Ekşi Duyuru

ekim teknik diye bir yerden servis almıştım ben yetkili servisin yarı fiyatına yaptılar işlerini.

Kendim Beko kullanıyorum. Ev kira olduğu için 5-6 yıl önce bunu almıştım ama önemli bir sıkıntısı olmadı henüz. Hemen hepsinin iç aksamının nerdeyse aynı olduğu, önemli olanın servis yaygınlığı/hizmet kalitesi olduğuna dair bir bilgi edinmiştim zamanında. şiakeyvar'da markaları aratarak en az şikayet ya da en çok çözümün olduğu markalara yönelebilirsiniz belki.

Viessman vitodens - 12bin lira oldu sanırım fiyatları. Aldıktan sonra garanti uzatmayıda düşünürsün.

servis ağı + yedek parça fiyatı

bu açıdan düşünüldüğünde yerli firma almanız daha avantajlı. siemens veya vissman gibi markalar alırsanız ilerde çıkacak sorunlarda yedek parça fiyatları da bir o derece yüksek oluyor bilginiz olsun (euro üzerinden fiyatlanıyor)

etmiyor

Etmiyor +1

tuzak kurmaz, geçebilirsiniz. online müşteri edinimi yapabiliyorsunuz ama maaş taşıma konusunda illa şubeye gel diyenler vardır mutlaka.

bu excel dosyasını kurcalar, fiyatları güncellersen
3 zamanlı mı Tek zamanlı mı senin için kârlı görebilirsin
drive.google.com
bu eski bi dosya. 150kw ve üstü hesaplaması yok

Sanirim bu olay eskiden vardi. Altyapi yetersizken kullanim yukunu en yogun saatlerde azaltmak icin.(3 zamanli tarifeden bagimsiz olarak olabilir yoksa 3 zamanli tarife mantigini su andaki zaten biliyorum)

Yasi 40 falan olan biri belki daha kesin bilgi verir

sanırım istersen zamanlı tarifeye geçiş yapabiliyorsun ama eskiden herkes için geçerli olmuş olabilir bu olay.

22 den sonra ucuzlamasi icin tarife degistirmelisin. su anda bu tarifeye gecebilirsin. ama evde yasayan herkes gunduz calisip gece evde olmadigi surece mantikli degil-gunduz kullanimi icin ciddi fiyat arttirimi oluyor- bagli bulundugun hizmet saglayiciyi arayip detaylandirabilirsin.

efsane değil hala süren bir uygulama. faturanızda hangi zaman diliminde kaç kw elektrik harcadığınız görebilirsiniz. o zaman dilimine ait tarife ile hesabınızı yapar, size uygun oluyorsa 3 zamanlı tarife uygulamasına geçiş yaparsınız.

Kullanan biri olarak cevap vereyim, hayır efsane filan değil.

Standart her kullanıcı tek zamanlı tarifeye tabidir, kullanım alışkanlıklarınız uygunsa isterseniz 3'lü tarifeye geçebilirsiniz.

Ama geçmeden önce tüketim değerlerinize bakın, tüketimin çoğunluğu gece 22:00'dan sonraysa, ya da tüketimi bu saatlere göre kaydırabilecekseniz mantıklı.

Eğer standart bir ev kullanıcısı iseniz en yoğun saatleriniz 17:00-23:00 artasıdır ortalama.

Bu halde 3'lü tarifeye geçerseniz bu zaman dilimi daha pahalı olduğu için aksine faturanız artar.

tek sözleşmede kiracı ve kiralayan olarak bütün taraflar belirtilecek.

tek sözleşmede taraflar ve yatacağı hesabı belirtebilirsiniz. herkes imzalar sıkıntı ortadan kalkar.

@floydian 3 ortakda birbirleriyle konuşmuyor. kira vergiside ayrı ödenecek o açıdan da sorun olmaması önemli.

hukukçu biri daha iyi cevap verir o zaman bu soruya. ben bilmiyorum. en temizi biri aracılık etsin hepsiyle iletişimi olan.

kira sözleşmesi yazılı olmak zorunda bile değil o yüzden farketmez. bir sözleşmeye kiraya veren olarak üç kişinin adını ve hesap bilgilerini yazıp her ayın x'inde şu 3 hesaba y'er lira olarak ödenecektir şeklinde bir madde koyarsınız olur biter. vergiyi de internetten kolayca halledebiliyorsunuz sözleşmeye falan gerek yok onun için.

üçüyle de konuşan biri vardır mutlaka o hallediversin bir zahmet. kiralayan olsam karşı tarafın kendi arasındaki sorun yüzünden 3 defa ayrı ayrı sözleşme imzalamak için vakit ayırmazdım şahsen.

Cevap değil ama ben de kiracı olsam uğraşmazdım +1

Parayı 3 ayrı yere göndermek de garip gelirdi bana.

3 farklı kişiye depozito mu yollayacak çıkarken 3ünden ayrı ayrı geri istencek vs

1 kişi vekaleten 3ünün yerine imzalasın bence de.

Hocam en iyisi emlakciya salın.

Her şeyiyle emlakcinin ilgilendiği bir evde oturmuşum. Kirayı dahi emlakcinin hesabına yatıriyordum. Hiçbir şekilde ev sahibine doğrudan ulaşamamistim 4 sene sonra çıkana kadar.

konudan bağımsız ek bir şey söylemek istiyorum;
yarın öbür gün evin musluğu patlar, kombisi arızalanır vb. kiradan düştüğünüzde üç ev sahibi de ayrı ayrı arayıp "banane kardeşim ödeyeceksin" bıdı bıdı konuşur. birbiriyle anlaşamayan 3 kardeş kiracısına var ya ohooo. ben de yaşadım da bunu o yüzden.

bir ortak tanıdık hepinizden imza alacak, kontratoda hepinizin banka detayı yazacak. toplam 4 sözleşme yapılıp herkesin imzası herkeste olacak.

yapılabilir neden yapılmasın. hukuken mümkün ama pratikte sorunlara yol açabilir.
1-3 ortağın da ayrı ayrı beyanname vermesi lazım
2-olası bir tahliye davasında kiracı çakallık yapıp diğer kira sözleşmesini öne sürerek benim ev sahibim o değil diyebilir, sözleşmenin reddi nedeniyle 2 sene tahliyeyle uğraşırsınız
3-eve zarar verilirse de iş sıkıntılı. hangi birisi zararın tespitini talep edecek?

nereden baksanız bakın sıkıntılara yol açabilir.

Sozlesme 1 adet 4 kopya olacak.
Kira vergisi zaten her durumda ayri odenir.

İşallah Covid belası biterse güzel şeyler olma şansını yüksek görüyorum. Geçtiğimiz yaz biz evde otururken yabancıların tatil yapmasına bayağı ayar olmuştum. Maskeler çıkmadan güzel şeyler oluyor demem.

sıfıra yakın. yine de iyi dileklerimizi dileyelim, bilet almadan piyango kazanmayı dilemek gibi ama napalım.

Erken secim olursa belki

ortadogu ortalamasi genelde dunya ortalamasinin altinda kaldigi icin ve dunyanin genelinde de durum pek parlak olmadigi icin oldukca dusuk bir ihtimal.

%100. Böyle çok kapsamlı bir konuya başka bir yanıt verilemez bence. 1 yıl içinde, koskoca bir ülkede güzel bir şeyler elbette olacak ancak ne olacak ya da ömrü ne kadar olacak o bilinmez.

bülent ersoy gibi düşünüyorum.... sdsfsgd

www.instagram.com

j r r tolkien hayrani +1

durumlara "öldük, bittik" diye bakmanın anlamı yok, biraz çocukça bir bakış açısı bu.
ülkelerin de, dünyanın da bazı süreçleri olur.
her şey ekonomi değil, ekonomisi iyi olan ülkelerde de başka sorunlar oluyor, onlar da onları çözmeye çalışıyor.

her şey gibi bu da bir süreç, öyle ya da böyle bir şekilde geçecek.
geçmişte de oldu, geçti, yine olacak, yine geçecek.
hayatta hiçbir şey aynı kalmaz, lineer bir düzlemde yaşamıyoruz.
yani bir şeyler değişsin istiyorsak, değişimin sancılarını da yaşamak zorundayız.
önemli olan bu zamanlarda manevi olarak kafayı suyun üzerinde tutabilmek.

Depo kapağını açtıktan sonra kilitlersen sorun olmaz. Depo kapağı kapalı iken aracı kilitlersen -çok eski model olan araçlar hariç- depo kapağı da kilitlenir.

@himmet dayi ama benim benzin kapağım el ile açılabiliyor dışardan.

kapılar kitliyken de açılabiliyorsa kitlesen de bir şey olmaz. kapılar kitliyken açılmıyorsa bkz: üstteki cevap.

kasaya gidip kart çekene kadar süre için mi kilitlemek istiyorsun?

aractan indin, kitledin. Adama doldur dedin, eleman kapagi acamaz cunku kapilarla kapak da kitleniyor..

Aractan indin, adama doldur dedin, adam kapagi acti doldurmaya basladi. Sonra kitledin. Bu sefer de kapagi kapatamaz. Senin araca geldikten sonra kapilari acip kapagi kapatman lazim.

Facialik bir durum yok ortada..en kotu kapak acik gezersin.

abicim bu dediğin arabadan arabaya değişir.

kullandığım bir arabada, kapak şeklinde açılan kısım kilide bağlı, kilitleyince kapağı açamıyorsun. içindeki vidalı kapağın herhangi bir kilidi yok.

diğerinde dışarıdaki kapakta hiçbir şey yok. önüne gelen açabilir. ama vidalı kapağı anahtarı takarak açıyorsun.

bir diğerinde depo kapağının anaktarla veya kilitle ilgisi yok. depo kapağını içerideki mandalı çekip açıyorsun, içindeki vidalı kapağın da başka bir kilidi yok.

birincisinde adam açmadan önce kilitlersen adam açamıyor, açtıktan sonra kilitlersen kapatamıyor.

ikincide anahtarı adama verdiğin için ister kilitle anahtarı ver, ister kilitleme, istersen verdikten sonra depo kapağından sallanan anahtara uzanıp oradan düğmeye bas kilitle fark etmez.

üçüncüde kapağı mandaldan açınca kapıyı kapat kilitle, hiç alakası yok.

Bir arabada en standart disi sey nedir desen benzin kapagi kilidi derim.

ilk arabamda anahtarla aciliyordu kapaksizdi, sonra kapakli ama kapagi kilitlenmeyen kullandim, koltuk altindan kolla acilan vardi, sonra yine kilitsiz denk geldi, simdi kapagi bile yok boruyu sokunca aciliyor.

@kibritsuyu

son 20 senede uretilen araclarda ben vidali depo kapagi ustunde anahtar deligi gormedim, eskiden standart birsey degildi ama arti standart hale gelmeye basladi. Zaten vidali depo kapaklari yokolmaya basladi.

Deponun nasil acildiginin konuyla pek alakasi yok. Modern araclarda kapilar kitlenince, kapak otomatik kitleniyor.

"depo kapağının anaktarla veya kilitle ilgisi yok" hatali bir bilgi. Eger depo kapaginiz kapiyla kitlenmiyorsa kilitte bir bozukluk vardir. Icerden mandalla acilan kapaginda kapilarla kitlenmesi lazim.

@cooperr, depo kapağının tek kilidi var, onu da şoför koltuğunun altındaki mandal açıyor. o mandalı çekmeden kapak kilitle, anahtarla, herhangi bir şeyle açılmıyor. kapağı tutup çekecek girintisi çıkıntısı falan da yok, dümdüz kapak, parmağını sokup çekemiyorsun. anca koltuğun altındaki mandalı çekince tık diye kapağın ucu havaya kalkıyor. işin bitince yerine ittiriyosun, trık diye kapanıyor. yani arasına tornavida sokup açayım desen de açılmıyor, kapılar kilitli olsa da, olmasa da. açmanın tek yolu mandal.

yani arabayı kilitledikten sonra mandalı çekmeyi hiç denemedim, çünkü arabayı dışarıdan kilitliyorum. yarın içindeyken kilitleyip, kilitliyken mandalı çekeyim, sonucu buraya yazarım.

modern araç olarak bahsettiğin merkezi kilit sisteminin kilitlediği kapak, ilk sırada bahsettiğim 1991 model renault 21 concorde'a ait. onda bildiğin ev kapısı gibi bir kilit dili ve kilit yuvası var. arabayı kilitleyince dil yuvaya giriyor, kapağı açamıyorsun. kapak açıkken kilitleyince dil dışarı çıkıyor ama kapak açık olduğu için yuvaya giremiyor, kapağı kapatınca da hani evin kapısı açıkken kilidin dilini dışarı çıkarıp kapıyı kapatmaya çalışınca dil taak diye kapının kasasına vurur ya, öyle oluyor, kapanmıyor. kilidi açıp dili içeri sokturtmak gerekiyor. yani modern araç dediğin 1991 modeldeki sistem.

vidalı kapağı anahtarla açılan 2001 model clio, 20 sene tahmini tam doğru.

mandalla açılan da 2019 model toyota corolla, yeni kasa. hala ısrar ediyorum, kapağın kilitle ilgisi yok. yani mandalı çekmeden tutup çekmeyi başarsan bile açılmayan kapak kilitle kilitlense ne fark eder, mandalla kilitlense ne fark eder. neticede açılmıyor, kilitli.

Hayal gücünüze hayran kaldım, hayır olmaz öyle şey.

Yukarida neyi alip verememisler anlamadim cok farkli senaryolara gitmis is.

Benzin alinirken araba kitlemek kadar dogal bisey yok. Benzin kapagina veya deliginde bir kapanma soz konusu olamaz, daha neler.

@kibritsuyu

olm bana fazla mesai yaptirdiniz bugun:)

aksam gittim komsunun aracinda denedim. Arac 2015 honda crv, icerden mandali cekince acilan sistem. Depoyu acip aractan indikten sonra kapilari kitlersen depo kapagi kapanmiyor. Cunku kapilarla beraber mandali da kitliyor, zaten depo kapagindan kitlenme sesi geliyor. Yani pompaci eleman siz kapilari tekrar acana kadar kapagi kapatamaz. Vidali kapagi yerine takar, oburu acik kalir.

Bendeki arac icerden mandalsiz sistem. Depo kapagi direk anahtara bagli. Onu da denedim, kapilari kitlersem depo kapagi kapanmiyor, cunku yayli bir sistemi var o da yayi kitliyor. Vidaliyi kapatiyorsun o kadar. Ayni problem.

Daha fazla done lazim mi? :P

Çok güzel bilgi alışverişi dönmüş ama eminim kafan daha da karışmıştır :)

Ben en kötü senaryoyu yazayım;

Depo kapağı merkezi kilit ile kilitlenen bir mekanizmaya sahip ise, siz kapıları kilitledikten sonra pompacı kapağı kapatmaya çalışır, aracı da tanımıyorsa "lan bu niye kapanamıyor" diye kapağa bir yumruk atarsa içerdeki plastik kilit dilini ya da depo kapağının o dili tutan karşılığını kırabilir.

En güzeli depoyu doldurduktan sonra kapatıp gitmek.

eğer çekince araç içinden birşey çalınmasıysa cüzdan telefon laptop'a kadar yanınıza alınabilir.
eğer çekince aracın çalınmasıysa imkansız. öyle birşey olsa benzinlikte motora atlayıp gidilen hırsızlık haberlerinden geçilmez.

yeni araçlar açık bir kilit yoksa birkaç saniye sonra kendini kilitliyor, yani pompacı depo kapağını kapattıktan sonra araç kendini kilitliyor, geldiğinizde kilidi açıp giriyorsunuz.

@cooperr işte onu diyorum ya hocam ben de. ilk cevabımın ilk cümlesinde dedim, "arabadan arabaya değişir". üç tane arabam var, üçü de başka.

sen de kaç tane saydın, onlar da başka. e ben de onu diyom ya?

benim mandallı corolla'nın kilitle işi yok. Mandal kilidi açıyor. açıkken kilitlersen de kilitliyken depo kapağını kapatırsan da kapanıyor. kilitliyken veya kilitsizken mandal dışında açılmıyor.

www.corollacikmaparcalari.com

tutup çekecek yeri de yok zaten, arasına tornavida sokup çeksen de gelmiyor. depo kapağının dilini sadece mandal açıyor. aynı evlerimizdeki kapılar gibi. kolu çekince açılıyor, yerine itince kapanıyor. kilitlemesen de kolu çekmeden açılmıyor.

@John'un dediği benim 91 model concorde işte. kapak açıkken kilitleyince o dil dışarıda kalıyor, kapak kapanmıyor. kaç sefer yakaladım adamın kapağı çarpa çarpa kapatmaya çalışmasını. yumruğu koysa dili kırardı. kilidi açtım, dil içeri girdi. baştan kilitlesen açamaz, açıkken kilitlesen kapatamaz. bunlarda en iyisi doldurup kapattıktan sonra kilitleyip gitmek.

clio'da anahtarı veriyorsun adama zaten, dış kapağın bir kilidi yok, vidalı kapak anahtarı sokarak açılıyor. kilitle, ver anahtarı git. ne kadar güvenli dersen artık.

en normali corolla bence. mandalı çek, sonra ne halt edersen et :)

özür dilerim hepinizden vaktinizi çaldım beyin fırtınası olmuş :)

biraz önce benzinciye gittim otomatik açıkmış zaten benimki. pompacı direk açtı doldurdu sonra kapağı kapattı.

şimdi bomba soruma geliyorum :) arabayı park ettim şimdi sokağa.. birisi gelip benzin depomu açıp benzini mi çalabilir mi?

:) bırakın benzini, arabayı bile calabilirler.

elbet bir kilidi vardır. onca beyin fırtınası yaptık, daha kilitsizi denk gelmedi. "otomatik açıkmış" dediğine göre cooperr'ın modeli anahtarla kilitlendiğinde kilitlenen, açınca açılan bir modelmiş demek ki. kilit açık olduğu için pompacı direkt açmış.

son soruya cevap: illa ki bir kilidi vardır. araç kilitliyse kapak da kilitlidir. zaten kilitli olmasa bile modern araçların deposuna hortum sallayıp benzin çekemiyorsun.

Zeiss,Hoya gibi markalar uçmuştur,benim de yaptırmam lazım.
Duyuruda gözlükçü bir arkadaş var zaten,özelden yazın isterseniz
@ayağınıza gelen overlokcu

3 hafta önce gözlüklerimi değiştirdim. atasun optik'den full paket aldım, aldıklarımı yazıyorum:
-1 adet ray-ban çerçeve
-1 çift hipermetrop + astigmat + %40 inceltilmiş organik cam + mavi ışık koruyucu + 1 yıl sınırsız garani
-1 adet yedek cam ve çerçeve %50 indirimli (bunun yerine numaralı güneş gözlüğü aldım)
-1 adet daha yedek cam ve çerçeve %50 indirimli (bunun yerine de kızıma uv korumalı çocuk güneş gözlüğü aldım)
bunların hepsi 1200 TL tuttu.
bunları bana satan arkadaş, progresif gözlükler için dışarıda "1500'den aşağıya bulamazsın, bizde 350'den başlıyor" demişti o zaman. uğrayın bence.

söyleyip direkt ödemeye giderim. arabayı kilitlemem.

Merhaba, direkt selam verip benzin der ve benzin pompasını kullandığından emin olduktan sonra ödemeye giderim içeri aracı kilitleyerek.

-merhaba kolay gelsin.
-...
-fulleyelim.(arabayı kilitleyip içeri geçiş, depo dolana kadar kasa civarındaki ürünlere bakış)

söylerim. azıcık sağa sola bakınır gibi yapıp, kapıyı kilitleyip içeri geçerim.

Taşıt tanıma, arabadan inmem doldur derim ya da alışveriş veya tuvalet işim varsa doldur deyip kilitler giderim.

Benzinli araçlara dizel koyulamıyor (birkaç istisna mevcut sanırım). Benim aracın deposuna mazot pompası girmiyor. O yüzden "ne koydu acaba?" diye düşünmem. Opet ise araçta ödeme yapar, değilse direkt içeri giderim. Arabanın içinde çantam vs. varsa kapıyı kitlerim.

Cevapları okuyunca arabayı kitlemediğimi fark ettim doldur hocam deyip öyle araba açık içeri gidiyorum ben bundan sonra kitleyeyim.

belirli bir tutar söylemişsem aracı kilitleyip ödemek için içeri giderim.

belirli bir tutar söylememişsem, "dolduralım" demişsem, depo dolana kadar aracın başında beklerim, hatta pompa attıktan sonra rakamı en yakın onluğa yuvarlayacak kadar da ekletirim, ondan sonra aracı kilitleyip ödemeye giderim. clio'ya benzin alırken anahtarı vermem gerekiyor (depo anahtarla açılıyor), o yüzden clio'yu daha anahtarı vermeden önce kilitlerim. kilitlemeyi unutmuşsam, giderken depo kapağından sallanan anahtardan kumandaya basıp kilitlerim ve hep havaya uçma tedirginliği yaşarım.

Shell'de şunu diyorum: "fullicez, yeşil pompa benzin." sonra bakıyorum yanlış pompa koymasın diye. sonra biraz bekliyorum, içeri bakıyorum, sıra varsa hemen, yoksa depo dolmaya yakın içeri geçiyorum. arabayı kitlemiyorum, anahtarı, telefonu ve cüzdanı yanıma alıyorum.

Direkt içeri gidiyorum. Arabayı kitlemem.

arabadan iner,, kapıyı kilitler,

- merhaba, fulleyelim usta.

der, alacağım başka şey yoksa kasanın orada hesabın kapatılmasını bekledim.

cami acip selam kolay gelsin dolduralim diyorum, o sirada cantami vs alip cikip odemeye gidiyorum, bazen kitliyorum bazen kitlemiyorum, silgec suyu falan bakiyorlar kaputu acip.

Ne kadar dolduracağını söyleyip, kilitleyip, ödemeye giriyorum. Açık bırakırsam kesin pompacı başka müşteriye bakarken biri gelir soyar.

arabadan inip miktarı ve yakıt türünü söyleyip içeri giriyorum. 20 yıldır bir kere kapı kitlemediğimi farkettim ben de.

kulağına ayıplı şeyler söylüyorum

söyler gider arabayı kitlerim.

watsons'tan ucuz diye 6 kutu almıştım. 40x500mg 14 liraydı

Ester C

Benzin alma algoritmamla ayni, en ucuzu neyse onu aliyorum.

En son file marketten aldim.
Arkadasim eminonunden askorbik asit olarak toptan aliyor o daha ucuz.

Gayrettepe’deki açık

mtv ocak ve temmuz da ödenir. ayın son gününe kadar ödenebilir. sonra cezalı olur. taksit bankanızın kredi kartı ile ilgilidir. kimi bankalar 2-3 taksit yapiyor. kimisi yapmiyor.

ocakta birinci taksidini, temmuz'da ikinci taksidini ödersiniz. taksitli ödemek istemezseniz tamamını ocak'ta da ödeyebilirsiniz.

banka hesabından ödemek isterseniz sadece devlet bankalarından (ziraat, vakıf, halk) ödeyebilirsiniz. kredi kartı ile ise internet vergi dairesinden ödeyebilirsiniz.

radyoyu veya aküyü bağlayan adam, kontak kapatılınca radyoya gelen akım tamamen kesilecek şekilde bağlamıştır. kontağı her kapatmada radyo da sıfırlanıyordur.

Radyoda "band" tuşu olur, bu tuşa bastıkça 3-4 farklı band arasında gezer radyo.

Mesela;

LF (pek kullanılmıyor, belki trt radyosu olabilir bir iki tane)
MF (pek kullanılmıyor, belki trt radyosu olabilir bir iki tane)
FM 1
FM 2
FM 3

Siz mesela FM 1 bandına 5 radyo kayıt etmişsinizdir. Farkına varmadan "band" tuşuna bastığınızda FM 2 bandına geçtiği için kayıtlı 5 kanalı görmüyorsunuzdur.

Büyük ihtimal sorun budur, diğer ihtimal de radyo orjinal değil de sonradan takılan bir radyo ise @kibritsuyu'nun dediği gibi radyonun hafıza kablosunu da kontağa bağlamıştır montajcı.

Ama orjinal araç radyosu ise bu ihtimal 0 gibi bir şey.

plaka+görüntü(kanıt) bulursan davayla falan olur anca.

kaskoyla zaten arabayı yaptırabilirsin.

Bana vurup kacti bi tanesi. On tamponu altima alip parcalayip 3 km sonra yakaladim pici. Az daha yere gomecektim. Meger araba onun degilmis, ondan kacmis.
Polisi aradim, rica minnet 1 saat sonra geldiler. Dedikleri sey "olay yeri bozuldugu icin biz tutanak tutamayiz" oldu.

Oyle bi sistem ki bu vurup kacani koruyor.

Carpıp kaçtıkları ile kalıyorlar, polis falan bile doğru dürüst uğraşmıyor. Brkylmz+1

Kaskonuz varsa;

Kaskonuza başvurup kendi hasarınızı yaptırabilirsiniz. Elinizde video kaydı, fotoğraf, plaka varsa çarpıp kaçanla ilgili, onları da kaskoya verirsiniz ve kasko hasarı ona rucu ettirir, sizin de hasarsızlık indiriminiz bozulmaz.

Kasko yoksa cepten yaptıracaksınız, trafik sigortası sizin hasarınızı ödemez, karşıya vereceğiniz hasarı öder.

Özetle kaskonuz varsa dert etmeyin.

önce alkollü olmadığınıza dair hastaneye gidip rapor alıyorsunuz. sonra savcılığa başvuruyorsunuz. mobese önünde çarpsa bile ölümlü kaza olmadıkça polisin bakma yetkisi yokmuş. bana ölmediğiniz için mobese kayıtlarına bakamayız demişlerdi.

Net aynı sorun bende de var covid olmadın gerçi ama sporcu olmama rağmen uzun yıllardır iki dakika merdiven çıkınca nefesim kesiliyor her yerde uyumaya başladım

Kan değerlerinize baktırın. Geçen sene babamda benzer şikayetler (sürekli yorgunluk, uyku hali, halsizlik) sonucunda sodyum eksikliği (hiponatremi) çıktı, bir hafta hastanede yattı.

(git: 1502111) buradaki cevaplara bakabilirsin, geçmiş olsun

Bence otomatik al 2009'dan da eski olmasın.

Hamile olabilirsin.

Dahiliye'ye gidin.
İnsülin direnci olabilir.

muhtemelen uzun dönem covid etkileri yaşadığınız ve hala bu konuda dünyada çok fazla araştırma yok sanırım

Görmeden bi şey söylenemez. Ancak sürttüğünüz yeri plastik olarak varsayıyorum. O kısma ufak bi düzeltme yapmak arabanın değerinden hiçbir şey götürmez. Sac parça olsaydı boyatmayın, öyle kalsın derdim.

Alkol bazlı bir şeyle silinebilir ama tineri bilemedim. Boyayı mahvedebilir. Tiner yerine kolonya ya da dezenfektan gibi bir şeyle silin.

Gitmez boyasini cikarmissin o gozuken siyahlik plastigin gercek rengi.

Boyatman lazim, deger kaybi 2k

resim atarsan birşeyler söyleyebiliriz.

Ön ya da arka tampon gibi plastik kısımlar zarar gördüyse boşver.
Zamanla gözler alışır bu çiziklere.

@Erva bagajın altında geri görüş kamerası varya onun 15-20 cm aşağısı yani lastiğin hemen üzeri oluyor. orası plastik mi nedir bilmiyorum. arka çamurluk deniliyor sanırım oraya.

salla daha çok çizecen. takmaya değmez :D

glamdring +1 bi de resim atsaydın böyle çok afaki yorum yapıyoruz mecburen.

internette rötuş boyaları bulabilirsin arabanın marka model boya kodunu vs. aratarak. 1 2 cmlik çizikse nerdeyse yeni gibi olur.

Çamurluk arkada kameranın altında olmaz, tampondur o. Çamurluk tekerleğin etrafını kapsayan sağ ve sol parçalardır.

Siyah noktalar dediğine göre tampon boyasına hasar verdin, altındaki tamponun gövde rengi siyah.

Çok rahatsız etmiyorsa hemen yaptırma +1

Plastik aksamlarda yapılan işlemler araçta değer kaybı yaşatmaz piyasamızda, önemsenmez de. Boyanan ve değişen parçalar arasında sayılmaz hatta alınırken ve satılırken.

sağlıkçı kartına plakayı tanımlatırsanız sorun olmaz gibime geliyor

kurursa iz bırakır, boyayı yakar derler. o yüzden kurumasına izin vermeden alıp üstüne kalıntı bırakmadan suyla temizlemeniz lazım. ıslak cilanız varsa su döktükten sonra silebilirsiniz.

eğer kuruduysa ılık suyla pisliği yumuşatıp almanız lazım. eğer çıkmıyorsa tırnak sürtmeden bezi ıslatıp bezle hafif üstüne bastırarak çıkartmanız lazım. yumuşadıkça çıkarabilirsiniz.

ayrıca buna özel ürünler de mevcut onları kullanabilirsiniz. youtube'da da videolar mevcut.

Benzinlikte tazyikli su sikiyorum ben.

kaynar su - ıslak mendil - kuru bez

şuan kaportamda kocaman bir iz var kus pisliği yüzünden, ben ihmal ettim siz etmeyin.

Daha bugün bir araç baktık. Kuş pisliği kaputta birçok yerin boyasını sökmüş. İlk defa bugün duydum ben de, asit varmış içinde boyayı söküyormuş olayını. Ama doğruymuş şahit oldum.

Kuşlar dışkılarında aynı zamanda idrar da bırakır (üre) bu sebeple boyaya zarar verebilir bir şey örtseniz daha iyi olur. Yine de bol bok temizleme deneyimi olmuş bir kuş sahibi olarak en güzel yöntem bi miktar ıslak bırakıp dışkı yumuşayınce bezle silmek diyorum asla kazımayın. Ilık su döküp 10 dk sonra sileiblirsiniz (Ama kümelenmiş varsa oraya bez koyup üstünde ıslak bırakmak daha iyi yoksa içine su çekmeyebilir)

YouTube da bununla ilgili videolara bakabilirsiniz

youtu.be

tecrübeyle sabit, kuş pisliği gerçekten boyayı eritiyor. ya aracı başka yere çekeceksiniz, daha uzağa uygun bir yere, ya da istisnasız her gün yıkatacaksınız. ıslak mendille silmek durumu daha kötü yapabilir çünkü o lekeden ziyade saydam bir sıvı var pislikten akan, ıslak mendille onu temizleyemiyorsunuz.

Siz arabada mı yaşıyorsunuz? Bütün sorularınız arabayla ilgili. Radyo arabadan bağımsız bir şey. Metro, Power, Fenomen iyidir.

joy fm iyidir.

@dissendium evet yavaş yavaş arabada yaşamaya başlıyorum :)

Enteresan şekilde radyo 7 çok iyi. Ayrıca kafa radyo

Hangi şehirdesiniz bilmiyorum ama İstanbul'da Radyo Eksen, Ankara'da Radyo ODTÜ'yü beğeniyorum.

bence radyo dinlememeye devam et. reklam arası müzik/program çoğu. bir diğer kısmı da ya arapça ya dini radyo.

rs sputnik (rusyanın sesi) 106.4

Heyecanlanıyor veya geriliyor olabilirsin. Akabinde kan şekerini etkiliyor olabilir.

diyetisyen bir ablamız demişti ki "araç içerisindeki titreşim vücuda insülin salgılatır ve bu insülin daha çok ve daha çabuk acıkmamıza sebep olur."

tabi bunu uzun yolda söylemişti. 15-20 dakikalık araba yolculuğunda acıkmak pek normal değil gibi :)

Açlık tokluk kan şekerinize baktırın derim. Hatta insülin direncinizi de mutlaka hesaplasınlar. Önemli görünmeyen Ufak detaylar ilerde çıkacak hastalıkların habercisi olabilir.

Yeni araba kullanmaya mi basladin?

'Bu normal mi?' demişsiniz. Yolu göremeden yola devam etmek normal değil. Sağa, emniyetli bir yere çekip, yağmurun şiddetini azaltmasını beklemeliydiniz.
Kaloriferi çalıştırıp yönünü camlara verirseniz veya camları hafif aralarsanız buğuyu önlerdiniz.
Silecek camdan geçtiği ilk anda cam tertemiz oluyorsa silecekleri değiştirmeye gerek yok. Tertemizden kastımın içinde buğu yok. buğu içerden olan bir şey, sileceklerle alakasız.

Aynısı bana da oldu. Az önce eve geldim. Ben de sağa çekip beklemek isterdim ama gece 12'de D100 karayolunda sağa çekip bitmek bilmeyen yağmurun dinmesini beklemek katliama sebep olabilir. Mümkün mertebe yavaş ve temkinli sağ şeridi tutup geldim. Camda saçma sapan kar gibi leke vardı, öyle cam ısıtma ya da pencere açma da iş görmedi. Yolun büyük kısmında şeritleri bile göremeden öndeki aracı takip ettim. Ama anladığım kadarıyla herkes bu durumdaydı çünkü genel olarak trafik yavaş akıyordu ve insanlar şerit kaçırıyordu. Yarın cama su kaydırıcı sprey falan bakacağım. Ben daha önce gece yağmurlu yolda kullandım ama İstanbul trafiği değildi. Çok fazla ışığın bir de yerden yansımasıyla birlikte görüşü oldukça azalttığını ama bunun normal durum olduğunu düşünüyorum. İstanbul trafiğinde gece yağmurunda araç kullanmış arkadaşların desteğini ben de bekliyorum.

Emniyetli bir yere çekip beklemek mümkün değilse, iki şerit çizgisini ortalamaya çalışmak, bu da mümkün değilse bir aracın peşine mesafeli takılmak iyidir. Mesafeli olmalıdır çünkü yakın olursanız hem farınızla öndeki aracç sürücüsünü rahatsız edersiniz ve hem de öndeki aracın sıçrattığı çamurlu suya maruz kalırsınız.

araç ne bilmiyorum ancak analog sistem araçlarda içerdeki havayı cama verme ve dışarıdaki havayı verme seçeneği var. içerideki havayı verirsen sürekli buğu yapmaya devam eder. havayı dışarıdan al seçeneğiyle kullanacaksınız; buğuyu hemen temizler. yeni dijitallerde de vardır illaki bu seçenek. yani durumunuz normal değil. klima/kalorifer kullanımında hata var.

buğunun sileceklerle bir ilgisi yok.

Yolu görememe sebebin cam buğusu mu yoksa yağmur suyu mu?
Silecek hiç çalışmasa bile yolu bir miktar görürsün. Özellikle de uzunları yaktığında. Evet karşında veya önünde araç yoksa uzunları yakmalısın böyle durumlarda.

Cam buğulanmasını önlemek için havalandırma ayarından buğu önlemeyi (düz, alt vs ayarları var) seçmen gerekiyor.

Sileceklerin kötüyse değiştirirsin zaten ucuz bir şey ama kötü silecek bile yolu görmene büyük engel olamaz.

Buğu için hava yönlendirmesini cama (yukarı işareti, ya da aşağıda verdiğim linkteki ambleme) çevirin. Manuel ya da dijital farketmez, yön yukarı/cama olmalı.

Çok buğulu ise fanı en hızlı seviyede açın, buğu giderildikçe hızı düşürebilirsiniz, çok kafa ütüler çünkü.

Isı çok önemli değil, motor soğuksa bile buğu çözülür hızlı havayla. Isı ayarını konforunuza göre ayarlayabilirsiniz. Sıcak olması işlemi hızlandırır, buğu çözülünce ısıyı düşürüp bunalmayı engelelyebilirsiniz.

Silecek meselesine gelince, silecekler genelde 3-4 kademe olur.

1. kademe ya fasılalı açılır kapanır (3 sn'de bir mesela) ya da arabada yağmur sensörü varsa yağmur yoğunluğuna göre çalışır.

2. kademe sürekli belirli bir hız

3. kademe daha hızlı

4. kademe en hızlı (varsa)

Yani siz yağmur yoğun yağınca kademeyi en hızlıya getirdiğiniz halde mi yolu göremediniz? (aşırı yoğun yağışlarda olabiliyor bazen, ama dün böyle bir yağış yoktu sanki)

Ya da 1. kademe, yani yağmur sensörü ayarında mı kolu bıraktınız da silecekten randıman alamadınız?

Yağmurlu avalarda görüş oldukça azalır, aydınlatma ve yol çizgileri çok önemli. Diğer araçlar da varsa çok korkacak bir şey yok, önünüz ve yanınızdakileri hizalarsanız kendinize.

Ama başka aracın olmadığı ve çizgisiz orman/dağ/köy yolları tehlikelidir yağmurda.

Arabaya rüzgarlık taktır. yağmur yağdığında çok hafif camı indir buğu olmaz.

@John Bloor +1
aşırı sağanak yağmurda buğudan bağımsız görüş mesafesi zaten çok kısalır, silecekler son kademe de çalışsa dahi yağmurun hızına yetişemeyebilir.
Bu gibi durumlarda yol görünmeyecek gibiyse müsait bir alana çekip beklemek yoksa dörtlüleri yakıp düşük hızda gitmek gerekir, şerit ve önde ki araçları takip etmekte önemlidir.

Dün ben de benzer bir yağmura yakalandım ve aynalarda çok su biriktiği için yan aynalarımdan verim alamadım. Sonra müsait bir yerde bezle sildim aynadaki su damlacıklarını da rahatladım. Su itici sprey veya sıvılar var cama, kaportaya veya aynalara uygulayabilirsin. Ben alacağım şahsen.

Buğu için de klimanın ayarlarını öğrenmelisin.

Yeni araba kullanıyorsan arabanı çok iyi tanı. Daha önceki soruların da basit ama önemli şeylerdi kendine veya başkasına zarar verme.

Silecekleri son kademeye alıp sis farlarını açtığında görüş mesafesinin uzadığını görebilirsin. Onun dışında arabaya yeni mi eski mi bilmiyorum ama 2. el araçsa ve klima sistemi uzun süre içerideki havayı döndürme modunda çalışmışsa araç camları daha yoğun şekilde buğu tutar, bunu hayvan gibi buğulanan minibüs camlarında görebilirsin. O nedenle bir süre dışarıdaki havayı alacak şekilde çalıştır havalandırmayı.

Yazmayı unutmuşum, kesinlikle arka cam rezistansını da aç. Hem arka camın da buğulanmaz hem de birçok arabada aynalarda da resiztans var.

@chicha_v2'nin dediği durumda aynadaki resistans yağmur damlalarını da buharlaştırır aynayı kuruturdu.

Arada bir oluyor benim arabada ve hiç bir sorun çıkmadı.

emin degilim ama o koku egzozdan da geliyor olabilir

bazen ilk calistirmada oyle fantastik kokular geliyor

lpg de de arabanin cig gaz atmasi durumu vardi sanirim

Genelde soğuk havada, ilk çalıştırmada olabiliyor. Sadece bu kadarsa sıkıntı yok, soğuk motor, soğuk eksoz, soğuk konvertör ve aniden patlayan silindirdeki ateşten geriye kalan yanmamış partiküller ve eksozdaki buhar vs bir sürü nedeni var.

Bir kaç yaprak defne ya da 3-5 karanfil deneyin isterseniz.

dikiz aynasına asılan mini parfüm şişelerinden kullanıyorum

(bkz: little trees) = Wunderbaum

kendin şişirebilirsin, ya da çalışan çocuk varsa söylersin yapar biraz ateşlersin :) ücret yok benzincide bir kenarda dik duran dikdörtgen kutucuk işte, hava hortumu ve su hortumu var. ekrandan basıncı seçip takıyorsun.

yeni arabalarda lastik basıncı düşünce uyarı veriyor, diğerlerine de verir herhalde. bakım yaptırınca düzenli olarak ben pek dert etmiyorum onları 10 yıllık arabada bile. cam suyu bitince de bir şey fışkırmıyor oradan anlarsın :)

yağa lastiğe uyarı verir. suya uyarı vermez. bitince anlarsın zaten onu. yağ kaçağı yoksa senelik bakım yaptığın sürece yağ da sorun çıkarmaz.

arabanın ideal basınç değerlerini öğrenip benzincide kendin şişirebilirsin. uğraşamam diyorsan lastikçiye git 5 tl versen yeter.

Arabaya göre değişir onlar. Ayrıca bu uyarı özellikleri için tüm arabaların klavuzunda bu özelliklere güvenmeyin esas takibi siz yapmalısınız yazar.

Sonuçta dandik sensörler ölçüyor. Kendiniz takip edeceksiniz.

Yap için bakım sonrası her 1000 köde bir yağ çubuğunu, en az haftada bir yedek su deposunu, aklınıza geldikçe de lastikleri kontrol edeceksiniz.

Arabada dijitale gğven olmaz.

Bunlari surucu kursunda ogrenmis olman gerekiyordu.

Yag bittigini yag cubugunu kontrol ederek, suyu dedigin de radyator suyu ayri, silecek suyu ayri, onlarin da haznelerine bakarak anlayabilirsin.

Lastigin indigini de arabaya binmeden lastiklere saga sola bakarak gorebilirsin. Bunlarin hicbirini kendin yapmak zorunda degilsin ama zamanla ogrenirsin basit seyler.

Yag cubugu nerde, silecek haznesi nerde, radyator haznesi nerde diye soracak durumdaysan gecmis olsun bunlari ogretmeleri gerekiyor.

Lastik için konuşuyorum, o sensörler öyle hassas sensörler değil yani azıcık inse araba uyarı vermez lastik komple inince uyarı verir

Ben ehliyeti alırken (sene 2008) kimse bana araba ile teknik bilgi vermedi, ilk yardım, trafik işaretleri vs. gösterildi sonrasında kendi kendime öğrendim. Kitapçık varsa aç onu yoksa kullanıcı el kitabı PDF olarak internette vardır.
Hiç bulamazsan YouTube var.

Yanınızda biri ile bir günü bunları öğrenmeye ayırırsanız daha iyi olur . Lastiği şişirmeden önce standart basınç değerini öğrenin sonra o değere göre akaryakıt istasyonundanki cihazdan o basınç seviyesini ayarlayıp şişirin. Ücretsizdir. Yeterli basınca geldiğinde (dijtal ekranlı olanlar) sesli uyarı verir.

Yağ için de çubuktaki belli bir seviye vardır her daim o civarda olması gerekiyor. Yap zaten öyle kolay kolay benzin/mazot gibi azalmaz. Motor içindeki mekanik aksamların hareketini düzenler.
Yağ değişimi,senelik bakım gibi normal şartlarda azalsından dolayı değildir bir nevi tazelemedir sadece.

@milletin efendisi olmaya gelen adam
Lastik belli bir değerin altına düştüğünde tamamen inmese dahi bazı araçlar uyarı veriyor. Soğuk havalarda bu daha belirgin olur.

Amma çok hatalı bilgi verilmiş. Bi toparlamak lazım bunları;

- Şimdi ilk olarak lastik: Aracın sol kapı içinde veya benzin deposunun kapağında lastik basınçları yer alır. Örneğin: shield.com.tr
Bu örneğe göre her iki lastiğe de 33 psi hava basılması gerekir. Her benzincide hava ünitesi olur. Ayarı 33'e getirip yandaki zımbırtıyı 'END' yazıp ötene kadar lastiklerin subaplarına tutacaksın. İlk kez yaparken benzinlikte çalışan görevlilerden yardım istersin. Sonra kendin de yaparsın. Zor bir şey değil. Araçtaki basınç göstergesi sadece tamamen inen lastiği değil, sıfırlandığı değere göre %25 düşüş yaşarsa uyarır. Örneğin 32'de basınç sensörünü Set tuşu ile sıfırladınız. 24'ün altına düşerse ikaz lambası yanar.

- Yağ: Bakımını zamanında yaparsan kontrol etmene gerek yok. Ama kontrol edeceksen de dikkat etmen gereken şeyler var. İlk olarak aracı çalıştırmadan veya motor durduktan en az yarım saat sonra, araç düz bir zemindeyken kontrol edilir. Yağın kartere akması gerekir doğru sonuç için. Şartlar uygunsa kaputu açıp yağ seviye çubuğu çekilir ve ilk olarak üstünde biriken yağ silinir. Sonra çubuk tekrar tam olarak yerine takılır. Tekrar çekilip bakıldığında şu görselde 1 ile 4 arasındaysa seviye normaldir:
www.sorucozumleri.net
1'e yakınsa yağ azalmış demektir. Eklemekte fayda var.

Cam suyu: Bunun seviyesini haznesine bakıp göremezsin. Zaten hazne genelde aşağıda gizli olur. Takip etmen gereken bir şey değil. Cama su sıkmak istediğinde su gelmiyorsa suyu fullersin. Bu kadar.

Soğutma suyu kaputun altında genelde solda görünür bir haznenin içinde olur. Şu görselde solda sarımsı renkteki hazne: parkers-images.bauersecure.com
Yine araç çalışmıyor iken kontrol edilir. Haznenin üstünde max-min diye 2 çizgi olur. Onun arasında olması gerekir. Bazı araçlar bu su eksik ise hem ışıklı hem de sesli uyarı verir. Aracın devirdaim sisteminde bir sorun ya da kaçak yoksa kendi kendine tükenen bir şey değil. Ama ayda bir kontrol etmekte fayda var. Bu su minimumun altına indi diye araç hemen bozulmaz. Sadece dikkat etmekte fayda var. Çok kısa süreli olarak bu su olmadan da çalışır. Ama buna güvenip susuz çalıştırmayın tabii.

@himmet dayi'nın yazdıklarına ekleyecek bir şey yok, ama cam suyu için ekleme şart.

Cam suyu bazen öye bir anda biter ki, öndeki araçların yerden kaldırdığı çamur camı kaplar ve su bittiği için silemezsin. Rezil bir durumdur, tehlikelidir de.

Bu yüzden bitmesini beklemeden sık kullanıldığı mevsimlerde sık sık kontrol etmek gerekli, hatta ne olur ne olmaz diye bagajda bir tane 1,5 lt su bulundurmak her durum için iyi olur.

araba 5-10 senelikse
ayda 1 kaputu aç
motor suyu normal seviyede mi kontrol
3-4 ayda bir, benzincide yağa bakalım diye soranlara evet de

Kağıda not ve numara yazar sileceğiyle cam arasına koyarsın o dönüş yapar. Tutanak da tutulabilit kaportacıya götürüp kendin de yapabilirsin. Bence bin tl rahat tutar kendin yapacaksan. Pazarlık yapmayı unutma. Geçmiş olsun olur böyle şeyler

Öncelikle geçmiş olsun. Pek çok kez vur-kaç mağduru olmuş biri olarak kaçmamanızdan dolayı sizi kutluyorum :)

Çevrede esnaf varsa veya çevredeki giriş kat dairelere aracın sahibini sorabilirsiniz. Kimseyi bulamazsanız da sileceğe bir not iliştirip numaranızı bırakın.

Tutanak tutmak basit kazalar için çok da kârlı olmuyor. Tanıdık ustanız varsa fotoğrafını çekip kaç para tutar diye sorun veya götürüp fikir alın. Araç sahibi de kendi ustasına götürür büyük ihtimalle. Arada büyük fark yoksa araç sahibinin ustasına yaptırtılır.

Tanıdık ustanız yoksa da otosanayide bir kaportacıya fiyat sorabilirsiniz.

çiziğin derinliğine bağlı. göçükte varsa maliyet artar. maliyet çok çıkarsa tutanak tutun kasko karşılasın.

not bırakacaksan not bıraktıktan sonra detaylı foto çek, başka hasarları da dahil etmesin :)

korkulacak bi durum yok bunda. herkes hata yapabilir. doğru olanı yap ve vicdan azabından kurtul. derin çizik değilse rötüş ile kurtulur derinse de boyanır olur biter. kasko için tutanak tutarsanız gerisini çizdiğin aracın şoförü halleder.

maddi boyutta olan şeyler bi şekilde hallolur. bu sana ufak da olsa bi ders olur belki. araç kullanmayı ciddi anlamda öğrenmeden mahalle aralarına ve yoğun trafiğe girme. ne zaman kendine güvenin gelir o zaman trafiğe ufak ufak karışır hale gelirsin. unutma trafik sadece araçlardan ibaret değil. aynı yolda yayalarda yol alıyo.

YouTube premium

eğer obd2 vericisi almayı düşünürseniz torque var. verici üzerinden araç bilgisayarına bağlanıp aracın hızından, araç sensörlerinin durumuna ve hatta parçacık filtresinin mevcut tıkanıklık durumuna kadar her şeyi görebilirsiniz.

youtu.be

fuelio. aracınız için yaptığınız masrafları takip edebiliyorsunuz. istatistik çıkartabiliyorsunuz.

radar, çevirme uygulamaları. mavili bir tane vardı unuttum adını güzeldi.

İşlem 5 dakika sürüyor ama kart hemen verilmiyor. 1, 2 gün içinde verdiğiniz adrese gönderiliyor.

Bir de sadece randevu yeterli değil. Ücreti yatırmış olmanız gerekir. Biyometrik fotoğraf isteniyor.

Yeni kimlik kartı hemen verilmiyor. Randevu alıp giderseniz 5 dakikada işleminiz halloluyor. Size geçici kimlik belgesi veriyorlar a4 kağıdı şeklinde. Asıl kart ptt ile birkaç gün sonra geliyor.

mümkün mertebe sol tarafa ve solunuzda kalacak çizgiye göre hizalayın kendinizi. siz kendi şeridinizde kaldığınız sürece kafa kafaya çarpışmazsınız merak etmeyin.

Direksiyon hakimiyetini zamanla kazanırsınız. Aracın sınırlarına da alışınca özellikle dikkat etmeniz gereken bir şey olmaktan çıkacak bu durum.

İlk etapta alışkanlık kazanmak için şuna dikkat edebilirsiniz: www.youtube.com

Kullana kullana kazanılıyor o alışkanlık. Ben de öyle öğrendim.

sakin trafikte sağdaki emniyet şeridi ve soldaki bölünmüş yol çizgilerini dikiz aynalarından takip edin. önden bakınca çizgiler ön panelin neresine geliyor sağlamasını yapın. zaman içinde alışılıyor.

Lastiklerin havasını kontrol ettin mi çekiyor olmasın araç orantısızlık varsa?

Hemen önünüze bakarak dengelemek hatalı olur, ileriye bakarak ayarlamalısız. Karşıdan araba gelirken arabaya direk bakmak da sizi yanıltır. Kendi şeridinizin ortasına ama ileriye doğru bakın. Sağa viraj dönerken sağ şerit çizgisinin en ileri noktasına odaklanın. Sola dönerken de sol şeritin en ileri noktası.
Zamanla alışırsınız. Başlarda şerit içine sığdırmak zor olur.

Uzağa bakarak sürmelisin şerit çizgilerine değil. O zaman hem düz sürersin yalpalamazsın hem de şeridi ortalarsın. Ama bu zaten bir problem değil. Direksiyon başında daha fazla zamana ihtiyacın olduğunu gösteriyor bu durum sadece. Alışman gerek, daha fazla sür, düzelir.

Asıl nizami olanı zaten yola bakmaktan ziyade yolun etrafına bakmak sürerken. Çünkü yolunda giderken bir şey olmaz. Tehlike sağdan soldan arkadan gelir o nedenle aynaları kontrol etmek, kavşaklara dönüşlere daha varmadan çok önceden araba geliyor mu gidiyor mu yaya var mı gözlemlemek gerekiyor. Buna planlı sürüş diyorlar sanırım Türkçesini bilmiyorum zira bunu Türkiye'de öğretmiyorlar. Yolda henüz ulaşmadığın noktanın planını daha oraya varmadan yapma durumu. Yani 100 metre ilerde sokak kesişimi var ışık yok sağına soluna aynalara 100metre öteden bakmaya başlamak buna göre plan yapmak vs.

uzağa bakarak +1
aynı bisiklet gibi. dikizden veya arabanın burnundan hiza yapmaya çalışırsan çok yalpalarsın. zamanla oturacak zaten.

uzağa bakman gerekiyor genelde. ama kendini hizalama ihtiyacı hissedersen sol tekerin sol ayağına yakın olduğunu düşün ve arabayı ona göre hizala.

daha yeni uzatıldı yıl sonuna kadar. eski sahibi hakkını farklı bir plakaya transfer etmezse isparklarda ücret çıkmaz.

önce polis, zabıt tutturulur (arabam çalınmıştır diye resmi yazı)
Bulacaklarından değil de, araban gerçekten çalındı mı, olan araban için sigorta şirketinden para mı istiyorsun anlamak için yapıyorlar.

sonra o zabtı sigorta şirketine gönderiyorsun.

sigortacına danış. bin türlü farklı senaryo var. mesela evine hırsız girdi veya yedek anahtarı kaybettin aracın çalındı. iki anahtarı da ibraz edemezsen kasko sana araç bedelini ödemiyor.

Araç anahtarı evde kilitli bir çekmece/dolapta olmalı. Evden anahtar aşırmada bu şart yerine getirilmediyse ödemede sıkıntı yaşarsınız.

Bu yüzden anahtarı o çekmeceye koymasanız da evde bir adet kilitli çekmece olmasında fayda var "anahtar bu çekmecedeydi" denir en azından.

Evet önce karakola gidip/polis çağırılıp zabıt tutulacak.

hayır.
uzunçayır da inip taksi ya da batı ataşehir den geçen otobüse bineceksin.

i.ibb.co

üstteki 2 vesait ulaşım en pratiği.

Tarcanlar Ümraniye

Otorapor, tarcanlar.

Araba garantisi çok önemli bişey değil. Garanti sadece kendi imalat hatalarını karşılıyor. O hatalar da zaten arabaların yüzde 99.99'unda çıkmıyor.

Büyük fark yoktur.
Garantisi devam eden araçtan yetkili servisler kazık fiyatlara yıllık periyodik bakım masrafı çıkarıyor faturada.
Sıfır aracın 3 yıllık garantisinden sonra 3 yaş üstü araçlar için de yetkili servislerde (durun! son bir kaç kazık kaldı gibisinden) kampanyalar yapılır.
İsim vermeyeyim az önce de baktım inanıyorum ki periyodik bakımda araçtaki tüm uygulamaların masrafı müşterinin ödediği fiyatın üçte birine yakındır. Maalesef piyasa bu.

Sanayideki ya da ara sokaktaki tanımadığımız bilmediğimiz herhangi bir kazım usta görece daha insaflı olabilir bu konularda.

Garanti, elektronik cihaz ya da araç sahiplerinin bozulma,arıza oluşması gibi kaygılarını semptomatik olarak asgariye indirir ve bu psikolojik olarak hissedilir.
Kullanıcı bunun da ücretini en başından ödemiştir ama bundan haberi de olmayabilir.

Tavsiyem, fiyat uygunluğu açısından ve mümkünse sahibini de tanıdığınız 2017-16 model araçlara bakın. Çünkü eşya gerçekten sahibine benzer.

Sorunun cevabi araca gore degisir.

Honda Civic alacaksan git garantisiz 5 yasinda al, iyi bakilmis ise kazasi yok ise buyuk problem cikartarak basini yakmak olasiligi cok dusuk. Yok S class Mercedes aliyorsan, 5 yasinda, dusuk kmli ve kazasiz olsa bile araci garantisiz almak buyuk risk olur.

Garantisiz arac alarak her turlu zar atiyorsun, altindan kalkamayacagin risklere girmemek lazim. Premium aracta ben garanti taraftariyim. Evet periodik bakima olmasi gerektiginden fazla para veriyorum ama en ufak arizada anahtari birakirim, ikame bir arac verirler yoluma devam ederim, arabami teslim alirken de bes kurus vermem.

Yetkili servis evet geçiriyor ama en ufak bir şeyde ben de onları arayıp derdimi anlatıyorum, gerekiyorsa yaptırıyorum. İçime sinmezse bir daha götürüp bir daha yaptırıyorum. Bir kuruş para ödemeden çıkıp geliyorum sonra da.

Kafan rahat oluyor sonuç olarak. Ben mutluyum garantili araç aldığım için.

araba garantisi dediğin şey 21. yüzyılın en büyük keriz avı. garantin olsa hatta problem fabrika çıkışlı olsa bile kullanıcı hatası deyip parayı senden alıyorlar. garanti dediğin şey ufak tefek ( civata parası, tel sıkıştırma, yağ ekleme...) masrafları karşılar sadece. garantiye verdiğin paranın ASLA karşılığı yoktur.

ancak yıllar süren mahkemeler sonucu az da olsa bişeyler alabilirsin. Avrupai işler bunlar. bize çooook uzak.

Arabamın garantisi devam ediyor hatalı akü nedeni ile aküyü sıfır akü ile değiştirdiler 3 sene sonra ha devam ediyor ise etsin garanti ama etmemesi büyük olay değil takılma o yaştaki arabalarda ha dedikleri gibi fabrika çıkışı bişey değilse sana girer zaten o sıkıntı

garanti iyidir ama sırf garantili diye arabaya 10bin lira fazla vermek mantıklı olmayabilir.

www.arabalar.com.tr

sağdaki listede detayları görebilirsiniz. Mobil cihazda aşağıda çıkıyor paket içerikleri.

S'ler standart donanım, O'lar opsiyonel.

Kesinlikle bir mining makinesi almanızı tavsiye ederim

Kripto para al sat yaparak çok rahat kazanabilirsin. Zaten paranı şuan TL olarak tutuyorsan sürekli olarak kendisini eritiyordur. Kripto parada en kötü ihtimalle bu erimenin önüne geçmiş olursun. Sık sık takip edebilme imkanın varsa olası kaybını minimuma, olası kazancını da maksimuma çekersin.

borsa kripto ile gunde 200tl kazanabilirsin evet ama ayni zamanda butun parani sifirlayadabilirsin. bu riski bilerek borsa/kriptoya gir. eger hicbir fikrin yoksa ve bu paranin tamamen gitmesi senin hayatini, yasam standardini etkileyecekse bulasma.

Learn, yuzde 7 veriyor dolara

"yield farming" araştır, iki stablecoin arası olanlar en fazla yıllık %10-12 veriyor o seni kesmez, başka coinlerle yaparsan da onların düşüp yükselmeleri paranı eritir veya yükseltir.

pancakeswap
beefy finance (sık sık compound ettiği için yıllık daha yüksek kazandırıyor)

centralized olarak waves'in lambo trading diye bir şeyi var, algoritması paranı kullanıp al-sat yapıyor şu an yıllık %60'a tekabül ediyor ama yeri geldiğinde düşebilir de. Maksimum %10 loss'ta kaybı kesiyor diyor hiç başıma gelmedi. Ama paranı onlara veriyorsun yield farming'den daha centralized bişey olduğu için ben yüzde yüz güvenemiyorum, ama biraz bişey de tutuyorum mesela.

Fazlasında gözüm yok demişsiniz ama o sermaye ile günlük 200 TL yıllık kabaca %50'ye denk geliyor. Bu tür bir getiri oranı yakalayabilmek için ciddi bir risk almanız lazım; yatırım aracı ne olursa olsun. O yüzden Crucio'ya katılıyorum; borsa, crypto, forex vb. gibi yüksek getiri vadeden araçlara girmeden önce bunların anapara riski olduğunu ve ciddi kayıplar yaşayabileceğinizi göz önünde bulundurun derim.

Yaklasik senelik %60 getiri isteyen bir enstruman soruyorsun. Dunyada boyle getiri getiren ve asiri riskli olmayan bir enstruman yok. Fazlasinda gozum yok demissin ya, o sebeplen yaziyorum. Biri sana "boyle getiri var risksiz kemiksiz" diyorsa yalan soyluyordur veya ne dedigini bilmiyordur ozetle.

Araçlar temiz aslında ama modeli Clio 4. Geçen yıl Clio 5 çıktı ve otomatiği 210 bin civarında. Arada 30-35 bin gibi az bir fark varken 4 yaşında bir araca 178 bin vermek bence mantıklı değil.

Örneğin şöyle bir araç varken 2017'nin bu fiyatta olması mantık sınırlarını aşıyor:
www.sahibinden.com

Jantlar gozumu kanatti

Clio 5 varken bu fiyatlar fazla kalıyor cidden.

siyahı gözüm tutmadı ama kırmızı olanı güzel temiz duruyor ama fiyatları fazla hocam. hem 4-5 yıllık araçlar hem de eski kasa oldu bunlar. bi tık daha zorlanıp clio 5 (2019 - günümüz) otomatiklere bakılabilir.

www.sahibinden.com

şurada 185bin lira altındakilere baktım 19-20 çıkışlı 15-20bin km'de olanlar var oldukça. az daha zorlayıp 190-195 arasına da bakarsanız istemeyeceğiniz kadar çok var

Thy su vermişti fakat sırayla maskeleri çıkarıp için demişlerdi. Yan yana kişiler aynı anda açmayacaktı yani.

Pegasusta paranla alırsan veriyorlardı evet.

thy vermiyor. yeni uçtum.

2 ay önce yurtdışından türkiye'ye (ve tersi) thy ile seyahat ettim vermişlerdi yemek. kimse sallamadı yandaki yesin bekleyeyim diye tabii.

THY yurtdışı uçuşlarında veriyor. İlk zamanlar sandviç, kekti son uctugumda bayağı normal yemek veriyorlardı (1 ay önce). İlk günlerden beri de hemen herkes yiyor.

Bu süreçte bir kez de swiss air ile uçtum, onlar da verdi atıştırmalık.

aşılılar ve pcr'lılar sadece uçmaya başladılar mı? bu şekilde başlarsa uçuşlar her şey normale döner yemek vs

yurtdısına thy ile geldim. yemek veriliyor. ama yanyana yemeğe izin yok. 1 kişi bitirince yandaki yiyebilir.

Pegasus yemek dagitimi yapmaz ki, yemek satin alan vardiysa onlarin yemeklerini getirmistir.

Onun disinda pandemide thy ucagina ilk binisim kasim 2020, o zaman da yemek dagitimi olmustu, sonraki thy ucuslarimda da oldu. Rahatsiz olmadim.

hellofax ve faxzero

hellofax bedava 5 kredi mi ne veriyordu, onunla işimi halletmiştim ben zamanında.

Bip kurup halletmiştim. Tek sayfa için 3 lira filandı. Tek sayfam vardı. Çektim fönderdim.

banabi kurye var mesela, sanırım oraya kurye olarak üye olabilirsiniz.

@blatta hiberna araba ile oluyor mu o kuryelik olayı? motor şart değil mi?

hayır arabalı kuryeleri de var.
hatta arabayı çoklu dağıtımlar için tercih eden işletmeler falan da oluyor.

@blatta hiberna detaylı bilgiye nerelerden ulaşabilirim acaba?

uygulaması ve internet sitesi var, oradan bakın isterseniz.
ya da çağrı merkezini arayıp telefonla bilgi alabilirsiniz.

Trendyol, Hepsiburada gibi pazar yerlerinin kuryeliği de yapılabilir. Dağıtım için pazaryerinin ana deposundan bir sürü özel kurye dağılıyor.

Arabaya reklam alabilirsin

şehirler arası evcil hayvan taşımacılığı yapabilirsin.

istanbul'da arabayla teslimat park yerinden trafiğe kadar çok büyük işkence
saat ya da rota seçme şansın da olmaz

(bkz: pet taksi)

İklime göre değişir.
Nereye ekeceğinizi de Söylerseniz ona göre cevaplar gelebilir.

Diğer cevaplar gelene kadar, meyve sebze sayılmaz belki ama
safran otu şurada bir dursun.

@emcekare olmadi einstein olsun bari evin kenarında bomboş bekleyen bir bahçe var. dönüm ne kadar bilmiyorum ama toplam 50 metre uzunluğunda 50 metre genişliğinde çok verimli toprak, istanbul'da.. şimdi bahçeye bişeyler ekmek istiyorum ama ürün pahalı olsun istiyorum hatta çıkan ürünü kendim de kullanmayayım gidip satayım manava/tüccara :)

şu an karpuz. tanesi 35 tl.

çok uzun vadede fıstık çamı :)
ama net para kazanmak için arsayı 6-7 parça olacak şekilde şehir bahçesi olarak insanlara kiralayın, eksinler biçsinler. Meraklısı çok.

Budama ve aşılama ?

Budayacaksin komple. Bayağı ağaç çıplak kalacak sekilde. Ana dallar da gövdeye yakin kesilecek yani. Sonra aşı. Bu işi bilen biri yapsa cok daha iyi olur tabi. Herkesin yaptığı aşı tutmaz. YouTube da bolca örneği vardır. Ama bakip deneyebilirsiniz.

Bir de ağaç diplerini çapalayıp ya da belleyip hayvansal gübre ya da 15 15 15 gübre atarsanız agaclar için iyi olur. Şubat-Mart gibi yapilmasi gerekiyor sanırım.

Arama kelimeleri veriyorum "gençleştirme budaması"

Bu sonbaharda yapraklar döküldükten sonra budamayı yapın, korkmayın güzelce budayın. Ama budarken kestiğiniz yerlere dikkat edin, sonra içe doğru saçma sapan sürgünler vermesin. Sürgün gözeleri dışa doğru uzayacak şekilde budayın.

Budamadan sonra bordo bulamacı alın ve atın ağaca, internette hazır toz var alıp sulandırıp atabilirsiniz.

İlk baharda tomurcuklar uyanmadan tekrar bordo bulamacı atın, toprağını çapalayın ve gerekli gübreleri verin.

Yine verim alamazsanız aşılamayı deneyin, aşılama yaptıktan sonra bir kaç yıl ağacın gelişmesini bekleyeceksiniz, meyve alamazsınız.

Aşıyı alacağınız ağacın o bölgede yetişen verimli bir ağaç olmasına dikkat edin. Yaşlı ağaca aşı yapmak zordur.

maddeler aynıysa yapabilirsiniz. ya da aynı sözleşme altında 3ünüz de imza atacaksınız.

7bin üzerindeki miktar için ödeyeceksiniz kira gelir vergisini.

Para kolay kazanılmıyor. Marka algısindan ötürü bu kadar parayı bu araca ben vermem. İki üç yaş daha düşük olur polo, jazz, corsa olabilir mesela.

Kia gayet donanımlı ve arıza vermeyen bir araçtır benim bütçem uysa alırdım

Su versiyonu Fransa'da bulsam almistim. Burada ya 1.2 var ya 1.0 turbolu.
Bir kere iyi araba, paraya göre iyi yani. Sana saçma sapan sensörler falan satmaz, mis gibi araba iste.

youtu.be

www.honestjohn.co.uk

Avrupa'da 7 yil garantisi olduğundan aslında süper ama Türkiye'de galiba hem servis hem garanti hem parca gibi olaylar biraz sıkıntı. Ikinci eli de ayni.

Kia mis gibi arabadır. bir arkadaş marka algısı demiş ama kia neredeyse hatasız kronik sorunları olmayan araçlar üretiyor. 2012 model kia ceed dizel otomatik arabamızı 8 sene kullandık. düzenli servisi dışında bir arıza çıkartmadı hiç. bu fiyata bu donanımda araçlar veriyorlar daha ne.

Kia iyidir hyundai ile ortak yonu coktur.

Ama sunu da dusunmeden edemiyorum eger degismediyse bu ay neredeye ayni fiyata sifir hyundai i20 alinabiliyordu.

Anten hakli gibi; kia-hyundai i20 ve rioda ic dizayn haric ayniydi (yeni i20 değil).
Ikisi de kaliteli ve 2019 ikinci el Rio yerine sıfır i20 daha mantikli ki arada 10-20 bin oynayacak gibi. Bence i20 düşünün.

Tefas'in sitesinden incele fonları. Uzun vadeli mantıkli yatırımlar bulabilirsin.

Örneğin TCD son bir yılda %148 getirmiş. AFT ise %78.

O parayı faize yatırmış olsan garanti para ama %20 alamazsın. Fonların geçmişe dönük yıllık performanslarını incele. Her yıl %50-%60 seviyesinde getiri sağlayan fonlar var.

Bankalardan Akbank ve işbank ın bazı fonları iyi. Gerisi aktif yönetilmeyen çöp fonlar. Yatırım firmalarının daha iy

Anladığım kadarıyla sizin sözleşmenin tarafı aynı kalmış, işverenin adı değişmemiş. Dolayısıyla yıllık izin süreniz sıfırlanmamalı, kaldığı yerden devam etmeli,

Kanun diyor ki 5 yıl ve üzeri kıdemi olan 20 güne hak kazanır. 5. yılınızda 20 güne hak kazanacaksınız ancak bu 20 günü 6. yılın başlamasıyla beraber kullanabilirsiniz. 5. yıl içinde yine 14 gün kullanacaksınız.

edit: 21 değil 20 gün.

Sanki 6. Yıldaydı

1- hakkınız devam eder
2- işe giriş tarihinizin 6. yıl dönümünde izin hakkınız artar. 5.5 yıllık çalışansanız bu yıl için alacağınız izin günü 14 gündür
3- 21 gün değil 20 gün.

google amcaya sordum

1 yıldan 5 yıla kadar (beş yıl dâhil) olanlara 14 günden, 5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 günden, 15 yıl (dâhil) ve daha fazla olanlara 26 günden az olamaz.

20 gün diyor benim için. 5.5 yıl benim çalışma sürem.

5. İşe giriş yıl dönümünden itibaren 20 gün hak ediyorsun. Yani 5 yılın tam dolduktan sonra. Yani yarım yıl sonra.
21 diye bir şey yok, herkes 7 7 hesaplanıyor sanıyor ama nein, 20.

6. hak edişinizde 20 gün gelir. yani sonraki hakedişinizde. 21 değil 20.

www.isvesosyalguvenlik.com

90 gun sonra benim bildigim

Kadinsaniz ve babanizin sigortasi varsa eger otomatik oraya geciyorsunuz. Nicki gorunce bu bilgiyi de eklemek istedim :)

evin oldugu belediyenin internet sitesine gir online odemelerde cikiyor hocam. cevre vergisi falan birsuru var ben de unuttum

@nibba belediyenin sitesinden baktım vergi borcunuz yoktur yazıyor. başka yer var mı acaba devlete bağlı bakabileceğim?

ödediği dolaylı vergilerden haberi olmayanlar bir sürü vergi var der tabi ki.
emlak ergisi var, yılda 2 taksitte ödenir. emekli olan ve ismine sadece 1 ev olan kişi vergiden muaf tutulur. belki ondandır.
şu kokuşmuş vergi sistemi içerisinde en nazik olanı emlak vergisidir. diğerleri acıtır.

Bazı bölgeler vergiden muaf olabiliyor. Örneğin köy statüsünde olan mahalleler. Sizin evin de o yüzden vergisi çıkmamış olabilir. Belediyeye gidip sorun.

Emekliler ve tek bir evleri varsa emlak vergisinden muaftı değişmediyse.

Belediyenin sitesinde borç yoksa sıkıntı yok, başka vergi yok. ÇTV (çöp) su faturalarına yansıtılıyor evlerde, işyerlerinde belediyeye ödeniyor.

"buy the rumors, sell the news."
ytd.

Evden tak çıkar zor olur en rahatı bahçeye su tesisatı çektirmek olabilir. Sonra kendiniz etrafına bir çeşme de yaparsınız uğraş olur yarın bir gün bahçede takılırken su ihtiyacı olursa dur ben bi banyoya gidip hortumu takıp suyu açıp geleyim demezsiniz.

www.gittigidiyor.com

Bunun gibi bir musluğa

www.gittigidiyor.com

Bunun gibi bir kelepçeyle bağlamazsanız her şekilde sorun yaşarsınız.

Yolladığınız linkteki hortumun nasıl bir şey olduğu fotoğraftan anlaşılmıyor ama fiyatından iki günde elden çıkacak bir şeymiş gibi duruyor. Tek yorum var o da reklam kokuyor.

20 metre dediğiniz altı katlı bir apartman yüksekliği, emin misiniz?

normal musluklara hortum takabilmek için musluğun içindeki süzgeç benzeri şeyi çıkararak şuna -urun.n11.com benzer bir dönüştürücü takıp, ucuna da hortumun üzerine şunun urun.n11.com gibi kelepçe takarak kullanabilirsiniz.
aslında bir hırdavat dükkanına uğrayabilseniz hepsini iki dakikada çözersiniz, bunlar pek internetten alınacak şeyler değil fikrimce.

O hortum iş görür ama kırılmaya karşı dirençli değildir, katlanır kırılırsa musluktan montaj kısmını patlatır.

Sürekli açık halde duracaksa pek sıkıntı değil, ama sürekli toplayıp tekrar açacaksanız kırılmaya dayanıklı bir hortum almalısınız, onların da metresi geçen sene 5 lira civarındaydı nalburlarda.

Evlerde eviyelerde ve lavabolarda kullanılan bataryaların ucundaki filtreyi çevirerek çıkarıp yerine vidalanan ve hortum bağlamaya müsait hale getiren aparatlar vardı, bulabilirseniz onunla takabilirsiniz.

Ama en doğrusu yeni bir musluk takıp ona hortum bağlamak, sök tak yapmak içinde plastik musluk bağlantı aparatları lazım, şunlar gibi ;

www.hepsiburada.com

Bu havada toprağa tohum ekmediniz di mi? Eğer akdeniz illerimizden değilse bu havada toprakta tohum çimlenmez, evde kapalı ortamda sıcakta çimlendirmeniz lazımdı.

Ben her sene mart başı evde çimlendirir mayısta toprağa ekerim.

turkcelle gecis icin sanirim 5 sene once online olarak form doldurmustum, simkarti ve sozlesmeyi posta yoluyla iletmislerdi sonrasinda.. sitelerini bir kontrol edin hala devam ediyor mu uygulama emin degilim..

zorunda değilsiniz, online başvuruyorsunuz sadece imza için geliyorlar kapıda imzalıyorsunuz o kadar.

Teoride değil ama pratikte tam iki ay Türk Telekom evime gelsin diye bekledim. Aradım, kayıt oluşturdum, pandemi nedeniyle yoğunluktandır, bekleyin gelirler, ben aciliyetini iletiyorum (en büyük çağrı merkezi yalanlarından biri sanırım) dediler ama gelmediler.