Ekşi Duyuru

Valla hocam istenmeyen konumundasın. Yazdığın şeyi siliyorsa bir şey olmamış gibi davranmak bir kenara, takip etmeyi bırakmalısın. Ergenlik değil aslında. Sen onun dikkatini çekmeye çalışıyorsun, o başkasının dikkatini çekmeye çalışıyor.

sal gitsin niye üzerine kafa yoruyorsun ? böyle dengesizlerin garip bir çekiciliği olur bu ilüzyona kapılma.

Ayıp olmasın diye diye bittik be. Bırak ayıp olsun sen öküz ol ne farkeder. Takılma ona buna.

belki ramazan ayında olduğumuz için "afiyet olsun" diyerek, oruç tutmadıkları için laf soktuğunu düşünmüş olabilirler..

böyle bir durum yoksa da, yapacak bir şey yok, tabiatları böyle demek ki...

çalıştığım şirkette de var böyle tipler, bir gün konuşuyorsun egleniyorsun, ertesi gün yedi yabancı gibi geçip gidiyor yanından..

bir gün yaklaşırken gülümseyerek selam veriyor, ertesi gün seni görmezden geliyor, selamını almıyor.

ben de anlamadım. sallamiyorum ama.
gülüp geçiyorum.

sen de sporunu yap, gerisini s*** et..

Arada, molada falansalar sizi selam veren herhangi biri gibi değil de doğrudan müşteri olarak ele alıp ilişmemek istemiş olabilirler.

Eğer durum böyleyse içerde insanlarla ilgilenecek birini bırakmış olmaları gerekir. Sizin de o kişiye danışmanız gerekir. Eğer içerde kimseyi bırakmadan topluca çıktılarsa onların hatası olmuş.

takmamak gerekir. ben olsam unutmuştum şimdiye

böyle her şeye taksak evin yolunu bulamayız. bas geç yanlarından.

illa böyle selam almayan birileri olur. ben de o kişiye bir daha selam vermeyerek devam ediyorum hayatıma.çok da takmam.

Merhaba, şarj işiyle uğraşıyorum ne yapmak istiyorsanız sorun nasıl olacağını anlatayım.

Bir sürü senaryosu var bu işin. Diğerlerinin ne yaptığından ziyade kendi ortamını tarif edersen ona göre çözüm bulmak çok daha isabetli olacaktır.

cevaplar için teşekkürler ama aklıma takıldığı için soruyorum. şuanki aracım elektrikli veya hibrit değil :)

oturduğum ev zemin katta olduğu için belki balkondan kablo çekebilirim ama 10 metrelik kablo anca yeter. markanın orjinal ürünlerine baktım. kablo 10 metre bile değil. balkonda priz var ama basit işler için kullanılıyor. bu prizi araç şarjı için daha iyi birşey kullanmak gerekir mi? Ayrıca kablonun uzunluğu şarj sağlığını etkiliyor mu?

diğer oturduğum ev ise zeminden 2 kat yukarda ve camdan dışarı kablo atmak dışında şarj edemem. sağlam bir uzatma kablosuyla uzatmak yeterli olur mu?

hibrit araç sarj edilmiyor. benzinle kendi şarj oluyor.

Phev araç normal kablo ile şarj oluyor ama tanıdığım herkesin kendi evi var, normal elektrik ile şarj oluyor. Hayatımda apartmandan uzatan duymadım ki riskli yani, millet sarj kablolarini falan kesiyor arabalarin.

plug in hibritlerden bahsediyorum. @sizofren06

AC sistemde sağlıklı bir şarj için 6-8kw gibi güç gerekli. bunu da uzatma kablosu veya ev prizinden alamazsın. evin girişindeki panodan uygun kablo ile tesisat çekilmesi gerekiyor.

o evdeki apartman altı garajda şarj edilenler panodan gelen ek tesisatla oluyor.

ev prizi max 2.5kw güç verebilir onu da öyle 5-6 saat veremez ısınır kavrulur, çok tehlikeli. 2.5kw şarj ise bir otomobil için hiçbirşey. 10 saat şarj etsen yaklaşık %25 doldurmuş olursun.

ticari olmayan araçlarda kar-kış lastiği zorunlu değil.

Vücutta sindirim uzun sürüyor. Tahminen bu sebepten olabilir. Ondan misal acı yemenin tatlı çıkışı oluyor :)

Ama bunlarin hepsi bundan mi? Ondan demek zor yani. Kolesterol de öyle bir günde yukselip sorun yaratacak bir şey değil ki yediğiniz şeylerde kalori var şeker var

bu his 1 paket cips yediğimde ertesi gün bana da oluyor yediğime pişman oluyorum vücuda bu kadar tuz baharat yüklenince ertesi gün ortaya çıkıyor etkisi

kasım ayındaki aralık 26da görünür. aralıktaki de ocak 26da.

sorun yok.

www.bosch-diy.com

www.youtube.com
www.facebook.com
istanbuldaysan karaköy'de çok var. ama verimsizdir baştan söylim. elinde bir motor olduğunu düşün ve o motorla hem motosiklet, hem otomobil, hem traktör, hem kamyon çalıştırdığını düşün. burada da her ürün faklı akım, farklı güç farklı tork isteyeceği için verim düşüyor.

Dosya savcılık dosyası olduğu için UYAP'ta göremezsin. Adliyeye bizzat gidip incelemen gerekir.

Ek kyok kararı ile kyok kararı farklı kavramlar. Aynı anda hakaret ve tehditten soruşturma başlatılmış ve yalnızca hakaretten takipsizlik.
Verilmiş, ancak tehditten dosya devam ediyor olabilir. Ek kyok dediği için, diğer suçtan soruşturma devam ediyor demektir.

Karşı tarafın itiraz hakkın var dediğiniz gibi.

Evet manevi tazminat doğar bu sebeplerden dolayı. Ancak çok yüksek rakamlar beklemeyin.

@lavinia

evet devam ediyor çünkü çok kişiyi şikayet etmiş. beni yazar olarak yazdıklarımdan dolayı suçlu bulmamış. diğer 2 kişi de internet abonesi olduğu için (yazarların kullandığı internetin abone sahipliği) kyok verilmiş. ama entry yazan kullanıcıların soruşturması devam ediyor yazıyordu.

ben ne hakaret ettim ne de tehtit ettim. karakoldaki ifademde de bunu belirtmiştim. sadece kolpacı dediğimden bahsettiğimi ve hakaret amacım olmadan ifade özgürlüğümü kullandığımı söyledim. beni şu an için sadece yazdığım entry üzerinden mi kyok verdiler? yani tehdit soruşturması yapılırken yine yargılanacak mıyım?

eğer çok fazla şikayet edilen kişi varsa, soruşturma o kişiler üzerinden devam ettiği için de size ek kyok verilmiş olabilir. yani siz tüm suçlardan aklanmış olabilirsiniz. en iyisi adliyeye gidip bi bakmak yahut baktırmak.

çuvalda oldurulmuş trilya siyah zeytini.

sucuk, salam gibi islenmis et urunlerini dilimleyip yine dilim kasar peyniri ile hupletmek.
antep fistigi.

beyaz leblebi

sarı leblebi
hurma
bitter çikolata
ceviz

patlamış mısır

Cevizli sucuk.

Tuzlu olarak Züber’in nohut cipsleri var. Birkaç çeşidi var ama ben Ege Çeşnili olanını çok beğendim.

www.migros.com.tr

aynı ürünün chili aromalı olanı da gıda dedektifine göre oldukça zararsız duruyor.

gidadedektifi.com

Taze hurma

macrocenter'dan aldığım tarallini diye bir şey vardı, onu acaaip severdim, epeydir yememişim aklıma geldi sorunuzu görünce:
www.macrocenter.com.tr
www.macrocenter.com.tr

şöyle bruschettalar var fena olmuyor:
www.macrocenter.com.tr

züber'e ek olarak patiswiss diye bir markanın da nohut cipsleri var, bulunuyor sağda solda.
www.patiswiss.com.tr

ya da vegeats var aynı mantık, nohutlu ve mercimekli var:
www.macrocenter.com.tr
www.macrocenter.com.tr

linkleri macrocenter'dan verdim ama tarallini dışındakiler bir sürü yerde bulabiliyor.

kahve dünyası - gofrik

Eti Lifalif Ay Çekirdekli Ve Domatesli Yulaf Toplari baya güzel

chpye yanlış bilgi iletti.
öndeyiz diye sürekli pompalanmasının kaynağı bu adam.

@jelly bear

bir screenshotta sistem üzerinde %49 kk, %45 rte görünüyordu. 15 milyona 13 milyon gibi birşeydi.

Bu sistemi yanlış hatırlamıyorsam 2014'ten beri yapmaya çalışıyorlar. Allah bilir ne kadar para harcamışlardır.

Yani şimdiye kadar kovulmamış olması mucize.

KK'nın 48% aldığı kısım pompalama değildi aslında çünkü YSK verileri de gece 11'e kadar bu durumdaydı.

doğru soru 2018'den bu yana neden alınmadı olması lazım. 2018'deki rezaletin bir parçası bu adam. bunla bir de 2023 seçimlerine girildi.

olayi sadece paraya indirgemek yanlis, kendisi kk ve iki buyuksehir belediye baskanini kurdugu sistemle manipule edip yalan soylemelerine neden oldu.

kurdugu sistemin detaylarina hakim degilim, sandik musahitlerinden nasil dogru bilgi gelmiyor onu da anlayamiyorum.

sözlük'te bir entry okumuştum. bir programcı yazmış. chp üyesiyim yıllarca çalıştım diyor. sistemi teknik anlamda kontrol etmeyi teklif etmiş. adamlar o ve onun gibi programcılara "siz veri girin yeter" deyip kestirip atmışlar.

şimdi bir şey yazardım ama anında silerler. chp'nin şu anki durumuyla ilgili bir sebepten dolayı olay bu kadar ayyuka çıkınca ancak görevden alınabildi. 2017 referandumunda bu sistemi "veri madenciliği yapıyoruz uçuyoruz kaçıyoruz" diye duyurdu aksünger.

orada patladı. sonra 2018'de patladı. yine ders almadılar. aynı kafalarla devam ettiler. sonunda da işte buradayız.

muarrem incenin seçiminde de sistemi bu arkadaş kurmuş. bu seçimde 5 serverla sistem çökünce bunu kuran arkadaş görevden alındı. akp sadece 12 merkez kurmuş. chp tek merkez ve 5 saçma sapan serverla çökmüş. seçime hazırız diyolar ya gerçekten seçmenini trolleyen bir parti çok komedi yani.

@mikahakkinen

Cidden 5 serverla mı girmişler? Seçim günü milyonlarca request alacak bir site için yeterli değil. Ben gece 11e kadar siteye giremedim mesela. Site duyurulduğu an bir kere girebilmistim. Kaldı ki bunun bir de saldırı boyutu var. CHP istese milyon dolarlar yatirabilirdi bu sisteme. Akp devlet kaynaklarını kullanmasa en zengin partilerden birisi CHP. 1.5 sene bununla uğraştılarsa yazık gerçekten.

şu videoda oy pusulası arkasını mühür olup olmadığına dikkat etmesi gerekiyor diyor. şimdi mühür olmalı mı olmamalı mı? :D

www.youtube.com


burda da fatih portakal mühürletin diyor.

www.youtube.com

Ha arkasını mı diyorsun çok pardon e o zaten olacak bilinen şey. Ben ne alakaysa ön yüzlerini soruyorsun sandım pardon (hatta ne alaka falan diye düşündüm)

Onaylı olmasından emin olmak istiyorsun 3 parçanın da mühürlü olması gerekiyor tabiki de (zarf + 2 pusula)

Karışıklık olmasın diye sildim ilk cevabımı. Önyüzleri temiz olmalı en ufak işaret ve çizik olmamalı

nb alt segment ayakkabilari. pahali olanlar gibi kaba durmuyorlar, daha zarifler. diger her sey bana kosu ayakkabisi gibi geliyor.

amazon.com'da whitin wide toebox ayakkabılar var. şimdiye kadar giydiğim en rahat ayakkabı. new balance bilmemne hikaye hepsi. ayakkabı geniş yayla gibi.

salomon veya skechers. az daha ucuz dersen reebok.

Skechers

skechers kullanıyorum çok memnunum. yok böyle bir rahat ayakkabı.

Bununla tam olarak ilgili mi bilmiyorum ama dün gece bir arkadaşımın arkadaşının Whatsapp hesabı hacklenmiş. Arkadaşlarından para istemiş. Gönderenler olmuş.

Belki bu kişinin de hesabı hacklenmiştir ve hatta (sizi gereksiz yere korkutacağım belki ama) sizinki de hacklenmiştir ve mesaj gelecek mi diye kontrol etmek için göndermişlerdir.

Whatsapp için "two step verification" aç dedi arkadaşım ama yapmadım tabi ki.
Siz yapın derim.

2fa açık bende. telefonu da taradım birşey görünmedi.

Göründüğü kadarıyla yapabileceğin hiçbir şey yok.

Olumsuz yorum yazabilirsin anca.

Kargo şubesini ve kargo firmasını aramayı denediniz mi? Gerekirse yerine direkt gitseydiniz, internette şikayette bulunacağım vs diye biraz konuşunca genelde hatayi ustleniyorlar. Aynısı başıma geldi cunku, kırık aynayı kapı önüne bırakıp kaçmıştı kargocu. Şubeye gidip bayağı saydirmistim, binada kamera da var gerekirse mahkemeye de giderim demiştim ki doğruydu.

Hangi siteden almıştıniz peki ? Aracı sitenin de yardımcı olması lazım.

Malesef bir şey çıkmaz. En başta kargocu getirdiginde tutanak tutturup iade etmeniz lazımdı. Ben sizin yerinize olsam poşetin o yırtık kısmından birkaç avuç atarım kullanırım. Kargo şubelerinin içinde dolanan yaramaz kediler oluyor. Büyük ihtimal onlardan biri mama kokusunu alınca karnını doyurmaya çalışmış.

tüketici halem heyeti ile satıcıyı öttürürsün kararlarının çoğu müşteriden yana çıkıyor.

Bugün kargoyla görüştüm. Başta "kargoya getirenler tutanak tutma görevleri yok" dedi. ben de "hasar olursa nasıl tutanak tutturcam" diye sordum. meğersem sabah kargolar geldiğinde hasar tespiti yapıyorlarmış ve benim kargomun da hasar tespit tutanağı varmış.

O tutanağı size verdiler mi? Gelişmelerden haberdar edin lütfen.

yok vermiyorlar. kvkk'yı bahane ediyorlar. yahu benim kargom diyorum yok veremeyiz diyorlar. 2 gün boyunca bildiğin kavga ettim kargo şirketiyle. mahkemeye vermekle tehdit ettim. en sonunda şubeden arayıp, kaşeli imzalı yazı yolladılar kargomu hasarlı yolladıklarına dair. aracı siteye belgeyi mail attım. onlar kabul edecekler mi bilmiyorum.

3 haftalık telefonlaşmalar, mailleşmeler sonrası zafer benim arkadaşlar. hakkınızı arayın, bu ve bunun gibi şirketlere karşı asla yılmayın.

Otobus muavinine 30/40 tl ver. Alisik onlar bu islere.

koronanın en yoğun olduğu zamanlarda her gün kalabalık bir salona gidiyordum hiçbir şey olmadı. genel olarak da dikkatsiz bir insanım.

Hiç duymadım

Yurtiçi kargoyu tercih ederdim. Ptt genelde diğer firmalara göre geç gönderiyor. Sistemden seçilen aps ebatça küçük olan evrak vs için kullanılıyordu yanlış hatırlamıyorsam.

Ben aldım. Eğitmene göre çok değişebileceğini düşünüyorum. Benim aldığım eğitim beklentimi karşıladı.

faang hariç algoritma bakan şirkete denk gelmedim. yani mülakatta soruyorlar (ben de soruyorum), ama leetcode profiline bakan yok gibi.

sağlam blog'u varsa bakıyorum ama.

ise alim sirasinda kendimden ve ekip arkadaslarimda da gozledigim oncelik sirasi su sekilde oluyor;
1. daha onceden hangi sirkette calismis. eger buyuk teknoloji sirketlerinden birinde calistiysa cok avantajli hale geliyor.
2. hangi projelerde neler yapmis. teknik olarak zor, teknoloji olarak guncel bir projede calistiysa onemli hale geliyor.
3. ilk iki noktada bir fikir edinilmediyse, ornegin adayin ilk tecrubesi olacaksa, githuba bakiyoruz. eger acik kaynak projeye degeri olan bir katki yaptiysa cok cok onemli bir avantaj oluyor. bu ekip icinde calisma, buyuk projeye katkida bulunabilecegini ve surecleri bildigini gosteriyor. alternatif olarak kendi projesini de gelistirmis olabilir, bu durumda da yazdigi kodlara, commit mesajlarina ve duzenine bakariz.
4. teknik gorusmedeki performansa bakariz. burada programlama dili konusundaki bilgisi, leetcode/hackerrank gibi sitelerdekine benzer algoritma yetenegi, sistem design bilgisi olculur genelde bu gorusmelerde.
5. egitimin yaninda iletisim, istek, gelismeye acik olmak, uyum gibi sosyal ve insani niteliklere bakariz.

elbette herkesden kusursuz olmasi beklenmez, degerlendirme yapanlar da hepsinde iyi degil zaten, ama kisinin bu noktalardaki durumuna gore ekip icinde herkes genel fikrinin sunar ona gore karar verilir. ekip icinde herkesin oncelik verdigi deger farkli olabilir ama genelde bu siraya gore oncelik veriyor herkes.

Merhaba,
Ulkeden ulkeye degisiyor bu. ABD sirketleri hackerrank, leetcode gibi siteleri cokca kullanirken Avrupadaki sirketler genelde ufak bir proje veriyorlar yapilmasi icin. Daha sonra projeyi gozden geciren yazilimcilar ile beraber bir gorusme daha oluyor.
Sahsi gorusum, hackerrank gibi sitelerin sinavlarinin/sorularinin gunluk is ile ortusmedigi. Diger yandan junior pozisyonlari icin secilen temel algoritma & veri yapisi sorulari ile teknik olarak yetersiz adaylari bastan elemek icin iyi bir alternatif.

Github ise bambaska mesele. Tanidigim cok iyi yazilimcilarin neredeyse tamaminin public github profili bombos, contributionlarin neredeyse tamami private repositorylere yapiliyor.

Toparlayacak olursak, junior pozisyonlar icin gecmis deneyimler az oldugu icin cv uzerinden yetkinligi anlamak zor. Bu yuzden github ya da test siteleri diger adaylarin onune gecmek icin fark yaratabilir.
Daha deneyimli pozisyonlar icin ise genelde cv uzerinde projelerde ne yaptigi aciklanmis mi, hangi teknolojiler nasil kullanilmis ona bakiliyor. Ardindan bahsettigim gibi yapilan proje ve onun gozden gecirilmesi ayni gorusmede teknik sorularla geciyor.

sıkıcı bulurdum. ben de kuralcılıkla çok şey kaybettiğimi düşünüyorum salınca hayat güzelleşti hatta aşırı eglenceli oldu

Araç kullanacağımı söylediğim halde alkol almam için ısrar eden birinin zekasından şüphe ederim. Bir kerecikten bir şey olmayacağını düşünsem ben zaten içerim. Ayrıca bu tarz bir insan için de, başkalarının hayatını umursamayan bir bencil olduğunu düşünürüm.
Eğer karşımdaki insan araç kullanacağı halde alkol alıyorsa da arabaya binmem. Öyle de kuralcıyım yani.
Benim ailem de memurdu. Hatta çevremde ailesi memur olan arkadaşlarımın hepsi benim gibi. Bu güZel bir şey. ama aklı başında davranmak için memur çocuğu olmaya gerek yok bence.

Ortadoğululuğun başat alameti kuralsızlıktan haz duymaktır. Ortadoğuluları hayatınızdan çıkartın.

bir cok seyde oldugu gibi cevabi "degisir". bahsedilen ornekte de gorsutugum kisiyi begeniyorsam ve cekim varsa kuralci olmasi iyi bile olabilir. mesela fit biriyse "su kadardan fazla icmem, su saatte yatmam lazim" falan diyorsa saygi duyarim irade neticede. sanirim burada onemli olan tercihlerini kendine guvenli ve net bir sekilde ifade etmek.

Konuya, duruma göre değişir.

Abi partner seçerken bu kişilik özelliklerinin birbirinden çok uzak olmaması lazım diye düşünüyorum. Yani sen çok kuralcısın diyelim, karşındakinin de az ya da çok kuralcı biri olması lazım. "Nolacak yea" diyen elemanı sen gevşek bulursun, o da seni sıkıcı bulur, normal böyle olması. Yani saygı gösterebilir, ama yine de sıkıcı bulur, uzun vadede sıkıntı.

Senaryoya göre değişir. Mesela benimle içsin ve arabayı orada bırakıp eve taksiyle dönelim atıyorum. Böyle alternatifler bulabilirseniz iki taraf için de daha keyifli olabilir.

plutongezegendegilmi +1
inawen +1

eğer sıradan bir hafta sonu buluşmasıysa çok sorun olmaz ama eğlenmek için organize ettiğimiz güzel bir gece falansa ya da mesela rakı balığa gidilmişse içmesini beklerim karşımdakinin.
zaten öyle bir programa arabayla gelinmemeli.
ya da araba bırakılıp taksiyle dönülmeli.
genelde o işler öyle halledilir.

bir de tabii mesafeler ve içilen içki de önemli.
yani yetişkin ve sürekli içmese de sosyal içici kıvamındaki bir erkek bir bira ya da bünyesine göre bir tek rakı içtikten sonra yakın mesafe için (mesela bostancı-erenköy falan gibi aynı ilçe içinde) rahatlıkla araba sürebilir.
ama köprü geçilecekse araba orada bırakılsa daha iyi olur mesela belki.
yani kuralcılıkla uptight olmak arasında fark var, o sınır aşılmamalı.

Ben sebebi ne olursa olsun bana veya cevreme zarar vermedigim bir davranis icin “x istemiyorum” demissem (x’ten emin degilim, sence x mi yapsam, x yapmaktan cekiniyorum falan degil de x yapmam, yapmak istemiyorum) hala bunda israr eden bir insanla neden sevgiliyim diye dusunurum daha cok. (“Banyo yapmak istemiyorum” “ilacimi almak istemiyorum” demissem israr edilebilir tabii belki.)

Ha ama genel hali tavri cok kasinti bir insansa sıkıcı bulurum tabii. Cok gencken bir sevgilim vardi, her ortamda oldugundan daha olgun, agir biri gibi davranirdi. Komik sakaya bile gulmezdi. Insanlara “cocuklar!” falan diye hitap ederdi. Icimi en cok bayan insanlardan biridir bugun bile.

hayır, alamaz.

Yess. Çok daha hafif etkileri oldu bende. Diğer dozlarda kol ağrısı 2 gün kadar sürmüştü diye hatırlıyorum, bunda 1 gün kadar sürdü, 2. bahsetmeye değmeyecek kadar hafif benim için.

Hayır, İstanbul'da bana yakın bir randevu bulamadım. Kadıköy'de hiç yok, ama civarında da var denemez.

Oldum, bir sıkıntı yaşamadım (üçüncüde de yaşamamıştım).

Kardeşim bir öncekinde hastalanmıştı bayağı, bunda da aynı şekilde hastalandı. (2 günde geçti.)

Oldum. Üçüncüde yan etki yapmıştı. Çarpıntım olmuştu ve tansiyonum çıkmıştı. Bunda olmadı.

Eski kartlardan yeni kartlara geçiş sürecinde bakiye aktarım süresi tanınmıştı sanki, o yüzden eski bakiyen şimdi yanmış olabilir

sistemde hem python 2 hem python 3 yüklü mü? belki pip install python 2 ye yüklemiştir ve siz python 3 te çalıştırmaya çalışıyorsunuzdur?

çalıştığınız dosyanın adı da mı numpy o da etkiliyor bazen

O hata değil warningdir. Unused ne demek, "kullanılmayan" yani import edilmiş ama kullanılmamış. Örneğin

import numpy as np #yazdıktan sonra
x = np.arange(5) # yazarsan, numpy için unused uyarısı kalkar ve x için unused uyarısı gelir, kullanılmıyor diye.
print(x) # yazınca da x kullanılmıyor uyarısı da kalkar

Oyle hesaplanmiyor aletin o markaya uyumlu olmasi lazim.

Oppo'nun kocaman hizli sarj aleti samsung'u normalden bile yavas sarj ediyor.
Uyumlu degilse 12v taktigin aletle telefonu yakman bile mumkun.

Sıkıntı yaşamazsın çünkü o 25watt belirli bir süre maksimum ulaştığı değer, şarj işleminin başından sonuna kadar sürekli 25 watt değeriyle şarj olmuyor artan ve azalan eğri yapıyor

ikincisi telefon markaları bunu yapıyor :/ telefonun desteklediğinden daha düşük şarj aleti koyuyorlar, destekliyor istersen gidip alabilirsin diyorlar

Kullanıcı girişi yaptınız mı?

Reddit haricinde bir siteye yüklenip paylaşılan bazı video ve gif’ler vpn olmadan açılmıyor evet.

şimdi ipconfig flushdns yaptım, üzerine dns'i 1.1.1.1 , 1.0.0.1 yaptım düzeldi arkadaşlar.

Imgurda garip bir ban var Türkiye'de, erişim var ama içerik yok. Oraya yüklenen video ve fotolar açılmıyor. Şimdi reddit'e direk yüklendiği için daha az var ama 2-3 sene önce Türkiye'de redditte dolaşılmıyordu

normal bende. türknet fiber (türk telekom yani).

Bizim evin etrafı güllük gülüstanlık bomboş, ama eşim covid pozitif mesela 3 gündür. Göstermiyor olabilir belli vaka altını ya da üç aşılıları? Ben de temaslıyım ama risksizim mesela istesem işe giderim, ortalıkta dolaşırım. Tesadüfen test oldu eşim de belirtisi falan yok, risk geubunda insanlar var etrafında nolur nolmaz negatifii göreyim de diye olup pozitif çıktı, şok oldu. Ateşimiz yok, öksürmüyoruz, tat koku her şey yerinde. Yani bizi vaka sayıyorsa ayıp olur bence. Artık eve kapanmanın bile alemi yok bence ama yaşlılara saygımızdan kapandık.

Şimdi baktım, kesinlikle haklısın, vaka sayısı yatay devam ederken uygulamadaki yoğunluğun bu kadar hızlı dönüşmesinin hiçbir mantığı yok. Muhtemelen uygulamanın baz aldığı parametrelerle oynadılar. Aslında risk geçmişte olduğundan çok daha az, vakaların çok daha düşük bir oranı ağır hastalık veya ölümle sonuçlanıyor, virüsün bugünkü seyri açısından uygulamadaki risk haritasının artık pek bir anlamı kalmadı. Virüs zaten her yerde, sosyal mesafenin azaldığı kalabalık her yer kırmızıdır diye düşünebiliriz basitçe.

yoğunluk haritasında bug olduğunu düşünüyorum. zira haritayı açınca "çok yüksek riskli bölgedesiniz" diyor, ama yoğunluk haritasını açınca bir halt yok.

yani parametrelerle oynanmış olsa, ya da bir şeyleri gizliyor olsalar, ilk açtığımda da "düşük riskli bölgedesiniz" derdi.

Bu duyuruyu ilk okuduğumda heryer kıpkırmızıydı. Bu sabah aklıma geldi baktım ve her taraf mavi yeşil olmuş. Muhtemelen parametreler değiştirildi, 2 haftaya vakalar düşecek diyordu Bakan, 2 gün bile sürmedi :)

ben de aynı şekilde parametrelerin düşürüldüğünü düşündüm yine de bir sorayım dedim. sağlık bakanı 2 haftadır hastalık hafifledi gibi konuşmasından sonra haritalara da el atması şaşırtmaz.

91'i bilemedim ama 10 sene sonrası için aklıma gelen bir örneği yazayım diye geldim. Şimdinin ~500-750 bin liralık daireleri 5-6 bin liraydı.

90'li yillarin basinda toyota corolla ilk turkiye'de satilmaya basladiginda gazete ilanlarini hatirliyorum. 50 milyon liraydi.

bizimkiler suanki 3+1 evlerini 99 yilinda sifir olarak 20bin tl'ye almislardi. o donem hatta biraz pahali aldigimizi soyluyorlardi. suan bu ev 1-1.2 milyon civari olmasi lazim.

91 yilindaki 250bin tl'ye, (filmlerdeki) saban'in oturdugu gecekondu mahallesini satin alirsin:)) millipiyango 91 yili yilbasi cekilisi buyuk ikramiyesi sifir atilmis haliyle 22bin tl. 1990 yilinda atakoy'de toplu konut yapmislar, 3+1ler 550milyon (yeni parayla 550tl) civari satiliyormus. muhtemelen 1 yil sonraki fiyati de 600 tl civariydi (enflasyon cok dusuk).

ubi dubinin verdigi 91 yili ornegi hatali. tam bilet fiyati 40 bin liraymis. yani 250 bin lira ile mahalle falan almak soz konusu degil.

d35fbhjemrkr2a.cloudfront.net

91 yilinda ara cekilis bir piyango bileti 40 bin liraymis. bu durumda 250 bin lira cok da buyuk bir para degilmis.

babamın 91-92 yıllarında maaşı 2 milyon'u ilk kez geçmişti. 92'de aşağı yukarı 50 milyon maliyet ile 2 katlı müstakil ev inşaatına girmişti peder.

bunları referans alırsanız 250bin'e anca güzel bir oturma grubu alabilirdiniz derim.

şimdi baktım da enflasyon hesaplamasına göre 1991'de 250bin'in karşılığı 2022'de 1263 tl'ye denk geliyor zaten.

üstteki arkadaşların tamamı ya yanlış hatırlıyor ya da bin ile milyonu karıştırıyor :D çünkü 91'lerde maaşlar milyonları görmüştü. her şey milyon bandındaydı. arabalar 15-20 milyon (tofaş) evler 30-40 milyon diye giderdi. hiç binli rakamlarla işimiz olmadı o tarihlerde. 94 krizi ve sonrasında da yavaş yavaş milyarlar hayatımıza girdi

hayır sıfır atılmadan önceki haliyle 250bin tl.

ben anlamadim ya? su mu?
www.tozlumagazin.net
yoksa milyar mi? :D

96'da 50 bin benim okul harcligimdi simit ve meyve suyu.
3 milyara da ev almistik.

2005'te 6 sifir atildi.
1 milyon eski lira = 1 yeni lira (bugunku kullandigimiz lira)

Hangisini sordugunu bilmedigim icin ikisini de yaziyorum.

CEVAP 1) sorulan 250bin eski lira ise;
250bin eski lira = 25 yeni kurus
250bin eski lira / 4183 eski lira = 60 dolar eder.
(91 yilinda ortalama 1 dolar = 4183 eski lira)
(not: dolar enflasyonundan dolayi bugunku yaklasik 124 dolara denk geliyor.)

CEVAP 2) sorulan 250bin yeni lira ise;
250bin yeni lira = 250 milyar eski lira
250 milyar eski lira / 4183 eski lira = 60 milyon dolar eder.
(91 yilinda ortalama 1 dolar = 4183 eski lira)
(not: dolar enflasyonundan dolayi bugunku yaklasik 124 milyon dolara denk geliyor.)


kur icin kaynak: www.tcmb.gov.tr

93-94te yanlış hatırlamıyorsam simit 1000 liraydı, günlük harçlığım olduğundan hatırlıyorum

encrypted-tbn0.gstatic.com

99'da 3 bin lira/3 milyara 3+1 ev pek mantikli gelmedi cunku inflasyonun agababasi doksanlar boyunca yasandi.

92'de nissan laurel altima bakiyorduk, dun gibi hatirliyorum 220 milyon liraydi fiyati, paramiz yetmemisti citroen bx almistik, o da 180 milyon falandi.

o zamanlarda da enflasyon ucuyordu, %70-80 falandi. Yani bir sene geriye sararsak 91'de ayni laurel altima tahminim 130-140 milyondu yani $30.000 civari. Tabii o zamanlar otv falan yoktu.

Tam da 91 yılında gunluk harcligim 3 bin lira idi diye hatirliyorum orta halli bir ailenin ozel okulda burslu okuyan cocugu idim, harcligim arkadaslarima gore azdi ama gunluk ihtiyaclarimi karsilayip kalani da biriktirebiliyordum, kendime converse falan alirdim.

92'de sıfır lada samarayı 90 milyon lira civarında bir paraya almıştık. onu hatırlıyorum

Örnek olması açısından ben de 99 98 civarı 50binliraya dondurma alabildiğimi hatırlıyorum ya da süpriz yumurta

cassey +1 100.000 isterdim annemden. cikolata, kucuk cips alirdim yuz bin liraya 2000 yilinda falan. bence de milyarla karistirilmis bi sey. annemin bahsettigine gore 92 senesinde kiralik dairesi 500.000tl diye aklimda kalmisti. bugun icin bi 124$ hesabi yapan arkadasin dedigi gibi sanirim

Ortalama 80 dolar, 6-8 gram altın gibi bir değeri var.

Bazı cevaplarda sıfır atılmayla alakalı hatalar yapılmış, 250.000 liraya 6 sıfır ekleyip 250.000.000.000 (iki yüz elli milyar) sanılmış herhalde.

1991 yılında asgari ücret net 503.000 liraymış, yani duyuru başlığındaki rakam yarım asgari ücret.

Bugün ki değeri ile ortalama 2.000 lira, dolar olarak bakarsak 80x13,5 = 1.080 TL, altın olarak bakarsak 5.000 TL gibi.

91 model Doğan L aracı 95 ya da 96 yılında 160.000.000 liraya almıştık sanki!

Ama o zamanlar ki araba ve ev fiyatları paranın değeri için bir gösterge olmaz, çok pahalıydı o zamanlar ev ve araba. Şimdiki gibi bile değil.

zamanınız varsa bizimkiler bölümlerini izleyin günlük fiyatlar hakkında bilginiz oluyor, hem de eglenceli :)

enflasyon hesaplayıcısında yüksek çıkar, çünkü o programlar türk lirasından altı sıfır altıldığı yıl çuvallıyor. o zamanın 250.000 lirasını sanki sıfır atılmış gibi falan düşünüyor.

1991 yılında renault 21 concorde model arabayı 85 milyona aldık. zamanının epey lüks arabasıydı.

yani oranlarsak, bmw falan gibi premium değil ama üst paket bir sıfır araba parasının 1/340'ı diyebiliriz. yani günümüzün 1500-2000 lira civarı bir tutarına denk geliyor bence.

enflasyon hesaplayıcısına göre 91 senesindeki 250 bin tl'nin şu andaki değeri 1263 lira. tcmb'nin sitesi 6 sıfır atılmamış halini yazıyor sadece, o da 1,263,486,576. herhangi bir yanlışlık yok.
sitede de belirtmişler zaten.
"Yapacağınız hesaplamalarda 1 Ocak 2005 tarihinde paramızdan 6 sıfır atıldığını unutmayınız."

91 senesi 250 bin lirası şimdinin 1000 lirası eder.

92 yılında kiramız 250 bin liraydı.

avatar is back’e katılıyorum. 1992’de 1 milyon tl bir üni öğrencisi aylık harçlığıydı. Sonunun cevabının Bugünün 1000-2000 civarı olması çok muhtemel.

93 yılına ait konser bileti fiyatlarını görünce bu soru aklıma geldi.

twitter.com

pbs.twimg.com

Benimkilerde hiçbir şey olmadı. İnternet üzerindeki bilgiler çok tek tük olaylardır çünkü hayvanlara bulaştığıyla ilgili bir şey veya covid yüzünden ölen kedi/köpek hiç duymadım.

Ben pandemi başladığından bu yana insandan kediye bulaşan sadece tek vaka haberi okumuştum sanırım İngiltere'deydi. Dolayısıyla bulaşmıyor diye kabul ediyorum.

kedilerin covidi baska belki onunla karistiriyorlardir. Su an gundemdeki covid kedilere bulasmiyor diye biliyorum.

kedinize covid 19 bulaştıramazsınız.
evde başka biri varsa, gelip size sürtünüp, ağzınızı burnunuzu yalayıp sonra gidip evdeki diğer insanı yalarsa, o şekilde ona bulaşmasına neden olabilir yalnızca.

kedi koronası denen şey de aynı virüs grubundan fakat insandan hayvana, hayvandan insana geçişi yok.

pandeminin başlarında hayvanat bahçelerinde covid pozitif çıkan aslan-kaplan haberleri vardı.
www.bbc.com
www.aa.com.tr
benzeri haberlerde var ne kadar doğru bilemiyorum.

Belli bir yaşın üstüne ayrı, altına ayrı aşı yapmışlardı. Birine 1 tane diğerine 2 tane mi ne yapmışlardı ama hangileriydi hatırlamıyorum.

2.dönem yaptım. Yapmadılar. Olacak falan demişlerdi ama ben olmadım yani

ilaç verildiğini hatırlıyorum ama aşı yapıldığını hatırlayamadım. aynı dönem arkadaşıma sordum o da hayır dedi. size de bi sorayım dedim.

Abi bahsettiğin seçenekte perşembe alırız cuma teslim ederiz kısmında bence bir yanlış anlaşılma var.bunu havaalanından verirken bile garanti etmek zor kaldı ki sen başka şehirden vermişsin.

Büyük para ödemişsin valla

daha ucuz teklifler aldım ama şirketlere güvenemedim. yanlış anlaşılma yok. şikayet içni tekrar aradığımda haklı olduğum söylendi ve gecikme nedeni tamamiyle DHL'in istanbul sevkiyatını kaçırması olduğunu tarafıma bildirildi. sonra tekrar beni arayacaklardı ama aramadılar.

ustunde durup darlarsaniz paranizin bir kismini iade edebilirler. pesini birakmayin.

genelde www.r10.net
ben de böyle bir ortam arıyorum ancak r10'a da pek takılmıyorum

r10'da tatsız insanlar var ya.

Türkçe yok maalesef, bence büyük eksiklik. Twitter'dan belli başlı kişileri takip edebilirsiniz ya da dev.to'da yazan 3-5 kişiye rastlamıştım, orası da olabilir ama pek fazla insan olduğunu sanmıyorum.

Tamami eksisozlukte valla.
1 tane yazilimla ilgili entry gir yuzbin kisi mesaj atiyor.

Quora belki?

turkce olarak biz telegramdayiz. kanallar icin eksicode.org adresine bakabilirsiniz.

başka kablo dene. ethernet soketin gevşemiştir veya o kablo iyi çakılmamıştır pinleri gevşektir bilgisayarda tam değmez konsolun soketi daha sıkıdır mesela onda temas eder vs. mekanik sorun olma ihtimali yüksek.

muhtemelen uzun kablo cat5 dir ve endustri standartlarinda cakilmsmistir. normal de hattin calismasi icin 8 telin 4 yeterlidir. ama yeni sistemlerde konu biraz farkli

fabrikadyon cakilmis 3-5 metrelik cat6 kablo al. sorunun cozulecektir.

kabloların hepsi 8 pin ve cat 6. kabloların hepsi çalışıyor tek tek denedim, sadece yeni router ile desktop arasında çalışmıyor nedense.

Uzun kablonun straight over değil de cross olma ihtimali var mı? Bazı cihazlar bunu çeviremiyor. Anlamak çok da zor değil. Teknoloji marketlerden uzun fabrikasyon bir kablo alıp deneyin. Bu kadar kısa bir metrajın bu etkiyi yaratması çok olası gelmedi bana.

kablolar cat tia/eia 586B. denediğim kablo straight sanırım çünkü iki ucun dizilimi aynı.

Orpheus'a katılıyorum. Başka mantıklı açıklaması gelmiyor aklıma.

cevaplar için teşekkürler. update yapayım o zaman.

bugün superonline'dan geldiler. dün ne yaptıysam wan sinyalini kestim. sanırım başka cihaz kullandığımı anlayınca internetim kesildi. hazır gelmişken soketleri de değişirmisiniz dedim değiştirdiler. bu arada 8 senelik eski routerımı alıp yeni router taktılar.

işleri bitince deneme amaçlı sadece lan'dan bağladım. yine görmedi. ama bir süre sonra görmeye başladı. lan1'den bağlayınca nazlanıyor gibiydi. 4'e taktım direkt gördü.

ethernetleri 8 sene önce çaktırdığım için tak çıkar yapmaktan gevşemiş demek ki. ama ilginçtir eski router bu soketleri tanımada sıkıntı çekmiyordu :)

Bilgisayarınızın IP ayarı otomatikte değil mi?

Bunu sabitlediyseniz yeni modeminizde daha önce bu IP'yi alan başka bir cihaz ile çakışıyor olabilir (örn. cep telefonunuz).

@burfak

DHCP otomatik ama şöyle bişey var. Kablo hiç takılı değilmiş gibi davranıyor. Ağ bağlantıları kısmında kırmızı X var. Hiç bir şekilde bağlanmıyor. Kablo sağlam, ethernet girişi de sağlam. Anlamadım gitti.

Üst düzey Asus, giriş seviyesi tp-link

Ihtiyacimi gorecek olan ve bütçeme uyan birini alir, markaya bakmazdim bile.

netgear tabi ki de

Asus. Markanın ürünleri her zaman kaliteli geliyor bana

Markanın hiçbir önemi yok. Asus'un marka olarak bir ağırlığı olduğunu düşünüyor insanlar ama çok spesifik ürün ve seriler haricinde Asus basit bir markadır. Telefonlarına bakarak fikir edinebilirsiniz.

asus al geç.

zyxel ve asus kullandım ikisi de iyidir. üzmedi.

Üç ev ve bir iş yerinde Asus DSL AC750 kullanıyorum, sıfır sorun.

İkisi de yeni tip olmalı. Aksi mümkün değil.

Monopro maske tavsiye ederim. Vegan ipek dedikleri Cupro kumaşı yüzü yakmıyor, yumuşak bir dokunuşu var. www.trendyol.com

bi şey olmaz. benimki de bir yıllıktı. fotonun ne zaman çekildiğini kontrol etme şansları yok zaten.

ben eski pasaportumdaki fotografi vermistim, yie pasaport ici. memur fotoyu biraz kirpti, bakalim sistem kabul eder belki dedi, etti.

Sistemde daha önce görünen bi gotoyu vermiştim. Memur pasaportun onaylanmayabilir dedi. Onaya başka bi memura gidiyormuş. Onun inisiyatifinde dedi. Ama onayladılar problem olmadı

Ben yeni cekildigim ve zaten yeni kimlik için cekildigim biyometrik fotoğrafa rağmen yakın akrabalarıma dair güvenlik sorularını cevaplamistim. Görevliye o da yetmedi "maalesef bir yakınınızın sizinle gelip teyit etmesi gerekiyor" dedi. Kardeşimle gittim, o benim gerçek ben olduğumu onayladı da öyle alabildim kimliği.

Oldu mu oluyor yani fotoğraf yeni olsa da. Bu fotoğrafla gidin olmazsa cekilirsiniz yenisini derim ben

Gecen 3 yil once pasaport aldigim fotoyla yeni kimlik cikardim sikinti olmadi.

Bu soruya herkes için geçerli bir cevap verebilen insan sanırım peygamberliğini ilan ederdi.

Bana sorarsanız mutluluğa erişmek için öncelikle kendi tanımı altında ezilmeyecek bir mutluluk tanımı yapmak lazım. Her anı coşkuyla yaşamak, her sabah güne inanılmaz bir heyecanla başlamak falan pek gerçekçi değil. Normal yaşam döngüsü içerisinde bir insanın zamanının önemli bir kısmı "nötr" diyebileceğimiz bir hissiyatta geçiyorsa aslında işler yolunda gidiyor denilebilir. Bunun için bence gerekenler

Temelde

-Hayatınızı idame ettirecek, sizi her an "Ay sonunda ne olacak, fatura ne kadar gelecek" diye düşündürtmeyecek, kendinize zaman yaratmanıza, hobi sahibi olabilmenize, yeni deneyimler yaşamanıza izin verecek bir gelir. Bu tutar ülkeden ülkeye, şehirden şehire değişir ama kesinlikle "Zenginlik" değil.

-Genel fiziksel ve zihinsel sağlık; çeşitli, hatta kalıcı, sorunlarınız olsa da her an acıyla yaşamıyor olmanız.

Sonra da aşağıdakilerden bazıları

-Mümkünse tüketilmeyecek bir şeylere ilgi duymak, hatta daha iyisi tutkuyla bağlanmak. Bu yemek yapmak da olabilir, kitap okumak da, yeni yerler gezmek de, evde kibrit çöpünden gemi yapmak da. Ancak bu şey bir yandan yeni şeyler öğrenmeyi gerektirirken diğer yandan fiziksel aktivite de içerirse harika olur. Bunun ne olduğundan çok kişinin ona ne kadar tutkuyla bağlandığı önemli.

-Sağlıklı bir sosyal çevre; burada nicelik değil nitelik önemli. Yakın olunan insanların sayısı bir elin parmaklarını geçmeyebilir, kız/erkek arkadaş olmayabilir, aileyle genel olarak anlaşılamayabilir. Ancak kişiyi dinleyecek, vakit geçirmeyi de, gerektiğinde yalnız bırakmayı da bilen, sohbet etmekten haz aldığınız birilerinin kişinin hayatında olması değerli.

-Hayattan beklentileri döneme, duruma, şartlara göre ayarlayabilmek. Hayatta bir çok şey göreceli, bir çok şey nerden baktığınıza göre çok değişiyor. Örneğin bir açıdan bakıp bugünkü ortalama insanın yaşamını çok konforlu ve rahat görebilirsiniz; çok değil bir asır öncesinin en zenginleri bugün ortalama bir insanın sahip olduğu bir çok şeyi hayal dahi edemezdi. Ancak diğer yandan bugün ortalama bir hayat yaşayan insan, en zenginlerin yaşayabildikleri/alabildikleri şeyleri izliyor, biliyor ancak yine de onları bir gün yaşamayı hayal bile edemiyor. Bence burada çok ciddi bir zihinsel tuzak var; insanlığın önemli bir kısmı mutluluk hep o anki konumun birkaç seviye üstündeymiş gibi yaşamaya itiliyor. Bu, herkesin bir yandan kendinden daha iyi durumda olan insanları öykünürken diğer yandan da kendi koşullarından tiksinip imkanlarının üstünde yaşamaya çalışmasına, hiç olmadı "miş gibi" yapmasına neden oluyor. Bu kesinlikle "Haline şükret, azla yetin" tarzında bir fakirliğe övgü değil, ancak insanın kendi hayatını yaşarken gerçekliği muamma sosyal medya personalarını kerteriz alması sonu gelmez bir koşuşturmacaya sebep oluyor. Şimdi baktım da; evren 13.8 milyar yaşında, insanlar 5 milyon yıldır ortalıkta dolanıyor, ortalama insan ömrü de 70-80 sene. Her insan kendisi için evrenin merkezi ama evrenin bundan haberi yok. Yani, mutluluk dahil, hiçbir şeyi çok abartmamak lazım.

Mutluluk düşünürler arasinda genel kabul gördüğü şekliyle dışarıyka değil içeriyle, çok şeyle değil az şeyle ilişkilidir.
Bu anlayış bizi yine genel kabul gören kemale ermenin yaşı 40'tıra götürse, demek ki bu yaştan sonra adam akıllı mutluluk kendini bilen için söz konusu olabilir. Acılar içinde se olsa ...

Aslında tam mutlu olmalık bir dönem. Eğer öncesi verimli geçmişse, geleceğe yatırım varsa güzel bir dönem olabilir.

Eskiden mesela bir futbol maçı seni mutlu ederken şimdi daha konfora dayalı beklentiler olur. Bu da para demek malesef.

Merhaba,

Gerçekten güzel bir soru ve altta da çok kaliteli cevaplar var bence. 32 yaşındayım ben de. Mutsuz demeyelim ama, çok keyifsiz ve iyi hissetmediğim bir dönemden geçiyorum son 4-5 aydır.

Bu yaşlarda şunu fark ettim ki, eskiden (20'li yaşların oldukça başında) yaşım ilerledikçe daha çok şeyin kontrolüm altında olacağını zannediyormuşum. Aslında sandığımızdan çok daha az şey kontrolümüz altında, bunu fark ettim. O nedenle, genelde elimden geleni yapıp, gerisini de oluruna bırakmaya çalışıyorum. Bu sayede de kendimi daha az yargılamaya ve suçlamaya çalışıyorum.

Gönül işlerinde de durum benzer aslında. Ne kadar düşünceli, nezaketli, hoşgörülü olursam, o kadar sevilir, mutlu olurum sanıyordum. Ancak sevilmek, nadiren sizle alakalı bir konu. Sevilmeniz, sizi sevecek olanın işi. O nedenle de, ben çokça sevip, az karşılık beklemeye çalışıyorum. Ama bu da o kadar zor ki, çünkü insan karşılık bekliyor nihayetinde. Bunu dediğimi (çokça sevip, az karşılık beklemek) başarmak, şahsi olarak gördüğüm en yüksek olgunluk seviyelerinden birini yansıtıyor.

Şu keyifsiz zamanlarımda da, gerçekten en hoşuma giden şey, aşağıdaki yanıtlarda da belirtildiği gibi, keyifle sohbet edilebilecek birkaç dost.

Sorunuzun tam cevabı olmadı muhtemelen ama aklımdan geçenleri paylaşmak istedim.

mutluluğu coşkudan çok bir hâl olarak ele alırsak, en azından stabil bir iç huzuru ve hayatından memnun olma gibi bir şey olarak da değerlendirebiliriz.

mutlu olmanın sırrı; geçmişteki travmalardan, ailevi kalıplardan, size ait olmayan ama empoze edilmiş olan fikirlerden, "öyle olmalı, böyle olmalı, ayıp olur" falan gibi mecburiyetlerden kurtulup kendini bulmak ve kendin olmaktır bana göre.
hayatın inişleri çıkışları muhakkak olur ama buna uyum sağlayabilme becerisine sahip olabilmektir yani.

bunun için de çaba harcamak lazım.
"arabam var, evim var, maaşım şu kadar, çoluğa çocuğa da karıştık, ee hadi mutlu olayım" demekle mutlu olunmaz.
insanların yüzde 80'i, hatta 90'ı elindeki telefona, altındaki arabaya baktığı kadar kendi ruhuna bakmıyor.

travması, ailevi problemleri, anası babası yüzünden bir nevi "hasarlı" olmayan insan yok.
artık çok fazla enstrüman var, yani insanın kendisi için yapabileceği şeyler konusunda seçenek çok.
ama asıl mesele kendini fark edebilmek.

her gün fıçı gibi içki içip "güzel ya, iyiyim ben, idare ediyorum, zaten bunu da keyif için içiyorum" dersen, mutsuz evliliğinin içinde "evlilik zaten bu yahu, idare edebilmek lazım" diye düşünürsen, her ilişkinde aldatıldığın halde bunu şansa, kadere, talihe, erkeklerin iğrençliğine bağlarsan, başarıya ulaşamamanı torpilsiz olmana, başkalarının senden şanslı olmasına yorarsan, zaten sorunlarının farkında değilsin, hayatını yaşamıyor, sadece idare ediyorsun demektir.

yani hayat bir şekilde akıyor, sen de pinpon topu gibi oradan oraya sekiyorsun, hayat sana bir şekilde etki ediyor, sen de ona tepki vererek yaşıyorsun demektir.
halbuki insan kendi hayatını kendi yaratır.

o yüzden hayatın içinde doğru soruları sorabilmek, sezgilerini dinleyebilmek, kendini fark etmek, karşına çıkana razı olmamak, kendi isteklerin doğrultusunda yaşayabilmek önemli.

bunları yapabilecek gücü kazanmak için de yukarıda söylediğim şeylerden arınabilmek lazım.
onun için de insan kendi üzerinde çalışmalı, kendine zaman ayırmalı, ne istediğini, neden böyle olduğunu düşünmeli.
bunları da düzeltmek için uğraşmalı.

mutlu olmak için
1)sizi mutsuz eden şeyleri tespit edip,
1a) çözebildiklerinizi çözmek,
1b) çözemediklerinizi kabullenmek,
2) sizi mutlu eden şeyleri tespit edip onları daha çok uygulamak gerekiyor.

bu kadar. artı olarak fiziksel sağlığına dikkat eden, yürüyüş spor yoga vs yapan, iç disiplini yüksek insanlar genel olarak o coşkuyu daha çok yaşıyorlar. bunun dışında eskiden sizi mutlu eden şeylerin şimdi etmemesi çok normal çünkü haz zaten harcanan bir şey, sürekli aynı şeyden mutlu olmuyoruz.

Joker (2019 sonu galiba ama)

the gentlemen

Kesin izlemeli misiniz bilemem ama Sound Of Metal bence iyi film, ben kaçırmak istemezdim.

midsommar (2019) diyorum.

The Father

Alsan da calisacak mi?
Turkcell modem sifresini vermiyor kirman lazim.

Turkceli darlayip durursan(btk sikayeti) modemi daha az dandik olan bir modelle degistiriyor.

şifreyi kırdım. turkcell bana modemi değişimi teklif etti ama kullanmak istemiyorum modemlerini. tr069 protokolünü kullandıklarından ve dns leak görüldüğünden dolayı güvenli hissetirmiyor.

keenetic alacaksan ac1200 ve üstü model alman lazım alt modellerinde 5ghz wifi yok

modem şirketini arayabilirsiniz.

galiba modem bir firmware update yapmaya çalışıyor ama başarılı olamıyor.