sinüzitte maxilla dediğimiz ve şakak bölgesi çok fazla doluyor(mukoza ve iltihaplar yüzünden). oralar burun rahat gibi görünse de dolgun olabiliyor. bu dolgunluk göze baskı yapıyor olabilir gayet. bir şey belli olmadan germe kendini bu kadar.

Kafa içi basıncın tümor yanında başka sebepleri de var. En başta yapacağın şey kendi başına teşhis koymaman. İstersen başka bir doktora gidip bunları ve endişelerini anlatabilirsin.

Peki bu aşamada norologa mı gitmek gerek yoksa nöro oftomolog bir gözcüye mi?

Nörolog.

hemen panikleme. bir kere göz muayenesi sonucu doktor tümör olabilir vs. diye görme alanında girdi tansiyondan çıktı falan, başka doktora gittik, premature doğum nedeniyle görme sinirlerim tam gelişmemiş sadece. seninki de sinüzite bağlı bir durumdur çok yüksek ihtimal. doktorun da işgüzarlığı işte.

Söz konusu borcu ödediğinize dair belge ile ödediğiniz yere gidip sormak soruşturmak.

O şehirden bir kişi tanıyorsanız mahkeme kalemine gidip baksın dosyaya (bu kişi avukat olsa daha iyi olur tabi).

O sehirde kimse yoksa? Kendi sehrimizden ogrenemez miyiz?

İnternette arama uzmanına (Beslenme Uzmanları) git bilgi al. Bu kadar net. Sağlık bu, internetten öğrenilecek hiçbir şey fayda getirmez.

Spor yapmadan kilo alıyorsan illa yağlanacaksın. Spor yaparken bile bir kısmı yağa dönüşüyor aldığın kilonun. Eğer tükettiğinden fazla kalori alıyorsan, ister protein ister karbonhidrat al, tüketmediğin ekstra besin yağ olarak depolanıyor.

Yağlanmaya neden olan şey insülin hormonudur. İnsülini aşırı salgılamadığınız sürece yağlanma yaşamazsın. Karbonhidratlar, başta basit karbonhidratlar olmak üzere tüm karbonhidratlar insülini fazla salgılatır. Bu da yağlanmaya neden olur. Zira karbonhidratın enerji vermekten başka hiçbir işlevi yoktur, ki totalde 450/500 gramlık bir şeker rezervi vardır vücutta ve spor yapmayan insanlarda bu rezervler çoğunlukla doludur, spor yapanların büyük kısmı da bunu tamamen boşaltamaz. O nedenle fazla aldığın tüm karbonhidratlar yağa dönüşür.

Protein öyle değildir. Kasların büyümesinden tut da tırnaklarının uzamasına, hücrelerin yenilenmesinden ve inşasından kandaki sıvı transferini yapan albümine kadar her şey için protein şarttır. Yani protein yağlanma yapmaz demem, teknik olarak bu mümkündür fakat proteine bu kadar ihtiyaç varken artık protein yaratacak kadar protein alıp yağlanma yaşaman pek olası değil. O nedenle korkma.

@angelus

hayranınım. geceleri gizli gizli yazdıklarını okuyorum.

fakat şöyle bi konu da var. protein alalım iyi güzel hoş.

protein ayarını tutturamayıp böbrekleri elimize alırsak ne olacak?

Böbreğinde mevcut bir problem varsa aşırı protein tüketimi böbreğine zarar verebilir; sağlıklı bir insansan salt protein nedeniyle böbreklerine bir şey olmaz.

Ya cevabım yok ama benim de aklıma taktın bunu şimdi. Biliyordum... Prolog-öndeyiş-aforizma-anekdot fln geldi aklıma ama değil. Hay Allah ya.

Epigraf.

epigraf doğru

Evet Epigraf teşekkürler.

@efrasiyab bambaşka bir açıdan bakmış olaya ama anladım ben seni @dwyn.

bu özellikle android'de yani play store'da böyle. denetim falan appstore'a göre çok daha az. duydugum en buyuk rahatsızlıklardan bırı bu benim de. bu yuzden pek uygulama ındırmemeye calısıyorum.

hic siklemiyorum. bence sen fazla iskilleniyorsun.

play store'dan yukleme yaparken tek kriterim 4.5 yildiz almis olmasi.

ilk kaydolurken sms gönderiyor ya sana. Kendi gönderdiği smsi o izin sayesinde oto algılıyor, onun için o.

Ayrıca iyi yapıyorsun ama googleplaye kabul edilirken öyle gereksiz izinler kontrol ediliyor sanıyorum. Yine de arada saçma izinliler olabiliyor dikkat etmen iyi bişey.

ben o konuda kendimi şöyle ikna ediyorum: kim ne yapsın benim sms'lerimi? yani üst düzey bir yönetici filan değilseniz ya da izlenme / takip edilme gibi şüpheleriniz yoksa takılmayın derim. benim izinler konusundaki bir başka kriterim de uygulamanın sahibinin yerli olup olmaması. İşte o zaman işkillenebilirsiniz. Atıyorum abuk bir uygulama vardır, nedir mesela, X-Ray. Tutup da ordaki izinleri kabul ederseniz o zaman işkillenin işte.

www.mp3tag.de

ingilizcesi de var. ben dediğini yapıyorum. ama bir çok şey manuel. aklında olsun.

foobar2000. aslında kendisi bir müzik çalma programı fakat, tagleme olsun taglere bağlı dosya isimlerini değiştirmek olsun hallediyor.

normalde freedb üzerinden tag çekebiliyor, musicbrainz plugin'i de var. benim işimi görüyor. dosya isimlerini de istediğin tarzda değiştirebiliyorsun felan. cover olayını ben de manual takılıyorum valla.

Creevity Mp3 Cover Downloader

mp3tag.de +1

tag&rename tek geçerim.

Ne tarz bir mekan arıyorsunuz?

yemek yenip oturulabilecek bir mekan. 2-2.5 saat kadar.

vallahi önceden arayıp yer ayırtırsanız şantiye diye bir yer var 3. caddede. güzel mekan.

içki ile ilgili bir şey dememişsiniz, ama bu dediğim yer içkili tabii ki.

hiç bir yer bulamazsanız leman kültür var 3. cadde'de. size bigos' u önermek isterdim fakat yer bulmanız imkansız! big baker olabilir. mekan, kalabalık misafirlere müsait ve burgerleri ortalamanın üzerinde. pek hazzetmesem de tabu'yu da tavsiye listesine ekleyeyim. birkaç arkadaşımdan yemeklerinin şaşırtıcı derecede güzel olduğunu duymuştum.

android bir telefon bulup radikalin kendi programını yükleyip bakabilirsiniz. ücretsizdir.

gazete önümde duruyor şansına, ama dediğin ilan nerde göremedim

şu mu?
www.radikal.com.tr

rahat ol. doğrudan bir kişiye hakaret yok - diye düşünüyorum.

bi bok olmaz ya. sakınca falan görmedim ben.

not : hukukçu değilim ama entry gg bile değil.

yazarı bilmem de galatasaray aş istese kaldırtma kararı aldırabilir sanki. öyle oldu böyle oldu derken ipin ucunu kaçırıp tüm camiayı dâhil etmişsin.
nefret söylemi tadında, dumanı üstünde bir entry...

sildim, hiç uğraşamam kapattım konuyu.

jakta problem var büyük ihtimal.

jakını değiştir.

Liseyi bu sene mi bitirdiniz? Sağlık güvenceniz ebeveynlerinizden birinin üzerinde görünüyor muydu?

Ebeveynlerinizden biri üzerinde görünmüyorsanız borç işler ve işlediyse ödemek zorundasınız.

lise ile üniversite arasında boşluk olduysa ve gss yaptırmadıysanız ceza olarak yazıyorlar işte o borcu.

ikinci üniversite'den bahsediyorsanız o hala belli değil sanırım. geçen yıl şöyle bir takvim varmış:

İnternet Başvuru Tarihi 17 Ekim 2011 – 27 Ekim 2011
AÖF Bürosundan Kayıt Tarihi 17 Ekim 2011 – 25 Ekim 2011
AÖF Bürosundan Mazeretli Kayıt Tarihi 26 - 27 Ekim 2011

geçireceğin zaman oldukça tuzlu olur. her türden yemek ve içki firması mevcut ancak bir çay 10 lira var gerisini sen düşün. tek çaren koltuklarda pineklemendir. ankara aracın kaçta nerden kalkıyor o bilgiyi verirsen daha güzel alternatifler sunabiliriz.

her hangi bir bankanın lounge u olmaz mı?

duty free var bi onu hatırlıyorum o da saatlerce gezmelik değil 15 20dk sürer en fazla gezmesi. bir de iç hatlarla dış hatların arası az değil sanırım hatırlayamıyorum gerçi tam ama farklı yerlerdeydi.

kitap okuyarak geçer o vakit anca.

bilet almadım, sabah esenler otogara metro ile geçip alacağım.

En yaygın uluslararası bankalar HSBC ve Citibank. Gideceğin ülkeye göre bu ikisinden başlayabilirsin araştırmaya.

ben yurtdisinda yasiyorum internetten herseyi tr kredi kartiyla yapiyorum komisyon kesilmiyor sadece euro tl cevirirken düsük bi miktar komisyonumsu aliniyor.her kredi kartinda da benzer

ayrıca ücret kesmiyorlar, üzerinde mastercrd ya da visa bulunan bir kredi kartı alırsan kullanırsın. o günkü kura göre banka çeviriyor.

çok paran yoksa özel üniversitede okumak çok büyük risktir. çok çalışırım kazanırım diyorsun, saygı duyuyorum. ama işler her zaman yolunda gitmeyebiliyor. burs kazanamazsan ne yapacaksın? ya da burs kazandın, dersler kötüye gitti, bursu kaybettin falan. okulu bırakmak zorunda kalsan çok daha fazla yıl kaybetmiş olacaksın. elinde de okula verdiğin paraların makbuzlarınadn başka bir şey olmayacak. çok iyi düşün bence.

içinde çok istediğin bir hayalini gerçekleştirmek arzusu bu kadar varken daha ne duruyorsun ki hemen başla..

geçenlerde açıköğretim işletmeden mezun olan 60 yaş civarı annesinin bir de üstüne onur belgesi aldığını belirten bir duyuru vardı. acayip takdir ettim. (yaşı yanlış hatırlıyor olabilirim ama "normal okuma yaş aralığı"ndan çok farklı bir yaştı orası kesin)

bazı sebeplerden dolayı ist. ün.'de iki yıllık dış ticaret okumuştum, fakülte içimde kalmıştı. yıllar sonra açıköğretim işletme okudum, bu sene mezun oldum,not ortalamam da bayağı yüksek gelecek. yaş 37 ortaları.

iş hayatımda o diplomanın bir faydası olmayacak. ama verdiği kişisel tatmin ve mutluluğun tl karşılığı yok..

benim bir arkadaş var astsubay emeklisi ve 5 yıldır avukatlık yapıyor. tahminen yaşı 47. sen daha yolun başındasın düşünmene gerek yok.

24 yaşında girip 7 senede mezun oldum. yani teknik olarak senin yaşında girmiş oldum. geç kalmadın yeter ki gerçekten iste.

Geç değil ama askerlik işini hesaba kat. Girdiğinde 28 olacaksın, bitirmeden 29 yaş sınırı dolacak. Ona çözümün varsa hiç bir şey için geç değil.

hukuk anlaşılır bir arzu 27 yaş da geç değil hatta amerikada filan önce başka bişeyler okumuş, çalışmış olanları alıyorlar daha çok hukuk fakültelerinie biliyorsunuz
ama şu özel okul burs işi biraz sakat, hukuk kolay bölüm değil diyelim adapte olmadınız filan riskli
üniversite puanınız kaç, en düşük devlet üniversitesi kaç puanla alıyor? sizin şehir dışında okuma alternatifiniz olamaz mı?

şimdi ilk cevabı veren ben, diğer cevapları okuyunca kötü oldum. teşvik eden arkadaşlara sonsuz katılıyorum. benim söylemek istediğim sadece maddi olarak zor durumda kaldığında işler sarpa sarıyor. büyük hayaller büyük hayal kırıklıklarını da beraberinde getiriyor bazen. bu 4 yıl boyunca ben bu işi hallederim diyorsan kesinlikle durma bence.

bir kere cok istenilen imrenilen herseyde oldugu gibi hayal kirikligi payini hesap et, yani hic hukuk kitaplarina bakip kendi kendine okudun mu? yani kendini son bir kez kontrol et, eger hala istiyorsan bence super bir karar, yani bu yasta ev araba alacagina duzgun bir meslek sahibi ol daha iyi, illa avukatlik da degil yani bin tane ilerleme opsiyorun var hukuk bitirenler icin, hayirli olsun!
yasi da hic dert etme, ders calismak yasla ogrenilen bir sey, sen digerlerinden daha kisa surede kavrayacaksin daha verimli calisacaksin, sene kaybetmeden bitirirsin :)

hoca okumasına oku da 29 olunca artık okullar sokmuyor askere alıyorlar yani mezun olamazsın yeni kanun böyleymiş bir de sen şimdi 4 yılda bitiremeyeceğin için eğer kaydını sildirirsen şube sana belge vermez çünkü 31 de mezun oluyorsun derler ve bu belge olmassa okul kaydını yapmaz.

eğer herşeyi göze aldım kayıt olacam dersen kayıtlar eyluldeyse şuanki kaydını sildirmeden 30 agustosta şubeden askerlik durum belgesi al orda derlerki tecilli 31 ekim e kadar sakınca yok diye bu şekilde okula kyıt ol çünkü okul askerlik belgesi olmadan kayıt yapmıyor evet insan hakları demokrasi ve herşeye aykırı ama burası turkiye işte. yani askerliği iyi bir incele çok başın ağrımasın diğer turlu oku tabi avkatlar hiçbişi yapmazsa barodan fakirler için dava geliyor sana sırayla ücretini devlet veriyor sırf onlarla ayda 2 3 milyar tokatlarsın oturduğun yerde

Hukukçulara okutuluyor mu bilmiyorum ama okutuluyor ise hazırlık ücretini ödeyecek sonra 1. sınıfı ödeyecek ve 1. sınıfın sonunda ortalama yapıp burs için başvuracaksın. Yani 2 yıllık okul harcı kafadan ödenecek.

Yok ben yazın okul açılana kadar İngilizce kastırırım, muhafiyet sınavını geçer, direkt 1. sınıftan başlarım diyorsan öyle olur.

Özel üniversiteler başarı bursunu dönemlik verir. Her sene sürekli en az 3.80 ortalama yapman gerekecek. Cidden çok hırslı tipler var. Bir kere hali hazırda burslu gelmiş bir kesim var adamlar zaten burslu bir de üstüne 3.90 ortalama ile okuyorlar. Burs alma, çap yapma hayali olan çocukların da bazıları baya dişli. Ekonomi üniversitesi için konuşayım durum böyle yani.

Bir de okul ortamındaki genel rehavet havası adamı cidden zorlayabiliyor yani. Bazı kızlar çok manken gibi ake.

İzmir'de hep şeye özenmişimdir. Kıbrıs şehitlerinin sonunda, kordona doğru bazı dış ticaret firmaları var ya oralara. Limanın oralar biraz filmlerdeki mekanları çağrıştırır bana metropolleri. İthalat ihracatçılar birliği mi ne onun binası var, onun arka tarafları falan hep çok hoşuma gitmiştir. Hayat senin hayatın tabi öyle yap diye demiyorum ama senin yerinde olsam böyle yüzdesi çok yüksek riskler alarak bir sürü maddi manevi sıkıntıya girmektense gider sektördeki kritik yabancı dilleri öğrenir, işimde yüselmeye çalışırdım. Araba bile almazdım gider çince falan öğrenirdim.

Ekonomi üniversitesine gelirsen bi selam çak :)

Edit: Dış ticarete başla abi sen mevzuatı falan biliyosan ufak ufak konteynerlerden köşeler kapıp az az getir derken zengin olursun :D

ülkede haddinden fazla hukuk fakültesi açıldığından doalyı beş sene sonra filan onların bir çoğunun mezun olduğunu düşündüğümüzde durumun pek iç açıcı olmadığını görüyoruz. avukatlık kanunu tasarısı var ki, o siz mezun olana kadar kanunlaşır. buna göre, avukat olabilmek için hukuk fakültesi mezunu olmak yetmeyecek iki sene staj ve staj başında-sonunda birer sınav olacak.

ikincisi, insan kendine (affınıza sığınıyorum) gereğinden fazla güvendiğinde hayalkırıklıkları çok büyük oluyor. ben de girdiğim hukuk fakültesinden sözde ilk sene notları yüksek tutup yatay geçiş yapacaktım. olmadı tabi.

üçüncüsü, avukatlık tecrübe işi. 22 yaşındaki bir mezunla 31 yaşındaki mezun bir olmayacaktır. 22 yaşındaki insanların kaldırabildiği hareketleri kaldıramayıp hazmedeyebilirsiniz.

dördüncüsü, bütün bunları göz önüne alıp okuyup başarılı da olabilir, iyi bir avukat olabilirsiniz. işin içinden bir insan olarak ben ihtimalleri yazdım.

mutlu bir hayat dileğiyle.

avkat artıyor ama ülkenın durumu kötüleşiyor fakirlik iflas icra kavga cinayet hırsızlık ve anlaşmazlık boşanma vb. şeyler patlamada bu da sana iş demektir. her ekemek çalan çocuğa devlet bir vakta verse aç kalmazsın

hepinize teşekkür ederim. durumumu, uzatmamak için tam anlatamadım sanırım. askerliği yaptım, sınavı da bu sene için değil seneye, 2013 için düşünüyorum. eğer bu yola başkoyarsam, bu sene de çalışıp özel okul parasını denkleştirmek mi, yoksa bu zamanlarda işten ayrılıp bir sene devlet üniversitesi için çalışmak mı daha mantıklı olur?

özel'den devlet üniversitesine yatay geçiş de kasabilirsniz.

cagdasoyuncak.com

@kakao +1

sanalbebek vardı bi' aralar...

yok yok alma, valla bak.

balık al..

ekonometri.

Hukuk en son sırada, onu net biliyorum. Bu saatten sonra hukuk okuyan adamın çok ekstraları olması lazım diye düşünüyorum bir hukuk mezunu olarak.

bilkentte iç mimarlık ve çevre tasarımı var.burdan mezun olanlar işsiz kalmaz heralde.

bir de siyaset bilimi var ama orayı yazma ben yazacağım:)
seneye bi daha girecekseniz siyaset bölümlerini işgal etmeyin abi.buradan duyurayım:)

siyaset bilimi mezunu ne iş yapar ?

@cosmic, abi gerçekten ne meslek yapacağımı yıllardır düşünürüm, net bi cevap bulamadım. hiç bir işi sevmiyorum galiba.

şu an aklıma geldi, büyükelçi, elçi, konsolos vsvs olmak için ne okumak lazım ?

sosyoloji ve psikoloji dahil hemen hemen her tm bölümü mezunu dışişleri bakanlığında meslek memuru olabilir, yersen. kpssden 93 üstü puan alman, yazılı sınavları geçmen ve mülakat aşamasında referans bulman lazım.

"referans", anladım..

hayır. ikisinden birine verilmek zorunda.

çocuk evlat edinilmiş ise, velayet evlat edinenin oluyor. Hakim kararıyla evlat edinme olacak tabi ki

oyunlarda kötü mü ya, oh şit.

abi arka kapak çok zayıfmış, ben de almayı düşünüyordum, vazgeçtim bu sebeple.

hacı nolucak arka kapaktan, alırsın bi kılıf kapanır arkası yüzünü bile görmezsin.

karakterlerin iyi oturtulması.

caps atarsan söylerim

ince detaylar.

ayrıntılara önem verilmesi, bazı noktaları izleyicinin keşfine bırakması, hikayeyi sakince anlatması falan...

insanı sıkmaması.
kastettiğim hızlı tempo vs. değil. the killing, boardwalk empire, hell on wheeles gibi "yavaş" diziler izliyorum ve bir dakikasında bile sıkıldığımı hatırlamıyorum. ama mesela (bkz: continuum) konu itibariyle heyecanlı falan ancak yer yer baya sıkıyor.

kısacası dizi anlattığını -yavaş ya da hızlı fark etmez- "güzel anlatmalı" ki sıkılmayasın. yani bir diziyi sıkılmadan izlenebilir kılan her unsur o diziyi "iyi" yapan unsurdur aynı zamanda. bu unsurun içine diziyle alakalı her şey girebilir.

mantık hatası barındırmaması
bölümlerin birbirleriyle ilintili yerlerinin bir düzen içinde olması
görüntü ve oyuncu kalitesi
kendini tekrardan uzak olması
ve en önemlisi, ilgi alanlarıma hitap eden yanlarının bulunması

zekice espirilerin olmasi

bizim oralarda manti hic firinlanmaz hocam, aldiklarimizi da cort diye atariz suya. bir sey olmaz zanmam.

hiç şüphen olmasın hocam gayet güzel olur..

olur, hatta fırınlanmış olandan daha güzel olur.

fırınlanan mantı diye bir şey var ama orijinali öyle değildir. direkt yapar suya atarsın. gel gör ki bu anlattığın sanırım hazır mantı, onlarda usul nedir bilmem.

nerde işyerin. boğaza yakınsa vapura bin kadıköye/sirkeciye git gel. biraz dolaş bir iki bira iç vs

evim ve işyerim kadıköyde. geçen gece tek başıma bi barda içtim durdum. hiç zevk vermedi.

*Sahil (haftaiçi akşamüstü misal)
-bebek
-dolmabahçe
-sarıyer
-moda
-caddebostan
-samatya
-fındıklı

*Öylesine yürümece (akşamüstü tabii, bu sıcakta)
-taksim şişli arası
-beşiktaş taksim arası
-beşiktaş kabataş arası (fındıklı'da çay kahve)
-nişantaşı teşvikiye maçka'da kaybolmacalı yürüyüş
-taksim istiklal caddesi tünel karaköy rotası (geç saatlerde bunaltır)

*Yemece içmeceler de var tabii

Ek:
*sinema seçeneği de var klimalı klimalı ne güzel.

vala vapurla eminönüne gidip gelerek çok zaman geçiremezsin, bence otobüsle birinci köprüyü kullan ömrünü tüketebilirsin :) kadıköy zirvesine katılsaydın ya, herkes çok eğlenmiş, biraz çevre edinirdin

e kadikoyde kari kiz/erkek kovala

bir de yalnızlık derler. yalnız hiçbir şeyin tadı çıkmıyor.

bi' kursa yazıl. dil mil neyse artık. oradan çevre yapabilirsin.

tek başına yapabileceğin hobiler edin. örn: fotoğrafçılık, dalış vb. kurslarda birileriyle tanışırsın hem de. gezilere katılırsın.

evin işin nerede? duyuru zirveleri oluyor onlara gel

bi kişi de dememiş ki, hoşgeldin güzel istanbulumuza bize takıl diye. yuh be yuh

İSMEK in kursları oluyo ücretsiz ona git bence :) ben öyle yapıyorum

gel benle takıl dicem de 20 yıllık istanbulluyum. ben de yalnızım benden hayır gelmez :)

iş nerde? taksimde biraz dolanıp mağazalara falan girip sonra bir yerlere oturup yemek yerdim o taraflarda yalnızken. yine o civarlarda ortaköy'e gidip kumpir yerdim ya da. gerçi anadolu tarafında da cadde ya da kadıköy'de de hep biraz mağazalarda dolanıp sonra yemek yiyorum. sırf tüketim çılgınlığı ve yemek üzerine kurulu bir hayatım varmış meğer.. hmm.

izmir caddesi, ülkealan pasajı.. pazarlık kapasitenize göre çok uygun fiyata ayakkabı alabilirsiniz..

optimum outlet'e bakabilirsin.

balgatta adidas, reebok outletleri var, ben oradan 65 liraya yürüyüş ayakkabısı aldım iki ay önce

paranoid android

paranoid android (:
karma police

pyramid song

edit: everything in its right place
idioteque
Jigsaw Falling Into Place

2+2=5

video killed the radio star
my iron lung
morning bell

yuh nasıl olurda kimse idioteque yazmamış hayret

lotus flower.

Street Spirit te mi yazılmamış?!

nude
fake plastic trees

talk show host
www.youtube.com

bi de

hepsi.

cidden hepsi.

+1 skywalkeremre bende şaşırdım o zamana kadar nasıl yazılmadı.ulan askerde koğuşta toplu söylerdik ne günlerdi...(evet 10 tane kafa dengi kısa dönemdik biz)

exit music.

street spirit

thinking about you
just
nice dream
let down
lucky
subterranean homesick alien
how to disappear completely
knives out
there there
all i need
house of cards

Dolmuş yok amma otobüs var.

Edit: @atomicbomb sıhhiye dolmuşu da var hacı.

eryaman'da sadece ulus dolmuşu var.

İngilizce üzerinden öğrenebilirim diyorsanız google üzerinden ancient greek yazarak pek çok bilgiye ulaşabilirsiniz.

lütfen şuradaki sayfanın sonundaki linklere de bakın: en.wikipedia.org

Dün gece yaptım öyle bir arama, bir-iki kaynak buldum, ancak çok içime sindiklerini söylemek doğru olmaz yeterlilik konusundan.

Wiki linklerini karıştırayım biraz, oradan çıkar belki bir şeyler. Sağ olunzu.

(bkz: tenya)

ne yediğin çok önemli. ne yiyorsun mesela? et vs türü yiyecekler uzun süre tokluk sağlar, protein ve lifli şeyler yiyorsan midende ve bağırsaklarında açlık hissi veren hormonlar salgılanmaz. ama sadece karbonhidrat yiyorsan, ekmek, pirinç, vs.. bunlardan sonra 1-2 saatte acıkman çok normal.

insülin direnci olabilir. kiloluysanız, büyük ihtimalle insülin direncidir.
bir de şöyle bir şey var (bkz: glisemik indeks)

in vino veritas: evet bu söylediklerinizi biliyorum. ev yemekleriyle besleniyorum. yani sebze de yiyorum, et de yiyorum, karbonhidrat da alıyorum. hiçbiri daha ağırlıklı değil. bununla ilgili olduğunu sanmıyorum o yüzden. teşekkür ederim.

bu süre zarfında sürekli meşgul olduğunuz iş yoksa da olabilir. boşluk insanı çok acıktırır.

kan şekerine bir baktır derim

en fazla içeri alınmazsın. bir şansını dene. beleş içki+ikramlar fena olmayabilir:)

görevlilerin her gelene kimlik sormak gibi bir adeti olduğunu sanmıyorum. görevlilerle haşır neşir olmayacak şekilde giyin. örneğin metal dedektöründen geçeceksin, bozuk para taşıma, kemerini plastik tokalı olaşacak şekilde seç. bir önemli husus, büyükelçiliklere kamera sokulması yasak, kamerasız cep telefonu ile git. zaten girişteki güvenlik prosedürlerini atlattığın zaman kimsenin sana takılacağını sanmıyorum.

çok riskli bence. yakalanırsan sorguya bile çekilirsin suikatçı mısın ne boksun diye. bence yapma abi.

tanınan biri olmadığın için kesinlikle kimlik sorulacaktır, gözaltına kadar yolu var işin, abartmıyorum.

hatta öyle kapıdan çevireceklerinide pek zannetmiyorum, dibini araştırmak isteyeceklerdir kesinlikle. evinde otur.

bence de riskli. aman diyeyim.

ben olsam giderdim. riskli ise eğlenceli de aynı zamanda.

korkuttunuz beni gençler. hele sen, tck35. zorlasalar evrakta sahteciliğe bile girer bu düşündüğüm şey. kapıda güvenlik falan ne varsa baştan söylesem mi, ben değilim falan diye?

sevgilin sonra içeri almadılar bizi hep senin yüzünden rezil olduk demeyecekse kesin git bir dene (=

gereksiz şekilde tehlikeli. sevgilinin yanında küçük düşebilirsin.

gidip çok seven arkadaşım var. git-gör bir şey kaybetmezsin kanımca. ek olarak turnuva varken değil de, şehir kendini bulunca gitmek daha doğru gibime geliyor.

hareket azalıyor şehirde yaza doğru öğrenciler falan döndüğü için. 5 günlük turistik birşey yok ama.

tren garına arkanı dönüp yoldan karşıya geç ve dümdüz devam et, resimdeki mavi rotayı takip edeceksin, yolda gördüğün herhangi birisine de zafer meydanına nasıl giderim diye sor, zafer'e gelince tramvay yollarını göreceksin zaten, herhangi bir büfeden tramvay bileti al ve hangi yöne gittiği farketmez herhangi bir tramvaya bin hepsi üniversiteye gidiyor, tramvay seni tam üniversitenin içine kadar götürecek. Son durak Selçuk Üniversitesi i49.tinypic.com

38 numaralı otobüse bin tren garının hemen çıkışında bekliyor. şoföre zaferde inecem de, sonra tramvayları göreceksin indiğin yerde. görmesen bile sorsan gösterirler. durağın karşısında tramvay kartı alacaksın. tramvaya binip elli dakika sonra üniversite durağında ineceksin.

öyle gibi. yalnız birinci adımı geçebilmek için baya bi kasman lazım. fazla proje de yok zaten. gelişmişlik seviyesi olarak türkiye'nin kat ve kat altındaki bir ülkenin köyünde 1 sene agh yapmak insana ne kazandırabilir ki?

ek: birinciyi kendi kafamdakiyle karıştırmışım. birinci aşamada bence gideceğin projeyi seçmen gerekiyor.

projeyi bulmana gönderen kuruluşun da yardımcı olabilir. ben ilanını gördüğüm host kuruluşa mail atmıştım, onlar "biz şu gönderen kuruluşla çalışıyoruz." diye yönlendirmişlerdi beni.

@atomicbomb; herkesin aklındaki farklıdır illaki. ama pek çok şey kazandırır dediğiniz durum. hatta bence gelişmiş bir ülkenin büyük bir şehrinde yapmaktan daha çok şey kazandırır.

3'ten sonra o yaptığın başvurulardan kabul almalısın tabi. 1'in yeri değişebilir çok sıkıntı değil. atomicbomb'un kastı "host organization" olsa gerek.

o paraya interrail yapılıp daha iyi bi maceraya sürüklenebilirsiniz.

maalesef bordro kölesi olduğumdan kelli bu iş için 7 gün ayırabilirim. o da ray üstünde heba olmasın.

www.misstravel.com

yalnız sıkıcı olabilir, birini bulamaz mısınız? bir de expedia, skyscanner dan falan bakarsanız daha ucuza bilet bulabilirsiniz

kayitli kullanici olmadan mi degisiklik yapiyorsunuz. wikiler artik onay sistemine giris yaptiysa vay anasini. zaten revizyon tarihleri var neden onay olayi yaparlar anlamam.

yok kayıtlı üye olarak. sabahkiler onaylandı öğlenden sonra. akşam yaptıklarım da yarın onaylanır diye tahmin ediyorum.

zor sizin gibi insanlar piyasada kalmadi.

garanti vermiyorum ama ben bi çalışayım üzerinde.

bazen olur ööle

hasret başına vurmuş. 3gs kılıfını netten bulabilirsin. geri kalan her şey için montla sıç bkz'nı espri yapmadan veriyorum:

(bkz: montla sıç)

şizofren olmazsın azcık ilgilenirsen klavyen değişir, facebook ta yazma bunları amk ilgi arsızı mısın yazınca nolacak arkadaşlar haklı. valla ben geçen buldum 3gs e kılıf ararsan bulursun, ne biçim sorun lan bunlar. bu kafa çok pis bi kafaymış valla neyin kafası bilmem de sürdürmeni tavsiye etmem.

sonuç: rahat batmış geçer.

istediğimiz sorudan başlayabilecek miyiz hafız :)

sen ölmüşsün gömmeyi unutmuşlar senin bir suçun yok.

cem yılmaz esprileri yapmayın hiç komik diyil, evet diyil.

birgun hayatin sona erecegini unutma. cennette bu dunyada cehennemde bu dunyada.

Allah sevdiklerinle sana mutlu ve sağlıklı ömürler versin. Benim cevabım da böyle.

sakin ol şampiyon

ben eğlendim okurken, sen de yazarken eğlenmişsin belli... bazen çok sıkılınca ruh, böyle sıkılmaktan mütevellid eğlenceli şeyler çıkabiliyor...

kendimi buldum biraz yazında; ama sevgilim askerde değil :)

üşenmeden cevaplayacağım amk.

1)Hayat neden rutin?
-Evrenin rutin olmasından kaynaklanıyor. Gezegenlerin bile bir rutini var, sürekli dönüp duruyorlar kendi etraflarında. her gün güneş doğuyor, dünya her zaman güneş etrafındaki tam bir turunu 365 tün 6 saatte tamamlıyor. Her şey bir rutin içinde, hayat da bunun bir parçası.

2) Sahile gitmek istiyorum sahil yok.
*Sahil var. sana uzak sadece. yaşadığın şehirde olmayabilir, kafanı çıkar oradan.

3)Bi paket sigarayı çakmağı bi kere kullanarak bitirdim.
*Yani? bir başarı gerektirmiyor. ayrıca kibrit de kullanmış olabilirsin çakmak yerine. bir kere de çakmak kullanmışsındır. birini bitirip birini yakmak ise alkol alırken sürekli yaptığım bir şey. Normalde sigara kullanmıyorsan sigaranın kötü olduğunu düşünüyorsun. sağlıksız olarak görüyorsun. bunalım gibi bir şey yaşıyorsun kendine kötülük yapmak için bir yol aramışsın. bileğine faça atmaktan farkı yok yaptığın durumun.

4)Alem buysa kral kim? Kralını getirin ulaan!
*Bu devirde kimse padişah değil hükümdar değil bezirgan değil. Alem bu değil ayrıca bambaşka alemler var. O değil de alemlere akmak lazım ya.

5)2 aydır ilçe sınırları dışına bile çıkmadım.
*Sahile neden gidemediğini anladın mı şimdi?

6)Eskişehir'e gidiyim dedim tren yok, uçak yok. Otobüs de kaza yapar yollar karlı die annem göndermedi.
*Yaş kaç diye sorarım zora sokarım. Büyük desen kötü, küçük desen kötü. İçine giydiğin beyaz atleti de çıkar artık. Git Eskişehir'e, kaza yapmaz. gitmek istedikten sonra gidersin ama çok da siklemiyorsun. Kaldır kıçını.

7)Yalnızlık Allah'a mahsussa benim kullarım kimler. Benim kullarım varsa yalnız diilim demek. Bu ne yaman çelişki anne :(
*Yalnızlık insanın kendine yaptığı bir şeydir. Allah'a mahsus değildir, allah yalnız değildir zaten. her zaman belirttiği sevgili kulları biz varız. o lafın olayı Allah kendi kademesinde eşsiz manasında. tek yaratıcı, şirksiz.

8)Arabam da yok. Gidiyim beşiktaşa.
*Benim de yok. geçen sene İzmir'den kalkıp gittim otobüsle günübirlik. akşamına yine otobüsle geri döndüm. tekrar ediyorum o kıç yerinden kalkacak!

9) Eskiden kar yağınca kar topu oynardık. Tatil olcak die sevinirdik.
*Çık yine oyna tutan kim? işten sonra oyna, önce oyna. sabahın köründe kardan adam yap öyle git.

10)Amk param da var. Niye huzurum yok.
*Bu sorunun cevabını biliyorsun zaten.

11)Niye iphonumun şarjı zart diye bitiyo?
*Hiç sorun değil, bizim arkadaşta 3310 var. 10 yıldır kullanıyor şarjı da köpek gibi dayanıyor.

12)Niye 3gs'e kılıf bulamıyorum. Oysa her şeye kılıf bulurum
*Her şeye bir kılıf uydurmaktansa kendi kılıflarını kendin yarat.

13)Sevgilim askerde 85 gün biter mi? Bitmez amk.
*Biter amk. Bak ne diyeceğim, eleman döndükten 2 ay sonra ayrılacaksınız. 5 ay sonra yaz bana sonucu.

14)Yalnızlıktan kalabalıklaştım. Şizofren olur muyum? Olursam kaç kişi görürüm.
*Stajımı bildiğin tımarhanede yaptım. Şizofren olur muyum diye sorup şizofren olan adam görmedim. Olursam kaç kişi görürüm kısmında, şizofreni öyle bir şey değil bi kere bea!

15)Sora sora bağdat bulunursa, bağdata gitmek için önce nereyi sormam lazım.
*Annene evin kapısını sor.

16) Neden klavyemi değiştirmiyorum a ve s tuşlarım aylardır bozuk.
*O kıç kalkacak!

17)Bu yol nereye gider, dümdüz yürüsem hangi şehirlerden geçerim.
*Dümdüz yürürsen bulunduğun yere geri dönersin. bırak akışına sallan sağa sola.

18)Sarıgazide oturuyom, batıya doğru gitsem nerelerden geçerim.
*Balkan ülkelerinden başlayıp, avrupa, atlantik okyanusu, amerika, japonya, çin, moğolistan... gider

19)Camı açtım sigara kokusu gitsin diye, kıçım dondu afedersiniz.
*Benim de şu andaki en büyük sorunum inan bu. Duman altı oldu salon. açınca ister istemez donuyor o kıç.

20)Moderasyon bunu siler mi?
*Umarım siler.

21)Marlboro da gerçekten şarap var mı? Yoksa bu kafa neyin kafası.
*Şimdi elini saçlarına götür. en tepesine. sonra alnına in. kaşlarına dokun, aşağı in orada göz kapakların, kirpiklerin ve gözlerin var. dokun onlara. burnun ucuna dokun ve aşağı in dudaklarına dokun şimdi. hemen aşağıda çene bulacaksın bir adet, daha da aşağıya indiğinde bir boyun var. boynundan aşağı doğru inmeye devam et tüm vücuduna dokun şimdi. gördüğün gibi bu kafa senin kafan.

22)Yazıcak bişey yok. Uçak mı yapsam. Gemi yapamıyorum. Neden?
*Gemi yapmak çok komplik bi iş ya. takılma. uçak yap hem uçuyor en azından.

23)Ben aptal mıyım?
* Sanmıyorum. zeka geriliği başlamış olabilir ama zamanla.

24)Dal kalkınca kartalın sarkma yüzdesi kaç?
*Dalına bağlı. kartal her türlü sarkar. çakallara dikkat ama!

25) Sigaramın dumanına sarsam, saklasam seni, kızar mısın? Bence kızarsın?
*Söndür artık o sigarayı ya. tamam cezasını verdin bu lanet hayatın. yetera be! zaten içmiyormuşsun.

26)Niye faceboktaki arkadaşlarıma bunları yazınca yeter sus amk diyolar?
*O arkadaşlardan kurtul. Bende de vardı kurtuldum. Onlar her siki saçmalarken dinlemeni isterler, sen saçmalayınca aman öff derler. bsg de sen de onlara.

27) Ben mi çok yalnızım insanlar mı çok kalabalık?
*Herkes kendi çapında yalnız. sana mahsus bişi değil.

28)Babam böyle horlamayı nerden öğrendi?
*Horlamak pek çok hastalığın habercisi olabilir. geniz etine de bir baktırsın hazır gitmişken doktora.

29) Niye tv'de hiç bişey yok.
*Var aslında ya ama izlemiyorum. İnsanlar bişiler yapmaya çalışıyor emek veriyor bir şekilde. Biri senin yaptığın işe gelip niye bu elemanda hiçbişi yok, yaptığı işlerde hiçbişi yok deyip gitse iyi mi?

30) İsyaaeeenn
*Halil Sezai'yi sevemedim bir türlü ya ben de. Saçı maçı söyleyiş tarzı ne bilim, gördüm mü kapatıyorum kendisini.

15)

(bkz: upskirten)

sadece oku ve ne kadar mutlu bir hayat yaşadığını anla.

bence güzel saçmalamışsın sonuna kadar okudum:D

ankarada durum aynı. değişen bir şey yok.

bende var birkaç aydır, bana yakın oturan bir arkadaşım daha benzer şeyler söylüyordu.

DSL Status: Connected
DSL Modulation Mode: ADSL2+
DSL Path Mode: Fast
Downstream Rate: 14333 kbps
Upstream Rate: 799 kbps
Downstream Margin: 14 db
Upstream Margin: 16 db
Downstream Line Attenuation: 9 db
Upstream Line Attenuation: 1.5 db
Downstream Transmit Power: 12 db
Upstream Transmit Power: 15 db

Your test file size: 256 KB
Elapsed time: 1.16 seconds.
Your LAN connection Speed: 1.77 Mbps.
Your browser: Netscape 5.0 (Windows)

Your test file size: 10 MB
Elapsed time: 28.3 seconds.
Your LAN connection Speed: 2.90 Mbps.
Your browser: Netscape 5.0 (Windows)

Your test file size: 128 KB
Elapsed time: 0.70 seconds.
Your LAN connection Speed: 1.47 Mbps.
Your browser: Netscape 5.0 (Windows)

tamamen arkadaşımın dediğiyle konuşuyorum: 8 mbit'e kadar olan paket vardı ya, o 16'ya çıkmış dedi. ne kadar doğru bilemiyeceğim.

cogu hat 16ya cikarildi. tabi bolgenin destekledigi santral ve router modem onemli.

su soruyu gördükten sonra sinirden kendimi sikebilirim o derece. bende tam tersi durum mevcut malesef. önceden 1.2 mb/s'leri gören ben simdi 200/300 kb/s'leri görür oldum. download hizim süper ötesiydi simdi götüm gibi afedersin! ayrica bilen biri vardir belki soralim. simdi bu godik ttnet'ciler benim 8mbit netimi 4mbit'e düsürmüsler. kafalarina göre hemde. müsteri hizmetlerini aradim eski hizimi istiyorum 8mbit dedigimde yapariz ama cok sik kopma sorunu yasarsiniz dediler. ne yapmali?

teşekkür ederim deyip geçin. o kadar zor olacağını sanmıyorum.

hocam adam beşiktaş ışıklardan üsküdar motorlarına kadar takip ediyor ya, benimle beraber yürüyor. ne teşekkür etmesi? elli farklı iletişim yöntemi denedim. sözcüklerle, cümlelerle gitmiyorlar. olmuyor yani. başına gelse anlardın.

"daha önce doldurdum formu, destekliyorum. kolay gelsin." diyip geçiyorum.

konuşmayacaksın.. diyalog en fazla bu olsun:

-greenpeace(ya da herhangi bi şey) hakkında bilgilendirebilir miyim sizi?
-cık!

çok talihsizmişsin. ben de devamlı kadıköyde görüyorum ve başımı sağa sola çeviriyorum anında gidiyorlar. tek kelime bile edemiyorlar. ayrıca acelem var, ilgilenmiyorum gibi şeyler de söylenebilir. yine de gitmiyorlarsa sende onları çeken bir şey var derim. gay olabilir dikkat et :P

- ben üyeyim zaten.
- ben nükleeri destekliyorum.

bu ikisi ile çok rahat kaçabiliyorsun :)

keşke "greenpeace hakkında bilgilendirebilir miyim sizi?" ile girseler konuşmaya. beşiktaş'takiler çok fena. yürüyorsun mesela, ta uzaktan kestiriyor seni gözüne, yavşakça sırıtarak tam karşına dikilip ellerini açıyor kaleci gibi, "hocam naber?", "merhaba nasılsın?" vs. diyor. cevap vermiyorsun, "ben de iyiyim sağol" diyip laf sokuyor bir de.. öyle giriyor lafa. hay allahım ya.

o zaman

-merhaba nasılsın?
+iyidir panpa, sen şimdi bana bi ton şey söyliceksin, hiç söyleme. destekçiyim. doldurdum bunları.
-artık imza toplamayı saymıyorlar, maddi destek-
+maddi destek de veriyorum evet karttan aylık çekiyorsunuz bi miktar.
-tamam teşekkürler o zaman.
+kal sağlıcakla.

böyle oluyo benim karşılaşmalar genelde. yalandan kim ölmüş.

hocam olay çok basit, sihirli kelime var: DESTEKÇİYİM!

Bunu söyleyince tamam diyip gidiyorlar. Destekçilik de bildiğim kadarıyla her ay belli bir miktarı greenpeace heabına göndermek oluyor.

bu bahsedilen bolgedeki (yanlis anlamadiysam) greenpeace'ler tarafindan bir kere de ben taciz edildim. oldukca yapiskanlar. daha once cesitli turlerini bertaraf etmis ama bunlardan tek seferde yaka silkmis birisi birisi olarak sabir diliyorum hocam. bir sure sonra giderler veya degisirler muhtemelen o zamana kadar idare edeceksin.

eğlenceye dönüştürmeye çalış, koşarak kaç ne bileyim dans etmeye başla falan onlar da dumur olsun biraz. hocam naber de fena yavşakçaymış bu arada

ben bir kere ingilizce konuşarak defetmiştim bir tanesini. ama genelde bi şey demeden hızlı hızlı yürüyerek geçiyorum bişey yapamıyorlar. işin püf noktası gözler. göz göze gelmiyceksin hacı abi. sanki o yokmuş gibi, bir hiçmiş gibi başka tarafa bakarak geçeceksin. o zaman bu durumu gururuna yediremeyip uzaklaaşcaktır. it always works

bir kaç cevapta benden,,

-kaç destekçi yaptın
-takım kaçta
-hala günlük 40 tl mi
-2 kişiden sonra bonuslar yatıyor mu?
-bence unicefe geçin onlarda sigorta artı yemek var..

herhangi ikisini söyleyiverin..

Nükleeri destekliyorum de geç ya da zaten destekçiyim de. Hiç olmadı deli taklidi, o da olmadı ölü taklidi yap.

-Ceo'su milyon dolar maas alan bir oluşumun samimi olduğunu düşünmüyorum de , yeterli oluyor.

soL diye bir dergi vardı komunist bi arkadaş okuyodu

Evrensel Kültür var diye biliyorum. Kendim okuduğumdan değil bir arkadaş baya bi ilgiliydi dergiye o yüzden söylüyorum. Tam emin değilim.

@juusto soL diye bir internet sitesi var ama dergisini görmedim. Belki farklı bir isimdedir

@Harpp sanırım senin dediğinde Evrensel gazetesi. Evrensel Kültür diye de bir dergi görmedim ama bakıcam teşekkürler

Praksis. Express. Bir+bir.

Ayrica ustteki arkadaslarin dedigi dergiler de mevcut da sol'u her yerde bulamazsin.

yalnız "sol görüşlü adamlar"ın dergilerini arayıp sol'u bile bilmiyorsan benim saydıklarıma hiç bakma. zorlanırsın.

gazeteymiş, ama ayda bir çıkıyor her ne hikmetse, yani bildiğin dergi işte, buyur belki görmemişsindir

tr.wikipedia.org(gazete)

www.altust.org

www.turksolu.org TÜRK SOLU'da köklülerdendir.internetten takip edebilirsin.eski sayılarıda var.her sene tüyapta stand kuruyolar.

(bkz: birikim)
(bkz: yürüyüş)

sol görüşlü dergi olarak "komünist" var. Eski ismi "Sol" du. Baya iyidir. çok saglıklı bilgiler haberler ve makaleler içerir.çok zengin bir içeriye sahiptir. kesinlikle öneririm. Haftalık çıkmakta. İnternet sitesi ise haber.sol.org.tr dur. Fakat dergisini de okumanını öneririm. Dergiyi Nazım hikmet kültür evlerinde ve daha bir çok yerde bulabilirsin. kesinlikle öneririm. Yaşadıgın şehri söylersen alabilecegin noktalar hakkında da yardım ederim.
Edit 1:juusto nun dedigi derginin yeni ismi benim bahsettigim "komünist"
Edit 2:Harpp ın bahsettigi dergi daha çok sanat dergisi sayılıyor.
Edit 3: michael jackson un bahsettigi şey perinçek yanlısı yani işci partili ulusalcı bir site. uzak durmak lazım

Sol tkp'nin yayını, uzak durmak lazım :)

tamamen düz mantıkla cevap veriyorum: örneğin cumhuriyet tiyatrosundaki cumhuriyet rejime değil, devletin ismine atıf yapar. o sebeple büyük olmalı diyorum.

eğer cumhuriyet sözcüğü, yanına gelip nitelediği diğer sözcüklerle birlikte özel bir dönemi, yeri, zamanı işaret ediyorsa büyük yazılır. örneğin fransa'daki 3. cumhuriyet dönemi büyük olmalı, çünkü özel bir zaman aralığına işaret ediyor, sadece rejimin adı değil. cumhuriyet tiyatrosu, o isimde özel bir tiyatro yoksa küçük yazılmalı. zira bu kullanım anladığım kadarıyla cumhuriyet dönemi tiyatrosuna atıf yapıyor. keza temel ilkeler de aynı şekilde, özel bir durum söz konusu değil, spesifik olarak bir dönemin ya da bir ülkedeki rejimin değil, genel olarak cumhuriyetin temel ilkelerine işaret ettiğinden küçük yazılmalı bence.

cumhuriyetin temel ilkeleri ve cumhuriyet devri'nde kucuk ama cumhuriyet tiyatrosu eger cumhuriyet donemindeki tiyatrolari kastetmiyor da bi tiyatroysa buyuk..

dazed and confused www.imdb.com

superbad

almost famous www.imdb.com

C.R.A.Z.Y www.imdb.com

Rushmore www.imdb.com kişisel favorim bu önerdiklerim arasında

national lampoon's animal house

(bkz: the breakfast club)

(bkz: dead poets society)

the rules of attraction

the havoc

yok yok ben baktım uyarı veriyo.

Ben de aynı dertten muzdarip olup olmadığımı anlamaya çalışıyorum. Bulaşıp bulaşmadığını nasıl anlayabiliriz? Gün içerisinde siteye girdim. Uyarı verdi. Fakat ben görene kadar bi 10 dk site açık kalmıştır. Şu an Ad-Aware ile taratıyorum. Avast'da yüklü. Onla da taratacağım. Bunlar yeterli olur mu? İlle de Avira mı yükleyelim?

Ayrıca ekşi de bazı kişiler Combofix önermişler.

henüz cevap alamadık?

Dostum, kimse cevap vermeyecek herhalde.Ben sana yaptığımı söyleyeyim en azından.

Bilgisayarımda Ad-Aware ile Avast yüklüydü. İkisi ile tarattım. Bir kaç virüs ve trojan buldular. Diziportta ilgili olarak bahsi geçen keylooger zımbırtısına dair birşey bulunmadı.

Sonrasında Spyware Doctor ile tarattım. Avast ve Ad-Aware ile tespit edilemeyen bir dolu şey buldu. Ben Avast Ad-Aware ile korunduğumu zannederken bir sürü trojan, virüs cirit atıyormuş bilgisayarımda!
Ne olur ne olmaz dedim bir de sözlükte önerilen Avira'nın deneme sürümünmü indirip yükledim ve tam bir tarama yaptım. Spyware Doctor ne var ne yok temizlediği için Avira hiçbir şey bulamadı. Yine de sağlama alayım dedim ben. Bir daha tarattım. Sonuç aynıydı. Temizdi.

Zaten ben Diziportta girer girmez o yazıyı görünce kapatmıştım. Yani bir şey bulaşmış değil bana. Eğer sen de site açıldığında çıkan zımbırtıdan bir şey yüklemediysen bulaşmamıştır diye düşünüyorum.

Yine de ben üşenmediğim bir zaman diliminde format atacağım. Aynı zamanda ben de Pardus da yüklüdü. İyice ona geçmeyi düşünüyorum.

Not: Combofix'e pek güvenemedim. Bazı forumlarda taratma sonrası tüm dosyalarını kaybettiğinden dem vuranlar vardı. O bakımdan hiç bulaşmayayım dedim. Ayrıca kısa süre sonra format atman gerekiyormuş. Çünkü enfekte olmuş sistem dosyalarını da sildiği için zamanla sorun yaşıyormuşsun.

Kolay gelsin.

1- hayır oynamadı. pazar günü game of thrones maratonu vardı. ilk bölümden cnbc-e'de gelinen bölüme kadarki tüm bölümler aynı gün içinde oynandı. sırada 8. bölüm var o da haftaya pazar.

2- A Song of Ice and Fire serisiymiş.

en.wikipedia.org

2- www.dr.com.tr

Teşekkürler. Bulunduğum yerde d&r varmış. Mağazayla internet fiyatları aynı mıdır? Yoksa sipariş verip beklemeye değer fiyat farkı oluyor mu?

(bkz: #25945483)

çok bir şey kaçırmadın merak etme. izlemesen de olur.

babaannemde kaldığımızda eve yakın bi kütüphaneden kitap aldığımı hatırlıyorum, kuzenlerimle birlikte gidip kitap alıp alıp geliyoduk. bayağı küçüktüm.

Amerikan Konsolosluğu'nun kütüphanesini ve British Council'i sömürmüştüm lise ve üniversite yıllarımda. Küçükken de dönem ödevi yapmak için giderdik kütüphanelere ama o zamanlar bile en yeni kitap Suna'nın Serçeleri'ydi (ki kütüphane kullanımı şimdiye göre çok yaygındı) :) Şimdi de pek yeni kitap alabildiklerini sanmıyorum.

ne aradığınıza göre değişmekle birlikte, üniversitelerin kütüphaneleri sağlam diye biliyorum. örnek olarak söyleyeceğim: bilkent kütüphanesi yılda 1.5 milyon dolar sadece yeni kitaplara harcıyor.

tabi oralarda -olursa- ancak girebilirsniz. kitap almanız pek olası değil.

keşke almanya'da filan yaşasaydınız, gidip gelenlerden dinlediğim ufuk açıcı - ruh dinlendirici - ilham verici kütüphaneler olduğu.

atatürk kitaplığı'nın (taksim) ödünç kitaplar bölümü baya geniş roman açısından. kart ücretsiz, hala kullanıyorum. bilimkurgudan güncel edebiyata birçok şey var.

@cosmicstring ben de suna'nın serçelerini kütüphaneden alıp okuduğuma eminim :)

@delphin istanbul anadolu yakası maltepe

@atomicbomb benim bildiğim kadarıyla üniversiteler kendi öğrencilerinden başkasına kitap ödünç vermiyorlar ama emin değilim.

bahçeşehir üniversitesi'nin kütüphanesi baya güncel. son çıkan kitapların hepsi alınıyor. yoksa bile aldırabiliyorsunuz (yakın kitapçılarda varsa gün içinde kitap elinizde olur; ayrıca amazon'dan sipariş verilebiliyor). dışarıdan kullanıcıya açık. kimliğinizle içeri girip fotokopi için kitap dışarı çıkabilirsiniz. ya da yıllık 50 lira ödeyip üye olarak 3 kitap+ 1dvd+ 1 dergi olmak üzere toplamda 5 kaynağı ödünç alabilirsiniz. çok süper bir kütüphane değil amma hizmet açısından başarılı.

yeni hukuk muhakemeleri kanuna göre baştan saklı tutman gerekirdi , karşı taraf kabul ederse bu hakkını ileri sürebilirsin

en geç öninceleme duruşmasına kadar değiştirebilirsin .

açacağın dava mesela anaparanın faizi gibi tali haklar için olsaydı saklı tutmana gerek kalmazdı, ancak şimdi durum başka.

ikinci dava karşı tarafın kabulune bağlı

Kısmi dava

MADDE 109- (1) Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.

(2) Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz.

(3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.

Belirsiz alacak ve tespit davası

MADDE 107– (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.

(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.

(kullanıyorsan) virus programında malware diye işaretlenmişler sanırım. ona bi' bakıver.

Sanırım yöneticiniz pfSense kurmuş ve bahsettiğiniz bloglar yasaklanmış

hayır virüs programımla ilgili değil, farklı internet bağlantısından girebiliyorum çünkü aynı bilgisayarla.

@ataeril; peki hal böyleyken girmemin hiçbi yolu yok mu?

goo.gl

eminönünde var 5-7 tl civarı, ama sahtesi galiba.. anadolu yakasında, maltepe sahildeki migrosun ordaki büfede var.

7tlden ucuza bulamazsın bulursan zaten sahtedir.

@toshiro; orada ne kadar peki?

8tl'ydi galiba en son..

7 liraya -şaşırtıcı olacak ama- nişantaşında var. bi pasaj gibi bir yerin önüydü tam hatırlamıyorum arkadaş aldı, adam zaten oraya paketi koymuş anlarsın yani.

o fiyatlara bulunuyor ama bariz kalite farkı oluyor bazen, dikkat etmek lazım..

anadolu yakasında oturdugunu farzederek 2 yer soyleyecegim:

1. kadıkoy dersane sokaklarının orda tam girişte final fatih yada fen bilimleriydi tam hatırlamıyorum f'yle başıyordu oranın karşısında bi bufe var tekel vs oraya sor dj black istiyorum diye cıkarıp veriyo fiyatlar tuzludur ocakta en son aldım 12ydi

2. toshiro soylemiş bide ilerde kartal sahilde tansaşın oldugu yerlerde bowling zımbırtı yeri var işte ordan 5 dk gerisinde tren istasyonuna gidilen yerde (cevizli istasyonu)hemen o yolda bi tekel var orda djarumun butun çeşitlerini bulabilirsin şahsen ordan ben alıyorum. fiyatlar uygun 8 civarı.

sigara öldürür :D

maltepe sahilde burger king'in önündeki büfede var.Birde maltepede minibüs yolundaki shellin önündeki tekelde satılıyo

jean christopher grange'ın herhangi bir kitabı olabilir. son kitabı ölü ruhlar ormanı. okumadıysan kesinlikle oku pişman olmazsın.

www.kitapyurdu.com
güzel kitap sevmiştim ben.
birde jack higgins var şeytanın payını okumuştum çok güzel
www.idefix.com

ankara'da soğuk gece - korkut aldemir
fantastik+polisiye

ferdinand von schirach'ın suç kitabı oldukça iyi diyorlar, şu an bestseller zaten. gerçek hikayeler, bir savunma avukatının anlattığı olaylar.

bunların büyükçe bir kısmını okudum aslında ama not ediyorum okumadıklarımı. başka önerisi olan varsa sevinirim :)

gerçek bir olay: ankara cinayeti - ihsan tombuş (bilgi yayınevi)

fiyat/kalite karşılaştırması yaparsan cingöz recai çok iyi bir romandır. ben çok severim.
tr.wikipedia.org

son hafriyat
her temas iz bırakır

pharmaton hiçbir halta yaramıyor belirteyim.

pharmaton kullandım, aşırı terletmesi dışında pek bir etkisini gördüğümü söyleyemem. ancak piyasada GNC markası bayağı revaçta. Ay başlarında da indirim yapıyorlar.

pharmaton bende de aman aman bir etki yaratmadı ama milletin dediğine göre belli bi süre düzenli kullanmak gerekiyormuş .ha bi de midemi ulandırdı.

ayrıca şöle bişi duymuştum, kafaya göre vitamin almamak lazımmış da fazla vitamin vücudu yorarmış filan.

Pharmaton, ginseng içerdiği için bazı bünyelerde pozitif etki yaratabiliyor. Diğer vitamin değerleri ise çok düşük. Amacın zihinsel, fiziksel performans artışı ise denenebilir. Düzenli kullanıp, overdose etmezsen sorun çıkması istisnaidir.

o eskidendi. yok artık öyle bişey. bişey olmaz.

bu konuyla ilgili kime danışabilirim?

@unpacked kim uçtu, nerdedir söyleyebilir misin. öyle bişey varsa aynı kişi olduğu anlaşılmıştır.
böyle bi duyuru vardı mesela. (bkz: #15012016) sonradan değişmiş olabilir tabi ama ben öyle bişey hatırlamıyorum. bi moderatöre mesaj atıp sorabilirsin yine de istersen.

tamam ben de denetim kalktı demedim zaten. sadece sorun olmayacağını destekleyen, haber vermeyi gerektirmeyen bi olay olduğunu söyleyen bi yazı diye verdim o linki.