bunları deneyebilirsin:
- farklı browser
- cookie ve cache silme
- incognito mode

reddit'te de sormuş biri:
www.reddit.com

bu sorun devam ediyor, bilen bir dost var mıdır?

kücük ve dandik duruyor.
üst kismin agir olmasi lazim yoksa basmiyor.

mediamarktte falan dokunarak secsen daha iyi olur.

amaç tostsa en iyi tost makinesi (git:ideacdn.net ) bu

iyi duruyor nesi küçük anlamadım 6 tost ekmeği sığıyormuş. üstünün ağır olmadığını düşünmüyorum

korkmaz marka tost makinası bak. donanimhaber tost makinesi baslıgının en cok tavsiye edileni bu. ben de aldım memnunum 7 yıl oldu.

amzn.eu

şu iyi ya hem eve hem ofise almıştım.

o bütçeyi tost makinesine ayırmışsam şöyle bişey alırdım herhalde www.amazon.com.tr

@konetsu

bunu düşündüm ama plakaların paslanma riski yok mu? hiç nemli kalmayacak ve sürekli yağlanması gerekiyor bildiğim kadarıyla.

gayet güzel görünüyor. çıkarılabilir plaka olması çok önemli temizlik açısından. tost makinem olmasaydı bundan alabilirdim.

@elite biz cafe işletiyoruz 10+ yıldır da büyük boy sanayi tipi kullanıyoruz bi pas sorunu yaşamadık... normal makinadaki çizilme riski bence daha yüksek ^^ sanayi tipini kullanmaya alışınca evdeki oyuncak gibi geliyor bana :D ondan binlerce lirayı bu normal ev tipi makinelere vermezdim herhalde. ha bu da küçük boy yine biraz oyuncak gibi bizimkinin yanında ama :D ev kullanımına yeterli olur herhalde.

bu arada pas dediğin de demir oksit, demir supplementlerinde de kullanılıyor pas, bi ara çok popüler olan pembe tuzlara rengini veren de pas. hafif yüzey pası en fazla yemeğe demir ekler biraz ki vücudun ihtiyacı o da. tabi derine işleyen artık parça parça kabarıp dökülecek seviyeye gelmiş pastan bahsetmiyorum.

al

kesiliyor. ama kişininin sosyal medya geliri hesabı açmış olması lazım.

ben ettiremedim en son denediğimde, 2 ay kadar önce. müşteri hizmetlerine de sordum, troy kartları eklemek için çalışıyoruz dediler ama zaman konusunda net bir cevap vermediler, başka kart kullan dediler kabaca.

henüz o kadar yaygınlaşmadı. troy kart olarak verdikleri an değiştirtiyorum hmen

ben bir sorun yaşamadım 5 gün oldu olmadı ödeme yapabildim, ziraat troy.

verirler vermesine de randevu almak çok zor. daha önceki ziyaretlerinde kurallara uyduysan (mesela "visa shopping" yapmadıysan) ve evrakların (uçak, otel rezv. ) dümenden değilse büyük ihtimalle alırsın ama tabii belli de olmuyor. az da olsa ret ihtimali var tabii.

çok rahat alırsın, red yiyenler saçma bir şekilde başvuranlar oluyor genelde. iki evrak toplayamayan adam başvurup red yiyor sonra millet ab'yi suçluyor olay bu.

almanya ya başvurma da

değiştir. bu ne ya ergen gibi tavırlar... bu yardımcı bakıcı tayfası iyice kendini bir şey sanmaya başladı. siz de kibar olunca iyice tepenize binmiş.

pat diye istifa edeceğim lafını ortaya atması çok sinir bozucu. her sorunda istifa edeceğim diye tehdit edecekse işin var. ayrıca 3 aylık çalışan 3 hafta ücetli izin yapması da çok saçma. ipleri eline vermişsiniz kadının.

ama tüm bunları kenara koyarsak ortada bi iletişim problemi var gibi. yani çocuk ağladığında ortadan yok olamam, beş dakika müdahale edip odama geçeceğim, yöntemimiz bu olacak gibi bi konuşma yaptınız mı? kendi kendinize dertlenip sinirlenmeden önce çalışma biçimi belirleyecek bir konuşma yapın derim.

bir de bir bakıma haklı. çocuk sizi her gördüğünde ağlıyorsa sizin ortalarda görünmemeniz bence de en mantıklısı.

of bu benim başıma eve temizliğe gelen ablalarla çok oluyor ne kadar çok yüz verirsem o kadar sapıtıyorlar, en sonuncusuna hiç yüz vermedim gayet sert şekilde istediklerimi söylüyorm, bi yer olmamışsa yeniden silermisn falan diyorum gider diye çekindim ama gitmedide, alttan almicaksın ya bu hayatta kimseyi.

araba ayarı hikayesine göre bu arkadaş bir kontrol manyağı. siz dahil tüm kontrolü ele almak istiyor. iki seçeneğiniz var: ya kendinizi tamamen teslim edip vitesi boşa alacaksınız ya da değiştireceksiniz. yoksa mücadele etmek çok yorucu ve yıpratıcı olur.

bu arada ağladığında (krize girmiyorsa) yanına gitme mevzusunda kadın haklı. siz her seferinde giderseniz çocuğunuzda otoritesini kuramaz.

konuyla alakasız şunu söylemek istedim öncelikle pedagojik eğitimim yok ama bu konulara ilgiliyim. bebeğiniz sizi gördüğünde ağlıyor ve siz hiç ilgilenmeyip odaya kendinizi kapatıyorsanız bence bu sorun olur. bebeğinizde "annem beni sadece ağlamadığımda kabul ediyor o halde ben ağlamamalıyım. duygularımı ifade etmemeliyim" mesajı oluşabilir. evet daha çok küçük ama travmalar zaten bu yaşlarda olmuyor mu? bence bunu bir pedagoga danışın bakıcının lafıyla çocuğunuzdan uzak durmayın. sizi gördüyse ve kucak istiyorsa 5 dakika onunla ilgilenmenin ne zararı var ki? onun dışında evet görünmemeye çalışın ama görüyorsa da uzak durmayın bence.

değiştirelim mi kısmına gelince de en ufak sorunda gideceğim diyen insanla ben çalışmak istemem. çünkü hayat yeterince stresli bir de bu düşünceyle yaşamak istemem. karşınıza alıp konuşun bu endişelerinizi yine düzeltmiyorsa vedalaşın bence.

Bakıcı kendi doğursun bu kadar sahiplenmeyi seviyorsa.

Bu kadar kontrol manyağı olması bu şartlara ve bu kadar kısa süreye rağmen bu kadar tepenize binmesi hiç normal değil.

Bence kendisi istifa etmeden tekmeyi vurun başka birini bulun. İleride çocuğunuzu sizden sakınır, size doldurur deli gibi bir şey.

farkında mısın ağlayan ve seni isteyen bebeğine sarılmaya iznin yok??

şurda okuduğum bakıcı hikayeleri inanılmaz ya allah sabır versin size. hepsi paşa sanki afralara tafralara bak...

"Niye gelip arabaya dokunuyorsun çocuğu ağlatıyorsun, ben çok üzüldüm ağlayınca sen anne olarak nasıl üzülmedin filan yaptı." abovvv. red flag. kov bacım bu iş büyümeden, ne manyaklar var ya kafayı takarsa?

çocuk değil de başka bir şey emanet ettiğin bi çalışanın falan olsa hadi bir şekilde tolere et iyi iş yapıyorsa derdim de, çocuk yani, riske gelmez.

Üç haftanın maaşını kesip kalan bakiyesini yatırın hesabına, istifa dilekçesi de alın ayırın yolları.
Altı yıllık anayım, kimsenin tribini çekemem.

yazık bebeğine. nasıl şöyle tipler bebeğinizi emanetediyorsunuz?bu bebeğinize iyi baksa ne olur ya.
baba olarak okurken sinirlendim durduk yere.eşim olsa şu durumda başlarım senin bakıcına da işine de der istifa et çabuk çocuğumuza sen bak derdim.

@jamswety aslında bebeğime yazık olacak bir durum yok. Kadın bebeğimi fazla benimsiyor sadece. Yoksa aşırı seviyor hani bakıcı gibi değil böyle öpe koklaya bakıyor bebeğe. Benden kıskanıyor sanırım o yüzden de. Hani yazık olan tek kişi benim burda bebeğim değil :)

Au pair alın bence. Zaten evden çalışıyormuşsunuz, göz kulak olmuş olursunuz hem de.

Aa deli mi ne? Herkes kafayı yemiş, siz patronunuza bu şekilde trip atıp azar çekebiliyor musunuz? İstifa edicem dediğinde tamam diyip yollardım ben olsam.

Üstüme iyilik sağlık, ayaklar da baş oldu bu devirde ya resmen. İşveren sizsiniz, çocuk da sizin, istediğiniz zaman istediğiniz yerde çocuğunuza sarılmakta serbestsiniz. Bakıcıdan izin mi alacaktınız ağlayan çocuğunuzu kucaklamak için..
Temizlikçi, bakıcı vs çalışanlar çalıştıkları ev sahibini yoklayıp üste çıkabilir mi onu sınıyorlar genelde. Ne kadar güleryüzle ve yumuşaksanız tepenize de çöküyorlar üzgünüm ama tam olarak bu. Kuralları baştan koyun, üzerine konuşun, gerekirse pedagoğa danışırsınız içiniz de rahat olur, kadına da tak tak sayarsınız pedagogla görüştüm bu şekilde ilerleyeceğiz (ağlayınca kucağa alıcam vb) uymuyorsa yolları ayıralım diyin bi hele bakalım.

Evet yeni biri bulmak da kolay değil ama hiç güvenilir gibi de gelmiyor böyle aşırı duygusal, hiç profesyonel olmayan tepki veren kişiler. Küsme nedir bu ne hadsizlik, işini yap çık git. (Bunun temizlikçi versiyonundan çok gördüm de hatırlayınca sinirlerim bozuldu yine)

Journey var, Asmalımescit'e yakın sayılır. Kokteylleri çok güzel, malzemeden kısmıyorlar. Fakat ben iki sene önce gitmişim, bozmadıklarını umarak öneriyorum.

journeycihangir.com

Moretenders fena değil.

Tabii ki Ernest’s Bar.

Yanlış hatırlamiyorsam Danla Biliç'ten çıktı ilk. Günlük hayatımda çok sık olmasa da kullanıyorum, ağza oturan bir yapısı var.

(bkz: twitter ergen dili ve edebiyatı)

dalga geçme haricinde böyle bir tabiri kullanan bir kızdan/kadından soğurum.

Tırnak içinde kullanırım. Maço, toksik bir tipten bahsederken kullanıyorum.

Ben kullanıyorum. 33 yaşında kocaman kadınım. Dilime komik geliyor. Tüm arkadaşlarım ve çevrem de kullanıyor o yüzden eğleniyoruz \O/

Ay tam demin aşağıdaki sorulardan birine ben de yazdım. Hiç kullanmadım ve neden kullanıldığını nasıl ortaya çıktığını da anlamadım. Bir şey mi kaçırdım acaba? Bana da itici ve sexist geliyor. Ortamlarda kadınlar hep böyle, erkekler hep böyle şeklinde genelleme yaparak konuşmaktan pek bir farkı yok sanki.

Biz karı desek kadın düşmanı oluyoruz, karılar erko diyince çok sevimli ^^ eki eki oluyor. Ama bence komik güzel.

red flag

Bizdeki karşılığı kezban olan kadınların kullandığı aşağılama kelimesi

güno, yeto, ne müno ciktigi aralar cikmistir o da heralde

tam bir varoş tabiri. duyduğum kişiden uzaklaşırım

bunu kullanan kişiden koşarak uzaklaşmak gerekir.

bunun kadınlarda bir karşılığı var mı? yok.
peki bir karşılığı olsa ne olur? linç olur. kullanan erkek yerin dibine sokulur.

o halde kadınlar da kullanmasın.
zaten ne anlama geldiği, ne ifade ettiği de belli değil.

Erkoların bu kadar alıngan ve kırılgan olmaları da şako mu ? Erkolara yöneticilik gibi görevler verilmemeli çünkü çok duygusallar

varoş tabiri.

Az önce kullandım da geldim haha:
www.eksiduyuru.com

Ek: erkeğim.

aşko efso erko mük mük.. internet jargonu. mesele edecek bir şey görmüyorum hatta komik geliyor.

varoş tabiri.

Ergenler ve sosyal medya feministleri kullanıyor. Genelde küçümseyici ya da aşağılayıcı anlarda kullanılıyor. İtici. Varoş tabir +1 "Güno, yeto, müko" döneminin ürünü olması lazım @sonsuz +1

"****" deyince tetiklenen/tetiklenecek kişiler "erko" diyerek... Neyse o da başka bir videonun konusu.

Gereksiz sansür eklendi adhadh

asla kullanmam, iğrenç bence. çok kulak tırmalıyor ve herkes kullanıyor artık.

tartışılır.

aylık 1 milyon gelir mi net kazanç mı?

eğer gelirse %1 olmaz. neden, çünkü o dandik gördüğünüz çoğu dükkanın geliri 1 milyonun üzerinde.

kazanç dersek, dükkanlar, serbest meslek vs. düşünürsek %1'in daha üzeri olur.

%0.1 ya da %0.01

1% asla olamaz.

oytun park otelde kalmıştık, tanıdığımızın tanıdığının yeriydi. temizdi. fiyat aşırı uygun mu bilmiyorum ama turların falan geldiği temiz bir oteldi.

ÇOMÜ dardanos kampüsünde uygulama oteli var.

28 yaşında bıraktım ben.

30

Bu sene bıraktım. 38.

28'de bıraktım.

35

Ben 25’te bıraktım. Ama gençlik artık 30 sonrası bitiyor sanki.

Bence gençlik 25te bitiyor ama yaşlılık 65 sonrası. O ara dönem hayatın en üretken ve gold aralığı iyi değerlendirilirse. Gençlik full motivasyon ve enerji doludur ama bu kör göz motivasyonla çok fazla hata yaparsın buna rağmen pes edilmez, toparlanması kolay olur. Gençliğin bütün avantajı bu bitmeyen motivasyondur; 30’dan sonra enerjini neye harcadığın kıymete biner daha stratejik olursun. Rönesans tablolarında bazen gençliğin verdiği hatalar ve toyluklar bu nedenle fazlaca resmedilmiştir ama onlarda gençlik 14-20 arasıydı 40’ı gören yaşlı sayılırdı :) Şimdi bayağı iyi durumdayız aslında.

Gerçekten genç olanlarla (18-25)düşünce biçimlerimizin ne kadar değişik olduğunu farkettiğimde ve kendimi bizim zamanımızda diye cümleler kurarken bulduğumda artık genç olmadığımın farkına vardım, bir de çevremdeki insanların çoğu benden küçük olmaya başladı, yaş olarak 40tan sonraya tekabül etti.

Gı +1
Gerçek gençlerle içli dışlı olmaya başlayınca ok boomer oldun şimdi geçmiş olsun demeye başladın.

30 olduğum zamanlara tekabül ediyor.

30 sonrası bence. hiç de 30s is the new 20s değil.

ben 30a kadar genctim başkalarını genç görme sınırım 27. 30da da gencligi birakip birden "abla" oldum 30s is the new 40s o zaman

Bu konu tamamen göreceli bence. Bir gün lokantada yaşlı ama dinç bir amcayla aynı masada denk gelmiştim. "Şimdiki gençler çok tembel. 50 yaşında emekli oluyorlar." demişti. Kendisi 75 yaşındaydı. Bir de işin vefat boyutu var. 70 yaşında kaybedilen birisine "Daha gençmiş" deniyor.

80 falan.

Bana kalsa ben bırakmam, ruhum genç ancak vücudum yaşlanıyor ve bırakmak zorunda kalıyorum, sanırım bu yıllarda bu iyice hissedilir hale geliyor. Yaş 38

41 yaşındayım. Birkaç sene önce pazarda, markette abla diye hitap edilmesini garipsememeye başladığımda artık genç olmadığımı kabullendiğimi fark ettim. Gerçi çocuklar teyze yerine abla deyince mutlu olmuyor değilim. :)
Unumu eledim, eleğimi astım kafasında değilim. Ama yaşlanmaya başladığım gerçeğiyle barıştım.

35 itibariyle

28'de bıraktım.

@ezkaza+1
Valla ben de 25 yasinda biraktim genc oldugumu dusunmeyi.

tanımadığım gençler bana 'dayı' diye hitap etmeye başladığında genç olmadığımı anladım. 40 yaş sonrası.
...
yeri gelmişken kamu spotu; dayı demeyin gençler, içten içe sinir oluyoruz.

30um genç lafını halen daha üzerime alınıyorum 40ta bırakırım heralde.

kişiden kişiye göre değişiyor babam 66 yaşında, biri ona amca diyince bozuluyor. abi demeleri gerekirmiş mesela.

40 yasindan once halen herkes genc bence.

tapu size geçene kadar istediği zaman yükseltir. krediniz onaylansa da fiyat arttırabilir veya vazgeçebilir.

fiyat teklifi yapınca 500 bin yükselten biriyle ticari bir işe girmek zaman kaybı gibi geliyor.

anlaştıktan sonra ortalık karışmasın diye iki tarafın da imzalayacağı bir sözleşme/protokol hazırlıyor çoğu emlakçı. şartları değiştirme, vazgeçme vb. gibi durumlara bir ceza tutarı belirliyorlar.

zakk +1
kredi işlemleri bazen 1 ay kadar bile sürebiliyor. bu sürede deprem olur, darbe olur... bu nedenle kaporo sözleşmesi yapıldıktan sonra banka işlemlerine başlamak gerekir.

fiyatı 500 artırmak nedir yav.

ticaret karşı tarafla yapılır. şayet böyle kaypak durum varsa almamak da bir opsiyon.

eğer illa istiyorsanız ve emlakçı varsa emlakçıyla muhattap olup, net olarak hemen devralabilirsiniz.

iletişimde arada aracı yoksa, siz net olarak devam edersiniz iletişime.

sonuçta bir ticaret söz konusu.

Sadece evin fiyatı değil ev sahibinin tahliyesi de problem olacak gibi duruyor.Bu maddeyi de ekleyebiliyor muyuz sözleşmeye?
Neden illa bu ev derseniz aradığım tüm özelliklere uyan tek ev.

TAPU SANA GEÇTİĞİ ANDA EVDE DURAMAZ, durduğu her süre işgal ediyor demektir. elektriği suyu kestirip çıkmasını sağlayabilirsin.

ikinci olarak da tapuda imza atmadan istediği dönekliği yapabilir. ha emlakçı ile bir protokol yapılıyor ama bana göre tamamen göstermelik bir işlem.

hayırlısı olsun şimdiden.

Selam,
invertersız muhtemelen piyasada kalmadı. İki klima + sökme takma ücreti masraflı olabilir. iki iç üniteli multi klimalara (sıfır) bakmak daha mantıklı olabilir. Hem garanti, hem kurulum.
Bu arada klima kurulumunda servisi mutlaka takip etmek lazım. bazı ustaların kaçındığı vakumlama diye bir işlem var fakat klima için çok önemli eklemek istedim.

Bizim buralarda ikinci el piyasasında inverter bulmak çok zor. Otel bölgesi değiliz, zaten ikinci el klima bulmak zor, inverter hiç yok. Dün denk geldi 1 tane aldım 12binlik, bir tane bende var 8binlik,iki tane daha lazım.

Multi klima diye bir şey olduğunu bilmiyordum. Bakayım hemen.

bu değil ama örnek olsun
www.hepsiburada.com

şuna dikkat, 18+18=24 diyor ya, bu şu demek, iki iç ünite tek çalışırken 18kbtu luk çalışır. ama ikisi beraber çalışırsa toplam 24k btu olacak şekilde çalışır.
bir de sezon sonu geliyor, bazı bayiler elindeki klimaları nakit paraya ucuza bile verebilir. baya gezip pazarlık yapmak lazım.

edit: bu da bir örnek olarak dursun, bu 5 girişli bir DIŞ ünite. buna 5 taneye kadar iç ünite alıp bağlanabilir.
www.hometeknoloji.com
toplam, maks 42000 BTU

bunların gazı vs. problem olmuyor muydu? yani sökmesi takması epey para tutuyor. kampanyadan yakalamak makul olur mu?

diğer türlü letgo ve sahibindeni tarayacaksınız. gerçekten ihtiyaç fazlası olan kentsel dönüşüm gibi yerlerden çıkabilir. takip lazım.

Bana yakın 1 saatlik ilçelere baktım, sonuç 0.

Multi inverterlar da az değilmiş, zaten bir kaç lira üzerine iki ayrı klima alıp tam kapasite kullanabilirim sanırım. Yine de bilmiyordum, bu tip klima olduğunu öğrenmem iyi oldu. Teşekkürler @kisa

Yıl sonu faiz tahmininde JP Morgan; her ay %2 düşerek %37, Reuters %30 seviyesi öngörüyor.

Eger Imamoglunun tutuklanmasi gibi bir olay daha olmazsa her ay dusurecekler yukaridaki arkadasin dedigi gibi. Ancak CHP ye kayyum atanmasi ya da benzer birsey durumunda pas gecebilirler birkac ayi.

düşük kredili faizi kobi'ye veriyorlar sana bana yok.

Düşse bile ek masraf, vergi, dosya masrafı, kıl tüy çıkarıp mundar ederler.

Tüketici kredileri genelde MB kredi faiz yükseltmesinden sonra anında yükselir ama MB düşürmesinden 4-6 ay sonra düşmeye başlar. Düşüşle kastettiğin oran nedir bilmiyorum ama konut kredisi için düşünüyorsan ciddi bir düşüş olmaz.

düşer.

soru da ekonomiden ziyade siyasetle ilgili.

ama beklendiği kadar düşmeyecek. enflasyon çok katı, %30'un altı zor. e bu durmda kredi faizinin gelebileceği yer de mantıken 32 falan olur.

ticari faiz çok daha yüksek zaten.

Siyasette kritik gelişmelerin olacağı bir aya girdik. O nedenle 3-4 ay düşmesini beklemiyorum. Sabit kalır muhtemelen ama düşmesi zor.

bkz: CHP kurutay davası

Adalet(!) bakanı dün CHP istanbul il başkanlığıyla ilgili verilen karar için "kurultay davasını etkileyecek düzeyde" diye açıklama yaptı. Yani zaten karar verilmiş bile çoktan. Kılışdarı kayyum atayacaklar bu çok belli. Piyasa bu durumu çoktan fiyatlamıştır zaten ama enflasyonda ve dolayısıyla reel faizlerde bir düşüş olması çok zor.

bulamazsanız birilerini kendim talibim. radyo televizyon yapımcılığı ve fotoğrafçilık ve kameramanlık mezunuyum. son dönemde z kuşağı 2 kızım evdeki dvdlerimi bulmuşlar sürekli film gecesi falan yapıyorlar. ama dediğim gibi bulamazsanız.

Dax alma abi, yani saat geç arastirmak lazım ama dax kesinlikle aradığın şey değil.

Formaldehit-formol içeren ürünleri kesinlikle alma, inanılmaz toksik bir kimyasal saç düzleştirmek için kuaforlerde uygulanıyor adına keratin falanda diyorlar, bu işlemden uzak dur.

dark and lovely diye bir ürün var. araştır.

neden düz görünmesini istiyosun? kabarıklığı gitse ama dalgaları daha düzgün görünse olmuyor mu?
kendinden dalgalı saçın varsa onu zorla düzleştirmek için ısı ya da kimyasal uygulatman lazım. kuaförler keratin yapıyoruz adı altında saça tonla işlem yapıyor ve kalıcı da değil mesela. ama bu farklı bi konu. geçelim.

kabarıklığı almak iyi nemlendirmek ve asla kuruyken taramamak gerekiyor. gün içinde tararken bile spreyle ıslatmak lazım. (ben fön suyu spreyi kullanıyorum ama dümdüz su dolu bi sprey bile olur.) bir saç kabarıyorsa yeterince nemlendirilmiyor demektir. su içmiyorsundur, vitamin eksikliğin vardır, bunlar içten sebepler. dıştan sebepler de kullandığın su kireçlidir, ortamın havası kötüdür, düzgün krem kullanmıyorsundur. hadi suyu havayı çözmek zor olabilir :) ama krem bulmak kolay.

haftada bir banyo öncesi maske > evde de yapabilirsin ya da hazır maske alabilirsin. ben dükkandan rastgele bir maske alıyorum, bazen de evde kafama hindistan cevizi yağı boca ediyorum.
her saç yıkamada ıslak saçta bekletip durulanan maskelerden > bende dalgalı saçlar için olan bi john frieda var, güzel
ıslak saça saç yağı > ben de kerastase var, baya iyi
bazen ıslakken yağın yanında bir de losyon sürüyorum, morfose'un sütlü bişilisi var bende. yağı az kullanmak istersem bundan ekliyorum genelde.

ben normalde hagrid gibi gezerdim ama 2 senedir bunlara çok dikkat ediyorum, çok güzel ve dalgalı görünüyorlar. millet kuaföre saçımı gösteriyor maşayla aha böyle doğal görünen su dalgası yap diye :D ama benim maşa kullanmama gerek kalmıyor.

wax ve sprey kullanmana gerek yok ve zarar verirler. gün içinde kabardıkça çok hafif miktarda saç yağı ya da losyon kullanabilirsin. böyle eline bi pump sıkıp biraz da suyla çoğaltırsan kabarıklığı alır düzgün dalgalı görünür. buna rağmen zamanla kabarıklık hiç azalmıyorsa içtiğin suyu arttırman gerekecek. vitaminlere de baktır. biotin kullan. erkeklerde biotin kullanımı kadınlara göre fark ediyor mu bilmiyorum. ben kullanıyorum sabahları. vaktin varsa cildiyeye bile sorabilirsin bunları, illa ciddi bi problem olmasına gerek yok gitmek için. seyrekliklere de bakar hem.

bir de önemsemiyoruz ama saçları düzenli aralıklarla kırıklarından kurtarmak da lazım. 2-3 ayda bi berbere uçları düzelttirirsen çok fark eder.


şimdi google çöktüğü için kaynak bulamıyorum ama tepesi kelleştiği ya da seyreldiği için ciddi rutin bakıma girip kafa derisine her gün tarak gibi şeylerle masaj yapıp serumlara abanan adamlar oluyor. çoğunda bi seneye kalmadan ciddi fark oluyor açıklıklar kapanıyor. google düzelince bi youtubeda araştır bence.

not: keratin konusunda yanlış bilgi vermek istemiyorum google'a da bakamadım ama benim saçlarım dalgalı olduğu için, zamanında kullandığım hiçbir keratinli ürün "düz" göstermedi. yanlış bilmiyorsam keratin düzleştirmekten ziyade saçı güzelleştirip nemlendiren, güçlendiren bir şey.

Lessie bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Anlamadığıma göre hedef ben değilim der üzerine kafa yormadan geçerim

Her story de zoom yapılamıyor. Yapılıyor mu diye bakarım. Yapılıyorsa iyi derim sonra da devam ederim. O kadar saçma ki saçma diye bir düşünce bile geçmez kafamdan

grimavi +1
arkadaş gibi konuşayım: senin kafana seçim otobüsünden kitap fırlatmak istiyorum.

Fotodaki kız postu paylaşan kişiyse eğer, güzel kızların contexte ihtiyacı yoktur. Bütün sempatimle güler geçerim.

metin öylesine bir metin, hiç yazı da olmayabilirdi. maksat o fotoyu paylaşması. bir iki saniye vücudu süzer geçerdim herhalde, üzerine bir şey düşünmezdim.

Seksiyim ve bunu göstermek için herhangi bir bağlama ihtiyacım yok demiş.

Yazik kiza arabadinin benzini bitmis yolda kalmis cekici cagiriyor galiba

hanim kizimizin türkcesi gooble translate terk.

Şimdi yaptığım gibi; memelere zoom ve dudak bükme hareketi.

Alfa mı beta mı z kuşağımı hangi gruptaysa .......

Böyle bir story görsem ben ne yapıyorum burda diyip şöyle bir durup kendime bakardım. Sonra arkadaş listemde temizliğe giderdim

Bence çok tuhaf değil ya kız estetik olduğu için sırıtmamış sonuçta ama sosyal medyada profillerin hangi tarzda paylaşım yaptığı az çok belli zaten. Bu şekilde çok fazla pozu vardır, estetik bir poz der geçerim.

gencim güzelim context önemli değil istediğimi paylaşırım kafası. bomboş bir karakter gibi görünüyor. ayrıca 65 litre deposu olan bir araç büyük ihtimalle SUV'dur. ya SUV sürüyor yada SUV'lar içinde sürünüyordur.

google mapse yaz nerden nereye gitmek istediğini. otobüsü seç. adım adım gösterir.

Atasehirden metrobuse ulas. Zincirlikuyu yonune bin. Zincirlikuyuda in. Hemen indigin gibi metro alt gecidine gir. Gecitten ciktiginda denizbank binasi goreceksin. Orada cicekci falan var. Astoriayi sor. Zaten 5 dakika yurume mesafesinde.

ps: veri tabanı yönetim programı da çalıştıracağız.

domain ismi de alınacak.

squarespace'den alabilirsin, name.com dan alabilirsin, bir sürü alan adı satıcısı var,

nodejs için de nodejs hosting diye aratırsan bir sürü firma bulabilirsin, hangisi cebine ve uygulamanın ihtiyacına cevap veriyorsa oradan alabilirsin.

Ünlü bir Sylvester Stallone vecizesi vardır: "acı yok Rockyyy!!!!" Hatta "no pain no gain" de diyorlar. Güçsüzlükten korkmak çok başarılı bir plasebodur, tavsiye etmem.

Bahsettiğin şeylerin senin spordaki enerjinle alakası yok.
Yeterli sıvı iç. Spordan bir iki saat önce bir şey ye misal proteinli yoğurt ile meyve gibi. Gün içinde kg*1-1.2 gr kadar protein al ve 8 saat uyu. Ne kreatin ne amino asit almana gerek yok.

Bro enerji arttırmak tam olarak böyle bir şey değil, yani düzgün miktarda kalori hesabı yapıp çok düşük kalori almıyorsan enerjinde zaten bir sorun olmaz, senin enerji dediğin şey aslında aldığın kaloriler düşük kalori alırsan enerjin de düşer ama uyarıcı etkisi olan pre-workout intra-workout vs var ama bunların temeli kafein ve şeker, zaten bunları kullanmayacaksın anladığım kadarıyla, sen spora gitmeden önce bir/birkaç öğün yemiş ol yarım saat-40 dakika önce de bi kahve iç yeter, başka bir şey yok zaten.

doktorun kreatin ve protein gibi en temel takviyeler varken takviye dünyasının en büyük çöpü olan aminoasit kullan dediyse bir problem var bence.

Siz sabah sadece yüzünü yıkayan erkekleri erkek gibi görebilirsiniz ama erkeklik ya da kadınlık bu şekilde ölçülebilen bir kavram değildir, tamam siz çevrenizde sadece böylesini görümüş ve vasata alışmış olabilirsiniz ama çok isterseniz eğer bunları da aşabilirsiniz.

Bro sana gelince. Bioderma'nın cilt tipine uygun bi yıkama jelini alabilirsin. Ben John Frieda'nın ürünlerini seviyorum saç tipine uygun olana bakabilirsin. Serum için ihtiyacın neyse ona yönelik ürünlere bak anti-aging leke sivilce vs, şikayetin isteğin neyse onu belirtirsen daha iyi olabilir. Ha illa marka dersen Medik8'in ürünleri güzeldir.

Erkek degilim ama kiehls'in goz kremi iyi gercekten. Clarins'in tonikleri de guzel pahali, fiyatina deger. Yves rocher'in sac bakim kremlerini oneririm. Dis kismi yesil renkli olanlar. Serum icin cildine gore ihtiyacini belirleyebilsin. Retinol ve niasinamid icerikli serumlar etki gorebilecegin serumlar.

Bir de bazi cevaplari okuyunca beynim kanadi, kendimi tutamayacagim.
'Erkekligi' ve 'erkekce' olmayi, kullanilan cilt bakim urunleri uzerinden belirleyenlerin, kadinligi ve kadin olmayi da "elinin hamuruyla her ise kalkisma" diyerek kisitlayan zihniyetten farki yok. Dusuncenin kokune indigimizde, "o saatte disarda ne isi varmis", "o kadar kisa etek giymeseymis" diyerek kadinlara yapilanlari hakli bulan kohne ve kokusmus zihniyetle birebir ortusen, fazlasiyla cinsiyetci bir bakis acisidir bu. Farkinda olmadan, neyi savundugunuzu sorgulayin derim.

Keske cinsiyet rollerini belirli kaliplar icine sigdirip sekillendirmeye calisan bu cinsiyetci beyinler icin de fikirlerini tamamen temizleyebilecek bir urun olsaydi da onerebilseydik.

Duyuru köylü dolu, erkek bakım yaparsa yapar siz mi kesiyosunuz lan bu sitenin raconunu.

Sakal bakım yağım var bugün balsamı spariş verdim, proraso. Ayrıca yüz bakım jel ve toniğii kullanıyorum yaş 42, cildim bebek gibi. Çekemeyen anten takabilir

adam öneri istiyor ilk yorum bana erkekçe gelmiyor diyor, sana ne abi?

Cilt bakım gurusu olarak yukarıdaki boş muhabbeti es geçerek ayrıntılı bilgi vermek istiyorum.

Cilt bakımı aslında çok basit üç adımdan oluşur.

Temizlik, nemlendirme ve güneşten koruma diğer yapacağınız çoğu şey ekstraya girer bu temel bakım ile gayet güzel bir cilde sahip olabilirsiniz.


Kiehls önerenleri dikkate almamanızı tavsiye ederim her ne kadar içerikleri fena olmasa da kesinlikle parasını hak eden ürünler değil. Ben artık genellikle Avrupa ve ABD markalarının içeriklerinin çok boş ve inovatif olmadığını fark ettim.

1- Temizleme adımı:

Cilt tipinize göre(yağlı,kuru,karma, akneli) bir temizleme jeli alın. Ben Avrupa markası olan Bioderma sebum serisi yeşil olanı kullanıyorum cildim yağlı çünkü kışın da hassas ciltler için olan pembe jelini kullanıyorum. Eğer sivilceli iseniz salisilik asit içeren türleri de kullanabilirsiniz biraz cildi kuruturlar.

Sadece akşam cildi yıkamanız yeterli sabah duru suyla yıkayıp nemlendirici, göz kremi ve güneş kremi ile tamamlarsınız. Cildiniz çok kuru değilse ve güneş kreminin nem vermesi iyiyse sadece güneş kremi bile yeterlidir.

2- Serum

Benim düzenli ve her gün kullandığım tek serum The Ordinary markası Niacinamide serumu. Ciltte sebum dengesini sağlıyor ve cilde aydınlık ve renk tonu eşitliği veriyor. Sizin aşırı kuru bir cildiniz yoksa her gün akşam temizledikten sonra kullanabilirsiniz. Sephora online veya mağaza harici bir yerden almanızı önermem bu markayı, sahtesi çok çünkü.

Eğer yaşlanma ve leke belirtilleri varsa C vitamini kullanmanız iyi olur. Ancak gerçekten ascorbic acid içeren kaliteli versiyonlarını kullanmanızı ve düşük doz (%5) başlamanızı öneririm.

3- Göz kremi

Ben 2 yıldır kışın Beauty of Joseon Revival Eye Cream retinal, yazın HaruHaru Wonders bakuchiol içeren kremini kullanıyorum. Yine yazın Cosrx snail eye cream kullanabilirsiniz. Retinal içeren göz kremleri kırışıklığı önler ve parlaklık verir. Ama aynı zamanda cilt için tehlikelidir cildi yeniler ve soyar bu nedenle yazın kullanmak önerilmez kışın kullansanız bile kesinlikle güneş kremi sürmeniz gerekir. Bu nedenle göz çevresine uygun güneş kremi almanız gerekir.

4- Nemlendirici

Yine eğer çok kuru, dermatit seviyesinde bir cildiniz yoksa ben yağ içermeyen su bazlı nemlendiricileri öneriyorum çünkü daha konforlu ve yapış yapış his yok. Cildiniz kuru ise de hyalüronik asit sürdükten sonra hemen nemlendirici sürerseniz onu kapatmış olursunuz nemlenme yeterli olur.

İsntree Hyalüronik Acid Aqua Gel Cream bu yağsızdır.
Daha kuru cilt için bu markanın aqua olmayan daha derin nemlendiren kremini alabilirsiniz. Hem 100 ml hem de çok pahalı değil 600₺ civarı ve 3-4 ay gidiyor.

Daha pahalı olan Torriden, Cosrx nemlendiricileri de çok iyi yorumlara ve özelliklerine göre birini seçersiniz cilt tipinize göre bunlar biraz daha fiyatlı ürünler.

5 - Güneş kremi

Her cilt tipine uygun Round Lab bu güneş kremimi öneririm. www.korendy.com.tr

Yine yeni çıkmış olan aşırı konforlu ve kaliteli Beauty of Joseon Aqua güneş kremi harikadır. Ciltte beyazlık bırakmaz ama bu krem biraz daha yağlı ciltler için daha uygun eğer cildiniz kuruysa altına nemlendirici sürüp üstüne bunu sürebilirsiniz. Bayılacaksınız yapısına, size uygun gelmezse bunun aqua olmayan versiyonu da çok iyidir.

6- Retinol

Kesinlikle bilinçsiz kullanmamalısınız. Önce doktora danışmanızda fayda var cilt yanıklarına sebep olup cildi daha kötü bir hale sokabilirsiniz. Eğer 30 yaş ve üstü iseniz cildi haftada bir ya da arada 2-3 gün olacak şekilde 2 gün sürerek alıştırabilirsiniz. Başlama dozu 0.025 daha uygun olacaktır. Cilt alıştıktan sonra haftada maksimum 3 gün kullanmak en doğru seçenek. Gece sürmeniz gerekiyor ve tüm yüze uygulayacağınız krem 2 mercimek büyüklüğünde olmalı ve kesinlikle sonraki gün gündüz güneş kremini 2 saatte bir yenilemeniz ve kışın kullanmanız gerekmektedir. Bence yukarıda dediklerimi yapmadan bir sene bu rutini oluşturmadan retinol krem veya serum kullanmayın. Yukarıda belirttiğim retinol içeren göz kremlerinde derişim çok düşük olduğundan kullanmanızda sıkıntı yok. Özel olarak göz çevresi için uyarlanmış versiyon. Normal retinol krem veya serum göz çevresine sürülmez zaten. Çok kullanmak isterseniz beauty of joseon göz kremini yüzünüze sürebilirsiniz.



Ben hiçbir şey kullanmıyorum cildim çok güzel diyen erkeklerden gerçekten cildi güzel olan bir tane bile görmedim güzel cildi bilmedikleri için sallıyorlar. İnsanın kendine bakmadsı ve değerli hissetmesi iyidir.

Yine tüm bakımlardan önce sağlıklı beslenip bol su içmek (3 litre) ve egzersiz yapmak da önemli. Ayda bir hamam ve sauna da cilde çok iyi gelir ama sakın yüzünüze kese yapmayın.

Sağlıklı ve ışıltılı bir ciltle kalın.

www.ramat-hanadiv.org.il
şöyle bir şey buldum, aynı şey mi bilmiyorum. Nesnenin üstündeki yazı okunabiliyor muydu, okunabilen bir fotoğrafı var mı?

Edit: linkteki fotoğrafı büyütüp baktım da, hem rengi aynı hem o fotoğraftaki nesnenin de ortasında aynı altıgen somun yuvası (tornavida yuvası? neyse) var. Aynı şey galiba.

Edit: www.reddit.com burada biri "özsu toplamak için" demiş ama ikinci cevap daha mantıklı gibi. Ağacı parazit böceklerden korumak için ilaç vermeye yarıyormuş.

Kişiden kişiye değişiyor bu. Sizde 1 sagliklidir babanizda 4. Kafaniza takacak, metabolizma vs diyecek bir durum yok. Ikiniz de sagliklisiniz. Kafaya takacak tek şey normalde 3 ken 1 ya da 1ken 3 olması.

1 kere çıkmak daha iyi değil mi

bünyeye , yenen içilen gıdalara , stres seviyesine göre değişebilen durum.
Örneğin, acı , aşırı yağlı, ve nikotin içeren gıdalar veya sigara vb. gibi durumlar sıklığı attıırken.
Aşırı stres tam tersi etki yapabilir.

Baba içiyorsa normal.

Sağlık bakanlığının 50 yaş üzeri için kanser tarama programı var. Cep telefonu sağlık bakanlığı bildirimlerine açıksa bu konuda mesaj gelmiş olmalı. 2 yılda bir gaitada gizli kan taraması öneriyorlar ve yapıyorlar. Bir kaka tahlili hayat kurtarabilir ve aklınızda da soru işareti kalmamış olur. Aile hekimleri yardımcı oluyor konuyla ilgili.

www.trendyol.com

likör büyük ihtimalle..

Cemil olabilir mi, cemil?
Blue lagoon kokteyli geldi direkt aklima

o fiyat ne ya o kadar güzel mi tadı

o gördügünüz şey mavi kelebek çayı denilen bir çay. genelde soguk servis edilir.

Alayım da yapayım derseniz buyrun link: www.trendyol.com

Powerade

Bilemiyorum, lohusa şerbeti daha olası geldi bana çünkü muhtemelen dört kişiler ve kahvenin yanında tatlandırıcı olarak koydular. Diğerini de ilk defa gördüm enteresan. Neler varmış.

bence blue curaçao
applejack.com

altın yaldızlı fincanda türk kahvesi içen bir ekip, kahvenin yanında içki içmiyordur herhalde. muhtemelen şerbet falandır.

fotoğraf eski ise pepsi blue da olabilir.

Bana hediye alıyorsanız olmaz mesela. Takı kullanmayı seven birine güzel hediye olabilir, sonra her özel günde bir charm ekleyerek devam edersiniz.

Birkaç ay önce bileklik ve üzerinde birkaç çarm ile hediye geldi. Zevkime hitap etmedi ama değiştirmedim de. Atıl durumda duruyor. Bana ergenvari geliyor, estetik bulmuyorum.

ben hiç sevmem, kıroca ve özenti buluyorum.
alınsa da kullanmam satarım muhtemelen. bakımı falan sıkıntı uğraştırıyor bi de.

alacağınız kişinin yaşı önemli. Lise-üniversite çağlarında biri beğenir muhtemelen. onun dışında bana göre işinde gücünde 20lerin sonları 30ların başlarında bir kadının takacağı türden bir şey değil

Maps üzerinden baktığınızı varsayıyorum. Bir yeri arattığınızda ilk çıkan ekranda genel tabloyla beraber alta doğru indikçe yorumlar çıkar. Orada arama yapılmıyor ancak ayrı yorumlar tabına geçerseniz oradaki büyüteç işaretiyle arama yapılabiliyor.

@mbond

tam olarak istediğim o değil.

ben örneğin ''yemekler lezzetsizdi'' yazacağım ve içinde -yemekler lezzetsizdi- geçen bütün yorumlar önüme dökülecek.

Evet bahsettigim sekilde tam olarak boyle oluyor. Arama algoritmasinin detaylarini bilmiyorum ama arattiginiz metni iceren yorumlari gosterir.

yorumlar; "lezzetli değildi"
şeklinde arama yaptım. içinde lezzetli değildi geçen tüm yorumlar çıktı. ama ekşi sözlük falan da çıkıyor tabii. googlda ileri düzey arama gibi bazı özellikler var. orada tırnak işareti parentez vs kullanarak daha net arama yapabiliyordun. bir bak istersen.

Bu arada bir noktayi yanlis anlamisim sanirim pardon, siz herhangi bir isletmenin yorumlarinda aramak istemiyorsunuz, genel olarak butun yorumlarda aramak istiyorsunuz sanirim. Biraz arastirdim ama ekstra araclar olmadan yapilabilen bir yol goremedim.

@mbond

Evet aynen o.

Arattığım sözcüğü Google Yorumlara yazmış olan tüm internet kullanıcılarının yorumlarını istiyorum.

USB çoklayıcı ile aygıtlar arasındaki akrabalık bağını arttırılabilir (ama akrabalık gücü biraz azalır.)

dahili hub olan klavye görmedim(aramadım da) ama bi alternatif oyun amaçlı değilse bluetooth klavye düşünebilirsin. aynı şekilde fareyi de bt ile değiştirebilirsin ikisi de port harcamaz.

üzerinde usb portu olan klavyeler yaygın ama bunlar hub şeklinde değil tek port pass through oluyor genelde mouse için. yani olan portu klavyenin üstüne taşıyor ama yeni port eklemiyor.

bi diğer alternatif ortak tek dongle kullanan kb/m setleri var bunlardan tercih edersen bi portu kurtarırsın.

edit: baktım evet dahili hublu klavyeler de varmış ama hiç rastgele karşıma çıkmışlığı yok. i.imgur.com ha ben bu parayı bu klavyeye vermem o ayrı. karşıma ilk çıkanı attım ilgimi çekmeyen ürün hakkında detaylı arama yapıp ucuzuna bakmadım :D ama konsept olarak evet varmış.

www.amazon.com.tr 500 lirasını hub özelliğine saysan da 2000 lira edecek bi klavye değil yani bu. (bence)

harici güç girişi olmayan hublarda veya bu tarz klavyede dikkat etmen gereken bir diğer konu da bağlanan cihazların güç gereksinimi. gidip 3-5 tane harici hdd filan bağlarsan yetmeyebilir örneğin.

Televizyona geri dön.
i.pinimg.com

Atış serbest dediğin için yapmak zorunda hissettim.

Sadece incitici cevaplar lütfen:p

Yakışmış şu katlı kesimi çok beğeniyorum ama bana asla yakışmıyor, sana gitmiş.
Güle güle kullan.

Şu doğal haldeki kargaşa var ya onu sevmiyorum ben, biberiye suyu ve keratin maskesi öneririm.

"Dövlet bize bahmiyir"

kandil'de havalar nasıl?

Gözleri bantlaman dantallei jartiyer gibi geldi
Bence saçların kesimi güzel ama fazla uzun
Gülmeyen yüz görünce bir şey yakışsa bile yakışma kısmını görmek benim için çok zor
net samimi yorumlar.

Cadı sila demeye geldim.

Daha Murat Kekilli demediniz? :pp

Arkadaşlar benim param var artık öyle her şeye alınmıyorum. Vurun!

eksiup.com

Önce burnunu yaptır.

Nose job u yıllardır ciddi anlamda düşünüyorum. Bunun için birkac ay sonra ayrı bir duyuru açarım ama varsa önerdiğiniz bir doktor önerilerinizi alırım.

30 sene önceye götürdğ beni. kötü boya, kötü şampuan. saçla pek alaakadarın yok gibi

Meksika’da protez tırnak işi
Nypd polis memuru ya da, bu daha seksi

Bu ne abi, bildiğin kürt terörist yakalanmış da mugshot veriyor. Poz ve gül bir şey yap. Makyaj yap, biraz da ye ki için de güzelleşsin karakterine artı olsun

Ben göremedim resmini.

Saclarin kalitesi cok guzel isil isil ama renk cok fazla koyu. Bu halde yuz hatlarini sertlestirebilir. Ayni kullu tonun 1-2 tonun acigi daha iyi olur gibi.

kislari kullandigin depresyon hirkan var mi? koyu yesil olur genelde..

Şizotip kişilik bozukluğuyla dissosiyatif bozukluk arasında kalmış.

çok bakımsız.

ben de fotoğrafı kandilden sandım

burun fotoşopla özellikle büyütülmüş gibi, textbook heval havası var.

bu saça nne olmuş ki dümdüz saç işte?

Kötü saç günümdeydim, şimdi özgüvenim yerine geldi
\O/

O gorselini gonderdigin extenderlari ve bagli kablolarini kontrol etmelisin oncelikle. Her iki extenderi da sistem odasina getirip araya kisa bir cat6 kablo takarak test edebilirsin. Dikkat et cihazlardan biri alici biri de verici olarak gecer. Hdmi in yazani decoder/kayit cihazi/server kaynagin ne ise ona baglayacaksin, hdmi out olani da goruntuyu aktarmak istedigin ekrana baglayacaksin.

bu extender'lar belirli bir süre sonra bozuluyor. bazen de sadece 5v adaptörleri bozuluyor. bazen hdmi takıp çıkarınca geliyor bir süre sonra geri gidiyor. yani oluyor bunlar. adaptörle başlayın bence.

Teşekkür ederim, iyi ki varsınız. Krmzbvl'nin dediğini yaptım ve sorunun adaptörde olduğunu gördüm. Enteg nokta atışı yapmışsın.
5v 2A adaptör aldım, şimdilik sorun düzeldi.

basic güzel yeterli

Tercih meselesi ama ben daha çok bunlara ekmek "kurutma" makinesi olarak bakıyorum.
Tost makinesi ile de yapılabilir.

Bu makinalarin hepsi ayni mantikla calisiyor. Cok para verip fiyatli bir sey almaya gerek yok. Fazlasiyla işinizi gorur

diğer arkadaşların dediği gibi bana göre alet edevat kalabalığından başka bir şey değil.
Aynı işi tost makinasıda yapar, ve mutfakta yer kalır.

Bu tip cihazlar basit yapılı cihazlardır. En pahalısı ile uygun fiyatlası arasında fonksiyon açısından çok fark olacağını düşünmüyorum.

Tost makinesi ile ekmek kizartma makinesi ayni degil…

Güzel, alınır.

Ayıp olur mu vb diye sordugun şeyleri de göz önüne alınca, en hızlı çözüm telefon ve internet çekmeyen bir yerde bir hafta tatil gibi duruyor bulabilirsen.

hayir demeyi ögrenmelisin.

Zen felsefesine ve günlük hayatta zen pratiklerine bak hayatına entegre etmeye çalış

Memlekete gittigimde telefon bir kösede kaliyor,
herkesin evi mustakil,bahçeli,

bag,bahce,gelen giden derken aksam cabuk oluyor.

İş değiştirmen lazım, çok dolmuşsun. Umarım karşına şöyle her şeyiyle gönlüne göre bir iş çıkıversin.

Arkadaşlarına söyleyip bir süre kimseye yazmamak olur bence. Yeter ki onlara haber ver, habersiz yapanlar var, şahsen affedemiyorum. Aranız bozulmasın.

Meditasyon deneyebildin mi hiç veya müslüman isen namaz kılmak, hıristiyan isen kiliseye gidip sessizlik içinde oturmak... bunlar belki de çok iyi gelir? Yoga da iyi geliyor sanırım.

İşten dolayı burnout var ise, whatsapp storisi ile ben 1 hafta yokum bu süreçte ulaşamayabilirsiniz tamam mıaaa .sss diyebilirsin. 1 hafta yoksun diye ölmezler inş... İster dağa çık, ister evin bodrumuna gir. Kafana göre takıl. Başka da yolu yok gibi. MorALİNİ yüksek tut, iyi ki işim var param var şu sevdiklerim var o var bu var diye olumluları görmek önemli. Olumsuz ne var? Aslında bir bok yok, zamanla geçecek gidecek. Yıpranmaya değmez. ALllAHUUU EKBErr!!!!

Etmek için çabalıyorsun.
Mutlu etmek için, dokunmak için, bir şeyleri hakettiğine inanmak için.
Bir kere geldiğimiz bu hayat, kendimize göstermediğimiz merhameti başka yerlerde heba etmek için oldukça kısa evet.

ziraat sanki sms ile de onay alıyordu.

öncesinde telinizdeki uygulamayı silin, giriş yapmayı deneyin. pc ekranında sms onayı iste gibi bir seçenek vardı sanki.

Uygulamadan telefonun ile olan eşlesmeyi kaldirmalisin.

çok teşekkür ederim süre bitimini beklemek gerekiyormuş hallettim

veriyor. %20 ret oranı var.

hiç vize almamış arkadaşım aldı geçen. çevremde son zamanda ret görmedim.

veriyordur ya jelly bear'in dediği gibi en yüksek ret oranına sahip ülkeler için bile bu yüzde 30'u geçmiyor diye biliyorum. evet zorlaştığı bariz ama öyle asla çıkmaz, artık türkleri defterden sildiler gibi bir durum yok.

Bir ihtimal, kısa süreli verirler.

Dikkat edilmesi gereken; evraklar tam ve güncel olması.

Aslında asıl merak ettiğim nokta bu sürecin ne kadar sürdüğü. Çünkü ihtiyacım olan son tarih aralık ortası. Şayet yetişmesi mümkün değilse vakit kaybetmek istemem.

Bu ay ve ekim ayı içerisinde başvurusunuz her türlü yetişir. Kasımın ilk haftası da mümkün dahil ederim. İkinci haftasından emin değilim. Üçüncü haftasıyla birlikte yetişmesi zorlar.


Tamamen şahşı görüşüm. Kendi adıma hep 5 hafta öncesinden başvuruyorum. Seyahat tarihim 15 Aralıksa işte 5 hafta öncesinden başvurumu yapıyorum.

Tavsiyem; randevu slotlara her gün bakmanız yöndedir.

bence zor. hangi ülkeden alacaksınız bilmiyorum ama eşimin annesini almanya'ya getirmek için 3 aydır randevu sırasında bekliyoruz. daha randevu gelecek de vizeye başvuracak. bu aralar çevremizde kim varsa 3 aydan önce randevu gelmiyor.

VFS'de randevu yok. Ben tatil için vize almayı deniyorum ama randevu bile yok.

araci firmaya verirsiniz evraklari, size bir iki hafta icinde randevu ayarlar. annem icin basvuru yaptik, iki haftaya randevu aliyor araci firma. vfs'den kendiniz randevu almayacaksiniz, muameleci bulacaksiniz, o sizin icin halledecek.
asla aylarca vize sirasi bekleme rezilligini cekemem.

Beymen.
4 sene olmuş alalı, hala ilk günkü gibi.

kartlık var
nakiti arka cebe atıyorum

helmbrook’un cüzdanından aldım 6-7 ay önce. yazın kartlığa döndüğüm için şu ara kullanamıyorum ama gayet kaliteli çıkmıştı, tavsiye ederim.

helmbrook.com.tr

Chatgpt detayli bilgi veriyor ona sor istersen

Olur. Yoğurttan dolayı olur. Süt ürünü olduğu için etten çok daha çabuk yamulur diye düşünüyorum.

Yoğurt şart değil, sadece salça, baharat ve yağ da yapabilirim. Amacım belli, hızlıca bir porsiyon pişirmek.

Dondurucuya uygub farklı marinasyon önerileri de alabilirim.

mikrodalgayla çözersen sıkıntı olabilir, buzdolabında yavaş çözülsün
yoğurt ekleme bence de
tavuk taze - marine süresi min.şekilde buzluğa atman iyi olur

Soteleyeceksen ufak parçalar halinde donduracaksındır, mikrodalgaya hiç gerek yok, pişirmeden yarım saat önce tezgâha çıkarıp yarı çözülmüşken pişirsen de olur.

Ek tarifler:
thrivinghomeblog.com
lexiscleankitchen.com
tasty.co

Olur bence.

Bi de hızlı tarif için öneri: tavuku pprsiyonlayıp marine etmeden dondurursun. Çıkardığında sotelerken önden hazırladığın sosla sotelersin. Soya, fish sos, filan öyle bi sos hazırlayabilirsin. Acı tatlı veya tatlı ekşi sos da olur. Köri filan da olur.

ve bulunamadı mı? ds damat, altinyildiz, boyner

W collection

kaşerel

Arkiler...gömlek-ceket yazma sebebim gomlek ve ceketin ayri alinmicaini, gomlek ceket konseptli ara form kiyafeti aradiimi anlatmakti

Ben anlamadım. Dediğim yerde gömlek de ceket de var ve çok güzel yardımcı olurlar.
Ceket gibi olan gömlek mi arıyorsun? Oduncu gömleği gibi?

Evet ceket gibi olan gomlek ama oduncu gomlegi olarak gecenler diil... ceket olmak icin fazla ince, gomlek olmak icin fazla kalin bi ara form var ya

Hııı...
bilemedim :)

www.ramsey.com.tr

şunlar gibi mi ?

@orta, evet boyle. bunlara da baktim istedigim gibi kahverengi ve bi tik sert kumas yoktu :') gap'e de baktim. Baska??

shop.mango.com

www.lcw.com

www.lcw.com

Kadife ve/veya içi astarlı, oversize gömlek araman lazım oduncu gömleği değil diyorsan. Ama özel bir adı varsa gömlek-ceket dışında ben bilmiyorum.

Henüz sonbahar sezonu tam olarak gelmedi, bence biraz daha bekleyin almak için.

Settings -> Apple Account -> Icloud -> Photos a girince Optimize iphone storage secersen fotografin kucuk boyutlu halini cihazda tutar orjinalini icloud a atar. sen incelerken de yuksek boyutlu halini indirir. bunu aktif etmeyi deneyin.

evet iphonedan silince gidiyor. icloud a abone degilseniz yedekleme tarzi bisey yapmaniz gerek.

O ayarı seçtim. Bunu seçtikten sonra yedeklemeyi nasıl yapmamı önerirsiniz. Klasik usb üzerinden klasöre gidip kopyala yapıştır mı? Yoksa orjinal boyutuna döndürüp mü denemeli

Evet usb ile baglayip yapacaksiniz. Orjinalini acin.

Mac varsa photos uygulamasindan yapabilirsiniz. Windows ise klasorden bulacaksaniz.

Ya da butun fotograflar icloud a yuklendiyse iclod.com dan da indirebilirsiniz fotolari

koçak

koçak kesinlikle.

Ikisi de cok iyi

Abdülkadir Behçet cadeesinde olan koçak'a gidiyorum, hepsi aynıdır heralde

İkiside iyidir

3. Alternatif isterseniz Çelebioğulları

Zeki Inal

Koçak'tan aldım , çok başarılı, teşekkürler

cemsan türk malı iyidir.

o aletlerin iki major sıkıntısı var.
çok düşük bütçe ile üretilmesi-kalitesiz malzeme kullanılması. çünkü konforsuz bir alet ve tercih edilmiyor bu yüzden ucuz olmak zorunda.

ama asıl sıkıntı o debide suyu yeterince ısıtabilmesi için çok yüksek güç harcaması gerek. yani tesisat çok sağlam olmalı.

şöyle düşün bir kettle dolusu suyu düğmesine bastığında ısınması en az 1-2 dakika sürüyor. içinde en fazla 2 litre su var. kettle 1500w. bu aletinin her dakika 2-3 kettle dolduracak kadar suyu 45-50 dereceye getirmesi lazım. bu yüzden de 5-6kw çekiyor.

markadan bağımsız olarak önerim buatdan ya da çok sağlam noktadan temiz tesisat çekilmesi ve topraklama kurallarına uyulması. evde kaçak akım rölesi yoksa mutlaka onu da taktırın.

İhlas ve Baymak. Ama saplam tesisat yoksa, topraklama yoksa sıkıntı yaşarsın. Ben 3 sene kullandım. Sıcağı bıraktım soğukla duş alıyordum. Çünkü yanık kokusu geliyordu, çünkü elektrik çarpıyordu hortum orama burama değdiği zaman. Çok tırt kalite olarak. Dokunduğun suya elektrik müdahil edince korkutucu oluyor. Tesisat da çektirmiştim ama işte.

zorunda değilseniz kullanmayın demeye geldim. özellikle soğuk havalarda ya soğuk suyla yıkanırsınız ya da ip kadar ılık suyla.

Normalde bende bu tip direk su ile temas eden aletlere karşıyım ama maalesef başka bir alternatifim yok.
reklam olarak algılanır diye baştan yazmadım tavsiye eden arkadaş olmadı.
ROBO Dijital Akıllı Şofben diye bir ürün var. Dijital ayarlı olması ısı ayarını hassas yapıyordur diye düşünüyorum.
Ayrıca su geçirmezlik sertifikası ve merkezi sistem ünitesi olarak ,debi sorunu olmadan kullanılabiliyor diye yorumları var.
Ama iç mekanizma kısmını görebilsek daha iyi olacaktır.

@shepard elektrik çarpması toprak hattı veya cihaz toprak hattı bağlantısı ile ilgili bir sorundur diye düşünüyorum. Bu tip cihazlar toprak hattı bağlantısı olmadan kullanmak zaten intihar etmekten farksız bana göre.

İhlas ,gemsan ve baymakta baktım ama 20 sene önceki klasik modellerden bir farkını göremedim.

ROBO Dijital Akıllı Şofben aldım 2 ay kadar önce çok memnunum. toprak sart. içine su girme derdi yok. en kucuk sorunda korumaya geciyor. 7000w. kurulumu kolay. extra olarak kaçak akım rolesi yoksa evde kesin taktırın.

elektrikli termosifon bakın. sürekli ılık seviyede tutup yıkanacağınız zaman açarsanız daha verimli olur.
örnek: www.hepsiburada.com

Termisikon al diyecektim demişler...

evde trifaze varsa trifaze modellere yönel derim. yoksa termosifon+1

monofaze aletlerde 7kw civarı standarttı sanırım, o da düzgün bi su basıncıyla konforlu duş almaya yetmez, özellikle kış ayları soğuk suyu yeterince ısıtamaz. trifaze modellerin gücü yeterli...

yanıtlayan herkese teşekkürler
banyo küçük termosifon için yeterli alan yok ve olsa bile tesisat bağlantısı gerekecek ve masraflı.
trifaze yok maalesef bir çok evde olmadığı gibi.
O yüzden ani su ısıtıcıyı daha mantıklı geliyor kendimde takabilirim, yer açısından avantajlı ve montajı kolay.

Schengen bölgesinden ayrılmadığınız sürece istediğiniz ülkeye girersiniz. Schengen ülkeleri arası uçuşlar Türkiye'deki iç hat uçuşları gibidir. Vize kontrolü olmaz. Bu yaptığınız Schengen kurallarını ihlal etmediği için sonraki vizelere hiçbir etkisi olmaz.

peki gittiğimiz 2. ülkeden direkt tr'ye dönersek yine aynı durum geçerli mi?

Onu da yapabilirsiniz. Aldığınız vize Yunanistan vizesi değil, Schengen vizesi. Bu bölgeye vizeyi aldığınız ülkeden girmeniz önerilir ama girdikten sonra hangi ülkeye gittiğiniz ya da nereden çıktığınızla ilgili bir kısıtlama yok. Olumsuz bir etkisi olmaz bunun.

yapmışlığım var. tek giriş vize ile çeşme’den sakız’a gitmiştim. oradan uçakla selanik’e geçtim, orada 2 gün kalıp polonya’ya gitmiştim. Dönüşü yunanistan’dan yapmanıza bile gerek yok eğer yunan’a dönmeniz gerekmiyorsa.

Kilo kaybı=diyet bunun başka bir yolu yok, sporun yağ kaybına bir etkisi yok, evet yağ harcarsın ama günün sonunda yağ kaybetmezsin, spor "ancak" destek olur. Bu burada dursun. Ağırlık çalışmak diyet döneminde kas kaybı yaşamanı engeller, önemli olan yağ kaybederken kas kaybetmemektir, o nedenle birincil öncelik ağırlık çalışmak olmalı, yanına birkaç gün de kardiyo eklersen daha sağlıklı bir süreç olur kardiyo da dokulara daha fazla oksijen gitmesine yardımcı olur, bu da bir avantaj tabii.

Senin çıkarımlarına gelirsek. 2 ay ağırlık çalılırsan tabii ki irileşmezsin ya da kabalaşmazsın, yani düşük miktarda testosteronla böyle bir tepki almazsın, keşke olabilse ama olmaz, sonra güzel bir diyetle muazzam bir vücut çıkar ortaya ama olmaz, en azından 2 ayda olmaz. Sen pump olunca "irileştim" diye düşünmüş olabilirsin, dış yüzeyde de yağ varsa böyle görmen normal.

Kardiyoda tabii ki bol bol su atıyorsun, bir de "işe yarıyor yav" düşüncesi zihnine yerleşmişse sana daha iyi bir yöntem gibi görülebilir ama o da pek öyle çalışmıyor.

Sıralama şöyle olmalı: Diyet>Ağırlık>Kardiyo

ben de senin gibiyim.

herkes kas yaptiriyor ama kaslandigin icin metabolizmanin hizlanisi ve bunun da yag yakimina yol acmasi daha uzun sürede olan bir sey.

ben bu psikolojiyle basa cikamadigim ve daha hizli sonuc istedigim icin kardiyo+diyet+ yarim yamalak pilates yapiyorum. sacmalamadigim günler 200-300 gr gidiyor.

Diyeti de 'açlıktan ölücem' seviyesinde yaparsan beynin kıtlık çıktı sanıp harcamaları kısar ve zaten kilo falan veremezsin konusu da burada onlarca defa anlatıldı ya. Okumamışsın demek ki.

Açlıktan ölücek kadar değil, dengeli ve sağlıklı beslenerek diyet yapılır. Kalori ve makro say.

kardiyo + pilates ve akşam yemeğini atlayarak tertemiz verirsin.

Spor hiçbir zaman doğrudan yağ yakmaz. Sporun yaptığı şey kas kütlesini artırmak ve böylece bazal metabolizmayı da metabolizma hızını da artırmaktır, bu da kilo verme yağ yakma demektir.

Kas kaybettiren diyetler yapanlar çok, halbuki kas kaybı demek hem kilo alma hem enerji üretiminin azalması demek. Onun için spor çok kıymetli, yoksa doğrudan kilo verdirmez.

Vücudunun ihtiyacı neyse onun doğrultusunda bir program uygulamanız lazım, bunu da en iyi spor hekimine gitmekle belirleyebilirsin. Mesela kol göğüs kasların normalden çok zayıftır, bunları çalışırsın ama gündeminde kilo vermek de olduğu için yürüyüş kolu bisiklet yüzme vs de verilir gibi. Kardio'yu kalp kası egzersizleri diye biliyorum, muhakkak kilo verme sürecinde önemlidir ama hangi önem sırasına sahip olur onu doktorun değerlendirmesi lazım. Bence doğrudan bir doktorla görüş derim.

Aç gezmek ise kilo verdirmez kilo aldırır.

Bir de kilo verme olayı seri olarak düzenli işleyen bir şey değil. Yani şu kadar g0n diyet ve spor yaptım günde şu kadar gitse... gibi bir hesap doğru sonuç vermiyor. Kadın vücudunun sindirim sürecinin 25 saat olduğunu duymuştum bir yerden, ne kadar doğru bilmiyorum ama, bir başka doktor arkadaştan da vaktiyle "şimdi yediğin şey hemen şimdi kilo yapmıyor, onu tartıda görmen 1 hafta 10 günü buluyor" dediğini hatırlayınca doğru olabilir demiştim.

Önemli olan sağlıklı yeme, yeterli hareket ve doğru uyku rutinine sahip olmak diye düşünüyorum. Sağlıklı yaşamak ve doğru stres yönetimi yani. Öbür türlü sürekli mücadeleye dönüşüyor ve fazladan stres yükünü oluşturuyor.

Yanlış anlamayın amacım tartışma çıkarmak değil ama küçük bir düzeltme yapayım kaslar zannettiğimiz gibi çok kalori harcayan birimler değil 1 kilo kas gün içinde dinlenik haldeyken toplam 13 kalori harcar, 1 kilo yağ da mesela aynı şekilde 5 kalori harcar, yani kas kütlem artsın daha çok yağ kaybedeyim gibi bir durum yok, kas kütlesinin artması (eğer estetik kaygıları ayrı tutarsak) başta bağışıklık sisteminin güçlü olması daha uzun vadede de daha rahat bi yaşlılık geçirmek için önemli.

aç gezmek kilo verdirmez mi, eyvah eyvah.

Gabe: o bir mit. Gayet verdiriyor. Son yemegi 3te yiyorum. Su an sabaha kadar acim mesela. Ise yariyor.

İlginç bir başlık olmuş bu.

Önce @muhayyer, Doktor önererek bizi bir şaşkınlığa uğrattı.

Sonra aç kaldığı halde kilo veremediğinden bahisle soruyu soran arkadaş, aç kalarak gayette kilo verilebildiğinden bahisle bizi aydınlatarak noktayı koydu.

:)

Mirket: sjdjfjfjf
Simdi ben agirlikla calisiyorum ya iste o bana kilo verdirmedi bence. Kardiyoya gececegim o sebeple. Bir de motivasyon dusukluguyle su anki 3 sonra yememe isini birakmistim. Tekrar basladim.

@Mirket, çok cevabımda doktor önermişimdir. Gözüne gözlük diliyorum, göz doktoruna git

@Kaleci

Yılların morbid obezi olarak her dinlediğimi can kulağıyla dinlediğimden emin olduğum için şu an senin tıp bilginden şüpheleniyorum, sorun bende değil sende :) bi karar verin artık spor yağ yakıyor mu yakmıyor mu, kas yapıyor mu yapmıyor mu, ikinci kalp bacak kasları mı değil mi, ikinci beyin bağırsaklar mı değil mi. Bize de yazık arkadaş hangi birinize inanıcaz?

www.instagram.com

Bu da burada dursun.

Şüphelenmek iyidir şüphelenen insan araştırmaya başlar araştıran insan doğru bilgiye ulaşır ve öğrenir ama biz bazı çok basit konulara gereksiz bir şekilde olduğundan çok farklı anlamlar yüklüyoruz. Şimdi neden olduğunu duyuruda bugüne kadar verdiğim en uzun cevabı yazarak anlatmaya çalışayım.

Kaslar çok fazla enerji/kalori harcamaz, neden? Bunun nedenini anlamak için kasların nasıl enerji harcayabileceği konusunu bilmemiz gerekiyor, yani biz ortaya "çok fazla kas çok fazla enerji tüketimi" şeklinde bir bilgi verirsek fakat bunun nasıl olabileceini açıklayamazsak verdiğimiz bilginin altı boş kalır, o nedenle ben açıklayayım:

İnsan vücudunda enerji üretimi Mitokondri dediğimiz yapılarda gerçekleşir, yani biz dışarıdan besinlerler yoluyla aldığımız kalorileri ya da depo yağları (göt göbek yağları) bazı öncül işlemlerden sonra (buralar çok sıkıcı olduğu için anlatmıyorum) kas hücrelerinde bulunan Mitokondrilere göndeririz ve burada ATP'ye çevirip tüm yaşamsal faaliyetlerimiz için gerekli olan eenrjiyi elde etmiş oluruz FAKAT burada bazı sıkıntılar var. Mitokondri dediğimiz yapılar doğuştan anne tarafından belli bir sayıda çocuğa geçer (anneler... annnelerimiz) ve ve bunun sayısı ergenlik dönemine kadar yapılan bazı fiziksel aktivitelerle bir miktar arttırılır ama ergenlikten sonra çok çok çok düşük miktarda artar, yani bizim kalorilerimizi (karbonhidratları ve yağı) enerjiye çeviren, yani yağ harcayan küçük fabrikalarımız olan Mitokondrilerimizin miktarı kadar enerji tüketebiliriz, sonradan Mitokondri sayısını da çok fazla arttıramayacağımız için yeni kas dokusu üretsek bile, ki yeni bir kas dokusu üretmek de çok kolay bir şey değil, bu kas dokusunun sahip olduğu Mitokondri sayısı çok fazla olmayacaktır, haliyle "hayal ettiğimiz" şekilde bir "çok fazla aks çok fazla yağ kaybı" olmayacaktır. peki bu kötü bir şey mi? Hayır, bilakis çok fazla Mitokondri çok fazla enerji üretimi çok fazla oksijen tüketimi ve bunlardan arta kalan çok fazla atık madde serbest radikaller vs demektir, yani sistem bizim manipüle edemeyeceğimiz şekilde evrimleşmiş,bunu istesek de bozmamıza izin vermez, o nedenle böyle şeylere kafa yormanın bir anlamı yok, kilo kaybının "kalori açığı" gibi çok basit bir yolu var, bunun çevresinden dolaşmanın bir kazancı yok.

Peki diyetin yapıp da spor yapmanın yapamadığı nedir yağ kaybı konusunda?

Önce diyetin/kalori açığının mantığını nasıl çalıştığını anlatayım: Her insanın yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için elzem olan bir kalori ihtiyacı (bazal metabolizma) ve bunun üstüne total daily energy expenditure olarak isimlendirilen bizim günlük harcanan toplam enerji olarak isimlendirip TDEE olarak kısalttığımız bir kalori ihtiyacımız var. Bazal metabolizmayı, dediğim gibi, böbreğin çalışmasıdır kalbin atmasıdır beyindir sinir ssitemidir bunlar harcar, sistem bu ihtiyacının bir kısmını dışarıdan gelen karbonhidratlardan bir kısmını da yağlardan karşılar, dinlenik haldeyken çoğu zaman yağlardan karşılar, bu enerji ihtiyacı kadın/erkek için yaklaşık 1500-1800 kaloriye kadar değişkenlik gösterir, bunun üstüne de 400-500 kalori ekleyerek TDEE skorunu buluruz, yani bazal metabolizması 1800 kalori olan biri bunun üstüne de 500 kalori ekler 2300 kalorilik TDEE skorunu bulmuşolur. Bu noktada bu kişi diyet yapmaya karar verirse kalori açığı oluşturması gerekir, diyelim ki 300 kalorilik açık verdi ve 2000 kalori aldı ama günlük yine 2300 kalorilik faaliyet gösterdi, bu durumda sistem aradaki 300 kalorilik farkı kapatmak için doğrudan depo yağlara gider ve 300 kaloriyi oradan harcar, bu 300 kaloriler toplamda 7500 kalori olduğunda da 1 kilo yağ kaybetmiş olur, görüldüğü üzere çok basit bir sistem.

Peki bunu neden spor yaparak gerçekleştiremiyoruz? Çünkü sistemin anlık olarak enerji kullanabileceği pek çok sistem var: Karbonhidratlar yağlar ve proteinler. Evet proteinler de pek çok defa enerji döngüsüne katılıyor. Sistem spor esnasında hangi enerji kullanacağını kullanacağına sistemin o anlık ihtiyacına göre cevap verir. Sen koşuyorsundur mesela sistem yağdan enerji harcamaz çünkü yağın ATP olarak enerji döngüsüne girmesi için bol miktarda oksijene ihtiyaç duyar, yağlar ancak oksijen varlığında okside olur ve ATP üretilir, yüksek tempolu kardiyolarda dokulara yeteri kadar oksijen taşınamadığı için yağlar sistemden çıkar ve oksijensiz ortamda da enerjiye çevrilen karbonhidratlar kullanılır, yani sen 1 saat koştun çok süper yağ harcadım dedin ama belki de sadece düşük tempo gittiğin anlarda yağ harcadın, bunun takibini yapamazsın. Mesela 1 seanslık koşu sonrası 300 kalori harcadın ama bunun ne kadarı yağ ne kadarı karbonhidrat bilemezsin. diyelim ki karbonhidrattan düşük besleniyorsun ama çılgınlar gibi kardiyo yapıyorsun, o zaman da sistemde karbonhidrat azaldığı için doğrudan yağ harcamıyorsun çünkü yağ için, yukarıda da dediğim gibi oksijen lazım, oksijen yoksa şekere çevrilebilen aminoasitlerden enerji üretirsin o zaman da protein yıkarsın. Yani 1 saat koştuğunda duruma göre yağ mı kaybettin karbonhidrat mı harcadın protein mi kaybettin bilemezsin. Ha 1 ay sonra tartı ağırlığı değişir ama yağ mı kaybettin yoksa kas mı onu da düşünmek lazım. Bir de diyelim 200 kalori karbonhidratlardan 100 kalori yağlardan gitti, eve gelip yemek yediğinde sistem o kalorileri aynı yere tekrar koyuyor, harcadığın 100 kalorilik yağ yanına kar kalıyor, tabii onu da harcadıysan eğer, harcamama ihtimalin de var çünkü. Halbuki kalori açığı verdiğinde o 300 kalori doğrudan yağdan gidiyor ve kalori açığı verdiğin sürece yerine tekrar o yağı eklemiyor.

Peki aynı şey ağırlık çalışması için de mi oluyor?

Ağırlık çalışırken yağ kullanımı neredeyse sıfır, çünkü ağırlık çalışması kardiyodan çok daha fazla stres oluşturan ve dokulara oksijen gitmesini engelleyen bir sistem, o nedenle çoğunlukla karbonhidratlar harcanır, ağırlık çalışan birinin karbonhidratı kesmemesi kısmaması azaltmaması da bu nedenle önemli, çünkü enerji için karbonhidratlara ihtiyaç var, karbonhidrat yoksa, yukarı da olduğu gibi, kas yıkımı gerçekleşir.

Buraya kadar neden sprun kilo vermeye etkisi olmadığını açıkladığımı düşünüyorum.

Diğer sorularına gelirsek:

Bacak ikinci kalp değil çünkü antrenmanda olan her şey akut etkiye sahiptir. Evet kaslarımızın %70'i belimizin altında bacaklarımızı çalıştırdığımızda dokulara çok fazla kan pompalıyoruz ama bu anlık bir etki, Vegas'ta olan Vegas'ta kalır gibi, yani artan kan dolaşımı artan hormonlar artan kalori harcaması vs hepsi salondan çıkana ve ilk öğünü yiyene kadar eski haline dönüyor.

Bağırsak ikinci beyin mi? Yani bağırsaktaki bazı bakteriler ruhsal durumumuzu etkileyen nörokimyasalları etkiliyor ama tabii beyin gibi kompleks bir durumu yok biraz yeşillik yiyip ihtiyaç kadar da su içince bağırsaklar düzgün çalışıyor, düzgün çalışan bağırsaklar da insanı mutlu ediyor açıkçası.

aç kalarak kilo verilmez mi? kusura bakmayın da bu ne cehalet. yuh.

eminevim tarzı yerlerden eve yazılırdım

Hocam mesleklerimizden dolayi henuz yerlesecegimiz il belli değil. Evi alip satmak için vaktimiz yok acikcasi. Ancak nisan-mayıs gibi belli olacak, tayin işleri vs. @sivri sinek

imamoğlu kararı filan da var altın biriktirmek daha mantıklı

gümüş + altın + ppf + abd hisse fonu + btc/eth arasında böle böle portföy yapardım.

"Only Testo" diye bir kavram var ama tek başına testosteron kas gelişimi için çok güçlü destek değildir ama endokrin sistemini kapatıp PCT yapmana neden olabilir, yani hem bi gelişim görmeyeceksin hem de sistemin kendi doğal testosteron üretimini engelleyeceksin, mantıklı değil; sistemi bozmaya karar veren biri bunu olabilecek en yüksek kazançla gerçekleştirmeli ki buna değsin, her sentetik testosteronun kendi özel çalışma sistemi var protein sentezini yükseltir recovery süreni kısaltır uzun esterli olan vücudunda daha fazla kalıp daha fazla çalışır kısa esterli olanlar az kalır kazancı da ona göre daha az olur ama yan etkisi de ona göre gelişir vs sadece testosteron kullanmak biraz libidonu yükseltir yolu 200-300 metre kısaltır ama gerçekten bir anlamı yok, sadece testosteronu 55-60 yaşına gelip cinsel bozukluk yaşayan insanlar TRT tedavisinde kullanıyor. Ayrıca Türkiye'de eczaneden alamıyorsan torbacılardan orijinal ilaç bulmak neredeyse imkansız sana içine ayçiçek yağı basılmış tüpü verip gönderirler onu da totona vurduğunda kocaman bi ödemin olur günlerce gitmez, gerçekten değmeyecek bir rezillik. Bunlarla birlikte taştaşların içine çekileceğini falan söylemiyorum bile, 200 gram kas için çok gereksiz düşünceler, normal çalışınca da sadece testosteronla alacağın verimi alırsın.

Ben sorgulayanlardanim, start/stop teknolojisinin cok cok gerisinde arabalar kullaniyorum. Sirket aracinda falan denk gelmisti daha once, hemen kapatiyordum acikcasi. Kendi aracim olsa belki cok uzun beklemeler olan trafikli durumlarda kullanirdim. Onun disinda mesela 10 saniyede az daha ileri gidilen trafikte kullanmazdim.

Herhangi bir temele dayandirmaksizin zarari olduguna inananlardanim.

hiç kullanılmamalı. arabaya biner binmez kapatıyorum direkt. mühendisler co2 emisyonunu düşük göstermek için koyuyor.

2 dk trafik ışığında beklemiceksen kullanmak mantıksız.

son 3 aracımda da vardı. ben kullanmıyorum. belki büyük şehirde yoğun trafikte olsa kullanırdım. ben aracın kendini kapatıp yeniden çalışmasının hem aküye hem de ateşleme sistemine yük bindireceğini düşünüyorum. ayrıca her kalkış sürecinde gereksiz benzin tüketimi olarak düşündüğüm için kullanmıyorum.

not bu konu hakkında teknik bilgim yok subjektif yorumum.

Artıları da var eksileri de var. Sadece emisyonu düşük göstermek için eklenmiş bir özellik değil. %10'a varan yakıt tasarrufu da sağlıyor. Eksisi de tabii ki marş motoru ve akünün ömründen yemesi.

Yakıt tasarrufu umrumda değil, ekipmanın ömrünü kısaltmasın dersen direkt kapatabilirsin. Kapatmanın bir zararı olmaz. Hatta motor ideal sıcaklığa ulaşmadan aracın sürekli stop edip tekrar çalışması aşınmayı da artırır. Sürekli dur kalk olan trafikte açık olması iyi bir şey değil.

sözlükte de tartışılmış. ben gereksiz bulanlardanım. araca biner binmez kapatıyorum. bazen unutuyorum devreye girince yine kapatıyorum. eğer uzun süre bekleyeceğim bir kırmızı ışık olacaksa o zaman aktif edip kullanabilirim. ama istanbul gibi bir memlekette tın tın akan sürekli dur kalk yapılan bir trafikte çok sinir bozucu oluyor. her hangi bir cihazı bu kadar sık açıp kapatmak illa ki zarar verir sisteme bence.

@himmet dayı
sanırım yeni arabalarda motor ideal ısıya ulaşmadan bu nane devreye girmiyor. en azından benim aracımda öyle. ilk çalıştırma anında 10-15 dk sonra devreye giriyor. daha öncesinde aktif olmuyor.

90 sn lık trafik ışıkları dışında gereksiz
zaten yazın klima açık oluyor istesen de devereye alamazsın

Arabada var ama çok nadir kullanıyorum. Özellikle istanbul gibi çok trafikli, dur-kalk durumlarda motora zararı var BENCE. 20 sn'de bir dur kalk yapınca hiçbir avantajı olmadığı gibi sürekli motor çalışıyor-duruyor vs. Aşırı gereksiz. E yazın sıcakta zaten devrede olmuyor. Bir tek daha trafiksiz yerlerde veya uzun yolda açık bırakıyorum o da bazen.
Çok gerekli bir özellik değil, illa olsun demiyorum araba bakarken ama olursa da ok yani, durur bi kenarda.

Emisyon muhabbetinden koyulan bir şey. Ciddi bir etkisi yok emisyona diye de biliyorum. Regülasyonlar nedeniyle koyuluyordu.

Yoksa kullanım açısından eksisi artısından fazladır.

Kontaktan sonra ilk işim kapatmak. Eskiden sallamıyordum artık kapatıyorum.

Dsglerde dikkat etmek gerekir bence.

kırmızı ışık dışında kullanmıyorum. bazen araba tam durmadan motoru kapatıyor gıcık oluyorum. benim araba motorun ısınmasını beklemiyor sanırım. otoparktan çıkıyorum, kapatmayı unutursam 50 metre gitmeden otoparktan çıkmak için duruyorum motoru kapatıyor.

normal su söylerken 2 damacana 12 lik 1.5 söylüyorum marketten değil su dağıtıcısından genelde bahşiş veriyorum, şirkette mesela 10 tane damacana 10 tane 12lik 1.5 luk söyleniyor firmaya alındığı için bahşişte verilmiyor adamlar bişey demiyor işleri bu.

İşleri buuuuu. Zaten uygulama su için belli bir sınır veriyor.

4*5lt söylüyordum eskiden. teslimat ücreti var, en fazla bu kadara izin veriyor sistem, adamların işi bu. ben dert etmiyorum.

max ne kadar söyleyebiliyorsanız söyleyin. adamlar zaten kendilerince sınırlandırmışlar. ee bir miktar da bahşiş vermeniz gerekir.

Hic kotu hissetmiyorum. Sinir neyse o sinirda veriyorum. Ucretiyle sonucta. Hayrina getirmiyor. Bahsis falan da kimseye vermiyorum genel olarak.

marketten sipariş ediyorsam 10 lt'yi aşmayacak şekilde söylüyorum

bi ara yaşadığım yerde damacana suların fiyatları patlamıştı şoktan ucuza 4*5 litrelik söylüyodum mis gibi de taze su içiyodum sıfır şişesinde. sonra uyandılar maks 2 ane sınırı getirdiler fiyatı da artırdılar geri damacanaya döndüm. ama sonuç: sıkıntı yok söylenir

www.kexp.org
www.radioswissjazz.ch

Radioparadise dinliyorum. mellow, rock, main vs farklı modlarda kanalı var
play.google.com

isveçten yayın yapan şöyle bir radyo, bir sürü farklı tür müzik kanalı var
play.google.com

Yerli yabancı sevdiğim radyoları favlara ekleyip elimin altında radyolar arasında dolaşıyorum
play.google.com

eskiden şu alttaki uygulamayı kullanırdım. içinde binlerce radyo kanalı oluyor.
www.screamer-radio.com

somafm.com

Elektronik müzik ve türevleri için filtermusic.net kullanıyorum.

radioparadise.com

Radio Fip
NTS

eksisozluk.com