olması lazım evet.
araç içinde.
olmadı boşver.
kaçak geç.
aldığın zaman oradan düşüyorlardı en son.

venedik'te ölüm.
iyi eserdir.

Kırmızı Pazartesi.

Kırmızı Pazartesi +1
Benim Hüzünlü Orospularım
Yabancı
Dönüşüm

gök mavi.
için açılsın.

bej kategorisinden: kumsal beji, roma beyazı, açık fildişi,

bence hafif/soluk bir tarçın tonu iyi gidebilir. çok soluk renkler, birazcık odanın rengini ısıtır.

filliboya.com.tr!prettyPhoto[ajax]/0/
bal buğu, açık somon ve somon bence bu üçü çok hoş.( en baştaki su bazlı olanların içinde vardı bunlar.)

açık renklerin mekanı genişlettiğini de hatırlatarak;
açık ton şampanya rengi, beje dönük.
kesinlikle çok ferahlatıcı.

@qwerty, mavi ve yeşil çok soğuk kaçar gibi geldi.
@9kuyruklukedi, ben de roma'yı beğendim gibi şimdilik.

@fauxhumanitas, tarçının soluğu sarımsı mı oluyor? bir de 2. cümleyi anlamadım valla.

@crimsonlady, bal buğu mobilyaların rengine yakın, boğar diye düşündüm.
şu anda da somon zaten, geniş alana uygulanmışı bayaa kötü diyebilirim.

Düz beyaz bence en güzeli. Mavidir somondur falan olmaz bu mobilyalarla. Ya çok koyu bordo gibi bir renk olur ya da çok açık kirli beyaz gibi.

buff+1 düz beyaz veya kırık beyaz dedikleri türden beyaza yakın bir renk.

Dostum, boya güzeldir lakin bir duvarına boyadığın renge yakın tonlarda bir duvar kağıdı da düşünebilirsin, bence tek renk komple odayı boyamak yerine bir duvarda duvar kağıdı kullanıp diğer duvarları boyamak daha güzel sonuç verebilir.

@mehmet lutfi, hocam evde rutubet sorunu mevcut olduğundan kağıt bir seçenek değil malesef.

o zaman tamamen zıt renkler önerimle gelirim bende. mesela koyu vişne çürüğü veya lacivert olabilir.

açık renk demiştim :)

hayır tarçının açığı sarımsı olmuyor.
ikinci cümlenin meali: duyuruda işaret ettiğin renkler saturasyonu/doygunlugu düşük, solgun renkler. ondan dolayı daha kırmızılı ama çok da cart olmayan bir renk canlandırır diye düşünüyorum.
hafif bir tarçın rengi güzel olur.

demeye çalıştığım renk bu linktekinin daha azıcık soluğu: www.duvarrenkleri.com
ya da buradaki ilk skalada da yeni yavruağzı rengi ile malta arası bir renk diyebiliriz (buradaki somon kadar beyazlı-açık değil): www.bilgiyuvasi.com

pastel pembe yeni boyattım çok güzel renk.
bu aralar keten renk çok modaymış.
filli boyadan boyattık.
ama pastel pembe hoşuma gitti benim.

bankalar 1000 avro sonrası farklı fiyat uyguluyor diye biliyorum. sürekli çalıştığınız bir banka varsa oraya gidin ve üst katta müşteri temsilcisiyle işinizi halledin. size çay kahve de ikram ederler böyle büyük alım sonrası.

bankaya da bak.
sor soruştur belki bir indirim yapar.
sakata gelme hacı 300 lira kar yapacam diye.

yahu bence bisey olmaz ya, abartmayin hocam, yani siz biraz dikkatliyseniz kapalicarsidakinin aynisi banka cikisinda basiniza gelir.

milyonlar dönüyo kapali carsida her saniye sonucta zaten dövizcilerde alisik buna.

bana sorarsaniz arkadasinizla arabayla gidin, paralari cantaya doldurursunuz, ordan da arkadasiniz arkadan gelir bi adim , ordan arabaya biner gidersiniz.

hangi bankalarda hesabınız varsa o bankalardan kur alın
en iyi kur hangisindeyse ordan alın euronuzu.

Paralari cantaya mi doldururlar?? 500 eur banknotlarla 70 banknot ediyor 1 deste bile degil be bilader ne cantasi :) fermuarli ic cebi olan bi montla gidin alin parayi bisi olmaz, cantada yuksek bir miktar sanarlar caniniz yanar.

bankalarin doviz alim-satim islemlerinde belirli sinirlar icin uyguladiklari kurlar farklidir, zaten bildigim doviz burolari da gun icerisinde topladiklari dozivleri calistiklari bankalardan degistirerek para kazaniyorlar.

Yapay deri kabulünse Stradivarius, Bershka, Pull&Bear, Zara styla yerlerde bulabilmek mümkün diye düşünüyorum.

diesel'e bak bi.

innatedesire oralara baktim yok
diesel de cok pahali

h&m ve mango'da gördüm çok benzerlerini geçtiğimiz bir sene boyunca.

mango ve kotonda gördüm ben de

seksiymis.

zara'da vardı geçen sezon aldım.130 lira gibiydi ama imitasyon.yine bakabilirsin.

ayfon 650 dolar arti tax iken burada 3300 liraya satilmasi ile ayni sebepten pahali. farkli bir urun degil.

ebook okuyucu ile pdf okumaya calismak da mantikli bir olay degil pek.

ee neyle okuyacağım peki?

oralardan gelicek birine aldırsana hacı, bi kaç kişi görmüştüm burada alıcak varsa getiriyim diyen.

birine getirmek zor iş gibi gözüküyor.

@lorenzen, calibre ile pdf'ler okunabilecek formata döndürülüyor. sorun olmuyor. eger cok fazla resim içerikli filan değilse hiç bir problem olmaz.

25. basktebol oyna.

sadece basketbol oyna ve süt iç.

osbiri azalt.

sol el bilek filmini çektir.Bir endokronoloji uzmanına git.Ne kadar uzayacağını hemen hemen söyler.

çinko ve kalsiyum ağırlıklı beslen

basketbol boy uzatmaz,genetik olarak haritanda ne yazıyorsa o. ama esnetici hareketleri yapabilirsin,kalsiyum ve çinko ağırlıklı beslen jolmes'ın dediği gibi

23'e kadar uzarsın

basketbol,voleybol oyna.ben 18'e kadar boy uzar diye biliyorum.

bu genetiğine göre değişir.iyi besleniyorsan artı olarak yapabileceğin birşey yok bence.arkadaşların da dediği gibi doktora git bilek filmi+büyüme hormonuna bir baktır.bu arada boy kaç?

175

odakule'nin oradan gir otelin yanından caddeye geç.
oradan kasımpaşa levhası var.
oradan sal aşağı kendini.
zaten hemen hemen stadın önüne çıkıyor tam.
bir kaç esnada sorarsan söyler.
pera palas mıydı neydi o telin adı..
tarlabaşına çıkan caddeyi bahsediyorum bu arada.

taksim çiçekçilerinden kırımızı ışıktan karşı kaldırıma geç. doğru aşağıya doğru (eminönü istikametinde) yürü. 10 dk falan sürer sanırım.

alo diyanet'i arayın.

bilmiyorum fak'at sonu şu şekilde olabilir:
www.youtube.com

aslında değil.
ama tavsiye etmezler.
sonuçta sakat bebeler doğuyor.
ama cevap tam olarak yasak değildir.

kuzenler ile evlenilebiliyor ama yeğenler ile evlenilemiyor.

islamda aynı anne babadan doğmaların(kardeşlerin) evlilikleri yasaktır. onun dışında herhangi bir yasaklama olsa anadolu da akraba evlilikleri bu kadar yaygın olmazdı herhalde. yine de bir diyanet'e sorun.
bu arada benim halalarımı da kuzenlerine vermişler hep. hala çocuklarımdan biri fiziksel engelli, diğerlerinde de belirgin bir şekilde anlama güçlüğü var. akraba evliliği kesinlikle insan doğasına aykırı bir durum.

amca,dayı,hala,teyze oğlu/kızı ile evlenmek helaldir; nitekim Muhammed peygamber kızını amcaoğlu Ali'ye vermişti. Nisa suresi 23. ayette Allah şöyle bildiriyor.

"Size, şu kadınlar haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde oturan üvey kızlarınız -eğer anneleriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için bir günah yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi birlikte almanız da haram kılınmıştır. Eskide kalanlar müstesna. Allah çok affedici, çok merhametlidir."

islam'da caiz diye biliyorum. yalnız bu konuda konuşurken şunu göz ardı etmeyelim. eskiden otobüs, uçak, tv, internet vs. yoktu. çoğu insan aynı köyde doğup, yaşayıp, ölürlerdi. dedeninizi, ninenizi düşünün. benim dedem doğduğu köyde yaşadı ve öldü. bu insanlar en fazla komşu köydekilerle evleniyorlardı. ve çoğu komşu köyde akraba insanlarla doludur. uzaktan ya da yakından. o nedenle yakın akrabaların çocuklarının evlenmesinde sosyal bir gereklilik de söz konusu idi. nitekim insanlar amcaoğulları ile, halakızları ile evlendiler, evleniyorlar. fakat bu bir gereklilik değil. yani farz ya da vacip değil. mekruh da değil. sadece mübah. yani caiz. din buna izin veriyor, fakat bunu teşvik etmiyor.

www.dinimizislam.com

banka numarasını iste, direk bankaya faksla

Tapuyu direk versen gene bir şey olmaz.

verme sakın.
aynen bankaya atayım de.
bak zaten vazgeçecektir görürsün.
aha da sonucu buraya yaz.

kiracı tapudan ne koz alabilir ki?
siz vekalet vermediğiniz sürece herhangi bir işlem yapması mümkün değil zaten.
bence bir sakıncası yok.

yahu tapu dediğiniz zaten herkese açık olan tapu kütüğündeki ilgili sayfanın bir nüshasıdır. siz o tapu senedini adama verseniz de vermeseniz de ondaki bilgileri her zaman gidip tapu müdürlüğünden öğrenebilir.

disfircasiyimben'in dediği gibi, tapunun aslını verseniz dahi hukuken hiçbir zararınız olmaz ama vermeyin tabii. fotokopisini verin.

Aynı şey yarın Münir Özkul ölünce de olacak mı?
-evet

kör ölür badem gözlü olur işte.

peki, hayatınız boyunca dinlemeyi geçtim adını bile bir kere zikretmediğiniz bu adam öldüğü zaman babanızdan kıymetli duruma getiren şey ne ? ahde vefa mı:)

katiliyorum. ferdi, muslum'u kro, damarci diye yaftalayan metropol insanlarinin en az onlar kadar damar sarkilar yapan bir adama bu kadar tapmasi samimiyetsizliktir.

Barış Mançoyu düşün. Yaşarken cenaze kortejindeki kalabalık kadar seveni ilgi duyanı vs var mıydı? Hayır. Eskiler boşuna dememiş "kör ölür badem gözlü olur" diye.

ben de bu kafayi anlamiyorum. sen kimin dinleyip dinlemedigini nereden biliyorsun? bu yargiya nasil variliyor? ben bir sarkiciyi dinliyorsam, bir oyuncuyu begeniyorsam bunu bagira bagira hayatimin her aninda birilerine gostermek, ispat etmek zorunda miyim?

haklısın.

@fader

çok kelime oyunu yapıyorsun.
700 tane entry girilmiş belki daha fazla.
yüzlerce yazar var ortada.
bunlardan kaç tanesi bu adamı dinledi?
"kör ölür badem gözlü olur" olay budur.

sen kimi ya da neyi savunuyorsun?

@fader, hayattayken bagirarak gostermedigin seyi olurken gosterince samimiyetsiz oluyor ve bu da bizleri rahatsiz etmesinin yaninda yakinlari icin de uzuntu verici oluyor.

he tamam siz haklisiniz. simdi tek tek tum entry yazanlara mesaj atiyorum silmeleri icin. sonucta hepsi dinlemis olamaz!!!! pis yalancilar!!!!!

neşet ertaş gayet değerli bir müzisyendir.sonuçta türkü kültürüyle büyüyenler illa ki rahmetliyi tanır,bilirler.

bu adamı dinlemeyip olumu sonrası sahiplenen kişi sayısı kadar "kor olur badem gozlu olur" diye aynı şeyi 1 tirilyonuncu defa sanki sözü kendi bulmuş gibi ortada dolanan denyo da var.

ne yapalım şimdi ? sizinki ssamimiyet de onlarınki değil mi ? yahu bi sktriniz gidiniz efendim. kimin neyi ne kadar dinledigini sevdiğini nerden biliyorsunuz ?
velev ki hiç dinlememiş olsun , ne değişecek ? sanane ? neşet ertaşın ahde vefa bekçisi misiniz birader ? insanların birilerine saygı , sevgi göstermesi sizi niye bu kadar geriyor..


ulan belki çocukken babası çok dinliyordu ama bilmiyordu kimi dinlediğini , ölümü sonrası o tınıyı yeniden duyunce çocukluğuna döndü ?

belki gençliği onu dinlemekle geçti ? ne yapsaydı facebookta 20 yıl boyunca neşet ertaş mı paylaşacaktı ? broşür mü dağıtacaktı ?


he herkes çok samimiyetsiz ..he kör ölür badem gözlü olur.. 1000 kere daha yazarsak ödül de vereceklermiş ..

Duyuruda "lafa karisiyorsun" diye cikis yapani da gorduk, tam oldu.

insanların samimiyetsizliği eleştirilebilir ama bunu yaparken neşet ertaş'ı veya münir özkul'u değersiz göstermeye gerek yok.. bu insanlar sanatını icra etmekten başka ne yapmış? sanatında bu seviyelere çıkıp da mütevazi kalabilen belki son nesilden bahsediyoruz.. o yüzden biraz saygıyı hak ediyorlar bence.. bari ferdi tayfur'la neşet ertaş arasındaki ayrımı bilelim..

Ölmüş birini anmak, hakkında güzel şeyler yazmak için illa onu dinlemek, onunla aynı fikirleri paylaşmak, adını sürekli zikretmek gerekmez bence. Sonuçta bu insan, -sen dinlesen de dinlemesen de- sanat dünyasına eserler sunmuş, bir açıdan insanlığa faydası dokunmuş. Sevmek zorunda değilsin. Ancak yaptığı eserlere saygı duyuyorsan, ardından bir iki kelam etmek de bu saygının getirisidir.

Evet, ben de Neşet Ertaş'ı hiç dinlemedim. Yaptığı eserleri takip etmedim. Ama biliyorum ki bu insan büyük bir adamdı.

Tabi şu samimiyetsizlik olayına bir nebze katılmıyor değilim. Yani tamam, hakkında bir iki bir şey söylemek geliyor olabilir insanın içinden ama sırf yazmış olmak için entry yazanlar da var.

ahde vefa, bir devletler hukuku terimi olup, devletin yaptığı uluslararası sözleşmelerle bağlı olduğunu ifade eder. sizin dediğiniz vefadır. *flies away*

bende, bu tür insanlığa mal olmuş kişilerin vefatının ardından üzüntülerini belirten insanları eleştiren insanların varlığından rahatsızım.. arkadaş tamam belki ömrü onu dinlemekle geçmedi, belki sadece kulak aşinasıydı, belki ilk kez behzat ç de duydu.. bu üzüntüsünü belirtmeyeceği anlamına mı geliyor.. peki ne yapılsın.. yok mu sayılsın... hiç bir şey yazılmasın mı.. kimin onu yıllardır dinleyip vefa gösterdiğinin bir ölçüsü var mı ? yani şöyle bir şey mi "ben x kişisini 20 senedir dinliyorum bir tek ben üzülücem, arada bir dinleyenler üzülmesin" bunu ne şekilde ölçebiliyorsunuz ki ?

merhaba. ben muzik ogretmeniyim. neset ertas ile ilgili ozel bir anma dersi yapacagiz. kendisinin eserlerini az cok bilirim.

lisedeki ogrencimle yarismaya neset ertas turkusu ile girmistik.

bu insan hicbir sey yapmamis olsaydi bile, sirf beyefendiligi ile bile ornek olmus bir insandir, guzel bir insandir.
dolayisiyla kendisinin isminin gectigi bir duyuruda bile insanlarin kirici konusmasini istemez, kizmaz ama uzulurdu muhtemelen.

en azindan bu anlamda saygili olup birbirinizi kirmamanizi dilerim kendi adima.

not:
muhtemelen herkes hayatinda "neredesin sen" i oyle ya da boyle dinlemis ve sevmistir : )

kör ölür badem gözlü olur yalnış. kendisinin değeri bir çok insan tarafından zaten biliniyordu. yaşayan insan hazinesi seçilmişti. itüde oy birliği ile fahri doktora almıştı. kendi adıma ölümüne üzülme nedenim türkülerini bir daha dinleyemeyecek oluşum değil, doğru dürüst bir insan olduğu içindir.

insanları hafife alıyorsunuz. pek çok insan katı tanımlara sahip değil. istanbul'da olsam ve yeterince param olsa, caz festivalinden çıkmayan tiplerden olurdum. ama örneğin son zamanlarda para verip cd'sini aldığım tek albüm fairuz derinbulut'un arabesk'i.
her gün oturup dinlemesem de arabesk'ten rap'e her tür yelpazede müziği dinleyebiliyorum. benim için iyi müzik, müziği yapanın samimiyeti ile ilgili bir şey. neşet ertaş da bu samimiyete sahip olduğundan dinlediklerim arasındaydı. ama her izlediğim filme bir entry yazmadığım gibi, her dinlediğim şarkıya da o anda bir entry yazmıyorum, sözlükte en çok yazanlardan biri olsam da. ki, her şey bir yana neşet ertaş yaşarken yazılan 600 entry küçümseniyor, ama bu hiç de az bir rakam değil. bir insan hayatını kaybedince elbette dikkat çekiyor, bunun da tuhaf bir yanı yok, araya samimiyetsiz insanlar karışsa da.
bir gün rte hayatını kaybederse, bugüne kadar girilen 10 binin üzerindeki entry'nin 3'e katlandığını da görebilirsiniz bir günde, o kadar şaşırmayın.

he tamam ben ahde vefayı da yanlıs kullanıyorum . cok samimi oldu yazdıkların , uyarın için teşekkürler..

konu kapanmıştır , ahde vefayı yanlıs kullandığım için tüm argümanlarımın geçersiz kaldı.

neymiş devletler hukuku terimiymiş bak bak bak..vikide öyle yazıyo diye mutlak gerceklik mi oldu şimdi o ?


sözünde durma, verdiği sözlere bağlı kalma, özü ve sözü doğru olma anlamına gelen ahde vefâ, islâm ahlâkının en önemli prensiplerinden biridir. kur’ân’a göre ahde vefâ, îmân ederek allâh ile ahidleşmiş ve böylece kendisini hür iradesiyle kendisini sadakat yükümlülüğü altına sokmuş olan müminin ahlâkî bir borcudur. ister insanlara, ister allâh’a karşı verilmiş olsun her ahid ve söz, yükümlülük şartlarını taşıyan her insanı borçlu ve sorumlu kılar. bu sorumluluğun yerine getirilmesine ahde vefâ veya ahde riâyet denilir (bakara, 2/177; mü’minûn, 23/8).

belkileri bırakınız efenim

bunun tek sebebi popüleritedir.

insanlar o gün popüler olan ne varsa ona uymaktadır.

gerçekten dinleyen, beğenen ve öğrendiklerinde ağladıklarını belirten arkdaşlarım da var. birisine dedesini hatırlatmış.

ama genel olarak olayın özü popüleritedir.

he ok , çözdük o zaman.

tamam dağılalım artık olayın özü populariteymiş..

olaya üzülenler haksız , samimiyetsiz .. bu tespiti yapan arkadaşlara da nobel sosyoloji ödülüne aday gösterelim , gerçekten büyük bir başarı. ilk kez farkediliyo , açıkçası ülkemdeki bu dehalarla gurur duyuyorum.

@fader, @kennym + 1 milyon
(ilk cevapları için)

sanat/sanatçı açısından söylüyorum; kimin kime ne kadar saygı ve sevgi besleyeceğine kim ne olarak karar verme hakkına sahipmiş yahu..

ibrahim tatlıses hiç bir şekilde bana hitap etmeyen, dinlemediğim birisi. artı; kişiliğini, tavır ve duruşunu falan da hiç sevmiyorum. ama bunlar sahip olduğu sesin çok özel ve önemli olduğu gerçeğini değiştirmez.

adam ölünce arkasından "önemli bir sesti, yazık oldu" diye bir şey yazma hakkım yok mu şimdi sayın otoriteler? töbe töbee..

hele "kör ölür badem gözlü olur" yorumları için gerçekten tebrik ediyorum.. keşke biraz hangi kelimeler/cümleler kim olarak nerede ne için kullanıldığına biraz bakılsa; ezbere, "konuşmuş olmak için konuşmak" yerine..

****
ek;

@QwertyKlavye,

"bak herkes beni destekliyor. bik bik bik."

şaka mı yapıyorsunuz, yoksa liseli falan mısınız bilemedim. benim sözüme bakmazsınız en iyisi şu düşüncenizden çıkarımla hiç duymadığınızı düşündüğüm atalarımızın deyişini yazalım;

"iki yanlış bir doğru etmez"

bin yanlış da bir doğru etmez..

ne olmuş burada yahu :) linç ettiniz beni.

ya bırakın arkadaş.
arabada denk gelse "ya bas değiştir şunu" dersiniz..
gelmiş burada bıdı bıdı ediyorsunuz.
bu ne lan?
ne adamlar ölüyor bu kadar ilginin %1 kadarını bile görmüyor.
neşat ertaşmış. sazcının türkücünün teki işte.

Konu körün ölüp badem gözlü olması değil. Adam zaten yaşarken de badem gözlüymüş, ama bunu bilen varmış bilmeyen varmış. Asıl mesele, sırf onun değil, bütün sanatçıların ya da büyük adamların ölümünün ardından herkesin bunu aha ben de yazdım hakkında iki satır diye kendini ortaya atma aracı olarak kullanması.
Kimse bana twitter'da her bulduğu hashtag'in peşine takılan, facebook'ta da bütün gündem olaylarını kullanarak hababam bişiler paylaşan insanların samimiyetinden söz etmesin. Ertaş'ın samimiyetle seveni de çoktur eminim, ama adamı anmaktan çok kendini gösterme amacı güden de hatırı sayılır sayıda insan var.

fader'ın cevaplarını ispiyonlayın, duyuruya cevap vermiyor, ikili muhabbete giriyor.

@baldur

şu cevabınla evladım olsan eldivenle sevmem seni.
ergen tavrını bırak koca adamsın.
varsa diyeceğin yaz.

ölmüş adamın kemiklerini sızlatmayın şurda.

x i bir ben ve arkadaşlarım çok seviyoruz geri kalan samimiyetsizdir, popüler diye takılıyodur. vs. vs.

hayatın her yerinde çıkar böylesi. tamam kardeşim x'i en çok seven (yapan, dinleyen artık ne istersen) sensin. he.

zaten x'i seviyorsan sözlükte de yazmalısın di mi?
vay serhat vay

bi gidin ya, ben burdaki başlıkta soru falan görmüyorum, bi kaç kişi bağra bağra neşet ustayı herkesten çok sevdiğini söylemeye çalışıyor o kadar başka bir cacık yok.

bir konuda bilgisi olmayan bir insanın, o konuda bir büyüğe saygı göstermesi mümkün değil yani he mi.

fizikten zerre anlamam ama einstein reiz'e saygım büyük. fakat burdan anladığım kadarıyla benim bunu dile getirmem bile samimiyetsizlik olarak algınlanması lazım. vay babamın kemiği.

hadi gidin okulunuza mı gideceğiniz ev ödevinizi mi yapacağınız ne yapacaksanız yapın kendinizi komik duruma düşürmeyin.

biri bir kişi/olay/yer/durum vs. hakkında baştan aşağı cahilce şeyler yazar (neşet usta bendeki yeri büyüktür, sayesinde elektro bas gitar icat oldu gibi) he o zaman eleştir onu. eleştir ama saygı duymasını değil, cahilliğini eleştir üstüne de neden saygı duyması gerektiğini öğret. o zaman tamam.

ayrıca hepiniz adınız gibi biliyorsunuz, önemli biri vefat ettiğinde de sevmeyenler bile arkasından kalabalık içinde seviyormuş gibi konuşacaktır. ee, neyi dert ediyonuz, bu hep böyle oldu da şimdi mi rahatsız etti sizi. rahatsız ettiyse söyliyim. sular durulsun birileri başlar ortalıkta ileri geri konuşmaya, ona diyebilirsin. ölümünde böyle dedi, ölümünden sonra böyle diyor samimiyetsiz bu adam diye.

birde size kör ölür badem gözlü oluru anlatim.
elinde olduğu sürece kıymetini bilmediğin bir şeyi, kaybettikten sonra değerini anladığın durumlarda söylersin.

neşet ustanın değeri iyi biliniyordu. kör öldü badem gözlü olmadı. büyük kayıp verdik.

sen bunu sözlükte dile getirdin ben getirmedim. bu beni samimiyetsiz yapmaz. yazsaydım da yapmazdı. zira sözlüğe "sevdiğim her şey için bir şeyler yazacam" diye bir söz vermedim, sözleşme yapmadım.

ama yine de paşa gönlünüz olsun
neşet ustayı en çok siz seviyorsunuz, geri kalanlar samimiyetsiz, göstermelik sevenler

mesele şurda başlıyor bence. sana göre türkücü adamın biri olan neşet ertaş, çoğu insan için sadece türkücü bir adam değil. anladın mı klavyecan? yani senin için nihat doğan da türkücü olabilir alişan da ama bu insanların neşet babaya yükledikleri anlamlar tamamen farklı. onu sadece kaset, şarkı yada türkücü olarak görmüyorlar ve bunun için üzülüyorlar.

bu üzüntünün ne kadarı samimi yada ne kadarı samimi değil onu bilemeyiz elimizde veri yok. senin bu "x'in ölümü sonrası ne kadar da çok entry giriliyor yahu" klişesine dayanan bir duyuru açman gibi, sırf popüler diye için üzülen büzülen insanda vardır tabi...

senin için "sazcının türkücünün teki" olan biri, başkasının hayatına bir anlam katmış olabilir bir şekilde.

ulan sen nerden bileceksin kimin kimi ne kadar hangi samimiyetle sevdiğini? sözlükte yazılanları baz alıyorsun, binlerce adamın hangisinin yaşantısını biliyorsun?

tamam aralarında mutlaka popülerden nemalanmaya çalışanlar da vardır ama saçma sapan genellemelere de girmemek lazım.

kör ölür badem gözlü olur saçmalığına da girmek istemiyorum. adam hayattayken nasıl takdir görmüş, neler yaşamış bilmeden etmeden konuşmamalı.

sözün özü;

sana ne.

ayruca onu takdir etmek için ülkenin değerli bir insanı olduğunu belirtmek için onun fanı olmaya gerek yok. bu ülkede yaşayan herkes onun değerini bilmelidir ozanların, aşıkların yetiştiği bir coğrafyada kalan son halk ozanlarındandı o.

ister hayranlıkla dinleyeni ister dinlemeyeni bu yüzden sahip çıkıyor.

28 yaşında türk halk müziği dinleyip "bu adam bildiğim kadarı ile bir türkücü."
demen bir şeyleri eksik yaptığını gösteriyor. aç iyi kaynaklardan geçmişini , eserlerini, halk müziğine katkılarını araştır 28 yaş hala çok geç değil odun gelip odun gitmemek için.

karı bildiğin çirkin panps.

derler ya zevkler ve renkler tartışılmaz.
vay arkadaş kim demiş bu lafı. bulun getirin bana alnından öpeceğim.

breaking bad'de güzel kadın yok hatta kadın yok, sadece bir yanılsama

Kanka 10 yılllık kocası Karl Geary ile araları kötü ise neden olmasın? Çocuk kimde kalacak onu da kararlaştırın ama kandırıp üzme kadıncaazı.

@istanbul beyefendisi

ya madem önceden evlenmis, demekki bakire degil. annemlere bunu söyleyemem, ha bi de cocugu varsa bence bu evlilik isi olmaz.

insallah porno filmlerde falan oynar da ben de niyetime baska sekilde ulasirim.

aramizda kalsin cok merak ediyorum amini götünü memelerini.

bu değil de jesse nin bir ara bi sevgilisi vardı o kız çok güzeldi *.*

(bkz: jane margolis)

yalan.

eger bu tarz haberler uzakdogu degil de yakin avrupa veya ulkemizde ciksaydi kismen inanabilirdim. ama taa cin'den. ve kamera teyit etmek istesen yada yalanlasan yapamazsin. ustelik uretim cilginligi ile bilinen cin'de kullanilan bir kameranin ayarlarinin ingilizce ve latin harflerle olmasi inandirici degil. ki piyasada onlarca video editing programi var rahatlikla yapabilirsin boyle birseyi.

puslu kıtalar atlasında bi karakter vardı sürekli yıldırım düştüğü için uğursuz sayılıyordu kimse yanına yaklaşmıyordu o geldi aklıma

değişiyor.
misal yan taraftaki yağları yakman için dambıllar elinde dimdik durup sola sağa eğiliyorsun. belin inceliyor. öteki her türlü koşu.
koşacaksın.
yağ dediğin sonuçta yakılmak üzere vücutta depolanan zımbırtı.
karbon bitecek yağ gidecek.

kardiyo yapacaksın anlaşılan ağırlıklı olarak, bu durumda muhteşem üçlü olarak karşımıza koşu bandı, bisiklet ve yüzme çıkar. mesela spor klüplerinde spinning gibi grup dersleri de yağ yakımını hızlandıracaktır. her yerde bahsedilen kardiyo ağırlıklı çalışmanın kas kaybına sebebiyet vermemesi için de -kas inşası istemesen bile- haftada iki üç hafif ağırlıklarla çalıştırmanı gerektirecektir. zaten yağ yakımı için kardiyo dışında bu tür egzersizlerin de faydası büyüktür, ha ayrıca akşama kadar hareketsizim, boğazımı da tutamıyorum günde ort. 2500 kalori alan birisiyim diyorsan, öyle akşam 1 saat geçiştirmeyle istediğin sonucu alabileceğini sanmıyorum, ya akşam çıkışta benim gibi paşa paşa en az 2 saatini kardiyo + ağırlık a ayıracaksın ya da günlük kalori alımını 2000 lerde tutup sadece 1 saat kardiyo ile kas yıkımını da göze alarak yavaş yavaş yağ yakacaksın...

aynen.
önemliyim, ulaşılmaz bir adamımı oynuyorlar.
pekala da akıllılar.
zaten o yere de boşa gelmiyorlar.
ama adamlar yoğun orası ayrı.
kendine ayıracak vakti heba etmiyor.

herhalde çok meşguller. çünkü hem nüfuz sahibi hem de zenginler. şimdi bu adamların telefonu hiç susmaz çünkü bürokrat, yönetici, memur işçi bir dünya arkadaşları dostları falan olur, o yemeğe çağırır, diğeri bowlinge çağırır, bir başkası tenise çağırır vs, her gün kırk tane yemek teklifi alır, yani ben o konumda olsam muhtemelen karıma çocuğuma bile vakit ayıramazdım. kaldı ki iş ile alakalı arayanları hiç saymıyorum bile.

Çok fazla meşgul olmazlar. fazladan birkaç saat geçirirler en fazla ofiste. O da ekstrem bir durum değilse. örneğin bir toplantı veya herhangi başka birşeyleri yksa. üst düzey media çalışanları inanılmaz meşgul olur ve sürekli antidepresan vs takviye alırlar mesela. papa da çok meşgul olur bu yüzden zaten yaşlı olan papalar fazla yaşayamadan göçerler. mesela diyanet de çok meşguldur fakat ibadetle değil. anladın sen. yani üst düzey insan, düzeyine karakterine göre meşguldur. özel danışman vs tutup işlerinin bir kısmını yaptıranları da vardır. annadın?

mesguller ama 1 saat bos zamanlari varsa onu da sirkette gecirmek istemiyorlar genelde. klasik cumleleri ise tabi ki toplantim var.

bütün mevki sahibi insanların yalan dolancı ve şerefsiz olduğu fikrinden kurtulun.
bazen günde 6 saat toplantıdan çıkamayan ablamla görüşebilmek adına (telefon görüşmesi) ertesi gün için asistanından randevu alıyorum.

(bkz: ben altı yaşımdan beri metal dinliyorum lan)

yok valla ya ama olmasını isterdim, ben hep bir şeylerden en son haberdar oluyorum. sonra adımız özentiye çıkıyor.

Barcelonada oynamış bir futbolcuyu keşfetmen süpermiş. Ben de geçen sene zlatan ibrahimoviçi keşfettim.

ne yapalım yani ilgi mi duymayalım amk.
ne istiyorsun tam olarak?
20 yaşındaki ergen halinde bize ayar mı veriyorsun.

@QwertyKlavye
hırrım sana ilgi duyma diyen oldu mu? örneğin var mı diye sorduk sadece.

edit: lan bazı insanlar evde otura otura her şeye ters gitmeyi görev edinmişler kendilerine.

@drip nick i zaten kullanilmakta
mesele sevgi duymak dostum. yoksa bizde biliyorduk zaten yıldız olduğunu.

o dediğin oluyor bazen. mesela pilli bebek konusunda ben de senin gibiyim, sorardım kimse bilmezdi, dinletirdim sevmezlerdi, siyah beyaz mesela. sonra dediğin gibi meşhur olunca insanlar sevmeye başladı, şimdi pilli bebek deyince herkes behzat ç den duydum sanıyor, kaldı ki o dizi de meşhur olduğunu da yeni öğrendim.

birkaç ürün fikrim vardı, bir taraflarımı yırtmıştım bir yerlere ulaşmak için. öyle gitti gidiyor yani. ben buldum, onlar yaptı. belki de benden önce bulmuşlardır bilmiyorum.

tam aynı şey olmayabilir, bilemedim.

konu neydi hatırlamıyorum ama mercedes benim 12 yaşında aklıma gelen bir şeyi geçen senelerde yeni koymuş araçlarına.. neydi lan hatırlamayadım vala

@zgrydn'nın dediği de benim aklıma gelmişti :(
gs'den sonra ikinci takımım ibb idi ve iddaa'da hep kazandırmıştı sağolsun. hala severim kendilerini. oturup izlerdim de

şu inci'deki boz baykuşların taraftarı olmayan ibb gibi bir takımı destekleme olayı valla önce benim aklıma gelmişti :(

rüya

soyunma odası.

kayalık

otel/motel
uçak tuvaleti
çadır
deniz
göl
orman
küvet
bilardo masası
sahil
yağmurda
asansör
sauna
hamak

yaratıcı olun işte...

saunada denemeyin. hık diye gidersiniz.
boş sınıf/koridor/kapalı basketbol sahası.

ay nasıl uygun mu?filmi var hatta...

büyükbaş hayvan pazarı.

dağ taş tepe bize her yer tabzon

helikopter pisti

bankamatik

iett otobüsü ya da minibüs te olur.

Cami tuvaleti,
İs hani tuvaleti.

bi kafenin wc.sinde yapmıştık biz bi kere. kadıkoyde bi yerdi. baya da iyidi ::)

tuvalet, araba, kayalıklar, gece ise apartman içinde tenha bir nokta, bölgede varsa yeşillik bir alan.

hepsi denendi, %100 çalışıyor.

plaj güzeldir

hot tub :)

'Yalnızız' ı okumayın öyleyse..

ama bence okuyun..

kesinlikle en iyi kitabi yalniziz ama o daha feci depresyona sokuyor. sonuna dogru "sikerim" demeye baslamistim.

attila var tarihi romani. farkli kitaplarindan birisi bildigim kadariyla. okumadim henuz.
bir de cingoz recai'si var.

he o zaman hiç okumayayım.
roman okurken insan mı üzülür lan.

aga peyami safa çok büyük bir yazar eyvallah da niye şaşırdın bu kadar? dünya edebiyatında iyi kötü yer edinmiş her yazar okuyucusuna "ananı avradını" dedirtir. ya ne olacağıdı?

dokuzuncu hariciye koğuşunu oku, anlarsın

Fatih Harbiye var, onu da oku bence. ben bununla 9. Hariciye Koğuşu'nu okumuştum, Hariciye'yi unuttum ama Fatih Harbiye aklımdan çıkmadı mesela. 100 sf var yok ince kitap. 1920 lerin Beyoğlu'sunu anlatıyor neriman üzerinden, iki dünya arasında... BATI & DOĞU

Matmazel Noraliya'nın koltuğu da tavsiye edilmez. Uzak durunuz!

(bkz: practice makes perfect)

sıkılmadan tekrarlıycan, çoğu insan dizinde bağlar ama ben boynumda bağlarken daha kolay ve pratik bağlıyorum. Daha üstelik windsor double wiindsor diye bir sürü çeşitleri var bu işin.

Pratik yap müdürüm. El alışkanlığıyla ilgili bi' şey. Ben bi yandan ayakkabı giyerken bi' yandan bağlabilme statüsüne yükseldim. Yakında dişlerimi fırçalarken bağlamayı deneyeceğim. :D

(bkz: yapma volkan)

www.valparks.com.au

ben half windsor u seviyorum şekil olarak ama en kolayı four in hand.

www.youtube.com

mHa denir.
ben alacaktım galaxy ace için.
tırstım hacı.
patlar matlar amk şeyi yüzümüzde sonra.
nereden alacağım bilemedim şimdi.

4 TL Türkiye.

Sürdürmekte olduğun hayat standardı 2 liralıksa Avrupa, daha yüksekse Türkiye.

2 lira dediğin para bana optimum bi yaşam sağlıyorsa, 2 liraya avrupa derim.
2 lira dediğin para cücük kadarsa, 4 liraya türkiye derim.

4 lira türkiye
tatiller avrupada.

"Bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş" sözündeki bülbül benim.

Elbette Avrupa. İnsana insan muamelesi yapılıyor mu, ona bakarım. Hayvandan farksızız ne yazık ki. Konu aslında çok uzun ama işte sükunetle yazınca bu kadar oluyor.

evropa

2 TL avrupa

ötv, benzin, bok püsür derken zaten yaşam standardı 4 tl'ye burada çok daha düşük oluyor. avrupa diyorum ben de.

tabiiki avrupa cunku burada bir araba zaten avrupanin 2 katina denk geliyor keza ev almak tatil yapmak vs. hayat burada pahali

4 lira türkiye. aynı paraya %50 daha az çalışacaksın bi kere. tabii diğer tüm iş koşulları eşitse.

yaş 20-28 arasıysa belki yurtdışı iş tecrübesi kazanmak adına 2-3 yıllığına avrupa.

2 tl avrupa.

Türkiye. iki ya da dört.

avrupa'nin cogu yerinde 2 liraya zaten turkiye'de 4-5 liraya zor yakalayacagin bir standartta yasarsin... ickin, eglencen, tatilin, sosyal guvenligin v.s.

10 lira türkiye. Tr'de yaşamak istemeyişimin en büyük sebebi insanların alım gücünün düşük olması zaten.

neresi huzurluysa. alaska bile olur. olursa.

o kadar da komik değil bence. biz 2 sene önce yapmıştık öyle bir tur. yat demiyelim de, yatcık diyelim :) 6-7 kişiydik. kişi başı 50-60tl gibi bişey vermiştik. kaptanı da vardı tabiki. sandal mı bu, ehliyet lazım. romantizm size kalmış. biz evden kek, börek falan getirip eğlenmiştik. sen de bi şişe şarap açarsın, bide müzik, al sana romantizm.

tabi tek sen ödeyince romantizm kalır mı bilemem :D

çooooooooook geniş bir aralık var hocam. Şimdi gulet de var, sandal da. şık diyorsun, hesaplı diyorsun da. Ne kadar şık, bütçen ne kadar?

mümkün oldugunca şık...300 400ü de geçmese iyi olr

yakisikli bir motoryat gorur isini bir kac saate 500 un gider.giderken guzel bir sarap alirsin islem tamamdir.

400 liraya her türlü kiralarsın birkaç saat.

(bkz: seboreik dermatit) 15 sayfa entri var, bir göz atın. burada da vardır bir o kadar.

doktor ve ilaç ikilisiyle

hocu.
egzama denilen tarrak beter bir şeydir.
bir kere bulaştıysa artık periyodik olarak çıkar.
kendine bakman lazım çıkmaması için.
deli gibi kaşınıyor ve derin çabuk yırtılıyorsa egzamadır.
pammuuğlu giyecen.

elbette yaşarlar lakin birbirleriyle uyum sağlamaları büyük zaman alır. hepsi 2 aylık olsa dahi çok zor bir iş.

www.youtube.com

oğlum siz kediyle kafayı yemişsiniz lan. harbi harbi endişeleniyorum sizin adınıza.

yaşamaz. ahırdan beter kokar. kediler birbirini siker o evde. aylık mama-bakım masrafını karşılayabilmek için sabancının işi gücü bırakmış, kendini kedilere adamış evladı olmak gerekir.

yok olm.
sordum sadece.
benim bir tane kedim var.
bir kediye fazla ilgi gösteren kişiye tepki gösteriyorsan eğer sana tepkinin kralını gösteririm:)
sordum sadece.

yaşar yaşamasına ama çok sağlıklı değil bence. en ufak viral bi rahatsızlıkta hepsi hastalanabilir. hepsinin aşılarının ve parazit tedavilerinin yapılmış olması gerekir.

Pirincin içine sok.

1-2 gün dursun içinde

bu pirinç olayıda wd-40 gibi her boka yarıyor arkadaş.

kuruyacak işte.
sonra geçer.
sokma yahu pirinci mındar etme.
yok mu şu ısıtıcı koy önüne işte.
ya da güneş en iyisi.

@QwertyKlavye

Güneş veya ısıtıcı deriye zarar verir.

yahu kurudu sonradan. 1 hafta önce döküldü su. şimdi kuru. ama koku gitmiyor.

pirinç çözer

kokuya pirincin bir faydası olmaz. alkollü bir malzeme ile silin ve kısa bir süre (yarım saat?) güneşte kurutun.

(bkz: korkuyorum eşkıya)

(bkz: kırk yıllık tinerciyim böyle kafa görmedim)

Yaptığınız işe göre değişir.

Erotic shopta çalışıyorsan normal, bir bankada çalışıyorsan garip.

değişik bir mizah anlayışı varmış, denilebilir, belki.

Seks yoksa aranızda sorun yok.

ahah:D
iyiymiş.
iş mi atıyor acaba sana.
götü duvara daya derim:)

bi arkadaşın patronu da "selam dasti" diyerek giriyordu ofise.

karsilik olarak "selam panpilipinpon" dersen bi fikir edinebilirsin belki.

selam bile vermeden, burnu ve gotu havada ego manyagi patronlarimi dusununce, bulmussun da bunuyorsun diyebilirim...

samimiyet guzel seydir, kotu bir espri zekasi da olsa hayatina espri anlayisini yansitmis patron, ego manyagi orospu cocugu patrona gore iyidir.

yiğit özgür, sen misin panpa? =/

hangi belgesel, iddia sahibi kim, hangi bağlamda iddia ediyordu?

yok.
alakası yok.
tarihe iyi bak.
bilmem teeeeeeeeeee ne zamandan beri olan evlere bak.
tavan en fazla 2 metre.
demek ki yok.
yani olsa tarihi yapılardan anlardık.
çanağından çömleğinden anlardık.

(bkz: ancient aliens)

yav şimdi hatırlamıyorum ama fotoğraflar, belgeler falan da söylediler. çok gerçekçi gelince şaşırdım.

iddia sahipleri arasında arkeologlar ve antropologlar vardı sanırım.

belgeselde kafatasları da gösterdiler. cidden çok büyüklerdi. bilhassa çene bölgesi.

insansılar olabilir belki ama insan olduğunu duymadım hiç. insansılar da 123123123123 yıl önce yaşamıştır.

hatta tarihte ortalama boy daha kısaydı. günümüzde insanlar daha uzun. bunun sebebi ise daha iyi beslenme ve daha çok besin değeri alma ve sağlık sistemlerinin daha gelişmiş olması. bunlar da insanların daha çok büyümesine olanak veriyor. 140 senedir insanların boy ortalaması yavaş yavaş artmış. Amerika gibi önceden gelişmiş ülkelerin tarihte boy ortalaması daha fazlaydı mesela.

Irklarin genetik bir boy sablonu var ama genel olarak hicbir insan o kadar uzun olmamistir. Zaten boy 2 metreyi gectiginde ciddi dolasim bozukluklari ortaya cikiyor, yani insan vucudu buna hazir degil.

Basketbolcu halil ibrahim vardi hatirlarsan, bu nedenle vefat etmisti.

amcamdı.

mazlumu savunma refleksi işte.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak. Ne güzel bir cümle lan bu. :)

olm o korku o deliye idam gibi gelir günlerce.

bir de millet olayın aslını bilmeden yorum yapıyor. ben de ilk videoyu izlediğimde gülüp eğlenmiştim. sonradan yazılanları okuyunca gördüm kü çocukcağız o kemerli şovu yapmadan önce videodaki çöpçüden küfür kafirle birlikte durduk yere dayak yemiş zaten. o yaştaki çocuk gurur yapmış. arkadaşlarının gazına gelip intikam duygusuyla bir daha adamın yanına gitmiş. sonra da o mazlum denilen herifçioğlu gidip ufacık çocuğun kafasını gözünü yarmış, bilmem kaç dikiş atmışlar. (fotoğraflarda gözükmekteydi zaten) yani çocuğun durduk yere adama sataşması söz konusu değil. eyyorlamam bu kadar.

mad men

mad men en sevdigim dizilerdendir, sopranos da izlemeyi en cok istedigim, ilk firsatta izleyecegim.

ikisine de 9ar puan.

Mad Men kesinlikle.

tek ortak noktaları ağır olmaları, pek alakaları yok.

ama ben mad menciyim.

mad men.

Eh ben de Mad Men.

tek ortak noktaları yapımcılarının aynı olması

10 oldu mu saymadım. mad men dayı.

mad men.

sopranos.

ama mad man'i izlemedim henüz.

liseli isen mad men
yoksa sopranos tabii ki

liseliysen ikisini de kaldıramazsın.

sopranos karşılaştırma götürmez hiç. çok ayrı o.

sopranos'tan sonra mad men , zaten ikisinden birini bitirdin mi yoksunluk sendromuna giriceksin . birine başla mecburen diğerini de izliceksin . konu olarak hiç alakaları yok ama anti kahramanlarının bunalımları ortak bak . ikisini de izle mutlaka

Niye ciddiye alıyorsun ki.

ciddiye almıyoruz da arkadaş yorum okuyacağız küfür edenlerin yoğun entryleri yüzünden adam gibi yazanları okuyamıyoruz ki.

ülke olarak adam gibi bir puan alamazsak seneye veya ondan sonraki sene şampiyonumuzun doğrudan şampiyonlar ligine katılamayacağını bilmeyenler yapar, normaldir.

milliyetçilik. sonuçta gs orada türkiyeyi temsil ediyor. bir ispanya değiliz ki her sene 6 takımımız katılsın 5i grupları geçsin finallere kalsın vs. anlatabildim mi? ben de katılıyorum o arkadaşlara.

ne oluyor peki?
küfür edince puan mı veriyorlar?

Her türlü manchesterı tutuyorum bu macta ve keyifle izliyorum macı. Benim diyen türkten de daha tüküm. İtirazı olan?

itirazım var. neden manu'yu destekliyorsunuz?

sen niye galatasarayı destekliyorsun?

ülkemin takımı, bayrağımı taşıyor, mazisi biziz, atisi biziz.

bi takimi desteklemek kavramini tartismak lazim birazda.

insanlar iclerindeki boslugu bi yere ait olmak, gs, fb, manu, apple fanboyluk etc ile dolduruyolar.

mesela 10 numara formasi alinca 10 numara oldugunu, apple alinca üst düzey insan oldugunu, magazalardaki pantolon, gömlegi alinca mankenler gibi oldugunu zannediyo.

olay bu aslinda.

milli maçlarda gs, fb , bjk , ts , bursa vs forması giyip maça gelen bir ülke biziz bu arada. ne italya da , ne ispanya da , ne almanya da ne de fransa da böyle bir şey var.

kadıköy-rex'in orda ara sokak var (bi hastaneye gitmek içindi adını unuttum,boğa yönünde) işte o sokağın en sonunda bi kitapçı var. satranç oynayabilirsiniz orda,kahvenizi yudumlayabilirsiniz

satranç takımı 5 lira.

Bakirkoy`de Yesilkoy minibuslerinin 100M ilerisinde Atakoy Bric Klubu var. Emekli amcalar sorun olmaz derseniz satranc oynamak icin uygun bir mekan.

Kitap kafelerde falan oluyor genelde.

istiklal, nazım hikmet...

yeni nesil telefonların wifi alıcıları da çok iyi. ben evde bilgisayarla aynı hızı görüyorum telefondan dosya-ugulama indirirken.

yer di mi :S

Telefonun kapasitesi ile alakalı. Şurada sıralaması var;

tasel.wordpress.com

Edge'ten başlıyor, LTE'ye kadar gidiyor. Tabi bir de servis sağlayacının altyapısı önemli.

diyor ki canım sıkıldı, dalgamı geçeyim. karşına alıp verecen küsküyü böylesine.

madem ciddi dusunmuyorsan basvur hocam. dalgani gec. en salas halinle, somurturak git. 4 milyar maas iste, ise taksiyle gelirim ucret size aittir falan de.

yani diyor ki,
kalifiye eleman değilseniz bize gelin.

işsiz olmaktansa en azından çalışıp para kazanmak için değerlendirilebilecek bir iş.
işe ihtiyacı olan on binlerce insan var. herkes üniversite mezunu değil, herkes iyi donanımlara sahip değil, dolayısı ile şartları ağır olsa da bu işe ihtiyacı olan insan da var ama.
acımasız olsalar bile...

ya abi iyi diyosun cidden ama piyasa böyle, ben isverene sövüyorumda, piyasaya sövmek lazim.

isveren olsam diyorum , neden daha az vermek varken daha fazla veriyim, diyelim sen almadin bu isi, ama bu isten memnun olcak adam cok var piyasada hatta iyi is abi diye atliicak tip de cok.

müracaat sayısını kısmak için yazıyorlar onları. ha, bu işe bile bir yığın müracaat olur.

Bi' de (edit butonu diye bir şey yok şu an sevgili moderatör, cevabımı silme külahları değişiriz) oturmuş şimdi Kazakistan İş Kanunu'nu okuyorum, Kazakistan'daki personel sözleşmelerini yenileyebilmek için. Bayağı bildiğiniz kıçıkırık Kazakistan. İş hükümlerine baksanız aklınızı oynatırsınız. Türkiye'den fersah fersah ileride.

Haftada 40 saat mesai, cumartesi pazar tatil, 1 yıl ücretli doğum izni, 3 yıl işten çıkarılamama garantisi, en az bir ay ücretli izin... Ulan daha neler neler. Çatır çatır iş garantisi mi diyeyim, işçinin kendini geliştirmek için her türlü eğitimi alabilmesi ve masrafını işverenin ödemesi mi diyeyim, işverenin maaş ödemeyi bir gün bile geciktirse faiz ödemek zorunda oluşunu mu (bizde 20 gün geciktir hiçbir şey olmuyor) anlatayım, ne diyeyim? (Saydıklarım saymadıklarımın yanında devede kulak, saymaktan usandım sadece)

Her şey de piyasa değil. Bu işverenleri böyle arsızlaştıran yasalar biraz da. Fransız iş kanunu olsa ''adamlar medeni be abi'' diyeceğim de, Kazakistan'ın yanında utanç verici durumdayız. O konuda ne desem bilmiyorum.

KAzakistan dev gibi bir coğrafyası olan ama nispeten nüfusu düşük olan bir ülke.

Yönetimi meşruti diktatörlük, ve bol bol doğal kaynaklar var.

Baştaki adam düşmemek için halkı ekonomik olarak memnun ediyor, yerden beleşe çıkan doğalgazı yüksek fiyata satıyor aradaki parayıda halka dağıtıyor.

yarın bir gün doğal kaynakları sıfırla o zaman orasıda buradan betere döner.

Tabii türkiyedeki piyasanın b.kluğu vb durumları var, resmen köle arıyorlar, hatta köleden daha mantıklı yeni sistem beğenmediğin adama yol veriyorsun falan.

Türkiye'de şerefsiz mi yok.

Ssk parası yatırmamak için fellik fellik emekli arayanlara ne demeli?
topunun ırzına geçeceksin arkadaş. öyle sinir oluyorum.

zamanında bir call center firmasında ik da çalıştım. 800 tl maaş sabah 8 aksam 8 mesai ve 30 dk öğle tatili. Yüzlerce üniversite mezunu ve en az 2 dil yabancı dil bilen adamlar başvuruda bulunuyordu:/

kazakistan örnek verilmis ne güzel ama sorun su cidden uygulaniyo mu yasalar.

türkiyede bile ne yasalar var ama uygulamasi sorun...

bunun yaninda gecende newsweek ti yanlis hatirlamiyosan, abd de an itibari ile 100 bin, yüz bin tane kolej mezunu hademe varmis.ki hayvani borclara girip üniversite okuyor ordakiler...

thinkprogress.org

kesinlikle isverenler öyle iyi ,böyle iyi demiyorum ama serbest piyasayi istiyoruz asagi yukari hepimiz, sirketimiz olsa ya da vasifsiz olsa bu adam bunu hakediyo diyoruzda ondan farkimiz ne ki?

is ilanlari boktan bu bi gercek, hayatta adil degil iste...

agzima tekme at diyo

bi arkadas is gorusmesinden geldi, konusuyoruz. ne ariyolarmis falan dedim.

"yarrak ariyolarmis" dedi. bu ilan da o hesap iste.

pazarda tezgah ac ondan iyi zengin olamayan pazarci gormedim olmadi isporta yap

(bkz: borsa)

(bkz: iddaa)

@saiko : Bana göre, bilmeyen insan için gerçekten ıslak kum dolu havuz gibi borsa.. Ayrıca tam zamanlı çalışan biri nasıl takip edecek sürekli olarak?
@doktor sagbirakmayan : Bunu da bir nevi "bilmeyen insan" açısından değerlendirebilirim ama, işi kumara, spora bırakmak mantıklı gelmiyor.

iddaa diyenler için bir hikaye anlatacağım.
bir iş yaptım ve 300 lira aldım.
oh mis gibi geldi lan para dedik.
sonra baktım 2-3 gün sonra barça-real maçı verdim.
ulan dedim bırak real kendi evinde yenmeyi berabere bile kalamıyor golü bile zor atıyor. ayrıca barça yenmek zorunda. zaten adamın oynadığı top belli.
her türlü koyar boru mu lan şampiyonluk maçı dedik.
gittik 300 lirayı barçaya bastık.
neden ? götü boklu 100 lira para için.
ne oldu? real kazandı.
peki ben hangi takımı tutuyorum avrupa'da ? fanatik real madrid.
nefret ettiğim takım? barcelona idi.
ne oldu? göte giren şemsiye açılmadı.

Ya babadan gelen bir şeyler olacak yada çalacaksın aga başka yolu yok.

Not: uç noktalardaki örneklerle gelmeyin.

borsa oynamadım ama oynayanlardan duyuyorum, bu tür küçük paralar için bazı risksiz hisseler var takip etmek gerekmeyen, parana göre bir miktar alıp, 5-8 yıl unutup, sonra tekrar sattığında kar ettiğin. zaten takip gerektirenlerin kar payıda riskide ona göre büyük oluyor. oynayan birinden yardım alırsan o küçük paraları iyi bir şekilde değerlendirebilirsin bence.

ben de hemen hemen seninle aynı durumdayım. 100 lira koyabilirsem bir kenara şanslı hissediyorum kendimi. bu aralar babaanne usulü altın almayı düşünüyorum. çeyrek, yarım, o ay ne alabilirsem alıp bir köşeye atıcam, yükselince satıcam. altını takip etmek daha kolay.

bir işte düzgün para ve sürekli kazanabilmek için o işte uzmanlaşmak gerektiğine inanıyorum.
kolay para cidden zor, fırsatlar mutlaka vardır ama şu an piyasada köşeler tutulmuş gibi.

freelance iş yapıyorum diyorsunuz, kendinize yatırım yapmayı denediniz mi?

grafik ya da web tasarımı yapıyorsanız, belki bir konuda eğitime ihtiyacınız vardır, belki daha iyi bir bilgisayara, belki bir ücretli programa, belki daha iyi reklama?

insanoğlunun ortak sorunu da bu işte, kolay yoldan, oturduğu yerden para kazanma hırsı. eline geçen parayı düşünecek olursak, bahismiş, borsaymış bunları bir geçelim. altın..vs yatırımları zaten çok uzun vadeli, onu da geçelim. sli'nin yazdıklarına aynen katılıyorum. neden bu kadar az para kazanıyorsun, ona bir bakmak gerek. iş olarak ne yapıyorsun bilemiyorum, fakat para biriktirip, yaptığın işte nasıl daha fazla yükselebilirsin, hangi yollara başvurabilirsin düşünmek gerekiyor. fazla sağa sola sapmadan, kendi bildiğin işin üzerine neler ekleyebilirsin, bunun yolunu bulmalısın. en basitinden, kendini gösterebilecek, reklamını yapabilecek bir site yapımı için para ayırabilirsin mesela. ya da yaptığın işin içeriği açısından ekipman zorluğu çekiyorsan, ekipman alımına ayırabilirsin. kendi şahıs şirketini kurabilirsin, bunun için bir para ayırabilirsin. şirket olduktan sonra ise, mesela grupanya gibi fırsat sitelerine başvurup, yaptığın işle ilgili olarak ilan verdirtme şansın olabilir, dolayısıyla reklamın olur, iş gelir...vs. ancak bu tip şeyleri kovalayarak, adam gibi para kazanabilirsin.

Elinde hazır para varsa öncelikle arsa vs. şeylere rahatça yatırım yapabilirsin. Farklı lokasyonlarda alıcağın 3-5 arsadan sadece 1'i tutsa ve değerlense, oraya evler yapılmaya başlansa ordan gelicek para diğer 4 arsanın giden parasını çıkartır üzerine sana rahat 1-2 daire parası kar getirir. Benzer şekilde tanıdığın 3-5 emlakçı varsa darda birini gördüklerinde hemen sana gelirler. Batmak üzere olduğu için 300-350k değerinde villasını 250k'ya satan adam biliyorum. Benim 250k param olsa alır 1-2 ayda 300k'ya rahatça satardım. 1-2 ayda sırf param olduğu için 50k para kazanırdım.

Bunların özeti para sağladığı işlem hacminden dolayı para kazandırır. Karşına fırsat çıktığı zaman adım atabilme güveni verir insana.

bizim gibi babadan milyonlar kalmayanlar icin tek secenek var ya cok buyuk hirsizlik edeceksin ki onu edersen devletten habersiz edemezsin hapise koyarlar geriye kaliyor bir icad yapmak bir facebook veya twitter gibi bir sey patlatmak bunun icin de yine uzmanlik gerek.

onu da zaten burda yapsan akillinin biri mahkemeye verir sacma sapan bir sebepten kapatir atarlar iflas edersin kisacasi ilk yapacagin is bu ulkeden kurtulmak olmali.

yavuz sultan selim.
4.murat

descartes. o kadar savunurum şu adamı, ama hala okunuşunu bilmiyorum. dekart mı ?

ilham iren.

Şah İsmail

sahabeler

kimisi 16.30 kimisi 17.30 olması lazım.

garanti bankası için bilen var mı?

her şube değişiyor. avm şubeleri avm kapanınca kapanıyor.
internet sitesinde (garanti com tr şubeler kısmında var)

işini garantiye al 16.30 a kadar git derim

kiyas.la

galaxy w'de hemen hemen her işini görür tercih meselesi yani. benim açımdan önemli farklar şunlar; 32 gb dahili hafıza, çift çekirdekli cortex a9 işlemci, 1 gb ram, gorilla glass cam ve süper amoled ekran

www.gsmarena.com

en onemli fark bence ram. sonra icsel hafiza ve son olarak kamera geliyor. islemci yonunden muthis farklar gormek icin oyun oynuyor olmak sart. yani normal sartlarda 1.4 ghz'lik w'nin islemcisi de fazlasiyla yeterli gelecektir.

s ii'nin fiyati bana kalirsa fazlasiyla yuksek.

biraz beklerim dersen hepsiburada atrix'i yeniden satisa koyacakmis. bence o fiyata alinabilecek en iyi telefon hala atrix.

www.gsmarena.com

w alma s2 al.
aradaki fark çok.
s2 sana s3 konforu verir.
w ise ace konforu.

peki diyelim ki galaxy w aldım. 6 ay sonra üst modelini almak için gayet temiz kullanılmış olarak satmak istesem, 700 liraya aldığım bu telefon kaç para eder, kaç paraya satılır?

Bir kere ekran kaliteleri arasında ciddi fark var. Cihaz neredeyse ekran zaten o yüzden sadece bu fark bile yeterli aslında. Ancaak, burada bitmiyor farklar. Ram farkı kritik, aynı anda açık tutabileceğin uygulama sayısı arasında uçurum olacak, galaxy w ile sürekli bir şeyleri kapatmak durumunda kalırken S2 ile rahat rahat takılabileceksin. S2'de çok kaliteli bir kamera varken W vasat, çok bir işe yaramaz bilgisayara aktarmayı düşünüyorsan fotoları. Daha da yazılır yanı S2 halen güncelleme alacak, şimdi Jelly Bean geliyor misal. Ne kadar fark yarattıığına youtube'dan ya da ekşide yazılanları okuyarak falan bakabilirsin, detaya girmeyelim.

S3'1le S2 arasında hayati farklar yok. S2 S3'ün yaptığı her işi belki bir %10 performans düşüklüğüyle yapıyor, ufak tefek farklar var. S2 ile W arasındaysa uçurum var.

500-
piyasaya gore degisir rakam. 6 ay sonra birden bire galaxy s'lerin fiyatlari falan dusecek olursa veya dolarda bir seyler olursa daha da dusuge gider. 300'e kadar yolu var. tum elektronik urunler giib bu iste. biraz sans. lakin 500'den fazla etmeyecegine emin olabilirsin.

bir insanın düşünce yapısı sizinkiyle uyuşmuyor diye herhangi bir tabir altında kendisini nitelendirmek ne kadar mantıklıdır?

eğer aile ve çevreden yana sıkıntı olacaksa o karara saygı duyulmalı. ha eğer onlar problem teşkil etmiyorsa kezban. hem de ağırından.

18 yaşın üstü bir birey olarak fiziksel ihtiyaçlarınız olduğunu, bunu kendisiyle yaşamak istediğinizi, kendisinin bu kararına saygı duyduğunuzu fakat ilişkinizin yürüyemeyeceğinizi söylerdiniz/söylerdim.

doğrusu budur

kezban diyemem ilk ilişkisini kocasıya yaşamak istiyormuş buna saygı duymak gerekir sen ondan önce başka ilişkiler yaşamış olabilirsin sırf o yüzden bile seninle evlenmek istemeyebilir.

Erkek içinde bayan içinde geçerli karşı tarafın bekaretini istemek. Saygı duymak gerekir asla Kezban olarak nitelendirmem.

Ha ama diğer davranışları saçma sapansa örneğin birgün böyle ertesigün farkı konuşuyorsa sana saçma tavırlar sergiliyorsa sürekli başının etini lüzümsuz konularla yiyorsa kezban derim.

aga kızdan ayrıl sonra msn di feys ti artık ne varsa bana yolla.

insanlar düşünceleri kabul görsün,kendilerine saygı gösterilsin isterler ama iş başkasına gelince saygı duymak bir kenara hakaret ederler.nasıl bir mantık yapınız var aklım almıyor.insanları sizin gibi düşünmeye zorlayamazsınız "doğrusu budur!" diye.

hah, "her sevgilimle ilk geceden yatmak istiyorum, emmeli gömmeli istiyorum" deseydi de kaşar olacaktı. Bu ülkede kadın olmak kadar zor bişey yok ya la. Kezbanmış. Vermeyince kezban, verince kaşar.

onun ilk ilişkisini illa ki evleneceği kişiyle yaşamak istemesi ile senin öncesinde ilişkiye girmek istemen arasında bir fark yok. tercihleriniz ve kendi doğrularınız farklı. ilişkinizi arkadaşlık boyutuna çekip devam etmek en güzeli olur bence..

kezban denemez.
seviciysen devam ettirirsin. skiciysen bahaneni bul ayrıl ama bekareti katma bahanene. karşı taraf bu sefer savunduğu, koruduğu şeyin kendisine kezbanlık taslattığı bilincine girebilir; üzülür. üzmeyin la.

kezban diyenin yedi sülalesine küfür ederim.
kezban diyenin anası bacısı da evlenmeden önce onlarca kişi ile beraber oldu falan herhalde diye düşünürüm.
ama şey derim..
"seviyorsan kaçırma"

Trafik kazası sebebiyle vefat etmişti ama hata kimdeydi, alkollü müydü hatırlayamadım.

www.takvim.com.tr

evet.
içmiş içmiş içmiş yola çıkmış.

Puslu kıtalar atlasında da bu tarz bir dili mi var?
ya da diğer kitaplarında?

diğer kitapları da böyledir Anar'ın evet. PKA, Efrasiyabın hikayeleri falan şeklinde devam edebilirsiniz.

ama üslubun özel bir adı yok, zaten bildiğim kadarıyla benzeri de yok, türk yazarlar arasında yeri çok ayrı, ben de sizin gibi biterse naparım diyorum kitapları için, baştan okurum artık ne yapayım :D

puslu kıtalar atlasını okumaya çalıştım ve 50. sayfaya gelene kadar epey yoruldum. ancak zaman-mekan-kafa müsait olunca okunabilecek kitapları var bence. otobüste, toplu taşımada konsantre olup anlamak zor diye düşünüyorum.

Yazar ve üslubu tamamiyle nevi şahsına münasır. Zaten bu sebeple insanları ve beni etkiliyor.

Size önerim kitaplarını yazıldığı sırayla okumanızdır. Kronolojik sırayla okursanız kullanılan dildeki ufak üslup değişikliklerini farkedebilirsiniz. Son kitapları Amat ve Suskunlar en beğendiklerim oldular benim.

Kesinlikle kronolojik bir sırayla okuyunuz. Bu üslubu nasıl kazandığını sırasıyla okursanız gözlemler ve çok keyif alırsınız.

Tüm kitapları okudum, en beğendiğim kitap Suskunlar oldu benim. Yedinci Gün'ü daha sindiremedim sanırsam, sindirdiğimde en beğendiğime terfi edecektir.

Çok yakın bir arkadaşımla konuşuyorum İOA hakkında. Ben 2010 yılında başladım İOA okumaya, o 2004 yılında başlamış. Ben çok yakın zamanda okuduğumdan tüm seriyi daha iyi gözlemleyebildiğimi düşünüyorum üslubun gelişmesini. Arkadaşım ise, amat, suskunlar ve yedinci gün'ü yazılır yazılmaz okuduğundan, İOA'nın psikolojisini daha iyi çözmüş zamana göre.

İkimizin de emin olduğu tek bir şey var, hemfikiriz bu konuda, İhsan Oktay Anar'ın kitapları İngilizce'ye ya da başka bir dile çevrilemez. Çevrildiğinde büyüsü bozulacaktır.

Aslında hali hazırda çevirileri mevcut hemen her kitabının, alıp okumaya dahi tenezzül etmedim.

Çevirinin bir şeye benzemeyeceğini düşündüğümüzden, İOA'nın nobel edebiyat ödülü almasının imkansız olduğunu düşünüyoruz yani.

ben de merak edıyordum bu tarzın bı ısmı var mı dıye ama bugune kadar hıc rastlamadım bu tarz bır stile .. hayır stılın yanı sıra hayal gucune de hayran kaldıgımı her fırsatta dıle getırıyorum .

yabancı arkadaslara da onerıyorum yazarı ama bunun yanı sıra cevırı sonrasında aynı tadı veremeyebılecegını de soyluyorum.

bu arada yedinci gün muhtemesem olmus , hikayeler arası gecis , karakterlerin ozgunlugu ve gunumuz bılımkurgu , fantastıc konularının gecmıse entegre bıcımı cok guzel.

umarım uzun yıllar boyunca yazar ve bızler de okuruz.

haber.gazetevatan.com

düzenli beslenmeye başlayınca düzelir, bende de olmuştu bir dönem. ama doktora gitmek her zaman en doğrusudur.

alakası yok düzenli ya da düzensiz beslenme ile.
ara sıra olur mide yanması.
insansın sonuçta.
geçer birkaç güne.
eczanede ilaç satılıyor git eczacı bile verir.
1-2 gün içsen düzenli geçer hemen.

mideniz yandığında birkaç yudum süt için, iyi gelir. ama bu şekilde 10-15 gün daha geçmezse doktora gidin bence.

sen doktora git. eczacı muayene etmiyor sonuçta seni. birazdan nane limon kaynat geçer diyen doktora gitmeye üşenen tipler de gelir buraya. sen mantıklı olanı yap.

gastrit,ülser,reflü vs.gibi bi durum olabilir.doktora gidin.gastroenroloji bölümüne gideceksiniz.dahiliye de olur.benim gastritim var.mide yanması bende de ara sıra oluyor.geçmiş yıllarda ilaç tedavisi de gördüm.endoskopi yapıyorlar.yani midenize kamerayla bakacaklar.

Bir cay bardagi yogun sekerli sicak suyu tavsiye ederim. Bana iyi gelirdi. Gecirmis miydi tabiki hayir. Sonunda doktora gittim. Helicobakter gibi ismi olan bir bakteriden kaynaklaniyormus. Onu tesbit ettiler. Sonra da helipak diye bir ilac kullaninca misler gibi oldu. Simdi tursu, aci, baharatli, yagli veya sogan yiyorum bana misin demiyor. Yeniden dogmak diye buna derim.

Ozet geciyorum:
Kesinlikle doktora gorunmekte fayda var.

şu macunlardan alabilirsin, aktarlarda mevcut, aynı sıkıntılar bende de var, ve epey faydası oluyor.

www.gozdeniz.com.tr

alexis sanchez

cr7?

roben

lavezzi, pato, ronaldo,aguero

ahah azmış. fena hallenir hem de.

kedimin bacağıma tecavüzüyle uyanıyorum her gün.

kedilerde pek çok hayvan gibi barınma yiyecek ve sex üçlüsüne aittir. ikisi tamam olduguna göre aranızdaki münasebetten ötürü yüzsüzlükle üçüncüyü de senden talep ediyor gibime geldi. kanma bu dümenlere.

ah bu kediler çok namussuz.
benim erkek kedi hiç böyle yapmadı.
gerçi bu aralar bir azgınlık var gaaliba.
kaynı kaynıyor.
ilk defa duydum valla böyle bir şey.
ara sıra çükü kalkıyor ama yalayıp indiriyo geri=))

hahah manyak hayvan...
demek ki birazcık mesafe koymanın zamanı gelmiş aramıza.

bileğinizi dişi ensesi diye tutuyor. keşke kısırlaştırabilseniz abisini...

belediyeye sorayım belki ücretsiz kısırlaştırma hizmeti veriyorlardır. eğer öyleyse kısırlaştırırım, yazık hayvana...

Küfür edenleri siklemeyin pek. Kıla, tüye küfrederler onlar. Ekşi Sözlük bir boku beğenmeme timi üyeleri.

Galaxy iyidir fakat nesil olarak eskimiş durumda. Bütçe elveriyorsa Ace 2 gayet iyi olur. Xperia Sola'dan artı olarak 768MB RAM'e sahip. Vatan'da 800 liranın altına iniyor haftasonlarında genellikle. Tavsiye ederim.

samsung galaxy s advance / s2
htc sensation xe
sony ericsson arc s

bulabilirsen motorola atrix

atrix ne yaw?

Atrix çok iyidir fakat artık pek bulunmuyor. Bulabilirseniz o da olur. 800 lira civarına satılıyordu. Hepsiburada satmıştı en son sanırım.

samsung almicaksın bu kadar basit?
galaxy ace aldım 2 gün sonra babama verdim. hatta whatsapp i bile ipod touchtan kullanıyorum emin ol daha verimli
sony ericsson iyidir candır ya da iphone tabi ki

(bkz: sony xperia sola)

Bu arada şimdi gördüm de, Motorola Atrix harika bir fiyattan ön siparişe girmiş.

forum.donanimhaber.com

YKB'nin %10 world puan kampanyası da var.

forum.donanimhaber.com

Hızlıal.com'da da aynı fiyatla ön siparişte. 25 liralık çek de bulunabilir yeni üyelikle. İmkanım olsa bu fiyata kaçırmam.

samsung galaxy w'yi kim nasıl kullanıyor bilmiyorum ama hiç de öyle problemleri yok. neymiş rehbere bile 1 dakikada girermiş. ulan ram denen şeyi bile olmayan nokia 5800 bile 3-4 saniyede giriyor en yoğun zamanda, 1 dakika ne? amma atmışlar ha kötüliycem diye bitarafları çatlamış. neymiş, yazısı silinmişmiş. kendi kendini resetliyormuş, lcd gitti mi 5 dakika gelmiyormuş. muhtemelen ya bozuk telefon sattılar, ya kendi bozdu, telefona bok atıyor. eşim de kullanıyor, en ufak problemi yok. yağ gibi telefon. ha belki bilmemne modeli buna göre göre 0,5 salise daha hızlıdır, hassastır dokunmatiği bilemiyorum, ama dokunduğunu anında algılayıp açacak kadar da hızlı. kornometre alıp ölçmedim. çoook nadir olarak menü tuşuna basınca ana ekrana dönmesi 0,5 saniyeyi geçiyor. anında olmuyor. 1 saniye bile değil yani. program falan da yüklü üstelik. evet 3g açıkken şarjı 1 gün anca gidiyor. daha uzun gidip hem de incecik olan telefon varsa getirin hodri meydan. 3g wifi açık olsun, gps kullan, müzik dinle, internete gir, arkada uygulamalar çalışsın, bi de telefonla konuş, sonra 1 gün gitti diye yerden yere vur. o kadar özellik elbet pil harcar. pil dediğin kimyasal bir üründür. ne kadar büyürse o kadar uzun gider, daha alternatifi çıkmadı bunun nükleer telefon üretmedikleri sürece. sonsuz enerji mi bekliyorsunuz nedir ben anlamadım ki erke dönergeci mi lan bu, sırf dana kadar ışıklı ekranın ışığı bile 24 saate iki tane kalem duracell bitirir. incecik pil + onlarca uygulama kullanıp daha nasıl bir performans bekliyorsunuz bu pilden anlamıyorum. ya kalın olacak tuğla gibi, telefonun yarısı pil olacak, ağırlığı yarım kilo olacak, al sana nokia 5110, şarjı 1 hafta giderdi teey tey telefondan başka özelliği de yoktu.

velhasıl galaxy w iyidir. telefondan niye memnun değilsiniz bilmiyorum ama ama galaxy ace satıp da alacak kadar da pek artısı yoktur. çözünürlüğü, işlemcisi grafik işlemcisi falan fazladır, biraz daha ince ve ekranı büyüktür. 720p video çeker. 40" tv'de cillop gibi izlersiniz. budur yani.

Bulabilirseniz en azından Sony Ericsson Live With Walkman alın. Böyle nuh nebiden kalma cihazlara böyle paralar bağlanmaz. 600 MHz ile ICS'de sürünürsünüz ek olarak.

İstanbul Bilişim'den de uzak durun. Sizin yararınıza olur.

LWW gibi bir telefon alamayacaksanız da bekleyin, eli yüzü düzgün bir şeyler alın. Bunlar sizi üzer.

galaxy ace kullanıyorum, iyi bence.
sonuçta bir samsung.
ace tek kötü yanı hafıza problemi.

100 daha ver wonder al, ayfon4 ayarında takılırsın.

etmemişsin.
üstüne 100 lira koyup 2-3 kat daha iyi telefon alabilirsin.

sıkıntı şu, parayı ben ödemediğim için elim kolum bağlandı. azıcık moral verin lan.

Telefonu almışsın artık, x lira versen şunu alırdın gibi muhabbetlere takılma.
Özellikleri sana yetiyor ve bütçene uygun ki bunu seçmişsin.

polise gidiyosunuz, yaninda fatura ve imei numarasinin oldugu belgeleride götürün. eger gasp ise suc duyurusu yapin.

hakkinizi arayin ama eger gasp degilse zaten bulunmaz telefonda calanda. imei icin farkli seyler yapiyolar sanirim artik.

çalınan cihazı deaktive etmek için (deaktive olacağından çalışmaz, dolayısı ile satamaz, kullanamaz) imei numarasını biliyorsanız (kutusu duruyorsa mesela) var olan operatör bayisine gidip dondurtabilirsiniz. sanırım yeri de takip ediliyordu ama çok bir bilgim yok.

doğal olarak suçluyu yakalatmak için polise başvurun bir yandan.

bir bardak soğuk su.
imei numarasından da bir şey çıkmaz.

ayrica suc duyurusunda ya da calismistir ilani vermeniz sadece bulunmasi icin degil degil ama terör, hirsizlik, adam öldürme etc gibi herhangi bir kötüye kullanimda sizin de suclu olmamaniz icin.

pes 4 mu? turkiye'ye ilk televizon geldigi zamanlardan bahsediyorsun :) hehe pratik yapcan hacu

Pes 12 6ya göre çok farklı. Oyun dinamikleri farklı, sistemi farklı, hızı ve yapısı farklı. Ben de 6dan 12ye geçince dumur oldum mesela oynanışı aynı değil. 6da yardırıp gidiyorsun koşarak mesela ama 12de öyle bir olay yok.

el pratica anteremano.

@trt2deki ressam

pratik konusunda haklısın sanırım, tv zamanı konusunu da hiç hatırlatma hacıt, yaş aldı başını gidiyor :/

@sahterolex

ben hala 4 ve 6'daki tadı arıyorum. bugün 12'de bildiğin pas yapmaktan ciğerim soldu. istatistik bende ama skor 3-0 mağlubiyet falan

@Adram3lech

Desene total futbol oynıcaz.

Pratik yapmaya bakar bence.
Hem sen yeteneklisin, yaparsın, akarsın. Kıps. :)

dedikleri gibi dinamikleri değişince sizin refleksler geçersiz kaldı. ki her yeni oyun çıktığında başımıza geliyor bu.

yani siz eskiden pes 4 oynarken, bilinçaltınızda 2,53 saniye daha dümdüz koşarsam o top kapılacak diye biliyordunuz ve ona göre reflekslerinizi çalıştırıyordunuz. yeni oyunda o dümdüz koşma hızı, x oyuncusunun kaç salisede yönünü değiştirebileceği, kaç saniyede n baskı altında nasıl pas atabileceği gibi şeyler değişti. pratik yaptıkça öğreneceksiniz.

aynı durumdayım ben de.
en son pes 6 da ortalığı dağıtıyordum o günden sonra ilk kez pes 12 ile karşılaştım ve bildiğin bebelerden beter oynuyordum. ama zamanla eski günlerime dönüş yapıyorum.

3d olacak mı?
dahili uydu alıcısı olursa işinize yarar mı?

3d olmasına gerek yok açıkçası annem, babam kullanacak. evde receiver var ama hd değil, hd receiver olaiblir belki.

42ls5600 1200 civarı aldık memnunuz.

En az 100 değil.
en az 200 olsun.
100 çok az.
kontrast ayarı var. o da oldukça yüksek olmalı.
karşılaştır yüksek modeller ile ona göre bak.
edge değil full led olsun.
full daha iyi.
film izleecksen alt yazılı bir filmi takıp izleme imkanına çalış.
olmadı bir bellek al yanına git orada tak.
hdmi giriş sayısına bak.
usb bağlantı sayısına bak.
sonra yeni nesil led tvler var.
bunlar işte.