Ekşi Duyuru

Nm icin albuquerque ve santa fe.
Abq old town cok guzel, tavsiye ederim. santa fe sanatci mekani.

utah kayak icin iyi ama bu mevsimde fazla bir sey yok. salt lake city olimpik olmasina ragmen gayet normal bir sehir.

2 için bir şey ödemiyorsunuz, 3 için yine avukata ödeme yapabilirsiniz.

2de ödeyeceğin bir şey yok zaten. 3te yazan kalemi de karşı tarafa ödeyeceksin.

Vegas'a Avrupa aktarmalı da olsa uçuşlar pahalıydı. LA daha tercih edilebilir bu anlamda.

Gideceğin döneme göre civardaki doğal parkları görebilirsin.
İç kısımlara gittikçe çölden fazlası yok, belki Sedona - Phoenix yapabilirsin.

Şöyle bir tur olabilir belki ama zamanı çok kestiremedim gözümde.

Las Vegas - Grand Canyon - Sedona - Phoenix - San Diego - Los Angeles - Santa Barbara - San Jose - San Francisco - Yosemite National Park - Death Valley - Las Vegas

sirayla yazmicam ama
las vegas, red rock canyon, death valley, grand canyon, sedona, seligman, flagstaff, williams, oro grande, bottle tree ranch (historic route 66)

sirf vegasta 5 gun filan caniniz sikilmadan gezersiniz, old vegas kismi da ayri bir harika bence, fremont street experience ve oralardaki barlara takilin derim. onun disinda grand canyon 5 saat filan uzakta, ayni gun icinde gidip gelmek olmuyor cift sofor bile olunsa cunku grand canyon cok etkileyici, yoruluyorsunuz. milli parkta da konaklayabilirsiniz. horseshoe bend vs. ayrica grand canyonda yine eseklerle tur ya da rehberli hiking tour yapabilirsiniz. antelope canyon var yakinlarda. ayrica hoover dam vs.

death valley insana garip hissettiriyor, ben baya begenmistim. grand canyon ise harbi grand canyon yani.
joshua tree national park var bi de yakinlarda, oraya gitmedim.

Bileklikle tarzı vericiler var. Belli bir süre hareketsiz durduğunda etraftaki vericiler sayesinden istenilen merkeze haber veriyor.

Kapalı ve yalnız çalışılan yerlerde işçilerin başına bir şey gelip baygınlık durumuna karşın kullanılıyor.

şöyle birkaç link buldum belki işe yarar bir şeyler

www.wearable-technologies.com

www.staysafeapp.com

Los Angeles civarında Universal Studios, Six Flags Magic Mountain
Las Vegas'ta The Strip, Coca-Cola Store

Gitmişken bir de NBA maçı izle.

Miami oralarda key west, orlando.

San francisco yakinlarinda napa valley wine trail, yosemite national park (kalmali)

Vegas yakinlarinda
Death valley, red rock canyon, 1 gece kalmali grand canyon (west rim degil, south rim) yol uzerinde williams filan.

LA yakinlarinda venice beach, santa monica, santa barbara

Ayrica sehirlerin kendisinde bisey yazmadim ama urth caffe var, bikac subesi var LAda,, super pastalari ve degisik kahveleri var., zaten art district diye geciyormus galiba orasi benim gittigim yerdeki.

Malibu overrated. Cirkin :D

Aa SF yakinlarinda Monterey ve Carmel var, bence mutlaka gorulmeli. Baya guzel yerler.
Yine SF icinde chinatown gorulmeli, tramvaylar gorulmeli. Castro st ve etrafi gorulmeli.

Las vegas'ta strip, kumarhaneler gorulmeli tabi. Hatta zevkine oynanmali. Bence pool party e de gidilmeli kesinlikle :D benim gidecegim gun firtina cikmisti, tum havuzlari kapattilardi yildirimlar dusuyo diye. Haha sanssizlik.
Lynn ve encore hotel yepisyeni, bakilabilir onlara da.
Bir de old las vegas a gitmeyi sakin unutmayin. Stratosphere in arkasinda tarafinda kaliyo. Tum o wedding chapel ler filan orada. Fremont street experience da orada. Tavsiye ederim o tarafi. Orada hediyelikciler de uygun.
Hatta rehinciler var, su cok meshur rehinci de o tarafta, discoveryde tntde filan cikan :D

Ben de yemekten gideyim.

Miami'de Burger and Beer Joint şimdiye kadar yediğim en iyi hamburgerleri yapıyordu. Zaten zincir olup büyütmeye başlamışlar şirketi. Bi şubesi bulunup gidilebilir.

San Franciscoda Pier 39 girişte Fog Harbor Fish House vardı. Orada Clam Chowder içilebilir ekmek içerisinde. Gayet lezzetli bi çorba.

Et yemek için Fogo de Chao (veya benzer sınırsız et konseptli restoranlar) güzel. Güney Amerika ekolünden gelen bu yerlerde siz dur diyene kadar et getirirler masanıza. Fix ücret ama biraz pahalıdır (sanırım yaklaşık $50 civarı)

Fast food zincirlerinden de In-N-Out Burger en çok hoşuma gideni.

New Yorkta pizza yenebilir, ki en meşhurları Brooklyn köprüsünün Brooklyn ayağında Grimaldi's, Juliana's filandır.

İçki için kuzeyde Yuengling hem ucuz hem de lezzetli bulduğum bi bira. Kokteyl severseniz San Franciscoda Bourbon & Branch diye bi bar var çok hoş, prohibition zamanları temalı. Rezervasyon şart.

Bunlar dışında şehirlerdeki Little Italy bölgelerinde güzel İtalyan yemekleri yenebilir. Diner tarzı yerlerde kahvaltı yapılabilir.

Arabayla gezecekseniz Premium Outlets alışveriş için iyidir.

Son olarak yemek dışına çok çıkmak istemiyordum ama doğasever biriyseniz yukarıda da dendiği gibi Yosemite kesinlikle görülmeli bence.

miami için güzel önerileri yazmışsın ocean drive dediği key west ise kesinlikle öneririm seven miles bridge de yol almak çok güzel. Vardığında aman aman bir şeygörmeyeceksin ama o yol çok güzel.

san francisco dan biz nefret ettik çünkü inanılmaz derecede evsiz ve sarhoş vardı. Burada klasik san fransisco köprüsü, sanat müzesi, cable car ile tur(çok sıra oluyor). San francisco ile yosemite parkı arasında yaklaşık 4 saat mesafe var araba ile bunları göz önünde bulundur.

los angles da çok fazla beach var bunlara gidebilirsin o beachlerin etrafı çok güzel doğası çok güzel. orada da klasik hollywood beverly hills astronomi müzesi(çok beğendik) tavsiyelerimizdir.

sonrasında vegas dedinmi akan sular durur.

Vegas'da yapılacak inanılmaz çok şey var
kumarhaneleri şehir içi gece eğlencelerini bir kenara bırak(roller coaster vs gibi eğlenceler) gezilecek çok fazla yer var,

Grand canyon TARTIŞMASIZ gidilmesi gereken bir yer inanılmaz bir doğası var, Vegas grand canyon arası 4-5 saat kadar sürüyor biz arada bir yola sapıp route66 dan gitmiştik iyiki de öyle yapmışız.
Devamında death valley(vegasın diğer tarafı) çok güzeldir, firestate park çok güzeldir. Old Las Vegas kesinlikle çok daha güzel yenisine nazaran ama yenisindeki gösterilerde çok iyi.

New york 5 gün yetmedi bize say say bitmez burası için yapacağım en büyük öneri MAGNOLIA BAKERY den muzlu puding ye gel bize teşekkür et.

Şimdi bunları nasıl yaptık onlardan bahsedeyim plan rota yaparken yardımcın olur.

Miami-orlando-new york bir bölge olarak
los angles-san diego-vegas-san francisco bir bölge olarak 2 defada gezdik biz.

Miamiye varış orada 3-4 gün geçir araba ile orlandoya git(araba ile 2-3 saat arası idi hatırladığım) 2-3-4 gün kadar eğlence parklarını gez sonrasında uçakla new york 6-7 gün gezsen gene de orası uçsuz bucaksız yer.

diğer parkurda los anglesdan başladık 3 gün oraya ayır araba ile san diego (araba ile 2-3 saat) 2-3 gün kadar burada vakit geçir kovboy gibi dolaş sonrasında atla araba ile vegasa(3-4 saat araba ile) Vegasta her parka 1 gün ayırman gerekli ve çok erken yola çıkmalısın ki yetişsin (grand canyon ile vegas arası 5 saat gidiş 5 saat dönüş) 6 gün kadar oraya ayırdıktan sonra san franciscoya doğru araba ile yola çık ortasında yosemite national parkına uğra(yol8-9 saat sürüyor) parkı gez 1 gece orada konakla sonrasında 3-4 saat kadar daha araba ile san franciscoya geç.


çok uzun ve karışık oldu sanırsam toparlayıp tekrar yaz dersen adım adım ayrıntıları yazarım.

Nyala

Davayı kabul etmeme gibi bir durumunuz yok sanırım, anlamı olmaz zaten.

Söz konusu davalarda yargılama gideri davayı açan taraf üzerinde bırakılır, sizden bir şey talep etmezler. Bu davaların kiminde hakimler vekalet ücretine hükmediyor, kiminde etmiyor. Bence edilmemesi gerek ama başıma ikisi de geldi.

Dava günü duruşmaya katılın ve davayı kabul ettiğinizi, aleyhinize vekalet ücretine hükmedilmesine sebep olacak bir şey yapmadığınızı, vekalet ücretine hükmedilmemesini talep ettiğinizi söyleyin. Karşı tarafın avukatı da öküz değilse zaten tanıma tenfiz davalarında çıkan vekalet ücretini icraya koymaz.

Başvuruyu yeniden yapıp gezi masraflarını sizin karşıladığınıza dair bir yazı olursa olabilir belki. Bildiğim kadarıyla ABD vize başvurularında kin tutmuyor. Yani bi kez reddedilince diğer başvuruları etkilemiyor. Her başvuru sıfırdan değerlendiriliyor. Ama bunlar hep sağdan soldan duyulan bilgiler tabi.

Geçmiş döküme de baktıkları için belli bir zaman geçsin aksi halde tek seferlik girişi görürler. bir de alternatif olarak "sponsor" görünecek ya da oradan davet gönderecek biri vs. olamaz mı?

Vizen halen geçerliyse gidebilirsin rahatlıkla.

vizen geçerli ise bilet alıp gidebilirisin

toplam 180 günü geçirme ama bir yılda.

sizi çilingire alalım.

başka seçeneğin kalmamış. çilingir+1

hiç kendini yorma çilingirciye 50 lira ver açsın.

çeşme dediğin 5 dakkalık yol, bin taksiye tabi, söyleyin klimayı da açsın.

atlasjetin falan servisleri var. havaş var

0232 712 61 40

araba kirala bence. ayrıca kız arkadaşla otobüse binilmez diye bir kaide mi var? ne çeşit insanlar var ya...

100km yol, 250 kağıt tutar. Kız arkadaşın "ben fakirler gibi otobüse binemem" derse araba kirala daha ucuza gelir.

Bunun dışında havaş varmış sanırım çeşmeye, en temizi bu olur. Onun dışındaki alternatifler için şuraya bakabilirsin.

gezgintech.com

@zgrydn ne bileyim, otobüs terminali uzaktadir, o sicakta oraya buraya kosusturupta kan ter icinde kalmayalim diye.

Havalimani icinde otobüs kalkiyorsa, o sekilde ulasimi sagliyicaz artik. Taksiye 250 TL biraz abarti olur.

Havaalanında çıkışın tam karşısında klimalı otobüsleri ile Havaş servislerini göreceksin, toplamda 50 dakikada (çevre yoluna girene kadar olan trafik yoğunluğunda uzayabiliyor) Çeşme terminale gidiyor.

gerçek anlamıyla kabile devleti, kabileler var ve merkezi yönetim yok gibi bir şey. hukuk olmadığı için mal ve can güvenliği de yok.

evet tehlikeli. teyzem bir iki sene oncesine kadar orda yasiyordu.

evlerinin yakinina bomba filan dustugu oluyordu.

Chicago / USA

Düzeni ve insanları nedeniyle Amsterdam'ı çok beğendim

Sankt Peterburg.

Atina
çünkü çok güzel :)
gezmek, eğlenmek, deniz-kum-güneş ne ararsan var. mis gibi şehir.

Ukrayna kiev ve kharkiv.
Caddeler geniş, her yer yemyeşil, tertemiz, hava mis. Datbenin vr savaşın izlerini çok kısa surede atlatmışlar ama unutmamışlar unutturmuyolar. İnsanlar saygılı ve rahat. Kızlar super, inanmazsınız kimse mini giymiş tanımadığı kızları teşhirci diye ilan ve afişe etmiyor. İnanılmaz ucuz. Fakirler, eşek gibi çalışıyorlar ama hayattan zevk almasını biliyorlar. Yrmekler biraz ağır ama çok lezzetli. Vize yok ve yol kısa.

bath, ingiltere. italyan ve ingiliz şehri karışımı bir yer, ortaçağ'dan kalma gibi. büyüleyici güzellikte bir yerdi. yaşamak için aşırı pahalı, zaten zenginler oturuyormuş ama ingiltere'ye bir daha gidersem mutlaka görmek isteyeceğim yerlerden biri.

Bence de atina, yunanistanin her yeri harika.

Bath, demeye gelmiştim ben de.

Cambridge: sakinliği, yine de her şeyin ulaşılabilir, bulunabilir olması, parklar, kültürü vs

İzlanda. Bir yere gideceksem binaları değil de doğal güzellikleri görmeyi tercih ediyorum. İzlanda beni fazlasıyla tatmin etti bu konuda. İnsanlarını ve kültürlerini de çok sevdim.

özgür ortamı, hukukun üstünlüğü, insana saygı, ucuzluk, kolaylık, göçmen friendly olması vs vs sebebiyle abd.

italya südtirol (italyanca ismiyle alto adige). dünya cenneti hatta daha da iyisi :)

Sri Lanka tam bir cennet. Doğal yaşam parklarinda hayvan ve bitki çeşitliliği inanılmaz. Deniz ve deniz canlıları, resifler muhteşem. Çok ucuz, yemekler harika. Insanları çok güzel. Vize de yok.

Her gittiğim yerde hayran olacak şeyler çıkıyor. Çoğunda sosyal hayat beni etkiliyor, insanların alışık olduğumuzdan daha farklı olması ve daha farklı yaşaması, eleştirel şekilde söylemiyorum ama insanların genel anlamda daha saygılı olması gibi (çevreye, diğer insanlara, işe, yaşama vs.).

ilk kez isveç'te bir kasabaya gitmiştim, kasabanın hemen dışı ormanlık alandı, insanlar burada koşuyordu, tek başlarına genç kızlar, yaşlılar, sporcular, yani her yaştan ve gruptan insanlar.

japonya (osaka ve kyoto) huzur ve dinginlik; mesela trafik lambaları yayaya yeşil yandığında kuş sesli bir uyarı tonu kullanıyorlardı.
kiev +1: parklarda yağmurda parasına satranç oynayanlar vardı, metrosu, zarif kadınları.
g.kore: doğa, insanlar
hindistan: huzur(!), hayata bambaşka bir pencereden baktırıyor
kanada (toronto): düzen, herşeyin yerli yerinde oluşu, keşke burada çok para sıkıntım olmadan öğrenciliğimi geçirmiş olsaydım.

isvicre bern

Berlin ve Helsinki.
İkisinin de şehirleşme planına hayran kaldım.
Helsinki'de nüfus çok olmayınca herkesin birbirine saygılı olmasını, şehrin her karesinden cool'luk akmasını, binaların arasından metrelerce uzunlukta ağaçlar fışkırmasını, şehrin tam göbeğindeyken birden göl kenarı ormanlık bi alana geçilebilmesini sevdim. Gençlerin alabildiğine özgür olmasını kıskandım. Yaşlıların doygun ve kendine yetebilen, hayat dolu, halinden memnun haline özendim. Tek sorun bi türlü yaz gelmemesi:)
Berlin'in de yine şehirleşmesine bayıldım, uçakla inmek üzereyken bir başkentin nasıl bu kadar yeşil olabileceğine hayret ettim. Kadınların makyaj, ayakkabı, çanta diye kendini sıkmamasını takdir ettim. Erkeklerin bu kadar centilmen olabilmesine hayran kaldım. Sonra yine gençlerin özgürlüğünü kıskandım.

şehir: new york
şehir+dinlenme: nice
full dinlenme: rize

çok ilginç olmayacak ama berlin diyorum. ha turistik anlamda bir halt yok kanımca. onun haricinde şu sıralar fazla popüler olmasından dolayı özellikle yaz aylarında kalabalık olabiliyor. bu yüzden sinir bozabiliyor ancak genel olarak yaşamak için "hala" en ideal yerlerden biri bence. hem alman düzeni mevcut hem türk popülasyonunun ve çok sayıda farklı türden insanların bir araya gelmesinin etkisiyle farklı bi havası da var. kendiliğinden güzel bir denge oluşmuş. az parayla da keyif alabileceğin yerlerden biri. kendimi bu kadar rahat hissettiğim bir yer hatırlamıyorum. nitekim özgürlükler açısından da özel bir şehir olsa gerek. diğer birçok avrupa şehrinden bu yönüyle ayrılıyor biraz. bir de kadınları var ki... galiba bu şehrin insanlarındaki salaşlığı ve rahatlığı seviyorum ben. ha yeni açılan cafeleri ve cool olacak diye ortadan ikiye ayrılacak olan kasıntı hipsterları es geçiyorum tabii. yine de onlar da zararsız, güzel insanlardır gerçi. yerlisiyse oldukça bilinçli, özellikle mahallelerini koruma konusunda inatçı ve duyarlı insanlar.

avrupa disinda bir yer gezmedim malesef ama gezdiklerim icinde budapeste ve Barcelona cok guzel 2 sehirdi. ozellikle Barcelona yasamak istenecek bir sehir. kuzey avrupanin bitmek bilmez kisi ve suratsiz insanlari yok.

Budapeşte / Macaristan

sıfır beklentisiz gittim Paris'ten güzel çıktı.

aynı şeyi düşünüyordum ben de. sanmıyorum kimse gitsin de böyle ücretsiz faydalansın.

şov yapmak, prim kazanmak işte amaç.kimse tenezzül etmez böyle şeylere.

Bence çoğu hikaye. İyi reklam olsun derdindeler. Şehir yakını bindi adam kanıt isteyecek yüzde yüz. O da olmayacak ilk anda. Sonra normal tarife gene.

iki tane şehit yakını ücretsiz binsin üçüncüyü sopayla kovalar bunlar.

Şehit aileleri hiçbirine minnet etmezler samimi bulmacalar bile. Şehit yakını tanıdığım tokinin kura kontenjanına bile başvurmadi

İlk defa görüyorum

Yanıcı madde.
Otogarda versin yollasın, onlar getirir.

ben içki yolladım geçen hafta, sorunca da biblo var, yeterince sardım dedim. yurtiçi kargo

poşet alıp evde paketlesin, soran olursa da saat diye sallasın.

Ben daha 2 hafta önce surat kargoyla gönderdim parfüm. Sadece 'parfüm taşınırken kırılırsa firmamız sorumlu degildir' dediler ki kırılmadan iletildi.

hocam yalan söyleyerek yollayabilirsiniz ama kargo kırılırsa hiçbir hak iddia edemezsiniz bilginiz olsun

anlamadım ben tam. Hepsiburadadan filan parfüm alınca gayet geliyor. Demek ki taşınabiliyor. Bir sürü insan internetten parfüm alıyor. Naylonla iyice sarın.

Samet yağlı.

Özel göztepe hastanesinde sernaz çakır hanıma gidiyorum. Baya memnunum:)

Los Angeles - Las Vegas o kadar da uzun bir rota değil. Bence 12 gün bol bol yeter.

San Diego'ya inmeni isterdim ama sanırım konu dışı olacak o bile.

Santa Monica çok tatlı bi yer oraya gidersin.

Dolar haşırt olmasa outletlerde alışveriş yap derdim :)

Universal Studios'a gidebilirsin.

las vegasta otel fırsatları oluyor. forumları falan karıştır bulursun. biz 2 kişi bellagio'da kalmıştık. yanında 100 dolarlık mı ne buffet fişi vermişlerdi. böyle kampanyalar oluyor. ucuz kalmak istiyorsan pazar günü giriş yap. en pahalı günler cuma ve cumartesi.

Las vegasa gidiyorsan grand canyona kesinlikle ugra..arabayla 3saat falan suruyodu sanirim..sabah erken saatlerde yola cikarsin..gun batimina kadar kalsan yeterli

Aha @astrid söylemiş adı aklıma gelmemişti. Grand Canyon'a kesssinlikle git.

1 gün Universal Studios
1 gün Six Flags (dönemine göre)
1 gün Sea World (san diego)
yetmezse 1+ gün disneyland
Vegas'ta mutlaka 1 show (varsa david copperfield)

1 gün hollywood + beverly hills + santa monica (los angeles)
1 gün seaport village + coronado island + uss midway + meksika sınırı (san diego)
1 gün grand canyon (para bolsa las vegas'tan helikopter turu da yapılabilir bir kaç saatlik)
2+ gün las vegas (otellerin içi, önündeki showlar vs)

Yemelik tavsiyeler
Phillipe's (los angeles - sadece öğlen)
bronx pizza (san diego)
hot n juicy (las vegas) + otel açık büfelerinden birini mutlaka dene
fogo de chao (las vegas)

Alışveriş
Las Americas Outlet (san diego - meksika sınırı)
Ontario Mills
Victoria Gardens
Las Vegas Premium North
Las Vegas Premium South

gaziantep, kapadokya olabilir.

Amasra - Abant.
Kapadokya +1

Kapadokya şömine ve sıcak şarap.

Abant

abant bu ara skandal güzellikte ama 1 hafta çok olabilir. safranboluya bir gün abanta 2 gün yeter gibi sonrasında yakınlarda başka bir yer görülebilir.

Kapadokya açık hava müzesi, yerler toprak, yağış olursa gezemezsiniz, hava da pek elverişli değil, soğuk.

hatay, antep. 1 haftada ikisini de aradan çıkartmış olursun.

antep-adana-mersin (tarsus) uclusu olabilir, hem hava o kadar soguk olmaz.
bordum olabilir, il degil ancak keyifli olur.
kas, kalkan, patara, demre vs. o taraflar olabilir.
yazin buralar bence cekilmez oluyor, bu tarihlerde guzel olabilir ancak ozellikle kas/kalkan/demre taraflarindaki acik hava muzeleri acik midir emin degilim.
eskisehir olabilir, bir hafta cok olur sanirim.
safranbolu, abant, amasra yapilabilir, bir hafta hepsine yeterli bence.
... var midir?
... sehir de sigdirilabilir
... havalar da soguk
ayri yazilir
...bircok
birlesik yazilir.

kıbrıs, mısır, (güvenli olmak kaydıyla) kuzey afrika ülkeleri, güney afrika, (bütçe uygunsa) latin amerika ülkeleri gayet güzel olur.

ne demiş Ali Sami Yen; "ne güzel yakışırdı Tokyo'ya kar..."

merhaba, buradan sipariş verebilirsiniz. keyifli okumalar :)

www.nadirkitap.com

mobildeyim, editleyemedim. sizin aradığınız bu olabilir:www.nadirkitap.com

geçmiş olsun
maalesef arkadaşımın babası 15 gün içinde vefat etmişti, karnım ağrıyor dedi doktora gitti ve 15 gün sonra rahmetli oldu sanırım çok geç teşhis edildi yada farklı bir türü idi,

Umarım iyileşir, mide alma operasyonları vs duyuyorum ama bunun tedavisi için yaparlar mı bilemiyorum.

Çok emin olmamakla birlikte bildiklerimi yazayım. Üç türlü tümör var.

1- iyi huylu tümör.
2- kansere dönüşebilme ihtimali olan tümör.
3- kanserli tümör.

Babamdan örnek vereyim. Bağırsaklarında kansere dönüşebilecek polip çıktı. Diğer kontrolündeki polip iyi huyluydu. En son kontrolünde hiçbir şey çıkmadı. Bu bilgiler her organda farklılık gösterebilir.

Bu kisinin anne ve babasinada kanser teshisi konulmustu. Babasi bir sekilde yendi ama annesi halaa mücadele ediyor. Sanirim irsi ve kansere dönüsme ihtimalide yüksek.

trafiğin yoğun olduğu saatler ama bence yetişebilirsin, havaşla taksim ordan direkt beşiktaş dolmuşu.

yok yok sakın o saatte trafiğe girme. atatürk'ten direkt metro yap sen. beşiktaş'a en yakın durakta in oradan ille gireceksen trafiğe gir. taa yeşilköy'den e5'e girersen yıllar sürer gelmen.
en mantıklısı direkt taksim'e metroyla gel oradan beşiktaş'a inersin. 1 saat metro sürse çok rahat yetişirsin.

edit: bağlantı zorlamaz. metroyu iyi bağladılar havaalanına yenikapı metroya geçip oradan taksim'e kadar gideceksin.

Yarina kadar zamanim var, bileti alip almamak konusunda. O zamana kadar detayli bilen biri yardimci olursa cok sevinirim, cunkü gitmeyi cok istiyorum.

Ayrica bavulum olmayacak. Metro benzeri toplu tasimalari sorunsuz kullanabilirim.

O uçak 17:10'da iniş yapmaz, daha geç yapar, çook büyük bir ihtimalle. Atatürk çok yoğun bir havalimanı. Bagajın olmasa bile havaalanından metroya yürümek de çok vakit alıyor. Metro 45dk-1 saat sürüyor. Tam iş çıkışına denk geleceksin, çok kalabalık olacak. Metroyla Taksim veya Şişli'ye kadar gelsen, oradan Beşiktaş'a giderken yine trafiğe gireceksin.
Bence bilet alma.

edit: Güldür güldürün saatini nedense 6 buçuk olarak düşünmüşüm, 1 saat 20dkda nasıl olacak diyorum:D Metro kullanarak yetişirsin çok rahat.

havaalanı - yenikapı metro 1 saat desek. yenikapı - taksim metro 20 dk desek. taksim - beşiktaş dolmuş da bi 15 bekleme süreleriyle falan 8den önce orda olursun. ama uçağın rötar yaparsa kısmet.

toplu taşıma ile olacaksa yetişirsiniz. metro ile şirinevler'e, oradan metrobüs ile cevizlibağ, oradan tramvay ile kabataş tarafına. oradan bkm'ye aşağı yukarı 2-3 km mesafe var. artık otobüs, taksi, tabanvay vs. hangisi uyarsa. tahmini 70-80 dk sürer. daha iyisi yazılana kadar en uygun çözüm bu :)

metro ile yenibosna
oradan metrobüs zincirlikuyu
zincirlikuyu'dan otobüs ile beşiktaş. (bu hatta trafik olabilir, trafiksiz 5 dakika)

toplamda 1 saat sürebilir

Uçaktan kaçtan indiğinden bağımsız olarak metro vb güzergahı için:

Havaalanı - Yenikapı(metro ile): 40-45 dakika
Yenikapı - Gayrettepe(metro ile): 15-20 dakika
Gayrettepe metro - Zincirlikuyu barbaros bulvarı(yürüyüş): 5 dakika
Zincirlikuyu barbaros bulvarı - beşiktaş meydan(dolmuş ile): 5 dakika

Biraz da bekleme süreleri vb ekleyince: Maksimum 1 saat 30 dakikada Beşiktaş'ta olabilirsiniz. Bence her türlü yetişilir, uçak 18'de inse bile.

edit: unt0uchable'ın verdiği yöntem de gayet hızlı olur ama şahsen metrobüsten hazzetmeyen biri olarak metroyu tercih ederdim.

edit2: zincirlikuyu - beşiktaş arası hariç kesinlikle karayolundan uzak durun. hepsinde at gibi trafik olacaktır.

unt0uchable +1

ben olsam, ataköyde metrodan metrobüse geçerdim. (her zaman böyle yapıyorum, çünkü mesafe çok kısa)
daha sonra 30-40 dakka metrobüs ile zincirlikuyu sürer. orada bjk merkeze yürüyerek bile 15-20 dk'da gidersin.

Zedelenmenin seviyesine bağlı. Koptuysa iyileşmez, yırtıksa kısmi iyileşir vs.

Benimki de zedelenmişti, kolumu ağrısız havaya kaldırmam 1 seneyi bulmuştu. Üstünden 3 sene geçti ama şu an bile sol omzumu iyice ısıtmadan antrenman falan yaparsam ufak da olsa ağrır.

Gelecek hafta bir uzmana göstericem, gerekirse ameliyata kadar giderim, yeterki spor hayatimi etkilemesin.

benim tenis oynarken CART diye ses geldi omuz kapsülümden. 3 gün sonra dayanılmaz bir acı vermeye başladı. 1 ay fizik tedaviye gittim ve bu sayede güçlendirince geçmeye başladı ama angelusun dediği gibi hala ısınmadan başlarsam acıyor. 6 ay ila 1 sene arasında değişir diye düşünüyorum iyileşme zamanı. (benimki de yırtık değil zedelenmeymiş)

fizik tedavi artı evde her gün yaptığım güçlendirme hareketleriyle 1,5 yılda iyileştim. omuz sakatlığı sıkıntılı ama belki sizin için şu açıdan faydası olur, bundan sonra spor yapacaksanız daha bilinçli yaparsınız. eskiden hiç ısınmadan saçma sapan spor yapıyordum. sakatlandığım dönemde okuduğum makaleler, izlediğim videolar sayesinde, artık çok daha bilinçliyim. geçmiş olsun.
edit: bu alanda, doğru düzgün hekim bulmak çok zor. spor hekimi, ortopedist, fizik tedavi uzman vs 5-6 doktora gitmiştim. hepsi ayrı telden çalıyordu. yaşlı bir spor hekimi "ağırlık kaldırma. yürü, daha faydalı" bile demişti, düşün artık. ben sakatlandığımda rice metodu (rest, ice, compression, elevation) tavsiye ediliyordu. yakın dönemde, bunun işe yaramadığı söylenmeye başlandı. mr çektirdiniz mi bilmiyorum. öncelikle problemin ne olduğunu tam olarak öğrenin. rotator yırtığı mı, tendinit mi, bursit mi? bursit falan varsa bir kaç ay dinlenin. vücudunuzu dinleyin. bu omuz problemleri genelde oturma pozisyonundaki hatalardan, çekme kasları yerine itme kaslarını kuvvetlendirmekten kaynaklanıyor. omuzlar öne doğru kavis alınca, bir de rotator kasları güçsüzse, omuz ekleminin hareket edecek yeri kalmıyor ve tendon zamanla aşınıyor. size tavsiyem, nasıl olacak bilmiyorum ama, iyi bir hekim bulun. o izin verdikten sonra güçlendirme çalışmalarına başlayabilirsiniz. önünüzde uzun ve sıkıntılı bir yol var.

marcelorios omuz uzmanina gelecek hafta gidecegim. O zaman ayrintilara bakicaz heralde. Ayrica fizik tedavi icinde yarin basliyorum.

Beni islerimden alikoyan bir sakatlik degil ama üstteki arkadaslarinda söyledigi gibi beni senelerce rahatsiz etmesinide kabul edemem. O yuzden bakalim ne sonuc ortaya cikacak.

iyi uyumaya çalışıyorum

sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. şeker, hazır ve işlenmiş gıdalar, sağlıksız yağlar yok. haftada bir kez bir öğün izin veriyorum kendime.

spor ve sağlıklı beslenme +1

Bunun dışında hayatımdan kimyasalları çıkartma sürecindeyim. Şampuan, kozmetik vsden tutup çamaşır suyuna, deterjana kadar, vücudumuza giren, soluduğumuz her türlü kimyasalın alternatifleri ile bunları hayatımdan çıkarıyorum.

Spor, iyi gıda ve keyif aldığın şeyleri ertelememek.

Bizim binadakinde var. Aynı kata arka arkaya basıp iptal edebiliyorsun.

Mesela 7. kattasın, asansörü çağırdın, 6. kattaki götoş da bastı bu arada. Herif asansöre biniyor tek kişi, stop tuşuna basıyor, zemine iniyor.

Markadan markaya göre de değişiyor.

bu programlanabilir bir şey.

bizim de eski asansörde bir stop şalteri vardı. onu kapatıp açınca hafızayı sıfırlardı. dördüncü kattan çağırıp binerdin mesela, bakardın 7 ve 8. katlardan da çağırılmış. şimdi çıkıp otobüs gibi bütün binayı toplayacak. hatta büyük ihtimalle kabine de sığmayacağız. boşu boşuna çıkıp inecek. şalteri kapatıp açardın, hop hepsi silinirdi. basıp inerdin.

sonra benim gibi yavşaklar hafızayı silmesin diye ne yaptılarsa düzelttiler o işi. hatta sırf benim önerimle aynı anda yukarıdan da çağrılmışsa (veya içinde daha yukarı çıkan varsa) önce yukarı çıksın, içindeki insin, sonra da toplaya toplaya insin şeklinde programlandı (iniş ve çıkış için ayrı düğme yok katlarda).

yani ilk basışta yandı, tekrar basınca sönsün gibi bir program atılabilir.

balastı arızalıdır.

until dawn

bioshock
heavy rain
l.a. noire
mass effect
alan wake

The Order 1886
Sherlock Holmes: The Devil’s Daughter

direk bioshock

Beyond: Two Souls

EK1: Elimde mini-PC + Monitor var. Ben akranda devamli bir videonun oynamasini ve cevresinde ek bilgilerin olmasini istiyorum. Bunu bir nebze Powerpointle yapabilyioruz ancak daha detayli bir program vardir diye dusunuyorum.

türkiye "ermenileri göçe zorladık ama bunu soykırım haline getirecek şekilde yapmadık" diyor.
(bkz: tehcir)

basina buyruk bazi gruplarin/cetelerin yaptigi birsey, ermeni nüfusuna yönelik devlet eliyle bir soykirim girisimi olmamistir diyorlar.

ne dediğimiz çok belli değil;

bazen "ermeniler de türkleri öldürdü, karşılıklı olaylar oldu" diyoruz,
bazen "savaşta arkamızdan vurdular, vatan savunduk" diyoruz,
bazen baba jo +1 diyoruz,
bazen kimse +1 diyoruz,
bazen trajik olaylar oldu diyoruz,
bazen ermenilerden özür diliyoruz.

ne dediğimiz belli olmadığı için de söylediklerimizin hepsi havada kalıyor.

ermenilerden özür dilenmedi.
devlet eliyle insanlar sırf ermeni diye göçe zorlandı. hayvanlar gibi vagonlara dolduruldu aç susuz günlerce yol gittiler ve haliyle öldüler. türkler aa öldü bunlar hayret bu soykırım değil dedi. halbuki bu da gayet soykırımdır.

bir katliamdan söz edilemez ama ölümler ile ilgili olarak
bu işi en çok o bölgedeki kürt beyleri yapmıştır.
ihale türkiye cumhuriyetine kalmıştır.
hamidiye alaylarını bir inceleyin.
ingiliz ve alman kaynaklarını inceleyin.
rus devlet arşivine bakın.
ermeniler ile aynı köyde doğmuş büyümüş bir insan olarak yazdım bunları.
ermenilere karşı herhangi bir kinim, düşmanlığım yok. aksine köylümüz olan ermenilerden hala görüştüklerimiz var.
bu olayı en güzel özetleyen cümle: " iki tarafta masum değil."

olayın kısacası şu aslında

osmanlı savaştaydı, rus cephesinde savaşırken ermeniler de arkadan vurdular, osmanlı da hem o vuran ermenileri öldürdü (ateşe ateşle karşılık vererek), kalanları da ayaklanmasınlar bir de bunlarla uğraşmayalım diye göçe zorladı.

O göç sırasında da hem soyguncular, hem yol şartları çok ermeni öldü.

iyi birşey değil tabii, ama bir hitlerin sırf zevk için yahudi öldürmesi ile aynı kefeye konmaz.
Soykırım değil kesinlikle, ama iyi birşey de değil dediğim gibi.

ermenilerden özür dilenmedi diyen cekilmis gayfe'ye sıralı tam liste. hem de sabah gazetesinden;

www.sabah.com.tr

bakalım fehmi koru bu özür meselesinde ne diyor;

t24.com.tr

taziye mesajıyla özür mesajı aynı değil. hislerinizi paylaşıyorum demek özür dilemek değil. özür dilemek kabullenmektir özür mözür yok bir de link vermişin, ulan hakkaten özür mü dilemiş bunlar diye açtım ama fıs.
nazilerin yaptığı kadar olmazsa soykırım olmaz diye bir algınız var gençler bunu değiştirin. türklerin yaptığı da soykırımdır. sadece ermenilere değil süryani ve pontus soykırımları da olmuştur.

Bizimkiler sanki çok şey biliyorlarmış gibi, bugüne kadar çözülmeyen konuları çözeceğiz diye ermenistan'la ilişki kurup özür dilediler. Netice olmadığı gibi bu ermenistanın elini kuvvetlendirdi.

Şu ana kadar soykırımın başımıza bela olmamasının sebebi israil lobisidir. Bizi sevdiğinden yapmıyor tabii ki, israil holokost'a rakip istemiyor. İşlediği cinayetleri holokost maskesi altında gizliyor.

Tantananın sebebi tazminat. Türkiyeden 100-150 milyar $ tazminat almayı umuyor ermenistan. Yaklaşık 30 senelik bütçesine denk geliyor. Hani "bu işi kabul edelim ne olacak ya?" diyenlerin dediğini yaparsak, bizi arkadan vuran, toplu Türk katliamları yapan çetecilerin torunlarına büyük bir tazminat vereceğiz...

Türkiye bu işi güzellikle çözemez. Doğuda yer alan yüz bine yakın kaçak ermeni'yi sınır dışı ederek karşı atağa başlamalı...

ermenistan'ın şu anki politik amaçlarını bilemem ama ermeni soykırımı 30 yıl önce ortaya atılmış, söylendiği gibi "emperyalist yalan" falan değildir.

ermeni soykırımı, 100 senedir ermenilerin kendi içlerinde taşıdığı, 100 senedir bahsini yaptığı bir olaydır. bunun son 30 yılda gündeme geliyor olması yeni ortaya atılmış bir iddia olduğu anlamına gelmez.

kaldı ki, "soykırım" sözcüğünü İCAT EDEN raphael lemkin soykırıma örnek olarak yahudi ve ermeni soykırımlarını vermiştir. nedense türk resmi tarihini savunanlar buna asla değinmez. (www.youtube.com sene 1944, dikkatinizi çekerim, daha ortada dillerden düşmeyen ermeni lobisi falan yok öyle) soykırımın tanımı açık ve ermeni soykırımı buna uyuyor.

kısacası türkiye bu konuda neyi savunduğunu, neye karşı çıktığını bilmiyor. bir partinin ve onun paşalarının suçunu savunup duruyorlar yıllardır.

cehalet gerçekten çok kötü.

www.factcheckarmenia.com

merak edenler girip inceleyebilir.

ben Çeşme'yi beğenmedim aga. ılıca' da Kalinda INN otelinde kaldım, fena değildi. 2 kişi, 3 gün 4 geceye, 700 lira vermiştim haziranda.

voyage'lara bak

arial standart sanırım, son günlerde ne hazırlasam şablonda arial diyor. times new roman ile calibri de plase. 11-12 uygundur bence.

eğer kılavuz yoksa oyum arial 11'e. ama calibri de hoş gözüküyor. başlıklar da aynı font oluyor yazıyla genelde ama işte bold, italik, underline vs. ile ayrılıyor. bizde öyle en azından. kitap yazdık böyleydi yani.

tez için başka bir kılavuza baktım büyük başlık bold 14 punto, alt başlık koyu 12 punto diyor.

Aslinda yazi tipi ve boyutu hakkinda sart kosulmamis. Yani istedigim sekilde kendim belirliyebilirim.

1 büyük baslik ve 3 alt baslik kullanacagim icin büyük basligi 14 olarak girmem zor.

devirle alakası var daha çok, 2. viteste 60'la gittiğindeki tüketim 3. viteste 70'le gittiğindekinden daha fazla olacaktır. genel kanı aracı 2500-2700 devir arasında tutmak yönünde, hangi viteste olduğuna göre hız değişir. ve tabii her arabanın 2500 devri eşit hızı vermiyor, want2die'ın dediği gibi ağırlık, motor hacmi gibi birçok etmen var.

"90 km/s'den sonraki her 1 km/s artış yakıt tüketimini yüzde 1 oranında artırır. Saatte 120 km hızla giden bir araç 80 km/s hızla giden bir araca göre yüzde 25 daha fazla yakıt tüketir. Ayrıca yakıt tüketimini artıran "saldırgan" sürüşten kaçının; ancak az yakıt tüketmek için çok düşük devirlerde de sürekli yol almaya çalışmayın. Çok düşük devirlerde kullanılan bir otomobilin motoru daha çabuk yıpranır; bu da yakıt tüketimini azaltarak yapılan tasarrufun tamir ve yedek parçaya verilmesine neden olur. "

Arabanin bir mesafe giderken harcamasi gereken enerji büyük oranda hava direnci, yerle sürtünme, Motor ici kayiplar ve ivmelenmeler icin gereken enerjidir. cok hizli giderseniz hava direnci cok yuksek olacagindan cok benzin yakarsiniz, cok sik hizlanir yavaslar, Sabit bir hizda gitmezseniz surekli ivmelenmek gerekeceginden fazla enerji ve benzin harcarsiniz. cok yavas giderseniz hem yerle sürtünme artar hem varmaniz uzun süreceginden Motor ici kayiplar artar yine cok benzin yakarsiniz.

nihayetinde bunlarin hepsinin optimal oldugu bir hiz her arabada vardir. ortalama 70-90 arasi sanirim. bunlari kenara koyarsak hizdan da önemlisi hangi viteste ve hangi devirde gittginiz tabi ki. baba jo ve want2die söyledikleri tamamen Dogru.

motorlar tasarlanırken o günün hız limitleri de gözetiliyor. dolayısıyla hemen her aracın motoru, vites oranları, lastik çapları vs. bu hızlarda en az tüketim/optimum performans üretecek şekilde tasarlanıyor. dolayısıyla siz bu limitlerin altına indiğinizde ya da üstüne çıktığınızda motorun verimi düşüyor, daha çok yakıyor. elbette tüketim 1 damla/2 damla örneğinde olduğu kadar çok ve kesin değişmiyor.

yani çok basitçe "böyle tasarlandıkları için" desek sanırım yanlış olmaz.

Aşağı yukarı belli hız seviyelerini de şöyle düşünebilirsiniz; her motorun tork eğrisi farklı tabii ki. torkun maksimumda olduğu devir en verimli (ve ekonomik) devir. her viteste maksimum torka ulaşıldığında araç kaçla gidiyorsa aradığınız hız seviyesi budur. tabii ki bu da vites oranlarıyla alakalı. örneğin bir araç 5. vites 3000 devirde 90'la giderken bir diğeri aynı vites ve devirde 130'la gidiyor olabilir vites oranlarına (lastik çapına vs.) bağlı olarak.

konunun uzmanı değilim, bazı noktaları yanlış/abartılı ifade etmiş olabilirim ama kabaca anlatabilmişimdir umarım.

Kendi aracıma göre şöyle bir yorum yapabilirim. hyundai i20 2013 d-cvvt model motor için "VVT" nin anlamı Variable Valve Timing yani değişken zamanlı subap sistemi.

Kısaca ayağınıza hakimseniz az yakar, basarsanız performans alırsınız demek.

Belli devirlere kadar subap 100 kere açılıyorsa , örneğin 3500 devirden sonra 300 kere açılıp kapanmaya başlıyor. bu da performans demektir.

kısaca belli devirlerde motora yakıt girişi artar. dikkat edin hız demedim devir dedim. 2. viteste de 3500 devire gelirseniz yine yakıt tüketiminiz 3-4 katına çıakbilir.

optimum yakıt tüketimini anlamak için anlık yakıt tüketimini gözlemeleyip hangi viteste hangi devirde olduğunu belirlemek gerekli.

şöyledir.

Motor benzin besleme kelebekleri vardır. hepsi çalışmaz. ancak atıyorum 120 km hıza ulaşırsanız, motora benzin akışı sağlayan hortum ve kelebeklerin çapı yetmeyeceği için 3. bir tane daha çalışmaya başlayacaktır.

karşıya ateş etmek isterken kendini vurup gebereceği bir şakalı tüfek alabilirsin mesela.

Av bıçağı?

leatherman'ın enfes çakıları var. o tuzlu gelir dersen victorinox çakılar da olabilir.

netten ya da karaköy'deki outdoor'culardan alabilirsin.

treize +1

zaten farklı bir şey al. avcılıkla ilgili her şeyi vardır adamın, senin alacağın şeyin kat kat iyisi onda vardır. gerek yok.

peggy +1

yaban hayati fotograflari albumu alin. fotograf avciligina yonelir belki geberesice

www.youtube.com şu şarkıyı aç arka planda ayrılırken

php'de basit bir şekilde yapılabilir.

rezerve

Windowsun kendi scheduleri var task. Ordan o vidyo çalıştırılabiliro saatlerde de denemedim böyle ir şeyi. Programa da denk gelmedim.

taş devri olmasa da MÖ2000li yılları anlatan muazzez ilmiye çığ'ın sümerler üzerine kitapları var.

Yeryüzü Çocukları serisi tam aradığınız seri olabilir.

Bence uydurma hikayelereen ziyade bilimsel kaynaklara dayali eserleri okusaniz/izleseniz daha keyifli olur.

kitap değil ama film tavsiye edebilirim. quest for fire isimli film beni bayağı etkilemişti. 80.000 yıl önce ellerindeki ateşi korumaya çalışan bir erken homo sapiens kabilesinin hikayesini anlatıyor. ki iron maiden'ı da bayağı etkilemiş olmalı ki aynı isimle şarkı yaptılar zamanında.

bi film daha var.
www.imdb.com

Jack London'ın Adem'den Önce diye bir romanı var ama tam taş devrini karşılamıyor sanki. yine de ilginç bir roman. Hafiften o dönemi esprili bir şekilde anlatmış. Bak istersen.

İkisini de sevmedim 25 K

İkisini de beğenmedim ama ilki o koca logo yüzünden özellikle kötü.

ikisi de kotuu. ikisini de tercih etmem.

İkisini de tercih etmezdim 30 k

ilkini 20lerin başındaki özel üniversite kızlar kullanıyor.
30lu yaşlarımda iş kadını olsam, ikincisini tercih ederim. başka seçenek yok mu bu arada? ikincisinin modeli de bilindik ama bana acaip kullanışsız geldi sapının yeri ve boyu falan.

İkisi de değil. 28 K

Ikisi de guzel degil + 1

27 k

ikiside güzel değil 33 m

ikisinden biri tercih edilecekse 30 yaş için 2.yi seçerdim. 25k

hicbiri 36t

ikisi de kötü ikisi de cafcaflı. siyah zarif sade bir çanta almanı öneririm. belki üzerin de gümüş taşlar olabilir.

ikisi de kötü
guess al
27 e

birincisi plaj cantasinin kimil kimil gibi olani.
ikincisini de pek begenmedim ama daha bir oluru var gibi.
bu arada kadin cantasindan da hic anlamam.
32 E

ikisi de değil 30 k

ikisi de değil + 99

guess + 1

www.boyner.com.tr

ikisi de 45 yaş çantası. bi güzel david jones alsanıza

A/C devrede olmadığı zaman araç motor sıcaklığı ile ısıtma yapar eger A/C (klima) devreye sokarsan klima kompresörü ile ısıtma yapar aradaki fark birinde klima devrede yani kompresör devreye alınır dolayısı ile ekstra güç harcar diğeri ise motorun sıcaklığı ile ısıtma yaparak ekonomik olur

Açıkcası A/C açık olmadığı için araç içini ısıtmak için motor sıcaklığı kullanılıyor ve klorifer ile ısınıyorsunuz. Araç içi 25°C olduğunda ise termostat sıcak hava akışını kesiyordur. Bunun da yakıt sarfiyatını çok büyük bir etkisinin olacağını sanmıyorum. Ama sonuçolarak kalorifer motorunu çevirmek için bir güç gerekli ve illa ki az da olsa bu yakıt tüketimini etkileyecektir.

Alsancak garından direk havaalanına metro ile ulasım var ve tam merkez alsancak oluyor. eğer çok farklı bir saatte uçmuyorsan. böyle yapabilirsin.

Merkez derken? Konak, Karşıyaka, Alsancak, Bornova?

Bu saydıklarımın hepsinden metro/izban ile havaalanına ulaşım imkanı mevcut.

rezil olduk koskoca galatasaray bir tane şut çekmeden maç tamamladı yarı sahamızdan bir ya da iki kere çıkabildik diyecek hali yoktu ya. Ha yüzü nasıl kızarmadı dersen onu bilmiyorum.

Bu oldu demiyorum macta once onun altini cizeyim fakat futbolu gercekten biliyorsaniz hakem sizin ritim bulmaniza izin vermediginde olusabilecek ataklarinizi daha baslamadan kestiginde yada rakibin faullerine izin verip onun ritm bulmasini sagladiginda maci kazanma sansiniz olmadigini da bilirsiniz. Hatali verilen/verilmeyen gol disinda skora etki edecek hata diye bir sey yok aslinda cunku penaltiyi da atamayabilir oyuncu yada ornegin Mario gomez in olcana yaptigi verilmeyen faul gidip gol olabilir.

Denizli dun bu karti oynadi.

Trabzon rize maci gibi uc ornekler harici ofside yada verilen veirlmeyen penaltilarla geriye dusebilirsiniz ama oynuyorsaniz geri gelebilirsiniz hakem sizi oynatmazsa bu mumkun olmaz.

Talihsiz açıklamalar

@wallcan yani galatasary oynamak için can atıyodu ama hakem mi engel oldu :)

Yahu geldiği hafta ofsayttan gol ile puan alırken açıklama yapma gereği duymadı da ilk yarısında şut çekemeyip, orta yapamadığı maçta mı açıklama yapma gereği duydu? Fenerbahçe'nin başındayken de yapıyordu bunları. Malesef ucuz numaralar ve kendisine yakışmadı. Çıkıp "bombok oynadık, ama üzülmeyin gereği yapılacak" deseydi en azından "Mustafa Denizli be" derdik...

La beşiktaş son yılların en güzel futbolunu oynuyor. Feneri yenmiş. Galatasarayı eze eze yenmiş. Hatta 9 puan fark atmış. Sözlükte hala galatasaray yüceltiliyor. Beşiktaş yeriliyor. Yok şikeci kuşlarmış, yok tinercilermiş. La olm utanın artık be. Vazgeçin şu ağlaklıktan. Konuyla alakasız ama söylemek istedim.

Bizde de (Karşıyaka) bi ara Reha Kapsal vardı böyle açıklamalar yapan. "8 tane net gol poziyonuna girdik" falan derdi maç sonu. Toplam şut sayımız 3 olurdu.

(bkz: sözlükçülerin spotify çalma listeleri)
arada güzel listeler çıkıyor.

essential electronic

Reklam olacak ama radyo sevdalısı bir arkadaşımın aralarda seçtiği şarkılardan kmjlan bir liste var.
Ben onu dinliyorum sıklıkla, sakin bir müzik.

open.spotify.com

SAP'ye ve efaturaya geçiş.

SAP +1 , faturalara e-onay

Seyahat beyannamelerinin web üzerinden yapılması ve onaylanması.

yeni bir çaycı alındı en devrim bu

ben bütün elemanları işten atıp tek başıma yapamayacağım bütün işleri gönderdim. karlılık 10 kat civarı arttı. kafam da acayip rahatladı.

yatırım tavsiyesi değildir.

mevzuat, ivir zivirla ilgili wiki sayfasi olusuturuldu.

silecek koluna bak

@kung fu ayicik

Orada herhangi bir ibare yok. Özelliklerinde ve ön camdan sensör görülebiliyor. Yani oldugu konusunda süphem yok.

ya git arabaya bir dene
silecek kolunu aşağı yap yukarı yap oyna biraz bulursun zaten ayarını
ayar yaptıktan sonra sensöre su dök zaten anlarsın çalıştığında
git dene :)

şöyle bir şey buldum ama: www.myturbodiesel.com

Kullanim kilavuzu??

normalde yağmur sensörlü araçlarda silecek kolu bir tık yukarı çekildiğinde aktif olur; yağmur yağınca veya cam belli bir miktar ıslanınca silecekler otomatik çalışır.

normalde yağmur sensörlü araçlarda silecek kolu bir tık yukarı çekildiğinde aktif olur; yağmur yağınca veya cam belli bir miktar ıslanınca silecekler otomatik çalışır.

Volvo v40.

Başka öneri sunamasam da Son olaydan Sonra bence vw den uzak durmakta fayda var. :(

leon fr

megane 3 coupe

1: Nette bazal metabolizmanı hesaplaman için araçlar var. Oraya bu bilgilerini gir, günlük aktivite oranını da gir senin bazal metabolizmanla günlük ihtiyacını belirler. O günlük ihtiyacına +500 kalori ekle. İhtiyacın olan kalori o.

2: Şablon makro %40 karbonhidrat %30 protein %30 da yağ ama bu oranlar allahın emri değil, gelişimini takip ederek oynamalar yapabilirsin bunlarla.

hava kararmışken ve gidiş-geliş bölünmemiş bir yolda yapıyorsa; dikkatini çekmek için uyarıyor olabilir. bu tip şartlarda selektör yapanlarla aynı sebebi olabilir.

karsıdan gelen yapıyorsa radar olabılır. genız buyuk arac oldugu ıcın sollamaya cıkma manasında olabılır, serıdınden tasmısındır fln olabılır. ıkaz manalı.

aynı yondeysenız, sollamaya cıkmadan once yapılır yazılı olmayan bısey bu da.

Bazı mal sürücüler sadece iki far görünce normal araba mı ağır vasıta mı ayırt edemiyor dibine girene kadar. Öyle çok kaza oluyor. Üst ışıkları yakıp kapatınca ben tırım ona göre gel demiş oluyor yani.

Bunun markası adidas, ama mağazada satılıyor mudur takıma özel mi üretiliyordur onu bilmiyorum.

fenerium'da var.

www.fenerium.com.tr

bütçe?

burj al arab

www.ankasanat.com
uvv beybi en sevdiğim :))

uçak bileti olabilir.
çizim tableti olabilir
www.vatanbilgisayar.com
yem den kitap olabilir
www.yemkitabevi.com

Güzel bir tasarım ürünü alabilirsiniz. Ev dekorasyonu mağazalarına bakın.

Şunlar da fikir verebilir: www.giftforarchitect.com

Ilginiz icin tesekkür ederim. Son olarak böyle bir seyde karar kildim:

www.trendversand.ch

el yapimi ve tamamen atik metallerden yapilmis.

bütçe 1000 tl civarıysa günübirlik mardin, urfa, antep gidip gezin.

www.biraskfilmi.net

150 mm üzeri objektiflere bakın. normal bir çekimde ortalama olarak 200-300mm iş görüyor ama sahanın bir ucundan öteki ucu için daha yüksek objektiflere ihtiyaç duyabilirsiniz.

tamron olur sigma olur 70-300mm lensler işini görür.

Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nin orada bolca var bu işi yapan kişiler.....

Muhakkak uğra oraya.

sanmıyorum belki usb port eklerler fazladan.

cook dusuk ihtimal. mac eventi nisandaydi sonucta yarin iphone / ipad / ipod / ios gunu. yani dendigi gibi bir sey olursa da ufak bir sey olur araya sıkıştırırlar.

keynotu'un ağır topu el capitan olucak. macbook pro zaten revizyon geçirmişti. şu an elinizdeki son sürümde radikal bir değişiklik beklemeyin.