Ekşi Duyuru

gecerlidir

o tarihe kadar harç tutarı değişmezse geçerli. bu arada havaalanlarında otomatlar var, birkaç saniye içerisinde nakit veya kartla oradan çıkış pulu alınabiliyor. sonraki seyahatleriniz için aklınızda olsun.

Söz konusu dilleri konuşan kişiler ülkeyi istila ediyor. Bir Rus ya da Ukraynalı milyon TL verip Antalya'da yaşarken bir de onun için tabela mı oluşturacağız. Biz ona uyum sağlamayacağız, o bize uyum sağlayacak.

İngilizce dışında tamamen yasaklanmalı bana göre.

ingilizce bilmek ve bir şeyleri ingilizce yapmak daha cool geliyor çünkü birçok insana. anadolu'da açılmasa hiçbir şey değişmeyecek üniversitelerde okuyup biosuna bölümünü üniversitesini ingilizce yazanları düşünün mesela. tabela mevzusuyla aynı kökten geliyor.

arapçada ise alfabe latin değil. ayrıca arapça tabeleların birçoğunluğu suriyeli dükkanlarında var. bazı yerlerde kendi mahallelerini kurdukları için neredeyse antipatik geliyor tabi ki tabelaları.

bir de ingilizce bilen ya da ingilizce marka kullanan kişi de yüzde doksan dokuz türk. neyin mücadelesini vereceksin ki? arapça tabelada öyle bir durum yok. mülteci muhabbeti olmasa yabancı tabela indirmenin ben bu kadar yaygın olacağını da düşünmem açıkçası.

benim şahsi fikrim kesinlikle başka alfabe kullanılmaması ve mümkün mertebe hepsinin türkçe olması yönünde.

ingilizce tabelalara dahi sınırlama gelmesi lazım..bunun x sevicilik x düşmanlığıyla alakası yok, tamamen kendimizle alakalı bir durum. tabii halkta bilinç olmadığı gibi bir de buna izin veren yönetici şaklabanlar olduktan sonra hiç umudum yok.

kültür erozyonu dediğimiz durum bu. buradan bana sadece tabela değil, dilin doğru kullanılmaması da geliyor. buradaki amaç kendi kültürünü koruyup kollamak. bunun iktisadi durum için turist için kabul edebilirsiniz. ancak ülkesinde savaş olup maddiyatı sayesinde burada ikamet eden insanlardan böyle bir talep gelirse de verilecek cevap bellidir. "misafir umduğunu değil bulduğunu okumalıdır."

aslında olmamak lazım dediğiniz gibi yanında bir yerinde türkçesi de varsa. esnafın bölge şartlarından veya yaptığı işten kaynaklı hedef kitlesi olarak belirlediği bir millet varsa onların diline özgü tabela yapması gayet doğal. ancak şöyle bir şey var bir bölgede farklı dilden tabelaların olması o bölgede o dili kullanan milletten epey bir kişi olduğunun göstergesi. yani rahatsız olunan görünürde tabela gibi ama özünde bu durum oluyor esasında.

hayat tarzı, ideoloji gibi sebeplerden ötürü kendi şehrinde rusların yaşaması rahatsız etmeyip arapların yaşaması edebilir bir kesmi bu da gayet kendi içinde mantığı olan bir durum normal yani. tam tersi araplardan rahatsız olmayıp ruslardan olan bolca insan da var. bunlar kişiye göre değişir ve hepsinin kendine göre sebepleri var. amaç dili korumak değil yani o yüzden ingilizce de global dil olduğundan normal. ayrıca dili korumak da enteresan bir kavram dil canlı ve gelişen bir varlık işte bugün 100 yıl önce kullanılan dil ne kadar farklı geliyorsa bize 100 yıl sonraki türkçe de bugüne göre farklı gelecek muhtemelen beyhude bir çaba.

ırkçılık

Beni rahatsız etmiyor. Türkçesi belirtildikten sonra isterse Elfçe yazsın. Kültürün böyle şekilci şeylerle korunacak bir şey olduğunu düşünmüyorum, daha kompleks bir olay

Bu tip sorular beni çok güldürüyor. Ya dışarıdan aşırı izolesiniz ya da gerçekleri umursamıyorsunuz.

Eğer ingilizler ülkeye gelip kendi mahallelerini falan yaratmaya baslasaydi belki de dediğiniz daha önemli olurdu.
Ama ben izmir'e geldiğim zaman bazı geçtiğim yerler resmen orta doğu olmuş. Bir sürü arapça tabela falan.
Eğer Türkiye'de arap mahalleleri yaratıyorsak o zaman sorun yok ama amaç bu değilse o zaman sorun var.
Misal al bak şunun aciklanabilir yanı var mi?
www.aykiri.com.tr

Ben de türkücüye katılıyorum yani. Ben iki üç haftalık tatilde bile Türkiye'nin geldiği hali görüyorum ve sonunda birilerinin buna karşı savaş baslatmasi güzel.
Örnek veriyorum Fransa'da da orta doğu, asya vs restoranları var ama isimleri iki isimli oluyor, tabelalar zaten Fransızca. Ben dil koruma konusunda fransiz gibi olmamizi tercih ederim. Misal sizin tepkinizde katıldığım örneklerden biri tobacco shop. Türkiye'de her yer tobacco shop olmuş, kim neresinden uydurduysa. Bunun da duzenlenmesi lazım.

Managerın bahsettiği gibi fransızların tek özendiğim yanı dillerini koruma konusundaki tutumlarıdır. Bizim ülkenin milliyetçisi bile nedense lütfedip diline önem vermez. Sadece dili korumak kültürü korumaya yetmez ama dili korumadan da kültür olmaz.

Çok uzun yazacaktım da üşendim.
@sevilen progressive türkücü +1
demekle yetineyim.

ben hicbiri olmasin istiyorum, o kadar ulke gezdim museum, city centre diye gosteren ingilizce tabela bile yok.
arapca da ise daha fazlasi var.

Sevilen progressive turkucu +1

sevilen progressive türkücü +1000

İki önerme ile başlıyorum.
* Dil iletişim içindir.
* Tabelalar ticaridir.

Kusura bakmayın, tüccar kime ulaşmak derdinde ise onun dilinde yazar. Oyuncakçının şirin fontlu tabelası çocuğa nasıl hitap ediyorsa araç kiralama şirketi de turiste öyle hitap eder. Fırıncılar fırındır. Bakery değildir. İnadına yazanı göremezsiniz. Ancak pastacılık bize ithal gelmiştir. Haliyle patiseriden Éclair (ekler) almak da tabiidir.

En büyük derdimiz bu olsun. İyi pazarlar.

Başka dildeki tabelalar kültür istilası çünkü. Turistik bölgelerdeki tabelalar bile bilgilendirici olarak İngilizce alt metinli yapılabilir ama Türkçe olmalı. Bu arada marka adı ile tabela arasındaki ayrımı da yapmak lazım. Marka adlarını da hep yabancı yapmak ezik bir yabancı özentiliği ama verdiğin örnekteki gibi "patisserie" detayı gibi şeylere müdahale edilmeli bence. Yine aynı paragraftaki notunda olduğu gibi yabancı markalar da latin harfleri ile yazılmalı tabii ki.

Marka isimlerine Türkçe dayatamazsın tabii ki ama arapça seçmek isteyen "El Shaarawy Kafe" yazsın. Başka alfabe ile değil. Marka isimlerinde de Türkçe seçenlere teşvik ya da yabancı seçeceklere ekstra yük gelsin. Artık hangisi X'i o dönem daha mutlu edecekse.

yanıtlar için teşekkür ederim arkadaşlar,

@sevilen progressive türkücü
ne dışarıdan aşırı izoleyim ne de gerçekleri önemsemeyen bir tipim.
tabelaların hangi dilde olduğu konusuyla ilgilenmek benim dünya görüşümde oldukça gereksiz bir ayrıntı ve salt bu konu üzerinden milletçilik taslamak bana oldukça gülünç geliyor. çünkü milliyetçilik böyle şekilci uygulamalarla değil bu memeleket için katma değer üretmekle veya işini iyi yapmakla ülkeni milletini iyi temsil etmekle çok daha ilgili bir mesele.

tabelalar fransızca olunca ben frankofon bir kültüre sempati duymuyorum. fransızcaya bir hayranlık veya düşmanlık da beslemiyorum. diğer diller için de aynı. bu oldukça gereksiz ve keyfi bir durum çünkü. her dil ve kültür kendi temsilcisi için özeldir. eşimin kardeşinin londra'da bir restoranı var ve ismi türkçe. müşterileri büyük çoğunlukla türkler ve araplar.

tacir hangi kitleye hitap etmek istiyorsa veya bundan da bağımsız hangi alfabeyle hangi dille tabela yazmak istiyorsa yazsın bundan kime ne? gerekli standardizasyonu sağladıktan sonra yazılan dile tepki göstermek bana gerçekten çok gülünç geliyor.

arapça veya başka bir dilde yazılan tabeladan niçin rahatsız olayım ki? arapça tabela asılınca benim türklüğüm niye zarar görsün? ingilizce zaten dilimizi tarumar etmiş maksadın dil ve kültür hassasiyeti olmadığı gayet net burada.

bir süredir alanya'da yaşıyorum burada neredeyse her iş kolunda her yerde rusça tabela görmek mümkün. yani mağazadan restorana ve hatta avukatlık ofisleri bile. ben bundan rahatsız olmuyorum çünkü insanların hedef kitlesi belli. demografi belli. hatta belki mülk sahibi yabancı kendi dilinde tabela asıyor ve burada bir yatırım yapmış oluyor.
bundan bir insan niçin rahatsızlık duyar?

Sadece kursta kullanarak manuel aldım. Çok stresliydi. Uzun süre sonra özel ders aldım. Unutmamışım. Bir saat gezebildim şehir içinde. Açıkçası zor ama özel ders alıp üstüne düşersen geçersin. Ehliyet trafiğe çıkmak için yeterli değil kesinlikle. Ehliyet alınca da özel ders alman gerekiyor. Zor olanı yap. Kolay olanı zaten yaparsın. Otomatiği alırsın ama otomatik olmayan araçlar hâlâ kullanılıyor, uzun süre kullanılacak.

Valla ben olur da manuel kullanmak durumunda kalırsam diye manuel aldım. Mesela iş yeri araçları gibi. Sizde böyle bir ihtimal yoksa otomatik alın. Etrafımdakiler 10 sene sonra manuel araç kalmayacak diyor ama tabii belli olmaz.

Daha önce sürücü koltuğuna oturmamış biri olarak kurstaki bilgi ile manuel ehliyet alabildim ama çok mucizeydi benim sınavım. Özel ders gerekebilir yani.

Hayatımda ilk kez sürücü koltuğuna ilk direksiyon dersinde oturdum. Hiiiçbir bilgim de yoktu, sıfır. Bu sene aldım zaten, yaş 30. 7 ders vardı, hepsine gittim. Onun dışında pratik de yapmadım. Derslerin öncesinde parkuru hayal edip sanki araba sürüyor gibi yaptım oturduğum yerde. Sınav öncesinde de sadece parkuru zihnimde canlandırıp durdum, nerede ne yapıyorduk. Bu. Bu kadar. Nitekim manuel ehliyeti ilk denemede aldım. Sakin kalırsanız yaparsınız, anlama kabiliyeti olan herkesin geçebileceği bi sınav. Kafanızda büyütmeyin.

ben de hiç araba kullanmadan gittim kursa. sıfırdı yani. tabi aldığım zaman manuel-otomatik ayrımı yoktu. kursta öğrendim. ilk başlarda tek tük manuel kullandıktan sonra hep otomatik kullandım. ama manuel biliyorum. mecbur kalırsam kullanırım. manuelden devam et öğren bence. atla deve değil.

Ben 2020'de kurstan önce hayatımda hiç sürücü koltuğuna oturmadan ilk seferde aldım manuel ehliyetimi.

Manuel araç sayısı türkiyede hala çok fazla. Her zaman kullanmak gereken bir durum oluşabilir. Şirket aracı olur, ne bileyim acil hastanelik bir durum olur tek bulabildiğiniz manuel araçtır vs.

Bilmek bilmemekten daha iyi mi? Daha iyi. Hal böyleyken bence çok da irdelememek lazım ne kadar gereklidir ne kadar gereksizdir diye.

Manuel araç kullanmak hamallık. Otomatik alın, geçin.

İş yerleri de artık otomatik araç veriyor.


.

Tam 20 sene oldu ehliyetimi alalı. Bu süre zarfında sadece otomatik araç kullandım. Manuel araca binsem kullanamam, kullanmak da istemem, hiç ihtiyacım da olmadı. Gel 1 saatte öğreteceğim deseler ne gerek var derim. O kadar işim düşmedi 20 yılda anla.
Kendi aracım otomatik, kaskonun verdiği ikame araç otomatikti, şirket araçları da artık otomatik vitesli oluyor.
Geçtiğimiz ay şehir dışında araç kiralarken, adama otomatik vites olsun dedim, artık bütün araçlarımız otomatik zaten abi dedi.
Bir gün lazım olur muhabbeti bana zorlama geliyor. Nasıl rahat edeceksen öyle yap.

ocağa kadar 15 civarı.

yeni yılda 20 bin e yakın olacak diye duydum

20 bine yaklaşacak deniyor. Telefonda tutar vermezler.

Araya tanıdık eş dost akraba şöförler ve otomobilciler federasyonu üye ve başkanı ne varsa koyun.

İstanbul - Kartal 9000 TL

Ben yıllardır crocs giyerim cok rahat

birkenstock

www.vatanbilgisayar.com işini görür

üstad kamerası var :(

A harbiden var. Arkadaşımda bundan ve kamerasız olanı vardı ama, cok ilginc dogrusu

bazı nokia'lar öyleydi sanki zamanında dedeme almıştık ama hala var mı emin değilim.

Bu arada, dümdüz asker telefonu denen Samsung'tan al geç derim. İçinde sudoku veya satranç vs. bişey oluyor, geceleri onu oyna. Akşam 6'dan sonra aile ve arkadaşlarla konuş daha manuel takıl. Bir şeylerden uzak olmak için keyifli bir ortama gidiyorsun, benim bedelliye giden bütün arkadaşlarım çok iyi deneyimlerle döndü :D Teknolojiden, hızlı hayattan uzaklaşmak için müthiş bi fırsat.

not: ben pttcell bi hat almıştım, onun sim kartını cüzdanda kaçak olarak sokmuştum. Girişte askercell yoksa telefon sokamazsınız dediler illa üye yaptırdılar, fakat askercell sadece akşam 6 sonrası çalışıyor vs. ben aldım ama yine kendi hattımı takmıştım.

Kendi hattını cüzdanda götür, girişte telefonun var mı diye sorduklarında yok de. İstediğin telefonu sok böylece. İçerde akıllı tel de kullanan var. Ama mahkemeden arama kararı çıkarıp arama yaptıklarında bulamayacakları bi yere koyman lazım. Biri traş makinesinin kutusuna filan koymuş bulamamışlar.

Bu arada içerde detoks filan yapılmaz, telefon götürmezsen kafayı yersin. hem stres sıkıntı yaşıyosn hem de sevdiklerinin sesini dahi duyamazsan delirme noktasına geliyosun. Eşim şu an bedellide 2 günü kaldı ordan biliyorum bunları.

Sakalın gürlüğüne göre değişmekle birlikte Mach3'ün tıkanma probleminin çok az olduğunu düşünüyorum. Proglide olsa da kullanmaya devam etmedim nedense mach3'ten devam ediyorum. Fakat bazı yerlerden ikinci kez geçmem gerekiyor sinekkaydı traş için. Proglide denerim bu akşam, bu sorunu çözüyor mu bakıp tekrar yazarım olmadı.

Mach3 sinek kaydı kesiyor. Ben sinek kaydı tıraş olacağımda ustura ve normal tek jiletli bıçak kullanıyorum ama mach3 bence oldukça yeterli. Hem kolayca kayıp gidiyor hem de temiz iş yapıyor. İki dakikada tak tak. Proglide'ı bilmiyorum ama iki katı para verecek ne avantaj sunabilir tahayyül edemiyorum. Mach3'te en sevmediğim şey şu kaygan bantın çabuk işlevsizleşmesi.

Her gün oluyorsanız mach 3 de başarılı sonuç verir.

Ben bunların hepsini denedim. Hala inanması güç geliyor ama Gillette blue 3 milli takım serisi olan bıçaklardan aldım en son. En az tahriş edeni ve sakalı en temiz alanı o çıktı. 1 bıçağı 2 aydan uzun kullanıyorum üstelik.
Tek dikkat ettiğim şey, haftasonu 2-4 gün sakalı uzattıysam başka bıçakla kesiyorum.

isterye 20 bıçaklı olsun, hiç bir tıraş tek jiletle veya ustura ile tıraş kadar performans vermez. Ayrıca en sağlıklı tıraş ta tek
jilet ile olandır.

Normalde usturayla traş olan bir bünye olarak bence de blue 3 gayet yeterli.

İlaca ulaşamazsanız sadece mide semptomunu gidermek için bardak suya 1 çay kaşığı karbonat atıp için.
Su soğuk olmasın.

bankada sağlam para (son dönemde gelmemiş, epeydir duran) ve üzerine mal mülk varsa olabilir. herkes çalışmak zorunda değil. çalışma ve sigorta işi bu saydıklarıma sahip olmayan kişiler için bir güvence oluyor vize konusunda sadece.

Normalde alabiliyordu ancak artık zor. Turist vizesiyle ülkeden çıkıp gittiği yerde yaşayabileceğini düşünen hayalperestler yüzünden zorlaştı.

2 yıl ediyo işte. normal. bi gün erken bitmiyor, 2 yıl sonra, 24 temmuzun 23:59'unda bitiyor. 25 inde bitse 2 yıl 1 gün olacak.

durum acil ise sorun olmaz.

durumunu güzelce anlatıp aynı gün içerisinde 2 saat gecikmeli katılabileceğini veya kendilerinin önereceği farklı bir gün ve saate uymayı kabul edeceğini belirt. anlayışla karşılarlarsa çalışılacak şirkettir, sıkıntı çıkarırlarsa da zaten çalışılmayacak bir şirket olduğunu çalışmaya başlamadan anlamış olursun.

dedem öldüğünde ertelemiştim 1 saat kala gayet anlayışla karşıladılar.

herhangi bir sıkıntı olmaz

Her zaman yaptığım şey. Ben önce mail atarım sonra maili gördünüz mü diye ararım.

Acil toplantım çıktı daha sonraya erteleyelim diyorum sorun olmuyor.

Doktora tedbiren de olsa git. Ne kaybedersin ki?

Risk almayın. Doktora görünün,eğer ısırık varsa mutlaka kuduz aşısı olun. Geri dönüşü yok. Geçmiş olsun.

kuduz aşısı ol bence de.

Isırık yoksa evham yapmayın, ama yine de devlet hastanesine gidip hikayeyi anlatın ve ayağı gösterin. Büyük ihtimal ile kanama ve açık yara olmadığı için bir şey olmaz diyeceklerdir.

Ama doktor da sizin benim gibi evhamlıysa, hem tetanoz hem de kuduz aşısını basacaktır. Sonra onları 4-5 taneye tamamlayacaksınız.

Farelerin kuduz taşıyıcısı olamadıklarını, çünkü çok küçük hayvanlar oldukları için çok kısa süre içinde hastalığı bulaştıramadan öldüklerini duymuştum.

Sabunlu suyla yıkamak da %50 ye kadar koruyuculuk sağlayan bir metod. Yani yavana atmayın. Kuduz bir hayvan tarafından ısırıldıktan sonra hastalanma şansını baya bi düşürüyor.

Sizin durumda ben açık yara görmüyorsam heralde bü şey yapmazdım. Büyükihtimalle hayvan sizin ayağınızın üzerinde yürüdü, tırnakları da size ısırılma gibi hissettirdi.
Tahriş bile yok diyorsunuz. Ben olsam bi aksiyon almazdım

Kendime kulaklık araştırırken denk geldiklerim
QCY Melobuds
Huawei Freebuds SE
Oppo Enco Buds2

Geçmişte QCY ve Oppo Enco Air kullanmış biri olarak bu markaları öneririm. Ha ben gidip ANC olmayan KZ S1 aldım önceliğim olmadığı için.

telefonda 2 tane sim kart yuvası varsa ikisi de fizikseldir. bir tane yuva varsa imei1 fiziksel imei2 esimdir.

bir soru da ben sorayım, 1 fiziksel 1 e-sim ise ikisini de kaydettirmek gerekiyor mu? menüde var ama merak ettim

ikisini de gerekmiyor ama tek ücretle ikisini de kaydediyorsun. kaydet işte.

10 bin magazali isletme sahte,imitasyon urun satma riski alamaz ve hatta tenezzül etmez. adamlarin gunluk oyle cirolari var ki, o parfum satisi cok kucuk bir kismini olusturur zaten. orijinaldir

sahte değildir ama esansı düşüktür, gramajı düşüktür. bişey vardır mutlaka.

indirim marketlerine peynir bile özel üretim oluyor. elbette toplu alım yaptıkları için özel -düşük kalite- üründür.

Üretim tarihini kontrol etmek lazım. Sahte değildir.

Ben ugg aldim a101 den, icinden qr kod cikiyor ve sizi ugg in sayfasina yonlendiriyor. Senelerdir ugg giyen biri olarak soyliyebilirim ki ayni ugg, dusuk kalite falan degil.

sürekli satışta olan/olacak bi ürün değil genel geçer bir kampanyaysa ucuz versiyon falan üretmekle kimse uğraşmaz. belki tarihi geçiyor olabilir o kadar. ayrıca korsan da olamaz, vakko bilmeyecek mi a101’de ürünlerinin satıldığını ama kendilerine ait olmadığını? öyle bi şey olmaz.

ben de ünlü bir markanın bir parfümünü aldım buradan. a101'in ana merkezinde çalışan bir arkadaşıma da sordum ya çakma vs olma şansı var mı diye, o da bana; hayır bunlar anlaşmalar ile alınıyor sahte çıkma şansı yok dedi. he ucuz olmasının olayı da EDP değil de EDT olmasından ötürü. EDTleri hemen hemen 50 100 lira farkla başka yerlerde de bulabiliyorsun.

Sahte olmaz ama bu tarz marketler hacimli alım yaptıkları için bazı ürünlerde özel üretim yaptırabiliyor. Esans oranı %x değil de %y olsun gibi. Sütteki yağ oranı %3 değil de %2,5 olsun gibi. Bazı ürünlerde de birebir aynısını satıyorlar.

Orjinal ürün ile A101'dekinin içindekilerini karşılaştırın. En güzel böyle çözebilirsiniz.


.

vakko infiniti çok radikal bir koku. günün hangi saatinde hangi notaya geçeceği belli, ertesi gün duşa rağmen hala tende kalması falan derken markanın sizin gibi devamlı kullananları kaybetme riski doğacağı için içerikle oynama riski alacağını düşünmüyorum.

@liberal
ne zaman yaptınız başvuruyu? başvuru sonrasında aradılar mı sizi?
bu arada zaten e devlet başvurularını onaylayan kurumdaki çalışanlar olmuyo mu? yani yanlış yapacağı varsa gittiğimde de yanlış yapma ihtimalleri yok mu :)

siz tarihleri hatalı girmiş olabilir misiniz? aslında benimde endişem bu. yanlış bir veri girmek istemiyorum. alo 170 zaten benden daha biçare bu konuda. gitmek şuan için oldukça güç. bakalım.

2 seçenek içinde bence sorun olmaz. zaten sigorta olabilecek gün sayısı kadar borçlandırcak sizi. Yalnız elden yapsanız çok daha iyi olur. En son hangi kuruma bağlı sigortada çalıştıysa ordan yapmanız gerekir.

alabilirsen a23 al, işlemcisi daha güvenilir

yürüyerek 10-15 dklık bir mesafe. otobüsle 2-3 durak gidip yürümeyebilirsiniz de.

Güzel yapılmış bir sirkeyle suyu karıştır, her gün pamuk yardımıyla yüzüne sür. Bir seneye pırıl pırıl bi cildin olur.

yüzüne asit sürme bence üsttekinin dediği gibi ama sen bilirsin tabi.

bence aktardan beyaz kil alıp suyla karıştırıp sür. ben çok faydasını gördüm.

pütür pütürse peeling kullanabilirsin (neutrogena uygun fiyatlı bi alternatif)
akne problemi de varsa da la roche posay effaclar yüz yıkama jeli ve toniği öneririm.
veya maske de kullanabilirsin, onun için body shop himalaya mask öneririm (haftada 2 yetiyor).

Benim de cildim seninki gibi karma, La Roche Posay Effaclar kullanıyorum

La Roche-Posay Effaclar + Yves Rocher Sebo Vegetal

erkeğim.

Yüz için diy şeyler kullanmayın. La roche’un yağlı ciltler için olan serisi güzel. Yıkama, tonik, nemlendirici olarak ilerlersiniz. Sonrasında nemlendirmezseniz cilt daha fazla yağlanır.

Ben ne alacaksam içeriğine buradan bakıyorum www.cosdna.com

ty.gl

Bu markayı araştırın lütfen, ben de sözlükte gördüm ve aldım. Bu minnnacık bir boy tabii ama uzun süre gider diyorlar. Estee Lauder tonik de denedim, kullandıktan sonra yüzüm kuruyor. Ama bu gönderdiğim modelde peelingten sonra yumuşacık oluyor cildiniz. Harika bence!

uefa sitesindeki mail takibine üye ol sana mail atıyorlar.

Yanlış hatırlamıyorsam, YÖK gereği, yeni kurulan (son on yıl)her üniversite, isminin başına bulunduğu ilin ismini almak zorunda.

@KaraSakall fenerbahçe üniversitesi 2018 yılında kurulmuş. ama istanbul fenerbahçe üniversitesi değil adı.
aynı şekilde Kapadokya Üniversitesi 2017 yılında kurulmuş başında Nevşehir kelimesi yok!

Isimlerin basina ya da sonuna cogunlukla sehir bazen de eyalet adi geliyor. Dünya´da da bu boyle. Ludwig-Maximilians-Universität München, UC(University of California) Berkeley gibi binlerce ornegi var. Verdiginiz orneklerdeki universitelerin de uluslararasi arenadaki kodlarinda sehir ismi var.

En basitinden Erasmus sürecine katilanlar hatirlar. Hacettepe Universitesi Ankara diye yazar basvurularda.

Istanbul Üniversitesi eger Istanbul´un imajini zedelemiyorsa, Istanbul Sari Cizmeli Mehmet Aga Üniversitesi de zedelemez. Zaten Istanbul´un zedelenecek bir imaji da kalmadi ayakta.

airbnb olabilir.

şile

akçay/ayvalık/foça

Şunlardan biri olabilir mi?

m.imdb.com

"A Little Bit of Heaven" çok teşekkürler!

Kota koymak gibi bi' seçenek yok ama yardımcı uygulamalar var, onlar da en fazla bildirim gönderiyor sınıra ulaştığınızda. İşinizi görürse eğer;

itunes.apple.com

Evet goygoycu. Eskiden ekşi sözlükte yazanlar yazılanları okurdu, irdelerdi, yorumlardı. Bu zihinsel yeterlilik vardı çünkü. Şimdikiler boş insanlar. Sokaktaki memet emmiyi sözlüğe üye yaparsan böyle twitter kadar bile doğruluk payı kalmayan bi siteye dönüşür.

Eskiden insanlar karşılıklı ayar verir-alırdı. Tartışırdı sayfalarca. Şimdi herkes kendi dandik düşüncesini yazıp geçiyo. Tanım bile yapan yok.

her yerde bu böyle. twitter'da eskiden eli yüzü düzgün bi yerdi az biraz. mesela sinema sayfası replik yada herhangi bir x dizisinden/filminden haber paylaşıyor altına direkt "çöp,izlenmez,vakit kaybı" yada "abi boş ya banel şeyler bunlar" diye ego kasmaya çalışanlar geliyor. kimse artık banane demiyor herhangi bir konuda herkes her şey hakkında konuşuyor.

demem o ki ekşi bazında bakmamak lazım son 3-5 senede genel olarak bişeyler oldu. genç işsizliğin %30'lara yaklaşmasının da etkisi olabilir

çok haklısın. ekşi sözlük eskiden çok daha az kişinin kullandığı ve kullananların en azından farklı görüşleri yansıttığı bir yerdi. şimdi maalesef senin tanımlamanla goygoycular doldu. öte yanda şöyle bir hayata bakınca insanların çoğu her konuda şikayet ettiğin gibi davranıyor. içeriğe bakmaya anlamaya çalışan sayısı çok az.

neredeyse 20 senedir yazan biri olarak sözlükten aldığım zevk her sene azalıyor. artık haber almaya giriyorum. bir duyuru vardır keyif aldığım onu da aynı kitle basmaya başladı. zaten moderasyon desen kanayan yara yakında feyste(!) takılmaya başlayacağım diye korkuyorum.

belki yaşlandım bilmiyorum. ama farkettiğim konu şu ki insanlar haberleri okumuyor, hoax haberleri falan bile farkedemiyor, okumayan bir nesil hiç okumayan bir nesli doğurdu ve büyüttü yakında bu nesil ülkeyi yönetecek.

yurtdışında yaşıyorum ve millenial çalışanlar hakkında eğitimler almaya başladık bile.. 5-6 sene sonra bu ergenler iş gücünün büyük kısmını oluşturacaklar.

insanlar goygoy yapıyor tabi neden yapmasın ama durun bakalım daha tüm sistem açıklanmadı bile. sınavı da görelim.

eskiden entry girilirken başlık değil başlığın anlattığı ile ilgili yazılırdı. başlık da öyle açılırdı haliyle. şimdi başlıklar zaten konuyu özetliyor. hatta gerizekalılar ironi yapacağım derken sıçıp sıvıyor. öğretmenlere hakaret muhabbetinde gördük. başlığı normal açsa ilgi görmeyecek çünkü. hakaret başlıklar bu kadar moda ve ilgi çekiyorken hem elinde tuzlukla laf sokmak isteyenler hem de sözlüğün muhasebesini tutanlar memnun olduğu için kalite vasata geldi uzun süredir. ben de 2000'lerden beri sözlükte takılıyorum. uzun zaman önce çöpe dönüşmüştü zaten burası. vakit geçirmelik kalitesiz bir site artık. ekşi hesabım uçsa üyelik almam bir daha.

ekşi sözlük'ü okumuyorum, kutsal bilgi kaynağı değil artık. Y****k gibi bir kullanıcı kitlesine sahip, modere etmesi zor, para uğruna s***ler formatı eylediler viran. Troller kalitesiz, yönetim tepki görmediği sürece değerlere hakaret edilse bile bir şey yapmıyor. En son öğretmenleri "paralı askerlere" benzeten bir başlık açıldı, dünya yazı yazıldı. Sosyal medyadan tepki yağınca yazarı uçurdular.

Bahsettiğin durum senelerdir var, uydurma bir haber yaz, kaynak olarak gotum.com yaz, açıp okumadan haber gerçekmiş gibi entryler girilmeye başlanır hemen.

edit : troll başlıklarına ciddi ciddi yazanlar var en başta. Bu mallar olmasa troller de olmayacak.

ben geçen teslim saatini yanlış girmiştim. düzeltme olayı da yoktu. müşteri hizmetleri ile çözdüm.

Imzaladiginiz sözleşmede yazar bu.

Müşteri temsilcisini aramayı deneyin bir de

14 gun sureniz var, ilcenizdeki tuketici heyetine gidin, form doldurup gondericeksiniz.

Cayma hakkı olmasa dahi sadece kullandığınız indirimleri (1 aylık) ödeyerek sözleşmeyi iptal edebilirsiniz.

yalnız yaşıyorum zaten böyle bir ihtiyacım olduğunda eve gitmem yeterli.

interview with the vampire+1

eve gider oyun oynarım.

Yürüyüşe çıkıyorum, yatiyorum. Telefon zaten günün 3te 1 inde ucak modunda haliyle yine ucak moduna alir muzikle yurur ya da yatarim.

böyle bir ihtiyacım pek olmadı ama odama geçip kapıyı kapatırım. ya da koşuya çıkarım.

antrenman yapıyorum
enstrüman çalıyorum
içiyorum
meditasyon yapıyorum
koşuyorum
yüzüyorum
kendi kendime konuşuyorum
yalnız kampa gidiyorum

hobilerimle uğraşıp, bu günlerin bir an önce geçmesini bekliyorum. Geçiyor zaten, hep geçti.

Yürüyüse cikiyorum.
Gidip bir kafede saatlerce kitap okuyorum.
Sevdigim bir tatliyi yiyorum.
Evde dizi acip bir yandan da saatlerce kanavice yapiyorum.

Bir odaya kapanıp meditasyon yapıyoruz.

Ben her gün sabah 5:30da kalkıp meditasyon yapıyorum kimseler ayaklanmadan. Tavsiye ederim.

Yorganın altına kaçıyorum

madem istanbuldasın atla adalara git. veya yalovaya. merkezde dolan dolan gel.

yüzmelere doyamıyorum.

cevabı bilmiyorum ama şöyle bi düşündüm de ambulansta hafif bi gözümü açsam mesela acıbadem yazısını falan görsem korkudan inmem o ambulanstan:)

kağıt üzerinde bedava ama bir çok özel hastane işin çakallığına koşup acilden değil poliklinik girişi yapıyor. böyle bir durumla karşılaşırsanız hemen 184'ü arayın.

ambulans ile kastın eğer ağır bir rahatsızlık ise almazlar. ben karın ağrısı ile gittim, apandisit çıktı. ultrasondan tut da yatak ücretine kadar bir kuruş da ödemedim.

ben de trafik kazası nedeniyle ambulans ile koç üniv hastanesine gitmiştim geçen yıl 1₺ bile ödememiştim acilde yapılan işlemler için. ama bu para ödememe durumu kaza sonucu gittiğim için miydi tam bilmiyorum yani normal hastalıktan dolayı ambulans ile acile gidildiğinde de para ödeniyo mu onu öğrenmek istemiştim.

112 sizi acil bir vaka için bir özel hastaneye götürdüyse hiçbir ücret ödemezsiniz. çünkü artık aralarında protokol var, hastaneler basamak usulüne göre kategorize edildi. özeller 112'nin getirdiği hastaya ücretsiz bakmak zorunda.

babamı kemoterapi sonrası sendromlardan dolayı tansiyonu 4-9 ile ambulansla medical parka götürmüştük. baya para aldılar yahu.

+1 teritory

ayrıca "giovanne" demişki ki "ben karın ağrısı ile gittim, apandisit çıktı. ultrasondan tut da yatak ücretine kadar bir kuruş da ödemedim." ancak apandist çıkmasaydı gaz sancısı olduğu ortaya çıksaydı kol gibi fatura geçireceklerdi. çünkü gaz sancısı acil değil. e peki ultrason çekmeden vakanın acil olup olmadığını nerden bilecekler? bilemeyecekler, yüzde 50 şans.

birkaç ay önce burda biri sormuştu. eleman fenalaşan annesini en yakın hastaneye götürüyor, şansa o hastane de özel hastane. annesine beyin kanaması olma ihtimaliyle tomografi çekmişler, beyin kanaması olmadığı belirlenince uçuk bir fatura çıkarıyorlar. eleman hani aciller ücretsizdi diyor, hastanedekiler beyin kanaması olsaydı ücretsiz olurdu diyor. eleman e tomografi çekmeden nerden bileceksiniz beyin kanaması olup olmadığını diyor, hastanedekiler biz orasını bilemeyiz, mevzuat gereği ödemeyi yapmaya mecbursunuz diyor. bunlara ne yapabilirim diye sormuştu.

sonuçta ödemeyi seve seve yapacaksın bilgisi gelmişti diğer duyurudaşlardan.

breakingbad.wikia.com

kalite farkıdır elde edilen üründe. bir şeyi düzgün yapabilseler zaten bizimkilere ihtiyaçları olmazdı meksikalıların.

Metilamin kontrollü bir madde, bunu üretmek için de kontrollü 5 madde lazım olsa işlerin daha da zorlaşır.

Ayrıca walt, gus'ın yanına geçmeden önce bir labı yoktu, arabada, evin bodrumunda, üretiyordu.

Meksikadakilerin ise tesisleri de büyük, üretim kapasiteleri de fazla olduğu için direkt elde etmek yerine kendilerinin imal etmeleri normal.

Koca dizide bir sürü saçmalık arasından bunu mu buldun yo lskdfjhgsdfg

hasmetizm 2046 + 1

Meksikalılarınki %96 püriteydi sanırım, Walt'ınki %98 o yüzden.

Yarına kalır

EFT olacağı için yarına kalır.

BKM Express kullanıyorsanız ödeme hemen gerçekleşir.

daha bugün gördüm.

çayır çimen mi kaldı memleketde ?

yeşilliği nispeten bol bir yerde yaşıyorum ve buna rağmen yıllardır görmüyorum. göç mevsiminde pelikan bile gördüğüm olurdu. artık, görebildiğim en değişik hayvan kirpi. onlar da yaz mevsiminde arabaların altına saklanıyorlar artık, çok üzülüyorum.

Çocukken helikopter böcekleri olurdu yazın bahçemizde, çamaşır tellerine konarlardı da usulca yaklaşıp elimize atlatırdık. Nerden baksan bi 15 senedir görmüyorum artık o böceklerden. Zaten ne bahçe kaldı ne de evin arkasındaki ormanlık alan :(

Evim bi kentormanının dibinde aradan sadece tek şeritli küçük bir yol geçiyor gerisi alabildiğince orman kaç km bilmiyorum. Ama malesef çok çok nadir görebiliyorum :( Bununla paralel olarak sivrisinek vs da olmuyor paranoyakca da olsa belediyenin ilaçlaması onları da öldürüyor olabilir mi diye düşünüyorum.

perşembe günü 15 sularında gülhane'de gördüm.

onları görüyorum da eskiden ateş böceği olurdu. artık hiç yok. üstelik ormanı bol yerde yaşıyorum.

Geçen gün at çiftliğinde gördüm. At şeyine konmuştu.

5-6 ay kadar önce Konya’da Kelebek bahçesinde. :)

2-3 gün önce beyaz bir tane

Her gün beyazından tutun müthiş motifleri olanlarına kadar yaklaşık 8-10 tane görüyorum. Yer Ataşehir, gümrük civarları.

Kelebek fotoğraflamayı çok seviyorum. Muhtemelen ekstra dikkat ediyorumdur uçan kaçan şeylere. Eminim sizin etrafınızda da vardır fakat dikkat dağıtan onca saçma sapan şey arasında gözünüze çarpmıyordur.

saçmalamış, diplomada ne yazıyorsa o.

öyle şey mi olur. kapatılınca geçiş yapsalar bile mezun olduklarında fatih yazacak deniliyordu. bir de mezun olduktan sonra kapatılmış, fatih kalır.

Bi ara turgut özal mezunu eski fetöcü yeni akgençler bizi yıldırım beyazıt mezunu sayın diye ağlıyordu sonra noldu bilmem

Boyle bir durum var sanirim ama ben hic android kullanmadigim icin onun hakkinda fikrim yok.alt ayarlarda night shift olmasi lazim onu acip bir denesene.

Ben de başlarda çok takıldım o yüzden parlaklığı olabildiğince düşük seviyede kullanıyorum tahmini rakam verirsem %15-35 aralığında max. Çok nadir foto düzenleme yapacaksam %100 oluyor o parlaklık.
Samsung da Başlarda en yüksek parlaklık kullanırken zamanla yorulduğunu anlayınca onun da değerlerini düşürdüm.
Böyle çözüm buldum

iphone'da ekran parlaklığı otomatik olarak ayarlandığında adaptif olarak çalışıyor ve şahsi fikrimce mükemmel. tek yapman gereken maksimum 2-3 gün boyunca farklı ışıklarda kendi gözüne göre parlaklığı ayarlamak. bir süre sonra telefon senin seçtiğin parlaklıklara göre kendini ayarlıyor. bir çok insan otomatik parlaklığı kapatmak derdinde ve ben bunu gerçekten saçma buluyorum. tabii herkesin kendi tercihi.

muhtemelen parlaklığı kendin için yüksek seviyelere ayarlıyorsun. daha düşük parlaklıklar deneyebilirsin.

ayrıca kullandığın iphone x ya da 8 ise true tone'u kapatmayı da deneyebilirsin.

Ben jiletle alıyorum yıllardır. Bir yamuğunu görmedim.

her türlü yöntemi denedim. ip ağdaya nazaran daha temiz oluyor, ağdadan sonra hep sicilce oluyor. en temiz yöntem lazer epilasyon. şimdi de ev için uygun olan lazer cihazından aldım ondan kullanıyorum, lazer gibisi yok çünkü.

Cımbız kullanma. Watsons ve gratislerde uygun fiyata tek kullanımlık jiletler var kadınların kullandığından. Kadınlar bu jiletlerin tüyleri çoğaltmadığını söylüyorlar

Makine ile alıyorum. Şu delikli uç sıfır alıyor.

Teknoloji özürlüyüm, nasıl yaptım hatırlamıyorum ama hesabını bütün cihazlarda kapat gibi bi ayar vardı. Eğer çıkış yapmadıysa diye onu bi deneyebilirsiniz.

gmaile gir tarayıcıdan,
aşağıda son hesap etkinliği gibi bir şey olması lazım ona tıklayıp diğer bütün oturumları kapat.

yapılan değil yapılmayan eft'dir o.

yess

şu ihtimali de düşün. geçen haftalarda yaşadım. iban numarandan sana gönderdi ise iban numarasi ve senin adın yazilmalı (birbirini tutmalı) eft işleminde. harf hatasi yapti ise ya da sen başkasının ibanini vererek kendi adini yazdirdi isen para eft oluyor ama hesaba geçmiyor. gönderilen bankanin para havuzunda kaliyor yani.
o kisinin para gönderdiği kesin ise senin yapacağın bankaya gidip (hesabın sahibi isen) bunun düzeltilmesini istemen. olmuyor ise bu kez bankadan paranin geri gönderen kişiye iadesini talep etmen gerek.
para geri o gönderen kişiye gidecek ve düzeltme yapip sana geri gönderecek. Olay bu
(yapi kredi ve ziraat arasinda oldu.)

@1adam ismimi ve iban numarmı doğru verdim. Hatta kendisi de sordu ismin şu dimi yanlış olmasın diye. İbanıda zaten copy paste yaptım hem adama mesaj atıyorum dönmüyor. Durum senin dediğin ihtimale malesef çok uzak.

Muhtemelen dolandırıldın gibi duruyor. Adam sana dönmüyorsa, eft kontrol numarası elinde yoksa, yapabileceğin pek bir şey yok. Yine de bankanı arayıp havuzda senin adına bekleyen bir eft olup olmadığını sorabilirsin, ama muhtemelen yoktur.

Bir arkadaşından para gelecekse ibani ve ismi senin doğru vermen bişi degistirmio o lanet olası klavyede arkadaşın senin ismini iban numaranı hatalı yazdiysa para onun hesabına geri dönmüştür.

Ama ilgili kişiden adam die bahsetmen ve dolandirildim mi die şüpheye düşmen karşıdaki kişinin senin tanımadığın biri oldugu karşılıklı bir alışveriş yapıldığı hissini uyandırdı ve dostum üzgünüm o adam parayi hiç gondermedi ve göndermeyecek de sanirim

@bysb doğru söylüyorsun, burdan biriyle sözlük hesabı alışverişi sonucu dolandırıldım 20saat oldu bir mesaj yok mail attım büyük ihtimal fake o da.
Bende şikayet ettim ekşi iletişimden.
Yahu dolandırılmak ne kötü bişeymiş be arkadaş, hiç mi vicdan yok bunlarda!

bankanıza gidip sordunuz değil mi? bi iki kere para gönderildiği halde hesabıma düşmemişti, internetten falan göremedim bankaya gittiğimde anladık, ama aramanıza falan dönmüyorsa düşündüğünüz gibi olabilir:(

Şimdi enpara ile konuştum ve tarafıma yönelik Bir transfere dair hiç bir şey olmadığını söylediler.

Bende dolandirildim tel sattım itin birine 50 tl eksik öğrenciyim dedi bende sorun değil sonraki ay ödersin dedim. Kargo ücretini bile ben ödedim ozaman ki aklımı zikiyim. Tabi o 50 tl nin üstüne suç içtim. Para çok büyük değil ama o enayi salak yerine konmak insanı sinir edior

seheryeli'yle alışveriş yapmadın umarım?

Aynen, bu duruma düşmek beni asıl üzen.
İşin sonunda 150tl alıcaktım. tamam büyük para değil ama bugün ihtiyacım var diye sattım zaten lanet olsun o paraya da şuan tek moralimi bozan aldatılmış/kandırılmış olmak, kendime de çok kızıyorum orası ayrı.

Ama dediğim gibi ekşi iletişimden mail gönderdim resimlerle kanıtlarla umarım gerekeni yaparlar.

" santi " diye bir nick.

Aslinda bu gibi durumlar icin en azından alisverise guvenli database i oluşturulsa super olur. Geçmiş olsun :(

psikolojik. abartiliyor. iyi yapilan bir pilav yalnizca.

www.zaytung.com

No offense sadece aklima geldi duyuruyu gorunce

pilav yapilmasi kolay gelse bile aslinda zor bir sey. bu sokak pilavcilarinin bir kac yerden aldiklarini duymustum. adamlar duzgun bir formul tutturmus yapiyorlar. tavuksuyu filan da katinca tatlaniyor. baya yagli o da bir tat katiyor.

Ben de msg var diye dusunuyorum.

her şeyi ölçülü yapmaları, tereyağı ve tavuk suyu kullanmaları ve tavuk butundan da içine atmaları. çin tuzu da bir ölçü de etkili olabilir...

orhan pamuk'un kafamda bir tuhaflık adlı romanında bu konuya değindiğini hatırlıyorum. Romanın baş karakteri mevlüt bu sokak pilavcılığı işine de giriyordu ve aynı şekilde pilavının normalden daha lezzetliği olduğuna değiniliyor. Karakterde pilav işinin iç yüzünü anlatırken bitmeyin tavuklu pilavı eve götürdüğünü ertesi gün için aynı ürünleri yeniden ısıttığından falan bahsediyordu.

Romancılar en iyi gözlemciler ve Pamuk'un da bu konuda bir araştırma yaptığını düşünüyorum eseri yazmadan önce. Yani muhtemelen iki günlük pilav yiyoruz. Ama haklısın yani tadları harika oluyor :)

Arkadaşlar büyükbaş, küçükbaş hayvan kellelerinin haşlama suyu ve yağı ile yapılıyor pilavlar. Tavuk işin içine sonradan giriyor. Aziz Nesin anılarını yazdığı Böyle Gelmiş Böyle Gitmez 2 Yokuşun Başı kitabında anlatır.

Ayrıca bu bilgi kesimhanede çalışan eniştem tarafından da doğrulanmıștır.

Aşağıdaki linkteki programda konu irdelenmiş. Merak ettiklerinizi öğrenebilirsiniz;

www.youtube.com

Geri alınamıyor; ama başka bir karta bakiye aktarımı Karaköy gibi merkezi yerlerde yapılabiliyor.

bu soruya en kesin cevabı müşteri hizmetleri verir. kartın arkasında yazıyor olması lazım.

kart iade edilebiliyor 5 tl veriyorlar onun için ama kartın içindeki para veriliyor mu bilmiyorum.