[]

50 ml parfüm uçağa alınır mı?

Son durum ne? 100 ml diye biliyorum sınırı. Bir güncelleme var mı?




 
Alınır ağzı kapali plastik torba içinde.


  • logisticsmanager  (02.10.23 19:48:42) 
[]

İstanbul'da yaşamak hâlâ güzel bir şey mi?

Kalabalığı, kaosu, trafik çilesi, her gün daha da bozulan demografik yapısı, daracık ve 50 yıllık binalara ödenen fahiş kiraları ve hayatın ekstra yoruculuğu ve pahalılığına rağmen İstanbul'da yaşamak hâlâ güzel bir şey mi?

Çekilen onca zahmete değiyor mu? İstanbul'da yaşama fikrine şu an nasıl bakıyorsunuz?


 
Başka bi şey görmedim ki, bunun içine doğmamış olsaydım başka ihtimalleri değerlendirirdim belki ama üç gün gitsem bile özlüyorum şehrimi. Çok seviyorum ne olursa olsun.


  • vedatchilipeppers  (15.01.23 12:09:10) 
diğer arkadaşlar gibi içine doğmadım ama ben de deneyimledim. bence değmez.


  • paintov  (15.01.23 12:16:15) 
@tantavizisyon gibiyim başka yerim yurdum yok. yorumunu doğru bulsam da kendi adıma katılamıyorum, tıpkı rumlar ve diğer azınlıklar gibi -onlar da şehrin gerçek sahipleri, aydınlık yüzüydü- ilk göçen biz olacakmışız gibi geliyor.
*yurt dışındayım, uzun süre kalıcı olarak dönmek istemiyorum.

  • jimjim  (15.01.23 12:33:14) 
kesinlikle nerede yaşadığın ile alakalı ist'a yaşanılacak 3 belki 4 lokasyon var diğer yerler için ist'a durmanın anlamı yok zaten herhangi bir ilçe'den farkı da yok.


  • duyurukullanıcısı  (15.01.23 12:47:27) 
İstanbul berbat bir şehir olabilir ama benim guilty pleasure’ım da bu. Hayatımda hiçbir zaman başka bir yerde yaşama isteği hissetmedim.


  • ruhen hastayim ben  (15.01.23 12:53:51) 
istanbul, çalışmak için mantıklı ama yaşamak için kesinlikle değil. 98'den beri burada yaşamaktayken iş dolayısıyla 1.5 sene süren bir güneydoğu maceram oldu. yaşadığım ferahlama hissini anlatamam. ailem, evim, sosyal çevrem burada olmasa kesinlikle dönmezdim. istanbul, romantizm ile değerlendirilecek halden çıktı. demografik değişim ve barınma krizinin boyutları oldukça ciddi ve üst gelir grubunda olmakla bunun etkilerinden kaçamayabiliyorsunuz.


  • zgrydn  (15.01.23 13:06:04 ~ 13:07:21) 
kurulu duzenim olmasa 1dk durmam


  • nibba  (15.01.23 13:08:46) 
paran ve vaktin varsa çok güzel her şey burada
doğru vakitleri seçersen ne toplu taşımayla ne de arabayla sıkıntı yaşamazsın
çalışanların vakit bulduğu zamnalarda da baheçeli deniz manzaralı evinde oturacan ya da helikopter/yat kullanılıp doğaya karışacaksın

pardon falza kaptırdım kendimi
  • bir soru sorcam  (15.01.23 13:17:51) 
istanbul'da yaşamak yaşamamakla eşdeğer. bunu ortalama güzellikteki bir şehirde yaşamış olanlar rahatlıkla görebilir.

bir gün işten dönerken trafikte 3 saat geçirdiğimde direksiyonu yumruklayacak seviyeye geldim ve bu bana bir aydınlanma verdi. hayatımın son 6 yılının sadece 1 yılını istanbul'da geçirdim ve bu karardan aşırı memnunum.

bir de şu parası olana güzel muhabbetini anlamıyorum. neden parası olana güzel olsun ki sen ferrari'ye de binsen o köprü trafiğinde makas atıp 1 araba geçmeyi kar sayan denyolarla yan yana yaşıyor olacaksın.

param olsa istanbul'u mu çekerim allah aşkına. ahaha.
  • bohr atom modeli  (15.01.23 13:44:56 ~ 13:47:14) 
Gelir seviyenize ve tercihlerinize bağlı bence.
Aylık 50 bin TL ve üzeri kazancı olan, çocuksuz bir çift için (ve hatta büyük ihtimalle 1-2 çocuklu aile için de) gayet yaşanabilir bir yer İstanbul.
Şehirde yaşamaktan keyif alıp almamak kişisel bir durum.

Bence eskiden kiralar fazla ucuzdu İstanbul'un merkezi semtlerinde. Şimdi biraz fazla ama olması gerekene daha yakın olduğunu düşünüyorum.
Dünya'daki çoğu büyük şehir gibi merkezde ve güzel semtlerde yaşamak çok pahalı, merkezden uzaklaştıkça kiralar düşüyor.

Kira dışındaki masrafların önemli kısmı artık Türkiye'nin çoğu yerinde birbirine yakınmış gibi geliyor bana. Ülkedeki herkes Migros'tan, Carrefour'dan veya üç harflilerden yapıyor alışverişini. Tatil için herkes ETS gibi birkaç şirket üzerinden aynı otellere gidiyor. Özel okul fiyatları da benzer, mobilya alırken harcanan para da benzer.

İstanbul'un farkı daha fazla sayıda iyi kazandıran iş seçeneği sunması. Bunun karşılığında da daha fazla kira talep ediyor.
Eğer seçeneklerin bolluğu sizin daha fazla gelir elde etmenizi sağlamıyorsa veya böyle bir tercihiniz yoksa İstanbul'da yaşamak mantıklı değil.

Tüm bunların dışında benim de başka bir şehirde yaşama tecrübem yok. Düşününce hiç de hoşuma gitmiyor başka bir şehirde yaşama fikri.
  • michael_knight  (15.01.23 13:48:10) 
"bir de şu parası olana güzel muhabbetini anlamıyorum. neden parası olana güzel olsun"
insanaların harıl harıl çalıştığı saatlerde keyif yapabildikleri için

ben bile işsizlik maaşıyla akbilimle en dipten farklı bir versiyonunu yaşabiliyorum
  • bir soru sorcam  (15.01.23 13:53:37) 
1 senedr uzağım ben de .4 kez geldim sadece kısa süreli. özlüyorum. orda doğunca özleniyor. o kaos, karmaşa keşmekeş iğrenç ama özletyor işte


  • ShadowOfMoon  (15.01.23 14:10:07) 
istanbulda yaşamak güzel diyene inanmam.
suriyeli falan değilsen güzel değil.
ama iş için kalıyorsan, iyi para kazanıyorsan katlanırsın.
istanbul doğumluyum. okuduğum ilkokulu imam hatip lisesi yaptılar.
(çevre halkı böyle istiyor dediler, ama okula talep olmayınca, önce karşılıksız burs verdiler, yine dolmadı, uzak semtlerden ücretsiz servisle öğrenci getirdiler)
arkadaşlarımla oynadığım boş arsalara binalar yaptılar.
sokağımın başına sonuna ve ortasına cami yaptılar. arka sokaklardakileri saymıyorum.
gençken gittiğimiz taksimin durumu ortada.
fırsatım olunca arkama bakmadan kaçtım.
  • vizivozo  (15.01.23 14:20:39 ~ 14:43:55) 
Şuanki halinde yaşamak güzel değil. Zahmetine ve masrafına değen hiçbir şey yok. Ayrıca artık istanbul dışındaki şehirlerde de o kadar yobazlık ve kısıtlı imkanlar yok. Herşeyin istanbul'da olup olmamasından ziyade olan şeylere erişebilme gücü daha önemli.

İstanbul'da kaliteli yaşamak londra'da yaşamaya yakın pahalılıktadır şu an. Buna değen hiçbir şey de yok.
  • romario  (15.01.23 14:34:04) 
İstanbul'da yaşamıyorum ama fırsatım olursa yaşamayı düşünüyorum. Bozulsa da hâlâ sevdiğim bir şehir. Ama şöyle bir şey de var. İstanbul'dan daha sakin bir şehre gidince daha huzurlu hissediyorum.


  • dissendium  (15.01.23 15:07:57) 
güzel semtlerde hayat hala yaşanılabilir.


  • xrated  (15.01.23 15:20:42) 
doğma, büyüme, aileden istanbulluyum.
başka yer hiç bilmedim, 37 yaşıma kadar bir haftadan uzun süre istanbul'dan uzak kalmamıştım.
geçen sene ani bir kararla ankara'ya taşındım ve tuhaf bir şekilde mutluyum.

burada bazı olmamışlıklar var ve farklı bir yer.
ama ankara'yı ankara olarak değerlendirirseniz kendine has bir enerjisi var.
sanırım o hoşuma gidiyor şimdilik.

ama istanbul gibisi elbette yok.
yine de şu anda pek yaşanabilir olduğunu sanmıyorum.
son aylarda bütün arkadaşlarım (çoğu kadıköy'de yaşıyor) şikâyet etmeye başladı.
parası pulu olan, maddi sorunu olmayan da en azından bir yere ulaşamamaktan şikâyetçi.
ama illa ki bir şikâyet var.
o açıdan bakınca tam zamanında ayrıldığımı düşünüyorum.
  • blatta hiberna  (15.01.23 16:08:45 ~ 16:10:10) 
İstanbul'da yasamak guzelden ziyade istnabul dışında yasamak cok kotu.

Bu yüzden evet günün sonunda istnabul da yasamak hala guzel sonuç olarak. Tum bu saydıklarına ragmen evet hala yasamak için en iyi seçenek yine İstanbul.
  • stavro  (15.01.23 17:17:31) 
yasamadim ama cok ziyaret ettim. gerci havaalani haric 3 sene oldu gitmeyeli ama belki sik sik ziyaret etmek daha guzel olabilir. havalar isininca giderim yine. yasamak da guzel olabilir tabii, cok kriter var.

mesela turkiye'deki diger sehirlere gore artilari:
- daha cok etkinlik, yapilacak sey, gidilecek yer
- bicok insanla tanisma firsati, yabancilar dahil
- kultur, yemek, sanat
- bogaz manzarasi :)
- dunyadaki sehirleri birbirine baglayan bir hub, baska yerlere seyahat icin de daha rahat

belki yasamayi daha cok sevebilenler icin su durumlar vardir:
- nezih bir semtte yasiyordur
- trafikte cok takilmiyordur (is-ev yakinligi, evden calisma vs.)
- cok kazaniyordur
- ozgurluk seviyesinin yuksekligi, istedigi seyleri yapabilme vs.
- cevresinin mutlu etmesi, destek olmasi


not: tabii enflasyon durumu bazi seyleri geri plana itebiliyor ama kisisine gore de degisir.
  • ermanen  (15.01.23 18:12:22) 
ailem, arkadaşlarım bu şehirde olmasa asla burada yaşamazdım. her gün eğlence vs yapmıyorsanız asla değmiyor.


  • deartheodosia  (15.01.23 19:11:36) 
tabii şunu atlıyorum; ne komşularım ne başka birisinin gözaltında yaşamıyorum. küçük şehirlerde mahalle gözetiminde baskı altında dedikodu çevresinde bi hayat yaşayacağıma tüm sıkıntısıyla istanbul’da bireysel yaşamayı tercih ederim.


  • deartheodosia  (15.01.23 19:13:27) 
istanbul'da dogmadim ama hayatimin yarisindan fazlasini (genclik + yetiskinlik) istanbul'da gecirdim. ogrenciyken guzeldi ama sonra sarmamaya basladi. ama hayatimda baska bir sehirde hic calismadim dolayisiyla is bulma/bulamama durumu sebebiyle buradayim hala. her firsati kolluyorum uzaklasabilmek icin, bir gun temelli gidip bir daha belki yilda 1-2 gelmeyi, belki de hic gelmemeyi planliyorum. umarim basarabilirim.

kalabalik, pahalilik, demografik degisimler ve trafik tum sosyal imkanlarin onune geciyor bence artik. denizi olmayan sehirde yasayamam romantikligini de anlamiyorum mesela. denize yuruyerek 15 dk mesafede yasiyorum ama kac kere denizi goruyorum bir haftada bilmiyorum. ankara'da yasamaktan hicbir farki yok yani denizi gormedikten sonra :)
  • kedi olmus gidiyorsun  (15.01.23 19:34:42) 
İstanbul olanaklar şehri ya. Burada doğdum, büyüdüm, bozuldu evet ama seviyorum hala.

Bir de iki farklı istanbul var:

Esenyurt, Avcılar, Bağcılar vb…

Kalamış, Caddebostan, Koşuyolu vb…

Tercihim genel olarak Anadolu Yakası zaten.

Yani Kadıköy’den Küçükyalı’ya kadar olan sahil hattı fazlasıyla yaşanabilir bence.
  • msb  (15.01.23 20:13:02) 
bence hala guzel.

buyuksehir denilen ankara, izmir bile maalesef bunca yil o kadar gelismedi ki istanbula kiyasla, istanbul hep bi adim otede olacak o yuzden.

dogma buyume istanbullu olan ve istanbulda ortalama ustu bi semtte yasayan biri baska sehirde mutlu olamaz.
ha bi ayagin hep istanbuldadir (paran vardir, isin musaittir istedigin an gelirsin veya boyle imkanlarin yoktur ama kurulu evin vardir ist'te arada kacarsin.. gibi) o zaman baska tabii.
  • Kittie  (15.01.23 22:24:56) 
Varoş semtlerinde yaşaması doğu'da yaşamaktan bile kötüdür çünkü doğu'nun memleketinde tutunamamışlarının bulunduğu yerlerdir.

Kadıköy beşiktaş gibi yerlerde de beyaz Türklerin çoğu görgüsüz. Bunlarla sidik yarışı modunda yaşamak şahsen bana göre değil. Dedesi 50'li yıllarda taşlı tarlayı çitle çevirip sonrasında arazi değerlenince parayı vurmuş tiplerle iletişim yoruyor.

Ayrıca ne yaparsan yap trafiğinden kaçamıyorsun. Sürekli bir yere yetişme çabası, sürekli sıra bekleme. Şu saatten sonra gelinecek bir yer değil bence.

Mülteci sorununa hiç değinmiyorum. Bunun yarattığı kültürel kirlilik ve güvensizlik ortamı apayrı.
  • OrangeYellow  (15.01.23 22:56:07 ~ 22:57:09) 
valla ben türkiye'ye dönersem eğer yapabileceğim işler sadece istanbulda çünkü otomotiv markalarının hepsinin genel merkezi istanbul'da. çoğu da remote çalışmadan geri çağırmada insanları her ne kadar covid'de sağdaki soldaki şehirlerden remote çalışanlar olsa da.


  • rain when i die  (15.01.23 23:28:53) 
[]

Kendinizi nasıl ödüllendirirsiniz?

Uzun zamandır emek verdiğiniz bir şeyi başardığınızda, yoğun bir günün ardından ya da güzel bir haber aldığınızda... Liste uzayıp gider.




 
Valla genelde yemek ısmarlayarak ya da tembellik yaparak ödüllendiriyorum. Duruma göre tatil (henüz yapamadım gözler yaşlı).


  • Amaranta ursula  (12.01.23 17:39:08) 
Bir kere çiçek aldım, bir kere de tatile çıktım tek başıma. Hepsi bu.


  • charbiel  (12.01.23 17:58:21) 
Şeker diyetimi bozup kendime ekler ısmarlıyorum.
Bostanlıda bir eklerci buldum. Yok böyle bir lezzet :)

  • Mirket  (12.01.23 18:02:13) 
Almak istediğim ama almak zorunda olmadığım (fuzuli harcama bir nevi) bir şeyi kendime hediye ediyorum.


  • catamenia  (12.01.23 18:38:40) 
Tembellik ediyorum.


  • ruhen hastayim ben  (12.01.23 18:47:01) 
Ben genelde tatile cikiyorum. Sessiz doğa manzaralı otellerde kafa dinlemek iyi geliyor


  • deer hunter  (12.01.23 21:42:37) 
30dk kese+köpük + 90 Dk masaj


  • new day new life  (12.01.23 21:47:18 ~ 21:47:52) 
[]

Avrupa’daki enerji krizinde son durum nedir?

Birkaç ay öncesinde dile getirilen ölçekte ciddi bir mağduriyet söz konusu mu şu an? Putin’in verdiği gözdağının altı dolu çıktı mı?

Mum satışlarında patlama, odun kesme kurslarında izdiham vardı en son…


 
hayır sorun yok, meteoroloji avrupanın işine yaradı, havalar çok soğumadı, şu an doğalgaz depolarındaki grafik almanyanın yaptığı iyimser tahmine göre ilerliyor, almanya gaz sorunu yaşamayacak, diğer ülkeleri bilmiyorum


  • freebird5406_2  (25.12.22 16:46:01) 
İrlanda'da sorun yok. Herhangi bi kısıtlama mesajı ya da maili almadık. Şubata kadar gaz vergisinde değişiklik olmayacak hatta.


  • kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili  (25.12.22 17:00:00) 
ısınma sorunu yok ancak elektrik sıkıntılı. almanya'da geçen yıla kıyasla elektriğe yaklaşık %30 oranında zam geldi bu kriz yüzünden.


  • sir gawain  (25.12.22 18:25:51 ~ 18:26:32) 
Almanya'daki emeklilerin ısınma parasını ödeyemediğini söyleyen bir Bild haberi gördüm. Çok kötü değil ama çok iyi de değil.


  • dissendium  (25.12.22 19:07:20) 
almanyada emeklilere yardım alanlara falan paso 300 euro yardım yapıyorlar. zaten katar ile bir anlaşma yaptılar sanırım doğalgaz problemi çok kalmayacak gibi.

aralık ayının faturasını da devlet ödeyecek tüm ülkede.
  • bohr atom modeli  (25.12.22 19:38:11 ~ 19:38:44) 
Geliri belli seviyede olanlar için bir sürü yardım var. Ama geliriniz yüksekse yok.
Bana misal dogalgaz yüzde 45 zamli girdi. Olsun yani, paramiz var.
Elektrikte çok bir şey olmadi, aylık 10 euro falan artti belki faturam. Çok dikkat etmedim.

Onun dışında bir sorun yok.
Durum süper değil de türk sosyal medyasinda avrupa bitti gitti diyen goygoyculari sevindirecek bir şey olmuyor. Geçen Fransa'da benzin olayinda da gaza gelmisti aynı sosyal medya, geçti bitti olay. 1 seneye oranla fiyat artışı %2.58 benzinde...
  • logisticsmanager  (25.12.22 21:11:27) 
çoğu ülke tavan fiyat uygulamasına gitti. devletler sübvanse ediyorlar. fiyatlar arttı ve bu gıdaya da yansıdı, belirgin bir enflasyon var ama abartılacak bir durum yok. 2 aydır hesabıma 190 euro yatıyor mesela ben başvuru bile yapmadım.


  • but that was just a dream  (25.12.22 22:02:45) 
[]

Zamanın hızla akıp gittiğini en çok ne zaman hissediyorsunuz?

sb




 
Annem ve babamı yaşlanmış "görünce".


  • Amaranta ursula  (06.10.22 20:58:14) 
öğrencilerim doğum yıllarını söylediklerinde.


  • south park in kapusonlu uyesi  (06.10.22 21:00:03) 
Pazar günleri çok hızlı geçiyor. Genelleme yaparsam çok yoğun günler çok hızlı geçiyor. Özellikle dışarıdayken.


  • dissendium  (06.10.22 21:00:50) 
Google photos albumumdeki 5 yil once bugun, 7 yil once bugun story'lerini gorunce bir vay bee diyorum.


  • brkylmz  (06.10.22 22:07:18) 
aynaya bakarken ara sira bu dusunceye daliyorum.
veya olen bi unlunun son hali ve genclik halini yan yana gordugumde.
veya akraba watsap grubuna atilan ultra eski fotograflardan .
  • Kittie  (06.10.22 22:44:33) 
Bugün khabib-conor maçının yıl dönümüymüş. Daha dün gibi sanki, gece maçı izlemek için uyumamıştım, baya zevk almıştım izlerken. Velhasıl 2018 yazısını görünce, oha 4 sene olmuş, zaman ne çabuk geçiyor dedim kendi kendime.

Bunun yanında, eski fotoğraflara bakınca aynı şeyi diyorum. Vay be 3 sene geçmiş, oha 4 sene geçmiş falan diyorum.

Birde ramazan ayı yaklaşınca. Daha yeni bitti, ne çabuk geri geldi diyorum. 5 ay sonra oruç mesela.
  • el conquerador  (07.10.22 01:47:30) 
[]

Euro-Dolar neden birbirine bu kadar yaklaştı?

sb.




 
FED (ABD merkez bankası) faiz artırdı ve önümüzdeki dönemde de artışa devam edeceğini net şekilde söyledi. Faiz artırmalarının sebebi de malum enflasyon. Çünkü normal ülkeler enflasyonla mücadele için faiz artırırlar, bizim gibi faiz düşürüp enflasyonu daha da fırlatmazlar.

Ek olarak Avrupa üzerindeki riskler daha yükseki Rusya Ukrayna savaşından bu iki ülke dışında en çok etkilenenler Avrupa ülkeleri ambargo, yaptırım vs. gibi şeyler yüzünden. Bir de Putin'in "Avrupa bizi savaş alanında yenmek istiyorsa buyursun denesinler" gibi açıklamaları oluyor. Bu da Euro'yu baskılıyor.
  • himmet dayi  (08.07.22 11:25:59 ~ 11:30:31) 
dünyada dolar için de çok olumlu şeyler olmamasına rağmen euro'nun üzerinde çok fazla olumsuzluk var.
zaten ufak kriz belirtileri ile geçen 2019'un ardından 2020'de koronanın ve sebep olduklarının fitili ateşlemesi, bunuların üzerine arz sıkıntıları, pazar kayıpları derken ukrayna savaşı golü attı.
euro için ben bi çıkar yol göremiyorum zaten. avrupaya zenginliğini veren her şey eski moda kaldı. arabasından giyiminine her şey kan kaybediyor.

bu yüzden euro/dolar gittikçe yaklaşıyordu, şu an baya kafa kafaya geldi.
  • patronaj1  (08.07.22 11:35:32 ~ 11:36:05) 
Bir soru da ben sorayım araya girip
@himmet dayı, faiz artışına devam edilmesi bunların düşükten seyretmesine mi neden olacak?

  • Amaranta ursula  (08.07.22 11:43:18) 
@Amaranta ursula Faiz artışına devam edilmesi, benzer oranda faiz arttırılmadığı taktirde. onların normalde değerlenmesine neden olur.
Değerlenmiyorsa, serbest piyasa şartlarına dışardan müdahale ediliyor demektir.

  • Mirket  (08.07.22 11:55:01) 
aslında eur usd paritesinin böyle olmasını 2 şekilde yorumlarsınız.

1) fed'in faiz arttırımına gitmesi ama lagarde'nin o kadar da cesur davranmaması ve ECB'nin politikalarını doğru seçemiyor oluşu. ki genel olarak odaklanılan konu bu.

herşey tek bir değişkene bağlı değildir ekonomide hiçbir zaman. faizi arttırırsanız parayı piyasadan çekersiniz ve değerli hale getirir. ancak bu durum aynı zamanda para kullanıcıları için de bir fırsat doğurur. aynı şeyi ECB'de yapıyor olsaydı resesyon süreci uzayacaktı, avrupa'da hiç olmadığı kadar yüksek bir enflasyon var. eur üzerinde jeopolitik süreçten de kaynaklı bir baskı var: rusya. ayrıca ECB sadece Almanya değil. Yunanistan'ı da düşünerek hareket etmeleri gerekiyor. Fransa ve Almanya bu güçte ama bütün avrupa ülkeleri aynı durumda değiller.

2) İşte tam burada bir başka ihtimal daha var. Lagarde ve ekibi eğer yeterince gold team ise -ki almanlar daima işini sağlama alır- bu baskı sürecinde faiz verip ev,eşya yenileyecek olan ab ülkesi halklarına zaten var olan enflasyon sürecine ek enflasyonist ortamı yaşatmadan kurtarmak istiyor olabilirler. bu ihtimal ki kuvvetle muhtemel, çok yakın bir gelecekte ECB'nin karar alacağına işaret eder. Hem usd hem eur baskın bir ortamda, içinde bulunduğu coğrafya sebebiyle eur zarar görür. burada tek bir karar alıcıdan değil, projecte edilmiş grafiklerden söz ediyoruz. bloomberg ekranlarının ötesinde. dolayısıyla şu an ki sebepler ve roller bu şekilde ve biraz da populist politikalar izlemenin etkisiyle parite birbirine yaklaştı.

euro için çok yakın gelecek tahmininden de söz edelim, sanırım en'de okumuştum; temmuz için değerlendirme ve eylül gibi kademeli arttırım sinyali verilmişti. dışında bence mükemmel bir oluşum. ancak bazıları çok güçlü, bazıları da çok yerinde bir takım ülkelerden oluşan bir lig gibi. daralma dönemini almanya, fransa gibi ülkeler nispeten kolay atlatıyor ancak yunanistan gibi ülkeler zarar görüyorlar.

biraz kaynak vs araştırarak daha fazla bilgi de edinebilirsiniz. iyi bayramlar.
  • baldan kaymak  (08.07.22 11:57:07 ~ 12:01:22) 
@Amaranta ursula

Mirket cevap vermiş. Ben de şöyle ufak bir ekleme yapayım faiz artışındaki mantığı anlatmak için.

İlk olarak şu alıntıyı bırakayım: "ABD Merkez Bankası (Fed), 1994 yılından bu yana en sert artışa imza atarak, politika faizini 75 baz puan yükseltti. Yılın geri kalanında 175 baz puanlık faiz artışı bekleniyor."

FED dolara olan faizi belirliyor. Yatırımcılar da şöyle düşünüyor "Ben X bir AB ülkesinde Euro üzerinden %2 faiz alacağıma, kendi ülkemde %1,75 faiz alırım. Daha az kazanırım ama en azından politik risk daha düşük. AB'nin dibinde savaş var."

Bu da şu demek oluyor. Bu arkadaş Euro olan yatırımlarını satıp bu Euro ile Dolar satın alıp kendi ülkesinde faizde değerlendiriyor. Sadece Euro da değil. Diğer yatırım kalemlerinden nispeten düşük oranda kazanç sağlayanlar, getirisi garanti olan faize parasını yolunu seçerse dolar almak zorunda. Bu da piyasadaki dolar talebini artırıyor (arz sabit, çünkü karşılıksız para basılmıyor). Haliyle doların fiyatı diğer önemli para birimleri karşısında değer kazanıyor. Diğer bir deyişle dolar endeksi yükseliyor.

Faiz artışına devam edilmesi bunların düşükten seyretmesine de neden olabilir. Hatta doların Euro'yu geçmesine neden de olabilir. Çünkü FED'in yukarıdaki alıntıda anlatılan hamlesi EUR/USD paritesini bir düşüş trendine soktu. Bu trendi kıracak bir şeyler olması lazım EURO'ya olan talebi artırmak için. Bu da basitçe ya FED'in faizi sabit tutması ya da tekrar düşürmesi ya da AB'nin EURO'ya uyguladığı faizi daha fazla artırması gibi şeylerle olabilir. Ek olarak ABD "likidite sıkıntısı var" diyerek dolar basmaya kalkarsa (2008 krizinden sonra yaptığı gibi) dolar yine düşebilir.

2008 krizinden söz etmişken, o dönem ABD hayvan gibi karşılıksız para bastı ve faizleri minimum seviyeye çekti (yatırımcılar bu parayı faizde değerlendirmesin de, para akışı piyasaya olsun, tüm dünyada var olan likdite sorunu çözülsün diye). Bunun etkisiyle biz 2008 krizinden çok etkilenmemiş gibi göründük. Ama sonra FED "Doları artık hak ettiği seviyeye çekeceğiz" kararını alıp kademe kademe faiz artışına gittiği için ortada hiçbir şey yokken döviz yükselmeye başlamıştı zaten. Sonra bizdeki politik yanlışlıklar durumu bu hale getirdi.
  • himmet dayi  (09.07.22 10:14:00) 
[]

Dünyanın yaşayan en iyi yönetmeni kim?

Ve neden?




 
Çok öznel bir konu. Mesela şimdi çok iyi bilinen Hitchcock çok iyi işçilik yapmış olsa da kendi zamanında değersiz filmler yapan yönetmen gibi anılıyormuş.

Bence toplumları etkileme (her kültürden) ve klasik anlatıyı kullanmak açısından Steven Spielberg bayaaa baya iyi bir yönetmen. Ama neye baktığına bağlı kimi Lars von Trier de diyebilir, sadece oyuncu yönetimi ve sahnelemesine bakarsan belki bambaşka biridir. Gişe başarısı (kitleleri etkileme) olarak bakarsan James Cameron bir numara ama iyi yönetmen demem ben şahsen. Biricik bir özelliği yok.
  • nhk ni youkosu  (30.06.22 19:21:06) 
Martin scorsese valla bence.


  • floydian  (30.06.22 19:31:06) 
Terry gilliam

Çünkü filmlerini ana akım hollywood tarzı çekse sonlarını hollywood un sevdiği gibi bağlasa çok daha tanınır ve para yapardı fakat kendine has yönetme kesme yazma tarzı var, bazen çok tuhaf bazen gereksiz fakat kafasındaki gibi kendi istediği gibi yapıyor öyle olsun istiyor ünü parayı itip canının istediğini çektiği için nedense bu tuhaf adama saygı duyuyorum
  • freebird5406_2  (30.06.22 19:32:51) 
Yüzüklerin Efendisi'ni düşününce Peter Jackson. Avatar'ı düşünce James Cameron. Film türüne göre değişir.


  • dissendium  (30.06.22 19:50:40) 
Bence Werner Herzog. Çünkü:

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
  • plutongezegendegilmi  (30.06.22 20:13:58 ~ 20:18:06) 
Steven Spielberg de olur + James Cameron da olur + Asgar Ferhadi de ++++ bi çok olur. öznel, kişisel bir soru olmuş.


  • ankarakecisi  (30.06.22 20:29:15) 
çok öznel +1

yaşayanlar arasında filmografisi en güçlü olan martin scorsese derim. tarzına en çok sempati duyduğuma ise jim jarmusch derim. spielberg olsun, cameron olsun bu yönetmenlerin filmlerinde prodüksiyon yönetmenliğin önüne geçiyor bence. benim nazarımda spielberg, cameron, ridley scott büyük “stüdyo” yönetmenleri, ötesi değil. hatta ridley scott’a bir sürü boş filmine rağmen diğer ikisinden daha çok saygı duyuyorum, blade runner ve alien gibi kültlerin hatrına. scorsese de tamamen bağımsız değil, o da büyük stüdyolarla çalışmış ama filmlerinde stüdyo değil yönetmen filmi tadı hep baki, bu yüzden daha değerliler benim için.
  • phoarbix  (01.07.22 11:47:28) 
[]

Acun Ilıcalı bunu nasıl başarıyor?

Çoğunu sokakta görseniz tanımayacağınız insanları "ünlüler" diye adlandırıp Survivor, Masterchef dahil birçok formatta ünsüz insanları toplayarak bu kadar yüksek ve istikrarlı rating ve izlenme başarısını nasıl sağlıyor?

Başkalarının yapamadığı neyi yapıyor?

Şaka gibi ama Survivor Panorama diye bir program bile var. İpe sapa gelmez, doğru dürüst hiçbir önemi olmayan konular uzun uzun tartışılıyor.

Bu kadar insanı bu programları izlemeye sevk eden asıl ana fikir ne?

 
vatandaş gündemi takip ederse delirecek. mesela ben yemek videoları izleyerek rahatlıyorum. gündemi objektif bi haber sitesinden takip etsem kayış gerçekten kopacak. ahaber in çok izlenme sebebi de bu. insanlar gerçekleri istemiyor. gerçekler dayanılmaz noktaya geldi. bile bile yalan haber izleyip kendini kandırarak hayatta kalmaya çalışıyor.

acun un programları da bu ihtiyacı gideriyor. aynı şekilde netflix e bu yüzden abone olunuyor.
  • halk  (30.06.22 18:59:21) 
Kafa dağıtmak için seyredilir bir program. Dün Ahmet Mergen Hoca da o maksatla zaman zaman seyrettiğini söylemişti ama bir de şu var

twitter.com

1000 liralık sms faturaları falan akılla mantıkla açıklanabilir değil bence de.
  • Mirket  (30.06.22 19:10:59) 
Adamin kanali var ne koysa reyting rekoru kiracak zaten.
Baska kanal mi kaldi, ya dizi izleyeceksin ya da acunu.

  • divit  (30.06.22 22:00:26) 
Başka bir bakış açısı getireyim :)

90 yaşındaki babaannem… haber falan sıkılır, ana haber harici takip etmez. DiZi sever. Survivor’ı da canla başla izliyor, üstüne arkadaşlarıyla telefonda kritik yapıyorlar uzun uzun. Böyle bir kitle de var gerçekten gözlerimle görüp kulaklarımla duyuyorum. :))
  • invictae  (30.06.22 22:35:55) 
[]

Neden hiçbir hükümet eğitimde ve tarımda bir şeyleri değiştirmiyor?

Hükümet eğitim ve tarımdaki çok ciddi zaafiyetlerin farkında olmasına rağmen neden köklü bir değişim yapmıyor?

Başkanlık sistemiyle tüm yetkiler neredeyse tek bir elde toplandı ama cumhurbaşkanı bile eğitimden şikayet ediyor. Kendisi istese değiştiremeyeceği hiçbir şey yok.

Bu akla mantığa sığmayan durum neden bu denli kanıksanmış halde toplumsal olarak?

Neden toplumsal olarak elimizin kolumuzun bağlı olduğunu kabullenmiş haldeyiz?

Daha önceki hükümetlerde de durum aynıydı bu arada. Geçen Muharrem İnce de değinmişti. Tarım ve Eğitim bakanlığı koridorlarında her daim bazı ülkelerin ajanlarının cirit attığını söylemişti.

 
Dışarıdan yeşil mercimek getirmek çiftçiyi kalkındırmaktan daha ucuza geliyor devlet için, ha bakarsan aldığı faizsiz krediyi kendi işine harcamak yerine altın dolar alan çiftçiler de var, iki ucu hoş olmayan bi değnek yani.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (27.06.22 12:00:51) 
eğitim ve tarımdaki sorunların tamamına yakını zaten son 20 yılda bu hâle geldi ve özellikle eğitim konusu zaten bilinçli yapılıyor.
neden bunu olumlu yönde değiştirsinler ki?
istedikleri zaten eğitimsiz bir seçmen kitlesi.

önceden eğitim ve tarım sistemlerinde sorun vardı, artık bilinçli olarak bozulmuş hâlde bunlar.

hadi bilinçli olmasın, "biz bunları yanlış yaptık, düzeltiyoruz, şöyle yapıyoruz" diyebilecek durumda (maddi-manevi) değiller.
  • blatta hiberna  (27.06.22 12:11:11) 
Eğitim sistemi etkisini 1-2 nesil mezun olmadan görmeniz zaten mümkün değil. Devamlı eğitimde reform adı altında yapılan şeylerden dolayı kimse girdiği eğitim sistemini başladığı şekilde bitiremiyor. her 3-4 senede bir sınav sistemi değişiyor, kapsamlar, oranlar değişiyor. Zaten amaç kimsenin tam bir eğitim alabilmesi yönünde değil. Üniversitelerin bile içleri boşaltılmış durumda, ısmarlama kadrolar, intihal yapılarak alınmış ünvanlar vs. Birçok üniversitede fen bilimleri (fizik, kimya, biyoloji) öğrenci almayı durdurmuş durumda. ne kadar az IQ, ne kadar cehalet o kadar vasıfsız mezun demek, vasıfsız mezun ise, işsiz veya az maaşla işçi demek. bunların da nispeten kandırılma potansiyeli yüksek demek oluyor.

tarım konusu ise; kesinlikle ileriye dönük bir yatırım. geleceğini ve sülaleyi yapılan ihaleler ile en az 30-40 sene daha doyurmak. Bu ülkede 4 mevsim yaşanıyor. neredeyse yetişemeyecek tarım ürünü ve hayvan yok (penguen dışında). Konya kadar yüzölçümü olan Hollanda nasıl sadece 90 milyar dolar tarım ihracatı yapabiliyor da, koca Türkiye 7-8 milyar dolarlarda kalabiliyor. tamamıyla dışa bağımlı hale getirmenin amacı sadece iler ki yıllarda, şimdiden yapılmış olan ihalelerin meyvesini yiyebilmek.
  • janavarorion  (27.06.22 12:27:42) 
[]

Sizce büyük başyapıtların ortak özellikleri nelerdir?

Film, roman, müzik vs. her daldan olabilir.




 
İnsan gerçekliğini, psikolojisini daha önce yapılmamış bir şekilde aktarabilmek.


  • black holes in the sky  (22.06.22 22:19:45) 
Sinema için bazı yöntemler var, en önemlilerinden birisi; "Kahramanın Sonsuz Yolculuğu".


  • ankarakecisi  (22.06.22 22:29:00) 
İnsanın kendi içindeki parçalarla yüzleşmesine ayna tutmak.


  • bencileyin  (23.06.22 01:42:38) 
Tam olarak sorunuzun cevabi degil ama, Terry Eagleton'in su linkte Ogrencilerin Edebiyat Hakkinda Bilmesi Gerekenler konusmasi var, onda cok ufak deginiyor benzer bir soruya. Bir metni edebi yapan nedir, sorusunu cevapliyor.
Orada bahsettigi seylerden biri dilin yeni ve guclu kullanimi. Burda dili spesifik olarak kelimeler, cumleler olarak da alabiliriz, sizin sorunuzdaki genre'lari dusunursek, o turun ifade icin kullandigi araclari katabilir ve o medyumlari yaratici ve degisik sekilde kullanmak olabilir mesela.

Bir baskasi 'moral lesson' ama bu illa etik bir mesaj degil de, hayatla baglanti kurulabilecek bir tecrube. Yani canli her insan bir sekilde belki o durumu tecrube etti. Mesela, 'sevdiklerimizden ayri kalmanin zorlugu' veya 'stresli zamanlardan sonra basa ciktigimizi bilmenin verdigi gurur' vs gibi, memleketinizden irkinizdan vs bagimsiz olarak ortak bir insani tecrube.

Bu konusmada Wittsgenstein'in ortak ozellikler teorisinden bahsediyor. (Teorinin ismi bu degil, ben aciklayabilmek icin soyledim.) Mesela, 'mac' dendiginde ne oldugunu anliyoruz ama tenis maci ile satranc maci ayni sey degil vs. Burdan da Politetik kavramlara giriyoruz, yani ayni turdeki (?) cesitli olgularin tamamen olmasa da farkli farkli benzer ozellikleri olmasi. Mesela tenis de satranc da kazanma kavramina sahiptir, ama harcanan enerji ayni degildir, kiyafeti ayni degildir, seyircisi ayni degildir, ama ikisinde de taraf vardir mesela vs.

Falan filan, uzatmayayim. Link su: www.youtube.com
  • sopiro  (23.06.22 06:12:05) 
[]

Ahmet Vehbi troll mü rol mü gerçek mi?

Olayı ne? Yarattığı hype’ın sebebi ne?




 
Ahmet Vehbi olduğu gibi bir adam. Gerçek.


  • michael_knight  (02.06.22 19:18:27) 
Gerçek olamayacak kadar enteresan bir kişilik, o yüzden hype yaratıyor diye düşünüyorum


  • mya  (02.06.22 20:12:07) 
Adam için belgesel bile çekmişler. Garip bir kişilik.

www.youtube.com
  • gibicibicis  (05.06.22 12:30:32) 
[]

Türkiye yakın zamanda savaşa girer mi?

Koca bir ateş çemberinin tam ortasındayız. Güneyimizde son 20 yılda milyonlarca insan öldürüldü, ülkeler yıkılıp kuruldu. Kuzeyimizde Rusya-Ukrayna, Azerbaycan-Ermenistan savaşları oldu, olmakta. Doğu Akdenizde arada çatlak sesler çıkmakta.

Şimdiyse dibimizdeki Yunanistan neredeyse koca bir ABD üssüne dönüşmüş durumda. Yunan hükümeti açıkça Türkiye’ye cephe alıyor. Yunan adalarından tahrik, provakasyon ve Türklere karşı yükselen ırkçı yaklaşımların sesleri geliyor.

Önümüzdeki 10 yılda Türkiye topraklarının bir bölümünün ya da tamamının savaş alanı olma ihtimali nedir sizce?

15 Temmuz gecesi sınırda bekleyen binlerce DAEŞ milisi de hatırlarda. Kim bilir girseler neler yapmayı planlıyorlardı, neyin maşası olacaktılar?

 
İçsavaş harici Türkiye kimse ile savaşa girmez kimse de Türkiye ile savaşa girmez ayrıca Türklere karşı yükselen bi ırkçılık da yok abi hiç Yunanistan'a gittin mi bilmiyorum ama o "düşmanlık" büyük oranda siyasi manevralar halkın hiç öyle bir derdi yok.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (02.06.22 16:25:12) 
doğunun makus kaderinden kurtulma ihtimali düşük, sınır bölgeler mutlaka çevredeki savaştan etkilenecektir. ama tr genelini etkileyen bir savaş olma ihtimalini %0 olarak görüyorum açıkçası. avrupa'nın dibinde nufusu 100 milyona dayanmış bir ülkede genel savaş çıkması demek avrupa'nın tamamının ve dolayısıyla tüm dünyanın büyük bir krize girmesi demek olacak.


  • roket adam  (02.06.22 16:28:28) 
Kim, niye Türkiye ile savaşa girsin? Coğrafi olarak çok geniş bir alana yayılan ve nüfusu 90 milyona yaklaşan bir ülkeye saldırmak o kadar kolay bir iş değil. Avrupa bölgesinde görece 'şahin' politikalar güden Fransa'nın bile kalkışabileceği bir iş değil.

Hadi az buçuk Yunan'dan çatlak sesler çıkıyor desen bile, tüm nüfusu 10 milyon. Ordusu 100bin kişi.

Yunanistan ne isteyebilir? İstanbul? İzmir? Buralarda nüfus o kadar yoğun ki herhangi bir askeri gücün başarıyla tutunması çok güç. Ve bir yandan da akılcı değil.
  • kaptankedi  (02.06.22 16:59:35) 
kendi rizasiyla girmez cunku cok zayif ve kaos icinde zaten.


  • hot potato  (02.06.22 18:02:01) 
yunanistan-adalar mevzusunu savaştan başka bir şey çözemez. iktidar dış politikada berbat olduğu için tabi. ancak buna müsaade edilmeyeceğini düşünüyorum. savaş ihtimali bence yok. ancak seçimin de etkisiyle suriye'ye girebiliriz


  • paintov  (03.06.22 12:12:20) 
[]

Almanya 2. Dünya savaşından çıkıp nasıl böyle büyük bir güç haline geldi?

Hem de bir ulus ve tarih için komik bile sayılamayacak 50-60 yıl gibi bir sürede?




 
Çalışarak işte abi başka nasıl olacak ki, kendi iş gücü olmadığından dışarıdan işçi falan getirdiler işte layığı ile yapınca olur öyle gizli bi tarifi yok.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (02.06.22 16:00:16) 
savaşın kendi etkisi de oldu mühendislik alanında. tank top denizaltı uçak geliştirip yaptılar savaş motivasyonu ile


  • ceketimi alip cikcam  (02.06.22 16:09:24) 
burada yine tartışmıştık bunu.

bir sürü sebebi var ama almanya sanayi konusunda çok çok ilerideydi zaten. savaştan önce de savaş sırasında da. üstelik etrafındaki daha düşük gelirli ülkeler hazır bi pazar yeriydi onlar için. ortalık sakinleşince kaldıkları yerden devam ettiler.
savaş çalışan sayısına çok zarar vermişti, onu da dışarıdan bularak hallettiler.

edit: disiplin falan muhabbeti kuru muhabbet.

ayrıca abd'nin desteği inanılmaz boyuttaydı. o yardım 3-4 tane ülke kurdurur.
  • patronaj1  (02.06.22 16:11:23 ~ 16:14:36) 
abd desteği en büyük etmen. marshall yardımı var, tr'nin aldığının 10 katı falan para aldı almanya, ki bizimkiler o parayla orduyu adam ettiler. almanların ordu kurması yasak olduğu için sanayiye bastılar parayı.


  • plutongezegendegilmi  (02.06.22 16:26:26) 
Büyük bir ordu beslemedigi ve özellikle pahalı olan hava gücü kurmadığı icin, paraciklari zaten gelişmiş olan sanayiye yatırıp gelişti.

Bir diğer konu da ekonomi ve diğer her şeyin kurallı olması, popülist politikalar yerine akılcı ve planlı isler yapılması.
  • kaptankedi  (02.06.22 16:29:07) 
sanayisi zaten çok iyiydi, vw, basf ve benzeri bir çok çok büyük alman firması zaten hitler döneminde de kurulmuş durumdaydı. e çok büyük abd desteğini de ekleyince sonuç şaşırtıcı değil.


  • roket adam  (02.06.22 16:29:18) 
Aslında sorunuzun içinde cevabın bir kısmı da var. 2. Dünya savaşı öncesinde, hatta 1. dünya savaşı öncesinde de Almanya bir büyük güçtü. Hatta denir ki 1. Dünya savaşının Almanya'ya yaptırımları o kadar sıkı olmasaydı bir nasyonel sosyalizm dönemi yaşamayacakları için 2. dünya savaşına sebep olmayabilirdi.
Gelelim "nasıl"ına. Bu adamlar en tapon nasyonal sosyalizm zamanlarında bile eğitime, disipline ve çalışkanlığa çok önem verdiler. 2. Dünya savaşının sonuçlarından biri onları silah yatırımlarından uzak tutmaktı, o yatırımı altyapıya yönlendirdiler. Bir de Almanya'da yaşadığım senelerde yanlarında kaldığım ailenin babası savaş sonrasında her gün günün bir saatini devlet için çalıştıklarını söylemişti.

  • SiyamkedisiZorro  (02.06.22 16:57:21) 
[]

Niye hiçbir şeyin eski tadı yok?

Kaç yıldır insanları heyecanlandıran bir kitap, bir albüm ya da bir film çıkmıyor. Futbol desen çöküşte. Eskiden iki Anadolu takımının maçı bile belli bir kesim için ilgi öznesiyken şu anda Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi’nin son 16’sı dışında kimsenin doğru dürüst futbol izlediği yok. Dün hayatımın en sıkıcı Real Madrid-Barcelona maçını izledim mesela. NBA maçlarına bakıyorum. Eskiden asla mümkün olmayan boşluklar oluyor tribünlerde.

Medya desen vasatın da altında. Twitter’a giriyorsun, politika, popülizm, dedikodu ve zevzeklik.

Oscar’lar eskiden bir heyecan yaratırdı mesela. Şimdi eskisi kadar umrunda değil kimsenin. Müzik deseniz 90’lardaki üretim bolluğu yerini “Keko Rap” denen furyaya bıraktı.

Eskisi gibi güzel filmler üretilmiyor, romanlar yazılmıyor. Sadece bizde değil, tüm dünyada aynı durum geçerli.

Neden böyle?

 
50 sene önce de insanlar bundan yakınıyordu, bunlar her dönem olan şeyler. Rafine zevklere sahipsen sana uygun olanlara yoğunlaşmak yine senin elinde onlar sana gelmez sen gideceksin.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (21.03.22 15:16:47 ~ 15:19:35) 
Ulaşım kolay, çok fazla uyaran var

Örneğin bundan 20 sene önce oscar olaydı, türkiyede filmlere bu kadar kolay ulaşamıyorduk, film izlemek korsan da olsa bir filme sahip olmak zahmetliydi, büyülü geliyordu
  • freebird5406_2  (21.03.22 15:18:34) 
Yetenekliler eziliyor piyasadan disari atiliyor, gerisi de ancak bu kadar eser cikariyor.

Guzel bir site kesfediyorsun kafasi zehir adamlar var. 6 ay sonra vasatlar dolduruyor orayi.
Sonra zekileri atiyorlar geriye cop tayfa kaliyor.
Twitter,eksi hepsi boyle oldu.

Eskiden kafasiz adamlar ortamlara giremiyordu, her gordugu yeri kendi seviyelerine indiremiyorlardi.
Film,kitap sektoru de boyle.
Yanimdaki kiz 2 tane kitap yazdi saka gibi. Bunu bastirabildi sonra araya tanidiklar koyup satti.
Eskiden olsa hayal bile edemezdi.
N'oldu, o girince 1 gercek yazar disari itildi.
  • divit  (21.03.22 15:26:15) 
freebird5406_2 +1

çoğu şey büyüsünü kaybetti. bir şey ne kadar çabuk üretilir ve ne kadar kolay ulaşılabilir oluyorsa o kadar hızlı değerini kaybediyor.
  • lazpalle  (21.03.22 16:06:56) 
eskiye duyulan özlem. senden 30 yaş büyük birine sorsan eskiden ne güzel karışık maç izliyorduk der.

20 yıl sonra bugünün çocukları eskiden fidget spinner'lar vardı ne güzel günlerdi falan diyecek.

bunun sonu yok. olay dönemde değil sende bitiyor.
  • bohr atom modeli  (21.03.22 16:28:01) 
90'lar müziği de Mozart müziğine göre kötü. Tat konusu kişilere göre değişen bir konu. Her şey her zaman en üst düzeyde olmaz. Bazen altın çağı yaşar, bazen çöküş yaşar. Hayatın kendisi böyle bir şey. İnsan 30 yaşına gelince çocukluğundaki gibi koşamıyor. Her şey daha kötüye gitme eğiliminde.


  • dissendium  (21.03.22 17:36:49) 
çok fazla uyaran var +1 bunun için dopamin detoksu öneririm.

diğer bir konu da postmodern dönem varoluşu gereği klasikleşecek eserler üretilmesine imkan vermiyor. insanların ortak noktalarda buluşabileceği ve bunu devamlı kılabileceği bir ortam yok. dolayısıyla beraberlik duygusu yok, temas çok kısıtlı, güvensizlik yoğun. herkesin kendi doğruları var, herkes kendi içine kapalı bir dünyada yaşıyor falan bunların hepsi birbiriyle bağlantılı şeyler bence. postmodernizm diyorum bunun cevabına.
  • Mossy  (21.03.22 18:14:15) 
çok fazla uyaran var, belirli aralıklarda dopamin detoksu + 1

bence insanlar şunu da es geçiyor sizinki gibi yorumlar yaparken; sen aynı sen değilsin, geçmişte okuduğun bir edebiyat eserinden aldığın haz değişti, dönüştü, gelişti, ilerledi. yani sen ilerledin. dolayısıyla hala aynı çerçevede/kalibrede filmler, olaylar, eserler, olgular peşindeysen zevk vermemesi kadar normal bir şey yok. hayat gibi siz de bir devinim halindesiniz, bunu çoğunlukla ıskalıyor nostalji söyleminde bulunanlar bence. ha tabii ki sınırsız değil her şey ama çok çeşitli. x tad vermiyor artık söylemine enerji harcayana kadar oha y diye bir konu varmış ya diyebilmek lazım. bunu yapabilmek için de ileriye dönük olmalı yüzümüz, sürekli arkaya bakarak yol alamayız.

örneğin oscar bir sinema aşığı olarak benim için de büyüleyiciydi geçmişte. ama zamanla okumalar yaptıkça, sinema sektörüne dair bilgiler edindikçe köhne, hatta yer yer ırkçı ve cinsiyetçi bir etkinlik durumuna düştü benim için. zira bu süreçte benim sinemayla ilgili olduğu kadar diğer konularda da farkındalığım arttı gibi gibi...
  • Phoebe  (21.03.22 20:11:58 ~ 20:13:05) 
sorun eserlerde değil be kuzum... biz yaşlandık.


  • sorucu  (21.03.22 21:49:42) 
yaşlandığınız için size öyle geliyor. hep yaşlılar böyle şeyler söylüyor.


  • kimwexler  (21.03.22 22:32:53) 
eski ramazanlar nostaljisi. yaşlanmayla alakalı, dünya bozmadı, dünya her zaman aynıydı.

veya muhsin bey, istanbul çok bozdu muhabbeti 1980'ler

veya ah be güzel istanbul yine istanbul çok bozdu muhabbeti, 1960'lar.
  • KaraSakall  (23.03.22 14:47:27) 
[]

Bütün büyük filmlerin kitap uyarlaması olmasının sebebi ne olabilir?

sb




 
Ama lakin ki oyle olmamasinin sebebiyle ayni olabilir


  • floydian  (08.03.22 21:31:30) 
sizin sadece kitap uyarlaması olan filmleri büyük sanmanız olabilir.


  • bohr atom modeli  (08.03.22 22:03:06) 
yanlış bilginin sebebi açıklanamaz

yukarıdaki cevaplar kadar yaratıcı olamadım ama neyse
  • dafuq  (08.03.22 22:06:51) 
Bütün büyük filmler kitap uyarlaması değil, orada herkes hemfikirdir.

Sizin sorunuzu şöyle değiştirebiliriz belki;

"Kitap uyarlaması olan filmlerinin genelinin iyi film olmasının sebebi ne olabilir?"
  • John Bloor  (09.03.22 10:42:44) 
büyük kitleler tarafından okunup onaylanmış, karakterleri ve olay örgüsü oturmuş bir hikayeyi perdeye aktarmak; sıfırdan sadece film için yazılmış bir senaryoyu aktarmaktan daha konforlu elbette.


  • brkylmz  (09.03.22 11:09:54) 
iyi bir hikaye bulmak ve iyi karakterlerle o hikayeyi örmek kolay is degil. o yüzden garanti iş yapalım para kazanalım diyorsan alırsın bir klasik kitap filmini yaparsın, mis gibi.


  • spivak  (09.03.22 12:16:31) 
birincisi, sadece iyi ve cok okunan kitaplarin film uyarlamasi yapiliyor.
ikincisi, hikaye zaten bastan sonra onceden toparlanmis oldugu icin senaryo iyi oluyor.

  • congratulationsyouwon  (14.03.22 00:29:58) 
[]

Ne oldu da 2 gün önce hiçbir şey yokken ayçiçek yağı izdihamı oldu?

Diğer hiçbir gıdada yok. Sadece bunda var. Bazen yorumlara denk geliyorum: “Ukrayna’da bile böyle bir yağma yok” diye. Hakikaten doğru.

İthalat bağımlılığı kaynaklı fiyat artışı beklentisi mi sebebi?


 
milletimiz çabuk galeyana geliyor bence. saçmalık


  • dafuq  (06.03.22 17:05:48) 
Su an gemileri salmiyorlar limandan, ulke yagda disa bagimli hale gelmis.

Bunlarin basinda bir dernek meslek odasi gibi bisey var, gemi gelmez diye panik olusturdular zamli fiyattan caktilar ellerindeki stoklari.
  • divit  (06.03.22 17:12:18) 
Rusya Ayçiçek yağı taşıyan gemileri durdurdu ve Türkiye'deki fabrikalarda sadece 1 aylık hammadde stoğu kaldığı açıklandı.
Fiyat artışından ziyade, bulunamayacağı endişesi başladı.
Geceyarısından önce akaryakıt istasyonu önünde kuyruk olanlar, bu sefer de evde var mı, ihtiyaç mı diye bakmadan marketlere koşuştular.
  • Mirket  (06.03.22 17:16:12) 
[]

İphone’un kendi kendine uygulama silmesi

Hafıza dolu diye benim inisiyatifim olmadan uygulamaları siliyor. Bunu nerden kapatabilirim ve sildiklerini nerden görebilirim?




 
ayarlar->app store-> kullanılmayanları kaldır

anasayfada sildiklerinin üstünde cloud ikonu olması lazım.
  • nhk ni youkosu  (05.03.22 22:03:12) 
[]

Putin’in savaş sebebi yaptığı Ukrayna’daki Neo-Naziler

Hitler tarzı Nazizm marjinal ve radikal azınlık dışında hiçbir yerde yaşamıyorken Ukrayna’da peyda olduğu iddia edilen Neo-Nazizm’den kastedilen ne? Bu Neo-Naziler büyük ve ırksal anlamda arî Almanya hayalini taşımadığına göre neyi ifade ediyor?




 
Çok komik bir iddia hiç alakası yok.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (03.03.22 14:16:49) 
öncelikle evet, direkt söylüyoruz neo naziler ülkeyi yöneten ana güç.
ama direkt hitler gibi düşünmeyin, beyaz üstünlükçü ırkçılar.
tüm dünyadan bu ırkçılar silahlı eğitimini ukrayna'da alıyor. daha geçenlerde gürcistanlı bir nazi öldürülmüştü. öncesinde de danimarkadan birileri. abd'den de ırkçıların buraya gittiğinin kanıtları var.

öncelikle 2014'teki isyan kitlesel de olsa mücadeleyi "sağ sektör" adındaki nazi grup yaptı ve darbeyi bunlar gerçekleştirdi. lviv gibi şehirlerde %30'a yakın oy alan tipler bunlar. hemen wikipedia: en.wikipedia.org

bu tarihten sonra eskiden yasadışı olan "ukrayna isyan ordusu" legalleşti. bizzat hitler'in emriyle kurulan bu örgütün kurucusu "bandera" halk kahramanı ilan edildi. her köşede heykeli ve posteri var. zelensky bile bu adamı kahramanlaştırdı. en.wikipedia.org
devlet kurumlarında bu adamın posterleri var. sadece 100 binden fazla polonyalı direkt katleden bir örgüt bu. yine vikipedi'den bakabilirsiniz bu örgüte.

o kadar yaygın ki elini nereye atsan bunlar çıkıyor. medyascope "ukraynalı gazeteci" diye haber yapmıştı. kadın azov battalion üyesi çıktı. haber: odatv4.com


2 gün önce seçimle gelen odessa valisi görevden alınıp yerine nazi "Donbas Battalion"un eski komutanlarından biri atandı.

genelkurmay danışmanı olarak 2015'ten beri görevde "sağ sektör" adlı örgütün eski lideri var.

kasım-aralık arası ukrayna'daydım, bu "azov taburu"nun gönüllü asker topladığı birkaç meydan ve caddeye turist olduğumuz için gitmemiz tavsiye edilmedi. direkt kol bantlarıyla dolaşan devriyeleri var.
ukrayna bayrağından çok nazi örgütü "ukrayna isyan ordusu"nun bayrağı dalgalanıyor her yerde. devlet kurumlarında sokaklarda vs.

buyurun israil gazetesinde: www.haaretz.com
israil bu grupları fonluyor ve eğitimlerini üstleniyor. sırf paralı asker gibi ruslara iranlılara savaştırmak için.

bu Azov gibi Donbas gibi C-14(Sağ sektör örgütünün silahlı kanadı) gibi gruplar devlete bağlandı. 3-4 senedir kara kuvvetlerine bağlı birlikler. +18 çok videosu var. twitter'a google'a isimlerini yazmanız yeterli.

+
dünyada white lives matter adlı yürüyüşlerin kitlesel yapıldığı tek ülke. dün instada bir hesap "ukraynalı taraftar grupları silahlandı" yazmıştı. fotoda açıkça "white lives matter" yazan grup.

+
yine aralıkta bm'de rusya'nın talebi ile bir oylama yapıldı. "tüm ülkelerdeki nazi örgütleri araştırılsın" diye. sadece 2 ülke red oyu verdi. abd ve ukrayna.

+
bugün ordunun kullandığı flama hitler'e bağlı ukrayna'da ukraynalılar tarafından oluşturulan "SS Galiçya" taburunun flaması. en.wikipedia.org en.wikipedia.org(1st_Galician)
  • patronaj1  (03.03.22 14:33:15 ~ 14:40:22) 
Gördüğüm kadarıyla Azov denen nanenin palazlanması -ki bu tarz örgütler siyasi istikrarsızlığın olduğu her ortamda palazlanıyor, Ortadoğu'daki örgütler gibi- 2014'te Rusya'ya direnen bir örgüt olarak ortaya çıkmış. Daha sonra Haşdi Şabi'nin Irak ordusuna bağlanması gibi devlete bağlanmış. Bu örgütün ABD destekli olduğuna kalıbımı basarım. Şimdi detay bilmediğim için Zelenskiy bu olayın neresindedir, ne kadar destekçisidir bilmem fakat tepki olarak bu örgütlerin doğması çok anormal gelmedi, adamlar Rus işgali sonrasında milliyetçilikle tepki veriyor, Bandera denen arkadaş da Rusçuluğa karşı Ukrayna milliyetçiliğinin yükselmesi için Nazizme sığınmış gibi görünüyor.


  • uvcray  (03.03.22 15:05:09 ~ 15.03.22 00:42:27) 
İkinci dünya savaşı sırasında Almanya tarafını tutan, Ukrayna'nın bağımsızlığını savunan grubu ifade ediyor.

Eski sovyet ülkelerinin siyasetinde ikinci dünya savaşı hala çok önemli yer tutuyor, çok fazla insan öldüğü için herhalde.

Normalde bu elemanlara Rus tarafında çok fazla tepki yoktu, ama 2014'ten sonra silahlı güç kurup, Ukrayna ordusunda tarafından resmi olarak tanınıp, Donbass / Lugansk'ta sivilleri öldürüp işkence falan yaptıktan sonra durumlar karıştı.

BBC bile haber yapmış: www.bbc.com
  • plutongezegendegilmi  (03.03.22 17:58:33) 
[]

Sıfır araba alma paranoyası

Mevcut piyasada sıfır bir araba yaklaşık 300 bin fiyat bandından başlıyor. Söz gelimi VW Passat, Opel Insignia ayarında bir araç aldınız. 800 bin civarı bir maliyet.

Trafiğe bir çıktınız. Işıklarda beklerken pat arkadan biri çarptı. Park yerindeyken biri sürtüp gitti ya da Allah muhafaza bir kaza yaşadınız. Ki çok olası ihtimaller hepsi.

Sizin o güzelim sıfır arabınızın tüm jantiliği, parıltısı bir anda yok olup gitmedi mi şimdi? İyi bir ikinci el alıp maliyeti hayli aşağı çekmek varken?

Paranoya mı yapıyorum gerçekten? Ama o kadar para verdiğim bir arabayı şöyle gönül rahatlığıyla en az 1-2 sene kullanmadıktan sonra neyleyim sıfır arabayı?

 
Abi bu mantıkla sokakta yürürken kafamıza saksı düşüp tüm jantiliğimiz gidebilir, sokağa çıkmayalım mı yani? Bence gereksiz bi paranoya param varsa sıfır alır kullanırım bunları düşünüp sıkıntı yapmam kendime. Ayrıca arabaya takla attırmadığın sürece değerinde de öyle agresif düşüşler olmaz.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (01.03.22 12:37:49 ~ 12:54:07) 
ikinci eller de sıfır kadar pahalı ki artık. onu düşüneceğine 2022de sıradan bir arabaya 800 bin lira vermenin ne kadar mantıklı olup olmadığını düşün. bugün 800 bin liraya s&p500 alsan 2 yıl sonra en az %50 almış olacaksın.


  • tabii lan manyak mısın  (01.03.22 12:40:43) 
maalesef paranoya yapıyorsun. ayrıca bunlar ufak tefek problemler arabanın degerini o kadar asagı cekmez. sürtünmeler bir pasta cilaya bakar. öbürleri de boyasız göcük düzeltme işlemleri var. ayrıca arabanın alt kısmı plastik oluyor onun degisimi arabanın degerini asagı cekmez.
ayrıca araba fiyatları su an sürekli artıyor 2021 sene basında sıfır aldıgım 300 bin arabanın sıfır hali su an 550 bin.

  • sizofren06  (01.03.22 12:53:13 ~ 12:57:11) 
sıfır araç galeriden çıktığı an %10 değer kaybediyor zaten.
2-3 yaşında 50k km geçmemiş bir ikinci el almak her zaman maliyet olarak en avantajlısı.

ama soruna yanıt olacaksa kasko ve yeni araçlar için değer kaybı bu dediğin durumları karşılıyor.
  • orpheus  (01.03.22 12:59:21 ~ 13:00:48) 
bayide 650 bin lira olan araba 2021 araba sahibindende 3-4 yaşında 620-630 bin lira

pazarlıkla bile 600 e alamıyorsun. parası varsa niye 2.el alır ki bir insan ?
6-7 yaşında olanı bile 550 bin


birde eskisi gibi değil araba şuan değer koruma aracı galeriden çıktığı an değer kaybetmiyor.
  • patron38  (01.03.22 13:06:00) 
arkadaşların söylediklerine ek olarak iyi bir ikinci el bulmak zahmetli/zor bir iş. çıtır hasarlı diye taklalı araba almamak bile başlı başına mesele.


  • giovanne  (01.03.22 13:19:26) 
mantıksız bir düşünce değil. zor para kazanan biri için normal bir düşünce. bu dönemde en iyi yatırım aracı ne yazık ki araba. çok saçma bir ülke çok saçma bir piyasa, arabaya bu kadar değer yüklemek anlamsız ancak sıkıntısız bir araç almak için o da 2. el 350 500 bin aralığında. ben arabaya bu kadar değer yükleme yanlısı değilim. 2. el az km ortalama bir araç bu ekonomik sıkıntıda ideal. sıfır alan adamın para sıkıntısı olmaması lazım. alt tarafı 4 tekerlek ya.


  • mikahakkinen  (01.03.22 13:53:38) 
zaten o kadar hassassan, almaya çalıştığın o otomobil senin için pahalı ve fazla demektir. sürekli stres altında yaşayıp kendini harab edeceksen, kullanmaya korkacaksan vs o zaman kendini sıkıntıya sokmanın ne anlamı var? babam mesela böyle, araba alıyor arabası 4. senede bile 20 bin km'de duruyor, tam kapalı garaj arabası. bana çok acıklı geliyor bu tarz hayatlar, ömrünü verdiğin şeylerin tadını çıkaramıyorsan bu acıklı bi durum cidden. tadını çıkaracaksın kullanacaksın eskiteceksin, anca o zaman parasını hak ediyor, bir sonraki sahibine değil şu anki sahibine çalışacak araç.

bi örnek vereyim, 2018'de 0 km audi a3 almıştım canavar gibi bi otomobildi o zamanın en yeni ve en yüksek kasası (şu an 0'ı 800-900 bin falan işte öyle düşün) tabii kredi, borç harç anca öyle alabildim. daha 10 bin küsür km'ye gelmeden jipin biri dan diye çarptı, %100 suçlu. arka bagaj kapağı, stoplar vs değişti, hatta şaseyi çektirmek boyatmak zorunda kaldık. değer kaybından da aldığım para 2 bin dolar değildi o zaman. ama napayım yani bunu kafaya takıp ya olursa diye arabayı garajda mı bekleteceğim? tam aksine, dağa bayıra araziye bile sürdüm arabayı, anı biriktirdim, hayatın tadını çıkardım. parasını kafaya takacaksam da o modeli almazdım bu kadar basit.
  • roket adam  (01.03.22 14:19:02 ~ 14:20:42) 
Diğer arkadaşların dediği gibi tüm birikimini ve onun da yetmeyip borçlanarak böyle bir yükün altına giriyorsan çıldırırsın tabi.

O sokakta passat bırakanlar falan ya şirket aracı kullanıyor ya da bir tane daha alacak rahatlıkta oluyor.

Ben de ilk arabamı geçen yaz aldım. İkinci el ama birkaç aylık bir araçtı. Aldığımın ertesi günü feribot sırasında arkadan çarptı dayının biri pek bir şey olmadı ama canım sıkılmıştı. Sonra park halindeyken sürttüler aynı gün hem de iki kere. Biri ön tamponu diğeri arka tamponu sağ olsunlar. Başta çok üzüldüm sonra ulan dışarıda duran bir "şey" bu ne yapayım gidip yaptırsam bir daha olacak daha beter canım sıkılacak dedim yaptırmadım da öyle kullanıyorum.

Kısacası sıfır araba alıp da bunlara bu kadar takılacaksanız almayın ikinci el bakın. Hele de büyük şehirde kullanacaksanız illa bir şey oluyor yani başkası sürtmese siz sürtersiniz sakınılan göze çöp batıyor hakikaten.
  • chicha_v2  (01.03.22 14:34:43) 
iki tane ekol var ikinci el alırken.

Biri "yeni gibi" alıyor. Yani ciddi kazası vs. olmayan. Dediğin ışıklarda hasarlanma vakası bu araçlarda da oluyor. Bir fark yok yani sıfır ile ikinci el arasında.

Diğer ekol, halihazırda arkadan çarpılmış alıyor. Kafa rahat oluyor. Ama bir daha arkadan çarparlarsa araba ne hale gelir onu bilemiyorum (güvenlik vs.).
  • burfak  (01.03.22 14:41:24) 
Abi senin dediğin yurtdışında oluyor.
Çünkü iki sene kullanılmis sıfır gibi araba yüzde 25-30 değer kaybi ile satılır.
Ama Türkiye'de öyle değil hatta tedarik sıkıntısı varsa daha pahalı bile satarlar.
O yüzden Türkiye için mantıklı değil. Sıfır ile ikinci el arasında çok ciddi fark olsa düşünülebilirdi bu mantık.
  • logisticsmanager  (01.03.22 15:37:38) 
Otomobil bir yatırım aracı değildir. Gider kalemidir. Otomobilin fiyatı enflasyona bağlı artabilir. ama değeri, yani o fiyata satın alabilecekleri kolay kolay artmaz.

Atıyorum 2020'de 250 bin TL'ye bir araç aldınız. Şu anda fiyatı tahminen 350 bin TL. Ama 2020'de 250 bin TL'ye mutevazı bir daire alabilirdiniz. bugün 350 bine daire bulmanız çok zor.

Ya da aracı aldığınız günkü dolar kuruna göre kaç dolara aldığınızın hesabına bakın. Sonra bugünkü satış fiyatının kura göre durumuna bakın.

Sıfır araçta bu farkların daha fazla olduğunu düşünüyorum, hesabıma göre de öyle oluyor. O yüzden tercihimi tertemiz, 50bin km altı bir ikinci elden yana kullanırım ben. ama herkesin kendi birikimi:) kendi harcaması
  • anten  (01.03.22 17:19:39) 
Umarım yaşamazsın ama 0 araçta olası bir kazada uğrayacağın değer kaybının, 2. el araç alırsan satıcının söylemediği veya söylediği bakım/tamir masraflarının yanında esamesi bile okunmaz. Değer kazancı konusunda da şöyle bir örnek vereyim. 2020 başında aldığım 0 aracın fiyatı şu an aldığım fiyatın 3 katı :)


  • iwasbornonamountainside  (01.03.22 19:15:39) 
[]

Allah ve inanç ile ilgili filmler

İlk aklıma gelen örnekler 21 Grams, Leviathan, Pi'nin Yaşamı, Şeytanın Avukatı...

İnsanın Allah'la, inançla ve varoşsal referanslarla ilişkisini ve sorgulamalarını içeren, dini kavramları irdeleyen, kendince tanımlayan film önerilerinizi bekliyorum.


 
The Man from Earth


  • bahçedekisandal  (26.02.22 21:02:42) 
The Invention of Lying


  • lancelot du lac  (26.02.22 21:15:05) 
Dogma www.imdb.com


  • kobuzchu kiz  (26.02.22 21:22:25) 
The Sunset Limited.


  • anatomik  (26.02.22 21:40:33) 
meetings with remarkable man


  • diyojenimtırak  (26.02.22 22:14:33) 
The Man from Earth +1

Ek olarak biraz daha hicivsel yaklasimla PK www.imdb.com
  • sertac akin  (26.02.22 22:23:37 ~ 22:23:55) 
Hristiyanlık özelinde the two popes var.


  • akhenaten  (27.02.22 11:26:48) 
Winter Light + 1 çok iyi filmdir.
The Sacrifice - 1986 - Andrei Tarkovsky

  • fobfilm  (27.02.22 15:29:56) 
Life of brian
Luther(2003)
The Twilight Zone: Season 1, Episode 28 (A Nice Place to Visit)
  • sorucu  (27.02.22 20:19:32 ~ 20:57:34) 
Takva, Book of Eli


  • congratulationsyouwon  (08.03.22 02:10:04) 
[]

Dünya liderleri neden Putin'e mütekabiliyet göstermiyorlar?

Macron'a son yaptıkları tüm dünyanın gündeminde. Macron hak ettiği için çoğu insan keyifle izliyor. Ben de öyle. Ama daha öncesinde de Merkel'e yaptığı şu hareket var:

www.sondakika.com

Erdoğan ve heyetine de aynı dozda olmasa da benzer şeyler yapmıştı. Keza Kraliçe Elizabeth ve Papa'ya da. Yani adamın genel olarak tüm dünya liderlerine racon kesmeye kalkan bir tavrı var.

Hal böyleyken neden bütün liderler bu aşağılamalara boyun eğiyor? Koca Almanya başbakanı iki kelam edemiyor mu? Ya da gündem olmayan daha nicesi?

 
Demokrasilerde iktidarın (başkanın) gücü çok çok sınırlı, o yüzden de genelde ezik büzük tipler başa geliyor. Çünkü güç başka yerde olduğu için, o karaktere sahip insanlar o yerlere kayıyorlar.

Misal bana şu an milletvekili ol deseler olmam, kendi şirketimde yönetici olarak hem daha fazla para kazanıyorum, hem de daha fazla gücüm var, belli kararlar alıp uygulayabiliyorum. Uyuşturucu kaçırmayacaksan, köylüne hava atma derdin yoksa bi anlamı yok. Torpille adam bile aldıramıyorsun artık.

Demek istediğim özel sektör > devlet değil. Ama illa güç isteyen yırtıcı bi kişiliksen istihbarata gir, gazeteci ol, iklim ajansı başkanı ol, devlet başkanından daha çok hareket alanın var.

Rusya'da (kısmen bizde de) işler böyle değil, Putin'in cidden gücü var. Bu da hem karaktere yansıyor, hem de o karakterdeki insanlar o pozisyon için daha çok çabalıyor.

Yoksa Belarus gazeteci kaçırdı, EU başkanı çıkıp anca "şiddetle kınıyoruz" diyebildi. Kınamaktan başka yapacak bişeyi yok çünkü, yapacak olsa birilerinin ayağına basar, sonra ertesi gün kasedi çıkar (ya da kahvaltısını alırken kullandığı kredi kartının puanlarıyla bisiklet lastiği şişirttiği ortaya çıkar), postalarlar.

Benim teorim bu.
  • plutongezegendegilmi  (10.02.22 19:35:18) 
Cunku butun gelismis ulkelerin hepsinin halki savas istemiyor putin i zorlarsan savas cikar ama hic bir fransiz sarabini kenara koyup rusyaya savasa gitmek istemez ama putin savasmak isteyen cok rus bulur

dolayisi ile avrupalinin tek caresi yaptirim o sebeple ukrayna da savas istemiyorlar cunku ortadoguda oldugu gibi bir kere savas cikti mi virus gibi saga sola yayilma olasiligi cok yuksek
  • duyurukullanıcısı  (10.02.22 19:38:21) 
Emrah Sefa Gürkan'dan alınan bilgiyla yorumlama ancak bu kadar olur.

Merkel'in öz geçmişine bir bakın bakalım.

Emmanuel Macron'un da öz geçmişine bakın bakalım, nereden geliyormuş.

Trump'ı söylemeye gerek yok.

He devlet başkanının eli kolu bağlı, sikko ajanın sınırsız gücü var.

Konu savaş değil zaten. Rusya'ya neden yaptırım yapamıyorlar? Rusya'ya gittim, Rus gençleri Avrupalı gençlerden farkı yok ve gençlik Putin'i istemiyor. Halk sefalet içinde. Asgari ücretle bir insanın yaşaması mümkün değil. Rusya'da saçma sapan bir durum var.
Sanırım Avrupa zaten Rusya'ya yaptığı kadar yapabilmiş. Rusya da kimseyi takmıyor. Avrupa'nın Ukrayna konusunda bir çıkarı, faydası yoksa Ukrayna'yı sikine takmayabilir.
  • kullanilamayan ruhumuzlar  (10.02.22 21:37:31) 
Ayı ile ayı olmazsın. Olmuyorlar.


  • kaptankedi  (10.02.22 23:30:39) 
[]

Önümüzdeki yıllarda yazılımcı konusunda bir enflasyon olur mu?

Konudan tamamen uzak biri olarak soruyorum. Ülkede ne zaman böyle bir alan olsa 10 seneye kalmayıp şişmeye başlıyor. En son Tıp ve Diş Hekimliği bölümü dışındaki sağlık bölümleri nasibini almıştı bu şişmeden.

4 ayda öğrenilebilir deniyor. 10 yıl sonra da yazılımcılık bu popülerliğinde ve maaş getirisinde olabilir mi?


 
4 ayda öğrenme olayı hikaye de, enflasyon çoktan oldu bile.

3 birim maaş verip, 10 birim üretkenlikte birini almaktansa, 1 birim maaş verip, her biri 1 birim üretkenlikte olan 5 kişi almayı tercih ediyor şu an Türk yazılım şirketleri.

Böylece hem daha çok para harcayıp, hem de daha düşük kalitede / verimde ürün çıkarmak zorunda kalıyorlar.

Ama müşteri umursamıyor. Akbank çöktü, bir şey olmadı. Yemeksepeti bilgileri çaldırdı, sorun yok. Trendyol'da kredi kartları patladı, hala satış rekorları kırmaya devam ediyorlar. Getir'in CTO'su bile yok aylardır, ama yürüdü gitti.

Yani teknik anlamda rekabet gerektiren bir durum olmadığı için, zaten iyi yazılımcıya talep o kadar yüksek değil. Kötü yazılımcıyı çok daha kolay replace edebiliyorsun, başta biraz daha maliyetli olsa da uzun vadede daha kârlı hale geliyor. Yazılım sektöründe turnover rate de o yüzden bu kadar yüksek.

Ha bu 1 birim üretkenlikte olan adamı bulmak bile kolay değil her zaman, o yüzden maaşlar görece yüksek. Bir de işte remote çalışma şansı var, gidip yarı fiyatına Almanlara çalışıyor millet, dövize endeksli piyasa, o yüzden mecburen maaşlar TL bazında biraz yükseldi. Ama onun haricinde olması gerekenin yarısı kadar bile yükselmiş değil.

Bu verim / maliyet hesabını sıkı sıkı yapması gereken bir tek startuplar var, o yüzden oralarda daha yüksek maaşlı işler bulunabiliyor. Ama startup sektörü de ölüyor, o yüzden oranın da uzun süre devam edeceğini zannetmiyorum.

Böyleyken böyle.
  • plutongezegendegilmi  (02.02.22 19:16:13) 
Ben şuna dikkat ettim. Yazılımcı yurt dışına kaçabildiği için içeride açık oluşabiliyor. Yurt dışına kaçmayan adam Türkiye'de kalacak olsa şu anki yazılımcıların önemli bir kısmı iş bulamaz çünkü o kişilerle rekabet edemezler. Yazılım yurt dışına göç sayesinde ülke içinde dengeleniyor.

4 ay saçmalığı her şeyde var. İngilizce için de 4 ayda öğrenilir diyorlar. Öğrenmek adını söyleyebilmekse evet, öğrenirsin. Yazılım için de aynı şey söz konusu. Öğrenmek derken ne kastediliyor.
  • dissendium  (02.02.22 19:27:30) 
4 aydan sonra ogreniliyor olabilir mi? bu varsayim anlamsiz. 4 ay kurs bitirene devlet otomatik maas baglamiyor ki. sen isveren olsan 4 aylik kuru kuruya ezber bilgiye proje verir misin?

yani demek istedigim yazilimci dedigin surekli yeni teknoloji, yeni teknikler ogrenmek ve takip etmek zorunda olan kisidir. bunu yapmayan havadan maas alamayacagi icin oyle bir risk yok.
  • hot potato  (02.02.22 19:38:11) 
Hayır, piyasanın doygunlasmasina daha çok uzun zaman var ve dijitalleşmesi gereken çok fazla sektör/işkolu var.


  • kaptankedi  (02.02.22 22:36:09) 
enflasyon simdiden cok ama dolasimdaki "iyi" yazilimci (insiyatif alabilen, bir sistemin butun mimarisini tasarlayabilecek, sonra ya kendi ya da yonetecegi ekibiyle bunun implementasyonuna on ayak olabilecek) sayisi talebin hep cok cok altinda.

yazilim o kadar buyuk ve o kadar farkli yan dalda ozellesilebilecek bir alan ki, butun hepsini "yazilim" olarak genellemek yanlis oluyor. iki yetenekli yazilimci, birbirlerinden bambaska dillerde birbirlerinden bambaska isler yapiyor olabilirler. o yuzden bu soru sey gibi de oluyor: "ofis calisanlarinda bir enflasyon olur mu?" herkes farkli is yapiyor. bazi kollarda bir enflasyon olabilir evet ama mobilite nispeten kolay, kendini dengeleyebilen bir sistem.

yani ciddi bir enflasyon olacaksa da bizim hatta cocuklarimizin hayati boyunca olmayabilir bence.
  • robokot  (02.02.22 22:49:30) 
4 aysa öğrenilebilen her şeyin enflasyonu olur, a4 aysa öğrenenler kendi aralarında kapışır, ama katma değerli işlerde enflasyonu geçtim eleman açığı olmaya devam eder diye düşünüyorum. yani alanında özelleşebilen, uzmanlaşabilenler her zaman on adım önde.


  • roket adam  (03.02.22 00:22:34) 
Yazılım diğer alanlara pek benzemiyor.

Ne kadar çok adam varsa o kadar çok şey yapılabilir.

Ve bu yapılan şeyler bir alan kaplamasına gerek yok ev-ofis tarzı.

Ve aynı şeye hizmet etme ihtimalleri çok az fikirlerin ve alanların.

Bir insaat, bir dis hekimi gibi değil. bunlar arttıkça bölgede tıkanma olabilir. bölge diyorum, küçük düşündüm. ama bölgede yazılımcı sayısının artması çoğu alana hizmet etme, tüm dünyaya hizmet etme, yeni fikirlere hizmet etme.. gibi imkanlar tanıyor.

Ne kadar çok yazılımcı o kadar çok iş, o kadar çok büyüme, o kadar çok fikir.

Tıkanma ön görülemiyor genel olarak fakat detaya indiğimizde mesela junior yazılımcı patlaması var, orada sorunlar yaşanabiliyor.

Ama yine de çoğu insan işini gücünü bırakıp yazılımcı olsa, yeni açılan bir alana, büyüyen bir şirkete, start-uplara falan girme ihtimali yüksek. Ne zaman ki bunlar büyümez ve yenileri açılmaz işte o zaman sıkıntı çıkabilir.
  • ananiyimioguz  (03.02.22 01:24:46) 
[]

Hava durumunu nerden takip ediyorsunuz?

Tahminleri ne kadar doğru çıkıyor ortalama?




 
Twitter'da hava forum hesabı iyi bence.


  • msb  (02.02.22 19:34:17) 
Meteorolojinin kendi uygulaması İstanbul için tam tıkırında çalışıyor, özellikle radarı uluslararası çapta servis verenlere göre çok daha doğru bilgi veriyor.


  • akhenaten  (02.02.22 19:49:25) 
Huawei telefonumda yüklü uygulama verileri Accuweather'den alıyor. Çok isabetli. Özel bir adı yok, sanırım Huawei'e özgü.


  • pro9it9is9  (02.02.22 19:49:53) 
weather.com ve accuweather'den alıyor kullandığım widget'ler bu ne be dedirtmedi.

Spesifik olarak yağmur rüzgar takip etmem gerekirse posedion system'den bakıyorum saatlik olarak.
  • hedep  (02.02.22 20:24:25) 
Meteoroloji genel müdürlüğünün kendi uygulaması +1


  • kobuzchu kiz  (03.02.22 01:06:50) 
Meteoroloji kesinlikle +1

Saatlik bile tutuyor, 5 günden fazla tahmin vermiyor, zaten verenlere de kulak asmayın pek bilimsel değil 5 günden fazlası.
  • John Bloor  (03.02.22 10:49:59) 
www.yr.no

havayla bağlantılı bütün programları buna göre düzenliyoruz.
  • amelie poulain  (03.02.22 12:01:58) 
[]

Kurtuluş savaşında işgalciler İstanbul’u neden tek bir kurşun bile atmadan

teslim etti?




 
Başarılı olma şansları yoktu. Savaşsalar yok edilirlerdi.


  • dissendium  (19.11.21 19:44:23) 
  • burty  (19.11.21 19:51:03) 
  • divit  (19.11.21 20:06:19) 
Yukarda gerekli linkler birakilmis ama biraz daha ek yapayim.

1. Dunya savasi o kadar buyuk bir kabustu ki, bittikten sonra Rusya ve Turkiye gibi olum kalim savasi verilen kriz bolgeleri haric kimse savasmak istemiyordu. Bu arada Anadolu'da direnis ilk basladiginda bizim halkin genel modu da "Savasi kaybettikleri yetmedi, yine rahat durmuyor ittihatcilar" seklindeydi.

Eger halk destegi olsaydi Ingilizler rahatlikla Ankara hukumetini bocek gibi ezecek bir kuvveti oraya yigabilirdi ama savas karsitligi oyle bir noktaya cikmisti ki isler ciddiye binince var olan kuvveti de cektiler. Zaten yapabilselerdi bastan Ankara hukumetini indirme isini kendileri yaparlardi. Kendi askerini harcayip politik risk almaktansa Yunanistan'a uretim fazlasi silahlari borc karsiligi satip isgal isini taserona vermis oldular.
  • cleric  (19.11.21 21:53:20) 
[]

En son ne için ağladınız?

sb.




 
Sevgilim ölürse naparım diye düşünüp ağlamıştım. 31 yaşındayım. Bunun anne versiyonlarını da yapıyorum arada.


  • kismisolungac  (13.11.21 12:47:33) 
Sevdigim birine parkinson teshisi konuldugunu ogrendigimde.


  • feliss  (13.11.21 13:40:51) 
Benim için çok değerli olan, beni de canı gibi seven babaannem ölünce.


  • jonas  (13.11.21 13:45:10) 
Ekşide gördüğüm bir yazıya ağlamıştım


  • birmilyonunvarmi  (13.11.21 15:19:13) 
İş yerim yüzünden bu ara günde beş vakit ağlıyorum.


  • Hallegadola  (13.11.21 21:10:03) 
az önce olan her şeye ve keyifsizliğime ağladım. mutlu uyuyup uyanmayı cok özledim.


  • nadirendeolsa  (14.11.21 01:17:58) 
Mart ayında. Validenin vefatını müteakiben....


  • d max  (15.11.21 15:09:13) 
[]

Öyle bir film önerin ki.....

-Şu güzel cumartesi gününde onun için ayırdığım zamana değsin.

-Bittiği andan itibaren zihnimde yaşamaya devam etsin.

-Imdb Top 100'ün çoğu ve diğer büyük filmler izlendi gibi.

Yardımcı olması açısından en sevdiğim filmler:

Baba Serisi, Force Majeure, Innaritu filmleri, Munich, The Prestige, Haneke filmleri... diye gider.

 
What the Day Owes the Night

www.imdb.com

benim uzun süre aklımdan çıkmamıştı.
  • xrated  (13.11.21 11:58:34) 
Incendies


  • himmet dayi  (13.11.21 12:04:59) 
The bang bang club


  • kismisolungac  (13.11.21 12:48:02) 
Dersu Uzala


  • oldtimer  (13.11.21 13:54:28) 
er ist wieder da


  • freiefeeler  (13.11.21 14:07:01) 
[]

En sevdiğiniz turşu hangisi?

Müdavimi olduğunuz, kendiniz yaptığınız ya da satın aldığınız?




 
Salatalık, lahana.

Annem yapıyor, ben yiyorum.
  • hayirsiz  (02.10.21 17:04:46) 
Bimde satılan fıçı marka turşu. On numara


  • rodeocu  (02.10.21 17:07:58) 
Kühne'nin alman tipi tatlı-ekşi salatalık turşusu <3


  • kobuzchu kiz  (02.10.21 17:14:11) 
Kühne alman tipi tatlı-ekşi gibisini bulamadım.


  • infernal majesty  (02.10.21 17:16:41) 
kocan misir tursusu<3


  • ala09  (02.10.21 17:22:42) 
Lahana ve pancar


  • prole  (02.10.21 17:29:30) 
Lahana.


  • hedep  (02.10.21 17:40:20) 
lahana, sarımsak bir de pek yaygın değil ama dal turşusu var pancar dalından yapılan. bu 3'ü favorim.


  • semaforo de medianoche  (02.10.21 17:56:27) 
karnabahar yemiştim bu sene, muhteşemdi. onun dışında klasik lahana ve kornişon.


  • evimin paspasi  (02.10.21 19:42:10) 
Ben domates salatalık jelibona biberi ve kornişon severim .
Ama lahana turşusu resmen şifa . Bit kış lahana turşusu Yedim , sd ve egzama için egzama iyi geldi . Lahana turşusunu sofranızdan eksik etmeyin dostlar .

  • dunyatuhaf  (02.10.21 19:59:02) 
Patlıcan, fasulye ve erik turşusu :)


  • e mice  (02.10.21 21:42:41) 
farklılık olsun diye yazayım, enginar turşusu da mükemmel bi şey. kalbinden yapılıyor.


  • bohr atom modeli  (02.10.21 21:51:05) 
lahana ve salatalık
bide yeni yeni domates hoşuma gitmeye basladi

  • all girls dream  (02.10.21 21:51:06) 
lahana, kornison, domates, havuc.


  • hot potato  (02.10.21 22:26:19) 
Pancar, kornişon


  • stavro  (02.10.21 23:51:08) 
Cikintilik yapip kimchi demek istiyorum.


  • gibicibicis  (03.10.21 00:41:58) 
Fasülye.


  • since1907  (03.10.21 00:44:19) 
Pancar tursusu


  • c1b2k3  (03.10.21 07:53:14) 
[]

Amerika'nın 11 Eylül projesi iflas etti diyebilir miyiz?

11 Eylül'ün bir senaryo olduğu tüm dünyanın malumuyken ABD'nin bunu bahane ederek giriştiği işgalin fiyasko ve hezimetle sonuçlanması bir çeşit iflas aslında.

İyi de o zaman neye hizmet etti ya da ne işe yaradı?

Irak'a giriş ve Ortadoğu'yu istikrarsızlaştırmak mıydı bir diğer amaç da? Değilse 11 Eylül'ü nereye bağlayabiliriz?

 
Ne iflas etti abi, herifler her sene ortadoğu'ya trilyonlarca dolar silah satıyorlar...


  • malheiros  (17.08.21 10:18:44) 
Amerika'nin "11 eylul projesi" diye bir projesi olmadigi icin (amerigaisrail buyuk komployu cozdum cevrelerinin disinda) oyle bir sey diyemeyiz.

Muttefik bir afganistan elde etme amaci basarisiz oldu evet ama bu gibi girisimlerin direk basariya erecegi dusuncesiyle hareket edilmiyor zaten. dunya surekli degisiyor. kendi cikarlarini korumak adina heuristiklerle hareket ediyor ulkeler. o zaman yapacagi en mantikli seyin bu oldugunu dusunuyordu, el kaidenin de ellerini kesti, afganistan'da kosullanamadilar evet o acidan basarili. ama bu surecte isidler cikti vs. dunya degisti. kendi açısından ellerinin ustune oturup beklemekten iyisini yapti evet, 11 eylul gibi bir saldiriyla da karsilasmadi bugune kadar, o açıdan basarili.

"cok pahali trilyonlar harcandi" mantigi da pek dogru degil, para bir cepten obur cebe gidiyor ekonomi canlaniyor. hepi topu 2000-3000 asker kaybettiler. bugun covidden o kadar kisi 1 gunde ölüyor.

100% istedikleri gibi gitmedi - beklentileri de o degildi, hic bir zaman gitmez bu kadar bilinmezli denklemlerde, ama zarar da etmediler pek yani. durumlarini kotulestirmedi, iyilestirdi mi tartisilir.

11 eylulu baglayacak ekstra bir sey yok iste, yasandi, tepkileri de yasandi, bitti. dunya degisti, dolayli etkileri hep devam edecek olaylardan biri.
  • robokot  (17.08.21 11:46:53 ~ 11:50:24) 
11 Eyul proje degildi. El-Kaideci olsam emegimiz yok sayiliyor diye butun komplo teoricilerini doverdim. ABD Sovyetler coktukten sonra guvenlik isini cok salmisti, uykudan uyandirdilar.

ABD Irakta da Afganistanda da "Girer sikintili unsurlari dover, demokratik dunya ile anlasabilecek kukla rejim/ulus devlet koyar cikarim" diye dusundu. Burnu buyukluk ile daldigi "adam etme" projesi tutmadi, kabile ve din bagliliginin millet bagliligindan ustun oldugu kulturlerde ulus devlet mayasi tutmadi.
  • cleric  (17.08.21 12:08:22 ~ 12:08:59) 
İngiltere gibi Böyle devletlerin dünya üzerindeki yanlış işlerini yürütmek için planladıkları kötü senaryolar vardır ki yine kendilerinin yapacakları müdahaleler uluslararası hukuki bir zeminde de haklılık sağlasın.
İngiltere'den sonra dünyanın jandarmalığını üstlenen abd'nin her işi fiyaskodur.

öncelikle abdde kuruluşundan itibaren etkin olan ve şu an oradaki lobi faaliyetini yürütenleri tanımak lazım.
Pentagon, beyaz saray ve diğer kurumlar üzerindeki etkin güçleri ayrı ayrı sorgulamak lazım.
Ortadoğu'da ısrarlı olarak askeri güç bulunması ise başka maksatlar da olabilir ama bir yönden buraya hakim olanın dünyaya hakim olma düşüncesinden kaynaklanıyor. Genel bir teoridir bu.

Ve uygulamaya bakıldığında bu topraklarda kalmak/bulunmak için en geçerli şart, bölgenin her daim istikrarsız ve iç karışıklıklar la dolu olaylı bir yer olmasıdır.
  • Erva  (17.08.21 12:42:31) 
Abd'yi tek bir birim gibi dusunmeyin. Siyaseti yorumlayabilmek icin guc kliklerini bilmeniz lazim. Iyi bir analiz icin 11 Eylul'un ardindan hem Abd'de hem Dunya'da hizla yasanan degisimleri dusunmek lazim.


  • dunal  (17.08.21 12:59:48) 
bence petrol veya doğalgaz bulur muyuz ümidi ile hareket ettiler ama karşılığında bir şey bulamadılar diye düşünüyorum.


  • bigcaptain  (17.08.21 15:10:20) 
@bigcaptain petrole gaza gerek yok, afganistan dogal kaynaklar bakimindan cok cok zengin bir ulke: altin, platinyum, gumus, uranyum... dunyanin en buyuk lityum rezervlerinden biri orada. yaklasik 1 trilyon dolarlik dogal kaynak var ulkede. kendileri isleyecek kadar akillari yok malesef. kiz cocuklarinin okuma yazma ogrenecek kadar egitim almasina izin vermeyi "ilericilik" olan goren bir toplumdan bahsediyoruz.

demek istedigim, amerika'nin derdi dogal kaynaklar olsa aramaya gerek yok, çökülecek cok kaynak var. "ameriga petrol icin yabiyor" olayi bir mit, komplo teorisyenlerinin en begendigi "basit" aciklamalardan biri. ama dogru degil, onu anlatmak icin soyluyorum. afganistanda cok guzel kaynaklar var, yeri yurdu da biliniyor yoksa yani. alacak olan alirdi.
  • robokot  (17.08.21 15:53:47 ~ 15:54:52) 
[]

3. Dünya Savaşı nasıl gerçekleşir?

Er Ryan’ı izlerken düşündüm de; eski tarz cephe savaşları artık yok. Vietnam ve özellikle 2003 Irak Savaşı sonrası Amerika ve genel olarak Batılı ülkeler kendi askerlerini göndermek yerine bölgede paravan/kukla örgütler kurup(Işid, Pyd, Ypg vs.) bölgedeki insanları birbirine kırdırıyor.

Afganistan’daki bir drone’a Pentagon’dan tek tuşla komut verip bomba patlatıyor. Örnekler çoğaltılabilir. Artık insan gücünden ziyade daha teknolojik bir savaş sistemi hakim. “Non-lineer war” denen parçalı, doğrusal olmayan bir savaş sistemi var.

Sözgelimi yeni bir dünya savaşı için siyasi ve sosyal ortam oluşsa. Amerika ve Avrupa birbirine girerken nasıl bir savaş tekniği ve taktiği tercih eder sizce?

 
savaşın amacı nedir? düşman diye tabir edilen grubu etkisiz kılmak. ww2'da en önemli yerler başkentlerdi çünkü tüm komuta oradandı amaç başkent'e gidebilmek ve etkisiz hale getirebilmek.

artık her şey bilgisayar tabanlı olduğu için büyük devletlerin meydan savaşı yapmasına gerek kalmıyor zaten silah teknolojisi o kadar büyüdü ki bir savaş çıksa dünya diye bir şey kalmayacak o sebeple klasik anlamda savaş mantıksız.

bu sebeple hala bilişim dünyasının giremediği yerlerde klasik savaş sürüyor diğer türlü bir kaç ekonomik veya bilişim saldırısı ile sen zaten istediğin orduyu darmadağın edebilirsin.

ilerde özellikle ai'in gelişmesi ile beraber benim fikrimce büyük ülkelerin sınırlarından içeri bile bakamayacağız çünkü bugün özellikle her meslek dalının ameleliğine ihtiyaçları oldukları için göç kabul ediyorlar ama ilerde 50 yıl içerisinde işin tüm ameleliğini ai ve robotlara yaptırabilecekler.

o sebeple bence klasik anlamda savaş bitecek çünkü dünyadaki orta ve küçük ölçekli ülkeler birer afrika kabilesi statüsüne inecek ve kendi aralarında takılan, savaşan türlere dönüşecekler.
  • duyurukullanıcısı  (10.07.21 12:39:00) 
Mesela geçen Akbank 2 gün çöktü ya, tüm bankaların ve elektriğin bir hafta gittiğini düşün, al sana saldırı.

Ki bir virüsle İran'ın nükleer santralini kapatmıştı Abd, o tür şeyleri yapıyorlar yani.
  • nhk ni youkosu  (10.07.21 12:45:09) 
Dronelar ile güzelce uzaktan hallediyorlar ama bunlarda zaten hava savunması yok. Denk iki devlet birbirine girse her türlü araçları olacak. Kıtalararası füzeler için bile önleme araçları yapmaya çalışıyorlar.

Yani ne kadar gelişmiş teknoloji olsa da onu etkisiz hale getirecek teknoloji de var/üzerinde çalışılıyor.

Bu sebeple oldu bitti bir savaş olmazsa yine yıllara yayılan bir savaş olursa, sözlükte de hep yapılan 'tanklara ne gerek var' geyiğindeki tankların ve askerlerin etkisi görülür bence. Yine çıkarmalar/indirmeler yapılır.
  • sumuklurakun  (10.07.21 17:12:15) 
[]

Uçakta geçen filmler

Eskiden televizyonda “Havada Panik” serisi gösterilirdi. Şimdi bakınca çok basit geliyor. Bildiğiniz, sevdiğiniz uçak, uçuş ve havacılık filmleri varsa paylaşır mısınız?

Denzel Washington’un Flight filmi hariç.


 
Sully, 7500


  • Ezequiel  (06.07.21 16:42:43) 
Tom cruise un barry seal diye bir filmi var eğlencelik


  • freebird5406_2  (06.07.21 17:00:44) 
Uçuş Planı-Flight plan www.imdb.com


  • halanne  (06.07.21 17:02:59) 
Airplane! Bildiğim ama sevmediğim bir film.


  • ryhmer  (06.07.21 17:13:39) 
7500 demeye gelmiştim.
Non-stop

  • zihua  (06.07.21 19:14:22) 
Air force one


  • elorelia  (06.07.21 19:52:12) 
(bkz: con air)
sıkı bir aksiyon

  • etna  (06.07.21 20:01:52) 
[]

Kendinizle ilgili en büyük hayal kırıklığınız ne?

sb.




 
Dünkü oyunda jungledaki yaratıklar tarafından öldürüldüm. Onun utanciyla da daha fazla devam etmek istemeyip oyundan çıktım. Çok büyük hayal kırıklığı oldu, kendime hiç yakıştıramadım.


  • j r r tolkien hayrani  (11.06.21 19:45:43) 
Japonya ya gitme ihtimalim vardı gitmedim.


  • neymis  (11.06.21 20:51:04) 
İmkanim oldugu halde üniversite okumamam...


  • matilda  (11.06.21 21:19:06) 
Ailemin benim için karar almasına izin vermek, 20li yailarda estetik yaptırmamam, liste uzar gider


  • ashleybon  (11.06.21 21:40:48) 
Çok iyi bir liseden, berbat bir üniversiteye girmem. Kazandığım lise; arkadaşlarım, akrabalarım için hayal edilemeyecek bir okuldu.


  • allah yazdiysa bozsun  (11.06.21 21:43:28) 
Babamın bana “ ya güzel sanatlar ya hiç, güzel sanatlar okumazsan seni okutmam” demesine rağmen liseyi aptal gibi tutturup sırf arkadaşım orada okuyor diye düz lisede okumam. Neyse ki üniversitede kurtardık:)

Sayamayacağım kadar çok kupası ve madalyası olan usta yelkenci babamdan ısrarlarına rağmen yelken öğrenmemiş olmam.
  • suicides underground  (11.06.21 22:33:39) 
[]

Kamera Kiralama tüyoları

Bir kısa film çekimi için Arri, Red ayarında bir kamerayı kiralamak istyorum bir hafta-on günlük bir süreç için. İnternet sitelerinde 5000 tl bandında seyrediyor haftalık fiyatlar. Haliyle çok yüksek.

Daha önce deneyimi olanlar ya da sektörden olanlar bu konuda indirim tüyoları verebilir mi?


 
Bu kameralara ihtiyacın olduğunu nasıl belirledin? Görüntü yönetmenin var mı ortak kararınız mı? Büyük kamera = büyük ekip ve sorumluluk, yavaş hareket.

Gerekli ışık, ses vb. diğer ekipmanları da kiralayacak bütçeniz var mı? Dengeyi bulmak daha önemli.

Blackmagic 4.6k, veya hatta 10bit çekebilen Fuji X-T4, Sony A7S III gibi kameralara da baktınız mı? veya Canon C serisi kameralar da olabilir.

İndirim ancak geçmişte onlarla çalışan sürekli iş yapan ve bazı şeyleri ek olarak bedavaya alabilecek bir görüntü yönetmenin vs varsa olabilir.

Ayrıca bir hafta da on gün de kısa film için uzun aslında. Çok mu mekan var bilmiyorum ama, 5000tl fazla geliyorsa, 7 günlük çekim de fazla gelir.
  • nhk ni youkosu  (04.06.21 14:50:47 ~ 14:58:15) 
Arri-red kirasina yuksek demissiniz de o ekipmanla birlikte gelecek ekibin sirf yemek parasi bile bi kac bin tutar.

Nhk+1
  • brkylmz  (05.06.21 10:50:55) 
[]

Kısa Film Toplulukları/Forumları

Eskiden Kısa İyidir tarzı ortak forumlar mevcuttu. Birbirlerine ücretsiz ekipman, destek vs. vermek isteyenler buluşabiliyordu. Halihazırda bu tarz bir oluşum, grup, topluluk var mı?




 
çok daha eskiden şu vardı, ben 5-6 yıldır bakmıyorum herhalde ölmüştür (bu işler facebook gruplarına kaymıştı, sonra ne oldu bilmiyorum)
filmfabrikasi.com

  • nhk ni youkosu  (22.04.21 15:29:00 ~ 15:29:25) 
[]

En son ne için ağladınız?

Sb.




 
King Kong un sonunda


  • kisa  (12.03.21 20:00:57) 
Bir iki ay önce "To Live" filminin sonunda. Ondan önce de en son 2016'da La La Land filminin sonunda bir damla yaş süzülmüştü.


  • prole  (12.03.21 20:54:36 ~ 20:57:57) 
anlaşılmamama ağladım.
öfke ve üzüntü karışımı hislerle gözlerim doldu.
kısa sürdü ama rahatlattı.
  • blatta hiberna  (12.03.21 21:03:24 ~ 21:06:29) 
bir ay kadar önceydi.
evvelsi gece uyuyamamış, bütün günü yatıp uyuyacağım anı bekleyerek geçirmiş, yatalı 4-5 saat kadar geçmesine, ertesi gün için iyi bir uykuya ihtiyacım olduğunu bilmmeme, en önemlisi de çılgınlar gibi uykum olmasına rağmen uyuyamıyordum

kalkıp oturma odasına gittim, kanepeye oturdum. sinirim biraz yatıştı, orada biraz ağladım.
birden içim geçti. o sırada ezan başladı. gittim yattım tekrar.
  • filteria  (12.03.21 21:47:11 ~ 21:48:46) 
Canim gibi sevdigim bi yakinimi ufak bir rahatsizligindan oturu keyifsiz gordum, goruntulu gorusmede. Uzagiz. Keske yaninda olabilseydim diye ufak bi gozlerim doldu, akti uc bes damla, rahatlatmadi ama :D ta ki onu tekrardan iyi gorene kadar... :)


  • invictae  (12.03.21 21:58:58) 
pink floyd dinlerken şarkıların güzelliğine ağladım. bir de yalnızlık hissinin üstüme çökmesine.


  • south park in kapusonlu uyesi  (12.03.21 22:19:07) 
Orta okulda sınıflar arası futbol turnuvasında 2. olduğumuzda sinirden ağlamıştım. Sayılır mı?


  • nawar  (12.03.21 22:22:39) 
Dün. Yalnız başıma mide sancısından kıvranırken.


  • ruhen hastayim ben  (12.03.21 22:30:26) 
Geçen hafta Samsun’da sokak ortasında dövülen kadının videosunu görünce çok kötü oldum. kadına, çocuğuna, kendime, hepimize ağladım.


  • i think therefore i am  (12.03.21 22:46:07) 
ahahahha dün.güzel geçirmeye çalışırken günü, akşamında "sebepsiz" başlayan bir krizle oturup ağladım hayatımdaki tüm kabullendiğim çaresizliklere. kendimi sevmiyorum kabullendikçe bu da bünyemi zorluyor


  • ala09  (13.03.21 00:32:37) 
Yağmurda yürümeye hazırlanıyordum. Tam evden çıkacağım güneş açtı. Oturup ağladım güneş açtı diye.


  • sadegazoz  (13.03.21 01:35:37) 
O zamanki kız arkadaşla bir parkta çardakta oturuyoruz. Çorba içtik. Sarılmış titreye titreye oturuyoruz. Önümüzdeki çöp kutusunun içine bir tane çocuk çok normalmiş gibi atladı. Çocuk içeri girince zaten ufak olduğu için kayboldu tenekede. İlk başta saklanbaç oynuyor sandım. Kız arkadaşa "x, x şu çocuğa baksana." dedim. İkimiz de baktık. Sonra tenekeden karton çöpler fırlamaya başladı. Sonra da çocuk çıktı. Kartonları aldı gitti. Orada gözlerim istemsiz bir yaşardı. Yanaktan aşağı akmasın diye kastım kendimi. Kollarım da kızı sarmış, silemiyorum yaşları. Kız görsün de istemiyorum. Çevirdim kafamı. Sonra kız gördü. Ben de söylenmeye başladım "şöyle şöyle yapacam. Bu çocuklara insan gibi bir hayat sunacam vs" Sonra kız salya sümük ağlamaya başladı. "Sen niye ağlıyorsun" dedim. "Senin ağlamana" dedi. Kız ağlamasın diye komiklikler yapmaya çalıştım "soğandan böyle oldu vs".

Şimdi düşününce çok garip bir andı ya.
  • karahan01  (13.03.21 03:24:09) 
nefes alamadığımı hissettiğim bir an vardı.
o an sanırım gözüm yaşlandı.

hüngür hüngür ağlamayalı 5 6 sene olmuştur
ne için ağladım onu hatırlamıyorum bile.
  • summatinyourteeth  (13.03.21 23:00:06) 
[]

Kaçta uyuyup kaçta uyanıyorsunuz? (Uyku rutininiz)

Sizin için yeterli uyku minimum kaç saattir?

Hayatınızda uzun dönem istikrarlı bir şekilde erken kalktığınız ya da halihazırda bu şekilde kalktığınız zamanlar oldu mu ya da oluyor mu?


 
11.30-12 arasinda uyuyup 7.30-8 gibi kendiligimden kalkiyorum. 8'de alarmim var en gec o saatte kalkiyorum.

Cok uzun zamandir uyuma saatim hep 11.30-12 arasi, eger isimden dolayi sabah erken kalkmam gerekiyorsa haftasonu kapatiyodum arayi. Simdi haftici de haftasonu da ayni oluyor.
  • fakyoras  (05.03.21 18:33:07 ~ 18:34:04) 
Yeterli uyku en az 6 saat. O da kötünün iyisi. 8 olursa daha iyi.

Askerlik yaparken 6 ay boyunca günde 4, 5 saat uyuyordum.
  • dissendium  (05.03.21 18:36:22) 
istisnai olarak 12 olmadan kanepede uyuyakalıp dolayısıyla erkenden (5-6) uyandığım durumlar dışında 4-5 arası yatıp 10-11 arası kalkıyorum.
istikrarlı bir şekilde erken kalktığım tek dönem askerlik.

  • gkhncnzdgn  (05.03.21 18:37:25) 
Yeterli uyku en az 8 saat. Güzel uyudum demem için 10 saat lazım. O yüzden bazen 21.30 gibi uyuyup 07.30’da kalkıyorum.


  • sta  (05.03.21 18:42:24) 
Ofis gününden önceki gece 23.30 gibi uyuyup, 05.30'da uyanıyorum. Evden çalıştığım günlerde de gece 01.00 gibi uyuyup 7.30'da uyanirim. 6-7 saat arası uyuyorum.


  • himmet dayi  (05.03.21 18:51:04) 
Hafta içi günde 4-6 saat uyuyorum. 1-2 gibi uyanıp 7-8 arası kalkıyorum. Gece boyu da uyandığım çok oluyor. Hafta sonu da 8-9 saat uyuyorum.


  • Hallegadola  (05.03.21 19:39:46) 
12-1 uyu
8-9 uyan

  • sttc  (05.03.21 20:11:56) 
cocuklugu yurtlarda gecen biri olarak, rutin istanbulda brr semtmis demek istiyorum. olsa da yesek.


  • camussar  (05.03.21 20:12:00) 
günde 8 saatten az uyursam bütün gün esniyorum. ama bazı keşişler bunun saçmalık olduğunu ve günde 4 saat uykuyla zıpkın gibi olduklarını söylüyorlar.


  • kahve45  (05.03.21 20:15:10) 
1-8 arası uyuyorum.

Uzun dönem sayılır mı bilmem ama askerdeyken 5'te kalkmaya alışmıştım :D
  • plutongezegendegilmi  (05.03.21 20:18:59) 
değişiyor. genelde 4-5 gibi uyuyup 9 da uyanıyorum. eğer önceki gün hiç uyumamışsam 2-9 oluyor.


  • juliette  (05.03.21 20:29:40) 
1-1.30 arası yatış 9 da kalkış.


  • drako  (05.03.21 21:41:01) 
zamanında 06:30'da uyanıyordum. hemen hemen 6 - 7 saat uyuyordum.

şehir ve iş değişti 08:00'da uyanmaya başladım. sonra o kaydı 08:45'e kadar. yine 6-7 saat uyuyorum.

haftasonları 12 saati bulur uyuma sürem.

en geç 1:30 gibi uyumuş olurum hafta içleri.
  • rain when i die  (05.03.21 22:47:09) 
son birkaç aydır 23.00-02.00 arasında yatıp, 05.30-07.30 arasında kalkıyorum.
ortalama altı saat uyuyorum, sekiz fazla geliyor.

  • blatta hiberna  (05.03.21 22:56:29) 
[]

En iyi intikam filmleri?

sb.




 
Bu bir anket mi izlemek için film önerisi mi? öneri içinse muhtemelen seyretmişsinizdir anket amaçlı cevap vereyim, (bkz: Taken) bence


  • cometome  (26.02.21 22:20:24) 
the skin i live in


  • eazy  (26.02.21 22:27:01) 
  • jepa  (26.02.21 22:30:09) 
Kill Bill


  • dissendium  (26.02.21 22:33:47) 
Ronin
The crow

  • deer hunter  (26.02.21 22:36:18) 
oldboi


  • papuayenigine02561  (26.02.21 22:52:18) 
dead man's shoes


  • uuth  (26.02.21 23:16:17) 
el cuerpo
contratiempo

  • filteria  (26.02.21 23:48:01) 
  • guitarissimo  (27.02.21 05:00:45) 
panzehir


  • bir garip melek  (27.02.21 12:36:28) 
[]

Boğaziçi’nde Melih Bulu’dan önceki rektör sorunlu mu ayrıldı?

Kayyumla gelmesi meselesi önceki rektörün görevden alınıp yerine cebren atanması mı yoksa önceki rektörün görev süresi dolduktan sonra üniversitedeki seçim kültürünü hiçe sayıp atamasının yapılması mı?




 
bir önceki rektör de cumhurbaşkanı tarafından atanmisti, ama üniversite icinden bir hocaydi ve genel gidisata, üniversitenin işleyisine hic müdahil olmamis. görev süresi dolunca bu rektör atandı, akademik yetersizligi bir yana, bu rektörün cvsindeki en ilginc detay aktrol ekibini kuran ve bir süre yöneten kisi olmasi. kendisi söylüyor, gururla anlatiyor yaptigini.


  • spivak  (04.02.21 15:24:34) 
[]

Bitkilerinize hangi bitki besinini veriyorsunuz?

En kaliteli solucan gübresini almama rağmen bazı bitkilerim zarar gördü. Benjamin, Menekşe, Taflan, Nandina, Lavanta, Aloe Vera, Biberiye, Aslanağzı bitkilerim ve çiçeklerim var.




 
Fazla vermiş olabilirsiniz, bir daha ki sefere sulandırıp vermeyi deneyin.


  • John Bloor  (01.02.21 16:51:07) 
vilmorin ve genta kullanıyorum hangisi denk gelirse. ikisi de gayet iyi içerik açısından.

önerilen orana uygun hazırladıktan sonra direk dökmüyorum önce toprağı biraz sulayıp sonrasında veriyorum kökleri yanmasın diye. besini direk döküyorsanız zarar görüyor olabilir ya da fazla geliyordur.
  • juliette  (01.02.21 17:44:58) 
Muz kabuğuyla yumurta kabuğunu blenderda çekin, ayda bir bir mktar saksılara dökün.
Piyasada satılan süslü ambalajlı bitki besinler de solucan gübresi de hepsi Azot, Potasyum ve kalsiyum karışımıdır. Muz ve yumurta kabukları bu ihtiyacı karşılar. Ben uğraşamam hazırını istiyorum derseniz, bari ucuzu olsun, NPK gübresi alın. Sıvı olanının kullanımı daha kolaydır. Çok verirseniz bitkiyi yakarsınız.
Örnek:
urun.n11.com
  • Mirket  (01.02.21 18:15:11) 
[]

“Bir Başkadır” Netflix dizisi olmasa bu kadar övülür müydü?

Siz neden beğendiniz? (Beğendiyseniz)
Beğenmediyseniz neden?



 
izlemedim henüz, fragmanını görmüştüm sadece. sadece fragmandan bile renkler, geçişler mükemmel görünüyor.

elbette netflix'te yayımlanmasaydı da film olarak sinema için çekilmiş olsaydı bu kadar çok kişi tarafından izlenmezdi, konuşulmazdı.

ama mesela netflix yerine blutv, puhutv olsaydı yine övülürdü. masum (dizi)'da veya şahsiyet (dizi)'te olduğu gibi.
  • aziz dostum jack  (18.11.20 19:03:35 ~ 19:06:53) 
Ben ilk bölümün başlarında uyuyakaldım, çok sıkıcı


  • cowboy  (18.11.20 19:07:21) 
övülmesine övülürdü ama bu kadar konuşulur muydu bilmiyorum.

beğendim, çünkü çok kaliteli ve özenli buldum.
vermek istediği çok önemli bir mesaj olduğunu veya çok cesur bir iş yaptığını düşünmüyorum. çok daha derin mesajlar çok daha güzel hikayelerle verilebilir, bu dizinin beni çeken kısmı o değildi.
hakkında bir şey okumadan izledim ve yorumum şu oldu: oha ne kadar özenmişler, çekimler, müzikler, sahneler, renkler, objeler, diyaloglar.. tek tek üstünden geçilmiş çok belli. bu kadar özen olunca oyunculuklar da boşa gitmemiş, hakkettiği gibi parlamış.
  • akil kupuru  (18.11.20 19:08:47) 
"Masum" da zamanında övülmüştü ama bu kadar kişiye ulaşamamıştı, Netflix > Blutv yani orası kesin. Ama covid ve evlere tıkılıp dizi izlemenin de etkisi var. Herkes sezon sezon dizi bitirmeye çok alıştı bu dönem.

Ayrıca bir grup oyuncu, müzisyen vs. deli gibi paylaştı yorumlarını yaptı. Bence eh, kötü değil iyi bir dizi, fakat övüldüğü kadar iyi değil. Çok fazla karakter, toplumun çoğunluğunu anlatacağım derken hiçbirinde derinleşemeyen bir senaryo var. Muhafazakar tarafı daha detaylı ve gerçekçi anlatabildiği için sempati topladı ama seküler veya her neyse öbür tarafı çok karikatürize anlatmış bu sefer. Teknik olarak övülmesi gerektiğini düşünmüyorum, bu dönemdeki bir dizi/film zaten görüntü, ses, oyunculuk açısından iyi olmalı. Bu da standartları tutturmuş bazı açılardan aşmış. Ama o noktada senaryoyla öne çıkması lazım, orada da sınıfta kalıyor. (karakterlerin bazı söylediği şeyler, davranışları vs. büyük gözlemle yapılmış o açıdan takdiri hak ediyor tabii, ama totalde bir yapı çıkmıyor ortaya)

Her açıdan iyi bir netflix dizisi izlemek istersen "The Queen's Gambit"e bak mesela. (7 bölümcük) Teknik zaten muhteşem ama üstüne senaryosu, karakter gelişimi, her şey yerli yerinde.
  • nhk ni youkosu  (18.11.20 19:10:25 ~ 19:11:35) 
Dümdüz bir dizi film izleyicisi olarak beğendim.

Evet aslında karakter pek yok. Karikatürize diyebileceğimiz tipler var genelde. Ben Meryem gibi bir tipin de Peri gibi bir tipin de karşılığını gerçek hayatta bulduğum için bu tipler bana normal geliyor, "ya Robertli, başörtü karşıtı, beyaz Türk mü kaldı?" sorusu bana saçma geliyor. Var çünkü. Yirmi yıl önceden daha az belki ama var.

Değinilmesi gereken şeylere değiniyor bence. İki tarafın da iyi-kötü taraflarını ortaya döküyor. Bunu seyircinin kafasına vura vura da yapmıyor.

Sosyal medyadaki üstten bakan tiplerin eleştirilerine pek katılamayacağım. Yok bu daha önce işlenmiş de bilmem ne. E yani işlenmiş olabilir ama demek ki hiçbiri Türk toplumuna bu kadar sirayet edememiş? Haliyle bu kadar izlenmemiş. Önemli sorunları belirtmeye, gelişime açık karakteriyle güzel bir dizi aslında. İkinci sezonu olmayacakmış sanırım ama olsun.
  • black holes in the sky  (18.11.20 19:15:25) 
Televizyon içerikleri bok gibi, aylardır açmadım desem yeridir. Haberler bile. Damadın istifasını bile icazet almadan veremediler. İnsan kendi kültüründen bi şeylere rastlayınca seviniyor. O varoş tipler mesela benim içinde büyüdüğüm insanlar. Ayrıntılar güzel yakalanmış, oyunculuklar da iyiydi. E haliyle beğeniyorum.

Benim kitaplarda da öyle oluyor. Örneğin rus edebiyatından bi şey okuduğumda ne kadar beğenirsem beğeneyim kendime benzeyen insanların dahil olduğu, bilinmeyen yerli bi kitabı çok daha fazla beğeniyorum. Mesela Ahmet Günbay Yıldız'dan Ekinler Yeşerdikçe'yi Suç ve Ceza'ya tercih ederim.
  • antihero  (18.11.20 19:18:07 ~ 19:19:50) 
Ben İlker Canikligil övdü diye izledim üç bölüm, beğenmedim.


  • owaki  (18.11.20 20:06:56) 
netflix dizisi olmasa yayınlanamazdı zaten. övmek ya da yermek için izleme şansımız bile olmazdı. Genel olarak beğendim. Teknik olarak harika, öyküde ve karakterlerde ufak tefek sarkmalar var ama genel türk dizisi ortalamasının çok çok üstünde. Her şeyden önce, dünya biraz daha iyi bir yer olsun diye içinde yaşadığı topluma, kendince bir sözü var söylemek istediği. Bu bile korkunç büyük bir artı puan bu empatiden, adaletten yoksun, toplumda.


  • olivia  (18.11.20 20:41:56) 
Bu dizi başka bir yerde yayınlanmazdı. Yayınlansaydı bile ortalama insanın izleyeceği saate konulmazdı. Dolayısıyla bu kadar konuşulması zaman alırdı. Ayrıca bir hafta arayla izlenseydi muhtemelen konuşulması 2 ayı bulurdu çünkü dizinin bir ritmi var ve sonlara doğru açılıyor. Dolayısıyla evet kesinlikle netflix’le alakalı. Ama bu asla sebepsiz iphone övmek gibi bir şey değil. Netflix’in imkanları sayesinde muttali olunan kaliteli bir Türk dizisi izletebilmiş olmanın getirdiği bir şöhret...


  • her giriste sifresini unutan adam  (19.11.20 00:04:19) 
[]

Cüneyt Özdemir Youtube'dan ortalama ne kadar gelir elde ediyordur?

Zannedildiği kadar yüksek değildir ama merak ediyorum. Kendisinin önceliği maddi beklenti olmasa da ne gibi bir karşılığı oluyordur aşağı yukarı?




 
bağışlar hariç aylık 4-5bin dolar sanırım. ama şu katıldan katılanlar çok oluyor. her yayın 40-50 kişi katılıyor. o da aylık 5-6bin liraları geçiyor. sponsorlu içerikler ve bireysel bağışlar hariç.

hesaplamayı tamamen yurtiçi izleyiciye göre yaptım ama yurtdışından da çok izleniyor. onu da hesaba katarsak aylık 4-5bin dolar dediğim kısmı aylık 7-8bin dolar olarak sayabiliriz bence.

not : tamamen tahmindir
  • avatar is back  (11.11.20 13:13:51 ~ 13:15:56) 
10bin USD rahat kazanıyordur. Eski içerikler de getiriyordur muhakkak


  • olaylar olaylar  (11.11.20 13:21:55) 
%30'unu google kesiyor(arkadaşlar direkt katıl bedelini mi yoksa düşülmüş halini mi hesapladı bilmediğimden yazmak istedim), kalanın %38 gibi bişeyini de devlete vergi olarak verdiğini hatırlatmaya geldim.


  • nhk ni youkosu  (11.11.20 13:45:07) 
surada 2-32 bin uSD civari diyor
aylik min 5 K vardir kazanci
socialblade.com
  • exlibris  (11.11.20 15:21:53 ~ 15:40:59) 
çalışan 5-6 kişi görüyorum. bu arkadaşlara 5-6k para verse aylık 25k
5k'da ofis olsa

30k. bir 30k'da kendine kalıyordur.

60kTL 7,5kUSD/ay

ülkenin en çok izlenen youtube kanalı neredeyseç. normal. hatta düşük.
  • duyurukullanıcısı  (11.11.20 15:40:34) 
[]

Türk yönetmenler dijital platform ya da Tv’lere sattıkları filmlerden...

Ne kadar kazanıyor ortalama? Mesele Nuri Bilge Ceylan filmlerini MUBİ’ye vermiş. Moviemax Türk’te Mayıs Sıkıntısı vardı.

Birkaç tanesini duymuştum da öyle az buz rakamlar değildi. Çok vasat altı bir Türk yönetmene TRT 2 100.000 TL teklif etmişti mesela.


 
NBC iyi kazanıyordur (en kötü ihtimalle Fransa'dan iyi kazanıyordu), fakat bildiğim birinden (ki Avrupada güzel bi "ilk uzun metraj" ödülü aldı) Blutv'nin 5-10 bin lira verdiğini, sonra sanıyorum izlenme sayısıyla orantılı bir şeyler verdiğini duymuştum. Çok çok az.

Normal şartlarda telif ucuz bir şey değil tabii, özellikle popüler/ödüllü vs. birileriyse.
  • nhk ni youkosu  (10.11.20 20:03:01) 
cem yılmaz şu son 4lü filmi 2 milyon tl ye satmıştı yanlış hatırlamıyorsam netflix'e. bir yerlerde okuduğumu hatırlıyorum ama götümden sallıyor da olabilirim. ölümlü dünya da olabilir bu örnek. ikisinden biriydi yani.


  • syozkn  (10.11.20 20:28:09 ~ 20:28:57) 
[]

Pandemi hayatınızda neyi değiştirdi?

Sb.




 
Arabamın km sayaci disko topu gibi dönmüyor artik.


  • abuzer  (16.09.20 21:35:02) 
Evden çalışma hayatında hiç yoktu, hayatıma girdi. Toplu taşıma kullanmıyorum artık, tamamen arabaya geçtim. Maskeyi covid bittikten sonraki dönemlerde de takmayı planlıyorum (milletin gripten kırıldığı dönemlerde).

En önemlisi de kimseyle öpüşmüyorum, tokalaşmıyorum. Mis gibi bir şeymiş, değerini bilmek lazım.
  • kojonotsuki  (16.09.20 21:37:07) 
Ah evet kimseyle opusmemek +577


  • abuzer  (16.09.20 21:40:03) 
Cesario +1 :)


  • kucukne  (16.09.20 21:42:01 ~ 21:42:23) 
Metrobüs çilesini çekmemek.

Evde sürekli bir şeyler üretebilmek.

Ve dışarı çıkmayı hiç özlemedim bıraksalar bi üç sene otururum evde.
  • suicides underground  (16.09.20 22:13:56) 
Engin Günaydın +1 :)

İlk 3 ayda masraflarım baya azalmıştı. Dışarı çıkmayınca, benzin ve yeme-içme de olmuyor. Alışveriş de yapmadım o dönem. Ayda tahminen 1500 cebimde kaldı. Bide yaklaşık 6 aydır şehirdışına çıkmadım diyebilirim. Normalde bi şey çıkar 2 ayda bir bi yerlere giderim.

Selamlaşırken el sıkışmama, öpmeme vs en çok memnun olduğum şey. Bunun dışında arabada kolonya ve maskeler bulunduruyorum. Evin girişinde de maskeler ve kolonya var. Ayrıca kapalı ortamlara pek girmemeye çalışıyorum.
  • the coon  (16.09.20 22:14:27) 
Param birikmeye başladı kendi kendine. Sonra baktım ki kenarda birikmiş para olması keyifli bişeymiş, eskisi kadar çarçur etmeyebilirim bundan sonra.


  • Bruce  (16.09.20 22:29:58) 
-Gelirim yarıya indi diyebilirim. KÇÖ takılıyoruz. Evden çalışmaya gelince...zaten Uzakdoğu ile çalışan turizm firması. Daha pandemiye dönmeden Çin'in seyahatleri durdurması ile işler bitmişti zaten. Çok çok telefondan gelen iptal mailleri ile ilgileniyoruz. İyi ki bekarım, annemle yaşıyorum ve çeviri işi falan geliyor. Az bi şey de birikim var ama bunun sonu nereye varır meçhul.

-Hoş evden çıktığım yok, maksimum 1 sokak gerideki babamlara, 2 sokak ötedeki kardeşime falan gidiyorum. Mahalle sınırlarında yürüyorum bir de. Benim gibi bildiğin düz veba olan yere bile giden backpacker adam için işkence.

-Burada yazanların tersine teması, el sıkmayı, öpüşmeyi severim. Bunları yapamamak üzüyor biraz. Yanlış anlamayın, kişisel alan bilmez adam değiliz, hatta milletimizin bu konudaki kayıtsızlığını ben de pek sevmem. Belki bu mesafe alışkanlığı biraz onu sağlar, burası olumlu. Ama insan anasına, babasına, kardaşına, yeğenine falan bi sarılmak istiyor be abi...

-Önce iştahsızlık ve günde 2 öğünle idare etme sonucu kilo vermişken, akabinde gerçek bunalım dönemi yemek alışkanlığına döndüm ve duba gibiyim yeniden.

-İlk başta her şeyi yıkıyordum. Şimdi sadece annemin eline bir şeyi direkt vereceksem dezenfektan sıkıyorum.

Bunun dışında bir gün maskesiz çıkabileceğimiz, arada 1,5 m mesafe bırakmak için kasmamızın gerekmeyeceği, korkmadan kalabalık yerlere girebileceğimiz o kutlu günlerin hayaliyle yaşıyoruz artık, ne diyelim? Kara veba bile 7 sene sürdü, bu günler de geçecek.
  • d max  (16.09.20 22:52:58) 
Memento mori ve Carpe diem’in aslında klişeden, popi olmaktan uzakta, içselleştirilmesi gereken, yaşanması gereken sözler olduğunu fark ettim.
Korona beni değiştirdi.

  • cum dederit dilectis suis somnum  (17.09.20 00:35:46 ~ 00:37:37) 
kısmen Cesario +1

zaten home office çalıştığım için evet, meğerse biraz karantinadaymışım.
herkes "evden çalışamıyorum ben yea" falan derdi eskiden, çok önemsemezdim.

ama iki gün evde oturup, sıkıntıdan sinirden ne yapacağını bilemeyen, saçma sapan gün sayan, ilk fırsatta kendini ortalığa atan insanları gördükçe bunca zamandır zor bir şey yaptığımı fark ettim.
çok iyi eğitimli, okumuş etmiş, doğru düzgün, bilinçli dediğimiz insanların da en ufak şeyde çıldırıp sürü psikolojisine girebileceğini, hiç bekleneceği gibi sakin ve mantıklı davranamayabileceklerini gördüm.
çevremdeki insanları daha iyi tanımama yardımcı oldu.

biraz da içime döndüm, bir şeyleri değiştirdim.
o kısmı biraz zordu ama iyi oldu.
  • blatta hiberna  (17.09.20 08:37:52 ~ 08:39:09) 
[]

Trabzon’a gidince mutlaka yapılması gerekenler

Trabzon’a geldik. 3-4 gün gezmeyi düşünüyoruz. Şunu yapmadan dönmeyin dediğiniz bir şey var mı?




 
Gaygana yemek
Rizede kuru fasulye yemek
Sahilde balık yemek
Bi de cephanelik otelin restoranına gidin
Hep yemek oldu ama :)
  • photo85  (09.08.20 22:36:59) 
uzun süredir gitmedim ama eskiden her gittiğimde muharrem usta'da döner ve laz böreği, çardak'ta pide, boztepe'de çay ritüelimdi.

dediğim gibi uzun süredir gitmediğim için şu an bu yerlerin durumlarını ve kalitesini bilemiyorum.

boztepe'de çay eğer yanlış hatırlamıyorsam sadece semaverle veriliyordu. kişi sayısı azsa mantıksız olabilir.
  • levpontryagin  (09.08.20 22:44:58 ~ 22:52:29) 
-İnsanlarla tartışmayın.
-Memleketçilik yapmalarına izin verecek muhabbetlere girmeyin.
-Akçaabat köftesini Komaroğlu’nda yiyin.
-İnsanlarla tartışmayın.
  • pass  (10.08.20 01:56:36) 
[]

Evde hangi çiçekleri ya da bitkileri besliyorsunuz?

Sb.




 
Benjamin, kaktus cesitleri, kaucuk, orkide, 3 tane de adini bilmedigim bitki


  • yuzır  (17.05.20 18:53:59) 
çeşit çeşit kaktüs, aloe vera, euphorbia, sukulent ve orkide


  • pati  (17.05.20 19:02:59) 
Benjamin, yucca ve aloe vera


  • coca cola  (17.05.20 19:06:12) 
Menekşe.


  • hayirsiz  (17.05.20 19:06:45) 
kalenşo, yuka, deve tabanı, kaktüs çeşitleri, siklamen, aloevera, aşk merdiveni


  • bugisme  (17.05.20 20:11:56) 
benjamin, yucca, aloe vera, deve tabanı,orkide, kalanço,maranta, 34 çeşit sukulent, calathea, orkide, fil ağacı, fil kulağı, ficus lyrata, biber, fesleğen, kekik, nane, ficus bonsai, spathifilyum, triostar ve biraz daha var.


  • bir ileti paylastim  (17.05.20 20:18:57 ~ 20:22:15) 
Kaynanadili yada latince adıyla opuntia..

Meyve vermesini beklemiyorum ama yeni yapraklar/kısımlar patlatıp duruyor. İsteyene verebilirim :)
  • silah taciri  (17.05.20 21:17:02) 
[]

Satranç ustalarına soru

youtu.be Karpov neden yenilgiyi kabul ediyor? Şahın kaçabileceği yerler var.




 
az kaldı rusça öğrenecektim meraktan :)

zaten şah çekilmemiş henüz. şöyle bir yoruma denk geldim. kötü bir açılış yapıyor karpov, kramnik de yeneceğini bildiği için ustaya saygısından beraberlik teklif ediyor.

şimdi bakınca süre kaybı da etkili olabilir, başlangıç hamlelerinde bu kadar düşünme normal değilmiş galiba.
  • absel  (17.04.20 23:05:46 ~ 23:07:19) 
Açılış siralalamasina uymayip kendini kötü pozisyona sokmuş olabilir bu tarz oyunlarda bi tip buyuk oyunculara karşı bir ev hazirliginiz yoksa acilis kitabindan sapmaniz sizi kolayca yenilgiye goturecektir karpov bir efsane olsa da kramnik genc zinde ve iddiali bir oyuncu ona karşı yapilacak en ufak hatada basina ne gelecegini karpov mutlaka kestirebilir ve sanirim oyle oluyor


  • basond  (17.04.20 23:38:09) 
analiz ettim. o hamleye kadar açılış kitabına göre doğru, ters ve yanlış bir hamle yok. başka birşey olmalı.


  • efruz  (17.04.20 23:58:35) 
Karpov yenilgiyi kabul etmiyor. Karpov'un son hamlesinden sonra Kramnik gülerek bir şeyler söylüyor süre ile alakalı ve napalım berabere mi kalalım diyor. Karpov'da el sıkışıyor orada kesiliyor.


  • ihanet kac kisilik  (18.04.20 11:05:45) 
[]

Ünlü ve gerçekten iyi bir yazar olsaydınız...

Twitter, Instagram gibi sosyal medyaları kullanır mıydınız? Yoksa okuyucuyla mesafeli bir ilişkiniz mi olurdu?




 
Anonim takılırdım.


  • black holes in the sky  (03.04.20 19:42:29) 
Herhalde J.K. Rowling gibi takılırdım. Onaylı resmi bir hesap.


  • burka  (03.04.20 19:47:07) 
Kullanmamayi aklimdan bile gecirmezdim, kullanmak farz.


  • stavro  (03.04.20 20:18:26) 
Valla ünlü ve gerçekten iyi bir yazar olmadan önce kullanıyorsam devam ederdim kullanmaya ancak öncesinde kullanmadıysam yine kullanmazdım.


  • Amaranta ursula  (03.04.20 20:21:37) 
kim olduğuma göre değişir :)
yerli iki yazardan örnek vereyim; gülse birsel. tv'ye yazmasının da etkisi var ama kendi alanında son derece başarılıdır, kafasına göre sosyal medya kullanır mesafe falan düşünmez.
ama mesela hakan günday sosyal medyayı kullanır ama özel hayatını paylaşmaz, mesafeyi korur.
ikisi de doğru.
  • asisamus  (03.04.20 20:35:17) 
kullanırdım.
hele, hele ünlü birisi için twitter büyük nimet.
kapıdan girer girmez seslenebileceğin bir sürü insan var.
zaten twitter, bence asıl ünlülerin iş yaptığı bir sosyal medya.
  • pangea  (03.04.20 22:07:57) 
neye göre kullanacağına bağlı. "benim asıl amacım iyi iş çıkarmak; para, ün vs. umrumda değil" diyorsan, hesabı kullanmasan da olur.

ama işin pazarlama tarafı önemliyse, daha çok kitap satmayı hedefliyorsan, sosyal medyayı dibine kadar kullanmamak enayilik.
  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (03.04.20 22:41:31) 
Satis gayesinden bagimsiz olarak kesinlikle kullanirdim. Ama biraz mesafeli olurdum. Mesafeden kastim yani ince bi cizgim olurdu.

Okurlarim bana rahatca ulasabilsin isterdim.
  • Flipsflops  (03.04.20 23:43:13) 
[]

Korona günlerinde spor

Malum spor salonları kapandı. Dışarı çıkmak da sıkıntılı. Evde yürüme bandı vs. spor aletleri olmayan insanlar olarak spor olayını nasıl hallettiniz?

Hareket etmenin fiziksel, zihinsel ve psikolojik sonuçları hiç iyi olmaz. Hazirana kadar kişinin kendini hareket anlamında pasivize etmesi çok mantıklı değil.


 
leslie sansone la hızlı yürüyüş diye bakabilirsiniz. ben yapmıyorum ama çok duydum.


  • red g  (26.03.20 16:59:10) 
dünyada heme hemen herkesi etkilediği için bu işi prof yapan binlerce kişi youtube,instagrm hesaplarından ekipmansız antreman programı paylaştı paylaşıyor. youtube da home workout yazarsanız kendi imknalarınıza göre. uygun programlara erişebilirisiniz. işin mantığına gelecek olursak; hali hazırda yüksek ağırlıklar elimizde olmadıüından dolayı mekanik yükleme yetersizliğini yüksek set ve failure yakın tekrarlarla kapatmaya çalışıyorum. daha az dinlenme süresiyle tabi.


  • kapti  (26.03.20 17:02:01) 
bu kanal eşliğinde yoga yapıyorum: www.youtube.com
bu kanal eşliğinde de spor: www.youtube.com

  • fragile lady  (26.03.20 19:10:58) 
Yakınlarda park yok mu ? Ben sabah 7de kalkıp koşuyorum. ise hazırlanıp,yol suresini böyle değerlendiriyorum. Park yoksa da caddede,sokakta koşun tenha vakitlerde.


  • Mcfly  (26.03.20 20:47:15) 
leslie ile gunde min. 2,5 km yuruyorum. haftada 2 gun de 5 km yapiyorum.


  • in vino veritas  (26.03.20 20:51:03) 
[]

Fed’in faizi sıfıra çekmesi ne anlama geliyor?

Sb.




 
dolarları bankada tutmayın gidin yatırım yapın başka şeyler alın anlamına geliyor.


  • diffarentiationation  (16.03.20 18:39:07) 
parayı bankada saklamayın. ekonomiyi döndürün diyor. para bankada durunca faiz getirmiyor artık.


  • jelly bear  (16.03.20 18:49:07) 
virüsten dolayı borsa çakılıyor. bu sebeple paranız faiz veriyor diye bankada yatırmayın, gidin yatırım yapın, iş yapın, borsaya yatırınki ekonomiye can gelsin diye yapılıyor bence.


  • morcivert  (16.03.20 22:18:04) 
[]

Osmanlı neden yıkıldı? (En fazla 3 cümleyle)

Detaylara boğmadan, mümkün oldukça nesnel, objektif yaklaşımla...




 
osmanlı'nın istanbul'u alması avrupayı farklı ticaret yollarına sürükledi ve coğrafi keşifler + amerika'nın keşfi olayı bambaşka bir notkaya götürdü. osmanlı ise mevcutta iyiydi, yeni arayışa ihtiyacı yoktu. sonrasında yaşanan sanayileşmeyi kaçırdı. kapütalsyonlar ve milliyetçilik akımları da tuzu biberi oldu.


  • awlmi  (05.03.20 16:53:35) 
Din yüzünden. Batı kilise ile hesaplaştı, o defteri kapadı. Bizim salaklar aksine teokrasiye kaydı. O günahtı, bu haramdı diye diye sistemin dışında kaldı. Hele o aydınlanma, icatlar, keşifler dönemi tüm Avrupa çalkalanıyor her tarafta bilim, ilim fışkırırken o sistemin dışında kalabilmen için tüm yönetimin alayının gerizekalı olması lazım ya da cariyelerle, oğlanlarla alemi uyuşturucuyu fazla kaçırmış olmalılar


  • speedy  (05.03.20 17:04:56 ~ 17:07:03) 
kafes sistemini getirdi padişahlar tecrübe kazanamadı.


  • vurursagololur  (05.03.20 17:08:16) 
Dışarıya çalışan paşalar, batıya endeksli kanunların çıkması ile devlet işlerinde de azınlıkların hak kazanmaları. İkinci Abdülhamid'den hemen sonra İttihat ve Terakkinin faaliyetlerinin de yıkılma ve dağılmadaki payı büyüktür.
Çoğu zaman sebep din olarak belirtilse de bu doğru değildir.

  • Erva  (05.03.20 17:25:57) 
Din


  • giovanne  (05.03.20 17:36:44) 
speedy +1
rönesans+reform olurken biz başka dünyalardaydık.

  • orijinal nick bulamadim  (05.03.20 17:45:25) 
Sanayi devrimi

2 cümle de yeter
  • noisnot  (05.03.20 17:59:32) 
[]

Orijinal ve çarpıcı hikayeler yazmak için "çok okumak" dışında ne yapılır?

sb.




 
Gözlemci olmak, insanları ve insanların olaylara verdiği tepkileri gözlemlemek. Algısı açık olmak, yolda yürürken sadece yürümemek, çevreyi farketmek. Seyahat etmek hem de bol bol. Son olarak da yalnız kalmak. Seçilmiş bir yalnızlık olması önemli aks insanı depresyona sürükler ki yazan insanların çoğunun derdi böye böyle başlıyor.


  • irene  (15.02.20 20:35:51) 
Storytelling sanatına dair bir sürü kaynak var. Udemy'de olsun diğer self learning sitelerinde olsun. Kitaplar var. Oralardan hem teknik geliştirmek için nerelere başvurabileceğinizi hem de püf noktaları öğrenebilirsiniz diye düşünüyorum.


  • eatpraylaw  (15.02.20 20:38:17) 
gezmek...


  • turbo sadık  (15.02.20 21:16:22) 
Edebiyat Atölyeleri'ne katılın. Bilgi, İthaki, Gümüşlük akademis gibi.


  • kaset  (15.02.20 21:23:06) 
Bence sondan yazmaya başlamak. Önce finali belirleyip girişi buna göre şekillendirmek.


  • parrot  (16.02.20 00:49:08) 
yaşamak.
her türlü deneyime açık olup, her şeyi deneyimlemek.

  • tabudeviren  (16.02.20 00:55:33) 
orijnallik icin okumamak hatta hic okumamak gerekiyor.


  • Leonardo~Da~Vinci  (16.02.20 01:18:18) 
Yazmak gerekir üstadım. Sonra belki içinize sinen bir yazı yazmış olursunuz belki.


  • hepbiarayisicinde  (16.02.20 01:48:52) 
1234  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.