Ekşi Duyuru

Olurum.

olurum,

grip, zaturre, tetanoz asisini da cok arastirmadan oluyoruz

olurum, böyle şeylere değer veriyorum.

Aşı karşıtı değilim ama ilk yaptıranlardan olmam sanırım.

Yan etkileri belli degil geyigini de anlamiyorum, 30 sene bekliceksiniz yani?

Olmam, ilkokul zamanı yapılanlar hariç hiç aşı yaptırmadım çünkü hiçbirinin işe yaradığını düşünmüyorum.

aşı açıklanmadan olma ihtimalim vardı, olmadım ama çekindiğimden değil tembellikten.

Konetsu +1.

Biri dusuncelerimi dile getirmis nihayet, oh be.

Aynisini grip icin de dusunuyorum, grip olursam 1 hafta yatar iyilesirim, o yuzden asisini olmuyorum her yil. Yasim genc, bagisiklik sistemim guclu, yedigime ictigime dikkat ediyorum, 1 hafta hastaliktan yatsam hayatimda biseyler degismez, bu riski alabilecek luksum var. Henuz hic grip olmadim yetiskin olali. Tavsiye ya da aksini yapani yargilama degildir, kendi kendime uygun gordugumu anlatiyotum sadece.

Olursem de kismet.

Olurum çünkü araştırmaların başarı oranı var. Benim aşı olmam başkasına bulaştırmamam demek. 1 haftada geçiririm diyenlerin 2 hafta Korona karantinasında kalacaklarını zannetmiyorum, illa dışarı çıkacaklar, bu da aşısızlara bulaştırma demek. Hala bunları konuşuyor olmak garip.

Risk grubunda olsam, ya da etrafimda asemptomatik tasiyici olarak farkinda olmadan riske atabilecegim birileri olsa tabii ki de asisini olurum. Bu ayni hastayken kimseye bulastirmamak icin evde oturmak gibi bir sey. Su an bile, tam tamina 9 aydir, evden market/park disinda bir yere cikmadim, tanidigim insanlarla parklarda gorustum, daha kalabalik bir ortamda bulunmamin ardindan (hafta sonu parklarin normalden kalabalik oldugu zamanlar mesela) 2 hafta evden cikmayacak sekilde hareket ettim. Tum bunlarin arkadsindaki motivasyon, benim vurdumduymazligim yuzunden bir baskasina zarar gelmemesi, kendimi korumak degil.

Yakinimda riske atabilecegim kimseler, colugum cocugum vs yok. Korona sonrasi olusabilecek saglik sorunlarinin da riskini almaya raziyim kendim icin. Yasadigim yerdeki saglik otoritelerine de epey guveniyorum. Su asamada asiyi nufusun 1/3une yapacak sekilde planladilar, risk grubundaki insanlari onceliklendirecek sekilde.

güveniyorum. gelip saplasalar keşke enjektörü de kurtulsak. bıktım artık bu kapalı hayattan

evden çalışıyorum, yalnız yaşıyorum, zaten şu anda bile istesem de istemesem de karantinadayım işlerden dolayı.

nüfusun üçte biri zaten olacak, bu da salgını oldukça geriye çekecektir.
özellikle risk grubundakilerin olması elbette gerekli, aşı karşıtı değilim ama ilk etapta yaptıranlardan olmam.

grip aşısı da hiç yaptırmadım ve grip olmuyorum yıllardır.
ama konu bundan çok aşının fazla yeni olması.
yaşam tarzımdan dolayı süreci inceleme lüksüm olduğu için yaptıracaksam da beklemeyi tercih ederim.
sürekli insan içinde olsam farklı düşünebilirdim belki.

edit:
bir de eklemek isterim ki, "aşı geldi, corona bitti" gibi bir şey yok.
grip aşısı da var ve gribin de kökünü kurutamıyoruz çünkü her yıl mutasyona uğrayan bir virüs söz konusu.
her yıl yapılan grip aşıları da buna göre yenileniyor.
bakteri olsa tamam, o farklı.

yani "herkes aşı olursa hastalığın kökü kuruyacak, aşı olmayanlar yüzünden kurumuyor" durumu söz konusu değil.
herkes aşı olsa da bu devam edecek.
aşıyı olanın bile hastalanmayacağı kesin değil, en ufak bir mutasyona bakar.
sadece aşı olanın ölme riskini azaltacak ve toplum genelinde öldürücülüğü ve salgının gücünü aşağı çekecek.

olurum

Konetsu +1

Multimilyarder şirket daha da zengin olsun diye kendimi denek yapmaya hiç noyetim yok. Herkes olacak diye şart olsa dağa kaçarım, yine o aşıyı olmam. Panik sebebiyle bu şekilde yalap şalap piyasaya verilen bir aşıya hiç güvenim yok. Cahil diye siz yapistirmadan söyleyeyim, avusturyada moleküler biyoloji doktora öğrencisiyim.

Olurum. Bünyem çok kuvvetli. Yan etki falan da olmaz bende.

Bir tarafta koronayi vefat etmeden gecirsek bile cigerlerde yaratacagi hasar diger tarafta asi. Ben asiyi alayim

çoğu kişi olmadan olmam.

Ben olurum. Kendi tahminlerimden çok kendi doktorumun önerilerine uyuyorum.

Olmayana da “aşı karşıtı gerici” muamelesi yapmam. Herkesin kendi vermesi gereken bir karar.

Güvenirim ve olurum.

Kasıtlı olarak aşı olmayanlar yarın birgün dünyada birçok ülkede hastaneler, kamu hizmetleri, toplu bulunan alanlar (kafe, restorant vb.) banka şubeleri, sınıflar, ofisler ve hatta toplu ulaşımdan bile faydalanamayacak göreceksiniz.

bizi ülkeye gelip de sıra bana gelen kadar (öncelik sağlım çalışanları, yaşlılar, kronik hastalar vs olur) zaten etkisi az çok belli olur, ona göre pozisyon alırım. büyük ihtimalle olurum yani.

muhtemelen şöyle olur, şu an çoğu şirket home office çalışıyor herkesi yavaş yavaş ofislere çağırırlar ama aşı olduğuna dair belgeyi şirkete iletmek kaydıyla. hali hazırda sahada çalışanlara bu belge zaten zorunlu olur.

yani pek kişisel tercihe bırakılmaz bu durum. tabii yeterince aşı dozunun tedarik edildiğini varsayarsak.

ben herhalde kendi isteğimle olmazdım, karantina-maske-sosyal mesafeye dikkat ederek yaşamaya devam ederdim bir süre daha.

Cocukken, 10 yaşlarındayken grip aşısı olmuştum annem ol dedi diye. Sonra orta kulak iltihabı geçirdim. Denenmisi bile böyle olabiliyorken çalışmaları için önceden yine o çalışmaları gerçekleştiren kurum ve mevkilerdeki kişilerin kısa olduğunu söylediği sürede çalışmaları tamamlandı denen bir aşıyı olmam. Olmak için kosturanlara da bundan sonra şüpheyle bakacağım.

Genelde yansımıyor bu ara çünkü kur çok dalgalı

pc fiyatları için özel bir şey diyemeyeceğim ama fiyatı bir kere yükselen bir şey düşmüyor genelde.

dümdüz "bilgisayarcı"larda evet anlık olarak çıkar veya düşer. Listeye attığınla satın aldığında kura bağlı 3-5 lira fark olabilir vs. İnventus vb. bilgisayarcılarda öyleydi. Hala öyle midir bilmiyorum.(en son 3 yıl önce pc topladım, bu son kur oynaklıklarından sonra üst bi rakama sabitlemiş de olabilirler valla)

Hepsiburada'nın öyle olduğunu sanmıyorum.

dolar yarıya inse de eldeki stoklar dolar 8ken almışlarsa düşürmezler bitmeden stok

ayni sey benim de dikkatimi cekmisti. hatta buraya soracaktim bir kac gun once ama usendim yazmaya :)

www.youtube.com
emin degilim ama soyle tahmin ettim ben, mesela linkteki sarki, yasal olarak sanatci ya da plak sirketi kanalina yuklenmemis olabilir bu durumda araci bir sirket (bu videoda believe sas) orijinal olarak yukluyor ve youtube ile icerik gelistirmis oluyor, ama izleme sayisi ya da copyright kime yaziyor orayi anlayamadim.


takipteyim

edit
support.google.com aciklamadan da hic bir sey anlamadim :)

Müzisyen olarak açıklamaya geldim. distrokid.zendesk.com

Müziği bir platform üzerinden spotify, deezer, apple music vb.'ne yayınlarken "Youtube Music"e de koyarsak otomatik olarak "sanatçı - Topic/konu" hesabına yükleniyor. Normalde bunu hesabı kendi youtube hesabınla birleştirip nota ikonlu "official artist hesabına" dönüştürebiliyorsun. Biz yaptık. Bu insanlar yapmamış demek ki.

Konu hesaplarında yüklenen müziklerin "auto generated by youtube, Provided to YouTube by ....." gibi şeyler yazdığını görürsünüz zaten. Değiştirilemiyor da. Bu sanıyorum youtube content id için gerekli bişey.

not: bizimkini de koyayım belki dinlersiniz :)
www.youtube.com

Yok diye biliyorum. Nefes, kalp, şeker gibi kronik hastalığınız yoksa sorun da yok

bazı anketlerde 'kime kesinlikle oy vermezsiniz' gibi ve türevi sorular oluyor. bunlara dayanarak partilerin var olan oranlarını da hesaba katarak kendilerince bir formül çıkarıyorlar.

Akp'nin oy oranı anketlerin hiçbirinde kararsızlar dağıtılmadan % 38 çıkmıyor, dağıtıldıktan sonra çıkıyor.

Türkiyede seçime katılım oranı % 80-85 civarında. Yani kararsızlar kategorisinin büyük bir bileşeni aslında % 15-20'lik oy kullanmayacaklar.

Aslında Akp % 50 aldığı seçimlerde bile toplam seçmenin yaklaşık olarak % 40'ının oyunu alıyordu.
Örnek olarak 80 üzerinden hesaplarsak %40, oy kullanmayanları atınca % 50 yapar.
Şuanda son anketlere göre Akp bu 80'in ortalama 25'inden oy alıyor. Kararsızlar ve oy kullanmayacaklar dışarı atılarak hesap yapıldığında anca 38'i buluyor.

Fakat kararsızların birçoğunun Akp'den koptuğunu ve muhalefet partileri arasında kararsız kaldığını söylüyor araştırmacılar. Bu da bu % 38'i daha da aşağıya çekebilir.

Kararsızları dağıtınca barajı geçen parti çıkabilir.

Onceki oy oraniyla, anketlerle karsilastiriyor iste hocam. Atiyorum AKP 45di, simdi 38 olmus, CHP atiyorum CHP 20 idi, 22ye cikmis, yani CHPye gitmemis hepsi, atiyorum Devaya falan da gitmemis Iyi partide de fazla kipirdanma yok nerde lan bunlar diyorlar? Ha Kararsiza kaymis demek, yani bunlar AKPnin kuskunleri, baskanlik geldi ucmadik, carsi pazar ates pahasi deyip Reis'e gucenmisler, kirilmislar. Ama yarin sandigi onune koysan son raddede gene AKPye verebilirler, Tayyip gitsin peki kim gelecek diyebilirler cunku onceki secimde vermis yani AKPye gene yapmayacagi sey degil. O yuzden kararsizlar dagilinca AKP daha fazla yukselir. Usteki arkadasin bahsettigi gibi kesinlikle kime oy vermezsiniz gibi sorular oluyor ordan da cikarimlar olabiliyor. Adam mesela diyor kesinlikle hdpye onla ittifak yapana oy vermem diyor. Bu adam kararsizsa bir takim cikarimlar yapabiliyorsun

@neverletyougodown Yanlış. Deva ve Gelecek Partisi'nin toplamı 4-5 puan civarı. İyi Parti'de de yaklaşık 2 puanlık artış var. Konda'nın son anketine göre de Cumhur Ittifakı'nın toplam kaybı 6 puan civarında. Yani kararsızlar orantısal dağıtıldığında Iktidar 5-6 puan oy kaybediyor. Ki kararsızların daha çok muhalefete yöneleceğine dair de ortak bir görüş hakim. Kararsızların çoğunun Iktidara yöneleceği yorumu tamamen temelsiz. Konda gibi başarılı şirketlerin araştırmaları aksini söylüyor. Kararsızlar yine gider iktidara verir yorumu öğrenilmiş çaresizlikten kaynaklı bence.

@fobfilm sayilari, partileri ornek olsun diye salladim orada net anlatabilmek icin.

Su anki ekonomik gidisat nedeniyle kararsizlarin cogu onceden akpye verenler. Yerel secimler farkli, onun hesabi, kitabi farkli isliyor, yerel secimdeki trendler kesinlikle yaniltmasin. RTEyi birebir yarista gordukleri anda zombi gibi oyu basan, basacak bir suru kararsiz var benim bile cevremde. Sokak roportajlarinda da goruyoruz, insanlar 2 saat agliyor, carsi pazar konusuyor en sonda oyum gene rteye diyor. Ya da muhalefette kim var? Kime verecegiz kimse yok baska diyorlar?

@neverletyougodown Tabi benim bahsettiğim araştırmalar direkt partilerin oy oranlarıyla ilgili. Cumhur İttifakı'nın % 50'nin altına düştüğü açık fakat başkanlık seçimi farklı bir boyut elbette. O seçimi etkileyecek bir sürü farklı unsur var. Muhalefetin adayının kim olacağı, hepsinin bir araya gelip ortak bir adaya mı destek vereceği gibi çeşitli soruların cevabı o yarışta belirleyici olacak büyük ihtimalle. Henüz bunlar belli olmadan başkanlık seçimi üzerine sağlıklı bir araştırma yapılamıyor. Ama son seçimi baz alırsak Rte'nin Cumhur İttifakı'nın toplam oyundan 1-2 puan düşük alacağı yorumunu çıkarabiliriz ki bu hatalı bir yaklaşım olabilir.

Bazı anketler kararsızları, partilerin aldığı oy oranında dağıtıp ekliyor sonuçlara.

Sallayarak bir örnek vereyim 3 parti üzerinden;

1000 kişiye sorduk, 300 kişi A partisi dedi, 200 kişi B partisi dedi, 100 kişi C partisi dedi.

400 kişi de kararsızım dedi, bu 400 kişiyi üstteki oranlarla dağıtalım.

Tamamen sallıyorum, oran yapamadım valla kafam karıştı biraz;

A partisine 200 kişi
B partisine 140 kişi
C partisine 60 kişi

Eklediğimizde kararsızları dağıtmış oluyoruz.

Özetle kararsızlar da partilerin aldığı oy oranlarınca dağıtılıyor.

Bu yapay zekâ suratı mı emin misin?

her yenilemede farklı surat

Simetri değil. Özellikle simetrik yapmamışlar hafif bozukluklar var. Eğer bunlar yapay zeka ürünleri ise. Bence değil.

sahte olduğunu anlayabiliyorsan helal olsun :). ai tarafından üretilmiş bazı insan yüzü fotoğraflarının fake olduğunu anlayabilmek için yazılımlar geliştiriliyor belli parametreler verilerek, fakat bu parametreler ortaya çıktıkça fake yüz oluşturma teknolojisi gelişiyor. özetle çıplak gözle anlayabileceğimiz seviyeyi çoktan geçtiler.

sitenin sahte yüz ürettiğini bildiğiniz için detayları farketmeye odaklayabiliyorsunuz kendinizi, ağız etrafında ve diş yapısında genelde gölgelendirmelerde deformeler belli oluyor, bu resimlerin 1000 tanesini haberi olmayan 1000 kişiye gösterin hiç biri sahte olduklarını farkedemez. (saçında dudak göz çıkan deformeler hariç)

Bunlarin hepsi StyleGAN2 sistemiyle uretilmis yapay yuzler (siteyi her yuklediginizde yeni bir tanesini gorursunuz), evet gercekte boyle insanlar yok (sitenin adindan anlasilacagi gibi).

Cogunun sahte oldugunu anlamanin sebebi sahte olduklarini bilmen. Bilmesen anlayamazsin. Hiperkritik bir sekilde bakiyorsun.

@gule gule: beyaz diş, gözlerde kırışık ve simetri fix. bazıları zaten yarı gözlüklü falan. gözlük tam yüklenmemiş.

bence problemli noktası fotoğrafların kötü bir lensle çekilmiş gibi duruyor olmasından kaynaklanıyor. şöyle burunlarından biraz tutulup bize doğru çekilse fotoğraflar normale döneceklermiş gibi. Aşırı düz, dar bir lensle çekilmiş gibiler. Baktığında başını ağrıtan fotoğraflar bence de.
Biraz inceledim başım ağrıdı hemen. Rahatsız ediciler bence de. Ve dahi belki de yüz bölgeleri farklı içeriklerden birleştirildiği için biz kaşı gözü ağzı senkronize olmadığı için surat ifadelerini anlamsız buluyor da olabiliriz. Mikro mimikleri denk gelmiyor olabilir. Bunu tespit edebilecek akademik bilgiye sahip değiliz ama her sıradan vatandaş aslında surat ifadesi okumayı öğrenerek büyüyor bence. Bir gariplik olduğunda anlayabiliyoruz bişeylerin ters gittiğini.

Bir de bu kadar buyuk surat fotolari gormeye de cok alisik degiliz. browser penceresini kucultup deneyince o buyutulen detaylarin cok da onemli olmadigi anlasiliyor.

tabii ki 100% accuracy ile üretilmiyordur, yoksa dediğim yakalayan yazılımların da çalışması olası olmazdı. bizim farkedebilmemizin nedeni de denildiği gibi fake olduklarını bilmemiz, eğer içerisinde hem gerçek hem fake 100 fotoğraf olan bir seti değerlendirmemiz istense doğruluk oranımız tahminimce 60-70'i zor görürdü :). konuyla ilgiliyseniz pınar yanardağ hocanın paylaşımlarını takip edebilirsiniz, sadece yüz değil neredeyse her şey generate edilebiliyor bu hem korkutucu olsa da hem de heyecan verici :).

www.youtube.com
howtogeneratealmostanything.com
twitter.com

Deli Yürekte abi rolündeymiş, sanırım derin devlet abilerinden. Selçuk yöntem de aynı dizide (ya da filmde) oynamıştı, bi gönderme olabilir.

hem 155 hem 153 ikisini de arayabilirsiniz.

belediye + şoförler odası

Benim bulasik makinem 2004 lu bir bosch. Cok memnunum. 5 programli idi bunca zamandir 70 derecede yikar durur. Daha bi leke, koku gelmedi, gormedim.

Lakin,

Ben asla yemek artikli bir tabak, yemek artikli bir celik tencere koymadim. Tum bulasigi once su altinda aritip , tabak, catallari sadece yemek yagi gitsin diye koyuyorum. Teflon ve turevlerini koymuyorum. Tencereleri ise elde yikiyorum. Catal kasik ise masadan alip yine oldugu gibi koymuyorum. Suda elle ovup oyle koyuyorum.

Ama tabii biz 2 kisiyiz, sadece aksam yemegi var.

Kalabalik ve 3 ogun evler icin bu is zor.

1000 TL'lik altus makinam var. Bulaşığı neredeyse olduğu gibi koyuyorum. Baya temizliyor. Arkadaş yeni pahalı makinalarda sensör var. Çok temiz koyarsan yıkamıyor demişti xd kirli koy bakam. Kabasını çok alma.

eksisozluk.com

Şu entry'de güzelce anlatmıştı birisi, bulaşıkları yıkamayan makinesinin pervanelerini ve filtrelerini nasıl temizlediğini ve sonra makinenin bulaşıkları temizlemeye başladığını. Hiç yıkanmamış gibi çıkarıyor diyorsunuz ya, belki benzer bir problem vardır. Böyle çözülür umarım değiştirmeden.

Makinanızda bir sıkıntı olsa gerek, bizde de arçelik var ve tertemiz pasparlak yapıyor, hem de içinde birkaç gün bekletiyoruz bulaşıkları desem yeridir. Ben olsam eldeki makinayı tamir ettiririm.

2017'de aldığımız 3 programlı Bosh var, yemek artıklarını çatal - kaşıkla temizleyip koyuyoruz, asla sudan geçirmiyoruz, hiç sorun yaşamıyoruz. Makinenin çok doldurulması, parlatıcı kullanılmaması bu konuda sıkıntı çıkarabilir.

Ev hanımları bulaşığı durulayıp makineye koymayı marifet sanıyor, temizliğe yardımcı gelmeden evi temizlemek gibi sanırım. Lütfen yapmayın, suyu boşuna harcamayın.

kesin izlemişsindir ama yine de: stargate

Look who's back

Yıllar önce samuray savaşlarının ortasına düşmüş bir tank ve bir grup askerin hikayesini izlemiştim. Çok güzeldi ama adını hatırlamıyorum.

@deer hunter'ın dediği film şu galiba: www.imdb.com

Norton ghost , acronic true image gibi programlar ile aynen kopyalarsın. kopyaladığın hdd yi bilgisayara taktığında da aynen açılır. tekrar windows program driver kuramana gerek olmaz

Windows'un kurulu olduğu diskin imajını alacaksan format atmanın bi anlamı kalmaz. Verilerini yedekleyip format atıp programları tekrar kurmak en temizi.

Ülkeler nedir? 200 tane ülke var. Hangisinden bahsediyoruz?

fark etmez. herkese vatandaşlık veren ülke yoktur herhalde?

Her ülke için farklı durum. Örneğin Avustralya için 'çalışma izni' alabiliyorsun. O zaman okuduğun okuldan dil seviyene kadar her boka bakıyorlar. O da çalışma izni sadece. Ben öyle her önüne geleni vatandaş yapan bir ülke bilmiyorum.

kanada ona göre puan verip en yukarıdan az az alıyor mesela.

Bazıları tam tersi, okumuş gerekmiyor ama ülkenin tesisatçı-elektrikçi, kasap, berber falan ihtiyacı var, öyleysen gidebiliyorsun. (ki yine Kanada'nın böyle programı da vardı hatırladığım kadarıyla)

Amerika greencard ile loto gibi rasgele "Amerikan rüyası" dağıtıyor. Onda hiçbir şey önemli değil.

Senin dediğine en yakını "talent visa." Ödüllü sanatçı vs. isen daha rahat gidip oturma izni alabiliyorsun.

Vatandaşlıkla ilgili değil ama bunlar, gidip oturabilmenle iş bulabilmenle ilgili. Sonra 3-5 yıl kalınca sınavlarına girip vatandaşlığa ayrıca (herkesle aynı şekilde) olanak kazanıyorsun.

Hep çalışma izinlerinden bahsedilmiş çünkü sorduğunuz soru kişinin çalışma hayatı ile ilgili. Medeni ülkeler vatandaşlık verirken eğitim düzeyine değil, vatandaşlıkla ilgili meselelere bakar. Yani kişi ülke dilini iyi konuşabiliyor mu, tarihi ve kültürü ile ilgili bilgi sahibi mi, vatandaşlık alma motivasyonu ne, ülkeye hayırlı bir vatandaş olarak katkı sağlayacak mı diye bakar (bilgim İsviçre özelinde). Babam Türkiye'den Isviçre'ye 16 yaşında göç etmiş, 25 sene ülkede onuruyla çalışmış, şaşırtıcı derecede iyi almanca bilen ve ülkenin sosyal meseleleri ile yakından ilgili bir ilkokul mezunu olarak kolayca vatandaşlık almıştı mesela. Ha, mülk satın alınması veya 3-5 kuruş yatırım karşılığında vatandaşlık satan muz cumhuriyetleri varsa, eğitim düzeyi doğrultusunda vatandaşlık veren ülke de vardır herhalde dünyanın bir köşesinde, bilemem.

tetikte olun ama icinizi de ferah tutun lutfen. ihtimal artti mi artti ama bunu dusunmeyin nolur.

Sizin de karantinaya alınmanız gerekmiyor mu? Yani arkadaşınız kimle temasa geçtiyse ismini vermek zorunda benim bildiğim. Evet, size de bulaşabilir ama bulaşmayabilir de.

Bu soruya cevap vermek çok zor. Kaldığı yer geniş ferah bir yer miydi? Maskeli mi duruyordu? Sen maskeyle mi girdin?

Mekan geniş, ikiniz de maskeli bulunduysanınz risk daha düşük, mekan dar; ikiniz de maskesizseniz risk tabi ki daha yüksektir illa ki.

bu pazar iş arkadaşımın pozitif olduğunu öğrendim. aynı odada çalışıyoruz, maskesizdik ikimiz de. ama pek yakın sayılmayız bu yüzden ikimiz de kendi masamızdaydık, test yaptırdım negatif çıktı. yani bulaşmama ihtimali de yüksek.

ayrıca pozitif olan kişiye sormuşlar, beni sevmediği için adımı vermemiş. dolayısıyla filyasyon ekibi beni aramadı ve karantinaya alınmadım.

covid belirtilerini acile gidip sayarsanız zaten test yaparlar. sizi belirtmesine gerek yok. koku almama mutlaka olsun sayacağınız belirtilerde.

Vitaminler.comdan çok alışveriş yaptım hiç sahte ürüne rastlamadım genelde solgar alıyorum onları da teyit edebiliyorsunuz. Daha ucuz dermoeczane, pharma.... gibi gibi değişik bir sürü site var daha uygun fiyatlı ama ben buraya güvendiğimden buradan alıyorum.

hocam ben phytorelief pastil ve bir şampuan için üreticilerini aradım ve sordum şu sitedeki ve fotoğrafını attığım ürün orjinal midir diye.. orjinal olduğunu söylediler. hepsi için diyemem ama belli başlı güvenilir sitelerden alındığı sürece sıkıntı olmaz. zaten söylediğiniz kişi eczaneler birliği başkanı :) elbette üyelerini koruyacak ve insanları korkutacak. eczaneler maskeyi, hiyenik pedi, kozmetik ürünleri de piyasaya göre yüksek fiyattan satıyor.

aynı vatan bilgisayardaki laptopu n11'den daha ucuza almak gibi düşünün.

sahte degil.internet kullanmayi bilmeyenleri cezalandirma gibi dusunebilirsin.

Ben internetten almıştım size kapsül almanızı tavsiye ederim. Çünkü bunları içmek eziyet. 1 şişeyi bitiremedim. 2 şişe almıştım. Vitaminler sitesine güveniyorum bemde oradan alıyorum bazen fakat bazen eczanedeki ürün ile kutusu farklı olabiliyor. İlaç firmalarını arayınca da diyorlarki "internetten satışı tavsiye etmiyoruz ama sahte de diyemeyiz araştırmak gerek". Bazı ilaçların hapı ikiye böldüğümde renk tonu biraz koyu veya farklı reyhası oluyor. Böyle şeyler yaşayınca eczaneden almaya karar verdim.

vitaminler.com güvenilir. Birkaç kere ürün aldım, supplementler falan da bunların, İstanbul'da bir sürü mağazaları var. Orijinal satıyorlar.

sahte değil de bazen skt'si yaklaşan ürünler ucuz olabiliyor. ama dükkan gideri az veya hiç olmamasından dolayı ucuz olması normal tabi.

hülya avşar

pınar deniz olabilir.

Dilan Çiçek Deniz

Arzum Onan
Songül Öden

Kisilikeleri de cok guzel insanlar.

selma ergeç

Dilan çiçek deniz mi , kadın full estetik ama yine de güzel değil.

Bu soruya Tuba Büyüküstün’den başka cevap yoktur. İnş onun gibi kızım olur ileride.

en güzel denebilecek seviyede herkesin kabul ettiği kimse yoktur da, yukarıda görünce belirteyim dedim; eda şölenci'ye ben de bitiyorum. ünlü olmadan önceleri instagram'da yaman bir takipçisiydim, baktıkça içim açılırdı. güzel kadın dediğin öyle olur zaten, baktıkça için açılır, mutlu olursun. başka da böyle biri gelmiyor aklıma ünlülerden. ünlü olmayanlardan var ama yüz güzelliğini takdir ettiğim.
gerçi benim güzellik anlayışım herkese uymuyor ama eda'yı görünce şaşırdım, eklemek istedim.

Sinem Kobal
Tuvana Türkay(estetikli ama çok güzel bence)
Selma Ergeç
Cansu Dere
Bunları saatlerce izlerim...

Turk kokenli sayilirsa Elif Aksu cicek gibi kadin. Cansu Dere Azra Akin cok guzeller. Tugba Buyukustun dogal guzel

Merve İldeniz
www.youtube.com

Hangimiz o kaşık olmak istemedik?

Gönül Yazar 1

Hülya Avşar 2

Türkan Şoray 3

Yenilerin hiçbirinin yüz hatları bu denli muntazam değil bana kalırsa.

yazilan bazi kadinlari gece görsem korkarim, helen dilan c. deniz, seda sayanin 50 yasinda yaptirdigi estetigi yaptiriyo.
msb+1
+emel sayin

Yazılanlara baktım. Benim için sonuç hala aynı, Dilan Çiçek Deniz'in kaşına gözüne 10 tane adam öldürürüm :D

gülsen bubikoğlu.

türkan şoray'ın gözlerini çok bayık bulsam da, bugünün insanlarına göre çok güzel tabii ki.

banu alkan'ın gençliği de çok güzelmiş bence.

günümüzdekiler çok silik ve makyaj/estetik güzeli genel olarak.

tuba buyukustun
nehir erdogan
aysin zeren

Şirketi sattılar ve hayvan gibi ücret ödememize rağmen altyapı sıfır maalesef. Devletin de çok da umurunda değil. Halk da koyun oldukça yapılacak bir şey yok. Ayrıca şirket de tekel durumda. Rekabet de yok dolayısıyla. Bir de yukarıda dediğiniz gibi teknolojiyle ilgilenen bakan bile birçok teknolojik gelişmeden habersiz.

fiber altyapısı olan yerlerde bile 1000 mbit hızı o kadar fahiş fiyatlara satıyorlar ki dünyada 101. olmamız normal. altyapımız kaldırmıyor diye uploadları 5 mbite düşüren şirketler var. karantina zamanlarında 20 mbit uploadı altyapıları çok iyi kaldırdı. kan emmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

büyükşehirlerin çoğu yerinde altyapı var diyecek kadar altyapı yok. olan yerlerde verilen hız kalitesi malum.

bunun dışında belediyelerle anlaşmazlıklar çok. hat çekileceği zaman kazıları yapmak adına izin almak için binbir takla atılması gerekiyor. müteahhİTler bazen karşı çıkıyor ben buraya kazma vurdurtmam diye. zihniyetleri de tam köylü kafası malesef.

mesela ben 2009'da oturduğum site için başvuruda bulunmuştum fiber hat çekilmesi için. bağlantısı 2013'de gerçekleşti.

hükümet genel anlamda birşeyler yapmak istedi fakat iş genelden bireysele dönüştüğü an bürokratik engeller artıyor.

liyakat meselesine girmiyorum...

o listelere fazla aldanmayın, normal kullanıcının erişebildiği hızlara bakarsanız türkiye çok kötü bir yerde değil. avrupada hala 1mbps kullanamayan yerler var, amerikada 2020 yılında dial-up kullanan yerler var. her gün redditte takılıyorum internet hızı konusu açıldığında millet kan ağlıyor. Buna karşılık romanyada 10 liraya 500mbps kullanan köylüler var. romanya avrupada en hızlı internete sahip ülkelerden birisidir. daha bir kaç sene öncesine kadar karadenizde babamların köyüne internet çekmiyorlardı şuan 10-20mbps internet veriyorlar. altyapı çalışmaları devam ediyor, millete internete para vermek koyuyor diye sağda solda bok atıyorlar. birim paraya vurunca internet kötü evet ama altyapı yok diyemez kimse.

O sıralama çok gerçekçi değil +1
Şöyle bir durum var, politikalar bir sorun, Türk Telekom özelleştirilmesi ve içinin boşaltılması başlıca sorun oldu, yatırım yaptılar ama ciddi para kazandıkları dönemde yapılması gereken yatırımlar yapılmadı, şu anda ise maliyeti 5-6 kat artmış fiberoptik kabloyu döşemek gerçekten zor, çünkü ortalama 100-110 para alıyorlar, bu para 15 dolara falan denk geliyor diyebiliriz.

Bunun dışında muazzam düzensiz yerleşim buna sebep oluyor, zaten kur gibi bir sorun var üstüne bir de abone başına düşen maliyet düzensiz yerleşimden dolayı aşırı olabiliyor.

Amazon'da 200 Sterline satılan bir modemin yorumunda adam 11 mbitten 13 mbite çıktığını hızının çok memnun olduğunu yazmıştı modemden, yani bu yönden bakarsak yavaş internet de her yerde var. Şu anda TT'nin durumu hakkında net bilgim yok ama yeterli bütçeye ve insan gücüne sahip olurlarsa planlı bir şekilde fiber gücüne erişilemese 24-35 mbit civarı hızları köylerde dahi verebilirler.

4 yıldır aynı evdeyim, ilk taşındığımızda aldığım hız 9mb idi, her sene kendi kendine artıyor. şuan wirelessdan 41mbit hız alabiliyorum.
şuan yaptığım testin sonucu: www.speedtest.net

Delikanlılığa sığmadığı düşünülür :)

ayıp falan değil, oyunun kuralı neyse öyle oynanır. baştan anlaşmak lazım :)

Bana hiç ayıp diyen olmadı. Ben de demem.

O zaman okey oynarkende okey çeken yere atsın delikanlıyı bozar diye.

baştan konuşulmadığı takdirde her şey serbest.
ama içeride (kendi pul toplama alanında) vurup kaçmak ayıptır evet. rakibe saygı denen bir sey var. diğer bölgelerde sıkıntı yok.

Oyun kültürü içinde var böyle bir şey. Satrançta da mesela 1950'lerde bir taş feda ediliyorsa taşı almamak ayıp sayılırmış :)

Oyun kurallari haricinde gelistirilen sokak kurallari keko isidir, o kafadaki adamlarla oyun oynamam.

ağlayacaksanız oynamayalım.

ağır tavlacı ailede yetiştim. babam ustaların ustası diyebileceğim bir adamdır. kıran kırana oyunlar izledim, vurkaç yapmak ayıp diye bir şeyi ne duydum ne gördüm.

ne demek lan vurkaç ayıp, vurkaç yasak? tavlanın bir kuralı var. zar ne geldiyse onu oynarsın. vurup kaçmak işine geliyorsa öyle oynarsın. karşıdakine de zar gelir o da oynar. ben de okullar tatil olunca rencide oluyom mesela, zarı sana bile vermeden arka arkaya oynuyor. e iyi o da yasak olsun. üstüne kapı da almasın üzülüyom.

öyle oyun mu olur be? ne gelirse oynarsın. ayıp, kayıp, delikanlılık falan diye kural koymak anca mızıkçı keko işi.

hele kendi evimde rakibin açık pulunu kırıp kendi pulumu da açık bırakmadan kaçabiliyorsam, rakibe ayıp olur diye kaçmayıp keriz gibi niye açık bırakayım ki? he rakibi kıracam, ayıp olmasın diye de açık açık orada bırakıcam öyle mi? babama böyle bir hamle yapıp "ehehe sana ayıp olmasın diye açık bıraktım kaçmadım" desem tavlayı kapatıp gider herhalde, sana böyle mi öğrettim diye.

Fetöcüler nurcuydu galiba, nur=isik, isiklar yaniyosa “biz hala burdayiz” demek gibi bir sey olabilir. Ilk cikarim yanlissa tabi tum cevap gume gidiyor

Fetö ile alakası yok. Ordunun darbe yapma ihtimalinin görüldüğü zamanlarda (28 şubat gibi) gazeteciler "genelkurmay'ın ışıkları sabaha kadar yandı" ifadesini kullanırmış, hani ordu rahatsız, bir hazırlık yapıyor gibisinden.

firez+1
turkiye siyasi tarihinde bu tabir "geldik geliyoruz" anlamina gelir ordu acisindan, genelde de gelmislerdir..

Ay cok yanlis gelmisim, mobilden cikinca bu cevabi ve oncekini sileyim. (Ya da bir mod gorurse ikisini de silebilir mi?)

o gece ankaranın kurtulusu imis ve ankaradaki tüm kamu kurumlarının isiklari yanarmis, aym başkanı ona gönderme yapiyor, ama böyle güzel pas verince gole cevirmekte gecikmiyorlar, vay siz darbe yapmak istiyorsunuz diyerek.

proteus, bu pas degil, bu kendi kalene penaltidan daha sacma bi hareket..
turkiye siyasi tarihini %1 bilen bir universite ogrencisi bile ki bahsettigimiz AYM uyesi, yazdiginin ne anlama geldigini ya da gelebilecegini bilir, cok yanlis bir twetti ve kullanildi tabiiki

32.gün'de bahsedilmiş
youtu.be

www.eksiduyuru.com

Sigarayı vermiyorlar da diğer şeyleri bilmiyorum.

biz a101den bi palet su aldığımızı biliriz, kimse bişey demez. hele bu normal zamanlarda.

verirler bence ama inisiyatif kullanmak durumunda da kalabilirler. atiyorum, yeni mal 1 gun sonra gelecektir, sen de sabah oradasindir adam diger musterileri dusunur vermez belki o kadar. bence muhattap olacagin kisiye bagli biraz sanki.

başıma geldi ondan sordum.

bazı bölgelerde esnaf bimden alışveriş yapıp küçük marketlerde satıyor. böyle durumlarda kasiyer al sat yaptığını düşünerek vermeyebilir.

"Yasal mıdır?"
Bir firmanın bir müşteriye satış yapmayı reddetmesi yasal mıdır diye bakmak lazım galiba, bunun yanında süpermarketlerin kampanya açıklamarında genelde 3 üstü alımlar ticari değerlendirilir kampanyadan yararlandırılmaz gibi notlar olabiliyor.
E-ticaret sitelerinde de bir üyenin alabileceği ürün sayısı sınırlandırılabiliyor, bunlar yapılabildiğine göre bence diyebilir.

maksimum alma sınırı konabiliyor bazı ürünlere. ama en doğrusu Bim'in genel merkezine sormak

evet yasaldır. satmama hakkı saklıdır.

evet der

şokta satılan patates kızartması ucuz diye her mal geldiğinde çevredeki restoranlardan sabah açılır açılmaz gelip hepsini alıp gidenler vardı. uzun süre çevredeki şoklarda sürmüş bu şekilde. çalışanlar tartışırken denk gelmiştim. hala devam ediyorlar mı bilmiyorum. sonra bir şekilde düzenleme yaptılar galiba. 10 tane 5 kg yağ da ticari gibi gözüküyor evet.

Hayati bir ürün olmadığı sürece satmama hakkı var evet.

Bazen firmalarla birlikte özel kampanyalar yapıyorlar. Firma toplu satmama şartı getiriyor.

Tabii 3-5 tane değil de, özel indirim olan ürünlerde onlarca veremem diyebilir. Ordaki firmanın maksadı mümkün olduğu kadar çok kişiye ulaşıp, ürününü tanıtmak.



.

Diyebilir de 10 tane 5 kg yağ çok değil. 100 tane çok.

20 şişe 5l'lik su almışlığım var bazen biraz şaşırmış bakıyorlar ama kimse birşey demedi.

Bimde çalışıyorum ,Cuma aktüel ürünlerinde ,kampanyalı ürünlerde ,dışarıya göre ucuz olan atıyorum yağ gibi ürünlerde toplu satışı müsaade etmiyor üst yöneticiler kişi başı en fazla 2-3 tane mağaza sorumlusunun insiyatifine kalmış,tüm müşteriler eşit şekilde faydalansın diye. Adam geçen haftalarda 1 palet torku yağı almak istedi satmadık. Etik değil maksat tüm müşteriler eşit şekilde alabilsin mantığı.

Mal BİM’in. İster satar ister satmaz. Hayati de olsa satmama Hakkı saklıdır.

BİM'in dönem dönem bazı ürünleri zararına veya başa baş sattığı da oluyor. Malum durumlardan dolayı, fazla zam gelen ürünlere anında yansıtamıyor!

Yağ bunlardan biri, bu aralar fiyatı çok arttı. Fiyat geçisini aynı hızda yapamadılar.


.

oh, my sweet summer child... :')

Marketten alıyorsan (örn migros) Tchibo'nun Jacobs'un kare prizma şeklinde vakumlu paketleri oluyor üzerinde FİLTRE KAHVE için vb. yazıyor. İşte aradığın bu. Kahve suda çözünebilen bir şey değil. Granül kahve (yani nescafe) çeşitli işlemlerle o hale getiriliyor.

İstersen starbucks'a gidip çekirdek alıp onu çektirebilirsin. Ya da starbucksran herhangi bir pakete elini atarsan o da aynı çekilmiş kahve. Bu dediğim Tchibo'nun kendi mağazaları için de geçerli.

Ben orta halli bir kahveseverim, şimdi fularlı dostlar sana detay verir :)

Kahve çekirdeğini kavurduğunda kimyasal reaksiyona girip aroması tatı aroması ortaya çıkar, kavrulmamış kahvenin bi lezzeti olmaz.

en saf halini neden istiyorsun? bir kere bunu netleştirelim.

kahve kavrulmuş olmalı. onu bir kenara koyuyoruz.

zararlı olmasın falan diyorsan granül kahveler (nescafe gold örneğin) filtre kahveden daha zararlı değil. hatta hazır kahvelerde kafein içeriği daha az olduğu için kontrolsüz şekilde fazla tüketmezsen filtre kahveden daha az zararlı diyebiliriz. en zararlısı da türk kahvesi. erimeyen kahve telvesini filtrelemeyince daha zararlı hale geliyor kahve.

lezzet olarak söylüyorsan filtre kahveyi demlemenin bile onlarca çeşit yöntemi var. hatta çekilmiş kahveyi çekme yöntemi bile kahvenin lezzetini değiştirir. örneğin bıçaklarla keserek çekmek, değirmen gibi taşla öğüten kahve öğütücülere göre daha az lezzet sağlar. kullandığın fitre kağıdından tut demleme aletine kadar her şey fark ettirir. ama o kadar da önemli değil dersen ya bir V60 ya da french press alırsan en ekonomiği olur.

İlla kavrulmamış en saf halini isterim derseniz yeşil kahve var. Hobi olarak evde tavada kavuruyordum ama asıl türk kahvesi şeklinde yeşil kahveyi içiyorlar. Ben beğenmiyorum.

Yeşil kahve dışında, kahveyi kavurduktan sonra ya da granül hale getirince zaten kanserojen hale geliyor. Özellikle fazla kavrulmuşsa. Bu kadar düşünmek bana fazla geliyor ama ben affetmem içerim.

linkedin learning
codecademy
coursera
edx

öncelikle ne istediğine karar vermen gerekiyor net olarak yoksa sonsuz alternatiflerde savrulursun.
reddit'te r/learnprogramming ve spesifik olarak r/learnjavascript/ yardımcı olur sana bu konuda. aklına takılan her soru yüzde 99 daha önce sorulmuştur ve stackoverflow.com ve google'da vardır.

sonrasında ise şuradan(roadmap.sh) yararlanarak veya kafanda tasarlayarak bir yol haritası çıkartabilirsin. zaten programlamaya girişten js'e kadar giden yolda kafanda bir şeyler şekillenmeye başlayacaktır.

Notepad’i açıp “Hello world” yazıyorsun. Başlayabileceğin ilk yer burası. Bunun bir önceki safhası hece kitabı.

eloquentjavascript.net

bu kitabi oku. sorun olursa direk mesaj olarak atabilirsin.

Umarim.

Ama her iki durumda da 8 lirayi gececektir diye dusunmekteyim.

www.youtube.com www.youtube.com

Zaten dolar bir süredir Biden'ın seçimi kazanmasını fiyatlıyor. Haliyle değerlenir.

kesin diyemem. kovidli biri olacak minibüste ve sen onla yakın temasta olacaksın. minibüsün kalabalık durumu falan da etkili. sosyal mesafeye uyulduğu taktirde hiç sorun bile yaşanmayabilir. ama pratikte imkansız olabilir.

hiç yakalanmama şansın da var. ama yakalanma şansını arttırıyorsun.

Hic belli olmaz. Gecen bi arkadas covidli biriyle yan yana oturmus sahsi aracinda. Covid testi negatif cikmis ustelik soguk alginligi diye hastaneye goturuyormus covidli arkadasini xdxdxdxd

2 aydır yarım saatlik mesafede minibüs kullanıyorum. Camın önüne oturdum hep bir şey olmadı. Yalnız benim yaşadığım yer küçük yer ama dikkat eden insan çok az.
Şöförün arkasına veya yanına oturun.

maskeni hic indirme, ayakta gidiyorsan mumkunse hep cama donuk ol, mumkunse oturma ve kimseye yaklasma, en onemlisi de ellerini asla yzune goturme, yaninda kolonya alkol vs tasi ara ara ellerini dezenfekte et.

Maskesiz kapalı alanda karşılıklı yemek yediğim çay içtiğim 4-5 kişi oldu, kimseye bulaştıramadım :)

Ben o kadar dikkat ettim ama bana bulaştı :(

Covid testi özgüllüğü düşük bir test. Negatif çıkmış kişi pozitif de olabilir pratikte.

Hazirandan beridir git gel olarak toplam 2 saat kullanıyorum toplu taşıma. Metroda fenalaşandan, maskesiz mallık yapana kadar her türlü saçmalığı gördüm. Henüz görünürde kapmadım. Bu yüzden yakın temas olmadıkça kapmazsın diyeceğim.

haftanın 7 günü, 24 saat bağırabiliyorum.

reflünüz olabilir mi?

Alerjin vardir. Saman nezlesi vs.

Rinit olabilir, bende bağırtmıyorum ve alerjik rinit hastasıyım

Ben sürekli öyle yutuyorum. Etkisi de daha çabuk oluyor.

Bazı ilaçların istenilenden önce çözünmesi ve sindirilmeye başlaması bazı istenmeyen etkilere sebep olabilmektedir. Bu sebeple bazı ilaçları bölerek ya da kapsülünden çıkararak kullanmak sakıncalı olarak kabul edilmektedir.

ilaç henüz ağızdayken emilime uğrarsa ve bu sakıncalıysa? ki bazı ilaçlarda sakıncalı.

kafanızı bu tür şeylerle meşgul etmeyin. doktorların anıları genius'lık yapacağım derken göte gelenlerle dolu.

etikisi daha cabuk falan olmaz. tutup gec cozunmesi gereken bagirsak ilacini kapsulden cikarip yerseniz dunyanin en sacma isi olur. bir de sığır jelatini varmis falan derken zaten normalde aldigimiz binlerce kimyasalin herbirinin hangi kaynaklardan turetildigini bilseniz kafayi yerseniz. sığır jelatininden kacinmak icin hicbir sebep yok.

Skyrise diye bir oyun app'i var. 9 farklı beceri bölümünden oluşuyor. En sonunda 0-12000 puan arasında bir puan alıyorsunuz. Benim bulduğum yönteme göre tek seferde değil de, 3 kez bu oyunu oynayıp (her seferinde aynı 9 bölüm mevcut zaten) elde ettiğiniz 3 farklı sonucun aritmetik ortalamasını alırsanız bu bence net şekilde bilgi veriyor.

0-2000: zihinsel sorun
2000-5000: düşük zeka
5000-8000: orta zeka
8000-10000: üst zeka
10000-12000: dahi

Mensa'nın iq testleri var. Profesyonel ölçüm değil, ama vakit geçirmeye yardım ediyor.

24 saat açıkları var hastane civarlarında.

60 tl ve üzeri herhangi bir hediyeyi bile çekilişle dağıtamıyorsunuz.

görünen isim Demirören de olsa her kural fakirden alıp oligarşiyi doyurmak üzere.

622 milyonda bir çıkma ihtimali olan loto bazı avrupa ülkelerinde de var, incelemedim ama bildiğimiz 6/49 sayısal loto herhalde hala devam ediyordur, bu yeni bir oyundur sanırım.

Yani 14 milyonda bir şans olan 6/49 kaldırılıp yerine bu getiriliyorsa saçma, ama yok alternatif bir oyunsa isteyen istediğini oynar.

Diğer sorunun yasal mevzuatı için şuraya bakabilirsiniz;

www.mpi.gov.tr

Bir de vaaz vereyim, kumar haram gençler, oynamayın.

tilki küfür etti denildiğinde intak (konuşturma) sanatı yok, teşhis (kişileştirme) var yalnızca. intak olması için sözün mutlaka söylenmesi gerekir. @j r r tolkien'in söylediği teşhisin tanımı.

bruges +1

Önce temel ihtiyaçlar sonra luksler diyorum.mario da oynamayı verin.

Yapılan en büyük hata bütün z kuşağının akp karşıtı olduğunu zannetmek. Aksine akp destekçisi z kuşağı sayısı akp destekçisi olmayan z kuşağı sayısını 3 e katlar. Ayrıca o bu işlere kızıp oy atmıcam diyen kişi sayısı vatan partisinin seçmeninin tamamının yarısıdır.

@param olacak: burada o oranların tam tersi yazıyor ama: www.karadenizgazete.com.tr

Turkiyede zaten konsol alan kesim orta-üst sınıf çoğunlukla seküler seçmen bedava ps5 bile dagitsa iktidara oy vermezler zaten.ayrica doviz uctu,araba almak hayal oldu buna rağmen akp'nin herhangi bir oy kaybı yaşamayacaktır

1 Anket sonuçları TR gibi bir ülkede sadece sayılardan ibarettir.
2 CHP nin yaptırdığı ankette tabi ki söylem ve çıkarım bu olacak, sana tavsiye, istanbulda isen en yakın zamanda Fatih'te sokaklarda dolaş, bağcılara, esenyurt'a git bak gerçeklik oralarda.

@param: güzel kardeşim bu araştırmayı yapan şirketin sahibi ak partiden mv aday adayı oldu nasıl ciddiye alalım biz seni?

hocam ben de çok üzgünüm konsol fiyatlarına çıksa da alsak diye bekliyordum kaç zamandır ama nolur bu ülkede böyle şeylerin bir şeyi değiştireceğine inanma üzülürsün.

@yaben Alma kardeşim beni ciddiye bu duyuruyu da silme bende favorilere aldım önümüzde ki ilk seçim zamanı tekrar bir araya gelelim, z kuşağının oy oranlarına bakalım. Umudunu ve ümidini takdir ediyorum, keşke senin gibi olabilsem.

@param: sahibi akp'li şirketin anketine "chp yaptırmış" diyorsun. z kuşağı yüzde 75 akp'yi destekliyor diyorsun. seni kimse ciddiye almaz. ben silmem mod. silmezse.

Sorgulayabilecek bir nesil yetişmiyor. Z kuşağı inanılmaz sıkışmış bir nesil oldu maalesef. O yüzden siyaseti banal bulacaklarını ve seçimlere katılım oranlarının git gide düşeceğini düşünüyorum. ((bkz: Kaynak götüm))

Yakın zamanda bir seçim olsa, danışmanlardan biri illa ki bu konuyu dile getirir gençlere bir göz kırpılırdı.

Fakat @paramolacak'ın tahminine ben de katılıyorum, muhalif kesim pek evlenmeyen, evlense de 1 çocuk ile aileyi sürdüren bir zihniyete sahip genel olarak (hdp seçmenini ayrı tutuyorum)

Aksine AKP seçmeni ise genç yaşlarda evlenip 2-3 çocuk yapan genel Anadolu İnsanı, Reisicumhur "en az 3 çocuk" derken bu tavsiye ile dalga geçen muhalefete de selam olsun!

Eba’nın playstore ve appstore’de uygulaması mevcut. Telefonlarda uygulamayı kurarak canlı derslere katılabiliyorsunuz. Mi box da android tabanlı olduğu için uygulama mağazasından indirilip kullanılabilir mantıken. Ama derste öğrenci mikrofon ya da kamera kullanıyorsa bunlar haricen gerekebilir. Yoksa youtube’den video izler gibi izlenebilir.

Eba işi 2 haftaya bitiyor. Boşuna masraf etmeyin.

fangırl arkadaslar yapıyor genelde. bır sey dıyım mı bazı ınsanlar bu muzıgı cok asagılıyor ama cok buyuk bır etkısı var hayranların uzerınde. kendılerıne yakın hıssedıp sevıyorlar, destek gosterıyorlar falan oyle. bos is, ılerıde anlarlar zaten.

yalnız bu muzık grupları sayesınde kore devletı baya buyuk paralar kazanıyor her yıl.

Yasak değil.
Reçetesiz olarak alınıyor. İnternetten de alabilirsiniz.

Yok yahu o yasak kalkalı çok oldu ffp3 n95 diye arat n11 de çok var. 3m aldım ben tavsiye ederim

Abartmana gerek yok. Mac adresi sana ait olmadığı için bi şey olmaz.

Yazık olmuş,iyi bir arkadaşımızdın,seni özleyeceğiz,arada mektup yaz.

(int)+soğuktur şimdi

arkadaşlar, esprilerinize teşekkür ederim de teknik bilgi verebilecek yok mu lütfen?

teşekkürler.

sevgili arkadaşım neyin tekniğinden bahsedelim.

coder hacker desek zaten 10 saniyede kod execute edemez. eder de yazması 10 saniye sürer.

yasadışı bişi yaptıysa o da senin şansın ne diyelim.

iç çamaşırı getiririz.

Saçmalama. Bir şey olmaz

götlerini kurtardı

@sun: spesifik olayları öğrenmem lazım. fransızlara kalsa tam tersi olmuş. asıl biz ingiltereyi Dunkerque savaşında kurtardık diyorlar.

Tek cümleyle istersen normandiya çıkarması bunun cevabı.

Burada olay şu bu fransızlar uyanıklık yapıp almanya polonya yı işgal etti diye kalkıp 1939 da almanaya saldırıyorlar.saar bölgesini işgal ediyorlar,saar önemli bir enerji bölgesi bu arada.almanya da orduları alıp geliyor bunların üstüne önce saar dan kovalıyor bunları sonra belçika,hollanda ve fransayı 5 yıl boyunca şamar oğlanına çeviriyor.bu arkadaşlar ya bi silkinelim kurtuluş savaşı başlatalım diyeceklerine paris sokaklarında alman işgali altında kahvelerini içmekle meşguller o sırada.ufak tefek yerel direnişler var sadece.

Bu arada ingilizler biliyor ki fransa bittikten sonra bu almanlar rahat durmayıp kendilerine dalacaklar,böyle olunca commonwealthi falan toplayıp bu organizasyonu yapıyorlar,amerika da artık büyük abi olmuş önderliği alıyor ve tarihin en büyük çıkarmasını yapıyorlar normandiya da,almanya çok büyük kıyım yapıyor orada ama gelen ordu çok büyük ve sonunda başarya ulaşıyor.ikinci dünya savaşının bitişi oluyor bu.savaş taraflarına bakarsan bir tarafta nazi almanyası karşı tarafta 15 civarında ülke görürsün ama bu listede özgür fransa ,özgür belçika falan yazar.

Kısaca fransızlar öyle diyorlarsa ayıp ediyorlar.

normandiya çıkarması (abd ve diğer ülkeler yardımı ile). ayrıca alman hava kuvvetleri luftwaffe'ye büyük zayiaatlar yaşattılar.

tarafalı tarafsız bilmem. netflixte 2.dünya savaşı var orda bariz bir şekilde göt kurtarmak için fransızlara da yardımı olmuştur ingilizlerin. okunanlar vs tabi ki önemli ama o belgeselden sonra bize insan haklarını öğretmeye çalışan bu toplumların yaptığı katliamların hiç biri affedilecek gibi değil. daha üzerinden 60 70 sene geçmeden nasıl hafıza tazeliyor bu avrupalılar.

Ben insanların neden bu duruma ses çıkarmadığını bilmiyorum.

ilk defa duyuyorum.
mesela şimdi ben usd ile maaş alıyorum desem geçen sene 5 tl idi dolar. bu sene 8 tl. bir tatil diyelim 5000 tl idi şimdi ise 8000 tl mi olacak?

ekmek 1 liraydı şimdi 1.6 lira mı oldu? amanın.

Bilmiyor,

Memleketin yarısı okumamış ( kitap ya da okul okumaktan bahsediyorum) ve vasıfsız. Sorgulamayan kişiler.
Bir kısmı zaten kaymağını yiyor onlar için sorun yok.
Diğerleri olarakta burada bunu konuşuyoruz işte.

"Yukselirse yukselsin bize ne gavurun parasindan. Bakkala, pazara ciktigimda benden dolar mi istiyor? Gene Turk parasi kullaniyoz. Dolarla isimiz ne?"
Ulkenin yarisinin kafasi bu?

Biliyorum. Aferin bana. 10 puan.

Herkes herseyin pekala farkında. O hacı amcalar tonton dedeler de biliyor bu dediklerinizi. Hepsi farkında günden güne fakirlestigimizin. Adamın derdi bizim fakirlesmemiz değil. Kızına memuriyet oğluna bekçilik arsaya imar. Sen bakma Allah hukumetimizden razı olsun. Avrupa da Amerika da japonya da bu kadar voliyi vurma şansın var mı? Yok. Gecekondu diktiğin arsanın imara açılıp, 4 5 daire sahibi olma şansın var mı? Yok. Sence hükumetimiz başarısız mi? Tekrar düşün.

evet. ama şunu da merak etmiyor değilim. örneğin yıllık gelirimizi harcadığımız günlük hayata dair şeylerden bir sepet yapsak. 2 sene önce ile şimdiyi kıyaslasak alım gücümüz sabit türk lirasına göre ne kadar değişti. tüik in pinpon toplu enflasyon sepetinden bahsetmiyorum tabii ki. yani ekmek mazot vs temel ihtyaçlarda ne kadar eridik.

Yuzde 40 oy aliyor cunku hakikaten dolar 50 lira olursa olsun umrumda degil diyo Adam. Boyle bir kitle yaratti akp.

Saati 1 dolar, ama adami 1 saat calistirip para yerine 2,5 litre kola versen ben kole miyim der kavga cikarir. Inanilmaz bir iluzyon.

evet biliyorum.

türk borsası da bu yüzden çok ucuz. yakın zamanda yabancı yatırımcılar çökmeye başlarlar yine.

Yuzde 20 sosyal yardım alan kitle. Bunların ucuz marketlerden karnını doyurmak ve hastaneye ücretsiz gitmek dışında hayattan bir beklentisi yok. Yüzde 10, akp giderse tehlikeye düşeceklerini düşünen İslamcı/tarikatçı tayfa. Yüzde 10 devleti/belediyeleri emikleyen tayfa. Ediyor yüzde 40. Biraz da alavere dalavare ile yüzde 45-50 ye çıkıyor işte.

5 günü bulabiliyor en erken diyorlar

Aynı gün belirti veren hiç okumadım şu ana kadar. Yani sen yine kendini gözlemle de cok fazla toplu taşıma kullanıyorum çoğu kişi maske takmiyor, oksurup hapsuruyo fln ama neyseki şu ana kadar hep alerjiden, sigaradan vs kaynaklı sanırım :) yani dikkat et tabii ama çok evham yapma.

Sanırım en erken görüleni 2 gün sürmüş. Akşama belirti göstermesi imkansıza yakın.

vermez tabi ki. ama suphelendiysen biraz iyi bak kendine önumuzdeki 5 gun. bol c ve cinko al. hareketli ol, bol su ve gunde 2 bardak kekik cayı ic

gün sınırı yok, faturanızla birlikte aldığınız yerdeki müşteri temsilcisine götürün.

Prizle asla alakası yok, hangi prize ya da uzatma kabloya takarsan tak, modem çalışıp ışıklar gelirse priz sağlamdır.

Telefon prizini değiştirmediğine göre, tek ihtimal kablo ya da jaklarda, ya da modem girişinde bi oynaklık, temassızlık var.

Modemin ya da kabloları oynatınca bu temassızlık telefon hattında kesiklik yapıyor ya da temas ediyor.

Telefon prizi ile modem arasındaki kabloyu değiştirerek tekrar deneyin.

hayır.

edit: bozulmuş mudur sorusuna hayır cevabı verdim, yenir mi yenir tabii ki.

Marketten aldığınızda tavuk 2-4 derece'de saklanıyor, eve gelene kadar maksium çıkacağı sıcaklık 8-9 derece, afiyet olsun

Ben ki skt'ye hiç bakmadan koklayıp bozulmamışsa gömerim, tavuğa cesaret edemem. Tavuk sakat. Tabi aldığında donmuş haldeyse ve sen buzdolabına koyana kadar anca çözüldüyse yenir belki, öyleyse bir kokla.

şu duyurunun altına da yazdım cevabını: (git: 1443413)

bozulur abi ne yaptın?

normalde arabanın bagajında (araba yoksa sırt çantanda) düdüklü tencere ve piknik tüpü taşımadan nasıl olur da bu havada tavuk satın alma cesaretine girersin? marketten çıkar çıkmaz kapının önünde tüpü yakıp pişirecektin. 5 dakika geçse bozulur, at çöpe hiç riske girme 10 lira için. hiç marketten eve çiğ tavuk getirilir mi? bu çağda bu cahillik pes.

Şaka herhalde, inşallah trol sorudur. İlk defa mı mutfağa giriyorsunuz?

bildigim kadariyla resmi olarak 4.4 desteklenmiyor. o yuzden custom ROM isine girmen lazim. forum.xda-developers.com bu forumdaki sabit basliklardan okumaya baslayarak yapabilirsin. tavsiyem CyanogenMod 11'i yukle. CustomRom'lar icerisinde en stabil ve duzgun is yapan onlardi. zaten sonra isi profesyonellige dokup 1+ sirketini kurdular.

pelin suade.

Her sey yerli yerinde kaliyor.

eskiden sözlüğün logosunun üzerine gelince şöyle bir şey yazıyordu:

"bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi öğrenmesi imkansızdır"

evet var, herkeste hem de...

bir insanın yanlış bildiği şeyin doğrusunu öğrenmesi, sıfırdan öğrenmesinden kat kat daha zordur. en çok da öğretmenler bunun ceremesini çeker :)

"insan bildiğini zannettiği bir şeyi asla öğrenemez" Epiktetos. yuvarlarsak 2000 yıl önce söylemiş zaten.
eksisozluk.com
"bi de bilse sorardı, sorsa bilirdi" paradoksu var :-)

hiç yok. hatta öyle hiç yok ki, bazen doğru bildiğim ama sonradan yanlış olduğuna ikna edildiğim bir şeyin aslında gerçekten doğru çıktığı olur. bu konuda biraz daha omurgalı olabilirdim ama genelde zararını görmedim.

ben de mezun olali 12 sene oldu oyle bir durum yok da, arabayi kaldirmanin nesini yanlis biliyordun onu merak ettim.

Önce durumu kabullenmek gerek.Motor becerilerin çoğunda yaşanır bu durum. Üç hafta içinde çözülür siz doğrusunu uyguladığınız sürece.

Davranış ve düşüncelerinize egonuzun müdehale etmesinden kaynaklanan bir durum.
Buna ne kadar izin vermezseniz, o kadar kabullenme olur, hatta kabullenme değil durum normal bir hal alır sizin için.

- he öyle miymiş? ok anladım

der geçersiniz. olması gereken bu aslında.

Ben yıllarca çamaşır deterjanına tursil demiş adamım bana koymaz

ahahah, Turkiye il haritasini kafamda yanlis ogrenmisim. yillardir duzelmiyor... izmir aklimda daha kuzeyde, diyarbakir daha guneydoguda, ankara daha solda vs

Hayır.

Direkt uyum sağlarım.

Aylık değil yıllık faiz oranıdır o. Yani yılda 500₺ veya yarım gram altın gibi.

31 gün diyor.

100 grama yılda yarım gram yani şu anki parayla 250 lira filan eder. 100 gr = 40bin türk lirası yapar. 40bin lira ile yıllık 480 lira yani 1 gr altın parası gelir.
türk lirasına göre faiz daha düşük. altın tabi yükselir. onu hesaba kattıkları için faiz düşük

gsgsgs +1

O oran yıllık faiz oranı. Bankaların verdiği faizler her zaman yıllık olarak yazılır.

Vites küçülterek

Hiç birinci vitese düşüp durmadım ben.ışığı görünce ayağımı gazdan çekip yavaşlayıp bardığım noktada fren yapıyorum,sonra kalkış için bire takıyorum.

3-2 şeklinde vites küçülterek duruyorum. 1. vitese inmiyorum, çünkü araç "rev match" yapılsa bile öne çok fazla yığılıyor.

Edit: 2. viteste yeterince düşük bir hıza ulaştıktan sonra boşa alıp duruyorum.

bunun olmasi gerekeni sudur:

fren yaparken deviri takip ederek daha da guzeli sesi dinleyerek hacmi kontrol etmektir. yani once 2 ye sonra yavasladikca 1 e. bu sayede sadece frenle degil, motoru da kullanarak yavaslarsiniz.

araciniz 1.2 bir aracsa 1 e inmek mantikli cunku 2 de kaldiramazsiniz. genel olarak da 1.5 dci min ve uzeriyse 2 ye dusup 2 de kalkabilirsiniz tabi bu biraz daha debriyaj gaz ayari ister.

Boşa alıp süzülüyorum arabayla

Yanlış bir şey mi yapıyorum bilmem ama ben boşa alıp duruyorum genelde.

3-2 yapiyorum ben.

@mirafiori, @buff +1

hakkaten yanlış mı yapıyoruz?

fren, debriyaj ve 3'ten boşa alıyorum

tembel gunumdeysem bosa alip suzulurum. eger Colin Mcrae gunumdeysem, 3-2-1 yapma olasiligim artar.

yağmurlu karlı sıkıntılı bir havaysa 3-2 yapıp boşa alıyorum, kuru ve sıcaksa direkt boş + fren.

eğer yeni kırmızı yandıysa kalkmadan önce boşta duruyor, sarı yanınca 1'e alıyorum. kırmızının sonuna yetiştiysem 1'deyken ayak debriyajda duruyor. ama bu kötü bir şey sanırım, araba 65 bin km'deyken debriyaj balatasını değiştirdim.

yanlış yok tabi ama vites küçülterek yavaşlamanın minik avantajları var.

araç boşta yavaşlarken yakıt tüketmeye az da olsa devam eder, viteste tüketmez.
motor freniyle yavaşlamak fren balatalarının ömründen yemez.

soruya cevap: ben bazen yapıyorum, genelde üşeniyorum.

3. vites çok yüksek hız değil demek. Böyle durumda direkt boşa almak çok büyük hata değil. Ama yakıt sarfiyatını artırır. Araç viteste iken gaza hiç basmazsan sıfır yakıt tüketir. Ama boşa alırsan motor, 800 devir civarında çalışabilmek için yakıt tüketir. Yine de dediğim gibi 3. vites çok yüksek hız olmadığından vitesi hiç değiştirmeden frenlemeye başlayıp motor devri 1000'in altına düşerken boşa alıp tam duruş yapılabilir. 2. vitese alıp yavaşlamak hem daha güvenli hem daha ekonomik. 1. vitese almak doğru değil. Birinci vites sadece aracı kaldırmak içindir araç 2 km/sa hızda gidiyor olsa bile ikinci vitese alınıp devam edilir normalde. Yavaşlarken birinci vites kullanılmaz. Şanzımana yazık. Zaten yürüyen araçta birinci vitese almak, duran araca göre biraz daha zor olur.

İşin bir de güvenlik boyutu var. Atıyorum 40 km/sa ile gidiyorsunuz 3. viteste. Direkt boşa alıp yavaşlamak isterseniz araç stop edebilir. Nasıl oluyor demeyin, yüksek devirden bir anda 800 devire düşmeye çalıştığında stop edebiliyor. Birkaç kez başıma geldi. Giden araç stop ederse birçok sistem doğru çalışmaz. Direksiyon hidrolik poması durur ve direksiyon çok sertleşir. Fren keza düzgün çalışmaz. Pedal en üstte sertleşir ve çok zor tutar ki en tehlikelisi bu.

@himmet dayi, 3. viteste 150+ yapan ortalama binek araçlar var. Yani arabasına göre değişir.

Bu sorunun cevabı aslında oldukça uzun, tecrübeli bir şöför bu kararları melekeleriyle yapar, düşünmez. Cevabın uzun olmasının sebebi karşılaşılabilecek bir sürü durum olmasından kaynaklı.

Kırmızı ışık yandı :
1) En önde sen duracaksın 3-2-arkadan gelen durabilecek mi kontrolü-stop-boş.
2) En önde sen duracaksın, ışıklarda saniye göstergesi var ve hızını ayarlarsan durmadan geçebileceksin 3-2-gazla
3) Önünde araba var, ama en önde durabileceğin bir şerit var, aynayı kontrol et-şerit değiştir-3-2-gaz veya stop
4) En önde sen duracaksın, saniye göstergesi yok ama diğer kavşakların ışıklarını görebiliyorsun ve nereye kırmızı yandıktan sonra sana yeşil yanacağını biliyorsun 3-2-gazla
5) Arkadan birisi sıkıştırmış veya süratli geliyor, sarı yandı, niyetin durmak ama arkadan sellektör/korna geldi, duramayacak veya seni zora sokacak kavşağı kontrol edip 3-2-gazla
6) Yokuş yukarı ışık koymuşlar, kırmızı yanıyor ama hızını ayarlarsan geçebileceğine inanıyorsun, 3-2-1-gazla

Diğer sorun için de bir kaç seçenek var

1) Işıkta durdun, saniyeden veya diğer kavşakların ışıklarından sana ne zaman yeşil yanacağını biliyorsun, 10sn kala vitese takarım.
2) Işıkta durdun yeşilin yanmasına daha çok var ama torpidodan bir şey alacaksın, sigara arayacaksın, telefondan bir şeye bakman lazım vs. Bu sırada 1'e takar hazır beklerim, bu sayede en öndeysem en kötü ihtimal korna yerim veya sağımdaki solumdakiler hareket eder etmez ben de hareket edebilirim
3) Kırmızıda duracağım ama aynadan bakıyorum hızlı sayılabilecek bir araç geliyor özellikle kamyon, otobüs gibi ağır vasıtalar. Birinci viteste beklerim en öndeysem kaçabileceğim bir fırsatım olsun isterim. Önümde araç varsa da diğer şeritlere kaçabilecek manevra için mesafe bırakırım
4) Sarı ışık arkasına anında kırmızı yandı ve ben durmak için çok hızlıyım 3-2-1 ile kompresyon sayesinde abs'yi mümkün olduğunca devreye sokmadan durmak için vites düşürürüm.

Daha aklıma gelmeyen bir sürü ihtimal ve bunlara göre davranış şekli(m) vardır.

Yakıt sarfiyatı hariç güvenlik sebebiyle araç hareket halindeyken boşa alınmamalı.

Boşa almak fren güvenliği açısından tehlikeli, fren sistemi motor kompresyonundan aldığı hava ile destek görür, boşa atarsak bu basınç azalır ve fren etkisi yumuşar.

Fren pedalına ayağımızla bastığımızda westinghouse fren yağını merkezlere basarken motordan hortumla ile alıdığı basınçlı havayı kullanır, araç boştayken kompresyon düşeceği için bu basınç az olur.

Yapılması gereken ayağı gazdan çekip yavaşlamayı beklemek, mesafeye göre hız fazlaysa frenle yavaşlamaya destek olmak.

Durmaya yakın da boşa almak gerekli, yani araç "lan al artık şu aracı boşa" diyene kadar vitesde kalabiliriz.

Vitesi sürekli düşürmek zorunda değiliz.

sinegin yagini cikartmaya gerek yok. uzun mesafe ise debriyaj fren yapin vitesi bosa alin. ayaginizi debriyajdan cekin durana kadar. durdunuz. kalkarken bire takin. ya da yesil yandi hiza gore tekrar vitesi takin.
ufak mesafelerde bosa alarak fren yapmak size zzarar vermez. eskiden otobusler ve araclar arabanin bosta daha fazla yaktigini bilmiyordu. rampalarda hep bosa alirdi. az yakmasi icin, bu durumda da fren yapilinca sisme ve duramama sorunu olur. isiklarda yapacagin fren seni zorlamaz yani. zaten kapaga kadar vurur araba ucuncu vitesten durma hizina kadar debriyajsiz zaten inme sansin yok 5 kmye geldin mi araba vuruntu yapar tekler. seve sebe debriyaja basacaksin yani bosa gececek araban.

1 doğru gibi ama ikisini aynı anda yapmak en mantıklısı. yani debriyajdan ayağı çekerken bi yandan gaza basmak.debriyajda bekleyip gaza basma anca yokuşta yapılır.

düzlükteyken 1'i yapıyorum, öyle çok sonra da basmıyorum gaza. ayağı debriyajdan çekerken bir yandan gaza basıyorum. aynı anda gibi.
eğimli yolda hem el freni inik hem sağ ayak frene basılı değilse kayarsın, dikkat. o durumda kalkış başka.

Ben düz yolda ikincisini yokuşta ilkini (debriyaj-fren) kullanıyordum manuel kullanırken.

sağ ayak frende ya da değil farketmez, ayağını debriyajdan yavaşça çekerken bir noktada motorun titrediğini hissedersin. işte gaza o noktada basmak gerekiyor.

hatta bazı araçlarda, özellikle araç dizelse, o noktadan itibaren gaza dokunmasanız da araç yavaşça hareket etmeye başlayacaktır. yani ilk hareket için gaza ihtiyaç bile duymayacaktır.

yokuştaysanız, sağ ayağınız frendeyken o titreme noktasına gelirseniz; ayağınızı frenden çektiğinizde aracın kaymağını göreceksiniz. böylece yokuşlarda aracı hiç kaydırmadan hareket ettirebilirsiniz.

debriyajdan ayağınızı çekerken titremeye başladığı noktaya 'kavrama noktası' diyorlar, bu pozisyonda çok fazla tutmayın aracı, zira uzun süre bu şekilde durursa debriyaj balatasını yıpratırsınız.

zaten birkaç denemeden sonra alışırsınız, çok atla deve bir şey değil.

dümdüz bir yolda olduğunuzu farzedersek; arabaya ilk hareketini veren gaz değil debriyajdır, gaza basmadan debriyajda doğru noktaya kadar geldiğinizde araba ilerlemeye başlar.


dolayısıyla, her aracın farklı bir noktası vardır, yeteri kadar debriyajdan ayak çekilmeli, o anda gaz verilmelidir.

ben 2. seçenekteki gibi yapmıyorum hiç. (düz yolda)

Gaz veriliyor iken debriyajı çekmenin doğru olduğunu zannetmiyorum. Önce az da olsa kavraması lazım yoksa dişlilere zarar verilmez mi?

Araba debriyaj ile kalkabiliyorsa sadece onunla kaldırır, ayağı tamamen çeker, sonra gazla devam ederim.

Yok eğer debriyaj ile kalkmaya güç yetmiyor ise kavrama noktasını hissettikten sonra gaz verip yavaş yavaş ayağımı debriyajdan çekmeye ve gazı vermeye devam ederim.

Yokuşlarda debriyaj-gaz ayarlayana kadar zaman kaybı yaşanacağı ve o sırada frenden ayak çekildiği için araba arkaya kayabileceğinden, (yokuş kalkış desteği yoksa) yukarıdaki işlemler el freni çekikken yapılıyor, araba gitmek ister gibi olunca da el frenini indiriyorsunuz. Buna da el freni ile yokuştan kalkma deniyor.

yapabilirisiniz. defterdarlık muhasebe müdürlüğüne gidip devlete xx tl bağış yapmak istiyorum derseniz sizden ücreti tahsil ederler ve para gün sonunda hazineye aktarılır.

Milyon tane iranli afgan vs kimlikli mi geziyor ?
Asıl soru neden Denizli ?

denizlide yoğun bir iran göçü var. istiklal mah. iranlı dolu. tanıdıklarına gelmiştir.

kesin bilgi veriyorum. bir mülteci türkiyeye giris yapiyor ve diyor ki kanadaya iltica edecegim ben. kanada büyükelciligi belgeleri alip islemlere basliyor ve diyor ki ben belgeleri inceliyorum sen bu arada türkiyede bekle. türkiye de diyor ki sen ortalıkta dolasma sabit bir yerde bekle. işte denizli o sabit yerlerden birisi, mülteciler islemlerin bitmesini beklerken belirli bir ilde ikamet etmek zorunda. denizlide o yüzden cok mülteci var.

Çaylak hesabım olduğu için ben de mesaj atamıyorum.
Ama yazarın yazdıkları çok yanlış. Gözde gördüğümüz siyah noktalar, örümcek ağı şeklindeki belirtiler stres ve uyku ile alakalı değil, engellenemez ya da azaltılamaz. Retina ile alakalı. Genellikle ileri derecede miyop hastalarında ve 40 yaş üzerindeki kişilerde sıkça karşımıza çıkıyor. Genç yaştaki hastalarda risk oluşturabiliyor, retina yırtılması ihtimali olduğundan hastanın düzenli takibi gerekiyor. Bana göz doktorum bu siyah noktaları takma kafana dese cidden bir daha o göz doktoruna gitmem. Yazdıklarını çok yanlış bulduğum için kesin ilaçla ilgili aldığı bilgiyi de yanlış anlamıştır diye düşünüyorum.

Yazdım bakayım

ben 40 dakika güneşe karşı (09.00 civarı) arabanın ön koltuğunda oturduktan sonra (yol çok parlıyordu) görüşümde onlarca siyah leke oluştu. yok mu tedavisi bunun?

Doktora sormamış, bilmiyormuş

@ya ben lan neyse, güneşe, ışığa baktıktan sonra gözde gördüğümüz gibi bir şey değil o entryde yazarın bahsettiği. Aynı şey değiller. Daha çok örümcek ağına benzer bir şekil. İki gözde şekli, sayısı farklı oluyor. Ama onlarca değildir öyle. Sürekli olarak gözde görüyorsunuz.

bende de 1 yılı aşkındır var ve sabitler.