[]

hoşlandığımız beyin slytherinci olmasi

bu konuda ne dusunursunuz?

biraz soğur musunuz.......

şaka.

 
değişmez


  • basond  (29.10.16 00:13:40) 
Muhabbeti keserim.


  • pike  (29.10.16 00:29:57) 
bi duruşu var en azından. hafılpaf olsa daha mı iyi.


  • kül  (29.10.16 00:34:56) 
efendi yerine piç tercihi gibi çekici bile gelebilir


  • sanguine mcqaer  (29.10.16 00:45:45 ~ 02:25:38) 
Slytherinlidir o, Slytherinci olsa duramazsın.


  • dissendium  (29.10.16 00:56:51) 
yabışırım. kahrolsun gryffindor. tıss


  • shotgunwoman  (29.10.16 08:50:45) 
yok be nalaka. ne olursan ol gel derim. hashtag tıss club forever haha


  • tiredpanda  (29.10.16 19:32:45) 
senin canın bu ara çok sıkılıyo galiba. dildolar, slytherinler falan.


  • der meister  (29.10.16 19:35:51) 
[]

2017

2012 den beş yıl geçmiş olucak. korkunç. bazen içim acıyla doluyor.

ne kadar boktan ve boş yıllardı.

siz de mi max 2008de falan kaldınız?

2003 de olabilir.


çildiricam ne zaman geçti

 
2008 yılında dayımın bir kızı oldu. O kız, gözümün önünde adım adım büyüdü resmen. Adımı söyleyemeyen halinden, 2. sınıf okuyan hale geldi. Aradan resmen sekiz sene geçti, ben sekiz sene anneannemi ve babaannemi kaybettim. Ev değiştirdim, aşık oldum, evlendi. Bir daha birini sevdim.

Ve bunlar sekiz senede oldu. O kız küçücüktü.
  • pomknos  (28.10.16 04:01:34) 
değil 2008, 2002'den sonra koptu iş bende, üni 1 - 2 civarlarındaydım o vakitler.. şimdi stajyerler geliyor 95 - 96'lı dumur oluyorum, ulen sen ne zaman büyüdün de stajyer oldun şeklinde...

velhasıl kıçımızdaki kıllar pişmaniye oldu mirim, yaşlandık...
  • hosein  (28.10.16 09:42:46) 
galiba liseden sonrası çabuk geçiyor. ben de 2010 da kaldım. 2000liler kocaman olmuş. inci sözlükte pepee2000 diye bir hesap vardı düşünün. 10 yaşında olamsı gerekiyor bunların.


  • black mamba  (28.10.16 10:52:01) 
yaş 32. fiziksel olarak eh, 20-25 gibi duruyorum. bazen bazı gençler, abi mabi filan diye hitap ediyorlar, kendimi garip hissediyorum, vay arkadaş diyorum. bazı yerlerde de ben birilerine abi diyorum, adam benle yaşıt çıkıyor :D


  • lostys  (28.10.16 11:53:23) 
2005 den sonra koptuk dedim ama , 2008 sonrası çok değişik oldu , bit iki haftalık bir süreç gibi .


  • dunyatuhaf  (28.10.16 14:20:09) 
Evet ayni. 2000'lerin baslarinda kaldim ben.


  • stavro  (28.10.16 14:24:37) 
ben 2012'de falan kaldım. 2013 de olabilir. daha fazlası yok.


  • knight of cydonia  (28.10.16 14:24:39) 
en son şu aleyna tilki denen kızın 2000'li olduğunu farkedince bıraktım artık düşünmeyi geçen yılları. bir şekilde alışmak lazım, o kadın seni sevmedi yani, o güzel işe de giremedin, hayal ettiğin hayatın yanından bile geçemedin ama yapacak da birşey yok artık.


  • illusive88  (28.10.16 17:36:44) 
[]

proteinli soru

yetişkin bir birey kilogram başına 0.8 gram protein almalı. bu da 55 kg bir insanın günde 44 g protein alması demek. bir yumurtada yaklasık 6 gram protein var. yani günde yaklasık 7 yumurta yememiz gerekir ki bir bütün yumurtadan söz ediyoruz. beyazında yaklasık 4 gram protein var. günde ikiden fazla yumurta sarısı gelecek yıllarda kolesterol konusunda sıkıntı cıkarabilir.

simdi biz bu ihtiyacımız olan proteini almazsak muhakkak kas kaybı mı yaşarız?

bir de spor yapıyorsak tam bir felaket mi olur?

kolay yoldan protein almak için protein tozları ne kadar sağlıklı ve mantıklı?

' spor yapmak' protein ihtiyacını nasıl ve ne kadar etkiler?

bu ve bunun gibi sorular.

 
Genellikle ihtiyacımız olan proteini alabiliyoruz. 170 gram yağsız yoğurtta 17 gram protein varmış. Sadece 500 gramlık bir yoğurdun yarısını yesen zaten ihtiyacının neredeyse yarısını karşılıyorsun ki gün içinde bundan çok daha fazlasını yiyoruz. Olaya sadece yumurta açısından bakmamak gerek. Protein açısından daha zengin yiyecekler var. Örneğin peynir protein açısından zengindir.

Kas kaybı hemen yaşanmaz. Vücutta açlık durumunda önce karbonhidratlar, sonra yağlar, sonra da proteinler kullanılır. Kaslar proteinden oluştuğu için sıra kaslara gelene kadar vücuttaki şekerin ve yağların azalması gerek. Bu da uzun süren bir açlık demek. O kadar aç kalmadıkça belirgin kas kaybı görülmez.

Spor yapınca vücudun sadece proteine değil mineral gibi inorganik maddelere de ihtiyacı artıyor. Spor dediğiniz şey vücut geliştirme ise yeterli besin alamazsanız kas kütleniz çok artmaz.

Protein tozları doğal olmadıkları için kalp ve böbrek üzerinde uzun vadede zararlı etkiler oluşturuyor. Aşırı kullanımlarında böbrek yetmezliği oluşabiliyor.

Sporun amacı aslında vücut sağlığını korumak. Yanlış yapılan spor vücuda daha çok zarar verir. Sporun mantığını iyi anlamak gerek.
  • dissendium  (28.10.16 01:22:33) 
günlük kilon kadar ya da 1.5 katı protein almak spor yapan birine yeter diye biliyorum.

spor yapıyor isen harcadığın kadar kaloriyi sağlıklı bir şekilde al. kilonun 1.5 katı kadar protein al bomba gibi olursun. proteini alırken hayvansal olarak aldığınız kadar bitkisel olarak da alın.

spor yapmıyor isen tozlar çok mantıksız. spor yapılıyor ise ve çok zayıf bir bünye varsa destek olarak alınabilir. sonrasında doğal besinlerler götürürsün. yetersiz gelirse toz dediğin takviye ile devam edebilirsin. bana aklırsa takviyeler ihtiyaç oldukça alınmalı. beslenmenin yetersiz kaldığı yerde.

spor yaparsan protein ihtiyacın artar çünkü kasların protein ihtiyacı duyar.

şunu da belirteyim: ben aldığımız besinlerin üzerinde yazan değerlere inanmıyor ve yazanın altında olduğunu düşünüyorum.

yani söyle diyelim. 60 kilo spor yapan bir insanın 90 kilo protein ihtiyacı varsa günlük bunun üstünde almasa daha mantıklı olur bence. çünkü o hesaplamalar yanlış. çok da fazla üstüne çıkarsak iç organlar yıpranır. bunu dengelemek lazım. zaten aç olduğunu hisseder yersin. gelişemediğini görürsen daha fazla yersin ve protein oranı daha yüksek gıdalar tüketirsin.
  • Caaannn  (28.10.16 01:28:33) 
aslında burda kas kaybından kastım, evet kas kaybı. ama şöyle evet günlerce ac kalmadıgımız sürece ' erimeyiz' , ama bu ' günlük alınması gereken protein' neyi kast ediyor öyleyse?


vücut falan geliştirmiyorum. kendi kendine spor yapmaya calısan bir kadınım. sadece bugün bunu düşündüm ve kafam karıştı.

özellikle yumurtadan yürüme sebebim de yumurtaya ' protein' gözüyle bakmamız. yoksa elbette ki birçok seyde var.
  • yuvarlanantencereninkapagi  (28.10.16 01:28:49) 
Günlük protein ihtiyacı hücrelerin yenilenmesi ile ilgili aslında. Her gün vücudumuzda hücreler ölüyor ve yenileri oluşuyor. Hücre bölünmesi sırasında DNA sentezi gerçekleştiriliyor. Sentezde kullanılan aminoasitler proteinlerin yapı taşıdır. Proteinlerin düzenleme görevleri de var. Proteinleri sadece yapı bileşeni olarak görmemek gerek.


  • dissendium  (28.10.16 01:37:19) 
kas kaybi beslenmeyle oldugu kadar antrenman cesidiyle de ilgili bir durum.

bu durumda anahtar kelime: dengeli beslenmek
dengeli kismini antrenmaninizin cesidine gore kararlastirmalisiniz.

vucudunuz sizin nasil bir hayat yasadiginizin aynasidir.

anlayacaginiz yaptiginiz sporun cesidine gore de kaslariniz degisik tepkiler verecektir.

hic agirlik antrenmani yapmadan sadece kardio egzersizleriyle calisirsaniz kas kaybetmeniz kacinilmaz.
maraton kosucularina bakin mesela, bir deri bir kemik kalmislar ama dayaniklilar. uzun sure kosabiliyorlar. cunku vucutlari daha az enerji harcamak uzere kaslarin "gereksiz" kismini yakmis oluyor.

sprintcilere bakarsaniz oldukca fit olduklarini gorursunuz. cunku vucutlari en kisa surede kosmak uzere vucut agirliklarini yeterince gucle itebilecek kadar kas bulundururlar.

ikisinin antrenmanlari da beslenmeleri de baskadir. yasam bicimleri de ona goredir. yani iyi sporcular hayat boyu zinde kalmayi hedeflerler. istikrar uzun vadede cok ufak farklarla da olsa rekorlarin gelistirilmesini saglayabilir.

beslenme konusuna da donersek.

dengeli beslenmek icin hem vucudunuzu iyi tanimalisiniz hem antrenmaniniza uygun enerjiyi uygun zamanlarda almalisiniz.

yoksa bakin phelps ne yiyormus: www.youtube.com
  • idexo  (28.10.16 07:52:15) 
Vücut besinlerden gelen kolesterolü kullanmaz, keşke kullansa zira kolesterol yaşamın gerekliliği için şart bir madde. Kolesterol zaralıdır düşüncesi çok eskide kaldı.

Proteini sadece kas inşası için gerekli diye düşünme, protein kas inşasından tırnakların uzamasına kadar her şey için gerekli. Günlük protein alımı bunlar için gerekli. Sen kaslarını yıpratacak kadar spor yapıp gerekli proteini almıyorsan kas kaybı yaşarsın ama hemen olmaz tabii bu, az miktarda da protein alıyorsan bir süre idare eder seni ama bir noktadan sonra endojenik yoldan sorun giderilmeye çalışılır, o zaman da kas proteinlerinin kaybı yaşanır. Spor yapmıyorsan kas kaybı daha az olur ama hiç olmaz diyemeyiz.

Protein tozu peyniraltı suyunun kurutulmasıyla elde edilen bir üründür, içinde ne olduğu bellidir. Bir kalıp peynir ne kadar zararlıysa ancak o kadar zararlıdır. Sağlıklı bir insana zarar vermez.

Spor yapan bir insan kaslarını yıptatıyor demektir, amacı kas büyütmek ya da değil, kaslarını kullanıyorsa bunun tamiratı için iyileşmesi için protein alımı belli bir miktarda şart. Dediğim gibi, bu alım gerçekleşmezse vücut ihtiyaçlarını içeriden giderir, o da kas kaybına neden olur.
  • angelus  (28.10.16 09:06:31) 
Kolesterol konusunda bahsettiğin endişe yersiz. Uzun süreli eksik protein alımı sadece kas kaybı değil başka sağlık problemleriyle de sonuçlanabilir. Yaptığın sporun yoğunluğuna göre protein ihtiyacın da artabilir tabii. Protein tozları kimyasal işlemden geçen her raf ürünü kadar risk taşıyor, daha fazla değil.


  • arnold schwarzeneger  (28.10.16 09:54:24) 
[]

sucuklu yumurta hususu

bu konuda kendinizi nasıl dizginliyorsunuz?

ben bilhassa su saatlerde kendime engel olamıyorum ve olmak istiyorum.


 
kakaolu süt iç, işe yarayabiliyor o, bastırır.
leblebi ye ya da :d

  • borntodie  (27.10.16 01:02:59) 
çevremdekilerin gazına gele gele obez olma yolunda emin adımlarla ilerliyorum.


bu da ek soru olsun, kardeşlerim, ben hayvan gibi yiyorum. bir şey olmuyor ama olacak bu gidisle. nasıl motive olucam nasıl yemeyecegim?
  • yuvarlanantencereninkapagi  (27.10.16 01:07:05) 
dizginlemiyorum.
üşenmezsem yaparım direk. saati mi var? geldik gidiyoruz be... hey gidi hey

  • Caaannn  (27.10.16 01:09:48 ~ 01:10:15) 
eve sucuk almayarak bu olayın önüne set çekebilirsiniz.


  • boshi  (27.10.16 01:10:51) 
no dizgin.


  • bigbadabum  (27.10.16 01:11:23) 
[]

bu nedir

i.hizliresim.com

tunceli dolaylarindan geldi. yenebiliyor. tatli. kendinden büyük çekirdeği var.


 
Hunnap gibi duruyor.


  • crown  (26.10.16 23:41:37) 
hünnap daha büyük ve yumuşak değil miydi?

gerçi farklı farklı türleri olabilir.
  • yuvarlanantencereninkapagi  (26.10.16 23:49:15) 
alıça da benziyor ama bu daha düzgün parlak yüzeyli, o yüzden benim tahminim de hünnap. @yuvarlanantencereninkapagi evet küçük çeşitleri de var onun.


  • kaichi  (27.10.16 00:05:47) 
iğde de olabilir sanki


  • bcdhms  (27.10.16 00:12:24) 
Tunceliden geldiyse iğde kesin


  • turuncu tonlarda  (27.10.16 00:27:07) 
İğde ince uzun olur,iğde değil. Alıç da değil. Hünnap ya da muşmula.


  • yirmisantim  (27.10.16 09:44:08) 
[]

walking dead yeni bölüm

offf ck ktym su an.....

ne düşünüyorsunuz bölüm hakkında? acayip gerildim.

negan gibi bir karakteri nasıl yaratmıslar acaba. böyle bir kötülük olamaz. kim bilir daha neler yapacak....

gelecek bölümler hakkında bir sey yürütebiliyor musunuz?

 
negan özünde iyi çocuk aslında. hep bu güzel havalar mahvetti onu. yoksa eminim o da yağmur sonrası toprak kokusunu severdi, gökkuşağının nerde başlayıp bittiğini o da merak ederdi. deniz kokusu boynuna dolandığında gitme diye, kim karşı koyabilirdi?


  • bigbadabum  (25.10.16 23:30:54) 
spoiler olmasında düşündüğümden kanlı geçti.
Bu sezon umarım eski sezonlara nazaran yavaş bölümler az olur.

  • basond  (26.10.16 00:16:03) 
dizi bu denli bir heyecanla başladığına göre carol ve iç çelişkileri temalı bir bölüme hazır mıyız arkadaşlar?


  • kfk  (26.10.16 15:34:24) 
cok pisti. boyle reality yere batsin. ama simdi soyle bir sey var bu dunya rick reyizin grubuna ait degil her yerde kazanip bayrak dikemezler. bu sekilde dusununce mantikli geliyor. -spoiler- sonucta rickler de onlarin adamlarini katletti -spoiler- sadece negan kotu negan psikopat diyemeyiz rick in asagi kalir yani yok.


  • tiredpanda  (27.10.16 02:05:38) 
[]

vajinal orgazmi ogrenmek

bunun için napmak lazım? partner olmadan dusunelim. dildo veya vibratör almak mantıklı mı, evetse tavsiyelerinizi alabilirim.

bunun dışında kitap, film, belgesel ya da yapılabilecek düşünsel bir seyler var mı?

' sağlıksal' bir problemim olduğunu düşünmüyorum vajinismus vs. amaç acıyı azaltmak ve zevk alabilmek.

 
  • thewizardofearthsea  (25.10.16 20:57:37 ~ 20:57:56) 
Şunu oku
www.5harfliler.com

Sonra da şunu
www.amargidergi.com

Kendini yok yere dertlere salma yani, öğrenilecek bi şey yok ortada.
  • buff  (25.10.16 21:01:17) 
aramaya inan bacım. benzer bi konuda ayçovski'nin tavsiyeleri vardı, biz de onaylayıp yücelttiydik falan.


  • manuel mandalina  (25.10.16 22:41:21) 
5 harfliler linkini birçok kere okudum ama kendi deneyimim çoooook farklı ve bunun tamamen bir Pavlov'un köpeği gibi 'öğrenilen refleks' olduğu yönünde. Vajinal orgazm sandığımız şey, kllitorisin o yönde giden bir uzantısı olabilir ama yaşattığı şeyler aynı değil.

Bilimsel olarak bu konuda birçok birbiri ile çelişen yayınlar var. "Araştırma yapın " diyemiyorum kimseye, çünkü farkındalığın dibine vurması gereken bilim, bu ve beyin gibi konularda sürekli birbiri ile çelişiyor ve herkes kendi işine yarayan yayınları kullanıyor. O kadar uç görüşler var ki, herhangi bir politik ya da sosyolojik görüş sahibi kendine uygun üç milyon yayın bulup 'Ama bunlar destekliyor' diyebilir. O yüzden teorileri değil, sadece rakamları bilimden alıyorum: Çalışmalara göre ilk sevişmede kadınların %2'si, ilk zamanlarda orgazm olabilen kadın oranı %20. Planned Parenthood anketine göre Amerika'daki kadınların %30-43'ü arası anorgazmik, cinsel devrim yaşamamış doğu ülkelerinde bu oranın daha yüksek olduğu söyleniyor. Gerisi için kendimde ne yaptığımı kopyala-yapıştır yapacağım.

Bu iş pratik işi ve bu pratik erkekle olacak gibi değil. Benim bunu öğrenmem 1.5-2 yıl aldı. Bunu bir erkekle öğrenemezdim (ki erkek arkadaşım vardı ve aktiftik), çünkü yanımda erkek olması onun da beklentiye girmesi ve 'Bu sefer olacak mı' beklentisi ile başlayıp daha beter streslenme ile son son buldu. Erkekler genelde daha sabırsız olabiliyorlar bu konuda, bir iki ay uğraşınca 'E hala mı olmuyor' diyebiliyorlar, haklılar da. O kadar kolay olabilen bir şey nasıl olur da olmaz! Çünkü ilk 'vajinal' ya da artık ne zıkkımsa, ondan olduğumda 55 dakika sürmüştü. Ondan öncesinde 1.5 saat yükselip yükselip kaldığım, sıkılıp bir dizi açtığım falan olmuştu. E, şimdi canlı adamla onu yapmaya kalkarsan adamdan sürtüne sürtüne ateş çıkar, yorulur. Ayrıca senin bir türlü boşalamadığını görünce onun da gözünde büyür, efor sarf etmekten bıkar. Partner olmaması öğrenme aşamasında daha bile iyi. Klitorise tövbe edince, vajinal de olunmuyorsa iki taraf için de hüsran demek bu, seks bildiğin çok sıkıcı bir hale geliyor. En sonunda da 'Yeter artık' deyip klitorise sığınıyor insan ve başladığı yere geri dönüyor.

Tavsiyeler: İçki içiyor musun bilmiyorum ama içiyorsan sevdiği bir içkiyi al. Hafif çakırkeyif halle birlikte sevdiğin porno kategorisini keşfet ve porno aç. Uzuuun bir süre kendine dokunma. (En az bir/bir buçuk saat) Ne zaman ki "Yeter artık, gıdıklasalar patlayacağım" hissi gelecek, o zaman kendinde ilgilen. İlk seferinde olmayacak, artık beşincide mi, onuncuda mı olur, onu bile bilemeyiz. Hatta birkaç yıl düzenli yaptığın halde olmayabilir bile ama bu mısır patlağı gibi. İlki uzun sürede oluyor, sonrası çok kısalıyor, daha sonrasında artık başa çıkamıyorsun. Ayrıntılı tavsiyeler için özel mesaja beklerim :)

Mesela, 5harflilerin yazısında yorumlarda bir kadın aşağıda yapıştıracağım şeyi demiş, tam onun dediği gibi oluyor ama süresi ve nasıl olacağı kadından kadına değişiyor. Bir de ne kadar çok klitoris alışkanlığı, o kadar çok vajinayı unut. Şimdi bile iki klitorise yönelsem, vajinayı kısa bir süre yeniden alıştırmam gerekiyor. Arabayı çalıştırırken bujileri ateşi versin diye bir kere kullanırsın, vücutta da klitoris bu buji ateşini sağlıyor ama gerisi için koskoca bir motorla doğmuşuz; buji ateşi ile yola devam etmeyelim.

Sevişmek, yani orgazma ulaşa ulaşa sevişmek üzerinde durulması gereken bir iştir. Benim tavsiyem, bir başkası ile paylaşmayacağınız bir süreyi, kendinize dokunmaya ayırın. Kendiniz bile yorulacaksınız belki sıkılacaksınız ama o zamanı ayırın ve vücudunuzla tanışın. Neleri düşünmek hoşunuza gidiyor ya da nelerden huylanıyorsunuz, ne size cazip ve ne size rahatsız edici geliyor... gibi.
Benim deneyimlediğim, beyinle vücut bu sırada farklı çalışıyor. İnanın ben bile "üff niye her zamanki gibi klitorale odaklanıp bir an önce zevkimi alıp bitirmiyorum ki" dedim. Ama dokunmaya devam ettim. Tam olarak hatırlamıyorum ne kadardı, 20 - 25 dakikaydı herhalde, nihayetinde vajinama dokunduğumda vücut her şeyiyle yükselmeye hazırdı, ben bile şaşırdım. Yani sanki vücut benden farklı bir birey gibi davrandı, onun tepkileri benden farklıydı. Çığlık çığlığa bir orgazm yaşadım ve ona da şaşırdım :) Demek bir de bir penis penetrasyonu olsaydı yeri göğü inletecektim.

Bilmiyorum herkeste yoktur belki, belki başka bir şeyi vajinal orgazm sanıyoruzdur ama yaşayan da çatır çatır yaşıyor şimdi.
  • aychovsky  (26.10.16 20:29:43 ~ 20:33:57) 
[]

değişik bir egzersiz sorusu

koşmakla falan bir yere kadar değil mi? ben şöyle bir egzersiz arıyorum; herhangi bir alet, ağırlık vs gerektirmesin, her yerde yapılabilsin, vücuda direnç kazandırsın. tamam zaman zaman agırlık da calısalım ama böyle bir egzersiz var mı?

mesela pilates, yoga falan bunları sağlar mı? yoga sağlıyor gibi. ağırlık çalışırken belli bir süre sonra ağırlığı artırmak falan gerekiyor ya, benim aradığım sey kendi bedenimizle bir değişime ihtiyac duymadan sürekli yapabileceğimiz bir şey olsun.

bilmiyorum anlatabildim mi......

edit: bir de merak ettiğim, gerçi yoga ve pilatesi sorarak dolaylı yoldan bunu sormus oldum, www.youtube.com mesela bu ve bunun gibi egzersizler sadece yağ yakımını sağlamıyor herhalde. ağırlıkla kası zorluyoruz, calıstırıyoruz ve gelişiyor. bu gibi egzersizler kas gelişimini sağlıyorsa ne sekilde sağlıyor? bir süre sonra etkisiz hale mi gelir, daha cok zorlamak mı gerekir?

 
Sorduğun şey Calisthenics.

Ağırlık çalışmalarında kasların gelişimi için artan yükleme şart, bunlara izotonik egzersiz diyoruz. Yani ağırlıkları itip çekerek, yani kas boyunu uzatıp kısaltarak yapılan egzersizlerdir bunlar. Bu şekilde kaslara zarar verip daha sonra iyileşip büyümesini bekliyoruz. Vücut ağırlığıyla yapılan egzersizler izometrik kasılma prensibine göre gerçekleşir. Burada kas boyları sabit kalır ama kasa uygulanan gerilimin tonu artar ve bu şekilde kaslara stres uygulanıp gelişmesi beklenir. Burada ağırlık çalışmasında olduğu kadar büyük kütleler olmaz ama yine de belli bir dereceye kadar miyofibril hipertrofi olur. Fakat bunlar yogayla ya da pilatesle olmaz tabii.
  • angelus  (25.10.16 19:46:30) 
seç, beğen, al.

www.google.se

çoğu aletsiz, yalnız kendi vücudunu kullanarak, evde veya istediğin başka yerde yapabileceğin hareketler.
  • senolll  (25.10.16 19:49:15) 
[]

evde spor yaparken

hoplayıp zıplayınca aşağı kata gidiyor mu ses?

ben bunu henüz denemedim, yaşayıp görmek istemediğimden bir sorayım dedim. gidiyorsa bu sesi ne azaltır, minimuma indirmek için napmalı?

aşağı kattaki kadın manyağın teki, onla ugrasmak istemiyorum.

ki zaten maksimumu ne kadar ses cıkabilir. birkaç kez denedim zıplamayı ama cok ses gitmezmiş gibi sanki.

mat falan işe yarar mı? battaniye koymayı bile düşündüm.

 
  • westblack  (25.10.16 17:44:53) 
Yere ne koysan o ses gider.


  • arnold schwarzeneger  (26.10.16 10:19:36) 
yüksek havlı bir halının üzerine zıpladığında ayaklarının düşeceği yerlere gelecek şekilde mat koyar ve parmaklarının ucunda yumuşak iniş yaparsan gidecek sesi bir nebze azaltırsın. Manyak dediğin kadının senin spor saatlerinde genelde olmadığı odaya denk gelecek odada yaparsan -bunu konuşarak da halledebilirsin belki- başın daha az ağrıyabilir.


  • candanag  (26.10.16 10:40:16) 
Hint rupisi


  • JK  (24.10.16 18:10:44 ~ 18:11:02) 
  • nathanieltroy  (24.10.16 18:11:56) 
Indian rupee.


  • kuehles blondes  (24.10.16 18:34:30) 
[]

spor için kulaklık

spor yaparken kullanabileceğim ucuz yollu ama kullanılmayacak kadar da kötü olmayan bir kulaklık arıyorum. normalde sennheiser cx 200 kullanıyorum ama bu düşüyor.

www.decathlon.com.tr şunu nasıl bilirsiniz?


 
şunu aldım ben. fiyatına bakıyorum, kulaklığa bakıyorum, duyduğum sese bakıyorum bi yerde yanlışlık var sanırım, kafamdan bi kol daha çıkmaz inşallah.

www.aliexpress.com
  • kurnaz  (24.10.16 15:53:20) 
Bose soundtrue in ear. Ses de iyi oturması mükemmel. Kullanıcısıyım. Koş tırman bir şey olmuyor.


  • bir ileti paylastim  (24.10.16 17:56:31) 
[]

kendim ve hepimiz hakkında- şiir

eksisozluk.com

bu şiir nasıl bir şiir, ne düşünüyorsunuz?


 
tamamlayamadım +1
şiirden çok anlamıyorum ama
cümleleri ortadan bölüp
satır başı yapıp
şiir oldu bu diyenleri de
pek anlamıyorum
  • kobuzchu kiz  (24.10.16 01:15:10) 
[]

her türlü ' veriyi' depolama hastalığı

siteler, yazılar, kavramlar, görseller, videolar..... aklınıza gelebilecek her sey. bunları düzenli ve güzel bir şekilde, güvenli bir şekilde yapmazsam içim rahat etmiyor. mesela cok iyi bildiğim bir konuyla alakalı güzel bir yazı gördüm, onu da depoluyorum. bari onu yapmasam. bir yerden sonra cok yorucu oluyor ve her yer doluyor. her yerde bir sürü şey, bilgi.

siz de yapıyor musunuz bunu? açıkcası bundan bir nebze olsun kurtulmak istiyorum, nasıl yapabilirim?


 
eskiden yapardım. 1 tb porno arsivim vardı.

sonra dusundum ki, zaten internet hızım 50 mbit, istediğim veriye istediğim zaman erisebiliyorum. E o zaman anlamsız biriktirmem?

sen de boyle dusun. terabaytlarına yazık.
  • anonymice  (24.10.16 00:11:15) 
OKB'den olabilir. Bende de var biraz. Haberlere çıkan ve on yıldır çöplerle yaşayan insanlar geliyor aklıma. Kurtulmak için bu şeyin bana belli bir faydası olacak mı diye düşünmek gerekiyor.


  • dissendium  (24.10.16 00:13:50 ~ 00:14:43) 
12-13 yıl önce çekilen fotoğrafları "sende duruyordur" diye benden istiyor kuzenlerim ve evet hepsi duruyor, harddisklerden çıkarıp buluyorum. (Üstelik tarihe ve konuya göre fotoğraf arşivi tuttuğum için çabucak buluyorum.) Birkaç ayda bir bütün diskleri toparlayayım, gereksiz olanları sileyim, dijital temizlik yapayım diye gaza geliyorum ama 3-5 klasöre bakınca sıkılıp bırakıyorum. Devasa bir veri çöplüğüm var. Çözüm bulunursa ben de deneyeyim.


  • kobuzchu kiz  (24.10.16 00:22:30) 
Erteleme hastalıgı edin. Bende liseden üniversite ortalarına kadar deli gibi müzik arşivi kasıyordum. Yok böyle bir gaye. tek tek albümleri dinliyordum ayrıca birde begendiklerimi ayırıyordum. Sonra ne olduysa sanırım ugraş edindim baska baska yada okul sorumlulukları arttı bunlara zaman kalmadı. Bir iki derken şimdi bakıyorum hepsini toplu silsem olur bile diyorum.

Birde senin o dediğinin bir baska benzeri var bende. yani o gun mutlaka gündeme bakmalıyım gerekli gördüğüm caps ya da film müzik gibi seyleri kaydetmek yada fav lamalıyım sonra bakarım diye. Sonra bunlar yıgıldı. Şimdi resmen bir cizgi filmdeki kiler gibi kapısını acsam üzerime yıgılacak bir sürü sey var. Bunu da bazen yogunluktan ya da bu üzerime yıgılma olayını gördükçe erteliyorum ama bunun psikolojik adı OKB kesinlikle ya da baslangıcı da olabilir.
  • fıytfıyt  (24.10.16 00:49:11) 
bende de vardı bu 10 sene önce filan, internette ne bulsam indirip tasnifliyordum yedekliyordum vs. sanki onları indirmezsem bir daha bulamazmışım gibi geliyordu. onun dışında gerçek objelere de böyle bir zaafım vardı, mesela bir sahafta hiç hayatta kapağını açmayacağım bir derginin 20 sene önceki on sayı art arda serisini buldum, lap diye alıyordum. sonra zamanla bunların bir çoğunu kullanmadığımı gördüm ve bıraktım bu uğraşı.


  • luchetti  (24.10.16 00:51:43) 
[]

youtube' da otomatik oynatma secenegim görünmüyor

androidde uygulamadan açınca da sitede de görünmüyor. normal kapatıp acilabiliyor ya, bende hiç böyle bir şey yok, yani o sağdaki açma kapatma şeyi yok. önceden vardı neden su an görünmediğini bilmiyorum. nasıl geri getiricez bunu?




 
hesabına giriş yaptın mı ?


  • kimlanbu  (21.10.16 10:02:36) 
evet


  • yuvarlanantencereninkapagi  (22.10.16 18:07:56) 
[]

hangisini alayım

su satıcılardan hangisi güvenli? amazondan alışveriş yapmadim daha önce

www.amazon.com


www.amazon.com

 
Bunların ikisinin de satıcısı sandisk değil mi? İkisi de güvenli yani.


  • Adramelekhh  (20.10.16 16:37:13 ~ 16:37:38) 
Sikinti olmaz. Arkadasin dedigi gibi ikisinin saticisi da ayni zaten. He bana sorarsan bu urunu alma ama:)


  • stavro  (20.10.16 16:41:48) 
ikisinide amazon satip yolluyor


  • bak bi  (20.10.16 16:44:31) 
sandisk sansa clip plus bulabilirsen ondan al, birincisi çok ufak, ikincisi ekran vasıtasıyla pil tüketimi çok daha az led ekran

24 saat aralıksız çalar, güzel bi kulaklıkla kullanırsan acayip tatmin edici soundu var, flac çalar, radyosu da vardır türkiye de çalışmıyor

32 gb kart destekler sd class 10 falan takarsan iyi netice verir.
  • killerbee  (20.10.16 17:25:54) 
@killerbee bunu almak isteme sebebim mandallı olması

@stavro niçin almayayim? kötü bir ürün mü
  • yuvarlanantencereninkapagi  (20.10.16 17:50:52) 
  • killerbee  (20.10.16 18:31:17 ~ 18:34:48) 
aa varmış :D tesekkurler


  • yuvarlanantencereninkapagi  (20.10.16 18:49:13) 
[]

' gece yoğunlaşan hisler' li soru

fark ettim ki ben bir boktan tat alamıyorum.

bu insanlar nereden cıkıp cıkıp geliyorlar karşımıza. nasıl mutlu, neşeli, ' güleç' bir insandım ya..... duyuru müsaade etse aralara güzel küfürler serpiştiricem.

size de böyle oluyor mu ' fazla bağlananlar' ? ben bir türlü kendimi toparlayamıyorum. dönüp dönüp tekrar düşünüyorum saçma sapan seyleri. beynimi yiyeceğim. ulan ben de öfkelenmek, ' iyi ki kıçına tekmeyi basmışım' gibi hissetmek istiyorum. neden olmuyor. çok karışığım. beynimi tatile çıkarmak istiyorum.

bu yazdıklarım genel seyler. tek bir ilişki için bunları söylemiyorum. ve her türden ilişki.

mesela ben bes yıl sonra da birinden ayrılsam ya da bir arkadasımla ilisiğim bitse aynı bu sekilde salakça davranırım. bu değişmez gibi. değişir mi?

böyle yapamadığım, yaptığım ve sinirimi bozan bir sürü sey var ve bunlar beni deli ediyor. yoruyor. düşünmek istemiyorum. ben de bırakabilen, tat alabilen bir insan olayım istiyorum. çok mu şey istiyorum!!!!1!!1

edit: bunu da buraya ekliyorum www.youtube.com

 
Değişmez. Çünkü biz değişmemek için çaba sarf ediyoruz. Biz değişmiyoruz ki saçma sapan davranışlarımız değişsin.


  • pomknos  (19.10.16 23:34:06) 
isyan ettiğim işkenceye dönüştürdüğüm de oluyo ama ben seviyom da böyle olmasını, hatta benim kadar yapan istisna bile derim. acaba bunu mu demek istedi bana laf mı soktu aslında o dediği geçen ay söylediği şununla bağlantılı gibiydi hmm o zaman böyle demek istedi, önce puzzle haline getirip sonra parçaları yerine koyuyorum sanki. ya da basit bakkal manav otobüs şoförü yol sorma diyalogları bile.

niye seviyom böyle olmasını emin değilim ama böyle oyun oynamak hoşuma gidiyo, sebebi de yok.

kendini bir şey yaparken, söylerken izlediğin oluyo mu? ya da yapmadan evvel onu yaparken hayal ettiğin?
  • dafaisss  (20.10.16 00:01:04) 
ben de senin gibiydim sonra senin gibi olmamayı yaşdıklarımla öğrendim. bu dediklerin ilk başlarda olur belki ama biraz süreden sonra geçmeli. bir süre sonra umursama bence.


  • Caaannn  (20.10.16 01:09:46) 
[]

futbol fanatikliği

ben bunu anlamıyorum. bazen keşke bir fanatik olsaydım diye düşünüyorum. insanı çok motive eden, deşarj eden bir şey gibi. bir şeyi o kadar sevmek ve onunla mutlu olmak.

bir yandan da gıcık oluyorum. eski erkek arkadaşım çılgınlar gibi beşiktaşlıydı. en mutlu günleri mac günleri, en mutlu anı gol olduğu an falandır herhalde. ben de severim beşiktaşı yanlış anlaşılmasın. ' topluluksal hisler' kaynaklı nadiren diken diken olan tüylerimin sebebi beşiktaştır. ama sen o kadar şey yap, gelsin hiçbir şey yapmayan beşiktaş ' gönüllerin birincisi' olsun. bir yandan onun beşiktaşı sevmesini çok seviyordum, gözlerimden kalpler cıkarak seyrediyordum, ne güzel bir şeyi bu kadar seviyor falan diyordum ama bir yandan da gıcık oluyordum.

insanların bir şeyi bu kadar odak noktası yapmaları, coşmaları falan ilginç geliyor. bunu hor görerek konusan bir grup insan var, ben öyle konusmuyorum. tabii siz öyle düşünüyor olabilirsiniz.

yani onlara bunu, mesela ' beşiktaşı' sevdiren nedir? düşünüyorum, hayatımda böyle deliler gibi sevdiğim, tutkum olan bir şey yok. keşke olsa mıydı.........


siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

 
fanatik değilim aşırı fanatikliği yanlış buluyorum


  • basond  (19.10.16 21:04:02) 
bir erkek olarak anlamıyorum bunu. heralde anlamam da mümkün değil.


  • sutlu nescafe  (19.10.16 21:11:55 ~ 21:12:05) 
fanatiklik değil de derin bir tutkuyla bağlanmak diyelim. insanı çok mutlu da edebiliyor çok üzebiliyor da. aslında böyle şeylerin olumsuz yanı daha fazla.


  • bohr atom modeli  (19.10.16 21:13:10) 
Fanatiklik genelde bir takımdan gıcık olup diğerine veya diğerlerine yaklaşmak oluyor.

Taraftarlık ise büyük aşk. Nasıl anlatsam ki sana, her sabah uyanınca onun bana yazmasını, fotoğraf atmasını, bir ümit sesini duymayı bekliyorum. Hafta başlayınca da galatasaray'ın maçının gelmesini.

Futbol o kadar büyük tutku değil bende de ama ben de herkesin bu tarz bir tutkusu olmasından yanayım.
  • pomknos  (19.10.16 21:13:15) 
aslında bazen ben de düşünüyorum keşke böyle bir tutkum olsa diye. maçlara gidiyoruz arkadaşlarla ben gol olunca ole havaya kalkıp alkışlıyorum bir iki kere sonra oturuyorum. ama arkadaşlar birbirine sarılıyorlar, hiç tanımadığı adama sarılıyorlar. gol olunca çıldırıyorlar falan filan. hatta onlarla maça da gitmiyorum artık takım gol atınca beni darp ettikleri için. biraz benim yapımdan kaynaklanan bir şey aslında bu. okulda falan da böyleydi pek heyecanlı biri değilim. o yüzden hep böyle insanlara şaşırıyorum. ama kesinlikle deşarj oluyorlar orası kesin.

bir takımı sevdiren de küçüklüğünden beri o takımın onun parçası olması olabilir. karşılıksız sevgi var sonuçta. ben de küçükken her maç saatini mutlaka bekler, maç özetleri izlemek için gece yarılarını beklerdim.öbürsü gün okulda arkadaşlarla maçın kritiğini falan yapardık. hatta ümit karanın son dakika da attığı bir gole çok sevinmiştim. hala unutmam ama dediğim gibi benim kişiliği oturunca artık böyle heyecanlanmamaya başladım. ama fanatik arkadaşların ole değil. hala o heyecanı duyuyorlar herhalde.
  • eksisozluk kullanici sozlesmesini okudum  (19.10.16 21:16:33) 
saygı duyuyorum ama futbolu (fanatizm kısmını) hayatının merkezine koyan kimseye prim / değer ne dersen de vermezdim. ne arkadaş olarak ne sevgili olarak.


  • aydogank  (19.10.16 21:18:14) 
ailemden sonra galatasaray gelir.

parçalıyla maça çıktığımızda gözlerim dolar. onunla sevinir onunla üzülürüm. kulübün maaş bütçesini hesaplar, bir lira zarar etmeyelim isterim. ben deli gibi seviyorum. her an. galatasasrayı sevmek futbol sevmek değil. romantik davranmak istemiyorum. aşırı fanatiğim. deli gibi sever, savunur, yaşarım galatasarayı.
  • brad pitt  (19.10.16 21:19:22) 
bence hepsi birer gerizekalı. ben sadece eğlencesine bakarım. fanatizm gerizekalıların işidir. eğlensinler kendilerince boşver.


  • nothing in my way  (19.10.16 21:22:24) 
spor hastası bir erkek olarak söylüyorum ki benim gözümde ağır eziklikten, hastalıktan farkı yok. öyle "fıtbıl çık vıhşı bir ıyın :((" adamı değilim, dediğim gibi basketbolundan buz hokeyine devamlı takip ettiğim bir sürü organizasyon ve takım var. masaüstümün arka planında avangard omsk'un logosu ve bu sezon fikstürü var, oynayacakları 60 maçı da tarihleriyle birlikte aşağı yukarı söylerim sana. o kadar severim.

AMA hiçbir takıma aidiyet, bağlılık falan duymuyorum artık. eskidendi o. severim, desteklerim, heyecan duyarım falan da yok işte şereftir seni sevmek zart zurt... kulübün yönetiminde olmadığım sürece böyle bi şey söylemem. insanların kendilerini sportif alanda faaliyet gösteren ŞİRKETler üzerinden tanımlamasını çok acınası buluyorum. 5-6 yaşında çocukların takımları maç kaybetti diye ağlaması falan korkunç bi şey mesela ama onu çocukluklarına, anlamadıkları bi şeyi taklit ediyor olmalarına vermek daha mantıklı sanırım.

şimdi sözlük entrylerim yüzünden holigan veya fanatik olduğumu düşünebilirsiniz. hayır. sözlük ayrı, gerçek hayat ayrı. yüz yüze tek bir insanın kalbini kırmak istemem böyle aptal bi mevzu yüzünden. sözlükte görünce basıyorum kalayı amk deşarj oluyoruz işte. kalkıp maçta adamları mı bıçaklayak daha mı iyi.
  • der meister  (19.10.16 21:25:15 ~ 21:27:04) 
benimki biraz sevgi boyutunda. beşiktaşlı bi çevrede büyüdüm sevdim beşiktaşı onu destekliyorum. ama enteresan bi şey bu fanatiklik.

mesela bi penaltı pozisyonu olsun tüm galatasaraylılar evet penaltı der, fenerliler hayır değil der. bir taraf yalan atıyor ama. yani algıyı ne biçim etkiliyor demek ki, garip geliyor bana da. hele takım tartışmaları biz şu kadar kupa aldık, siz sarışınsınız biz tinerciyiz off midem bulanıyor.
  • jangbogo  (19.10.16 21:34:40) 
Ilginc bir sosyolojik vaka aslinda, biri yazmisti, turkiyede siyasi gorusunu, esini, dinini degistirebiliyosun ama tuttugun takimi degistiremiyosun diye.


  • baldur2  (19.10.16 21:58:30) 
bu aidiyet ile alakalı, hepimiz sosyal varlıklar olduğumuzdan mütevellit bir takıma, bir akıma veya siyasi bir görüşe aidiyet hissedebiliyoruz. bana sorarsan bunların arasında en boş olanı bir takıma hissedilen aidiyet. sana maddi manevi hiçbir getirisi yok, hele beşiktaşlıysan hepten sıçtın. o kadar hezimeti insanın yüreği kaldırmaz.


  • bruceandwayne  (19.10.16 22:06:27) 
[]

dünyanın en kötü tasarımı- minibüs koltugu

gövdenin alt kısmının geleceği yer çukur, uste doğru tumseklesiyor, boyun kısmı iyice disarda. neden bunları düşünüyorum bilmiyorum ama bu tasarıma lanet olmasın mı?

çok mu zor güzel biseyler üretmek ve bunların olağan olması. derdimi şey yapabilirsiniz. nedense bu durum beni çok dertlendirdidjfjjfj.

bu arada minibüs izmir' deki mavi- yesillerden. her yerde böyle mi?

ülke olarak konforumuza hiç önem vermiyoruz....

 
üretenler ecnebiler
reise söyleyelim hadlerini bildirsinler adam gibi koltuk yapsınlar.

Not: Kısmen katılıyorum sana bazı şekillerde rahat ediyorum ama geneli rahatsız
  • basond  (19.10.16 17:19:49) 
20 yaşındayım minibüse ilk kez bu yıl bindim. hatta kısa bir dönem aktif kullandım. her bindiğimde de lanetler yağdırdım. dediğin koltuğa yaslanabilmek için bildiğin pamuk prensesteki cadı gibi kambur durmak gerekiyor. ilk kez birisinin buna değinmesi beni mutlu etti çünkü "nasıl rahat ediyorsun" diye sorduğum yakınlarım "neden etmeyeyim ki?" dedi hep. düşündükçe o koltuklara olan nefretim daha da büyüyor...

edit: yaşımı niye yazmışım diye kısa bir süre düşündükten sonra hatırladım, sanırım bunun alışkanlıkla alakalı olduğunu, uzun süreli kullanımlarda etkisini yitirdiğini falan yazacaktım ama koltuk beni nasıl sinirlendirdiyse unutmuşum.
  • ruhen hastayim ben  (19.10.16 17:23:52 ~ 17:24:58) 
Tasarım faciası.
Karsan J10 encrypted-tbn2.gstatic.com

Kafanı öne itiyor, belini doldurmuyor. Sırtın ya yukarı aşırı boşluğa ya aşağı çıkıntıya denk geliyor.
  • Lim5  (19.10.16 17:58:03) 
hahaha buna ne güzel takılmışın, ben de bunlara hiç dikkat etmeyenleri amaan koltuk işte diyenlere gıcık oluyorum, tabi bu oturup dolmuş şoförüyle konuşulcak şey değil ama o kadarcık götümüzü koycaamız yere dair zevkimiz olmucaksa geriye ne kalır ki. bir de boyu uzunlara göre yapmıyolar dolmuşta cenin pozisyonu gidiyorum. bornova karşıyaka dolmuşlarının bazılarının koltukları fena değil ama yine de.


  • dafaisss  (19.10.16 22:49:32 ~ 22:49:59) 
[]

nova' yla delirmeceler

dün launcher tavsiyesi istemistim. nova' yi indirdim ama deli olucam.

i.hizliresim.com

alt ve ustteki turuncu kısımları degistiremiyorum, bir şekilde öyle yaptım ama nasıl yaptığımı bilmiyorum.

:///

nasıl değiştiricez bunu?

 
ayarlarda tema rengi gibi bir şey olacak. nova ayarlarında tabi. ordan şaapmanız gerek


  • cekilmis gayfe  (19.10.16 13:07:26) 
her yere baktım ama bu tarz bisey bulamıyorum. nerede tema rengi?


  • yuvarlanantencereninkapagi  (19.10.16 13:13:27) 
güç tasarruf rengi olmasın o. bi devredışı bırakıp bakın


  • aşksız prens  (19.10.16 13:26:58) 
çok tesekkur ederim


  • yuvarlanantencereninkapagi  (19.10.16 13:28:59) 
ama güç tasarrufu rengini de değiştiremez miyiz?


  • yuvarlanantencereninkapagi  (19.10.16 14:07:16) 
xposed ile değiştirebilirsin. belki de romun ayarlarında vardır ama çok nadir.


  • aşksız prens  (19.10.16 14:25:07) 
[]

launcher tavsiyesi

android için. en muthisi hangisi? ücretsiz olursa güzel olur




 
standard rom her zaman iyidir
ama cok sade ve hizli bi launcher dersen zeam launcher derim.
cicili bicili hic bir sey yok.
  • kingcyrax  (19.10.16 01:32:39) 
cicili bicili bir şey değil de göz yormayan sade bir şey arıyorum.


  • yuvarlanantencereninkapagi  (19.10.16 01:36:02) 
nova iyi gibi. gece modu var. altına koyu bi arkaplan atıyor.


  • aşksız prens  (19.10.16 01:40:32 ~ 17:34:06) 
1 yıldır falan nova'nın premiumunu kullanıyorum 10 liraydı sanırım gayet de memnunum. her şekilde özelleştirme yapılabiliyor


  • nundu  (19.10.16 02:04:33) 
+nova
yıllardır kullanıyorum. En stabilize olanı ve özelleştirme anlamında da en iyisi

  • plastic_angel  (19.10.16 09:24:05) 
[]

hayat baya güzel bisey mi

iki insan birbirini sevince, opunce falan acayip mutlu oluyorum.

su an kordonda oturuyorum. erkek kadını elinden tutup yerden kaldırdı sonra da öptü, benim de içimden kuş çıktı galiba.

size de böyle hissettiren şeyler oluyor mu?

 
sokakta yürürken laf attığım kedi köpek bana yüz verince moralim ne kadar kötü olursa olsun düzeliyor, kedi ayaklarıma sürtündüğünde ya da ne bileyim köpek kuyruğunu salladığında filan aşırı mutlu oluyorum gözlerimden kalpler çıkıyor, bıdır bıdır konuşup seviyorum hemen. ben de bu çeşit bi' manyağım, işinize gelirse.


  • evde liyakat kalmamis  (17.10.16 18:24:29) 
hayvanları seven çocuklar görünce oluyor bana


  • basond  (17.10.16 18:29:21) 
Hayat güzel bir şey değil de böyle ufak güzellikler görünce ben de mutlu oluyorum.
Dediğin gibi tatlı bir çift mesela mutlu oluyorum denk gelince, sonra diyorum ki sana ne oluyor ya manyak.

  • mutekebbir  (17.10.16 18:34:42) 
Valla bana oyle seyler olmyor, iki insan birbirini opup sarilinca mutlu falan opmuyorum, banane yahu?


  • stavro  (17.10.16 18:50:19) 
O yaşadığın mutluluk bana da oluyor. Bir de çocuğunu seven veya onunla çok güzel bir iletişim kuran baba gördüğümde çok mutlu oluyorum böyle.


  • yaren  (17.10.16 18:54:54) 
Ben en cok hayvanlari izlerken mutlu oluyorum, mesela az once bir filin nehirdeki adama bogulmasin diye hortumunu uzattigi goruntuleri izledim ve aynen durum su:

encrypted-tbn3.gstatic.com

Haftasonu buldugumuz kedileri kopekleri mincikliyoruz onda da ayni duygu olusuyor.
  • neferkitty  (17.10.16 18:56:44) 
Ben de hayvanatta manevi zevkler bulan arkadaşlara katılıyorum. Geçen termik döne döne güneye göçen bazı yırtıcılar denk geldi arazide. Yırtıcı göçer mi lan demek göçüyormuş helal, yolu beleşe getiriyorlar avlanma yöntemini uyarlayıp, hay kurban olduğum negzel evriltmiş içsesleri eşliğinde izledim. Kendi sefil hayatlarımızın biraz uzağında aslar sansarlar tilkiler cirit atıyor. Muhteşem bir gezegene hayali sınırlar çiziyoruz sınıflar yaratıp sığırlar gibi yaşıyoruz.


  • kargn  (17.10.16 19:02:50) 
Ya ben bugün biberonla kuzu besledim, hayat şahane bir şey.
Çiftler değil de bir hayvanlar, bir de çok sıradan bir anda birbirine yardım eden yabancılar o hissi veriyor bana. Otobüste yere düşen tokayı alıp, sahibine iade etmeden önce tozunu silkeleyen bir teyze vardı mesela, aylar önce gördüm hâlâ hatırlıyorum o minicik inceliği.
(Fakat olmasını istediğim bazı şeyler olmuyor ve hayat bok gibi bir şey.)
  • kobuzchu kiz  (17.10.16 19:09:08) 
yıllarca bu anımla insanların kafasını ütüledim lakin lisede bi alt sokağımızdaki nesibe aydın dersanesin önünden geçerken uzun sarı saçlı selvi boylu 16 yaşlarında bi kızın önündeki sevgilisi tahmin ettğim oğlanın sırtına zıpladığını gördüm. kız zıpladı, sonra böyle sarıldı oğlanın boynundan öptü falan, bacaklarını beline doladı. çocuk da kızın elini kolunu öptü falan. vay arkadaş dediğimi hatırlıyorum bi gün beni de biri böyle sarabilecek mi falan diye.


  • sameidiot  (17.10.16 19:18:29) 
Ne olursa olsun hayat o kadar güzel ki insanın hiç bırakası gelmiyor. Hatta o kadar büyük ki senin üzüntün derdin bu koca hayatta zerre nokta değil. Kimimiz güzel şeyleri görmeyi ret etsede çok güzel yaşamak.


  • gozu acik sevisen yahudi  (17.10.16 19:53:57) 
Evde liyakat +1
Kedilerin sürtünmesi, sakin ve sevecen huylu köpeklerin ilgisi beni mutlu ediyor. Bir de kargaları izlemeyi çok seviyorum, paat diye cevizleri oraya buraya atıp kırıp yemeye calışıyorlar :) zeki olmak başka bir şey işte, canlarım benim.

  • Sulfoxaflor  (17.10.16 21:16:44) 
Sevişen insanları görünce böyle şeyler hissetmiyorum. Çirkinler ya da her insan sevişmemeli bence. Sadece güzel insanlar yapsın böyle şeyler. Çirkinleri görmek zorunda değiliz. Yaşlılardan da hoşlanmam. Millet yaşlı dede görünce falan güler, ama ben hiç sevmem. Bebek görünce mutlu olabilirim. Bir de bana bakıp gülüyorsa çok güzel olur. Kedileri de severim.


  • dissendium  (17.10.16 21:25:45 ~ 21:26:51) 
Hayat sen nasıl görürsen, hissedersen, düşünürsen öyledir. Bunların hepsi yani nasıl gördüğün, hissettiğin, düşündüğün sürekli değişir.

Benim için şuan; kötü.
  • chiper  (17.10.16 21:28:30) 
sürtünen kediler, tatlış hayvanlar, beklenmeyen ve öylesine şahit olunmuş iyilikleri ben de eklemek istiyorum ^^


  • yuvarlanantencereninkapagi  (17.10.16 22:20:28) 
Ben de bir hayvanin karnını doyurduğumda, maddi manevi daha büyük bir tatmin hissedemezmişim gibi geliyor. Düşünsene tamamen tesadüfen ordan geçiyorsun, bi garibi doyuruyorsun, deliler gibi seviniyor. Senin için yemek verdiğin bir kedi/köpek daha ama onun o gün karnı doydu. Ya da hayatında yediği tek düzgün şeydi. Ya da o gün yediği tek şey. Onun hayatı için paha biçilemez.

Üzücü ve müthiş bir his. Belki ben abartıyorum. Hayatta kendimi bu kadar ise yarar hissettiğim olmuyor pek.
  • piremses  (17.10.16 23:17:22) 
Bir de taşa sormak lazım.


  • mytituaEd Yourvenom  (18.10.16 02:15:10) 
[]

kredi kartlı soru

ben bir mp3 almak istiyorum. turkiye' de satılmıyor. hatta bununla alakalı bir duyuru acmıştım. kredi kartım yok ve almak istemiyorum. ama zorunda kalırsam alicam.

mp3 u amazondan alicam. bunun için, tek kullanım için kredi kartı almak çok mu saçma? alirsam kullandıktan sonra hemen kapattırabilir miyim ve hangi kartı önerirsiniz?

bu amaçla kullanılabilecek tek kullanımlık başka bir şey, sistem var mı?

 
Garanti bankasında "sanal kart" olayı var mesela vadesiz hesabına bağlı, ön yüklemeli gibi önce para atıyorsun içine o limitle alacağın şeyi alıyorsun. Fake kredi kartı gibi yani.

Belki başka bankalarda da vardır
  • rodriguez2  (17.10.16 18:11:17) 
Bir arkadasina rica etsen, o satin alsa olmuyor mu?


  • kuehles blondes  (17.10.16 18:11:30) 
ya istemek istemiyorum açıkçası birinden.


  • yuvarlanantencereninkapagi  (17.10.16 18:19:15) 
parasını peşin veriyorsun niye istenmesin abi
amazon hesabı olan biri varsa yardımcı olur

  • kingcyrax  (17.10.16 18:24:23) 
[]

izmir' de deprem

hissettiniz mi?

ben baya derin uyuyormusum. sanırım biraz korkutucu bir depremmis, öyle miydi?


 
Sabaha karşı 4.30'da oldu. gözlerimi açtım, eşim deprem oluyor dedi. Bizim gardırop sallandı. Hemen baktım Yunanistan sabahtan beri sallanıyormuş. Geçmiş olsun.


  • teknikekip  (17.10.16 09:21:33) 
Hissettik. Şiddeti çok fazla değildi de süresi uzundu.


  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (17.10.16 09:44:55) 
sivrisineklerle kavga etmekten deprem falan hiç hissetmedim..


  • redeath  (17.10.16 10:17:56) 
Güncelleme: Deprem Kuşadası'nda olmuş


  • teknikekip  (17.10.16 16:06:55) 
[]

westworld (spoiler içerebilir)

-spoiler içerebilir-------------------------------------------------------------------------------------------
parktaki konuklar birbirlerini öldürebiliyorlar mi?



 
cidden guzel soru. arastirdim: www.independent.co.uk

ozet: bilmiyoruz cidden.
  • hopeless  (16.10.16 03:03:36) 
ekşi sözlüğü takip etmiyor musunuz hiç? :) orada epey bir tartışıyoruz da biz bunu. kendi yazdıklarımdan alıntı yapayım hemen. öncesinde tek cümlelik cevap vereyim; mantık gereği öldürebiliyorlar. belki bunu silahlarla yapamıyorlar ama bir bıçak alıp gayet de kesebiliyorlar birbirlerini. şimdi alıntı cevabımla genişletelim durumu;

hocam soru şu : şimdi bu parkta bin küsür guest olabiliyormuş aynı anda ama iki bölümdür hala insanlar karşılarındakinin insan mı yoksa robot mu olduğunu nasıl anlıyorlar çözemedim.

demiş bir arkadaş. kendimce cevaplayayım. bu bizim ya da oyunu oynayanların ana bilmecesi ya da derdi değil ki. yani oraya siz "hangisi robot?" oyunu oynamaya gitmiyorsunuz. lan acaba insanoğlu hep aynı noktaya mı evrimleşiyor diye tırstım şu anda. hemen de ana konu "vurduğum insansa ne olacak?" sorunsalı yaşanmış. :) tek anladığınız/anladığımız birilerini vurmak ise işimiz iş yani.
bu ortam bir oyun. çok geniş bir haritası var. süreniz kısıtlı. (hem reset açısından. hem de maddi açıdan) milyonlarca olasılık var. tıpkı 2. bölümün başındaki gibi. yere düşen adama yardım ederseniz sizi hazine avına sürüklüyor. tek bir oyuna takılmak da ister istemez diğer oyun olasılıklarından mahrum olmanıza neden oluyor. işin bir şekilde silahların konuştuğu noktaya gelmesi de sizin karakterinizle alakalı bir durum. yine bakınız 2. bölümde zengin bir züppe, sarhoş olup "bin biridiki hirkisi ildiriciğim" diye çirkin ruhunu kusuyor ortaya. olan teddy'ciğimize oluyor.

yine mesela eski robotlar daha mekanik. onları insandan ayırmak daha kolay. ama artık onlardan yok. neden? gerçekcilik çıkabildiği kadar üste çıksın diye. haliyle robotlarımız içki de içiyorlar, yemek de yiyorlar. hepsini geç gayet ateşli bir şekilde sevişiyorsun onlarla. yani çok kapsamlı vajina ve pipilere sahipler. şişme bebek zkmeye benzemiyor yani o iş.

haa alırsın eline bıçak sokarsın birine. o bir insan ise ölür. ee ama bu zaten gerçek dünyada da var olan bir risk değil mi? gerçek dünyada da sırtımıza her an bıçak yiyebiliriz. ya da birine saplayabiliriz. ama yapıyor muyuz? hayır. neden? çünkü kanunlar var. oyunun içinde adam öldürmeye cesaret edecek birisi de 2 kere düşünecek bunu (silahla vurmuyorsa). "ben 10 bin dolar verdim ve oyundayım" diye kanundan kaçacağını falan düşünmeyin yani.

oyun parkının yapısı da şöyle işliyor:

zenginlere satılan ana bir hikaye var. sabah başlıyor bu hikaye. zenginler de trenle kasabaya vardıkları an zaten "çoktan başlamış" olan hikayeye dahil oluyorlar. robotlar robot olduklarını bilmiyorlar. sıradan insan gibi "bir hayat" yaşıyorlar. hatta etrafta insan faktörü olmadığı anlarda bile bunu sürdürüyorlar. (bkz: kızın evde, anne ve babasıyla kendi aralarında diyaloglarını yaşaması.. gibi)" sabah başlayan hikaye her gece bitiyor mu, bitmiyorsa da kaç gün daha sürüyor?" sorusunun cevabı henüz net değil. bakmayın kızın her gün aynı şekilde uyandığına. bizler de genel olarak aynı şekilde uyanıyoruz ve genel olarak aynı şeyleri yapıyoruz zaten hayatımızda. kaldı ki seneler öncesinin western ortamı, günler ne kadar farklı olabilir ki birbirinden. günü resetlemek ellerinde tabi. resetliyorlar da. sadece kaç günde bir oluyor orası belirsiz demek istedim. kendilerinde kuralları vardır belki bunun. atıyorum "ana hikayeyi sürdüremeyecek hale getiren" olaylar olursa, x sayıdan fazla robot telef olursa.. gibi gibi kurallar.

neyse işte bu gün sayısı belli olmayan hikayeler paket şeklinde satılıyor. vizyona giren filmler gibi düşünün. yılın 365 günü hep aynı filmler olsa idi şirketler ne kadar para kazanırdı? haliyle sezonlar vardır. mesela a sezonuna ait hikayede "şerif katliamı ve onunla bağlantılı olan olaylar sillisesi" yer alıyor diyelim. bunun reklamını normal dünyada yapıp, ona göre satıyorlar. sen ben gibiler de arkadaşlar arasında "olm oyun parkında şu an şerif katliamı var, ben 2 kere gittim ama 3.ye param çıkışmadı, yeni oyunu bekliyorum" diyoruzdur. a sezonu bitip, b sezonu geldiğinde önemli bir soygun girişimi yer alıyordur. zaten tam da bunu isparlarcasına 1. bölümde "bir kaç hafta sonra" gerçekleşmesi gereken (bu şu demek; ya mevcut hikaye paketinin sonraki günlerinde olacak, ya da yeni sezona ait olarak olacak) hector ve çetesinin gerçekleştirdiği bar soygununu öne çekiyorlar bozulan robotların ana hikayeye verdiği/vereceği zarardan ötürü. çünkü dile kolay yüzlerce robot var, 300-500 tane müşteri var. ortada bir hikaye dönmezse (ya da gerçeklikte sırıtacak kadar dönmezse) satış yapılmaz, şikayetler artar ve oyun parkı gelirleri sakata uğrar. (ki hatırlayın, ingiliz aksanını yediğimin "fuck" görevlisi "yaa ne gerek var bu kadar gerçek olmaya, eski günlere dönelim, sırıtsın gerçeklik ne olacak yahuu" gibi bir şey diyordu yönetici ablaya. buradan da ford abinin ilk sürüm robotların tekiyle içki içip dertleştiği sahneyi hatırlayabiliriz. o eski bir robot. hareketleri daha robotsal... )

telef olan robotlar, insanların olmadığı zamanlarda vs toplanıp, temizlenip, tekrar tamir edilip, hafızasındaki güncel karakter resetlenip, tekrar tiyatro sahnesinde, rollerini oynayacakları yere yerleştiriliyor ve oyunun başlama saatinde hepsi birlikte aktifleştiriliyorlar. insanların olmadığı anlarda robotların birbiri ile olan husumetinin varlığı 2 nedenden gerekli. 1.si ana hikayenin parçası olan doğaçlama ve senaryo birleşimi adına, 2.si de robotlar da zaten o çağın bir yeniliği olduğundan sürekli inceleniyor. şu an gerçek dünyayı bilmiyoruz. ilerde belki büyük isyanla o dünyaya dalarak genişleyecek hikaye, bilinmez. kısacası robot teknolojisi gerçek dünyanın içinde nasıl bir konumdalar şu an sisli. yoksa robotların üstüne bu kadar düşülmezdi. bozulduysa at çöpe yenisini üret, sal oyuna gitsin denilirdi. ama bilinçlerini önemsiyorlar, kontrol altında tutmak istiyorlar ve muhtemelen de pahalı bir teknoloji bunun üretimi. iş-görmez hale gelen robotları bile depoda tutuyorlar sonuçta...

önceki entry'mde de söylediğim gibi oturun lütfen 73 yapımı filmi izleyin. ana iskeleti öğrenmiş olursunuz. (ki dizide ne kadar değiştirilmiş o, bilmiyoruz tabi) robotları o dünyada ellerinden ayırt ediyorlardı. elleri insan eli gibi değildi tam olarak. bir de robot silahları asla insanlara ateş edemiyordu. tabi oradan şeyi de anlamak lazım. silaha özgü bir şey bu. yoksa ben oyunda başka bir müşteriyi öldürebilirsem çok riskli olurdu.

bunlar da dizi hakkında yazdığım tüm entry'ler > eksisozluk.com

ve bu da dizi için açtığım facebook sayfası. şu anda türkçe içerik olarak en dolusu oldu diyebilirim > www.facebook.com
  • matrix  (16.10.16 03:35:42) 
hayir, olduremiyor.

boyle bir sey olsa kimseye silah vermezler. adam cekti vurdu diyelim birini, karsisindakinin konuk ya da robot oldugunu bilmiyor ki.

robotlardaki ayni silahlara sahipler iste, robotlara isliyor, insanlara islemiyor.
  • scars dont fade  (16.10.16 09:47:41) 
[]

hangi türk yazarlari okuyorsunuz

bir kitapçıya gittiğimde adını hiç duymadığım yazarlarla karşılaşıyorum. ilgimi çeken şeyler oluyor ama iyi olup olmadığını bilmediğimden almıyorum.

siz kimleri okuyor ve beğeniyorsunuz?


 
Ali Lidar, iskender pala, senai demirci, sinan yağmur aktif yazarlar arasında çıkan her kitabını aldığım isimler.

çok sevmesem de kahraman tazeoğlu'nu da ergen edebiyatına yakın olmak ve kafalarını bilmek adına yine her kitabını alıp okuyorum. Okumadığım çok isim, çok kitap var düzenli okumama rağmen. Her ay farklı isimlerin kitaplarını almak adına kendime 50 lira bütçe ayırıyorum.
  • pomknos  (14.10.16 14:31:00) 
işim gereği bir sürü ismi okuyorum ama çok çok klasik isimler harici beğendiklerimi söyleyeyim

hasan ali toptaş, murathan mungan, ayfer tunç, sema kaygusuz, sevgi soysal, ihsan oktay anar, aslı erdoğan, mine söğüt, elif türker
  • mutlusismankedi2015  (14.10.16 21:59:18) 
[]

duyurunun kadınlarına

' evleneyim, çocuğum olsun' kafasında bir insan değilim hatta bunlara çok uzağım ama bazen felaket sekilde ' hemen simdi çocuk doğurmaliyim' gibi bir his geliyor. içgüdülerime karşı koyamıyorum sanırım.

size de oluyor mu?

edit: 23

 
hayir


  • yuzır  (14.10.16 00:43:06) 
oluyor arada dalgalanp duruluyorum.
ama sen, yanlış bilmiyorsam daha lisans okuyorsun
o yaşlarda olmuyordu 28 gibi bir kriz atlattım -sağlık durumum da baya bir sıkıntılıydı bence psikolojik olarak bundan etkilenmiştim- sonra geçti
arada geliyor ama anlık, geçiyor
benden daha büyüklerin dediğine göre 40 gibi en sancılı şekilde tekrar böyle bir kriz yaşanıyormuş, ondan biraz korkuyorum açıkçası.
evlenecem, çocuk yapacam diyen bir insan hiç olmamıştım o yaşa, o krize kadar. şimdi 33 yaşındayım yine demiyorum -çünkü şu ara o kriz uğramıyor :P
  • niye ama  (14.10.16 00:43:48) 
hayır ama hissettiklerin normal. ne yazık ki hormonlar böyle cılgınlıklar yapıyor/yaptırıyor.


  • kassiopeia  (14.10.16 00:44:21) 
Hormonlar ah bu hormonlar. Kesinlikle cok normal


  • uzun kulaklı yalnız tavşan  (14.10.16 00:45:37) 
6 yıldır evliyim bir kere bile öyle hissetmedim bana niye gelmiyor bu duygular sinir oluyorum.


  • yue  (14.10.16 00:53:39) 
sade kadınlara maal etmeyelim, erkeklere de oluyor 28 den 30 a kadar azar azar yokladı, 30 - 32 ye kadar biraz daha yokladı, 2 hafta önce acayip bastırdı neredeyse başedilmeyecek kadar. yaş 32 erkek

tabi doğurma olarak değilde, cinsel dürtülerin tavan yapamsıyla karışık çoluk çocuk olayları.

hormon hormon üstüne piniyor ondan oluyor tüm bunlar.

enteresandır hayatımda anlayamadığım belkide en basit şey şu evlilik çoluk çocuğa karışma kavramıydı, diyordum lan bu insanlar manyakmı olm? gzemek tozmak, kendine zaman ayırmak, kendi istediğin şeylere odaklanmak varken, evlenmek mevlenmek neymiş lan diyordum.

anladım ki hormonlardan. demek insanlar bu yüzden deli gibi evlencem ben, evlencem, lan evlenmem lazım diyormuş.
  • killerbee  (14.10.16 00:54:38 ~ 01:00:24) 
24 yaşındayım ve bazı bazı bebek gördüğümde bende bundan bir tane yapmak istiyorum diye kendimden geçiyorum. bende de olsa öpsem, koklasam, bağrıma bassam. sonra hayallerimi hatırlayıp, bebeğe zaman var yola devam diyorum.


  • you are my lethe  (14.10.16 00:57:25 ~ 00:57:59) 
23'üm ben de ve 1-2 yıldır böyle hissediyorum, bebek görünce özellikle. İçgüdüler, biyolojik saat vs derken böyle hissetmek normal ama biraz erken başladı sanki.


  • pike  (14.10.16 01:19:56) 
Hayır, hiç öyle duygularım yok. Hep böyle değildim ama. İş hayatına başladıktan sonra bir çocuğun sorumluluğunu almak aşırı zor ve imkansız geliyor. Ayrıca bir avm'de falan yaramazlık yapan, şımaran, istediğini aldırmak için zırlayan veletleri görmem de bu duygularımı pekiştiriyor tabi.


  • kingdom of rust  (14.10.16 01:28:05) 
O kafayı küçümseyenleri anlamıyorum. Anneleri de o kafada olduğu için kendileri varlar. Bunun küçümsenecek veya tahkir edilecek bir yanı yok. Aksine İNSAN yetiştirmektir o, yetiştiremeyenlerin eserleri her yerde.

Cevap: 34 yaşındayım, kadınım, 30'dan itibaren sık sık oluyor. Bu cinsiyetimizin kendi doğası, erkeklerdeki üre(t)me içgüdüsünün kadınlardaki şekli. Çok normal.
  • yaren  (14.10.16 01:36:56) 
bebekleri görünce sevesim falan geliyor ama doğurmalıyım olmuyorum. ufukta evlilik de var ama yok yani 30a yaklaşınca olur herhalde :)
25 K

  • sanguine mcqaer  (14.10.16 01:38:33) 
Eski sevgilimle çocuk yapsak nasıl bir şey olurdu çok merak ediyorum. Keşke bi çocuğumuz olabilseydi.


  • istenmeyen evlat  (14.10.16 04:29:58) 
Fazlasıyla anaç yapılı bir insanım, yirmilerin başından beri oluyor. Bi doğuramadın gitti :)


  • devilred  (14.10.16 08:18:54) 
"My biological clock is ticking and i want babies now!"

Benim olmadi ama hayatimin her yerinde oldugu gibi cocuk icin de plan yapmistim. O plan da isleyince istedigim zamanda cocugum oldu. Tabii inanilmaz sansliydim bu konuda o da ayri mesele. Birkac faktor ust uste iyi gitti. Biri olmasa olmayacakti. Plan program o durtuyu kontrol altina aldi sanirim
  • la noix  (14.10.16 08:28:01 ~ 08:30:49) 
Hic olmadi, hatta arkadaslarla konusurken "cocugum olursa adini x koyarim" muhabbeti gecti, bu arkadaslar biri kiz digeri erkek. Sonra bana sordular "iii ben hic dusunmedim bile" diyince uzayli gormus gibi bakmislardi.

Olmuyor.
  • kuehles blondes  (14.10.16 08:59:18) 
4-5 sene öncesine kadar bir bebem olsun ilerde diye hayallerim vardı, şu an yok. Yapmam diyemem ama hevesli değilim şimdilik. Aşırı büyük bir sorumluluk ve ben rahatıma aşırı düşkünüm.


  • piremses  (14.10.16 09:02:59) 
2 yıl öncesine kadar oluyordu özellikle arkadaşım yeni doğum yaptığında bebeği kucağıma alıp anneme "anne ben de istiyorum bundan" demiştim, herkes şaşkın bakmıştı :)

Sonra baktım ki öyle kolay iş değil çocuk büyütmek çok büyük sorumluluk ve belli bir düzeye gelmeden (hem maddi hem manevi) yapılmamalı. Çocuğun her istediğini almaktan bahsetmiyorum ama ihtiyacı olan şeyleri alırken zorluk yaşamaman gerekiyor. Çocuğun da olsa kimseyi zor durumda bırakmaya hakkın yok.

Şu an istemiyorum. İleride ne olur bilemem tabii ama düşünmüyorum.
  • mutekebbir  (14.10.16 09:16:38) 
eski sevgilimle birlikteyken ara ara düşündüğüm oluyordu, lan çok yakışıklı adam, bundan çocuk yapsam nasıl bi şey çıkar acaba diye agdhff. o gidince düşüncelerim de gitti. şu an çocuk düşünmekten daha önemli problemlerim var, para kazanmak, stabil psikoloji, gelecek kaygısı gibi. ha bir de rahatıma çok düşkünüm doğru. zevklerimden pek kısabileceğimi (para harcamak değil illa) zannetmiyorum. 5 dakikada bir kontrol edeceğim çocuk yapmak yerine yatakta boş boş yatmayı tercih ederim mesela. bu en küçüğüydü :)


  • nice tnetennba  (14.10.16 09:28:31) 
Menstürasyon döngüsü. Canın bir alfa, bir beta çekecek; artık hangisi denk gelirse o anda.


  • arnold schwarzeneger  (14.10.16 09:32:49) 
hiç olmuyor bana
eskiden beri de düşünmedim.
32 yaşına geliyorum.
demek ki herkese olmuyor.
  • interview with the vampire  (14.10.16 09:40:11) 
31 yaşındayım.
ben de hiç evlilik isteyen, gelinliğinin hayalini kuran biri olmadım.
ama evet, çocuk istiyorum, yani o bahsettiğin his bana da vuruyor.
özellikle son 3-4 yıldır var.

bana kalsa, maddi gücüm el verirse 2-3 tane doğururum.
yaşın ilerliyor oluşu bu konuda biraz heyecanlandırıyor beni, 40 yaşında anne olmak istemem şahsen.
bu tabii işin içgüdüsel değil, mantık kısmı.

ama genel olarak "doğurmalıyım" hissi çok baskın.

edit: bebekleri severim, ama çocuk ben de sevmiyorum bu arada.
  • blatta hiberna  (14.10.16 09:43:12 ~ 18:54:22) 
1 gün bile öyle bi his gelmedi. iyi ki.


  • mandalina kokusu  (14.10.16 09:43:13) 
Tam o dönemlerde bi gelir. Sonra bir de belki 30'a yaklaşırken gelir. Hormonlardandır geçer :)


  • lcha  (14.10.16 09:44:55) 
hayır olmuyor, hiç olmadı 32k
hadi diyelim kafama saksı düştü, gezegenler yörünge değiştirdi vs istedim, bu sefer de "bu kadar manyağın, psikopatın arasına çocuk mu salınır?" der yine yapmam.

  • treize  (14.10.16 10:06:47) 
Hiç olmadı. Hatta yaş ilerledikçe çocukları daha da çekilmez bulmaya başladım. Eskiden bu kadar tahammülsüz değildim. Şimdi bildiğin tiksiniyorum. 28/K


  • köstebek kurabiye  (14.10.16 10:37:37 ~ 14:06:51) 
bende 30 yaş civarında olmuştu...


  • SiyamkedisiZorro  (14.10.16 10:47:31) 
23 yaşında hiç öyle bir isteğim olmadı, hormonlarım beni hiç o şekilde yoklamadı çok şükür :)


  • dessy  (14.10.16 10:49:25) 
Oluyor.
26 yaşındayım, erkeğim.

  • paçalı don  (14.10.16 10:49:27) 
ben çocuk sevmiyorum, bebek de. yani oturup çocukla bütün gün napıcam ya, kedi olsa neyse lazer tutarsın, top atarsın filan. bu anca ağlasın, götünü sil, gazını çıkar, agumugu yap. düşününce sıkılıyorum, o derece bir adanmışlığa hazır değilim, mümkün değil yani.

buna rağmen bana bile zaman zaman oluyor. acaba çocuğum olsa ne biçim mi güzel olur diyorken ay yine yumurtalıklarım dizginleri ele aldı diyip uyanıyorum mevzuya, çok takılmıyorum.
  • evde liyakat kalmamis  (14.10.16 11:04:00) 
Yeni evlendim, öyle bir içgüdüm yok, hiç olmadı. Çocuk sevmiyorum.
Sadece isveç norveç'te falan sapsarı saçlı, mavi gözlü, çığlık çığlığa ağlamak yerine bize gülücükler saçan bebekleri gördüğüm zaman şunlardan birini kaçırsak mı diye düşünmüştüm:)
29
  • peggy  (14.10.16 11:24:49) 
evliyim.
hiç o hisse kapılmıyorum.

  • gulsum  (14.10.16 11:28:39) 
23k hiç olmuyor.


  • Esinsin  (14.10.16 15:54:55 ~ 15:55:24) 
geçen seneden beri ara ara geliyor. her şey yaz tatilinde çocuklu ailelere sempati duymamla başladı. yalnız kaldığım bi dönemdi, uzaktan izlerken ilk defa bi an için çocuk yapmak, büyütmek fikri mantıksız gelmedi. yalnız kalmak derken okul bitti, arkadaş çevresi sıfırlandı. fakat o zamana kadar hiç mi hiç düşünmemiştim, garipsedim. o zamandan beri ara ara acilen evlenip bir sürü çocuk doğurmalıyım şeklinde düşünüyorum. hayatın boyunca hissetmeyince, daha önemlisi kendine o şekilde bir hayat planı çizmeyince insan bocalıyor. sonra kendimi mantıklı düşünmeye zorluyorum, geçiyor. sonra tekrar geliyor. bir daha gelmemek üzere o duyguyu nasıl göndereceğim bilmiyorum. 24k.


  • alice bonnie stanley  (14.10.16 18:26:43) 
33'üm, hiç olmadı. "Acaba bir gün olur mu" diye merak ediyorum. Çocuk sevemiyorum, uğraştım ama içimden gelmiyor.


  • aychovsky  (14.10.16 18:40:45 ~ 18:42:11) 
27 yaşındayım bana hiç olmadı. bir gün çocuğum olsun istiyorum gerçi galiba anne olsam iyi anne olur benden ama kafamdaki hayat planıyla çocuk yapabileceğim yaş sınırları kesişmiyor gibi. kısfmet.


  • passive aggressive  (14.10.16 18:49:14 ~ 18:50:28) 
ben de evleneyim, çocuk yapayım kafasında değilim hatta evlilik beni çok korkutuyor. fakat o hissi yaşıyorum bir süredir. Özellikle bu yıl başladı. hormonal olsa gerek... direkt o an çocuk doğurasım, doğum yapasım geliyor. sanki doğursam rahatlayacakmışım gibi. değişik bir his.

23k.
  • chihirovekohaku  (14.10.16 20:31:27) 
32 yaşında kadınım, hiç olmadı henüz.
32 yaşındaki en yakın arkadaşıma son iki yıldır oluyor, 2 yıl içinde bir yeğen bekliyorum kendisinden.

  • kobuzchu kiz  (14.10.16 20:41:14 ~ 20:41:58) 
[]

mandalin yerken kendimi durduramıyorum

bir kilo falan yiyorum sanırım. glisemik indeksi 30muş.

obez olur muyum?


 
Fruktoz insülin salgılatmaz leptini uyarmaz yani herhangi bir tokluk/açlık duyusunu harekete geçirmez yedikçe yersin. Çok yersen kilo alırsın zira karaciğerde direkt yağa dönüşür.


  • angelus  (13.10.16 19:47:31) 
mandalina yiyerek obez olan ilk insan olursun heralde :p


  • beriberi  (13.10.16 20:07:22) 
abartmamak lazım bence yarım kiloya düşür


  • tiredpanda  (14.10.16 00:01:19) 
[]

yemekhanede arta kalan yemekler- hayvanlar

öncelikle bunla alakalı uygulanmakta olan bir sistem var mı bilmiyorum.

üniversitenin yemekhanesinde ben bunu olabildiğince yapmaya calısıyorum. poşete, koliye vs artık yemekleri topluyorum ve hatrı sayılır miktarda cıkıyor. ki çok kısa bir süre yapmama rağmen. yani zaten bir sürü yemek atılıyor, elbette ki çıkacak.

mesela böyle bir sistem olsa, ben bunu yapmasam bile o yemekler bir yerde toplansa. ki çok basit bir şey, oraya ayrı bir kova koyulacak hayvanlar için insanlar da oraya dökecek kalan yemeklerini. böyle bir sürü çıkar. sokak hayvanları için belirli noktalar olusturup her gün oralara götürsek. bunu bir grup öğrenci yapabilir her gün. barınak için de bir görevli gelip bir kısmını alsa. oradaki hayvanlara kuru ekmek verildiğine dair haberleri görmüşsünüzdür.

böyle bakınca cok basit, işe yarar, işlevsel görünüyor. hatta bu işlem bence tüm yemekhanelerde yapılmalı, yani buna benzer bir şeyler. o yemeklere ihtiyacı olan bir sürü insan dahi varken çöp olmaları içimi acıtıyor.

bildiğiniz böyle bir sistem var mı?

bu söylediğime neler eklenebilir, nasıl daha güzel olur, napılabilir?

fikirlerinize açığım.

hatta birlikte bile bir şeyler yapabiliriz.

 
Zaten barınaklara gitmiyor mu o artık yemekler ya? Allah allah şüphelendim bak şimdi


  • glamdr1ng  (13.10.16 01:09:32) 
gittiğini düşünmüyorum. o çöplere her sey atılıyor. peçete, plastik şişe, ekmeğin poşeti vs. ki zaten yemekhanede çalışan kadınlar bazen gıcık oluyor öyle olsa ' biz zaten gönderiyoruz' falan derlerdi.

edit: tabii kimi yerlerde gönderiyorlardır.
  • yuvarlanantencereninkapagi  (13.10.16 01:12:15 ~ 01:20:30) 
Istanbul Universitesi yapiyordu sanki bunu bir ara, ugrasmistik biz yanlis hatirlamiyorsam. Hatta duyurular asilmisti galiba, kurdan atmayin tabldotlara diye. Yani su an tam hatirlamiyorum, bu dediklerimizi ya yapmistik ya da dusunmustuk. Bir de kurdan olayi tehlikeli diye bir barinak kabul etmemisti galiba. Valla hafizami zorladim da cikaramadim simdi ayrintilari, heralde bu isten ben sorumlu degilmisim.

Soyle, bu konuyu okulun ogrenci konseyiyle konusursaniz, rektorluk kanaliyla yapilir. Ozellikle kurdandan kacinmanin bir yolunu bulmak gerek. Atiyorum, yemekhane cikisina koyulur kurdanlar, boylece tabakta kalmaz. Baska boyle cozumler de bulunabilir. Cunku ozellikle sert cisimlere onlem alinmazsa kas yaparken goz cikarirsiniz. Denetlemenin veya kurdanlari ayristirmanin bir baska bir yolu yok malesef.
  • evrim halkasi  (13.10.16 01:21:24) 
keskulpesent işte ben bunun daha sistemik ve genele yayılmış bir hale gelmesini istiyorum.

yani düşünsene her yerde o yemekler çöp oluyor, hayvanlar içinse bir ziyafet.

böyle bir proje falan yapılabilir mi acaba.
  • yuvarlanantencereninkapagi  (13.10.16 01:22:06) 
yemekhanede kürdan zaten yok.

kulüp ve topluluk olaylarını da devredışı bırakmak zorundayız. burası ' öyle' bir üniversite değil. zaten dediğim gibi biz gönüllü olarak üzerimize düşeni yaparız, o problem değil.
  • yuvarlanantencereninkapagi  (13.10.16 01:24:05) 
Barınak gönüllüsüyüm. Böyle bir sistem yok. Bazı yemekhaneler bazı barınaklarla anlaşıp artıklarını veriyorlar, genelde büyük kurumsal yerler oluyor. Bazen de barınaklar kendi çabalarıyla tek tek dolaşıp yemek topluyorlar. Lakin barınaklar genelde şehir merkezinin dışında olduğundan her gün toplayıp getirmek noktasında lojistik sorun oluyor.

Memleketteki hiçbir sorunun çözülemeyeceğini düşünen biri olarak bu sorunun çözülmesine de ihtimal vermiyorum. Kaldı ki hayvan konusu sorunlar gündeminde ilk
500de bile değildir. Halihazırda barınaklara alınan hayvanları topluca öldüren bir sistemden bahsediyoruz. Bunları geçip üstüne bir de sistematik bir yardım sağlanacağını düşünmek dev ütopya.

Sen ancak kendi çabanla toplar toplar götürürsün. Yapabileceğin tek şey bu. Biz burada grup kurarız, herkes kendi yemekhanesinden toplar, buluşup barınaklara götürülür. İlk bir ay 20 kişi gelir, sonra 10, sonra 5, sonra şanslıysan kafa dengi 1 kişi kalır yanında yine kendi kendine uğraşırsın.

Çok pesimist bir cevap yazdım gibi geliyor belki ama realite bu. Biz kendi barınağımızı ayakta tutalım diye çok afedersin göt siktiriyoruz resmen. Kimsenin kendi vicdanını rahatlatmaktan öte bir kaygısı yok. Onu da üç beş kuruş yardımla, iki üç paket mama ile hallediyorlar; günün sonunda sen yine tek başına kalıyorsun.
  • buff  (13.10.16 01:24:29) 
evet fazlasıyla pesimist bir cevap oldu hakikaten.

barınaklarda sadece gönüllüler mi çalışıyor, yani zorunlu olarak orada çalışan ' belediye çalışanı' gibi birileri oluyor mu?

lojistik anlamda en azından burası için bir problem teşkil edeceğini düşünmüyorum, küçük bir şehir. ve etse bile aslında oradaki hayvanların yemek problemi halledilmiş oluyor, yani büyük bir iş halledilmiş oluyor öyle değil mi? aslında bu problem olmamalı. tabii istanbul için konusmuyorum.

ve bu sistemikleşse insanların keyfinden daha bagımsız bir hale gelebilir. yemekhanede yemegin o kovaya dökülmesi büyük bir iş ve ugras değil. o yemeğin alınması, götürülmesi asıl olay bu sanırım.

sistematik bir yardım beklemiyorum. bu sistematiği biz olusturup, bunu yapmak istemeyenler için bir iş ve zorunluluk haline getirelim diyorum.
  • yuvarlanantencereninkapagi  (13.10.16 01:33:37) 
Anadolu üniversitesinde çöpleri temizledikten sonra veriyorduk görevliye, kovaya döküyorlardı sonra. Yemekhane çevresinde onlarca köpek vardı. Barınağa verilmese de o köpeklerin doyurulduğu kesindi. Öğrencileri bilinçlendirme ile başlayabilirsin, rektörlükle falan konuş ama çok da bir şey bekleme. Ayrıca her yemeği hayvanlara vermek de çok faydalı bi olay değil


  • glamdr1ng  (13.10.16 01:34:25) 
Odtü'de pati dostları zaman zaman yemekhaneden ve diğer yemek mekanlarından toplayıp kampüs hayvanlarına dağıtıyorlar. Sen de kendi okulunuzda böyle bir girişim başlatabilirsin.
Sadece büyük destek bekleme; hatta yok vermiyoruz diyecek yemekhane çalışanlarına, buraları kirletiyorsunuz ayrıca kampüste hayvan istemiyoruz diyecek denyolara, rektörlükten vs gelecek uyarılara, yasaklara hazırlıklı ol.
Sistematikleşme konusunda deneyime dayanarak ne yazık ki pesimistim. Yine de denemekten zarar gelmez, hatta güzel olur.

Barınaklarda çalışan belediye çalışanları var tabi.
t24.com.tr

t24.com.tr

www.patiliyo.com

Ben bunları yazıyorum, yanlış anlaşılmasın. Biz halihazırda zaten ağzımıza sıçılsa da uğraşmaya devam eden kitledeniz. Elbette elinizden geleni yapın. Sadece mesele çok güllük gülistanlık, neşeli ve kolay değil onu bilmelisiniz.
  • buff  (13.10.16 01:40:23 ~ 01:47:39) 
Üniversitesine bağlı biraz ama benim eski okulumda olsa eminim kültür dairesini ikna edip bunun için bir topluluk kurabilirdik. Hazırda topluluk varsa keskulpesent+1
Hazırda topluluk yoksa, bununla ciddi ciddi uğraşacak 5-6 kişi daha bulup topluluk kurabilir ve üniversitenin desteğiyle daha programlı bir şeyler yapabilirsiniz.

Kürdan meselesi için de, yemekhanenin her yerine "yemek artıklarını hayvanlar için topluyoruz, lütfen kürdan peçete gibi şeyleri atmayın" ilanları asılabilir. (Eskişehir'de bir mekânın menüsünde var böyle bir uyarı, işe de yarıyor.)
  • kobuzchu kiz  (13.10.16 01:43:53 ~ 01:45:24) 
boğaziçi'ne bu sistemi yaptık biz. okulun barınağındaki hayvanlara gidiyor yemek artıkları ve tabii okul içerisindekilere. oradan da artanlar okulun tarlasına gidiyor işlenip gübre olmak için.


  • klassno  (13.10.16 01:45:47) 
kocaeli ünv hayvan ve doğa dostları kulübü yapıyor bunu. okulunuzda böyle bir kulüp vardır belki bi sorun, belki siz oluşturabilirsiniz


  • mutlusismankedi2015  (13.10.16 02:03:19) 
askerde belediye gelip alıyordu artık yemekleri hayvanlar için.

siz de bu tür kurumlar ile iletişime geçmelisiniz bence.
  • kemence  (13.10.16 04:29:15) 
[]

probiyotik

probiyotikleri kafamıza göre kullanabilir miyiz, ya da nasıl kullanabiliriz? kapsülü falan oluyormus sanırım bunun. mesela bir doktora gitsem ben probiyotik kullanmak istiyorum falan desem bana yardımcı olur mu?

kapsül- toz hangisinden memnunsunuz?


 
bi rahatsızlığın yoksa ne gereği var?
probiyotiği aldım bi kutu kullandım bi sene yeter diye bişey yok, sürekli alınması lazım. sürekli probiyotik hapı mı kullancan.
beslenme düzeninde iyileştirmeler yapmak, menüne probiyotik, prebiyotik içeren şeyler eklemek daha akıllıca olur. hem vücut kolaya alışıp yayılmaz hem de kutudakilerden daha fazla çeşide ulaşabilirsin.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (11.10.16 10:45:19) 
[]

lanet boğaz acısı

ne iyi gelir buna? uc gündür bekliyorum geçsin diye geçmiyor lanet şey. her yutkundugumda kafami koparmak istiyorum




 
Sıcak içecekler, bol meyve ve çorba. Doktora git bu kadar acı çekiyorsan bir de.


  • fragile lady  (10.10.16 11:29:43) 
ılık içecekler daha iyi olabilir,çok sıcak ve soğuktan kaçının. zencefil,limon ve bal iyi geliyor.


  • dahili meddah  (10.10.16 11:30:52) 
prensip olarak minimum düzeyde doktora gidiyorum. henüz hiçbir şey denemedim. gecmezse giderim.

iksirleriniz var mı?
  • yuvarlanantencereninkapagi  (10.10.16 11:38:12) 
boğaz ağrısına iyi gelir mi bilmem de ben hasta olacak gibi olduğumda ve boğazım ağrıdığında kefir içiyorum. bağışıklığı güçlendiriyormuş. mesela eylül ayında boğazım ağrıdı 1-2 gün, kefir içtim, hastalığa dönüşmedi. yine 3 gün önce boğazım ağrımaya başladı, 3 gündür kefir içiyorum, bugün hiçbi şey yok boğazımda. psikolojik mi bilemem ama iyiyim işte. annem ve babam ise hastalıktan kırılıyor ve iyileşmiyorlar örneğin ilaç içtikleri halde. ki bana onlardan geçti muhtemelen.

ilaç falan kullanmayı sevmiyorum ben de.
  • nathanieltroy  (10.10.16 11:43:45 ~ 11:44:31) 
bir limonu ortadan ikiye kesin.
bir kaseye toz şeker koyun.
kestiğiniz limonu o şekere batırıp batırıp emin/yiyin.
korkunç yakıyor, ama boğazdaki batmayı bitiriyor.

ben küçükken doktorum anneme anlatmış bunu.
iki ayda bir boğazı iltihaplanan bir çocuk olduğum için hayat kurtarıcıydı.
hala boğazım ağrıdığında yaparım.
  • blatta hiberna  (10.10.16 11:44:26 ~ 11:45:48) 
geçmiş olsun.
zencefili ben de duymuştum. markette satılan zencefil meyvesini biraz rendeleyip bir kaşık bal ile yut diye tavsiye etmişlerdi. bir kez denedim, iyiydi. yalnız zencefil çok acı. bir de bu karışımın pastili eczanelerde satılıyor, onları da deneyebilirsin.

  • puc  (10.10.16 11:48:00) 
Doktora git, ben tonsillit olmuşum, aynı belirtiler. Doktor 10 iğne verdi aman diyim. Çok bol dinlenmek lazım.


  • yaren  (10.10.16 12:41:42) 
Bir haftadır bende böyleyim. Ilac kullanmayi sevmem o yuzden Bekledim geçer diye doktora gitmeye direndim ama olmuyo sanki ilerledi birazdan gidip mecburen ilaç yazdırcam doktora.
Zencefilli bal karışımı iyi geliyor ama kronik bir şey ise geçirmez sadece hafifletir, bbence doktora gidin.

  • ezkaza  (10.10.16 12:47:31 ~ 12:50:53) 
Bal + karabiber + limon da ise yariyor bogazi yumusatmalik.

Ya da bal + zencefil
  • kuehles blondes  (10.10.16 12:49:12) 
[]

yaslandim mi

su an bir kafede yalnız oturuyorum. yan masama liseliler oturdu. aşırı küçükler cok saskinim su an. nicin boyle oldu bilmiyorum. kendimi 50 yaşında gibi hissediyorum. sigara içiyor ama ' çocuk' yani. size de oluyor mu bu?

yaşım 23 şimdi böyle hissediyorsam ilerde nolucak ://


 
Senden yasliyim. Evet, simdiden boyleysen ileride daha tuhaf oluyor. Bana 16 yasimdan beri hic buyumemisim gibi geliyor. Akranimmis gibi gelen kisiler bana amca diyor falan tuhaf durumlar yani.


  • robokot  (09.10.16 21:20:01) 
O yaşlarda kardeşin falan varsa belki ondandir. Ben de 23 yasindayim ve liseliler cocuk gibi geliyor cunku o yastaki kardesimi hala 13 14 falan sanıyorum. O yuzden burada 17lik liseliyle olur mu gibi sorulari aşırı yadirgiyorum. Yani o yaslara karsi kafandaki algıyla alakalı. Yoksa daha ne yaşlanmasi :)


  • aquarium  (09.10.16 21:27:47) 
23 yaşındayım ve prensip olarak tek başıma kafeye gitmiyorum. Gideceksen bir arkadaşınla git. Ayrıca liselilerin muhabbeti eğlencelidir, çaktırmadan dinleyebilirsin.


  • dissendium  (09.10.16 21:40:02) 
Sanırım sen bir kaç yaşını yaşamadan atlamışsın. Zamanla geçer. Ayrıca 23 yaşındayken 16 yaşındaki birine bu şaşkınlıkla yaklaşırsan on sene sonra vay haline.


  • bokmuhendisi  (09.10.16 21:44:32) 
gram altın +1


  • basond  (09.10.16 22:00:19) 
25'den sonrası çok hızlı geçiyor.


  • orpheus  (10.10.16 03:49:49) 
25' in öncesinden daha hızlıysa biraz kalbim kırılır.


  • yuvarlanantencereninkapagi  (10.10.16 04:19:58) 
epey daha hızlı


  • orpheus  (10.10.16 04:33:46) 
Bana universite ogrencileri de cocuk gibi geliyor. Ozellikle kiz ogrenciler. 25'ten sonra hizli geciyor +1
Zaten 20'den sonra hizlaniyor, 25'ten sonra bir ivme daha kazanip bir daha hizlaniyor:)

  • stavro  (10.10.16 08:39:40) 
23 ney lan. seksenli bile değilsin. ben olmuşum 30 hiç yaşlı maşlı muhabbeti yapmıyorum. lütfen.
:(

  • yons  (10.10.16 09:27:51) 
[]

ilber hoca' nın sirtakimsi harmandalı' sı

www.facebook.com

bayıldım. çok tatlı ve dogal değil mi? içinden geldiği gibi


 
izlemedim de niye bu kadar sevimli bulunduğunu anlayabilmiş değilim, amma abarttılar. robot mu bu adam, ne olmuş yani sirtaki oynamışsa neyi bu kadar garip geldi ki yağlayıp duruyorlar sabahtan beri?


  • der meister  (09.10.16 18:34:40) 
der meister, garipliginden değil de tatlı yani, bu kadar


  • yuvarlanantencereninkapagi  (09.10.16 18:37:03) 
Biri bana bir gün İlber Ortaylı'yı bir ayağı çıplak şekilde oyun oynarken göreceksin deselerdi "s.ktir lan oradan, mına kodumun delisi" derdim. Gördüm. Oluyormuş. Bir 100 promil seziyorum ama.


  • dissendium  (09.10.16 18:42:28 ~ 18:43:48) 
ooo hocamın kafa gitmiş ne güzel dağıtmış lan adamın alkol alıp dağıtması bile tatlı.


  • mutekebbir  (09.10.16 19:24:56) 
[]

şu ayakkabıyı alayım mı

www.trendyol.com

cok mu maskulen, ya da kaba?


 
kadın olsam giymezdim


  • güneyli çocuk  (09.10.16 01:41:41) 
Asla giymem.
Tabanı çok kalın, burnu çok kalkık, yılan derisi efekti çok iğrenç.

  • buff  (09.10.16 02:00:07) 
Cirkin


  • yuzır  (09.10.16 02:03:59) 
Tabanından bağcık deliklerine her bir parçası ayrı kaba. Olmamış.


  • pike  (09.10.16 02:06:22) 
Çok çirkin değil. Ama az çirkin :)


  • cahs  (09.10.16 02:58:30) 
Lutfen alma :(


  • mirandaiam  (09.10.16 03:08:45) 
Bu ayakkabı, ayı kadar kalın tabanlı ayakkabı modasının örneklerinden sadece biri, son zamanlarda durum bu ama modası geçince elinizde kalacak. Gene de beğendiyseniz ve alacaksanız ne tür kıyafetlerin altına giyebileceğinizi düşünün almadan önce.


  • cymbelina  (09.10.16 03:20:08) 
Alma.


  • yirmisantim  (09.10.16 09:51:07) 
iyi gömmüşsünüz ben baya beğenmiştim :(


  • yuvarlanantencereninkapagi  (09.10.16 13:08:46) 
henüz ölmemişsin, bir tane de ben vurayım

süper çirkin
  • naberabi  (09.10.16 13:10:35) 
ben alicam sanırım bunu herkstn ozr dlrm


  • yuvarlanantencereninkapagi  (09.10.16 13:14:34) 
alma bence ya, bu modellerin tabansızı çok daha zarif duruyor böyle traktör gibi


  • tiredpanda  (09.10.16 21:41:50) 
[]

mp3lü soru- amazon ebay vs

ben su mp3ü almak istiyorum www.google.be

daha önce hiç amazon ebay gibi sitelerden alışveriş yapmadım. ucuz, güvenilir ve sorunsuz nasıl alırım bunu? ingilizcem rezaletin birkaç tık üstü. kredi kartı kullanmadan imkansız mı bunları almak? imkansızsa kredi kartı kullanırken nelere dikkat etmek lazım?

genel olarak nelere dikkat etmek lazım?

hatta üşenmezseniz direkt şu kullanıcıdan al falan diye link gönderebilirsiniz.

edit: illa bu mp3 olacak diye bir şey yok. bunun dısında 150 liraya kadar mp3 tavsiyesinde bulunabilirsiniz. ama özellikle bunu isteme sebebim, ses kalitesini bir kenara bırakacak olursak, kendisi mandallıymış. yürürken koşarken kendisini pıt diye istediğimiz yere tutturabiliyoruz. böyle bir özelliği olan baska bir mp3 de olabilir.

 
www.amazon.com

bu ürün geliyor türkiye'ye 5.5 dolar kargo ücreti var. adres ve isim bilgilerini verirken türkçe karakter kullnamamaya özen gösteriyorsun. kredi kartı bilgilerini veriyorsun. kart kurunu tl'ye çevirmesin, dolar olarak işaretle onu da, kur farkından iki defa geçirmesinler. sonra arkana yaslanıyorsun, iki haftada evinde.
  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (07.10.16 23:01:32) 
alıyorum bunu umarım sorun cıkmaz. teşekkür ederim


  • yuvarlanantencereninkapagi  (07.10.16 23:31:06) 
sorun çıkmaz da, çıkarsa da çözülür. öyle bir durumda ingiliççen yetmezse, beni bulabilirsin.


  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (07.10.16 23:36:06) 
Satan kısımda Amazon export sales olursa ya da supported by Amazon yazarsa iyi olur. Sizin ürününüzde Sold by: Stop n' Shop ifadesi var uyarmak istedim. Bir de 80 dolara kadar gümrük vergisi eklenmediği için alacağınız ekstra aksesuar varsa ( sd kart, kılıf vb.) onu da siparişe eklemeniz mantıklı olur


  • yüzyıllık yalnızlık  (07.10.16 23:38:26) 
amazon bana ' This card is not supported in United States' dedi. kalbim cok kırık


  • yuvarlanantencereninkapagi  (07.10.16 23:51:18) 
amazon tarafından satılıyor, benim verdiğim linkte. öyle olmasa da fark etmez.

banka kartı falan mı denediniz, ne oldu? ben sorunsuz alabiliyorum.
  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (08.10.16 00:04:45) 
sanal kart kullanmıstım banka kartı olması önemli mi?


  • yuvarlanantencereninkapagi  (08.10.16 00:08:13) 
hiç anlamam, düz kredi kartı kullanıyorum ben :)


  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (08.10.16 00:10:14) 
[]

bir sürü his kaçırdık

3 saattir falan youtube' dan ekstrem spor videoları izliyorum. kalbim çok kırık :,(......... dünyada ne heyecanlar var değil mi sevgili duyurucular?

siz de üzülüyor musunuz bunlara? ya da bu tarz neye üzülüyorsunuz?

böyle de yaşanmaz ama ne bileyim. zaten ara ara geliyor bu his.

 
Senin modun bu tencere.


  • duptıs  (07.10.16 00:25:49) 
www.youtube.com
www.youtube.com

bunlara mı baktın?

ben böyle hayatlara biraz(!) özeniyorum. yapmak istediğimden emin değilim ama yapamayacak olduğumu bilmek üzüyor beni.

bu his bana sık sık gelir. düşünmemeye çalış tadın kaçıyor, zevk almıyorsun.
  • bir ileti paylastim  (07.10.16 00:28:16) 
tamam onlara üzüldün.

O zaman yarından itibaren merak ettiğin şeylere ulaşmak için çalışmaya başla..İçinde kalan şeyleri erteleme en azından dene..ne demişler its not about destination its about the journey.

Bişileri erteleme en azından dene bu hislerinden kurtulacaksın :)

(bir de büyütme bu tarz şeyleri)
  • qazaqwsx  (07.10.16 00:28:27 ~ 00:30:27) 
Ben de küçükken Kill Bill izleyip kadına bak lan nasıl dövdü yüz kişiyi falan diyordum, sonra büyük bir istekle 21 yaşında karateye başladım. Kısaca harekete geç.


  • dissendium  (07.10.16 00:41:37 ~ 00:43:30) 
güzel aplam bikaç gündür dikkatimi çekiyor da sen resmen kendini üzmek için yer arıyosun, depresyona mı girdin naptın niye böyle yapıyosun ki? cidden derdin olsa yardımcı olmaya çalışayım dicem de yok resmen kendi kendine dram yaratıyosun. neyin var annem asıl mevzuyu anlat da bi şey diyek.


  • der meister  (07.10.16 00:49:03) 
[]

yemek falan yerken izlenecek youtube seyleri

yemek yerken vs izlediğiniz kısa soluklu seyler var mı?




 
cok bilindik bir klasik

www.youtube.com
  • halanne  (06.10.16 19:59:51) 
yemek yerken bi sey izleme manyakligi harika lan.
just for laughs cidden guzel gidiyor. jaboody dubs komik baya. teknoloji seviyorsaniz unbox therapy. DIY tarzi seyler seviyorsaniz slivski show EN (aksani cok sinir bozucu ama izlemek keyifli).

  • hopeless  (06.10.16 20:03:44) 
-bazıları uzunca, ama 25-30 dklık olan ayhan sicimoğlu programları.
-tastemade gibi çeşitli yemek tarifi kanalları.
-tabii ki craig ferguson. (ya da espri anlayışınıza uyan başka talk show hostları olabilir).
-ted talklara ve ted-ed'e de bakıyorum bazen.
  • blatta hiberna  (06.10.16 20:32:40 ~ 20:35:19) 
iphonedo. ayfonum olmamasına rağmen zevkle takip ediyorum.


  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (06.10.16 20:44:06) 
kisscartoon.me üzerinden bob burgers izliyorum. iyi oluyor.


  • sutlu nescafe  (06.10.16 21:38:45) 
Primitive Technology kanalı izledikçe huzur buluyorum.

www.youtube.com
  • sealth  (06.10.16 21:59:58) 
[]

ukuleleli soru

geçenlerde sorulardan birinde gördüm, acaba denesem mi diye düşündüm. ukuleleli hep çok tatlı bir enstrüman olarak gormusumdur.
yeteneksizim bu konularda. her liseli gibi lisede bir gitar geçmişim oldu kısa bir dönem fakat şimdi calamiyorum ve hatırlamiyorum.

internet uzerinden falan bir şekilde öğrenebilir miyim ukuleleyi?
dahası çalabilir miyim, kolay mı? yeteneksiz olduğumu göz önünde bulunduralim.

 
kolay enstruman yok, öylesine çalarım dersen çalarsın tabi

youtube ta bi sürü video bulabilirsin.

benimde zaman zaman ilgimi çekmiyor değil ama şu an benim için gereksiz, saygılar.

gitar mı kolay ukulele mi dersen ukulele daha kolay gözüküyor.

hem ne kadar iyi yada ne kadar çaldığının ne önemi var ki? mutlu olabildikten sonra dimi?
  • killerbee  (06.10.16 13:05:02 ~ 13:10:05) 
kolay enstrüman yok +1

enstrümanların hepsinde ustalaşmak büyük iştir. sadece ilk etapları diğerlerine göre daha hızlı atlayabileceğiniz enstrümanlar var. size gereken şey ise sabır. bir de isteğinizi kaybetmezseniz olur bu iş.
  • windowsguvenlikduvari  (06.10.16 13:19:40) 
su vidyoyu gormediyseniz tam aradiginiz cevap

www.youtube.com
  • halanne  (06.10.16 20:23:33) 
[]

rebul kolonya ve parfüm

eskimsi erkek arkadasım rebul kolonyalarını cok seviyordu. parfümleri de var sanırım.

ben de alıp kargolamak istedim nedense.

hangi kolonyayı ve hangi parfümü tavsiye edersiniz?

 
Kolonya olarak mandalina ve lavanta çok güzel.


  • pike  (05.10.16 23:37:28) 
Dark Spice güzel ama yapmak istediğin şey çok gereksiz.


  • angelus  (05.10.16 23:38:14) 
bence aqua güzel ama onu parfüm olarak kullanan var mı ya
kolonya yani o. en güzeli bile en fazla traş kolonyası gibi kokuyor

saçma bir hareket +1
  • naberabi  (05.10.16 23:46:50) 
[]

synecdoche new york

izlediniz mi bu filmi?

acayip darlandım. durağan filmleri bir hayli severim ama bu filmde antielitist tavrım buna izin vermedi galiba.

ne düşünüyorsunuz film hakkında?

 
Yorucu bi film. Öyle ki izlerken uyuyabilirsiniz. Bakın dikkatinizi çekiyorum, sıkıcı değil "yorucu".


  • bigbadabum  (05.10.16 22:17:02) 
[]

duyurudaki kullanıcılar hakkında

istemsizce düşündüğünüz betimleriniz var mı?

x' in çok güzel bir yüzü var, y' nin kulakları dört tane, z cok saskın biri gibi.


 
evde liyakat kalmamış'ı şahsen tanımıyorum ama duyurularından ve duyurulara yazdığı yorumlardan eğer tanışsaydık çok ortak yönümüzün olabileceğini düşünüyorum.
bir de kibritsuyu iyi biri gibi. hep yardımcı oluyor :)
kimlanbu da iyi biri.
  • matilda  (05.10.16 20:31:44) 
yuvarlanantencereninkapagi - çok güzel bir yüzü var.


  • nickini degistiren yazar  (05.10.16 20:31:49) 
okurken nicklere bakmıyorum genelde. ama senin elma gibi yanakların olduğu canlandı şuan nedense gözümde.


  • sttc  (05.10.16 20:33:14) 
Köstebek kurabiye çok güzel. Görmedim ama zalimler ve neferkitty nin de her daim bakımlı, şıkır şıkır giyinen, güzel kızlar olduğunu düşünüyorum.


  • petekpare  (05.10.16 20:41:05) 
Ask = elo


  • brad pitt  (05.10.16 21:31:07) 
evde liyakat kalmamis'i ben de çok seviyorum ama fiziksel bir şey gelmiyor aklıma.
köstebek kurabiye'yi kurabiye gibi düşünmüştüm, yenge erik gibi çıktı.

  • aychovsky  (05.10.16 21:36:40) 
yoo kimseyi tanımıyorum.


  • marul hirsizi  (05.10.16 21:39:42) 
Aylar belki yıllar evvel ifşasının yarım yamalak aklımda kalan tek ismi: kirazlı karpuzlu bi nick. Güzel kızdı.

Aslında tanıdık gelen çok isim var ama duyuru/cevaplarına çok denk gelmiş olmam sebebiyle ya da cümlelerinde karakterini daha çok yansıttığını düşündüğüm birkaç isim karşısında takınacağım muhtemel genel tavır şöyle olurdu:

angelus ve arnold : "kesinlikle abi haklısın. Evet 20 gr, evet karbonhidrat."

der meister : "la bi sus artık"

sta : "allah bağışlasın. sizin mi?"

cocodancer : "ziyaaa!"
  • IncredibleMau  (05.10.16 21:41:08) 
nickin bir önemi yok ama istemsizce aklima gelen seylerden biri, böyle duyuruda çok rahat takılan, her ağzına geleni söyleyenler eninde sonunda başta sağlık sorunu olmak üzere çesitli kisisel problemleriyle alakalı duyuru açıyorlar. biraz frene basmak lazım demek.


  • 1adam  (05.10.16 21:43:34) 
soyle birduyuruda biri de fakyoras cok reroro desin, nerde...

simdi yazilanlara baktim;
der meister: konusmayi seven bir arkadasimiz
  • fakyoras  (05.10.16 21:52:59 ~ 21:53:24) 
kibritsuyu ve kimlanbu kişilerini aile babası, 40ları aşmış ağır top olarak görüyorum. eminim ikisinin de göbeği vardır biraz.

aychovsky duyuruda en değer verdiğim kullanıcılardan biri. 35lerde bir akademisyen olduğunu düşünüyorum. saçları omuzlarını geçmiyordur. hafif kızıl olabilir. şarap sevdiğine eminim. değer vermemin sebebi önyargısız ve tarafsız olması. sorulan sorulara en uygun ve en tatminkar cevapları veren kişilerden biri ve epey kültürlü.

douchebag de çok kral biri. kimseyi takmayan, kendi bildiğini okuyan zeki bir tip olduğunu düşünüyorum. düzgün ve zeki insanlarla iyi anlaşıp, böyle olmayanları gerektiğinde ezen biri. darvin ödül töreni olsa katılmaktan keyif aldığı bir aktivite olurdu.

cigerdelen vardı bir zamanlar. kendisini severdim. çok iyi biriydi. hala burada mı acaba? bir sevgili mevzum vardı da kendisi bir nevi ablalık etmişti bana, sağolsun.


emrahday'in yazılım konusunda yazdıklarını hususi dikkate alırım. başka bir konuda bir cevabına denk gelmedim. burası quora gibi olursa en büyük katkı verenlerden biri olurdu.

hayat aklini konusacak bir filozof üret adlı kişi 50li yaşlarda olmalı, hatta daha yüksek. hayat tecrübesine sahip, emekliliği gelmiş bir kadın olduğunu düşünüyorum.
  • dahinnotha  (05.10.16 21:56:49 ~ 21:59:09) 
Ben şişmanım diyenler geliyo aklıma duyurularında bunu söyleyenler
Pek fiziksel olarak düşünmüyorum nickleri görünce
Duyurulardan gördüklerim kadarı var kimisini ergen kimisini kanka olunacak insan olarak düşünüyorum ama nick ver desen aklıma geleni yok
  • basond  (05.10.16 22:12:18) 
Aychovsky 30 başlarında kareli gömlek giyiyor, trekking ayakkabısı var. Bol not verniyor bence öğrencilere.
Douchebag adıyla zıt bence. Kedi gibi biri diyorum. Panter olabilir, bacaklar kaslı.
Angelus çok s.kici bi kardeş. Kaslı, bütün kızlar peşinde. Defol git şişman diyor hepsine. Şişko bile der.
Arnold angelusun daha insansi versiyonu ama angelusu alır vs atsalar.
Der meister dombili
Stav allah anali babalı büyütsün yenge.
Gözü açık yahudi sitede büyüdü kesin. Basketbol şortu vardı küçükken. Biraz tombalak ve saçları kısa değil bence
  • glamdr1ng  (05.10.16 22:15:02) 
Yazarken ellerini bırakan adam diye biri var, ne zaman nickini görsem bisiklet süren biri geliyor aklıma. İstemsizce gülmeye başlıyorum.

evde liyakat kalmamış'ı ben de severim. :)
  • dissendium  (05.10.16 22:25:01) 
Ben seni ve evde liyakat kalmamışı karıştırıyordum ne alaka anlayamadım ama :)

Beni de Bıyıklı falan bi tip sanıyorlarmiş ondan sonra kimsenin nickinden tip tahmini yapmıyorum.
  • cabiday  (05.10.16 23:02:42) 
Senin nikini görünce istemsizce "Aha! Uncubozköylü" diyorum.


  • hayde bre  (05.10.16 23:07:24) 
Kelimeleri boşluksuz birleştirip kullanıcı adı yapanların pasaklı olduğunu düşünürüm eskiden beri.


  • kargn  (06.10.16 00:17:42) 
tanımıyorum ama buff ve ebananickbırakmamışsınızzalimler in yazıları/yorumları sempatik geliyor


  • yüzyıllık yalnızlık  (06.10.16 00:23:35 ~ 00:24:02) 
douchebag kral biri +1
der meister cok konusuyor ama bos konusmuyor +1, daha ogrenecegi cok sey var, cabuk sinirleniyor ama kin tutmuyor diye dusunuyorum, oyle manyaklar da var cunku
want2die anlamadigim bir sekilde cok sempatik geliyor
arnold angelus'a gore cok daha atarli

bir de gecen herkes evcil hayvanlarini ifsa etmisti, orada bir cok kisi inanilmaz sempatik geldi, onlardan zarar gelmez.
  • kassiopeia  (06.10.16 00:37:27) 
peki ya compumaster?


  • compumaster  (06.10.16 00:41:46) 
Butun kadinlarin guzel ayaklara sahip oldugunu dusunuyorum, hatta bazen duyuruya yazmadan once ayaklarini pit pit ovusturduklarini hayal ediyorum.


  • mirandaiam  (06.10.16 01:33:30 ~ 01:46:16) 
compumaster: adından da anlaşılacağı üzere computer master. gün geçtikçe yozlaşan sözlük kültürüne rağmen ekşi duyuru gibi bir sözlük uzantısını her şeye rağmen ayakta tutmaya çalışan koca yürekli insan.


  • dissendium  (06.10.16 01:37:43) 
[]

karşı apartmandan gelen tv sesi

bangır bangır tv izliyor bir daire. her gün. daireyi tespit edebilmiş değilim. apartta kalıyorum. odamın penceresi bir apartmana bakıyor.

bu kişileri nasıl uyarabilirim? tabii bir de nasıl bulucam o daireyi.


 
  • kemence  (05.10.16 01:16:08) 
Belediye zabıtası veya polis diyor. gurultu.cevreorman.gov.tr

Apartmanı söylersin onlar tespit eder daireyi.
  • innatedesire  (05.10.16 01:27:51) 
00.00-07.00 arası polis bunun dışındaki saatlerde zabıta bakıyor demişti bana belediye. polisi aradığında duruma göre ekip gönderiyoruz diyip geçiştirebilirler 2-3 gece üst üste arayınca gelmişlerdi ben şikayet ettiğimde.


  • 10032007  (05.10.16 01:51:25) 
[]

aslında hislerimizi özlüyoruz

mesela sevgilimizden ayrıldığımızda onun içimizi titreten düşüncesini özlüyoruz. arkadaşımızın hissettirdiği o ' güvendesin' duygusunu.

istemsizce müthiş mi benciliz acaba?


 
Öyleyiz. Çünkü eksiğiz.


  • damba  (04.10.16 23:05:54) 
hoşgeldin kolomb. Konunun ayrıntısı çok uzun ama insan birşeyi 2 sebepten ötürü istermiş. Hangi sebebi seçersen seç insan aslında kendi için istermiş. Yani, sevdiğinde karşındakini sevmiyorsun, kendin için seviyorsun. Mutluluk kavramının tanımını çetin altan zamanı unutmak olarak yapıyor, şöyle düşün; bir adama aşık olduğunu sandığında o adama ulaşmak için aşacağın yollar(imkanın varsa, yani tek zorluk fizikselse yani ona doğru yürüyorsan ve yolun sonunda o bekliyorsa) sana hiç acı vermez, aksine keyif verir. Buluşma. Orada geçen süre senin canını acıtmaz, süre seni ilgilendirmez

Ama aynı kişide sevdiğin şeyi bitirdiğinde bu sefer bırak ona ulaşmak için gittiğin onca yol ve süre sana batmaya başlar, o süre zarfında yapacağın alternatif eylemler sana daha keyif verici ya da faydalı ya da iyi gelebilir. hah işte, geçmiş olsun. Bizler birşeyi severken tensel/tinsel hazlar için severiz. Onun için yaptığımızı sandığımız bütün fedakarlıkları aslında o duygu için yaparız. Ananın da manitanın da seni sevmesi dahil bunlara.
  • mete kudur  (04.10.16 23:08:56) 
"istemsizce müthiş mi benciliz acaba?" Evet net.


  • stavro  (04.10.16 23:14:14) 
bir yazar, aslında insanlar sadece bir kez aşık olur, sonraki aşklar sadece o duyguyu özlediğimiz içindir mealinden bir laf etmiş hemde baya eski bir yazar etmiş güzel laf etmiş bence


  • selam  (05.10.16 01:58:57) 
Öyleyiz. Sadece bazılarımız bunu kabul etmek istemiyor.


  • arnold schwarzeneger  (05.10.16 10:33:25) 
sen hayırdır ya son zamanlarda niye bu kadar melankolik oldun ki


  • der meister  (05.10.16 10:36:22) 
sevgilimden ayrılınca hiç özlediğim olmadı, biten arkadaşlıklarımı da hiç aramadım. bencil de değilim hissiz de değilim. birini seviyorsam bana hissettirdikleri için değil, kendine has özellikleri için severim; artık ilgimi çekmiyorsa da yürür giderim, olayı dramatikleştirmeye gerek yok.

müthiş bencil olmanız için kurduğunuz tüm ilişkilerin boşluk doldurucu nitelikte olması gerekir. tüketici, öğütücü ve vampir biri olmanız gerekir. öyle misiniz bilmiyorum? soruyu biraz naif sormuşsunuz, ihtimal vermiyorum. iyi günler.
  • evde liyakat kalmamis  (05.10.16 10:54:50) 
  • peggy  (05.10.16 10:58:19) 
[]

kedi tirmaladi

kuduz aşısı olayım mi? sokak kedisi. bir 15- 20 dk sonra yikayabildim ellerimi. yaklaşık bir yıl önce kuduz aşısı yaptırmıstim. Kanadı bir de.




 
Ol tabii ki. 1 yıl önce kaç doz olmuş olursan ol en azından 1 rapel gerekli. 1 doz yani.
Tetanoz da olmalısın.

  • dahayeniymis  (04.10.16 17:25:25 ~ 17:26:38) 
Tırmalama için olmazdım, olmadım da hiçbir tırmalama için.

Isırdı geçen biri, ilk o zaman oldum.
  • kaymaktutmayansicaksut  (04.10.16 17:27:11) 
kuduz kedinin tırnaklarını yalayıp sizi tırmalaması gerekiyor. bence ol


  • uzman pratisyen  (04.10.16 17:44:46) 
olman lazim


  • beriberi  (04.10.16 17:52:57) 
kuruntu yapacaksan git ol. kafan rahat birisi ise olma. ama bence tetanoz olma riskin kuduzdan çok daha yüksek eğer aşın yoksa. onu da ol dedikleri gibi.


  • argent dawn  (04.10.16 17:54:35) 
arada beni de tırmalıyor, ben olmadım hiç.


  • nucleon  (04.10.16 17:56:23) 
Olman lazım ama eminim olmayacaksın.


  • bigbadabum  (04.10.16 18:36:41) 
1 yıl önce 5 dozu da yaptırdıysan ve kediyi takip edebileceksen olmana gerek yok.


  • shotgunwoman  (04.10.16 20:41:40) 
[]

20 küsur yasına gelip hala aktif ve düzenli bir cinsel hayatı olmamak

bazen siz de buna üzülüyor musunuz? her yaşta alacağımız zevk farklı olabilir. bir şeyi 20 yaşında yaşamakla 25 yasında ya da farklı bir yaşta yaşamak, hissetmek tamamen farklı seyler. bir sürecin kaçması gibi. ve birtakım zevkleri kaçırmak.

23

edit: burda ' sevişemiyor' olmaktan sikayet edilmemekte. fark ettiyseniz ' off sevismedim bunca zaman boşa gitti' demiyorum. genel olarak süreklilikten ve böyle bir olamamazlıktan, olmamışlıktan söz ettim.

 
Şans sebep oluyor buna. Türkiye'de değil de Arjantin'de doğmuş olsaydık ergenliğe girer girmez seks hayatımız da başlayacaktı. Bu durumda bazı "zevklere" hiç çaba harcamadan, doğal bir şekilde ulaşabilecektik. Ama Arjantin'de doğmak her konuda avantajlı olacağımız anlamına gelmeyebilir. Nasıl ki 20'li yaşlarda seks yapmak hayatın eğlence kısmıysa 30 yaşında işe güce sahip olmak da başka bir zevktir. Belki orada doğsaydık geri kalmışlık nedeniyle üniversite okuyamayacak ve istediğimiz mesleği yapamayacaktık. Bu açıdan bakıldığında her yaşın her zevkine her ortamda sahip olmak mümkün değil. Çok takmamak gerek onun için.


  • dissendium  (04.10.16 00:04:46) 
20 kaç küsür? 21 de 20 küsür 29 da. 21 ise çok da şaapmamak lazım. 29 ise tehlikenin farkına varmak lazım.


  • cekilmis gayfe  (04.10.16 00:05:16) 
kadın olsam üzülürüm. çünkü cinselliğe erişimi iki dudağının arasında, tipinin falan hiçbir önemi yok. erkeklerin ise uğraşması lazım. o yüzden bi süre cinsel ilişki yaşamadığımda yıkılmıyorum.


  • jangbogo  (04.10.16 00:20:35 ~ 00:21:01) 
akışına bırak.. kafanda büyüttükçe kendinle sorunların başlayacak yoksa. Kimseyle hiçbir şeyle kıyaslama kendini bir kere..yarış mı bu? Kendi yoluna bak olur oluyor. ya sadece bu konuda değil genel olarakta aynı zaman da..


  • qazaqwsx  (04.10.16 00:35:27) 
Senede bir sevişmeye calış :)


  • fıytfıyt  (04.10.16 02:06:16) 
Başka dünya nimetleri için de böyle düşünüyor musun?:D


  • piremses  (04.10.16 07:56:04) 
aktif ve düzenli bir cinsel hayatı olmamak değil de herhangi biri tarafından istenmemek olsun, herhangi biri için önemli olmamak olsun bunlar biraz canımı sıkmıyor değil. seks kısmı bunlar kadar canımı sıkmıyor çünkü öyle ya da böyle seks yerine göre satın alınabilecek bir şey. kendini düşün, parasını verip her 4 günde bir jigolo emiklesen "düzenli cinsel hayatım var" mı diyeceksin? istediğin şey yalnızca cinsellik mi? bence değil. beni arzulamayan, benimle olmaktan keyif almayan, beni düşünmeyen biriyle yaptığım seksten ben tatmin olmam açıkçası. aksine, kendimi çok acınası ve kötü hissederim.

yine de yaş konusuna çok takılma derim, benim de kafamdaki bazı düşünceler için "en geç 18'imde gerçekleştirebilirim, sonra ne tadı ne de anlamı kalır" diye bir fikrim vardı ama şu an 22'yim ve gerçekleşseler aynı hazzı olmasa bile temiz bi %90'ını alırım diye düşünüyorum. ne olursa olsun, insan en çok içinde bulunduğu ve en canlı olduğu andan mutluluk duyuyor. evet belki bunu 23 yaşında yapabilmiş olmak daha iyi ama emin ol aktif ve düzenli cinsel hayatın 37 yaşında başlasa, 23 değil de 37 yaşında mutlu olursun. belki çok şey kaybetmişsindir, belki hiçbir şey. onu asla bilemeyiz. önemli olan, var olduğun anda mutlu olmak değil mi ama? sonuç olarak, 23 yaşında cinsel ilişkinin olmasını, o an 23 yaşında olduğun için istemiyor musun?

o yüzden çok şeyapma, zaten bakmışsın ararken ölmüşüz.

*keeps fapping furiously*
  • der meister  (04.10.16 08:19:53 ~ 08:20:08) 
Olamamak bir şeyler ifade ediyor bu devirde. Olmamak bir tercih ise ayrı.


  • arnold schwarzeneger  (04.10.16 12:09:09) 
hayatı çok kurcalamamak lazım.
her şey farklı yaşlardayken farklı oluyor, evet.
ama bazen 23'ünde anlamadığın şeyi 28'inde anlar oluyorsun.
25'inde sevmediğin şeyi 30'unda sevmeye başlıyorsun.
20'nde "asla olmaz" dediğin şeylere 27'inde "mantıklı aslında" diyorsun.

yani o fark her zaman "daha güzel" olduğu anlamına gelmiyor.
herkes hayatında neyi ne zaman yaşamalıysa o zaman yaşıyor.
çünkü ancak o zaman yaşadığı şeyi "anlıyor".
o yüzden hayata biraz güvenmek lazım.
bir şeyleri kaçırmış olma hissi, bu anı yaşamanıza engel olur.
geçmişe takılıp kalırsınız.
  • blatta hiberna  (04.10.16 12:09:34) 
kadınları bilmiyorum da erkeklerde sevişememek depresyon kaynağı.


  • nickini degistiren yazar  (04.10.16 12:35:12) 
ben "yaşa" inanmam. 365 günlük insan icadı bir periyotla sınıflandırma yapma şeysi absürt geliyor. hayat akan giden bir şey. aralıkta 23 olan insan ile ocak'ta 24 arasında nasıl bir fark olabilir ki hani. kaldı ki tüm 30'lar aynı bile diyemeyiz mesela. "yaş" konusu tamamen göreceli bir şey yani uçlaştırmamak şartıyla. yoksa elbette 50 yaşındaki biri ile 20 yaşındaki aynı değil.

cinselliğin de sonu yok. atıyorum ömrünüzde 100 cinsellik yaşamış olmakla 120 tane yaşamak arasında ne fark var ki? "kaç kere yaşamış olmak isterdiniz" sorusuna kim ne cevap verebilir ki? açgözlülük ile haşır neşir olan bir konu bu.

yalnız sultanahmet gibi yerlerde dolaşırken türk insanı ile yabancıları şöyle bir kıyasladığımda onların üzerinde ayrı, özel bir ton olduğunu farkediyorum hep. daha rahat gibiler, daha akışkan. bunun da sebebi (tek sebebi demiyorum ama) bir şekilde cinselliği türklere göre daha uygun koşullarda yaşamalarıymış gibi geliyor. türk insanının üzerinde bunun bir gerginliğini taşıma hali var hep. yeterince "rahatlayamadıkları" için oluşmuş bir gerginlik kabuğu gibi. katmanlı, matematiksel mevzular tabi bunlar.
  • matrix  (04.10.16 13:32:05) 
[]

yüz için nemlendirici- göz çevresi kremi

normalde bepanthol kullanıyorum ama malum kış geliyor ve bepanthol hafif kalıyor. son yıllarda cildim daha yağlı. eskiden nemlendiricilerle pek sorun yasamıyordum ama gecen yıl, yıl boyunca cildime uygun, problem cıkarmayan bir nemlendirici bulmaya calıstım.

cildim ' daha yağlı' dedim ama yağlı değil. ama yağlanmaya meyilli bir t bölgem var. aslında kuru bir cilt. çok kimyasal olmayan, yüzümden soyulmayacak( bazıları böyle oluyor) , yeterli düzeyde nemlendirecek ama yağlandırmayacak, böyle yüzümde pötür pötür seyler cıkarmayacak bir krem arıyorum. 50 lira bütçe koymak zorundayım. ama çok çok memnun kaldığınız daha yüksek fiyatlı ürünlere de sıcak bakıyorum.

ayrıca gece kremi kullanmayalı mıyım diye düşünüyorum kimi zaman.... bu konuda da fikir verebilirsiniz. ne gibi bir etkisi ve faydası var gece kreminin?

23 yasındayım. bu günlerde göz çevresi kremi kullanma konusu kafamı kurcalıyor. kalıcı kırışıklıklar bu yaşlarda oluşmaya başlar mı ve bir şeyler kullanarak bunlara engel olabilir miyiz. bunları olabildiğince geç mi kullanmaya başlamalı yoksa hemen önlem mi almalı. cildim bebek gibi ve gergin aslında cok da kurcalamak istemiyorum ama sonradan kırışıklıklarımdan rahatsızlık duymak da istemiyorum.

fikir ve önerilerinize açığım.

edit: direkt ' ürün' tavsiyesinde bulunursanız cok sevinirim.

 
gece kremini 30lu yaşlara doğru öneriyorlar. göz etrafında ifade kırışıklıkları vardır en fazla ama o yaşlardayken bana göz kremini önermemişlerdi, o da 30a doğru başlıyor genelde :) krem kırışıklığı önlemiyor bu arada, sadece daha yumuşak bi geçiş diyeyim, güzel kırışmak diyeyim böyle yani. bence siz günlük olarak cildinizi temiz tutun, nemlendirin. kırışıklıkları düşünmek için daha çok erken. önlem olarak da düzenli beslenme, düzenli uyku, sigara içmemeyi sayabilirim.


  • pide  (04.10.16 00:15:52 ~ 00:17:07) 
Gece kremi icin daha yasiniz cok kucuk, ancak cildinizi nemli tutun, bu cok onemli ve kirisikliklar icin asil ve en onemli onlem yani olayin %70'i neredeyse gunes kremi. Her zaman gunes kremi sureceksiniz, yazin zaten kesinlikle ihmal etmeyin, kisin da daha az faktorlu bir sey mutlaka mutlaka surun. Yazin gunluk cantanizda mutlaka bulunsun. Istedigin kadar iyi bak cildini gunesin altinda pisirdikten sonra bir anlami yok. Hesapli bir sey icin sebamed bakabilirsin, biraz butce arttirirsan la roche posay, bioderma, avene urunleri guzeldir.


  • kassiopeia  (04.10.16 01:25:53) 
Ayrica bepanthen kullanacaginiza excipial hydro kullanin bence


  • kassiopeia  (04.10.16 01:33:18) 
excipial hydro da kullanıyorum zaman zaman. sık kullanınca bana pek iyi gelmiyor.


  • yuvarlanantencereninkapagi  (04.10.16 01:55:46) 
Organik hindistan cevizi al. Lifeco gayet iyi. Göz çevrene de sür. Saçına da vücuduna da. Hiç ağırlık yapmıyor hindistan cevizi yağı, hemen emiliyor.


  • whysoweird  (04.10.16 09:00:59) 
[]

aşırı can çekmesi

bazı geceler canım aşırı bir şeyler çekiyor, ekseriyetle gevrek..... yani simit. ve yiyorum :( yemezsem gözüme uyku girmiyor. size de oluyor mu? genellikle ne oluyor?




 
evet pisboğazlık diyorum ben buna, bi süre sonra bişey yemeden uyuyamaz oluyosun, çok arkadaşımda böyle.


  • killerbee  (03.10.16 21:52:56) 
sucuk, bu yüzden de bu tür şeylerin tv reklamlarına çok karşıyım. (inanmayacaksınız ama kendim için değil)


  • mete kudur  (03.10.16 21:53:17) 
ben de korkuyorum yemeden uyuyamayacagim diye. bütün gün yedigime ictigime dikkat etsem bile bir gevrek bütün günü mahvediyor :,(


  • yuvarlanantencereninkapagi  (03.10.16 21:55:17) 
tabii ki ve tabii ki ÇİKOLATA.

s-media-cache-ak0.pinimg.com
  • qazaqwsx  (03.10.16 21:56:34) 
valla hocam var bi dengesizlik bizim gibi pisboğazlarda ama bilemedim ben şimdi


  • killerbee  (03.10.16 21:57:11) 
çok oluyo. evde yoksa km'lerce gidebilirim bazı durumlarda. Gittim de. Ama geçti mi geçiyo. ertesi zamanlara kalmıyo hiç.


  • neynep  (03.10.16 22:02:49 ~ 22:03:18) 
Kurutulmuş ahududu. Gecen gece nasıl canım cekti anlatamam. Gittim cikolatalı ekmek yedim yok limon yaladım yok tuzlu bişiler yedim yok. Hani aclıktan değil onu farkettim ama acken yediğim zaman ki hazzı tokken alamıyorum niyeyse.


  • fıytfıyt  (03.10.16 22:20:53) 
oluyor, özellikle sigarayı bırakalı. gece uykumdan uyandırıyor zorla uyusam da. genelde çikolata oluyor. eti karam stoğu var evde. bi tane yiyip rahatlayıp uyuyorum.


  • jonestown  (04.10.16 00:07:31) 
[]

bunalımlı soru

hayata dair çok şey kaçırmış gibi hissediyor musunuz?
bir şeylere geri dönüşü olmaksızın geç kalmışlık hissi.
ve hala bir şeyler yapmamaya devam ediyor musunuz? nasıl harekete geçiyorsunuz, bu hisle nasıl baş ediyorsunuz?

hiç de bu saatlerde düşünülesi şeyler değil.

 
Bir hedef belirledim. Aslinda 10 yil once belirledigim hedefe ulasamayacagimi ima eden her seye ragmen buna tekrardan tutundum ve bence yapacagim. Bu dusunce bile beni inanilmaz heyecanlandirdi. Su an yerimde durasim bile yok.


  • senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine  (03.10.16 13:50:20) 
Geçmişi düşünmüyorum, anı yaşamaya çalışıyorum. Çok şey kaçırmadım, sadece daha verimli olabilirdi. 23 yaşındayım, bir şeyleri kaçırmak için daha çok erken.


  • dissendium  (03.10.16 13:50:23) 
Yaş kaç?


  • rastinon  (03.10.16 13:51:29) 
1. Evet
2. Evet
3. Harekete geçemiyorum.
4. Bu hisle başedemiyorum.
5. Hiç aklımdan çıkmıyor.
  • yaren  (03.10.16 13:51:41) 
1 evet
2 hayır
3 evet
4 "beyle"
5 takmıyorum , en değerli şeyimin zamanım olduğunun farkına vardım, önümde ki maçlara bakarım.
  • killerbee  (03.10.16 13:53:34) 
potansiyelimi kullanamadığımı düşünüyorum, bunla ilintili olarak geç kalmışım hissi zaman zaman darlıyor, geç kalmakla beraber sanki sıkışmışım gibi de hissediyorum bi' yandan. insan böyle düşünüyorsa çok üzülüyor yalnız, bir de karadelik gibi başladı mı içine çekiliyorsun bu dangalak ruh halinin. durumların gücüm/isteğim dahili veya dışı, farketmiyor, böyle olduğunu kabulleniyorum. hareketsizliğe ihtiyacım varsa birkaç gün hareket etmiyorum, dinleniyorum, kendimi de gereğinden fazla üzmüyorum. birkaç güne toparlıyorum. yarışa kaldığım yerden devam ediyorum. önemli olan kazanmak değil çünkü.


  • evde liyakat kalmamis  (03.10.16 13:55:42) 
1 o kafada degildim ama sanırım olacağım
2 valla evde kalmama olayı konusunda yapabileceklerim sınırlı.
3 ben üzerime düşeni yapıyorum ama bazen can istemeyince istemiyor yani napam bıktırıldım
4 suan umrumda degil de sanırım cocuk yapmak için gec kalınca dert keder sahibi olabilirin
  • fıytfıyt  (03.10.16 13:58:17) 
bunlar hep facebook'un oyunları.

Çok ciddiyim bununla ilgili sosyal araştırmalar da var zaten. İnsanlar son 5-6 yıldır bunu tartışıyorlar zaten, kendini gerçekletirmek.

Teknik olarak kendini gerçekleştiremezsin, dünya zaman ve mekan sınırına tabidir çünkü ama aklın değil, patladığınız/patladığımız nokta işte tam burası.

Bi' hedefin olabilri ama oraya ulaşmaya yaklaştığın anda(zor ihtimal ama velevki gerçekleşti) hedefine alışırsın ve başka bir yöne eğilirsin, bu eskiden yoktu. Facebook'un başa bela ettiği birşey, meşhur samsung'un bilmemne yöneticisi hikayesi de buna güzel bir örnek teşkil ediyor aslında.

Onun dışında, biz şurada çok şey yaşadık, kaçırmadık (lisede ne fırlamaydık) diye gezenlerin tamamı aşşağılık psikolojisi içindedir, bunun hakkında da hepsi aynı fikirde olmak kaydıyla çokcana yazı ve söz var.

Sahip olma ve imzalama ile ilgili şeyler bunlar. O yüzden sorularının cevabı mastürbatif ergen bünyelerin dışında herkeste aynı olacak. Kimisi farkındalık içinde ''olur ya bu hayat'' diyecek kimisi depresyon etkisiyle ''evet herşeyi kaçırdım ve boğuluyorum düzeltemiyorum'' diyecek kimisi de ''yok yea, oğlum biz üniversitede bütün okulun gözdesiydik(!)'' diye sallayacak. Kaliteli yaşam dedikleri şey zaten bu. Sorularını bu pencerede yanıtlaman çok daha sağlıklı olacaktır senin için.
yani, sorunun cevabını birazdan yazacağım ama sorunun çözümü şu; ''düşünme.''

Ve evet; hayata dair çok şey kaçırdık, ve herzaman birşeylere geri dönüş olmaksızın çok geçtir ama yine de başka şeylere dönüş olacak zaman(başka şeylerden kastım optimum diyorlar ya hah işte o) her halde(durumda) bulunur. ve bu yüzden birşeyler yapmaya devam etmekten başka şansımız yok, devam etmeliyiz. Bizi harekete geçiren tek şey motivasyondur ve motivasyon kaynaklarını , senden benden daha akıllı adamlar tıpkı bir 2x2=4 analizinde açıp ayrıntılı olarak madde madde anlatmışlar, yazmışlar bi'de onların üstüne hormonları tetikleyen kimyasalları bulmuş yine bizden akıllı başka insanlar, yani motivasyon ile birşeyler yapmaya devam ediyoruz(harekete geçiyoruz) ama bu kaynakların ne olduğu ve neye hizmet ettiği kişiden kişiye değişiyor. Bu hisle nasıl başa çıkıyoruz, yine motivasyonla. Aslında senin aradığın soruların cevaplarının hepsi verilmiş ve bunların çoğunu motivasyon taraması yaparak ulaşabileceğin yerlere koymuşlarda biz yine de nasıl harekete geçtiğimizi cehaletimizle şöyle 3 parçada anlatalım
ı)yapılacak iş ıı) sevilecek birşey ııı)peşinden gidilecek bir hedef ile rolantiden kurtulabiliyoruz, ve hızlı okumanın temel mantığı ile bu aynı şey. beyninin üst kısmı birşeylere dahil oldukça gevezeliği azaltıyor ve seni sakinleştiriyor. Yani çokcanasını ütmek için oynayarak yapıyoruz. (insanlık adına cevap verdim ya la, vay arkadaş)
  • mete kudur  (03.10.16 14:06:45) 
Eskiden çok üzülürdüm zamanında yapmadıklarıma/yaptıklarıma, emek harcayıp olduramadıklarım ile emek harcamadıklarım ama emek harcasaymışım bugün işime yarayacaklara. Artık üzülmüyorum. Çünkü ne kadar yaparsam yapayım, ne kadar toplarsam toplayayım, toplamış halimle bile elbet bir şeyler yarım kalacak, elbet ilerisi için tamamlanması gereken ve zamanım/enerjim/param vb. olmadığı için eksik kalan şeyler olacağını fark ettim.

Bu düzenin bana dayattığı çoğu şeyden elimi ayağımı çektim, gerçekten yapmak istediğim için yapmak istediğim şeyler önemli, yapmam zorunlu bırakılan ama bana fayda sağlamayacak sırf cv'de olsa ne kaybedersin denilen şeylerden filan vazgeçeli çook oldu ve inanılmaz rahatladım.
  • kaymaktutmayansicaksut  (03.10.16 14:10:07) 
1. Eğitimim konusunda evet. Keşke daha özenli davransaydım diyorum.
2. Ediyorum valla iş güç biraz zor geliyor
3. Bir gün harekete geçerim diye düşünüyorum. İsteyince yapamayacağım şey yok deyip kendimi avutuyorum.
  • petekpare  (03.10.16 15:11:12) 
evet çok şey kaçırdım. gençliğimin büyük bir çoğunluğu boşa geçti mesela. 26 yaşında üniversiteye başladım. şimdi bitti. devamı gelecek. aslında zor olan geç kalmışlık hissiyle uğraşmak en acı olan kısımlar oraları. bir şey yapmamak acını daha da artırır. harekete geç. önce plan kur. adım adım onu uygula. küçük adımlar. 5 veya 10 yıl sonra da hale bu hareketsizlik hissi ile yaşamaya devam etmek istiyor musun?


  • expressive  (03.10.16 15:34:12) 
[]

ayagimi burktum

tek basamak sandım merdivenden inerken, iki basamak varmış. ayagimin üzerine bindim resmen. çevirirken bazı açılarda çok acıyor. acile gideyim mi? önemli ve kalıcı bisey oluşmuş mudur :(




 
burdan ne desek yalan olur, bağ doku zedelenmiş olabilir, kas yırtılmış olabilir, çatlatmış bile olabilirsin. üzerine buz koyup doktora git, sonradan başın ağrımasın.


  • evde liyakat kalmamis  (30.09.16 12:34:53) 
git git kesin git, bi' kere bizde tecrübe etmiştik ve doktora gitmemize 2-3 tane ilaç vermesine rağmen sonradan poğaça hamuru gibi şişti yürüme eylemini aksattı.


  • mete kudur  (30.09.16 13:15:37) 
[]

ekside bir entry

kedilerin bir yere kitlenip kalmasini açıkliyordu. bulamadım. frekanstan falan bahsediyordu.




 
bu olabilir mi?

eksisozluk.com
  • m e b  (30.09.16 00:15:58) 
maalesef bu değil :/


  • yuvarlanantencereninkapagi  (30.09.16 00:21:53) 
[]

çok sıkılıyorum

insanlarlayken. ne konuşuyorsunuz insanlarla?

1. pek samimi olmadıklarinizla, günlük hayatta yani yüzeysel meselelerden bahsediyorum.
2. yüzeysel olmayan ne konuşuyorsunuz?

 
ben hiç konuşmuyorum, ama bu bir çözüm değil sadece kolay bir çıkış noktası.

şöyle yapmayı dene, mesela etrafında sempatik; ağzı laf yapan birileri muhakkak vardır. bu insanlar herkesle kolay iletişim kurarlar, havadan sudan da olsa önemli bir şey konuşuyormuşuz hissiyatını verirler, ne bileyim saçma şekilde iyi hissedersin mesela. bu insanları gözlemle. nasıl iletişim kuruyorlar, konuşmayı ne ile açıp ne ile kapıyorlar filan gibi şeylere dikkat et. sorularına cevap vermek gerekirse :

1 - konuşmuyorum. iş icabı aynı ortamda bulunuyorsak hal hatır soruyorum, sonra görüşmek üzere diyip ayrılıyorum.
2 - konuşmuyorum :(
  • evde liyakat kalmamis  (29.09.16 18:08:48) 
Bu insanına, ortamına bağlı. Eğer işle alakalıysa, adamın uzmanlık alanıyla ilgili bir şeyler sorarım. Arkadaşımın bir arkadaşıyla berabersem, ortak arkadaştan bahsederim. Siyasete genelde girmem.


  • pomknos  (29.09.16 18:18:30) 
Sen bizim yöremize gelince göreceksin ey Şems, huyumuz susmak olmuş bizim. Sadece susmak. (mevlana)

Genelde havadan sudan konu açılıp, bi' olay anlatımına geçer(şu gün şu oldu, şöyle şöyle oldu- iş dünyası ya da hayatın içinden). ya da ortak arkadaşlarınızın hakkında konuşursunuz, yahut bir fikir ya da olayı yorumlarsınız(siyaset, futbol, felsefe, davranış) gibi. En azından benim denkgeldiklerim de sistem böyle çalışıyor.
  • mete kudur  (29.09.16 18:19:47) 
İnsanına göre değişir. Kimisi ile saatlerce sohbet edersin kimisi ile bitse de gitsek dersin


  • aklimdakisorular  (29.09.16 18:20:38) 
bunu "neden" soruyorsun? yani altında yatan sebebi soruyorum. konuşabildiğinde "sıkılmanın sonlanacağını düşünmek" falan mıdır mesela?


  • matrix  (29.09.16 18:23:19) 
aklimdakisorular da haklı kesinlikle.

Herkesle konuşan insanların bile takıldığı insanlar vardır. Benim bu nedenle kaybettiğim çok insan oldu. Konuşkan biriyim, karşı taraf eşlik etmeyince bir yerden sonra sıkılıyorsun.
  • pomknos  (29.09.16 18:26:55) 
@matrix, maksat ufkum açılsın.
evet biraz da sıkıntımın azalacağını dusunmem.

  • yuvarlanantencereninkapagi  (29.09.16 18:47:17) 
Konuşmuyorum, konuşmak da istemiyorum işim dışında.
Bu sebepten tek içmeyi, tek takılmayı seviyorum, iç ses yeter.

Salla gitsin, ufak şeyleri çok takmamak gerek.
  • st curse  (29.09.16 19:56:32) 
1 ... •67891011121314   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.