tabi okutursun gerek yok yazdırmaya

Yazdırmana gerek yok. QR koddan bakıyorlar direkt.

O çok önemli değil. Kaç gün ayıracağınız daha önemli bir konu. Mardin 3 gün, Urfa 1 gün, Antep 1 gün şeklinde olabilir. Veya Antep yerine Diyarbakır da olabilir.

Mardin için iki gün Mardin'de, bir gün de Midyat + Hasankeyf yapıyorduk biz ama Hasankeyf sular altında kaldı.

Altinizda araba olacak mi? Bence esas soru bu. Olmayacaksa cok gezinmeden sadece urfa ve mardin seklinde 2 gun 2 gun dusuk tempo takilmak mantikli. Butce bahsedilmemis ama direkt sehir merkezinde gorece olarak nezih bir butik otelde kalirdim, yani acimayin otele yatirim yapin. Mesela urfa hilton'un yeri biraz sapa, hem de yeni bir bina oldugu icin atmosferi yok.

urfa gidiş mardin dönüş. urfada açıkçası çok bir şey yok. araç varsa göbeklitepe, halfeti.

Öğretmen evi falan soruyor bazen ama oteller sormuyor.

Soramazlar yasal degil

Öğretmen evi vs gibi yerler hakkında bilgim yok ama evlenmeden önce 9 yıl içinde herhalde 20'den fazla otelde kalmisizdir tatil için; hiç soran olmadı.

Yasal olmayan her şey yapılmıyor değil maalesef. Az ortalama üzeri otellerde sorulmaz genelde. Yine de arayıp evlilik cüzdanı soruyor musunuz diye sorabilirsin. Utanılacak bi durum yok defalarca kendilerine sorulmuştur bu. Eskişehirde soracaklarını hiç sanmam ama.

farklı konumlarda birden fazla uygun fiyatlı otelde kaldık, hiç soranına denk gelmedik.

Yobaz yerler olmadığı sürece pek sormazlar. Sorarlarsa da iki ayrı oda alıp sonra bir odada kalabilirsiniz. Ancak Eskişehir'de bir problem olacağını sanmıyorum.

eskişehirde sormazlar. soran yerler var.

defalarca otelde kaldim erkek arkadasimla, istanbul nevsehir antalya vs vs. bir kere bile boyle bir seye denk gelmedim. hic suphe dahi etmedim sorarlar mi diye.

yasal degil. soranlar da kendi isguzarligindan soruyor herhal. eskisehirde boyle bir yobazligin olacagini sanmam. kimligi alir fotokopisini cekerler verirler o kadar.

ben olsam aramam sormam boyle bi seyi ama illaki arayacaksaniz giriste ne istiyorsunuz, pasaport kimlik yeterli mi vb gibi sorabilirsiniz cuzdan sormadan.

sahsen evlilik cuzdani isteyen bir yerde evli olsam da kalmam.

Eskişehir özelinde bilmiyorum da;
Örneğin İstanbu'un göbeğinde, epey iyi puanlı ve turistik bi tesis olmasına rağmen şu otelin internet sitesinde şöyle bir ibare var.
Aynı odada kalmak isteyen çiftlerden evlilik cüzdanı istenir.

book.trivago.com.tr

Resepsiyonda soğuk duş etkisi yaşamamak için önceden arayıp sormakta fayda var.
Başıma geldi. Oradan biliyorum.

Çomarland bölgelerde sorun yaşama ihtimalin var. Batıdan doğuya gittikçe sorun yaşama ihtimalin artar. Batıdaki büyük şehirlerde ve turistik şehirlerde sorun yaşamazsın. Karadeniz kıyısı hariç. Karadeniz kıyısında çok sorun çıkaran otel oluyor.

Edit: Eskişehir yazmışsın onu yeni farkettim, sorun yaşamazsın merak etme orada. 10 yıllık turizm deneyimime dayanarak söylüyorum. Sorun yaşaman için çok ucube bir yer bulman lazım.

Sorana denk geldim. Ama soran varsa zaten rezervasyon yaptirirken bilgilendiriyor.

zincir otellerde kalırsanız (holiday inn, ramada, vs gibi) sorulduğunu hiç görmedim. ama ıvır zıvır yerlerde sorulabiliyor evet. bazen tipe göre de sorup sormamazlık edebiliyorlar.

kimse görmedi herhalde, up

Kanada icin beta.canadasbusinessregistries.ca var.
Bir iki isim test ettim, sikinti yok gibi.

Tadına bakın bozulmuşsa sirke olmuştur zehirlemez. Yemeklerde falan kullanabilirsiniz.

oldtimer +1
hicbir sey olmamis olma ihtimali var ama surpriz. azcik tadina bakin, kotuyse kotudur iyiyse afiyet olsun.

12 yıl aynı koşullarda beklemiş olanını içtim bir süre önce. Mis gibiydi, sorun yoktu. Bir deneyin.

Saklama kosullari cok sorunluymus, iki yildan sonra dayanmaz. Ideal tüm notlarini kaybetmistir.

Hicbir sey olmama ihtimali yok. Sarabin saklanmasina uygun kosullar saglanmamissa, "yaslanma" basliyor, yillandirma baska bir olay. Bu arada kimyasal olarak iyi saklaninca da degisiyor. Birseyler hep oluyor yani saraba.

Arkadasiniz bu isten anliyormus, dogru demis.

Acmamak icin de bir neden yok tabii ki. Acin bir iki saat havalindirin, kadehe koyup bakin. Onu bozmak icin her seyi yapmissiniz, hangi hatayi verecegini kestirmek güc. Asiton kokusu? Oksidasyon? Depoda beklemis islak karton kokusu? Bozuk yumurta? Hangileri var?

Bu arada Crozes-Hermitage ise hic sansi yok. Grand Cruler tabii ki cok daha dayaniklidir. Yine de dayanmissa bile, keyif verici bircok ozelligini yitirmistirmistir.

Yemeklerde kullanamazsiniz, yanlis bilgi! Hatali sarap soslarin da icine eder.

"Acaba dogru yillandirilsaydi bombastik fantastik bir sarap olur muydu?" diye merak ediyorsaniz, etiketin fotografini bana yollayin. Etiket okumayi biliyorum.

ben şurda sorduklarımdan birini açıp içtim. kendi kalitesinden bişeyler kaybetmiştir mutlaka ama içiliyor. yani bozulma ya da sirke gibi olması gibi şeyler olmamış.

www.eksiduyuru.com

=TAMSAYI(ilgili formül)

=YUVARLA()

Anladığım kadarı ile, ukrayna, kendi hava sahasının nato tarafından uçuşa yasak bölge ilan edilmesini istiyor, rusya'nın uçaklarının girmemesi için. Tabii, nato uçuşa yasak bölge ilan ederse, bu yasağın ihlalinde hava sahasına giren uçakları (rus uçaklarını) vurması gerekir. Bu da nato'nun savaşa dahil olmasına neden olur.

www.bbc.com

tüik. hesaplamaya konu veriler bizden çıktığı için bağımsız kuruluşlar da aynı oranı bulurlar muhtemelen

Merkezi ya da kombi ile ilgisi yok ama merkezi olanını görmedim:)
Petek yok, zemin altında borulardan sıcak su dolanıyor.

@kisa peki kombi yoksa ne ısıtıyor yeri?

Kombili sistem de oluyor, ısı pompası ya da merkezi de oluyor. Isınma mantığı aynı sadece ısının geldiği yer farklı kabaca ve peteğe göre bene daha iyi. Hem ev daha iyi ısınıyor hem de yerler sıcak olduğu İçin daha konforlu. Soğuk taşa basma derdi yok.

Kombi yok demedim.
Kombi de olabilir başka bir ısı kaynağı da merkezi de.
Tek anlamı Petek yerine zeminden geçen sıcak su boruları ile ısınması

petek yerine sıcak su yerden dolaşıyor evin içinde güzel ısnıyor bence kombi veya merkezi sistem olabilir ikisi içinde uygun sistem, ben kullanmadım ama yerden ısıtmanın sonucu sıcak havanın toz kaldırdığını iddaa edenler var.

Daha iyi ısınıyor.

Zeminin altinda sicak su hortumlari döseli. Bu hortumlarda 30-35 derece su dolastirarak evin isinmasi saglaniyor.

Peteklere göre daha az yakarak isiniliyor cunku petekleri isitmak icin 60-70 derecelere ulasilmasi lazim ama yerden isitma icin öyle degil

Isitmasi iyi oluyor ama eksileri de var. Mesela hasar bakim butun zeminler sökülmeli… yere koydugun seyler cok kuruyor. Yerden isi etlisiyle cok toz kalkiyor.

Ben yeni yaptirdigim eve yaptirmadim ki avrupada en cok yapilan uygulama su an ama ilk kurulum maliyeti vs. Cok yüksek. Ama biz cok iyi dis cephe izolasyonuna sahibiz ve otomatik sömine de var bu yüzden iki kat da cok iyi isiniyor. Petekler de sadece evi 24 derecede sabit tutuyor.

Konuya gelecek olursa bence zemin kat daireler haric Daireler gereksiz bisey.

Evlerde de eger alt katta kiler yoksa ve ev cok buyuk degilse gereksiz cunku baska bi cihazlar sicaksu saglaniyor ve o cihaz acaip elektrik yakiyor astari daha pahaliya geliyor.

Şehirdeki evim yerden ısıtma bir daire, merkezi sistemle çalışıyor. Evi her an 24 derecede sabit tutuyor. Bu kış ortalama 200 lira ısıtma faturası ödedim. Doğalgaz ödemiyorum. Ev 120m2

Yazlık evimizde de geçen yaz tadilat ve yenileme yaptım, doğalgaz kombiye yerden ısıtma sistemi kurdurdum. Kışın kullanamadık henüz ama standart kombiyle de kullanılabiliyor. Ancak banyo sayısına göre kullanım suyu ve yerden ısıtma suyunun kullanım miktarına göre ayrı kombi veya yüksek kapasiteli özel kombi modellerini öneriyorlar.

Türkiyede inşaat maliyetine ek yük olmasın diye uygulaması pek yaygın değil ancak kullanım süresince inanılmaz tasarruf sağlıyor.

Ev daha iyi ısınıyor, daha verimli. halı, kilim kullanmamak daha iyi oluyor. uzun yıllar oturdum yerden ısıtmalı evde, şimdi petekli evdeyim, yerden ısıtma açık ara daha konforlu.

Ben de yerden ısıtmalı evde oturuyorum. Bireysel kombi ile. Peteğe göre çok daha konforlu. Toz problemine rastlamadım. Ev kuzey cephe olmasına rağmen iyi ısınıyor ama tabii bu daha çok izolasyonla ilgili. Petekli sistemlere göre çok daha iyiymiş yerden ısıtma bunu görmüş oldum. Benim için ev seçimi konusunda önemli bir kriter haline geldi artık.

Yavan ama kendine özgü bir tadı var Brezilya çekirdeğinin. Benim de hoşuma gitmiyor ama seven vardır elbette.

Tadı bana yok gibi geliyor o yüzden sevmiyorum.belkide içeriklerim kötüydü.

Ben seviyorum, hatta genelde ilk tercihim oluyor. Asiri yogun kahve icemedigimden seviyorum ben. Gurme degilseniz gayet guzel bence :)

Mehmet Efendi'nin kahvesi kötü olabilir. Petra'nın Brezilyalı kahvesi (Santa Rosa'ydı sanırım) hayatımda içtiğim en lezzetli kahveydi.

Güzel bir brezilya kahvesi için bkz: kafein kültür brezilya sitio sao pedro. V60 ve aeropress için şiddetle tavsiye ederim.

Ben seviyorum hem Mehmet Efendi'ninkini hem de Tchibonunkini

app.hps.im

Dini hassasiyetlerden bağımsız olarak "Merhum" uygun bence.

6 ay önce yaptım
4 ebeveynden üçü hayatta değildi.
düğün işi genelde "aileler için", "aileler tarafından" yapıldığı için ebevynlerin isimlerini yazdık. normal şekilde yazdık.
solda kızın anne baba isimleri ve altında soyadı
sağda erkekğin anne baba isimleri ve altında soyadı.
merhum yazmadık. belirtmeye gerek de yoktu.

Özellikle belirtmenize bence de gerek yok, en fazla olacak şey, belki, annenizle tanışmak isteyen bir iki kişiye açıklama yapmanız gerekebilir. Hepsi bu. Ama o davetiyeyi hep saklayacaksınız. İnsanları davet etmekten çok, sizin için bir hatıra eşyası olarak önemli bu davetiye. Nasıl istiyorsanız öyle yaptırın.

Merhum yazmak istemezseniz alternatif olarak belki adının başına küçük bir siyah kurdele (veya yazılı olmayan başka bir işaret) koymayı düşünebilirsiniz davetiyenin tasarımıyla uyumlu olacak bir şekilde.

Biz yazmistik esimin babasinin adini. Ama keske. Merhum yazdaydik cunku karsi aileyi tanimayanlar esimin babasini soruyolardi. Öyle bi an da hos olmuyor.

Rahmetli babamin adini, merhum vs kullanmadan yazdirmistim. Bir arkadasimin annesinin adi saniye'ydi. Annesi hayatta olmadigi icin, i'nin uzerindeki noktayi kalp seklinde yazdirmislardi.

C1b2k3 ün dediği gibi illa ki tebrik etmek için soranlar olacak her seferinde açıklamaktansa bu sebeple belirtilir

Kankacim öncelikle Allah rahmet eylesin. Aynı zamanda da Allah Mesud etsin. Ancak merhum değil "merhume" dır doğrusu.

biz soyisimleri yazdık. xxxx ve yyy aileleri gibi. merhum vs yazmak bana garip geldi.

candida albicans turlerinin neden oldugu mantar enfeksiyonu olabilir. antifungal antibiyotik nistatin ve topikal steroid recete ama size yakin bir dis hekimi gormeli. tukurukte enzimler vardir eger kuruluk varsa cerave onarici krem uygun olur.

motorla aştiye gidip otobüs muavinlerine sorman gerek. yolcusu az bagajı az otobüs, biraz para verirsen alırlar.

Otobüs bagajına verilmez bence, zaten bagajda bavul çoksa almazlar; bavul az ise de motoru bağlamak gerekir yoksa hem bagajı mahveder hem de motor pert olur.

Star Oto'ya git ve sor bence. Onlar yol gösterirler. Ank-İst arası motor taşıtan başkaları da vardır onlarla beraber gönderirsin.

g.page

facebookda nakliyeci grupları var. oralara parça yük şeklinde yazarsanız zaten o yöne gidecek kamyoncular çok uygun fiyata götürür.

bursa'dan konya'ya çekici ile araç göndermiştik.

Otobüs altına normal motor bile veriliyor, 50 cc çok daha rahat gider.

motoru uzun süre yan yatırmak iyi değil, yağ gitmemesi gereken yerlere gidebilir, sağından solundan sızdırabilir, yakıt akabilir. yan yatırmadan otobüs altında gidebilecekse olabilir.

nakliye firmalarına gidebilirsin, parça yük olarak sorabilirsin.

Köpek. Cinsini soruyorsan Shiba

Oncelikle ust limit icin 2000bin euro dusuk :( onlari elemek lazim, en az 4-5 olmali bana kalirsa. Veteriner odemeleri ortalama ne kadarmis orda? Bir de eger kopeginizin turunun bir hastaliga yatkinligi varsa o hastaliklarin tedavileri ne kadar oluyormus filan degerlendirerek ust limit belirlenebilir.

Bir de sigortalar karisik olabiliyor, sartlarina iyi bakmak lazim. Kesin karsilastirma siteleri vardir, oralara bakabilirsiniz bakmadiysaniz.

Yeni sirketlerin (enpara gibi dediginiz) yorumlari internette iyiyse ve de regulasyona tabilerse (bulundugunuz ulkede kesin lisans almalari gereken bir yer vardir) korkmaya gerek yok. Bankalar vs odemede daha yavas olabiliyor yerine gore.

Biz kedimiz icin yilda 130 pound veriyoruz, 6bin pounda kadar karsiliyolar(hastalik basi) ve de hastaliklarin tedavisi sonraki donemlerde de devam ediyor.

@fakyoras yani burada öyle 5-6 bin Euro yok hiçbirinde. Belki o kadar pahalı değildir, baktim;
Kanser radyografi; Total 1000-1500 euro
Kırık ameliyat;200-500
Hastanede yatma; günlük 50
Zaten yüzde 80 olduğu için 2500 euro desek totalde 3125 euroluk fatura almam lazım yılda, o da baya fazla. Ben daha ne duydum ne okudum.
Biraz baktim, uk'de Fransa'dan pahalıymış.
Gene arastirdim, yüzde 90'i 1500-2000 arasi veriyormus.

Bu arada bahsettiğim para yıllık, yani her sene 2500 euroya kadar karsiliyorlar.

Karşılaştıricilara zaten baktım oyle buldum. Karışık değil ya, direkt açık açık yazmışlar, bazılarında hastaliga vs göre belli şeyler var tabi.

yakında ecza deposu varsa oralara sormayı deneybilirsiniz. ben oradan temin etmiştim baya bir koli.

İkeanın kolileri iyiydi ama fiyatları ne oldu bilmiyorum.

ambalaj streç'ine sarmıştım ben güvenmediğim kolileri ya da koli bandını abartmıştım

bauhaus'ta da farklı bütçelere göre çok çeşitli taşınma kolileri var. tavsiye ederim.

7 gün sonra test pozitif olsa da karantina yok. işe devam edebilirsiniz.

7.gün sonunda (artık 5 oldu diye biliyorum) pozitif de olunsa bulaştırmadığın varsayıldığı için işe gidebiliyorsun. ben de 7.gün pozitif çıktım. 3 gün sonra yine pozitif çıktım. bir hafta sonra bugün yaptırdım bakalım sonucu bekliyorum. testin acımasını geçtim moral de bozucu bişey. geçmiş olsun.

PCR, hem false-negative hem de false-positive yönünden epeyce zengin. Yanı yalanci pozitif verme oranı yüksek.

Kendinizi iyi hissediyorsanız çok da uğraşmayın, işinize gücünüze bakın. Zaten ilk 5 günden sonra bulastiriciligin çok azaldığı da tespit edildi tüm dünyada. Keyfinize bakın.

Belirtileriniz sürüyorsa da doktora başvurun.

www.eksiduyuru.com

ben yine de güvenemedim ve 14 gün falan olmasını bekledim insanlarla yakın temasa girmek için.

milletimiz çabuk galeyana geliyor bence. saçmalık

Su an gemileri salmiyorlar limandan, ulke yagda disa bagimli hale gelmis.

Bunlarin basinda bir dernek meslek odasi gibi bisey var, gemi gelmez diye panik olusturdular zamli fiyattan caktilar ellerindeki stoklari.

Rusya Ayçiçek yağı taşıyan gemileri durdurdu ve Türkiye'deki fabrikalarda sadece 1 aylık hammadde stoğu kaldığı açıklandı.
Fiyat artışından ziyade, bulunamayacağı endişesi başladı.
Geceyarısından önce akaryakıt istasyonu önünde kuyruk olanlar, bu sefer de evde var mı, ihtiyaç mı diye bakmadan marketlere koşuştular.

Bana da perspektiften gibi geldi açıkçası

Greenbox varsa bile mikrofonu nesne olarak one koyarsin zaten.
Arkaplan sahte olur ondekiler degil.

Işık gölge nedeniyle elinin ten rengiyle mikrofonun sap kısmının tonları birbirine fazlasıyla karışıyor. Elindeki kalemde sorun yok dikkat ederseniz.

İnternette dolanan benzer algı testleri vardır aynı rengi farklı renklerle birlikteyken ayrı renkler olarak algılarsınız fakat yan yana gelince aynı renk olduğunu anlarsınız. Benzer bir algı yanılması.

perspektif bence de.

Uzun kollu ince badi üzerine tişört ve Tayt olabilir.
Hava çok soğuk, kulaklarınızı korumak için de sporcuların taktığı iki ucu açık bere gibi Bi şey takın mutlaka.
İyi koşular:)

Kullanabilirsin, su koymayı unutma.

utu su koymadan calismiyor mu ya? yani yillardir elime utu almadim ama benim bildigim su koymazsaniz buharsiz calisir ama bi sorun olmamasi lazim. kireclenmistir ondan pis kokuyordur diye tahmin ediyorum.

1. Evet.
2. Yakınınız gidebilir, kimseniz yoksa kendiniz gidersiniz.
3. 7 gün.

su an covide ilac yazilmiyor.
Icsen de bir ise yaramiyor bosuna alma.

Hes kodu kalktigi icin yolda seni cevirecek kimse yok, vicdanina kalmis.

herhangi bir fissler.

Ben de fissler aldım; çok korkarak kullandığım için henüz iki kere kullanma fırsatı buldum ama sonuçlardan gayet memnunum.

Duyuru tavsiyesiyle almıştım bu arada. Modeli bulursam ekleyeceğim.

fissler bu işin piri. diğer markalarda yana yatık uzun kollu almayın. standart bir ürün almakta mantıklı. çeliği iyi olan korkmaz gibi yerli markalar iyi. karaca grubunu önermem 2 düdüklümde pert oldu.

Fissler, silit bunlardan herkes memnun. Fissler'in neden olduğunu teknik olarak bilmediğim patlamama garantisi de var sanırım.

Biz tefal clipso almıştık uygun fiyata denk getirip, bir sıkıntısını görmedik.

Bunların yanında arçelik gurme şef diye bir alet çıkmış, henüz etrafımda kullanan görmedim ama denenebilir. Basıncı kontrollüymüş ve tandır, reçel vs. de yapabiliyormuş.

fissler ya da wmf

İstoç’a gidebilirseniz Fissler’i ucuza alabilirsiniz. İnternetten de bakın tabii, fiyat karşılaştırması yapın.

10 senedir tefal kullaniyoruz sikinti yok, lastigini bile degistirmedik..

elektrikli ocak doğalgazlı ocağa göre çok yakar. ben tercih etmezdim.

Çok yakması ve her tip tencere ile kullanamıyorsun diye biliyorum.
Karma olan ocaklarda olsun isterdim.
tüp bittiğinde elektrik, elektrik yoksa tüp.

Pleyt biraz geç ısınıp, geç soğuduğu içn, istediğin anda ısı elde edip istediğin anda soğuğa alamıyorsun.
'Dur çorba taşmak üzere, biraz kısayım şunu deme lüksün yok. Sen kıssan bile o 5 dakika sonra soğuyacağı için çorban yaşmış oluyor.
Geç soğuduğu için de sen yemeği aldıktan ve ocağı kapadıktan sonra da en azından bir kahve pişirecek sıcaklık devam ettiği için boşuna enerji israfı oluyor.
Yemek yaparken bir türlü istediğin ısıyı ayarlayamıyorsun.
Bunlar olumsuzlukları. Artı yönü var mı dersen. Görsel güzelliği ve temizleme kolaylığı derim.

yemek yaparken direkt ateş bence kontrol açısından her zaman daha kullanışlı.
ama mesela 1-2 tanesi elektrikli olanlardan kullanılabilir, pratik olan yanları da var.

Biz yaklaşık 10 aydır indüksiyonlu kullanıyoruz ve çok memnunuz. Çok az elektrik harcıyor ve kullanması, temizlemesi aşırı pratik. Tüm çelik ve döküm tencereler uyumlu, yapışmaz olanlarda da indüksiyon ile uyumlu olanları tercih etmeniz gerekiyor (biz Tefal'den (titanyum) ve Ikea'dan (teflon) aldık). Asla gazlı ocağa geçmek istemem artık öyle söyleyeyim.

Edit: Arkadaşların bahsettiği geç ısınma ve geç soğuma meselesi de indüksiyonda yok bu arada, tam tersi. Süt filan taştı diyelim elinizi yakmadan anında temizleyebiliyorsunuz. Çünkü indüksiyon üzerindeki tencere - tavayı ısıtarak çalışıyor, kendisini ısıtarak üzerindekini ısıtmıyor. Sadece tencerenin sıcaklığı biraz geçiyor ama o da el yakacak kadar olmuyor.

Edit 2: İndüksiyonlu ocağın çalışma mantığı elektrikli ocaktan çok farklı. Özellikle belirtmemişim ama önemli. Dolayısıyla elektrik kullanma, pratiklik gibi konularda apayrı yerlerdeler.

Enerjisa'yi kalkindirmak icin guzel aletler.
Cok acayip elektrik yakar bunlar , ne diye moda ettiler anlamiyorum.
Normalde kanada amerika gibi elektirigin beles oldugu yerlerde kullaniliyordu.

Bir bunu, bir de oda termostatsiz kombi satani vatana ihanetten yargilamak lazim.

Temizliği zor ve közleme yapamıyorsunuz.

elektrik harcayan bir şeyin çok az harcaması imkansız

çok güzel. bizde var, hemen ısınıyor, ama geç soğuyor. temizliği oldukça basit, her tencere ile çalışıyor, evin içinde alev yakmaktan da çok daha güvenli. çocuklu evler için de daha uygun o yüzden. bi de çok şık duruyor, alevli ocaklar biraz eski kafa gibi geliyor artık.

bizim gördüğümüz tek dezavantajı közleme diyebilirim.

10 yıldan eski olanları çok verimsizdi, çok geç ısınıp çok geç soğuyordu ama sonra çıkan indiksyonlu denilen teknelojide bu sorunlar ortadan kalktı. gaz da ucuz değil elektrikde o konuda pek farkları olacağını sanmıyorum ama ilk alış maliyeti yüksek olsa gerek.

Ne kadar süreceğinin garantisi yok. Sürebilir de sürmeyebilir de

Herkes senin gibi düşünse? Kadın keşke çiçek çikolata alan bi hastam olsa diyordur

Bütçeyle ilgili elbette ama gümüş bir obje olabilir

dolmakalem alabilirsiniz. Lamy'nin güzel, tatlı modelleri var.

Doğumu bedava yaptırmadığı için ben hediyeye gerek olduğunu düşünmüyorum ama yine de almak isterseniz kaliteli bir lokum olabilir. Fazlası gereksiz.

fazlasi gereksiz +1
zor bir dogum olsa bile gereksiz.
herkesin cicek, cikolata almasinin bir nedeni var.
biz de zorlu ameliyatlar sonrasi hep cikolata aliyoruz.

"Kadın doğumcu bir defa doğurtur, çocuk doktoru yıllarca muayene eder de çocuğun ana babası 'bak seni bu doğurttu' der, çocuk doktorunu hatırlayan, bilen olmaz" demişti bir arkadaş. Sizin için tabii ki çok önemli ve kıymetlidir ama abartmama önerilerine katılmakla berlikte ille de alacaksanız kalem de çikolata-lokum gibiler de çok güzel seçenekler.

bence doktorun adına fidan bağışlamak da güzel bir seçenek olabilir

Çikolata yeterli. Fazlası komik olur bence.

500-1000 tl'yi anneye alacağınız hediye için kullanın bence :) doktora çikolata yeter ki o da pek gerekli değil.

içki içiyorsa en iyisi viskidir. lagavulin. ben öyle yapıyorum annemin doktorlarına.

2. 2 yıllık kontratımın içindeyim vodafone ile.

100 megabit kullanıyorum, üzmedi. ilk taahhüt döneminde 103 ödemiştim şimdi 91 ödüyorum.

vodafone bilmiyorum ama turknet oneririm. hattiniz fiberi destekliyorsa 100 mbit ve sinirsiz internet sunuyor. yeni 140 lira oldu fiyati. kesintisiz ve sorunsuz kullaniyorum simdilik. taahhutsuz oldugu icin tercih etmistim ben. istedigim zaman iptal edebilirim.

Geçen ay türk telekom illetinden kurtulup Vodafone'a geçtim. Bağlantı vs sorunu yaşamıyorum. Online başvuru yaparsanız, telefonda verdikleri tekliften daha ucuza halledebilirsiniz. Telefondaki görevliye online başvuru yaptığımı söylediğimde onlineda 15 günü bulur bağlamaları, iptal edin biz yapalım başvurunuzu dedi, kabul etmedim ve 5 gün içinde internetimi bağladılar.

Devlet hastanelerinde sağlık güvencesi olanlardan herhangi bir ücret talep edilmez. Özel hastanelerde veya görüntüleme merkezlerinde fiyatlar kurum tarafından belirlenir.

Böyle yazdı Google ama emin değilim tabi

verem savasa git sabah erkenden.

Ev sahibine apartman yonetimi araciligiyla ulasabilirsiniz. numarasi vs vardir.
Sozlrsmenizi kontrol edin, bazi sozlesmelerde sozlesme bitiminden once cikma ile alakali madde olmuyor. Bu durumda cikmaniz da dogru degil.

işin aslı depozito evsahibinin parası, emlakçıda kalması gereken bir bedel değil. durum doğruysa bile evsahibine bu bilgiyi ulaştırın.

ayrıca kontratınızda evsahibinin iletişim bilgileri, açık adresi, banka hesap no olması gerekir.

Aklıma ilk Amazon geldi, eski gibi görüntüsü.

direkt site gelmiyor ama;

arama seçenekleri,
arama seçeneklerinin her farklılıkta sıfırlanması benim için çok kötü bir özellik oluyor.

adres bilgisini algılamaması,
kimlik bilgilerini ifşa etmek tehlikesi,

reklam ve çerezler de önemli bişey.

sayılır mı emin değilim sonuçta 2. el alıveriş sitesi ama e-ticaret diye düşünerek letgo diyorum.

arama kısmı kesinlikle iyi çalışmıyor, istediğinizi bulmak imkansız.

amazon'un arayuzunu begenmiyorum hic. cok karisik, hic isinamadim eskiden beri. bu sekilde sunum yapmak da biraz sacma olabilir. cunku en kotu arayuz dersin ama adamlar acik ara bir nummaralar. n11 ve gg arayuzunu de begenmiyorum.

olabildigince yalin arayuzleri seviyorum. potterybarn ve crate&barrel arayuzleri guzel gibi.

benim icin onemli olanlar
* guvenlik
* kolay urun bulma, mantikli bir reyon yapisi
* urun gorselleri ve urun yorumlari
* cok fazla bilgi yeralmasi kafa karistirici olabiliyor. amazonda kibrit copu icin sayfalarca icerik yayinlamislar. bu biraz abarti
* guncel kampanyalar ve indirimler de vurgulanmali ve kiyida kosede kalmamali

antalya diye kafanızdaki "antalya" canlanmasın. tipik bir anadolu ilçesi. hatta kasabası ikisi de.

antalyanın en muhafazakar halkı buralarda yaşar. antalyalılar o yüzden sevmezler. kirayı falan bilmiyorum ama pahalı olacağını sanmıyorum, ulaşım zaten ufacık yerler ikisi de arabalık bir durum olmaz şehir içinde. şehirlerarası diyorsanız antalyaya 10 dakika falan gibi bir mesafesi yok. nispeten uzak ilçeler.

güzel ilçeler değil kısacası. ne insanı antalyadan bekleyeceğiniz şekilde aydındır ne coğrafyası vs. konyanın küçük bir ilçesine gittiğinizde kendinizi iyi hisseedbilirseniz burada da hissedersiniz.

he bu kadar gömdük ama antalyada sonuçta. ne bileyim haftasonu antalyaya gidilip takılınabilir. antalya aktif bir havalimanı olduğu için sağa sola ulaşım da iyidir. o açıdan iyi yani. yerelde bir şey beklemeyin ama. göt kadar yer ikisi de.

antalyanın doğu görevi diye geçmesi mantıklıymış yani :)

not: antalya denince akdeniz iklimi veya deniz kum plaj falan da gelmesin buralarda. ikisi de toros eteklerinde muhitlerdir. antalya kadar sıcak olmazlar, denizle alakaları yoktur, hatta kar falan yağar yani kışı serttir.

Ani fren yapıyor işte bir şey yok. Arkadaşım seatında bize özelliği göstermek için yapardı hep :D

araç bir yere sürtmesin/vurmasın diye yapıyor o freni zaten. endişelenecek bir şey yok. park ederken çarpışma önleme sistemi bu. güzel bir özellik.

Ben kardesim istedigi icin (ayni evde yaşıyorduk) bazi sartlar karsiliginda kabul etmistim mesela. Herhangi bir sorumluluk almam kedi ile ilgili diyordum şuan uc kedimiz var. Ikisini sokaktan ben getirdim. Evet asiri mutluyum iyi ki yapmisiz boyle bir sey.
Esyaya anlamsiz bir anlam veriyorsaniz, vay kedinin patisi takildi elbisem delindi, perdeyi yirtti, bunlari dert edecekseniz belki almamaniz yerinde olabilir. Ama kedi var kedi var. Kimisi cok uslu kimisi yaramaz oluyor. Bunlar hic olmayabilir de.
Temizlik toz tuy gibi ince tasalariniz varsa da belki almamaniz yerinde olur. Ama bence bunların hic biri kedinin var olmasinin verdigi mutlulukla kiyaslanamaz. (Benim gozumde)

Kedi her yeri tuy yapar, bazen gece uyutmaz cesitli sebeplerle, kimisinin kotu huylari olur cok ugrastirir maddi manevi zarar verir. Mesela cok sevdigin bir esyayi sebepsiz yere atip kirabilir.

Boyle zahmetlere giremiyorsan hele bir de kedi de istemiyorsan sahiplenilmez bosver

Ben hiç aklımda yokken ansızın sahiplenmiştim. Kedi bakımı konusunda hiçbir deneyimim yoktu.
Deneye yanıla öğrendim :)
Temizlik konusunda çok hassassanız kedi sahiplenmemeniz daha iyi olur.
Her gün eve geliş saatleriniz düzensizse, gece dışarıda kalma, uzun seyahatlere çıkma durumlarınız oluyorsa da sahiplenmemeniz daha iyi olabilir. Ha ben bunları yapmıyor muyum, yapıyorum :d 24 saat nöbetlerim oluyor mesela, annem ilgileniyor kedimle. Seyahat durumu olursa da benim kadar iyi bakacağını düşündüğüm biri var yani. Böyle biri varsa kedi sahiplenebilirsiniz mesela.
Kedinin masrafları, tüyü, evde devirdiği eşyalar (evimde biblo, lambader yok, sınırlı sayıda tablo var kedim sayesinde;)), veteriner ziyaretleri vs hiçbiri değil de onun ömrünün benden daha kısa olduğunu bilmek yaralıyor beni. Bir gün onu kaybedeceğim gerçeği ve çekeceğim acı beni tüm bu ıvır zıvırdan daha çok endişelendiriyor.

Ondan sonra bir daha kedi sahiplenebilir miyim bilmiyorum...

Alerjisi olan almasın derim :)

Gerçi sonradan da alerji olabiliyor. Ben 5-6 yıldır kedi bakıyorum ama son bir yıldır alerjim çıktı, ilaç kullanıyorum. Aerius bir tane de adını unuttum o var. Neyse bazen her gün ilaç almam gerekiyor bazen de iki üç günde bir.

Kedinin benim için tek zorluğu var açıkçası, o da tatil zamanı 1000 km yol yapıyoruz hayvanlarla. Hem onlara zorluk hem bana zorluk. Tatilde bırakacağınız biri yoksa sahiplenmeyn derim.

Bu çok şans işi gibi bir şey. mesela bizim kedimiz 5 yaşına girecek yakında, 40 günlükten beri bizimle birlikte. Şimdiye kadar bir tane eşyayı devirip kirmisligi, bir yeri tirmalamisligi yoktur. Herhangi bir kuralı çabucak öğrenir ve yapar. Kuru maması dışında hiçbir yiyecek ile ilgilenmez. Maması da odasında şeffaf bir kutuda, bizi bekler vermemiz için. Öyle masaya atlama olayları vs de yok yani.

Hatta geçen haftadan örnek vereyim, hala içimde vicdan azabı nedeni çünkü. Plansız bir şekilde arkadaşlarımızda kaldık; bir gün tam gün evde tek basinaydi. Yine de plansız olduğu için eve erken dönmeye karar verdik ki iyi ki de öyle yapmışız; tuvaletinin olduğu banyonun kapısını kapalı unutmuşuz (5 yıldır ilk kez böyle bir şey yaşanıyor. Normalde elli kere kontrol ederiz). Eve girer girmez nereye tuvaletini yaptı acaba diye düşündüm ve çok çok üzüldüm. Yavrum 1 gün boyunca tutmuş tuvaletini, hiçbir yere yapmamış ya, ki yapsa hakkiydi. Böyle akıllı olmasının yanında sizin için sorumluluk nedeni aynı zamanda.

He bizimki bu kadar akıllı diye her kedi böyle mi? Hayır. Bizimki tamamen bizim şansımız. Arkadaşlarımın boydan boya perdeleri yırtan, evdeki tüm yemeklere atlayan, tek başına evde kalınca evi birbirine katan kedileri var. Kuzenimin kedisi tüm parkeleri kemirmisti mesela.

Tüy döküyor mu? Döküyor. Bunun için iyi bir robot süpürge, kurutma makinesi, kaliteli mamalar ve vitaminlere yatırım yaptık biz. Büyük ölçüde azaldı ama bahar aylarında tüy döküyor. Bu kedili bir evde illa ki olacak. Ben de saç döküyorum mesela. Çok uzun süre tek kalırsa oyun oynamak istiyor. İlgi istiyor.

Bu kadar akıllı olmasa yine de sever mıydım? Tabii ki. Sahiplenirken kavun olmadığı için nasıl bir karaktere sahip olacağını bilmiyorduk. Buna rağmen her şeyini kabul ederek aldık. Hem kendi karakteri hem de yetişme şekli nedeniyle biraz da böyle oldu. Çocuk gibi düşünün. Surekli sorumluluğunu kabul etmeniz ve ona zaman ayirabilmeniz en önemli kıstas bana kalırsa.

Edit: alerji ve tatildeyken bakacka biri olmasına da +1 vermeliyim. Benim alerjim olduğu için (aklınıza gelebilecek çoğu şeye) kedime de var tabii ki. 2 egunde bir alerji ilacı içiyorum bu sebeple. Ve tatile giderken bırakacak birileri yoksa çok zor olur.

yavru kedi düşünüyorsanız eğer bakımı ilk aylarda zordur, işe/okula gitmeniz gerekiyorsa sahiplenmeyin.

Sizi gayet iyi anlayabiliyorum. Tabii merak ettiklerinizin tek bir yanıtı yok, kişiye, kediye göre değişir. Kendimce yanıtlamaya çalışayım.

Kısa cevap; iyi ki kedi almışız.

Çocukluğumdan beri hep sokakta kedi bakar, ailemden gizli eve sokmaya çalışırdım. Evlendikten sonra da hep istedim ama eşimi ikna edememiştim 2 sene öncesine kadar. O da kedileri sever ama neticede ömürleri bize göre kısa olduğundan kediye bağlanıp onu kaybedince yaşayacağı üzüntüyü düşünür, eve almak istemezdi. Nihayet o da kararını değiştirdiğinde o kadar çok kedi isteyen ben panikledim, nasıl bakacağız, biz işteyken ne olacak, rahat uyku uyuyabilecek miyiz, temizlik nasıl olacak (toz/tüy ve eşyalar konusunda kıl bir adam[d]ım) gibi bir sürü soru vardı aklımda. Kedilerin manyak hayvanlar olduklarını bilsem de 7/24 birlikte yaşamak farklı oluyor. Ben mesela artık eskisi kadar toz/tüy ve eşyalar konusunda takıntılı değilim, biraz saldım artık ve daha rahatım. Çünkü kedi söz dinlemez, gider yine o koltuğun köşesini kemirir, oyuna davet eder ve iştirak etmezseniz gider kızdığınızı bildiği bir şeyler yapar. Tabii bunlara önlem alabilirsiniz belki ama kedi yine bir alternatif yaratıyor zamanla, o yüzden kediyle birlikte yaşamaya devam etmek istiyorsanız salıyorsunuz kendinizi. Kedi insanın sivri yanlarını törpülüyor. Denemeden bilemeyeceksiniz bazı şeyleri. Bu arada eşim de kedi eve geldikten sonra o kadar çok sevdi ve bağlandı ki, iyi ki var diyor. O benim kadar istekli, kedilere aşkla bağlı birisi de değildi başta.

Yalnız uyumayı sevenler örneği mesela, kimi kedi yatağın içine girer, size yer bırakmaz, uyutmaz, gecenin bir yarısı oyun ister bağırır, kimisi (bizimki mesela) gelir komodinde yatar, sabaha kadar gıkı çıkmaz. Kimisi eşyaları parçalar, kimisi miskin miskin oturur. Çeşit çeşit kedi var ama bazı ırkların bazı özellikleri daha baskın olabiliyor. British’lerin tekirlere göre daha sakin olması gibi.

Özetle kedi eve girince insanın hayatı dramatik şekilde değişiyor, ister istemez kedi evin merkezi oluyor. O yüzden kişisel alanınıza, sakinliğe, tertip düzene çok düşkünseniz bence kedi almakta aceleci olmayın, iyice düşünün taşının. Bir de kedi evde uzun süreler yalnız kalacaksa (3-5 günlük iş seyahatleri gibi) ona da şimdiden bir çözüm bulmak lazım (birkaç günde bir uğrayacak arkadaş vb).

Benim kedi beni sahiplendi aslında. Sokak kedisiydi (ki hala dışarı çıkar) ufak ufak içeri gelmeye başladı. Şimdi zamanının çoğunu benim evde geçiriyor. Ben hep böyle bir sorumluluğun altına giremem diyordum ama bir şekilde girmiş buldum kendimi. İyi ki beni bulmuş diyorum yoksa yalnız yaşarken evden çalışma ile kafayı yerdim.

Tüylere-kumlara tahammülü olmayan biri kedi sahiplenmemeli. Kum büyük ölçüde engellenebilir ama tüy için yapacak pek bişey yok, kurutma makinesi ve dyson süpürge en etkili çözümler bence.

Yiyeceklere atlaması da olağan karşılanmalı, mesela benim kedim elimde gördüğü her şeyi önce kendisi koklamak istiyor. Barkod gibi, bazen o gelmeden ben götürüp koklatıyorum kendisiyle ilgili bişey olmadığını görünce gidiyor. Kokladığı şey etse, ezine peyniriyse, sütse bir damla veriyorum çünkü vermezsem benim yememe müsaade etmez.

Gece aniden uykunun bölünmesine karşı çok titiz-hassas biri de sahiplenmemeli. Benimki önce yatağa sonra pencere kenarına zıpladığı için gecede birkaç kere yastığıma basılmasıyla uyanıyorum. Bazen de sadece sıkıldığı için oyun isteyerek uyandırabiliyor.

Ben tam da o bahsettiğiniz, olaya sıcak bakmayan biri olarak kendimi bu durumda buldum. Kardeşim çok istediği için reddedemedim ama şu an idare ediyoruz. Pozitif yanlarını yazmama gerek var mı bilmiyorum ama klasik şeyler, dalaşmak çok tatlı oluyor :))

Ama sorulan negatif yanları için sayayım;
-alerji durumu
Alerjik yapım olduğu için nefes almakta zorlanıyorum bazen, kediyi odaya almamaya çalışıyorum çoğu zaman ama yararı tabii ki olmuyor.
-tüy durumu
Çok tüy döküyor, felaket bir şey. Her taraf tüy. Eğer kıyafetlerinizin çoğu siyah ya da koyu renkse ve kediniz beyazsa bitti... imkanı yok tertemiz kıyafetlerin. Bir de inada yapar gibi gidip koyu renkli kıyafetlerin üzerinde yuvarlanıyor hep. O zamanlar kardeşimle sıkıntı yaşıyoruz :/
-uyku durumu
Bazen bizim ufaklık geceleri uyumuyor, kapılara gelip miyavlıyor kapı cırmalıyor kafa atıyor falan kapıya, çılgın bir şey. Ben odama almadığım için deliriyor genelde. Uyku hassassa çok sıkıntı. Ben bir kere uyanınca bir daha uyuyamayanlardanım :/
-veteriner vs.
Yani üşengeç bir yapınız varsa biraz zorluyor, ben hastaneye hasta olduğumda gitmeyen biriyim, bu arkadaşın sürekli bakımı oluyor. Neyse ki kardeşim ilgili daha çok.
-koku
Bilmiyorum bizim kedide mi var sorun emin değilim ama maması dışında yemek yerse (bizim yaptığımız yemeklere dadanıyor da bazen ehehe) koku yapıyor arkadaşta. Yani oluyor öyle bir kokusu :/

Durumlar az buçuk böyle. Daha bir sürü şey vardır da şu an bunlar aklıma geliyor. Ben bir eve çıkarsam kedi sahiplenir miyim çok emin değilim çünkü temiz olmak, kesintisiz uyumak, rahatça nefes almak vs bence daha önemli ama yalnızlığı paylaşmak için ideal bir arkadaş inkar etmiyorum.

Gri veya dore de çok şık durur. Kırmızı çok boğar bence ya:/

Bulunduğun ilin bölge müdürlüğünü arayıp sor. Bölge müdürlükleri de veriyordur muhtemelen.

onerim yok ama genel olarak ekonomik bir seyle baslamak ve zaman icinde olusacak kullanma aliskanliklarina ve tercihlerine gore upgrade etmek mantikli olan.

Belinde bir sorun yoksa ya da normalde bisiklet sürerken belin ağrımıyorsa herhangi birini alabilirsin. Hatta A101'e filan ara ara geliyor.

Bel bölgende sorun varsa oturur pozisyonda olanlara bakmanı tavsiye ederim.
Şunun gibi : www.gursesgazetesi.com

Decathlon'dan Domyos modellerine bak derim. Bütçene göre EL100, EL120 gibi modelleri tercih edebilirsin. Bir de A101 ve BİM'e geliyor bazen, aktüel ürünleri takip edebilirsin.

İkinci el takıntınız yoksa bi heves alıp kullanmayıp satanlar oluyor yarı fiyatına. Bisiklette model çok fark etmez bana kalırsa. Alternatif olarak yine dizlere yük bindirmeyen ama tüm vücudu çalıştıran eliptik bisikletlere de bakabilirsiniz.

bence kondisyon bisikleti yerine eliptik bisiklet alsanız daha faydalı olur. 10 dakika eliptik belki iki saatlik kondisyon bisikletinden daha fazla efor sarf ettiriyordur. el500 iyi bu arada decathlondaki domyos markasının.

ultima'ya bakın

programsız kolay bir yolu yok. CCleaner var ücretsiz.

Ccleaner ve revo uninstaller işe yarar.

Double killer vardı, ücretsiz ve gayet iyi iş görüyor.

hocam bi ara inekle.com baya popülerdi. bir incelemeni öneririm.

Para birimi ne olacak Binance'de gördüğüm kadarıyla ruble yok. Bu sebeple Türkler de Binance Türkiye uygulamasını kullanıyor. Tavsiyem bunu redditte sorun hem Rusya'da bulunan hem İtalya'da bulunan insanlar bilgi versin.

binance rusya var mi tr de oldugu gibi? havale ile binance a para aktarmasi mumkun mu? bu mumkunse gerisi kolay sorun yasanmaz.

En büyük avantaj yeni kiracı bakımını yaptırıyor. Bakım masrafı yok gibi.

Ev eskiyor. Sorun çıkarıyor. Değeri düşüyor.

ev dükkan aldırmaz ama dükkan ev aldırır.
dükkan için yeri önemli. ev gibi her mülk sahibiyle takıştığında taşınırsan üç vakte batarsın. yok banyo şöyleymiş yok duvarların rengi kötüymüş gibi kozmetik denebilecek sorunlarla uğraşmıyorsun onlar kiracının sorunu kafasına göre düzenliyor mekanı işte.
diğer apartman sakinleri de senin sorunun olmuyor. komşunun çocuğu koşuyor diye ev sahibi arayanlar biliyorum.
üç tane evim olacağına aynı kira toplamının yüzde yetmişini falan getiren bir dükkanım olmasını tercih ederim.

süreli sözleşme kiracılar yanaşmıyor çünkü dükkanın içine milyon gömüyorlar.
onun dışında “ev gibi devletin açıkladığı yalan enflasyon oranında artış ile min 5 yıla mahküm mü” evet maalesef.

bi mülkümüz var rezil olduk 3aydır sözleşme yapamıyoruz. adam nasılsa enflasyon coşacak diyip bugün emsali kira verip seneye kara geçiyor. yani ekonomi kötüye gidince herkes için kötü. o gider gösteriyor herşeyi sen pasif gelirle zarara mahkum. kendim dükkana açsam simit satsam daha kar ederim ama ortaklı maalesef.

Selamlar, eğer tespit davası açarsanız, mahkeme yalnızca "evet 1/2'den fazla bahçe kullanımı" vardır diyerek tespitte bulunur ve bırakır. yani tespit davasında mahkeme, o çitler oradan kaldırılsın diye bir karar vermez. aslında bu tür davalar, bir dava olarak değil, değişik iş dosyası olarak geçer. çünkü mahkeme bir karar vermez.

size tavsiyem, öncelikle noterlik üzerinden diğer konut sahibine bir ihtarname yollayın ve iddianızı açıkça belirtin. 10 gün süre içerisinde çiti kaldırmasını, aksi halde tüm yasal haklarınızı kullanacağınızı belirtin.

diyelim ki, kaldırmadı ya da bu iddiayı reddetti. o zaman bulunduğunuz yerdeki sulh hukuk mahkemesinde tespit, hakim müdahalesi ve eski hale getirme taleplerinde bulunun. bu durumda, ortak alana fen bilirkişi keşif için gelecek. eğer bilirkişi raporunda haklı olduğunuz tespit edilirse, mahkeme o çitin oradan kaldırılmasına karar verecek.

mahkeme kararına rağmen hala kaldırmıyor mu :) o zaman elinizdeki ilamla icra dairesine giderek, kepçe ve dozer yardımıyla o çitin yıktırılmasını isteyebilirsiniz.

uzmanlık alanım mülkiyet kanunu değil ama stajdan aklımda kalanlar bunlar. sevgiler.

gerekmiyor. hangi ülkeden bağlanıyorsanız o ülkenin netflix içeriklerini görürsünüz.

vpn kullanırsanız bu sorun ortadan kalkar.

hangi ülkenin netflix'ini kullandığını location'a göre değişiyor.

Bilmiyorum ama ben yemezdim.

risk almaya değmeyecek kadar ucuz bir ürün olduğu için yenmez.

Yemeyin coook bozmus zaten gecen gun aldim uzun zaman sonra rezil bir seye donusmus

Kuflenmis yenmez

yeme boşver, yarın götür iade et.

yedik arkadaşlar gayet de lezzetliydi her zamanki gibi.

herhangi bir mide problemi de yok şu an. iyi geceler:)

Dostluk ise ozan çolakoğlu
Tanıdıklık ise tarkan.

Cenk & erdem

Mesut süre
Sayılırsa metin tokat.

Bir de 10-15 sene önce cenk erdemle epeyce hasbihalimiz vardı.

Futbolculardan, diego ribas, adriano, gustavo, josef, alex vs…
Sanatçılardan kimse yok.
Siyasette 2-3 bakan var…

Rte

babam.elektrikçiler odası başkan yardımcısıydı.

rte benim de.

mevcut şişli belediye başkanı. 3.derece akraba.

babam tv dunyasinda bilinen biriydi, bir suru oyuncu vs.
Sahsen benim arkadasim, kendi cevrem olarak tanidigim en unlu kisi yabanci bir yazar.

elçin sangu.

Riza Kocaoğlu diye bir oyuncu vardi, yurtdisinda tessdufen tanismistim. Orada bir sıkıntı yaşamışlardı, yardimci olduk.

ünlü bir teknik direktör. evine misafirliğe gidip, çaya kek katık ediyoruz.

Sarı Bıyık.

oyunda tanistigim bir cocuk azerbeycan da unlu olmustu
sonra baglar koptu :)

tanıdığınızdan kastın beraber (en az birkaç gün) vakit gecirdiniz, beraber iş yaptınız ise

fuat oktay (afad başkanı iken van depreminde birlikte calistik)
bülent emrah parlak (asker arkadaşım)
unhcr bölge direktörü (üc gün boyunca tercümanligini yaptım)
kerem bürsin (birkaç toplantıda bir araya geldik, birlikte calistik)
mert firat (birkaç toplantıda bir araya geldik, birlikte balistik
sinan tuzcu (asker arkadaşım)
bir bilimsel calışma alanının en önde gelen uzmanları (söyle düsünün psikanaliz alanında calisiyorsunuz, freud, lacan, jung, kristeva, zizek, melanie klein vs. hepsi ile oturup yemiş icmisliginiz, birlikte calismisliginiz, birlikte tatil yapmisliginiz var)

13 gün önce. yazıyor zaten sitede satışa çıkma tarihi

profesyonel oyununa bilet bulamamistim. Sonra arayip durumu soyleyince bana 2 kisilik yer acmisti kontenjandan. boyle seyler de oluyor yani, aklinizda olsun

14 gün önce falan.
her gün bir sonraki 14. günün bileti satışa çıkıyor.

profesyonel gibi aşırı balon oyunlara yer arıyorsanız oyun günü kapıya gidip beklemenizi öneririm. mutlaka yer oluyor.

peki o zaman bir aylık takvim nasıl dolu olabiliyor? @jellybear @rewlack