansı yine macbook'larda gösterir. Kuracağınız işletim sistemi orijinali gibi olmayacaktır.

Benim tavsiyem bu işten anlayan bir arkadaşınız varsa ona yaptırın. Ben öyle yapmıştım. Ama sonra sıkıldım openSUSE kurdum.

o da nesi? soru değişti peki bahsettiğim durumu(bkz: 2 yukarısı) karşılayabilecek bir öneriniz var mı?

linux(ubuntu,pardus,fedora vs..) kurup - üstüne virtualbox üzerine windows yükleyebilirsiniz. bu windows üzerinde pek oyun oynayamassınız çünkü ekran kartı destekleri pek iyi değildir.
yalnız photoshop da ekran kartı istemekte o yüzden kesin bir şey diyemeyeceğim.fakat photoshop oyun motorlarının istediği özellikler-pixel shader 3.0,antialiasing gibi- ister mi şüpheliyim."virtualbox photoshop" diye googlelarsanız bilgi alabilirsiniz bence.

Ben mac kullanacaksanız gidip bir imac ya da macbook almanızı öneririm. Almak istemezseniz Linux kullanabilirsiniz. Linux o oyunları direkt olarak çalıştırmaz. Bazı programlar -wine gibi- aracılığı ile bir kısım oyunlar oynanabilir. Photoshop konusu hakkında bir bilgim tam olarak yok. Hiç merak etmediğim için pek araştırmadım. Ama yanılmıyorsam adobe photoshop Ubuntu üzerinde stabil olarak çalışıyordu.

eger donanimlarinizin kext keyleri(mac'lerin driver lari) varsa pc ye yukledigin mac yine performansli olarak calisir. uyumluluk listesi icin

wiki.osx86project.org adresinden bilgisayarini bulmaya calisabilirsin. benim butun parcalar uyumlu o yuzden gayet guzel bir sekilde kullaniyorum

Lifehacker'dan resimli anlatımı şuradan:
lifehacker.com

dualboot candır. virtualbox vs olmadan aynı makinada birden fazla windows + mac os + bilimum linux olabilir.
ha ben win xp dışında bir şeyde rahat edemiyoum ne mac os ne windows.

Kafa buluyordur. Yılda zaten 1-2 tane böyle haber çıkıyor. En son sanırım philips mikrodalga fırın kullanarak altın yapmışlardı. Yok ama harbiden yapmışlarsa ben de işimi bırakır simyacı olurum.

nanoteknoloji ile nano altin uretilebiliyordu zaten. bunlar istesek makro da uretebiliriz demisler ama hani nerde.

bi taraflarindan sallamanin en guzel ornegi.
ha altin uretebilirler mi?
tabi ama sadece altindan altin uretebilirler. yani alirlar altini, 80 isleme sokarlar degisik bi hale getirirler. sonra derler ki; "bakin biz bu degisik seyden size altin yapacaguk, siz de bunu yiyeceksiniz..."

Simdi bahsettikleri iki Turk, zaten birkac yildir bu is icinde gibi (Google Scholar).

Bildigim kadariyla haberin kaynagi olan makale de su:
pubs.acs.org

Gel gor ki, medyamizin abartisi ile 'Altin Yaratildi' diye yayinlaniyor her bir yerde. Pek oyle degil. O haberde cok cok genel calismalardan ve _muhtemel_ uygulama alanlarindan bahsediliyor aslinda.

Bahsedilen peptit, yani protein parcacigi, altin _molekullerine_ baglanmayi seviyor ve nihayetinde Au(III) halindeki altin molekullerinin duzenli bir sekilde buyumesine araci oluyor. Yalniz bunu gozle gorunur duzeyde dusunmemek lazim, bu olaylar daha cok nano duzeylerde gerceklesiyor. Yani hadi denizlere salalim bi'seyler, sonra da gelir altin toplariz fantezisi daha uzak bir sure.

Ayrica, haber basliginin tersine, altini yoktan varetmedikleri bariz. Sadece etrafta halihazirda bulunan molekullerin, yine molekuler seviyede toplanmasini sagladiklarindan bahsetmisler makalede.

Kisacasi calisma guzel, gelecegi parlak, uygulama alani cok; ama ortada bir simyacilik yok.

Arkadaşlar yorum yapmadan önce bi verilen linki okuma zahmeti gösterseydi armis'in de dediği gibi adamların altını yoktan var etmediği ve şu an için gözle görülebilecek büyüklükte üretilmediğini anlayacaklardı. Başlık habercilerin gazı, ama olay doğru...

Bu güzide belgeselin altyazısı yok, ya da ben bulamadım. Bu güne kadar da türkçe dublajlı belgesel ripleyen de görmedim. Bilim çaresiz efendim.

nat geo 'yla irtibata geçip bir daha yayınlanmasını talep edebilirsiniz.

programın alt kısmında yeşil bir tik varmı?

torrent'e yeni başladıysan arayüzü ve neredeyse otomatik konfigrasyonu olduğu için bitcomet kullanmanı tavsiye ederim. eklediğin resimden kullandığın programın ne olduğunu anlayamadım. bitcomet'i bir dene onda yaşayabileceğin her sorunun çözümü hakkında yardımcı olurum.

utorrent iyidir.

iyi de hiç seed yok gibi gözüküyo. kimse seed etmiyosa zaten kimseden indiremezsin. daha çok kaynağı olan torrentleri denesen

Bana sorarsan bir tracker sorunu yaşıyorsun. DNS ya da proxy kullanmıyorsan ve o torrentler pirate bay üzerinden paylaşılıyorsa bunun olması normal. Çözüm için (bkz: opendns)

Diğer bir seçenek ise eklediğin torrentlerin ölü olması olabilir.

Dövmeyi severim.
Kadınları da severim.
Güzel, dövmeli kadınları daha çok severim.

Hoşuma gider dövmeler benim. Özellikle omuz ve sırt bölgesine yapılanlar. Tanıdığım bir hatunun sırtında, sırtının neredeyse tamamını kaplayan kanatlar vardı. Ben aşırı seviyordum o kanatları. Çok çekici geliyorlardı ki hala da çekici geliyor. Güzel ve çekiciler benim için.

eğer kalıcı dövmeden bahsediyorsan çok dikkatli davranmak lazım diye düşünüyorum. çünkü o an için anlamlı gelen bir şekil 2 yıl sonra anlamını yitirebilir. o dövmeyi kazıtmak çok masraflı ve acılı bildiğim kadarıyla.
öte yandan erojen bölgelerine dövme yaptıranlara gıcık oluyorum. bence ideal bölgeler omuz-kol-sırt-göğüs ve diz kapağıyla ayak bileği arası.

Dövme vezir de edebiliyor rezil de. Kimi kızı çok ucuz gösteriyor kimisine seksapel katıyor. Ama bunun formülü yok, yani aynı dövme aynı yerde farklı iki kişide farklı görülebilir. İnsanın genel tarzı, vücut tipi, ten rengi hepsi etkiler bence sonucu.

dövme olayı çok beter olmuş. herkes dövmeli olmuş. dövmesi olmayanlar daha seksi olabilir ilerde..

bir iki ekleme yapmak istiyorum.
tramp stamp denilen kıç üstü dövmelerden kaçının. yaşlılıkta çok pörsüyebilecek yerlerden kaçının. bir de ben sırtta dövmeye anlam veremiyorum. görmüyorsam ne manası var?

dövmenin yapıldığı yere ve dövmesine göre değişir.
ense, ayak, omuz, sırt gibi yerlerde güzel dövmeleri seviyorum.
..ve fakat koldaki kapkara kocaman bir dövme bana itici geliyor, bacakta da öyle.

Dövmeli erkekte aynı zamanda faça da yoksa ve sokak dövmesi - rengi solmuş, çizgiler yamuk yumuk - yaptırmadıysa güzel duruyor.

Kadınlarda klişe dövmeler bile güzel duruyor. omza yaptırılmış bir kelebek, melek. göğse yaptırılmış çiçek, böcek vs.

Kadınlarda en çok hoşuma giden sırttaki ve bilekteki dövmeler.

Erkeklerin yaptırırken daha dikkatli olması lazım yalnız. Aşağıdaki linkteki "high voltage" dövmesini kasığıma yaptıracaktım, evdekiler görmesin vs gibi sebeplerden.

www.aricaasansor.com

Kız arkadaşımdan fikrini söylemesini istediğimde, şimdi tamam da ya 40 yaşına geldiğinde bir kadınla birlikte olurken "bir problem" yaşarsan seni yerin dibine sokmaz mı bu dövme yüzünden diye aklıma kurt düşürdü.

Özetle ömür boyu anlamlı kalabilecek bir dövme olursa daha iyi...

bence kimi el yapımı, başarısız dövme de çok "kuul" olabiliyor. sonuçta dövmenin esası el yapımı olmasındadır, makine mertliği bozmuştur. :)
hatta ben bazı hapishane dövmelerine de hastayım. dirsekte örümcek ağı mesela. ya da şu rus mafyasının dizindeki yıldız. ya da jakuzaların (o ne be jakuzi gibi yakuza diyceğidim) dövmeleri.
sonra zararlı olduğu söylense bile glow in dark dövmeler var. beyaz dövmeler var.

bence siz stumble upon kullanıyorsanız aramaya tattoo yazın ve binlercesi önünüze gelsin.
hem de kızlı mızlı :P

a3 kağıdı al. araba falan tasarla..

gitar çal.

1-armorgames.com
2-takip edilesi bloglar

kitap oku, film izle
uzun zamandır görüşmediğin insanları ara hal hatır sor

yat uyu.

evi temizle. sonra duş al. akşam olur zaten ondan sonrada iki birayı haketmiş olursun zaten.

Bittorrent programını indir. bakabt.com'dan bir üyelik al. Gözüne kestirdiğin bir animeyi indir. DVD-Rip bir film olursa çabuk iner. İzle.

(bkz: porno)

bilimum tolkien kitapları oku.yoksa guitar hero çal oda yoksa extremefunnyhumora gir.duyuru oku(çok zevkli oluyor bazen).

(bkz: sourgaming)

(bkz: sıvaz)
gayet iyidir .elektriğini alır adamın.
not:erkek olduğunuz varsayılmıştır.

orman kebabi yap.

oku!

küweti doldur, mp3ünü kulağına tak, tütsü yak, peeling yap banyo sonrası krem sür,ılık süt iç, yat. film al, dondurma ye, ya da soğuk bi bira aç. boş bi kağıda durum değerlendirmesi yap, uzun zamandır yapmayı planlayıp, unuttuğun üşendiğin şeyleri yaz, başucuna as. dolabını aç, son bi senede giymöediğin ne varsa, emin ol bi daha da giymezsin, ayıkla, at, vereceklerini belirle, dolabında yer aç, neye ihtiyacın olduğunu belirle. yeni bi yemek dene, akşam ailene yedir ya da bi arkadaşını davet et...

şimdi, fransız diyorsunuz da burada ne tepki alacağınız kişiden kişiye çok değişiklik gösterir. karşınızdaki fransız değilmiş de amerikalıymış ve iş hayatından bir türkmüş gibi düşünün.

fransızca, fransa ve fransızları yeteri kadar duymuş ve görmüş biri olarak en fazla bunu söyleyebilirim.

Fransızlar ile çalıştım. Pek uzun sürmedi ama çalıştım. Olaylara bakış açısı kişiden kişiye değişse de genel olarak şunları şöyleyebilirim;

- Benim çalıştığım beyler öyle çok resmi giyinen kişiler değidi. Siyah, güzel bir pantolon, genelde desensiz bir gömlek, ceket ve siyah ayakkabı giyerlerdi. Bazıları kıravat bile takmazdı. Bu yüzden ne çok resmi ne de çok salaş giyinin derim.

- Fransızca biliyorsanız kesinlikle fransızca konuşun. İki taraf içinde işleri kolaylaştıracaktır. Ben fransızca bilmiyorum ama telefonda ya da yüzyüze konuşurken "bonjour" diyerek başlardım. Hoşlarına giderdi açıkçası.

- Bu arkadaşlar zaman konusunda titizdirler. Şu iş şu zaman olacak dediğiniz zaman o saatte yapılması gerekir. Yoksa problem çıkrtırlar ki haklıdırlar.

- Son olarak; tartışmaya girmeyiniz. Haklı bile olsanız bunu yapmayınız. Haksız çıktıklarında pek yediremezler.

Not; Dediğim gibi, bu yazdıklarım benim 1 ay gibi bir sürede gördüklerim. Her fransız aynı olmayabilir. Bu dediklerim iş görüşmesi yapacağınız kişi üzerinde geçerli olmayabilir. Bence nasıl biriyseniz öyle davranın.

Zonealarm anti-virüs [Firewall olanı değil] yahut panda anti-virüsü deneyebilirsiniz. İkiside fazla uyarı vermez ama panda sistemi zorlar biraz.

(bkz: eset nod32)
(bkz: panda cloud)

ucretli: nod32
ucretsiz: avira antivir

info: mcafee virusscan enterprise 8.7.0i kullaniyorum. baska birsey deneyim dedim.

Nod sistemde var mı yok mu belli değildir, hiç kaynak kullanmaz neredeyse. Ancak avira da nod kadar olmasa da az kasar ve son bir yıldır feci atılım yaptı. O nedenle makina çok eski değilse avira, çok eskiyse nod32.

kasperden ötesi yalan.kasarsa eski versiyon kurun güncelleniyor.

bir çok antivirüs programı kullanmakla birlikte daha dediğiniz özelliklerde bi tanesine rasgelemedim (: antivirüs programının içine virüs girdikten sonra kullanmayı bıraktım (bkz: norton ) virüs istemiyorsanız = bkz: mac os x = oha lan! ^^

Notre-Dame de Paris - Garou - Belle

Notre-Dame de Paris - Garou - Belle adlı şarkıyı arattım videosunu buldum emuleden indirdim ve çok beğendim.haraketli değil, gaza getiriyormu hayır, kalabalık bir grup dıt dıt dıt dıra şeklinde meydanda dans ediyormu :) hayır. peki şarkı güzelmi evet.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

Bunlardan biri olabilir mi? Aklıma bu 4 notre dame de paris parçası geldi.

youtube linklerine bakamadım ama musikalden bir sahne değil. Dans ettikleri yer bir meydandı. Ayrıca müzikal ile ilgili olan tüm şarkıları dinledim hiç biri değil.

en baştan söyleyeyim sallıyorum , mozart l'opera rock - tatoue moi

iyi sallamışsın değil :((

fransızca degil ama bir mekanda dans ediyorlar:))

www.youtube.com

yapılamıyor olsa gerek maalesef. yani gömülü altyazı varsa o öyle kalıyor..

gömülü mü? mümkün değil gibi görünüyor. yani teorik olarak mümkün de baya bir uğraştırır :)

teorik değil yazılım olarak da mümkün ama kimse bunu için image processing olayına girmez heralde :)

srt versiyonu yok mu?

yeniden indireceğim artık mecburen. ya izlemediğim bi filmdi arayıp buldum şansıma altyazısı gömülü versiyonu çıktı.
teşekkürler yine de.

ese.dizialtyazi.info

Ese-Rip kullanarak alabiliyorsunuz ama çok uğraştırıyor. Softsub, yani altyazı gömülmemiş sadece eklenmiş halini bulursanız onu indirin.

altyazıyı oradan silemezsin sanırım istediğin şey bu. tombraiderdan angelina jolieyi çıkarmak gibi birşey dediğin

avi mi, mkv mi? uzantısına dikkat edin. çoğu player tüm uzantılar için aynı simgeyi kullanıyor. eğer mkv ise altyazıyı silmek çok kolay.

avi dosyası mkv olsa yöntemi biliyorum çok sağolun.

Berserk'i seven Monster'ı da sever. Hollywood'da sinema uyarlaması çekiliyordu vizyona girmeden izlemenizi öneririm.

Rurouni Kenshin'in OVA'ları da tatmin eder. Arada geçenleri merak ederseniz sonra dönüp televizyon serisini de seyredersiniz. Ama 6 OVA izlenmeye değer.

ninja scroll'u tavsiye ederim..

al sana matrix'in babası serial experiments lain. şöyle bir anime ki ilk dokuz bölümden hiçbişi anlamayacaksın. ama sonra öyle bir 4 bölüm geliyor ki, beyninden vurulmuşa dönüyor insan. matrix gibi bu gerçek mi sanal mı sorgulamasına yol açıyor dolaylı olarak. sıradan animelerden farklı birşey bu.

texhnolyze. bu anime de serial experiments lain yazar/çizerlerinin elinden çıkmış bir anime. zaman öyle bir hal almış ki insanların uzuvları robotlaştırılabiliyor. kolunuz mu koptu star wars'taki gibi şahane bir metalik kol takabiliyorsunuz paranız varsa. makineleşmenin insan evrimi üzerine olan etkilerini anlatır gibi dursa da lain serisi kadar derinlikli değil. cyberpunk türünün güzel animelerinden.

texhnolyze afro-samurai çizgisine daha yakın. lain de ise bazen boş kağıdın üzerine çizilmiş elektrik direklerine bakıyormuş gibi hissettiriyor size. sanki daha tamamlanmamış gibi. neden elektrik direkleri_? çünkü seri de çok önemli bir yer tutuyor bu direkler.

eğlenceli birşeyler dersen full-metal alchemist.

Animatrix'in başı 3D olarak yapıldı. Şayet 3D animeler hoşunuza gidiyorsa Appleseed [2004] ve Appleseed: Ex Machina [2007] Final Fantasy VII: Advent Children [2005] hoşunuza gidebilir. 3D değildir ama Gankutsuou adlı animenin çizimleri başka hiç bir animede yoktur. Eminimki hoşunuza gidecektir.

Byousoku 5 Centimeter, Howl's Moving Castle, Ghost Hound, Ergo Proxy, hellsing ultimate, Shigurui, Texhnolyze, Steamboy animelerinin de çizimleri ve konusu güzeldir.

Ayrıca indireceğiniz animeleri kaliteli grupların sunumlarından indirin. DVD-Riplerde KAA, Blu-ray-Riplerde THORA tercih edin. Mesela Byousoku 5 Centimeter ve Howl's Moving Castle animeleri THORA'dan, Gankutsuou ise KAA'den indirin. Zaten anime indirdikçe hangi grupların daha kaliteli olduğunu kendiniz görmeye başlayacaksınız.

supersiniz hattori hanzolar

wd iyidir.

smartdisk hakkında bir şey diyemeyeceğim, fakat WD candır, hatta piyasanın lideridir. 10 lira verip WD almak iyidir.

bu cihazın içinde samsung sabit disk var. yanında duran hayvani fan istersen çalıştırılabiliyor, istersen durdurulabiliyor.

bu tarz ürünler alınırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus cihazın masa üzerinde dikey olarak değil de yatay olarak durup duramadığına dikkat edilmesi (dikey duran WD my book'um el çarpması sonucunda yatay konuma gelince cortlamıştı). Smartdisk masa üzerinde yatay duramıyor.

media markt'ta şunu 179 liraya satıyorlar: www.hepsiburada.com

Verilen linkteki hdd'yi 3 aydır kullanıyorum. Hdd uzmanı falan sayılmam ama kötü bir ürün olmadığını, fanının çok iyi soğutma yaptığını ve performansının da iyi olduğunu söyleyebilirim. Ama her zaman için seagate tercih ederim.

torrent bilgisiyle alakası yok, bir şekilde torrent'e bulaştıysan pc bilgin olduğu kabul edilir. ben de yeni bulaştım dolayısıyla seni en iyi anlayacak benim galiba :) öncelikle hızının 1024 olduğunu kabul ediyorum. 24 ile seyrediyorsa muhtemel sebepler şunlardır:

1. upload hızın çok fazla bağlantının çoğunu bu yiyor o yüzden yavaş gidiyor. torrent'e bulaştıysan bir de netlimiter'a bulaş o upload hızını düşür.

2. çektiğin dosya eskiyse seeder sayısı leecher'dan az ise (yazar burda anneye anlatır gibi anlatması gerektiğini hatırlar ve seeder besleyen, dosyayı çektiğin kişi sayısı; leecher ise dosya çeken sömürücüler der) dosya hızının o seviyelerde olması normaldir. ben dexter'ın 2 sezonunu o hızda çektim 3 gün full açıkken bitti.

3. bu dediklerimi yapıp da güncel bir dosya çekerken hızının 100'lerde gezinmediğini farkedersen bağlantı ayarlarında kesinlikle problem var.

bykush'un 1. yazdığına düzeltme olarak: boşver netlimiter'ı, cfosspeed kullan.

2. yazdığına benzer olarak: dosyayı paylaşan sayısı (seeder) azsa 24'le indirmen normaldir. bunun yanında bir de dosyayı şu anda indiren sayısı çoksa sana ulaşma hızı da düşer doğal olarak.

portun kapalıysa düşük hızlarda indirmen normaldir. port açman lazım. (modem marka ve modelinle birlikte "port forward" "port yönlendirme" "port açma" anahtar kelimeleriyle arayabilirsin.


edit: utorrent kullanıyorsan options > speed guide > test if port is... kısmına tıklayarak port açık mı kapalı mı öğrenebilirsin.

Torrent hızını arttırmak için port açmak pek işe yaramaz. Port açmak emule gibi programlar için geçerlidir. İndirme hızı düşükse ya internet bağlantınızda bir sorun vardır ya da indirmeye çalıştığınız torrent'in seed/leech oranındadır sorun. Diğer arkadaşın dediği gibi upload hızı fazlayasa da hızınız düşebilir. Bunun için ek bir programa gerek yok. Torrent işlemcisinin içinde [bittorrent, utorrent vs.] ayarlar kısmından sınır koyabilirsiniz. Ben çok denedim ve kanımca en iyisi upload hızını 10 olarak belirlemek. İndirme yapmak için özel tracker [private tracker][Demonoid, bakabt vs.] tercih edin. Herkese açık trackerlarda [public tracker][Mininova, bjunkie vs.] çok fazla seed etmeden kaçan kişi var. Son olarak ben de wireless ile bağlanıyorum. 1 mb internet hızı ile 105 kb/s ile indiriyorum.

cfos'u yıllarca kullandım geçen sefer yüklemek için aradım. pro olanı buldum, yapamadım, kaldırdım, bütün her şey gitti, toparlayamadım, format attım, normal olanı yükledim, torrent'e link attım, hiç bir şekilde yükselmedi hızı, kaldırdım, netlimiter kurdum, sonra farkettim ki dexter'ın seeder'ı azmış. bir daaki formatta cfos deniycem, sanal uykuya katılıyorum, cfos candır.

@gyroscope: programın içinden uploadı düşürünce download'da düşüyor, yoksa bu kadar insan netlimiter kullanmazdı ;)

eğer utorrent kullanıyorsan mesela upload hızını 15 kb/s yapsan bile tracker senden 30-40 arası çekebilir ve sen bunu farketmezsin. en azından utorrentte böyle.

Subtitle Workshop ile yapabilirsiniz. ctrl + f yapın ve çıkan ekrandan ara ve değiştir sekmesine gelin. Tek tıklamada yapabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi;

divxplanet.com

[En başta anlatılan türkçe karakter düzenleme işini yapmayı unutmayın.]

ms worde kopyalayıp bul ve değiştir seçeneğiyle yapabilirsin kolay şekilde.

notepade sürükle bırak alt yazıyı onla da yapabilirisn. büyük küçük harfe duyarlı olsun ama bence

bul - hepsini değiştir standartmış text editörlerde. mac'te textedit ile hallettim.

Eğer binada Digiturk kullanan varsa onlarla anlaşarak Twin LNB takarak aynı anda kullanabilirsiniz. Ayrıca kurulum ücreti 20 lira değil 40 liradır.

anteni kendiniz sökebilirsiniz evet, yeni gideceği yerde çanak varsa , daireye hat geliyorsa sedece receiverı kullanabilirsiniz. ibz öyle yaptık en azından. çanagı da lazım olan bi arkadaşa verdik.

Müşteri temsilcisi ile kavga edin. Ciddi söylüyorum. Ben, temsilcilerle kavga ederek bir çok sorunu anında çözüyorum. 3 gündür beklenen teknik servis 5 dk da gelebiliyor, nakil ücreti alınmıyor ve gerektiğinde kumandadan dekodere sokulan kartlar eve kadar geliyor.

Sert çıkın ve üyelik iptalinden dava açacağınıza kadar bir sürü şey sayın. Sorun çözülür.

benzer durumda yeni taşındığım yerdeki uyducularla montaj pazarlığı yapmış ve 20 tl ye anlaşmıştım. kablo ve uydunu söküp yanında götürmeyi unutma tabi.

Ha bir de sonradan aklıma geldi. Hiç iptal ettirmeyin nakilde yaptırmayın öylece sizin adınıza kayıtlı kalsın. Receiverı al götür Bursa'ya bi çanağını Eutelsat'a çevir bak keyfine. Ailen de senin adına parayı yatırsın. Bitti gitti.