rpg oyna. dragon age origins, star wars knights of the old republic, witcher falan.

daha başka?

gta
sims
max payne
ve bilimum yazı içeren oyunlar.

özellikle kelime düzeyinde çok faidesi oluyor. ama ne olursa olsun önemli olan algıları açık tutmak...

e ben bunları oynadım. daha başka yok mu yav?

ya öğrenmek isteyene her oyun yararlı olur. orta ve üzeri seviyede gramer bilginiz olduğunu var sayarsak alt yazılar ve diyaloglar içeren her çeşit oyun işinize yarar. ben oynamış olduğum oyunlardan ve ingilizceme etkilerinden örnekler vereyim:

age of empires age of kings ve the conquerors: strateji oyunlarının temel terimleri, asker çeşitleri, bina isimleri vs.

red alert 2 serisi: yine temel strateji, ara videolar ve ünite replikleri oldukça akılda kalıcı. yine bina isimleri falan filan.

need for speed 2, nfs 3 hot pursuit, nfs underground vs: arabaların aksamları, yarış terminolojisi vs.

gta serisi (hastasıyım): gta 2, gta 3, vice city, san andreas bunların hepsini arka arkaya üçer dörder kere bitirdim. ingilizceme olan katkıları yadsınamaz. her şekil cümle kuruluşunu duyabilirsiniz, çeşit çeşit kelime öğrenebilirsiniz.

diablo 2: yine uzun yıllar oynadım, birçok kere bitirdim. en başta yaratık öldür görev yap level atla olayındaydım, sonradan karakterlerin bütün diyaloglarını okumaktan, gidişatı anlamaya çalışmaktan zevk aldığımı keşfettim, tekrar tekrar oynamaya başladım. rpg oluyor bu, bunda da fantastik terimlerle ilgili kelime dağarcığınız gelişir. yok werewolf, firebolt, raise skeletal mage, fist of heavens, blizzard bilmemne.

size tavsiyem altyazılı diyaloglu 3d shooter'lar veya gta benzeri oyunlar.

assassin's creed oynayabilirsiniz. orada baya konuşuyorlar, görev falan veriyor işte işinize yarayabilir.

rome total war, medieval total war 2, empire total war. bu tip oyunlar dolu dolu olur ingilizce yönünden.

adventure oyunlarda deneyebilirsin.cokca diyalog barindirir ve genelde alt yazi imkani da bulunur. grim fandango tavsiyem. biraz zor ve eskidir ancak.

gantz ve hellsing ile baslayabilirsin.

death note elbette!

Karanlık atmosfer deyince aklıma ilk olarak Aoi Bungaku geldi. 5 farklı kısa hikayeden oluşuyor.

Hellsing ve Hellsing ultimate yeterince karanlık.

Texhnolyze, Serial Experiments Lain de oldukça güzel ve karanlık atmosfere sahip seriler.

Kenpuu Denki Berserk iyidir.

Farklı tarzda sayılabilecek ve Japon kılıç kullanma sanatını oldukça güzel gösteren Shigurui var.

xxxHOLiC serileri fena sayılmaz.

Bunlar dışında Bounen no Xamdou, Black lagoon, Fullmetal Alchemist ve yeni yapımı Fullmetal Alchemist: Brotherhood, Claymore, Mobile Suit Gundam 00, Mobile Suit Gundam 00 Season 2, Terra e..., Shinseiki Evangelion, Freedom, Ergo Proxy, RahXephon izlemenizi tavsiye edeceğim animeler.

Aklıma şimdilik bunlar geliyor.

ghost in the shell 2
berserk
ergo proxy
claymore
elfen lied
akira
code geass
grave of the fireflies
blade of the immortal

ayrıca kesinlikle
great teacher onizuka
slam dunk , izlenmelidir ( bu son ikisi çok eğlencelidir pek isteğiniz dahilinde değil ama tavsiye etmeden edemedim )

iyi seyirler şimdiden

@gyroscope

yav şeyi sorcam ben , bu fullmetal alchemist brotherhood u takip edemedim ben ilk 20 sini izledim diye hatırlıyorum sonradan araya kaynadı , ilk seriden çok farklılaşıyo mu yoksa aynı çerçevede mi devam ediyo ?

FMA bayağı uçuor, ilk seriyle alakası kalmıyor neredeyse. Ayrıca başlarda çok tutmamıştım, sonradan güzelleşiyor.

telefonun gümrükten geri gönderilme yada el koyulma ihtimali çok yüksek. japonyadan dx ile telefon almıştım gelmedi ya geri gönderdiler yada el koydular bilmiyorum.

Vergisini filan geçtim telefonu türkiye'de kaydettirmek lazım kullanabilmek için. onun için de yurt dışından yeni dönmüş birisi lazım. her türlü sıkıntı.

trde de o fiyatlarda zaten hafiz ugrasma hic. amerikadan sadece yeni alirken farkediyor.

boşuna uğraşmayın o kadar fazla prosedür var ki o telefon elinize gelmez. yani ucuza almaya çalıştığınızı varsayarak söylüyorum. gümrük müşaviri tutarak alabilirsiniz. o da iki katı paraya mal olur.

yanlış hatırlamıyorsam 2008den itibaren posta yoluyla yurt dışından telefon getirmek mümkün değil. gümrükte direk geri gönderiyorlar diye biliyorum. biraz araştırmayla nette kesin bilgi bulabilirsiniz.

gitti gidiyor ve donanımhaber forum da satan birilerini görmüştüm. bir bakın isterseniz. kulaklık pedi olarak aratın.

sanırım kaybolan nesneyi tanımlamaya çalışırken kıvrandığım anlaşılmış. heh işte kulaklık pedi. doğubankta falan olsa gerek gitmeye değer mi acep?

he evet doğubank ta olduğunu da okumuştum ama ne kadar doğrudur bilmem.

e-bay.

mary jane ve babası ile ilgili meseleler daha çok.

Sanırım harry'nin babası kafayı kırıp kötü süper karaktere dönüşüyor ve bizim spiderman tarafından öldürülüyor. harry iti önce sadece spiderman'e kıl oluyorken sonra bir öğreniyor ki meğersem peter parker, babasının katili spidermanın ta kendisi. tabii arada bilindik bir kız mevzusuda yok değil. (alkol promil 150 civarı bu saatte ancak bu kadar özetleniyor. ii geceler.)

adium'un genel sorunu bu sanırım. çaresi var mı bilmiyorum ama mail aşmış br program olduğundan büyük dosya oldu mu direkt mail ile göndermeyi tercih ediyorum ben.

libpurple kullanan butun msn yazilimlarinin sorunu bu malesef. direk baglanti acamadigindan oluyor, microsoft serverlari uzerinden yolluyor. bildigim kadariyla bir caresi yok.

Bu arada Pidgin'in 2.7.1 versiyonunda MSN protokolü için "direct connection" desteği gelmiş gözüküyor. Eğer libpurple'da yapılan bir değişiklikse bu yüksek ihtimalle yakında Adium'a da gelecektir.

haggard?

sentenced. kendi tarzının en iyi grubu açık ara.

@kksa

haggard dinliyorum.saol

power ya da progressive artık hangisiyse bilemicem: blind guardian..

edit: power'mış..

d'arch yerli ve kaliteli bir grup.
theatre of tragedy, epica ve nightwish'i söylemeye gerek yok sanırım...

opera IX - alone in the dark albümünü bir kez olsun dinlemek gerek bence.

depressive black metal olarak erhabenheit var, kendimden başka bir dinleyenle karşılaşmadım şimdiye kadar.

Amorphis, Elegy albümü. Amorphisi bilen de bilmeyen de çok var, yine de yazayım dedim. Hatta unirock'a gelecekler de ben gidemeyecem sanırım...

aesma daeva
imperia

(bkz: diablo swing orchestra)

Dornenreich, Belenos, Illnath, Sobre Nocturne, Sylosis, Before the Rain, Mael Mordha

www.youtube.com

Empyrium ve Estatic Fear seven birisi olarak aşağıdaki linklerden dinlenebilecek müziklerin de sevilebileceğini düşünüyorum (salt senfonik black/death metal değil pagan, neo-folk, avantgarde metal gibi yakın türler arası kısa bir gezinti)

Grailknights-Grailknight's Heart grooveshark.com

Riger-Streyf grooveshark.com

Dornenreich-Erst deine Träne löscht den Brand grooveshark.com

Dornenreich, Unruhe grooveshark.com

Orplid-Gesang der Quellnymphe grooveshark.com

Illnath-Pieta grooveshark.com

Nocte Obducta-Atme grooveshark.com

Mirzadeh-Precious Death grooveshark.com

Gods Tower-Twilight Sun grooveshark.com

Om-State of Non-Return grooveshark.com /görsel-işitsel de değerlidir www.youtube.com

Gwynbleidd-Egress grooveshark.com

Novalis Deux- Wild Horses grooveshark.com
………….
Tüm liste grooveshark.com
ses kalitesi ve arşiv bakımından youtube’dan daha iyi bulduğum için linkler grooveshark’a aittir.

mx 260 modeli 15-25 lira arası fiyatlarda bulunabilir internette. ben kullanıyorum, bass kalitesi şahane. sony telefonum için gerçekten güzel bir çözüm oldu.

sennheiser mx160 kullandım bir ara spor yaparken (normalde hd218 var), sony'nin 50 liralık kulaklıklarından on kat iyidir. pmx 80 alınca biradere verdim. 20 lira filan fiyatı olması lazım yanlış hatırlamıyorsam.

mx 80 kullandım.ses kalitesi acısından bi sorun görmedim duymadım.tek handikap sesi cok acınca dışarıyada bir miktar yayın yapıyorsun. bu arada mx 80 cok cabuk bozuldu nedendir bilmem.su an mx 160 kullanıyorum.gayet sorunsuz.

bütçe yaklaşık ne kadar?

her zaman iyidir; boss mt-2

nacizane daha (bence "en") iyisi; ehx metal muff

biraz daha yeni nesil metal soundları için; boss metalcore ml-2

daha başka alternatifler var tabi; ama bütçe zorlanıyor malum..

www.srvmusic.com

Boss DS1- Distortion $49.
Ama bence ver 100tl Add+ al türk malı mis gibi de pedalları var.

100-150 tl arası halletsem diye düşünüyorum. ebay'de metal muff 80 dolar civarına bulunabiliyor, güzel bir alternatif gibi. öle hardcore'a, metalcore'a çok meyilli değildir benim gibi o da :)

add alsam ne hangisi gider bu elemana?

80 dolara bulabiliyorsan metal muff'ı, bir saniye bile düşünme derim.

cgi.ebay.com

benim bulduğum microymuş ama güzel gözüktü gözüme. öte yandan kadıköye de bir uğrasam iyi olacak gibi, zaten daha var doğum gününe. Teşekkürler.

Acer'in sitesinden ses sürücülerini indir. Win7 için yoksa vista için olanlara bak genelde çalışıyor.

aynen sıteye gır vısta ıcın yoksa bıle xp surucusu varsa yukle bır problem cıkarmıyor bunun yanında yıne yaparsa bilgisayarım sımgesıne sag tıkla yonet de ordan aygıt yonetıcısıne gır acılan yerde donanımını gosterır bak ordan kırmızı carpı varsa ona gel sag tıkla donanımı calıstır de eger sarı soru ısaretı varsa ona gel surucuyu guncelle de ozaman sorunun cozulur

Acer'ın sürücüsünü yüklerken hata veriyor, bilgisayar mikrofonu hiç görmüyor, aygıt yöneticisinde hiç sorun görünmüyor...

Ooooff offfff....

www.ikea.com.tr

urun.gittigidiyor.com

önemli olan lamba değil ampül.
sarfiyatsız bol aydınlıklı bir ampül al, ısınmaz (böylece altında beynin pişmez), az elektrik harcar ve çok lümen verir.

deliberte çok iyi demiş, masaya mengeneli olanları deviremezsin, diğerleri kağıda yaklaştırılınca dengesizleşir devrilir. ikea'dakiler güzel, kullanışlı, ucuz. tabi ki çin malı.

Bankalar caddesinden içeri doğru girince, hiç de tarif edemedim ya, orada çok çeşit var. önemli olan akrobat alacaksan masaya mengene ile tutturulabilmesi, öteki türlü masada bir de lamba kaidesi sıkıntı verir büyük paftalarda, ya da mesela benim hiç akrobatım olmadı ama hep bir düzenek kurdum, üstte bir raf monte edip oraya koydum vs, böyle bir düzenek kurarsan akrobata çok da gerek kalmaz ya da ille de akrobat olsun diyorsan kaideli de alabilirsin.

bende bir tane akrobat var, yurdu bosaltacagim icin size hediye edebilirim.

bogazici univ.deyim. pazar gecesine kadar gelip bakabilir, eger isinize yarayacak gibiyse alip gidebilirsiniz.

hem sozluk hem de duyurudaki mesaj fasilitelerini kullaniyorum, buralardan ulasabilirsiniz.

Bir süredir ikea'dan aldığım standlı lambayı kullanıyordum zaten. Lamba şık ama önce bi bozuldu, anahtarı değişti, şimdi de çalıştırınca yanık kokuyor filan alev alacak diye tırsıyorum. Yani öneriler ikea hariç olsa daha iyi, yazmayı unutmuşum :) Uzun çalışmalara dayansın vs.

bölüm-okul filan belirtsen? böyle yuvadan uçan kuşlar filan geldi bi tek aklıma o da saçma yani :)

@lol diğer sorularında kürtaj ve kpss olduğuna göre üni mezuniyeti olduğunu tahmın edıyorum.

Yepyeni... şimdi çıktı bu tasarım

yfrog.com

sanki gördüydüm böyle bi şey ama; elinde diploma, kafasında kep olan cin ali nasıl?

sorun adaptör girişindeyse verilerin sağlam olması lazım. içindeki hdd zaten bilgisayarlarda kullandığımız hdd ile aynı. masaüstü pc varsa direkt sök hard diski bilgisayara tak. garantiyi salla gitsin, 300 dolara 2 TB filan alırsın bugün neticede.

300 dolar isteyen de şerefsizin bayrak taşıyanıymış, o şahsiyetle alakanı kes.

en yakın mağazaya gidip durumu anlatsan?

dvd'nin jelatinini açmadıysan zaten ne olursa olsun 7 gün içinde geri almak durumundalar.
ama zaten yanlış göndermişler, bi çirkeflik yapacaklarını zannetmiyorum. telefonla görüşün.

os x kullanılacaksa kesinlkle macbook.

os x hardware'le bir bütün halinde çalışır. farklı donanıma kurunca çok sorun çıkarıyor. uğraşırım dersen o ayrı.

sorunlardan haberdarim evet, kendi bilgisayarimda da hackintosh kullandim zaten. fakat asil merak ettigim ikinci el macte ne sorunlar cikabilir.

ah zoooo... mac'ler çok dayanıklı aletler. benimki 5. zafer yılına girdi. yalnızca 3. yılında fan değiştirdim o da extended warranty'm vardı, para vermedim.

ama pili kötü durumda, ticari ömrünü tamamladı yani. pek fazla çıkarmıyorum prizden. bir önceki ibook'umun da pili bitmişti böyle. başkaca bir sorun olmadı. bataryaların ömrü 300 cycle oluyor, eğer almadan önce görebiliyorsan aleti, kaç cycle'da olduğuna bak. piller de ucuz diil hiç:/

bugüne kadarki mac maceramdan edindiğim deneyime göre, eğer macbook'unuz (veya hangisiyse elinizdeki) ilk çalıştırdığınızda sorun çıkarmıyorsa (ölü pixel, inverter hatası, kötü ram, motherboard sorunları) bir daha da çıkarmıyor.

gecenlerde eksiduyuruda bir duyurunun icinde cok uygun bir macbook pro ilani vardi, bulabilirsen ona bakmani tavsiye ediyorum. hangi baslikta oldugunu hatirlayan birileri illa ki vardir :/

jonglörler, ortalıkta uçuşan renkli renkli kurdeleler, müzik, gürültü, çok fazla gürültü! =)

library.thinkquest.org

www.chinatour.com

www.thailandbuddy.com

www.fertilizethemovie.com

lr.china-embassy.org

www.lakbaypilipinas.com

www.stayz.com.au

www.littletonlakegastonfestival.org

böyle yeşil bir alanda konserler. yeşil alan önemli bir şey festivalde.

ilk önce müzik, yeşil ve geniş alan, kalabalık, standlar, yiyecekler içecekler eheh

www.youtube.com

Juggling fest - Sundance, Tekirova, Antalya

6 raflı ve derinliği, uzunluğu, genişliği biraz geniş bir kitaplık düşün. boyu yaklaşık 2.15, eni yaklaşık 1.50 civarı, derinliği de 30 cm gibi.
şimdi bunun yanında aynısından bir tane daha düşün. rafların yeri vs. aynısı. ikisi birbirine monte. ama ikinci kitaplığın sadece üstten 3 rafı var. diğer 3 raf yerine de çalışma masası var sadece, ve masanın köşesinde portatif, tekerlekli bir çekmecelik, çöp kovalık zımbırtı.

anlatmaya çalıştığım şey, bizimkilerin, iki raflı kitaplık istemem karşılığında yaptırdıkları kitaplıktır. malzemeyi de biz aldık, ucuzcaya geldi. anlatmaya çalıştım ama belki kendiniz çizmeye çalışırsanız gözünüzün önüne gelebilir, kağıtta. olmazsa bir fotoğraf yollarım en uygun zamanda. başta bana da pek sıcak gelmemişti bu tasarım ama sonradan sevdim, rahat rahat kitaplarım, çalışma masam, eşyalarım yer alıyor.

ben de aramıştım birkaç çeşit kitaplık fotoğrafı internette, çok parlak şeyler bulamayınca babamın bu tasarımını kabul etmiştim.

kolay gelsin yine de...

şöyle çok eneteresan bir şey var: bunlardanistiyorum.com

tüm kitaplar buna koyulmaz, ansiklopedi de zor tabi ama şık bir şey.

ağaç şeklinde kitaplık görmüştüm bir sitede, yaptıracak olsaydım öyle bir şey yaptırırdım herhalde. yeşil renkli ahşaptan yapılmıştı.

www.toxel.com
www.lushlee.com

önemli olan iki ram'in çakışmadan çalışmasıdır. bilgisayarınızdaki ramin hızına uygun bir ram almaya dikkat edin.

formata gerek yok.

öncelikle laptopta genelde 2 tane ram yuvası olur acaba seninkinde nasıl takılı... yani 2 slot un var ve 1+1 şeklinde mi, yoksa direk 2Gb olarak mı takılı. 1+1 şeklinde ise mecburen bir tanesini çıkartıp gidip 2Gb lik alacaksın. Eğer direk 2 slot var ve bir tanesine 2Gb lik takılmış ise gidip 1Gb lik almanız yeterli olacaktır. Fiyat ve marka konusuna gelince öncelikle laptop ta takılı olan ram in markasına bakın ve mümkünse aynı markayı tercih edin. dikkat etmeniz gereken diğer bir konu frekansları yanı olmak zorunda. aksi takdirde performansan düşer.

size tavsiyem; laptopun alt kapağını sökün ve ram lerinizi kontrol edin.

Edit: format atmanız gerekmiyor.

janavarorion'un dediklerine ek olarak laptopun modeline göre ram slotlarından biri klavyenin altında olabilir.

cpu-z veya speccy programlarıyla bilgisayarındaki ramlerin cinslerini ve hızlarını öğrenebilirsin. buna uygun olarak (400, 533,666'ya uygun olarak) ram alabilirsin.

mümkün tabi, neden olmasın? leg press ve calf raise oldukça faydalı olacaktır muhtemelen. lakin bacaklar kalınlaşacak bir miktar, sızlanmak yok sonra.

bkz: air alert

şu
www.eksiduyuru.com

duyurudaki cevabıma bakabilirsiniz.

squat ve leg press egzersizleri ilk basta faydali olacaktir.

ayak bileklerine ve bele baglanan agirliklar var tahmini 2 kg dan 10 kg ya kadar onlarla birlikte yapacagin sicrama idmanlari faydali olacaktir. tuvaletini yaparmis gibi diz cok ve sanki yukaridan bir seyi almak istiyormuscasina olabildigin kadar sicra bunu 5 6 ya da 7 set halinde 20 ser kere yap. ozellikle diz kapagi ve ayak bilegi arasinda kalan bacagin on kismi oldukca kalinlasacaktir.

serbest squat hareketi yap; ellerini basinin arkasinda bagla, egil kalk, dik bir sekilde.

ziplarken ellerini havada birlestir parmak uclarin havayi delecek sekilde yan yana gelsin.

masai gibi olduğun yerde zıpla :) valla çok işe yarıyor.
önemli olan sıçramak değil düşmeyi bilmek mesela. o konuda gelişirsen korkmadan istediğin gibi sıçrayabilirsin.

ayak uclarında ip atla

egzersiz yeterli. araştırırsan bilgi bulmak zor olmayacaktır bu zamanda. ben sıfır imkanlarla 80 cm'ye kadar çıkmıştım, basket aşkıyla yanıp tutuştuğum günlerde millet ders için giderken ben basket teknikleri hakkında bilgi bulmak için beyazıt kütüphanesine gitmiştim, daha sonra efes 15 yaşında 2 metre bilmem kaç cm olmadığımdan elemelere bile almadı aq. amerika'da olmak varmış :) bacakların kalınlaşacağından bahsedilmiş, katılmıyorum. çok kuvvetli bacaklara sahip olmama rağmen kalınlaşma filan olmamıştı. çıplak gözle basketçi gördüysen bacaklarının da nasıl olduğunu bilirsin.

ebayden filan getirtilebilir muhtemelen ama gümrüğe takılır, vergi ödersin filan.

gg'de hazır getirilmişlere bak..

dogubank'ta 800$ diyorlar.

bugun abd ye 4 kişi gidecek bizim ofisten, 16 gb wifi lı cihaz getireceğim. en uygun fiyattan satışa sunacağım. maliyet + ~%15 gibi bir rakama satacağım. ebaydan gümrükte takılma ihtimali %99

manuel de kullan, iso yu yükselt, shutter ı odak uzaklığı kadar düşült, gerisi gelir :)

Benim tavsiyem auto kullan madem ki seminer derin, enstantantee felan kasma. rahat ol çekinme salonun içinde dolaş bir ileri bir geri. dinleyicileri genel olarak çek, dinleyiceler alkışlarken çek. dikkatli bir dinleyici kestirince uzaktan zum yapıp çek, katılımcıları çek. mimik yakalamaya çalış. hararetli anlatımlarda çok olur ilginç mimikler. işin özeti relax ol salon daki herşey cansız bir obje olarak hayal et. abartığını düşünme elini korkak alıştırma. ve tekrar söylüyorum değişik açılar dan çek. kimse seni yadırgamıyacaktır. genelde insanlar biraz çekingen olur böyle ortamlarda foto çekecekse emin ol kimse seninle ilgilenmiyor :) ara ara mola ver tabiki 5-10 dklık

dijital slr lar iç mekanlarda otomatikte kulandığında ayarı kaçırabilir örneğin arkada bi ekran varsa arkayı ışık alır ve ön taraf yok olur sende pc ye taktında :O diye kalırsın :) birde konferans da siyah beyaz çekersen çok başın ağrır bu çekim sanat çekimi falan değil tavsiye etmem :) diyaframı 2.8 civarına al alabileceğin en yükseğe yani :) makina ve lens hakkında bilgin varmı ?

edit: ha tabi ben karanlık ortamda sunum yapıldığını varsayıyorum öbür türlü oturum şeklindeyse tabiki arkadaşların dediği gibi auto en uygunudur ama yinede siyah beyaz tavsiye etmem

siyah beyaz demişsiniz ama pek hoş olmaz gibime geliyor. makina ve lens hakkında bir bilgim yok. yarın seminerden önce geçicek makinalar elimize.

sunum çok karanlık bir ortamda olmaz tahminimce. yada en azından seyirci kısmında ışık olur fakat yansıtıcı tarafı karanlık olabilir. biraz uzaktan flashlı çekersem sunum yapan kişiyide rahatlıkla alabilirim sanırım.
bol bol çekip deneme yapıcam sanırım.

bu tip bir şeyi lik defa yapıcağım için sonuçta beğenirler mi beğenmezler mi düşüncesi var biraz kafamda.

iç mekanda mümkünse F: 1,8 , 1,4 gibi değerlere inebilen ya da İmage stabilizer gibi bir özelliği olan bir makina rahat ettirecektir. siyah beyaz çekme. makina her zaman fotoğrafı renkli çeker, makinanın işlemcisi bunu siyah beyaza çevirir. o yüzden bilgisayarda siyah beyaza çevirmek genelde daha mantıklı. en güzeli raw çekmek, pozlamada hata yaparsan düzeltmesi daha kolaydır lakin raw ile aran nasıl bilemiyorum. onu işlemek vs uğraştırır.

seminer olduğuna göre flash kulanamazsın dimi? eğer öyleyse isoyu yüksek tut kesinlike. iso800 ideal olabilir.

scott peck'ten az secilen yol'u

sevket sureyya aydemir'den suyu arayan adam'i

falih rifki atay'dan zeytindagi'ni

latife tekin'den berci kristin cop (coplukteki cop) masallarini

montaigne'den denemeler'i

atilla ilhan'dan hangi bati'yi

maksim gorki
ruslardan soz acilmisken goncarov'un oblomov'u geldi aklima.

gorki'yi severseniz/seviyorsaniz kemal tahir'i de sevebilirsiniz bir ihtimal.

Sadece yazar ismi verdim, kitap belirtmedim (biri hariç), siz de öyle yaptığınız için; kitaplarını görüp seçersiniz zaten. Bunların çoğu gidebilir (Tanpınar ve Kaygılı Atay'ın öncülleri sayılıyor, doğru veya yanlıştır o ayrı.):

Ahmet Hamdi Tanpınar
Osman Cemal Kaygılı (soyadı yeter:))
Yusuf Atılgan
Sabahattin Ali
Bilge Karasu
Leyla Erbil
Memduh Şevket Esendal
Vüs'at Bener
Herman Melville (Kâtip Bartleby)
Samuel Beckett

Biraz da farklı bir şeyler oku?

Chuck Palahnuik
Neil Gaiman

hakan günday oku. kinyas ve kayra. dua edersin.

degisik sulara acil zaman carki serisine basla. ortalama 800 sayfadan 12 cilt su anda. 14'te tamamlanacak. yazari robert jordan'dir.

hakan günday

kürk mantolu madonna.

-Tom Robbins(dur bir mola ver'den başla bence)
-Trevanian
-John Fante
-Douglas Adams
-Hermen Hesse
-W. Faulkner

bunlar seni bi süre oyalar ;)

İhsan Oktay Anar....
Tarikat olur bence yakında...
Amin Maloof...
kesinlikle yüzüncü ad' dan başla

hocam, eger ben dovme yaptırsaydım kendim bişeyler kurcalardım. sonucta ten benim hacı. yani hepsini sen yap demiyorum, ama istedigin sey olsun.
ama tabi en basitinden: www.mysticarttattoo.com

Dostum zaten hep kurcaliyorum :) Buraya post etmemin sebebide fikir almak, belki burada bi arkadas hosuma gidebilecek bir tavsiyede bulunabilir. umit ediyoruz :) soylediklerinde haklisin.

Çok sevdiğin sağlam bir şarkı sözünü al, onu grafiğe dök. Yani dövem şarkı sözünü anlatsın ama kelimelerle yazmasın.

al sana bir suru fikir:

soad2k.deviantart.com
exezsus.deviantart.com
haniek.deviantart.com
xshadow13x.deviantart.com
rapsukka.deviantart.com
graphique101.deviantart.com
nicthekitsune.deviantart.com
kuroixariake.deviantart.com
topekachu.deviantart.com
noctemx.deviantart.com
dilirix.deviantart.com
ce3ge.deviantart.com
vhm-cain.deviantart.com
ca86.deviantart.com
danilo-goncalves.deviantart.com
giney-kill.deviantart.com
sittingduck.deviantart.com
slawomiro.deviantart.com

squeez.deviantart.com
shinybinary.deviantart.com

Ermancim,

graphique101.deviantart.com

bu cok saglam, silah isi bozuyo ama cok ii gercekten.

başkasının fikrini dövme yaptırma.
yaptıracağın dövmeyi bilgisayarına arka plan yap ve aylarca sıkılmadan durabiliyor musun bak.

ben 2. dövmem için fikrimi arkadaşıma söyledim o da alıp grafiğe döktü, eylül gibi yaptıracağım. Eğer kafanda fikir belirirse mesaj at bana ben de tasarım yapan arkadaşa ileteyim

ipad üzerinden yayınlamak derken? yani ipad programları filan apple sitesinde yayınlanıyor dolayısıyla orada yayınlamak isterseniz tabii ki apple ile anlaşmak lazım. lakin siz bu dergiyi pdf formatında yayınlasanız ipad olsun pc olsun kullanıcılar rahat rahat okur zaten gibime geliyor.

aslinda sunu demek istiyorum; ornegin ben bir application yaptim. adi da "ipad uzerinden dergi okuma aplikasyonu" olsun en kaba tabirle. olay da benim urettigim dergilerin ipad uzerinden okunabilmesini saglamak. bu application ı tabi ki istore dan satmak zorundayim. ama yrettigim dergileri nasil yayinlayacagim?

bir de ipad uzerinde ibook diye bir sey var malum. orada okunmasi icin urettigim bu dergilerin satisini farkli kanallarla yapabilir miyim?

stanza'yı bir inceleyin. onda başka kanallardan kitap da alınarak okunabiliyor. appstore üzerinden satmıyor yani kitapları başka satıcıların sitesinden direkt indiriyor-bedava kitapları da böyle indirebiliyor. aynı sistem oluşturulabilir.

Ederse psikyatra sevk eder.

Rust In Peace belki?

trash değil amma müzikal olarak death'in individual thought patterns ve symbolic albümleri öldürüp ölüdürüp diriltir beni. onu seven bunları da sever.

store'dan sattıkları filmer izlenebiliyor sanırım. uğraşma derim. mac kullanıyorsan vlc, pc kullanıyorsan media player classic tavsiye ederim.

mp4 izleniyor çok nefis. ama evet tabi neden itunes diye bir soru geliyor akla ister istemez.

Hobi edinin.

o bosa vakit harcama hissini yenemediğin sürece tavsiye veremeyiz.çünkü kendine vakit ayırmak, kendini sevmek bu işin anahtarlarıdır..bendede vaktinde o şeyler olmuştu.şunu yapayım derken olmaz vaktimi öldürürüm diyim gerçekten zamanımı ziyan etmiştim.bu dünyaya her an birşeyler yapmaya gelmedik.

tatil yapmak manyak işe yarıyor.

Uzun süre beraber yaşayabileceğin konusunda kendine güvenebilirsen bir evcil hayvan edin derim ben. özellikle de kedi. ilginç hayvanlar vesselam, ona bakarken, her hareketini izleyip yorumlamaya çalışırken kendini bile unutuverir insan..
olmadı mı, balkonun varsa domates biber dik saksılara, yani demem o ki kendinden ve sıkıntılarında başka düşünmen gereken, ilgilenmek zorunda olduğun bir şey olsun, ama zevk de alman ve sevmen lazım yoksa anladığım kadarıyla zaten sorumluluğun çok, bir de onlar binmiş gibi hissedersin üstüne..

" alkol harici gevşeyemiyorum."
selam olsun paşam. bende de aynı dert var.
kedim de var. o iyi bi' seçenek. ama seviyosan ve bakabileceğine eminsen kedi - ya da bi' evcil hayvan - edin, rahatlamak için değil.
bunun yanında sporla aran iyiyse buna eğilebilirsin. az önce 40 dakika yüksek tempo koşup geldim. İyi geliyo'.

spor yap.

sadece alkol harici ise bi doktor ardından lustral

dvi>hdmi dönüştürücüsüyle dvi çıkışı olan monitörleri gönül rahatlığıyla ps3 ile kullanabilirsiniz, 1080p olması iyi olur sizin açınızdan (1920*1080 çözünürlük).

çevirici 10-15 lira civarı bir şey.

www.vatanbilgisayar.com

dvi ile hdmi arasında görüntü kalitesi olarak fark yoktur. tek fark hdmi'ın ses de iletmesidir. monitör sözkonusu olduğunda muhtemelen sesi başka bir cihazla alırsın zaten dolayısıyla hdmi o kadar da önemli değil.

tabi dvi-hdmi donusturucu alirsaniz, sesi de ayri sekilde yine baglamaniz gerekecektir.

ben olsam hdmi girislilerin kampanyaya girenlerine veya girecek olanlarina bakardim.

donanimhaber.com ps3 forumlarinda inanilmaz aydinlanirsiniz bu konuda.

hangi macbook olduğunu yazarsanız çok net cevap verebilirim. yani hangi versiyon, hangi model vs...

televizyona ait bilgileri de verirseniz daha iyi olur. hdmi var mi? scart ile mi bagliyacaksiniz.

@esenboga'nin dedigi gibi mac modellerinde cikislar farkli hangi mac ten bahsediyoruz.

cahiliyetimi mazur gorun..apple macbook..hangi modeli oldugunu bilmiyorum acikcasi kardesimindi bu.. beyaz bir sey:) televizyona scart ile baglyacagim evet. yeni bir televizyon degil.

scart ile bağlanır mı emin değilim. ben şahsen e-bay den dvi kablosu sipariş ettim, tam da bugün geldi :) bağlanabilirse ek bir kablo gerekeceği kesin ve e-bay'i tavsiye ederim zira bu sipariş ettiğim kablonun orjinalini bilkom 80 liraya satıyordu. 80 lira ne lan? 10 cm bi kablo altı üstü. daha iyi bir görüntü vereceğini de sanmıyorum.

e-bay'den "mini display to scart" diye arat.

macbookların neredeyse tamamı beyaz. hatta hiç farklı renk macbook görmedim :)
altındaki etikette falan yazar modeli.

dvi to vga turu bir converter gerek.

macbookların hepsi mini display port kullanmıyor mu? niye modele takmış durumda herkes?

efenim bu apple dunyasinda mini dvi, micro dvi ve mini display olmak uzere farkli teknolojiler mevcut. o nedenle model soruyoruz.

bunula beraber goruntuyu dvi veya vga olarak donusturuyoruz. simdi bu dvi veya vga yi scart bir tv baglamak oldukca eglencesiz bir durum. yani apple dan bu ilk donusturuculer elde ebilebilir ama devaminda vga dan scart goruntu gondermek icin extra bir kablo gerekir.

www.apple.com

eğer macbook'unuz bu modelse;

store.apple.com

bunu alıp, ayrıca da vga'dan tv'ye kablo alacaksın. bu ilk aparat 80 lira falan, öteki dediğim daha ucuz. eski macbook'ları hatırlamıyorum ama büyük ihtimalle onlar için de bu adaptörü alman gerekir.

esenboga'nin dedigine ek olarak, eger bir iki model eski macbook ise gerekecek adaptor store.apple.com adresindeki olabilir. kisacasi elinizdeki macbook'un goruntu cikisi mini dvi mi mini displayport mu onu ogrenip adaptoru ona gore almaniz lazim.

macbook'larda yok öyle bir özellik. pro'da da olmadığını hatırlıyorum. yanılıyor da olabilirim fakat büyük ihtimal yok.

fan delikleri, havalandırmanın olduğu yer neyse artık adı menteşenin orda ekranla kasanın arasında bi yerde olduğu içün ekranı kapatınca hava çıkışı kapanmış olur ve mb sıcaktan yanar diye böyle bi fasilite mevcut değil efenim.windowsta belki mümkündür ama yapmayınız etmeyiniz.

doğru diyorsunuz. yapmanın yolunu buldum ama bunu halleden program bile "biz önermiyoz valla böyle sakat işler" demekte. aletin arkasına şöyle bir bakınca bana da mantıklı gelmedi :)

clamshell'de calistirmak icin: support.apple.com

yoksa devreleri yakarsiniz :)) asiri isinip kendi kendini kapatir alet.

caffeine'i app store'dan bulup indirebilirsin.

partnerine aldırt en çok o rahatsız olsa gerek.

valla yardım edecek birini bulabilirsen jilet de olur ama makina daha güvenli gibi. lazer de bir çözüm.

- küvetin içinde ayakta dur
- bacakları aç
- yere, bacakların arasına ayna koy, sırf bu iş için uyduruk aynan olsun. sevgilinin eşin makyaj aynasını kullanma, zira az sonra kıllar üstüne dökülecek
- aynadan dübürü göreceğin bir şekil al
- kullandığın eline permatik banyo al
- kırt kırt kes. permatik tutmayan elin biraz yanlardan ayırsın biraz mevzuyu.
- kimseden de böyle bir şey için yardım isteme.

çakmakla yakan duymuştum ben.

@let the game begin

hacı adamın kılı çoksa bir alev alır valla söndüremez birde vücudu da kıllıysa fen valla :D allah korusun.

kibritsuyu nun önerisi güzel. ona ek olarak şu tüy dökücü kremler var onlardan kullanabilirsin.

çakmakla yakarken g.tü yakıp günlerce oturamayan da var. aman diyim dikkat. başarsanız bile o koku. aman allahım o koku.

tüy dökücü işe yarayabilr diye tahmin ediyorum. kaymak gibi olur ohh mis gibi valla.

o kılları almamak gerekiyor, yoksa orda neden kıl olsun?

illa alıcaksan tüy dökücü kullanma, götünde ateş yakmak kadar yakıyormuş, diyolaa

çözüm ne?

çözüm: duştan sonra o bölgeyi saç kurutma makinası ile iyice kurut, sonra o kılları elinle 3-5 toplu halde çek, çok rahat ele geliyor, acırsa iki-üç kerede işlemi tekrarla. aynı şekilde yukarı doğru giden kıllarda da kullanılır yöntem.

kadinlar agdayla aldiriyor, basarabilir misin bilmiyorum. muhtemelen erkek kuaforlerinde yoktur boyle bir olay..

aslında ağda bandıyla da bi çırpıda halledebilirsin. o bölge hiç acımaz benim bildiğim.

jilet veya tüy dökücü kullanırsan iki gün sonra kıçın öyle bi kaşınmaya başlar ki ayılar gibi kaşınacak ağaç ararsın :) (bkz seinfeldin göğüs kılları) kısaltmak en iyi çözüm.

ya aslında sen bi author'a danışsana. o kadınlar ve kıl konularında deneyimli olsa gerek.

kuru ye
osur
çak çakmağı
çok yanarsa hemen geri kalanın tut.

ya iyide. burdaki kıllar alınırsa,daha sonra diken gibi,daha gür çıkmayacak mı. yani her bölgede bu böyle. e o zaman almak bir çözüm olmuyor. aksine durumu daha da kötüleştiriyor. yanlış mıyım ?

(bkz: mad men)

(bkz: breaking bad)

dexter.

(bkz: carnivale)

stargate universe ü de bi deneyebilirsin bence. daha ilk sezonda hem.

the mentalist,how ı met your mother...

seinfeld, curb your enthusiasm, breaking bad, the wire

soylemezsem çatlarım, the prisoner mutlaka. 6 bölümcük

In Treatment

weeds

(bkz: weeds)

kesinlikle "prison break"

(bkz: fringe)

tüm stargateler. 10+6+1 sezon şimdiik. :)weeds güzel. amsterdam var, sadece 8 bölüm ama süper.

cinderella man

(bkz: dan in real life)

tanrı ile sohbet.

www.imdb.com

the pursuit of happyness.

yes man

ebay'e bak bence. gelmesi zaman alır gerçi muhtemelen.

hatta ben baktım: shop.ebay.com

ee peki ebay'den alınan herhangi biri uyuyor mu ki? bunun tanımlaması falan olmuyor mu? nasıl oluyor? herhangi biri uyuyorsa biz ofiste yanyana bilgisayarlarda kullanırken niye birbirimizinkini görüp etkilemiyor?

@kibritsuyu eskiden bu dediğin oluyordu. şimdi ise bu düşünülerek belli farklı kanallarda çalışmaları sağlanıyor. ilk örnekleri 2 kanallıyd mesela şimdi ise otomatik eşleniyorlar ama karışma falan olmuyor pek.

teşekkürler arkadaşlar.. ancak e-bay den almak bana biraz riskli geliyor, ki zaten pahalıymış orada. ben bi logitech ürünü satan mağazaları dolaşayim, olmadı logitech müşteri hizmetlerini arayayim.

türkiye'de pasaport bir günde çıkıyor, uzatmak için de daha fazla süre gerekmez diye düşünüyorum. orada ne kadar sürer bilmem, konsolosluğa danışmak lazım.

ingiltere icin konusuyorum. gidiyorsun ogleden once. pasaportu verip parayi bayiliyorsun. ogleden sonra aliyorsun.

okuyor musun? okuyorsan 1 yıllık beleş veriyorlar okuyorsan, daha fazla uzatmıyorlar.
ha eger yasıyor veya calısıyorsan falan n. cuzdanı, pasaport, form, erkeksen askerlik durumu falan istiyorlar. konsolosluga gidersen gununde alıyorsun. cok da ucuz. ben karlsruhede'yim, bisey olursa sormak istersen bisey mesaj at bana.

vallahi yurt dışında aşırı ucuza yapılıyor o işler ,imkanın varsa yurt dışında yaptır ama prosedür nedir bilmiyorum.

geçenlerde okuduğum kadarıyla yurt dışında fiyat farkı oldugundan, uzatma süresi için kısıtlama getirilmiş. siz bir araştırın yine de.

oturma ve çalışma izniniz varsa uzatıyorlar. nüfus cüzdanı ve askerlik belgesi gerekli. almanyadan uzatın ve en az 5 yıllık yapın derim. en az yarı yarıya kar edersiniz. ben 82 dolara yaptırmıştım. tr de 500 tl civarıydı.

teşekkürler cevaplar için.anlaşıldığı kadarıyla yurtdışında uzatmak hem fiyat hem de uğraştırma açısından daha uygun gibi gözüküyor.

Ipod çok büyük ihtimalle takılacaktır.

hmm, neden ki, 150 euronun baya altında fiyatı?

Gıcıklıkları var sanırım, apple ürünü görünce dayanamıyor gümrüktekiler.

amazon elektronik gönderileri türkiye'ye yollamıyor malesef. sadece kitap,dvd vs.

dhl in bir hizmeti vardı onunla alabilirsiniz. bu orda posta kutusu sahibi olup paketlerin size ayrıca gönderilmesiyle ilgili bir olay. başka siteler de mevcut bu işi yapan. amerikadaniste miydi öyle de bir yer vardı sanırım.
gümrüğe takılma riski var tabi yok değil.
7 dolar nasıl kargo bu onu anlamadım... 40 50 dolardan aşağıya gelmeyecektir yol masrafı. küçücük bişi gerçi bir tanıdığa verseniz zarfla gönderir en ucuz öyle olur.

10 sene önce çekildiyse dijital olmaması lazım, bu durumda da adamın/kadının çok özenli olarak fotoğraflarını arşivleyen bir insan olması fotoğrafın negatiflerini bulmak için tek seçenek. Çok zor lakin denemeye değer önemliyse.

fotoğrafçı tanıdığınız birisi ise 30 yıl öncekini de bulabilir, ailece çektirenler için öyle kutular, negatifler bir arada saklanıyor bazı fotoğrafçılarca. yok değilse o zahmet için bayağı dil dökmeniz gerekebilir.

benim bir ara çalıştığım fotoğrafçı hala negatif arşivini saklıyordu. nadiren de olsa o fotoğraflardan çoğaltmak isteyen olursa buluyorduk filmi, ama bir tarih ya da numara çok işinize yarardı. aksi halde adamın -muhtemelen- binlerce negatife tek tek bakması gerekir.

bu foto muğlada bi düğünde çekilmiş foto. muğla küçük yer belki bulabilirim. peki muğladaki fotoğrafçıların telefonlarının olduğu bi site gibi bişey var mıdır?

300 dpi iidir

bide rgb değil cmyk olsun

300dpi, tiff formatında ve cmyk modunda olsun...

300 dpi iyidir yalnız bilgisayar kasarsa 200-250 de kurtarır rahatlıkla.

çok teşekkürler

bir şey daha sormam lazım akadaşlar. şimdi ben a3 boyutunda(42x29,70) yeni bir dosya açıp dpi 150 yaptım. bir dünya haritası hazırlıyorum. ama şöyle bir sıkıntım var. resmi %100 göster dediğimde a3 boyutundan daha büyükmüş gibi geliyor bana. bu yüzden tıkandım kaldım. haritaın üzerine şehir amblemleri yollar felan eklicem ama kağıda çıktığında ya çok küçük çıkacaklar ya da çok büyük çıkacaklar bir türlü emin olamıyorum. öneriniz var mıdır?

neyse bunu da hallettim photoshop da cetvel varmış rahat oldu baya :D (çömeziz olacak o kadar :D )

Almanya daha ucuzdur, biraz bekle derim. Ebayden aldığın ürünlerde 100 euro üstü vergiye tabidir, gümrüğe takılır, sorun çıkar. Ama aksesuarlarını ebayden almanı tavsiye edebilirim, 5 dolara filtre alıyosun ücretsiz kargoyla gönderiyor adam filan gayet güzel.

Ben de böyle bir işe kalkışmak istiyorum. Kredi kartına taksit yaptırabiliyor muyuz?

saol, ebay.de fiyatlara baktım, burdakinden biraz daha uygun gibi, peki 18-55mm lens yeterlimidir?

4 kilonun hepsinin su olması mümkün görünmedi bana. bir de akşam yemeğinde protein alıyorsun inşallah?

haşlanmış yumurta.. ancak her akşam diil, günaşırı genelde..

geri almazsın bence ama ilk 1-2 haftada kolay kilo veriliyor diye okumuştum sanırım burada..

zaten ideal kiloma az kaldı.. ulasınca bu kadar yogun olmasa da bu sekilde devam ettirmek istiyorum..

Hepsinin su olmasina imkan yok. Eger ideal kilona indikten sonra kardiyoyu birakir ve beslenmene dikkat etmezsen, geri alirsin ama.

bence de... zira o kadar sulu bi adam değilimdir.. teşekkür ederim cevaplar için.. faydalı oldu..

olur mu bilmiyorum ama olsa da, yatırdığı miktar o andaki kur üzerinden tl'ye çevrilir. hesabınıza tl olarak yatar.

dolar yatıramaz. dolar almak ıstıyorsan western union money gram fln deneyın.

türk lirasına çevirmesi sorun değil aslında, paranın ulaşması yeterli benim için :)

kur dolayisiynan girer biraz.
10 dolarlık account actır.
IBAN ını al oraya yollat.

küçük beyoğluna bir uğrayıp, kokteyllerin tadına bir bakın, fırsatınız olursa leb-i derya ya gidin, çok güzel yerdir severim. nizampide güzeldir hoştur, sarhoş olduktan sonra sabah'a karşı mercimek çorbası için.

erkeksen küçük beyoğlu'na sakın gitme. hatta gitme zaten ama erkeksen daha bir gitme. bizim bir blog var, rehber kıvamında mekanları inceliyoruz, bir göz atabilirsin.

mistiklal.blogspot.com

gizli mekanlar, tatları demiş yahu. köfteci ramiz ve küçük beyoğlu?!

köfteci ramiz diyen arkadaşlara mizah duyguları için teşekkür ediyorum ama aradığım bu değil yani

az bilinen ama kesinlikle uğraman gereken salaş bir dürümcü : dürümzade. balık pazarından aşağı in sokak kesince sağa dön biraz ilerde köşede. dürümün içine kebabı çift çektir iki katını öde (8 ytl) öde kendinden geç.

güzel romantik bir ambiansta akşam yemeği yiyeceksen istiklale girer girmez sola gir (itfaiyenin bulunduğu sokak) sokak bitmeden sola dön hemen sağda deep var. fiyatları uygun, atmosferi hoştur.

ilk aklıma bunlar geldi. bir şey gelirse yazarım gene.

teşekkürler daha güzel tavsiyeler gelmeye başladı

(bkz: üçüncü mevkii) sozlukte yeterınce bılgısı verılmıs. cok hos, sessız sakın, işleyişi can sıkmayan bı yer. orda meksika usulü patates yenmeli.

merih lokantasında ise sakızlı muhallebı. emınım ordakı gıbı yememıssınızdır, cunku hıcbır yerde yok! :)

Kriterlerinizi belirtmezseniz gelen cevaplar çeşitli olacaktır. Gerçi bunu biliyorsunuzdur ama, soru geniş olunca cevapların geniş olması sizi neden şaşırttı ki o zaman? Üçüncü mevkii de bazıları için mizahi yönden değerlendirilebilir rahatlıkla. Sözlükte de mevcut netekim.

dlsr olarak algılıyorum önce duyuruyu:)
giriş seviyesinden ff ye kadar bir çok nikon önerilebilir fiyat performans açısından..onun için aralık belirtin...
d300s güzel tercihtir mesela..orta sınıfın incisi benim gözümde...
bu amerikalılar fena halde netten alışverişe kaptırmışlar kendilerini..ebay bestbuy amazon seç begen al...

ilk SLR makinan olduğunu tahmin ederek D90 diyorum.

evet tabi dslr unutmusum:). max 1300 lira bütcem var.

öncelikle ihtiyaçlarını belirlemelisin. amatörsün sanırım. o zaman öğrenmek için çok da pahalı bi makineye kaçmana gerek yok sanırım. kız arkadaşıma d3000 geldi amerikadan. biraz inceledim gayet yeterli bi makine. seçeneklerin arasında bulunsun derim.

bu sayfadan bu kamerayi alacaksin:

www.bhphotovideo.com

d300 kullanicisiyim. fazla.
d90 kullanan yari-profesyonelle konustum. videosunun hic bi boka yaramadigini soyledi.

ya d5000 ya da d90.

blogger çok esnek bir yapıya sahip, tavsiye edebilirim. ben fotoğrafları slideshow olarak gösteren bir eklenti bulmuştum mesela, kendi blogumda bir köşede sürekli gösteriyor onları. hali hazırda bir dolu eklentisi var blogger'ın.

www.tumblr.com

özellikle cargo theme...

kızların adım atması türk erkeklerinde ters tepki yapıyor genelde. yani en azından bende öyle.

Tavsiyem alkolle birlikte söylemek, şahsen ben öyle yapıyorum daha rahat oluyor. Aslında ben ayıkken de yaparım da karşıdaki adamın kafası biraz iyi olunca onun da tepkileri çok ters olmamış olur :p. Bir de öneri olarak bir örnek vereyim kendi yağtığımdan:
Eleman böyle etkileyici konuşuyordu, yani benim için tabi, böyle entelektüel bir muhabbet dönüyordu, neyse ben de muhabbet bitince dedim ki: "Yarın boş vaktin var mı ya?", "Noldu ki?" dedi, "Bir ara vaktin varsa, evlenelim ya." yaptım gayet ciddi :p. Ben eğlenmiştim şahsen o da gülmüştü epey :).

ben kızların adım atmasını çok hoş buluyorum!(kasıntı kızların yanında melektir onlar)
edit: he hoşlandığınız kişi lemmi ya da cagdas ın kafadansa bilemem tabi ters tepebilir.

yemek yiyek mi diye sor. kabul ederse yemek yerken söyle.

Bu arada bazı kasıntı heriflere ters tepebilir, klasik Türk Erkeği ise yani... Bir de götlerinin kalkma olasılığı var. Ancak ters teperse de çok sallamamak gerek zaten kasıntı, geri kafalıdır ;). Düzgün bir adamsa zaten meyvesini yiyeceksin.

önce şaşırırım ama soğra normal karşılarım şahsımca.
yani; en fazla reddedilirsin, hele yakın çevrenle alakası yoksa hiç sorun olmaz.
ya sende normal erkekler gibi önce muhabbet kur böyle yavaş yavaş merdivenlerden çık, önerim bu.

"bana garip geliyor" diyenleri anlamıyorum. illa erkek kadının peşinde mi koşup elde etmeye çalışacak. senden çok hoşlanıyorum kuru değil ama lönk diye de söylenmez.

Muhabbeti ilerletip uygun kıvama getirmek gerekiyor ilk önce.

aslında normal şeyler bunlar tabii.
aslına bakarsan karşı tarafın alışık olup olmaması sonuç açısından çok da önemli değil. erkek senden hoşlanıyorsa sonuç değişmez. ilk çıkma teklifi alışımda baya şaşırıp saçmalamıştım ben :) en fazla bu olur zaten. eleman senden hoşlanıyorsa olur o iş.
dışarı çıkmak için de yemek yeme bahanesi candır. yemeğe davet et. orada da içinden geldiği gibi takıl. dediğim gibi erkeğimiz de boş değilse olur.
ama boş ise "ama ben seni arkadaşım olarak görüyorum" muhabbetine girer.

Acilmak demek niyetini direk dile getirmek demek olmak zorunda degil tabii. Ilgini belirtirsin, amacin bas basa bir aktivite yapmayi bir sekilde basarmak olsun. Direk bir yere cagirabilirsin, bir aktiviteye, kahve icmeye bile olur. Basbasa kalin bakalim... Guzel vakit gecirin (geciremiyorsaniz zaten kasmaya gerek yok) Sonra adam da niyetliyse karsilikli gelisir olaylar onunuzdeki gunler ve haftalar icinde.

çağır bir yerlere filan, takılın biraz. zaman uygun olunca adamdan tepki gelmiyorsa öp direkt. aceleye getirme tabi, yazdığın şeyde biraz sabırsızlık sezdim. hoşlanıyorum filan deme, hiçbir şey deme hatta. öp gitsin.

prova yapabiliriz ?

direk dudaklarına yapış bence. sonra çok mahçup olmuş gibi özür falan dile.

bunun bendeki etkisi önce şaşırmak oldu haliyle, bi kaç gün sonra bende yapıştım oldu bitti.

bence ööle utanarak sıkılarak panik panik hoşandığını sölersen erkek tarafının bi tarafı kalkar gibime gelior..ama cool bi şekilde hoş biri olduğunu sölersen ya da bi şekilde ondan hoşlandığını belli edersen (direk söleme derim) daha iyi olur sonasında köpeen olur bence..

balinalar çıkar. karaya oturup denize dönmek istemiyorlar. genelde bu tür sürü seven hayvanlarda bildiğim kadar lider ne yaparsa geriyanı da aynını yapıyor. koyunlardaki durum gbi. ama liderin ölcem hulen diye atlaması gerekmez, ayağı kayıp düşse de sürü peşinden atlayabilir. sanıyorum...
balinaların nedenini de bilmiyorlar hala, galiba... denizaltıların iletişimi ve denizdeki sesler nedeniyle şarkılarını daha farklı (sanırım daha pes) bir frekanstan söylediklerini okudum geçenlerde bir yazıda. bu da bonus bilgi olsun :)

hadi bi bonus daha.
köpekler iskoçyadaki bi köprüden atlayıp dururmuş.
hubpages.com
nedenini intihar olarak açıklamıyorlar ama. köpeklerin duvarın ardında köprü olduğunu anlamadığını, bir yere atlıyorum sandığını, anladığındaysa tabi çok geç olduğunu söylüyorlar.
www.neatorama.com


bu da senin sorunun wiki answers cevabı
wiki.answers.com

ha bir de iğrenç bi parazit var
içine girdiği böceğin kendini suya atmasını sağlayarak tutunduğu böcekten ayrılıyor.
iğrenç bir video olduğu konusunda uyararak linki veriyorum
www.youtube.com
buna da intihar diyolar ama ne kadar intihar olduğu tartışılır.

amma yazmışsın demeyin, hayvanları çok seviyorumm >^.^<

yunusların da yanlarından geçen bir gemi vs.nin gerisinde kaldıklarında intihar ettikleri söylenir. bu yüzden yunus gören kaptanlar yavaşlarmış filan.

150-200 koyun bir tepeden atlamıştı geçen yıllarda türkiye'de olan bir olay, o geldi aklıma. bir de bal arıları iğnesini kullandıktan sonra ölüyor bildiğim kadarıyla.

Saglikli ve uremekle sorumlu hayvanlar bile bile intihar etmez. Genellikle partneri veya cok sevdigi biri oldugunde intihar edebiliyorlar (cogunlukla yemek yemeyi reddettikleri icin.) Aslanlarda, yunuslarda, maymunlarda, kuslarda, kopeklerde ve kedilerde gorulmus mesela. Hatta sahibi oldu diye uzuntuden yemek yemeyi reddedip olen evcil hayvan olaylari da az degil.

Karaya vuran balinalar/yunuslar durumu ise hastalik yuzunden, avini takip ederken ya da sagligi bozulmus bir lideri takip ederken meydana geldigi dusunuluyor. Bazi uremekle sorumlu olmayan termitler de dusman geldiginde intihar bombacisi gibi patlayip dusmanini olduren sivi fiskirtiyor.

Baska bir durumda da, bazi hayvanlarin disisinin ciftlestikten sonra erkegi yemesi. (peygamber devesi ve bazi orumcekler mesela). Ama erkek burda bile bile intihara gitmiyor cunku onun aklinda sadece seks var.

aa ermanen
peki şu balığı hiç duydun mu
erkek sabit bir yerde duruyor
dişiler gelip çiftleşiyor
yemek yemeye bile fırsat bulamayan erkek balık açlıktan sefaletten ölüyor.
yine işin sonu üremek tabi..
insan gibi intihar eden diyoruz da insanlar da ağır stres altında intihar ediyor çoğunlukla, hayvanlardan ayrı tutabilir miyiz bunu? tutsaklıkta kendini kafese vura vura yaralayan hayvanlar gibi mesela...

bbc life'ta izlediğime göre pasifik ahtapotu döllenmiş yumurtalarıyla güvenli bir yere yerleşip yumurtalar gelişene kadar başlarından ayrılmadan orada bekler, avlanmaz yani. yumurtalar gelişip yavrular dışarı çıkmaya başladığında anne ahtapot açlıktan ölmüş olur.

Bizzat yaşadığım papağan intiharı... Aylarca baktığımız ve bize günaydın diyen, bana adımla hitap eden, karşı cinsten misafirler yanımda otururken kendilerini gagalayan papağanı bir sabah kafesinde boynunu kırmış olarak bulduk, pozisyondan bunu kendisinin yaptığı anlaşılıyordu, kaza değildi. Zaten ortam, iklim farklı; bir de evde bütün gün yalnız kalmak bozuyormuş, hiç olmazsa radyo falan açıp ses yapmamız lazımmış :(

bir çok vahşi ve yırtıcı hayvan kaese kapatıldıklarındayemeden içmeden kesiliyorlar ve ölütorlar. hatta serçe, kırlangıç, larga gibi hayvanları yakalayıp bir kafese koymuşsanız küçüklüğünüzde bu hüsranı hep yaşamışsınızdır. bir nevi intihar denilebilir.

insan hariç hiçbir hayvan intihar etmez (diye biliyorum). Öyle bir düşünce sistemleri yoktur. Yemeden içmeden kesilebilir ama bunu artık ölmek istiyorum, bırakın beni ulenn mantığıyla yapmaz. Sadece yemek yemez ve sonuç olarak ölebilir. Buna intihar diyorsanız bilemem ama intihar bilinçli bir eylemdir bana göre.

köydeki köpeğimiz intihar etmişti gözümün önünde. sebebi ise çok yaşlı ve hasta olması ve köydeki bazı kendini bilmez insanların köpeğin başına geçip "vuralum bunu artık boşuna acı çekeyi da" tarzı cümleler kurup hayvanın psikolojisini bozmalarıydı. yer: rize, her şeyi vurmaya meraklı insanlar, ağaçtaki meyveleri kafalarına göre vurdukları için köpeği vurmayı düşünmekten de imtina etmezlerdi. ve yaşlı kurt kendini bi gün koca bi kamyonun önüne resmen attı. arabalar geçiyordu onlar geçerken izledi izledi ve kamyon geçince büyük bi kararlılıkla yürüyerek yolun ortasına gitti, hiç bişey de yapamadık :(

yıllar once muhabbet kuşum vardı iki tane. biri hastalanıp öldü, digeri de bildigin intihar etti o ölünce. kafesin tepesine kadar cıkıp kanatlarını kapatıp asagı bırakıyordu kendisini, bir turlu engel olamadık. ölene kadar yaptı bunu.

Balinaların intiharına sebep veren şeyin "bıktım bu hayattan yaşamak istemiyorum" gibi bir güdü değil dünya üzerindeki manyetik alanlarda oluşan değişiklik ve sapmalar olduğu da söylenmektedir. Bu teoriye göre manyetik alanları algılayabilen ve bunları yönünü bulmakta kullanan balinalarımız bu alanlar değişince Konyaya gidiyorum zannedip Merzifona çıkmaktadır.

Birçok hayvan için geçerli olan ve intihar olarak yorumlanan başka bir etken ise "stres"
olarak tabir edilen şeydir. Bu bizim kendi aramızda kullandığımız şekilde psikolojik bir buhran durumu olmayıp hayvanların doğal yaşantılarına uymayan her türlü durum için kullanılan bir terimdir. Papağanı kafese koyup kapalı sobası kaloriferi yanmayan evde bekletmek, japon balığını minicik akvaryuma hapsetmek vb. değişik doğal şsartların sağlanamaması hayvanlarda stres faktörü olarak tabir edilmektedir. Bu olumsuz şartlar hayvanların genel davranışlarını değiştirdiğinden intihar olarak bahsi geçen ölümler zuhur bulur bizde "ya tüh balığım akvaryumdan halıya hoplayarak" intihar etmiş deriz.

evet yetişemediler, bence o şepirtın işi idi. çünkü birinci oyunda zakayev bir tane patlatmıştı. hatırlarsanız helikopter düştü, ayıldık bayıldık filan..

price füzelerin kalkışını iptal edemeyince havada patlatıyor füzeleri. binlerce insanın hayatını kurtarıyor lakin patlamadan dolayı oluşan emp elektronik donanımı çökertiyor. general bizi makarov için çalışmakla suçluyordu sanırım. savaşın başlaması için gereken her şeyi shepard tezgahlamış, bizi vatan haini ilan ediyor falan filan işte.

bence bomba zaten emp bombasi, price bilerek ve isteyerek yolluyor fuzeyi, bu sayede olayin ciddiyetinin anlasilip sert onlemler alinmasini saglamak icin.

yok artik falan yok aha wikideki plot:

Plot
Modern Warfare 2 is set five years after the conclusion of Call of Duty 4. Despite the efforts of United States Marine Corps and the SAS, the Ultranationalists ultimately seize control of Russia and declare Imran Zakhaev a hero and martyr, erecting a statue of him in the heart of Red Square. Meanwhile, Vladimir Makarov, one of Zakhaev's former lieutenants, begins a campaign against Europe by committing numerous acts of terrorism.[33]

The game begins in Afghanistan, where U.S. Army Ranger Private First Class Joseph Allen assists in the taking of a city from insurgents. Impressed by Allen's combat abilities, Lieutenant General Shepherd recruits him into Task Force 141, an elite, multi-national counter-terrorist unit under Shepherd's command. Meanwhile, two other members of Task Force 141, Captain John "Soap" MacTavish and Sergeant Gary "Roach" Sanderson infiltrate a Russian airbase in the Tian Shan mountains in order to retrieve a downed ACS module. Allen is later sent on an undercover mission in Russia for the CIA under the alias of "Alexei Borodin." Allen joins Makarov in a massacre of civilians at the Zakhaev International Airport in Moscow. It is soon revealed at the conclusion of the attack that Makarov is aware of Allen's true identity and, before leaving, kills him to expose his identity as an American, leading the Russian police to believe that America was responsible for the attack.[33]


Riding a snowmobile in "Cliffhanger."Angered by what was believed to be an American-supported terrorist attack, Russia retaliates with a massive surprise attack on the United States after bypassing its early warning system, revealing that the ACS module MacTavish and Sanderson recovered had already been compromised before its retrieval. Sergeant Foley leads his squad of U.S. Army Rangers, including Private James Ramirez, in the defense of a suburb in northeastern Virginia against the Russian attack. They then proceed towards a war-torn Washington, D.C., where more U.S. forces are fighting a desperate battle against the Russians for control of the capital city.[33]

Meanwhile, Task Force 141 begins its search for evidence that would implicate Makarov as the true mastermind behind the airport massacre. Intelligence leads it to Rio de Janeiro, where the Task Force investigates leads on Makarov's contact, weapons dealer Alejandro Rojas. They find out that Makarov's worst enemy, known as Prisoner 627, is locked up in a Russian gulag east of Petropavlovsk on the Kamchatka Peninsula. Task Force 141 assaults the prison and manages to free Prisoner 627, who turns out to be Captain Price. Price agrees to aid Task Force 141 and General Shepherd in tracking down Makarov. Price however, temporarily goes rogue, and leads Task Force 141 to raid a Russian port and gain control of a nuclear submarine. Price uses the submarine to launch an SLBM towards Washington D.C. However, he sets the warhead to detonate in the upper atmosphere, which destroys the International Space Station, but not the city. The resulting electromagnetic pulse cripples the vehicles and electronic equipment of both the U.S. and Russian forces in the city. Back on the ground, Ramirez and his squad, after avoiding the aircraft falling from the sky, head to the White House. There, they receive a transmission informing them that the Air Force is preparing to launch an airstrike against Washington D.C. unless they see green flares on the rooftop of the White House and other important buildings that are currently under Russian control. Ramirez and his squad fight their way to the roof of the White House and manage to set off flares in the nick of time, averting an airstrike. Green flares are lit on the rooftops of other D.C. landmarks, signifying that the city is in American hands. Following this, they discuss plans for a counter-attack against Moscow.[33]

Narrowing down Makarov's hiding place to two separate locations, Task Force 141 decides to split up. Captains Price and MacTavish travel to an aircraft boneyard in Afghanistan, while Roach and Ghost raid Makarov's safehouse in the Caucasus Mountains. At the safehouse, Sanderson and his team manage to obtain vital intelligence from enemy equipment. However, as Roach and Ghost reach the extraction point, Shepherd betrays and kills them, before retrieving the intelligence and taking it with him. Meanwhile, Price and MacTavish quickly learn of Shepherd's betrayal and escape a battle between Shepherd and Makarov's men with the help of Nikolai. After managing to contact Makarov and learning of Shepherd's location, Price and MacTavish decide to take revenge on Shepherd in one final, bloody suicide mission. During the infiltration, Shepherd tries to escape and a long boat pursuit ensues.[33]

Shepherd appears to have escaped when he drives his boat into the back of a hovering MH-53 helicopter. However, Price manages to shoot the helicopter down just before the boat he and MacTavish are on tumbles over a waterfall. After recovering from the fall, a heavily-injured MacTavish attempts to kill Shepherd with his knife, but Shepherd blocks the attack and in turn stabs MacTavish. As MacTavish lies on the ground, Shepherd prepares to execute him with his revolver, but before he can, Price attacks him and knocks the revolver away. Soap tries to grab the revolver but Shepherd kicks it away and kicks Soap in the head. Price and Shepherd then engage in an extended fist fight while MacTavish struggles to pull the knife out of his own chest. Finally managing to do so, he throws the knife at Shepherd, killing him. Price attends to MacTavish's wounds as Nikolai arrives in a helicopter to extract them. Nikolai warns the two that they will be pursued, but Price insists that MacTavish receive medical attention; Nikolai mentions that he knows a safe place to go to.[33]

diyorki ortalarda price kisa bir sureligine kendi basina is yapar, nukleer denizaltindan bir SLBM yollar ama yuksekte patlatir.

uzun sure esaret altinda kalan cpt. price mw2de muhakeme yetenegini hafif yitirmistir ve extreme onlemlere yonelmektedir. inanmayan ilgili bolumu bir daha oynasin ve konusmalara dikkat etsin.

bunların içinden d60 al. video mideo çekmek değil de harbiden fotoğraf çakmek maksadında olduğunu varsayarak söylüyorum bunu. body'e fazla para yatırmamış olursun. kalan paranın da bir kısmını saklayıp daha sonra ihtiyacına uygun güzel bir lens alırsın.

birazcık daha topla d90 al :) olmaz derken d3000 ama d5000'e bulaşma :)

download hızının 5 katı download, upload hızının 10 katı upload yapabiliyorsunuz. kotayı doldurunca 512kbit'e düşüyor hız. ben olsam geçmem. uydunete geçin derim ama onda da 7-8tl kablotv mecburi.

ya kablotv kullanıyorum zaten, bu durumda kablonet iyidir sanki? ama ttnet'te iki yıllık sözleşmem var, superonline o sözleşmenin külfetini karşılıyor.

bulunduğunuz bölgede olduğundan emin misiniz? bunun yanında kotasız tariflerin "gerçek sınırsız" diye sürüyle reklamını yaptıktan sonra tarifelere kota getirmeleri ve bunu yaptıklarında taahhütnamelerin geçersiz olacağını bildiklerinden kullanıcıya çeşitli şark kurnazı taktiklerle ("aa szleşmeniz kaybollmuş yenisini imzalamanız lazım" gibi) yeni tarifeyle müşterilerini kazıklamaya çalıştığı için insanlar tepkili. geçip geçmemek size kalmış.