[]

eskişehir'e gelen kuzenle nerelere gidebiliriz?

ygs.ye girdi geçenlerde, seneye anadolu.da okumak istiyor. cuma akşamı gelecek, pazar akşam gibi dönecek.

bisikletim var, ona da bi bisiklet bulur kentparktı, şelale parktı falan bi gezeriz. ogu.ye gideriz. anadoluya girebilir miyiz? akşamleyin çıkar bi bara kafeye gideriz falan gibi çok sığ düşüncelerim var. başka napak? başkası nereye gitsek deyince bir sürü önerim oluyordu ama ben birşey çizemedim kafamda.


 
anadoluya kimlik bırakarak girebilirsiniz. Akşam varuna iyi gidebilir sabah da los amigos da kahvaltı olabilir. hafta sonu illa ki konser parti bir şey olur ona gidersiniz.


  • pelinn.  (23.04.12 15:56:31) 
kimliklerinizi bırakarak anadolu'ya girebilirsiniz. odunpazarı evleri olabilir severse, kentpark şelalepark demişsiniz zaten başka da fazla bir şey yok. belki porsuktaki -bot mu denir onlara- onlarla bir tur atabilirsiniz.


  • dwyn  (23.04.12 15:56:32) 
anadolu'da okumak istiyorsa mutlaka kampüsü bi gezdir, görsün güzelce.
cengiz topel caddesinde birtat tantuni var ordan tantuni yedir.
gündüz hava güzel olursa bahçeli bi yerde oturun kahve mahve için.

barlar sokağında, adalar ve doktorlarda bi turlayın şööyle amaçsızca dolanın, sonra neresi hoşunuza giderse oraya oturun.

pazar up'ta piiz var leş gibiler bence, 222de funk alaturca çok daha renkli ve eğlenceli program yapar ama cuma cumartesi de illa ki program var hepsinde, akşam oralara takılırsınız.

not: bi arkadaş papağan'da çibörek yiyin demiş ama bana kalırsa yaklaşmayın bile. çiböreğin güzelini kırım çibörek yapar, böyle de iddialıyım :)
ama çok da matah bişi değil bana kalırsa, karın doyurmaz filan ne bileyim.
  • pinkhat  (23.04.12 16:07:15 ~ 16:44:13) 
papağan'da cibörek yeyin cibörek :)


  • neo  (23.04.12 16:09:34) 
[]

bugün çok mu aktif buraları?

en son 14 saat kadar önce buradaydım. şimdi baktım da son okuduğum duyuru 4. sayfaya kadar gitmiş.

400bininci duyuru sebebiyle aktif dicem de 400binden sonra da çok duyuru gelmiş? yoksa normal hali de bana mı öyle geldi?


 
#444444'ü bi an önce görmeye çalışıyoruz.

yazın lan yazınnn!!11!!!
  • hope ender  (23.04.12 13:44:30) 
akşamları özellikle daha aktif.ama bu saatte bile aktif olması ilginç gerçekten de.bu noktayı yakalaman güzel olmuş.


  • michael jackson  (23.04.12 13:55:19) 
[]

kitap satın alır mısınız genelde?

niçin satın almayı tercih ediyorsunuz? kütüphaneleri kullanıyor musunuz yani? kütüphanelerde yeni çıkan kitapların olmaması bir sebep, başka?

ben bi haftadır satın alacak kitap bulamıyorum. kitaplarla ilgili biriyim ama ne almak istesem, "zaten kütüphanede var" diyorum. ki kitabın amacı da okunmak, okunduktan sonra rafta durmak değil diye düşünüyorum. okuyacağım kitap rafımda olmalı diyenlerden misiiz? siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?


 
okuyacağım kitap rafımda olmalı diyenlerden misiiz? (misiniz olacaktı..)

===> evet.

siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?:

===> altını üstünü karalıyorum not alıyorum. kütüphane bana ters.
  • truvaiti  (22.04.12 17:12:24) 
yakınımda düzgün bir kütüphane yok. normalde kendimde 300 tane falan kitap var, bir de onları okuyorum.

rafta durmak değil diye düşünüyorsun da, ben de tam tersini düşünüyorum. çünkü geriye dönerek bazı yerlerden paragraflar okumak çok hoşuma gidiyor. mesela tolkien kronolojisi var bende, (yüzüklerin efendisi, silmarillion, hurin'in çocukları, roverandom, tehlikeli diyardan öyküler, peri masalları üzerine vs. vs.) ve o seriyi almaları için benim cesedimi çiğnemeleri gerekiyor.

kütüphane olayı bambaşka birşey, ölünce bütün kitaplarımı bir kütüphaneye bağışlayabilirim. ama ben para kazanmayan birisi olduğum için kitap bağışlama lüksüm yok şu an. zengin olsaydım verirdim o ayrı. ekonomik yönü de var yani.

insanın kendi kütüphanesinin olması da bambaşka bir duygu. ikinci el kitap ya da sarraflardan bulabilirsin ucuz olarak, onları dizmek, tozunu almak, aralarına not almak ve "kişiselleştirmek" çok bambaşka bir olay. çocuklarına verirsin ileride en olmadı. ama sonuçta senden bir parçadır onlar. çocukların kendisi gibi.
  • thracian  (22.04.12 17:15:36) 
kendi kütüphanemi oluşturmak tabiki ilk nedeni.
ortaokulda bir arkadaşım vardı(hoşlanıyordum da ondan. çocukluk işte), neyse kendisi çok kitap okurdu. onun o zaman okuduklarına benim anca üniversitede okumaya fırsatım oldu.
bu kadar kitabı kendisinin mi satın aldığını sorduğumda, "hayır dedemin kütüphanesinden" demişti.
olaya bak, dedemin kütüphanesi.
kızın yüzünü hayal meyal hatırlıyorum ama ordan beri bir hedefim var.
dede olduğumda torunlarıma tarla tezek değil, önce kütüphane bırakıcam.
  • vaktiyle iyi biriydi  (22.04.12 17:23:26) 
bu arada, şöyle de birşey var belki haberi olmayanlar vardır, ilan etmiş olayım. idefix.in oluşturduğu bu site nisan sonuna kadar kitaplarda yüzde otuz ile yüzde elli indirim yapmış.

kutuphanehaftasi.org
  • dahinnotha  (22.04.12 17:23:51) 
Romanlara vs. not almasam da ben de kütüphaneden okumuyorum. Yani benim sebebim başka, tekrar tekrar okumayı seviyorum bazı kitapların bölümlerini ve bende bulunması önemli olan kitapları alıyorum ama türk insanında pek kütüphane kültürü yok. Pek şirin yerler de değil çocuklar için ülkemizdeki kütüphaneler.


  • hkaan  (22.04.12 17:44:33) 
belki tek sefer okuyacağınız romanlar için kütüphane kullanılabilir. ama ben çok değer verdiğim yazarların kitaplarını yanıbaşımda tutmayı önemsiyorum mesela.

diğer yandan araştırma için de kütüphaneyi kullanıyorum ama kendi ilgi alanımla ilgili sürekli başvurduğum kitapları kütüphanede inceledikten sonra satın da alma ihtiyacı duyuyorum.
biraz da manevi değer verme durumuna göre de değişiyor sanırım. mesela ben başkasından da pek okumak için kitap ödünç almam. ödünç vermeyi de sevmem.

yine de korsan kitap almak yerine kütüphanelerin işlevinden yararlanmak çok önemli.
  • yellow brick road  (22.04.12 17:51:00) 
kindle için e kitap olarak edinemediğim yeni eserleri alırım. bu hafta bunu alıcam misal www.idefix.com


  • yapacakbirseyyok  (22.04.12 18:01:45 ~ 18:02:23) 
not alırım, benden başkasının sarılıp uyumadığını bilmek güzel( valla öle ne derseniz deyin) ara ara açar bazı bölümlerini bi daha okurum bazen orda olmaları bana güven verir ... falan filan.
kitap satan bir yerden geçiyorsam sekmez 2 kitap 1 dergi kokulu kalem silgi not kağıdı uç alırım. kitaplığımda okuduklarım ve okumadıklarım diye bir bölüm var. bazen azalır bazen artar.

tabi bir de şöyle bir şey var amiyane tabirle kerime nadir kalemleri hariç tonajlı kitaplarım benim hayatım boyunca elimi altında bulunması gerekir. okudum bitti denilemeyecek her okumada bir başka özümsenecek dili ağır bir çok kitabım var.
  • cecilia  (22.04.12 20:00:43 ~ 20:08:32) 
[]

masal gibi bir film arıyorum.

izlemek için. biri bana bu soruyu sorsa direk tim burton derdim. lakin batman dışında bütün filmlerini izledim. ne önerirsiniz?




 
hastanede yatan bir adamın tatlı - tombik rus - roman kızına hikayeler anlattığı film olabilir. ama adını bilemiyorum. müzikleri de iyidir.


  • truvaiti  (21.04.12 01:27:01 ~ 01:27:15) 
  • valthoron  (21.04.12 01:29:33) 
masal gibi deyince aklima su an direkt iki film geldi:
1) skywalkeremre'nin de onerdigi: finding neverland
2) the fall

ikisi de iyi.
  • entrapmen  (21.04.12 01:39:25) 
(bkz: sanatorium pod klepsydra)
bunu yapan insan olamaz!

www.imdb.com
  • sanal hayvan  (21.04.12 01:46:20 ~ 01:46:57) 
the fall diyecektim ama zaten söylenmiş, bir de pleasantville olabilir. Everything is illuminated da olur bak.


  • in vino veritas  (21.04.12 01:47:21) 
the fall işte benim dediğim.


  • truvaiti  (21.04.12 01:59:00) 
Pan'nın Labirenti


  • deniz.den  (21.04.12 02:00:11) 
(bkz: interstate 60)


  • anonim yazar  (21.04.12 02:18:18) 
  • iustitia omnibus  (21.04.12 07:39:27) 
where the wild things are. film tamamen çocuk kafasıyla yapılmış. böyle çocukluktaki mental dengesizliği hatırlıyor insan. ayrıca masalsı tabi malum.


  • yuto  (21.04.12 09:44:55 ~ 09:45:07) 
[]

sayfanın dışında kalan ss nasıl alınır?

e1204.hizliresim.com örnek ne demek istediğimi anlatıyor sanırım. printscreen alırken sayfayı aşağı kaydırmak ne şekilde mümkündür w7.de?




 
  • kakoy  (20.04.12 15:00:06) 
chrome ve firefox için bunu yapan eklentiler var.


  • kedili madam  (20.04.12 15:04:25) 
snagit ile mümkün, kayan pencereleri otomatik olarak print screen yapıyor.


  • himmet dayi  (20.04.12 15:08:18) 
chrome için awesome screenshot. birkaç tıklamayla görüntü alıp, web veya masaüstüne kaydedip, link verebiliyorsunuz.


  • lemmiwinks  (20.04.12 15:15:49) 
chrome ve firefox var bilgisayarımda ama genelde opera kullanıyorum. lightshot isimli muazzam bir eklenti var. tek tıkla kaydeden, upload eden hatta tineye.da bile arayan lakin sayfa kaydırmıyor. snagit.de scroll yaparken hata veriyor. garip.


  • dahinnotha  (20.04.12 15:28:04) 
firefox icin bir diger alternatif hem boyle uzunlamasina kesmeye hem de aninda upload etmeye yarayan imgur eklentisi.


  • entrapmen  (20.04.12 15:43:58) 
chrome'da da imgur yapıyormuş bunu. bende vardı eklenti ama entrapmen söyleyene kadar farketmemiştim bunu.


  • lemmiwinks  (20.04.12 15:52:01 ~ 15:52:21) 
ya eklenti işi güzel de gençler firefox ya da chrome.ı (chrome derken rockmelt) ayda yılda bir kullanıyorum. opera ile gayet mutlu mesut yaşıyoruz tam altı yıldır. zaten bahsettiğim lightshot eklentisi diğerlerine elini öptürecek kadar iyi, şu kaydırma olayı dışında.

faststone işimi görecektir. şimdi keşdettim onu da. boyutu 2mb bile yok.
  • dahinnotha  (20.04.12 16:01:32 ~ 16:02:23) 
[]

eskilerden bi film izlemek istiyorum

12 angry men gibi, ya da it s a wonderful life gibi -ki bunlar hayran kaldığım filmlerdir- böyle ağır top filmler izlemek istiyorum. ne önerirsiniz? eski filmlere olan ilgim büyük, siyah beyaz olanlar, 40lar 50ler falan.




 
  • lancelot du lac  (18.04.12 21:41:45 ~ 21:42:15) 
  • tepedeki psychedelic adam  (18.04.12 21:44:16) 
the good, the bad and the ugly
seven samurai
casablanca
rear window
double indemnity
  • ermanen  (18.04.12 21:55:37) 
www.imdb.com

Edüt: Sadece bu filmi değil, Ingmar Bergman'ın tüm filmlerini tavsiye ederim.
  • gyroscope  (18.04.12 22:06:47 ~ 22:09:22) 
sunset boulevard

www.imdb.com
  • satsuma  (18.04.12 22:43:50) 
stalker kesinlikle. yanilmiyorsam 69 tarskovski filmi.


  • emfuzi  (18.04.12 22:49:41) 
schindler's list


  • daglien  (19.04.12 18:59:23) 
[]

friends s02e16 - all by myself

joey moves out adlı bu bölümde all by myself isimli müzik kullanıştı. fakat kim tarafından söylenmiş? dizide geçen yorumu arıyorum.

bir erkek sesti, eric carmen değil, il divo değil. youtube dan baktım da başka bi isme rastlamadım.

youtu.be

 
eric carmen işte yahu nasıl değil? www.youtube.com


  • galadnikov  (18.04.12 01:54:09) 
[]

kan tahlili vermeden önce aç olmak

daha önce kan vermeye gittiğimde, kanımı alacak görevli akşam dokuzdan sonra yeme demişti. fakat epey açım, 17.30da yedim en son, çok da yemedim. unutmuşum kan vermeye gideceğimi.

2 3 adet bisküvi, 3 zeytin bi de birkaç tane kuru üzüm atsam ağzıma kan tahlilinde sıkıntı çıkarır mı? maksat vücud gerekli şekeri, tuzu alsın diye.


 
eğer yersen ve değerde bir bozukluk olursa "muhtemelen dün yediklerimden dolayıdır" diyeceksin. o yüzden bence yarın kan verme. eğer mümkünse bir gün sonraya ertele.


  • bgraydin  (18.04.12 01:18:44) 
şimdi baya da bi acıktıysan bu sefer de değerler normalden farklı çıkar yemeden gidersen. yiyip gidersen yine farklı çıkabilir. neden unuttun ki şimdi sen yemek yemeyi:D


  • traxes  (18.04.12 01:37:51) 
[]

bağımlılık ile ilgili kitap tavsiyesi

akıcı olan kitaplar önerir misiniz bağımlılığı konu alan. her ne kadar türü faketmez desem de bağımlığı işleyen bi roman falan varsa ne güzel güzel olur.




 
Eroin diye kitap vardı bi ablanın yazdığı en bilinen.


  • antuan  (17.04.12 17:35:46) 
christiane f. yazarı eroinin.

roman olmayan, 'aşk hafif bir uyuşturucudur. genellikle...'yi öneririm.

başka bildiğim eroinle dans var.
  • sugar plum fairy  (17.04.12 17:51:15) 
  • topuksuz ayakkabi  (17.04.12 19:32:47) 
[]

google chrome nasıl bu kadar yaygınlaşabildi?

bilgisayardan anlamayan insanlarda da bu var, soliatreden başka birşey bilmeyen teyzeler bile bunu kullanıyor.

geçtim hepsini, şimdi devlet dairelerinde de chrome.u görüyorum. hayırdır ne için böyle? hafif ve hızlı bir tarayıcı. eee? bu yüzden mi?

ha bi de, IE neden bu kadar kötü? koskoca maykrosoft düzgünce yazamıyor mu IE.yi. sanki istese yapar gibi?

 
elbet günün birinde bilgisayardan anlayan biri bu amcanın/teyzenin bilgisayarını görüyor ve "dur sana chorme yüklüyüm" diyor ve o öylece kalıyor.

aynı insan o bilgisayara win 3.1 de yüklese, o da o şekilde kalır ama...
  • brkylmz  (16.04.12 17:19:41) 
çünkü google ads sayesinde, hızlı internet reklamları ile bilen bilmeyenin karşısına bannerlar çıkıyor. Hızlı internete kavuşacağını düşünen teyzeler de bunları indiriyor. Yada 3. parti yazılım olarak her yerden çıkyıor, dikkatsiz kullanıcılar bunu da farkına varmadan kuruyor.

ek: google.com.tr ye giren bir teyze bile zaman zaman sağ üst köşede çıkan "daha hızlı internet için google chrome'u indirin" reklamını görüyor.

Ha zamanında bu teyzeler bilinçli olarak firefox kullanıyor olsalardı, diyebilirdik ki, bu teyzelerin pc'sine birileri yüklüyor. ie yavaş onun için kulaktan yayılıyor vs. Sadece reklam.
  • waryemez  (16.04.12 17:20:36 ~ 17:25:20) 
başka duyuru açmaym sorayım buradan. IE nasıl bu kadar kötü olabliyor? koskoca microsoft daha akıllı ve gelişmiş bir tarayıcı yapmayı beceremeyecek değil ya?


  • dahinnotha  (16.04.12 17:21:05 ~ 17:23:04) 
benim bunu kullanma sebebim; netbook kullanıyorum. hafif tarayıcı her zaman iyidir. iş ve şahsı mail takvim vs. gibi uygulamalarda google üzerinden organize ediliyor. e çökmüyor o yüzden. hepisini kullanmış birisi olarak bu daha kullanışlı geliyor.

son zamanlarda okuduğum habere göre chrome yetkilileri tarayıcı da en küçük bir açık bulan hackera 1 milyon dolar vereceklerini açıklamışlardı. devlet dairelerinde bilgi işlemciler güvenlikden dolayı da bunu seçiyorlardır.
  • qari  (16.04.12 17:24:36) 
Hızlı açılıyor. Sayfalar değil browser.

Edit : Biz tavsiye ediyoruz (Web developer ve tasarımcılar.)
  • alideemir1  (16.04.12 17:27:40 ~ 17:28:25) 
ben çevremde herkese zorla chrome yüklüyorum.


  • lemmiwinks  (16.04.12 21:30:45) 
[]

ev telefonu ile ne yapılabilir?

kenarda duruyor öyle. internet var diye tutuyoruz, hiç kullanmıyoruz. numarayı biz bile bilmiyoruz hatta. akşam 7den sabah7ye bedava falan diyorlar ama tanıdıklarım arasında sabit hat kullanan da yok. napsak bu telefonu, nasıl değerlendirsek? canım sıkılıyor muhabbet edelim diyen olursa konuşabiliriz bak, =)




 
görme engelliler için bedava roman okuma numarası yapmışlar ara orayı okusun sana. eskiden adile naşit filan da aranabiliyodu...


  • kediebesi  (15.04.12 19:10:27) 
telefonsuz internet hizmeti alabiliyorsun artık diye birşey hatırlıyorum. sor soruştur. yıllarca boşuna ödedim ben de. saçma.


  • il padrino  (15.04.12 19:11:09) 
il padrino, yalın adsl ya da yalın internet deniyor ona. araştırdık da telefon hattı ev sahibinin üzerine. onu uğraştırmak istemedik. sonuçta hat kapansa da faturaya ek yalın internet bedeli ödenmiş oluyor dediler.


  • dahinnotha  (15.04.12 19:13:12) 
sabit telefon faturası 20 tl civarı yalın adsl midir nedir o mevzu ile 15 tl , çok fark yapmıyor yani.

bizimde öyle duruyor telefon.yapacak bir şey yok,sen ödemeye devam edeceksin o duracak.
  • neo  (15.04.12 19:22:05) 
ben de aynı taleple telekom'a başvurdum geçenlerde, kullanmadığımız telefonun sabit ücreti 16 tl, yalın adsl'e geçtiğinizde bunun da aylık ücreti 15 tl. yani 1 tl karımız olacakmış. güldük-eğlendik telekom'da.

yemeksepeti içermeyen siparişlerinizde falan kullanın, neblim.
  • falandankorkmamfilandankorktugumkadar  (15.04.12 19:54:32) 
adile naşit aranamıyor, masal dinleme hattı ücretli, telefon kütüphanesi de kullanımımızda değil. başka ne var yapabileceğimiz?


  • dahinnotha  (15.04.12 20:34:21) 
annem almis kendine bi tane vinn, kapattirmis telefonu da interneti de. oyle kullaniyor. en temizi.
edit: yanlis hatirlamiyorsam sabit ucreti iptal ederseniz gene baska bi bahane ile gene ayni parayi aliyorlardi galiba. bi de kocnet`e (vodafone olarak hizmet veriyor artik galiba?) bakmisti o zamanlar galiba.

  • kakoy  (15.04.12 20:39:18 ~ 20:40:34) 
[]

eskişehir - uluönder mahallesi'ne nasıl giderim?

merhaba. ssk istikametine giden tramvaya binip, anadolu üniversitesini geçtikten sonra inmem mi gerekiyor? göztepe mahallesi hareket noktası, şayet otobüs varsa.

uluönder mahallesinde kapalı pazar mı varmış, hurdalık mı neydi. oraya gidicem.


 
uluönder son durak zaten tramvayda


  • marxo  (14.04.12 16:31:10) 
[]

beldeyama bisikleti nasıl bilirsiniz?

ikinci el alıcam. 150 lira fiyat demiş. bizzat görüşmedim int.te ilanda gördüm.

genel oalrak beldeyama markası nasıldır? okula falan gidip gelirken kullanıcam. haftada iki üç kez de 3 4 km.lik yol gidip gelicem.


 
resimdeki bisikletse 150 lira çok fazla.

ÇOK fazla.
  • hope ender  (14.04.12 15:42:34) 
oradaki kediye noluyor öyle?


  • f2dx  (14.04.12 15:44:13) 
evet 150 fazla bu bisiklet için.


  • xenophobe  (14.04.12 15:53:23) 
beldeyama belde ile yamaha ortaklığı idi. artık piyasadan çıktı (yamaha ayrıldı) o nedenle almayın.


  • ben smyrna  (14.04.12 16:35:54) 
güzelmiş ben olsam 1.5 milyon tl veririm.


  • selimisik  (14.04.12 17:30:49) 
[]

bira efem.den playlist çalmaca

mümkün müdür efendim?

bilmeyenler vardır belki, bira.fm.de müzik dinlerken, sayfayı büyüttüğümüz zaman playlist.i görselde olduğu gibi görebiliyoruz. genelde, sevdiğim şarkı denk geldiğinde ismine tıklayıp grooveshark.ta kendi çalma listeme kaydediyordum ama bu listenin tamamını sevdim. direk böyle listesiyle almam mümkün müdür? çünkü radyoyu kapatıp açınca liste değişecek, oysaki ben bu listeyi kaybetmek istemiyorum.


 
oluyormuş gençler. hatta bakın burada grooveshark.com!/playlist/Evde+Tek+A41/65115164

sayfanın kaynak kodunda çıktı kendisi.
  • dahinnotha  (14.04.12 13:34:46) 
grooveshark.com playlisti direk ekleyebiliyor musun bilmiyorum ama bütün şarkılar burda.


  • alideemir1  (14.04.12 13:38:30) 
[]

barış manço.nun fr televizyonundaki olayı

intenette muhakkak denk gelmişsinizdir, manço bir fr. tv.sindedir ve spiker türklerden barbar olarak bahseder. ardından barış manço banknotlarda bulunan resimleri gösterir.

bu anlatılan hikaye gerçek midir?


 
gerçektir.


  • klassno  (13.04.12 14:32:26) 
(bkz: barış manço'nun fransız spikere verdiği ders) bütün yazılanları linklerle dahil okudum ve gerçek olmadığına karar verdim :)


  • irbat  (13.04.12 14:35:52) 
gercek olsa videosu da olurdu pampa.


  • morte  (13.04.12 14:48:28) 
irbat.ın verdiği başlıkta birileri kullanılan paralardaki ünlülerin kim olduğunu yazmış. yazar ve ressamlar var sadece. o bile kanıtlıyor durumun ne olduğunu.


  • dahinnotha  (13.04.12 14:54:22) 
Fatih Altaylı yazmışsa çok ciddiye alınacak bir tarafı yok bence :)


  • waboose  (13.04.12 15:51:19) 
[]

müziklerin çıkış tarihlerini öğrenme yöntemi

bazen bir müzik açıyorum, sanki dün çıkmış gibi. ama farkediyorum ki aslında değil lise ortaokuldayken bile dinliyorduk onu. aradan 8 10 sene geçmiş ama tam bilmiyorum ne zaman çıktı. sözlüğe bakıyorum bazen, ilk entry ne zaman yazılmışsa o sene çıkmıştır diye çıkarımda bulunuyorum ama bu da tam doğru bir yöntem değil.

var mı bir hizmet sarkıların ne zaman çıktığını gösteren? türkçe müzik olması tercih edilir.


 
www.allmusic.com
vikipedi
last.fm

bunlarda sanatçıyı ya da albümü arat, ulaşırsın istediğin bilgiye.
  • baldur2  (12.04.12 11:48:06) 
@baldur2
mesela gripin dalgalandım da duruldum.u öğrenmek istedim 3ü de aradığım sonucu vermedi. sözlükteki ilk entry 2007de yazılmış. 2007de çıktığını anlayablioruz da her müzik için sözlük doğru sonucu vermeyebilir.

  • dahinnotha  (12.04.12 11:52:38 ~ 11:53:58) 
Albüme bakarsan eğer, albüm çıkış tarihi isabetli olur.
tinyurl.com
Yayınlanma 22 Mart 2007
  • arden v2  (12.04.12 12:13:54 ~ 12:14:43) 
www.allmusic.com kullaniyorum ben.


  • nocturness  (12.04.12 15:57:09) 
[]

hastanelerde saat kaça kadar kan tahlili yapılabiliyor?

çarşamba akşamı, kullandığım ilaç (roaccatune) bitiyor. doktor müsait olmadığı için ancak perşembe saat 11e randevu alabildim. doktora gidicem, kan tahlili için formu verecek ve ben de kanımı ilgili birime vericem. fakat eğer 11de falan kanımı almazlar da yarın gel derlerse bu iş bi hafta sonraya falan kalacak?

öğlene kadar kan alımı yapılıyor mu?


 
Hastanesine gore değişiyor. Cerrahpasada 12'ye kadar, FSM hastanesinde 11'e kadar.
Bir de kilpayi kaçırırsan rica et, yardımcı olabilirler, ya da acildeki kan alma merkezine veya doktoruna söyle, belki insaf edip yardım edebilirler.

  • sinematematikci  (12.04.12 08:27:07) 
[]

marksizm - rusya - sosyalizm ile ilgili sorularım var (sınav için)

merhaba. yarınki batı kültürü sınavıma çalışıyordum. kullandığımız kitap server tanilli - uygarlık tarihi. konular ise sosyalizm, marksizm falan.

hoca, referans olarak konunun bitimindeki soruları çözebileceğimizi, onlara çalışabileceğimizi söyledi. bu soruları ben de biraz yanıtladım ama biraz fikir alışverişi olması sebebiyle sizlerin de 3 4 cümlelik yanıtlarına talibim. çünkü kitaptan ve elimdeki notlardan okuyup çalışmak sıkıyor, alternatif çalışma yöntemleri arayışındayım.

-------
1 - ilk rus devleti nsaıl kuruldu?
2 - rusya, tarihsel gelişimnde hangi etkilere uğramıştır, bu etkiler içinde özellikle hangisi daha ağır basmıştır?
3 - marksizm, rusyaya ne zaman ve nasıl girer?
4 - lenizm nedir? nasıl doğar ve marksizm e katkısı hangi noktadadır?
5 - rusyada ekim devriminn tarihsel anlamı nedir? sosyalist devrimin ilk kez rusya.da gerçekleşmesi nedendir?

6 - sovyetler birliğinde ailenin, kadının ve çocuğun tı-oplumdaki yeri ne olmuştur?
7 - sovy. birl.nde eğitim ve bilimsel araştırmalar hangi özellikleri taşır, nasıl bir gelişim göstermiştir?
8 - sovyetler birliğinde din sorununun özellikleri nelerdir? nasıl gelişme göstermiştir?
9 - sovy. birl.nde sosyalist kültür nasıl doğmuştur?
10- yazar ve şair olarak tanıdığımız büyük sovyet edebiyatçıları kimlerdir?

----
dediğim gibi, kitapta zaten konunun bitiminde verilmiş bu sorular, kısmen de yanıtladım lakin biraz da fikir alışverişi mantığıyla buraya yazdım. dilediğiniz soruları birkaç cümleyle yanıtlamanız kafi. teşekkürler

 
eminabdullahturhan.wordpress.com
şöle güzel bi yazı var

  • allstar  (11.04.12 21:41:36) 
[]

klavyedeki boş fonksiyon tuşu

ilk aldığımda sosyal bilmem ne uygulamaları vardı o tuşa basınca o program çıkıyordu. ama sonradan bilgisayarı formatlayıp başka işletim sistemi kurdum. bahsi geçen tuş boşta. ona fonksiyon atayarak kullanabilmem ne şekilde mümkün?




 
klavyenin modeliyle driver indirerek mümkün olmalı.


  • utkucbkc  (11.04.12 00:21:55) 
[]

bernard shaw - mrs warrnen's profession

cuma günü ingilzceden sınavım var. konuların büyük oranda gbs.ın hayatı ve bahsi geçen oyunu üzerine. oyunu okumam lazım lakin çok uzun. hergün sınavlarım ve ödevlerim olduğu için cumaya kadar iyice okumam sıkıntı olabilir.

önemi nedir? neden yazmıştır? kim kimdir, aklınıza ne gelirse yazın işte. sözlükte birşey yazılmamış oyun hakkkında. hoş, gbs hakkında da birşey yazılmamış herkes onun bir sözünü yapıştırmış o kadar.

bi de, bu oyunun sesli okunmuş hali var mıdır? aynı bunun gibi en.wikisource.org böyle takip etmek daha etkin oluyor.

 
bu oyunun seslendirilmiş hali varmış. www.booksshouldbefree.com bu sitede daha biiir sürü yazılı eserin seslendirilmiş haline ulaşabiliyorsunuz. harika bir site.


  • dahinnotha  (14.04.12 13:43:04) 
[]

bernard shaw'ın bu sözünde bir ima mı var?

yazar olmak isteyen bir genc bernard shaw a sormus, ne tavsiye edersiniz diye.
shaw, sadece tek bir sey onermis: "bir kedi alin!"

bahsi geçen kedi, bildiğimiz kedi mi yoksa birşey mi imalıyor?

 
yalnız kalın muhabbeti.
yani bir kadınla beraber yaşama demek istiyor bence.
varya hani " vır vır vır vır vır"
  • blue1809  (09.04.12 13:41:49) 
benim aklıma direk adnan oktar geldi.


  • stevedore  (09.04.12 13:43:53) 
Bana daha çok yazar olmak isteyenle dalga geçmiş gibi geliyor. Shaw bu arkadaşa; yazar olmak isteyen "yazar olmak istiyorum, ne yapmalıyım" diye soru sormak değildir, demek istedi gibi geliyor. Eğer yazarlığa tutkulu bir biçimde takıntılı değilseniz "kedi alın geçer" demek istemiş gibi, sanki...


  • SiyamkedisiZorro  (09.04.12 14:16:06) 
[]

günde 100 tane saçın dökülmesi normal, ise.

merak ediyorum şimdi kafamızda binlerce saç var ve elbette dökülüyor. fakat dökülen saçların yerine yenileri çıkıyor mu? nasıl oluyor?

şimdi omuz hizasında saçlarım var. uzunluğu ölçüsünde normal miktarda dökülüyor fakat yeni çıkan saçlar uzun olanlara nasıl yetişiyor? yeni çıkacak olanlar daha hızlı mı uzuyorlar? günde 100 tane dökülse 2 senede yaklaşık 70000 saç eder. 2 sene sonra saçların bir kısmı diğerinden 30 40 cm uzun olur?

---
dalga geçmeye meraklı olanlar direk şurayı okusunlar öyleyse;
yeni çıkan saçların uzama hızı daha mı fazla?

 
yeni çıkan saçlar daha hızlı uzuyor çünkü daha fazla besleniyor. saç uzadıkça kökten uca besinin gidişi yavaşlar ve azalır, bu nedenle uzadıkça uzama hızı da azalır.

genetik kellik varsa dökülen saçın yerine yenisi çıkmaz, yapacak bir şey de yoktur.
  • boo ya moon  (08.04.12 18:41:35) 
Zaten hepsinin aynı uzunlukta olması mümkün değil.Evet, yerine yenisi çıkıyor.Hatta yenisi çıksın diye dökülüyor bir nevi.@boo ya moon'un dediği de mantıklı yani uzama hızı azalıyor olabilir.


  • grgn  (08.04.12 21:28:34) 
[]

insanin odevi, yapmasi gerekenler

Varligin nedeni bir baska duyurunun konusu simdi merak ettigim sey madem variz, yapmamiz gereken nedir.

insanoglunun odevi nedir bu dunyada? degisik din, inanis ve dusuncelere gore nelerdir? siz ne dusunuyorsunuz?


 
emniyet, doyum, üstün bir insan olmak


  • salak oldugum icin burdayim  (03.04.12 20:10:03 ~ 20:10:23) 
  • baldur2  (03.04.12 20:15:13) 
biraz da insanın bakış açısıyla ilgili,
önümde yemeğim, barınacak bir yerim olsa, 3 5 de arkadaşım olsa başka bişi istemem mesela ben. ama insanoğlunun istekleri sınırsızdır, deniz kenarı ister, tatil ister, yatmak ister, ister oğlu ister...

  • siradisi00  (03.04.12 20:16:41) 
Dinlerin (veya büyük dinlerin) çoğunluğuna göre bir sınav veya sınama yeri burası. Ama dinsiz biri için bu kavram ortadan kalkıyor tabii. iyi yaşamak olabilir. amaçlarını gerçekleştirmek olabilir. inanan biri için de bunlar ek olabilir tabii ki. onun dışında yapmamız gereken birşeyin olması da gerekmiyor. geriye sadece yaşamak kalıyor o zaman.


  • ermanen  (03.04.12 20:17:38) 
Kant'ın ödev felsefesine göz at.


  • shyzore  (03.04.12 20:22:18) 
herkesin hayatta farklı görevi var bence. kimisi 2. planda yaşıyor hayatını, ama belki asıl kilit işleri yapıyor. tıpkı bir filmin set çalışanları gibi. hayatta da göz önünde olan "başrol"ler var elbet, dünya çapında nam salmış kişileri buna örnek verebiliriz. (bilim adamı, siyasetçi, oyuncu, şarkıcı vs.)
bir de atıyorum, (asla kimseyi diğerinden alt görmek için demiyorum) hayatının 40 yılını bir devlet dairesinde evrak düzenlemekle geçiren insanlar var. ünlü değil, belki dünyaya katkısı az gibi görünüyor, ama aslında onun görevi diğerlerinden az değil, bir düzeninin sürekliliğini sağlıyor.

yani bence, bu dünyada herkesin kendine göre büyük-küçük bir görevi vardır. insanın yaptığı iş, kişiliği, dış görünüşü vs.ye göre değişir.
  • aquatic  (03.04.12 20:34:56) 
bu dünyada isteğimiz dışında varız. hayatımızı kendimizce dolu dolu yaşarken, yine isteği dışında bu dünyada bulunan ve birçoğu bu dünyanın cefasını çeken diğer bütün canlıların hayatlarını daha da zorlaştırmayacak şekilde davranmamız, elimizden geldiğince başkalarına yardımcı olmamız, bunu yaparken de herhangi bir din öyle söylediği için değil evrensel ahlak kuralları ve vicdanımız doğrultusunda davranmamız gerekir, benim acizane fikrim budur.


  • kül  (03.04.12 20:38:16) 
[]

güneş lensi

daha önce lens kullanmadım. güneş gözlüğü kullanmayı da sevmem, kullanmadım.

ama güneş ışığı artık rahatsız etmeye başladı var mı güneş gözlüğü yerine kullanacağım bir lens? sadece güneşin olduğu yerlerde değil kapalı mekanlarda dahi ışık rahatsız ettiği için yalnızca güneşte değil tüm gün dahi takabilirim.


 
uv filtreli bulabilirsin tabi ama karartanı görmedim, kapalı alana girdiğinde çok karanlık gelmeyecek mi veya bir yazı vs okumak istediğinde? tak çıkar yapamayacağın bir hadise. mesela yazın sinemaya gitmek istesen?
belki ileride colormatiğini yaparlar ama bu dediğinden görmedim. marylin manson lensi gördüm bunu görmedim doğrusu...

  • kediebesi  (02.04.12 18:22:51) 
[]

sağlık ocağında yapılan tahlil ve tetkiklerin hatalı çıkma ihtimali?

bi sebepten doktora gittiğimde birkaç belirti sordu ve tiroid, hipertireodi, guatr falan belirtileri var dedi. kan tahlili yapıldı ve sıkıntı çıkmadı. bir sıkıntı varsa erken teşhis olsun diye gitmiştim doktora lakin sıkıntı yok deyince üstüne varmadım.

bu günlerde ise gece terlemesi, kilo kaybı gibi şeyler de var. bunlar da tiberküloz ve hipertiroidi ile ilgili olabilirmiş. küçükken astım, bronşit gibi şeyler yüzünden sürekli hastanede yatıp ilaç kullanmışım. birçok antibiyotik ve pensilin falan kullandığımı biliyorum çocukken.

---

şimdi tekrar tektik, tahlil vs yaptırmak istiyorum. herhangi bir hastalığın belirtisi midir bunlar? niçin geceleyin terliyoum? kilo alamamak nedendir? madem bir sıkıntı yok niçin hipertiroidi belirtileri taşıyorum? eskiden geçirdiğim astımın, bronşitin kökleri hala var mı yoksa tamamen yok olmuş mu? bunları öğrenmek adına hangi nereye gitmeliyim? hangi birimden randevu almalıyım? iç hastalıkları mı oluyor? ayrıca şuan kullandığım bir ilaç var (roaccutane). zaten kan tahlili yapıp veriyorlar bunu. eğer bir sorun olsa idi ilacı kullanmama izin vermezdi doktor. bi de şuan kullandığım ilaç sebebiyle tahlilin yanlış çıkabilme ihtimali var mıdır?

 
tahlillerin yanlis cikabilme ihtimali her zaman var.

eger süpheleniyorsaniz tam tesekküllü bir hastaneye gidin derim.

bazen teshislerden degil ama doktor yorumlarinda ya da doktor hatalarida olabilir.

eger en ufak bi süphe kirintisi var ise tekrar kontrole gitmek iyidir.
  • serabetan  (02.04.12 11:32:51) 
çoğu sağlık ocağında zaten o yerleşim biriminin en donanımlı hastane veya laboratuarına gönderilerek yapılıyor tahliller.
serabetan ın da dediği gibi yanlış cıkma ihtimali her zaman var.

  • Skey295  (02.04.12 12:51:13) 
endokrinolog'a görünebilirsiniz.


  • 65 derece  (02.04.12 13:40:48) 
[]

güzel bir şarkı paylaşmak istiyorum - noces d'hiver

delphine coutant.ın çok güzel bir şarkısı var, noces d'hiver "kış düğünü". çok beğendim ve paylaşmak istedim.

vimeo.com

ha bi de, sözlerini aradım lakin bulamadım. bulabilen olursa, iletirse sevinirim. iyi akşamlar.

linki unutmuşum =), ekledim.

 
sağol :)

ben de seninle Tom Waits'den Alice'i paylaşmak istiyorum buyur

www.youtube.com
  • sanal hayvan  (29.03.12 21:41:25) 
[]

görselde anlatılan şey

iki hanım var, bunlar birbirine bağlı saçlarından. yüksek biryerdeler. aralarında uçurum var. biri tuvale resim yapıyor, diğeri tuval varmışçasına elinde kalemle edebiyat yapıyor.

www.facebook.com

nedir yorumlarınız? ne anlatılıyor, mesajı ne?

 
sanatın evrenselliği?


  • hjarteblod  (29.03.12 00:26:42) 
ressam ne anlatmak istemiş bilmiyorum ama bende uyandırdığı hissiyat iki kadının da aynı olduğu. birisi 'suya yazı yazıyor', diğeri boş tuvale resim yapıyor. ve ne kadar uzaklaşmak istese de saçlarından bağlı, nekadar yakınlaşmak istese de atada uçurum var. yapmak istediklerinde eli kolu bağlı sanki, çaresiz gibi ve daha bir sürü şey : )


  • desidire  (29.03.12 00:35:52) 
eğer bir anlam yüklemek istemişse sanatçı o anlamı itin götüne kaçırmış bence.
ben bir şeye benzetemedim. ama benim odunluğumdan olabilir.

lakin bence bir anlam yaratılmamış. benim eyorlamam bu kadar...
  • gominist redar  (29.03.12 01:03:01) 
@ gominist, estağfurullah ama galiba sizin eyyorlamanızdan kaynaklanıyor.

leman.ın dediğine benzr olarak yorumladım ben de. kuşlardan bile yukarıdalar. bulutlardalar. en tepede, zirvedeler. iki ayrı sanat var. biri resim diğeri edebiyat. resmin bir edebiyat olduğunu, kitap gibi, şiir gibi düşünceleri de barındırabileceğinden bahsediyordur belki de. birbirine bağlı, ilintili, birini yorumlamak için diğerini bilmek gerekir. eğer bunlarda yetkin olursan yükselirsin diyor belki de. ikisi de sağ eliyle tutmuş ve ikisi de zarif hanımlar. sanatın zerafeti hakkında da birşeyler söyleniyordur belki. evrensel olduğunu da çıkarabiliriz belki, iki farklı kıta var ve bu kıtaları birleştiren şey sanat. insani duygular insanları birleştirir.

gürbüz doğan ekşioğlu tarafından çizilmiş.
  • dahinnotha  (29.03.12 01:26:26) 
selam,

bir söz vardı ama kim söylemişti ve tam olarak nasıl söylemişti hatırlayamadım. Mealen, "Herşey olmaya çalışan hiçbir şey olamaz" gibi birşey söylüyordu. Bana bunu çağrıştırdı eser.
  • dusunuyorumoyleysevurun  (29.03.12 01:47:07) 
divit mi okka mi hani kalemi bandirip yaziyorlar ya o diye dusundum ayaginin yanindakini. murekkep yani.


  • dahinnotha  (29.03.12 02:11:24) 
soldaki ders çalışıyorsa beynin sağ sol lobları muhabbeti olabilir


  • yuto  (29.03.12 02:20:27) 
sanatlar birbirinden beslenir, edebiyat resimden, resim müzikten gibi


  • rn  (29.03.12 15:41:03) 
[]

patates soğan, sebze meyve, yeşillik vs soruları

merhaba sevgili duyurucular.

*aldığım marul- maydonozlar çok çabul diriliğini kaybediyor. nasıl muhafaza etmeli onları? buzdolabım eski zaten. alt kısımdaki meyvvelik bölmesine atıveriyorum, sebzesi meyvesi yanyana. diğer meyve sebzeler için de tüyo verebilirsiniz.

bak böyle birşey gördüm;
SaLataLarda kuLLandığınız nane, fesLeğen, kekik, maydanoz, dereotu gibi bitkiLerin aromaLarını muhafaza etmeLerini istiyorsanız, yıkayıp kuruLadıktan sonra üzerine birkaç damLa zeytinyağı dökerek, cam bir kavanoza koyun, ağzını sıkıca kapatın.

pazardan aldığım maydanozu marulu yıkadım ayıkladım kuruladım sonra kavanoza koyup ağzını kapat mı diyor burada? daha önce böyle birşey duymadığım için garip geldi.

*salatalıkları annem buzdolabında muhafaza etmezdi genelde. bir kaba su koyardı ve salatalıkları da dala tutunduğu yerden kaba bırakırdı, hatırladığım kadarıyla. ben de öyle yapıyorum ama geçen arkadaş yanlış yapıyorsun olmaz öyle dedi. fakat salatalığın büyük kısmı su ve suyunu kaybetmesin diye kapta bekletmek mantıklı geldi bana.

bi de domatlar var. onlar için yapılması gereken birşey var mı?

---

pörsümek anlamına gelen bir kelime daha var. muhacirler kullanıyor bunu. "seğenmek" gibi birşey. marul maydonoz diriliğini kaybettiğinde "seğnimiş" oluyor. google.a yazdım sonuç vermedi bu kelime. muhtemelen çok farklı bir kelime ama böyle geliyor kulağa. doğrusu nedir / ne olabilir?

 
annem maydonoz-nane gibi otların delisi olduğundan çok da alıyor eve. vazo gibi bir kavanoza koyuyor otları çiçek gibi, öyle koyuyor buzdolabına. başka yöntemleri de vardır kesin, eve gidince sorarım kendisine :)

domatesleri, bir tepsiye diziyoruz biz, daldan koptuğu yer aşağıya gelecek şekilde. dolaba koymuyoruz genelde.

salatalıkları ise normal sebze bölmesinde saklıyoruz.
  • pokerface  (28.03.12 14:28:34) 
marullarınızı, kıvırıcık, maydonoz, tere, dereotu gibi sebzeleri gazete kağıdının içerisnde muhafa ediniz. büyük yoğurt kaplarının içini gazete kağıdı döşeyip ağzını kapatarak saklayın. farkı göreceksiniz.


  • santiago nasar  (28.03.12 14:46:21) 
salata delileri uzun muhafaza etmek için suyunu buharlaştıracak manyak bi alet kullanıyorlar. geniş bir kap. üzerinde delikli ikinci bir bölme, ortada da kol var çevirince alçak basınç-yüksek basınç muhabbetinden marullardaki kalan su kabın dibine iniyor ve kuru haldeki marul, maydanoz fln çabuk çürümüyor. ama bu pörsümek olayına çare olmaz diye düşünüyorum. seğenmek diye bi kelimeyi de ilk kez sizden duydum. biz hep pörsümek deriz ona


  • merena  (28.03.12 14:57:18 ~ 14:58:47) 
[]

bu çalan hangi müzik?

bir toplantıda denk geldim ve telefondan kaydettim. sonra internette bir videoda karşılaştım. isim olarak one republic yazıyordu. ama isimle bulamadım. nedir bu müziğin ismi?

www.uploadmusic.org


 
buldum gençler beethovenS 5 secret imiş galiba ismi
youtu.be

  • dahinnotha  (25.03.12 18:51:39) 
[]

bilgelik hikayeleri + nedir bu müzik

merhaba herkese, selamlar güzel bir pazar gününden.

bazen internette gezerken görüyorum, okuyorum. çok da seviyorum bilgelik hikayelerini. beğendiğiniz, sizi etkileyen, hoşunuza giden hikayeleri paylaşır mısınız?

ayrıca bu çalan müzik nedir?
www.facebook.com
not: bahsi geçen videoyu hazırlayan sayfa da çok beğendiğim bir sayfadır, tavsiye ederim.

 
Yazıyor orada işte:

Başlık:Chopin Ballade No.1 in G minor, Opus 23 by Tzvi Erez HQ
  • bitti  (25.03.12 14:04:07) 
Müzik: Yanni - Rainmaker


  • gkn  (25.03.12 14:07:02 ~ 14:07:19) 
@ bitti, o dediğin bir sonraki video.


  • dahinnotha  (25.03.12 14:11:04) 
[]

torrent kullanımı suç mu?

bir kurumun internet ağından kullanıcam. evde kullanıyorum herhangi bir privete tracker falan değil normal bir şekilde, demonoid üzerinden. fakat şimdi bir kurumun (dernek) internetin ağını kullanacağım. bu bir sıkıntı teşkil eder mi? bence etmez de emin olmak istedim.




 
torrent kullanmak değil illegal içerik indirmek suç. kağıt üzerinde.


  • cinsi kisi  (24.03.12 21:09:52) 
don't ask, don't tell.


  • pangea  (25.03.12 14:22:05) 
[]

süt ve ürünlerini sıklıkla tüketmek sağlıklı mı?

birkaç dilim kaşar peyniri, bir iki bardak süt, ortalama büyük bir kase yoğurt, zaman zaman da bunların yanına beyaz peynir tüketiyorum. hem tok tutuyor, hem de oldukça seviyorum ve pratik. sağlık açısından bir sıkıntısı var mı bunların? nihayetinde hepsi kalsiyum ihtiva ediyor. süt ürünlerini tüketmek sağlıklıdır da fazla değildir dimi bunlar. ve yine neredeyse hergün yediklerimden biri de haşlanmış patates.




 
hepsi son derece sağlıklı şeyler. kemiklerin güçlenir falan filan.


  • neira  (23.03.12 14:14:15) 
süt ürünlerine bilafım yokda bulnarın içinde epey de hayvansal yağ tüketmiş oluyorsun, eğer yağsız light olanlarını tüketmiyorsan sorun olabilir gibi geldi.


  • thefin  (23.03.12 14:15:00) 
dukan yapcam diye bunlardan deli gibi tüketiyorum bi zararını görmedim valla. ayrıca thefin+1 light kullanıyorum


  • zenc  (23.03.12 14:47:42) 
Bol protein alıyorsunuz, bol su tüketiniz. Zararı olmaz.


  • SiyamkedisiZorro  (23.03.12 14:53:12) 
light ürün kullanmayın derim. bir sürü işlenden geçiyor çok zararlı kanserojen. böyle söyleyince kimse aldırmıyor ama kanser zor bir hastalık.


  • neira  (23.03.12 15:46:21) 
kaşar peyniri tehlikeli, fazla tüketmeyin bence.


  • Pamplona  (23.03.12 22:05:03) 
[]

çap yapmak falan

merhaba. çift anadal yapmak istiyorum. ilk dönem ortalamam 3ün üzerindeydi, bu dönem de böyle olmasına gayret edicem ve çap yapmaya hak kazanmış olacağım.

fakat aynı zamanda önümüzdeki dönem erasmus ile yurt dışında okuyor olacağım. hatta işler yolunda giderse ikici dönem de orada kalabilirim. sorum şu, erasmus faaliyeti çap.a engel olabilir mi?

çift anadal programına başvurmak için 3 ve üstü ortalama aranıyor lakin erasmus ile gittiğimde bu ortalamayı sağlayamayabilirim, düşürebilirim. ve ardından gelen senelerde 3. ve 4. sınıfta ortalamayı yükseltmenin çok daha zor olduğu söyleniyor. yani birinci sınıfın sonunda, bu dönemin sonunda başvurmak en mantıklısı. peki sonraki dönem burada olmayacak olmam bir engel teşkil edebilir mi? programa yazılıp da dondurmam mümkün mü?

bir de açık öğretim okumaya niyetliyim. eğer çap olmaz ise açık okumak istiyorum. fakat yine başvuru ve sınav zamanı burada olmayacağım. bu durumda yurt dışından yapabileceğimiz bir şey var mı?

güncelleme: okulum osmangazi üniversitesi, karşılaştırmalı edebiyat.

 
okul ?


  • lanc  (23.03.12 11:06:30) 
sorduğun sorunun biraz daha spesifik olması lazım.

aradığın cevaplar arasından not ortalaması ile alakalı olmayan konular üniversitelerin senato kararlarına, fakülte dekanlık tutumlarına göre değişkenlik gösterir. not ortalaması konusunda ise bölümden bölüme senelerin zorlukları değişebilir. dolayısı ile kendi okulunda çap yapan birine danışman daha yararlı olur.
  • yazik ziyan  (23.03.12 11:07:02) 
 osmangazi üni, karş edebiyat bölümü. çap konusu spesifik olsa da açık öğretim hakkında fikriniz var mı? fransa.da olacağım. mesela paris.te açık öğretim bürosu olması, sınava orada girebilecek olmam mümkün müdür?


  • dahinnotha  (23.03.12 11:11:30) 
Fakültenizin çap yönetmeliğini okumanız gerekiyor. Örneğin benim okulumda, ortalamanın 2.00 ve üzeri olması gerekiyor ki çap programına kaydınız devam edebilsin. Aynısı Osmangazi Ünv.'de de geçerliyse rahatça Erasmus yapabilirsiniz.


  • violetsky  (23.03.12 11:17:01 ~ 11:17:20) 
[]

dil öğrenmek için 6 ayım var

bildiğim bir (hatta iki) dili öğrenmek için dersem daha doğru olur.

olayı anlatayım, ölmezsem önümüzdeki dönem erasmus vasıtası ile fransada olacağım. geçen sene hazırlık aldım fransızcadan. geçtim sınıfı. yazmam falan iyiydi ama dinleme ve konuşma (aynı ingilizcede olduğu gibi) felaket. anlıyorum ama konuşamıyorum ekolünden gelseydim keşke. çok az anlıyorum, hiç konuşamıyorum. ingilizce çok da kötü değil yine ama fransızcayı işe yarar kademeye getirmeliyim önümüzdeki altı ayda.

psikolojik olarak çenem açılmıyor, bi de hazırlık kadar yopun görmediğimiz için ve kullanmaya üşendiğim için iyice köreldi. nasıl bir program izlemeliyim? pimsleur.u kullanayım en başta. başka nedem?

 
istersen olur.

olay o,yoksa ülkede kalmak,yabanci arkadaslar etc geyik.istersen,zevk alirsan ögrenirsin.
  • serabetan  (21.03.12 20:33:02) 
bonne journée tete en l'air :) ingilizce, kağıt üzerinde öğrenilip gündelik hayatda az çok derdini anlatabileceğin bir lisan iken almanca ve fransızcada durum böyle değil. şimdi sen bu aylık sürede ne kadar kasarsan kas, fransızcanın konuşulduğu bir ortamda olmadığın için yine pek bir işe yaramayacak. dil vatanında öğrenilir, gerisi boş. kendin gibi çat pat fransızca bilen birisini al yanına, günde 1-2 saat konuşma sınıfı organize edin. belki sizin dışınızda katılan da olur, daha da iyi olur. fransızca konuşarak dertlerinizi dermanlarınızı anlatın, bu seni ileriye taşır diye düşünüyorum...


  • schwarzfahrer  (21.03.12 20:39:41) 
şu ve benzerlerine takılsan her gün?

www.youtube.com
  • compadrito  (21.03.12 22:30:17) 
@compadrito bunlar çok basit olduğu için sıkıyor. çünkü orjinalinden kitap dahi okuyabilecek seviyede, idim. yazın paslandım. şimdi okulda fransızca dersimiz olsa da konuşma ağırlıklı olduğu için psikolojik olarak "yapamam"a döndü olay.

sınıf arkadaşlarımı örgütlemeyi düşünüyorum. ama ben onlara göre de gerideyim. birazcık ivme kazansam gelir gerisi, tek ihtiyacım bu konuda kendime karşı biraz güven. güven yanlış kelime oldu aslında. hani, bir iki cümle kursam gerisi gelecek. o kırılma noktasını yakalamak için gaz belki de.

geçen seneki gibi oturup çalışsam biraz. bikaç kez çalışsam dahi güvenim yerine gelecek ama ona da vakit bulamıyorum ki.
  • dahinnotha  (21.03.12 23:23:41) 
@dahinnotha

yanlis anlamada ,orjinalinde kitap okuyacak seviyeden insan bu sürede paslanmaz eger biz hafiza kaybi sorunu filan yasamadiysa.

kitabi okudugunda anladigini zannediyor olabilirsin.gercek farkli cünkü.
  • serabetan  (21.03.12 23:25:51) 
@serabetan, haklısın. tam anlamıyla anlıyor değildim. orjinalden okuyordum deyince montaigne gelmesin zaten aklınıza, daha basit düzeyde. öyle bir gayretim vardı. iyi kötü anlıyorduk. sınavlarım da kötü değildi. ama ciddi oranda paslandım. unuttum demek yhanlış olur. yağa ihtiyacım var sadece. normal yollardan yağlanmak zor. ama yine de o yolu kullnmak durumundayım, iyi geceler.


  • dahinnotha  (22.03.12 00:06:14) 
onlar cok basitse, o zaman sen de su ve benzerlerine takil mesela:

www.youtube.com

bol bol takil ama. tekrar ede ede. cumleleri ezberleye ezberleye...
  • compadrito  (22.03.12 04:39:57) 
[]

haşlanmış patatesin donma noktası

çok mü düşük? haşlayıp buzdolabına koyduğum patateslerde kristalleşme oluyor. hepsinde değil. kızartmalık değil haşlamalık alıyorum. kabuklarını soyup da haşladım, soymadan da haşladım. dolap soğuk değil ama bazı cins patatesler bildiğin buz tutuyor. buz kadar soğuk değil. ama kıtır kıtır ve kristalize olmuş vaziyette. birkaç keredir başıma geldi, garipsedim bu durumu.




 
İçindeki sudan dolayı oluyor o. Suyunu tamamen kurutabilirsen normal bir şekilde donduğunu göreceksin. Aynı dondurulmuş patatesler gibi yani.


  • ozdek  (21.03.12 08:07:01) 
arkadaşlara ek olarak şöyle bir şey söyleyebilirim; sıcak su soğuk sudan daha hızlı donar. bu neden haşlayıp tam olarak soğumadan koyduysan çok daha hızlı donacağı için sana garip gelmiş olabilir.


  • ahmet demir  (21.03.12 08:17:52) 
[]

gazete haberi nasıl yapılır?

okul gazetesi için.

bugün okul gazetesinde gönüllü çalışmak için başvurduk arkadaşlarla. kabul ettiler. yarın da etkinlik varmış ve bu etkinlikte görev almamızı istediler. şuan neyi ne kadar bildiğinizi görmek istiyorum, bu haber gazetede yayınlanmayacak diye de belirttiler. başka bir deyişle seviye tespit sınavı gibi düşünülebilir.

yarın iki etkinlik var, biri nevruz kutlamalarıyla ilgili bir etkinlik olacak. yemek falan dağıtımı olacak galiba. bir diğeri ise bir panel. şehit ve gazi ailesi olmak konulu. okulun gazetesini inceledim, birkaç haber okudum. onlara benzer olacak nihayetinde.

gazete haberi yaparken nelere dikkat edilir? nasıl yapalım bu haberleri? 5n1k diye bir terim biliyorum yalnızca, başka neler bilmem grekiyor? aklınıza gelenleri yazın, tikler akşama.

 
olay nerede ne zaman geçti?

kimler katıldı?

ne sebeple yapıldı?

geleneksel mi? öyleyse belirt.
  • mahnita  (20.03.12 16:53:16) 
[]

roaccutane ve güneş

merhaba. gittiğim doktor sivilcilerimin kötü halde olduğunu ve roaccutane tedavisine başlamak gerektiğini söyledi. kan testi yapıldı. bugün ilaçlarımı aldım. ilk kapsülü az önce içtim.

güneş ışığının zarar verdiğini biliyorum. doktor ilacı verirken de ona sormuştum "yaz geliyor ama. sıkıntı olmasın diye" o da bir sorun olmayacağını söyledi. ama hem prospektüste hem de duyuruda ki diğer sorularda güneş ışığının zarar vereceği söyleniyor. hemen tekrar doktora gidip bir güneş kremi istemeli miyim? çünkü kendisi yüzüne birşey süreceksen bana gel demişti, yoksa güneşin henüz bir sıkıntısı olmaz mı?

alkol ile birlikte kullanımı kesinlikle yasak denmiş duyurudaki sorularda. karaciğeri yorduğu için. sıklıkla içen biri olmadığım için arada bir kaçamak yapılabilir diye düşünüyorum birkaç bira gibi. o kadarcıktan birşey olmaz herhalde.

yine prospektüste kas aktivitelerinden kaçınmak gerektiğini söylüyor. yakın zamanda spor salonuna yazılmak niyetindeydim. olmaz mı bu iş? kas ve eklem ağrısı olur diyor. ama spor salonuna da gitmek durumundayım (have to olmasa da must bir durum) kullananların bu konudaki tecrübeleri nelerdir?

etkilerinin neler olduğunun bilincindeyim, sözlükten de okudum. etkilerini ne zaman görmeye başlarım. kuruluk gibi.

 
rocatunu kesinlikle tavsiye etmiyorum. etrafımda kullanan kimi gördüysem yaradan çok zararını gördü. uzun uzun anlatmaya gerek yok,biliniyor zaten.

alkol kaçamağı falan demişsiniz. sanırım bu ilaç hakkında hala pek fikriniz yok.
  • mahone  (19.03.12 19:45:26 ~ 19:49:22) 
ben iki kez kullanan birisi olarak tavsiye etmiyorum. ama illa kullanıcam diyorsanız kışı bekleyin, güneş hangi krem olursa olsun leke bırakır.


  • bitter cikolata  (19.03.12 19:51:54) 
ben kullandım. arada alkol de aldım, güneşin alnında denize de girdim, bir zararını görmedim. bu demek değildir ki size de bir şey olmaz, bünyeye göre değişir o işler.


  • bacardicola  (19.03.12 19:52:29) 
Doktorunuza güvenin ama güneşten de elinizden geldiğince sakınmaya çalışın.


  • montreal  (19.03.12 19:57:58) 
şu ilaçtan korkmayın yahu.
ben yaklaşık 8 ay kullandım.
yaz aylarına doğru güneş kremi kullanman gerekecek.
dudakların çok kötü kuruyacak, hatta kuruluktan kanayacak.
başlarda sivilcen artacak. daha sonra bildiğin gidecek, hiç kalmayacak.
alkolle birlikte kullandım.
halı saha maçlarına devam ettim.

bana tek kötü etkilediği yanı ise bir ara kendimi eve kapatmaya çalışmamdı. bildiğin içine kapanıyosun. neyseki farkettim de kendimi dışarı attım..

etkileri bence tamamen psikolojik.. (dudak kuruması dışındaki).
  • maltiner  (19.03.12 20:05:16) 
güneşin sıkıntısı çok olur elli faktörlü kremle gölge dışına adım atmayarak kullandım ben. geçmeyen lekeler bırakıyor sanırım.
alkol almasanız daha iyi, çünkü benim neredeyse haşlanmış sebzeye dayalı bir diyete rağmen karaciğer fonksiyon testlerim hep üst sınırın biraz üzerinde çıkardı. bir de alkol eklenirse hoş bir tablo olmayabilir.
spor konusunda net birşey söyleyemeyeceğim ama kuruluk hemen ilk hafta başlıyor.
  • inthechaos  (19.03.12 20:06:36) 
mümkün olduğunca güneşe çıkma, yazın öğle vakti ortalarda dolanma, güneşlenme, denize fln akşamüstü gir mümkün olduğunca. güneşe çıkınca da güneş kremi sür.

alkol kaçamaı çok sorun olmaz ama kan değerlerinizi kendiniz de takip edin, eğer sınıra yakınsa içme.

yan etkilerine gelince bünyeden bünyeye değişir. ev arkadaşımla birlikte kullanıyoruz. onda dudak ve yüz kuruluğu çok olmasına rağmen bende inanılmaz kas ağrısı ve burun kanaması yaptı. dudaklarım nispeten normal. bir tek dişçiye gidince sorun oldu o kadar. spor salonunda da eklemlerini zorlayacak hareket yapma, kaslarının çalışmasında problem yok.

benim 4. ayım bitti günde 30 mgdan. kan değerlerim hala sınırların içinde. bir tek trigliseridim sınırda.
  • goldentitan  (19.03.12 20:44:00 ~ 20:45:13) 
bünyeye göre etkinliğinin değiştiğini bizzat kanıtladım anasını satıym.
2 defa kullandım. 1. seferi uzuuuuun bir dönemdi 1 yıl kadar geçti dedim bitti dedim 7 ay sonra yaşadığım bir ruhsal sıkıntı ile tekrar geldiler. doktora gittim hömm 2. kez başlıyoruz dedi ei dedik. neden çünkü ilk seferde ne güneş ne kaslar ne dudaklar çok da sorun olmamıştı. ama ikinci kullanım işknece halini aldı ki doz zaten 60mg şeklinde. dudaklarım berbat vücudum döküldü artık güneş csmdan odaya düşse ben kavruluyorum kaslarım eklemlerim pert. bi gün nasıl olduğunu hala hatırlamıyorum acile kaldırılmışım. neyse ilacı kestik zaten son kutum bitiyordu o sıra. yine 8 aylık güzel bir dönem geçirdim. ama şu an geliyorlar hissediyorum deri altında kistikler kaşıntılar küçük küçük suluklar....
ha yaş kaç? 23. ergenliğe de 15inde girenlerdenim. öyle fazla çocuk gibi de değildim ama ben 20 yaşına kadar sivilce nasıl bir şey bilmezdim.

ilk kullanışınsa zaten doz düşüktür etkisi 3 aya çıkar. alkol çok bi şeysi yok. o kadar yan etkisi pörtlememişse dert değil.
ama kullanma arkadaş. kullanma o kadar diyorum. millet bu ilacı yasaklıyor bizimkiler 60mg yazıyor. hayır etkisi de geçici mi nedir anlamadım ki 8 ayda ne üretiyor bu benim bedenim?

sinirliyim agresifim içimi döktüm sanırım
  • cecilia  (19.03.12 22:22:02) 
peki ya kahve tüketiminin bir zararı olabilir mi? malum içinde kafein var. günlük ortalama iki kupa tüketiyorum nescafe. sekersiz ve süt tozsuz.


  • dahinnotha  (20.03.12 07:54:08) 
kahveden bir şey olmaz.

sen anlattıklarımı okumadın sanırım. tek sıkıntın kahve olsun, etkinliği kesin değil diyorum. bir sürü ızdırap çekiyorsun sonra tekrar geliyor diyorum kime diyorum
  • cecilia  (20.03.12 09:41:35) 
[]

kedi bakımı

merhaba. sıklıkla duyuruda denk geliyorum sokakta kalmış kedi ev arıyor gibisinden. daha önce bir canlıya bakmış olmadığım için onun sorumluluğunu almak istememiştim. o sebeple kedi konusunda tecrübe sahiplerine sormayı uygun buluyorum.

3 kişi aynı evde yaşıyoruz. evden atılmış ya da kaçmış bir kedi bize ısınır mı? yoksa hırçın bir şekilde kaçar mı bizden?

tuvalet olayı nasıl olacak? kedi kumuna işedim isimli duyurudan öğrendim birşeyler fakat koku yapmıyor mu evde o kum? banyoya koyacağız onu peki hayvanın ihtiyacı geldiğinde banyo doluysa ne olacak?

tatile giderken ne olacak, tatile çıkacağım bir haftalığıma kedime bakablir misiniz gibisinden duyurularla karşılaşıyorum. daha uzun kalacağımı düşünelim. yanımda götürmem de mümkün değil, facebook.tan ya da buradan yeniden sahiplik edecek birini bulmak zor olur mu?

aylık masrafını ve başlangıç masrafını sormalıyım. bu önemli bir konu. doğalgaz ve internet faturalarını hala ödemedik dersem neden önemli olduğu anlaşılıyordur sanırım.

ekleyeceğiniz birşeyler varsa buyrun lütfen. teşekkürler, iyi günler.

edit: benzeri sorular elbette sorulmuş ve baktım bir kısmına, ama yine de tekrar sormakta beis görmedim.

 
8 yıldır bir kediyle yaşıyorum. öncesinde de canlı hayvan bakımı tecrübem var. kimseye evde kedi bakmalarını tavsiye etmiyorum. 2-3 kişiyi vazgeçirmişliğim var. sebebi de şudur ki, evde bir kediye verebileceğiniz hayat için harcayacağınız çaba ile sokaklarda belki 5 belki 8-10 kediye daha iyi bir yaşam sunabilirsiniz. bu noktada bir kediyi eve alma kararının içerisinde açıkça bencillik olduğunu düşünüyorum. ben de bu bencilliği yapmış biri olarak, şu an tercihimi ayıplıyorum. atsan atamıyorsun haliyle.

ilk sıkıntı bu, bugün eve kedi alma kararı sizin için uygulanabilir olabilir, ya 2 sene sonra, ya 5 sene sonra, ya 10 sene sonra? kadın ya da erkeksiniz de, hamile biri ile aynı evi paylaşma durumunda toksoplazma riskiyle kediye yol vermeniz gerekecek, nereye göndereceksiniz? kısası bu karar ortalama 10 yıllık bir karar. 10 yıl sonraki hayatınıza dair başka bir karar vermişliğiniz var mı? makul mü sizce? o vakit kediyi eve, kendinize alıştıp sonra sokaklara ya da yedi yabancıya bırakmayı vicdanınız kaldıracak mı?

tuvalet, kum sıkıntı olmuyor. evde inceden bir "kedi kokusu" oluyor ona da alışıyorsunuz, size yok gibi geliyor. kumu dışında bir yere, en azından bizimki, zorlasan yapmıyor.

tatil, uzun süren seyahatler sıkıntı oluyor. bizim ailece yaptığımız son tatil kediden öncedir, ardından hep biri evde kaldı.

doğalgaz, internet sıkıntı oluyorsa hiç bulaşmayın derim. kum, mama, aşılar, bakım 200tl civarında olur ortalama tahminen. bunun kısırlaştırması var, hastalığı var o da ayrı. bizimkisi az sorunlu hastane masrafı olarak birkaç bin tl ödemişliğimiz var. canı sağ olsun o ayrı.

hırçınlık konusu kediden kediye değişmekle birlikte, olabilir olmayabilir de. olursa da size değil de eve gelen yabancıya olur muhtemelen.

değinmediğiniz husus, tırnakları düzenli kesilmezse eşyalarınız zamanla heder olur. koltuk, halı malı.. o tırmalama çubukları ilk tercihleri olmuyor haliylen.

başka bir değinilmeyen konu, ona zaman ayırmalı, sevmeli ilgilenmelisiniz. günde bir iki kez tuvalet temizlenmeli, su, mama kabı kontrol edilmeli. bunlar bir canlının sorumlulumkarı özellikle küçükken oyuna doyulmuyor ama büyüdükçe alışıyorsunuz. zaman ayıramadığınızda üzülüyorsunuz. o da üzülüyor tabi.

eve kedi almak, hiç büyümeyecek bir çocuk almak gibi, zamanla konuşabiliyorsunuz onunla (abartmıyorum, 7-8 yıl sonra anlarsınız) çok büyük bir sorumluluk, bu sorumluluk için harcayacağınız çaba ile çok sayıda sokak hayvanını sefaletten kurtarabilirsiniz. onlar da size bayılırlar haliyle. biraz pis olurlar ama bu da onların tercihi değil. bence eve almayın kısacası.
  • hınzırpaşa  (19.03.12 08:39:27) 
boşverin kediyi. kedi çocuk gibidir, ne masrafı biter, ne göstermeniz gereken ilgi. çocuk büyür, kedi büyümez.


  • bilan  (19.03.12 09:06:18) 
@hınzırpaşa ya trolsünüz ya da direk kötü kalplisiniz. yazdıklarınızı hayretle okudum.

kedi kokusu filan yok öyle bir şey. kapalı tuvalet denilen bir şey var.

iki tane kedim var. en kaliteli mama ve kumu alıyorum. buna rağmen iki kediyle bile bahsettiğiniz 200 liralık masrafa henüz ulaşamadım.

hamile olunca kediyi atan da ancak siz olabilirsiniz sanırsam. tatile gidince pekala kediler evde kalıyorlar. hiç sorun çıkmıyor. 3-4 günde bir komşunuz veya arkadaşınız gelip mama ve sularını yeniler o kadar.
  • mea maxima culpa  (20.03.12 00:33:12) 
öncelikle; bana sorarsanız, trol de değilim kötü kalpli de değilim.

adına kedi dediğimiz hayvan sizin evin şartlarına göre yaşama doğru evrilmişse de bu keyfine değil, türümüzün onun türüne dayattığı yaşama şartlarıyla gerçekleşmiştir. ona seçme özgürlüğü sunabilsek, özgürce, doğasında, kendi besinini avlayıp, kısırlaştırılmayıp, çiftleşerek, yavrularını başka insanlara teslim etmeden yaşamayı seçecektir. uzanmak için sizin salonun halısını, ya da boyu kadar kuma pislemeyi tercih edeceğini sanmıyorsunuzdur umarım.

ben de sizin gibi sevme ve sevilme ihtiyacımı gidermek gibi birçok nedenden bir hayvan ile birlikte yaşıyorum. hayvanıma aşığım. bu hayvanın özüne ters bir durum olduğunu değiştirmiyor. ben en azından saflığımla bu dengesizliğimi aklamaktansa yaptığımın kötü bir tercih olduğunu kabullenip, evde "benim" olan bir kedi'dense, birini sahiplenip diğerlerini kaderine terk etmektense, sokaklarda onlarcasına, "nispeten" özgür bir yaşam sunabilmeyi insani buluyorum.

"hamile olunca kediyi atan da ancak siz olabilirsiniz sanırsam." cümleniz yanıt yazarken dengenizi yitirdiğinizin en güzel özeti. bunun yanından geçen bir şey söylemiş değilim. tersine, bu olasılığı bilmemesi olası birini bilgilendirip, testi kırılmadan yol gösteriyorum. bu ithamı nerenizden çıkardınız anlamadım.

her kedi, sizinkiler gibi değil. bunu bilmiyorsanız, öğreniniz. benim kedim tek kalamıyor. haleti ruhiyesi bozuluyor. 1-2 gün yalnız kaldı ve tek gram yemek yemedi, su içmedi. tanıdığı, bildiği biri yanında olmaksızın bir hafta çıkaracağını sanmıyorum. iki kedi-tek kedi farkını bilmeden böyle konuşmanızı anlamıyorum.

sizin trol ya da kötü kalpli olmadığınızı tahmin ediyorum ancak ne olduğunuzdan tam emin değilim.
  • hınzırpaşa  (20.03.12 17:00:32) 
@hınzırpaşa

5 sene tek kedi ile yaşadım. o zaman da ben seyahate gittiğimde tek başına kalıyordu. bir sorunda olmuyordu. gayet de fiziksel ve psikolojik sağlığı yerinde yavrumun.

ben de sizin hayallerinizdeki (hatta ütopya diyelim şuna) gibi bir dünyada yaşamak isterdim. bir çiftlik evim, kedilerim, köpeklerim, çiçekler arasında mutlu bir hayat sürmek isterdim. o zaman kedilerim istedikleri zaman eve girer, istedikleri zaman çiftlikte, kırlarda dolaşır, kendi yemeklerini kendileri avlar, çiftleşir yaşar giderlerdi.

ancak 2012 senesinde ve istanbul'da yaşıyorum. her taraf beton, asfalt ve çöplük. kediler ve köpekler doğal ortamlarından uzak sokaklarda sersefiller. ne yemekleri ne içecekleri suları var. üstelik insanlar onları sevmiyor ve eziyet ediyorlar. bir çoğu sakat kalmışlar. sokakta yaşayan kedilerin yaşam süreleri çok kısa. sakatlık, hastalık, açlıktan gidiyorlar.

durum böyleyken kedilerimizi evde beslemek ve ne yazık ki kısırlaştırmak zorundayız. sizin başka koşullarınız varsa ona göre hareket edin lütfen.

sevgiler saygılar, iyi akşamlar.

ben de böyle birisiyim işte. ne olduğum ortada.
  • mea maxima culpa  (20.03.12 21:51:36 ~ 21:52:01) 
@mea maxima culpa

yerden göğe haklısınız söylediklerinizde. benim niyetim de sokaklardaki kedilerin hayat kalitesini tırnak ucu kadar arttırabilmek. konuya bakışımız, anlayışımız aynı ama tercihlerimiz farklı sanırım. saygılar.
  • hınzırpaşa  (22.03.12 13:45:33) 
hınzırpaşa'nın yazdıklarına samimiyetle katılıyorum.

koku konusunda, dışkısı zaten kokuyor, ayrı bir oda falan ayırmalısınız veya gün aşırı temizleiğini yapmalısınız. kedinin kendisi konusunda ise; sürekli kendilerini yalayıp temizlerler, ama her nasılsa bir koku evin içine siniyor. ankara kedimi sahipleneli 1 veya 2 ay olmuşken eve gelen misafirlerim kokuya yabancı olduğu için hemen anlayıp "köpek mi aldın?" gibisinden bir tepki vermişlerdi. yani kokusu siniyor, doğru. biraz da evin büyüklüğüyle alakalı diyelim...
  • schwarzfahrer  (22.03.12 14:01:32) 
benim iki kedim oldu farklı zamanlarda, çok küçükken sokakta bulup, evde beslediğim kedilerdi. Büyüyünce ikisi de beni terketti. Evde çok sıkılıyorlardı, bütün gün pencereden dışarı bakıyorlardı, bir kapıyı açsada gitsek modundalardı. Ama her kedi farklıdır, seninkisi kimbilir nasıl olacak garantisi yok.

Pek masraflı bir iş değil ama maddi sıkıntı varsa bence hiç girme bu işe. Ne olacağı belli olmaz bir hastalığı çıkar, bir şeyler olur, sonra üzülürsün.

Ben balkonuma gelen sokak kedilerini beslemek&sevmekle yetiniyorum -yetinmeye çalışıyorum-.
  • yue  (22.03.12 14:15:55) 
@hınzırpaşa hayvan besleme konusundaki düşüncelerinize ve gelen cevaplara karşılık verirken kullandığınız üsluba çok saygı duydum. gerçekten bravo! insanın kendi taleplerini bir tarafa bırakıp hayvanın hislerini ön plana alabilmesi çok nadir bir durum. hayvansever birçok kişi bile beceremiyor bunu.
@dahinnotha her kedinin huyu suyu başka. banyo doluyken ortalığa yapacağını sanmam, bekler yani 5-10 dakika:) 3 kişi öğrenci evinde misiniz? ayrılınca ne olacak? temizliği konusunda tartışma yaşanır mı? paraya sıkışınca ilk nerden kesersiniz harcamalarınızı? bunlar da önemli. kedili evlerde ilk girişte inceden bi koku alıyorum ben ev temiz olsa bile. kokudan rahatsız olmuyorum gerçi, alışılıyor hemen 10 saniyede. tatil konusunda da illa ki bi bakan eden çıkıyor da, işte her kedi bu durumu aynı şekilde karşılamayabilir.

  • jimicik  (22.03.12 14:30:42) 
[]

backpacker erasmusçu.

selamlar duyuru ahalisi.

son on günde erasmus ile ilgili olarak çok kez başını ağrıttım. ama nihayete erdi bu konui önümüzdeki dönem versailles yolcusuyum. bugün erasmusa gidecek öğrenciler için bilgilendirme toplantısı yaptılar, 6 ay olmasına rağmen şimdiden başlayın hazırlıklara. hatta uçak biletinizi alın dendi. herşey güzel lakin istanbul paris arası uçaklara baktım da eylül ayı için her hangi bir tarihe, 179 euro.dan falan başlıyor 1000euro.ya kadar çıkabiliyor. gerçi bilmiyorum uçak bileti almanın püf noktalarını ama açıkçası uçakla gitmeye çok da meraklı değilim.

bulgaristan, sırbistan vs üzerinden geze geze 10 günde falan tren vasıtası ile gitsem interrail yaparak. muhtemelen aynı fiyat belki daha biraz pahalıya gelecek ama en azından ucundan da olsa birkaç ülke gezmiş olacağım. çok saçma bir düşünce midir bu? nasıl olur, nasıl olmaz?

---
bonus soru: duyuruda aradım da yellow brick road galiba gitmiş versailles.a erasmus öğrencisi olarak. biri el edebilir mi ona baksın buraya doğru. teşekkürler.

 
yellow'a mesaj attim.


  • risko  (16.03.12 22:34:03) 
saçma olur. oraya yaşamaya, yerleşmeye gidiyorsun, 2 3 5 aylık da olsa.. yolda çok çile çekersin, elinde yüklerle ağlarsın. bence gerek yok. ama macerayı seven biriysen durma yap derim. bilet için airfrance'a ve thy'ye bi bak. direkt olarak paris'e gelmek zorunda değilsin, nantes'a gelebilirsin, lille'e gelebilirsin, ne bileyim strasbourg'a gelebilirsin ardından da trenle paris'e gidersin. tren bileti de tutsa tutsa en fazla 40 avro tutar. erken alırsan 20 avroya bile bulursun.


  • i ve been mistreated  (16.03.12 22:35:18 ~ 22:35:46) 
basel aktarmalı da olabilir. aktarmanın arası 4 6 saat olsa, baseli de gezersin, ohh mis.

pariste orly havaalanı şehir merkezine uzak ama ucuz hava yolu şirketleri terrcih ediyor. ryannair gibi.
  • anonimyususer  (16.03.12 23:35:37) 
kulaklarım çınladı! dostum biliyorum pahalı ama ilk sefer direk uçakla gitmen mantıklı olacak. "i ve been mistreated" doğru demiş. çünkü interrail mantığıyla taşıyabileceğin eşyalar sana orada hayatta yetmez. bir de uçak bileti için şimdiden acele etme. erken rezervasyon her zaman iyidir ama çok da erken iyi değil. Pegasus'u 1-2 ay takip et. mutlaka bir kampanya çıkacaktır. mayıs sonuna kadar bilet için zamanın var bence. bu arada versailles'a gitmekle kalmadım senin bölümünden mezunum anladığım kadarıyla :)


  • yellow brick road  (18.03.12 14:40:30) 
[]

bu duyurudan sonra sakalsız kimse kalmayacak.

merhaba, bu duyuruda sakal çıkarıyoruz sevgili duyurucular. sakalsız bağlandım siteye, sakalım olmadan çıkmam.

19buçuk senedir yaşıyorum. 2 senedir üniversite öğrencisiyim. çenede, hafiften de yanaklarda çıkıyor tüyler ama sakal olmaya yakın değiller henüz. sarımsak sürmüştüm bir iki kez. saçıma bioksin kullanıyorum, saçımı köpürtürken yanaklarıma çeneme falan da sürüyorum şifa niyetine.

şimdi diyebilirsiniz ki daha yaşın erken, 24e kadar yolu var, acele etme. haklısınız da pek iyi değil böyle. taşıtlarım arasında bir benim sakalsız olan.

napacan lan sakalı, her sabah kesmek zorunda kalıcan falan demeyin. razıyım.

testesteron mu bakıyor bu işlere? ondan mı almak lazım? nasıl alınır? başka napmalı?

 
kafana göre testesteron almadan önce seviyesine baktırman lazım. tabi sadece testesteronda da bitmiyor bu iş. endokrinolog yolu gözüktü sana

ps: yaşın da erken değil, 24e kadar yolu yok
  • la noix  (14.03.12 23:50:47) 
genetiktir en byük etken traş ol temiz temiz gez, az bişey çıkıyo bari bunlar dursun deme


  • koyukalem  (14.03.12 23:51:18) 
ne güzel işte tıraş derdin yok, hanımların yüzünü tahriş etme derdin yok.
yaşa bence böyle, bela aramak boşa.

  • kayranin kedisi  (14.03.12 23:51:35) 
Caps yok mu?
Namaza başla der gibi olucak ama Traşa başla, her gun tras ol. istediğin ormana kavuşursun.

  • drip nick i zaten kullanilmakta  (14.03.12 23:54:29) 
bizim köyde güvercin boku sürerlermiş çok çıksın diye.

hatta teoriyi destekleyecek bir iddia; küba devrimden sonra ilaç ve kozmetik sanayiine sattığı güvercin bokuyla ekonomiyi toparlıyor.
  • lancelot du lac  (14.03.12 23:59:06) 
testesteron alırsan sadece sakal'a etki etmez sanki. çok dertli iş kıl tüy işi, hiç bulaşma bana sorarsan. yerinde olmak isterdim niye uğraşıyosun.


  • medikalfm  (15.03.12 00:04:19) 
teselli:

harbiden bunu bu kadar psikoz durumlarına getirmeye gerek yok, kirli sakalın olunca kenan, kıvanç olmicaksın + eğer bir yöntemi de varsa, doğal akışına müdahale etmek her daim gudik anormallikler doğuracaktır, yol yakınken dön bebeğim. ayrıca bioxin placebo diyenlerdenim

cevap:
güncel yöntemlerin hiçbirinden gram haberim yok, lakin, hiçbir yöntemin de kısa sürede (1sene) yüzünü sakala kaplatacağına ihtimal vermiyorum..
  • Dr. Kissingher  (15.03.12 00:05:00) 
fazla testesteronun erkeklerde kelliğe yol açtığı bilinmekte. sakala sahip olayım derken saçtan olma! ayrıca yaşın genç ilerde çıkar biraz daha tabi genetik etkenlerde önemli, babada, dedede yoğun sakal varsa merak etme sende de yakında çıkmaya başlar. çıkmazsa da canın sağolsun. kılda keramet olsa g*tte çıkmazmış...


  • canhavli  (15.03.12 00:19:38) 
sarmısak sür.


  • oyle bir gecer zaman ki  (15.03.12 01:20:07) 
her sabah jilet vur üşenmezsen. 2-3 ayda serseri kirli sakalını yaparsın sonra ortamlara yılan gibi akarsın. valla bak, benim de öyleydi, denizcilik okuyorum yani üniforma falan var ilk girdiğimde çok az çıkardı sakalım e her sabah jilet vurmak zorunlu oldugu için 3 4 ayda hayvani gelişme gördüm. kaçırma ama düzenli yap.


  • diyarbakir karpuzu  (15.03.12 01:44:22) 
Kafana göre testosteron almak yapacağın en büyük hata olur.


  • arnold schwarzeneger  (15.03.12 06:42:18) 
neredeyse iki katın yaşındayım, benim de sakallar ancak 3 ayda çıkıyor, ama bir sıkıntısı yok bence:)
askerde de çok işe yarıyor, millet sabah traş olup, öğleyin içtimada papara yerken, ben 2 günde bir traş oluyordum:)

  • yalnux  (15.03.12 06:55:50) 
ne yaparsan yap, sarımsak sürme... saçına sürenler de sürmesinler... SArımsak kıl kökünü yakıyor.. hepten kel kalırsınız.


  • kokorech  (15.03.12 09:02:36) 
[]

erasmus.a ne zaman gitmeli?

birinci sınıf öğrencisiyim daha. sınav sonuçları açıklandı gidebilme ihtimalim var. hatta dün de sormuştum fransa mı macaristan ı şeklinde. yazarsam muhtemelen tutacaktır macaristan.

fakat ben kendimi yeteri kadar büyük görmüyorum. sakallarım bile düzgün çıkmıyor. sesim arada bir çatallanıyor. saçlarım biraz uzun, çünkü kısalttığım zaman hangi liseye gidiyorsun diyorlar. oysaki liseden ayrılalı 2 seneyi geçti, geçen sene hazırlık okudum.

dalga geçmeyin, cidden soruyorum. 5 6 ay sonra değil de, en azından seneye bu zaman falan gitsem daha mı iyi olur? okulumu uzatmak, yüksek lisans belki çap yapmak gibi planlarım da var. yani daha bir sürü fırsat çıkar önüme diye sanıyorum. en azından erasmus sınavlarına 6 7 kez daha girebilirim. yoksa bir fırsat çıkmışken bunu değerlendirmeli mi?

 
eğer yüksek lisas yapacaksan kesinlikle yüksek lisansta, özellikle ders aşamasında değil de tez aşamasında... hem ders derdi yok, hem de tez için içi dolu kütüphaneler yanı başında olur. hem de kafana göre takılırsın gittiğin yerde durumuna göre

yüksek lisans düşünmüyorsan, 4 sınıfa bırakma

herkesten duyduğum öneri bu benim
  • mentuhotep  (14.03.12 12:13:34 ~ 12:14:22) 
farketmez. 2 dönem gitmeye çalış bir de


  • yuto  (14.03.12 12:14:23) 
hayır yaf, eline fırsat geçmişken hemen git. akıllı ol, sonra o not ortalamasını falan nası tutturacaksın?

hayat her zaman insanın önüne fırsat sunmuyor bilesin.
  • siradisi00  (14.03.12 12:33:23) 
son sınıfa bırakmadan git. hatta madem kazandın durma burda. ikinci döneme de bırakma. ilk dönem çok daha hareketli bana göre.


  • pln  (14.03.12 12:33:57) 
Aralık celbi iyidir.


  • diskbudur  (14.03.12 12:47:16) 
mentuhotep +1


  • kilroy  (14.03.12 12:49:32) 
not ortalamasını dert etmiyorum. çok da beğenmedim zaten ortalamamı önümüzdeki dönemlerde daha da yükselticem. bu sınava da eğlencesine girmiştim.

girerkenki niyetim şuydu: "şimdi kazanırsam güz döneminde gidicem, kışın napayım. bu bir deneme olsun, önümüzdeki dönem cidden kasarak girerim sınava, yüksek puan yapıp ikinci senenin baharında giderim." sınav sahiden kolaydı. sorular az buçuk tahmin ettiğim gibi. yds ye hazırlanış olduğum için sınavların taktiklerini de biliyorum. sınav sisteminde vs bir değişiklik olmazsa önümüzdeki dönem girer, seneye bugünlerde orada olurum. yüzlerce kesz yabancı dil sınavına girdiğim için sınav sisteminde bir değişim olmadığı sürece daha ytüksek puan alacağıma eminim. emin olmadığım tek nokta bu yazdığım olayda bir noktayı atlıyor muyum? eğer olay benim gördüğüm gibiyse planladığımı uygulamak daha mantıklı. görmediğim birşey varsa, lütfen belirtin fikrinizi.
  • dahinnotha  (14.03.12 12:51:00) 
2 sene sonra da çok değişeceğini sanmıyorum, imkan varsa git.


  • bilan  (14.03.12 13:20:00) 
erasmus a hak kazandınız ise 2 yıl içinde istediğiniz zaman gidebilirsiniz.hakkınız saklı kalır.


  • integral almayi bilmeyen muhendis  (14.03.12 17:10:57) 
[]

erasmus için ülke seçimi

Tartu University estonya
Universite Michel de Montaigne- Bordeaux3 fransa
Universite Paris Sorbonne fransa
Versailles Saint-Quentin-en Yvelines fransa
Eötvös Loránd University macaristan

---
ben macaristan istiyorum. nasıl bir yer? hep iyi duyumlar aldım macaristan hakkında.
---

fransa.nın bana çıkma ihtimali daha düşük. ing ve fr olarak iki sınava da girdim. ing puanım yüksek ama fr.da benden yüksekte olanlar var. fransızlar 1er öğrenci alıyorlar, macaristan 2 kişi.
---

 
fransızca hazırlık aldım. bu sebeple fransayı tercih etmek dilim için büyük avantaj. branşım zaten fransızca.

ama fransa.nın çok pahalı olduğunu duydum. 400 küsür avro hibe veriyorlar (önceden 600 idi) kesinlikle yetmiyor. vizede falan sıkıntı çıkarıyorlarmış. çok uğraştırıyorlarmış. ingilizcem ile daha rahat iletişim kurabilirim. fransaya kendi imkanlarımla, turizm amaçlı gitmek istiyorum.

macaristan daha ortada ve diğer avrupa ülkelerine macaristan üzerinden geçiş yapmak istiyorum. açıkçası ben erasmus.u bir kültür ve turizm faaliyeti olarak görüyorum.

bi de şu var. ingilizce puanım, fransızca puanımdan daha yüksek. muhtemelen benden önceleri fransayı tercih edeceklerdir.
  • dahinnotha  (13.03.12 22:34:44) 
fransa pahalı olur. eğer maddi açıdan ailenden destek alamayacak durumdaysan (ki burda hibe alarak gittiğini varsayıyorum) sorun olmaz ama aksi halde hibe yetmeyecektir, sıkıntı çekersin. doğu, kuzey avrupa her türlü tercih edilebilir. estonya çok güzel bir yer olmakla birlikte, donarsın soğuk çok :) macaristan daha iyi, orası da soğuk evet ama hiç değilse avrupa ortalarında, demir ağlarıyla örülmüş avrupanın her yerine kolayca gitme imkanın var. her türlü macaristan daha iyi gibi duruyor.

edit: ahah yazdıklarını görmemiştim, nerdeyse aynı şeyleri yazmışız. evet macaristan iyidir.
  • kedi olmus gidiyorsun  (13.03.12 22:39:38 ~ 22:40:24) 
estonyayı soğuk ve diğer ülkelere ulaşımı kötü diye eledim. eskişehirdeki son dört ayım hergün donmakla geçti o sebeple estonyayı baştan eledim.

macaristan.a her giden oranını güzel olduğunu, türkleri çok sevdiklerini, gezilecek yerleri ve diğer ülkelere ulaşımın kolay olduğunu söylüyor. aradığım nitelikler tam olarak bunlar.

aileme maddi olarak yük olmak istemiyorum. fransa bu açıdan zorlar. öyleyse macaristan olsun dimi seçimim? teşekkürler.
  • dahinnotha  (13.03.12 22:49:02) 
fransa çok pahalı bir yer, macaristan iyi bir aday ama estonyayı boş geçmemek lazım..


  • anonimyususer  (13.03.12 23:01:29) 
[]

yıkanan muhabbet kuşu

geçen bir arkadaş muhabbet kuşunu yıkadığını ardından saç kurutma makinesi ile kuruttuğunu belirtmişti. cevaplardan bazıları "ölecek o, sabaha çıkmaz" şeklindeydi. o duyuruyu bulamadım. sildi mi sahibi? kuşun akıbeti ne oldu?




 
muhabbet kusunu bilemem de, papagan yikayip sac kurutma ile(uzaktan tabii) kuruttugum olmustur.

zaten sevmezse kacar ruzgardan, bizimki kanatlarini iyice acip sicak ruzgarin keyfini cikarmisti.
  • cench  (12.03.12 21:08:56) 
ben kuş sahibi değilim ama düşük kademede uzaktan yavaş yavaş kurutmanının iyi olabileceği söylenmişti. kışın yıkanmazmış evet. bazı kuşlar sesinden korkup kalp krizi geçiriyor ama bazılarının hoşuna bile gidiormuş fön.ün sesi. falan dedilerdi. ama merakım o kuş öldü mü yaşıyor mu. çok iddialı konuşmuşlardı kesin ölecek o diye.


  • dahinnotha  (12.03.12 21:14:14) 
www.google.com.tr

google cahce bellekte duruyor ama duyuru silinmiş galiba.
  • gkn  (12.03.12 21:31:04) 
kuş milleti öyle avuçlamaya mıncıklamaya gelmez, eğer eline alıp çitileyerek yıkadıysa hayvan sinir hastası olmuş olabilir. onun dışında çok kolay üşütüyorlar. ben ılık su hazırlıyorum, beyefendi kendi girip yıkanıyor. sonra kurutma makinesiyle çok uzaktan ona hafif esecek şekilde kurutuyorum. ıslak bırakırsam daha kötü olur diye düşünüyorum. şimdiye kadar hasta olmadı (4 yaşında).


  • boo ya moon  (12.03.12 23:04:47 ~ 23:05:37) 
[]

ıslatılmış kuru fasulye

7 saat kadar önce fasulyelere suya koymuştum çünkü bu akşam için kuru fasulye yapmak niyetindeydim. ama planlar değişti, yarın yapıcam fasulyeyi. ıslanıp şişmiş olan fasulye yarına kadar bekler mi? nasıl bekler? yarın yapılır mı? tadı bozulur mu?




 
yemek yapar gibi soğan ile kavur. sonra soğut. bozdolabı poşetine doldur . no frost derin dondurucuya koy buzdolabında.


  • ykyt  (12.03.12 15:46:40) 
haşlayıp süzün dolaba kaldırın bir şey olmaz


  • sirena  (12.03.12 16:05:49) 
suyunu değiştirip, suyuyla beraber buzdolabına kaldırın, normal bölüme dondurucu kısmına değil. hiç bir şey olmaz.


  • Phoebe  (12.03.12 23:05:29) 
[]

eskişehir has hamam nerede?

nerede ikamet etmekte kendileri? eskimoya anlatır gibi anlatırsanız iyi olur. google a yazdım da cin hikayesinden başka birsey çıkmadı karsıma.




 
hamamyolunda, caminin karşısında değil miydi?


  • repins  (10.03.12 22:47:07) 
orada bir sürü hamam var da caminin karşısındaki has mıydı hatırlayamadım. sabahın yedisinde arkadaşlarla orada bulusacağız.


  • dahinnotha  (10.03.12 22:50:20) 
ben de repins'in dediği gibi hatırlıyorum.


  • rectoa  (11.03.12 00:06:00) 
Kahvecilerin karşısındaki hamam. Hamamyolu'nun sonuna varınca kime sorsan gösterir.


  • yokumbenburda  (11.03.12 00:38:31 ~ 00:39:23) 
[]

aynı ip üzerinden online oyun

bazı oyunlarda aynı ip.den farklı hesaplarla giriş yapmak yasak. burada kastedilen aynı ip olayı nedir? şimdi bizim evde üç adet bilgisayar var. aynı kablosuz bağlantıyı kullanıyoruz. benim oynadığım bu oyunu ev arkadaşlarımın da oynamasında bir mahsur var mı?

bağlantı ortak, bilgisayarlar farklı. multi hesap nanesi olur mu bu?


 
olur. aynı ip, aynı modem.


  • ozzpwnz  (08.03.12 22:13:47) 
hangi oyun mesela?


  • saiko  (08.03.12 22:50:56) 
hukumdarlar.com realms of mayhem nam ı diğer. tavsiye ederim gel başla. verem mi ref.imi?


  • dahinnotha  (09.03.12 00:01:55) 
bu oyunda hesap konusunda sıkıntı olacağını sanmam.


  • saiko  (09.03.12 00:21:40) 
[]

duyuru için öneri: duyuru++

eksi++ ı biliyorsunuz, sözlük dahilinde olmayan özellikler javascript ile yazılmış bu bir nevi eklenti ile kullanılabiliyor.

benzer bir şekilde duyuru için de bir js hazırlanamaz mı? programlama işlerinden anlamadığım için yapılır mı yapılmaz mı bilemiyorum lakin eğer böyle birşey hazırlamak mümkün ise bu işlerden biri bi el atabilir mi zira hergün duyuru ile ilgili birkaç öneriyle karşılaşıyoruz.

opsiyonel olarak kullanılması hoş birçok şey eklenebilir. mesela son cevaplananlar ve bildirimler sayısının opsiyonel olarak arttırılması, duyuru için tema kullanımı, sözlük bakınızlarının, resimlerin ve youtube videolarının duyurudan ayrılmadan aynı sayfada gösterilmesi, kişilerin cevaplarının da aranması, duyuruyu açan kişinin ismine tıkladığımzda daha önce açtığı duyuruları gördüğümüz gibi cevap veren kullanıcıların da isimlerine tıklanabilmesi, gibi.

daha önce dile getirildi bu öneriler ama yönetim bu konu hakkında bir dönüt vermedi. js yazmak zor mudur? bunların gerçekleştirilmesi mümkün müdür?

 
eksi++ ı yapan ntpl kisisine bu duyurunun linkini vermelisin. ilgilenirse o ilgilenir :)


  • neira  (07.03.12 19:41:01) 
her işi de ntpl'ye yüklemeyin yahu:) duyuru için bazı scriptler var. firefox'ta greasemonkey + greasefire eklentilerini kurup bakabilirsin.

ayrıca duyuru ile ilgili bu tür istekleri eksiduyuru.uservoice.com buradan da ilet, tartışılsın, oylansın.
  • jangara  (07.03.12 19:44:11) 
@neira, sözlük yazarı değilim. belki yazar biri ulaşabilir kendilerine:D

@jangara, duyuru için olan scriptlerden haberdar değilim. opera kullanıyorum, greasemonkey eklentilerini çalıştırabiliyor çoğu zaman.

ayrıca, orayı biliyorum lakin pek cansız orası. nihjayetinde en çok oy alan öneri bile 2009da yazılmış, computermaster da 2011in ocağında "birkaç ay içinde yapmayı planlıyorum" demiş. belli ki işleri yoğun lakin o tartışma platformu ne yazık ki pek işlemiyor.
  • dahinnotha  (07.03.12 19:51:27) 
yapalım. yeterli bilgi ve donanımım mevcut, zeki, çevik ve ahlaklıyım ama tasarım işlerinden anlamam.

lakin kişilerin cevaplarının aranması gibi en kısa yolu db'ye müdahale edilecek çözümler öneremem işim var gücüm var.

edit: daha önce birçok oyuna greasemonkey üzerinden -inanır mısınız- bot yazmışlığım var, eğer compumaster benimle ilgilenir, isteklere, önerilere ulaşabileceğim bir platform uygularsa (pm yoluyla da olur da, hani derli toplu görebileceğim, geneli cevaplayabileceğim) başlarım.
  • Dr. Kissingher  (07.03.12 20:06:06 ~ 20:12:41) 
hadi wide yaparsın abi sen. tema işini de bekliyoruz. bi de ben artık yazar değilim ki gerekli kişilere siz çıtlatsanız olmaz mı? ntpl, ocanal, lightblue, wide. yapacak adam çok, olur bu iş, dimi=)

dr kissingher, bekliyoruz. zeki, çevik ve ahlaklıysan bi de yeterli bilgi ve donanımın mevcutsa ellerinden öper:D sen yaparsın tasarımını wide yapar.
  • dahinnotha  (07.03.12 20:07:48 ~ 20:10:11) 
parasını ver ben de hemen öğrenip yapayım bu işi


  • neira  (08.03.12 08:32:56) 
hobaa neira naptın sen hocam ya. sen yap birşeyler artık tanrı mı, allah mı, karma mı kime inanıyorsan verir o karşılığını. cidden=)


  • dahinnotha  (08.03.12 09:19:09) 
[]

osmangazi üni tıp fakültesi

var mı orada okuyan? birinci ve ikinci sınıfların ara sınavları ne zaman? bugünlerde mi?




 
baktım oraya, ama ara sınavları göstermiyor ki akademik takvimde. bugünlerde sınavları olacaktı sanki.
ogrenciisleri.ogu.edu.tr

  • dahinnotha  (07.03.12 20:01:07) 
[]

elektrikli süpürgenin torbası yıkanır mı?

kağıt torba değil bez filtreden bahsediyorum.

eski model bir süpürgemiz var (arçelik torpedo). kağıt torbasından bulamadık hiç bir yerde bizde kağıt torba olmadan sadece bez filtresi ile kullandık. şimdi kağıt torbasından buldum. lakin bez filtresi çok kötü, tozlar ile kaplanmış durumda. arada bir balkondan temizliyorum tozlarını da her yer duman oluyor resmen. yıkasam kuruduktan sonra kullanılır değil mi?


 
pat pat vurup temizlemem için nükleerci adamların giydiği o giysilerden giymem gerekiyor zira o kadar ince ki tozlar her taraf kaplanıyor. görüntü birden siyah beyaz oluyor:D


  • dahinnotha  (07.03.12 14:15:29) 
kağıt torbayı tak. sonra filtreyi süpürgeyle temizle?


  • sutlu nescafe  (07.03.12 14:23:18) 
[]

kardeşlik türküleri

mahsun kırmızıgül.ün hepimiz kardeşiz.i gibi, ya da usa for africa.nın we are the world.ü gibi. başka neler var bildiğiniz bu tatta güzel müzikler, farklı yorumlar?

youtu.be hepimiz kardeşiz
youtu.be we are the world

 
erkan ogur yorumuyla, barış türküsü var adı sanırım buydu


  • hınzırpaşa  (06.03.12 17:08:21) 
www.youtube.com

hakan şükür de bulunmakta.
  • eeb  (06.03.12 17:46:11) 
zero 7'dan this world iyidir bence.

www.youtube.com
  • bluesdeluxe  (08.03.12 00:17:56) 
1 ... •11121314151617   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.