Ekşi Duyuru

Bunu ben de bilmiyordum ya. Su an baktim kapatsan da gorebiliyorsun okunduyu.

Şimdi baktım mavi tiki kapalı olan biriyle yaptığım sohbette, okundu bilgisi boş. Ki üstüne cevap falan attı konusma devam ediyor. İlginç geldi sizin durum

Nundu okundu kismi cift mavi tik degil mi?

Evet de o sembol olarak öyle duruyor, altında saat yazıyor normalde mavi tiki açık birinde şu saatte okudu gibi, mavi tiki kapalı birinde sadece çizgi var

Tam ifade edebildim mi bilmiyorum da, yani orda mavi tik olması okundu demek değil, iletildiği saat kaç, okunduğu saat kaç diye ifade etmek için oraya başlık olarak koymuşlar mavi tiki. Mavi tiki kapalı olan birinde okumuş olsa da çizgi oluyor sadece

O infoda read okunmasa da mavi tikli işte onu demek istiyorum :D ben hiç sizin gibi düşünmemiştim oraya bakınca ama evet sizin dediğiniz gibi yorumlanabilir, kötü bir grafik dizayn tercihi olmuş. Ordaki mavi tik sadece mesajın mavi tik olduğu saat bu demek için orda yani sabit bir başlık, mavi tikli olmadıysa da orda duruyor

@nundu: vay be. 40 yil dusunsem aklima gelmez. Info'ya tiklaninca gelen READ'in mavi tik olup DELIVERED'in gri tik olmasi salaklarin dizayniymis demek.

infoya tıklayınca mavi tık var evet ama altında çizgi var sadece. teslim edildi'nin altında ise bugün 16:25 gibi tarih saat bilgisi olur.

Zamaninda wp'te yazistigim bir kiza "mavi tiki kaldirsam olur mu" diye sordugumda beni engellemisti. Sanirim soruna cevap olur.

mavi tik kaldırılı bende yıllardır o ara biten uzun süreki ilişkiden sonra bir daha never diyerek kapamıştım. kızlar sevmiyor kapalı oluşu. flörtler bile sahiplenme ait olma arzusunda açsana talebi alıyorum. kaçtı o gemi. şahsi bakış açım eğer siz karşınızdaki için değerinizi bilmiyor anlamıyor hissetmiyorsanız ve mavi tik bu güveni sağlıyorsa yormayınız.

evet görülüyor her mesaja tek tek bakabilirsiniz böyle :) kolay gelsin.

Ben iletişim bağımlısıyım, bunu kırabilmek için kullanmıyorum mavi tiki de son görülmeyi de.

küçük bisikletli çocuk sandviç yerken ısıtmaya çalışıyormuş. dombili zenci de diyor ki, bu nigger sandviçi ısıtmaya çalışıyor, wtf is wrong with you? neden soğuk yiyemiyorsun?
olay sandviç etrafında şekilleniyor. dombili zenci bir noktada eliyle göğsüne vurarak "I am a f*cking grown man" diyor. kameraya alan da you are? diye soruyor. cılız zenci de "you don't smoke" diye yabıştırıyor cevabı :D
hehehe çok güzel videoymuş.

reklam almıştır.

reklam bu. gayet normal.
adı geçen şirket, milyonlarca liralık sponsorluk anlaşmaları yapıyor.

görselde zaten forma kol sponsoru yazıyor. sponsorluk anlaşması gereği bu tarz reklamlar yapıyorlardır.

Nesine.com ile 10 yıldan uzun süredir sponsorluk anlaşması var Fenerbahçe'nin. Arada reklamı da veriyor. Bahis ile ilgili yeni bir yönetmelik ya da kanun düzenlemesi geçti sanırım. Televizyonda da bahis reklamı gördüm ben. Tabii devletin vergi alamadığı alanlarda yani "yasa dışı bahis" alanında yasaklar var.

Nesine, Fenerbahçe'nin sponsoru. Üstelik Türkiye'de faaliyet gösteren yasal bir bahis şirketi. Yani Türkiye'de faaliyet gösteren, vergisini ödeyen bir şirket olduğu için bir problem yok burada. Bunun gibi kaç tane şirket var ülkede.

Bahis oynayıp karda/zararda olmak başka bir mevzu ki onun konuyla pek bir ilgisi yok.

bir kişinin gitmesi yetiyor. kira sözleşmesi yahut herhangi bir abonelik sözleşmesi istiyorlar.

Yeni adresiniz yeni yapılmış bir site ise adresi yanlış (ya da sistemde gözüktüğünden farklı) girmeye çalışıyor olabilirsiniz.
Benim başıma iki kere geldi. Normalde her yerde "D" diye geçen bina, resmi adres sisteminde 4 diye, geçiyormuş. "B" diye geçen bina "A" diye geçiyormuş vs.
Eğer bina numarasını girdikten sonra daire numarası girdirmiyorsa harfleri dükkanlara vermiş olabilirler.

Öncelikle yönetime sorun, adres sistemde nasıl gözüküyor diye. Nüfus müdürlüğüne de o bilgiyle gidin. Sistemde söylediğiniz şekilde adresi bulamazlarsa nüfus müdürlüğünde de bulamayacaklar yoksa.

@burfak 20+ yillik kendimize ait mustakil ev. Dukkan falan da yok, baska bir mustakil ev ile yapisik halde bolgenin mimiarisi geregi, faturasi, postasi dogru gelir senelerdir babam gidecekti bakalim nufus mudurlugune ne olacak?

Dairede herhangi bir kişi kayıtlı değilse yani eski kiracı veya eski ev sahibi daireden kaydını aldıysa hiç bir evrak istemiyorlar.

sadece siz kendiniz bütün aile işlemini yapabilirsiniz.

herhangi bir nufusa gidip işlemleri yapabilirsiniz.

ben geçen sene yaptım, edevletten olmamıştı.

kira kontratını istemediler ama siz yanınızda bulundurun eski kiracı kaydını almadıysa sizi o daireye alıp eski kiracıları boşa çıakracaklar.

Onlar da belli bir süre içinde almazlarsa ceza yerler.

@liberal
Herhangi bir nufus mudurlugu olmuyormus iyi mi? Ailem Istanbul'dan Bursa'ya tasindi. Istanbulda bagli bulundugumuz ilce nufus mudurlugune gittik, Bursa'da basvurun deyip yollamislar babami

2022 eylül ayında ben oturdugumdan aşka bir ilçeye gittim ve yaptım, belki bu sene değişmiştir ama bizzat yaptıgım için yazdım.

www.nvi.gov.tr

4. Adres bildirimi nereye yapılır? e-Devlet’ten yapılabilir mi?

Adres bildirimi, yurt içinde nüfus müdürlüklerine, hizmet alımı ile ilgili başvuru sırasında, Bakanlıkça belirlenen adrese dayalı hizmet sunan kuruluşlara da adres değişikliği bildiriminde bulunulabilir. Yurt dışında yaşıyorsanız adres bildiriminizi dış temsilciliklere yapabilirsiniz.

Evet online işlemlerden dilekçesiz oluyor, ev ziyareti, kablo kesme vs yok. 7 gün içinde teyit için ararlar. Onlara ait modem varsa onu iade edersiniz sadece.

Siz zaten, yeni evinize taşıyacaksınız abonelikleri. Tabii, kullanmayacağınız abonelik varsa, iptal edip, depozitonuzu teslim alabilirsiniz. Kiracıyla gitmenize gerek yok. Her şeyi e-devletten yapabilirsiniz.

@PhoenixRising yeni evde sifirdan almistik zaten tum abonelikleri, sehir degistiriyoruz zaten, iski buski, igdas yerine bursa gaz falan farkli firmalar zaten

aklıma sadece sherlock dizisindeki bildirim sesi geldi bu olabilir mi? www.youtube.com

www.youtube.com

Sponsorlu tweet cikmislardir

@floydian o nasil oluyor?

hepsiemlak.com
zignat.com
emlakjet.com
trovit.com

kiraya vereceksen emlakçı ile çalışmak senin lehine olabiliyor, evi kiraya verdim sadece emlakçı ile muhattap oluyorum, kiracı arayıp şurayı burayı yaptır diyor emlakçı araya girip bu şekilde kabul ettin diyor.
kiraya vereceksen emlakçı senden komisyon almıyor evi kiralayandan alıyor.

Emlakçı öveceğim hiç aklıma gelmemişti ama düzgün biri ile çalışırsan tahiye tahahutnamesinide tarihsiz falan alıyor emlakçı.

Bu arada sahibindendeki piyasa ile evin arasında en fazla 500 tl oynuyor. Emlakçı evi görüp bu ev 750ye gider ama 1000e koyalım alıcı çıkmazsa 750 yaparız diyip yolda gösteriyor

eja +1
Her arayana gidip gösteririm; gözü açık biriyim, katakulliye getiremizler; yüzüm serttir, eyvallah etmmem diyorsanız kendiniz verin, kiracı için avantaj olur. Ama, zaten kiralık evin çok rağbet gördüğü bir zamanda emlakçı komisyonunu dert etmez kimse.
2 yıl önce ev satarken, arayanların zevzekliğinden dolayı emlakçıya verdim. 7 günde sattı evi

12 kere taşınmış biri olarak
çok yerden fiyat al 1 ay önce taşındım daha önce taşındığım ve hiç sorun yaşamadığım firma 35 bin dedi, farklı bir firma 14 dedi ve onu tercih ettim ama ettiğime pişman oldum çünkü tüm eşyam ezik ve çizik içinde.

gitmeden önce evinizin resimlerini her yönden çekin, eşyaları kaç koli çıkar tahminen bir hesap yapın, asansör olup olmaması önemli fiyatta.

iş bittikten sonra tüm para veriliyor. başlarında durmak lazım, mümkünse aşaıda aracın baiınada birini dik, hırsızlık olmasın. kamyon ile arka arkaya gitmeye çalış diğer eve giderken.

herşeyi baştan konuş mümkünse yaz imzalayın, ben whatsapptan konuştuğum için kanıt kabul ettim.

asansör ile taşıyalım derse unutmaki asansörü evin pencereine dayadıklarında pencereyi bildiğin kırıyorlar buna göre asansör kirala.

yemeğin kimden olduğunu bahşiş isteyip istemediklerini sor.

eşyan çok ise büyük arabaları yoksa oradan direk uzaklaş.

sorun yaşadığım istanbulvip taşıma gibi bişeydi ismi

eşyalarını gazeteye sarmak koruyucu olacak diye düşünme kırılacak bardakları tencere içlerine falan koy çünkü 1 metre yükseklikten kolilerini yere atıyorlar bunada dikkat et.

ps. avize ve tv taşıyorlar mı sor bizimki ikisinde kamyona koymam kırılıyor dedi asdasd

Bazı merdiven altı firmalar var. Gelip eşyanı yüklüyor. Gidip o bölgeye giden bir kamyona aktarıyor. Eşyanı alan ve teslim edenler tamamen farklı bir ekip. Ortada sorumlu yok. gibi bir durum çıkıyor ortaya. Buna dikkat et.

Fiyatta anlaştıktan sonra eve geldiklerinde Aaa çok eşya varmış, merdiven darmış vs bahanesiyle ekstra ücret talep eden şerefsizler var. Tipik yurdum esnafı.

Yöneticiler eğer yük asansörü yoksa asansör kullandırmaz ama kullanmak isterler. Bunu ilgililerle baştan konuş.

Tercihini ücrete bakarak değil de firma hakkında yakında taşınmışlardan tavsiye alarak yap. Ucuz olanlar genelde sana pahalıya malolur.

İlk kolilerdiğin eşyalardan bişeyler sena taşınmadan önce lazım olur ve koli açarsın. Murphy yasasıdır. Hangi kolide ne var diye bir liste yap ve kolilere numara ver.

Yüklenen koli ile inen koli listesini bu numaralarla kontrol et.

evde ve kamyon başında birer kişi olun.

sigorta yapsın firma. ve sigorta poliçesini mutlaka al. Hep geçiştirirler.

Firmanın mıbilyacısı, beyaz eşya kurucu elektrikçisi olsun.

Buzdolabı taşınır taşınmaz çalıştırılmaz. Yerine konduktan 5-6 saat sonra.

Yeni evin kilit göbeğini mutlaka değiştir.

Her iki evde kamyonun yanaşacağı park yeri konusunda önceden tedbir al.

artık çoğu nakliye şirketi geliyor, keşif yapıyor, eşyaları fotoğraflıyor, teklif yolluyor. uygunsa pazarlığınızı yapıp sözleşme imzalıyorsunuz.

şayet eşyalarınız çok iyi durumdaysa, yeniyse, hassas vb. ise;

*taşınma gün ve saat mutlaka yazdırın sözleşmeye.
*asansör kuracaklar mı dışardan, bu fiyata dahil mi değil mi öğrenin, sözleşmeye de yazdırın (taşınacağınız binada asansörle yük taşınmasına muhtemelen izin verilmiyordur)
*kendiniz paketlerseniz fiyat daha düşük oluyor, onlar sadece büyük parçaları paketliyor (beyaz eşya, dolaplar vb.)
*sigorta konusunu mutlaka sorun, sözleşmede yer alsın, detaylarını da öğrenin.
*hassas şeyleri ben arabamda taşıyıvereyim deyip sonra bina önünde onlara teslim ederseniz, o eşyalarla ilgili sorumluluklarda belki siz taşırken böyle oldu biz aceleyle fark etmedik diye yan çiziyorlar, aklınızda olsun.

izmir depreminde o kadar çok tanıdığımızın, ofis komşumuzun eşyası çalındı ki sözde nakliye şirketleri tarafından. bazı insanların komple ev eşyası gitti. ben gözümü karartıp biraz yüksek rakam verip önce depoya, 1 yıl sonra da yeni ofise bu koşullarla taşıttım, depremin yarattığı hasarlar dışında çizik bile olmadı 4+1 ofisin eşyalarında.

taşındığınız / taşınacağınız yer site ise önceden site yönetimine haber vermek gerekebilir. pazar günü taşınmanıza izin vermeyebilirler. yük asansörü varsa asansöre koruyucu örtü asıyorlar.

binada yangın söndürme sistemi varsa elemanlar ekstra dikkatli olsun. bir arkadaş taşınırken tavandaki yangın musluğunu kırmışlar. suların hepsi boşalmış. hem eşyaları komple ıslandı hem de binaya tazminat ödemek zorunda kaldılar.

mümkünse değerli/hassas eşyalarınızı kendiniz taşıyın.

kurumsal firmalardan fiyat isteyin. gelip keşif yapıyorlar zaten. genelde de yarısı kapora, kalanı da iş bitince verilir. başka bi masraf çıkaramazlar ancak elemanlar sizdne yemek bekler yüksek ihtimal.

Napolyon’un bir kumandanı savaşı kaybetmiş. Süklüm püklüm karşısına çıkmış. Napolyon, “niçin bu savaşı kaybettin” diye sormuş? O da “bu savaşı kaybetmenin 40 nedeni” olduğunu söylemiş. “Peki” diye sormuş Napolyon, “bu nedenler neler?”… Kumandan da “bir, barut yoktu” demiş. O zaman Napolyon da “tamam” demiş, “gerisini anlatmaya gerek yok”.

Fıkra değil. Gerçek.

Gazi Osman Paşa ve Plevne savunması.
Cephane bitince kale teslim oluyor.
Dünya tarihine geçmiş bir savaştır.

Öyle trende :(
Nefret ediyorum hiç sevemedim. trilyon tane markasi var en iyisi 5/10 puan. O kadar kötü.

ek olarak kiloya vurunca çok pahali (ortalama iki kati normal filtrenin) ve ekolojik olarak da kötü (eğer kendi podunu yapmiyorsan ya da doğada çözünen degilse).

Ama günde bir kahve içen biri için kabul ediyorum ki ideal.

Neden ideali söyliyim (mobildeyiz malum);
Kapsulu ustten koy, kapagi kapat. Tuşa bas. Kahve hazır, bu kadar. Sonra kapsülü çöpe at hatta hazne dolunca at hepsini falan.. yani hazirlamasi hizli, temizliği basit.

Gunaydin, aslinda yeni degil. Pazar oldukca buyudu. Artik her marka bir de kapsul secenegi cikariyor cunku arz var. Bizde pedli kahvelerdenden yok cunku makinasi yok satista. Ben tadini ve kahve kalitesini de cok seviyorum ozellikle bazi markalarin. Ama bunun da kotuleri var tabi toz kahvede oldugu gibi. Temel tercih sebebi pratikligi cunku gram bazinda dusunulurse gercekten pahali. Tam otomatik ust seviyede kahve makinasi da kullanmis biri olarak ben tercihimi kapsulluden yana yaparim sanirim. Sabah uyaniyorum, bi dugmeye basiyorum ve kahvem hazir cunku. Digerinin angaryasi cok.

Kahve gurmesi değilim, 3 yıldır tchibo nun makinesi var bende. herkes pahalı felan demiş ama dışarda olmuş bir latte 100 lira. Ben bu paraya 10 tane kapsülünü alıyorum. Temizlik derdi yok ve çok pratik. Ocakta sütü köpürtüp bi latte yapıyorum sadece 3-4 dakikada. Dışardakinden de güzel oluyor bence. Kısaca pratik ve hızlı, gurme olmayanlar için ideal.

Valla bende espresso ve filtre kahve makinesi var. Şirkette de kapsül makine var. Uğraşmamak çok hoşuma gidiyor. Kahve hemen hazır.

Benim için evdeki espresso makinemin yerini tutmuyor tat ve kalite olarak ama çok pratik ve makine temizliği derdi pek yok. Başlangıç ve az kahve içenler için uygun olabilir.

evet anlamı sağır dilsiz demek ama anlamı genelde aptal düşük zekalı sanılarak kullanılıyor

Bundan yirmi yıl önce daha sık kullanılan bir sözcüktü. Otuz yıl önce tv'de de sık sık duyabilirdiniz. Sanırım bazı kelimeleri belli sosyokültürel çevreler ve zamanlar içinde yoğun kullanıyorlar. Böyle bir araştırma yapılsa fena olmazmış.

Twitter jargonunda çok kullanılan bir kelime evet. Özellikle son 3-4 senedir çok geçiyor twitterda. Aptaldan ziyade daha çok kendini bilmez ya da ne yaptığını bilmez anlamında kullanılıyor. Twitter'da kullanmayı sevdiğim sözcük benim de

ahraz, samıt arada kullanırım.

Kalemdefterin dediğini gibi eskiden gayet normal, herkes bilir kullanırdı. Sağır dilsiz demek. Bizim oralarda aptal almasında kullanılmazdı. Yazık ahraz derlerdi bir kaçtan mahallede vardı ben çocukken.

rahmetli babaannem cok kullanirdi

Ben de kendimi bildim bileli biliyorum bu kelimeyi. Anne, babaanne vb çevremden duymuşumdur kesin.

biliyordum, Twitter'dan bağımsız

Evet ortaokuldan beri bilirim, yas:37

Fasching eksisozluk1923.com

öğrenme kolaylığı sağlamak için şiirsel, fonetik sesler eklenerek ezberleniyordu. Hala öyle midir bilemem.

espri şaka işte.

Jelly bear +1
Bence orda ironik bir gönderme var Arapçayı anlamadan okuma işine sallıyor gibi.

Eski bi tekerleme bu. Ben gitmedim ama kuran kurslarında eskiden böyle öğretiliyor diyenler de var. Bu filme özel bir olay değil yani hatta şimdi ekşide bakarken gördüm çalıkuşu kitabında da geçiyomuş

Ben de nundu gibi biliyorum bi teknik aslında bu var yani böyle bir şey.

Bazı insanlar esnektir bazıları değildir.
Göbeklilik, ileri yaş veya hareketsizlik ellerinizi diz kırmadan yere değdirmenize engeldir. Bunlar yoksa normalde değdiriyor olmalısınız. Ama değdiremiyorsanız da bu bir problem değil.
Isınmadan yapılırsa ve o şekilde bir şey kaldırmaya çalışılırsa zorlanırsa sakıncalı durumlar ortaya çıkabilir.

Yine de değdirmek istiyorsanız bir ay süreyle reformer pilatese gidin.
Büyük bir ihtimalle hallolur.

valla bilmiyorum ama bence iyi bi şey değil. bel fıtığınız falan vardır farkında değilsinizdir, bi anda kitlenip kalırsınız. yapılabilir bi şey olsa da yapmamak lazım zaten.

Dizleri kırmadan yerden bir şeyi alabilmek artı gibi görünse de bu hareketi sürekli hale getirmek iyi değil. Çünkü doğrulurken bele fazladan yük biniyor. Ayrıca kilolu olmak burada daha kötü sonuçlar ortaya çıkarabilir.

Dizleri kırarak yerden bir şey almak daha iyi. hem dizlere, hem de bele binen yük daha dengeli oluyor diye biliyorum.

Alamiyorum ve almama da gerek yok.
Bu gereksiz mobility/esneklik manyakliginin olayi. Mobility sorunu olan kişinin belli bir sorunu olur da yere düşen şeyi dizleri kirmadan alamamak böyle bir şey değil.

Arkadasiniza bilgi olsun; deadlift 5 tekrar 200, squat 5 tekrar 195 yapıyorum. Gördüğümüz üzere vücudumda bel ve bacaklarla alakalı bir sıkıntı yok.

Bosuna kafanıza takmayin. Dizleri kirmadan alinacak bir şey agirsa yükün bele binmesini saglar ve tabiki dizler kirarak kaldirmaktan cok daha risklidir.

Çocuklar rahatça yapıyor bunu, çocukluktan beri hiç bırakmadığım için ben de öyle. Avuç içlerimin tamamını dizimi kırmadan yere koyup öylece durabiliyorum.

Sizde bir anormallik yok, bir süre esnemek için egzersiz yaparsanız kısa sürede fark eder.

Alamayız çünkü omurgamızın böyle öne doğru eğilmek gibi bir vazifesi yok, dik konumdayken öne doğru eğilmen için lumbar bölgeni zorlamam gerekir o da fıtık yapar, başımıza bunlar gelmesin diye kalça eklemimiz ve dizlerimiz var, bu eklemleri tam açıklığıyla kullanmak bir yetenektir ama arkadaşının verdiği akıl büyük oranda cehalet kokuyor.

Yalnız bu tip bir esnekliğin faydasız ve hatta zararlı olduğunu iddia eden arkadaşlara katılmıyorum. Birçok spor dalının antremanında vücut elastikiyetini artırıcı hareketler yapılır ve gereklidir. Mesela yoga baştan sona bu tip elastikiyeti gerektirir. Elastik bir vücudun bek, boyun fıtığı olma ihtimali kütük gibi bir vücuttan çok daha azdır. yaşlanmaya bağlı eklem sorunlarının çıkma ihtimalini azaltır.

Durup durup bir anda ellerimi diz kırmadan yere değdireceğim demek elbette ki sakıncalıdır, ancak zaman içinde vücuda bu elastikiyeti kazandırmak her zaman iyidir.

Not: Yoga spor dalı değil. Oraya takılmayın.

su an alamiyorum. 10-15 sene once ben de boyle cevremde anket yapmistim. ellerinizi ayaginiza degdirebiliyor musunuz diye. cok alakasiz kisilerin degdirebildigini gordum.

cok alakasizlardan bazilari: sisman arkadasim avcunun icini degdirebiliyordu (birkac sene once tup mide ameliyati oldu)
annem ve teyzem. ben zar zor degdirebilirken onlar hic zorlanmadan yapiyorlardi. hani ben 25 isem o zaman onlar 50+ idi.

yani bence ne kol uzunlugu, ne bacak kisaligi, ne zayiflik... tamamen esneklik olay.

@mirket; arastirmalari birakiyorum.
europepmc.org

"Overall, the evidence suggests that increasing range of motion beyond function through stretching is not beneficial and can actually cause injury and decrease performance. These findings should be used to challenge common warm-up practices in athletics."

pubmed.ncbi.nlm.nih.gov

"This conjecture is supported by the literature, where strong evidence exists that stretching has no beneficial effect on injury prevention in these sports. If this point of view is used when examining research findings concerning stretching and injuries, the reasons for the contrasting findings in the literature are in many instances resolved."

Bir kişinin esnek olması onun sakatliklardan korunacağı anlamına gelmez. Böyle olmasaydi strech yapanlarin sakatligi daha az olur diye bilimsel veri olurdu ama tam tersi var.

Yoganin ise yaramasi sebebi esneklik değil bazı hareketlerde kaslari çalıştırmasi.

Elinizde esnek olanlar daha az sakatlanir ya da strech yapanlar daha az sakatlanir diye veri varsa yazın. Ama supergirl dediği gibi kilolu olup esnek olan da var kaslı olup olmayan da. Mobility denilen olay gereksiz konuşulan bir şey. Günlük hayatinizi ciddi etkileyen bir şey değilse kafa yormaya gerek yok.

Hayır insanlığın yarisindan fazlasi bir tane bile barfiks yapamaz haldeyken dizler kırmadan egilmenin bu kadar umursanmasi garip.

benim diz kapaklarıma anca ulaşıyor, bağdaş bile kuramıyorum, yerde oturamıyorum, beden dersinde taklayı bile zor atardım.

üç dört sene önceye kadar avuç içlerimi bile yere yapıştırabiliyordum ya da oturur pozisyonda ayak parmak ucuna dokunma hareketinde parmak uçlarımı geçip topuğa kadar dokunabiliyordum ki çok hımbıl bi kişiyim öyle atletik bir insan değilim sadece çocukluktan gelen bir esnekliğim var. Ama son yıllarda eskisi kadar rahat yapamıyorum. Muhtemelen masa başında hareketsiz süremin artışı, bu işlerin zirvesi olan 25 yaşını geçmem (yaşlıyım demiyorum da sporcu olsam prime dönemim geçmek üzere olurdu artık) gibi nedenlerden kaynaklanıyor. Çocukken bi iki ay jimnastik kursuna gitmiştim, ordaki hoca da demişti çok esnek ama çok güçsüz diye. Gerçekten güçle ilgili hiçbir şeyi yapamıyordum ama esneklik alanlarında iyiydim.

Ankilozan Spondilit gibi bazı romatolojik hastaların teşhisinde bel ekleminden ne kadar esneyebildiği ölçülüyor. Yani tamamen bir hareket kısıtlılığı olması da sağlıklı değil. Herkes dizlerini bükmeden ayaklarına dokunmalı demiyorum ama dokunabilmek zararlı bir şey değil. Sık yapılmadıktan sonra esnek bir vücuda sahip olmak faydalı bile denebilir (aşırı esnek olmak ayrı orda bağ doku hastalıkları devreye giriyor)

Bence biz "esneklik" kavramının ne olduğunu tam anlamıyoruz. Esneklik dizleri kırmadan olduğun yerde eğilip yerden bir şey almak değildir, esneklik "eklem" ve eklem çevresindeki kasların/tendonların hareket kabiliyetini arttırmaktır, bu aynı zamanda mobilite dediğimiz bir özelliktir. Yani sen omurganı bir şekilde öne doğru eğdiğinde ya da eğilmeye zorladığında bu omurgaya ya da omurgayı saran kas-iskelet sistemine esneklik kazandırmaz çünkü aslında onun esneyebileceği bir açıklık yoktur, senin omurgayı eğme hareketin aslında omurgayı oluşturan omurları açma hareketidir, bunun da sağlıklı olanı yapısı gereği kısıtlı hareket kabiliyeti olan bir parçayı esnek olacağım amacıyla zorlamamaktır, dediğim gibi esneklik dediğimiz özellik eklemlerin ve eklem çevresindeki kasların/tensonların hareket açıklığını yükseltmek için yapılır. Misal squat yaparken kimisi yere paralel olacak şekilde çöker kimisi de eklem aralığını geniştir "ass to gras" seviyesinde yere kadar iner, esneklik budur, burada diz eklemlerinine bağlı tendonları ve o tendonlara bağlı kasları esnetmiş olursun, hayatın akışında işine yarayacak esneklik de budur, omurgayı öne doğru bükmek bu anlamda işine yarar bir yetenek değildir, bu hareketi yaparak sadece omurları açıp kapatıyorsun, bu sizin herhangi bir işinize yarayacak özellik olamaz bilakis arızalı bir harekettir.

Yapabilirim ama asla yapmiyorum fitik olmamak icin. Mutlaka dizleri kirip egilin.

@mirket isimli arkadasa kesinlikle katilmiyorum. Bircok spor dalinda antrenman olarak yapiliyor olmasi sizin gunluk hayatta da bunu yapabileceginiz ve bir zarari olmayacagi anlamina gelmiyor. bu yanlis bir bakis acisi zaten.
Ve dizleri kirmadan egilmek tehlikeli bir hareketttir. Siz atlet degilsiniz.

kick boks hocam zamanında eğilemeyenin ya da bacaklarını açamayanın sırtına bindiğinden alabiliyorum fakat şimdi denedim bacaklarımı açma gerilemiş. sebebi de o döneme göre hareketin azalması, hareketsizlik de dolaylı olarak sıkıntı bana göre. ha bir şeyin var mı dersen yok.

bir yerde olması iyi, olmaması kötü olmayanlardan.

Alabiliyorum.

Yok. Smartphone olayından sonra kalmadı.

13 mini güzel alınır. daha da güçlüsü yok o boyutta. se yine gelir muhtemelen ama 13 mini her türlü daha iyi.

Samsung S23 6.1 inch. Ben küçük diye aldım.

S23 boyut olarak iphone 6-7-8-SE kasasına çok benzer büyüklükte ama full ekran olduğu için 6.1". Ben de küçük telefon seven biri olarak düz S23 aldım.
www.phonearena.com

13 miniden aşırı memnunum ben yaklaşık bir yıldır kullanıyorum. Bugün de hala öneririm.

şiddetle tavsiye edilir

www.asus.com

samsung a 54 biraz küçük gibi.

büyük markalarda küçük ekran yok
apple mini hariç alcatel ve nokianın var 1 2 modeli
türkiyeye de getirmiyorlar
www.gsmarena.com

Şarkıcı olarak INNA var. 3-4 yılda bir hit bi şarkı yapıyor. Bi de Alexandra Stan'in mr saxobeat şarkısı çok tutmuştu burda

nadia comaneci
çavuşesku

bitdefender romanya'daydı bir de, her ne kadar tüzel kişi olsa da:)

kazıklı voyvoda namı diğer vlad dracula var.

adını soyadını, doğum bilgileri gibi bilgileri doğru girin.

kanıtlayıcı evrak pasaport olacak numarasını vs. doğru girin.

tamamdır.

sadece ödeme kısmında sizin kart bilgileri olacak.

not: yurtdışı çıkış harcını ödemeyi unutmasın. oturumu falan yoksa.

Bi ara "bileti satin alan kartin ibrazi" mevzusu vardi, tek tuk de olsa denk geliyordu ama son 4-5 yildir hic duymadim.

Ben kendi kartımdan sıklıkla bilet alırım çevremdeki insanlara yurtiçi/yurtdışı. Hiç sıkıntı olmadı.

daha geçen ay yaşadık kart ibrazı konusunu, hem de ticari kredi kartı. bizim çalışanı uçuşa kabul etmediler, yeniden kendi kartı ile bilet almak zorunda kaldı. diğer bileti de açığa aldırdık.
eğer havaalanına yolcu etmeye falan gidecekseniz orda ibraz edersiniz ama aksi halde uçuşa kabul edilmeme riski var, bilginiz olsun. firma : thy

konuyla alakalı THY Yön. Kur. Bşk. ile yazışmamızı da aşağıya ekleyeyim;

"Ahmet Bey merhaba. THY ile ilgili bir sıkıntımızı aktarmak ve bu mantıksız uygulamanın sona erdirilmesini rica etmek için yazıyorum.
Şirketimizin kredi kartı ile şirketimizin bir çalışanının iş seyahati için uçak bileti aldık ve çalışanımız İstanbul havalimanında kredi kartını ibraz etmezse uçağa alınmayacağı söylenerek mağdur edildi.
1- Şirket kredi kartı ile çalışanlar adına bilet alınamaz mı? Her seyahatte şirket sahibi bizzat bulunmak zorunda mı?
2- Kendi kredi kartımız ile kredi kartı kullanmayan bir yakınımıza (anne, baba, eş, çocuk vs) bilet alamaz mıyız? Başka türlü nasıl alabiliriz?
3- Kredi kartı ile ödemede 3D güvenlik önlemi varken böyle bir uygulamaya neden ihtiyaç duyuyorsunuz?
4- Diğer havayolu şirketleri böyle bir uygulama yapmayarak sizce neyi kaçırıyor veya riske atıyorlar?

Bu mantıksız uygulamaya son vermenizi temenni ediyoruz. İyi çalışmalar."

cevap : "Konuyu yeniden arkadaşlarımla değerlendireceğim. Aslında biz de bazı kuralların getirdiği ilave güven arttırıcı sonuçlarıyla yolculara getirdiği ilave zorlukların sonuçlarını sürekli kıyaslıyoruz. Teknolojik son gelişmeler koyduğumuz ilave koruyucu tedbirlerin gereksizliğini ortaya koyarsa, neden olmasın. Selamlar"

I’m glad you’re feeling better

bankasina gore degisir, devletin limit belirleme gibi bir durumu yok. sadece secim sonrasi sifahen durdurmuslardi. su anda da cogu banka vermiyor veren de cok dusuk meblag ve 3-6 taksit max ozel bankalar. kamulari bilemiyorum.

limit konulacaktı, karar geri çekildi sanırım.

izlemedim ama belki ilk zamanlar kısa bir dönem olabilir. yoksa ben de ihtimal vermem

İngiltere'de polisin evini basması için İngiltere yasalarına göre suç işlemiş olması gerekir, buradan siparişle kimse orada iş yapmaz. Eğer böyle bir şey olduysa da kendi problemidir. Doktor insan İngiltere'de bilet satacak öyle mi? Gider en kötü İspanya'da falan kinik açarsın. Yani bilemedim...

atıyor

bir yandan bilet satarken bir yandan ingilizceyi sifirdan ileri seviyeye getiriyor, gerekli sinavlari geciyor, sonra da bir hastanede hekimlik yapmaya basliyor..

yaw he he..

@malheiros Turkiye'deki evini kastediyor orada.

Donercide calistim, turk marketinde calistim dese tamam da. Sokak supurmek, olimpiyatlarda bilet satmak falan bu tarz isleri calisma izni olmayan adama hayatta vermezler. Dingo'nun ahiri mi orasi, tr'den geliyim sokak supureyim diye bir olay yok. O zamanlar kur da iyiydi, aylik 300 pounda Turk mahallesinde oda tutmak is degil. Her gocmen gibi bir takim zorluklar yasamis olabilir Tr'de araniyor konumunda oldugu icin. Kendisi iktidar partisi m.vekili, doktor vs hali hazirda bu adamlar yas tahtaya basmaz kolay kolay. Zaten ergenekonun ona vuracagini anladigi icin planli kacmistir buyuk ihtimal

yunanistan'ın da çoğu arnavut. arnavutlar balkanların çoğunda çok yayılmış vaziyette.

gerçek grekler çok az.

balkan savaşları sonunda sırbistan almış burayı. sonra yugoslavya olmus. yugoslavyadan ayrılınca kosova olmus. dünyada böyle olan tek ülke burası değil ki, bu kadar şaşıracak bir şey yok. ayrıca sırbistan'da sancak bölgesinde de çok fazla müslüman arnavut yaşar. kuzeyde voyvoda bölgesinde ise macarlar yaşar.

Hocam günaydın :)

Yani Kosova 2008'de bağımsız oldu ama tam da olamadı hala zaten, sırbistan tanımıyor bağımsızlığını. Rusya falan da tanımıyor. %100 bağımsız olsa hedefleri Arnavutluk ile birleşmek.

Arnavutluk direkt ben burayi aliyorum diyemiyor mu? Niye yeni devlet kuruyorlar, tanima bilmemne ugrasiyorlar. Arnavutluk'a katilinca problem oluyor da Kosova adiyla bagimsizlik ilan edince, Sirbistan "tamamdir sorun yok, ben seni tanimiyorum ama sen takil kafana gore" mi diyor yani?

arnavutluk pat diye direkt burayı alıyorum nasıl desin? bu işler bu kadar kolay olabilir mi?

türkiye olarak kıbrısa girdik 50 senedir başımız belada. öyle olsa almanya avusturyayı alsın, türkiye azerbaycanı alsın, rusya ukraynayı alsın, çin tayvanı alsın, hindistan sri lankayı alsın, malezya bruneiyi alsın, italya san marinoyu alsın, ispanya cebelitarıkı alsın, fransa andorrayı alsın, herkes istediği yeri alsın. buna kimse ses çıkarmaz mı?

sırbistan kosovanın bağımsızlıgını tanımıyorken arnavutuk ile birleşmesini kabul eder mi sence? savaş sebebi saymaz mı?

makedonyanın ismi bile 30 senede anca çözüldü, hala çözülemedi kuzey makedonya diyorlar şimdi de. diplomaside herkesi memnun edemezsin, ülkelerin hepsinin istekleri farklı, ha diyince olmuyor. ayrıca arnavutluk ile kosova kurulduğundan beri hep ayrıydı, yine birleşmezler, ayrı devam ederler. hiç bir olmadılar ki.
iki ülkenin de aynı ırktan olmasını ve birleşmiyor olmasını bu kadar garip bulmak şaşırtıcı

Günümüz dünyasında o çok mümkün değil. Hele ki Arnavutluk gibi eti budu belli bir ülke için imkansız. Sırbistan da bi süper güç değil ama Rusya gibi bir müttefiki var ve Yugoslavya'nın tarihi mirasçısı olarak bölgede ağırlığı olan bi ülke.

Bi de arkadaşların dediği gibi Avrupa böyle örneklerle dolu. Örneğin Romanya'da ve Sırbistan'da oldukça fazla sayida Macar var. İtalya'nin kuzeyindeki Südtirol bölgesi Avusturya'dan alınma olduğu için nüfusu Alman. Balkanlar zaten barut fıçısı gibi, Bosna Hersek dediğimiz ülkede Boşnaklar azınlık vs vs. Böyle "hadi ben burayı alıp kaçtım kib bb" diyemez kimse kimseye.

Sırbistan Kosova'ya karışamıyor çünkü ABD dahil pek çok ülke bağımsız Kosova'yı tanıyor. Genel olarak Rusya ve müttefikleri tanımazken ABD ve müttefikleri tanıyor. İspanya tanımıyor örneğin kendi içindeki bağımsızlık isteyen ülkelere gaz vermemek için :d

Bunu yapman icin Rusya gibi super guc olman lazim. Ornek Kirim

çekiliyor

özeller veriyor kamular vermek istemiyor. ama adamını bulursan onlar da veriyor. sıkıntı yok şu anda

yakın zamanda çektim sorunsuz, sadece eskiden talep ediyordun ertesi gün alabiliyordun şimdi yoğunluktan dolayı bir kaç gün bekletebiliyorlar. (Ben özel bankadan çektim kamuları bilmiyorum)

dün hem kamu hem özel bankadan olmak üzere iki farklı bankadan döviz çektim. atmden değil şubeden. özeldeki görece fazla bir miktardı ve önceki gün arayıp randevu almıştım sonraki güne hemen verdiler.

Bu soruya cevabim yok ama tavsiyem var, kredi kartinizla euro ile ekstre alma secenegini aktif edin, maximum appten yapilabiliyor yamulmuyorsam. Dolayisiyla geciremesin.

Aşağıdaki metin kredi kartı sözleşmesinden. Yanlış anlamıyorsam Euro zaten öncelikle USD'ye dönüşüyor, burada bir kayıp olacaktır, üstüne bu da TL'ye dönüyor bu sırada da %3 marj alınıyor.

Türkiye ve KKTC dışında TL cinsinden kredi kartı
hesap özetli kartlarla yabancı para cinslerinden
gerçekleştirilen işlemler, kredi kartının TL hesap
özetine takasta gelen USD işlem tutarı TL’ye
dönüştürülerek yansıtılır. TL’ye dönüşümde işlemin
karta borç kaydedildiği gün geçerli olan Banka gişe
döviz satış kuruna, alacak yönlü işlemlerde ise
işlemin karta alacak kaydedildiği gün geçerli olan
gişe döviz alış kuruna %3’e (yüzde üç) kadar marj
uygulanır

Onceki yaptigim alisverislere baktim simdi: sterlin icin oradaki ayni oranlari vermis hemen hemen, sadece bir gun +1 eklemis: o gun satis fiyati 26.45 gorunurken iken 27.33'den charge etmis sterlini. Bankanin orani zaten berbat oran. Ustune daha fazla koymuyor max +1 sanirim ki o da dovizciye oranla berbat zaten (dovizci derken Tr'deki dovizciler bu arada y.disindaki dovizciler yolarlar adami)

Yani bankanin sitesinde euro 24 gozukuyorsa su an, 25 odersin max. Arakadaslarin dedigi yontemi kullan. Benim alisverisler 5, 10 sterlin ufak oldugu icin ben useniyorum extre cevirmeye:)

Soruyla alakasız ama ben maksimum kredi kartım için ayrı dolar ve euro hesabı tutturuyorum. Bu sayede yaptığım ödeme euro ya da dolar olarak işleniyor. Hesabımdaki döviz ile kur farkı ödemeden hesap kesim tarihi öncesi borcu kapatabiliyorum. Tavsiye ederim.

herkese katılmakla beraber şu detayı atlamamanız gerekiyor. hali hazırda harcamanız kadar euronuz olsun. yoksa şimdi 22 olan kuru 24 ten tl ye döndüler diye üzülürken ay sonunda tüm euro ekstresini ödemek için yeni euroyu 25,26 dan almayın.

hesap kesimine biraz zaman varsa TL'ye istediği kurdan çevirsin her türlü daha karda oluyorum. sadece asgariyi ödediğim için de daha kardayım. USD ya da EUR harcayıp TL ödüyosun, nasıl zararda olabilirsin zaten. USD ya da EUR olarak öderseniz net zarardasınız.

Hatunlar .ic adamlarla takilir, efendi adamlarla evlenir ana fikri gibi. Gelinin babasi kucuk cocuga hayatta yolunu sec gibisinden ogut veriyor gibi anladim.

edit: neck_and_neck+1 gocmenlikle alakali alt metin var sanirim. Ulkende sen sakraktin, dugun sahibiydin, bas kosede otururdun, oglan bizim kiz bizim durumlari vardi. Ama gurbette yapayalnizsin, o kalabalik, neseli ortami hic bir zaman bulamayacaksin. Gecmise, vatana ozlem kisaca.

çok değişik alt metinleri olduğunu sanmıyorum. klibi nasıl çeksek sorusuna "çocuk akşam vakti sokakta gezerken büyülü bir çadır görür ve içine girince masalsı bir ziyafetle karşılaşır o ziyafette de şarkı söylenir" diye bir fikir atılmış ortaya bence.

şarkı yoğun göç veren cezayir'in eski bir halk şarkısı. ülkeden göç edenlere yönelik "gidiyorsun da orada mutluluğu bulabilecek misin" temalı bir eser. belki biraz düşünürsek o gidiş öncesi kutlama ziyafeti olabilir çadırın içi. sonradan eyfel kulesi arkaplanında foto çekiniyorlar çünkü. bilemedim ama dediğim gibi çok önemli mesajlar verilmeye çalıştığını sanmıyorum.

Paris gettolarinda yasayan gocmen cocugu Muhammed, evsizlerin cadirini gorur ve yaklasir: o cadiri gorunce hayal kurar: herkesin birbirini tanidigi, samimi, mutlu oldugu, kendisinin yabanci, oteki olmadigi kendi ulkesindeki dugunleri hatirlar. Cadirin icindeki gelini bile tavlayan kasanova abinin tek basina sokaklarda karanliga karismasi gurbet nedir sorusunun cevabi resmen, bildigin saheser bu.

Hepsi benim yorumumdur, gercek cok baska olabilir, roportaj bilmemne arastirma yapmak gerekir, ytd:)

97 de abim cd sini getirmişti eve. Dinleye dinleye ezberlediğim tek arapça şarkıdır,

Bu, parayla ve buralara ayrılan bütçeyle alakalı bir durum, buralar amatör branş diye geçer ve fazla bütçe ayrılmaz, bir Fenerbahçeli olarak şunu doğru yapıyoruz diyemem, yapılan şeyler sadece daha fazla bütçe ayırmak, daha fazla bütçe ayırınca daha iyi oyuncu gelir koç gelir o da şampiyonluk ve başarı getirir ama bu başarıların maddi karışlığı olmadığı için genelde bu yöntem çok tercih edilmez. Yani takıma 10 lira harcayıp Euroleague şampiyonu olursun ama Euroleague şampiyonluğu sana 2 lira getirir, yani prestijden başka bir kazancın yok, bu da çok önemli bir detay değil açıkçası. Aziz Yıldırım zamanında basketbola deli gibi para aktarıldı Avrupa'nın en iyi koçu getirildi ve Euroleague şampiyonu oldun, başka türlü olmaz zaten. Parayı biraz kıstığında play-off'a bile zor kalıyorsun.

sadece soyle soyleyeyim, fenerbahce'nin 1 ay once aldigi dorsey, gs'in tum takim maas butcesinin toplamindan fazla aliyor muhtemelen. ne yazik ki kendi takimim olan galatasaray'in, fenerbahce gibi zengin baskanlari yok, bu sebeple bu bransa para yatirilmamasini dogru buluyorum.
fenerbahce taraftari olsaydim da amator branslara bu paralarin yatirilmasini istemezdim sonucta senede 20-30 milyon euro sirf erkek baskete para aktarilacagina, o paranin cogunun futbola gitmesini isterdim. tercih meselesi tabiki

Soru tam tersi olmalıydı: fenerbahce bu kadar geliri olmayan bir branşa neden bu kadar yatırım bütçesi ayırabiliyor şeklinde. Galatasaray ve beşiktaş doğrusunu yapıyor. Türkiye'de sporun esas sektörü futboldur. Ki o da avrupada başarı olmaksızın basketbolla aynı finansal etkilere ve sonuç olarak da kadere sahip.

FB, Ülker ile birleşip hazıra kondu, o seviyenin tadını düzenli şekilde aldığı için de sonrasındaki yıllarda yatırımı hiç kesmedi. Her sezon ciddi bütçelerle ilerledi. Ama bence gereksiz. Gereksizi şöyle açayım.

Türk kulüpleri, ekonomik açıdan eti budu belli olan kulüpler. Ve bu kulüplerin ciddi yatırımını tek yapması gereken branş, futbol olmalı bana göre. Elindeki kurşunu amiral gemin olan futbol için atmalısın. Basketbolda sağlam bütçe yatırıp Euroleague şampiyonu olsan mevzusu bir günde bitiyor neticede. Futbol öyle mi?

Galatasaraylıyım, Galatasaray erkek basketbolda geçen sezonki gibi Dee Bost, Melo, Isaiah Canaan, Blackshear gibi kaliteli yabancılarla güzel bir takım kurup da bana sezonda keyifli maçlar izletsin, gidebildiği yere kadar gitsin, kafi. Bu sezonki takım çok kötü.

fenerbahçe her şeyin futbol olmadığını biliyor. spor prestijdir. nihai noktada amaç hem ülke hem kulüp açısından prestij sağlamaktır.

fenerbahçe bunu yapıyor ve avrupa'da futbol dışındaki sporları takip eden herkesin tanıdığı bildiği bir kulüp. bu bir günden bir güne olacak bir şey değil. olimpiyatlara götürdüğü sporcular bile yeter.

futbolda zaten makas açıldı. şampiyonlar liginde yarı finale çıkmak ve bunu düzenli hale getirmek imkansız. futbol seyircisi biraz dar bakıyor olaya.

Baskan, yonetici pragmatisligi. Bunlar sadece futbolda gunluk basari uzerine odaklanirlar. Plan, proje hicbir sey yoktur. Statlarini bile devlete yaptirdilar. Abdurrahim Albayrak daha 2-3 yil once amator subeleri toptan kapatalim diyordu ciddi ciddi. Ama gidip de 35lik sakat adamlara milyonlari gomerler o ayri, ona para vardir, ama basketciye, voleybolcuya para yoktur:)

Aziz Yildirim faktoru. Bir milyon tane yanlisi vardir ama kulubun genetigine isledi, Fenerbahce sadece futbol degildir. Her sporcu degerlidir, FB formasi giyiliyorsa o desteklenir.

recumbent ingilizcesi. oradan arastirabilirsin

benim bir arkadasimin var. birkac defa denedim ama dengede tutmasi normal bisiklete gore daha zor.

www.welovecycling.com
buradan karşılaştırmalı okuyabilirsiniz.

twitter'da ergenler arasında oluyor bazen böyle şeyler "@ yaz 3.sırada çıkan kişi sana yemek ısmarlasın" ya da "@ yaz 2.sıradaki kişi seni gerçekte çok sevmiyormuş" gibi şeyler yazıyor. millette sazan gibi yapıyor bunu. hem makara oluyor hem de bunu paylaşan etkileşim kasıyor.

bunun videolu halleri de var, drift videosuna "beraber driftlemek istediğin arkadaşın @4 'te bekliyor" gibi. konu o

Bro balıklar ayağındaki parmak arandaki ölü derileri falan yiyor işte peeling gibi bir şey, peeling için ayağı balıklara emcükletmek güzel bi şey değil bence.

ayaklardan mantar vb hastalık bulaşır diyorlar.
yarar ihtimalinden çok zarar ihtimali var.

(bkz: sülük)

aynı kafa. işim olmaz. onun yerine kızılötesi saunaya git. normal saunaya git.

İrlanda'da katolik ve protestan iki nüfus var. Protestanlar Kraliyetçi/Krallıkçı/Loyalist, katolikler de Özgürlükçü. Bunun kökü İrlanda'nın işgaline kadar gidiyor. Sonra 1.Dünya Savaşı öncesi Michael Collins hareketi falan var. Troubles dedikleri de 70lerde hortlayan protestanların katoliklere saldırmasıyla başlayan süreç.

youtube.com

izlediği locadan kameralar çekememiştir

maç sonunda soyunma odasına inip ali koç'la kavga ettiği haberleri vardı.

(cezalıyken soyunma odasına inmesi ceza nedeni bu arada)

Locada niye izliyor onu anlamadim. Deplasmanda olsa neyse yedek kulubesinin arkasinda guzel bir yer ayarlanip, tribunden izleyecekti maci. Kenardan 2-3 bagirip, el kol yapsa bunlar olmazdi.

tutuklu yargilama kismi bitmis, aldigi ceza ve cezaevinde kaldigi sureyi goz onune alip boyle bir karar vermis mahkeme. istinaf ve yargitay surecleri devam edecektir, bu mahkemelerden de kararlar 2-4 yil arasinda cikar, aldigi cezanin da pek bir yatari yok zaten. 8 yilin yatari kanuna gore 3 yil gibi gorunuyor, kapali cezaevinde 1 ay kaldiktan sonra da zaten acik cezaevine gececek. su anda pandemi izni kapsaminda da acik cezaevinde 1 gun kaldiktan sonra serbest birakilacak. eger pandemi izni uzatilmazsa kalan sureyi acik cezaevinde tamamlayacaktir.

tabi su ana kadar cezaevinde ve gozaltinda gecirdigi sureler de bu hesaptan dusulecek. kisacasi yaptiklari yanina kar kalarak disariya salinmis olacak.

Ben bu hukuk sistemini anlamıyorum. Kavga olduğunda kendini koruma amaçlı vursan daha fazla ceza alıyorsun.

asıl olan tutuksuz yargılama, istisna olan tutuklu yargılamadır. tutuklama gerektiren istisna suçlar kanunda sayılmış. yargılandığı suçlar katalog suçlardan değil. yani tutuklanması esas olan suçlardan biri değil.

tahliye edilmesi yargılanmasının sonuçlandığını göstermez. bildiğim kadarıyla bu kızın tutuksuz yargılanması devam ediyor. ülke olarak hukuki okur yazarlığımız olmadığı için kolaylıkla kafalar karışıyor. önce tutuksuz yargılanıp sonra müebbet alan insanlar var kafayı yersin hukuk böyle bir şey.

Amonyak.

Ne zaman gecmesi gerekiyorsa o tarihi secin. Bugun sectiriyorsa bugun secerseniz 3 gun surmez misal.

Bunu yanlış anlamadıysam. 490k kişi görmüş ama 80k kişi izlemiş diye yorumluyorum. Bilemiyorum yanlış mı?

Sonuçta görmek ile izlemek farklı şeyler

eğer tam tersi olsaydı @respect'in dediği olurdu. ama buradaki istatistiklere bakınca anlaşılan şu; başka biri videoyu alıntılayarak tweetlemiş (direkt tweeti alıntı değil) ve çoğunluk oradan izlemiş.

twitter.com bak mesela buradaki gibi. burdan izlenen videolar asıl paylaşanda gören kişi sayısına eklenmez ama video izlemesini etkiler

Ben de twitter konusunda o kadar bilgili değilim ama herhalde durum şöyle;

Özgür Doğan Yılmaz'ın profilindeki bu tweet'i 80K insan görmüş,
Retweet edenler sayesinde de o videoyu toplam 490k insan izlemiş.

@avatar is back ama sizin videonuzda, video altinda: From Arşiv Unutmaz diye yaziyor. Burda o yok, o yuzden kafam karisti. Yani bir baskasi bunun videosunu retweetleyince oluyor demek.

Video linki kopyalayıp farklı şekilde twitleyen insanlar da olabiliyor. Fark o yüzden.

h-index iyi bir kriter olabilir genelde de buna bakılır, anlamı 36 makalesi 36 kez veya daha fazla alıntılanmış demek, 2018'den sonra da aynı şekilde 21 makale. çok iyi bir sayı değil fakat ortalama bir akademisyene göre çok çok yukarıda.

diğer bir olayda makaledeki ekibin sayısı, ne kadarını kendi üretmiş ne kadarı bir grupla yapılmış veya bir deneyin içinde bulunmuş gibi.

türkiye özelinde makalelerin ingilizce olması ya da kaçının sadece türklerle yapılıp kaçının farklı milletlerden araştırmacılarla yapıldığı da önemli, tabi jeoloji biraz değil fazlaca lokasyona bağlı olduğu için bu bilimde çok önemli değil bu faktör.

son olarak da yayınların hangi dergilerde yayınlandığı var ve bu dergilerin alandaki yerine bakmak lazım bu profilleri değerlendirirken.

impact factore bakmak lazım ayrıca.

Birçok sahte hesap vardı. Bir gün TV ye çıkıp tek hesabının bu olduğunu diğerleriyle bir alakasının olmadığını açıkladı.

Yani Evet, gerçek hesap.

gerçek de kendisi kullanmıyor. danışmanı veya asistanı kullanıyor

gizli hesap veya seni engelleyen birileri
gizlidir.

ev kablolu bir şey farklıdır.

sabah İskenderundaki arkadaşımla mesajlaştık sms gerçekten çalışıyor. İnterneti yoktu ama mesela. Telefon(mobil) sanırım çok bant genişliği gerektirdiği için herkes ararsa kilitleniyor.

Her baz istasyonunun belli bir kapasitesi var diye cok basitce ozetleyeyim, en zor kurulacak baglanti arama ile olur ve cok yuklenme olunca basarisiz olma olasiligi en yuksek olan da aramalardir.

bugun oglen 2. buyuk deprem sirasinda ankara'da bile telefonlar calismaz oldu. yine benzer sebeple konserlerde stadyumlarda vs. de arama yapilamadigi olur.
hem kendinizin iletisim kurabilmesi hem de acil durumlarda kapasiteye yuklenmemek icin arama yapmamak onerilir.


sms'ler oyle degil mesela. baz istasyonu var mi diye telefonunuzun kontrol ettigi surekli sinyalin icine dahil gibi bir sey ekstra bir yuk getirmiyor. ve gitmedi mi o an, biraz sonra bir daha dener daha stabildir.

yine internet de benzer sekilde bir aramadan daha stabil baglanti kurulur dijital veri oldugundan.


kablolu iletissim buna dahil degil, ev telefonundan arayabilirsiniz

Sadece o pozisyon değil ki sorun, çalışmayan bi ton düdük var maçı izleyin anlarsınız

Hakeme sövmek bahane. Maksat başarısızlığı örtmek. Yoksa fb kalecisi kırmızı kart görmeliydi adaletten bahsediyorsak.

Hakemi VAR yakti zaten. Crystal clear durum yokken gol iptal edemezsin. 1 milyon kere izlesen de anlasilmiyor ne oldugu. Pozisyon flu, gol iptali yanlis.
Penaltilar dogru.
Bats'i kornerde indiriyorlar penalti. Hakem goremeybilir, VAR'in devreye girmesi lazimdi, ustelik top da tam Bats'in oraya yoneliyor yani Bats ayakta kalsa yuzde yuz gol pozisyonu.
Sondaki frikik ise hakemin en buyuk hatasi. Orda da maci gereginden fazla uzatti, sucluluk psikolojisi geregi calamadi o faulu. Frikigi verip gol olsa tum hakemlik hayati biterdi cunku. Anti - Fener lobisi cok guclu. 90+ fener atana kadar bilmemne, duduk biraktirirlardi adama. Anelka'nin elini kimse unutmaz bu ulkede mesela, 20 yil propagandasi yapilir ama 2-3 sene onceki Alanya'lar, Fatih Terim'in mersin maci, Basaksehir maci, Suleymanoular desen kimse hatirlamaz.

dünkü maç olimpiyat stadındaydı, bu soğukta kimse para verip maç izlemeye gitmez, ulaşımı zor, tribünler sahaya uzak seyir zevki düşük, stadın bulunduğu konum istanbula göre daha soğuk ve daha rüzgarlı, biletler de pahalıydı

beşiktaş tribünü de kameraların görüş alanı dışındaydı, karagümrük de bilet fiyatını 250 lira yapmıştı, bu yüzden kimse gitmemiştir

@freebird5406_2 Jesus Umraniye'de mac oynanmasin baska statta oynanabilir Olimpiyat falan demisti 2 hafta once. Umraniye stadi bu olimpiyattan daha mi berbat yani?

attım.

selamlar, buradan yazabilirsiniz.

salih uçan

@baba naaptin hocam, bugun gol atmis simdi izledim, alakasi yok o adamla salihin

o zaman nejati bilgiç

Rosier

Yok, rosier de degilmis galiba. Futbolcu degildir belki de? Eşofman da giymemis zaten.

tayfur bingöl

oyuncu değildir belki. süper lig hakemlerinden biri olabilir.

Tayfur Bingöl

Tayfur bingöl demeye geldim ki üye girişi yapana kadar yazmışlar :))

Hakem düdüğü çaldıktan sonra VAR'dan dönme ihtimali yok. Yardımcı hakemin pozisyonun tamamlanmasını beklemesi gerekirdi. Hakem de bayrağa rağmen pozisyonu devam ettirebilirdi. Düdük çalıp oyunu kesince VAR müdahale edemiyor.

1. gruptaki yerimi alayım ben.

1. Yunus sarı görmeli mi? Vallaha bu kural bazen uygulanıyor bazen uygulanmıyor. Yani Türkiye'de hakemler tepkiye göre Mac yönettiği için net konuşmak zor. Ama evet normalde verilir.

Yan hakemin salaklığı. Devam ettirmeliydi.

2 tabiki. ofsayt pozisyonlarında aktif-pasif değerlendirmesi hariç orta-yan hakem kararları son karar değildir. var çizgiyi çeker karar verir. hakem karar verdikten sonra VAR'dan elbette döner. city-manu maçı mesela. hakem ofsayt vermesine rağmen VAR gol dedi.

Düdük çalarsa iş bitmiştir. Doğru yanlış önemli değil.

@paintov senin dedigin pozisyonlar burdaki gibi degil sanki, orta hakemler sinsi gibi pek karismiyor oyunu durdurmuyor yan hakem kaldirsa da bayragi. Ben oynatayim da ne sis yansin ne kebap VAR karar verir nasil olsa rahatligi

Düdük çalındığında o iş bitmiştir. VAR'a hangi pozisyonlarda ve hangi sebeplerde gidildiğini bildiren eğitimleri iletebilirsin 2. gruptaki arkadaşa.

O değil de çat diye çalıp kesmiş pozisyonu ne güzel. Bizim geçen maçta bariz ofsayta rağmen pozisyon bitene kadar oynattı. Sonra verdi ofsaytı. O sırada adam sakatlansa faul değil, ofsayt. Şüpheli durum değilse uzatmak saçma.

ben hala 2. doğru diyorum. bunun haricinde düdükten sonra topa vurmak konusunda ofsayt pozisyonları daha müsamahalı oluyor hakemler.

koskoca dünya kupası'nda şu pozisyonlarda yan hakem de pozisyon bitene kadar bayrağı çekmedi, orta hakem de bayrağı görene kadar düdük çalmadı. çünkü evet düdük çalmışsa iş bitmiştir, artık ondan sonra var'dan dönmez. kupa sırasında çok soruldu burada da.

var gibi bir teknoloji kullanılıyorsa, ofsayt mı değil mi diye sonradan incelenerek karar verilmesi mümkünse o zaman o pozisyonun bitmesini beklemelisin. sonradan var'dan bakıp karar değiştirme ihtimalin olan pozisyonda niye muhtemel golü engelliyorsun ki? bırak oyun devam etsin, top kaleye giriyorsa girsin. sonradan ofsaytı verirsin. var inceler, ofsaytsa golü iptal edersin, değilse golü verirsin. haa ezel'in kör annesinin bile göreceği kadar kabak gibi ofsayttır, adam beş metre öndedir, bayrağı kaldırır düdüğü çalarsın.

var'dan dönmez, oyuncu topa vursa da vurmasa da gitti artık.

sarı kart meselesi biraz da göreceli. yani düdüğe sinirlenip mnakoym diyip abanıyorsa, veya hakem ısrarla düdük çaldığı halde illa gol atmak için zorluyorsa veriyor kartı genellikle. düdükten hemen sonra zaten hazır olan pozisyonu tamamlayana anlayış gösteriyorlar.

Önce 1 metre ofsayt olmayan pozisyonda düdük çalan hakeme ceza vermek lazım. İnce pozisyonda oynat amk dönecekse vardan dönsün. Var ne için var?

hakem düdük çaldıktan sonra golü veremez. verirse maç tekrarlanır kural hatasından. galiba bir beşiktaş maçında böyle bir şey olmuştu yıllar önce.

1 doğru. eğer vuran futbolcunun takımı geride olsaydı inisiyatif gösterilebilirdi ama bu zamanı harcamaya yönelik direkt sarı.

Europhile'im ama tek sorun eski karim, binlerce Turk Avrupa'ya gelecek, Turk insanlariyla sorunum yok ama eski karimin ailesi de gelir diyor. Yani eski karisi Turkmus, karisinin akrabalarini sevmedigi icin bu konuyla ilgili espri yapiyor.

@sertac lez out bir seyler diyor sanki ya, lez out'in anlami baska. Ben mi yanlis anliyorum hangi kelime o?

"We'll be less out with thousands of Turks" diyor, yani bilnlerce Turk gelince azinlikta kalacaklarmis.

altyazilisini buldum twitter.com o kelime louse imis

bizde akrabalar her işe karışır, herşeyi sorar, yorum yapar, bunu yap der falan der ya bu elin ingilizine ters tabi.

yani diyor ki kültürde insanlar özellikle karımın akrabaları gibi insanlar gelirse ne yapacağız?

adam haklı.

twitter hesapları baya kaşıyor aslında durumu ve direk kulüplerden organize ediliyorlar. youtube olarak spor gecesi haluk yürekli, murat aşık, ahmet konanç bunlar baya manipülatif yayınlar yapıyorlar.

ahmet ercanlar aşağılık söylemleri mevcut

neredeyse bütün bjk kanalları.

2 büyüklerin olduğu yerde pek dikkate alınmadığı için sağa sola çirkef saçarak adı anılsın diye kasıyor malum camiacık.

bizde tr maç özetleri yok youtubeda.

Türkiyede maç özetleri sadece beinsport resmi sayfasında yayınlanıyor. Burdaki özetlerde genelde 5 dk. civarı.
Ben VPN açıp www.youtube.com adresinden bakıyorum buradaki özetler 10 dk. üzeri.

renkli numaralı gözlükler de olabiliyor. isiga hassas olanlarda da ise yarayabiliyormus. ya da dijital ekranlardan gelen rahatsiz edici mavi isigi engelleyenler de var.

şekil ya tamamen çok takan var böyle. ünlüler baya kullanıyor. aklıma robert downey jr geldi direkt. hep renkli camlı gözlük takıyor.

Tarz olsun diye tercih edildiğini düşünüyorum

Not: Keşke ss alıp onu koysaydınız buraya. Şimdi linke tıkladım diye youtube sürekli nefret ettiğim bu programı çıkaracak öneri olarak :(