Ekşi Duyuru

Takbis belgesi ile yapılacak bir iş yok hocam. Aaaa stormborn’un takbisi var elimde ne yapabilirim bununla diye düşünse hiçbir şey cevabını verir kendi kendine.

Tapu kayıtları herkese açık zaten. İstese gider tapudan bakar aynısına zaten. Sorun yok yani.

Kendini sağlama almak için istemiştir. Ev sizin mi değil mi bilmeden sizin adınıza kiralarsa problem yaşama ihtimali var. Panik yapacak bir durum yok.
Not: avukatım

Teşekkür ederim:)

değil tabii ki. transkript niye var o zaman?

ama okuldan mezun olunca verilen diploma ekinde başarılı olduğun not gözükür.

Sıfır araba almak kolay. Bayiye gidip araç var mı, kendi kredi çözümleri var mı, ne zaman teslim alabilirsiniz gibi sorular soracaksınız. Beğendiğiniz aracı bulunca kapora göndereceksiniz. O size proforma fatura verecek. Onunla bankalara gidip krediyi soracaksınız.

Onunla birlikte yine kasko ve sigorta için aşağı yukarı fiyat alabilirsiniz ama genelde krediyi çektiğiniz kurum bunlar için de size yönlendirme yapacak. Aracın tüm değerine kredi çıkmaz. Yüzde 50-80 arası bir şey gelebilir.

Bunları hallettikten sonra bayiyle haberleşip banka ve peşinatları halledip araç teslim tarihini konuşacaksınız. 2-3 gün içinde plakayı bastırıp size verecekler.

Binip gideceksiniz. İlk 3 sene muayene yok. İlk yıl dolunca bakım için bayiye götüreceksiniz. Yine ilk yılın sonunda tekrar sigorta - kasko yaptıracaksınız.

İlk gün arabaya binip gideceğiniz için öncesinde biraz pratik yapmakta fayda var. Şu tiktak vs. Gibi hızlı araç kiralama yerlerinde biraz araç deneyimleseniz iyi olur. 1 saat bile olsa kendi başınıza araca binmeyi, çalıştırmayı, bi yerden bi yere gitmeyi, aracı bırakmayı deneyin.

öncelikle bddk kararı gereği sıfır tl ile araç alamazsınız. 0 km araçlar için maksimum %50 oranında kredi kullanabilirsiniz.

ayrıca kredi ile sıfır araç alınca kasko zorunluluğu var. o da büyük bir masraf. biraz para toplayıp araç aldıktan sonra birkaç saat direksiyon dersi almanız özgüven açısından faydalı olacaktır.

ilk arabası için kaparo vermiş ve mart ayının ortasını bekleyen biri olarak sizinle benzer durumu yaşıyorum. başarılar

Öncelikle yeni araç mı alacaksınız, kullanılmış araç mı alacaksınız, bunu belirleyin. Kullanılmış araçlarda kilometre önemli. Kilometre size aracın ne kadar yol gittiğini gösterir. Bu değer yüksekse daha fazla kullanıldığı ve yıprandığı anlaşılır. Kilometresi düşük araçları seçin. Ekspertiz raporu önemli. Araçtaki sorunlu yerler size bildirilir. Aldığınız aracın motorunda sorun olabilir. Burası Türkiye olduğu için iki hurda aracı birleştirip kazasız notuyla satan kişiler var. Hava yastıkları, emniyet kemerleri çalışmayan araçlar var. Bunlar önemli şeyler.

Mümkünse sıfır araç alın. Güvenlik her şeyden önemli. Kaza yapmayacağımı düşünüyorum gibi bir düşünce olamaz. Kaza insanların kontrolü dışında gerçekleşen bir şey. Birinin size çarpmayacağını nereden biliyorsunuz? Böyle bir durumda aracın parçalarını değiştirmeniz gerekecek. Bu da servis, tamirci ağının yaygın olmasıyla ilgili. Gidip de parçası bulunmayan ya da parçası pahalı araba alırsanız sorun yaşarsınız.

kredi bilmem ama i10 benzin otomatik al.

Önemli tavsiyeler verecegim, lütfen dikkate al.

1- yapma diyenlerin yanindan acilen uzaklaş. Acilen diyorum bak. Asla dinleme, durdugun her gün hatta her saat zarar, derhal bir araba al. Mutlaka araba al.

2- MUTLAKA AMA MUTLAKA piyasa arabasi al. Asla piyasa arabasi olmayan bir modele yanasma. Piyasa arabasindan kastım su, piyasada tutulan, cok satilan, 2.elde piyasasi hareketli olan herkesin altinda olan modellerden al. Bu modellerin bir cogunun alzeme kalitesi düşüktür veya konfosrsuzdur vs bu yuzden sorduğun bazi insanlar o araba alinir mi ya teneke o falan diyeceklerdor ama dinleme, teneke de olsa piyasa arabasi al. Onemli olan karlı bir alışveriş yapmis olman. Piyasanin sevdigi modellerden al.
Eger bir araba cok satilmiyorsa, piyasa o aracı sevmiyorsa emin ol mutlaka bir nedeni vardır. Ve ilk arabsini alacak tecrubesiz birinin basini cok agritir bu tutulmayan modeller.
Yani piyasa arabaso olmayan bir modele sahip olmanin sana yasatabilecegi sıkıntıları yazmaya kalksam sayfa yetmez. O yüzden ayrıntıya girmiyorum ve tutulmayan arabalari alma diyorum kısaca.
Krediyle araba alacağına gore cok bol parası olan biri de degilsin, bol parası olmayan insan kesinlike piyasa arbaasi almalı. Clio, corolla, yaris, i20, egea, megane, polo vs bunlar piyasada tutulan modellere ornek.


3- araba alırken danistigin ve bu arana alinir mi, su araba iyi mi, hangisini alayim vs diye sordugun insanlarin buyuk cogunlugu rasyonel dusunerek cevap vermeyecek ve kendi zevklerine yasam tarzlarina psikolojilerine gore cevap verecekler, olaya mantiksal degil duygusal yaklasacaklar. Kendi hosuna giden modelleri markalari onerecek cogu. Hosuna gitmeyen aracalari da kotukeyecdkler ayni sekilde. Fiyatı uygun, parçası ucuz ve parçası bol, arizasi az, motoru sağlam, piyasasi hareketli ve servis agi geniş akari kokari olmayan mantik arabasini sirf tipini, malzmee kalitesini kozmetigini vs begenmedigi icin kotuleyecek bircok kisi. Yani hepsi demiyorum tabii ama cogu boyle yapacak.

Dolayısıyla sana su modeli al su markayi al veya falanca modeli alma sakin vs diyenlere sebeplerini sor. Neden bunu alayim veya sunu denen almamaliyim? Sana ne gerekce gosterdiklerine bak. Gosterdikleri gerekceden az cok anlarsın rasyonel mi düşünüyorlar yoksa kendi zevklerine keyiflerine gore mi fikir veriyorlar. Bunu alma bunun arizasi cok ve sana cok masraf çıkartır diyorsa adam orada dur mesela, gercketen almaman gereken bir model olabilir o. Ama "o araba kotu, tirt araba, dandik mal, teneke onlar" gibi gibi argumanlar genelde oznel fikirlerdir. Yani ilk arabansa, tecruvesizsen ve cok fazla bir ekonomik gucun de yoksa aracın ic kimsindaki malzeme kalitesi, yok efendim kapi kollari koltuk dosemesi direksiyon simidinin yumusak kaplama olmamasi vs oncelikli tercih sebebin olmamali. Malzemesi dsha kaliteli diye sana ariza cikartabilexek, parçası pahalı, arizasi cozilemeyecek veya cok yüksek maliyetlerle cozulecek seni yiprstacak bir model almak istemezsin.
Uzaktan sunu al bunu al demek kolaydir insanlara. Veya sunu alma bunu alma demek.

Örneğin manuel sakin alma otomatik al der kimisi, istnabulda manuel kullanılmaz falan diye. Ama bu oznel bir sey biraz da. Ben sahsen manuel kullammayi cok da dert eden biri degilim, benim icin bu önerinin bir anlami yok mesela. Cok iyi durumda ve iyi fiyata satılan bir araci sirf manuel diye kacirmak istemem ama arkadaşlarıma sorsam cogunun sabit bir fikri var o da "manuel alinmaz abi". Ama bana sorassan ozellikle de eski bir araba alıyorsam ben bilakis ozellikle manuel bakarim çünkü manuel kullanıyorum yıllardır ve alistim dert etmiyorum ve eski bir arabanin otomatik sanzimani ariza verme riski var ve otomatik sanzimanlar ariza verirse adamin ocagina incir agaci diker. Simdi arkadaşlarıma sorsam beni eski arac alacagim halde otomatik arac almaya yonlendirecekler ve belki de beni yakacaklar. Gibi gibi.

İnsanlar sana öneri yaparken neden o oneriyi yaptiklarini sor, oznel dusuncelerini mi söylüyorlar, kendi şartlarına zevklerine gore mi degerlendiriyorlar yoksa mantiksal rasyonel bir degerlendirme mi yapiyorlar anlamaya calis.


4- Bir cok kisinin sikintili ve ariza cikartmaya meyilli dediği modele birisi "ya kulak asma onlara, temizini bulursan ve bakimini duzgun yaparsan bir sey olmaz" diyen arkadaslarini dikkate alma. Bir sey olur arkadasim bal gibi de olur, bakimini neyini aksatmasan da olur ve neden oldugunu bile anlamazsin. Kumar oynama. Mimlenmis modellere girme.


Bir de 2. El araclarda km her sey değildir, zaman faktörü de önemli. Yani arac cok km yapmasa bile eski aracsa artik bazı arizalari vermeye meyillidir, zaman geçtikçe bazı parçaların omru azalir km yapmasa bile. Tabi burada yine marka faktoru onemli, örneğin cogu japon arabasi kendisinden cok daha yeni bircok markadan daha az ariza verir. Bilhassa Toyotalar.


Bu arada sifir araba almak kolay falan değil. Bayiye git kapora ver tamam falan oyle bir piyasa yok su an. O kadar kolay olsa 2.el piyasası boyle ucmazdi zaten.

seyler.eksisozluk.com

"şu an sıfır tl param var"
Araba tavsiyem yok ama kisisel finans acisindan, kendini tum paranla kredi oduyor bir konuma sokarsan hata yaparsin. Yani aylik araba kredisi odemelerine ek olarak kenarda para biriktirebiliyor olman lazim. Yoksa asiri riskli ve uzun vadede fakirlik doguran bir durum olur.

www.peevv.com.tr

www.cengizpakel.com

peevv +1

swiss modeli var bende. ön cebe sığıyor. çok pratik.

peev demeye gelmiştim <3

www.amazon.com.tr

Mühendis cüzdanı bu.

www.watchofroyal.com

grande gd755 aldım yeni, tavsiye ederim. Icindeki plastik kisim cikiyor. Kagit para tam sığıyor, tek kat ve kartlık gibi kibar.

volt lines' a bakabilirsiniz hocam. odtü teknokent' e paylaşımlı servisleri vardı en son.

Hayırlı olsun hocam. Teknokent'in servisleri vardı eskiden, fiyatları da fena değildi (ve şirketler çoğunlukla karşılıyordu). Artık yok mu onlar?

Bi diğer alternatif de aynı bölgeden giden birisiyle araba paylaşmak olabilir.

Ama odtü teknokent böyle bi yer maalesef. Dünyayı değiştiriyoruz bıdı bıdı diye bi araba kafa ütülerler, ama daha ulaşım veya köpek sorununu çözmekten acizler :/

@plutongezegendegilmi Teşekkür ederim. :) Maalesef artık servis olayı yok gibi görünüyor, ya da bir şekilde ben bulamadım. Şehirde de yeni olunca giden gelen birini bilmiyorum belki buradan ilgilenen biri çıkar dedim bir ihtimal. Köpeklerin de köpekliğinden şüpheliyim, at olma ihtimalleri çok yüksek bence.

Biz kampüse otobüsle gelip, kimlik gösterip içeri girdikten sonra minibüs bekleyip, minibüse 1 tl (çoooook yıllar önce) verip ya da ücretsiz öğrenci servisine binip, yokuş bitince, ya da minibüsler dönecekse teknokente yakın bir yerde inip yürüyorduk. Arabası olmayan insan için işkence ama katlandık. Köpekler saldırgan olabiliyor, özellikle baharda üredikleri zaman (kısırlaştırılmamışlardı o dönem) yavrularını korumak için (o yollar da ıssız oluyor hep). Bence minibüsle idare edip araba almaya odaklanın illa orada çalışacaksanız. Tahmin ederim ki durum hala aynıdır, hiç şaşırmam.

kurbanlık +1 demeye geldim :)

Hayırlı olsun bu arada.

Toplu ulasim Ankara'da deneyimlediginiz uzere oldukca kotu durumda. Herkes lanet gelsin otobusune de dolmusuna da belediyesine de diyerek imkani varsa araba alip trafige cikiyor, isler herkes icin daha da kotuye gidiyor. Sizin icin de, eger kisa vadede Ankara'yi veya Yasamkent'i terk etmeyi dusunmuyorsaniz, araba muhtemelen tek kalici cozum olacaktir.

Odtu ici ulasim icin saatleri uyar mi bilemem ama kampus ringlerine bi goz atabilirsiniz.

tim.metu.edu.tr

yukarıdaki cevaplarda neden ODTÜ içi ulaşımdan bahsetmişler anlamadım. Neyse ki ben işletme yemekhanesinde çadır kebap'tan bahsetmeyeceğim.(bakalım)
Odtü'nün metrosu var. Daha iyi bir ulaşım dünya üzerinde yok. Koru'ya kadar da otobüsle gitmek durumundasınız. Gerçi o istikamette neye binseniz Koru metrosundan geçer.
Ya teknokent tarafında inip yürüyeceksiniz -Silikon, galyum ya da Türk Telekom binasına rahat yürünür- ya da A1'de inip dolmuşa bineceksiniz. Otostop da çekebilirsiniz. Parmağınızı yukarı kaldırırsanız teknokent aşağı indirirseniz merkeze gitmek istediğinizi (öğrenci) belirtiyor oluyorsunuz. O saatlerde kapıdan girip teknokente gidecek olan olabilir.
Yolculuk toplamda bir saatinizi alır gibi fakat yapacak da bir şey yok. Bu arada araba alırsanız sadece teknokent kapısından girebilirsiniz ve sanıyorum ki otopark hala problemdir. Ama aracın artık bir avantajı var. Eskişehir yoluna çıkmadan arka yoldan yaldır yaldır gelebilirsiniz.
On yıl öncesinin bilgilerini yazdım o yüzden hata varsa kusura bakmayın ve hayırlı olsun.

Son olarak çadır kebap'ın efsane bir aşçısı vardı. Öğlenleri özel tabaklar hazırlıyordu. Gelen insanları hatırlayıp "dün mantar soslu tavşanı beğenmiş miydiniz, bugün cevizli börülceyi denemenizi çok isterim" kıvamında yemek imkanı sunuyordu. Hala var mıdır bilmem ama deneyimlemenizi tavsiye ederim.

dostlar romalılar

uzak demezseniz eryamanda iki yer var biri Eryaman Fetih Spor Akademisi, bildiğim bir yer hocaları bilgili ve düzgün insanlar.
diğeri Eryaman MMA Kickboks Yavuz selim mah. bunu arkadaşım önerdi iyi olduğunu söylüyor.

form data yerine body'de json olarak gönderin parametreleri. postman kullanıyorsanız gerek yok, ama curl falan kullanırsanız da "Content-Type: application/json" header'ını eklemeyi unutmayın.

Sınav tipine hoca karar verir genelde. Önce hangi okullardan yaz okulunda ders alabileceğinizi öğrenin (iyi bir okuldaysanız bu epey sınırlıdır). Sonra o okulların öğrencilerine sosyal medyadan ulaşıp o dersleri yaz okulunda genelde hangi hocaların verdiğini sorun. Sonra hocaya durumu anlatın. Olumlu bakarsa dersi alırsınız.

Sınıfta herkesle birlikte girdiğiniz sınavlarda bu durumu yaşıyorsanız belki hocadan rica edip sizi tek başınıza, bir araş. gör.ün veya kendi odasında sınava almasını isteyebilirsiniz. Bununla uğraşacak birilerini bulabilirseniz (bana gelseniz mutlaka ayarlardım) o dersleri de halletmiş olursunuz.

Başarılar dilerim.

Benim zamanimda baska okulda ders alabilmen icin o dersin senin okulda o yaz acilmamasi gerekiyordu.

Her okulu da kabul etmiyorlardi, cunku dandik bir okulda o dersleri verip 4.0'la mezun olma ihtimalin var.
2 tane okula izin veriyordu bizimkisi.

Zaten boyle bir imkan olsa bana takik hocadan kurtulur diger okuldan alirdim ama her yaz aciyordu inadina.

Kendi okulunda açılıyorsa başka üniversiteden alınamıyor genelde. Ödev şeklinde sınava gelirsek, bizde iki ODTÜ mezunu hoca böyle yapıyordu. ODTÜ mezunu hoca varsa sor. Onlar gördüğüm kadarıyla bu tip şeylere daha açık oluyorlar.

PHP de Smarty de bilmiyorum.

Ama şöyle bişey var, bi template engine için, hatta genel olarak herhangi bir web uygulaması için, isteğin geldiği url'le servis ettiğin dosyanın arasında mantıklı bir bağlantı bulunması gerekmiyor.

Yani /ahmet.html dosyasına istek atarsın, site sana /bişey/mehmet.html ve /başkabişey/ali.xyz dosyalarını kombine eder döner, veya böyle dosyalar hiç olmayabilir, başka sunucuda olabilir vs. Yani illa bir iletisim.html arama url o diye.

Canlıda çalışıp lokalde çalışmaması acaba web sunucusunun bir ayarı var da o yüzden mi diye düşündürdü. Artık apache, tomcat, nginx vs. ne kullanıyorlarsa onun ayarlarına bi bakabilirsin bişeyler dönüyor mu orada diye.

Bir başka yöntem, iletişim sayfasında geçen herhangi unique bir kelimeyi proje içinde aratmak olabilir. Oradan o sayfa nasıl oluşturuluyor onu anlamaya çalışabilirsin.

@pluton, aldığım en mantıklı tavsiyeler hep sizden oluyor, teşekkür ederim.
Projede unique kelimeler aradım ama yalnızca smarty template belgesi olan iletisim.tpl içinde var. Diğer bütün sayfalarda bu yapı aynı ama nedense diğerleri lokalde çalışırken iletişim çalışmıyor.

Projenin .htdocs dosyası olması gerekiyor mantıken apache konfigürasyonu için ama ne hikmetse o da yok? Ne Cpanelde, ne FTP içinde, ne lokal kopyamda... Çıldıracağım.

xyz.com/index.php yaptığınızda açılıyor mu?

Default htaccess dosyası araştırıp koyarsanız çözülebilir.

@atom myurl.com/index.php yine beyaz ekran dönüyor. Projede htaccess var. İçeriği şöyle:

RewriteEngine On
RewriteCond %{REQUEST_FILENAME} !-f
RewriteCond %{REQUEST_FILENAME} !-d
RewriteRule ^anasayfa/? index.php [NC,L]
RewriteRule ^iletisim/? iletisim.php [NC,L]
RewriteRule ^urunler/? urunler.php [NC,L]
RewriteRule ^hakkimizda/? hakkimizda.php [NC,L]

<IfModule mime_module>
AddHandler application/x-httpd-ea-php73 .php .php7 .phtml
</IfModule>

PHP kullanıyorsan Apache vardır sunucuda diye düşünüyorum. Yeni sertifikayı verdilerse:

1- Yeni sertifikayı sunucuya gönder/yükle (ben scp kullanıyorum genelde)
2- Apache konfigürasyonlarından yeni sertifikayı ekle, eskisini sil (eskisini direkt silme, yedek al. Yenisini ekle derken kastettiğim de işte bi klasöre koyup Apache ayarlarından "kardeş senin sertifika burada" diye path verme işi. httpd.conf diye bi dosya varsa onun içinde oluyor genelde bu ayarlar.)
3- Apache'yi restart et

Şeklinde güncellenebilir bence. En azından ben NGINX kullanırken kabaca buna benzer şeyler yapıyorum.

@pluton Bu Sanal Pos için de geçerli mi, emin misiniz? Normal SSL sertifikası bu şekilde tamam ama POS sertifikası için emin olamadım.

POS hakkında hiçbir fikrim yok.

covid geçirip 2. aşıdan sonra ateşten tir tir titreyen insanlar gördüm. vücut 2. dozdan sonra daha çok tepki veriyor sanırım.

en son değiştimi bilmiyorum ama aşı randevusu alırken yeterli süre geçmediyse sistem randevu vermiyordu.

Değişmiş sanırım, aldı ve oldu aşısını çünkü yakınım.

iki aşımın arası 3 haftaydı. 184 daha net bilgi verebilir.

Ben 4 hafta bekledim aynısı bana da oldu, bir gün sürdü, sonra bıçak gibi kesildi ve çok iyiydin. Parol alabilir 37 derece çok ciddi değil, bol sıvı alıp dinlensin.

benim de öyle oldu aşıların arasında 5 hafta vardı sanırım. ikinci aşıyı olduğum akşam ateş ve titreme oldu bayağı.

ates, hasta hissetme vs. normal, cogu kisiye oluyor 2-3 gune toparlanir. 2.5 hafta bir tık erken ama aşırı degil, bir sey olmaz.

Git.

Daha önceki duyurularınızı da şimdi okudum. Bence ailenin size bakışını gözlemlemek için harika bir fırsat olur. Gitmenizi tavsiye ediyorum.

Biraz yuzsuzluk olmaz mı? Bir de korkuyorum bir şey daha der yine kirarlarsa beni diye...

gitme ağırdan al.

gitme. muhafazakar aileler kız tarafının istekli olmasını "oğlumuza yamanmaya çalışıyor" olarak yorumlar.

Gitme, ayrı bir ortamda tanışma ayarlasın sevgiliniz. xrated +1

gitmezsen sevgilinin mezuniyetini kacirmis olacaksin. eger ilerde evlenirseniz pisman olabilecegin bir sey olabilir bu da. ben olsam mezuniyete tek basima giderdim ve torenden ciktiktan sonra sevgilimin ailesiyle beni tanistirabilecegi bir ortam ayarlamasini ister o sekilde tanisirdim. cunku sevgilinin olmadigi ve odagi sen ve sevgilin olmadiginiz bir ortam sanki cok saglikli degil aileyle tanismak icin bence.

yazacaktim unutmusum, bir de sonucta er gec tanisacaksin isler ciddilestikce. kiracaklarsa o zaman da kirabilirler ve isler ilerledigi icin daha uzucu olabilir ikiniz icin de. yani olacak olan ne kadar erken olursa o kadar iyi bi yerde. o yuzden yuzsuzluk gibi olmaz ama onlar o tavri takinirlarsa bile sen de isin ciddilesmeyecegini idrak edip kendi yoluna bakmis olursun.

Bence sevgilinize sorsanız daha iyi olur. Yani ailesi sizden nefret etmiyorsa, size direkt hakaret etmedilerse neden sorun olsunki. Arkadaşlar bir birbirlerinin mezuniyetlerine katılıyorlar. Siz birde sevgilisiniz yani sevgililiği geçtim kaç yıllık tanışıklığınız var. Hazır ortamın gözdesi siz değil sevgilinizken görüşürseniz daha iyi olur. Oturup saatlerce sohbet etme durumunuz olmayacak, rahat edersiniz. Hem sizi tanımaları iyi olur o eğlence sırasında.

Ben eski duyurularınıza baktım, daha mezun olmadab ailelerin tanışmasını istemeniz, bunu tek taraflı talep etmeniz bu mezhep-din mevzusundan daha rahatsız edici olmuştur. Yani oğulları daha mezun olmadan, işi gücü düzgün oturmamışken, sizin bu görüşme, işi ciddiye bindirme isteğiniz sempatik gelmemiştir.

GoodMorningTeacher: Işi ciddiye bindirmek değil, iki yıldır birlikte olduğum ve bir yıldır birlikte yaşadığım adamın ailesini tanımak istedim. Bir yandan okuyorum ama bir yandan çalışıyorum, yazilimciyim, benim isim gücüm düzgün oturdu. Sevgilim de askere gitmeyecek ve Ailesinin bulunduğu şehirde (benden 3 saat uzak) bir işe baslayali bir ay oldu. Vakti değil miydi en azından tanışmanın?

Her ailenin düşünce yapısı çok farklı. Kimi aileler çocuklarının 2 aylık sevgililerini tanımak, evinde ağırlamak istiyor. Kimisi tanışmak istemiyor, mesafeli davranıyor. Belki sizin sevgilinizin ailesi ortada ciddi bir ilişki, yüzük olmadığı için görüşmeye gerek duymuyordur. Ya da sadece mesafeli olmak istiyorlar, ayrı şehirlerde yaşıyorsunuz. Böyle genç yaşlarda çocuğu olan ailelerin son derdi mezhepler olur hele sizin gibi ortada ciddi, yüzük takılan bir ilişki değilse Belki sadece aynı evi paylaştığınız için bile sizin ilişkinize ön yargılıdırlar.

Ben 24 yaşındayım, bu yıl bir arkadaşım -erkek- evlendi, sevgilisi ile liseden beri beraberlerdi, nerdeyse 10 yıldır tanışıyorlar, yüzük takılana kadar hiç kızla arkadaşımın ailesi tanışmadı. Nikaha kadar da iki kere organizasyon için, sonra sözde ve nikahta görüştüler. Toplam 4 kere görüşüldi. Bunun dışında hiç ne ailesi kızı tanıyalım dedi ne de kız ailesini tanıyayım dedi.

Sizin tanışmak istemeniz çok normal, sonuçta kaç senedir tanıdığınız, arkadaşlık ettiğiniz, sevgili olduğunuz, aynı evi paylaştığınız biri sevgiliniz. Onu tanıdığınız kadar, ailesini tanımak istiyorsunuz. İnsanlar arkadaşlarınıa aileleriyle görüştürüyor. Belki sizin yerinizde başka biri olsa hiç tanışmak istemeyecekti.

Ben yerinizde olsam güzel güzel giyinir giderdim, kendimi övüp dururdum, şirin-güler yüzlü davranırdım ailesine. Sonuçta ortamın gözdesi olmayacaksınız, ilgi sizin üzerinizde olmadığından rahat edersiniz. Hatta sevgilimle annesinin fotoğraflarını çeker, annesinden numarasını alırdım fotoğrafları size göndereyim bahanesiyle. Ama hiçbir şekilde bu tanışma isteğinden, tartışmadan vs. bahsetmezdim. "Mezuniyete geldi de bize bir selam vermedi", "Kaç senelik sevgilisi ama oğlumun mezuniyetine gelmedi" laflarına gerek yok.

GoodMorningTeacher: Bilmediğiniz, önceki duyurumda belirttiğim bir nokta var. Ben ciddiyete bindirmeden sadece tanışmak istedim ama sevgilimin ailesi ona sadece ciddi olduğun kişiyi getirirsin demiş. O da ben ciddiyim diye atılmış. O zaman mezhep meselesini açmışlar.
Sebep düzgün bir işi olmamasi olabilir evet ama açık açık onay vermiyoruz bu işe, tanışmak istemiyoruz demiş insanlar. Gidip hiçbir şey olmamış gibi sirinlik mi yapayım? Birlikte yaşadığımızı benim ailem biliyor ama onunki bilmiyor bir de. Dinim konusunda bile yalan söyledi sevgilim, ben çocukluğumdan beri ateistim. Güzel giyin diyorsunuz ama ne giyeceğimi bile bilmiyorum, daha önce halter yaka bir atlet ve yüksek bel kot pantolonla fotoğrafımı görüp fazla açık giyiniyor diye yine olay çıkarmışlar.
Yukarıdaki gibi yamanmaya çalışıyor lafı geçmez mi sizce gidersem? Ya da gülüşüme, takıma, saçıma başıma bir kulp bulup sorun çıkarıp gününü mahvederlerse sevgilimin?

Ben, siz sadece sevgilinizin ailesiyle tanışmak istediğiniz için olaylar çıktı, sizlere ön yargılılar sanmıştım. Bu detayları bilmeden az öncekileri yazdım özür dilerim.

Hala iyi niyetle sevgilinizin mezuniyet gününü düşünmenizi çok takdir ettim. Tatlı tatlı ne giysem uygun olur düşünmeniz bile çok ince. Sevgilinizin ailesinin sizinle ilgili böyle olay çıkarması, sevgilinizin size bunları yansıtması çok üzücü.

Böyle bir aile, isterseniz onların mezhebinden olun, onlar gibi giyinen biri olun yine sizinle ilgili olay çıkaracaklardır. Kendiniz gibi giyinip gidin mezuniyete, saçma bir kulp bulup kavga edecekler diye endişe etmesi gereken siz değilsiniz, sizin sevgiliniz bu dengeyi kurmak zorunda. Sevgilinizin ailesinin haddine değil sizi eleştirmek. Çok çirkin yaptıkları. Ama sizin gitmemek için nedeniniz yok, gidin bence. Olay çıkaramazlar, en fazla surat asarlar ama sanmıyorum onu da yapmazlar. Bu tip aileler genelde kendi içlerinde olay çıkarırlar.

Ben yerinde olsam gitmezdim. Mezuniyet gunu zehir olabilir. Seni nasol karsiylayacaklarini ne tepki verileceğini bilmiyorsun. Daha sıradan bir zamanda denerdim alistira alıştıra. Mezuniyet toreninde pat diye karsilarinda belirme.

Bahsettiğiniz tür bir hikayeyi göz önüne alırsak; "ilk görüşme" için fazlasıyla riski yüksek bir tercih olur bu.

Hem sevgilinizin mutlu bir günü burnundan gelebilir hem de sizin açınızdan unutulmayacak bir tatsızlık hatırası yaşanabilir.

Bence böyle bir riske girmeye hiç ama hiç gerek yok.

Ailelerin aptal hareketlerinden brii daha gitme doğrudüztün bir ortam olsun +1

duygularınızı, önyrgılarınızı, düşüncelerinizi kontrol edebiliyorsanız, gidin. insan tanımak için mükemmel bir ortam.

hata lokasyon değil mail de. başka maille deneyin.

@buenosdias Hangi e-maili denersem deneyeyim aynı hatayı alıyorum.

yok türkiye'de

Düzceyi bilmiyorum, yaptırırsanız eğer araştırıp bir hastahanede yaptırmanızı öneririm.

Hastahanede yaptırdım, herhangi bir sorun yaşamadım. Çok büyük rahatlık diye de belirteyim :)

işe yarıyor ama güvendiğiniz, bildiğiniz bir yerde yaptırmanız lazım.
düzce'yi ben de bilemiyorum maalesef.

bildiğiniz bir güzellik merkezi yoksa hastane daha mantıklı olabilir +1.

cok memnunum, kendim icin yaptigim en guzel seylerden biri oldu. o kadar rahatim ki. koltuk alti ve bacak tuylerim tamamen bitti belki 6-7 yil oldu birakali ve bir daha da cikmadi dogum bile yaptigim halde.

Bu biraz kişiye göre değişen bir durum. 15 yıl önce lazer yaptırmış bir daha hiç tüyü çıkmamışlar tanıyorum ama benimkiler 1 yıl içinde eskisi kadar görünür olmasa da tekrar çıkmaya başladı. IPL cihazı aldım, iki ayda bir üstünden geçiyorum ve tamamen tertemiz. Bu tarz bir çözüm belirleyebilirsiniz belki siz de.

işe yarıyor kesinlikle. 5-6 sene sonra ufak tefek çıksa bile ince tüy çıkıyor.

4 sene önce gitmiştim sekiz seans olarak , hepsi neredeyse geri çıktı. Pişman oldum ben yaptırdığıma. Şimdi aldım bir vücut traş makinası istersem kesiyorum, çok daha mutluyum.
Not :erkek

Ben de buz lazer olayına girdim, er kişisiyim, göğüs ve karın için 8 seans falan gittim ve %10 falan bir fayda gördüm. Param boşa gitti de diyebiliriz.

Ben buz lazer yaptırıyorum. İlk sekiz seans bitti ikinci sekiz seansı aldım. İkinci tura düzenli gitmiyorum iki ayda bir falan oluyor bazen regl, tatil falan rastlıyor vs. Ben de çok fark etti. Bacaklarım çok tüylüydü çok azalttı, kılları inceltti. Diz kapağımda var bir de kollarımda kaldı biraz. Diğer yerlerimden memnunum.

Bu arada korona zamanı her yer kapalıydı ipl cihazı almıştım o da işimi gördü.

Üçüncü turu da satın alırım ama yapan değil.

kadınsanız koltuk altına sakın yaptırmayın.

Ben beş yıl önce genital, koltuk altı ve tüm bacak 4 seans aleks lazer yaptırdım.
Alt bacak tamamen bitti diyebilirim, %5 kalmıştır en fazla.
Üst bacak ince tüy olduğu için yarıya indi. Öyle de kaldı.
Genital yarıdan fazlası gitmişti ama şimdi eskisinin yarısı diyebilirim.
Koltuk altımda da yine yarısı tekrar çıktı.

Hamilelik döneminde hormonlar yüzünden tekrar çıkabiliyor diye okumuştum, belki o yüzden koltuk altı ve genitalde çıktı tekrar bilemiyorum ama alt bacak mis gibi kaldı öyle.

Ben az seans yaptırdım ona rağmen memnun kaldım performansından. Buz lazer yüzüme yaptırdım, olmayan yerlerde çıktı maalesef. Onu öneremiyorum bu yüzden ama aleksandr ile bir ara tekrar başlayacağım. Bir doktorun güzellik merkezinde yaptırmıştım, yine oraya giderim muhtemelen. Çevremde çok memnun kalıp cillop gibi gezen arkadaşı var. Belki ben de seansı artırsam olurdu ama işte belki de hamilelik dönemi gerçekten etkiliyor :/

Başlık yanlış. Bu yazının ana teması ailesinin değil, sevgilinin tavrı.

Nasıl davrandığına dair daha detaylı bilgiye ihtiyaç var ama sadece görünen kadarnda benim de sevgim/saygim bitebilirdi. O halde devam etmek de zor ve gereksiz zaten.

Ama dediğim gibi çok yüzeysel bir yazı bu. Sevgilinin aldığı tavra dair daha fazla detay gerekli

23 yaşında henüz çok genç. Böyle şeyler doğal.
Ama birbirinizi en iyi siz tanıyorsunuz, ona göre Karar verirdim ben olsam.

Yaşınız daha çok genç

Böyle belirsiz durumlar için kendi geleceğinizin önüne geçmeyin, fırsatlar bir kere geliyor, sonrasında en çok siz üzülürsünüz.

Sorunuza gelince de, ilişkinize verdiğiniz değerler sevgiliniz ile aynı gelmedi bana. Sizin zorunuz olmadan kendi o tavrı koyabilmeliydi diye düşünüyorum.

bu durumu birebir yaşamış bir adam adam olarak şunu belirtmem lazım öncelikle: burada mevzu bahis 'sen' değilsin. öteki'ye yabancı olma durumu var. bilmediğine, onlara yıllar yılı yabancı gelene. sana değil yani bu tavır. öncelikle bunu bil.

ben sünniyim, eşim alevi. aslında sünniden beklersin böylesi tanışma durumlarında daha yobaz bir tavır. ama bizim durumumuzda eşimin babası benimle tanışmak istememişti ve ben de ayrılmaya karar vermiştim. sonra araya birileri girdi ve babası benimle tanışmak istedi. ben de gittim tanıştım, sonrası malum. beni çok sevdiler, evlendik.

genelde de böyle olur; ilk tanışmak istenmeyen el üzerinde tutulur ondan sonra. bir dediği iki edilmez. insanlar da benden çok beklemiyordu evlenmemi etmemi onca tavır sonrasında. fakat seviyorum diyorsan, bir ailesi tanışıp devam edin derim. güzel bir şeye sahipmişsiniz iki yıldır, karın ağrıtıcı bir mevzu da olsa denemeden karar vermeyin ayrılmaya.

yaşınız da küçük, şu yaşınızda, şu bilgi birikiminizle uğraştığınız şeye bak... bu devirde bunu mu yaşayacaktım diye düşünüyorsun. hayata karşı çok öfkelisindir, seni çok iyi anlıyorum aynı şeyleri yaşamış bir adam olarak. ve sonuna kadar da haklısın, hatta öyle ki sadece sen haklısın... ama oluyor, insan başına... dirayetli durursan geçer. ha sonrasında anlaşamazsınız, ayrılırsınız amenna. ama denemedik demezsiniz. erkek arkadaşına da kızma, çocuğun kaldığı durum ömründen zaten bir 5 yıl götürmüştür inan. ne yapacak 20 küsur yıllık ailesini silecek mi hemen?.. kimse ailesini seçemiyor işte. böyle işlenmiş bu boktan coğrafyanın kodları. mezhep dediğin şey siyaset; sünnisine bir, alevisine iki... alem uzaya çıktı, biz hala bir şeyleri beğendirebilme kafalarındayız...

aşılmayacak durum değil. sadece ne istediğinizi iyi bilin.

daha şimdiden böyle davranan bir ailenin çocuklarınız olursa nelere karışabileceklerini bir düşünün. sizce çocuğunuzu kendi değerlerinize göre özgürce yetiştirmenize izin verirler mi? hele ki eşiniz böyle biriyken... özellikle böyle bir konuda yanınızda duramayan biriyle bir ömür geçiremezsiniz. istediğiniz kadar aşık olun, ister kara sevdaya düşün, maalesef bahsettikleriniz kadarıyla böyle bir insanla (ve haliyle ailesiyle) evlenmek kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülüklerden biri gibi duruyor. yerinizde olsam ki ben de alevi kökenli bir inançsızım, böyle bir şey ima edildiği an alayını hayatımdan şutlardım.

Bence karşınızda tam karakteri oturmamış bir çocuk var. Henüz işi gücü yok, yaşlar küçük. Ailesi ciddi bir adımı onaylamamıştır ve çocuğunda aklını karıştırmak kolay olmuş olabilir. Siz de kariyerinizi ilişkiniz için riske atmakla büyük hata yapıyorsunuz. İlişki, sevgi önemli olsa da 27-28'den önce evlilik bu devirde zor. Önce olgunluk gerekli.

bu yaşta sadece sevgili olunur.. böyle ailelerle tanışmak gibi arabesk şeylerden uzak durun .. yurtdışı planını hemen hayata geçirin, 30 lara kadar evlilik planlamayın ..
sonrası insanların 23 yaşında yaptığı hiçbir şeyde maalesef mantık yoktur.. sadece ajitasyon ve demogoji hakimdir herşeye. insan yetişkin olmadan kaderini hep başkaları eline alır, olgunlaşın kimseye eyvallahı olmayan bir insan olun ve öyle bir insanla beraber olun . aileler sadece fon olmalı arkada o kadar.
direk yurtdışına gidin

Fizik, matematik, astronomi gibi bölümlerden çap ya da yandal yap eğer üniversitende varsa bu bölümler

Gabriel: İstediğim bir diploma daha değil, diploma umrumda değil. Bilgisayar mühendisiliğinin programlama kısmına değil matematik kısmına odaklanmak istiyorum kariyerimde. Onu nasıl yaparım?

(bkz: automata theory)
(bkz: lambda calculus)
(bkz: computer graphics)

Bunlar 1-2 yıl idare eder sanırım.

Ayrıca:
bartoszmilewski.com

Sarar mı bilmem ama neyin ne olduğu hakkında fikir edinmek için güzel:
plato.stanford.edu
en.wikipedia.org

plutongezegendegilmi: Bunlar harika, teşekkür ederim. Kolları sıvayıp girişeceğim yalnız bir sorum olacak, nasıl bir kariyer yolu izleyip planlamasını yapmalıyım ki işim tamamen matematikle olsun? Yazılımcı olmak istemiyorum. Gördüğüm tek seçenek akademik kariyer yapıp merak ettiğim konular üzerine yayınlar yapmak şu an...

"Sadece matematik" için akademi ne yazık ki. Ki orada da istediğiniz konuda çalışabileceğinizin garantisi yok. Bi de akademi sıkıcıdır (matematik var diye demiyorum), bürokrasisi ayrı hocalarla uğraşma ayrı, parasızlık ayrı bi durum.

Hem az kod yazıp çok matematikle uğraşabileceğiniz, hem de piyasada çalışabileceğiniz alanlar da var. Data scientist'ler (illa ML olmak zorunda değil) böyle işler yapıyorlar, benim denk geldiklerimin çoğunun doktorası falan da var. Biyoenformatik de benzer bir alan, TR'de iş yok ama bu biontech aşısı vs. sonrası epey ilerler herhalde.

Bir de algoritma yarışmaları / hackathonlar oluyor, yerinizde olsam onlara katılmaya çalışırdım öğrenciyken. Pratik yapmak için süper ortamlar.

pluton'a ek olarak, kendi gecmisimi de goz onunde tutarak cryptography ve computer vision(image processing, media processing vs) diyorum.

umarım yanıltmam, pek bilgili olduğumu söyleyemem ama, computer science diye fen fakültelerinde fizik, matematik gibi bir bölüm var. hangi üniversitelerde mevcut bilmiyorum, bir dokuz eylülde görmüştüm.

Salt matematik istiyorsam kriptoloji, reelde is yapma potansiyeli olarak veri analitigi benim ilgimi cekerdi sizin yerinizde olsam

istatistik önemli, bununla beraber, fizik (baya bildiğin fizik, oyunlarda çok kullanılır), kriptoloji de iyidir. bunlar dışında hackerrank, codeleet'deki soruları da çözmeyi deneyebilirsin. bunların içerisinde direk matematik ile ilgili olmayan sorularda var ancak matematik ile ilgilide sorular var.

birde matematik sorularının (olimpiyat soruları gibi) yazılım ile çözmeyi deneyebilirsin.

1- Çoğu üniversitede, çift anadal başvurusu için belirli bir ortalama ve hiç F dersinin olmaması şartı koşuluyor. Bu nedenle başvuramayabilirsiniz. Öncelikle yönetmeliği kontrol etmeniz lazım. Bununla birlikte bazı üniversitelerde çift anadal başvurusu için 3. veya 4. dönemi de bitirmeniz gerekebiliyor.
2- Yan dal için şartlar biraz daha düşük oluyor ama yine F notunuz olduğunda, yan dal yapmanıza izin vermeyen üniversiteler de gördüm. Yine yönetmelik kontrolü gerekiyor.
3- Girdiğiniz yılki puanınızı kullanarak, yatay geçiş yapma hakkınız var. Amma velakin bunun için mevcut bölümünüzü bırakmanız gerekir. Çift anadal, Açık öğretim, Konsenvatuar gibi durumlar haricinde aynı anda ikinci bir lisans programına kayıt yaptıramazsınız.

Sonuç olarak, okulun yönetmeliklerini kontrol edin. En azından danışman hocanıza e-posta atın. Veya okul adını söyleyin ki, belki kendi Üniversitenizden tecrübeli birileri yardım edebilir.

gençlik ateşi diyorum ben.

Selam +1;

Daha yolun başındasınız, bu tarz söylemler azalır, artar. Ciddiye almayın.

Nasil bir tavir takinmaliyim peki? Ciddiye alsam benim kalbim kirilacak, almasam onunki.

taktik icabı güven verip istediklerini almak istiyordur belki. hali hazırda istediklerini alıyorsa iyi niyetle gaza gelmiş bir arkadaştır. sen de arada bir gülersiniz işte.

Bence özgüven sorunu olan ve terk edilme korkusu olan biri. Sizin ona ne kadar aşık oldugunuzu yeterince hissetmek ya da duymak istiyor olabilir duyamadikca veya siz ondan daha olgun gerçekçi davrandikca da kendini daha kötü hissediyordur. Bu da bu konudaki imalarini sakalarini arttiriyordur. Çok sorun etmeyin ama baskı boyutuna gelirse tekrar değerlendirin durumu.

duruma göre değişir. her erkek ve kadının kendi zone alanı vardır, zone bölgesinde iyi birini bulunca ya da benim bulabileceğim en iyi bu diyince evlenmek ister. sen sevgilinin zone bölgesinde iyi bir yerdeysen neden düşünebilir, sadece aldatmak amaçlı dememiş de olabilir.

bir de bazı kişiler evleneceği kişiyi erkenden bulup geri kalan enerjisini akademik alana işine yöneltiyor öyle bir tip de olabilir yani.

30 yaşında biri olarak tavsiye, seviyorsan seviyorsa düzgünse, zone alanında iyi bir yerde ise gelişime açıkca neden olmasın. çocukta hemen evlenelim demiyordur. sonra üzülüyorsun. Değerli biri ise okdr olumsuz yaklaşma derim zamana bırak.

Elektrik mühendisliğindeyken bile her gün taşıdım

iyi bi bilgisayar al lazım cunku

Sırt çantası artı bir

Gaza gelip valizimsi bir sirt cantasi alma tabi. Cantanin kendi agirligi yuk olmasin.

Başka ihtiyacım olacak mı? Yüklemem gereken programlar, mikrofon, kulaklık falan?

mikrofonlu kulaklik herkese lazim. ofis programlari olsun bilgisayarinda.

baska programlari bilmiyorum, bilgisayar muhendisi degilim.

İlk sene zaten birer tane programlama dersin olur. İyi bir universitede kendi bilgisayarin olmasa bile olur lab.da halledersin ama sonraki yillar yanindan ayrilmayacak.
Hafif canta +1
Programlar okul mufredatina gore degisir

bana çok nadir lazım oldu. ders sırasında not almaktan dersi takip etmekten bilgisayara ihtiyacım olmuyordu. lab derslerinde zaten lab da bilgisayar bulunuyor. arada sunum için gerekli oluyordu o kadar. ama sen yine de al tabi, götüreceğin zaman olacaktır.

ilk sene genel dersler ve introduction tarzı dersler olur, hemen gaza gelip para harcamaya yer aramayın.

nuisance: Hesap yapıp, biriktirip hazırlıklı olacağım sadece. Why so bitter?

hdd si ssd olsun.
yoksa getir götür taşırken bozma riskin var

Serway'in kitabı hem basitten gelerek anlatıyor hem de mühendisliğin temellerini veriyor. Zaten büyük ihtimal serway kullanırsınız. İnternette soru çözümleri de var.
Dersler kesinlikle daha zor. 1. sınıfta kalırsanız uğraşıp durursunuz tek seferde geçmeye bakın temel dersleri. Zamanınız varken lise fiziğine göz atın kesinlikle. Okul müfredatında neler görüyorsunuz onlara bakın ona göre çalışın. Her bölümde aynı konular olmuyor. Sana basit basit anlatıp sınavda quizde hayvan gibi soru soruyorlar üniversite o bakımdan kolay gibi görünüp zor olan bir eğitime sahip.

Ben serwayden daha cok hallidayin kitabini seviyorum. Adini dogru yazamamis olabilirim.

Fizik 1 vektorlerden baslar, momentuma kadar gider. Fizik 2 de integraller falan isin icine girer.
Simdiden bisey calismana gerek yok bence. Birimleri bilmiyorsan onlara bir bak. Dersten sonra Serway ya da hallidayin sorularini cozdukce anlarsin. Yapilmayacak birsey degil ki bence lise fiziginden cok daha anlasilir.

@bahoho +1

Fizik mezunu olarak , temelde lise fizik ile hemen hemen aynı diyebilirim. Sadece çözüm yöntemi biraz daha tekniktir. Ağırlıklı türev ve integral bilgisi gereklidir.

Serway kitabını temin edin, internette çözüm kitapları da mevcut. bundan ders işlemeseniz bile sorularınız %90 bu kitaptan gelecektir

korkmanız gereken analiz/diferansiyel 1-2 dersi olmalı :)

> Lise fiziğinde bayağı eksiğim var, önce lise fizik çalışıp sonra üniversite fiziğe mi geçmeliyim?

Bilgisayar mühendisliğinin en belalı dersleri Matematik ve Fizik maalesef.

Onları hemen halletmeniz lazım ve ilk seferinde geçmeye çalışın çünkü yığılıyor hepsi geçmeyince. (tecrübeyle sabittir)

nokia 5210.

su geçirmez değil de su geçirmeye dayanıklı telefonlar için sony xperia lara bakabilirsin. z3 compact kullanıyorum gayet iyi :) ucuz modelleride vardı bakarsın. örn ; m2 aqua yakın zamanda m4 aqua çıkacakmış falan.

sony xperia z1 "compact" alabilirsiniz, su geçirmiyorlar kesinlikle.

2. el 600- 700 falan.

sıfırı da 1200 civarları.

konusu, oyunculuk ve finali...

finali beni şaşırtmalı filmin, yoksa boş iş...

Biraz daha ayrıntı rica edeceğim; konusu nasıl olmalı ki o filmi iyi ya da kötü yapsın örneğin? Oyunculuk nasıl olmalı?(Tabii burada The Room gibi oyunclukta da konuda da kötü olduğu bariz filmlerden bahsetmiyorum, biraz daha anlaması zor filmlerden bahsediyorum.)

Bir de slice of life tarzı, günlük hayattan filmler var, böyle özel bir konusu falan olmayan. Onlarda final yok örneğin, onlarda neye baksak?

mimikikili; Diğer türlerde dikkat etmek için güzel bir nokta, peki fantastik filmlerde nelere dikkat ediyorsunuz?

klasik kriterlerin yanısıra sahnelerin kamera açılarına-kadrajlarına da dikkat ediyom ben.

müzik önemli. filmin müzikleri iyi ise bende bir adım önde olur.

"müzik bir filmin koltuk değnekleridir. yürümüyorsa gereklidir." nuri bilge ceylan

bir çok kriter var
ilk olarak kamera açıları, sahne görünürlüğü falan
senaryonun kendi içerisinde tutarlılığı senaryo çok fazla çelişmeyecek
karakterlerin tutarlılığı, ir karakter hop iyi sonra kötü son iyi olmayacak
oyunculuklar, çok fazla sırıtmamaları ve karakaterin duygusunu yansıtabilmeliler
filmin konusu ve orjinalliği aynı konuyu 78 defa çekmenin lüzumu yok yeşilçam veya türk dizleri gibi
kurgusu, burada sınır yok işte, kafası çalışan yönetmen kurgucu her şeyi yapabiliyor
temposu, film bir durağanlaşıp bir hızlamayacak belli bir ivmesi olacak

tabi film türlerine göre iyi kriterleri değişir, fantastik filmlerde senaryonun gerçekliğine bakamasın sadece kendi içerisindeki uyumuna bakarsın, ama dramada gerçeklik ararsın, komedi için kaliteli bir senaryodan ziyade iyi yedirilmiş espriler ve tempo gereklidir. tarihi filmlerde gerçeklik ve doğruculuk gereklidir. belgeseller romantik değil, gerçekçi olmalıdır.

romantik komediler aptal filmleridir.
komedi, aslında şakaya maruz kalan için dramdır.

nbcye çok katılmam

Telefon markası? İnternet var mı yok mu vs. Az detay verseydiniz.

Marka modeli ne? Andoridlerde bir yedekleme yazılımı ile yedekleyebilirsin. Eski nokialarda ise nokia pc suite ile yedekleyebilirsin sanırım o yoksa rahat bir yöntemi vardır bulunmuştur tahminimce.

Haklısınız. LG, modelini bir araştırayım. İnternet var mı derken kastettiğiniz bu ise eğer evet, kablosuz ağları algılıyor ve internete bağlanabiliyorum. Android telefon, ama hafızası o kadar kısıtlı ki herhangi bir uygulama indiremiyorum, whatsapp tamamını kapsıyor.

Edit; LG E400

O zaman yedekleme şekline göre uygun backup uygulamasını belirleyip whatsapp'ı silip onunla yedekleyeceksin.

Backup to gmail gibi gmail hesabınıza yedekleyenler güzel oluyor kullanışlılık yönünden ama bir de txt, pdf gibi yedekleyen uygulamalar da iyi olur

atom karıncanın torunu; daha önce bir defa bu gıcık uygulamayı sildim, ancak sildiğim halde telefonun hafızasında yer açılmadı, sistemi sıfırlamak zorunda kaldım. Cevabınız için teşekkür ederim, gerçekten minnettarım, ama başka yolu yok mudur?

Hafızası nasıl çalışıyor bilmiyorum ama ayarlardan uygulamalara girip önbelleği temizle yapsanız falan?
Ya da şöyle bir şey var; yüksek ihtimal google play store vardır, bunu silin daha doğrusu güncellemesini kaldırın, isterseniz google play services'i de silin baya yer açılacaktır diye umuyorum o sırada işiniz görecek uygulamayı yüklersiniz.

Yine kullanmadığınız ama telefonun için de gelen ve kendini güncellenen uygulamalar da çok yer kaplar (facebook, varsa sinema, lg xyz falan).

lg'nin kendi yedekleme yazılımı vardır belki. onu deneyin

Ben sorunu bunlarla çözdüm: eksisozluk.com

bioderma sensibio ds+ kullanıyorum ben. epey faydasını görüyorum.

Şincik deri yapına bağlı bu:

Laktik asit en hassası cildiniz hassassa egzama vs varsa içinde laktik asit olanlardan birini alın.

Yok benim cildin yağlı, sivilce vs var diyosanız içinde salicylic acid olanlardan kullanın BHA da diyolar buna

2 si de değilse mandelic acid kullanın

edit: salicylic asid nütrigina visibly clear'lerde var. yurt dışından gelen biri varsa bunu istetin 41.media.tumblr.com

bugunku antremanda goz dolduran futbolcu; pullu ve kızarık ciltler için olduğu yazıyor o üründe, öyle bir cilt sorunum olmadığından emin olamadım. Siz o sorunlar için mi yönelmiştiniz bu ürüne?

gunes kremi sur mutlaka. clinique diyorum jel icin.

bende bu sorunlar ve sivilce vardı, sivilceyi de epey azalttı. kullanmayınca sivilce çıkmaya başlıyor hatta tekrar.

Lancome

gündüz kreminde güneş faktörü mutlaka olsun
insanı en fazla yaşlandıran şey güneş

çapa atmazsanız sürüklenir tabi. aslında çapa atınca da sürükleniyor derinliğe göre ama uyandığınızda kıyıya vurmuş olmazsınız en azından. çapa ağırsa çok sürükleneceğinizi zannetmiyorum.

çapanin ağırlığı ile duruyor galiba olduğu yerde değil mi? @aksimetre. yoksa bi yere saplanip sabitlemesiyle alakası yok bildigim kadariyla.

çapanın uçları sivri ve kıvrımlı olduğu için tekne sürüklenince kuma saplanıyor, bu da bir etken. ama çapanın ağırlığı daha önemli.

ekleme: aslında en önemli etken akıntı ve dalgaların o geceki hali.

Hem denizde, hem de nehirde aynı şekilde sanıyorum. Değil mi? Hiç müdahale etmem gerekmez araca sanıyorum kaldığım süre boyunca, yanılıyor muyum? Bir de kiralık küçük bir tekne ne kadara patlar merak ettim. Şöyle kamaralı, içinde tuvaleti falan olan bir şeyden bahsediyorum.

nehirde hiç tecrübem olmadı bilemeyecem. fiyatlar da bulunduğunuz yere göre değişir gibi. ben yerinizde olsam sakin bir koy bulup oraya demirlerdim, hiçbir sıkıntı olmaz.

Nehirde nasıldır hiç bilmiyorum ama denizde çapa atmanın bazı usulleri var. Yoksa akıntı ve suyun yükselip alçalmasıyla sürüklenebiliyorsunuz. Koylarda büyük ihtimal çok sorun olmaz ama açık denizde bu dediğim sorunlarla karşılaşabilirsiniz.

denizci olarak cevap vereyim:
çapa ( demir) ve zincirin ağırlığı ile tekneler suda sabit durabilir. ancak akıntı ve rüzgar demir tarama diye tabir edilen demirin ve dolayısıyla teknenin sürüklenmesine neden olabilir. bu durumda müdahele edecek kişi olmazsa tekne başıboş kalıp kayalıklara çarpar veya oturur.

ayrıca denizde sahipsiz olarak bulunan tekne gemi yat gibi araçlar bulan kişiye aittir. sahipsiz bırakılıp ve bunun da ispatı yapılırsa tekne elden çıkabilir.

Türkiye'de hangi nehre tekne sokmayı planlıyorsunuz? Uygun nehir veya tekne olduğunu sanmıyorum

satmadığın sürece şirket kar payı dağıtırsa öyle bir kazanç elde edebilirsin.(bkz: temettü) şirket kar etmezse veya satışları düşerse hissenin fiyatı ve büyük ihtimalle dağıtacağı kar payı düşer.

diğer iki sorunun cevabını bilmiyorum.

Şirketler ne sıklıkla kar payı dağıtıyor? Hissedarlarına kar payı dağıtmayan şirketler de mi var? Satmayı düşünmediğim sürece hisse fiyatının düşmesi bana zararlı olmaz, değil mi, sadece kar payım azalır? Bütün bu düşüş ve çıkışları, kar payımın ne kadar olacağını falan hesaplayıp takip etmem gerekir mi böyle bir yatırım yaparsam?

"Sahip olduğum küçük hisse bana sorumluluk, iş yükler mi?"
hayır

hisseler genellikle senede bir defa dağıtırlar.satmadığın sürece zararın olmaz tabiki :) hissenin fiyatının düşmesi her zaman karının da azaldığı anlamına gelmez.borsa da genel bir düşüş vardır onunla alakalı olabilir.ben hisseyi alıp ömrümün sonuna kadar bekleyeceğim diyorsan düşüş ve çıkışları takip etmen gerekmez ama kendini şartlayıp sonuna kadar bir hissede durmak mantıklı olmayabilir.Ayrıca tek bir hisseye tüm paranı bağlamanda riski arttırır.kendine birkaç hisse seçip bunlara dağıtırsan riskini azaltmış olursun.

www.hisse.net

bu başlığın sahibi kendine her sene kar payı dağıtan 25 tane şirket seçmiş ve bunlardan portföy oluşturmuş.senin için yararlı olabilir.

Asilov; her sene yapılmadığı kısmı biraz kafa karıştırıcı. Öncesinde belirli olmuyor mu bu şirketlerin temettü dağıtıp dağıtmayacağı, ne sıklıkla dağıtacağı? Çok ciddi gelirler olmadığını söylemişsiniz ancak benim zaten ciddi bir gelir beklentim yok, yatırım yapacağım, bu kadar küçük bir paraya ya ucuz bir yerden arsa falan alacağım ya da bir şirkete bağlayacağım, şirkete bağlamak daha mantıklı değil mi bu durumda? Bu kadarcık para ile yapılan yatırım sonucu kar payı ne kadar eder tahminen, bir rakam verebilir misiniz?

Evet, yasak. Hatta Turkiye'de -gercek- kilic imali falan da yasak yanlis okumadiysam.

ben almıştım gittigidiyor'dan bi tane. eğer yasaksa orada da satılmaması lazımdı.

mevzuata göre yasak. ama kontrole bağlı. gümrük sınırını aşan + mevzuata aykırı bıçak sipariş edip eline ulaşan var. düşün yani hem yasak hem gümrük vergisi alınmıyor. ama katanayı da boş geçmezler herhalde.

gittigidiyorda gümrük sıkıntısı yok ki. satan adam bir şekilde sokmuş. veya düz alıp kendi sivrileştirmiş veya kendi yapmış da olabilir. yurtdışı ile yurtiçini kartıştırmamak gerek.

ne olduğu üzerinde açıkça yazarsa gelmez, süs amaçlı olduğunu gösterir ibareler taşıyorsa, replika veya toy diye sınıflandırılarak gönderilirse belki ulaşır ama kuvvetle muhtemel takılır (en azından kesin gelmez değil)

Bu tip şeyleri yanında getirmek daha kolay. ben valizimde 8 kilo, çift ağızlı battle ready balta getirmiştim misal herhangi bir sorun yaşamadan.

rygard; Valizde getirsem havaalanında sorun çıkmaz mı?

şans işi tamamen. x-ray'de bu ne diye sordular, oyuncak elbette ne olacak diye tersleyip geçtim ben. Şimdi olsa yapmam, gereksiz risk (bu arada risk derken, eşyayı kaybedebilirsin, yani çantanda gizli sokmaya çalışmadığın, zaten deklare ettiğin bir kılıç var diye kimse çıplak üst araması yapıp gözaltına falan almaz seni)

getireceğin aleti süs eşyası diye deklare edip fatura üzerinden gümrük vergisi ödemeyi deneyebilirsin. Bunun dışındaki metodlar muhtemelen hüsranla biter.

güvenli kip'te açmayı dener misin?

Sistem onarma yapmalısın. Diğer türlü autoruns programını indir, başlangıç programlarında windiws ile ilgili olanları sil.

Kullanılmamalı.

Peki cümlenin sonundaki noktadan sonra boşluk gelir mi?
"... us. " mu yoksa "... us." mu?

bir üstteki soruna cevap: hayır.

sadece tırnak açma ve parantez açma noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakılmaz.

Uygulamaları çok uzun zaman önce kaldırdım, kaldırırken ön belleği temizlemedim. Bu saatten sonra yapabileceğim bir şey yok mu?

Link2sd yi yükledim, teşekkür ederim, ancak hala beni rahatsız ediyor telefonun durumu.

telefon s2 ise (diger samsunglarda var mi ayni sey bilmiyorum) soyle bir sey var
www.guyrutenberg.com

ön cam evet, dağılmaması için özel yapılır. yan camlar için aynı şey geçerli değil, güvenlik yüzünden. tabi ön cam kırılması durumunda dağılmıyor ama o kırılan parçalar kesemez diye bir şey yok :)

darbe yediği için
basınçtan dolayı
milletin neden kaşı dudağı patlıyorsa anı sebepten. yumruk atanın eli parçalanmıyor sonuçta

evet cam kirildigindada butun olarak duruyor ama yine de ince ince igne gibi cam kiriklari her yere dagiliyor. onlar batiyor vucuduna.

Darbe yüzünden, kesin bir maddenin kesmesi yüzünden değil. kesilmiyor, parçalanıyor.
O hızda düz beton duvara da çarpsan derin parçalanır.

Alternatif akım doğrusal akıma göre daha kolay değişkenlik gösterebildiği için. Yani şöyle, elektrik üretildiğinde çok yüksek gerilimle ve düşük dirençle dağıtılır (direnç düşük olduğu için daha ince kablolar kullanmak da mümkündür) daha sonra trafolar ile gerilim değiştirilerek dağıtım devam eder, eve gelen elektrik için de sokaklarda gördüğümüz trafolar ile bu gerilim 220V'a düşürülür ve dağıtılır. Örneğin sanayiye de 380V dağıtılıyor. Bu değişkenliği sağlayabilmek ve trafoları kullanabilmek için AC daha uygun.

1) elektriği yüksek gerilim/düşük akım ile iletmek daha hesaplıdır.
2) AC yi bütüyüp küçültmek daha kolaydır.

3) Akımın saniyede onlarca ileri geri gitmesinin bir faydası yok. Elektriğin, tirbünlerin dönmesinden elde edilmesinin doğal sonucu bu. Faydası değil bazen zararı olur. elektronik sistemler AC yi DC ye çevirip kullanırlar.

Doğru akımı kilometrelerce iletmek için çok kalın kablo gerekir, çünkü uzun kablo doğru akımdan dolayı çok ısınır, hatta yanar, bunun için çok kalın kablo lazım o da aşırı maliyetli ve pratikte imkansız olur. bir grafik üzerinden kablodaki hareket şekline de bakarsan daha iyi alamana yardımcı olur.

Farklı avantajları mevcut. Kesinlikle ac olacak diye şart yok. Bazı ülkelerde çok uzun mesafelere yer altı kablolarıyla ve doğru akımla iletim yapıyorlar. Sonuç olarak bazen altyapıyla ve üretim teknolojisiyle de alakalı olabiliyor.

Pratik bir cevap vereyim alternatif akımda gerilim sabit olmadığı için üzerinden geçtiği kabloyu doğru akım kadar ısıtmaz. Isı kaybı az olunca da iletim maliyeti düşüyor.

Veriyi indirdiğin diske yazamamış. Ya disk dolu ya da bir sorun yaşamış.

Hard disk hatası gibi görünüyor. check disk yapmanı öneririm.

teknikekip, bu sürücüde hiçbir hata bulamadık diyor. Ne yapsam?

Aynı anda fazla Torrent aktif olursa ve Hdd yavaşsa böyle olabiliyor. En azından bendeki sebebi buydu.

usb diske mi indirmeye çalışıyordunuz?
onun yerine c ye indirin ama bittikten sonra taşı seçeneğini aktif hale getirin.

Tek bir torrent, ama içeriğinde 20 şer dakikalık 170 bölüm var, dizi. Hdd yavaş mıdır bilmiyorum, bilgisayar yeni aslında ama pek anlamıyorum gördüğünüz üzere.

Bilgisayarda bir klasör açtım ve ona indiriyorum.

Ne yapayım, vaz mı geçeyim? Silip başka bir yere tekrar mı indirmeye başlayayım?

ÖNEMLİ NOT; Yurt interneti. Bizim katınkini kullanan en fazla 25 kişi vardır şu an.

Bu hata genelde torrent'in kaydedilmeye başladığı esnada klasör değiştirilirse falan çıkıyor.
Çekilen dosyaları başka bir klasöre taşı..
Daha sonra torrent'i taşıdığın bu klasörü gösterecek şekilde ayarla..
Ardından torrente client içindeyken sağ tıklayıp bi file check tarzı kontrol et.. (İsmini tam hatırlamıyorum.)
Yeni klasörde çekilenleri kontrol edip, kalanları düzgünce çekmeye devam edecek..

C'ye indirmeye çalışıyorsanız Torrent yazılımının yönetici olarak çalışıtırılması gerekebilir. Windows kullanıcı hesabı denetimi izin vermiyor olabilir.

50 güncelleme olmuyor, kendi kendisine update edemiyor, sonra senin yine sağ alt köşeye gidip simgeye tıklayıp kurulum yapman gerekiyor, başarılı yazısını görmeden kurulmuş sayılmaz. Güncelleme sonunda bir web sayfasında test edecek.

Sağ alt köşede simge bile yok ki. Devamlı bir uyarı çıkıyor, bilgisayarınızda yapmak istediği değişikliklere izin veriyor musunuz diye. İzin veriyorum, on dakika sonra tekrar soruyor. Ne yapayım şimdi ben?

O zaman arama çubuğundan java'yı arayın check for updates ile yapmayı deneyin veya configure java sekmesine gelip, oradan güncelleyin veya otomatik güncellemeleri kapatın.

Sanırım kesin çözümse program kaldırdan javayı kaldırıp, bilgisayarı yeniden başlatıp sitesinden tekrar indirip kurmak.

Kac yasinda? Kisirlastirma islemi yapildi mi?

odada böcük vardır. odada su kaçağı vardır. odada bir şeyden rahatsız. odaya parfüm sık. oda oda oda.

4 yaşında. Kısırlaştırılmadı, ama öyle kızgınlık dönemi miyavlamalarından değil.

Problem odada, yere eğil bir bak bakalım. Alamadığı bir şey vardır belki, kafayı takmıştır.

Hiçbir şey yok gibi odada. Her yere gayet yetişebilir, parfüm de sıktım, perdelerin arasına kadar baktım böcek falan da yok. Anlamadım.

Bi ihtimal henuz kizginlik doneminde gibi gorunmese bile yaklasmis olabilir. O da anlamiyodur noldugunu. Boyle acayip hareketlerden sonra kizginliga girdi bizim kedi çünkü

Seed var mı? Bazı yurtlarda torrenti engelliyorlar.

Yok, engelli o zaman. Ne yapsam? Var mı bir yolu yordamı?

Edit, aslında engelli olamaz. Sabah çok az indirmişti, sonra problem çıkardı ve silmek zorunda kaldım.

valla yapacak bir şey yok başka bir torrent bulacaksın.

Altyazılı olsun istedim de bulması problem oldu, nihayet buldum ama. Çok teşekkür ederim.

incendies

MAR ADENTRO

Küf geldi benim aklıma, Ali Aydın'ın.

incendies +1
tam istediğin gibi

detachment
precious
million dollar baby


bu yazdıklarımın hepsinde ağlamış ve bir süre kendime gelememişimdir

www.imdb.com

amores perros ftw

biutiful +1k

net. aç izle hiç sorgulama bile.

(bkz: seven pounds)

Çaykur Tiryaki

adaçayı
earl grey

ıhlamur

Annemin demlediği siyah çay. Bi' değişik oluyor. İçine mi tükürüyor nedir sırrını çözemedik.
Yeşil çayı da severim. Karanfil ve tarçınla demliyorum onu da.
Rezene de güzel bir arkadaşımız.

tirebolu 42, çaykur.

Lipton Early Grey Tea Bergamot Aromalı.

Tomurcuk

Sütlü Earl Grey.

beyazçay-gül haramanı,
yeşilçay nane
yeşil çay (çin) yasemin limon

papatya, yasminli yesil cay, chai.

bu ucu arasinda degisiyor surekli ictigim caylar. bir ay bitanesi oteki ay oburu.

turkiye'de yasasam adacayi da icerdim surekli

klasik sade ucuz olan her yerde bulunan cay.
amk utanmasaniz "sutlu bademli cay" yazacaksiniz.
balikesire giderken bir koy kahvenesine ugramastim. ince bardakta uzerinde karincarin gezdigi tahta masada demli bir cay icmistim. hala tadi damagimda. ayrica o 50 kurusluk cay bu yazilanlarin hepsine diz cokturur tobe dilettirir.

çaykur filiz

ya biliyor musunuz, ben omrumde hic cay icmedim.

gimpet malt pastası www.google.com.tr şu diş macunu tüpü şeklinde olan bahsettiği şey olabilir. kedinin tüy kusmasını tüy topağı yuttuğunda hasta olmasını önlüyor ama eczanede değil petshopda olur.

o macunu haftada 1 kez 3 4 cmi geçmeyecek kadar versen kâfi. hem kusmaları duruyor hem de tadını çok seviyorlar :)

normalde santrançda çok iyi bir usta ile oynadığınızda bir kaç elde sizi şah mat yapması çok büyük bir olasılıkdır çünkü aynı dizilim ve sayıda taşlarınız vardır, go da bu sorunu halledebilmek için zayıf/az tecrübeli kişi tahtaya ek taşlar koyarak başlar, buna handikap denir.

eskiden mahallede maç yaparken olm siz çok güçlü oldunuz mızıkçılığına verilen taam lan taam size 3 avans denmesi ile aynı.

handikap için kaç taş kullanılacağı kişilerin dereceleri arasındaki farkı hesaplayarak bulursunuz (7kyu - 3kyu = 4kyu = 4lü handikap) tahta üzerinde 9 handikap için yerler belirlidir, eğer farkınız 9 dan daha fazla ise bu durumda diğer taşları tahtanın istediğiniz yerine yerleştirebilirsiniz.

Edit: matematiğime ....

kardeşçik annanem beyaz leblebi yerdi ama yanıltmak istemem

gecmis olsun yarim cay kasigi karbonati(soydum bikarbonat olanini) bir bardak suya atip icerse yanmayi kesicektir.
bunun yerine soguk bir bardak sifir yagli sut de icebilir. yag olmamasi onemli cunku yagli sut once rahatlatip sonra yagi parcalamak isteyen midenin asit miktarini arttirmasiyla zarar vermeye basliyor.
sekersiz sakiz cignemesi de daha fazla tukuruk yutup midenin asiditesini azaltarak gunu rahat atlatmasina yardimci olur.

bitki çayı; ıhlamur, ada çayı olabilir.

karbonat formulünü ben de tavsiye ederim. gastritim var, arada içiyorum. bir de yastığını yüksek yapıp yatsın. mümkünse birkaç yastık kullansın. geçmiş olsun.

maden suyu da iyi gelir.