[]

dsmart tv kanal listesi

kanal listesinde bazı sayılar yok. 1 ve 2 yok mesela, 3'ten başlıyor. 17, 53, 60 vs vs numaralı kanallar yok. bazı kanalların yanında kalp işareti var. bu tv'nin sorunu ne? nasıl kendine gelir?




 
Fabrika ayarlarına döndürün


  • atom karincanin torunu  (04.01.22 21:10:29) 
Dün bizim ailede ayaklandı, meğerki dsmart movie smart premium galiba onları yayından çıkartmış ondan dolayı yok o kanallar.


  • Northern Mariner  (04.01.22 21:35:54) 
[]

indirilen pdf dosyanın çat diye açılmasını nasıl engelleriz?

efendi gibi insin açılmasın dursun öyle. nasıl olur bu iş?

fark ederse: safari


 
Safari>Preferences>General
En altta "Open Safe files ..." buradaki işareti kaldırmanız yeterli.

  • michael_knight  (04.01.22 13:07:07) 
[]

elektrik doğalgaz zamlı enflasyon

zamlar aralıkta yapılmış olsaydı dünkü enflasyon kaç olarak açıklanırdı?




 
elektrik ve doğalgazı ortalama %50 arttı varsayarsak bunların tek başına sepete etkisi %5 civarı olurdu. o da aşağı yukarı %13,58 + %2,5 ile aylık %16 olurdu. yıllık ise 40'ı görmüş olurdu sanırım


  • avatar is back  (03.01.22 20:58:12 ~ 20:58:35) 
[]

havalimanında güvenlik-xray

neden xrayden geçerken çantada falan su varsa suyu ya içmemizi ya da atmamızı istiyorlar? bagaj kurallarında su yasak değil.




 
su olup olmadığından emin olmadıkları için olabilir. su şişesine başka bir kimyasal koymuş olabilirsin. eyyorlamam bu kadar.


  • sanal uyku  (02.01.22 19:51:40) 
Suyu havalimanındaki işletmelerden almanız için. Su lobisinin işi.


  • mg3929  (02.01.22 19:52:16) 
Suya özel bi yasak yok zaten. Sıvıya özel yasak var.


  • elorelia  (02.01.22 20:04:07) 
Bagaja vermek yasak değil çünkü, havalimanına da suyla girmek yasak değil. Uçağa binmeden önceki son taramada yasak, o da tüm sıvılar için.


  • whoosie  (03.01.22 12:33:24) 
[]

yapılan yemeği beğenmeyince nasıl davranıyorsunuz?

yemeye devam ediyor musunuz? yoksa bırakıyor musunuz? bıraksanız da güzel şeyler söyler misiniz?

anneannemlere gittik. üzümlü pirinçli bi börek yapmış. misafir gelince düğün olunca falan yapılan bi şeymiş normalde. özenmiş yani. ama hiç sevmedim. o kadar uğraşmış diye zorladım kendimi yedim ve güzel şeyler de söyledim. aslında sorsalar "yemem ya nolacak, sevmeyebilirim, çok normal" vs artist artist konuşurdum. ama meğerse öyle diyemiyormuşum.


 
Bırakırım hemen. Midemden, psikolojimden daha önemli değil. Ama bu demek değil ki kötü olmuş, iğrenç diyeyim. Gelmeden önce yemek yemiştim, yeterli geldi deyip ya da midem rahatsız deyip bırakmakta bir sorun yok bence.


  • dissendium  (01.01.22 20:42:15) 
illa söylemek istiyorsan ertesi günü bekleyip söylersin

çünkü o da senin gelişin hakkındaki fikirlerini söyleyebilir. belki o da seni beğenmedi kendi evinde ama hoşgeldin falan diyor.

sevmiyorum lan seni gelme bir daha bu eve hıyar!

da diyebilir sana ama demiyor. yemek yapıyor.

herşeyin bir adabı var.
  • bebekbebesi  (01.01.22 20:47:53) 
Bana lütufen yapılan bir yemekse söylemem beğenmediğimi, mümkünse bitirmeye çalışırım. Baktım yiyebilecek gibi değilim, sağlık diyet ya da aç olmama gibi bahaneler ararım.

Birine yemek yapmak benim için değerli bir hareket, o yüzden ayıp etmek olur diye düşünüyorum.
  • Bruce  (01.01.22 20:54:07) 
Vallahi hep yemeğe maruz kalacaksam direkt doktor bu ne, insan yiyecek bunu insan derim. Ama bir kerelik oradaysam ağız tadıma uymadı eminim seveni vardır deyip bırakırım. Bahane bulmam.


  • velvetmorning  (01.01.22 21:40:16) 
Bende sizin gibi özel olarak yapildiysa begenmeesemde eline sağlık vs der yerim diğer türlüsü ayıp olur


  • all girls dream  (01.01.22 21:52:16) 
Valla ben yemeği tadına göre yeme olayını unide bıraktım, birakmasaydim hep aç kalırdım. Dolayısıyla benim için yemek yemektir. Tadını sevsem de yerim sevmesem de.


  • j r r tolkien hayrani  (02.01.22 01:39:43) 
Valla ben sırf ayıp olmasın diye değil, ziyan da olmasın diye bitirme veya en azından yiyebileceğimin en fazlasını yeme eğilimindeyimdir. Bu böreği ben de sevmezdim herhalde, üzüm varmış. Tahminim kuş üzümü olduğu. Ne zaman bunu içeren bir yemek olsa üzümlerini ayıklarım. Bu durumda da böyle yapardım şahsen. Ki benim aile çevresi bunu bilir, önermezler bile.


  • d max  (03.01.22 14:31:32) 
Yiyebileceğim kadarını yiyip bir bahaneyle bir kısmını bırakabilirim. Yüzüne "peh olmamış bu" denmez. Emeğe saygı. Kimse yokken de "senin bir x yemeğin vardı, bak o (daha/süper) güzel, bir dahakine ondan isterim" derdim. Büyükannelere artistlik yapılmaz.


  • SiyamkedisiZorro  (03.01.22 16:28:29) 
[]

kiracı vs. ev sahibi

kısa bir süre sonra evimdeki ilk senem dolacak. haliyle kiraya zam gelecek. bugüne dek oturduğum hiçbir evde kirayı bir gün bile geciktirmedim, hatta kira günü bayram, hafta sonu vs denk geliyorsa bunlardan önce kirayı yatırırım. evleri de bulduğumdan katbekat güzel bırakıyorum. neyse bunların konuyla direkt alakası var mı emin değilim ama bilgi bilgidir. sorum o ki, ilk sene dolunca ev sahibi bana sebepsiz çık diyebilir mi? bundan endişe ediyorum, çünkü beni çıkarırsa evi şu an olduğunun en az 2 katı fiyatına daha evi ilana bile koymadan çat diye kiraya verebilir. bunu düşünerek beni çıkarmak istese önünde ne engel var? o istese de ben çıkmam diyebilir miyim?

sözleşmede tefe tüfe oranında kira artar, sözleşme yenilenir vs bi şeyler yazıyordu diye hatırlıyorum, emin değilim ama.

"çocuğum gelecek" diyemez, çocuğu yanında ve engelli olduğu için beraber yaşıyorlar. "ben gireceğim" diyemez, çünkü zaten engelli çocuğuyla asansörsüz binada yaşayamadığı için taşınmıştı.

 
Kendi, çocuğu, annesi, babası oturmayacak ise 10 yıl çıkmanı isteyemez. 10 yıl sonra tahliyeni isteyebilir. 5 yıl olana kadar da yasal oran üstünde zam yapamaz. 5 yıl sonra kira tespit davası açıp kiranın bölgedeki evlere göre yeniden belirlenmesini isteyebilir.


  • himmet dayi  (30.12.21 21:48:32) 
Çıkaramaz. 2 kez bu durumu yaşadım. Hiç paniğe kapılma. Yasalar kiracıdan yana. Kontrat bitiminden en az 2 ay önce, kontratı yenilemeyeceğine dair size yazılı bildirimde bulunursa, kontrat bitiminden sonra 6 ay oturma, 6 ay içinde ev bulma süreniz var. Ha, bulamazsanız da çıkmak zorunda değilsiniz, mahkemeye verip uğraşmak durumunda kalabilir. Eğer kontrat bitiminden en az 2 ay önce yazılı bildirimde bulunmadıysa hiç korkmayın. Kontratınız otomatik olarak 1 sene daha yenilenmiş olacak. TEFE-TÜFE, kanunen geçerli oran neyse noktasına kadar o zammı yapıp 1 yıl daha oturun. Ben çok sıkıntılı 2 ev sahibiyle uğraştım bu konuda, daha doğrusu onlar uğraştırdı, yıprattı. Kesinlikle ezik hissetmeyin. Çok sıkıştırırsa ''avukatımla görüştüm, benim yapabileceğim kanunen bu, dilerseniz siz de avukatınıza danışın'' diyerek resti çekin. Zam konusunda da bence her sene zam yapmamaya çalışın. Düzenli ödediğinizi öne çıkarın, memleketteki şartları göstererek yapabildiğiniz kadar pazarlık yapın. Ev sahipleri düzenli ödeyen kiracıdan kolay kolay vazgeçmek istemez. Zaten siz çıktıktan sonra 1 ay boş kalsa yapacağı zam otomatikman erimiş oluyor.


  • dogumdansancili  (30.12.21 22:32:38) 
İlk sözleşme tarihi üzerinden 10 yıl geçmeden sizi kontrat bitiminden 2 ay önce yazılı bildirimde bulunsa dahi çıkarmaz.

10 yıl boyunca her yıl dönümünde sadece kiracı isterse sözleşmeden cayabilir. Ev sahibi tek taraflı olarak 10 yıl geçtikten sonra sözleşmeyi sonlandırma halkına sahip olur.

"Kiralamanın başlangıç tarihinin belli olduğu ancak kiralama müddetinin belirtilmediği sözleşmelere belirsiz süreli kira sözleşmesi denir. Belirsiz süreli kira sözleşmesinde kiracı ya da gayrimenkul sahibi tarafından aksi belirtilmediği müddetçe her 1 yılın sonunda kontrat yenilenmiş sayılır. Kiracı dilediği zaman evi tahliye edebilir. Gayrimenkul sahibinin, kiracının tahliyesini isteyebilmesi için kira sözleşmesini imzalandığı tarihten itibaren 10 yıl geçmesi gerekir.
Ancak belirli ya da belirsiz süreli kira sözleşmelerinde evi boşaltma süresinde uygulanan bir istisna bulunur. Taraflar arasında tahliye taahhütnamesi imzalandıysa kiracının belirlenen sürede evi tahliye etmesi gerekir."
  • himmet dayi  (30.12.21 22:48:34 ~ 22:54:53) 
ek bir şey sorayım, tahliye sözleşmesi imzalar ise durum nedir?


  • bass solo take one  (30.12.21 23:13:39) 
Bir üstteki cevabımın Son cümlesinde yazıyor.


  • himmet dayi  (30.12.21 23:45:55) 
tahliye taahitnamesinin geçerli olması için, kiralananın kiracıya tesliminden en az bir gün sonrasında imzalanmış olması gerekir. yani, henüz kiralananın teslim edilmesinden önce, kira sözleşmesi düzenlenirken düzenlenen tahliye taahütnamesi geçerli değildir. sözleşmelerde tarih olması önemlidir. tarih yoksa sözleşmenin önce düzenlendiğinin ispat yükü kiracıdadır.

taahitnamedeki tahliye tarihinin boş olması durumunda, bunun sonuçlarına katlanma sorumluluğu kiracıdadır, şöyle ki, kiracı ancak taahhütnamenin sonradan kiralayan tarafından anlaşılan şekil dışında doldurulduğunu iddia edip bunu ispatlarsa taahhütname geçersiz sayılır.
  • altinci nesil caylak  (31.12.21 08:42:40) 
[]

saç ektirenlerin saçı dökülmüyor mu?

illa ki dökülüyordur da kelleştirecek kadar dökülmüyor mu yani yine? sonuçta olay genetik değil mi? kellik genlerinde varsa önünde sonunda yine kel olmazlar mı?




 
Ekilen saç dökülmüyor


  • cilekli krep  (30.12.21 18:28:17) 
saç ektirdim hocam ama ekim olmayan kısımlar dökülmeye devam ediyor, ikinci ekimi önerdi doktor. Henüz bir aksiyon almadım ama dökülme durmuyor yani.Ama ekilende bir dökülme olmuyor. Sadece ilk ekimden sonra bir defa şok dökülme dedikleri bir olay oluyor.


  • bbb_1  (30.12.21 18:28:50 ~ 18:29:29) 
aa bilmiyordum bunu. nasıl dökülmüyor ya çok ilginç. uzuyor mu peki?


  • erenderk  (30.12.21 18:38:17) 
Dokuluyor


  • monicapp  (30.12.21 23:29:47) 
ense kısmındaki saçlar genetik olarak dökülmüyor. saç ekiminde de bu bölgeden kökleri ile birlikte alınan saçlar ekildiğinden dökülmüyorlar. dökülenler de vardır ama çok çok çok azdır.


  • posthuman  (31.12.21 11:10:10) 
saç ekimi denilen şey aslında saçın köküyle yer değiştirilmesi. ensedeki saçlar hiçbir insanda dökülmediği için oradaki saçları kökleri ile alıp öne ekiyorlar. önde de dökülmüyor kökü dirençli olduğu için. tabi bu sefer ensen boş kalıyor.


  • kelepir  (01.01.22 14:12:22) 
Teknik olarak her saç dökülür. Genetik olarak dayanıklı ve dayanıksız saç köklerimiz var. Ekim olayında yapılan şey daha dayanıklı olan saçlarınızın zayıf olduğu için dökülenlerin yerine konması. Her insanda dayanıklı ve dayanıksız köklerin bulunduğu yerler farklı ama belli patternler var (önden, tepeden vs...)

bbb gibi ben de ekim yaptırdım ama zaman içerisinde zayıf köklerin dökülmeye devam edeceği söylendi ve hakkaten şu an ekim bölgesinde açıklıklar var. Ekilen saçlar ise gayet iyi durumda.
  • cleric  (01.01.22 14:36:10) 
[]

hamilelere birtakım sorular

sorum sadece hamilelere, doğurmuş olanlara, hamileliğine şahitlik ettiği bir eşi/sevgilisi olanlara.

vücudunuzun içinde bir insan olmasından/büyüyor olmasından korkmuyor musunuz? özellikle bebek hareket ettiğinde ne hissediyorsunuz?
doğumdan korkmuyor musunuz? nasıl normal/sakin kalabiliyorsunuz?
eşi hamile olanlar eşinizin karnına dokunup bebekle bi nevi iletişime geçince ne hissediyorsunuz? hazır bi de iki canlıyken eşinize bi şey olur mu diye ekstra vesvese basmıyor mu?

 
hepimiz bir hamileliğin sonucuyuz korkacak bir şey yok, bu doğal bir süreç diye düşünüyorum. bedenim bir insan yapabiliyorsa elbet onu da çıkarabilir diyorum doğum kısmı için. ondan da korkmuyorum. (kendi hamile olan kadın)

tabii ki çok beter hikayeler var. ama bu her şey için söz konusu. iyi ihtimallerin haberi yapılmaz, sıradan süreçler genelde coşkuyla aktarılmaz, onu hatırlamak lazım bazen.
  • kullanıcıadımbuolsun  (28.12.21 15:12:03) 
ilk haberi aldığımdan beri pek de dank etmemişti. kalp sesini duyunca ohaa insan yapıyorum laan diye biraz dank etti. tekmelere başlayınca hele cidden çok değişik bi duygu, nasıl anlatsam bilemedim şimdi. bi bebek dünyaya getireceğimi idrak ettiğimi sanıyodum hamileyken. ta ki doğum anına kadar. doğduğu zaman ilk kez gösterdiklerinde fark ettim ki o ana kadar dank etmemiş bana. ne zaman ki doğurtup gösterdiler yukardan, ohaa insan yaptım laan dedim. o zaman anladım tüm ağırlığıyla ve sorumluluğuyla her şeyiyle birden.

doğumdan korkmuyodum ya, olacak bitecek bi şey sonuçta. sonraki evre korkutuyodu beni. nasıl bakıcam, dayanıcam, uykusuzluk, bebek ağlaması vs. o kısmı da büyük ölçüde hormonlar hallediyormuş zaten onu gördüm. büyük ölçüde diyorum özellikle, zaman zaman çocuğu camdan atasım geliyor çünkü hormonum yetmiyor evet.
  • pide  (28.12.21 15:24:44) 
henüz doğurmadım ama sorulara cevap verebilecek yerdeyim sanırım tam olarak :)

vücudun içinde bir insan olmasından korkmuyorum, sanırım bazı insanlara içlerinde "alien" var gibi geliyor olabilir :) ama bana hiç öyle gelmedi. hareket ettikçe mutlu oluyorum (zaten hareket etsin istiyor insan, etmedi mi sıkıntı). bazı hareketleriyle eğleniyorum. hele etkileşebilirseniz çok eğlenceli, en azından bana öyle geliyor. önceden de sağda solda gördüğüm böyle görüntüleri severdim, karnın içinde bir şey var, dışarıdan oynadığı gözüküyor falan. tüm süreç doğa belgeseli gibi :D

doğumdan da çok korkmuyorum açıkçası, yani bilinmez bir yer gibi görüyorum şimdilik. neler olabileceğini bilemediğiniz, çok bilinmeyenli denklem gibi bir zaman dilimi tüm doğum süreci. belki çok kolay olur, belki çok zor olur, belki sezaryen olması gerekir, belki acil durumlar çıkar, her şey olabilir, bilemeyiz şimdiden. doktora güvenip geçmekten başka çare olmadığını kabullendim, gidiyorum öyle. en azından doğum nasıl bir şeydir onunla ilgili bilinçlenmeye, bazı nefes teknikleri çalışmaya, egzersizle vücudu desteklemeye falan dikkat etmeye çalışıyorum. ama bunların hiç bir faydası da olmayabilir, herkesin süreci kendine özgü oluyormuş.

bir de insan bir çeşit memeli hayvan işte, hamilelik ve doğum da yapımızın normal bir parçası, normal dışı denebilecek bir durum yok. riskler var ama hep var ve her canlı için var. başımıza her an her şey gelebilir, korku belki o anlamda olabiliyor, "bebeğe bir şey olur mu" korkuları gibi, bebeğin kendisinden/hareketinden/büyümesinden korkmak gibi değil de. riskleri de kontrol etmeye, takip etmeye çalışarak ve en iyisini umarak süreçte ilerlemeye devam ediyorsunuz. gibi geliyor bana.
  • nimberjack  (28.12.21 18:19:51) 
Hamile olduğumu ilk öğrendiğimde korkmuştum oha içimde insan mı var şimdi diye ama sonra geçti o korku birkaç güne


  • sta  (28.12.21 19:46:09) 
[]

virüs bulaşmış mıdır?

dün 3 saat kadar test sırası bekledim taksim acilde. belirtilerim sinüzitle alakalı şeylerdi zaten, ama temaslı olduğumdan test oldum. testim de negatif geldi. ama 3 saat muhtemel covidlilerle yan yanaydım. virüs kapmayayim diye dışarı çıktım sık sık, ancak hali hazırda hasta olduğumdan dışarda da üşüdüm, duramadım pek. tabii bunu kesin olarak bilemeyiz ama virüs kapmış mıyımdır? kapmışsam ne zamam bulaştırıcı olurum? yılbaşı için ailemin yanına gidiyorum. onlara bi şey olsun istemiyorum. kapmışsam bile en az bi hafta bulaştırmam dimi? maskeliydim hep.
not: 3 doz biontech aşılıyım. ailem de öyle.



 
kulucka suresi kisiden kisiye, durumdan duruma 2 ile 14 gun arasinda degisiyor. ortalama 4 ile 5 gun. kulucka = virusun alindigi tarih ile semptom gosterilmeye baslanilan tarih arasi (o da semptom gorulurse) ANCAK bulastiricilik semptom gostermeden yaklasik 2 gun once basliyor.

Yani teorik olarak dun virusu aldiysan ve ortalamaya gore 4-5 gun icinde semptom gostereceksen, ayin 30'u gibi bulastirici olman MUMKUN.

duzgun N95 ve uzeri bir maske takiyorsam cok endiselenmezdim ben. onun disinda riskli evet.
  • robokot  (28.12.21 08:22:45 ~ 08:27:22) 
Ben şuana kadar 6 7 defa test yaptırdım, hastaneye gittim vs. Hiçbirinde kapmadım.


  • zimbirik  (28.12.21 09:38:37) 
ben geçen hafta başında 3 gün hastanedeydim (doktor görme/kan verme/sonuçları gösterme) ve cuma gününden beri pozitifim. çift doz aşılıydım, üstüne bu yıl enfeksiyon geçiren ve çift doz biontech aşılı aileme de bulaştırdım.


  • fapple  (28.12.21 11:37:39 ~ 11:38:57) 
[]

e-nabiz-hastalık tanıları

ss'teki gibi bi yere girdim yanlışlıkla. nereye tıkladım hiçbir fikrim yok. arada böyle e-devlet, internet vergi dairesi, uyap, e-nabiz falan geziyorum. hobi bi nevi -_-

görünenlere göre zibilyon tane tanı konmuş şahsıma, ama bana kimse burada yazan şeyleri söylememişti. ben kendimi turp gibi biliyordum. arada tek tük bildiklerim var miyopluk gibi ama başka bi sürü şey de var. acaba bu sistem kesin olan şeyleri mi gösteriyor yoksa şüphelenilen ve aslında olmayan şeyleri de mi gösteriyor? olan şeyleri gösteriyorsa bana büyük geçmiş olsun.

edi: smart asistana tıklamışım.

 
örneğin sen bir ağrı kesici ya da krem vs istiyorsun ama doktorlar sana ilaç yazarken tıbbi adını da teşhis bölümüne yazmak zorundalar.


  • jepa  (27.12.21 21:25:52) 
Sigorta sirketleri bunlari haric biraksin diye kurdular bu sistemi.

Tamamlayici saglik sigortasi ile butunlesik.

Mesela sen normal oksuruyorsun adam oraya astim yaziyor.
Sigorta olman gerektiginde sirket astimi karsilamam kardesim diyor.
  • divit  (28.12.21 00:40:04) 
[]

paralel park

bunu şu an uygulanabilir yapmayan şey ne?
www.reddit.com



 
Maliyet, karlılık, ihtiyaç olmaması


  • kisa  (26.12.21 14:52:08) 
Yürütücü sistemi tamamen değiştirmek gerekiyor. Gereksiz. Geleneksel paralel park yapamayan bunu hiç yapamaz. Yine gereksiz.


  • Zaman Tamircisi  (26.12.21 14:55:47) 
Ön lastikleri kısa sürede yıpratır bence böyle bir sistem. Yani bir yandan bana yardımcı olacakken diğer tarafa zarar veriyor gibi.


  • huzurlarinizda huzursuzluk  (26.12.21 14:57:19) 
Çok pahalı olur.
Hem masraf hem de ağırlık olmasın diye neleri neleri iptal ediyorlar, bu kadar gereksiz bir şey için hem para harcanacak, hem araca ağırlık yaratacak hem de arıza yapabilecek yepyeni parçalar.

  • michael_knight  (26.12.21 15:03:35) 
paralel parkın buna ihtiyaç olmadan yapılabilen bir şey olması.


  • zgrydn  (26.12.21 15:50:14) 
Yani dunyanin en sacma seyi olur bunu gunumuz araclarina uygulamak.
Yani o kadar akil disi bir is olur ki, bunun getirecegi esktra maliyet, ekstra agirlik, bagaj alanindan falan çalması yani saymakla bitiremeyiz neden yapilmamasi gerektigini:)

Hepsini gectim, gerek yok. Siradan bir insan kisa bir alisma surecini atlattiktan sonra paralel park ediyor. Onu da gectim park sensoru var geri gorus kamerasi var her sey var artik gunumuz araclarinda.
Ve yukarıdaki arkadasin dedigi gibi paralel parki yapamayan insan zaten bunu da yapamaz. Zamanında kim dusunduyse cok gereksiz bir fikir olmus.
  • stavro  (26.12.21 19:46:43) 
Gereksiz bir tasarim, daha basite bu isi cozebililerdi ama cozmemeyi tercih ettiler.
Cunku gercekten yetenekli degilsen zaten araba kullanamiyordun, arabayi kullanabilen adam zaten parki da yapiyordu.
Hem de o zamanlar park yeri sorunu yoktu.

Su an arabalar yeni icat edilmis olsa bu sacma haliyle(sadece on tekerlerden manevra yapan haliyle) kimse almazdi.
Steve jobs falan bir cozum getirirdi.
Adam cikip bu ne lan demese hala kalemli telefon kullaniyorduk.

Araba sektorunde kimse bu ne lan demiyor.
Hala telefon tutucu olan araba yok, sadece fiat panda koydu.
  • divit  (26.12.21 20:30:06) 
Gereksizlik nedenleri yazılmış, ağırlık/maliyet/yer kaybı vs

Ama en önemli nedenlerinden biri de bana göre hidrolik direksiyonun icadı, bu sayede araç manevraları çok kolaylaştı. Benim gibi 40 yaş ve üzeri duyurucular ergenliğinde araç kullandıysa hatırlarlar o dönmeyen direksiyonları.
  • John Bloor  (27.12.21 10:41:22) 
[]

aşı sonrası

geçen hafta aşı oldum. 1 gün ölü gibi yattım. hafta içi ehh iyiydim. bugün yine aşırı hasta gibiyim. 3. dozdu bu ve 2. ile arasında 4 ay var. aşı olduktan sonra virüs kapmış olabilir miyim? yoksa aşının bu kadar uzun yan etkisi olabilir mi? bağışıklığımın hali hazırda olması ve bu dozun da onu güçlendirmesi gerekirdi sanki. her seferinde ayri yamuluyorum -_- parol da kar etmedi. olsa 10 tane yorganın altına girerim yine de üşürüm gibi.




 
asidan 1 hafta sonra tekrar immun tepkiyi goreceginiz bir mekanizma yok o yuzden baska bir enfeksiyon vardir (corona veya baska bir sey).


  • robokot  (26.12.21 10:32:16) 
Yapılan aşı sadece corona için. Diğer grip virüslerine hiçbir etkisi yok. Mevsimsel grip virüsü kapmışsanız eskiden ne oluyorsa yine aynısı olur.


  • mikro patlama  (26.12.21 11:40:55) 
[]

migros eve servis çalışanları

normalde 7-9 arası gelmesi gereken siparişim belki yarım saate ancak gelecek. siparişinde değilim de getiren kuryeyle az çok muhabbetimiz var. her gün sabah 8'den akşam 9'a kadar çalıştıklarını, bazen de böyle uzadığını, haftalık izni olmadığını, belki ancak 2 haftada 1 izin aldığını söyledi. bunlar gerçek mi ya? işin içinde olup bi şeyler bilen var mı? bu insanlar gerçekten her gün 12 saatten fazla mı çalışıyorlar? niyeyse migros'un böyle bi iş yeri olacağını düşünmemiştim.




 
Gayet normal hocam.
Mesela havalimanında koskoca koç grubunun markası olan avis'te gece vardiyası 15 saat idi bir kaç sene önce.

  • les yeux blanches  (24.12.21 23:05:19) 
Migrostan bagimsiz da olabilir.
Sirketler artik bunlari kadroya almiyor.
Her motorcunun kendi sirketi var.

Paket basi calisiyorlar, 24 saat bile calissan migrosun basi belaya girmez.
Zaten calis demese bile adam daha cok kazanmak icin kendini zorluyor.
Meshur getir kuryesi videosunu izlemissindir belki.
  • divit  (24.12.21 23:50:07) 
aslında gayet normal değil.

ama pratikte gerçek mesai şekli böyle. migros kuryeleri öyle mi emin değilim ama trendyol go ve vigo kuryeleri kendi çalışma saatlerini kendisi belirliyor. tabi yasal sınırı aşmamak koşuluyla. o da haftalık 45 saat. isterse bunu 4 günde tamamlasın isterse günlere bölsün ona karışılmıyor. shiftini kendisi belirleyebiliyor çoğunlukla. ama dediğim gibi migros kuryeleri bu kapsamdan farklı olabilir.

migros'a şaşırmayın. çalışan şartları konuda sicili oldukça kabarık. koca koca gördüğünüz dünya iyisi(!) şirketler böyle yamyamlık yaparak para kazanıyorlar işte. inşallah migros kuryeleri de diğer platformlardaki işçiler gibi muamele görüyorlardır.
  • pardus  (25.12.21 00:00:04) 
Migros hemen, sanalmarketciler falan kendi hesabına çalışıyor benim bildiğim. Yani öyle çalışıyor olması bir tercih olabilir. Tabii ki daha çok kazanmak için yapılan bir tercih. Bir uzak tanıdık da girişti bu işe. Bir akrabasıyla beraber sanal market yapıyorlardı. Kazanç yüksek, mesai uzun.


  • baal  (25.12.21 19:52:59) 
[]

yeni matrix

aşırı tırt değil mi?




 
İzlemedik ki daha. Sen izledin mi?
Yarın gösterime giriyor diye biliyorum.
Yorumlara göre tırt değil de, matrix legacy açısından bekleneni verememiş. Herhangi bir film olarak izlencesi keyifli olur bence.
  • Bruce  (23.12.21 23:40:43) 
ne zaman gösterime giriyor bilmiyorum. stremio'dan izledim bugün. anlamsız çiğ bi şey olmuş, beğenmedim ben. bunu izleyeceğime ilk filmi tekrar izleseydim daha iyiydi.


  • erenderk  (23.12.21 23:48:14) 
sevmedim. sıkıcıydı.


  • sutlu nescafe  (24.12.21 00:05:11) 
örümcek adam nasıl izleyen oldu mu? iyi tırt ise ben gitmem buna.


  • alt4y  (24.12.21 08:08:09) 
tırt olup olmamasının bir önemi yok.
matrix her türlü izlenir. o izlenmese keanu reeves izlenir

  • KidLazer  (24.12.21 10:56:15) 
aga bu fanlar garip. imdb puanı 6 ki daha da düşecek belli. eleştiriler kötü geliyor, izleyenler kötü diyor. yine de kimse kötü olduğuna inanmıyor. matrix diye iyi olma şartı mı var anlamadım ki. sırf matrix diye izlenmez. tırt olduğu çok açık.


  • nothing in my way  (24.12.21 11:59:44) 
[]

ehliyeti olmayan biri yurt dışında ehliyet almak isterse

hali hazırda ehliyeti olandan daha mı zor alır? Ingiltere ve abd için soruyorum.




 
Aslında trafiğin aktığı yön dikkate alındığında Türkiye'de almamış olmak İngiltere için tam tersi şekilde faydalı olabilir. Sınavlar değişebilir tabii ki ama sonuçta araba aynı araba. Türkiye'de alıp, geliştirip orada tekrar sınava girmek oradaki sınav için olumlu. Çünkü tecrübe kazanıyorsunuz. Tecrübe kazanınca stres azalır. Sınav zor da olsa geçme şansınız artar.


  • dissendium  (23.12.21 21:48:59) 
İngilterede yaşayan biri olarak soyluyorum. Ehliyetinin olması ya da olmaması hic farketmez. Sınava girersin (Önce test sonra pratik) ve alırsın. Bu kadar :)


  • im2shy  (23.12.21 22:10:28) 
Bazı yerlerde farkediyor; mesela Avustralya'da önceden ehliyetin varsa stajyer ehliyetlerini atlayıp direkt full ehliyet alabiliyorsun.


  • salihdt  (24.12.21 04:03:44) 
abd ehliyeti alirken turk ehliyetine yokmus muamelesi yapilir.


  • antikadimag  (24.12.21 04:41:43) 
[]

kariyer planlaması

martta yeni işe başladım. sevdiğim bi iş, şartlar genel anlamda iyi. kalsam heralde ömür boyu kalabileceğim de bir yer. ama ilk etapta beni direkt ve kesin olarak bağlayan iş anlaşması 2024 sonunda sona erecek. bana işe girerken mümkünse bu anlaşmanın sonuna dek ayrılmanı istemiyoruz dediler. iyi dedim. herhangi bir sözleşme maddesi falan yok yani konuştuk sadece. ki ben de özellikle işe başladıktan sonra anlaşma bitene dek başka işlere bakmam diye düşündüm.

ancak ülkenin hali ortada ve son zamanlarda iş yerindeki bazı saçmalıklar (müthiş önemli şeyler değil) fikirlerimi değiştirmeme sebep oluyor gibi. istesem ve galiba biraz uğraşsam yurt dışına basıp gidebilirim ki anlaşma bitimine yakın o tarafı yoklayıp kesin gitme düşüncem vardı. şimdiyse bunu erkene almayı düşünüyorum biraz. ama emin olamıyorum. aslında somut bir sorum da yok gibi. neyse, diyelim ki uğraştım ve oldu, bana erkenden yol göründü. gidersem buradakilere en başta "iyi, ayrılmam" dediğim için ayıp mı etmiş olurum ya da giderken ne demem gerekir? bunu ne kadar önceden onlara söylemem gerekir? aslında buradakilerin referansı da gidişimi kolaylaştırabilir ama en başta erken ayrılmam dediğim işten ayrılıp referans istemek olur mu? olursa bu nasıl söylenir?

edit düdüt: pozisyon kritik.

 
Kritik bir pozisyon değilse ayıp ettin diye düşüneceklerini sanmıyorum. Unutmuşlardır bile.


  • dissendium  (23.12.21 13:24:31) 
gitmek istemendeki sebep maaş ise bunu konuşup çözüm bulunmazsa gitmen normal karşılanır mart ayında tahmin edilemeyen ekonomik oynaklık sebebiyle


  • bir soru sorcam  (23.12.21 13:49:48) 
gidip konuşun işverenle. özellikle de kendinize daha yakın gördüğünüz "Ahmet Abi" ya da "Ayşe Abla" kıvamında birisi varsa, derdinizi anlatın. hem iş yerindeki saçmalıkları anlatın, hem de ülkenin durumunu anlatın. insanlar amirlerini düşman gibi görüyor ama böyle konuşmalar sonrasında maaşınızla ilgili düzeltmeler olabilir, iş yerindeki saçmalıklarla ilgili düzeltmeler olabilir, belki onlar sizi yurtdışında bir yerlere yönlendirecektir.


  • co2s2  (23.12.21 14:19:46) 
[]

sarhoşken klozete sarılanlar

hani dizilerde filmlerde sarhoş olanlar kusarken vs klozete sarılıyorlar ya bu gerçekte de böyle mi? yani o kadar rahat ve katiyen tereddüt etmeden kafayı klozete gömmeler, eli kolu her bir yanına sarmalar falan böyle yapanlar var mı cidden? normali bu mu bu olayın? yoksa bir bana mı garip geliyor?




 
Bu işin genel geçer bir kuralı yok ki :D Olması gerekeni diyorsan hiç temas etmeden en iyisi tabii ama kusacak kadar sarhoşsan o aklına gelmeyebilir.


  • himmet dayi  (21.12.21 22:27:57) 
tabii ki kuralı yok. bu kadar yaygın mı yani bu rahatlık demek istiyorum.


  • erenderk  (21.12.21 22:29:31) 
Evet, aynen böyle yapıyorlar. en az 3 arkadaşımı bu şekilde kusarken buldum. O an için akıllarına hijyen filan gelmiyor.


  • faithless  (21.12.21 22:31:59 ~ 22:33:39) 
Eğer temizliğini kendin yapıyor ve başkası kullanmıyorsa oluru var bence.


  • ruhen hastayim ben  (21.12.21 22:33:41) 
2010'da bi pubda canli muzik yapiyorduk, orada sarhos olup cikarirken tuvalette burnu ile klozeti kiran kadin biliyorum. bildigin burnunu da klozeti de kirmisti.
donunu unutan iceride bayilan ilac alip intihar eden turlu turlu tipler. alkol varsa her sey var arkadasim.

  • turbo sadık  (21.12.21 22:43:23) 
sarhoşlukta her şey oluyor +1
kendim için konuşacak olursam; türlü iğrençlikler yapmışımdır ama klozete asla dokunmadım. diz bile çökemem önüne, elleri duvara dayayınca yeterli oluyor gerek kalmıyor.

  • Bruce  (21.12.21 22:47:01) 
Ben hiç yapmadım, gerçi şimdiye kadar bir kere kusacak kadar sarhoş oldum onda da sims karakteri gibi yataktan kalkıp bir iki saniye yatağın yanında dikildikten sonra ayakta pozisyon olarak yere kusmayı "tercih ettim" : )

Kustuğuna şahit olduğum insanlar da genelde lavaboları tercih ediyorlardı. Alkolün bu kadar ateş pahası olmadığı zamanlarda bar tuvaletlerinde sıkça görmek mümkündü.
  • akhenaten  (21.12.21 22:53:38) 
Bruce +1


  • in vino veritas  (21.12.21 23:13:22) 
Ben daha niye tuvalete kusulduğunu anlamamışım ki, bırakın sarılmayı.


  • epitaf  (21.12.21 23:33:03) 
Normal değil tabii ki. Bu tür yerlerde çok fazla kusan biri olarak sadece bir kez yerlere oturup sarılma olayı oldu onda da gerçekten kötüydüm. Normalde bir yere dokunmadan kusulur. Dışarıda hiçbir yerde klozeti ya da kapıyı ellememek lazım.
Normal bir vatandaşsa dokunmaz. Çok kötüyse ya da bu tür şeylerden tiksinmiyorsa dokunabilir.

  • pudra  (22.12.21 17:03:57) 
ay evet ya, yurtta oda arkadaşım odaya sarhoş geldikten sonra kusmaya diye tuvalete gitmişti. klozetin üzerinde sızmıştı bu pozisyonda. çok iğrenç, allah düşürmesin asdfghj


  • olutaklidi  (22.12.21 17:55:44) 
ben lavaboya kusuyordum, klozet tiksinc geliyordu. sabah lavaboyu temizlemek de tiksinc gerci.


  • camussar  (22.12.21 18:02:23) 
o haldeyken elin ayağın sarhoşluktan dolayı gücünü kaybettiğinden düşmemek için refleks olarak tutarsın. sonra bir güzel kusarsın. sonra tekrar kusarsın sonra tekrar... kustukça alkolün bir kısmını attığın için ayılır gibi olursun ama daha da güçsüz hissedersin öğürmekten... duvarlara tutuna tutuna yatağa atarsın kendini. sabah da ne gerek vardı dersin. iki günün rezil olur.

güzel şeyler değil bunlar neden sordun anlamadım da. umarım bir gün deneyimlemek zorunda kalmazsın.
  • stavroqin  (26.12.21 19:03:48) 
[]

inatçı arpacık

geçen hafta sol göz kapağımda bir kızarma ve şişlik belirdi. netten baktım, arpacıkmış, kendi kendine geçermiş. 3. gün geçti. sonra minik misket gibi bir şey belirdi aynı yerde. o da hamd olsun 2. gün geçti. şimdi de tekrar bir kızarma ve şişme eğilimi gözlemliyorum. bu arpacık efendi kendi kendine geçer falan filan yazılmış da tekrar tekrar peyda olması o kadar da normal değil sanki. yoksa normal mi? doktora gitsem nasıl bi tedavi uygulayacak yarın yine geçecek şey için? gözümün derdi ne? peşin not: makyajla lensle uyumam, yüz göz el temizliğinde masterım var.




 
büyük ihtimal blefarit olmuşsunuz.


  • aeroknight  (21.12.21 10:45:52) 
doktorum dalinle yıkmamı söylemişti.


  • geçerkenugradım  (21.12.21 11:22:08) 
Şalazyon olabilir, doktora giderseniz damla verecek, sıcak veya ılık suyla pansuman yapmanızı söyleyecek. Bazı doktorlar bebe şampuanı ya da göz şampuanı veriyor, ama o oluşmaması için işe yarar da varken ne derece etki eder emin değilim.


  • hair freak  (21.12.21 11:29:23) 
[]

biontech aşı sonrası

tır çarpmışa dönenler için araştırma var mı? sebebi neymiş acaba?

3 aşının 3ü de vurdu geçti resmen.


 
Bu kişiye göre değişiyor, 65 yaşında insanda hiç yan etki olmazken 20 lerinde birinde ağır grip gibi yan etki gösterebiliyor, bu yan etkiler de beklenen etkiler olduğu için kimse bunun araştırmasını şu zamanda yapmaz, çünkü araştırma dediğin zaman ve maliyet, fakat birkaç yıl sonra veriler toplandıkça tahminler ortaya çıkar


  • freebird5406_2  (18.12.21 11:23:24 ~ 11:41:35) 
2 gün yamuldum 3. dozda 3. gün bir şey yoktu


  • duyurukullanıcısı  (18.12.21 12:13:39) 
[]

fırında yapılabilecek kolay yemek

zam gelir diye (geldi) fırına yatırım yapıp fırın aldım ve fakat fırında lezzetli ve kesinlikle çok uğraştırmayan ne yapılır bilmiyorum. önerilere açığım. fark ederse: fırınım süpersonik bi şey buharlı muharlı acayip.




 
Patatesli tavuk, şu zamanda balık olabilir, varsa palamut


  • dissendium  (17.12.21 21:45:22) 
Sadece patates ve domatesten olusan ogrenci guveci.


  • j r r tolkien hayrani  (17.12.21 21:45:38) 
ben de bugün keşfettim. borcam'a tavuk but dizip 200 derecede 30-45 dk kadar pişirdim yedim...

üzerine sadece tuz döktüm...
  • tabudeviren  (17.12.21 22:03:30) 
firinda makarna


  • all girls dream  (17.12.21 23:46:29) 
balik


  • all girls dream  (17.12.21 23:46:46) 
fırında pişirmelik hazır pizzalar var, hazır et, köfte, tavuk, dönerler var :)


  • tabudeviren  (17.12.21 23:59:34) 
ıspanak graten


  • bahçedekisandal  (18.12.21 00:31:50) 
mantarların üst taraflarının içine biraz tereyağ, biraz da rende kaşar. tepsiye diz at fırına, 10 dk da acayip olur.


  • mustafakesekci  (18.12.21 08:23:23) 
[]

peynir

dünyanın en güzel beyaz ve kaşar peyniri hangisidir? türkiye'nin en güzel peyniri de olur ve hatta migros'ta satılan. hatta ve hatta migros online markette satılan.




 
migros'dan dogruluk keci peyniri almistim guzeldi.

www.migros.com.tr

bir de yelken diye bir marka var yelkengida.com.tr onun da keci koyun peynirleri guzel. sanirim getir'de yelken var
  • exlibris  (17.12.21 23:46:23) 
[]

çevrenizde cıvıl cıvıl insan var mı?

ya da burada cıvıl cıvıl birileri var mı şu an? aşırı mutlu olan, hayatında süper şeyler yaşayan kişiler varsa bizimle de paylaşsa da azıcık nasiplensek :)




 
bende yok.


  • ayseee  (16.12.21 17:53:40) 
Ben.. o/

Ne anlatim xd Bugün maasim asgari ücret civarında kalınca bir tık üzüldüm ama onun dışında çok mutlu, keyifli, enerjik, sabah "hayat ne güzel" diye uyanan biriyim. Mutluluk icimizde Tşk
  • abuzer  (16.12.21 18:09:08) 
Şuan hayatımdaki en süper şey çoraplarım, onları giyiyorum çünkü ayağımdalar:) Pembe ve kırmızı çizgili, yumuşacık. Geçen sene almıştım, iyi ki almışım diyorum.

Çevremdeki herkes cıvıl cıvıl. Zaten özgürce zaman mekan tanımadan konserler, etkinlikler, spor aktiviteleri dolaşıp duruyorduk. Görüşecek arkadaş seçmece, ajanda hazırlamaca falan zor. Kalan zamanda da AVM/mekan seçmece, Dior Chanel YSL Itsumi Zuma hep hayat :) If u can dream it u can do it. Neşe doluyuz. Bulutlar kuşlar..
  • dreamnesiac  (16.12.21 19:17:15) 
@dreamnesiac çok imrendim valla.


  • E.R.W.  (24.12.21 02:51:27) 
@E.R.W (bkz: ironi olmasa duramazsın )^^


  • denizmaniaherif  (24.12.21 09:15:10) 
mümkün değil çevreden kendini izole ederek sadece elindekilerle ve kendinle mutlu olmak dolayısıyla yoktur bence. tam mutlu olcak oluyorum sonra bi elamet geldi vuuuuuuuıııyyyyy oluyor. olmuyor.


  • evde liyakat kalmamis  (24.12.21 09:21:48) 
[]

tv dil seçeneği

film kanalları otomatik türkçe dublajlı. dublajı kaldırıyorum ama kanal değiştirince tekrar türkçe oluyor. bunu hepten anadilde yayın ve isteyince türkçe dublaj yapmanın yolu var mıdır?

lazımsa: dsmartspor


 
[]

yüze c vitamini serumu

çok lazım bi şey mi sizce? hangi marka iyi? garnier nasıl?




 
hayır, ağızdan alsan hem çok daha ucuz olur hem ce bence genel sağlık için çok daha etkili. ben kullandım ama fark göremedim. madecassol bile daha iyi.


  • Wakatakakage  (15.12.21 20:57:32) 
"çok lazım bi şey mi sizce?" hayir degil. benim izledigim dermatologlar c vitamini asiri instabil oldugu icin cilde topikal bir sekilde uygulayinca herhangi bir etki gostermedigini soyluyor. yani teorik olarak faydali olabilir ama pratikte etkisiz. anladigim kadariyla faydasini kanitlamis bir calisma da yok.


  • hot potato  (15.12.21 21:27:48) 
Instagramdaki Sosyaleczaci bu konularda cok iyi bilgiler veriyor


  • kuehles blondes  (15.12.21 22:22:37) 
Bildigin duz asit abi, askorbik asit adi ustunde. Bir de yalandan bunu marka yapmislar.
Cilde asit surmenin etkisi neyse o iste.
Her sene baska bir asit cikariyorlar.

10 kurusa uret 300 liraya sat gitsin urunu.
Belki faydalidir ama diger asitlerden ne farki olacak ph'i sudan dusuk herhangi bir hammadde iste.
  • divit  (15.12.21 23:15:49) 
[]

yabancıların ekonomi ve yatırım araçlarına ilgisi

bi bizde mi böyle yoksa özellikle gelişmiş ülke vatandaşları da aynı mı merak ediyorum. ekonomik gelişmelere bu kadar maruz kalmayı geçtim de işte bu kriptodur borsadır parayla para kazanma mevzuları onlarda da bu kadar revaçta mı? nereye baksam ya zamlardan bahsediliyor ya da bi şekilde voleyi nerede nasıl vuracaklarından. insan her gün her saniye yapmadığı ekonomik hamlelerden dolayı pişmanlıkla dolar mı ya valla aşırı bunaltıcı. dolar mı alsaydık ah keşke 9ken alsaydım 10ken alsaydım 13ken alsaydım bak almadım 14 oldu alsam mı... kripto piyasasına mı atılsaydık teknoloji şirketlerinden sepet mi yapsaydık taşınmaz mı alsaydık ah şunu yapsaydım vah bunu yapsaydım... kaldı ki ortada bu kadar yatırımlık para da yok ama pişmanlık bedava. durduğun yerde sürekli kaybettiğin yetmiyor kazanamadığın (ya da en azından pozisyonunu korumadığın) için de habire baskı hissediyorsun sanki. ağzımızın tadıyla fakir de olamıyoruz... başka böyle hisseden var mı ya? ve yabancıların bu konularda nasıl olduklarına hakim olan?

edi: hep cafcaflı şeyler yazmışım ama tuvalet kağıdıdır yağdır bunlar da yatırımlık oldu artık. bugün almasan yarın zamlı fiyatı görünce pişman oluyorsun ya alacaktım diye.


 
evet


  • dunal  (14.12.21 22:21:02) 
evet revaçta. biz fakirlikten ölmemek için yatırım kovalarken, çok zengin ülkelerde, bir kere voleyi vurup villayı ve range'i çekip emeklilik moduna girsem kafası var daha çok


  • avatar is back  (14.12.21 22:24:53) 
Butun dunyada trend bu. Reddit yatirim basliklari yikiliyor 2 senedir.


  • divit  (14.12.21 23:02:30) 
[]

bitki bakım-sahiplendirme

1. ibb.co bunu nasıl cıvıl cıvıl bir bitkiye dönüştürebilirim?
2. ibb.co bunu sahiplenmek isteyen var mıdır? (konum: Mecidiyeköy)



 
Yumurta kabuğunu fırınla, sonra havanla ez. Muz kabuğuyla karıştır. Blenderdan geçir, altına dök. Bir de çift saksı olunca bir gün kazara fazla su verirsen dreyn edemez, çürütürsün.
Benjamin'mi o garibim?

  • Mirket  (14.12.21 12:43:08) 
Merhaba sahiplendirmek istediğiniz bitkinin adı nedir? iç mekana uygun mu?


  • 1903 24  (14.12.21 12:54:08) 
valla isimleri ne bilmiyorum. benjamin lafları dolanıyordu bi ara, benjamin'dir heralde. iç mekan bitkisiymiş. ofis ortamı olduğu için belirli zamanlarda güneş alıp sabit kalabilecekleri bir yerde değiller. ikincisini benim kurtarmam imkansız. ilki daha çetin olduğundan kendim halledeceğim ama sir benjamin bitkison'u almak isteyene vereceğim. başka şansı yok.


  • erenderk  (14.12.21 14:33:10) 
1 için konuşuyorum, o yukayı unutun ve su vermeyin. sulama yapacağınız zaman da (ayda 1 yeter) saksının dibinden az miktarda su vermeniz yeterli. sıcak sever, hava akımı sevmez, toprağı kuru ister, her şeyi düzgün yapsan da ne uzar ne kısalır lanet ama güzel bir bitkidir :)


  • evde liyakat kalmamis  (15.12.21 11:02:15) 
Hasta benjamine talibim.


  • clia  (16.12.21 10:43:23) 
[]

mobilya satış sorunsalı

diyelim ki üreticisinin x firması olduğu bir mobilya ürününü vivense kendisi de satıyor olsun. ürün vivense sitesinde 3 bin tl. üreticinin kendi sitesinde 2300 tl. bu aradaki fark tam olarak ne demek istiyor? vivense bu ürüne 700 liralık ne koyuyor? bu kadar fark biraz abartı değil mi? ben niye üretici dururken vivenseden alayım?




 
Taşıma, depolama maliyeti olabilir. Üretici belki direkt fabrikadan gönderiyordur. Fabrikadan satış mağazasına gitmesi için taşıma maliyeti var. Aynı zamanda satış mağazasında kira maliyeti var. Garanti farkı da olabilir. Satış sonrası destek de olabilir kurulum için.


  • dissendium  (13.12.21 19:48:40) 
vivense yemeksepeti gibi, neden yemeksepetini kullanmak yerine tek tek restoranları aramıyorsanız aynı sebepten vivense'yi kullanıyorsunuz.

buna ek olarak kötü kullanıcı deneyimi sunan ve sürekli problemli ürün tedariği yapan firmaları ekosistemlerinden uzaklaştırarak müşteri memnuniyetini yüksek tutmaya çalışıyorlar. tabiki bu problem yaşamayacağınız anlamına gelmiyor.
  • kent sakini  (13.12.21 19:49:31) 
Bir sebebi yok. Tedarikci demek ki vivenseye daha pahaliya veriyor. Tam tersi olan durum da bulursun.


  • floydian  (13.12.21 20:26:52) 
[]

gardırop malzemesi

mdf, sunta, suntalam, yonga levha, membran, melamin, 1. kalite zırt, 2. kalite pırt........ bazen bu kadar çok seçeceğimizin olması hiç de iyi olmuyor. gardırop alırken ahşap gurusu olmak da istemiyorum. hangi malzemeden uzak durayım bana bi akıl verin reca ediyorum işim azıcık kolaylaşsın.

mdf iyi diye biliyordum ama mdf bakayım derken karşıma bu kez de mdf kaplı sunta falan çıktı. laf cambazlığı mı bunlar?


 
valla teker teker esnafları dolaşırsan hepsi ayrı bir laf söyler, ayrıca kafalamaya kazıklamaya çalışıyor. sırf o sebepten mobilyacılarla muhattap olmak istemiyorum. biz ikea'dan gittik aldık, kendimiz dizayn ettik, annemlerin evinde 10 seneden fazladır, kendi evimde de yaklaşık 2 senedir kullanıyoruz, canavar gibi. marangoz değilim detayına giremem ama işimi fazlasıyla görüyor, hiç çakal esnafla da muhattap olmak zorunda kalmadım.


  • roket adam  (12.12.21 13:32:51) 
Membran melamin plastik gibi görünür. Sararır.
Suntalam ya da msflam kendinden kaplamalıdır.
Ofistlerdeki masaların hemen hepsi böyledir ve dolapların.
Lam olmazsa boyanır, kan olursa boya gerekmez.

Sök tak olmayacaksa tutkalla birleştirilmesini isteyin. Vida ve tutkal.
Boya olacaksa MDF
Olmayacaksa, çok büyük değilse suntanmdf farknetmez, büyükse MDF olabilir
  • kisa  (12.12.21 14:04:33) 
Lam olacaka mutlaka hangi malzeme olduğunu görün, fotoğraf değil, kendi gözünüzle görün.


  • kisa  (12.12.21 14:05:27) 
[]

yeni yılda mobilyaya zam gelir mi?

sb




 
Gelir.


  • j r r tolkien hayrani  (12.12.21 12:03:46) 
mobilya uretiminde kullanilan kereste, sunta-suntalam vb. urunlere surekli zam geliyor kurdan dolayi. bugun ihtiyaciniz olan mobilya icin aldiginiz fiyat ile 3-5 gun sonra alacaginiz fiyat bile farkli olacaktir.

gecen sene islak zeminleri ve dolaplarini yaptirmistik, ustalarimiz ile eskiden bu yana devam eden muhabbetimiz oldugu icin bu sene ayni seyleri yaptirmak istesek ne olurdu dedim, iki kati fiyat cikti.
  • duyulmasi gerektigi kadar  (12.12.21 12:21:05) 
zam gelmeyecek herhangi bir şey yok.


  • jelly bear  (12.12.21 12:49:53) 
valla ikeaya kasım biter bitmez geldi. bi fasıl daha gelir diye düşünüyorum.


  • red g  (12.12.21 15:28:11) 
İkeada geçen haftada alacağım her şeye zam gelmiş, sen anla.


  • mahsus mahal  (12.12.21 18:58:02) 
Bugün sehpa baktım. Vivense de 250 lira olan sehpa mağazalarda 1200, 1750 arası geziyor. Yeni de zam gelecek deniyor.


  • neymis  (12.12.21 20:24:09) 
Asgari ücrete zam sonrası her şeye zam gelir.


  • John Bloor  (13.12.21 10:50:13) 
[]

kıyafet bağışı

gerçekten ihtiyacı olanlara kıyafet bağışlamak için kimlerle hangi organizasyonlarla iletişime geçmeli?




 
Ne kadar miktarda kıyafetten bahsediyorsun?

Ben normalde giysi kumbaralarına atıyordum. Belediyelerin kıyafet birimleri var. Bunları toplayıp muhtemelen ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorlar.

Ama yine bir gün kumbaraya kıyafet atacağım sırada yaşlıca bir belediye temizlik işçisi kıyafetleri duvara koymamı, böylece ihtiyacı olanın alabileceğini söyledi. Biraz konuşunca pantolonlardan birini kızına alacağını söyledi. Zaten alenen ihtiyaç sahibi biriydi. O günden sonra güzel havalarda sokaktaki bir duvarın üzerine koyuyorum, kağıt toplayıcılar, eskiciler, çoluk çocuk, yaşlılar gelip bakıp alıyorlar.

Tabi çok yüklü miktardaysa doğrudan muhtarlık ya da belediye ile iletişime geçmek faydalı olabilir. Dernek veya vakıf bilmiyorum.
  • prole  (11.12.21 17:13:59) 
ihtiyaç haritası'na bakabilirsiniz.


  • south park in kapusonlu uyesi  (11.12.21 17:20:15) 
ben şimdiye kadar hep kumbaralara atıyordum ama o kumbaraların açılıp çalındığını öğrendiğimden beri Van'da arkadaşıma gönderiyorum kolileyip iki takım giysisi olmayana gidiyor en azından içim rahat.


  • cilekli pasta  (11.12.21 17:28:48) 
Bize gönderin, yeni bir yer yapıyoruz tasrada bir üniversite kampüsü içinde adi da "giyin"


  • fempusay  (11.12.21 22:35:23) 
[]

koçtaş gardıroplar nasıl, sağlam mıdır?

kullandınız mı?

bana gardırop önerin lütfen..


 
Koçtaştan 2015 yılında aynı seriden 5 kapaklı gardırop, komodin (tek) , şifonyer(8 çekmeceli), TV ünitesi(3çekmeceli), orta sehpası(açılır kapanır) aldım. O zamanın parasıyla hepsine 1500 lira verdim. Mobilyalarım taş gibi ağır, dolap ve ünite uzunluğu 2 metrenin üstünde. Yani kesinlikle dandik ve minik değiller. O zamandan beri de koştaşa gitmedim. Hala bu kalitede ürünleri var mı bilmem. Benim aldıklarım 2 kere şehir dışı taşındı, 1 sene depoda bekledi yine de bir şey olmadı. Tepe tepe kullanıyorum. (not evde bir de 5 yaş çocuğum var)


  • balik kraker  (11.12.21 14:45:57) 
[]

radyo programı dinliyor musunuz?

her ne kadar olumsuz haberlerden kendimi kesecek raddede bunalmış olsam da sabahları nihat'ı dinliyorum ben iş için hazırlanırken. zam mam haberi alınca (yani 2 saniyede 1) hemen eşe dosta haber veriyorum benzin alın diye. denk gelirse mete güçlü mete. bazen de akşamları sivrisinekle nihat. siz?




 
çalışırken bazen radio.garden'ı açıyorum.

enstrumental, dinlendirici müzik dinliyorum.

bazen rastgele bir konum seçip orayı dinliyorum.

radyoda kişi, sohbet vs dinlemiyorum. bbc radyoları hariç. ingilizce geliştirmek için dinliyorum onları.

türkiye'den sadece ankara üniversitesi radyosu dinliyorum. (radyo ilef)
nadiren radyo eksen ve trt turku.
  • tabudeviren  (11.12.21 00:11:48) 
nihat'la sivrisinek dinliyorum sadece.


  • do you remember me  (11.12.21 00:19:00) 
Radyo dinleyeceğime müzik ya da podcast dinliyorum. Reklam tahammül edebildiğim bişi değil.


  • Bruce  (11.12.21 00:28:49) 
Nihat'ı dinlemeye ortaokulda başlamıştım (ciddiyim). Şu an dinlemiyorum. Zeki Kayahan Coşkun'u öğrendim sevgilimden. Onu dinlediğim olmuştu. Akla Kara programını da dinliyordum. Bir de adını hatırlayamadığım bir program daha var. Konuşurken "evet" dememe yarışması oluyor. Bilen varsa yazar belki. Ben müzik için dinliyorum yüzde 95.


  • dissendium  (11.12.21 00:33:16) 
Düşündüm de bayağı uzun süredir dinlemiyorum herhalde. Genelde radyo yerine podcast tercih ediyorum.


  • fraise  (11.12.21 01:16:04) 
Eskiden sabah ve aksamlari nihati dinlerdim bi ara pascal ile kadir copdemir vardı dinlemesi keyifli tabi ise giderken dinlerdim simdi home office olunca artık dinlemiyorum


  • all girls dream  (11.12.21 01:22:31) 
19 yıldır Nihat :)

Liseye başladığımda dinlemeye başlamıştım. Mp3 bile yoktu ama dandik cep radyoları vardı, onunla dinlerdim.
  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (11.12.21 02:52:40) 
Sabahları işe giderken Nihat'ı, akşamları eve dönerken de Rabarba'yı dinliyorum. Salı akşamları TRT Radyo 3'te Cenk Durmazel ile oğlunun birlikte hazırlayıp sundukları Jenerasyon X+z'yi kaçırmamaya çalışıyorum.


  • ultranil07  (11.12.21 14:58:22) 
[]

ayakta kramp

esnetince ve özellikle point hareketi yapınca ayaklarıma kramp giriyor sürekli. sebebi ne olabilir?

turp gibiyim, kan değerlerim süper ötesi: not.


 
Yeterince su içmemekten kaynaklanabilir. Günlük sıvı alımını bir gözden geçir. Çok fazla sıvı alınması da krampa neden olabilir.

Eğer sıvıda problem yoksa hareketsizlik de çok etkili. Günlük ne kadar yürüyorsun mesela onu da bir gözden geçir.
  • Kayzer1919  (11.12.21 04:47:34) 
[]

miles and smiles

bilmem kaç bin küsür milim var ama uçuşlarda kullanamıyorum. neymiş efendim uygun yer yokmuş. koca yıl geçti şu millerle bir uçuş alamadım. yıl bitecek bir kısmı gidecek. mili olup bilet alabilen var mı yoksa miller bi mit mi? ücretsiz bilet alamayalım diye kılı kırk yarıyorlar valla anlamadım gitti ya verme o zaman mil falan.




 
valla ben herhalde 10 yıldır kullanıyorum, 10 yıldır da sayısız uçuş yapmışımdır. nereye bakıyorsun da uygun yer bulamıyorsun acaba? daha geçen meksika bileti aldım millerle hatta :)


  • roket adam  (10.12.21 22:05:23) 
istanbul antalya veya tam tersi. müşteri hizmetleriyle yoldaş olduk artık o kadar aradım ki hangi tarihi hangi uçuşu sorsam yer yok diyorlar kaç aydır.


  • erenderk  (10.12.21 22:07:38) 
Sizde bir yanlışlık var hocam. Ben şimdi girdim aralık ayında bir sürü tarihe ist-ayt ve saw-ayt uçuşu görünüyor. hatta saw yerine ist'dan uçarsan 2700 millik promosyon biletler bile var. seçtiğim tarih de mesela 23 aralık. uygulamasına girin ödül bilet kısmından bakın, bir sürü görüyorum ben.


  • roket adam  (10.12.21 22:13:33 ~ 22:15:06) 
uygulamayı kullanamıyorum.ne tarayıcıdan ne mobilden. kaç kez şikayet ettim düzeltmediler. millerimle müşteri hizmetlerinden kontrol ettiriyorum o yüzden ama bana hep yer yok diyorlar.


  • erenderk  (10.12.21 22:17:36) 
Daha dün millerimle bilet aldım


  • Corc  (11.12.21 14:39:15) 
[]

8 1/2 filmine 21:30'da atlas sinemasına gitmek isteyen var mı?

varsa yazsın 2 adet bileti kendisine aktarayım. ücret talep etmiyorum.




 
[]

tencere ama hangi?

daha önce hiç tencere almamış ve bilinçli bi şekilde kullanmamış birisi ne çeşit bi tencere seti almalıdır? setin içinde neler olmalı? granit mi çelik mi vs vs bi sürü şey varmış. normal yemek yapıcam ama öyle sürekli bi aşçılığım olmayacak. ne alayım ben?




 
Çelik. 1-2 boy tencere ve tava makul bence.


  • Amaranta ursula  (14.11.21 20:22:30) 
Bence set alınmamalı. Çeliğin de teflonun da ayrı yeri var. Bir tane teflon pilav tenceresi tavsiye ederim, üstüne 1-2 orta boy çelik, bir de uzun saplı kalın tabanlı, kapaklı, çelik tavamsı tencere. Bu sonuncusunda ne pişirilse hakikaten güzel oluyor. 1-2 teflon sosluk, yumurta ya da ufak tefek soslar pişirmek için. Bir de küçük (3,5 lt. falan) düdüklü tencere. Benim sistem bu şekilde, gayet iyi işliyor 2 kişi için. Az yemek yapan çalışan insan için düdüklü çok önemli.


  • whoosie  (14.11.21 20:31:35 ~ 20:32:18) 
Set alınmamalı +1 çünkü setlerde büyük ebatlı tencereler oluyor, anladığım kadarıyla pek kullanmayacaksınız.

Bence 20-22cm tencereler ideal. Tek kişiye de aileye de genelde normal bir yemek tenceresi işlevi görüyor. 26cm tava/tencere de pilav tenceresi olarak idealdir.

Çelik en iyisi ve sağlıklısı ama bazen yapışmaz ihtiyacı da olduğu için teflon/granit tarzı bir tane lazım olur. Bunun tencere şeklinde olması şart değil, tava modu iş görür.
  • epitaf  (14.11.21 21:05:01) 
Paslanmaz çelik. Üç boy kullanıyoruz biz duruma göre. İki boy da is görür ama.


  • chavezding  (14.11.21 22:37:27) 
tek basinaysan sete gerek yok +1

bir tane orta boy celik tencere, kapakli.
iki tane seramik tava, biri derin olmali, kapakli.
bir tane duduklu.
  • cooperr  (14.11.21 23:52:57) 
[]

halı nereden alınır?

sb




 
Denediklerim:

-Vivense'nin ve Evidea'nın banyo paslasları iyi, çok seçenek de var.
-İKEA'dan aldığım halılardan pek memnun kalmadı , arkadaşlarımdan da benzer yorumlar duydum.
-Saray var bunun dışında bende, uzun yıllar gider gibi özellikle yün halıları kaliteli. Ama desenler geleneksel daha çok, belki şimdi seçenekler artmıştır.
  • dreamnesiac  (13.11.21 00:09:24) 
empera


  • xrated  (13.11.21 00:13:31) 
istanbul yolu şaşmaz kavşağına gelmeden bir sürü halıcı var.


  • kibritsuyu  (13.11.21 00:47:42) 
[]

avukatlar

vekalet ücretini aldıktan sonra davaya ilişkin harcamaları o ücretten mi karşılıyor? mesela dilekçe yazmak, dava harcı (?), duruşmaya gidiş geliş yol masrafı vs. yoksa bunlar ayrı mı alınır müvekkilden? kısaca, vekalet ücretinin kapsamı nedir?




 
Vekalet ücreti adı altında ödediğiniz bedel, avukatın dosyaya bakması için ödediğiniz emeğinin karşılığıdır. Bu para yalnızca bunun içindir.

Yargılama giderleri(harçlar, dosya gider avansları) ve yol, yemek, konaklama gibi masraflar vekalet ücretinin dışında olup bunları ayrıca ödemek gerekiyor.
  • dre mithatoğlu  (10.11.21 22:20:52) 
Bu avukatla anlaşmanıza göre değişir. Ben tüm ücreti en başında peşin olarak alıyorum ve aldığım ücretin içine tüm giderler ve dosya masrafları da dahil oluyor. Çünkü ilerde bir masraf çıktığında veya bir harç çıktığında biliyorum ki müvekkilden almak zor olacak.
İ

  • adwokat  (11.11.21 12:05:00) 
[]

1000 euro ile ortalama veya maks. kaç kurluk dil eğitimi alınır?

diller ingilizce ve kürtçe. lokasyon tüm türkiye. soru geniş biliyorum, tahmini bi şeyler duymayı umuyorum veya yönlendirici bilgiler.

not: bi dil eğitimi destek programını planlamak için soruyorum. seviye fark etmiyor. eğitimi alacak kişiler kuvvetle muhtemel zaten dili zayıf kişiler olacak.


 
İngilizcede kur olayını mantıksız buluyorum ben. Kimse size C1, C2 düzeyinde İngilizce öğretemez. Sadece anlatıp geçerler. İngilizcede bir noktadan sonra yola kendiniz devam etmeniz gerekiyor. Temel seviyede ya da B2'ye kadar rahatlıkla eğitim alabilirsiniz o paraya. Bu da 4 kur yapıyor. Üniversitelerin sürekli eğitim merkezleri fiyat olarak daha uygun olabilir dil kurslarına göre.


  • dissendium  (10.11.21 21:25:17 ~ 21:25:34) 
[]

dsmart internet sorunu

2 modem var. biri küçük üzerinde LOS yazan şey kırmızı yanıp sönüyor. biri büyük modem, internet ışığı kırmızı yanıp sönüyor. dsmart teknik servisi aradım. oradan oraya sektirip durdular. sabahtan beri evde internet yok. kapat aç yapıldı, reset yapıldı, düzelmedi. yeniden internete nasıl kavuşurum? bu modemlere nolmuş?




 
[]

ebeveyn olmaktan mutlu olan ebeveyn gördünüz mü hiç?

lafta değil, gerçekten mutlu olmaktan bahsediyorum. eylemlerinde ve sözlerinde o mutluluğu hissettirenlerden.

ben hiç görmedim. varsa yoksa dert şikayet duyuyorum çevremdeki (ve bazen buradaki) ebeveynlerden. böyle deyince de "ama yok cidden çocuk başka bi şey. tabii ki çok seviyoruz." vs diyorlar. illa ki seviyorlardır da (ki zaten sanki başka şansları mı var? mecburen sevecek, sevmese ya da sevmiyorum dese ne değişecek ki, tabii ki "seviyorum, özünde süper bi şey" falan diyecek), iş sosyal hayata ve diyaloglarına yansımalara gelince ağızlarından bi tane olumlu laf duymuyorum çocuklarına ilişkin. çocuklardan kaynaklı yapmak zorunda oldukları işlerden bıkkın bi havayla bahsediyorlar hep. sanki gizli gizli "çocuğunuz olduğunu veya bu kararınızı hatırlamayacaksınız, çocuğunuz da acı çekmeyecek, çocuğunuz olmadan önceki hayatınıza geri dönmek ister misiniz?" bu soruyu sorsak hepsi evet dermiş gibi geliyor. evet demeseler bile bi düşünürler kesin.

acaba ebeveynlik çok kötü bi şey mi?

 
Çok kötü bir şey değil ama çok zor bir şey.
(5.5 senelik anneyim)
İlk 3 sene sorsan çocuktan önceki hayatıma geri dönmek isterdim ama şu anda o kadar çok istemiyorum. Büyüdükçe olay zevkli olmaya başladı ama hala çok zor
  • sta  (09.11.21 22:03:02 ~ 22:06:04) 
Annem. Annelerde değil de babalarda hep bir şikayet, nazlanma oluyor bence. Herkes baba olmasın.


  • Josephine.  (09.11.21 22:03:10) 
Valla boyle surekli olarak mutlu ya da mutsuz olacaklar diye bir olay yok ki. Mutlulugu da yasamislardir, mutsuzlugu da. Mesela ben universiteye ilk yerlestigimde deli gibi sevinmistim cunku benim icin bir hedefti. Ama universite acildiginda ve sabahin korunde kalkmak zorunda kaldigimda surekli sovdum. Derslere calisirken mutsuz oldum ancak sabahlara kadar batak attigimda mutluydum. Ayni sekilde sinavlardan dusuk not aldigimda mutsuz oldum ancak iyi not aldigimda mutlu oldum.

Yani demem o ki ebeveynlik de bunun gibi bisey. Oyle dogrusal ve sabit bir cizgide ilerlemez olay. Mutlu olduklari zaman da olur mutsuz olduklari zaman da cunku zorlugu da var bisekilde sana getirecegi faydasi da var. Misal benimkiler su an mutlu ancak benim kucuklugumde yani surekli benle ugrasmak zorunda olduklari zaman diliminde bu kadar mutlu olduklarini da sanmiyorum. Bu da oldukca normal.
  • j r r tolkien hayrani  (09.11.21 22:13:50 ~ 22:14:51) 
www.youtube.com


gördüm, üç dünya güzeli evlatları var. sanki "profesyonel" ebeveynler :) öyle mutlular yani ebeveyn olmaktan, insan yetiştirmekten. tüma aile hep musmutlu var olsunlar.

sorunuzun cevabı çok kültürel bişe bence. insanlar ayıp olmasın diye yani mecbur hissettiklerinden evleniyor veya meslek seçiyor veya çocuk yapıyor buralarda.

bir de dizi tavsiyesi: workin' moms
  • rewlack  (09.11.21 22:20:29) 
Genç yaşta anne olan birilerinden çocuklarıyla birlikte olgunlaştıklarını ve iyi ki dediklerini duyuyorum sık sık. Tabii ki geceleri uykusuz kalmak, her yerin bebek boku ve kusmuğu olması, büyürken masrafların artıp o bok kokusuna bile hasret bırakması, ergenliğiydi falan derken ebeveyn şikayet edebilir. Ama anne baba birbirini seviyosa o zaman çocukla da mutluluk artıyodur gibi. Böyle sevgi pıtırcığı bi çift var tanıdığım, çocuğa baya “aşkımızın meyvesi” bakışı atıp birbirlerine sırıtıyolar.

Kısacası babayı bilmem de anne için sevgi fiks, şikayetler filan da öyle muhabbet konusu gibi.
  • kulaktan dolma biber  (09.11.21 22:33:29) 
Kendi ailem ve akrabalarım çok mutlu. Çocukları olarak öyle müthiş insanlar değiliz belki ama hep karşılıklı sevgi ve saygı içinde büyüdük, böyle gidiyoruz.


  • hadi ya la  (09.11.21 23:06:04) 
Kötü değil kesinlikle ama zor. Ve zor olanı daha da zorlaştıran bir kültürümüz var. İsteyerek çocuk sahibi oldum ama çocuk doğurmak için yaşamadım ve evlenmedim. Yani kişi istemiyorsa çocuksuz da olur. Çocuk olunca hayatın ona ait oluyor, onun müsade ettiği ölçüde diğer rollerini oynayabiliyorsun hayatta. Yani benim için böyle, çocuğuna güvenilir bir bakımveren bulup diğer rollerini de eksiksiz yerine getiren vardır mutlaka. Bir ebeveyne çocuğu belli yaşa gelene kadar ne yapıyorsun diye sorsalar alacakları cevap hep çocuk etrafında döner. Tabii ki yakınma da işin içine giriyor, çünkü çocuk büyütürken zorlanmayan yok.

Ama tüm bunların yanında saksıdaki çiçeğe su verip açtığını görmek bile mutlulukken bir canlının büyümesini, kendine ait bir kişiliğe sahip olmasını, öğrenmesini, konuşmasını, dünyaya karşı çektiği yabancılığı ve alışmasını görmek bir mucize gibi. Bazen eski hayatımı çok özlüyorum, hatta depresyonda olduğum için normal anne babalardan daha çok özlüyor bile olabilirim ama çocuksuz zamanlarıma dönmeyi istemem. Anne olmak elzem değil, ama imkan ve sorumluluk bilinci varsa yaşanmasını tavsiye edebileceğim bir hayat deneyimi.
  • curukturpkokusu  (10.11.21 00:02:36) 
uyku düzenleri olsa çok zor değil. onlarla iletişim kurmak onları eğitmek öğretmek çok zevkli. ama geceleri uyanmasınlar ne olur :)


  • xrated  (10.11.21 00:54:11) 
ben mutluyum. çok isteyerek anne oldum. büyüdükçe daha bir çok seviyorum. ama tek başıma bakıyorum ve çok zorlanıyorum. gece 7-8 kez uyanıyor (1.5 yaşında), tüm gün aşırı enerjik ve devamlı ilgi gerektiriyor ve kendime ait 5 dk bile bulamayabiliyorum gün içinde. büyüdükçe kolaylaşacak diye umut ediyorum.


  • deartheodosia  (10.11.21 01:00:06) 
Ben asıl ana baba olup bundan mutsuz olduğunu kendine itiraf eden görmedim. Konya'nın bir köyünde yaşayan homoseksüel olan bir amcanın asla bunu kabul etmemesi gibi bişey bu, sadece kendi başına kaldığında zaman zaman aklına gelen ama bununla yüzleşmeyip "yok yaa olur mu öyle şey heteroyum tabii ki, yok ya olur mu öyle şey mutluyum evladım olduğu için tabii ki" demesi gibi bişey. Artık çocuk var ve mutsuz olmak bişeyi değiştirmiyor, haliyle mutlu kısımlara odaklanmak zorundasın. Çünkü çok büyük "günah/kabahat" ikisi de.


  • Bruce  (10.11.21 01:56:58) 
ebeveynlik insanı geliştiren birşey. ben de anneliğimin ilk 2,5-3 yılında şikayet ediyordum herşeyden. şuursuzmuşum. attachment parenting ekolünden kitaplar okumaya başladıktan sonra çocuklarıma saygı duymaya başladım. zaten hep seviyordum ama bir tık boyut atladık, artık onlarla iletişim kurmak keyifli hale geldi. ne düşündüklerini öğrenmek için her fırsatı değerlendirmeye çalışıyorum, çocukları geçiştirmiyorum. bazen çileden çıktığım oluyor ama onlara büyük tepkiler vermemeye çalışıyorum. çünkü ben daha relax olunca sorunlar daha kolay çözülüyor, tekrar mutlu moda daha kolay geçiliyor. bunları zamanla kendim öğrendim, çünkü büyüdüğüm aile hiç böyle değildi.

şikayet bizim toplumda bir kültür haline gelmiş, insanlar birbirinden görüp muhabbete dahil olabilmek için şikayet ediyorlar bence. sorunlarıyla gerçekten baş edemedikleri için değil. okul kapısında beklerken ailelerin çocukları hakkında şikayetlerini dinlerken üzülüyorum gerçekten, ya bu çocukların hiç mi iyi özellikleri yok diyesim geliyor, ki bazı eleştirileri çocuklar da duyuyor. o ortamda susuyorum, aksi birşey söyleyip ukala veya aşırı kitabi (yapay) ebeveynlik yapan biri gibi anlaşılmamak için.. okul kapısıdaki muhabbete en basit örnek şu olabilir, diyelim ki çocuk o gün iyi birşey yapmış, öğretmen iltifat ediyor ve takdirini veliye söylüyor. velinin cevabı aman yok evde hiç öyle değildir bla bla şeklinde.. hiçbirşey yapamıyorsan teşekkür et geç yani.. neyse. ebeveynliğin öğrenilmesi gerektiğinin kendim biraz gecikmeyle farkına vardım, çabalıyorum, umarım herkes de farkına varır. insan hayatı çok kıymetli çünkü.
  • evanka  (10.11.21 01:59:03 ~ 02:46:25) 
www.instagram.com

faydalı bilgi
  • bir soru sorcam  (10.11.21 09:56:00) 
@evanka +1, şikayet kültür haline gelmiş. bunun yanı sıra, bunu bir markanın ekşi başlığına girip sadece olumsuz yorumsuz okumaya da benzetiyorum. insanlar olumsuzluklar üzerinden bağ kurup sosyalleşmeye meyilli. bir de hazır olmadan ezbere çocuk yapanlar var, kaynım ve eltim bebekleri olduğunda sürekli "ay gezin gezin, çocuk olduğunda hiçbir yere gidilmiyor" şeklinde konuşup, şikayet ediyorlardı. gezmeyi seven insanlar ama daha yaşadıkları yerin 3 saatlik araba mesafesinden çıkmadan çocuk yaptılar. bana bu şekilde sürekli şikayet edilmesi çok itici geliyor. iş yerindekilerin de kendilerine acındırıp işten kaytarmak için özellikle şikayet ettiklerini düşünüyorum :)

bunu çocuk bekleyen insanlara da çok yapıyorlar bu arada. "bol bol uyu birkaç ay sonra uyuyamayacaksın" gibi bir sürü laf. yani bunları düşünüp göze almadan çocuk yapmaya karar vermiyordur herhalde kimse? olgun insanların bu davranışın tam aksini gösteriyorlar mesela, olumlu deneyimlerinden bahsediyorlar hamilelik haberini aldıklarında.
  • gmzo  (10.11.21 10:46:17) 
tam olarak Bruce +1

çevremde aşırı isteyerek falan çocuk yapan tanıdığım tek bir kişi var, o da mutlu.
gerçi mutluluk da göreceli, çocuktan başka bir hayatı yok.
ama onun dışında herkes "evliyiz, işte çocuk yapmak lazım" falan kafasıyla çocuk yaptığı, hatta "evlenme yaşı geldi" falan diye evlenmiş olmak için evlendiği için hepsi mutsuzluktan dökülüyor.
işin kötüsü, bu "hâli" evli olmanın normu olarak görüyorlar.

çoğunun hayat düzeni, ekonomik durumu falan da bozuldu, pek kaldıramadılar çocuğu.
mutlu olmamalarının getirdiği vicdan azabını da çocuğa sınır koymayarak, anlamsızca üstüne düşerek falan kapatmaya çalışıyorlar.

ebeveynlik kötü değil, sadece herkes ebeveyn olmaya hazır olmayabiliyor.
hayatın akışında öylesine değil, "istiyorum bunu artık" diye yapılacak bir şey.
en azından bu devirde artık öyle oldu.
  • blatta hiberna  (10.11.21 10:57:58 ~ 10:59:21) 
gizli gizli degil, zamani geri dondurmek mumkun olsa evet son 6 seneyi geri alalim derim. hep diyorum. hatta sasirdim burada gorunce.

bu cocuguma en iyi anne olma cabami degistirmiyor. icimde bir canavar yok.
  • 2oda1salon  (10.11.21 23:07:06) 
çok gördüm.
annelliğin ne olduğunu bilsem anne olmak istemezdim diyeni de gördüm.
ama zamanı geri almak isterdim diyen az, yine de herşeye değer diyenin oranı daha çok.
hepsinin deneyimine sonsuz saygım var.
  • hopp  (12.11.21 22:53:24 ~ 22:54:12) 
[]

çay makinesi hakkında mülahazalar

www.arcelik.com.tr

parmak izi ve su izi kalıyor gibi olumsuz bi yorum yapılmış.
1. parmak izi kalıyor derken nasıl yani? nerede parmak izi kalıyor ve bu neden sorun olabiliyor?
veya
2. su izi derken ne demek isteniyor?
bariz bi şey anlatıyor gibi ama anlam veremedim valla. rahatsız edecek kadar nasıl bi iz kalıyor olabilir -_-

3. kireç filtresi olmazsa olmaz bi şey mi? lokasyon: ist

EK!!!: bu izler silince geçmiyor mu?

 
İnoks ürünlerde parmak izi, su izi gerçekten sorundur. Kötü bir görüntü verir. İnoks buzdolabı, bulaşık makinesi vs alırken de bu hususa dikkat etmek gerekir.

Konudan bağımsız olarak bir ilave yapayım. Bence bir çay makinesinde şu 3 özellik olmazsa olmaz. Özellikle arayın bu özellikleri

Hızlı kaynatma
Sıcak tutma özelliği
Su bittiğinde otomatik kapanma
  • Mirket  (09.11.21 21:53:44 ~ 23:42:25) 
Tefalin inox bir modeli var bizde,
Cay demlerken vs disina su geliyor, arada elinle dokunuyorsun vs dolayisiyla su izi parmak izi vs oluyor ama bizi rahatsiz etmiyor.

Kirec filtresi olmazsa olmaz degil, suya az limon tuzu ekleyip kaynatirsiniz gecer gider.
  • yaraticinick  (09.11.21 22:06:09) 
Çok kötü bı görüntüsü oluyor iz kalınca. Hiç önermiyorum alanlar da günde memnun olmuyor.


  • takilagimacanim  (09.11.21 22:23:09) 
Genelde*


www.vatanbilgisayar.com

Bunu öneririm
  • takilagimacanim  (09.11.21 22:24:51) 
su kaynatan kısmı metal olanlarda sanki metal tadı geliyormuş gibi hissediyorum, psikolojik de olabilir tabi.
Ben olsam o kısmı cam olan bir tane tercih ederdim

  • michael_knight  (10.11.21 09:56:37) 
[]

green card şipşak soru-cevap

bir son dakika gelişmesiyle ben de greencard başvurusu yapmaya karar verdim. ancak, tek bir sorum var. diyelim ki kazandım ve sonraki aşamaları da geçtim ve artık green cardlıyım. o durumda hemen gidip temelli yerleşmem mi gerekiyor? yoksa giriş çıkış yapmam yeterli mi?




 
vizeniz basıldıktan itibaren (hatta daha önce olduğu için sağlık raporunuzun tarihinden itibaren) 6 ay içinde ilk girişinizi yapmak zorundasınız. 1 yıldan uzun süre abd dışında kalamazsınız, 6 aydan uzun kalırsanız sorarlar hayırdır sen göçmenlik vizesi almışsın ama nerdesin diye. bu durumda green card iptal edilebilir, customs and border protection officer'in keyfine kalabilirsiniz. 1 yıldan uzun süre abd dışında kalmanız gerekiyorsa, eğitim olur başka bir şey olur vs. abd'den çıkmadan önce re entry permit'e başvurmanız gerekir. bildiğiniz konsolosluk görüşmesine gidersiniz anlatırsın şu şu yüzden gidiyorum ama geri döncem söz diye. izin vermeleri garanti değildir.


  • do you remember me  (08.11.21 19:08:11 ~ 19:14:27) 
Bizim bi arkadaş kazanmıştı. Burada yaşıyordu ve Her yıl giriş çıkış yapıyordu.


  • naksidil  (08.11.21 21:10:03) 
[]

the wire izleyenler

***dikkat spoiler çıkabilir***

2. sezon 2. bölümde gemi kaptanını sorguluyorlar. kaptan orada bilgi vermemek için no english no speak vs diyor ve arada yunanca bi şeyler söyleniyor. mafya da birkaç dilde kelimeler söyleyip kaptanın hangi dili bildiğini anlamaya çalışıyor haliyle, sonra adam kolundaki ay yıldız dövmesini gösteriyor ve türk olduğu anlaşılıyor. ancak, adam sözde kendi dilinde konuştuğu sahnelerde türkçe konuşmuyor. bana yunanca gibi geldi kelimelerden. şimdi bu güzelim dizi yunancayla türkçeyi karıştırmak gibi aşırı saçma bi hata mı yapmış, yoksa sahnede benim anlamadığım başka bi şeyler mi dönüyordu?


 
O dönemler yapılan hbo dizilerinde bu tip hatalar var. Benzer bir durum OZ'da da var mesela.


  • bana kedicik derdi  (07.11.21 13:22:16) 
Söylediğin sahneyi hatırlıyorum. Adam türk ama ne ismi ne de konuştuğu dil türkçe değil.


  • bana kedicik derdi  (07.11.21 13:22:46) 
[]

kapım neden titriyor?

salon ile koridoru ayıran ahşap kapı geceleri kapalıyken titriyor. salonu ısıtmaya başladığımdan beri böyle bi sorun yaşıyorum, o yüzden acaba sıcaklık farkı mı bu titremeye sebep oluyor diye düşünüyorum ama bilemiyorum da. öyle dağlar kadar bi sıcaklık farkı da yok. hava sirkülasyonu olan bi yer de değil. kapımın sorunu ne ve nasıl iyileşir? -_-




 
Boşluk olduğu için titriyor. Boşluğu bulmak lazım.


  • dissendium  (07.11.21 00:56:58) 
Salliyorum ama sicak su borusundan su gecerken titretiyor olabilir mi?


  • floydian  (07.11.21 01:08:07) 
Kapın vedat milor ya da azer bülbül olabilir, yemeyi mi seviyor acıyı mı onu öğrenip çözüm geliştirebilirsin.


  • Bruce  (07.11.21 01:13:21) 
boru yok yakınında.

bi derdi var belli ama anlamıyorum dilinden, kapıcam Elementary henüz. anca geceleri konuşuyoruz işte o da mecburen
  • erenderk  (07.11.21 01:24:41) 
Yoldan geçen ağır araçlardan olabilir, odalar arası ısı değişiminden oluşan hava akımından olabilir.

Boşluk çok fazlaysa yapışkanlı kapı fitili ile sıkılaştırılabilir, zaten fitilli bir kapıysa (son 10-15 yılda üretilen) yeniden bir karşılık ayarı yapılıp fitile basması sağlanabilir.
  • John Bloor  (08.11.21 10:29:39) 
[]

petekleri yakmaya başladığımdan beri

bir yerlerden çıt pıt sesler geliyor. onlarca kez kontrol ettim, damlayan bi şey yok. sesler kısa süreli olduğu için sesin geldiği yeri de tam tespit edemiyorum. sanki borulardan geliyor gibi. noluyor bu eve şimdi? ısınmaya başladığı için bi şeyler genleşiyor mu nedir?




 
genleştiği için çıkıyordur sesler sorun yok.


  • jelly bear  (04.11.21 23:42:47) 
Genleşme +1


  • ned flanders  (04.11.21 23:43:11) 
[]

açıklamasında böyle bir şey yazan ev alınır mı?

"sitedeki binaların yarısı kooperatif diğer yarısı toprak sahibine aittir. 14 bina 300 küsür dairenin tapusu henüz yapı kayıt işlemleri sebebiyle çıkmamıştır. Konu ile alakalı dava devam etmektedir. Evin 2005 yılından beri mülk sahibiyiz. Dairenin mülkiyet hakkını belirten sözleşmeye sahibiz. Evin satışını yaparken Gayrimenkul Satış Protokolü Sözleşmesi yapılarak toprak sahibi, biz ve alıcı arasında yapılarak devir gerçekleştirilecektir."

buradaki somut riskler nelerdir?

not: diğer her şey ideal gibi düşünün.

 
Böyle bir durumda diğer hiçbir şeyin önemi yok ki ideal olsun.

En az 16 senedir çıkamamış bir tapu var ortada. Sence bu yeterli bir risk değil mi? Yakınından bile geçmem.
  • mg3929  (03.11.21 20:20:03) 
ben de almam da evin tapusuz olması orada ev sahibi gibi yaşanmasına belli ki engel olmamış, olamıyor. tek sorun evi satamamaları gibi görünüyor şu an. her an kapının önüne konulacak gibi yaşamadıklarını düşündürüyor bana 16 yıldır aynı yerde yaşamaları. yoksa öyle değil mi?


  • erenderk  (03.11.21 20:29:38) 
evin içinde yaşarsın tabii biri gelip çık kardeşim diyene kadar yaşanabilir. elinde tapun olmadığı sürece hak iddia edemezsin. 16 senelik serüvenin sonunda birileri gelip çökerse sokakta kalırsın.


  • roket adam  (03.11.21 21:30:37) 
kooperatifin bir sürü borcu doğabilir ileride. tapu sahibi tapuları devretmeyebilir. asla ve asla bu ev alınmamalı.


  • photo85  (03.11.21 21:32:26) 
Yapı kayit islemleri sebebiyle tapu çıkmamıştır. Yargitay 14.hukuk dairesinin kararina göre yapı kayıt binayı yasal hale getirmez, bazi sartlara haiz olması gerekmektedir.

Haliyle yapi kayit tapu garantisi vermez. Çok çok uygun ise alırım yoksa başima bela almam.

Tapu ve belediye işlerine hakim uzman birinden durumunu teyit edin.
  • zanutsas  (03.11.21 23:42:19) 
[]

öss/ygs/lys/yks artık adı ne ise yine yeniden

fransızca öğrenmek için üniversite sınavına girip bölüm okuyacağım. tek amacım dilin uzmanlarından kapsamlı dil eğitimi almak ve işlevsiz kurslara para mara vermemek.

1. bunun için en uygun bölüm nedir? fransız dili ve edebiyatı mı mütercim tercümanlık mı öğretmenlik mi ya da başka fransızca odaklı bi bölüm?
2. bu bölümlere dil bilmeden/çok az bilip girilebiliyor mu? sonuçta sınavda İngilizce kısmını yapıp bölüme gireceğim için heralde böyle bi kıstas yoktur diye düşünüyorum.

 
2. soruya cevap olarak:

bu bölümlere yks'nin ayt sınavlarında "dil sınavına" girerek girebiliyorsunuz. (tabi öncesinde tyt'ye de gireceksiniz)
tyt : ctesi olan, temel yeterlilik sınavı (genel konular)
ayt : pazar olan alan yeterlilik sınavı. genel ayt sabah, dil-ayt öğleden sonra yapılıyor. (alanla ilgili konular)

girerken o dili ne kadar bildiğinizin önemi yok. sonuçta çince ya da latince de okuma şansınız var.
dil sınavı için 5 tercih seçeneğiniz var. almanca, ingilizce, fransızca, arapça ya da rusça'dan istediğiniz tercih edebilirsiniz. sınav başvuruları şubat gibi açılır.
aldığınız puan yetiyorsa dilediğiniz okulun dilediğiniz dil bölümüne kayıt yaptırabilirsiniz.
  • barankovan  (03.11.21 11:23:46) 
1. Tek amacınız dil öğrenmekse hedefiniz öğretmenlik olmasın. Formasyon dersleri, eğitim psikolojisi, öğretmenlik stajıyla falan ne işiniz olacak. Diğer iki bölüm hakkında mezunları daha iyi fikir verir.


  • kobuzchu kiz  (03.11.21 11:38:24) 
Galatasaray Üni’de herhangi bir bölüm yazıp hazırlığı Fransızca okuyabilirsiniz?:)))


  • damba  (03.11.21 11:52:04) 
- "fransız dili ve edebiyatı mı mütercim tercümanlık mı öğretmenlik mi"
hiç birisi. En iyi seçenek @damba'nın dediği gibi Galatasaray üniversitesinde Fransızca hazırlık sınıfı okumak.
ydb.gsu.edu.tr
  • yeninesiltupcu  (12.11.21 14:39:07) 
[]

arçelik black friday indirimi yapar mı?

sb.

geçen senelerde böyle bi şeye şahit oldunuz mu?


 
blackfriday'de herkes bir indirim etiketi koyuyor ama gerçek bir indirim mi, öyleyse bile sıra dışı bir şey mi emin olmak zor. acelesi yoksa alacağın şeyin bekleyip görmek lazım tabii.


  • Bruce  (02.11.21 22:41:02) 
Black Friday'i bilmiyorum ama Arçelik sitesinde bu hafta indirimler, kampanyalar vb vardı.
750tl'lik ürünü 500tl indirimli aldık başka bir ürünle sepet. Bir bakın isterseniz.

  • dreamnesiac  (03.11.21 00:07:11) 
[]

bu fırını nasıl bilirsiniz?

www.arcelik.com.tr kullanan var mı? fırında doğru adres arçelik mi?




 
12  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.