hoşgeldin kolomb. Konunun ayrıntısı çok uzun ama insan birşeyi 2 sebepten ötürü istermiş. Hangi sebebi seçersen seç insan aslında kendi için istermiş. Yani, sevdiğinde karşındakini sevmiyorsun, kendin için seviyorsun. Mutluluk kavramının tanımını çetin altan zamanı unutmak olarak yapıyor, şöyle düşün; bir adama aşık olduğunu sandığında o adama ulaşmak için aşacağın yollar(imkanın varsa, yani tek zorluk fizikselse yani ona doğru yürüyorsan ve yolun sonunda o bekliyorsa) sana hiç acı vermez, aksine keyif verir. Buluşma. Orada geçen süre senin canını acıtmaz, süre seni ilgilendirmez
Ama aynı kişide sevdiğin şeyi bitirdiğinde bu sefer bırak ona ulaşmak için gittiğin onca yol ve süre sana batmaya başlar, o süre zarfında yapacağın alternatif eylemler sana daha keyif verici ya da faydalı ya da iyi gelebilir. hah işte, geçmiş olsun. Bizler birşeyi severken tensel/tinsel hazlar için severiz. Onun için yaptığımızı sandığımız bütün fedakarlıkları aslında o duygu için yaparız. Ananın da manitanın da seni sevmesi dahil bunlara.
0