[]

basketbolseverler: fb-bjk final serisi ne olur diyorsunuz?

sportif açıdan olur, özellikle ilk maç için bahis anlamında olur hiç fark etmez, her türlü görüş ve öneriye açığım.

türkiye'de ligi takip etmiyorum açıkçası, bu sezon özellikle beşiktaş'ın bazı maçlarını izleme fırsatı buldum. alimpijevic aga gerçekten muazzam hoca ama ben takımın hala tırt olduğunu düşünüyorum, fenerbahçe kendi evinde 2-0 yapar, bgm'de en fazla bir maç verir, 4-1 alır gibime geliyor. ama tabii TBL'de türk oyuncu faktörü de devreye giriyor, o konuda bi şey diyemiyorum.

daha yakından takip edenlere sorum: siz nasıl görüyorsunuz bu seriyi? neticede fenerbahçe de beşiktaş da türk sporunun güzide kulüpleridir, belli bi dereceye kadar "hype" normal ama bana biraz çok abartıldı gibi geldi açıkçası ya. kendi adıma fenerbahçe 4-0 ya da 4-1 yapmazsa şaşırırım.

aynı fikirde misiniz yoksa "mark sen haksızsın *bne ve sana laflar hazırladım" mı diyorsunuz? ikincisiyse laflarınız nedir? teşekkür ederim.

 
Beşiktaş'ın kadro kalitesi mücadele etmeye yetmez ama Fenerbahçe'de de hala bir Euroleague miskinliği var gibi hissediyorum, final Euroleague öncesi olsaydı hiç zorlanmadan seriyi tamamlardı ama şu an belki bir maç verir.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (17.06.25 20:42:35) 
Hakem desteği fenerin yanında.


  • HellKeePer  (18.06.25 09:53:11) 
maçı kaçırdım dün, herkes bjk kafa kafaya gider diyordu ve handikaplı 5-6-7-8 filan aldılar ama fener çok rahat kazandı ki normal kazanır bahsi bile çok değerliydi


  • sweetoffice  (18.06.25 11:40:48) 
Olası tahmin Beşiktaş kendi sahasında 1 maç alır, Fenerbahçe Beko evinde kupayı kaldırır.

Fenerbahçe' de Sertaç ve Tarık sakat o yüzden yeri rotasyonu daha da öenmli oldu, dünkü ilk maçta ve bir önceki Bahçeşehir serisinde de Metecan' ın performansı önemliydi bu açıdan.

Beşiktaş yüksek tempoda rakibi bozmaya çalışan bir oyun oynuyor, çünkü dar rotasyon ve başka bir çaresi yok, ek olarak sene boyunca bunu oynadılar zaten, takım kimliği bu, he bunu 4 maç alacak kadar iyi yaparlar mı? Zor tabi.
Zamanında Karşıyaka nasıl şampiyon olduysa şansları o kadar işte kabaca.

4-1 ya da 4-2 Fenerbahçe diyorum.
  • kumandanim  (18.06.25 12:37:11) 
Beşiktaş maçlarda iyi direndi bir maç da aldı ama sonuç beklendiği gibi oldu.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (25.06.25 22:32:21) 
[]

tüfek, mikrop ve çelik'i önerir misiniz?

kitabı için soruyorum.

ben bu tarz konuları çok severim. antropolojiye özellikle merakım var. zengin olsam kesinlikle yöneleceğim bir alan olurdu. yiğit özgür karikatüründeki gibi "hepimiz ne kadar da küçük canlılarız... adeta beş para etmez pezevenkleriz..." diye düşündükçe huzurla doluyorum resmen, bi yandan şu gezegende nereden nereye geldiğimizi düşünüp koskoca evreni hayal ederken diğer taraftan "hiçbi halt değlmişiz la" demek gönlümü sonsuz bir mutlulukla dolduruyor, eminim ne demek istediğimi anlayan duyurucular vardır.

ne zaman bahsi açılsa bana bu noktada jared emminin söz konusu eserini önerdiler. kabul ediyorum ki çocuk sayılacak yaştaydım ama belgeselini izleyince pek sevmediğimi hatırlıyorum, "OHOOOO HER ŞEY ŞARTLARA BAĞLI KARDEŞİM O ZAMAN NE ANLADIM BU İŞTEN" deyip sinirlenmiştim. şimdi bakış açım öyle değil tabii.

bunun kitabını (ya da kitaplarını? bir tane mi, seri mi vs. bilmiyorum gerçekten) önerir misiniz? "ben basit bir adamım, muzu soyar ve muzu yerim" kafasındaki insanları sarar mı sizce? yani severim dedim ama bu konuda ciddi bi altyapım yok, jared emmi de bildiğim kadarıyla "sıradan vatandaş"a yönelik olarak yazmış bunları zaten, o açıdan hoşuma gider diye düşündüm ama bilemedim.

okuyanlar varsa yorumlarını, spoiler olmaksızın değerlendirmelerini bekliyorum. gerçi spoiler zaten yaşadığımız düzendir herhalde daha neyin spoiler'ı olacak.

 
Kime göre, neye göre?
Ben sevdim. Okuyalı çok oldu.
Sen ben değilsin, ve zaman çok değişti
  • parka  (17.06.25 19:19:38) 
yakın geçmişe kadar batı kaynaklı sosyal bilimler batının afrika, amerika yerlileri, doğu (kısacası dünyanın geri kalanına) olan teknolojik ve ekonomik üstünlüğünü yer yer ırkçılığa dahi varan saçma spaan argümanlarla temellendirmeye çalışıyorlardı. 1950-60'larda bile siyahi insanların beyazlardan zeka olarak eksik olduğuna dair yığınla araştırma var abd kökenli.

jared diamond'un bu kitabı yazmaktaki en büyük motivasyonu bunun böyle olmadığını kanıtlamak aslında benim kitabın tamamından anladığım.

"OHOOOO HER ŞEY ŞARTLARA BAĞLI KARDEŞİM O ZAMAN NE ANLADIM BU İŞTEN" :) olay zaten bu bağlantıları kurabilmek, görebilmek, yakalayabilmek; bu da biraz "vizyon" ile alakalı. kitap sana gerçekten bu vizyonu katıyor önemli olan bu.

bu arada bu kitaba dair güncel çok eleştiriler de var, bir kısmı da haklı. Ancak her ne olursa olsun kitap sana ilk paragrafta anlatmak istediği bakış açısını yerleştiriyor, mühim olan bu; gerisi teferruat.

kitapta baya sıkan uzun bir bölüm var. bu jared abimiz yeni gine vs oralar özel çalışma alanı olduğu için 100-200 sayfalık bir melanezya (bkz: melanezya) bölümü var. o bölüm çok detay ve kitabın anlatmak istediği o büyük resimden baya kopuk ve teferruat ayrıntı ıvır vızır çok. orayı biraz hızlı okuma ile atlaya atlaya gidebilirsin.

bu kitabı seversen, bu kitaptan çok daha geniş ölçekli bir tarih anlatısı olan "kemirgenlerden sömürgenlere insanlık tarihi" eseri şiddetle tavsiye ederim. baş yapıttır, okuduktan sonra "vay be türkiye'de böyle insanlar da mı varmış?" diyorsun.

(bkz: alaeddin şenel)
  • makbur  (17.06.25 19:49:51 ~ 19:53:01) 
alaeddin senel'in kitabi guzeldir +1. ama bir tez ortaya koymaktan ziyade uygarlik tarihidir.

tufek mikrop ve celik ise neden bazi toplumlar digerlerinden daha ileriye gider sorusuna cevap ariyor. verilen cevap da nihayetinde cografyaya dayaniyor. guzel kitaptir, okunmalidir.

biraz konudan ayri olarak makbur'un actigi genetik konuda bir seyler soyleyeyim. insanlarda irklarin oldugu ve farkli irklarin farkli ozelliklere sahip oldugu malum. dunyadaki butun entelektuel verim beyaz derili siyah-kahverengi sacli insanlardan geliyor. buna cok sasirmistim mesela newton, einstein, turing, bohr, planck vs aklina kim gelirse bu fenotipte. sarisin dahi yok mesela. ne kadar cok para ve imkan olursa olsun sarisinlar azinlikta bu konuda. sari dahi bilen varsa bana da soylesin.

buna fizyonomi deniyor. ama modern kapitalist dunyada bunu soyledigin anda cancel edildigin icin norm su anda bundan uzak durmak. yani erkeklerin fiziksel ve zihinsel olarak daha yetkin oldugu, kadinlarin sosyal olarak daha yetkin oldugu, siyahlarin fiziksel olarak daha ustun, beyazlarin zihin olarak daha ustun oldugunu falan soyleyemiyoruz. ama erkekler butun spor organizasyonlarinda kadinlardan daha basarili, bu transim deyip kadinlari dovup madalya alanlar var mesela trajikomik. veya butun fiziksel output sporlarinda siyahlar iyi. isin icine biraz finesse koyarsan beyazlar ve lighter skin tonlarin bir sansi oluyor. vs vs.

bir de su yorumu yapmak gerekli. beyaz-siyah karsilastirmasi veya kadin-erkek karsilastirmasi universaller uzerinden yapilir. bircok yetersiz insan bunu butun beyazlar butun siyahlardan zekidir gibi anliyor, kategorisel anlayacagi yerde. durum bu degil cunku hayatta sonsuz parametre var ve individual seviyeye indiginde sadece ten rengi belirlemiyor zekayi. veya kadinlar erkeklerden zayiftir fiziksel olarak ama bana nal toplatacak kadinlar da vardir. iste bu abstract dusunceyi yapamadigi icin insanlar cok tepki gosteriyor. yani mesela erkekler kadinlardan uzundur ama beslenme, irk gibi baska faktorler isin icine girince hollandali kadinlar turk erkeklerinden uzun oluyor vs.
  • antikadimag  (17.06.25 20:44:43 ~ 20:49:31) 
Başlangıç seviyesi için okunur. Daha mantıklı ve kapsamlı kitaplar var konu hakkında. İlgi çekiyorsa paylaşabilirim ama ilk önce bu kitaptan başla bence.


  • put it in your appropriate place  (17.06.25 21:02:33) 
ben roman sever bi insan olarak sevmemiştim.
çok tarih falan da seven bi insan sayılmam zaten.
biraz daha hap bilgileri seviyorum galiba bu tarz konularda
  • high hopes of the sozluk  (17.06.25 21:12:59) 
homo sapiens daha güncel hali, onu oku. put it in your appropriate place de paylaşırsa memnun oluruz.


  • adivar  (17.06.25 21:37:08) 
Amin Maalouf
• (bkz: Arapların Gözünden Haçlı Seferleri) – YKY

David Graeber
• Borç: İlk 5.000 Yıl – Everest
• Her Şeyin Şafağı – Epsilon

Daron Acemoğlu
• Ulusların Düşüşü – Doğan Kitap
• Dar Koridor – Doğan Kitap
• İktidar ve Teknoloji – Doğan Kitap

Jared Diamond
• Tüfek, Mikrop ve Çelik – Tübitak
• Düne Kadar Dünya – Akılçelen
• Yükseliş – Pegasus

James C. Davis
• İnsanın Hikayesi – İş Bankası

James C. Scott
• Tahıla Karşı – Koç Üniversitesi

(bkz: Ian Morris)
• (bkz: Dünyaya Neden Batı Hükmediyor – Şimdilik) – Alfa

Lawrence Freedman
• (bkz: Strateji: Bir Tarih) – Alfa

Tom Standage
• Altı Bardakta Dünya Tarihi – Kırmızı Kedi

Tamim Ansari
• (bkz: İslam’ın Bakış Açısından Dünya Tarihi) – Pegasus

Howard Zinn
• Amerikan Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi – İmge

Yuval Noah Harari
• Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens – Kolektif
• Homo Deus – Kolektif
• 21. Yüzyıl İçin 21 Ders – Kolektif
• Neksus – Kolektif
  • put it in your appropriate place  (17.06.25 21:46:57 ~ 21:48:55) 
- Bakınız olanlar özellikle tavsiye ettiklerim
- Yalnız ben çok daha fazla var sanıyordum. Azmış

  • put it in your appropriate place  (17.06.25 21:53:44) 
merhaba. sizi soğutmak istemem ama ben önermem. bir yerden sonra ilerleyemedim özellikle o kadar çok okyanusya özelinde konuyu örneklemişti ki bunaldım ben, akmadı. diğer coğrafyalara bi geçemedik. belgesellerini izledim yetti o bana.

put in your appropriate place o kadar güzel açmış ki keske hepsini okuyabilecek dikkatim olsa. onun atladığı bir kaç temel kitabı ekliyorum.

- huntington/medeniyetler çatışması
- braudel/akdeniz
  • libertine  (18.06.25 12:23:39) 
Okuduğumda çok hoşuma gitmişti, tavsiye ederim ben. Ne kadar tutarlı ya da detaylı olduğu tartışılır ama medeniyetler ve doğuşları hakkında genel bilgi sahibi olursunuz.


  • kumandanim  (18.06.25 12:33:18) 
hazır tartışmaya ben de gireyim biraz tavsiye alayım, benim aradığım "sömürgecilik kötüdür ama zaten bunları kendi haline bıraktığımızda da adam olmazlar batı en azından temel seviyeyi sundu onlara" temalı kitaplar arıyorum. Tavsiye edebilir misiniz?


  • theconqueror  (18.06.25 13:11:08) 
Bu kitap, bu tarzda okuduğum ilk kitaptı, acayip hoşuma gitmişti.
10 sene sonra kitapla ilgili eleştirileri okuyunca/duyunca hak veriyorum. Sanki biraz sığ bir kitap gibi.
Bence kitap okunur, ama eleştirileri de okunur.
  • burfak  (18.06.25 13:15:16) 
[]

ehliyette manuel mi otomatik mi?

iyi akşamlar,

diğer soruyu görünce aklıma geldi. 31 yaşındayım, ehliyetim yok ama ilk fırsatta almayı istiyorum. araç kullanamadan ölürsem üzülürüm. gerçekte sürüş deneyimim kısıtlı olsa da arabalara uzak birisi sayılmam.

bir yanım diyor ki manuel al. zaten acelen yok yani bu yaşa kadar almadın gerekirse tekrar deneyip alırsın ne olacak. manuel alırsan her türlü arabayı sürersin, zaten muhtemelen kendine ait araban hiçbir zaman olmayacak, başkalarınınkini kullanırken daha fazla esneklik sağlar. atıyorum yarın bi gün ihtiyaç olur, arkadaşına soracak olursun, arabası manuel çıkar vs...

diğer yanım da hiç amelelik yapma manuel mi kaldı al otomatiği bak dalgana diyor.

şu noktada siz ne dersiniz? dediğim gibi önümüzdeki en az beş yıl içerisinde araç sahibi olacağımı öngörmüyorum, mevcut ekonomide aylık gelirim 200 bin lirayı geçmediği sürece (söylerken bile gülme geldi) araba filan da almam zaten. ben daha ziyade işte ihtiyaç olursa sürebileyim, herhangi bir tanıdığın arabasına gta'daki gibi enter'a basmak suretiyle şoförü aşağı atabileyim, benzinli tekerlekli kapılar açılsın derdindeyim.

avantaj/dezavantaj olarak değerlendirseniz şu aşamada hangisini önerirsiniz? 2026-2027 senesinde manuel ehliyet almak lüzumsuz bir "hipster" girişimi mi olur yoksa "la sen zaten fakirsin en fazla lada samara'ya binersin, ona da otomatik olmaz, manuelden devam" mı dersiniz?

 
İmkanınız varsa manuel vites araç kullanmayı öğrenin. Ehliyeti ise hangisinden alırsanız alın bence.


  • yadigar  (17.06.25 18:24:42) 
@yadigar, hocam ayrıca araç kullanımı konusunda tecrübe edinme şansım yok maalesef. düşünüyorum bana arabasını kim verir diye, onlar da zaten meşhur otomatik faresi. yani eğer "manuel vites araç kullanmayı öğrenin" diyorsanız bunu kursta yapmam gerekir. soruyu biraz da ondan sordum zaten. etrafımda ne kadar arabası olan varsa woke oldu, hepsi otomatik kullanıyor. manuel için kurs şart. dediğim gibi ehliyeti alma konusunda acelem yok, gerçi mevzuatı bilmiyorum ama hani bir geçemem iki geçemem üçüncüde geçtiğim sürece çok sorun değil, ben bilerek ve hakkıyla almak istiyorum sadece.


  • mark greg sputnik  (17.06.25 18:28:34) 
Manuel öğren. Otomatik kolay ama manuel öğrenirsen otomatik zaten cepte. Hatta eski bir manuelde öğren tofaş falan gibi.


  • runaway  (17.06.25 18:29:37) 
Manuel araç üretmeyi bırakan markalar var artık manuel araç tabusunun yıkılması lazım bence otomatik al geç, ben ilk aracım dışında hep otomatik araç aldım çevremde herkes otomatik kullanıyor şirket araçları bile otomatik, bugün ehliyet alsam otomatik alırdım insanlar neden ehliyetin manuel olması konusunda ısrarcı anlamak çok zor, benim duyduğum en enteresan argüman "abi ya lazım olursa" şeklinde, neye lazım olacak o da belli değil birinden arabasını alacak olsam herkesin aracı otomatik araba kiralayacak olsam kiralık araçlar otomatik, neye lazım olacak bu manuel bilemiyorum.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (17.06.25 18:36:32) 
Yüz yıldır manuel kullaniyorum; otomatik al geç, manuel gereksiz


  • abuzer  (17.06.25 18:42:18) 
Cevabınıza binaen ekliyorum:

Manuel vites için kursta öğrendiğiniz asla yetmeyecek. Düzenli kullanmadan oturtamıyorsunuz. O yüzden "otomatik alın, geçin" diyorum.
  • yadigar  (17.06.25 18:47:57) 
Türkiye'de otomatik araba kullanırsın tahminen. Avrupa'da manuel de aşırı yaygın.(Ucuzluk, sağlamlık, eski araba kullanma sebepleriyle)

Modern manueller süper. Kursta tahminen yeni bir hyunda i20 vardır ve yokuş kalkış desteği olan bi manuel ile zorluk yaşamazsın zor diyen falan olursa dinleme. Tek sıkıntı yokuş, o da yeni arabalarda çözüldü.
  • nhk ni youkosu  (17.06.25 18:48:40) 
manuel arabalar daha ucuz. araba almayı planlıyorsanız aradaki fark sizin için belirleyici olabilir. ama uzun süre araba almayacaksanız ve çevrenizdeki otomatiklerle, kiralık otomatiklerle vs. devam edecekseniz manuel almanın anlamı hiç yok, bu senaryoda zaten kısa sürede körelecek manuel kullanma beceriniz.


  • matlii  (17.06.25 20:18:25) 
Manuelden ehliyet, otomatik araç almaktan yanayım.


  • ekimoloji  (17.06.25 21:02:19) 
Biir gün 3 metre bile olsa manuel sürmeniz gerekirse manuel ehliyeti almak daha mantıklı. Belli olmaz biri gelip "şu arabayı bi çekebilir misin" dese en azından kaldırırsınız arabayı. Otomatik ehliyet alırsanız manuelle ilgili hiçbir fikriniz olmaz.
Bence en azından fikrinin olması açısından manuel ehliyet almak daha mantıklı. Ama araba alınacaksa da tabi ki otomatik.

  • anatomik  (17.06.25 21:08:12) 
Kesinlikle manuel ehliyet alın. Belki iş değişikliği olur şirket aracı kullanmak durumunda kalırsın


  • duyuruuser  (17.06.25 21:52:16) 
otomatik ehliyetim var. 8 sene once falan bir kez ehliyet almadan once manuel kullanmayi denemistim kullanmistim ama o zamandan beri de ihtiyacim olmadi haliyle. normal sartlarda artik otomatik kullanmamanin hicbir sebebi yok.

> işte ihtiyaç olursa sürebileyim, herhangi bir tanıdığın arabasına gta'daki gibi enter'a basmak suretiyle şoförü aşağı atabileyim

ama araba kullanmaniz gereken bir is vs olacaksa manual almak daha mantikli olabilir.
  • aguen  (17.06.25 22:37:05) 
Manuel elbette. Hayatın ne getireceğini bilemeyiz.


  • duguit  (18.06.25 07:10:02) 
manuel ehliyet otomatik arac +1

ayrica manuel ogrendikten sonra unutulan birsey degil, bisiklete binmeyi bilen adam 10 sene binmese bir daha binemiyor mu?
  • cooperr  (18.06.25 07:23:36) 
trafik tecrübesi anlamında manuel/otomatik çok farketmiyor.
elbette dur, kalk, yarım debriyaj, yavaş gitmek, geri kaçırmamak gibi şeyler var ve bunlar çoğunlukla manuel'i ilgilendiren şeyler ancak otomatik de alsanız manuel de bu bahsettiğim teknik şeyler dışında trafik ve yol tecrübesi edinmeniz gerekecek.

bu saydığım şeyleri öğrenmek ise o kadar da zor değil. özellikle genç ve temiz bir manuel araçta söylediğim çoğu şey problem değil.

manuel araba kullanabilen otomatik de kullanır bu doğru. ben biraz pimpirikliyim, ilk otomatik araba kullanacağım zaman sürücü kursundan bi ya da iki saatlik ders almıştım. hem trafik tecrübesi, hem park hem diğer şeyleri çalışmak için. sandım ki öğrenene dek biraz zaman geçecek. ben diyeyim 15 siz deyin 25dk içinde manuel/otomatik arasında bir fark kalmadı sürüşte. manuelden otomatiğe geçmek yalnızca yarım saat tuttu yani.

ben emanet/kiralık bir sürü araba kullandım. tercihim otomatik ama hep olmuyor. mesela bir yerde araba kiralayacaktım mevcut otomatik, manuelin neredeyse iki katıydı (kiralık arabalarda çoğunlukla manueller ucuzdur ama fark büyük değildir)

bir kaç kez başıma geldi araç sürebilen var mı, şuraya gitmesi gerekiyor şeklinde sürebilenler vardı ama ben dışında otomatik biliyorlardı.

bence manuel ehliyet alın. sürebileceğiniz araba sayısı iki katına çıksın.

kendi aracınız olsaydı o zaman zaten başka araçları sürmeniz gerekmeyecekti. o yüzden manuelle uğraşmaya gerek yok derdik ama sizin aracınız yok.

bir de, her ne kadar otomatik araba kullanmak rahat ve konforlu olsa da, bazen (sıklıkla) manuel araba kullanımını özlüyorum.
  • biseysorcaktim  (18.06.25 14:33:29 ~ 14:36:16) 
[]

f1 tv kullanıcılarına soruyorum

bein'deki dandik ikiliye maruz kalmamak için f1 tv üyeliği almıştım.

cep telefonu üzerinden kesinlikle izleyemiyorum. iğrenç bir şekilde kasıyor, en düşük ayarda bile düzgün değil.

bilgisayarda ise kafasına göre bazen 10. turda, bazen 50. turda beş saniyede bir donmaya başlıyor.

gerçekten kafayı yiyeceğim artık. bu akşam yine tam kaza oldu, iki saniye sonra donmaya başladı.

internet hızında hiçbir sorun yok bu arada her şeyi gayet güzel izleyebiliyorum.

benzer sorun yaşayan, çözüm üretebilen var mı?

 
o dandik ikili hayattan soğuttu bizi.


  • mikahakkinen  (15.06.25 22:57:52) 
Bu sezon başında ilk kez F1 TV satın aldım ve bu sorunların hiçbirini bir kere bile yaşamadım.

Muhtemelen servis sağlayıcınız ile F1 TV tarafından bir şeyler çakışıyor.

Başka bir internet (gerek mobil gerek sabit) durum aynı mı?
  • 10551037  (15.06.25 23:11:43) 
Bugünkü yarışı izlerken (telefonda) sadece bir kere dondu, anasayfaya geri döndü. Kaldığım yere kendim tekrar getirmek zorunda kaldım. Onun dışında sorun yaşamadım.


  • inheritance  (16.06.25 00:15:11) 
Ben bunu görüp cevap vermeyi unutmuşum :)
aklıma geldi yazayım
Hem F1TV hem TOD kullandım
Çok eski izleyici değilim çok üst düzey hakimim iddiam da yok ama tod spikeri cidden çekilmiyor
F1TV yayını yağ gibi akıyordu ama artık altyazılı yayın seçeneği ekleyebilmek için midir nedir yayın geriden geliyordu. Ama donma atma vs sıkıntısı yok

Not ikisini de app olarak kullanıyorum
  • yazdonumu  (18.06.25 09:33:57 ~ 09:34:55) 
[]

imkanınız olsa kuzey kore'ye gider misiniz, merak ediyor musunuz?

sizi maddi açıdan zorlamayacağını bilseniz ya da tüm masraflarınızın karşılanacağını bilseniz kuzey kore'ye TURİST olarak gitmek ister miydiniz? ben açıkçası çok merak ediyorum ve imkânım olsa kesinlikle gitmek isteyeceğim ülkelerden biridir. sizde durum nasıl? özellikle "gitmem" diyenlere sorayım. ilginizi mi çekmez? yoksa korktuğunuz için mi gitmezsiniz?




 
Asyalıdan evliya alma avluya. Öl dedim, öldün temalı güçlerin hakim olduğu ülkelere alerjim var. Yamaç paraşütü yapmaya da yokum, gondola binmeye de. Save game-load game olayı olmayınca insan ölmemek için dikkatli davranmalı derim. Bomboş ülke hem. Sub-humanlar.

Pembe arkadaşlar, dünyadan bir haberler ise gitmeye can atar.
  • Shepard  (13.06.25 19:41:12 ~ 19:41:47) 
Aslında sadece orası değil Moğolistan Kazakistan'in kuzeyi ve doğusundaki hiçbir Asya ülkesini merak etmiyorum o kadar.

Sarışın olmamın de etkisi var, bizim her çekik gözlüye Japon dememiz gibi bu arkadaşlar da her sarışını Amerikalı sanmaya eğilimli diyor çevremden gidenlerden duyduğum.

Bu tür şeylerden ötürü aslında. Korkmak da değil ilgisizlik de.
Kuzey kore değil sadece ama, tek istisna mesela bir dövüş sanatı bağlantılı bir kurs vs için gidersem giderim oralara. Koreliler tekvandocu ya o mesela olabilir, ama onun için de Güney koreye giderim kuzeye değil.
  • encokbenisevinnolur  (13.06.25 20:02:54) 
Türkiye'de herhangi bir dağ başında
1 ay süreyle aciz ve gariban olarak kal daha iyi.
Orada kaldığında babasının ölüm tarihine denk gelirsen zorla resmi törenle ağlatır öylece Türkiye'ye geri gönderiler sanırım.
  • diyecevaplandı  (13.06.25 20:07:00) 
@diyecevaplandı,

abi turla, turist olarak bir haftalığına filan gitmekten söz ediyorum, yanlış anlaşılmasın. yani ona rağmen bu cevabı da verebilirsin ona itirazım yok ama ben yine de açıklığa kavuşturayım istedim, bahsettiğim şey orada yaşamak değil. gidip gezip gelmek.
  • mark greg sputnik  (13.06.25 20:08:36) 
geri dönebileceğim kesinse, kesinlikle gitmek isterim. Giden fotoğrafçı bi adam vardı röportajını izlemiştim baya da ilginç aslında ama onların dediği şeylerin dışına çıkmaman lazım ve izin vermedikleri bir şeyin fotoğrafını çekmemen lazım.

Ha tabii gösterdikleri yapay bir Kore var diyorlar. Turiste jazz müzik yapan Kuzey Koreliler gösteriyorlar ama içeride halk nasıl yaşıyor temas edemiyorsun.

Mesela Hindistana sağlık çekincelerimden dolayı gitmemeyi tercih ederim, Kuzey Kore daha çok ilgimi çekiyor.
  • nhk ni youkosu  (13.06.25 20:09:18) 
@nhk ni youkosu, hocam allah affetsin nick'i görünce kahkaha attım. imkanınız olur da giderseniz beni de bavula filan sıkıştırıverin lütfen, duyuru'da bu konuda en çok size güvenirim zaten. ben de açıkçası kuzey kore'yi tam anlamıyla tecrübe edebileceğimizi düşünmüyorum ama her şeye rağmen fazlasıyla egzotik ve "sayko" geliyor bana açıkçası. yalandan bile olsa böyle kapalı bir rejimin içine girmek enteresan hissettirirdi diye düşünüyorum, yani burası öyle 200 dolara uçak bileti alınıp gidilebilecek bir yer değil. acayip.

ama ben bu jazz olayını daha önce duymamıştım mesela, şahsen böyle bir muameleye maruz kalsam sinirlenirdim. ne jazz'ı birader bana kore'yi gösterin diye tepki gösterirdim. ha sonucunda benden bir daha haber alan olur muydu bilinmez ama hoş değil. jazz her yerde var, kore'ye gelmişim bana ne jazz çalıyorsunuz allahınızı severseniz.
  • mark greg sputnik  (13.06.25 20:12:22 ~ 20:14:08) 
doğu sınır kapısından sonraki hiç bir asya ülkesine gitmem.

geçen yıl ücretsiz (bilet ve konaklama dahil) japonyaya götürüyorlardı gitmedim.
  • yurtsuz john  (13.06.25 20:35:31) 
Hic cekmiyor. Sacma sapan bir yer. Yasanilanlari da ilgi cekici bulmuyorum. Görmek bile istemiyorum hatta


  • sonsuz  (13.06.25 20:50:00) 
İlle de gitmem demiyorum ama hiç merak etmiyorum ben de. Gerçi bi yanım batı medyasının bize gösterdiği kadar kötü değildir diyor ama yine de gitmeye görmeye değer bir şey duymadım hiç hakkında.

Bir de halk fakirlik ve zorluk içindeyken, sanki hayvanat bahçesine gitmiş de onların yaşamlarını inceliyor gibi hissederim bu da köti hissettirir
  • biseysorcaktim  (13.06.25 21:04:42) 
Dünyayı çok iyi bildiğini sanıp, tüm bilgisini Amerikan güdümündeki basından öğrenip bir de karşısındakilere cahil ve pembe olmakla itham edenler elbette Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'ni şeytanlaştırır.

KDHC'nin dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri olmadığı ve bizim alışkın olduğumuzdan farklı ve katı bir rejimi olduğu aşikar. Ancak bunlar, ülkeye turist olarak gitmeyi istemeye engel değil. İmkanım olursa (ki önüme bazı fırsatların çıkması olası) mutlaka giderim.

Eniştesini köpeklere yedirmiş iddialarını falan bir kenara bırakmak lazım. KDHC'ye dair bu tip haberlerin tamamı KDHC içinde hizmet veriyormuş gibi görünüp esasında ofisi Seul'de olan CIA'nın fonladığı siteler kaynaklı.

Duayen gazeteci Coşkun Aral'ın KDHC deneyimine dair videosu var. Bilmeyenler izlemeli bence, cehaletlerini giderirler biraz.

youtu.be
  • 10551037  (13.06.25 21:06:03) 
anladığım kadarıyla onların çizdikleri rotalar dışında hiç bir yere gidemiyor tur grupları. gidilebilen yerlerde ki insanlar da konu mankeni, onlara ne söylendiyse öyle davranıyorlar rol gereği. çok suni bir ortam, gerçek kuzey koreyi görmemiz imkansız diye biliyorum.


  • Phoebe  (13.06.25 21:17:56) 
güney olsa olmaz mı?


  • neira  (13.06.25 21:45:16) 
@mark greg bırak şununla uğraşmayı ya.

soruya yanıt: her bir ülkeye gitme merakım var, kuzey kore’ye yok. sanki ülkeye giriş yapsam çıkamazmışım gibi hissediyorum.
  • deartheodosia  (13.06.25 21:46:21) 
Kesinlikle hayır.


  • hayirsiz  (14.06.25 00:06:27) 
gezip tozmayı seven biri olsaydım gerçekten giderdim.


  • Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum  (14.06.25 11:19:22) 
Ütopya/Distopya ekseninde merak ediyorum açıkçası ama daha göreceğim ve yaşayacağım durumlar ile deneyimler olduğundan dolayı öncellik vermiyorum.

50 yaşın üstüne varıp çok param olduğunda ve can sıkıntısı olursa giderim tabii.
  • put it in your appropriate place  (14.06.25 11:31:16) 
bir ara youtube'la bunla ilgili ne var ne yok izlemistim cok isterim.
zaten gitmek de mumkun sanirim tamamen devlet duzenliyor turlar var kalacak yer ucak vs hepsini onlara birakiyorsun gezdiriyorlar vs.

  • bay b  (14.06.25 12:55:18) 
[]

radar cezalarına tepki neden bu kadar yüksek? bilmediğimden soruyorum

ets'de 10 yılı aşan kamyonculuk tecrübem var ama gerçek hayatta ehliyetim ve araç tecrübem yok dostlar, gerçekten merak ettiğimden soruyorum.

son dönemde radar cezalarına verilen tepkinin sebebi nedir? akp kafasıyla düşünüyorum: diyorum ki bunlar kesin tuzak kurmuştur, vatandaştan daha fazla para koparmak için türlü türlü hinlik yapıyordur...

ama diğer taraftan da şöyle düşünüyorum: kural zaten belli değil mi? yani hız sınırının 120 olduğu yerde 140'la yakalanınca mı sinirleniyor insanlar? yoksa başka bi şey mi var?

mevzuya daha aşina olan duyurucuların tecrübelerini/görüşlerini duymak isterim. neblim mesela hız sınırı 120'yken 80'lik küçük bi kısım koyup böylelikle tuzağa mı düşürüyorlar, yoksa millet sadece "ulan bugüne kadar kural tanımıyoduk şimdi niye kural var" diye mi sinirleniyor vs... genel olarak mesele nedir?

 
12 saatlik yola gidiyorsun,trafigin hizina uyarak devam ediyorsun,

70 tabela olan yerde 78 ile eds den tespit edip gönderiyor,

Benim 78 ile 2167 lira yedigim yerde,otobuslerin ,ticarilerin 10bin lira yemesi lazim günlük,

ki demekki yemeye basladi.
  • designer  (05.06.25 21:46:15) 
Kendi avaneleri 200 le gidip yola polis kolidoru olusturuyor, her isikta ekip hazir olda duruyor,

bizse tabela okuyoruz..
mustehak aslında..
  • designer  (05.06.25 21:49:08) 
kısmen haklısın

ancak bazı noktalarda hız limiti insafsızca düşük, 110 dan 50 ye düşüveriyor (sebebi yerleşim yeri olması) ancak yol aynı yol etrafta ne ev var ne insan haritada yerleşim yeri diye geçtiği için tabela var vee hop o tabelanın az ilerisinde polis radar atıyor.
kağıt üstünde düşmen gerek ama trafik dinamikleri seni 110 dan 50 ye düşmemeye zorluyor. arkadan gelen kamyon akan trafik vs..

bu şekilde ceza yedim 100 km hızla ve şehirler arası yoldu bir yerde 90 tabelası varmış(ben valla görmedim) 99 u geçtiğim için otomatik yazılmış ceza. ama yol dediğim gibi aynı yol hız limitlerinde gidiyorum diye güzel güzel giderken eve geldi işte.

bunlar dışında otobanda 160 ile ceza yiyene zaten itiraz eden yok.
  • basond  (05.06.25 21:50:05) 
Kural tanımamazlık değil, devletin bu denetimleri keyfiyetten artırıp sonrasında keyfiyetten salması ve bu denetimleri trafik düzeni ve halk sağlığı için değil bir gelir kapısı olarak kullanmasından dolayı


  • grimavi  (05.06.25 21:59:26 ~ 22:00:53) 
Yoğun yerleşim yeri olan bölgelerde onyüzbin tane trafik levhası oluyor. Bunları takip etmek, hız limit levhalarını atlamadan yakalamak imkansıza yakın hale gelebiliyor. Aydın Denizli yolunda kendimle iddialaşıp, hız levhası kaçırmamayı becerememişliğim vardır.


  • Mirket  (05.06.25 22:16:14) 
çünkü devlet kafasına göre kuralı uyguluyor veya uygulamıyor. asıl park cezalarından başlasa iyi para kırar.


  • jelly bear  (05.06.25 22:20:56) 
ankara - erzincan yolu üzerinde giderken kaç kez denk geldim, kuş uçmaz kervan geçmez yere 50 km/saat hız limiti koyuyorlar ve mecburen yavaş geçiyorsun, yoksa ceza yiyeceksin. özellikle yozgat tam bir radar merkezi.

ya yavaşla, ya para ödersin gibi bir durum var, sinir bozucu.

yoksa otobanda 120 km/sa hız sınır olan yerde 150 ile geçildiğinde ceza olmasına itirazım yok.
  • tabudeviren  (05.06.25 22:21:01) 
hız limiti gidilmesi gereken hız değil, izin verilen en üst sınır, limit = "e kadar" demek, "en fazla" demek aslında, 120'ye kadar, 50'ye kadar gibi, 120 yazan yerde 120 ile gitmelisin demek değil, en fazla oraya kadar çıkabilirsin demek.

insanlarda madem iznim var, kullanırım aga diyor. buraya kadar sorun yok aslında. problem limitlerin ani düştüğü durumlarda yaşanıyor, 110 ile giden biri birden 50 tabelasını görüyor, problem ise o noktada başlıyor, 110'dan 50'ye düşebilmen için freni köklemen lazım bu da başka problemlere neden oluyor. tabelanın 500 metre ilerisine de radarı yerleştirmişler e adam naapsın bir yerde haklılar.

110'dan 50'ye bir seferde limit düşüreceğine, 500 metrede bir kademeli düşürse problem olmaz bu kadar.

tabii birde tabelaların yerleşimi var, bunu hem şehirler arası hemde şehir içi çok görüyorum, tabela var, önüne ağaç dikmişler veya kendi kendine çalı olmuş bişi olmuş, büyük ihtimalle o ağaç dikilirken sorun yoktu, ağaç büyüdükçe tabela kapanıyor göremiyorsun

kendi aracım yok, ihtiyaç halinde kiralıyoruz, bu tabelaları okuyup uyarı veren sistemi seviyorum ben mesela. kafam rahat. bu tür nerede ise gizlenmiş (dingil peysajcı ve doğa tarafından) tabelaları da görebiliyor bazen. tek problem tabelayı geçince uyarı veriyor, öncesinde de verse şahane olacak.

bu kadar salladıktan sonra 14'ü uzun bir yola çıkıcam, bakalım radar cezası alacakmıyım.
  • selam  (05.06.25 22:55:15) 
yukardakiler+1 bir de bu paralı yol kullandırma taktiği bazı yerler için. parasız yoldan gidince 280 km yolda 3 ayrı hız cezası yemişliğim var. yarısı trafikte geçen 3 saatlik yoldan bahsediyorum. Ve bana göre zaten çok kötü hız kuralları, hiç güvenli değil


  • ala09  (05.06.25 22:57:12) 
İngiltere'den bir örnekle geldim. Otoyollarda "averaj hız kamerası" diye bişey var. İki kamera hızını ölçüyor, ilkinden ikincisine atıyorum 110 ile giderken 2dkda varman gerekiyorsa ve daha hızlı vardıysan hızlısın diye cezayı yapıştırıyor. Süreden ortalama hızını hesaplıyor yani. Mesela ani hız düşüşü gibi şeylerde bu yapılabilir bence. O an kamera koymaz ama girmeden bir süre önce ve o bölgeyi geçtikten bir süre sonra kayıt alır bakar. O aralıkta hızın düşmüş mü ortalamaya bakıp anlayabilir. (*tabii bu devletin cezaları para kaynağına çevirmek istemediği bir senaryoda mümkün)


  • nhk ni youkosu  (05.06.25 23:04:35 ~ 23:04:46) 
nhk ni youkosu'u aynisi türkiye'de de uygulaniyor. edirne yolunda en az 2 yerde var.

110 hiz siniri olan yerde 122 ile gidince ceza yemek kadar dogal bir sey yok. o tolerans araçların hız göstergeleri tam hizi net olarak yansitmadigi ve radar ölcümlerinde çeşitli faktörler hız ölçümlerini etkilediği için konuluyor. suistimal edilip yol boyu 121 ile gidilsin diye degil. sen 110'luk yolda 122 ile ceza yiyorsan zaten tolerans payini dahi asmissindir. cezayi hakediyorsundur.
bu sebepten aglayinca insanlar gülüyorum ama bu demek degil ki cezalarin hepsi hakli.

türkiye'de gördügüm kadariyla bir standart yok. tekirdag yolunda 82 diye hiz limiti var. böyle bir sacmalik dünyanin hicbir yerinde yok. ya 80 olur o ya 85, 82 ne? tolerans payi icin hesap makinesi cikarmak gerekiyor.
bazen otobana öyle hiz limitleri koyuyorlar ki, mesela sapak var, bakiyorsun limit 60, orada 60 ile gitsen üstünden tir gecer. sorun sistemsizlik ve zeka özürlü hiz limitleri.olmayacak yere olmayacak hoz limitlerini koyuyorlar.
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (06.06.25 00:42:06 ~ 00:44:18) 
Açıkça dillendirilmedi ama, geçen yaz bir dönem birdenbire fiş fatura makbuz KDV işleri daha sıkı denetlenmeye başladı.

KDV çıktı beri, "abi fiş istemezsen şu kadar olur" ticaretin parçası haline gelmişti, devlet de bu işi fazla sıkmadı.

Birden sıkınca bir terör ve isyan ruh hali oldu.

Bu da benzer bence. Uzun süre gevşek tuttukları bir şeyi aniden sıkıyorlar.

Rahatsızlık uyandıran bu kısmı olsa gerek.
  • encokbenisevinnolur  (06.06.25 01:40:54) 
Aha bak yola çıktık karşımıza çıkan canlı manzara 110 dan önce 90 a sonra 70 e düşüp hemen dibinde kontrol yapıyorlar yol aynı dümdüz yol.

hizliresim.com
hizliresim.com
  • basond  (06.06.25 14:37:04) 
ankara izmir arasi geldim, sürekli olarak radar uyarisi vardi.
kimse 140-150 ile gidenlere ceza yazilmasin demiyor. ama sehirler arasi yolda hiz sınırı sürekli degismez. hiz sınırını kontrol etmekten dogru düzgün yola kendimizi veremedik. 90 70 e iniyor tekrar 80 e cikiyor oradan 50 ye iniyor biraz sonra tekrar 70 diyor. uyarilar görünür degil ve hiz kesmeye kalktiginizda cok gec kalmis oluyorsunuz, arkadan gelen kamyonun otobüsün sıkıştırması da cabası.
kesinlikle iyi niyetli bir düzenleme olmadigini düsünüyorum.
  • deckard  (07.06.25 02:04:13) 
[]

nba maçlarının tekrarını izlemek

iyi akşamlar,

aktif s sport üyeliğim yok normalde iptv'den izliyorum, o yüzden onu kullanamam. nba'de oynanmış maçları SPOILER'sız indirerek ya da indirmeksizin izleyebileceğimiz bi platform filan var mı?

bu geceki maçı izleyebilir miyim bilmiyorum, sabah uyanınca izleyeyim dedim. torrente şuraya buraya düşüyodur kesin, yetkililerden yardım bekliyorum.

 
watchreplay.net


  • onheil  (05.06.25 21:36:55) 
[]

yapay zekanın içinden geçeceği sektörlere örnek verir misiniz?

şöyle söyleyeyim iş gücünü en azından yüzde 50-60 oranında düşürebileceği sektörleri merak ediyorum. ben köylüyüm bu işlerden anlamam ama az önce radyo dinlerken bi reklamda duydum, "ben yapay zekayım" diyordu... öylelikle aklıma geldi, "yuh seslendirme için insana gerek olmayacak" deyiverdim, öyle ya yaz sloganı "heyecanlı kadın sesi" de bitti gitti.

veo 3'ün son videolarını izledim mesela. inanılmaz. ama dediğim gibi önümüzdeki 3-5 senede hangi sektörleri bitirme noktasına getirir bilemedim. çeviri işlerine ciddi darbe vurduğunu biliyorum, artık kontrol amaçlı birkaç kişi yetiyor sanırım firmalara. edebi eser çevirisi zaten pek para etmiyor, yapay zeka almasa bile çok büyük bi sektör sayılmaz diye biliyorum.

sizce kısa-orta vadede (3-5 sene diyelim) yapay zeka neleri paramparça edecek? bu kadar insan nereye sçacak? genel olarak bu konuda fikirleriniz, teorileriniz varsa dinlemek isterim. tşk.

 
Şuanda yazılım ve veri analizinde oldukça etkili. Geliştikçe etkisi de artacak. Yapay zekayı kullanarak bu işleri yapacak kişilere yine ihtiyaç olur ama az sayıda kişi istihdam edilir.

Eğitimde de etkili olacak bence. Şuan yabancı dilden tut matematik sorusu çözmeye kadar kolaylıklar sağlıyor.
  • runaway  (28.05.25 18:17:34) 
"yapay zeka"nın matematik işlemi yapma kapasitesi yok o yüzden içinde para olan bi sektörü bitirme ihtimali 3-5 seneye yok. müşteri hizmetleri gibi sektörleri biraz sekteye uğratır. en büyük tehlike ölü internet teorisi denen şey, internetteki bütün yazılı ve görsel şeyler ufaktan "yapay zeka" elinden çıkmaya başladı, bazı sosyal medya sitelerinde içerik tamamen "yapay zeka"dan pompalanıyor hatta postu geçtim yorumları bile ona attırıyorlar. bi noktadan sonra elle tutulur bilgi kalmaz biz yine ansiklopedilere döneriz gibi.

kendim dahil olduğum yazılım sektörü için konuşursak, "yapay zeka"ya güvenip şirketler junior almayı bıraktılar veya işten çıkarmalar oldu, bu ileride senior yazılımcı sayısında müthiş bir düşüş olacak demek. bu aletin kod çalıştırma kabiliyeti hala yok, hangisini kullandıysam müthiş halüsinasyonlar görüyor ve bir sürü kütüphaneyi kıçından uyduruyor. ileride bunları düzeltecek senior olmayınca biraz yazılım sektörü tatsızlaşacak.
  • nahtoderfahrung  (28.05.25 18:17:46 ~ 18:20:10) 
Japonya'daydı sanıyorum, insan çalışanı olmayan bir deneme oteli varmış.

Biraz önce radyoda duydum, öksürük sesinden hastalığı teşhis için bir yazılım üzerinde çalışılıyormuş.

Ünlü bir fast food markasının master planında (sanırım) 10 yıl sonra tamamen otomasyona geçmek varmış.

10 yıl sonra Dünya çok değişik olacak, senin tabirinle içinden geçilmemiş meslek kalmayacak diye düşünüyorum.
  • Mirket  (28.05.25 18:18:49) 
Mütercim-tercüman
Basit hukuki işlemlerde görev alacak hakimlik, avukatlık
Niş olmayan her türlü yazılım işleri
Mühendislikte statik, mimari ve diğer proje çizenler
Bankacılık sektörü, banka çalışanları

Bir de robot kolu ile baristalık yapan makine vardı, qr ile istediğin fotoyu cihaza yükleyince onu latte art yapıyordu kahvenin üstüne.
  • Unde bach canim  (28.05.25 18:21:58) 
pilotluk diye bir meslek kalmayacak, sadece uçağın arıza durumunu ve genel koordinatörlük yapacak bir kaptan olması yeterli olacak, aynısı gemi kaptanlığı için de geçerli.

tercümanlara ihtiyaç kalmayacak gibi.
  • duyuruuser  (28.05.25 18:26:53) 
chatgpt'ye sordum aşağıdakileri sıraladı :

Çağrı Merkezleri ve Müşteri Hizmetleri
İçerik Üretimi & Kopya Yazarlığı
Tasarım ve Görsel Üretim
Video ve Film Prodüksiyonu
Çeviri ve Yerelleştirme
Muhasebe ve Raporlama
Hukuki Danışmanlık
Pazar Araştırması ve Veri Analizi
  • altinci nesil caylak  (28.05.25 18:31:26) 
Dil bilme, çeviri v.b işler kesin bitti. Hatta şimdiden bitik.
Reklam, metin yazarlığı elvada.
Çağrı merkezi, destek , danışmanlık kıl tüy bitti.
  • luluki  (28.05.25 19:14:26) 
cevaplara bakıyorum da çoğu söylenenin (kasiyerlik, otel vs.) yapay zeka ile hiçbir ilgisi yok. altinci nesil caylak'ın bahsettiği chatgpt nin verdiği cevaplar en doğruları :)


  • cek  (28.05.25 19:15:13) 
- muhasebe
- basit yazılım işleri
- avukatlık
- çevirmenlik bitti gibi zaten
  • duyurukullanıcısı  (28.05.25 21:25:38) 
Bu uluslararası call center hizmeti veren bir şirkette yönetici bir kuzenim var, 5-10 seneye tahminen call center'larda insan kalmayacak diyor.

Zaten orada çalışanlara belli sablonlar veriyorlar, yazılı olarak şu anda da halihazırda yapay zeka is görüyor. Yakında konuşarak da bu sektördeki insan gücünü tamamen bitirecek.
  • makbur  (28.05.25 22:12:36) 
Bir ilave yapayım.

Diyetisyenlik.

ChatGPT ile konu ve durumunuz hakkında bir sohbet edin. Ufkunuz değişsin.

Porsiyonunuzun fotoğrafını paylaşın kalori, makro ve mikro besin değerlerini söylesin. Bilgilerinizi paylaşın, kalori ihtiyacınızı söylesin, evdekileri paylaşın, gerekli kalori için hangi yemekleri yapabileceğinizi söylesin.
  • Mirket  (28.05.25 22:15:30) 
tasarim
yazilim
ceviri

servis sektorune dokunamayacak. bir ucanla bir kacan kurtulacak. hatta ben diyeyim bu meret toplumsal degisimi ve donusumu doguracak. cunku 3 yildir amerika'da beyaz yaka isler azaldi. bircok insan carkin disinda kalacak. tepedeki %1 daha cok varliga sahip olacak ve umutsuz milyonlar sosyal bir degisim baslatacak. at fava 20 yil bekle.
  • antikadimag  (29.05.25 00:58:15) 
Herkes kendi yakın olduğu alan ve çevresindeki birkaç alanı söylüyor, bu iş biraz da böyle zaten. Doktor arkadaşım artık tanı ve teşhis işini komple yapay zeka devralacak diyor, bana çok uzak geliyor bu sorumluluğu tamamıyla yapay zekaya delege etme devri.

Şahsi fikrim, hukuki danışmanlık indirekt bir şekilde darbe alır ama dava vekaletiyle yapılan avukatlıkta biraz nanay gibi. He gelsin alsın alabiliyorsa işsiz kalalım komple, yeminle işime gelir.

Bana kalırsa zaten “kurumsal” işlerin en azından yüzde 90’ı lüzumsuz ve beceri gerektirmeyen işler, no offense.
  • vedatchilipeppers  (29.05.25 08:43:26) 
Herkes şunu gözardı ediyor, 2+2 gerçek hayatta her zaman 4 etmiyor. İnsan faktörü işin içine girince o yapay zekaların takip ettiği kurallar gerçek hayatta her zaman işe yaramayacak. Tamam işleri kolaylaştırıp işin ameleliğini yapacaklar ama son noktayı her zaman kanlı canlı bir insan koyacak, nihai kararı insanlar verecek, bütün işi a-dan-z ye yapay zeka yapması bence ütopya. pilotluk, avukatlık, doktorluk vs hiç bir zaman bitmeyecek sadece işleri kolaylaşacak. Mesela muhasebe raporlama denmiş, bu işin sadece fatura işlemek ve kayıt atmak olduğu düşünülüyor belki ama gerçek hayatta bir muhasebeci fatura işlemek ve kayıt atmak için harcadığı zamanın çok daha fazlasını insanlarla uğraşarak geçiriyor. Gelsin yapay zeka vergi dairesindeki memurla uğraşsın, patronun/yöneticinin insanı çıldırtan saçmalıkta özel istek maillerine cevap versin hadi görelim.


  • zikardo  (29.05.25 10:54:02) 
avukatlık yazmayın kardeşler. bir kaç araştırmada en son etkilenecek meslek olarak belirtildi. avukatlık kanundaki maddeyi bulup yazmak falan değil. ama savcılık en başta etkilenecek hukuki bölüm olacak. zaten etkisisz, karar mercii değil, yargılamaya etkisi yok ve direkt ilgili maddeyi ekleyip iddianame yazmaktan ibaret hale geldi son dönemlerde.


  • ground  (29.05.25 16:19:25) 
[]

kalp/damar sağlığı

iyi akşamlar,

şimdi normalde "fakir check up'ı" tarzı bi kontrol istediğimizde hiç değilse gidip kan verebiliyoruz, pek çok değere böyle bakılabiliyor rahatlıkla.

ben kendi adıma şu ara kalp-damar sağlığımdan endişeliyim. spesifik bir rahatsızlığım yok ama yaşam tarzı ve fiziksel durum dolayısıyla şu an bulunuyor olması muhtemel, yoksa gelişmesi an meselesi gibime geliyor.

bu konuda genel bi fikir edinebilmek için herhangi bir devlet hastanesinde yaptırabileceğimiz testler var mı? çünkü dediğim gibi, genel sağlık için bi kan veriyosun bakıyolar, işte "ya rapor için gelmiştim karaciğerim bitik çıkmıştı şimdi nasıl merak ediyorum" filan diyosun yazıyolar hemen testi. bunun kalp-damar versiyonu var mı?

 
Ekg ye kolay bakılır, anormallik çıkarsa daha ileri testler yapılır

Ekg tansiyon ölçmek gibi kolay
  • grimavi  (18.05.25 21:39:20) 
5 kat merdiven çık. Arada mola vermen gerekmiyorsa iyisin demektir.
Ama illa hastanede bir şeyler diyorsan bir kardiyolog kontrolü iyidir. Bir ekokardiyografi bakar bir de efor testi uygularsa tam olarak ne durumda olduğun çıkar ortaya.
ASM'nizde EKG cihazı varsa o da bir fikir verebilir.
  • Mirket  (18.05.25 21:39:46) 
aslında sanal anjiyo dedikleri koroner bt anjiyografi yaptırmak lazım. kalp damar sağlığının en detaylı incelendiği tetkik olduğu söyleniyor.
ama onuda doktora gidip bana sanal anjiyo yap desen yapmaz. bir sorun görmesi ve daha detaylı inceleme istemesi gerekir.
belki parayı verdikten sonra özelde yaparlar.

aslında ailede kalp sorunları varsa doktora bundan bahsedip en azından bir eco ve karotis doppler usg istenebilir. hemde maliyet bakımında da ucuz işlemler.
  • my fault  (18.05.25 22:58:18) 
Aile hekimi check up Hakki var aslında herkesin. Anlaşmalı kurumlarda yaptirabilirsin -bazı özel klinikler de yapiyor-

Kan testi var -tam kan, kolestrol, böbrek değerleri vs- EKG var, akciğer röntgeni, idrar testi var.

Aslında senin istediğin nokta atışı, devlet Hastanesi'nde kardiyolojiden randevu almak. Bütün hastanelerde öyle mi bilmiyorum, ben bir ara çam sakura'ya gidiyordum Doktor hemen Ekokardiyografi ile bakıyordu. Sıkıntılarını anlatirsan Eforlu EKG ya da muayene sonucuna göre holter vs de verebilir.

İyi bir özelde bu işlemler biraz tuzlu oluyor. muayene 3000 Ekokardiyografi 6500 lira kan tahlilleri de 3000-7000 arası bir şey tutar (bu fiyatlar yatarak özel sağlık sigortası indirimli)

Bu arada o bahsettigim ilk check up çok afedersin hiçbir siki önceden belirlemiyor. Babamın 20 ocakta o check up'ta bütün değerleri muhteşem çıktı, 1.5 ay sonra akciğer kanseri olduğunu öğrendik (hem de 4. evre)

-özetle önerim kardiyoloji ye gitmen-
  • makbur  (18.05.25 23:26:52) 
[]

kedinin ölmesi ve defin işlemleri sorusu

dostlar iyi akşamlar, arkadaşım için açıyorum duyuruyu.

kendisi yurtdışında, kedisi veteriner kliniğinde ölüyor.

klinik biz belediyeye verebiliriz ya da yarına kadar dondurucuda tutabiliriz demiş. arkadaşım "sahipsiz gibi olacak" diye belediyeyi istemedi, yarın kliniğe gidip dayısı ilgilenebilir. normalde kediyle annesi ilgileniyordu ama o da hasta olduğu için gitme şansı yok, bu zamana kadar veteriner eve gidip ilgilenmiş kediyle.

arkadaşımın merak ettiği şu,

belediyeye verirlerse ilgilenirler mi? yoksa dayısından rica etse, onun ilgilenmesi daha mı makul olur, yani o istediği gibi gömebiliyor mu vs? siz nasıl gömdünüz kedinizi, neler yaptınız, ne önerirsiniz?

klinik fatih/balat'ta ayrıca.

duyuru linkini kendisine göndereceğim ben, cevaplarınızı direkt o okuyacak zaten. teşekkür ederim şimdiden.

 
Belediye bir cukura atıp üstüne toprak atacak. Bence böyle hatırlamasın

Alsın kediyi Sarıyer'de ormana gomsun
  • topkapiaksaray  (10.05.25 22:47:26) 
başka bir ilçedeyim, benim veterinerin anlattığı şöyle bir olay olmuş. o da klinikte ölen hayvanları belediyeye haber veriyor gelip alıyorlar. bir gün işçilere sormuş yav bunları nereye gömüyosunuz diye. hafriyatla beraber atıyoruz demiş adam.

pet mezarlığı aramıştım ben, alıp defnediyolar, defin videosu da yolluyorlar. ha masrafsız olsun derse dayısı alıp da gömebilir tabii. benim köpeğim epey danaydı ona insan kadar mezar yeri kazmamız gerekiyordu.
  • pide  (10.05.25 22:48:22) 
Belediyeye verilen ölü hayvanlar (birçok hayvan verildiği için) toplu olarak gömülüyor, dayısı alırsa istediği gibi gömebilir ben bi tane evin bahçesine bi tane de Maçka Parkı'na gömdüm.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (10.05.25 22:50:30) 
tuzlada hayvan barınagının orada gömü alanı var. ama siz gömemiyorsunuz teslim ediyorsunuz onlar gömüyor. biz iki kedimizi de bu şekilde gömdük. uzaktan gösterdiler büyük bir alan var oraya sıra sıra gömüyorlar. tabi yeri mezarı gibi birşey olmuyor.


  • orpheus  (11.05.25 00:20:46) 
[]

kktc'ye gidişle ilgili bilgi

dostlar iyi akşamlar,

yakın zamanda bir KKTC yolculuğum var.


şirket bana dış hatlardan giriş yapmamı söyledi. KKTC için cidden dış hatlardan mı giriyoruz? eğer öyleyse, yurtdışı çıkış harcı pulu alıyor muyuz?

onun dışında, türkiye'de turkcell hattım var. KKTC'de geçiyor mu? gidince değiştirmeme, bir aksiyon almama gerek var mı? özetle, KKTC ne kadar türk ne kadar yabancı? bu konuda hiçbir bilgim yok açıkçası.

son olarak fiyatlar nasıl dostlar? benim pek param yok açıkçası. türkiye'ye kıyasla ne ucuzdur, ne pahalıdır? alkol ucuz diye biliyorum ama onun dışında her şey daha pahalı sanırım? türkiye'den visa/mastercard kredi kartı götürsem mesela kullanabilir miyim, geçiyor mu?

 
esenbogaairport.com
Dış hatlarda listelenmiş.
Esenboğa'dan gideceğini varsayıp bugün kalkan Ercan uçuşlarına da baktım, kapıları dış hatlarda.

www.sabihagokcen.aero
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine kimlik belgesiyle çıkış yapanlar ile yurt dışına ticari amaçla sefer yapan kara, deniz, hava ve demiryolu toplu taşıma ve yük taşıma araçlarının mürettebatı (…) (1) yurt dışına çıkış harcı alınmaz.
(Zaten pasaportla değil kimlikle git, pasaportta KKTC damgası ileride Yunanistan'a gitmek istersen sorun olur.)

www.turkcell.com.tr

Kredi kartı geçer, fiyatları bilmiyorum.
  • kobuzchu kiz  (08.05.25 17:51:46 ~ 17:52:00) 
Dış hatlar.
Çıkış puluna gerek yok. Sadece kimlik kartı.
Türk hatları, yurtdışı tarifesiyle çalışıyor. O yüzden çoğu insan kapatır. Hattının yurtdışı tarifelerini kontrol et.
Kredi kartı geçiyor. Alkol ucuz.
  • nickini vermek istemeyen uye  (08.05.25 17:52:21) 
Pasaportla çıkarsanız yurt dışı çıkış harcı var, kimlikle yok.

Kredi kartı her yerde geçiyor, bir sıkıntı yaşamazsınız.
  • en bi orijinal  (08.05.25 17:59:53) 
dış hatlardan gidiyorsunuz, KKTC'yi sadece Türkiye tanısa da de facto bir devlettir. Kimlikle giriş yapabilirsin bu sebeple çıkış harcı yok. Girişte KKTC Polisi damga basıp bir belge verecek orada bulunduğunuz süre boyunca yanından ayırmayın.

kendi hattınızı kullanabilirsiniz ama tarife fazla yazar, havaalanında Vodafone, Turk Telekom vs personelleri var onlardan hat alın geçici, çünkü internet lazım oluyor özellikle map için.

Fiyatlarda alkol ve benzin hariç her şey Türkiye'den daha pahalı. İstanbul'a göre 1.5 kat, bazı lokasyonlarda 2 kat pahalı diyebilirim.

Demografik yapısı çok karışık. Ancak yüksek çoğunluk Türk nüfus, adanın yerli Türkleri ve 1974 sonrası göçen Türkler çoğunlukta. onun haricinde Dünya'nın her yerinden çalışmaya gelen insanlar var. İngilizce zaten günlük yaşamın bir parçası.

Toplu taşıma çok kötü, sık şehir değiştirmek gibi planlarınız varsa araba kiralamaya yönelebilirsiniz. Trafik sağdan akar, aman dikkat.

daha da detay için yazabilirsiniz.
  • ssekk  (08.05.25 21:33:37) 
[]

4 mayıs 2025 gençlerbirliği sakarya maçı

kurallara uygun mu bilmiyorum ama karşı olduğunu da zannetmiyorum açıkçası. ekşi başlığı,

eksisozluk.com

bugün her birinize ihtiyaç var dostlar. ankara'daki bütün duyurucuları bekliyorum. kale arkası biletleri sembolik olarak 19 LİRA 23 KURUŞ zaten. passosu olan herkes gelsin.

saygılarımla,

tşk

 
[]

almanca bir şarkı arıyorum - gemide geçiyor

dostlar iyi akşamlar,

dilimin ucunda ama bulamıyorum bu lanet olası şarkıyı.

corvus corax tarzı bir şey. aufsatz gibi bi şeydi. bulamıyorum.

youtube'da klibi var. tarık mengüç tipli bi abi filan da var hatta. ama şu an aklıma gelmiyor. nedir bu bulabilir miyiz?

 
ulan AUSSATZ'mış, bir harfle kaçırmışız. hiçbiriniz de söylemediniz,

www.youtube.com
  • mark greg sputnik  (08.05.25 18:14:43) 
[]

bu akşam deprem yayını var mı herhangi bir kanalda?

öncelikle istanbul ve çevresine geçmiş olsun.

bu akşam naci hoca olsun, cello reyiz olsun, şener abi olsun herhangi birinin katılacağı bir yayın planlandı mı, biliyor musunuz? tv kanalı olmasına gerek yok youtube yayını filan da olur. açıkçası böyle bir akşamda uzmanların konuşmalarını, yayınlarını izlemek isterim, herkes çok gergin ve her kafadan ses çıkıyor. ama benim haberim yok hiç. bildiğiniz yayın varsa paylaşırsanız çok sevinirim.

***

az önce baktım da celal şengör, fatih altaylı'yla program yapmış sanırım?

 
Naci veri gelmeden çıkmam demiş, celal kandilli'den ilk verileri alıp fatih'e çıktı ama çok tatmin edici şeyler anlatmadı; anekdot anlatıyor daha çok.

Genel olarak anladığım kadarıyla net konuşmak için biraz veri toplanması lazım, onun haricinde söylenenler öncekilerden çok farklı olmayacak. Zaten öngörülebilirliğin düşük olduğu bir bilimdalı, bir de güncel veriler olmadan söylenenler benim için çok anlam ifade etmiyor.

Asıl olması gereken: şenercilerle naciciler bir programda münazara yapsınlar, hangisinin savunduğu şey daha mantıklı görünürse izleyen ona inansın.
Nalet bir ülke olarak şu konuda bile ikiye bölünmüş ve tarafların birbirine salladığı bir durumda olmak yeterince can sıkıcı.
  • Bruce  (23.04.25 21:06:36 ~ 21:08:00) 
[]

bulgaristan'da çalışma

dostlar iyi akşamlar,

en başta uzatmadan asıl soracağımı sorayım: sofya'da 3500 leva brüt (net ne olacak bilmiyorum) ayrıca 30 bin civarı aylık şahsi gelirimiz olduğunu düşünürsek ortalama bir hayat için yeterli midir?

***

konuyu açacak olursam ben insta'da çoğunun dümen olduğunu bilsem de bazen reklamlardaki işlere başvuruyorum. bundan geri dönüş aldım. online casino krupiye işi, ekrem abi admin simulatörü. hedef kitle zaten türkler olacakmış, ingilizcenin olması avantaj dedi (zaten ingilizce görüştük) ve güya işte oturum izniyle filan ilgileneceklermiş, sofya'ya gidip önce eğitim alacakmışım vs...

yani böyle işler olduğunu biliyorum, yapan insanlar da gördüm ama bu kadar kolay mı ya? farkındayım neticede bulgaristan, verdikleri para çok değil, öyle kariyer yapılacak bir iş değil ama sonuçta türkiye'de bugün sınırın ötesine geçmek için kendini kesecek milyonlarca genç var.

yarın tekrar görüşücez, karşımdaki ekip gayet profesyonel ve normal göründü gözüme ama bi yandan da kafamda oturtamıyorum yani. sürekli "hmm acaba ne zaman benden para isticekler, ne zaman dolandırcaklar" diye düşünüyorum.

ne soracağımı da bilemedim aslında ama siz anladınız yani, bi tırtoluk çıkar mı acaba çok ümitlenmesem mi?

 
Türkiye'den iyi yaşarsın. Yakın bir yer olduğu için de bir ayağın Türkiye'de olur. Süper ülke değil ama şuan 3-5 yer dışında (bazı afrika ülkeler, latin amerika ülkeleri veya ortadoğu'da bazı yerler gibi) her yer gitmeye değer.

Tırtoluk ve dolandırılmayla ilgili de sakın para verme derim eğitim falan için.
  • runaway  (17.04.25 18:46:59 ~ 18:52:04) 
Sofya da online gaming işi yapan çok firma var ve yapılan iş orada legal,para transferi falan işlerine sen karışmadığın sürece hiç sorun yok,sonuçta sanal operatörsün,işini yapar paranı alırsın.

3500 leva bulgarda iyi para.ev kiraları falan son bir kaç yılda bayağı yükseldi ama 1000 levaya güzel eşyalı bir ev tutarsın.idare edecek bir yer dersen bu rakam 500-600 levaya kadar düşürülebilir.basit karın doyurma 10 levaya bakar.alkol falan para değil,sigara turkiyeden az yüksek.gayet insan gibi takılıp istediğinde dışarıda gayet güzel takılabileceğin bir hayat olur.

Plovdivde depoda takılan elemanlara 1250-1500 leva arasında maaş veriyoruz.satış,muhasebe falan 2000 civarında,herkes hayatından memnun bu rakamlara.
  • duptıs  (17.04.25 19:51:19) 
soruya cevap olmasa da Sofya'da bulundum. Güzel şehir benim hoşuma gitti. İş imkanı olursa çalışılabilir.


  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (17.04.25 22:10:27) 
cevaplar için teşekkür ederim.

ben zaten trakya'da doğup büyümüş bir homo sovieticus olarak bulgaristan'da yaşama fikrine fazlasıyla sıcak bakıyorum. tırt bir ülke olduğunun farkındayım ama sessiz sakin, havası temiz, insanı az, ufak tefek balkan ülkesi neticede. kafam rahat olduktan ve aç gezmedikten sonra keyifli yaşarım açıkçası. sovyet mimarisinden tutun bozuk yollara, güvenlik kamerası görevi gören ihtiyarlardan alkoliklere filan letonya'dan ukrayna'dan aşinayım zaten. bana evimde hissettiriyor bunlar djfjd

şansıma araştırırken benzer şekilde böyle bulgaristan'a gitmiş birkaç kişi gördüm internette. kendilerine ulaşamadım ama bayağı bayağı çalışma izni çıkarmışlar, vizelerini alıp gitmişler. vay arkadaş bizimkiler büyüyünce diplomat olacak filan diyodu bulgar'da milleti çoluk çocuğunun rızkını yemeye teşvik edicez piii
  • mark greg sputnik  (18.04.25 11:07:14) 
[]

sizce yarın sabah bir şey olacak mı?

en son siyasi gelişmeler ışığında soruyorum.




 
af için haziranı bekleyin dediler.


  • mikahakkinen  (16.04.25 23:18:35 ~ 18.04.25 09:29:30) 
affı sormuyorum abi, chp'ye kayyum atanır mı gibi konular daha çok ilgimi çekiyor şu aşamada. adamın 30 sene önce alınmış diplomasını iptal edip samandağ'da milletin arazisine çökmeye başladılar, benim alınmamış diplomama çökseler ne olur?


  • mark greg sputnik  (16.04.25 23:22:03 ~ 23:22:40) 
chpye kayyum atayamazlar o tren kaçtı.

diploma iptali anayasa mahkemesinden döner. alınmış hakka çökemezler.

arazi çökme işi bu hükümet döneminde çok normal, haberi yapıldığı için haberimiz var. yeter ki arkadaşlar inşaat yapmak istesin.

alınmamış diplomana çökerler ama alımışına çökemezler.
  • mikahakkinen  (16.04.25 23:58:17) 
rok'a operasyon çekip boşa düşürdüler sanırım.
cnn tayfa saydırıp, savcılık da soruşturma açmış.
yani chp'ye kayyum işi imkansız oldu.
  • parka  (17.04.25 00:14:24 ~ 00:14:48) 
[]

canım anama katarakt teşhisi kondu ama

selam dostlar,

kendisi 50 yaşında. bir süre önce "sağ gözümü kapattığımda sol gözüm çift görüyor, hiçbir şey göremiyorum" şikayetiyle doktora başvurmuş ve abartısız 4-5 doktor gezmişti, bu süreçte gözlük filan da yazdılar. kendisi en sonunda sıkılıp özele gitti bugün. doktor "sende katarakt var" demiş. canı çok sıkıldı.

şimdilik ameliyata gerek görmemiş, altı ay sonra gel, beslenmene dikkat et demiş ama annem bu konuda hassas bir insandır zaten, yani bilinçsiz birisi değil, spor yapar düzgün beslenir bizzat biliyorum. tatilde bayramda yanına gidecek olsak "size bol karbonhidratlı güzel yemekler yapınca benim de canım çekiyo bir an önce gidin" diyen bir insan.

açıkçası şaşırıp kaldım, ona da dedim anne bi şey olmaz boşver en kötü zaten ameliyatını olursun bitti gitti diye ama biraz şaşırdım açıkçası. 50 yaş katarakt için çok erken değil mi? hadi oldu diyelim, ameliyatla bu çözülebiliyor mu?

annemi tanıyorum çünkü, kendisi muhtemelen evde oklavayla "kör olursam nasıl yaşarım" diye denemeler yapıyordur. bu süreçte yanında ama aynı ölçüde de gerçekçi olmak istiyorum.

söylediğine göre doktor bile şaşırmış, o kadar yer gezmişsiniz, kataraktı kimse nasıl bu zamana kadar söylemez diye. ben de anlamadım.

şu noktada endişelenmeye, paniklemeye gerek var mı acep? ameliyatla iyileşiyor mu bu tamamen? ne yapmalı? bi de işin garip tarafı annem son birkaç aydır gözlerinin daha iyi gördüğünü söylüyor, normalde kitap okurken gözlük takardı mesela, artık takmadığını söylüyor. hiç anlamadım.

 
50 yas katarakt icin biraz erken olmakla birlikte herkesin basina gelen bir durum ve ameliyati var.
endiselenecek bir sey yok.
ömür yeterse hepimiz katarakt olacagiz ve ameliyat olup gececek.

ameliyat dedigin de kisacik bir islem.
  • sonsuz  (16.04.25 17:23:47) 
Tek doktora güvenmeyin, sizinki öyle değilmiş ama bunu ticarete döken doktorlar var, hemen yapıverelim ameliyatı diyebiliyorlar, sanırım nispeten basit bir operasyon olduğu için, 50 biraz erken ama yaştan bağımsız da katarakt görülebiliyor, güvenilir bir doktor bulduktan sonra korkulacak bir operasyon değil, bir de ne kadar erken yapılırsa, o kadar iyi aslında. Ameliyat sonrası rahat ediyor genelde yaptıranlar, kısa süren bir operasyon, sonrasında bir süre göz damlası kullanmak gerekiyor o kadar.

Son söyleyeceğim tamamen kişisel yorumum, hiç bir bilimsel dayanağı yok, ben annenizin yerinde olsam şimdilik yaptırmazdım iyi görebiliyorsam.
  •   (16.04.25 17:32:55) 
Ameliyatla iyileşir. İzmirdeyseniz veya gelme imkanı varsa serdar özler'i öneririm. İyi bir doktordur.


  • runaway  (16.04.25 18:05:05) 
erken ama eninde sonunda oluyor. benim babam da ameliyat bekliyor 63 yasinda.

sikintili mercegi cikarip yerine yenisini takiyorlar, basit bir islem.
  • antikadimag  (16.04.25 19:07:57) 
soruyu okumadım bile.

80'lik nineme yaptılar bu ameliyatı. 10 dk sürdü. ertesi gün göz sargısı açıldı ve günlük hayatına döndü.
  • yurtsuz john  (16.04.25 20:02:15) 
10 dklık çok basit bir ameliyat. kaliteli bi mercek koydurursanız sorun olmaz. annem 60 yaşında oldu.

sadece şu kısım garip geldi, 4-5 doktor katarakt olduğunu nasıl anlamadı da son doktor anladı. yani teşhisi çok zor olmasa gerek. ben olsam bir doktora daha gider teşhisi doğrulatırdım. gitmediyseniz devlet hastanesinde bi şansınızı deneyin.
  • elorelia  (17.04.25 09:43:44) 
gecmis olsun.
katarakt ameliyati kolay, onemli olan lens. Alcon'un lensleri bu alandaki en iyilerinden.

  • 65 derece  (17.04.25 10:53:02) 
ameliyatı çok gözde büyütülecek birşey değil, 83 yaşında babaannem, 60 yaşında annem oldu.
Dikkat etmek gereken nokta düzenli kontrollere gidip, ilerlemesini takip etmek, güneş gözlüğü kullanmak.
İmkan varsa bir üniversite hastanesine de götürün derim.
  • sealth  (17.04.25 12:00:36) 
benim annem de o yaşlarda oldu, biraz erken ama zaten ameliyatla halledilen bir şey. paniğe mahal yok şu an 63 yaşında bir sıkıntısı yok cok sükür.
40 yaşında olan da biliyorum.

  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (17.04.25 13:53:27 ~ 12.05.25 00:53:40) 
50 yaş katarakt için erken ancak görülmedik değil. Benim 50'lerin başındaki arkadaşımın da kataraktı var. Sadece daha önce nasıl teşhis edemediler garip geldi. Bu durumda ne yapıyoruz: bir başka doktordan kataraktı teyit ettiriyoruz. Sonrası inanın standart işlem. Rahat edecek anneniz.


  • SiyamkedisiZorro  (17.04.25 16:00:11) 
[]

black mirror'ın yeni sezonu güzel mi? (spoiler yok)

ben 5-6 yıl önce filan izlemiştim, o zamanki kız arkadaşım "zaten konu bütünlüğü yok" diye kendi sevdiklerini açıyordu ve bayılmıştım. çok sarmadı diyebileceğim birkaç bölüm vardı sadece. o kadar ki ben tek seferde ikiden fazla bölüm izlemezdim, cidden çarpıyordu.

sonra netflix'e geçti galiba, çok eleştirildiğini okuyordum, o yüzden hiç merak edip bakmadım.

son sezon iyi diyolla, izlemeye değer mi sizce? yani şu açıdan soruyorum ilk sezonlardaki o sayko tadı veriyor mu? hated in the nation olsun, nosedive olsun, fifteen million merits olsun o kalitede bölümler var mı?

bonus soru: ilk 4 sezonu seven birisine "5'le 6'yı da izle yav o kadar kötü değil" der misiniz yoksa orayı direkt pas mı geçmek lazımdır?

"la dizi işte aç bak beğenmezsen izlemezsin allah allah" demeyin lütfen subway surfer olmadan 30 saniye video izleyemeyecek hale geldim, oturup değerlendirme maksatlı 2 saat dizi izlemek benim için şu an ölüm gibi, mental olarak yaptığım bu yatırımın iyi olduğuna inandırmam lazım kendimi :(

 
eski carpicilik yok ama izlenir.

5i hatirlayamadim. 6 kötü bir sezondu bence. 7 izlenir ama ilk 4 sezon carpiciligi yok.
  • sonsuz  (15.04.25 15:00:20) 
İzlenir.


  • ruhen hastayim ben  (15.04.25 15:15:48) 
Beş bölüm izledim, ben çok beğendim. Eski tadı kesinlikle aldım. Beğenilmeyen üçüncü bölümü bile beğendim.


  • sekizdokuzon  (15.04.25 15:16:11) 
çoğu bölüm kötü bence madem çok da kötüye katlanamıyorsun full izleyemezsin herhalde ama seçerek izleyebilirsin gene de bazı bölümleri. 5. sezon kötü genel olarak smithereens izlenir izlenirse. 6'da joan is awful ve loch henry fena değildi bence. 7'de de common people ve eulogy fena değil. bir de uss callister'ın devamı var. bunların hiçbiri ilk 4 sezondaki iyi bölümler kadar etkilemedi beni ama en azından fena değil dedirttiler. diğer bölümlere hiç katlanamazsın bence.


  • semaforo de medianoche  (15.04.25 15:26:55) 
5le 6yı izle demem ben de ilk 4 sezonu sevenlerdenim, 5i ittir kaktır izledim, 6 diye bi sezon olduğunu bile unutmuşum, bir iki bölüm izleyip bıraktım. 7. Sezonun ilk 2 bölümünü izledim, eski tadı verdi bana, belki zamanla unuturum eski bölümler kadar yer etmez ama en azından seyir zevki var, üstünde düşünmeye sevk ediyor, 5. ve 6. sezonda izlerken uyumamaya çalışıyordum.


  •   (15.04.25 16:07:39) 
4 bölüm izledim genel olarak beğendim, izleniyor zaten şu ara başka bişi yok izleyecek


  • kullanicadi  (15.04.25 16:46:02) 
fena değil. izlenir.


  • ground  (16.04.25 12:10:59) 
[]

italyan futbolu severlere: interci misiniz milancı mı?

hangi tarafa daha fazla sempati duyuyorsunuz eğer spesifik bir şekilde eğiliminiz varsa? şu anki oyunu, takımı sevmekten bahsetmiyorum, küçük yaştan beri duyulan ilgiden söz ediyorum. mesela şu an inter'i çok takdir ediyor ve oynadıkları futbolu beğeniyorum ama ben küçük yaştan beri milancıyım. zamanında milan formam da vardı mesela, inter formam yoktu. ayrıca şu an tuttuğum takımla da renkleri aynı.

sizde nasıl durumlar?

burada cevap verebilirsiniz ama daha derli toplu olsun derseniz şöyle bir anket de açtım,

strawpoll.com

 
milan


  • basond  (11.04.25 23:40:09) 
1994 Şampiyonlar Ligi finali izlediğimden beri Milan.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (11.04.25 23:56:06) 
2005’ten bu yana ac milan taraftarıyım


  • uşak tezgahlarının halı dokuyanları  (12.04.25 00:11:45) 
Bizim kuşakta acayip bir inter çılgınlığı vardı fenomen Ronaldo yüzünden. Herkeste r9 forması vardı.

Ben iki takımı da sevmezdim, ikisi de "parası neyse verelim toplayalim herkesi" takimlariydi.
  • makbur  (12.04.25 01:06:03) 
Fenerbahçe' den sonra tek sempatim olan takım İnter. Ronaldo, recoba, vieri çocukluğumun starlarıydı.Fenerbahçe ile arasında sayısız benzerlik de vardır, bilen bilir uzun uzun yazmayayım şimdi


  • freedonia  (12.04.25 02:18:38) 
AC (van basten, gullit)


  • yadigar  (12.04.25 02:32:44 ~ 11:35:00) 
İnter aristokratların takımı ben milancıyım. Recoba ve baggio dönemi sevdim ama hep ac milancıydım. Ama italyada aynı şehirin solcu takımı Atalantayı keşfedince tarafımız belli oldu.


  • mikahakkinen  (12.04.25 08:42:20) 
20 yıl öncesininin milan'ını çok izlerdim. aşırı bir taraftarlığım yoktu ama muhteşem kadrosu kendini mecbur izletiyordu.
dida - cafu stam nesta maldini - pirlo gattuso seedorf - kaka şevçenko inzaghi

  • g7mor  (12.04.25 12:35:23) 
ilkokuldayken vieri formam vardı. gurmeler hatırlar.
o zamandır milano'nun mavi tarafındayım.

  • brakgn  (12.04.25 12:56:47) 
ikisini de çok sevmem, juventus her zaman daha sempatik gelmiştir ama ikisinden birini seçeceksem r9 sebebiyle inter'i seçerim.


  • sir gawain  (12.04.25 16:40:14) 
ben çocukken juventus tutuyordum. zidane juventusta oynarken yani.
ama genel olarak italyan takımların hepsine sempatim vardır. inter, milan, juve, roma, lazio, parma, hepsi
ingiliz takımları sevmezdim çocukken
  • abelardo  (12.04.25 17:08:44) 
milan'in milan oldugu donemde ergen oldugum icin milan. yok o kadar eski degil 80'lerden bahsetmiyorum ama 2003-2007 arasi estirdikleri donemde milan'i cok severdim. fm'de alip ust uste yillarca sampiyonlar ligi sampiyonu yapardim.

o efsane kadroyu bir daha sayalim yasli amcalar gibi.
defansta maldini, nesta, cafu, simic. yaslanmis da olsa costacurta. kisa bir sure jaap stam.
orta sahada pirlo, seedorf, gattuso, kaka, rui costa.
forvette sheva, inzaghi.

benim gordugum en iyi takim olabilir.

benim icin inter'in tek olayi ronaldo'nun 1 sezon top oynamasi. baska nasil bir hikayesi var bilmiyorum. 2010'da defans yaparak sampiyonlar ligi almislardi. cok bilmiyorum ama baska.
  • antikadimag  (12.04.25 17:50:42 ~ 17:51:19) 
Inter Milan diyerek sorunun canına okumayı tercih ediyorum. :)

Internazionale çocukluğumda aşırı şımarık, transfer rekoru kırarak (özellikle Ronaldo ve Vieri) istediği futbolcuları kadrosuna dolduran ama istikrarlı biçimde başarısız olduğu için bana ziyadesiyle antipatik gelirdi.

AC Milan'ı ise son dakikalarına 1-2 yenik girdiğimiz ama 3-2 yenerek evine gönderip sezonun devamında UEFA Kupası'nı kazandığımız sezonun en büyük maçlarından biri olması nedeniyle, bir Galatasaray taraftarı olarak ayrı severim. (Bu maçı da televizyondan canlı izlediğimi söylememe gerek yok sanırım.)
  • 10551037  (12.04.25 18:42:40) 
Milan ne abi? Berlusconi'nin takimi. Iticilikte daha otesi var mi?
Diger tarafta Morattiler. Kalite, klas, Italyan asaleti akiyor. AKP zamaninda muzesi kupalarla dolup tasmis Adana conolariyla, Koc'lar arasindaki mucadele gibi iste. Normal sartlarda bu ikisi ayni cumle icinde dahi gecmemesi lazim ama futbol iste, toplumun farkli kesimlerini birlestirip ayni cati altinda yaristirabiliyor.

  • tantamount_to_equivalent  (12.04.25 20:05:11) 
S.S. Lazıo :/


  • sparkle kiddle  (12.04.25 20:15:34) 
[]

pasaport yenileme/eski pasaport sorusu

dostlar iyi akşamlar,

ben 2012'de daha 18 yaşındayken birkaç yıllık pasaport almıştım. hatta polonya'dan ret filan yedim onunla.

daha sonra 2015'te 10 yıllık pasaport aldım.

o şu an duruyor ama ben daha sonra öğrendim ki başvururken eski pasaportu götürmemiz lazımmış? en azından öyle okudum. üstünden çok zaman geçti tabii ama ben kesinlikle ilk pasaportumu emniyete götürdüğümü hatırlamıyorum. şu an o pasaportun nerede olduğuna dair en ufak fikrim yok, verip de unutmadıysam tanışınırken filan kaybetmişimdir, yok yani aradan geçen sürede çok fazla şey oldu, karşıma neler neler çıktı ama o pasaportu asla görmedim.

şimdi mevcut pasaportumun geçerlilik süresi aralık'ta dolacak. ben yeni pasaport başvurusu yapacak olursam mevcut pasaportumla (veya onsuz) gitsem olur mu? bana ilk pasaportu sorma ihtimalleri var mı? öyle bi durumda ömür boyu yurt dışına çıkamıyorum herhalde?

bonus soru: malumunuz, çoğu ülke pasaportun en az altı ay geçerli olmasını istiyor. bitiş tarihinden altı ay önce başvurup yeniletebiliyor muyum? pasaport için illaki süresinin bitmiş olma şartı filan var mı? tşk.

 
Eski pasaportum kayıp diyosun başka bi şey sormuyolar.


  • turuncu tonlarda  (08.04.25 21:27:52) 
guncel pasaportu goturmen yeterli, daha oncekini sormazlar.


  • in vino veritas  (08.04.25 22:01:08) 
Problem değil, iki pasaport aynı aynda aktif kalabiliyor. İlk pasaportumun süresi dolduğu için yenisini çıkardım, eski pasaportu deldiler ama sistemden kapatmamışlar.

Mevcut pasaportumda 8 senem olmasına rağmen bir pasaport ihtiyacım daha oldu, taa ilk pasaport aktif göründüğü için dilekçe doldurtup sistemden kapattı.

Başvuru esnasında problem varsa o anda hallediyorlar.
  • kimlanbu  (09.04.25 10:06:08) 
[]

gençlerbirliği ilhan cavcav tesisleri

dostlar buraya nasıl gidebilirim? tam olarak mağazaya gitmek istiyorum forma almak için. bahçelievler durağında insem kime sorsam gösterir mi? harita üstünde yakın görünüyor ama malum ankara'nın bug'ları, bilemiyosun dağ mı tırmanacaksın orman mı geçeceksin.




 
bahcelievler metrosundan girise yurunur yakin. ama nizamiyeden girdikten sonra da biraz mesafe var tesislere kadar.


  • antikadimag  (08.04.25 19:07:27) 
türkeşin mezarına gideceğim dersen herkes gösterir. hemen yanı.


  • mikahakkinen  (08.04.25 21:59:11) 
[]

bu akşam şampiyonlar ligi'nde hangi maçı izleyeceksiniz?

aynı anda birden fazla maçı takip edebilen cinler kapsam dışı.

arsenal-real madrid mi olur tercihiniz yoksa bayern-inter mi?

eşşşşek arsenal'e zerre güvenmiyorum, real madrid malum şampiyonlar ligi'nde efsunlu zaten, bi halt oynamayıp yine 2-3 tane atıp geçecekler gibime geliyor. ben o yüzden hem atmosfer hem daha dengeli bi maç olabileceği beklentisiyle bayern-inter'e daha yakın hissediyorum açıkçası.

sizde nasıl durum?

 
Arsenal Madrid


  • uşak tezgahlarının halı dokuyanları  (08.04.25 18:40:48) 
birlikte izlerim. madrid baya kötü durumda bir sürpriz olabilir.


  • potsdamer  (08.04.25 19:55:29) 
Hala madrid

Bu arada bizi geçen çok fena yatırıyordun sputnik, verilmiş sadakamız varmış :)
  • respect  (08.04.25 21:06:09) 
öyle oldu abi kusura bakma, gerizekalı valladolid kırmızı kart görmeseydi zengindik ama djfdjf


  • mark greg sputnik  (08.04.25 21:15:19) 
Eyvallah, takılıyorum :) allahtan atm son dakka attı yoksa o kayıpla basabilirdim emin değilim :)


  • respect  (08.04.25 21:21:56 ~ 21:22:32) 
tabii ki real maçı. arsenal de eksik çok. real çabuk çözer. bayern inter maçında gol olursa öp başına koy.


  • mikahakkinen  (08.04.25 21:59:27 ~ 22:00:15) 
ikisinide dönüşümlü izlerim. bahis aldım


  • etna  (08.04.25 22:00:23) 
Bayer_inter trt spor


  • designer  (08.04.25 22:29:16) 
@hakkinen, abi real madrid taraftarı değilsen bu durumda o maçın daha keyifsiz geçmesi beklenmez mi yav? ben kendi adıma arsenal'den zaten bi şey beklemiyodum. real madrid de bi şekilde sonuca gidiyor ama kabız gibi top oynuyor. o açıdan ilginç buldum yorumu.

ben ilk yarı bayern-inter izledim, güzel de maç oldu şu ana kadar. arsenal-real madrid nasıl?
  • mark greg sputnik  (08.04.25 22:49:55) 
[]

evrim ve ejakülasyonla ilgili bi soru var kafamda

dostlar iyi akşamlar,

geçen arkadaşla konuşurken bi şey düştü aklıma. şimdi evrim kendi içinde "akıllı" bir mekanizma değil, daha ziyade "su akar yolunu bulur" olayı evet ama şunu düşündüm: diyelim ki biz genciz. sevişiyoruz yahut osbir delisiyiz diyelim, biyolojik olarak kabul görmüş/ortalama sayılan değerden daha fazla boşalıyoruz.

bunun vücudu "bu zaten genleri aktardı" diyerek daha hızlı yaşlandırması gibi bir ihtimal söz konusu olabilir mi? sonuçta biyolojik olarak sistem biz çocuk mu yapıyoruz, dopamin bağımlısı bir eşşoleşşek miyiz bilemez. sistemden sürekli sperm çıkışı bi noktada bünyenin bi nevi "kendi misyonunu tamamladığı" sinyalini verebilir mi, hani bu artık olgunluğa erişti, fizyolojik görevini tamamladı, bu artık kanser de olur hasta da olur gebersin gitsin pezevenk tarzı bir dönüşüm yaşanır mı?

bi yandan en başta söylediğim gibi evrimin "akıllı" bir süreç olmadığını biliyorum, o açıdan bunun kendi başına bi fonksiyon olarak gelişmesi bana pek makul gelmiyor. öte yandan evrimsel biyolojik kodumuz aşağı yukarı belli... o yüzden aklıma gelmedi değil. örneğin bizim kodlarımızda "bin kez boşalma 30 yaş" şeklinde bir denge varsa, biz buna 20 yaşında ulaşmışsak vücudun hikayeyi daha ileri sarması, yaşlanmayı hızlandırması gibi bi durum söz konusu olabilir mi?

bunu kendimce araştırmayı denedim ama açıkçası ne yazacağımı bile bilemediğimden dolayı pek bi şey bulamadım. hala buralarda mıdır bilmiyorum ama özellikle evrim halkasi ve bu konuda bilgisi olan diğer duyurucular bildiklerini paylaşabilirse çok sevinirim.

söylediğim şey çok mu saçma sizce? yani bence yetişkin bir erkek için ejakülasyon önemli bi biyolojik gösterge açıkçası. belki bunu çok yaparsak sistemimiz "tamam biz başka bi yere aktarıldık zaten burada yapacak işimiz kalmadı" diyodur, olamaz mı?

ya da şöyle sorayım bunun için "olabilir, varsa bile biz bilmiyoruz" diyebilir miyiz yoksa bu tamamen mantıksız ve saçma bi düşünce mi?

 
sacma. ama 31'i azalt yine de. psikoloji icin.


  • antikadimag  (07.04.25 18:57:31) 
gerçekten saçmaysa azaltırım. haklılık payı varsa speedrun yapıcam ona göre.


  • mark greg sputnik  (07.04.25 18:58:56) 
O zaman çok ağlayan insanlar bir süre sonra gözyaşı da üretmemeli


  • grimavi  (07.04.25 19:04:46) 
benim sorum sperm üretimiyle ilgili değil ki, vücudun "biz zaten salacağımızı saldık bu saatten sonra metabolizmayı fazla zorlamanın manası yok bu şafaktan sonra virüsle bakteriyle kanser hücresiyle biz mi uğraşcaz aq" demesiyle ilgili.


  • mark greg sputnik  (07.04.25 19:06:25 ~ 19:07:07) 
eger sadece ureme odakli bir organizma olsaydik dedigin olabilirdi. dedigin sey cok cok basit organizmalar icin gecerli olabilir. ama biz zaten bir yada birkac cocuk yaptigimiz zaman gen aktarimi konusunda doyuma ulasan bir turuz o yuzden bahsettigin turde bir omur etkisi sifira yakindir diyorum.

kamu spotu: elizabet candir, devamke.
  • cooperr  (07.04.25 19:24:44) 
Dedigin ozelligin ortaya cikmasi icin asagi yukari soyle bi surec lazim:

Bazi insanlarda mutasyon sonucu bahsettigin ozellik minimal olarak ortaya cikar
Bu ozellik secilim baskisiyla cogunluk hale gelir ve sivrilir

Bu ozellik secilim acisindan nasil bir avantaj yaratiyor ki aktarilsin/sivrilsin?
  • ghilleinthemist  (07.04.25 19:40:34) 
Evrimi bilmem de, Hint öğretilerinde böyle birşey var, ömrü uzatmak için az boşalmaya çalışmak gibi birşey.


  • parka  (07.04.25 19:53:02) 
Sprem de terlemek gibi bir şey ya sıcaktan çok terledik o zaman kalori yakalım ne güzel


  • olaylar olaylar  (07.04.25 19:56:12) 
Sorunun evrimle çok ilgisi yok aslında.

Evet, hayatlarında sadece bir kere üreyen ve üredikten sonra ölen canlılar var. Ahtapot türleri buna örnek verilebilir.

Evet sınırlı sayıda üremeyi kaldırabilecek canlılar da var, bazı örümcek türleri birkaç kez üredikten sonra ölebiliyor.

Bunun tersine çok defa ve çok sayıda üreyen canlılar da var.

Bu açıdan canlılarda görülen tek bir genel geçer üreme sayısından sözedilemediği doğru. Boşalma sayısı için böyle bir durum var mı çok bilmiyorum, ancak neticede olabilir. Doğada neredeyse her şeye bir örnek var.

Ancak insan ve (evrimsel açıdan sorduğunuz için örnek veriyorum) insanın yaşayan en yakın akrabası olan şempanze ve bonobo türlerinde seks zaten sadece bir üreme aracı değil, bunun yanında aynı zamanda bir sosyal ilişki kurma yolu. İnsan ki seks üzerine kurulu milyon tane kültürel olgu geliştiriyor. Haliyle bu tür bir popülasyonda boşalmanın hayat süresini olumsuz etkileme ihtimali daha düşük olmalı mantıken.

Sorunuzu görünce baktım şurada farklı farklı makalelere referans verilerek yazılmış bir yazı var. Makalelerden biri doğrudan boşalma sayısıyla biyolojik zarar arasında bir ilişki kurulamayacağını söylemiş.

www.medicalnewstoday.com
  • akhenaten  (07.04.25 19:58:32 ~ 20:02:30) 
hepinize teşekkür ederim ama @akhenaten ayrıca teşekkür ederim, duyuru'da sorduğum bir soruya çok makul ve makaleli belgeli desteklemeli bir cevap almanın şokunu yaşıyorum, sağolun var olun.


  • mark greg sputnik  (07.04.25 20:03:55) 
Aynı mantıkla şu sistemi de kurabilirdin; "evrim sürecinin canlılara yüklediği görev 'türünün devamı'nı getirmek ve bu pezeveng (senin deyişinle :)) habire bosaldigi için demek ki çok başarılı, daha çok yaşasın"

Enteresan bir detay, urolog bir arkadaşım mastürbasyon bagimliliginin en azından prostat için olumlu olduğunu anlatiyordu 'pc kasları' hep çalışıyor (bkz: kegel egzersizleri) minvalinde.

(Ruhen ve manen yarattığı yıkım öyküsü tabii tartışılmaz)
  • makbur  (07.04.25 21:36:49) 
Direkt sorunun cevabı değil ama incelemenizi öneririm. Boşalma sıklığı ve prostat kanseri ilişkisi:
www.health.harvard.edu

  • efx  (08.04.25 00:35:34) 
[]

yunanistan'da içki fiyatları nasıl?

ev arkadaşım yunanistan'a gitti ama orada işi gücü var şimdi çocuğa market gez fiyat araştırması yap demek istemiyorum. fiskidir uzodur kallavi içkilerin fiyatı türkiye'ye kıyasla nasıl, daha uygun mu? uygunsa ne kadar fark ediyor bilen var mı? ona göre rica edicem 1-2 şişe getirmesi için ama çok kayda değer bi fark yoksa hiç şeyapmiyim.




 
generalmarketcorfu.gr
generalmarketcorfu.gr
Market fiyatları ya online'la aynıdır ya da biraz daha ucuz olabilir.
  • kobuzchu kiz  (04.04.25 13:36:13) 
marketlerini bilmiyorum da bir kaç gün önce edirne'den yunanistan'a günübirlik gittim. migros'ta 1275 lira ya satılan büyük rakı'yı, 790 tl'ye karşılık gelen bir euro tutarına aldım yunanistan tarafındaki free shop'tan. viski filan sevmediğim için bakmadım ama herhalde benzer oranda diğer içkilerde de avantaj vardır sanıyorum.


  • wilhelmwasmuss  (04.04.25 13:45:54) 
Ustteki arkadasin paylastigi link turistik bir ada olan Corfu'da bir online market oldugu icin keskin bir veri saglamayabilir, mainstream marketlerin internet sitelerini kontrol edin bence: Sklavenitis, Lidl, Mymarket gibi.


  • freedonia  (04.04.25 19:36:32 ~ 19:39:09) 
[]

askere gideceğim - celp dönemi seçme gibi bi şey var mı

dostlar iyi akşamlar,

denk gelenler bilirler, normalde ben iş-okul ve şüşkoluk sebebiyle askerliği erteliyordum. geçen yıl erteleme almıştım. haziran'da 31'i dolduracağım. ama geldiğim noktada okuldan atılacağım, şu an online çalışıyorum ama o işim de "ek gelir" düzeyinde.

benim boyum için kilo limiti 105'ti. ben 117'den 103'e kadar düşmüş durumdayım. hal böyleyken, hayatımla ilgili ne yapacağımı bilmiyorken, sonuna kadar da bunalmışken hazır askerliği aradan çıkarayım diyorum.

yalnız şu an yaşadığım yerde kira sözleşmem var ve bana güvenen, birisi yabancı olmak üzere iki ev arkadaşım var. en azından haziran'a kadar burada kalmak istiyorum. tabii işyerime de haber vermek istiyorum önceden.

pazartesi muayeneye gidicem. muhtemelen erteleme alamam artık çünkü bi haftada 2-3 kilo alacak maddi güce sahip değilim.

muayene sonucunda askerliğe elverişli görülürsem en erken ne zaman giderim? atıyorum haziran gibi paket yapacak olurlarsa "ben bi sonraki dönemde gitmek istiyorum" deme şansım var mı acaba?

konu hakkında bilgisi olanlar paylaşabilirse çok sevinirim, teşekkürler şimdiden

 
bi haftada 2-3 kilo hele senin kilonda zor değil. sadece 1 litre su içsen o gün 1 kilo alırsın zaten. bence dene.

askerlik baya kötü.
  • jelly bear  (03.04.25 02:21:29) 
abi şimdi gitmesem seneye gidicem her türlü. artık yaşlandım, şişman kalmakta zorlanıyorum. normalde tam tersi olur ama bilmiyorum bünyem artık eskisi gibi çöp gıda kaldırmıyor, sinir stres para içün koşturma hayat gailesi derken gtü kuru gariban biri olma yolundayım. zaten illaki askere gideyim diyor değilim açıkçası ama kaçmak için ekstra çaba sarf etmicem artık öyle söyliyim.


  • mark greg sputnik  (04.04.25 13:30:33) 
[]

aybüke pusat'ın takipçi sayısı kaçtı?

dostlar iyi akşamlar,

boykot mevzuundan önce aybüke pusat'ın instagram'daki takipçi sayısı kaçtı, bilen var mı?

bir saat önce 4.6 milyondu, kendimce karınca kararınca deyip takip attım. demin baktım 4.7 milyon olmuş. en başta kaçtı peki biliyor musunuz, ne bileyim dün ya da önceki gün mesela? sanırım bunun tracker'ları filan da var ama ben pek anlamıyorum, bilen varsa paylaşırsa sevinirim.

normalde böyle insta'da ünlü takip etme/insta'da ünlüye sövme işlerini de sevmem ama kendimce naçizane duruş göstermiş bir insana destek olmak istedim - bir butona tıklamak benden bir şey götürmez ama bunu milyonlar yaparsa duruşumuzu gösterir diye düşündüm. tşk saygılarımla.

 
2 saat önce falan 4.5m idi.


  • sonsuz  (02.04.25 22:08:05) 
Öğle saatlerinde 4tü


  • jackyr  (02.04.25 22:45:16) 
4 -> 4,9 oldu degisim


  • mor oje  (03.04.25 07:27:30) 
3.8m civari deniyor ama kesin bilgi degil.

dune kadar kim oldugunu bile bilmiyordum da +2 takip de benden.
  • fevzi123  (03.04.25 07:42:18) 
ilk baktığımda 4m idi. ben de +2 ile dahil oldum. takipteyiz, paylaşım da yapmadı bu olaylardan sonra


  • kondansator  (03.04.25 10:59:15) 
[]

internetin karanlık dehlizlerinden bi video arıyorum (dans eden ruslar)

binbir şekilde aradım bir türlü bulamadım ama izleyen varsa muhakkak bilecektir.

8-10 tane izbandut gibi, yüzü kapalı rus dans ediyor. ortalarında da sanırım bir çocuğa tecavüz ettiği iddia edilen "kurban" var, daha sonra öldürüyorlar diye biliyorum ama benim aradığım kısım sadece dans ettikleri yer. duracak olursa dürtüp onu da dans ettiriyorlar. çalan şarkı şuydu:

www.youtube.com

bahsettiğim kısmında herhangi bir şiddet unsuru olmadığı için rahat erişilebilir olması lazım diye düşünüyorum ama bulamadım hiçbi şeklde. var mı gören eden?

 
[]

coğrafi olarak kıbrıs, türkiye'den/anadolu'dan mı koptu?

malumunuz, kıbrıs'ın kuzeydoğu ucundaki çıkıntıyla bizim adana-iskenderun tarafı tam yapboz parçası gibi... bizdeki alan çok daha geniş olduğu için cuk oturuyor diyemem tabii ama sanki oradan kopmuş gibi görünüyor.

bu konuyu biraz araştırdım fakat aklıma gelen her türlü anahtar kelimeyi kullanmama rağmen hep "kıbrıs neden bölündü" konulu içerikler gördüm, doğru dürüst bi şey bulamadım.

kıbrıs tarihsel süreçte bugün anadolu olarak bildiğimiz coğrafyadan koparak ayrılmış bi yer mi yoksa tamamen volkanik faaliyetlerle denizin dolması sonucu filan oluşmuş bi ada mı? yani kıbrıs'taki ucun bizdeki boşluğa oturuyor olması TAMAMEN tesadüf mü yoksa jeolojik açıdan bağ var mı arada?

 
Hocam Kıbrıs adası tektonik levhaların birbirine geçmesi ile oluşmuş bir ada bir yerden kopma gibi bir durumu yok ama bu ada sen de 10 milyon ben diyeyim 20 milyon Celal Şengör desin 50 milyon yılda levhaların birbirini ittire ittire denize yüzeyine çıkardığı bir ada, öyle bir jeolojik geçmişi var.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (01.03.25 22:48:30) 
bu makalenin ilk cümlesine göre anadolu'dan kopmuş.
cdnsciencepub.com

  • inveniam viam  (01.03.25 22:59:13) 
kıbrıslı jeolog mehmet necdet var. onun videolarını inceleyebilirsiniz.


  • jepa  (01.03.25 23:14:35) 
[]

askerliği birden fazla kez ertelemiş olan var mı? yoklama raporu

iyi akşamlar,

geçen sene dombililik sebebiyle erteleme almıştım. bugün yine aynı yoldan geçtim, aile sağlığı merkezinden sevk aldım, hastaneye gittim. hasta kayıtta "geçen senenin yoklama raporunu da getirmen lazım" dediler. o an hiç sorgulamadım tamam deyip çıktım da... ulan bu rapor askerlik şubesine gidiyor zaten, bende orijinali yok ki? sonra e-nabız'da raporu buldum. erteleme kararının raporu. onun çıktsını alıp gidicem pazartesi ama bi yandan da içim içim iyiyor yani e-devlet'te olan bi şeyi hastane benden niye istesin kendileri görmüyo mu onu zaten?

şu an bi yandan iş, bi yandan okulla uğraşıyorum ve erteleme gerektirecek kilonun üstünde kalmak için ciddi çaba harcıyorum (çok borcum var hem kişi hem kurumlara, şu an askere gidersem bi daha ömür boyu geri ödeyemem o kadar parayı muhtemelen). dolayısıyla bir an önce çözebilmek, bu işi geride bırakabilmek istiyorum.

benzer yoldan geçmiş olan var mı? e-devlet raporunu götürsem kabul ederler mi? yok etmezlerse ne yapabilirim? ben heyet raporu almışım, devlet bir yıllık ertelememi kabul etmiş yani ben muayene için niye bunun raporunu tekrar götürüyorum anasını satiyim ne saçma iş. ünlü bir filozofun da dediği gibi insan gerçekten hayret ediyor.

 
soruna tam bir cevap olamayacak ama gene de bir şeyler yazmak istedim. memurum bu arada, duruma hayret etmedim

bence olay şu; sen hastaneden bu şişko göt askerlik yapmaya elverişli değildir raporu aldın ama askere gitmemen konusunda rapora dayanarak nihai kararı veren kurum tsk. dolayısıyla hasta kayıttaki çalışan senden bu sebeple bu evrakı istemiştir benim tahminim.

ben senin yerinde olsam, e nabız şeysini hobi olarak gene yanımda götürürüm de, askerlik şubesine başvurup hastane benden böyle bir şey istedi diye derdimi anlatırım ondan sonra giderim. yukarıda dediğim sebepten ötürü e nabız şeysi tek başına bi anlam ifade etmeyebilir.

bence o kadar saçma değil yani. bu kadar panik yapmana da gerek yok. en fazla askerlik şubesinden evrakı talep edersin, x devlet hastanesine verilmek üzere, gecen yıl kurumunuzca düzenlenen erteleme raporunun tarafıma bir örneğinin verilmesi hususunda arz ederim benzeri bir dilekçe yazarak.
  • wilhelmwasmuss  (28.02.25 22:52:53) 
abi öncelikle cevabın için çok teşekkür ederim. benim için problem erteleme sınırında geziyor olmam. EŞŞŞEK olarak çalıştığım için gün içinde çok kalori harcıyorum, geçen ay 12 kilo mu ne verdim, şişko kalmakta zorlanıyorum. o yüzden bir an önce noktalamak amacındayım. en başta belirttiğim sebeplerden dolayı bu sene gitmek istemiyorum askere, ondan şeettim. "tamam seneye gel" desinler bu iş huzur içinde çözülsün.


  • mark greg sputnik  (28.02.25 23:16:42) 
[]

artık 50 bile genç ama 30 yaş neler için geçtir mesela? biraz da bunu

konuşalım. yani evet kimse zaten ben öldüm bittim demeyi istemez, GLOBALLEŞEN DÜNYAMIZDA TEKNOLOJİK GELİŞMELER vs derken gerçekten de 50-55 yaşında bile çok güzel yaşamak hatta zirveyi görmek mümkün oldu. eskiden 30 yaşındaki insanlar bir ayağı çukurda muamelesi görürdü, şimdi hayata yeni başladıkları varsayılıyor ya da en azından bu konuda eskisi kadar toplum baskısı veya olumsuz görüş yok. eyv.

AMA mesela 30 yaş için "artık senden geçti" denecek neler vardır sizce? olabildiğince objektif şeyler istiyorum bu arada yani yoksa 80 yaşında dil öğrenip çeviri yapan da var, illaki olmaz değil. örneğin profesyonel sporcu olmak gibi şeyler. tabii illa bu kadar spesifik/objektif olmasına gerek yok, genel kaideler de olabilir. demek istediğim fazla şahsi ve yorum niteliği olmasın.

örneğin ben saf zeka anlamında bundan iyiye gitmeyeceğimi düşünüyorum. daha tecrübeli, "akıllı", kültürlü, bilgili vs. olabilirim ama beynim çalışma kapasitesi olarak daha iyiye gitmez gibi. mühim kısım artık geliştirmekten ziyade gerilemesini yavaşlatmak gibi geliyor bana.

bunun gibi şeyler soruyorum. hatta yeteri kadar cevap gelirse işte diğer duyurucular "O GONUYU YANLIŞ SÖYLÜYON" diyerek verilmiş cevapları da belgelerle, bilimsel verilerle çürütebilirler.

 
Ben hiçbir şey için geç olmadığını düşünüyorum. Kendimden yola çıkarak söylüyorum bunu. 40 yaşındayım ama 30 yaşımdaki zamanlarıma göre daha genç hissediyorum. Bedensel ve zihinsel olarak daha güçlüyüm. Özgüvenim daha yüksek.

Aslında tamamen sana kalmış kendinle ilgili şeyler. Mesela, bir önyargı var. Yaş ilerledikçe fiziksel görüntün senden 10 yaş küçük insanla aynı olmaz gibi. Bunu örnek olarak verdim. Spor yaparsan, kendine bakarsan sen kendinden 10 yaş küçük kişiden daha iyi durumda olursun. Bu senin çabanla alakalı. Ben 10 yıl önceki halimle şu anki halimi kıyaslayamam mesela. O yüzden geç kaldığın bir şey yok. Herkesin hayat yolculuğu farklıdır. Hem dış görünüş, hem düşünsel anlamda benim için zirve yaşlar 30'lu yaşlarımın sonu ve şu anki zamanlarım.
  • rock n roll  (11.01.25 20:07:27) 
Sporcu olayini soylemissiniz zaten, bazi sporlarda 30 yasindan sonra profesyonellik zor. Futbol, yuzme gibi. Bunun disinda aklima bir de dil ogrenmek geliyor. 30 yasindan sonra yepyeni bir dili akici da konusabilirsin ama ana dil seviyesine yaklasmak calismakla bile zor.


  • mbond  (11.01.25 21:22:22) 
gece hayati olmaz.
uyusturucu, sigara , alkol her sey 30 yasina kadar btimesi lazim.
bunlara genc bir vücut dayanabilir ama 30dan sonra aldigi damagelar kalici olur. erken yatip erken kalkmak lazim. 30+ kimyasal takviye almadan partileyen kimse yok.

ögrenme kisminda eger odak ve imkan varsa herkes yapabilir diye düsünüyorum. dil de ögrenirsin, is de, meslek de her sey olur.

30 yasinda bir de artik hata yapmaman lazim. lisede, 20li yaslarin basinda sevgilini aldatirsin, arkasinin arkadasiyla sevgili olursun falan. hani o suursuzluk böyle hatalar yaptirir. deneyim de olur hatta, bisiler ögrenirsin. ama 30'lu yaslar, böyle seyleri hic kaldirmiyor.
  • sonsuz  (11.01.25 21:54:05) 
Fiziki aktiviteler haricinde gec kalınan bir durum olamaz


  • mirty  (11.01.25 23:22:49) 
rock n roll arti 1
2 hayatin olsaydi,birisini 30-40 yas arasi duzenli spor, duzgun beslenme, minimuma yakin kotu aliskanlik (alkol-sigara-uyusturucu-fast food-abur cubur)ile digerini de tam tersi bir sekilde gecirseydin 40 yasina geldiginde aradaki daglar kadar farki gorurdun. o yuzden dogru ve dengeli yasamayi bilmekte fayda var.

30 yasinda sonra hayvan gibi de kas yapabilirsin, bir dili de native seviyesinde de ogrenebilirsin ama bunun icin ciddi manada azim ve kararlilik gerekli. arti hayat tarzi. evli ve 2 cocukluysan bunlari unut mesela.
  • baldur2  (12.01.25 03:32:18) 
32den selamlar, enerji ve hevesini, degisen cevreni asla geri getiremiyorsun. Ise ilk basladigim 20li yaslarimda tum gece partileyip ertesi sabah 9da isin basinda olabiliyordum, simdi evden calismama ragmen genelde ertesi gun is varsa aksam gec yatmali program beni carpi *10 yoruyor.

Herkes artik hayatini belli cerceveye oturtmus oluyor evlilik cocuk vs standart seyler, arkadaslarinla paylasimin ister istemez bu eksende kisitli kaliyor, sen digerlerinden farkli bir sey yapmak istediginde kac yasindasin artik tepkisini cok fazla aliyorsun.
  • tuborg yesili  (12.01.25 14:17:10) 
Mühendis, Diş Doktoru, gibi acayip teknik meslekler yapabileceğini sanmıyorum 30 yaşından sonra. Buna Hukuk da dahil. Yapan var mıdır? Olsa bile illa ki yapan kişinin bir temel ve altyapısı vardır.

Yüksek lisans yaparken bankalarda üst düzey yöneticiyken akademiye geçip üniversitede akademisyen olan bir hocamız vardı.

- ...derken gerçekten de 50-55 yaşında bile çok güzel yaşamak hatta zirveyi görmek mümkün oldu.

+ yani evet ama bu biraz imkanlar doğrultusunda söz konusu. Karadeniz bir şehrinde hiçbir şey memnum olmayan, sürekli problem ile sorun çıkartan kronik hasta bir anne ve çok az yardım eden, dırdır eden alkolik bir babayla uğraşan bir tanıdığım var misal. Adam bunlarla uğraşmaktan hayatı kısıtlanıyor. 45 yaşında en az 5 senesi böyle uğraşmakla geçti ve geçiyor.


Benim hayatım çalışmaya başlıktan sonra değişmeye başladı. Lise tamamen asoysal ve utangaçtım. Üniversitede genellikle öyleydim ama az olsa bile sinemaya gidiyordum, kendimce bir şey yapmaya çalışıyordum. Çalışmaktan başladıktan sonra zor zamanlarımda oldu, psikolojik destek aldım ama bunu kendim isteyerek yaptım. Annemin ve babamın haberi olmadı birkaç sene terapiye gittiğimden. Hayatım Istanbul'un bir iki ilçesi ve köye gidip gelmekten ibaretti ama bunun ötesine geçtim. Bunu yapmam totalde 17 senemi aldı. Dikkat etmem gereken gene çok şey var. Yine de hayatımı güzelleştirdim ve geliştirdim.

Benle benzer şartlara ve imkanlara sahip olan bir tanıdığım bunu yapamıyor mesela. Hayatını güzelleştiremiyor.
  • put it in your appropriate place  (12.01.25 15:17:50) 
[]

kripto paradan anlayanlar - bu hawk tuah abla n'aptı?

dostlar iyi akşamlar,

kripto paradan hiç anlamam. çok temel ve yüzeysel bilgim var sadece. bu hawk tuah röportajıyla meşhur olan apla da sanırım kendi parasını çıkarmış ama sonra çok fena çakılmış mı bi şey olmuş. alanlar çok öfkeli. meseleyi bilmeyen birine basitçe açıklayabilir misiniz? kendisi (veya işin başındakler) bilinçli olarak milleti tokatlamak için mi yaptı bunu? yoksa bi çeşit planlama hatası mı?

milleti çarptı diyolar bi de mesela ne kadar çarpmış olabilir mevcut bilgiler ışığında?

 
Kişiyi tanımıyorum ve olayı bilmiyorum ama "kendi parasını çıkarmış ama sonra çok fena çakılmış" demenizden anladığım kadarıyla çok uygulanan bir yöntemle piyasa manipülasyonu yapmış.

Sosyal medyada kısa sürede çok kişiye ulaşıp, bu kişiler üzerinde etki sahibi olan insanlar bir kripto varlıkla ilgili "tüyo veriyor" onun yükseleceğini, önünün açık olduğunu, çok güvenli olduğunu vs. söylüyor. Artık kendi inandırıcılığına kalmış. Bu alım tavsiyesine uyan takipçileri de fiyatı ve işlem hacmi çok düşük olan bu kripto varlıklara yüklenince ani bir yükseliş görülüyor, bazen bu varlığın yükseldiğini gören bu grupla hiç alakası olmayan insanlar da bu aşamada hype'a dahil oluyor. Coin iyi bir yükseliş yakalayınca en başta alım tavsiyesi veren kişi satış yaparak karını alıp çıkıyor. Ancak mevzu bahis shitcoin olduğu için hype kısa sürede son buluyor ve kaçınılmaz düşüş başlıyor.

Defalarca kere yapıldı bu. Sizin örneğinizdeki kişinin yaptığı bu değilse bile yöntemlerden biri de bu.
  • akhenaten  (05.12.24 21:56:32) 
hocam peki coin'in değerini yatırım miktarı mı belirliyor? diyelim ki ben markcoin yaptım sürdüm piyasaya ama tanesini 3 sentten değil de 30 dolardan satmak istiyorum. böyle bir şey mümkün mü? yoksa işlem hacmi ve içerideki paraya göre sistemde otomatik değerleme mi oluyor?

benim anladığım bu abla aynen dediğiniz şekilde hype'tan faydalanıp milleti kendine çekmiş, paraları toplayıp kaçmış ama o kısmı nasıl oluyor ben onu merak ediyorum. az önceki örnekten devam edecek olursam, diyelim ki ben markcoin yaptım, başlangıç fiyatını belirleyebildiğimi varsayıyorum, 1 dolar diyelim... bir tane adam da çıktı 1000 dolar yatırdı benim coin'e. bu durumda benim coin'in alış/satış fiyatı nasıl/ne kadar değişiyor? sanırım coin miktarıyla da alakalı gerçi ama daha çok bu kısmını anlamlandırmaya çalışıyorum.
  • mark greg sputnik  (05.12.24 22:04:04) 
@mark açıkçası çok detaylı bilgim yok o konuda, daha iyi bilen biri gelmezse diye üstünkörü bildiğim kadarıyla aktarayım.

Kriptoparalarda tam bir regülasyon yok, onun için yöntemler çeşitli. Kripto paraların cinsleri de çeşitli. Varlık başka bir fiziki varlığa mı endeksli, yoksa değil mi; arz miktarı ne kadar, ne denli ciddiyetle proje yürütülüyor hepsinin farkları var. Ancak temelde proje aşamasından çıkan yeni coinlerin aynı hisse senetleri gibi halka arz olduğu platformlar var. Burda yatırımcılarla arz eden kişi veya kurum arasında bir fiyat dengesi oluşuyor. Bunlar daha varlık borsalara girmeden önce gerçekleştiği için detaylarına da hakim değilim açıkçası. Hiç gidip bir arza girmedim.

Ama özetle satıcının istediği tutarda fiyattan açılış yapmasından ziyade satıcının o varlığı yatırımcıya ne kadar fiyattan satabildiği önemli. Bu ilk talepler başlangıç fiyatını oluşturuyor.
  • akhenaten  (05.12.24 22:41:33 ~ 22:42:21) 
x.com

Şurda özetlemişler sanırım olayın mekanizmasını. Kriptoya zerre ilgim olmadığı için sonuna kadar okumadım ama işini görür gibi
  • nundu  (06.12.24 21:36:34) 
[]

internet sağlayıcısı değişince ip değişiyor mu?

dostlar iyi akşamlar,

reddit'ten ip ban yemeyi başarmış seçkin bir kardeşinizim. sitenin geneliyle zaten hiçbir alakam yok da birkaç tane sub var çok sevdiğim, oralarda aktif olmayı açıkçası isterdim. yakın zamanda taahhüt süresi dolduğu için başka bir servis sağlayıcıya geçtim. şu an yeni hesap açarsam "başka birisi" gibi görünür müyüm acaba? vpn'le her zaman girilebilir tabii ama gün içinde bilgisayar genelde açık oluyor, işten dolayı zaten vpn kullanıyorum, ayrı bir bağlantıyla sadece reddit için uğraşasım yok açıkçası. o yüzden yeni ve temiz bir sayfa açtığımı söylerseniz gireceğim, yoksa hiç uğraşmayacağım.


 
Reddit'in IP banı nasıl çalışıyor bilmiyorum ama Statik IP'niz yoksa (özellikle almadıysanız olmaz) modemi kapatıp açtığınızda IP adresiniz değişir. internet sağlayıcının değişmesine gerek olmaz.


  • KnoxOverstreet  (04.12.24 22:10:20 ~ 22:19:56) 
Reddit gibi siteler sadece ip adresine bakmaz. Kukilerini sil, ip'ni değiştir, yeni hesabını bilgisayardan aç. Telefon programı kullanıcıysan kim olduğunu bulmaları daha kolay olabilir.


  • benim icin hic boyle suslenmemistin  (05.12.24 00:08:02 ~ 00:10:59) 
vpn ip ban yemiş olabilirsin. o tür banlar sadece ip ban almıyor. çerez, cihaz kimliği ve tarayıcı bilgilerini de kaydedip banlıyorlar genellikle. 15 dakikalık bir modem resetleme ve yeni bir tarayıcıdan deneme ile aşılır diye düşünüyorum. hadi o da olmadı bi ipconfig/flushdns denenebilir. dns önbelliği de boşalttın mı zero sorun kalır diye düşünüyorum.


  • avatar is back  (05.12.24 00:39:26) 
[]

internet sağlayıcı değişikliği & modem kurulumu

dostlar iyi akşamlar,

taahhüdü bitmek üzere olan interlek sözleşmemi feshedip başka bir yere başvurdum, diğerine başvurunca ikisi birlikte oldu zaten. yalnız daha önce benzer bir şey yaptığımda geçtiğim firma bana bilgileri vermişti, modem arayüzünden gerekli ayarları yapıp yoluma devam etmiştim... şimdiyse şu an müşterisi olduğum hizmet feshedildi, modem arayüzüne de giremiyorum. modem benim sanıyordum ama değilmiş, adres vermişler onu da getir diye. şimdi merak ettiklerim,

1) modem bana ait olmadığından dolayı direkt aletin hayatını mı söndürdü firma, yeni hattı mevcut modemle kullanamıyo muyum yani? zaten 3-5 gün kullanıp yeni modem alınca bunu sökecektim.

2) belki başkadır diye kurcaladım filan ama yok yani hiçbir şekilde modem arayüzüne giremiyorum. yeni sağlayıcının interlekine erişmek için ne yapabilirim şu an?

3) yeni sağlayıcı bana modem ayarı için kullanıcı adı ve şifre vermiş. bu hattın açıldığı, modem arayüzüne girip ayarları yaptığım takdirde internet kullanabileceğim anlamını mı taşıyor?

"arayıp sorsana" diyebilirsiniz ama reklam olmasın, hangi sağlayıcı olduğunu anlamışsınızdır, bunlar kendileri isterse arıyorlar djfdjk en fazla mesaj filan atabiliyorum.

***

kısacası şu an benim ne yapmam gerekir teknoloji cahiline anlatır mısınız süreci? ben halihazırda altyapı/bağlantı/modem var diye yine arayüzden bilgileri değiştirip devam ederim sanmıştım. ortada arayüz filan yok şimdi. anaa.

 
Bağlantı tipi nedir? Modem/router sadece o servis sağlayıcıya kilitlenmiş olabilir. Öyleyse diğerinde çalışmaz. Her halükarda arayüze erişebilmeniz lazım ama kullanıcı adı/şifre kısmı kilitliyse erişseniz de işinize yaramaz.


  • orient blue  (02.12.24 21:23:23) 
İlk firma türknet'se şayet, modem politikaları çok komik ya. Yani firma olarak çok seviyorum ama aynı binada bir alt kata taşınmıştım 2-3 sene önce, interneti taşımak istediğimde elimdeki modemi kargolatıp bana yeni modem getirmişlerdi ahahah o yüzden modemi namus meselesi yapıyorlar saçma şekilde, muhtemelen en mantıklısı gidip yeni modem alıp direkt onu kullanmak


  • nundu  (02.12.24 21:36:08) 
@nundu, yok abi ilki degil :)

Bu arada ev arkadasim denedi, basta kendisi de giremedi ama sonra becerdi. arayuze erisim sagladiktan sonra ikinci firmanin verdigi giris bilgileriyle hic oyle ince/ekstra ayar yapmadan internete kavustuk, enteresan oldu.
  • mark greg sputnik  (02.12.24 22:32:07) 
[]

şu videoyu izleyince ne hissediyorsunuz? (konuşan kedi)

dostlar iyi akşamlar,

rus sosyal medyasında popi bir video sayılır, 20-25 saniye bir şey zaten,

www.youtube.com

kısaca kedi "korkma, ben senin arkadaşınım, gel yanıma otur, gözlerime bak, sen beni görüyorsun, ben de seni görüyorum, gözlerimiz yorulana kadar birbirimize bakalım, istemiyo musun, sen hayırdır??" diyor.

insta'da benzer bir video görmüştüm, "hayvanların yaşadığı zorluk" temalı, her biri insan yüzüne sahip timsahlar/boğalar vs. çeşitli sorunlar yaşıyorlardı. maalesef onu buraya atamıyorum çünkü onun sadece insta linki var elimde.

bunu reddit'te paylaştığımda insanlar çok komik buldular, güldüler ama ben aşırı rahatsız oluyorum her iki videodan da. korkunç geliyor. yani insanlara neden KOMİK geldiğini anlıyorum ama bana kesinlikle komik gelmiyor açıkçası.

***

sizde uyandırdığı his nedir? bilhassa psikolog/psikiyatrist filan varsa insanlarına çoğuna komik gelen bu videoları bu kadar ürkütücü bulmam neden diye de sormak istiyorum. ben hayvanlara "insansı" özellikler yüklendiğinde cidden aşırı rahatsız edici buluyorum. niye böyle?

 
Ucuz buldum dili bilmediğim için komik de değil. Psikolojide uncanny diye bir kavram var freud da bahsediyor bundan çok tanıdık ancak tekinsiz bir his veren şeyler. Bir de uncanny valley denilen bir şey var insansılığa yaklaştıkça robotların vs bir rahatsızlık vermesi durumu.


  • anon1m  (01.12.24 23:09:06) 
of edit yaparken yazdigim gitmis. neyse ozetle sunu demistim: aci, renk, kostum, hareket vs.. hersey urkutmeye yonelik. sanagoresi bana goresi avrupaliya goresi yok cunku ogeler gerilim, korku filminde kullanilacak sekilde.

ha su var bazilari uc ornekleri mizahi gorebiliyor. ornegin: markette etegi indirip sican kadin olayinda eksisozlukte bayagi makara yapilmisti. diger tarafta ben ve azimsanmayacak bir kitleye igrenc otesi geliyodu. bu kismi biraz benziyor.
  • buenosdias  (01.12.24 23:55:45 ~ 02.12.24 00:00:01) 
psikoloğum, halk adamı olarak cevap vereceğim. kediyi görür görmez halk arasında rüyalardaki kedileri üçlülerle eşleştirmeleri geldi, ürperdim


  • damba  (02.12.24 00:53:59) 
İcinde kedi olan seylerde engeli basiyorum sacma sapan hareketler oluyor hep abartiyorlar


  • Zetnikov  (02.12.24 06:08:05) 
[]

çamaşır makinesi tahliye borusunun bağımsızlığını ilan etmesi

gibi'yi izleyenler hatırlayacaktır: geçmişe gittikleri, yılmazların çok gariban olduğu bir bölüm vardı ya... şu an aynı o moddayım. yılmaz gibi "yeter, yeter, gerçekten yeter!" diye bağırmak istiyorum küfürleri de ekleyerek.

yeni taşındık sayılır, ilk 3-4 yıkamada sorunsuz çalışan çamaşır makinesi devamında balkonu perişan etmeye başladı. yıkamanın anca sonunda fark ettim, tahliye borusu bildiğiniz boşta sallanıyor, oradan çıkan su direkt balkonu basmış haliyle.

fotoğraflar şöyle,

FORTUM: prnt.sc

DELİK: prnt.sc

***

ben geldiğimizde ve ilk kullanımlarımızda nasıldı hatırlamıyorum bile ama hortumun bu delikten fırladığını düşünüyorum. bu işlerden HİÇ anlamam. sadece şunu biliyorum: çamaşır makinesi bir yerden temiz su alır, diğerinden kirliyi tahliye eder ve o kirli su da ucu açık olarak mekânın içine akmaz...

ev gördüğünüz gibi zaten 70 öncesi ankara evi, perperişan.

biz bu sorunu ucuz yollu kendimiz çözebilir miyiz? bantlasak filan dedik ama yok, suyun tazyiği yine patlatır muhtemelen, yalama olmuş zaten boşluk içinde hiçbir şey durmaz onun.

birini çağırsak şak diye 2 bin lira filan sokar. ev sahiplerimizden hiç bahsetmek bile istemiyorum, kendi sorumlulukları olsa dahi bir kuruş ödemektense ölmeyi tercih ederler.

kısacası bu nedir ya ne yapabiliriz buna? yeri de o kadar saçma ki yani en başta nasıl oraya sokmuşlar bilmiyorum.

 
productimages.hepsiburada.net

nalbura gidip bi tane şu gider borusu lastiğinden alıp lastiği deliğe takıyorsun, hortumu da buna takıyorsun. o sıkıca tutuyor. hortumun da öyle emaneten sadece ucunu sokma, azıcık sal içeri.

tahliye suyu öyle hortumu duvardan attıracak kadar tazyikli çıkmaz. lastik takar, biraz da içeri salarsan çıkacağını sanmıyorum.
  • kibritsuyu  (13.11.24 21:40:18) 
abi yine hiç bilmediğimden soruyorum ama bu delik bildiğin özelliksiz, pespaye bi delik, lastiği tutar mı? sen deyince gugılladım da bu lastikler tırtıklı sanırım. boruyu sağlam tutar mı dersin? yani her halükarda öncelikle bunu deneyeceğim sanırım çünkü hem yapabileceğim hem de ucuz bir yönteme benziyor ama delik o kadar güven vermiyor ki... sanki boruyu tuttursak bu sefer duvarları dökecek gibi. geberip gitmesek bari şurda


  • mark greg sputnik  (13.11.24 21:47:51) 
yani o deliğin arkasında lavabo gideri gibi kanalizasyona giden bir boru olması lazım, makineden çıkan su borudan kanalizasyona karışacak. bizim hortum da o borunun içinde duracak, suyu boruya verecek.

yani umarım borusuz falan sadece delik değildir, suyu tuğlaların içine versin. değildir ya.
  • kibritsuyu  (13.11.24 22:24:40 ~ 22:25:01) 
ahaha yok abi sanırım o kadar değildir çünkü gece karanlığında (ışığı yok) telefondaki fenerle uzaktan bakabildim de içinde tırtıklar var. dediğin gibi bi yere bağlı orası yani sanki. ha ama etrafındaki duvar niye perişan durumda onu bilmiyorum, sızdırıyordur belki. neyse evi su basmasın da :/


  • mark greg sputnik  (13.11.24 22:43:15) 
mümkün değil apla, makine balkonda çünkü, bayağı uzak kalıyor. gerçi hortumu uzatabilirsek pencereden küvetin içine sarkıtabiliriz sanırım djfdj


  • mark greg sputnik  (14.11.24 12:22:42) 
[]

büyük duygusal bağ kurduğunuz, keşke içinde olsam dediğiniz romanlar?

var mı dostlar? altını çizerek özellikle söylüyorum: çok sevdiğiniz romanlardan bahsetmiyorum. tarihiyle, kültürüyle, içinde geçtiği dönemle sizi yakalayan ve "oraları tecrübe etmek isterdim, keşke bu karakterlerin hepsi gerçek olsaydı da onlarla beraber yaşasaydım" dedirten eserlerden söz ediyorum. sık okuyanların zaten onlarca, belki yüzlerce favori romanı vardır. sorduğum bu değil. okurken müthiş keyif almış olabilirsiniz... ben daha ziyade böyle resmen özlediğiniz, sanki karakterleriyle arkadaş olmuşsunuz hissi uyandıran romanları soruyorum.

mesela benim için durgun don ve ardından uyandırılmış toprak bunun zirvesidir, ilki 1914-17 arası rus çarlığı'nın yıkılışını, ikincisi sovyetler birliği'nin ilk yıllarındaki tarımın kolektifleştirilmesi işini anlatır. iyi kötü okumuş bir insanım; bayıldığım, bitirince ağladığım, çok sevdiğim romanlar oldu ama hiçbirinin "içinde" yer almayı bu kadar istememiştim mesela.

sorduğum tam olarak bu. sizde var mı böyle bi şeyler?

 
Jane Austen ve kitapları. Bir de Charlotte Bronte'un Jane Eyre kitabı.

O zaman Jane Eyre.
  • Amaranta ursula  (10.11.24 20:22:16 ~ 11.11.24 11:30:28) 
yahu seçmen lazım ama amaranta aynı anda beş tane romanın içinde yer almayı isteyemezsin sry sistem izin vermiyor


  • mark greg sputnik  (10.11.24 20:23:33) 
Küçük bir çocukken Vadideki Zambak'ı okuduğumda o kadar fazla betimlemeye maruz kalmıştım ki rüyamda sürekli uçsuz bucaksız Fransız çayırlıklarında koşarken görüyordum kendimi süper bir histi, sonra bir daha yaşamadım öyle bir şey.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (10.11.24 20:43:34) 
Yerdeniz evrenini baya seviyorum ben...


  • burka  (10.11.24 21:25:12) 
otostopcunun galaksi rehberi serisi


  • robert bosch  (10.11.24 21:40:57) 
Küçük Ağa da İstanbullu hoca karakterini yaşamayı aşırı istiyorum. 30 senedir 10 defa okudum doyamadım.

Yine çocukken Robinson Cruise in 800 sayfalik orijinal metnini okumuştum. Öyle bir zorluk içinde olmayı da çok isterdim.

Henning mankell in kurt wallander serisinin tamamını okudum. Wallander karakterini kendime çok yakın buluyorum. Onunla aynı olayları çözmek cok tatmin edici olurdu.

3 silahşörler ve monte Kristo kontu da çok iz bırakanlardan.
  • deer hunter  (10.11.24 21:55:01) 
Ergenken Çalıkuşu nu okurken çok etkilenmiştim. Feride ile köy köy dolasmistim adeta :)


  • aslagülümseyenbirkediyegüvenme  (10.11.24 22:09:38) 
Hahahah :D o kadar spesfik tarif etmişsiniz ki dürüst cevap vermekten kaçamadım. Benim bu tarz, doğrudan karakterlerle gerçekten yakın hssettiğim roman bayat bir web novel. Nasıl oldu bilmiyorum ama olaylar bu şekilde gelişti :D Adı my vampire system.


  • akhenaten  (10.11.24 22:32:44) 
var. hatta bazen ben de düşünürüm bunu.

ruhum bir süredir genel olarak 19.yüzyıl fransası ya da avusturyasını arıyor.

kitap olarak spesifikleştirirsem monte kristo kontu.
  • AlsterWasser  (10.11.24 23:29:32) 
harry potter


  • deartheodosia  (11.11.24 08:33:34) 
"özlediğiniz, sanki karakterleriyle arkadaş olmuşsunuz hissi uyandıran" dediğin için Çalıkuşu. Cidden özlüyorum, dönüp okuyorum ara sıra. Ama o çağda orada yaşamak eksik kalsın, hiç istemem.


  • kobuzchu kiz  (11.11.24 08:35:41) 
[]

karaciğer dostumuz kendine gelir mi

(daha önce benzer duyuru açmış ve çok doyurucu cevap alamamıştım açıkçası, duyuru kurallarına göre bildiğim kadarıyla üzerinden üç gün geçmişse aynı/benzer soru sorulabiliyor, hatam varsa necip türk milleti affetsin)

merhaba arkadaşlar,

30 yaşındayım. 18'ime kadar essahtan tank gibi adamdım çok şükür ama sonra sakatlık, depresyon, üniversite vs. derken öyle böyle saçmalamadım. fazla kilo, hareketsiz yaşam, berbat beslenme, rafine şeker, üstüne korkunç boyutlarda alkol tüketimi vs...

geçen rutin, tırt bir işe giriş sağlık raporu işleminde doktor karaciğerimin uzatmaları oynadığını, mümkünse meyve bile yememem gerektiğini söyledi. ALT/AST değerlerim şöyle çıkmıştı,

AST 104 (referans aralığı 0-37)

ALT 155 (referans aralığı 0-45)

***

bir yandan 30 yaşında tekrar yeni yeni kendime geldiğim, "olur lan bu iş" dediğim, terapiyle ilaçla dostla gardaşla beraber mücadele etme gücü bulduğum bir zamandayım...

ama diğer taraftan bu beni gerçekten üzdü. sonuçlara şaşırmıyorum. hatta bana sorarsanız hala görece "normal" yaşayabiliyor olmam bile mucize.

bu sayılar buradan döner mi? hani 90 yaşını göreyim diye bir iddiam zaten yok ama 50-60 yaşında kendi işini kendi görecek, çalışabilecek, toplumun SEXSİ VE FONKSİYONEL üyesi olabilecek seviyeye gelebilir miyim?

doktora da kızmıyorum, bir dakikada dört hasta bakmaları gerekiyor, adam imzayı atıp "olm karaciğerin çok kötü la" deyiverdi, fazla detay da duyamadım.

toparlanabilecek bi noktada mıyım, bilen veya en azından aile/kişisel/tanıdık tecrübesi olanlar görüşlerini paylaşabilir mi?

yani rakamlar referans aralığının çok üstünde evet ama neblim işte "üç ay dikkat et aşama kaydedersin" düzeyinde mi, "kardeşim bir bira daha içersen karaciğer kanseri garanti" mi... onu bilemiyorum.

 
Abi şimdi burdan çok bilimsel yorum yapamam ve dahiliyeci de değilim hatta klinik dışı branşta olduğum için bu işlerden baya uzak da kaldım ama karaciğer, rejenerasyon yeteneği yüksek bir organımız. Yaşın da genç daha. Beslenmene dikkat edip alkolle arana bir süre mesafe koyarsan titreyip kendine gelebilir gibi. Sen yine sırf bu iş için bi dahiliyeciye git. Testlerini göster. Ne yapayim diye sor. Ama dediğim gibi karaciğer dayanıklı bir organdır yani vücudumuzun cefakar abisi gibi. İyileşir sen iyi davranırsan diye düşünüyorum


  • nundu  (08.11.24 23:28:21) 
testleri tekrarladınız mı?
alkol kullandıktan sonra aynı şekilde karaciğer değerlerim yüksek çıkmıştı, 2 ay sonra tekrar yaptırdım normal çıktı bu sebeple olabilir.
eğer yine yüksek çıkarsa alkol tüketimi olmadan gastroenteroloji randevusu alın bi usg baksınlar.
  • eja  (09.11.24 00:00:58) 
@eja, hocam alkolü hep kullanıyorum djfdjf benim için son üç senede "hah içmedim al bakalım" diyebileceğim sadece iki kez üç aylık ara söz konusuydu, onlarda da alkol değilse meşrubat tüketiyordum. karaciğerim vücut bulsa muhtemelen ağzımı burnumu kırardı.

@nundu, abi çok teşekkür ederim. ben de aslında biraz bundan ümitliydim. rejenerasyon becerisi yüksek bir organ diye biliyorum, kesince bile sakal gibi daha gür çıkıyor eşşolusu. eziyet etmeyi bıraksam, kilo versem, alkol/şeker almasam insafa gelir belki. zaten bu noktadan sonra bunu umut etmekten başka yapabileceğim bi şey yok açıkçası, geri dönüşü olmayan bir hasar verdiysem maksimum 10-12 yıl içinde helvamı versiniz herhalde.
  • mark greg sputnik  (09.11.24 00:22:44) 
Alkolü bırakıp kakan yeşil olana kadar bitki yersen düzelir bence.


  • buluty  (09.11.24 00:51:03) 
Yazdıklarından anladığım senin karacigerini yerine getirmek gibi bir niyetin yok. Önce kafanda zararlı olarak adlandırılan tüm yiyecek ve içeceklerden uzak durulması gerektiğini netleştir ve kararlaştır, sonra doktora git.
Karacigerin yarısı ile hatta 1/3 u bile iş görüyor. Ama sende bitiyor iş.

  • dedeminhirkasi  (09.11.24 10:24:45) 
değerler benzerdi aralık ayında,
full diyete başladım ve ağustos ayında hepsi referans aralığına düşmüştü.

  • tchuck  (09.11.24 10:30:22) 
valla burada duser diye yazanlar olmus. umut vermisler ama sen gevseyip ayni yasam tarzina devam edebilirsin gibi geliyor bana. o yuzden reddit'te gecenlerde okudugum bir ornekten bahsedeyim ben de perspektif olsun. senin yaslarda bir eleman yine asiri alkol tuketiminden karacigerini eline almis, rejeneratif siniri gecmis ve birkac yil omrum kalmis doktorlara gore diyordu.

yani bu islerin sakasi olmaz. nasil olsa duzelirmis diyip rehavete kapilma. geberip gidersin bak saka degil.
  • antikadimag  (09.11.24 17:31:12) 
Benim de değerlerim seninki gibiydi. Değerlerinin kötü olması karaciğerinin zarar gördüğü anlamına gelmeyebiliyor.
Fibroscan diye bir şey yapıldı. İleri derecede yağlanma çıktı ama karaciğerde sertleşme de sıfır ayarındaydı. Yani karaciğer hiç hasar almamış, insan gibi yaşamayla tamamen normale dönebilir dendi.
1 ay bir damla bile içki içmedim ve 154 olan alt değerim 60'lara ast ise 30'lara indi.

33 yaşındayım. Rutin bir iş yeri tektikleri bana yaşlandığımı hatırlattı, artık 20 yaşında olmadığımı hatırlattı. Eskiden haftada 28-30 bira, bir tane de 35'lik viski içiyordum artık 6 ile sınırlayacağım.
  • denizgonen  (09.11.24 18:22:53) 
bildiğim kadarıyla dönmesi için 2-3 aylık değil de ciddi bir beslenme alışkanlığı değişikliğine ihtiyacın var.
yani bu tür organsal fonksiyon bozukluklarında çat diye götürmüyor sanki. süründürüyor olmalı. gerçekten birkaç saatlik "zevk" için buna değer mi? hayatın ve bedenin mi, bu karanlık mı?

alkol hakkında gerçekleri bilsen bence korkar bırakırdın da, şu an algılatmayabilirler.
  • janderzel zartanyan  (09.11.24 20:00:05) 
[]

özel ders vermek istiyorum. önerilerinize ihtiyacım var

zamanında benzer bir soruyu "yapabilir miyim" diye sormuş ve "yok yapamazsın, olmaz" şeklinde cevaplar alıp üzülmüştüm. bu sefer öyle sormuyorum. yapacağım, yapmam lazım. hikayemi çoğunuz zaten biliyorsunuzdur ama kısaca özetleyeyim: 30 yaşındayım, aç karnımı doyurmamı sağlayacak ve günlük yaşantıma engel olmayacak bir online işim var ama özellikle borçlardan dolayı ek gelire ihtiyacım var. aynı zamanda öğrenciliğim devam ettiği için full time çalışamıyorum hatta part-time işlerin bile çoğu okula ciddi anlamda engel oluyor. yakın zamanda bir fast food restoranında işe girmiştim ama bir hafta sonunda bıraktım. ben yaşlı ve sağlıksız bir adamım, SABAHIN 4'ÜNDE bütün restorana paspas atmak sürekli yapabileceğim bir iş değil. aslında ortamı çok sevmiştim ama ayda sadece 10 bin lira için bu topun altına giremedim açıkçası, bana fazla ağır geldi.

başlangıç seviyesinde rusça dersi vermek istiyorum, bunu yapacak rusçam da resmi yeterliliğim de var (rus dili-edb 4. sınıf öğrencisiyim, konuşma pratiğim zayıf olsa da gramer canavarıyım, c5 ingilizcem var, başka kurumdan a1-a2 bildiğime dair [ÖĞRETEBİLECEĞİME DAİR DEĞİL] belgem var, hangi kurumdan olduğunu hatırlamadığım olimpiyat plaketim bile var vs).

tabii ki tecrübem olmadığı için piyasa fiyatının altında çalışacağım. şu aşamada bu işten ayda 5-6 bin kazansam bile inanılmaz olur benim için, 10-15 filan zaten şahane, hayatım kurtulur öyle söyleyeyim.

ama kuzene/kardeşe/arkadaşa ihtiyaç doğrultusunda yabancı dil öğretme haricinde tecrübem yok.

bu aşamada nasıl bir yol izlemeliyim? belli bir kaynak kitap seçip onu mu alayım mesela? öğrenciye fotokopi veririm belki. ben sıkı gramerciyim. o açıdan dilin inceliklerini, detaylarını, sağlam temelini atmak isteyen kişilerle çalışmayı tercih ederim. yani elimde ne tür materyaller olması lazım, bu işin raconu nedir, genel olarak bunu merak ediyorum.

özel ders veren varsa yol gösterebilir mi bu konuda?

ben kendi bilgime ve yeteneğime güveniyorum. senelerce sınıf arkadaşlarıma bile derslerin çoğunu kendim verdim resmen. sağolsunlar hepsi de "olm ne güzel anlatıyon lan" dediler. başlangıç aşamasında malum, hedef dili konuşan hoca türkçeyi çok iyi bilmediği için detayları açıklayamayabiliyor. ama ben bir türk rusça öğrenirken neyi iyi anlar, neyi anlayamaz, nerede sorun yaşar vs. biliyorum. bu açıdan yardımcı olabilirim. evet konuşma pratiği ya da ileri düzeyde kurs için iyi bir öğretmen değilim ama "ben bu işe giricem" diyen insana alfabesinden başlayarak anlatırım, açıkçası çok da güzel anlatırım.

şu aşamada ne yapmam gerekir sizce? ilan verebileceğim platformlar olsun, kullanılabilecek materyal türü olsun vs. her türlü öneriye açığım. yani atıyorum matematik-ingilizce öğretiyorsunuzdur, siz ne kullanıyorsunuz, ne yapıyorsunuz tarz olarak paylaşabilirseniz benim için çok faydası olur. açık etmek istemem derseniz özelden yazabilirsiniz.

ben komünist bir adamım, emek edip iş yapan her insana saygım sonsuzdur ama açıkçası 30 yaşında mcdonalds'ta tuvalet temizleyince "olm sen ayda 10 bin lira para kazanmak için bunu yapmak zorunda değilsin ki amk??" demedim değil. çalışma arkadaşlarımı çok sevdim, asla onları küçümsemiyorum ama bana özellikle FİZİKSEL olarak çok ağır geldi bu iş. o yüzden becerebilirsem dil öğreteyim, fikir-sanat işleriyle uğraşayım istiyorum. yoksa icra gelecek yakında donuma kadar alacaklar, okul mokul gt altına gidecek.

mesela şu an tecrübesiz birisi için rusçada 300 lira saatlik ders ücreti + tavuk döner + ayran (evin altındaki dükkandan) uygun mudur? öğrencinin evine gittiğinizde daha fazla ücret alıyo musunuz?

bu konuda çok fazla sorum ve yardımınıza ihtiyacım var. umursamazlık etmeyin dostlar, çoğunuz beni 10 yılı aşkın süredir tanıyorsunuz, bir an önce "şöyle sakin yormayan bir iş" bulmazsam gerçekten yok olup gideceğim. toparlamam gereken çok fazla şey var. babam çok ters zamanda öldü maalesef. fikir, öneri, gazlarınızı bekliyorum. teşekkür ederim.

(konum ankara bu arada. "gel la bana rusça öğret notunu vereyim" diyen varsa çarşamba günü aç lan gapıyı diye ünal baba gibi kapısına dayanırım. yalnız yol parasını sizden alırım tşk)

 
Sorduğun sorulara verebileceğim bir cevap yok maalesef. Sadece şunu söylemek istiyorum; sen hangi işe el atsan alnının akıyla çıkarsın. Ben de böyle motive edeyim :)


  • rock n roll  (04.11.24 20:26:44) 
@rock n roll, öyle deme yahu ağlatacaksın, zamanında o kadar tartıştık kavga ettik bunların hiç mi önemi yok djfdk


  • mark greg sputnik  (04.11.24 20:30:11) 
Ergenlerle savaşa girilmemesi gerektiğini öğrendim der meister :))

Özel ders veriyorum diye duyuru aç, üste de sabitlesin mod, belki buradan bile bulursun.
  • rock n roll  (04.11.24 20:36:14) 
öneri için teşekkür ederim ama sen böyle laf soktuktan sonra kimse beni ciddiye almaz ya, gelirler 100 lira verip dalga geçer giderler :((


  • mark greg sputnik  (04.11.24 20:40:45) 
aaa der meister mısın sen :))


  • high hopes of the sozluk  (04.11.24 21:47:32) 
evet


  • mark greg sputnik  (04.11.24 22:14:29) 
Dershanelerde LGS ingilizce dersi verebilirsin. Min asgarî ücret verirler.


  • sekizdokuzon  (04.11.24 22:48:04) 
Turkiye'ye tasinan ya da tasinmayi dusunen Ruslara Turkce ogretmek de bir secenek olabilir belki.


  • sertac akin  (04.11.24 22:50:30) 
@sertac,

abi gelenlerin kesin eşi filan oluyor, öyle zart diye çıkıp gelen hiç görmedim. varsa da ankara'da yok.

açıkçası şu an ilan platformu olarak da kafa karışıklığı yaşıyorum çünkü sözde özel ders için kullanılabilecek çoğu site aptal ötesi, ilan vermek mümkün değil.
  • mark greg sputnik  (04.11.24 23:06:29 ~ 23:07:08) 
Selam,
Ben matematik özel dersi veriyorum ve öğrencilerimin evine gidiyorum. Uzun zamandır bu işi yaptiğim için bir çevrem var ve ücret olarak bana yetiyor.
İnternet sitelerinde yüksek ücrete bulmak zor. Türkçeci bi arkadaşım armuttan yabancılara Türkçe dersi vererek sürümden iyi kazanmaya başladı. Genelde buraya gelenlerin sevgilileri, eşleri, çocukları vs. Sizin diller için nasıl olur bilemem. Armutun sistemde siz teklif veriyosunuz ücret karşılığı, bana uygun değil ama inceleyin bi isterseniz.
Sahibindene de ilan verebilirsiniz.
Orta Asya'dan gelenlerle Türkçe pratik de yapabilirsiniz siz.
  • bumbum  (04.11.24 23:21:13) 
Bence olay ödev vermek. 1 saatte her şeyi halletmen mümkün değil. kendisinin de zaman ayirmasi ilerlemeyi sagalayan en onemli sey


  • abuzer  (05.11.24 05:21:25) 
Olay sadece bilmek ya da herhangi bir şeyi anlatmak değil de dil öğrenirken kullanılan yöntemlere, araçlara hakim olup öğrenciye hangisi ne kadar, ne şekilde yararlı olur onu tespit etmekle ilgili. Mobil uygulamalarla falan başka bir yerde artık dil öğretimi, bazıları sadece zaman kaybı bazıları gerçekten ilerletiyor. Bunları ayırmak lazım. Kişiye özel bir plan yapabilmek yani. O yüzden hiçbir araştırma yapmadan “ben çok güzel anlatırım”a güvenmeyin sadece. Naçizane fikrim.


  • sibertenik  (05.11.24 10:12:06) 
işin teknik tarafı hakkında en ufak bir fikrim yok, pedagoji bambaşka bir hikaye ancak şunu biliyorum, hangi işi yaparsanız yapın önemli olan müşteri bulmaktır. hiç utanmadan sıkılmadan her yere ilan verin, bırakın.


  • co2s2  (05.11.24 10:44:07) 
Abim yakin zamanda online Turkce anlatimli Hollandaca dersi vermeye basladi. Facebook'a Turkce olarak ilan verdi. Bati Trakya, Yunanistan'dan gelen bir kadin denk gelmis, gene Bati Trakyali Hollanda'da yasayan baska Turkleri de olaya dahil etmis. Su anda sinifta 12 kisiyiz genelde, 10 tanesi Bati Trakyali, birbiriyle baglantili kisiler. Neyse ozetle ilan verilebilir.

Sertac akin +1, Turkiye'de az cok Rus nufusu var, Ruslara hitap eden Turkce dersleri icin ilan verilebilir. Yoksa mevcut dinamiktelerde Rusca ogrenmek isteyen Turkler cok kucuk bir kume gibi geliyor.

Kuzenim de Udemy'de Arapca kursu baslatti. Ana gelir kaynagi olacak kadar gelmiyor ama var az cok hareket. Normal klasik ders anlatimi seklinde ilerliyor. Oyle cok ust duzey kalite falan degil bence.
  • mbond  (05.11.24 12:53:46) 
  • bumbum  (12.11.24 23:33:42) 
[]

bi şarkı arıyorum, sanırım pitbull'undu

böyle çok komik ve saçma bi sesle nı nı nı nı nı nı diye giden bi kısmı vardı. kafama takıldı. bu tarz işte na na na nuh nuh gibi aratınca hep yakın zamandan bi şarkısı var, o çıkıyor. benim bu bahsettiğim şarkı eski, 10-12 senesi olabilir belki. bayağı popülerdi o dönem, en meşhurlarından biridir sanırım ama biraz baktım bulamadım.




 
Bilgiler bana yetersiz geldi Mike. Bir şey daha eklersen buluruz bence.

www.youtube.com
  • nawar  (04.11.24 16:35:40) 
çok komik ve saçma ses bana sadece bunu hatırlattı:

www.youtube.com
  • matilda  (04.11.24 16:37:50) 
ahahahaha teşekkür ederim @matilda evet bundan bahsediyordum, aklımda pitbull diye kalmış hep öyle aratıyordum. çok keyiflendim gülmekten yazasım gelmiyor djfdf


  • mark greg sputnik  (04.11.24 16:43:42) 
nı nı nı diyince aklıma wiggle wiggle geldi ama pitbull değildi


  • nundu  (04.11.24 16:46:06) 
Aa bulunmuş ben yazana kadar neyse :D


  • nundu  (04.11.24 16:46:21) 
@mark, nı nı nı ile şarkı bulmadım demem bu vesileyle efsaneyi hatırlayalım:

galeri0.uludagsozluk.com
  • matilda  (04.11.24 17:34:53) 
Hahaha çok güldüm ben de na na nuh dan nasıl buldunuz tebrik ederim :) @mathilda
Paylaştığınız caps sizi anlatmış

  • hain kostokk  (05.11.24 00:22:26) 
[]

chrome'da bir sayfanın otomatik yenilenmesini engellemek mümkün mü

flashscore'da puan tablolarını takip ederken değişimi kendim görmeyi seviyorum ama site maç bittikten hemen sonra otomatik güncelliyor tabloyu. mesela şurası: www.flashscore.com

şu an kocaeli-karagümrük maçı var, bittiğinde bu linkteki sıralama otomatik değişecek.

ben istiyorum ki ondan bu yetkiyi alayım, tablo sadece ben sayfayı yenilediğimde değişsin. yıllar önce böyleydi zaten sen basmadan yeniyi göremiyordun, şimdi kendi yeniliyor serseri.

bunu öyle çok teferruata girmeden, neblim işte sağ tıklayıp vs yapma şansım var mı? bütün tablolar için yapacağım çünkü. link açtığım haliyle kalsın, yeni veri SADECE ben yenileyince görünsün. olabilir mi öyle bi şey?

 
adres çubuğuna şunu yazıp aratın : chrome://flags/#automatic-tab-discarding

orada bir ayarı vardı, sekme aktif değilse pasif duruma al gibi

bulamazsanız chrome eklentileri var bunun için
  • pislick0  (02.11.24 20:38:38) 
[]

ankara'da ders çalışmalık kafe (kızılay'a ne kadar yakın o kadar iyi)

arkadaşım için soruyorum, ben kafede ders çalışma konseptine aşina değilim o yüzden hiç bilmiyorum.

bu çocuklar ankara'ya yabancı. bir araya gelip hem çay çorba içilebilecek, uzun saatler oturulup bilgisayar eşliğinde ders çalışılabilecek bir mekan istiyorlar. kızılay ve çevresi en iyisi. anladığım kadarıyla öyle herkesin işinde gücünde olduğu çok sessiz bir yer olmasına gerek yok yani ama defter kitap yaydıklarında "kalkın gidin lan" denmesin.

yeni nesil kahvecilerin çoğu herhalde böyledir ama en azından birkaç spesifik mekan önerebilirseniz memnun olurum. hatta direkt google maps şeysi atarsanız daha bile iyi olur. teşekkürler şimdiden.

 
Kara balık.


  • Amaranta ursula  (02.11.24 20:14:56) 
teşekkür ederim ama burası 15 dilde internet sitesi filan olan bi yer amaranta ya fazla ciks geldi bana. arkadaşlara starbucks'ın görece sakin versiyonu lazım gibi anladım ben. burada sanki bi kahve içmeye kalksan donuna kadar alırlar, bende uyandırdığı izlenim o en azından


  • mark greg sputnik  (02.11.24 20:36:25) 
Hayır öyle bir yer değil, fiyatlar Ankara ortalamasında. Gidip saatlerce oturabilirsin. Kimse de bir sye iç diye baskı yapmaz.


  • Amaranta ursula  (02.11.24 20:48:08) 
Atatürk Bulvarı'ndaki coffee lab olabilir.


  • playing star again  (02.11.24 22:49:04) 
Uyanık Kütüphane'ye bakabilirsiniz, bir giriş ücreti var galiba detaylı bilmiyorum.


  • kendi helvasını kavuran zombi  (02.11.24 23:13:33) 
Sıhhiye Genç akademi diye arayın Büyükşehir Belediyesi'nin. Normalde kartlı giriş ama ilk gün için idare ederler. Kantini var dışarıdan ucuz. Sesli çalışılabilir.

Adnan Ötüken il Halk kütüphanesi yer bulmak zor olabilir ancak yemek yiyip içmek için çevrede çok yer var. İçeride otomatlar var.

100 yıl gençlik kütüphanesi İzmir 2 caddesi

Kolej Ankaray istasyonunda çalışma alanı var.


Nevada coffee tuna caddesi üst katında çalışma alanları var.

*Bunların hepsi tüm kriterleri karşılamıyor olabilir ancak çalışma alanı kütüphane arayanlar için not düşeyim dedim.
  • anon1m  (03.11.24 00:28:31 ~ 00:30:30) 
Kolej istasyonu +1


  • primetime  (03.11.24 08:48:46) 
[]

faturaya ikinci isim eklemek

dostlar bu işlem yapılıyor mu, nasıl yapılıyor bilen var mı?

ev arkadaşım yabancı. yaşlı ev sahiplerimizi güç bela bir dümen olmadığına ikna edip notere götürdük geçen "noter onaylı kira sözleşmesi" alabilmek için ama göç idaresi sanırım bunun üstüne ayrıca arkadaşımın adına fatura istiyor. ya adamın elinde zaten NOTER ONAYLI KİRACI SÖZLEŞMESİ var ben anlamıyorum kaçak göçek olsa bu kadar uğraştırmazlar.

buraya yeni taşındık sayılır, ben abonelikleri kendi adıma açtırdım. mesela elektrik faturasına arkadaşımı da eklemek istesem bunu yapabiliyor muyum? ankara'dayız, firma enerjisa mı ne. internette bununla ilgili hiçbir şey bulamadım, hep işletmelerin kestiği faturalarla ilgili bilgiler çıkıyor.

fıttırıcam aq az kaldı çocuğu sevmesem ve ödeyeceği kiraya ihtiyacım olmasa "AUSLANDER RAUS" deyu vurucam tekmeyi, bu ne ya illa afgan mı olması lazım

 
hocam bir faturada iki isim olmaz ama faturalardan birini (su en kolayı olur muhtemelen) arkadaşınız adına değiştirtin bence.


  • shadowfollower  (31.10.24 09:06:57) 
o değiştirme işini nasıl yapabilirim peki hocam? e-devlet üzerinden deneyeyim diyeceğim ama sanırım işlemi onun gerçekleştirmesi gerekir, yabancılar e-devlet'ten işlem yapabiliyor mu bilmiyorum. bu arada kendisi geçen sene yine yabancı kız arkadaşıyla türkiye'deyken faturada ikisinin isminin de yer aldığını iddia ediyor ama ben de hiç görmedim faturada iki isim.

su kartlı sistem bizde, o yüzden doğalgaz-elektrik ikilisinden biri olacak o durumda aman nasıl yapılır ona dair bi şey hiç bulamıyorum.
  • mark greg sputnik  (31.10.24 09:16:05) 
hocam elektriği değiştirmek biraz sıkıntılı diye biliyorum. gaz için de başkentgaz'ı arayıp sorun bence. ben su ve gaz için kendi sitelerinden yapıp e-devletten belge onaylamıştım sanırım ama yabancılar için süreç nasıl işler emin değilim.


  • shadowfollower  (31.10.24 09:18:13) 
evet hocam öyle yaptım. kira kontratı ve kimlik fotokopisiyle gidip ben hiç yokmuşum gibi kendi üstüne alabiliyormuş. umarım bunu kendi siteleri üzerinden yapabiliriz yoksa çıldırcam valla suyu elektriği ikameti doğalgazı evcek manyak olduk bir aydır bu kadar karışık olmamalı bu işlemler ya


  • mark greg sputnik  (31.10.24 09:23:35) 
Adrese gelen cep telefonu faturasi vs olmuyor mu acaba?


  • kuehles blondes  (01.11.24 12:56:42) 
[]

kaliteli vpn önerir misiniz? premium alacağım

öncelikle bilgisayarda kullanmak için istiyorum ama bunların zaten mobil app'leri de oluyordur sanırım. şöyle sakin yormayan, hızı yüksek, kafama göre ülke seçebileceğim, bankacılık işlemleri dışında filan hep açık tutabileceğim güvenilir güzel bi şey istiyorum. kullandığınız, önerebileceğiniz bir servis var mı? senelik 1000-2000 lira verdikten iki gün sonra patlamayalım.




 
R11 e git github edu al, ordan kendi vps ini kur


  • lapaz  (27.10.24 17:04:41) 
abi ben anlamam öyle şeylerden yav


  • mark greg sputnik  (27.10.24 17:06:59) 
Kaspersky tavsiye ediyorum burda ve çevremde soran herkese. Wikipedia yasaklarından beri kullanıyorum gayet memnunum. Fiyat olarak da uygun


  • nundu  (27.10.24 17:17:06) 
  • lapaz  (27.10.24 17:17:18) 
  • lapaz  (27.10.24 17:18:14) 
protonvpn'i bir araştırın


  • elite crew  (27.10.24 17:50:51) 
[]

ankara'da çok tırt olmayan ama görece uygun fiyatlı ayakkabı

alabileceğim, bu yönüyle öne çıkan bir çarşı-pazar var mı?

ayağım zaten sakat, şimdi işten dolayı sürekli ayaktayım ve inanılmaz acı çekiyorum. normalde ayağımı hiç sıkmayan ayakkabıyı çorapsızken ve bağcıkları çözülmüşken bile ıkınarak güçlükle çıkarabiliyorum yani öyle şişiyor.

mümkünse tabanı kaymayan, suya nispeten dayanıklı, öyle tank gibi bot gibi ağır olmayan, bilek desteği de olan bi şeyler almak istiyorum. farkındayım çok fazla kriter oldu, ucuz olmayacaktır ama demek istediğim işte üç gün sonra dağılıp dökülmesin ve 4-5 bine satılan markalılardan olmasın. f/p ürünü arıyorum kısaca ne kadar olursa.

 
[]

tam zamanlı başladım ama part-time'a geçmek istiyorum, haklarım neler

dostlar slm, yakın zamanda bir fast food restoranında çalışmaya başladım. amacım en başından part time idi fakat müdür beni öyle bir gaza getirdi ki vardiyalarımı da ders saatlerine göre öyle kağıt üstünde çat çat yazıverince "iyi madem" deyip tamam dedim. sonra işe girişim yapıldı, başladım. vardiya haftalık yazılıyor, aslında esnek sayılır, hafta içinde bile oynama yapmama müsaade ediyorlar çünkü en baştan hem öğrenciliğimin devam ettiğini hem başka bir iş daha yaptığımı söylemiştim. işte kartlı sistem var, yarım saat mola, sekiz saat mesai, asgari ücret.

yalnız sadece üç gün bu sistemi böyle devam ettiremeyeceğimi anlamama yetti. çünkü işe gidişi, gelişi, diğer işi derken HAFTANIN ALTI GÜNÜ EN AZ 12 SAAT çalışmış oluyorum. bunun üstüne okula gitmem lazım. olmuyor. dersim olmasa bi süre günde 13-14 saat çalışma temposunu kaldırırım eyvallah ama benim amacım zaten okul bitene kadar bir, belki iki sene ek gelir oluşturup borçlarımı kapatmak, maddi açıdan rahatlamaktı. bu şekilde batağa saplanmış olacağım, okul asla bitmeyecek.

***

şimdi yeni vardiya yazılmadan önce müdüre meramımı anlatıp part-time'a geçmek (4 gün) istediğimi söyleyeceğim ama bozuk atmasından, "bizde o zaten var aslanım" deyip kovmasından yahut "part-time olmaz tam zamanlı çalışacaksın" demesinden korkuyorum.

böyle bir senaryoda yasal olarak haklarım neler? yani 6 gün değil de 4 gün kart basarsam saatlik ücretim asgari ücret üzerinden ona göre hesaplanmaz mı yine, ayrıca bir düzenleme yapılması gerekir mi?

benim çalışmaktan yana şikayetim yok, 4 gün 8 saat seve seve gelirim ama tam zamanlı olmayacak. öyle ısrar ederlerse bırakırım, bana ayda 8-10 lira bile fazla fazla yardımcı olur açıkçası, haftada dört akşam barda garsonluk yapsam yine alırım o parayı diye düşünüyorum. bu durumda önlüğü atıp çıkmaya kalkarsam ihbar süresi muhabbetinden dolayı bir kuruş alamayıp üstüne borçlu filan çıkar mıyım?

hem müdürümü hem de ortamı gerçekten sevdim, her şeyden önce insani olarak onları mağdur etmek istemem ama kendim de gt altına gitmek istemiyorum. ben dicem işte part-time'a çevirin diye, yok olmaz derlerse ondan sonra nasıl devam etmem lazım? sigortalı kayıtlı işin de böyle sorunu var canım bissürü prosedür giriyo işin içine püh.

 
İse daha yeni baslamadiniz mi? Deneme süresi var zaten, detaylar sozlesmenizde yazıyordur ki deneme süresi her iki taraf için de geçerli.

Part time kısmını bize açıkladığımız gibi onlara da açıklarsanız, sistemlerinde part time çalışma da varsa bence kabul edebilirler.
  • fraise  (24.10.24 13:54:29 ~ 13:54:56) 
evet cumartesi başladım, bu akşamla beraber beş gün çalışmış olacağım.

valla önüme 50 tane kağıt koyup imzalattılar, hiç bakmadım standart prosedür diye.

sistemlerinde part time çalışma kesinlikle var, çoğu kişi zaten öyle çalışıyor. bu teklifimi seveceklerini hiç zannetmiyorum ama bence kabul ederler çünkü ben geldiğimden beri iki tam zamanlı çalışan ayrıldı ve aktif olarak eleman aradıklarını biliyorum. bence 32 saat çalışması hiç çalışmamasından iyidir deyip "tamam" diyecekler ay hadi inş
  • mark greg sputnik  (24.10.24 14:11:48 ~ 14:12:56) 
[]

bağkurluyken sigortalı işe girince ne oluyor

kendi işimden dolayı şahıs şirketim var ama çalıştığım yerin isteği üzerine, onların atadığı mali müşavirin gözetiminde yapılmış bi şey. bana her ay maaşa ek olarak şirket için ödemem gereken vergiler ve bağkur primi ödeniyor.

geçenlerde bildiğimiz düz sigortalı işe girdim. o kadar yorucu ve kaotik bir süreçti ki valla hiç uğraşmadım "bi sorun çıkarsa onlar bana söyler zaten" dedim. giriş yapıldı, neredeyse bir hafta olacak, şu an çalıştığım iki yerden de ses yok.

bildirmeyerek hata mı ettim acaba şimdi yarın bi gün patlamayalım bu yüzden? şimdi nolur mesela iki farklı yerden emeklilik olmuyo herhalde ama ben iki işte de devam edeceğim yani biri yüzünden diğerini kaybetmek istemiyorum. düz sigortalı olan zaten kolay da neblim iş yaptığım firma iki ay sonra "ulan sen zaten sigortalısın biz sana bağkur primi yatırıyoz onları geri ver" demesin?

özetle bu sistem nasıl işliyor yani hem kendimi hem de birlikte çalıştığım insanları mağdur etmemek için yapmam gereken bi şey var mı? para lazım diye öyle daldık kafamıza göre ama?

 
sigortali bir isyerine girerseniz size artik Bagkur primi cikmaz. Bagkur prim yukunuz ortadan kalkar yani. Bu durumda 2 taraftan sigortali olmamis olursunuz sadece 4a dan sigortaniz yatacak. Kendi sirketinizin islemleri devam edebilir onunla ilgili bir problem yok sadece bagkur priminden muafsiniz.

Bazen bagkur priminde cakisma olabiliyor. yani halen bagkur primleri gorunmeye devam ediyor. Eger boyle bir cakisma olursa yeni sirketiniz farkedebilir. SGK li oldugunuz andan itibaren eger bagkur primi cikarsa odemeyin ve sgk yi arayip danisin bu durum olursa.
  • nuevo  (22.10.24 13:53:31) 
hocam o zaman anladığım kadarıyla benim iş yaptığım firma bana artık bağkur primi ödemeyecek değil mi, dolayısıyla atıyorum bağkur primi için 2 bin toplamda 20 bin veriyorlarsa artık 18 bin yatırmaları lazım? olur da bir sonraki maaş günü aynı miktarı yatırırlarsa mali müşaviri mi bilgilendireyim öncelikle bak ben artık bağkurlu değilim bunu yatırmayın diye? aslında korktuğum şey buydu yani adamlar bağkur için göndermeye devam eder, iki ay sonra "hop hemşehrim geri ver o parayı der" vs.


  • mark greg sputnik  (22.10.24 15:25:24) 
@nuevo açıklamış, sosyal güvenlik tekliği var bizim ülkemizde, hem bagkurlu hem ssk'lı olmak isteseniz de olamazsınız ama malesef bagkur sistemden düşürmez. Bu yüzden SSK'lı oldugunuz zaman mutlaka bagkura gidip ben ssk'lıoldum bana bagkur primi işletmeyin diye söylemelisiniz.


  • liberal  (22.10.24 15:31:42) 
@mark bagkur priminden komple muaf oluyorsunuz. yani borc cikmayacak.

Kaldi ki siz devlet memuru degilsiniz farkli bir yere is yapma yasaginiz yok. Bahsettigim cakisma olayi denk gelirse bile onceden sahis sirketim vardi henuz kapatamadim o yuzden gozukmus der gecersiniz. Yani cok kafaniza takmayin derim.
  • nuevo  (22.10.24 15:45:48) 
[]

çıktı fiyatı

dostlar iyi geceler,

elimde yaklaşık 700 sayfalık bir metin var. bunu siyah-beyaz olarak bastırmak istiyorum, arkalı-önlü. öncelikle merak ettiğim şey şu: bu mekanlar arasında fiyat farkı oluşturacak bir miktar mı? değilse zaten sanırım çok önemi yok. yok eğer öyleyse, ankara'da bunu en ucuz nerede yaptırabilirim? cilt vesaire aramıyorum, 350 küsür sayfaya basıp verse yeterli.

aşağı yukarı ne kadar olur maliyeti bir de bunu merak ediyorum.

 
Üniversitelerin çevresindeki bir copy center bul (buradan tavsiye gelebilir) veya direkt İstanbul'da bir yere bastır kargoyla al.

www.deltacopycenter.com
sayfası 18 kuruş diyor güncelse.

www.vivacopy.com
bu 28 kuruş diyor.

Ben birkaç yıl önce bile sayfasına 1 tl alan yerler de görmüştüm :D Bu sebeple çok sık baskı alan böyle merkezler iyi. 350 yaprak diyince ona göre fiyat da söylerler herhalde.
  • nhk ni youkosu  (17.10.24 23:12:39) 
Kök çarşısı ya da Beta copy


  • Amaranta ursula  (17.10.24 23:17:30) 
[]

AST/ALT değerlerinden anlayan doktur bey ve hanımlar

arkadaşlar referans aralığına bakıp google'dan aratmayı ben de biliyorum, o yüzden spesifik olarak işi bilenlerin fikrini almak istiyorum. kişisel tecrübe de paylaşabilirsiniz tabii "benim emmoğlunun alt 130'du öldü" gibisinden, o ayrı.

bugün tamamen başka bi sebeple kan tahlili yapılmıştı, sonuçlar,

antihbs > 1000.00 pozitif mIU/ml H(<10)

AST 104 (referans aralığı 0-37)

ALT 155 (referans aralığı 0-45)

***

karaciğerimin iyi durumda olmadığını zaten biliyordum, yavrucağızımın sevmediği ne varsa onunla iştigal ediyorum maalesef ama daha 30 yaşındayım lan doktor "bugünden tezi yok meyve bile yemesen iyi edersin, uzatmaları oynuyorsun resmen" dedi çok üzüldüm. kaldı ki konunun bununla alakası bile yoktu, belli ki dikkat çekici ve böyle bir uyarıyı gerektirecek kadar kötü.

tabii haddinden fazla yorgunluk, hımbıllık filan var ama gücüm kuvvetim yerinde aslında, hani neblim bana "şu an sağlık sorunun var mı?" deseler sadece kötü beslenme ve dombililik sebepli genel bi düşük yaşam kalitem var derdim, bu kadar kötü olduğunu düşünmemiştim.

şimdi ben kızartma, şeker, alkol vs. bırakıp paso ot ve enginar yesem en azından hasarı geri alabilir miyim? yoksa bu değerler "dikkat etmezsen 40-45 gibi ölürsün, dikkat edersen de 50'den sonra karaciğer elinde gezersin" değerleri mi?

çünkü bilmiyorum yani işte bazı yerlerde yazmışlar SÜREKLİ bu kadar yüksek değilse, düşebiliyosa hallolur, bazı yerlerde de direkt mezar taşı reklamı verecekler yani utanmasalar o kadar kötü demişler.

şahan'ın gözüne dondurma saplanan adam skecindeki dayıt gibi hissediyorum kendimi. ÇÖZÜMÜ YOGHH. MİLYONDA BİR. GALDI CİĞERDE HASAR GALDI LA :(

velhasıl cenaze hazırlıklarına başlayayım mı yoksa düzgün yaşarsam toparlanabilir mi bu?

 
Öncelikle doktor değilim, uzman tavsiyesi değildir , sorumluluk kabul etmiyorum :)

Hepatit antikoru yüksek ama hepatitin kendiside yüksek mi ?
Benim hepatit değerleri düşük antikorlar yüksekti,
aile hekimim dahiliyeye yönlendirdi,
Daha iyi işte bağışıklığın var dedi.

Et ve proteinli şeyler fazla tükettiğimde benimde karaciğer enzimlerim çok yükseliyor, zamanında 1 ay peyniri bile yasaklamıştı doktor.

Normal zamanlarda da sınırlarda geziyor, bünye bu şekilde ne kadar dikkat etsemde, bunun için gittiğim dahiliye doktoru devedikeni içerikli ilaç önermişti devlet karşılamıyor takviye diye geçiyor sizde bir dahiliye doktoruna görünün.

Alt ast enzimini spor yapmak bile arttırıyor diye hatırlıyorum ek bilgi olarak
  • kararsızataletfilozofu  (15.10.24 07:20:49) 
Karaciger enzim yuksekligi genc insanlarda genelde ya alkol/madde/bir ilactan, ya da karaciger yaglanmasindan (sagliksiz beslenme, kilo) kaynaklanir, ki sanirim sizin durumunuz bu. Karaciger kendini cok hizli ve iyi bir sekilde yenileyebilen bir organ. Degerleriniz yuksek evet de öldüm bittim denilecek bir sey yok, duzgun beslenme, alkolden uzak durma ve sporla toparlar.

Ayrica diger bazi degerleri gormeden net bir sey denmez ama anti hbs yuksekligi hepatit b’ye bagisikliginiz oldugunu gosteriyor, muhtemelen aşınız var. onun yuksek olmasi iyi yani.
  • gibicibicis  (15.10.24 09:11:01) 
[]

komünist yazın

bu işlere meraklı birisi olarak özellikle günümüz kapitalist sistemi içerisinde OLABİLDİĞİNCE komünizme yakın yaşama temelinde merakım var. bu konuda önerebileceğiniz kitap, belgesel, söyleşi vs. var mı? komünist manifesto filan demiyorum yani mümkünse son 20-30 senede yazılmış olsa daha iyi hatta. illaki "komünizm süper" demesine gerek yok, eleştirel de olabilir. aslında GOMANİZM DAVETİ aldım ama ironik şekilde işten güçten dolayı vaktim olmayacak dfjdfkd bu motivasyonla insanlarla buluşmam, görüşmem çok mümkün değil en azından şimdilik.

yani demek istediğim bu alandaki tarihsel, ekonomik, sosyolojik, hatta edebi çalışmalar filan hepsi uyar. ne okuyabilirim? bende sadece temel var ama ötesinde nereye gidebilirim bilmiyorum. çok fazla teoriye boğulmak da istemiyorum. evet o da lazım ama dediğim gibi mesela şu an kapitalist bir ülkede, kapitalist sistemde yaşayan ve başka şansı olmayan birisi EN KOMÜNİST nasıl yaşar? bu konuda nasıl fikirler var?

etrafımdaki sol görüşlü insanlar maalesef israil'e filan sempati duyuyor, kediyle kafayı bozmuşlar vs bir şey öğrenmek mümkün değil.

 
Eskiden de asker parkası giyip Birinci sigarası içerlermiş. İlla ki şekilcilik olacak. Ancak İsrail'e sempati duyan şeklini ilk defa duydum. Pilistin'e desen FKÖ ile birlikte silah pratiği öğrendikleri günlerden bir nostalji hissi derim bak.

Komünizm bir kişisel yaşam tarzı değil bir devlet yönetim şekli. Ama ben bireysel olarak tecrübe edeceğim diyorsan minimalist bir yaşam tarzına geçmekle işe başlayabilirsin. Yılmaz Güney'in Arkadaş filmini bulup bir seyret mesela. Sonra Yol da iyidir. Fikir vericilik açısından.

Bir kıvılcım düşsün de önce. Bakalım volkan olup yakar mı?

İktisadi düşünceler tarihi diye bir kitap ara Google'da. Al bi oku. Adam Smith i, Keynes'i çözmeden Marks'a yürüyebilir misin? Olmaz yani bence.
  • Mirket  (13.10.24 19:42:23) 
abi şimdi ben de "komünizm uzmanı" değilim ama kendi ahlakıma, inancıma, bildiğime göre bunu hiçbir yere sığdıramıyorum açıkçası. benzer şekilde abd'de demokratların "aşırı solcu" gösterilmesi de bana korkunç geliyor. bence dünyanın en alakasız şeyleri.

öneriler için teşekkür ederim. smith ve keynes konusunda haklısın, komünizmin temelde ne olduğunu biliyorum ama karşısında ne var en azından teorik olarak onu da bilmek lazım.

komünizm kişisel yaşam tarzı değil elbette ama ben şöyle düşünüyorum abi, yani bir gün olur da gelirse insanlar istediği için gelecektir. benim kendi pozisyonum da bu şekilde zaten. eskiden balici gibi asıp keseyim ortalığı yıkayım derdim. şimdi "olm sen işinde gücünde, akıllı, insanları etkileyebilecek bi adam olursan bu tohumları ekme şansın olur; yoksa bugün devrim yapmaya kalksan gtüne çubuğu sokarlar, perişan olursun" diye düşünüyorum.

"bireysel komünistleşme" fikri o yüzden hoşuma gidiyor. yani şimdi ben bir asgari ücretli olarak komünist devrim yapamam ama 20 sene sonra yeğenim beni görüp "dayı ne değişik adamsın amk böyle düşüyo mu bari" dese, bu işe merak salsa... böyle böyle "herkes bi lira verse" bu bilinç ve istek uzun vadede yerleşir belki.
  • mark greg sputnik  (13.10.24 19:46:35) 
her şeye şuradan başlayabilirsin:

"etrafımdaki sol görüşlü insanlar", onlar sol liberal falan. diğer yazdıklarınızla hiçbir alakası yok.
  • patronaj1  (13.10.24 21:13:17) 
tr.m.wikipedia.org

Kesinlikle yobaz tayfa degil. Bunlara atayizler de katilabiliyor. Tkp den falan daha makul fikirleri var.
  • halk  (14.10.24 08:26:44) 
[]

milton kasırgasının abartılmış balon olması

az önce ekşi'de yazdım. tarihin en büyük kasırgalarından biri olacağı söyleniyor. ventusky'dan bakıyorum, en kuvvetli yerde bile hızı şu an 100km/sa civarı ki bu cat 1. fırtınanın bir tık üstü yani, abd bundan daha yıkıcı onlarca kasırga görmüştür.

karaya yaklaştıkça gücünün artacağı mı varsayılıyor, ondan mı yapılıyor bu değerlendirme? işe hakim birisi aydınlatabilir mi?


 
Kasırganın kategorisinin sadece rüzgar hızı üstüne olması tartışmalı bir konu. Bikaç gün önce nytde öyle bir makale vardı. Sel, taşkınlar en büyük hasarı veriyor ama biz haberlerde sadece rüzgarı konuşuyoruz diyorlardı . Çok fazla etken, değişken dinamik var. hasara göre düşünürsen zaten her şey olup bittikten sonra kesin kategoriyi belirleyebilirsin. Şu an bayağı önlem alınmış durumda hasar beklentisi yüksek evet.


  • sibertenik  (09.10.24 03:05:00) 
Twitterda takip ettiğim biri var Miami'de yaşıyor yanlış bilmiyorsam, an an haberleri paylaşıp duruyor da mesela Tampa şehri baya etkilenecek, Buccaneers takımı muhtemelen bu sezon başka yerde oynamak zorunda kalacak, Orlando'yu vurma ihtimali de var Magic de yer değiştirebilir sezon sonuna kadar tarzı haberler vardı. Diğer haberler daha subjektif de bunlar net bir tahmin olduğu için belirttim spor da takip eden biri olarak kafanda canlandırması açısından.


  • nundu  (09.10.24 18:19:17) 
1234  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.