Ekşi Duyuru

Kanun,anayasa mah
khk, anayasa mah ama olaganustu khk icin yargi yolu kapali
tuzuk , danistay
Tbmm ic tuzugu anayasa mah
yonetmelik , denetim sarti yok

şehir belirtseydiniz?

şuanki kafa "spora ayıracağım vakitte şu kadar soru çözsem" şeklinde sağlıksız bi kafa olduğu için, istesem de yapamam onu ya. fındık fıstık mı yesem acaba.

pharmaton tablet bende uyku kaçırmıştı. gece cin gibi oturuyodum öyle.

Yeşil çay için.

öncelikle uyanık kaldığın her an soru çözmek zorunda değilsin. 12 saat uyursun, geri kalan vakitlerde öyle verimli çalışırsın ki kafana bile takmazsın 12 saat uyuduğunu.

biliyorum stresli bir süreç ama psikolojik açıdan kendini telkin etmen lazım gibi geldi bana önce.

işte bende o irade biraz zayıf, 1 saat çalışıyorum sonra kendimi bilgisayar başında buluyorum. "şuna da bakim buna da" diye.

yani internet-uyku ikileminde uykuyu saf dışı etmek isteyecek kadar iradesiz bi adamım :(

Belirttigin fiyatlara

dslr makinesinin 2. elleri çok fazla düşük olmuyor.tertemiz bir makinede piyasadaki ortalama fiyatın 300-400 lirası aşağısı makbuldür.fiyat düşümü de garantisinin sona ermesi, shutter sayısına..vs bağlı
tabii 600-700'e satarsan anında alıcı bulman daha hızlı ve kolay olur. 600d'nin sıfırı 1500 lira civarı imiş bence 1000 lira civarı fiyat biç.

biri skoda
biri citroen

mecburmuyum bu ikisi arasında seçim yapmaya ya =(

c3 ü gördüm beğendim. fabia yı görmedim ne desem boş.

Fabia

fabia

karakola gidip şikayetçi olması lazım. bi arkadaşımın kartı kopyalandı. 3000 liralık benzin almışlar. bi şekilde bulundu ve parasnı aldı.

bankası bilgilendirmemiş mi?
yurt dışı farklı bir işlem olunca banka provizyon vermiyordu.
benim de başıma gelmişti, banka aradı, provizyon vermedik kartı da iptal etmişler sağolsunlar.
yoksa 5000$ girecekti.

sitelere baktım da pek türkiyeden yapılacak yerler değil. ilk işlem için sms istenmiş. diğer iki işlem için bi bilgilendirme olmadan direkt çekim yapılmış.

arkadaş bankayı arayıp iptal etmişler şuan için form göndermişler.

tez vakitte müşteri hizmetleri aransın, "böyle böyle bir işlem oldu, bu işlemi ben yapmadım" densin. işlemi iptal ederler. kredi kartını da iptal ederek yenisini gönderirler.

yapacağınız işlem şu

(bkz: chargeback)

16 mart 1978'de eczacılık falültesi'ndeki bombalı saldırıda 7 kişi hayatını kaybetmiş. Bu olabilir mi acaba?

bahar şenliği günleridir.

15-16-17 mayıs

Yok her yere istisnasız 16-15-16 yazmışlar. Sınıflardaki tahtalarla dahi silinmeyen kalemle yazmışlar. Olayını anlamadım.

ben de gördüm. anarşistlerin üslubuna benziyor. onlardır büyük ihtimalle. yakın zamanda bir açıklama da gelir

Matthew 16:


15 "But what about you?" he asked. "Who do you say I am?"
16 Simon Peter answered, "You are the Christ, the Son of the living God.


Diye bir bilgi var.

Bu da olabilir www.kolektifler.net

Evet ya benim de bugun dikkatimi çekti, anlam veremedik. Çok esrarengiz.

ben de kafaları yedim bütün sınav boyunca da kafama takıldı sonra sınavdayken de millet yine bağırdı çağırdı
öğrenilirse ben de yeşillendirileyim lütfen :(

''Ayın 16'sında,15 yaşında,16 kiloda şehit düştü..umudun çocuğu Berkin Elvan.''
diye facebookta paylaşılmış.

taksi en kolayı yarın için.

hocayla konuşup ödevi öğrenme şansın da mı yok ki

gecersin, sakin ol

hocaya sormak bizim okulda ters tepiyor derse gelmiyosun bi de utanmadan soruyosun gibisinden...
Bence sınıftakilerden birine sor ödevi yap ve kurtul yani böyle hesaplarla uğraşmak yerine

ödev proje ödevi ve grupça yapmak gerekiyormuş. 4 gün sonra da sınav günü grupça teslim edilecek. şimdi hiç tanımadığım adamlara götüm götüm yaklaşıp "dahil edin beni" diyemem. hocayla konuşup ya ayrı bi ödev vermesini rica edicem "çalışıyorum" falan diyip, ya da yukarıdaki sorularıma göre mezun olup olamıcam :/

ben yaptım onu, tanımadığım insanlara ödev için 3.olabilir miyim diye şirinlik yaptım ama herkes grubunu kurmuştu. Ben de asistana gittim dedim böyle böyle, uzatmalı olduğumdan pek arkadaşım yok falan, listeden baktı buldu elemanları ben de onları buldum, ödevi hazırladık bitti :)
Hocanın kendisi terslemiş öyle gidenleri ama asistan anlayışlıydı yani.

yok sorun şu dakikadan sonra "ödev hazırlar mıyım" kısmı değil. herkes grubunu kurmuş ödevini hazırlamış, salı günü teslim edecekler. hocayla görüşebilirsem "eşdeğer ama tek başıma yapabileceğim bi ödev verebilir misiniz" dicem artık.

ama şu sorularıma da cevap verin kurban olayım :/

bütünleme sınavı apayrı bi sınav mı yoksa final yerine mi geçiyor ? yani vizeden sıçtıysak umut yok mu?

ve tek ders sınavına hem haziranda hem ocakta girebiliyor muyum? :/

benim senden farkım bütünlemeye girmiş olmam. ve evet bütünleme final yerine geçer.

tek ders sınavına muhtemelen iki dönem de girebilirsin, mantıken öyle olabilmeli yani. ama o kkonuda bi bilgim yok maalesef benim

bütünleme finalin yerine geçer.

düzenli yaşamaktan başka çare yok. çünkü uyku öyle ya da böyle çıkarıyor acısını. senin de dediğin gibi o günün iyi geçmez yada o uyumadığın saatler bir haftaya yorgunluk yapabilir. düzenli yaşamaya tamam ama yine de uykulu hissediyorum diyorsan spor yapmanı öneririm.

bunun dışında vücudun halsizliğini gideren ilaçlar mevcut, yardımı dokunabilir. bahsettiğim ilaç türkiye de biraz pahalı, adını hatırlamıyorum ama küçük bir araştırmayla çıkar karşına ya da burda bilen birisi söyler.

ayrıca toz paket kahveleri önermem.

Benim de saçmasapan bir uyku düzenim oldu nurtopu gibi, biraz daha böyle devam edecek. Şimdilik kısa süreliğine Supradyn All Day kullanıyorum, hafif ayakta tutuyor ama ilk uyuyabileceğim günde yine 12*13 saat uyuyup kalktıktan sonra "Yataaak" diye sayıklıyorum.

uyanınca soğuk duş.
ilaç falan ya da başka bu duruma yönelik ot mot alternatif tıp başlığı altında bulunan bişy kullanma, kendini ona alıştırırsın (bağımlılık gibi gözükmeyen bağımlılık, psikolojik bağımlılık)

beslenme ve ruh halini gözden geçir
aşırı karbonhidrat tüketimi ya da khidrat ağırlıklı beslenme bir sebep olablir mesela.
artık gerisi de sana kalmış ya da daha ayrıntılandırırsan bişyler derim belki.

bana da öyle geliyor.

ya zaten çıksa nolcak allaşkına. millet o kadar mal ki. adamlar resmen milyon dolarları nasıl indirdiklerini anlatıyor, kuranla falan dalga geçiyor, "çaktım gitti sureyi" falan diyorlar ama bana öyle geliyor ki yine sadece iktidar karşıtı insanlar bunu konuşuyor.

ne bileyim sosyal medyaya bakıyorum, çevreme bakıyorum, akpliler hala daha bana mısın demiyor. yani 25 mart'ta tüm akp'ye oy verenlere ana avrat küfredilip "ahahah salaklar nasıl oy veriyor" içerikli bir tape gelse bile çok bişey değişmez gibime geliyor.


olm niye böyle insanlarımıza var ya?

tor yüksek güvenlik sebebiyle hiçbir flash içeriğe izin vermiyor.

açılan videolar muhtemelen html5 olanlardır. şu an tor yok bende ama

www.youtube.com

adresinden html5'i aktif etmeyi deneyebilirsiniz.

html5 oynatıcıyı denediniz mi? Flash sorununu belki o şekilde aşabilisiniz.

www.youtube.com

a oldu açıldı giremediğim 3-4 videoya baktım da şimdi. çok teşekkürler.

ktunnel falan kullan, youtube'a girdiğini farketmez engelleyen yazılım, istediğini izlersin. başka bir çözüm: ultrasurf.

"tor yüksek güvenlik sebebiyle hiçbir flash içeriğe izin vermiyor" diye saçma sapan bir şey yok. tor şuna izin vermiyor buna izin vermiyor diye bir şey yok. tor'dan her türlü bağlantı geçebilir. tor flash filan kontrol etmez. tor "flash'a izin vermiyorum" filan diyemez.

tor bir protokoldür. tor ile tor browser aynı şey değil. tor browser denen şey içine tor entegre edilmiş, özelleştirilmiş bir firefox sürümüdür sadece. default olarak flash devre dışı halde gelir ama pluginler kısmına girip flash'ı etkinleştirirsen gayet de kullanabilirsin.

onun dışında dediğim gibi tor'un kendisini sisteme ayrı olarak kurup başka tarayıcılarda kullanmak da mümkün. tor browser denen şeye mahkum değilsiniz. o sadece kolaylık olsun diye oluşturulmuş hazır bir paket. şunun şurasında 1-2 seneye önceye kadar o da yoktu. kendin toru kurup ayarlaman gerekiyordu.

ha ama ben chrome'daki zenmate eklentisini öneririm. eklenti kurabiliyorsan işyerindeki bilgisayara bir onu dene derim. daha hızlı çünkü.

zaten anneniz düzenli olarak kullanıyordu bu ilacı değil mi?
doktorunuza belirtin piyasada bulamadığınızı. belki piyasa bulunan veya başka şekilde penisilin yazar.

penador mu ne öyle bi ilaç varmış, önce o kalkmış piyasadan deposilin'e geçmiş işte, şimdi de bu bulunamıyor. başka da alternatifi muadili yok galiba :/

ilaç 6 aydır piyasada yok. sadece hastanelerden bulma imkanınız var. bir de bimer'e yazarsanız ilaca ulaşmanıza yardım edildiğini söylüyorlar. en azından şu hastaneye gidin orada bulabilirsiniz diyorlar sanırım. deneyin bence.

var var, açıköğretim için de var diye biliyorum, sonuçta öğrencisiniz. öğrenci belgesiyle gidiyorsunuz sgk'ya "ben okuyom yaa" diyorsunuz (abi çok özür dilerim, allah benim belamı versin, yapacağım espriyi skeyim, söz bir daha yapmıycam). silmeleri lazım.

yaşa baglı

Açıkçası başka bir bölüm olsaydı bir nebze kpss'ye devam et diyebilirdim kendimce ama gazetecilik gibi bir bölümde (bildiğim kadarıyla Türkiye'de işsizlik oranının en yüksek olduğu alandır kendileri, %19 ile) Doğan'dan Milliyet'ten staj teklifi geliyorsa ohoo... Bu teklifi değerlendirmeyi bundan 4 sene önceki o idealist halinize borçlusunuz gibime geliyor. Yani ben karar verirken hep bu şekilde düşünmüşümdür. 4 sene önceki ben'e saygı duyduğum için bile değerlendirirdim, kpss kaçmıyor sonuçta.

Ve sonradan aklıma geldi, parasız çalıştırsalar ve yol verecek olsalar bile Doğan'da staj nedir ya? CV'n gün yüzü görür, rahat bir nefes alır yemin ediyorum.

Siz ne yapmak istiyorsunuz önemli olan bu. Stajı gözünüzde çok büyütmeyin derim, staj süresi biter bitmez sizi kadroya almak gibi bir niyetleri olduğunu sanmıyorum - radyo tv mezunuyum, cnnturk'te staj yaptım- yani staj yapıp yaklaşık 2 yıl kadar da stajyer konumda çalışmaya devam edeceksiniz çok yüksek ihtimalle. Sonra belki kadrolu olurdunuz. Kpss yolundan devam etmek aklınıza yattıysa hiç bozmamanızı tavsiye ederim.

Mutluluklar.

yoo iyi yapmışın harbiden hakkını vererek kpss çalışıyosan iyi. boşver. özel sektörde sürünürsün ya ne acelen var alternatif yolları zorla. özel sektör en son iş...

fikrimi kendimden örnek vererek beyan edeyim. fen edebiyat fakültesini 3. senemde bıraktım. hep güzel sanatlar istemiştim, imkan olmadı, ama içimde kalmasını istemediğimden 3. senemde okulla beraber garsonluk, mağaza çalışanlığı gibi birsürü işi götürerek para biriktirdim ve yine okul devam ederken biriktirdiğim parayla güzel sanatlara hazırlık için bir atölyeye gitmeye başladım. güzel sanatlar da benzer şekilde özel sektörde neredeyse hiç yeri olmayan bir iş. piyasası bile yok. istediğim okul olmadı ama yine de bir güzel sanatlar fakültesine girdim, istediğim okulda misafir öğrenci olarak 1 sene geçirdim. tam "ulan bi bok olmayacak bu işten aç kalıcam amk memur mu olsam hocalık mı kassam" demeye başlamıştım. güzel sanatlardayken birsürü yere staj başvurusu yaptım ben de -bu arada çizgifilm öğrencisiydim. iş-staj başvurularından ümidi kesip üds müdese kasmaya başladığımda iş başvurularımdan birine yanıt geldi, 2 senedir de o işyerinde çalışıyorum ve çok mutluyum, iyi ki hoca falan olmadım profların bilmemnelerin bi tarafını yalamak zorunda kalacaktım maaştı düzenli işti deyu. diyeceğim şu; eğer gerçekten kpss ile biryere girdiğin zaman aklına "ulan o staja gitse miydim keşke bi deneseydim" fikri düşecekse, git stajını yap. sonra tekrar kpssye girme şansın var nasılsa. ama kpss ile yerleştikten sonra staja-özel sektöre dönmek daha zor olacak çünkü alıştığın bi düzen olacak ve bir süre sonra monotonluktan-yorgunluktan istesen de denemeyeceksin. pişmanlık yaşayıp yaşamayacağına karar ver, sonra yardır. denemediğine pişman olmaktansa denediğine pişman olmak benim herzaman tercih ettiğim şeydir.

son olarak 7 yıldır üniversite öğrencisiyim-hala mezun olamadım, 3 tane üniversite gezdim, 2 senedir maaşlı sigortalı çok sevdiğim bir işim var ayrıca 25 yaşındayım. yaşıtlarım ne yaparsa yapsın. hiç de pişman değilim.

Esasında bende de "yapmadığıma pişman olacağıma, yapayım da gözüm arkada kalmasın" mentalitesi hakim. Ama galiba yapmazsam pişman olmucam, şu sıralar "beyaz eşya taksidine gireyim" düzlüğüne erişmiş durumdayım. Birazcık da memuriyet kolay geliyor, başarması da yapması da kolay "sınava çalışırım, kazanır atanırım" durumu var. Özeldeki kendimi birilerine ispat etme çabasının olmaması galiba böyle düşündüren. Teşekkürler bu arada cevaplar için.

bolca ekmek içini top haline getirip yutmak geçirebilir.

ağzını ekmekle doldur,çiğne ve hepsini birden yut.böyle geçiyor.bir de portakal falan işe yarıyor :)

ya doktora gitmen lazım bencei bi doktor arkadasım anlatmıstı
acile gelen bi vaka baya ciddiymş. kılçık enfeksiyona yol açıp solunumu kapatmış.
sanırım kbb ye gitsen alırlar hemen.

sıkı yumurtayı parçalamadan yut.

aynı şey geçen yıl annemin başına geldi; küçük bi kılçık bademciğine saplanmış. bi gün bekledik kendiliğinden çıkar mı diye ama aksine daha çok gömüldü. neyse hemen gittik cımbıza benzer bi aletle 5 dakikada çıkarıp aldı doktor. demem o ki; çok basit bi işlem, gidin doktor çıkarıversin. sonra şişer, apse yapar, problem büyüyebilir. geçmiş olsun.

m.defacto.com.tr

Ben dun bu tarz bir sey siparis verdim netten. Yukardaki urun.

Nette morhipoda dolasirken gozume carpti. Cok hosuma gitti. Urunu gittim denedim dandik durmuyor. Marka takintin yoksa tavsiye ederim.sade bir sey

4 yıl giydim şu tarz bir şey. benetton'dan almıştım. götüm dondu her kış. altına kalın kalın kazaklar giydikçe şişti de şişti. şu fotoğraftaki adam gibi dolaşacağımı hayal ederken altına giydiğim kalın şeylerden dolayı şöyle upload.wikimedia.org olduğumu idrak edince (4 yıl sürdü lan jeton köşeliymiş bayağı) gittim adam gibi kalın mont aldım.

yani kısacası eğer soğuk bir yerlerdeysen çok tavsiye etmiyorum. araban falan varsa dışarıda çok durmayacaksan sorun yok tabii.

aile olunca işler öyle olmuyor.
her evde oturamıyorsun ihtiyaçların değişiyor sorumlulukların değişiyor.
Çoluk çocuk olunca dahada farklı tabi,

Bugün ev tuttuk daha merterde 2+1 ev kirası 1400 tl faturalar falan eline pek bir şey kalmaz maaşdan.

Ha evde öyle süper lüks falan değil merteri de bilen bilir.

Evler/hayat, alışveriş pahalı dostum.

Aynen katılıyorum akatreil'e ve başlıktaki sorunun cevabını bende merak ediyorum.

Edit: 76bin nüfuslı ilçede karı,koca,ufak çocuk + ankara'da üni. okuyan ben = öğretmen babanın maaşı.

Bana göre şu anda az para değil (İzmir şartlarında ve kendi harcamalarıma baktığımda), tabi @basond'un dediği gibi aile olunca belki harcamalar artar ama sonuçta buradaki kaç kişi ben eşimi çalıştırmam evde otursun der ki?? Ya da kaç kişi eşinden gelecek paraya güvenerek hayatını hiç çalışmadan devam ettirebilir ki??

basond + 1.

herkesi tek başına yaşayan / bekar düşünmemek lazım.

Ben öğrenciyim. En ucuz yemeği yiyip ev kirasını paylaşıyorum. bakacak sorumluluğunu alacak kimsem yok. 1300-1400 lira geliyo (ev kirası faturalar dahil) ucu ucuna yetiriyorum. 2600 e hem ev hem çoluk hem çocuk aç kalırsınız.

mesele yasam standarti...

ben yemek istedigim bir seyi istedigim zaman yiyebileceksem...arkadasima esime dostuma bir seyler ismarlayabilecek..istedigim giysiyi alabileceksem 2.600 da yeter..bazen 4.000 de yetmez...

mesele burda su ki kiyafetin m.dutti mi ck mi lcw mi olacak...
eger ben lcw mutlu olurum diyorsan 2.600 az degil..ama ck diyorsan 4.000 az

Kira+aidat ya da yakıt+faturalar hiç de küçümsenecek kalemler değil. Ev-aile sorumluluğu, ani çıkabilecek masraflar için bir kenara para ayırma gerekliliği, sosyal hayat, kültür harcamaları derken alıp başını gidiyor. Büyükşehirlerde daha da zor. Bir de rahat harcamaya alışmışsa kişi, bir türlü denkleştiremiyor. Normal yani.

istanbul'da tek yaşıyorum. dediğinden çok daha fazlası yetmiyor, gelirin ne kadarsa giderin de ona paralel oluyor. 6-7 sene önce 2000 tl ile yaşadığımı biliyorum, o zamanki hayat şartlarımı değiştirmesem şimdi milyoner olmuştum ama olmuyor öyle.

açlık sınırı?
yoksulluk sınırı?

sanırım biraz mentalite farklılığı. sizdeki genel kanı ne kadar para kazanırsan harcamaların o doğrultuda şekillenir. istanbulda okuyorum ben de, ev arkadaşlarım vardı, söylediğiniz düşüncedeydi. çocuklara versen aylık 500 lira, bi şekilde yaşarlardı. 2000 lira ver öğrenciyken yine 1 ay sonra sıfırı görürlerdi. ama ben memur aileden gelmem yüzünden mi bilmiyorum 500 lirayla da yaşasam 2000 lirayla da yaşasam hep bi kenara para atma hissiyatındayım ve becerebiliyorum da bunu. yaşamsal olarak çok da düşürmüyorum kendimi. "dışarda yemez evde yerim" bu olay beni götürür herhalde.

ben de böyle düşünüyordum, 3000-4000 lira yeterli para gibi geliyordu. sonra bir süre 2-3 tane avrupa ülkesinde yaşama fırsatı buldum. almanya, belçika gibi. oralarda, aynı işi yapan adamın istanbul'da 3000-4000 liraya "rahat" dediğimiz şekilde yaşanacak hayatın 2-3 kat daha kalitelisini yaşadığını gördüm. o saatten sonra bana da az gelmeye başladı. bir yerlerde aynı emeğe kat be kat daha iyi yaşayanlar var çünkü.

ayrıca 2600 tek başına yaşayan birisine nasıl yeter ki rahat yaşamaya? istanbul'un az merkezi yerlerinde ahırdan bozma 1+1'lere bile 1000 liradan aşağı kira istemiyorlar. faturaları falan da katarsan maaşın yarısından fazlası ev masraflarına gidiyor. e merkezi bir yerde oturmazsan da günün 3 saatten fazlası yollarda geçiyor. 2600 tl'ye geçinilmez demiyorum, bir şekilde yaşarsın ama pek de dediğin gibi rahat yaşanmıyor işte.

Yaşadığın şehre göre de değişir

özelde 4bin lira çok bi para değil
iş garantin yok, mesai saatin çok. yıpranıyorsun. bu da harcamalarına yansıyor.
memurlar için 2.5 iyi bir para zaten çoğu memur hiç birşey yapmıyor mesain belli, tatilin belli. Misal 3 ay önceden yer ayırtsan gidebileceğini bilirsin bi yere özelde ne olacağı belli olmaz.
ben de memur aileden geliyorum tutumlu biriyim, uçmuyorum yani ama ev geçindiriyorsan hele çocuk varsa büyükşehirde 4bin lira çok da bi para değil emin ol. çocuk küçük olsa bakıcıya ayda en az 700 lira veriyorsun büyük olsa servise, yemeğe yine aynı parayı veriyorsun :)

onlar çıtayı yüksek tutuyor hacı. türkiyenin istanbuldan ibaret sanılması olayı bi nevi. takma bence bunları.

bak bizim şirketin 170 küsür personeli var. hepsi de asgari ücretli. genelde bekar genç tipler almaya çalışıyoruz ama en az %20 evli barklı personelimiz var.
3000-4000 tl maaş az diyen arkadaşlar hiç sanayi personeli görmemiş ya da hiç caddelerden sapmamış.
www.radikal.com.tr bu insanlar da yaşıyor.

dün bunu düşünüyordum da bence türkiyede sınır 4000-5000 arasıdır
4000 liranın altında kazanan (ben de bu gruptayım) az kazanıyoruz.

@yons, asgari ücret kazanıyor olsam ona göre yaşardım, geçinirdim ama bu "hayatta kalmak" olurdu sadece. şimdi de tüm paramı harcamıyorum bu memur çocuklarında fabrika çıkışı böyledir zaten
sizin işyerini bilmem de babamın işyerinde onlarca asgari ücretli genç çalışıyor bir kısmının cebinde 2-3bin liralık cep telefonu var- nasıl başarıyorlar: aileleri zamanında gelmiş yerleşmiş tarlalara imar girmiş, daire düşmüş kira alıyorlar vb. gelirleri var. evli ama anne-babayla birlikte oturuyorlar ya da kredi yiyorlar ha bire sonunda icralık oluyorlar.
diğer bi kısım ise 5'te işten çıkınca gidip başka işte çalışıyor, oradan çıkıyor gece apartmanın çöpünü topluyor haftasonu yıkıyor süpürüyor, sitelerle anlaşmış vs.
babam amir olduğu için hemen hepsinin durumlarını ayrıntılı biliyor, asgari ücretle geçim çok öyle kolay birşey değil.

@yons
300 tl aylıkla geçindiğim dönemler oldu.
Maaşın ne kadarsa o kadarlık yaşarsın.
Babam emekli öğretmendir. Varlık yokluk nedir bilir çoğu insan.
Fakir ama zengin görünen, pahalı bir ülkede yaşıyoruz malum.

aynen panpa. babam da diyor hep "6-7 bin lira zar zor yetecek iki çocuk olunca." diye. lisedeyken 250 kayme alıyordum, en az 80-100 lira kenara atıyordum. ama nasıl atıyordum, herkes "ay şurada 1,5 iskender çakayım işte evde uğraşmayayım." derken ben ya gidip midemi doldursun diye 1 simit alıyordum ya da su alıp eve gidiyordum. yani öyle harca harca artanı at şeklinde değildi. para biriktirme de bir harcama kadar önemliydi benim için. en büyük harcamam oydu hatta neredeyse. en önemlisi.

ha bunları biriktirip en kral davul aksesuarlarını, pedalları, logitech gaming çevre birimleri alırdım. bir şey değişmezdi yani. :) şu anda da bunlara bir de elektronik eklenmiş durumda son 1-2 yıldır.

en güzeli ya tek yaşamak, ya da anlayışlı bir sevgili/eş ile uzun bir süre çocuksuz yaşamak. benim hayat standartlarıma ve anlayışlarıma göre tabi.

ankara'da iyi para.

millet 1980 model mercedes'ler kullanıyor neyinden çekiniyorsun? :)

Hocam kardeşimin 99 model mercedesi var. ve ne yalan söyleyeyim arabadan ses gelse nereden geldiğini bilemeyecek biriyim. sorun çıkarsa, servislerin bizi düdüklemesinden korkuyorum. :)

Honda Jazz

otomatik alcaksan eski model alma max 3-4 yıllık olsun

Honda jazz +1

skoda iyidir candır. şkoda.

honda jazz 08 model kullanıyorum, memnunum.

23 yaşındasın.

2 yıllık pasaport tamam o zaman. e peki 2. soru? babanın da pasaport çıkartmasına gerek var mı ki?

gerek yok tabiki ne saçma soru

babanın çıkartmasına gerek var diye biliyorum. ben alırken annem kendisine de çıkartmak zorunda kalmıştı

şimdi gerek olup olmadığı yönünde net bi şey yok yani ? :/ babamı çok uğraştırmayayım diyorum.

kostümcüler var, bu anaokulu ve ilkokul ağırlıklı olmak üzere halk oyunları, drama vb. etkinlikler için günlük kiralama falan yapıp paranın adını koyanlardan... ellerinde bulamasan bile terzilerinin rahatlıkla dikebileceğinden eminim.

ebay' den ben de alis veris yapmadim ama satici eger guvenilirse(yorumlarina bak, bazilari top rated seller oluyorlar) bir sorun olacagini sanmiyorum. ama linkteki elbiseyi burada daha ucuza yaptirirsin gibi geldi.

diktirseniz aynısını?

taksim cihangir taraflarında birkaç böyle kostümcü falan var mesela. onlara bu resmi götürsem "bundan istiyorum" desem, hiç öyle "kumaşını alıp gelirseniz yaparız" olaylarına beni sokmasınlar istiyorum.

getirtmek için külfet çekecek detayda bir kostüm değilmiş çünkü de ondan dedim çabuk dikilebilir diye. siz bilirsiniz tabi.

bu ve benzer bi kaç kostüme baktım da türkiye'ye gönderim yokmuş zaten :D ben kostümcüleri bir arşınlayayım.

bu ne ki az kassan sen de yaparsın gibime geldi
yok uğraşamam diyorsan çare derya baykal :p

çok kolay bir kostüm bu onca para verme boş yere. kendin hazırlarsın bir terziye diktirirsin.

kurumsal şirketler kaçak çalıştırmaz. mahalle arası yerlerde, atölyeler, esnaflar vs gibi yerlerde yaparlar bunu.
bildiğin gibi sigortasız çalıştırmak yasak.

kabul edeceklerinden emin değilim ama teklif etmende bir mahsur yok bence.

3 ay daha işsizlik maaşı alacağım demişsin. peki bu işe girip 5-6 ay çalıştıktan sonra işten çıksan kaç ay işsizlik maaşı alacaksın? eğer 6 ay alabileceksen, 5-6 ay çalışmaya 1 yıl maaş alabilirsin o zaman mantıklı olabilir. aksi takdirde 50 lira için değmez.

hayır öyle bi durumda alamıcam tekrar. son 3 yılda 300 küsür gün çalışma şartı gibi bi şey vardı, ona uyduğum için alabiliyorum zaten şuan.

bu aldığın işsizlik maaşı kimsenin parası değil senin bugüne kadar çalıştıklarından kesilen "senin" paran yani sen gelecekte geri alacağın kendi paranı harcıyorsun şu an.

o yüzden bu işe gir +200 lirayı cebine koy. Yemek parasını ticket olarak veriyolarsa da gir bi kebabçıya selamını ver benim karttan 150 çekin bana 125-130 lira nakit verin de parayı cebine koy.

şimdi belki "bunu ben de düşündüm!?" diye tepki vereceksin buna, ama bazen burnunun ucundaki basit şeyleri göremez ya insan o yüzden söylüyorum:
Sizin bölümden birilerine sorsan?

staj tecrüben yokken 300-400 hayal. güzel bir cv hazırlayacaksın, önüne gelen her yere yollayacaksın mesela. okuldan staj yapan arkadaşların varsa onlar da yardımcı olabilirler. bir arkadaşım cvsine yapmadığı işleri falan yazmış, araştırmıyorlarmış öyle derinlemesine, ama tabi paralı stajda nasıl olur bilemiyorum.

ya dediğim gibi 3 senedir çalıştığımdan, okula öyle sık sık uğrayan biri değilim hatta neredeyse hiç uğramayan biriyim. sınıftan 3 yıldır kaç kişiyi tanıdın diye soracak olursanız, sıfır cevabını vermekten gocunmam :/

o yüzden diyorum işte, direkt gazete binalarına "ben geldim" diye gitsem hiç mi bi şey çıkmaz ?

mesela vatan gazetesiyle öyle görüşmüştüm geçen sene, yayın müdürüyle görüşmüştüm. "olur" dediler ama sabah 9'dan akşam 5'e haftaiçi 5 gün normal mesai birini arıyorlardı. e benim de çalışmam gerekiyordu aç kalmamak için. o yüzden "seneye beni unutmayın" dedim de bugün bi mail attım. unutmuş galiba :/

istanbulda bilmiyorum ama item.mobileweb.ebay.com

istiklaldeki irish pubda var diye biliyorum geçen dönem el ilanı elime geçmişti

LOFT'a bak. www.loft.com.tr

LTB veya zara men

uzun süreden kasıt nedir? oda kiralayan öğrenciler oluyor, onlara bakabilirsin. ev arkadaşı arayan insanların olduğu siteler var. bavulunu alıp gidiyorsun mesela.

uzun süre, işte 1 yıl boyunca.

part time bi iş bulmadan önce ev sorumluluğuna girmek istemiyorum aslında.

www.sahibinden.com

çok net "deli gibi" indirim de yaparlar ayrıca,bunu beğenmediysen diğerlerini de kovala mutlaka.

aa böyle bi ilanı ilk defa gördüm çok teşekkürler.

cd bozuktur

100'e yakın dvdnin hepsi mi bozuk :D dvd playerda çalışıyor hepsi.

optic okuyucu bozulmuştur.

ama söylediğim gibi bazısını okuyor. kendi kurulum cdlerini yada arada birkaç müzik cd'sini okudu mesela.

ssk sını askeriden yatırdıysan boyle yapması normal. bir adet ssd disk tak yavrucağa yaşı gelene kadar rahatlasın.

Dvd'lerin ömrü zaten 5-10 yıl. Eskimiştir.
Birkaç yılda bir yedeklemek lazım.

Okumasaydım aynı tavsiyeyi verirdim. Ablan +1
Ban de aynı tarifindeki gibi bir adamım.
Kot pantolon bile gitmemeye başladım bi süre önce. Sadece şort ve eşofman giyiyordum. Üst tarafa da bol tişört. ayakkabı olarak siyah basketbol ayakkabısı. Senelerdir böyle giyinirken bir milletvekili ile görüşmem gerekti bi kaç ay önce.
Arkadaşımla alışverişe çıktık.
Kot pantolon aldık ve hayatımda (lise ve ilkokul gömleklerini saymazsak) ilk defa gömlek giydim. Bir kaç küpem var, küpelerimi değiştirdim, taşlı küpeler aldım.
Ben o kendi görüntümü inanılmaz beğendim. Artık ara sıra gömlek giyiyorum.
Kafam kel tamamen (Johnny Sins kafası), vücudum da biraz iri yani güreşçi gibi bi şeyim. Bu vücuda öyle giyinmek gitmez o yüzden gömlek, kanvas pantolon falan yakışmayacak zannediyordum ama cidden o görüntüyü bi yakalamaya çalış ablanın tarifindekini. Senin de çok hoşuna gidecek.
Ben denedim, onayladım.

favori markamın erkek koleksiyonundan seçkin örnekleri şu linkte bulabilirsiniz :)
www.esprit.de

içinde gömlek olan kombinler iyi de diğerleri pek güzel değil be:D

işini görür www.facebook.com

evet iyi değilmiş, sweatshirtler de fena değil sanki ama o gömlekli kombinler bence gayet iyi. o tarz giyebilirsiniz basit-şık.

akıllıca. eğer uzun vade için güzel bi fiyat verirlerse affetme.

Öncelikle hostellerin çoğu 1 haftadan uzun kalışa izin vermez. Anlaşsan da 1 yıl yatakhanede, sınırlı alanla dolapla vs yaşamak zor. Maksimum 1 ayda tiksinirsin gibime geliyor. Onun yerine yabancı birinin yanına ev arkadaşı olarak gidebilirsin, zaten diğer masraflarınla beraber aynı fiyata gelir yaklaşık.

2 sene devlet yurdunda 18 kisilik odada kaldigim icin bu tarz yerlerde uzun sureli yasamaya alisigim aslinda o konuda pek sikinti yasayacagimi sanmiyorum.

istanbul'da ki o fiyatlar gezi parkı nedeniyle yalnız. mayısta ve temmuzda istanbul'da hostelde kalmış biri olarak belirteyim. oteller bile acayip ucuz. ne kadar daha sürer bilmem.

o kadar uzun süre hostelde kalmak pek iyi bir tercih olmaz. uzun vadede ortak tutulan bir ev maliyetine yaklaşamaz benim hesabıma göre. mutfak vs de olsa bile kullanımının ev gibi olması mümkün değil. kışın bunun hastalığı vs de var.

erasmus öğrencilerine oda kiralayan erler var. sanırım depozito almıyorlar ve kira 600-700 tl civarında oluyor (tek göz oda 25 metrekare fln). bunlardan taksim ilk yardımın yan sokağında fln var diye biliyorum.. bir de galata world house var hostel bakıcaksan bence güzel bi yer, kamışlığım var bi kaç kere.

craigslist.com'dan bir öğrencinin yanına çıkmayı deneyebilirsin.

ya orası biraz erasmuscu söğüşleme yeri gibi. çok fahiş ücretler isteniyor. ki part time bi iş bulana kadar ev sorumluluğu almak kötü olur. 3-4 ay idare edebilecek durumdayım aylık 300-400 liralık yerlerde ama sonrası garanti değil.

android olması gerekmıyo www.teknosa.com www.teknosa.com bunlarda vardır

android telefon, yada nokianın ucuz telefonları var asha serisi. onlara da yükleniyor. hem de ucuz onlar.

samsung galaxy y falan al, fiyatı o civarlarda.

nokia 113'e de bakabilirsiniz. 200lira mı neydi.

blackberry 8520 bold satıyorum, whatsapp falan var :) fena telefon değil. temiz de baya. başka telefon aldığım için satıyorum. 175 lira.

vodafone 945 150 liraya verebilirim. whatsappda yüklerim sen uğraşma diye :D

telefon kullanılmamış gibi. toplasan 1-2 ay sürekli kullandım.

Büyükada'da Dil Burnu'na gideceksiniz, mis gibi yer, mangal da süper oluyor.

sakın ola bu mevsimde adalar'a piknik yapmaya gitmeyin.

sonra haftalarca hatır hutur kaşınırsınız valla.. www.hurriyet.com.tr

gidin ya, bir şey olmaz.

heybeli'ye gidin.

Pronet'ten uzak durmaya devam et diyebilirim sadece gerekli bir bilgi mi bilemedim ama...

hepsi aynı terane cok net ama modus e bakabilirsin

(bkz: bilimsel araştırma teknikleri)

Nedense bana Kara Kitap gibi geldi, ama Vedat Özdemiroğlu'nun kafası basmaz Kara Kitap'a falan o yüzden emin de olamadım.

yok bu değildi aslında yabancı bir yazardı hatırladığım kadarıyla.

en.wikipedia.org

Amerika derken Amerika Birleşik Devletlerini mi yoksa Amerika kıtasını mı istiyorsun? ABD diyorsan, istediğin gibi tam olarak ülke vatandaşlarının dağılışı yok ama beyaz, siyah, asyalı olarak var.

en.wikipedia.org

kolaylığı geç, asıl öğretici olan şeyler online siteler ve kendi kendine yapacağın pratiklerdir zaten. bu tür şeyler kitapla hocayla tek başına yürümez.

Siz "öyle böyle olmaz" gibi olumsuz yaklaşımları görmezden geliniz.

Sefer ALGAN'ın kitabının özeti şeklinde bir içerik var. Daha çok dili öğrenmek üzerine: tr.wikibooks.org

Sizler basitten "iki sayıyı toplayan program", "çarpan program", "faktöriyelini alan program", "kaç basamaklı olduğunu bulan program", "sayı tahmin oyunu" vs gibi sizi açacak türden örneklerle başlayabilirsiniz. Zaten bu tür örnekler farklı sitelerde farklı şekillerde paylaşılıyor.

Hevesiniz ve inancınızı canlı tutun. Neden siz de bir Sefer Algan olmayasınız? ^^

çapraz geçiş denen hede vardı sanırım. vey açıköğretime direkt kayıt yaptırabiliyordun 4 yıllığ tamamlamak için.
çaprz geçiş için sınav+not ortalaması gibi şeyler lazımdı ama

açıköğretimde 4 yıllık turizm var mı ki ya? bakındım da 2 yıllık olduğu yazılmıştı sadece. gidip orda 2 yıl okusa toplamda 4 yıllık lisans mezunu olarak kabul edilir mi ki?

delfina'nın dediğini dikey geçiş olarak hatırlıyorum ben. örgün öğrenim için DGS ye girmesi gerekli. aöf için direkt kayıt zamanı başvuru yapsın, genelde normal kayıttan sonra oluyor. (bu arada belli bi zamandan sonra girememe gibi bi olay var mı dgs için bilmiyorum fakat aöf'e istediği zaman gidebiliyordun)

o zaman ben aynı soruyu tekrar sorucam yalnız. açıköğretim turizmler 2 yıllık. bu 2 yıllık açıköğretimi bitirince, yüksekokul mezunu mu sayılacak yoksa 2 farklı önlisans mezunu olarak mı sayılır ?

2 farklı önlisans programı bitirilemiyor benim bildiğim kadarıyla. açıköğretimde 4 yıllık turizm olmalı. öyle hatırlıyorum

oyun ile alakalı. oyunun güncellemesi, patch'i vb. varsa yap. düzeledebilir, düzelmeyede.

klavyeden kaynaklaniyor, ama donanimsal degil yazilimsal bir sorun. bazi klavyelerde de mesela fps oyununda egilirken sarjor degistiremezsiniz.

n-key rollover
en.wikipedia.org(key)

çoğu lap topta olan bir sorun bu. ben oyunda yön tuşları olarak numpad'deki rakamları atayıp öyle çözdüm.

Aslında istenilen şu ağda'da kastım. Ana bilgisayar, ortak database. Kullanıcıların farklı bilgisayarlardan giriş yapacak şekilde ayarlanması..
Bi dosya ekledim orada mı yazmalım IP adresini? i.imgur.com
Bir programın yazılım kısmında kodların arasında ip adresi yazıyor muyuz?

illa evde kalmak zorunda mısınız. bulunduğunuz şehirdeki yurtlara bakın. sezon ortası fiyatları düşük olur muhtemelen.

sende uzat ozaman ha bugün çıkarız ha yarın diye :)) puçluk çok.

@bilge rusty james ya

istanbulda yurt çoktur da, ev eşyalarının çoğu sıfır, bunları 6 ay kullanmış olup ölü fiyata satmak koyar adama ya.

istanbul'da ev de çok. neden bu kadar dert ediyorsunuz ki. cebinizde 800-1000 tl gibi bir para varsa hiç düşünmeyin taşının.

hürriyetemlak'ta 400-500 liraya çok güzel evler var.

sözleşme yapmamış olsanız da zaten aranızda sözlü bir anlaşma var ve altı aydır bu durum devam etmekte. sözleşme yapmış sayılırsınız elbette bunu kağıda dökmek iyi olurdu.

öncelikle ustayı alıp gelin ve 3 peteği siz yaptırın. ustayı çağırmadan evvel de durumu bildirin ve sorunun ne olduğunu raporlamasını ve vereceği hizmet karşısında makbuz kesmesini rica edin. sonra bu tutarı kiradan düşüp arta kalan kirayı da evsahibinin eline verin.

hazirana kadar da oturun. senenizi tamamlayabilirsiniz. kimse sizi çıkaramaz. oğlu evlenecekse de bunu yazılı olarak noterden bildirmesini söyleyin. yasal olarak 3 ay vakit tanımak zorunda. kış ortasında ne ev aranır ne eşya taşınır. topu topu 5 ayınız var.

oğlum illa ki evlenecek derse sikine 4-5 ay daha sahip olmasını söyleyin.

edit: bu arada yeni kanun gereği sizi bir akrabası için evden çıkaracaksa o kişiye bakmakla yükümlü olması gerekli (oğlunun belli bir kazancı, sigorta kaydı yoksa) ve de başka bir dairesi de olmaması gerekli. örn; ev sahibinizin kendi oturduğu mülkü ve size kiraya verdiği evi haricinde kirada bir evi varsa oradaki kiracıyı çıkarın diyebilirsiniz.

kıssadan hisse; iki kirayı arka arkaya yatırmamazlık yapmadığınız sürece herşey sizden yana.

koyun eşyaları depoya. geldiğinizde tekrar çıkarsınız eve. hem o arada o kadar kira da ödemezsiniz. hem eşyalara yazık olmaz. hem de başınız ağrımaz.

@phonex şimdi yazılı olarak elimizde şöyle bi şey var sadece işe yarar mı bilmem ama kapıcı aidatı olarak her ay 90 lira veriyoruz ve bu ev arkadaşlarımdan birinin adına faturalandırılıyor. keza bundan önce verdiğimiz yakıt paraları da aynı şekilde.

ev sahibi de bize martın başına kadar kira vermeden oturun sonra çıkın gibisinden bi şeyler demişti.

şöyle bi link var ,benzer bi soru sorulmuş.

www.hukuki.net

ev sahibi size bankadan ödenmesi için hesap numarası vermemiş ve kirayı elden almış ise mal sahibi açısından suçtur.büyük ihtimalle vergi vermiyordur.aranızdaki sözlü bir anlaşma var.dava açsa bile siz ödenen apartman aidatlarıyla sözleşmenin başladığı tarihi ispat edebilirsiniz.

Öncelikle eve ilk geçtiğiniz tarih nedir? İlk geçtiğiniz tarih ile taşınmak istediğiniz tarihe kadar bir yılı tamamiyle kapsıyor mu? O zamandan beri aidat, fatura vb. evraklar elinizde mi? (resmi kanıt açısından)

Keşke peteklerin 3 tanesinin çalışmadığını farkettiğiniz anda "usta çağırıp yaptıracağım ve masrafını kiradan düşüreceğim" deseydiniz. O zaman ya merkezi sistemden komple çıkar, gereksiz ödeme yapmazdınız ya da tamiratını yaptırıp hakkıyla paranızın karşılığını alırdınız.

Gibisinden birşeyler demişti dediğinize göre ayaküstü konuşmuşsunuz. Evsahibinizi arayıp karşılıklı oturarak konuşun ve yaptığınız anlaşmayı hatırlatın. Orta yol bulmaya çalışın. Merkezi sisteme 3 aylık fazladan ödeme yaptığınızı, demirbaş eşyanın sorumluluğunun onda olduğunu, 3 aydır salladığını, gerekirse sizin yaptırıp kiradan düşebileceğinizi (istemiyorsanız petekleri iptal ettirerek merkezi sistemden çıkabileceğinizi), 1 yılı dolduruncaya kadar ne olursa olsun oturacağınızı belirtin. Anladığım kadarıyla sizin için şu an hazirana kadar oturmak önemli. Bunun için gerekeni yapın.

Size ne gibi tehditler savurabilir, ona bakalım; "çilingir ile eve girer eşyalarınızı kapının önüne koyarım" haneye tecavüz yapmış olursun, çilingiri de seni de haneye tecavüzden mahkemeye veririm. deyin. kirası yattığı sürece ev sizin.

google'dan aratınca bu çıktı;
www.gebzeyenikentemlak.com
burdaki şeyler mahkeme nezdinde geçerlidir.

@phonex

temmuz ayında eve yerleşmiştik ve hatta elimizeki dekontların hepsi duruyor zaten. ek olarak bir de yaptığımız fatura ödemelerinin nerdeyse tamamını email olarak da kendimize gönermişiz zaten.

ev sahibi alt katımızda oturmakta. apartmanda 3 tane dairesi var toplamda. bizim banyodan alt tarafa su sızdığı için 3 defa gelip yapmaya çalıştılar beceremediler. en sonunda "komple kırdırıcam" tarzı şeyler diyordu. bu mevzudan sonra bizi çıkarmaya niyetlendi zaten.

Yaptırmaya hakkı var bunun için bir şey diyemezsiniz. Bunun için sizi çıkarması zorunlu değil. Biz de kiracının banyosunu kırdırdık 2 günde halletti ustalar. tabii 2 gün banyoyu kullanamasalar da ayrıyetten evde ufak bir tuvalet daha vardı sorun olmadı. böyle bir sıkıntı yaşanacaksa (tuvalet gibi) çevrede kullanabileceğiniz bir yer olmalı.

Söylediğim gibi senenizi doldurmadan çıkmayacağınızı ısrarla belirtin gerisi onun sorunu.

www.izlesene.com

bu olmasın ?

aa şarkı karışmamış demek. aynen de buydu.

-da ne arıyor aylin aslım albümünde ya. çok sağol :D

ben böyle olunca harddiskin tamamına linux türevi bi şey (ubuntu mesela) kuruyorum. sonra başka bi yerden indirdiğim windowsu yeniden kuruyorum.

bu ekrandan çıkamıyorum ki herhangi bi şey kurabileyim.

fişi çekecen hafız. laptopsa bataryayı sök. sonra yeniden başlatıp f2 ye basıp boot options tan usb yi ya da cd yi seçecen. sonra tabi başka biligisayarda hazırladığın linux boot usbsini ya da cdsini takacan. ordan boot edip linuxu kuracan. sonra da windows kuracan tekrar.

tamamdır hallettim. aslında o dediğini yapıyordum da beni tekrar tekrar aynı ekrana atıyordu meğer dvd'yi okumuyormuş.

mysql sifresini yanlis gidiyorsun panpa

Yok ya doğru aslında şifre falan..

settler reacher gibi bir şey. how i met your motherın bir bölümünde işlenmişti.

kaçan kovalanır.

www.eksisozluk.com

evet buymuş, başlığı da buldum.

hayır, ulaşılamıyor. yalnız beta'da başlığın altındaki "içinde" butonuna tıklayıp "güzelinden" derseniz, sanırım şükela almış entry'leri önünüze getiriyor ancak orada da bir "şükela fazlası" sırası bulunmamakta.

yas / cinsiyet / cilt tipi?

hee onlar da önemli tabii, yeni başladığım için mazur gör.

yaş 23, erkek.

cilt tipi de, kuru ya, çok erken nemleniyor ama yüzüm gözüm. yağlı değil ama.

eczanelere danışın, onlar kozmetikçilerden daha güzel ürünler öneriyorlar, önerileri daha çok işe yarıyor.

danıştım işte, 300 liralık ürün önerdi. "daha uygunu var" dedi, 150-200 liralık ürün önerdi, 1 tüp bi şey. bu işler bu kadar pahalı mı onu anlamadım.

bioderma'yi onerebilirim dermokozmetik yani eczanede bulabilecegin markalardan, asiri tuzlu degildir. en onemli urun bence iyi bir nemlendirici, cilt tipine uygun.
sinir stresten cikan sivilceler digerlerine gore daha zor geciyor tabi ama en onemlisi yuzu her zaman temiz tutmak: sabah aksam temizleyiciyle yikayip daha sonra nemlendirmek (arada bir de tonik surersen gozeneklerin de sikilasir ve daha az siyah noktan olur) ve mumkun oldugunca ellerini yuzune dokundurmamak/surmemek.

benzamycin dene istersen. 35 lira kutusu. her gece yatmadan sürüyorsun. siyah noktaları çok hızlı yok ediyor. sivilceler üzerinde de işe yarıyor ama harikalar yaratmıyor. yavaş biraz. tabi her ciltte farklı tepki verir. yine de en popüler sivilce ilaçlarındandır.

benzamycin alırsan yanında 6 liraya da bi bepanthen krem al. sabah yüzünü yıkayıp bepanthen sürersin soyulmaya karşı. onarır hem bepanthen, iz de kalmaz.

la roche posay'in effaclar ya da sebamed'in antibakteriyel sabunuyla sabah ve işten dönünce, yatmadan evvel yıka. yine a roche posay'İn birkaç tane yenileyici ürünü ve yağsız nemlendirici var onlardan uygun gördüğünü kullan. sivilce tedavisinde çok kullanılan markalar. azalma olmazsa dermatologa git, o ağızdan alınan ilaç verebilir.

temizleyici:
www.eczanemizde.com

nemlendiri:
www.eczanemizde.com

sivilcelerin direkt üstüne sürülen, kurutucu merham:
www.eczanemizde.com

bu da kusurlu cildi soyup düzelmesini sağlayan:
www.eczanemizde.com


hepsini almana gerek yok. ihtiyacına göre.

editör çıkınca, ligleri istediğiniz gibi değiştirebiliyorsunuz diye biliyorum.

Ben de anlamıyorum abicim sanki daha dün et döner 1 milyondu. 9-10 milyona penye, 20-30 milyona pantolon alıyorduk. 80-90 milyondan fazla para vermiyorduk ayakkabıya veya monta. Arkadaş maviye bi giriyorum normal bir kot 250 lira.

yeni sezon ürünler onlar panpa. bak tişörtler 6 tl oldu.

sanırım bayram ve yeni sezon olayını biraz abartarak o fiyatları yazdılar.

bir çözüm olarak sosyete pazarları, outlet mağazalar, ikinci elciler ve marka değeri olmayan(karizma, santral,kimlik gibi öylesine konulmuş markaları kastediyorum) mağazalardan alışveriş yapabilirsin.

aynı gün içinde 100 lirayada kazak aldım 15 lirayada.

ltb de 320 liraya sıradan bir mont görünce anladım ki paramız yine değer kaybetmiş, alım gücü daha da düşmüş. akatreil buna zenginleşmek denmiyor, aksine fakirleşmek deniyor. 80 kuruşa yani eski parayla 800bin liraya mazot alınan zamanları hatırlıyorum şimdi eski parayla 4 milyon olmuş.

fakir olduğumuzun veya fakirleştiğimizin göstergesi yazdıkların. acı olan ise bunun farkında olmaman veya sana farkettirmeden seni fakirleştirdikleri.
ama yazdıklarını da ''çok ucuz bunlar'' diyerek alanların olduğunun da farkında olmalısın.
sen ve ben fakiriz, onlar zengin. bunu böyle kabul edip, eskileri giyeceğiz bu kış amk.

Lcw'den yeni sezon 29 tl'ye bir sürü gömlek aldım bayram öncesinde.
Bedava mı satsınlar aga?
Defacto'ya bak bir de istersen.

Zengin olduk evet. Sokaklar mercedesten porsche'dan bmw'den geçilmiyor. Hayır ironi yapmıyorum. Ortalama bir semtteyim ve dışarda gördüğüm lüks araba sayısına inanamıyorum resmen.

devlete domaldığımız vergi yüzünden sokaktaki arabayı zenginlik göstergesi olarak kabul ediyoruz lan ne acı.

kredi kartları sağolsun

bregovici de türkten sayın arkdaslar.sezen aksunun kankısıdır zaten.şaşırmayın o kadar

aksiyonlu/kurgulu kitaplar oku. mesela en son danilov beşlemesinin 3 kitabını okudum çerezlik kitap diye. sonra tekrar kazanırsın.

dostoyevski'nin bir sözünü hatırlatayım, "soylu okuyucu başladığı kitabı bitiren okuyucudur." ( valla vardı böyle bir sözü, kaynak gösteremeyeceğim şimdi.)
bence kitap okuma alışkanlığına dönmek için roman çok önemli o yüzden,
philippe djian , betty blue
frank herbert dune (fena değildi ama beklediğim kadar güzel de değildi, insanlar çok seviyor ama, demek ki güzel)
roman hariç ne bileyim, mesela
hemen her şeyin kısa tarihi var, popüler bilim kitabı, eğlenceli bir kitap...
bu saatte aklıma bir şey gelmiyor, tabii okumadığın kaldıysa dostoyevski balzac o bu şu klasiklerden hepsi okunur, neden olmasın...

futbol seviyorsan I am zlatan'ı okuyabilirsin, süper bir kitap değil, ama başarılı bir futbolcunun varoşlardan gelen hayatı ve futbolun arka plandaki bilmediğimiz şeylerini taraflı da olsa anlatması, bunu duymak-okumak güzel bir his.

hacı aynı durumdayım. tolkien çarptı. yüzük kardeşliğini okumam 3 yıl sürdü.
kısa kitaplarla tedaviye başlama önerisi sunuyorum. bitirdiğini görüp özgüvenini yerine getiriyor. hem de olayın içine giriyorsun hemen.

franz kafka - dönüşüm

("bunun öncesinde dostoyevski'den yeraltindan notları okursanız iyi olur" demişlerdi. o da kısa bi kitap.)