sebebini anlamadım ama birkaç sene önce videoyu izleyince, denedim ben de birkaç dakika benim ufaklıklar üzerinde, gerçekten de yalpalıyorlar. bantların ölümüne yapışması şart değil, üzerinde duracak kadar yapıştırmak yeterli. hobi haline getirmemek gerek tabi. bir sabah uyandığınızda mumyalanmış şekilde bulmayın kendinizi.

bantlar kolay çıkar, kılların çıkış eğrisinde çekersen, aksine çekersen hem zor çıkar hem de kedinin canı yanar.

eğer kolay çıkarsa denemek istiyorum, ama minicik hayvanın canı yanacaksa hiç bulaşmamak istiyorum.

bu kagıt bantlar var onlar kolay cıkar bu videodakilerde oyle sanırım. deniycekseniz de onlarla deneyin. koli bandı riskli canı yanabilir hayvanın.

ruh hastası olmak gerek bunu yapmak için.

olm hasta mısınız tartışmışsınız bir de deniyeyim mi diye?! hayır bu size komik geliyorsa ayakkabılarınızın bağcıklarını birbirine bağlayıp düşüp gülün karşılıklı. mesele hayvanın canının yanması meselesi değil, onun da bir canlı olduğu ve bir onuru olduğu meselesi.

kedinin sırtına elini koyarsan anlarsın neden öyle olduğunu. iç güdüsel olarak dar bir yerden geçtiğini sanıyor hayvancağız.

saçmalık. hakkaten bi de bunu tartışmışsınız.

koli bandını önce başka bi yere yapıştır çek yapıştır çek kuvveti gitsin , sonra kendi üstünde dene bi çekince canın yanmıyosa ona da yapıştırabilirsin bence ^^

evet aynen öyle oluyor:)

bende de oluyor.
ne pis insanlarız be

yoo hiç de pis değilim valla. oturuyorum güzel bir koku... ne bu derken ter koktuğumu farkettim. ama o kadar hoş geldi ki burnuma... :)

bazen ama çoğunlukla bana da kötü gelir :)

benim terimi şişelesinler parfüm diye satsınlar satış rekorları kırmazsa takayiyamaşitabombambaa bombambaa

hormonların coştuğu dönemlerde olur öyle.

ebuzziya caddesinde iç çamaşırı satan biyer var, bir de capacity var, istanbul caddesinde de var böyle biyer.

mayolarımdan 5 beyazını üstüstüste giyip geliyorum bebişim

beni istemezsen de mertere bir bak, ama çok kaliteli olsun diyorsan zaten sunset munset yapcan bişiler

nası fazla kilon var 187 e 82 ideal bi kilo.
vucudunun yağ oranı yüksektir, günde 30 dk tempolu koşuyla eritirsin artı bişe yapmana gerek yok

bisiklete bin.
ben sundan aldim :www.sedona.com.tr
fiyat performansi en iyi bisiklet buymus piyasada, hem kilo verirsin hemde deli karin kasi yapar, popoyu eritirsin.

bu arada kilon zaten normalin altinda bile sayilabilir neden gerek duydun anlamis degilim.yasinda cok genc henuz bosver yani bunlari yuruyus filan yap...

dümdüz bir karın ve fazlası olmayan bir bele sahip olmak istiyorum arkadaşlar, şişmanım demiyorum zaten az da olsa var olan göbeğimi eritmek istiyorum.

ben de iki ay öncesine kadar 1.90 boyunda 93 kiloydum. şimdi 83 kiloyum. bu konuda uzun bi entry girmiştim öncelikle onu okumanızı tavsiye ederim:www.eksisozluk.com

sorularınıza gelirsek:

beslenme düzeninde önemli olan günlük kalori miktarını aşmamak. bu doğrultuda fast food, tatlı, su dışındaki içecekleri azaltman faydana olacaktır. olabildiğince ekmek yeme. yemek mecburiyetinde kalırsın (kahvaltıda) kepekli ekmek veya çavdar ekmeği ye. ara öğünlerde acıktıgında ise meyvelerle aclıgını yatıstırmaya calıs. hem saglıgın adına hem de kalori almaman adına meyve yemen önemli bir husus.

günde en asagı bir bucuk litre su iç. ben önceden su dısında herseyi içerdim şimdi sadece su içiyorum.

ben de haftada 4 gün gittim ve gitmeye devam ediyorum. yag yakman için en önemli nokta bisiklet ve yürüyüş. ben her gittigimde 30 dakika 6.5 km ile yürüyüş yapıyorum. 30 dakika da bisiklete biniyorum. gerisi de ceşitli aletlerle yaptıgım egzersizler. önemli olan bisiklet ve yürüyüş yapmak.

nabız sayısı formulu olayını hiç bilmiyorum.

bir aydır l-carnitine kullanıyorum. acık söyliym carnitine aldıktan sonra enerji anlamında hiçbirsey katmadı. katmasını da beklemiyorum acıkcası. alma amacım yaglarımı yakmasıydı. yaktı mı dersen acıkcası göbeğimin eridigini hissediyorum ama carnitine'in bunda katkısı var mıdır emin değilim. su anki düzenimle carnitine almasam da bayagı yag yakardım herhalde.

kahve yesil cay altın çilek ve bu gibi bitkisel seylere hiç bulasmadım. bulasmayı da düşünmüyorum. yine de faydası vardır mutlaka. istersen kullanabilirsin.

2 aydır 10 kilo verdim ve hiç kas kaybetmedim. çünkü sadece yürüyüş ve bisiklet yapmıyorum. bunların yanında az da olsa halter, dambıl vs aletlerle calısıyorum. siz de bu sekilde calısırsanız kas kaybetmeden kilo verirsiniz. zaten spor hocanız size bu konda yardımcı olacaktır.

dümdüz bi karına sahip olmak genetik bişey bi kere bazı insaların karın kasları doğuştan kavisli oluyo.çalışınca olmayacak şeyler değil

baldur sen çok hain bir adamsın
cevap vermiyciiim!

gelip bir günlük tutmak bu hadar mı zorudu?
adresi biliyorsun; ya kapı ya balkondayız!
bodytr.com

la duyuruya neden açtın
attention whore musun neyisin :(

"Bütün Şiirleri" adındaki toplu şiir kitaplarını alın. Örneğin bende böyle bir Nazım külliyatı var, Necip Fazıl gibi şairlerinki daha makul ölçülerde (Çile). Toplu alım yapacaksan cüzdanının aşkına Cağaloğlu'na in.

Bunun yanı sıra çeviri şiirlerde büyük yayınevlerinin çıkarttıklarını alman daha doğru olur ya da eski Varlık yayınları'nın kileri falan.

cemal süreya - sevda sözleri

özdemir asaf - yuvarlağın köşeleri

bu senin daha ziyade şiir anlayışınla alakalı. bence, orhan veli-bütün şiirleri ni alırsan, garipçilerin şiirlerinde konuşma dili kullanması ve ahenk unsurlarına yer vermemesi şiirleri hikaye'ye yaklaştırıyor ve bu açıdan şiire ısınman kolaylaşır. orhan veli'nin şiirleri insanı o kadar alıp götürür ki, müşfik kenterin, sadece masa-sandalyeye oturup bütün orhan veli şiirlerini okuduğu gösterisi var, baya da ilgi çekiyor. o açıdan orhan veli ile başlaman, daha günlük konular, biraz daha mizahi bir anlayış olma açısından seni şiire yaklaştırabilir :)

garipçiler arasında oktay rifat-orhan veli
toplumcular arasında nâzım- ahmed arif- enver gökçe- arkadaş z. özger
ikinci yeniciler arasında turgut uyar- cemal süreya- sezai karakoç- edip cansever
modern şiir(nası bi tanımsa artık) can yücel- arif damar
yenilerden ibrahim tenekeci
gençlerden onur akyıl ve onur caymaz

Teşekkür ederim değerli tavsiyeleriniz için.Kitap işini genelde kütüphaneden hallediyorum malum öğrencilik,sefalet :)

Charles Baudelaire - Kötülük Çiçekleri (Mümkünse Varlık Yayınları)

Lale Müldür - Anemon

şiir dergileri var çok güzel. hem bu kültürün oluşmasına yardım eder.yoksa internetten de şiir okuyabilirsin.yasakmeyve var misal onla başla.

doktora sordum aft cıktı ne ilaç kullanıyım napıyım diye. müdahale edersen 7 günde etmessen 1 haftada gecer dedi adam. koyver :)

hakiki dut pekmezinin iyi geldiği söyleniyor. bir araştırsan moruk.

Uzun süreli çözüm için B vitamin desteği uygun olabilir, zira B viitamini eksikliğinden kaynaklı oluyor çoğu kez. Hemen şimdi geçireyim diyorsan, anında çözüm için oralmedic birebirdir, hiçbir şey kalmaz.

tabi ki kenakort. her eczane de var. ve ucuz. akşam sür sabah geçer.
doğal yöntemlerde ise dut pekmezi dışında karadut reçeli var. aynı kenakort.

edit: kenakort yazdım ama kenacort diye yazılıyor sanırım

kenakort u doktorlar önermiyor diye vermedi eczane (vermek istemedi)

kenakort'un içinde kortizon var herhalde. çok kullanmamak lazım.

bemiks alın onu kullanın. aft b vitamini eksikliğinden çıkıyor.

petekli bal oluyor ya, onun mumunu sürmek iyi geliyor.

çıkmaması için paradontax adlı diş macununu deneyebilirsin. şimdikine çare olmaz ama gelecekte olacakları kesinlikle engeller. tadı bombok ama alışıyorsun

kaşıntıyı bilemedim ama mevsiminde bolca karadut yerseniz o yılı aftsız geçirebilirsiniz. b vitamini de iyi geliyor.

(bkz: bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir)

sen çok yanlış gelmişsin kardeş :))

basın bilmemnesi değiliz, yazdığımız hiç bir şeyin doğru olma yükümlülüğü yok. üzüm içip çorba yer, geceleri yaşar, birayla duş alır, suyla kafa oluruz.

kullanıcıların içerik oluşturduğu ve yalan söyleyebildiği bi yeriz. eğer hukuki bir yaptırımı varsa şikayet ettiğiniz entry'nin, dava edip o entry'i sildirebilirsiniz.

usta, sen zaytung filan hiç bulaşma istersen.

bence böyle saçmalamak yerine hiç yazmasanız daha iyi olurdu ama tabii ki bunu farketseniz böyle yazmazdınız.

bir başka sözlük'te de bir konuyla ilgili yalan olduğu ispatlanabilir bir şey var, onların yönetimiyle de iletişime geçtim, onların da umrunda değildi.

sonuç olarak, bir gün sizin veya yakınınızın başına benzer bir iş gelirse -dilerim gelmez- o zaman böyle bık bıke debilir misiniz. o zaman böyle dalga geçebilir misiniz?

sitenin altında "bu sitede yazılanlar doğru değildir" yazıyormuş da bilmem ne.
oldu canım.

kusura bakmayın ama adamakıllı bir şekilde itiraz etseniz onu dikkate alırdım ama şu yazdıklarınızı ortaokul terk adam yazmaz. ehi ehi diye her şeyi tiye alarak değerini küçültmeye çalışmak.

neyse.
başınıza gelirse o zaman da böyle yaparsınız "noooolcek yeeeaaaa, özgürlüük yeeeaaa" falan.

cânım arkadaşım sözlük bir medya şeysi, organı, uzvu değil yalın olarak.. sadece onları etkileyebilecek çapa sahip.
mecrâsı bu yönde..
hâlen anlayamadınızsa ne edek? :))

bana göre sözlükler bir iftira atma aracısı olarak kullanılmamalı. iftira atanlar da böyle savunulmamalı.

şimdi, dava açılsa kaldırılacak içerikler sırf dava açılmadığı için barınabiliyorsa bu doğru değildir.

bir eline kundura al.bir eline de tipik öğrenci ayakkabısı al.varya şu püsküllü olandan.sonra git ağzına ağzına o ayakkabılar ile vur. ve de ki " aha sana spor ayakkabısı"

tipik seçmeli ders hocası işte...
gidin konuşun,ısrar ederse almayın ayakkabı falan.
2 3 eksi daha verir,susar.

edit: kızınız bu olaydan etkileniyorsa eğer (arkadaşları dalga geçiyorsa falan eksi muhabbetiyle) durum değişir tabi.

eksi vermesi pek mühim birşey değil kanımca. yine hoca mal tabi, spor ayakkabısı bu.
ama inceledim de, tam spor ayakkabısı değil, yarı spor bence.

hoca ben burdayım benim dersim çok önemli demek istemiş herhalde.
bu spor ayakkabısıdır daha sporu nasıl olacak ki.
hocaya haddini bildirmelisiniz.

spor ayakkabısının ne olduğu hakkında detaylı bilgi: www.bodytr.com

EK: tarif ettiğiniz ayakkabı spor ayakkabı tanımına uyuyor bu arada bana göre. hocayı müdüriyete şikâyet edin, sonuç alamazsanız ilçe veya il milli eğitim müdürlüğüne dilekçe yazın.

-hangi markayla anlastiniz hocam gidip ordan alalim?
deyin.

okulunu hocanın adını verin dövelim :)

eğitmen bir aile tarafından hayata hazırlanmış biri olarak diyebilirim ki;
bu mu yani eğitmenlik? onca kişinin ortasından böyle bir sebepten kötü davranması, kızınızın arkadaşlarının arasında bu şekilde küçültücü bir duruma düşürmesi? ya mali durumunuz yoksa? olsa bile nedir?
Bence gidin konuşun, işe yaramazsa önce sözle olmazsa yazılı olarak okul müdürlüğüne başvurun, aynı yazıyı ilçe milli eğitim müdürlüğüne de sunun. uğraşın.

spor ayakkabilarin da cesitleri olur, fotograftaki model casual denilen, gunluk kullanim ayakkabisi.

aslinda kosu ayakkabisi falan alirsaniz hem kiziniz rahat eder hem de ogretmeni tatmin olur.

bu arada ogretmen hakli.

okula gidip görüşmelisiniz kesinlikle. alın elinize ayakkabıyı, hocayla hiç muhattap bile olmayıp direk okul müdürüyle konuşun.

yorumların tümünü okudum ve kesinlikle öğretmenle iletişime geçeceğim..

@emfuzi: kızım herhangi bir branşta ya da özel spor eğitimi veren bir okulda değil.. bildiğin ilköğretim dersi.. açıklamamın sebebi dersi önemsememem değil, yanlış anlaşılmasın.. bana dönem başında 'spor ayakkabı ve eşofman ihtiyacı olacak' dendi.. ben de bu işlerle gayet yüzeysel ilgili biri olarak, bildiğim tek yer olan (oldukça da kaliteli ürünler satan) bir spor mağazasına gittim ve bu ihtiyaçları giderdiğimi düşündüm.. casual denen bir spor ayakkabı modeli olduğunu ilk kez duyuyorum.. yine de bu durumun tam olarak benim eksikliğim olduğuna ikna olamadım ama.. tekrarlıyorum; sorun ayakkabının yapısı değil, keten şeritler =)

yil olmus 2011 halen sekille ugrasan gerizekali ögretmenler var yaa.

e hadi alacak durumunuz olmasaydi o zaman ne olacakti. al eline kösele bir ayakkabi, vur adamin agzinin üzerine, sonra da spor ayakkabiyla vur, farki o hemen anlar orda.

bir öğretmen olarak konuşuyorum, ağzına ağzına vurun. ya da yerini söyleyin biz vuralım ağzına ağzına. bu tipler yüzünden öğretmenlik mesleği de itibar kaybediyor ben ona yanıyorum.

1. dönem başından beri ilk kez mi bu ayakkabıyı giyiyor? daha önce neden bıybıy etmemiş?
2. spor ayakkabının çeşidinden mi, keten kısmından mı, altının iz yapmasından mı söylemiş, gidin sorun. benim oğlanın spor ayakkabılarının altı "krampona benziyor" diye futbol oynatmıyordu bir beden eğitimi öğretmeni. ama krampon değil, normal böyle yürüyüş ayakkabısı, okula giydiği bahçede top oynadığı. ben de kızıp gittim. spor ayakkabının ne olduğunu bana yazılı olarak bildirin diye çemkirdim. adam da "krampon yok tabi altında, ama başka bir öğrencinin ayağına bileğine gelirse acıtabilecek, sakatlaybilecek derece sert bir tabanı var, ondan oynatmıyorum, kaç kere de uyardım sene başındn beri" dedi. ben de kös kös eve döndüm. gidin konuşun mutlaka, derim yani.

evet, artık ilaç parfüm v.s. getirmek yasak yurtdışından.

siz daha önceden yasal olmayan yollardan sokuyordunuz. kısaca "göz yumuluyordu". artık yasanın gerekleri yapılmaya başlandı.

yurt dışından değil supplement, bisküvi sokmak bile çok ciddi ve uzun bir "inceleme ve belgeleme" süreci gerektirmekte. bu sadece türkiye'de değil, tüm avrupa'da böyle. ne yazık ki yapacak bir şeyiniz yok.

en iyisi siz bi doktor raporu ayarlamaya bakın

@baldur: onun için milli sporcu lisansımın olması gerekiyor. yoksa kolay.

bence onlar genelgeyi yanlış anlamışlar hem milli sporcu hem rapor değil ikisinden biri yeterli.
www.gumruk.gov.tr

bence bi doktordan rapor ayarlamaya çalış. o da nasıl olacaksa "balık yağı içmesinde fayda vardır creatine almasında fayda vardır" mı yazacak orasını bilmiyorum

ps-sonra bir de olayın sonucunu yazarsan herkes faydalanır

Olay tamamen devletin kol gibi vergi dayaması, üstüne de distribütörlerin fahiş kar marjlarıyla rahat rahat satış yapması için kurulmuş bir düzen. Eskiden belli bir miktar sınırlamasıyla bu ürünler getirilebiliyordu. Bütün dünyada da böyledir. Şimdi ise hiç getirilemiyor. Zaten bu uygulama başladığı gibi distribütörler fiyat arttırdılar, akbaba mantığıyla.

Getirdiğin supplementlerin üzerine bir bardak soğuk su içebilirsin, malesef.

bition da bodyci bi abimiz var arnold die belki o millidir yardım eder.

edit: abi benden önce gelmiş. saygılar.

heavysmoker'ın verdiği link'e bakarsak, doktor raporu almam yetiyor. herkese teşekkürler, sonucu duyuru'dan bildiririm ;)

www.bodytr.com

peki aile hekimliğinden böyle bir rapor alarak ürünleri gümrükten teslim alabilir miyiz?

Şurada şöyle bir makale var umarım işinize yarar.

Yurtdışından supplument ürün nasıl getirilir

www.solargezi.com

çoğunluğunu ekşisözlük yazarları oluşturuyor deniliyor ben bayılıyorum. adamlar ekşisözlükte kalıp dısına cıkarsam uçurulurum korkusundan orada catır catır herseyı yazıp cızıyorlar çokta ıyı edıyorlar.

hem sınırlamalardan rahatsız olan okumuşlara sınırsız özgürlük verdi, hem alt sosyoekonomik düzeydeki apaçilere bi mecra oldu falan, iyi yani. cevahir rezaleti gibi şeylere de şaşırmadım, su akacak yolunu bulacak ssg'nin dediği gibi, kontrol yavaş yavaş yerleşecek, topluluk birlikte hareket edecek, umuyorum ilk olarak 15 mayıs'ta olur bu.

inci sözlük iyi ama çevresi kötü diye klişeyle başlayarak saçmalamak istemiyorum ama, bugün televizyondan izlediğim kadarıyla şunu söyleyebilirim ki admin olacak kişiyi gördükten sonra aşırı sinirlendim. öyle bir yapının admini bu mu lan diyesim geldi. tamam biz orada geyik amaçlı liseli edebiyatı yapıyoruz da, admin ilkokul terk. daha da girmem.

tipki ben porno izlemiyorum diyen adamlardir. kadinlardir. disarida hepsi beyefendi sozlukte orco. malesef hepsi bilincalti.

kesinlikle ekşiden daha içten ve rahat.ekşi de millet modorotor bişey der atılırım diye şizofren saykolara döndü

inciyi ciddiye alıp yazanların, biraz takıntılı ve ekşi kompleksi olan tipler olduğunu düşünüyorum. bu düşüncem de admini izledikten sonra gayet netleşti malesef.
geri kalanı geyiğine liseli edebiyatı yapıyo zaten sorun yok. amacı eğlence olanların kendini ifade etmek için inciyi seçeceğini sanmıyorum. entrylerden de anlaşılır zaten.
ha kendini ifade eden adam ana bacı küfürle gidiyosa zaten yeri incidir :)

bir incisozluk.org değil.

(git: 251149) bu muydu

moderatörler silmiş olabilir. alidesidero'nun açtığı bir duyuruydu.

yok ben sildim entry'nin yazarına yönelik hakaret içeren ifadelerden dolayı. modlog'da sorun var galiba.

hakaret içeren ifadelerimi silmek yerine tamamen duyurumu uçurmuşlar, teknik sorun nedeniyle de ihale bana kalmış, iyi mi?

neyse yani.
özgürlüğü gördüm (bir mahsum kırmızıgül filmi)

sonuç olarak benim fikrim değişmedi. karalama yapan bir insana karşı "bunu neden yaptın?" veya "delillerin neler?" demek için ekşi sözlük yazarı olmam şartmış bunu öğrendim.

felsefeyi çok seven bir canlı olarak güzel ve benim için de biraz özel olan bir felsefe kitabının gerçek dışı imalarla karalanmasına ve kitap hakkında art niyetli manipülasyon yapılmasına sessiz kalmadım ama konuya uzak olan ne kadar kişi varsa beni neredeyse çağdışı ilan edecekti.

1. olarak le petit prince - küçük prens

hayvan çiftliği sıkmayacaktır seni.diğer kitaplara hazırlayıcı nitelikte olur hem.

ben olsam ondan başlardım.

sofie'nin dünyası
hayvan çiftliği
1984
cesur yeni dünya
aforizmalar
platon
...

hayvan çiftliği en kolay anlayabileceğin kitap bence. küçük prens o kadar da küçük değil ama onu ikinci üçüncü sırada okuyabilirsin. niçe de aslında çok basit yazmıştır. üstüne derin düşünmek senin elinde. aforizmalardan sonra diğer niçeye geçebilirsin. platonun bir gününü ise bunlardan sonra okuyabilirsin. 1984 ağır gelebilir. diğerlerinin de şöyle bir içeriğine bak. ona göre karar verebilirsin. ama hayvan çiftliğini ben ilk okunanlar arasına koymuştum çok zevklidir. sonra niçe çok sarmıştı beni. diğerlerie de kendin bakarsın işte.

biraz hacimli ama şu kitabı gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim:
www.eksiduyuru.com

hayvan çiftliği ve 1984 okuması kolay ve sistem eleştirisi bakımından zihin açıcı kitaplardır. bunların ardından cesur yeni dünyayı okumanı tavsiye ederim. bu üçü, edebiyat formunda, eleştirel metinlerdir.

bu niçe öldü ve platon ornitorenkler filan, felsefeyi sevdirmek için, basit tarzda yazılmış kitaplardır. bu formattaki kitaplar giriş için anlamlı olabilir, ama ben bi aralar merkez kitaplar'ın bastığı, bol resimli, felsefeye giriş, platon'a giriş gibi.- her konuya yayılan bir seriydi, tavsiye ederim.

niçe'nin aforizmalarını okumak yanlış bir niçe algısı oluşturacaktır. niçe, şimdiki imajının aksine bir ergen aforizmacısından çok daha fazlası, batı metafizik tarihinde bir kırılmayı temsil ederek düşüncede modernizmin önünü açıyor. öyle "beni öldürmeyen beni güçlendirir" gibi şeyler okuyarak yanlış bir izlenim edinmemeni tavsiye ederim. niçe okumayı biraz daha ileri bir tarihe ertele. yine cioran öyle lak diye okunacak bi ağbiymiz değil. yer adamı.

bende de şimdi açıldı. iran kedisi bence.

iran kedisi diye biliyorum. yüz yassı , bol tüylü.

sadece beyaz olmayan bi iran kedisi.

chinchilla

a different kind of garfield

o nasil bir terbiyesizlikmis oyle...

servise stajyer almıyolar ne demek ya. o oyle değidir senin icin servis güzergahımı değiştirmezler servisin geçtigi bi yol üstüne cıkar binersin servise. servislerle sorumlu birileri vardır git onunla konus.

öyle saçma iş olmaz aksi takdirde tut ki almıyorlar hergün merkezden karacabeye gitmek çok sağlam ızdırap olur.

servise bir stajyer binse hepsi binmek ister, burada çok fazla stajyer olduğu için personele yer kalmaz servislerde falan gibi bir savunma yaptı insan kaynaklarından bir şahıs...malum özel sektör üstelesem elime bir şey geçmez dedim bende.

aksi taktirde belediye vasıtalarıyla gerçekten ızdırap olur o yol.

staj var yer yok desene
akikiki okokokoko

abi götüne koyum insanların bazen çok kızıyorum. kolay gelsin demek istedim.

fenerium da var :/ ama yani civciv görünümünde kötü baya : ((

av malzemeleri satan yerlerde oluyormuş sanırım? peki av malzemeleri istanbulda nerede satılıyor?

çöp poşetinden kendin yapabilriisn bence. siyah en büyük boydan

bayrampaşa forum istanbul yanında decatlon mu dekatlon mu ne o dükkana bi bak. orada bulabilirsin. fotoğraf makinesi için de hayyam'a git, makine yağmurlukları var.

eminönü'de ya da tarlabaşında bulabilirsin av malzemesi satan dükkanlar.

karaköy'de, karaköy iskelesinin 1-2 sokak iç kısımlarındaki sağlı sollu dükkanlarda. outdoor falan yazar üstünde, normalden uygundur da.

av malzemeleri satan yerler sirkecide var, hep hayyam pasajına giderken falan göryorum, sonra karaköyde var, bir de kadıköyde mi ne gördüm.

teşekkürler herkese

askerî malzeme satan yerlerden ucuza temin edilir.

ati'yi söküp nvidia itelemişler gibi panpa.anakart yandığında ekran kartın da zarar görmüş olabilir.ondandır belki ?

edit: gerekir tabii ki :) abin vasıtasıyla gittiğin için abine söylemişlerdir belki diye düşündüm.o onay vermiştir falan.bu da bir ihtimal,abiye sormakta fayda var...

bir de bu priformun speccy programından baktım. 128 mb ekran kartı gözüküyor. ram belleğinde sorun yok da ram hızı da 332 mhz gözüküyor. olması gereken 512 mb ekran kartı ve 667 mhz lik ram hızı. bu programa güvenilebilir mi? ramin de değiştirildiğini söyleyebilir miyiz?

@patriot ekran kartı zarar gördüyse benim bundan haberdar olmam gerekmez mi? :)

yorumlar için teşekkürler

firma ismini de yazın biz de gitmeyelim oralara gerçi benim laptopum bile yok lan bana n'oluyo ki?

bence git ağızlarına sıç. haketmişler.

ekran kartları anakarta yapışık oluyor sanırım, o yüzden kaynamış olabilir. ram için bir şey diyemiyorum ama.

aynı pc var panpa, ekran kartı anakarta yapışık oluyo...

asus marka laptopu neden servisi dışında bir yere götürüyorsunuz ki? servis dışında bir yere götürdüğünüzde o laptopun harddiskini bile çarparlar

anakart değiştirilince ekran kartı da değiştirilmiş sayılmış. git konuş değiştir bunu benim eski kartım 512 mb'dı bu 128 mb işime yaramaz de.

Hocam evet dolandirildin.

Henuz 10 ay once ayni seyler basimdan gecti.İcindeki butun orjinalleri alip muadil takmislar.
Yetkili servis daha iyi bir halt degil.Ariza tespit icin bile 30-40 lira para istiyorlar.

Gittigim ilk servis bana da anakart yanmis 500 lira demisti, ikincisi bunu lehimle hallederiz dedi 150 liraya yaptilar.

Fakat bilgisayarin icini bosalttiktan sonra, ha anakart yanmamis olsa da yandi da der bunlar o da ayri mesele.Bunlarin hepsi ayni bokun laciverti.

Netice, bir sey ispatlamak cok cok zor, mahkemelik olursun en cok, tuketici mahkemesine bir danis mesela hala fatura vs. bilgilerin de varsa ustundeki parcalarin bunlar oldugunu ispatlaman filan gerekiyor, yani sonu olmayan isler, ve pc servisleri de musterinin elinden zaten bir sey gelmeyecegini bildigi icin her sekilde sizi keriz yerine koyuyorlar, yani 500 lira vermedim ama zararim daha fazla oldu.

Simdi sen yarin git bu heriflere sana bin turlu masal anlatip isi bitirecekler ,olmadi ama sen 128 ile getirmistin diyecekler, cunku yasal bosluk adamlara her turlu hakki taniyor.Ha bir de benimki de tanidikti, adamlarla kavga ettim onunla kaldi.

bence dolandırılmadın. bazı laptopların aynı ya da benzer seri anakartları diğer donaımlarla uyar, ve de seri içi ekran kartı, ram miktarı gibi bir şeyler değişebiliyor.

ayrıca atiden nvidiaya geçiş olduysa bence memnun olmalısın. ati alan kafama 4 senedir küfrediyorum ben.

asus yetkili servisi arıza tespiti için para istemiyor. bilginize.

dişlere zarar, fazla kahve tüketimi dişleri sarartır.

tiktik saol panpa tavsiyeni değerlendireceğim

şekersiz için yav. şekerli kahve mi olur. ayrıca yok zararı mararı tek zararı kafeine tolerans geliştirmek ve etki etmesi için zamanla daha fazla kafeine ihtiyaç duymak.

NESKAFENİN AZI DA ZARARLIDIR.

selülit.

hemoroid. kabızdan mütevellit

Filtre kahve için. Nescafe kahveye benzemediği gibi 'Kahve'de olmaması gereken bir sürü nane var içinde. Şu anda yakınlarımda bir kavanozu yok ama bir kez merak edip okumuştum bu neymiş diye.

sinirleri gerer. stress yaratır

kafeine karşı bünye bi süre sonra bağışıklık kazanıp( bu psikolojikte olabilir) gerçekten uyanık kalman gereken zamanlarda bi fayda alamamana neden olur.
ayrıca filtre kahveye +1 diyeceğim ama onuda bu tempoyla içersen yaptığı kalp çarpıntısıyla yalancı bi panik atak geçirebilirsin. tecrübe etmişliğim vakidir.

-bağımlılık yaratır, insanlar farketmese de.
-sinirlerini gerer
-tuvalete çıkma ihtiyacını arttırır
-selülite yol açar
-çarpıntı yapar

aradığınız özellikler neler?

carlson iyidir ama tr'de pahalıdır. yurtdışı getirişlerinde de sorun yaratmaya başladılar son değişikliklerle ama...

şu başlıklarda değinilmiş:

(bkz: peynir altı suyu)
(bkz: peynir altı suyu tozu)

whey protein supplementlari da bundan yapiliyor diye biliyorum.

whey = peyniraltı suyu

ankaradaysanız ülke alan pasajında vardır mutlaka bişeyler.

ayrıca and1'a da bakın derim...

bursa'dayım şu an. koray spor'dan aradığımız ayakkabıyı rahatlıkla bulurduk eskiden ama şu an görüyorum ki çok yetersiz halde. and1'ın da pek modelini bulamadım.

önce bunu oku:
www.bodytr.com

sonra da nike satan bir mağazaya gir. bu arada, air jordan'lar iyice çeşitlendi. tr'de stılıyor mu hâlâ?

okudum, güzel yazı. ilim-irfan loading... de ayağımın yapısına, basketbol tarzıma uygun ayakkabıyı biliyorum ama bulamıyorum, sorun da burada. yere inerken bir başka oyuncunun ayağına bastığımda, bileğimi kolay kolay burkturmayacak sağlam bir ayakkabı istiyorum.

air jordan satılıyor, ama bahsettiğim güçlü, ağır ayakkabı modelleri yok.

alternatifin bu kadar azalması şaşırttı beni. 8 sene önce 30 model içinden seçim yaparken, şimdilerde 3-4 model görüyorum tüm markalarda.

markalarda seçenek çok da türkiyede yok. amerikadaki modelleri görünce dibin düşüyor. bu arada orada barçın spor'a falan bak istersen tabii mağazası varsa.

yere iniş sırasında birinin ayağına basma benim basketbol hayatımı bitirdi amk! bok var şut atarken beş metreden blok yapmaya çalışacak. içime girecek sanki amk evladı. noldu, altıma girdi, bastım ayağına siktim bağları.
okuyunca aklıma geldi, hüzünlendim.

ebay'da çok harika ayakkabılar var orjinal her markanın, gayet de ucuz, adidaslar 30-40 dolar ama amerika için geçerli. ben 50-52 numara arası bi şey giyiyorum kendime bile buldum. ama amerika'ya kırk yılın başı arkadaş gitti de öyle denk geldim. varsa yurt dışına giden arkadaşın vs. halledebilirsin öyle.

al bi superstar ayakların bayram etsin. eskidikçe yenisini alıyorum yok böyle rahat bir ayakkabı.

en rahati and1 bence

rahat ayakkabı kişiye göre değişir:
www.bodytr.com

tipini sever misin bilmemde. new balance çok rahattır.

superstara rahat diyen bu ayakkabıyı giymemiştir.
cgi.ebay.com
içimden kıs kıs gülüyorum nasıl rahat denir yææ.
neyse efenim, 1.5 sene bu ayakkabıyı giydim hala giyiyorum yanda 2 cm yırtığı olmasına rağmen ama niye diye sor bi bakalım o da senin sorunun içinde gizli

ve nike nin zoom cup (coup da olabilir) modelini aldım o da rahat ve çok şık. ancak ayağımı terletiyor biraz

hafif trekking tadında seviyorsan, tam olarak 146 liraya, "adidas daroga".

daha yeni aldım, ve cidden müthiş hafif müthiş rahat.hatta abartayım, şu ana kadar giydiğim en rahat ayakkabı.

şu klasik siyah beyaz;
urun.gittigidiyor.com

şunlar da renk seçenekleri; (türkiyede hangileri var bilmiyorum)
www.cobrosis.com

Önerilen ayakkabıların çoğunu denemedim ama xenderoth+1
ayrıca converse den adidasa geçmen çok doğru bikarar.

aynısı bende de var,ben bir süredir su ile karıştırıyorum önceden devamlı süt ile karıştırırdım bi ara şeftali suyu ile denedim berbat oldu,en iyisi yine süt bence.

portakal suyuyla karıştırırken tozun oranını düşük tutarsan içilebilir bir şey oluyor.

fakat sanırım aynı anda bir kaç aroma almak düşük gramajlı sonra onları değişmeli olarak tüketmek.

sute en guzeli bence de. cok baydiysaniz ve elinizin altinda blender varsa icine muz atin. hem daha cok besin aliyorsunuz bu sekilde.

elma suyu.

www.bodytr.com
burada alternatifler var

arkadaşlarınızdan herhangi birisi gruba üyeyse sizi otomatikten davet ederek gruba ekleyebilir.

@dadas9: allah allah benim iznim olmadan nasıl üye olabilirim ki?

otolike diye bir bok çıkardılar
ayık olmak lazım

video izleyeceğim, fotograflara bakacağım falan zannedip tıkladığınızda grup üyesi olabiliyorsunuz. öyle olmuştur o...

www.pilli.com var benzer bir sistem olarak.

www.eksiduyuru.com
Kendi çapımızda...

işe yarar mı bilmiyorum
news.unlock-blackberry.com

özelden messengerını falan ver sana bedava aldırayım kimseye bedava bir işlem için para verme. daha geçen gün mep ve mep2 kodlarını aldım sana mep iki lazım. sen şimdi servisten al telefonu bana yönlen.

bu arada aldığım telefonun imei numarasının son rakamı hatalı olmasına rağmen alabildim öyle de bi şey yani normal telefoncular açamadığı için ben uğraştım ama değdi. benim telefon diildi ama olsun.

com.tr yi zaten alamazsın. finansbankasi.com gibi diğerleri de pek para etmez, zaten adamlar olması gerekeni almışlar, hiç uğraşma bence...

domain olarak finansbank.com'u almadıktan sonra gerisi yalan.

ha noolur; net'i alırsın, finansbankasi.com'u alırsın. adamların yaptığı işi yayınlarsın kendi üzerinden yönlendirisin, ödeme alırsın vs. bu şekilde kazanç elde edersin.

konusuna, arattırılmasına bağlı olacak. al mesela ulkerfirmasi.com falan boş. ne manası var?

ama mesela bir niketurkiye öyle mi?

ona göre düşün taşın

Adamlar isimlerini tescil ederlerse (Her şeyi tescil ettirebiliyorlar. Hatta Efes Efe Rakı'ya bile dava açtı.) domaini senden söke söke alırlar. Uyanıklık dediğin şey güncel kalmalı hocam. 90'ların çakallıkları artık işe yaramıyor.

Domaini senden söke söke alamazlar. Para edebilmek; senin "SEO" 'ya uygun bir şekilde asıl domain'den üstte çıkabilme gücüne kalmış. Şimdiden çalışmaya başla bence. : )

şimdi çok da iddialı değilim ama senin satın aldığın .com, .net, .org uzantılı adresleri allahın oğlu gelse hukuken senin elinden alamaz diye biliyorum. bunlarda önce gelen alır kuralı işliyor. lakin .com.tr, .net.tr gibi uzantıları gerekli şartları sağlamadan alamazsın. misal almak istediğin domain fikibok.com.tr olsun. isminde ve/veya (ve mi veya mı çok emin değilim) fikibok geçmesi gerekir ya da sahibi olduğun şirketin ünvanında fikibok kelimesinin geçmesi gerekir, fikibok a.ş. gibi yahut da şimdi tam da şeyapamadığım bir şekilde fikibok kelimesini adına tescil ettirmiş olman gerekir...

diyelim ki senin fikibok bilgisayar sistemleri a.ş. diye bir şirketin var. benim de fikibok hesap makineleri ltd. şti. diye bir şirketim var. lakin ben senden önce gidip fikibok.com.tr domainini almışım. demin bahsettiğim şekilde allahın oğlu olsan bu domaini benim satın aldığım süre içerisinde hukuken benden geri alamazsın. ama naparın iki tane adam gönderirsin ağzımı yüzümü kırdırtırsın ben de sana paşa paşa veririm domaini. böyle olur.

diye düşünüyorum...

couple
www.imdb.com

seinfeld'i bilmiyorum ama friends bugüne kadar izlediğim en komik dizi diyebilirim.

eğer gençlikle ilgili bir dizi istiyorsan friends ama yok biraz daha orta yaşa yakın diyorsan seinfeld. iki dizinin de ortak yanı gayet komik ve eğlenceli olmalarıdır.

Kesinlikle Seinfeld derim ben de karakterler çok orjinal zaten olay gerçektir. Ve espiriler harikadır.

seinfeld izlemeyen komedi izledim demesin.

açıkara seinfeld hemde...

seinfeld.

gülme efekti olup tek komik olabilen dizi seinfeld'dir sanırım. Amına koduğum chuck lorre işlerinden milyon kat başarılı. saygılar

seinfeld

seinfield neymiş ya. frineds.
harry potter mı star wars mu gibi bir soru olmuş bana göre

friends komik bir dizidir, seinfeld çılgınlık.

friends. insanın içini açar esasen çok çok güldürmektense. umut verir falan, ne bileyim =)

friendsi izlemedim ama seinfeld bugune kadar izlediğim en komik, en samimi, her karakterini her gun goruyorum gibi hisler bırakan dizi.
ccc creymır reyiz ccc

friends

friends izlemeye ekşi duyuru sayesinde başlamıştım. friends demeyi bir borç bilirim. izlediğim gelmiş geçmiş en iyi dizi.

friends.. bilmem kaçıncıya oldu tekrar tekrar izliyorum sıkıldıkça. kemal sunal filmleri nasıldır hababam sınıfı filan, bilirsin ama izlersin, yine gülersin filan. öyle. çok doğal çok bizden çok komik. ama tavsiyem asıl halini izlemen, yani ingilizcen iyiyse altyazıdan ziyada söylenenleri dinlemen, gerçekten çeviriler çok yetersiz.

ne istedigine gore degisir. eger dramatik bir olay akisi istiyorsan friends, ama oyle rastgele komiklikler olsun diyorsan seinfeld. ikisinin de yeri ayri, ikisi de mukemmel

kıyaslaman bile yanlış. başka insanların da kıyaslamasına. hatta seinfeld'in başlı başına iyi mi kötü mü diye kıyaslanmasına bitiyorum.

seinfeld arkadaşım. friends 2 sezon izleyip baydığım bi dizi. ama seinfeld, tüm saezonlarını 2 kere izledim en az. kimi bölümler 100 kez. şimdi bile seinfeld ile sabahladım.

benden de seinfeld

kıyaslanamicak kadar farkla seinfeld.

şüphesiz ki friends.

seinfeld izle hatta friends e hiç başlama
curb your enthusiasm
always sunny in philadelphia
coupling
trailer park boys
arrested development
izle

Çok farklı diziler. Absürtlükten az bile olsa hoşlanmıyorsanız Friends'e kayın. Biraz absürt olabilir derseniz Seinfeld seyrettiğim en iyi dizilerden biri.

Friends derim ben.

şu an cebimden revolverimi çıkarttım ve tak diye masaya vurdum:
"bir daha friends diyen olursa bu söyleyeceği son şey olur..."

umarım mesajı almışsındır. ikinci defa yazdığım için üzgünüm ama friends'in ne kadar iyi olduğundan bahsetmiyoruz burada. burada bir tercih var ve sen george costanza demek zorundasın.

ya da ikisini de izle bu kan dursun artık.

seinfeld izlemediysen hem komedi izlememişsindir, hem de dizi.
183 müydü neydi bolum sayısı, 10 yıldan beri cevire cevire izlerim. cıtır cerez 20 dakka.

edit: ayrıca alidesi dogru demiş, eger corcu, kıreymırı tanımayacaksan bu hayatta, bence geldigimize degmez. o kadar soyluyorum.

aynen. tansiyon ve nabız yükseliyor, solunum ritmini değiştiriyor. daha çok enerji yakıyorsun oturduğun yerde.

herkeste aynı şekilde seyretmeyebilir fakat sigarayı bıraktım bırakalı iştahım açıldı, 2 haftada 4 kilo aldım bacım afedersin. sürekli yiyorum yani, eskiden bir tabak sonrası doyardım. bir şekilde sigara içince kilo veriyorsun ya da sürekli kilonu muhafaza ediyorsun yani.

metabolizmayı hızlandırıyor fakat metabolizma "alarm" durumuna geçtiği için hızlanıyor. yani çok suni bir hızlandırma oluyor bu. sporun hızlandırması gibi değil.

fitness, sağlıklı yaşam'dır, diyebiliriz. kelime sakat yerleştiği için, daha doğrusu batıda da durum benzer olduğu için fitness'e gidiyom lafları çıktı ama fit olmalık demek fitness.

step adından da anlaşılacağı gibi adım atma temelli bir tür aerobik egzersiz disiplini, türü.

aerobik ise oksijenli demek, sporda, fitnessde ise ağırlık kaldırma çalışmalarını (aneorobik) çalışmaları değil de sadece aerobik çalışmaların geneli için kullanılıyor.

bu durumda fitness > aerobik > step şeklinde matematiksel denklem :)

jonathan safran foer
douglas coupland
chuck palahniuk
don delillo

bu da onlarin yerli versiyonu
murat menteş

dostoyevski

oğuz atay.

nedeni ise bu yazar okunmadan ölünmemeli.

(bkz: khaled hosseini) "odunun teki oldum ben" derken canıma okumuştur.
(bkz: amin maalouf) bi tanedir.

bunların dışında polisiye, gerilim falan severim. çok kişi sevmez, saymayayım boşuna.

wilhelm reich tümünü okumasan da olur ama dinle küçük adam.

kafka

borges

lovecraft

poe

lawrence durrell iskenderiye dortlusu 4 cilt 4 farkli karakterin gozunden anlatiliyor, cok enterasan kitap. olmeden once okudugu icin mutluyum:)

ermanenovski

bence kitap yazmadan ölmemek lazım.

(bkz: irvin yalom)

beni okumadan ölme
ölümü gör bak! söz ver! okuycam de!

hakan günday

j.r.r tolkien

samuel beckett
bilge karasu

(bkz: toprak ışık)

(bkz: ihsan oktay anar) bal damlıyor satırlarından.
kafka, orwell, knut hamsun: mideye yumruk surata tokat.

eger epic fantastik seviyorsan bahadır içel.

milan kundera,
marcel proust,
peyami safa,
virgina wolf,
hasan ali toptaş,
ihsan oktay anar.

yeter sanırım.

oğuz atay
ve
ihsan oktay anar
evet,ikisini okumadan ölme...

amasya elmalısıyım meyvelerin başıyım. evet serbest çağrışım.

aklıma bir slogan gelmese de memleketimin en dikkat çekici yanı şehzadelerin amasyada ilk eğitimlerini almasıdır. sloganda bu noktaya değinmelisin derim yani; şehzadeler, asalet, eğitim vb.

vay topraaam. hali hazırda sloganı var onu kullansan olma mı?

'bu şehri görmediyseniz henüz en güzelini görmediniz.'

Şehzadelerin oxfordu

sen elmayi seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?

ye elmayı sik selma'yı.

çok turist çekersiniz.

"am" var dediler geldiniz
ama "asya" da vardı bilemediniz
amasya'yı çok seveceksiniz.

ciddi cevap: kralların kendi, şimdi krallara layık

:P

saat güzel ama o saatte ağır bir spor için yeterli yakıtı sağlayacak şekilde kahvaltı etmiş olmak zor.

hafif sporu da ilk başta kaldıramayabilirsiniz zira formsuzsunuz.
basit ve kısa sürede kana karışabilecek katı-sıvı atıştırmalıklar en iyisidir. yulaf gereksiz olur, ağır gelir teknik olarak aslında zira sindirilmemiş olacaktır spor esnasında.

bodytr.com forumlara da bak, koşup eden güzel arkadşalar var.

hacı adam sana demişki,
3 yıl işten ayrılamazsın, ayrılırsan şu kadar ödersin.
tatil veya bayram bile olsa ben istersem m kuzu kuzu gelip çalışacaksın.
vs. vs.
sende bunlara imza atmışsın.
neden geçersiz olsunki?

Konunun uzmanı, hatta alakalısı bile değilim ama senin hatırladığın olay; işverenin işçileri aleyhine kendi başına verdiği, işçilerinin herhangi bir şekilde kabul ettiklerini göstermediği durumlarda geçerlidir tahminimce.

Etna'ya +1 diyorum, imzanı attıysan kesinlikle geçerlidir. Geçmiş olsun, ağır sikmişler harbiden.

bilgim yok ama yorum yazmadan edemeyeceğim. ne lan bu böyle adamlara bak, sikkolar. iş hukuku dersi ben de aldım ama birşey hatırlamıyorum. güzel şeyler de vardı hani. bu sözleşmeyi geçersiz kılacak güzel şeyler de vardır mutlaka. olmalı.

Usta bu nasıl sözleşme?
Her madde işveren lehine, böyle sözleşme mi olur?
Bu işin uzmanına danış bence www.alitezel.com

hukukçu değilim; ama mantıken konuşmak gerekirse,

içerisinde bu denli işciyi sikmeye yönelik maddeler bulunan bir sözleşmenin her ne kadar kanunlarda yeri olsa da mahkemelik olduğunda hakimlerin, "bu nasıl sözleşme a.k. iş y yapmayı bırakın elemanlardan para kazanın daha çok kar edersiniz" minvalinde şeyler söylemesi gerek. eğer söylemezse ve kanunlar da müsaade ediyorsa vay memleketin haline diye oturup ağlayalım.

iş kanununa aykırı hükümler geçersizdir. rahat ol. sikme falan yok ortada, göz korkutma var sadece.

imza atmadan çalışamazsın al çalıştığın kadar paran, güle güle.. Minvalinde ki sözler üzerine işçi aleyhine olan hükümler geçersizdir diye hatırlayıp bastım imzayı. önceki çalıştığım iş yerinden çıkarken sözleşmede işten ayrılmadan altı ay önce işçinin haber vermesi gereklidir aksi takirde işçi tazminat ödemekle yükümlüdür" diye bir madde olmasına rağmen 2 hafta önce dilekçemi verip ayrılmıştım içim rahat ama yine de soru işaretleri vardı kafamda. İzaleisuyuu sağolsun soru işaretlerini kaldırdı.

Kanun Diyor ki:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre; süresi belirli olmayan hizmet akdi feshedilmeden - işi altı aydan az sürmüş ise iki hafta, altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş ise dört hafta, birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş ise altı hafta, üç yıldan fazla sürmüş ise sekiz hafta- önce karşı tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Bildirim önelleri hem işçiye hem de işverene tanınmıştır. Bu nedenle bildirim önellerine uyulmadan hizmet akitlerinin feshedilmesi durumunda işçi veya işverenin ihbar tazminatı isteme hakları doğmaktadır. İstifa ederek işten ayrılan işçi, bildirim öneline uymakla yükümlüdür; aksi takdirde, ihbar tazminatı ödemek zorunda kalır.

Ancak istifa eden işçinin ihbar tazminatı ödediğini şimdiye kadar ne gördüm ne de duydum. İstifa eden bir çalışanını da tazminat ödemeye zorlayan bir işveren de görmedim.

İşveren en fazla duygusal baskı veya tehditle işi bırakmamanız veya uzun bir süre daha devam etmeniz için sizi zorlar. İşçisini mahkemeye vermek kadar aptalca birşey aklından bile geçmez(eğer size şahsi bir kin gütmüyorsa). Çünkü:
1. kazanma şansı çok azdır.
2. dava sırasında başka kirli çamaşırları ortaya çıkabilir
3. elemanıyla davalı olan bir patronun diğer işçilerinden alacağı verim düşer

İhbar tazminatı miktarları kanunda açıkça belirtilmiştir(İş yerinde çalışma süresiyle orantılı, altı aya kadar iki hafta, birbuçuk yıla kadar dört hafta, üç yıla kadar altı hafta ve üç yıldan sonra sekiz hafta) ama bu işverenin işçiyi çıkartması halinde ödenecek tazminatlardır. İşçinin ödeyeceği tazminatlar bildiğim kadarıyla kanunda belirtilmemiştir. Eğer ileride bu yüzden mahkemeye düşerseniz(ki çok çok çok küçük bir ihtimal) işveren sözleşmede yazılan tazminatı talep eder. Siz de o sözleşmeyi işe alma baskısı altında imzaladığınızı söylersiniz. Hakim yüzde doksan dokuz ihtimalle sizi haklı bulur. Yüzde bir ihtimalle iş kanununda işverenin ödemesi gereken tazminat kadar tazminat ödemenizi ister ki bu da yukarıda belirttiğim gibi en fazla sekiz haftalık ücrettir.
Bunun çok özel bir istisnası şöyle olabilir: Siz çok özel ve önemli bir proje için işe alınmışsınızdır. Sizin habersiz işten ayrılmanız halinde yeriniz hemen doldurulamayacaktır ve işveren bu yüzden muazzam zararlar(milyonlarca dolar)eder, işte hakim ancak bu durumda işvereni haklı bulur. Tabii bu proje, sözleşme metninde ayrıntılarıyla yazılıysa.

Sözün kısası, imzaladığınız sözleşmedeki o madde için hiç üzülmeyin, uygulanması neredeyse imkansız bir madde. Ancak böyle bir maddeyi sözleşmeye koyacak kadar tıynetsiz bir işvereni uzun süreli düşünmeyin, ileride illede başınızı başka nedenlerle ağrıtacaktır. Daha iyi bir iş arayın ve mümkün olduğunca çabuk bu firmadan ayrılın.

Ayrıca (git: 133259)

bazı kısımları iş kanununa uygun bazıları değil. iş sözleşmesinde işçi lehine hükümler geçerlidir, işçi alehine hükümler ise geçersizdir. örneğin yapacağınız iş belirli süreyi gerektiren bir iş, proje vs değilse belirli süreli iş sözleşmesi söz konusu değildir. size tavsiyem 4857 sayılı iş kanununu iyice okumanız. kanun sade bir dille yazılmıştır ve gayet anlaşılır hükümler içermekte. bu arada eğitim aldıysanız belirli bir tarihten erken ayrılmanız halinde eğitim ücretini tazminat olarak ödetmeleri geçerli olabilir. bunlar için de yargıtay kararlarını inceleyin. işten ayrıldıktan sonra işle ilgili bir işletme açmanıza dair bir takım kısıtlamalar olmakla birlikte aynı işi yapmanızı engelleyecek bir madde fln söz konusu olamaz. ayrıca tatillerde çalışmanız karşılığı aylık dışında ücret talep edilemez gibi saçma bir madde de söz konusu değildir. dediğim gibi kanununu iyice okursanız daha iyi anlarsınız. yine de kafanıza takılan bir şey olursa sormaktan çekinmeyin.

hiçbi boktan anlamıyorum ama bu sözleşmenin geçersiz olduğuna inanıyorum. işçisin sen abi, paraya ihtiyacın vardı ve mecburen bastın ama bu sözleşme resmen kölelik. kanunlardan üstün hiçbir sözleşme olamaz.

ben senin bir adamı öldürmeni taahhüt ettiğin bir sözleşmeyi sana imzalatsam send e o adamı öldürmesen o sözleşme ile senden tazminat alabilir miyim?

tatillerde, fazla mesaide vs'de ekstra para vermeyiz maddesi var ya. sikerler o maddeyi yazan adamı.

İş Kanununda haftasonu çalışırsanız kaç para, bayramda çalışırsanız kaç para fazla mesai alırsınız açık açık yazar. Ha bunu patronunuza ödetmek için çok uğraşırsınız o ayrı.

Ayrıca siz şimdi ayrılsanız o adamların zaten mahkemeye vermesi, yok efendim mahkemenin sözleşmeyi incelemesi falan filan, 40 yıl sürer. mahkemelerin yavaş çalışmasını avantaja çevirebilirsiniz.

burada bazı bilgiler var
tr.wikipedia.org
bir yayınevi ile anlaşmalı yapmanız hayrınıza olur sanıyorum, bireysel başvuru pek mümkün değil gibi.
bir de lulu.com gibi komisyoncu siteler var, kişisel işlere daha uygun. ama tabi uluslar arası.

yaklaşık olarak bedava.
isbn sitesi var resmi olan. oradan yönlendiriliyorsunuz. ebilgi gov gibi bir adresdi şu an tam hatırlamıyorum. herhangi bir maliyeti yok. üyelik açıyorsunuz sonra bilgileri dolduruyorsunuz bir de sanırım kimlik fotokopisi isteniyordu o kadar.

takıldığınız yer olursa sorabilirsiniz. bilgileri girerken

www.myidentifiers.com

Pilli'nin sitemini incelerseniz daha iyi olabilir. Reklam geliri paylaşımı daha adil gibi geliyor.

ozdek öneri iöin teşekkürler. demin göz attım ama bana verimli bir sistem gibi gelmedi. kaldı ki bende o sistemi kaldıracak kadar yazar yok. yani daha yeni başlayan reklam gelirlerinin %70'ini kaç kişiye bölüştüreceğim? sitenin parası nereden çıakcak falan. kaldı ki okunma oranlarıyla istendiği gibi oynanabilir, ayrıca sistem de aldatılabilir kolaylıkla. yani karşılıklı güven olsa bile insanların aklına soru işareti gelebilir.

benim sistemim de adil bence. gönüllü biri yazı yazıyor, yazısı yayınlanırsa bundan para kazanıyor. akarı kokarı, az okundu çok okundusu yok.

reklam geliri paylaşmaktansa sizin dediğiniz daha iyi geliyor bana. ama reklam gelirleri arttıkça verilen pay da artmalı. yani 0.5 zamanla 0.8, 1 falan olmalı.

s s b g

katılıyorum. niyetim de o zaten. ya düşün işte, güzel bir yazı veya çeviri paylaşcaksın insanlara yararlı olacaksın üstüne de üç beş kuruş abi. 5-10 yazın olunca bizden orta karar bi yemek kazanıyorsun :)

senin birimlerin aşağı yukarı 200 kelime/1 sayfaya denk geliyor. bugünlerde bunun karşılığı ortalama 5 lira gibi, ki bu da düşük bir ücret aslında. söylediğin sistemde bir ücret almak için yaklaşık 100 sayfalık emek gerekiyor ki, bu da cidden mesai gibi düşünüp çalışmayı gerektirir, ki bunun karşılığında da çok az kişi bu ödemeyi alabilecek gibi duruyor. açıkçası kafana göre katkıda bulunanlara bir iki hediye vericem desen bile daha makul olacak gibi duruyor.

@yalnux

bu dediğim olay para kazanmak için yapılmak istenirse elbette verimli olmayacaktır. benim amacım paylaşımı ve içeriği arttırmak. bugüne kadar ben ve diğer yazarlar parasız yazdık, site de hep zarar etti. şu anki reklam gelirlerleriyle de site halen kendi masrafını çıkartmıyor, zararı azaltıyor. bna rağmen iyi kötü bi gelir dye ben böyle bir şey düşündüm gelir var diye.

adam ayda iki yazı yazsa 1000 kelimelik, bu da ayda 20.000 karakter ve 10 lira yapıyor. 5 ayda bir ödeme alıyor yani bu hesapla. yazılar uzun olursa, 2000 kelime olsa bu da ayda 20 lira yapar. 2,5 ayda ödeme alır. yani hem insanlara faydalı olur, hem yazı yeteneği gelişir hem de arada bir bizden 50 lira alır. abi 50 lira nedir ki yani ben parasında değilim maksat gönüllü arkadaşlara, amatörlere teşvik olsun. imkan olsa sitenin geliri olsa da ben yazı başına en azından 10 lira verebilsem. ama öyle bi yer bulabilirsen bana da haber ver :)

siten ne sitesi bakmadım bile ama gördüğüm kadarıyla insanlara emeklerinin karşılığında telif vermeyi tasarlamışsın. bu konunun hiçbir eleştirilecek tarafı yoktur arkadaşlar. mükemmel bir olay. seni de tebrik ederim. telifin büyüklüğü önemli değil burada. para kazanmak için yazan insan zaten büyük ihtimalle daha gelişim aşamasındaki bir siteye yönelmez. bu daha çok zevk için yazı yazan insanların emeklerini karşılıksız bırakmamak üzere düşünülmüş iyi niyetli bir proje. helal olsun hacı sana. zaten verilecek ücretin sembolik olduğunu belirtmişsin, yeter ki emekler karşılıksız kalmasın. tebrik ederim.

@ruhibir
beni motive eden yorumun için teşekkürler. ben de senin gibi düşünüyorum. yani elbette bu olay da benim çıkarım var ama ben başka yerde karşılıksız yazan insanlara hem okunma garantisi veriyorum hem sembolik de olsa bir para veriyorum hem de editörlük tecrübelerimi paylaşacağım ki profesyonel olarak da editörlük yapmış /yapmakta olan biriyim. çevirmenlere ve amatör yazarlara bir şetler katabilirim.

bakalım. şimdi server taşıması gündemde o bittikten sorna siteden de duyuru yapacağım. hem bilgilenecek hem eğlenecek hem de yani üö beş bi şeyler abi fena mı. ben bu işi ortaya atmadan önce hangi spor sitesi yapmış bunu?

Neyse işte bu duyurunun sonunda da şu ilanı yapmıştım: www.bodytr.com

EK: Reklam geliri paylaşımı belki daha adil gibi görünüyor ama reklam gelirini paylaşmaya kalkınca benimki kadar para verilmesi zor bir olasılık. Pilli'ye gidip deneyebilirsiniz :)

şemiklerin girişinde vardı, hâlâ olmalı. o şemiklerdeki pehlivanoğlunu karşı sırasındanaz ilerke, bi badi salonu var. altı taekwondo ya da kick box salonu.

zamanla yediklerin/dilin orayı törpüler ve de diş minesi yeniden kaplar etrafını, benim de eskiden başıma geldi, şu an hangi dişime geldi onu bile hatırlamıyorum. görünürde de bir sorunu yok. diş fırçalamanı aksatma bu aralar ama.

Kopan yerin yanındaki parça boşlukta kaldı ve orası da kopabilir. O zaman diş epey eksilecek gibi duruyor. Sorun tırtıklı olması değil, dişin görünümü bozuldu.

o zaman benden kopan parçaya nazaran (ki iğne ucu gibi ufacık bir parçaydı benden kopan) baya büyük. bence bir dentiste git o zaman kesinlikle.

Oraya ayni renk dolgu yapiyorlar cillop gibi oluyor.

eğer çok büyük büyük bir parça değilse dert etmeyin. insanların neleri kırılıyor, kalpleri, umutları, duyguları... yani yine de dişçiye gidin tabii.

oraya yama yapıyor dişçi. farkı siz bile anlamazsınız.

benim de erik toplarken kırıldı uzun zaman önce. dört beş yıldır yaptırıcam diyorum hep üşeniyorum. ama dolgu ya da kaplama tarzı bir şeyle hallediyorlarmış onun o görünümünü.

tatlı yiyince su içmeli. ya da tatlı yememeli.

neden tatlı yiyince su içmeli ?

çünkü tatlı yiyince susar insan.

şeker su çeken bi madde(hidrofil deniyordu herhalde). kan şekerinin fazla yükselmesi doku sıvısının su oranını düşürür. da asıl problem susatması yani.

ahmet aydın'a sormuştum, doğru değil demişti.

peki bu yağlı yedikten sonra su içme işi hakkında bir fikri olan?

yaglinin ustune su ictikten sonra o yaglar donsa bile bu sadece cok kisa bir sureligine olur. ic organlarin sicakligi ekstrem durumlar haricinde sabittir, suyu da yagi da kendi sicakligina getirir kisa bir sure icinde.

şu gudik lafları nerden buluyorsunuz da burada tartışmaya açıyorsunuz anlamıyorum. halk hurafesi bunlar bilimsel hiç bir değeri yok.

peki hacı dayı, bundan sonra senden bi "olur" alırız.

eskiden kuyruk yağı varmış. şimdiki gibi sıvı yağlar neredeee....

en geç 2150 de kıyamet kopacak,çok kasma.(bkz: Kuran-ı Kerim)

80 kadın bul, harem kur. sonra yemişim toplumunu.

Ankara'nın doğusuna doğru kurabilirsiniz otağınızı bence.

gen havuzunu dikkatli oluşturmanı öneririm. bilimsel açıdan da "ırk" kavramı her ne kadar desteklenmiş olsa da sözlükte sevilmezsin ama.

Ankara soguk olur coluk cocuk telef olabilir. Antalya ya da Mugla yoresi uygun olur. Hem cocuklar yabanci dilleri erken kaparlar. Rusca, Ingilizce, Almanca...

trakyada veya akdenizde en az 1000 hektar buyuk bir arazi kirala, İçine 100 civarında bungalow tarzında evler yerleştir. arazinin alt yapısını hallet ve 100 bungalow evde yaşayacak insanlara iş imkanı yarat 200 nüfuslu küçük bir köy yarat ve bu nüfusa sürekli yön ver onlar ürettikçe para kazandıkça köy büyüyecek sehirleşmeye gidecektir.
sende orada hep lider kalacaksın! küçük bir ülke yaratarak, o ülkenin lideri olmak elinde bütün bunları mantıklı bir planla yapmak çokta zordeğil aslında....
kuruduğun köyde insanları zamanla köle haline getirir istersen 200 hanedeki kadınların ruhani kocası, Çocukların Babası ilan edersin kendini.... :))

@voyager kölelik olmayacak dünya fani zaten. kalacağımız yer bile geçici. göçeceğiz. zaten kendi kanıma nasıl kölelik uygularım. %100 demokrasi uygulanacak, küçük bir toplum olduğumuz için halkın kendini yönetmesi kolay olacak. Komünizmden de izler taşımak zorunda biz de bir nevi komün sayılırız zaten.

En katı olduğumuz konu, dışarıdan göç alma. Dışarıdan alınacak kişiler minimum doktora seviyesinde eğitim düzeyine sahip olmalılar. Ya da yüksek lisans+5 yıl deneyime sahip olmalılar.

beyler adam behlül.
dicem ama behlülün de modası geçti yeaa :((

lichtenstein'ın anayasalarına göre lichtenstein'ı oluşturan köyler seçimle bağımsızlığa kavuşabiliyormuş. 29.000 nüfusu olan bir ülkeden bahsediyoruz. torun ve çocukların sayısını toplamda 1000'e çıkartırsan orada başarabilirsin. kral bile olursun...

cengiz handan feyz alin.

kardeş sen kısırsındır belki de
hemen o kadar uçma

Bilecik'in Söğüt ilçesi iyi bir başlangıç yeri olabilir. Denenmiş, başarıya ulaşmış bir seçim. Oradan Bursa'ya ve Edirne'ye geçersiniz, en son da İstanbul'da kalırsınız. Hem Kızılkayalar da İstanbul'da.

gerçekten çok hoşuna gidecek :) bilmiyorum gerçi nasıl yapıcağını :) ama reklamcılara bi danış derim... bu tür şeyleri(isim yazdırma zart zurt vs.) onlar bilir... yapamazlar belki ama nerede yapılacağını bilirler ;)

bende öyle tahmin ediyorum reklamcılarada sorucam ama öncesinde buradan çıkarsa bilen eden şukela olacak

-kemerin yazlslz versiyonu alinir

-dericiye gidilir sorulur

1. derici olmasada illaki yazlcak bir derici bulunur

Çevrenizde serigrafi baskı yapan bir yer ile iletişime girin. google'dan sürüyle bulabilirsiniz.

kaliteli bir kemer al bari, ömürlük olsun tam. adam seni hiç unutmaz. gerçi unutmamasını ister misin bilemem

tish-o'ya özel durumunla ilgili bi mail çek yada telefon aç belki yardımcı olurlar.

sana ingilizce yama yükleyelim kanka?

fallout 2 için de dönerdi bu laflar...

almıştır, yapmıştır. böle saça böle tarak.

(ara:akıl fikir)

bakire olmayan kevaşeler yapıyo onu, tertemiz sıfır km çiziği olmayan bebeyim bakireleri kirletmek istiyorlar :( bakire olmayanların parçaları bozuk, çizik oluyor genelde ya kıskanıyorlar, sakın alma o mallardan; ay aman bağyanlardan. sen de kirleteceğin zaman bakireleri kirletme sakın, kevaşelere attır, onları pis emellerimiz için kullanalım; tertemiz malları evlenmek için saklayalım. kirlenmiş olan kirlenmiş zaten.

kim kime bok atacağını şaşırmış arkadaş, genelleme foreverr

hemen soruyu bana çevirmeyin yahu. sadece merak ettim burda görüyorum bazen ekşi sözlükte vs. diğer sözlüklerde hep çamur atıyorlar. benim bakire aramak gibi bir derdim yok. sadece merak ettim

kişi kendinden bildiği için o işi olabilir.

çünkü hakikaten öyle tipler var da ondan. genelleme yapılması ise hata tabii.

Bir film vardı hatırlamıyorum adını ama başlangıcında şöyle diyordu: Her melek bakire değildir, her bakire de melek değildir.

@noluyor kimse mal muamelesi yapmıyor niye heyecanlandın ki ?

Bakire kız neden oral ya da anal yapsın ki? Yapan 3 5 tane vardır tabii ama genellemeyelim. zaten bakire olmayan kızların da çoğu anal yapmamıştır.

karı kaşardır, patlamıştır bakire olmayıpta ağzına alan, masturbasyon manyağı bakire kızlara çatıp egosunu tatmin eder. karı bakiredir, evlenmeden patlamam der ama zik ağızdan düşmez, sürtüşmekten elektrik tutup ölüceğinden korkar. karı sevmiştir, çok sevmmiştir, teslim etmiştir kendisini erkeğine ama çekip gidince de nasılsa patladım önüme gelenle yatarım mantalitesini aklına bile getirmemiştir. sen ne diyon yarram diyosundur şimdi; bakire var, bakire var, patlamış kız var, patlatılmış kız var. herkes içinde bulunduğu duruma göre yorum yapıyor.

cogu efsane

hatunun ruhu orospu olmasın, beyninde sikişir ruhun duymaz. ne sikik muhabbet lan bu.

çünkü burda doğru dürüst sevişen neredeyse kimse yok.herkes sevişmiş numarası yapıp havaya giriyor.çoğu mastürbatör bunların.gerçeklerden değil hayallerinden bahsediyolar.o yüzden ciddiye alma dediklerini.bunlar ancak birbirlerine ahkam keserler.

seks mi var?

badiparmagi, resmen midemi bulandırdın.

türk erkeklerinin çoğu yetiştirilme tarzıdan dolayı bencil. seksin de bir tabu olmasıyla beraber bir de abazanlık ekleniyor. bu insanlar da doğal olarak sevgilileri olduğunda inanılmaz şekilde baskı yapıyor, hatta bir şekilde tatmin edilmezse aldatacağını belirten erkekler bile oluyor. bakire kızceğizlerimiz de sevgililerini elden kaçırmamak için bahsedilen yollara başvuruyor.

@badiparmagi denen gavat yazdığın mide bulandırıcı cevabı 4 yıl sonra okudum umarım şimdiye senin de götünü patlatmışlardır seviyesiz aşağılık yaratık

under construction eklentileri var. istersen onları dene. hem daha cool olur :P

.htacess yardımıyla ana dizine şifre ve kullanıcı adı koyarsın cpanel gibi. sadece şifreyi bilen görebilir. ya da direkt olarak farklı bir dizine/klasöre kurarsın wp'yi, sonra veritabanını ve wp'yi anadizine taşırsın.

Söylemeyi unutmuşum ayrıca. Bu işlerde yeniyim. Biraz daha açık olursanız :)

wordpressin ayarlar kısmında sanırım gizlilik sekmesi altından seçebiliyorsun. herkese kapatabilirsin.

under construction eklentileri varmış buldum.

@alidesidero orada sadece arama motorlarında bulunabilip bulunamayacağı ile ilgili ayar yapılıyor. Kapama yok.

o zaman "okunma" sekmesindeki ayarlara bak

wordpress'in kurulu oldugu dizinin icindeki index.php dosyasinin ismini degistirip gecici olarak yeni bir index.php (yada index.html) koyabilirsiniz. bu islemden sonra siteye giren kullanici yeni "index" sayfasini gorecektir. yonetim bolumune girmek icinse www.siteadi.com/wp-admin adresini kullanibilirsiniz.

donlu fotoğraf garip tabii, mayoluya bir şey demem sanırım.

şortlu fotoğrafını bile kaldırttım.

zurnayla

mayolu olur tabi de donlu ne ya.

erkek arkadaşımın nasıl bir vücudu olduğuna bağlı. kıllı ve göbekli haliyle mayolu foto paylaşıyorsa, ya kendisi borat tarzı bir özgüvene sahiptir, ya da herhangi bir sosyal kaygı taşımıyordur. ama estetik bir vücudu varsa, gözü rahatsız etmiyorsa ve foto da erotik bir tarzda değilse olabilir.

donlu olur tabi de mayolu ne ya.

mayo slipse olabilir tabi.

döverdim.
kıyafet olmayacak aga.

mavi donlu olmazsa kaldırtırım.

ben bilmem cemil ipekçi bilir

karışmam, ne isterse yapsın.

nedenini sorgulayabilirim ama. nedeni kompleks, ego, eziklik vs gibi şeylerse kafama dank eder kendisinden ayrılırdım. çok beğenmiştir fotoyu ya da bir espirisi vardır cart, curt normal bulurum. duruma göre yani ama koyduysa koymuştur. yapcak bi şey yok.

haşema giyerse sorun değil ama donlu mayolu ise ak parti'den istifasını isteyip ayrılırım.

kaç hatun o fotoya bakıp ... devam edemiycem
kesin ayrılırdım

donlu fotoğraf derken slip mayo falansa ağız burun dalardım ama yoksa ıslak olmayan şortuyla sahilde verilen bir pozun sakıncası yok. Kızlar da bakarsa baksın. olsun o kadarcık.

online olarak www.zargan.com sitesini öneririm.

program olaraksa en iyisi babylon'dur. www.babylon.com

(bkz: seslisözlük)

tureng

word assistant

Online değil de offline bir program arıyorum, Babylon'u indirip kurdum ama sözlük kısmı yok sanırım(?)

Tureng'in programı var mı ve word assistantı araştıracağım.

Teşekkürler, yeni önerileri de merakla bekliyorum. Sağolun.

english fast bursa. yeşil bi logosu var böyle. her daim favorim. yalnız english fast diye arat dictionary2005 mi neydi setupının adı dediğim olduğundan emin ol.

www.gezginler.net
bu işte bahsettiğim

indiriyorum kamilciğim :) güzele benziyor. teşekkürler.

İndirdim ama Türkçe - İngilizce kısmı eksik gibi gözüküyor. Ben söylemeyi unutmuşum ama Türkçe - İngilizce ve İngilizce - Türkçe olmalı. Bunun İng. - Türk. kısmı iyi ama Tür. - İng. kısmı zayıf gibi.

(bkz: goldendict)

google translate

kendi ayak kokunuzu sürekli almamanız gerekir. başka biri teyit etti mi? psikolojik olmasın?

inanır mısın, aynı sorun bende de oldu. askerde bile ayağım kokmadı, o kadar spor yaptım yine kokmadı... kendim bileli kokmadı.

teorik olarak her ayak kokar, ter ve amonyak vb. ama işte bizim gibilerin kokmuyor arkadaş...

neyse, geçen gün, 3 hafta kadar önceydi, ayağımı yaktım, sonra işte ondan sonra ayağım kokmaya başladı. ilginç.

şimdi biyolojik bi ürün var, onu deneyeceğim, işe yararsa da o ürünü satacağım hatta.

ilginç aziyyyzim ilginç ama oluyor...

yok, parmak arasında ya da başka bir yerde en ufak bir anormallik yok. ayaklarım ayıptır demesi ayak fetişinin yalamayı isteyeceği derecede cillop.

burası ayak mı kokuyo yav dememin akabinde eşimin burnuna dayadım. çok net teyit etti kendisi.

bekleyın 3 gun ıçınde koku devam eder-tatlı bır kaşıntı baş gosterırse dermotolağa başvurmanızı onerırım.mevsım nedenıyle mantar çok az gorulur ama bır bekleyın-not çorap yenıleyın terlık-ayakkabıyı gozden geçırın-geçmış olsun

hacı, bendeki zımbırtı sanırım işe yarıyor. birazdan yine süreceğim. ayak kokusunu geçiriyor demişlerdi, yalan diilmiş sanırsam.

banyo yaptıktan sonra ayaklarınızı fön makinasıyla kurutun.

haci senin burnun tikaliymis, yeni acilmis galiba.

DVD Video Soft

video2mp3.net kullanıyorum ben, gayette memnunum, bazen yavaşlasa da süper çalıştı şimdiye dek.

dvd soft en iyisi

kardiyo yaparken gogsun agriyor? kac atiyor kalbin?

aç gidiyosan, yada overtraining yapiosan belli bi noktadan sonra normal gözünün kararması
ayrıca ham bi vücudun varsa alışma evren 1 haftadan uzun sürebilir

galibo hususi değil umumi bir durum bu soruyu daha önce de yanıtladığımı anımsıyorum. Muhtemelen ani şeker düşmesi yaşıyorsunuz. Bunun için de sakız şekerleri cepte bulundurmakta fayda var. Bu durumda ağzınıza yarım bir tofita koymak en güzeli eğer tam alırsanız bu sefer de susarsınız. Ya da bünyenize göre hareket edin. İki saat spordan sonra ballı süt için en az bir litre. Spordan sonra ki zamanlarda maden suyu tüketin. Çünkü kaslarda oluşan yıkımı düzeltmek için hızlı bir şekilde vitamin mineral ve protein benzerleri alın. Yıksa güçlenemez ve spora devam edemezsiniz.

evde yapıyorum p90x insanüstü bi nefes lazım sanırım :))

merhaba,
reflün var mı?

baş dönmesi falan ise normal, biraz gelişinc geçer.

süt iç.
birde muz ye istersen.
tok tutsun ama mideyi doldurmasın.

eti form'un limonlu lifli birşeyi vardı, o epey tok tutuyor..

Al sana Eti Form: www.bodytr.com

Spordan 3 saat önce yulaf ye :))

ya bi de ben sana genel olarka protein ağırlıklı beslenmeni ve alacağın proteinin çeşidine göre spordan bir süre önce biraz da protein+azcık basit karbonhidrat almanı ve spordan sonra da özellikle dikkatli beslenerek yi toparlanmanı öneririm

bir-iki saat once ufak bir ton balikli sandvic.. hem protein hem karbonhidrat ihtiyacini karsilar. aksam yemeginden kisarsin biraz

karbonhidrat için mutlaka makarna yenmelidir. Karbonhidratlar kaslar tarafından yağlara oranla 4 kat daha hızlı kullanıldıkları için enerjiye ihtiyaç duyulan anlarda çok önemliler. ayrıca içinde demir, magnezyum, B ile E vitaminleri de var

aç yapılan spor nasıl yağ yakımın artırır. tam aksine vücut kıtlık krizine girer, bu şekilde spor yaparsanız ancak vücuttan su kaybedersiniz yağ değil. ve suyu içince de kilo almış gibi görünürsünüz.
Edit. Eğer baş dönmesi ve dilin kuruması gibi durumlar varsa şekerin ani düşmesidir diye biliyorum. Bu durumda sakız şekerlerden cepte bulundurmalı ve yarım saatte bir yarım alınmalı. Tofita bu iş için idealdir.

öncesinde yarım elma, antrenman sonrası diğer yarısı.

kesinlikle muz. Meyveye erişim yoksa yarım çikolata bar(snickers, metro vs. türü)

eğer doğrudan kilo vermek amaçlı spor yapmıyorsan lapa pilav da yiyebilirsin. değerleri epey yüksektir ama yaptığın spor ile bağlantılı olarak kas üretimini hızlandırır.