4 kişilik diye biliyorum (karşılıklı ranza gibi. üsttekiler katlamalı). yoğunluk olmadıkça aynı kompartımana yabancı iki kişi yerleştirmiyorlar sanırsam.

Kuşet olayını anlatana üç metre don lastiği vaadediyorum

efendim kuşetli kompartımanda dört kişilik oturacak yer, dört de yatak vardır (ikisi oturduğun yere yan yatmak, ikisi de onların tam üstündeki yeri indirmekle oluyor). çarşaf, battaniye falan yoktur. isterseniz ek ücretle verirler bi çarşaf. bunun da adı örtülü kuşet. oturduğun yerde uyuma diye, yol uzunda yatarak uyuma imkanın olsun diye vardır.

yataklı kompertmanlar 2 kişiliktir. bunlar lükstür. yataklı vagon trenin en arkasında, en sessiz yerindedir. odada lavabo vardır, minik buzdolabı vardır, tabak bardak vardır, kondüktör gelir yatağınızı hazırlar, pijamanızı falan giyip otelde kalıyor gibi seyahat edersiniz. bu yüzden pahalıdır.

pulman vardır, bildiğin otobüs modeli koltuğa oturarak, uyuyacağın zaman koltuğu yatırarak gidilir. ama koltuklar ve koltuk araları çok geniştir. istediğin gibi yayarsın.

ankara istanbul yataklı tren bir tek ankara ekspresinde var sanırım. diğerlerinin kimileri,nde sadece pulman, kimilerinde de hem pulman hem kuşetli vagon var.

hepsi şurada:
www.tcdd.gov.tr

verilen bilgiler kısmen hatalı.

değişik türde kuşetler var. örtülü kuşet ve normal kuşet, 4 kişilik ve 6 kişilik kuşet gibi.

Anadolu ve Fatih gibi ekspres trenlerde 4 kişilik ve örtülü kuşet bulunuyor.

Kuşetli vagonda karşılıklı ikişer dört koltuk bulunur. Bu koltukları ve üstteki yatakları indirdiğinizde dört tane yatak ortaya çıkar. Örtülü kuşetlerde çarşaf, yastık ve battaniye de verilir. Biletleri bir arada almadıysanız tanımadığınız kişilerle kalırsınız. Kadın erkek ayrımı da yoktu hatta yakın zamana kadar. Gayet rahat ve keyifli bir yolculuk geçirebileceğiniz gibi horlayan, kokan, gürültücü kimselerle bir araya düşme ihtimaliniz de var.

Yataklı vagonun farkı ise 2 ya da 3 kişilik olmasıdır. Yatak daha rahattır. Genelde lavabosu da kompartmanın içinde olur. Ayrıca yataklı vagonun ayrı görevlisi vardır, yolculara yardımcı olur, yabancıları sokmaz, vs.

kuşetler kompartıman usulüdür. Bir oda'da 6 kişi kalır. Eğer tren çok dolu değilse 3-4 kişi kalmanıza ses çıkarmıyorlar.

vnc server varyantlari var, ucretsiz

Teamviewer candır kandır.

(bkz: logmein)

herkese danke schön. teamviewer işimi görecek gibi.

Özel bankalar en azından pazartesi sabahtan açıktır diye tahmin ediyorum.

sole bişi buldum.
www.tbb.org.tr

bayram gunleri kapali, ptesi yarim gun, cuma tum gun calisiyorlar

Tüm bankalar pazartesi açık fakat bayramda kapalılar. Hepsi için geçerli.

alışveriş merkezlerindeki( Tepe Nautilus acıbadem carrefour )bankalar haftasonları açık oluyor diye biliyorum belki bayramda da açık olabilir

Zshare.net'e upload et sesi. Sonra embed kodunu sayfana ekle.

Embed kodu nerede diyecek olursan ki haklısın; sayfa kaynağını aç embed name yazan satırı komple sayfana ekle.

blogger gibi bir site üzerinden mi kullanıyorsunuz yoksa kendinize ait bir alan adı üstünde mi blog sayfası oluşturdunuz?

blogger'da benzeri uygulamalar mevcut. Dashboard->Layout->Page Elements->Add a Gadget kısmına gelip oradan arama yaparak ulaşabilirsiniz. ben birisine ulaştım mesela: "YouTube To FLV or MP3" diye.

(bkz: tumblr)

@ataturkiye: dediğiniz gibi yaptım
-windows media player olarak çıkıyor, üst taraftaki görüntüyü kaldırmanın bir yolu var mı?
-daha da önemlisi, tüm satırı kopyalayıp önizleme yapınca düzgün gözüküyor ama yazıyı yayınla diyince hata veriyor, bunun sebebi nedir?

@yurdum insanı: sizin de dediğinizi yaptım bir sürü sonuç buldum ama sormak istediğim,
mp3playerı sayfaya ekleyince belirli bir alanda çıkıyor, sayfanın istediğim yerine taşıyabiliyorum ama ben yazdığım gönderinin altına eklemek istiyorum nasıl yapacağımı bulamadım?

edit: tumblr'ye de bakıyorum şimdi.

Ahanda buldum :)

boomp3.com

Burada yükle şarkını. Bitince açıklamayı ve mailini gir. Sonra şarkının olduğu sayfa çıkacak. "Post this player to your blog" kısmından çıkan embed kodunu bloguna koy. Başardık :)

www.imeem.com

www.fileden.com en iyisi budur. Direkt link verme gibi bir şukela özelliğide var.

baklagil eğer blogspot kullanıcısı isen(sanırım öylesin) page elements kısmında koyduğunuz gadget'i "blog entries" bölümünün(yani yazdığınız yazıları gösteren kısım) altına getirebilirsiniz,tutup taşıyarak. böylelikle hem sayfanızın altında olur hem de herhangi bir başlığa tıklandığında o başlığın altında yer alır.

bu da güzeldir;
www.esnips.com
sana yüklediğin şey için link veriyor, o linki koyduğun blog sayfasına da mini bir player koyuyor.

arkadaşlar sağolun hepsi işe yaradı.

yine yeni yeniden bir sürü şey öğrendim. eyw.

malibu olabilir hindistan cevizi likoru,
archers olabilir, seftali aromali..
baileys zaten demissiniz..
bunlar disinda meyvali votkalari meyva sulari ile birlestirebilirsiniz.. (gazli icecek icmediginiz icin, yoksa sade gazoz diyecektim)
aklima gelenler bunlar..

hare' nin kremalı turk kahveli likörünü önerebilirim eğer denemediyseniz. gercekten fiyat performans oranında harikalar yaratıyor kendisi.(aha canım çekti işte)

safari kola güzeldir.
ben cok sevmesem de (bkz: appletini) (bkz: martini)

smirnoff green apple-schweppes bitter lemon ikilisinin mükemmel karışımı.

mojito tam sana göre

karadut şarabı derim :) meyve suyu gibi zaten şekerli, ööyle gidiyo. şirince olabilir marka olarak,ya da ev yapımı kapadokyadan. e benim canım çekti ama

karadut şarabını dener ve seversen herhangi bir öksürük şurubu -tatlı olması şartıyla- işini görebilir bence : )

kahula tavsiye edebilirim ayriyeten bulabilirsen mozart likörü bağımlılık yapabilir.

iç ısıtmaktan kastın kışın ısınmaksa küçük bir matara al içini de acıbadem likörüyle doldur kahveye damak tadına göre ekle, hastası olabilirsin, olmayabilirsin de.

iç ısıtmaktan kastın her türlü alkolün çarpmadan bir kaç kadeh önce yaptığı ısınma hissiyse dediğin kriterlere en güzel rum uyar. cuba libre yapabilirsin mesela az bir zahmetle akşam evde otururken.

(bkz: sangria)

(bkz: limoncello) icimi kolay ama alkolu biraz yuksektir
(bkz: martini) icimi kolay bana gore meyvasuyu gibi

(bkz: pina colada)

bacardi breezer

blue curacao

(bkz: tatli ickiler)

smirnoff north enfes olur diyeyim ben sana.

bi de likorler de tatlıdır genelde.

1 fincana(mug olan fincan yani);
2 kapak konyak+sicak cikolata ekle, istersen biraz da seker katabilirsin. kisin super olur bu. kar veya yagmuru seyrederken bunu icmek +1000 mutluluk puani getiriyor.

daha çok perde aralarına ve avize içlerine saklanıyorlar. İyice bir silkeleyin oraları ve ışıkları kapatın anında çıkarlar piyasaya.

sana kötü bir haberim var, onlar rahmetli olmuş olabilirler.

Benimkiler monitörün arkasında uyuyorlar. Eyüp Sabri Tuncer'in fısfıslı kolonyasıyla avlıyorum, pıt pıt ölüyorlar. Uyurken avlıyorum, arkadan vuruyorum, namerdim.

ayakkabılar dışarda duruyorsa ayakkabılık içinde falan değilse ayakkabı içlerine saklanıyorlar tavanlarda bilimum mola yerleri

Benimkileri bir ara yürüyerek koltuğun altından çıkarken görmüstüm. evet yürüyorlardı.

"Gündüzleri yiyecek temin edebilecekleri yerlerde yaşayan karasinekler, geceleri dinlenmek için eşyaların kenarlarında, iplerde, tellerde ve tavanlarda konaklarlar. Karasinekler ısı ortalamasının yüksek olduğu zamanlarda geceleri dışarıda bina yüzeylerinde, çitlerde veya parmaklıklarda, ağaçlarda ve çalılarda dinlenirler. Ev sinekleri genellikle evlerde yaşarlar fakat esas kaynakları çöplükler ve hayvan barınaklarıdır. Şehir dışında da bu gibi yerlerde yaşayan ev sinekleri ulaşım araçlarıyla şehir içlerine taşınırlar. Bir karasinek yumurtadan 1 gün sonra larva olarak çıkar ve 7 günde pupa dönemine gelir. Pupa döneminden de 2–4 gün arasında yetişkin hale gelir ve 10 gün sonra yumurtlamaya başlar. Yumurtalarını çöp ve lağım birikintileri, hayvanlar ve hayvanların yaşadığı yerlere, beslendikleri alanlara bırakırlar. Larva ve pupalar buralarda beslenerek gelişir ve yetişkin hale gelirler."

trakyailaclama.net

güzel kitap ismi fikri. eyvallah!

hahaha. nikine uygun bir film var şimdi, seni yola getirecek. kanal d de çağrı filmi var, çabuk ol hz muhammed hira dağından inmek üzere.

Artık çok geç başka tavsiye :)

site reklamı olur mu olmazmı bilemiyorum ancak www.tvdenevar.com yardımcı olacaktır ayrıca dizileri sezonlarıyla izliyim diyosan diziport diye bi site üzerinden pek iyi görüntü olmasada izlenilebiliyor

FireMate olarak geçer adi. kamp çakmak tasi diye aratabilirsin.

benim de güvenerek alisveris yaptigim yer olan adrenalin'de mevcut. www.adrenalin.com.tr

bir de ateş yakmak içn olmayanları vardı. bazı okulların önünde satıyorlar öyle iki tane erik büyüklüğünde, renkli fln. çarptırıyorsun birbirlerine yolda giderken.

fiyat konusunda bir şey diyemem ama elimde var.

subtitle workshop programı ile 2 bölüm için olan alt yazıyı alıp tek bütün haline getirebilirsin. Sonrasında senkronizasyonunu da ayarlayabilirsin.

Tabii zor bir yöntem kesinliğide yok :)

gom player ile alt+e fonksiyonunun kullanarak alt yazıyı istediğin yerden başlatabilirsin. yani kabaca 11 kez altyazıyı ayarlayacaksın sadece ki birleştirmeye ve senkron sorunlarına göre devede kulak bir zahmet olur bu.

başka bir çözüm:
"SolveigMM AVI Trimmer" gibi bir program ile ikiye bölün.

bi bolumu en fazla 350gb olsa bastan bolumleri indirmeniz altyazı senkronunun daha kolay olur.

öyle yaptım zaten :) yeniden indirdim .

"X Y (adamın ismi yani)" üniversitesi diye arat. bir yerde xy filanca üniversitesi bilmem ne bölümü diye geçiyorsa bulabilirsin.

Tübitak'ın öyle bir projesi vardı sanırım ama doldurulması kişilere bağlı olduğundan sizin hoca yer almıyor olabilir.

(bkz: google ipuçları/@alkolik imam)faydalı olacaktır. Doğru şekilde arama yaparsan muhakkak bulunur.

google'da bulunamıyor, lütfen google önerileri vermeyiniz. başka bir alternatif lazım. kişinin isim ve soyismi cümle oluşturduğu için ve oluşan cümle hayli popüler olduğu için google olmuyor, olmasının da bir yolu yok. bu nedenle google'da bulunamıyor diye buraya geldim. yoksa ben 6 yaşından beri internet kullanan koskoca areelsim yani, teessüf ederim

Eğer herhangi bir makale veri tabanına bağlanabiliyorsanız oradan author olarak aratmayı deneyebilirsiniz, doçent olduğuna göre bir yayını vardır herhalde (herhalde diyorum çünkü bu memlekette hiçbişii olmadan prof olan insanlar da var). Eğer böyle bir bağlantınız yoksa ben bakabilirim.

11811'den telefonunu öğrenmeye çalışın.

bi telefon numarası elde edebilirseniz en azından hangi şehirde ve semtte olduğunu öğrenirsiniz. ipucu ipucudur.

a$ağıdaki derneklerle irtibata geçmeyi deneyin.

www.univder.org

www.tumod.org.tr

bios upgrade düzgün yapılmamış olabilir. Hatta ram sorunu bile olabilir. Mavi ekranda çıkan hata kodunu okumaya çalış.

hata kodunu okumam mümkün değil. anında gidiyor mavi ekran.

hata kodunu değil ama hatayı buldum. farklı modelin bios update i ile yapmışım işlemi. yapabileceğim bişey var mı bu durumda.

tekrar kendi laptopinizin biosunu yuklemeyi calisin. aksi halde servise "noldu anlamadim bir anda boyle yapmaya basladi" tarzi bir bahaneyle goruturun derim.

laptopun biosunu bootable bir cd ile dos atından da yenileyebiliyor olman lazım, onu bir araştır.

baska bir modelin BIOSunu update etti iseniz de cok buyuk bi ihtimal naparsaniz yapin duzelmicektir. anakartiniz nanay durumda anladigim kadari ile. garanti altinda oldugunuzu umuyorum ve hemen servise goturup bios update ile ilgili hic birsey soylemeden tamir ettirmeye calisin.

içinde bios update dosyalarının olduğu bootable cd hazırlayın bir tane. deneyin bakalım olacak mı.

başka modelin biosu değilmiş. doğru bios update etmişim. sorun ne anlamadım. 6 tane daha farklı bios update'i var aynı model için. hepsini bootable cd ile tek tek yaptım değişmedi sonuç. bios başarıyla güncellendi diyor ama tam windows başlayacakken tekrar başlatılıyor bilgisayar.

"Application - Tools and Utility" de "SystemDiagnostics DOS" var onla sistemi bi test edin belki baska bir sorun vardir
support.fujitsu-siemens.com

systemdiagnostics le baktım. gayet sağlıklı bi bilgisayarım varmış ona göre. ama halen format atmaya çalışınca bağlı sabit disk bulunamadı diyor. pc'nin gözünü seveyim. gerektiğinde içine elimi sokup kablolarını bile okşayabiliyorum ne güzel. dizüstünün içinde ne film dönüyor anlamak mümkün değil.

normal dans müziği derken :)? Şu sıralar benzettiğin bir parça My medicine çalıyor power fm'de.

öyle çılgın sololar falan değil de elektro gitarın baskın bir biçimde içinde bulunduğu bir $arkı için:
infected mushroom - becoming insane

edit: dikkatli okumamı$ım. power fm dinlemiyorum, $arkı da çok yeni bir $arkı değil ama istersen bi $ansını dene.

Al Di Meola'nın çaldığı hatta klibinde oynadığı bir şarkı vardı büyük ihtimalle odur. Ama şarkıyı da şarkıcıyı da şimdi hatırlayamayacağım. :(

gary moore - still got the blues olabiler mi?

hiç sanmıyorum ama daft punk - aerodynamic te olabilir

santana feat. chad kroger - into the night da boyle biseydi sanirsam.

www.hipostudyo.com

(git: 39395) şurada cevapların birkaçında kupaya resim bastırılan yerlerden bahsediliyor sanırım orda bahsedilen yerlerde yazı da yazarlar.

yaratbeni.com

katlı kestirmeni tavsiye ederim. MEsela benim saçlarım hafif dalgalıydı katlı kestirerek bu tarza benzer bir şekil aldırıyordum.

berbere gitme. sen gittikçe o saçın uzaması daha da zorlaşacak. iyice uzamasını bekle, sonra şekillendir derim ben.

bana da katlı kestirmeniz gerekiyor gibi geldi. giderken yanınızda resmin çıktısını alıp gidin. berber/kuaför herhalde anlayacaktır nasıl kesmesi gerektiğini.

gerçi "şu an kısa" demişsiniz ben uzun oldugunu farzetmiştim, en kötü ihtimalle biraz uzamasını bekleyin sonra şekil vermesi daha kolay olur ya da başta dediğim gibi berber/kuaför yönlendirir sizi.

istediğiniz şekle getirmek için saçınızın fotoya göre biraz daha uzun olması gerekiyor. saçınızın uzunluğu nedir bilmiyorum fakat 5-6 ay kuaföre uğramayın.

arasıra uğrayıp uçlarını kestirmek daha çabuk uzatır derler

üstteki arkadaşın dediği gibi ara sıra uğrayın ama bu ara sıra 1 senede bir filan olsun. çünkü 3 4 ayda bir uğrarsan uçlarından aldırayım accık diye hiç uzamazlar. kuaföre uçlarından accık aldıracam diye gidersiniz bi makas atar 6 aylık uzamayı bi makasla götürürler... iyisi mi istediğin uzunluga gelene kadar berbere gitmemek sonra hep aynı uzunlukta bırakırsın.

erkek berberine gitme, illa da giderim diyorsan da red&white gibi yerlere git. sac kesimi onemli bir seydir, kiyafetlerini degistirebilirsin ama kotu bir sac kesimini gizlemek cok zordur. kuafore de bu fotografla git, hatta varsa baska acilardan da fotograflarini at telefonuna.

Uçlarından aldırmak için erkek berberine kesinlikle gitme. Çünkü kadim erkek berberliği zanaatı hala daha uçlarından almayı öğrenemedi. Senin aylarca sabredip uzattığın saçını uçlarından alıyoruz diye kesip alıverirler. Saçın uzaması için geçen süre kesinlikle 5-6 aydan daha fazla olmalı. Ben de katlı kesimi tavsiye ediyorum. Saçların çok sıksa 6. ayda ara makasla aldırman iyi olur. Bir de benim gibi köşeli bi kafa yapısına sahipsen hiç başlama.

@kayranın kedisi: ankara'da tavsiye edebileceğin bir kuaför var mı, bir de daha önce bayan kuaförüne gitmedim, emek'te red@white'a gittim ama.

ya bir de bir senede uzar mı bu kadar?

bence de berbere gitmeyin, iyice uzatın önce.
saçta çok bir olay göremedim, ön taraflarını kulağın arkasına atmış işte.

Bilginç IT academy bu konuda bir hayli iyi bir yer.

www.bilginc.com

tavsiyem budur.

soru biraz "kamyon yapmak mı daha zor, otobüs yapmak mı?" gibi olmuş. zorluk derecesi otobüse ve kamyona göre değişeceği gibi oyuna ve programa göre de değişir.

ama oyunlarda programlama kısmı değil de işin sanatsal kısmı daha zordur. grafiklerin çizilmesi, animasyonların nasıl olacağı, karakter, konu/senaryo , sesler gibi...

Öncelikle algoritma konusunu iyice araştırmanız gerekecektir. Algoritma sonrasında programcılığa biraz daha giriş yapabiliriz.

Şimdi soru çok basit olmuş. Bir yılan oyunu ya da renkleri yakalayıp puan kazanılan bir oyunu yapmak kolaydır. Bir zorluğu yoktur. Keza basit bir muhasebe programında aynı şeyin olduğu gibi.

Fakat fare ile kontrol edilecek ve biraz daha komplike bir şey istenirse oyunlarda iş o zaman içinden çıkılmaz bir hal bile alabiliyor. Matematiksel işlemler çok zorluyor. Bir yuvarlağın koordinatları hesaplanıp onun açıları üzerinden dönüşleri vs gibi şeyler hesaplanması gerekiyor.

Diğer yandan yine büyük çapta bir stok takip programı ya da bayi kontrol sistemi isterseniz örneğin: asist. işte o zaman zorluk derecesi artıyor.

Yani işin özüne göre zorluk değişir.

windows gibi isletim sistemleri
karmasik sistemlerin kullanici arayuzleri
asmis oyunlar
programlama arayuzleri ve compiler'lar

oyun da bir programdır desem.

isletim sistemi yapmak tabi en zorudur (isletim sistemi de bir programdir desem)

tabi "yılan" gibi oyunlar kolay denmişte buda yine kişinin bilgisine göre değişkendir.
(bkz: değişkenler) yani yılan yapmak kolay diyen biri için yılan oyununu yapmak kolaydır da... hiç programlama diliyle uğraşmamış biri için bi süre kafayı sıyırmanız/ delirmeniz gerekebilir. yani "hadi yılan yapiyim oynayalım" gibi kolay değil.

ek$i duyuru ahalisi "yuh be!" demeden önce hemen cevaplıyım (ehehehe)

(bkz: subtitle workshop)

veya (bkz: time adjuster)

senkronizasyonda çok büyük kopukluk yoksa bs player üzerinden ayarlama yapabilirsiniz.

subtitletool.exe kurulum gerektirmeden çalışan basit ve kullanışlı bir programdır.

subtitle editor de iyidir.

bence başka bişi yapmışsınız ben belki her parçayı söküp takmışımdır psu takılıyken.. ki hatta makine açıkken bile cdromun güç kablosunu taksanız çıkarsanız bişi olmaz genelde. cd-rom yanmıştır bence yansa yansa, sonuçta kablodan geçen 12V, kabloya bişi olacağını sanmam ama cdrom un içinde vardır elbet bundan etkilenecek bi parça.

kablolarda hiç bir sorun olacağını sanmıyorum. talemon'un belirttiği gibi bende çok defa psu kablosu takılıylen pek çok parça takıp çıkarmıştım hemen hiçbirinde sorun yaşamadım. Bu çıkardığım parçalara ram, hdd bile dahil :)

Sorun cd-rom kaynaklıdır. Zaten pek çok parçanın olduğu gibi cd-rom'larında bir ömrü var. Sizinki parçalar cehenneminde yerini almış olabilir.

teleport pro ile sitenin yedegini al, ordan ayrıstır kendin.

maxthon kur sonra araçlar-dosya koklayıcı yı seç. ondan sonra karşına gelecek pencereden tüm dosyaları seç. sitede ne var ne yok koklar. muhtemelen swfleri de. daha sonra swfleri ayrıca irdeleyip içinden sesleri alabilirsin belkim, ilk aklıma gelen bu şimdilik idare et :))

www.soundsnap.com buradan hemen hemen bütün flashlarda kullanılan sesleri bulmanız mümkün. tavsiye olarak bunu belirteyim bende

bu sitede varmış aslında hepsi, uğraşmama gerek kalmadı, teşekkürler (:

www.divxplanet.com

www.divxevim.com

2-) pdf convert word olarak google üzerinde arama yapın. inen program ile pdf dosyalarını doc uzantılı hale getirip istediğiniz gibi düzenleyebilirsiniz. Sonrasıda pdf yapın bitti gitti.

3-) Böyle resimler gösterip mühendis diyorsunuz sonra gençler gidince fakültelerine dumur oluyorlar efenim. Yapmayınız inanmayınız. 10 erkeğe 1 erkek düşüyor. Çağla Kubat ve bu kadından başkası yok güvenin bana :)

1-online saklayan eklentiler vardı sanırım, onları kurarak heryerden erisebilirsin ya da usb versiyonu kullan

2-pdf editor olan her bisey yapar o dedigini. olmadı jpeg e cevir sil tekrar pdf e cevir.

3-cern den adam cıkmaz.

boomarks / organize boomarks / import and backup
yedek icin

1- foxybookmarks

@sicktired returns
"ekşi sözlük yazarı olunca daha iyilerini bulursun." derken? "Zamanında o kadar yazdım nerdeydiler?" diye sorar, alkolik imam'ın affına sığınarak yanıtını modifiye eder sunarım.

Böyle yanıtlar verip yazar diyorsunuz sonra gençler gidince sözlüğe dumur oluyorlar efenim. Yapmayınız inanmayınız. 10 erkeğe 1 erkek düşüyor. Çağla Kubat ve bu kadından başkası yok güvenin bana :)
copyright ©

3)yok o insan değil patlamadan sonra kara delik yerine bu çıkmış.

normalde sigara içilen marka nedir? Yok hayır eğer Lark ise marlboraya en yakın sigara olması sebebiyle pek bir alakası olmayacaktır.

(bkz: yersen)

Hayır normalde Winston ve LM yi harmanlayarak içiyorum. Bir günde ikisinden de minimum dörder tane :)
MArlbora biraz ağır kaçtı galiba

limonlu birşeyler ye-iç.

farenjit olmuş olabilr misin acaba?
alkol, sigara dumanı, kuru hava falan neden oluyor.

Böyle sanki o bölge yara olmuş gibi sürekli sızlıyor

birde sürekli kuru ve nefes alınca acıyor

ılık bir bardak suya 1 çay kaşığı karbonat yarım çay kaşığı tuz atılılp iyice karıştırıla ılık olarak günde 3 4 defa gargara yapıla

(bkz: damat halayı) olsa gerek diyorum sadece şu alkış kısmından dolayı..

trakya'ya özgü yeni türemiş halaylardan biridir efenim.

Belirtildiği gibi damat halayı.

93T ye binilir. Göğüs hastanesinin önünde inersiniz. Zaten oradan 100-200 metre civarı uzaklıkta. Göğüs hastanesi nerde ben bilmem dersen belgrad kapı'dan bir sonraki durak. TAm karşında Koca bir olivium tabelası göreceksin zaten. Onu gördüğün gibi inebilirsin.

cosla oxi action dene

sevdigin bir kiyafetinse hicbir sey yapmadan kuru temizlemeciye gotur bence, cunku sen mudahale edersen onlarin lekeyi cikarabilme ihtimalleri dusuyor.

benzin ile çıkar.

tabii ki bulasik deterjani.

dosyayi farkli kaydet de, acilan pencerenin sag tarafinda "araclar" butonunu göreceksin. oradan "güvenlik secenekleri"ne gir. acma parolasi tam karsina gelecektir.

(bkz: open office)

.rar olarak kaydedip şifrelemeniz de mümkündür. winrar bunu başarır kolaylıkla.

içini açıp bakmak gerekir. Vida sökmek 20 liradan başlar.

renklerin ayarlandığı bri kontrol vardır üzerinde onla oynasan düzelir belki.

renk veren bi lambası mı ne varmış. o patlamış olabilirmiş. miş miş..

digiturk kutusundan olacağını sanmıyorum. benim tahminim, eğer alet 5 yıldan yaşlı ise sorun tüpünden kaynaklanıyor olabilir. ayrıca ani elektrik watt yükselip inmiş olmasından kaynaklı bir problem de olabilir. bizim 72 ekran bir tv vardı, ekran anormal renklere bürünmüştü. yayın sırasında yarısı kırmızı yarısı yeşil şekilde gösteriyordu. servise götürdüğümüzde sorun elektrik problemi olarak açıklandı ve tabiatıyla garanti kapsamı dışında değerlendirildi. o zamanın parasıyla 35 ytl bayılmıştık yeni parça için. sonrasında normale dönmüştü cihaz. sana tavsiyem, kendini orda burda "tv hastanesi" olarak tanıtan öyle alelade tamirci dükkanlarına gösterme. çünkü bu tip pahalı cihazların içindeki bazı parçalar piyasada zor bulunduğundan, çok değerli olabiliyor ve maalesef kötü niyetli tamirci bozuntuları içindeki bu parçayı ucuz kopyasıyla değiştirebiliyorlar. sen sen ol, garantisi bitmiş bile olsa sony servisinden başka bir yere götürme bu cihazı.
benden söylemesi...

Şu sıralar zor bulunabilir. Okulların açılmasıyla hurra diye yüklenen çok oluyordu. Geçen sene bu zamanlar yaklaşık 1 ay kadar tom bulamamıştım.

Öncelikle, bilgisayar mühendisliğinde tahmin ettiğinden epey fazla kız var. Odtü'dekinde kaç kız var kendin sayabilirsin mesela: ceng.metuyillik.com

Sonra, iyi eğitim veren üniversite olayı için, teknik üniversiteye girebiliyorsan gir. Yoksa çok ayrıntısını ben de bilmiyorum. Senin puanlarına uyan üniversiteleri say ben içinden sana seçeyim.

Süfer bi coder olmak için bilgisayar müh okumana gerek yok. İngilizceyi iyi öğren yeter. İnternette ömrüne sığdıramayacağın kadar ingilizce kaynak var.

Ama tabi bi yerde işe girmek için müh olmak lazım. Okul yeterli olmayacak, kendini geliştirmen lazım. Programcılıktan zevk alman lazım, ve oldukça iyi bir vakit ayırman gerek kodlamaya. Çok kod yazmaktan başka iyi öğrenmenin yolu yok. Programcılık zekası veya yeteneği de lazım ama, kodlamaya vakit ayırmazsan geliştiremezsin.

Özetlersem, bir bilgisayar müh okurken, programlamaya bol bol vakit ayırmalısın. Oyun yazmak istiyorsan C++'a yüklenirsin, web developer olmak istiyorsan php'ye yüklenirsin, ama illa ki kendin vakit ayırman gerek.

Mesela ilk iki yıl programlamada kendini geliştirirsin, son iki yıl şöyle orta halli, birkaç kişiden oluşan bir ekiple birkaç açık kaynak program yazarsınız, yayınlarsınız, geliştirirsiniz falan. Bir yerde işe girerken şirket şunları ister:

- İyi kod yazıyor mu
- Bir projeyi baştan sona getirebilecek ve sorunlarını takip edebilecek kadar isterkli mi (maymun iştahlı mı değil mi)
- Takım ile çalışabiliyor mu

Sen son iki yıl birkaç açık kaynak proje işine falan girersen, mezun olduktan sonra da kendini iyi övmeyi becerirsen istediğini yaparsın.

@harzem
10 yıldır günümün çoğu bilgisayar başında geçiyor. bilgisayar için her zaman vaktim vardır ve programlama her zaman ilgimi çekmiştir. ingilizcem iyidir, hazırlık sınıfında sınıfın en iyisiydim (ehe ehe :D)

Tam hatırlamıyorum ama şöyle sanırım:
Yıldız Teknik
Dokuz Eylül
Anadolu üniversitesi
Çukurova üniversitesi

diğer şehirdekilere zaten yeter ama iyi bir üniversitede okumak istiyorum.

itu blg.de okuyan biri olarak sunu soyleyebilirim, bilgisayar muhendisligi pimi cekilmi$ bir meslek. onun yaptigi isi yapabilmek icin bilgisayar muhendisi olmaya gerek yok, zaten artik is ilanlarinda bilgisayar muhendisligi yerine muhendislik mezunu yeterli oldugu soyleniyor.

hatta zaman kaybetmemen icin blg. muhendisligi okuma bence. yazilim muhendisligi oku, bizdeki gibi gerekli gereksiz donanim bilgisini almadan amacina ula$irsin.

@arcano
bildiğim kadarıyla devlet üniversitelerinde yazılım mühendisliği yok. özel üniversitelere de gitmem için en azından %50 burs kazanmam lazım. ben de isterim yazılım mühendisliği ama maddiyat sorun olur. ha ben yanlış biliyorsam, devlet üniversitelerinde varsa, koşa koşa giderim.

bilgisayar mühendisliği bölümünde yazılım üzerine birçok ders var.
teknik seçmelilerini,tracklerini onlardan yana seçersen(tabi kıt bir okul olup,zorunlu seçmelilerden başka şansın olursa) istediğin şeyi elde edersin.
ama üniversite okumadan kod yazmaya tamamen inanmıyorum.yazılır tabi,alasıyla yazılır ama güzel olmaz.yani biz bu kadar dersi laf olsun diye almıyoruz.o kadar tecrübeli hocadan o kadar bilgiyi boşuna almıyoruz.Bölüm dersleri php,java,dot net diye ayrılmıyor yani.büyük projeler nasıl yapılır,kompleks sistemler nasıl kurulur,bunlar internetteki kaynaklarla kolay kolay olcak işler değil.Ha ben 2yi yeni bitirdim,dolayısıyla (bkz: kaynak götüm) :)

üniversite olarak yıldız tekniğe sadece özenmişliğim var,dokuz eylülün de birinci ağızdan duyduğum kadarıyla güzel uygulamalar yapılıyor ama hep microsoft üzerine..bir de donanım üzerine istesen de istemesen de baya bir eğitim alıyorsun.

ben,şahsen,kendim izmir yüksek teknoloji enstitüsünde okuyorum,bence bölümümüz en iyisi değil ama başarılı.biraz garip bir okuldur ama düşünün derim.

ekleme : diğer okulları bilmiyorum da bizim okulda donanım üzerine zorunlu olarak elektronik 1-2,mantık tasarımı,bilgisayar mimarisi ve gömülü sistemler var.bir de network var onu da almassan ayıp olur zaten.

@arcano

devlet üniversitelerinde yazılım mühendisliği varmış ama ufak bir araştırma yaptım, pek sıcak bakamadım açıkçası. bilgisayar mühendisliği daha iyi gibi gözüktü bana.

Matematik üzerine lisans eğitimi ve bilgiasyar bilimleri yüksek lisansı da leziz olur kanaatindeyim.

@divit

o bölümlerde de programlama eğitimi az da olsa veriliyor sanırım (götümden sallıyor da olabilirim) ama bana yetmez, yetmeyecektir. okulla birlikte kendi çabalarımla programcılık öğrenmek zor olur gibi geliyor bana. önerin için teşekkürler, düşüneceğim (:

@homo statisticus

tavsiyeniz benim B planımdı (: bilgisayar olmazsa matematik yazıp bilgisayarla ilgili master yapmayı planlıyorum.

ulvi amacım iyi bir oyun programcısı olmak. Diğer duyurumlarımda da söylemiştim bunu. Bu amaca ulaşmamın en kolay yolu bilgisayar mühendisliği gibi gözüküyor. Fikirlerinize açığım, belki daha iyi yollar vardır.

Öncelikle selamlar;

Ucundan meslektaş olmak üzereyiz sanırım :)

İyi bir yazılımcı ya da coder olmak istiyorsan benim sana tavsiyem Bilgisayar mühendisliğinden çok yazılım mühendisliği olacaktır.Zira bilgisayar bölümünde pek çok farklı alanada eğilim var bu bazen öğrencilerin kafalarının karışmasına sebebiyet verebiliyor. 3. sınıfta olup hala ne meslek yapmak istediğine karar veremeyen bilgisayar mühendisliği okuyan arkadaşlarım var. Rahmetli sakıp ağamızın dediği gibi "Bir şeyi çok iyi yap." VB, c++ ve php bildiğini söylüyorsun. Bu süper bir şey. Algoritmadan bihaber olarak okula başlayanlar var. son 3 yıldır sürekli araştırmalarım piyasa araştırmalarımda piyasaya en hakim dilin C# olduğu kanısına vardım. Web programing tarafında keza asp.net bu şekilde. Koyu bir open source destekçisi olmama rağmen şu an sürekli .Net platformunda çalışıp kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Microsoft'un firmalara yaptığı dayatmalar, iş sahasında microsoft ürünlerinin prestiji vb sebebiyle pek çok firma bir an önce .Net entegrasyonunu sağlayabilmek için yazılımcıların kapısını aşındırıyor.

Daha önce yine burda belirttiğim gibi sadece lise mezunu olan bir arkadaşım şu an .net framework üzerine çalışan prestijli bir yazılım firmasında ve aylık maaşı 4.800 lira. Ve bu çocuk yalnızca 19 yaşında! Eğitimin hiç bir önemi yok demek istemiyorum fakat IT sektöründe biraz daha yapılan projeler ve bilginin öne çıktığını vurgulamak istiyorum.

Üniversite tavsiyesine gelecek olursak.

Yıldız Teknik
Dokuz Eylül
Anadolu üniversitesi
Çukurova üniversitesi

demişsin. Çukurova Üni Bilg. Prog. okudum daha önceleri. Eğitimi fena değildir, lablar iyidir fakat sana öncelikli olarak, ODTÜ'yü önereceğim. Kulüp imkanları, proje zenginliği ve %100 ingilizce olması ile bizim bölümde en çok öne çıkan üniversite bana göre.



Son söz; Bilgisayar mühendisliğini unut. Yazılım müh. ya da Matematik mühendisliği oku :)

@alkolik imam

abi n'aptın sen ya? odtü kim, ben kim? :D tavsiyen çok yararlı oldu teşekkür ederim ama odtü beni kat kat aşar bence :D

Bahçeşehir burslu derim o zaman:)

@ alkolik imam

bahçeşehir yazılım, olabilir sanırım, düşüneceğim (:

@divit

okuyacak olursam elektrik elektronik değil de, matematik okurum. her ne kadar elektronik de ilgimi çekse de, oyun programcılığında bana pek bir şey katacağını sanmıyorum, matematik daha akıllıca bir seçim olur sanırım.

gelen cevaplara bakılırsa, bilgisayar mühendisliğini kafadan sildik. öncelikli tercih yazılım mühendisliği, olmazsa matematik. iyi midir?

candır kandır diyorum.

şimdi oyun programcısı olmak istediğini söylemişsin.ea gameste çalışan türk bir arkadaşın yazısını okumuştum,ordan gireyim.
bir kere türkiye'de oyun sektörü yok gibi bir şey.dolayısıyla türkiye'de bir üniversiteden çıkarak oyun sektörüne girmen çok zor.yurtdışı bizim üniversitelerimizi kolay kolay tanımıyor.yani yurt dışında prestijli bir yerde oyun üzerine yüksek lisans ya da master yapman şart gibi.bunun için de iyi bir ortalama ve bölümünde olman lazım,eagamesteki arkadaş öyle yapmış yani.matematik bölümünden iyi bir yerde oyun programcılığına geçmek için çılgın projeler hazırlaman lazım heralde.

ayrıca matematik bölümünü napçan alaşkına.evet programlama üzerine gidebiliyorsun ama sen burda donanım derslerinde zaman kaybetmeyeyim derken milyon tane matematik teorisiyle boğuşup napacaksın?hadi kriptograf olcam desen anca o konuda yarar matematik bölümünde o kadar kasman.zordur da yani matematik bölümü,gerek yok.

ekonomi yazılım mühendisliğinde okuyan arkadaşlarım da var,evet yazılım konusunda bilg mühten daha çok eğitim alıyorlar tabi ki ama bilg. mühendisleri sürünmüyor yanlarında.bilgisayar mühendisliğini kafadan silmek yanlış bence,bir daha düşün.

ayrıca c# ve .net konusunda.adamlar pazarı götürüyor doğru ama javacıları da havada kapıyorlar bildiğim kadarıyla.hiç bulaşmadım .net e ama söylediklerine göre microsoft bitirmiş olayı,çok kolaylaştırmış program yazmayı.o derece ki javayı yapan adam .neti havada karada yapar diye bir sonuca vardım utanmadan.
yaşasın open source diyerekten bitirmek istiyorum sözlerimi sdf

Öncelikle şuan okuduğum en ilginç yorumlar burada..

Bilgisayar sektörü öyle ilginç bi sektörü ki sen ve sen den ibaret. Ha birde kütüphanen ne kadar geniş ondan..
Söz konusu yazılım geliştirmek istiyorsun anladığım kadarıyla ama yazılanların hepsine tamamen katılmıyorum. Türkiyede hangi okula gidersen git sonuçta seni bir yolda ilerletmeye çalışıcak. Dokuz eylül üniversitesi tamamen microsoft çalışıyor örneğin. ben'i sinir etmiş bi durumdur bu. ama bunun dışında izmir yüksek teknoloji bakma az felan puanları şuana kadar gördüğüm en sağlam insanlar orda. girersen ahmet koltusuz diye bi insan tanırsınki bu adamı ya cok seversin yada nefret edersin ileri bi insan ve okulun bir cok ders programını bu tek yöne yönelik eğitimden uzak tutan bir insan..
Ha diceksni niye bunları anlattın. $imdi benim 2yıllık bilgisayar programcılığı bitiren arkadaşımda var. Askeri similasyon şirketlerinden birinde çalışıyor ankarada ve 2 civarlarında para alıyor. Düşün bilgisaytar programcısı!
Yok mühendislik bitmişte yazılım coşmuşta bunlar bana cok saçma tanımlamalar geliyor. Niye dersen yazılım geliştirmek tamamen kişisel vaktin.. yani hangi okula gidersen git sana verebileceği bir programalama dili asla olamaz! Tamamen programlama mantığı kompleks'i bunuda mühendisliklerdede aliyorsun. Daha ileri gitmek için alıcaksın kitapları eve başlıyıcaksın çatır çatır kodlamaya..
Yazılımda daha cok program yazdırıyor olabilirler o kısmını bende bilmiyorum ama bilgisayar yazılıma oranla daha geniş bir bölüm. yazılımda gelmek istediğin noktaya alıp eline bilgisayarı catır catır yazıp dökümanları okuyup gelinebileceğine inanıyorum..(evet bir okul okumadanda gelebilirsin ama insanlar imza yetkisi ariyor)
İşin özünde kendinde bitiyor. 2 yıllık okuyan arkadaşım örneğin okulda bi bok öğrenmedi adam deli gibi oyun oynarda sonra ucundan başından gösterdik programlama algoritma sonra iki yıllık bölüm okudu dökümandır carttır curttur suan türk uçuş simulasyonları geliştriyor. evet adam hala oyun oynuyo ve üstüne para alıyor..

yani para için bölüm okuma sakın. sen ne istiyosan onu ilerle o yolda zaten fazlasıyla para kazanıcaksındır..

.net coşmuş diyorlar ama macintoshda (bkz: xcode) kötü denemez hani cokta süper bir sistemleri var admaların kod geliştiren insanlar için..
satma imkanına kadar imkan sağliyorlar hem geliştirme aparatları .net gibi öyle gidip ayriyetten alimiyorsun her mac cdsi içersiinde felan mevcut (konu derinleşiyo nokta koyayım hehe)

sonradan gelen cok ince edit: yaşasın open source!!

İlk mesajda dediğim gibi, eninde sonunda bilgisayar mühendisliğine karar verirsen, teknik üniversiteye gir. Verdiğin örnekler içinde bence en iyisi Yıldız Teknik. Staj yaptığım yerlerde Yıldız'dan mezun adamlar vardı ve ODTÜ'den mezun olanlarla aynı maaşı alıyorlardı (galiba) :)

Bilgisayar okumayacaksan, sakın matematik okuma aman. Elektronik oku daha iyi. Matematikte dersler senin ilgilendiğin şeyle %95 alakasızdır. Elektronikte bu oran %75'e falan düşer :P Bilg mühendisliğinde %50'nin altına inmez. Yazılım mühendisliğini tam bilmiyorum ama bilgisayar mühendisliği yine senin istediğine en yakın bölüm.

And my vote goes to..... Yıldız Teknik Bilgisayar!

bir de şöyle birşey var: (bkz: ctis)

İşe iyi paralarla başlıyorlar. 2000-2500 hatta daha fazla kazananlar tanıyorum. Yani kendini kısa bir süre sonra amorti ediyor. Dükkan açıp riske girmekten iyidir.

2000 lira ile işe başlamayı asla beklemeyin. Çevremde gördüğüm pek çok sistemci 600 - 800 lira arası bir maaş ile başladı.

Mcp sertifikasyonu alınacak olan dala göre farklılık göstermektedir. Sistem için ayrı yazılım için ayrı sertifikasyon sınavlarına tabi tutulur. 1 sınav fiyatı 80 lira civarındadır.

Yazılım için ilk girdiğiniz sınav 70-536'dır. 40 sorudan oluşur 1000 puan üzerinden değerlendirilir 700+ geçme notudur. Sınavı geçtiğiniz zaman mcp olmak için ilk adımı atmış olursunuz fakat mcp olamazsınız. Ardından uzmanlaşmak istediğiniz alana göre Asp.net ya da Framework olarak 2ye ayrılan sınavlar bütününe girersiniz. Bunlar toplamda 9 tanedir. 2.sınavı geçtiğinizde Hoşgeldin kiti alırsınız o zaman mcp kartınız ilk sertifikanız ve mcpID'niz gelir.

9 sınavın bütününü geçtiğinizde de MCPD(microsoft certified professional developer)olursunuz.
Sertifikalar iş başvurularında pek önemsendiğini görmedim. IT sektöründe özellikle yazılım kısmında sertifikalarınız değil bilginiz önemlidir. Şu an lise mezunu bir arkadaşım 4.800 liraya büyük bir yazılım firmasında çalışmakta. Varın gerisini siz düşünün.

Sınavlar ingilizce almanca fransızca ve japonca olarak yapılmakta. istediğiniz dili kendiniz seçiyorsunuz.

Avrupa'da sertifikasyon pek önemsenmiyor diye biliyorum. Siz iyisi mi sertifikaları alana kadar bu sertifikasyonların temsil ettiği bilgilerinizi genişletin

Öncelikle bilisim sektöründe bilgisayar mühendisliği bitirmiş, bilimum dilleri yalamış yutmuş, yabancı dile sahip kişiler bile kariyernet gibi yerlerde havada kapılmıyor.
alkolik imamında söylediği gibi bu sektörde hangi sertifikalara sahip olduğun, hangi okulu ne derece ile bitirdiğin değilde ne yapmış/yapabiliyor olman önemli hatta bunun en büyük örneği bu siteden haberdar herkezin tanıdığı ssg. o 8000 10.000 ytl ücretler kurs ücretleri, sınavlara girmek için sınav ücretlerini yatırman yeterli illa kurs almana gerek yok zaten nette sınavda sorulan sorular cevapları ile birlikte dolaşım halinde bilgi sahibi olmadan ezberlenerek bile sertifika alınabilir.
tecrübe ettiğim kadarıyla yunanistan ve italya'da bu sertifikalar tabiri caizse pek sallanmıyor türkiye'de de alan bi arkadaşım konusunda iş bulamayıp bi turizm firmasının ofisinde bilet satmakla meşgul yani kısacası ne yatırılan paraya nede çekilen stress ve uğraşa (bence)değmeyecektir. onun yerine en basitinden web programlama/tasarım alanında eğitim almak sanırım daha mantıklı en kötü ihtimalle arkadaşınız bi şirkette iş bulamasa bile kendi başına freelance çalışabilme şansı olucaktır.

benim tanıdığım windows yükleyemeyen sistem mühendisi var. Bunu benim dışımda işverenlerde biliyorsa 2000 ytl ler zor biraz. son olarak microsoft sertifikaları o kadarda prestijli değildir.

ben bu tip sorulari anlamiyorum. yurt hayatinda yapman gereken tek $ey rahat olmaktir. rahat olursan guzel olur. 5 sene yurtta kaldim. bu kadar.

siyaset!! aslaa. evet demokratik bir ülkede yaşiyoruz. ve üniversiteler düşünce özgürlüğünün merkezi gibi şeyler herzman tekrarlanir ama malesef pek doğru diil. o yuzden mevzu taninmak sevilmek korunmak kollanmak dahi olsa. siyasete asla bulaşma derim yurt içerisinde. baba parasiyla yapilan siyasettten de ne kendine ne de ülkene bi fayda sağliyamazsin zaten

Yurt efsanelerine inanmayın. Yok ilk geceden üst devreler yatakları onaylatmaya gece gece müdürün yanına yollamış gibi. Ben nöbetçi müdür hiç göremedim. Kimse kimsenin götünede yumurta akı dökmüyor bunlarda palavra. Oda arkadaşlarınla ilk zamanlar mesafeli olmanı tavsiye ederim. Dolabın daima kilitli olsun kapının önüne çıkacak olsan bile sadece oda arkadaşın olsa bile güvenmeyeceksin.

Terlik, sabun vs bunları saymaya gerek yok zaten can damarların.

ben de 1 sene yurtta kaldım. devlet hem de...

öncelikle elbette sene başında bazı tipler (anladın sen) gelip yurt kurallarından bahseder bol bol. he diyip geçerek, kendi keyfine bakcaksın. kimseye bulaşmayıp kendi malına maksimum önem göstermen lazım. hırsızlık dahi oldu bizde. bi süre yurtta kaldıktan sonra zaten kafana uygun (buna çok dikkat etmen lazım, sonradan hır gür çıkabilir) eve çıkman daha karlı gibi.

herhangi bi topluluğa falan fazla yakınlaşmaman en iyisi, zırt pırt toplantıya zarta zurta çağırırlar, rahat ettirmezler. bi de temizlik ya da herhangi bi olayla ilgili takıntın falan varsa baştan önlem al ki sonradan vazgeçirmek zor olur milleti. want2die'ın da dediği gibi milletle uğraşmak zor olabiliyor.

hadi hayırlısı.. bi de bunlar ne de olsa tavsiye, en iyisini sen bilicen.

edit: şaka falan yapmaya kalkabilirler, sakın ola ki inanma saçma sapan "yaşanmış" olaylara.

hırsızlık olayı var kesinlikle. mümkün mertebe dikkat ediniz. ayrıca ranzanın alt katı bence daha süper. zira ışık her zaman kapanmayabiliyor. yurtlar süperdir. süper muhabbetler döner.

ben devlet yurdunda kalacağını farz ederek yazıyorum:
biraz şans işidir devlet yurdu, ben 1 yıl boyunca 5 kişiyle kaldım. neyse ki iyi çocuklardı da anlaştık genelde. aklıma gelen bikaç şey: özellikle gürültü, temizlik konularında taviz verme, kemiğini kemirtme, yoksa işler ilerde iyice zıvanadan çıkabilir. ranza varsa üst katı kapmaya bak, alt katlara oturulur, yatılır, ıvır zıvır atılır, zamanla deli olursun. telefon falan sakın bırakma kilitli olmayan yerlerde. laptop varsa mümkünse götürme, halka mal olabiliyo. ayrıca kilit alcak olursan kantinde falan satılanlardan alma adam gibi kale vs. al. dandik kilitlerin anahtarları birbirini açıyo, bazıları anahtara gerek kalmadan da açılıyo. bikaç hafta sonra yurt için uygun biri olup olmadığını anlarsın zaten, uyar dersen istersen mezun olana kadar kal. çok öyleleri. ama uymazsa bi an evvel ev bul, katlanırım deme, zorlanırsın.

he ek olarak siyasete girme, edilen bi sohbet senin görüşüne taban tabana zıt olsa da kendi işine bak. bi de ülkücü, solcu, cemaatçi vs. gruplar genelde belli bloklara ya da katlara toplanırlar, uzak durmaya bak. basit bi örnek; bizde bi bloğu özellikle polisler basıp ilgili ilgisiz ne kadar adam varsa odalarını dolaplarını alt üst etti.

bence her yurda göre değişir şartlar. ben 2 yıldır yurtta kalıyorum. ve memnunum yurttan. şu ana kadar hiç bir kötü olay gelmedi başıma.

yurtlarda önemli olan oda arkadaşları ve katlardaki adamlardır. kendi kafana göre adam bulabilirsen , grup oluşturablirsen ne ala; ha bunu yapmayınca olmuyor mu ? bal gibi oluyor. kendi kendine yetiyosan bal gibi oluyor.

ama gene dedigim gibi gittigin yurda göre değişir her şey. istanbuldaki cogu yurdun "kalınamayacak" derecede oldugunu kısmen biliyorum daha cok duyuyorum. ben kendimi şanslı görüyorum, kaldığım yurtta hiç bi sorunla karşılaşmadım ben.

beşiktaş'taki abdi ipekçi erkek öğrenci yurdundan bahsediyorum ben.

Kesinlikle rahat olun. Ufak tefek şeyleri dert etmeyin.
Onun dışında rahatsızlık duyduğunuz şeyleri de söyleyin, içinize atmayın. Oda arkadaşınız sizi çok gıcık eden bir durumun farkında bile olmayabilir. İçinize atıp durursanız stres olursunuz, patlarsınız bir yerden sonra.

Yurda göre değişir tabii.

Ne kadar sallarlar bilmiyorum, ama oda arkadaşlarınıza odada sigara içmemelerini söyleseniz çok iyi olur. Bir hastalık uydursanız daha iyi olur, alerji gibi, astım gibi. Siz içiyor olsanız bile söyleyin, herkes çıkıp dışarıda içsin, bir süre sonra çok feci olur değilse. Uymazlarsa da kavga etmeyin, zamanla kendinizi sevdirin, "canın sağ olsun" diyerek içmeyebilirler.

Tuvalet ve banyo muhtemelen her zaman sıkıntı yaratacaktır, ama bir öğrenci evinde de bu konuda çok huzurlu olmazsınız, özellikle titizseniz. İlk günlerde yapamazsınız belki etraftakiler büyükse, ama bir süre sonra, tatlı dille rahatsızlıklarınızı dile getirin bu konuda. Küfürlü yazı asarak değil, bu sadece durumu kötüleştirir. Aile evinden uzaklaşınca biraz pisliğe alışmak gerekiyor.

Herkes yeni gelenin siyasi, dini görüşlerini, etnik kökenini tartmanın yollarını arar, bu tip muhabbetler açar. Renk vermeyin. Söylenenlere onay vermeseniz de sessiz kalmaktan öteye geçmeyin. Kendi görüşünüzü savunmak pek bir şey kazandırmayacaktır; zira kara cahil bir grup insanın bilgin kesilmesi olur genellikle bu olaylar. Kendi gruplarına çekmeye çalışabilirler, toplantılara çağırmak, yayınlar vermek gibi (taraftan bağımsız olur bu). Bahaneler uydurmaya çalışın, gitmeyin, kafanıza uysa bile. İsterseniz biraz zaman geçtikten sonra gidersiniz.

Saç, sakal, küpe, giyim tarzı gibi şeyler bulunduğunuz çevreye göre sıkıntı yaratabilir. Siyasi yakıştırmalar olabilir. Gerekirse bir süre feragat edin bu hakkınızdan, küpenizi çıkarın. Başkalarında gördükçe takarsınız.

Kibar biriyseniz cinsel içerikli yakıştırmalara filan pek hevesli olur davar üniversite gençliği, takmayın. Öyle olsanız bile takmayın zaten, o ayrı.

Giysilerinizi filan giymek isteyenlere ne dersiniz bilmiyorum, ama bulun bir bahane, vermeyin. Tıraş makinenizi kullanmak isteyen bile çıkar bol bol, sakın.

Borç para isteyene param yok filan deyin, vermeyin. Geri alamazsınız büyük ihtimal.

Hırlaşarak değil de, kendinizi sevdirerek baş etmeye çalışın insanlarla. İlk zamanlarda ben yatarken türkü çığıran arkadaşlarım onlar uyurken telefon ışığıyla dolabımı karıştırdığımı öğrenince değişmeye başladılardı. Çok davar değillerse iyi davranışlarınız az da olsa geri döner.

Ben dört yıl yaşadım okulun yurdunda, iki yılında tek başıma kaldım odamda. Temizlik, gürültü gibi sıkıntıları haricinde çok iyiydi. Bizim yurttaki davar herif sayısı azdı ve bir siyasi grup yoğunluğu yoktu.

ben dünyanın en rahat adamıyım çok uyumluyum kabına göre şekil alırım diyorsan git sorun yaşamazsın
ama hafif de olsa huylu kıl kapabilen bazı sevdiği şeyler olan insansan herşeye hazır ol

yani üst katındaki sevgilisiyle kavga eder ertesi gün vize varken ışıkları kapatıp yatmaya kalkar
ayakk kokusu felaket olur kokkudan camı açarsın kapattırırlar
çoğu anadolu kaplanı olur iki kelime zor edersin
hırsızlık gani olur
Giriş çıkışın dert olur
siyasi perdesi bambaşka

ama güzel olur hadi diyince dışarı çıkıcak muhabbet edicek adam denyo da olsa vardır

kalmama ihtimalin varsa sakın kalma, mecbursan zevk almaya bak
sinirlerini aldırdığını farzet
askerlik gibi zaten çok şey öğretiyor

Ramazan ayiyla ozdeslesmis sadece, yoksa her zaman yapilabilir ama Ramazan ayinda yapmayi tercih ediyor insanlar genelde

ama neden??? nedir bu özdeşleşmenin kaynağı ben onu soruyorum...

ramazanla özdeşleşmesi bir yana hafif bir tatlı olması nedeniyle iftar sonrasında ağır şerbetli tatlılara göre hazmı çok daha kolay oluyor ve rahatsızlık vermiyor.

O zaman su yazi yardimci olur:
www.ntvmsnbc.com

besrock (5rock)

son koyun.
ya da extremitas olsun latincesi.

hi5 ya da "give me 5"

şarkı aralarında da 5lik çakarsınız olur biter walla :)

pundick

Harf oyunlu cin isimler koymayın da :) Daha mistik veya felsefi şeyler düşünün.

Abicim grup ismi aramak dünyanın en zevkli geyiklerindendir, oturun bi kafede "abi şu olsun mu" dan girin geyiğe eninde sonunda içinize sinen birşey bulursunuz, hem anısı da olur falan...

1 senedir orda sayıyoz biz ama :D

şimdi aklıma geldi, kıyamet alameti:)
olmadı açın yüzüklerin efendisi kitabını, binbir tane fantastik isim var, illa ki beğenirsiniz birini.

asafoetida olsun.

timeshifted

"bertaraf" olsun... adını ben vereyim yaşını Allah versin...

Şeşbeş olsun ya. Aslında bu 5 kişilik diyince sanki isminde 5'le alakalı bişi olması gerekiyormuş gibi öneri yapanlara çok güldüm o yüzden böle bişi yazayım dedim komik olsun diye. Ama fena isim de olmadı lan? Rock grubuna uygun bak Şeşbeş. Ünlü olursanız payımı isterim ehuae.

carnivale

goodfellas!

beşik

Vertical Dimensions of thy spiritual shadows..

İki aya demonuz çıkar, andıgraund metalci dergileri habire över gaz riff, hörtleyen vokaller diye. Şimdiki aklım olsa metal grubu kurardım, kaybetme şansı yok neticede.

Kamil Koç.

Horus veya Udjat

- cam agaci

- 5 ide ( okunurken de soyle olur: besi de )

divan city?

etilerde akmerkezin karşısında otelcilik meslek lisesinin oteli var
etilerotelciliklisesi.com

Etiler uygulama oteli.

Bir hayli fiyatı uygundur.

uygulama oteli doluymuş malesef :(

"my medicine" imiş efenim şarkının ismi :)

Kaptırın saros'a gidin derim ben. Sıcak kanlı trakya insanı vardır ve açık görüşlüdür deniz şileden çok daha temizdir süperdir her yandan candır yani :)

saros çok uzak. bi de erkekli kızlı gidilecek. yok mu yahu şile tarafında kendi plajı vs olan otel vs?

valla üşüme faktörü var havalar soğudu onun dışında oralar turistik yer pek bişiy olacağını sanmıyorum ben.

vitessiz bisiklet bir hayli kasıyor insanı. Kendi bisikletimin vitesleri bozulduğunda kullanmak bile gelmiyordu içimden. Yoksa biz artık yaşlı bünyeler miyiz..

acaba bisikletciye bizim buradaki yokuslara uygun ufak cark taktirtabilir miyim?

İstanbul gibi bir yerde ise çok zor. Hollandada vitesli bisiklet yok mesela dümdüz her yer heheh... Vites takılabilir sanırım bisiklete ama pahalıya patlar muhtemelen.

modeli uygunsa, biraz para harcayıp şu şekilde kullanabilirsiniz?

www.optiktunali.com.tr
img.sabah.com.tr

ben kullanamam. gozlerim 5 numara bozuk. bu camlar numarasiz.

bana satabilirsin?


düşündümde hediye daha iyi olur sanki?:)

bende talibim:)

Kampuscell ya da 5 dakikası 1 kontör gibi kampanyalar grubuna dahilseniz konbaranıza kontör yüklenmiyor. Bu kampanyalarda konbara dahil değil.

Müşteri hizmetlerinde herhangi bir servise bağlanmak için tuşa basın sonrasısnda 0(sıfır)a basın ya da bekleyin sizi oparetöre yönlendirecektir.

eğer kampuscell tarifesindeyseniz konbaraya kontör gelmiyor artık. yoksa müşteri hizmetlerini arayın rastgele(kare dahil) tuşlara basın, ben öyle yapıyorum müşteri temsilcisine ulaşmak için :D

ben de aynı şeyi yaşadım, arkadaşların da dediği gibi müşteri hizmetlerinde sürekli 0'a bas, mutlaka biri çıkıyor ancak boşuna arama istersen çünkü denildiği gibi artık konbara muhabbeti kalkmış, kafalarına göre takılıyorlar işte

bir zamanlar babamın işyerinde görüp özendiğim ve bilgisayarcı bilgisayarcı gezip aradığım tıksız mouselerdan bahsediyorsun. evet tıksız mouse arıyorum diye gezinip rezil rüsva olmuştum ama sonunda bulmuştum. ayrıca tee o zamanlar mouseler topluydu optik filan hikayeydi. şimdi teknoloji gelişti binalar yükseldi filan.

Microsoft wireless mouse. Biraz pahalıdır ama zarif sessiz ve dehşet bir fareciktir.

@alkolik imam, model olarak hangisi? bende bir tane microsoft mouse var ama 30 ytl lik olan tık sesi fazla gelenlerden, tam model biliyorsan?

küçük bir modeli var. Microsoft wireless optical mouse 3000. tam olarak böyle geçiyor olmalı

Logitech kablosuz mouse'u öneririm ben kullanıyorum aşırı derece de pil tasarrufu var 2-3 ayda bir değiştiriyorum ve alış mesafeside güçlü baya : ) yani baya uzaktan hissedebiliyor.

www.a4tech.com
şu adresteki bebek var bende. klavyesi de var hatta set olarak aldım. 45 YTL idi ikisi birden. tek başına ucuzdur herhalde. mouse diyince a4tech tercih ediyorum hep fakat ses konusunda bir şey diyemiycem. ne kadar sessiz aradığını bilemiyorum.

15 lira çok mu? Bence az bile. Açmaya kapamaya 20 lira alıyorlar.

Artık bu tür telefonlar için bile virüs türedi. FExplorer gibi bir programla telefonun sistem dosyalarına göz atmakta fayda var derim. Bununla içerideki dosyaları araştırın sonrasında yüklü olan programlarla bağlantılı olmayanları silin.

öncelikle symbian için kullanılan backup programlar ile rehberinizi ve mesajlarınızı yedekleyin.

sonra telefona hard reset atmayı deneyin. symbian'ların çoğuna *#7370# şeklinde kodla yapılan bu reset işlemi çoğu sorunu gidermek için en uygun yöntemlerden biridir. sadece kodu ekrana yazıyorsunuz, sistem size "reset atçam emin misin?" diyor.

mesela bluetooth'u bozulan n-gage'lerde sadece reset atarak telefonu düzeltmek mümkün oldu. bir deneyin derim.

ancak bu reseti yaparken pilinizin dolu olduğuna emin olun, işlemi yarıda kesmeyin. az biraz risk taşır bunu da bilin (reset atarken olur da bir sebepten güç kesilirse telefon açılmayabilir, aynen firmware update gibidir).

varan turizm otobüsleri gidiyor.

www.varan.com.tr

www.ulusoy.com.tr

direkt almanya istemezseniz, istanbul'dan bulgaristana otobüsle gidin. Bulgaristandan eurolines ile devam edin.

www.eurolines.com

Not: Vizeye dikkat edin. Transit vize istenebiliyor, schengen yetmeyebiliyor.
* Sırbistan Transit geçişlerde yalnızca Türkiye’den alınmış SCHENGEN vizelerinden Transit vize istemekte olup sınırda vize vermemektedir yolcular transit vizelerini Türkiye’deki Sırbistan Konsolosluğundan alınması gerekmektedir. (varan.com.tr)

Bulgaristan üzerinden ya da yunanistan üzerinden aktarma yapabilirsiniz.

bulgaria icin transit vize lazimmis.
ve ilk alista illa konsolosluktan almak lazimmis. sinirda vermiyolar :(
2. ve daha sonrasi ise sinirdan oluyo.
gerci 10 euro'ya yaparlar sanki
bi arkadasin dedigine gore Gumruk'de bi bayani begenmis, seni opebilir m iyim demis
kadin, evliyim demis. o da ben de demis.
ozel ust arama kabinine girmisler, 20 euro'ya 5 dakka optum diyo..

bulgar sinirinda rusvetle filan hallolur yani, ama gene de sicak bi Vera yerine hirco bi Nikolai falan da cikabiliri..

fonksiyonel CV olarak araştırmanı tavsiye ederim. Özellikle kariyer.net üzerinden hazırlayacağın cv bu kategoriye dahildir günümüzde popüler olan ve yeni mezun biri için mükemmel bir cv hazırlama teknğidir.

mezun oldugun liseye git tekrar çıkartırlar galiba.

bildiğim kadarıyla kayıp diploma için eski okulundna gidip mezun olduğuna dair bi kağıt alabilirsin. ayrıca çıkarmaz ya $ayet okul problem çıkarırsa gazeteye kayıp ilanı verebiliyosun. ondan sora diploma tarzı bişey hazırlıyolar. yasal yükümlülükleri nedir bilmiyorum tabi.

il/ilçe milli eğitim müdürlüğüne gidip anlatın. mezuniyet belgesi gibi bir şey verebilirler.

Çıktı belgesi ile kayıt oluyor korkrmayınız. Bende çıktı belgem ile kayıt yapmıştım.

teşekkürler haloldu lisemden çıkardım belgeyi.

Cevizlibağ Atatürk Öğrenci Yurdu.

Ve tam Çapa Tıp Fakülesinin karşısında bir kız öğrenci yurdu var. Geçerken görüyorum tam nedir malesef bilgim yok :)

bu tam zardanadam'a göre bir iş.

rock grubu tarzi bir sey ariyorsunuz sanirim ama,

eger farkli bir deneyim isterseniz vokaliz de aklinizda olsun.
www.vokaliz.biz

ozellikle festival-konser gibi seyler icin degisik gosterileri vardi.

rock olması şart değil ama eğlendirici olması önemli. hedef kitle üniversite gençliği tabi.

Malt olabilir. Çok para isterler mi bir fikrim yok tabii.

zardanadam!

gayda istanbul.

kreş

bence izmir gruplarından birine şans tanıyın.
"kanca" diye bi cover grup var ve müthiş performansları var.
3000-4000 bayılacağınıza gerçekten eğlendirecek bi grup ki zaten öğrenciler arasında da biliniyordur...
cuma gece 1.30 da dungeonda, ctesi 11 de opusta çıkıyorlar dinlemek için.

Sahte Rakı orayı yıkar :)

3-4bin nedir ya... direc-t'ye falan 3-4 bin teklif edip götlerini kaldırmayın, riverside denen polonyalı grup 2bin avro alıyor, jayjay johanson türkiye turnesine çıkıp konser başı 2500 dolar alıyor, yapmayın gözünüzü seveyim.

İzmir'in yerel grupları vardır, makine, kanca vesaire, gayet eğlendirirler, hoplatır zıplatırlar. daha popüler olana yönelicez diyosanız da kazıklanmayın, araya adam sokun, keklik gibi direk muhatap olmayın.

karapolisnas, kurdugun cumlelere (direc-t'ye falan 3-4 bin teklif edip götlerini kaldırmayın) dikkat et lütfen. onlarin zaten yeterli potansiyeli var. sen hic merak etme yani. turkiye'de yurtdisinda sayili konser veren kac grup var???

sorunun cevabini vermek gerekirse;
- zardanadam
- mat
- cilekes
- deli gömleği
- cemiyette pisiyorum
- dorian

let it flow kıpır kıpır değil ama $ukela.

digiturk kartını bilmiyorum sanırım dışardan lig tv kartları alınıyordu normal receiverler için

next ye-2000 ci plus bu iş için ideal. hem bende hem abimde hem ablamda bu aletten var ve lig tv kartını her gittiğim yere götürüyorum orda izliyorum. next almanı tavsiye ederim.

Redline Cs-100 X tam ihtiyacın. Uydudan otomatik güncelleme yapan şukela ve ucuz bir makinadır.
2 modül girişi bulunur. Rahat rahat kullanabilirsin.

Receiver satışı yapıyorum gayet uygun fiyattan. Gittigidiyor üzerinden taksit falanda ayarlarız :) ilgilenirsen iletişime geçebilirsin hocam.

karma algoritması gizlidir. neye göre artıp azaldığı bilinmiyor. bazı tahminler var ama münferit.
yeterli sayıda oy alırsanız entry sayınız düşük olsa bile karma elde edersiniz. ama çok da dört gözle beklenecek bir şey değil bence. oluruna bırakın, karmanız gelir elbet.

Bir de arada değişir bu, bir anda pat diye epey oynayabilir. Sözlükte "karma dalgalanması" diye aratırsanız çıkar(hizmette sınır yok, buyrun: sozluk.sourtimes.org
Hesabını kitabını bilmem de zamanında bu konuda bir kaç deney yapmıştım; misal en beğenilen entry'imi silmiştim tak diye düşmüştü, ama zamanının en ötesindeki entry'mi silince oralı bile olmamıştı. Ancak kaçıncı sürümdü hatırlamıyorum, yani aynı işlem şu an aynı sonucu verir mi emin değilim...

9. nesilim. 2-3 ay kadar önce -83(sakalli tavernaci) olarak karmam geldi. Ertesi gün kendiliğinden uçtu gitti. Eşik değerini ben hiç tahmin edemiyorum

altı ay kadar önce başladığım entry temizleme operasyonunda bir deney yapmıştım ben de. en beğenilenleri silmeme gerek yoktu ama beğenilen entry'lerimin çoğunu silmek durumundaydım. deneyi de onlarla yaptım. ilk sildiğim entry'lerim beğenilen entry'lerim oldu. her gün 10-20 adet beğenilen entry'mi sildim ve ertesi gün karmamda 1-2 puan artış gördüm.

en beğenilenleri bilmiyorum ama, beğenilen entry'lerinizi silmek genelde karma yükseltiyor. zamanının ötesindekileri silmekse karma düşürüyor. ben her ikisini de yaptım, ama sildiğim beğenilen entry sayısı zamanının ötesinde entry sayısının 3-4 katı kadardı. netice itibariyle karmam 290 civarından 310 civarına çıkmıştı ister inanın ister inanmayın :)

birincisi sildiğinizi çöpte bırakırsanız hiç etkilemiyor, tamamen silmeniz lazım.

ikincisi, hala öyle midir bilmiyorum ama aynı hafta içinde girdiğim üç entry'nin üçü de o haftanın en kötülerine 1,2,3 olarak girmişti. zamanın ötesinin de baş tacıydı. karmamı eksilere düşürmüştü. sonra kendi çabamla karmamı 240'lara falan çıkarmıştım (kofti anarşist idi sayıyı tam hatırlayamadım şimdi). sonra fikrim değişti. o 3 kötü entry'i silmemle birlikte 300'leri aştı karma. yani kötüyü silince de oylarıyla, karmaya etkisiyle birlikte gidiyordu. ama hesaplama değişmiş olabilir şimdi. bilmiyorum.

One

Canlı kliplerden birinde fade to black içinde aynı davul kullanılıyordu.

normal açılıyor, arama da yapılıyor.

hangi tarayıcıyı kullanıyorsun?

ie 7.0

ie üzerinde eklentiler var mı bilmiyorum ama. eğer Add blocker benzeri bir eklenti kullanıyorsan listende sozluk.sourtimes.org şöyle bir adres olmaması gerekiyor eğer varsa bunu sil :)

bir de dene bakalım sadece sol frame'in adresinden erişim sağlayabilecek misin.

@alkolik;
simdi baktım öyle bi eklenti de yok.

@galadnikov;

Antivirüs programını kaldıramıyorum, devredışı bırakamıyorum maalesef. Yönetici olarak oturum açamadıgım için.

restart yapınca düzeldi ama bir baslık tıklayınca yeniden gitti:(