[]

gazel

merhaba sevgili gazelseverler,

bana güzel birkaç gazel söyler misiniz? "vay be, edebiyat budur." falan gibi tepki verdirtecek?


 
www.sarki-sozleri.net

kazancı bedih'ten var bir adet ancak ne kadar gazeldir onu ben bilemem.
  • blager  (02.01.12 13:00:59) 
www.youtube.com

makber. tabi bu tsm deki gazel'e örnek oluyor.





bir de fuzuli'den şu var sevdiğim sözel olarak.


Serv-i âzâd kadinle bana yeksan görünür
Neye ser-geşte olan baksa hırâman görünür

Can görünmez deseler tende inanmam nitekim
Lûtftan her nice baksam tenine can görünür

Derdim ahvâlimi cânâna kılam arz velî
Görebilmem özümü anda ki cânân görünür

Ne keman-dârsın ey meh ki atıp gamze okun
Yıktığın saydda ne zahm ne peygân görünür

Bir sanem zülfüne gûyâ ki veriptir gönlün
Ki Fuzuli’nin eyen hâli perişan görünür
  • nedensizce  (02.01.12 14:37:09 ~ 14:52:55) 
Öyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedür
Men kimem sâkî olan kimdür mey û sahbâ nedür

Gerçi cânândan dil-i şeydâ içün kâm isterem
Sorsa cânân bilmezem kâm-i dil-i şeydâ nedür


Vasldan çün âşık-i müstâğni eyler bir visal
Aşıka maşukdan her dem bu istiğnâ nedür

Hikmet-i dünyâ vü mâfiha bilen arif değül
Arif oldur bilmeye dünyâ vü mâfiha nedür

Ah u feryâdun Fuzûlî incidübdür âlemi
Ger belâ-yi ışk ile hoşnûd isen gavga nedür
  • naberlan  (02.01.12 14:44:14) 
[]

okumadan ölmeyin!

okumadan ölme, dediğiniz kitaplar var mı? anketvari bir soru oldu galiba? türk - yabancı - eski - yeni çok önemli değil.




 
faruk erem-bir ceza avukatının anıları
bu ne şimdi demeyin ben sevdim.

  • dyg*dyg  (01.01.12 13:04:33) 
tolkien - silmarillion
pasternak - doktor jivago
yaşar kemal - bir ada hikayesi serisi
  • kahin ahtapot paul  (01.01.12 13:06:39) 
richard bach * bir


  • skywalkeremre  (01.01.12 13:07:40) 
sefiller
semerkand

  • Jan Valjan  (01.01.12 13:24:41) 
Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi (bir aşk, hiç umut olmadan, hiç kimseye aldırmadan yıllarca nasıl sürdürülür görmek için)

Günter Grass-Teneke Trampet(eksik olmanın güçlü olmaya engel olmadığını görmek için)
  • felina  (01.01.12 13:26:37) 
1984 kesinlikle.


  • yvandal  (01.01.12 13:28:38) 
carl sagan - contact


  • elorelia  (01.01.12 13:28:50) 
doğu yücel-varolmayanlar


  • rentts  (01.01.12 13:29:59) 
gecende bi arkadas bilimsel kitaplardan sormustu ordaki cevabi copy paste ediyorum
bilimsel kitaplardan

tüfek mikrop ve celik
matematik sanati
kaos (gleick)

cok bilimsek nitelik tasimasada arastirma

blink
tipping point
outliers
freakonomics

bilimsel icerikli roman
petros amca ve goldbach sanisi
  • serabetan  (01.01.12 13:39:08) 
Savaş ve Barış abi, Tolstoy boru değil.


  • sanal hayvan  (01.01.12 13:45:19) 
ursula le guin- mülksüzler


  • mlky lvn  (01.01.12 14:33:43) 
henry cherry kelebek


  • antihero  (01.01.12 15:17:52) 
  • mahsunkul  (01.01.12 18:20:15) 
[]

kolyedeki sembol

çok sevdiğim bi kolye var. üzerindeki şeklin bir anlam ifade edip etmediğini merak ediyorum.

birkaç gün önce de sormuştum bu soruyu ama cevap gelmedi. var mı tahmini olan?


 
ok atan adam görüyorum ben. @_@

kafası yok ama :(
  • esmer  (01.01.12 13:06:18) 
çerkes aile armaları var buna benzer, öyle bir şeydir belki. www.e-kafkasya.com


  • kid again  (01.01.12 13:38:23) 
sol elinde kalkan tutan bi adam, kafası yok yine..


  • anonimyususer  (01.01.12 13:53:13) 
avlanmaya gitmiş ama kafayı kaybetmiş adam görüyorum ben


  • skywalkeremre  (01.01.12 14:01:34) 
bigthink.com

bu linkteki davullardan bizde de vardı, anı falan diye almıştık. ordan tanıdık geldi. senin şekil hemen ortadaki baklavanın üstünde, yan durmuş. araştırmaya üşendim, ama çıkış noktası olarak iyi olabilir burası. hem kendin bulursan daha anlamlı olur :P
  • zephyrus  (01.01.12 14:03:28) 
[]

şarap severler

birkaç davet dışında içmemiş biri olarak çok da param olmadığı için avanos vadisi öküzgözü boğazkere aldım. akşama içeceğim.

sorularım şunlar;

*akşama kadar nasıl muhafaza edeyim, dolaba koyayım mı, odada dursun mu böylece?

*yanına ne gider bunun? bi kaşar peyniri var aklıma gelen. başka ne olsun? fındık kuruyemiş falan güzel olur mu?

*kadehim kırıldı. su bardağı ya da kupa ile içmek büyük bi hata olur dimi? çıkıp alayım?

*ekleyecek birşeyiniz var mı?

 
- odada kalsın.
- leblebi, yeşil zeytin,
- tek değilsen eğer hemen çıkıp al. teksen de çık al. çık al işte ^^
- afiyet olsun ^_*
  • se7enbullet  (31.12.11 13:16:31 ~ 13:17:24) 
soğuk seviyorsan dolapta tut ya da dışarıda beklet, oda sıcaklığında seviyorsan bekletme.. hiç fark etmez.

ben kaşardan başka bir şey aramam bir şişe şarabın yanında. kuruyemiştense peynir alırdım az miktarda ve çeşit çeşit, hangisi daha iyi gidecek acaba diye deneme yapardım. denerken büyük kısmı bitecektir zaten şarabın.

raconu kadehten içmektir elbet de istersen köprücük kemiğine dök iç senin için sorun olmazsa. tadı değişmemeli.

edit: se7enbullet diyince aklıma geldi, kırma zeytin de harika olur dediği gibi.
  • jack of hearts  (31.12.11 13:21:49 ~ 13:22:42) 
üzerinde servis edilme sıcaklığı yazar, benim tavsiyem şimdi koyun, içmeden yarım saat önce falan çıkartmak; hani ne çok soğuk ne odak sıcaklığında olsun; zaten muhtemelen 10 derece civarında içilmesi gerekir.
şahsen kaşarı peynirden bile saymam ben, yavandır çünkü ve de tatlımsı bence uygun bir peynir değil şarap için, daha keskin tatlarda olan peynirler daha iyi. ayrıca özellikle şarap çok keskin bir tada sahipse, kesinlikle beyaz leblebiyle çok daha iyi olur.
çok büyük hata olmaz aslında; ama bardağı doldurmayın, çünkü çok koyunca uzun süre beklemiş olur.
afiyet olsun.
  • loralynn  (31.12.11 13:39:37) 
10 14 derece diyor servis sıcaklığı için. dışarısı eksilerde, oda ise 20 küsür derece. dediğiniz şekilde ortasını bulabilirim sanırım.

bi de şarabı daha açmadım. içmeden bi kaç saat önce açın diyorlar. şimdi açıp bi tatsam da ona göre meze alsam olur mu? 6 7 saat önce açılması çok elzem değildir sanırım?
  • dahinnotha  (31.12.11 14:02:41) 
* ben dolaba koyardım. tercih meselesi.
* peynir olur. elma ve armut soyulup dilimlenir.elma ve armutlar çok tatlı olmasın. toz türk kahvesi tabakta üzerine serpilir. yalnız kahve fazla olmamalı. yemeğe tuz döker gibi. tabi bu da tercih meselesi. ilk defa şirince köyünde böyle ikram etmişlerdi. çok sevmiştim. yaparım arada. denemek lazım, herkesin damak keyfi başka.
*al tabi.
  • marki  (31.12.11 14:06:09) 
açık derken ağzı açık bırakmak mı? alkolü uçar yahu! benim bildiğim 30 dk önce açılır. bir de yatık bekletin dolapta; çünkü homojen olmadığı için dibine çöker.


  • loralynn  (31.12.11 14:06:21) 
peynir-zeytin taze ekmek. takıl kafaa göre istersen şişeden iç.


  • mr fusion  (31.12.11 14:56:00) 
[]

metabolizma hızını yavaşlatmak mümkün müdür?

çok hızlı bir sindirim sistemim var. yedikten hemen sonra tuvalete gitme ihtiyacı hasıl oluyor. ayrıca her ne kadar sağlıklı olsam da zayıfım, kilo alamıyorum. metabolizma hızından dolayı olduğunu söylemişti doktor da. mümkün müdür ortalama hıza çekmek?




 
bit.ly

ve - veya

(bkz: hipertroidi)

===> dahiliye
  • 29ekim2011  (30.12.11 19:25:19 ~ 19:25:30) 
hipotiroidi bilgilerimle tersten yanıtlamak gerekirse, lahana ve türevlerini tüketin bol bol, keza turp. kekikten, genel olarak acı baharatlardan uzak durun.


  • amlakit  (30.12.11 20:35:40) 
kahve ve cayi azaltin.


  • artisnot  (30.12.11 23:50:47) 
diyabet ve hipertroidi kontrolü için bir endokrinoloji servisine gitmenizi tavsiye ederim...


  • basili  (01.01.12 19:52:50) 
[]

en güzel irmik tarifi

internette çok fazla ve farklı tarif var. hangisini seçmeliyim bilemedim. bi tarif edebilir misiniz mümkünse?

not: fıstık yerine fındık koysak güzel olur dimi?


 
altına en çok
"Ayşe Hanım ben de denedim harika oldu, eşim bayıldı" ve
"Ben erkeğim ama tarifi ben de denedim çok güzel oldu." diye yorum yazılan tarif en iyi tariftir :)
  • 9kuyruklukedi  (29.12.11 14:37:46) 
irmik helvası olduğunu düşünerek sütlü yapılanları tercih edin derim.
bir de fıstık ( dolma fıstığı ) aslında irmikleirn kavrulup kavrulmadığını anlamanın yolu. renkleri değişince olmuş oluyor. fındığın kavrulma süresi daha farklı olabilir bilemiyorum.

  • eli eli lema sevaktani  (29.12.11 15:01:28) 
www.eksisozluk.com bunu yaptım. 9kaşık irmik 9kaşık şeker ve vanilya kullanarak. göz kararı fındığı da sonradan ekledim. henüz sıcak ama tadına baktım güzel olmuş. tavsiye ederim.


  • dahinnotha  (29.12.11 15:04:45) 
ben bunu yapıyorum.süper oluyor.
www.devletsah.com

  • yanik  (30.12.11 10:23:45) 
[]

ubuntu kullanıcıları

merhaba sayın duyurucular, özellikle ubuntu kullanan duyuruculara sorum.

olmazsa olmaz dediğiniz yazılım vs nelerdir ubuntu için?


 
chromium+vlc. gerisi zaten ubuntuda.


  • franz kafka  (27.12.11 21:37:23) 
Chromium
Restirected add-ons(Kısıtlı eklentiler, flash + java etc)

  • burka  (27.12.11 21:41:47) 
müzik için clementine. çok süper bi olay. bir de f.lux'ın ubuntu sürümü var onu da kullanalım. gözlerimize yazık.


  • yvandal  (27.12.11 21:55:25) 
Ha bir de winamp gibi pratik bir müzik çalar
Audacious

  • burka  (28.12.11 12:33:01) 
[]

açlık ve mide bulantısı

Aç insanın midesi neden bulanır, kusacak gibi hisseder? hani sonuçta midede çıkaracak birşey yok ki bomboş orası, değil mi?




 
miden bomboş değil özsuyu var
sadece midende değil pankreas ve safra kesesinin de salgıladığı birçok salgı var sindirime yardımcı olan özelllikle safra suyu hem mide bulantısı hem de kusma hissi oluşturabiliyor (otobüs-deniz tutan insanlarda da etkili olduğu düşünülüyor)

  • niye ama  (26.12.11 14:01:49) 
[]

başarılı türk müzik sanatçıları

gerçekten sanatçı ve gerçekten basarılı diyebileceğiniz kimler var türkçe müzik yapan? edip akbayram bence onlardan biri, cahit berkay ve timur selçuk u da eklerim. barış manço da olmalı. zülfü livaneli de. fatih erkoç da olabilir belki.

geçmişte veya günümüzde olması önemli değil. populer olup olmaması da önemli değil. hiç tanınmayan fakat gerçekten "sanatçı" olan bir sürü kişi var. kimler var sizce?


 
(bkz: can atilla)


  • marikaki  (26.12.11 02:01:00) 
yavuz çetin


  • gozyakansakiz  (26.12.11 02:38:41) 
(bkz: mazhar alanson)
(bkz: fuat güner)
(bkz: özkan uğur)
(bkz: cem karaca)
(bkz: hakan kurşun)
  • lamneth  (26.12.11 07:05:15) 
orhan gencebay


  • diyojenimtırak  (26.12.11 16:41:02) 
ben de şöyle bir soru sormuştum, linkler işine yarar belki; www.eksiduyuru.com


  • toshiro  (26.12.11 22:47:56) 
[]

garanti bonus puan harcamaca

birikmiş biraz puan var fakat nerelerde geçerli olur? her zaman alışveriş yaptığım bimde ve mahalle bakkalında geçmediğini biliyorum. migros olur mu? başka neresi olur?

internetten alışveriş yapmam mümkün değil dimi? mesela birikmiş puanlar ile kitap alabilmemin bir yolu var mı?


 
idefix ve hepsiburada bonus puanları kabul ediyor. tüm giyim mağazaları ve elektroniklerde kabul ediyor bildiğim kadarıyla.


  • ernest everhard  (23.12.11 15:02:28) 
migrosta ve koçtaşta geçiyor. d&rda da geçiyor.


  • inheritance  (23.12.11 15:06:04 ~ 15:06:25) 
garantinin pos makinası olan her yerde geçer kısaca, fiziki işlem yapacaksan. internet ortamı için de belirtilmiş zaten cevaplarda.


  • in vino veritas  (23.12.11 15:09:09) 
[]

facebook paylaşımlarını imlemek

merhaba.

facebook.ta yapılan ve beğendiğim paylaşımları işaretlemenin bir yolu var mı daha sonra geri dönüp bakayım?

örneğini ekşiduyuruda favorilere ekleme adında bir özellik var. beğenip takip etmek istediğimz, geri dönüp baktığımz duyuruları favorilere ekliyor ve ayrı bir başlıkta sıralıyoruz. aynı bu şekilde, facebook.ta da, beğenilerimizi ayrı başlık altında toplayıp görebilme imkanımız var mı?

facebook.un böyle bir özelliği olmasa bile javascript ya da benzeri şekilde yapılmış bir servis de olabilir?

 
facebook öyle bir özelliğe sahip olmasa da bu yaygın servis için bu işi gören bir imleme aracı oluşturulmuştur diye düşünüyorum. javascriptler kullanılarak birçok şey yapılıyor. bilmiyorum nasıl yapılıyorlar ama belki yapmışlardır diye düşündüm.


  • dahinnotha  (23.12.11 12:55:55) 
timeline'da istedigin paylasimlari starred (ya da highlight miydi oyle bi seydi iste) olarak isaretleyebiliyorsun.. sonradan sadece onlari gorebildigin bi yer oluyor mu bilmiyorum ama..


  • buzzlightyear  (23.12.11 12:58:08) 
Bildiğim kadarıyla altta çıkan saat ibaresine (42 dakika önce, dün gibi) tıklayınca bir link alabiliyorsunuz. Linkleri bir yere kaydedebilirsiniz.


  • metalik  (23.12.11 14:16:07) 
[]

telif hakkı sorusu

merhaba arkadaşlar.

topluma mal olmuş ve vefat etmiş bir şairin bir şiirini kar amacı gütmeyen bir dergide yayınlamak için, şair öldükten sonra eserlerini sahiplenen yayınevinden izin mi almak gerekiyor?

bugün bunu duydum da çok şaşırdım ve inanamadım. örneğin yahya kemal.in sessiz gemi.sini ya da can yücel.in bir şiirini yayınlamaya kalksam birileri "hemserim ne ayak, hakkı bende onun" diyebilir mi? edebiyatın bu denli parsellenmesi mümkün mü?

 
diyebilir. sanatçının ölümünden 70 yıl sonra telif düşer. o zamana kadar mirasçıları faydalanır yayınlanan eserlerin gelirinden.


  • kobuzchu kiz  (22.12.11 22:35:53) 
telif hakkı sahibinin mirasçıları ölümünden 70 sene sonrasına kadar telif hakkının sahibidir. diyebilirler yani. (bütün dünyada böyle)


  • colg fusion  (22.12.11 22:42:10) 
peki kar amacı güdüp gütmemek önemli mi?


  • dahinnotha  (22.12.11 22:43:56) 
önemli değil. şiir, öykü, şarkı, fotoğraf... bunların hepsi aynı. kâr amacı olmasa da, nasıl bir şarkıyı kısa filmde vs. izin almadan kullanamıyorsanız, şiirler için de aynı şey geçerli.


  • kobuzchu kiz  (22.12.11 22:50:26) 
[]

70ler müzik

bi adam var ki dario moreno.yu yeni keşfetmiş, tanju okanın birkaç ünlü bestesini bilen. bu müzikleri dinleyince yüzünde hoş bi tebessümle resmen sarhoş oluyor.

ama şarkı listesi oldukça küçük. napsa da o liste uzasa? kimi eklese, hangi şarkıyı dinlese?


 
bi de bu adam için 70ler pop seviyor diyebilir miyiz?


  • dahinnotha  (21.12.11 23:18:43) 
  • yazaryan  (21.12.11 23:20:16) 
fecri ebcioğlu!
bi de timur selçuk'un o dönemki albümleri
juanito
  • kobuzchu kiz  (21.12.11 23:21:58 ~ 23:23:12) 
[]

edebiyat dergisi genel özellikleri

merhaba sayın duyuru ahalisi,

edebiyat dergisi deyince aklınıza gelen genel özellikler nelerdir? her dergide olduğunu düşüdüğünüz, edebiyat, kültür - sanat dergilerinin ortak özelliği olduğunu düşündüğünüz, olmazsa olmaz dediğiniz birşeyler var mıdır?

kadrosu bölüm öğrencilerden oluşacak edebiyat, kültür ve sanat içerikli bir dergi hazırlama peşindeyiz. bi yol katettik, birşeyler hazırladık fakat yine de öneri mahiyetinde birşeyler varsa söyleyeceğiniz, buyrun.

 
edebiyat dergisi deyince benim aklıma notos geliyor. yeni bir dergi oluştururken örnek alınması gereken dergi bence budur. özellikle tasarımı, kullanılan fontlar, edebiyat dünyasındaki son haberlerden oluşan aganta bölümü vb. özellikleri çok önemli.


  • microfiction  (19.12.11 12:24:08 ~ 12:25:00) 
[]

kyk kredi

kyk.dan kredi çıktı. yarın önce noter e gidicem, ardından bankaya.

1- yapacağım işlem bu mudur?
2- notere ne kadar ödemem gerekiyor?

teşekkürler, iyi akşamlar.

 
bende aynısını yapacağım yarın ama sanırım arada birde taahhüt senedini kyk bölge müdürlüğüne götürmek var? ben mi yanlış biliyorum?


  • pelinn.  (18.12.11 23:22:41) 
arkadaşım notere 46 tl ödedi. arkadaşıma burs çıktı.


  • 26eses  (18.12.11 23:36:09 ~ 19.12.11 00:16:16) 
kardeşimede kyk dan kredi çıktı.geri ödemeli.
ne yapmamız lazım en yakın zamanda aylık ucretleri almamız için.

  • zizounij  (19.12.11 00:00:03) 
notere 40 küsur lira ve nüfus cüzdanı ile gidip, senet alacaksın. o senedi 31 aralık'a kadar kyk şubelerine teslim edeceksin. 6 ocak'ta ziraat bankası'na gidip vezneden paranı alacaksın. 1 ay sonra da aynı bankaya gidip kartını alacaksın.


  • efreet sultan  (19.12.11 00:42:27) 
alma arkadaşım, alma. aç gez gene alma. sakın alma. alma demiş miydim?her ay 4 milyara yüzde 2.5 faiz yiyorum.


  • harbi light necosh  (19.12.11 05:59:53) 
[]

mavi hastane eskişehir

anadolu üniversitesi öğrencisi olmayanlar muayene olabiliyorlar mı? internet sitesindeki bilgiden olunamıyor diye yorumladım. evetse nasıl oluyor?

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ
Kamuoyunda "Mavi Hastane" olarak bilenen Yunusemre Kampusündeki Anadolu Üniversitesi Hastanesinden üniversite mensupları, psikiyatriden göze, dişten genel cerrahiye kadar hemen her alanda sağlık hizmeti alırken, gerektiğinde Eskişehir'deki diğer hastanelerin de hizmetlerinden yararlanma olanağına sahiplerdir. Tam teşekküllü ve 80 yataklı bir sağlık kuruluşu olan hastanede her an hizmete hazır 4 ameliyathane, 4 diş ünitesi, ultrasound ve röntgen laboratuvarları, klinikler, biyokimya laboratuvarı, öğrencilerle birlikte Anadolu Üniversitesinin tüm mensuplarına da hizmet sunmaktadır.

 
bilen birinden cevap alamazsanız diye:
hastanenin danışma dahili numarası 1801 idi galiba. ya da 3350580'den (A.Ü. santral) mavi hast. danışma numarasını istersiniz.

  • ex902  (13.12.11 23:48:19) 
[]

Eskisehirde KBB

daha once eskisehirde herhangi bir saglik kurulusuyla isim olmadigi icin bilemiyorum.

kulak burun bogaz doktoruna gitmem gerekiyor. nereyi tavsiye edersiniz?


 
yunus emre devlet hastanesi. 2 ay önce gitmiştim, iyiydi. verdiği ilaçla 3 günde geçti boğazımdaki ağrı.


  • pelinn.  (12.12.11 23:04:06) 
mavi hastanede'de erdal beyi'i tavsiye ederim.

www.eksisozluk.com
  • balik kraker  (13.12.11 13:26:52) 
[]

Kitap tavsiyesi

Merhaba saygideger duyuru ahalisi, turk yazarlar tarafindan yazilmis kitaplar tavsiye etmenizi isteyecegim sizden. sabahattin ali.nin uc romanini da okudum. ucu de okudugum en guzel kitaplardandi. keske daha fazla kitabi olsaydi. bu denli basarili diger edebiyatcilarimiz ve eserleri nelerdir tavsiye etmek istediginiz?




 
(bkz: orhan pamuk)

(bkz: oğuz atay)

(bkz: ihsan oktay anar)
  • ruhibirbanyo  (05.12.11 22:16:33) 
ahmet hamdi tanpınar - huzur


  • 9kuyruklukedi  (05.12.11 22:16:45 ~ 22:16:52) 
sait faik abasıyanık - alemdağda var bir yılan
www.kitapyurdu.com
lüzumsuz adam
www.kitapyurdu.com

halikarnas balıkçısı - mavi sürgün
www.kitapyurdu.com
  • freebird5406_2  (05.12.11 22:21:24 ~ 22:27:59) 
zülfü livaneli-serenad


  • dyg*dyg  (05.12.11 22:45:49) 
  • kullanıcı adı  (05.12.11 22:56:15) 
orhan pamuk - sessiz ev


  • lanetolasibeyaz  (05.12.11 23:48:51) 
  • afrikalileo  (06.12.11 01:41:41) 
doğan cüceloğlu,savaşçı


  • karbasan  (06.12.11 13:57:40) 
[]

dili koruma kanunu

türkiye cumhuriyeti yasaları dahilinde var mı bu konuyla ilgili birşey?

alışveriş mağazaları, markalar, kafeler (o kadar çok cafe gördük ki kafe yazmak garip geldi) vs vs birçok şeyde türkçe olmayan ya da türkçeyse bile başka şekilde ifade edilen (ç için ch, ş için sh, w gibi) yazılar gördük, artık kanıksamış olduk bunları. türkçede tespit edilmiş binlerce yabancı kelimeye karşı bir garezim yok. yeter ki yenisi gelmesin.

eksiduyuru.com sitesinde bile hergün birçok kez karşılaşıyorum yeni deyimlere "capture etmek", "capsli", "driver", "crop tool", "resizer", "apps", "upload, download", "cool olmak". gayet türkçe olarak kullanıyoruz bunları, garip değil mi! daha binlercesi var, değil mi?

sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir? sizce önemli bir şey mi dilde yaşanan bu erezyon? dil canlıdır, sürekli gelişir. etkileşim içinde olan dünyada, internet ve benzeri teknolojilerle başka dillerden kelime alıp vermek gayet doğal diyebilirsiniz. ben de derim. ama bunları kendi kurallarımıza eritsek, şekillendirsek olmaz mı? "capsli" ne ya! aynı yazıldığı gibi, c harfi ile okuyan var mı bunu? türkçede karşılığı olmayan kelimeler daha doğrusu teknik terimler için söyleyebilecek sözüm yok. o konu da ne yapılmalı onu da bilmiyorum. ama biz, bize düşen görevleri yerine getirsek -en azından karşılığı zaten varolan kelimeleri bizdeki gibi kullansak da-, türkçe konuşsak, öyle yazsak ya?

devletin bu konu ile ilgili yasası var mı, çalışmalar ne alemde, bu konuda bireysel olarak ne yapılabilir, sizce bu konu ne kadar önemli? söylecekleriniz varsa çekinmeyin buyrun yazın.

 
erezyon derken?

yok öyle bir problem,dogal seyler bunlar kelimelerin türkce karsiligi yok,olanlarin kullanimi zor,ki ben alistigim sekilde kullaniyorum acikcasi,bunda da bir sorun görmüyorum günlük hayatimda 3 farkli dil kullanan biri olarak.

ki öyle olmasa da cogumuz ingilizce kaynaklari okuyoruz,normal yani ilk onlarin akla gelmesi.

takilmamak lazim böyle seylere.

devlet de ne kadar önlem alirsa alsin cok fazla önüne gecilemez bunlarin,gecilmemeli de.
  • serabetan  (04.12.11 15:54:07) 
dile bi bok olduğu yok. kendi uydurmanız hep bunlar. dilde yapılan en büyük katliam 90 sene önce dil devrimiyle yapıldı. konuşacaksanız bunu konuşun. bugün 90 seneden eski bir kitabı okuyabilmek mümkün değil. bir milletin tarihi kültürü ancak bu kadar katledilebilirdi.


  • hyu  (04.12.11 16:03:29 ~ 16:06:32) 
@serabetan
fakat bu durumda bi süre sonra türkçe dili denilen birşey kalmayacak. kendi kültürümüzle ilgili kaynakları anlayamıyor olacağız. birkaç nesil önce yazılan bir kitabı bir çevirmen yardımıyla okuyabileceksem türk dili.nin ne kıymeti var?

günlük hayatta türkçeyi kullansam da türkçe dışında iki dil daha öğreniyorum. haliyle bazen konuşurken kelimenin türkçesi aklıma gelmiyor diğer dildeki karşılığı söyleyiveriyorum. ve biliyorum ki bu sahip olduğun dillere hakim olamamaktan kaynaklanıyor. kaldi ki en azından yazarken biraz daha dikkat ediyorum buna.

ingilizce kaynakları okuyoruz, karşılığı olmayan kelimeler için söyleceklerim yok, ama olanlar için de biraz dikkat göstermek gerekir bence. "download etmek" yerine indirmek demek zor olmasa gerek. ya da ekran görüntüsü kelimesi akla gelmiyor da caps geliyorsa gülerim o adama.

takılmamak lazım dedin ama arthur schopeanhaur şöyle demiş; dili bir kelime daha fakir kılmak, bir ulusun düşüncesini bir kavramdan yoksun kılmak demektir.

peyami safa.nın da benzer bir deyişi var, dili elinden alınmış bir toplum, kolu kesilmiş bir insan gibidir.

@hyu
katliam mı? evet anlayamıyoruz çünkü ister özenti de ister başka birşey sağolsun o zamanın bilginleri arapça ve farsçadan alıntılar yapıp bunları birleştirip ortaya yeni birşey çıkarmışlar ve al sana türkçe demişler. aklım almıyor bunu. beynim o kadar büyük değil sanırım. ama cidden, hem arapçadan hem de farsçadan birer kelime al, bunları birleştir ve türkçe diye kullan, eserler yaz. dil devrimi o saçma sapan arap etkisinden kurtulmak adına yapılmıştı. gerçekten türkçeye dönüş niyetiyle.

şimdi bırak, senin deyiminle katliamı, bundan sonra yeni kelimeler girmesin yeter. sen yine capture et, imageni resize et. valla birşey demem. ama yeter ki daha fazla ileri gitmesin bu.
  • dahinnotha  (04.12.11 16:08:20 ~ 16:13:38) 
dile en büyük kötülüğü dili koruduğunu sanan dil muhafızlarından geliyor diyorum sen hala dile yabancı kelime girmesin derdindesin. saçmasapan arap etkisi diyebilmek en hafif tabirle cahilliktir. tarih ve siyaset bilmeden dil üzerinde ahkam kesme. yaptığın şey faşistliğin, ırkçılığın dik alası. dil öyle tepeden gelme kurallarla, yasaklarla yönlendirilebilecek bir şey değil. yönlendirilmeye çalışıldığında da işte böyle kendini bilmez nesiller gelip dil bozuluyor, yozlaşıyor bilmem ne diye abuklayıp duruyor.


  • hyu  (04.12.11 16:33:14) 
ırçkısınız demiyorum. bu tür dilde budama hareketleri özünde ırkçlıktır diyorum. sizin bilerek ya da bilmeyerek yaptığınız bu ayrımlar bin yıllardır süregelen kültürel etkileşimi yok ediyor. siz dildeki yabancı kelimelere alerji duyabilirsiniz. bunu sadece bizler de yapmıyoruz. daha iki ay önce bbc'de "sevilmeyen amerikan kelimeleri" haberi çıktı. ortalık yıkıldı. fakat ne bir amerikan ne de bir ingiliz resmi kurumu çıkıp da yabancı kelimelerle baş etmek için bir şey yapmalıyız diye saçmalamadı. ortaya çıkan tek şey ingilizlerin ve amerikalıların birbirlerinde sevmedikleri, uyuz oldukları farklılıkları görmeleri oldu. yani birbirine çok yakın iki kültür arasında bile ayrımlar dil aracılığıyla ortaya çıkabiliyor.

bunlar sözde dilsel ama aslında tamamıyla siyasi ve kültürel kaygılardır. işte en basit örnek: cahilin biri de çıkıp "arapçı" diyecek kadar kendinden geçebiliyor.

son olarak geoffrey lewis'in "trajik başarı türk dil reformu" kitabını okumanızı öneririm. sözlükteki başlığından nasıl bir kitap olduğuna dair bir fikir edebilirsiniz.
  • hyu  (04.12.11 18:22:11 ~ 18:31:08) 
bin yıllardır süregelen etkileşimin bozuluyor olduğunu iddia eden bir takım kişilerin sığ ve gerici görüşlerine katılmamak ile dili korumaya başlayabilirsiniz. bireylerin sahip olduğu dile sahip çıkmanın özünde hiç bir şekilde ırkçılık yoktur. zira diller ırklara ait değildir. farklı ırklardan gelmesine rağmen aynı dili konuşan toplumlar buna bir örnektir. 90 yıl önce türk diline katliam yapılması gibi bir durum dahi söz konusu değildir. zira 100 yıl öncesinde kullanılan dil türk dili dahi değildir.
hiç bir ülkenin umursamaması gibi bir durum yoktur. italya'da da italyanlar kendi dillerine sahip çıkarlar, bizdeki gibi yabancı sözcüklerin gündelik kullanıma girmesini istemezler. hangi dil olduğu önemli değildir. zira kendi dilinizde aynı anlamı karşılayan bir sözcük olduğu için kendi dilinizdeki kullanmak her zaman mantıklı bir yaklaşımdır.
belçika'da 2 tane resmi olmak üzere 4 farklı dil kullanılmaktakdır. flamanca-fransızca-almanca-ingilizce. bir walon ile flaman aynı ortamda genellikle ingilizce olarak anlaşırlar. ikisi de fransızca ve flamanca bilmesine rağmen ingilizce kullanırlar. hadi onu geçtim flemekçe konuşan bir hollandalı ile flamanca konuşan bir belçikalı bile çoğu zaman arasında ingilizce konuşmayı tercih eder. flamanca ile flemenkçe birbirine çok ama çok yakın olmasına(Sadece aksan ve vurgu farklılıkları bile diyebiliriz) rağmen ingilizce konuşmaktan çekinmezler. kültür etkileşim her şekilde gerçekleşiyor. insanın kendi dilini kullanması kültürel yaklaşımı öldürüyor demek tek tip insan yaratma düşüncesinden başka bir şey değildir. tek tip insan-tek tip kültür-tek tip dil. asıl böyle düşünenler özünde ırkçılığı besleyen bireylerdir.
  • faaip de oiad  (04.12.11 20:48:19) 
şuraya 10 sayfa argüman koyarım da dilin korunması gerektiği gibi saçma ve dahası hasta ruhlu bir savdan anti-tektipleşmeye varabilen birine nasıl laf anlatacağımı kara kara düşünüyorum. şu lafa bak allah aşkına:

"kendi dilinizde aynı anlamı karşılayan bir sözcük olduğu için kendi dilinizdeki kullanmak her zaman mantıklı bir yaklaşımdır."

bu mantıkla en basitinden dilimizde aynı anlama gelen siyah ile kara sözcüğünden siyahı kullanmamamız lazım. siyah farsça, kara türkçe. alın size tektipleşmemiş öz be öz türkçe. gülünç şeyler bunlar.

bilmediği şeyler hakkında konuşup karşısındakini de en kolayından "gerici" olarak hayalleyenlerle tartışmak lüzumsuz. şaka gibi
  • hyu  (04.12.11 23:26:02 ~ 23:38:56) 
mağaza adlarında yabancı isimden çok beni mağazanın türünün ingilizce olması rahatsız ediyor. ortahalli bir semt sokağında küçük bir dükkanın üstünde çerçeveci yerine atıyorum "demetevler frame center" yazısını görmek hoşuma gitmiyor.

öteyandan tamamen yabancı ismi yasaklamak biraz işin romantizmini ve edebiyatını öldürür, o kadar abartmamak gerekir. örneğin anjelik kafe, prometheus kitapçısı beni rahatsız etmez. ama "hakan bookstore" rahatsız eder. kısaca isimlerde yabancı olabilmesini, cins isimlerde yasaklanmasını tercih ederim. ama uluslarası mağaza zincirler de var uygulanması zor olur gibi.
  • firez  (05.12.11 00:34:24 ~ 00:35:23) 
firez +1, bizim mahalledeki berber tabelayı değiştirip isminin sonuna hair design diye ekledi. hayır yani öyle bir design durumu da yok, düz berber adam. aynı şekilde mobilyacı bir abimiz de "home" kelimesini çeşitli şekillerde kullandı tabelasında. sanki turistik yerde yaşıyoruz anasını satayım. hair design yerine saç tasarım, home yerine ev yazsan ne olur. bu şekilde ingilizce isme kasmaya gerek yok. bi de şu yeni yapılan lüks sitelere yabancı isim koymuyarlar mı...


  • toshiro  (05.12.11 03:11:43) 
[]

indirimleri takip etmek

geçenlerde biri nereden kıyafet alıyorsunuz diye sormuştu. gelen cevaplar genelde bilinen mağazaların kampanya dönemlerinin beklendiği yönündeydi.

sorum şu, kampanyalardan nasıl haberdar oluyorsunuz? çarşıya pek nadir çıkıyorum. sağdan soldan duyduğumda ise kampanyanın son demleri oluyor. bir de küçük beden giyiyorum. ne zaman gitsem bana uygun olanlar bitmiş oluyor.kampanyadan ilk haberdar olmak adına takip ettiğiniz site, blog vs var mı? limango vs gibi şeylerden alışveriş yapmakansa kıyafeti üzerimde denemek istediğim için mağazadan almayı tercih ediyorum.


 
Sitelerini takip edebilirsin onun dışında zaten bellidir hepsi farklı zamanlarda indirime girmiyor.


  • pelinn.  (04.12.11 13:38:57) 
  • duende  (04.12.11 15:10:44 ~ 15:16:03) 
[]

matkapör komşu

yasal hakkimiz nedir yaptigi sesle tum benligime tecavuz eden insanimsiya karsi?

kagittan yapilma bir evde yasiyorum. alt kat ust kat hatta yoldan gecenin ile ne yaptigini yattigim yerden, belki de uykumun en guzel yerinde ogrenebilecegim bir ev. sanirim ust kat -emin degilim belki yan taraftir- evinde cekicle baslattigi tadilata maktapla devam eder oldu. dokuz bucukta basladi idi. uyucaktim ama icine etti, simdi taktim kulakligi muzik dinliyorum. belki matkap elindeyken sandalyeden yuzustu dusmus, calisir haldeki matkap makatina dolgu yapmistir.

komsuluk hukuku, apartman yasasi falan var midir su saatten sonra yumsek gurultu yapan aletleri kullanmazsin diye. gece yirmi dortten sonra yuksek ses yapmanin yasak oldugunu biliyorum ama matkap vs gibi makinalar onun duvarinda mi yoksa benim mi pek fark edilmiyor. sanki farkli bir uygulama olmali?

 
kapısına gidip uyarın, olmaz mı?
bizim apartmanda 19:00 dan sonra öyle seyler yapmak yasak kapıcı geliyor direkt yassaghh diye

  • 65 derece  (03.12.11 22:56:49) 
tabi haklarınız var bu konuda, polise haber verirseniz gelir uyarır, bir daha gelirse ceza keser. bir de belediyenin beyaz masa diye bir şeysi var, o da işe yarayabilir sanırım:

application2.ibb.gov.tr
  • s e  (03.12.11 23:58:50) 
bugün ben aşağı yukarı aynı saatlerde dediklerinin hepsini yaptım, ama o matkap değil di elektrikli pompa, biraz fazla ses çıkarıyor kusura bakma ama pompayla ne yapıyorsun diye hiç sorma. öptüm kib.


  • nedensizce  (04.12.11 00:01:13) 
[]

Mont boyamaca

Ekteki yesil renkli monta sahibim. fotografta guzel gorunuyor lakin gercekte hos olmayan bir renk. siyah olmasini istiyorum.

eskisehirde nerede boyatabilirim?

aktarlarda bulunan kumas boyalarinin bunu boyayacagini sanmiyorum. yanlis mi dusunuyorum?

 
kendimizi kandırmayalım,fotoğraftada kötü gözüküyor.


  • skywalkeremre  (03.12.11 17:23:46) 
kurutemızleme yapanların bir çoğu boyamada yapıyor.


  • hıkmıkzık  (03.12.11 17:56:48) 
aktarlardaki eski tip kağıt paketteki boyalar değil de böyle boncukçu, elişi, boya malzemesi satan yerlerde daha kudretli kumaş boyaları var. makinada vs yıkamaya da uygun. veya en kötü bi kovada boyarsın sıcak suyla, biraz da sirke atarsın filan sabitlenir.
bunun dışında kot tamir eden, paça kısaltan vs terziler var onlar da yapar bu işi.

  • kediebesi  (03.12.11 19:07:06) 
boyar boyar da aynı renge boyar. boyamadan önce çamaşır suyuyla rengini ağart belki daha iyi boyanır. o viktorya marka boyalarla kaç pantolon boyadım. onların sabitleyicisinden de almayı unutma


  • mr fusion  (03.12.11 19:19:15) 
iki eylül caddesindeki dry center'da boyama yapıyorlar.


  • physcos physcos  (04.12.11 12:44:38) 
[]

Harfli not sistemi

daha once harfli sistemle degerlendirilen bir sinavim olmamisti. degerlendirme nasil yapilir harfli sistemde? okula gore degisiklik gosteriyor galiba. gorseli baz alirsak 90 ile 100 arasindaki bir kisi AA aliyor, 80 ile 90 arasinda 7 kisi var. onlar da ab mi alacak? ac var mi? yoksa siralama ba bb ca cb gibi mi gider? bu durumda maksimum not araligi kac. tane olur?

(bkz: harfli sistem) pek tasvip edilen bir cevap degil.


 
Bizde
90-100 : AA
85-89 : BA
80-84 : BB
75-79 : CB
70-74 : CC
65-69 : DC
60-64 : DD
50-59 : FD
0-49 : FF
şeklinde gidiyor. Başka okullarda değişiyor olabilir, o konuda pek bir fikrim yok.
  • sesee  (30.11.11 11:32:14) 
yalnız hocanın tebrik ederim neredeyse kusursuz bir dağılımı var sınıfın.


  • nedendir bilinmez  (30.11.11 11:33:39 ~ 11:33:46) 
üniversiteden üniversiteye, hatta dersten derse, hatta ve hatta hocadan hocaya değişir o. dersi kim veriyorsa ona danışmak dışında yapabileceğin bir şey yok.


  • simendiferlerin efendisi  (30.11.11 11:34:19) 
[]

Patates oturtma

Saniyordum ama degilmis ismi. google.dan aratinca farkli bir yemege ulastim cunku. bahsi gecen yemek yine patates ile yapiliyor. fakat patates rendeleniyor ve tavaya doseniyor. uzerine pul bber vb baharatlar atiliyor. muhtemelen firin degil ocakta pisiyor. ortasina yumurta da kiriliyor galiba, ben yumurtasiz yerlerinden yerdim. nedir bu yemegin ismi? ne pisirsem diyenler bunu yapabilir cok da lezizdir.




 
mıhlama olabilir mi dediğiniz tarife uyuyor ama ?


  • nescafe  (26.11.11 17:19:00) 
yumurtasızını biliyorum ben. ama bolca patatesle yapılıyor benim bildiğim. potato pancake derdi bizim rus arkadaş. o yapardı biz yerdik. rendelenmiş patatesler yağlı tavaya konur ve patates kızartması yapar gibi pişirilir. alt tarafı kalınlaşıp sertleşmeye (kızarmaya) başladığında ters çevirilip diğer kısmı da aynı şekilde kızartılır. iki tarafı da kızarıp piştiğinde ocaktan alınıp tabağa konur. aşağı yukarı bir pandispanya yüksekliğinde olur. 4e bölünüp her çeyrek kabuk gibi sert olan dış kısımları hariç ortadan bölünür (arasından kesecek ama kabuk kısmını kesmeyeceksin, sandviç yapar gibi). sonra kumpir gibi içte kalan yumuşak kısımlar kabuktan kazınıp iyice yumuşatılır (burda aynen kumpir yapar gibi içteki yumuşak kısımları kazıyıp çatalla filan ezerek iyice yumuşatacaksın). süzme yoğurt ve karabiber-tuz döküp içine üst kabuğu kapatıp öyle yerdik biz. çatalla tabi :) ayy çok canım istedi yaa :(

bu arada evet patates oturtma değil bu, patates oturtma kıymalı oluyor ve fırında yapılıyor.
  • in vino veritas  (26.11.11 17:35:58 ~ 17:37:56) 
muhlamada patates yoktur.

bana kartoffelpufferi animsatti.
  • shi aila  (26.11.11 17:55:35 ~ 17:55:55) 
Tesekkur niyetine tikledim, cevap bunlar degil.

mihlama zaten peynir ve misir unuyla yapiliyormus, patates degil. google oyle dedi.

@veritas, abi bu tarif de guzel birseye geliyor. lezzetli gibi. silme mesajini deneyecegim bi ara.
  • dahinnotha  (26.11.11 17:56:23) 
aynen patates oturtma deriz biz de:)adının doğruluğunu sorgulamak aklıma gelmemişti ama.


  • onune3012  (26.11.11 17:59:17) 
Yok kartofferpuffer de degil. ama yapilisi benziyor. sogan yok sanirim icinde, cunku tadi gelmiyordu. yumurta opsiyoneldi ama guzel oluyordu. toz biber serpistiriyorduk bolgesel. sarili kirmizili oluyordu goruntusu cok hostu. catalli yerdim ben, catalla yenirdi. birkac damladan fzla yag kullanildigini sanmiyorum. o da tavaya yapismasin diye. patatesler yumusacik oluyordu, buharda pismis gibi. belki icine biraz su katiliyordur. zahmietli bir yemek degil, oldukca basit.

bu arada tadindan anladigim cikarsamayla yazdim bunlari. belki bu sekilde yapilmiyordur.

mucver de degil.

yalniz guzel oldu bu duyuru, yazin akliniza gelen benzer seyleri de:)
  • dahinnotha  (26.11.11 18:09:57) 
adı benim de aklıma gelmedi. sık sık da yaparım halbuki. patatesler yıkanıp, soyulup, suyun içine atılıyor. ben elma dilim patates olarak kesiyorum. bu yüzden patateslerin çok büyük olmayanlarını tercih ederim. küp küp doğramak veya rendelemek de mümkün. nasıl isteniyorsa, öyle kesilsin, fark etmez. bu işlem bitince çok az yağ, tuz, çok çok az karabiber, pul biber ve baskın bir aroma oluşturmayacak kadar kekiği(yakışıyor) dilimlenmiş veya rendelenmiş patateslerle harmanlayın. çok derin olmayan kapaklı bir tava veya tencereye
düzgünce yerleştirin. en son üzerine yarım çay bardağı su gezdirin. kapağını kapatıp, önce orta ve akabinde kısık ateşte 15-20 dakika pişirin. istenirse üzerine kırmızı toz biber de dökülebilir. yağ, tuz ve su hariç, diğerleri isteğe bağlı, olmasa da olur. karıştırmadan pişirmeye özen gösterin. son derece pratik, lezzetli ve sağlıklı bir patates pişirme yöntemi. biraz daha çok ocakta tutarsanız, kızarmış patates gibi de oluyor. dağıtmadan alt üst etmeniz gerek yalnız. sıcak yenmesi önerilir.

edit. patates buğulama diye geçiyor adı, bilginize. anneme sordum bu arada, böyle arayınca da pek çok değişik versiyonlu tarife ulaşılıyor.
  • july14  (26.11.11 18:47:50 ~ 18:59:25) 
[]

Fonotik sorunu - Harfleri yanlis telaffuz etmek

ç f s ş j z bu harfleri soylerken dudaklarim sola dogru kayiyor. cok hafif bi pelteklik bi tislama var ama harfler net cikmiyor. konusurken kameraya kaydettim de dudaklarimin goruntusu garip, komik. opucuk modunda konusuyor gibi.

arapcayi ogretmek icin tecvid kitaplari falan olurdu. onlarda harfin tam olarak nasil ciktigini, dudagin dilin seklinin ne olmasi gerektigi yazardi.

oyle bir rehber ariyorum turkce harfleri tam olarak ve dogru bir sekilde soylemek adina. ne olabilir? ne denir bu seylere?

 
ömer demircan'ın türkçe'nin ses dizimi kitabı vardır. orada telaffuz ederken dilin, damağın, dişlerin vs durumunu anlatıyor. belki oraya bakabilirsin. ben dilbilimi bölümünde okuyorum, fonetik dersinde bu kitaptan çalışıyoruz mesela.


  • groove salad  (24.11.11 18:01:10) 
ağız egzersizi yapın, diksiyon öğretmenleri bile bunlardan yaptırıyor. bir de haber spikerlerine dikkat ederseniz kelimeler ağız "I" harfini çıkarır konumdayken daha düzgün çıkar.
www.rehabilitasyon.com

  • 9kuyruklukedi  (24.11.11 19:06:02 ~ 19:07:37) 
[]

en güzel AMV

yani anime music video. şöyle ufak bir oynatma listesi hazırlayım en güzellerinden oluşan anime music videolar ile. duygusal olur, keman ağırlıklı olur, metal şarkılara klip yapılmış gibi olur. amv olması yeterli. güzel dedik, kime göre neye göre dimi? size göre efenim. güzel olduğunu düşünüyorsanız linki veriniz.




 
pearl jam, do the evolution

www.youtube.com
  • merhum  (24.11.11 15:42:59 ~ 15:43:30) 
  • nickimin hakkini veremedim  (24.11.11 19:03:44) 
[]

Milattan once 3760, yahudi takvimi

Su siteden dogum tarihime baktim da takvimler kisminda yahudi takvimine gore besbin kusur yilinda dogmusum.
www.wolframalpha.com/input/?i=25.08.1992

yani bu takvim mo 3760i gosteriyor. isanin dogusu ya da muhammedin gocu gibi bir olay mi oldu museviler icin kutsal sayilan, ne oldu?

 
  • irbat  (24.11.11 12:21:36 ~ 12:21:57) 
[]

Bir garip cumle

Donna rosenburg.un dunya mitolojisi kitabinda geciyor. aktariyorum:
"Evreni yoneten ilk tanrilar, kardesleri, cocuklariyla birlikte insanlarin evrenini yoneten Zeus tarafindan tahttan indirilirler."

bu cumleden anladiginiz sey nedir?

a) kardesini ve cocuklarini yanina alan zeus ilk tanrilari tahttan indiriyor.
b)ilk tanrilar kardesleri ve cocuklariyla evreni yonetirken zeus gelip onlari indiyor.
c) zeus insanlarin evrenini kardesleri ve cocuklariyla birlikte yonetirken ilk tanrilari tahttan indiriyor.

bu cumleden sizin anladiginiz nedir?

anlatim bozuklugu falan yok dimi cumlede? sonucta kardes ve cocuk sozcukleri zeus a bagli cunku virgul kullanilmamis. o sebeple bence c sikkindaki anlam var. bunun yaninda "kardesleri, cocuklari" demek yerine kardesleri ve cocuklariyla demek daha iyi olmaz miydi?

 
c bence de.


  • lemmiwinks  (19.11.11 19:43:12) 
c şıkkını anlamamız gerekiyor. mitolojiye göre öyle çünkü. yazının devamından da anlaşılması gerekiyor. ama cümle tek başına, farklı anlamlar çağrıştırabiliyor dediğin gibi.


  • ermanen  (19.11.11 19:45:16) 
a


  • chaoslord  (19.11.11 19:47:32) 
bir noktayı yanlış söyledim sanırım. c anlaşılıyor gibi duruyor ama titanlar savaşı, titanlılar (ilk tanrılar) ve olimposlular (zeus ve kardeşleri) arasında oldu. yani zeus tek başına değil, kardeşleriyle birlikte savaştı.

cevap a o zaman.

cümle daha anlaşılır yapılabilirdi tabii...
  • ermanen  (19.11.11 19:56:18 ~ 19:56:59) 
cevap c. en azından noktalama işaretleri bizi bu cevaba götürüyor.


  • klassno  (19.11.11 19:58:05) 
Noktalama isaretleri c.ye goturuyor da var bi gariplik yine de. keske daha anlasilir olsaymis. noktalama isaretleri cok onemli gercekten de.


  • dahinnotha  (19.11.11 20:03:48) 
[]

Revacta bir soru: Dunyayi Gezmek

Galiba herkesin hayalleri arasinda var bu. Benim de oyle. Macellan gibi dolasmak istiyorum dunyayi, ama karadan. ve bisikletle(Bisiklet konusunda muallaktayim. bisiklet olmazsa otostop ve yurumek olur ki bu pek akil kari degil galiba, yoksa daha mi mantikli?)

yasim 19, istedigim okulda, istedigim sehirde, istedigim bolumde okuyorum. ailevi problemlerim yok genel anlamda, arkadaslarimla aram kotu degil. yani biryerlerim kasiniyor degil ama baska kulturleri gorme meraki herseyden fazla.

hep hayalimdi dunyayi gezmek. ama cok uzaktim bu fikre. simdi ise daha realist geliyor bu. o kadar da imkansiz degil sanki?

birinci sinifim daha. yani en azindan uc sene var bundan sonra okulun bitmesine. sinifta kalmadim ya da sene kaybetmedim okulunu dondurup gidebilirim diye dusunmekteyim. ing ve fr biliyorum ama konusamayanlar ekolundeyim. diyorum ki, 2 3 sene sonra bu hayalimi gerceklestirmek adina simdiden hazirliklara baslasam. yani dil sorununu ortadan kaldirmak (en rahat halledecegim sey bu), bisiklet icin uzak mesafe surebilecek denli calismalar yapmak gibi. ya da para biriktirmek. 3.sinif bitiminde okulu dondurup da gitme fikri var aklimda.

bu konu hakkinda fikirlerinizi merak ediyorum. ne derece makul? ne kadar zor? gerceklestirmek adina atacagim somut adimlar ne olmalidir, gidicem demekle gidilmez? olumlu ya da olumsuz dusuncelerinize acigim.

dun de benzeri bi duyuru vardi. cevaplari kendime yorup cesaret aldim biraz da:)

tesekkurler simdiden.

 
(git: 88083)
(git: 102094)
(git: 328508)
(git: 268017)
(git: 94312)

özet geç piç: git!
  • compadrito  (18.11.11 13:21:46 ~ 13:31:17) 
Hiçbir hayalini erteleme bence. Öğrenciyken istediğin hayallerin peşinden daha rahat koşuyorsun. Okulu dondurma imkanın varsa ben onu göze alırdım.


  • dessy  (18.11.11 13:22:05) 
Yaşıtın olarak cevap veriyorum,
Okulu dondurayım,okuku bitireyim tüm dünyayı gezecem ulan diyenlerin çoğunluğunun hatta çoğunluğunun birşey yaptığını sanmıyorum.Hele ki yaşam şartları iyi durumdayken.Gez dolaş 3aylık tatil var,hayatından bir yıl ne diye kaybediceksin.
Türkiye'den bu şekilde çıkmak ciddi zaman ve cesaret ister,her yıl yap gezini rotanı çiz.İlk yıl avrupa turu,3ay neyine yetmez?ikinci yıl kuzey-güney amerika turu.Üçüncü yıl vs vs derken iş uzar.
Önemli etken para tabiki,derslerin yoğun değilse çalış part-time olarak biriktir paranı,ingilizce olduktan sonra diğerlerinin pekte önemi yok gibi.
Otostop ve bisiklet ile tur benimde hayallerimi süsülüyor,Şubatta viyana'ya gidiyorum lisans için,ilk işim orda bisiklet almak :)
  • VickVickyVale  (18.11.11 13:53:38) 
Okulu dondurmak yerine yaz tatillerinizi kulanın: Bir sene Work and Travel yapın, Amerika'yı görün, diğer bir sene interrail yapın Avrupa'da gezin.
Okulunuz bittiğinde bol bol seyahat tecrübeniz olur. Ne yapmak istediğinize karar verirsiniz.
ozlem-pansiyon.blogspot.com Bu seyahat blogunun sahibi Özlem, her sene üniversite öğrencisi gençleri seyehate teşvik etmek için burs veriyo, takip edebilirsiniz. Genç Gezginler seyahat bursu adı altında.
ozlem-pansiyon.blogspot.com
  • june  (18.11.11 18:24:17) 
[]

Turklerde devlet

Empirium ve dominium devletler vardi. emp.te toprak milletin dom.da ise hakanin mali sayiliyordu sanki.

turk devletleri arasnda domium anlayisa sahip olav var mi?


 
tüm turk devletlerınde hakanın malıdır zaten toprak , en azından hanedanlıgındır yanlıs mı biliyorum ?


  • kennym  (17.11.11 20:58:08) 
Ilk dewletlerde hakanlarin tanri tarafindan yetkilendirildiklerini ve halkin toprklarini koruduklari saniyorum. hatta kitapta soyle bir ibare vardi. hanedanligin topragi sayilan devletlerin omru uzun degil gibi. osmanli ise uzun bi imparatorluk.biseyleri yanlis hatirliyor olabilirim


  • dahinnotha  (17.11.11 21:08:19) 
Ilk turk devleti sayilan gokturkletden gunumuze kadar tum turk devletleri imperium anlayisina sahipmis. oyleyse sorumu degistiriyorum. dominium devlete ornek verebilir misiniz?


  • dahinnotha  (17.11.11 21:52:39) 
sanırım son yazınızda tam tersını soyleyecektınız ? tum turk devletlerı dominium , emperium olan türk devleti var mı gibisinden ? şuan ki türki cumhuriyetlerin tamamı emperium.

yok yanlıs yazmadıysanız ve hakanın malı sayılan bir devlet arıyorsanız ingilterede toprak hanedanlıgındır , dominum bir devlettir. krallıkların tamamı bu şekildedir. dünya üzerindeki krallıklar örnek verilebilir.
  • kennym  (18.11.11 09:20:24) 
@kenny, tesekkur ederim. fakat yazdigim sey kitapta gecen ifade. gokturklerden gunumuze tum turk devletleri imperium anlayisa sahip. toprak milletin, ulusun yani devletin mali (ifade yanlisligi olmasin halk = devlet) sayiliyordu. hukumdar ise tanrinin dunyadaki subesi misali ulke korumakla mukellefti. osmanli da bu sekilde. hatta padisahlara "zillullahil arz" (boyle olmayabilir, bnzeri birsey) deniyormus. yani turkcesi, allahin dunyadaki golgesi.


  • dahinnotha  (18.11.11 12:24:08) 
[]

Unutkanlik degil baska birsey bu, degil mi?

Unutkanlik mi dikkatsizlik mi ne oldugunu bilmefigim bu sey gun icinde cokca basima geliyor. bunuyor gibi hissediyorum. az once basima gelen bir ornek vereyim:
damacadan surahiye su koyacaktim. o sert kapagi acmak icin bicagin sirtini kullandim. bulasiklari yeni yikamistim fakat hatirlayamiyordum o bicagi yikayip yikanadigimi cunku rafa koymak yerine tezgahin ustune koymusum. damacananin kapagini actim, bicagi belki tekrar yikadim ve yerine koydum. ardindan az once actigim kapagi kapativerdim. su koymak icin kapagini actigim aklima bile gelmedi o sirada.

tanistigim insanlarin isimleribi unutmuyorum, ezberde cok zorlanmiyorum, bir olayi tarihi gununu cok rahat hatirlayabiliyorum ama bu tarz basit seylere beynim yetmiyor.

konunun dikkatla alakali oldugunu dusunuyorum. keza kitap okumaya baslasam ilk sayfadan snra etrafa bakiniyorum. farkettigimde onuncu sayfaya gelmis oluyorum. aradaki dokuz sayfayi ne ara okudum bilmiyorum.

yas 19, saglikli besleniyorum. meyve, sebze, findik vs yerim surekli. hatta b12 hapi kullandim bi ara is garanti olsun diye.

nedir konu hakkindaki yorumlariniz?

tesekkur ederim vakit ayirip okudunuz.

 
dikkat eksikliği olabilir. (bkz: dikkat eksikliği)


  • compadrito  (17.11.11 17:08:08 ~ 17:08:47) 
evet sonradan hatırlamakta değil ilk yaşadığında dikkat etmekte zorlanıyorsun.


  • kediebesi  (17.11.11 17:14:08) 
Çok sıklıkla yaşadığım durum. Farkettiğim kadarı ile çok önem vermediğim, basit şeylerde daha sık oluyor. Örneklediğin gibi, su doldurmak, odaya sürahiyi getirmeye gidip vardığında mutfakta ne yaptığını bilmemek vs. Çözümü bende yok. Unutmamam gereken önemli, işle vb. ilgili durumlarda devamlı not alıyorum. Telefonum günda 20 kere not hatırlatma amaçlı çalıyor. Hatırlatma koymaya değmeyecek şeylerde ise mutfağa bir daha falan gidiyorum :)

Not: Spor yapmıyorum, günümün 15+ saati bilgisayar başında geçiyor. Çok ama göz ucuyla okuyorum. Odaklanamama sorunum yok, dediğim gibi önem vermeme denebilecek bir sorunum var.
  • crostata  (17.11.11 17:15:03 ~ 17:18:24) 
sakarlıkların da oluyorsa hiperaktivite ve dikkat bozukluğu olabilir. tedavisi vardır müdür.


  • siradisi00  (17.11.11 17:20:47) 
Ben de ondan supheleniyordum.
Dikkat eksikliginden.

peki ne yapilabilir bu konuyla ilgili? psikayatri demeyin onu son care olarak goruyorum.
surekli beyni uyanik tutsam, yani bir sure boyunca her yaptigima dikkat edip surekli teyakkuzda olsam cozum olabilir mi?

Edit: sakarlik yok. yani biraz var. cok dikkat ederim o tatz seylere. zuccaciye girmek bile ayri bi stres. o yuzden pek sakarlgim yok. ama relax olsam yikarim herhalde dukkani. nedir tedavisi mudur?
  • dahinnotha  (17.11.11 17:25:33 ~ 17:29:50) 
psikiyatriyi en son çare olarak düşünüyosan, her yaptığın işe tam mânâsıyla odaklanabilmeyi, kendine öğretmen lazım. o an ne yapıyosan, o işe yüzde yüz yoğunlaşmak için aktif çaba göstermen gerekiyor. beyin öyle bi şey ki, en olmadık şeyleri, sırf irade gücüyle öğretebiliyorsun. internette dikkat eksikliği ile yazılmış olanları ama profesyoneller tarafından yazılmış olanları bul ve oku.

bonus: www.yankiyazgan.com
  • compadrito  (17.11.11 17:36:38) 
farklı bır orneği bende oluyor. özellikle çok uzun saatler yoğun sekılde calısıyorsam..eylem halinde iken yapacağım şeyi unutuyorum. resmen manyağa bağlıyorum. kendi kendime konusuyorum: "Neden burdasın"? "Yapman gereken neydi? hatırlamaya çalış" gibi..uzun saatler calısınca sapıtıyorum evet.


  • dokuzeylul  (17.11.11 18:31:36) 
solgar nero nutrients


  • tatarcik  (17.11.11 19:55:26) 
tebokan diye bi ilaç var içinde kimyasal olmadığı içinde zararsız olduğu biliniyo bi bak derim eczaneden.


  • semson  (17.11.11 22:22:35) 
[]

Neden yardim ederiz?

Garip bir baslik oldu galiba. insanin hic karsilik beklemeden yaptigi iyiliklerden bahsediyorum. gercekten karsilik beklemiyor muyuz? yoksa iyi hissetmek, kendimizi kandirmak icin "karsiliksiz" kelimesini mi kullaniyoruz? gercekten karsiliksiz diye bir sey mumkun mu insan dogasi icin?

Yardim, gizli bir ego tatminiyse karsiliksiz oldugu iddia edilebilir mi?


 
(bkz: karma)


  • dedim dedim de kime dedim  (14.11.11 14:25:55) 
"iyi hissetmek" kavramıyla "gizli bir ego tatmini" kavramını birbirine karıştırmamak lazım.

zor durumda olan, tecrübesiz olan, bize ihtiyacı olan kişilere yardım etmek, asil bir davranıştır. insanın ne kadar insan olduğunun ölçütüdür. bu nedenle, âfetlerde ülkelerin birbirine yaptığı yardımlara İNSANÎ yardım (humanitarian aid) denir. toplumda böyle hisseden ve yardım eden kişilerin teşvik ve yaptıklarının teslim edilmesi gerekir. (burada teslim etmeyi, recognition mânâsında kullanıyorum).

Bunun aksini iddia edeceklerin, Van'da ölen Japon doktorun ne tür bir karşılık bekleyerek Van'a gitmiş olduğunu açıklaması gerekir.
  • compadrito  (14.11.11 14:39:16 ~ 14:42:00) 
vicdan, iyiyle kötüyü ayırt edebilme yeteneği


  • freebird5406_2  (14.11.11 14:39:24) 
insan olduğumuz için. doğamızda var. (birisine yol tarif etmek de yardımdır ve o kişiden bi beklentimiz olmaz.)


  • kakao  (14.11.11 14:40:18) 
Ben hiçbir karşılık beklemeden yardım eden kelimenin tam anlamıyla yardım-sever bir insanım."Ego tatmini" değil de "aşırı vicdan" diye tanımlayabiliyorum bunu.


  • ladybug  (14.11.11 14:40:40) 
icinden geldigi icin yardim edersin, icinden gelmeden yaptigin yardimlar icin: cikar.


  • hubble  (14.11.11 14:41:27) 
İnsan yardımı genellikle kendisi için etmiyor. Ama bir yandan, olayı kendimize çevirirsek, kendimiz için olabiliyor. Yardıma ihtiyacı olan bir canlıya yardım edip, durumunu değiştirdiğimiz zaman içimiz rahatlıyor, o canlının haline üzülme durumumuz geçiyor. Bizi üzen bir durumu da değiştirmiş oluyoruz aslında. Ama bu saf iyi bir şey.


  • karçocuk  (14.11.11 15:26:25) 
(bkz: erdem)


  • mulayim ters  (14.11.11 16:57:11) 
Afrikadaki atalarımızdan kalan bir içgüdü. Sayıları çokça az olan vahşi doğa şartlarındaki atalarımız türün devamlılığı için böyle bir içgüdüye muhtaç idiler.Şu an böyle bir tehlike olmamasına karşın bu içgüdü o devirlere nazaran azalmış da olsa devam etmekte.


  • tatarcik  (14.11.11 17:21:22) 
[]

dikkat eksikliği tanısı

kardeşim 11 yaşında, beşinci sınıf öğrencisi. galiba dikkat eksikliği var. nasıl tanı konulur? psiyatriye falan mı götürülür?




 
  • compadrito  (04.11.11 10:19:12) 
o muhtemelen sadece aklini vermedigi ve gönülsüz oldugu icindir. cünkü add tanisi 11 yasa kadar beklemez konmak icin, en gec 7 yasinda kendini gösterir. (git: 322380) bu tip sorunlari beraberinde getirir. kavga cikarma, göz temasinda bulunmama, bazilarinda ögrenme güclügü bazilarinda normalden daha hizli ögrenme demektir. saglikli iletisim kuramama, biriyle konusrken cumleyi yarida birakip baska bir seyle ilgilenmeye baslamak demektir. imali, metaforlu cümleleri algilayamamaktir. kardesimde de benzer durum vardi, ilk 2 gittigimiz pedagog ablasinda var kesin onda da vardir dedi, sonraki gittigimiz 2 pedagoga benden bahsetmediler, dikkat eksikligi tanisi koydular gene de. cocugun tek derdi ilgi eksikligiymis halbuki. dedigim gibi sonra gereksiz bir tedaviye girip para kazanmak amacli cok sahtekar var piyasada. add güzel bir hayat formu degildir, herkese bu yaftalamayi yapmayin. dedigim gibi muhtemelen sadece ilgi eksikligidir onun ki. yoksa bu yasa kadar iyi cikmis. bazi mal pedagoglar hemen ^evet, cocugunuzda dikkat eksikligi var^ diyorlar, agizlarini yamulta yamulta, döverim ben onlari. hatta hepten mal olanlari ilaci basiyorlar yavrucaga. sectiginiy kisinin iyi bir pedagog olmasina özen gösterin.psikiyatriye degil hem, pedagoga götüreceksiniz. türkiye'deki kadar cok mal ve para göz psikiyatr, pedogag, psikolog ve türevlerini de ben hic görmedim baska yerde.


  • yvonne  (04.11.11 10:55:16 ~ 10:56:42) 
çocuk psikiyatrına gidilir, aileden öykü alınır, çocukla konuşulur, bazen okulda öğretmenin yazdığı değerlendirme mektupları olur, varsa o da getirilir, çocukla konuşulduktan sonra doktor tanıyı koyar, tavsiye ile birlikte dikkat artırıcı ilaç verebilir ki öyle uyutan ilaçlar falan değil onlar, ilerleme sağlanmasına katkıda bulunuyor. maddi duruma ve çocuğun sağlık durumuna göre sonraki seanslar belirlenir ya da yeni bir seans olmaz. durum çok ağır değilse en azından ikinci bir kontrol seansı olacaktır.
istanbul'da iseniz yönlendirebileceğim uygun ücretli bir doktor var. mesaj atarsanız yönlendirebilirim. geçmiş olsun.

  • 9kuyruklukedi  (04.11.11 13:20:07) 
[]

kanal 7 deki dede

cuma sohbetleri adlı programda bir amca birşeyler anlatıyor. çok güzel bir sesi var. ne anlattığı önemli değil, saatlerce dinlerim. bu tarz sese ne deniyor? davudi ses dedikleri bu mu? başka kimler var bu sese sahip olan?

ben bunu yazarken reklam çıktı. iki üç dk sonra dönecekler geri.
edit: bahsi geçen amca necmettin nursaçan imiş.

edit.e bonus soru: tarkan.ın tüm kemiklerinin kırıldığı, dişi kurt sütü ile iyileştirdikleri bölümde de gözleri kör olan ve kulaklarıyla görebilen amca.nın adı neydi biliyor musunuz?

 
bonus tarkan sorusuna:

o karakterin adı, filmde reha yurdakul tarafından canlandırılan ulu gökçe'dir. filmde agah ün seslendirmiş olması lazım.
  • delikan76  (04.11.11 11:58:47) 
www.seslendirme.org hayri küçükdeniz de olabilir


  • fenasi kerim  (04.11.11 12:01:09) 
[]

yunan mitolojisi

yunan mitolojisi ile ilgili film önerebilir misiniz? belgesel veya türevi de olabilir. herkül gibi uzun soluklu bir dizi değil de, clash of titans gibi. amacım karakterleri ana hatları ile tanımak.




 
oyun olursa "god of war" serisini tavsiye ederim..


  • toshiro  (03.11.11 20:52:21) 
  • anonimyususer  (03.11.11 21:13:05) 
film:
the odyssey
troy
clash of titans
jason and argonauts

thor (iskandinav mitolojisi)

şurda da bütün liste var sanırım:
en.wikipedia.org

belgesel:
"Greek Gods and Goddesses", history channel'da yayınlanıyormuş ve youtube'da da bölümleri var
  • ermanen  (03.11.11 21:19:59) 
facebook kullanıyorsan burada karkaterlerden sıksık bahsediyorlar .

www.facebook.com
  • nedensizce  (03.11.11 21:22:06) 
[]

ella ballerina: saç dökücü saç şampuanı

avon.un ultra başarılı ürününü kardeşime almışlar. elmalı falan, hoş kokulu. bi iki defa denemiş saçlarını dökmüş. ben de denedim avuç avuç saç geldi elime. annemde de aynı etkiyi göstermiş. nasıl bir muhtiviyatı varsa artık ciddi ciddi döküyor saçları.

aklınızda bulunsun yani.

merak ettim. bu şampuan bizde mi böyle etki yaptı, yani sonuçta test etmeden piyasaya sürülmez çok uyduruk birşey bile olsa, değil mi?

 
yok, bildiğimiz şampuan.
saç şampuanı. ama temizleme etkisinden çok saçları döktüğü için o şekilde bir benzetme yaptım.

  • dahinnotha  (03.11.11 20:06:58) 
şikayet vara yaz mutlaka arıyorlar azcık çemkirirsin


  • hmm  (03.11.11 20:41:02) 
[]

uzak doğu dövüş sanatları

sanırım ecnebiler martial arts diyorlar. konusu bu olan belgesel (ya da türevi) tavsiyesi arıyorum.

bu sporlarda uç noktalara gelip de fizik kurallarına aykırı sayılabilecek kadar gelişmiş şeyler yapan adamların youtube vs videolarına da talibim.


 
extreme martial arts serisi var tv de izlerdim, tek bölüm mü çok bölüm mü aslında bilmiyorum ama belgeseli var ve ismi yazdığım gibi


  • dieselsingle2  (03.11.11 14:55:25) 
  • compadrito  (03.11.11 15:00:35) 
(git: ufc.com)


  • pangea  (03.11.11 15:02:01 ~ 15:02:31) 
[]

10 kasım 1917

bu tarihte ne oldu, neyi simgeliyor olabilir? birinin facebook profilinde doğum tarihi olarak yazıyor.




 
ekim devriminden bi ay sonra. başka da birşey gelmiyor aklıma :/


  • cro magnon  (02.11.11 17:35:58) 
bir olay yok gibi:
tr.wikipedia.org

eleman türk mü?
  • shi aila  (02.11.11 17:51:27) 
evet türk. komüzim, devrim gibi işlerle uğraşıyor. yanlış yazmış değil.

7 ekim 1917 rusyada komünizm ihtilali imiş. türkiye deki etkisi 10 kasım 1917 olsa gerek.
  • dahinnotha  (02.11.11 18:04:26) 
türkiye'deki etkisi falan yok ekim devriminin. o ne demek öyle?


  • cro magnon  (02.11.11 18:07:20) 
haydarpaşa ile yada tıpla ilgisi varmı ilgili kişinin _?


  • Abraxass  (02.11.11 19:04:31 ~ 19:04:52) 
"Yunus Nadi Bey, Tasvir-i Efkâr gazetesinde başyazarlık yaptığı dönemde 10 Kasım 1917 tarihinde “Bolşevik İhtilâli” ve 12 Kasım 1917 tarihli “Sulh Emelin Galebesi” adlı iki ayrı makalesiyle hem barış teklifini tasvip etmekte hem de Lenin'in fikirlerini makul ve mutedil bulmaktaydı."

www.ezberim.com

belki vardır bi alakası?
  • fuel oil  (02.11.11 20:10:51) 
[]

eskart vizeletmek

bugun son gunmus vizeletmek icin. bugun vizeletmezsem ne olur? baska tarihte yapamaz miyim?




 
2 dakkada vizelet daha vaktin var hemen çarşının orda kültür bilmemnesi vardı ben öğrenciyken öle yapıllardı.


  • novusordoseclerum  (31.10.11 13:06:05) 
benim bildiğim sonra yapıncada oluyo ama kartı doldurmazlar vizeletinceye kadar


  • shaqkin  (31.10.11 13:16:07) 
son gün muhabbeti vizeletmeden kullanabileceğin son günü belirtmek için verilmiş bir tarih. söylendiği gibi daha sonra da vizeletebilirsin, ancak yarından itibaren, kartını vizeletmedikçe kullanamayacaksın.

adresi bilmiyorsan da çok basit bir yerde, yıldız durağı iş bankasının karşısında hemen.
  • stimpak  (31.10.11 14:21:52) 
[]

Bioxin genesis kullandiniz mi?

Okulda dagitiyorlardi tanitim olarak. iki kullanimlik verdiler. cidden iksir gibi birseymis. tek yikama ile iki uc gundur dokulmez oldu.

ama daha once benzer durumla karsilastim: tanitim icin ozel hazirlanmis bu paketler guclu bir karisima sahip olup da eczaneden alacagim urunun daha az etkili cikma durumu var midir?

kullananlarin tecrubeleri nelerdir?

 
valla hiç kullanmadım; ama bioxcin'in hormonları azdırıcı özelliği ile ilgili duyuruda bir sürü soru görmüştüm. çoğu kişi omuz veya sırtta kıllanmadan bahsediyordu. bioder'inde(tüy azaltıcı krem) aynı firmadan çıktığını göz önüne alırsak. aklıma kötü şeyler geliyor.

belki saçı dökmüyor; ama istenmeyen bölgelerde kıl artışı sağlayarak bio der kullanmaya zorlamak gibi..
  • mayeskuel  (30.10.11 13:07:58) 
[]

sevgili adayi ile bulusmaya calismaca

merhabalar sayin soru sormayi ve sorunlari cozmeyi cok sevenler. dun bir iliski baslangici hakkinda sormustum, durumu anlattim onceki duyurumda.

(git: 319827)

yarin o disi kisiyle bulusmak istiyorum. nasil davet etmeliyim? direk arayim mi, mektup ya da duman kullansam da olmaz herhal. arayim da ne diyeyim? bir bahane olmadan cagirmak biraz zor geliyor. bi de reddetme durumu var. o da hoslandiysa muhakkak cevap verir mi yoksa sinavim var, karnim agriyor gibi bahaneleri gercek olabilir mi? gelmezse birazcik israr edip o zaman baska zaman bulusuruz mu demeliyim yoksa hosnutsuzlugumu belli etmek adina hafifce trip mi yapmaliyim? yarin nereye goturmeliyim peki? bir arkadasimla konusuyorduk (o da ben de kulturel faaliyetleri severiz) bu yastaki kizlarla kulturel deil eglence odakli yerlere gitmenin mantikli olabilecegini soyledi. efendi adam kategorisine giriyorum bu arada ben.

ask mesk islerinde bilgi kirintisina dahi acim, esirgemeyin tecrubelerinizi:)

 
bir kere karnım ağrıyor derse hemen vazgeçme, belki gerçekten ağrıyordur :)
bir kez daha dene şansını.

çok güzel bir kafe buldum şöyle iyi böyle iyi de, muhtemelen davet bekler zaten o zaman. anında yapıştır yarın işin var mı diye.
  • fakyoras  (29.10.11 10:48:29) 
[]

kız sorusu

aşk konusunda yüksek yüksek ihtisaslar yapmış duyurucular, merhaba.
ikili ilişkiler konusunda çok başarısız bir er kişinin sevgili yapma konusunda izlemesi gereken adımlar nelerdir?

-----

bir gönüllü kuruluşun eğitiminde tanıştım bir bayan kişisi ile. tramvaydan indiğimde elinde bir kitap olduğu için, siz de mi xxx.e gidiyorsunuz diyerek selam verdim. yanında bir arkadaşı vardi, eşlik edebilir miyim diye izin aldım ve yolu beraber yürüdük.

eğitim sırasında arkadaşı başka bir yere gitti,ben kimseyi tanımıyorum, o da pek sessiz. o sebeple muhabbet oluştu aramızda.

eğitime katılan tüm vatandaşlar olarak mail adreslerimizi ve tlf. numaralarımızı bir listeye yazıp birbirimizle paylaşmıştık. ertesi gün facebook.ta arkadaş olarak ekledim, kabul etti.

benim okulumda okuyan bir arkadaşımız vardı. arkadaş değil sadece tanıdk ismini biliorum o kadar. ona selam yollamamı istemişti. selamını ilettim, onun da sana selamı var mealinde bir mesaj attım face üzerinden ertesi gün. sonra gönüllü kuruluşla ilgili, gittin mi oraya, napıyorlar ne ediyorlar mealinde başka sorular sorarak hafiften bir muhabbet aralamak istedim. mesajlaşmak yerine tlf. etmeyi tercih ederim. müsait olduğuna karar kıldığım bir anda tlf ettim ve yaklaşık 5 dk muhabbet eyledik. c.tesi günü görev alacağım ve onun da merak ettiği bir organizasyon.a davet ettim onu. çok sevindi lakin o gün bir arkadaşının geleceğini söyleyerek kabul edemedi.

sevgilisi var gibi değildi, yani hareketlerinden anladığım kadarı ile. ölçüt olmadığını biliyorum ama facebook.da ilişkisi yok olarak yazıyor.

yaşlar 19 bu arada, değerlendirmeleri ona göre yapın, ikimiz de öğrenciyiz.

geçen tlf ettiğimde bahanem davetti. şimdi dışarı çıkarmak istesem ne demeliyim? nasıl yapmalıyım o teklifi? bu arada kızlarla iletişim kurmakta herhangi bir problemim yok ama arkadaşlık ve sevgililik arasında hareket etmekte büyük problemlemlerim var. sevgili olmak istediğim kız birden arkadaş hatta kanka dost muhabbeti yapınca etkisiz hale geliyorum.

(sevaplı soru+ tik)

 
seviyorsan git konuş bence... ha pardon o yapılmıştı zaaten..

o zaman ara doğrudan yarın napıyorsun diye sor...
  • skywalkeremre  (28.10.11 14:07:06) 
abicim 19 yaşındaki bi kızın aklı bir karış havadadır. sana ilgi duyuyorsa sadece iletişimi koparma, kendini belli eder o. yok bi sinyal alamıyorsan hiç kasma bence. ama yok, sinyal alamadığım halde bırakamıyorum dersen git konuş, alacağın cevap değişmeyecek ("ben seni arkadaş olarak görüyorum", "ilişkiye hazır değilim", "sınavlarım var okul falan", "psikolojim bozuk" etc)

ama ilgisi varsa sana, dediğim gibi belli eder, bir şeyler sormana/teklif etmene gerek bile kalmaz.

önümüzdeki 5 sene içinde bunu zaten kendin fark edeceksin.
  • gonion  (28.10.11 14:17:44) 
sevgilisi olsa bu kadar yakınlık göstermezdi,
bence doğru yoldasın anlattığına göre son derece düzgün başlayan bir tanışıklığınız olmuş,
eğer yakın zamanlarda bir etkinlik varsa davet et yoksa facebookdan durumunu takip et yorumşlar falan yap resimlerine muhabbeti koparma belliki onunda hoşuna gitmiş seninle görüşmek,
Bence sor tekrar kuruluşa ben gidiyorum sen gelecekmisin diye ama zaman verme şu sıralar falan de senin geleceğini bilirse hayır demez önemli bir işi yoksa mutlaka gelir o zmanda görüşme sırasında bi yere bi kahve içmeye davet edersin konuşursunuz
ha akşam geç oluyo çıktığımızda dersen erken buluşur gene muhabbet etme fırsatı bulursunuz
oda olmadı evine yada bineceğin araca kadar eşlik etmek için izin iste yolda sohbet şansı bulursun
  • basond  (28.10.11 14:20:59) 
[]

Biri rango filminin alttazisini mail atabilir mi?

evde internetim yok, cepten baglaniyorum. telefonuma indiremedim altyaziyi ama maille alabilirm belki.

dosya ismi rango 2011 720p bluray x264 700 mb.mkv gom 23,976 frame. Tek cd. birkac turkce altyazi gonderirsenz mutesekkir olurum.
at gmail com

 
Burada bir sürü var:
divxplanet.com

  • samterk  (22.10.11 10:44:33) 
@Want tesekkurler, uydu.

@sam var da tlf.dan baglndm indiremdm. ama mail yoluyla indi.
  • dahinnotha  (22.10.11 10:58:55) 
Yaa pardon, ben konuyu tam okumamışım veya sen sonradan değiştirmişsin.


  • samterk  (22.10.11 11:39:19) 
[]

ritim, müzik konusunda yeteneksiz olmak

gayet normal bazı insanlar müzik, dans gibi konularda iyi olamaz. ben de öyleyim. okulda ritim grubu vardı ona katıldım, davul çaldık. düm tek, teke teke düm vs. o basit kombinasyonlarda bile sıkıntı yaşadım. halk dansı yaparken de sıkıntı çekiyorum, ayakları koordineli hareket ettirmek konusunda. bu iki konuda da daha önce tecrübem olmadı tabi onu belirteyim.

bazı insanlar doğuştan yetenekli bu konularda, bazıları ise benim gibi fakir. bu farkının oluşmasının sebebi, sebepleri neler olabilir? o işlere bakan beynin hangi kısmıdır? orayı mı geliştiremimişiz biz? napak?


 
aynı yeteneksizlikten ben de müzdaribim. pek yardımcı olmadı ama en azından yalnız değilsin bil.


  • hizli sperm  (20.10.11 23:31:33) 
www.ehow.com

kafaya takıp çalışman lazım. yetenekli adam bir vakitte öğreniyorsa, sen on vakit çalışıp öğrenmelisin.

koordinasyon işleri beyinciğin sorumluluğunda ama müzik enstrumanı çalmak karmaşık bir faaliyet. ön lob ve beyincik ortak yapımı.

www.merckmanuals.com
  • compadrito  (20.10.11 23:35:50) 
sizin de başka konularda bi yeteneğiniz vardır belki, herkes müzikte iyi olacak diye bi kaide yok. bi arkdaşım mesela en basit melodileri bile tekrar edemiyor, şarkı söylemeye kalksa bambaşka bir şey oluyor. müzikal yetenekler doğuştan oluyor ama kişinin kendini geliştirmesi de çok önemli.

bbc'nin bi belgeseli vardı orda görmüştüm, asyalı ufak bi çocuk hiç müzik eğitimi almadığı halde bi gün evde duran piyanoda klasik müzik eserleri çalmaya başlıyor aniden. annesi falan şaşırıyor, çeşitli müzik hocaları, doktorlar nasıl olur diye inceliyor falan.. nota da bilmiyor bu ufaklık, parçayı duyması yeterli. şimdilerde konserleri falan da oluyor sanırım. yani bilişsel bir yanı da var..
  • toshiro  (20.10.11 23:41:04) 
[]

ideal diş temizliği

en uygun ağız ve diş bakımı nasıl olmalı? diş fırçası, diş macunu seçerken nelere dikkat etmeli? günde kaç kez temizlenmeli? fırçalamanın alternatifi var mıdır? alkol, sigara, kola dişlere zarar veriyor diye tüketmemeli miyiz? gargara, diş ipi vs kullanmazsak ne olur?

sorularım korkutmasın, bildiklerinizi yazın. link vs.de verebilirsiniz. tiki bol keseden kullanırım=) teşekkürler.


 
diş macunu için doktorlar evet aynı diyolar. fakat kişisel tercihim bazı macunlar böyle dişleri kaygan gibi yapıyor.daha temiz hissediyorum. ( parodontax onlardan biri ) alkol bilemiyorum ama sigara ve kola gibi asitli şekerli içecekler zararlı. en az seviyede tüketmek gerek. diş ipine alternatif ara yüz fırçaları olabilir. fırçanın temizleyemediği yerlerde diş ipi ve arayüz fırçası iyi iş çıkarıyor.


  • eli eli lema sevaktani  (20.10.11 17:39:56) 
sigara dişeti çekilmesi ve renklenme yapıyor. asitli şeyler erozyon yapar, dolayısıyla kola dişlerinizin aşınmasına neden olacaktır. alkolün mekanizmasını tam bilmiyorum, ama alkolik ve dişlerinin çoğunu kaybetmiş, alkol nedeniyle olduğunu söyleyen insanlar gördüm. günde iki kez uygundur. geceleri tükürük akışı azaldığı ve bakterilerin çoğalmasına uygun ortam hazırlandığı için yatmadan önce, ve halihazırda çoğalmış bakterilere kahvaltıyla bir de beslenecek yiyecek sunmuş olacağınız için sabah. gargara fırçalama alernatifi değildir. sadece yardımcı olabilir. alkol yada klorheksidin içeren gargaraları günlük kullanmayın, sadece hijyen gereksiniminiz artarsa bir-iki hafta kullanıp gene ara verin.


  • inthechaos  (20.10.11 19:07:25) 
çok basit ve etkili bir korunma yöntemi, asitli içecekleri pipetle için


  • nl extreme  (20.10.11 21:08:50) 
[]

özelleştirme nedir?

akp hükümeti geldiğinden beri özelleştirmeler arttı. kimileri "evet, özelleştirmeler iyidir." derken kimileri de "devletin malları böyle satılamaz." dediler, diyorlar.

özelleştirmeler ile rekabet biraz daha artıp gelişim hızlanmaz mı? mesela türk telekom özelleştirildi, yatırım, rekabet arttı. süperonline, uydunet vs gibi firmaların da atak yapmasına neden oldu. bu iyi birşey değil midir?

ya da özetleyim, özelleştirmek kötü müdür? nasıl olmalıdır? neden?

 
çok yönlü değerlendirmek gereken bir konu bu,
türktelekomu ele alırsak yurtiçi haberleşme yabancılarda
hangi yabancı da olduğunu bilmiyorsun,
bunlar istedikleri adamların telefonunu dinler,
bir yerlere servis eder.
kaldı ki
sen bir evi 2,5 yıllık kira getirisi fiyatına satarmısın?
telekomu sattılar.
telekomun arazileri her şeyi beraber gitti.
zarar eden bir işletmeyi satsan yine biraz biraz anlarım,
ama kar eden bir işletmeyi satmak garip.
ekonomik açıdan istihdam yatırım bilmem ne bir çok konusu var özelleştirmenin.
uzun hikaye yani.
öyle kısaca özetlemek zor.
bir de hadi sattın diyelim
parayı ne için kullandın?
yatırım mı yaptın o para ile ?
örtülü ödeneğin bin kat arttığını,
cari açığın pörtlediğini hatırlatır
iyi günler dilerim.
  • seyduna6687  (20.10.11 15:17:59) 
akp özelleştirmeyi yakın çevresine çıkar sağlama amaçlı kullanmaktadır. iktidar destekçisi gazeteler yazmaz bunları. sora sora, okuya okuya öğrenebilirsiniz. ayrıca özelleştirmeden elde ettiği gelirlerle de fellik fellik bir takım kritik borçları kapatmaya çalışır ki rakamlar güzel görünsün.
özelleştirmeye genel anlamda karşı da değilim yeter ki memleketin, halkın çıkarına olsun sonuçları. ama hele ki telekom gibi kritik şirketleri dan dun özelleştirmek??? herşey para değil efenim.

  • jimicik  (20.10.11 16:16:56) 
sabah grubu'nu çalık'a 750 milyon dolara sattılar. halk bankası, bunun için çalık'a satış bedelinin tamamı kadar kredi açtı. 2 yıl ödemesiz, 10 yıl vadeli, sıfır faizli. teminat yok, kefil yok. 750 milyon dolar. biz istesek 7 lira vermezler.

sonuçta atv-sabah grubu yandaş saflarına katıldı. akp'nin yayın organı oldu. yandaşlar da paraları cebe indirdi. erdoğan'ın damadı çalık grubu'nun genel müdürüdür bu arada.

kul hakkından korkan kesim, müslüman bros.

tekel'in alkollü içecekler ve sigara kısmının özelleştirmeleri de ayrı birer faciadır. araştırınız.
  • screamshot  (20.10.11 17:53:05 ~ 17:59:35) 
2005'te türk telekom'un yüzde 55'i 6,5 milyar dolara satıldığında o yıl 2,8 milyar tl kar etmişti. telekom'un karasal hatlarda hala bi rakibi yok. ttnet'e rakip internet servis sağlayıcılarının hepsi yine telekom omurgasına bağlı. özelleştirme evet iyi bir şey ama süreci iyi düzenlemek gerekli. telekomda rekabet ortamı yok maalesef.


  • hyu  (20.10.11 19:44:32) 
[]

davul fırın

öğrenci evimize fırın alıcaz. mini fırın almak yerine davul fırın alalım dedik. mini fırından aşağı kalır yanı yok dimi davulların da? mesela kek pişer mi? ya da fırında yapılan yemekler bunda da olur mu? elektirikli değil de tüplü alsak dedik daha lezzetli oluyor yemekler diye duyduk. doğru mudur?




 
elektrikli davul fırında herrşey oluyor. çokta güzel oluyor. bitek profiterol yapamadım. o da zamanlayıcısı yok diye çünkü erken açarsan sönüyor profiterolcükler.


  • fuzuli  (19.10.11 18:14:49) 
ya bi de davul değil midi ya da mini fırın alsak nasıl olur? artıları eksileri nelerdir? davul bi de biraz daha ucuz die biliyoruz.


  • dahinnotha  (19.10.11 18:24:01) 
davul fırın yuvarlak. eski kadınlar (ne demekse) alışmış yuvarlak tepsiye. kare tepside ayarları şaşıyor. yoksa başka bir farkı yok. görsel olarak da biraz dandik yapıyorlar. başka farkı yok. bi de geçen burada verilik (gıcığım bu lafa) davul fırın vardı.istanbul. bi araştırın. para vermeyin. (öğrenci evinden idi)


  • ben smyrna  (19.10.11 18:35:29) 
annem fırını olmasına rağmen herşeyi davul fırında pişiriyor, her yemeğin ya da pasta , böreğin çok daha güzel piştiğini söylüyor, fırını sadece yemekleri ısıtmak için kullanıyor, ben de aldım bunun üzerine davul fırın ve gayet memnunum, eksi bi yönünü görmedim.


  • hypathia  (19.10.11 18:36:17) 
şeklini şemalini düşününce belki en ideal ısı dağılımını sağlayan fırın o olabilir. bu sebeple mükemmel pişiriyordur.


  • saatgeceninonikisi  (19.10.11 18:44:52) 
kesinlikle davul fırında pişen yemekler pastalar börekler daha güzel oluyor. mini fırına göre tek eksisi daha fazla yer kaplaması.


  • freddie freeloader  (19.10.11 18:46:42) 
davul iyidir: Davulun etrafında üst ve altta iki adet yuvarlak rezistans vardır alt rezistanslar çukurda olduğu için pek üstleri kapanmaz

mini fırında bu alt ve üstte sinüsal dalgalar halinde sürekli devam eden rezistanstır yerden kazanmak için

davula küçük tencere tepsi koyduğunuzda rezistansların üstünü kapatmadığından yemekler bir nevi pastanalerdeki elektrikli fırın edasında pişer rezistans ile direk temas edilen mini fırında ise bu pişme sürecinde yer yer çiğ kalınan yada az çok pişmiş olan yerler olur mini fırın yerine zaman saatli priz alın (20 ) tl civarında davul kullanın
  • K_U_Z_E_YY  (19.10.11 19:02:02) 
[]

Eskisehir su karti - acil

Goztepe tramvay duragi yakinlarinda oturuyorum. su kartinda kredi yok. nereden yukletebilirim?




 
çarşıda eski binası var orda yükleme yeri var.


  • rurouni  (13.10.11 09:51:03) 
@rouroni carsidan daha yakin bi yer yok mu bildiginiz?


  • dahinnotha  (13.10.11 09:55:58) 
esparkın önünenden yükletebilirsin


  • tülay  (13.10.11 10:23:53) 
göztepe osmangaziye giden hattaydı di mi? tramvaya binin, vişnelik'te inin. burda bi gişe var, muhtarlığın hemen arkasında. (muhtarlığı da bakkala sorun artık, ama durağa çok yakın)


  • kobuzchu kiz  (13.10.11 11:14:07) 
[]

en sevdiğiniz klasik müzikler

en sevdiğiniz ya da en çok sevildiğini düşündüğünüz klasik müzik eserleri nelerdir sizce? seçmece bir çalma listesi oluşturacağım. yumuşak olması tercih sebebidir.

mesela ben vivaldi'nin mevsimlerini ve storm.unu çok severim.


 
chopin'in bütün nocturnleri..


  • toshiro  (11.10.11 23:46:01) 
www.youtube.com

en sevdiklerimden. verdi'nin mevsimler de güzel ki.
  • in vino veritas  (11.10.11 23:47:13) 
Korsakov - Scheherazade
eric satie - gymnopedie

  • exodia  (11.10.11 23:49:07) 
tüm shine albümü.


  • kediebesi  (11.10.11 23:56:41) 
özellikle açıp dinlediğim yok ama
samuel barber - adagio for strings iyidir.
rob dougan - instrumental ayrıca
  • yons  (12.10.11 00:00:28) 
ravel - bolero
çaykovski - 1812 uvertürü
verdi - nabucco
rachmaninoff - her bi şey
vs
  • lancelot du lac  (12.10.11 00:04:08 ~ 00:05:03) 
gustav mahler - senfoni no. 1
hatta onun da 3. bölümü.

  • s e  (12.10.11 00:19:43) 
bach derim.org için yazdığı eserler,misallar ( BWV 237-242 Missa favorim) ve kantatları çok güzeldir.ayırmak zor ama bouree in e minor benim en favorimdir.alır valla direk bi bucuk dk lığına barok döneme götürür seni


  • jimmypage  (12.10.11 00:20:08) 
beethowen'in "9. Senfonisi". en güzel kaydı da "Beethowen'ın Yazıcısı" filmindeki kaydı olmalı. www.youtube.com
ve eric satie www.youtube.com

  • ilkinci  (12.10.11 00:30:29 ~ 00:36:41) 
john cage'i unuttuk. pardon. www.youtube.com


  • ilkinci  (12.10.11 00:37:46) 
g. verdi tabi ki.


  • bradshaw  (12.10.11 09:17:26) 
vivaldi four seasons'tan spring ve smetena die moldau

ikisi de mutluluk salgılatıyor, stresli anımda sakinleştiriyor.
  • vejeteryan vampir  (12.10.11 11:37:18 ~ 11:39:07) 
[]

çin imparatorluğu

çin imparatorluğunu, uzak doğuyu, onların ibadetlerini, hanedanlıklarını, savaş sanatlarını vs anlatan bir film ya da belgesel önerisi bekliyorum. yalnız bu beklediğim şey benim uzak doğu kültürüne merakımı daha da arttırmalı. yüzüklerin efendisini izledikten sonra hiçbir filmi beğenmeyen bir insanım zira.




 
  • hollowlife  (07.10.11 00:57:03) 
Wild China (BBC Belgeseli),
Raise the Red Lantern,
Crouching tiger, hidden dragon,
Hero,
House of Flying Daggers,
Ju Dou,
Farewell My Concubine,
  • cinematography  (07.10.11 11:04:57) 
1 ... •1314151617   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.