Ekşi Duyuru

geleceklerini sanmam. bos bir arazi bulun, orada cukur acin ve gomun. turkiye'de olen sokak hayvanlarini belediye coplugune atiyorlar.

Abi ben bi kere İstanbul'da belediyeyi aramıştım enteresan bi şekilde gelip almışlardı. Hatta sonra arayıp bilgi vermişlerdi.

Şişli belediyesi gelip kısırlaştırıp geri bırakmışlığı var.
Başka bir ilde yaralı köpek için büyükşehiri aradım. Gelip aldılar aynı şekilde.

belediyeyi aramanız gerekiyor.

belediyeleri veya beyaz masayı arayabilirsiniz.
ya da doğrudan konum vs vererek twitterdan yazarsanız size ulaşıyorlar.
örn: "kumluköy, boru sokakta 3 nolu binanın önünde yaralı bi kedi var. ne yapmam gerek @beyazmasa @kumlukoybelediyesi" diye bi tweet ile siz ulaşmalarını sağlayabilirsiniz.

daha evvel 2 kez yaralı martı başında bekledim, gelip aldılar.
geçen bi kedi için kadıköy belediyesi geldi; ama çalışanlar apartman içine giremedikleri için, kedi de apartman bodrumuna kaçtığı için yakalayamadık.

Rapor istiyor musun diye soruyor, sen istemedikce vermiyor. E-devlete girince raporlarim kisminda goruyorsun.

Zaten evden calisiyorsan raporlu olup calisana da kimse karismaz.

Mümkün ama kime rapor yazmayın diyeceksin bilmiyorum. Geçen sene pozitif olduğunu arayıp bildiren ilaç getiren ekip soruyordu rapor işini ama şimdi nasıl oluyor bilemedim. Telefon numarası varsa orası aranabilir.

covidli isen raporlu oluyorsun. raporu sisteme işlemesin işyerin. böylece çalışıyor olursun.
bence de evden çalış, raporlu olma. iş birikince yine sen yapacaksın zaten.
ben de aynen böyle yapmıştım

Bizim veteriner kedi pansiyonu yapıyordu. Tek kedi oluyor genelde ve klinikte bir odada serbest geziyordu. Hâlen yapıyor mu bilmiyorum. Yalnız klinik Fındıkzade'de.

Catdog veteriner kliniği. Vet.hekim Çiğdem Özdemir.

Evde kalması daha iyi, hayvan gidip kafeste kalacak diğer türlü, ne olduğunu anlamayacak, anlarsa bile yaşadığı travma ile kalacak. Ben olsam evde bırakırım.

Bir tanıdık bulmaya çalışın, gerekirse para karşılığı yapsınlar ama otele bırakmayın. Türlü çeşit hayvan sesine maruz kalacak 24 saat. Bence instagramınıza bile yazsanız severek yapacak birkaç arkadaş bulabilirsiniz, hatta belki burdan bile bulunabilir.
Evde yalnız kalması da pek sağlıklı değil, allah korusun bişey olsa boğazına kaçsa vs ne yapar yalnız başına :/

eğer uyarsa Tuzla'da bir yer var tavsiye edeceğim.

ben uzun sureli birakislarda eve duzenli gelen temizlikciye anahtar birakip normal ucretini verip baktiriyorum. eger duzenli gelen biri varsa size de oyle yapabilirsiniz. boylelikle hayvan hem tanidigi birini gormus oluyor hem de duzeni bozulmuyor.

Kedi otellerinden hastalık kapan (korona, herpes) kedi çok duydum. Mümkünse bir tanıdığa bırakmanızı tavsiye ederim

Benimkilerden biri ben hapşırınca söyleniyor resmen. :)) Ani seslerden rahatsız oluyorlar, evet. Ama yanında konuşulmasından rahatsız olan da görmedim.

benimki tv yüksek sesle açıkken hiç rahatsız olmadan uykusan devam ediyor. hepsi ayrı bir alem bunların.

bazı sesleri sevmiyorlar evet. bizimki tv den rahatsız olmuyor ama telefonda sesli bir şey izlersem gelip miyavlıyor uyarıyor, devam edersem telefonu tuttuğum elime sarılıp ısırıyor, kapatınca sakinleşiyor :)

kedi doktoru değilim ve hiç evcil hayvan bakmadım ama yazınızda zamansal bir ayrıntı var.

ilk paragrafta yazdıklarınızı 6 ay öncesinde de yaşıyor muydunuz ? yeni başladıysa ciddi bir uyum sorunu ve anksiyete yaşıyor gibi bahsettiğiniz donma hali bu anksiyete halini ve uyaran eşiğinin düştüğünü gösteriyor. yeme, uyku düzeni ve yabancılara tepkilerinde de değişiklik olmuş olabilir.

oluyolar tabii. benim eski elektrik süpürgesi çalıştığında kaçıp süpürmem bitse de bi süre ağlıyolardı. sessiz bişi aldım sonra, ağlamaları kesildi ama yine de o en düşük sessiz devirin sesinden bile kaçıyolar. zil, telefon bunlara bi üzülüp söyleniyolar. ama dışarıdaki trafik sesi o kadar dramatik olur mu bilmiyorum. belki değişik geldiği içindir. korna çalınca ben de donup titriyorum iğrenç bi ses. kedi haklı. pışpışlayın bol bol alışana kadar. hem korkuyor, hem anlayamıyor, göremiyor da kaynağı. yazık.

Kablonet geçenlerde bir geceki bakım sebepli kesinti dışında sürekli övülen bir firma ekşi'de bile. Ülke standartlarını düşününce çok çok çok ütopik bir şey aslında bu.

Kesinlikle öneririm kablonet imkanınız varsa diğer firmalarla uğraşmayın. Hiçbir sorunum yok aylardır.

not: 100mbps ama 19-00 arası 25 oluyor ondan da haberiniz olsun.

overall performans açısından kablonetten iyisi yok. zamanında devlet destekli ve kar amaçlı yatırımdan ziyade hizmet noktasında sunulmuş bir servis olduğu için. o yüzden her yerde yok, olduğu yerler de genelde stabil. ben 10 seneden fazladır kullanıyorum, bu ikinci adresim; neredeyse sorunsuz bir hizmet. elbet kesinti ya da kopma oluyor ama en kötü durumda o günün akşamı servis geldi eve.
kablonet varsa bir adreste alınır, yoksa alternatiflere bakılır. sorun yaşayıp memnun olmayanlar buraya tecrübelerini yazarlar ama bulabileceğin en iyisi.

tabii bundan emin olmanın yolu binada kablonet kullanıcılarına sormak. belki binanın sistemine özel bir sorun vardır, sorarsan daha emin olursun.

2 senedir falan kullanıyorum. Uploadla çok işim olmuyor ama söylediğin 100 mbit paketi kullanıyorum. İnanılmaz memnunum. En düştükte 94 alıyorum. Canım sıkılınca moralim bozulunca falan açıp speedtest yapıp mutlu oluyorum öyle söyliyim yani.

Arada çalışma falan oluyor onun dışında kesildiğini problem olduğunu da görmedim. Ama kablosuz modemleri çok dandik. Ben kabloyla bağlanıyorum. Modem alman gerekebilir yani kablosuz düşünüyorsan.

ttnet'in ve hatta superonline'ın fiberi olsa bile kablonet. modemi iyi bir yere kurdurduktan sonra kolay kolay üzmez.

hem ttnet hem de kablonet kullanmış biri olarak açık ara kablonet öneririm. tek sıkıntısı modemleri kablonetin baya dandik ancak ara çözümlerle wireless gücünü arttırabilirsin. router, access point gibi.

slayer falan dinliyorum ben karışık.

Yasanan siyahi olayindan sonra spotify "black lives matter" listesi yapmisti valla sporda baya iyi gidiyor, ben ona takildim kac aydir. Bir de, 2000 oncesi metal muzik... Normalde de severim sporda da gideri var.

şu linki koyayım:

eksisozluk.com

amazon size gönderiyorsa vergi dahil hesaplar. az göster falan mümkünatı yok.

aliexpress de ise mümkün.

çok spesifik bir makine ilk defa gördüm.

Yürüyerek kas kaybını engellemek ya da yürüyerek 1 kilo kas almak bilimsel anlamda mümkün değil. Muhtemelen dandik bir diyetisyenle çalışıyorsun.

tartida "kilo vermemis" goruntugun icin diyetisyenin kompleks yapmis olmasin ? :)

Benimki de fazla yürüyüşü önermiyor. Kas almak ve kaybetmek öyle kolay olacak işler değil.O yüzden demiyor benim diyetisyen.

Şöyle açıklayabiliriz: Uzun yürüyüslerle kilo verdiginde, bu yürüyüşleri bıraktığında kilo almaya daha meyilli oluyorsun. Ya da fazla aclik hissedip,kacamak yapman daha olası olabiliyor. Kalori açığını beslenme ağırlıklı yaratarak vücudun tepkisini daha iyi ölçüyorlar. Bana sürdürebilecegim şekilde az egzersiz öneriyor,uzun ve her gün yürüyüş önermiyor. Ölçüm gününden bir gün önce ödem tutabileceği için yürüme diyor hatta. Ben baya memnunum kendisinden genel anlamda.

Angelus +1
Size yürüme diyen sağlık çalışanından uzak durun. Doktor da olsa, terapist de olsa. Ki bahsettiğimiz diyetisyen.

abilerim ablalarım size büyü mü yapıyorlar yağınızı suyunuzu ölçerken nedir?
angelus'un dediği gibi yürüme diyen diyetisyenden koşarak uzaklaşın.

ayrıca bu ampirik yağ ölçümlerine de bu kadar takılmayın yahu. hepsi hikaye. tamamen diyetisyenler para kazansın diye uydurulmuş diye düşünüyorum artık.

ben günde 10 km yürüyorum ve ortalamada 1 kilo veriyorum haftada. bırakırsam muhtemelen kilo alırım.

günde 10km harika. kilo vermediniz diyedir. diz sebebiyle dese anlarım ama bu diyetisyen yani tıp doktoru değil ki.

Yürüme konusundan bağımsız teknoloji bu boyutlara gelmişken sene 2020 olmuşken hala inanmadığım bir kaç şeyden birisi, o yandan kollarınız ile tutarak tartıldığınız yağ, kas ve su ölçer diyetisyenlerdeki tartı.

o diyetisyeni değiştir. yürüyerek o kadar kas alamazsın. sadece hafif tempo ile kas kütlesi eklenebiliyor olsa insanlar dev ağırlıklar altında yırtınmazdı.

afrikalı açlar gibi beslenmiyorsan da yürüyerek kas kaybedemezsin. bunun bir istisnası var. bir şekilde anteman ile kas kütleni arttırmışsındır ama devamında o kaslara stres yaşatan antremanı bırakmış durağan hayata geçmişsindir. zaman içinde o kaslar kendi normal kapasitelerine geri dönecektir. ama buna o manada kas kaybı denemez.

10km fazla veya az kısmında bence asıl kritik nokta dizlerinin sağlığı. bunu bir ortapediste danışsan çok daha iyi. ama koşmuyor ve tempolu yürüyorsan gene bir sorun olmamalı.

kalori için ise tahmin seni çok yanıltır. basit bir şekilde makro sayarsan bir ayın sonunda çok daha net hesap edebilirsin.

Kas kaybedersin diye yürümene kızıp, sonra bak kas almışsın diye yine car car yaptı yani? Diyetisyene ihtiyacın yok. Şu ankine hiç yok.

karşında "bir kibrit kutusu kadar" diyetisyeni duruyor. şimdi kas miktarını artırdığını nasıl bilebiliyor? hadi bilebiliyor bunun bir kötü bir şey olduğunu nasıl iddia edebiliyor? allahım...

cok sacma bi diyetisyenmis ayni cikmanin sorumlusunun sen oldugunu söylemek icin yurumeni bahane ediyor:)

Normalde de çok yürüyen biriyim. Mesai bitince kendimi sahile atıyorum rahatlamak için. Beslenme düzenimi değiştirmek için diyetisyene gitmiştim ama anlaşamadık bazı konularda. İçim rahatladı biraz teşekkürler herkese.

pratik yaptıkça düzelir. birebir çevirmene gerek yok anladığından eminsen anladığını yaz. yabancılar bazen çok boş yapıyorlar türkler buna alışkın değil context içinde kayboluyoruz.

Mütercim tercümanlar bile birebir çevirmiyor. Hatta bazen işlerine geldiği gibi farklı çeviriyorlar :) Örneğin yeni transfer bir futbolcu gittiği takım için "one of the biggest clubs of Turkey" diyor mesela, çevirmen tabii ki "Türkiye'nin en büyük kulübüne geldim" diye çeviriyor :)

Bence de anladığın gibi çevirmen daha iyi olur.

Birebir çevirmeye gerek yok. Aşırı uzun cümleler oluyor mesela. Birebir çevirisi Türkçe için anlaşılmaz oluyor. Cümleler bölünebilir.

çevirmenlerin işlerine geldiği gibi ya da bilmemekten yanlış çeviri yapmaları ayrı bir mesele.

çeviri konusunda herkes yabancı diline güvenir ama asıl türkçe bilmek önemli.
çünkü çeviri yapmak bir şeyi kendi dilinde ifade edebilmek demektir.
evet bazen birebir çeviri yapmıyorsun ama o duyguyu veya anlamı başka şekilde vermen gerekiyor.
o yüzden iyi çeviri yapabilmek için türkçeyi doğru öğrenin, iyi bilin.

benzer durum bende de var, standart vs gibi birebir çevrilmesi gereken resmi belgeler oluyor, ama bunlar zaten basit ve düz oluyor genelde, o yüzden çeviride sorun olmuyor. makaleler de aynı şekilde (fen bilimlerinden bahsediyorum, sosyal konulardaki makaleler daha edebiyatlı olabiliyor bildiğim kadarıyla.) ama mailleri birebir çevirmek imkansız, o yüzden kendi anladığım gibi çeviriyorum, çok ikircikte kalırsam da danıştığım oluyor. en iyisini bulmak yerine en işe yarayanını bulmak daha mantıklı.

bir de sadece çeviri yaparken tek bir dile değil, çeviri yapılan tüm dillere hakimiyetin iyi olmalı. yani sadece ingilizceni ilerletmeye çalışmak değil, türkçeni de en iyi hale getirmeye çalışmak önemli. ikisi için de orijinal dillerinde bol bol kitap okumak, profesyonel olmayan bir çevirmen için yeterli bence.

"Normalde sabah ve akşam yüzüme nemlendirici sürüyorum ama gözüm için yeterli değil demek ki."

That's imposible çünkü aslında göz kremleri nemlendiriciler göz çevresinde yağ bezesi filan oluşturmasın diye çıkmış bir şey. Çünkü göz çevresi derisi daha ince olduğu için daha çok emilim oluyor.

Beyazlıktan kastın ne?

Göz çevrende kuruluk varsa derin kırışıklıklar oluşur.
Nemsiz ise pullanma benzeri şey olur.
Deri renginde açılma varsa bu tamamen cildiyenin işi.

Son olarak tavsiye: hafif ve güzel bir krem bence "bionike"

La roche posay kremleri

kiehl's creamy eye treatment with avocado

bu çok çirkin bence, eski modellerinden birini kullanıyorum ben dört senedir aşırı memnunum, hayatımda yaptığım en iyi yatırım. bulursan al.

styletorch.dk

@evde liyakat kalmamis

bu bileği kalın kadın ayakkabısı..
bilekleri ince ve zarif ise siyah güzel.
bileği güzel kadına her şey hepsi güzel

Florya sahile gidip çimlere uzanarak son yaklaşmadaki uçakların üstünden geçmesini izle.

Anadolu Feneri, Polonezköy, Aydos gölü.

Sanatla ilgileniyorsanız 1 ay kadar daha bienal devam ettiği için bienal mekanlarını gezebilirsiniz.
15b.iksv.org

Fotoğrafla ilgileniyorsanız, en son önünden geçerken inşaat vardı, sanırım otel fln yapılıyormuş ama yıkılmadıysa henüz ve izin veriyorlarsa yedikule cer atölyesi (yıkıntıları:/ demek lazım tabii) çok güzeldi.pek turistik bir mekan değil,tekinsiz bir yer, tinerciler vs,3-5 kişi gitmek lazım ama ben çok sevmiştim.
scontent.cdninstagram.com
scontent.cdninstagram.com

araçla giderseniz şile ağva arasında imrenli'de mavi koy var.güzel bir tesis var robinson cafe diye.yaz kış açık.baya seviyorum, denize karşı kumlarda bira içmece.
bi de inanılmaz bir papağanları var,anlatılmaz :D
mavikoysitesi.com

Tarihçilerin düzenlediği gezi rotaları var. O gezilere gitmeseniz de rotaları kullanabilirsiniz.

www.sacred7travel.com

Biz lise grubuyla gezi düzenliyorduk. Beyoğlu hanları, Galata'da sur kalıntıları, eski apartmanlar, Kariye ve çevresi, Unkapanı ve çevresi, Samatya, Gedikpaşa ve çevresi...

Gezi rotasını belirledikten sonra ön araştırma yapmalısınız. O araştırma sırasında birer birer çıkar rota üzerinde hangi köşk, çeşme vs. olduğu.

kulaklar gözükmüyorsa o fotoğraf biyometrik değildir biyometriğin tanımı dışında çünkü.

Yürüsün gitsin benim kimlik fotoğrafında saçlarım uzun kulaklarım gözükmüyor, yok öyle bir şey.

O kadar onemli degil ama su var bence her turlu saclari mumkun oldugunca yok ederek bir fitograf cektir xunku yeni kimlikte fotolar siyah beyaz ve sac cok goze batabiliyor yuzun acik olsun olabildigince.

Benim ormancı sakalım var yüzümün üçte ikisi gözükmüyordu fotoğrafta, ehliyeti yenilerken falan bi şey demediler, yani sırf kulak gözükmüyor diye de bi sıkıntı çıkmaz bence.

saçlarımı toplamadım fotoğraf çekilirken. yeni kimlikte gayet açık saçlarım.

biyometrik tanımında kulak yok. kulak görmeyi sadece abd vizesi verirken istiyorlardı, artık o dert de kalmadı.

kaldı ki insanlar başörtüsüyle türbanla fotoğraf çektiriyorlar.

epasaport.egm.gov.tr

şurada pasaport için gerekli biyometrik şartları mevcut. muhtemelen kimlik için de şartlar aynıdır. kulak falan demiyor. kaldı ki örnek fotoğraflar içinde birçok saçı açık, kulağı kapalı fotoğraf var.

Normalde kozmetik olduğu için gümrüğe takılır ama beautybay gift şeklinde gönderim yapıyor denmiş sözlükte.1 ayda fln geliyormuş.
Ben de yurtdışından gelecek bir arkadaşıma sipariş verdim, gelince kullanmaya başlayacağım.

Gothamista'nın detaylı incelemeleri var.
www.youtube.com

edit:sınır 30 euro bu arada.shipping dahil değil bu sınıra.

@maleficent HA ve rosehip seed oil siparişi vermek için açmıştım duyuruyu. İkisini karıştırınca çok güzel etki ediyor diye duydum.

karıştırma değil de art arda kullanılıyor sanki.
Sanırım önce yağları sonra nemlendiricileri gibi bir sırası var.
Rosehip sonra HA gibi.

ben de şunları aldım,heyecanla bekliyorum.
www.imageupload.co.uk

Bu tarz duyuru daha önce de açılmıştı. Orda otobüs firmasının teklif ettiği miktar da 200-300 arası bir şeydi.O kişi baya mağdurdu,laptopu filan da vardı çünkü. Sonra nasıl çözdü bilmiyoruma ama otobüs firmasından ilk etapta tam zarar tazmini bekleme diye söylüyorum. Bir yandan otobüs firması da haklı. Yolcuların beyanına nasıl güvenilecek? 10 bin tlilk macbook pro var dese mesela kişi. Direk bu miktar yolcunun beyanına göre ödenecek mi? Kafama takıldı benim de bu kısım biraz. Hukuk nasıl karar verir bilmiyorum. Muhtemelen bilet sözleşmesinde otobüs firmasını koruyan bir madde vardır. Üzücü ama böyle.

Eşyalara biraz daha odaklanın. Kağıt defter kitap hiç bişi yok mu? Sadece kıyafet mı? Firmadan yolcu listesi isteyin tek tek arasınlar herkesi. Kızın çokmesi de baya ilginç ya.

müşteri hizmetleri kurala uygun hareket etmek zorunda muhtemelen bigli paylaşmazlar ama ben olsam firmanın o güzergahtaki yazıhanelerini arar bi şekilde yolcu listesine ve bilgisine ulaşmaya çalışırdım.

Merhabalar. Aklima gelen en mantıklı şey şu: firmaya ulasin ve o gün yolculuk eden yolcularin listesini alin. Orada yolcularin nereye gidecekleri ve telefon nolari yazili. Bir ihtimal erkekleri eleyerek kadinlari arayip durumu anlatin . ancak böyle bulursunuz karisan valizi

yolcu listesini alıp tek tek arayın. zaten kaç tane genç kız olacak otobüste. çok rahat bulursunuz.

Yolcu listesini alip inceleme izniniz olacagini ben de hiç sanmıyorum. Dogrusu da listeye, telefon numaralarina ulasamamaniz olmali. Ama firmadan bunu talep edebilirsiniz. Onlar tek tek arayip sorgulasinlar.

Evet maddi olarak pek bir şey vereceklerini zannetmiyorum ama çok üzüldüm ya. Parasını verseler gidip bulabileceğim şeyler değil.

Yolcu listesini paylaşmadılar ama kimseye ulaşmadılar da. Karşıdaki kişinin iletişime geçmesini bekliyorlar. Onların aramasını istemek de aklıma gelmedi. Onu isteyim bari.

Teşekkürler herkese.

valla ben olsam yarın aştiye gider firmanın yazanesine çökerdim. tamam bana vermesinler iletişim no ama yanımda tek tek arasınlar. bir de email de atabilirsin. ben en son bir değişiklik için email atmıştım otobüs firmasına... aradılar hemen. ama bu firma yeni kurulan vivalines idi. dolayısıyla biraz hassaslar şuan her konuda.
yine de sosyal medyadan falan da ulaşmaya çalış.. yarın da biraz kalabalık olur aşti ama denemeye değer. en kötü aştide değil de daha sakin bir şubesine de gidebilirsin o firmanın...

Böyle bir sorun yaşadığına göre muhtemelen firma bagaj fişine göre bagajlari teslim etmemiş. yani firmanin kusuru var. bu durumda tüketici hakem heyetine gidebilirsiniz. Ayrıca ilginç bir öneri olacak ama bagajım çalındı diyerek savcılığa basvurabilisiniz. savcılık o kızı bulur bence.

yine mallar konuşmuş. aynısı başıma geldi bavulum karıştı adamların ofisine gittim oturduk beraber yolcu listesini tek tek aradık. bir sikimi bilmeden de konuşmayın artık

Bu duyuru hangi tarihte yapılmış acaba? Benimde elimde başkasına ait bir valiz var benim valizim kayıp hala bulamadik nasıl bir yol izlediniz ve sonuçlandı mı bilgilendirebilir misiniz?

Geçen gün makarnaya bi sos yaptım, salçalı aslında klasiktir ama bu çok başka oldu.
Biber salçası, domates salçası, kekik, nane, karabiber, yazdan yaptığımız domatesli acı sos, biraz zeytinyağı ve su. Makarnayı haşladıktan sonra üstüne bunu döküp eritme peyniri rendeleyip karıştırdım. 5 dakikada bitti tencere :)

Fesleğen al sadece fesleğen ve domates enfes oluyor. Bir yemek demişsin ama sezar sos da yapıyorum o da çok güzel oluyor.

makarna için fesleğenli sos(pesto diye geçiyor sanırım) ve köri sosu güzel oluyor. aslında sos yemeği baya değiştiriyor şimdi düşündüm de. çeşitli soslarla bir sürü tavuk yemeği yapılabilir.

megalomaniac +1 + sarımsak

Hindistancevizi sutu - köri
Ketcap-mayonez-viski
Zeytinyagi - sarimsak - limon

Makarna için favorim bolonez sos.

Şu amcanın tarifi iyi. Şarap yoksa koyman şart değil. Muskat önemli. Bir de hızlı olsun diyorsan illa seksen saat pişirmene de gerek yok. Çok kasma yani.

www.youtube.com

sifreyi dogru mu giriyorsun?
nail hesabını niye sildin ben onu anlamadım?

Doğru giriyorum ondan eminim.

Telefondan mail hesabını silince ve senkronizasyonu iptal edince düzeliyor diye okudum ama düzelmiyormuş.

hocam
uygulamalardan play store app ini bul.
onbellekteki verileri sil uygulama verilerini sil
%90 sorun gidecektir.

sivil toplum kuruluşları bağışları aldıktan sonra hesapsız harcayamazlar, birincisi devlet tarafından yıllık mali raporları denetlenir, bunla yetinmeyebilirsiniz tabi, bunun yanında bazı sivil toplum kuruluşları kendilerini uluslarası bağımsız denetim firmalarına da denetletip raporlarını şeffaflık adına sitelerinden yayınlarlar, bunu yapan stk lara bağışçı olabilirsiniz.

Şekersiz kahve-Kafein

kahve,
muz,
kuruyemiş ya da,
store.donanimhaber.com

Yolda giderken yudum yudum su iç.

evden 1.5 saat uzakta bir yere gitme, evde yap. enerjini karşılamış olursun.

aktardan yeşil çay alıp french press ile demliyorum.

Ben de poşet alıyorum, en pratiği öyle yine. Doğadan'ı seviyorum, başta lipton olmak üzere diğerleri kötü geliyor bana.

Farklı çaylar denemek için Chado'ya abone oldum yeni. Bu ay bir siyah, bir yeşil, bir de meyve çayı göndermişler. Beğendim ben. Sözlükte chado sayfasında önerilen bi yer daha vardı paket almak için, bi bak istersen.

yeşil çayı çaykurun kutulu olanlarından alıyorum.

ıhlamuru anneannemden :)

mate vb diğerlerini de aktardan alıp çay demleme süzgeçleriyle ya da french pressle demliyorum.

yeşil çayı bağımlılık derecesinde seviyordum ama kadınlarda bazı köti şeylere sebep olabiliyormuş onun için tamamen bıraktım
bugün aktardan kök zerdeçal ve çubuk tarçın aldım içine kök zencefil ve karanfil koyup birazdan demleyeceğim
bir kaç gün önce bir yerde içmiştim bayıldım
ayrıca hibiskus ve kuşburnu da severim

Chado'ya bakabilirsiniz deniliği gibi, internetten almak istemezseniz migros ve macrocenterlarda vardı ama asıl internet siteleri daha çeşitli.
Doğadanın da tenekelerde poşet olmayan serileri var. Ben beğendim.
Ama genelde gittiğim yerlerden topluyorum, ege kasabalarından taze toplanmışları, yurtdışından da paketlileri.
Marks&spencer'ın çay serileri de çok başarılı, Türkiye'de yiyecek reyonları olmasa da bazen kasa kenarlarında satıyorlar.
Bi de ikea'nın miniş poşetlerde karışık bitki çayları oluyor, hem çok ucuz oluyor, hem de muhteşem koku ve tatları var.
Bir de tea&pot'a bakın (www.teapot.com.tr)

Kendinize bir döküm demlik, bir de cam demlik alabilirsiniz, french press de olur.
Ama döküm demlik ile daha güzel oluyor.
Bir de macha deneyin son yıllarda çok popüler, seveni kadar sevmeyeni de var ama olsun.

Ben bitki çayı hastası değilim çok sevmem ama bir cafede elma kurusu demleme usul getirmişlerdi çok sevmiştim

poşet alıyorum. Doğadan'ın yeşil çay, papatya, 9'lu çay, 7 otlusundan kafama eseni içiyorum.

reflü ilginç bir hastalık, belirtilerini hissetmeden de reflü olanlar var. verdiği mide ilacı muhtemelen proton pompası inhibitörü diye geçen ilaçlardan biridir, bence bir ay boyunca eczacının belirttiği şekilde kullanın, faydasını görürsünüz. zaten reflü ilaçlarının yan etkisi de olmaz pek.

boğaz reflüsüdür. boğaz reflüsünde mide şikayetleri olmuyor. asit boğaza kaçıyor ses tellerine. aynısı bende var. ilacı al rahatladığını göreceksin, zaten bi zararı yok o ilacın boşa alsan bile. geçmiş olsun, reflüye yol açan yiyecekleri yeme.

Geçmiş olsun, sadece kuru öksürük bile reflüden suphelendirmelidir. Klasik belirtilerinin herkeste olması gerekmez. Reflünün tanısı da iki hafta proton pompa inhibitoru ilaç kullanıldığında şikayetlerin gerilemesi ile konur. Tıp o kadar gelişmedi malesef. Şu durumda emin olmak mümkün değil yani. İlacı kullanın ise yararsa tanı reflüdür. Doktorum bu arada ben. Doktorlara güvenin buradaki güvensizliği gördükçe sinirlerim bozuluyor. Adam normal prosedürü takip ediyor. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Bi de reflü mide ağrısı yapmaz. Ülser yapar.

iç gitsin reflü olmasa bile asit oranını dengeleyecektir o arada sesin düzelir,illa asitin agzın agelip burnundan çıkmasına gerek yok..

Su doldurup içine birkaç damla domestos damlatiyorum ben, bir gece bekletip sabah yıkıyorum. Sıfırlanıyor resmen termos. Çok iyi durulamanız gerektiğini unutmayın ama.

Edit: termosun kapağına da sinmiş olabilir koku. Aynı işlemi bir kap içerisine kapağı da bırakarak uygulayın.

böyle kokan kaplara falan sirkeli su koyup bekletiyorum yıkadıktan sonra, durulayınca koku falan kalmamış oluyor tavsiye ederim.

Yanlıs anlamışım az önce de, ben koyu gri boyatıyordum platin olmadan boyuyorlardı, bundan bi tık daha açabilirler belki.

Tutma olayı değişiyordur saçın yapısına, boyaya göre.
Benimki tutmadı mesela 2 günde aktı.
Sizinki kadar sarı değildi benim saçım ama ombre vardı yine o sarı kısımları gri yaptık güzeldi de 2 gün sonra eski haline döndü.
Ben platin yaptırıp üzerine gri ile uğraşmak istemedim akarsa kötü görünür diye belki öyle yaptırsaydım bu kadar çabuk akmazdı, bilemiyorum.

Gri aktıktan sonra ombrem çıktı ortaya aynen devam ettim :)

Gri akıyor 15 günde bir tekrar boyatmak lazım.

Tutar mı tutmaz mi bilemem ama saçların ilk fotodaki gibiyse hic bozma bence

İki çeşit gri vardı en koyusunu aldım boyadım oldu bu arada <3

Caps atsana arkadan nasıl olmuş :)

Bulantıyı bilemiyorum, ben de yemek yemeyi pek seven biri değilim.
Kahvaltı sosları oluyor, onları dene.
Diğer öğünlerde de acı eksik olmasın.
Bir şekilde yediriyor çünkü.

Profesyonel destek almalısın.

Sürekli aynı döngüde bunları yersen zaten miden bulanır.

Kendine gel artık. Topla kendini. Yemeğini iyi ye. Dışarı çık, tavuk ızgara ye. Olmadı ton balık salata ye.

İyi ye, iyi yaşa

Büyük ihtimalle majör depresyon hastasısınız. Profesyonel destek alın.

Profesyonel destek

Bulanti icin tranko buskas oneririm. Birkac yil once cok stresli bir yil gecirdim. Ara ara bu ilaci kullandim. Bulantiyi keser ama stresi azaltmaz.

Bende de oluyor bu son üç senedir ama sürekli olan bir durum değil. Dönem dönem ve belli tek bir sebepten, genel bi stres değil. Hatta bir haftada 5-6 kilo verdiğim zamanlar oldu. Yemek düşününce bile midem bulanır bu dönemde. (Üstelik şu an o dönemin yine içindeyim. Dün çok önemli bi sınavım vardı ve ona rağmen günlerdir yiyemedim bir şey, bu sefer çok daha uzun sürecek biliyorum ve değiştiremiyorum da durumu)

Hatta ben de duyuruya sormuştum, geçen sene falandı sanırm.

Biraz toparlamama yardımcı olan yiyecekleri keşfettim. Mesela sabah böğürtlen, yoğurt yiyebiliyorum, veya yaban mersini vs. Çünkü yemek gibi değil. Bir de burda enerji bar/protein bar gibi şeyler var, içeriği hurma, yer fıstığı ezmesi, Hindistan cevizi vs sağlıklı şeyler. Onlardan yemeye çalışıyorum zar zor da olsa. Benim için bu tarz şeyleri yemek normal yemek yemekten daha kolay oluyor. Belki sağlıklı smootieler deneyebilirsin sen de.

Duyuruda birisi şey demişti: "zorla kendini, miden bulansa da yut 2-3 lokma bir şey" bunu yapmaya çalışıyorum, bu noktada yemek ne kadar sadeyse o kadar kolay olduğunu farkettim benim için. Yani soslu vs yemekler yerine daha basit ama sağlıklı yiyecekler.


İşe yarayan diğer şey, yanında kafamın dağıldığı insanlarla yemeğe çıkmak. Beni üzen şeyin üstünden ilgim dağılınca yemek daha rahat yiyorum çünkü. ama hiçbir zaman tam çözüm olmadı, genelde biraz yedikten sonra aklıma o şey geliyor ve yine iştahım gidiyor, bi lokma geçmiyor.

Kısaca ne yaparsan yap aşırı sağlıksız, üstüne bir de bağışıklık sistemin ve vücudun zayıflıyor (ben genelde bu dönemin üstüne bir de hasta oluyorum kendime bakamadığım için) Yardım alma şansın varsa en iyi çözum o. Bir de senin sürekli olan bi durummuş ki çok daha zararlı benimkinden.

youtube'ta özellikle iyi para kazanıyorlar. bundan dolayı çok var. ancak foto iyimiş akslşdkasş :D

Çocuklarının resimlerini çekmeleri, çocuklarını videoya almaları normal. Ama bunu internette herkesin göreceği yerlerde paylaşmaları saçma, çeken ama paylaşmayan bir sürü insan da var. Bunun dışında çocuğunun ya da kendi hayatının tamamını paylaşan, bundan para kazanan insanlar da var. Ama ben olayı sürekli telefon ekranı arkasından iletişim kurmak olarak düşünmüyorum, tamamen tercih meselesi.

Videoya çekmesinde bir sorun göremiyorum.
Yapılan davranışın kendisi yanlış başta. Videoya çeksen de çekmesende.
Bu insanlar zaten normal hayatlarında da çocuklarını böyle eğitiyorlar, video ile sadece paylaşmış oluyorlar.

Prenses bilmem neli kanallar var. Pedofililer izliyordur diye düşünüyorum. Aptal oldukları için cocuklarını yem ediyorlar. Amerikada bir cocuk güzellik kralicesinin kaçırılmasıyla ilgili belgesel izlemiştim. Adam takip etmiş rahat rahat.
Bu kadar haber varken insanlar nasıl hala cocuklarının görüntülerini tanımadıkları insanlarla paylaşabiliyorlar anlamak mümkün değil.

Kesinlikle haklısın. Çocugu ağlarken vs videoya çekmek sacma, bunu düzenli olarak yapıp kanal açıp orda burda paylaşmak daha saçma... Hele ki etrafta bu kadar sapik varken.

Çocukların videoya çekilmesinde değil bence sorun, yani normal zamanda bol bol videoya çekersin. Bir de artık anne-baba isen hayatının merkezi çocuk olabiliyor, haliyle hayatında ne varsa onu paylaşıyorsun. Dolayısıyla hayatının merkezinde çocuk olunca ve onunla ağlayıp onunla gülünce, paylaştığın şey de o oluyor.

Tehlike ve ağlama anlarında çekip yayınlama ise ayrı bir konu. Yani, çocuk şımarıklıktan ağlıyordur. O zaman belki çekilebilir ama çocuğun korkmuştur, üzülmüştür gerçekten; o zaman o acıyı çekmenin anlamı yok.

Bir de bunun pedofillerle ilgisini şu an çözemedim ama sanırım belgeseli izlersem çözerim. 'Bu kadar sapık varken, videoya çekilir mi' kısmı; 'Bu kadar sapık varken şort mu giyilir', 'Taksim'de yılbaşında taciz edilebileceğini biliyordun; neden çıktın Taksim'e' gibi geldi.

Ben ilk staj yerimi oyle bulmustum, oturdum begendigim hukuk burolarini tek tek aradim staj yapmak istiyorum email alabilir miyim diye, sonucta cok guzel oldu. Kaybedecek bir sey yok.

iş görüşmesine gider gibi hazırlanıp kendiniz gitmeniz daha mantıklı.
ayrıca sadece bahsettiğiniz firmaya değil, lokasyonu size uyan diğer çok uluslu araştırma firmalarına da başvurmanızı tavsiye ederim.

bulunduğum şehirde ilan yoktu bende buradaki alanımdaki şirketlerinin maillerini toplayıp böyle böyle diye mail atmıştım. birkaç tanesi dönmüştü. bence denemeye değer.

Yulaf ezmesi ve sut

Yumurta+ sevdiğiniz her türlü peynir+ zeytin+ biber/maydanoz (lif içeren herhangi sevdiğiniz besin)+ ceviz /fındık

Bu sabah peynir yerine labne+avakado ekledim; ekmek yok en az 14-15'e kadar acıkmama garantili.

Hatta akşama kadar başka öğün yapmayacaksanız kahveye 1 tatlı kaşığı hindistan cevizi yağı + tereyağı da katabilirsiniz.

Müsli? veyaa haşlanmış yumurta olabilir bi de avokadolu bi şeyler olabilir. Hepsi de iğrenç boşver ekmeğe devam et, fıstık ezmesi al göm ekmekle.

ekmek yerine ceviz, kavrulmamış badem, fındık yiyebilirsin

Bir tane haşlanmış yumurta kesinlikle.

TArçınlı elma +ceviz

@neferkitty +1 3 yumurtadan omlet ya da haşlayacaksam 2 tane, peynir, zeytin, salatalık, 4-5 tane ceviz. Bu ekiple ekmeğe gerek kalmadan saatlerce tok duruluyor. Mısır gevreği falan yemeyin sakın şeker dolu onlar hep. Evet diyet ürünü olduğunu iddia edenler bile.

müslilee gerçekten sağlıklı değiller
yulaf ezmesi kuru meyve ve yogurt karışımı sütlü olandan daha doyurucu olabiliyor. benim en çok tükettiğim üçlü. bazsn kaseye yumurta kırıp içine biraz peynir atıp 1 dk mikrodalgaya koyuyorum sufle gibi oluyor cok lezzetli ve pratik

sahanda yumurta+közlenmiş mantar (tost makinesinde közlüyorum) ikilisine bayılıyorum ben. epey de tok tutuyor.

haşlanmış yumurta +1

omlet

üşenmezsen zamanın varsa krep

her sabah muhakkak 2 yumurta yiyorum. haşlanmış bazen insanı sıkıyor. su aralar favorim göz yumurta. az tereyağında, yağsız da o olabilir, kısık ateste ve kapağı kapalı pişmeli. bu şekilde sarilari da tam pişmiş oluyor, tabii öyle seviyorsaniz.

bir de bence zeytin çok etkili acikmama konusunda. yediğim günlerde 20 tane falan yiyorum kahvaltıda ve baya bir süre acikmiyorum.

Çeşitli yumurta tariflerine bakman lazım, bir de et ile aran iyiyse kavurmalı-pastırmalı-sucuklu-kıymalı yumurta falan güzel alternatifler. Ekmeğe benzer birşey olacaksa alternatif kek tariflerini -beyaz un ve rafine şeker içermeyen vs.-incelemeni tavsiye ederim.

Ben de konu açılmışken bi şey sorayım :) öğün aralarında Eti form türü şeyler faydalı mıdır? Yani ceviz badem yoksa onunla geçirsek olur mu?

ekmegin alternatifi cevizdir.

yumurta,yulaf ezmesi, azcık cheddar biraz da sütle omlet yapabilirsin.cheddar opsiyonel.
hatta seviyorsan icine avakadoyla keci peyniri koyup taco seklinde gömmeni tavsiye ederim.

yumurta+ yeşillik
yulaf+ yogurt+ elma+ muz+ tarçın (ben genelde bunu yiyorum hafta içi işe gitmeden önce)
kuruyemiş
avokado
lor peyniri


Eti form tarzı şeyler sağlıklı değiller.

Ben de ekmek yemiyorum, ama kahvaltimi is yerinde yaptigim icin yumurta kokan yumurtalar (mesela haslanmis) goturemiyorum. Benzer durumdaysan soyle doyurucu bir peynir topu tarifi var: instagram.com yalniz burda kitir kitir oluyor demis ama benimki kitir kitir olmuyor, disi hafif kitir ici yumusak. Domates salatalikla yiyorum sabahlari, icerigi dusuk karbonhidratli ve yuksek proteinli oldugu icin tok tutuyor. Ben bu tarife ek keten tohumu ve corekotu da koyuyorum, cevizi de 1 kasik yulaf ezmesiyle cekiyorum.

Aynı arayıştayken bir arkadaşımın eyelinerını beğenmiştim, deborah dipliner kullanıyorum demişti. Henüz alamadım ama onda çok güzel duruyor. Ben keçe uçlu olarak the balm'ın eyelinerını kullanıyorum. İstediğim mat simsiyah görüntü yok.

keçelerde simsiyah görüntü zor. maybelline'in klasik keçe uçlu olanını kullanıyordum ama çok memnun değildim, sonra the balm'ın jel olanına geçtim. en son maybelline'in master precise curvy adlı keçe uçlu ürününü aldım. henüz denemedim ama sürmesinin çok kolay olduğu söyleniyor. kalemin ucu dikdörtgen kesitli, faklı tutuşlarla farklı kalınlıklarda çizgiler çekebiliyorsun, ucu da keskin bitiş için sivri bırakılmış. videolarını inceleyebilirsin.

@irene, dipliner'ın fırçası daha kısa olduğundan sürmesi de daha kolay oluyor.

www.hepsiburada.com

3-4 yıldır kullanıyorum aşırı memnunum. akma, bulaşma falan yapmıyor, günü rahat bitirirsin tazelemene bile gerek yok. görüntüsü koyu yoğun bir siyah, böyle sulu boya gibi durmuyor. sürüşü çok kolay ben eyeliner sürmeye bununla alıştım diyebilirim.

ayrıca anneler günü, sevgililer günü ve yılbaşında falan %50 civarı indirime giriyor watsons ve gratislerde, o zaman daha uygun fiyata alıp stok bile yapabilirsin.

The balm schwing eyeliner.

the balm schwing +1

the balm schwing

yukarıda adını verdiğim ürünü denedim senin için, sakın alma! :/

bugün maybelline master precise'ı aldım, eve gelince denedim gayet güzel, simsiyah. kaç saattir herhangi bir akma yapmadı, çok da rahat sürülüyor. ultra fine tip olanı.

Wet And wild idi sanırım markası gratisten 10 tl ye almıştı kardesım, memnun.

The balm +1

Herhangi bi eyelineri surdukten sonra ustunden siyah far gecerek sabitleyebilirsin. Akmaz kokmaz :)

Chambao candır.

Maluma

mercedes sosa tabii ki.

La Oreja de Van Gogh - en hareketli şarkıları Inmortal, oradan alınıp yürünebilir
www.youtube.com
www.youtube.com

El Canto del Loco diye pop-rock bir grup var. En ünlü şarkıları La Madre de Jose. Arkadaşı Jose'nin annesine aşık olan bir adamı anlatıyor.
www.youtube.com

Julieta Venegas - Bu kadının şarkıları aşırı tatlı, şeker.
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

Amaral - çok hareketli değil ama bir iki şarkısı orta hareketli sayılır
www.youtube.com
www.youtube.com

cakabo +1 - Chamboa, özellikle Pokito a Poko
www.youtube.com

yapilir.

www.turkiye.gov.tr

Yukarıdaki linkten sorgulayabilir. Ayrıca şöyle de bir şey buldum;

Hizmet Pasaport ( Gri Renk) ülkemizde resmi görev için yurtdışında bulunan devlet vazifelilerine verilen özel bir pasaporttur. Hizmet Pasaportlarına imei kaydı yapılabilmektedir. Ancak, Giriş yaptığınız havalimanı sınır kapılarında Pasaportunuza giriş mührü vurdurmanız gerekmektedir. Giriş Mührü vurulmayan hizmet pasaportları için Emniyet Müdürlüğünden Ülkeye Giriş Tarihi ile ilgili kağıt alınması gerekmektedir. Bu kağıt ile daha sonra yetkili GSM abone merkezlerine giderek de kayıt işlemlerinizi yaptırabilirsiniz.

mor şampuanlar bu işi yapıyor diye duydum bi araştır istersen