Giriş
(10)

Aşk olmadan sevgililik

magni
Biriyle düzenli sevgililik ilişkisi yürütmek için kafaca iyi anlaşmanız, uyumlu olmanız, cinsel çekim hissedebilmeniz gibi durumlar yeterli midir, yoksa aşık olmadan olmaz mı?Yorumlarda tercihen cinsiyet de belirtebilirseniz çok daha iyi olur.
Biriyle düzenli sevgililik ilişkisi yürütmek için kafaca iyi anlaşmanız, uyumlu olmanız, cinsel çekim hissedebilmeniz gibi durumlar yeterli midir, yoksa aşık olmadan olmaz mı?

Yorumlarda tercihen cinsiyet de belirtebilirseniz çok daha iyi olur.
0
magni
(15.12.21)
güzel soru. yaş 37, e. bir daha aşık olacağımı düşünmüyorum. aramıyorum da. yani yeterli diyorum.

i.pinimg.com
0
gabe h coud
(15.12.21)
Bi yaştan sonra aşk istesen de olmuyor zaten. 36e
0
antihero
(15.12.21)
Gözardı ettiğiniz nokta, aşk subjektif bir tanımlama. Böyle söyleyince klişe oluyor ama mesela siz "yoksa aşık olmadan olmaz mı?" yazana kadar ben zaten aşktan bahsettiğinizi düşünüyordum.

Şaka bir tarafa, aşk cidden subjektif bir tanımlama. Hayattan ne beklediğiniz önemli, eğer bu saydıklarınızı yetersiz görüyorsanız sizin aşk dediğiniz şeye ben tahammül edemezdim muhtemelen.

Aşık olmadan bir ilişkiye başlayamam, bu aşk da daha ziyade sizin saydığınız uyum ve cinsel çekimin bir arada olması gibi şeyleri içeriyor.

29e
0
akhenaten
(15.12.21)
" iyi anlaşmanız, uyumlu olmanız, cinsel çekim hissedebilmeniz gibi durumlar "

zaten bunları arıyor insanlar

kafana sürekli takılacak bir kusur bulmamak önemli bana göre
0
bir soru sorcam
(15.12.21)
Aşka bakış herkes için aynı değil. Hoşlantı, beraber olunca iyi hissetme, o sevgiyi ve aidiyeti hissetmek mesela benim için aşk denen sağlıksız bağlanma halinden daha önemli.

Cinsel, mantıksal ve etkinliksel uyum her zaman yetmez, eğer sorduğun buysa. Bir insana hayat arkadaşı olarak "katlanmak" için bundan fazlası lazım.
0
Bruce
(15.12.21)
Benim için aşk zaten cinsel çekim, beraber mutlu olma, yanındayken güvende hissetme, iyi anlaşma, ortada buluşma vs.

Ve bunlar ilişki için yeterli.
0
zimbirik
(15.12.21)
yeterlidir. sevgili olmak için aşık olmaya gerek yok. saydıklarınız başlı başına aşık olmak demek değil bence. aşkın içinde bunlar da olabilir tabii ama aşık olmadan da bunlar olabilir. ki genelde öyle olur sanırım. aşk meşk çok nadir olaylar, şans işi. milyonda bir oluyordur. 28 k
0
erenderk
(15.12.21)
sesini duyunca gülümseyeceksiniz, konuşmak rahatlatacak, cinsel çekim yüksek olacak.
"yeterli mi?" diye sorduğunuz şeyleri bu saydıklarım karşılıyor zaten.

önemli olan bunlar.
gerisi yükselerk ve artarak gelirse aşık da olursunuz.
gelmezse de gayet güzel sever, mis gibi ilişki yaşarsınız.

bir yaştan sonra aşkın olmadığı fikrine asla katılmıyorum bu arada.
aksine, ileriki yaşlarda yaşadığınız aşkta gençlikteki gibi kör ve aptal aşık olmazsınız, çok daha nitelikli ve gerçek bir aşk yaşarsınız.

36 k.
0
blatta hiberna
(15.12.21)
Bir sure sonra ask falan filan kalmiyor zaten, normal bir sekilde sevgili olmaya devam ediyorsun. ozellikle cinsel cekim varsa gerisini kurcalamaya hic gerek yok.
0
hot potato
(15.12.21)
Biriyle sadece iyi anlaşmak, cinsel çekim hissetmek ile aşık olmak başka seviyeler bence.

Cinsel çekim hissedip iyi anlaştığın biriyle tamamen seks odaklı bir şey de yaşayabiliyorsun neticede... "Aşık olmak" başka bir şey.
0
norules
(16.12.21)
(9)

ilk araba manuel mi otomatik mi önerirsiniz

ShadowOfMoon
ehliyet sınavda manuel kullandım. onun dışında tecrübem yok. başka hiç arabam yok tecrübemşimdi ilk arabamı alayım diyorum. öğrenene kadar çarpma vs olabilir. otonom sisteme geçene kadar 1-2 ay geçer. yani alışana kadaryaş 30.6 ay 1 yıl öğrendikten sonra otomatik alayım diyorum. rahatlık açısından.ş
ehliyet sınavda manuel kullandım. onun dışında tecrübem yok. başka hiç arabam yok tecrübem

şimdi ilk arabamı alayım diyorum. öğrenene kadar çarpma vs olabilir.

otonom sisteme geçene kadar 1-2 ay geçer. yani alışana kadar

yaş 30.

6 ay 1 yıl öğrendikten sonra otomatik alayım diyorum. rahatlık açısından.

şimdi manuel alıp beyne katkı mı sağlayayım öğrensin vs vakit geçsin. yoksa otomatik alıp bulaşmayayım mı. beynin de manuel vites öğrenmeye ihtiyacı var mı bilmiyorum, yeni hobi başlarım bunun yerine.

acil durum olursa manuel sürebilirim diye düşünüyorum ehliyet sınavındaki gibi. yani uzun uzun aylar kullanmama gerek yok gibi. beynin alışkanlığı olmasa da olur sanki.

onun dışında ne önerirsiniz tavsiye olarak. lpg olmasın ve 2005 üstü olsun ve 1.2 motor üstü olsun istiyorum. arada uzun yol yapabilirm 700 km çünkü.

vites olarak otomatik yarı otomatik iyi gibi ama manuel konusunda kararsızım. ben de bulaşmak istemiyorum bir yandan.
elektrikli ayna olsun, dijital gösterge olsun gibi şeyler önemli mi sizce?
ve turbo olması.
0
ShadowOfMoon
(15.12.21)
otomatik al boşver
0
argent dawn
(15.12.21)
yıllardır manuel kullanan birisi olarak, otomatik öneririm. hele trafik yoğun bir yerdeyseniz otomatik alın geçin düşünmeden. evet manuel vitesin faydaları var ama o kadar da mühim değil. siz otomatik ile başlayın, arada manuel araç denk gelir bir yakınınızda biraz sürersiniz. nihayetinde araç kullanmayı öğrenmek kolay kısmı, trafiğe adapte olmak ise zor olan. siz zor olanı zaten aradan çıkarmış olacaksınız.
0
posthuman
(15.12.21)
otomatik
0
erenderk
(15.12.21)
Otomatik al. Manuel amelelik
0
birmilyonunvarmi
(15.12.21)
Normalde otomatik derim fakat olaya başka açıdan bakacağım, manueller daha ucuz ve az istendiği için bulma ihtimalin daha yüksek. Şu piyasada umduğun arabayı değil bulduğunu alacaksın tahminen.
0
nhk ni youkosu
(15.12.21)
dünya otomatiğe döndü. otomatik al. 700 km yol yapacaksan 1.2tsi bak yada 1.4 motor üzeri al.
0
mikahakkinen
(15.12.21)
Eğer fiyat kaygınız yoksa direkt otomatik. Ama aynı aracın manuel modeli nereden baksan 10 hatta 20 bin fark ediyor 2. elde bazen.

Manuel kullanmanın artıları ve eksileri
+Ucuz araç bulursun
+Bakım maliyeti biraz daha uygun
+Araç kiralaman gerektiğinde daha uygun seçeneklerin olur. Bu yaz karavan kiralayayım dedim mesela tamamı manuel. 2 Tane otomatik buldum, fiyat 2 katı:)
+Bir işe girersin, araç kullanman gerekir genelde şirket araçları manuel olduğu için rahat kullanırsın.
+Her aracı kullanabilecek pratiğin olur. En basitinden arkadaşın "abi benim aracı bi çeksene şuradan" derse rahat kullanabilirsin.
-Yorucu
-Yeni otomatiklerle kıyaslayınca yakıt tasarrufu sıkıntılı. Sen araç kadar verimli geçiş yapamazsın.
-Özellikle başlarda yokuş çıkmak, yokuşta park etmek vs zulüm. Özellikle kalkış desteği falan yoksa, çok yorulursun trafikte.
-Şehir içi trafiğinde bıktırır insanı.


Otomatik / yarı otomatik artıları ve eksileri
+Kullanımı kolay. Otomatik araçla 2-3 gün pratikle otobana çıkacak kadar rahat kullanan arkadaşlarım var.
+Özellikle yeni araçlar vites geçişlerini çok doğru anda yaptığı için yakıtı verimli kullanıyor.
+Aracı gaz/fren düzleminde kullanıyorsun.
+Manevralar çok rahatlıyor.
-Pahalı. Yaygınlaşmasına rağmen hala fiyat farkı var.
-Otomatikle trafiğe çıkmaya başladığında, manuel araç kullanmakta zorlanabilirsin. Daha önce pratiğin yoksa durum daha da zorlayıcı olur.
-Hiç manuel kullanmamış sürücüler bazen gaz ve freni 2 ayakla idare etmeye çalışıyor. Bu da "gaz fren karıştı" gibi kaza haberlerine sebep oluyor.
-Bakımı maliyetli. Bazı markaların otomatik şanzımanları oldukça hassas. Özellikle Türkiye şartlarında kolay arızalanıyor.
0
anten
(15.12.21)
Sahibinden filtresine otomatik yazip fiyati da uygun bir sey girersen araba gelmiyor karsina.

Otomatik hurda olmayan bir araba 250'den basliyor.
0
divit
(15.12.21)
Bütçe kisitli ve dusuk model alacaksan manuel al direkt.
Ama yeni ve dusuk km araba alacaksan otomatik al gec ugrasma.
0
stavro
(15.12.21)
(7)

çok değer verdiğiniz biri kalbinizi kırarsa ne yapıyorsunuz?

la lykia
çok değer verdiğiniz, hayatınızda önemli bir yeri olan, iletişiminizi bitirmek istemediğiniz biri diyelim ki.saçmaladı (hem %99 haksız hem uslup yakışıksız) ve kalbiniz kırıldı, ağırınıza gitti, gururunuza dokundu, incindiniz...o an yani konuşma esnasında anlatmaya ve uyarmaya çalıştınız "bak böyle
çok değer verdiğiniz, hayatınızda önemli bir yeri olan, iletişiminizi bitirmek istemediğiniz biri diyelim ki.

saçmaladı (hem %99 haksız hem uslup yakışıksız) ve kalbiniz kırıldı, ağırınıza gitti, gururunuza dokundu, incindiniz...

o an yani konuşma esnasında anlatmaya ve uyarmaya çalıştınız "bak böyle söyleme, bu dediklerin çok kırıcı vs." diye.

anlamadı, devam etti, çok kırıldığınızı söylediniz, üste çıkmaya çalıştı, konuyu kapatıp olay mahalinden sessizce ayrıldınız.

böyle durumlarda ne yapıyorsunuz? sessiz kalıp sizinle iletişime geçmesini mi beklersiniz? veya çok ağırınıza gitmiş olsa bile kendiniz gider konuşur musunuz? veya ne yaparsınız?

başınızdan geçen benzer durumları anlatsanız ne güzel olur hatta fikir vermesi için:)
0
la lykia
(14.12.21)
Kırıldığımı net anlattığımdan emin olmam lazım. Böyle söyleme devam etme'den öte, diyecekleri bitip konuşma sırası bana geldiğinde açıkça söylerim. O an ne söylediği önemli değildir ama benim hislerimi paylaşmış olmam gerekir, eğer ortada kavga gürültü yoksa.

Kırıldığını açıkça anlattığına eminsen beklemede kal. O anın heyecanıyla anlamamış olabilir diyorsan sakin kafayla anlat.

İş arkadaşımı çok severim, düşüncesizlik etti geçenlerde, zor durumda bıraktı beni, yüz yüze olmadığımız için bişi demedim. Ertesi gün ofisten çalışıyorduk, Molaya indik beraber, dün yaptığın hareket çok kırıcıydı haberin olsun, böyle böyle demen beni üzdü, diyip olayın detaylarını anlattım. Sonradan benim de aklıma geldi ama mahcup oldum özür dilerim dedi sarıldık ettik.
0
Bruce
(14.12.21)
kalbimi kırdığı için ve bana böyle davranışta bulunduğu için hiç bir şekilde artık iyi davranamazdım. Sessizce beklerdim ama çok sevdiğim insanın bana bunu yapması daha sonra özür dilemesi bile artık bişey değiştirmez. Geçmiş olsun der o defteri kapatır yolumuza bakarız artık yoldan geçip selam verdiğim insandan başka bişey olamaz.
0
Efespilsen
(14.12.21)
Her insanın hataları, kötü zamanları ve saçma çıkışları olabilir. Bruce'un dediği gibi net bir şekilde kırıldığınızı ifade edin. O kişinin sizin nasıl hissettiğinizi bildiğinden emin olun.

Sonrasında top artık onda. Onun konuyu ele alışı ve yaklaşımı sizi ne kadar önemsediğine göre şekillenecek. Umarım tatlıya bağlanır.
0
pispinti
(14.12.21)
Yapacağın en son sey karsi taraftan bir hamle gelmeden gidip kendin konusmak durumu duzeltmeye calismak olsun. En fazla verecegin deger sana verilen kadar olsun. En fazla o da.
0
stavro
(14.12.21)
İlk seferde uzaklaşacak kadar prensipli olamıyorum ben, keşke olsam. Sabırla neye üzüldüğümü önce anlamasını beklerim, anlamazsa veya benim için önemli olan şeyi açıkça görmezden gelirse de açık açık bilale anlatır gibi anlatır sessiz kalırım artık düşünüp anlamasını ve özür dilemesini filan beklerim. Yine gelmezse demek ki kırılmışım/ üzülmüşüm önemli değil’i anlarım (bak nası geç anlıyorum işte böyle olma) ve artık anlatmaya da çalışmam.
İnsan vazgeçmek istemeyince anlaşıldığından emin olmak için daha çok açıklamak, gitmek, adım atmak istiyo biliyorum, halbuki böyle oldukça en yapmam diyenler bile bi şekilde sizi değersiz görmeye hırpalamaya başlıyo, o sınır bi kere aşılınca da insan hem kendine saygısızlık edilmesini kabul etmiş hem de kendine saygısız davranmış oluyo.

Kısacası elimden geleni yaptım dediğinizde bile karşıdan hamle/ düzeltme çabası yoksa bırakın sakın gitmeyin yani stavro+1
0
kulaktan dolma biber
(14.12.21)
farazi konuşunca başka düşünüyorum, başa gelince insanına göre muamele. bir de mecburiyetler var.

örneğin, benim çok değer verdiğim bir kız vardı. eski iş yerinde birlikte çalışmıştık ve yeni iş yerine sınavsız mülakatsız aldım. orada 3 bin alıyordu, 9 bin verdim. 4'e bile ok'di. ne isterse yaptım. 10 bin dolarlık eğitime yazdırdım, şirket 1 sene geçmeden alamaz demesine rağmen. eğitime, yemeğine, gezmesine, eğlencesine gitti ama sınavına girmedi, para çöp oldu. her sabah iş yerine giderken aracımla onu da aldım. akşamları yine benim eve kadar benimle gelip 2 durak sonra evine vardı. evlendi, altın taktım. hiç kuşkusuz çok rahat ettirdim.

bunları yapmamın sebebi de zeki olması, başka bir şey değil. eski şirkette harcanmasını istemedim ve vefa göstermek istedim.

işte önemli bir deadline vardı. yapılacak işin çoğunu ben aldım, %10'unu ona verdim. ara ara sordum, yaptığını söyledi. başkası olsa hani ne yaptın bakayım derdim, ona demedim. son 2 gün varken yapmadığını ve bunu beni zor durumda bırakmak için, başarısız olduğumu görmek için yaptığını söyledi. sana zarar vermek istiyorum, dedi, net duydum bunu :))

ben o 2 günde işi kendim yaptım. sonra da sen mi istifa edersin, ben mi göndereyim dedim. işi devrederken trip atmadım, hiç olayları gündeme getirmedim, neden demedim. işleri %100 devraldım (yeni birini almadan kendi üzerime aldım işleri) sonra da bıçak gibi kestim iletişimi. ayrılırken pasta kestiler, beni çağırdı, gelicem dedim gitmedim. diğer arkadaşlar çağırdı, gittim. yanıma geldi toplantı odasında yüzüne bakmadım. sonra da çıktı gitti. linkedin instagram vs çıkarttım.

üzerinden 1-2 sene geçti, düzgün iş bulamamıştı. sinirimin geçtiğini herhangi bir duygumun kalmadığını farkettim. tekrar ulaştım kendisine. isterse referans olabileceğimi söyledim.

böyle yani. bu olaydan önce sorsan, asıp keserim derdim aynı durumda. şimdi zaten öyle bir şey yapmam, bana ne, neden milletin derdi beni geriyor. neden iyilik yapayım diyorum. onun için güvenebileceğim insan yok işyerinde, aynı şekilde sırtımdan hançerleyecek insan da yok. varsın, olmasın.

senin durumunda, ona bir konuda mecburiyetim varsa, o konu aşılana kadar hiç bu konuya girmem, tartışmam. sonra da duvarı çekerim araya.
0
gabe h coud
(14.12.21)
"hem %99 haksız hem üslup yakışıksız" kalbimi kırmış ve anlamıyor da üstelik hmm.. durum bu ise hayatımdan çıkarırım valla. böyle şeyler çok yaşamadığım için daha kesin konuşuyor olabilirim ama ben en küçük saygısızlıkta/kalp kırgınlığında falan kolay insan silerim. üstüne de çok düşünmem. nasıl ki ben durumum ne olursa olsun saçma sapan hareketler yapmıyorum karşımdakine karşı, karşımdaki de bana yapmayacak. gideyim sorayım, o görmüyorsa ben yanlışını göstereyim falan uğraşamam. iletişimi de ne olursa olsun bitirmek istemediğim bir insan da yok haliyle. iletişimi bitirmek onun umrunda değilmiş gibi hareket ediyorsa bitiririz, bence çok dert değil.
0
erenderk
(14.12.21)
(5)

bitki bakım-sahiplendirme

erenderk
1. https://ibb.co/Y8sFYC6 bunu nasıl cıvıl cıvıl bir bitkiye dönüştürebilirim?2. https://ibb.co/n7P1j8K bunu sahiplenmek isteyen var mıdır? (konum: Mecidiyeköy)
1. ibb.co bunu nasıl cıvıl cıvıl bir bitkiye dönüştürebilirim?
2. ibb.co bunu sahiplenmek isteyen var mıdır? (konum: Mecidiyeköy)
0
erenderk
(14.12.21)
Yumurta kabuğunu fırınla, sonra havanla ez. Muz kabuğuyla karıştır. Blenderdan geçir, altına dök. Bir de çift saksı olunca bir gün kazara fazla su verirsen dreyn edemez, çürütürsün.
Benjamin'mi o garibim?
0
Mirket
(14.12.21)
Merhaba sahiplendirmek istediğiniz bitkinin adı nedir? iç mekana uygun mu?
0
1903 24
(14.12.21)
valla isimleri ne bilmiyorum. benjamin lafları dolanıyordu bi ara, benjamin'dir heralde. iç mekan bitkisiymiş. ofis ortamı olduğu için belirli zamanlarda güneş alıp sabit kalabilecekleri bir yerde değiller. ikincisini benim kurtarmam imkansız. ilki daha çetin olduğundan kendim halledeceğim ama sir benjamin bitkison'u almak isteyene vereceğim. başka şansı yok.
0
🌸erenderk
(14.12.21)
1 için konuşuyorum, o yukayı unutun ve su vermeyin. sulama yapacağınız zaman da (ayda 1 yeter) saksının dibinden az miktarda su vermeniz yeterli. sıcak sever, hava akımı sevmez, toprağı kuru ister, her şeyi düzgün yapsan da ne uzar ne kısalır lanet ama güzel bir bitkidir :)
0
evde liyakat kalmamis
(15.12.21)
Hasta benjamine talibim.
0
clia
(16.12.21)
(19)

Aylik US$1300 geliriniz olsa calisir miydiniz?

bollocks44
Selamlar, yas 30. 4 sene kadar havacilik sektorunde orta duzey yonetici olarak calistim. Pandemiyle beraber issiz kaldim. Nisan 2020'den bu yana (freelance projeler haric) calismiyorum. Son aldigim burut maas (mart 2020) 11,500 TL idi.2020 Haziran ayindan bu yana kripto para madenciliginden elde ett
Selamlar, yas 30. 4 sene kadar havacilik sektorunde orta duzey yonetici olarak calistim. Pandemiyle beraber issiz kaldim. Nisan 2020'den bu yana (freelance projeler haric) calismiyorum. Son aldigim burut maas (mart 2020) 11,500 TL idi.

2020 Haziran ayindan bu yana kripto para madenciliginden elde ettigim gelirle yasiyorum. Ev kirasi odemiyorum, kripto piyasasina gore aylik gelirim $1100-$1700 arasi degisiyor.

Bunun disinda HDD madenciligi yaparak $75, CPU madenciligi yaparak da $38 gibi bir gelir elde ediyorum. HDD ve CPU madenciliginden elde ettigim coinleri satmiyor, biriktiriyorum.

Bunlar disinda kenarda $20,000 birikimim ve al-sat yapmak icin kripto para borsalarinda bulunan $10,000 param var. Tum birikimim bu. Volatilitenin yuksek oldugu donemlerde al sat yaparak en kotu ayda $400 para yapiyorum. 10 bin dolar icin kotu rakamlar bile diyebilirim.

Bunu madencilik geliri +$200 al sat geliri olarak dusunebiliriz.

Simdi bu yaptigimin (kripto para madenciliginin) surdurulebilir olmamasindan ve gelirin stabil olmamasindan kelli cok da yas ilerlemeden bir ise girip calisayim diyorum. Cunku biliyorum ki yas ilerledikce yeniden is hayatina girmek beni zorlayacak ve bir kariyer insa etmek imkansiz hale gelecek.

Bu soruyu yoneltmek istedigim kisiler ise, meslek gruplarindan bagimsiz olarak, 28-35 yas arasi yonetsel pozisyonlarda calisan beyaz yaka arkadaslar. Yani bu soruyu yazilimci, muhendis, doktor, ya da diger teknik mesleklerde calisanlar es gecebilirler. Aylik $1300 (+$200 al sat geliri) oldugu ortamda 8-10 bin lira kazanmak icin bir ay boyunca ise gidip gelir miydiniz?

Elbette ayda $1500 + 10,000 TL kazanmak bana da cazip geliyor, ancak bir turlu kendimde is arama motivasyonunu bulamiyorum.
0
bollocks44
(13.12.21)
Yani yanlış anlaşılmasın ama ayda 1300 dolar kazanmak öyle adamı emekli edecek bi para değil. Seve seve çalışmak zorunda kalırım yani. Ama bu madencilik işini nasıl kotardığından bahsedersen bu muhabbet daha ilgi çekici olabilir :)
0
roket adam
(13.12.21)
Roket adam, yanlis anlanacak bir durum yok. 1300 dolara bugun ust duzey bir ekran karti dahi alamiyorsun. Bu paranin 1. dunya ulkeleri standartlarinda hicbir sey ifade etmediginin bilincindeyim, beni icten ice rahatsiz eden sey su, hicbir sey yapmadan ayda bugunku kur ile 17,000+ TL gelir elde eden bir birey olarak, sirketlerin (cogu yabanci sermaye) yonetici pozisyonlarina teklif ettikleri tutarlar. Bu paralari duyunca hicbir sey soylemeden telefonu/gorusmeyi sonlandirasim geliyor.

Bu soru aslinda bu parayla omrumun sonuna kadar nasil rahat icinde yasarim sorusu degil de, "bir yanda hicbir sey yapmadan Turkiye sartlarina gore iyi gelir elde edip, belki o tutarin yarisini kazanabilmek icin bir ay it gibi calismak size dokunur mu?" olmaliydi. Madencilikle ilgili merak ettiginiz bir sey varsa, buradan ya da ozel mesaj ile sorabilirsiniz.
0
🌸bollocks44
(13.12.21)
burada en önemsiz şey 1300 dolar gelir bence, diyelim ki bir süre bu şekilde devam ettiniz ancak daha sonra kripto paralar bugünkü popülerliğini kaybetti, geliriniz epey düşecek. böyle bir durum olması halinde ne yapmayı planlıyorsunuz? Tekrar çalışmanız zor olmayacak mı?
0
ted
(13.12.21)
çalışırım da keyfine. öyle kendimi heder edecek işlerle uğraşmam. koşullar iyi değilse çalışmam. gerçi bunu ekstra 1500 dalırs olmadan da yapıyorum ama ekstra dolar kazancım varsa hobimsi işlere yönelirdim yani.
0
erenderk
(13.12.21)
@ted beni de dusunduren bu zaten, atiyorum 3 sene sonra ekran kartlarimin bunun ceyregi kadar gelir getirmedigi durumda, 33 yasinda e madem ben artik is bakayim demenin neredeyse cok zorlayici olacagi.

Bir diger dusunduren durum ise TL'nin deger kazanip $1300 paranin 3000 lira etmesi :)
0
🌸bollocks44
(13.12.21)
Bu hesaplarinda umarim amortismani dahil ediyorsundur.
0
dunal
(13.12.21)
Ben olsam bahsettiğiniz durumda, kendime şu soruları sorardım:
- sağlık sigortası emeklilik vs benim için ne kadar önemli? ikamesi olarak dusunebilecegim bir şey var mı?
- yaptigim şeylerin bana maliyeti ne uzun vadede, mesela sistemimi parçalarımi ne sıklıkla yenilemem gerekecek, masrafı ne olur, o masraf beni dönem dönem de olsa zora sokacak mi?
- boyle sürdürmeye karar verdim diyelim hayatımı bir işe girmeden, onun karşılığı olan hayat beni tatmin edecek mi, kısıtlayacak mi? (Statü, eş dost toplumun bakışı, seyahat planları vb)
- yarın bir gün bu işler vergilendirilse falan elime kalan miktar en kötü ihtimalle ne kadar olacak, benim için yeterli olacak mı?
0
encokbenisevinnolur
(13.12.21)
Evet boş zaman da varsa ayrıca çalışmak lazım.
0
Erva
(13.12.21)
$1300 artik yirttik calismama gerek yok diyecek bir para degil malesef. Ustune kenarda birikimin de yok anlattigin kadariyla. Calismaya devam diyorum, 1-2 sene birakirsan ve geri donmen gerekirse cok zorlanirsin.

Dovize bakinca aldigin TL cinsinden maas komik kalabilir ama cognluk bu durumda, o yuzden ona bakip moral bozma. Ben olsam toplam TL olarak kac yapiyorum ona bakarim, doviz olarak da kenara gomup yaptirim yaparim. Kriptoya yogunlasip akiyorken doldururum cunku o su kesilebilir..
0
cooperr
(13.12.21)
Dahil etmiyorsun diye anliyorum. Dahil et. Aletlerin kullanim omru boyunca sana maliyeti var.
0
dunal
(13.12.21)
1300 dolar yaklaşık 18bin lira para eder ayda

ayda 18bin lira gelirim olsa, anca çok yatış bir iş bulursam o zaman çalışırım. aksi durumda kasmam kendimi.

ev kirası da ödemiyormuşsun. çalışmayı çok seven birisi değilsen ne gerek var özel sektördeki mallarla uğraşıp patron kaprisi çekmeye.
0
abelardo
(13.12.21)
gelen parayı komple harcıyorsan sıkıntı ama evin var galiba ve Türkiye'deyiz, elektronik için az para olsa da geçinmek için 1500 dolar iyi. Atıyorum 500 dolarıyla düzgün bi yatırım yapsan her ay güzel şeyler olabilir. (ben dipten kripto alabilmek için stablecoinlerde tutabilirdim) Coin tutmak da bearda ağlatır. Şimdi 1500 dolar kazanıyorsun çünkü değerleri bu, yarın 3000 de olabilir ama bear'da "Bi dönem 15k kazanmıştım şimdi 3k ediyor" diyebilirsin. Biraz stable'lara geçip tutmak kafa rahatlatıyor bence. Ben öyle yapıyorum.

Sentetik assetler var, (synthetix, mirror protocol, vs.) bunlar ile hisse senetlerine eş sentetik tokenlar alabiliyorsun. Düşünülebilir. Yabancı hisse senetli fonlara da girebilirsin.

Ben pasif gelir getirecek ek işleri denerdim. (ki bir tanesinin üzerinde çalışıyorum) Yani senin işin neyse onu internetten değere dönüştürebilir misin hatta sen aktif bişey yapmadan pasif gelir elde edebilir misin ona bak derim.

Bu arada bizzat tanıdığım biri 2017-18'de işinden istifa etti, sonra bear market geldi. Trading ile zor geçindi online kurs vermeye başladı. Yine o dönem madenci tanıdıklarım miningi bıraktı ama o an kazandırmasa bile 3 yıl coin (mesela eth) biriktirdiklerini düşünsene? Ama yaşama masrafı + elektrik vs.yi karşılaman gerekiyor bu sefer. O dönem elinde usd bulunan kral oluyor ayrıca. Eğer yeni döngüler olacağına inanıyorsan ve tradingden biraz anlıyorsan da para kazanman mümkün ama ÇOK RİSK. Bir arkadaşım 2018-19-20'de tüm birikimlerini şimdi çok bilinen ama o zamanlar sadece "potansiyel" olan kriptolara basmıştı. Şu an milyon dolarları var. Ama bir dönem kirasını zor ödüyordu (aslında parası vardı ama coinlerdeydi :D Bu arada hala dolara geçmiş değil bu geçenki düşüş ona yüz binlerce dolara maloluyor mesela:D)

Ek olarak, düzgün bir kazanç elde edersen yield farming işlerini de araştır. Benim şimdiki hayalim düzgün bir kazanç elde edip usdt-usdc-busd vb. üzerinden yılda %20 civarı faiz elde etmek. Terra(Luna) üzerindeki UST ile bu geliyor şu an. Tabii doların enflasyonu %6 oldu o kötü.
0
nhk ni youkosu
(13.12.21)
1300 doları beğenmeyenler yarısını bile kazanamadığına eminim. En iyi ihtimalle 8-18 çalışacaksın. Sabah 8de işe gitmek için 6da uyanacaksın. 18de çıktığın işten evine 19da varabilirsen şanslısın.

Ben de benzer şekilde kriptodan pasif gelir elde etmeye başladım. Şimdilik gelirim seninki kadar değil ancak sürekli yeni şeyleri deniyorum. Bir gün 1500-2000 dolar aylık seviyeye ulaşsırsam hiç düşünmem arkama bile bakmadan bırakırım. Şimdilik 750-800 dolar civarlarındayım.
0
birmilyonunvarmi
(13.12.21)
1300 dolar kesin gelir olsa tabi ki çalışmamayı düşünürsün türkiye şartlarında ama garantisi yok. o sebeple gittiği yere kadar götürüp olabildiğince birikim yapmak lazım.

ek olarak madem böyle bir lüksün var, maaşlı sigortalı iş olayı bence saçma. freelance çalışıyormuşsun, dolayısıyla öyle işleri biliyorsun iyi kötü. sektörün dışında ticaret , e ticaret vs. gibi opsiyonları kovalarım ben olsam.
kurs vs. alıp kendime ek donanımlar da eklemeyi düşünebilirim ama maaşlı çalışmayı kısa vadede düşünmezdim açıkçası.

yazılım öğren, eticaret öğren, dropshipping vs. artık ne varsa dünya üzerindeki fırsatlardan onu öğren. ben 1300 dolara kendimi emekli edecek geliri kazanıyor gözüyle bakmam ama bana refah kazandıracak bir alan/zaman kazandıran bir gelir olarak düşünebilirim. çoğu insanın bu lüksü yok. hayatta kalmak için çalışmak zorunda insanlar. senin vaktin var hazır. değerlendir...
0
syozkn
(13.12.21)
baskan para parayi ceker, madem ilgini ceken ve anladigin is bu, bunu olceklemeyi deneyemez misin? gelirinin bi kismini daha fazla mining ekipmani almaya/mevcutlari upgrade etmeye/maintenance'a, bi kismini dendigi gibi uzun vade icin yield farming'e, bi kismini kripto fonlarina (tokensets, zerion vb), ufak bi kismini low-cap-gem gorduklerine (memecoin degil) vs diye bolerek yonetebilirsin bence. remote calisip dolar kazanma imkanim yoksa ben de tr'de calismazdim bu maaslarla. 8-6 calisip 10-15k TL kazanacagina gunde 3 saat smart contract development ogrenip en azindan ilgi duydugun alanin membahinda calisirsin, kral gibi de maas alirsin yani.

ustteki arkadasin dedigi cok onemli bisi var; senin zamanin var abi su anda. 'imkanimiz yoktu giremedik o islere' denen durum yok yani. su anda rocket science da ogrenebilirsin, dolandiricilik teknikleri de, istedigin alanda ilerleyebilirsin. kendini kisitlamissin bence halihazirda yapabildigin is ile.
0
hjarteblod
(13.12.21)
1300 dolara sonsuza kadar 1 gun bile calismam.

Yalniz senin para sonsuz degil yarin bile sistemin bitebilir, niye 1300 yapmak yerine yatirim yapip 3900 dolar kazanmiyorsun.
Kisa surede ev+araba bir seyler yapip emekliligi garantilersin.
0
divit
(13.12.21)
basliga girerken kira parasi gibi bir sey zannettim, bugun bana birisi sonsuza kadar 1500 usd teklif etsin ve kiram olmasın, ertesi gun turkiyeye donerim. para mal mülk umrumda değil 1500 usd ucuncu dunya ulkesi icin cok guzel para.

soruna cevap : yine de calismam.
0
garavel
(14.12.21)
yani ayda 300-400dolar kenara atabiliyorsan aslinda garanti parasi icin ileride de birikim olur ve cok da calismaya gerek yok aslinda. zevkine sikilmamak icin freelance projeler yapmaya devam edebilirsin.

bir de hep yalniz mi yasayacaksin(bilmiyorum tabi evli misin cocuk var mi falan) bunlar da bir etken.

emeklilik icin de bes diye bi sistem varmis ama hic bilmiyorum nedir normal emekli gibi mi sonradan oduyorlar anlamiyorum o isten ama bakabilirsin
0
c1b2k3
(14.12.21)
sgk emeklilik için asgari gün ve yılını doldurana kadar çalışırdım.
hiç değilse 60 yaşından sonra bir gelir ve sağlık sigortan olur.
0
nuisance
(14.12.21)
(16)

bavulumu toplayıp evden ayrılayım mı?

bleumarine
öncelikle (bkz: 2021 ekonomik krizi/@bleumarine)üniversiteden mezun olduğumdan beri yani 10 yıldır çalışıyorum. iş hayatımın ilk yıllarında deli gibi para biriktirmeye odaklandım ve çok küçük bir ev (stüdyo daire) alıp kredisini ödedim. bu dönemde ailemle yaşadım, elimden gelen her türlü maddi manev
öncelikle (bkz: 2021 ekonomik krizi/@bleumarine)

üniversiteden mezun olduğumdan beri yani 10 yıldır çalışıyorum. iş hayatımın ilk yıllarında deli gibi para biriktirmeye odaklandım ve çok küçük bir ev (stüdyo daire) alıp kredisini ödedim. bu dönemde ailemle yaşadım, elimden gelen her türlü maddi manevi katkıda bulundum. (bulunurum da zaten, bu dünyada sadece ailem var, bunu marifetmiş gibi söylemiyorum, yanlış anlaşılmak istemem.)

tam kredi bitti, kendi evime yerleşirim artık kendi hayatım olur derken pandemi patladı, babamın işleri kötüye gitti. o zamandan beri de aileme destek olabilmek için varımı yoğumu ortaya koydum. gerekirse evimi de satarım. 2 yıldır maaşımdan 200 TL bile kendime ayırmıyorum, harcamıyorum. bu dönemde bir ilişkim vardı, o da bitti. yani kendi hayatım kalmadı, ne kadar daha böyle sürer onu da bilmiyorum ülkenin hali ortada.

özetle 2 yıldır
-evden çalışıyorum. (08:00 - 18:00 arası bilgisayar başındayım, çoğu zaman akşam, bazen hafta sonu da çalışıyorum.)
-işim yoğun ve stresli
-kronik hastalıklarım var, salgından korkuyorum.
-bu nedenlerle neredeyse evden hiç çıkmadan yaşıyorum. kendim için yaptığım hiçbir şey yok.

sorun nerede derseniz; asla anneme yaranamıyorum. yaptığım ev işlerini asla yeterli bulmuyor. sürekli laf ediyor. hem çalıştığım hem kronik rahatsızlıklarım da olduğu için evde süperman gibi her işe koşamıyorum ama gerçekten elimden geleni yapıyorum.

hiç asi, huysuz bir iletişim tarzım olmadı, kendisine tane tane anlatmaya çalışıyorum. fiziksel olarak evden bu kadar çıkmamak, bu kadar oturarak çalışmak da sağlımı kötü etkiledi zaten. ama işe yaramıyor, sürekli laf ediyor.

en son bu akşam bana çok tembelsin dedi.

ben dün belim çok ağrımasına rağmen robot süpürge çalıştırdıktan sonra evi vileda yaptım, tozları aldım, gık etmedim, surat bile asmadım yemin ediyorum.
ki viledayı taşırken bile canımın acısından gözlerim doldu.

bana bu akşam dedi ki dün ne yaptın ki robot süpürdü zaten evi. vileda suyunu kaç kez değiştirdiğimi, belim ağrımasına rağmen her yerin eğile kalka tozunu aldığımı anlatınca da tembelsin ondan ağır geliyor iş yapmak dedi.

çok ağırıma gitti. hiç fevri bir insan değilim ama yarın bavulumu toplayıp kendi evime gitmeyi düşünüyorum. hep alttan alan, fevri hareketleri olmayan biri olduğum için böyle bir şey yaparsam şok olacaklar büyük ihtimalle ama gerçekten artık dayanamıyorum.

onlar benim canım, kıymetlilerim, ben onlar her şeyi yaparım ama bu lafları artık kaldıramıyorum. 1 değil, 2 değil. 34 yaşımdayım. yeni yetme ergen de değilim artık.

bir yandan da gayet iyi biliyorum ki hayat çok kısa, onlarla geçirecek kaç günüm var önümde bilmiyorum, pişman olacağım şeyler yapmak hiç istemem. ama psikolojim bozuldu çünkü 2 yıldır konuşmak hiç işe yaramadı, ne kadar kırıldığımı, elimden geleni yapmaya çalıştığımı, sağlık sorunlarımı anlatmaya çalışmam işe yaramıyor.

siz olsaydınız ne yapardınız?
0
bleumarine
(13.12.21)
ayrıl coco diyerek başlıyorum.

insanlara ufak tefek anne tripleri gibi geliyor ama sizin durumunuzda benzer şeyler yaşayan arkadaşlarımdan gördüğüm kadarıyla bu olay sizi psikolojik olarak çok yoruyordur. bence zaten stresli işin üstünde bide bu tarz dırdırları çekmeyin. evden ayrılıp ayrılırken içinizdekileri annenizi kırmadan dökmeden söyleyin. yani ben böyle yapardım en azından.
0
golgi aygıtı
(13.12.21)
Kendi evinize geçmeniz onlarla bir daha gorusemeyeceginiz anlamına gelmiyor. sanki bir yaniniz öyle algiliyormus, öyle hissediyormus gibi geldi yazdiklariniz.

Pekala sahiden sanki terkediyormussunuz onları gibi de tepki verebilirler de, onun da bir şeyi farkettirmemesi lazım. Her gün bu duyduklarinizi duyduğunuz bir ortamda, her gün bulunmamak daha faydalı olur herhalde uzun vadede. Küsme falan lafı geçerse de geri adım atmayın bence, sonuçta bir kötülük yok ortada, konuşmasalar bile bir süre sonra yumusarlar illa ki.
0
encokbenisevinnolur
(13.12.21)
Konuyu biraz uzatmışsınız. Evden gitmeniz onların borçlarına artık destek olmayacağınız anlamına mı geliyor? Öyle ya da böyle kendi hayatınıza odaklanmanız lazım. Hayat çok kısa diye bir şey yok. Siz belki 50 yaşını göremezsiniz ama anneniz, babanız 90 yaşını görür. Ömür boyu onlarla yaşayamayacağınıza göre ne kadar erken giderseniz o kadar iyi.
0
dissendium
(13.12.21)
Hiç vakit kaybetmeden kendi evinize geçin. Kendi düzeniniz,kendi hayatınız olsun. Daha verimli çalışacağınızı,daha rahat edeceğinizi söylersiniz. Aslında bir açıklama yapmak zorunda da değilsiniz de içimiz rahat etsin. Birlikte yaşamaya devam ettikçe sorunlar artar, daha çok gerilir daha çok üzülürsünüz. Dediğiniz gibi hayat kısa,kendinizin kıymetini bilin.
0
asteriks
(13.12.21)
Aileye uzaktayken daha çok yaranılıyor, hemen her ailede bu durum var. En kısa zamanda geçmek lazım.
0
BuddyGuy
(13.12.21)
Belirli bir yaştan sonra herkesin kendi hayatını kurması, ailenin de bunu desteklemesi, çocuğu bağımsızlaşması için yönlendirmesi gerekiyor. Sizde tam tersi olmuş, bu sağlıklı değil. Şimdi ayrılmazsanız asla ayrılamazsınız. Bir an önce kendi evinize taşınıp, hayatınızı kurun. Yine gerek gördüğünüz kadar destek olursunuz.
0
gmzo
(13.12.21)
34 yaşında bir insan olarak ailenin her dediğini kafaya takmamak gerektiğini öğrenmiş olman lazımdı bence. belli bi yaştan sonra aile ile aynı evde yaşayınca default olarak başarısız, tembel ve hayat kuramamış bir insan etiketi yükleniyor üzerinize aile tarafından. herkeste böyle olmuştur yani.
0
roket adam
(13.12.21)
maalesef çok uzun geldi ekşideki yazıyla birlikte okuyamadım bi göz attım. yaş 34, iş var, ev var ve bunlara rağmen aile yanında yaşıyorsunuz... bu kadar veri yeterli. hemen ayrılın, kendi yaşamınızı kurun. bu ailenizi ömür boyu görmeyeceksiniz demek değil.
0
erenderk
(13.12.21)
BuddyGuy +1 Uzaktayken daha kıymetli olursunuz. Kesinlikle arayı bozmadan kendi evinize yerleşmenizi tavsiye ederim size.
0
pispinti
(13.12.21)
bence de kendi evine yerleş.
0
alt4y
(13.12.21)
belin ağrıyor ve canının acısından gözlerin doluyor.bu cümleye takıldım , annen rahatsızlığının derecesini bilmiyor mu ?
benim kızımın beli ağırsa ona vileda kovası taşıtamam , acaba annen ağrılarını ciddiye almıyor mu ya da bilmiyor mu ?
bu arada satın aldığın evin boş mu bekliyor ?
0
devilone
(13.12.21)
ne olursa olsun belli yaşlardan sonra aile ile evler ayrılmalı.ki yaşınız da 34 müş.koşarak evinize gidin.
0
drako
(13.12.21)
@devilone; ciddiye almadıklarını düşünüyorum.

dediğim gibi kronik rahatsızlıklarım var ama hayatımda hiçbir zaman mızmızlanan bir insan olmadım, lise yıllarımdan beri doktora kendim giderim, tahlillerimi yaptırırım, hangi tahlil neden yapıldı, sonucu ne çıktı bilmezler bile. ben genel bir anlatırım, 2 gün sonra unuturlar.

çocukluğumda ciddi rahatsızlıklar geçirdim, hastanede yattım birkaç kez. o zaman bir sürü farklı tedaviler denendi, farklı tetkikler yapılmıştı. o dönemdeki hiçbir sağlık kaydım yok örneğin, kaybolmuş, atılmış. hiçbir şey hatırlamıyorlar.

evet ev boş, evimi aldıktan sonra yavaş yavaş eşya alabildim kredi de ödediğim için. ara sıra 1-2 gece kalmaya gidiyordum. ama atıyorum çamaşır makinesi falan bile yoktu, hepsini yavaş yavaş zaman içinde alabildim. tam kredi bitti ve evime artık tamam belli başlı şeyleri aldım, yaşayabilirim dediğim noktada pandemi patladı, taşınmayı erteledim haliyle. belli bir süre için de ertelemediğim için (yani önümde en az 1 yıl taşınamam gibi bir şey yoktu, belirsizdi) kiraya da vermedim.
0
🌸bleumarine
(13.12.21)
Net olarak geçmedi ama kadınsınız sanırım. Türk anneleri oğulllarına ve kocalarına bu eziyeti yapmaz. Evden çalışıyorsunuz ya; bütün gün evde hiç iş yapmıyorsunuz anne gözünde. Yine yazmamışsınız ama tek çocuk gibi cümleleriniz. Evden gitmeniz lazım, bu kesin. Ama nasıl? Madem zaten arada evinize kalmaya gidiyorsunuz, hafta içi çalışırken kendi evinizden çalışın, tabii ki hafta içi kendi evinizde kalın. Konsantre olamazsınız bu şekilde çalışırken, kendinizi ailenize ifade edeceğiniz durum budur. Sonra bazen hafta sonları da evde kalırsınız, kendinizi iyi hissetmezseniz, zaten buna alışmış olurlar.
0
SiyamkedisiZorro
(13.12.21)
@siyamkedisizorra
bingo, kadın ve tek çocuğum.
0
🌸bleumarine
(13.12.21)
Ayrı eve çıkın. aynı yaştayız ama ben erkeğim ve temizlik olmasa da diğer konularda ben de benzer şeyler yaşadım. Evime çıktım. Enazından artık özgürüm. eskisi kadar her gün görmüyorum annemi ama artık birbirimizi yıpratmıyoruz.
0
denizmaniaherif
(13.12.21)
(6)

Hediye gelen kıyafetleri değiştiriyor musunuz?

Kediyi üzdün
Ayıp mı değil mi karar veremiyorum. Beğenmezsen hediye kartı içinde denildi verilirken ama emin olamadım.
Ayıp mı değil mi karar veremiyorum. Beğenmezsen hediye kartı içinde denildi verilirken ama emin olamadım.
0
Kediyi üzdün
(12.12.21)
Değiştirme kartı olan her şeyi değiştiriyorum.
0
ruhen hastayim ben
(12.12.21)
Değişim kartı bunun için var. Ayıp olacak bir durum yok. Ben beğenmezsem değiştiririm. Ama bugüne kadar çok fazla kıyafet hediyesi almadığım için değiştirme durumu da olmadı. Yine de değiştirmekte bir beis görmüyorum. Birine aldığım hediyeyi değiştirirse de en ufak bir alınganlık göstermem. Herkes her şeyi beğenecek diye bir şey yok. Zevkler tartışılmaz.
0
himmet dayi
(12.12.21)
Alan kişinin fark etmeme ihtimali varsa değiştiririm.
0
Bruce
(12.12.21)
ayıp değil ki. ben kendimi bildim bileli ve etraftan göreli değişim fişiyle falan beraber hediye ediliyor. daha geçen hafta bir hediye kazağı götürüp iade edip yerine çok daha güzel sweat aldım. benim hediyemi biri böyle yapsa üzülmem.
0
avatar is back
(12.12.21)
neden ayıp olsun? değiştirin gitsin. ben beğenmemişsem ve üşenmezsem kesin değiştiririm.
0
erenderk
(12.12.21)
beğenmediğim her şeyi değiştiririm. zaten değişim kartının amacı bu.
0
trajikomix
(13.12.21)
(10)

Başarısız olunan şeyden kolay vazgeçmek

Bruce
Zayıflık mı?Başarısızlıktan korkmak mı?Özgüven eksikliği mi?Boşa vakit harcamamış olabileceği için sonuç odaklı olmak mı? ​Ayran gönüllülük denen şeyn aslı bununla ilgili olabilir mi? Çabuk pes eder misiniz? Pes etmeniz için ne gerekir?
Zayıflık mı?
Başarısızlıktan korkmak mı?
Özgüven eksikliği mi?
Boşa vakit harcamamış olabileceği için sonuç odaklı olmak mı? ​

Ayran gönüllülük denen şeyn aslı bununla ilgili olabilir mi?

Çabuk pes eder misiniz? Pes etmeniz için ne gerekir?
0
Bruce
(11.12.21)
Beni yoran ya da yoracak şeyden pes ederim. Daha doğrusu vazgeçerim. Az enerjiyle çok verim alma taraftarıyım.
0
ruhen hastayim ben
(11.12.21)
Cem Yılmaz'ın bir gösterisinde anlattığı bir olay var. Cem Yılmaz abisine "sen de komiksin, neden sahneye çıkmıyorsun" demiş. Abisi de "sen milyonlara seslenmeyi tercih ettin, ben etmedim" demiş. Bence gayet güzel bir cevap. Bazen başarılı olmak tercih edilmeyebilir.

Örnek olarak gitar kursuna gitmiştim ama eğitim çok verimli olmadı. Başarısız oldum diyemem ama başarılı oldum da diyemem. İstesem saatlerimi harcayıp öğrenirim ama bunu tercih etmiyorum. Çünkü başarı demek emek ve zaman karşılığında bir şey almak demek. Ben alacağım şey için emek, zaman harcamayı tercih etmiyorsam, başarılı olmanın katkıları istediğim seviyede olmayacaksa başarısız sayılmam.
0
dissendium
(11.12.21)
Kendini ne kadar tanıdığın, mental bilincinin yüksekliği gibi pek çok değişkene göre bu sorunun yanıtı değişir. Bence en doğru cevabı kendi içinizde bulursunuz.

Kimi insan vardır, kendisinden çok daha deneyimli ve başarılı insanlardan başarısız olduğuna dair pek çok feedback almasına rağmen bilinç seviyesi yetersiz kaldığı için durumun farkına varmaz ve beceremediği işe hayatı boyunca devam eder. Hayat boyu mutsuz olur, hayat boyu başarısızlığına başka şeyleri bahane eder.

Kimi insan da içerisinde bulunduğu durumu doğru analiz edebilecek mantık ve bilinç seviyesine ulaşmıştır, durumu pozitif ve negatif her açıdan inceler ve başarılı olmak için ayıracağı vakit/nakit gibi konuları tartıp doğru kararı verir. Eğer yeterince emek verdikten sonra o işte bir noktaya gelebileceğine inanırsa ve bunun sonucunda elde edecekleri de bu sürece değecekse zorlamaya devam eder. veya tam tersi...

Eğer ilk bahsettiğim tipte bir insansanız zaten bunu asla bilemeyeceksiniz ve burada yazılanların sizin için bir anlamı olmayacak. Ama ikinci sırada bahsettiğim tipte biriyseniz en doğrusunu biz değil, siz bilirsiniz.

Yolunuz açık olsun.
0
kent sakini
(11.12.21)
"Quitter" diye bir terim var bilirsiniz. Tam bir başarısız etiketi.
Şimdi bakınca çok da keyif alarak yapmıyorsak bir şeyi, istemeye istemeye yapmaktansa "bırakma" olmasa da değiştirmek, dönüştürmek daha mantıklı geliyor.

Benim bıraktığım da oldu bırakmadığım da. Bırakmadığım bazı şeyleri daha farklı yapsaydım olurmuş dediğim oldu, bıraktığım bazı şeyleri de aslında yaparmışım ve devam etsem şuan daha farklı noktada olurdum dediğim de. Genelde istesem yapardım ve yeterince istemedim diye düşünüp o zaman neden istemediğime ve şimdi neleri istediğime, neyi sevdiğime odaklanmayı seçtim. Aslında yeterince sevilmeyen ya da alışılamayan şeyden vazgeçmek de hep daha kolay olan galiba.

"Ayran gönüllü" de statükocu sıkıcılar için bir etiket:)
0
dreamnesiac
(11.12.21)
isteyip alamadığım/başaramadığım bir şey yok. vazgeçmişsem zaten istememişimdir. buradan bakınca pes edenlerin de yeterince istemediklerini düşünürüm. ve yeterince istememek zayıflık da değildir eksiklik de. sadece istemiyorsundur işte o kadar. o yüzden vazgeçme cesareti/hürriyetine sahip olmak da güzel. zira istememesine rağmen başarmak için uğraşanlar bunu başkaları için yapıyordur. bu da kendin olamamak olduğu için asıl zayıflık/eksiklik budur.
0
erenderk
(12.12.21)
bende de var. pısırıklık bence. çok uğraşıp başaramama korkusu.
0
floydian
(12.12.21)
Bu çok genel bir soru ve aslında kişi ya da olay örgüsü üzerinden konuşmak gerekir derim ben.

Ben iş, eylem anlamında değil de insanlardan görece çabuk vazgeçiyorum diyebilirim, yani o insana vereceğim emeğin -bir şey anlatmak, öğretmek vs.- alabileceğim sonuca degmeyecegine çabuk karar veriyorum.

Diğer konularda "mı" olarak sorduğun her şeye evet demek mümkün, ondan dedim somut bir şey ya da biri gerek diye.

Ortak bir çatı altında toplamaya çalışsam, herhalde o işi sonuclandirmayan kendini tercih etmektir hepsi. Çünkü sonuca ulaştığında da "sonuca ulaşan sen" olursun ve onun getirileri vardır. Mesela ozguvensiz degilsindir artık, mesela guclusundur artık, mesela başarısızlıktan korkmamis birisindir artık...

sözün özü, olmak ya da olmamak meselesi bu.
0
encokbenisevinnolur
(12.12.21)
Yetiştirilmeyle alakalı sanırım biraz da. Ben bir hedef koydum mu ulaşırım mesela, er ya da geç. Başarısız olmaktan korkmam da, vazgeçmekten korkarım diyeyim. Asıl başarısızlık vazgeçmek çünkü bana göre. Böyle söyleyince çok iddialı veya havalı bir şey gibi duruyor ama pek öyle değil.

Bazen insanın mutlu ve huzurlu olması için vazgeçebilmesi gerekiyor. Ben vazgeçemiyorum, illa bir önceki denememdeki eksikleri bulup, düzeltip, tekrar denemem gerekiyor. Bu esnada gerçekten bunu istiyor muyum, bunu yaparken mutlu muyum bir kenara konuyorum. Evet hedeflerine ulaşan, dışarıdan başarılı görünen insanların bir özelliği bu genel olarak.

Ama başarıyı nasıl tanımladığınıza bağlı. Kendi çocuğumu böyle yetiştirmek istemiyorum mesela. Asıl başarının mutlu ve huzurlu olmak olduğunu öğretmeye çalışacağım.

Öte yandan, sizin sorduğunuz da sanırım aslında bu, en küçük başarısızlıkta vazgeçmek de bir problem. Yani aslında gerçekten istediğiniz bir şeyi en küçük pürüzde bırakmak. Bence iki uçta da özgüven problemleri yatıyor, sağlıklı özgüvene sahip ve kendine değer veren bir kişi, durumları değerlendirip, kendisini merkeze alıp, buna göre en doğru kararı verebilmeli. Ben bu yönde adım atmaya çalışıyorum ama kolay değil elbette..
0
gmzo
(12.12.21)
Çabuk pes etmiyorum ama path dependence denilen döngüye çok giriyorum. Bu noktalarda inat etmem beni yoruyor, yıpratıyor.
0
Amaranta ursula
(12.12.21)
Self coping mechanism diye bir sey var ya o yani. Biraz ugras olmazsa "amaan istesem yapardim" deyip vazgec.
0
floydian
(12.12.21)
(7)

Eglenceli bir film soyler misiniz?

stavro
Komedi olmak zorunda değil, hatta komedi olmasa daha iyi.Genel olarak eglenceli akici mümkünse bol diyaloglu film onerir misiniz?
Komedi olmak zorunda değil, hatta komedi olmasa daha iyi.
Genel olarak eglenceli akici mümkünse bol diyaloglu film onerir misiniz?
0
stavro
(11.12.21)
green book
0
kanlakarisikyagmur
(11.12.21)
the game
0
erenderk
(11.12.21)
cruella, microhabitat(orta halli ama akıcı, easy)
0
ala09
(11.12.21)
eğer izlemediyseniz hateful eight. ayırca green book da güzeldi.
0
rahip janick
(11.12.21)
(bkz: Le tout nouveau testament) bu çok underrated kalmış bir film. Tanrının Brüksel'de yaşayan huysuz ve kötü bir baba olduğu bir senaryo. Diyalog bol ve üzerine düşündürücü.

Daha soft bişey için Hugo.
Hollywood ve aksiyon da olsun diyorsan baby driver
hayali arkadaşı Hitler olan çocuk için jojo rabbit
Müzik soslu bir şeyler için scott pilgrim vs the world
0
Bruce
(11.12.21)
Le tout nouveau testament +1

Geçen sene karlı bir kış gününde çok keyifle izlediğimi hatırladim şimdi okuyunca.
0
fraise
(11.12.21)
Little miss sunshine
0
congratulationsyouwon
(14.12.21)
(7)

Karşılaştırma

dissendium
Kendinizi mesleki açıdan arkadaşlarınızla karşılaştırıyor musunuz? Bu sadece mesleki bilgi açısından olabilir, pozisyon ve maaş açısından olabilir. Karşılaştırma sonucunda kıskanma yaşıyor musunuz?
Kendinizi mesleki açıdan arkadaşlarınızla karşılaştırıyor musunuz? Bu sadece mesleki bilgi açısından olabilir, pozisyon ve maaş açısından olabilir. Karşılaştırma sonucunda kıskanma yaşıyor musunuz?
0
dissendium
(10.12.21)
Her anlamda karşılaştırıyorum. Çok çok seyrek bazen kıskanma yaşıyorum yalan değil ama hasetlik değil, özenme diyelim.
0
roket adam
(10.12.21)
bu soruyu görünce karşılaştırdım. kıskanma falan olmadı valla.
0
erenderk
(10.12.21)
Kiskanmam ama maas kiyasi yapiyorum ve cok dertliyim bu konuda
0
ala09
(10.12.21)
benden çok çalışıyorsa kıskanmıyorum

ne yapsam değişmeyecek ya da hayvan gibi efor sarfetmem gerekn özellikler yerine daha verim alabileceğim konuların üstüne gitmeye çalışıyorum
0
bir soru sorcam
(11.12.21)
çok yapıyordum ulan bu adam nasıl bu noktaya geldi diye.
0
high hopes of the sozluk
(11.12.21)
Bitane var böyle, uyuz oluyorum. Çocukluk arkadaşım olduğu için çok rahat bir şekilde konu iş-maaştan açılınca sövüyorum. Şimdi mesleğini söylemiyim burada çok var, afedersiniz klavyede 3-5 tuşa basıp 15-20 bin lira kazanan tiplerden. İşi zor değil, mesaisini %30'unda çalışıyor.

Bendeydi 3 gündür, ikimiz de evden çalışıyoruz. Benim boğazım patlıyor sabahtan akşama kadar konuş ona buna bişey anlat, herif ne zaman odadan çıksam video izliyor. Ulan sana gıcık oluyordum boşuna değilmiş baksana cidden çalışmıyorsun diyorum, pişmiş kelle gibi gülüyor.

Sözün özü kıskanmıyorum, haset doluyum. Milleti keriz yerine koymuşlar nasıl veriyorlar bu paraları ben anlamıyorum valla.
0
Bruce
(11.12.21)
mesela biri cok basarili, ornek aliyorum hep olumlu acidan.
digeri var, 1 tane uyduruk is yapar, sanki dünyalari yaratti, kizin ses tonu bile bana batiyor. sakin dursa bu kadar abartmam ama bir de gelip bana satasiyor.
firsatini buldugumda yerin dibine sokmaktan asla geri durmuyorum.
0
Ley
(11.12.21)
(5)

miles and smiles

erenderk
bilmem kaç bin küsür milim var ama uçuşlarda kullanamıyorum. neymiş efendim uygun yer yokmuş. koca yıl geçti şu millerle bir uçuş alamadım. yıl bitecek bir kısmı gidecek. mili olup bilet alabilen var mı yoksa miller bi mit mi? ücretsiz bilet alamayalım diye kılı kırk yarıyorlar valla anlamadım gitti
bilmem kaç bin küsür milim var ama uçuşlarda kullanamıyorum. neymiş efendim uygun yer yokmuş. koca yıl geçti şu millerle bir uçuş alamadım. yıl bitecek bir kısmı gidecek. mili olup bilet alabilen var mı yoksa miller bi mit mi? ücretsiz bilet alamayalım diye kılı kırk yarıyorlar valla anlamadım gitti ya verme o zaman mil falan.
0
erenderk
(10.12.21)
valla ben herhalde 10 yıldır kullanıyorum, 10 yıldır da sayısız uçuş yapmışımdır. nereye bakıyorsun da uygun yer bulamıyorsun acaba? daha geçen meksika bileti aldım millerle hatta :)
0
roket adam
(10.12.21)
istanbul antalya veya tam tersi. müşteri hizmetleriyle yoldaş olduk artık o kadar aradım ki hangi tarihi hangi uçuşu sorsam yer yok diyorlar kaç aydır.
0
🌸erenderk
(10.12.21)
Sizde bir yanlışlık var hocam. Ben şimdi girdim aralık ayında bir sürü tarihe ist-ayt ve saw-ayt uçuşu görünüyor. hatta saw yerine ist'dan uçarsan 2700 millik promosyon biletler bile var. seçtiğim tarih de mesela 23 aralık. uygulamasına girin ödül bilet kısmından bakın, bir sürü görüyorum ben.
0
roket adam
(10.12.21)
uygulamayı kullanamıyorum.ne tarayıcıdan ne mobilden. kaç kez şikayet ettim düzeltmediler. millerimle müşteri hizmetlerinden kontrol ettiriyorum o yüzden ama bana hep yer yok diyorlar.
0
🌸erenderk
(10.12.21)
Daha dün millerimle bilet aldım
0
Corc
(11.12.21)
(12)

Yüzde kaç zam için iş değiştirirsiniz?

meraklitursucu
Yüzde kaç zam oranına konfor alanımın dışına çıkarım diyorsunuz?
Yüzde kaç zam oranına konfor alanımın dışına çıkarım diyorsunuz?
0
meraklitursucu
(10.12.21)
Şu ortamda minimum %100.
0
orient blue
(10.12.21)
Kıdem alma döneminde değilsem o zaman yüzde 40 + enflasyon farkı. Kasımda aralıkta iş değiştiriyorsam o zaman enflasyon zammı alıp üzerine yüzde 40 alacak şekilde hesap ediyorum.
0
zimbirik
(10.12.21)
Sadece zam mı olucak fark? Kariyer gelişim, yeni şeyler öğrenme falan?
Hepsi aynıysa(ki aynı olmaz o yüzden sadece orana bakıp karar verilmez) %30.
0
Bruce
(10.12.21)
aynı koşullarda ise %35 min
0
jelly bear
(10.12.21)
min 50.

20-30 zaten yapıyorlar.
0
ananiyimioguz
(10.12.21)
%35
0
gabe h coud
(10.12.21)
iş türkiye'deyse şu anki maaşımın 10 katına ancak iş değiştiririm. iş yurt dışındaysa 2-3k euroya basar giderim.
0
erenderk
(10.12.21)
en az %80 civari.
0
la lykia
(10.12.21)
şu anki işimi düşündüğümde yüzde 60 falan zam olması lazım
yurtdışına 2500 dolara direkt giderim firma düzgünsse
0
megacracker
(10.12.21)
Bu işime %100e geçtim, %30 civarı zam alırım, geçmem için %50-60 olmalı.
0
anneboleyn
(10.12.21)
turkiye'deki kriz ortamindan bagimsiz yorum yapmak gerekirse %25 altina bence degmez, ama %10 icin degistireni de gordum. Hizli maasini arttirmak icin her sene ziplayanlar var. Bulundugum ulkede senelik maas artisi %2-3 arasi.
0
cooperr
(11.12.21)
Bizim şirket 30 yaptı, ancak 50 ye kesin değiştirirdim
0
bbb_1
(14.12.21)
(9)

Gece gelen çiğ köfte yeme isteği

dissendium
Saat 23.00 00.00 arası hep çiğ köfte yeme isteği geliyor. Size de bu şekilde belirli zamanlarda ya da bir anda çiğ köfte yeme isteği geliyor mu? Çok gerekli bir soru olmadığının farkındayım. Sadece yalnız olup olmadığımı merak ettim. Teşekkür ederim. Çiğ köfteli günler.
Saat 23.00 00.00 arası hep çiğ köfte yeme isteği geliyor. Size de bu şekilde belirli zamanlarda ya da bir anda çiğ köfte yeme isteği geliyor mu? Çok gerekli bir soru olmadığının farkındayım. Sadece yalnız olup olmadığımı merak ettim. Teşekkür ederim. Çiğ köfteli günler.
0
dissendium
(09.12.21)
karnım açken oluyor. zaman fark etmez. kahvaltıda da yerim.
0
ya ben lan neyse
(10.12.21)
bana da oluyor öyle arada. şöyle bol otlu limonlu malzemeli yiyesim geliyor. bazen söylüyorum.
0
tabudeviren
(10.12.21)
Evet, ansızın ve çok şiddetli geliyor hem de. En karşı koyamadığım yiyecek galiba.
0
on and off
(10.12.21)
Midye dolma veya kokoreç isteği oluyor.
0
muhayyer divan
(10.12.21)
aynı şekilde kumpir isteği de geliyor bazen.
0
tabudeviren
(10.12.21)
sadece 1 kez oldu, yemedim. bir daha da olmadı.
0
erenderk
(10.12.21)
Millete tost perileri gelir, bana çiğköfte periler geliyor. Ve evet genelde gece yarısı. Kim bulduysa Allah razı olsun.
0
hrvl
(10.12.21)
bazen patates cipsi, cheetos, doritos vb krizleri de geliyor.
0
tabudeviren
(11.12.21)
@tabudeviren, abi sen bir markete, bir çiğ köfteciye git en iyisi.
0
🌸dissendium
(11.12.21)
(24)

gardırobun kapağı açıkken uyur musunuz?

Bruce
yataktasınız, uykunuz var(ama uykusuzluktan ölüyorum gibi değil, normal bir gün normal uyku saati), uzanıp ışığı kapatıp uykuya dalacaksınız. fark ettiniz ki gardırobun kapağı(ya da kapısı mı denir?) açık. kalkıp kapatır mısınız yoksa dikkate almayıp uyumaya mı başlarsınız?
yataktasınız, uykunuz var(ama uykusuzluktan ölüyorum gibi değil, normal bir gün normal uyku saati), uzanıp ışığı kapatıp uykuya dalacaksınız. fark ettiniz ki gardırobun kapağı(ya da kapısı mı denir?) açık. kalkıp kapatır mısınız yoksa dikkate almayıp uyumaya mı başlarsınız?
0
Bruce
(05.12.21)
Umrumda olmaz, dewamke.. ama normalde de dağınık bir insanim
0
abuzer
(05.12.21)
Hiç dikkate almam. Hatta hep açık bırakıyorum kıyafetler hava alsın, dolap kokusu olmasın diye.
0
zimbirik
(05.12.21)
Kapatıp uyurum.
0
Amaranta ursula
(05.12.21)
hayır. hatta bir şeyleri açıp kapatamama hastalığım olduğu için evde bir çok dolabın kapakları hep açıktır..:D
0
theseachange
(05.12.21)
aşırı iyi soru. geçen açık kalmış bu ne lan diye bi uyuz oldum kalkıp kapatma refleksi oluştu ama sonra düşündüm "niye ki?" diye ve yattım uyudum. ama o kadar kolay olmadı kısa bi kafaya taktım. batıl inançlı biri bence daha fazla takardı.
0
floydian
(05.12.21)
kapağı açıkken ışığı yanıyor, zifiri karanlıkta uyuduğum için kapatırım.
0
gabe h coud
(05.12.21)
@gabe h coud, benimki de cereyan yapıyor Narnia'dan, o yüzden ben de mecbur kapatıyorum; bizim durumlar sayılmıyor.
0
🌸Bruce
(05.12.21)
aldığımdan beri kapaklardan birisini hiç kapatmadım daha.
0
reactionic
(05.12.21)
Yıllar önce bir şirketin çözmemi istediği, içinde bu sorunun da olduğu 50 tane yine bunun gibi sorular olan online test yapmıştım.

Eğer gece takılma ihtimalim varsa kapatırım yoksa kapatmam şeklinde düşünmüştüm. Ama o zamanlar kedim yoktu şimdi kedim olduğu için içine girmesin diye kapatırım.

Peki, bu bir soruya verilen cevap neyi gösterirmiş, bir bilgi var mı? Sempatik, sevimli olup olmadığımızı mı gösteriyor acaba?
0
sevilen progressive türkücü
(05.12.21)
Başak burcu olarak kapatırdım.
0
olaylar olaylar
(05.12.21)
@sevilen progressive türkücü aynen öyle, mülakatlarda adaylara uygulanan kişilik envanter testi sorularından bir tanesi bu.
cevap kendi başına pek bir anlam ifade etmez ama benzer soruların cevaplarına beraber bakınca genel bir fikir veriyor.
bu soru özelinde, bence asıl fikir verici cevap kapatıp kapatmamak değil neden kapatıp kapatmadığını temellendirme şekli. gördüğün gibi kimi bunu burcuyla ilişkilendiriyor, kimi anlam veremiyor, kimi de takıntısından dem vuruyor.
0
🌸Bruce
(05.12.21)
Valla birak isigi, gardirobu ciddi ciddi dis kapinin acik oldugunu gormeme ragmen kapatmaya usenip yatttigim oldu. O yuzden gardirobun acik olmasina hic aldirmam.
0
j r r tolkien hayrani
(05.12.21)
Hiç açıkken uyumadım sanırım.
0
megalomaniac
(05.12.21)
Kapatmadan önce içinde canavar olup olmadığını kontrol eder, sonra kapatır, sonra uyurum. Açık olması huzursuz edici.
0
dissendium
(05.12.21)
Önceden hiç açık bırakmaz, hep kapalı tutardım. Ama artık kapalıysa kedi gidip tırmalıyor, bazen içinde uyumak istiyor uyumasa bile açık görmek istiyor (:)) bundan sebeple bir kapak açık, bir kapak kapalı takılıyoruz :D
0
kucukne
(05.12.21)
tabi ki uyumam. ama zaten açık hatta aralık ya da tam kapanmamış (araya bişey sıkışmış mesela) bir kapak gördüğüm zaman kapatmadan rahat edemediğim için yatmadan evvel mutlaka açık olduğunu fark eder ve kapatırdım. ha ola ki fark etmedim ve yatınca gördüm belki kalkıp kapatmam ama kafaya taktığım için de sabaha kadar uyumam.

ayrıca elim ve ayağım yatak dışına taşarsa da uyuyamam.
0
halanne
(05.12.21)
yatmadan once kapatmis olurum muhtemelen o yuzden uyku moduna girerken fark etme durumum olmaz pek. ha ben yattiktan sonra biri gelip acti sonra da birakip gitti diyelim, kalkip kapatmam, isim olmaz. uyurum :)
0
in vino veritas
(05.12.21)
umrumda olmaz farketmem bile, ama esim uyuyamaz oyle.
0
robokot
(05.12.21)
Kapatırım hatta sürgülü kapak, bazen azıcık açık kalıyor kalkıp kapatıyorum. Eşim de ne gerek var sal diyor ama novv
Sadece, bebek yanımda yatarken deprem olur da gardrop üstümüze devrilirse diye kafamda kurar, rafların hizasını hesaplar, devrilirse de tam raf arasına gelsin diye bebeği oraya yerleştirirdim bir dönem :( öf nerden geldi aklıma
0
somethinginthewayshemoves
(06.12.21)
herhangi bir gardrobtan bahsediyorsak kalkıp kaparım, fark ettiğim anomalileri düzeltmeden rahat edemiyorum. bu eve ilk taşındığımızda zemindeki bir problem sebebiyle on santim kadar aralanıyordu gardrop kapısı, uykumun arasında kalkıp kapıyordum. bir süre öyle devam etti. sonra bizim gardrobun normali o oldu, artık kalkıp kapamıyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(06.12.21)
Kapatırım. Çünkü evde iki kedi var ve gardırop kapağı açık ise kesin olarak içine giriyorlar. Kıyafetler tüy oluyor. Onlar olmasa umurumda olmaz.
0
himmet dayi
(06.12.21)
Zannedersem ben aslında himmet dayı'yım. Evde iki kedi var, hem de biri özellikle yün giysileri kemirmeye bayılıyor, kapak açıkken bırakıp tuvalete bile gidemiyoruz.
0
kobuzchu kiz
(07.12.21)
kapatırım. açık kapak fobim var, açık olan her kapağı kapatırım.
0
erenderk
(10.12.21)
kedi girip her şeyi tüylüyor mecbur kapanacak o
0
argent dawn
(10.12.21)
(16)

hangi poster?

Bruce
gri-koyu kahve temalı olan yatak odama asıcam, sizce hangisi?https://duwart.com/tr/museum-collection/john-william-waterhouse-the-soul-of-the-rose-poster/https://duwart.com/tr/museum-collection/paul-klee-hammamet-with-its-mosque-poster/https://duwart.com/tr/japanese-art/kawanishi-hide-ruins-of-sasaya
gri-koyu kahve temalı olan yatak odama asıcam, sizce hangisi?

duwart.com
duwart.com
duwart.com
0
Bruce
(29.11.21)
2
0
sir gawain
(29.11.21)
hiçbirisi. illa seçecek isem 1.
0
andlee
(29.11.21)
2 bence, acayip ic acici, benim de alasim geldi:)
Odanin renklerine de bagli tabii.
Posteri neyle asiyorsunuz duvara? Badanayi yipratmadan asmanin yolu var mi yani :)
0
dreamnesiac
(29.11.21)
@dreamnesiac, çerçeve alıp onunla beraber asıcam, 3m çift taraflı bantla.
0
🌸Bruce
(29.11.21)
1
0
ala09
(30.11.21)
Valla ortami bilmeden ne desek bos ama 2.
0
floydian
(30.11.21)
Valla o degil de ben de sanattan hic anlamiyorum sanirim. Ikinci poster ne oyle, kucucuk cocuga boya falan versen onun gibi bisey cizer sanirim.

Neyse, ben 3 diyorum. Yesillik iyidir.
0
j r r tolkien hayrani
(30.11.21)
Renkleri boşverin, hnagisi içinizi açıyorsa onu seçin.

Bence 1 ve 3 kesinlikle değil. O yüzden 2.
0
kobuzchu kiz
(30.11.21)
ben 1'i begenmedim. Ayrica feng-shui'ye gore uyunan odaya yuzu olan resimler asmak iyi degil. Gercek insan resmi de, cizim de olsa vs.
Ben feng shui'den bagimsiz olarak iki veya ucu secerdim.

Ayrica yatak odasi ve genel olarak minimalist cerceveli posterler icin line work denen cizimleri cok daha basarili buluyorum. Tavsiye ederim.
0
sopiro
(30.11.21)
@sopiro yıl olmuş 2021 hala fengşui mi var ya, modası geçmedi mi onun?
Odam zaten minimaliste yakın çizgide, biraz hareket katmam lazım benlik değil o kadar dinginlik. Yine de tavsiyen için teşekkürler.
0
🌸Bruce
(30.11.21)
2
0
zimbirik
(30.11.21)
3. odan kahve-gri ise sarı tonlar falan uygun ama artık çok cafe klişesi gibi ben sevmiyorum.
2. iç açıcı ama ne bilim meh.
1. bence bu. biraz kasvetli gibi yapabilir ama bence yakışır, resim de güzel.
0
daha neler
(30.11.21)
1
0
prole
(30.11.21)
1
0
ananiyimioguz
(30.11.21)
klee hayranıyım ama 3.
0
silver apple
(30.11.21)
2
0
erenderk
(12.12.21)
(4)

Online oyun önerisi

sislerrr
Selamlar,97-98 yıllarında ultima oynayan biri olarak online oyun önerilerinizi almak isterim. Çalışma hayatı, ilişki vs gün içinde ancak 1-2 saatimi ayırabileceğim için karışık ve çözmesi zor olan oyunlar pek tercihim değil. Önerilerinizi bekliyorum, saygılar..
Selamlar,

97-98 yıllarında ultima oynayan biri olarak online oyun önerilerinizi almak isterim. Çalışma hayatı, ilişki vs gün içinde ancak 1-2 saatimi ayırabileceğim için karışık ve çözmesi zor olan oyunlar pek tercihim değil.

Önerilerinizi bekliyorum, saygılar..
0
sislerrr
(14.11.21)
new world deneyebilirsiniz
0
erenderk
(14.11.21)
valheim, wild age ve new world deneyebilirsiniz.
0
roy keane ve giggs reyiz
(14.11.21)
clash of clans
0
Bu yol nereye gider bilmem ama yürüyorum işte
(14.11.21)
new world denemeyin günde 1-2 saatiniz varsa. ha bire oradan oraya koşmak ve grind ile harcarsınız bu süreyi.
0
posthuman
(15.11.21)
(7)

Hayata reset atmak

Kutup Ayısı
Erken 30lar reset atmak (topyekün) için geç midir?Yapabilirim sanki ama başarılı örneklere ihtiyacım var. Yani iki sonuç olabilir: ya yalnız ve parasız ölürüm ya da başarırım.Yoksa bu hayat böyle gitmez. Risk faktörü 20lerdeki gibi hissettirmiyor işte..Var mı diyecekleriniz?
Erken 30lar reset atmak (topyekün) için geç midir?

Yapabilirim sanki ama başarılı örneklere ihtiyacım var.

Yani iki sonuç olabilir: ya yalnız ve parasız ölürüm ya da başarırım.

Yoksa bu hayat böyle gitmez.

Risk faktörü 20lerdeki gibi hissettirmiyor işte..

Var mı diyecekleriniz?
0
Kutup Ayısı
(14.11.21)
Çok belirsiz bir soru. Neler yapacaksınız? 30'lar bence günümüzün 20'leri. Okul da okunur, iş de kurulur. Ama bunlar temelsiz olmamalı. Hedef yoksa okul okunmaz. Bilgi sahibi olunmayan bir alanda iş kurulmaz.
0
dissendium
(14.11.21)
ne için geç? şöyle kabaca hesaplasak geriye 40 aktif, 50 de total yılınız kalmış olsun. demek ki hiç de öyle geç kalmış değilsiniz her ne yapmak istiyorsanız. zaten bu hayat böyle gitmez de diyorsunuz, korkaklık edip reset atmamanızın anlamı da yok. gerçekten isteyip başarılamayacak bi şey olduğuna inanmıyorum ben. siz de yeterince istiyorsanız ama öyle ama böyle muhakkak başarılı olursunuz. just do it i say.
0
erenderk
(14.11.21)
Valla cok yuzeysel soru olmus cidden. Biseyleri degistirmek icin karar alip onu uygulamaya calismak yastan bagimsiz olarak normal olani ancak 'topyekun reset' iceriginin ne oldugunu bilmeden biseyler soylemek de zor. Ne bileyim atiyorum 30 dan sonra gidip de futbol kariyeri insa edemezsin.
0
j r r tolkien hayrani
(14.11.21)
topyekün derken : ilişki, iş , çevre, şehir/ülke.

ilişki : mevcut olan bitirilecek.

iş : değiştirilecek. bunun için gerekli yatırım, çalışma yapılacak.

çevre : istenmeyen herkes ile iletişim kesilecek yeni insanlara yer açılacak.

şehir/ülke : iş ile bağlantılı olarak gerekli taşınma işlemleri yapılacak mümkünse ülke de değiştirilecek.
0
🌸Kutup Ayısı
(14.11.21)
Hiç anlamadığın bir işe girişeceksen batarsın zaten ama yok anladığın bir işse başarırsın.
0
komando kani var bende
(14.11.21)
Cok klise olacak ama %100 su cevabi.

“Twenty years from now you will be more disappointed by the things you didn't do than by the ones you did. So throw off the bowlines. Sail away from the safe harbor. Catch the trade winds in your sails. Explore. Dream. Discover.”

Mark Twain
0
christopher nolan
(14.11.21)
Ünlü düşünür (hehe) bill burr'den gelsin;
youtu.be
0
logisticsmanager
(14.11.21)
(6)

paylaşıma açık spoti listeme başkası şarkı eklemiş

Bruce
normal bişey olmadığını düşünüyorum, nasıl mümkün olmuş? profilimdeki bir açıktan dolayı hacklenme gibi bişi mi olmuştur?
normal bişey olmadığını düşünüyorum, nasıl mümkün olmuş? profilimdeki bir açıktan dolayı hacklenme gibi bişi mi olmuştur?
0
Bruce
(13.11.21)
Ortak yapmışsın, profilinde görülsün istiyorsan profile ekle diyeceksin sadece
0
atom karincanin torunu
(13.11.21)
"collaborative playlist" diye bir özellik var onu açınca herkes ekleyebiliyor.
0
bugungityaringel
(13.11.21)
ortak çalma listesi olarak paylaşılmış
0
erenderk
(13.11.21)
benimkine de olmustu. ortak eklemeye acık bırakmıssınızdır.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(13.11.21)
o playlisti başkasına da paylaşmıştım dinlesin diye, başkası dinlesin ama kimse ekleme yapamasın diye bi seçenek var mı?
collaborative'den çıkarınca paylaştığım kişinin görünürlüğünden kaybolacak mı?
0
🌸Bruce
(13.11.21)
hayir, cikmayacak. playlist'e sag tiklayinca collaborative playlist'in yaninda tik varsa ortak listedir. o tiki kaldirinca senin sorunun cozulecek.
0
chezidek
(14.11.21)
(4)

Erkek cüzdan tavsiyesi

xrated
Klasik erkek cüzdanları işimi görmüyor pek. Hem kart, hem bozuk para usb falan atabileceğim bol gözü olan cüzdan lazım. Kadın cüzdanları çok daha işlevsel bu konuda. Tavsiyesi olan var mı?Şunları beğendim ama erkeğe gider mi sizce?https://www.cengizpakel.com/cengiz-pakel-orta-boy-kadin-cuzdan-65257-
Klasik erkek cüzdanları işimi görmüyor pek. Hem kart, hem bozuk para usb falan atabileceğim bol gözü olan cüzdan lazım. Kadın cüzdanları çok daha işlevsel bu konuda. Tavsiyesi olan var mı?

Şunları beğendim ama erkeğe gider mi sizce?

www.cengizpakel.com

www.cengizpakel.com

www.cengizpakel.com
0
xrated
(13.11.21)
İlki bir ihtimal olabilir diğerlerinde bariz feminen ögeler var. Bir kartlık bir de deri kese taşımak alternetif olabilir. Kesenin ağzını açarsanız Vakkonun bozuk para gözü olan erkek cüzdanları da var bu arada.
0
kullanıcıadımbuolsun
(13.11.21)
bunlari gorunce aklima burhan altintop geldi :)

Ben bozuk parayi cebime atiyorum ki zaten nakit olayi ortadan kalkiyor, yakinda bozuk derdi de kalmayacak. USB'nin de en ufagini alip anahtarliga takiyorum. Ayrica kredi karti seklinde USBler de var eger anahtarliga takmak istemiyorsan.
0
cooperr
(13.11.21)
beğendiyseniz kullanın gitsin, feminen dursa nolur ki. zaten 2. hariç diğerleri çok feminen gibi gelmedi bana, maskülen de değil, standart cüzdan işte. 1. çirkin bu arada.
0
erenderk
(13.11.21)
feminenlik sorun degil kimse sirf cuzdaniniz icin sizden uzaklasmaz da, bunlar cebinize sigacak mi? o kadar cok kart tasiyor hem de bozuk para bulunduruyorsaniz direkt ufak cantalardan alin emekli baba hesabi.
0
hot potato
(13.11.21)
(5)

Fatura, garanti belgesi, kullanma kılavuzu, fiş organizasyonu?

gijilti
Bunları organize edemiyorum.Lazım olunca bulmak çok zor oluyor.Aralarında boğuluyorum.Çok fazla var çünkü.Ne şekilde, ne periyotlarla bir araya getirmeli?İyi yönetebiliyor musunuz?Zamanın çok kıt olduğu günümüz dünyasında az zaman harcayarak en iyi şekilde nasıl organize edebiliriz bunları?
Bunları organize edemiyorum.
Lazım olunca bulmak çok zor oluyor.
Aralarında boğuluyorum.
Çok fazla var çünkü.

Ne şekilde, ne periyotlarla bir araya getirmeli?
İyi yönetebiliyor musunuz?

Zamanın çok kıt olduğu günümüz dünyasında az zaman harcayarak en iyi şekilde nasıl organize edebiliriz bunları?
0
gijilti
(11.11.21)
ben elektronik eşyaların kutularını atmıyorum ve içine fatura, garanti belgesi vb. her şeyi koyuyorum. Biraz yer kapladığı doğrudur ama ileride satarsam işe yarıyor veya satmasam bile her şeyin orada olduğunu bilmek, bir tür koleksiyonculuk keyif veriyor. (fakat beyaz eşya vb. büyük şeylerden bahsediyorsak onları da bi dosyaya koyup kitaplığınızda falan belli bir yere koyun işte?)
0
nhk ni youkosu
(11.11.21)
maile gelen tüm faturaları "faturalar" klasörüne taşıyorum hemen. eve gelen tüm faturaları/fişleri/garanti belgeleri vs de bi kutuya. gerektiğinde içinden arayıp bulurum işte nasilsa hepsi aynı yerde, daha fazla organizasyona gerek yok.
0
erenderk
(11.11.21)
Hepsi bir klasörün içinde ayrı dosyalarda duruyor, 1-2 senede bir düzenliyorum ben. Ama garantisi gerekebilecek şeylerin faturalarını klasörün içine tıkmadan önce eşim telefon kamerasıyla tarıyor, ikimizin de erişebildiği bir Google Drive klasörüne atıyor, sürekli elimizin altında oluyr böylece.
0
kobuzchu kiz
(11.11.21)
Biz genel olarak bölmeli klasörde, her biri kendine ait kısımda olacak şekilde saklıyoruz. Sık sık kontrol edilmesi gereken şeyler bizde de taraniyor ve herkesin ulaşabileceği bir yerde tutuluyor. Ayrıca eve girmeden önce panodan, posta kutusundan alınan faturalar için küçük bölmeli bir kutu ayarladık, ilk önce oraya bırakıyoruz sonra klasörüne yerleştiriliyor. Bunları düzenli olarak yapmazsak, söylediğiniz gibi lazım olduğunda bulmak fazlasıyla yorucu oluyor. Uğraşmak istemiyorum derseniz çok bölmeli kapı arkası organizerleri var. Her bölmeyi isimlendirip, hzilica ona da yerleştirebilirsiniz aslında.
0
Selektivite
(11.11.21)
dropbox - faturalar klasörüne pdf olarak kaydediyorum her şeyi. fiziksel faturaysa da fotolarını çekiyorum + evde bi kutuda saklıyorum.
0
roket adam
(12.11.21)
(2)

tez için literatür taraması tekniği

Wakatakakage
kaynakları indirip sonradan okumak mı?tek tek okuyup işe yarar yerleri kaydederek devam etmek mi?veya farklı teknikler, en optimum yöntem nedir sizce?
kaynakları indirip sonradan okumak mı?
tek tek okuyup işe yarar yerleri kaydederek devam etmek mi?

veya farklı teknikler, en optimum yöntem nedir sizce?
0
Wakatakakage
(11.11.21)
ben yl tezi yazarken nasıl yaptığımı yazayım kısaca:
1. önce abstract ve conclusion bölümlerini hızlıca okuyup alakalı görüyorsam metni/makaleyi pc'ye indiriyordum.
2. indirdiklerimi ayrıntılı okuyup atıf yapılacak yerleri işaretleyip ayrı bi word'e kopyalıyordum.
3. sonra da literatür taramasını artık nasıl inşa ettiysem ona göre de atıfları gruplayarak metni oluşturuyordum.
0
erenderk
(11.11.21)
Selam,

Üç sütunlu bir tablo oluşturuyorum. İlk sütun makale ismi ve yazarı için. İlişkili makaleleri indiriyorum ya da herhangi bir tarayıcıda yan yana açıyorum. Özet kısımlarını okuyorum ilişkiliyse araştırma sonuçlarına bakıyorum bazen ctrl+f kullanarak ilgili kelimenin geçtiği yerlere bakıyorum. Önemliyse ikinci sütuna direkt kopyala yapıştır yapıyorum. Üçüncü sütun ise bu kopyaladığım yerlerin kendi araştırmam için ne anlama geliyorsa onun için. Oraya kendi cümlelerimle yazıyorum.

Kolay gelsin
0
but that was just a dream
(11.11.21)
(8)

ikamet almayınca ne olur

ShadowOfMoon
farklı şehirde bir kaç aydır yaşıyordum. şimdi eve çıktım diyelim. sözleşme imzaladım. faturaları üzerime aldım.ikameti almasam ne olur.
farklı şehirde bir kaç aydır yaşıyordum. şimdi eve çıktım diyelim. sözleşme imzaladım. faturaları üzerime aldım.
ikameti almasam ne olur.
0
ShadowOfMoon
(11.11.21)
"Gerçekleştirilen adres değişikliği 20 gün içerisinde bildirilmediği takdirde 94 TL ceza uygulanmaktadır. Eğer bu cezadan kurtulmak için asılsız şekilde adres beyanı yapıldığında, 1963 TL gibi bir ceza ile karşı karşıya kalınmaktadır."

Bunun yanı sıra önceki ikametinize başka biri ikametini aldırırsa sizinki düşer ve ikametgaha ihtiyacınız olduğunda (işyerine vermek için vs.) problem olur. Bir de oy kullanamazsınız seçmen listesine görünmediğiniz için. Eski ikamete biri taşınmazsa eski ikamete göre seçmen listesine girersiniz.
0
himmet dayi
(11.11.21)
her ne kadar kanun himmet dayı gibi dese de gerçekte hiçbir şey olmuyor. ben kaç kez taşındım, hiçbirinde ikamet almadım. ne ceza geldi ne bi şey. en son taşındığım yerde ikameti aldım ki seçimlerde başka şehre gitmem gerekmesin. onu da 6 ay geç yaptım, yine ceza ceza gelmedi.

son ikamet neresi görünüyorsa seçmen kaydınız orada görünüyor, seçmen listesinden silinmiyorsunuz. bu arada, son ikamete biri girse de listeden silinmiyorsunuz, en azından bana öyle oldu. artık nasılını bilemicem.
0
erenderk
(11.11.21)
e devlet üzerinden 1-2 dakika içinde ikametinizi güncelleyebiliyorsunuz.

- ancak mevcut oturduğunuz adreste başka biri gözüküyorsa güncelleyemiyorsunuz.
- ya da e devletten güncellemeye çalışırken adresi 3 kere hatalı girerseniz; "adresinizi tam bilmediğiniz düşünüldüğünden bu işlemi nüfusta yapınız" diyor.

yeni nüfusta hallettim işimi. 1 aylık süre varmış. cezası 100 liraymış.
0
barankovan
(11.11.21)
Bence hemen aldırın çünkü ikametinizi gösterdiğiniz eve başkası yerleşir ve kendi ikametini oraya aldırırsa siz ikametsiz gözükeceksiniz bunun da cezası var. Şu anda oturduğunuz yere ikametinizi alırken aynı zamanda ceza da ödemek zorunda kalırsınız.
0
adwokat
(11.11.21)
Yukarıda dendiği gibi cezası var ama biraz geç aldırsanız sorun olmuyor. Ben de birkaç ay sonra aldırmıştım, memur tamam bir ay yazalım demişti ceza kesmemişlerdi yani.

Ben titizleniyorum biraz çünkü ev arkadaşları ile otururken o aparmandaki yönetici bize takmıştı, hiçbirinizin ikameti yok polis çağırıp attıracağım sizi apartmandan falan diye tehdit ediyordu bizi. O nedenle şimdi dikkat ediyorum.
0
peki madem
(11.11.21)
ek: ikamet değişikliği farklı şehirler arasında yapılıyorsa işlemi edevletten yapamazsınız, nüfusa gitmeniz gerek.
0
erenderk
(11.11.21)
2 yıldır ikametim aile evinde. Hiçbir şey olmadı.
0
ruhen hastayim ben
(11.11.21)
İkamet almadan elektrik su baglatip fatura bile ödeniyor.(en azından 3 yıl önceki durum buydu). Öyle bir yıl yaşadım ve ikameti almadigimdan da değil alamadigimdan. Kiraladigim ev yeniydi ve müteahhit bey ticari mesken olarak almış oturma iznini. Nüfus müdürlüğündeki adam ısrar edince gülmüştü bana, ya cezadan cekiniyorsan onu tespit etmekle kim uğraşacak, boşver demişti.
0
encokbenisevinnolur
(11.11.21)
(19)

İnsanlara borç veriyor musunuz?

meraklitursucu
En son borç verdiğim kişi en geç 1 ay sonra oderim diyip, ödemesi gereken zamanda whatsapi kapatmış herhalde aramam diye düşündü :) sanırım bu kaçıştan sonra tövbe edeceğim. Siz ne yapıyorsunuz bu durumlarda?
En son borç verdiğim kişi en geç 1 ay sonra oderim diyip, ödemesi gereken zamanda whatsapi kapatmış herhalde aramam diye düşündü :) sanırım bu kaçıştan sonra tövbe edeceğim. Siz ne yapıyorsunuz bu durumlarda?
0
meraklitursucu
(11.11.21)
Önce imkan varsa borç isteyen kişiyi tanıyanlara sorarım.

Ama bir kaç kişi borcunu ödemedi diye tümüyle de vazgeçmem borç vermekten.
Veren kişi açısından ödenmediği zaman çok can yakmayacak derecede olmalı bu borç.
0
Erva
(11.11.21)
Yakınlarıma güvenilir iseler veririm. Yani parayı saçma sapan yerlere harcamadıklarını bildiğim, belki daha önce borç verdiğim ve geri aldığım, gerçekten ihtiyaçları olduğunu bildiğim aile üyeleri ve yakın arkadaşlarıma elimde var ise seve seve borç veririm. Ama mesela harcamalarından ve gerçekten ihtiyacı olup olmadığına emin olamadıklarıma, hele hele yüksek meblalar vermem.
0
gmzo
(11.11.21)
Hibe etmeyecegim kisiye borc vermem. Gerci cok nadir, genel olarak kimse borc istemiyor etrafimda.
0
hot potato
(11.11.21)
Sadece en yakınlarım borç isterse veriyorum. Bir kere borcunu ödemeyene bir daha borç vermem tabii. Şimdiye kadar geri vermeyen olmadı çok şükür.
0
alaimisema
(11.11.21)
kenarda naktim varsa ufak miktarlarda duzenli geliri olan ve gercekten odeyecegini bildigim insanlara veriyorum sadece onlar da max 2-3 kisi zaten onun disinda asla vermem.
0
bay b
(11.11.21)
o konu ile ilgili bir kere canım yandı. hani derler ya "bir musibet bin nasihattan iyidir" diye. ne alıyorum, ne veriyorum. isteyenlere de prensip olarak kimseye vermiyorum, kardeşime bile diyorum. yine de siz borç verecekseniz canınızın yanmayacağı gibi ve o para dönmeyecek gibi hesabınızı yapın.
0
delidir yakalayin
(11.11.21)
maalsef borçluı olan insna çok var bana . 3 kişi. ve almam zorlaşıyor her geçen gün.
0
ShadowOfMoon
(11.11.21)
Benden borç almak durumuna düşen biri oldukça yıkıktır, sırf bu yüzden vermem.
0
Bruce
(11.11.21)
yakınlarım dışında borç vermem. gerçi yakınlarıma da borç vermem. dışardan borç gibi görünerek verdiğim parayı gözden çıkarmışımdır, geri gelmesini beklemem, verdiğim an unuturum.
0
erenderk
(11.11.21)
istendiğinde genellikle veririm. vermediklerim de oluyor ama.

adamına göre bazen geri de isterim bazen istemem.

istemediklerimden kimisinin geri ödememesini sorun etmiyorum, kimisi ile de iletişimimi kesiyorum.

bi kaç sene evvel borcunu geçiştiren, hatırlamazdan gelen, iletişimden kaçan arkadaş için ortak arkadaşımızın bol olduğu bi sosyal medya platformunda isim vermeden durumu açıkladım. "x tarihinde x meblağında geri ödeme taahhütüyle benden borç alan arkadaşım. şu tarihte aradım, şunları şunları yaptım. beni görmezden geldin. 2 gün içinde konuyla ilgili bana ulaşmazsan buradan ismini afişe edeceğim" gibi bir yöntem denemiştim. aradı, 1 hafta süre istedi, 1 hafta içinde de geri ödedi.
0
barankovan
(11.11.21)
borç vermem
0
dafuq
(11.11.21)
hayır.

sanırım 2 sene önce benzer bir soruya duyuruda "hayatta sadece 2 kişiye borç veririm." demiştim. 2 kişiden biri de kazık attı. kimseye borç yok. sadece ana baba kardeş...
0
ya ben lan neyse
(11.11.21)
hayır vermiyorum. isteyen olursa kibarca reddediyorum. bizde niyeyse verilen borcu istemek ayıp görülüyor, borç alan da para istenince tripten tribe girip nalet olsun sana moduna geçiyor. bu durum çok canımı sıktığı için kendimi o duruma düşürmek istemiyorum. anneme veya kardeşlerime verdiklerimi de borç saymıyorum.
0
ozgur bir kusun hatirati
(11.11.21)
Hayır. Geçmişte kazık yedim. O gün bugündür vermem. Belki benden borç isteyecek adam çok iyi bir insandır, borcuna sadıktır ama insanlara güvenimi kaybettim.
0
komando kani var bende
(11.11.21)
anama kardeşime lazım olduğunda verdiklerimi saymıyorum, onlar hibe görür geri zaten isteyemem. bunların dışında 1-2 kişi haricinde kimseye asla borç vermem, verilen borcu geri istemek zorunda kalmak her iki taraf için de çok alçaltıcı bir şey çünkü bence. herkes borç aldığı parayı mümkün olan en kısa zamanda geri vermeyi önceliklendirmeli diye düşünürüm.
0
evde liyakat kalmamis
(11.11.21)
veriyorum.
ben sormadan geri veriyorlar, sorun yaşamıyorum.
0
blatta hiberna
(11.11.21)
aile hariç birkaç çok ama çok samimi olduğum insan dışında vermiyorum. istenildiğinde kredim var, borcum var, kenarda param yok diyip geçiştiriyorum.
0
ilgeru
(11.11.21)
Valla dusundum de uzun zamandir borc da almamisim borc da vermemisim. Daha onceden de sadece yakin arkadaslara falan borc vermistim, pek olumsuz tecrubem de olmadi.
0
j r r tolkien hayrani
(11.11.21)
çok verdim ve büyük oranda sıkıntısız geri aldım ama şerefsizin biri var ki 3 yılımı zehir etti haysiyetsiz herif. bu soru bahanesiyle kendisine tekrar nefretlerimi iletiyorum. hesap günü görüşmek üzere !

vereceğiniz kişiyi iyi seçmek lazım maalesef :/
0
kuul
(13.11.21)
(4)

Yüksek lisans tezimi İngilizce yazmamın bir artısı olur mu?

curious mind
Alanımla ilgili İngilizce kaynakları anlamakta sıkıntı çekmiyorum ama yazarken biraz kısıtlanmış hissediyorum. Hangi kelimeyi kullanayım tereddütüne düşüyorum. Kısacası Türkçe'deki kadar rahat değilim ve belki yazarken ortaya çıkacak fikirler Türkçe'deki kadar nitelikli olmayacak.Şimdilik örnek ve k
Alanımla ilgili İngilizce kaynakları anlamakta sıkıntı çekmiyorum ama yazarken biraz kısıtlanmış hissediyorum. Hangi kelimeyi kullanayım tereddütüne düşüyorum. Kısacası Türkçe'deki kadar rahat değilim ve belki yazarken ortaya çıkacak fikirler Türkçe'deki kadar nitelikli olmayacak.

Şimdilik örnek ve kaynaklar İngilizce olduğunda onları incelerken direk alıntılarda çeviri yapmadan kullanmak ve kısa yorumları İngilizce yazmak kolayıma geliyordu. Ama sırf bu aşamada kolay oluyor diye kendimi böyle bir yola sokmalı mıyım bilmiyorum. Sonuçta yayın yaptığımda her zaman aynı fikirleri yeniden yazabilirim, o daha kısa olacak.

Tezini İngilizce yazmış ya da bu konuda fikri olanlar varsa ve düşüncelerini paylaşırsa şimdiden çok teşekkür ederim. (Alan mimarlık bu arada. Konum teorik)
0
curious mind
(10.11.21)
ben ingilizce yazdım. zaten başka şansım da yoktu da seçebilseydim de ingilizce yazardım. eğer akademi düşünüyorsanız yurt dışı doktora başvurusunda tezinizi ingilizce paylaşmanız gerekebilir. ben writing sample olarak tezi yapıştırıp geçiyordum, o zaman makalem de yoktu. kolay oluyordu. ama türkçe olsaydı böyle yapamazdım. bence yazmışken ingilizce yazmak en sağlamı.
0
erenderk
(10.11.21)
Konfor alanınızın dışına çıktığınız her çalışma sizin için yapıcı kalıcı olur. Sadece etiket peşinde olsaydınız böyle bir soru sormazdınız bana kalırsa.
0
yollarveben
(10.11.21)
Hocam Türkçe tez olmaz. Bir üniversite nasıl "Türkçe tez yazabilirsiniz" diyebiliyor aklım almıyor cidden.

"Yüksek" eğitimin bin yıllardır ortak bir dili var. Avrupa'da Latince mesela, Doğu'da Arapça vs. Yani insanlar kendi ülkelerinde, evinde, sokağında istediği dili konuşsun, ama "bilim" yapıyorsan onun kendine ait başka bir dili var, onu kullanman gerekiyor. Şu an için de İngilizce bu.

Bunun temel avantajı da şu, birisi İngilizce tez yazdığı zaman dünyanın her yerinden yüksek eğitim görmüş insanlar faydalanabiliyor. Sadece lokal dillerde yazılmış materyalleri okuyarak yüksek öğrenim göremezsin, bunların hepsinin her dile çevrilmesi de imkansız, kaldı ki çevrilse bile kalitesi şaibeli olacak.

E şimdi sen de tez yazarak alanına bir şey katacağın iddiasındasın, İngilizce yerine Türkçe seçmen "benim yazdığım şeyi okumayın kardeşim, değmez" demek oluyor dünyanın geri kalanına.

Ha bi ara evet, 18-19. yüzyılda falan Avrupa'da "herkes kendi dilinde tez yazsın" diye aptalca bi akım olmuş, o Avrupalı devletlerin (Almanların aslında) o dönemdeki sidik yarışı yüzünden. Anlamsız bir dönemmiş, o akıma kapılıp Letonca tez yazan kimin adı kaldı şimdi?
0
plutongezegendegilmi
(10.11.21)
yuksek lisans yapma amacina gore degisir. herkesin akademik hedefleri olmak zorunda degil. ingilizceniz yeterli degilse bitmez o tez, dil bariyeri olmadan bile ugrastirici bir sey.
0
hot potato
(10.11.21)
(9)

Nakit ödeme vs kartla ödeme

dissendium
Siz genelde hangisini tercih ediyorsunuz ve size göre daha az harcamak için mantıklı olan hangisi?Temassız ödeme bence çok şeytani bir şey. Dıttt diye ödeme kolaylığından bazen gerekenden fazla şey alıyorum marketten. Aslında nakit kullansam daha tutumlu olurdum gibi.
Siz genelde hangisini tercih ediyorsunuz ve size göre daha az harcamak için mantıklı olan hangisi?

Temassız ödeme bence çok şeytani bir şey. Dıttt diye ödeme kolaylığından bazen gerekenden fazla şey alıyorum marketten. Aslında nakit kullansam daha tutumlu olurdum gibi.
0
dissendium
(09.11.21)
kartla öderim mümkünse her zaman.
0
jelly bear
(09.11.21)
Bilakis nakit taşımadığım için daha az harcıyorum ben.

Edit: Kartla harcamanın en iyi yanı "Bu paraya nereye gitti yau?" düşüncesine engel olması.
0
rahip janick
(09.11.21)
nakit tasimiyorum ben de. hatta artik fiziksel karta da gerek kalmadi. cuzdan da tasimamaya calisiyorum.
0
baldur2
(10.11.21)
18 yasimdan beri kartla odeme yapiyorum o aliskaigi kazaninca harcadigini fark etmeme olayi olmuyor.

Oyle yani kart her zaman. Hem vergi odemelerini de sagliyorsun.
0
floydian
(10.11.21)
1 aydir kartlarim bozuk yenisi de gelmiyor.
Bu ay para harcamamisim resmen, tum maas yerinde duruyor.

Hatta 2 kere benzin alamadim cepte nakit yok diye, gezmeyi de iptal edip yurudum.
0
divit
(10.11.21)
Bununla ilgili eskiden bir rakam vardı, kartla 5x daha fazla harcanıyor nakde göre diye.
M.Ö.den kalma istatistik (2009 falan:) ama siz pay biçin. Kesinlikle daha çok harcanıyor.


Ben de kart bu arada :)

Market alışverişi için ben online'da daha az harcandığını düşünüyorum çünkü toplam tutar sürekli göz önünde olduğundan sepetten ürün çıkarılabiliyor, ama kasaya gidince artık Allah ne verdiyse ödüyoruz genelde :)
0
dreamnesiac
(10.11.21)
ufak ufak da olsa puan biriksin diye KK.
0
since1907
(10.11.21)
kartı kapattığımdan beri harcamalarım azaldı.
ziraat, zorla kombo kart gönderdi en son. kredi kartı kısmını kapadım yine. ancak temassızı bazen kontrolsüz harcamamı sağlıyor. o yüzden genelde bankkart'ı taşıyorum yanımda.

kendi durumumu şöyle izah edeyim:
arkadaşlarla içmeye ya da yemek yemeye çıktık. cebimde 150 lira varsa; maksimum 150 liralık yer ya da içerim.
cebimde kart varsa; hem daha çok yiyip içebilirim; hem de gaza gelip (genelde içince) başkalarına da ısmarlayabilirim; hem de bazen parası olmamasına rağmen gidip 300 liralık tüketim yapan arkadaşlar oluyor, onların hesap da ödeyebilenlere kalıyor.

iş çıkışı dışarıda yiyeceksem ve cebimde 30 lira varsa; 2 lahmacun ya da bi dürüm gömer; eve geçerim.
kartım varsa; ne yiyeceğimi seçmek de zorlanır; gider önden çorba, üstüne porsiyon, üstüne de tatlı söyleyebilirim.
250 lirayla mavi'ye pantolon almaya girdiysem, 1 pantolon alır çıkarım. kartım varsa; kampanyalar, kazaklar, hatta donlar bile ilgimi çekebilir.
0
barankovan
(10.11.21)
her şeyi kartla ödüyorum. nakit ne varsa günlük veya başka şekillerde vadelide veya başka yatırım araçlarında. kredi kartı, fatura ve kirayı öderken vadeliden çekiyorum. az ya da çok bi şekilde değer kazanmayan boşta param yok.
0
erenderk
(10.11.21)
(5)

Uzun süren iş görüşmeleri

dissendium
Çalıştığınız işlerin kaçında iş görüşmeleri zamana yayılmıştı? Birinci görüşmeden kaç gün sonra olumlu yanıt aldınız? En uzun süren iş görüşmeniz nasıldı? Uzun süren ve olumsuz yanıt aldığınız iş görüşmeleri var mı? İş görüşmelerinde duruşunuz nasıl oluyor? Testleri, mülakatları ciddi şekilde mi yap
Çalıştığınız işlerin kaçında iş görüşmeleri zamana yayılmıştı? Birinci görüşmeden kaç gün sonra olumlu yanıt aldınız? En uzun süren iş görüşmeniz nasıldı? Uzun süren ve olumsuz yanıt aldığınız iş görüşmeleri var mı? İş görüşmelerinde duruşunuz nasıl oluyor? Testleri, mülakatları ciddi şekilde mi yapıyorsunuz ya da baştan sona rahat mı oluyorsunuz? Soru yağmuruna tuttum. Teşekkür ederim cevap vereceklere.
0
dissendium
(08.11.21)
çalışan olarak hiç iş görüşmesine girmedim. (yıllar yıllar önce, üniversite sonrasında bir tanıdığım yeni kurduğu şirkete beni çağırdı, ilk işimdi, resmi anlamda bir iş görüşmesi yapmamıştık. hala aynı yerde çalışıyorum) ama işveren olarak yıllardır iş görüşmelerine giriyorum.

ilk görüşmeden itibaren olumlu haber verene kadar yeri geldiğinde 1 ay kadar bile süre geçebiliyor. özellikle çalışan da bir yerde çalışıyorsa, bizim de o pozisyona acilen ihtiyacımız yoksa, bu iş biraz uzayabiliyor. olumsuz yanıt her zaman vermiyoruz. herkesi arayıp "olmadı" demek, çok zor iş.

karşımdakinin rahat olmasını, ben bir şey anlatırken gerekirse araya girip kendi tecrübelerinden bahsetmesini, hatta sorular sormasını isterim. iş görüşmesi tek taraflı bir şey değildir. ben karşımdakinin bizim şirket için uygun bir çalışan olduğunu anlamaya çalışırken, karşımdakinin de bizim şirketin ona uygun bir yer olup olmadığını anlamasını beklerim. bu yüzden rahat olmak lazım, bol bol soru sormak lazım. ama tabii rahatlıkla lakayıtlığı birbirine karıştırmamak lazım. şöyle düşünün, bir şirkette çalışırken x bir firma ile ortak bir iş yapmak için iş toplantısı yapıyorsunuz. iş görüşmesi de böyle bir şey. siz şirkete hizmet satıyorsunuz aslında.
0
co2s2
(08.11.21)
bugüne dek 3 işe başvurdum. ilki 1 ay, ikincisi 3 ay, üçüncüsü 2 haftaya yayıldı. ilk ikisi sınavlı mülakatlı çeşit çeşit testli bir sürü aşamadan oluşuyordu. sonuncusu yazılı değerlendirme ve grup mülakatından oluştu. yani uzun süren şey beni değerlendirme süreleri değil, değerlendirmelerin çok aşamalı olmasıydı. tüm aşamalarda rahattım, ama tabii ne yapıyorsam ciddiyetle yapıyordum. görüşmelerde de azıcık heyecanlı olmakla birlikte özgüvenli ve dikkatliydim. 3'ünde de işe girdim. hiçbirinde olumlu-olumsuz ne yanıt alacağımı düşünmedim. sanırım bunu düşünseydim çok da rahat olamazdım. olsa da olur olmasa da olur, olmazsa dünyanın sonu değil kafasında olmanın bir adım öne geçmemi sağladığını düşünüyorum.
0
erenderk
(08.11.21)
1 ay civarı süren bir süreç yaşadım. Toplamda 6 görüşme yapmıştım bazıları kısaydı 20 dakika falan sürmüştü. Mülakat konusu tamamen pozisyona ve şirkete verdiğim değere göre değişiyor açıkçası ama illaki bir gerginlik oluyor bende. Biraz da yapıyla alakalı tabi. Bu bahsettiğim süreçte teklif aldım. Aslında ilk başta burayı istiyordum ama hem süreç çok uzadığı için (6 görüşme nedir) benim baştaki isteğim azaldı hem de o ara başka bir yerden teklif almış olunca reddetmiştim.

Kendi yaşadıklarımdan ve arkadaşlardan duyduklarımdan yola çıkacak olursam şirket küçük veya pozisyon özelinde sizin cv niz çok çok güçlü değilse ortalama 3-4 görüşme kesin yapılıyor.
0
niyazi mısri
(08.11.21)
bizim sektörde 6-7 görüşme oluyor maalesef, 2 aydan aşağı biten görüşme olmadı. tüm mülakat ve testlere pro bir şekilde hazırlanıyorum, araştırmamı yapıyorum, sonra rahatmış bunları hep biliyormuşum gibi davranıyorum. basitçe kendimi karşımdakinin yerine koyup, beni neden almak isteyeceğini düşünüp, kendimi o kalıba sokuyorum. ilk görüşmede para konusunu netleştiririm bu arada ki boşuna vakit kaybı olmasın.
0
roket adam
(08.11.21)
Çok soru olduğu için genel bir özet yazayım:
Zamanında çok görüşmeye girdiğin için sayamıyorum :) Ama özellikle MT gibi toplu alımların yapıldığı süreçler daha uzun ve çok aşamalı. Bunun dışında bence işverenin aday havuzuna ve ihtiyacına göre değişiyor bu süre. Deneyimli aday arayıp süreci 6 ay süren yer biliyorum. Bunu mülakatta öğrensem belki çalışmak istemeyebilirim böyle bir şirketle, çünkü sahiden ne aradıklarını bilmiyor da olabilirler :) Kaç gün sonra olumlu yanıt alınacağı da görüşülen aday sayısına ve profiline göre değişir, 1 ay olduğu oldu mesela. Uzun süren ve olumsuz yanıt aldığım iş görüşmesi olduysa ya benim sorularımla onları darlamamdan ya da olumlu sonuçlanıp benim istemememden dolayı olumsuz sonuçlandı genelde.. Gerçi 1 tane 3-4 aşamayı geçip son 2 adaya kadar kaldığım bir şirket vardı şimdi düşününce süreçleri uzun ve olumsuz olan, onda da başka pozisyon teklif etmişlerdi daha sonra. Google ile mülakata girsem gerilirim tabii:) Şirkete göre değişir gerginlik rahatlık. Direktör mülakatına girip şirketi beğenmediğim için dalga geçtiğim de oldu :)

Hiç böyle paragrafsız ilgisiz cümleleri de birarada yazmamıştım :) Mobil sağolsun. Sonuç olarak bence mülakat uzunluğuyla direkt korelasyon yok, kısa geçenler daha olumsuza yakındır belki ama her uzun mülakat olumlu demek değil :) Sonlandırırlen "görüşmek üzere" demelerinin tekrar görüşecekleri anlamına gelmediği gibi :)
0
dreamnesiac
(09.11.21)
(20)

birlikte yaşadığınız kişi böyle davransa sinirlenmek normal mi?

kakamelsokoban
merhaba arkadaşlar. öncelikle hesap sahibi değilim. benim duyuru hesabım olmadığı için arkadaşımdan ödünç aldım bu soruyu sorabilmek için. eşiniz olur, kardeşiniz olur, ev arkadaşınız ya da anne babanız farketmez. Diyelim ki tost yapıyorsunuz ikinize de, onunkini hazırladınız pişiyor, sizinkinin de
merhaba arkadaşlar. öncelikle hesap sahibi değilim. benim duyuru hesabım olmadığı için arkadaşımdan ödünç aldım bu soruyu sorabilmek için.

eşiniz olur, kardeşiniz olur, ev arkadaşınız ya da anne babanız farketmez.

Diyelim ki tost yapıyorsunuz ikinize de, onunkini hazırladınız pişiyor, sizinkinin de malzemeleri kesme tahtasının üzerinde. gelip sohbet ederken sizin tostunuzun malzemelerini yiyip gidiyor.

yemek yaptınız tabaklara pay ettiniz. onun tabağını mutfaktan sofraya götürdünüz, taşımana yardım edeyim diye geldi, sizin tabağınızdan yiye yiye götürüyor içeri. tabak sofraya bir geliyor yarısı yok. ya da tam tersi siz kendi tabağınızı önce sofraya koydunuz diyelim, siz onunkini getirene kadar çok da acıktım he diyip yine sizin tabağınıza yumuluyor.

dışarıda yemek söylüyorsunuz, hızlıca kendininkini bitirip sizin tabağınızdan yemeğe, içeceğinizden içmeye başlıyor.

meyve soyuyorsunuz, soruyorsunuz sen de ister misin diye, yok ben yemeyeceğim diyor. meyve tabağını içeri koyup geldiğinizde yarısından fazlasını yenmiş buluyorsunuz, meyve de güzelmiş ama diyor gülerek.

bir yanım kendime kızıyor bu kafaya takılıp büyütülecek bir mesele değil diye, ama bir yanım da yıllardır neredeyse her yemekte bunun tekrarlandığını ve normal bir davranış olmadığını hatırlatıyor.

paylaşmaktan kaçan biri değilim, sadece yiyeceğimin mıncıklanmasını, benden başkasının ellemesini istemiyorum. her seferinde soruyorum sen ne kadar istersin diye, onun söylediğinden de fazla payı ona veriyorum ama her seferinde tabağımdan yeniyor, bardağımdan içiliyor. kendisine hiçbir şey söylemedim bu arada, dile getirmeye utandım açıkçası ne küçük hesapların insanıymışsın diye düşünür gibi geliyor.

ya bundan bahsetmek bile ayıp geliyor bu arada ama tanıdığım kimselere anlatıp normal mi diye soramadım. buranın anonimliğinden faydalanmak istiyorum şu an.

canımın sıkılmasına değecek bir durum mu bu, yoksa abartıyor muyum? cevaplar için teşekkürler.
0
kakamelsokoban
(08.11.21)
evet bu sinir bozucu bir durum :)

"sadece yiyeceğimin mıncıklanmasını, benden başkasının ellemesini istemiyorum."

yeterince açık bunu ona da söyleyecen işte
0
freebird5406_2
(08.11.21)
sen haklısın, ben olsam bir ayar verirdim ufaktan ortamı da çok germeden.
0
veritaslibertas
(08.11.21)
Birlikte yaşadığınız kişinin asalak olduğunu gösteren bir durum. Böylesi evlat olsa eldivenle bile sevilmez.
0
apocalipy
(08.11.21)
Buradaki sorun iletişim eksikliği bence. Ben açıkça söylerim mesela. Ben tabağimdan yiyecek alınmasından hoşlanmıyorum. Ne kadar yediğimi bilmek istiyorum al bak senin tabağın burda, daha da istiyorsan git mutfaktan al. Bitti. Halen yaparsa kavga çıkarırım net. O bana kabalık yapacak ben dile getirmeye mi utanicam yani.
0
old possum
(08.11.21)
bu duyurunun aynısını noktası noktasına kadar bir ara açmayı düşündüm (yıllar önceye ait bir arkadaşımın durumu aklıma gelmişti) ama sonlarda yazdığın "bundan bahsetmek bile ayıp geliyor" meselesinden dolayı yazmamıştım. bu kadar benzerlik olamaz şok oldum duyuruyu okurken. aynılarını yaşadım neredeyse.

bir zamanlar benim de böyle bir arkadaşım oldu üniversite 2 falandık. çocuk biraz yiyici biriydi. olabilir benim için problem değil. ne zaman dışarıdan yemek söylesem "yok olm ya ben zaten çok yiyorum dikkat edeyim kendime" der, gelen siparişimdeki patatesi, pizzaysa yarısını, tavuk falansa 3-5 çatal alır, ne kendisi doyar ne de bana keyifle yemek yedirmezdi. bu huyu iyice batınca bir gün biraz sert çıkıp olm bak hamburger alıcam sana da söylüyorum falan dedim de, giyinip yok ya çıkacam 10 dk'ya saçmalama falan dedi. 40 dk'da gelen siparişe kadar evden çıkmayı uzattı ve tahmin ettiğim gibi benim siparişteki kolayı "kanka ben şunu alıp çıkayım" falan deyince iyice patlayıp buna bağırdım sinirden. o da 10 dk tirat attı yok ev arkadaşına bir kolayı çok gördün bilmem ne ne açgözlüsün edebiyatı yaptı. böyle çok olayı var. bir defada bimden temizlik eşyası almaya gitmişken sabah okula götürmelik sandviçler için 2-3 çeşit peynir malzeme falan almıştım da ona sorduğumda "huahah bimden alınır mı ya? abi bim ürünü yenmez" demişti de nerdeyse her şeyi kendisi yemişti bir gün bile yapamamıştım okul için sandviç falan :d

şimdi tabi senin tanıdığa ve benim arkadaşa falan genel olarak baktığımızda muhtemelen yaptıklarının ne kadar kalitesizce ve aptalca olduğunun farkında değillerdir. yani "ulan ayıp olacak ama napim çok açım yiyim ya" de se başım gözüm üstüne omzunu sıvazlar afiyet olsun derim ama bunlar farklı bir vaka. benim inanılmaz canımı sıktığı için kendisinden ev arkadaşlığı mevzusunu kapatıp ayrılmıştım. size de tavsiye ederim çünkü bunu yazıp iyice kafanıza dert ettiğniizden sonra kurtuluşu pek olmuyor maalesef. abarttığın bir durum da değil, böyle çok insan var. empati herkesin yaptığı bir şey değil haklısınız
0
avatar is back
(08.11.21)
Sinirlenmek normal de bunu soylememek anormal.

Dunyanin en titiz insaniyla yasayan onun bile pis huylari oluyor. Soyledin duzelmediyse o zaman problem edersin.
Sen adama soylemezsen iyi bir sey yaptigini bile dusunuyor olabilir.
0
divit
(08.11.21)
Abartmıyorsunuz. Bundan bahsetmek de ayıp falan değil, çok normal bir şey.

Lakin siz bu tarz tiplere bu davranışlardan hoşlanmadığınızı belirttiğinizde kuvvetle muhtemel "senin malın da amma kıymetliymiş, al yemeğin senin olsun" tarzında trip yiyeceksiniz. Olsun.

Ben olsam konuştuktan sonra işler düzelmiyorsa sırf bu sebepten ev arkadaşlığımı sonlandırırdım.

Not: pinti değilim.
0
pispinti
(08.11.21)
ben joey gibiyim. yemek paylaşmayı hiç sevmem. ilk seferde tepki gösteririm.

joey doesn't share food.

aslında ben hiç bir şeyi paylaşmayı sevmem. dasdsada
0
dafuq
(08.11.21)
Bahsettiginiz kisinin cok yuksek ihtimalle duygusal yeme bozuklugu var, durtu kontrol problemleri olmasi da cok olasi. Bu konularda profesyonel yardim almasi da gerekiyor her seyden bagimsiz.
0
cleric
(08.11.21)
normal değil, abartmıyorsun. başıma geldi erkek arkadaşımdı, yazılacak çok şey var ama noktayı koyayım, ayrıldım.
0
mobydick
(08.11.21)
Bunun tam tersini yaşadık biz evde. Tabağımdaki bitiremediğim yiyeceği sessizce eşimin tabağına bırakma huyu geliştirdim. Eşim 2-3 hafta dayanabildi, "Şunu yapacağına sen yer misin diye sor, ben yine senin tabağından alır yerim ama bir şey demeden önüme bırakma, hiç hoşlanmıyorum," dedi. Ben de adam haklı lan dedim kendi kendime, özür diledim, ondan sonra dikkat ettim aynı şeyi yapmamaya.

Yani demek istediğim şu ki, açık açık konuşun. Sinirlenmek normal de bunu soylememek anormal. +1
0
kobuzchu kiz
(08.11.21)
Benim kuzenim de böyleydi. Öncelerden problem etmiyordum ama ev arkadaşı olup birlikte yaşamaya başladıktan sonra bu iş daha fazla gözüme batmaya başladı haliyle. Ben de açıkça söyledim, dokunma diye. Düzgün bir insan olduğu için bu uyarıdan sonra trip falan yemedim. Davranışını sonlandırdı.
0
invictae
(08.11.21)
Siz haklisiniz yemege cok duskun biriyim yiyen kisiyi anlamaya calisiyorum ama yok bu yemekle ilgili degil asiri ayip ve gulerek kamufle ediyor ayibini. kesinlikle soylemelisiniz ister ciddi ister sakali. ozel alan ihlali gbii bir sey bu da
0
ala09
(08.11.21)
43 kiloluk hiçbir şey yemeyen bir tip olarak ben bile sinirlenirim. açgözlülük bu işte.
0
rose parks
(08.11.21)
şu hareketi bana karşı 2. kez yapmaya yeltendiği an benden alacağı tepki kimseye aynı şeyi bir daha yapmamasını sağlar. o kadar diyeyim.
0
erenderk
(08.11.21)
bunu kendisine aktardınız mı? bize, buraya aktardığınız gibi... Bence haklısınız fakat insanca belirtildiğinde sorun olacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bazı insanlar kendisinden çok karşısındakinin yediğini beğenir, hoşuna gider. Çapraz sipariş verdiğim zamanlar oldu. Büyütmeyin böyle şeyleri, çözüverin.
0
sparkle kiddle
(08.11.21)
Valla yillardir tekrarlanan ve senin uyuz oldugun biseye ses cikarmamak da ilginc cidden. Bu durumu dillendirmeme bence sorunun kendisinden daha buyuk bir sikinti. Yillarca bu duruma bisey demediysen ya da tepki gostermediysen senin icin sikinti olmadigini da dusunmus olabilir.

Ben olsam direkt 'yeter tikindigin, bize de birak' falan derdim. Olmadi ben de onun tabagindan yemeye baslardim. O durumda o zararli cikacagi icin bir daha yapmazdi sanirim.
0
j r r tolkien hayrani
(08.11.21)
Unutamayacağı bisey yapmalısın. Öncesinde ben yemem dediği biseyi orana burana (mesela burun deliğine ya da başka bi yerine) sürüp o yediğinde de sürerkenki videosunu kendisine gosterebilirsin.
0
Kirmizibavul
(08.11.21)
normalleştirme çabalarınıza hayranım. bildiğin sana saygısı olmayan birisiyle yaşıyorsun, kan da olsa sınır koymak lazım, kan değilse zaten bir daha görüşmeyin bile. bunu yapan neler yapmaz.
0
do you remember me
(08.11.21)
Bence aşırı sinir bozucu. Bir daha olduğunda "Sana sordum ne kadar istiyorsun diye. Daha da fazla istiyorsan bir dahakine daha da fazla söyle ona göre koyalım ben yiyeceğim kadar koyuyorum kendime" şeklinde düzgünce uyarabilirsiniz. Çekinecek bir şey yok o yerken çekiniyor mu :)
0
eatpraylaw
(08.11.21)
(13)

okul seçmek / meslek seçmek

spivak
oglum seneye almanyada üniversiteye başlayacak. ancak hala kendisine en uygun meslegin ne olacagina karar verebilmis degil. bazi kistaslari var, örneğin1- sayisal bir bölüm olmasin, mühendislik gibi matematik egitimi alacagi bir bölüm istemiyor. Ablasi almanyada yazilim okudu, cok zorlandi. 2- alman
oglum seneye almanyada üniversiteye başlayacak. ancak hala kendisine en uygun meslegin ne olacagina karar verebilmis degil. bazi kistaslari var, örneğin

1- sayisal bir bölüm olmasin, mühendislik gibi matematik egitimi alacagi bir bölüm istemiyor. Ablasi almanyada yazilim okudu, cok zorlandi.
2- almanca c1 ingilzcesi b2 seviyesinde, iletisim kuracagi ama pazarlama gibi insanlari ikna etmek icin tek ayak üstünde bin yalan söylemek zorunda kalmayacagi bir bölüm istiyor.
3-almanyada bir basketbol kulübü ile anlasma yapmak üzere, o kulüpte basketbol oynayacak bir taraftan, bu sebeple okul disinda da zamanı kalsin, mümkünse calisiyorken de spora devam etsin istiyor.
4-okul sonrsi almanyada kalmayabilir başka bir avrupa ülkesine de gecebilir, bu sebeple her yerde gecerli bir meslegi olsun istiyor. türkiyeye dönmeyi düsünmüyor.

ben bu kosullari dikkate alarak lojistik oku, lojistikci ol dedim ama aklina pek yatmadi. bu kosullari düsündügünüzde sizin akliniza nasil bir meslek ve okul geliyor? almanya ya da başka bir avrupa ülkesinde okuyan/calisan arkadaslar ne önerirler?
0
spivak
(08.11.21)
psikoloji, sosyal hizmet gibi bölümler bence.
0
candide
(08.11.21)
Almanya'nın Besyo'su yok mu. Madem basketbol oynuyor, antrenörlük okusun.
0
dissendium
(08.11.21)
almanyadaki spor bölümleri, bizim buradaki besyolara benzemiyor. spor bölümlerinin yanında ekstra bir egitim daha alman gerekiyor, spor ve ekonomi, spor ve diyetisyenlik, spor ve fizyoterapi gibi.
0
🌸spivak
(08.11.21)
gazetecilik
0
barankovan
(08.11.21)
Bence işletme okusun. Çok kararsızsa bu bölüm nereye çekersen oraya gidebilecek bir bölüm.
0
mg3929
(08.11.21)
Merhaba,

Bu profile sahip birisi ilgi duyduğu bir sosyal bilim alanına yönlendirilebilir bence.
-siyaset bilimi
-uluslararası ilişkiler
-iktisat
-işletme
-psikoloji
0
but that was just a dream
(08.11.21)
yazılım, bilgisayar programcılığı vs bunlar matematik içerikli bölümler değil (sayısal zeka gerektiriyorsa bile) ve her yerde yapılabilecek işler. bunlara yönelebilir. hem dijital de olsa bi şeyler yaratmak eğlenceli bence.
0
erenderk
(08.11.21)
öğretmen olsun bol bol iletişim gerektiren bir meslek.
0
xrated
(08.11.21)
merhaba önceliklikle şimdiden tebrik ederim çocuğunuzu.
son zamanlarda 18-20 yaşındaki affedersin eşek kadar olmuş çocuklara -bizzat kendileri yapması, düşünmesi- gereken şeyler için ebeveynlerinin yazdığını çok görüyorum. interrail gruplarında, konser, festival gruplarında, ev ilanı sitelerinde vs vs.

öncelikle iyi ebeveyn olma çabanız şahane, hem araştırma hem onu yüreklendirme anlamında desteğinize devam edin ancak bu noktada artık abartmayın. bu konu sizi ne kadar ilgilendiriyor? ve neden?

sevdiğim bi profun hoş bi sözü var özetle şu; ya bu yaşa kadar ne yapmak istediğine karar verecek insanlar yetiştirin ya da bunu yapamadıysanız (yaptığınıza güvenmiyor/inanmıyorsanız) zaten sizden fikir almasın. tam oksimoron oluyor yani.

neyse, cevaba gelirsek,
üniversiteyi meslek edindirme mekanı olarak görmesin ve kurgulamasın. hele bir de title vermeyen bölümlerde okuyacaksa manevra alanı daha geniş olur. ama örneğin ziraat mühendisliği okusaydı da sadece tarımla uğraşacak değildi. ders içeriklerinden, projelere lisansta harcayacağı 3-4 yılda hangisinde çok zevk alarak vakit geçirecekse oraya gitsin. sosyal bilimlerle arası nasıl? sanatla arası nasıl? basketbol oynuyorsa takım çalışmalarına daha yatkın olabilir bu durumda karar alıcı meslekler/pozisyonlar istemeyebilir. ama sonuçta şimdiden hele bir de bu yeni kuşak için, okuyacağı lisans ömür boyu üzerine yapışacakmış baskısını hissettirmemek gerek, onun da hissetmemesi gerek bence.

ödev yapmayı seviyor mu? konuşmayı mı yazmayı mı yani tek başına araştırma yapmayı mı seviyor? uyumlu ve alttan alan biri mi yoksa liderlik taslayan biri mi? bütün bunların yanında dediğim gibi bölümlerin, derslerin kirkulumlarına göz atsın. üniv.forumlarında üst sınıfların yazdıklarına falan baksın. bunları siz yapmayın ama; o yapsın.

geçerlilik konusundaysa hukuk, tiyatro, öğretmenlik gibi ülkelerin kendilerine has bölümler yazmayacaksa büyük bir problem yaşamaz.
uluslararası ticaret, ekonomi falan geliyor aklıma ama matematiksiz hayat çok zor. grafik tasarım, yeni medya, iletişim tasarımı gibi şeyler de olabilir.
özetle önemli olan okulda severek derslere girmesi, merakla ödevleri, projeleri yapması ve geçirdiği sürede dersler dışında da bir takım donanımlar (mesleki veya değil) kazanması.
0
rewlack
(08.11.21)
Selamlar,
Türkiye'den 4 yıllık lojistik mezunu, Fransa'da çalışan biriyim.

Bir kere lojistik dediğinizde mezunların ne yaptığına bakmak lazım.
- lojistik servis sağlayıcıda calismak (gümrük, nakliye, depolama gibi servisleri sunmak)
- üretim ya da dağıtım yapan bir firmada lojistik aktivitelerinde çalışmak
- gene bu firmalarda talep planlama/üretim planlama/ malzeme planlama yapmak.

Açık söylemek gerekirse üniversiteye girerken "lanet olsun fiziğe matematiğe" diye girdim. Bölümden birincilik ile mezun oldum, mezun olmadan matematiksel modelleme ve planlama dersinde öğrenci asistandim çünkü o matematiği çok sevmiştim. Yani uygulamali matematik lojistikte var ( safety stock hesaplama, konteyner/kamyon doluluk hesaplama, talep tahmini yapma, optimum order quantity hesaplama vs).

Buna ek olarak insanlarla konuşma da var, heralde en az insanla konuştuğum zaman üretim planlamaydi. Ama malzeme planlama/satin alma falan sürekli iletişim var.

Yalnız su var; kesinlikle uluslararasi. Lojistik değil de supply chain denilen bir bölüm okursa her ülkede is bulur. Sırf adinin supply chain denmesi daha cok kapi acar. Buna ek olarak Türkiye'den tam tersi olarak Avrupa'da aranan bir meslek (Türkiye'de de araniyor ama Türkiye'de Avrupa'da lojistik mezununun yaptığı ise isletme/iibf mezunu/mühendis de alınıyor. Bu sebepten Avrupa'da benzer talep olsa da arz Türkiye'den az haliyle bir ilana 2bin kisi basvurmuyor)

Çocuğunuz hangi mesleği seçsin kisminda benim tedarik zinciri icin diyeceklerim bunlar. Avrupa'da genelde tedarik zinciri/lojistik/satin alma farklı olabiliyor. Alanlasma Türkiye'den cok daha iyi.

Matematiksiz hayat zor. Supply chain her yeri matematik. Matematiksiz olması için depoda forklift kullanmasi lazım ya da tır şoförü olabilir. Belki gümrük işlerinde yoktur ama o da bana göre dünyanın en sıkıcı işi.
0
logisticsmanager
(08.11.21)
psikoloji, sonrasında spor psikolojisi alanında uzmanlaşabilir.

türkiye'ye dönmemek şartı ile.
0
a darkness coming
(08.11.21)
Kusura bakmayın ama meslek böyle kriterle bulunmaz. Örneğin yukarıda bahsi geçen "Psikoloji" ve "İşletme" birbirinden ne kadar farklı alanlar; bunlardan biri bu tür bir kriter setiyle nasıl tercih edilir ki, bozuk para atarak mı?


Ayrıca İktisat ve İşletme içinde matematik barındırır; muhasebe, ekonometri, istatistik gibi bir sürü ders var. Mühendislikteki gibi "Manyetik Alan Teorisi" ya da "Diferansiyel Denklemler" falan okutulmaz ama içinde hiç matematik olmayan bölüm de zor.

Pazarlama bölümündeki insanların hayatlarını yalan söyleyerek kazandıklarını düşünmek saçmalık olduğu gibi, insan çalışma hayatında kendini hangi ortamda bulacağını bilemez. Bir sanat tarihçisi hoşlanmadığı şeyler söylemek, anlatmak zorunda kalabilir.

Okul dışında zamanı kalması da benzer bir açmaz; okuldaki yükü biraz da okuduğu bölümü ne kadar önemsediğiyle alakalı.
0
salihdt
(08.11.21)
matematik olmasın diye kriter mi olur ya. kendisi liseyi nerede okudu bilmiyorum ama ben iyi bir anadolu lisesi'nde okumama rağmen matematiğin ne olduğunu, ne kadar önemli olduğunu üniversitede, lisansta kavrayabildim.

neyse benim cevabım, ister formal bir eğitimle meslek sahibi olsun olsun ister informal, bence en güzeli öyle bir kişi olmak ki, insanlar size animelerdeki gibi titreyen gözlerle bakıp "allah aşkına yap şu işi" demeli. bu da ne ilginçtir ki artık türkiye'de "ustalık" işleri oldu, formal eğitimlerden geçmiş adamlar değil. diğer işlerin hepsi dandik ve emeğin karşılığı az. biraz dişini sıkıp mühendislik, tıp gib bölümler yazsın ve kendisini kurtarsın.

bu arada evet dümdüz lojistik değil de "business intelligence, supply chain management (yazılım oryantasyonlu)" gibi bölümler iyi olabilir. işletmeden iyidir.
0
1195
(08.11.21)
(7)

mezarlıkları çok sevmek

chezidek
sizin de görüşünüzü merak ettim, birkaç kişiyle laf arasında konuşurken yadırgandığımı farkettim çünkü.mezarlıkları çok seviyorum. bir yere taşındığım zaman yakınlardaki mezarlıkları kesin gezerim. bulunduğum yerde pazar günü her yer kapalı olduğu için park bahçe gezmek yerine mezarlık gezmeyi terci
sizin de görüşünüzü merak ettim, birkaç kişiyle laf arasında konuşurken yadırgandığımı farkettim çünkü.

mezarlıkları çok seviyorum. bir yere taşındığım zaman yakınlardaki mezarlıkları kesin gezerim. bulunduğum yerde pazar günü her yer kapalı olduğu için park bahçe gezmek yerine mezarlık gezmeyi tercih ederim.

orada yatanların hikayelerini merak ederim. kaç yaşında öldüklerini hesaplarım. geçmişe bakmak gibi oluyor sanki. onların da aileleri, sevdikleri, sevgilileri vardı. bu dünyadan gelip geçtiler işte falan gibi düşünürüm.

bir iki fotoğraf da koyayım bari gelmişken.

ibb.co

bunlar da abelard ve heloise'in mezarları. 1100lü yıllarda ölmüşler. mezarları sonradan birleştirilmiş gerçi ama tarihe tanıklık etmek için güzel bir fırsat.

ibb.co
ibb.co
0
chezidek
(07.11.21)
Abelard ve Heloise'in mezarlarını ben de görmek isterim. Ancak Karşıyaka Mezarlığı'nın ilgi çekici hiçbir tarafı yok.
0
stronzo
(07.11.21)
Ben de çok severim. Hatta gezmek için neden zaman ve imkan yaratmadığım için zaman zaman hayıflanıyorum. Cebeci Asri ve Aşiyan mezarlığını saatlerce gezmiş mezarlara, isimlere ve tarihlere bakıp üzerine düşünme olayını çok sevmiştim. Bence mezarlıklar biraz kendi hayatımıza ya da yaşayan diğer insanların hayatına bakmaktan (bakmak zorunda olmaktan) kaçmak için çok iyi yerlerden biri. Bu hissi tanımadığım kişilerin eski fotoğraflarına bakarken de yaşıyorum. Çok ilginç.
0
Amaranta ursula
(07.11.21)
Ben gidip gezmem ama genelde bol ağaç olduğu için o huzur atmosferini severim.
0
dissendium
(07.11.21)
mezarlıklar güzel yerler, yargılayanları sallama.
0
fever
(07.11.21)
ölümden korkmadığınızı düşündürür bu durum. bu güzel ama genel olarak tuhaf. ben de paris'teki ünlü mezarlığı gezdim zevkine ama o da bir sürü ünlü yatıyor, yılmaz güney falan var ve estetik bi mezarlık diyeydi. biraz anma biraz turistik gezi gibi yani. ki orada da bi ara kayboldum, ürktüm hafif. siz bi de fırsat yaratıp gidip geziyorsunuz rahatça. ne bileyim, değişik. ama iyi ya da kötü diye düşünmem tabii. değişik işte.
0
erenderk
(07.11.21)
Per laşez paris'te eyfel'den bile önce gittiğim bir gezi noktasıydı, ben de seviyorum kendine has mezarlıkları.

Tabii bizim kuru tahta çakılı müslüm mezarlıkları değil. Şişli'deki ermeni, italyan, musevi mezarlığı ne kadar estetik mesela.
0
Bruce
(07.11.21)
İstanbul’un en güzel yerleri mezarlıklar bence
0
damba
(08.11.21)
(13)

Kadikoy barlar sokaginda yasanir mi?

serseri marti
Gencler ne dusunuyorsunuz, kadikoy barlar sokaginda (kadife sokak) bir daire kiralasam bekar bir erkek olarak, orada yasayabilir miyim, yoksa fittirir miyim gurultu vs'den? malum kiralar cilgin, bir tek orada uygun bir seyler bulabildim.
Gencler ne dusunuyorsunuz, kadikoy barlar sokaginda (kadife sokak) bir daire kiralasam bekar bir erkek olarak, orada yasayabilir miyim, yoksa fittirir miyim gurultu vs'den? malum kiralar cilgin, bir tek orada uygun bir seyler bulabildim.
0
serseri marti
(07.11.21)
Yaşanmaz
0
kisa
(07.11.21)
Ben yaşardım, ailem hep sessiz sakin, nezih emekli semti türünden yerlerde yaşamayı isterdi ve öyle de yaptılar hep. Ben de belki de ondan dolayı hep hareketli, olaylı, cıvıl cıvıl yerlere ilgi duydum.

Kapıdan inince olayın içinde olacağım yerleri seviyorum. Siz de severseniz yaşanır. Ama her saniye şu ses bir dursun artık diye kendinizi yiyip bitirecekseniz o sesler yıllarca her saniye yanınızda olacak. Sizin karakterinize bağlı kısaca.
0
akhenaten
(07.11.21)
bu sadece hareket sevip sevmemek değil, ben yaşamadım fakat yaşayanlar şundan şikayetçiydi özellikle yazın cam açık uyumak durumundasın fakat 24 saat bitmeyen bir gürültü, sen istesen de istemesen de evin içinde, yazın çok daha çekilmez oluyormuş
0
freebird5406_2
(07.11.21)
Nö dostum nö. Moda'da yaşayan arkadaşım bile şikayetçi gürültüden.
0
dreamnesiac
(07.11.21)
Tarz meselesi. Kabadayı filmindeki ali Osman'ın oğlu gibi bir hayatın varsa neden olmasın? Ama kimsenin duvarına işemeyeceğinin garantisi yok sanırım.

Bir de ufak bir ayrıntı vereyim, geçen cuma mevzubahis yerde oturuyoruz. Biraz ileride tatlış bir kedi koklaya koklaya kendi etrafında dönüyor. Dedim ki "çişini yapacak". Kedi mastırı eşim ise "toprak falan yok mümkün değil" dedi. Gerçekten de ufukta hiç toprak yoktu. Kedi utana sıkıla çişini kaldırım taşının hafif çukurda kalan köşesine yaptı. Ardından çişin üstünü kapatmak için tırnaklarıyla betonu kazımaya çalıştı. Uğraştı uğraştı, bir sağdan, bir soldan... Tırmalama sesi bir an bana kadar geldi. Sonra utanarak uzaklaştı. İşte o an dedim ki "Allah hepimizin belasını versin."
0
prole
(07.11.21)
ilk bir kaç gün, süpermiş burası dersin. sonra uykular haram olunca, nerden geldim buraya, dersin.

imza: iki sene modada yaşamış ve zor kaçmış biri.
0
scudman1
(07.11.21)
Birak yasamayi aksam saati ekmek almaya gidemezsin yolda bicak takabilirler acik havadan korona kapabilirsin.
Hayatim kadikoyde gecti 2 senedir gitmiyordum, bu hafta gittim sok gecirdim.

Beyoglunun eski halinden bile kotu olmus.
Turizm bolgeleri bile bu kadar karisik ve les degil.
0
divit
(07.11.21)
Asla yaşanmaz, daireyi bedava verseler bile gitmeyin. Müşteri olarak güzel ama sakin olarak berbat bir sokak.
0
BuddyGuy
(07.11.21)
Delirirsiniz. Ssokağın bitmeyen gürültüsünün dışında, oradaki binaların arkada bahçeleri ortak ve onlarca barın bahçesinin sesi ölümcül bir uğultu olarak evi dolduracaktır. Eğlence bitti sakinleşti derken iki ergen sevgili pencerenizin altında iki saat bağırarak kavga edecek. Sonrasında uyuyabilirseniz sabah evden çıktığınızda apartmanın önünde ya kusmuk ya idrar ya da en iyi ihtimalle kırık şişe olacak.
0
whoosie
(07.11.21)
asla.
moda saint josephin sokağından, insan kalabalığı nedeniyle taşındım ki yoğunluk kadife'yele kıyaslanamaz. hele bir de gürültü, kir pasak. evlerin hepsi depreme dayanıksız derin çatlaklı.

asla asla asla. parkta yatın daha iyi.
0
rewlack
(07.11.21)
Kişiye göre değişir. Ben yıllarca yaşadım ve takmadım gürültüyü. Hem şimdiki Ağaç Ev' in sokağında hem de Kadife' de yaşadım. Yatak odaları arkaya bakıyor zaten.
0
guitarissimo
(07.11.21)
moda komple sesli gibi anlatılmış da her yeri bir değil. mühürdar ve yaver bey'de yaşadım. sanki istanbul'da bile değilmiş gibi sakindi. ama barlar sokağı falan delirmek için birebir. acı çekmek istiyorsanız girin.
0
erenderk
(07.11.21)
Kadife sokakta kafayı yerdim herhalde ben, birkaç yıldır gitmiyordum geçenlerde bir gece oradan geçmem gerekti, walking dead seti gibiydi yemin ederim.
0
lappuntamento
(08.11.21)
(5)

kapım neden titriyor?

erenderk
salon ile koridoru ayıran ahşap kapı geceleri kapalıyken titriyor. salonu ısıtmaya başladığımdan beri böyle bi sorun yaşıyorum, o yüzden acaba sıcaklık farkı mı bu titremeye sebep oluyor diye düşünüyorum ama bilemiyorum da. öyle dağlar kadar bi sıcaklık farkı da yok. hava sirkülasyonu olan bi yer de
salon ile koridoru ayıran ahşap kapı geceleri kapalıyken titriyor. salonu ısıtmaya başladığımdan beri böyle bi sorun yaşıyorum, o yüzden acaba sıcaklık farkı mı bu titremeye sebep oluyor diye düşünüyorum ama bilemiyorum da. öyle dağlar kadar bi sıcaklık farkı da yok. hava sirkülasyonu olan bi yer de değil. kapımın sorunu ne ve nasıl iyileşir? -_-
0
erenderk
(07.11.21)
Boşluk olduğu için titriyor. Boşluğu bulmak lazım.
0
dissendium
(07.11.21)
Salliyorum ama sicak su borusundan su gecerken titretiyor olabilir mi?
0
floydian
(07.11.21)
Kapın vedat milor ya da azer bülbül olabilir, yemeyi mi seviyor acıyı mı onu öğrenip çözüm geliştirebilirsin.
0
Bruce
(07.11.21)
boru yok yakınında.

bi derdi var belli ama anlamıyorum dilinden, kapıcam Elementary henüz. anca geceleri konuşuyoruz işte o da mecburen
0
🌸erenderk
(07.11.21)
Yoldan geçen ağır araçlardan olabilir, odalar arası ısı değişiminden oluşan hava akımından olabilir.

Boşluk çok fazlaysa yapışkanlı kapı fitili ile sıkılaştırılabilir, zaten fitilli bir kapıysa (son 10-15 yılda üretilen) yeniden bir karşılık ayarı yapılıp fitile basması sağlanabilir.
0
John Bloor
(08.11.21)
(4)

Keyifler nasıl

dissendium
Merhabalar. Kış yaklaşıyor. Güneşli son günler. Keyfiniz nasıl? Hayatınız nasıl gidiyor? Nelerle uğraşıyorsunuz? Dertleriniz neler?
Merhabalar. Kış yaklaşıyor. Güneşli son günler. Keyfiniz nasıl? Hayatınız nasıl gidiyor? Nelerle uğraşıyorsunuz? Dertleriniz neler?
0
dissendium
(05.11.21)
keyfim yok pek. güneşli açık havalarla şarj olan biri olduğum için kış ayları moralimi bozuyor. yine de sürekli 'down' değilim tabii. iş yoğun, o yüzden pek bir şeyle uğraşamıyorum son zamanlarda. işte değilsem evdeyim, evdeysem de ya film/dizi izliyorum ya da bi şeyler okuyor oluyorum. muazzam derecede sade bi hayat şimdilik. çözemeyeceğim dertlerim de yok gibi.
0
erenderk
(06.11.21)
Valla kisin gelmesi benim acimdan guzel bir olay. Yalniz resmen soru bombardimanina tutmussun. Neyse, hepsine cevap vermeye calisirsam

1- Keyfim normal.
2- Hayatim da bisekil gecip gidiyor.
3- Oyle bos bos seylerle ugrasiyorum.
4- Simdilik derdim de aksama patatesli yumurta mi yoksa menemen mi yesem kararsizligi.
0
j r r tolkien hayrani
(06.11.21)
havalar bir sıcak, bir yağmurlu, bir soğuk. ard arda gerçekleşen genleşme ve büzülme yüzünden bir gün şiddetli bir rüzgarda parçalanıp savrulacak gibi hissediyorum.
egelilik sebebiyle film-dizi-kitaba hasret kaldım. temmuz'dan beri kış hazırlıkları devam ediyor. bu aralar da hafta sonları zeytin kır/çiz-kur şeklinde geçiyor.
"Dertleriniz neler?" aile büyüklerinin kronik rahatsızlıkları ile "ne olacak bu memleketin hali?" arası bir şeyler.
0
ganbatte
(06.11.21)
@adse, ben de iyiyim, teşekkür ederim. Ben de yaz sıkınca kış gelsin diyorum ama kış gelince de yaz geri gelsin diyorum. Klasik insanoğlu nankörlüğü. Yaz <3 ben.
0
🌸dissendium
(06.11.21)
(10)

Dışarıda tesadüfen denk gelip de arkadaş olduğunuz insanlar oldu mu hiç?

ms brownstone
Aslında gönül ilişkisinden çok arkadaşlık ilişkileri için soruyorum ama ikisini de yazabilirsiniz. Bu aralar izlediğim her şeyde bu tarz arkaşlıklar görüyorum. Uçakta yan yana oturan, kütüphanede ya da bir kafede denk gelip sonra arkadaş olan insanlar var bütün izlediğim şeylerde. Benim bütün arkada
Aslında gönül ilişkisinden çok arkadaşlık ilişkileri için soruyorum ama ikisini de yazabilirsiniz. Bu aralar izlediğim her şeyde bu tarz arkaşlıklar görüyorum. Uçakta yan yana oturan, kütüphanede ya da bir kafede denk gelip sonra arkadaş olan insanlar var bütün izlediğim şeylerde.

Benim bütün arkadaşlarım ya okul ya da iş hayatından olduğu için gerçek hayatta da bu tarz arkadaşlıklar var mı diye merak ettim. Böyle dışarıda denk geldiği kişiyle zamanla arkadaş olan var mı acaba aramızda? Nasıl başlıyor bu tarz arkadaşlıklar?
0
ms brownstone
(05.11.21)
Tek başıma gittiğim tiyatroda yanımdaki kişiyle oyun başlamadan numaralaştık etkinlik arkadaşı olduk:D
Kütüphanede birkaç gün göz aşinalığı sonrası günaydınlaştığımız biriyle de 1 hafta sonra arkadaş olduk:D
Yine çalışma salonunda masasında ilgimi çeken bir kitaba binaen sorduğum soruyla arkadaş olduk:D Sanırım en eskisi bu oldu 2013'ten beri çok sevdiğim bir arkadaşım.
0
Amaranta ursula
(05.11.21)
En yakin arkadasimla kutuphanede tanistim, olabiliyor bazen
0
euteamo
(05.11.21)
Ev arkadaşı ararken eve bakmaya gelen kız, bu şehirdeki işle anlaşırsam yerlesebilirim dedi. Bu arada diğer taliplerle görüştüm ama onda kaldı aklım. Karar öncesi aradım, işi olmamış ama bir şeyler içelim mi dedi. Yıllardır da farklı şehirlerde olsak da denk geldikçe görüşüyoruz.
0
i-pek
(05.11.21)
üniversitedeyken cafede tanışıp arkadaş olduğum insanlar oldu. üniversite sonrası olmadı hiç.
0
erenderk
(05.11.21)
iki kişi var(dı), ikisi de yabancı. biri mısır'dan expat, diğeri tataristan'dan öğrenci. ikisiyle de otobüste tanıştım ve tanışma hikayem neredeyse aynı. yüksek lisans yaptığım sıralar, sırtımda çanta, elimde bavul+ poşetler/bilgisayar çantası. memlekete gideceğim. terminale gitmek için şehiriçi otobüse binerken biri ingilizce bir şeyler söyleyip kaptı bavulu, otobüse çıkardı. mısırlı ile böyle tanıştık.
yine aynı sahne. bu sefer bavulu kendim çıkarmıştım, otobüsün ortasına doğru ilerliyorum. biri kalktı hatasız bir türkçeyle "lütfen, siz oturun." dedi. bu da tatar öğrenci oluyor.
ikisine de o gün bana niye yardım ettiniz diye sordum. biri o kadar yükle otobüse bindiğimi görünce kendisi gibi expat olduğumu sanmış, diğeri de bizim oranın insanlarına çok benziyorsun dedi.
1.5-2 yıl kadar arada buluştuk. kendi grupları vardı zaten, onlarla takıldım. sonra mısırlı dubai'ye gitti. 3-4 ay sonra da ben memlekete taşındım.
eksisozluk.com
0
ganbatte
(05.11.21)
Yol soran turiste ayni yone gittigim icin eslik ettim. Simdi Facebooktan muhabbetimiz var.
0
cleric
(05.11.21)
Los Angeles'tan bisikletiyle yola çıkıp dünyayı dolaşmaya başlayan bir gezginle tanışıp üç dört gün evimde misafir etmiştim. Hâlâ mailleşir, hâl hatır sorarız birbirimize.

Kalabalık caddenin kenarında, bir ağacın altında kocaman haritasına bakınan biriydi. Yanına gidip yardıma ihtiyacı olup olmadığını sormuştum, sonra sohbet muhabbet derken başladı arkadaşlık :)
0
BuddyGuy
(05.11.21)
Olmaz mı?! Çok oldu çünkü rasgele insanlarla muhabbet etmeyi seviyorum :)
0
e mice
(05.11.21)
Turda tanistigim arkadasim var sayilir mi bilmiyurum. 10sene oldu bu yıl itibariyle, hala da gorusuruyoruz.

Onun disinda tek seferlik karsilasma ile arkadas olduklarim kalici olmadi.
0
stavro
(05.11.21)
Üniversite ortamında bu tarz durumlar çok olur. Bir gecede bir sürü kişiyle tanışır kaynaşırsın ve sonra birkaç hafta içinde o insanların izine bile rastlamazsın.
0
Avoiding The Puddle
(08.11.21)
(8)

Akıcı İngilizce- Speaking

dreamnesiac
Şimdi önce buraya ilkokuldan sonraki hayatı İngilizce ile geçmiş birini çizelim.İngilizceyle ilgili sınavlardan da iyi skorlar alıyor, TOEFL Speaking 27 hatta, bu da ok.Amma velakin akıcı konuşamıyorum!! :)Yani mesela teknik bir sunum yapmam gerekiyor rakamlarla falan, farklı dosyalar açıp. Düşüne d
Şimdi önce buraya ilkokuldan sonraki hayatı İngilizce ile geçmiş birini çizelim.
İngilizceyle ilgili sınavlardan da iyi skorlar alıyor, TOEFL Speaking 27 hatta, bu da ok.
Amma velakin akıcı konuşamıyorum!! :)
Yani mesela teknik bir sunum yapmam gerekiyor rakamlarla falan, farklı dosyalar açıp. Düşüne düşüne konuşuyorum.
Dün bir toplantı kaydı dinledim, öyle kelimeler kullanmışım ki "proceed" "initiate" falan. Günlük konuşmayı geçtim şirkette kimse kullanmıyor bunları, hatta belki aksanları daha kötü ama takılmadan çok hızlı konuşuyorlar.
Ben bazen uygun kelimeyi ya da en düzgün ifadeyi falan kullayaım derken "es" veriyorum. Üniversiteden kalma arkaik akademik kelimeler de aklıma ilk gelenler olunca sonuç bu oluyor :)

Netlfix izle falan demeyin onlarla ilgili bir sorunum yok :)
Erasmusçu komşum falan da yok, o da ihtimal dahilinde değil gibi:)
Discord vb işe yarar mı bu konuda?
Daha önceki duyurulara baktım, Cambly'e Italki demişler ama haftada 4 saatle olacak iş değil yahu.
Ne ediim ben? :)

Teşekkürler
0
dreamnesiac
(05.11.21)
sesli kitap oku,

çenenin kelimelere alışması lazım bisiklet kullanmak gibi.
0
duyurukullanıcısı
(05.11.21)
Bence ozguven ya. Benim gozlemim.
0
floydian
(05.11.21)
Konuşma grupları oluyor, onlara katılabilirsiniz. Pandemiden dolayı bazıları sanal ortamda bazıları da yerinde oluyor. www.meetup.com sitesinden ya da facebook'tan bulabilirsiniz. Pratik yaptıkça İngilizce'niz daha akıcı hale gelir.

Kitap konusunda duyurukullanıcısı'na katılıyorum. Ben olayı eğlenceli hale getirmek için radyo tiyatrosu seslendiriyormuş gibi okuyorum :)
0
schopenhauerin kedisi
(05.11.21)
Cambly önermeye geldim ben de, haftada 4 saat olmasına gerek yok daha uzun ya da kısa seanslar seçebilirsiniz. siz kendinizi burada anlattığınız gibi doğru ifade edip şu yüzden akıcı konuşamadığımı düşünüyorum dediğinizde native biri sizi daha iyi yönlendirebilir. Belki siz kendinizi hiç akıcı konuşuyor gibi göremiyorsunuz ama objektif bir göz farklı değerlendirip daha doğru yönlendirebilir.

Yine sunuma hazırlanırken topluluk önünde nasıl anlatacağınızla ilgili bir ön hazırlık yaparsanız bence farkını görürsünüz. Sonuçta sunumun kendisini hazırlamak farklı, onu bir topluluğa sunmak farklı bir olay.

Ayrıca uzmanlık alanınız nedir bilmiyorum ama proceed, initiate falan bizim yabancı firmalara sunum yaparken kullandığımız sözcükler şimdi nesi yanlış ki bunların anlamadım :')
0
evde liyakat kalmamis
(05.11.21)
Merhaba,
Anlattığınız profile bakınca sorunun dil bilgisiyle ilgili olmaktan ziyade psikolojik olduğunu düşünüyorum. Sosyal kaygı ve özgüven eksikliği yaşadığınız duruma sebep oluyor olabilir. Konuyu anlattığınız kitlenin profili de üzerinizde performans kaygısı oluşturmuş olabilir. Bence olayın bu tarafına odaklanırsanız daha hızlı çözüm alabilirsiniz.
0
but that was just a dream
(05.11.21)
benim yardımcı olacak bir önerim değil ama yardımcı olabilecek bir sorum olacak. türkçe konuşurken akıcı mısınız? bir şeyi anlatırken es vererek mi konuşursunuz düşünürerek? demek istediğim, belki ingilizceyle sorununuz yoktur da konuşma şekliniz, tarzınız vs öyledir zaten. bence anadilinde de düşünerek ve dolayısıyla zaman zaman eslerle konuşan biri yabancı dilde de aynıdır. sonuçta yabancı dilde konuşurken farklı bir insan olmuyoruz. eğer türkçe akıcı yabancı dil yavaş ise bunu aşmanın tek yolu da pratik zaten, ona değinmişler.
0
erenderk
(05.11.21)
Akıcı konuşabilmek için konuşmak lazım. Cambly ile haftada 3 4 saat konuşsanız çözülür diye düşünüyorum.
0
bana kedicik derdi
(05.11.21)
haftada 4 saatle de olmayacaksa neyle olacak pardon? :D
cambly falan genelde 30'ar dakikadan 1-2 saat sürüyor haftada, siz biraz daha yoğun alır 2 ay sonra şakırsınız.
yukarıdaki yorumlara da katılıyorum; konuşurken yabancılaşma yaşamak,türkçede de akıcı olmamak falan ayrıca etki ediyordur.
çok okuyun, harry potter falan ne bileyim, dili akıcı ve daha önce türkçesini okuduğunuz romanları bir de ingilizce okuyun.
ama konuşma dersi satın almak şart.
0
rewlack
(05.11.21)
(2)

iş sözleşmesinde "x yıldan önce çıkarsan tazminat ödersin" maddesi

estranged
işe girerken yapılan sözleşmede "3 yıldan önce işten ayrılırsan şu kadar tazminat ödersin" minvalindeki bir madde bağlayıcı mıdır? işten çıkmak isteyen bir çalışanın (haklı veya haksız fesih farketmeksizin) önüne bu madde engel olarak çıkabilir mi?
işe girerken yapılan sözleşmede "3 yıldan önce işten ayrılırsan şu kadar tazminat ödersin" minvalindeki bir madde bağlayıcı mıdır?

işten çıkmak isteyen bir çalışanın (haklı veya haksız fesih farketmeksizin) önüne bu madde engel olarak çıkabilir mi?
0
estranged
(04.11.21)
bende 5 yıl çalışma zorunluluğu vardı. istifa ettikten sonra erken çıktığım için tazminat bildirimi de yaptılar ama tahsil etmek için uğraşmadılar neyse ki. biraz iş yerinin insafına vs bağlı galiba. ama sektörüne bağlı olarak genelde böyle durumlarda iş mahkemeleri işçinin yanında oluyor tazminat falan ödetmiyor. benim de başıma üşüşürlerse dava açıp kurtulurum diyorum. umarım üşüşmezler tabii, hiç uğraşasım gelmiyor.
0
erenderk
(04.11.21)
baglayiciligi yok, is kanununa aykiri. benim sozlesmemde de 5 yil zorunluluk vardi, en fazla egitim ucretlerini alirlar o kadar. (onun maddesi ayri sekilde vardir herhalde)

goz korkutmak icin var sadece.
0
fakyoras
(04.11.21)
(2)

Özel Sektörde İleri Yaşta Çalışmaca

dreamnesiac
Emekli olabilmek için yaklaşık 100 yaşına kadar çalışmamız gerektiği gerçeğini göz önünde bulundurarak :)Epeydir iş hayatında olsam da çalıştığım şirketlerde 55 yaşının üstünde pek kimse olduğunı hatırlamıyorum, üst düzey yöneticiler belki? Yerli/ yabancı şirket farketmiyor, sanki belli bir yaşın üs
Emekli olabilmek için yaklaşık 100 yaşına kadar çalışmamız gerektiği gerçeğini göz önünde bulundurarak :)

Epeydir iş hayatında olsam da çalıştığım şirketlerde 55 yaşının üstünde pek kimse olduğunı hatırlamıyorum, üst düzey yöneticiler belki?
Yerli/ yabancı şirket farketmiyor, sanki belli bir yaşın üstünde insanlar buharlaşıyor.

Napıyoruz bu durumda? :) Kişisel planınız ne 50 yaş sonrası için?
0
dreamnesiac
(04.11.21)
ben hep 2 senelik planlar yapıyorum. o yüzden 22 sene sonrasını düşünemiyorum. iş olarak değil de genel olarak 50 yılın üstünde yaşamasam da olur gibi düşünüyorum. zaten ölene dek çalışacağız hakikaten bi de yaşlanıp hastalanıp ölümü beklemek falan çok depresif. mask 50-55 yıl yaşasam bana yeter. ama tahminimce o sıralar yurt dışında bi stö'de falan olurum iş olarak.
0
erenderk
(04.11.21)
Ben bir gün kendi işimi kurmak istiyorum. Öyle olursa işle uğraşırım yine. 50 üstü bence artık yönetici seviyesi. Emeklilik sonrası için üniversite okumayı heyecan verici buluyorum. X dili ve edebiyatı gibi bir bölüm okuyabilirim. Emekli olup çalışanlar da var. Ben gittiği yere kadar çalışırdım. Çalışınca yaşlanmanın etkileri azalıyor bence.
0
dissendium
(04.11.21)
(8)

renkli lens tavsiyesi - kullanan var mı?

kibritsuyu
arkadaşlar normalde şeffaf lens kullanıyorum. yine şeffaf lens kullanacağım da, şimdi elimdeki lensler bitti. yenilerini sipariş ederken ana sayfada renkli lens gördüm. dedim alsam bi tane de şundan, arada takar şekil yaparım.gözüm koyu kahverengi. bu göze doğal duracak hangi markanın ne renk lensin
arkadaşlar normalde şeffaf lens kullanıyorum. yine şeffaf lens kullanacağım da, şimdi elimdeki lensler bitti. yenilerini sipariş ederken ana sayfada renkli lens gördüm. dedim alsam bi tane de şundan, arada takar şekil yaparım.

gözüm koyu kahverengi. bu göze doğal duracak hangi markanın ne renk lensini alayım? fark yaratsın ama öcü gibi de olmasın.
0
kibritsuyu
(04.11.21)
En son baktigimda numarali renkli lens yoktu sanki, bu dedigim 4-5 yil oncesi. Su anda var miymis?

Ocu gibi durmayanini gormedim sanirim bunlarin ya :( genelde dogal renk pek olmuyor sanki. Bol sans
0
fakyoras
(04.11.21)
air optix colors gray. dibinize girmedikleri sürece lens olduğu pek anlaşılmıyor.
0
erenderk
(04.11.21)
doğal duran renkli bi lens görmedim hiç. Black Sclera var benim favorim :)
0
do you remember me
(04.11.21)
@fakyoras: var var yıllardır var. 2002 yılında çalıştığım işyerindeki oda arkadaşım kadın takardı (gözleri bozuktu, numaralıydı). ama çok kötü dururdu, çok belli olurdu. var yani numaralısı da.

artık teknolojisi gelişmiştir, belli olmayanını yapmışlardır diye düşünüyorum.
0
🌸kibritsuyu
(04.11.21)
Ben de şeffaf kullanıyordum arkadaşım doğum günümde hediye renkli lens aldı (abisi göz hekimi ona yazdırmış reçeteyi) markas freshcolors ilk defa duydum ve kullanıyorum. Bendeki rengi olive gemstone ve yeni tanıştığım kimse fark etmiyor. Hatta annemin arkadaşlarından birisi gözleri çok güzel maşallah kime çekmiş deyince annem "babaannesinin de zümrüt yeşili gözleri" dedi sdgjksdfjg
Neyse 2 aydır neredeyse her gün takıyorum rahatlar da.
0
eatpraylaw
(04.11.21)
Yeşil seviyorsanız, Anesthesia Fonesta önerebilirim. Doğal duruyor.
0
old possum
(04.11.21)
Rainbow giallo bayağı doğal. Tanita tikaram yellow var mı piyasada bilmiyorum o da yine doğal lenslerden.
0
curukturpkokusu
(04.11.21)
Ben bi donem kullanmistim. Sophistic di markasi. Elde boyaniyormus o lensler. Yillik renkli lens olarak geciyor. Yesil kullanmistim herkes cok begeniyordu lens oldugu hic anlasilmiyor diyorlardi.
0
dedim ben sana
(05.11.21)
(15)

Kişilerden borç alınca rahat edebiliyor musunuz?

gmzo
4 ay önce araba almak için bir miktar (70k) kredi çekmeye karar verdik. Hesap kitap yaptık, 2 senede rahat rahat ödeyebiliriz, hiçbir şeyden de geri kalmayız dedik. Keşke kimseyle konuşmadan gidip çekseydik, aileler bir miktar biz yardımcı olalım, faiz ödememiş olursunuz, kendinizi sıkmadan istediği
4 ay önce araba almak için bir miktar (70k) kredi çekmeye karar verdik. Hesap kitap yaptık, 2 senede rahat rahat ödeyebiliriz, hiçbir şeyden de geri kalmayız dedik. Keşke kimseyle konuşmadan gidip çekseydik, aileler bir miktar biz yardımcı olalım, faiz ödememiş olursunuz, kendinizi sıkmadan istediğiniz zaman ödeyin diyerek üstteki rakamın yarısını verdiler (tamamını da verirlerdi de, pandemi vurdu işleri).

Yalnız bankaya iki senede yavaş yavaş ödeyecektik borcu, şimdi benim içim katiyen rahat etmiyor ve üst baş almadan, ek harcama yapmadan maksimum tasarrufla ailelere borcu bir an önce kapatasım var. Gidip keyfine 250 tl'lik bir şey alsam bile kötü hissediyorum. Neyse ki birkaç aya kapatmış oluruz gibi görünüyor. Yani uzun vadede yardımları dokunmuş oldu elbette ama kısa vadede hem kendimi, hem de eşimi çok sıkmış oldum.

Siz nasılsınız böyle durumlarda? Borcunuz varken rahat rahat gezer misiniz, lüks harcama yapar mısınız?

Galiba bundan sonra banka dışında kimseye borçlanmayacağım.
0
gmzo
(04.11.21)
Ben de rahat etmezdim. Önümüzdeki yıl maaşlar zamlandıktan sonra bi kredi daha çekip ailelere borcunuzu kapatıp, yine yavaş yavaş ödersiniz.
0
himmet dayi
(04.11.21)
ben de sizin gibiyim. ailelerden bile olsa para isteyemiyorum. verecekse karşılıksız versinler. yoksa her türlü kredi çekerim/çekerdim. benim kendi ailem de öyle kimseden borç para almadılar kredi çektiler kapattılar.
0
Hallegadola
(04.11.21)
fikri bile çok kötü geliyor, o yüzden hiç borcum olmadı bugüne dek. umarım bundan sonra da olmayacak.
0
erenderk
(04.11.21)
Durum sebeplere göre çok değişir. Sizin durumunuzda ben olsam diye konuşacak olursam, kendi adıma borcu almadan önce biz planımızı iki sene boyunca şu kadar miktarı bankaya ödeyecek şekilde yaptık, yardımcı olmak isterseniz seve seve kabul ederiz ama ödemeyi hızlandırmak da huzurumuzu kötü etkileyecektir diye açıklar, "bir an evvel bir geri dönüş olmayacağını" açıkça söylerdim. Eğer aile bu söz üzerine teklifini geri çekemeyecek tarzda bir yapıya sahipse geri çekilme hakkı vermek için tekliflerini kibarca reddederdim.

Bütün tasamı açıkça ortaya koyduktan sonra hala yardımcı olmak istiyorsalar ya da reddettiğim halde ikinci kere teklif ederlerse o zaman dert etmeden alırım. Beni rahatsız eden şey "adettendir" diye kendilerine de külfet olacak bir şeyin altına girdiklerini hissetmem olur kısaca. Yoksa ailelerinizin yardım tekliflerini geri çevirmeyin bence, böyle durumlarda anne babalar sırf yardım ettikleri için mutlu oluyorlar.
0
akhenaten
(04.11.21)
Kisilerden borc almam, bankaya giderim faizimi veririm kendi yagimda kavrulurum. Elime para gecerse oderim, gecmezse sallarim. Ritmi ben ayarlarim.

Sagdan soldan borc almak insanin toplum icindeki guvenirligini zedeliyor kesinlikle, zamaninda odesen bile.
0
cooperr
(04.11.21)
aile ise sıkıntı yok,

sen kendi çouğuna yardım etmez miydin?

kafanda bir ödeme planı çıkar ona göre öde.

rahat ol. böyle şeyleri kafana takarsan hiç bir şeyin tadı çıkmaz.

sana destek olan bir ailen olduğu için mutlu ol.
0
duyurukullanıcısı
(04.11.21)
Ben de biraz daha rahat düşünmeni tavsiye edeceğim. Arkadaş, akraba olsa bi derece ama o kişiler senin ailen. Aynı durumda onlar da olabilirdi, krediye faiz ödemesinler diye sen de destek olabilirdin. Bu çok normal bişi. Karşı taraftan bununla ilgili olumsuz bir tepki, laf sokma olmadığı sürece elin rahatladığında yavaş yavaş ödersin. Ailenden bu desteği alabildiğin için gerçekten şanslısın.
0
ırene adler
(04.11.21)
başkasından borç almaktan nefret ederim. gider paşa paşa bankadan borcumu alırım, 70 bin dediğine yazacağı faiz 5-6 bin olacak max zaten. özellikle ailedeki para muhabbetlerinden nefret ediyorum, yaptığım her hareket "bak borcu var ama geziyor tozuyor" diye insanların gözüne batar çünkü. ayrıca faiz ödemediğin sürece borç aldığın paranın aynısını ödemiş olmuyorsun, yani ailenden 70 bin alıp 1 sene sonra 70 bin tl olarak geri ödersen aslında 50 bin tl ödemiş gibi oluyorsun enflasyondan ötürü, ailemi bu duruma düşürmek zarar ettirmek de hoşuma gitmez.
0
roket adam
(04.11.21)
benzer durumdayım, yaz ayında araba alırken annemden borç aldık. sağolsun her zaman kendinizi sıkıştırmayın ne zaman eliniz bollaşırsa o zaman ödersiniz diyor ama içimiz rahat etmiyor. aylardır resmen yemiyoruz, içmiyoruz elde avuçta ne artarsa kenara atıyoruz niyetimiz yılbaşından önce bitirmek. bankaya borç bu kadar bunaltmıyor insanı, yakınlardan borç almak daha sıkıntı bana göre, manevi yükü daha fazla. borç yiğidin kamçısı diye boşa söylememişler. evladım istesin canımı veririm para ne ki diyorum, ama annemin de o parayı kolay kazanmadığını bildiğim için tek derdimiz bir an önce geri ödemek.
0
kakamelsokoban
(04.11.21)
Bir an duyuruyu ben mi yazdım acaba dedim :) aynı şekilde bir hafta önce, araç almak için 70 bin eksiğimizin 45 binini ailelerden aldık. Biz istemedik, faiz ödemeyin boşuna diyerek ısrar ettiler. Birebir aynı şeyi düşünüyorum, kredi çeksem aylık ödeyebileceğim tutarı belirler ona göre kendimi ayarlardım ama şimdi borçlu olduğumu biliyorum ve standart bir taksitim yok. Elimize geçen maksimum tutarı ödeyip borcumuzu kapatmak istiyoruz. Araba aldık ama ben çok gezip, keyfi harcamaktan kaçınıyorum, kesinlikle aileler böyle bir şey düşünmez bu arada. Bizden çok istediler araba almamızı, şöyle şöyle öderiz dediğimizde cümlelerimizi tamamlattırmadılar bile istediğiniz zaman ödeyin diye. Ama benim de içim rahat etmiyor. Her şeyden kısmaya çalışıyorum. Dediğin gibi 2 sene yerine belki 6 ayda kapatacağız borcumuzu ve belki 10 bin lira faiz ödemekten kurtulduk ama biraz huzursuz oluyor insan. Birebir aynı durumdayız yani, yalnız değilsin :)
0
hrvl
(04.11.21)
açıkçası araba vs almak için ailelerimizden yardım istemiyoruz ama alsam da bırak rahatsız olmayı, geri bile ödemezdim herhalde:D
0
co2s2
(04.11.21)
Aile arkadaş fark etmeksiniz geriliyorum.

Lüks harcamayı bırak kendimi iyice sınırlarım, gezmeyi de tozmayı da unuturum gibime geliyor.

Bir keresinde çok yakın arkadaşımdan bir maaş kadar borç almıştım. Çocuğun en az 10-15 katı bankada parası vardı, ihtiyacı yoktu yani o paraya. Neyse o ara işten çıktım, birkaç parça ödemiştim ama askerlik girdi araya falan derken sürekli borcumu düşündüm durdum. Ailemin de durumu iyi değildi onlara da kapatın ben size öderim diyemedim. Sonrasında işe girer girmez ilk iki maaşımla kapattım borcumu.

Araba alırken de açıkçası bankaya borçlanmak daha mantıklı geliyor bana da. 5-10 bin faiz öder ailem de olsa kimseye sıkıntı vermem, kendimi sıkıntıya sokmam.

Şu an bir yıllık daha kredim var mesela ama iki şişe şarap alıyorum kendime. Anama babama borcum olsa almazdım :D
0
chicha_v2
(04.11.21)
iyi kafa hocam. öde kurtul kafandan çıksın. yani borçlu olmak iyi bir his değil ama devir böyle. bankalarla uğraşacağına aileden al ver daha makul. sıkın kendinizi birkaç ay kafanızı boşaltın değer.
0
fatihkkk
(04.11.21)
aileler dedigin esinle senin anne-babaniz diye anladim.
kimi anne-baba al der, sonra problem eder. benimkiler mesela hic almadim ama alsam geri bile odetmezler cok eminim.
yani bunu netlestirmek lazim, sen kendini bilirsin de esinin annesi-babasi nasildir durustce soylemeli.

anca size para verip zora duserlerse vicdan yapilir. yoksa kafaya takacak konu degil bence. oyle bi durumda da mecbur kredi cekip borcu kapatirsiniz.
0
Kittie
(04.11.21)
cok rahatsiz edici bir durum olsa gerek. hic borcum olmadi su ana kadar.

Bence kilit cumle su: ust bas almadan, ek harcama yapmadan maksimum tasarffula... yani oncesinde ek harcamalar yapip surekli ust bas mi aliyordunuz? bu kadar borca girip de ek harcama yapilmamali zaten. tatiller iptal, gereksiz alisveris (giyim, elektronik yenileme, eglence aktivitelerinin pek cogu vs) iptal.
0
Sour
(04.11.21)
(17)

Lenslerinizi ovalıyor musunuz? Ovalamalı mıyız?

kibritsuyu
Lens solüsyonlarından sadece opti free'nin üstünde "no rub - ovalama gerektirmez" yazıyor. Diğer hiçbir solüsyonda böyle bir ibare yok.Lens ovalamak diye bir şey çok eskilerde kaldığı için yazma gereği mi duymuyorlar, yoksa opti free dışındaki solüsyonları kullanıyorsak lensleri ovalamamız mı gereki
Lens solüsyonlarından sadece opti free'nin üstünde "no rub - ovalama gerektirmez" yazıyor. Diğer hiçbir solüsyonda böyle bir ibare yok.

Lens ovalamak diye bir şey çok eskilerde kaldığı için yazma gereği mi duymuyorlar, yoksa opti free dışındaki solüsyonları kullanıyorsak lensleri ovalamamız mı gerekiyor?

Ovalamak gerekiyorsa; gözden çıkarınca kutuya koymadan mı, takmadan önce kutudan alınca mı ovalamak lazım?
0
kibritsuyu
(04.11.21)
no rub yazısını görünce ben de aynı şeyi düşünmüştüm ama 36 yaşındayım, orta 2'den beri lens kullanıyorum.
hayatımda hiç lens ovalamadım.
0
blatta hiberna
(04.11.21)
Yeni lens solüsyonları buna gerek olmayacak şekilde üretiliyor.
0
filipis
(04.11.21)
yıllardır lens kullanıyorum ki renklisi, şeffafı alayını kullandım hepsi numaralıydı. en son geçen ay acuvue oasys transition mı ne ışığı kıran bir lensi var onu alayım dedim artık kış geliyor güneş çıksa da çok parlak değil, güneş gözlüğü kullanımına gerek kalmasın. verdiğim en yanlış karardı. nasıl oluyorsa gözüme kaçan toz, kirpik, makyaj kalıntısı ne varsa gözle lens arasına giriyor ve yapışıyor resmen lense. ışıkta da rengi koyulaştığı için sürekli gölgeli, en iyi ihtimalle blurlu görüyordum her yeri. ovalamadan da çıkmıyor öyle bir yapışmak. kutudaki 2 lensi ovalayayım derken yırtarak yalan ettim. sonra aldığım sitede yorum yaptım, neyse ki memnuniyet garantiliymiş kalanları gözümdekiler dahil istediler gönderdim. eski kullandığım normal lenslerden gönderecekler yerine. hayatımda ovalama gerektiren lensle ilk kez karşılaştım.
0
kakamelsokoban
(04.11.21)
Ben ovaliyorum açıkçası. Kutudan alıp ekstra solüsyon dökmeden doğrudan mi takıyorsunuz?
0
Notts
(04.11.21)
6 senedir lens kullaniyorum, lensi cikartirken ya da takarken ovaladigimi hic hatirlamam ama arada toz yapismis oluyor nasil oluyorsa o zaman bi solusyon dokup ovalamak gerekiyor. Bu dedigim senede 2-3 kez oluyor belki
0
matilda
(04.11.21)
toz görmediğim sürece lensin gözüme yapışan yerine elimi sürmüyorum. ellerimi sabunla yıkamadan zaten asla lens takmıyorum.
0
Hallegadola
(04.11.21)
15 yıldır kullanıyorum, bir kez lens ovalamışlığım yok.
0
erenderk
(04.11.21)
Ben kutudan cikardigimda biraz solusyon dokup ovaliyorum ama bu soruyu gorene kadar bu durumu hic sorgulamadigimi farkettim, 15 yil once ilk lensimi aldigimda, goz hastanesindeki hemsire nasil kullanacağımi anlatmisti, hala ayni stille kullanmaktayim, ilk zamanlarda lensi gözüme oturtmakta zorlaniyordum, bir sabah ise gitmeden yarim saat ugrastigimi hatirliyorum, neyse ki o konuda asama kaydetmisim:)
0
(04.11.21)
hiç ovalamadım şimdiye kadar.
0
roket adam
(04.11.21)
hiç ovalamadım. hem nasıl ovalanıyor ki, ovalamaya çalışınca parmağına yapışıyor:)
0
nothing in my way
(04.11.21)
Ilk kullanmaya basladigimda doktor solusyon ile avuc icimde 30 saniye ovalayip sonrasinda kutusuna koymam gerektigini soylemisti. 30 saniye olmasa da hep ovalayip koyuyorum.
0
pike
(04.11.21)
10 yıldır lens kullanıyorum 1 kere ovalamadım.
0
sizofren06
(04.11.21)
Ben hep ovalarım.
0
old possum
(04.11.21)
boşuna mı uğraşmışız bunca sene :) 12 senedir lens kullanıyorum. çıkardıktan sonra ovalamam ama sabah kutudan çıkardıktan sonra lenslerin her iki yüzünü de biraz solüsyon döküp ovalar öyle takarım.
0
bluedad
(04.11.21)
vay be ovalamadan oluyor muymuş o :') öğrenecek şeyler bitmiyor bu hayatta gerçekten.

ben lensi gözüme takmadan önce avucuma koyar biraz da lens solüsyonu döküp orta parmağımla ovalarım. akşamsa direkt çıkarıp kutuya koyuyorum.
0
olutaklidi
(04.11.21)
duyuruyu ikiye böldüm asdasfklja.

daha da ilgincini söyleyeyim mi size? üzerinde "no rub - ovalama gerektirmez" yazmayan solüsyonlardan birinin (hangisi olduğunu hatırlamıyorum) kutusundan çıkan prospektüs gibi kullanma talimatında nasıl kullanılması gerektiği yazıyor. orada da "avucunuza koyun, dairesel değil, ileri geri, sağ sol hareketlerle ovalayın" diye solüsyonu nasıl kullanmamız gerektiğini belirtiyor.

ben de 15 yıldan fazla zamandır lens kullanıyordum. uzun süre ovalamadan kullandım. ama kutudan çıkan prospektüs gibi şeyi okuduğumdan beri ben de çıkarınca değil ama takmadan önce ovalıyorum.

ama dedim 15 yıl önce ovalamazdım, solüsyonda "no rub" yazardı, teknoloji gelişeceğine geri mi gidiyor, niye ovalıyorum? yoksa teknoloji o kadar gelişti ki lens ovalamak diye bir şey tarihe karıştığı için "no rub" yazma gereği mi duymuyorlar artık.

hadi buyur şimdi iyice karıştı :)
0
🌸kibritsuyu
(04.11.21)
drive.google.com

yeni aldığım lens solüsyonunun kullanma talimatı. üstelik de kendisi, eskiden üzerinde "no rub" yazan opti-free express. üzerinde de "no rub" yazmıyor.
0
🌸kibritsuyu
(11.11.21)
(5)

açıklamasında böyle bir şey yazan ev alınır mı?

erenderk
"sitedeki binaların yarısı kooperatif diğer yarısı toprak sahibine aittir. 14 bina 300 küsür dairenin tapusu henüz yapı kayıt işlemleri sebebiyle çıkmamıştır. Konu ile alakalı dava devam etmektedir. Evin 2005 yılından beri mülk sahibiyiz. Dairenin mülkiyet hakkını belirten sözleşmeye sahibiz. Evin s
"sitedeki binaların yarısı kooperatif diğer yarısı toprak sahibine aittir. 14 bina 300 küsür dairenin tapusu henüz yapı kayıt işlemleri sebebiyle çıkmamıştır. Konu ile alakalı dava devam etmektedir. Evin 2005 yılından beri mülk sahibiyiz. Dairenin mülkiyet hakkını belirten sözleşmeye sahibiz. Evin satışını yaparken Gayrimenkul Satış Protokolü Sözleşmesi yapılarak toprak sahibi, biz ve alıcı arasında yapılarak devir gerçekleştirilecektir."

buradaki somut riskler nelerdir?

not: diğer her şey ideal gibi düşünün.
0
erenderk
(03.11.21)
Böyle bir durumda diğer hiçbir şeyin önemi yok ki ideal olsun.

En az 16 senedir çıkamamış bir tapu var ortada. Sence bu yeterli bir risk değil mi? Yakınından bile geçmem.
0
mg3929
(03.11.21)
ben de almam da evin tapusuz olması orada ev sahibi gibi yaşanmasına belli ki engel olmamış, olamıyor. tek sorun evi satamamaları gibi görünüyor şu an. her an kapının önüne konulacak gibi yaşamadıklarını düşündürüyor bana 16 yıldır aynı yerde yaşamaları. yoksa öyle değil mi?
0
🌸erenderk
(03.11.21)
evin içinde yaşarsın tabii biri gelip çık kardeşim diyene kadar yaşanabilir. elinde tapun olmadığı sürece hak iddia edemezsin. 16 senelik serüvenin sonunda birileri gelip çökerse sokakta kalırsın.
0
roket adam
(03.11.21)
kooperatifin bir sürü borcu doğabilir ileride. tapu sahibi tapuları devretmeyebilir. asla ve asla bu ev alınmamalı.
0
photo85
(03.11.21)
Yapı kayit islemleri sebebiyle tapu çıkmamıştır. Yargitay 14.hukuk dairesinin kararina göre yapı kayıt binayı yasal hale getirmez, bazi sartlara haiz olması gerekmektedir.

Haliyle yapi kayit tapu garantisi vermez. Çok çok uygun ise alırım yoksa başima bela almam.

Tapu ve belediye işlerine hakim uzman birinden durumunu teyit edin.
0
zanutsas
(03.11.21)
(11)

2021'de okudugunuz en iyi kitap?

111111
merhaba, yeni kitap arayisina girdigim su gunlerde, sizin bu yil neler okudugunuzu merak ettim. bu yil okudugunuz ve en begendiginiz kitap hangisiydi? ayni sekilde "hic begenmedim" dediginiz bir kitap varsa onlari da yazabilirsiniz, onlari da bilelim.tesekkurler.edit: bu yil cikmis kitaplari kastet
merhaba,

yeni kitap arayisina girdigim su gunlerde, sizin bu yil neler okudugunuzu merak ettim.

bu yil okudugunuz ve en begendiginiz kitap hangisiydi?
ayni sekilde "hic begenmedim" dediginiz bir kitap varsa onlari da yazabilirsiniz, onlari da bilelim.

tesekkurler.

edit: bu yil cikmis kitaplari kastetmiyorum :)
0
111111
(03.11.21)
sonsuzluğun sonu-isaac Asimov
0
erenderk
(03.11.21)
Bu yıl çıkmış kitapları kastetmiyorsan Puslu Kıtalar Atlası'nı okudum en son. Beğendim.
0
himmet dayi
(03.11.21)
en kötüsünü de yazayım: sally rooney-normal people ve conversations with friends. akıcı bi dili ve rahat anlaşılır bi ingilizcesi olduğu için İngilizce kitap okumak isteyip korkanlara öneririm ama konu/yaratıcılık vs tırt.
0
erenderk
(03.11.21)
Ellen Wood - Kapitalizmin Kökeni
0
prole
(03.11.21)
The Gift of Fear (non-fiction)
Klara and The Sun (fiction)
0
ganbatte
(03.11.21)
Amin Maalouf-Ölümcül Kimlikler
0
bahçedekisandal
(03.11.21)
plutongezegendegilmi
(03.11.21)
Victor Hugo seven biri olarak sonunda Türkçe'ye çevrilen Gülen Adam diyeceğim ama umarım diğer baskılar öncesi hatalar düzeltilir, yoksa okuyor musunuz redaktörlük mü yapıyorsunuz belli olmuyor.
0
bartholomew87
(04.11.21)
extremely loud&incredibly close - jonathan safran foer, en son okudugum bu. mümkünse ingilizcesinden oku.
0
spivak
(04.11.21)
hikmet hükümenoğlu okudum ben bu yıl. piyasada bulabildiğim tüm kitaplarını okudum.
çok beğendim. yerli romanda yeni favorilerimden, tavsiye ederim.
atmaca, körburun ve 04.00 kitaplarını öncelikle okumanı tavsiye ederim.
0
ananotherlife
(04.11.21)
(14)

hangi marka damacanaya ne kadar ödüyorsunuz?

theseachange
ankara içi özellikle. az önce erikli 19 litre damacanaya 19 lira verdim de -.-
ankara içi özellikle. az önce erikli 19 litre damacanaya 19 lira verdim de -.-
0
theseachange
(03.11.21)
getir'deki kuzeyden damacana 17.5tl
istanbul
0
mg3929
(03.11.21)
İstanbul - Buzdağı 16 tl

Her ay zam yiyor maşallah. Yazın 12 tl'ydi.
0
chicha_v2
(03.11.21)
erikli alıyorduk 20 olunca bıraktık. trendyol'dan hayat su 16 lira sanırım
0
roket adam
(03.11.21)
2 farklı damacana var değişimli kullanıyorum,
hamidiye 14.5tl
saka 19.5 tl (geçen hafta 17.5'tu yeni arttı galiba)
0
nhk ni youkosu
(03.11.21)
farklı bir öneri ile geleceğim.
damacana kullanmıyoruz artık. abant'ın 1.5 litrelik 6'li paketlerini alıyoruz.
7.5 TL.
kullanımı çok çok daha rahat.
0
teritori
(03.11.21)
madran 14
0
denizmaniaherif
(03.11.21)
uludag 18
saka 20 galiba
ist
0
cooperr
(03.11.21)
İzmir
19 litre Erikli
16,5 TL
0
la lykia
(03.11.21)
estanbol. az önce erikli 19 lt için 19.5 tl ödedim (17.5 tl idi geçen ay). başka bi marka ile değiştiricem, araştırmalara başlıyorum.
0
erenderk
(03.11.21)
istanbul 19 litre hayat su 18.5 tl. yazin 15ti. degistiricem de arastirmaya useniyorum.
0
in vino veritas
(03.11.21)
Hayat Su 16,50 - İstanbul

Daha önce buzdağı alıyordum 14 ten 16ya çıktı. Damacanalar çok kirli geliyordu bıraktım. Ücretsiz değişim yapan fuska yı denedim ama beğenmedim.

Tadını en beğendiğim su Assu. Sonra Buzdağı, sonra Hayat. Kuzeyden suyu da merak ediyorum deneyeceğim bakalım.
0
buzbebek
(03.11.21)
Munzur 30 tl
0
nefertarii
(03.11.21)
h2on

2 damacana 40 lei, yaklaşık 80 tl yapar.

6 ay önce 38 lei'ye mi 34 lei'ye mi ne alıyordum.
0
rain when i die
(03.11.21)
aydın pınar 11 tl.
0
mikahakkinen
(03.11.21)
(18)

Marketten eve sipariş verilince bahşiş veriyor musunuz?

freebird5406_2
Migros, carrefour, şok, file vs farketmez marketten toplu online alışveriş yaptığınızda eve ulaştıran görevliye bahşiş veriyor musunuz ?Sorum ben paket servise de bahşiş vermiyorum diyenler için değil de bahşiş olayını zaman zaman kullananlar için :)
Migros, carrefour, şok, file vs farketmez marketten toplu online alışveriş yaptığınızda eve ulaştıran görevliye bahşiş veriyor musunuz ?

Sorum ben paket servise de bahşiş vermiyorum diyenler için değil de bahşiş olayını zaman zaman kullananlar için :)
0
freebird5406_2
(03.11.21)
vermiyorum. yemek dışında market siparişine, su siparişine gelenlere bahşiş vermeye düşünce olarak pek yakın değilim. sürekli ve zaruri diye heralde.
0
erenderk
(03.11.21)
Kuryelere bahsis neredeyse hic vermem. Garsonlara da. Kirk yilda bir bahsis veren biri olarak vermiyorim diyebilirim cunku tek kullandigim migros hemen ve hep ufak miktar siparis veriyorum ve mesafe evime yuruyerek 5 dk(ayni cadde ustunde)

O yuzden vermiyorum :)
0
floydian
(03.11.21)
Hayatta hiç bahşiş vermedim sanırım.
0
mg3929
(03.11.21)
Baya büyük market alışverişi diyorsun sanırım, onu bilemedim şimdiye kadar vermedim fakat tam tersi gece veya yağmurlu havada falan acil lazım olan bir iki şeyi getir/banabi vb ile istediysem o zaman veriyorum.
0
nhk ni youkosu
(03.11.21)
Kargoculara dahi arada veriyorum, özellikle sonuçta aynı kargocu getiriyor evime genelde, bu da şu anda hep kapıma kadar getirmesini, evde olmadığımda hep arayıp nereye bırakayım diye sormasını sağlıyor gibi. Hep vermiyorum ama arada dediğim gibi.
0
atom karincanin torunu
(03.11.21)
Düşük maaşlı işlerde çalışan herkese bahşiş vermeye çalışırım. Kuryeye, pompacıya, çıraklara vs.
0
John Bloor
(03.11.21)
eski evimiz 5.kattaydı, asansör yoktu ve sokağa araba girmediği için aracı sokağın başına bırakıp apartmana biraz yürümeleri gerekiyordu, orada 3-5 lira veriyorduk. şimdi taşındık, araç sitenin içerisine kapıya kadar gelebiliyor, asansör var, o yüzden vermiyorum açıkçası. %40 gerçek enflasyon olan yerde %10 zam alıyoruz devlet memurları olarak, düşük maaşlıları düşünecek halimiz de kalmadı pek. olsa da paylaşsak keşke.
0
gmzo
(03.11.21)
Bahşiş konusunda tavrım nettir. "Maaş aldığı iş dışında ve ekstra bir ilgi alaka" olursa bahşiş veririm.

Gerçekten hızlı gelen bir sipariş, ekstra bir güler yüz, ağır bir siparişin içeri taşınmasında yardım gibi durumlarda veririm.
0
infernalcadre
(03.11.21)
Bahşiş veriyorum. Epey ağır taşıyorlar sağolsunlar.
0
fotrsapka
(03.11.21)
ben vermiyorum cimriyim biraz. ama eğer imkanınız varsa verilmeli bence.
0
sizofren06
(03.11.21)
Güleryüz gördüğüm yemek, su, market alışverişi getiren olsun benzin pompacısı olsun garson olsun hepsine imkanımca bahşiş veririm.
0
cilekli pasta
(03.11.21)
Vermiyorum verdikce bahsis sacmaligi normallesip artmaya basladi.

12 saat kargo bedava kovalayip 5 liraya urun aliyorsun sonra kargocu bahsis bekliyor. Ulan urun zaten senin bahsisin kadar.
Adam ciddi ciddi gelip bahsis istedi agziyla.

Su zaten asiri zamlandi ustune sucuya bahsis veriyorsun. 15 liralik su 17 lira oluyor.

Artik pompaci bile cam silip bahsis bekliyor.
Banka subesinde gise memuruna falan da verelim tam olsun.
0
divit
(03.11.21)
Ben şu an aklıma geldikçe bahşiş verdiğimi fark ettim. Birkaç haftadır hiçbir siparişimde bahşiş vermedim sanırım çünkü temassız teslimat isteyince aklıma bile gelmemiş. Aklıma geldikçe ve özellikle ağır bir şeyler istedikçe veririm bundan sonra da.
0
ms brownstone
(03.11.21)
Tabi ki, kargocular da dahil hiç kimseyi bahşişsiz çevirmem.
0
tcyx
(03.11.21)
restoranda barda vs bahsis veririm de kuryeye genelde bahsis vermiyorum.

kapiya birak git isaretlediklerim bile bazen birakmiyor sirf bahsis almak icin guler yuz vs yapiyor ama benim istedigim kapiya birakip gitmendi...
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(03.11.21)
yemek siparişlerinde falan nakit ödüyorsam bahşiş veririm.
getir'de, yemeksepeti'nde online bahşiş meselesi çıktığından beri oradan da veriyorum bazen.
ama market alışverişlerinde hiç vermedim.
genelde zaten torbaları apar topar bırakıp koşarak gidiyorlar.
hiç öyle bahşiş bekleme "boşluğu" olmadı, olmuyor.
0
blatta hiberna
(03.11.21)
herkese bahşiş veririm. hayatta es geçmem.

market, yemek getiren, çiçekçi, kargocu, garson, hatta internet teknik servisi.

bende önceden vermiyordum. patronum alıştırdı beni. sadece şunu söyleyeyim. para her kapıyı açar. olmaz, imkansız, zor şeyler ortadan kalkar. herkese tavsiye ederim.
0
delidir yakalayin
(03.11.21)
temel prensibim: hesabımda nakit varsa bahşiş var; param yoksa karttan borç ederek aldıysam bahşiş yok
0
photo85
(03.11.21)
(18)

Evlilğe az kala evlenmek istememek

kisakaslicocuk
başta çok istiyordum şimdi içimden gelmiyor. aileler tanıştıktan sonra bunalmaya başladım. bir de görgüsüz davrandılar. bizimkiler de didiklediler. bir ömür birisile geçirme fikri gözümde büyüyor. istemiyorum dersem kız mahfolur hayatı kayar.
başta çok istiyordum şimdi içimden gelmiyor. aileler tanıştıktan sonra bunalmaya başladım. bir de görgüsüz davrandılar. bizimkiler de didiklediler. bir ömür birisile geçirme fikri gözümde büyüyor. istemiyorum dersem kız mahfolur hayatı kayar.
0
kisakaslicocuk
(02.11.21)
Bu durum erkekler için çok sık yaşanıyor. Ben arkadaş çevremde benzer durumları çok duyuyorum, çok muhabbeti geçiyor. Evlilik hazırlık sürecinde işler ciddileşip, aileler az biraz sürtüşüp, nişanlı çiftin arası bu süreçte hep böyle oluyor. Erkek tarafı sanki kendisi evlenmeyecekmiş gibi birde hiçbir işe karışmıyor.

En mantıklısı sevgilinizle tüm bu işlerden uzak bir iki gün geçirmek. Tüm bu koşturmacılardan kurtulup, dinlenirseniz iyi gelir. Kimse evlendikten sonra ne olacağını bilemiyor. Ama başlarda çok istediğinize, kızı düşündüğünüze göre onu çok seviyorsunuz.
0
GoodMorningTeacher
(02.11.21)
hevesinizin kırılması normal.

evlilik meseleleri ve aileler olmadan birlikte biraz yalnız zaman geçirin. +1
0
blatta hiberna
(02.11.21)
uzaklas +1

bir hafta bozcaada'ya kac dusun biraz..emin degilsen ve nisanli isen bir sure daha nisanlilik durumunu uzat.
0
cooperr
(02.11.21)
1) fiziksel olarak beğeniyor musun
2) konuşmaktan zevk alıyor musun
3) hayat görünüşünüz, huylarınız benzer mi
4) vicdan mı yapıyorsun
0
bir soru sorcam
(02.11.21)
"bir ömür birisile geçirme fikri gözümde büyüyor"

bu bile evlenmemek için geçerli bir sebep:)
0
nothing in my way
(02.11.21)
"istemiyorum dersem kız mahfolur hayatı kayar."
Böyle düşünerek devam edilirse ikiniz için de işkence olur o evlilik.
Erkeklerin kendilerini bu kadar önemseyip "ben olmazsam hayatı kayar" deyip hem kendini hem karşısındakini evliliğe mahkum etmesine deliriyorum gerçekten.
Kaymaz hayatı merak etmeyin üzülür belki ama atlatır korkmayın bu kadar. Kızın bir rahatsızlığı yoksa hayatına bir şekilde devam eder.

Sadece ailelerin devreye girmesinden kaynaklı bir durumsa bu evlenmeyi düşündüğün birinden böyle vazgeçmek de olmaz. Bunun ayrımını yapmanız gerekiyor.
Kolay gelsin.
0
mutekebbir
(02.11.21)
Evlenme
0
damladamla
(02.11.21)
belli ki zaten hiç sevmemişsiniz. seven insan sevdiğinden ayrılacağını düşününce sadece onun hayatı etkilenirmiş gibi konuşmaz. çocuk oyuncağı gibi evleneyim evlenmeyeyim de demez. evlenince sizin durumunuzdan etkilenip kızın üzülmeyeceğini düşünsem evlenin onunki kayacağına siz hayatınız kaysın derim de işte kıza yazık. ayrılın da kızın da mutlu olma şansı olsun.
0
erenderk
(02.11.21)
iyice düşünüp taşının derim. 4 gün tek başınıza sakin kalıp düşünün.ileride zira geri dönüşü çok daha zor.
0
drako
(02.11.21)
"istemiyorum dersem kız mahfolur hayatı kayar."

emin ol hayatı kaymaz. bir kaç ay sonra başkası ile evlenirse şaşırma.
0
dafuq
(02.11.21)
Evlenme tarihi yaklaştıkça erkeklerde sıkça görülen bir ruh hali seni de sarmış.

Çok da şey yapma.
0
Mirket
(02.11.21)
Daha once birlikte yasamak bence bir gecis sagliyor. Eger uygun olursa (ornegin kulturel, ekonomik vs.) bir sure birlikte yasayabilirsiniz.
0
elitist
(02.11.21)
Evlen ya nolcak sonra bir garsoniyer tutarsin bunaldin mi kacarsin
0
floydian
(02.11.21)
evleneceğin kişi ile uzun vadeli plan ve beklentiler konusunda anlaşabiliyorsan evlen. evlilik bir çeşit uzun vadeli iş sözleşmesi gibi bir şey çünkü. aile maile can sıkarsa bile dert etme derim. mühim olan karşı taraf ile asgari beklentilerde anlaşabilmek. değilse boş ver. ne kadar erken ayrılırsan o kadar iyi. senin hayatının kaymasındansa başkasının hayatı kaysın, boşver. kocaman bir ömrü geçimsiz eşe vermeye gerek yok.
0
my leave requests
(02.11.21)
tam tersi bu duygular ile evlenirseniz kızın hayatı ve bonus olarak izin hayatnız kayar nafaka vs. bence bir süre isteyin kendinizden ve nişanlınızdan. kendinizi dinleyin hala istemiyorsanız bunu açık yüreklilikle söyleyin. bakın evliliğin dinamikleri çok çok çok farklı ve ne yazık ki ailelerin etkisi bizim topraklarda fazlaca oluyor evliliğe. onun ailesi şimdiden irrite ettiyse size devamı gelecektir. ha malum kişi ile aranızda çok kuvvetli bir ten uyumu + arkadaşlık potansiyeli varsa ve ailelerin problemlerini çekirdek ailenize dahil etmeyeceğinize dair birbirinize söz veriyorsanız evlenin.
0
iwillsee
(02.11.21)
bu yazdığını karşındakine okut, konu kapansın.
0
lcha
(02.11.21)
kimsenin hayatı kaymaz öncelikle onu diyeyim.

evlilikten son anda kaçan da hep erkekler. kadınlar halbuki evliliğin tüm sorunlarını taşıyor. kadınların kaçması gerek normalde.

çok içli dışlı olmayın ailelerle. ben de aynı süreçten geçiyorum. ikiniz bir çift olun ve ailelere karşı bir olun. kulak tıkamayı öğrenin.

bir yere kaçın sevgilinizle baş başa.
0
Hallegadola
(02.11.21)
Hayatı kayma noktası muhtemelen mutaasıp ailelerde erkek tarafının bir şekilde allem kullem sözler verip kızla ilişkiye girmesi durumunda olur. Sadece ama sadece bu durum için "bir tarafına sahip çıkamayıp verdiğin sözler sebebiyle bir insanın hayatını karartmaya hakkın yok" diyeceğim. Diğer her türlü durumda insanlar yollarına devam ederler, hayatları filan da kaymaz.
Aileleri evlilik işlerinize mümkün olduğunca karıştırmayın.
0
SiyamkedisiZorro
(04.11.21)
(3)

Türkçe youtube sohbet programı

fatihkkk
Şöyle ortalığı toparlarken falan arkadan dinlemelik 1 saat civarı içerik arıyorum. ideal olarak sohbet, röportaj programı.aşağıdaki listeye alternatifler olabilir. spor - siyaset içeriği olabilir. sinema olmasın lütfen.aşağıdakileri biliyorum. dinledim, izledim.loş sohbet - caner özyurtluarmagan cag
Şöyle ortalığı toparlarken falan arkadan dinlemelik 1 saat civarı içerik arıyorum.
ideal olarak sohbet, röportaj programı.

aşağıdaki listeye alternatifler olabilir. spor - siyaset içeriği olabilir. sinema olmasın lütfen.

aşağıdakileri biliyorum. dinledim, izledim.


loş sohbet - caner özyurtlu
armagan caglayan'ın programları
mesut süre
emrah sefa gürkan'ın bazı içerikleri
ibrahim selim ile bu gece
mekanın sahibine geldik
eski aykırı sorular programları
aynen öyle - demarke sports
socrates dergi içerikleri
kukla kabare
fatil altaylı birebir
0
fatihkkk
(01.11.21)
yukarda yazdıklarınızı bilmiyorum, ama ben müebbet muhabbet diyorum. 1 saat sürmüyor ama uzun kısa bi sürü içerik var, otomatik oynatma ile art arda 1 saat izler/dinlersiniz. ben yerken içerken temizlik yaparken vs her türlü dinliyorum.
0
erenderk
(01.11.21)
Kaltın podcasti
0
teutonic-terror
(01.11.21)
Burda olan burada kalır
0
etna
(01.11.21)
(19)

Davet edilip para odemek (nezaket sorusu)

hahu
2 tiyatrocu arkadasim yolda annemi babami goruyor. Vaktiniz varsa kahve icelim vb.deniyor babam kahve ismarliyor. Bu sirada bunlar oyunlarina davet ediyorlar. Annemlerin yurtdisindan 2 misafiri vardi bari onlari goturelim diye tamam diyorlar 4 kisi.Oyun gunu kiz ariyor ayirttim yerinizi gisede diyor
2 tiyatrocu arkadasim yolda annemi babami goruyor. Vaktiniz varsa kahve icelim vb.deniyor babam kahve ismarliyor. Bu sirada bunlar oyunlarina davet ediyorlar. Annemlerin yurtdisindan 2 misafiri vardi bari onlari goturelim diye tamam diyorlar 4 kisi.
Oyun gunu kiz ariyor ayirttim yerinizi gisede diyor. Annem gittiginde 200kusur gibi bi odeme cikiyor. Annem de bana diyor ki ben para vercek olduktan sonra kendim de alirdim ya da kendi sectigim bi oyuna giderdim. Ben onlara nezaketen gittim diyor. Bu arada devlet tiyatrosunun oyunu. Ozel degil.
Onemli bi mevzu degil ama ben annemi hakli buluyorum. Sizce kim hakli? Bu arada laf arasi arkadasiniza durumu soyler miydiniz yuzeysel. Tesekkurler.

Cok yakin arkadaslarim degiller ama bizim yazliga 1-2 kere geldikleri icin taniyorlar annemleri. Teyze amca muhabbeti.
0
hahu
(01.11.21)
Davet eden odemeli sadece yer ayirtmakla olmaz.
0
kuzey li
(01.11.21)
İyi de bunların işi bu. Hizmetlerini pazarlıyorlar.
0
integrative
(01.11.21)
Davet edenler eşeklik etmiş
0
olaylar olaylar
(01.11.21)
Çok ayıp etmişler. Tabii ki annen haklı.
0
clones
(01.11.21)
Ben annenizi haklı buldum. Kahveyi de kitlemişler bu arada.
0
dissendium
(01.11.21)
samimiyetin boyutundan tahmin edilebilirdi. yazlıkta 1-2 kere gördükleri birinin biletlerini karşılamayacaklarını ben tahmin ederdim muhtemelen. bir de "buyurun misafirimiz olun" mu demişler? öyle dedilerse ayıp etmişler ama demedilerse çok da yadırganacak bir şey değil bence. arkadaşlara da söylemezdim "niye para ödettiniz" diye.
0
himmet dayi
(01.11.21)
Anne haklı, öyle davet mi olur.
0
kobuzchu kiz
(01.11.21)
adse +1 :)
0
dreamnesiac
(01.11.21)
Oyun gunu kiz ariyor "ayirttim yerinizi gisede" diyor = anneniz arşa kadar haklı.
0
erenderk
(01.11.21)
anneniz haklı olmakla birlikte bu hikayede bir şeyi merak ettim, bazı oyunlara yer bulmak çok zor oluyor, kapalı gişe mi oynuyormuş acaba? öyleyse oyuncu arkadaş iyilik yapmış olduğunu düşünüyor olabilir.
0
ronartest
(01.11.21)
Anne %100 haklı. Ben de çok sinirlenirdim. Çünkü tiyatro sevmem ve nezaketen gittiğim yerde para ödesem gıcık olurdum.
0
kaptan maydanoz
(01.11.21)
annen hakli.

Yalniz oyuna yer olmayabilir, devlet oyunlari hep full cekiyordu ben tiyatroya giderken.
Belki gisede bilet bulmasini iyilik yapiyoruz diye dusunmus olabilirler
0
divit
(01.11.21)
Bence oyunumuza gelin, seyredin türü bir davet etmedir o. Üstelik yer de ayırttıkları için hatta görevlerini yaptıklarını düşünüyor olabilirler. Tabi o anki konuşma üslubu, davetin şeklini bilemiyoruz belki anne haklıdır. (İçimde bir nasrettin hoca varmış)

Oyunlardaki tiyatrocular için kontenjan olabilir belki, bunu kullanmak istemişler fakat gişe ücret almışsa iş değişir. Bu kısmı tamamen fantastik olarak düşündüm, asıl cevap üst paragraf.
0
epitaf
(01.11.21)
Devlet tiyatrosunda yer bulmak çok zor olduğu için sanırım tiyatrocu arkadaşlarınızın kastı rezervasyon için inisiyatif almaları.
0
spartamed
(01.11.21)
Davet edilirken kullanılan cümle önemli. Bazen anneler/babalar böyle şeyleri kendi işlerine geldiği gibi hatırlayabiliyor.

Belki niyeti sadece bilet bulunamaması ihtimaline karşı yeri ayırtmaktır. Bunun anlaşılabileceği bir cümle mi kurdu. Hani "biletler tükeniyor ben size ayırtırım" gibi bir şeyse normal bir durum.
Özellikle "davet" adı altındaysa bilet parası alınmamalıydı.

-Annem bu konuda çok mırın kırın ederse bilet parasını verir bir daha arkadaşlarımla böyle bir muhabbete girmemesini söylerdim.
-Arkadaşıma bir şey demezdim.
0
mutekebbir
(02.11.21)
Bir yanlış anlaşılma olabilir gibi geldi. Yine de arkadaşlar haksız anne haklı. Acaba davet eden arkadaşların oyunlara misafir getirme, ücretsiz seyrettirme gibi hakkı var mı acaba bunu da bilmek lazım.
0
top_secret
(02.11.21)
Iletisim kazasi olmus gibi geliyor bana.
0
cleric
(02.11.21)
devlet tiyatrolarının biletleri o kadar pahalı değil ya, emin misiniz?
0
benaslinda
(02.11.21)
bir yanlış anlaşılma olmuş doğru ama annenlerin de kendi davet edildikleri yere bir de 2 kişi misafir götürmeleri zaten normal değil.

200TL'nin 4 kişi mi 2 kişi ücreti mi olduğuna da bakmakta fayda var.
0
prodeq
(05.11.21)
(6)

Küfürlü mizah komik seviyesiz böyle

bana kedicik derdi
Podcast olur başka olur var mı? Balgam atan, fako'yu bitiren Sönmez tarzı böyle. Canım sıkkın iken açıp kontrolsüz gülmek istiyorum. Hiçbir zeka kırıntısı barındırması gerekmiyor ama küfür 18+ hakaret dümdüz kuralsız olması şart.
Podcast olur başka olur var mı? Balgam atan, fako'yu bitiren Sönmez tarzı böyle. Canım sıkkın iken açıp kontrolsüz gülmek istiyorum. Hiçbir zeka kırıntısı barındırması gerekmiyor ama küfür 18+ hakaret dümdüz kuralsız olması şart.
0
bana kedicik derdi
(01.11.21)
Reddit kgbtr
0
olaylar olaylar
(01.11.21)
Güzelmiş ama yetmez goltuk altıma apış arama da mizah istiyorum
0
🌸bana kedicik derdi
(01.11.21)
deep turkish web
0
himmet dayi
(01.11.21)
bi ara 4 adam mı 3 adam mı tam hatırlayamadım ama kesinlikle en az 3 adam oturup konuşuyorlardı. saçma saçma goygoylar döndürüp gülüyorlardı. sürekli küfür ediyorlardı ve zekadan eser yoktu diye hatırlıyorum. galiba adı adam adama idi. bi deneyin.
0
erenderk
(01.11.21)
Deep Turkish web izleyecen tam aradığın şey. Neden guldugunu bilmiyon ama guluyon.
0
stavro
(01.11.21)
ne çektik be abi serisi vardı. yosi mizrahi ve bay j
0
d e j i n
(01.11.21)
(1)

Mailden engellenince ne oluyor? Mesajlar o kişiye gidiyor mu?

shakespearesmother
Sb
Sb
0
shakespearesmother
(28.10.21)
spama düşüyor.
0
erenderk
(28.10.21)
(5)

kendi isteğiyle işten çıkan işsizlik maaşı alamıyor mu?

kanasla intihar eden adam
pandemi dönemiyle başlayan kendi isteğiyle işten çıkanlar işsizlik maaşı alabiliyordu, ancak şu an için işinden istifa eden çalışan işşizlik maaşı alabiliyor mu bilgisi olan var mı?
pandemi dönemiyle başlayan kendi isteğiyle işten çıkanlar işsizlik maaşı alabiliyordu, ancak şu an için işinden istifa eden çalışan işşizlik maaşı alabiliyor mu bilgisi olan var mı?
0
kanasla intihar eden adam
(28.10.21)
nope. bir de kovulsanız da bazı şartlar aranıyor. yok öyle işten atıldım deyip maaş almak, ne kadar çalışmıştın ki maaş verelim sana diyorlar :) www.iskur.gov.tr
0
erenderk
(28.10.21)
Bu arada pandemi döneminde de istifa edenler bu sigortadan faydalanamıyor idi.
0
patates
(28.10.21)
@patates internette öyle yazmıyor ama..

ÇIKIŞ NEDENİ ÖNEMLİ

İstifa eden, emeklilik nedeniyle işten ayrılan, yaş dışı diğer şartları tamamlayarak istifa eden işçi prim şartlarını sağlasa da işsizlik maaşı alamaz. Ancak kısa çalışmaya gidilen işyerinde kısa çalışma ödeneği almaya hak kazanan işçi, işsizlik sigortasından maaş almaya da hak kazanmış olduğu için kısa çalışma süresi sonunda istifa etse ya da işsizlik maaşı hak etmeyecek şekilde işten ayrılsa bile işsizlik ödeneği alabiliyor. Bu istisna kısa çalışma ödeneği alan kişilerin işsizlik maaşı alması için fesih şartını ortadan kaldırmış oluyor.

İSTİFA İLE İŞSİZLİK MAAŞI

Kısa çalışmaya gidilen işyerlerinde kısa çalışma ödeneği almaya hak kazanan kişilerden son 3 yılda en az 600 günü olup son 120 gündür iş sözleşmesi bulunanlar, kısa çalışma sonlandıktan sonra istifa ederek işten ayrılırlarsa işsizlik maaşı alabilirler. Bu durumdaki işçi kısa çalışma ödeneği aldığı tarihte işsizlik maaşı almaya hak kazanmış olduğu için fesih nedeni şartı aranmaksızın ve işsizlik maaşı alabileceği süreden kısa çalışma aldığı süre de düşülmeyerek ilk hak ettiği süre olan 10 ay işsizlik maaşı alabilir.
0
🌸kanasla intihar eden adam
(28.10.21)
@killerbee

www.ntv.com.tr
0
🌸kanasla intihar eden adam
(28.10.21)
vay be demek öyle bir şey getirmişler, fakat şu var, ben yaklaşık 15 ay mı ne kısa çalışma şeklinde gösterildim ve bu işsizlik maaşı olması gereken fondan yendi. Yani bunu da düşünün. Normalde 8 ay 2000'er lira alacaksan belki de 8 ay 600 lira veya daha az ay 2000 lira vs. alınıyor olabilir. O parayı bize maaş olarak ödediler, hakkımız yendi aslında.
0
nhk ni youkosu
(28.10.21)
(13)

İlişki yaşadığınız kişilere "Beni kesin aldatmaz" güveninde olur musunuz?

jonas
Ben birini ne kadar seversem seveyim; aldatabilme ihtimalini hep bir köşede tutarım kafamda. Bugüne kadar ilişkilerimde aldatıldığımı yakalamadım, yani kişisel olarak o tür bir mazim yok. Ama yıllar içerisinde çevremde o kadar iğrenç şeyler görmüşlüğüm var ki, elimde olmayan bir şekilde bu tür bir k
Ben birini ne kadar seversem seveyim; aldatabilme ihtimalini hep bir köşede tutarım kafamda. Bugüne kadar ilişkilerimde aldatıldığımı yakalamadım, yani kişisel olarak o tür bir mazim yok. Ama yıllar içerisinde çevremde o kadar iğrenç şeyler görmüşlüğüm var ki, elimde olmayan bir şekilde bu tür bir kaygı payı kafamda sabitlenmiş durumda.

Ben kimse için "Beni kesin aldatmaz" demem yani. O konuda kimseye net bir güvenim yok. Bunu karşı tarafa yansıtmam, kıskançlık vs. gibi şeylere asla bağlamam. Sadece kafamda genel bir düşünce tarzı olarak yer ediyor, bu kadar.

Siz ilişki yaşamaya değer gördüğünüz insana bu anlamda net bir şekilde güvenir misiniz peki? Kesin aldatılmayacağınıza dair mutlak bir inanç taşır mısınız?
0
jonas
(28.10.21)
%99.9 inanırım. aksi takdirde sevgili olmam. takılmalık olur. onda da aldatırsa çok umrumda olmaz.
0
jelly bear
(28.10.21)
Ben 11 sene bir kadınla birlikte oldum. Pahalısından ucuzuna hediyeler aldım. Yıllarca beraber yaşadık. Hastane hastane gezdim sülalesiyle babası için. Babasının ölüm haberini aldığında başı kucağımdaydı, azıcık uyusun diye elimle gözlerini kapatıyordum hastanenin lambaları uyutmuyor diye. Hayatta aklına gelemeyecek jestlerle mutlu ediyordum onu. Kadıköy' de parmakla gösteriyorlardı bizi. Zorlukları beraber göğüsledik, neşemizi beraber yaşadık. O yemek yerdi benim karnım doyardı. Tam 3 kere aldatıldım hepsinde affettim ama bana öyle şeyler söyledi ki ben ayrılalı 4 sene geçti hala teshirineyim. Dayanamayıp terk ettim. Sonradan da o kadar güçlü ilişkilerim olmadı. Sürekli pürüzler çıktı. Aldatma denmez de 2 gün sonra geri döneceğini bile bile gidip birileriyle yattılar. Birisi tabii i psikiyatrik rahatsızlığını öne sürdü, diğerini bilmiyorum büyük bir tartışmanın akşamı gidip biriyle yatmış. Bence bir tanesi de net aldatıyordu kendi kazdığı kuyuya düştü ama neyse elle tutulur bir kanıtım yok günahını almak istemem. Yani en üstte anlattığım kız arkadaşım aldattıktan sonra kimse için kesin aldatmaz diyemiyorum.
0
guitarissimo
(28.10.21)
Böyle bi ihtimal yok guitaarissimo +1
0
olaylar olaylar
(28.10.21)
valla niye böyle bir şey diyeyim/düşüneyim anlamadım ama ben bu konularda hiç düşünmüyorum bile. aldatabilir, aldatmayabilir genel olarak keyfi bilir. hiç bunu kafama takıp kaygılandığımı hatırlamıyorum. zerre aklımın ucundan geçmez. ama bunun partnerimle alakası yok, benim aklıma gelmez yani. berabersem, bu adam benim sevgilim demişsem, öyle hissediyorsam güvenmişimdir zaten, daha fazla kurcalayacak bi şey yok bence. ama yok aklımda böyle minicik küçücük soru işaretleri falan varsa zaten sevgili olmam. sevgiliyken oluşmuşsa da ayrılırım. bu sorularla ömrümü tüketmem ya bana çok anlamsız geliyor :d tam da bu kadar takmadığımdan aldatılıyorsam bile galiba gözüme sokulmadığı sürece anlamam da. aldatmışsa da aldatmıştır, yolları ayırırız olur biter. çok üzüleceğimi sanmıyorum.
0
erenderk
(28.10.21)
olurum. olmadığım an ilişkiyi sürdürmenin manası yoktur çünkü.

yalnız şu ayrımı yapmak lazım: ben HER insanın aldatabileceği fikrindeyim. "aldatmaz" düşüncesi sevgilimin müthiş bir insan olmasıyla filan ilgili değil... yalnız şu var ki ben bir kadınla hayatımı birleştirmek istiyorsam, onun diğer yarım olması fikri beni mutlu ediyorsa ben bu insana güveniyorumdur veya güvenmeliyimdir, di mi? "beni aldatır mı" diye korkabileceğin biriyle nasıl anlamlı bir ilişki sürdürebilirsin ki?

o açıdan ben sevgilime, bana olan sevgisine, saygısına vs. güvendiğimden ötürü aldatılma konusunda endişe duymam. öyle bir kaygımın oluşması için şüpheli hareketlerinin olması, aramızdaki sevgi ve saygı bağının bir şekilde bozulması lazım. o noktadan sonra da dediğim gibi zaten ilişkinin anlamı kalmıyor.

guitarissimo'nun başına gelenlere çok üzüldüm, hatta kendisi eski ev arkadaşımdır o yüzden bahsettiği kız arkadaşını tanıdığımı düşünüyorum ama bence düşünce yapısı yanlış. yani birden fazla kez aldatan, aldattığını da bildiğin biriyle devam ediyorsan bu artık karşı tarafın sorunu olmaktan çıkıyor be abi, yani sen "bu bile aldattıysa başkaları kesin aldatır" diyorsun ama sen direkt olarak aldatan biriyle olmuşsun ki, kendi kafanda onu en güzel yere oturtmuşsun, halbuki gördüğün gibi öyle birisi değilmiş. böyle bir ilişkiyi "en iyi" varsayıp diğerlerinin o kadar sadık olmayacağını düşünmek (sanki bahsi geçen kişi sadık kalmış gibi!) bence yanlış.
0
der meister
(28.10.21)
güvenmem, hele de erkeklere :)
0
rose parks
(28.10.21)
Artik basimiz bagli ama zamaninda evet guveniyordum. Cunku herkesi kendim gibi goruyorum, hic aldatmadim, dunya guzeli olsa, hatun onumde taklalar atsa yine olmaz. Cunku ortada bir "akit" var, bu sozlu de olabilir. Ben de akit bozmam.

Saniyorum bir kere aldatildim erkek tarafi olarak, ufak bir mevzu oldu doktora gittim o beni killandirdi. Ama konduramadim ve kurcalamadim. Sonra da ayrildik zaten.
0
cooperr
(28.10.21)
Olurum.
0
Hallegadola
(28.10.21)
olmam, olamam.
0
selam
(29.10.21)
Olmam. İnsan karakteri kaya gibi sabit değildir, yaşantılar, koşullar, olaylar kişide ne tür değişikliklere sebep olur bilemem. Büyük konuşmamak lazım ama evlenme planım bu nedenle yok. Sonsuz bir sadakat bana inandırıcı gelmiyor, canlı örneğini de pek göremiyoruz. Aldatma yalnızca fizikselle sınırlı da değil çünkü, duygusal aldatma kısmı da var bu işin.
0
Josephine.
(29.10.21)
her temas iz bırakır
önemli olan sonu aldatmayla sonuçlanabilecek eylemlerden en başında uzak durmak

en basitinden serviste muhabbet etmek için yan yana oturmamak

ki illa fiziksel aldatma olmuyor: İlgi, sohbet ihtiyacı, dargınlıktan dolayı oluşan sinirle başa çıkmak için de geçici yakınlaşmalar oluyor

önemli olan böyle bir şey olunca vaktinde farkedip ayrılabilmek
her an tetikte olmak, kontrol etmek ne fayda sağlar ne huzur bırakır
0
bir soru sorcam
(29.10.21)
evlensem eşime bile güvenmem:) ama takıntı derecesinde olmaz bu.
0
nothing in my way
(29.10.21)
İnsanlara güvenmiyorsak, onlarla güvene dayalı anlaşmalar yapmamalıyız. Kelimelerin altı niye çizili bilmiyorum. Yani aldatır diyorsan sev seviş ama sadakat bekleme, evlenme. Ya da evlen ama açık ilişki, swing.. ne diyorum ben..
0
ycm
(02.11.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.