good reader candir.

parasiz versiyonu da olsa gerek ama kredi karti kullanabiliyorsaniz hic acimayin

ne muhendisiyim ki ben? ne konuda calismak istiyorum?

Elektrik-elektronik mesela. Ne istedigini bilmiyosun, ama iyi bisey olsun istiyosun.

ne mühendisi olduğuna göre değişir bence. makine/endüstri mühendisi isen Ford. Yazılımcı isen Koç Sistem.Matematik Müh. isen Yapı Kredi.

arçelik iyidir.

Arcelikte calisan tanidiklarim pek memnun degil.

Koç holding krizlerde çok eleman çıkarıyor

kesınlıkle tupraşşşş

ve paypal'dan gelen mailin adresin [email protected] bu. paypalın ödemeler için gönderdiği mail gönderdiği mail adresi bu mu?

hacı pek güvenilir gibi gözükmüyor. sahibinden de GET olarak aç ilanı hiç paypale fln bulaşma. pek paypale benzemiyor o mail.

paypal sıkıntı sadun un dediği gibi get aç daha mantıklı

abı nıjerya nın ogun state inden adamın senin sahibinden deki ilanınla naifçe ilgilenmesi diye bir şey yok. koşarak uzaklaş

sahibinden.com'da çok sık kullanılan bir dolandırıcılık yöntemi. Sakın malı yollama.

nijer doladırıcılar sahibinden'e de bulaşmış, çok güldüm

(bkz: nijerya'dan gelen e-mail)
(bkz: #13024427)

Paypal'ın ödemeyi onaylaması için kargo yapman saçma bir şey olurdu. eBay'dan aldığım onca şeyde hep ödemeyi yaptıktan sonra satıcılar Paypal'a kargo bilgisini eklediler. Büyük ihtimal dolandırıcılık ki şuraya kadar verilenler de destekliyor durumu.

baskasi da sormustu:

www.eksiduyuru.com

geçmişe kendisi değil ama elçisini kendi çocukluğuna yollayan john connor geldi aklıma. film:terminatör

back to the future çıtayı çok yükseltti, rekabete fırsat tanımadı.

@r_u_h haha

(bkz: frequency)

eleman eski bi radyo sayesinde 30 yıl önceki haliyle konuşuyor.

the kid - bir adam evinde 7 yaşındaki kendisiyle karşılaşıyor (komedi)
13 Going on 30 - küçük kız bir gecede büyümüş hayatını yaşamaya başlıyor
big - küçük çocuk bir gecede büyüyor.

memento
vantage point

men in black 3 de biraz var

the time travelers wife tam dedigin konseptte olmasa da, gecmise donmeli, sevgilisinin kucukluguyle konusmali falan bir film. hos.

frequently asked questions about time travel -- geçmişe dönmeli , komikli film

deja vu

ben de ayni dertten muzdaribim, guzel oluyor gercekten. ama etin tadindan bence. sos da tabi guzel oluyor

o beyaz sos tereyağı olmasın? sıcak sıcak döküyorlar hani?

yok hayır görüntü olarak baya baya mayonez veya bir ranch sos görüntüsünde olan bir şeydi.

arap donercilerinde dediginize benzer bir sos koyuyorlar bol sarmisakli. sormustum yumurta beyazi, biraz limon, bolca sarmisak ve boraz labne peyniri ile yaptiklarini soylemislerdi.

biraz evolve olmus Tzatziki sosudur o.

denetim ve standartlar daha üst seviyede daha insani olduğu için türklerin meşhur dönerini almanyada daha güzel bir şekilde yiyebiliyoruz.

sambal olabilir mi?
en.wikipedia.org

7 yil almanyada yasayan birisi olarak, oranin donerini begenmem. cunku cok az yer haric donmus ettir. donmus etin tadini fark ediyorsaniz anlarsiniz ne demek istedigimi. ha, onlar oyle soslar koyuyorlar ki, daha guzel oluyor evet. ama size istanbulda doner yiyeceginiz birkac yer soyliyim, yiyin, sonra konusalim :)
not: berlin'e yolunuz duserse 'imren' de doner yiyin, 3-4 subesi vardir. candir.

Ben yurtdışına gittiğimde özellikle döner yemeye gidiyorum, türkiye'de dönüp bakmam bunun sebepleri.

1.) fazla et miktarı
2.) türk dönerlerinin üstüne konulan koyun yağının verdiği o iğrenç kokunun olmaması
3.) etin hindi ile sığır karışımı olması, hafif oluyor böyle
4.) muhteşem sos, yoğurt, nane ve sarımsak tozu ile yapılıyor.

mecidiyeköyde frango döner var, 5 çeşit sos var döner için. ben bayıldım, mutlaka deneyin.

yirtik foto +1

yunanların Tzatziki dediği bi sos o genelde. sour cream, sirke, kekik, sarmısak tozu falan kullanılır yaparken.

yunanlılar dönere tzatziki koyuyor, o bence de.

@aysiku süzme yoğurtla yapılmıyor mu tzatziki, sour cream'le yapıldığını ilk kez duydum.

şerhi düşeyim, bu güzel dönerler arap dönercileri değil hepsi türktü bu güzel döner dediğim yerlerin, hatta dönerli pizzayı da ilk buralarda gördüm. hatta arap dönercilerinki shwarma adıyla satılıyor galiba. hatta danimarkada helsingörde bir dönerci vardı, döner altı patates kızartması ve bu efsane sos. bilmiyorum yani gerçekten çok çok güzeldi. her yurt dışı dönercisi güzel değildi ama türkiyeye göre gerçekten çok önde olan pek çok yer vardı.

tabii ki dubai.
avrupa'da elektronik buradakiyle aynı neredeyse. bi de üstüne 100 lira domaltıyorlar artık (telefonlarda), çok bi fark kalmaz.

@sabahat, dubai için fazla fark yok diyorlar emin değilim. prag ucuz diyenler de var kafam karıştı /:

prag'a kim ucuz demiş yahu? ahaha. gidip gördüm, yok öyle bir şey.
millet akın akın elektronik getiriyor dubai'den, bi bildikleri olsa gerek.

gittim gördüm diyosan ok tabi ama burası öyle demiyor

www.priceoftravel.com

tayland, cin?

oralara bilet çook pahalı ama.

hadi arkadaşlar gitmiş olan fikri olan yok mu .. sürekli yurtdışında gidecek yer soruosunuz :(

önceki alesleri çöz yeter.

aynen ozellikle sayisalciysan internetten indir eski sinavlari biraz coz yeter

paldır küldür gir bence, hazırlanacak bir şey yok.

çıkmış sorulara bak önce zaten az kaldı sınava sonra yetiyosa vakit kitap alırsın

yargı yayınları iyi. bir sözelci olarak gayet memnun kalmıştım.

iddaa bu yollardan biri değil ağbi, o kesin.

part time iş

ekonomi.milliyet.com.tr

Ebay'den Japonya, Tayvan gibi yerler üzerinden Türkiye'deki fiyatının çok altında satın alıp gittigidiyor gibi yerlerden yerli alıcıya ulaştırabilirsin. örn: 2 dolardan İphone kılıfı alıp burada atıyorum 10 tl ye satabilirsin buradakilerden çok daha fazla ürün çeşidi mevcut adamlarda

ebay'den türkiyede olmayan kıyafetler, çantalar, aksesuarlar getirip karla satabilirsin.

www.focalprice.com şurdaki 2-3 dolarlık iphone kılıfı, şarj kablosu, ıvır zıvırdan alıp 15-20 liradan gittigidiyordan falan satabilirsin.ücretsiz kargoyla geliyorlar ve 10 günde elinde oluyorlar.aynı işi yapan diğer ücretsiz kargolu siteler olarak dealextreme ve priceangels var.

cunku baya vakit ayirman lazim, baska bi ugrasla beraber gitmesi icin gece gunduz calisman lazim yani

çünkü patrona 'hacı bi dakka ya benim yeni kargolar geldi onların girdilerini yapıorum gittigidiyora, birazdan da bana gelen siparişleri kargolamaya gidicem panpa sorun yok di mi' diyemiyorsun.

valla aynısını soran oldu. aramaya inanın... dermişim.

şaka bi yana herkes Friends'i çok seviyor, sonrasında 2. 3. kez izleyen bi sürü insan var. Onlardan olabilirsiniz. sonrasında Seinfeld izleyin mesela. o da çok güzeldir.

hiç izlemedim, aferin bana :)

friends sevenler birleşinnn !

ben de senin durumundaydım. seinfeld izledim, coupling (uk) izledim.

sonucu söyleyeyim.

o sıcaklığı, mutluluk hissini bulamıyorsun.öööylece kalıyor, eski bölümleri falan izliyorsun.

maalesef. o boşluğu doldurabilecek bir şey dünyaya gelmedi henüz. :(

bırebır aynısını yasadım. yerınızde olsam bırden bıtırmem dızıyı.

bir de belırtmeden edemıcem son bolumde oturup aglayacaksınız :((

10 sezonu yaklaşık 2 hafta içerisinde izledim. pişmanlıktan kendimi pıçaklıcaktım :(

yavaş yavaş izle.

ona nası yaklaş biliyomusun bi kızı çok seversin ve cinsel aruzuyu bırak öpmeye bile kıyamassın ya öyle yaklaş öyle bi dizi o

ben de düşündüm bunu. kredi olabilir diye düşündüm.

şu anda piyasa nasıl çok bilmiyorum ama genelde kalıyorlar zaten en az 2-3 seneliğine oralarda. e dolarla kazanınca geri ödemesi daha kolay olur heralde. ayrıca öğrencilik sırasında ek işlerle de neredeyse sadece tuition a kadar düşürmek mümkün olabilir belki zararı.

ya seve seve ya s*ke s*ke diye

Ben yeni birşeyler öğrenirken acayip gaza geliyorum, gayet de güle oynaya çalışırım dersimi.

erasmus için not ortalaması kasıyorum. ne kadar çok çalışırsam gitme ihtimalimin artacağını düşünüyorum.


pazar gününden beri memleketteyim, bugün çarşamba kardeşim öss ye hazırlanıyor ondan daha fazla ders çalışmışımdır bayram tatilinde

finalden iyi alirsam gecicem bu dersi/iyi getirecem falan dersem calisiyor(d)um. amac sart ama

geçecek notu almayı garantileyecek düzeyi belirleyip sadece o noktalara yoğunlaşmak, geri kalanlarla ilgilenmemek.

bu konuyla ilgili, 90'lı yıllarda öğrenciyken bir arkadaşımın sözü geldi aklıma.
''adamım düşünme, sadece otur ve çalış''

İcimden bir ses ders çalısmam gerektiğini söylediğinde oturup susmasını beklerdim.

kamera kalitesi kıyaslaması için www.gsmarena.com
teknik özellik kıyaslaması için www.gsmarena.com
türkçe bilgi veren sitelerde hatalar olabiliyor

2.ye cevap note 2'de multitasking olayı var desteklenen programlarda
yani ekranı ikiye bölüp bir kısmında farklı program bir kısmında farklı program çalıştırılabiliyor
kalem hareketleri var note'da mesela kalemi yukarı doğru sürtüyorsun butonuna basarak sana bir komut ekranı veriyor
oraya belli kalem hareketleri yapıyorsun o harekete atadığın fonksiyon gerçekleşiyor
note 2nin ekran teknolojisi s3ten biraz daha iyi

3. boyun çok kısa değilse taşınır

4. 16/32 ve 64 gb arası değişiyor ayrıca 64gb'a kadar bir tane daha kart takabilirsin

@sivrisinek android kullanan biri iphone kullanamaz kolay kolay
androidte özgürlüğe alışan adam ios'un kısıtlamalarına mümkün değil katlanamaz
geçmiş olsun ama bana reklam kampanyası gibi geldin
kendi telefonumu düşürmeye yemez ama apple'dan para alıp ona göre drop test yapan elemanlarda bile o hale gelmiyor telefon
bir tane video vardı sözde adam telefonu cepten düşürecek iphone'u cebinden düşürüyor s3'ü cebinden atıyor
o yüzden drop test izlerken de dikkat edin
gerçi onun kasıtlı olduğunu anlamamak mümkün değildi de neyse

bu arada tek androidli telefonlar samsung değil
android işletim sistemli samsunglara iyi alternatifler var sağlamlık açısından

@pain of iphone 5 ve s3 un karsilastirmali dusme videolarini izleyebilirsiniz, biri kullanilmaz hale geliyor digeri sadece kasada hafif ezikler.

1) HDR, panoramik fotoğraf ve CMOS sensör ile ilgili bilgilerden emin olamadım.
4) Şu an satılanların hepsi 16GB galiba, değil mi? Note2'nin 64GB'lık sürümü ne kadar olur acaba?

5) Teknosa veya Bimeks'ten alınır mı bu?
6) Ebook reader olarak kullanılır mı?
7) S-pen ve uygulamalar derste not tutmak için uygun mu?

iyide simdi vasifsiz isci heryerde vasifsiz isci standartlarinda yasar, ustelik gurbette napacaksin. bence hic bulasma, en azindna bildigin, ogrenecegin birsey yap, bir planin olsun yahu. vasifsiz bi yere gitmek ne demek.

ne kadar kazanır bilmiyorum da, benim bi arkadaşım yıllık sözleşme yaparak mı ne gitti -inşaat mı yapı sektörü mü ne için-, 3 ay sonra kaçarak, parasını bırakarak geldi, hala o günleri kabus şeklinde anlatır. bi soruştur iyice derim.

burda asgari ucret 700-800 lira bişi milli gelir 10 bin dolar orda 100 bin yaın orda asgari bişi alsam aylıgım 4-5 bin dolara gelmez mı ? ve ben yazılımla ilgili bir işede girebilirim hiç yoktan

paksitanli vietnamli hintli olup orada 5. sinif insan muamelesi goren, oncelikle Katarlilar olmak uzere bilumum Avrupa ve Amerikalinin,Arap in kolelegini yaparsin. ama gir bi buyuk insaat sirketine boyaci bile fazla mesaiyle 2-3 bin dolar aliyor. vasifsiz isciler zengin ulkelerde rahat yasar dogrudur ama bu isvicrede guzeldir mesela, malesef o cografyada kolelik var hala

burnunuzda kasinti ya da hapsirma hissi oldugunda tek deliginizi burnunuzun ustune bastirarak kapatin. gec kalinmadan yapildiginda hapsirigi onluyor.

Hapşuracağını hissedersen nefesini tut bir süre.. O da olmadıysa hapşuruğunu tutma koy gitsin , daha az zararlı olur. Çayla çorbayla hapşuruk engelleneceğini sanmıyorum :)

tozlu ortamlardan uzak dur, kapı pencere çok açma ortam sıcaklığının ani değişmemesini sağla, alerjin falan varsa bişilere dikkat et, alerji ilacı falan var mıdır bilmiyorum. Ama çevre tedbiri almak en mantıklı önlem gibi geliyor bana.. elektrik süpürgesi falan çok hapşırtır beni mesela.

lan burnun zaten tıkalı değil mi, ne hapşurmasından bahsediyorsun.

ben burun ameliyatı olup da hapşurmayı başarabileni zaten duymadım.

meraklanma.

burnunun neresine dokunabiliyorsun bilmiyorum ama iki parmaginla burunda kikirdagin bitip kemigin basladigi yere (iki parmagin iki tarafta olacak sekilde)koyup asagi yukari biraz oynatirsan kesin geciyor.ama vaktinde yapmak lazim tabi

hapşırmayı çok engelleme istersen ölüme kadar gidiyor

ballı yeşil çay iç

ben hep içime hapşıdım bugüne kadar ama ölmedim ne ayak?

tut bişey olmaz.

Fıtık ameliyati, burun ameliyati degil ve çok şiddetli hapŞirir babam, hatta fitiginin bile buyuk oranda sebebi hapsirmalari demislerdi. Cok tesekkurler cevaplariniz icin.

bazı antidepresanlar taş gibi yapıyo indir indirebilirsen, boşalmayı da geciktiriyo

alkol aliyorsaniz, hafif cakirkeyiff denediniz mi

bu tür şeyler normaldir dostum her seferinde olmuyorsa.kafana takma.

Gayet normal.

hocam kafaya taktikca artacak bu durum, takma kafaya.
isinle ilgili veya baska seylerle ilgili stresin varsa kaynaklabilir ondan.
sevismeye devam hocam, sal kendini kasma.

antidepresan kullanacak bi durumum yok. yani bu durum için kullanmam öyle bi ilaç. alkol almıyorum ama durumu daha da kötüleştirdiğini iktidarsızlığa yol açtığını sanıyordum. belki çakırkeyif olunca farklı oluyorur ama..

evlilikten..
inan buna, baska hicbi neden aramana gerek yok.

tamamen psikolojik ya da kamışa su yürümüyor

o an motive kaybı söz konusu olabilir. çok etkili bir seks söz konusu olmayabilir..psikoloji performansı etkileyebiliyor.

2-3 kereye mahsus her eczanede bulabileceğiniz uyarılma halinde 36 saat ereksyon sağlayan cialis, lifta gibi ilaçlardan kullanabilirsiniz. eğer şeker hastalığınız veya kronik bir dolaşım kan hastalığınız yoksa probleminiz çözülecektir. bir kere yaşadığınız yumuşamanın diğerlerinde devam etmesi, acaba tekrar olurmu diyen bilinçaltınızın yarattığı bir durumdur. unutmayın her erkek ara sıra tekleyebilir :) bunu sakın dert etmeyin

öncelikle, evlilikle hiç ilgisi yok bence. 13 yıllık evli biri olarak söyliyeyim

eğer uzun süreler (40+ dakika) takılıyorsanız bir miktar normal olabilir. hatta hem uzun takılmaca hem de prezervatif varsa kesin ondandır çünkü sinirler uyuştuğu için uyarılma azalıyor.

eğer normal sürelerde takılıyorsanız ve boşalmamak için kendinizi kasıyorsanız retro-grade ejaculation (içeri boşalma) yaşıyor olabilirsiniz. bunu anlamak için de çişinizi yapıp outputa bakmak faydalı olabilir.

psikolojik de olabilir ve taktıkça daha da artır (bkz: melty man)

bence de 3-5 defa yarım mavi haplardan deneyin sonra devam ediyorsa doktora görünün

olur öyle arada, sıkıntı yok.

allah askina bu burada sorulur mu ya..

birisi yanlis birsey soylese basina birsey gelse kim olacak sorumlusu

sorulur merak etme. bitkisel bir ilaç ölüm kalım meselesi yapcak bişi değil.

okul

cok güzelde cevaplar verilmis.

torpil ve okul en önemli iki kistas bu iste.

bunun yaninda denetimde öyle aman aman management consulting misali basari liderlik vasfi aramazlar.ama ne kadar varsa basari iyidir tabi.

ne denetleyeceksen o konuda uzmanlık seviyesinde bilgi ve tecrübe.

aylik faturalari odemek lazim.

taksitli ürün alıyorsun, yani kontrat altına giriyorsun.

şimdi apple.com'a gir ve sana bunu satıyorlar mı, sana gönderiyorlar mı diye bak bakalım :)

adamlar enayi değil yahu, , parasını tahsil edemeyeckleri kişilere kolay kolay satmıyorlar.

gerçi kanada'da doktoraya giden arkadaş almıştı öyle, sonra doktorayı bırakıp kaçtı türkiyeye. ama o sırada resmi olarak kanada'da yaşıyordu, o yüzden alabildi kontratlı telefonu.

arkadasim oraya exchange ogrencisi olarak 4-5 ayligina gitmisti.2-3 ayi kaldi simdi. sorarlar mi sen ne kadarligina buradasin diye falan?

şuraya gidiyorsun: store.apple.com

check check eligibility'ye tıklıyorsun, social security number'ını falan yazıyorsun, öğreniyorsun sana veriyorlar mı vermiyorlar mı.

çünkü herkes babadan oğula nesil.

geçmişi siktiğimin dünyasında benim bile olmam fazla. değil nesilimi devam ettirmek spermlerim biryerler de kalır diye mastürbasyon yapmıyorum.

kozmoslar kadar çok istiyorum çünkü benden doğacak soy, dünyayı ele geçirecek.
süperinsan yaratmak istiyorum.
oldukça da ciddiyim.

evet çünkü dünya benim soyumun daşşağını yesin.

Genlerim sağlam değil pek, bundan kaynaklanan sorunları çocuklarım ve torunlarımın da yaşamasını istemiyorum.

çünkü neslin deden, ceddin baban sonuçta. dimi

neslimi sevmek için

neslimi devam ettirmek istiyorum çünkü neslimin devam etmesini istiyorum.

evet. Çünkü insanların büyük bir çoğunluğu evlatları için yaşar. annem sürkli şöyle der: '' evlat her şeye değer '' diye.

Sana sunu soylemeliyim insanlarin cocuk sahibi olmalarinin en onemli nedeni iclerinde bulunan ebedi olma duygusu yani olumsuzluk (turkce karakter kullanamiyorum) duygusudur. Ama bu durumu cok az kisi bilir. ;)

istemiyor ve umursamıyordum ama oldu bi' kere...

okul toefl kabul etiyor mu_? ona kasacağına toefl kursuna gitsin. yol göstereyim dedim.

ya prof u nerdeyse geciyormus ondan toefl a ayrica bakmasina gerek yok.

terelelli hangisine gitti de memnun kalmadi?

ben de cok adi birsey var o bile gecikme yapmiyor ama tuslarin kucuklugune alisamadim henuz (cok kullanmadim gerci) dokunmatik ekranda da ayni tus buyuklugu var ama bunda elin klavyeye batip ciktigi icin rahatsiz ediyor

bitince baştan başla.

ben galiba baştan sona 4-5 kere izlemişimdir. merak etme sen de öyle olacaksın.

arada bir kaç bölüm atla. hatta sezon bile atlayabilrsin. Sonra o kadar keyifli oluyorki izlemesi. Ben six feet under 3. sezonu hala bekletiyorum.

yavaş izle.

evet bitecek, ve ondan sonra başka diziler zevk vermeyecek. mesela HIMYM eskisi gibi olmayacak. duyuru açacaksın friends izledim bu ayarda ne gider diye, cevaplar gelecek hiç biri onun yerini tutamaz diye.

falan filan. şaka bi yana, arada bi ara ver. ben final haftasını çok sevmiştim mesela iki hafta boyunca friends izlememe izin vermediği ve sınavlar bittikten sonra friends keyfini doyasıya yaşadığım için.

bitince youtube.a akacaksın. şarkıları, komik anları, ölümsüz esprileri tekrar tekrar izlersin.

bitince baştan başlarsın da hemen yapma bunu.

herhalde bütün bölümleri ezbere biliyorumdur. bitene kadar ayrı keyifli, bittikten sonra ayrı. ikinciye üçüncüye izlediğimde mesela yeni yeni espriler keşfetmiştim. ya da yapılan hataları, dekor sorunlarını filan farketmiş ve daha çok sevmiştim.ayrıca daha çok var bitmesine :) tadını çıkar. sen de eninde sonunda tekrar tekrar izleyen, her gördüğünde kitlenip kalıp izleyip yeniden yeniden güleceksin :)

bir de bloopers çok keyifli oluyor sonra izlemek için.

tekrar izle, joey'e başla ilk sonra tekrar izle friendsi

(bkz: scrubs)

(bkz: seinfeld)

(bkz: coupling)

korkma tekrar izleyince yine aynı tadı veriyor.

ben de yerini seinfeld le doldurmaya calistim. ikisinin de tadi ayni. be nde senin gibi korka korka bitirdim ama mutluyum su anda. bi de eni sonu dizi yani

hospitality management?

www.seslisozluk.net

accommodation management

ben sadece "kimya" bölümü ve "kimya mühendisliği" bölümünü karşılaştırabilirim, gördüğüm ve emin olduğum için o da. kimya mühendisliği bölümünde kimya bölümünde öğretilen kimyanın yarısı bile öğretilmiyor. ama meslek, iş bulma, çalışma hayatı vs bu gibi konular hakkında bilgi sahibi değilim.

farklı bir dalda çalışıyorum, sadece şuraya cevap belki verebilirim.
"kimya mühendisliğinden mezun olan biri, bir kimya fabrikasında çalışan ustadan daha bilgisiz mezun oluyorsa okumamızın ne anlamı var. gerçekten aklımı kurcalayan bir soru. sürekli aklıma takılıyor."
bu çok normal bir durum, adı üstünde adam usta ve sen öğrencisin :) diploma seni mühendis yapmıyor. senin 1 yılda aldığın dersi, adam çok stresli bir zamanda belki 1-2 saat içinde halletmeli. ve sürekli pratik imkanı var. kritik nokta, senin öğrenme kabiliyetin adamdan daha fazla.(genellikle) sen işlerin nasıl yürüdüğünü 1 yılda öğrenirken belki o 5 yıl içinde öğrenecek. veya adam yeni bir şey görünce şaşırıp anlamazken, sen çok kısa bir zaman içinde kavrayabileceksin. teknik olarak 0 olduğunu, ama istersen ve vakit ayırırsan o adamdan daha teknik olabileceğini kabul etmelisin.
mühendislik eğitimi sana öğretmemeli, öğrenmeyi nasıl yapacağını vermeli. yoksa, senin aklın alıyor mu 4 yıl içinde ders geçerek mühendis olabileceğini? :)

kimya mühendisliği mezunu bir arkadaşım bankada işe girdi, diğeri de yine alakasız bir iş yapıyor.

belki sorun onlardadır tabii bilemem.

@lanetolasibeyaz

tabiki haklısın. fakat konuştuğum kişi şunu demeye getirdi. mühendise 2x lira para vereceğime, ustaya x para veririm. mantık bu. haksız da değil.

o da normal. başlangıçta biraz sıkıntı tabi ki çekilecek. kendimden örnek vereyim. benim 4 katım kadar para alan usta var :) ama ondan 5-6 sene sonra başlayan adam da onun 2 3 katı kadar alıyor. klişe olacak ama, olay gerçekten sende bitiyor. işi öğrenip onlara kendini mecbur bırakırsan, kozlar senin eline geçer. bu defa onlar sana para teklif etmez, sen şu şartlarda çalışmak istiyorum dersin.

bir arkadaşım öğrenciyken, yaklaşık 1 yıl aylık 300-400 liraya çalıştı. bazen parasını bile alamadı :) oradan alacağını aldıktan sonra, kurumsal bir yere başvurdu. onlar da kaçırmak istemedi elemanı, çünkü gerçekten iyiydi. ve ilk ciddi işi için 3500 civarı paraya anlaştı.

benim minicik tavsiyem ne yap et okurken mesleğinle alakalı bir işe bedava da olsa gir.

kesinlikle çok ümitsiz bir dal. ayrıntı vermeyeceğim ama öyle olduğunu bil.

muhtemelen üretim odaklı bir yerle görüşmüşsünüz. buralarda yıllarca aynı iş yapılıyor olabilir. hatta belki işin nasıl yapılacağı bile söyleniyordur iş isteyen firmalar tarafından. dolayısıyla burada tecrübe devreye girer. sizin patronun dediği doğru çıkar. ancak sıkıyorsa sizin patron bir araştırma veya geliştirme işine usta alsın mühendis yerine. yani afedersiniz ama çok vizyonsuz bir görüş olmuş.

öte yandan türkiye'de kimya alanında ne kadar ar-ge yapılıyor, ne kadar mühendise ihtiyaç var sorusu sorulabilir (yukarıdaki yaklaşımdan tamamen farklı bir olay).

Okul+ yabancı dil olayı çözüyor. Piyasada çok iyi kariyer yapan maaşlar alan kim muh var şartlar da çok iyi ama bu bir avuç yabancı sirket icin geçerli e onlarda ÖSS de max ilk 5'te görebileceğin okulların mezunlarını alıyor gerekirse mba falan yaptırıp tepelere getiriyor.

en ise yaramaz muhendisliklerden birisidir. birincisi kimyadan anlamaz kimyager isi ii bilir. genelde muhendisin gorevi kimya isleminin yapildigi ortamin dizaynidir bir nukleer reaktor dizayni uzerinde calisir veya kimyasal sentez platformu gibi veya en basitinden bir hastanedekibakteri test kitinin icini dizayn eder.

genelde biz de kimyager kucuk isler yapar yani oyle buyuk bir platforma ihtiyac yok muhendise de gerek yok, muhendis uretim de isin icine giriyor ve verimli reaksiyon ortamini tasarliyor o yuzden bu ulkedeki en ise yaramaz meslektir.


kimyagerlik bence daha degerli hic birsey olamzsan sentetik uyusturucu dizayn eder piyasaya mal verirsin.

bu arada benim ark kim muh tu pilot oldu thye girdi 15 bin alacak ayda

işsizlik garanti gibi bişey diyosunuz yani kısaca. çok kötü. okurken yapabileceğim bişey yok mu yani. işsizliği bile bile 4 sene daha mı okuycam ben. psikolojiye bak.

şimdik şöyle bir durum var bir çok kişide demiş kimya mühendisleri kimyadan anlamaz gibisinden bazi kimya forumları falan var oralarda belki dikkatini çekmiştir kimya mühendislerine "sen kimyayı nerden bilicen mühendis" falan diye dalga geçerler biraz haklılar kimya mühendislerinin genel anlamda işleri kimyasal prosesi yönetmek gibidir aslında o yüzden kimyadan ziyade kimyanın sanayide kullanımıyla ilgili ve mühendislik dallarıyla ilgili bilgileri mevuttur.

ama türkiyede patronlar genelde işi bilmediklerinden (denyolar) laboratuvarına kimya mühendisi almaya çalışıyorlar böyle bir durum mevcut zannediyorlar ki kimya degilmi onlarda yapar gibisinden tabi ki yaparlar bir fabrikadaki analizleri bir adama 2 ay göstersen o da yapar ama ama arge ye bir faydası olmaz sorunları gideremez v.s v.s. benim genel düşüncem türkiyede ota boka "mühendisi" ünvanı verme merakından kimya mühendisliği diye birşey çıktı. yanlış olmasın gereksiz demiyorum eğer kimya mühendisini kendi alanında eğitiminin devamında çalıştırırsan çok faydalılardır.

bir kimya mühendisi bir ustadan daha bilgisiz mezun oluyor diyemezsin en kötü eğitimi alsabile ama usta dediğin adam 10 senedir aynı işi yaptıgından onun için rutin olur ve sana istesende istemesende sanayinin her alanına ait eğitim veremezler öyle bir imkan yok zaten anca dal seçimi v.s v.s sırasında birşeyler yaparsın. ama bir usta da "akışkanlar mekaniği" "ısı aktarımı" "kütle aktarımı" "kimyasal proses" bilemez baktığın zaman bir kimya sektöründe ki fabirikada tamamıyla bunun üzerine kuruludur.
iş aslında birazda sende biter sen konunun özünde işi bırakıp öyle böyle mezun olma yoluna gidersen bir çok kişi bile senden çok şey bilebilir.

ben tamamen severek isteyerek kimya bölümü okudum mezun oldum her haliylede çok memnunum. eğer illa birşey istiyorsan benim sana önerim kaçıncı sınıftasın bilmiyorum ama imkanlarında varsa yandal,çap yapıp kimya bölümünede giriş yapman yolunca çünkü büyük ihtimalle ilk işin senin sektöründe laboratuvarda olacaktır.
birde şu durum var bir çogumuz bunu yaptı biraz diplomadaki unvandan mı bilemiyorum ama özellikle ben kimya mühendisi olarak yükseldiginde maaş durumun çok yükselebildiğinden (ben 23bin dolar maaş alanını biliyorum) genelde göz maaş olarak yüksekte oluyor bu da işe giriş sürecinde sıkıntılardan biri ondan dolayı belli süre sonra bir çok kimya mühendisi sektörü bırakma yoluna giriyor.
bir durumda şu bir çok firma diploma kiralama ne bileyim 1 mühendis alıp yanına tekniker alma yöntemine gittiğinden dolayı işe girme süreci sıkıntılı.

kimya mühendisi olarak çok büyümenin benim gözlemlediğim 2 yöntemi var
1.si idealist davranıp gerekirse yıllarca işsiz kalıp sonunda çok büyüklerden birine (petkim-tüpraşa) girip orada yüksek maaşla çok fazla yükselerek çalışmak
2.si maaşa çok aldırış etmeden tecrübe kazanıp basamak basamak firmadan firmaya atlayarak yükselmek.

sakın moralini bozma (kendim için diyorum) kimya dünyanın en güzel dalıdır pes edip vazgeçme ben sırf laboratuvarda olmayı ve "kimyager" ünvanını sevdiğimden kimya oldum işsiz de kaldım çok zorda iş buldum ama inanılmaz mutluyum halimden eğer sende birazda seviyorsan sende mutlu olursun ve gerçekten pes etmeden çalışırsan çokta yükselebilirsin.

ama eğer biraz da olsa tavsiye istersen benim her mühendisliğe başlayana söylediğim gibi kimya bölümüne çap map birşeyler yapın ve 2. üniversite hakkında "işletme" benzeri bir bölüm okuyun.

valla çok genelleme olacak ama iş sende bitiyor "xx şimdi ilaç mümessili" "yyy bilmem nerede muhasebeci" kısmını her gördükçe şunu diyorum ya okulda bir bok öğrenmedi ya işi hiç sevmiyor yada bu muhtemelen işe başlar başlamaz 3bin maaş istiyorum dedi.

iş bu yazılanların tamamı sektörün içinde olan hayvanlar gibi uzun süre iş aramış biri tarafından cümlelere dökülmüştür.

kitaba gerek yok..empati kursunlar yeter..onlarda o yollardan geçti.biraz anlayış sadece bu kadar

Ben bile kuramıyorum 10 yas var aramızda, o yasta insanlar napsin

başlangıç için şu kitabı tavsiye ederim: www.kitapyurdu.com

ergenlik diye aratınca bir sürü kitap çıkıyor kitap sitelerinde.

ebeveynlerin dışında ben ergenliğe giren yeğenime şu kitabı aldım

www.idefix.com

Niye onaylatıyorsun ki, üniversitenin logosu damgası yok mu üzerinde?

adamlara fotokopisini mı bırakıcam ama? sonuçta birşey bırakmak gerekiyordur heralde

Evet, fotokopi bırakcan. :) Diplomanın dört tane fotokopisini çektiriyorsun, aslıyla birlikte götürüyorsun. Aslına bakıyorlar sonra fotokopileri damgalayıp, alıyorlar.

şahıs şirketi, vergisi algısı, muhasebeci masrafı açması kapatması en kolay olanı. şirketimiz vardı ltd. 3 sene önce kapattık hala vergi borcu vs. falan geliyo.

sermaye ve ortaklık yapılarını şirketler kanunundan inceleyip size en makul geleni seçebilirsiniz zira sırf o mu olsun bu mu olsun diyip kuru kuruya bir tercih yapmamış olursunuz.sorumluluklarınızı fln öğrenmiş olursunuz.

her türlü bir mali müşavire ihtiyacınız olacak.şimdiden bulun bir tane ondan en iyi bilgiyi alırsınız. tanıdık falan olursa daha iyi olur tabi müşavirlik üceti açısından

dükkan ne tür bir dükkan?

view sekmesinde slide master var. orda değişik seviyedeki slide lar için customization yapabilirsin

dizi vs olayları için av player hd,4-5 dolar bir ücreti var. jailbreak yapmayacaksan bile değer kesinlikle.

pdf,ders kitabı falan okuyorsan hem klasör sistemiyle hem de üstünde yapabildiğin oynamalarla goodreader çok iyidir.

kendim için olmadıgından bir hanım ablamız için oldugundan mümkün olduğunca herşeyi basit bir hale getirmeye çalışıyorum öyle de bir sıkıntı var

Oplayer, AV Player gibi video oynatıcılar var. OPlayer'ın Lite sürümü de var ama reklam çıkıyor. Bu oynatıcıların altyazı desteği de var. Bunu indirdin diyelim. Filmi atmak için cihazı iTunes'a bağlayığ Cihaz menüsünden Uygulamalar'a geliyorsun. En altta depolayabilen uygulamaların listesi var. Buradan OPlayer olanı seçip onun hemen sağındaki boşluğa filmi ve aynı isimde olmak kaydıyla altyazıyı atıyorsun.

Bunun dışında bence Jailbreak yap. Herşey bedava ve elinin altında olsun. Çünkü ios'ta neredeyse tüm güzel uygulamalar parayla.

evimde benimle uyuyabilirsin.

benim evimde uyuyabilirsinden tut birlikte yatalıma kadar geniş bir yelpazesi var bunun.

benim evimde de kalabilirsin

demek oluyor.

bak hala duruyo , hadi lan hadi.

'sana vericem' anlamı çıkarttım ben.

yanıyorum anlamına geliyormuş bazı lehçelerde

apple ın kendisinin keynote u var 9.99$
good reader var 4$ civarı
jb varsa ikisi de 0$ tabı ama yasal değil biliyorsunuz

direk powerpoint için var mı bilmiyorum ama quickoffice ve prezi diye şeyler var. sunumları çok daha güzel oluyor.

keynote zaten kullanıyorum ama dediğim gibi üzerinde çizim yapabilmek istiyorum. keynote'da yok o bildiğim kadarıyla.

pdf expert

upad kullan. önceden sunumu pdf olarak kaydet. google drive'a at. ordan upad ile aç de. işin bitince çiziktirilmiş halini tekrar google drive'a export et.

annenin biliyor olma ihtimali de var. az da olsa, bunu da düşün

evet zor bir durum gerçekten fakat kesin bir kanıtın yoksa kalkışma sakın böyle bir olaya ve anneye söyleme babanla konuş derim daha sağlıklı olur.

Zor bir durum gerçekten. Her şey yolundaysa evinde, böyle de sürer diyorsan bence sen bilmezden gel. Çünkü annen her şeyi bilir, bilmezse bile hisseder. Yapılacak bir şey varsa o yapar. Eğer baban babalık yapmıyorsa sana, kocalık yapmıyorsa annene o zaman zaten baban aileniz olmayı haketmiyor demektir.

Haddimi aştıysam kusura bakmayın, görüşlerim bu yönde.

Kadını bulmam neredeyse imkansız sayılır muhtemelen istanbul da oturuyor zira biz antalyada yaşıyoruz ayrıca kadını hiç görmedim ve babamın mesajlaştığına ve konuştuğuna dair sağlam kanıtlarım var ki bu sanırım genede kadını bulmama yardımcı olmaz

Söylemek babayı kaybetmek söylememek annenin kandırıldığını görmek.Zor bir durum.Bekle biraz annen belki kendiliğinden anlayabilir.Kadınların hisler kuvvetlidir.

çok zor bir durum. Allah yardımcın olsun.

ne yaparsan yap lütfen acele hareket etme. ölçüp biçmeden, hatta birilerine danışmadan hareket etme. hele ki öğrenciysen, sınavların varsa, veya annenin veya kardeşinin özel durumları varsa onları da hesaba kat.

sana olanları sineye çek demiyorum ama acele ile, öfke ile sonradan pişman olacağın şeyler yapma.

ya zaten belli süreç sora karı koca ilişkisi bitio. annenin bu durumdan çok rahatsız olucağını düşünmüyorum. 20 yaşında değiller. heyecan meyecan yok aralarında.

aldatıldığından rahatsız olmak için ancak 20li yaşlarda olmak gerektiğini de öğrendim bu akşam.
kim demiş karı koca ilişkisi bitiyor diye, kadın nasıl umursamaz? hayretler içindeyim şu an.
babanın ya da annenin ağzı aransa diyeceğim (ihanet konusunda, genel olarak) ama ortalığı batırmadan nasıl yapılır bilemedim.

önce babanla konuş sonra hareket et derim...

aldatmak asla tasvip ettiğim bir durum değil fakat burada yazılanlara bir farklı bakış açısı daha katmak için yazıyorum; ya babanın diğer ilişkisi, annenle olan evliliğinin bir dinamiğiyse?

üsttekinin üzerinde de bir düşün derim.

ama öncelikle kendini rahatlatman lazım. annene kötülük yapan sen değilsin. kendi vicdanını rahatlatman gerek.. annenle konuşursan, babanın seninle ve annenle olan ilişkisi büyük zararlar görebilir. ama babanla konuşursan ve durumu bildiğini düzgün bir dille anlatırsan, kimseyle aran bozulmaz ya da sadece babanla aran bozulur (ki babanla aranın bozulması da düşük bir ihtimal, sadece baban senden utanabilir). yani iki durumu karşılaştırdığımızda, annene anlatma durumunda iki ilişki bozulacak, babana anlattığında (babanın da saygıyla karşılayıp diğer ilişkisini bitirdiğini düşünürsek) sadece bir ihtimalle bir ilişki bozulur.

of, bilemedim şimdi.

allah kolaylık versin.

babanla konuşmalısın...durdurmanın tek yolu bu..yoksa devam edecek...annene söylememelisin...babanla konuş, delikanlı gibi..ciddi ciddi...olay ancak böyle çözülür...çözen var biliyorum..

önce annenin ağzını ara, bakalım farkında mı değil mi?
sonra babanla konuş,
duruma göre annene söyle veya söylemezsin.

annenin ağzını arama hiç bir şekilde. işkillendirme. direk babanla konuş

annen snne be slk triplerine de yatabilir. kadın sonuçta. iyisi mi akışına bırak. konuşucaksan da babayla konuş.

En mantıklısı bence de babayla konuşmak ama kesinlikle %100 emin olacağın kanıtlar olmalı. Bir anda hayal gücü yüksek bir "iftira atan" (Kelimeyi bulamadım) durumuna düşebilirsin. Senin psikolojin bile sorgulanabilir bu durumda. %100 emin olursan baban inkar edemez ve mantıklı konuşmak zorunda kalır.

Allah kolaylık versin.

annenin gerçekleri görmesini sağla. mesela eve biri telefon etsin gizemli bi kadın. Annen şüphelensin böylece. ama ne öğreneekse kendi araştırsın öğrensin. -bence- ben asla dayanamazdım bilmemesine..

ilginç gelebilir ama ben hiç karışmaman taraftarıyım. ikisi de yetişkin insanlar. annenin durumu sezdiği konusuna katılıyorum. evlilik çok başka bir kimyaya sahiptir, bizim sevgilicilik oyunlarımıza benzemez. babana istersen biraz gıcık git, sinirini at. kötü davran kendini iyi hisset. baktın dayanamıyorsun, git konuş. konuş ve hemen yargılama da. aldatması çok kötü ama nihayetinde insanların aldatan yaratıklar olduğunu biliyoruz.

biraz da annenin nasıl bir insan olduğuyla ilgili bir durum. güçlü ve ayakta kalabilecek bir kadınsa, bu olanları öğrenmesi onu sonunda perişan etmeyecekse babanla konuşurken rahat olabilirsin. çünkü babanla bu konuyu konuşmanın nerelere varacağını tahmin edemezsin. bahsi geçmeyen bir mevzuyu dile getirmen demek artık o mevzuyu kaçınılmaz kılmak demektir.

sabırlı ol, takip et, izle. baban annene nasıl davranıyor bir bak. sonra gider konuşursun güzel güzel. "ne oluyor baba, neden yapıyorsun?" de. saldırma hemen suçlama. yaptığı suç da olsa sen suçlama. dinle. böylece o da yakalanmış olmanın verdiği korkuyla saldırmayacaktır. çok büyük tepkiler verse bile sen sakinleştiren taraf ol, anlamak istediğini göster açık açık.

yukarıda da söylemişler, o kadın evliliğin dinamiği bile olabilir. ve kadından kesinlikle uzak dur. muhatap olma. sakın karşısına geçeyim konuşayım deme. senin muhatabın kadın değil baban. bunu yapan baban çünkü. tamamen babanın bilinçliği yaptığı bir şey bu. sorunu ancak onunla çözebilirsin kadınla değil.

Hiçbirşey olmamış gibi yapma. Çok daha büyük olay patlıyor. Bunu yaşadım. Hiç konduramadım babama. Düşün o sırada 70 yaşındaydı. Ufak ipuçları vardı, ama konduramamıştım. Bilseydim, onunla konuşurdum ve olay anneme ulaşmadan biterdi. Şimdi, o kadınla ilişkisi bitti. 70 (şimdi 80) yaşında birini kim ne yapsın? Babam evde ama annemle konuşmuyorlar. Hepmiz büyük insanlarız, ama yine de eski mutlu günlerimiz yok artık. Neden? Bir tarafına hakim olamayan andropozlu bir adam ve onu kafalayıp para silkeleyen bir karı yüzünden. Konuşun babanızla. O da 60'larındadır herhalde.

17 yaşımda öğrenip 4 sene sakladım.babanın vücudundaki izlerden anne işkillendi babanın yıllardır süren kötü davranışlarında b.kunu çıkarma görüldü annenin yoğun ve haklı şüpheleri karşısında dayanılamayıp itiraf edildi.bunların üstüne 2 sene psikiyatrik tedavi gördüm.ilaçları daha yeni bıraktım.hala bilmiyorum iyi mi ettim kötü mü en başta söylememekle.
bak eski günlere döndürden beni şimdi gözlerim yaşardı hatırlayınca.umarım erkeksindir.ve dilerim bu meseleyi herkesi en az zarara uğratacak şekilde halledebilirsiniz.

İslam dininde bir insanın aldatmasına, dört kişi şahit olacak, gözüyle görecek,sizden ricam eğer gözünüzle çok ileri giden sahnelere şahit olmadıysanız konuyu abartmak bence yanlış olabilir, insanlar sosyal medya aracılığı ile artık görüşe biliyor, ben evliyim kız arkadaşlarım var eşimde biliyor, önemli olan eşlerin birbirine güvenmesi, evlendik diye iletişimleri koparmak insanın doğasına aykırı, cinsellik ayrı o konuda gözle görmek gerek , yoksa iftiraya girer onunda sorumluluğu büyük.

ya valla lanet olsun benim durumuma ya, 17 yaşındayım sınava girecem bide seneye gecen gece çaktım olanları bütün gün öylece dalıp gittiğimi söylediler dersmi çalışsam sınava mı girsem bilemedim zaten.. ya inanın hiç hazmedemedim ve babamı bu akşam gördüğümdede hiçbirşey olmamış gibi davranmayı da sindiremedim kendime.Sanırım en kötüsü de babama böyle bir şeyi yakıştıramamam.. . ama gerçekten vakit ayırıp düşünen cevap herkese çok teşekkür ediyorum var olun...

abby fine reader ı da bi dene derim. baya başarılı bir program.

Foxit Reader kullanıyorsan, üstteki menüde "fotoğraf makinesi" simgesi var, onunla kopyalamak istediği alanı seç, clipboard'a kopyalıyor, word'de direkt CTRL+V ile yapıştırırsın.

köyde büyüdüm. korkmam, klozeti kapatıp yılanı hapsederim. sonra icabına bakarım. ama şehirde büyümüş bir insan normal olarak çok korkar, şaşırır ve ne yapacağınız bilemez. normal.

korkarım orası ayrı tabi de, sinir krizi geçiririm sanırım ben.

öyle evde börtü böcek görünce sinirleniyorum ben. deodorantla lav silahı falan yapıp saldırıyorum hayvana, normal tepkiler veremiyorum.

bir hamamböceği yüzünden bir gece uyuyamadığımı bilirim, sinirle. yılan çıksa balyozla eve tuvalete dalarım sanırım.

ağzına sıçarım.

bunları okuduktan sonra tedirgin olmaktan ağız tadıyla sıçamayız da artık. teşekkürler ermanen.

bana göre en tiksinç hayvan. annem de ölümüne korkar bakamaz bile. ben bakabilsem bile iğrenirim. haliyle tuvalette görsem altıma sıçarım heralde :)

bahsettiğin gibi klozette löpür löpür içimizi boşaltırken yılan çıkarsa çok büyük bir olasılıkla yılanın ağzına yüzüne sıçıp sıvamaya devam ederiz. zira klozette oturup sıçma halinde iken çıkan yılanı görebilmemiz için, ikide bir bokuna bakıp gurur duyan sonra kaldığı yerden devam eden sonra yine bakan insanlar olmalıyız. eğer değilsek, yılan bizi totomuzdan ısırana kadar farketmeyiz.

eğer klozeti açar açmaz yılanla karşı karşıya gelirsek, tahminim ağzımızdan çıkan "ananınn !! huleaah ahahööüyymnaakooögg.." şeklindeki bir şaşkınlık ünlemi ile beraber geriye doğru seğirtme ile tavanda yürüme arasında değişen bir irkilme hali olur.

donup kalırım. yılan için uygun bir tepki olur. hareket edersem mıhlar.

ilk olarak bi söverim "ananskm bu ne diye" sonra klozet kapagını kapatıp hapsederim sonrada ya kendım halledeim ya da belediyeye haber veririm bi ekip yollayıp alırlar herhalde.. tabi arada bir iki sifon çekerim şansımı denemek icin :)

korkudan bayılmazsam evden kaçıp dışarıda çığlık atardım yılan var diye birini arayacak olsam heralde 155'i arardım.

polisi falan aramak ilk iş olurdu sanırım.

tam olarak şöyle bi tepki veririm:

www.youtube.com

sonra da banyonun kapısını kapatıp kaçarım.

tuvalettesin, parfüm deodorant kap sık kafasına.

tuvalet keyfimizin içine sçtın bravo=)

bağırsaklarınızdaki bir problem nedeniyle abdestinizi tutamadığınızı söyleyin. gidip fake namaz kılmaktan daha az günah olur diye düşünüyorum.

bence kılma arkadaş. inanç bu ya, inanmıyorsan, inanmıyorsundur.

ilk kismi kendin kilip, geri kalanini imam ne yapiyorsa onu yaparak mi kiliyordun ne oyle bisey olmali. ya da sirasi farklidir.

yani kendi kildigin kismi fake atabilirsen yeterli

Farzını cemaatle kılacağın icin sorun olmaz orda siritmazsin. Ama sünneti tek basına, yanındakileri taklit edersen garip olur.
Sen bence bu aksam netten biraz hareketleri öğren sonra yatsıya git pratik yap , gidemeyeceksen de yarın çaprazında falan birisini gözüne kestir ona uy anlamazlar. Ama zor değil kivirirsin. Ha etik, vicdan falan sana kalmış. Ben olsam yapardım heralde.

camide birinin ritmini yakala onu takip et. zaten hutbeden sonra iki rekat daha kılar çıkarsın, o iki rekat da cemaatleydiydi diye hatırlıyorum.

neticede öğrenilemeyecek şey değil de yapmak zorunda değilsin, kılma

ishalim de olmadı cenabetim duş alamadım de yok bu 2.sini deme:)

hatır için çiğ tavuk hesabı, cemaate uyuverirsin vicdan yapmıyorsan.

escinsel birisinin patronu geldigi icin kerhaneye gidip halvet olmasindan cok farki yok. yapma demek mümkün degil, abdest almayi ögren önce. orada cuvallarsan namaza bakmazlar bile. bir de iceride saflari sıklastiralim falan derken sen caktirmadan biraz geride kal. onlar ilerlesin. arkada gözü olmadigi icin senin yaptigin hatalari da göremez. sonra istersen arka tarafta dansöz oynat.

ben de deistim, ve fakat aynen dediğin gibi 2-3 dua ya bilir ya bilmem. ve şuana kadar nedense bayram namazlarının %70 ine gitmişimdir. uydum cemaate durdum namaze şeklinde. maksat aslında dalga geçmek de değil. ancak sosyal bir paylaşımda(facebook twitter vs. dışında) olmak. ne biliyim cemaatin bayramını kutlamak vs.
eğer rahatsız hissetmeyeceksen aynen fake.

tarzın neyse ona göre davran..kılmayacağım de..

4 rekat kendin 2 rekat imamla az buçuk bak internetten nasıl namaz kılınıra sonuçta atla deve değil kılmam gerek diyorsan kılarsın herkes aynı anda kılıyor zaten önündekini filan da taklit etmek mümkün

pratik için yatsı namazına gidiniz...

herkesle aynı şeyi diyeceğim ama ekliyim. sağ veya sol çaprazdan birini kestir gözüne yanlız yaşlı olmasın genç dinamik olsun yoksa ağır ağır bitmez o namaz. birde başkasını taklit edicem diye acele etme karıştırabilirsin zira. ateist oldugunu flnda söyleme bence insanlarımız bu kadar açık değil bazı şeylere.

bu vesileyle az günah cok günah kavram varmış onu da öğrenmiş olduk. rahatsız olduğunu, abdest tutamadığını söylersin olur biter.

yalan söylemekle allaha şirk koşmak aynı kategoriye girmediğine göre günah seviyelerinde de az çok var diye öğrettiler bize din dersinde bilemiycemm. tabi bu arkadaş inanmıyorum dediği için günahın azı-çoğu farketmez herhalde :)

kıldın mı namazını

şöyle oldu, böyle oldu:

önce akşam yakın bi arkadaşa gittim, yarım saat o kabaca gösterdi. sonra eve gidip gece 03:30'a kadar youtube'dan namaz izledim, bildiğin çalıştım. cuma günü de caminin yolunu bulmakta biraz zorlanınca hafiften sıçtım. abdest tek bi tuvalette sırayla alındığından problem olmadı. namazda da sadece biriyle yan yana düştüm. iyi çalıştığımdan pek problem olmadı. sadece ikinci rekâtta ettehiyatü unuttum. sonuçta kotardım sayılır, sikerim o kadar olabildi.

allah kabul etsin ateyiz kardeşim, ben de müslüman taklidi yapıyorum arada hobi olarak.

hocu ben de hayatta içemem ne sütsüz ne şekersiz. gerçi şeker yerine tatlandırıcı kullanırım ben şeker ağır geliyor ama sütsüz asla. alışmaya kasma hiç gerek yok

çok uzun zamandır hergün minimum 2 büyük kupa içerim bu şekilde.

sıfır süt ve sıfır şekerli. Alışma meselesi, bence böyle çok daha güzel.

Alisinca sutlu özellikle sekerli icemeyeceksin. Tavsiye ederim, sonuçta daha az seker vs fabrikasyon gıda alıyorsun ayrıca güzel kahvenin tadını alıyorsun.

kahve derken nescafe mi filtre kahve mi?

nescafe. daha bunu içemiyorum nerde kaldı filtre kahve

Nescafeyi ben de icemem öyle. Hele gold deniyorsan tam bulaşık suyu. Düzgün bir filtre kahve isini görür

ülker çikolatalı gofretle beraber içmeyi dene.

nescafe çok afedersiniz bok gibi. içmem hayatta. filtre kahve sert olacak diye bişi yok ki. aroması mild olanlardan yaparsınız mis gibi olur. adam gibi kahve olduğundan, aromasını alabildiğin için de çok da güzel içilir şekersiz&sütsüz. nescafenin o acı abuk sabuk tadı mahvediyor beni. kahve acılığı değil, katkı maddesinin tadı direkt

nescafe içmeyin derim bende.

Gerçekten çok kötü tadı var filtre kahve yanında.

alışma meselesi gerçektende.
şu ana kadar çevremde olan arkadaşlarımın içme şekillerinden bahsedeyim:

sütsüz, bol şekerli soğumaya yüz tutmuş şekilde
sadece rengini açacak kadar bir gıdımcık süt, 2 kesme
bol süt, şekersiz
bol süt bol şeker, 5 kesme falan
ben de sütlü az şekerli içerim mesela.

aynen alışma olayı.. ama mesela sabah uyandığında şeker ve süt yoksa, yada kaldığın arkadaşının evinde bulamadıysan da gayet şekersiz sütsüz içilebiliyor sıcak ve yanında 1 sigarayla. öyle zehir değil yani...

hocam ben de çılgın şeker atanlardan biriyidm çayına kahvesine
bir anda kestim
ilk zamanlarda alışamıyorsun, acı geliyor ama şimdi şeker atamıyorum içine
tadını şimdi anlıyorum..

halk arasında zift denir :)
ayılmak için birebir. her türlü kahveyi bu şekilde tüketebilirim.

çayı 7 şekerle içen bir insan olarak kahveye hiç birşey karıştırmam kahvenin tadını iyi aldığın zaman öyle içmeye başlarsın.

hangi kahve diye sordum çünkü ben de nescafe'yi sütsüz ve 3 şekersiz içemiyorum. hatta doğrudan bol kremalı üçü bir arada alırdım.

filtre kahvede ise yumuşak içimli olanları tam tersi sütlü ve şekerli içemiyorum. french press + yumuşak içimli bir kahve olunca süte şekere gerek yok emin olun :) bir şeker manyağı olarak söylüyorum bunu. En azından bir deneyin derim ben.

bir de halk arasında ayılmak için daha iyi olduğu söylenir ancak yanlış bilinmektedir bu.

şekerli kahve(sütsüz) ama, ayılmak için şekersizden daha etkilidir, zira sabah aç karına içilen şekerli kahvenin şekerini mide "ahanda karbonhidrat hücum!!!11bir" şeklinde saldırdığından kafein'in emilimi daha hızlı olur.

@bigboy76 latte'yi yağsız sütle yapınca çok fazla kalorisi olmuyor. hem de tadı daha güzel oluyor bence :)

nescafeyi ben de sütsüz şekersiz içemiyorum, midemi bulandırıyor. ama filtre kahveyi de sütle şekerle içemiyorum. kahve makinesi bulamıyorsan french press de işini görür.

Dikey tanklar rampada zorlanıyor diye biliyorum ben o yüzden aman dikkat derim. Yani Hollanda'da falan kullanacaksanız iyi ama İstanbul malumunuz...

Ben olsam eğer kısa sureliginengidiyorsam araba kiralardim.
Tr de kullanamayacağın bir arabayla kaymak gibi yollarda gidersin.

Ehliyet vs isleri bilemeyeceğim ama

evet arabayla 1,5 saat falan suruyor. araba kiralamak en iyisi 8 seritli yolda 80 ile gotmeye calismak da ayri bir irade sinavi oluyor.

2 aylık ehliyete araba kiralarlar mı ki?

bi de benzin full depo ne kadar doluyor?

edit: 1 yıldan az süreli ehliyete kiralama yapmıyor bebeler. öğrenmiş olduk böylece... yani otobüse devam :)

taxi cok ucuzdu kanka.
50 % filan amximum.tam fiyat bilemeyecem...

public transport semih cumhuriyyeti mantigiynan yapilmamis..

Abu daabii duu derseniz , bai de peşine hemen gelip istediginiz noktaya varmis oluyorsunuz . Kolay gele

Alpay'ın euro 96'da danimarkalı futbolcuyu düşürmeyip penaltıya sebebiyet olmaması, ödül aldıydı hatta bu yüzden turnuvada, bildiğin kemikkıran alpay.

www.youtube.com

danimarka değil hırvatistan olması lazım.

-Bir futbolcunun kaleciyi geçip gol atmak üzereyken kalecinin sakatlanmasını görüp topu auta atıp kaleciye koşması vardı, kim oldugunu unuttum.
- Rüştü'nün Ts maçında kendisini geçen Burak Yılmaz'ı düşürmesi hakemin penaltıyı vermemesi ve Rüştü'nün gidip hakeme penaltıydı demesi.
- Gökhan Gönül'ün 1-2 maç önceki yaptığı davranış
- Elvan Abeylegesse'nin yedek ayakkabılarını yarışmacıya vermesi

rakip takım yanlışlıkla kendi kalesine gol attı diye kendi kalesine gol atıp durumu eşitleyen centilmen bir takım vardı. facebookta videosunu izlemiştim o yüzden isim veremiyorum.

tam hatırlıyamadım hangi takımdı beşiktaşın olabilir paf takımının bir maçında soğuk havada beşiktaşlı genc futbolcu soğuktan elleri üşüyen rakip futbolcuya elindeki eldivenleri çıkarıp vermişti yabancı bir takımla oynuyordu

buğday değirmeni gibi bir sistem yapabilirsiniz.. içten döndürmeli olursa da daha bi şekil olur, atlı karınca gibi.. motor işin içine girerse iş büyüyebilir, teknik aksaklık riski artabilir..

İçten dondurmeli derken onu nasıl yapacağız ?

şöyle olabilir mesela, üst üste oturmuş yere paralel iki çark olsun, birini siz döndürürken diğeri de aksi yönde dönecek, dişli gibi.. daha basiti de olabilir tabi, direk platforma bağlı bir çubuğu ittirebilirsiniz buğday değirmeni gibi. bunu geniş, çember bir platformun orta kısmından yapabilirsiniz gibi sanki. ama mühendis adam değilim, teknik kısımları halledecek biri vardır elbet..

bulunduğunuz ilin/ilçenin belediye sitesine girip orda ab masası kısmına bakabilirsiniz. ordan zaten gerekli yönlendirmeyi yapıyorlar ya da yüz yüze gidin konuşun ab birimlerine, projenizden bahsedin..

Ankaradaki ulusal ajansı da arayabilirsiniz

Öncelikle proje yazmanız gerekecek bunu biliyor olmanız lazım

istanbul'dayım ama?

Toshiro nun dediği gibi istanbuldakini arayabilrisin,ekstra olarak söyledim

www.abgs.gov.tr sanirim mimarlar odasiyla olacak isiniz.

emin değilim bizimkiyle aynı şey mi ama bu fondan yararlanmak için projeden bir 6-7 ay kadar önce iletişime geçmeniz gerekiyor galiba.

Ulusal ajns tarafından hie edilen programlara proje yazarak hibe alabilirsiniz.

Detaylı bilgi: www.ua.gov.tr veya www.ab-ilan.com buraya göz atabilirsiniz.

ab ilan.com işinize yarar.

ua.gov.tr adresinden proje dosyası doldurup şubat 1- nisan 1- haziran 1- eylül 1- kasım 1 tarihleri öncesinde ulusal ajansa göndermeniz gerekli. ve daha sonra projeniz tutarsa 3 ay sonra olacak projenize maddi kaynak sağlayabilirsiniz.

ulusal ajanstan para kopartmak için tecrübeli biriyle proje dosyası hazırlamanızı tavsiye ederim.

www.ua.gov.tr

Hiç bulamazsan linkedin e üye ol orada gruplarda bulabilirsin

facebookta bulabilebileceğini düşünüyorum. aynı mesajı 3-4 kişiye at elbet dönüş yapan olur.

yok sorun olmaz kayıt olmak. birbirinden bağımsız şeyler onlar. zaten store dan ücretsiz yazılım vs. çekeceksen her türlü hesap lazım olacak.

www.greenpoison.com dan en yeni versiyonla rahatlıkla 4.2.1 i jailbreak yapabilirsin

www.jailbreakmatrix.com u takip et

gg olur diyeceklere önceden not: jailbreak amerikada bile yasal. korsan kullanım için değil kilitli özellikleri açmak için vs. apple açılan davayı kaybetti. sorun yok.

updatelerde bi sıkıntı da olmaz o zaman?

yok sorun olmuyor. ben her update öncesi içini sıfırlıyorum ve firmware i baştan kuruyorum ama temiz olsun diye, alışkanlık.

registration'la ucretsiz icerikleri almak isterseniz isiniz dusecek. onu kredi kartsiz halletmenin yolu surada; goo.gl

jailbreak greenpois0n ama unlock henuz cikmadi (var ama cikartmiyorlar 4.3 cikinca cikartacakmis eleman). sayet unlock gerekiyorsa bekleyeceksiniz, su an icin ipod touch gibi kullanmis olacaksiniz.

4.2.1'in jailbreak'ini yaptiktan sonra tinyumbrella ile shsh kaydi alin. surada 4.1 icin jailbreak anlatirken shsh kaydi almayi da anlatmistim: goo.gl

jailbreak ardindan son verdigim linkte installous nasil kurulur anlattim. gerisi hayalgucunuze kaliyor.
iyi eglenceler.

edit: ve hatta 4.2.1 icin de yazdim; suraya bakiniz > goo.gl

cydia otomatik .shsh kaydı alıyor zaten make my life easier seçilirse. tinyumbrella sadece makineye yedeklemek için.

eğer yurtdışında yüksek lisans, doktora gibi hayallerin varsa güzel bir okul elbette işe yarar.
ama bu üniversite kaliteli değil, ben buraya gitmeyeyim manığıyla gidebilecekken gitmezsen; ilerde, yahu niye gitmedim, güzel bir tecrübe olurdu oralar nasılmış gezerdim görürdüm diye pişman olursun.
gidebiliyorsan güzel bir okula git, güzel bir okula gidemiyorsan, kötü bir okul da olsa mutlaka git.

dag basinda olmayan bir yere git. mumkunse boston a git.

boston a ben de isterim iyi diyosun da çok pahalı olduğu için seçeneklere bile katmıyorum.

tek donem gidiceksen sehirde okumanin anlami yok, kucuk sehirlere gir duzgun kampus gor. ben NYU da okuyan insan da taniyorum, boston da okuyan da. ama upstate NY daki okulumu tercih ederim her zaman. Turkiye'deki kampusler saka gibi 10,000-30,000 kisilik kampusler yaninda.

çünkü adres satırında da bu adın çıkıyor orda da tr karakter olamayacağından olsa gerek.

büyük harfle yazdığınız için olabilir belki

budur 386 bey. teşekkürler.

kac kilo taşıgı en önemli kriterdir herhalde makine ne gore secersin onu ama bu fiyat aralıgında manfrotto da da bulursun onlara bak bence.

benim evimde bir tane sağlam durumda az kullanılmış bir tane var,ilgilenirseniz fotoğrafını çekip yollayayım. piyasasına göre bi fiyata anlaşırız.

[email protected]

manfrotto, joyistik (ya da neyse) başlıklı olanını öneriyorum.

makinanınz 1 kg. ı geçmiyor. video / film çekecekseniz pan, tilt kolları, hidrolik sistemi filan önemli olur ama fotoğraf çekmek için bunlara gerek duyulmaz. fotoğraf makinası için en hafifinden ve ucuzundan almanızı öneririm. çok paranız varsa ayrı. www.tripodfoto.com bu sitede epey çeşit var.

video fonksiyonu yok zaten, sadece fotograf cekmek icin kullaniyorum.

@acan: sagolasin ama yurtdisinda yasiyorum.