offffff offff...
kasım'da 6.yılımıza girecektik, eylül ayında ayrıldık. hayata döndüm sayılır mı? alıştım sayılır. ama alışmaktan ziyade bu duruma alışmak zorunda kalmak çok üzdü beni. vücudum artık eskisine göre daha fazla direnç göstermeye başladı. bu işin antibiyotiği sadece zaman bana göre. sabah namazlarına gittim, secdede Allah'a yalvardım, Allahım nolur onu bana unuttur dedim, o kadar zor bir dönem geçirdim.
Eylül 18'de oldu. o izmir'de ben istanbul'dayım. artık olmuyor dedi, son zamanlarda çok görüşemez olmuştuk. bir anda telefonu kapattı, beni her yerden engelledi (olayın başka boyutlarına girmek istemiyorum ama emin olduğum birşey başka birisi yok hayatında). bir anda yapayalnız kalmıştım. artık o yoktu, 5 sene boyunca (40 gün haricinde) hayatımdaki herşeyi paylaştığım, bu 5 senenin 3 senesini aynı evde geçirdiğim vs vs. insan artık yoktu. o telefon konuşmasından sonra bırak bana aldığı hediyeleri, beraberken aldığım kıyafetleri bile çöpe attım. cloud'da, flash bellekte orada burada ne varsa hepsini sildim, bana onu hatırlatmasın diye evden taşındım. aradan 1 ay geçti, 26 ekim'de aradım saat 9 gibi müsait misin dedim, hayır dedi. o gün benim için özel bir gündü (annemin ölümünün 20.senesi).bir iki birşey diyeceğim dedim ve akabinde 1.5 saat telefonda konuştuk ardından bir kaç gün mesajlaştık. madem biz seninle herşeyden önce dosttuk, hani birbirimizin en yakınıydık ya, bana dostum olarak, yakınım olarak lütfen yardım et ben kendimi toparlayamıyorum dedim. onu unutmak için onun hiç bilmediği şeyleri içmeye başlamıştım (!), kendimi hiç bir şekilde toparlayamaz olmuştum. içim acıyodu amk ya, bilirsin hani. 25 senelik evlilikler bitiyor 5 senelik ilişkimiz bitmiş çok mu dedi. kafamı sikeyim ki seninle bir ömür geçirmeyi düşünmüşüm dedim. sen zaten bize böyle baktıysan seninle ben hiç biz olamamışız dedim, bu en son dediklerimi wp'ta yazıştık. bu kez mesajları da silmedim, o 2 3 günde bana gönderdiği resimleri de silmedim.
çünkü; yüzleşmeden aklından çıkartamıyorsun. onu hatırlatacak şeylerden kaçmak istiyorum ama, 5 senede o kadar şey paylaşmışız ki, hangi birinden kaçacaksın. bu kez kendimi inzivaya çektim. sosyal medyada hiç bir hesabım kalmadı. hatta sözlük hesabımı bile sattım birine. bana dair haber alabileceği ortak görüştüğümüz hiç kimse yok şu anda. inzivaya çektim kendimi. zaten öyle çok da yakışıklı bir adam değilim, etrafımda çok fazla kız da yok.
peki bunca şeye rağmen ben nasılım ? alışmak zor kardeşim, biz erkekler uzun dönemde kadınlardan daha duygusalız. bak hiçbir kız duyuruya gelip hayata nasıl döndünüz vs. yazmaz ama biz erkekler yazarız. erkek liman gibidir gemisini bekler ama kız gemi gibidir limanını her zaman bulur. bardağa artık dolu tarafından bakmıyorum, geçirdiğimiz güzel günleri değil de, bana 25 senelik evlilikler bitiyor 5 yıllık ilişkimiz bitmiş çok mu deyişini anımsıyorum. geçen çok merak ettim twitter'ina baktım, bana sütlü pilav yapardı o. "şimdi sana kim sütlü pilav yapacak" diye twit atmış geçen Cuma. içimden artık pilav yemeyi bıraktım diyesim geldi. nnihayetinde o da bir insan ve çok kötü günler geçirmeme sebep olan bir insan. o yaşadığım günleri, sabah namazlarında Allah'a yalvarmamı, arkadaşlarımla 11 12 bira içerken, 2 bira içip Akmerkez'in orada arabanın içinde sızıp kalmamı ya amk sebep olduğu şeyleri unutabilir miyim artık ben. sayesinde hiç kimseye güvenmiyorum. değişik, pis bir adam oldum çıktım onun yüzünden. onarılması imkansız yaralar açtı ama
son olarak şunu söylemek istiyorum.
gözümle 3 aydır yaşadığımı gördüm, onsuz da yaşanabileceğini gördüm. belki bir 3 ay daha geçince bunları yazmaya bile tenezzül etmeyeceğim...
okuyanlara da ayrıca teşekkür ederim. hiç kimseye anlatamıyordum bunları, en azından buraya yazdım.
0