Ekşi Duyuru

M1'den önce evet gerçekten çok yavaştı.
Sonuçta çok ince ve hafif olsun diye üretiyorlardı. Ama 20 saniyede chrome açacak kadar da değil. O kadarı normal değil.

Arkaplanda başka uygulamalar çalışıyor olabilir.
Bir de Safari kullanmanızı öneririm.

normal degil, bastan ios yukle..

17 mbp var, 18 air'e denk sayılır, arc browser kullanıyorum bende herhangi bir sıkıntı yok. tek sıkıntısı virtualbox'ta sanal linux/windows kullanmak, çok konforsuz.

browser'i kapatıp tekrar açtım, 2.33 sn.

Bende 2014 Macbook Air var, çatır çatır açıyor tarayıcı sayfalarını.

2013 Air'da Chrome canavar gibi calisiyor. M2 Air da var, ona kiyasla daha yavas tabi ama oyle 20 saniyeler degil. Sizdeki makinede baska bir sorun olabilir.

aynı makineden yazıyorum yaklaşık bi senedir çok aktif kullanıyorum hiç yavaşlama vs yok. bi sıkıntı olmalı hiç normal değil.

Bende Mid 2012 var gayet güzel çalışıyor. MacOS High Sierra yüklü. Belki OS fark ediyordur.

çare temiz kurulum

recovery modunda (başlarken cmd+r basılı tutarak)açıp aldığı en son os'i kurun fakat kurmadan önce installer içindeki disk utility ile diski tamamen formatlayın, farketmesi lazım performansın.

tabi tüm disk gidecek yedek almayı unutmayın.

2018 modeller destekliyor mu emin olamadım ama boot camp ile windows 10 da kurabilirsiniz. Ben 2017 air’e bootcamp üzerinden windows 10 başlatırsam 6-7 saniyede açılıyor, macos başlatırsam pin girdikten sonra boot etmesi 20 saniye sürüyor. High sierra’dan sonraki os’lar boot hızını iyice yavaşlattı.

Eger 1 yili gectiyse kullaniminiz, ustteki filtrenin degismesi gerekiyormus. Benim de uyari verince dyson’i aradim onlar soyledi. 2 kullanimda 1 filtreyi yikayip 24 saat kurutuyorum ben, henuz degistirmedim ama yakindir benim de degistirmem.

Tunç Şatıroğlu (Youtube)

bora özkent

M silikon çipi olmayan hiçbir Apple ürünü alınmaz. Hepsi M1 ile birlikte çöp oldu. Aman diyeyim.

Kesinlikle alınmaz. Intel çipli Mac artık alınmaz. Alınmaz diyorum ama fiyatı da önemli, 1000 TL'ye satılıyorsa alın tabi.
M1 çipli MacBook Air ikinci el en ucuzu 15 bin TL civarında sanırım. Ben olsam Intel çipli Macbook'u 5 bin lira olsa bile almazdım çünkü o ürün kısa sürede çöpe gidecek.

macbook air 2018'i 1 sene kadar kullandım. çok kasıyordu. daha sonra m1 2020 aldım. memnunum.

bu arada evde macbook air 2019'da var. m1 kadar hızlı değil ama günlük işlerde işe yarıyor.

2018 yılında macbook air'ler yeni tasarıma geçti. tasarım olarak güzel kibar ama bence yetersiz. bari 2019 veya 2020 inten al. 2018 almanı tavsiye etmem.

macbook pro 2017 kullanıyorum, bu girdiyi de 2017 mbp'den yazıyorum. taş gibi alet, benim yapamadığım bir şey yok.

en büyük sorun bataryası şu an için, tabii benim kullanım sürem çok yüksek olduğu için böyle. 2000'e yaklaştı cycle. yani bunu aletin sorunu olarak sayamam. hatta bunu bir monitör alarak çözebilirsiniz. kasa niyetine kullanmış olursunuz makineyi.

macos sonoma için 2017'lere güncelleme gelmedi ama macbook air 2018 için güncelleme verilecek. xcode'la swiftle işiniz varsa bile xcode 15'i ventura destekliyor, 2017'de işinizi görecektir. yani visionOS'e bile uygulama yazabilirsiniz. olayınız browser, office vs. ise zaten hiçbir önemi yok ucuzsa alın gitsin.

m çipler dediğimiz kısım canavar bir olay insanlar hızlı tükettiğinden taş gibi makinelere çöp diyebiliyorlar. sıfır alacak olsanız zaten intel çip almayın derim ama uygunsa alabilirsiniz herhangi bir sorun yok. sadece alırken son kullanıcısının siz olacağınızın farkında olarak alın.

"asıl bilgisayara yedek olarak" kismi anahtar kelimeler. hani bilgisayarsiz ve dar gelirli olsan mecburiyetten risk alinir diyelim de senin durumunda cok gereksiz. alisveris yapasin gelmis gibi okudum daha cok.

Yaris -> Clio -> Polo

"Otomatik" dediğiniz için;

Honda Jazz > Toyota Yaris > Hyundai i20

polo, clio, yaris

bana kalsa C3 seçerim. yakıtı düşük, parçası uygun fiyatlı.

bana göre kesinlikle citroen değil. psa grubundan araba almam bir daha.

japon > uzak doğu > yaya > kalanlar

kalite arıyorsanız golf - pahalı

Yaris, jazz, i20 alinir.

Özet geceyim... uzak dogu arabalari evlenilecek kizdir, alman eglenilecek kiz. Fransiz kullanirken ekonomik olsun da gerisi hic onemli degil arabalari.

Japon al kafani dinle. Gerisi laf.

f/p olarak bunlar arasinda en mantiklisi clio. 2020 model sorun olmaz derseniz 1.3 tce motorlar hothatch hissi verir. f1 vites, guclu motor, yakit tasarrufu, bakim masrafinin azligi, piyasasi olmasi, uygun fiyat ve ozellik bakimindan icon pakette dolu dolu gelir. ekonomik ve guzel arac isteyenlere bunu oneriyorum artik. alternatif olarak para varsa polo belki ama gerek yok bence.

Steam'de oyuna sağ tıklayıp özelliklere gelip, kontrolcü sekmesinden Steam'i Deaktif Et (aktif değil, deaktif) seçeneğini işaretlemek gerektiğini söylemişler. Bunu denedin mi?

İlaveten; 8bitdo adaptörü öneren de var. Birisi de Xbox kontrolcüsünü iade ettim, Dualsense 5 aldım, yılan gibi oldu demiş.

Görebildiklerim bunlar.

tamamen kişisel ben 70 bin üzeri benzinli için dizel içinde 60 bin üzerini koyarım. tamamen subjektif

Benim de eşiğim 100bin aslında ama burda sadece km dışında baika bir sürü parametre karar vermede önemli oluyor.

Aracın kimin kullandığı
Aracın nerde ne amaçla kullanıldığı
Aracın markası

vs

Bütçeye göre değişken hususlar.

Ama yukardaki soruya göre 3 yıllık 100bin kesin daha fazla yaşlanmıştır.

20 senedir arac kullaniyorum hic sifir arac almadim.
40-60bin km arasinda almaya calisiyorum araclari, 3-4 yasinda oluyorlar genelde.
senede 30bin km civari yol yapiyorum.
3-4 sene sonra 150-160bin km arasinda satiyorum.

10 yasinda alip kmsi cok dusuk arac almak bence mantikli degil, zira cogunlukla oturmus araclar da ciddi bas agrilari acabiliyor.

Valla benim aracın biri 380binde(dizel) digeri 320binde(benzinli) tamamen bakımla alakalı bir durum. İkisinden de memnunum bu arada zorunluluktan tutmuyorum.

Budva

dalmaçya kıyılarının karşısındaki adalarına bakabilirsiniz. korcula ve braç.

dubrovnik tarafına geçerseniz herceg novi günü birlik gidip gelebilirsiniz. ama yoğun sezonda sınır geçisi biraz uzun sürebilir.

primosten

Eğer Ağustos gibi gidecekseniz trafiğe karşı şimdiden hazırlıklı olun, bütün avrupa tatile oraya gidiyor sanırım :-)

Ben de Karadağ tarafına geçmenizi önereceğim hatta daha uygun olsun derseniz Arnavutluk :-)

kullandigin uygulamaya ozgu bir sey. bu isin normali taneyle almaktir. "fractional" hisse almak yeni cikan bir sey ve her brokerage desteklemez.

türk borsasında lot altı hisse alımı satımı yok. küsuratlı hisse alıp satamazsın.

turk borsasinda yok, aslinda bildigim kadariyla amerikan borsasinda da yok son kullanici icin. ama sizin aldiginiz platform 10 lot hisse alip gelen talebe gore onu 23 kisiye paylastiriyor mesela. bizde de araci kurum istese yapar belki ama yasal bir engel var mi ondan emin degilim.

türk borsasında da toplam tutarı yazıp alım yapabilirsin. örneğin 1000 liralık hisse alıyorum dersin. hisse fiyatı 30 lira ise sana 33 adet hisse verir. 10 lira cüzdanda kalır (tabi komisyon dahil etmiyorum bu hesaba)

ben zannetmiyorum ki senin kullandıgın uygulama pazardan toz şeker alır gibi paranın tamamı ile hisse alsın. mutlaka biraz para kalıyordur. örneğin coin alıp satarken fractional alıp satabiliyorsun ama yine de bakiyenin bir kısmı coin almadan cüzdanda duruyor. çünkü ne kadar fractional alsan bile sonsuza kadar uzanan küsurat olabilir.

kısacası senin uygulamada da mutlaka vardır böyle bir şey. hisse adetini bilebilirsin. aracı kurum ile konusursan sana söylerler.

Ben biliyorum ama hiç denemedim. Viktoryen dönemden kalan royal warrantlı bir enfiye kavanozu geçmişti elime. O zaman neymiş bu snuff ya diye bakarken öğrendim.

Şunlardan bahsediyorum; www.theantiquedispensary.co.uk

Sanırım Mısır çarşısında hala satılıyormuş enfiye, birgün alıp deneyeceğim. Çok bilen olmaması doğal ama :D hiç kullanılmıyor ki

Gerçek hayatta hiç görmedim. Okuduğum kitaplardan falan duydum. Bi de anatomide enfiye çukuru var elde. Orda da hocalar anlatır enfiyenin ne olduğunu.

1996

buruna çekilen ve burnu açan bir toz olarak biliyorum. hatta enfiye kutusu olur metal. ama pratikte hiç görmedim.

bilmiyordum, bir demet tiyatro'da mevzusu gecmisti pedere sormustum, eskiden kullanilan kafa yapici bir madde demisti.

82

Abi bunun kullanılması için bir neden yok, eskiden sigara yokken tütünü bu şekilde kullanıyorlarmış, sonra sigara daha popüler olunca ihtiyaç kalmamış kullanımı azalmış. Senin sorun biraz şu an neden sabit telefon çok kullanılmıyor gibi bir şey aslında :)

üniversitede aktardan alıp arkadaşları hapşırık krizine sokmuştum :D

duydum ama ne oldugunu bilmiyorum.

takır takır halen satılmakla beraber tütünün toz haline getirilmiş hali olup pek elzem bir şey değildir. onu çekip hapşururlar falan hoşlarına gider insanların

83'lüyüm ama hayatımda duymadım.

30+ yaş. İlk kez kitaplarda okuyup ne olduğunu öğrendim, bir kere de lisedeki edebiyat hocam bize enfiye çektirmişti :)

anatomi dersinde öğrenmiştim
94

enfiye çukuru vardır; okulda, klinikte öğrendiğim

Yaşlıyız muhtemelen. Ben biliyorum. Benim çocukluğumda aktarlarda satılırdı.

www.tenereteam.com


buradan da arama yapabilirsin.

son zamanlarda istediği bir şey varsa onu alırım mesela. iphone 14 pro 1400 euro civarıydı yanlış hatırlamıyorsam (15'i beklerim gerçi). ondan alırım. zaten havadan gelen para. %10'da 1'ini versem üzülmem.

1k euro verilir +1

Arkadaşlık ilişkinize bağlı. Para vermekten ziyade hediye vermek daha şık. Hatta almanlar ona bile takılmayabilir, böyle bir beklenti olmayabilir bilemiyorum.

Maddi durum olarak ortalamanın altındaysa 10/1 e yakın bir tutar idare eder gibi.

Sizin adiniza derken siz gibi davranarak mi? sizi mi taklit etti ve bunu yaparken karsilik bekledigini mi soyledi?

Ben bu senaryoda arkadasa neden para verilmesi gerektigini anlamadim. Yardimci olduysa 100 euroya kadar hediye verilebilir belki ki o da sart degil, yemege cikarilabilir. Ama yok ciddi bi iyilik yaptiysa herhalde ancak iyilik yaparak kapanir, para odemek de nesi... sonuçta hediye sizin, sans sizin?

arkdaşlar böyle şeyleri çıkar gözeterek yapmazlar gerçek arkadaşlık budur zaten. benim adıma ve benmiş gibi konuşarak işimi çözdüğü için arkadaşıma muhakkak bir güzellik yapardım ben. yapmasa da yaparım ama yardımda bulunduğu için ekstra yaparım.
tabi yakınlık da önemli bir husus. ki çok yakın olmasanız sizmiş gibi konuşarak işi çözmezdi diye düşünüyorum.

tatil
teknolojik ürün
hediye çeki

gibi seçenekler ilk aklım gelenler. evliyse veya flörtü varsa tatil hediye ederdim ben sanırım.

amerikada operatöre kilitli olarak satılan iphone'lar var. ucuza alıyım derken ondan almayın patlarsınız. sadece o operatörde çalışıyor. en temizi apple store.

butce cok kisitliysa apple'in sitesinden "refurbrished" secenegi dusunulebilir.

Rakuten ve honey var. honey browser eklentisi, bir ürün sayfasına girince daha ucuz satıcıları öneriyor. rakuten de indirim kuponu sağlayabiliyor.

honey'in sitesi şu olması lazım: www.joinhoney.com

Bir de ABD'de bir firmada çalışıyorsanız, firma indirimi de olabilir. mesela ben adp'de gördüm, lifemart diye bir siteye link vermiş. Orada da indirimli ürünler oluyor.

oregon, delaware gibi sales tax olmayan eyaletlere yol dusurulur ve vergi odenmez. ustune bir de ogrenci indirimi falan var mi diye sorulur.

www.airalo.com

herkes çok memnun ben kullanmadım. galiba referanslı üyelikle 3-5 dolar indirim alabiliyorsunuz.

Airalo

Avrupa için kullandım.

genelde herhangi bir gsm operatörü dükkanına gidip turist sim istediğinizde fiyat çok daha uygun ve gb miktarı çok daha fazla oluyor. bilginize

boğa piyasasında strong buy hangi vade için diyorlar peki?

uzun dönem yatırım amaçlı girecekseniz vadenize göre piyasanın nerde olduğuna bakmanız lazım gelir aslında. uzun vadede borsa yine borsadır ve uzun vade davranışları kısa vadeye nazaran daha benzerdir. al sat yapmayacaksanız vadenize göre yatırım yapacağınız şirketlerin durumuna tek tek kendinize göre bakmanız gerekir.

nasdaq da yokum. ama olsam da kağıt öneremezdim. herhangi birinin başka birine kağıt önermesinin de imkansız olduğunu düşünüyorum. herkesin vadesi farklı çünkü.

strong buy'ı 12 ay için diyorlar, ki ben daha da uzun tutmayı düşünüyorum. hatta microsoft'a meta'ya vs. kademeli olarak iyi bir yerden girdiğimi hissetsem beş sene dokunmam bile bunlara.

3.5 yillik nasdaq yatirimcisiyim, al-sat degil de al-unut seklinde. nasdaq'tan 3-5 hisse secmiyroum, nasdaq endeksinin kednisine yatirim yapiyorum boylece nasdaq icindeki TUM hisselere yatirim yapmis oluyorum. covid patlamadan hemen once girdim (2020 ocak), su anda o zamanki yatirimim -dolar bazinda- %50 kusur artmis (OHA ben bile sok oldum su anda, arada benim kendi ekledigim yatirimlari saymadim)

covid sebebiyle, ben girdikten 2 ay sonra, tum piyasalar cakildiginda bu da cakilmisti, satmadim. 2020yi +da kapatti, satmadim. 2021i +da kapatti yine satmadim. 2022'de artmadi, hatta dustu sanirim totalde, ama portfoyumun 2020 ve 2021 artislari sebebiyle zarar etmedim hatta karda kaldim, yine satmadim. bu sene +da an itibariyle.

covid oncesi de yine boganin bogasiydi, uzun vadeli (15-20 yil sonraki emeklilik donemi icin, arada baska bi sebep olursa satabilirim tabi) dusundugum icin girdim, elimde fazla kalan parayi da duzenli olarak yatirmaya devam ediyorum. tum yatirimlarimin %70i nasdaq veya teknoloji sektoru, kalan %30u da s%p 500 (ki epey ortusuyor aslinda ikisi).

3.5 yildir her hafta kontrol ediyorum, inisler cikislar surekli oluyor ve bunlari yakalamak isin gercekten icinde olmadan bence mumkun degil. medya ve basinda %2 ve uzeri dususler hemen cok buyuk yer kapliyor ancak %2 ve uzeri artislar icin cit cikmiyor. benim icin kendi yatirimlarim bu surecte duzgun bir trend olusturdu ve ne beklemem gerektigini daha iyi ogrendim. uzun vadeli dusunuyorsaniz, elinizde degerlendirmek istediginiz ve 3-5 yil ihtiyaciniz olmayacak olan fazla nakit varsa gunluk oynamalara takilmayin. yapabiliyorsaniz, hisse secmek yerine endeksin kendisine yatirim yapin, kafaniz rahat olsun.

ben çalıştığım sektörde bilip çeşitli sebeplerle güvendiğim birkaç şirket hissesine 2021'den beri sahibim. bunlar 2022'de ortalama %70 değer kaybettiler. satın alma yoluyla birleşmeler oldu, bilançolar beklentilerin altında kaldı, parasal sıkılaştırma vb, dca yapa yapa ancak birkaç ay önce artıya geçebildim. meta'yı da diplerden almam sayesinde nasdaq portföyünün geneli %30 artıda şimdi. çok spekülatif ve oynak oldukları için bu hisseleri zaten önermeyeceğim ama benzer bir durumla karşılaşmamak için kullanmak istediğiniz tutarı örneğin 10'a bölerek her ay düzenli alım yapmanızı ve hisse seçiminde zorlanıyorsanız sektör ETFlerini denemenizi kesinlikle öneririm.

kısaca nasdaq'a girmek kesinlikle doğru, saydığınız büyük şirketlerde olası 15-20% düşüşlere tahammülünüz de varsa hiç beklemeyin. yalnızca önceki tecrübemden ötürü bir anda yüklü girmek yerine aylara bölmek dca şansı verdiği için bana daha güvenli geliyor.

Microsoft temettü veren bir şirkettir. Hisse alıp unutacaksanız doğru bir yatırım olur. Her vadede iyidir.

Tesla, oto üreticisi değildir. Akü Sistemleri ve AI Data üreticisidir. Orta vadede iyidir.

Engelbert + 1 (özellikle son paragraf).

Bunun cevabını vermek zor, çok fazla değişken var çünkü. Ben olsam garanti olması açısından en azından 3 saat koyardım. 1 saat riskli.

hayatım boyunca bindiğim hiçbir uçak rötarsız kalkmadı. kesinlikle riske atılmaz.

Self transfer ise imkansız bir süre. Anlaşmalı havayolları ile bağlı uçuşlar ise yetişirsiniz, yetişemezseniz zaten sizin probleminiz değil, diğer uçuşu mu bekletirler, bir sonraki uçuştan yer mi ayarlarlar onların problemi.

Self transfer olmadığından emin olun, hele ki bagajınız varsa 4 saatten fazla bir süre olmasına dikkat edin, daha ilk uçuştan kafadan en az yarım saat rötar, 1 saat bagaj alma süresi vs derken daha aşağısı büyük risk.

turkiye cikisli varsova aktarmali gidiyorsaniz 1 saat yetmez cunku pasaport gececeksiniz. valiz varsa ve baglantili ucus degilse valinizi alip yeniden check-in yapmaniz da gerekecek.
avrupa ici ucuslarda valiz check-in boardingden yarim saat once kapanir. boardingi de hesaba katarsaniz aslinda 1 saatten az bir sureniz var.

eger ucusunuz turkiye cikisli degilse (pasaport gecmeyecekseniz), ucusunuz baglantiliysa 1 saat yetebilir ama stresli olur (2 defa frankfurtta yapmak zorunda kaldim, hic eglenceli degildi) ve valizin yetisemeyip ertesi gun gelmesi ihtimali de olur. varsova ufak bir alan ama yavaslar.

ben olsam pasaport gececeksem 3 saat, gecmeyeceksem 2 saat koyardim.

Yetmez. Yetmesi için ikinci uçağın rötar yapması lazım. Firma garantili satılıyorsa da ben sonraki uçuşa bakardım çünkü diğer uçuş geçse yine zaman kaybettirir, değmez. Sorumluluk size aitse zaten uzak durun, paranız boşa gider.

bol bol pratik yapmanız lazım. live coding esnasında googledan v.s. bakarım diye uğraşırsanız daha beter çuvallarısınız, bu nedenle live coding sırasında iyi odaklanın.
ayrıca bazı görüşmelerde ucu açık şeyler sorarlar sizin onlara soru sormanızı isterler.

kesinlikle sessizliğe gömülmeyin, sesli düşünün.
en basit yoldan çözmeyi deneyin önce sonra adım adım iyileştirme yaparsınız.
başlamadan önce soru hakkında mülakat yapanlara soru sorun. ( örnek soru: on tane sayı olan dizideki her bir eleman -5 ile çarpılıyor. oluşan yeni dizinin en büyük sayısını nasıl bulursunuz? mülakatçılara sorulabilecek soru: ilk dizideki elemanların hepsi 0’dan büyük mü? )
daha fazlası için Cracking the coding interview kitabına bakmanızı tavsiye ederim.

Malesef netflix Almanya'da henüz yayınlanmıyor. Birkaç hafta sonra yayınlanır

ben boyle durumlar icin vpn kullaniyorum. turkiye uzerinden baglaninca netflix turkiye icerigi izlenebiliyor. ama mesela prime vpn kullandigini anliyor ama izin vermiyor. tabi ucretli vpn kullaniyorum (nordvpn). vpn'i de google play uzerinden aliyorum. google hesabim hala turkiye gorundugunden tl ile ucuza geliyor nispeten.

Önceden ekliyordum ama artık eklemiyorum. Beğenen yaptıklarıma bakıp beğensin. İş görüşmesine iyi bir imajla gidersen olumlu olma ihtimali artıyor.

TR'de güzel bir kızsan avantaj. Görece elit bir gruba dahilim (bir lisansa sahip insanların ortak mail grubu) buraya bir arkadaşımın cvsini gönderdim. sarışın mavi gözlü çok güzel bir kız. fotoğrafta da parlamış. kızı arayanların ardı arkası kesilmedi. ülkenin gerisi daha beterdir. erkekler için de avantajdır büyük ihtimal. Yurtdışına cv gönderdiğimde fotoğraf koymuyorum. fotoğrafsız daha fazla yerin oluyor, daha profesyonel duruyor aslında.

saçma buluyorum. modellik, casting gibi fiziki özelliklere bağlı bir iş ilanı değilse çok gereksiz. abd'de yasak böyle bir uygulama.

Ben cv'imde fotoğraf kullanmıyorum. Bu talebi de normal bulmuyorum.

Ben ekliyorum hala, eklemeyince gizliyormuşum gibi hissediyorum. Mümkün olduğu kadar bilgi paylaşmaya, açık olmaya ve merak uyandırmaya çalışıyorum açıkçası. Hatta görüşmeleri de mutlaka kamera açık yapıyorum.

Ulkeye gore degisiyor Avrupa'da. Hangi ulkeye basvuru yapiliyorsa ona gore duzenlemek gerekiyor cv'yi. Ingiltere'de uyruk, yas, cinsiyet vs de yazilmaz mesela. Ama tum ulkelerin gelecegi yer bu olacak gibi geliyor bana zaman woke'luk zamani. Turkiye'de foto olmali bence. Bizim o seviyeye gelebilmemiz icin 40 firin ekmek yememiz lazim. Evli misin, bekar misin, evlilik dusunuyor musun, cocuk dusunuyor musun falan soruluyor hala bizim mulakatlarda:)

Almanya için ekleyin dediler (orada yaşayan çalışan arkadaşlar) ve eşim eklenmiş cv'siyle bir sürü görüşme yaptı yani olumsuz karşılanmadı.

@freedonia, İngiltere cv'leri öyle fakat iş başvurularında websitelerinde "bu bilgiler göz önünde bulundurulmayacak ama zorunlu" diye ırk, din, cinsiyet vb. bir sürü detay soruyorlar. Başka hiçbir ülkenin iş başvurusunda white'ın alt dallarını görüp seçmemiştim veya din vs. :D İngiltere niye öyle ya?

@nhk ni youkosu web sitelerinin din, irk sordugundan haberim yok raslamadim fazla ilana basvurmuyorum gerci. Ama bu tarz din, irk, etnisite sorma olayi daha cok veri toplamak icindir. Atiyorum Ingiltere'de issizlik yardimina, kira yardimina vs basvurusun ya da herhangi bir anket doldurursun, formda sana bu tarz sorular sorar ama cevaplamak zorunda degilsin diye de belirtir. Doldurulmasi zorunlu degildir bu sorular. Din, irk konusmak tabu olmus firsat bu firsat bari boyle formlarda soralim da veri olsun elimizde diye yapiyorlar ama ben hic zorunlu doldurulmasi gerekli diye rastlamadim. Nufus sayimi vardi 2 sene once, sadece belki orda doldurun diye zorunlu tutmus olabilirler.

avrupa'da pek sıcak bakılmaz.

anladım. Mesela baktım şimdi what we collect kısmında: "Your date of birth, sex, ethnicity, disability status and sexual orientation, which
we use for equalities monitoring purposes." diyor. Adımlar arasında var (Equalities) ve required :D Belki düz şirketler toplamıyordur ama benim baktığım yerlerde hep çıktı şu an rasgele ilan bulup başvuru kısmına girdim yine var. İş alanına göre çok değişiyor belki de.

Şu an detayına bakmadım ama eski ilanlarda "seçimlerimizi etkilemeyecek ama kurum için eşitliği ileride görmek için bakıyoruz" gibi bişey diyordu. Ama ileride baktıklarında X cinsiyet veya ırk azsa yeni kişiyi oradan seçmeyeceklerinin garantisi var mı bilmiyorum.

@nhk ni youkosu ha su da var, devlet politika olarak kamu sektoru, ordu, polis teskilati, saglik calisanlari, itfaiye icindeki BAME denilen black, asian minority vs azinliklarin sayisini arttirmaya calisiyor. Diversity target falan koyuyor. Keza ayni sekilde kadin oraninin artmasi, LGBT, engelli istihdamini da tesvik ediyor. Bazi ozel buyuk sirketler de ayni sekilde. Iste biz boyle cok kulturlu, herkesi kucaklayan bir isvereniz, ozguruz, ilericiyiz vs demek icin. Azinlik olmak avantaj bile oluyor yerine gore hatta. Belki o yuzden de soruyor olabilir bu gtarz sorulari. Cunku ara sira bunlarin bagimsiz kurumlar tarafindan denetleme raporlari basina yansiyor, yok su kurum institutionally racist, orduda kadin sayisi az, msygonism cok fazla, sunlar temsil edilmiyor vs diye agir elestirirler aliyor bu kurumlar, bunlar da azinlik istihdamini arttirmaya calisiyor bir nevi bununla ilgili durumlar da olabilir zorunlu olarak doldurun diyordur belki basvuru sirasinda bu gibi nedenlerden dolayi

Asistanim olacak. Basvurulara bizzat bakiyorum, cv degerlendiriyorum o yuzden. Nelere dikkat ettigimi dusundum de ilk gun yapilan basvurulara direkt olumsuz baktim, demek ki kurumu hic arastirmamislar diye dusundurduler. Maks 2 sayfa cv, 1 sayfa cover letter demistik, bunlara dikkat etmeyenlerin de ustunu cizdim direkt, ya okumuyor ya okudugunu anlamiyor demek ki diye dusundurduler. Cv'de acik adres, fotograf vs olmaz, kisinin niteliklerinden bagimsiz degerlendirilmesine sebep hicbir sey olmaz, olmamasi lazim. He ama bunu bilmeyenler cok bu ulkede, o yuzden fotograf var diye elemedim de soyle bi cv'lerine baktim. fotograf ekleyenlerde cv nasil duzenlenir pek bi bilgi yok gibi, daginik, uzun, alakasiz cv'ler... o yuzden olumsuz intiba birakiyor bende. Benim cv'mde de fotograf vb. gereksiz/alakasiz kisisel seyler yok. Kisa, net, "to the point" olmali, bunun icin fotografa gerek yok.

ulkeye gore degisir CV.

benim ise eleman alirken "araban var mi?" diye sormam bile yasak, birak fotografi..

belki konuya hakim birisi denk gelmemiştir çok spesifik bir soruysa, ben ne soru sorsam zamanında 2-3 saat geçmeden 4-5 kişiden cevap geliyordu, bayağıdır kullanmıyorum.

stackoverflow yillar once bitti. ben universitedeyken bile dogru durust ise yaramiyordu.

su an en iyi yer google groups (kapanacakmis :( ) ve eger uygun bir subreddit bulabilirseniz reddit

genelde ilk 4 saatte gelir cevaplar da çok spesifik ya da karmaşık konuysa, mesleki bişeylerle alakalıysa cevap verilmiyor olabilir.

SO biteli baya oldu +1

Bi de cevap işinin bi algoritması var. Misal senin çok aşırı spesifik bi sorun var, ben ona cevap vermek için 1 saat harcıyorum, ama çok spesifik olduğu için 3-5 upvote anca geliyor. Repütasyon kasan biriysem mantıklı değil.

Onun yerine gidip daha genel, basit sorulara cevabı yapıştırır geçerim, daha çok upvote gelir.

Yani işte uzun uzun kod verdin, bunu yaptım ama çalışmıyor, niye? diye soruyorsan cevap gelme ihtimali düşük. Ama "X dilinde şunu nasıl böyle yaparım" diye sorarsan cevap gelme ihtimali daha yüksek.

Bi de tüm sosyal medya platformlarında olduğu gibi, kadın profili açarsan daha çok cevap geliyor :)

haha son iki sorumda başıma geldi aynı durum. soru cevaplayanları gerizekalı gibi düşünüp ona göre yazdığım halde. benim özelimde sebepler şunlar

1- sorulan soru doğrudan bir veritabanı hakkındaydı benim. hatta o veritabanının proje yöneticisi adam ilk defa böyle bir senaryo duyuyorum bunu neden yapmaya ihtiyaç duyuyorsun dedi, herife sözde bilmesi gereken aracı anlattım :D

2- sorduğun soru giriş seviyesi bir adamın bileceği, hemen cevaplayabileceği bir soru olmayabilir. benim ikinci sorum bu şekildeydi. doğrudan benzer birşeyi yapmayan ve elini kirletmeyen biri cevap veremezdi. veremediler zaten. ilk 1 gün cevap gelmezse daha da gelmez muhtemelen. platform giriş seviyesi java bilen ve düzenli olarak yazdıkları her cevapta -20 oy alan hintli doldu.

chatGpt ile şansımı deniyorum şimdilik, bir bakabilirsin.

@pluton kadın niki yemiyor artık. has alman koydum, lokasyon germany yaptım cevap yok.

buraya yazıp cevap alma ihtimalin daha yüksek :)

www.youtube.com

Arsa olayinda kaziklanma ihtimali yukseliyor cunku cok fazla parametre ve detay var. Ve bunlari konutta oldugu gibi ciplak gozle goremiyorsunuz.

Gordugum kadariyla belediye ve tapuyla hasir nesir olmak lazim, ek olarak neyi sorgulamaniz gerektigini de bilmeniz lazim.

Su video fikir verebilir: www.youtube.com

İnternette dolandırılma ihtimalin var. Yeni bir haberde Google Maps görüntüleriyle ilan açılmış. Arsayı beğenen kişilerden 5 bin TL seviyesinde kapora alınmış. Sonra ilan kapatılmış. Kapora dolandırıcılığı diyebiliriz.

arsa almak icin tapu, vergi dairesi ve belediyeden arsanin durumunu sorgulamak gerekiyor. arsada cok fazla farkli parametre oldugu icin olasi bircok problem var (hisseli tapu, haciz, sit alani, uzerine birsey yapilacaksa cevre bakanligi onay vs.) o nedenle gerekli kurumlardan onay alip emin olmak gerekir. bu isleri de uzaktan yapmak cok cok zor, cogu kurum telefonlara dahi cikmiyor.

ayrica internete sirf yurt disindan arsa, ev almak isteyenleri kaziklayan bircok kisi var. ilanlarin en az yarisi dolandirici diyebilirim. ozellikle turk lirasinin deger kaybi sonrasi yurt disinda bircok kisi turkiyede ev, arsa almak istedi ve bu nedenle bircok dolandirici da bu durumu degerlendirmek istiyor. genelde kendilerini paraya ihtiyaci olmayan, sirf arsa veya evle ilgilenemedigi icin satmak isteyen, yurt disinda yasayan ya da yurt disina tasinacak, egitimli, paraya deger vermeyen biri olarak tanitip sizden kucuk bir miktar kapora istiyorlar. kapora aldiktan sonra daha sonra daha fazla kapora istiyorlar. artik ne kadar alabilirlerse almaya calisiyorlar. bu kisilere "ben geliyorum, orda hep beraber yuz yuze halledelim" dediginizde kabul etmeyeceklerdir, veya ben su anda baska sehirdeyim gibi mazeret uyduracaklardir. dikkatli olun.

yok hocam iz kalmış. önce ıslak mendille çok az nemlendir sonra cam bezi ile hafif bastırarak sil ama hızlı hızlı sil. bez biraz ısınsın (şaka değil). hiçbir leke kalmaz.

hayır iz sadece. laptop temizleyici sprey ve bezlerle silebilirsin. parmağını ekrana değme sakın. geçici iz kalır gereksiz.
ıslak mendille silme o da leke bırakır.

Olmaktan kastının ne olduğuna göre değişir.

Bi de sorunun amacı nedir yani, 6 ay değil de 8 ay olsa nolur? 1 yıl olsa ne farkediyor? Bunu sorma sebebim şu, developer'lık "eğitimini aldım bitti" gibi bir şey değil, ömür boyu sürekli kendi kendini eğitmen gerekecek zaten. 6 ay çalıştın, iş buldun, sonraki 6 yılın da akşamları ya da haftasonları çalışarak geçecek ekstradan :)

Soruya cevap: Bilge Adam 250 saatlik kurslar veriyor. Haftada 20 saat desen 3 ay yeter diyorlar.

olunur ama ılk isi bulmak zor bunun yerine yazilim otomasyon tavsiye derim

plutongezegendegilmi her zamanki gibi yine hakli

ben kursla yani ittirerek bir sey olunabilecegini dusunmuyorum. icinde varsa zaten internette her turlu bilgi var. kurslar sadece senin gibi hayal kuran insanlari bir guzel kullanip atiyor. yani mantik var alti ayda frontend degil, backend degil, direkt fullstack web dev olmanin imkani yok. yapman gereken cok calismak, surekli calismak, hic birakmamak. teknolojide ogrendim bitti diye bir sey yok pluton'un dedigi gibi. surekli kendini gelistirmek zorundasin ve bunu sevmen gerekiyor.

el cevab: bence olunamaz, evet hayal

eğitimi alıcam ve öğrenme sürecini bitiricem gibi saçma bir şey söylemiyorum zaten, insanların on yılını yirmi yılını vererek geldiği noktaya bu kadar kısa sürede gelebilmem mümkün değil, farkındayım.

sorunun amacı şu: 6 aylık yoğun eğitimle ve eğitim dışında tüm vaktimi ve enerjimi buna kanalize ederek junior pozisyonunda iş bulabilecek kadar kalifiye olabilir miyim? yoksa istersen günde 24 saatini ver, 6 ayda bu iş profesyonel olarak yapılacak kadar öğrenilmez mi?

junior olarak ise girilecek kadar ogrenilir. bircok insan bootcamp'e gidip sonrasinda is bulabiliyor. yurtdisinda bile is bulunabilir. tabi ciddi calisma ve istek gerekli. is gorusmelerinde ne kadar istekli, kendini gelistirmeye acik oldugunu gostermek gerekli.

ha ben olsam fullstack yerine frontend veya mobil developer olurdum. tek alan bile derya deniz, ikisi birden programlama gecmisi olmayan insanlar icin cok fazla ogrenecek sey demek. her seyden azcik ogrenmek demek. ben fullstack developer'im ama yillarca tecrubeye ragmen iki taraftan da azar azar biliyorum. frontend veya mobil tercih etmemin sebebi de daha az soyut kavramla ugrasacak olmak, direkt gorup etkilesime gececegin bir seyler uretmek, dolayisiyla baslangic icin daha kolay olmasi.

junior pozisyonda is bulabilirsin ama bunun icin birkac nokta bir araya gelmesi lazim;


- oncelikle rekabette sansli olmalisin, cunku son zamanlarca cok kisi bu ise yoneliyor ve hali hazirda calismaya baslamis belki de 6 ayinin sonunda olan ve onumuzdeki gunlerde is basvurusu yapmak isteyen bircok kisi var. yani rekabete hazir ol.
- hizli ogrenmelisin, cunku 6 ay kisa bir zaman. o nedenle kendine iyi bir "roadmap" cizmelisin. planli ilerlemelisin
- ogrenme ve gelistirme sirasinda onune problemler cikacaktir, anlamakta zorlandigin yerler olacaktir. zeki cozumlerle bu problemleri asmalisin, ya da seni yonlendirecek insanlar cevrende bulunmali.
- motivasyonun yuksek olmali, tutarli bir sekilde calismalisin.

boylece 6 ay sonunda belli bir noktaya gelebilirsin, ama is bulup bulamayacagin piyasanin sartlarina, is gorusmesinde kendini ifade etmene, gelisiminin sonunda daha da gelisime acik olup olmamana, yani en onemlisi seni ise alcak kisilerin degerlendirmesine baglisin. cunku normal sartlarda 6 ayda tam anlamiyla uretken olmazsin, ve seni ise alacak olan "tamam eksiklikleri var, kendini de gelistirmek icin caba harcamis ve gelisime acik biri" demeli ki seni ise almali.

6 ay calis, bu is sana gore mi karar ver, en kotu 6 ay sonunda is bulamazsan bir 6 ay daha kendini gelistirip 1 yillik gelisimin sonunda is ararsin. 6 ay cope gitmez yani, bir yerden baslamak lazim, ve sonucu gormek lazim.

bir insan severek yapiyorsa bir isi, uzerinde cok da dusunmeden, sonuclarini cok da kestirmeden o ise girer. yapman gereken 6 ay sonra ne olacagi degil, "yarin" hangi konuya calisacagin olmali.

eklemek isterim ki full-stack cok ciddi bir hedef, cunku tecrubeli full-stack gelistiriciler bile bu alandaki degisimi takip etmekte zorlaniyor. o nedenle bence ya front-end, ya da back-end de baslaman daha iyi.

ek olarak, typo hatasi yaptin sanirim, we"p" developer degil, bu konuda elestiri alabilirsin, aman dikkat.

fiziksel klavyenin ne olduğunun bir önemli yok. Yazarken klavyeye bakma ihtiyacı duymuyorsan ayarlardan klavyeyi Türkçe Q olarak seçersin. Normalde Türkçe Q klavyede ÖÇŞĞÜ falan neredeyse o tuşlara basınca bu harfler çıkar.

Z'ye basınca Y, Y'ye basınca da Z çıkar tabii.

klavye stickerları var onlardan kullanırsın.

sanırım alman klavyesi o.

çözüm 1: klavye dilini tr yapıp tuslara hakimseniz bakmadan tıpkı qwerty de yazarmış gibi takılmak.

çözüm 2: klavyeyi tr yapıp sticker ile bazı tuşları kapsayacak şekilde bir kaplama ile qwerty haline getirmek.

çözüm 3: harf tanımlaması yapmak veya komple tuş takımı değişimi veya klavyenin üstüne koyulan silikon koruyucusuların qwerty şeklinde olanından alıp üstüne koymak..

alabilirsen Macbook Air M1 veya M2 çok daha iyi seçenekler.

PT.com.tr üzerinden öğrenci indirim fiyatlarına bir bak, öğrenci belgesi olan birine aldırırsın.

kozmetik yüzünden epey düşük satıyorum, ilgilenirsen günlük olarak işini çokça görür. www.sahibinden.com

eklemeyi unuttum, türkiye’de değilim.

M1 sonrası ciddi bir performans atlaması yaşadı macler. M1-m2 işlemciler hem çok performanslı, hem çok az enerji tüketiyor ve ısınmıyor.

M1 işlemcili, 16gb ramli bir air ömürlük olur.

Intel güncellemeleri sanılandan daha erken şekilde bitip yalnızca güvenlik güncellemesi olarak devam edecek. Bu sebeple m1 air'den daha düşük bir şey almayın bence bütçe varsa.

M1 air günlük kullanım için çok çok uzun yıllar işinizi görecektir.
(future proofing için 16 ram tercih edebilirsiniz)

17-18bine m1 islemcili air al gec. Intel ve m1 arasinda ucurum var. (10-12 saat pil omru, fansiz vs)

Ben kullaniyorum bir sorunla karsilasmadim

Bırakmıştır. Çalışıyor olsaydı "I have been working at Amazon for 5 years" gibi bir şey yazabilirdi.

Geçen hafta bırakmıştır.

contexte bagli, her ikisi de mümkün.

Dil bilgisi tanımları açısından bırakmış olmalı, ama İngilizcede de bizdeki gibi zaman kayması olayı var.

Örneğin; "Look buddy, I've worked at Amazon for two years and you're wrong" gibi bir cümlede bu kişi hala orada çalışıyor olabilir.

Diğer taraftan; "I have worked at Amazon for two years and It wasn't that bad" gibi bir cümlede büyük ihtimalle artık orda çalışmadığını anlarız.

Şey gibi bu, telefonda "hadi kapattım" diyoruz mesela ama aslında "hadi kapatıyorum" yerine geçiyor bu.

Valla her duyuruya ayni seyi yaziyorum ama hades

hades'i 100 küsur saat oynadım. oynadığım en iyi game pass oyunuydu. dead cells'i de epey oynadım.

yenilerden tunic iyiydi

slay the spire

game pass'te gözüküyor hemen gelip yazayım dedim. hades ve dead cells'in sıra tabanlı kartlı versiyonu. inanılmaz sarıyor.

cyberghost'un 1 günlük deneme sürümü var.

tunnelbear'in ilk 500 mb'si ücretsiz

chrome eklentisi windscribe ayda 10 gb free veriyor

Kesin çözümle.geldim :)

1. Bisikletin pedallarini sok
2. Seleyi oturduğunda topugu yere degmeyecegi yüksekliğe ayarla
3. Selwye otursun hanımefendi ve aynı çocuk gibi pedal çevirmek yerine iki yanda ayağını sallaya sallaya ilerlesin.
Nasılsa düşmez böyle.
Başka hiç bir şey yapma..maks 1 saat sonra bisiklet kullanabilir hale gelecek

youtu.be

Daha 1 hafta önce duyuru açmıştım bununla ilgili :)

27 yaşındayım, geçen haftaya kadar bisiklet sürmeyi bilmiyordum. İlk gün 2 saat çalıştım, ondan 4 5 gün sonra ikinci denememde ilk gün öğrenmiş olduğumu fark ettim. Yani şu ana kadar 3 saatten az emek vererek kalkış duruş dönüş yokuş inme vs halledebilir hale geldim. Dik yokuşta kalkış ve gidişi tam beceremedim onun için de erken sanırım.

Neyse sıcak sıcak öneri vereyim. Öncelikle kask kesinlikle olsun, mümkünse eldiven, dizlik vs de olabilir. Seleyi kendine göre ayarlasın, oturduğunda iki ayağı da yere basabiliyor olsun ama çok aşırı da alçak olmasın tabi. İlk olarak pedallamaktan ziyade dengede durmayı öğrenmek lazım. Onun için önce düz yolda ayaklarımla kendimi itmeyi denedim ama o çok iyi olmadı, hızlanmak kolay olmuyor öyle. Boş bir yer bulmak lazım ama şöyle, çok hafif bir eğim olacak sonrası düzlük. Tehlikeli olacak bir eğim olmamalı elbette ama freni bıraktığında kendiliğinden gidecek bir eğim olmalı. Ben böyle öğrendim dengede durmayı. O eğimin başından 50 60 kere kendimi bıraktım heralde. İlk seferlerde pedalla bağlantı yok elbette, sadece dengede durmaya çalışmak lazım. Eğimden bırakınca kendi hızlanıyor ve hafif hızlanınca dengede durmak daha kolay oluyor.

Dengede durmayı tamamen çözünce ikinci aşamaya geçtim. Yine aynı eğimden kendimi bırakıp yolun ortasında pedal çevirmeye çalıştım. Bunu da 20 30 kere deneyip iyice alıştım.

Üçüncü aşama düz yolda kalkmak. Bu biraz zorladı ilk gün. Saat 2 pozisyonu diyorlar sanırım bir ayak yerde diğer ayak pedalda, yerdeki ayakla iterek diğer ayakla pedala basarak o yerdeki ayağı da pedala alıp artık devam etmek. Bu en zoru oldu benim için. Ama 2 saatte halledilir. Ben inanılmaz korkuyordum açıkçası yıllardır. Çocukluktan beri içimde kalmıştı yapamam falan diyordum, denge vs. konularında da aşırı beceriksizimdir ben bile yaptıysam herkes yapar. Vazgeçmemek lazım.

kisa +1
yetişkinlerde ayak yere rahat değiyorsa pedalı sökmeye de gerek yok.

isbike in bisiklet okulları var ücretsiz, onlara bakın isterseniz.

Bazen 16.00 bazen de 18.30 gibi

Çok değişken bazen 17:00’de bazen 02:00’de… Ve bu ikisinin arasındaki tüm saatler de dahil…

8-10 arası

18.00-19.30 arası.

En geç 8

7 8 arası

17-19 arası

genellikle 16.00 - 19.00 arası.

Günde 3 öğün yerim, öğün atlamam ve günün final öğünü olan akşam yemeğini, aşırı iştahlı ve acıkmış şekilde yemeği severim. Bu bana çok zevk veriyor, olmazsa olmazım.

O yüzden 20:30 civarı yiyorum çok uzun yıllardır.

Kindle Paperwhite 4 ya da Kindle Oasis'lere bakabilirsiniz.

Ki bana kalırsa Kobo çok daha kullanışlı bir okuyucu. Kobo Forma ya da Kobo Clara tercih ederdim ben olsam.
(Ben Kobo Clara kullanıyorum ama şimdiki aklım olsa Forma alırdım ekranı daha büyük olduğu için).

Dikkat etmen gereken şey fiyat. Sonra ekran özellikleri olabilir, ışık, wi fi.

illa kindle alınacaksa paperwhite 4 fiyat-performansı en iyi kindle.

diğer markalar konusunda pek bir bilgim yok.

en güncel pw4 ve oasis. ama oasis gereksiz pahalı.

Ben kindle paperwhite kullanıyorum üç yıldır gayet memnunum. Akşamları okumak için ışığı da var. Yeni versiyonunda bluetooth kulaklık ile sesli kitap dinleme özelliği ve suya da dayanaklı hale getirilmiş.

-Almanya'dan bana yeni kindle paperwhite hediye olarak geldi. Ben eskisini kullanmaya devam ediyorum. Size lazım olursa bana haber verin uygun bir fiyata size verebilirim.

sanayiye girdigin anda sen hayirdir diye ariyorlar :)

Madem kaza sigortası var, yerinde olsam ufak bir kaza yapar polisi arar tutanak tuttururum, böylece çizik vs de arada kaynamış olur. Tabii kaza sigortası neleri nasıl kapsıyor bilmiyorum, kazanın oluşu ile ilgisiz çizikleri ayrı tutarlar mı onu da bilmiyorum.

Mini hasar falan aldıysan gerek yok. O ufak tefek çiziklere takılmıyorlar.

Tabi kurumsal bir şirketten yaptığını varsayıyorum. Yine de için rahat etmeyecekse pasta cila ile vs. halledilir muhtemelen.

ulusal bi gazete sart mi ki? ben ogrenci karti icin yerel gazetede ilan vermistim 50 lira gibi birsey tutmustu.

Kimlik ehliyet kaybı için bile o iş zorunluluktan çıkarıldı. Kimlik ehliyet ise buna gerek yok.

Şimdi baktım yenilenen tarih için ilk aşıdan sonra olan 6. haftadan randevuyu alabildim bu da kabaca 45 gün sanırım

@fıytfıyt,

bir ay sonrasına da alabiliyorum ben şu anda. o yüzden sordum.

www.fda.gov
FDA'in önerdiği aralık 3 hafta.

Bir kaynakta 42 günden fazla ara verilmesi önerilmiyor diyordu ama o kaynağı bulamadım şimdi. 30 gün daha iyi.

Edit: www.cdc.gov
"The recommended interval between doses is 21 days for Pfizer-BioNTech and 28 days for Moderna; however, up to 42 days between doses is permissible when a delay is unavoidable."

dun arastirdim son durumu ayni mesele icin.

simdi asi acil gerektigi icin 6 haftadan uzun sureli durum testlerini yapmamislar biontech icin. normalde pek cok asinin ikinci dozunun arasi belli bir miktara kadar acildikca etkinliginin giderek artmasi beklenir (bir yerden sonra diminishing returns). ama bunun icin oyle bir sonuc henuz yok, 6 haftaya kadar biliyoruz.

biontech'in resmi durusu bu sebeple MAXIMUM 6 hafta zaten. sonrasi icin problem olmayacagi dusunulmekle beraber elde veri olmadigi icin daha otesinin riskini almak istemiyorlar o yuzden desteklemiyorlar. mesela kanada 4 ay sonra yapiyor 2. doz asiyi (herkesin 1. dozunu onden yapmak icin) yapmayin etmeyin dense de dinletilemiyor gorunuse gore.

arayi acmayla ilgili tek veri 80 yas ustu icin var o da etkinligin birazcik arttigi yonunde arayi acinca. ama su anda toplumsal olarak bakinca delta varyantina karsi tek doz dusuk etkinligi gorece dusuk oldugu icin her turlu ikinci dozu geciktirmeyip tam korumaya daha erken gecmenin toplam enfeksiyonlari azaltacagi dusunuluyor.

neyse sonuc olarak biontech zaten eksepsiyonel derecede etkili bir asi, arayi acmanin ekstra getirisi cok cok az olacaktir bu sebeple, potansiyel riskleri ise daha fazla. biontech'in tavsiyeleri (ve test verisi) isiginda ben randevumu one aldim (30 gune). su andaki veriye gore arayi actikca risk biraz olsun artiyor. 30 gun aralikta etkinin cok cok iyi oldugu biliniyor deneysel takilmaya gerek yok diye dusunuyorum.

kanada'da 12 haftalık aranın yaşlılarda daha iyi bağışıklık cevabı sağladığı gözlemlenmiş ("yaşlılarda" kısmını vurguladım çünkü yaşınızı ve/veya kimin için sorduğunuzu bilmiyorum). birkaç hafta evvel uğur şahin'in aylar önce yaptığı bir açıklamasına denk gelmiştim, ingiltere'de dozların arasını açma planlarına yönelik olarak "taş çatlasa 6 haftayı geçmemeli" diyordu.

ilk dozdan sonra + 45 gün sonra en erken olacak şekilde.

İlk dozu olduktan sonra. Sana zaten en erken şu diyor ve uygun zamanı gösteriyor. Eve dönünce hemen ikinciye randevu alabilirsin.

Ben ilkini oldum ama ikinci için randevu alamıyorum, sürekli hata veriyor

hotline miami 1-2

benim listemin en tepesinde.

(bkz: stardew valley)

Yeni çıkanlardan;

Streets of Rage 4 (gerçi bu pek pixel sayılmasa da).

Bir de konsolda oynuyorsan şu iki koleksiyonu indirebilirsin;

Contra Collection

Capcom Beat'em Up Bundle (online oynama özelliği mevcut)

Forager

adventure seviyorsanız techobabylon
(git: store.steampowered.com)

Açıktır ama ilgilenmezler. Allah onların belasını versin.

uzun zaman oldu ben gireli ama listening sinavinda nerede oturdugun baya onemliydi, duyamiyorsan en bastan soyle. writing de sevdigim bir konu cikti sacma uzun yazmistim ve bitirdikten sonra sadece 1 sayfasini geri okuyabildim. zaman kontrolu onemli

computer based giriyorsan konum değil kulaklık ayarın önemli :D onun ses ayarını yaparsın.

yine bilgisayarlı olanda reading'de highlight'ı iyi kullanırsan soruları da hızlı cevaplarsın sonra dönüp kontrol ederken de hızlı olursun. Çoğu şey anahtar kelimeler üzerinden dönüyor çünkü.

Listening'de kelime sayısına dikkat et. Max. 2 words veya 3 words vs. yazar.

Writing'de fikir üretmek kadar şekil de önemli(ymiş). (firstly, secondly vs., cümle bağlama şeyleri) Terim kullanmak çok önemli. Konuya spesifik şeyler yazabilirsen süper.

Ben listening ve readingi fulledim baya 9 aldım, writing'e hiç çalışmadan girdiğim için 6.5 o, o yüzden birkaç haftaya tekrar gireceğim valla. Konu da önemli tabii o biraz şans. Mesela bana "doğum oranları düşüyor ve bazıları bunun toplumu olumsuz etkileyeceğini düşünüyor" gibi bişey çıkmıştı.

başarılar.

speaking'de sureyi doldurana kadar konusmaya devam etmelisin. ben bunun cevabini verdim diyip susma. 1 dakika verdilerse o bir dakika boyunca detaylandirmaya devam.

benim zamanimda boyleydi en azindan.

dataservis. kadıköy'de yerleri var.

inci notebook kadıköy yazıcıoğlu karşısında...uygun fiyattır kazıklamaz.

bence kalsın ya bnb'de. bakarsın 2-3 yıl sonra bi sürpriz olur.

stellar emin adımlarla yükseliyor, bugün düştü güzel bir alım fırsatı. whitepaper falan da bakarsın zaten, benim orta uzun vade için yatırım yaptığım bir coin. bu güven vermezse cosmos'a bakabilirsin ama onun zirvesi stellar kadar olmayabilir.

Gözü kapalı twt ve sfp diyorum.ikiye böl ve unut.alti ay sonra bir hayır duanı alırım.

yazlık alışveriş yap kendine harca mis gibi.

bende de bi miktar bnb var, asla dokunmayı düşünmüyorum.

Benim de benzer bir sey olmustu, sattim kurtuldum :) kafamda doner dururdu o para

bnb'ye ben de güveniyorum ya.

Arabaların youtube daki karşılaştırmalı incelemelerine bak istersen

Aynı iskeleti kullanan citroen ve peugeot için citroen c4 ün koltuklarının çok daha rahat olduğunu söylüyordu bir videoda

Bagaj hacmi, arka koltuk diz mesafesi, kol dayama vs gibi konfora etki eden şeyleri görürsünüz

Neden özellikle benzinli istiyorsunuz?
Dizel otomatikler baya az yakıyor bu segmentte ve çekişleri de tatmin edici.
Bence Clio hatta varsa HB. Yazın daha geniş bagaj lazım olur.

*pardon HB değil SW

polo ya da c3.

Clio dizel otomatik kullanmıştım. hiç yakmıyor gerçekten. yeniydi ama. Gayet konforluydu. Nissan micra da kullandım çok kötüydü.

Kendi fikrimi söylüyorum. Bence %100 gelir.

bence gelmez, yasaklayacak olsalardı geçen ki açıklamada söylerlerdi diye düşünüyorum.

edit: yasak olacaksa bugün yarın söylemeleri lazım, ona göre işleri ayarlayacak olan var.

Ay inşallah gelmez, ama geleceğini tahmin ediyorum:(

Bence şeker bayramı dahil mayıs sonuna kadar hep böyle gidecek. 23 nisanı bırak 19 mayıs bile yasak olabilir. Ayrıca şehirlerarası seyahat yasağı da bekliyorum.

Vakalar şu durumdayken gelir tabii ki. Hafta sonundan bir farkı yok sonuçta. Bugün, yarın açıklarlar.

%100 gelecek bence de.

Kesin

Kesin gelir

Bence gelmez.

%100, bu sorunun cevabı için düşük bir ihtimal olur.

ara bir gün olsaydı belki düzenleme yapmazlardı ama cumaya denk geliyormuş, hiç şansı yok bence haftasonuyla birleştirilip yasak olur direkt.

bilemiyorum.

peki geçen seneki 23 nisan ve 19 mayıs'ı hatırlayan var mı?

geçen sene resmi tatillerde de sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmıştı. bu sene de yüzde yüz olur.

ben de gelir diye bekliyorum.

1- cuma gününe denk gelmesi
2- milli bayram alerjisi
3- tatil olması nedeniyle park-sahillerin dolma ihtimali

dolayısıyla kesin gelir diyorum ben de. perşembe 19'dan pazartesi 05'e kadar.

pandemi için değil 23 nisan kutlanmasın diye gelir, gelecektir. kesin %100000

kırılıyor ortalık arkadaşlar tabi ki gelecek.

yer yarıldı, meteor düştü, uzaylılar geldi (gü ya) Dünya çığrından çıktı... Tek derdiniz cuma olsun. Olursa da ilk defa değil yani.

tr.sputniknews.com

buyrun bakalım :D

yazıklar olsun :( gelir dedim ama yine de üzüldüm.

5 yıldan kısa ehliyete arac kiralamazlar.

ilk kural asla merdiven altı bir yerden kiralama yapmamak, senet, kredi kartına 5000 bloke gibi seyleri duydugun anda oradan çık. kurumsalların kredi kartlarına vs kampanyaları oluyor. garenta, hertz, avis vs...

araç boş depo alınır boş depo verilir.

aracı teslim alırken iyice kontrol edilir ve bir durum varsa orada kayda geçirilir.
aracı kiralarken kiralama sigortası yaptırılır. surtme vb. gibi durumlarda bu masrafları sigorta öder. ancak uzun vadede aracın serviste kaldığı süre kadar kiralam bedelini senden tahsil edebilirler.

bir seçenek de kısa sureli kiralamalar icin drive yoyo, moov gibi serisler.

orpheus;

ehliyet 15 yıllık. unuttum tekrar öğrendim.

Depo boş alınıp boş verilir gibi bir kaide yok. Geçen hafta Enterprise'dan kiraladığım aracı dolu depoyla verip öyle teslim aldılar.

benzin ne kadarla aldıysan arabayı öyle bırakırsın. daha azla teslim edersen parasını ödersin ya da doldurup gel derler.

kasko var fakat kaza raporu tutturman gerekiyor. polise rapor tutturman gerekir. ek olarak mini hasar sigortası yaptırabiliyorsun 1500e kadar olan hasarları raporsuz atlatabiliyorsun. ama bu far, cam falan kapsamıyor.

enterprise, avis, garenta, budget gibi kurumsal firmalardan kiralayabilirsin

min 1 yıl ehliyet ve 21 yaş üstü olunca araç kiralayabilirsin kurumsal firmalardan.

Öncelikle eğer bulunduğunuz şehirde varsa saatlik kiralama yapan MOOV ve Tiktak'tan birkaç saatlik kiralamanızı öneririm.
Aylık araç kiralama sürecini bilmiyorum ama birkaç günlük, haftalık kiralama süreci şöyle:
(Bu arada kesinlikle büyük şirketlerden kiralıyoruz, küçük şirketlerden, senetlerden kesinlikle uzak duruyoruz)
-İnternetten ayırtırsınız aracı, kredi kartıyla ödersiniz (direkt gittiğiniz yerde ayırtmak ve almak da mümkün ama ne gerek var)
- Ehliyetinizin fotokopisini çekerler, kimi şirketler FINDEKS puanınıza bakmak ister ve sizden SMS'le onay ister bunun için
- Aracı kiralayacak kişinin kredi kartını isterler, karta bir miktar bloke koyalar 1000-2000 TL civarında
- Aracı alırken size "mini hasar" "kapsamlı hasar" "ikinci bir şoför" gibi ek hizmetler satmak isterler, çok acemiyseniz bence kapsamlı bir hasar sigortası ve ikinci şoför de alın (ikinci şoförün ehliyet bilgisi belki de kişinin kendisi gerekir, ona emin değilim)
- Aracı teslim alırken her yerine dikkatlice bakarsınız hasar, çizik, göçük var mı diye, varsa söylersiniz yazsınlar belgeye.
- Ardından araca biner gidersiniz
- Aldığınızda araçta ne kadar benzin varsa dönüşte de o kadar olmalı (çoğu şirket dolu benzin ile teslim edip aynı şekilde bekler, boş depoyla verenler de var, her şekilde aldığınız benzin kadar benzinle döneceksiniz)
- Kiralama bitip aracı geri getirdiğinizde benzine bakarlar, hasar var mı diye bakarlar, bir sorun yoksa anahtarı verir ve hayatınıza dönersiniz
- Bir süre sonra kredi kartındaki bloke kaldırılır
- Aylar sonra trafik cezası gelebilir, köprü-otoban parası gelebilir. Gelince ödersiniz.

İyi sürüşler,

- Moov by Garenta
- Tiktak
- Garenta
- Avis
- Hertz
- Europcar
- Sixt
- Budget
- Rentalcars.com

öncelikle 5 yıl değil 1 yıldan az ehliyete araç verilmez. 1 yıl ve üzeri ehliyete de belirli segmentlerde araçlar veriliyor.

-aracı alırken sigorta çeşitleri var. garentanın sitesine girip araç kiralayacak gibi ilerlerseniz görürsünüz. clio, megane gibi parçası ucuz bir araç alacaksanız orda günlük 40-45 liralık bir sigorta vardı 1500 liraya kadar sözlü beyanla problem çözülür. örneğin aracın tamponunu sürttünüz bir karışlık bir çizik olsun, clio'da buna boya attırmak uygun fiyatlıdır zaten. eğer siz sigorta aldıysanız sözlü beyanla problemsiz bir şekilde kiralamanızı tamamlarsınız. ama örneğin gidip tamponu bıraktınız bir yerde. o zaman yapılacak şey şu, araç kirasını birkaç gün uzatıp (internetten veya telefonla uzatırsınız hatta hiç gitmezseniz otomatik uzat) aracı sanayide yaptırıp geri götürmek. gidip o şekilde aracı teslim ederseniz muhtemelen sanayide cebinizden çıkacak tutarın 10-20 katını sizden tahsil ederler.

**ayrıca burayı yıldızlamak istedim. kiralık araçların kaskosu olmuyor. olsa bile araç 3 günde toparlansa bile 15 günlük sanayi yatışı çıkarıp aracın kiraya çıkmadığı günlerin masrafını x2 kat olacak şekilde sizden tahsil ediyorlar. kurumsal firmalar böyle. mahalle arası firmalarda zaten arabanın parasını almadan yakanızı bırakmazlar.

-yakıt konusna gelince, firmadan firmaya hatta şubeden şubeye göre değişir ama bunu size söylerler zaten. boş alıp boş verirsiniz, dolu alıp dolu verirsiniz ya da aldığınız seviyede bırakırsınız. eğer yakıtın altında verirseniz sizden işlem ücreti adı altında bi 30-40 lira alıp bir de aradaki yakıt farkının ücretini alırlar.

-firmada yetkilinin yanında aracı teslim alırken etrafını gezip altlı-üstlü video çekerim ben. gezerken gördüğüm tüm yerleri çalışana bildirip sisteme geçmesini söylerim. o da zaten benim bir adım önümde burası şöyle şurda şu var diye söyler ama gözünden çok şey kaçıyor arkadaşların :) ayrıca bu söyledikleriniz sistemden döküm olarak çıkarılıp imzalanıyor. kağıdı imzalamadan kontrol edin. ben 3 yıldır garenta'yı kullanıyorum. sistemleri kötü ama 3-4 farklı şubesini de kullandım sorun yaşamadım. şimdilik devam.

Öncelikle iyi bir firmadan kiralayın paraya kıyıp.

Garenta'yı tavsiye ederim. Hem uygun hem de ilgililer.
Daha fazla bütçe varsa Avis.

Kira firmaları eskiden full depo veriyordu, full depo istiyordu. Ama insanlar suistimal ediyormuş. O yüzden boş depo alırsın arabayı. En yakın benzinciye götürecek kadar vardır içinde.

Ne olur ne olmaz diye full paket kasko alın.

Ben aylık kiralama yaptım. Garenta fena fiyat vermiyor.

Bu arada internetten kiralayın, daha ucuza gelir.

Ama aracı teslim almaya giderken internetten ödeme yaptığınız kredi kartını isterler. Bir de kartın sizin adınıza olması lazım.

Bir de her firmada var mı bilmiyorum ama findeks puanına bakıyorlar.

@orpheus'a ek olarak:

- küçük şehirlerde depo boş alınır boş verilir, büyük şehirlerde dolu alınır dolu verilir.

- eğer kaza vs. gibi durum olursa hemen kaza raporu düzenle ve en yakın karakola imzalat. atıyorum aracı park yerinden çıkartırken bile olsa bunu yap. normalde 500 TL'lik masrafı 3bine kitlerler sana.

- moov - tiktak vs. gibi saatlik kiralamalar da var eğer üç büyük şehirden birindeyseniz.

Hikaye istiyorsan kesinlikle Bioshock. Ancak konuyu anlamak için iyi ingilizce lazım. Yoksa Dark Souls

Kesinlikle Bioshock Collection. Harika bir hikayesi var ama Take it away honey'in belirttiği gibi iyi bir İngilizce gerekiyor.

çalışan programlar arasında peer to peer işlem yapan bir uygulama var mı?
genel kullanılan p2p uygulamaları:
torrent programları
oyun launcherları
windows güncellemesi

bunlardan en olağanı windows güncellemesi olabilir, güncelleme almaya başlayan cihaz bütün interneti emer genelde. cihazın güncelleme yapıp yapmadığına bir bakın, olmazsa 1 gece laptopu açık bırakın ertesi gün sorun düzelecek mi kontrol edin.

ilk aklıma gelen dizüstü wifi kartıyla ilgili bir sorun mu var ?

- başka modemle denemek mümkünse test edin

mümkün değilse :

- kablolu (ethernet) bağlantıda sorun olup olmadığına bakın
- wifi modeli ve sürücüsünü internette aratın, tanımlı sorunlar var mı
- sürücü güncellemesi varsa yapın
- modemde wifi kartının mac adresine sabit (lan) ip atayın
- işletim sistemi ağ ayarlarında sabit ip değerini ve modem ip'sini tanımlayın

kablolu bağlantıda sorun yok, ama laptop kablosuza bağlandığında tüm cihazlarda internet sapıtıyor.

başka modem denedik, sorun aynı.

sorun nereden baksanız 2-3 aydır devam ediyor. bunun için iss’de onlarca ticket açtım, kavgalar ettim. başka modemler bulup denedim. sonra bir anda laptopu kullanmadığım haftasonları sorunsuz internet kullandığımız kafama dank etti. birkaç deneme yaptım ve artık sorunun bu mal laptoptan kaynaklandığından yüzde yüz eminim.

o zaman wifi kart ile ilgili

- modeli ve sürücüsünü internette aratın, tanımlı sorunlar var mı

- önce yazılımsal sorunları elemeye çalışın (sürücüler/firmware)

- çözülmüyorsa donanımsal olabilir

35/2mbit hızı tam olarak alabiliyor musunuz? Farklı bir modemde de aynı sorun devam ettiğine göre bağlantınız maksimum kapasiteyle çalışmıyor olabilir. Örneğin upload hızınız yarım megabit, hat da gürültülü ise birkaç cihaz upload yapmaya çalıştığında download yapamıyor olabilirsiniz (asimetrik bağlantı sebebiyle). Modem arayüzünden hat değerlerine bakmak lazım.

evet hız testi yaptığımda her zaman 30 mbit üstü download, 5 mbit civarı upload alıyorum. türknet de bunu gerekçe göstererek bağlantıda hata olmadığını savunuyor.

az önce aldığım hız testi sonucu:
www.speedtest.net

Hız testi değilde modeme gelen hat değerlerini paylaşırsanız daha sağlıklı bir cevap verilebilinir.