3 kişilik bir odada çalışıyoruz. Biraz ev gibi, hatta 10 metrekarelik stüdyo dairede 3 kişi kalıyormuşuz gibi. Odamızda kanepe ve buzdolabı var; karşı odada elektrikli ocak var. Güçlerimizi birleştiriyoruz. Bir odadaki arkadaşın babası tavuk besliyor, organik yumurta getiriyor. Bazen menemen yaptığımız oluyor, geçen gün kısır yaptık leğenli meğenli. Dışarıdan lahmacun, kebap söyleyip minicik odada 8-10 kişi bitişe bitişe parti yaptığımız bile oluyor. Oda arkadaşım kahvaltıda sucuklu tost yiyor zaten. Odada herhangi bir zamanda girdiğinde göbek atan bile bulabiliyorsun. Oda her yemekte kokuyor, her yemekten sonra pencereyi açıyoruz, sonuna kadar açarsak 5 dakika sonra koku falan kalmıyor. Azıcık açarsak da 15 dakikaya koku kalmıyor. "Havasız kaldı, koktu, açalım" ve "Dondum, kapatalım"la anlaşıp gidiyoruz. Pencere günde 30 kere açılıp kapanıyor zaten. Çekirdek, elma, galeta, cips, lahmacun, her türlü sesli ve kokulu yiyeceği tükettik. Herkes halinden memnun. Gürültü zaten işyerinin genel olarak olmazsa olmazı, biz sussak bile ortamımız gürültülü, gürültüde çalışmaya alışık herkes. Elmaydı, çekirdekti, leblebiydi, duyulmuyor onlar diğerlerinin yanında. Çok konsantrasyon gerektiren bir şey olursa ilk aşamada kulaklık takarak çalışılınıyor (ki bir kere o kadar gürültülüydü ki kulaklıkla Youtube'dan elektrik süpürgesi sesini kökledim sesi bastırsın diye), daha sonrasında ya evden çalışılınıyor ya da kafe, kütüphane tarzı bir yerlere gidiliyor ya da fazla mesaiye kalınıyor.
0