Ekşi Duyuru

Ben bembeyaz t-shirt'lerimi acımasızca 60'ta toz deterjanla ya da çamaşır suyuna basarak yıkıyorum. Lekeler çıkıyor, tshirt çok az yıpranıyor. Ama tabii ki sizinkinin kumaşı falan nasıldır, bilemem.

Edit: Bir de kız arkadaşım profesyonel leke çıkarıcılardan bahsetti. Pahalıymış ama işe yarıyormuş dediğine göre. Bu arada önceki 60 yıkamanızda leke pişmiş de olabilir.

Bildiğimiz Hacışakir kalıp sabunlardan beyaz olanıyla köpürterek çitileyin lekeyi. sonra bir gün o şekilde bekletin, ertesi gün makineye atın. Şarap, sos, kan vb lekelerde işe yarıyorsa çayda da yarar diye düşünüyorum.

bir dahaki sefere önce ıslak mendille sil. ve lekeler çıkmadan asla yüksek ısıda yıkamayın, lekeyi sabitlersiniz.

şimdi ne yapabilirsin:
ıslak mendille sil çıkmazsa bulaşık deyerjanını dene olmadı domestos dök. sonra mutlaka güneşte kurut.

boy-kilodan ziyade raketin özellikleri önemli. başlangıç raketi gibi görünüyor ama. üstünde raketin özellikleri yazıyordur, onları yazın daha iyi bilgi alırsınız.

hangi bilgiler onemli?

fiyatını bilmem de kafası çok küçük. başlangıç için daha büyük kafalı raketler tercih etmelisin.

bu ayarda bir raketin yenisi 90-100 tl.

raketin özelliklerini yazarsanız daha iyi olur. şu bilgiler önemli:

raketin ağırlığı
raketin denge noktası
kafa büyüklüğü
grip ölçüsü

ağırlık 300 gr benzeri
dengesi 6 HL 3 HH gibi gösterimi var
patterni 16*19 benzeri
kafa ölçüsü 98 100 105 benzeri
grip (tutma yeri size) size 1-2-3-4 veya "4 1/8" , "4 1/4" vb

model rok comp titanium diye bir sey sanirim. ama detayli olculeri ogreneyim arkadastan.

yakın çekim fotoğrafta raketin alt tarafındaki üçgen boşluğun içinde yazan bilgileri ve raketin tam tutma yerinin altında yazan bilgileri paylaşır mısınız?

gramofonla cektigim icin belli olmadi tabi detaylar. arkadastan istedim, gonderince paylasacagim :)

model number one in tennis. wilson'un başlangıç raketlerindendi bir kaç yıl öncesine kadar. artık üretilmiyor.

merhaba
takılan ekrandan dolayı bir süre fazla şarj harcayabilir. ekran orjinal değilse ondan da olabilir.

Bataryayı değiştirmeye tenezzül edeceğini sanmam ama bataryalar karışmış olabilir belki.

Pekala değiştirmiş olabilir. Taksiciler bir, emlakcılar iki, telefoncular üç...

peki batarya uzerinde kontrol edebilecegim bir numara oluyor mu?

numara olsa bile daha önce almadığın için bi anlamı yok yani telefon batarya eşleşmesi gibi bişey söz konusu değil. ama ekran orijinal değilse şarj tüketiminin artması daha mantıklı.

Telefoncuya vermeden once seri numarasini almak lazim bataryanin. Degistirmistir buyuk ihtimalle.

özel : kolsuz agop

özel göztepe hastanesi, salih küçükoğlu.

www.goztepehastanesi.com.tr

tesekkurler, peki devlet? capa nasildir mesela? ya da cerrahpasa?

Ben sorduğumda gelen tavsiyeler:
1- numune'de Şirin Pekcan Yaşar var. gitmediyseniz o olabilir ama randevu zor alınıyordu diye hatırlıyorum.

2- Prof. Dr. Cem Mat. Muayenehanesi şişli'de.

Ben ise: Ulus Liv Hospital Gonca Gökdemir'e gittim. Memunum.

özel çamlıca erdem hastanesi -burcu hanım, cok tatlı..sigortanız varsa 60 tl muayene ücreti, saat 9.00-16.00 arası hasta bakıyo galiba

Hisar intercontinental hastanesi, funda hanım.

adam dr manhattan film watchmen

oh ya! sagolasin

www.imdb.com
bu

gora

cevaplanmış da, arrested development geldi ilk aklıma. :)
www.google.com.tr

watchmen'in çizgi romanını okuyun esas. o çok çok çok daha güzel.

kulağa oturması için olurda koşu için takarsan kulağından düşmesin diye olabilir.

ama onun icinden kepcem gecmez ki, esniyor ama o kadar esnemiyor

www.youtube.com
Kıkırdağa giriyor sanırım daha iyi tutunsun diye.

kulaktan kaymasın diye kıkırdağın iç kısmına sokuluyor olması lazım.

kikirdagin ic kismi mi? anlamadim nasil ama?

kulağın kepçesinde eğri büğrü kıkırdaklar var ya, oraya bir yere sokuşturuyorsun işte.

samsung note serisi 300 tl nin üstünde oluyor nerdeyse

darıca piyasasında 140tl.

var marketlerde 5,5-6,5 tlden satılıyor.

(bkz: #53929255)

peki onda su isitsam atese koyup? suya zehirli madde karisir mi?

ben kampta plastik pet şişeyi kapağı açık halde ateşin içine koyuyordum ve su kaynıyordu. o şekilde kahve de içtim. Ne kadar zararlı bilmiyorum ama ölmedim :)

hangi şehirdesin bilmiyorum ama enkazlardan ve yıkıntılardan parayla tahta alan yerler var. nasıl ki demir hurdacıları varsa tahta hurdacıları da var. onlar alırlar. ben malatyadayım ve bizde de palet çok oluyor, sağlamlarının tanesini 3 liradan, bozukları kırıkları filan da tonunu 150 liradan satıyorum.

yer istanbul atasehir, halin oralar.

Kas-tendon yırtığı olabilir. Özellikle o zaman morluk genişçe bir alana yayıldıysa. Kopan kas lifleri zamanla geri çekilince orada bir boşluk oluşmuştur. Bu tür durumlarda akut dönem geçtikten sonra müdahale edecek ortopedi uzmanı zor bulursun Türkiye'de. Gündelik aktivitene engel olmuyorsa çok da önemli değil tabi.

tabi tabi, kocaman morluk ve yesillikti oralar. doktora gitmemistim cok vahim durumda olmadigim icin. gene de agrisi sizisi yok ama derinlesince acaba bacak kanseri mi oldum diye gecti aklimdan :(

peki cok sporla da toparlamaz mi orasi? bu sene cok yuzdum, yoksa cok spor daha mi derinlestirmistir?

Ucu kemikten ayrılan kas zamanla illa ki retrakte oluyor. Kası daha yoğun olarak kullanırsan elbette kasıldığı kadar da açılamayacağı için -çünkü ucu bağlı değil- daha da fazla toplanacaktır. Masajla belki biraz açılabilir ama bu süreç tekrarlanır. Herhangi bir fiziksel aktiviteyle oraya kas dolduramazsın.

Morluk olayini hatirlamiyorum da su an bende de ayni problem var. Ust bacagimda bi cukurluk olustu,resmen farkediliyor.Sinir bozucu,ciddi bisi degildir umarim.

Tahta tarağın siyahlaşan kısmını renkli ojeyle boyayabilirsiniz, süs gibi olur. Tahta olduğu için çürümüştür o suyun içinde, lekelenmemiştir sadece yani. geri döndüremezsiniz zannediyorum.

Bulasik sungeriyle ya da dis fircasiyla fircalayarak temizlemeyi deneyin.

bulasik sungeriyle ovaladim da dis fircasinda pek etkili olmadi.

taragi aslinda yeni almistim, curuyecek kadar zaman gecmedi. oje mantikli, tesekkurler.

ince zımpara ile zımparalayın, sonra da cilalayın ki suyu ememesin. bu kadar uğraşmak için benim gibi manyak olmanız lazım tabii.

atıp yenilerini almak gerek. ayrıca o kabı o kadar pislenmeden sık sık yıkamak gerek.

@orient blue zimparayi denicem. ustune de renkli oje veya tirnak cilasi surerim.

manyaklik degil yahu. asil hemen atmak bana sacma geliyor. yani duzeltebilecekken simarik tuketim canavarlari gibi yenisini almaya kosturmak cok akil kari degil.

ahşap karardığında en büyük sebep mantardır. (yapı bilgisiyle açıklayacağım) kurtulmanın tek yolu kimyasal işlem ve ardından hava ve nemle temasın kesilmesidir. emprenye denilen işlem ham ahşaba bunu önlemek için yapılıyor. tarağınızı yüksek ısıda uzun süre kurutmanız mantarı yok edebilir ancak tarak ince olduğu için kırılabilir de. ojeyle hava ve nem temasını kesersiniz ancak oje zamanla soyulur. saçınızda oje kalıntıları olabilir. verniğe batırmak daha iyi olabilir.

cok vahim durumda degil zaten sadece sapinda 3-5 cm lik bir bolum. yeni de almistim bunu, ama surekli kullanmayinca kararmis sudan nemden.

bulursam vernik daha iyi olur tabi. kurutma icin istanbul sicagina guveniyorum.

anladım. en güzeli zımpara + cila/vernik/oje/vs. o zaman :)

wallaha var galiba, kütüphanemde duruyordur sanırım. akşam bir bakarım, çok uzun zaman önce almıştım yalnız, öyle yeni bir baskı değil. bir on, on beş yıl oluyordur herhalde.

eneeem super! benim de elime oku diye verilen eski bir baski aslinda. 96 basimi (3. baski)fotokopi cekmek istemedigim icin alayim dediydim. cok sagol. haber bekliyom.

aha da buldum. 2.baskı, 1993. ben 10.09.1997'de almışım, aynı yıl okumuşum. geştalt derslerine bilem katılmıştım o vakit, hey gidi günler.
yalnız yamulmuyorsam bunun yanında ufak bir egzersiz kitabı ve kaseti de vardı, henüz onları bulamadım, kütüphanemin dehlizlerinde olabilir, belki de atmışımdır, göreceğiz.

cok yasa tiny penny :)

büyük migroslarda vardır diye düşünüyorum

Diş hekimliği malzemeleri satan diş depolarında bulunur.

bakamadim da ceset fln gorcem diye :(

twitter.com

twitter linki acilmiyo bu bilgisayarda :(

ölümlü trafik kazası varmış savcı bekleniyormuşmuş.

tuh :(

Besiktasta ikamet ediyorum da düşününce aklıma tek bi yer gelmedi :)

Sadece çarşı girişinde Pasaja bakabilirsin. İçeride envayi çeşit dükkan var. Olması muhtemeldir.

yamaha dukkani var akaretlerde. piyanocu. onda yok mudur? bi de evlendirme dairesinin ordaki gobekte muzikle ilgili bi dukkan vardi sanki.

sinanpaşa iş merkezi'nde pentagram grubunun davulcusu cenk'in dükkanı var adı pentagram shop falan olması lazım, onyıllardır orda, herkes bilir. orda yoksa bile olabilecek yere yönlendirirler seni.

sen mercimek fidesini yemişsin. filiz dediğin bir santim ya olur ya olmaz.

punyapuri.files.wordpress.com
böyleyken ye

Besin değeri artmıyor filizlenince. Yalnızca filizlenme sırasında besin kompozisyonu değişiyor. Bazı o kadar yararlı olmayan maddeler daha yararlı maddelere dönüşüyor. İçindeki vücudun sindiremediği o yüzden gaz yapan şekerler sindirilebilir forma dönüşüyor felan.

spor hekimine görünün.

Bağlardaki yırtıklar geçmez. Çevredeki kasları güçlendirmen gerek. Fizik tedavi etkili olabilir ama önce bilek konusunda tecrübeli bir ortopedi uzmanı görmeli.

neferkitty'ye bir mesaj atsana. yanlış hatırlamıyorsam onun bileğine de eskiden böyle bir şey olmuş, uzun süre fark edilmemiş sonra ameliyat olmuştu.

peki o corap bi ise yarar mi?

benim de bileğimde benzer ağrılar vardı. ameliyat oldum.

spor sonucu benzer sorunları çok defa yaşamış biri olarak; bağlarda yırtık vs. yoksa bir zaman sonra orayı güçlendirmen lazım, ondan ağrı yapıyor. git koş biraz, yavaş yavaş temponu yükselt, zamanla açılır kasların.

Gazyağı tahtakalede bir tane odun kömürü satan bir yer var. Orada bulunuyor. Sahilden yukarı doğru çıkan sokak bitiminde ilk sağda kalıyor. Kime sorsan mangal kömürü satan bir yer varmış diye yerini gösterir. Ben de almıştım bir ara ama ağzı açık kalınca bozulmuş.

peki ameliyat sadece yirtik varsa mi yapiliyor?

yirtik olsa duramamam gerekmez mi? 4 sene gecti ustunden.

gazyağı istersen kartal merkezde hastanenin yanındaki shell de var. ltresi 3 tl civarında.

Benim ayak bilegimde bag yirtigi dediler megerse tumor varmis 3 doktor da odem diye eve yollamisti, palet kullanirken ve egzersiz sonrasi agri ve kitlenme ile belirti verdi baska da hicbir belirtisi yoktu. En son docent bir hocaya israrci yaklasimlarimla gittim ve supheli kitleyi o gordu mr'da. Spor hekimleri ve ortopedistlerden bag yirtigi diyen olmustu halbuki ayagimdaki tumor nedeniyle eklem stabilitesi bozulmus , ameliyat oldum zaten iyi huylu bir kitle cikti ama ameliyat sonrasi 3 aylik kontrolde bag yirtigi filan cikmadi kaldi ki bag kopmasi olsa oyle alciya filan alinmadan kendiliginden iyilesmiyor, hatta zaman gecerse tek caresi ameliyatla lifleri baglamak. ben bag yirtigi diye habire bilek kaslarimi guclendiriyordum bos yere ama simdi yirtik filan cikmadi buradan da onceki teshislerin hatali oldugu kesinlesti. Suan ayagimsa hicbir sikinti kalmadi onceden surekli burkulurdu simdi stabilitesi cok iyi.Sana tavsiyem bunlari bu kadar anlattim cunku sunu demek istedim:
Mr goruntulerinle birlikte en az 3 doktora daha git, gerekirse hoca farki ver hocaya git, ben cok guvenilir bir doktor buldum gozu kapali teslime ettim en son kendimi, bu ortopedide guvenecek adami bulmasi cok zor cunku. Spor hekimine de gitmisim bag yirtigi deyip pilates bandi onerdi safaggss.
ayagimdaki tumor de 6 cm capinda idi , odem dedikleri sey yani. Bu tumor de travma, burkulma sonrasi olabiliyormus o yuzden ayak bilegi burkulmasi COK ONEMLI bir tablo baska doktorlara da gidin.

@neferkitty valla cok gecmis olsun gercekten. iyi ki ugrasmissin, kurcalamissin. ucuz da atlatmissin.

bana dun acibadem fulya'yi onerdiler. senin doktorun kimdi? deniz algul var bir de. o da ortopedist ve yarisiyor ayni zamanda.

Arkadaslar birkac kisi doktor ismi sordu ben Ankara'dayim oncelikle.
Benim doktorum onkolojik ortopedide uzmanlasmisti ama spor cerrahisi de yapiyor diye biliyorum, ilk gittigim docent ise omuz ve ayak bilegi spor sakatlanmalarinda uzmanlasmisti ve onu da epey arastirarak gitmistim , ameliyatimi yapan doktorumdan iyi olmasin o da cok iyiydi. Bende tumor ciktigi icin onkolojide uzmanlasmis bir ortopediste yonlendirmek istemisti sonra ben de ameliyatimi yapan doktoru buldum. Buna gore isim isteyen varsa ozelden yazabilirim.

aha çocukluğumda olan bitmeyen kibrit. çivi gibi olan kısma zippo benzini damlat. ucu tüylüdür. . yine o çiviyi anahtarlık tarafındaki diktörtgen kısımın başlangıçına daya tek seferde bastırarak ileri doğru çektir.

al video da buldum www.youtube.com

Ama içine de bir sıvı koymak gerekmiyor mu benzin değil de başka birsey

Benzin.

kerosen diyor internette. gazyagi mi yani? benzinciden mi alinir bu?

kilidi keserler: ders.insaatbolumu.com

ön tekerleği çıkamak kolay, o yüzden bisikletin ön tekerleğini ve kadrosunu beraber kilitlemek lazım.

benim bisikleti bağladığım ağacı kesip çaldılar.

yook kilit o zimbirtiyle kesilebilecek kivamda degil. motorumu emanet ediyorum o kilide sonucta. ama on tekeri oracikta birakip bisletin kalanini gotururler mi o sekilde de para eder mi diye sordum.

ön tekerleği bırakıyorlar genelde kilit sağlamsa ve sadece önden kilitlenmişse.

kilitlediğin demir kilitten daha zayıfsa demiri kesebiliyorlar.
kilidi kesemiyorlarsa da kilit mekanizmasını kırabiliyorlar.
kadroyu kilitlesen ön/arka tekerlekleri seleyi sele borusunu, bazen gidonu/maşayı çalıyorlar zamanı varsa...

evet götürürler.

hssss..
eve geri koyayim bari :/

kilit ne olursa olsun kesiyorlar, adamların işi bu. sırf bisiklet için yapılmış özel kilitler var değişik alaşımlardan ama onları bile kesiyor şerefsizler.

arkadaşımın motorunu kilidini keserek çalmışlardı. hatta kestikleri makası bırakıp gitmişlerdi. makas 1 metreden uzundu diye hatırlıyorum.

haydan gelen huya gidiyor gerçekten.

tanımadığım birinin ofiste unuttuğu çok şık, çok kaliteli bir şemsiye vardı. ben de onu kullanırdım. ben de unuttum bir yerde galiba, ortalarda yok.

var.bir bıçak. toprağın altında buldum. tarihi eser gibi duruyordu ama ben kalktım temizledim vernikledim, tekrar biledim.

bazıları böyle eşyaların bulunduğu gibi muhafaza edilmesini, yoksa değerini yitireceğini söyler. ben yeni ve işe yarar olsun, tekrar hayat boyu kullanılsın diye onu onardım.

şu an hala çekmecemde duruyor. bulalı 4-5 sene oldu.

Algıda seçicilik gibi duruyor aslında konu. Kayboluyorlar tabi, flash disk bulmuştum uzun süre kullanamadan kaybettim mesela. Ama normal eşyalar da kayboluyor, bize öyle geliyor bence.

yerde çok tatlı bir teneke kutu bulmuştum, hala evde takı toka kutusu olarak kullanırım. Evden çıkmadığı için kaybolmuyor sanırım :)

hiç yok.

tükenmez kalem.
para verip aldığımdan çok bulduğumu kullanmışımdır şimdiye kadar...

flash disk var, nuhi abim kaybetmiş. 7-8 senedir bende galiba.
bi de çakı bulmuştum sarhoşken. sabah baktım üzerinde kan falan var. kullanıcaktım ama götüm yemiyor.

ben geçen bir şal buldum, artık hep takıyorum.

tam da istediğim gibi bir şaldı çok seviyorum onu

Şöyle düşün senin bulup kaybettiklerin için sen bi aracı olmuş durumdasın olması gereken yere seninle ulaşmış falan.

Geçen gün kampüs otoparkında oyuncak çarık buldum attım cebe.

ben de unutulmuş kolye buldum marka bi yerden alınmış. Kullanıyorum da marka bile olsa rodyum kaplama yok kolye gri den siyaha döndü

hayatımda ilk kez pahalı bir güneş gözlüğü almıştım. çekinerek biraz. (çok fashion giyinmeyi sevmem.) kış sonuydu güneş yoktu pek, hemen takmaya başlamamıştım. yaklaşık bir hafta sonra sinemaya gittik, üç boyutlu. hala güneş yoktu ama, gözlüğümü kafama takmıştım. sinemada 3d gözlük dağıttılar. çıkışta geri iade etmek yerine cebe attım, hehe. bir hafta sonra fark ettim ki çantamda taşıdığım gözlük kutusu boş. sinemaya gittiğimiz gün gitmiş gözlük. 3d gözlük evde ama. her gördüğümde içim acır.
sen kim ray-ban gözlük kim ak, ahh ah.
2 yıl oldu almadım hala başka gözlük.

öyle şeylerin hayrı olmuyor gerçekten.

ufak tefek çok şey bulurum öyle ama ya kaybederim, ya da benim başıma bir iş gelir bunun üzerine.

özellikle para bulduğumda.

o yüzden artık yolda altın görsem almıyorum.

ben kalmadım hiç.

Farkında olmadan kalmadım ama bilerek kafayı devirip, hatta defteri kitabı salya içinde bıraktığım çok oldu.

pc oynarken klavye üstünde uyuya kalmıştım.suratıma " dfghjcvbnm" harfleri çıkmıştı. sanırım capitalism 2 oynuyordum.

valla hocam ben belediye otobüsünde ayakta uyuya kaldım. ayaklarımın bağı çözüldü de öyle uyandım

okul ve iş arasında gidip gelirken çok yoruluyordum. sabaha karşı masanın üstünde uyuyakaldığım çok oldu. gerçekten yorgun olmakla alakalı.

ben kafamı koyduğum yerde uyuyabilirim masada, koltukta, otobüste. son derece sıradan.

ergen misiniz la dünyadan haberiniz yok. uyku apnesi denilen sık görülür rahatsızlık başta olmak üzere çeşitli psikolojik-hormonel hastalıkların sebep olabileceği birşeydir bu. bkz. uyku hastalıkları

Sinemada filmde tiyatroda birşey izliyorsam uyuyakalabilirim ama çalışırken uyuyamam

uyku apnesi gibi bir hastalik degil bahsettigim. benim basima gelmedigi icin filmlerdeki sahneden ornek verdim. adam cizim yapiyor mesela, yogun calisiyor imaji uyandirmak icin masa basinda calisirken uyuyakaldigi sahne verilir ya, o iste.
ben uykuya hep bilerek ve isteyerek geciyorum. yazi cizi yaparken uyuyuvereyim dersem koyar kafayi uyurum o ayri ama farketmeden dalip gittigim hic olmuyor.

filmlerdeki herşeye inanma zaten, çoğu palavra :)

ben kaldım valla. bi gün çokkk bisiklet sürmüştüm, ciddi yorulmuştum. yemek yiyip yatarım diye bi ekmek arası falan yapmıştım, pc yi açtım tabak da önünde. pc ye bakıyorasdfgjklşilkjhgfds sonra bi uyandım 45 dk geçmiş.

ohoo hem de çok.. hatta dişçi koltuğunda dişim çekilirken ne bileyim dolgu yapılırken uyuyakaldığım da çok oldu :D ben her yerde aniden uyuyabilirim, sanırım insülin direncim olduğu için böyle durumum :(

benim berberde çok uykum geliyor. muhabbeti de sevmiyom zaten çiğ çiğ konular.

avene su bazlı

nivea

coca cola :)

Yüz: La Roche Posay
Vucut: Eski - Roc; Yeni- Clinique

la roche

Missha.

Nivea +50

La Roche posay.

www.rossmann.com.tr

kokusu da çok güzel.

Bioderma

solante

Avene

Avene

sebamed

bunu cevre konusunda yetkili/bilgili biri demis. ya da o alanda calisan biri. ama detay bilmiyorum.

sıkıştırmanın sakıncası yokmuş.
answers.yahoo.com

sanki geri dönüştürülecek şişeler hurdalıktan geri dönüşüm tesisine pambıklara sarılıp özenle ambalajlanarak mı götürülüyor? kim demişse iyi sallamış.

aha tesise böyle gidiyor şişeler: www.akpettekstilhurda.com

elinle sıkıştırmayı bırak, presle basıp balya haline getiriyorlar.

plastiğin yapısını fiziksel olarak bozamazsınız. ha şöyle, pet şişeyi ezip bozup sonra geri açıp aynı özellikte kullanamayabilirsiniz belki, ama geri dönüşüm için bu problem olmaz. zaten geri dönüştürülen plastik yeniden su şişesi falan yapılmıyor. bozulmasının sakıncalı olmadığı boklu pazar poşeti falan yapılıyor.

alakası yok. yanlış bir bilgi o.

anladim yani plastik siselerde geridonusum eritme ile yapiliyor. tekrar doldurma olursa zaten saglikli olmaz.
belki o kisinin dedigi belirli ozelliklere sahip plastik siseler icindir. dusununce iyice bi sacma geldi.

şişe depozitolu falansa yanlış evet. yoksa hem çöpün hacmini azalttığınızdan dolayı hem çöp dağlarını azaltıyorsunuz hem de taşırken harcanan enerjiyi azaltıyorsunuz.

gizem cozuldu. yesil ekran tarzi bir programda geridonusum tesisinde calisan biri demis; siseleri ezdikten sonra kapagini kapatinca icinde hava kaldigi icin preste sorun oluyormus. tek tek kapaklari acmaya vakit olmadigi icin kapagini kapatmazsak daha iyiymis. ama siselerin ezilmesinde sorun yokmus.

şişeleri ezmeden kapağı kapalıysa daha çok hava oluyor ki? hala mantıksız

yani siseleri cope atarken kapaklarini kapamayip ayri atacakmisiz. cunku pres makinesine girerken kapaksiz olmasi gerekiyormus. elimizle ezmis de olsak az hava kaliyor icinde. halbuki kapaksizken pres rahat sekilde sifir hava ile sikistirabilir bunlari.

şişeyi ezmeden kapağı da açık olacak demek ki. bir de o pres oyuncak falan değilse kapağı patlatır atar zaten. ben üstünde depinince kapak fırlıyor. bilmemkaç tonluk prese mi dayanır?

1. Oluyor.
2. Her gün protein alımın olmalı.
3. Proteinle karbonhidratı karıştırmak vs. bunların konuyla alakası yok. Önemli olan günlük toplam tüketimin.
4. Et, lor, yumurta. Günlük 70 gram yeter sana. Her türlü karşılarsın.
5. Kolay sindirilecek şeyler yersen, evet.
6. Fazladan yediğin her şey yağ olarak depolanabilir.

1- kas yapımı uyurken gerçekleşiyormuş. yani proteini almaktan çok düzenli uyku çekmek önemli sanırım.

2- kullanılmayan malzeme çoğunlukla atılıyor diye biliyorum.

3- ben anlamam o kadar. kilo almaya mı çalışıyorsunuz, vermeye mi yoksa korumaya mı ona bağlı gibi bütün bunlar. ama karıştırmada sorun yok bence.

4- üsttekini bunu okumadan cevaplamıştım hah asıl mevzuya geldik. sadece protein değil bol bol karbonhidrat hatta yağ bile lazım 55 kilo için(boya göre tabii).

5- bence kötü bir şey ama neden kötü bilemem kulaktan dolma bu bendeki.

6- günlük kalori ihtiyacının üstündeyse dönüşüyordu evet. ama kas yapılmak isteniyorsa zaten biraz yemek gerekiyor. :)

Spor öncesinin spor sonrasının bir önemi yok. Gün sonunda minimum kilo başına 1.5 gram protein almışsan problem yok demektir. Spor sonrası hemen protein alacaksın muhabbeti supplement firmalarının gazlaması. Öyle bir mecburiyet yok.

Protein sadece kas için gerekli değil; hücrelerin inşası yenilenmesi antikor üretimi bağışıklık sisteminin güçlenmesi sinir/kas sistemlerini koordine eden hormonların üretimi gibi pek çok faaliyet nedeniyle spor yapsan da yapmasan da protein şart. Spor yapmadığın günlerde de bunların aksamaması için minimum 60 gram protein alman elzem.

İster karıştır ye ister ayrı ayrı ye, vücut neyin ne olduğu anlayıp ona göre sindirir ona göre işlem yapar. Dert etme.

Ne zaman yemek yediğin önemli değil. Uyanık kaldığın süree vücut çalışmaya devam ediyor. Son öğünle yatış saatinin arasında en az 2 saat varsa eğer istediğin saatte yemek ye.

Yediğin besinlerin yağa dönüşme prosedürü günlük çalışmaz süreklilik esastır. Sürekli bu şekilde yersen enerji depolarını sürekli dolu tutup boşaltmazsan ve bu şekilde beslenmeye devam edersen yağlanırsın. Aksi halde yağlanmazsın.

1) hiçbirşey olmaz. protein alma aralığı sandığından çok daha uzun.
2) spor yapmadığın günde aldığın protein, bi önceki gün çalıştığın kaslarındaki yırtıkların onarılmasında kullanılıyor.
3) hayır, hata yok.
4) supplement alcaksın besinlerden elde edemiyorsan. protein tozu bunun için var. kas yapmak için yaptığın spor boşa gidebilir.
5) abartmadan yemen lazım, ideal değil tabi.
6) günlük alman gereken kalorinin, karbohidratın, proteinin üzerindeki herşey zaten yağa dönüşür. eğer o gün de alman gereken karbohidratın fazlasını alıyorsan yağ olarak depolanır.

codice 8 411349 071279
bu olabilir mi?

sevincten bayilcam simdi :))))
@safepassage kutunun yan yuzeyinde kirmizi zemin uzerine yazilmis bi rakamlar mi bunlar?

www.educaborras.com:eng

burdaki gibi

1. Identify the puzzle by means of its registration number. This number consists of eleven digits which you will find over a red background on one of the box sides with the following format: _ _ _ _ _ / _ _ _ _ _ _ This registration number consists of two parts. The first five numbers are the puzzle’s product reference number and the second 6 numbers indicate the puzzle’s edition. This number is required in order to replace lost pieces.

maalesef numara baska bir klimt tablosunun puzzle ina aitmis.

sorum gecerliligini koruyor.

yollar çok dolambaçlıdır ama gidebilirseniz gidip inebolu ya da cide taraflarında denizi görün derim.

Nasrullah'tan su iç, bir daha gelirsin. Gerçekliğini doğruladık biz. Yemek ye. Etli ekmek, kuyu kebabı, çekme helva. Onun dışında kastamonu'da bol türbe var. Ayağı yanık sultan vardı ama kapatmislar galiba. Şeyh sabani veli türbesi var. Turistik mekan artık oralar, ben ateistim agnostigim falan deme. Gidebilirsen safranbolu, cide, amasra, bartın da çok güzel ama uzak olabilir. Özellikle inkumu <3

ilgarini'ne gittiniz mi peki? orayi gormek cok zaman aliyor mu?

yemeği münire sultan sofrasında yiyebilirsiniz.

tebrikler:) bırakalı 2 seneyi geçmiş biri olarak kesin bilgi; ileride çok daha fazla faydasını göreceksin.

haa bunu soru olarak acmsim. neyse. o zaman sizlerden de sigarayi birakmayi kolaylastiurici tavsiyeler alayim.

tebrikler, benim de 2 seneyi geçti bırakalı, hayat daha güzel. :)

sigara içenler sayende bir sigara daha yaktı.

Hasta iken değişiyor da şuan biri yarı tıkalı gibi alerjen maddeler çok havada. Alerjik astımdan dolayı.

Otrivine kullandım ben okyanus suyu kullandım deniz dibine gittim derin derin nefes aldım falan.

Şuan coldmix var evde ufaklık için gayet etkili ama keskin kokusu var

birinden birisi sürekli tıkalı bende. insanların %80'i bu şekildeymiş.(güvenilir olmayan bir kaynaktan okuduğuma göre)

burun kemiğinde eğrilik olabilir. burnun simetrik de olsa içeriden bir kavis yüzünden bir taraf daha çabuk tıkanıyor olabilir.

hayır hep aynı taraf tıkalı olmaz. kan dolaşımına göre değişiyor. bir süre sola yatık beklersen sol tıkanır vucut bunu anlar seni sağa çevirir uykuda bile. burun içi karışık bi yapı.

bir zamanlar yoga yaparken hocam "bir burun deliğini tıka,nefes al, verirken öbür deliğini tıka, sonra öbür delik hala tıkalıyken nefes al, yine burun deliğini değiştirerek nefes ver." demişti. Bir nevi sirkülasyon gibi, her gün 15 dakika falan yapıldığında bayağı etkili bence de.

Bir dene istersen.

@munu hee biz de yapiyoduk bunu yogada. hic aklima gelmiyor normalde yapmak. aslinda evde oyle dururuken fln yapilabilir.

Adil kullanım kotasını çabuk doldurur diye düşünüyorum. Başka da bilmiyorum :(

Dediği zor iş. Kotasuz 3G tarifesi olsa olabilir belki. O da mümkün değil şimdilik.

bir kez telefondaki internetlerde upload da download kotasına sayılıyor. yani 2gb paketin varsa download+upload olarak hesaba katman gerek onu.

peki yanci olacak diger cep telefonu icin guncellemeleri kapat desek?
ev bilgisayarinda guncelleme diye bisey yok herhalde mi yoksa var mi?

peki bunu kullananlar nasil kullaniyor? hani mecbur kalinca kullanilacak birsey mi?

ben dışarda internet bulamazsam telefonu bağlıyorum mesela. evde sürekli kullansan 2-3 gün anca gider o 2 gb'lık paketler.

evde ayda tek başıma 75-100gb civarı trafiğim var benim. üstüme annemin babamın izlediği videolar filmler vb var. akk'yı iki kere çeviriyorum normalde. 3g üzerinden en fazla 10gb kota var galba. gazete okuyan adama yeter tabi de diğer türlü imkansız gibi bir şey.

Çok mecbur kalırsan kullanılır. Ama tüm trafiği mobile aktarayım Youtube'dan gireyim Facebook'tan çıkayım, 3-5 dosya da indirir gönderirim derse olmaz. Mobilde upload da kotaya ekleniyor. Biryere foto yüklese kotadan düşecek mesela.

ev ve iş yerinde ortak modeme girin

satır da sütun da bitiyor bi yerden sonra.

eger bu kadar cok veri ile calisiliyorsa bunların aslında excel de tutulmaması gerekiyor. veritabanı dedigimiz seyler bu yuzden var. yedeklerini almayı kesinlikle unutma o dosyaların.

bu kadar çok veri excel için uygun değil. bir veritabanı kullanmaya başlamanızın vakti gelmiş artık. excel o kadar veriyle açılırken kasılır da, işkence olur.

onun yerine basit olarak access kullanabilirsin.

siz excel'i dogru kullandiginizdan emin misiniz? eski bilgileri silerek yer acmak ne demek :) neden verileri soldan saga sutun kisitlamasiyla giriyorsunuz? hadi giriyorsunuz, 16 bin sutun nasil bitiyor? hadi diyelim bitiyor, e verinizi satirlara girin?

bu dosya benden once vardi, ben devam ettiriyorum. gunde bir sutun ilerliyor. 360x5yil desen gene 16bin sutun dolmamasi gerek. ustelik acilirken oyle zorlamiyor da bilgisayari. bi yerinde bi yanlislik var ama cozemedim, onun icin soruyorum.

aylara yıllara bölün alttaki sheetleri kullanın tek sayfada yapılır mı o kadar şey yav

burada verimsiz bir kullanim var anladigim kadariyla. neden veriyi "yatay" olarak giriyorsunuz ben onu anlamadim. okuyamazsiniz, geriye donuk kontrol edemezsiniz, filtreleyemezsiniz, karsilastirma yapamazsiniz, yazi yazar gibi yan yana veri girmenin sizin ozelinizde mantikli bir sebebi var mi yani? gunde bir sutun ilerliyor diyorsunuz, bir sutunda alt alta belli bir miktar veri mi giriyorsunuz yoksa tek bir hucre mi? 16 bin sutun 1 milyon satir var (excel 2010 icin) gunde bir hucre veri girerek excel yetmiyor demek cok mantikli degil.

simdi soyle; her gun bir onceki gun bilgi girdigim sutunu saga cekip (formuller var cunku) yeni rakamlari giriyorum. yukaridan asagiya dogru 15-20 hucre var doldurdugum. baska bir sekmede de tarihi degistirince kullandigim asil tabloyu guncellemis oluyor. dosyanin yapisini fln bozamam. ya oldugu haliyle save as deyip devam edicem, ya da sutun ekleyecegim bir sekilde.

o tabloyu kesip pivot olarak yapıştırırsanız formüllerinin bozulmaması lazım. excel kes yapıştırda formül adreslerini de olduğu gibi yapıştırır

çekirdek ve sakızdan çektiğimi bir ben bilirim.. böylemi çekirdek yenir, ateş eder gibi.. sakız hele bir benzetme yapacağım ayıp olacak... ama maalesef insanlar o görgüde olmadığı için kendileri adına üzülmekten başka bir şey yapamıyorum..

eskiden calistigim bir yerde bi arkadas gunun ayni saatinde bir elma yerdi. ama bicak kullanmaz, ofis sessizligi icinde kuturdete kuturdete yerdi. sonra baska yerlerde de boyle insanlar gordukce dedim herhalde bende varmis bi anormallik. kimse bicak kullanmiyor. sakiz patlatmak da normal. yumurta da, sovanli corba da.

beyaz leblebi tüketimine karşıyım. çok ses yapıyor.
yumurta, somon leş gibi kokuyor.

"with great yumurta comes great osuruk" diye bir lafı var uncle ben'in. bizim ofiste bir ara birisi dukan diyeti yapıyordu, o yüzden sabahları yumurta falan yiyordu. onun dışında başka öyle yiyene rastlamadım. çekirdek hayatta olmaz bizde, bence hiçbir işyerinde de olmamalı. o ne arkadaş? zaten başladın mı bitiremiyorsun, tüm iş günü heba ondan sonra, verimlilik -5...

bizde galeta var, elma var (zaten yemekhanede de çıkıyor), bunlar rahatsız etmiyor beni. sakız yok, olsa bile anlaşılacak şekilde çiğnemiyorlar demek ki.

Eski işyerimde tam arkamda bir yerde oturan ve pek de hoşlaşmadığım bir eleman öyle bir elma yerdi ki, sanırım kütürdetmelerini yan ofis falan da duyuyordur. Resmen yankı yapardı o ses! Ben de delirirdim.

Not: Az önce, sakız çiğneme sesiyle ilgili başka bir duyuruya yazdığım gibi, bu tarz seslere illet olmanın bir adı varmış: Misophonia (git:en.wikipedia.org )

hiçbir yemek kokusundan rahatsız olmuyorum, insanlardaki rahatsızlığın sebebini de samimi söylüyorum hiç anlayamıyorum. bana biraz uyuzluk gibi geliyor. kulaklıkla müzik dinleyen adamın kulaklığından dışarıya taşan müzikten rahatsız olmak gibi birşey bu, özellikle herkesin işle güçle meşgul olduğu bir anda olmadıktan sonra neden rahatsız olunur? bir toplu taşıma aracında sandviç falan yese bir adam, müziği benim kulağıma, yediği yemeğin kokusu burnuma gelse ne olacak? bunların hepsi "ahan da misler gibi bir uyuzluk yapma fırsatı" diye düşündürtüyor sanki insanları.

Yaa yemek kokuları çok beni rahatsız etmiyor da, ter kokusu, yemek yerken ağız şapırdatmaya illet oluyorum ben :( Hemen ortamı terkediyorum.

@lochness hah iste biraz da onun icin sordum, cunku normalde bir cok insanin garip karsilayacagi davranislar bana normal gelir, amaan nolcek yeaa derim. bu sesler ve kokular konusunda da daha kimseyle tartismisligim yok. elmayla galetayi kabullendim hatta. elma boyle yenir demek ki diyorum. bi de zaten 5 dakkada bitiyor elmasi. ama yumurta agir geldi. yani toplu yasanilan yerde insanlarin tek basinaymis gibi davranmasini kabullenemiyorum. insan yumurtayi masasina koyarken bi dusunmez mi, ulan bu kokuyo, ya millet rahatsiz olursa diye. ya da tahmin ediyor ama sallamiyorlar.

@thredith al iste! adini da koyduk :)

@n3tw0rk3r bak mesela, 40 yil dusunsem simit kokusundan rahatsiz olunabilecegi aklima gelmez. yumurtaci da mi dusunemiyor acaba kokacagini?

Off benzer bi durumdan ben de muzdaribim.

Isyerindeki oda arkadasim kahvaltiya simit getiriyor, öyle güzel kokuyor ki sabah sabah. Gun içinde kahve tüketiyor, Turk kahvesi, nescafe, sicak çikolata. Hep guzel kokan şeyler. Sabahlari simit yiyemiyorum, cok severim simidi ama bazi sebeplerden sabah tuketemiyorum. Kahve turevi icecekleri de ev dışında içemiyorum, yine ayni sebepten. Buna gerçekten bi cozum bulabilsem keske. Ortamdaki insanın canı çeker mi diye düşünmeme gamsizligindan ben de istiyorum.

işyerinde çekirdek yenmez. yemedim yiyeni de affetmem. gerekli yerlere şikayet ederim. cidden :)

ama akşam üstüne doğru mideden gelen alarm neticesinde elmadır, galetadır yenmesi ya da ne bileyim öğle yemeğinde çıkan tatlının tırtıklanmasında beis görmüyorum.

ara*

benim bi çalışan bunu yapıyordu. yağlı börek, simit, peynir kokusundan durulmuyordu ofiste. uyarmıştım bunu. sonra işten ayrıldı "bana mobbing yaptılar, yediğime kokuyor dediler" diye. bi daha da karışmıyorum kimseye.

3 kişilik bir odada çalışıyoruz. Biraz ev gibi, hatta 10 metrekarelik stüdyo dairede 3 kişi kalıyormuşuz gibi. Odamızda kanepe ve buzdolabı var; karşı odada elektrikli ocak var. Güçlerimizi birleştiriyoruz. Bir odadaki arkadaşın babası tavuk besliyor, organik yumurta getiriyor. Bazen menemen yaptığımız oluyor, geçen gün kısır yaptık leğenli meğenli. Dışarıdan lahmacun, kebap söyleyip minicik odada 8-10 kişi bitişe bitişe parti yaptığımız bile oluyor. Oda arkadaşım kahvaltıda sucuklu tost yiyor zaten. Odada herhangi bir zamanda girdiğinde göbek atan bile bulabiliyorsun. Oda her yemekte kokuyor, her yemekten sonra pencereyi açıyoruz, sonuna kadar açarsak 5 dakika sonra koku falan kalmıyor. Azıcık açarsak da 15 dakikaya koku kalmıyor. "Havasız kaldı, koktu, açalım" ve "Dondum, kapatalım"la anlaşıp gidiyoruz. Pencere günde 30 kere açılıp kapanıyor zaten. Çekirdek, elma, galeta, cips, lahmacun, her türlü sesli ve kokulu yiyeceği tükettik. Herkes halinden memnun. Gürültü zaten işyerinin genel olarak olmazsa olmazı, biz sussak bile ortamımız gürültülü, gürültüde çalışmaya alışık herkes. Elmaydı, çekirdekti, leblebiydi, duyulmuyor onlar diğerlerinin yanında. Çok konsantrasyon gerektiren bir şey olursa ilk aşamada kulaklık takarak çalışılınıyor (ki bir kere o kadar gürültülüydü ki kulaklıkla Youtube'dan elektrik süpürgesi sesini kökledim sesi bastırsın diye), daha sonrasında ya evden çalışılınıyor ya da kafe, kütüphane tarzı bir yerlere gidiliyor ya da fazla mesaiye kalınıyor.

fazla ses çıkaran ve koku yayan yiyeceklerden uzak durulmalı bence. bunları tüketen arkadaşım yok ama olursa mutlaka uyarırım.

yumurta nedir yav

ofiste en üst katımızda restoran ve starbucks var. her katta da mutfak ve koltuklu fuaye var. yemek yiyen, mola vermek isteyen oraya gidiyor. masasında yemek yiyeni pek göremezsiniz. atıştırmalık çerez yiyenler oluyor sadece. onlar da ses çıkartmıyor.

yapılan öküzlüğe ses çıkarmanın (ki bişey dediğimiz yok kimseye gelip burada yazıyoruz) uyuzluk olduğunu öğrenmiş bulunduk...

para vermezsin diye bir şey yok, parasız sağlık hizmeti yok amk yalan söylüyor :) doktora git ama.

bakmak lazım.

Arveles de ağrı kesicidir bak. Ama yine de doktora git ya da ecz sor

varles verdi eczaci. daha yeni daha iyiymis. hadi bakalim.

yazın arazide motosikletten düştüm, kırık çıkık yok ancak road rash vardı, bendeki baya geniş diye pansumana gitmiştim acile, bactroban verdiler (antibiyotikli krem) günde iki kez sürüyordum.

daha çok kâr getiriyor demek istemiş o eczacı :D

örneği dinleyemedim. yanlış yoldaysam affola. şunlar gibi olabilir mi:

queens of the stone age-this lullaby
cat power - maybe not/the greatest
glissando-good bye red rose
nina simone-here comes the sun

pink martini - hang on little tomato.
Muzigiyle sozleriyle tam olarak oyle bir sarki.

Yine pink martini - Lullaby.
Que sera sera'yi da dahil edebilirsiniz.

Bu arada listeyi tamamlayinca paylasirsiniz belki?

tabii ki paylasirim. biraz daha oneri gelse ne guzel olur.

www.youtube.com

bunun türkçe sözleri mevcut. güzel bir kayıt olursa yeme de yanında yat.

www.youtube.com

feist, cat power, kings of convenience aç dinle. şunlara da bir bakıver:

elfen lied-lilium
elfen lied-shinkai
nicholas lens-was hast du mit meinem herz gaten
set fire to flames-love song for 15 ontario
mogwai-cody
ry cooder-paris texas
erik satie-inities
jehan barbur-bir sevda şarkısı (+erkan oğur versiyonu)
dolores o'riordan-the butterfly
m.ward-psalm

www.kidzmondoistanbul.com

Oyuncak Müzesi hoşuna gidebilir.

cevahir'deki funlab'e gidebilirsiniz.

Anadolu yakasında Akasya avm'de kidzania var, Oyuncak müzesi olabilir. Öte yandan benim 5 yaşındaki kızım Koç müzesinde ve bilgi üniversitesindeki teknoloji müzesini de çok sevmişti. Şu sıralarda sinemada 6 big heroes var, sinema da bir alternative olabilir.

çikolata müzesi de bir alternatif.

eyüpte yapılan devasa bi yer var vialand diye, oraya bi giriyomuşsun bütün gün geçiyomuş

cicicee.com

www.cocuklanereye.com

cikolata müzesi +1 bahçeşehir'de pelit fabrikasının içinde çikolata şelalelerinde bardak bardak çikolata içip çikolatadan heykelleri gezip pasta yapımına tanık olup tüm gün geçirebilir, benim oğlum (4) bayıldı.

vialand kışın kapalı olduğu için onun yerine mall of istanbul içindeki moipark'ı tavsiye ederim. avrupanın en büyük kapalı eğlence parkı. yine beğenme garantili.

bakırköy botanik parkı. bitki çiçek ve ağaç çeşitleri, ördekler kazlar, dinazorlar, yürüyüş parkurları, parklar filan, yaşadığınız yer yakınsa hava da güzelse yürümek için ideal.

uçakları seviyorsa yeşilköy'deki savaş uçakları, helikopterler ve diğer herşeyden oluşan havacılık müzesini tavsiye ederim. çocuklara ücretsiz büyüklere 6 lira.

miniatürk e götür

öyle bir şey yapılabileceğini sanmıyorum. Belli değerleri girersen tahmini bir rakam verebilir ancak %100 hiç bir zaman bilemez.

fotograftan nasil soylesin abi ya. eheh. belki bir otuz yil sonra yemeginin bir parcasini telefonun eklentisine koyup icerigini olcturursun. o gune kadar sabir diliyorum. :(

nike fuelband adında bir bileklik çıkarttı. telefon uygulamasıyla entegre kullanıyorsun. bu tarz, benim hiçbir zaman anlamadığım abuk subuk şeyler yapıyor. ona bakabilirsin.

image recognition ile baya zor ama imkansız değil. 100% tutturmasına gerek de yok, seçenekleri 3-5 benzer yemeğe indirsin ve tüm yemek kataloguyla uğraşmamıza gerek kalmasın yeter.

daha pratik olması açısından restoranlarla anlaşılıp servis tepsilerine, menülere veya direk tabaklara qr kod koymaları sağlanabilir.

benzer proje için : google --> indiegogo bitbite

Oyle bir uygulama var ama gelistirilme asamasinda. The guardianda bir haberde okumuştum. Japonlar geliştiriyor hatta.

facebook nasil arkadaslarini taniyip soruyor bu ahmet mi bu ayse mi diye?
emin olamadigi besin olursa desin, bu ne desin, brokoli corbasi diyim, kasenin hacminden kus bakisi mililitresini hesaplayip icindeki besin degerlerini versin. cok mu zor :(

Meal snap aradığın uygulamanın adı.

itunes.apple.com

onu anlaması imkansıza yakın yalnız.

fotoğraftan yemeği anlasa bile içerisinde neyden ne kadar kullandığını bilemez.

zaten her şekilden de çıkartamaz ne olduğunu. yoğurtlu mantı ile beşamel soslu karnabaharı bile karıştırabilir :)